hiç biri bomonti filtresiz. evet ona bira demeye dilim varmıyor, nasıl tatlı :)

votka - absolut, şuan onu isterdim. su gibi gidiyor meret, içimi sert de değil.
ama şuan guiness var yanımda, bi kaç dk sonra yudumlayacağım kendisini.

köpüklü şarap çekti canım şampanya gibi nedense.

Viski.

guinness :) ama ne talih ki benim yanımda da absolut var :D

Bira; Tuborg kırmızı
Vodka; Fark etmez ama baş ağrıtmayan pahalı bir vodka olursa iyi olur.(istanblue falan olmasında)
Şu an bir duble Chivas regal 12Y içmek isterdim ama bomonti filtresiz içiyorum :(

@LalaKazim

Arkadaş ben böyle iğrenç bira görmedim, bildiğin zehir gibi, daha şimdi içtim ve tiksindim.
e1301.hizliresim.com

yav @grimer yapma etme bira tanrıları çarpar.

rakıdan devam ediyorum bende bu aralar değiştirsem mi diye düşündüm bi an.

Baileys

vodka dışında her yola varım. ha tercih sıramı sorarsan;

1- glenfiddich 18 brown
2- henessy
2- jack / black label
3- jagermeister
4- mojito
5- baileys
6- beyaz şarap
7- rakı
8- kırmızı şarap
9- cin

ah bir rakı olaydı da içeydim.

en çok sevdiklerim: Baileys,Şirince şarapları (hepsi benim bebeklerim)
en çok içtiklerim: becks/bomonti

şarap severim abi/abla ben kırmızısından.

sangria

Ömrümün oldukça kısa bir döneminde içme imkanı bulup da daha sonra bir daha içemememden mi takıntı oldu nedir bilmiyorum da;

Zubrowka. Elma suyuyla beraber :)

-kırmızı şarap
-beyaz şarap
-zencefilli bira
-cin & tonik

sambuca
absent

becherovka

bileti alırken yazıyor, iade edilemez ya da değiştirilemez. diye. o tarz bilet miydi? bakmadıysanız, thy yi arayın. eğer iadesi yoksa, vergisinin iadesini talep ediyorum kredi kartıma diyin 2-3 gün içinde 3-5 lirasını geri veriyor. onu alabilirsiniz. ama zaten iadesi varsa, yada değiştirme aramışken yaparsınız.

20-30 lirasını alırsın yani vergilerini.

@ ykyt

Evet, iade edilemez yazıyor.

verginin iptal zamanına göre belli bir yüzdesini geri alabilirsin. o derece fena yani. :/

1 burun farkıyla önde.

1

1 daha okunası

1

bana 2 geldi

1

ikisi de birbirine çok yakın. biraz alışkanlık meselesi. ben times new roman'a alışkın olduğum için 2 de zor gelmedi gözüme. ama 1 de okunaklı. ikisi de eşit diyorum valla.

2

sanılanın aksine serif fontlar sans serif fontlardan daha kolay okunabilir biliniyor.(seriflerin kelimeleri göz için tek parça haline getirdiği düşünülüyormuş) ama sans serif fontlar da serif fontlardan daha sade görünüyor.

(bilmeyen için soldaki sans serif, sağdaki serif)

2 tabi ki... köşeli olduğu için yormaz. ve alışılan tarzda bir font. kitaplar hep bu fonttadır. diğeri çok yuvarlak göz yorucu.

eğer bilgisayar ortamında okunacak ise bu yazı 1. ama bastırılıp yazılı bir materyal haline gelecek ise 2.
çünkü bilgisayar ortamında tırnaklı yazılar okunmayı zorlaştırır, kitaplarda ise kolaylaştırır.
sağdaki tırnaklı font...

1

2 daha okunaklı, nedeni de şu;
kelimeler arasındaki boşluk miktarı, harf boşluğuna oranla daha fazla. dolayısıyla kelimeler gözle daha kolay ayırt edilip seçilebiliyor ve daha kolay okunuyor. 1 de durum tam tersi, yani kelime ve harf boşluğu miktarı birbirine yakın olduğundan (aslında daha büyük punto olmasına rağmen) yazı bir bütün olarak görünüyor ve bu da okumayı zorlaştırıyor.

ikisi de rahat okunuyor bence. o yüzden estetik kaygılarla 2 diyorum. basılı materyalde serif daha iyi diye düşünüyorum, sans serif bana yavan geliyor.

kazak tamamen yün olmadıktan sonra ısınmayı bekleme.

montum çok benzer, kazak yerine içime polar giyiyorum, hiç üşümüyorum.

yelek ve kazak birbirine yakışmıyor bence.

onun yerine birkaç ince kat daha sıcak tutar.

termal tişört, uzun kollu üst ve polar ceket üzerine mont yeter ve artar bence.

soguktan korunmak icin kalin giyinmek her zaman dogru yontem degildir. giydiginiz kiyafetin kumasi onemli. termal atletin ustune ince ince 2-3 kat usumemek icin yeterli olur. ben termal atlet ustune switshirt ustune mont giyiniyorum. bugun bile usumedim

durup dururken kopmayacağına göre garanti kapsamına girmez muhtemelen. fiyat için de oraya gönderin, baksınlar, ona göre fiyat versinler. Bence yeni kulaklık almak daha mantıklı

hiç belli olmaz. metana bir götürün ya da kargo ile gönderin. değişim de çıkabilir, tamir de. belli olmaz.

şey, ama ben bu ürünü 724tikla.com diye bi siteden almışım şimdi baktım da, yalnız garanti belgesinde elmasepeti.com diyor ve fakat doldurulmamış. bu şekilde kabul ederler umarım benim ürünümü ?

metan ın garanti belgesi var mıydı kutu üstünde? garanti kapsamında değilse de para ile tamir edecekler.

yok malesef. elmasepeti.com yazıyor. hologram vardı belgede ona baktım o da aynı şekilde elmasepeti.com diye geçiyor. el mahkum o zaman parayla yaptıracağız. umarım fahiş fiyatlar istemiyorlardır.

fotoğrafla beraber metanın teknk servisine mail at sor. tamir edeceklerini söylerlerse gönder. tamir fiyatını da verirler ayrıca. maili de kısa sürede cevaplıyorlar.

metan'dan 4 kez kulaklık değişimi yaptım ve hiç sorun çıkarmadılar. (bkz: #26571892)
ama bu tarz hasarlarda değişim yapmıyorlar. ben kulaklığı götürdüğümde kablonun üstünde herhangi bir ezik, sıyrılma, kopma vs. var mı diye kontrol ediyorlardı.

kulaklığı nereden aldığınızın önemi yok. faturanız duruyorsa faturayla beraber gönderin. orijinal kulaklık olması yeterli. ama bu ürün garanti kapsamına girmeyeceği için faturanın bir önemi olmayacak.

bu saatte çalışanları yoktur sanırım, yarın atarım öyleyse. ayrı ayrı teşekkür ederim ilgilendiğiniz için.

garanti belgelerini kabul ederler gibi geliyor. olmazsa elmasepetinin ankaradaki yerine kargolarsınız orda doldururlar. da faturayla gönderirseniz sorun çıkmaması lazım.

garanti kapsamı olayı ise kopma olayında ne yapacakları cidden belli olmaz. şansınızı deneyin ama her türlü metan çok müşteri yanlısı bir firma.

olmadı abiler ve ablalar. gittim ancak koptuğu nokta çok tehlikeliymiş. tamiri olmaz dediler. yastayım.

boşver yea. cx 280 al. daha iyi cx300 den.

valla hazır gitmişken orda abla sağolsun cx400 denettirdi baya beğendim onu da, öğrenciyiz malum. çok koydu be bir de kaybolması, daima kılıfında taşırdım bi kez boynumda unuttum o da sarkıp ayağıma dolandı. :)

canın sağolsun. ben de bir buçuk ay önce cx280'imi kaybettim. alışıyor insan :_(

Elbette led.fiyatlar da cok iyi artik.teknik karsilastirmalari nette mevcut

led ile lcd farkını bilmiyorum ama plazma tarih oldu diye duydum. ışığı falan bozuluyomuş iki senede.

plazma çok yakar, lcd ışıkta mışıkta parlar bir de değişik açılardan bakıldığında sorun çıkarır. led ise harikadır. :p

led diğer ikisini de döver. tartışma götürecek bir konu bile değil bu.

Herkes liseli herhalde, bu daha iyi amk, donunda sallar vs. Muhabbetler donmus. Plazmalardaki sorunlar tarih oldu,ledlerde sorunlar artti ama esas mesele renk ve isik meselesi. Plazmalar siyahlari ve renkleri cok canli gosterir, lcd ise beyaz ve acik tonlari.

Şu plazmalara bok atanlar liseli bile değil bence. Plazmalardaki gelişme diğerlerinde olmadı. 1000 liraya taş gibi, görüntü kalitesi olarak aynı fiyattaki LCD'lere havada karada takacak plazma alınabilir hale geldi. Millet hala siktiriboktan, elin çekik gözlüsünün çöpüne bile atmayacağı mallara sırf LCD/LED yazıyor diye üşüşüyor ya ben ona yanıyorum.

Bilip bilmeden konuşanlara bakma. Şu anda görüntü kalitesi bakımından plazma diğerlerine göre çok önde. Özellikle hareketli filmler ve oyun konusunda plazma daha başarılı. Ayrıca çok daha ucuza plazma televizyon bulabilirsin. Bahsedilen problemler tarih oldu. Bir tek görüntünün geçici iz bırakması var, ekranda aynı şeyi uzun süre bırakırsan orada bir süre izi kalıyor, yakından bakınca görürsün. Ancak kalıcı değil, görüntüyü değiştirdikten sonra geçer.

Eksileri ise daha fazla enerji harcaması (dolayısıyla daha kabarık elektrik faturası) ve epey ısınması.

plazma kalorifer gibi yakıyor kalitesi iyi olabilir. asıl ben siz liselilere selam ederim.

bende kumtel'in 40 liraya satılan küçük ısıtıcılarından vardı. fanlı değil, ufo tipi turuncu ışıklı. dediğin gibi günde 2 saat falan yakıyordum akşamları, faturada sadece 10 liralık bir oynama olmuştu. verimlilik açısından hangisi daha iyidir bilemeyeceğim ama ben fanlıların o buz gibi odayı ısıtabileceğinden şüpheliydim.

iş yerimdeki odamda fanlı minicik bir ısıtıcı var müthiş ısıtıyor. herkesin gözü var nazar değecek diye korkuyorum. :) tavsiyem fanlı.

markası modeli nasıl bir şey acaba tarif etseniz ? ve kaç watt?

Ufo sakin ama sakin alma, o kadar hasta ediyor ki kendine gelemiyorsun. Radyator al.

bir kaç yıl önce media markt'tan alındı. equation diye bi marka.

fanlı elektrikli ısıtıcı.

turuncu ışıklı dediklerini kapattığın anda oda soğuyor.

fanlılar çok yakıyormuş öyle diyorlar. ama ışıklı olanları da kapattığın gibi soğuması olayı da doğru.

günde iki saat diyorsun, o oda bütün gün soğuk kalırsa çok ama çok zor ısınır.

en iyisi fanlı alman. sıcak hava hemen ısıtır.

www.electroworld.com.tr

www.vatanbilgisayar.com

Netten link olarak verdim. Azıcık daha ekleyip alırsan, sıkıntı yaşatmaz.

Cihazda GT 640M var. İkisi arasında da bariz fark var. Bu fiyata daha performanslısı pek mümkün değil. V3 serisinde epeyce iyileştirme yapıldı. Özellikle kasada kullanılan malzemenin kalitesinde bariz bir iyileşme mevcut. Kesinlikle tavsiye ederim.

hard diski az olsa da şu iyi gibi geldi.

(git: www.bimeks.com.tr)

link veremeyeceğim çünkü açılmıyor ofiste. sadecenotebook.com adresine girip dell 5520 modeline bak, bir de lenovo y580 (fiyatı pahalı olabilir o zaman z580'e bakarsın). Acer'i pek sevmem ama arkadaşın verdiği linktekini 1600'e alabiliyorsan çok iyi.

www.eksimarket.com Düşünürsen seni uzun süre idare edecek bir canavar.

oda nemli mi? nemliyse önce o nemden kurtulman gerekiyor hocam. oda ufaksa elektirikli ısıtıcıyı da ufak tutmak lazım.

Migroslarda falan kolayca bulabileceğin soğuk ve sıcak hava üfleyen fanlar var. 20-30 tl civarı. tahmin edilmeyecek kadar iyi ısıtır.
ayrıca ufo yakıyor, bu fanlar mis gibi sıcacık..

odada sanırım nem var. ama ufak oda diye çabuk ısınacağını düşünmeyin çünkü ısınmıyor. bir de petek gibi elektrikle çalışan içinde su olan bi ısıtıcı vardı sizce o avantajlı olur mu?

@su olsam ates olsam
hocam o dediğin şeyin markası fln nedir her migrosta bulunur mu acaba?

hele bu soğuklarda kesin vardır Migros ta..Premier marka oluyor genelde.
işte böyle bir şey:
www.google.com.tr

resistanslı elektrikli ısıtıcıların (petek, ufo, fanlı ısıtıcı vs.) aşağı yukarı harcadığı enerjiye göre verdiği ısı aynıdır.

bunun tek alternatifi ısı pompası mantığı ile çalışan klimadır. resistanslı ısıtıcıya göre standart rotary klima ısıtmada 2-3 kat inverter klime 4-5 kat daha verimlidir.

basit ısıtıcıda faturayı azaltmanın tek yolu izolasyon, nemi azaltmak ve konforlu olnunabilen en düşük ısıya ayarlamak.

sinbo 3302 ısıtıcı fan, olumune isitir odayi :)

@orpheus
söylediğin alternatif sanırım kısa vadede uygulayabileceğim bi yöntem malesef değil. ama verdiğin bilgi için teşekkürler :)

sıcak hava üfleyen fanlar mantıklı gibi geldi ama boyutu kafamı karıştırdı. ısıtabilecek mi acaba :) çünkü gayet makul boyuttaki ufo bile ısıtmıyor odayı. size odayı nasıl anlatsam bilemedim ama dışarısından en fazla 1-2 derece daha sıcaktır oda. o derece :)

Geçici bir süreliğine yurtdışındayım. Merkezi ısıtması olan bir yerde kalıyorum ve kaloriferleri geç yakacaklarını söylediler sorduğumda. Ben de gittim bu ufak fanlardan aldım(kaldığım yerde elektriği ödemiyorum). Şu anda bile hala yakmaktayım. Geceleri soğuk oluyor kalorifer olmasına karşın. Fanı 5 dk çalıştırınca oda hemen ısınıyor. Kaloriferim yanmıyorken az kahrımı çekmedi :)

eyvallah. o zaman en kısa zamanda şu ufak fanlardan edineyim.

fanlar daha çok elektirik yakar diye söylentiler var. ve o nemden kurtulamazsan zor ısınmaya devam eder. nem için 20 küsür liraya nem toplayan kimyasallı zımbırtılar var belki işe yarar ama nemin kaynağını yok edebilmek daha iyi olur her zaman(zemin katta oturduğundan ev kiraysa taşın derim asdasdada):

İhlas ın bu sobaları iyi oluyor genelde.
bu quartz sobası var, yıllardır kullanıyoruz.
doğalgazımız olmasına rağmen, hemen ısıtıyor ayakları:)

@enkolaykullaniciadi
bende de ufo var zaten ama söndüğü anda soğuyor oda.
@tuzumkuru
ev kendimin. taşınma şansım yok.

nemin kaynağını da nasıl bulabilirim bilemiyorum.

hocam nemin kaynağı zemin kat olmasından kaynaklı olabilir. öyleyse evi arada havalandırmaktan başka yapılacak bir şey yok. evi havalandırmak başta soğutsada uzun vadede çok işe yarar. bir de o bahsettiğim kimyasallı zımbırtıdan dene derim.

(para varsa toprak altına bile mantolama)

modemle alakalı bir olay olmalı. marka model?

Netmaster CBW-700v

Baglanabilecek en fazla cihaz sayisi ile ilgili bir ayar oluyor bazi modemlerde. Bu ayar sizde 1 ise dediginiz gibi ayni anda birden fazla cihaz baglanamaz.

Beklenen soru: Bu sayıyı nasıl 2 yapabiliriz peki?

Netmaster CBW-700v modeminin sayfasını google'den bulmak ve o sayfayı kurcalamak. airties'lerdeki 192.168.2.1 mubabbeti gibi.

azmışlardır.

oradaki devletin çocuk yapma teşvikleri etkiliyordur belki. :P

ne bilek olm almanyanın demografik ve ekonomik çözümlemesine dayanarak sosyolojik bir olguyu değerlendiremiyoruz ki biz buradan.

bence sen algıda seçicilik yapıyorsundur. yaşında 24-25 arasındadır, "lan evde mi kaldık yoksa!" korkusu sarmıştır, sakin ol.

@meksikali, ya benim aslinda deginmek istedigim konu burda kizlar okuldan sonra meslek egitimine baslayip o meslegi ellerine aliyorlar bu da en 21 de bitmis oluyor üni ye giden kizlar ancak %20 felan tekabul eder. bu da galiba bir rol oynuyor turkiye nin tersi biraz

sayıyorum

1-) ya ben okudum, okulumu bitirdim iş buldum çalışmaya başladım. Artık yapacak birşey yoktu evlenelim dedik

2-) 19 yaşında evlendiği elemanla o 5 senedir çıkıyordur, vakti gelmiştir

3-) En yaygın olanı ise, tek kalmak istemedikleri için erkek arkadaşlarıyla birlikte kalmak istemeleri. yine belirli bir süre sonra son bu şekilde oluor.


bizden farkları

1-) aile baskısı yok, isteyen istediğinde evlenebiliyor

2-) aile kavramları daha zayıf, bizdeki gibi 30 yaşına kadar aileyle kalmak diye birşey yok

3-) kendi ayakları üzerinde çok erken yaşta durmayı öğreniyorlar.

4-) ana baba hadi evladım evlen de evlen demiyor.

5-) seks ve birlikte yaşamak için evlenme ihtiyaçları yok.

Sonuçları

1-) İstediklerinde boşanabiliyorlar, ya da birbirlerini daha rahat aldatabiliyorlar. Çünkü onlarda evlilik yepyeni bir konsept değil bizdeki gibi

2-) erken evleniyorlar ama genç yaşta çocuk sahibi olmaz kimse genelde. Olanlar da istenmeyen gebeliktendir.

3-) adamlar rahatlar. bizdeki gibi evde yemek yok niye lan kafası yok. Eve gelen yemek yapıyor ya da birşeyler alıp geliyor.

Bu saydıklarım çoğu avrupa ülkesi için geçerlidir.

@bonjurkes dostum detayli cevabin icin tesekürler ama o saydiklarin almanlar icin gecerli, inan bana ayni türkiye sistemi burda da ilerliyor bi konu degisik o da kizlar cok cabuk is hayatina atilip kendi paralarini kazanmalari. ayni sistemin burda da gecerli olmasinin diger nedeni buraya göc edenlerin cogunlugunun dogu veya orta anadoludan gelmis olmalari ve oradaki kirsal gelenek görenekleri hala burda yasatmalari, ayrica söyledigim gibi cok az kiz burda universiteye gidiyor,is bulmak da zor olmadigi icin calisip dedigin gibi erkek arkadasi ile beraber yasamak istiyor. benim anlamadigim durum sadece kizlarin ilk asik olduklari erkekler ile evlenmeleri durumu.

almanya'daki türklerden bahsediyorsan 19 geç bile, oraya giden türkler türkiye'nin en eğitimsiz ve en fakir kesimidir, orada da uyum sorunundan dolayı hepten içine kapanıyor (getto bir bakıma) bu durumu üstlerinden atamıyorlar, evlilikler de erken oluyor tabi. yani diyeceğim o ki oradaki insanların buradaki karşılıkları da 18-12 yaş arasında evleniyorlar.

ama yok bildiğin okumuş etmiş alman kızlar hemen evleniyor diyorsan ona aklım ermedi.

aventura, bu saydıklarım, finliler ve ruslar için de geçerli. İki tarafı da gördüm geçirdim

bi arkadaş ekolü olacak ama bi arkadaşın telefonu gürcistandan çıktı ve tabi ki bi halta yaramadı.. siz şansınızı deneyin belki tutar..

yüce türk polisi hemen bulur zaten, hiç merak etme. umudunu kes, kıyamet falan kopar da bulurlarsa piyango çıkmış gibi sevinirsin.

hocam sen yine de polise bildir ama çalıntı olarak. adamlar zaten ilgilenmiyor, kayıp olarak bildirirsen hiç şansın yok.

cok ugrasma olayi yok mevzunun. bir dilekce, fatura ornegi vs gidip basvuruyorsunuz. sonra bulurlarsa onlar sizinle iletisime geciyorlar.

birkac ayda geri doneni de var, hic donmeyeni de seneler sonra farkli bir telefon olarak geleni de :)

1- çalındığını kesin bildir. yarın öbür gün bir örgüt evinden çıkarsa ben kaybetmiştim aslında, kem küm dersin.

2- bulunma ihtimali az da olsa var. IMEI kilitleme işi yasal değil, yapamazlar. fakat kullandığın GSM operatöründe IMEI bilgin var, telefonun IMEI kaydını değiştirmemişlerse nerede olduğunu bulurlar ama kullanan adama yaptırımda bulunamazsın. o haliyle telefonu alabilirsin. bu arada poliste tanıdığın varsa kullanırsan iyi olur.

kesinlikle git polise bildir. bulunuyor telefon, bulunmasa bile imeisi kitlenir kullanılamaz.

babamın telefon çalınmıştı, bulunmuştu ama alamamıştık, sanırım polisler hacıladı.

arkadaşamın babası aldı telefonunu geri bir ay sonra.

ucuz telefon değilki boşveresin...

yallah savcılığa. sen de bir yandan kontrol et sürekli uygulamayı. gelme ihtimali var üstünde durmaya değer o telefon için

ihtarname çekerim diye güzelce tehdit etmek, ederken kararlı görünmek.

iyi de ihtarnamenin adama ne gibi bir yaptırımı var ki sadece lafını geçirince de korksun?

ne oluyor bu ihtarname adama gidince?

ihtarname değil de tebligat tarzı bir şey de olabilir o işin adı bilmiyorum ama etkisi tam olarak şöyle: güzellikle ver yoksa ben her türlü alırım. ama bu konuşmayı adamları çok da kızdırmadan yapmak lazım. onun dışında gerisine google'den bakınız. kontrattı, makbuzdu hepsi ilk diplomasiden çıkabilecek olumsuz sonuç için hazır bulunsun.

Sadece ameliyatin ardindan cok agri cekecegini goz onunde bulundur derim. Burnunun duzelmesinin ve tam halinin oturmasinin aylar surecegini soyleyebilirim. Burun ameliyatlarinin sorunlu olabilecegini, yaptirdiktan sonra tekrar ameliyat olma ihtimalinin oldugunu (illa olacak diye bi sey yok) ve belki de tam istedigin gibi olamayabilecegini de unutma. Bunlari goze alip mumkun oldugunca iyi doktorlarla gorus.

Aileni ikna etmeye gelince: arkadaslarim benimle cok dalga gecti, psikilojimi kotu etkiliyor, sirf bu yuzden kiz arkadas bulamiyorum gibisinden palavralar ise yarayabilir :) ablam gidip silikon taktirmadan once anne ve babami boyle ikna etmisti.

önce bi kbbciye görünün. deviasyon varsa çoğunlukla burnun içinde bi problem de oluyo, nefes sıkıntısı bıdı bıdı gibi. eğer böyle bi yerden konuyu açarsanız belki aile daha kolay kabul edebilir. cevaplara gelirsek;

1- zaten estetikçiler erkek burnunu kadın burnu gibi yapmıyolar. anatomi ve görüntü farklı. cinsiyete uygun çalışıyolar. öyle feminen durmuyor genelde. o yüzden domuzcuk gibi kalkık bi burun değilse beni hiç de rahatsız etmez. diğer türlü zaten kadınları geç seni de rahatsız eder.

2- en yakın arkadaşım daha eylül sonunda ameliyat oldu. zaten 2-3 hafta içerisinde genel olarak gözle görünür bütün şişlikler gidiyor. dikişler de zamanla eriyor, kendi düşüyor. arada hala burnunu sildiğinde ya da sabah kalktığında pıhtı görebiliyo ama özellikle ilk 1 aydan sonra baya baya rahatlamış oluyosun.

3- darbe almamak çok önemli. mesela arkadaşımın doktoru birinin eli çarpsa burnun kırılmaz ama kapıya, koltuğa, topa falan çarpmayacaksın tabi demişti. mesela ilk haftalarda hepimiz kapılardan "ben geliyorum, dikkat et" diyerek geçtik. bi de mesela ilk bir yıl gözlük takmak falan yasak. çünkü burun zamanla şeklini oturtuyo. gözle görmesen de farkı bi ay sonra hissediyosun.

4- ameliyat nerede olacağına göre değişir. mesela istanbulda özel muayenehanesi olan doktora hastaneyle beraber 6000 lira verildi. hea sen devlette yaptırırsın 2000 tutar. başka bi özel doktora gidersin 20000 de tutar. adamına göre değişir. önemli olan iyi doktor seçmek. yoksa pişman da olursun. ilk gittiği doktora çuvalla para yatırıp sonra rezil olan ve 2. kez ameliyata giren bi sürü insan var.

iyi düşün, öyle karar ver :)

arkadaşlar doktora gittiğimde hem muayene hem bilgi için, ücret ödemek zorunda mıyım ? ilk konsültasyonun bedava olduğu doktorlar var mıdır ?

nazal septal deviasyon ise sorun ameliyat iyi olabilir sinüzit gibi şeylere de sebep oluyor çünkü. ameliyatta tampon uyguluyorlar o kötü. uygulamadığını idda eden doktorlar var onlar nasıl yapıyor bilmiyorum(aslında uygulayanı da bilmem asdasdsdas). görsel bir sorun ise sadece aşırı bi yamukluk yoksa uğraşma derim.

devlet hastanelerine gidersen, sağlık güvencen de varsa bedavaya muayene olursun.

izzet yıldızhanınki gibi olmayacaksa sorun yok bence.

hp teknik servisine vermeniz gerekiyor. büyük şehirlerde vardı sanırsam. eğer şehrinizde yoksa anlaşmalı kargo şirketleri olur bunların.

www.sprintbilgi.com sprint bilişim diye bi yer varmış, gelip alıyorlarmış falan. hp,toshiba,crea,casper vb. teknik servisi ibaresi var. benim ürünüm garantili para alırlar mı? yoksa ücretsiz olarak mı yaparlar?

hp'nin kendi teknik servisi yok mudur ya da?

adamlar gerçekten yetkili servis ise gelip alma dışında para almamaları lazım. hp'nin kendi servisi olup olmadığını bilmiyorum maalesef.

not: gelip alma kısmısı ilk bahsettiğim anlaşmalı kargo sanırım.

dayım da becermişti o işi seneler önce, sonra üzerine takvim mi imsakiye mi ne yapıştırmışlardı.

marangoz ya da kapıdan anlayan biri değilim ama düzelmeyecek bence. poster yapıştır atarlı insan.

helal.. ben duvara yapmıştım aynısını üstüne poster astıydım

www.youtube.com

duzelmez. kimse de gidip kolona yumruk atmaz amk. illa bi seyleri kiracaksiniz.

düzelir ya neden düzelmesin.

önce o yuvarlak parçayı dikkatli bir şekilde çıkar. hani pizzaların kutusu pizzaya yapışmasın diye bir aparat koyarlar araya, öyle bir şey bul, ama tahta olsun o da ve o aradaki boşluk kadar olsun kalınlığı. onun başına bir kalın karton ya da çok ince tahta yapıştır. içeriye bunu yapıştır ve üzerine dışarıya çıkarttığın parçayı yapıştır. çok ince çalışırsan, güzel malzeme kullanırsan küçük bir izle kurtarabilirsin.

deist gene muhtemelen. deizm de dini inanç yoktur, sadece tanrı(yaratıcı güç/yaratıcı) varlığı kabul edilir.

not: agnostisizm rulaz yo

e deist işte abi.

deist bir yaraticiya inananlara deniyor zaten, yani kafanda kurdugun bi guc varsa hic birseyi begenmeyip yine deistsindir.. birde agnostikler var bunlarin arasinda var midir yok mudur bilemeyiz derler.

agnostiklik en iyisi ya. sorgulayamıyoruz de bitsin.

agnostik +1
kafan rahat oluyor.

ayrıca şunları da inceleyebilirsin:
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

agnostiğin durumu biraz garip o zaman. 'tanrıyı ispatlamaya çalışmak' konusuna cevap olarak doğmuşlar (:

benim sormak istediğim kısaca şuydu aslında, adam şu anki tanrılara cacık diyor (doğala özdeşler, şamanlar falan dahil), ama birgün bir tanrı çıkarsa hiçbirimiz şaşırmayalım diye de devam ediyor. mesela

ateist: birgün bir tanrı çıkmaz
deist: olur mu canım tanrı zaten var
agnostik: tanrının varlığını, yokluğunu kanıtlayamayız, sorgulamamalıyız.

(bütün cevaplara teşekkürler, bir de hepsine tik koydum ne işe yaradığını bilmesem de)

haklısın ama onların da haklı yanı var. dumanımla kimseyi rahatsız etmediğim sürece kimse bana bir şey diyemez, demiyor da.

@1 saat bende 50 dolar anlamadım, biraz daha açsan?

izninle gönderdiğim mesajı paylaşıyorum aynen; takdir ediyor, ayakta alkışlıyor, destekliyor ve önünde saygıyla eğiliyorum :)

aga şimdi açık hava olsa dahi içtiğimizde dumanı başkalarının üzerine, sağına soluna gidiyor ya, o zaman şikayet etmeleri normal bence. anca o zaman karışabilirler demek istedim. yoksa onları zerre ilgilendirmemeli. ha çok samimi arkadaşın valla içme,kendine zarar verme diyebilir ama bir kere kibarca sanane dersin, o da susar.

Laf sokulan kişi olarak cevap verme hakkımı kullanıp gidiyorum:

Benim sigara içenleri aşağıladığım, içmeyerek kendimi üstün gördüğüm falan yok. Sonuçta kısa bir zaman önce ben de fosur fosur tüttüren ve sigaramla mutlu olan bir adamdım. Sadece sigarayla mutlu olmadığımı ve kendimi kandırdığımı anladım. Kimsenin gözüne bir şey de sokmaya çalışmıyorum. Tek düşüncem belki bir kişi de olsa görüp de sigarayı bırakır diye yazdım onca yazıyı. Beni de birileri tetikledi ve bıraktım, belki ben de birini tetikleyerek zinciri devam ettiririm diye düşündüm.

Sana sigaranla mutluluklar, kimsenin, özellikle de benim sana bir şey dediğim, karıştığım, gözüne bir şey soktuğum yok.

@mr rosebud bak işte burada bile sigarayı bırakmış olmanın reklamını yapıyorsun. bundan bahsediyorum işte ben.

adamsın.

maalesef öyle. kırk yıldır rahatsız olmayanlar yasaktan beri bir rahatsızlar, eskiden beri olsa neyse. misafirin içeceği bir tek sigaraya burun kıvıranlar var. çocukların kendi odasında takılsın efendim, üstelik kendin de sigara içiyorsun, rahatsız olacak diyilsin. hem insan arkadaşının bir sigarasından rahatsız olacaksa, yarın bir gün nelerden rahatsız olmaz, kimse kimse için en ufak sıkıntıya katlanmayacak bundan böyle. ki tek bir sigaradan ölen ya da hastalanan olmuş mu merak ederim. (evine senede bir bile gitmediğiniz birini düşünürseniz daha iyi anlarsınız.)

bu yasak öyle sadece sağlık meselesi diyil, toplumsal ilişkileri ve sahip olduğumuz olumlu nitelikleri de silip geçecek. demedi demesinler...

@tedirginlik hucresi benim derdim o da değil. İçirmemeyi de anlarım bi yerde kapalı ortamlarda falan. Benim iyiliğimi ister gibi yapıp alttan alttan sigara içmemekle övünenlerden bahsediyorum.

sigarayı bırakamayan insan iradesiz, ezik, zayıf, dombili ve de taocu bir insandır. bilinçli olarak bırakmayana bir şey denmez zaten. sadece sağlık problemi olanların ve küçük çocukların yanında sigara yakanlara, başkasının suratına üfleyenlere kafa atma hakkı saklıdır.

al işte bi tane daha :)

sigarayı bırakın, nargile için. çok daha güzel.

kapalı yerlerde içilmediği sürece bence problem yok. ama siz de kokan nefesinizi, parmaklarınızı ve dişlerinizi uzak tutacaksınız.

-sigara dumanına hassas olan insanlar var yolda içerken sis içinde bırakıp nefessiz kalmalarına neden olabiliyorsunuz.
-özellikle apartmanımda ailesinden gizli gizli sigara içene söylüyorum. havalandırma boşluğunu bok gibi kokutmuşsun pencere açamaz oldum lan.
-sigara içilmiş ortamlarda iğrenç bir koku kalıyor farkında değilsiniz rahatsızım birader
-sigara dumanı - pasif içicilik - o kısmı biliyorsundur zaten.

-yani öldürceksen kendini yine öldür hatta öldür yahu. iç hatta bonzai şu bu hepsine bulaş pipo al daha hızlı olur ama bırak bunu bana dokunmadan uzakta yap. canına verdiğimiz önem önemli değilse yine öl ama uzakta öl.

olmaz mı?

bencede problem yok içte geber banane ama dumanın herhangi bir şekilde bana gelip durmasın. ne demiş ünlü bir üçüncü sınıf öğrencisi buna hakkın yoh buna hakkın yoh

yahu siz okuduğunuzu anlamıyor musunuz? içilme yerinden falan bahsetmiyorum ben, o yönden savaşın sigarayla, istemediğiniz bir şeye maruz kalmayın zaten. ama ben o kabul ettiğim kanunlar çerçevesinde bile sigara içsem bu sefer de "sigarayı bırakın sağlığınıza zararlı" diye başımın etini yiyorsunuz. size ne yahu, benim sağlığım.

arkadaş aramızdan biri çıkıp sana öyle bişey dedi mi? ailen diyordur, arkadaşların diyordur, ya da yanında sigara içip rahatsız ettiğin biri diyordur. onlara yap tribini.

ben de otobüs durağında beklerken, bir kafede dışarıda otururken vs. dibimde sigara içip yeni yıkanmış giysilerime ve saçıma sigarasının dumanını, külünü savuran insanlar beni rahat bıraksın istiyorum, rahat rahat temiz hava alayım istiyorum, ama maalesef hayatta her istediğimiz olmuyor.

insanlar "açık hava bir şey olmaz" zihniyetinden kurtulup biraz düşünceli davrandıkları sürece kimin sağlığına ne zarar verdiği ya da vermediği beni en ufak ilgilendirmiyor.

ey sigara içenler,

sizin sigara içmeniz umrumda değil. ama beni rahatsız ettiğin noktada umrumda olur ve bi gün biriniz çok tersime gelecek, yazık olacak. ayrıca gelip sana içme şunu diyen adam seni düşünüyordur muhtemelen.

dumanın herkesi rahatsız ediyor, genlerini bozuyorsun ve gelecek nesiller eciş bücüş olacak senin yüzünden :(

şaka bir yana illet oluyorum sigara olayına, bana zararı olmayacaksa geberene kadar için de bazen dibimde içen oluyor o çok fena.

kız arkadaşım astım hastası ve sigara içen birçok dingil yüzünden çok sıkıntı çekiyor.

insan bile bile kendini, çoluğunu, çocuğunu, anasını, babasını, tanımadığı insanları zehirleyip bir de üstüne para verir mi? hakikaten tuhafsınız la.

esas bizim sigara içenlere çemkirmemiz lazım.

insanların 'içme sağlığın' demekle ilgili şöyle bir 'minicik' hakları var. sağlık giderlerine vergilerimizle katkıda bulunuyoruz ve sigara müthiş bir oyuk açıyor bu giderlerde. amerikada bazı yerlerde sigara içiyosan bırakmadan seni tedavi etmeyebiliyolar. böyle de bi balkış açısı olabilir.

sivrisinek eğer toplama kampında değilsen çalışan herkesin 5 dk molaya ihtiyacı var, sigara içse de içmese de. ara vermeden eşek gibi çalışmak verimi arttırmıyor düşürüyor.

Tepkisi olan buradan versin demişsin ama sadece kendi görüşünü destekleyenlere tik koymuşsun?

İşte sigaraya bakışınız da bu şekilde. Tek taraflı, tek açıdan bakıyorsunuz. Sizin yüzünüzden herkese ait olması gereken caddede, sokakta bile NEFESİMİ TUTMAK ZORUNDA KALIYORUM. Sen kendi dumanınla kendini zehirle, beni zehirlemeye ne hakkın var?

virüs gibi koktu hocam.

temporary files'i bir bosaltmayi deneyin bakalim..

bu arada ccleaner ile bi temizlik yapın diyeceğim de o bilgi işlemciler de anlamadı durumu diyince virüstür dedim.

Geçerliliği var, mahkemelik oluyorsunuz. Ancak şöyle işliyor o madde, benzer şirketlerin benzer pozisyonunda aynı iş için çalışamazsın. Yani sen a şirketindesin ve atıyorum 3. köprü ihalesine başvurdunuz, 3. köprü ihalesine başvuran başka bir şirket olan b şirketinde çalışmanı engelliyor o madde.
Bunun dışındaki durumlarda mahkeme senden yana karar alıyor. Ama merak etme hiç bir firma takip etmiyor bu mevzuyu.

Ayni proje mi demek istiyorsunuz? Yani ayni proje icin baska sirkette calisamazsin gibi bir sey mi? Sonucta ornegin bir developer baska bir yazilim firmasinda baska projelerde developer olarak calisabilir mi calisamaz mi? Bu maddeye gore calisamazsa bu adam bakkal mi olsun :)

valla oluyor benimde eski çalıştığım yer ile vardı aynı madde 5 sene olarak. noldu dersen işten ayrılıp en büyük rakiplerine gittim. hiç bir şey olmadı.

haksız rekabet yaratılmasını önlüyor o madde. üstteki arkadaşın dediği gibi köprü ihalesi ile ilgili önemli bilgileri taşıyorsan ve karşı şirkete geçersen bu bilgileri o şirketin çıkarına kullanırsın(en basitinden ihalede verilecek fiyat gibi).

düzenle: yani adamların rekabetine zarar vermeyecek şekilde başka bir şirkete geçtiysen uğraşmazlar seninle.

iş yasasında olan bir madde bu.. özellikle yazılım alanında atıyorum bordro yazılımı yapan ve benzer proje üreten firmalar arasında geçişi önlemek amaç.. böylece bilgi hırsızlığı önlenir varsayılıyor.

bu madde iş yasasında yer aldığı için yasal olarak işçi sözleşmelerinde bulunmak zorundadır. Fakat yine bu madde anayasanın bilmemkaçıncı maddesine de aykırıymış. Bu nedenle iş yerleri sözleşmeye dayanarak mahkeme açsa da bugüne kadar bilinen hiçbir davada işçiler kaybetmemiş. İş mahkemeleri işçiden yana karar alırlarmış. O nedenle sallama.

kendi sorumu kendim cevaplamış olacağım; ama bu modemde QoS'ten hız sınırlaması yapılamazmış. Hatta genel olarak yapılamadığı hakkında bir şeyler söyledi Airties desteğindeki şahıs.

internet hızı beklentiniz nedir? ayrıca ttnet bir yerde kötü hizmet veriyorsa kablonet ve uydunet hariç diğerleri de kötüdür demektir. kablonet hakkında genel olarak iyi şeyler duydum ama denemişliğim yok.

eğer oturduğunuz yerde fiber hizmeti yoksa tek çareniz kablonet (bir de bu fibernet hizmeti sadece sitelere ve yeni apartmanlara veriliyor). çünkü ttnet haricinde hızlı bağlantı sağlayan kablonet ve superonline fibernet var piyasada. ötekilerde dönüp dolaşıp yine ttnet ile karşılaşıyorsunuz. uydunet ara sıra saçmalayabiliyor ama 5 mbit sınırsız (gerçek manada sınırsız. kota filan yok) kampanyası kabul edilebilir şartlar sunuyor.

bizim burda(buca) ertesi günü gidip alıyorsun hatta adamlar sana akşamüstü diyor sen öğlen gelince alabiliyorsun. sizde de bizim gibi yapan söylüyorlarsa mantık olarak 4 güne alabiliyor olman lazım. asdsadasdsa

cuma git bi basılmıştır büyük ihtimal. o gün yada sonraki gün baıyorlar çünkü. benim ki de ertesi gün basılmıştı.

@c1b2k3 peki onu verirler mi :/

sağolun

basılmışsa verir. sonuçta 1 hafta sonra gel dediği resmi bir şey değil.

biz kıçımızı yaya yaya yapıyoruz 10 dk. işi 1 haftaya garanti olur demek.

ben 24 aralıkta vermiştim 26sında almaya gittim basım tarihi 24 aralıktı. yarın gel al diyebilir di ama 3 gün sonra gel demşti. ben 2 gün sonra gittim ama asında verdiğim gün basılmış bile. genel olarak da böyle oluyor.

aynen basılmışsa verirler. müdürlük sana yakınsa bi kontrol et derim. yani basma işlemi de pek zor değil o imza attığını bastıktan sonra kırıp presliyorlar.

@c1b2k3 peki cuma gittiğimde "geçen hafta cuma atmıştım imzayı" mı desem, uyuzluk yapmasınlar zamanı gelmemiş diye :)

@tuzumkuru evet ya gayet kolay aslında işlem

soruyu bana sormadın ama uyuzluk yapsalar bile sallama müdür. ne zaman imzayı attığın konusunda yalan söyleme çünkü adam/kadın ona göre çıkarıyor o nesneyi.

ona bakıcaklarını sanmıyorum. yada şöyle yap. yarın git bir sor yurtdışına/şehirdışına çıkıcam de bi süre orada kalıcam daha erken alma şansım yok mu gibisinden. belki en geç ertesi güne gel al derler. ama sanmıyorum ki o güne kadar basılmamış olsun :)

sürdürürsen sürer.

gitmemeli. kalkıp sike sike gideceksin yarın işe abi. o yüzden bugün devam et. güzelce uyu. yenilenmiş olarka uyanıp yarın köleliğe devam...

parasi olan mutlu olamaz dedilerdi de inanmadiydim. o kadar biraya para mi dayanir be..

mutluyum kanka ben içtikçe daha da mutlu oluyorum hatta raadol.

şarapcı olmak her yiğidin harcı değildir ama hamurumda var dersen bu kutsal ve çilekeş yolda sana başarılar dilerim. lakin çok az kişi nirvana'ya ulaşabilir. yine de sen bilirsin.

işte böyle mübarek günlerde kendini alkole verirsen olacağı buydu,neyse bu durum güzel ayrılmak zor olcak ama sıkıcan kendini biraz işe başlayınca eski halini alırsın.

eczacı hata yapmıştır muhtemelen. doktorunuza danışın en iyi o bilir; ancak bana göre prospektüs doğrudur. etkide azalma kısmını hiç bilemeyeceğim.

ben yıllardır sabah uyanır uyanmaz alıyorum. en az yarım saat (hatta genelde bir iki saat) hiçbir şey yemiyorum.
gittiğim her doktor bu şekilde önerdi.

ac karna icilir, uyaninca alin yarim saat sonra bir seyler yiyin.

evet tok karnına almak ilacın etkisini azaltabilir.
aç karnına alsan iyi olur.

kesinlikle ac karninla kullanmalisin ve en az yarim saat yemek yememelisin. doktorumun soyledigi en onemli sey hangi ilaci icersen ic onceligin bu ilac olmali, yani once euthyrox yarim saat sora ne icersen ic.

eczacı olarak teyid edeyim ben de. eczacı hata yapmış. sabah kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına içilmesi şarttır.

teyzem var fakat kendisiyle görüşmüyoruz, diyeceksin.
tanıdığın olup olmadığını ayrıca sormuyorlardı galiba, formda özellikle sormuyorlarsa..

ben de dayımı kullanmıştım bilgilerini falan verdik. ama onun yanında kalacağımızı falan belirtmiştik. üstekki cevap mantıklı zorlamamak lazım. :P

vize alırken değil de ülkeye girerken pasaport kontrolünde sorabilirler (bu denk geldiğin polise göre değişir), var ama görüşmüyorum diyebilirsin, hem doğru da söylemiş olursun, herhangi bir problem olmaz.

nerdeyse kimse memnun değil zaten bağlantı ve aldığı hizmetten. sorsan herkes sövüyor. ttnet devam şimdilik.

genel bir arastirma degil de, oturdugunuz yere gore arastirma yapmanizi oneririm. bi yerde x saglayici cok iyi olurken obur tarafta yerlerde surunebiliyor. oturdugunuz yere yakin ofislerine gidip bilgi alin bi, karsilastirin. ne kadar ilgiler falan bakin. sonucta bir ariza oldugunda onlar gelecek.

superonline varsa bakılabilir. en azından telefon faturası masrafınız yok olur.

adsl olarak en ttnet dışı pek mantıklı değil. kablolu ve fiber yoksa, başka da seçenek kalmıyor zaten.

geçenlerde ben de benzer bir duyuru açmıştım da ipleyen olmamıştı..
www.eksiduyuru.com

sonuçta ttnet aldım ben, şimdilik hiçbir sorun yok.
2 sene önce yine ttnet'den kullanmakta olduğum adsl ve telefonu iptal ettirmiştim. dsmart(yani smile)'ı bir arkadaşım kullanıyor, ona sordum, biri'yi de koç bünyesinde çalışan kardeşime sordum, ikisinden de olumsuz görüşler alınca, bir de sonuçta teknik olarak bunların ana sağlayıcısı ttnet olduğundan ve ne kadar cazip olsa da -diğerlerinin öne çıkan yönü olan- uzun taahhütlü kampanyaları tercih etmeyeceğimden daha fazla araştırmayı bıraktım.

geçen perşembe akşam üzeri ttnet bayisine gittim, başvurumu yaptım; önce telefon işine karar vermek gerekiyor, ben yalın ve telefonlu arasından telefonlu seçeneği tercih ettim (fiyat farkı yok neredeyse). modem istemedim. şu anki en kısa taahhütlü kampanya olan 1 sene taahhüte aylık 39 tl'lık sınırsız paketi seçtim (+17 küsür min. telefon tarifesi+2.5 tl bağlantı ücreti gibi ismi olan bişey=60 tl toplamda) sonra gerekli imzaları attım, toplamda 10 dk sürdü başvuru.

cuma sabahı telefon hattı için aradılar, evde olmadığımdan ctesi gelmelerini istedim. yine cuma günü arayıp telefon numaramı bildirdiler. ctesi sabah gelip bağlantıları kontrol ettiler (evde zaten tel hattı olduğundan, yoksa çekiyorlar ve ücretsizmiş), 2 dk sürdü. ctesi öğleden sonra hattınız açıldı mesajı geldi. bundan sonra adsl'in 48 saat içinde açılacağını söylemişlerdi önceden. ben de evdeki adsl kablosunu ve modem bağlantısını halletim. pazartesi sabahı bağlantı açılmıştı, modem ayarlarını yapıp kullanmaya başladım.

başvuru sürecinde çok ilgili, organize ve hızlılar. indirme hızı vs ölçmedim henüz, download hızı vodafone'un vodem'inden yavaş geldi bana. hergün aktif olarak kullanıyorum, şimdilik fb, youtube engellemesine falan denk gelmedim. kopma vs olmadı hiç ve henüz akk'na erişmediğimden o konuda da bir yorum yapamıyorum.

Emsal karar marar var sanırım o iş için. 1000 küsür liranın altında olduğu için tüketici heyetine de başvurabiliyorsunuz sanırım.

yüksek bir ihtimalle masrafı geri alırsınız. tüketici hakem heyetine başvurun, bankadan aldığınız belgelerle birlikte. alacağınız belgelerde, ne kadar masraf şu bu alındığının bulunması gerekiyor.

leblebi dışındakileri boşver. acılı leblebi var ondan alsın acayip iyi gidiyor birayla. bu arada çorumlu değilim. pardon.

çorumun kapıcısı meşurdur.

aci leblebi. bir de babam hep pirinc nohut falan getirirdi.

Un, pirinç, bakır işleri.

Kendinizi medeni bir insan gibi düşünün. Ya da küçük bir çocuğu severken, onunla oynarken. Sonra birini linç ederken düşünün. Karşılaştırın.
İnsanlığınızdan utandınız mı? Hiç bir şekilde tatmin etmeyecek adalet duygusuna sarılın.
Utanmadıysanız, o zaman ne duruyorsunuz linç edilecek bir çok insan var.

Sert gibi oldu, linci savunuyorsunuz diye düşünmüyorum yanlış anlamayın.

bazen bazı durumlarda, özellikle cinsel istismar, tecavüz gibi suçlarda bazen bazı polislerin bu tip herifleri kalabalığın içinde ellerinden kaçırmasını(!) ve o kalabalığın içerisinde olmayı istiyorum. ama kusursuz işleyen bir adalet sistemimiz var işte..

bir zamanlar amerikada polis linç edilsin diye uğraşırmış. sonra da engellenemedi tabi. tükiye'de her türlü kurtarıyorlar.

Yanılmıyorsam camide bir şeyhi öldüren bir adamı polis kalabalığın elinden alamamıştı.
Buldum, İsmailağa tarikatının liderini camide öldürmüş, adamı cemaatin elinden alamamışlardı, sene 2006.

gundem.milliyet.com.tr

google'den zorlayarak bulabilirsin ancak onlar ne var ne yok her şeyi kurtarıyor sağlam bir hard diske, aralıksız 1 ya da 2 güne ve çok sağlam bir virüs programına ihtiyacın var. dosyalar düzgün şekilde adlandırılmayabileceği için de aradığını bulman da zaman alabilir. kolay gelsin.

bazı üniversiteler kravatlı istiyor fotoğrafı. 6 aylık gerekmesi olayında da sorun çıkmaz.

sorun olmaz.ha 6 ay ha 1 sene.eğer çok büyük bi değişim geçirmemiş isen...

ben vesikalık fotograf çektirmeyi sevmem. orta son da çektirdiğim fotoğrafı çoğaltırıp vermiştim kayıt olurken.

Ben de sevmediğimden böyle yaptım. Saçlar maçlar acayip oldu zaten, üstüne saçma sapan gülüşler yaptırıyor herif. Çektirdiğim yerde de bıraktım gittim. Bir de bana ısrar ediyor 16 diyorum yok 24 daha hesaplı, yanında büyüğünü de veriyoruz diye. Lan beğenmediğim resmin büyüğünü napayım.

1- 9
2- 1 (2 kere numara taşıma)
3- 5

1- 11
2- 2 (şirketin verdiklerini sayarsak 4)
3- 7

1. 2001'den beri

2. 3 adet

3. 6

7 ya da 8.
2.
3.

1. 9
2. 3
3. 5

1- 13
2- 5 normal, 2 tane data hattı.
3- 7

1- 9
2- 2
3- 5

1)8 sene (since 2004)

2)8 seneden beri aynı numara.(avea'dan turkcell'e taşıdım 2008'de)

3)4 (sony k700i,sony W880i,ZTE bjk,nokia C5-03)

1-11
2-1
3-2

-9
-2
-3

1. 9
2. 2
3. 6

1-10
2-1
3-5

1 13 yada 14 emin değilim şuan 27 yaşındayım
2 geçici bir taneyi çıkarsak 1
3 3 tane şuanki telefonumu 9 yıldır kullanıyorum

1- 11
2- 2
3- 2

1- 10
2- 3
3- 5

1- 7
2- 6
3- para vererek 3 adet. amcamın ve babamın az kullanıp eskittiklerine konduklarımı sayarsak 6.

1. 11
2. 3
3. 6

1- 14
2- ben sadece 1 tane aldım, toplam (annemin üstüne, babamın kamu hattı, sevgilinin cepailesi, uzun süreli yurtdışı kullanımı, iş hattı filan da dahilse) 7
3- 9 iş yerinden verilen de dahilse 10

1. 14 senedir hat sahibiyim
2. 3 hat satın aldım, sonuncusu 10 yıllık oldu
3. motorola d368-ericsson t10-nokia 3210-nokia 3410-nokia 2100-nokia 26 bilmemne-nokia 3600s yani toplam 7 telefonum olmuş. ama artık akıllı telefon alıp nokia zincirini kıracağım.

1-14
2-1
3-12

1- 15
2- 3
3- 11

modem den sorun olabilir bunu test etmek için live linux dene knoppix yada pupy ubuntu live

@hitsumo, sorun 2 modemde baş gösterdi farklı markalardan. diğer bilgisayarlar sorun çıkarmıyor

Aşağıdaki bilgisayarınıza uygun ethernet sürücüsünü indirip kurun, cihazınızı yeniden başlattıktan sonra bir de öyle deneyin. Büyük bir ihtimalle düzelecektir.

NOT: "Aşağıdaki demişsin de hangi aşağıda? Link yok ki be adam" dediğiniz duyar gibiyim. Unutmuşum eklemeyi, dalgınlığıma verin, e mi? Buyrun: support.lenovo.com

wireless adatop yada kartı takıp deneme imkanın varsa dene bakalım sorun bilgisayar donanımından mı live linux olayını kesinlikle dene bir de

bakıyorum arkadaşlar sağolun. duruma göre tekrar yazarım buralara.

@cok sey hakkinda az sey bilen adam, adına pişmaniye dağıtıyorum akşam. :)

Sen kredi kartını çok yanlış anlamışsın. Hiç parası olmayan adama bile kredi kartı veriyorlar. Özellikle öğrencilere. Bi yerlerde birikmiş paranı teminat olarak göstermene gerek yok. Banka hesabına belirli bir para yatırırsan, kredi kartıyla yaptığın alışverişler için o parayı da dokunmazlar.

İş Bankası İş'te Üniversiteli hem banka kartı, hem de kredi kartı al. Öğrenim hayatın boyunca masraf ödemiyorsun.

Sadece kredi kartı başvurusu yapıyorsun. 3 haftaya kadar kartın geliyor.

alım şartı falan yok zaten okula başladığın gün senin ayağına koşucak bütün bankalar. 300-500 liralık limitlerle öğrenci kk vericekler

normal bir kredi kartı alamazsın, maaş bordrosu, çalıştığıan dair belge falan isteyebilirler ama öğrenciler için yıllık aidatı olmayan, düşük limitli kredi kartları var. istediğin birine başvurabilirsin.

zaten okula başladıgın an kredi kartı satmak isteyenleri cevrende bolca göreceksin :)

okulda zorla aldırmaya çalışıyorlar zaten rahat ol senin gibi isteklileri hiç kaçırmazlar.

hep böyle başlar.

öğrenci kartı için git başvur istediğin yere.

Arkadaşın dediği gibi İş Bankasından İş'te Üniversiteli KK alabilirsin. Ancak limiti 300TL olacaktır. 1000TL lik mal alıp 10 taksitte ödüyeceksen insanın hemen aklına 100TL her ay ödüyecem , limitimden o kadar eksilir gibi geliyor. Ancak öyle olmuyor. 1000TL lik taksitli alışveriş dahi yapıyor olsan da 1000TL lik limitinin olması şart. Herhangi gir güvencen olmadan kk ile taksitli yüksek meblağlı elektronik alma şansın pek mümkün gözükmüyor.

enayi olman lazım

Ögrenciyim, toplamda 2700 lira limitim olan 3 tane kartım var. Kicimdan kan alınmak suretiyle borcumu toplamda 600 liraya kadar çekebildim. Borçlar bitince kapattircam da zaten.

yurtdışına çıkmışlığım yok ama guylian eyidir.

leonidas

raffaello

alıyorumdan ziyade aldırıyorum desem daha doğru olur.

Guylian ve çeşit çeşit lindt. Ve mutlaka after eight ama onu benden başka beğenen görmedim daha pek.

Lindt.

şu an gitsem koca bi paket maltesers alırım

biz garanticiliğimizden tobleroncuyuz müdür. ben de üstteki tavsiyeleri dikkate alayım dasdasdsd.

Internet bankacılığı üzerinde biraz daha iyi oran veriyorlar genelde şubeye göre.

Banka kadar bu tercihi de göz önünde bulundur derim.

Yüklü ise meblağ kapalı çarşıya git.

bankadan çok pahalıya geliyor doviz burosu daha iyi, birde her banka nasıldır bilmyorum ama denizbanktan doviz almak isteyince hesap açmak gerekiyor demişlerdi.

bankanın şubesine göre değişiyor. www.doviz.com'dan banka oranlarına bakıp daha sonra şubelere sorabilirsin. Ben bir şehirde aynı bankanın bir şubesinden bu sitede yazan oranı almışken başka bir şehirde bana bu oranların internet oranı olduğu söylenip çok düşük oranlar sunuldu.

Vakıfbank ve Finansbank daha iyidir genelde. Döviz büroları da çoğu zaman iyi oran vermez. En azından merkezi yerlerde büroları olanlar genelde pahalı satar ucuz alırlar dövizi.

ben ziraat iyidir diye bilirim ama doviz.com'u incele diyen arkadaş iyi demiş.

garanti calisani ziraate git oraninki en iyisi deyince oradan almistim.

bodrum kalesi var altında da sanırım bi müze var

tekne turu olayını sakın atlamayın. zaten bodrum sahillerinde denize girmek hiç hoş değil. tekne turlarına gidin koylar harika. nereye gideceğinizi bilmiyorum ama king fisher bodrum diye bir tekne var.açılmadan evvel herkese birer olta dağıtıyorlar hem yüzüyor hem güneşleniyor hem oltanızı sallıyorsunuz tekneden. sonra tekne sahibi yakıyor mangalı sizin yakaladığınız balıkları bir güzel pişiriyor. ciddi ciddi büyük balıklar çıkıyor. pek eğlenceli.

tavşan adası gibi bir kaç alternatif mevcut elbette. tekne turları turgutreiste 40 liradan başlar 35'e iner genelde. bodrum yarımadasının egeye doğru bakan tarafında deniz çok dalgalıdır ayrıca. fener(kos'un karşısındaki fener)den sonrası durgundur ama çoğu yerin suyu da soğuktur(dediklerim tekne turları için geçerli değil sadece sahiller). pasaport varsa kosa şöyle bi bakıp çıkabilirsiniz atraksiyon olur. bir de sağda solda pazarlar oluyor oradan fena olmayan bayan tekstil ürünleri değişik hediyelik eşyalar çıkabilir.

bana göre bodrum abartılmış bir yer. ayrıca 1 hafta falanlık sürenize sığdırabilirseniz yine feribotla günübirlik datça'ya(erkenden) gidebilirsiniz. badem ezmeleri güzel(bademler de dolayısı ile güzel) ayrıca ılıca mıydı neydi öyle bir yeri var su çok berrak.

demeyi unuttum: tekne turunda yanınızda su bulundurun pahalı o. içki masrafları mecburi artık yapacak bir şey yok.

Bunlar bayagi yardimci oldu tesekkur ettim.

Birkaç sene önce eşantiyon babında bir tüp macun elime geçtiğine göre pahalı olmaması gerek. Macunun olayı sadece afrodizyak olmak değil ki. Genel olarak şifa işte,içinde yok yok ama hiç oturup manyak gibi tüketmediğim için n'oluyor bilmiyorum tabi.

çok fazla olmasa da var. geçen test ettim ve onayladım. Kalitesine göre fiyatı değişiyor. Ama azdırıcı bir şey istersen fındık ezmesinden şaşma. Geçen ay Karadeniz gezisi yaptık arkadaşlarla Trabzonda köylülerden aldım yolda satıyorlardı. Biraz yağlı ve şekerli ama çok fena birşey. Enerji ve azgınlık için birebir. cialis falan hikaye. wuuhuuuu

harnup pekmezi baya iyidir o konuda.çok yeme her gün biraz ye.1-2 hafta ye belli ediyor kendini.mesir macununun tek kullanımda bi yararını görmedim.ama çeşitli şeyler alıyosun şifa gibi işte.düzenli yemek gerekiyorsa bilemem tabi.

ben de giresun fındığını öneririm.mesir macunu dişlere zararlı.olmadı ikisini de dene.

Cok yiyince beynim bi hizli calisiyor kafa buluyorum ama cinsellge etkisi yok sanirim varsa da ben hissetmedim.

ahah, cidden mi?
Vizede hiçbir işe yaramıyor. Dalga geçebilirler de.

abi biraz vize ofisinin insafina kalmis ama bende ise yaradi mesela. adamlara verdigin imaj onemli gercekten lord olmadigini anlarlarsa kotu o zaman vermezler vizeyi

ben atla gittim mesela gorusmeye

asdadd at masraflı kaçar. :)

Ustunu tamamlayip kral olalim bari, iyi dolandiricilik:

www.eksisozluk.com

www.eksisozluk.com

www.eksisozluk.com

lord olmaz, landlord olursun. yani soylu değil ev sahibi, toprak sahibi. etki edeceğini de sanmam, 99 lirayı söğüşlemek için güzel bi yöntem.

günde 2 kere başkası uğrayacaksa evde kalsın tabi ki.

bol su koy bi de radyo ac evde kalsin yazik kafeste yahu.

arkadaşın 2 günde bi gelsin napcak orda.

evde yaşayan bi kediye kedi otelinde kalmak kadar koyan bi şey olmaz heralde.

devamlı evde özgürce gezen hayvan günlerce kapalı kalcak. çevresinde bir sürü kedi olacak belki psikolojisi bozulacak. verdikleri mama alışkın olduğu mamadan farklı olacak, zaten kapatıldığı için iştahsız olacak. çıktığında da kendi evine yabancılaşma ihtimali var. bulaşıcı hastalık ihtimalini söylemiyorum bile...

10'dan fazla kedi sahibi olmuş birisi olarak söylüyorum. evinden ayırmayın hayvanı. günde 1 saat birisi ilgilensin, mamasını suyunu tuvaletini kontrol etsin yeter.

ben de evde birakmanizi oneririm. bizim kedimizi de 3 gune kadar birakabiliyoruz evde. kiziyor biraz, cani sikiliyor ama yemek ve su takviyesi ile idare edebiliyor mecbur durumlarda. daha uzun zamanlar icin mutlaka eve ugrayacak ve vakit gecirebilecek biri lazim. mumkunse kedinin de tanidigi bildigi biri olursa guzel olur.

kesinlikle evde kalmalı.

pansiyonda başka kedilerin, sesleri, kokuları, terkedilmişlik hissi...v.b döndüğünüzde perişan bulabilirsiniz kedinizi.bir de eve dönünce sizden intikam almak isteyebilir; sağa sola işeyebilir, huyu değişebilir.... ama hep göz önünde olacak olması pansiyonun avantajı tabii...

buna karşın evde bırakacaksınız lütfen şunlara çok ama çok dikkat edin!!!!!

1-bütün pencereleriniz ve balkon kapılarınız kapalı, hatta kilitli olsun.
2-kedinizin gezineceği odaların kapıların sonuna kadar açın ve kapanmaması için önüne engel koyun. bu engel oldukça ağır olsun, kapı kımıldamasın. kısacası evde kediye açık alanların bütün kapılarının açık kalacağından emin olun.
3-klozet kapakları ve tuvalet kapıları mutlaka ama mutlaka kapalı olsun.
4-ortalıktan her türlü deterjan ve kimyasalı kapalı dolaplar ardına kaldırın, kovalarınız boş ve temiz olsun.
5-kedinizin açabildiği dolap kapaklarına da dikkat edin, ya sıkıca bağlayın ya da aksine ardına kadar açın. bir şekilde içine girerse kapak üzerine kapanmasın. çekmeceleri açabiliyorsa o çekmeceleri de yerinden çıkarın. içinde sıkışmasın.
6-kırılacak her nevi biblo, parfüm v.b. yine kapalı dolapların içine kaldırın.
7-ortalıkta ip, kurdele, yumak, poşet, ufak küpe v.b kaldırın!!!!
8-her odaya 1 kap su bırakın. tüm bu önlemlere rağmen olur da bir şekilde bir odada kapalı kalırsa açlıktan ölmez ama susuzluk çok hasta edebilir. en azından arkadaşınız eve gelene kadar sıkıntı yaşamasın.
9-her odaya bir kaç tane oyuncağını serpiştirin.
10-mama kabına bol bol mama koyarak 2 gece 3 gündüze kadar kedinizi evde tek başına bırakabilirsiniz.

bu şekilde hem aklınız kedinizde kalmaz hem de kedinizin düzeni bozulmaz.

not: evde canı sıkılan kediler "hayatta yapmaz" dediğiniz şeyleri yapar haberiniz olsun.mesela benim kedim ilk yalnız bıraktığımda bulaşık süngerleri ile çift kale maç yapıp bir de kitaplarımı kemirmişti. bir sonrakinde odalara oyuncak bırakmak iyi bir fikir oldu.
son not: evden çıkarken kedinizi yanlışlıkla bir yere kilitlemediğinize emin olun!!!!!!
iyi eğlenceler.

arkadaşın mama su verecekse tabiki evde kalsın ama arkadaşın sadece mama su verip gitmesin. tuvaletini mutlaka kontrol etsin. yoksa geldiğinde boktan bir dağ ile karşılaşırsın. :)

hava sıcak, pencereleri sıkıca kapatmaktansa kaçamayacağı kadar az aralık bırakmak daha iyi olmaz mı?

Hayvancagiz bizimki gibi yasli(14) degilse evde kalabilir.

win7'yi default olarak seçerdim. gün geçtikçe xp'ye hiç ihtiyaç duymayacaksın. 1 sene boyunca ikisini 1 arada kullandım(32 bit win7 ile), xp'yi kullanmadığımı fark edince, win7'ye de format gerekince win7 kaldı sadece.

işyerinde 32 w7 kullanıyorum. evde de geçenlerde bilgisayar çökünceye kadar xp vardı. ama en güzel oyunlarda (heroes serisi ve civ 3) xp altında kuruluydu. w7de çalışsınlar default sistem o dakika w7 olur.

Bilgisayarinin ram'i 4 gb ve daha yuksekse kesinlikle win 7 yi secmelisin 64 bit oldugundan.

windows live sitesinden(hotmail falan) ad soyad kısmına nik olarak ayar vermen gerek. benim bilidğim yöntem bu. evet, sinir bozucu.

ben cebimde cüzdan telefon girdiydim. bir şeye bakmıyorlar. yerine adam bile sokuluyormuş ne bakacaklar ya. hatta lisedeki edebiyat hocam girmişti sınava. yanıma gelip var mı yapamadığın demişti. hocam dedim şakasına, hızır acilin numara neydi unuttum 2 dk sonra geldi tekrar 112 dedi gitti (=

arama yaptıkları oluyor. riske atma derim. genelde sınava girilen okullarda 1 liraya emanet alanlar(kantinler genellikle) olur onlara bırakabilirsin. güneş gözlüğü gibi gereksiz şeyler de götürme bence.

herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

motor performansının biraz düşmesi var. ha bir de patlama tehlikesi olduğundan bazı alışveriş merkezlerinin otoparkına alımazsın. bakımları iyi yaptırırsan tehlikesi yok bence. lpgli olduğuna sevinmen lazım. ekonomi ekonomi.

çok takıntılı adamsan lpg nin bağlantı yerlerini sor bir ustaya canın sıkıltığında sabunlu su altıp sür o bağlantı yerlere köpük möpük çıkarsa kaçar vardır. genel de çkmaz da gene takıntılıysan bunu yapıp içini rahat ettirebilirsin.

frostwire işe yarar. limewire gibidir ancak, satın al satın al diye böğürmez.

ares

mp3 indirmek için (fizy+firefox download helper) kombinasyonunu kullanıyordum, indiremeyeceği şarkı yok. ama fizy kapandı. mustaribim.