Giriş
(1)

Bir Umut Sarıkaya Karikatürü

hansolo
Bir adam vardı, "canım sıkıldı Fransa'ya gittim, şirket açtım tutmadı kapattım. Ayrılıp master yaptım. Sonra müzik grubu kurdum" vs. gibi (salladım şimdi) anlatıyordu. Çok zor şeyler yaşamış gibi.Neydi bi buldurun be :/ Teşekkürler şimdiden
Bir adam vardı, "canım sıkıldı Fransa'ya gittim, şirket açtım tutmadı kapattım. Ayrılıp master yaptım. Sonra müzik grubu kurdum" vs. gibi (salladım şimdi) anlatıyordu. Çok zor şeyler yaşamış gibi.

Neydi bi buldurun be :/
Teşekkürler şimdiden
0
hansolo
(11.06.20)
vedatchilipeppers
(11.06.20)
(13)

Ne sıklıkla film izliyorsunuz?

Sonsuzluk ve Bir Gün
sb
sb
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(11.06.20)
normalde haftada 1 civarıydı, evde kalmaya başladıktan beri haftada 3-4'tür ortalama. bazı hafta sonları günde 2 film izledim mesela.
0
Bruce
(11.06.20)
jrr +1

o da sevdigim bir oyuncu oynuyorsa. onceleri deli gibi film dizi izlerdim. bi yerden sonra insan birakiyor galiba
0
baldan kaymak
(11.06.20)
bazen günde iki tane, bazen birkaç haftada bir.
belli olmuyor.
0
blatta hiberna
(11.06.20)
Haftada 2 3
0
Topalordek
(11.06.20)
hafta 1.
0
sizofren06
(11.06.20)
Belli bir sıklığı yok. 11 Mart'tan bu yana (eve kapandığım tarih) saymadım ama on film izlemişimdir sanırım. On filmin altı tanesini son iki haftada MUBI'den izlemişim.
0
vedatchilipeppers
(11.06.20)
Benim de degisiyo, bazen ayda bir film bile izlemiyorum, bazen günde iki film izliyorum. Karantina başladığından beri ortalamam haftada üç film.
0
epistemic_regress
(11.06.20)
Ramazan ayındayken ve bayramda hemen hemen 1 tane izliyordum. Bu ay biraz sekteye uğradı ama son 4 gündür, bir film izliyorum.
0
put it in your appropriate place
(11.06.20)
değişkenlik göstermesine karşın, haftada 4'ü ortalama olarak kabul edebilirim. geçen hafta her gün 1 film izlerken bu hafta sadece 1 film izledim.
0
belkider
(11.06.20)
Senede 1-2
0
paramolacak
(11.06.20)
vizyona giren her filmi izlerim genelde.

netflix'in filmlerini bile izliyorum.
0
ozdek
(11.06.20)
Haftada 1-2.
0
iwasbornonamountainside
(11.06.20)
Haftada 2-3
0
hayirsiz
(11.06.20)
(11)

işle ilgili akıl verir misiniz bana ?

matilda
Şimdi, ben minik bi ofiste çalışıyorum. Nisan-Mayıs'ta evden çalıştık. Haftada 2-3 gün ofise geldik. O dönemde kendi kişisel bilgisayarıma evden çalışabilmem için maili vs kurdurdum patrona. Sonra 1 Haziran itibariyle ofise döndük. Ama sanki hala evden çalışıyormuşuz gibi davranıyor bize. Akşamın 11
Şimdi, ben minik bi ofiste çalışıyorum. Nisan-Mayıs'ta evden çalıştık. Haftada 2-3 gün ofise geldik. O dönemde kendi kişisel bilgisayarıma evden çalışabilmem için maili vs kurdurdum patrona. Sonra 1 Haziran itibariyle ofise döndük. Ama sanki hala evden çalışıyormuşuz gibi davranıyor bize. Akşamın 11:30'unda şu maile bakıldı mı vs diyor (ortak whatsapp grubumuz var) mailin geliş saati 22:00. Yani sanki mecburmuşuz gibi bi de alooooo falan yazıyo. Ben de bazen ya hiç açmıyorum ya da görüldü atıp hiç takmıyorum. Bazen de o sırada bilgisayar başındaysam bakıyorum falan.
Bana çok saçma geliyor yani mecburmuşuz gibi sürekli mesaj atılması. Madem mesajı görüyorsun aç bak. Bi de bunun bi kardeşi var akşam 9da falan sürekli beni arıyor. Ofisin cep telefonu da bende, kendi telefonumu açmazsam onu arıyor, onu açmazsam da niye açılmıyor, demek ki müşterilere de cevap vermiyorsun sen vs vs söyleniyor bana. Müşterilere uyuyana kadar cvp vermek durumundayım ki akşam çok kimse yazmaz yani haftada 1-2 kişi akşam arar ya da yazar.
Bilemedim canımı sıkmaya başladı bu durum. Zaten şu an ofisten çalıştığımız halde kısa çalışma ödeneği kapsamındayız. Maaşı tam alıyoruz (sgk nın verdiğinin kalanını elden alıyoruz.) ama prim sıfır ödeniyor. Bi akıl da diyor ki bunu haklı fesih sebebi olarak gösterip 4 senelik tazminatı al git.
0
matilda
(11.06.20)
bir kere kolu kaptırdın mı bu işler çok zordur. o telefonu mesai saati bittikten sonra açmanı tavsiye etmem.
şirket telefonu da olsa bir mesai saatiniz vardır elbette. 7/24 açık tutulması gereken bir telefonsa bilemem ama ben akşam 18'den sonra müsait olmuyor telefonu başkasına vereyim falan denebilir?
0
ozdek
(11.06.20)
Kabus gibi. Ne rezil karakterde insanlar var.
Bunlar ancak yasadan davadan anlar ama nerede buna ceza verecek hakim. Yoksa konuşarak anlayacak adam boyle sey mi yapar?
Yani bence bunlari kayıt altina alin, ileride kullanirsiniz.
0
logisticsmanager
(11.06.20)
alakasız bir zamanda "fazla çalıştığımız sürelerin ücreti ödenecek mi" diye sor yanına gidip. ne fazlası derse "e mesai bitince akşam 10'da bile çalışmamız gerekiyor, artık home office olmadığımıza göre ben eve geldiğimde mesai saati ve çalışma ortamı dışına çıkmış olduğum için yasal olarak fazla çalışma yapıyor oluyorum. kçö bittikten sonra bunun ücretini alacak mıyız, hesabı nasıl olacak" diyeceksin.

patron perspektifinden bakarsak; işin görülmesi için sana fazla çalışma yaptırma hakkı var(tabii rızanı alması lazım önce ama orası okay diyelim) ama bunun yasal karşılığını vermek zorunda. ya bunu yapacak ki mali durumlar kötü olduğu için sanmıyorum kabul etsin, ya da hık mık diycek, sen de "o zaman akşamları çalışmıyoruz, okay" diyeceksin.

kolunu kaptırdın mı geriye dönmesi zor +1
her zaman yazdığım gibi gelişmiyor o diyaloglar biliyorum ama bir noktada "haklarımın farkındayım ve illegal şeyler yaptığınızın bilincindeyim, çok zorlamayın beni" mesajını vermen lazım. bunu tehdit gibi yapmaya gerek yok, sadece kendini ve ne isteyip istemediğini göstermen gerekiyor. en azından şimdilik.
0
Bruce
(11.06.20)
Mesai saatleri dışında çalışmayacağını söylesen ?
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(11.06.20)
Cringe levelım o kadar yükseldi ki okurken dişlerim çeneme kaçtı. Bağlam farklı da olsa bir Duyuru klasiği olarak net cevabım şudur: Ayrıl coco.
0
vedatchilipeppers
(11.06.20)
@Sonsuzluk ve Bir Gün , işine gelmeyen defolsun gitsin kafasındalar. ama ben niye haklıyken haksız olup 4 senelik tazminatımı yakayım?
0
🌸matilda
(11.06.20)
kardeşim bak şimdi dişe diş. arıyo mu acma. mesaj atıyo mu bakma. neden yakacan tazminatını. bırak ya takma. whatsapptan yazdı mesela saat 22:00 gelen mail için de ki yarın mesai saatinde bakarım de. cevabını ver.
0
sizofren06
(11.06.20)
bruce +1

" Bi akıl da diyor ki bunu haklı fesih sebebi olarak gösterip 4 senelik tazminatı al git."
bunun yapmadan bi avukatla gorus bana kalirsa.
0
fakyoras
(11.06.20)
kçö konusunda ben de ayni durumdayim ama arastirdiklarim sonucu anladim ki hakli fesih yapamiyormussun. sonradan degistiyse bilmiyorum ama tazminatla bunun bi alakasi yokmus oyle yazildi hep. bana sacma geldi ama @fakyoras+1 diyorum, avukatla gorusmeden boyle bir seye kalkisma.

ayrica o ne berbat patronlarmis ya bi an benimkilere sempati duyasim geldi :) mesai disinda yaptigim isler icin mesai ucreti odenecek mi veya benzer sekilde sorularla bilincli oldugunu ve ustelerlerse baslarina bela olacagini hissettir tavsiyesine de +1 diyorum ayrica.
0
in vino veritas
(11.06.20)
Hacım telefonu geri ver ya da ofiste bırak mesai saatinden sonra, eğer kullanıyorsan açman lazım.
Onun haricinde watsaptan yazmış, mail atmış gece 22 de vs falan sakın bakma bile, Son olarak ta öyle çıkarım alırım tazminatımı falan diye düşünme o işler öyle kolay degil, hele şimdi hiç değil. Çok fazla patronuda sinirlendirmeden diş göstermek lazım.
0
paramolacak
(11.06.20)
Onların telefonuna bakmayın, maili okumayın hatta mümkünse son görüldü kısmınu kapatıp mesajları okumayın. bu durum rahatsız ediyorsa onlar sizi çıkarsın siz mesai saatlerinde çalışmayarak yanlış bir şey yapmıyorsunuz.

İş hayatı hiç değişmiyor ya nereye gidersen git bir işi bir kere yapmayagör görevin haline geliyor.
0
Kediyi üzdün
(11.06.20)
(4)

Evde oturmaktan bunaldim neler yapabilirim disari cikip?

trablon
Yer İstanbul.Onerileri bekliyorum.
Yer İstanbul.
Onerileri bekliyorum.
0
trablon
(11.06.20)
beykoz da koruda gezebilirsin
bisiklet surebilirsin
kilyos sile deniz e girebilirsin
evde dizi izleyebilirsin
fazla insanla ic ice olmanı tavsiye etmiyorum
0
kingcyrax
(11.06.20)
Date sitelerinde takılabilir, şehir turuna çıkılabilir, yetenek varsa güzel bir yemek pişirilebilir, borsa, bahis, at yarışı, futbol turnuvaları kovalanabilir, sıkı çalışılırsa inceden fit bir vücuda sahip olunabilir.
0
IncredibleMau
(11.06.20)
Fenerbahçe Parkı çok sakin.
0
vedatchilipeppers
(11.06.20)
aga dating sitesindekiler direk evlenmeye getiriyorlar konuyu

ruh hastaları çok var oralarda
0
🌸trablon
(11.06.20)
(6)

Hukuk fakültesi mezunlarının son durumu

dissendium
Öncelikle aklımdaki bir düşünceyi söylemek istiyorum. Ben ikinci üniversite olarak iki yıllık ve sınavla hukuk fakültesine geçme olanağı tanıyan bir bölüm bitirmiştim 5 yıl önce. Mühendis olduğum için o bölümle ilgili bir şeyler yapmayı hiç düşünmedim şu ana kadar ama kayıt olurken hukuk fakültesine
Öncelikle aklımdaki bir düşünceyi söylemek istiyorum. Ben ikinci üniversite olarak iki yıllık ve sınavla hukuk fakültesine geçme olanağı tanıyan bir bölüm bitirmiştim 5 yıl önce. Mühendis olduğum için o bölümle ilgili bir şeyler yapmayı hiç düşünmedim şu ana kadar ama kayıt olurken hukuk fakültesine geçme şansımın olduğunu biliyordum. DGS başvuruları başladığı için sınava başvurup başvurmamak arasında kararsız kaldım. KPSS'ye çalıştığım için soruları bir yere kadar yapabileceğimi düşünüyorum. Belki şimdi kazanamam ama ileride kazanma şansım olabilir. Askerliğimi de yaptığım için ileride ekonomik durum uygun olursa tekrar üniversite okumam için bir engel yok.

Bu girişten sonra şunları sormak istiyorum. Hukuk fakültesinde okumanın son zamanlarda eskisi kadar prestijli olmadığıyla ilgili yazılar görüyorum İnternet'te. Durum gerçekten böyle mi? Yeni mezun biri ilk işini nasıl buluyor, hukukun hangi dalıyla daha çok ilgileniyor? Çoğunluk avukat olarak mı yola devam ediyor ya da herkes hâkim ya da savcı olmak için mi uğraşıyor?
0
dissendium
(11.06.20)
hukuk fakültesi kontenjanları aşırı arttığı için ayağa düştü olayı bayağıdır yapılıyor. geçmiş zamanda okuduğum bir haberde sanırım istanbul barosu bir istatistik yayınlamıştı. barodaki avukatların %15i kadarı toplam dosyanın %90ına bakıyor. geri kalan %10una geri kalan yeni yetme %85 bakıyor gibi bir olay vardı. kısacası herkes tecrübeli referanslı avukat aradığından eğer iyi bir çevreniz yoksa bu işten para kazanmanız yıllarınızı alıyormuş. benim avukatım 25 yıllık bir avukat. meslekte ilk 15 yıl kadar kendimi anca geçindirdim. son 10 senedir çevremin genişlemesi ve olumlu referanslarım sayesinde para kazanıyorum demişti.

konudan alakasız olarak gözlemlediğim kadarıyla zaten kazanma ihtimali olmayan dosyayı almıyor. ameliyat masasında kalma ihtimali yüksek hastayı cerrahın kabul etmemesi gibi. gelen adama bu iş zor uğraşamam diyerek kestirip atıyor eğer iyi bir rakam teklif edilirse kabul ediyor. sonuçta hiç kimse verdiği vaadi yerine getiremeyen adamla çalışmak istemez.

edit: dgs'yi bilemem ancak yks'de sadece puan olarak değil. ilk 150-200bin gibi bir sınır getirilmişti hatırladığım kadarıyla. öğretmenliklere de 300bin. sanırım amaç mantar gibi açılan vakıf üniversitelerinden parayla hukuk diploması alınmasın diye.
0
phonex
(11.06.20)
Açılın yeni mezun geldi. Aslına bakarsanız yeni mezun değilim, 6 ay oldu stajımı bitirip ruhsat alalı.

Çok kısa söyleyeceğim, avukatlığın prestijli olduğunu yalnızca hukuk fakültesi öğrencileri zannediyor. Onlar da gerçeklerden bihaber oldukları için.

Babası zengin olmayan bir stajyer avukat 1.5 sene kadar süren staj dönemini sürünerek geçiriyor. Anadolu şehirlerinde hiç ücret verilmediğini söylüyor oradaki arkadaşlar. Istanbulda ise 1000 tl ve yol yemek ücreti veriliyor. Bazen yol ve yemek dahi yok. Herkes bu rezil haldeyken avukatlığın prestijli olduğunu iddia etmek komik olur. Prestij diye bir şey olmadığını görebilmek için çağlayan adliyesi -2. Kata uğrayıp gerçekleri gözlerinizle görebilirsiniz.

Stajini yeni bitiren birine de asgari ücret ve 3500 tl arası ücret teklif ediyorlar.

Bu cevabim bir kamu spotu olarak kalsın burda ve sevgili liseli kardeşlerime sesleniyorum. Yeteneklerinizi ve enerjinizi başka işe yönlendirin. Zira çok ama çok pişman olacaksınız.
0
dre mithatoğlu
(11.06.20)
Her tarafim avukat arkadaş dolu. Prestij falan kalmadi.
Hakim/savci olmak istersen tanidik aramaya baslaman lazım, başka sansin yok.
Malesef ne kadar hukukcu olsalar da avukatlarin cogu isci haklarini umursamayan kisiler. Avukat yaninda calismal gerçekten kolay is değil, mühendis olup fabrikada calismayi tercih ederim.
Milyon mezun oldugundan herkes daha az kara is yapiyor haliyle para kazanmak zorlasiyor.

Kisacasi etrafinizda is olacak cok kisi yoksa, babaniz falan avukat degilse mantıklı değil.
0
logisticsmanager
(11.06.20)
Hukuk mezunlarının durumu tek kelimeyle, sıkıntı.

Şurada detaylı cevabım var: www.eksiduyuru.com

Kafana takılan başka şeyler olursa mesajla beni.
0
vedatchilipeppers
(11.06.20)
eskiden prestijliydi. bizim tercih zamanımızda 10 tane fakülte varsa şimdi 40- 50 tane fakülte var ne kadar prestijli olabilir ki. okula gitmeden mezun olmak matah sayılıyor. öğrenci hocaları görmüyor hiç. hukuk profu olmayan hukuk fakültesi var.

eskiden fakirin çocuğu hukuk okumamalı diyorlardı. şimdi bu söze daha çok inanıyorum.
0
kestane gürgen palamut
(11.06.20)
prestijli mi bilmiyorum ama şu hukuk bitti artık muhabbeti 10 yıl önce de yapılıyordu. bazı şeylerin değiştiği doğrudur ama hangi mesleği sorsan insanlar eksisi gibi değil, yağılmaz artk der.
0
black mamba
(11.06.20)
(2)

Elektronik imza ve engellenmiş klasör erişimi

vedatchilipeppers
Elektronik imza satın aldım bir firmadan ve bugün firmadan biri gelip kurulumu yaptı. Bilgisayarıma SafeNet Authentication Client diye bir program ve Java'nın bir sürümünü yükledikten sonra bana içinde elektronik sertifikasyon olan USB'yi bana teslim etti. Ben şu an işimi görebiliyorum ama ekranımın
Elektronik imza satın aldım bir firmadan ve bugün firmadan biri gelip kurulumu yaptı. Bilgisayarıma SafeNet Authentication Client diye bir program ve Java'nın bir sürümünü yükledikten sonra bana içinde elektronik sertifikasyon olan USB'yi bana teslim etti. Ben şu an işimi görebiliyorum ama ekranımın sağ alt köşesinde bildirimlere tıkladım az önce ve yetkisiz klasör erişimi uyarısı gördüm iki tane. Bir tanesini kurulumdan hemen sonra, bir tanesi de biraz önce almışım zaman olarak. Ekran görüntülerini aşağıda paylaşıyorum:

1- hizliresim.com
2- hizliresim.com

Neyse ne olduklarını da anlamadım, birkaç yabancı forumda arattım HarddiskVolumeShadowCopy falan diye ama anlayamadım mevzuyu.

Ya şimdi ben bir miktar şüpheye düştüm. Çünkü firmadan gelen (geldiğini iddia eden) eleman beni bir gün önceden şahsi cep numarasından arayarak şu şu saatlerde geleceğim uygun musunuz dedi. Ne bir kendini tanıtma ne bir şey, zorla ağzından aldım adını. Tipinde de firmayı temsil ettiğine dair bir ipucu kestiremedim, sadece bir form doldurup bilgilerimi aldı. Şimdi böyle anlatınca daha bir güvensizlik oluştu. Sanki bilgisayarımdan bir şeyler kopyalanıyormuş gibi hissediyorum :D

Sakıncalı bir durum var mı sizce?
0
vedatchilipeppers
(10.06.20)
Hangi firma hocam? Firmanın çağrı merkezini arayıp teyit edebilirsiniz bence. Sıkıntılı bir durum yok gibi geldi bana, gelen kişinin hödük olması gibi bir durum var sanırım.
0
bayc
(10.06.20)
Hocam çağrı merkezi telefonlara asla yanıt vermiyor, 5 iş gününde teslim edeceklerdi güya etmedikleri için defalarca aradım ne bir açan var ne geri dönüş yapan. Acelem olmadığı için çok umursamadım ben. Bugün bilgisayardaki bildirimleri gördükten sonra da firmayı aradım 6 dakika telefonda bekledim yine açan yok. Çocuğun şahsi telefonundan da aramak istemedim.

Firma adı ismiyle müsemma (!) E-Güven.

Edit: Kurulum yapılırken firmadan PIN kodu geldi telefonuma, yani veri kopyalama yoluyla nitelikli dolandırıcılık tarzı bir durum olabilir mi diye düşündüm başta (güven duygum yalama oldu; mesleki deformasyon), sonra firmadan kod geldiğini hatırlayınca o ihtimali sildim kafamdan ama şu bilgisayarıma gelen bildirimlerin anlamını çözemedim işte. Keşke yetkili bir abi gelip anlatsa.
0
🌸vedatchilipeppers
(10.06.20)
(9)

kitap okuma hızınız ne kadar?

tabudeviren
günde kaç sayfa veya saat okursunuz?150 sayfalık standart ölçülerde bir kitabı ne kadar sürede bitirirsiniz?
günde kaç sayfa veya saat okursunuz?
150 sayfalık standart ölçülerde bir kitabı ne kadar sürede bitirirsiniz?
0
tabudeviren
(09.06.20)
Hızımı ölçmedim ama bir günde bitiririm normal şartlar altında.
0
vedatchilipeppers
(09.06.20)
tüm gün işim yok evdeysem ve konusu çekici bir roman okuyorsam 350-400 sayfa okurum, ancak konu bilgi edinmeye dönük vs ise daha yavaş ve sindirerek okurum.
0
nihavent
(09.06.20)
tamamen kitabın ne kadar akıcı olduğuna bağlı. sevdiysem, roman ve hikayeyse bir günde biter. saat bazında hiç hesaplamadım ama ortalamadan hızlı okuyorum. eğer kitap edebi bir metin değilse en az iki güne yaymaya çalışırım.
0
black holes in the sky
(09.06.20)
ben 1 haftada bitiririm.
0
paramolacak
(09.06.20)
Yıllar önce 1100+ sayfalık Harry Potter'ı bir günde, dev Otostopçunun Galaksi Rehberi beşi bir yerde baskısını bir haftada okumuştum. Şimdi okuyamıyorum, dikkatim dağılıyor. Ama 150 sayfalık kitap çok sararsa bir günde kolay biter.
0
kobuzchu kiz
(09.06.20)
ilgimi çekerse bir oturuşta 50-60 sayfa okuyabiliyorum. ortalama bir kitap için 20 sayfaya düşüyor.
ilgimi çekerse her gün okuyorum bu 50-60 sayfayı. ortalama bir kitap için 2 günde bir 20 sayfa diyebiliriz.

soruya bu ışıkta cevap verirsem 3 ile 15 gün arası diyelim.
0
Bruce
(09.06.20)
Çok ilgimi çektiyse 140 sayfasını bir günde okurum.

Kalan 10 sayfa bitmesin diye bir aya yayabilirim.
0
tessera
(09.06.20)
Beni rahatsiz edecek kadar hizli okuyorum. Zorla hizli okuma seminerlerine katildim dershane yuzunden. Sonra, üniversitede de alanim edebiyat olunca, haftada 2 bazen 3 kitap incelemesi yapmak, analiz yazmak zorundaydim, o hizi azaltamadim.

150 sayfayi ikinci gune birakmam normalde.

Benim amacim zevk icin okumaya yaklasmak, bunun bilincinde olarak okuma süremi uzatmaya calisiyorum birkac yildir.
0
buf-e kür
(09.06.20)
ben de buf-e kur'un aksine edebiyat ogrencisi olmama/cok okumam gerekmesine ragmen kagni hizinda okuyorum. hizli okursam tamamen bosa gidiyor, anlamiyorum. sindire sindire, bazi paragraflari tekrar okumam gerekiyor cunku bazen dikkatim dagiliyor. klasikleri dusunecek olursak 2 saatte 100-110 sayfa okuyorum galiba. oturuyorum, boyle sanki saatler gecmis gibi geliyor, dur su bolumu de okuyayim diye bayagi bayagi uzatiyorum... bir bakiyorum 80 sayfa okumusum lel. gafa yetmiyor.
0
der meister
(09.06.20)
(5)

Felsefe bölümü yüksek lisans önerisi

simderun
Merhaba. Felsefe bölümü için YDS puanına sahip olmayan (İngilizcesi yok.) bir lisans mezunu hangi üniversitelerin yüksek lisans bölümlerine başvurabilir? Bu öğrenciye felsefe bölümü yüksek lisansı ile ilgili olarak neler önerirsiniz?Cevaplar için çok teşekkürler.
Merhaba. Felsefe bölümü için YDS puanına sahip olmayan (İngilizcesi yok.) bir lisans mezunu hangi üniversitelerin yüksek lisans bölümlerine başvurabilir? Bu öğrenciye felsefe bölümü yüksek lisansı ile ilgili olarak neler önerirsiniz?
Cevaplar için çok teşekkürler.
0
simderun
(02.06.20)
Türkçe eğitim veren üniversitelere baksın.
0
fezagezgini
(02.06.20)
İlk sorunu bilmiyorum ama ikinci soruna cevabım net bir şekilde o öğrencinin İngilizce öğrenmesi olurdu.
0
vedatchilipeppers
(02.06.20)
İngilizce bilmeden girersen mezun olman çok zor.
0
indifferent
(02.06.20)
ilkini bilmiyorum ama tezsiz yüksek lisans programlarında yds ve/veya ales gerekmiyor diye biliyorum. tabii sonrasında doktoraya devam edilemiyor.

ikincisi için felsefe için dil öğrenmek çok çok önemli. ingilizce değil aslında ama ingilizce kapıları açması açısından öğrenilmeli. yoksa felsefenin hangi alanıyla ilgileniliyorsa ve tez/proje hangi alanda yapılacaksa ona göre öğrenilmeli. yani varoluşçulukla ilgileniliyorsa fransızca, romantikler için almanca, analitikler için ingilizce, islam felsefesi için arapça/farsça gibi. eğer idealist biriyse yani gerçekten bu alanda ilerlenmek isteniyorsa latince ve antik yunanca şarttır. lisans bölümlerinde okutuluyor. eğer tez/proje skolastik felsefe üzerineyse yine latince veya antik yunansa antik yunanca öğrenmek önemli olabilir.

tabii bütün bunları ciddi anlamda felsefeci olmak isteyen biri için yazdım. aksi halde osmanlıca bilmeyen osmanlı tarihçileri gibi filan olunur. yani ciddiye alınmaz. yoksa çok da önemli değil tavsiye vermek. birkaç giriş kitabı okunması bölümü bitirmek için yeterli olur.
0
Sour
(02.06.20)
Dil önemli, evet. Ama dil öğrenmeden de burada yüksek yapabilirsin. Sonrasında ilgin artarsa dil öğrenme isteği de gelir içinden belki, bazı filozofları anlamak için bunun gerekli olduğunu kendin fark edersin.

Devlet okullarına bakabilirsin. Bu arada YDS biraz strateji sınavı, az bi İngilizce’yle 50 alabilir misin bi araştır derim.

Kötü yerlere de girme, mutsuz olursun.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(02.06.20)
(5)

Kesme İşaretinin Doğru Kullanımı Hakkında

vedatchilipeppers
"Dün gece şiirlerimi Varlık Dergisine yolladım." cümlesinde kesme işareti kullanılmaması doğru bir kullanım mıdır? TDK'nın http://tdk.gov.tr/icerik/yazim-kurallari/kesme-isareti/ linkini açtığımda özel adlara gelen durum ekleri kesme işaretiyle ayrılır yazıyor. Altındaki örnekte de "Resmî Gazete’de"
"Dün gece şiirlerimi Varlık Dergisine yolladım." cümlesinde kesme işareti kullanılmaması doğru bir kullanım mıdır?

TDK'nın tdk.gov.tr linkini açtığımda özel adlara gelen durum ekleri kesme işaretiyle ayrılır yazıyor. Altındaki örnekte de "Resmî Gazete’de" örneği mevcut. Biraz aşağılara indiğimde kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen eklerin kesme işaretiyle ayrılmayacağı yazıyor. Buna misal olarak da "Türk Dil Kurumundan" deniyor.

Şimdi Varlık Dergisi bir özel ad. Öte yandan bir kurumu da ifade etmiyor mu? Kurumu ifade etmesi ve kesme işareti kullanılmaması için "Varlık Dergisi Anonim Şirketine" mi demek gerekiyor yoksa? Kafam karıştı.
0
vedatchilipeppers
(02.06.20)
Burada özel isim olan Varlık Dergisi değil ki, Varlık. Yani Varlık'a gönderdim dese kesmeyle ayrılır ama diğer türlü kesmeyle ayrılmasına gerek yok. Varlık Dergisi deyince michael jackson şarkıcısı gibi oluyor biraz.
0
angelus
(02.06.20)
Aa doğru ya. O halde "Varlık Dergisi" değil "Varlık dergisi" şeklinde yazmak gerekiyor.

tdk.gov.tr C maddesi 21'inci bendin ilk uyarısına göre.
0
🌸vedatchilipeppers
(02.06.20)
Tabii küçük harfle başlamak gerekiyor:

"UYARI: Özel ada dâhil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz: Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tab­losu vb"
0
angelus
(02.06.20)
angelus +1

Resmi Gazete derken büyük harf ve kesme işareti kullanıyoruz çünkü ''Resmi Gazete'' bir bütün olarak özel ad.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(02.06.20)
Kullanım yerine göre değişir:

tdk.gov.tr
0
Sellim
(03.06.20)
(11)

alkol problemim var, galiba.

persona non gratayim ben
şimdi ben bir 10 senedir falan düzenli alkol kullanıyorum.düzenli derken gerçekten acayip düzenli. bundan bir 4-5 önce falan kendi kendime karar verip hiç içmediğim 6 aylık bir dönemi saymazsak bu son 10 senede içki içmediğim toplam gün sayısı 200'ü geçmemiştir herhalde. mevsime göre akşam 6-7 gibi
şimdi ben bir 10 senedir falan düzenli alkol kullanıyorum.

düzenli derken gerçekten acayip düzenli. bundan bir 4-5 önce falan kendi kendime karar verip hiç içmediğim 6 aylık bir dönemi saymazsak bu son 10 senede içki içmediğim toplam gün sayısı 200'ü geçmemiştir herhalde.

mevsime göre akşam 6-7 gibi başlayıp gece 12'ye kadar en az 2 bira, üstüne de en iyi ihtimalle 1.5 şişe şarap falan içiyorum. yapacak bir şey bulamazsam gece 12-1 gibi yemek yiyip yatıyorum, uykum gelmezse en fazla 3'e kadar devam ediyorum. hadi bugün az içeyim dediğim günlerde en az 5 bira içiyorum. öyle içip sapıtmak gibi huylarım da yok he, efendi gibi içip yatıyorum.

bazı geceler koltukta sızıyorum ama çok sık olmuyor. sızarsam 3-4 gibi uyanıp yerime yatıyorum. sabah 8 gibi kalkıp işe gidiyorum. 5-6 gibi çıkıp eve gelince aynı düzene devam.

şimdi bu virüs dalgasına ofisçek evden çalışıyoruz. sabah 8'de kalktıktan 5 saat sonra falan öğle yemeği ayağına kahvaltı yapıyorum, bir de gece 1 gibi yiyorum işte, aralarda anca bir tane elma/muz/armut falan gibi bir meyve yiyorum. geceden susuzluk olduğu için akşama kadar su içiyorum haliyle. henüz reflü falan olmadım. midem sağlam diyebilirim.

neyse, biraz içimi dökmek istedim. duyuruyu da soru diye açtım ama soru sormuyorum, bir şeyler sormak veya yorum yazmak isterseniz başım üstüne.
0
persona non gratayim ben
(31.05.20)
Yazık etme kendine, ciğerine yazık. iç ama arada bi iç, ayda yılda bir iç. Yuva kurmak istesen kimse yanaşmaz sana.
0
antihero
(31.05.20)
Kendi standartların dahilinde rutinini yaratmışsın, tercih olduğu müddetçe sorun yok korkma. Alkol problemi böyle bir şey değil. İçmediğin zaman sinirlerine hâkim olamıyor veya sağa sola sataşıp olay çıkarıyorsan o zaman alkol problem olduğunu düşünebilirsin ancak anlattıklarında her şey kontrol altında gibi.
0
vedatchilipeppers
(31.05.20)
Beynine ciğerine yazık azalt gözünü seveyim.
0
sckxyss
(31.05.20)
ben de benzer bir duyuru açacaktım ama vazgeçtim. koşullarımız ve hayatlarımız aynı değil belki ama ben de çok alkol tüketiyorum. belki de en büyük farkımız beni dizginleyen ailem. onları daha fazla üzmek istemiyorum. bu duyuruyu açtığına göre eminim senin de bir yanın bunun böyle olmasını istemiyor. yarından itibaren hayatı olduğu gibi yaşama taraftarıyım ve bu konuda çok kararlıyım. belki yardımım dokunabilir sana da. istediğin zaman özel mesaj atabilirsin
0
isimsiz uye
(31.05.20)
Hocam mutluysan kime ne açıkçası. Alkol ve sigara/puro zevki efsane bir olay. Ama ertesi günü sikintisi da var.

Bill burr var komedyen, o da 48-49 yasina kadar böyleydi ama cocugu olunca cocuguyla daha cok vakit gecirebilmek (kisacasi daha cok yasamak) icin birakti. En son 1 sene boyunca icmemisti. Ama sürekli alkolun o güzel tadindan bahseder durur.

Ben de donem donem iciyorum (1 sise bourbonun 1 hafta dayandigi donemler oldu) ama ne zaman alkole bagimli gibi oluyorum bir kac ay icmiyorum. Aynisi sigara icin de gecerli. Senede 3 paket falan iciyorum heralde.

Bu arada biraz spor katsaniz keske, her zaman iyidir vücut için. Alkol alsaniz da almasaniz da.
0
logisticsmanager
(31.05.20)
içmeyi tercih ediyorum, orası doğru ama, problem olduğunu düşündüğüm kısım rutinimden vazgeçememe korkusu galiba.

ne bileyim, misafirliğe gittiğimde veya akraba/aile ziyareti olduğunda falan içmediğim zamanlarda hiç aklıma gelmiyor mesela. ya da yemekten önce bira falan ikram edildiğinde 1 tane içip insan gibi 7'de akşam yemeği yiyince arkasını aramıyorum, zaten tok karnına içmeyi hiç sevmem, açken daha güzel oluyor.

tek başımayken akşamları vakit geçmeyecekmiş gibi geliyor.
0
🌸persona non gratayim ben
(31.05.20)
saglik problemi zaten ciddi seviyede olusmadan farkedebilecegin bir sey degil bircok durumda. yani midem falan saglam diye varsayimlarda bulunma.

ben senin durumunda olsam terapi tarzi bir destek alirdim.
0
hot potato
(31.05.20)
anlattığınıza göre alkol probleminiz yok. internette yazılanları/yorumları okuyup kendinize teşhis koymayın. alkolik insanlar sabah kalkıp bir şişe votka içiyorlar, öyle bir rutin. ben yılın her akşamı en az 4 bira + bazı geceler viski, gin, şarap canım ne çekerse içiyordum ama 1 sene önce, 1 günde bıcak sırtı gibi bıraktım. bırakmamda yardımcı etken spora başlamış olmamdı. bırakmak istedim çünkü gün içinde acayip halsiz yapıyordu beni veya şöyle anlatayım cep telefonunu geceden şarja bırakırsınız sabah %100 ile güne başlar, ben %60 ile başlıyordum. şimdi çok daha iyiyim, daha dinç ve güçlüyüm.

4-5 ay önce 3 bira + viski aldım. içtim ama tadını özlememişim. veya o kadar çok içmişim ki, beyin "ya aynı şey işte aq, ne içiyorsun" diyor. geçen yine bir viski alayım mı diye içimden geçirdim ama resmen içmiş gibi tadı/kafası beyimde canlandı ve anında vazgeçtim.

yukarıda yazılana katılıyorum, içki gerçekten güzel ama şartların da doğru olması lazım: paranız olacak, işiniz rayında gidiyor olacak yani ekstra bir efor sarfetmek zorunda kalmadığınız bir işiniz olacak, aileniz-ilişkileriniz problemsiz olacak, sağlığınız yerinde olacak ve iyi içki içeceksiniz. bunlardan biri bozuk olsun, insan zamanla teselliyi içkide aramaya başlıyor. içki teselli değil, ödül olmalı bence.
0
malheiros
(31.05.20)
ha yok, benim düzenim akşamcılık gibi işte. sabahları falan mümkün değil içmem.

ben de dediğim gibi işte 4-5 sene önce bir 6 aylığına hiç ağzıma sürmedim, bol bol salata, balık falan sağlıklı şeyler yemiştim. sonra aynen geri başladım maalesef.

şimdiye kadar işimi etkileyecek bir durum da olmadı açıkçası. sabah normal kalkıp işe gidip geliyorum rutin bir şekilde.

şu virüs olayı bitince sportif olaylara girsem iyi olacak evet.
0
🌸persona non gratayim ben
(31.05.20)
yaptığınız iyi bir şey değil. alkol zararlı bir madde. her gün içmek kesinlikle zararlı. seyreltin.
0
antikadimag
(31.05.20)
6 ay once tam kan tahlili yaptirmistim.

ast/alt/alp/ggt degerlerinden sadece ggt normal degerin ustunde cikmisti. doktora da soylemistim alkol kullandigimi ve etcil beslendigimi. ldl kolesterol da yuksekti sanirim.

akdeniz tipi diyete gecip alkolu azaltmami onermisti.
0
🌸persona non gratayim ben
(31.05.20)
(19)

öldükten sonra tüm soruların cevabını öğrenecek miyiz?

bugisme
ölümden sonra dünyadaki sıfır noktasından- mutlak kıyamete kadar, ya da en azından kendi doğumumuzdan ölümümüze kadar tüm soruların ve gizemlerin cevabını öğrenecek miyiz?Buna inanıyor musunuz?
ölümden sonra dünyadaki sıfır noktasından- mutlak kıyamete kadar, ya da en azından kendi doğumumuzdan ölümümüze kadar tüm soruların ve gizemlerin cevabını öğrenecek miyiz?

Buna inanıyor musunuz?
0
bugisme
(30.05.20)
Hayir. Sadece olecegiz.
0
logisticsmanager
(30.05.20)
Sen bir damlasin, okyanusa karisacagin icin, sen artik ait oldugun yere okyanusa doneceksin. Okyanus olacaksin. Bu soru bu boyutta aklina geliyor. O boyutta gelmeyecek. Şoyle ki, anne rahminde de bi yerdeyim ama neredyim diyordun. Iste ciktin ve burdasin. Burada da neredeyim diyorsun ayni sekilde.
0
tunaktunaktun
(30.05.20)
İnanmıyorum. Öğrenmek bu dünyaya mahsus, en azından bildiğimiz anlamda.
0
vedatchilipeppers
(30.05.20)
bilemeyiz ama kurzgesagt kanalı geçenlerde andy weir'ın egg öyküsünü animasyon haline getirdi kafa açıcı olabilir :) türkçe altyazısı da var

youtu.be
0
freebird5406_2
(30.05.20)
bir yaratıcıya inanıyorum o yüzden evet
0
deranzo1
(30.05.20)
Nerde okumuştum hatırlamıyorum. Varsayım o ki, ölümden sonra bir uyanış olacaksa eğer evrenin fizik yasalarından koparak zamandan münezzeh bir formda uyanacağız. İzafiyet teorisiyle de destekliyordu bunu. Haliyle ne olacaksa ölümün hemen ardından, o anda olacak. Bana en çekici gelen fikir bu. Ben şahsen bu şekilde düşünmeyi seviyorum :)
0
IncredibleMau
(30.05.20)
Böyle bir şey olsun çok istiyorum ama inanıyor muyum bilemiyorum. İnanasım var. Lütfen olsun çünkü.
0
kedili bisiler
(31.05.20)
İnanılmaz istiyorum bunu. Ölümden sonrası hiçlik,yani dogmadan önceki bilinçsizlik olursa şayet bu baya hayal kırıklığı olur.Tabi o zaman hayal kırıklığını hissedecek bilinçte olmayacak ya. Ölünce uyanır insan gibi yaklaşımlar var, farklı bir boyuta geçme hali. Bu düşünceler bana baya yakın geliyor. Milyarlarca galaksi,yıldız,gezegen. Devasa bir evren. Sırrını açıklamazlarsa darılırım valla.

Beni bundan çok daha fazla heyecanlandıran evrenin sırrının hayatta olduğumuz zaman içinde çözülmesi.
0
ırene adler
(31.05.20)
aslında günlerdir hatta yıllardır bilinçaltımı kurcalayan hatta kemiren bir soruydu bu. Öyle bir soru ki buna herkes inanmak ister gibi geliyor. inanmak isteyince de iş yaratılışa inanmaya gidiyor. Tek bildiğim şey ben buna çok inanmak istediğim için inanıyorum ve beni hayatta tutan, yaşama tutunmama sebep olan düşünce.içimden en azından hep “ nasıl olsa cevaplarını er geç öğreneceksin, yaşamana bak, kısırlı zamanını mutlu geçir” derken buluyorum.
0
🌸bugisme
(31.05.20)
hayır, bunları sadece yaşarken kafanı kullanarak öğrenebilirsin, öbür tarafta bi şey yok.
0
chezidek
(31.05.20)
cocukken hep buna inanirdim. simdi ise olmasini cok istiyor fakat pek de inanamiyorum. sadece ölücez ve film bitecek gibi geliyor.
0
in vino veritas
(31.05.20)
niye öğrenmemiz gerekiyor ki? her şeyi de bilmeyiverelim. bazı şeyleri bilemeyecek olmanın verdiği bir rahatlık var bence. bilmek lanetlenmektir, cehalet mutluluktur diye boşuna dememişler.

başka türlü bakalım; "tüm soruların cevabını" öğrenmiş olma fikri seni ürkütmüyor mu? düşünsene, her şeyi biliyorsun ve bilecek bir şey yok. ortaya büyük bir "boşluk" çıkar bence insanın zihninde.
0
Bruce
(31.05.20)
Çok sevdiğim bi filozof şöyle der, here şeyi bilmek zorunda değiliz
0
olaylar olaylar
(31.05.20)
Kimse bilmiyor. Evet veya hayır diye bir cevabi yok. Evet veya hayır diyen varsa bunlar inançtır.
0
Sellim
(31.05.20)
Tanrı inancım var o yüzden evet. Olmasa dahi öğrenmek isterdim. Gerçi her şey bittikten sonra öğrenmenin ne anlamı olur bilmiyorum.
0
black holes in the sky
(31.05.20)
bir üst evren olmama ihtimali yok bence.
biz kimiz? neredeyiz? bilinç neden var? bir araya gelmiş bir yığın atom olarak bu soruya nasıl cevap veriyorum?

bu durumda yok olmayacağımı düşünüyorum.
yok olabilirim de ama bizi bilinçli olarak yaratan tanrının bizi yok etmeyeceğine, hesap gününe inanıyorum.

sanırım cennete gidenler tüm soruların cevaplarını öğrenecek.
0
işimdeyim gücümdeyim
(31.05.20)
Freebird +1 animasyon herseyi ozetlemis.
0
tunaktunaktun
(31.05.20)
Doğmadan önce nasıldın? Öldükten sonra da öyle olacaksın.
0
elitoangelito
(31.05.20)
Evet. Herşeyi öğreneceksin. Bazıları için iyi ki derken bazen de pişmanlık duyacaksın. Senin dışında gelişen olayları neden merak ediyorsun ki
0
opitseri
(31.05.20)
(16)

Hangi Avrupa ülkesinde yaşamak isterdiniz ?

garavel
Sb. Genelde malum almanya, hollanda, fransa veya belçika tercih ediliyor ekonomik sebeplerden dolayı, ispanya neredeyse hiç yok italya çok az, bir de iskandinav ülkeleri var. Siz nereyi seçerdiniz ve neden? Açıkcası iki ağır basan ülke almanya ve hollanda ama hollanda dil avantajından dolayı ( ingil
Sb. Genelde malum almanya, hollanda, fransa veya belçika tercih ediliyor ekonomik sebeplerden dolayı, ispanya neredeyse hiç yok italya çok az, bir de iskandinav ülkeleri var. Siz nereyi seçerdiniz ve neden? Açıkcası iki ağır basan ülke almanya ve hollanda ama hollanda dil avantajından dolayı ( ingilizcenin her yerde geçmesi ) ve daha canlı olması öne çıkıyor gibi. Sizce? Yaşayanlar varsa onların yorumlarını özellikle merak ediyorum .
0
garavel
(30.05.20)
Yasadigim icin diyorum; fransa güzel yer. Ozellikle paris ve civarinda yasamiyorsan.
Lyon isterim, bir kaç kere gittim. Çok ideal şehir. Rhone nehrinin etrafinda çok güzel oturabilecek, kosulabilecek yerler var. Havalimani güzel, ulaşım güzel, ne soğuk ne sicak. Cenevre yakini oldugundan is olanaklari da cok. Nufus da ideal (2m).

Onun dışında daha bir sürü var sehir de taniyacak kadar zaman gecirdigim cok fazla yok.
0
logisticsmanager
(30.05.20)
çocukluğumdan beri yurtdışı hastasıyım ben. sadece ekonomik sebepler değil. kültürel merak, farklı kültürleri görme/tanıma isteği vs. de etkili. yaş ilerledikçe tabii ki ekonomi, ırkçılık, yaşam standardı vb. şeyleri daha çok dikkate almaya başlıyorsun. ben sanırım 12 yaşımdan beri alman & rus sapığıyım. almanya'da yaşamayı çok istiyorum. hâlâ okuduğum için önümüzdeki beş yıl adına pek ümidim yok ama 32-33 yaş veya sonrasında gitme şansım olur belki.

senin de söylediğin gibi çoğu kişi almanya-hollanda diyor. alternatif olarak hırvatistan'ı sunacağım. zaten kız arkadaşım hırvat olduğu için gtüme tekmeyi yemediğim sürece istemesem de oraya gitmem gerekecek o türkiye'de yaşamak istemediği için. orada da mutlu olurum diye düşünüyorum, balkan memleketlerini severim ve hem onun hem de osmanlı'nın (hehe) sayesinde kültüre de bayağı aşinayım sayılır. tabii yugonostaljik bir bey olmamın da payı var ama bunu ortalık yerde pek söylemiyorum, hırvatlar genelde sevmiyor. "olm yugoslavya'yı yine kuralım ama sırpları almayalım bu sefer" diyorum, gülmüyorlar. imkânım olsa, bugün yerleşebilecek olsak giderdim.
0
der meister
(30.05.20)
Kuzey İtalya'nın kırlarında gezenti bir hayat yaşamak güzel olurdu. Alpler ile Po Nehri arasında bir yerlerde köy köy dolaşıp şarap içer suya girerdim.
0
vedatchilipeppers
(30.05.20)
3 seneyi aşkın fransa geçmişim var, doktorayı burada yaptım. 3 sene türkiye'ye dönüp tübitak projesinde çalışıp geri geldim, şu anda da burada yaşıyorum.

kuzey avrupa'yı tercih etmezdim, hem maddi, hem de manevi açıdan soğuk geliyor. hava da soğuk, insanlar da soğukmuş gibi. saçma olabilir, neyse.

almanya'da çok fazla türk var, muhatap olmak istemiyorum pek. polonya, çekya, macaristan, ispanya, italya; bunlar da akademik imkanlar bakımında biraz fakirmiş ya, maaşlar nispeten düşükmüş.

isviçre'de yaşamak isterdim açıkçası. masraflar fazla ama maaşlar da güzel. belki kalıcı bir pozisyon bulmak için isviçre'yi zorlayabilirim; hiç olmadı fransa artık.
0
chezidek
(31.05.20)
@chezidek fransa’yı avantaj ve dezavantaj yönünden değerlendirebilir misiniz? Sevdiğiniz, sevmediğiniz/ en zorlandığınız yönleri vs.
0
🌸garavel
(31.05.20)
İtalya ama köy fantezim falan yok. Direkt Roma'da yaşamak isterdim. Ya da İspanya, Barselona olabilir. Sebebi iklim, kültür, yaşayış, dil...

Almanya'da ya da Fransa'da yaşamak pek çekici gelmedi şu ana kadar.
0
dissendium
(31.05.20)
@garavel; Fransa güzel bir ülke. Eger uluslararasi bir sektordeysen (misal komsum magazalarin ic dizayni isinde ama Fransızca bilmiyor ve calisacagi kisiler normal fransiz dukkan sahibi) fransizca bilme zorunlulugun yok ki cok ilan gordum fransizca aramayan, ben kendi iki isimi de fransizca konusmadan aldim zaten.

Irkcilik, milliyetcilik gibi şeyler yasamadim. Bir kere bir ermeni spor salonunda gelip "talat paşayi biliyor musun dedelerimi oldurmus" falan dedi. Bunun disinda daha fransa'da noluyo lan dedigim olay yasamadim. Cogu kisi oldukca nazik ve kibar hatta. Tabi ben mizac olarak Türk'e benzemiyorum, isim olarak da ispanyol cagristiriyorum o yüzden etkili olabilir.

Calisan haklari konusunda kimse ellerine su dokemez. 7 hafta tatil, normal calisana 35 saat (benim gibi müdürler sinirsiz saat), isten atilmak imkansiza yakin gibi, kisa sureli issizlik olsa bana %100 maas ve normal calisana da %80 maaş veriliyor. Sağlık sistemi maliyet acisindan iyi ama randevu vs turkiye gibi değil. Ama Türkiyede yer gok ozel hastane ve fransa gibi cebimden para cikmasin dersen turkiyede de beklersin devletten randevu için. Ama disci, goz doktoru vs gibi şeyler hepsi odeniyor (ek sigortan varsa %100 ki sirket veriyor bu sigortalari ya da sen kendin de alabilirsin).

En büyük sikinti bana göre belgeye dayali islemin coklugu. 25 yillik Türkiye hayatimdaki belgenin 10 kati belge edindim Fransa'da.

Devlet isleri sikintili ama eninde sonunda çözülüyor.

Almanya'da araba, teknoloji daha ucuz. Ama orada daha cok calisip daha az tatil yapiliyor o da var.

Fransa güzel ülke, hele akdeniz insaniysan bizlere daha uygun. Isvec'e norvec'e oranla buraları tercih ederim.
0
logisticsmanager
(31.05.20)
Bahsettiğiniz ülkeleri görmüş daha önce Almanya ve Fransa’da yaşamış ve Eylül ayı itibariyle Hollanda’ya yerleşecek birisi olarak ben de düşüncelerimi paylaşmak isterim.

Almanya: Fransa’da yaşarken hep özenirdim burada yaşayanlara. Alman şehirlerini gezmek, orada bulunmak çok iyi gelirdi. Biraz davulun sesi uzaktan hoş gelir hesabı Düsseldorf’a gelince anladım ki çok kalabalık olmamızın yol açtığı bazı onarılamaz sorunlar var. Türklerin çok olması kültürel olarak bir çok şey ulaşılabilir kılmakla birlikte başa çıkmanız gereken bir dolu önyargı ve ayrımcılık sorunlarını da beraberinde getirmiş. Kimse sizin hakkınızda bir şey merak etmiyor bu çok acı. Doğrudan bir olay deneyimlemesem de bir özgüvensizlik hissediyordum genel olarak. Ekonomik olarak çok rahat, marketler çok ucuz kiralar hariç ger şey ucuz. Hayat genel olarak çok rahat diyebilirim. Bir de Fransa ile kıyasladığımda daha az yeşil daha az temiz hava var idi. Bu tabii şehre göre değişir. Güney Almanya daha sempatik gelmiştir hep.

Fransa: 5 ay kaldım ve zor geçti. Dil büyük bir problem. Almanya’da Türkler ne ise burada da Kuzey Afrikalılar öyle. Kalabalık bir müslüman nüfusu söz konusu. Almanlara göre daha kibirli davranışlar gözlemlemiştim. Almanların daha rahat olduklarını düşünüyorum. En önemlisi sosyal hayat sahiden çok kötüydü. Saat 6’da her yer kapanıyor, sokaklar bomboş, panjurlar çekiliyor. Pazar günleri de aynı. Fransızca zor ve güzel bir dil. Genel olarak marketler vs ucuz olsa da kiralar aynı şekilde pahalı. Lyon tarafları güzel. Burada yaşayan Türklerin genel anlamda mutsuz olduklarını gözlemlemiştim.

İsviçre: Çok defa gidiş gelişlerle yaklaşık 2 ay geçirdim Zürih ve Bern’de. 20’ye yakın şehir gezmiş birisi olarak içimi bu kadar daraltan başka bir ülkede hiç bulunmadım. Hayat pahalılığı bir tarafa katı kurallar ve sürekli ceza yeme korkusu hayatı zorlaştırıyor. İnsanlarla yakın ilişkiler kurmak çok zor. Türk nüfus az değil ve önemli ölçüde bir Kürt diasporası var. Pkk terör örgütü olarak tanınmadığı için Kürtler sürekli eylem yapıyorlar. Gezmek için güzel ama asla yaşamak istemezdim.

Hollanda: 5-6 şehir gezmiştim daha önce. Ekonomik olarak Almanya’ya nispeten pahalı bir yer. İnsanlar çok mutlu görünüyorlar. Liberal politikaların ve bu politikaların genel tutarsızlığının çok fazla yaşandığı bir yer sanırım. Açıkçası orada yaşayacak olmaktan ötürü bazı çekincelerim var önyargı ayrımcılık noktasında. Fakat yine de mutluyum.
0
but that was just a dream
(31.05.20)
cok net soyluyorum, avrupa'da hollanda disinda bir yerde yasanmaz. hem dil, hem is imkanlari, hem genel olarak gelismislik hem de yabancilara bakis acisi acisindan hollanda'dan daha iyi olan bir yer yok. dogasi ve ekonomik sebepleri ile Isvicre de iyi ama Isvicre Almancasi disinda dil bilmezler. almani, fransizi italyani dahil isvicreli olmayan kimseyi sevmezler ve istemezler bunu da gayet belli ederler. evli, cocuklu ve 45+ yasinda degilsen sehirlerinde yapacak hic bir sosyal aktivite bulamazsin.

5 yil Hollanda 1,5 yil Isvicre'de yasadim. Almanya, Belcika, Italya Fransa hepsini gezdim. Iyiki hollandaya yerlesmisim diyorum.
0
crucio
(31.05.20)
@crucio hollanda’da hangi şehirdesiniz? açıkcası gönlüm amsterdam dışında sessiz sakin bir yer istiyor. arkadaşım 5 ay arnhem’de yaşadı ve öve öve bitiremiyor fotoğraflardan gördüğüm gerçekten muhteşem bir yer ama iş imkanları nasıldır bilemiyorum tabi.

@but that was just a dream dediğiniz durum gerçekten can sıkıcı, 3-3,5 milyonun üzerinde türk var ve artık sizi ezberlenmişler mutlak bir önyargı var ve belki yabancı gözü ile bile bakılmıyor. ama yine de yazınızdan anladığım en yaşanılabilir yer almanya gibi. merak ettğim, fransa’da hayat bitiyor demişsiniz belli bi saatten sonra almanya farklı mı ?
0
🌸garavel
(31.05.20)
Açıkçası Türklerin çok olmasından kaynaklı sorunları (ki bu durumun epey bir getirileri de var) bir kenara koyarsak ben Almanya tercih ederdim. Aslında geçen sene benzer bir tercih yapmak durumunda kalmış birisi olarak Almanya’yı seçmiştim fakat eşimin eğitim durumundan ötürü Hollanda’ya yerleşmek durumundayız şu an.

Şöyle söyleyim Fransa’da 130 binlik küçük bir şehirde yaşadım. Herhangi bir insanla konuşmadan geçirdiğim bir sürü gün olmuştur. 6-7 gibi tüm marketler, mağazalar kapanıyor sokaklarda da kimseler kalmıyordu. Benzer bir duruma Hollanda’nın Venlo şehrinde ve İsviçre’nin Zürih hariç bir çok şehrinde de rastladım. Paris’te de sokaklar hiç hareketli değildi 9-10 gibi saatlerde. Aksine Düsseldorf her saat hareketliydi. Sadece şehir merkezi değil kenar mahallerinde bile büyük süpermarketler gece 12’ye kadar açıktı ve sabaha kadar toplu taşıma vardı. Hala da öyledir diye düşünüyorum. Fakat Düsseldorf’un Almanya’nın en büyük şehirlerinden birisi olduğunu unutmamak lazım.
0
but that was just a dream
(31.05.20)
Budapeşte'ye aşığım. Gördüğüm şehirler arasında net en güzeliydi.
O yüzden Macaristan hayalimdir :(
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(31.05.20)
havadan para geldigi ve oturma izni vs gibi konseptlerin olmadigi bir utopyadan bahsetmiyorsak (yani budapeste falan...) ingiltere.

neden? cunku ingilizce biliyorum ve bu yuzden kulturel olarak gorece az izole olacagimi ve kariyer olanaklarimin gorece olarak genis olacagini dusunuyorum.

"sunlar bunlar tercih ediliyor, italya ispanya tercih edilmiyor" derken... kimsenin "tercih" ettigi yok ki. herkes gidebildigi yere gidiyor. ispanya italya zaten issizligin yuksek, ekonominin kotu oldugu yerler. bunun ustune dil bariyeri, calisma dilinin cogunlukla ingilizce olmamasi gibi seyleri ekle. haliyle turkiye'den birinin is bulup gitmesi zor.

onun haricinde avrupa'da yasamiyorum ve yasamayi dusunmuyorum zaten.
0
hot potato
(31.05.20)
"@chezidek fransa’yı avantaj ve dezavantaj yönünden değerlendirebilir misiniz? Sevdiğiniz, sevmediğiniz/ en zorlandığınız yönleri vs."

@garavel: bürokrasi/kağıt kürek işleri biraz bunaltıyor insanı, ama gerekli belgeleri toparlayınca işlemler sorunsuz halloluyor.

dil problemi yaşanabilir, ilk geldiğimde işleri ingilizce halletmeye çalışmıştım. o zamanlar öğrenci olduğum ve baştaki işlemler hep yabancıların yaptığı şeyler olunca ingilizceyle yırttık, eğer işyeri yabancı ağırlıklı bir şirket/üniversite/kurum ise ingilizce geçerli olur ama sağda solda milletle muhabbet etmek için temel düzeyde fransızca şart.

yaşanılan şehre göre yaşam kalitesi değişebiliyor. büyük ve tarihi şehirlerde mimari çok güzel. daha önce doğuda, almanya sınırına çok yakın ve tarihi önemi olan bir şehirdeydim. binaları incelemekten kendimi alamazdım. insanları güzeldi.

şu anda paris'in 30 km güneyinde bir şehirdeyim. aradaki fark o kadar açık ki. burası paris'teki yüksek kiralardan kaçmak için sonradan yapılmış bir şehir. paris istanbul'sa burası sakarya gibi bir yani. sosyal imkanlar biraz kısıtlı, ama trenle 45 dakikada paris'in göbeğine ulaşmak mümkün.

ben akademik ortamdayım, çalışma şartları çok güzel. haftalık 35 saat, 55 gün iznim var. izin süresine haftasonlarını dahil etmiyorlar, teknik olarak 77 gün oluyor yani. şirkette olsam da şartlar benzer olurdu herhalde. kuzenim de 15 senedir gıda mühendisi olarak fransa'da, onun demesine göre çok abuk bir şey yapmadığın sürece işten çıkarılma gibi bir durum söz konusu da olmuyormuş sanırım.

başka da aklıma bir şey gelmiyor. özellikle sormak istediğin bir şeyler olursa mesaj atarsın hocam.
0
chezidek
(31.05.20)
bence bu tarz ülkelerde sosyal yaşama girmek zor. türk olmamızdan dolayı bir ön yargı var. sosyal hayat benim için önemsiz, yaşam şartları daha önemli diye düşünüyorsanız. hollanda iyi seçim olur. ancak hafta içi her yer 6dan sonra kapanıyor, iskandinav yaşamına benzer sakin bir yaşam bizim gibi akdeniz insanına sıkıcı geliyor.(amsterdam hariç) kuzey fransa hoşuma gitmişti, kuzey italya da öyle. almanya da çok türk olması dezavantaj. hollanda da türk çok. beklentiye göre değişir.
0
mikahakkinen
(31.05.20)
İsvicre'de büyümüş ve İsviçre vatandaşı biri olarak gözüm kapalı İsviçre derim bu soruya. Diğer Avrupa ülkelerinde uzun uzadıya kalmadım hiç; tatillerde vs gittim ama benim için Avrupa ülkesinde yaşayacaksam o ülke İsviçre olur ve çoğu konuda diğer ülkelerden fersah fersah ilerdedir bence. Öyle ırkçılık, kimseyi sevmeme vs gibi durumlarla da bir kere bile karşılaşmadım; aksine fazla mozaik bir ulke. Ha düzeni, kuralları sonradan gelen insanlara zor geliyorsa bilemiyorum; aksine benim İsviçre'de en sevdiğim şey bu düzendir. Şu anda Türkiye'de bu konuda çok zorlanıyorum.

Bir de belki Londra; gittiğimde bayağı sevmiştim.
0
fraise
(31.05.20)
(2)

Amerika’da ne oluyor?

sacrilegious
Birkaç gündür internet erişimim yoktu. Olayları baştan sona özetleyen bir video,makale veya flood varsa paylaşır mısınız? Çok bölük pörçük okudum çünkü. Ps:İngilizce de olabilir. Teşekkürler.
Birkaç gündür internet erişimim yoktu. Olayları baştan sona özetleyen bir video,makale veya flood varsa paylaşır mısınız? Çok bölük pörçük okudum çünkü.
Ps:İngilizce de olabilir.

Teşekkürler.
0
sacrilegious
(30.05.20)
Ben özetleyeyim, canavarca hisle bir cinayet işlendi. Bir tane beyazi polis memuru, direnmeyen siyahi vatandaşın boynuna dakikalarca diziyle bastırarak nefessiz bıraktı ve öldürdü.

www.theguardian.com
0
vedatchilipeppers
(30.05.20)
yine yakın zamanda şöyle bir şey oluyor.

twitter.com

bi birikim olduğu kesin. bu ayrımcılığı birçok dizi de işliyor zaten ama tabi savunmasız bir insanın canice öldürülmesi bir patlama yaşattı denilebilir.
0
asilsiz suclama
(30.05.20)
(11)

Floyd ayaklanması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Unde bach canim
Özellikle tip enkaz için: https://mobile.twitter.com/merdumgiris/status/1266256636789665793
Özellikle tip enkaz için: mobile.twitter.com
0
Unde bach canim
(30.05.20)
firsattan istifade marketleri yagmaliyorlar.
0
baldur2
(30.05.20)
Genel olarak özgürlük güvenlik dengesinin derinlemesine sorgulanması gerektiğini; özel olarak da polis teşkilatı çalışanı olacak kişilerin son derece ciddi ve sistematik şekilde psikolojik sınavlardan geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
0
vedatchilipeppers
(30.05.20)
güzel demiş tiviti atan, zulüm varsa isyan da var. maalesef biz çok alıştık zulüm karşısında hiçbir şey yapamamaya, yapanı da tuhafsayanlar oluyor o yüzden tivitin altındakiler gibi. isyanı da devrimi de dünya tarihinde pamuk şekerlerle yapabilen yoktur gelecekte de olmayacaktır elbette. meşhur sözdeki gibi "hem ayranım dökülmesin hem de başka bi şey olmasın" olmuyor yani.
0
semaforo de medianoche
(30.05.20)
Ortada bir polis şiddeti olduğu doğru ama adamın ırkçı duygularla bu şiddeti uyguladığını düşünmüyorum. Çünkü şahıs Vietnam asıllı Kellie Chauvin ile evliymiş:

www.twincities.com

Irkçı birinin böyle bir kadınla evleneceğine ihtimal vermiyorum.
0
fobfilm
(30.05.20)
Usa Polisleri zaten sevilmez bu bir gerçek,Irkçılık var mı ? Kesinlikle evet fakat olaya tek taraflı yaklaşılıyor sadece siyahi olduğu için o davranışa maruz kaldığı ne malum
0
shredd
(30.05.20)
Konu ile alakasız adamın dukkaninin camlarını kırıp fuck you yazmanın neresi isyan?
0
elorelia
(30.05.20)
Olan olayların hepsi tek bir organizmaymış gibi değerlendirmek yanlış. bütün toplumsal olaylarda bu hata yapılıyor.

bir yerde 500.000 kişi sokağa dökülüyor. protestolar oluyor. protestolarda bir kişi öldürülüyor. sanki 500.000 kişinin kollektif cinayeti gibi bir değerlendirme yapılıyor. sanki protestonun amacı o cinayeti işlemekmiş gibi.

bu tarz toplumsal olayların ön görülemeyen dinamikleri var. iran islam devrimi bunun en güzel örneği. orada da sokağa dökülenlere ve bu olayların sonrasında olayın galipleri bambaşka kişilerdi.

rus devrimine baktığınızda bu kadar bariz olmasa da benzer bir durum var. o hikaye daha karmaşık ve uzun onu buraya sığdıramam.

bu tarz toplumsal olaylardan faydalanmak isteyen çok grup oluyor.

olay gerçekten floyd'a yapılan insan dışı muamele için başlıyor. grup yeterince büyüyünce başka birileri de fırsattan istifade etmek istiyor. misal zaten hırsızlık, kaçakçılık gibi işlerle uğraştığını düşün. bir anda etrafında polisler düşman ilan edilmiş, polis gördüğü yerde insanlar saldırıyor, polis merkezi basılıp yakılmış. o zaman bu market yağmalamak için de mükemmel bir fırsat. gidip marketi, elektronik mağazalarını falan yağmalıyorsun fırsattan istifade.

ama bu o olaylardan bağımsız bir olay aslında. sen sadece o olayların ortaya çıkardığı uygun ortamdan yararlanıyorsun.


amerika'da polislerin beyaz olmayanlara tutumu ile ilgili zaten yıllardır eleştiriler vardı. daha bir kaç sene önce eric garner da benzer bir şekilde yine polis tarafından öldürülmüştü. nefes alamıyorum çığlıkları içinde ölüp gitmişti adam. bu soruna bu tarz bir tepki verilmesi hoş. ezile ezile artık isyan noktasına gelmiş insanlar.

fakat yukarıda dediğim gibi bu ortamı fırsat bilip yağmalamalar yapmak bambaşka bir şey. bunun önüne nasıl geçilebilir onu bilemiyorum. bu olayları fırsat olarak görüp bu tarz kriminal olaylara girişen insanlar işte bu dünyayı cehenneme çeviren iğrenç yaratıklar.
0
levpontryagin
(30.05.20)
@elorelia adamlar bize bunu yaparsanız bu şehri yakarız yıkarız diyor işte. bunu iyi bir şey olduğu için değil kötü bir şey olduğu için yapıyolar zaten. maalesef günümüz dünya düzeni bundan anlıyor. böyle durumlarda zarara uğrayanların uğradıkları zararın hesabını zulmedenlerden değil de isyan edenlerden sorması da büyük yanlış olur. guernica tablosu için bu tabloyu siz mi yaptınız diye soran generale hayır siz yaptınız diyen picasso gibi amerikadaki bu tablo da zulmedenlerin eseri.
0
semaforo de medianoche
(30.05.20)
sonuna kadar haklı olduğunu ve bir şeyler değişene kadar da devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. "ama başkasının malına zarar veriyür"cü ılık g*tlü kapital yalakaları çok istiyorlarsa gidip o zarar verilen yerleri tamir edebilirler. sokakta yürüyüp iki slogan attığınızda kimse size bir şey vermez. yüzyıllardır ezilen, hâlâ it yerine koyulan milyonlarca insandan söz ediyoruz. gerekiyorlarsa bütün ülkeyi yaksınlar. "AMA ADAMLARIN MALINA ZARAR VERİLİYÜR" kafasıyla kimse bir şey elde etmedi, edemez.

konu sadece siyahi bir adamın öldürülmesi değil. bunun için kimse böyle eylemlere girişmezdi. sistematik ayrımcılık, ırkçılık, garibanın ezilmesi vs. kontrolden çıkmış durumda artık. sadece abd'de değil bütün dünyada böyle. sistemin dışına itilen, iyi eğitim alma fırsatı olmayan, iyi eğitim alsa bile beyazdan daha düşük maaş almak zorunda kalan adamdan pankart taşıyarak yürümesini bekleyemezsin. onu da yapıyor insanlar, ne değişiyor?

otoritenin kölesi olmuş, aman tadımız kaçmasıncı tiplerin istediği şey şu: insanlar acı çekmeye, ötekileştirilmeye, sömürülmeye devam etsin ama benim gözümden uzak olsunlar. sağı solu da yıkıp benim eğlencemi bozmasınlar. gerisi hikaye, bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

ha bu "ayaklanma"dan da bir şey çıkmaz muhtemelen, çünkü sistemli ve bilinçli bir hareket söz konusu değil. sokağa çıkıp 1-2 hafta sağı solu dağıtıyorlar, sonra ulusal muhafızlar gelince evlere dağılıyorlar.
0
der meister
(30.05.20)
baldur2
(30.05.20)
@baldur2 Hayatın ne olduğu henüz bilmeyen, bu gibi şiddet gösterilerini eğlence için bir fırsat olarak gören yaşı genç ergen zihniyetler için iyi bir ders olmuş.
0
fobfilm
(30.05.20)
(13)

Google Drive ve korkular

vedatchilipeppers
Bu sisteme daha yeni geçiş yaptım (evet teknolojiyi bir hayli geriden takip ediyorum) ve harici hard diskimi boşaltıp olan biten tüm dijital varlığımı buluta koydum. Ancak, hani olmaz da, bir dünya krizi meydana gelir bir virüs peydah olur da koskoca Google çöküverir. O zaman bizim bu dosyalarımıza
Bu sisteme daha yeni geçiş yaptım (evet teknolojiyi bir hayli geriden takip ediyorum) ve harici hard diskimi boşaltıp olan biten tüm dijital varlığımı buluta koydum. Ancak, hani olmaz da, bir dünya krizi meydana gelir bir virüs peydah olur da koskoca Google çöküverir. O zaman bizim bu dosyalarımıza ne oluverir acaba? Akşam akşam aklıma karpuz kabuğu düştü, tüm hayatımı bağladım oraya resmen ve çok ciddi emek verdiğim dosyalar var içinde. Aralarından en önemli olanları harici yedeklemeye devam mı etsem acaba? O dosyalara bir şey olursa kafama sıkarım çünkü.
0
vedatchilipeppers
(29.05.20)
tüm verini sadece Google'a teslim etme tabii ki. Harddiskinin bozulma ihtimaline karşı Google veya başka bir clouda DA yedekle. Ek olarak. Bu servisler çeşitli şekillerde yedekleme yapıyorlar çok bir şey olacağını sanmam ama sonuçta verilerin Amerika'da çeşitli serverlarda duruyor. Bilemeyiz.
0
nhk ni youkosu
(29.05.20)
Hiç bir şeyin güvencesi yok. Geçen gün birinin başına gelmişti burdan. Artık hangi hesabı google hesabıyla ilişkilendirdiyse. Google şüpheli hesap diye kapatmış hesabını. İçinden hiç birşeye erişememiş
0
efruz
(29.05.20)
Bu sorun sadece Google ile ilgili değil, bulut sistemine depolama yapan hepsi için geçerli. Depoladığın veriler Google'ın diskinde bulunuyor, bu disk yok olursa dosyalara erişimin de artık mümkün olmaz.
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
(29.05.20)
Her zaman kisisel harddiskinde yedegin olsun. Google'in batmasindan ziyade hesabini ele geciren kotu niyetli biri de tum dosyalarini silebilir.
0
brkylmz
(29.05.20)
burak yilmaz arti 1.

kisisel guvenligin yok zaten merak etme, google, apple, microsoft falan giydigin donun rengini biliyor. onemli olan onlari harici harddiskte yedeklemen. kendi erisimin acisindan onemli.
google drive'a koy. bilgisayarinin windows olmayan diskinde bulundur ayriyetten 1 ya da 2 tane harici bellekte/harici diskte tut, tamamdir.
0
baldur2
(29.05.20)
O halde başka bir buluta gitmek de çok mantıklı değil gibi; Google bulutlarını dağıtan her bulutu dağıtır gibi geliyor. Harici hard diskin de bir kesinliği yok tabii, hatta en sakatı o gibi geliyor, bir şey dökerim üstüne falan cozurdar gider.

Bilgisayarın dahili depolama sistemine de depolarsam üç katlı depolama yapmış olurum sağlam olur sanırım? Üçü birden aynı anda iptal olursa da artık salla gitsin zaten ilahi planlar devreye girmiştir.
0
🌸vedatchilipeppers
(30.05.20)
pratikte boyle bir ihtimal yok. Google'daki verilerin tek bir diskte durmuyor tabiki. dunyanin farkli yerindeki yuzlerce diskte birebir kopyalari mevcut. ayrica duzenli backuplarda aliniyor. amerika'ya meteor dusse, avrupa'da 10 tane nukleer bomba patlasa hala asya avusturalya ve baska antartikadaki datacenterlarda verilerinin yedegi olur, yine verilerine erisirsin
0
crucio
(30.05.20)
En garanti yedek her zaman 2 ve üstü yedektir, öyle yapın. Yine bir şey olursa bahtiniz karaymış demek ki.
0
encokbenisevinnolur
(30.05.20)
İnternette Bedava olan her hizmete çok güvenme. Ayrıca yedeğin olsun .
Sistemi kuran ve sistemi kullanan bir noktada aynı düşünmezler.
0
Erva
(30.05.20)
bu işin sonu yok. evine hırsız girer fiziksel yedeğini çalar. bunun başına gelme ihtimali google'ın çökmesi ihtimalinden daha fazla mesela.

2 farklı bulut(güvenilir olmalı), evde fiziksel yedek, 3. bir mekanda fiziksel yedek. bunları yaptıktan sonrası "eşeğimi sağlam kazığa bağladım, artık hepsi de gidiyorsa lanetlenmişim herhalde derim" olmalı.

not: fiziksel yedeklerde de disklerin hasar görme ihtimaline karşı gerekli raid kurulumu ile riski azaltmak mümkün.
0
Bruce
(30.05.20)
yedek 3 farklı yere yapılır. bu işin raconu bu.
0
alperz
(30.05.20)
@alperz +1

3-2-1 kurali diye gecer. 3 kopya 2 farkli lokasyonda, 1 tanesi de bulutta
Olmak uzere bu sekilde yapilmakta genelde.
0
kaiserr76
(30.05.20)
başka bir diskte daha tut, çok önemli ise uzun ömürlü dvd içine de yedekle derim.
google bir servis ve anlaşma şartları değişebilir. 3 ay ödemedin diye silebilirler vs.
0
orpheus
(30.05.20)
(7)

700-1000 TL arası yazlık erkek parfümü

hede hodo
35 yaşındayım. Hadi güzel bir parfüm aldırın bana :)
35 yaşındayım. Hadi güzel bir parfüm aldırın bana :)
0
hede hodo
(28.05.20)
Ben 500 lira civarında çok beğendiğim bir parfüm önerecektim ama size uymuyor sanırım :)
0
vedatchilipeppers
(28.05.20)
Ne için;
Ofis
Aksam disarida
Ya da günlük

Ek olarak belli bir tarziniz var mi floral, baharat ya da aqua vs gibi?

Illa pahaliysa;
Hermes eau tres fraîche
Chanel edition blanche
Acqua di palma fico amalfi (fiyatindan emin degilim)
Turkiye'de nedense kadin parfumu demişler ama hermes rhubarbe, cok guzel koku ama performans...
Mugler cologne.
Acqua di gio absolu
Bleu de chanel
Hermes un jardin sur le nil
Lalique encre noire sport
Invictus
0
logisticsmanager
(28.05.20)
Yurtdışından bir arkadaşım Tom Ford Noir Extreme getirmişti. Her kullandığımda güzel yorumlar aldım. Meyvemsi ve hafif baharatlı hoş bir kokusu var.
0
ex animo
(28.05.20)
baldur2
(28.05.20)
Hermes - Un Jardin En Mediterranee
Acqua di Parma - Colonia Intensa, Fico di Amalfi
Histoires de Parfums - 1828

Az daha yukarısı:

Armani - Figuier Eden

Ekonomik gibi olanı:

Bentley - Azure
0
dur cemil yapma
(28.05.20)
@ex animo o yazin adam oldurur, kış kokusu hocam o.
0
logisticsmanager
(28.05.20)
@logisticsmanager
valla gunluk kullanim diyelim hocam. santiyenin gobegindeyiz zaten :)
bana kendimi iyi hissetirecek koku ariyorum acikcasi.
su an hali hazirda tom ford ombre lether kullaniyorum. biraz agir kaciyor gibi artik.
0
🌸hede hodo
(28.05.20)
(2)

Nazım Hikmet

euteamo
Türkiye'de Nazım Hikmet "uzmanı" diyebileceğimiz eserlerini, hayatını araştıran kim var? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.Şimdiden teşekkürler
Türkiye'de Nazım Hikmet "uzmanı" diyebileceğimiz eserlerini, hayatını araştıran kim var? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

Şimdiden teşekkürler
0
euteamo
(27.05.20)
Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi var Nâzım Hikmet konferansları ve çeşitli etkinlikler yapılıyor.
0
vedatchilipeppers
(27.05.20)
Haluk Oral araştırıyor. İş Bankası Yayınları'ndan çıkan "Nazım Hikmet'in Yolculuğu" kitabına göz atabilirsiniz.
0
conrad moricand
(28.05.20)
(2)

Hukuk ihracatı ne demek?

Fusha
Şu videodaki şahıs ne demek istiyor? https://twitter.com/efkanbolac/status/1265298653738151936?s=09Yanlış mı ifade ediyor yoksa yanlış mı anlaşılıyor?
Şu videodaki şahıs ne demek istiyor?

twitter.com

Yanlış mı ifade ediyor yoksa yanlış mı anlaşılıyor?
0
Fusha
(27.05.20)
Kendi de bilmiyor ne demek istediğini, maksat beylik konuşup temelsiz kavram üretip vatandaşı etkilemek. Aşağı yukarı 10 yıldır hukukla iştigal ediyorum, hukuk ihracatı diye bir şey ne gördüm ne duydum.

Yabancı hukukçuların eserlerinde bizim bilimsel eserlere veya yüksek mahkeme kararlarına atıf yapmalarını bir şekilde anlatmak istiyor sanırım.
0
vedatchilipeppers
(27.05.20)
benim anladığım da türk hukukçuların uluslararası faaliyet göstermesi oldu. evet mantıksız sonuçta türk hukuku bizim çalışma alanımız, ama belki baroların avukatların yeterince aktif olmasını sağlayamaması ve bu nedenle avukatların kendilerini geliştirememeleri gibi bir çıkarımda bulunmuştur.

eğer demek istediği buysa mesele barolardan önce fakülteler olmalı, çünkü avukatların mevcut halinin temel nedeni bölünerek çoğalan hukuk fakülteleri.
0
okuyamıyom ben ya
(27.05.20)
(6)

Detoks yapan oldu mu hiç?

tuborg yesili
Faydasını gördünüz mü?
Faydasını gördünüz mü?
0
tuborg yesili
(26.05.20)
Hangi detoks
0
shredd
(26.05.20)
herhangi biri örneğin,sıvı detoksu
0
🌸tuborg yesili
(26.05.20)
Doğru düzgün hekimler (Adı Oz, Karatay falan olmayanlar) "detox" olduğunu iddia eden her şeye götleriyle gülüyorlar.

twitter.com
evrimagaci.org
bilimfili.com
0
kobuzchu kiz
(26.05.20)
Şu ana kadar hiç yapmadım son 6 haftadır sert diyet yapıyorum.3-4 gün önce DetoksFit adlı bir ürüne başladım bakalım sonucuna göre yeşillendiririm
0
shredd
(26.05.20)
Ne zaman adında detoks olan bir şeyi yapmaya kalksam ishal oluyorum. En son eeeh eytere bea deyip bıraktım bu işleri.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
luluki
(27.05.20)
(12)

Evde yaptığınız basit kokteyller var mı?

six packsiz
Sangria ve mojito tarzı bir şeyler deneyeceğim ama sizin de bildiğiniz ferah tarihler var mı? İstanbuldan adanaya göreve geldim ve bu sıcaklarda buzzz gibi kokteyl arayışına girdim malum.Votka, şarap veya tekila içeren kokteyller olursa sevinirim. diğer içkilerden mevcut değil elimde :/
Sangria ve mojito tarzı bir şeyler deneyeceğim ama sizin de bildiğiniz ferah tarihler var mı? İstanbuldan adanaya göreve geldim ve bu sıcaklarda buzzz gibi kokteyl arayışına girdim malum.
Votka, şarap veya tekila içeren kokteyller olursa sevinirim. diğer içkilerden mevcut değil elimde :/
0
six packsiz
(26.05.20)
Kokteyl denir mi bilmiyorum ama sokak köpeği zamanlarımda etil alkolle yaptığım bir karışım geldi aklıma. Sonradan kafam yerine gelince tabii Smirnoff ile yapmaya başladım daha güzel oldu, ben kendi tarifime göre yazayım siz alkol oranını kendinize göre ayarlayın.

Malzemeler: Votka, ananas suyu (en ucuz olanlarından; Lucy marka A101'de satılan), portakal, limon ve buz. Portakalın kabuğunu elma soyar gibi soyalım ve bardağın içine yerleştirelim, daha sonra bir yarım limonun suyunu bardağın içine sıkalım. Daha sonra bardağın yarısına kadar gelecek şekilde votka koyalım, geri kalan kısmına da ucuz ananas suyumuzu buz ilavesini taşırmayacak kadar ekleyelim. En son da buzu ilave edelim, dilerseniz parçalanmış şekilde ekleyebilirsiniz. Ben kütle halinde koymayı seviyorum.

Dikkat: Etil alkolle denemeyin, deneyecek kadar kendini bilmezler de etil koyduğu kadar su da ekleyip karışımı seyrelterek denesin ki midesini delmesin. Kör olma ihtimali ise her zaman mevcut.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
mümkünse etil alkol gibi olaylara hiçbir şekilde karışmasın kimse :d
bunu 1 lt cam şişeye yapıp dolapta bekletsem ara ara içsem tadı bozar mı sence?
0
🌸six packsiz
(26.05.20)
En populer 50 kokteyl tarifi icin:
makemeacocktail.com
0
ascii255
(26.05.20)
@six packsiz,

Sanmıyorum tadının bozulacağını ancak üç dört günü geçecekse ben olsam portakalı denklemden çıkarırdım.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
yok yok 4 güne tüketirim
0
🌸six packsiz
(26.05.20)
Klasik votka, limon suyu, maden suyu, buz karışımı yapıyorum ben. Hazırlanışı kolay. Hem de şekerli olmuyor.
0
ruhen hastayim ben
(26.05.20)
Smirnoff green apple + taze limon suyu + perrier (diğer maden sularının tadı tuzlu geliyor) +buz (elindeki votka sade ise yeşil elma dilimi koyabilirsin)
Buna alternatif olarak buzlu bardağa, nar suyu (1/3) + portakal suyu (1/3) + votka (bardağa saydığım sıra ile koyuyorum renk geçişi oluyor)
Eğer evdeki şarap beyaz şarap ise ve evde şeftali varsa: bellini
0
irene
(26.05.20)
blood mary cok severim cok basit. herkes yapabilri. youtubede tarifi var.
0
sizofren06
(26.05.20)
ruhen hastayim ben'inki votka yerine cinle daha güzel oluyor bence. yarım limonunu suyunu kullanıyorum bi de hazır limon suyu vs. değil yani.

bir de malibu + süt + kahve + buz bu tatlı oluyor tabii biraz. evde bu ikisini yapıyorum kolay oluyor.
0
tepedeki psychedelic adam
(26.05.20)
Old fashioned.
0
logisticsmanager
(26.05.20)
Ben genel bir ekleme yapmak istiyorum.

Portakal suyu olan kokteyl tariflerini greyfurt suyuyla yapınca bence daha güzel oluyor. Portakalın o tatlılığı hoşuna gitmiyorsa (mesela cin-portakal içeren kokteyller bence hem cinin o hafif tatlımsı havasından hem de portakalın tatlılığından aşırı bayık oluyor) greyfurtlu dene.
0
buff
(26.05.20)
Adam elinde olan içkilerden kokteyl önerileri istemiş. Burada old fashioned, cin-tonik, malibu ile öneriler.
Öncelikle elinizde spirit olmasına rağmen yardımcı malzemeler yok, yani her türlü likör, bitter vs. Margarita, frozen margarita mükemmel olurdu bu sıcaklarda tekila, limon ya da lime suyu tamam ama cointreau (portakal likörü) yok. White russian’ı sıcaklarda çok severim, votka, süt tamam ama kahve likörü de lazım. Yani bir kaç çeşit likör alırsanız güzel kokteyl önerileri yapabilirim. Şu an elinizde bulunan malzemelerle ancak mixed drink tarzı kokteyller olur.
Caipiroska
2 ölçü votka
4 çay kaşığı pudra şekeri
1 tane dilimlenmiş lime (misket limonu)

Salty dog
1,5 ölçü votka
3 ölçü greyfurt suyu
Çeyrek çay kaşığı tuz

Screwdriver
Yarım ölçü votka
1,5 ölçü portakal suyu

Votka tonik
1 ölçü votka
1 ölçü tonik
Bir iki damla lime suyu ve dilimi (bu ölçüyü votkanın iyiyse uygulayın, eğer kaliteli bir votka değilse tonik miktarı biraz daha arttırılabilir)

Sangria yaparken ise 1 şişe şaraba, bir bardak taze sıkılmış portakal suyu ve iki bardak fanta ilave ediyorum ben.bolca elma, portakal ve limon dilimleri. Ama buzdolabında bekletirken az tutmayın meyvelerin tadı şaraba çok geçmiyor öyle olunca.

Tekilayı margarita haricinde pek tüketmiyorum ama tekila ile mix yapınca en güzel sonucu veren içecekler; ananas suyu, portakal suyu ve greyfurt suyu.
0
astrid
(26.05.20)
(6)

Stajyer avukat / İstanbul

adwokat
kariyer.net ortalama maaş bilgisine 2000 diyor. pek gerçekçi gelmedi.İstanbul'dan stajyer avukatlar ortalama ne kadar alıyor?
kariyer.net ortalama maaş bilgisine 2000 diyor. pek gerçekçi gelmedi.
İstanbul'dan stajyer avukatlar ortalama ne kadar alıyor?
0
adwokat
(26.05.20)
Marmara Hukuk mezunu arkadaşım asgari ücrete yapmıştı stajını. gece gündüz adliyede koşturuyordu hatta ben bu mesleği yapamam bünyem dayanmaz dedi oturdu çalıştı hakim oldu :)
0
cilekli pasta
(26.05.20)
Arkadaşlarıma tek tek sormadım ama şu anda staj yapan arkadaşlarımdan 2000 alan da var; 1750 alan da. Ama geneli asgari ücret bandında alıyor.

edit: eger bir onemi varsa benimkiler Galatasaray hukuk mezunu bu arada.
0
fraise
(26.05.20)
Yok öyle bir ortalama. Ben Marmara Hukuk mezunuyum, akademik açıdan vasat sonuçlanan bir lisans dönemi geçirdim. Öğrencilik ve resmî staj dönemlerini birleştirirsek toplamda 5 farklı yerde çalıştım. İlk çalışma tecrübem 2016 yılı Mart ayında başladı, o zamanlar dolar şimdikinin yarısı kadar anca vardı, sadece bir alanda çalışan (şimdiki tabiriyle uzmanlık alanı) bir büroda öğrenci halimle 1300 lira alıyordum. Başlarda çok mutluydum, kız arkadaşımla birlikte yaşıyor eve ekmek götürüyordum. Bir yandan da kendimi geliştirdiğimi düşünüyordum. Çok geçmeden kendimi Gogol'un öykülerindeki memurlar gibi hissetmeye başladım. Otomatize olmuş bu çalışma düzeni bir süre sonra ruhumu fıtık etti. Patronum genç ve kibar bir insan olsa bile, yaptığım işin bana pek uygun olmaması sebebiyle kavgasız gürültüsüz güzel bir şekilde ayrıldım. Sonra dava çeşitliliği olan eski usûl avukatlık yapan yerde 250 -iki yüz elli- liraya çalıştım (en çok okuma yazma işini burada öğrenciyken yaptım), sonra okul bitip resmî staj başlayınca oradan çıktım aşırı kurumsal şirkete girdim geceler gündüzler karışık 2500 liraya çalıştım. Girmek için herkesin kendini yırttığı, beyaz yaka kariyeri açısından güzel vaatlerde bulunan yabancı sermayeli şirketin hukuk departmanından "sizin yapacağınız işin..." diyerekten ayrıldım. Hiçbir şey öğrenmedim; öğrendiklerimi de unuttum. İnsanî yönü bir gıdım da olsa gelişmiş kişiler için hiç uygun bir yer değil, kalmakta ısrar edildiği takdirde kapitalin törpüsüyle muntazam bir şekilde yontulmak işten bile değil. Tümör gibi bir şeydi. Daha sonra işin koşuşturma tarafına geçip adliye adliye icra daireleri ve mahkeme kalemleribu gezip, her gün boylu boyunca bir İstanbul turu yaptığım ancak günde bir paragraf yazı yazmama bile mâni bir büroda işe girdim. Burada ilk başta bir şey öğrenmediğimi düşünsem de, laf ebeliğini ve ayaklarıma kara sular inmiş bir vaziyette dâhi çalışabilmeyi öğrendim. Avukatlıkta bazı hâllerde bu özellikleri haiz olmak beklenir ancak sohbetkeş olmak ile gevezelik arasındaki farkı bilerek konuşmak önemlidir kanımca. Bu büroda da 2200 ya da 2500 gibi bir şey alıyordum, tam hatırlayamıyorum. Daha sonra buradan ayrılıp Baro'da etkin, çalışmaları ve muhalif tavrıyla beni etkilemiş yaşlı kurt bir ceza avukatının yanında büyük umutlarla parasız bir şekilde staj yapmaya başladım fakat kendisinin tavırlarına dayanamayıp bir müddet sonra buradan da ayrıldım. Kendisi bu tavırlarıyla bilinen, halihazırda birçok suçun sanığı olan tutuklu bir avukat. Hatta dosyasında aleyhine tanıklık da yaptım sonradan. Neyse, bu serüven beni bir hayli yıprattı; özel hayatımda yaşadığım sorunlarla bu durum birleşince muhtelif psikolojik rahatsızlıklar baş gösterdi. Bundan mütevellit salt para kazanmak ve doktor masraflarımı çıkartmak adına resmî stajım bitene kadar öğrenciyken ilk çalışmaya başladığım yere geri dönüp stajımı orada sona erdirdim, staj bitiminde aldığım ücret 2500 liraydı, dolar ise 5 buçuk 6 civarı.

Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar şeyi neden anlattınız, paraları söyleseniz yeterdi sadece. Geçtiğimiz 4 yılda gördüm ki, avukatlıkta başarılı olmanın koşulu ancak ve ancak okuyup yazmaktır. Eğer başarı sizin için paraysa, bunu da ancak okuyup yazmakla elde edebilirsiniz, hem de başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadan. Ezcümle, okuyup yazabileceğiniz bir yerde çalışmanızı tavsiye ederim, para geçim için gerekli olsa da pek takılmayın; size bu paraları layık görenlerin karşısına çıkma fırsatınız olduğu gün söyleyeceğiniz sözün hem karşınızdaki kişi veya kurumda, hem de toplum nazarında gerçek anlamda tesiri olması için kendinizi donanım anlamında hazır etmeye çabalayın derim. Şimdiden başarılar dilerim.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
arkadaşlarım şu an 1000 civarı alıyorlar.
0
tabirimekruh
(26.05.20)
Çok farklı maaşlardan duydum: 2000 tlden 7000 tlye kadar çıkan bir skala. 7000 tlye özel sigorta ve yemek dahil değil. Yurtdışı menşeili bürolarda çalışıp döviz üzerinden maaş alanlar da duydum. Tabii bu arkadaşlarımın hepsi iyi yerlerden mezun, ingilizceleri anadil gibi olan stajyerler. Bu maaşlar çoğu stajyer avukat için yüksek olabilir, çünkü piyasa emeği sömürme üzerine kurulmuş.
0
kojonotsuki
(26.05.20)
maaş beklentiniz olmasın, 1000 liradır ortalaması. hakim savcılık için de ekşi de yazılanlara bakabilirsiniz nasıl kişiler ne şekilde hakim savcı oluyor diye.
0
konsomatrix
(29.05.20)
(5)

Sizce çocukken olduğumuzu fark ettiğimiz o kişi miyiz?

le jeune turc
Ölene kadar aslında hep o küçük çocuk muyuz?
Ölene kadar aslında hep o küçük çocuk muyuz?
0
le jeune turc
(26.05.20)
Değiliz çünkü zaman geçtikçe hırpalandık örselendik savrulduk böylece şu anki halimizin şeklini aldık
0
fıytfıyt
(26.05.20)
@fiytfiyt Soruyu bir tık açtım. Başlıktaki hâline göre yazdıysanız özür dilerim.
Ancak ölene dek şekil almamız devam etmeyecek mi?
0
🌸le jeune turc
(26.05.20)
Bir kritik döneme kadar değişimler efektif olarak görülürken tepe noktaya erişiyoruz ve sonrasında belli bir hızla düşüş yaşanıyor. Ölene kadar değişime uğrayacağız ama hep aynı şekilde, seviyede değil.
0
fıytfıyt
(26.05.20)
Ben öyle olduğumuzu düşünüyorum. Kendine bir ya da birden çok benlik yaratabilirsin fakat özbenlik denilen şey var ki o değişmez sabit.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
Oyle gozukuyor.
0
dunal
(26.05.20)
(5)

Kindle'ın artıları eksileri sizce neler ? Dergi, makale okumak mümkün mü ?

cheesecake
Kolaylık olması açısından kindle paperwhite 4 almayı planlıyorum.Şu dönemde almam ne kadar mantıklı tabi bilmiyorum, fiyatı 1200 tl.E-book formatı konusunda yorumlar okuyorum ama internette çok büyük arşivler dolanıyor, bu arşivlere rağmen mi kötü sizce ? Ya da deneyimleyenler olarak arşivler yeters
Kolaylık olması açısından kindle paperwhite 4 almayı planlıyorum.

Şu dönemde almam ne kadar mantıklı tabi bilmiyorum, fiyatı 1200 tl.

E-book formatı konusunda yorumlar okuyorum ama internette çok büyük arşivler dolanıyor, bu arşivlere rağmen mi kötü sizce ? Ya da deneyimleyenler olarak arşivler yetersiz mi sizce ?

Kitabın dışında dergi,makale atmak mümkün müdür ? Bazı uygulamalar ile formatını değiştirerek atıldığını anlatan yerler var ama tabi kindle'ım olmadığı için bunun doğrulunu bilmiyorum.

Deneyimleyenler veya fikir sahibi olanlar bana yardımcı olabilir misiniz? :)
0
cheesecake
(26.05.20)
bendeki kindle internete bağlabiliyor.

amazon size bir mail adresi tahsis ediyor. o mail adresine attığınız tüm pdf'leri, otomatik olarak kindle'a aktarıyor. muhteşem bir kolaylık.
0
tchuck
(26.05.20)
kindle kullanmıyorum kobo kullanıyorum ama bu tarz cihazlar ekitap için özel çıkarılmış olmadığı sürece dergi pdf okumaya çok da uygun değiller. yani okuturlar ama akıcı olmaz. aletin içindeki işlemci metin görüntülemeyi anca kaldıran, ekranı ise öyle ms ile değil saniyeyle yenilenen ekran.

sadece kitap okunuyorsa tavsiye ederim, yok dergi vs okunacaksa tablet almanız lazım.

ha ben benim koboyu sanırım 2015'te 370 lira vermiştim, üstüne de 6 taksit yapmıştım günlük olarak kullanıyorum büyük bir keyifle. parasını daha 2. aydan çıkarmıştı.
0
denizgonen
(26.05.20)
Bende paperwhite 2 sürümü var. Ya şimdi şöyle bir durum var, evet alet kendi başına mükemmel, hiçbir eksiği yok fakat Amazon'dan satın alacağınız İngilizce kitaplar için geçerli bu. Bunun dışında eğer ki meritokrasi olmasaydı Türkçe kaynaklar için Kindle'ım bir çöp olurdu. Kindle'a pdf yüklemeyi hayal dahi etmeyin. Sanırım şimdi Türkçe kitapları satın alabileceğiniz Kobo var, ben denemedim ama kullananlar memnunlar. Kindle ise dediğim gibi kendi başına kusursuz bir alet olmasına karşın, Türkiye kitap pazarında geçerli olmadığı için bir anlamı yok bence. Ben meritokrasi sayesinde rahat rahat Türkçe kitap okuyorum. Ama gönül isterdi ki istediğimiz kitabı Kindle'a rahatça satın alalım, rahat rahat okuyalım. Ama maalesef bu mümkün olmadıkça en yeni sürümü bile işe yaramaz kalıyor.
0
ring of gyges
(26.05.20)
E kitap okuyucu sahibi değilim ancak kullanma fırsatım oldu birkaç kez. Açıkçası benim için tek artısı, hafif ve tek bir yüzeye bakarak okunması sebebiyle yatakta sağa sola dönerek okurken oluşturduğu kolaylık. Basılı kitap iki yüzeye sahip olduğu için sağa sola dönük şekilde yatarak okumak biraz zor oluyor, değişik değişik pozisyonlara giriyor insan. Bunun haricinde tabii içine bir sürü yazılı materyal sığması, highlight özelliği falan kullanışlı şeyler ancak sırf bunun için alınır mı, bence pek gerek yok.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
pdf'i e-book sanıyor ve epub ya da mobi kaynaklara erişiminiz yoksa boşuna kindle almayın. gidin bir ipad ya da benzeri tablet alın bana dua edersiniz yıllarca.

ama ben epub dan başkasını okumam mobi'ye de çevirmek iş değil zaten diyorsanız kindle'dan başka bir şeye boşa para vermeyin.

kobo, mobo tamamen tr pazarındaki boşluktan ve fakirlikten çıkmış şeyler. kafanızı biraz dışarı çıkarsanız kindle dışında bir cihaz satılmıyor. dolayısıyla ikinci el vs düşünüldüğünde kindle en iyi çözüm.

bende pw3 var mesela şu an satıyorum desem şu pandemiye rağmen satacak adam bulurum. sanırım karda bile olurum.

edit: abicim bir kere de emek verilmiş cevaba laf çarpıtmayın ya. kobo üçüncü dünya ülkesi cihazı bana göre bu kadar. ben adama bu işin apple'ı var ondan başkasını almam diyorum adam bana xiaomi süper diyor. ben mercedes'e biniyorum kardeşim ne yapayım tata'yı.
0
ozdek
(26.05.20)
(7)

tr'de alınabilecek en iyi board game'ler?

proletarier aller lander vereinigt euch
yani tamamen şans odaklı olmasın mesela biraz kafa kullanma gereği de olsun. kişi sayısı fark etmez. eğlenceli vs. gibi şeyler demiyorum çünkü tamamen göreceli.
yani tamamen şans odaklı olmasın mesela biraz kafa kullanma gereği de olsun. kişi sayısı fark etmez. eğlenceli vs. gibi şeyler demiyorum çünkü tamamen göreceli.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.05.20)
bizim piyasada gördüklerimden codenames iyidir, zaten meşhur da. ama benim favorim decrypto bu tür oyunlarda. türkçesi var mı bilmiyorum.
0
ron dennis
(25.05.20)
Bildiğim en güzel oyunlar arasında Catan, Dixit sayabilirim. Catan oldukça zevklidir. Türkçe olarakta satılıyor.
0
un4given
(26.05.20)
Ayrıca Catan’da ciddi derecede strateji, zeka ve ticari zeka ön plandadır.
0
un4given
(26.05.20)
Catan bu işin piridir. Neotroygames.com’a bakın. Pek çok oyunu türkçeleştirdiler.
0
kojonotsuki
(26.05.20)
Dixit +1
0
le jeune turc
(26.05.20)
Oynadığım oyunların sayısı iki elin parmakları kadar anca vardır, aralarında en hoşuma gideni Dixit olmuştu.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
Dixit diyecektim, Catan'ın da seveni çok diyecektim, ikisi de denmiş.
Ek olarak Munchkin, Munchkin Cthulhu - diğerini görmedim hiç ama Cthulhu versiyonunun Türkçe çevirisi ve yerelleştirmesi de çok şahane.
0
kobuzchu kiz
(26.05.20)
(8)

En iyi 100 lük raki?

alttaraf
hangisi sizce..afbuyurun mangal yapacagiz yanina da bi 100 lük raki alacagiz, 100 lük sarti olmasa tercih belli , yeni raki ALA, fakat onun duty free disinda 100 lugu yok, digerlerine biraz baktim sozlukten, birinin ovdugunu oteki gömmüs, tekirdag altin seri dusundum ama onuda baya elestirmisler, ne
hangisi sizce..
afbuyurun mangal yapacagiz yanina da bi 100 lük raki alacagiz, 100 lük sarti olmasa tercih belli , yeni raki ALA, fakat onun duty free disinda 100 lugu yok, digerlerine biraz baktim sozlukten, birinin ovdugunu oteki gömmüs, tekirdag altin seri dusundum ama onuda baya elestirmisler, ne yapsak?
0
alttaraf
(25.05.20)
Klasik yeni rakı alın bakın ağzınız tadına.
0
Başkalaşım
(25.05.20)
tekirdağ altın seri çok iyidir. yağ gibi akar. Ala ona göre biraz daha serttir ama o da çok enfes, lezzetlidir. bu ikisinin adının geçtiği yerde diğer rakılar getir götür yapar. afiyet olsun.
0
giovanne
(25.05.20)
Tekirdağ Altın serisi +3
0
otopsicocugu
(25.05.20)
tekirdağ altın
0
sen nasıl bir insansın
(26.05.20)
Damak tadı şahsidir hocam, yazılana bakmaktansa deneye deneye size uygununu bulmakta fayda var. Ben geçtiğimiz sene bir hayli müdavimcilik oynamış ve piyasadaki aşağı yukarı tüm rakılardan tatmış bir insan olarak; başında hiç yoktan birkaç saat geçirilecek yemekli sohbetli uzun içimin ilk tercih edeceğim rakısını söyleyeyim: Efe Gold. Yumuşak içimlidir, rahatsız edici bir keskinlik ihtiva etmez, can sıkmaz kafayı sepet gibi yapmaz. Klasik Yeni Rakı ve türevlerinde bahsettiğim keskinlik genelde uzun içim açısından uygun değil kanımca, oturup bir duble içip kalkayım rakısı daha çok.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
-Kara Efe 3 Distile
-Yeni Raki Âlâ
0
Sellim
(26.05.20)
efe gold. hayvan gibi içeriz efenim biz. genelde 4 kişi bir yüzlük bitince bir 50lik söyleriz. haftada 1 kesin 2 bazen olurdu pandemi öncesi. ertesi gün genelde işe gidilirdi. şimdiye kadar ne benim ne de arkadaşlarımın ertesi sabah iş yerinde sıkıntı çektiğini gördüm. hiç başım ağrımadı, hiç kusmadım, hiç midemle ilgili sorun yaşamaadım. efe gold candır.
0
golgi aygıtı
(26.05.20)
bu işlerden pek anlamam; ama şu an yanımda olan bir arkadaşıma sordum ve kesinlikle efe rakı'dan şaşmasınlar dedi kendileri.
0
pangea
(26.05.20)
(14)

Zekice kitaplar

ats
Merhaba, iyi bayramlar. Okuduğunuz en zekice yazılmış romanlardan örnek verebilir misiniz? I, robot’u okurken böyle düşünmüştüm mesela. İnternetteki listelere baktım, sizin okuduğunuz önerileri merak ediyorum. Şimdiden teşekkürler
Merhaba, iyi bayramlar. Okuduğunuz en zekice yazılmış romanlardan örnek verebilir misiniz? I, robot’u okurken böyle düşünmüştüm mesela. İnternetteki listelere baktım, sizin okuduğunuz önerileri merak ediyorum. Şimdiden teşekkürler
0
ats
(25.05.20)
K.Vonnegut-Slaughterhouse 5 ve sanırım diğer kitapları da öyle (daha henüz okumadım)

Bilim-Kurgular zaten genelde o hissiyatı veriyor.iyi yazılmış kitapların hepsi zekice bence klasikler dahil. pek anlamadım aslında soruyu ama tarz olarak yukarda yazdığım ilginç idi o yüzden bunu örnek verdim.
0
AlsterWasser
(25.05.20)
Maymunlar Gezegeni
0
cemallamec
(25.05.20)
Ted Dekker - Oyun iyiydi bayağı

En kötüsü ise Markus Zusak - Hiç Kimse Sıradan Değildir.
0
matilda
(25.05.20)
Androidler elektrikli koyun düşler mi?
Vakıf serisi
Körlük
0
zihua
(25.05.20)
ikinci cümlenize gelmeden bile aklıma Asimov'un robot serisi geldi aklıma. (bkz: #62133925) farklı gezegenler, hepsinin farklı sosyolojik yapıları, insan robot ilişkisinin ve hatta robot psikikolojisinin irdelendiği muhteşem kitaplar.
imparatorluk ve vakıf serisi de güzeldir.

dune serisi siyaset, din, dünyadaki su sıkıntısı olasılığı gibi konularda ufuk açan metaforlar içeriyor.

philip k. dick kitapları genelde çok iyi bir bilimkurgu fikri, o kadar da iyi olmayan bir sona bağlayarak bitse de çok orijinaldir. Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi (blade runner'ın orijini olan kitap), sondan bir önceki gerçek kitaplarını bilhassa tavsiye ederim.

Arthur c. clarke'ın 2001 a space odyssey ve devam kitapları da farklı uzay aracı ve yabancı gezegen tasvirleriyle şaheserdir.

genel olarak bilim kurgu kitap tavsiyeleri oldu ama aklıma gelen olursa eklerim.
0
unalub
(25.05.20)
Jose Saramago - Körlük
Kartal Koltuğu - Carlos Fuentes
Jose Saramago - Görmek
Dostoyevski - Suç ve Ceza
Tolstoy - Anna Karenina
Tolstoy - Savaş ve Barış
0
levpontryagin
(25.05.20)
dune serisi ve vakıf serisi demeye geldim.
bir de tom clancy özellikle jack ryan serisini beğenirim.
0
ozdek
(25.05.20)
J.R.R Tolkien ve Ursula K. Le Guin’in bütün kitapları müthiş bir hayal dünyası ve zekanın ürünleri.
0
astrid
(25.05.20)
Karamazov Kardeşler. Özellikle mahkeme sahnesinde kim ne derse ikna oluyordum.
0
ruhen hastayim ben
(25.05.20)
Yukarıdaki bütün bilimkurgu önerilerine +1
Ayrıca Madde 22.
0
kobuzchu kiz
(25.05.20)
Şibumi
Papillon
0
gurur
(25.05.20)
Tatar Çölü
0
kaset
(26.05.20)
kafka dava
0
durgunfoton
(26.05.20)
Zekiceden kasıt nedir bilmiyorum ancak Saatleri Ayarlama Enstitüsü beni çok etkiledi. Biraz ağdalı bir dili var ancak psikolojik tahliller, kurgu, felsefi düşünce bir bütün halinde satır aralarından öyle güzel sızıyor ki, gerek monologlarda gerek diyaloglarda öylesine kendini gösteriyor ki bu harmanın muhteşemliği karşısında şaşıp kalıyor insan. Yazarlarda gözlem yeteneği ve bunu okura aktarmak zaten olması gereken bir şey ancak bunu ahenkle ve kıvamında yapabilmek üst düzey bir sanatsal zeka örneği kanımca.
0
vedatchilipeppers
(26.05.20)
(10)

1 milyon dolarınız olsa

problem34
Bugun 1 milyon dolarınız olsa nerede yaşardınız ? Bu paranın alım gücünü mukayese ettiğinizde Türkiyede bir çok şeyi yapabiliyorsunuz değil mi ? 1-Boğaz gören ev 2-Lüks araba 3-İyi kar getiren iş ! Siz napardınız ?
Bugun 1 milyon dolarınız olsa nerede yaşardınız ? Bu paranın alım gücünü mukayese ettiğinizde Türkiyede bir çok şeyi yapabiliyorsunuz değil mi ?

1-Boğaz gören ev
2-Lüks araba
3-İyi kar getiren iş !

Siz napardınız ?
0
problem34
(25.05.20)
3 tabi ki :D mini servetime servet katmaya bakarım.
0
theseachange
(25.05.20)
Muhtemelen Artvin gibi bir şehirde, doğanın çepeçevre sardığı bir konumda küçük bir ev satın alırdım veya inşa ederdim. Satın alacağım tek şey bu olurdu. İstanbul'da yaşamaya devam ederdim ama büyükşehir çok üstüme geldiği zamanlarda kaçacağım bir sığınak olurdu.

Senin seçeneklerine gelirsek; boğaz görmekse olay onun için boğaz gören konumda bir evde oturmaya lüzum yok. Lüks araba kişisel olarak içinde bulunmaktan hoşlandığım bir şey değil. İyi kâr getiren işe ihtiyacım yok, kâr odaklı çalışmaktan zevk alamadım bir türlü.
0
vedatchilipeppers
(25.05.20)
burada 1 milyon liralık hesaplı bir mesaj vardı, sildim.

boğaz gören ev ve lüks araba alırdım. eve 4 verirdim, 1 milyona da 2 tane araba alırdım farklı kullanım alanları için. iş kurucak bilgi birikimim yok ama bilgi birikimi olan birini bulup yatırımla iş kurulabilir 2 milyonla. iş kurma işine çok hevesli değilim kendi işinin patronu olmak hele ki bilgi yoksa stres sinir. kafası rahat bir beyaz yaka işiyle devam edebilirim de. 1 sene çalışmam gezerim falan. iyi paraymış ya boşuna pintilik yapıp o kadar ev baktım ben tl sanıp, kafama sıçam.
0
Bruce
(25.05.20)
@bruce 1 milyon dolar hocam, tl değil. yani yaklaşık 7 milyon. orasını karıştırdınız galiba..

zira 1 milyon dolar kullanmasını bilene çok ama çok büyük bir para dünya üzerindeki her ülke için geçerli bu. iyi kullanan adamın ömür boyu sırtı yere gelmez bence.
0
garavel
(25.05.20)
Oncelikle paradan para kazanmak icin varlik dagilimini nasil yapacagimi dusunur guzel bir dagilim yapardim.Sonrasinda gunluk harcamalarimi finanse edecek bir kismini 20 senelik eurobonda yatirir kuponlarla gecinirdim.Datca'da yasardim.Arabami asiri luks almam BMW 5 serisi yada audi q5 serisi bir araba alirdim.Yilin cogunu seyehatte gecirirdim.
0
turkuaz
(25.05.20)
arsa alip ev yapip satar ve isi bir sure bu sekilde devam ettiririm. her sey pesin parayla ilerleyecegi icin hizlica pafayi katlar yeterli birikim yaptiktan sonra da henuz karar veremedigim refah seviyesi yuksek bir ulkenin kucuk bir kasabasinda guzel bir ev alip al satlara oradan devam ederdim sanirim.
0
in vino veritas
(25.05.20)
1 milyon dolar ile güzel bir AA oyun yapmaya çalışırdım.
0
bir peynir kutusu kibrit
(25.05.20)
1 M dolar bana hayatımın sonuna dek fazlasıyla yeter. 2 milyona güzel bi müstakil ev, 500 bine bi araba, kalanıyla da faiz, dolar, vs risksiz yatırımlar. Çok iyi bildiğim tek bir iş var, o da o parayı yatırmaya değmez. Bilmediğim işlere girersem de beni tokatlarlar.
0
roket adam
(25.05.20)
denizin olduğu bir şehirde ormanda konforlu bir ev yaptırırdım. içine kayıt stüdyosu kurardım. yeni araba falan almazdım. para kenarda dururdu. ben müzikle edebiyatla falan ilgilenirdim, özgürce yaşardım.

yatırım için de ev vs satın alırdım sanırım. iş kurmazdım.

olur inşallah :)
0
durme
(29.05.20)
bogaz goren ev ile para bitmiyor mu zaten?
0
baldur2
(29.05.20)
(2)

Hangi sözlük?

walser
Merhaba. Kişisel gelişim için ve kelime dağarcığını genişletmek maksadıyla eş anlamlı sözcükler sözlüğü arıyorum. Önerileriniz neler olur? Aşağıdaki linkte pahalı ve ucuz olanı var. Hangisi tercih edilmeli? Ya da sizin öneriniz olur mu?https://www.kitapyurdu.com/kitap/turkcede-es-anlamli-kelimeler-s
Merhaba. Kişisel gelişim için ve kelime dağarcığını genişletmek maksadıyla eş anlamlı sözcükler sözlüğü arıyorum. Önerileriniz neler olur? Aşağıdaki linkte pahalı ve ucuz olanı var. Hangisi tercih edilmeli? Ya da sizin öneriniz olur mu?

www.kitapyurdu.com

www.kitapyurdu.com&filter_name=es%20anlamli%20kelimeler%20sozlugu
0
walser
(25.05.20)
Nişanyan Sözlük. Sık kullanılanlar listemde bir numarada.
0
vedatchilipeppers
(25.05.20)
nişanyan'a uyuz olurum ama sözlüğü gerçekten güzel.
0
blue eyes white dragon
(25.05.20)
(15)

hayatın bu adaletsizliği karşısında tutumunuz ne

tuborg yesili
Bunu nasıl aşıyorsunuz? Ben karantinanın da etkisiyle biraz varoluşsal krize girdim.Gerek aile gerek maddi durum olarak kimi insanlara hayat altın tepsiyle gelirken kimine tepsisiz geliyor. Bu durumda tepsisiz gelen istediği kadar çabalasın diğerinin standartlarına ya hiç erişemiyor ya da çok geç ya
Bunu nasıl aşıyorsunuz? Ben karantinanın da etkisiyle biraz varoluşsal krize girdim.
Gerek aile gerek maddi durum olarak kimi insanlara hayat altın tepsiyle gelirken kimine tepsisiz geliyor. Bu durumda tepsisiz gelen istediği kadar çabalasın diğerinin standartlarına ya hiç erişemiyor ya da çok geç yaşta bir kısmına belki erişiyor ama bu büyük fedakarlıklarla.
Bu durumun hazmı var mı?
0
tuborg yesili
(25.05.20)
Normalde bu düşünce tarzı ile yetiştirilmemiz gerekiyor, bunu karantina döneminde yani ancak başımıza gelince kendimizi o dezavantajlı grupta hissedince anlıyoruz maalesef. Ben o tepsisiz sunulan taraftaydım işe girene kadar, ama şimdi altın olmasa da altın karışımı bir tepsim var :) Bu durumun toplumsal olarak hazmı yok bence, bireysel olarak pek mümkün, şükür ki bireysel olarak hazmettiğimi düşünüyorum. Altın tepsi hep olacak, zaten onların normal dünya ile hiç alakaları yok o nedenle tepsisi altın olanları sil at zaten. Bireysel olarak alışkanlıklarımızı değiştirdiğimizde ( ki bu çok zor ama inkansız değil) o zaman anlamış oluyoruz işte tepsisizleri.
0
paramolacak
(25.05.20)
Bence bişeyleri değiştirmek büyük ölçüde kişinin kendi elinde. Doğuda bir köyden çıkıp muthiş kariyer yapıp 5 farklı ülkede yaşayan bir tanıdığım var. Kilit nokta erken yaşlarda işi sıkı tutmak. Erken dönemde farkındalık. 25'e kadar çok verimli bir süreç yaşarsan hayat senin sonrasında.
0
indifferent
(25.05.20)
kapitalizm bahsettiğiniz gelir uçurumunu yarattı.
ama tüm insanlık bazında fakirlik oranı son 200 senede %95'den %10'lara düştü (tam rakamları hatırlamıyorum). yani siz 300 senedeki avrupa krallarından daha yüksek kalitesinde yaşıyorsunuz. daha uzun yaşıyorsunuz. çok çooook daha iyi tıbbi imkanlara ulaşabiliyorsunuz. sadece krallar kadar kolay seks yapamıyorsunuz muhtemelen :)
kapitalizm abd kapitalizmi gibi vahşi değil ama avrupadaki gibi sosyal devlet şeklinde olmalı. hepten sosyalizmi getirirseniz zeki ve çalışkan insanlar motive olup üretmez ve insanlığın ortak yaşam kalitesi ilerlemez.
0
aslindasorunumpsikolojik
(25.05.20)
Hayat herkese eşit davranmıyor. Icerisinde bulunduğun durumu kabullenecek ve iyileştirmek icin elinden geleni yapacak, bu sirada da yasamini ıskalamadan devam ettireceksin.

Huzur ve sagligini koruyacak, gelecegini planlayacaksın.

Keşkelere takılmayacak, eğer boyle olsa şu olurdu gibi hiçbir faydası olmayacak düşüncelerden uzak duracaksın.

Isyerinde bir arkadaşım var. X liradan X tarihte X miktarda bitcoin alsam simdi bunlar bunlar olmustu hipotezleri uzerinden 6 saat aralıksız konuşabilir ama yıllardır hiçbir ise yaramadigi gibi bunları dusunme ve dusuncelerini dokme zamani bosa akip gidiyor. Bunun da farkında degil.


Her zaman bizden çok daha iyileri vardır. Erisilemeyecek hedeflerle ilgilenmemek lazım.
0
pass
(25.05.20)
Hiçbir şey altın tepsisiyle gelmiyor. Kuşaktan kuşağa aktarılan mal mülk için millet ne çileler çekiyor. Festivalde hoplaya zıplaya olmuyor
0
kickboxer
(25.05.20)
Kendi standartlarini sende olmayana gore belirlersen altin tepsin de olsa hazim sorunu yasarsin.
0
dunal
(25.05.20)
yok. düşünecek bir şey de yok. yüzyıllardır böyle bu durum. hırslı biri olmadığım için kafaya takmıyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.05.20)
hiç bir tutumum yok. overrated bir konu
0
dafuq
(25.05.20)
Öncelikle 1,6 Milyar çinli ya da 1,2 milyar hintliden biri olmadığın için şükret :)
2 mirasın var: Birisi finansal diğeri genetik. Genetik olana malesef bişi yapamazsın. Adam atanamamış dexter gibidir. Hiçbir yöntem seni bu adamla yarıştıramaz.
TR'deki %1'lik gelir sahibi ailede doğmuştur. Sıksan taşı yetişemezsin.
Sorgulaman gereken şey sana bu rekabet hissini, kıskanma/haset hissini (ben de kıskanıyorum dibine kadar) yaratan şey nedir? Onu araştır. Seni mutlu edecek şeylerle mi meşgulsün yoksa seni mutlu gösterecek şeylerle mi?
Çok iyi sevişen ama herkesin seni kötü sevişen biri olduğunu düşünmelerini mi istersin yoksa çok kötü sevişen ama herkesin seni iyi sevişen biri olduğunu düşünmelerini mi istersin?
0
rastinon
(25.05.20)
Hayat çok adaletsiz değil.

100 yıl evvelki bir kral veya padişaha göre çok daha sağlıklı, zengin yaşayabiliyoruz. Daha çok partnerimiz daha çok yemeğimiz daha rahat hayatlarımız var.
0
KaraSakall
(25.05.20)
Herkes söylediklerinde işin bir ucunda haklı.
Ben de şunu ilave edeyim, hayat zaten bu. Adil ya da adaletsizlik iyilik kötülük gözetmez.
Bunu insanlar yapıyor. Erken farkındalıkla cesaret ve Bira şansla (gerçekten gördüğüm. Kadarıyla biraz şans yeterli) insan durumunu değiştirebiliyor ancak asıl değişim insanın iç dünyası ile İlgili olmadıkça sıkıntılardan ne yazık. Ki kurtulamıyor.
Bunu şükret evladım diyen Nihat hatiooglu söylemleri gibi algılamayın tabi.
0
kisa
(25.05.20)
yukarıda yazılanların çoğu durumu açıklamış. ulaşılmak istenen durum nedir? tabi ki çevresel faktörler önemli ancak işin çoğu insanın kendisinde bitiyor. maslow'un hiyerarşi piramidini açıp kendinizin nerde olduğuna bakın.
0
mikahakkinen
(25.05.20)
bu hazmedilecek bir şey değil.
başkalarının hayatına bakarak, başkalarıyla rekabet ederek yaşayarak kendimiz olamayız.
her zaman daha iyisi vardır.
çok zengin olursun, yanındaki senden daha mutludur.
çok mutlu olursun, yanındaki senden daha sağlıklıdır.
çok başarılısındır, anan baban görmüyordur.
her şeyin vardır, ama yanındaki senden daha güzeldir, daha beceriklidir, daha zekidir, daha başarılıdır vb.

hayatın altın tepsiyle gelmesi diye bir şey yok.
bu çok yanlış bir düşünce.
şu anda "yaa o kadar param olsun, onların derdini yaşayayım, benim şimdiki derdimin yanında o ne ki?" diyorsunuz belki bazıları için ama işin aslı öyle değil.
hayatta herkes sahip olduğu şeylerin bedelini öder.

para ölçüsü üzerinden konuşuyorsak, murat övüç de, ali koç da kişisel hayatlarında kendilerine göre bedeller ödüyorlar.
ya o noktaya gelene kadar kendilerine göre ödünler veriyor, fedakarlıklar yapıyor, zorluklardan geçiyor, ailevi sorunlar yaşıyorlar ya da sahip oldukları imkanların dayattığı sınırlarla yaşıyorlar, büyük sorumluluklar alıyorlar, beklentileri karşılamaya çalışıyorlar.
yani birileri yatarken üzerlerine bir yerden bir şeyler yağmıyor.
kimsenin hayatı kolay değil.

zaten bizim ülkemizdeki temel sorun da budur.
herkes her şeye sahip olmak ister, ama kimse bedel ödemek istemez.

kendi hayatınıza bakacaksınız, kendi yolunuzda gitmek istediğiniz yeri belirleyeceksiniz.
herkes her şey olamaz ama kendinizi tanıyıp kendi potansiyelinizi maksimize etmek için uğraşacaksınız.
hayat sizin hayatınız, başkaları düşünülerek yaşanmaz.
0
blatta hiberna
(25.05.20)
Hayatın adil olacağı veya olması gerektiği önkabulüyle hareket edince tabii ki bir hazımsızlık oluşuyor doğal olarak ancak hayat neden adil olmalı? Yani eğer adalet olacaksa bir kere dünyaya gelmek istiyor musun istemiyor musun diye sorulurdu önce, "bak kardeşim şartların şu olacak, var mısın yok musun" gibi bir seçme yapılsa bir nebze adaletsizlikten dem vurabilirdim ama fırlatılıp atıldık işte. Hiçbir mantığı yok bana göre.
0
vedatchilipeppers
(25.05.20)
hayatın maddi olarak bir adaletsizlik yarattığını sanmıyorum, herkes tam olarak kendisinin (ve önceki nesillerinin) tercihlerini yaşıyor denebilir. benim hayatla ilgili gördüğüm tek adaletsizlik sağlık ve ömürle ilgili olanlar. sağlık sorunları yaşayan yaşıtlarım mesela çok üzüyor beni.
0
roket adam
(25.05.20)
(6)

sac dokulmesi ve hafiza zayifligi neye isarettir?

yalmavuz
merhabalar.21 yasindayim. son zamanlarda sacim dokulmeye basladi. onceden neredeyse hic dokulmezdi ve son neredeyse 6 aydir surekli dokuluyor. sacim sik oldugu icin kellesme baslamadi henuz ama dokulmeyi de durduramadim. neyse, bir de son zamanlarda hafizam biraz zayifladi. bir listeyi okurken ortal
merhabalar.
21 yasindayim. son zamanlarda sacim dokulmeye basladi. onceden neredeyse hic dokulmezdi ve son neredeyse 6 aydir surekli dokuluyor. sacim sik oldugu icin kellesme baslamadi henuz ama dokulmeyi de durduramadim. neyse, bir de son zamanlarda hafizam biraz zayifladi. bir listeyi okurken ortalarda aklima bir sey geliyor listeyi bitirip bakarim diyorum mesela ama sona gelince o seyi unutuyorum. veya bir video izlerken ayni sey oluyor. onceden cok iyi isim hafizam vardi, yillar once izledigim dizilerdeki karakterlerin isimlerini bile hatirlardim ama gecenlerde bunu da yapmakta zorlandigimi gordum.
ben bu ikisi (dokulme ve hafiza) arasinda bir alaka oldugunu dusunuyorum cunku ikisi de ayni zamanda ortaya cikti. demir ve omega-3 takviyesi aldim 1.5 aydir kullaniyorum ama bir iyiye gitme goremedim. doktora gitmeye useniyorum, su siralar gitmek de istemiyorum.
sizin bir fikriniz var mi? sebebi ne olabilir?
tesekkur ederim simdiden
0
yalmavuz
(24.05.20)
B12, çinko, folik asit eksikliği olabilir.
0
komando kani var bende
(24.05.20)
Kilo artışı oldu mu?
0
efx
(24.05.20)
@efx yok olmadi. yani oldu da ramazan'dan dolayi 3-5 kilo sadece.
0
🌸yalmavuz
(24.05.20)
Tsh yüksekliği
0
sta
(25.05.20)
Kilo atışı da varsa tirod değerlerine baktırmak lazım.
0
efx
(25.05.20)
Saç dökülmesi testosteron yüksekliği, hafıza zayıflığı B12 alçaklığı olabilir.
0
vedatchilipeppers
(25.05.20)
(11)

Listedeki kitaplardan hangisine başlayayım?

lionel andres
https://hizliresim.com/odrP3qSon ada ve amok koşucusu okundu.
hizliresim.com

Son ada ve amok koşucusu okundu.
0
lionel andres
(06.07.19)
martin eden'i okudum güzel kitap.
0
nahtoderfahrung
(06.07.19)
Valla herkes iclerinden okuduğu birini soyleyecek nitekim ben de Sineklerin Tanrısı ni diyecegim. Ama ben olsaydim o piti piti yapar rast gele birinden baslardim.
0
Amaranta ursula
(06.07.19)
amaranta ursula +1, büyük bölümünü okudum ve hepsi çok güzel, çok tatlı eserler. şuna başla deyip de birini seçsem diğerlerine haksızlık olur. "boş yapma bi tane söyle işte aq" dersen martin eden derim. hangisinden başlarsan başla, hepsini okumaya çalış bence.
0
der meister
(06.07.19)
Yok abi boş yapma falan demem. Zaten bilerek isteyerek aldım hepsini de okuyacağım. Kararsız kaldım sadece.
0
🌸lionel andres
(06.07.19)
bukowski
0
xvyz
(06.07.19)
Martin Eden.

Ekmek arası hayatımda okuduğum en bayık, en insanın ruhunu darlayan ve hiçbir şey katmayan kitaptı bu arada.
0
Mossy
(06.07.19)
açlık, yabancı, siddhartha

bu üçünü bir solukta okursun; illa üçünden birini seç dersen yabancı derim ama üçü de harika
0
vedatchilipeppers
(06.07.19)
en incesinden basla. once inceleri bitir. kalin olani en son oku.
0
Leonardo~Da~Vinci
(06.07.19)
Önce Açlık,
Sonra geniş geniş Sidherta,
Sonra yaban,
Sonra Dokuzuncu Hariciye Koğuşu der devam ederdim ben olsam.

Ama kesinlikle Açlık'ı da Sidherta'yı da aceleye getirme.

Ekleme:
Sineklerin Tanrısı da mı var? Onu 3 numaraya koy :)
0
Mirket
(06.07.19)
Çok net Martin Eden.
0
black holes in the sky
(06.07.19)
İnsancıklar ya da sineklerin tanrısı(sonra filmini de izle)
0
tociess
(07.07.19)
(16)

Hayatta Gerçekten Sevdiğiniz Şey?

dreamnesiac
Yapmaktan keyif aldığınız, kaptırıp gittiğiniz, gözünüzün başka şey görmediği ne var?Hobi/ etkinlik anlamında.
Yapmaktan keyif aldığınız, kaptırıp gittiğiniz, gözünüzün başka şey görmediği ne var?

Hobi/ etkinlik anlamında.
0
dreamnesiac
(06.07.19)
Counter Strike
0
paramolacak
(06.07.19)
yemek <3 ama öyle her şeyi değil, çok güzel şeyler yemek. mesela antep katmeri <3 çok sevdiğim ve güzel yapımış bir şeyi yerken gözüm başka şey görmez. en mutlu olduğum anlardır.

sonra, gezmek, yeni yerler görmek.
0
pati
(06.07.19)
@pati+1
Yemek yemek,yeni yerler görmek, müzik dinlemek, tembellik yapmak, yatmak filan.
Edit: aşk olsun yatmak da bi eylem neticede:/
0
Amaranta ursula
(06.07.19)
"Etkinlik" diyor, "yatmak falan" diyorsunuz cık cık :)
0
🌸dreamnesiac
(06.07.19)
"Yatmaklı kalkmaklı" ve "tembellik"li yanıtlar bundan sonra tik alamaz, duyurulur :)
0
🌸dreamnesiac
(06.07.19)
KDST açıp GTA SA'da Las Venturas'ta dolaşıp durmak. Böyle de vizyonsuz bir insanım.

Köydeysem, gece karanlıkta çeşmeden gelen su sesini dinlemek. İnanılmaz rahatlatıyor.
0
black holes in the sky
(06.07.19)
Buyuk bir seyi patlatmaj ya da atese vermek. Gercekten gozum baska sey görmüyor o anki hazdan. Atese zaafim var.
Sehir icinde apartman dairesinde yasayan biri oldugum icin her zaman imkanim olmuyor haliyle.
0
stavro
(06.07.19)
Güzel zaman geçirmek.

Bunun bin türlü şekli var ve bence bu varyasyonlar insanın birikimi ve hayatı algılama şekli ile alakalı olarak fazlalaşıyor.

En çok sevdiğiniz o şey, şey olarak uzun zaman sürdürebilir ve sevilir olarak kalamiyor maalesef.
0
habarbey
(06.07.19)
Spesifik örnekler lütfen :)
0
🌸dreamnesiac
(06.07.19)
Plak biriktirmek, aramak, bakımlarını yapıp temiz tutmak, her biri hakkında yeni şeyler öğrenmek mesela. Üzerine emek harcanıyor olması, daha da değerli kılıyor.
0
tel tokasini duzelten samuray
(06.07.19)
Knight online
0
eksimeksi
(06.07.19)
Sevgilim, alkol, bisiklet ve kaybolmak o zaman. Yeterince spesifik olduğunu düşünüyorum.
0
habarbey
(06.07.19)
Daha önce hiç görmediğim bir yerde saatlerce gezmek.
0
ms brownstone
(06.07.19)
Müzik dinlemek ve yapmak, bu ikisi pür haz benim için daha ötesi yok ve olmayacak

Basketbol oynamak, özellikle dişli rakiplerle kıran kırana geçen maçlarda kendimi kaybediyorum
0
vedatchilipeppers
(06.07.19)
Playstation oynamak, yemek yemek, çizgi roman okumak, seyahat etmek
0
dedim sozluk falan beni bozar
(06.07.19)
Kamp yapmak, yeni yerler görmek, gezmek, daha önce içmediğim içkileri içmek.
0
legolasin son oku
(06.07.19)
(14)

En iyi olduğunuz konu ne?

okadardakolaydegilmis
Best
Best
0
okadardakolaydegilmis
(06.07.19)
Kafayı koyduğum yerde uyurum
0
paramolacak
(06.07.19)
Analiz/ sonuç çıkarma
0
dreamnesiac
(06.07.19)
En iyi olduğum konu bu mu bilmiyorum ama reflekslerimin iyi olduğunu düşünüyorum.
0
senolll
(06.07.19)
Yemek yemek.
0
Amaranta ursula
(06.07.19)
Kafamı koyduğum yerde uyurum +1
0
Mossy
(06.07.19)
roman oynamak
0
superb
(06.07.19)
Mal veya hizmet satmak
0
etna
(06.07.19)
Plan yapma. Bir yere gideceğim zaman yiyeceğim yemekten, kullanacağım ulaşım araçlarına kadar planlarım.
0
the coon
(06.07.19)
200m destekli atis.
0
stavro
(06.07.19)
grafik tasarım, portre çizimde benzetme, tablolarla renk kullanımım. öff mükemmel miyim neyim yaaa!!!

bir de çok güzel 10 saat uyurum.
her zaman her yere çok güzel geç kalırım.


allahım her konuda çok iyiyim yaaa... (güneş gözlüklü cool emoji)
0
batlegolas
(06.07.19)
iradeli olmak, bişeyi yapacağım dersem yaparım.
0
nahtoderfahrung
(06.07.19)
İyi araba kullanırım içimde bir niki lauda var
0
vedatchilipeppers
(06.07.19)
okuduğum şeyleri hatırlamak
0
sopiro
(06.07.19)
Cs go
0
datnet
(07.07.19)
(5)

zeytinli festivaline gidilir mi?

eazy
Zamanında rakın koklara, sonispherelara gider ve sağlam eğlenirdik ama ondan beri festival görmedim ben. Dün gece konuştuk 6 kişilik çete halinde gitmeyi planlıyoruz, benden haber bekliyorlar ''tmm gidek'' dersem biletleri alacaklar. Ben gitmezsem bunlar kesin gitmez o yüzden baskı var üzerimde :D K
Zamanında rakın koklara, sonispherelara gider ve sağlam eğlenirdik ama ondan beri festival görmedim ben. Dün gece konuştuk 6 kişilik çete halinde gitmeyi planlıyoruz, benden haber bekliyorlar ''tmm gidek'' dersem biletleri alacaklar. Ben gitmezsem bunlar kesin gitmez o yüzden baskı var üzerimde :D

Kitle nasıl, tuvaletler nasıl, kamp alanı nasıl? çadırda kalmakta zorlanıyorum ben nefesim kesiliyor mezar gibi sankiaq boğulursam orada pansiyon falan var mı?

Gidilir mi?
0
eazy
(04.07.19)
Kamp alanı biraz kalabalık tabi, biz pansiyonda kalmıştık. Yemek alanını beğenmiştik, farklı seçenekler vardı. Çadır zor geliyorsa orada daha da zorlaşabilir işiniz. Çadırlar hep dip dibe zira. Sevdiğiniz müzisyenler varsa gidilebilir ama kampsız tavsiye ederim.
0
on and off
(04.07.19)
ilk günden beri gidiyorum.
kitle eh işte, ne bekliyorsun bilmiyorum ama yaşın 26+ falansa işin gücün varsa biraz garip/yabancı gelebilir ortam.
esenler otogarı tuvaletine laf edenler burayı görmemiştir, görseler orasının kıymetini anlarlar.
pansiyon falan biraz zor. hem yer hem de fiyatlar şu an uçmuştur. bir yıl önceden kapatıyor kamp pişmanlığını yaşayanlar. araba varsa turistik olmayan - havran vs - yerlerden bakın daha mantıklı olur.
0
denek hayatım
(04.07.19)
O tarafta yaşıyorum. Gelmeyin kotu. Unili gençler denizi tuvalet gibi kullanıyor.
0
geçerkenugradım
(04.07.19)
arabayla gidilip ev kiralanacaksa güzel oluyor. sadece müzik için sandalyeleri alıp konser alanına gidiyorsunuz, sadece müzik.

onun dışında gündüz arabayla yakınlardaki güzel plajlara gidersiniz, çünkü festival denizine girilmez iğrenç oluyor, ev kiraladığınız için de tuvalet banyo yatak vs.. derdiniz olmaz.

aksi halde 27-28den büyük insanlara göre değil hocam. biz gittiğimiz yıl anlattığım gibi yapıp çok eğlenmiştik ama çadırda kalsak duramazdık, ses, ergenler, wc ler leş, deniz kötü, duş suyu akmıyor/çok sıra oluyor vs.. bin tane şey.
0
benaslinda
(04.07.19)
Lineupta arkadaşlarının grubu falan varsa git kuliste takılırsınız eğlenceli olur yoksa salla
0
vedatchilipeppers
(04.07.19)
(10)

NBA Tarihi

leo1905
NBA Tarihi'nin en çok saygı duyulan oyuncusu Michael Jordan mı, Grant Hill mi ya da bir başkası mı?
NBA Tarihi'nin en çok saygı duyulan oyuncusu Michael Jordan mı, Grant Hill mi ya da bir başkası mı?
0
leo1905
(18.06.19)
Bu soruyu reddit'te ve başka birkaç sitede daha görmüştüm. Hepsinde Bill Russell en çok oy almıştı, bence de en doğru isim o. 13 sezonda 11 şampiyonluk ve sayısız rekor. Daha iyisi yok!
0
iwasbornonamountainside
(18.06.19)
nasıl bill russel ya. :D
nasıl nba izliyorsunuz.
micheal jordan
sonrasında lebron ve kobedir.
neden dersek. istatistik ve oyun anlamında lebron ve jordan bambaşka bir seviye oyun oynadılar. orası ayrı.
jordanı özel kılan bir şey var. jordan nba 'i tek başına taşıdı. nba bugün bu hallere onun sayesinde geldi. basketbolla alakası olmayanların bile bildiği isimdir jordan. bill russeli kim tanır.
0
JackDanielSparroww
(18.06.19)
JackDaniel güldürdün valla :D Bayılıyorum böyle okuduğunu anlamadan başkalarına giydirmeye çalışan insanlara. Gecen neşeyle dolsun.

Çok tartışılır ya net bir cevabı olamaz tabi. Ama Jordan yakın geliyor bana da. Aşırı çalışkan en başta.
0
new day new life
(18.06.19)
tartismasiz jordan.
sonra da kareem abduljabbar.
0
cedex
(18.06.19)
Michael Jordan ve Kareem Abduljabbar ikilisi sanırım en çok göze batanlar ama Jordan bir adım öndedir çok büyük ihtimalle.

'En çok' kısmı konusunda değil iddiam fakat Larry Bird'ün de insanların bir an aklından geçebileceğini düşünüyorum. Çünkü gördüğüm kadarıyla, çok sevilen bir figür değil ama "Yiğidi öldürelim ama hakkını yemeyelim." diyen çok olduğundan, sanırım ona da duyulan ciddi bir saygı var.
0
tel tokasini duzelten samuray
(18.06.19)
benim için dennis rodman
0
vedatchilipeppers
(18.06.19)
Bence semih erden
0
(s)AINT
(18.06.19)
Neresi komik bilader. Neyi anlamamışım. Adam Bill Russell diyor ben de değil diyorum. Sorun ne?
0
JackDanielSparroww
(18.06.19)
Soru en iyisi kim değil de en çok saygı duyulanı. Orayı netleştirmek lazım.

Bill Russel ve KAJ ile beraber Larry Bird ve Tim Duncan'da yazılabilir belki. Jordan'da tabi ki orada.

Aktif olarak oynadığı için Lebron'un kutuplaştırıcı etkisi devam ediyor ama bundan bir 10 sene sonra ben kesinlikle bu isimler kadar saygı değer olacağına inanıyorum. (Benim gözümde zaten öyle de, genel kanı da bu yönde olur.)
0
ravenclaw
(19.06.19)
En iyi ile ikisi benzer ilişki de. Saygı ve iyi en iyi birlikte olur. Dediğim gibi en saygı duyulan adam tanınir. Bilinir. Bill Russell i NBA takip etmeyen adam bilmez. Ama Jordan öyle değil. İlla alt yazı geçmemiz lazım sanırım. Bill russela saygı duymak nedir. Sıfır kuralin olduğu bir yerde oynamış biri.
0
JackDanielSparroww
(19.06.19)
(10)

istanbul çöp içinde

kamile necaset
bir tek beni mi rahatsız ediyor bu?kadıköy rıhtımdan eminönü meydana, galata köprüsünden karaköy'e. her yer çöp, çöp suyu ve pislik içinde.belediye seçimlerinin arefesinde kimse gidelim temizleyelim bile demiyor. chp'liler de dile getirmiyor bu durumu. kimsenin umrunda değil.niye böyle?
bir tek beni mi rahatsız ediyor bu?

kadıköy rıhtımdan eminönü meydana, galata köprüsünden karaköy'e. her yer çöp, çöp suyu ve pislik içinde.

belediye seçimlerinin arefesinde kimse gidelim temizleyelim bile demiyor. chp'liler de dile getirmiyor bu durumu. kimsenin umrunda değil.

niye böyle?
0
kamile necaset
(15.06.19)
25 yıldır kadıköy’deyim burada hiçbir zaman her yer tertemiz ve steril olmadı fakat bu beni bu kadar rahatsız etmiyor veya bu şekilde gözüme batmadı hiç; sizin biraz abartıyor olma ihtimaliniz var mı acaba?
0
vedatchilipeppers
(15.06.19)
1 yil sislide cehape zihniyeti ile 1 yildir da galata da akp zihniyeti ile yasiyorum. Belediyenin zerre sucu gunahi yok.
Sisli de hergun belediye temizliyor kopuklu suyla sokaklari yikiyor copleri topluyordu. Yok arkadas. Sokak cadde heryer kopek pisligi kokuyor. Bu bir insanlik meselesi.
Ayni durum simdi galata'da gecerli. Belediye her saniye calisiyor. Ama insanlar cevreyi temiz tutma bilincinden cok uzak.
0
allah yazdiysa bozsun
(15.06.19)
Bugün benzer şeyler aklımdan geçti.
Çok çeşitli bir şehir burası. İnsanların bilgi ve yaşam tarzları da farklı. Ancak temizlik gibi temel şeylere herkes eşit önem vermeli. Bu olmadığı için bir çok yer rahatsız edici düzeyde kirli.
0
bagcivan
(15.06.19)
Sorunu mültecilere bağlıyorlar yönerge demeyin ama sebep onlar. Herhangi islek bir caddede sabit noktada bekleyip izleyin
0
radikalherif
(15.06.19)
niye böyle bilmiyorum ama benim de merak ettiğim şey, başka ülkelerde de böyle üstü açık konteynerlerde, caddenin ortasında mı oluyor çöpler? bize mi özgü bu olay?
0
dont eat me
(15.06.19)
Geçen seçimden önce de İzmir çöp içindeydi niyeyse :) Her seçim öncesi bi şehir seçilip çöp içinde bırakılıyor belki de :)
0
superfluid
(15.06.19)
allah yazdıysa bozsun +1

insanımız pis. çevre, sokaklar umurlarında değil. ellerindeki her çöpü etrafa bırakmak ülkemizde yaşam tarzı. ama edirneden öteye gittikleri anda "ulan ne kadar güzel yer, yerde bir çöp bile yok" en sık kullandıkları cümle...

mülteciler evet, bunda bir etken ama kusura bakmayın mülteciler öncesinde de sokaklarımız temiz değildi. arabayla giderken çöpü sokağa atan o kadar çok sığır var ki.
0
unique hint kumasi
(15.06.19)
Bir süredir bende gözlemliyorum aynı şeyi, eskiden olduğundan daha pis, kağıt mendil, ıslak mendil, cips poşeti, naylon poşet vs. kaynıyor her yer. bilinçli olarak değil ama ağzı açık çöp bidonları ve ağzı bağlanmamış çöp poşetleri nedeni ile olduğunu düşünüyorum

geçen gün yürüyüşe çıktım gece, belediye çöpleri toplamış şu yere gömülü olanlardan, etrafı pislik içerisindeydi, bidonu yerden çıkartırken bir kısım çöp etrafa saçılmış, temizlemeden gitmişler. o çöpler rüzgar ile dağılacak vs.
0
selam
(15.06.19)
Bir diğer sebebi de çok fazla sokak kedisi ve köpeğimiz olduğundan. Bunlar besin bulmak amacıyla etrafa bırakılan çöp poşetlerini açıp içindekileri dışarı çıkartıyorlar. Daha sonra rüzgar falan bu çöpler de dağılıyor.
0
queue
(15.06.19)
çok kalabalık, her çeşit insan var. belediye tamam ama halk temiz tutmaktan uzak. en basitinden, sürekli yere tüküren insanlar görüyorum.
0
Neill
(15.06.19)
(3)

sevdiğinizin bir kısmına talip olsanız, diğer tarafları boş kalsa

sameidiot
kadınlarda erkeklerde bir güven deliliği içindegenel soru ya başkasıyla yazoşıyosa görüşüyosapeki siz cidden zaten hiç hakim olamayacağınız tamamına talip olmasanız??yorumlar ltf.
kadınlarda erkeklerde bir güven deliliği içinde
genel soru ya başkasıyla yazoşıyosa görüşüyosa
peki siz cidden zaten hiç hakim olamayacağınız tamamına talip olmasanız??
yorumlar ltf.
0
sameidiot
(14.06.19)
Fuckbody'lik kavramına bir tanım daha ekledin. Bedenine sahip olabilirsin ama ruhuna asla.
0
neymis
(14.06.19)
Kavatlık diyebilir miyiz kısaca.
0
ssiradanbirigibi
(15.06.19)
bir süredir böyle düşünüyorum ve hissediyorum ve çok rahatlatıcı oluyor, ister gavatlık ister başka bir şey deyin

bir kadını veya bir erkeği niyet okuyarak, başkalarıyla yazışmasını görüşmesini takip ederek, birtakım alicengiz oyunlarıyla bunlara engel olarak, içinde acaba aldatıyor mu lan diye düşünüp karşıdakine psikolojik baskı uygulayarak seni sevmesini ve sana ait olmasını sağlama düşüncesi kadar manasız bir şey olamaz; “meydanı boş bıraktık” kesin güvenimi sarsacak diye diye kendine yüklenirsen hem özgüvenin paramparça olur hem karşındakine hayat zindan olur; bir bok yiyecek kişi onu yer zaten ve bunun külfetini ve ayıbını o kişiye bırakmak gerekir diye düşünüyorum
0
vedatchilipeppers
(15.06.19)
(21)

Türk erkekleri neden böyle?

vergara
Şimdi şaşırdığım, garipsediğim bir durumu anlatmak istiyorum. Ciddi soruyorum, saçma cevaplar verecekler yazmasın lütfen.Daha önce ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerde birkaç yıl yaşama imkanım oldu ve orada yaşayan erkeklerle flört ettiğimde vücudum hakkında hep güzel şeyler duyuyordum. Tavlamak i
Şimdi şaşırdığım, garipsediğim bir durumu anlatmak istiyorum. Ciddi soruyorum, saçma cevaplar verecekler yazmasın lütfen.

Daha önce ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerde birkaç yıl yaşama imkanım oldu ve orada yaşayan erkeklerle flört ettiğimde vücudum hakkında hep güzel şeyler duyuyordum. Tavlamak için falan değil, samimi olduklarına eminim. Zaten tek gecelik veya kısa süreli flört değildi bunlar.

Ama ne zaman Türkiye'ye gelsem erkekler hunharca eleştiriyor. Son flört ettiğim bey "Popon çok küçük." dedi ve zaten kısa süre sonra da görüşmek istemediğini söyledi. DM kutuma "Memen küçük, silikon yaptır." yazan tanımadığım bir herif de var. Ayaküstü aramda kısa bir elektriklenme (o ne be?) olan beyler bile onu bunu sıkıştırıyor araya, konu illa bir "Oran şöyle, buran böyle." ye geliyor.

Orada adamlar her vücutta bulunabilecek normal miktardaki selüliti, vücut tüyünü hiç sorun yapmazken burada "Görürsem anında ayrılırım ağğbiii, iğrenç yağğ" tarzı muhabbetler ediyorlar erkekler.

Türk erkekleri mi fazla tahammülsüz oldu ve standartları çok yükseltti, yurt dışındakiler mi fazla rahat? Veya başka bir şey? Sebebi ne bu durumun? Benzerini yaşayan oldu mu?
0
vergara
(14.06.19)
Kesinlikle var bu olay, ben de cozemedim merakla cevaplari bekliyorum.
0
Flipsflops
(14.06.19)
Vücudu görmeden bi şey diyemem. Belki de haklılar. Belki de avrupalılar zevksiz. Belki de popon gerçekten küçüktür. Nereden bilebiliriz?

Şahsen en başta poposunun küçük, memelerinin sarkık (büyük küçük fark etmez), vücudunu aşırı kıllı olduğunu gördüğüm bi kadınla en baştan böyle şeylere girmeyeceğimden sonradan eleştirmem. Yeni mi küçüldü sanki o popo allah allah.
0
(s)AINT
(14.06.19)
ülkede kezbanlık tahammül sınırlarının dışında kaldı
0
vladimirdökümov
(14.06.19)
Uzanamadığı ciğere mundar deme durumu sanırım. Açıkcası ben tam tersi durum olacak diye okudum aslında. Damacanaya hallene insanlardık biz. Şaşırdım şimdi.
Benzerini yaşayan varsa bizde duyalım, şaşıralım.
0
neymis
(14.06.19)
yurt dışındakiler insana insan değerini veriyorlar, türkiyede kadınlarda da erkeklerde de böyle bir durum mevcut yok ince olsun ama göğüsleri alakasız büyük olsun poposu olsun ama selüliti hiç olmasın yok kol tüyü am tüyü böyle salak salak şeyler.
kendilerine gelince zannedersin kıvanç tatlıtuğ hepsi, hiç kafaya takma. yurt dışındaki erkekler böyle şeyleri daha az problem ediyor biliyorum yani tahmin ediyorum.
0
hakyememyemekyerim
(14.06.19)
Evet, dediğiniz gibi Türk erkeklerinin standartları yüksek. Kendi istediği cinsin karşılığı olmasa da, mesela sporcu, kaslı, uzun boylu vs. olmasa da istekler bitmiyor.
0
yüzyıllık yalnızlık
(14.06.19)
Elektrik direğine tecavüz edilen ülkede tepsi götlü, göbekli, omuzlarından kıl fışkıran, bakımsız erkeklerin başkasını çok eleştirmesi doğal. Aşağılık kompleksli insanlarız yeterince.
0
cemallamec
(14.06.19)
benim için nefes alsın yeter
0
paudi
(14.06.19)
paudi +1
bulmuş bunuyor haspalar.
0
neymis
(14.06.19)
Sanırım fazla porno izlemekten oluyor.

İnternette pornonun olumsuz etkilerini aratın bu dediğim şeyi göreceksiniz.
0
levpontryagin
(14.06.19)
türkiyedeki erkeklerin hadlerini bilmeme sorunu var. evde, okulda, iş yerinde, sokakta, sanal ortamda, insan ilişkilerinde.
0
freebird5406_2
(14.06.19)
Bu bir taktik haci.
0
stavro
(14.06.19)
batı avrupalı politik doğrucudur biraz. kırmamaya, dökmemeye, kimseyi offended etmemeye çabalar.

bizimkiler gerçekçidir ama hoyrattır. ek olarak da şunu söyleyeyim; fiziği eleştirerek sohbete başlamak düşürme taktiği oluyor. kimimiz yapar bunu; kızın özgüvenini kırar, oradan kendine yol açar yürür falan filan işte.
0
heidi'nin dedesi
(14.06.19)
levpontryagin çok haklı. fazla porno izlemenin sonuçları.
0
xvyz
(14.06.19)
Karşıdakini yerden yere vurmaktan zevk alan bir milletiz.
Bunu erkekler erkeklere, erkekler kadınlara, kadınlar erkeklere, kadınlar kadınlara, kısaca herkes birbirine acımasızca yapıyor.
Ben yapmıyorum diyen ya istisnadır ya yalancı.
Sen seni aşağıladığını düşündüğün erkeklere neler söylediğini tarafsız gözle bir düşün. Eminim çok daha ağırları vardır.
Milletçe bir garibiz, kadınıyla erkeğiyle.
0
Mirket
(14.06.19)
biz türk erkekleri olarak hepimiz altın penisliyiz ondan böyle davranma hakkımız var

şaka bir yana, bence popon çok küçük diyen veya memen küçük diyen erkek kendi vücuduyla ilgili aşamadığı ve kompleks haline getirdiği birtakım meseleleri bu şekilde dışavuruyor

bana biraz terbiyesizce ergen hareketler geldi, etmesin flört o zaman neyin şovu bu sanki zorla ettiriyorlar; ne oluyor popon küçük deyince ameliyat mı olmanı istiyor onun için mal mıdır nedir
0
vedatchilipeppers
(15.06.19)
Birine fizigiyle ilgili bok atmak gorgusuzluktur.kadin erkek millet milliyet farketmez. Ha sacini soyle yapsan, su tarz giyinsen onerisi olur. Ama boyu kisaysa naapsin. Memen kucuk..
Karisma, yoluna devam et. Kirmaya gerek yok.
Sonuc olarak, konusmus olmak icin konusmaktir.her millette olabilir. Baska ulkede yasamadim ama kimle karsilassam 3. cumle kilo mu aldin, kilo mu verdine geliyor...
0
tunaktunaktun
(15.06.19)
çünkü,

www.google.com
0
sevecen
(15.06.19)
Sadece Türk erkeklerinde değil genel olarak Türk insanında bir hadsizlik var ama bunca yıldır kimse bana bu dediğin şekillerde yaklaşamadı.

Muhtemelen
a) sen fazla yüz veriyorsun ya da fazla tevazu gösteriyorsun
b) kendi denginden alt seviyede insanlarla muhatap oluyorsun. Kültürel uyumsuzluk olunca erkekler kendilerini bir şekilde iyi ve/veya üstün hissetmek için yapar böyle şeyler, bu her toplumda mevcut, ortadoğulu ve amerikalılarda daha sık görülüyor.
0
paslanmaz pencere
(15.06.19)
Kızlar Türkiye de ne yazık ki beğenme konusunda arşa çıkmış o yüzden ne desek boş
0
tolgame
(15.06.19)
öncelikle güzel soru.

türk kızları kezban oldugu kadar türk erkekleri de mal.

bahsettiğin durumu ben de epeydir gözlemliyorum ama ilk defa soru olarak gördüm. sen yurtdışında yaşadığın için ülkemize özgü bu olayı farketmen kolay oldu sanırım.

bunun çeşitli sebepleri var.
1. türk kızlarına aşırı ilgi gösterildiği için şımardıklarını düşünen ve bu yüzden kötü davranılması gerektiğini düşünen bir erkek grubu var. işin ilginci bu taktik işe yarıyor :) bir türk kızına vücudunun kötü bir yanını söylüyorsun, o kız bunu gururuna yediremeyerek kendini beğendirmeye çalışmaya başlıyor. bingo! tavladın kızı
2. porno. gerçekten türk erkekleri cinselliğe aç ve bu yüzden porno konusunda uzman. türk kızlarını beğenmeme sebepleri de tüm kızların yabancı porno oyuncuları gibi olduklarını sanmaları. öyle olmadıklarını görünce hayal kırıklığına uğruyorlar. ayrıca türk erkekleri vücut tüyleri konusunda aşırı bilgisiz.
3. türk insanında var olan eziklik ve kompleks. her ilişkide ya ezen ya ezilen oluyor insanlarımız. yani erkek tarafı ezemiyorsa eziliyor, ezilemiyorsa eziliyor. aynısı kızlar için de geçerli. hatta aynısı cinsel ilişki hariç tüm ilişkilerde geçerli. bir tarafın baskın olması gerektiği düşünülüyor. bu madde aslında birinci madde ile de ilintili
4. herkes en iyisini istiyor. komşuya akrabaya hava atmak için en güzel kızla evlenmeli, en zengin erkekle evlenmek gerekir. eğer senin en yakın arkadaşının kız arkadaşından daha az güzel oldugunu düşünüyorsa ezik kalacağını düşünüyor ve eliyor :) aynı durum elbette kızlar için de geçerli. herkes en iyisini istediği için herkes yalnız oluyor daha sonra.
0
dafuq
(16.06.19)
(5)

Kişinin Mesleğine Göre Sapıklık Derecesi

bitchesaintshit
Aslında sapıklık yerine başka bir kelime kullanacaktım ama çok düşünmediğim için sapıklık diyeyim en iyisi dedim.Ekşide bir başlık gördüm. Bir profesör doktorun adı ile açılmış. Kendisi birçok öğrenciyi taciz ve tecavüz etmiş. Olay doğru mu değil mi gerçekten bilmiyorum çünkü kesin hükmü verilmemiş
Aslında sapıklık yerine başka bir kelime kullanacaktım ama çok düşünmediğim için sapıklık diyeyim en iyisi dedim.

Ekşide bir başlık gördüm. Bir profesör doktorun adı ile açılmış. Kendisi birçok öğrenciyi taciz ve tecavüz etmiş. Olay doğru mu değil mi gerçekten bilmiyorum çünkü kesin hükmü verilmemiş sanırım(yanlışsam lütfen düzeltin)

Soracağım soru başlıkta sayılır. Burada bazen bakıyorum bazı duyurulara ve genellikle bazı meslekteki, mevkideki kişiler tam bir sevgi pıtırcığı, iyilik timsali gibi yansıtılıyor. Yok işte ne bileyim ''Doktor o beeeee. Yapmaz öyle şey'' Efendime söyleyeyim ''Çok üst düzey bir yönetici. Ayrıca defalarca Avrupa görmüş, dünyayı gezmiş(ne alakaysa) Yapmaz öyle şey'' vs vs tarzı cümlelerle bazı meslek grupları ve kişiler savunuluyor. Gerçekten bu kadar kolay güvenebiliyor musunuz? Karşınızdaki kişinin kıyafeti, mevkisi, parası, zengin olup olmaması çok mu önemli sizin için? Tv'de gördüğümüz kadın cinayetlerinin belli bir kısmını gerçekleştiren şerefsizlerin çoğu zengin ve sizin o ''yapmaz öyle şey'' dediğiniz türde insanlar.

Neden insanlar bu kadar çabuk kanıyor bazı şeylere? Hadi gençler neyse de belli bir yaşı geçmiş insanların kendince modern(başka kelime bulamadım) düşünmesi hep garibime gidiyor. Sonuçta beyin yerine t.şak ele geçirmişse bedeni, o insandan her şey beklenmelidir. Üzerindeki kıyafet, mevki sadece birer maskeden ibarettir.
0
bitchesaintshit
(14.06.19)
“yapmaz öyle şey” lafını çok iyi tanıdığım kişiler haricinde kullanmam. herkesten her şey beklenir. hatta kimileri de bu sapkınlıklarını örtmek için böyle meslekler seçiyor. yeşilay derneği başkanı uyuşturucu ticaretinden hapse girdi örneğin :)

bana kalırsa bu tip “yapmaz o” genellemeleri eskide kaldı. artık pek kimse mesleğine göre insanı yargılamıyor. elimizde bunu yapmamak için bol miktarda örnek var maalesef.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(14.06.19)
Burada vardi gecen bi baslik, doktor taciz muhabbeti ama millet “doktor yapmaz oyle sey” diyordu. yapiyorlar iste, eksi’deki baslik guzel ornek olmus. Insanlari gozunde buyutmek, saflik, sokaktan uzak yetismek, insanlardan kopuk yasamak insani “... yapmaz oyle sey” kafasina getiriyor.

Herkes her seyi yapar, secici olacaksin ve gozunde kimseyi buyutmeyeceksin.
0
eazy
(14.06.19)
(bkz: halo etkisi) ile ilgili biraz... “başarılı”, o zaman “iyi insan”dır, mesela.
0
e haliyle
(14.06.19)
“Meslek icabı” paso olaylar içindeyim ve yapılan şeylerin niteliğiyle yapan kişinin karakteri arasında herhangi bir korelasyon kuramıyor beynim artık, herkes her şeyi yapabilir benim gözümde; herkesin bir zaafı var hayatta bazıları gösteriyor bazıları göstermiyor
0
vedatchilipeppers
(15.06.19)
@istanbul kanatlarimin altinda

Tanıdığınız kişiler harici kullanmamanız hakkında çok haklısınız. Doğrudur ama artık eskide kaldı lafı bence doğru değil. Eskide filan kalmadı. İnsanlar hala bu kafada.

İşte tam bunun üstüne @eazy'nin dediği o başlığı hatırlatırım. Bu sadece bir örnek tabi.
0
🌸bitchesaintshit
(16.06.19)
(15)

köfteci dükkanlarında yemek yemek hoşunuza gidiyor mu?

vurursagololur
yani cadde ya da sokak aralarında köftecilere girip bakar mısınız?tadını beğendiğiniz zaman tekrar gelir misiniz?nedir bu köftecilerle işiniz? yoksa gidip avm de mi yersiniz?
yani cadde ya da sokak aralarında köftecilere girip bakar mısınız?
tadını beğendiğiniz zaman tekrar gelir misiniz?
nedir bu köftecilerle işiniz? yoksa gidip avm de mi yersiniz?
0
vurursagololur
(13.06.19)
köfte yemem tüm köftelerin tadı aynı geliyor bana, hani çok acıktın bir yere gidip ekmek arası yedin başka ama özellikle bir köfte için bir yere gitmem.
aynı ya hepsi.
0
dedim dedim de kime dedim
(13.06.19)
Dedim dedim de kime dedim +1 hepsi aynı.
Özellikle kimse gitmez anca çok aç olunca, alternatif olmazsa
0
kirmizipilotkalem
(13.06.19)
dedim dedim de kime dedim artı 1

Ev köftecisiyim. Hatta Sultanahmet meydanda önünde sıra olan meşhur köfteci ve köfteci yusufların falan köftesini bile sevmiyorum. Bana plastik tadı varmış gibi geliyor. Ev köftesi <3
0
eazy
(13.06.19)
Köfte asla yemem, eskiden yerdim fakat şu son birkaç senedir isterse jamie oliver yapsın yiyesim gelmiyor, kuzucuyuz
0
vedatchilipeppers
(13.06.19)
Ev köftecisi kısmına +1 yazmanızı rica edeceğim
Aynı şekilde tüm köftelerin tadı aynı gelenler sporada +1

Ama gel gelelim ev köftesi konseptinde efsane şeyler yapan yerler var. Ankara'da otururken mahalle aramıza ev yemekleri konseptli bir yer açılmıştı. Yemeksepetinden joker çıkınca ilk sepeti doldurmak için köftede koymuştum. Gelen köftenin aroması efsaneydi inanılmaz güzel baharatlıydı. Ev köftesiydi. Patatesler yanında anne patatesi denen cinstendi, onlarda baharatlanmıştı. Sonra müdavimi oldum gidip yemeye başladım, eş dostu götürdüm vs. Ankara'dan taşınmanın en kötü yanı orayı kaybetmek oldu galiba. Bak yine canım çekti allahsız.
0
ManikD
(13.06.19)
Köfte severim ama dışarıdaki köfteler artık plastik gibi ve pişmemiş oluyor. Ev köftesi gibi yapan birkaç yer vardı sevdiğim, onlar da bozmuş. İyi bi yer bulsam sık sık giderim.
0
aquarium
(13.06.19)
köfteci ramiz, yusuf vs. ye gidersen evet hepsi aynı. hatta bi ara filizler çok iyiydi ama o da aynı.

fakat..

ben sokak köftecilerini gerçekten çok severim. köfte ekmek yapıp satan her yer bu kategoriye girmiyor. özellikle anadolu'da rastgele bir sokak arasında bile samimi bi köfteci dükkanına denk gelebilirsin. dükkan dediğime bakma, içeri bi masa bile sığmaz. bunların tadı gerçekten çok lezzetli oluyor. ama istanbul'da bulamadım hiç düzgün köfteci. genelde eşek eti kesecek yerler oluyorlar. ve avm de asla köfte yemem. buzluktan çıkıp da tavaya atılan hiçbir köfteye dışarda para vermem.
0
mehmed resad
(13.06.19)
Yoldaysam aniden bir köfte yiyesim geliyor.
AVM de köfte yemem, büyük restoranda (mid point ve benzeri) köfte yemem
Francise köfte yemem.

Ege bölgesinde 3-4 tane köfteci var mutlaka yerim
Biga - Tarzan Köfte
İnegölde Caminin Yanında bi ufak köftecim var adını bilmem.
Eskişehirde İstasyonun karşısındaki köftecileri severim.
gibi gibi
0
Corc
(13.06.19)
Eskiden statların önünde tükürük köftesi satarlardı, pisliğinden miydi yoksa çocuk olduğumuzdan mıydı neydi çok tatlı gelirdi bana o köfte :) Şimdi o tadı alabildiğim köfte pek yok, evde yapılanlardan dahi o tadı alamıyorum.
0
Beherit
(13.06.19)
dedim dedim de kime dedim +1 kelimesi kelimesine.

Para verip de kofte yemem. Bir kofteciyi ovduklerinde de sasiriyoru genelde, en krali olsa nolur kofte yani diyorum kendi kendime. Israra dayanamayip denedigimde de sonuc degismedi hic. Yiyorum ve bildigin kofte tadi var, ayni.
0
stavro
(13.06.19)
yine bir sürü psikolojisi durumu görüyorum.
birisi köfteyi gömmeye başlayınca peşi sıra herkes gömmüş.
ben anlamadım abi, butik hamburgercileri öve öve bitiremeyen sizler değil misiniz? hamburgerin içindeki et=köfte değil mi ?
cevaba gelecek olursak; gayet de gidiyorum, yiyorum ve seviyorum.
0
dadasalon
(13.06.19)
bu tam benim sorum ya.

normalde damak tadı gelişmemiş biri olmama rağmen köfte ve lahmacun konusunda çok hassasım.

köftenin iyi yada karakteristik bir tadı olup olmadığını hemen anlarım.
mesela filibe köftecisi vardır sirkecide meşhur, hakikaten karakteristik bir tadı vardır.

bunun gibi her biri kendine has tadı olan (yani kıyaslanamıyan, hepsinin kulvarları farklı ve her biri kendi kulvarında güzel :D) köfteciler var.

Ama tabelasında meşhur inegöl vs yazıp, üstünü çizdiğim köfteci de çoktur.
Mecbur kalmadıkça avm'de yemem.
0
güneyli çocuk
(13.06.19)
Bursa'da yaşıyorum. AVM'de köfte yemedim, yemem. Pideli köfte meşhur olduğu için Kayhan'da bir sokak dolusu pideli köfteci var. Onun dışında Heykel tarafında birkaç yer var gittiğim. Birkaç tane de cadde üstünde var. Evde ızgara yok, o yüzden istediğim tadı yakalayamıyorum.
0
black holes in the sky
(13.06.19)
stadyum ve konser çıkışındaki köfteciler favorim.
maça gitmesem bile denk geldiysem asla kaçırmam, o ambiyans, o soğanlar, duman, kalabalık, üfff :D
0
füt
(13.06.19)
Olabildiğince dışarıda köfte yememeye çalışıyorum, içinde ne var belli değil.
0
marla is in my head
(14.06.19)
(6)

Baştan yaratmak

ırene adler
>>Selamlar, kendinizi baştan yaratmak istediniz diyelim,paranızda var biraz.Neler yaparsınız?Geniş anlamda söylüyorum baştan yaratmayı. Fiziksel olur,zihinsel olur, genel kültürle ilgili olur.Fikirlerinizi merak ettim.
>>Selamlar, kendinizi baştan yaratmak istediniz diyelim,paranızda var biraz.Neler yaparsınız?Geniş anlamda söylüyorum baştan yaratmayı. Fiziksel olur,zihinsel olur, genel kültürle ilgili olur.Fikirlerinizi merak ettim.
0
ırene adler
(12.06.19)
oo sims alırım bi dal

öncelikle boyumu uzatırım 187 yaparım
genetik mirasıma lanet okur tanrım beni baştan yarat derim, yaratır ve üçgen vücutlu yiyip yiyip kilo almayan biri olurum

zihinsel’e dokunmam o kısmı kendim hallederim işin eğlencesi orada zaten yoksa oynamayalım
0
vedatchilipeppers
(12.06.19)
burun, dudak, goz kapagi estetigi.

kisa degilim ama dahabuzun olmak istiyorum, boyumu uzattiririm.

mumkunse ten rengimi baya bir acar ve gozlerimi mavi saclarimi sari yapardim. bu sayede her turlu sac rengi bana yakisirdi. renkten renge boyardim sacimi.

popomu da birazcik buyuturdum.

dogdugum andan itibaren sanatla ilgili, komik ve eglenceli bir ailede buyumus olmayi isterdim. e bi de zengin. kavga ve siddet olmayan huzurlu bir aile. travmalarim olmazdi. cok istedigim baleye gidebilirdim.

felsefe ve tarihi beynime yukletirdim cunku ne kadar hevesle okusam da beynimde yer tutmuyorlar. resmen beynim bu ikisini disliyor almiyor iceri.

geri kalan seyler iyi diyecegim de ne kaldi ki?
0
batlegolas
(12.06.19)
fiziksel olarak saç ektiririm hatta ilk iş bunu yaparım.
brad pitt'in fight club'taki vücudunu alırım. çükümü bi tık büyütürüm, karşı cins iletişiminde bence özgüvene direk + olarak yansır diye düşünüyorum, denemiş olurum.
zihinsel olarak da daha çalışkan, algısı daha açık -büyük resmi görebilen- bir seviye güzel olurdu.
resim demişken, resimden de hiç anlamam onu da anlamak isterdim, yani sıkılmadan bir tabloya en azından 10 dk bakabilmek bile yeterdi.
0
ilkot
(12.06.19)
çok karmaşık bir soru neyseki hazırlıklıyım =)
hayal kurmak bedava nasıl olsa :)
muhtemelen amerika'lı bir çiftçi olmak isterdim.60 yaşlarında yaşlı göbekli beyaz saç sakal. güneşten kavrulmuş ten.
büyük baş hayvanlarım olsun çoban köpeklerim olsun. tavuklar olsun. yüzlerce dönüm mısır tarlaları falan.
bir çiftlik evi olsun. akşam üstü verandada oturup sigara viski yapabileyim(normalde sigara viski kullanmıyorum). oturdugum sallanan sandalyenin dibinde tüfeğim olsun. önümde iki alman kurdu uzansın. bık bık bık tavuk sesleri gelsin. ahırdan gübre kokusu. çiftlik evi şöyle olabilir. www.google.com

çiftlik şöyle olabilir www.google.com

ama şöyle bir şey kesin lazım :) www.google.com

oh mis ne güzel hayat. tek derdim mısır tarlasına dadanan porsuk olsun.
0
kitik
(12.06.19)
bazı karakterlerimi değiştirirdim. gamsız, umursamaz olmak isterdim. alıngan olmak istemezdim. sinirimin alınmasını isterdim. uyku düzenim olsun isterdim.

boyumu uzatırdım +1

daha fazla sosyal zeka isterdim.
0
damla sakızlı dondurma
(12.06.19)
zihinsel olarak matematikten anlamak isterdim, biri bana sayısal herhangi bir şey söylediğinde bön bön bakmak yerine anında abi bu rakamın kümülatif arttığını var sayarsak sonucu yüzde 2 oranında değiştirecektir falan diyebilmek isterdim. çok havalı bişiy bence. ben bunun yerine napıyoruz biz burda ki seviyesindeyim matematiksel herhangi bir konuda.
fiziksel olarak tabi ki kilo vermek isterdim. burnumu değiştirirdim. saçlarımı başa çıkılabilir bir versiyonla revize ederdim. hissettiklerimi yüzüme yansıtmamak isterdim, bir de duruşumu düzeltirdim.
bir de müzik kulağı edinir, kendime hemen piyano çalma yeteneği bahşederdim.
0
evde liyakat kalmamis
(12.06.19)
(14)

Kıskançlık

isminiz
Öncelikle herkese selam olsun. içimde büyüttüğüm özgüvensiz kıskanç kimliğimi huzurlarınıza döküyorum. hunharca saldırabilirsiniz. böyle tokat gibi cevaplar verebilirsiniz ya da bu bundan olur diye yol da gösterebilirsiniz. beni kendime getirecek her cevap tercihim olur. konuya gelecek olursak hayat
Öncelikle herkese selam olsun. içimde büyüttüğüm özgüvensiz kıskanç kimliğimi huzurlarınıza döküyorum. hunharca saldırabilirsiniz. böyle tokat gibi cevaplar verebilirsiniz ya da bu bundan olur diye yol da gösterebilirsiniz. beni kendime getirecek her cevap tercihim olur. konuya gelecek olursak hayatımdaki insanı çok kıskanıyorum. ama öyle böyle değil. onu, ulaşamayacağı kişilere bakarken bile kıskanıyorum. onun başkalarını arzulama fikri beni delirtiyor. bir yanım diyor ki normal insan sonuçta seninle birlikte diye sadece sen mi olmalısın hayallerinde bari rahat bırak. ama diğer yanım onun böyle benim dışımdaki herkese normalde ve hayalinde kör olması. sırf buna katlanamadığım için senelerce hayatıma kimseyi almadım. sonra dedim böyle gitmez al sen. ama bu sefer de hayat bana zindan. kendi kendimi yiyorum. ne yapabilirim?
0
isminiz
(12.06.19)
hocam çivi çiviyi söker, cuckold yazıyorum reçetene
0
vedatchilipeppers
(12.06.19)
montla sıçılacak artık mecburen, bunun başka tedavisi yok
0
vladimirdökümov
(12.06.19)
ooo böyle yasanmaz ki, biraz iç rahatla bari.
0
Neill
(12.06.19)
sizinki sevgi değil, hükmetme isteği. önce bunu söyleyelim.

sonra, sorun şu: siz kendinizin sevilmesini istemiyorsunuz. kendiniz bu tür "sadakatsiz" duygular, hareketler içinde misiniz? ya da bunları yapmak isteyip yapamıyor musunuz? derinlerde bir yerde bu olabilir.

karşınızdaki sizin tamamen "sahip olduğunuz" bir obje olmadığı için, ya da siz onun "malı" olmadığınız için, bakışınızın değişmesi gerek. ilgi çekmenin tek yolu da bu değil unutmayın.

çok istiyorsanız terapiye başlayın. ama çözüme açık olun.
0
inekadam
(12.06.19)
@inekadam sevgi değil farkındayım yani sevgi şemasını sanırım yanlış oluşturdum. sevgiyi bilmiyorum. kendimin neden sevilmesini istemiyorum bu kısmı anlamadım açıklayabilir misiniz? hayır bunun üzerine düşündüm bende buna dair bir şey yok. herhangi bir zorlama da değil. gerçekten sevince gözü görmeyenlerdenim. sevmek o çünkü bana göre. ilgi çekme mevzusu değil aslında bu. çünkü bunu kullanmıyorum. bu benim kişisel problemim ilişkide olduğum kişiye yansıtmıyorum. çözüme açığım elbette. o yüzden buraya yazdım. terapiye gidemesem de en azından söylenilenler üzerinden bir şeyler yapabilirim diye.
0
🌸isminiz
(12.06.19)
kiskanclik kisinin kendi degersizlik hissi ile ilgili oluyor. kendinizi degersiz hissediyorsunuz, degersiz hissettiginiz icin bu insan beni gercekten sevemez diyorsunuz, bu nedenle de kiskaniyorsunuz. yani karsinizdaki insanin bu duygunuzla hicbir alakasi yok. her zaman aciga cikan sey bizimle ilgilidir. degersizlik hissinizi karsinizdakine yansitarak bu hissin ondan geldigi yanilgisina kapiliyorsunuz ve sizi gercekten sevemeyecegini dusundugunuz icin bu tarz yaklasimlar sergiliyorsunuz. once kendinizi sevin, sevilebilecek bir insan oldugunuzu kabul edin ki baskalariyla da saglikli iliskiler kurabilin.
0
kassiopeia
(12.06.19)
Bilmiyorum ben çok duygusal bakıyorum belki ama, sevdiğiniz kişi ulaşamayacağı kişileri ''arzuluyorsa'' bu benim için zaten bir problem. Bunun ''kıskançlık' olarak tanımlanması tam olarak içinde bulunduğumuz çağın hastalıklı bireyciliğinin, ''önemli olan her zaman senin mutluluğun, sevgilini vs. düşünme'' kafasının ürünü. Karşınızdaki insana duyduğunuz sevgi ya da güvenin karşılığı, onun hislerinde aranır. Arzuladığı kişiye ulaşma ihtimali olup olmaması, arzuladığı kişinin ona asla bakmayacak olması önemli değil ki ? Kıskanç bir insan olduğum gerçekten söylenemez, sevgilimin karşı cinsten arkadaşlarına, giyimine, saat kaçta dışarıda çıktığına vs. hiçbir şekilde karışmam. Fakat bu ''arzulama'' durumu başka bir şey. Olay ahlak-namus kavramı değil. Dünyayı algılayış biçimiyle alakalı. Evet bir kişi benle arasında duygusal bir şey olduğunu, bana ''aşık'' olduğunu söylüyorsa, başka birisini arzulamamalı. Başka birini güzel veya yakışıklı bulmaktan bahsetmiyorum. Arzulama farklı bir durum. Kafada bir imge var. Bİr beden ya da daha bütün bir insan formu. Sadece bedenden de ibaret olmayabilir. Bu kimi için Çağatay Ulusoy'dur kimisi için Tarkan kimisi için Shakira. Aslında birlikte olmak istediği kişinin siz değil onlar olduğunu, sizinle ulaşabildiği bir hedef olduğunuz için birlikte olduğunu hissediyorsanız, bundan rahatsız oluyorsanız, ''kıskançlık'' tanımınız buysa (ki ben oymuş gibi anladım) bence problem yok. Sevgilin başka birini arzuladıktan sonra, arzuladığı kişinin ona karşılık verip vermemesi önemli değil ki. Aynısı erkek için de geçerli kadın için de. Kendi kendinizle konuşurken, ''Günlük hayatta ulaşabileceğim biri, sevgilim varken benimle birlikte olmak istese asla kabul etmeyip, teklifini yakışıksız bulacağım gibi, bir gün olur da aynı teklif David Beckham/Megan Fox'tan gelirse de bir an bile düşünmeden aynı tepkiyi veririm'' diyemiyorsanız, sadakatli gibi davranmanın alemi yok bence. İlişikilerdeki ''güven'' sorunu denen şey de bir noktada bundan kaynaklanıyor. Evet Megan Fox veya Beckham ile muhtemelen asla sevişemeyeceksiniz ama ''ulaşılamaz'' görünen başka birileri, hayatınızın bir noktasında meydana gelen değişiklikle ''ulaşılabilir'' olacak. Sevgilinin ''ulaşılamaz'' görünen kişileri arzulaması, böyle bir durumda sadakatsizlik örneği göstereceğine dair bir itiraf. O yüzden bu ''hayalinde başkası olması'', ''ünlü bir erkeği ya da kadını haddinden fazla arzulaması'' gibi durumları rahatsız edici bulmakta hastalıklı bir durum yok bence.
0
evandro roncatto
(12.06.19)
@kassiopeia peki bu kendini sevme işini, kabul etme işini nasıl yapacağım? bunun bir yolu olmalı elbette. haydi ben kendimi seveyim demekle olmuyor. nasıl oluyor bilmiyorum da. sorunumun büyük kısmı da bu zaten yol yordam bilmemek.


@evandro roncatto düşüncelerim tam olarak söylediğiniz gibi. ancak bunun oldukça romantik, gerçekçi olmadığını da düşünüyorum. çünkü birini arzulama, bedensel bir arzulamadan bahsedersek bu bilinçli bir tercih değil sonuçta. hormonlarla alakalı bir şey. örneğin tahrik edici bir ana denk gelen bir kişinin istemsiz tahrik olmasından dolayı onu sadakatsiz mi bulmalıyız? sizin gibi düşünüyorum dedim ama keşke bu bizim tercihimizde olsa söylediğiniz gibi davranabilse herkes. ama değil bunun farkındayım ve ben bu durumdan rahatsız oluyorum. bir de şöyle bir şey var birini seviyoruz diye başka birini arzulamak neden imkansız oluyor? neden bunu sevgiyle ilişkilendiriyoruz? bir kadından veya erkekten etkilenen bir insanı neden hemen sevmiyor ya da sadakatsiz diye etiketlendiriyoruz ki? yukarıda bir arkadaşın söylediği gibi bence bunda ciddi bir hükmetme isteği var. insanın hayallerine, isteklerine karışacak kadar. olaya gerçekçi bakarsak böyle. romantik bakarsak söylediğiniz gibi. ben de bu gerçeklikten rahatsız olmayacak özgürlüğe ulaşmayı hedefliyorum. diğerinin gerçekten insan için mümkün olmadığını düşünüyorum.
0
🌸isminiz
(12.06.19)
Hayalinde başkası olduğunu ne biliyorsun ki?
0
elorelia
(12.06.19)
başlığı okurken kendimi gördüm gerçekten, bu illet yüzünden yapmam dediğim şeyleri yaptım, algımı, zekamı yerlere gömdüm, allah belamı verdi açıkçası. kendimle beraber ilişkimi de mahvettim. yardımcı olması açısından kısaca hikayesiyle birlikte anlatayım;
bu ilişkiden önce hayatında pek ciddi ilişki yaşamamış ve "kıskançlık" kavramını anlamlandıramayan biriydim. hatta ilişkinin ilk başlarında öyle muhabbet esnasında kıvanç tatlıtuğ gelse takıl bence bi daha nerde bulcan gibi konuşmamız bile olmuştu bakın nasıl gavattım. ki bunu söylerken de rahatsızlık duymamıştım-rol yapmamıştım yani-
sonrasında zaman içinde geçmişiyle ilgili üstü kapalı yorumları-sormamıştım-, söyledikleri, davranışlarından çok işkillenmesem de o an arkadaşı fakat eskiden(3-4 sene önce) ona aşık olan biriyle başbaşa yemeğe çıkması sonucunda benim içimdeki sinsi ama güçlü yaratık ortaya çıktı. bunu söylediğimde hata olduğunu kabul etti, şu an aralarında bir şey olmasa da bunun yanlış anlaşılabileceğini kabul etti. normalde hatadır diyip devam etmek gerekirken ben bunu yapamadım arkadaş-force awakens-. didik didik ettim, bokunu çıkardım, telefonunu bile karıştırdım-abv-her bir imasını sonuna kadar sordum, bana ne diyemedim. birine bakarken bile dediğiniz gibi acaba onu mu istiyor diye de düşünmüşlüğüm de oldu. huzurumuz kalmadı, berbat bir dönemdi. muhtemelen de bir anksiyete bozukluğu yaşadım 2 ay içinde 6-7 kilo verdim. düzgün spor yapan fiziği düzgün biriyken, zayıf, sürekli sigara içen uykusuzluk çeken birine döndüm, işlerimi savsaklamaya başladım, algım bozuldu, IQ'm azaldı. kurtulmaya çalışıyordum aslında ama bu düşüncelerden de çıkamıyordum, bataklık gibiydi.
sonrasında sevgilimin de yönlendirmesiyle terapiye gitmeye başladım. terapist bunun bir bozukluk olduğunu belirtti, üstünde çalıştık, anlattım, anlattı yeri geldi çift terapisine de gittik. söylediği önemli şeylerden biri bu bozukluğun çözülebilmesi için bu durumun bir fırsat olduğuydu. yani metali işlemek için önce yüksek sıcaklıklara sokup sonra döversin ya, onun gibi bir şeydi. o insanı hayatımda istiyordum ama hayatım onunla beraberken hiç kolay değildi ve bu zorluğu kendim yaratıyordum bir yandan da kesin çözümünü bilmiyordum, bulamıyordum ve çok ama çok yoruluyordum ve yoruyordum. başka bir sebepten-ama bu zor dönemin de yorgunluğunun kesinlikle etkisi var- yollarımız ayrıldı. ben ayırdım. pişman mıyım gerçekten henüz bilmiyorum.

yaklaşık 1 sene oldu ayrılalı, şu an kişisel olarak baktığımda daha iyi durumdayım, yapmam gereken işlere odaklanabiliyorum, tekrar spora başladım, gece yatarken saatlerce yatakta dönmüyorum, uykumu alabiliyorum. çözebildim mi peki bilmiyorum ve sanmıyorum ama bunu kabullendim.

her insan farklı bir yaradılışa sahip, ben bunu kabullendim. herkesin olduğu gibi benim de bir karanlık tarafım var-lotr izlediysen/okuduysan bunu balrog'a benzetiyorum- bu karanlığı beslememek gerekiyor, buna dokunan birisiyle de yaşamamak gerekiyor. çok berbat, çok zor, çok yorucu bir durum anlayabiliyorum. kendim de çözdüğümü sanmadığım için bir tavsiye veremiyorum. ama terapistin dediğine inanıyorum. çözecekseniz şu an çözeceksiniz.
geçmiş olsun :(
0
ilkot
(12.06.19)
terapi + gym

kendine guven ve kendine verdigin degeri arttir. baska caren yok.
0
JohnOakley
(12.06.19)
>kendini sevme işini, kabul etme işini nasıl yapacağım?

Bana bu kitaplari onerdiler konuyla ilgili. terapi + meditasyon + gym + bunlari oneririm.

www.amazon.com

www.amazon.com

www.amazon.com
0
JohnOakley
(12.06.19)
erich fromm sevme sanatı.
0
inekadam
(12.06.19)
@ilkot gerçekten zor bir durum. o şüphe insanı çok yoruyor ve yıpratıyor. dilerim siz de atlatırsınız. hayatınızda biri olsun istiyorsunuz ama bu kim olursa olsun aynı düşünceye kapılıyorsunuz. bir noktadan sonra artık kendinizi herkesle kıyaslamaya çalışıp mükemmel olmaya çalışıyorsunuz ki başkası olmasın. temelde yetersizlikle de alakalı gibi sanırım.

teşekkür ederim tüm cevaplar için.
0
🌸isminiz
(12.06.19)
(4)

kitap okuma alışkanlığını geri kazanma

skid row
nasıl olur?
nasıl olur?
0
skid row
(12.06.19)
Hemen internetten bir aylık takvim çıkarıyorsunuz. Sonrasında kuralımız şu; yarım sayfa bile olsa her gün kitabı elinize alıp okumak. Okunan her güne de işaret koymak. Yan yana çarpılar o kadar size moral verecek ki fire vermekten korkacaksınız.
0
helena
(12.06.19)
her gün metroda en az 1 saatim geçiyor, önce yer nasıl bulunur nasıl oturulur onu çözdüm (çok güzel tricklerim var) ardından kitap okuma ihtiyacı geldi, ufak bir maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidi gibi, ayaktayken kitap okuma fantazisine giremem kimse kusura bakmasın 8’li vagon bekleyip en önlere geçip oturuyorum kafam kulağım rahat kitabımı okuyorum, metro istanbul sayesinde elhamdülillah kitap kurdu olduk proustlar kunderalar dostoyevskiler akıyor şerefsizim
0
vedatchilipeppers
(12.06.19)
Sevebileceğin orta boyutlu bir kitaptan başlayarak. Ya da daha önce okumuş olduğun bir kitabı yeniden okuyarak. Ben ne zaman kaybetmeye yaklaşsam o alışkanlığımı, o kitabımı okurum ve yeniden tutunurum kitap dünyasına.
0
denhia
(12.06.19)
Adım adım arttırarak. Bugün 15 dk birkaç gün sonra 30 dk şeklinde.
0
curukturpkokusu
(12.06.19)
(3)

tıraş makinesi tavsiyesi

duyurunun bug'ı
merhabalar sakalımı makineyle sıfır aldıktan sonra en çok 2-3 günlük sonraki kirli sakal halini seviyorum. berberimdeki saç kesme makinesiyle çok rahat bu şekili alıyor fakat aldığım tıraş makinelerinin en ince başlığı kullansam bile istediğim 2-3 günlük uzunluk seviyesine gelmiyor. yani sakalım çok
merhabalar sakalımı makineyle sıfır aldıktan sonra en çok 2-3 günlük sonraki kirli sakal halini seviyorum. berberimdeki saç kesme makinesiyle çok rahat bu şekili alıyor fakat aldığım tıraş makinelerinin en ince başlığı kullansam bile istediğim 2-3 günlük uzunluk seviyesine gelmiyor. yani sakalım çok uzamadığı için en iyi başlıkla bile kısalmıyor. fakat yeterince kısaltmak için tıraş başlığı kullanmadığımda da çok kısa kesmiş oluyorum. umarım derdimden anlayan birisi çıkar. hangi makineyi tavsiye edersiniz beyler?
0
duyurunun bug'ı
(11.06.19)
Berberine söyle aynı makinadan getirtsin.
0
Pertev nail
(11.06.19)
benim makine diye demiyorum ama braun beard trimmer bt5090 çok süper her türlü ince ayara geliyor
0
vedatchilipeppers
(12.06.19)
@vedat yazmış, benimki de bt3041(git:urun.n11.com )başlık takılıyken en düşüğünde kirli sakal alıyor.
0
oyle
(12.06.19)
(19)

Sizce Şebnem Ferah'ın üstüne kadın Vokal var mı Türkiye'de?

dreamnesiac
Mobildeyim, sınırlı imkanlarla yazıyorum:)SB. Var diyorsanız somut deliller lütfen. Fonda: Sigara O şarkı çıktığında ben anasınıfındaydım diyenlere Tik yok :)
Mobildeyim, sınırlı imkanlarla yazıyorum:)

SB. Var diyorsanız somut deliller lütfen.

Fonda: Sigara

O şarkı çıktığında ben anasınıfındaydım diyenlere Tik yok :)
0
dreamnesiac
(11.06.19)
Özlem tekin tabii ki de
0
(s)AINT
(11.06.19)
(bkz: Sertab Erener) ve (bkz: Meltem Taşkıran) da Sebnem Ferah gibi basarili kadin vokalistler. Daha iyiler mi konusu kime gore neye gore oluyor biraz.

Sertab Erener'i zaten herkes taniyordur. Meltem Taskiran icin birkac ornek:

www.youtube.com
www.youtube.com
0
crown
(11.06.19)
özlem tekin +1
0
dirildimde geldim
(12.06.19)
Askin nur yengi'nin ve ozlem tekin'in seslerinin cok iyi oldugunu dusunuyorum ikisi de muzik piyasasi mafyasina kurban gitti.
0
kassiopeia
(12.06.19)
Sertab bence teke tekte şebnem ferahı alır
0
vedatchilipeppers
(12.06.19)
devlet opera balesindeki herhangi bir kadın solist.
0
gezegen olan pluton
(12.06.19)
tarz ayırt etmiyorsak tartışmasız selda bağcan. ediyorsak şebnem'le sertab kapışır ama şebnem 1 tık daha iyi sanki.
0
semaforo de medianoche
(12.06.19)
Nur Yoldaş
0
000000
(12.06.19)
özlem tekin +1
0
mcsword
(12.06.19)
Sertap çok bağırıyor.
Özlem Tekin + 1
0
prizmatik
(12.06.19)
özlem tekin.
0
un4given
(12.06.19)
Özlem Tekin +1
0
jacque
(12.06.19)
Jehan Barbur
0
marla is in my head
(12.06.19)
En guzel ornegi Ozlem tekin. 3'e katlar sebnem ferahi.
Onun disinda da onlarca var Sebnem'e gelene kadar.
Kanit: www.youtube.com Kadinin sesi dolu. Ses var karida.

Zevk meselesi tabii, ben sevmiyorum Sebnem vokalini. Liseli kiz gibi sesi var, ben sevmiyorum oyle yavru kedi gibi ses.

Yonca Lodi de 3e katlar Sebnemi. Cok var daha.
0
stavro
(12.06.19)
e ozlem tekin!

sebnem ferah'i muzik mafyasi icindeki rolunu ogrenmeden once de sevmezdim. sesi beni rahatsiz ediyor. bagiriyor bence. ozlem cook da saglam bir muzisyen ona gore.
0
jimicik
(12.06.19)
Şebnem ferah'in sesi çok özel, canlı kayitlardaki performansı mukemmele yakın. Özlem Tekin de iyi bir vokal ama şebnem ferah tabi ki önde. Soruya da cevap vereyim;Selda Bağcan. Ulkemizde emsali olmayan bir sestir.
0
peyote
(20.06.19)
selda bağcan +1

başka da vardır ama konunun cahiliyim.
0
bonanza
(20.06.19)
çok var da aynı tarzda diyorsanız meltem taşkıran.
0
asteriks
(20.06.19)
Birsen Tezer
Nukhet Duru
Zuhal Olcay
0
hot potato
(20.06.19)
(13)

eglenceli diziler?

mehmed resad
game of thrones gibi iç karartıcı ama saran bir dizinin ardından eğlenceli, neseli ama saran bir dizi arayışındayim. tavsiyelerinizi alırım.
game of thrones gibi iç karartıcı ama saran bir dizinin ardından eğlenceli, neseli ama saran bir dizi arayışındayim. tavsiyelerinizi alırım.
0
mehmed resad
(11.06.19)
Izlemediyseniz sick note oneririm. Bir de fam var sitcom ben sevmistim ama 1 sezon. 2.sezon baslamadi daha.
0
matilda
(11.06.19)
The IT Crowd
0
norek
(11.06.19)
Entourage
0
phoarbix
(11.06.19)
atypical
0
dont eat me
(11.06.19)
scrubs
0
wishmaythşngs
(11.06.19)
modern family

bazı zamanlarda aşırı üzücü ve acıklı olsa da, shameless (abd) da çok eğlencelidir aslında.

edit: bulabilirsen Кухня çok güzel +1
0
blatta hiberna
(11.06.19)
The it crowd +1
0
bokmuhendisi
(11.06.19)
Кухня 'nin üstüne tanımam.
0
Varolus sancısı
(12.06.19)
black books
the office
0
vedatchilipeppers
(12.06.19)
brooklyn 99
0
berginyonbaenre
(12.06.19)
brooklyn nine-nine yazmaya gelmiştim yazmışlar o halde şunu deneyin "the good place"
0
bidakikanizialicam
(12.06.19)
Shameless ve Californication
0
iwasbornonamountainside
(12.06.19)
californication +1
misfits ilk bikaç sezon
community
how to make it in america
0
pegi
(12.06.19)
(4)

Yabancı şarkılarda geçen sprite

Capariz
olayı nedir bilen var mı? Sprite ile kafayı bulmaktan bahsediyorlar.
olayı nedir bilen var mı? Sprite ile kafayı bulmaktan bahsediyorlar.
0
Capariz
(10.06.19)
cin+sprite o
0
vladimirdökümov
(10.06.19)
Lean, purple drank diye arat
0
038576
(10.06.19)
Reçeteli satılan öksürük şurubuyla sprite'ı karıştırıp içiyorlar.

i0.wp.com
0
eazy
(10.06.19)
codein + sprite. cin sprite olur mu la amerikan bebesi bunlar bizim gibi şarap gazoz yapıp takılsınlar.

purple drank ya da lean olarak da geçiyor
0
vedatchilipeppers
(10.06.19)
(9)

chernobyl bitti şimdi ne izliycez?

dedim ben sana
siz ne izliyosunuz bu aralar?
siz ne izliyosunuz bu aralar?
0
dedim ben sana
(09.06.19)
gyroscope
(09.06.19)
21'ini bekle dark geliyor.
0
natallica
(09.06.19)
İngiliz komedisi seviyorsan black books, her bölüm 20 dk çekirdek gibi
0
vedatchilipeppers
(09.06.19)
the act
0
000000
(09.06.19)
What we do in The Shadows'un ilk sezonunu izledim (yeni bitti ilk sezon), çok tatlı. Tavsiye ederim.

2014 yapımı filmi de var, ona bakın önce, severseniz diziye başlarsınız.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(09.06.19)
pose izliyorum. ikinci sezon başlamak üzere.
0
9kuyruklukedi
(09.06.19)
The Night Manager, Tom Hiddleston döktürüyor
0
helena
(09.06.19)
billions
0
bir garip melek
(10.06.19)
"how to sell drugs online" netflix dizisi ilk sezon yayınlandı.
0
kraldan cok kralci
(10.06.19)
(2)

Caz esintileri, azerbaycanli cocuklar

belki lazim olur
Ensturman zenginlikleri olan 6 7 kisiden olusan kizli erkekli guzel bi grup vardi. Yutubda caliyorlardi. Neydi ?
Ensturman zenginlikleri olan 6 7 kisiden olusan kizli erkekli guzel bi grup vardi. Yutubda caliyorlardi. Neydi ?
0
belki lazim olur
(09.06.19)
No land mi?
0
vedatchilipeppers
(09.06.19)
Tesekkur ediyorum. Buydu.
0
🌸belki lazim olur
(10.06.19)
(7)

Eksik kalmayayım ifşası

nundu
-Gone-Norveç'te olduğum güzel geçen yazdan :(
-Gone-

Norveç'te olduğum güzel geçen yazdan :(
0
nundu
(09.06.19)
Nundu seni yine nordik gördüm :D
0
helena
(09.06.19)
hocam sen bildiğin norveçlisin zaten adım Njål Haavard desen inanırım
0
heidi'nin dedesi
(09.06.19)
böyle kollarıni açıp döne döne koştun muuuu??
0
velvetmorning
(09.06.19)
@helena

zaten çok fotoğraf çekilmeyi sevmediğim için çoğu fotoğrafım geçen yazki gezimden. Benzer yerler hep dhsdhds

@heidi'nin dedesi

zaten oralara aşık olup geri geldim buraya. Hala depresyondayım zaten :(

@velvetmorning

Oslo kraliyet sarayının önünde beni ülkenize alıın diye ağladım :(
0
🌸nundu
(09.06.19)
@heidi'nin dedesi

adım Njål Haavard dese ikea koltuğu sanırsın
0
vladimirdökümov
(09.06.19)
İyisin iyi
0
cemallamec
(09.06.19)
aynı bizim karadeniz
:P
0
vedatchilipeppers
(09.06.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.