konuyla ilgili size mesaj attım, yine de sormak istedikleriniz varsa mesaj yazabilirsiniz.

airbnb'ye bak

Baktım ama duyurudan birinin daha önce kaldığı bir yer varsa daha iyi olur diye sorayım dedim.

Kadın erkek ilişkilerinde yakın akraba ve çok aşırı yakın dost denilecek kişiler dışında daima cinsellik söz konusudur doğrudan ya da dolaylı. Eğer çok yakın dostsanız belki bi nebze normal sayılabilir ama değilseniz mesajlaşmalar buluşmalara kadar gidebilir, ki evli birisinden uzak durmak en mantıklısı ve doğrusu bence de.

aman diyeyim hocam, aman hiç bulaşma

Oyle bir kizla gorustuysen sorun sende. Herkes kendisi gibi birini bulur.

egon oksanmis sen de biraz buyu bence.

bir de dikkatli ol:

www.haberturk.com

Şimdi bir şey derdim de hadi neyse, linç yemeye gerek yok. Ama yok ya, diyeceğim. Kızlar artık böyle. Tamam hepsi değil ama çok var bunlardan. Erkekler sütten çıkma ak kaşık mı peki? Alakası yok, onlar daha da berbat. Ama amsalak erkelere müstahak böyle kızlar. Baksana kız hemen kapılmış, tutanın elinde kalmış. Erkekler bayılır bu tip kızlara.

Kocasını sevgilisine ya da sevgilisini kocasına öldürtüp ikisinden de kurtulup kalan hayatını (özellikle az da olsa kocasının malı varsa) istediği gibi yaşamak için sinsi planlar yapan ve bu planları gerçeğe dönüştüren çok kadın var.

İmza bir Müge Anlı izleyicisi :)

Sana uygun olan senaryo şu olabilir; az çok malı olan bir adamla evlendi ama bir an önce kurtulmak istiyor. Biriyle bu tür muhabbetlere girip adamı ya hapse ya mezara göndermek istiyor olabilir.

Abartıyorum sanmayın binlerce benzeri olay var ülkemizde.

İki seçenek var, en iyisi hiç cevap vermemek ve numarasını engellemek, ikincisi de "Bana bir daha mesaj atma ve ulaşmaya çalışma lütfen. Teşekkürler" deyip numarasını engellemek.

Sorgulamayın, "bunu doğru bulmuyorum"vs demeyin, "bana ne söyleyebilirsin merak ediyorum" vs gibi pasif agresif ama çanak tutan karşılıklar vermeyin. No means no. "Bu durumda ne yapmalı" diye sormak da gereksiz bence, ne yapmak gerektiği belli. Bunu sanki tartışmaya açık bir şeymiş gibi ortaya getirmek de olmasına imkan tanımaktır. Ha bu tarz şeyler ters gelmiyordur size veya macera arıyorsunuzdur, o zaman konuşulur.

Ha gerçi şimdi dikkat ettim de, soru da sormamışsınız aslında. Niye yazdıysam bir sürü şey...

Engelle gitsin, buraya sorman bile gereksiz.

Hehe eğleniyim 1-2 mesaj atayım diyip bir gün sen karımla ilişki mi kurdun diyen bir adam tarafından öldürülme durumun olabilir.

O zamanda o kadar eğlenceli gelir mi bilmem.

bence de sıkıntı büyük. kocasıyla kavga ettikçe size yazacak , siz pek yüz vermeyin derim

servis böyle bir sorun için nasıl para istiyor ya :/ kullanıcı hatası değil gibi.

@glamdr1ng istiyor her şekilde. Dusurdugunuzden oldu dıyerek ısın ıcınden cıkabılıyor.

Ben sana yaparım. İzmirdeyim. Toptancı tanıdıklarım var. Toptan fiyatına alırız. Bir çay ısmarlarsın değiştiririz yarım saatte

Fiyatı da tahminen 140 150 civarındadır.

evet, yas ilerledikce secici olunuyor. sevgili bulmak zor degil sosyal olup genis bir cevreye sahip oldugun surece.

@scars dont fade sevgili olmak sorun değil tabi ama öyle çıkarlar işin içine giriyor ve insan belli bir yaştan sonra sanki daha farkına varıyor her şeyin.

evet kendine bir şeyler kattıkça karşındaki insandan beklentin de artıyor.

@shotgunwoman beklentiler samimiyeti yok ediyor sanki

Aşk arıyor sanki insan ya da bahanesi bu oluyor evlenmeyenlerin. Yani benim öyle olacak gibi duruyor en azından.

Yaşı ilerlerken boş ilerlemeyenler icin seçici olmak normal. Geliştikçe, kendine ait güzel bir hayat kurup sürdürdükçe kendine ve kurdugun o hayata layık görebileceğin insan sayısı azalıyordur muhtemelen.

Yaş ilerledikçe talip olunacak havuz daralıyor, iyiler kapiliyor. Mesele bundan ibaret. Seçicilik artması da işin goygoyu.

@doxanikee çok doğru tespit sanki. Bir çok ideal eş adayı kızların en basitinden uzun süreli ilişkileri bulunmakta

Yaşin ilerledikçe hayat standartların gelişiyor, kendini geliştiriyorsun.en az senin gibi olmayan insan da sana çekici gelmiyor.

Birlikte yasanacak yatak arkadasi vs. birlikte yasanacak hayat arkadasi.

Ilkini bulmak ikincisini bulmaktan daha kolay. Yas gectikce ikincisini bulmanin zorlasmasinin nedeni de bence kendi ideallerimizle doldurdugumuz hayatimizi baska bir arkadasla paylasmak istemememiz.

bu işte bi kırılma noktası gibi bişey var.

bir noktaya kadar potansiyel partnerden beklentiler hep artma eğiliminde ama çoğu insan için o malum noktaya ulaşıldığında bu durum tersine gitmeye başlıyor. mahalle baskısı mı dersin artık, yetiştirilme tarzı mı dersin ne dersin bilmiyorum da bu böyle. hayatta bir noktaya geliniyor ve artık bazı beklentiler vazgeçilebilir oluyor. "filtreyi bu kadar dar tutmayayım, sıçıcaz bu gidişle" oluyor iş bir anda.

evlenecek kişiyi bulmak kolay. istenen profildeki kişiyi, o profilin arayışında olduğun zaman diliminde bulmak zor.

Yaş ilerledikçe farkındalığı artıyor insanın. Ne istediğini bilmeye başlıyor yavaş yavaş ve istediği o insan profiline uymayanları kafadan eliyor. Diğerlerini zaman kaybı olarak görmeye başlıyor. Bir de şu var, yıllar insanın tahammül eşiğini epey düşürüyor. Artık "herhangi biri"ne katlanacak gücü kalmıyor. Aptallıklara sabredemiyor. Uğraşmak istemiyor. Bu yüzden yalnızca her yönüyle içine sinen kişileri hayatına almayı tercih ediyor.

yaş aldıkça değişiyorsun
beklentiler değişiyor
maddi manevi ilerleme kaydediyorsun -hele bir de ortalamaya göre daha fazla ilerlediysen, buna ayak uyduracak insan bulma şansın azalıyor.
düzenin, rahatlığın, lükslerin oluyor. herşeyi kendi başına yapmaya alışıyorsun (uzun süreli ilişkiden çıkanlar hariç, onlar da belki uzun süreli ilişkiden sonraki özgürlüğü seviyordur). insan "bu rahatımı neden bozayım, ne gerek var" diyor.
tabi bu dediklerim mantık evliliği için
çok tutkulu bir aşk filan söz konusuysa o da genelde evliliğe gelmeyecek, hatta o istese senin "evlensek saçma olur" dediğin insanlarla oluyor :)

Ben hayat arkadaşı kavramına inanmıyorum. Ortalama bir insan 25 yaşında mesleğini eline almış ve iş hayatına başlamış oluyor. Geriye kalan hayatı o güne kadar yaşanılan hayattan farklı tutmak çok büyük bir hata. 25 yaşına kadar yaşadığın şeyler seni oluşturuyor. Beğenilerin, zevklerin... bunların hepsini bir anda terk etmek mümkün değil. Bir adam 25 yaşına kadar rockçı kızlarla takıldıysa 25 yaşından sonra artık daha sakin! bir kız bulalım diye düşünüyorsa orada bir sorun vardır. Seçicilik insanın kendini bir eşya olarak görmesi benim gözümde. İçinde aşkın olmadığı alıcı-satıcı ilişkisi. Aşık olduğun insanla evleneceksin. Bu kadar basit.

yaştan çok fazla ilişki yaşayınca kafanda her bir ilişkinden o kişideki olumlu yönleri biriktiriyorsun. sonuçta insanın aradığı tüm bunların toplamı olmaya başlıyor. komik olsun, güzel olsun, zeki olsun, kariyeri olsun....

ancak başlangıçtaki beklentilerimiz ile elde ettiğimiz sonuçlar uyuşmayınca aslında beklenti kriterlerimizi değiştiriyor ve mutsuz olmamak için duruma uyum sağlıyormuşuz. yani dan ariely öyle diyor.

www.youtube.com

Mükemmel cevaplar geldi gerçekten, ve anlaşılan bir çoğumuz aynı şeyi yaşıyoruz :)

beklentiden kastettiğim şeyi ne anladığına bağlı olarak değişir, iş eğitim para da olabilir sana yaşattığı hissettiği duygular da.

www.youtube.com

Aslinda ben soyle dusunuyorum bu konuyla ilgili; 18-19 yasindayken iliskinden beklentin 'tum hayatini beraber gecirmek' olmuyor. Eglenelim, gezelim, vakit gecirelim, olursa ilerde devam ettiririz olmazsa ayriliriz diye dusunuyor hemen herkes. Zaman ilerledikce insanlarin bir cogu iliskilerine daha ciddi bakar oluyor, e kriterlerine uymayan insanlari da bastan eliyor. Dolayisiyla tanidikca sevebilecegin, anlayabilecegin bir insanin hayatinda olma sansini zaten kaybediyorsun. E bir de erken yaslarda insan sevgilileriyle yeniden bir seyler ogreniyor, sekilleniyor, birbirini degistirme sanslari oluyor. Ilerki yaslarda bu biraz daha azaliyor. Artik bir iliskiden ne bekledigini, ne istedigini buyuk olcude biliyorsun, e ona uygun biriyle beraber olmak istiyorsun. Vaktigini bosa harcamak istemiyor cogu kisi. Bir yandan kendimizi de surekli yeniliyoruz, hayata bakisimiz, isteklerimiz degisiyor. Bunlara uyum saglayan birini istiyorsun.

Iyilerin kapilmasi degil de ozellikle bizim toplumumuzda bircok kisi cok fazla yasi ilerlemeden evlenip, yuva kurayim kafasinda oluyor. Benim sevdigim, tanidigim butun insanlar 1-1.5 yildir pes pese evlenmeye basladi mesela. Bu furya 4-5 yil daha devam edecektir muhtemelen. Kalanlar ya en iyisini isteyenler, bekleyenler ya da iliskilerini sorunsuz bir sekilde devam ettiremeyenler olacaktir buyuk ihtimalle.


Kor kutuk asik olma cok farkli bir sey ama. isterseniz 50 yasinda olun, o derece asik olduktan sonra gozunuz pek bir sey gormuyor zaten.

Kesinlikle secicilik artiyor. havuzun daralmasi ya da 'iyilerin' kapilmasi ile ilgisi yok bence. 20 yasinda daha hayata dair bir sey gormemissin, gelecekten ne bekledigin belli degil, genel kultur, gorgu anlaminda capin belli, bu yasta neyin iyi neyin kotu oldugunu anlayamayacagin gibi on sene sonra ayni seyleri iyi kotu bulmama ihtimalinin de yuksek oldugu asikar. 20 yasinda sectigin insanin kitap okumuyor olmasi, seyahat ya da muzik vs. tutkusunun olmamasi, nerede nasil oturup kalkacagini bilmemesi vs. bir onem tasimayabilir, boyle bir insana asik olabilirsin, ama 30 yasina geldiginde eger bunlara onem veren biri olursan, kendini gelistirmissen buyuk ihtimalle 20li yaslarinda ilgini ceken bu kisi artik ilgini cekmeyecektir. Bu insanla 20 yasinda evlensen ya onun gibi biri olursun, ya sen baska bir insana donusursun ve esin ilgini cekmez, seni tatmin etmez, ya da esini de degistirirsin ve sana benzer. Simdi 20 yasinda kendini tanimadan, hayata ve beklentilerine dair bir sey bilmeden yaptigin bu secim 'iyisini' kapmak midir? Yoksa 30lu yaslarinda bu tur insanlarin ilgini cekmemesi ve belli basli ilgi alanlarini paylastigin kisilerin ilgini cekmeye baslamasi seciciliginin artmasi midir?

zor değil. kafamızın içindeki engelleri, duvarları, kaygıları bi aşabilsek...

anlatamıyoruz ve anlaşamıyoruz. yüzdürülen sahte mutluluklar silsilesi gördüklerimiz.

Yas arttıkça secicilik azaliyor ya. Gormezden gelip fergat edebilecegi seyler cogaliyir insanlarin. Bir evlensin de. Cunku boyle giderse evlenemeyecek. Evlenecek kisinin bulunamamasi herkesin zaten evli olmasi sebebi ile. Kisi bulunsa, her turlu kabul.

Çok güzel konu aslında bu. Ben de bundan musdaripim. Şu an hayatta durduğum nokta itibariyle hem 30 yaş ve üstü kadınlarla hem de 25 yaşlarındaki genç kadınlarla uzun vadeli bir şey yaşamak bazen zor geliyor.

Hatunlara selam etmek için söylemiyorum. Samimiyetle yazıyorum.

35 yaşında erkeğim. Kariyerim çok çok iyi gidiyor. Terfi alıyorum deli gibi. Uluslararası bir şirkette yöneticiyim. Şu anki direktörüm beni kaybetmeyi kabullense anında Paris ya da Münih'te çalışmaya başlayabilirim. Senelerce aileme baktım. Ama araba alabildim. Şimdi de ev almak üzereyim. Kendime de bakmaya başladım, götü göbeği erittim ve yavaş yavaş 20 yaşındaki yakışıklılığımın daha erkeksi versiyonuna dönüşüyorum. Dallama gibi de davranmıyorum insanlara. Ayrıca kendime ve insanlara karşı deli gibi dürüstüm. Ne istediğimi biliyorum. Ne istemediğimi de.

Neden yazdım bunları? Şu yüzden: Ben eskiden "birbirimizi sevelim çok harika hayatımız olmasa da olur. yeter ki deli gibi sevelim" kafasında tatlı adamken kadınlar benimle ilgilenmezdi. Ara ara tek gecelik şeyler yaşardım. Ama arzu ettiğim kafa ve kalitede kadınlar benimle pek ilgilenmezdi.

Oysa şimdi taciz derecesinde tekrarlanacak şekilde üstüme düşüyorlar. İpler benim elime geçti. Tabiki bir sadist gibi insanlarla oynamıyorum. İlgim yoksa kibarca uzaklaşıyorum. İlgim varsa da eskisi gibi aman olsun da taştan olsun bu kadınla yaklaşımım yok. Beni mutsuz eden bir şey varsa anında kesiyorum ilgimi. Bu kadınları şok ediyor. Şok olmaları için yapmıyorum. Mutsuz edeni 2-3 günden fazla aklımda tutmuyorum.

Ben mağara çağından gelen dürtülerin yalan kabul edildiği bir mantıkla büyüdüm. İnsanların birbirini seveceği varsayımına sahiptim. Ama tecrübelerim diyor ki, kadınlar sevmiyorlar, ancak hayran olabiliyorlar. Erkekler gerçekten seviyor. Dolayısıyla kadın ve erkek arasındaki ilişki, kadının tazeliği ve dokunulmamışlığı ile erkeğin başarısı arasındaki bir takastan ibaret. Ben buna inanmadan büyüdüm. Ama gördüm ki durum böyle.

Bu yüzden 30 yaş üstü olup da bana eskiden ilgi göstermezken şimdi ilgilenen kadınlar samimiyetsiz geliyor. Sorun ne? Sorun şu: 20'li yaşlarının başındaki kadınlarla da seks dışında ne paylaşabilirim bilemiyorum. Ortak noktalarımız neredeyse yok. Aynı şeylere gülmüyor aynı şeylere ağlamıyoruz. Bu da beni ikilemde bırakıyor.

Neyse, entry gibi uzun oldu ve yaşla beraber başka konulara da girdim. Kusura kalmayın..

Bende durum armudun sapı, üzümün çöpü...

Beklentiler yükseliyor ama beklenti sahibi şunu da düşünmüyor; ben karşımdakine ne verebilirim?
Geçen burda sakin, kıskanç olmayan vs bir erkek bulmak sizce zor mudur diye sorulmuştu. E sen karşılığında ne vereceksin bu adama?
Kadın veya erkek fark etmez, karşı taraftan beklentileri büyüytürken kendini unutma.
Benim çoğu kız arkadaşım istiyor ki adam sosyal olsun, cimri olmasın, paralı bi işi olsun, mevkii sahibi olsun, kitap okusun, espri anlayışı şöyle olsun, olsun da olsun. Tamam beklenti ve standartları düşürmeyelim ama öyle adamın da kız arkadaşından bu tip beklentileri var, sen bunları karşılayabiliyor musun?
Kadın olduğum için kadınlardan örnek veriyorum bu arada yanlış anlaşılmasın.
Bence evlenecek partner bulmakta beklentileri yükseltmek sıkıntı değil, sıkıntı aynı beklentileri sen de karşılayabilecek misin? Bu işler iki taraflı.

dijalli +1

beklentiler yükseliyor ama para/iş/güç üzerinden değil, daha çok karakter üzerinden oluyor.

misal 20 yaşındasın ve serseri bir tiple sevgilisin. onun umursamazlığını, telefonunu açmamasını, seni takmamasını aşk-tutku olarak görüyorsun.

23 yaşındasın bu sefer daha efendi, sana düzgün davranan, yalan söylemeyen ama geceleri sarılıp uyumayan, pek öpmeyen biriyle birliktesin ve onla olan da aşk-huzur

derken 25 yaşında hem efendi, hem sana düzgün davranan, hem seni önemseyen ve el üstünde tutan ve aynı zamanda seninkine benzer hobileri olan, sana hep birşeyler katan birini buldun. o zaman tekrar 23 yaşında birlikte olduğun adama dönemiyorsun.

misal eskiden vücuduna çok güvenmiyordun, her daim spor-diyet halindeydin. sevgililerinde sana kilo ver, spor yap derlerdi başka kızlara bakarlardı gözünün önünde sende bunu özgüvenin düşük olduğundan kabul ederdin. zamanla kilo vermesen-
spor yapmasan bile kendine ve vücuduna güvenmeye başladın o zaman sana kilo ver, spor yap diyen adamı/kadını 'hadi yallah' diye hayatından atıyorsun. hayatına negatiflik, enerjini emen bir sülük, seni beğenmeyen bir adam/kadın değil sana pozitiflik katan, enerji veren ve vücuduna saygı duyan birini istiyorsun. onu bulamazsan da ilk adama/kadına dönmektense yalnız kalmanın seni daha mutlu ettiğini fark ediyorsun.

@dijalli işte bu da bir çıkmaz. Ben şunu şöyle isterim bunu böyle isterim demek kolay, doğru ya sen nasılsın bunu karşılığında?...

Tecrübe arttıkça evlilik daha itici geliyor.

bildiğim kadarı ile boyko kaleci, tolga ise kalede duruyor öylesine.

geçen seneki uefa kupası serüveninde hiç akılda kalıcı bir performasını hatırlamıyorum şahsen. ama tolgadan nasıl kötü olacak ki

Tolga'dan kötü olamayacağı kısmına bende katılıyorum @zugas
Videolarını izledim bana şanslı bir kaleci gibi geldi sadece, bir Ospina değil gibi

engel yemiş olabilir misin acaba yorum yapan kişiden? yorumu yapan kişinin profilini göremiyorsan engel yemişsindir.

@fallthepieces engellik bir durum yok,Çnkü kim yorum yaparsa yapsın gözükmüyor

Twitter da birkaç gündür aynı olay var. Bildirim görünüyor, bakıyorum bişey yok. Facebook bugün başladı aynı şeye.

çarşamba günü de instagram'da vardı sorun. beğeni bildirimi geliyor ama beğenen kişi gözükmüyordu.

Konaktan direk taksi dolmuşlar vardı askerlik Şubesinin önünden geçen onlara binebilirsin konak tarafından gidersen.Ayrıca tecil işlemleri (gerçi yoğunluk önemli ama) çok uzun sürmüyor

izmir metro-hilal

İZBAN ile HİLAL durağında indikten sonra yönlendirmeler var "ASKERLİK ŞUBESİ" diye yazıyor. onu takip ederek ulaşabilirsin.

metro değil buca'dan izban'a bineceksin.

umarım halletmişsindir şimdiye kadar gene de yazayım bu aralar çok işim düştü çünkü.
izbanla kemer istasyonundan in. trafik şube tarafından çıkıp yürürsen ilk sağdan girince orada.
diplomanın veya geçici mezuniyet belgesinin aman fotokopisini götürme gerçeğini istiyorlar. aslı gibidir olarak aldığın örneği bile kabul etmiyorlar.
sağlık kontrolünde sorun çıkmazsa tecil işlemin hallolur hemen. 2 göz derece toplamın 7'den fazlaysa askeri hastaneye sevk ediyorlar benim o yüzden baya uzadıydı işlemler.

3 kere gittim, hilal durağında değil, kemer durağında ineceksin. hilal durağında inersen gereksiz fazla yürürsün. kemerde inersen 2dk uzakta kalıyor. inince sor herhangi birine, ellerini uzatarak şu yönde diye gösterirler.

Yanlış hatırlamıyorsam o zaman galatasaray 5 milyon euro almıştıda satmıştı mehmet'i.Büyük klüpler için futbolcu satmak ekstrem bir durum olduğundan hemen atladılar belkide.Ama mehmet kendini ispanya da geliştirdi bunu da belirtmek lazım.Ayrıca fenerdeki en beyefendi adam kendisi

topal hakkında çok şey yazarım aslında ama kısa ve öz tutucam. allah herkese topal şansı versin. bu kazmalıkla türkiye'nin en büyük 2 kulübünde ve valencia'da oynamak ilginç cidden. kendisini hiç beğenmiyorum ama geçen senenin çoğu maçında iyi oynadığını söyleyebilirim. iyi oynamasının sebebi de 3'lü orta sahanın en gerisinde oynamasıydı. fm tabiriyle dmc dediğimiz bölge. diego'nun gelişiyle birlikte box to box performansı beklenecek ki birkaç sene önceki kazmalığını bol bol göreceğiz demektir.

Ben de beğeniyorum bu adamı. Çok efendi, istekli ve akıllı oynuyor. Valencia'ya €5milyon bonservis bedeliyle gitmişti. Banega sakat olunca falan oynadı orada da. Fener'e gitmesine de şaşırmadım. Adam iyi oynuyor çünkü. Ayağı da çok düzgün. Buldu mu efsane vurur. Çok farkla out'a giden şutunu hatırlamıyorum.

Gs'de son sezonunda rezalet oynuyordu, sürekli top kaybı yapıyordu. İspanya'da kendini baya geliştirdi adam.

topal kendini bilerek ve efendi kişiliğiyle oynadığı için 11 in değişilmez isimlerinden biri. yoksa yetenek olarak selçuk şahinden farkı yok.

kene mene bi şey bulucan artık nerden bulursun bilmiyorum. keneleri bahçeye salman yeterli

@maresalx çocuklara yazık ya,ben kreşin yaptığı terbiyesizliğe takılıyorum.sonuçta çocukları bahçeye salıp hocalar sohbet derdine düşüyorlar

normalleri de öyle.

çok fazla dil var hindistanda. iki hintli aynı kabileden değilse birbirini anlamıyor bile. o yüzden genelde ingilizce konuşuyorlar.

demişti hindistanlı bir arkadaşım...

Yıllarca hindistanı sömürge olarak kullanan ingilizler bence dünyada her millete yaptığı gibi hintlilerin dillerine de gerekli tahribatı yapmıştır.Bende böyle düşünmüştüm hint filmlerinde konuşma yapılarını görünce

Uyan ey gözlerim uyan neyle çalınanı ama.Şarkının manası fena güftesi fena,bestesi fena

İstanbul'da Sabah; www.youtube.com

direkt aklima bu geldi. actim dinliyorum ben de.

www.youtube.com

(git:www.youtube.com )

Cildiye evet. Kan testi yapiyorlar genelde.

cildiye ye randevu al ama ürtiker gibi birşeyse ki strese bağlı olur ürtiker takmamaya çalış.ayrıca karaciğerini çok zorluyormusun??

Alerjik Hastalıklar diye bir bölüm yoksa Dahiliye...
ama siz ciltte kızarıklık demişsiniz, alerji olmayabilir, cildiyeye görünün olmazsa onlar yönlendirir.

bu arda kızarıklar dışarı çıkınca mı oluyor, yoksa durup dururken mi?

edit: 2 tane nurtopu gibi alerji sahibi olarak...

göğüs hastalıkları. sen beni dinle.

göğüs hastalıkları +1

Allerjik bunye olarak +1 gogus hastalıkları diyorum

kafein kafeindir işte ikisinde de var.

en çok filtre kahve iş görüyor bende,tavsiye ederim

Bardak başına düşen kafein miktarı daha düşük olduğundan etkisi daha düşük.

Action var guaranali extra kafeinli. Normalde ucu bir arada tarzı kahveler icmiyorum ama sınavdan önce millicano ya göre daha iyi.

@cigerdelen katılıyorum sana.Ama insan bir şay başarınca görüyor çevresini veya kötü gününde.Bıktım artık gerçekten.Oysaki ben bes sene öncesine kadar tüm insanları iyi zannederdim..

sessiz kalan yine iyiymiş, başarını önemsiz göstermeye çalışanlar var ya. gereksiz insanlar.

@lily briscoe onları saymıyorum bile,onlar zaten tarafını coktan belli etmiş kişiler.Hayır insanın akrabaları neyi kıskanıyor neyin hasedini yaşıyorlar anlamıyorum

yok bu dediğim yakınlardan da çıkıyor maalesef. kişiliği öyle deyip kabul ettiğim biri var mesela.
olabiliyor fazla takma üzülme.

belki baskalariyla sevinmeyi bilmiyorlardir. acilara duyarli olmanin, uzulmenin ve baska birsey yapmamanin topraklarindan geliyorlardir... ama ya siz de sevincinizi disa vurmayi, sevincinize baskalarini dahil etmeyi bilmiyorsaniz?

@o da olur buraya yazamadım konuyu ama duyulmaması görülmemesi imkansız bir konudan bahsediyoruz.
genel olarak artık insanlar kendi basarılarının baskalarının basarısızlıkları ile ölçüyorlar

birinin veya arkadaşınızın, yakın arkadaşınızın, sevgilinizin vs. başarısından dolayı samimi sevinmek günümüzde büyük yetenek olduğunu düşünüyorum, zira o kadar az karşılaşıyorum ki. genelde bu insanlar size sıfır tepki gösterirken, kendileri iyi bir şey yaşadıklarında bas bas bağırırlar falan. sonra öyle bir duruma geliyorsunuz ki kendi sevincini başkasının yanında yaşayamıyor oluyorsunuz.

ben kpssye hazırlanmıştım ardından atandım. dayımın oğlu (aynı zamanda sütkardeşimdir) aradı tebrik etti ama nası bi tebrik sanki bi yakını ölmüş gibi. o gün onu bi kenara yazdım. şu an görüşmüyorum.

bana söylenen her türlü lafı vs. affedebilirim ancak biri beni kıskanıyosa onla artık işim olmaz. siz de çevrenizden uzaklaştırın böylelerini. ufak tefek başarılarınızı bile içi kabullenemeiyosa amına koyayım öyle arkadaşın/akrabanın

Toplu bir organizasyonu neredeyse tek başıma yaptım 100 kişinin üstünde bir katilim oldu gayet başarılı geçti. Sonra organizasyonu yaparken kiyisindan az biraz bisi yapan bir hatun çıktı arkadaslar bu yalniz efrasiyabin degil hepimizin başarısıdir seklinde bir yazi atti feyse filan. Orada aklima yazdim hatunu

Ileride daha basarili olduğum 1 2 isten sonra düşman oldu kendisi.

Bunlara alışman lazım. Ve bu tip insanları o konularda görmezden geleceksin. Sen eğer gerçekten iyi, mütevazı ve düzgün biri isen geç gitsin. Sallama kimseyi ama etrafındaki herkesin iyi olabileceği ihtimalini hiç düşünme, tam aksi gibi çok fazla insan kötü aslında etrafımızda. özellikle iş hayatı ve yakın çevremizde bu böyle. maalesef.
Not. Yeri geldiğinde bu tipleri itin götüne sokacaksın hiç acımadan.

vinigret soslu salatayla birlikte yerseniz çok güzel oluyor.

Kalori hesabı yapmamak gibi bir alternatifin de var.

light soya sosu, biber, soğan ve havuçla sotele. çok az yağda.

Bayat ekmek ve dolapta sertleşen kaşar salata tabağına ufalanır/rendelenir. Bir tutam maydonoz içine minimini doğranır, karabiber ve tuz karışıma eklenir. Bir tabağa yımırta kırılır, yımırtaya daldırışan tavukların üzeri bu karışımla kaplanır. Önceden ısıtılmış tavada kızartılır. Afiyetle yenir.

Sos olarak aynı tavada tereyağı eritilir, içine 2 çorba kaşığı hardal konulur, yarım bardak limonlu su ile kısık ateşte karıştırılır, çay tabağında servis edilir veya üzerine çalınır.

dökme demir tava edinin derim.
hiçbir şey koymadan bile yapsanız güzel oluyor.

Önce az yağda tavada mantarla tavuk gögsünü sotele,sonra güveç kapta salçalı bir sos yaparak fırına ver.Çıkınca az miktar kaşarı üstüne atarsan tadından yenmez

tava icin pisirme torbasi bulman gerekiyor. tavuk gogsu cok kuru bir et oldugundan suyunu da kaybettirirsen kayis gibi bir seye donusuyor.
nickinden kadin gibi duruyorsun, bir ogunde 150-200 gram tavuk gogsu yiyecegini dusunerek su tarifi uygulayabilirsin.
1 kaba bir yemek kasigi zeytinyagi, yarim yemek kasigi su, kekik, kirmizi biber, karabiber, cok az tuz koyup karistirip tavugu bunun icinde en az 2 saat kadar beklettikten sonra oda sicakligina cikartip 15 dakika da orda tutup torbay koyuyorsun. torbanin agzini tavuk buharin toplu igne basi kadar da olsa kacabilecegi bir delik birakarak kapatiyorsun (patlar yoksa torba, hic olmadi igneyle deliver agzina yakin alakasiz bir yerinden) 10-12 dakika dondure dondure orta yuksek ateste tavada pisiriyorsun.

bir de burada tavugu yenilebilir ve yumusak yapan sey birakmadigi suyu olacak. ancak bu su pistikten sonraki 1 saat icinde yavas yavas kaybolup 3 saatin sonunda sifiri tuketiyor. bu nedenle pisirip yarim saat icinde yemek lazim.

tavuk gogsunun ne kadar lezzetli olabilecegine inanamayacaksin.

unutmadan, torbaya koyduktan sonra elinle hafif ezersen daha cok verim alirsin.

yalancı çerkes tavuğu mezesi yapıyorum ben :)
200 gr tavuk göğsü didikleyin, 1 kaşık yoğurt, 1 avuç ceviz kırığı, 50 gr kadar da süzme peynir ekleyin (lor da olur), hepsini karıştırın.
afiyet olsun.


ayrıca butundan kalçasından da yiyebilirsiniz seviyorsanız. ondan da bıkınca göğüse geri dönersiniz vs...

bir gün sosta marine et, tavaya attıktan sonra ikişer dakika iki tarafını da mühürle, sonra kapağını kapat içi pişene kadar kısık ateşte pişir. dışı baharatlı ve çıtır, içi yumuşak ve sulu tavi göğsü hazır.

ikinci bir tarif olarak tavuk fajitayı araştır.

fırın poşetinin içine koy tavuğu, içine bezelye, havuç falan da koy, sonra daya baharatı. artık kekik olur, kırmızı biber olur..
kendi suyunda pişeceği için kuru kuru da olmaz.

Kulbasti seklinde dovuldukten sonra bir damla zeytinyagi gezdirdikten sonra ustune bir halka limon, bir sarimsagin yarisi baharat sivribiber koyup alüminyum folyonun icine hediye paketi gibi sar iki kat. Sonra tencerede suyun icine at pisir. Paketin su almamasi lazim.

parayı sana veren kişide farkında olmaya bilir.
eğer farkında ise belki başkası tarafından o da kazıklanmıştır. ama bilip söylemiyorsa bile bence suçludur. paraya ihtiycı olan biri ise ve 200 tl onun için önemli ise insanlık şerefi 200 tl'nin altına inmiş diyebilirim. geçmiş olsun.

sorun sana 200 lira sahte para verende değil güvenini kazanmaya çalıştığın işverende

üzüldüm valla,
olan olmuş dostum,
paranın sahte olduğunu nasıl anladınız çok bariz bellimi?
Senin aldığın belli mi?
Geçmiş olsun.

üzüldüm. işvereninin güvenini niye kaybediyorsn ayrıca onu anlamadım?

bence o sahte 200 lirayı al, cebinden bi 200 lira koy kasaya. sonrası içinse yapman gereken belli. 3 kuruş maaş alıyorum diyorsun, bu ülke bu 200 lirayı senin cebinden alamaz. birisine kakman lazım bunu. minibüse, bankamatiğe, böyle acınmayacak biyere.

parayı dolaşıma sokanların cezasını sizin gibi masum kişiler çekiyor işte. belki de dün size veren kişi de habersizdi.

geçmiş olsun.

özgüvenini kaybedecek bir şey değil, senin bir anlık dalgınlığın olabilir ama bu bir sebep değil.

büyük paralar alınırken mutlaka kontrol edilir, aklında bulunsun. bu kadar üzme kendini bi yerden telafisi gelir tez zamanda umarım.

hepimiz insanız. bu kadar hırpalama kendini dostum.

@hope ender 'in dediğini yap.

cebinden verme, yapacak bir şey yok başka. hatasız olduğun bir durum için kendini zora sokma.

insanlık hali, hepimizin başına gelebilir. hırpalamayın kendinizi.
(aha aynı anda aynısı yazılmış)

kendimi gordum bi anda :) aynisini bnde yasadim sahte parada yedirdiler kalabalik bi anda kafami.karistirip 200 lira uzerine yatmaya calistilar (90 lirasina yatti sadece :) . bunu yapanda bayagi bildigin iyi giyinimli kadindi . ama hic ozguvenimi kaybetmedim . sadce o gun kafama taktim nasil yerim ben.bu numarayi diye . ama insan hali iste hepsi oluyor . benim.mudurler iyiydi hicbirsey demedilrr zaten parayi bn odedim ne diyebilirler . hatta bn kendimle onlarin yaninda dalga gectim .
isverenin guvenini niye yitiriyorsun onu anlamadim . hirsizin hic mi sucu yok . anlayamadigim.bi durum . sen bosver bence kafaya takilacak seyler degil . butceni sarsmis ama bu durumla butun omrunce karsilasabilirsin bu yuzden fszla takilma .

Öncelikle geçmiş olsun. Üzmeyin kendinizi, o paranın sizden çıkacağı varmış demek ki. Ayrıca özgüveninizi kaybedecek bir durum yok ortada. Kaç yıllık kasiyerler bile yeri geldiğinde sahte para alabiliyor farkında olmadan. İş yeri sahibi olayına gelecek olursakta zaten eleman eksikliğinden bakıyormuşsunuz kasaya. Sizin asıl işiniz kasiyerlik değilse, hata yapmanız normal.

sorun sende değil işverende.

Çok üzüldüm okurken,çok içten yazmışsın.Patronunu gercekten önemseme,sanki bilerek bir şey yaptın çaldın çırptın.patronunda sahte para kontrol makinesi alsaymış kasaya.İstersen sende kedine sahte paraları kontrol etmek için olan kalemlerden alabilirsin.paranın üstüne karaladığında sahteyse çiziyor parayı.üzülmemeye çalış ve bence iş ara,patronunun bunu bir hata olarak görüp seni cezalandırmamaıs gerekirdi

çalışan insan hata yapar, hepimiz yapıyoruz. özgüvenini kaybetme, iş verenin insandan anlamıyorsa bu onun sorunu. başkası bu kadar dert etmezdi belki de, böyle bir olaydan ötürü güvenilirliğini sorgulamaması lazım.

Senin hatan patronuna kendini sevdirmeye çalışman. Kapitalizmden bekletin nedir? Patronun amacı çalışanları sömürmektir. Güvenini kaybetmiş teey. O seni maldan başka bir şey görmezken. Stockholm sendromu mu desek. Söylediğin üzere asıl işin kasaya bakmak bile değil, nasıl hala "ben dikkatli olmalıydım" diyebilirsin. Asıl demen gereken "Nasıl bu kadar kolay beni kullanmalarına izin veririm, haklarımı çiğnetirim" olmalı. Asgari ücretli iş her yerde bulursun.

Çok geçmiş olsun. Asgari maaşla yapman gerekenden çok fazlasını yapıp bir de kasa sorumluluğu altına sokan patron utanmalı. Ayrıca kasiyerlerin kasa tazminatı olur bu tip durumlara karşı, hukukçu birilerinden daha iyi öğrenebilirsin. Eğer kasa görevlisi olarak belirtilmeyen kişinin kasaya geçmesi suç gibi bir durum varsa dava açabilirsin.

Ben olsam "asgari ücretle o kadar iş yapıyorum, bir de kasa sorumluluğunu yükleniyorum, bir hata yaptım diye zaten 3 kuruş olan maaşımın yarısnı kesemezsiniz" diye patrona çıkışırdım.

Ben de eski işyerimde sahte 100 TL almıştım, hatta (sözde) sahte para kalemi ile kontrol etmeme rağmen parada sorun çıkmamıştı. Sen üzülmekte haklısın ama kendini işverene kanıtlaman gerekmez. Ne kadar yoğun çalıştığını muhtemelen o da görüyordur ama onun için önemli olan kasasına giren paradır kimden ne şekilde girdiğinin önemi yok. Her işveren böyledir demiyorum ama geneli bu şekilde davranır. Bugünden sonra daha dikkatli olman gerek özellikle 100,200 TL gibi büyük paraları verip az bir alışveriş yapan olursa şüphe ile yaklaşmalısın. Hatta böyle gelen olursa miktarın düşük ve kasada yeterli para olmadığını söyleyip mevcut miktarı daha düşük bir para vererek ödeme yapmaya zorla. Nerede çalışıyorsun bilmiyorum ama eğer para bozdurmak için gelen olursa da kesinlikle yasak olduğunu söyle ve geri çevir..

Kameradan kontrol et. Belki yapanlar kötü niyetlidir tekrar gelebilirler.

siktirsin gitsin patronun ! bütün patronlar paragöz...patronun kim ki ona güvenini kaybettin diye üzülüyorsun.o işte çalışırken başına bir şey gelse,çalışamaz durumda olsaydın patronun sana yardım eder miydi yoksa kapının önüne mi koyardı.
üzülme ben de habire para kaybedip duruyorum,dikkatsizlik :( önemli olan senin mutluluğun,böyle saçma sapan sebeplere özgüvenini kaybetme.

ilginiz için teşekkürler. konu işverene gitmedi. müdür ve müdür yardımcısı halletti. benden para almadılar.. benim için tecrübe oldu. artık daha ayık olacağım, kimseye de maddi olarak güvenmeyeceğim. bu seferki hata olarak hoşgörüldü ama bi dahaki hoşgörülmeyecek, kaybedeceğim sadece para olmayacak.. tekrar teşekkür ederim. umarım kimsenin başına gelmez.

bi bok olmaz.
biz daha ne yapalım bilmiyorum ki!
oy verdik, sandığı bekledik. çağrı yaptık. hileleri duyurduk.seçime katılan tüm partilerin genel başkanlarından en alt ilçe teşkilatına kadar herkesin hala çıkıp yaygara koparmamasına hayret ediyorum.

afganistanda yapılan seçimlere döndü artık. neyin seçimi, neyil oylaması. neden yoruldu bu millet bu kadar.

Bahaneye gerek yok artık,

oy çalanlar itiraz geleceğini de biliyor. onlar yolunu bulmuştur.

vizdilva +1 minareyi çalan kılıfını hazırlar.

Türkiye genelinde %50 alan bir partinin %45 almasına şaşırmanız şaşırtıcı bence.Ben sandıkta hile yapıldıgına inanmıyorum,sandık başında daha önce çalışmış biri olarak bunun imkansıza yakın olduğunuda söyleyebilirim.
itirazlar sadece kesin sonucun netleşmesi süresini uzatıyor başka da bir şey olmaz

seçimlerde hile döndüğüne kesinlikle inanmıyorum kimse de inanmaz ancak yenilgiyi kabul edemeyen kişilerin sığınabilecek tek ama tek bahanedir bu

demokrasiye hiç bir zaman inanmadım, kesinlikle gayet açıklar barındıran ve yeri geldiğinde gücü elinde tutan insanın çok rahat bir şekilde kullanabileceği bir sistem olduğunu hep biliyordum.

dün yaşanan örnekte görüldüğü gibi melih gökçek altından girdi, üstünden çıktı, tekrar seçti kendini, yıllardır seçtiği gibi.

sabah 6ya kadar birebir takip ettim elimdeki bütün imkanlarla, melih gökçek için tereyağından kıl çekmek kadar kolay oldu çünkü bu sistemin bütün açıklarını elinde tutuyor o adam, melihe bir şey olursa bütün ankarayı yanında dibe çeker.

yıl 2014 oldu, akp seçileli ne kadar zaman olduğunu hatırlayamıyorum bile, eğer şu dakikadan sonra 'yeaa sandığa güvenmiyorum' diyosanız kusura bakmayın da çok geçmiş olsun, iş işten geçti, ben burada 'oy kullanmak tamamen vicdan masturbasyonu yapmaktır adamlar ölülere, suriyelilere, olmayan insanlara oy kullandıracak yine kazanacaklar' diye her bir politik duyurunun altında wall of textlerle anlattığımda bana gelen cevaplar 'tatava yapma' oldu.

ysk dediğin kurumun kimin elinde olduğunu herkes biliyor, akpnin oylarının düşmeyeceğini, aksine her bir tekrar sayım yapıldığında daha da fazlalaşacağını da herkes biliyor.

devletin güvenebileceğiniz hiç bir kurumu kalmadı, belediye çöpçüsünden tut da milletvekillerine kadar kimse bulunduğu mevkiye hak ederek gelmedi, herkes birinin adamı olduğu için akp bu kadar güzel kadrolaşabildi, akp bu kadar sıkı durduğu için de gece 3de sayımlar durdurulup, melihin oyları o sandıklara dolduruldu.

çok dil döktüm, bunları hep anlatmaya çalıştım, geziden önce biber gazı nedir görmemiş adamlar 'yav he he' dedi geçti, dinlemediniz.

bazılarınız o kadar naif ve safsınız ki, demokrasiye güvenmek olsun sandık olsun laiklik konusunda olsun, özellikle mustafa kemalin askeri olduğunu düşünenleriniz, cidden çok üzülüyorum.

an itibariyle benim anlattığım ama sizlerin inanmadığınız, akpnin yaptığı bütün pislikleri görmüş bulunuyorsunuz, şu dakikadan sonra lütfen oturun kendiniz hesaplayın siyahı ve beyazı.

kendi kanaatime göre mhp nin başka bir partiye karşı diğer partiyi desteklemesi çok büyük bir hataydı,bunun bedeli tabiki olacaktır.Birde bu desteklere rağmen sonuc alamamış olması bu ittifakın taraflarının sorgulanması gerekliliğini ortaya çıkaracaktır.

ben mhp'nin diğer bir partiyi desteklediğini düşünmüyorum. 2009'da mansur'un %27 lik oyunu saymazsak mhp hep %5 - %8 bandında takılıyordu ankara. yine öyle oldu. keza istanbulda'da %4-5 civarında oy alıyor. mesela mhp bu dönem pasif bir aday belirlemiş ve chp adayını desteklemiş olsaydı %8 yerine %4-5 alır, mansur şu an başkan olurdu.

sanmam. o zaten ülkücülüğü manipüle edip etliye sütlüye pek karışmayacak biçimde yönlendirebilmek adına orada.

chp oylarını genelde arttırmadı mı? son 10 yıldır chp'liler ilk kez bu kadar ümitli girdiler seçime. istanbul ve ankara gibi hayvani önemli yerleri kaybederse ucu ucuna kaybedecek.

ha tabi ki çok daha fazlası bekleniyordu ama olmadı. chp tü kaka anlayışı var çünkü. o anlayışı değiştirecek kadar güçlü bir değişim olmaz. olursa da genel seçimlere yetişmez en azından.

chp'de bir değişiklik olsa da genelde ülkede bir değişiklik olmaz artık.

insanların anlamadığı bişey var .ch son 10 yıldır, ama özellikle son 5 yıldır çok ciddi ve sistemli bir şekilde karalanıyor. birçok koldan karalanıyor hemde. insanların zihninde yer etti artık bu lekeler. çamur at izi kalsın hesabı. az önce bile balkonda başbakan yine alakalı alakasız şeyler söyledi chp ile ilgili.

sarıgül son dakika sürprizi yapamazsa chp'nin başına geçecek.

kalemiz dedikleri izmirde bile oylarının çoğunu ya bilinçsizlikten (nolursa olsun partim de partim fanatizmi) ya da alternatifsizlikten alıyo. chp hiç olmadı ki çöksün. diğer illeri bilmem de izmir bariz böyle.

ayrıca 90 yıldır kendine ne katmış ki şimdi değişsin taşlar yerinden oynasın.
aynı tas aynı hamam. bu seçimdeki oyları da oylar bölünmesin kampanyalarına borçlu.

Hiç bir şey olmaz chpde.oyları manipulasyonlu sekilde kazanıyoruz gibi gösterip infial yaratmaya çalışmalarına rağmen kaybettiklerini kendileri cok iyi bildiginden lider olan kişiler cekip evlerine gittiler ve tek acıklama yapmadılar.lider kaybettiğinde lazımdır oysaki.chp alıp alabileceği en yuksek oyun tahminice gecen genel secimde almıstır,bu kadar destege ragmen bu secimde bazı seyler ortaya cıkmıstır.sanal alemde chpli insanların coklugu göz yanıltmasın.Ayrıca ben chp genel baskanının bu sabah kendi cıkıp istifa etmesini beklerdim,ama cok hayalperestim

@dafaiss türkiye genelinde bilinçsizlikten ve ne olursa olsun partim de partim diyen insanların oy verdiği parti konusunda katılmıyorum.

CHP'de ne olacak söyleyeyim. Bence ciddi bir başarısızlık yaşıyorlar. söve söve verdim oyumu chp'ye ki zaten sabah oy vermeye gidene kadar vermem diyordum. Geçen seçimde vermemiştim. Hatay'da akp'den, Ankara'da mhp'den aday çalarak götü biraz topladı. Kendisi hala bir tane bile aday üretemiyor. Çünkü adayları çok farklı niteliklere göre değerlendiriyor onu buraya yazmayayım. Sarıgül'ün istanbul'u alamayacağına adım gibi emindim ve o adam da muhtemelen bunun olasılık dahilinde olduğunu hesaplamıştır. Şişli gitti elinden, şimdi bu adam için maalesef ve maalesef chp başkanlığı zamanı. Öyle bir şey olursa benden genel seçimlerde de oy alamayacak chp.

cemaat demek abd demek. harcayamaz. yani yapamaz daha doğrusu.

Şimdi arkadaşlar "evinde said nursi'nin emirdağı lahikası risalesini okuyan, çorabını cebine sokup abdest alan şakirtler" yapmadı tabii bunları. Yapanlar çekirdek bir kadrodur. Onlara kolay kolay dokunamayabilir ama bu adamlar emniyet müdürlerininin çoğunu açığa aldı. Son okuduğumda 40tan fazla.

Tabana yönelik bir temizlik olur mu? Cemaat yurtları, öğretmenler, memurlar, şirketler, yani kadrolaşmayı sıfırlayabilirler mi?

Cemaat tabanı olmadan bir hiç. Özellikle para kaynağı olan esnaflar. 17 aralıkta birlikte taban cemaate karşı bir tepki koydu. Bu seçimle de birlikte bu açıkça belli oldu. Demem o ki, cemaat tabanda bitmiş durumda.

Tahminim şu: abd cemaatin bi sike yaramadığını anlayip işbirliği yapmaktan vazgececek. Aksine akp ile işbirliği yapmak isteyecek, akp buna evet diyecek. Cemaati yavasca ortadan kaldiracaklar. Zaten fethullah ihtiyarladi yerine geçecek adam da yok. Dagilir bunlar

ben bitirebileceğini düşünmüyorum. az biraz dikkatli bakarsanız zaten yerel seçime kadarki kısa zamanda birbirlerini bitirmek için yeterince sert vurmadıklarını görebilirsiniz. şimdiye kadar yapılanları "yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" diye okumak lazım bence. insanların genel olarak yerel seçime kadar bitecek bu iş diye bir beklentisi vardı ama bence öyle bir şey yok. uzun vadede 2015 genel seçimlerine kadar daha çok darbeler yiyecek diye düşünüyorum. bu sırada hükümetin muhtemel darbelerine bakıp cemaat hakkında da "ya bu muymuş o kadar bel bağladığımız adamlar" diye düşünülmesi gayet muhtemel.

pek beklenmedik bir sonuç olmadı aslında, en azından benim etrafımda kimsenin şaşırmadığı bir sonuç oldu. biraz toplumu tanıyan kimsenin şaşırmadığı diyelim.
-kasetler ve gezi süreci halkın umrunda deil yahu bunun anlaşılmaması da çok ilginç-
Cemaat örgütlü, din bu toplumda önemli ama oy oranını en fazla %1-2 oynatır diyordum burdaki sorulara 6 ay önce bile, hadi ordan deniyordu bana. arkadaş ben cemaat lisesi mezunuyum...10 yaşında tanıdığım bu oluşumu 21 senedir biliyorum hem de çok yakından biliyorum. bi izin ver bi biliyim ne kadar oyu var, ne yapar..demi?
peki ne olcek? bi kere ekonomi kötüye gidecek, gidiyor hep birlikte daha çok ezileceğiz. RTE bunu bastırmak için her itiraz edene hain diyecek bunlar görünenler...daha çok seçim var illa ki sağda yeni oluşumlar çıkacak, cemaat de buna yardım edecek de sonra ne olacak? şimdilik temkinliyim bu konuda hiç belli olmaz, konjüktüre göre biat bile edebilirler, satranç gibi...ah keşke bir de sol ne yaptığını bilerek bişeyler yapsa bunu hala ummuyorum...
sonuç hiç bi halt olmaz abi bu memleketten

Beklenmedik sonuç demenize çok şaşırdım,ben %45 bekliyordum.halk sadece internet kullanan genclerden ibaret değil cunku.Cemaat çok ciddi oy potansiyeli olmayan bir holdingler kurulusuydu,kendi iplerini kendi çektiler.eskiden onlardan alısveris yapanlar artık evlerine sokmuyorlar

cemaat çok kritik noktalara yerleşmiş.hem türkiyede hem dünyada.tamamen bitirilmesi çok zor.hiçbir zaman deşifre edilemeyecek çok sayıda elemanları var.adamlar bütün tarikatların iyi yönlerini bünyelerinde toplamışlar.zaten asıl kadro çoktan kanada ya kaçmıştır.alttan alta savaşı sürdürecekler.çok büyük ihtimalle 2 yıl içindede allem kallem edip savaşı kazanacaklar.ama cemaat de muhtemelen türkiye cumhuriyeti nin son iktidarı olacak.küresel güçler ortadoğuyu tarumar etmek için cemaati ve fettullah'ı kullanacaklar.

40a
30c
20m

Yüzdelerden anlamam ama az farkla akp alacak gibi görünüyor..

Kimin kazanacağını bilemem de kaybeden yine %100 halk olacak..

ankara izmir istanbul chp.

totale vurursan akp önde bitirir yereli, ama genele kadar serbest düşüş ve chp iktidar.

Konda açıkladı. Tahminlerim ile örtüşüyor benim de...
AKP 46
CHP 27
MHP 15

Bu ülke batsa da, yansa bitse kül olsa da CHP yüzde 30 ALAMAZ! Bu da böyle biline...

%40 akp
%35 chp
%15 mhp

akp %36 geçsin bıyıklarımı keserim

diğer partileri bilmem de akp 42-43.

akp 41.7

@ne nicki be +1

istanbul 4 puan farkla akp. izmir ve ankara chp.

akp 39
chp 31
mhp 18
bdp 7
sp 2

imgz.vol.io

+ Ne nicki be

filler 99
çimen 1

Kullanacağınız herhangi bir argüman fikrini değiştirmeyecektir çok çok büyük ihtimalle. Ortam zaten her an gergin, o yüzden he deyip geçin derim.
Sonuçta Tayyip ya da cemaat, giren yine bize girecek her türlü.

@whoosie Konuşmaya başladığında karşısındaki kişiyi ya ikna ediyor ya da sessiz bırakıyor. Haklı/haksız olduğu yanları yazabilir mi birisi? Yani Gladio benzeri yapılanmayı indirmenin Kleptokrasik bir hükümeti indirmekten daha önemli olduğunu savunuyor.

Abi beni bile ikna etti buradan eheh. Şaka maka mantıklı bir tarafı var.

Haklı olma ihtimali düşük olan taraf: Tayyip'i halk ezemez kolay kolay.
Benim görüşümle uyuşmayan taraf: Fethullah Gülen'in çok zararlı bir insan olduğunu düşünmüyorum.

@aguilas negras İşte diyo ki 2 dönem geçsin 3 dönem geçsin eninde sonunda gidecek recep ama fetullah gibi paralel yapılanmalar baki kalıp, bir milletin geleceğini tek elden kontrol ettiğini söylüyor.

la 11senedir cemaatle beraber ülkeyi sömürdüler tayyip türkçe olimpiyat!larında buraya falan çağırdı sonra adama sallıyo burlardan yok paralel devlet yok örgüt yok chpye yanaştılar lan 11senedir beraber yiyen siz değilmisiniz bu halk bunu nası görmüyo lan deliricem ülkemdeki insanlardan utanıyorum artık bırak koyunu amip bile olmaz bunlarda

Kaç gündür tartışıyoruz bu konuyu. Ne olursa olsun tayyip gitsin diyen arkadaşlarım da var tayyibin ne olduğu belli, önemli olan ne olduğu belirsiz olan gücün alt edilmesi gerekliliğini savunan da var.Kafasındaki fikri silmek yerine siz de oturun düşünün ben henüz karar veremedim ki günahım kadar sevmediğim bir hükümetin başıdır kendisi.

Birisi bu arkadaşımı nasıl ikna edeceğimi yazabilir mi? Çünkü neredeyse ikna etmek üzere beni de. Sağlam dayanak noktası lazım ki en azından kafasında soru işareti kalsın. Ayrıca chp neden cemaate doğrudan resti çekmiyor ne mal olduğunu bile bile? Hatta CHP'li Akaydın cemaatin deveti üzerine ABD'ye gitti. Zaman gazetesinde chp yanlısı haberler vs.

Sadece soru şu CHP, cemaat sayesinde lider konuma geçerse statükodan fayda mı sağlar yoksa rest çekebilir mi?

Arkadaşının dediği çok saçma değil. Daha önce buralarda bir duyuruda ben de aynı şeyi yazmıştım ama CHPli kardeşlerim biraz sert çıkmıştı. Eğer CHP de cemaat desteğiyle ülkenin başına gelirse yine aynı şeyler olacak. AKP başa gelirken cemaatle can ciğer kuzu sarmasıydı. Çıkar çatışması olunca bir anda cemaate karşı oldular. Cemaat o kurumlarda, polis teşkilatında, yargıda mozambik hükümetinin desteği ile yuvalanmadı. Bu hükümet ve cumhur başkanı zamanında yargının katledilmesiyle geldiler bu noktalara.

CHP cemaat desteğiyle başa gelirse (şu and arkasında cemaat var gibi bir iddiam yok ama o şekilde başa gelirse) AKP'den bir farkı olmayacak. Cemaat kendine hizmet etmeyecek bir partiyi des-tek-le-mez. Cemaat siyasi bir görüş değil. Bir çıkar için siyasi görüşü her seçimde değişebilir.

AKP'nin kalması cemaatin kalması ikileminde karar veremiyorum. İkisinden de kurtuluruz umudunu taşıyordum 17 atalık sürecinin başlarında fakat maalesef bu işi AKP kazanacak gibi duruyor. Cemaat gidince AKP artık dilediğince at koşturur. Halkın gücü karşısında falan eğilmez. Ben bu kadar kasetten sonra bile oylarının çok düşmeyeceğini düşünoyrum. Bu kadar olaya rağmen destek azalmıyorsa halkın gücü falan yok. Halk malk yok. Nasıl oluyor açıklayamıyorum ama bu adamların kendi kendine parçalanmasını beklemekten başka şansımız yok.

Akp mutlak gucu ele gecirirse hukuki ve anayasal duzenlemeleri vahsice yapar ve cemaati siler ancak sonrasinda daha da kontrol edilemez bir yapi olusturmus olur

Tayyip halkin baskisindan etkilenmez cunku iktidardan dustugunde karsilasacagi baski su anda yasadigi baskidan cok daha fazla olacagini biliyor, bunu yasadi.
Bu yuzden it urur kervan yurur kafasinda bi abimuz.

Cemaat konusunda arkadasin hakli ancak cemaat sonrasi kontrol edilebilir bir akp icin guclu bir muhalefet gerekiyor. Bunun yolu da once yerel sonra genel secimlerden geciyor.
Arkadasiniz akp-cemaat savasinda taraf secmek zorunda degil sadece guclu bir muhalefet icin bu secimde tatava yapmayip basip gecsin genel secimlerde de gonlunden gecen fakat baraja takilmayacak bir partiye oy versin.

Koalisyon hokumetlerinden cok cektik diyenlere biraz da biz cekelim diyorum
Bu adamdan cektigimiz bize yeter

Merhaba;

Arkadaşının dediği kısmen de olsa doğru fakat sonuçta Tayyip de 2002'den beri buralarda. Recep gibi bir başbakan eninde sonunda ezilecektir elbet de, 12 sene oldu artık ezilsin yani. Daha ne kadar, kaç seçim beklenecek.

Ayrıca feto tabi ki bir altyapı, fakat rte de kendi altyapısını kurdu. RTE ve çevresini artık sadece başbakan, hükümet olarak görmek yanılgı olur.

İlk etapta tayyip yerine daha aydınlıkçı, bağımsız, özgürlükçü ve kamucu bir yönetimin gelmesi, yerel olarak büyük iyileştirmeler sağlayacaktır. Bu kontrol içeride bir şekilde feto'yu da alt edebilirse tayyip'ten sonra, feto'nun dışarıdan etkisi büyük ölçüde azalacaktır.

Arkadaşının göremediği sorun şu; illa tayyip ve ya feto kazanacak diye bir şey yok. Yukarıda saydığım özelliklere sahip bir 3. parti/topluluk tüm dengeleri değiştirecek, ikisinden de büyük çoğunluğa ulaşacaktır kanımca.

Yani, eninde sonunda ezilecek diyor tayyip, ama sonuçta 12 senedir burada; ecelini mi bekleyeceğiz daha?

Düşman her zaman cemaatti, tayyip de cemaatin içindeydi zaten. Cemaatin tek rakibi olarak rte'ye oy vermek bence bir yanlış, o adamıtek rakip olarak görmek yanlış. Ben açıkçası çok da sol partizanı bir adam değilim fakat, kendisi sol partilere oyunu verebilir. O vermiyor, bu vermiyor diye diye bu partiler oy alamıyor.

Cemaatin önünü almak sadece hükümetle olacak iş değil. İnsanları bilinçlendirmek, cemaatin insanları kullandığını, cahalete sevk ettirdiğini anlatmak gerek.

cemaat sonrasi kontrol edilebilir bir akp icin guclu bir muhalefet gerekiyor.

Telefondan duzeltemedim 2.defa yazdim.
Bence olay bu
Terel secimde zaten cemaat vs hikaye ama genel secim icin bunu kullanin

Fethullah Gülen ve hangi kankilerini getirecekse onların Türkiye 'si henüz görülmediği için bilinmiyor, elbette yağmurdan kaçarken doluya tutulabilirsiniz, ancak ya zaten dolu yağıyorsa?

Tayyip Erdoğan ve AKP Türkiye 'si zaten anayasanın yok olduğu, ağır aksak işleyen hukukun tamamen sona erdiği, yolsuzluğun falan gündelik aktiviteler haline geldiği, yüzsüzlüğünse tavan yaptığı bir Türkiye. Zaten her anlamda yeryüzünde cehennem oldu burası, her geçen gün de Tayyip tek adam statüsünü perçinliyor, her geçen dakika üzerinde yaşadığınız ülke ciddi anlamda hayatınıza kastedilen, sağlığınızı, mevkinizi, paranızı, mutluluğunuzu kaybettiğiniz bir karadeliğe dönüşüyor. Ben de insan bunu nasıl görmez bunu anlamıyorum işte.

Kısacası; yerin dibini öylesine gördük ki buradan aşağı düşebileceğimiz pek alan kalmadı, dolayısıyla ülkeyi Tayyip hariç kime emanet ettiğimiz benim için fark etmiyor. Dahası Gülen 'le bile olsa CHP 'nin, Tayyip 'in aksine, tabanı tutucu, kırsal değildir, dolayısıyla dağılmadan, tabanını kaybetmeden aynı yolu devam ettirmesi güç. Hadi ki ettirdi; lan insan en azından şansımı denedim diye sevinir, tecavüzü kabullenip bacaklarını aralamış ne çok adam var arkadaş.

önemli not: arkadaşın türkiye hakkında, türk kültürü/geçmişi hakkında bir bok bilmiyor bence, ikna ediciliği geç. Türkiye 'de halk neyi kazanmış, kimi yenmiş, ne değiştirmiş, bırak allasen Tayyip 'i indirecekmiş, Tayyip 'i kendi haline bırakırsan 1000 yıl daha yönetebilir ülkeyi, yeterki ölümsüzlüğün formulünü bulsun.

önemli not 2: bu kadar yazdım çizdim ya, bu seçimden zebellah partisi çıksa yine seçmenin şartları aman da aman değişmeyecek, sadece düzenli olarak sinirleri hoplatmayacak bir yüz giydireceğiz televizyonlara. O sebepten vay efendim gladio, yok efendim pensilvanya 'yı bırakın da, ülkeyi şizofrene emanet etmişsiniz, ona odaklanın, emin olun Türkiye hareketsizliğe, küresel olaylara duyarsızlığa, önemsizliğe alışkın bir ülkedir, Tayyip 'in getirdiği İran seviyesine doğru koşar adım hareketten de yeğdir bu.

arkadaşınız içten içe cemaatin olmadığı bir akp'yi de merak ediyor olabilir. yani cemaati ortadan kaldırmış bir akp acaba nasıl bir hükümet olur? büyük bir soru işareti. ben düşünüyorum mesela, "lan acaba!?!" oluyorum kendi kendime. zor bi seçim..

bi de yukarda @denizrocket bi şeyler yazmış, o kafa yapısıyla biri gelip bana konuşsa koşarak akpye oy veririm.

@sumuklu asilzade Adam agnostik ve gezi dahil bir çok eylemlerde ön plandaydı rte'ye gönül vermiyor yani. Chp faktörü ile ilgili söyledim zaten. Chp cemaat desteği ile başa gelirse tarihin tekerrür edeceğinden korkuyor.

Arkadaşınız pek de agnostik değilmiş bence. Fazla düz mantık yürütmüş.
Cemaatin böyle güçlü bir şekilde var olmasının nedeni bu hükümetti. Yarın chp gelse cemaatçilere bu kadar fazla prim veremez. Tabanı izin vermez bir kere.

Peki ben kendi mantığımı söyleyeyim: Oy verirken; böyle güç oyunlarından ziyade, insan kendi ana ilkelerini göz önüne almalı. Güç birlikleri, daha kuvvetli olana oy vermek, ufak tefek parti değişiklikleri olabilir ama özünde kendi değerlerinize yakın bir partiye/adaya oy vermelisiniz.
Seçimde fethullan gülen ile tayyip erdoğan arasında tercih yapılmayacak.

Bunu da bir yana bırakın; tayyip erdoğan'ın halkın bir yarısını küçümseyen, hakaret eden, gezi'deki gençlere düşman askeri gibi davranılmsını onaylayan tavrını arkadaşınız zaten hoş görebiliyorsa hiç cemaati bahane etmesin, versin direkt oyunu. Suriye konusunda bir türk vatandaşı olarak beni utandıran, kafa kesen el kaidecilere sınırı açıp memleketi kevgire çeviren bir adama oy verebiliyorsa versin. Hiç kafa karıştırmaya gerek yok. Bu aşamaya geldikten sonra arkadaşınızın safı belli olmuş bile. Siz kendinizi kurtarın bence.

arkadaşın düşünmüş ve kendince demokratik hakkını kullanarak devletin milletin bölünmezliğini sağlamak istiyor,e argümanıda haksız sayılmaz bence.kafasından bu fikri silmek için bir şey yapacağınıza konuyu kendi içinizde değerlendirmeniz daha doğru olur.akp yandaşı değilim ama ülkeye karşı bir oyun oynandığını ve halkın genelinin seçimine saygı duyulması gerektiğini,yakıp yıkmak yerine daha değişik bir kurallara uygun siyasi faaliyet gösterilmesi taraftarıyım.ve yapılanların türkiyenin istikrarsızlaştırmasına çalışıldığını düşünüyorum.

hocam kendi adıma konuşmam gerekirse, ben daha fazla bastırılamam, ha ne olur, boynuma ayak bileklerime zincirler bağlanır, öyle yaşamaya mahkum edilirim, o zaman başıma akpden daha beter bir şey gelmiş olur.

inanır mısın ben geleceğimi filan düşünmüyorum artık, her gün, ertesi gün ölecekmişim gibi hissediyorum, tayyip başa geldiğinde daha siyaset devlet polis nedir bilmememe rağmen o adamın suratını televizyonda ilk gördüğüm an bişeylerin yanlış gittiğini iliklerimde hissettim.

kusura bakma da benim gördüğüm şeylerin, yıllar boyu akp tarafından yapılan yüzlerce şeyin onda birini gören adam ne akpye oy vermeyi aklının ucundan geçirir, ne de akpye oy veren birinin oracıkta kafasını koparmamak için dişini sıkabilir, zira akpye oy verene adama inan hiç bir şey olmuyor, burada standart 'cahil cühela' yakıştırması yapmayacağım, zira cahil adamın bile kendi çapında bir mantığı var, insan değiller amına koyayım, ben o adamların varlıklarına lanet ediyorum zira benim hayatımın en verimli dönemi kasvet içerisinde geçti.

kişisel yönü bir tarafa bırakırsak(nasıl olacaksa o), arkadaşın akp sempatizanından ziyade biraz sanki televizyon gazete okuyup da yorum yapan insanlar gibi konuşmuş, fikrine kesinlikle saygı duymuyorum burada 'tabii onun görüşü yehu' demeyeceğim, demokrasi denilen sistemin bug testini bu ülkede yaptılar çünkü, ben nasıl zamanında 'kenan evren yargılanacak' diye umutlandıysam, şuan da 'tayyip gidecek' diye umutlanıyorum.

o arkadaşının kafasında akpye oy atmanın her hangi bir şeye iyi geleceği gibi bir düşünce varsa eğer ben olsam o adamla anında iletişimi keser, bir daha da suratına bakmaz düşmanım bellerdim, akp eğer cemaati de yenerse ben kendimi asmaktan başka bir kurtuluş göremiyorum zira bu diktatörlük ötesi bir yönetim şekli halini almaya başladı artık.

ben şunu anladım, benim hayatımı çekilmez hale getiren insanlara ne saygı duymak zorundayım, ne de bir allahın kulunun beni bu insanların suratlarına tükürmekten alıkoyabilme hakkı var, bu benim öz kardeşim bile olsa, bırak akpye oy atmayı, akpye oy atmayı düşünse bile düşmanımdır zira ben fındık kadar beyni olan bir kimsenin yetersizliğinin, kapasitesizliğinin, aptallığının bedelini benim için paha biçilemez olan ömrümün güzel yıllarıyla ödemek zorunda değilim.

(bkz: ehven-i şer)

yani bu fikir kısa vadede şu an en makul seçenek gibi duruyo.
ama aynı zamanda bu, tayyibi saddamlaştıracak sürecin ikinci basamağı olacak geziden sonra. saddamlaşmanın sonunda da amerikan demokrasisi var.

ya bu cemaatin oy oranı kaç ki bu kadar büyütülüyor? cemaatten biri %1 veya %1,5 civarı diyordu. ben bile %5 falan bekliyordum. e ne olacak o kadarcık oyla mı ülkeyi ele geçirecek? o yüzde bir, iki veya üç kaçsa devletin en önemli kurumlarına sızmıştı, sızacaktı. akp bunu engelledi. artık yoklar, bittiler. nokta. akp yerine chp gelince buyrun kardeşim akp sizi sepetlemişti ama siz gelin yine kadrolaşmaya devam edin mi diyecekler? ben buna zerre ihtimal vermiyorum.

Cemaat underground bir organizasyon. Tayyip ağa herhangi bir şekilde Gülencileri piyasadan tamamen silemez ama AKP'nin hakimiyeti zedelenebilir. Önce AKP'den kurtulmak gerekiyor. Cemaat ile ilgili olması gereken zaten dindarların oluşumun İslami bir niteliğinin olmadığını görmesi. O da zamanla olur umarım.

Evet. Bayağı bayağı yediremem kendime. KOnu ile ilgili bir şey yapıyor musun dersen, bir iki gün moralim bozulur, sonra devam ederim.

Moral olarak cokmem ama kendime sinir olurum. :) Acayip hirsli ama tembel biriyim herhalde bu da hırsımdan kaynaklanıyor.

Aynen. Satranç , tavla gibi çok iyi olduğum oyunlarda bile mağlup olursam çok canım sıkılıyor. Allahtan kolay kolay kaybetmiyorum :)

hayır çökmüyorum, şaşırırım sadece, "nasıl yaptım/yapamadım ben bunu yaa" derim :) kendi içimde "en"sem ve bunu biliyorsam istisna olduğunu düşünürüm. kendimi yıpratmam.

evet. denedim en azından olayı keşke işe yarasa ama sindiremiyorum, nasıl bir egom varsa. çok uzun sürmüyor yalnız unuturum bir süre sonra.

Bugun sirf bu yuzden hayatimin en kotu gununu yasadim sorma :( Bilgi cok buyuk bir agirlikmis

Ben kendimi sikiyorum öyle bir durumda açıkçası.

bende de öyle oluyor bir iki gün geçiyor unutuyorum ama insanın kendine güveni kalmıyor hani istisnadır nolacak ki diyorsun ama yine de koyuyor insana.

götübokluların gerekli tecrübeleri edinmeden gerçekten iyi olduklarını düşünmeleri yasaktır.
benden değil
bu dünyadan böyle.

insan hayal kırıklığına uğruyor tabi,ama potansiyelinizin farkında olup devamı için güçlü olmalısınız

çok doğru karar.

tanıdıkda var dokunmatik vs iyi kamerada iyi. kendisi de memnun bana gore bi sakıncası fiyatı. hani temiz iphone 4 o fiyatlara veriyorlar 550 veya 650 tl cok o telefona. yada temiz bi s3 alınabilir. hayırlısı olsun.

ben kullanıyorum, kesinlikle al derim. boşuna bi ton para verme başka telefonlara.

ben de kullandım birkaç ay harika telefon samsung kullanıyorum şimdi ama gerçekten kullanım kolaylığı açısından samsung'u döver. ayrıca incecik hafif falan doğru karar.

malzemesi aşırı kalitesiz telefon. şöyle söyliyim; samsung telefonu 10 kez düşür bir şey olmuyor general mobile'i 1 kez düşür ekrana paramparça oluyor. aynı kalitesizlik şarj aletinde de var. çevremde bir çok kişide bu telefonu görüyorum çoğu bundan yakınıyor; narin telefon diye. şöyle düşün fiyatı 600 civarındaysa ekranı kırılınca 150 daha vereceğii düşün; öyle bir telefon al

bikaç kez düşürdüm bi cacık olmadı, çok sert düşüşlere bişey diyemem kalitesiz malzeme olduğu doğru bir de sadece kamerası s3'ün yanından geçemez, onun dışında her özelliği iyi. gorilla glass yok büyük markalara kıyaslarsan. onun dışında hiç bir sıkıntısı yok. he bir de yanında gelen şarj kablosu soketi bozuyo bi adet samsung kablo alırsan mutlu mesut kullanırsın.

Hazirandan beri kullanıyorum. Ne ekran kırıldı ne şarjda sıkıntım var. Her şey kullanımlara alakalı. Defalarca rom attım telefon brick de olmadı. Hrr şey sana bağlı. Düzgün kullanırsan gider uzun süre. Hoyrat kullanırsan öldürürsün. 4 kere yere düşürdüm ayrıca

Fotoğraf benim için önemli diyorsan gerçekten alman gereken telefon bu değil. Geriye kalan her şey için general mobile discovery.

benim aldığım, kullandığım, gayet de memnun olduğum telefon.

kıyas: s3

esasında şudur;

www.google.com

eğer yurt dışından getirtme imkanın varsa getirt derim. çünkü 150-200 dolar falan sanırım. mtk işlemci olduğu için imei atmak da kolay.

çevremde kullanan herkes çok memnun

bir baağyan olarak sana katılıyorum bay.

sanırım savaş dinçeldi bunu anlatan,yaşayan.içki masasına çağırmışlar akşam için kendisini,masada kadın olacakmı diye sormuş;ve daha sonra eklemiş masada bayan olsun içki varsa.çünkü bayanın olması içkili ortamda saçmalayacak insanları hem kontrol altına alacaktır hem muhabbet daha güzel ve seviyeli olacaktır demiş.İyiki varsınız ya,estetik olarak güzelliğiniz yanında biz adamları değişik bir otokontrole itiyorsunuz varlığınızla

kesinlikle katılıyorum.

bu arada tam yeri gelmişken sorayım,

1. tezgahtan kurumuş domates sosu lekesi nasıl çıkar?

2. fırın nasıl temizlenir cam gibi yapılır?

askere gittin mi @Batuhanolabilir,tam bir felakatti.bir ay hiç kadın görmedik psikolojimiz bile bozuldu herşeyin ötesinde :)

:)

aslında erkeklere sadece bir kaç dakikalığına kadın olma şansı verilse bir daha hiçbirinin erkek olmak isteyeceğini sanmıyorum.

@Batuhanolabilir gidince bu duyurum aklına gelecek :)
@kaptan maydanoz gerçekler ama bunlar,sadece erkeklerin olduğu bir dünya çekilmez olurdu :)

adam kadın demiş,bizim türk kızları da teşekkür mesajına boğmuş,yazık :(

@kuja

sos lekesinin üstüne kaynar su dök

sonra bekle, soğuyunca suyu al, bi daha kaynar su dök, yumuşayınca da Cif benzeri bişey ve non-woven beznen silersin.

fırına da çok fazla vakit harcama ama gene de sen bilirsin. yaşadığın yerde kuvvetli yağ sökücüler vardır. onnarnan silersin ama ben olsam fırınnan pek uğraşmazdım. fırın dediğin pasaklı olmalı.

lan görevle Hakkâri'ye gittim, 15 gün kadın görmedim de, feleğim şaştı be! cinsellikle bi ilgisi yok! estetik eksikliğinden feleğim şaştı. askerde de, askerlik sonrasında da bire bir bu söylediklerini hissettim...

askerlik dönüşü poliklinikte hemşire, siz askeri doktor musunuz diye sorduydu da, utandıydım...

hemen bilgisayarinizi sakince yere birakin ve sizde emegi gecen en onemli kadina (anneniz ve varsa sevgiliniz olabilir) tatli bir mesaj atin:)

canımsın. mükemmel varlıklarız elbet :)

vu-huğğ (:
pazartesi sabahına böyle başlamak pek iyi geldi (:

Belli bir derinliğin üstünde olan havuzlarda can kurtaran bulundurma zorunluluğu olduğundan derinliği o seviyede tutuyorlar.Benimde boyum uzun ve bana o tarz bi havuzda yüzmek hiç keyif vermiyor

leğen gibi oluyor. hiç girmeyin o işe.

Baliklama atlamayip kurbagalama cirpinacaksan bi ihtimal.

8 sene lisanslı yüzücülük yapmış biri olarak konuşuyorum: boyu 13 metre olan bir havuz yarı olimpik bile değildir. etkin bir şekilde spor yapabileceğiniz bir havuz değil kesinlikle. arkadaşlarınızla eğlenmek için gidebilirsiniz ancak. 1,40 ise cidden çok az derinliği olan bir havuz. balıklama atlayamazsınız. ben olsam asla böyle bir havuza para vermezdim.
bu şekilde havuz sahibi olan ve bunu spor yapılacak havuz diye pazarlamaya çalışan bir işletmenin, havuz işletmeciliği konusunda profesyonel yaklaşımda olduğunu düşünmüyorum. literatürde belli ilaçlama ve devir daim ritüelleri vardır, bu adamların bunları bildiğini/uyguladığını düşünmüyorum. her türlü hastalığa maruz kalabilirsiniz.
diğer bir konu ise eğer amacınız sporsa ve sporun size ekstra külfet oluşturmasını istemiyorsanız (iş yerinize yakın havuz seçmenizden yola çıkıyorum), yüzme işi zahmetlidir. yanınızda bonenizi, mayonuzu, gözlüğünüzü, şampuanınızı, havlunuzu, havuzda giymek üzere bir çift terliğinizi ve saç kurutma makinenizi getirmeniz gerekir. iyisi mi bir fitness merkezine yazılın. daha az eşya taşırsınız ve spor öncesi/sonrası sizin için ızdırap haline dönüşmez.

atlamak yasaksa veya atlamak istemiyorsan gideri var. profesyonel değilsin sonuçta. boyunla da alakalı gerçi, ben 170im 150lik havuzda gayet güzel takıldım. benden uzunsan bir ihtimal rahatsız edebilir.

oha 2 metreye yakın boy demişsin. gitme abi rezillik çıkar. :D

@sapkasiz cikmam abi - 5 yıldızlı bir otelin kendi spor salonu

@eskiden sizofrendim simdi iyiyiz - detaylı cevap için teşekkür ederim. Ancak eklemek istediğim şöyle birşey var; şampuan, havlu, terlik, spor şortu zaten spor salonuna giderken çantamda olan şeyler. Ekstradan gözlük ve bone taşımak çok zor olmasa gerek :) İş yerine yakın tercih etme sebebim spor sonrası mesai servisi ile eve rahatça ulaşımımı sağlamaktı, yoksa ekstra külfetten kaçmıyorum.

Birçok havuz cankurtaran durumu yuzunde 1.40 oluyor.derinde yuzmek elbet daha keyifli ama çok da sıkılmazsın bence.

derinlik normal. spor merkezlerindeki havuzlar genelde benzer derinliklerde oluyor.

yalnız 13 metre ne? şaşırdım kaldım. pek bir randıman alamazsınız 13 metre uzunluktaki havuzdan.

spor merkezindeki havuza atlayıp zıplamaktan bahseden bazı arkadaşlarımıza ne söyleyeceğimi bilemiyorum. atlamak istiyorsanız gidin denize atlayın. kapalı havuzlar bunun için değildir. havuzlara atlayıp sakat kalan insanlar olduğunu hatırlatayım.

ayrıca havuz tam olimpik havuz olsa bile, ki yanlış hatırlamıyorsam derinlik 2.1 metre oluyor o zaman, o havuzlara da atlanmaz. yüzme hocaları öğrencilerine havuza atlama tekniği gösterirler ama bildiğiniz coppadanak atlama değildir o. havuzun kenarına çömelerek, yavaşça girersiniz suya.

bir de bu gibi yerlerde havuza atlayıp etrafı rezil edince yuh deve, su aygırı mısın, öküz müsün gibi lafları yediğinizi iyi bilin. dışımızdan değilse de içimizden söylüyoruz bunu.

Derinlik bence sorun değil ama 13 metre çok kısa.

Bu düşünce için 30 çok erken bir yaş bana göre.. Ben genelde maddi durumu çok iyi olan 40 yaş üstü erkekler için böyle düşünürüm, "eğer problemi olmasaydı şimdiye kadar evlenmişti" gibi.. Ben de bu konularda ön yargılı olmak istemiyorum ama maalesef engel olamıyorum kendime..
Etrafımızdaki insanların durumu etkiliyor bizi, benim etrafımda neredeyse hiç mutlu evlilik yok mesela ve bu durum evliliğe sıcak bakmama engel oluyor, şimdilik şikayetçi değilim ama ileride ne olur bilinmez..

Ayrıca kafada arıza dediğiniz durum herkeste vardır, mutlaka birinin kafası bir diğerine göre arızadır, kimse dört dörtlük değil.. Arıza dediğiniz çok çok büyük bir mesele değilse fazla takmaya gerek yok..

Şimdi düşündüm birkaç yıla kadar 30 yaşında olacağım ve hiç düzgün ilişkim olmadı zaten 6-7 yıldır hiç olmadı.. Kafamda arıza var mı bilemiyorum ama tespitinizde haklı çıkacaksınz galiba..

daha 30a gelmedim ama 30umda evlenip ozgurlugumu kisitlamayacagim. 30 yasin bir insana baglanmak icin hala erken oldugunu dusunuyorum.

not: ariza biri degilim, tanisan oldukca mantikliyim :)

EDIT: der meister'in cevabi uzerine kisitlanma korkumun nedenini aciklayayim. evli olunca gelecek planlarinda benimle birlikte bir insan daha olacagi icin bu planlari gerceklestirmenin cok daha zor olacagini dusunuyorum. istedigimde birakip baska bir ulkeye tasinamayacagim, sehir degistiremeyecegim. bir anda doktora yapmak istedigimde onun benimle birlikte tasinmasini isteyemeyecegimden belki istedigim yerde phd yapamayacagim. her istedigimde tatile gidemeyecegim (onun zamaniyla uymayacak). aktiviteler kisitlanacak vs. durum esten korkma durumu degil. her ne kadar ilgi alanlari, aktiviteler uyacak olsa da koordinasyon zorlugu cok fazla.

Ariza derken, kendi kendine asamadigi bir problem olabilir yada baska bir problem demek istedim.

Gordugunuz her uyan ornegi, bu dusuncenizi desteklemek icin ispat olarak kullaniyorsunuz. Olumlu ornekleri gormuyorsunuz gormek istemiyorsunuz.

altta bir wikipedia linki verilmis. demek istedigim oydu.
surdaki ucuncu ve son iki tanim da ilgili: eksisozluk.com
sizinki istatistiklerle nasil yalan soylenir basligina da uyuyor. yanlis anlamayin, bu sekilde geciyor literaturede.

Olumlu ornek varmi verebileceginiz?

o kişilerin evlenmeyi istemeyebileceğini hiç düşündün mü? cevap beklemeyen bir soru aslında bu, düşünmediğin açık. düşün o halde. herkes senin fikirlerine uygun doğrultuda yaşamak zorunda değil. dünyanın merkezi senin görüşlerin değil. herkes hakkında yorum yapma cesaretini nereden buldun, merak etmedim değil doğrusu.

ek: bunu tikleyip tiklememen umurumda değil. insanları "evlenebilmiş" ve "evlenememiş" olarak nitelendirmen bile evliliği bir başarı olarak gördüğünün göstergesi. oysa kimi insan için evlilik bir başarı değildir, hiç olmamıştır. "senin evlenememen normal" cümlesi ise maalesef ki senin zihninin kötülüğünün dışa yansıması.

İste sorun orda zaten :)
Evlenmek istiyorlar ama olmuyor.
Benim fikirlerim zaten onlarin yasamlariyla dogru orantili olarak gelisiyor. Eger boyle olmasalar bende bu sekilde dusunmem.

@devilred
sakin ol sen bi once. Git bi hava al:)
Fikirlere saygili olmayi ogren, seni tiklememis olmam senin fikrine saygisiz oldugum anlamina gelmez. Ama o ekte yazdigin senin saygisiz biri oldugunu gosterir.

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yani ağır bastığından.

Nazım Hikmet

Çağın değişimi ve insanların beklentileri ile alakalı bir durum bu.eskiden insanların hayattan beklentileri eli ekmek tuttuğunda helal süt emmiş birisi ile evlenip çoluk çoçuğa karışmaktı.şimdi insanlar imkanları arttıkça başka başka uğraşlar edinip erteliyorlar bu düşüncelerini.Ayrıca üniversite yaşamında görece olarak herkes eşitken üniversite bitince çalışmaya başlayınca daha değişik çevrelere giriyorsunuz ve insanlardan beklentileriniz artıyor.Ve daha detaycı analiz ediyorsunuz evlenmeyi planlayabileceğiniz birisini.Ayrıca evlenmeden de evli gibi yaşayabilmek evliliğin büyüsünü öldürüyor kendi içinde(ki bence en büyük sorun bu).
Yani 30 yaşını aşmış birinin sorunu olduğundan ziyade beklentilerinin ve elindeki imkanların değiştiği şeklinde bir de olaya bakarsanız değişik sonuçlar görebilirsiniz.Ayrıca bu sevgililik hali uzadıkça yeni yeni huylarını fark ediyor insan en başta görmediği,sonra da ya bu kadınla hayat geçermi diye düşünüyor.
Yani önyargınızı kırmanızı tavsiye ederim,yaşa takılmaktansa doğru ve anlaşabileceği birini bulmaya çalışmak daha doğru bence.
Ayrıca insan 25ine kadar kendini bile doğru düzgün tanıyamıyor bazen.o yüzden kendini tanıdıktan sonra,ne istediğini bildikten sonra yapılan evlilik sanırım her iki taraf içinde mutlu bir yuva olacaktır

+1 devilred

ben de çocukken 35'ten sonra intihar ederim ne anlamı var niye yaşıyolar falan diye düşünürdüm o aklıma geldi.

30 oldum sayılır, bu tiplerin doğru düzgün ilişkileri de olmamıştır dediğin ciddi ilişki mi kastın? eğer oysa 2 adet ciddi ilişkim oldu. ama eğer kastın bir çok kadınla birlikte olmaksa, 20'den fazla kadınla beraber olmuşumdur. şimdi bu genellemene sokabilir miyim? sokarım bence...

en.wikipedia.org(fallacy)

sizin yaptığınız şey bu. İngilizce bilmiyosanız, bi boş vaktine denk geldiğinde, umarım aychovsky size özetler bunun ne mânâya geldiğini.

ben 30 yaşındayım evliyim eteafımdaki arkadaşlarımda bu yaşlarda evlenmemiş olanlarda var hepside çok kafa düzgün insanlar (bence tabi) hepsinin evlenememesinin ayrı bir sebebi var ama hiç biri arızalı değil benim gözümde çünkü hepsini 10 yıldır tanıyorum ev arkadaşlığı yaptık öğrencilik yaptık beraber.

Ön yargından kurtul derim ben.

özür dilerim ama çok cahil olduğunu düşünüyorum.

+30 ve bekar olmak, özellikle kadınlarda, muhtemelen toplum baskısı yüzünden garip davranışlara sebep olabiliyor. Ama mesele evlenmemiş olmaları değil, Türkiye'de yaşıyor olmaları.

evliler arıza değil hepsi mökemmel diyorsun yani;) iyi kendi adıma sevindim.

+30 bekar erkek olarak kendi adıma şöyle yanıtlayayım:

-Şu ana kadar kimseye kasıtlı olarak zarar vermişliğim yok. İyi bir insan sayılırım. Hatta bir başkası veya başkaları için (iddia ediyorum) çok az kimsenin yapabileceği fedakarlıklar yapmışlığım da var(şu an yapmaya devam ettiklerim de). Evli, aile babası-annesi olup da benden çook daha lavuk olan sürüyle tip mevcut.
-Sevgililer günü vs. gibi günlerde, yanımda habire çocuklarının boku püsürü, eşinin meziyetleri, birlikte nasıl sevgi kelebeği oldukları hakkında konuşan kişilerin yanında hafiften arızaya bağlayıp içime kapanıyorum. Ancak maalesef toplumda bu konuda yalnız insanlara karşı çok da empati ile davranıldığını söyleyemem.(ne biliim ben çok çevik biri olmama rağmen yakınlarda sakat birini görüyorsam otobüse yetişmek için koşmam mesela).
-Yaş ilerledikçe birini bulmak konusunda daha seçici davrandığın, çevrendeki insanların ve seçim havuzunun giderek daraldığı nispeten doğru. Çok çekici, ilber ortaylı kadar bilgili-kültürlü veya karun kadar zengin sayılmam, sözlükteki sevişgen arkadaşlar kadar olmasa da ilişkilerim, beğenip beğenilmediğim, beğenilip beğenmediğim(1.sinden daha az:) de oldu. Ayrıca benden daha çekici, zeki, laf cambazı olup da, halen evlenmeyen arkadaşlar da tanıyorum.
- Bir önceki maddeye istinaden, bana sorarsan evlilik biraz da kabullenmekle alakalı. Ortalama yakışıklılıkta-güzellikte insanların hayalindeki insanı elde etmesi imkansıza yakın. Aşk dediğin şey güzel ve yakışıklı insanların arasında gerçekleşebilecek bir şey. Evlenenler de daha iyisini bulamayacağını kabullenecek kafa yapısına ulaşabilmiş insanlar biraz da.

Buradan az çok böyle görünüyor hocu.

1 defa evlenip boşanmış insanlar nasıl bir düşünüş yaratıyor peki?

30 yaşını geçmiş ve evlenmemiş kişilerin "arıza" olduğunu düşünmüyorum fakat evlilikten kısıtlanma korkusuyla kaçan kişiler bence çok önyargılı.

evli değilim, evlilik uzmanı da değilim ama evliliğin "iyi" ya da "kötü" olarak nitelenebilecek bir şey olduğuna inanmıyorum. ilişkiyi ilişki yapan siz ve eşinizsiniz. korkmanız gereken şey sizi kısıtlayacak, kişisel alanınıza saygı duymayacak, sizinle farklı frekanslarda olacak eş adayları bence.

yani evlenmek tamamen sizin felsefenize bağlı bi şey, ne biliyim. insanların kendi seçtikleri, seçecekleri eşlerinden bu kadar korkmaları garip geliyor bana.

Yeşil elma da uyku açar, ferahlatır.

balkona çık pencereyi aç,kesinlikle temiz hava iyi geliyor.birde kahve derken filtre kahve kadar iyi uyku açıcı görmedim,neskafe aynı etkiyi yapmıyor

Yeşil elma ve gripin. ikisiyle baş edemeyeceğim gün yoktur. Gripin ne alaka dersen içinde bol miktarda kafein var, içmende de bir sakınca yok. kamyon şoförleri uzun yol şoförleri abiler kullanır sürekli :)

bir fincan filtre kahvede 130-140 mg civarı kafein vardır. gripinde bir kapsülde 15 mg kafein varmış. kamyon şoförlerinin kullandığını ben de duymuştum da şimdi kafein miktarına bakınca garip geldi. bu kadar az miktardaki kafeinin nasıl bir etkisi olabiliyor ki?

evet öyle seçiyorsun. o tarz kişilerden de hoşlanıyor olabilirsin.
olması gereken bunların hiç anlatılmaması. sen de anlatırsan bence susarlar.
ağır gelir çünkü:)

Kısasa kısas yap, sana hissettirdiği duyguyu sen de ona hissettir insan psikolojisi anca öyle anlar. Kadınları götürmek olarak gören bir toplumun erkekleri için övünç kaynağı maalesef bu tür anlatmalar.

bu konuların anlatılmasındanda anlatmaktanda hiç hoşlanmayan erkek kişiyim.ayrıca iki sevgili arasında yaşanan cinselliğin anlatılmasıda yanlış bence.sanırım sen gercekten aşağılık kompleksi olan adamları seçiyorsun,genelde biz erkekler arasında bu tarz şeyleri anlatan adamlar genelde hiç bir şey yapamayanlardır.. :)

Cinselliği de geçtim, isimlerini falan biliyordum artık, ikisi beraber tatile çıkıyorlarsa nereye gidiyorlarmış, o yalnızken nereye gidiyormuş. Bu ne rezalet diyor insan adeta değil mi? İnsan aşık olmayagörsün neleri gözden kaçırıyor.

Kisasa kisas+1
Hatta su an sen olmasaydin bence ben sununla sunlari yapardimdan gir gozleri kanlanana kadar susma.

Ne kadar enteresan geldi bana ya. Benim eşim hiç anlatmadı mesela, hatta merak ettim sordum ağzını bıçak açmıyor bu konuda. Sinir oluyorum :) Eski fotoğrafları filan bulup sormuştum neden merak ediyorsun bu kadar deyip geçiştirmişti. Bence hiç hoş değil sevgilinin bunu anlatması.Arıza ve aşağılık kompleksi var bence bu denli uyarmana rağmen anlatıyorsa.

Artık eskilere kısasa kısas yapılacak bi durum da yok. Sadece yine karşıma böyle bir adam çıkarsa ne yapacağımı bileyim. En çok beni bu konuda sinir eden kişiyle birkaç gün önce bitti, midem kaldırmıyordu artık bu kadarını.

hep gösteriş budalası, şekilci, kendini beğenmiş, kendiyle övünen tipleri seçiyorsun demek ki. bu tavırlar sana belki öz güven belirtisi gibi gelip çekiyor ama ukalalıkla öz güveni karıştırıyor olabilirsin.

Dinlemek zorunda degilsin bunlari. Anlatma dedigin halde anlatiyorsa sana saygisi yoktur zaten.

ben tercih edilen bir erkeğim mesajı vermeye çalışıyorlar.

peçeteye biraz bira dök sonra bunla makineyi sil.

ısıt yağlar erisin sonra peçete ile güzelce sil.

bizde benzer bir alet vardı ve suyla yıkıyorduk.başka türlü temizlik olmazki.sadece benim bildigim tel fırca ile fırcalanmaması lazım bunun
edit: bu arada bulaşık makinesinde yıkanmıyor olabilir.ama kesinlikle susuz temizlik yöntemi olmadıgı için hiç düşünme bilr giriş sıcak suyla.o sucugun yagı erimez yoksa.

Biz gayet senelerdir yıkıyoruz bunu ya. Daha ölmedik.

bardak vardır sanırım,bardagın ucte biri kadarına yogurt koy ve arzuna göre tuz.sonra suyu yavas yavas ekleyerek bir çatal yardımı ile karıstır.veya boş bir kavanoz varsa yine üçte bir oranı gecerli olmak üzere doldur kavanoza ağzını kapat kavanozun iyice çalkala.yayık ayran gibi olur

ne kadar yapacagina bagli :) 5-6 kasik yogurdu bir kaseye koy, üzerine azicik su ekle çirp, önce yogurt akici kivama gelsin. çirparak azar azar su ekleyerek ilerlersen topaklanmaz.

önce yoğurdu çırpmak gerek sonra su eklersen daha kolay yaparsın bir de yoğurt hafif sulanır ya o suyu kullanırsan dadından içilmez sayende az önce kendime yaptım içtim :)

sızdırmayan temiz bir torbaya koy içinde bir miktar hava kalsın ağzını büz ve çalkala. baktın seyrek olmuş yoğurt ekle.baktın yoğun olmuş su ekle.baktın tuzsuz olmuş tuz ekle.bu kadar basit.torbayı da ayranı boşalttıktan sonra at gitsin

kaseyle falan uğraşma, bi poşetin içine koy yoğurdu ağzını sıkıca kapatıp deli gibi salla, ondan sonra suyla tuzu koy tekrar sallamaya devam et. işlem bitince bi şişeye falan boşaltıp afiyetle iç.

ben mikserin arkasına takılan şeykır kısmını kullanıyorum. hiç su koymuyorum dışardakiler gibi oluyor.

bardağın üçte birine değil üçte ikisine yoğurt koy, yoksa dandik kebapçılarda getirilen tamamı su olan ayranlar gibi olur. sonra tuz koy ya da koyma ardından su koymadan önce iyice bir kaşıkla zorla karıştır. sonra çok az su ekle gene karıştır azar azar ekleyerek karıştır

uhuya japon demiyoruz.
buna diyoruz.
www.pilfener.com

uhuya 404 diyoruz

uhu
static.avansas.com

404

www.igneiplikburada.com

öncelikle niye uhu dediğinizi sorgulamalısınız. uhu nedir biliyor musunuz?

sorunuzun cevabına gelince, en iyi şeyleri japonların yaptığı inancından kaynaklanır diye düşünüyorum. en iyi yapıştırıcı da japon yapıştırıcı diye isimlendirilmiş zamanında. bu benim yorumum ama. japonya'da böyle bir yapıştırıcı olmadığını duymuştum.

uhu nedir düşünüp bulamadıysaı ben söyleyeyim. uhu bir yapıştırıcı MARKAsıdır. jenerik marka olmuştur kağıt mendile selpak dendiği gibi. yoksa bir yapıştırıcı çeşidi falan değildir.

kot a neden kot dediğimizi duyuncada şaşırmıştım.sonuçta uhununda aynı olması normal.
sıfırın altında nın verdigi cevap ile kibrit suyunun verdiği cevap ortak olarak düşünülünce neden japon dediğimiz net ortaya çıkıyor

benimki daha vahimmiş ;
45.437 kez

o sayilar yanlis. :) ben daha firefox'u bir gundur kullaniyorken bakmistim, 1000 kusur diyordu, bu da demek oluyor ki girme sayisi degil, tiklama sayisi o. kac gun gecti, simdi tekrar baktim 3000 kusur diyor. benim aktivitemde bir azalma da olmadi. yanlis bir seyler var demek ki. :)

facebook ile iletişim kurulan her durum (mesela her sayfada bir fb like butonu var, sayfa açıldığında fb ile iletişim kurup butonu gösteriyor) bu sayının içine giriyor olabilir mi peki?

benimki harika; 6

o da birisi bişey linki vermiştir falan..

2 hafta önce format attığım için 1k şu an

2,040

56.622

menuden, gecmis - tum gecmisi goster deyip arama kutusuna facebook yazarak ziyaret sayisi sutunundan sayfaya gore bakilabilir.

"Have I visited this website before? Yes, once"


kesin yanlışlıkla bir video linkine filan tıklamışımdır. uzun süre hosts dosyasından engelliydi zaten.

17bin208 kez facebook ve ona ait domainler.
4bin97kez de duyuru.

yalnız benimki firefox değil, chrome. history trends adlı bi eklenti ile görülebiliyor. (eklentiyi kurunca biraz beklemeniz gerekiyor grafikleri çıkarmak için)

5 senedir kullanıyorum, daha 15.659.

bu tarz ürünleri kuryenin yanında açmak gerekmiyor mu şikayet edebilmek için? Ben mi yanlış duydum yoksa.

ürünü kurye yanında açıp tutanak almak gerekiyor ogo'nun dediği gibi.. tabi kimse yapmıyor.. bilmiyorum ama iade prosedürleri değişmiştir belki... ara sor gece 24:00'e kadar açık...

tel: 0850 252 40 00

her yerde ürünü kurye yanında açın diyorlar. bunu bir kere denedim. adam açmanız için imzalamanız gerekiyor dedi. imzaladım. sonra resmen kaçtı kendisi. imzalamasam da vermeyecekti paketimi. böyle bir durum da var yani.

edit: yurtiçi kargo.

ülkemizde e-mail ile birşey halletmek hakikaten meşakkatli. telefon edin daha çabuk biter işiniz. eğer kargoda kırılıp zarar görme gibi bir durumu var ise kabul etmeyebilirler. bu arada mng kargo ürünü açtırmıyor bizim sorumluluğumuzda değil diyerek. müşteri ilişkilerine de sordum onayladılar bu durumu. internet alışverişinde yanılıp ta mng istemeyin derim.

ama kargo şirketi beklemiyor ki :/ imzayı alıp gidiyor hemen. ilk defa oldu böyle bir şey...

ben hep kargo görevlisinin yanında açıyorum, imzayı atıyorum tam gitcek oluyo 1 dakka abey diyorum, noldu diyo paketi açıyım bakıyım bi sıkıntı varmı. sonradan sıkıntı çıkarsa bide bunla uğraşmayım diyorum tamam deyip bekliyolar. 1 keresinde aras kargo beklemedi, bastı gitti. üründe şansa sıkıntılı çıktı. mesaj attım adama böyle böyle açacaktım herif kaçtı gitti. ürünün pakedini hiç yırtmadan fotoğrafını çektim direk kırık olduğu belli oluyordu. sonra direk yenisini yolladılar.

gittigidiyordaki bi alışverişti ayrıca.

@it's just a cigarette haklı.bir kere bende adamın yanında kargoyu açtım.imza atmadan açamazsınız sizi bekleyemem gibi bir sürü şey söyledi.hepsi buradada benimde vakti zamanında bir sıkıntım olmuştu.çok zor çözüyorlar insanın derdini.uğraştırıyorlar resmen.allah kolaylık versin

tüketici hakları kanununa göre internetten satın aldığınız ürünleri 7 iş günü içinde sebep göstermeden iade etme hakkınız var zaten. mail'a cevap beklemek yerine internet sitesinde yazan iade prosedürünü başlatın derim.

kuponun arkasında en altta yazıyor. 3010 tl ye kadar bayiler, sonrası ziraat veya garanti bankası şubelerinden.

Şimdi bayiye gitsem mesela 1000 tl kazanıp, adamda o kadar para olur mu bi tereddüt ettim gerçi iyi kazanıyolar
he tabi 17 yaşındayım bi de, oynarken sıkıntı olmuyo da verirken olabilir sanki

varsa veriyor yoksa akşama filan uğra diyor.

yüksek ; + 3000 tl ve üstü kazanmış kuponlarınız varsa bostancı çevresinde ki bazı bayiler % 5-7 fazla vererek satın alabiliyor.
neden derseniz .. adamın elinde kayıt dısı para var .. sizin elinizdeki kuponu satın alıp bankadan bozdurunca o kayıt dısı para kayıt içi hale gelmiş oluyor ;)

bir abine falan rica et senin yerine o alsın. ama büyük gösteriyorsan sıkıntı yok :)

bilyoner,tuttur,oley den falan oyna direk hesabına yatsın para.geçende biri 96milyar tutturdu yasal kesintiyi yapıp şak diye yatırmışlar parasını
edit; bu arada 96bin tutturanda var iddada biz 30tlyi zor görüyoruz :(

milli piyango zaten çek olarak veriyor. o yüzden sıkıntı yok. hesaba yatırır sonra da yatırım yapacak iş kolları ararım. amına koyum para çıktı da harcaması, değerlendirmesi kaldı :)

eksiduyu.ru

sabah ben de bunu düşündüm çıkarsa naparım diye. herhalde hemen ortaya çıkmam bi süre beklerim.falanca şehre çıktı şu bayiden talihli kim muhabbetleri bittiğinde notere giderim.tabi ki yalnız gitmem bu konuda güvendiğim 1 2 kişiyle giderim ki arkama birini falan takmasınlar.sonra sıra gelir parayı alıp çatır çatır ezmeye.
akşama kadar bunun hayalini kurayım bari de bugün çabuk geçsin.

yanlış bilmiyorsam biletin arkasına adını soyadını yazıp imza atınca bileti senden başka kimse tahsil edemiyor eğer vekaletname yoksa,bu öncelikle biletin çalınması riskini kaldırıyor bence.daha sonra yanıma 2-3akrabamı alıp sessizce herhangi bir bankanın banka müdürüne gidip bileti gösterip noter çağırmasını söylerim.öyle bir hafta bir ay bekleyeyim bu iş unutulsun tarzında bekleyemez bence hiç bir insan.kafayı yer,sonuçta bir kağıt parçası 20milyon değerinde ve o kağıt parçasını ne yapacagını bilemez.en doğrusu sanırım ertesi gün çekmek parayı

ubuntu falan kur ya da interneti kapattırdık deyin. modem üzerinden de ssid'i gizlersiniz. göremez.

babana söyle. babana gaz var. kotayı aşacağını paranın içine edeceğini söyle. baban zaten gerisini halleder.

millet rahat ya yemin ederim ben anahtar unutunca zile basmaya çekiniyorum senin dediğine bak. panpa interneti kestirdik biz de nereden haberi olacak ki fatura çok gelince babam kızdı dersin amına koymuşsun kotanın dersin

hanim ablanin gideri varsa hafiften hallen.nisanlisi ingiltere'de ise ...anladin sen onu

laptop u varsa ortak internet kullanımı teklif et.ben kotasız internete geceyim seninle faturayı paylaşalım teklifini yaparsan böylece internet faturası diye bir gercek oldugunu ve bunun para ile ödendiğini anlayacaktır.ben kendi bilgisayarımın bile başkası tarafından kullanılmasına dayanamazken sen iyi dayanıyormuşsun şifre sorma olaylarına falan.allah yardımcın olsun

oracıkta keserim o kadını, ne yalan söyle ne başkasını kat araya dobra dobra söyle kullanma ulan ne beleşçi çıktın, komşu dedik iyilik yaptık bokunu çıkarttın az ye de kendine internet al diye. ne insanlar var ya rabbim ya...

Vur kafasina, beyninin pekmezini akıt!

Bak şiddete meylin var zati, boşa gitmesin..

srcns@

onu buraya taşınırken düşündük. lakin bizim ev giriş katta ve zaten burdaki sinyal çok düşük, üst kattan çekmiyor bizim internet. hem diyorum ya ingilterede nişanlısı var evlenip gidicek, 2 aylığına giremeyiz böyle işe. ama 2 ay boyunca beni huzursuz etmesi (ki 3 aydır ediyor zaten) mesele orası ayrı.

netlimiter kurup ablanin kullandigi voip programini 1kb ile sinirliyorsunuz, ne utanmaz insanlar var.

doğrudur, 3 ay boyunca sgk devam eder, doktora gidip ilaç yazdırabilirsin.

170 i arayıp hangi hizmetin ne kadar devam edeceğini şu anda hangi hastahanelerden nasıl faydalanacagını detaylı öğrenebilirsin.170 sgk ile ilgili her türlü soruyu cevaplıyor ve gerçekten çok iyi çalışıyorlar

90 gün, evet.

360 gün prim ödemişsen, 90 gün boyunca sigortan devam eder, hamilelik durumu ayrı.

@douchebag, valla ben bi şey ödemedim, iş yerim ödemiştir diye düşünüyorum, yanlış mı düşünüyorum :)

bir arkadaşım da genel sağlık sigortasını başlattıysan olur falan dedi. ne kadar da karışık bir o kadar sıkıcı.

iş yerimde www.zyxel.com.tr bunu kullanıyorum. eski iş yerimde de www.airties.com
bunu kullanıyordum ikisinden de memnundum. birinci ürün bir kat aşağıdan kullanılıyor. diğeride 10 m. mesafede iki duvar engeli ile kullanıldı. eğer mesafe uzaksa ya modeme 7 db anten takmanız gerekecek ya da alacağınız kablosuz adaptörü daha geniş yayın alanlardan tercih edeceksiniz. eğer oyun veya hızlı internet istiyorsanız 300 mbps destekleyenlerden tercih edin. bahsettiğim ürünlerin hepsi airties sitesinde var. geniş yayın alan anteni de 2 km wireless falan yazınca açılış sayfamıza bulabilirsiniz. umarım faydası olur.

Ev içinde böyle bişey işini görür sanırım.

www.google.com

www.eksenbilgisayar.com
bununla ilgili ne düşünürsünüz?
bir kaç gündür bakınca bunu alayım diye düşünmüştüm de

ben güzel düşünürüm. yukarda bahsettiğim bütün özellikleri taşıyor. uzakta bile olsa pc yüksek db kuvvetinden dolayı çok rahat sinyal alır. ayrıca 300 mbps desteklediği için oyun falan oynarken de yarı yolda bırakmaz. yalnız bu 300 mbps sinyalin tam olduğu zamanlarda geçerli ki evde çok aşağı düşeceğini sanmam. şimdiden hayırlı olsun diyelim.

teşekkürler @armatür,
verdim siparişi bakalımigelsin göreceğiz

uzonun ustunde bir numara olması lazım.genelde 7 var turkiyede.o tatlılık oranını belli ediyor.genel itibariyle rakı gibi ama hiç belli etmeden çarpıyor

kafaya diken insan tanıyorum ben bunu.

shot veya küçük bir bardakla olabilir. onun değişik bir bardağı var ama nasıl anlatayım şimdi.işte soldur sek iç en iyisi. ama kız gibi yavaş yavaş iç tatlıdır ama fena yamultur.

25 yaşınıza kadar ailenizin sigortasından faydalanacağınız kesin. 25 yaşından sonra ise prim ödemeniz gerekecek. Okuyanlar için 25 yaş sınırını açıkça belirtmişler.

bayanlarda 2008 yılında yani kanun ilk cıktıgında 18 yasını doldurmus olanlarrın hiç bir şey yapmasına gerek yokmus.ama 2008 de 18 yasından kucukseniz sizinde gelir testine basvurmanız gerekecekmiş.kaynak;
video.haberturk.com