wd'den şaşma. bugüne kadar kullandığım tüm seagate'ler birkaç sene sonra durduk yere bozuldu, wd'ler hiç yarı yolda bırakmadı. Gerekirse toshiba al ama seagate'e bulaşma.

çok büyük fiyat farkı yoksa WD al.

İkisinin de durduğu yerde bozulan ürünleri oluyor bu şans gerçekten (üretim hatası denk geliyor vs.) Fakat Seagate'lerin yazma ömrüyle ilgili bir sıkıntısı vardı, düzeldi mi bilmiyorum. Ha bir kere yazılıp (depolanıp) bekleyen şey bence bişey olmaz ama yine de WD ortalamada daha çok güven verdi bana. Birçok disk sahibiyim.

Not: mümkünse 3.5" WD Elements tarzı bir şey alın. 2.5" olanları her yere taşıyorsunuz okey ama tam bu portatiflikten dolayı bozulmaya daha meyilliler. (düşme çarpma vs)

3 wd hdd yere düşüp bozuldu (ayrı zamanlarda). şuan bi wd bi sg var. yedekleyeceğim veriyi ikisine de yüklüyorum çünkü güvenim sıfır. hatta o kadar güvenmiyorum ki bi de cloud a yedekliyorum.

eski işyerimde çeşitli nas'larda seagate server serilerinden (isimlerini hatırlayamadım üstünde kurt kartal vb olanlardan) 20-40TB diskleri kullanıyorduk, sorun yaşamadık. evde de basic bi usb3.0 seagate 1tb, yüzde doksan küsür dolu halde 5+ yıldır desktop pc'ye takılı durumda. hafif kablo oynamalarında kopup geri gelmesi haricinde sıkıntı yaşamadım. yanında da yeni bir basic toshiba 2 tb bir disk bağlı, defalarca yazılıp silinen iyice fragmante olmuş seagate'in bağlantı ve kopyalama hızı bundan bariz daha iyi. wd hariciler ile 2010'lu yıllarda iki kötü tecrübem oldu sonrasında hiç almadım o yüzden bir şey söyleyemiyorum ama o da iyidir muhtemelen.

seagate vardi kucuk kendi kendine bozuldu. kucuk diskler cok kolay bozuluyormus eger SSD degilse.

O yuzden kucuk alacaksan mutlaka SSD al, cok yer lazimsa o zaman buyuk al mutlaka, bende seagate bozulduktan sonra WD diyorum.

yüksek model alırsan hepsi iyi. kötü üretim yapan şirketler zaten piyasada tutunamıyor. seagate dediğin adamlar 90'ların başından beri üretim yapıyor.

para yalan söylemez. en pahalısını al. elbette bizdeki fiyatlarla değil. ebay ve amazon fiyatlarıyla karşılaştırarak. bir de, muhakkak vardır anandtech'te, endurance bazlı disk testleri falan. onlara da bak.

bir de, yedeksiz olmaz. her sistem muhakkak bir gün patlar. önemli dosyaları ikisi fiziki biri bulut olmak üzere üç kopya sakla. daha dün 2 tb enterprise diskim patladı durduk yere. bildiğin çalışmıyor. içindeki şeylerin yedeği vardı. ama disk parasına üzüldüm.

seagate uzun bi süredir western digital (wd)’nin. o yüzden çok bi farkları yok diye düşünüyorm. 3-4 senedir de ssd’sini harici. disk olarak kullanıyorum. bi sorun yok.

toshiba kullanmada ne kullanırsan kullan.

WD bana daha güvenli geliyor Seagate'e göre. Ama bunlar tamamen şans işi.

Fakat ne olursa olsun lütfen iki adet hard disk alın. Hard disk dediğiniz şey Rolls Royce marka bile olsa bir gün bozulabilir. Çocukların tüm fotoğrafları yok olur gider, çok üzülürsünüz.

Bütçenizin yettiği diskten iki adet alın, ikisine de yedekleyin. Biri bozulunca diğer yaşıyor olacak.

seagate - samsung - wd nin harici hddleri var şuan elimde uzun yıllar kullandığım. kamera kaydı için, xbox için, tv için, dosya yedekleme için de 2 tane..

Şimdiye kadar hiç biri bozulmadı. Bazısı 10 yıllık. en yenisi 5 yıllık. Kullanımla da ilgili olabilir.

Ama benim de genel duyumum wd nin daha iyi olduğu.

Edit: Seagate 10 yıllıkmış :3 lise, üniversite, 4 şehir, 3 ülke gördü bu arkadaş. Sıkıntısız çalışıyor hala. Kesin böyle dedim ye bozulur yakında aw

başlığı görüp duyuruyu açana kadar uyumsoft önerecektim, baktım en başta onu demişsiniz korkunç diye.

hem kendim e-smm kesmek için kullanıyorum, hem mükelleflerimin e-fatura, e-defter entegratörü olarak kullanıyor ve de kullandırıyorum. çok da memnunum. neresini korkunç bulduğunuzu anlayamadım.

eko cari diye saçma sapan bir ön muhasebe programları var, onu diyorsanız evet rezalet. ama portal son derece düzgün. en bu işlerden anlamayan mükellefim bile girip e-fatura kesebiliyor.

@kibritsuyu,

tevkifat kodunu ezberlemem gerekiyor, e-smm abonesi oluyorsunuz ama menüde bi sürü işime yaramayan kalabalık var.
öte yandan, kullanırken de öyle, stopajlu brütünü hesaplayıp onu görmek gerekiyor ki makbuzu hesaplasın. netten hesaplayamamamak saçma. girdim baktım hala aynı arayüz. paraşüt o açıdan tertemizdi mesela.

Mükellef'e bakabilirsiniz belki.

@plutongezegendegilmi, ya mükellef aylık 699 diyo. aşşırı değil mi? yıllık 1475’i beğenmiyordum ben.

Qnb Finansbank kullanıyorum. Üstelik e-imza tokeni ile ilk tanımlamayı yaptıktan sonra sisteme girerken bir daha istemiyor. Gayet memnunum.

Kendim kesiyorum elektronik imzamla. Aslında çok kolay,ilk kurulumu yaptıktan sonra, gerisi çok pratik.

Nes Portal

Arama ve SMS yapamazsın, sadece iPhone'un varsa Bluetooth üzerinden iPhone seni telsiz gibi konuşturur.

malheiros un dediği wifi ile aramayı cellular olmayan iPad’ler de yapıyor bu arada. Cellularin tek farkı hattın internetini kullanabilmesi.

Telefon için Skype ya da Viber gibi appler kullanabilirsiniz.

ne saçma bişey öyle , arama yapamıyorsan ne diye hatlı model çıkartırlar !

ipad bir tablet, telefon değil. cellular olması da data hattıyla, wifi gerekmeksizin her an internete bağlı olabilmeniz anlamına gelir.

monofobi üzerine uzmanlaşmış terapist bilmiyorum ama anadolu yakasında lumos psikoloji’yi tavsiye edebilirim. yerleri bağdat cd. selamiçeşme’de.

www.lumospsikoloji.com adresinde terapistlerin bilgileri ve iletişim detaylarının olması lazımdı.

böyle yağmurlu havada yürüyüş ya da koşu yapmak için giyilir gibi geldi. günlük kullanım için uygun değil sanki.

tabi ki de bu benim görüşüm.

kullanılır bence dümdüz mont işte etrafta sanki daha renkli mont giyenler yok mu

niye sırıtırmış? mis gibi mont, umarım mor diye dememiştir.

bana da normal bir mont geldi.
istanbul kisi siritir denince cok kalin bir sey beklemistim.
goruntu olarak bakinca bi garipligi yok

Fransa'nın resmen decathlon sponsorlugunda yaşayan sehrindeyim, birçok insan böyle şeyler giyiyor.

Yalniz ürün cok iyi değil ben size söyleyeyim. Hanima daha yeni aldik decathlon bunlara falan baktim o cepler vs hosumuza gitmedi.
Eger usumekten korkuyorsaniz size tavsiyem polar üstüne su gecirmez yagmurluk almaniz.

Ben de sandım ki itfaiyeci turuncusu, reflektörlü falan bir mont çıkacak. Mis gibi giyilir.

www.decathlon.com.tr Şuna bir dönüp bakarım mesela.

yerine koyacak olduktan sonra bir sikinti olmaz.

evsahibi ile görüşüp dolapları söktürme ve çöpe atma masrafını karşılayacağınızı belirtirseniz bunu da kabul edebilir. 4 aydır evin kaybettiği kira gelirine değmez bence o dolapların maliyeti.

@orpheus,
ben de size katılıyorum. fakat biraz takıklar anladığım kadarıyla. bizden başka bakanlar da aynı sebepten tutmamışlar. hatta ısrar etmeyin demiş sanırım ev sahibi en sonunda emlakçıya. kaldı ki ben çöpe de atmak istemiyorum, depoda dursun yarın bir gün çıkıyor olursak şayet iyi durumdalarsa taktırırım değillerse yaptırırım diye düşünüyorum.

bu arada ileride eve donmeyi dusunuyor olabilirler mi? belki bu yuzden tutmak istiyorlardir. sonradan beklenmedik bir anda evden cikin diyebilirler gibi geldi.

tabi sadace dolaplara cok para harcamis da olabilirler.

hocam dolap nasıl bir şey bilmiyorum ama kimse bu yükün altına girmek istemediğine göre pimpirikli bi ev sahibi olabilir, ben de uğraşmazdım. yok depoda çizildi, yok takarken kırıldı çatladı, bilmemne bir ton stres. ne gerek var boşver gitsin bence. bundan 3-4 sene sonra bi dolap yaptırma maliyeti 30-40 bine çıkarsa sonra bi ton boşuna masraf yapmış olursunuz. adam söktürsün öyle girin bence.

@lemmiwinks: yani malsahiplerinin çocukları yakın vadede oturmayacak diye söylendi. böyle bi planları yok hatta kira gelirine ihtiyaçları var. dolaplar dandik mdf. bi odadakiler kırık dökük hatta.

@roketadam: uyarı için teşekkürler. 30-40 bin liralık malzeme değil kullanılan şey. yani depozitonun üzerine biraz daha koyarım gerekirse çıkarken o dert değil. o. evi zaten öyle veremeyecekler. bizim de vaktimiz daraldı.

Hocam bugün dolaba takan yarın nelere takmaz diyorum ben. Yoksa dediğin mantıklı, sökersin çıkarken takarsın. Ama uğraşılmaz böyle insanlarla.

3 biontech
Simdiye kadar pozitif olmadim/hastalik belirtisi gostermedim

2 biontech

3 biontech
Evden hiç çıkmıyorum 2 yıldır insana hasretim :)

2 kere.

3 doz aşı oldum. işim gereği haftada belki 100’lerce kişiyle temas ediyorum. pandemi başladığından beri 100’e yakın defa pcr testi oldum. ilk kez geçen hafta tesadüfen iş öncesinde kontrol testinde pozitif çıktım. neredeyse sıfır semptomla geçiriyorum. neredeyse dememin sebebi varolan semptomlarım (şimdi geçtiler) testim pozitif çıkmasaydı tek başına covide bağlayamayacağım ufak tefek şeylerdi.

0

3 doz biontech, 0 pozitif

2 moderna bir biontech.

3 biontech (sonuncusu aralık ayının son haftasıydı sanırım)
1 kez pozitif (dün itibariyle)

0

3 biontech, covirgin.

3 biontech, (bildiğim kadarıyla, belirtisiz atlatmadıysam) covirgin.
Dördüncü dozu da yaptırırım yakında.

3 biontech
İlk aşı öncesinde covid geçirdim

Aşı çıkmadan önce bir kere hastalık geçirdim (yatarak tedavi aldım), sonrasında 3 biontech aşı

4 sinovac. Covid olmadim hic.

2 sino
2 bion
Covid
1 ay sonra 1 tane daha bion

4 sino - covirgin

5

3 doz biontech. 2.aşıdan sonra covidi hafif atlattım.

3 biontech.

biz hepimiz biontech :))

2 sino
2 bion
0 covid +

yani istanbuldan çok emin değilim. satışlar yavaşladı ve hatta durdu bile özellikle kadıköyde. fiyatlar artar ama satışlar azalmaya devam eder artarsa. bence yaza kadar biraz düşmesi mümkün fiyatların. kiralamalarda da bir tıkanıklık var. şu an acayip bir arz var boş daireler tarafında. aynı kriterlerde 40 kiralık varsa 700 hatta 1000 satılık var.

pandemiden ötürü yeni daire arzı (tamamlanan kentsel dönüşümler) yavaşlamıştı. geçen mayıstan beri büyük bir hızla biten / bitmeye yaklaşan inşaatlar var. açıkçası ben kiraların ve satış fiyatlarının da yaza kadar biraz düşeceğini hissediyorum. kaydadeğer bir düşüş olmayabilir. üniversite kayıt dönemi / evlenenlerin ev tuttuğu vakitler özellikle kiralar yine biraz yükselirler.

fakat şu an yeni daireleri biten mal sahipleri de tl nin değer kaybı ve enflasyon neticesinde kiraların yükselmesini ya da hali hazırda şişik olan fiyattan satmayı umuyor oldukları için kira arzı özellikle sıkıntılı.

enteresan olarak buna bir tepki de gelişti gibi, özellikle aylardır kapış kapış giden kiralık ve satılıklara rağmen iki aydır ilanlardaki evler (üstelik kiralık çok az olmasına rağmen) kıpırdamıyor gibi.

Artık istanbul'da konut fiyatlarında hep artış olacak. Göç çok fazla. Ev sayısı yetersiz.

Göç neye göre çok fazla anlamadım, geçen sene nüfusta düşüş dahi vardı.

Konutlar sadece tl bazında değil, döviz bazında da çok hızlı arttı. Artışın yada azalışın döviz artışıyla değil, arz-talep dengesiyle belirleneceğini düşünüyorum. Kar amaçlı gayrimenkul alanlar karı realize etmek için satacaklar, satış çok olursa bir miktar geriler yada uzun süre sabit gidebilir.

13-16 lı yıllarda da çok hızlı yükselmişti daha sonra 17 nin sonuyla beraber 2020 deki faiz kararına kadar yatay gitmişti.

@ ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar:
şu an aynı pattern bence tekrarlanıyor. 2013-2016 arasındaki durumu tekrar yaşıyoruz gibi. 2022’de böyle devam etse 2023 gibi fiyatlarda düşüş olur.

biz o dönem şu an oturduğumuz muhitte önceki senenin yarısı kirada ev bulmuştuk. şu anki fiyatlar ülkenin ekonomik gerçekliği ile örtüşmüyor.

13-16 arası müthiş bir konut arzı vardı, şimdi o arz yok. tek tük proje ve kentsel dönüşüm hariç yeni bina yapılmıyor. yapılanlar da müthiş pahalı.

ayrıca o dönem mevduata verilen reel faiz bu kadar kötü değildi ve enflasyon stabildi.

şimdi hem arz, hem de tlye -30 puan negatif mevduat faizi veriliyor, diğer yandan enflasyon deli gibi artıyor.

bütün koşullar konut fiyatlarını artması için uygun şu an. bu süreç en az 1-2 yıl daha devam eder.

@sir thomas more: şimdi kadıköyde en azından yine aynı arza yaklaşılmak üzere. bitmek üzere olan inşaatlarda kiralık çıkacağını düşünüyorum tabi. gerçi hepsi satılık çıkıyor şişik fiyatlar sebebiyle fakat satışlar durduğu için bir noktada kiralığa dönecekler ve fiyatlar biraz olsun normalleşmeye başlar gibi geliyor.

Göç neye göre fazla diyenler başka bir şehirde yaşıyorlar sanırım. Doların yükselmesiyle birlikte İstanbul avrupalı ve abd'li expat doldu. Şehir onlar için çok ucuz. Ayrıca rusya ve ukrayna'dan da gelenler olacaktır. Şehir zaten 16 milyon, öğrenci ve expatlarla birlikte 20 milyona yakın. Dünyanın en kalanalık 10 şehrinden birinde ev fiyatlarının düşmesini beklemek hiç mantıklı değil.

@Yoq bazıları emlak balonunun patlamasını yok pahasına almak zannediyor. Böyle bir şey olması mümkün değil. 2017-2020 arasında emlak balonu zaten patlamıştı, özellikle 2020 ilk yarısında dolar bazında inanılmaz düşüktü. O dönem nakiti olan almalıydı, siz de almalıydunız.

@sir thomas moore 13-16 da arz yükselirken de fiyatlar artıyordu zaten. Fiyatlar artarken yani alım bölgesi oluştuğunda arz artmaya başlar.
Bu ülkede bir malın fiyatının düşmesi demek,aslında yatay gitmesi demek oluyor. Bugün müthiş pahalı dediğiniz yerler 2026 lara kadar yatay gitse normalleşir.

@garylineker expatlar zaten evlerini almadılar mı?

Karta bağlamak için direkt bankanızdan alın. PTT ürününde böyle bir seçenek yoktu diye hatırlıyorum.

@himmet dayı: son güncelleme ile ptt’nin hgs uygulamasından talimat verilebiliyormuş ama banka kartları da oluyor mu onu merak ediyorum.

Canlı destekten sordum şimdi. Banka kartı ve kredi kartıyla talimat veriliyormuş.

Madem bankamatik karta bağlayacaksınız, yani madem bir banka kullanıyorsunuz, PTT gidip de saatlerinizi boşa harcamayın bence.

Banka uygulamasından iki tıkla başvurursunuz ve etiketiniz adresinize kadar gelir, HGS tanımlandığı için de etiket olmadan geçiş yapsanız da plakadan düşer.

şu dönem kredi ile ev almak için iyi bir dönem mi iyice düşünün derim. krediler hep iki katı civarı geri ödemelere denk geliyor. ilerde o evi satarken o kadar eder mi, kirada otursanız kredi faizleri düşene kadar (düşerse tabi) daha mantıklı olur mu vs…

Sıfır ev almak zor olsa bile sanırım 0.99 kredi fikri hala cazip
Ben konut fiyatının düşeceğine çok inanmıyorum , dolar kuru düşmedikçe.
O nedenle ev sahibi olmak her zaman iyidir, yeter ki düşük faizli kredi bulabilin

Geçen perşembe 1.2 den çektim. Asıl sıkıntı alacağınız eve mutahhit ne kadar izin veriyor, çünku ek vergi falan çıkıyormus bu yüzden 1 trilyonluk eve bir trilyon cektirmiyorlar haaberiniz olsun. Kredi de sıkıntı olmaz bence notum 1380 e kadar düşmüs o gün ogrendimm çıktı yani kefil de vermedim.

kamu bankalarına gidin, artan ödemeli veya ara ödemeli seçenekler var.

oturmak için alıyorsanız konut kredisi her zaman alınır, alınmalı, alın.

O hollandalı olduğu için flört etmek ve sosyalleşmek kavramları biraz içiçe geçmiş olabilir ama flörte daha çok benziyor. Fört olmasa bile yürümemen için bir engel yok bence. Tatlı da diyosun. Kadınlarının tam tersine erkekleri biraz çirkin gelse de bana gider diyosan eğer hiç kaçırma.

Yatak odası sesine gelince, utanacak hiçbir şey yok. Kadınlarının bile efil efil yellendiği bi kültürde erkeği böyle şeyleri hiç sallamaz.

@IncredibleMau yatak odası sesini duymasının şöyle bi etkisi de var, abi direkt bana "sevişiriz bunla ya" diye yürümüş olabilir gibi? Çok mu Türk kafası olur bu bilemedim ama..

Hiç sanmam! Hatta senin örnekte aklına ilk gelecek şeyin bu olmadığına eminim. Her ihtimali değerlendiriyo ince eleyip sık doluyosan eğer exotic bir tat peşinde de olabilir.

Bende bir yurume yok. yatak odası sesini duyup ta sevisirsz bunla diyeceğini de sanmıyorum

adam komşusu ile medeni ve kibar bir şekilde konusmus bence

Bi daha gorustugunde parti sesleriniz geliyor deyip davet ettir kendini. Hem daha rahat bi ortam olusur hem de adami gozlemlemis/tanimis olursun.

Adam seni dışarıda bir yerde görse muhtemelen tanımaz bile, medeni bi komşu sadece.

Sen mi üst komşusun adam mı?
“ üst komşum hollandalı bir bey” buradan onun üst komşu olduğu anlaşılıyor.
“ beni görünce çok heyecanlı şekilde "aa sen üst komşum musun, ben x"; dedi.” buradan ise sen üst komşusun gibi anlaşılıyor.

Bu kafa karışıklığının haricinde adam sana yürümemiş. Yatak odası seslerimi duymak da genelde insanları irrite eden bişey olduğu için duyup da oh kesin yatarız deme ihtimali çok düşük. Sen yürümek istiyosan eline koz da vermiş, ampülümü değiştirir misin diye sormak için telefonunu iste direkt bence.

yürümeden sempatik davranmış gibi geldi bana.

tabii bu yürümeyeceği ya da yüründüğünde karşılık vermeyeceği anlamına gelmez ama şu anda bir yürüme yok gibi.

yurtdışında özellikle hollandada vs. komşularla sosyalleşme çok yaygın. biz türkiyede genel olarak yabani insanlarla beraber yaşadığımız ya da insanlar genelde hayatta kalmanın ötesinde bir şey amaçlayamadığı için bu tip şeylere alışkın değiliz ama normal bir davranış gibi geldi komşunuzunki. yürümüş olamaz mı, tabii ki olabilir. ama ben de kafa birine benziyosa komşum bu muhabbetleri kurmaya çalışırım. komşuyla bir gün oturup iki tek atıp lafın belini kırmak ayrı güzel oluyor.

Araç plakasını saklamayandan al.

vavacarsın sıkı kontrol ve denetim süreçleri var. ayrıca belli bir süre arkasında da duruyor arabanın. ancak niş modeller olmayabiliyor.

en ucuz genelde vavacarsta oluyor. alınır. ama daha uygun varsa sahibinden de alırdım ben

ben vava'dan aldım. Alırken sahibinden'deki benzer araçların fiyatına baktım. En ucuzu benim aldığım fiyattan 12 bin lira pahalıydı. Pazarlıkla 10 bin düşse bile vava'nın fiyatına gelmiyordu. Sahibinden'den almak için vava'ya göre en az bi 5-10 bin fiyat avantajı olması lazım. Öteki türlü direkt vava'dan alırım. Eksper derdi yok. Noter derdi yok. Araca 3 ay / 5 bin km mekanik garanti veriyorlar. Kapına kadar da teslim ediliyor. Beğenmezsen 14 günde iade edebiliyorsun. Bu avantajların hiçbiri sahibinden alırken olmuyor. Sahibinden almanın avantajı aracı almadan önce görebiliyorsun ve pazarlık yapabiliyorsun.

Ayrıca ne ilgisi var anlamadım ama vava'da araç plakası gizli değil.

araba vava'da ise oradan almak daha mantıklı. daha güvenli ve biraz için rahat oluyor o kadar para verince. ancak model sayısı sınırlı doğal olarak. kafanızda belli bir model vs varsa bulamayabilirsiniz.

Fiyat farkı çok yoksa kurumsal yerden almak tabi ki mantıklı, ama ben ne olursa olsun eksper yapmadan hiç bir yerden araç teslim almam.

bende araç alacağım, online vavaya bağlandım. bizim iddaamız en düşük fiyat dedi ki doğru ama fiyatta oynamıyor. aynı araç sahibindende 5 bin daha fazla ama onla pazarlık edibildim. fırsatları bekliyorum.

Allianz’ın paketleri var size uygun olanı seçebilirsiniz. Sağlık sigortası söz konusu olunca allianz öneriliyor. Sigortacım annemin kuzeniydi kendine bir üst paketi yapmıştı, bana da çok detaylı aktardı iç rahatılığıyla önerebiliyorum. Çevremde birkaç kişi daha yine allianz kullandı bu süreçte. Memnun olmayan duymadım. Normal zamanlarda da hastane ödemeyebilir bakın ona göre yaptırın diyor bazen bazı şeylere hop allianz ödüyor. Hiç sıkıntı yaşamadık şimdiye dek tamamlayıcı sigortalarımızda da.

Allianz bekleme süresi 12 ay.
12 aydan kısa olan bir tek Anadolu var benim bildiğim, o da 1 ay.

Allianz’ın kırmızı sarı vs gibi değişen paketleri var yakın arkadaşım bu ay yaptırdı bekleme süresi 5 ay. Ben şuan hamileyim önceki yıl nasıldı bütçemi aştığı için sormadım açıkçası detayları, sigortacınıza sorun.

allianz pakete göre değişmekle birlikte biz doğum teminatlı alsaydık 5 ay bekleme süremiz olacaktı. en düşük network 12 ay diğerleri 5 ay olması lazım. bi kontrol ettirin.

neyse bir yanlış anlama sonucu çocuk planladığımız bi dönemde yenilediğimiz sigortamıza bu teminatı ekletmedik. ve 1 sene daha ertelememek için bupa acıbademden ayrıca doğum sigortası yaptırdık. bu da sadece florence ve acıbademlerde geçerli. bu doğum sigortası sadece doğum için yapılıyor ve planlanan hamilelikten 5 ay önce başlaması gerekiyor.

bu arada genel olarak sağlık sigortasında en iyi allianz galiba. ama doğum sigortası özelinde bupa acıbadem de tavsiye ediliyor.

allianz yaptirmistik biz 5 ay bekleme suremiz vardi. tum kontrollerin ve yaptirdigimiz tum testlerin %80ini karsiladi doguma kadar. dogumu (sezaryen) tamamen karsiladi ekstra bir sey de cikarmadilar. bir tek dogum oncesi istenen pcr'i karsilamadi sigorta.

dogum sonrasinda da 2 hafta icinde onay verirseniz bebek direkt allianz bebegi olarak doguyor ve onun da ilk 2 doktor muayenesi, kalca utrasonu vs. gibi seyleri de karsiladi allianz. biz genel olarak memnun kaldik. tum kontrol testler ve dogumu da acibadem'de yaptik herhangi bir sorun yasamadik.

Hasekiye gidin

Doktora gidin, kimse size kuduz olmama garantisi veremez. Malumunuz kuduz tedavisi bulunmayan ve mortalitesi %100'e yakın bir hastalık. Bir aşıyla geçip gidecek bir şey için canı riske atmaya değmez.

Ya ama kendi köpeğim

Eğer hayvanı takip edebiliyorsanız aşı olmanıza gerek olmuyor. Çünkü hayvan kudurduğunda siz aşı olmaya giderseniz kuduz olmadan atlatabiliyorsunuz.

Yani sokakta ısırılsanız aşı olun derdim çünkü hayvanı tekrar bulamama sağlıklı olduğunu teyit edememe ihtimaliniz var. Ama evinizde köpeği gözlemleyebilirsiniz ve hastalanırsa aşıya gidebilirsiniz.

Kuduz vakası artık görülmüyor diye biliyorum ama bi araştırmanızda fayda var.

edit: hayvanı da 10 gün takip etmeniz gerekiyordu yanlış hatırlamıyorsam. Sonrasında risk kalmıyor.

@zimbirik: kuduz görülmüyor diye bir şey çok yok. özellikle köpek ısırıklarında takip mümkün değilse mutlaka aşı öneriliyor. şansa bırakamayacağınız bir sonuç söz konusu. görülmeme sebebi aşılama.

@euteamo bi bilen sizi şikayet etse kolluk kuvvetleri gelir zorla aşıya götürür. haberiniz olsun. ha köpek sahipli / kendinizin diye farklı bir uygulama söz konusu mu bilmiyorum. ama gerçekten tatavasız bir aşı, galiba 4 taneydi (olay günü ve 3-7-14. günler) olun kurtulun. her hastane yapmıyor. ama kuduz birimi ayrı oluyor yapanların 2 dk sürmüyor tüm işiniz.

Evet kendi köpeğim, antibiyotik alıcam, ve köpek zaten benimle uyuyor, kuduz olduğunu sanmıyorum.

10 ikimizi de gözlemlicem, teşekkürler

bir buçuk yaşında, kendi köpeğiniz nasıl kuduz olabilir?
eğer bütün gün sokakta tek başına dolaşıp, 2-3 günde bir size görünüyorsa mantıken "belki" olabilir.

"kuduz görülmüyor" ya da "olmama garantisi verilebilir" diye bir şey var ayrıca.
bir tane hayvanın kuduz olması o bölgenin karantinaya alınmasına neden olan bir şey.
sağda solda tesadüfen görülen bir hastalık değil, toplum sağlığını riske atacak düzeyde tehlikeli.
üstelik havadan da bulaşmıyor kuduz, tükürükle bulaşıyor.
yani köpeğinizin ısırılmış olması lazım.

son derece lüzumsuz ama aklınıza takılacaksa olun geçin.

geçmiş olsun.

sahipli ve asili ise sorun olmuyor.
eger sahipsiz ve takip edemeyeceginiz bir kopek/kedi ise 5 doz
sahipsiz ama takip edebileceginiz bir kopek/kedi ise 3 doz yapiliyor (10.gune denk geliyor)
siz veterinerize bir sorun. ilk doz kuduz yapildi, ikiciyi de yakinda olacak; benim kendi kopegim/kedim olsa dert etmem. yara yerini iyice sabunlu suyla yikar, baticonlarim. bazi yaralar iltihaplanabiliyor, bu nedenle veterineriniz arayip hangi kremi kullanabileceginizi sorabilirsiniz, mutlaka yonlendirecektir.

ha eger ki kopegim genel olarak disarda kendi halinde dolaniyorsa, kirsalda yasiyorsaniz gibi gibi durumlar varsa gider asimi olurum, kopegime de yan yan bakip takip ederim :)

mardin kirsalda kuduz vakasi goruldu gecenlerde, artik gorulmuyor denilmiyor malesef.

doktor degilim 3 kere kuduz asisi oldum kedi/kopek sevdam yuzunden

Ben başka taraftan bakacağım; köpeğiniz sizi neden ısırdı?
Kendi sahibine dönen agresyon sıkıntılı. Kendi köpeğim reaktif ama bize dönük bir agresyonu olsa bilmiyorum nasıl olurdu.

Sizi isirdiysa davranış eğitmeni bulmanizi tavsiye ederim (bakın eğitmen değil, davranış egitmeni).
Hatta sıkıntı varsa davranış veterineri de olabilir.

Bir de belirtisiz mi ısırdı? Yani hirlama vs olmadan?

@logictics uyardi, patisini silmeye calisiyordum

Evde benimle yasiyor, hic isirilmadi, kendi halinde gezmiyor
Antibiotikli krem surdum, bi de antibiotic aldim :-) Cok tesekkurler

Daha dün haberlerde gördüm, 7 kişiyi ısıran köpek kuduz çıkmış. Her ihtimale karşı gidin. Bir de kuduz aşısı her yerde olmuyor, o yüzden hasekiye gitmeniz şart.

Dışarıda başka hayvanlarla iletişim kurmuyorsa evdeki köpek kendi kendine kuduz mikrobu üretemez elbette ki, hele ki aşılı hayvan.

Ama mesela bahçede bakılan bir köpekse yine riskli, bir fareden, sincaptan, kediden vs de kapabilir virüsü.

Devlet hastanesine gittiğinizde kedi bile tırmaladı deseniz basıyolar kuduzu ve tetanozu, riske atılacak bir şey değil çünkü.

“Anlamı “K” Kindergarten’in başharfi, 12 rakamı da üniversite veya kolej öncesi son sınıftan gelmektedir. Kindergarten, 4-6 yaş aralığında anaokuluna başlayan çocukları ifade eder. .k12 Okul çağının başlangıcından lise bitimine kadar olan tüm süreci kapsamaktadır. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okulları ve özel okullarda k12.tr uzantısı kullanılmaktadır.”

www.webtasarimdunyasi.org

Tahliye taahhüdünü icraya koyar.

@mistyimage:
yanıtınız için teşekkürler. icraya koyacağını tahmin ediyorum ama o aşamada süreç nasıl ilerliyor. bir tazminat söz konusu oluyor mu vs. açılardan sormak istemiştim.

ev sahibi tahliye taahhütnamesini icraya koyar, sonra elinize evi 15 gün içinde boşaltmanız için tahliye emri ulaşır. boşaltmadığınız takdirde maalesef zorla tahliye işlemi gerçekleşir. tazminatlık bi durum yok ancak tahliye masraflarına ve avukatlık ücretine (nakliye vs) katlanırsınız.

Merhaba, fiyatlar aşağı yukarı aynı balkan ülkelerinde. Ufak tefek farklılıklar olur ama büyük bir fark çıkmaz toplamda. Karadağ da oldukça görülesi bir yer bu arada.

A Karadağ’a biraz daha yakından bakayım.
Beyrut gibi vizesiz alternatifler de çok cazip bu arada.

@patronaj1 beyrut aslen çok keyifli ve ilgi çekici bir yer ama son dönemde büyük sıkıntılarla karşı karşıya. o yüzden ne kadar keyif vericidir bilemiyorum.

Belgrad'da pek bir sey yok. Gormesen bir sey kaybetmezsin. Gerci bana kalırsa gebel olarak Balkanların pek bir numarasi yok. Karadag fena degil ama.

30 kutu cok fazla.
Recete yazdirabilirseniz yazdirin ama cogu seyi orada da ilk etapta alabilirsiniz. Sonucta duzenli olarak gidip geleceksinizdir, parti parti tasimak daha iyi olabilir.

Ama hic sikinti da olmayabilir eger gumruk memuru durdurmazsa.

Türkiye havaalanında aramada fark edip sorabiliyorlar. 30 kutu imkansız. Özellikle Almanlar gümrük konusunda hassas.

Orada marketlerde reçetesiz bulabileceğiniz ilaçları götürmeyin. Ağrı kesici vb. Buraya sorup bilgi alırsınız.

Diğerleri için kuehles blondes’in dediği gibi İngilizce doktordan imza kaleli rapor alın. Ben iki kutu ilacı bir tanesinin içine sokup götürüyorum bazen.

%99 daha istanbuldan çıkmadan takılırsınız. 30 kutunun da doktor tarafından yazılı reçetesi olmadığı sürece o bavulla almanyaya gitmeniz imkansız gibi bir şey.

30+ kutu ilaçla geldik biz hiçbir yere de takılmadık. Tabii bu takılmazsınız anlamına gelmiyor ama %99 takılırsınız da bir hurafe. Reçeteli oldukça sıkıntı olmaz. En fazla çöpe atarsınız olur biter. Fazla kasmaya gerek yok. Bu tarz konularda çok fazla şehir efsanesi var. Abd ve Avrupa’daki çok sayıdaki ülkenin gümrüğünden sayısız geçmiş birisi olarak benim gözlemim aleni kötü niyetli biri değilse gümrük memurları genelde esnek oluyor. Tabii bu sadece benim gözlemim.

özel değilse bu kadar ilacı neden götürdüğünüzü sorabilir miyim? bahsettiğiniz tipte çoğu ilacı rahatlıkla temin edebiliyorsunuz. çoğu reçetesiz marketimsi yerlerden bile alınabiliyor üstelik.

ben amerikaya 15-16 kutu ilac goturdum. hepsi ayni ilac. hickimse sormadi. sorsalar vardi recetem gerci.


almanyada rahat bulunacak ilaclardan 3er 5er yigmanin gereksiz risk olduguna katiliyorum. bir de sen kullanana kadar cogunun kullanma tarihi gececek.

oranın sağlık sistemini bilmediğim ve kullanmadığım için oluşabilecek rahatsızlıklarla ilgili ilaçlar ve genel ağrı kesici, soğuk algınlığı, alerji hap ve spreyleri, ağrı kesici merhem gibi şeyler aldım. ama risk almamak adına azaltacağım.

@antikoff birebir aynı isimlerle bulamayabilirsiniz ama etken maddelerine bakın.

Kabine almayacaksanız, kargo bölümündeki sıcaklık çok düşeceği için ilaçların o sıcaklığa dayanıp dayanmayacağını kontrol edin.

ikisini de ayrı odalarda bir süre yalnız bırakın.

kediler stresin kokusunu alıyor. bizimkilerde de benzer bi durum var. beraber gitmezlerse dönüşte aynı durumlar oluyor. bu sebeple “kot bayoun” bulunduruyoruz evde. bu kediler için bitkisel bir rahatlatıcı.

büyük kedimiz veteriner sevmiyor götürmesi bir ızdırap. orada da ızdırap zaten. küçük ise poşet gibi nereye götürürsen ok. ama eve gelince küçük bu sefer büyüğe tıslıyor bilmem ne kaos çıkıyor evde. bir paketinde 3 flakon var bunun, biz ikisine de veteriner ziyareti öncesi, küçüğe de veteriner ziyareti sonrası denilen günlük miktarlarda ıslak mama/ödül mamasına ya da iğnesiz enjektörle ağzına boca etmek suretiyle yutturuyoruz. kafalar güzel, huzurlar yerinde.

Ah süpersiniz çok teşekkürler deneyeceğim bunları, biraz daha iyi gibi ama sırtına elleyince yine çığlıklar, yardım çığlıkları. Bi dahaki veteriner ziyaretine korkuyroum şuan. Bizim büyük kedi de malesef veteriner getirmicez desek sevincek o kadar manyak hale bürünüyor eve kapıdan girdiği an tüm siniri geçiyor o yüzden yavru da sakin olur diye düşünmüştüm o delirdi değişik. Ben deniyim dediklerinizi, teşekkürler!

rutin veteriner ziyareti ise vetler eve gelip aşı vs. uygulaması yapabiliyorlar.

Logitech’in var baya övüyorlardı fakat o da pahalanmıştı biz alırken orijinali aldık sonra, ama oldukça basic bir şey aslında.

logitech’inki fena değil galiba. ama klasik apple ekosistemi muhabbeti bunda da var, kendi kalemi çok daha verimli ve pratik gerçekten. parasını hak ettiğini düşünüyorum (dolar bazındaki rakamdan bahsediyorum)

Arkadaşım 400 küsür liraya şundan almış, birkaç gündür kullanıyorum eğer çizim yapmayacaksanız fazlasıyla iş görüyor: www.trendyol.com

Basınç ve açı sensörü yok o yüzden çizimde işe yaramaz. ha ben almaktan vazgeçtim çünkü el yazısı ile ilgili o scribble özelliği türkçe'de çalışmıyormuş. çizim de yapmayacağım için gereksiz geldi bana. el yazısıyla yazmaktansa klavyeyle yazmak daha kolayıma geliyor.

sanmıyorum ama dişinizi sıkın sonra yapın yıkamayı.

1 hafta gectigi icin covidi yayamadigini varsaiyorlar o yuzden izolasyon bitiyor.

izolasyonunuz bittiği için hayır. eğer izolasyon süresince test olsaydınız ve pozitif çıksaydı son test tarihinizin üzerine 7 gün daha eklenecekti. son uygulama yanılmıyorsam bu şekilde.

spesifik bilgim yok, belki başka kirli veya temiz bağlantılar vardır ama bir gözlemci olarak safça;
1.çok iyi bir zamana denk geldiler ancak bu noktada öngörülü olmanın ve yatırımın da önemi var. pandemiyi tahmin edemeyebilirlerdi ama yatırımlar ve imkanlar bu tip bir senaryoda zaten hazırdı.
2.neredeyse ilk defa ciddi, istikrarlı ve profesyonel pr izleyen bir firmayla karşılaşıyoruz türkiyede. reklama ayırdıkları bütçe kadar vizyonları da önemli bu bağlamda. daha önce de yazmıştım, getir sadece kendilerine yönelik reklam yapmadı. dijital alışverişi yaygınlaştıran, bir alışkanlık ve "ihtiyaç" haline getiren bir reklam politikası izledi. aynı şeyi trendyol da yaptı, yapıyor mesela. bir ara markafoni vardı mesela ne biçim bir olay olmuştu falan ama uzun vadeli plan, yatırım yapıp sürdürebilir olmak çok önemli bu konuda.

ha bir de yemeksepeti ile kıyaslanamaz bence. zira getir önce hızlı market alışverişi gibi yeni bir konseptle girdi pazara. ayrıca yemeksepetinin aynı dönemlerde üstüste gelen kötü gidişi, hackelenen hesaplar ve defalarca sızdırılan bilgilerle lekelenen şöhreti bitişe sürüklüyor onu. ve yine altını çiziyorum yemek sepeti sadece yemek satmayı pazarladı. insanlara internette herhangi bişey (mesela yemek) sipariş etmelerini pazarlamadı, bunun reklamını yapmadı. bana sorarsanız en büyük hatası bu.

bir de "büyüyen" her firmada olması gerektiği gibi kazancın büyük kısmını reklam ve tanıtıma ayırıyorlar. ooo bu sene daha çok kazandık büyüme hızını sabitleyelim, üstünü cebe atalım demiyorlar şark kurnazı gibi. ivme yüksek olunca kar da artıyor diye düşünüyorum.

ama dediğim gibi başka mafyöz işler, fonlar var mıdır bilemem.

getir son iki senede son derece ciddi yatırımlar aldı yurtdışından. nazım salur ve diğer ortaklar (5 kişi) toplam %60 hisseye sahip. kalan hisse yatırımcı şirketlerin. aşağıdaki haber geçen seneden:

www.ntv.com.tr

bilgim yok hatta sifir ama kaynagim saglam. Muhafazakar sermayenin destegi varmis arkasinda, kaynak: Londra'nin en buyuk Turk gida toptanci patronlarindan biri, bos yapacak biri degil kesinlikle, gidip de bana soylemedi tabi onun calisani arkadasimdan duydum bizzat

Getir türkiye tarihinde "markaya" yatırım yapan nadir şirketlerden. Bakın çok fazla şirketimiz var ama marka ve pazarlama iletişimini ciddiye alan 10'u bulmaz. Getir bunlardan biri. Bir sürü dedikodu var arkasında şunlar var bunlar var diye.

Şöyle diyeyim. türkiye'de arkasında çok buyuk sermayesi olan çok şirket var. Ama mevzu biraz da o sermayeyi nasıl yönettiğinle alakalı. Getir sermayesini iyi yönetti.


Aslında getir çok iyi bir başlangıç yakalayamadı. İlk başta oldukça yavaş büyüdüler. Ama pandemi inanılmaz bir ivme kazandırdı.

Gelelim yemek sepeti nasıl yerinde saydı, getir 1-2 yılda dünyaya açıldı.

-Yemeksepeti dünyada var olan bir konseptin türkiye uyarlamasıydı. Getir dünyada da örnekleri olan ama henüz yeni bir konsept. Bunu iyi kullandı.

-Yemeksepeti bir internet girişiminden beklenmeyecek kadar yavaş gelişen bir şirket. Yıllarca web sitesi üzerinden yürümeye çalıştılar. Mobil uygulamaları bile kullanım kolaylığı açısından getirle yarışamaz.

-Getir'in çok iyi bir ux (kullanıcı deneyimi) ekibi olduğu belli. Buna bayaa kafa yoruyorlar. UX dediğin şey sadece arayüz tasarımı değil. Kullanıcının siparişi tamamlanana kadar attığı tüm adımlar çok iyi planlanmış. Mesela annem getir'in uygulamasını çok rahat kullanırken yemeksepetinde kafası karışıyor.

Yemeksepeti'nin özensizliğini şöyle anlatayım. Mesela yemeksepetini açtınız. Size önce hangi şehirdensin diye soruyor. şehrini seçene kadar 10 saniye kaybettin. Sonra sana kullanıcı adı ve şifreni soruyor. Yahu zaten direkt login ekranına atsan başta bana şehir seçtirtmene gerek kalmayacak. Bir siparişin 10 adımı var mesela. Her seferinde bu şekilde 5-10 saniye kaybedince getir'de 2 dakika süren iş bunda 4 dakika sürer.

-Getir sürekli ve hızlı şekilde yeni özellikler ve servisler ekliyor. Adam küçük bir market olarak başladı. Getir yemek ekledi yemeksepetine rakip oldu. Getir büyük ekledi migros sanal markete rakip oldu. Getir mahalle'yi açtı esnafı işin içine kattı. Mesela getir yemek tesliminde sana restoran kruyesi mi getirsin yoksa getir kuryesi mi diye soruyor bazı bölgelerde. Yemek sepeti de bu hizmeti vale olarak sunmuştu yıllar önce. Ama arada ux tasarımı olarak o kadar fark var ki ben o vale hizmetini çok sonra fark ettim. Çoğu kullanıcı da görmemiştir eminim ya da ne kadar avantajlı olduğunu bilmiyordur.

-İki şirket arasındaki en büyük fark kurumsallaşma. Yemeksepetinden sipariş verdik yıllarca. Yemeğin ne şekilde, kim tarafından kaç dakikada geleceğinin bilgisi yok. Getir o kadar profesyonel çalışılmış ki motorundan kuryesinin tulumuna kurumsal bir firmadan hizmet aldığını hissettiriyor.

-Getir inanılmaz bir reklam yatırımı yaptı. yemeksepeti nasılsa tekelim diye hiç reklama para harcamadı. Oysa büyük olmak için de büyük kalmak için de reklama çok para harcamak gerekiyor. Coca cola dünyanın en büyük içecek üreticisi. Birçok pazarda lider hatta rakibi yok çoğu yerde. Ama hala dünyanın en çok reklam harcaması yapan şirketi.

-Getir'in yönetimi oldukça profesyonel hareket etti. Şirkete çok yatırımcı aldılar. Türkiye'den ve dünyadan yatırım fonlarının yatırımları var getir'de. haliyle onların networkü ve know-how'ı da bu hızlı büyümede oldukça büyük katkılar sağladı.

yemeksepeti nevzat aydın ve trabzonluluğu sebebiyle alternatifleri çıktığı anda bir hate brand haline geldi. sadık bir ys ve banabi üyesi olarak ben bile sipariş vermiyorum artık, logosu markası falan tiksinti getiriyor. getir çok daha sempatik bir brand recognition uyandırıyor nedense, pazarlamanın gücü işte. uygulama olarak da çok hantallar, imaj olarak da kötüler.

ortaklık yapısı gizli saklı olmadığı için, o ona fısıldamış bu buna çıtlatmışa gerek yok
5 kurucu ortağın hissesi yüzde 60. kalanlar:
Sequoia Capital amerikan
Tiger Global Management amerikan
Türkiye'den Fiba(hüsnü özyeğin) ile Esas Holding(sabancı)

dünyaya açılma açısından karşılaştıracak olursak biraz alakasız iki örnek aslında. yemeskepeti delivery hero'ya satıldığından beri dünyaya açılma gibi bir durumu yok zaten. çünkü delivery hero'nun her ülkede farklı brand stratejisi var. yemeksepetinin kendi ülkesindeki sipariş hacmi ve karlılığına odaklanmı durumda. getir ise yemeksepeti gibi satılabilirlerdi ama bunu yapmayıp markalaşmayı tercih etti. bence burda çok farklı sebepler vardı. yemeksepeti 2015'te satıldığında ülkede kaos vs de vardı. nevzat aydın direkt söylüyor zaten erken sattık diye.

nevzat hem trabzonlu hem boğaziçili...

getir kurucularında itülüler var odtülüler var.
nazım salur boğaziçili olsa da bayburtlu, oradan kurtarıyor.

yemeksepeti zaten dünyada hali hazırda olan bir iş modelinin türkiye versiyonuydu. türkiye'deki pazarda tekel olması sayesinde kolayca büyüdü ve dünyada yemek siparişi konusunda önemli pazar payına sahip olan delivery hero'ya satıldı. bırakın dünyaya açılmak kuzey kıbrıs'ta dahi daha yeni yeni faaliyet göstermeye başladı. azerbaycan da bile faaliyeti yok. pazara ilk girmek gibi bir avantajı olmasına rağmen oldukça hantal bir hale geldi zamanla yemeksepeti.

oysa getir'in durumu oldukça farklıydı. dünyayla eş zamanlı bir şekilde hızlı market teslimatı hizmeti ile giriş yaptı ülkemizde. o da bu konuda rakipsizdi bizde ilk zamanlar. ve sürekli işine markasına yatırım yaptı.
öyleki sırasıyla getir büyük - getir yemek - getir çarşı - su - taksi gibi hizmetler sunan bir platform haline geldi. şuan ülke pazarında yemeksepeti ve trendyol'dan önde. ama yarış artık çok keskin. bunu indirimler ve promosyonlardan bile anlamak mümkün.
ancak getir sadece bunlarla dansınırlı kalmadı. önce başka ülkelerde (ingiltere-abd) aynı iş modelini sundu. ve kabul gördü. bu kabulle oldukça ciddi yatırımlar aldı. almaya da devam ediyor. herkes bahsetmiş branding oldukça etkili zaten ama sadece branding ile açıklamak da haksızlık. bütüncül bir iş modeli ve yönetim vizyonu getir'i en iyi tanımlayan ifadeler bana göre.

yakın zamanda n11'e ortak oldu getir. (hatta bazı haberlerde satın aldığı-çoğunluk hissesine sahip olduğu-ifade edildi) yakın zamanda çok daha farklı ve katmanlı bir iş modelleri görebiliriz diye düşünüyorum.
düşünsenize n11'den sizinle aynı şehirdeki bir satıcıdan laptop aldınız ve aynı gün saatler içinde getir kuryesi size teslim etti?

Yemeksepeti vir dunya markasi olamaz cunku ingilitere de 50 yildir paket servis var. Bir pizzada ne olur kaca gelir? 50senedir biliyorlar. Benim babam bilmez ben ogrendim peki nasil yemek sepeti ile. Cunku bizim nesil paket servis ile ilk tanisan ama pizza nin neli olacagini bilmeyen bir nesildi.

Yemek sepeti zamaninda iuk ye gitti ama millete cok sacma geldi cunku herkes pizzacinin telefonunu hangi pizza yi isteyecegini biliyordu

Biz bilmiyorduk.

Getir ise baska bir model sundu. Eve servis. Bu aslinda daha masrafli olmasindan ziyade zarar yazan bir is ama soyle bir model var.

Eger getir 5 yillik zararini karsilayacak yayirimi bulursa market zincirlerinin 2/5 ini siler yani

bim migros sok a101 carrefour

Yerine

Bim migros carrefour getir

Oldugunu dusun

Boylelikle pazarin 2/5 ini ele gecirebilor

Bu sebeple yatirim aliyor aslinda. 6-7 sene dayanmasi lazim rakiplerini de yenmesi lazim

Founderlarinin amaci ise bidaz daha parlatip firmayi amazon wallmart veya ebay e satmak

Ben zamaninda yapmistim fizibilitesini

Yemek sepeti arayuzu kullanissiz +1

Getir yemek trendyol yemek gibi alternatifler ciktigi gibi yemek sepeti kullanmayi bıraktım ben sahsen.

Yukarıda da dedikleri gibi getir deli gibi reklam yaptı ve deli gibi kampanyalar yaptı surekli. Boyle böyle milletin gözüne gozune soktu uygulamayi. Hiç intenrentten yemek siparişi vermeye kalkismayacsk insanlsr bile getir indirip yemek söyledi cunku cok kıyak kampanyalar vardi.

Ben yemek sepetinde boyle kiyak kampanyalar falan görmedim. Yaptıysa da hic haberim olmadi, demek ki pazarlamasini yapamamis.

Millette soyle bir anlayis var bizde; ben bu şekilde güzel kazaniyorum zaten, o zaman daha iyisini yapmaya calismanin ekstra para harcamanin alemi yok zaten satıyorum ben hizmetimi/urunumu. Boyle düşününce surdurulebilirligi olmuyor. Yemek sepetinin o uyuz arayuzu hicbir zaman duzelmedi. Getir kadar da reklam-kampanya olmadı.

Tum bunların disinda bir de su var yemek sepeti getir ile doğrudan kiyaslanacak bir marka değil. Verdikleri hizmet farkli. Yemek sepeti kebabcidan hamburgerciden sana yemek getiriyordu, getir cikti abuk subuk bir saatte restoranın kebabcinin sana getiremeyecegi, seve seve kalkıp kendin marketten kuruyemisciden falan kendin almak zorunda oldugun hatta saat gecse kalkıp gitsen de alamsyacagin seyleri getirmeye basladi. Sonra getir yemek de isin icine girince zaten getir ayni zamanda bir yemek sepeti ve cok daha fazlasi oldu. Hem de pratik mobil uygulamasıyla.
Yani marka yuzu, logosu rengi bile ayri bir olay getir'in. Gordugun anda seciyorsun mor renkli getiri. Yemek sepetinin bir rengi bile yok. Pazarlama ve marka yönetimi cok geride kalmış getir ile kiyaslayinca. Bu işlerden cok anlayan biri degilim de buradan bakınca bana gözükeni söylüyorum.

airbnb ya da uber niye olduysa bu da o yüzden oldu diye düşünüyorum. (ukalaca bir niyetle yazmadım, bir beyin fırtınası tetikler umarım diye düşünüyorum)

dezavantajı yok ama ben tercih etmiyorum, elektronik ürün sonuçta ve kargoların oradan oraya nasıl fırlatıldıkları herkesin malumu.

teknosa’dan mağazadan teslimli online alışveriş tercih ediyorum bazen. sebebi de hepsiburada ya da amazonda o üründen olmaması oluyor.

lan demeyin de avukatların numarasını internetten veya barodan bulun kibarca durumu izah edin bence yardımcı olacaklardır. olmazlarsa bir avukat yardımıyla yine borçtan kurtulabilirsiniz. borcu usulüne uygun bir şekilde ödediğinizi varsayıyorum.

@paintov: ben de öyle yaptığımı sanıyorum, avukatla mesajlaşmamızda denilenleri yapmışım çünkü yazışmadan anladığım. bakalım o zaman yarın netleşecektir muhtemelen. teşekkürler yanıt için.

avukatla görüşün. iyi niyetli iseler takibi durdururlar ellerinde çok fazla dosya oluyor ve karışıklık çıkması çok mümkün.

öte yandan karşılıklı bir protokol olmadan direkt avukatın hesabına yapılan ödemelerde dosya da kapatılmamış ise durum biraz karışık. bu ödemeleri yaparken dekont açıklamasına borcun niteliği, taksitin oranı vs gibi açıklama girdiniz mi ? ayrıca bu ödeme dosyada o anda vekil olarak kayıtlı avukatın hesabına yapıldı diye düşünüyorum. diğer durumda siz birine bir para yolladınız ama bu paranın o borcun ödemesi olduğunu ispat etmek oldukça güç olur.

DAW demeseydiniz m1 işlemcili air işinizi görür dicektim, DAW dediğiniz için m1 işlemcili mac mini önerebilirim. tabi bu da monitör ve klavye, mouse masrafı demek :)

monster ve işyeri pc'sinin durumunu bilmek lazım. işinizi iş yeri pc'sinden halledip kalanları, hobi vs için monster'ı kullanmanız yeter de artar gibi duruyor. surface de köşede amelelik için bekler.

yani bu durumda "Macbook seçeyim diye dusunmustum ama gereksiz mi acaba?" derseniz, ben gereksiz derim.

daw demişsiniz de daw için zaten öyle ahım şahım sistem falan gerekmiyor. neredeyse hepsi 4gb ram'i yeterli sistem gereksinimi olarak göstermişler.

he gerçi birinizden birine güçlü bir pc kalmaz falan diyor olabilirsinz pardon onu yeni gördüm. macbook air bile işinizi görür gibi. ipad pro için klavye fare vs toplamakla da uğraşmazsınız o kadar küçük ekrana tabi olmanız da gerekmez

ben foto editmeyeceksem, bu tarz apple ile özdemiş işler yapmayacaksam, daw kullanmayacaksam gidip apple almam. artıları olduğu kadar eksileri de var.

mac'in mantığı iş makinası olması, bilgisayarı açarsın daw'ı açarsın aylarca yıllarca bozulmadan çökmeden çalışır, ya da adobe ürünlerini kullanırsın, mimari ürünleri kullanırsın vb.

tamam güzel, kaliteli, retina ekran, şarjı uzun gidiyor ama aynı özelliklerde windows bir makinayla karşılaştırdığında aradaki fiyat farkı çok oluyor.

ayrıca apple'ın geçmişi de çok temiz değil, kelebek klavye problemi, pil şişmesi, pil şişmesinden dolayı touchpad bozulması ve kasanın yamulması, ekran soyulma problemi , kendi kendine patlayan pillerden dolayı servise çağırılan macbooklar ve m1 işlemcili maclerin ekranlarının dururken çatlaması falan. geçmişinde bir sürü olay var.

ayrıca güncel modelleri incelemedim de her macbook pro da usb olayı sorun oluyor. bunda da ya az koymuşlardır, ya usb c gibi bişey koymuşlardır hub taşımak zorunda kalabilirsin. bunların dışında eğer şansın yaver gider de kronik sorun çıkmazsa uzun yıllar götürür.

mac book pro mid 2015 kullanıyorum. daw için kullanıyorum, her hangi bir eksiklik hissetmedim.

mac book pro varken arkadaş niye mac mini önerdi orasını anlayamadım.

eğer ekran ufak falan diye düşünüyorsa, alınır bi ekran takılır.

macbook pro'nun yanında mac mini oyuncak gibi bişey.

ram konusunda ben 16gb kullanıyorum yetmediği durumlar oluyor tabi benim profesyonel amaçlarla kullanımımla sizin amatör olarak uğraşmanız çok farklı şeyler.

ayrıca vst falan kullanacaksanız, önemli 3 şey var, işlemci gücü, ram ve ssd.

benim şahsi görüşüm şu, apple bilgisayar alınacaksa, mümkün olan en iyi işlemci, mümkün olan en yüksek ram(en az 16gb) ve 512gb ve üzeri ssd olmalı. çünkü çok uzun yıllar dayanıyor ve lehimli olduğu için eskiyi at yenisini tak yapamıyorsunuz.

ayrıca apple'ın parasını hakettiğini düşündüğüm tek ürünü de macbook pro ve mac pro.

@killerbee, tesekkur ederim. ben de senin gibi dusunuyorum asagı yukarı, para verecek olsam gidip apple arastırmam, ancak bu hediye gelecek ve baska bir sey secme sansım yok ikisinden baska. mac mini istesem de olmuyor ya macbook pro ya ipad pro seçmeliyim. ben de daha uzun suregider diye macbook pro ya eğildim o yuzden.

ipad pro ile macbook pro arasındaki fiyat farkı, performans falan mukayese bile edilemez.

kesinlikle macbook pro

"internete gireyim, websitelerinde gezerim, ara ara mail kontrol ederim, özel kullanacağım bir program yok, uzun uzun yazı yazmamı gerektirecek bir durum yok" diyorsanız ipad alın geçin.

daw için de ipad'ler için bol bol güzel örnekler var. daha kısıtlı olabilirler ya da kullanımı daha az pratik olabilir. istediğiniz kadar plugin bulamayabilirsiniz. ama en basitinden ipad'le bedava gelen garageband bile "evde iki gitar kaydedeyim, iki vokal kaydedeyim kendime kadar" şeklindeki kullanımlarınız için fazla fazla yetecektir.

@killerbee

Konuyla alakalı değil ama m1'li mac mini, macbook prodan daha iyi performans sağlıyor daha iyi soğutma sayesinde. Oyuncak gibi olan mac miniler intel işlemci döneminde kaldı. Şu an durum tam tersi.

Soruya cevap: macbook pro. Çünkü ipad appstore ile sınırlı. Macbook'ta böyle bir kısıtlama yok.

@himmet dayi
konudan alakasız devam ediyoruz ama, mini'nin soğutma konusundaki üstünlüğü pro yerine air'e olmasın? zira pro'da gayet yeterli ve aktif soğutma sistemi mevcut.

daw’ı bilmiyorum ama 2 sendir magic keyboard ve kalemle ipad her işime yetiyor. yazı çizi uplaod download, file management vs… sadece football manager oynamak için macbook’umu özlüyorum :)

kendi siteleri olduğundan eminseniz normaldir tabii.

split screen olarak ararsanız daha kolay çözüm bulursunuz. son kullanıcıya yönelik aklıma o tip bir program gelmedi ama muhakkak vardır.

windows icin

sony vegas
adobe premiere
camtasia studio

mac icin

final cut pro


gibi örnekler.

Ben final cut kullanıyorum dediğiniz türde videolar yapmak için. Ama bu tarz şeylere yeni başlayan bir abim Camtasia'nın çok kullanışlı olduğunu söylemişti. Kendi kendine yapıyordu oradan.

indirim dönemleri oluyor da yazlık ürüne eylülde falan yapıyor. kışlık ürüne de mart gibi.
genellikle tabi.

tile gibi gereçler daha kullanışlı diye biliyorum:
www.chipolo.net

tile bi ara Apple'da vardı ama bulamadım. muadili chipolo'nun tr sitesi varmış. linkledim.

Teşekkürler hocam, mevcut değilmiş şu anda. Sürekli arabanın anahtarını kaybediyorum. Sinirden kendimi döveceğim bir gün.

TRY 19.21 31％ Off | Small Objects Intelligent Bluetooth anti-lost device Two-Way Smart Key Holder to find things
a.aliexpress.com

TRY 80.75 51％ Off | Smart Car Key Case Leather Men Wallets Bluetooth anti-lost Key Holder Housekeeper Covers Zipper Bag Keychain Cover for Keys
a.aliexpress.com

ülkeler Türkiye'ye ne zaman sınırlarını açarsa.
örn. almanya ağustos sonuna uzattı söylentileri var. ancak Avrupa Komisyonu 1 temmuzdan itibaren kademeli olarak açalım diyor.

İki hafta sonra.

Vatandaşlığınız ya da oturumunuz varsa şu anda gidebiliyorsunuz özel araçla

bulgar sınırı açık. sıkıntısız gidiliyor.

Bulgar açık.

kesen kim yurtdışındaki Vodafone mu Vodafone Türkiye mi?

yurtdışı vodafone

benim tam 2 ayda geldi. hangi sehirdesin ?

@müptezel dostoyevski, istanbul.

Müşteri hizmetlerini aradınız mı?
Başka bir banka için, kartın şu anda nerede olduğunu tam olarak söylemişlerdi.

Pardon aramışsınız.

tatil beklentiniz çok önemli. buralar benim kendi tatil zevkime göre yorumladığımda ruhsuz olduğunu düşündüğüm tipte yerler. bu tip yerlerin deniz kıyısında olduktan sonra hangi şehirde ya da ilçede olduğunun fark etmediğini düşünüyorum. (elbet müşteri kalitesi fark ediyordur ama konsept bazında aynılar bence)

bu yönde tercih belirtirseniz daha rahat fikir verir herkes.
ancak şu da var, bu attığınız gibi yerler, çoluk çombalak tatil yapmak isteyenler için çocuk oyalayabilme avantajları ile sıyrılıyorlar. ki ben yine buna karşıyım ama tamamen zevkler vs renkler.

@vital e katılıyorum. Tuana dışındakiler bana çok apartman tatil kötü gibi geliyor mesela. Bu tip yerlerin havuz vs gibi ortak alanları kalabalık oluyor çocuklu aileler tercih ettiği için.

Bir de açık büfe olayını Corona nedeniyle kalkmıştı onu da araştırın nasıl olacak.

Hocam size Antalya'ya gidin denmişti, daha niye Bodrum kapılarını zorluyorsunuz?

Mares'e gittim ben geçen yıl. Orta halli bi oteldi, aşırı kalabalıktı yalnız büfe ve denizine göre otel bana biraz ufak gibi gelmişti. Eğer bütçen varsa Liberty Lykia / Sentido Lykia'a gitmeni öneririm. Bunların hepsinden çok daha iyi bi otel denebilir o bölgede.

fethiye bölgesi otelleri ortalamadır. önerim jiva beachtir. fethiye denizi hemen derinleşir çok zevk vermez. marmaris bölgesi denizi güzeldir. ancak marmariste kaliteli otel az labranda bunlardan biri mi bilmiyorum. tui oteller alman firmaların ve kalitesi yüksek oteldir. ayrıca antalya bölgesi otelleri ege otel gruplarından iyidir. her şey dahil de akdeniz antalya bölgesi daha avantajlı.

Antalya apaçi yuvası, otelci değilim, muğla olsun idare edecek kadar herşey dahil olsun istiom, swandorda aynı fiyata kalırım ama almancıyla arapla muhattap olmak istemiyorum, antalyaya düşmanın kısaca.

Ciya'ya gidilir tabii. Millet Japonya'dan falan geliyor Kadikoyune, orada yemek yiyor.

çiya, tatar salim, halil lahmacun

Harbi Yiyorum'un yeni yayınladığı videoyu izlemiştim, gittiği mekanlar burada;
www.youtube.com

1 - Meşhur Menemenci
2 - Asker Abinin Yeri
3 - Ekspres İnegöl Köfte
4 - Ali Muhiddin Hacı Bekir
5 - Tatar Salim
6 - Özcan Turşuları
7 - Yanyalı Fehmi Lokantası
8 - Kadı Nimet Balıkçılık
9 - Midyeci Yasin
10 - Kokoretto
11 - Müsaade Kadıköy
12 - Halil Lahmacun
13 - Sayla Mantı
14 - Haçapuri
15 - Baylan
16 - Hasanusta Kebap

fornello pizza var, normal pizzacilardan iyi crakers ile kafa kafaya.

Yanyalı Fehmi Lokantası

Yukarıdaki listeden Halil lahmacun ve yanyali Fehmi dışında hiçbirine gitmem şahsen.

Yanyali Fehmi

(bkz: oralmedic)

edit: biraz yakar ama aft meselesini çözer.

kenacort tabaka oluşturuyor.

ağız içinde kullanılıyor.

oralmedic'i eczanelerde bulamazsanız yardımcı olabilirim.

kenacort'dan daha etkili ve kesin çözümdür.

Kentacort reçeteli mi

türk kahvesi

oralmedicten başkası yalan

benim aracta cinturato p7 var, runflat degil. kuru ve islak Zemin performansi bana yeterli geldi. lastik sessiz. hava durumuna bakilirsa karda da deneme sansim olacak 1-2 gun icerisinde, update ederim.

teşekkürler

edit: bir mucize oldu, göndere bastım ve shop and fly hattı tarafından arandım. biletiniz gönderilmediğini görüyorum az önce mailinize ilettik dedi telefondaki ses.

ben de az önce gözümü açınca gördüm ama bu kadar saat sonra mı gönderilir ben yeni bilet aldım vaktim kısıtlı olduğundan ve sizde o saatte muhattap bulamadığımdan dedim. onlar da direkt o zaman kusura bakmayın size hemen ücret iadesi gerçekleştiriyoruz. bu havayolu kaynaklı bir sorun yaşanıyor bu ara acentelerde sık sık bunun karşı taraftan düzeleceğini umuyoruz dediler. ben de teşekkür ederek kapattım.

bu arada söz konusu firma thy.

not. bu duyuruyu kurumu aramadan evvel atmıştım çünkü iade edilemez bilet olduğu için paramın üzerine yatarlar diye tahmin ediyordum. alışkın değiliz böyle hak yememezliğe.

takdir ettim.

turkiye.gov.tr'den bir bakıver. Belki oradan sorgulama yapabiliyorsundur.

@silah taciri, baktım öyle olmuyo.

Şu an borcun yoksa eger, borcu yoktur yazisi iste. Veriyorlar.

bnakayla görüşünce ne cevap veriyorlar ?

somut elle tutulur bir cevap yok. talebimi reddediyor, detay sorduğumda da banka kredi kullandırma kriterleri diyorlar.

sen yıllarca kullan bankayı, üzerine banka seni olmadık bir şekilde yapılandırmaya zorlasın, sonra erken öde borcu kapa kartı açması için bankanın keyfini bekle. saçmalık. 4 aydır başka bankanın kartını günü gününe ödeyerek kullanıyorum ki puanım düzelsin de garanti kartımı açsın. kaldı kitüm para transferlerim de garantiden oluyor, aylık 10-20 bin civarı para dönüyor hesapta, söz konusu kartın limiti civarı hep. yine de yaranılamıyor.

kredi kartı konusunda bu kadar katı davranması biraz şüphe de uyandırıyor acaba batıyor mu diyorum. olmadı her şeyi başka bankaya taşıyacağım ama bizim sektörün en yaygın olarak kullandığı banka bu üçkağıtçılar.

garanti bu konulardaki en çamur bankadır. yapı kredi garantiye kıyasla çok daha insaflıdır.

hocam arkadaşın var borç vermişsin ödeyememiş. sonra faiz fln almışsın ödemiş.

arkadaşın var borç ermişsin ödemiş düzenli

bu iki kişidne hangisine borç verirsin ?

bankada borcunu ödeyemeyip kara listeye geçmişsiniz, neden bir daha size kk verip riske girsinler ?

@orpheus gerçekten inanılmaz çamurlar. kartı yapılandırmaya da onlar zorladı zaten.

@oscar, işte o yüzden başka bankadan kart aldım ki ödeme alışkanlıklarını görsünler. ama pek ipledikleri yok.

Abi elinde calisan bir kredi kartin var,sen hala seni zora kosmus bankayla ugrasiyorsun.birak acmazlarsa acmasinlar.senin kara liste kalktiginda zaten arayi eskiden bizimle calisiyormussunuz diye zaten arayacaklar seni.takinti yapmissin gibi.

@duptıs inada bindi diyelim ama haklısınız yine de

Her şey mükemmel olsa bile banka kredi vermeyebilir. Hiç uğraşmayın, hesabı ve kartı kapatın geçin.

bence kartı iptal et. onlar peşine düşer zaten. illa bonus özellikli bir kart lazım ise teb bonus'u deneyebilirsin.

@helenart, teb bonus zaten şu an kullandığım. garanti kartım prive miles and smilesdı. sık uçtuğum için çok faydasını görüyordum

illa garanti bankası olmak zorunda mı? bonus card özelliği taşıyan başka bir bankanın kredi kartını kullansan?

@silah taciri, bonus olsa zaten şu an teb bonus kullanıyorum. prive miles and smilesdı kartım. sık uçtuğum ve mil kampanyaları sayesinde acayip avantaj sağlıyordum

yedek deposu olarak para etmez. anakart tak öyle sat her türlü daha iyi.

çıkma anakart olur mu peki? çalışırsa bi süre kullanırım da belki

olur neden olmasın. çıkma olunca neden illa bozulacak ki? takıp çalıştığını görüp öyle alırsın. letgo, sahibinden gibi sitelere bak. bulamazsan mac tamircilerinde mutlaka olur ama düz kullanıcılara kıyasla bol kar marjı koyarlar elbette.

@507 teşekkürler.
sahibinden de baktım, bir şeyler buldum arayıp soracağım. çıkma anakart ile blank board diye bir şey daha varmış aralarındaki fark nedir. bir tavsiyeniz var mıdır?

1 hafta ileriye giderse sorun olmaz. ama geri gelirse sorun olur, çünkü vizeyi genelde sizin belirttiğiniz gidiş tarihinden 1 gün önce olarak başlatıyorlar. tabi vize bitiminde de sorun olabilir, uzun kalacak ise arkadaşınız

teşekkürler @oscar. hayır uzun kalınmayacak. maksimum 1-1,5 hafta.

yani bazen 1 hafta da vize verebiliyorlar, öyle bir durumda patlar. mecburen bekleyecek görecek

Bence netlestiyse irtibata gecip durumu anlatsin ve gerekli sekilde evraklari tamamlamaya calissin. Bekleyip gormek cok sacma olur. Cunku artik seyahat tarihleri kadar vize verme olayi cok yayginlasti.

@oscar, @rusyalı kozmonot; teşekkürler. şu an zaten salıya kadar tatiller, o halde salı günü arayarak veya mail atarak bilgi alıp netleştirdikten sonra dediğiniz gibi yeni evraklar sunmak gerekirse sunarız ve hallolur diye düşünüyorum.

geldiği gibi yemiş olabilir misiniz. ben öyle yapıp ortalığı ayağa kaldırmıştım da :D

@vital yok karta gelen giden birşey yok. M&S American Express kartım, yurtdışı harici pek kullanmıyorum o kartı normal Bonusu kullanıyorum

amex'de daha farklı oluyordu iade süreci diye hatırlıyorum ben de ms amex kullanıyorum.

kk iade çok uzun sürüyor keşke cash isteseydiniz. 1 2 ay arası sürüyor o derece uzun. facebook global blue sayfasına girin chat ya da mesaj kısmına mesaj atın hemen dönüp ilgileniyorlar

@oscar teşekkürler, cash 4-6 gün olarak yazıyordu geri iadesi o nedenle 7-8 Euro vermeyeyim dedim boşa :( Keşke verseymişim.

Başka bankada ticari portföy bakıyorum.
Tahsis politikasına bağlı olmakla birlikte ben pek sanmıyorum. Portföy yöneticinize danışın hallederse o halleder.

yeni biriyle çalışmaya başladım, çalıştıklarım ayrılmış. bu arkadaş da olumlu konuştu.

Cok nadir oluyor. Yeni bir kredi kartı basvurusu yapmış gibi degerlendiriliyorsunuz.

hemen ara

şimdi konsoloslukta bir tanıdıklı görüştüm bir ihtimal ptesi çıkar diyorlar. ama ihtimalle hareket edemem.

idata pişmanlıktır malesef.

vizenizi almanyadan aldığınız için schengen bölgesine ilk olarak almanyadan girmeniz lazım. multi girişli vizeniz varsa ilk girişten sonra bir tarihte ülke farketmeksizin istediğiniz schengen ülkesine girebilirsiniz.

şimdi şöyle oluyor, ben vizem çıkınca schengen bölgesine muhtemelen almanyadan değil hollandadan gireceğim. çünkü orada buluşacaklarım hollandaya geçmiş oluyor. bu noktada ne olabilir?

genelde bir şey olmuyor ama sonraki schengen alımında sorun çıkardıkları da görülmüştür.

yakın zamanda idata'dan vize başvurusu yaptım. 8.iş günü vizem çıktı. benden 3 hafta önce başvuran arkadaşlarıma benden 2 gün önce vize çıktı. çok tutarsızlar. hatta bir kısmı red yedi eksik evrak vs ama enrakları eksik değildi çok eminim buna. ben 1 yıllık vize aldım diğerleri 5 günlük aldı :)
gerçi bu vize işleri konsolosluktaki insanların zevkine kalmış bişi diye düşünüyorum ben.
arayıp görüş durumu anlat hızlandırmaya çalışsınlar.

dolapdereyi, harbiyeyi pek önermem. o civarda pangaltı kurtuluş'a bakılabilir. ya da fulya. ama 1200₺ gibi kiralara ev bulabilmek artık hayal gibi.

gülbağ'a baksın derim. hem yürüyerek işe gidebilir, hem de civarda kiraları en ucuz yer orası

Pronet tipi filan bi alarminiz varsa ve kuruluysa zaten ne olabilir ki? Soyle dusunun apartmanda bu kadar tedbirli olmayan baska insanlar vardir, hirsiz olsam onca kapi ve kilitle ve alarm riskiyle ugrasacagima onlara girerim.

bir şey ne kadar iyi korunuyor ise o kadar değerlidir, evinizde değerli bir şey tutmayın, altınlarınızı falan bile bankada tutun, artık her bankanın altın hesabı vs.si var.

kapıya yüklenmişsiniz o kadar da acaba pencereden falan girebilir mi girmek istese? birde hırsıza kapı dayanmaz derler içinizi ferah tutun derim ben.

eşyalar değil nişanlım ve kedimiz değerli olan :)

Disari gorunen kamera koyun, alarm da gorunur olsun. Kamera ve alarmi gorunce girmez kimse. Olay bastan girmelerini engellemek

pencere ve kapılara takılan açıldığında öten alarmlar var tanesi iki üç liradan onlardan al ikişer tane her kapı pencereye tak.

mıknatıs gibi bir yüzeyi var pencere açılınca ötmeye başlıyor tek sorun açıp kapası manual oluyor.

Bu önlemleri alamayanlar napsın? Gece gece çelik kapıyı falanda kırarlar mı ya. Tek kalıyorum ve tırstım

çevremde de soyulma vakaları yaşandı. çok büyük bir artış var.

apartmana girip tek tek kapıları açmaya çalışıyorlar.

hatta videolarına rastlayabilirsiniz haber kanallarında. bir tanesi bıçak çekmiş ev sahibine işler ciddi.

çelik kapı sanıldığı gibi güvenliğ değilmiş bu arada, kapıyı esnetip açıyorlarmış.

oyuncak kamera takmayın bence daha çok çekersiniz.
kapı ve pencere kenarına takılan bir alarm var tanesi 5 lira eminönü'nde ben onlardan her yere iki tane taktım.
fakat camı kesip girebilirmiş bu minik alarmı görünce.

bence yeterince önlemini almışsınız. içiniz rahat olsun. eşiniz siz yokken ayık olsun, yabancılara kapı açmasın, gece tv+ bir ışık açık bıraksın yeterli bence.

uzaktan bir psikiyatrist ve yardımı alacağınıza psikolog ya da psikoterapist yardımı almanız daha mantıklı. psikiyatristler daha çok semptom yok edici ilaçlar yazar ve sorunun temeline inip çözümünü sağlamazlar. eğer sorununuz psikolog ya da psikoterapistin yöntemleriyle geçmiyor ise zaten psikolog ya da psikoterapist size psikiyatra görünme tavsiyesinde bulunur.

fakat ne yazık ki ülkemizde psikologlar çok küçümseniyor ve psikiyatrlar durduk yere kendilerini bir şey zanneder hale getiriliyorlar.

Bir yakinim humanite centerdan prof.dr. sedat ozkan'la o sekilde gorusuyor. Ancak o zaten duzenli hastasiydi, uzaklik girince oyle yaptilar. 0dan online gorusur mu, sorabilirsiniz.

@vital gibiler bi bitmediniz. He butun psikologlar inanilmaz iyi butun psikiatristler sadece ilac yazma pesinde he he evet. Cunku herkes "ufff hayat cok skc berkecan" modunda

Valla oyle uzaktan gorusecek psikiatrist ya da psikologdan uzak durun. Onceki duyurunuzu da okumustum. Artik uzman doktorun olmadigi ilce yok gibi bir sey. Olmadi sehir merkezine goturmeniz lazim. Mutlaka detayli degerlendirme VE kan degerlerinin incelenmesi lazim

Zaten yapabilsek götüreceğiz, uzak bile olsa ama sorunu kabul etmiyor. Asla doktorluk bir durumu olduğunu düşünmüyor. İlk aşamada nasıl bir yol izlemeli de doktora götürebilmeli, ona karşı nasıl davranılmalı bunu öğrenmemiz gerek, bu nedenle bu yola başvurduk. Kabul etse hemen psikiyatriste gideceğiz, ilaç ve terapi beraber olmalı gibi gözüküyor.

kaymakamlığa dilekçe ile başvurun. gerekirse doktor ve polis eşliğinde hastaneye ambulansla sevki gerçekleştirilir

bu kısım duyuru sahibine değil: bu arada sağlık sisteminin suçlusu olarak direkt muhattap olduğunuz doktorları da görmekten vazgeçin artık, iq'nuzun bu kadar düşük olmadığını düşünmek istiyorum

1 ay önceden haber ver çıkacağını. mağdur etmemek adına kiracı da bulabilirsin.

@rayde çok teşekkürler. hayır çıkamazsın deme durumları yok yani değil mi? elbette haberdar ederiz o durumda sonuçta kimse ile derdimiz olduğundan değil bu düşüncemiz.

Yerine kendin kiracı bulursan, ya da yerime kiracı gelene kadar kira ödemeye devam ederim dersen hiç sıkıntı olmaz.

Bunlar olmadan, 1-2 ay önceden haber verip çıkarsan da anlayışla karşılayabilir, ama inandırıcı bir bahane bul.

İnandırıcı bahane işi çözer +1

@harzem ve manuel mandalina, teşekkürler. açıkçası maddi problemlerle de yüzyüze kalabiliriz bir yandan. bence hem yeterince inandırıcı bir bahane, hem de her an gerçek olabilir. her gün bir yerimizde bombalar patlayınca işler durdu zaten.

O zaman bence, abi işten kovdular. 2-3 ay kirani verecek param var iş arıyacağım. Sonra kiranı veremem seni mağdur etmeyeyim ailemin yanına taşınacağım ya da daha uygun kiralı ev bulacağım de sende kiracı bak de.

bizim kira sözleşmesinde 1 ay önce haber vererek evden çıkma hakkımızın olduğuyla alakalı bir madde var. Sizin yok mu? Yasal olarak 1 ay önceden haber vererek çıkabilirsin diye biliyorum ben.

Neredeyse her banka yurtdışı alışverişlerine 3-5 taksit yapıyor zaten. Yani sen tek çekimle ödüyorsun ama banka peşin fiyatına taksitli olarak ekstreye yansıtıyor. Tabii ki ödeme öncesi yararlanmak için kampanyaya katılmak gerekebilir. Kullandığın kartın sayfasına bakabilirsin.

garantide yok

www.etstur.com

harcamayı yap daha sonra bankayı ara taksitlendir, % 1 ile 2 arası faiz alıyorlar