en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

orda keywordler var.

olay kısaca şundan ibaret,
müşteri direk senden alırsa bu sana gelir olarak yansıyor
ama fırsat sitesi üzeriden alırsa bunu sana gider olarak gösterebiliyorlar, dolayısıyla gelir gider durumu vergilerinde daha az vergi ödüyorsun

ülke neresi?

dünyanın en önde gelenleri "2008de uçan arabalar gelecek" dediğine göre, bizim gibi burada göt büyütenlerin tahmininin doğru olacağını beklememeliyiz. kaldı ki bu tür teknolojiler 1-2 ay/yılda değil, 20-30 yılda anca gelişip oturur. 2010'da "aha yaptık hacular" deseler günlük hayatta 2030'a doğru anca kullanırız.

hayvanlar üzerinde başarılı denemeler gerçekleşiyor diye haberleri çıkıyodu. çok uzak olmasa gerek.

ohoo ona kalırsa ben kafadan 5 senedir falan kendi dokumuzun eriyen bir kalıp üzerinde çoğaltılmasıyla şekil alacak meme protezlerini bekliyorum silikon yaptırmak için.

2029'da hazir.

var ki su anda.

@serebatan hani?

Çiş yaparken acıyorsa doktora gitmeniz gerekir. Acımıyorsa şimdilik öyle takılın, su falan için.

böbrek tasi olma ihtimali yüksek, acilinden gidin doktora hatta tas takilip tikamis bile olabilir.

ciddi sonuclari olabiliyor böyle seylerin acilinden doktora gidin.

nane, limon, elma kabuğu. kaynat ve yuvarla. bişicik kalmaz.

bende serin bir keşan gecesinde balkonda biralamanın ardından tanışmıştım bobrek taşlarımla, senede 1 ay cosuyorlar (canlari sıkılıp yer degistiriyorlar herhal) agzıma sıcıp sonra uykuya daliyorlar. sancı varsa ağrı kesiciler pek işe yaramıyor novalginin iğnesi tek yol tedavi olana kadar.

doktora gittim bugün evet üşütmüşüm. bilgilendirme olsun bu da. teşekkürler ilgilenen herkese.

zaten yarısı gitmiş hacı battı balık yan gider.

aslinda iyi fikir. once vucuduma sonra tum oda, banyo ve tuvalete de birer fis sikayim sasiirtma taktigiyani; ama bu sefer de ziyan olucak:(

alti üstü parfüm, esyalari oldugundan daha önemli hale getirmemek lazim, insanin en güzel kokusu kendi kokusudur. bence parfümleri cok gerekiyorsa özel günlerde sikmak lazim.

günlük deodorant kullanmak ter kokusunu önlemek icin daha önemli.

mum kutusu al bir tane. onun içine koy. kalkıp mum kutusuna bakmaz. ya da başka bir kutu içini açmayacağı. ortalık yerde bırak bulamaz. avize varsa onun üstüne koy orda da bulunmaz. klima üstü de güzel yer eğer varsa.

geçenlerde biri thy'den otel masrafı falan filan nasıl aldığını anlatıyodu sözlükte, geçen haftanın en beğenilen entry'lerini listeleyen bi yerler hala varsa oralardan bulunabilir.

sana elli kere dedik lufthansadan bilet alma diye. bak sözümüze geldin. gene geldin thy den aldın var çözümü var. amma velakin....

benim uçuşumda uçağımız arıza yaptı
aslında bizi bile bile arızalı uçağa bindirdiler :)
bi yandan yolcu alırken bi yandan onarmaya çalışıyorlardı!
onaramadılar bizi 2 saat beklettikten sonra indirdiler taşıdılar otobüsle tekrar terminale gecenin körü oldu tekrar uçak geldi geceyi havaalanında geçirip ankaraya sabah gelebildim. Herhangi bir tazminatı bırak bir bardak su veren olmadı
Ruh gibiydim indiğimde yahu :( --çünkü kalkacağı vakit belli değil anons yok, bebekli yolcular var veledler sabaha kadar bağırdı--
Üzgünüm ama Münihte türk uçaklarını anons bile etmiyorlar hocam londra uçağını 3 kere en az anons ederken, deneyin tabi ama kimsenin ilgileneceğini sanmam.

parana bişey olmaz. muhakkak iade edilecektir. buna benzer bır olayı benım arkadaşım yaşadı yıne lufthansa da zararı tanzım ettıler. yınede , olayı hukuksal merciye taşıdılar almanyada kı mevzuata hakım bırısı oda mımarlık okudu halen orada yaşıyor mahkemesı fılan devam edıyor ona ulaşınca nasıl bır mevzuat yada yol izlemişler bilgi paylaşırız.

yemek ve internet masraflarimi odetmistim en son lufthansa ya. ama ucus havaalaninda iken iptal oldu, direkt aldim, sonradan degil. bunlari yapabilme haklariniz var.

bildigim kadariyla 24 saat onceden ucusu iptal etme yada erteleme haklari var. bilet ucretini geri alabilirsiniz ama tazminat alamazsiniz.

normalde size acik bilet, ya da para iadesi yapilmasi gerekiyor minimum.

hatta 45 dakika üzerindeki her iptal, ya da saati degistirilen ucusa bunu yapiyorlar.

ek olarak twitleyin kullaniyorsaniz twitter filan, ben pek anlamiyorum ama ise yariyo sanirim.

gecen sene de lufthansa failure seklinde bloglanmisti lfthansanin cok basarisiz, ve bir nevi irkci tavri yüzünden pesisan olan türk yolcular vardi.

lufthansafailure.tumblr.com

@kartonpiyer yav o arkadaşla tanımayı isterim açıkçası, @crucio tazminat konusunda emin misiniz tahmin mi ediyorsunuz?

bahsettiğin şirket dünyanın en büyük havayolu şirketlerinden. önce sırra kadem bastı diyorsun. bu birinci hatan.
ikinci hatan ise grev nedeni ile söylenmen. adamlar GREV yapıyor. sana mesaj gelmiş olması bile mucize demek lazım. nasıl gençsiniz siz? grevi destekleyeceğine grev nedeni ile adamlara söylediklerinize bakın. umarım paranızı alamazsınız.

Yav benim yazdiklarimin herhangi bir kisminda greve destek ermedigim seklinde bir ima var mi. Ben kendi magduriyetimi dusunmek durumunda degil miyim?Umarim bir gun kesinlikle yetismeniz gereken bir ucusunuzu maille, 24 saat once iptal ederler, hicbir sekilde yol gostermedikleri gibi hicbir sekilde ulasilamaz durumda olurlar da,o zaman anlarsiniz benim durumumu. (Ya da neyse ya beddua etmiyorum, gelmesin boyle bir durum basiniza)

@faaip de oiad, şimdi durum şu ki, benim her şekilde öğleden sonra münih'te olmam gerekiyor, zira mutlaka girmem gereken bir sınavım var. lufthansa bana garanti veremiyor ki öğleden sonra o saatte beni ulaştıracağını. bırak garantiyi, adamlara ulaşılmıyor bile

@aelus: telefonla ulaşılmaz tabi. luthansa'nın tr'de kendi çalışanı yok. çelebi gibi şirketler yer hizmeti sağlıyor. o yüzden havalimanına gitsen anlatsan sana thy'den bilet ayarlarlardı. bende münih aktarmalı brüksel'e gidecektim. münhite kar fırtınası olduğu için uçuş 45dk gecikti. 2. uçağı kaçırıcam dedim. bi sonraki munih-bru uçağına binersem geç kalırım dedim. anında thy'nin direk ist-bru uçağına aldılar. en ufak sorun çıkartmadan. telefonla olacak iş değil ama bu.

olabilir ama o da yüz karartici suca girip 6 ay askerlik yapma hakkinizin elinden alinmasi, yani 15 ay askerlik yapmaniza neden olabilir.

emin degilim tam olarak neler bunun icine giriyo ama bi ihtimal gibi dedim.

niye mezuniyetini saydirmak istemiyorsun. askere gitmek istiyorum de gidersin. tecilini kaldirtacaksin

Açıköğretim'e sınavsız kaydolmak için bir kere en az 4 yıllık bir üniversiteyi kazanmış olman yeterli. Eğer vaktin varsa yeni kayıt dönemine dek, bu yolu deneyebilirsin.

hemen sınava girip bir bölüm daha yaz hocam.
edit: tabi sormadık ama, vaktin varsa. zaten vaktin varsa yüksek lisans basvurusu falan da yaparsın.

açıköğretim'e sınavsız giriş yapmak istiyorsan askerlik görevini yapmış olman gerekir. yani açıköğretim tavsiyesi işe yaramaz. yüksek lisansa kasmalısın. okulunun, senin itirazına cevap vereceğini sanmıyorum.

Tecili varsa Açıköğretim için askerlik şartı diye bir şey yok. Arkadaşım aynen bu şekilde yaptı ve hala gitmedi, tecili devam ettirildi... ALES'e girmediyse yüksek lisansa zaten başvuramayacak.

@asyamaris mezun olup ikinci üniversite olarak Açıköğretim'de okumak istenirse, askerliğin tamamlanmış olması gerekiyor. kendim yaptım, ordan biliyorum. senin mantığınla o zaman herkes sürekli açıköğretim okur, yıllarca askere gitmez.

Son iki senedir yurtdisindaydim genelde, acikcasi yoklama kagidi bile gelmedi geldiyse de elime gecmedi. Uniden sonra tecilde ettirmedim. E az 1 sene daha yapmamam gerekiyor ama yuksek lisans falan kasamam malesef. Acikogretim olmuyor bildigim kadariyla...

adi ne? hangi dalda hangi kiloda hangi yas araliginda sampiyon olmus?

45 kilodan +110(emin degilim) kiloya kadar bir suru kilo araligi var. her birinin gencler, yildizlar vs kategorisi var. serbest, grekoromen dallari var. muhtemelen her sene 50 tane turkiye sampiyonu oluyordur

yatağa gir adamla..olağanüstü performans sergilerse doğrudur dediği

saka yollu "ya kadir abi yeme bizi, hadi göster resimleri inancam" filan diyin, foto varsa dogru olma ihtimali var güres gibi sporlarda bin farkli dal oldugundan.

Türkiye'de bütün spor salonu sahipleri o sene şampiyon olmuş...

Yersen....

www.fila-official.com
buradan da bakabilirsiniz, belki işinize yarar.

bu olay yanlış bilinen doğrulardandır. arkadaşın dediği gibi inanmak istemezsinin önce ama genelde doğru çıkar.
allahın dağında bir mahalleden bir spor salonu: www.kibaroglukickboxing.com
www.wfmc-kickboxing.com

@crucio: kadir gırdoğlu. hangi kategoride olduğu yazmıyor. güya 95'te sakatlanmış, ama 99'a kadar hep Türkiye şampiyonu olmuş. nasıl işse...

@serebatan: adı kadir, yoksa tanıyor musun :P
fotoğraf mantıklı, face'inde 50 bin tane kaslı fotosu var, bi tane bile güreş fotosu yok. mantıklı.

güreşi bilmiyorum ama vg de binlerce şampiyona var. Sponsorların yaptığı vs. Hepsi de Türkiye şampiyonu oluyor. Bu da öyle olabilir.

faks özelligi illaki lazi mi bilemiyorum size ama o özellik cikinca ciddi fiyat avantaji elde edebilirsiniz.

www.gold.com.tr
ben sunu aldim bi ay önce. sadece bilgisayara takip cikti alabiliyorum ama bana yeten bu , scanner var evde zaten.

neyse bunun icinde 700 kopyalik toner var dediler ben simdiye kadar 300 sayfa civarinda cikti aldim hala isik misik yanmadi. genelde 500-600 cikti aliniyomus ilk tonerinde bunun.

digerlerinde de benzerdi genelde arastirdiklarimda.

bendeki alet giris modeli, döküman ciktisinda fotokopiciden hic bir farki yok, fakat icinde fotograf, grafik olan ciktilarda cok basarili degil.

cözünürlügü yüksek olursa avantaj her türlü bu tarz foto, grafik bulunan ciktilarda.

Ofiste yer problemi olduğu için all in one bi cihaz bakıyorum.
Teşekkür ettim tavsiyeniz için

yakın zamanda benzer bir duyuruya çok detaylı bi açıklama yapmıştım: (git: 574096)

bir de bu var alakalı: (bkz: #32686957)

hatta ve hatta: (bkz: x neslin entry ve başlıklarını y metreden tanımak)

8284 ne yahu?

bende o huy türemedi, zaten öyle noktalama isaretleri, yazim kurallarini bilmeyenlerden biriyim bende. hatta klavyemde ğ, ş bir de cengelli c yok, copy paste ettim simdi, cok takilmiyorum acikcasi böyle durumlara cok abarti olmadikca. yani cok rahatsiz oldugum yaziyi okumam gecerim.

duyuruda bolca var, paragrafsiz yazmis mesela okuyamiyorum. geciyorum öyle olunca.

bence cok sacma, abarti olmadikca önem vermeyin, dil arac sadece.

kadın mı erkek misiniz?

ağır bir şey kaldırdın mı? veya ani bi hareket yaptın mı?

benim de sabah kalktığımda başlamıştı, öğlene doğru dayanılamaz hale geldi. bi gittim doktora, böbrek taşı.

sizinki bambaşka bir şey de olabilir.

bende benzer bikac durum olmustu, birinde böbrek tasi cikmisti her ne kadar agri noktasi sizinden az farkli olsada, digerinde ise bagirsaklarin oldugu yerde o bölgede bicak saplanmis gibi bir agri bu iki defa oldu, ikisindede doktora gittim hemen hic bir sey bulamadilar, ne enfeksiyon ne böbrek tasi, gaz olabilir dediler agri kesici vurdular iki güne gecti.

yani acilen doktora gidin, hic beklenmedik seyler cikabilir, salliyorum yemegin icine cam kacmistir hoop yutulunca ic kanamadan tutun , gaza, ordan böbrek tasina kadar binbir sey olabilir.

teşekkürler.

@kambocya diasporasi
bel fıtığım var, o sebeple ağır bir şey zaten pek kaldıramıyorum da yine de bir şey kaldırırken filan normalin üstünde dikkatliyim. tabi olabilir.

@serabetan
gideceğim doktora.

bağırsak düğümlenmesi gibi bir şey olabilir mi diye düşünmüştüm ama kusma ve tuvalet sorunu gibi belirtileri varmış, onlar bende yok.

ifade ozgurlugumu kullandim diyemez cunku ataturk e hakaret etmek suc sanki. yanlis mi biliyorum bilmem ama

atilla yayla atatürk'e bu adam dedi diye ceza aldı. o zaman oh olsun diyen insanlar fazıl say olayında ifade özgürlüğü diyebiliyorlar.

1.e zaten öyle oluyor ? olmuyor mu?

2.hakaret içermemek şartıyla kendini ifade etmekte özgürsün.

3.Fazıl Say ne söylediği için yargılanıyor biliyor musun?

4.Fazıl Sayın yargılanmasına sebep sözler kime ait? bunu biliyor musun?

ifade özgürlüğünün sınırı atatürk mü olmalı demek istiyorsun?

5816 sayılı Atatürk'ü Koruma Kanunu Madde 1:

"Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarıdaki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır."

Sorularıma yanıt alamadım, sahiden ne demişti Fazıl Say?
Ha ayrıca şu adam ceza almıyor bildiğim kadarıyla; ki alenen hakaret etmesine rağmen.
Erol Köse, "Bu Fazil Say 'ın küçükken topu inşaata kaçmış.... O yuzden hep salyalı...." mesajını takipçileriyle paylaştı. Köse daha da ileri giderek, "Rabbim seni çarpmış ama emin ol ilk gördüğümde ben de çarpacam seni sen kimsin de Fazil Say ulvi degerlerle dalga geçmektesin!!!" diye yazdı.

twitterda sözlükte atatürkle ilgili onlarca hakaret içeren ifadeye rast gelmişimdir hiçbirinin ceza aldığını sanmıyorum, ayrıca şahsi olarak birine hakaret ettiğinde bu suçtur atatürke özel bir durum değil kaldı ki fazıl sayın kimseye kişisel olarak hakaret ettiği bir ifadesi yok

@jimjim amacım burada tartışma çıkarmak veya değerler üzerinden konuşmak değil, benim sorum yukarıda yazanlardan ibaret.. anayasada maddesi varmış cevabımı aldım ben,
"Sorularıma yanıt alamadım, sahiden ne demişti Fazıl Say?" yazmışsın, bunu duyuruda cevap olarak değil de yeni bir duyuru olarak açsan daha tatminkar cevaplar alırsın

ifade özgürlügünü savunanlarin cogu aslinda ifade özgürlügünü degil kendi fikirleri dahilinde hükümetinki ile ayni bir ifade özgürlügü savunuyorlar.

ifade özgürlügünün temeline aykiri buna benzer ksiilerin hareketleri.

yani bence isteyen istedigi sey hakkinda fikrini belirtebilmeli.

her zaman bir topluluk zaten farkli düsünecek, onlara dokunacak.

bugun din hakkinda bir seyler söylemek isteyenler, atatürke laf gelmesin ister, din sempatizanlari peygamberlerine laf gelmesin derler. her iki tarafta kendi düsüncelerine laf gelmesin ama ifade özgürlügü olsun diyo.

boş zamanlarında twitter'da atatürk'e hakaret eden bir dünya insan var. ve de bunların twit'lerini fav'layan rt'leyen yine yüzlerce insan. üstelik anonim falan da değiller, isim soy isim fotoğraf her şey açık. zerre çekinmiyorlar çünkü arkalarında iktidar var. bu böyledir arkadaşlar. eleştiri iktidarın işine gelince ifade özgürlüğü, işine gelmeyince inançlara hakaret olur. çünkü çağdaş, laik ve demokratik bir hukuk ülkesinde değil, kokuşmuş, kimliksiz ve boktan bir üçüncü dünya ülkesinde yaşıyoruz.

yalnız atatürke değil şahsi olarak birine hakaret etmek suç sorunun cevabı bu olacaktı konuyu başka yöne çekmişsin

@nxtrls benim bildiğim bu bir kamu davası değil, bir mühendis davayı açtı.. Atatürk'e küfreden veya laf atanlar birileri tarafından dava açıldığı takdirde ceza alacaklardır.

ihbar eden muhendistir ama kamu davası gibi geldi bu bana

ıfade ozgurlugu her sart ve durum altında sınırsız olmalı . bu ne ataturk ne hayalı dini kahramanlar veya tamamen kısının cızdıgı bır tanrı fıgurune veya de bir inek icin ozel sart tasımamalıdır. (karsınızdakı kısıye hakaretten bahsetmıyorum , bu durumda etkılenen bır bırey var karsınızda )

bırakın ısteyen ıstedıgını desın , sovmek ıstıyorsa sovsun bırının dusundugu seyı dıle getırmesı suc olmamalı , adamın zıhnınden gecıyor zaten , soylese ne soylemese ne ..

bu tarz sucların bır cercevesı yoktur , gucerklerı kımı cezalandırmak ısterse sızın bır dusuncenızı bu yonde kullanabılırler. bu tarz kanunlar sadece devletın gerektıgı anda kullanabılecegı , ıstedıgını cezalandırmak ıcın kullanabılecegı joker kanunlardır.

siz ifade özgürlüğünü çok yanlış anlamışsınız dostlar. özgürlük bir başkasının özgürlük alanında biter yani birine şahsi olarak hakarette, ithamda.. bulunursanız bunun adı özgürlük değil. ama fikirler, inançlar, din vs. bu gibi konularda herkes istediği görüşü bildirmekte serbest olmalı. çünkü siz dininiz, inancınız, ideolojiniz değilsiniz. bir inançla ilgili eleştiride bulunulduğunda sanki kendilerine hakarette bulunulmuş gibi algılayan bir kesim var maalesef.

Atatürk'ü koruma kanunu olduğundan mümkün değil, ifade özgürlüğüne girmez, cezasını alır.

ifada özgürlüğünün sınırı vardır, olmalıdır. ama o sınır bu kadar dar olmamalıdır! o sınır dini kapsamamalıdır... din inanmayanlara her türlü hakareti eden, gerçek olmayan(aksi kanıtlanamayan) birşeydir, ve din hakkında her türlü ifade serbest olmalıdır.

dine hakaret denen şeyi gerçekten var olan bir insana hakaret etmekle kıyaslamak bile saçmalıktır.

ifade ozgurlugunde teorik olarak cizilmesi gereken sinir en genis aciyla asagi yukari soyle bir seydir. soylenen cumle kamu duzenine karsi dogrudan tehlike olusturacak ya da bir grup insana karsi suc islenmesine dogrudan sebep olacak sonuclar doguruyorsa bu artik ifae ozgurlugunun sinirini asmak oluyor. ornek vereyim.

kenya'da ulan ne kadar ayi varsa hepsi zenci dersen, bu suc olmaz cunku kongo'da zencilere karsi soylenen sozun infial dogurma olanagi yoktur. yani ulkedeki butun beyazlar bir araya da gelseler hic bisiy olmaz. ama fransa'da bunu soylersen suctur. cunku orgutlenen parisyenler, senden aldiklari gazla gettolara saldirabilirler. ote yandan turkiye'de muslumanlara karsi soylenen sozlerin de mesela infial dogurma olanagi yoktur. yani bir takim insanlarin bu sozleri emsal alarak sunnileri kesmeye basladiklarini dusunemezsin. ama ingiltere'de mesela ne kadar musluman varsa sinir disi edilmelidir demek suc olmalidir. cunku bu cidden olabilir.

ote yandan ataturk konusu burda ozel bir durum teskil ediyor. cunku kanunla koruma altina alinmis durumda. o yuzden ne soylersen soyle biri ustune vafize edinip heran davayi doseyebilir

korupark evlerinde var. mimarla alakalı biraz da.

onlarda da oturma odasi yok :) kulturle alakali bence

bence ikisi de gereksiz hobi odasi olsun bilardo masa tenisi falan atalim daha iyi

mimari diye ağaoğlu'nu baz alıyorsan...
mimar yapıyı/mekanı kullanıcının ihtiyacına göre tasarlar, ağaoğlu/toki vs mimarlık yapmıyor.

tamamen maddi durumla alakali, almanya, avusturya icin gecerli en azindan dediklerim, kiyafet odasi filan normal gelirli ailelerde yok, olamazda zaten.

müstakil evde yer coktur yapar, gene ev sehir disindadir kendine aittir yapar ama sehir icinde kiyafet odali ev alabilmek , tutabilmek icin aile olarak 400 bin€ gelir lazim, aile icin bu elbette, normal geliri olup tek yasayip kiyafete ilgi duyarsa belki, o da belki olur.

kisaca film ve programlarda görünenler genelde yüksek gelir grubu, ya da degilse de müstakil evler genelde sehir disinda olur. sehirde yasayan normal adamin gücü yetmez yani.

ortalamanın biraz üstünde kazanıyorum (sanırım) ve benim bırak bir giyinme odasını bir dolabı dolduracak kadar (her mevsim için toplam) kıyafetim yok.

Tek başıma yaşıyorum, kira ödemiyorum, ısınma giderim çok düşük, akıllı telefonum var ve giden aramaları sip üzerinden yapıyorum (aylık ~30 lira yani toplam telefon harcamam) evde televizyonum yok dolayısı ile dijital platform ya da kablo aboneliğim yok. bilgisayarlarım için internet bağlantısını evin karşısındaki MC Donalds'dan sağlıyorum. (ailemin ttnet aboneliği olduğu için ücret ödemiyorum.) şirket arabası var, yakıt ve park (geceleri de dahil olmak üzere) ücreti şirket tarafından ödeniyor.

pek masrafım olmamasına rağmen ben dahi dolduramayacak durumda isem elimde olan kıyafetlerle o odayı, Türkiye'de pek tutulmaması normal sanırım. ben asıl kiler olmamasına şaşırıyorum.

@Argaeos

sorun orayı dolduracak kadar giysiye sahip olmakta değil. sonuçta senin giysin azdır, odanın bir köşesini depolama alanı gibi yaparsın ütü masası, elektrik süpürgesi vs si ne varsa koyarsın. ayrıca giyinme odası deyince aklına çok büyük, basketbol yıldızlarının spor ayakkabı koleksiyonunu dizdiği odalar gibi canlanmasın gözüne, 2 metrekare küçücük bir alanda olabilir. çoğu evde kışlıklar çekyat, baza altındadır ütü masası oturma odasının kapısının arkasında bekçi gibi bekler, o yüzden olsa güzel olurdu diye düşünüyorum.

bence bunun babamasoliimbananickaldirsin'ın dediği gibi kültürle alakası var. eskiden yaşam alanı, ebeveyn banyosu, açık mutfak ya da mutfak adası gibi şeyler bizde de yoktu, şimdi onlar moda.

ayrıca mimariyi ağaoğlundan baz almıyorum, lüks evlere filanda dikkat ediyorum.
boğazda yalıda oturan adnanla bihterinde bile klasik gardırop vardı :D

benim kiler dediğime sen giyinme odası diyorsun anladığım kadarıyla.

annemlerin evinde kilerde ütü masası, elektrik süpürgesi ve bilumum borusu ucu vs, bin senedir kullanılmamış mulineks katı meyve bilmemnesi, konserveler, ayakkabılar, benim atmaya kıyamadığım die-cast'lerim vs var.

normal bir apartman dairesinde yaşıyorum, küçük, penceresiz bir odası var. kiler olarak kullanılmak üzere yapılmış sanırım ama ben orayı giyinme odası yaptım, ikinci el mağaza malzemeleri satan bir yerden mağaza rafları ve altı tekerlekli askılık falan aldım, duvarlara rafları monte ettik, çok kullanışlı oldu. yatak odasındaki gardırop fazlalığına da hiç girmemiş oldum.

@Argaeos:

senin kişisel harcamalarının azlığı tamamen sana özgü bir şey.
normalde evinde televizyon olmayan, interneti karşıki mcdonald's'tan alan insan sayısı çoğunluk değil, azınlık.
o yüzden kendini örnek vermen komik olmuş.

bu arada yue'nin dediği de "kiler" değil.
kiler ayrı bir şey.

giyinme odası denen şey ebeveyn banyo gibi genelde yatak odasının bir uzantısı olan küçük bir odacıktır ve burada söylendiği gibi maddi durumu iyi olanların müstakil evlerinde falan değil, çoğu "apartman dairesi"nde de vardır.
ama bu amerika'da böyle.
avrupa'da böyle bir şey olduğunu zaten görmedim.
yani almanya'da avusturya'da olmaması da normal.

bu arada giyinme odası bizim salonlarımızdan büyük de olabilir, iki adım atabileceğin küçücük bir kiler büyüklüğünde de olabilir.
yani maddi duruma göre değişen şey bu.

ağaoğlu bence mimari için örnek alınmaktan ziyade, "bu kadar özentiler, buna neden özenmiyorlar?" anlamında söylenmiş.
ki ben de böyle bir şeyi beklerim açıkçası.
ebeveyn banyo bir ara ultra lüks olarak görülürdü türkiye'de, şimdi her ağaoğlu ve türevi olan evde var.

giyinme odası da sonraki ebeveyn banyo olacak bence.

Yeni yapılan projelerin çoğunda belli bir m2'den sonra giyinme odası var. Öyle çok büyük değil 1+1 olan dairelerin bile büyükçe olanlarına bunlardan koyuyorlar. Hemen aklıma gelen Nish adalar ve Narcity'de var mesela.

genelde evin salonu buyuk diger odalar kucuk olunca oyle bir alan da yaratilamiyor. turkiyede ailelerin kalabalik
ve bir arada yasamasi kulturu vardi. yatili misafir kulturu vardi. gomme dolap-yukluk falan dusunuluyordu yada tuvaletle banyonun ayri olmasi. yatak odasi genis olanlar bolme duvarla yaptiriyor giyinme odasi benim tanidiklarim var yaptirmis. ama oda buyuklugu onemli yer lazim.

bizim evde giyinme odası da var kiler de var.
ev müstakil, mimar fransız. ancak kendisi küvetin karşısına da boydan boya pencere yapmış mesela.

sormazlar

yok hacı, italya girişinde problem çıkarsalar çıkarabilirlerdi, iyi yolculuklar.

bir de schengen'in üzerinde ticari-turistik gibi bişey de yazmıyor, ilk vize alıştı işin kolaylaştı sadece

geçen ay fransadaydım. şirketle gittim ben de. vizenin üzerinde bişi yazmadığı için sıkıntı olmadı. giriş çıkışta da hiç soru sormadılar bile

fransa orly havaalanı'na gitmiştim aralık'ta. fransa'dan şengen almıştım. hiç bir sorun çıkmadan geçtim pasaport kontrolünden. rutin olarak 1 dakkada bakıp basıyolar mührü. :)

teorik olark ya ilk girilen ülkeden ya da en cok kalinacak ülkeden vize alinmasi gerekiyor, kapidaki polis bunun kanitlarini sorma ve gerekirse seni kabul etmeme hakkina sahip bunu belirtelim en basta.

sendeki durumda zaten fransadan alinmis bir vize var, ve fransaya giris yapilacaksa sorun olmaz bence.

bu arada ben yanlis anlamisim, senin italya ticari vizen var ise ve fransaya giris yapmak istiyor isen isterse problem cikarabilir ama cikaracagini sanmiyorum.

giris cikis, otel rezervasyonu var ise bence sorun olmaz. zaten italyaya giris cikis yapmissin.

edit: fransa vizen varmis, evet neden italyaya ilk giris yaptin diye sorabilirler, ordan en azindan fransaya giris yapman gerekiyordu.

bu durumda vizeni gecersiz kilabilirler, ama eger beklenmedik bir geziydi italyadaki der isen sorun cikmaz. bu durumda yanliz fransa gezinin italyadakinden daha uzun olmasi gerek, o durumda legal olarakta hakli olursun.

mobese kayitlarindan cok emin degilim ama tutanak tutulduysa zaten orda yazar adamin sucu oldugu ileride size karsi bir sey olma durumunda.

bunun yaninda görgü taniklari filan da varsa onlarinda yazili polile beraber tanikliklarini alin derim.

eger dediginiz gibi bir durum ise cok büyümez, gecmis olsun.

zaten acile gideceği için hastane masrafı olmaz. isterse özele gitsin ssk karşılar. adam da kendisi kusurluysa ve bunu kabul ediyorsa bi sorun olacağını sanmam.

yayaya çarpan her zaman suçludur.(edit: her zaman fazla iddalı olmuş) Yayanın olabileceği yerlerde yavaşlamak durumundasınız.

Endişe ettiğiniz konularda kendinizi garanti altına alın bence. Kişiden imza fln...

taksirle yaralama şikayete bağlı, bu yüzden karşı taraf şikayetçi olmazsa kamu davası açılmaz.

ayni okulda degilim ama bizde belli bi saate kadar ödevi internetten yükleyip o deadline a kadar istersen 100 defa silip yükleyebiliyosun.

eger deadline i gectiyse üstünde degisiklik yapamiyosun.

eger deadline gectiyse hocaya maillesin.

tarzi derken bi odada gecen mi?

öyleyse
(bkz: the man from earth)

(bkz: buried)

evet odada geçen. diyaloglara dayalı sıkılmadan izlenebilecek tarzda bir film.
the man from earth'ü izlemiştim. onu da beğenmiştim.

Phone Booth - odada değil ama küçük bir alanda geçiyor tüm film.

www.imdb.com

genelde bi ofis odasında geçiyor.

anatomy of a murder

www.imdb.com

telefon kulubesi

tam olarak istedigin sey degil ama 13 tzameti'yi de sevecegine eminim.

(bkz: Das Boot)

5 saatlik versiyonunu izle derim dayanabiliyorsan. Kırpılmış, 3 saatliği de var. Her şey bir denizaltıda geçiyor. Denizaltının içi de Hint gecekondusu gibi zaten.

the sunset limited

"ekran alıntısı aracı"

başlat'da aratabilirsiniz.

xnview , tuşu kendin ayarlıyorsun, tuşa bastıkça istediğin klasöre ekran görüntülerini kaydediyor

gadwin print screen diye bi program kullaniyorum ben.

kullanisli gayet.

hoversnap kullaniyorum

bu görüntüler aynı anda polisle paylaşılıyor zaten.

weberi meberi bilmem de, dünyada su anda elektronik olsun olmasin her türlü seyi yapmak yapabilmek mümkün.

bu alenen olsa da gayet gecerli.

mesela bu ergenekon olayinda adamlarin telefonlarindaki suc adami tutukladiktan sonra yapilmis alenen olmasina ragmen bir durum yok.

ayni sekilde herhangi bir durumda da güvenlik kamerasi kayitlari buharlastirilabilir, mesela lokal subede saklaniyorsa subeyi su basar kaybolmus denir, ana server a virüs girmis, su basmis, fareler diskleri yemis denebilir, denmistir de yani.

mümkün.

kostümcüm / taksim.

www.amazon.co.uk

deil benim ictigim gunde 4.5 litreyi buluyor. bi zararini gormedim, aksine gayet guzel hissediyorum. herkesin metabolizmasina ve su ihtiyacina gore degisir tabi bu konu. ortalama 3 lt. 24 saat icin gayet sahanedir.

bünyeye bagli bu biraz ama 3 litre fazla degil gibi geldi bana.

5 litreleri görüyorum, daha bi zararı olmadı

böyle bişe var diyolla : (bkz: potomani)

1-2 tane de maden suyu içersen mineral kaybını azaltması için bir zararı olmaz bence(içmesen de olmaz kolay kolay). benim de geçebiliyor 3 litreyi(üstüne nescafe-maden suyu gibi şeylerle 1 litre daha sıvı tüketiyorumdur)

kişiden kişiye de değişir bu durum. spor yaparken terlersen, su kaybedersen daha çok içmen normal. kiloluysan, vücudun normal birisinden büyükse de ihtiyacın daha fazladır, yine normal.

su zehirlenmesi diye bisey var ama 3 litre civarindan sonra tehlikeli diye biliyorum. vucuttaki tuz orani dustugunde beyin ayni tuzu almak icin daha cok su cekiyor, hucreler sisip kanama oluyor-mu$.(onun icin su yerine powerade).
tabii bu 3 litreyle olacak sey degil.

normal insanlardan daha yapılı değilim. 1.63 boya 48 kiloyum. Spor yapıp terlediğim bir durum yok ama gün içinde tatlıyı da tuzluyu da fazla tüketiyorum, dolayısıyla sanırım hem susamamda etkisi oluyordur hem de bahsettiğiniz tuz dengesinin korunmasına belki yardımcıdır. umarım.. hücreler şişip kanlanmasın inşallah :D

bünyeye, işinize, yaşam tarzınıza göre değişir. idrarınız kokusuz ve idrarınızın rengi normal olmalı bunun için de belki 1 litre belki 3 litre içmelisiniz.

tehlikede değilsen hayır.

en fazla ucuz bir otel adresi verirler.

niye yardım etsinler? plansız, programsız mülteci gibi giden boş adamlarla mı uğraşacaklar?

ben su ana kadar türk konsolosluklarindan zerre yardim almadim, yardimi gectim hep köstek oldular bana.

kisaca kesinlikle vermezler diyorum.

evet.

ben olsam üçüne de başvurmazdım, açık açık arardım firmayı, ikyı bağlatır ve soruyu onlara sorardım.. muhtemelen yarın gel görüşelim derlerdi.
not: en az 10 farklı yerde çalıştım, bugüne hiç bir mülakatta elenmedim, en fazla 6 ay çalışıp istifa ettim hep.
en sonunda kendi işimi kurdum.

firma büyük/kurumsalcana bi yerse, 3 pozısyondan size en uygun olanına başvurup, not kısmında belkı eger bu pozısyon doldu ıse dıger staj pozısyonları ıle de ılgılenıgınızı de belırtebilirsiniz.

onlar zaten senin okuduğun bölüme göre vs seni birine yönlendirirler, ama sen farklı bir şey istiyorsan da önyazında belirtirsin. çok merak ediyorsan ik'yı da arayıp sorabilirsin ama farklı veya daha fazla bir şey söyleyeceklerini sanmıyorum ben.sen başvur, çağırırlarsa mülakatta sorarsın illa ki.

ücüne basvurma bence, ben bu hatayi cokca yaptim genel bana geri döndüklerinde hangi pozisyonu istiyosunuz dediler filan ama genelde tek pozisyon daha iyimis öyle dediler hep icerden.

he söyle bi durumda var ayrica, bana kalsa production management, r&d ya da salliyorum marketingden tut materyal alaninda da calisabilirim ama böyle ikilem, üclem, beslem(abarttik ama) in varsa bir tanesine basvur.

benim stajlar hep baska alanlarda oldu iyi mi kötü mü daha cözemedim:)

balkonda abarti bi durum olmasa da kulubesi yoksa üsüyebilir.

eger kulube varsa zaten hayvanin normal dogasi o.

eger yoksa polise sikayet edin, empati yapicak biri illaki cikar ordan. önce konusun elbette ama bahsettiginiz gibiyse zaten laftan anlamamasi muhtemel

düşünememiş ve ilk kez hayvan besliyor olabilir konuşmak iyidir.

Sadece internet için alacaksan gittiğin ülkede kullan at bir hat alman daha mantıklı olabilir. Daha ucuza alırsın internet hizmetini.

ne kadar yiyor bilemiyorum da; olur da limiti geçersen KOL gibi fatura ödüyorsun. çok yüksek meblağlarda. sakın girme o işe. stresi yeter. yurtdışında hat al.

pardon, çoğunlukla değil tamamen whatsapp için istiyorum. onun dışında internette gezinme falan olmayacak.

her baglantiyi, yani whatsapta gelen her mesaji kb degil de bir islem olarak görüyor ise yanarsin.

emin degilim whatsapp nasil calisiyor ya da turkcell nasil bir ücretlendirme yapiyor ama biraz riskli, zaten gidecegin ülkede 20 tl olarak yeni hat ve data hakkini alirsin gibime geldi, almanya ve avusturyada 10-20€ maksimum kart+datayi satin alabiliyorsun.

yurtdisinda cogu yerde free wi-fi var, hic olmadi mcdonalds da ücretsiz baglanti var. onlari kullan.

android kullaniyorsaniz otomatik senkronizasyonu kapatmaniz yarariniza olabilir. ayni sekilde iphone'da da bildirimleri kapatin hep.

benim telefonumda 27 Mart'tan beri whatsapp toplamda 1.70mb data harcamis. 2.04Mb wifi'den harcamis. yani toplamda 4mb harcamis 27mart'tan beri. fakat ben cok az mesajlasirim. Bu sure icerisinde 100 adet mesaj ya atmisimdir ya atmamisimdir. Eger android telefon kullaniyorsun bu istatistikleri gorebilirsin. hatta yurtdisinda da 20mb'dan fazla data kullanmasini engelleyebilirsin.

Kac gun yurtdisinda kalacagini da yazmamissin. turkcell'in bir de 60mb'lik paketi vardi sanirim.

bolum, okul, eyalet?

Sanırım cevabı etkileyecek: bölüm: matematik. Bahsettiğim okul: Ohio State (Ohio/Columbus). University of Washington ihtimali de var (Seattle/Washington).

kesinlikle giderdim. şu an şehir cazip gelmediği için kaypaklık yapıyomuşsun gibi geldi. değilse bile daha iyi bir alternatifin olana dek git orada kal. avrupaya da başvurursun bi yandan, olmadı avrupa olursa bırakıp oraya gidersin ne olacak ki

avrupa konusunda ben de kararsızdım, roma, paris insanı çekiyor kendine ama mevzubahis okullar gayet karakterli okullar. ohio state özellikle. gitmeni tavsiye ederim.

git.

simdi bilgisayari kapatiyorsun ve valizini hazirlamaya basliyorsun. eger sarmazsa 2 yil sonra master'ini alir birakirsin.

yahu aslinda o kadar zor degil.

eger daha iyisini okul bulabiliyosan bul, daha iyi is bulabiliyosan da bul.

yani kimse seni istemedigin bir seye zorlayamaz, rahatsan, nerde mutlu hissediyosan orda kal, orda calis, yasa.

native ingilizce konusmak icin gidilir filan diye bir sey de yok, kim dediyse sallamis yani. dilin zaten belli seviyededir kabul aldiysan. hee ailen eger native dil diye bi tabir kullanabiliyosa dinle onlari ama :)

risk almak istemiyosan kabul ediceksin, kendine daha cok güvenip daha iyi yerlere gelebilecegine, daha güzel sehirlere gidebilecegine inaniyosan onlara basvur hemen zaman kaybetmeden.

ayrica bence sehir ve okul o kadar iyi de degil. yani cok bi risk degil bu.

ben olsam giderdim.

belli ki ya boğaziçili ya odtülüsün. öncelikle böyle bir yerden kabul aldığına göre ortalamanın amına koymuşsun iyi çalışmışsın tebrik ederim :)

şaka bir yana, crucio'ya tamamen katılıyorum. mutlaka git. 1 gün kalıp dönsen bile vizyonunu inanılmaz geliştirirsin.(bkz: doktora terk) baktın ki olacak gibi değil, 2 yıl dişini sıkıp abd'den yüksek lisanslı biri olarak çıkarsın ki bu bence kesinlikle çok özel bir şey. baktın oluyor devam edersin işte.

sen aklını yorma bu işlerle. al takke ver külah.

satıcıdan komisyon kesiyordur.

anlasmalar olabilir.

1000 siparis üstünde komisyon olayi olabilir mesela, salliyorum rakamlari tabi.

aylik anlasmalari da vardir, yillik da olabilir. restoran basina 1000 lira olsa 1000 restoran 1 milyon yapar, bunun yaninda belli siparis üstü komisyon olayi olabilir dedigim gibi ek olarak.

bununla beraber restoranlara bazi firmalari kullanma zorunlulugu getirip diger firmadan komisyonda alabilir. bu icecek firmasi da olabilir, indirim siteside olabilir mesela. bi indirim sitesinden baskasiyla calisamaz der, ndirim sitesinin alacagi komisyonun %30 unu alir mesela.

hatta salliyorum icecek firmasi bunlari sirf bu amac icin kurup sonradan pazar payini arttirma ya da koruma amaci da güdüyo olabilir. cok ihtimali var yani bu olayda para cevirmenin.

izlemedim ama 12 angry men geldi doğrudan aklıma.

gilmore girls'ün dizi tarihindeki en çok diyaloga sahip dizi oldugunu okumustum.

(bkz: 12 angry men)

tamamen diyalog üzerine kurulu ancak önceden izlemiş olma ihtimalin yüksek. :)

anlattığın tam olarak (bkz: the man from earth)

the booth at the end

(bkz: london)

(bkz: the man from earth)

(bkz: runaway jury)

(bkz: smokin aces)

hep konusma olmasada bazilarinda konusma cok fazla.

in treatment

house m.d.

gilmore girls öyledir üstte yazılmış. the big bang theory kesinlikle öyle. geçenlerde cnbc e de gördüm 2 broke girls. o da öyleydi. e bunlar da yeter zaten

www.imdb.com

tek geçerim. Christoph Waltz ve kate winslet var. diyaloglar müthiş.

before sunset

Before sunrise
Before sunset
İkisi de bol diyaloglu.

yandex yada outlook al.

ben kisisel gmail imi kullaniyorum.

kurumsal mailler gidebilir, salliyorum calistiginiz, yardim ettiginiz kurum, okul mailleri gelip gecici olabilir, ama kisisel mailiniz sizin.

gmail i ben basitliginden kullaniyorum, outlook, gmail, yandex cok farketmez ad soyad olduktan sonra bence.

bu cevapla da 5000. cevabimi vermis bulunuyorum:))

@serabetan
tebrik ediyorum. nice 5000'lere :)
+
o hesaptaki mail attığım kullanıcıları direkt karşıma çıkarma gibi bir özelliği var mı peki ? mesela foursquare facebook'taki tüm listeyi direkt buluyor ya onun gibi bir durum var mı ?

ı-ıh. değil.

www.eksiduyuru.com

ayrica:

---- ankara.pol.tr ----
HUSUSİ PASAPORT KİMLERE VERİLİR
1- TBMM eski üyeleri (kurucu ve danışma meclisi üyelerine bu sıfatları gereği yeşil pasaport verilmez).
2- Eski bakanlar
3- 1. 2. 3. derece kadroda bulunan devlet memurları ve kamu görevlileri ile emeklilik veya çekilme sebepleriyle görevlerinden ayrılmış bulunanlara,
4- 1. 2. 3. derecede kadrolara karşılık gösterilmek üzere sözleşmeli olarak çalıştırılan devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile emeklilik veya çekilme sebepleriyle görevlerinden ayrılmış bulunanlara,
5- Sözleşmeli olarak çalışanlardan kadro karşılıkları olmayan ancak T.C. emekli sandığı ile ilgilendirilip emekli kesenekleri 1. 2. 3. kadro derecelerden kesilmekte olan devlet memurları ve diğer kamu görevlileri ile emeklilik veya çekilme sebepleriyle görevlerinden ayrılmış bulunanlara,
6- Görevleri süresince, İl ve İlçe Belediye Başkanları ve ilk kademe Belediye Başkanları, eşleri, bu tür pasaportu almaya hakkı bulunduğu sırada vefat eden ve başkasıyla evlenmemiş eşlere
7- 18 yaşını ikmal etmemiş çocuklara ( müracaat tarihi itibariyle ay, gün ve yıl dikkate alınarak 6 aydan az olmamak kaydıyla)
---- ankara.pol.tr ----

bir de su sitede wowturkey.com birisi gayet aciklayici yazmis.

---- kopi peyst ----
Yeşil pasaportu her devlez memuru da alamıyor. Belli seneler çalışmış olmanız, ve 3/1 kademesine düşmüş olmanız gerekmekte. Eğer yeşil pasaportunuz varsa, tamamen Devletin sorumluluğunda oluyorsunuz, yani devlet size kefildir. Her türlü kaydınz, emeklilik işlemleriniz, mal varlığınız bilinmekte ve kayıt altındadır. Sadece o memurun değil, o aile fertlerinin hepsinin mal varlığı kayıt altında. Yani ülkeyi terk etmeleri, o ülkede kaçak kalmaları mümkün değil. Birinci derece Devlet memurları olduklarından dolayı, Devlet kendi memuruna kefil oluyor. Bu kefaletten dolayı da, bize vize uygulayan ülkeler de ya kendilerinden vize almıyor ya da hemen vize veriyor. Dediğim gibi tüm memuruna kefil olmuyor Devlet. Ancak 3/1 kademesine gelen, uzun süredir memurluk yapan vatandaşlara ve ailelerine kefil oluyor. Yasalara göre yeşil pasaport ancak bu kişilere veriliyor. Yabancı ülkeler de bu renk pasaportu vizesiz kabul ediyor. Her vatandaşa yeşil pasaport veremez ki. Kanunda belirlenmiş kimlerin ne renk pasaport alabildikleri. Tabii ki Devlet önce kendi bünyesinde çalışan, her türlü sicil raporu elinde olan, her türlü güvenlik soruşturmasından geçen kişi ve ailesine öncelik tanıyacaktır.
---- kopi peyst ----

ben kendi ailemden biliyorum, devlet memurları yurt dışı görevlendirmelerinde sorun yaşamasın diye veriliyor biraz da yeşil pasaport. tabii ki derecesine bakılarak. ailesiyle gitmek istediği\gerektiği durumlar söz konusu olabileceği için de eş ve çocuklarının da yeşil pasaport hakkı var.

ayrıca berker kilicli da çok doğru söylemiş. ben elimi kolumu sallayarak gitmiştim neyime güveniyorsam. bir an almayacaklar sandım beni ülkeye. çok soru soruyorlar. çook.

haksizligin dik alasidir.

devlet görevlilerinin zaten görevleri amaciyla gidecekleri ülkelere kolaylik icin hizmet pasaportu var, yesil pasaportu devlet görevlerinde kullanmak illegal zaten, sadece turistik amacla kullanilabilir yesil pasaport.

ek olarak berker kilicli örneginde cok güzel bi yesil pasaportun yanlis ve legal olmayan yöntemini görüyoruz, yesil pasaporta aile sebebiyle ögrenci olarak alabilmek icin 25 yasina kadar aile ile birlikte yasamak gerekmekte, yani yurt disinda oturum var ise zaten yesil pasaport hakki otomatik olarak kayboluyor!

devlet memurlarina kisisel kullanim icin herkesten farkli pasaport vermek haksizliktir kisaca.

konusu açılmışken ben de başka bir şey sorayım.

18'den küçükken yeşil pasaport sahibi olmuş, fakat şu anda 25 yaşını doldurmuş öğrenci olmayan erkek yine yeşil pasaport alabilir mi?

zulüm kelimesini kullananın ağzını yüzünü...

felan

özürlü

felan & falan felan feşmekan.

öldürürüm. bıçaklarım.

Candır

peyderpey, yekpare.
neyi kanıtlamaya çalışıyorlarsa.

sevdicek

Sorunsal

felan.

Felan,bebeğim,gülüm

farketmez

felan +1

Tatlım

sevdicek +1

sipesifik olarak pek bi kelime yok aslinda, kisiden kisiye, egreti durup durmamasina bagli.

keyif. "x'te y keyfi" "çok keyifli bir yemek" tarzı kullanımlarda.
sevdicek
cici
samimi olmayan kadınların birbirine tatlım, hayatım demeleri.

öncelikle ......
öncelikle belirteyim............

her entrynin, yazının başında var. aşırı rahatsız ediyor beni.

proses

yurdum insanı

oha lan ne kadar tahammülsüz adam varmış. noluyo arkadaş birisi sevmediğin bi kelimeyi söylüyo diye bu kadar hiddet. sevmediğin kelimeyi kullanmazsın olur biter.

sevdicek +1
net. +1
"x candır yaa"
canım daha da beteri cnm
abi, hacı, baba
hocam

ter (fiziksel anlamda tiksindiriyo. gözümde canlıyo böyle)
açık konuşmak gerekirse
cover, drive etmek gibi muhabbetin içine serpiştirilen ingilizce kelimeler

kanka. çok kıl oluyorum çok.

farkındalık

1.74 normal bence, bende 1,74 üm :P

su ana kadar kendimi kisa buldugum hic bir durumla da karsilasmadim.

kendimi bi kenara birakirsak insan boy ortalamasi zaten 1.75 filan dünyaya vurursak belki 1.68-1.70 e bile düser.

Jason Statham iyidir. Ben de 1.73'um, ben de iyiyim :P Arkadasim spor yapmak icin illa 2 metre olmak mi lazim? saglikli bir sey neticede hem, calis sen calis.

spor yap tabii de, ne bileyim işinde gücünde başarılı olmaya bak daha çok. para kazan, statü kazan. jason statham, jason statham olmasa kimse dönüp bakmaz. onun olayı zaten fiziği, tipi değil pek. şu çifti yolda görsen ''ulan kıza bak bi de yanındaki dümbüğe bak'' demez misin, ben derim.

www.liveforfilms.com

o adamın vücuduna ulaşmak için en az 2-3 sene aralıksız çalışmalısın biliyosun dimi

hep burclar yüzünden.

bende kova burcuyum. senin burcunla hiç anlaşamam üstelik hep zıtlaşırım boğa burcu erkeğiyle. rastlantıdan ibaret ama şöyle bi gerçek var ki; kova burcu kadınını tanıdıktan sonra zor vazgecersin

miki bende pek anlasamiyorum biraz ego savasi oluyo ortada ama guzellikten ziyade bi asillik bi cekicilik var uzerlerinde

kovayım.

rastlantı, büyütmeyin burçları

yaratabilir.

avusturyada yasayan kisi eger ögrenci ise vize basvurunuzun reddedilme sansi cok yüksek.

diger türlü ev büyüklügü yeterli resmi olarak kisi basi +10m² olmasi gerekiyor, ve mali olarak da hesabinda gerekli para bulunmali sizin icin.

dedigim gibi eger kisi ögrenci ise kesinlikle davet mektubu ile vize almaya calismayin, reddediliyor su aralar.

cv mi maile ekledim.

ektedir daha güzel bence.

Özgeçmişim ektedir.

"CV'm ektedir." doğru bir kullanım. Harfler kısaltmalarına gelen eklere göre devam eder. TBMM'ye gibi."Sivim" diye de doğru, "Cevem" diye de...

doğru da olsa, yanlış anlaşılma ihtimali yüksek. daha risksiz bir şeyler tavsiye ederim.

Özgeçmişim ektedir yazarsan bu tür çelişkilerden sıyrılabilirsin.

Cevabınız "aile tarafından maddi olarak hiç bir sıkıntı yaşamadım" cümlesinde gizli. Kendi başınızın çaresine bakma derdine girmeniz lazım. Hırslı olmak için tek kriter değil, ama hırs kazandırır.

acı çekmek lazım...birşeyi isteyipte sahip olamamak lazım...

armut pis agzima düs olayi zaten kilit burda.

bir sey icin didinmek, basarmak etc lazim ki hirs gelissin.

cevreden geliyo yani. ailenin yapamayacagi bir seye hedeflen sende. yapmak icin basarisiz oldukca daha basarili olmak istersin, muhtemelen yani...

ailenle kavga et, sana maddi destek olmayı bıraksınlar:)

bir de hırslı olunmaz, hırslı doğulur. maddi imkanlarla hırslı olmanın pek alakası yok bence.

ikeadan

teorisi su:

ya ilk giris yapilan ülkeden ya da uzun süre kalinacak ülkeden alinmak zorundadair schengen vizesi.

yani fransada 4 ispanyada 3 gün kalicaksaniz ve bu belgeliyse sorun olmaz.

bildigim kadariyla ispanyaya giris yapabilirsiniz ama cikisi fransa dan yapmak lazim.. bir sekilde oraya gitmek lazim yani.. ama tabi kara yoluyla gidip sonradan ispanyaya donup ordan cikarsaniz bilemezler fransaya gittiginizi, bir daha schengen alacaginiz zaman problem cikartirlar.. giriste ispanyol polisi sorarsa ucak bileti buraya ucuzdu derseniz ama cikisi fransadan yapin mutlaka

aslında dediğin gibi ilk giriş şengeni aldığın ülkeden olmalı, ama bu biraz şans işi. iyi polise denk gelirsen sorun yaşamazsın, kötü polise denk gelirsen de binbir tane soru sorarlar hatta önce fransaya girmelisin cart curt gibi şeyler söyleyip problem çıkarabilirler. tamamen şansına bağlı yani. tabi riske atmasan daha iyi.

en çok ispanya'da kalacağım. fransa'dan davetiye olduğu için oradan alıyorum. fransa'da bir-iki gün bile kalmayabilirim yani. ama dönüşte fransa'ya giriş yapıp 1-2 gün kalabilirim, bu yeterli olur mu?

ya bu şans meselesi işte beni korkutuyor. o zaman fransa-ispanya sınırındaki bir fransız memleketine uçup oradan ispanya'ya geçeceğim mecbur

serabetan o kurali bilmiyordum, ama kara yolunda sinir yok kontrol vs. de olmuyor onu nasil biliyorlar?
kara yoluyla gecis yaparsaniz hangi ulkede daha cok kaldiginizi bilemezler bence

kontrol yok degil aslinda. var ama cok yapilmiyor, trenlerde, otobüslerde kontroller oluyor, araclarda ise random ama az baya.

neyse eger giris cikis damgasi vurdurmaniz gerekiyorsa bunu ordaki polis merkezlerinden yapabilmeniz lazim, hepsi yapamayabilir bunu ama herhangi bir polis merkezine ugrayin onlar söylerler nerede bu islemi yapmaniz gerektigini, eger zor ise bi yere ugramananiz en garantisi sehir merkezindeki uluslarasi tren istasyonunda kesin vururlar damga.

ben iki sene önce bu şekilde giriş yaptım..hiç sıkıntı yok..tiple ilgili de olabilir..bana sormadılar bile..aynısını hatta isviçre almanyada romanyada da yaptım..sorunsuz girişler hepsi

riski alıp ilk önce gidiyorum o zaman ispanya'ya. buna "risk" denir mi bilmiyorum, yani ortada öyle bir risk var mı. çünkü her şey keyfi gibi gözüküyor. beni de nereye yönlendirirseniz oraya doğru gidiyorum gördüğünüz gibi, çok kararsızım.

tipin çok şüpheli(!) görünmüyorsa ve turist olduğun izlenimini iyice verirsen sorun yaşamazsın gibi geliyor aslında. bi de bu ispanyollar çok rahat adamlar, öyle turist murist der geçersin, zaten soru soran olursa ordan fransaya geçeceğini daha uzun süre orda kalacağını filan söyler geçersin, azcık şirin ve kibar olursan problem yaşayacağını sanmıyorum.

İspanyollar pek bir şey sormuyorlar sanki girip çıkarken, ya da bize öylesi denk geldi. 2 kez girdik, 2 kez çıktık, her seferinde güler yüz! Ama Fransa vize verirken sorun çıkartabilir mi? Fransa kendisine doğru bir uçak bileti isteyebilir. Mesela Avusturya'nın vize şartlarında "Hedef ülke Avusturya olmalıdır" diye bir şart da okumuştum.

çarşamba günü arkadaşım yunanistan şengen vizesiyle ispanya'ya girip çıktı, kimse de bişey sormadı.

İspanya takmaz. Her türlü girersin. Fransa bir h şegen alırgen ee bize girmemişsin diybilir. O yüzden vize bitmeden giriş-çıkış yapsan iyi olur. Yapamazsan da Fransa'nın kıyamet koparacağını sanmam. Bu konuda en sıkıntılı ülkeler Almanya, Hollanda ve Avusturyadiye biliyorum".

www.imdb.com

filmin sadece iki üç sahnesinde italyanca söz geçiyor ama catch 22'yi mutlaka izle (dayanamadım affedin)

www.imdb.com

Çok aşırı süper bir film değil, ama komik ve keyifli bir film. Dili de basit sayılır.

www.imdb.com

şöyle bir şey var.

merhaba.
inan çok güzel www.imdb.com

gerekmiyor. hatta salliyorum lufthansa ile biletinizi aldiysaniz o size böyle bi hat verdiyse gerekmiyor kesin eminim.

hayır gerekmiyor; ama aynı firmayla olması önemli olabilir belki..

stres

benim de öyle. nedenini bilmiyorum

genetik.

degerli bir sey degilse atin gitsin

takılmaz.ne yaparsan yap çok iyi dezenfekte edemezsin.

çamaşır suyuna at, eğer zarar görmezse dezenfekte olur. direk atmaktan iyidir.

sırasıyla su - çamaşırsuyu - daha çok sudan geçirmek yeterli olacaktır.

on ölçeğe bir ölçek çamaşır suyu-su karışımına atın. 2 saat beklesin.

varsa alkolle temizle, iğne yapmadan önce pamukla sürerler ya hani ondan. sonra da kullanmadığın bi kap kacak gibi bi şeyde kaynat suda.

temelde alkolün temizlemesi lazim.

önce suyla temizleyin sonra alkol ile.

ayrica bu kadar igrenmeye de gerek yok, insan vucudundan cikan bir sey o.

annem geçenlerde bir avuç altınını çamaşır suyuna koymuş (yüzük, küpe, kolye ucu vs). sabaha bunları ufak altın kırıntıları halinde 'eline aldı'. altın dışındaki diğer alaşımlar çamaşır suyunda çözünmüş anlaşılan. sana tavsiyem, içine sinmiyorsa ziyan etmeden gidip satman. sonra o kaynama noktasında eritileceği için mikrobu kırılır ama yeni üretim bana denk gelmez inş :P

birkac tane ekstrem durumdan bildigim var. ilki ben carson (doktor) digeri george washington carver (botanikci).

cok fazla bilinen siyah bilimadami yok cunku daha 50 yil oncesine kadar koleydiler veya ikinci sinif vatandastilar. kole olmayanlarin dogru durust egitim haklari bile yoktu. eh oyle olunca bilimadami falan da zor cikiyor.

neil degrasse tyson var benim bildiğim
www.famousscientists.org
böyle de bi liste buldum sana

something the lord made filminin konusu dayi var.

en.wikipedia.org

Siyahların haklarını tamamen 1964'te aldıklarını varsayarsak Obama'nın 2009'da başkan olması bile sevindirici aslında. Ben de sosyal bilimciyim, ben de henüz rastlamadım ne yazık ki...

ha bi de bunu buldum, aslında haksızmışım
(git: en.wikipedia.org )

schengen vizen varsa girebilirsin 5 gün diyo.

öyle diyor evet ama ekşiye bakılırsa daha önce girememiş olanlar var.

kapida herhangi bir bahaneyle reddetme hakki var.

vize icin temel kural uzun süre kalinan ya da ilk giris yapilan ülkeden alma zorunlulugudur.

yani almanya vizesiyle almanyada 2 romanyada 4 gün kalma niyetinde reddebilirler kapida.

ben girdim tek gidiş biletiyle sorun olmadı, sonra ama otobüsle macaristana geçtim.
bildiğim kadarıyla giriş sorun değil de, çıkarken laf ediyorlar neden schengen ülkesine geçmedin diye.

replay jeans for him

james bond 007

Dior-higher energy

kenzo leaupar.

JEAN PAUL GAULTIER KOKORICO tek kelimeyle muhteşem.

Kokorico biraz kis kokusu gibi geliyor bana.
Kenzo Leaupar'i cok begenmedim, cok siradan geliyor o da.
Dior Higher energy olabilir, gidip denicem sanirim.

bak şimdi
''Jean Paul Gaultier - Le Male''

diyorum başkada bişi demiyorum.
bunu kullanan erkekler yenir yani o derece

hermes: un jardin sur la mason

tabii ki.

fakat isterlerse size de karsi atakta bulunabilirler. mesela diyelim bunu cikardiniz, evinize yakin baska bi üniversite var, o durumda eger okula gelemeyeceginizi iddia ediyor ve bunu belgeliyorsaniz daha yakindaki yere gitmenizi resmi olarak önerebilirler.

ya da gercekten gerekli bir durum degilse biri ispikler onlarda bunu kanitlar ve ciddi hukuksal seyler yasayip okuldan uzaklastirma alabilirsiniz.

trabzonda iki üniversite var zaten o sorun olmaz ama diğer riskler olabilir... uzun süre yürüyemez i uzun süre yürümemeli olarak değiştirsek. usüle en uygun şekili arıyorum. halı saha kazasıymış gibi gösterilebilir... bu iş çok zaman alacak gibi. başka da yöntem gelmiyor aklıma...

deneyimler, experiences

work experiences

saymaz ama sen yap okulun stajını sonra halledersin

elbette yap...

eger bos kalicaksan yap, saymasalarda yap, neler ögrenicegini orda, ne gibi kapilar acacagini bilemezsin.

peki 16" lik lastiği döndürmek mi daha çok güç ister 18" lik lastiği mi ?

burda araca göre optimum noktayı bulmak önemli

yanlissin.

araclar optimuma göre hesaplanir, ayarlanir, lastikler bunun en önemli parcalarindan biridir, oynamayin.

türkiyedeki yol kalitesini de göz önüne alırsan kısa sürede jantların hasar görecektir. yakıt tüketimini olumsuz etkiler.

haksızsın. ince yanaklı olunca mecburen geniş tabanlı olacak o lastikler. sürtünme artacak, dolayısıyla tüketim de artacak.

jant 18" bile olsa lastik ince yanak olacağından toplam çap aynı kalmayacak mı? benimm araçta da 16" jant var ama kalın yanak lastikle. aynı aracın 18" olanlarına bakıyorum eğer yaylar düşürülmemişse yine lastikler küçük gözüküyor. aman aman bir yakıt artışı olacağını düşünmüyorum

imkansızı başarıp bulsan bile çalışarak okulu yürütemiyorsun. ha bir de vize durumun sebebiyle (Alman vatandaşlığının olmadığını düşünerek yazıyorum) saat sınırı var; şirketler soğuk bakar.
mesleğiyle ilgili işi bir kenara bırak , dönercide çalışıp okulu aksatmayanı tebrik etmek lazım bence.

tamamaen sana bagli. yeteneklerine isine, hangi mühendislik olduguna, senin kalifiye olmana, almanca durumuna, kendini satabilmene filan bagli.

ben su anda olsam almanyada bulabilirdim diyebiliyorum mesela.

ayrica okula etki edecegini hic sanmiyorum normal bi insan icin. haftada 2 gün sinirin var zaten. haftada 20 saat calisip master da ki master in dersleri nispeten kolaydir, ve ders sayisi azdir. bu sirada calismak okula etki etmez.

istisna bölümler ya da okullar olabiliyo, her gün gitmen gereken ama sorun olacagini ben hic sanmiyorum.

kisaca eger almancan varsa ve zeki, akilli ve insan iliskilerin iyise, ki bu en önemlisi aslinda, bence bulunur.

ek olarak bir sey belirtmek lazim, simdi türkiyede master yapan mühendisle almanyadakini karsilastirirsak maas olarak ögrencilikte her zaman türkiyedeki daha iyi maas alir diyorum.en azindan almanyada bulabiliyosa tr de daha iyisini ve daha kariyerlisini bulabilir. bu baska konu. ama türkiyede bulamiyorsa almanya da hic bulamaz bence.