parayı çeken google ise bir süre sonra iade ediyor diye biliyorum ben.

love
call my agent

13 reasons why

dirk gently's h.d.a.

eğlenceli ve komikli değiller.

house of cards
marsters of sex

Ilginctir netflix te beni breaking bad gibi baglayan bir dizi cikmadi. Ama illada isim vermem gerekirse;

- Bates Motel
- stranger things

A Series of Unfortunate Events.

Tuzumkuru, ikisini de izledim/ izliyorum ve seviyorum aslında. Ama daha eğlenceli şeyler izleyesim var bu aralar.

13 reasons why demişler, onun neresi eğlenceli allaşkına? intihara sürüklüyo adamı

Unbreakable Kimmy Schmidt. Community'den sonra izlediğim en komik şeydi, Tima Fet hazırladığı için 30 Rock'a benziyor. Bugün de 3. sezonu çıktı, onu izlemeye başlamıştım tam.

Bir de Schitt's Creek, ona çok kahkaha attım.

Bojack Horseman. Hem komik, hem de hayatı sorgulatabilir.

girlboss.
kesinlikle girlboss. bir şans verin bence :) ekşi sözlükte sanırım erkekler baya çoğunluk olduğundan genel yorumlar olumsuz ancak ben çok sevdim.

arubacloud olabilir 1 euro. winscp diye bir program ile ftp server gibi kullanabilirsiniz. indirip güncelleyip geri yüklemek gerekir ama.

hepsi aynıdır.

(git: www.hepsiburada.com

evo+'yı tavsiye ederim. prolar profesyonel fotoğraf makinelerine uygun.

bu plus pro falan okuma yazma hızlarına göre belirleniyor. harddisk gibi.

112 de bekletiyor bayağı.

bağlansan da bi işe yaramıyor. öyle "bu da eksik olmasın" diye var bence.

155'e uzun zaman sonra ilk defa işim düştü geçen hafta. en azından bi 4-5 dk bekledim cevap alana kadar. sonra nihayet birine ulaşınca derdimi anlattım, cümlem biter bitmez telefon çat diye kapandı. hat düştü herhalde diyerek tekrar aradım, az önce aradım da bir anda kapandı falan dedim, adam tamam aldık biz mesajı ondan kapattık dedi adasfgfdfgghg sorun da çözülmedi kaldı öyle..

156'nın gözünü seveyim.

Yalnızca 1 kere işim düştü. Böyle bir problem yaşamadım. 3 yıl önceydi.

doğru ya da yanlışlıkla ilgili konuşurken belirli bir cevap yok bence. büyük ihtimal kalanları umursamıyor olması lazım diye düşünsek de, örnek olarak çok borçlu ise kalanlara borç geçmesin diye intihar ediyor olanbilir. ya da bir kanser hastası kalanlara maddi yük oluşturmamak için ve kendi acılarını sonlandırmak için çekip gidiyor olabilir. aklıma hep maddi şeyler geldi tabii başka örnekler de mevcuttur.

intihara hak vermeyen insanların bir kısmı dini inançları yüzünden yapıyorlar. bu da ayrı bir bencillik konusu olabilir.

tamemen teknik yaklaşacağım. bu yüzden ne kadar doğru sorunun cevabını değil de onun yerini alacak şu kelimeyi kullanacağım; intihar eden kişinin bencil olması kesinlikle gerçek. Ölüm, aşk gibi kavramlar, bencilliğin tepe noktasıdır zaten.

yani birisi sizi intihardan sonra bencillikle suçluyorsa, fikri tamamen mantıklı ve gerçektir. şunu da hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim, hareketin doğruluğu ya da yanlışlığını kenara bırakarak, yazılı olarak hamle çalışsanız da intihar eden birisini seven bir kişi için, ölen kişinin bencilliği kesindir.


hayat çünkü böyle birşey zaten, tavizlerden ibaret. sevdiklerin için taviz ver, faydan için taviz ver, hazların için taviz ver.
çalışmak mesela.

onun dışında burada temel yanılgı şöyle; velevki siz intihar edeceksiniz ve ben sizi çok seviyorum, siz öldükten sonra sizi bencillikle suçlamak tamamen hakkım, ve gerekçesi de çok mantıklı.
burada ki nüans tam olarak şu noktada. ben sizi çok seviyorum ama siz beni o kadar çok sevmiyorsunuz, siz zaten beni çok sevseniz benden ayrı olma fikrine tahammül bile edemeyeceğinizden, intiharın fikrini bile ayrımsayamazsınız. yani sevgide ki karşılıksızlık bu yaklaşımın tek acıklı kısmı.

ha onun dışında intihara kalkıştın, konu komşu, arkadaşlar, dostlar, akraba- anne baba kardeş filan sen bencilsin dedi. bunlar popülist yaklaşımlar, hepsi geçsin bunları. skip this.

İntihar etmiş kişiyi istersen sabaha kadar suçla ne değişecek? Sanırım sevenlerinin onlara bu acıyı yaşatmasına sitem ediliyordur en fazla bu da bir yerde doğal veya olası bir ilk tepki sanki....

Ana mesela sanırım intiharı normalleştirme ya da normalleştirmeme sorunu.. Sizin bakış açınız intiharı normalleştiriyor. Yaşamak isteyemen ölmek istiyorsa istediği zaman ölsüne çıkıyor yol. Bu da aslında çok derin sağlıklı bir bakış açısı değil bana göre. Bu düşünce de kızdığınız isanlar gibi biraz kestirip atma oluyor.

ölümden kaynaklanan kızgınlıktır, sitem duygusunun farklı tezahürüdür bence.
tabi ki kimse kimseye hayat vermiyor, hayatını sonlandırırken de kimse kimseye sormak zorunda değil.

ancak şöyle bir şey var; bir oğul arabayla giderken kaza yapmış ve ölmüş ise, emniyet kemeri takmadığı tespit edilmişse, annesi babası, kardeşleri, arkadaşları o kişiye içten içe de olsa, dile getirmese bile kızar. kaza sonucu ölene bile bu sitemler yönlendirilirken intihar edene neden denmesin?

ayrıca yukarıdaki bir yazar borçla ilgili konuşmuş. ölen kişinin borcu, varsa vârislerine geçer. ama tabi, bir maddi zorluk söz konusu ise, daha çok yük olmamak için insan intihar edebilir. söylediği yanlış demiyorum.

intihar çoğu insan eylemi gibi bencilcedir. kendi haklı sebepleri doğrultusunda burada kalmak istemeyen birini zorla burada tutmak da bencilcedir. yani konuya bencillik penceresinden bakarak bir yere varmak zor. ayrıca bir şeyin bencilce addedilmesi onu otomatik olarak olumsuz sınıfa da sokmaz. gidenler gider, kalanlar tartışır. louis c. k.'nin 2017 gösterisinde konuyla ilgili kısmı izlemenizi tavsiye ederim.

Psikotik krizler ve emo ergen bunalımları dışında gerçekleşen intiharlar konusunda: "sorumlulukların var burda, hooop nereye?" türü bir "bencillikle" söylendigini düşünüyorum bu bencil suçlamasının.
Allah korusun sevdiklerimden biri intihar etse çok üzülürüm ama kimbilir ne kadar acı çekiyordu, kimbilir nasıl bir problemi vardı ki böylesine zor bir yola girmek zorunda kaldı? Hasta belki, son anlarını sürünüp yatağa bağlı geçirmek istemiyor? Nasıl bencil diyeyim, hangi yüzle?
"Ölmesine üzülmüyorum da bana bakmakla yükümlüydü, anası babası mürüvvetini görecekti, eve para getirmek zorundaydı, ben özlemek istemiyorum burda kalsın sürünsün ağrılar içinde, ne demek intihar etti!?" gibi bir tepkiye benzetiyorum bencillik suçlamasını.

asıl bencillik, intihar etmeyi seçen bir insanın ardından felsefe yapmaya çalışmak bence. bencil olsa nolur olmasa nolur. yani.

ben 5.5 aylık çaylaktım. beni almışlar.

Walla benim 1 tane hesap var 5 yillik galiba onu almamislar.

@tezek, hocam 10 entry ile ilgili bir sorun vardır sizin bence.

@tuzumkuru. valla dostum ben manuel olarak da saydim 10 tane var. Icerikleri de iyi sayilir. Hayir isin ilginci siram 17 bin civariydi, simdi 19 binlerdeyim.

Benim de 3 yıllık hesabım aynen duruyor. Ekşi de tanıdık, "selam" usulüne göre çalışmaya başladı herhalde. Onlardan arta kalanlara da kim denk gelirse artık.

@tezek, @skooma, @mcgonagalls cat, zaten benim diğer hesabın sırası da 28 k'dan 30 k'ya çıkmış. o sıra doğru bilgi vermiyor diye hatırlıyorum 7 sene öncesinden kalan bilgime göre.

bunun nesi toplu alım olmuş o zaman di mi? :p isyan edelim. tuzumkuru nikimden kurtulmak istiyorum. asdajsfnajskf

düzenleme: (bkz: 13 mayıs 2017 ekşi sözlük toplu yazar alımı) başlık açtım hayırlı olsun.

sözlüğe devamlı giren hesaplar önce geçiyor. tek kriter süre değil.

@tuzumkuru, yak meşaleyi, alayına isyan.

@doxanikee, her gün olmasa dahi 2-3 günde bir girdiğim hesap bu ve ona rağmen alınmadı. Alınmayı geçtim, sıralama olarak ilerlememiş bile. Dahası entry'lerin hepsi gayet düzgün tanım. Bu yüzden "bu nasıl iş" diyorum. Durduk yere millete çamur atmak gibi bir huyum yoktur zira.

Sıkılıp bırakmasam, simdi yazardim.
Her gun girip birseyler yazarsam, cok sürmez sanirim yazarligin onaylanması.
Bundan sonra toplu alim değil de aktif olup entry girenler arasindan alim yapilacak diye tahmin ediyorum. Ki dogrusu da bu.

@runagain, hocam çaylakken entry yazmak çok saçma bence. kendi kendine yazıyorsun sonuçta.

düzenleme: gerçi belirtmem lazım bu almaya çalıştığım 3. hesap. ikinciyi 1 senede almıştım ve 10 entry'i yazıp arkama dahi bakmamıştım. her gün giriş yapmak ne kadar etkiler şaibeli.

@tuzumkuru, kendi kendime de konuşurum ben. o açıdan sorun değil. ama evet sıkıyor bir yerden sonra. çaylak entryleri de görülebiliyor, isteyen yazarlar tarafından ve hatta oylanıyor. benim amacım kendimi ifade etmek ve bunu yapabiliyorum. tek sıkıntı başlık açıp, mesajlaşamamak ki o da yakında çözülür.

kotor.

Kotor'dan Dubrovnik'e de geçebilirsiniz. Yakındır zaten.

@minduser
Dubrovnik vizeli.

Ukrayna olur ama ucak biletleri fiyati ucmustur, cok az kaldi cunku ve tatil oldugu icin trden cok cikis olur.

Karadag

ukrayna güzel ve ucuz diyorlar.

fiyatlar uçmuştur gidemen o fiyata
şimdi baktım belgrad 1100
podgorica 1300
kiev 770
üsküp 870
saraybosna 1200

kiev olur anca

Özür dilerim, vizesizi nasıl görmediysem, büyük başarı yani :)
Gürcistan iyi bir öneri hakikaten. Batum olabilir mesela.

İndexmatchle olur galiba :/

= yapıp istediğiniz sayfadaki yere tıklatın. sonra diğer sayfalara da o hücreyi kopyalayın.

@tuzumkuru

Teşekkürler ama bu şekilde sayıları alırken yazıları almıyor, DEĞER! hatası veriyor.

Yazilari da almasi lazim neden sadece sayilari aliyor acaba. Surekli kullandigim sey. Hucre biciminde mi hata var acaba, general yapip deneyin isterseniz

Mobilim editleyemiyorum. Diger sayfalarda cikmasini istedigimiz hucre formullu mu acaba? formul mevcutsa o yuzsden de hata veriyor olabilir

dondurmaya gerek yok ki? bütün sheetleri select all sheets diyerek tutun (hepsinde bu değerler aynı hücrelerde yazıyor diye tahmin ediyorum) ve bunlar tutulmuş haldeyken ne yaparsanız yapın tüm sayfalar için gerekli olacaktır.

tezli bölümlerde mülakat yaparlar ama tezsiz bölümlerde kontenjan yettiği sürece yerleşirsin. tezsiz yüksek lisans paralıdır.

üsttekini düzenleyemedim. mobilde olmuyor sanırım. 2 senede atılırsın.

Gerçek kahve suda çözünmez. En rahat örneği de Türk Kahvesidir. Telvesi dibine çöker. Ancak çözünebilir kahve şu an unuttuğum kimyasallı kimyasalsız işlemlerden geçirilerek o hale getiriliyor. Tavşanın suyunun suyu derler ya o misal oluyor içindeki gerçek kahve oranı.

ekşi sözlüğe granül kahve yazabilirsin.

hazır kahvede toz halindeki kahve çok yüksek sıcaklıklara maruz bırakılınca sıvı hale geçiyor sonra birden soğutulup katılaşıyor. bu madde de küçük küçük kırılarak granül hale geliyor. youtube'da "how it's made instant coffee" diye aratarak nasıl yapıldığını izleyebilirsiniz.

Var. Eve kahve makinesi aldığımdan beri ne dışarıda kahve içebiliyorum ne de diğer çözünebilirleri içebiliyorum. Alışınca diğerleri çöp gibi geliyor.

çözünebilir kahve nasıl üretiliyor: www.youtube.com

bu videoyu izledikten sonra bi daha neskafe içmeyeceğine garanti veriyorum.

extratorrent

o da ne kadar dayanır bilemiyorum. torrent işini bitiriyorlar.

hayır. parti genel başkanı hsk ya üye atadığı için

Hayır, çünkü ülkenin demokratik hale geleceği koca bir yalan: www.evrensel.net

Bu kadar fazla yetki, bu kadar fazla güç kimseye iyi gelmez. O yüzden "beyefendisinin" sağlığını düşünen AKPli dahi hayır oyu kullanmak durumunda. Diğer türlü bu gemi batar. Yandaşı dahil olmak üzere hepimiz su altında kalırız.

hayır:

hukukun geri gittiği hiçbir devlet iflah olmamış tarih boyunca.

hayır : çünkü akp ve mhp evet diyor.

Hayır. Bu kadar çok yalan söyleyen, insan/kul hakkı yiyen, adaletsizlik yapan ve hiç de aydın olmayan bir yönetime bir müslüman olarak da Türk olarak da kadın olarak da İNSAN olarak da evet diyecek değilim. Evet diyecek olanların insanlık derecelerinin yerlerde süründüğüne inancım tam.

evet diyen yok mu ? :)

haiyr, padisahlik secimle gelmez, gelecekse kanla gelir.
padisahligi oyluyoruz aq saka gibi ya. adamlar 15 yilda cumhuriyeti kaldirdilar ya. aqdugumun liberal yavsaklari, yok vesayetmis, yok ordu cok mudahale ediyormus da, gorduk hangi ordunun mudahale ettigini gecen sene. tayyipin atadigi ordu darbe yapti.
ahmet altan, mehmet altan, hasan cemal, ahmet insel, fuat keyman, deniz ulke aribogan, murat belge, can dundar ve daha nice benzerlerinin hepsinin gotune koyim.

Hayir cunku Cumhuriyet kolay kurulmadi. Evet cikarsa sonraki adim eyalet sistemi olacaktir. Yavastan dillendiriyorlar zaten. Vatanin bolunmezligi ve birligi icin HAYIR.

@devcileyin
bir de senin gibiler var, tek bildikleri baskalarinin dediklerini elestirmek olan. sana burada dusuncen sorulmus, baskalarinin dusuncelerini elestir denmemis. sen nesin peki? birbirinizden farkiniz yok, onlar da ayni, siz de yobazsiniz demekten baska ne biliyorsunuz sizin gruptakiler? siz konformistsiniz cunku, ne etliye ne sutluye karisan ne sis yansin ne kebap yansinci aslinda iki taraf da aynisiniz tek mantikli, humanist, ozgurlukcu benim kafasindaki marjinalimsi ne idugu belirsiz guruhsunuz en fazla.

EVET Çünkü Kahve verdiler.

kısa olacak bu saatte 10 saat yazmaya enerjim yok.

yasama yürütme ve yargı tek kişinin elinde toplanıyor (açıkla demeyin aksini iddia eden de kördür bence zaten). bunların toplanacağı kişiyi de sevmiyorum. seveceğim biri gelse de bu durumu bozar zaten. o yüzden hayır.

Soma için hayır.

Hatırlatma: 301 madencinin ihmaller sonucu öldüğü şehir.

ülkeyi 15 senede bu hale getirenlerin daha da boka batması için, evet. ülke öyle skilmez böyle .kilir.

evet çünkü düble yollar yapıldı rabbıya şükür asdfasasdf

evet, çünkü birkaç musibet milyonlarca nasihatten etkilidir.

tarafsız olacağına dair onuru ve şerefi üzerine yemin etmiş birinin yeminini her muhtemel anda bozduğunu görüyorum.
özet: hayır.

yeni başkan öldüğünde yerine vekalet edecek kişinin kim olduğunu ben seçemiyorum.. halen gizli saklı olan paralel yapılanma içindeki kişilerin olduğunu kendileri söylüyorlar.. vekalet edecek kişinin de gizli saklı kişilerden biri olmadığını nerden bileceğiz..

bu ve buna benzer birçok nedenden dolayı hayır...

Başkanlık sistemi ile yönetilen, afganistan, iran, mısır, filistin vb ülkeler gibi olmamak için hayır.

Cok kisa soyleyeyim, "kuvvetler ayriligi". Hayir deme sebebim bu. Salak olmadigim icin birkac maddeye bakarak kuvvetler ayriligi diye bir sey kalmayacagini farkedebiliyorum, bu yuzden hayir. Bu sadece bir sebep, bur suru sebep var hayir demek icin, usendim simdi yazmaya.

Yukarda yazılan hukuksal ve temel haklara dair sorunların da öncesinde. Sadece Erdoğan denilince akla geleneler:

-Tutuklu gazetici sayısı : 158

-Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarı Sülük, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit Gedik, Mustafa Sarı

-Soma, Roboski ve niceleri

-Son bir buçuk yılda: 33 bombalı saldırı şehitler..

hayır. yeter.

@devcileyin

Evet kendi zihniyetim başta olmadığı için kızıyorum. Hiç merak ettin mi benim zihniyetim nasıl, Türklük müslümanlık kadınlık insanlık benim anlam dünyamda nerelerde?

Akpliden farkı olmayan sensin.

evet 10 oyum olsa 10 da evet . dibi görmeden sıçrama olmayacağına inanıyorum

@taylor
vereceginiz oydan bagimsiz olarak, devletler bir gecede dip gorup bir gecede sicrama yasamiyorlar yalniz. o 'dibi gorme' on yillar surup, 'sicrama'da yine on yillar hatta yuz yillar surebiliyor. dolayisiyla, evet ya da hayir hangisinin daha iyi olduguna inaniyorsaniz ona verin ancak sadece kendiniz degil onumuzdeki iki uc kusak icin de karar verdiginizi unutmayiniz.

çocuklarıma hür yarınlar bırakabilmek için HAYIR.
başa babamın geçeceğini bilsem yine HAYIR.
Anayasaya ihtiyacımız varken bunu bırakıp rejim değişikliği derdine düşüldüğü için HAYIR. Dinimin daha fazla sömürülmemesi için HAYIR.
Bir gün esad gibi bir belayı başımıza sarıp yarın çocuklarımızın sarin gazıyla öldürülmemesi için HAYIR.

Menkul dediğine göre taşınır? Taşınırın ne olduğuna göre değişir o sürenin uzunluğu.

Gayrımenkulde 15 yıl amorti süresi karlı kabul edilir genelde.

Menkulden kastın hisse senedi, bono, tahvil mi?

kredi kaç yıllık? benim hesabıma göre 10 yılda bile kendini ödemiyor (enflasyon %11 olarak aldım)

Kredi, aylık 2000 geri ödememli olacak. Belki 3000 de olur. Kaç ay olabiliyorsa işte. 12 bile kurtarır belki.

2 yılda atılırsın ders aşamasından. sonra da bakaya oluyorsun haliyle. yönetmelik değil artık yök kuralları 1 aşama için 2 toplam 3 yıl diyor.

yüksek lisansa girdikten sonra tecil yaptırdınız mı tekrar?

evet yaptırdım. şu an kayıtlıyım. yani ben hiçbir derse girmesem bile 2018 haziranda atılıyorum okuldan doğru mudur? (kaydım 2016 eylül)

turkeymmm.net
www.gelirkapisi.com

Burada MANTIK Basit Önce Yardım Ederim Diye Talep Açıyorsunuz Örneğin 10 Bin TL Bu Rakam Küçükte Olabilir Size Bağlı 10 BİN TL Sadece Örnek . Tabi Bu Parayı Hemen Yatırmıyorsunuz. Sizlere İstek Gelecek Örneğin Haftada Yada Ayda 1000 TL 500 TL Yada 250 TL . Her İstek Geldiğinde Karşı Tarafa Bu Paraları Gönderiyorsunuz.Bu 1 Ayda Sürebilir 2 Ayda 3 Ayda Veya Daha Fazla Ama Daha Sonra Toplamda 10 Bin TL Gönderdiğinizde Yatırdığınız Para Artı %30 Kazancınızı Çekebilirsiniz.

çok mantıklı değil mi?

tamamen dolandırıcılık üzerine kurulu.

bildiğin saadet zinciri bu. sakın bulaşma

düzenleme: ha özür detay istiyorsun.

bu sistemlerde her yeni giren onun üstünde giren kişiye ve onun üstlerine belli oranlarda yardım ederler. herkesin ağı yeni kişilerle beslendikçe para akışı en tepeye doğru devam eder (devasa bir üçgen düşün). zincire yeni kişiler eklenemediğinde sistem çöker ve oransal olarak büyük çoğunluk zarar etmiş olur. bu zinciler asla sonsuza kadar sürmez bunun 100000000 tane örneği var ve hep ad değiştirerek yeniden ortaya çıkarlar.

gerçekten yok değil mi emin olmak istiyorum yılların kulak dolgunluğu var sonuçta

jilet kalın olmayan kılları kalınlaştırıyor biraz daha. ama çıkacağı tam yoksa çıkmaz varsa çıkar.

jilet iyi ama tek bıçaklı olanlar zaman kaybettirir. iyi bir şey al bence.

altta köylü möylü okuyunca ek bilgi getireyim: kıl kökü harab edilmedikçe aynı şekilde çıkmaya devam eder. kalınlaştırırdan kastım sadece kalın gözükmesiydi.

şuanda evrimağacı youtube canlı yayını dinliyorum bu bir tesadüf olamaz

Ağda kökten çektiği için haliyle daha uzun süre temiz görüntüyü koruyor, jilet aynı işlemi yüzeysel yaptığından uzaması daha kısa sürüyor ama ikisinin sonucunda da gelinen nokta aynı. Yani ilk aşamada ne varsa ağda yapınca da o noktaya ulaşır jiletle makineyle kesersen yine o noktaya ulaşır. Jilet daha çok çıkmasına neden olmaz. Zaten bir kılı kesmek yüzeysel bir işlem, neden daha çok uzamasına neden olsun ki. Senin hormonların zaten o kadar çıkmasına izin veriyor, jiletin hormonal bir etkisi olamaz bu anlamda. Kıllar uzamaya başladıkça ucu inceleşir ama kökü kalındır, kılı kestiğinde kalın kök yine varlığını muhafaza eder, uzamaya başladıkça incelir. Jiletle kesmek kıl çoğaltır olayı hurafelikten çıktı, seni tenzih ederim ama köylülük artık bu düşünce.

çok teşekkür ederim angelus tenzih etmene gerek yok duymak istediğim buydu :)

Jiletle daha çok sakal çıkar olayı dedikleri gibi doğru değil, sadece kılın kökü daha kalın olduğu için kökten jiletle alınca daha çokmuş gibi görünür, yani sayı artmaz ama görünümde gürleşmiş gibi olur.

Jİlet görebildiğimiz tüyleri alıyor. Ama ağda göremediklerimizi de koparıyor, çok küçükleri. Onlar zamnla büyüyor diye düşünüyorum.

türkiye sunuculu vpnler genelde paralıydı,
eğer kısa bir işlemse türkiye'de bulunan bir bilgisayara teamviewer yardımıyla bağlanıp tarayıcıdan işlemi gerçekleştirebilirsiniz.

kisa surecekse ovpn'e uye olup birkac saatlik kullanabiliyorsunuz istediginiz ulkenin sunucusunu.

türkiyede tanıdık varsa onların bilgisayarlarına vpn yapabilirsiniz. nasıl olur bilmiyorum.

(git: pureinfotech.com)
belki burası yardımcı olur.

benim de ayda yılda bir burunda belli bir noktada çıkar öyle. kolonya basıyorum. işin garibi pederde de görmüştüm aynı şekilde çıktığını.

ben büyük oranda türküm. ırkım bu. ulus yani nation kelimesi ülke toprakları içerisinde yaşayanları ifade eder. yani türkiyeliyim dediğinde ulusum olmuş oluyor.

türkiyede ulusalcılık diye bir muhabbet var atatürk milliyetçiliği bu işte. amerika da bir ulus devlettir. vatandaşının ırkına bakmaz(en azından 30 senedir falan).

Ergi deniz özsoy'un bir seminerine katılmıştım. Ben türk'üm kürt'üm x'im diyenler biz evrimsel biyologlara cok komik duruyor demişti. Yaptıklari bir deneyde 7 göbek türk oğlu türküm diyen tipler %40 yunan %30 arap %30 türk falan çıkıyormuş. Bu sadece bizim coğrafyaya ait değilmiş. Dünyanın her yerinde boyle sonuclar çıkıyormuş.

Siyam kedisi falan gibi üretim bir nesil yaratmadığın sürece türkum vs demek sacma. Hepsi birbirine girmiş durumda ayrıştırılamaz şekilde.

youtu.be

Bu da bonus hatta

Videonun ırkçılık karşıtı kampanya amaçlı oluşturulmuş kurgusal bir içerik olup olmadığını bilmiyorum. Ama bu testler yapıldığı zaman bu tarz sonuçlar çıktığını bizzat birinci ağızdan duyduğum için paylaşmakta sakınca görmüyorum.

@acemi tür diyemezsin. Tür olarak insanız. Etnik köken demek daha doğru. Irk kelimesi kalıtımsal bir ortaklığı ifade eder. Soy olarak bir saflığı ifade eder alttan alta. Dolayısıyla dedigin gibi sosyoloji bilimi bunun cevabına daha kültürel bir ortaklık katarak cevap verebilir. Ancak kültürel ortaklık dedigin kavramı zaten ulus kelimesi tanimlar. Irk vurgusu yapanlar bundan fazlasını ifade eder. Kan kelimesini kullanırlar mesela. Kanim x derler. Onun 'ırkından' olmayana kansız derler mesela. biyoloji biliminin buna cevabı da doğal olarak, kardeşim senin gen dizilimine baktık dedigin gibi degilsin, sentezsin olur.

@vegas ben de ilber hocadan farklı bir sey demiyorum ki dostum. Saf ırk, turan, cengizhanin torunu, ötüken vs vurgusu yapanlar dedikleri gibi değiller, sentezler. dolayısıyla O VURGULARI YAPARAK türküm demeleri sacma. Cunku tekrar soyluyorum onlar bir saflıkla, ari olmakla övünüyorlar. Dolayısıyla ilber hoca burada dikkatini çektiyse biyolojik bir tanim degil daha kültürel bir tanıma giderek konusmus. Yani bunun biyolojik olarak zaten mumkun olmadigini soyleyip ulus kavramıyla ic ice bir tanım yapmış. Ben bunu reddetmiyorum ki. Ben bugun bir cümleye baslarken fransizlar, italyanlar diye başlıyorsam bu zaten bunu kabul ettigim anlamına gelir. Ama ben cumleye fransizlar diye baslarken ari fransız ırkını değil fransız ulusunu kast ederim. Demek istediğim bu. Ben saf türküm, 7 ceddim turktur, orta asyadan geliyorum diyen adam yanilgi içinde. Onun bu aşırı "saf ırk" söylemi komik. Demek istediğim bu.

Dedesinin dedesinin türk olduğunu, soylarının orta asyaya uzandığını, aileye bir kürt kızı gelirse doğacak çocukların hayırsız olacağını söyleyen arkadaşım vardı.

Dısarıdan 1 adet kürt geni gelirse bozulacağını sanıyor adam. Gen dizilimine baksan %25 kürt çıkabilir mesela. Saf olmadığı bilimsel olarak kesin ama.

Bahsettiğim kesim bu. Yoksa hepimiz burada doğduk. Türkçe konusuyoruz. Yabancılar sorduğunda türküm diyoruz. Buraliyiz. Türküz. Bu sekilde türküm demek saçmadır asla demiyorum.

türk ırkı bence doğru bir kullanım değil. ırk dediğimiz şey kültürden bağımsız genetik özelliklere göre değişen bir şeydir. türkle yunanı ayıran genetik değil kültürdür. ırk olarak da üç denemez ama daha az sayıda ırk vardır. ırk köpeklerdeki golden ve terrier farkı gibi işte. hepsi biyolojik olarak canis familiaris türüne ait ama ırkları farklı.

ayrıca türk ırkı diyen birine direkt kafadan eksi puan yazarım, çok büyük olasılıkla kafatasçıdır. ırk, millet, din gibi unsurlara göre hala bu çağda insanları ayırandan hayır gelmez

Türk Alman İtalyan vs, bunlar tabii ki ırk değil bugün, sadece belli sınırlar içerisinde bir arada yaşamaya başlamış aynı kültürü paylaşan insanlar topluluğudur. Bunu ırktan çok ulus kavramı karşılar. İnsan ırkı, biyolojik anlamda, tek bir ırktır günümüzde. Bir topluluğun ırk ayrımının yapılabilmesi için, o topluluğun diğer topluluklardan tamamen izole yaşaması ve hiçbir gen akışının sağlanmaması gerekir. Bugün bu nedenle, biyolojik anlamda, ırklar tamamen ortadan kalkmış durumdadır. Sadece birkaç Amazon kabilesi bu anlamda izole olup kendi ırkının özelliklerini korumuşlardır, onun dışında böyle bir durum yoktur. Bugün ırkıyla en çok övünen 2 toplum, aynı zamanda bilimsel anlamda DNA'sı en çok karışmış 2 toplumdur: Türkler ve Almanlar. Bu da bu anlamda baya ironik bir durum. Günümüz Türkiye'sinde ben Türklüğümle gurur duyuyorum diyen insanın gen haritası çıktığında Rum/Romalı Ermeni Kürt, her türlü DNA görülebilir kendisinde. Türk diye bir ırkın oluşması için Türklerin Ortaasya'daki çadırlarından hiç çıkmaması, etrafındaki beyliklerden hiç gelin almaması ve kendi içinde izole olarak yaşaması gerekirdi. Aynı coğrafyada yaşamak aynı fiziki özellikleri taşımak, misal çekik gözlü ya da siyah olmak, ayrı bir ırk oluşturmaz. Bunlar sadece atalarımız Afrika'dan Dünyaya yayılırken geçici olarak izole olmalarından kaynaklanan bir durumdur, daha sonra bu izolasyon ortadan kalkmış, farklı toplulukların genleri birbirine karışarak biyolojik anamda ırk ayrımını ortadan kaldırmıştır.

ırkçılık denen şeyin zaten bilimsel değil sosyolojik bir olgu olduğunu düşünüyorum. aşırı gerizekalı olmayan bir ırkçı bile (tabii eğer varsa öyle bi şey) safkan ırk (etnisite) filan diye bir şey olamayacağı, kendisinin de (anadolu için konuşursak) rum-türk-kürt-arap-ermeni ortak ''tohumu'' olduğunu az buçuk bilir. buna rağmen de ırkçılıktan vazgeçmez, yaşasın ırkımın turan ülküsü diye ortalıkta meczup gibi dolaşır.

bunlar bilimsel değil duygusal motivasyonlardan beslenir. değersizlik ve aşağılık duyguları aşırı yoğun olduğu için, önemsiz bir özelliklerine yüce bir değer atfederek değerli hissetmeye çalışırlar. bu yüzden kendini patlatacak kadar radikal dinci olan bir kafa ne kadar sağlıklıysa ve iletişime açıksa, bunlar da o kadar sağlıklı ve iletişime açıktır. bunlarla bilimsel bir düzlemde ırk/tür tartışması yapmak bir verim sağlamaz :)

Bana bunu türkçe soran olmadı hiç. Yabancı dilde sorulduğunda "middle eastern" diyorum.

Öyle bir hakkın var ama eleman yetiştirmesi gerektiği için istemez bu durumu haliyle. Baloncuklu falanlı filanlı epey iyi kargoluyorlar. Kutuda çok yamukluk yoksa al gitsin bence. Arızalı çıkarsa zaten iade değişim yaparsın.

aras kargo ile yolluyorlar yine, eleman tanıdıksa falan belki bir şeyler yapar. aslında normal olan beklemeleri böyle durumda ama burası böyle.
bir ara kullanılmış telefon yolluyordu hepsiburada, baya da olay olmuştu öyle bir samsung telefon. düzelmişlerdir diye umuyorum. biz de dayıma aldık günlerdir gelecek diye bekliyorum.
kutuyu hızlıca açıp telefonun kutunun etrafındaki jelatini kontrol edeceğim ben. zaten jelatini açtıktan sonra bozuk çıksa bile illa servis raporu isteyecekler.

Bakabilirsin. Sıkıntı varsa tutanak tutturmak için beklemek zorunda.

zaten senin benim çocuğum kardeşim kuzenim olmayacak ki. olsa gene damat kontenjani gibi olacak...
zenginin çocuğu milletvekilinin çocuğu falan filan.. bir de bunu yüksek demokrasi gibi savunuyorlar mk

akp nin yaptığı şekliyle saçma ama gelişmiş bir ülkede neden olmasın ? çünkü milletvekilliği esasen bir meslek değil bir demokratik katılım aracı. bu kadar yoğun genç nüfusa sahip bir ülkenin gençler için eğitim, barınma, sağlık, istihdam gibi politikaları üretebilmesi için temsil edilmeleri faydalı olurdu

avusturya'nın 27 yaşında dışişleri bakanı olabiliyorken, türkiyede referandum maddeleri oylanırken 50 küsür yaşındaki milletvekillerinin de başkalarının ağzına bakarak oylarını kullandıklarını gördük, demek ki bu iş sadece yaş ve deneyimle alakalı değilmiş

peki 18 yaşında insanlar saflar kandırılmaya uygunlar, neden oy kullandırıyoruz? oy kullandırmayalım ya da kaç yaşında kullandıralım ?

kendini tanımayan insanın mecliste başkasını yönetmede ne işi var ya.

3 günde bir fikri değişecek ergenin ne işi var arkadaşım mecliste. en az 25 kaldı ki bence 30 olmalı sınır.

@vegas ne üniversitesi olmalı mesela? boğaziçi üniversitesi mi? odtü mü? bunlarda heralde insan olmak, dürüst olmak dersleri de veriliyo ki o yüzden böyle söyledin.

Tanıdık eş dost kontenjanını geçtim, böyle bir şeyin teklif edilmesi bile saçma geliyor bana. Mantıklı bir açıklaması var mıdır benim bilmediğim, merak ediyorum.

Meclis'teki milletvekillerinin gerçekten bir iş yaptığını mı zannediyorsunuz?

Oturuma katılanlar bile çok az. Önemli kanun oylamalarında geliyorlar partileri ne derse o yönde oy kullanıp s*ktir olup gidiyorlar. Milletvekilliği semirtme yeri.

Halk iktidarını kurarsak iş adamlarının ve çıkarcıların milletvekili olmasını engelleyeceğiz ve maaşları 6000 lira olacak ve başka hiçbir yan hakları olmayacak. Hepsi eğitimli ve ülkeyi ileri taşımak için çalışacak kişiler olacak. Bisikletle meclise gidip, boş vakitlerinde de meclis bahçesinin peyzaj düzeni için çalışacaklar.

I hope

@free, genç nüfusun ihtiyaçlarını belirleyip politika üretmek için 18 yaşında çocuklara mecliste gerek yok bence. O zaman çiftçi de alınsın, dertlerini dile getirsinler. Mantık böyle olmamalı.

18 yaşındaki insana göre değişir o. tamam tecrübesiz olabilir ama bu dezavantaj olduğu kadar da avantajdır. bi insanı sırf yaşından dolayı muhatap almamak kadar mantıksızca bi hareket var mı ya? güzel ve doğru düşünmesi için kaç yaşında olması gerekiyo? siz kaç yaşındasınız? açıklayın yaşlarınızı, görüşlerinizi. bakalım arada bağlantı var mıymış.

18 yaşındaki insanı ciddiye alıp dinlemediğimiz içindir belki de içinde bulunduğumuz bu hal? olamaz mı? çocuğun eline tablet, telefon verip hiçbir dediğini sallamayarak bu hale gelirsin işte.

yazık, bunu yasalaştıran da sizin gibi düşünüyo çünkü. 18'e düşüyoruz ama kim sallar o yaştaki bebeyi diyo. insanları yaşlarından bağımsız olarak dinlemek, ciddiye almak gerek. belki 100 tane mantıksız şeyin içinde 1 tane çok güzel düşünce çıkacak? onu da kaçırmamak gerek. ama yok 18 yaşında ya, "koy götüne. bi bok bilmez. daha am yalamamış yaa hahahah" diye sallayıp durun.

siz biliyosunuz tamam. :)

@vegas git bak bakalım bi bakanlar ve başbakan yardımcılarının cv'lerine. ondan sonra da icraatlarını da yaz buraya. söylediğinin mantığı var mı, tekrar düşünürsün belki.

@bigbadabum

aslında tam da olmamasını düşündüğün gibi olmalı :) temsiliyetten kastım buydu. gençler, çiftçiler, azınlıklar, kadınlar

meclisin yaş ortalaması 55 bu insanların gençlerin ihtiyaçları ile ilgili bildikleri şey yaklaşık 30-35 seneye önceye dayanıyor, 1970 yılında genç olmak ve 2017 yılında genç olmak aynı şeyler değiller, dünya değişti, ihtiyaçlar değişti. bu yüzden liseli bir gencin liseli gençlerin ihtiyaçlarını meclise taşıması, üniversiteli bir gencin üniversitelilerin ihtiyaçlarını, işsiz bir gencin işsiz olan gençlerin ihtiyaçlarını meclise "doğrudan" taşıyabilmesi temsiliyet açısından çok önemli

buradaki dostlarım kusura bakmasın ama buradaki -özellikle siyasi konulardaki- tartışmalar çok komik düzeyde gerçekleşiyor. hani yaşım 24, büyük olduğumdan değil de sanki liseli gençlerle siyaset konuşuyormuşum hissiyatı ağır basıyor.

18 yaş konusu türkiye için tartışılamayacak denli gülünç. ülkede meclis tamamen işlevsizleştirilme arifesindeyken bunu tartışmak ayrıca gülünç, parti için demokrasi 0 noktasındayken bunu konuşmak ayrıca gülünç, gülünç kere gülünç. üzgünüm, türkiye yoğun bakımda yatan ağır bir hasta ve 18 yaşındaki vekil olsun mu olmasın mı tartışması bu hastaya alınacak don rengini seçmek gibi bir şey.

soruya gelirsek 25 yaşından büyük erdoğan'ın makam şoförü bir bey var. konuşurken zihinsel engelli birini dinler gibi oluyorum. 18 yaşındaki gençlerin %80'i bu adamdan daha iyi vekillik yapar. ben 24 yaşındayım, seneye vekil seçilebilecek yeterlilikteyim yaş olarak. benden küçük ama benden daha iyi vekillik yapacak bir sürü genç var doğal olarak. bir yaş sınırı koymak tabii ki zorunluluk da bunu bu kadar hayati bir konuymuş gibi tartışmak lüzumsuz.

18 yaşındaki gençleri ciddiye alıp dinleyip, doğru karar verip aksiyonlar alacak vizyon sahibi, kendini ispatlamış insanları getirmek daha anlaşılır olurdu. Bunu yaparken de yaş büyük bir kriter olmalı. Yoksa demiyoruz ki "koy götüne bi bok bilmez."

bana saçma geliyor 19 yaşındayım. ben lise mezunu olmanın yeterli olduğunu düşünüyorum milletvekilliği için ama üniversite mezunu olmak kriterinin aranmasını da anlıyorum ancak ilk yorumda yazılan ''kenar mahalle üniversitesi değil tabii'' görüşü ayrı bir saçmalık. o zaman söylesinler 10 tane üniversite bütün hükümeti oranın mezunlarından kuralım. müthiş fikir gerçekten.

Nüfusun kaçı genç? De bana %25. Atıyorum. Başkanlık geçti 150 vekil ortalama 20 yaşında olmalı ki gençliğin temsilinden bahsedebilelim, tutarlı olmak açısından. Hiçbir parti gerçekten bu kadar kararı belirsiz, rengi belirsiz genci alır mı meclise?
20 yaşında ben gökdelenleri dibinden dinamitleyip düzeni geri dönüşsüz şekilde tarım toplumu öncesine nasıl yollarım onu düşünüyordum lan. Hadi ben marjinal bir gerizekalıyım, geri kalan gençlik de ya manita peşinde ya uyuşturucu ya sosyal medyada hergelelik/teşhir..
Götümle gülüyorum. Lisede üniversitede başını ezmek için canla başla çalıştıkları gençleri hesapta sistemde temsil mi ettirecekler?

@doxanikee güzel yorum.

@bigbadabum ben buna hiç katılmıyorum dostum. hayatta yaşa göre hareket etmek kadar bağnazca bi şey yok. kalifiye insan her yaşta kalifiyedir. yaratıcı insan her yaşta yaratıcıdır. iyi niyetli insan her yaşta iyi niyetlidir.

o 18 yaşında çocuk dediğiniz insan vekillikteki 3. senesinde senin 30 yaşında gördüğünü çoktan görmüş olur zaten. dünyanın hızına yetişmek mümkün değil.

Saçma geliyor da asıl konulardan çarptırmak için oluşturulmuş şeyler bunlar. Bu ve 600 vekil mevsuzu. Bildiğin sis bu.

Adam yasama yürütme yargı alayını kendinde toplayacak ama biz bunları tartışıyoruz. Güzel taktik.

yorumların hepsini okumadım ama 18 yaşında meclise girecek olanlar akp kontenjanından birilerinin torpilli çoşuğu çocuğu olacak.

üstte bahsettiğim acemi'nin yorumuyla daha netleşmiş. ne yazık ki çoğu insan acemi gibi güncel siyasetten bihaber konuşuyor. ülkede hiçbir zaman milletvekilleri kendi iradeleriyle karar veremedi.

Ülkemizden değil de, ideal bir düzenden bahsedelim. Seçim şartları eşit olsun, hiç tırpil olmasın. 18 yaşıdnaki birinin kurmay kadrosunda olabileceğini düşünüyorum ama milletvekili olarak düşğnemiyorum.

Geçen gün bir yazı vardı, insanların ömrü uzadı ama bu uzama katkılı bir uzama değil, sadece yanlarından tutup çekmişsin gibi uzama. 100 yıl öncesinde insanların evlenme yaşları onlu yaşlarda iken, çocuk yapma yaşı 20'yi bulmazken, şimdi 10 yıl birden artmış durumda ve bu yeni düzene göre 18 yaşını ergenliğin son dönemi olarak adlandırıyoedu. 21 ve 22 sonrasının artık ilk gençlik dönemi olduğunu söylüyordu. 200 yıl öncesinin 13 yaşının sorunlulukları şimdi 18'e denk geliyor gibi bir iddiası vardı.

Mecliste artık bir ayağı çukurda ve gençlerin halini anlamayan insanlar bulunmasın ama 18 yaşında birinin bulunması d anir ergenin bulunması gibi bir şey. Üstelik yönetim kadrosu için tecrübe gerekli. Bence, 18 yaşındaki kişiler giriş düzeyinde kurmay bir kadroda pişebilir; ondan sonra yönetim için adım atabilir.

Akıl yaşta değil başta; 18 yaşındaki bir birey 30 yaşındakilerin çoğundan iyi düşünüyorsa; sprunmo 30'lu yaşlarında o kadar düşünemeyenlerde. Buradan anladığım 18 yaşındakinin milletvekili olabileceği değil; o 30 yaşındakilerden pek bir şey olmayacağı.

evet geliyor. 18 yasindaki sarkicinin yazdigi sarkiyi bile nasil bir ask acisi cekmis olabilirsin de yazdigin sarkinin derinligi olur diyerekten dinlemiyorum acikcasi.

18 yasinda birinin beni hangi vasifla temsil edecegini bilmiyorum. hayat felsefesinin dogru durust oturmasini gec, daha olusmaya baslamamis birisinin temsil yeterliliginin oldugunu dusunumuyorum.

secme hakkinin olup secilme hakkinin olmamasin mantiksizligini one suruyor akpli vekiller ama o da yeterli bir arguman degil. 55 milyon secmenden biri olmak ile ulkenin muhtemel kritik kararlarinda soz sahibi olacak 600 kisiden biri olmak ayni sey degil.

hiç ilgimi çekmedi.

Hızlı hızlı geçtim cinsellik göremedim. Ben izlemem.

b sınıfı aksiyon işte. mis gibi film

görmüştüm bunu.

hayır çekmedi

başroldeki hatunu severim, onun dışında hayır.

ilgimi çekmese de bazı aksiyon filmlerini kafa dağıtmak için izleyebiliyorum.

ama Michelle Rodriguez'den hoşlanmadığım için izleyeceğimi sanmıyorum.

fena değil.

bu filmin aynısını almodovar çekmemiş miydi ya? antonio banderas falan vardı hatta?

hayır asla

684tl gibi bir maliyeti var vergi+sgk.(rakam 3-5 lira oynayabilir) bu mebla gerçekten cepten çıkıyor. yıl sonu sgk primleri için geri ödeme almıyor. yıl sonunda vergi iaden çıkarsa ödemediğin vergi ödemelerine mahsup edebilirsin ama akı bokunu geçer çecikme faizlerinden dolayı. sgk yı düzenli ödersen aylık %5 indirim olur. birde aylık 100lira kişi başı teşvik var ama onun da şartları var. geçen yıl aynı dönemdeki kişi sayısına göre indirim veriyor yani yeni bir işletmeyse indirim alamıyorsun.

3 ayda bir sefer stopaj odeniyo. Asgari ssk fiyatından. Yani maaş + ssk+ stopaj geri de dönmüyor bildiĝim kadarıyla.

şirket, patronun cebi değil. sonda vergi matrahından düşmüyor mu zaten? daha iyi bilenler açıklasın.

oy kullansaydın kime verecektin sorusunun cevapı ne ise onun tersi olana yarar.

genel kanı ve çok çeşitli anketler evet oyunun şu an daha yüksek olduğunu söylüyor. kararsızlar veya boykotçular oy vermez ise bu evet tarafının işine yarar, çünkü zaten öndeler. ancak oy kullanıp, hayır verirseniz, hayırı evetin yakınına çekebilirsiniz.

evete yakinsan hayirin hayira yakinsan evetin isine yarar.

evetçi mi hayırcı mı olduğuna göre değişir. evetçi isen boykot etmen hayır'a yarar, hayırcı isen evet'e. çünkü hesap basit, daha çok oyu olan kazanacak. başkanlık ile ilgili fikrin vardır mutlaka ve bu fikir doğrultusunda oy kullanabilirsin.

Oy kullanmamanın evet demekle aynı olmasını, diğer kullanıcılar gayet güzel özetlemiş hep birlikte. Şu anda evet oyları nispeten önde görünüyor, eğer hayır oyu verilmezse, evet oylarının önde olması devam edecek yani.

Mevcut yarışta birinciyi değiştirecek bir hareketin olmaması, söz konusu adayın liderliğini devam ettirir; en basit hâliyle.

10 seçmenin olduğu bir seçim düşün. 5 evet 5 hayır verse iki taraf da %50 alır.

10 seçmenden hayır verecek bir kişi boykot etse toplamda 9 geçerli oy kullanılır bunlardan 5i evet 4'ü hayır olur. Bu durumda evet %55.5 hayır %44.5 olur.

Yani hayır vermek yerine boykot etmek evet'in oranını arttırır.

yani üstte söylenen evete yakınsan hayıra hayıra yakınsan evete yarar mantığı doğru ama o evete yarar muhabbetini söyleyenlerin kafasında oy vermeye gitmeyenlerin çoğunluğunun aklından hayır geçtiği istatistiği var ki bence de doğru.

yani oy vermeyenlerin neci olduğuna dair olasılık tahminleri yoksa ilk denilen, ama oy vermeyenler hakkında bir olasılık tahmini cevap değişiyor. mikro bazda ise sadece ilk denilen doğru.

"Süreç acılı oluyor." gibi bir özetleme yaparsak, konu hakkında her şeyi göz ardı etmiş oluyoruz. Ayrıca gereken sınavları, dil konusundaki yetkinliği falan hiç anlatmayacağım; bu amaçla yola çıkan birinin bunları bildiğini farz edeceğim.

Akademisyenlik, herhangi bir iş bulunamadığı takdirde ilerlenmesi gerekilen bir yol değil. Bir an bile yaptığınız işe olan dikkatinizi kaybetmemeniz gereken, asla peşinden koşmayı bırakmayıp her gün uyandığınızda yeni bir şeyler öğrenmeye olan hevesinizi canlı tutmanız gereken bir meslek. Mesleğe atılmanızın üzerinden 40 yıl geçse dahi, dersine girdiğiniz öğrencilere hâlâ ilk günkü gibi bakabiliyor olmanız demek. Bir unvana ulaşınca, maaşınızı belirli bir miktara çekince gevşeyeceğiniz bir meslek değil kesinlikle. Siz bir nesle son şeklini verecek insanlardan birisiniz, kurduğunuz her yanlış cümle, kallavi bir kelebek etkisini beraberinde getirebilme ihtimalini taşıyor içinde. Eğer bir gün soğuyacağınızı düşünüyorsanız, hiç kalkışmayın.

Bulunduğunuz üniversitede kalmak, tabii ki her öğrencinin kendi üniversitesinde devam etmesi gibi normal bir istek fakat siz bu mesleğin mi peşindesiniz, yoksa bu mesleğin getirdiklerinin mi; buna bir karar vermelisiniz önce. Daha önce adını dahi duymadığınız bir okulda kariyerinize devam etmek de söz konusu olabilir. Geleceği parlak bir iktisatçı olmanız, eğer farklı bir şehirde iken zor ise, bu isteğinizi ciddi ciddi düşünün.

Hatta ve hatta, ne kadar iyi olsanız da ayağınız kaydırılacak yeri gelince. Sabahlara kadar çalışıp ortaya somut ürünler koyan insanların belirli kişilere yakın olmaması sebebiyle yıllarca bir yardımcı doçent bile olamadığı; ciddi anlamda çalışsanız bile yerinize gelecek kişilerin aylar öncesinden belirlendiği, sizin bilimsel gelişmeniz yerine kendi işlerini halletmenizi bekleyen hocalarla karşılaşacağınız zamanlar hiç de az değil. Yaptığınız en ufak bir sosyal mecra hareketinin başınıza büyük çoraplar öreceğini de hiç irdelemeyeyim, elbette tahmin etmişsinizdir.

Süreç acılı değil, siz o acıya eğer bu mesleğin peşinde iseniz alışıyorsunuz. Asıl soru, bu acıya dayanma pahasına gerçekten düzene uyabilecek misiniz? Tabii ki kalıplara sığmama şansınız bulunuyor ama o zaman da bir avuç akademisyen arasına dahil olup önünüzdeki engeller için iki kat uğraşmanız gerekecek.

Sizden bir şey öğrenmek için odanızın önünde bekleyen öğrencileri görmenin yaşattığı mutluluğu hiçbir yerde bulamazsınız aslında. Eğer sabırlıysanız, ayakta kalabilecekseniz; yapacağınız çok şey var. Asıl soru: Gerçekten bunu istiyor musunuz?

@aga,
peki vazgeç dışında "olmak", "yapmak" isteyene ne gibi tavsiyelerin olabilir?

evet yapısal olarak, doğası gereği çok zor bir iş. iş diye tanımlamak doğru olur mu bilmiyorum ama bu yola girecek bir kişinin psikolojik olarak kendini hazırlaması dışında yapması gerekenler neler olabilir onu merak ediyorum.

elini güçlendirmek için ales ve yds (yökdil muhabbeti ne iş bilmiyorum ama bir muhabbet var) iyi olmalı. not ortalaman ortalamanın üstünde olmalı. ve akademisyen olmak istediğin üniversite konusunda daha geniş düşünmen gerek, nerede kadro açılacağını bilemezsin.

tez yazmak makale yazmak falan filan bu işin yarısı bilgisayar uygulaması öğrenmek (spss, ewiews, excel gibi gibi), diğer yarısı ise origami yapmak oluyor. origamiden kastım şu: intihalin yasal olanı. kavramsal çerçeve, tanım, metodoloji hödöhöt kısımlarında yabancı dillerden çeviri yapmak en kesin yöntemdir ya da türkçe şeylerin yüklemini cartını curtunu değiştirip koyman lazım. bildiğin origami. al cümleyi karıştır değiştir geri koy, aynı cümle ama farklı. :D bir yerden sonra çok bayıyor bu yarı.

bu arada belirteyim tecrübesi olan birisi değilim, gözlemlerimi aktarıyorum.

meslek ilk başlarda hayvan gibi öğrenme süreci gerektiriyor. doktora bitene kadar rahata ermek yok ki sonra doçentlik sınavı var. ezberinin iyi olması işine yarar bü ülkede her bokta yarayacağı gibi ama nedenleri ile bilmeye başlarsın bir süre sonra ezberden çıkar.

türkiye için sürekli üretme zorunluluğu yok. doçent olmasan da yrd doç kalabiliyorsun geberene kadar.

ecnebi yerlerde üretmezsen kapı dışarı ederler ve türkiyede üretmek ile oralarda üretmek arasında çok ciddi fark var.

kolay gelsin.

Şimdiden bol bol tez ve makale oku alanınla ilgili. Alanında adı geçen hocaların çalışmalarına hakim ol, isim ve makale hafızan çok iyi olsun, akademik çevre edin, öğrenci sempozyumlarını takip et ve mutlaka katıl, akademik camiada kendine yer aç. Mümkün olduğunca makale okumaya Ve makale formatına alışmaya çalış Ve yazmaya başla ufak ufak kendini geliştir. Mezun olduğunda makale nasıl yazılır biliyor ol. Akademik çevre demiş miydim?

Ama bence de, vazgeç :)

Varsa ben de alırım.

Ben de alirim eger varsa

8 tane davetiyem mevcut, mail adresini ilk gönderenler davetiyeleri alır

türkiyede alıcısı pek olmaz sanıyorum. kısa sürede satılmaz yani. çünkü ecnebice. chromecast ultra gibi şeyler getirin isterseniz.

kutusundan falan çıkarmayı farklı bagajlara koymayı unutmayın :D

echo amazon servisleri olmadan sanal bebek gibi bir şey. tr de kullanılabileceğinden hiç emin değilim ek olarak.

Saçma geldi bana. :) İş seyahatine kabile olarak çıkanlar var.

Hiç duymadım ve yaşamadım. Aynı şirketten onlarca kişi biniyor uçağa.

uydurulmuş. bilet alırken meslek mi belirtiyoruz, yoo...

o şey olmasın? önemli şirketlerin üst düzey yöneticilerin aynı uçakta olmaması. ama bu da şirkete bağlı. o da varsa zaten. çok uydurulan şey? coco cola özütünü 3 kişi biliyor bunlar aynı uçağa binmiyorlar. vs vs. yoksa kimsenin mesleğine bakmıyorlar uçarken.

abd başkanı ve abd başkan yardımcısının böyle bir şeyi vardı sadece başka bildiğim yok

Devlet erkanı dışında profesörler, mühendisler ve bazı meslek grupları için vardı galiba böyle bir şey. Hatta Isparta da olan 6 bilim insanın öldüğü uçak kazasında gündeme gelmişti yamulmuyorsam:)

farklı bir mesaj uygulaması indirebilirsiniz onların mesaj filtreleme özelliği olabiliyor. sürekli farklı numaradan geliyorsa işe yaramaz bence ama.

tiss(google abiye yazın) ile şikayet edilebilir ama adı üstünde tıssss :D

Google abilik bişi değil ki bu, telefon hattıma geliyor mesajlar. Benim telefon numaram internetin hiçbir yerinde yok hatırladığım kadarıyla.

Telefon numaralarını göremiyorum ki. Yalnız bişi dikkatimi çekti son iki tanenin sonundaki kodlar aynı. Google abiye sordum bi şirketten geliyormuş bunlar. Şirketin sitesinde şikayet formu var, doldursam mı bilemedim. mesajın saatini adımı soyadımı filan soruyor.
Telefon numarama isteğim dışında mesajlar yollayıp beni bunaltan bi oluşuma da güvenemiyorum açıkçası.

Tüketici mahkemesine mi gitsem diye düşünüyorum.
Ne yapayım sizce?

clean inbox sms blocker

tiss.gtb'ye şikayet kaydı oluşturabilirsiniz. Benimkiler epey azaldı bu sayede. Bazı şikayetlerim savcılığa yönlendirilmiş. Fakat artık sistemde şöyle bir şey var, adres istiyor. Önceden yoktu bu. Firmalarla vatandaşı yüzyüze getirmek için mi bilmiyorum, adresimi paylaşmak istemediğim için artık kayıt oluşturamıyorum. Belki siz denersiniz.

hangileri?

eric.ed.gov

link.springer.com

2:
docdro.id

ilkine bakamadim henüz.

(git: ocw.metu.edu.tr Development Use of ARCS.pdf)

ilki bu galiba. direkt google ikinci sonuç falan olduğu için ikincisine zahmet bile etmedim. en olmadı yanına pdf yazın. %60 öyle buluyorum. olmadı kütüphaneye proxy falan bir yol yok mu sizin?

kısa bilgilerle olmaz bence long term bir proses ağbi bu.

kitap, haber gibi düzgün yazılmasına özen gösterilmiş şeyler okuyun.

Kitap okumak toparlıyor. Evet kötü şeyler okumaktan bozuluyor.

oyum uyandıktan sonradan yana

geceden duş alırsam akşama doğru saçlarım yağlanıyor.

Bünye terlemeyi seviyorsa ikisi de. Pek işi yoksa da bence yatmadan önce. Üşümemek adına.

Sabah ancak dus beni uyandiriyor, tazelenmis hissediyorum. Ustelik gece terliyorsam, terli terli disari cikmamis oluyorum.

saçlarım 1 günde 1 hafta yıkanmamışım gibi yağlanmasaydı gece yatmadan önce derdim.

Cildim ve saçlarım kurumaya meyilli ve saçlarım 3-4 günde yağlanıyor. Bir de yıkanıp çıkınca üşüyorum ve krem seansı sabah uzun turuyor. Saçım da gür ve kalın telli, iyice uzadığında kurutması yarım saatimi alıyor; o yüzden benim için gece. Kısa sürede yağlanan saçlar ve saç kurutma derdi az olanlar için sanah daha mantıklı.

sabah en güzeli ama uyku tatlı geliyor bazen işte o zaman rezillik oluyor. garanticilik için akşam alıyorum kendime güvenirsem sabaha bırakıyorum.

Kadınalrın sabah erkeklerin akşam girmesi iyidir

özellikle yaz gecelerinde ılık suyla duş alıp yatmak harika bir şey. nasıl olur da uyanınca dersiniz :D ben saçlarım sabah bozulduğunda bile tekrar kafamı küçük bi yıkama işleminden geçiriyorum. sırf gece yatmadan duş almanın güzelliğini yitirmemek için :D

sabah candır. yatağa girince gene terliyorsun ediyorsun kirlenmiş oluyorsun.

ben her sabah duş almayan insanları görünce çok şaşırıyorum.

benim için o kadar normal ve doğal bir aktivite gibi ki.

gece duş aldıktan sonra yatıp sabah duş almayanları da anlayamıyorum. çok saçma.

he bu benim subjektif görüşüm. kısaca cevap: sabah.

Gece duştan çıkıp da yeni değiştirilmiş nevresim takımına yatmak çok güzel bir his de saçlarım çabuk yağlandığı ve geceden sabaha şekli çok çabuk bozulduğu için sabah almayı tercih ederim vaktim varsa.

ikisi de berbat bence. sadece öğlenleri duş alırım.

yatmadan once!

hem kaslar gevsiyor, hem de uzun sure sabah dus alinca okula girderken paso olan biri olarak, sabah duslari pek iyi gelmiyor. dusta gecirecegin 15 20 dk. yerine az daha uyu kalk git, dusunu da aksam trastan sonra alirsin.

su hayat icin ideallik sartim sabah uyanip tuvalete gidip ardindan dusa girmek. hergun. hergun robotik bir sekilde soyle bir sey yasasam cok mutlu olurum. ama sinuzit zaman ivir zivir

özellikle yazın sabah duş mükemmel oluyor. gerçi yazın akşam da duş alıyoruz ama sabah duşu ayrı tatlı. kışın da sabah duş alıyorum gerçi, benim için ideali sabah duşu.

Gece. Çünkü duş beni uyandırmıyo tam tersi uykum geliyor. Kurumakta zorlanan saçlar ve sinuzit de çabası. Yaz ayı olsa hadi neyse de kış aylarında duş alıp çıksam hasta olurum.

Sabah olsa; ayiltir, gune temiz baslarsin
aksam olsa yataga temiz girersin, tatli uyursun, Sabah ayagin dolasmaz, daha gec kalkabilirsin, bir de yeni temizlenmis surati direct sogukla carpistirmamis olursun.

belki ideali aksam sacli basil banyo yapip Sabah saclari islatmadan 3dakikalik bir duj alip cikmak olabilir.

yazın sabah alıyorum
kışın yatmadan önce alıyorum duşumu.

Ben ikisini de yapıyorum. Akşam spor yapmıyorsan da en kötü sadece sabah.

Sabah uykum çok değerli olduğundan akşamları:p Sabah duş için uykumdan feragat edemem, 15dk da olsa.
Bir de akşam yatağa temizlenmiş paklanmış şekilde girmek daha rahat uyumamı sağlıyor, uyku öncesi sıcak su da rahatlatıyor, gevşetiyor. Sporumu da akşam yaptığım için isabet oluyor.

gece uyumadan alıp yatmayı severim. sinüzit için de duş alıp sokağa çıkmak zararlı. sabah kim uğraşacak bir de..

ben de duş almak için sabah daha erken kalkamam ama güne daha enerjik başlamayı sağladığını da inkâr edemem.

sabah güzel olur. uyurken vücüdun ölü deri döküyor minik minik pul pul. gece de kirleniyorsun. ben sabah duş alıp gün boyu fresh gezmeyi seviyorum.

naberabi + 1

ikisini de yaptığım olur ama gece girmeyi daha çok severim.
duş beni mayıştırıyor.

@aklımdaki sorular: kadınların sabah, erkeklerın aksam dusa gırmesının ıyı olmasının sebebı nedir?

ben hep gece yatmadan girerim. sabah uğraşamam valla

yatmadan önce duş benim için keyif pezevenkliğidir, huzurdur. amaç temizlenmek değildir yani, rahatlamaktır. öte yandan sabah alınan duşun/yapılan banyonun temizlik ve güne başlangıç açısından önemi vardır. ben banyoya temizlenmek amacıyla giren biri olduğum için, ihtiyaç halinde tercihimi sabahtan yana kullanırım. yani gündüz dışarı çıkacaksam, geceden duş almam. öyle şey olmaz.

gece duş almışsam keyiftendir o, pamuk gibi uyumak için falandır. yoksa geceden sabaha kadar zaten su içidne kalıyorum, saç baş desen leş. gece duş alınmaz. yani temizlenmek için alınmaz. gece keyif için duş alınır.

vay be gelmiş geçmiş en popüler sorumu sormuşum.

sabah aldım gençler. keh keh.

(bkz: thinkpad)

(git: www.monsternotebook.com.tr) 17 inç
(git: www.monsternotebook.com.tr) 15.4 inç

windows 10 u kendiniz yükleyin ve lisansı falan gittigidiyor gibi ucuz olan yerlerden halledin.

bence msataya bi 250 gb lik bi ssd de takarsanız sırtınız yere pek gelmez. yalnız bu bilgisayarlar genel olarak cidden cep yakıyor. dolar böyle olmadan evvel yarı fiyatına alınırdı bunlar. kolay gelsin.

Onerim yok sadece ssd sart degil cok yanlis bir dusunce demek icin geldim. Bilgisayar alma ssd al.

İhtiyacınızı siz daha iyi bilirsiniz ama i7 şart olmasa da ssd şart olmalı bence.
Geçenlerde( 1-2 ay olmuş olabilir ) i5 li 256 ssd li bi pc görmüştüm vatanda 3700 mü neydi. mağazalarda anlık inidirim de olabilir. yada teşhir yada o tarz ürünler olabilir. beğenmediğim bi ürünü alma araştırmaya devam.

Ayrıca Thinkpad bulursan efsane olur.

marka olarak asus öneriririm ancak fiyat fazla gelirse monster. ssd olmazsa olmazdır artık, ayrıca şuradan işlemci puanlarına bakmanda fayda var

www.cpubenchmark.net

bu bütçeyler bu arkadaşı satın aldım:

www.hepsiburada.com

tavsiyeler için teşkkürler

Güzel tercih olmuş hocam. :) Hayırlı olsun. Yalnız msata slotu varsa cidden ssd düşünebilirsiniz. Farkı kullanan bilir. :P

bilgisayar oyunu ya da dizi. size de iyi geceler :D

sözlükte takılma.
facebookta ergen gibi isyan etme falan.

ayrıcalığınız şuan hayalim olan şey. bir düzene kavuşmam gerek ama gece bir şeyler yapmanın tadını gündüz alamıyorum.

ben daha çok internette bir daha işime yaramayacak ilginç şeyleri okuyorum, dizi izliyorum veya kedimin en aktif saatleri olduğundan onun ile oynuyorum.

iyi geceler :)

müzik dinliyorum.

çalışmaca. default olarak çokça müzik dinlemece.

hala mezun olamadım.
ilk hayalimdi bu benim, mühendis olucam demiştim, olamıyorum.
ilk hayal gerçekleşmeyince ikincisine yeltenemedim bile.

huzurlu olamadım.
milli piyango çıkmıyor. :D

evet, para ve saadet ilişkisi.

pilot olmak, güneşin doğuşunu kokpitte izlemek.
sağlık testini geçemediğim için olmadı.

Gemici olacaktım lan ben. Gittim mal gibi jeodezi okudum. Birkaç sene çalıştım, baktım olmuyor sevmedim yapmadım mesleğimi. Sonra başka sektöre geçtim. Gemici olamadım yani. Hala içimde uktedir.

Pilot +1.

Araştırma görevlisi olmak.
Çok güvendiğim hocam beni almadı. Kazık yedim.

ben kullandim, problem yasamadim IHS ile. Ama bence en iyisi amazon ec2, cok daha fazla secenek var, server donanimi yukseltip azaltmak daha kolay.

@emrahday ben çok basit bi site için düşünüyorum ve hiç deneyimim yok, yani çok fazla özelliği olsa bile kullanamıycam nasıl olsa

turhost domain + hosting 70 liraydı sanırım. hizmetleri paneli falanda iyi.

radore hostingi tavsiye ederim. panel yok gibi bir şey. e-posta, ftp, mysql, ns ekleyip çıkarma var sadece.

@nugre tias;

hocam panelsiz hosting ne işe yarar? adamın aklına eser gider bir subdomain açmak ister ne yapacak? :)

subdomain de açılıyor :) bir tek onu yazmayı unutmuşum. panel dışında yapamadığın bir şeyi destek bölümünden yaptırabilirsin. oldukça hızlı ve becerikliler.

bir müşterimin paneline girip ss aldım:

i.hizliresim.com

ucuz için, aruba.it. kaliteli için ovh ya da kimsufi(ovh sayılır) iyi galiba bir araştırın bence.

Yani ben beğendim hatta dükkan da baya peş peşe yardırmıştım fakat gerçek dışı öğeler var tabi. Sonra çoğu kişiye ergen işi gelse de ben Netflix'de Scream'i beğendim gayet soluksuz izledim yani o derece beğendim. Orange is the new black'de fena değildi hem de gayet gerçekler üzerine kurulu olması hoşuna gider bence.

çok iyi, izle derim

Yani gerçek dışı derken yine de bilimsel bir çerçeveye oturtulmaya çalışıyor olaylar, tamamen doğaüstü bir durum değil yani.
Ben de buradan tavsiye alıp izlemiştim, çok beğendim. Sürükleyici.

stranger things izle arkasına the OA.

ben de izledim beğendim

kesin izle.

Çok iyi.

ilk bölümler iyi sonra eh moduna alıyor. fantastik öge sevmemek eksi puan dizi için ama çok da değil.

house of cards? better call saul (6. bölümden sonra adam oluyor)?

İlk bölümü izledim, beğendim. 80'ler delisi olmamla da ilgisi olabilir gerçi. 1-2 bölüm izle, sarmazsa devam etmezsin.

Fargo seven birisi True Detective de sever.

Stranger Things'i öneririm ama Westworld'ü de kesinlikle izlemelisiniz.

sözlükte de insanlar hemfikir zaten, stranger things 80'lerdeki filmlerin, stephen king kitaplarının, o dönemin tarzının bir kolajı.
fantastik öyküler korkutucu bir masal kıvamında, çok batmayabilir...

kutuyu kendisinden bir tık büyük bir başka kutuya daha koy. internetten telefon alınca böyle gönderiyorlar.

baloncuklu naylon zımbırtı kutunun etrafına sarılırsa bir şey olmaz bence.

2-3 tane sarı mutfak bezine sarıp ustune 2 3 poset gecirip onu da hayvan gibi koli bandıyla kaplamıştık. Kutusu falan da yok bildigin telefonun kendisini. Sorunsuz geldi

telefon kablosu girişi evin başka bir tarafında varsa oraya taşıyın modemi

O cihazlarin iyileri biraz pahalı. Daha ucuz yontemler deneyebilirsin. Uzun telefon kaplosuyla modemi kaydırabilirsin. Telefon hattı baska odada da varsa oraya alabilirsin. Ethernet kullanabilirsin.

www.eksiduyuru.com

al çözümün burada

7

güzel soru. 8
amme hizmeti: bashny.net

21 ve 5.

ama en çok 21.

7 belki 10

2

Bu çok sık değişiyor. Genel olarak 17-18-19 üçlüsü, bir yerde nerede durduğumdan ziyade çevremin güzel olması, insanın bol olması daha önemli.

"Ambivert"üm insanlarla olduğum kadar, yalnızlıktan ve keşfetmekten keyif almak da çok önemli, o yüzden 15'te de çok kendimi gördüm. Hatta hayata bakışımın ta kendisini 15'te gördüm en çok, 15 pozunda çok da fotoğrafım var ama o üçlü ile 15 arasında bir karara varamadım. İkisi de çok içimi ısıttı.

Bu hafta ise bir ton başarısızlık üst üste geldi; bu hafta çok 7 bir hafta idi.

3

8 ya

6

5-8-21 arasında gidip geliyorum her gün.

21

14

14

5

15

21 ya da 13. daha çok 21

13-21

Şahaneymiş. 8

Ahaha tamamen 9!

5

21

7

:/

1-21

bu aralar 8

1

21. Kendi içimde. Dışarıya karşı çok değişken.

@tepedeki psychedelic adam gözlerden kaçmasın. 2 diyorum.

21

21.

8.

8 maalesef.
streamable.com

13 ve 8

Uyan bir şey bulamadım.
Hepsinde bir endişe, korku varmış gibi geldi bana. En mutlu görüneni bile tedirgin.

1

verilen cevaplardan anlasıldıgı gıbı duyuru ınsanlarının cogu mutsuz ve depresyonda, cevapları okurken bunu dıkkate almak lazım:))

10

21-19

15

yalnızlığından keyif alan, pozitif, kendine güvenli.

son zamanlarda genellikle 8.
ama bazen 1, bazen de 4 olduğum olur.

bir introvert olduğumu zaten biliyorum e dolayısıyla da 8 diyorum yani bildiğim şeyi bana söylüyor ama olsun.

hehe çok iyiymiş :)

15

tekrar düşündüm de aslında 20
yerimden memnun değilim ama 15'e inmek istiyorum :)

Aslında ilk bakışta 10 diyecektim ama sonra düşününce her zaman sağlam yerlere basma gibi bir kaygım olmadığını fark ettim. O yüzden 15.

4 olmak isterdim :)
ama Türkiye geneli 21'iz şu ara

Hocam bilgisayarların ve telefonların wifi kartı ax standartını büyük oranda, ac standardını ise bu cihazlar 3-5 yıllıksa desteklemiyordur. Ona göre alın. Yoksa makine tapınağa benziyor asdasdasdasd

yine de 18 cihaz bir ağda sıkıntı yaratır diye düşünüyorum. 2-3 kişinin aralarında 4 k yayın yapması sorun çıkarmaz da siz 18 cihaz ekleyerek mevzuyu coşturmuşsunuz.

ben bu ağ işinden fazla anlamıyorum tabii. bunu anlayan birisi tavsiye verirse müthiş olur sizin için.

hocam her odaya kurma işi biraz sıkıntılı, olabildiğince tek cihaz ile halletmek istiyorum aslında.

şu anda da bir asus var, aslında iyi de iş görüyordu ama sanırım yük bindi biraz. bir de 4 ethernet yetmedi, çoklayıcı falan derken de karıştı işler. asus'un da benzer bir modeli var linksys'e ama burada 300 tl daha pahalı. netgear'ın da sağlam modelleri var, bilemedim ya. bir tane alıp 5 yıl en az hiç sıkıntı olmadan kullanayım istiyorum.

lakin çok pahalı hepsi :)

asus rt ac88u kullanıyorum.

linki açınca AC 5300 olanı açılıyor da diğer modelleri de var. sen hangisiyle ilgileniyorsun?

açıkçası müftü nün dediği router da işini görür. çok para verdin diye çekim alanı artacak gibi bi düşüncen varsa çok yanılıyorsun.

4 ethernet yetmiyorsa benim ac 88u yu tavisye edebilirim. 8 ethernet portu var.

4K video için 802.11n routerlar dahi yeter. (netflix 25 mbit internet tavsiye ediyor 4K için, tabii sen gidip de bluray disk alıp da 4K izleyeceksen o başka) yeterki 4k izleyeceğin cihaz router'a yakın olsun.

bu arada 18 tane cihazı piyasadaki en dandik modem bile kaldırır. tabi hepsini normal nette gezinen pc ve laptop olarak varsaydım. evde tek başıma bile benim modeme bağlı 9 cihazım var.

ben de ac5300 düşünüyordum hocam.
sonra şunu gördüm: www.amazon.de
bilemiyorum, alıp 5 yıl kafam rahat olsun sorun çıkmasın istiyorum ama teknoloji bu hızla giderken zor gibi. bir routera bu kadar para gömmek hepsinden kötü :)
bu mimo, dualband, triband, quadband falan kafamı karıştırıyor. anlamadım gitti tam olarak :)

dualband, triband, quadband; router'ın kaç farklı kablosuz yayın yaptığını ifade ediyor. mesela son attığın netgear;

Get fastest speeds available up to 5.3Gbps. Up to 1,000 Mbps @ 2.4GHz 1024 QAM. Up to 2,166 Mbps @ 5 GHz 11ac 1024 QAM

2 tane 5ghz, 1 tane de 2.4 ghz yayın yapıyor. yani sen tek bir cihazdan, laptop, pc telefon vs; en en en en gelişmiş kablosuz alıcıyı kullansan dahi bu cihazdan en fazla "teorik olarak" 2.166 mbps alabileceksin. pratikte alacağın maks hız aşağı yukarı saniyede 150 megabyte olur tahminimce. o da zor. 150 megaBYTE, bit değil. hatta 100 megabyte alabilirsen şanslısın.

MU-MIMO, routerla alakalı bir şey. aynı anda birden fazla kablosuz alıcıyla bilgi alış verişi yapabiliyor alet demek.

cihazı nerde kullanmayı düşünüyorsun? diyorsan iş yerinde kullanıcam, 18 tane cihaz var kablolo/kablosuz sürekli kendi aralarında dosya çekiyorlar vs vs o zaman düşünebilirsin bu kadar üst düzey cihazları. yok evde kullanıcam, 4K video izliyorum falan vs diyorsan ac 1900 seviyelerindeki bi router dahi işini 5 sene görür.

802ax a gelirsek; hala üst seviye cep telefonları ve laptoplar dışında 802ac destekleyen cihaz dahi yok. sen 802ax i düşünme şimdiden :)

detaylı cevap için teşekkürler.

cihaz ev için ama dediğim gibi bağlanan çok fazla cihaz var, duvarlar da kesiyor sanırım sinyali biraz. şu an ac68u var, ac1900 o da. ama o da sapıttı gibi, geçen ikinci çekirdeği %100'de takılı kaldı falan. tek derdim ethernetleri toptan kaldırıp en azından cihazlarda ethernetin yarı hızına erişmek. ama mümkün değil bu sanırım pratikte :)
nas dışında etherneti kullanacak ve yoğun veri alıp verecek cihaz yok.
bilemedim. belki de ax'i beklemeliyim 2-3 sene :)

ac68u da hangi firmware var? asus un firmware i varsa ona sen bi şunu kur.

advancedtomato.com

dediğin gibi pratikte kablosuzla kablolunun yarı hızına erişmek çok maliyetli :)

ac68u hala yeterli. biraz daha beklemek daha mantıklı

bu arada sonra router'ı eline almayasın diye uyarayım; dsl olan ac68u ysa sendeki o firmware olmuyor :) kurma işi de biraz meşakatli. araştır bi aklına yatarsa denersin istersen

dsl hocam bendeki, tomato olmuyor, araştırmıştım :)

hocam kotalar malum, 4k yayın tabi ki ak(a)mıyor ama istiyorum ki 5 yıl sonra da hala üst seviye bir cihaz olarak kalsın aldığım. tabi bunun garantisini hiç bir firma vermiyor :)

en iyisi ac68 ile devam etmek sanırım, şu ax'i merak ettim. gerçi uyumlu cihazlar çıkana kadar 10 sene geçer :)

Linksys WRT54GL aldım. bir kaç yıl idare eder, open firmware ile de baya kurcalarım :)

XP veya win7. Custom romlara güvenmiyorum ben.

Hocam XP mi kaldı allasen? çıkalı 15 yıl olmuş. Destek kesileli yıllar olmuş. Yükleyeceğiniz programların büyük bölümü çalışmaz. Çalışanlar da bol bol hata verir. Min Win7 olsun. Home premium mevcutta yüklüyse kalsın derim.

ona ya xp ya da bir linux dağıtımı gider gibi hocam. xp de çok tehlikeli açıkçası.

Bence SSD alıp Windows 10 kurun, mis gibi kullanın. SSD cihazın genel performansını 3e katlar.

baskan

1- windows 7 ultimate cakma makma kur custom kurma
ama o pc yi duzgun kullanabilmen icin az bir masraf yapman lazım

2 - hp forumda okuduguma gore 64 bit windows kurulabiliyor.
32 bit windows ta kalırsan 3 gb falan rami destekliyor.
o ram cok az en az 4 yaptir. hatta 6 ya da 8 yaptir.
ram ucuz 2. el vs. bulursun

3- 120 gb lik bir ssd alıp o pcden oküz bir verim elde edebilirsin

Tesekkurler yardimlar icin

albümlerin, şarkıların yanında çevrimdışı kaydet gibi bir seçenek oluyor o indiriyor. siz de öyle kullanabiliyorsunuz. yine ayarlarda çevrimdışı kal gibi bir seçenek var hattan çekmesini önlemek için.

vodafone ile iyi fiyat. normalde nasıl oluyor üyelikler sorusunun cevabı 14 tl. buna ufak bir arama ile siz de ulaşabilirdiniz.

illa çevrimdışı yapmana gerek yok. yanında yeşil ok olan müzikleri dinleyebilirsin.çevrimdışı yaparsan last.fm ile senkronizeyse istatistiği de tutmayabilir.

Kitapliga gir sag ustte ayar düğmesine bas oradan offline dinleyebilirsin. Tabi once listene ekledigin muzikleri listeni wifi de indir ...

sigortam.net

benim allianzdan var şirket ödüyor ama eşim için de sormuştum. aylık 230-280 arası değişiyor. %100 ve %80lik diye iki ayrı teklif göndermişti. %80ini sigorta karşılıyorsa 230, %100 ünü karşılıyorsa aylık 280.
ama tabi sahip olduğun bi kronik rahatsızlık veya başka hastalığın var mıya göre de değişir.
check up hemen yaptırabilirsin.

Google Photos.

yandex yolluyor olması lazım.

microsoft onedrive

box
10 gb ücretsiz
Koskoca ibm kullanıyor
www.box.com

VPS olarak sunuluyor. Kısacası bir işletim sistemine sahip yazılımsal bir sunucunuz oluyor. İçerisine limiitlerin el verdiği ölçüde site barındırabilirsiniz.

1) VPS 'in kapasitesinin el verdigi kadar site barindirabilirsin. WordPress secenegi sadece seni WordPress kurulumunu manuel olarak yapmaktan kurtariyor. Bu secenegi kullanmayip, sunucuya SSH ile baglandiktan sonra terminal uzerinden PHP, Apache, MySQL ve WordPress' i kurduktan sonra gerekli ayarlamalari kendin de yapabilirsin.

2) Videoda 06:57' ye bakarsan, domaini satin aldigi yerden(www.name.com) bu domain' i DigitalOcean' in nameserver' larina yonlendirdigini gorebilirsin. Yani birisi bilgisayarindan www.hizliwp.com' a(videodaki ornek subdomain) girdigi zaman ns1.digitalocean.com' a bu domainin hangi IP adresine cozulmesi gerektigi sorulacaktir(tabii her istekte sorulmaz, ISP' ler falan bu cevabi cache' e alirlar). Yani domain' i onceden satin almis olman gerekiyor(5$' lik pakete dahil degil). DigitalOcean domain satin alma hizmeti sunmuyor.

wordpress için bence ovh iyi. süper ucuz olsun diyorsanız arubacloud yazın google amcaya.

ovh 3,49 dolar ya da 2,99 euro olması lazım kimsufi de bunlara çalışıyor onu da araştırın.
aruba 1 euro.

alan adı meselesi ise: hayır. o işler ayrı. ovh, ovh.net diye bir şey veriyor galiba.
birden fazla site işini zannetmiyorum o kadar anlamam.

birden fazla site barındırabilirsin. bunun için linux ile biraz haşır neşir olman gerekiyor normalde ama serverpilot.io ile bunu ücretsiz ve tek tıkla yapabilirsin.

hayır sevmiyorum.

rutinlik, monoton, düzen, tertip, istikrar ve simetri manyağıyım. taktım otomatiğe gidiyorum, sürprizleri sevmiyorum.

Aklıma mantığıma ve gönlüme uyduğu sürece evvett!!! :)

çok severim

Birlikte degismeyi seviyorum. Tek basina degisince olmuyor.

Hayır. Gelişim belki

Hayır.
Değişiklik ve yenilikten hiç hoşlanmam.
Teknolojinin gelişmesi bile beni rahatsız eder.
Eski eşyaları kullamayı tercih ederim.
Sürekli bir şeylerin moda olmasından ve çevrenin ona göre şekillenmesinden nefret ederim.

haşmet güzel demiş... değişimi değil de gelişimi severim. ağacın büyümesini severim ama başka bir yerde başka bir ağaç görmeyi sevmem mesela. daha doğrusu sevmem değil de huzursuz hissederim biraz. değişimi pek sevmiyorum.

Evet

olumluysa evet olumsuzsa hayır.

aslında içgüdüsel olarak çoğu insan değişim sevmez, alışkın olunanı, bilineni sever; çünkü değişim bilinmezlik ve risk içerir, bu da bilinçaltı için tehlike demektir. önceden çok daha fazla dirençliydim değişime karşı şimdi daha rahatım
rutin bilindik olanı da severim
bu arada değişimden ziyade gelişim benim de favorim

değişimin ne konuda olduğu önemli tabii ki. Bazen değişim "yeni" demek oluyor ve ayrı bir motivasyon umut heyecan demek oluyor. bazen değişim hali hazırdaki güzel şeyin / alışılan durumun gitmesi oluyor üzüyor ya da en azından geriyor.

Ancak genel anlamda değişim her zaman lineer bir çizgi de ilerlemiyor ve değiştiği durumuda içine katarak başka bir şeye dönüşüyor her zaman kaldırması kolay bir şey değil. Her zaman hoş gelen bir şey değil benim için.

Zamanını bilen değişimler en güzeli.

Hiç sevmem. Hatta birçok konuda değişimden nefret ediyor bile olabilirim. Hayatımdaki hemen hemen her şeye aşırı bağlanma huyum var sanırım. Bir şeylerin değişme ihtimali bile beni huzursuz ediyor.

evet ama basta aci veriyor.

Hiperadaptasyon sorunu olan biriyim. Her konuda önce değişim yaşamamak için kırk dereden su getiririm; değişim olduktan sonra sanki tüm hayatımı o şekilde yaşamışım gibi devam ederim.

Sanırım bu durumda değişimi sevmiyor ama kolay adapte oluyorum.

Değişimi sevmek ya da sevmemek arasındaki noktadayım: kabul ediyorum.
Çünkü değişim tek bir doğrultuda ilerlemiyor yukarıdaki arkadaşların belirttiği üzere. İstediğimiz, beklediğimiz yönde olduğu gibi onaylamadığımız yöndeki değişimle de karşılaşabiliyoruz. Bu yüzden değişim hakkında yekten bir karar verilecekse onu kabul etmek en doğrusu diye düşünüyorum.

sevip sevmediğimi anlayacak ya da bununla ilgili seçim yapacak fırsatım olmadı ama çabuk adapte olduğumu söyleyebilirim.

Seviyorum.

sevmiyorum

Kendi kontrolüm dahilinde değilse sevmiyorum. Kendi kontrolüm dahilinde, şevkle yaptıysam bayılıyorum.

elbette. sürekli bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyorum, uzun süre bir en ufak bir değişim olmazsa daralıyorum. değişim olmazsa, hep aynı kalsak ne anlamı kalır yaşamanın.

Benim istediğim, planladığım bir değişimse elbette severim. Zaten değiştirebileceğimiz pek az şey var, o şeylerden birinde ciddi bir değişim yaşamak heyecan verici, iyi hissettiren bir durum. Ama benim dahil olmadığım bir değişim varsa bundan pek hoşlanmam ve hatta rahatsız olurum.

hasmetizm +1

hiç sevmiyorum. stabil hayattan inanılmaz keyif alıyorum. elimden gelse kıpırdamıcam bile.

seviyorum

fiziksel evet ruhsal hayır. dış görünüşümle sürekli oynarım ama fikirlerim düşüncelerim genellikle stabildir.

öncesinde çok korkuyorum sonrasında ise umarım hep böyle kalır diyorum yani zor alışıyorum kolay vazgeçemiyorum.

Bayılırım.

severim.

elimde dovmesi var kocum

Mendeley gibi bir referans editoru kullanirsan bunlarla ugrasmak zorunda kalmazsin, otomatik ekler, kafan rahat olur. Ilk sorun icin eger yanlis anlamadiysam, Aksoy (2014) olacak. Kaynakcada Aksoy'u vereceksin, su kitabin icinde diyeceksin.

Su linkten ayrintili bakabilirsin: www.easybib.com