en geç 6 ya da 7 olması lazım.şu an için kesinlikle yasak.

emin degilim ama aksam 10 olabilir yaz dönemi icin.

kanunu falan vardır bunun değil mi? ayrıca şikayet yeri olarak nereye şikayet edebilirim?

haber.gazetevatan.com

beyaz masayı arayabılırsın.

(git: 417555)

geç cevap yazıyorum ama yarın da yaparlarsa diye polisi arayın anında kesiyorlar 6-7 sanırım 7 bile geç hatta hafta içi hafta sonu olarak saat farklı olabilir

Yaşadığın şehri bilmiyorum ama İstanbul'da zaten gündüz beton mikseri dolaştıramıyorsun şehir içinde. Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğünden özel izin alman gerekiyor. Yani belediye istiyor zaten gece çalışılmasını. Beyaz masayı arayıp saatleri öğrenebilirsin. Bizim işimiz sokak arasında olmadığı için rahatzıslık verme durumu yok. Akşam üzeri başlayıp işin boyutuna gere 2-3 bazen sabaha kadar döküme devam ettiğimiz oluyor.

Beyaz masadan hem izin verilen saatleri öğrenebilirsin. Hem de uygunsuz bir durum varsa ceza kestirebilirsin.

takisma abi, niye is harici muhatap oluyosun? muhabbet kurabilecegin eglenceli adam degil demekki. isini yap adamla yeter.

aynı kişiyle ilgili 1-2 kişi daha şikayet ederse dikkate alınır. iş ilişkisi dışında muhabbet etme ve uzatma mevzuyu. bu sefer geçimsiz sen olursun, daha da uyuz olursun.

o günkü dolar kurundan ulaşabilir misin acaba :)

o kadar eski dolar kurunu da bulamadim

yıllık enflasyon oranlarını art arde bileşik olarak ekleyerek yakın bir değere ulaşabilirsiniz.

@yakuza123: o da cok kasis. ayrica o kadar eski enflasyon oranlarini da bulamadim.

2-30 milyon lira arasi yapiyor. kesin veriler olmaz bu konuda. 1-17 milyon dolar karsiligi türk lirasi iste.

(git: www3.tcmb.gov.tr)
1969'a kadar var

1935 te 1 dolar=1.26 TL. imiş. Bu hesapla 100.000 lira 79365 dolar eder. Bugünkü kur ile hesap edersek 79365 x 1,829 =145158 TL.

Altın üzerinden hesap edersen; 1 dolar=1,26 TL Ons=34,84 dolar
79365 / 34,84=2277,98 ons x 1380$/ons = 3143612$ x 1,829 = 5.749.666 TL

Dolar üzerinden gidince bir tuhaflık var gibi geldi şimdi çok düşük çıktı. Sanırım şu 6 sıfır hikayesinden.

1935 yılındaki 10$ ile bugunkü 10$ ın değeri farklı. O yüzden dolara çevirecekseniz doların o günden bugüne değer artışını hesap etmeniz gerekiyor.

Buradan yapılabiliyor www.measuringworth.com

maasi ne kadar olsun ya da dur dur. ben sozlesmede o kismi bos birakayim sen kafana gore yaz rakami.

kamyon söförü olabilirsin.

satışçı işleri böyledir genelde. ya da bir tv kanalında gezmeli program yapabilrisin tabi o kasıyor biraz.

O tarihte önemli bir işin çıktığını söyle. Ne olduğunu sorarlarsa da özel olduğunu, paylaşamayacağını söyle.

ailevi nedenler diyeceksin tabiki ben hep öyle yaptım.

ben de aynı durumda kalmıştım bir kere, başka bir şehirde staj yapmak istediğimi elime böyle bir fırsat geçtiğinden dolayı da kaçırmamak istediğimi belirterek umarım anlayışla karşılarsınızla sonlandırmıştım mail'i.

Zaten çok takacaklarını sanmam. Ama sonradan aynı şirkete işin düşmez umarım.

bence mail atmak yerine ara, konus, ben daha cok istedigim bir yerden teklif aldigim icin gelemiycem , ya da ne biliyim maasiniz düsük de. hatta pazarlik bile edebilirsin öyle. ben yaptim yurt disinda bu dedigimi, ise yaradi.

hic calismiycaksan bile sana saygi duysunlar, üstte sen ol, yani bir daha isin düstügünde mail attiginda aradiginda, isini yaptirabil.

yalan ya da baska bi bahane bir daha o sirkette calisamamana neden olur.

dom u gordunuz mu ? gormediyseniz koln de mutlaka durun 1 saatligine de olsa
hauptbahnhof tan cikar cikmaz zaten gormemeniz icin kor olmaniz lazim
icini gezebilirsiniz buyuklugunu hazmettikten sonra.. kulesine cikabilirsiniz..

önce dom görülebilir sonrasında yürüme mesafesinde lindt çikolata müzesi vardır, hem gezilir hem bol bol tüketilir - yaklaşık 2 saat keyifle geçirilir

3-4 saatiniz varsa, istasyondan cikin, ren kenarinda az dolasin, eski sehre bi girin, dolasin az, dom icin girin cikin bi ama kulesine illa cikmaya gerek yok, cikolata müzesi icinde aynisi gecerli cok zrunlu degil bence. bonn kölnden daha güzel eger aktarma yapicakssaniz bonnda durmaniz daha mantikli.

üstün zeka demişken, az önce şu adamı izledim www.youtube.com

belki senin dediklerinide yapabiliyordur bu kafayla bilmiyorum. ama sherlock son nokta gibi sanki. gerçek hayatta benzer insanlar vardır illa ki. ayrıca bu durum zeka ile de tamamen bağlantılı olduğunu düşünmüyorum. beden fizikse olarak aşırı yorgunsa beynin tam verimli çalışmayacağını düşünenlerdenim.

olabilir. şu maymuna bak:
www.youtube.com
primat beyni, muhteşemdir. insan soyut düşünme, sözlü dil gibi kafasını meşgul eden pek çok toplumsal araca odaklanmak zorunda. bir maymun kadar net olursak, algımız bu kadar açık olursa işin kalanı sadece hayat tecrübemizi algımızın getirdikleriyle eşleştirmek haline gelir. biz desen tanıyan makineleriz. house, sherlock, mentalist gibi uç tiplemeler aslında pek hayal gibi gelmiyor bana bu yüzden.

var öyle adamlar. dizilerini bile yaptılar.

house md: house karakteri.
mentalist : patrick jane karakteri.
lie to me : dr cal lightman karakteri.
monk: adrian monk karakteri.
elementary: sherlock holmes.
sherlock: adı üstünde.
galip derviş: şaka zaten monk un lisanslı çevirisi bu.

tabi bu adamların hepsinin kurgu olduğunu varsayıyoruz ama bu adamlar bana bir heroes dizisindeki karakterler kadar uzak gelemiyor. kesin var böyle adamlar diyorum. ama biz göremiyoruz. göremediğimiz çoğu şeye inandığımıza göre buna da inanmak bana çok ters gelmiyor.

Ben hep Sherlock Holmes'i süper kahraman gibi görmüşümdür. Gerçekte olması imkansız bence. Wolverine ne kadar mümkünse o da o kadar mümkün.

olamaz. savant tipler var, ancak nedense bazi yonlerden cok eksik oluyorlar. yani süper hesaplama yapabliyor ancak sosyal yonu cok tırt oluyor. sherlock mesela hem dahi hem vucudunu iyi kullanıyor (boks vb.) o tarz insanlar cok nadir.

yok. net bir cevap.

cok zeki adamlar var ama bu kadar ütopik karakterler yok. house md modunda, sherlock tadinda adamlar yok yani.

itiraz: eski devirlerde üretim yöntemlerini kopyalamak, haklarında bilgi sahibi olmak ayrı dertti. bir defa çok iyi teknik bilen azdı sayıca, görüp çözüp işler hale getiremiyorlardı. kendini yetiştiremezdi şerlok gibi biri. italyanların dokuma tezgahları uzun zaman sadece italyaya özgü kalabiliyor mesela. ingilizler falan çabalıyorlar ama alamıyorlar. içeri sızamıyorlar. ingilizlerden bir makine çizimi çalıyor amerikan kolonileri, her şey hazır, imall edemiyorlar. çalışmıyor yaptıkları.. şerlok ilerleyen sezonlarda nelere dalmıştır bilmiyorum gerçi. bi parmağında nanoteknoloji bi parmağında organik kimya bi bi parmağında microfluidics mahareti falan yoksa..

hocanin istedigi ve ayarladigi bir sey bu bazi okullarda yari resmidir.

standart bir prosedürü de olmaz genelde.

hocayla konusmak lazim ama genelde hoclardan gelir teklif ya da söyler ögrenci asistani olmak isteyen var mi diye.

Ankara üni ilan koyuyor ama öyle kolay bulunan görülen bi ilan değil sanırım. 2 sene önce bi gördüm bi daha da görmedim. Bi şartı yoktu ama kontenjanlı bi şeydi. Muhabbetin iyi olan bi hocaya veya asistana sorabilirsin ilan edilmiyosa

duyuru yapmışlardı bizim okulda. ilana başvuran en yüksek ortalamalı 3-4 kişiyi aldılar. 250 lira felan ücret alıyorlar sanırım.

çalışma izni yoksa sıkıntılı biraz. uk, kalifiye göçmen alımlarını 2010 aralıkta durdurdu. işveren bağımlı çalışan vizesine ihtiyacın var. o da firmalar için ciddi garantörlük şartları getiriyor falan, bi çok firma yanaşmak istemiyor. belki kendine uygun bi firma bulabilirsin. şansını denemende fayda var.

linkedin, yahoo hot jobs falan ekstra önerebileceğim siteler.

su anda ingilteredeysen ve notlarin filan yüksekse olur bence.

sirket seni isterse alir bu net bir durum ama sirketin seni ingilizlerden daha fazla istemesi lazim, yani bu adami istiyorum ben, baskasi olmaz derse olur. yoksa sans.

sipesifik ilanlar olabilir, türkce bilmesi gerekir türkce + olur filan bu ama cok bel baglanmamasi gereken bir durum.

en kapsamlisi guardian jobs. onun disinda bazi isverenler sadece sektore ozel sitelere ilan veriyor (dernekse charity jobs/third sector jobs gibi), kendi alanindaki siteleri bulabilirsin.

hem lisans hem de yuksek lisansini ingiltere'de yapip sonra iki seneye yakin burada is aramis bir insan olarak deneyimim cogu isverenin calisma iznine ihtiyac duyacak elemana soguk baktigi yonunde. yabanci birini ise almak icin gereken sponsorluk belgesi onlar icin zaman acisindan ve maddi olarak zahmetli oluyor. ankara anlasmasi olayina girmen daha kolay ama o nasil oluyor en ufak bir fikrim yok.

arşiv foreva!
şöyle ki bazı kitaplar oluyor hem tek başına çok pahalı, hem ayrıca bütün kitapları tek tek satın almama -şu anda- imkan yok ; haliyle onları kütüphaneden alıyorum.
kütüphanaler candır; bazen hiç aklımda olmayan kitaplara rastlayabiliyorum ya da başka akımlar/yazarlarla tanışabiliyorum o yüzden güzel. ama soruna cevap kesinlikle arşiv.

ha ayrıca 30-40 yıl sonra çöpe gitmesi tamamen saçmalık. neden öyle düşündüğünü anlamadım? 6 yaşında aldığım kitapları ne kitabı dergileri bile saklarım. 30 yıla az kaldı yani ama boşa gideceğini sanmıyorum; birine bırakırsın? ha e-kitaplar çıktı kim napsın 40 yıl sonra kağıt kitapaları kafasındaysan çok yanlış bir kafadasın : ) zamanı geçmeyecek onların. (en kötü nostalji olur)

maddi külfeti de sağlam sahaflar bularak azaltıyorum.yani kitap okuyan; kitaptan anlayan ve güzel kitaplara sahip bir yer bulursan ki zamanla bulursun; hem seçmede yardımcı oluyorlar hem de ekstra indirim için nazını çekiyorlar. ayrıca festivalleri de takip ediyorum. maddiyat bahanedir mazeret olamaz;)

ben arsivcilige ciddi anlamda karsiyim, özellikle indirme filmlerle yapilana, sacma, gereksiz, bosa mastürbasyon.

kitap icinde benzer, yani kütüphanem olucak diye degersiz kitaplari saklamak bosuna amelelik, cok sevdigin illaki kütüphanemde olsun denilen kitaplar vardir gercekten alinasidir, acar bikac senede bir okursun, bunlari alabilirsin belki ama diger türlü cok sacma bence.

erisimin varsa kütüphane en mantikli, en az israf olan ve en efektif yol.

bir daha kullanmayacagin seye o kadar para vermek, bosuna evde yer kaplatmak cabasi.

internet filmciligi de ayni iste, etrafta binlerce adam var arsiv yapcam ben diyen, bir kere bile seyretmedigi dandik 2. sinif filmleri indirip saklayan 20 tane dizi arsivliyen filan, dizimag misin abi.

ek olarak e kitap denen bir sey var illaki hepsini buliyim diyosan evimde, al bi kindle güzel güzel kullan, türkce arsiv yok pek ama.

ayrica kitap kokusu fetisti olmamak lazim, evet güzel, gercekten eglenceli kitap okumak ama kindle da ayni etkiyi yapiyor kokusu haricinde.

Bu konuda edebiyat hocam formatlamistir beni
Arsiv kutuphane rafda duran tovlu kitaplar kadar aci verici ne olabilir, kitaplara kokular sinmeli cay kahve damlamali yasanmisligi olmalo elden ele gezmeli cok kisinin yoldasi olmali cantalarda sikismali...
Neyleyim gicir gicir rafta tozlanan kitaplari.. ruhsuz islevsiz..

Kutuphanelerden es dosttan rica ederim, yeni bir kitapsa alirim

Gercekten sahip olmak istedigim kitaplar el yazmalari, altin harfli eski osmanli lugatlari yada eski tarih kitaplari olabilir, tabi bu kitaplari fonlayacak kaymaha sahip olmadigim ve , uhtemelen olamayacagim icin (muzayedelerde satiliyor bu kitaplar) bi kitapligim arsivim hic olmayacak.

Kitaplarimi birilerine vermek aliskanlik gibi, once almak icin gozum kalir okuyunca kime versem diye bakinirim :))

yatağım hemen kenarında iki tane kütüphanem var. keyif veriyor onların orada olması. kışın oda daha sıcak gibi geliyor, yalnızken daha az yalnız hissettiriyor. onları okurken yaşadıklarım aklıma geliyor bakınca, arada açıp bakıyorum not aldığım, işaretlediğim sayfalara. babamdan gelen bir alışkanlık benimkisi. babam anlatır hep, ona sormuşum bu kitapların ne zaman benim olacak diye küçükken :)

kağıt kitapların zamanı geçmeyecek diyen arkadaş evinde kil tablet bulunduruyor mu merak ediyorum.

suc duyurusunda bulunmaniz lazim.

ben bunu 2001 de yapmistim, telefonu kullanan kisiler belli olsada maalesef hic bir sey yapilmadi.

IMEI numaranla adliyeye gidip suç duyurusunda bulun, ifade ver.

peh bende 6 yıl once kadar imeı ıle ıfade vermıstım. hıc bısey cıkmadı.

@tadutadu ben de 2 ay önce imei ile ifade vermiştim, savcılık çalan kişiye mesaj atınca 10 gün sonra yusuf yusuf getirdi verdi telefonu "buldum" diye.

arastirma yapiyor olabilir. arastirma tagleri üstünden ariyor olabilir.

yada karikatür filan ariyoda olabilir.

ben "komik saka süpermen" filan diye aramistim bi kere tisikkürler sipirmen karikatürünü. taglenen sözcükler böyle olabilir.

Sarılsaydın boynuna beni mi arıyosun geldim diye, sevindirseydin garibi fena mı olurdu?

ya da adam bir araştırma yapıyordur belki internette sevgili arayanlar hakkında, saha araştırmasına başlamış olabilir.

Bence siz biraz fazla iyi niyetlisiniz:) araştırma yaptığını hiç sanmıyorum

asıl kütüphaneye giden mi kaldı. ben buna daha çok şaşırırdım. takdir ederdim. seni de ettim.

bir şey arıyordur bu konudaki sitelerle ilgili;
ya da o sitelere giren kitleyle ilgili bir şeyler arıyordur;

senin düşündüğün gibiyse de; çok tatlı bence :))

Buldum, Evet iptal oluyormus galiba?

"


Your passport bears a stamp showing your visa expiry date. Although a time limit will be stamped on your visa, the student visa will be valid as long as you are stayed enrolled in school.

"

www.entrytest.com

oturma izninin üzerinde sebebi yazar. "eğitim" ise iptal olacak evet.

evet.

Evet, çünkü polisle okul bu konuda beraber çalışıyorlar. Eğer okula gelmiyorsa bu okul tarafından polise ve eğer bursluysa da burslular birimine gönderiliyor. Bu yüzden devam etmesi lazım ya da bir ay gibi bir izin alma durumu mümkün olabilir ama okuldan.

duruma bagli, sartli kabul almis arkadasiniz.

okul he derse olur aksi takdirde olmaz

su, cay.

sade soda iç iyi gelir

viral, trol

süt iç süt

Hem de igrenc bi cikolata,anca kusmalısın.

80 gr napçak ya?
250 gram yiyorum bazen bir şey olmuyor.
kesin rahatsız ettiyse ılık bir şeyler iç bol bol.

çilek ya da muz.

ayran ic tatli tadini noturler (notr demeye getiriyorum burada)

Ha bu arada soda filan dedim de benim önümdeki damak da 80 grammış.Ben viskiyle gömmeye başladım mesela,bişey olmaz lan.

o çikolatadan 3 5 tane yesen bile etki etmez. buono

İş bulunur iş sıkıntı değil. Sen şunu söyle, Almancan var mı? Yoksa ve çok dahi, çalışkan bi tip değilsen ki öyle olsan burada okursun herhalde, en az 2-3 seneni Almanca'ya ve oraya alışmaya harcayacaksın yani.

almanca bilmiyorsan bence kesinlikle düsünme. bunun yaninda sistematigi de amerikan sistemi gibi kolay degil, ciddi anlamda zordur.

ben geldim. henüz dil kursuna gidiyorum. almanca bilmeden gelme, gerçekten çok zor bi dil. ayrıca en baştan şunu söyliyim, danışman firmayla falan gelmeyi düşünüyosan bu konuyla ilgili konuşabiliriz. benim çektiğim sıkıntıları çekmesin kimse. iş bence de bulunur. üniversiteyi bitirebiliceğine inanıyosan işin en kolay kısmı o zaten. düzenli ve sıkı çalışma istiyo bu iş. ortam konusunda da şunu söyleyebilirim bulunduğun şehre göre değişir. neresine gitmek istiyosun almanya'nın? ve hayat standartların çok önemli. ev kiralamak istersen kiralar yüksek, yurtta kalmak istersen de yurtlar berbat, koridorlar leş gibi kokuyo. en azından berlinde böyle. ama tabi dediğim gibi senin standartlarına ve beklentilerine göre değişir. ama hani bi türk olarak muhtemelen temizlik ve yemek gibi konularda titizsindir. burda biraz daha farklı çıkar beklentilerinden. şimdilik aklıma gelen bunlar. mesaj atabilirsin istediğin konuda, elimden geldiğince yardımcı olurum.

hadi almanca öğrendik, üniversiteye nasıl kabul ediliyorsunuz ki? abitur falan gerek miyor mu?

1- oncelikle en az 2 3 seneni harcamana gerek yok almanca icin.. her sey buraya geldigindeki almanca seviyen, calisma hevesine bagli a1 a2 yi bitirip gelirsen 1 akademik senede yaparsin. ben geldim nefret ettim almancadan almanya dan almanlardan yapmadim simdi baska yere gidecegim ama kesinlikle yapilabilir.. tabi benim gibi bir durum yasamaman durumunda
2- sistemi gercekten zor. bunu soylemek lazim. amerika daki turkiye deki okullarla karsilastirma.. eskiden lisans master gibi ayrilmiyor idi diplom adinda 5 senelik tek bir program vardi, artik bologna sureci falan ayirdilar teoride lisans 3 sene ama 4 5 senede bitiyor genelde o da tabi cok cok iyi calisirsan.. uni lere girmek cok kolay cikmak cok zor


3- danisman firmaya hic ama hic gerek yok.. ingilizce biliyorsaniz biraz halloluyor bir sekilde almanya da okumak yasamak vize sureci vs. her sey ama her sey icin deutschstudent.de yi fazlasiyla tavsiye ediyorum.. zaten hepsini okumak haftalarini alir asagi yukari her seyi ogrenirsin isine yarayabilecek :)

4- ben egitimi iyi falan diye geldim ama bir dur. her sey egitim mi ? almancayi sevecek misin ? almanya'da turk olmak kolay bir is degil almanlari sevecek misin? ..

5- universiteye kabul edilmek kolay burada okumak istedigin bolumu ya da yakin bir bolumu lys tercihlerinde yaziyorsun bitiyor. hangi okul oldugu onemli degil. ozel burssuz bile yazabilirsin ki baraji gecmen yetiyor onun icin.. onemli olan lys kazandi belgesi.. abitura gerek yok yani.. ha tabi alman lisesine gidersen zaten butun dersleri almanca gorecegin icin cok bir sorun kalmiyor o ekolde yetisecegin icin..ama 10 kere dusun dedigim gibi..
almancayi sevdigine ikna ol.
benim yaptigim ESEKLIGI YAP-MA !
Ben lisede 3 sene gordum almanca hosuma gitmiyordu bir sekilde severim falan dedim kendimi kandirdim geldim..

.. neyse.. uni.ye girmek bu kadar kolay oldugu icin akin ediyor insanlar sonra ilk donemden patir kutur dokuluyorlar herkes en iyi universitelere kaydoldugu icin artik yer olmuyor siniflarda bu yuzden en en en iyilerde NC adli bir sistem var kontenjan yani bazi bolumler icin.. lise ortalamasina bakiyor onlar da.. bazilarinin ufak testleri var..

olum ne cok uzun yazmisim lan.. neyse bir kez daha soyluyorum deutschstudent.de

edit: yurtlarin les olduguna katilamayacagim ne yazik ki.. nasil turkiye de cok guzel yurtlar varsa burada da oyle benim kaldigim yurt mesela aylik 255 euro icine elektrik su isinma ve internet dahil. kendi odam var mutfagi ve lavaboyu sadece 1 kisiyle paylasiyorum. Ve son derece guzel bir bina hem ici hem disi.. var mi turkiye'de guzel bir yerde 600 liraya boyle her sey dahil luks yurt? yok.. ufacik yerlerde olabilir.. + bura almanya turkiye deki gibi kiz yurdu erkek yurdu kiz erkek katiydi yok guvenlikti yok giris saatiydi boyle seyler olmaz gorevliyi bir kac ayda bir goruyorum denk gelirse..
tabi gidip kilise yurdu bulursaniz o ayri
kiz/erkek arkadasinizla istediginiz gibi birlikte kalabilirsiniz her turlu fantazinizi gerceklestirebilirsiniz..
de bunlar almanya'yi kurtarmiyor gozumde ne yazik ki

girişte sigorta sormuyorlar. başvuru yaparken kimi ülkeler aslını istiyor, kimi fotokopi istiyor. aslını isteyen geri veriyor ama zaten pasaportunla beraber

oturum amacli gidiyorsaniz bi fotokpisini bulundurun, ama turizm amacli ise sgk karti, kagidi olsa da yeter, bokunu cikarmasinlar mümkünse, teorik olarak sizi kapida sigorta olmadigi icin turizm amacli reddetme haklari yok, ab ülkelerinde sahip oldugunuz sgk gecerli temelde. bundan dolayi dedigim gibi reddetme haklari yok.

sormazlar zaten olmasa vizen verilmezdi diye. ama basina gelecek kaza vb durumlarini dusunerek al yanina belgeyi. hastane kapisina dusersen lazim olur o sigorta.

içindekiler kısmı bile değişti. artık sadece su şeker karamel.

seni tenzih ederim de ;
hala kola içen mi var ya?

kolanin tadi degismedi senin koladan aldigin zevk degisti sadece.

o belki cocukken olan zevki ariyosun ama yok, koladan degil o ortamdan, hayattan.

Abi limonlu maden suyuna devam tamam ama bazern eski alışkanlık alıyorum yok o tat yok sonra kendime küfür edip limonlu madensuyuna devam ediyorum siz ne içiyorsunuz ice tea fln tadı hoşuma gitmiyor benim meyve suyunu çok severim ama sek yemeğin yanında cezbetmiyor hakeza her gun 1 bardak süt de yuvarlarım ama eski kola tadı olsada içsah :D

ben çoklu paket olarak alıyorum genelde kutu kola alırsam. 6'lı-8'li-12'li vs. olarak. tekli aldığımda temizlerim genelde özellikle...

tat olmaz mı, içmemek için zor duruyorum, azalttım son aylarda... halen fiyat/performans açısından en mükemmel içecek kutu Coca-Cola benim gözümde. plastik şişe de cam şişe de kutu kola kadar lezzetli olmuyor.

günde 2.5 lt içerdim. son 359 gündür 1 bardak bile içmedim. o yüzden evet eski tadı yok diyorum.

darısı başınıza.

soyle bisi olabilir
www.cityshop.com.tr

kosu ayakkabisi alirsaniz rahatca tenistede kullanilabilir.

Diploma sayesinde yurtdisina cikamazsiniz, hata diplomaniz ogretmenlik oldugundan bayagida dezavantajlisiniz.

Eger cok ozel yetenkeleriniz ve belgeleriniz varsa , mesela eskrim turkiye sampiyonlugu ya da unlu bi yarisma kazanmak gibi bunlar yurtdisina cikmada cok faydali olabilir.

Aksi takdirde diyelim iyi bi firmadan kabul aldiniz ama bolum ve tecrubeniz olmadan calisma izni cikmadi yine zor.

Intern kullanabilirsin, sadece doktorlara özgü değil.

Evet, yazılmalı.

intern olur. "stajerlik" de internship.

trainee

trainee
probationary

intern.

doktorlarinki de stajyerlik oldugundan intern zaten. trainee-traineeship günlük kullanimda okul sornasi master sirasinda olan programlara denir daha cok.

temp de diyorlar bazen, altyazılarda stajyer olarak çevriliyor ama doğruluğundan hep şüphe ettim.

istanbula 2 cm kar yaginca tum haber bultenlerinin, istanbulda yuzyilin felaketi gibi sunmalari, oysa dogudaki bir ilin 6 ay boyunca 5 metre karda yollarinin kapali olmasi ama bunu kimsenin umursamamasi ile ayni sey

olaylari tanri degil insanlar yapiyor yanlis anlamamak lazim.

simdi sen bu aldigin bilgisayari daha ucuz olsun diye cinde yaptirilan markadan aliyosun ya, sende bunun bi parcasisin, bende öyle. isimize gelince hümanist, isimize gelince kapitalist, isimize gelince guru, dindar oluyoruz.

simdi o kadar deger veriyosun dünyaya, hümanizme, neler yaptin? cevap genelde hic. koca bir hic oluyor.

burda sen dedim, ama bende öyleyim, burda takilanlarda öyle.

bilgisayarda hümanizm kolay.

mesela spor salonlarina kaydoluyoruz daha lüksüne, daha iyisine filan diye, daha fazla para veriyoruz, sirf zevkimiz, kendi egolarimiz icin. asagi mahalledekine gitsek bize varos derler diye.

gidip iphone aliyoruz illa zorunluluk degil, kendi zevkimiz icin. yoksa ayni isi ondan 300 lira ucuz telefonla hic bir fark olmadan da yapabiliriz. ama hosumuza gidiyo bu.

araba aliyoruz gidip tipi hosumuza gideni aliyoruz daha ucuzu da aynisini yapiyor, kendi kisisel tatminimiz icin iste hep.

benciliz iste.

bunun bir adi var.

en.wikipedia.org/wiki/Missing_white_woman_syndrome

neyse kisaca asil cevaba gelicem, neden amerikan daha degerli di mi?

abi adamin devleti güclü, en degersiz vatandasi da olsa cekip cikariyo adam rehin tutulsa.

bana türkiye cumhuriyeti yurt disinda ögrenci belgesi vermiyo, ben ölsem benim ölümü alip ülkeme götürmüyo.

amerikan vatandasi bundan daha degerli iste.

adamlar guclu, cok iyi halkla iliskiler departmani var; yersen..

teknolojik olarak yok. ancak internet dinleyicileri hakkinda bir fikir sahibi olabilirsiniz.

teorik olarak yok diyolar.

almanyadan italyaya uçuyorum, italyadan portekize

bir hafta icerisinde 8 sehir mutlaka gorulmeli mi?

iclerinden secim yapardim ben.

almanya'nin neresindeyim o da onemli.

eger kuzey doguda isem >hollanda/belcika>portekiz>ispanya>fransa>italya yapardim.

paris amsterdam yapardım ben.

doğu almanyadan yola çıkılacak, frankfurt havalaanından

1 haftada bu gezilen sehirlerden o yorgunlukla hicbirsey anlasilmaz.

frankfurt, trenle köln, bonn yapilip ordan trenle parise gecilebilir bence. frankfurt 1 gün, köln+bonn 2 gün, fransada 3 gün opsyonel 1 gün amsterdam olabilir.

en oluru bu olur bence. diger türlü o sehirlerden foursquare de taglersiniz anca. gezmeye firsat kalmaz.

Ben su rotayi izledim gayet guzeldi..

Barcelonaya uctum ordan rynair ile porto ordan rynair ile madrid ordan rynair ile bruksel sonra trenle amsterdam ordan trenle paris ordan roma venedik tani arada baska bisuru yer vardi ama benim surem 1aydi

Yerinde olsam bruksel amsterdan brudge ve paris yapardim

porto hariç hepsinin gezdim. bence 3 şehir seç yoksa hem çok yorulursun hem de gezdiğinden bi şey anlamazsın. bunlar da roma, barselona ve paris.

düzey isimlerini bilmiyorum, bence pazarlama amacli o a1, m1 filan diye. isin geyigi o, arada bir burdada gelip intermediate ingilizcem var filan diyenler oluyo, herkes bi intermediyt tutturmus filan iste neyse.

eger almanca temelin varsa, kendine kendine rahatca ögrenirsin. yani temelin nasil bilmiyorum ama eger yerlesik ise üstüne sen cok iyi almanca ögrenebilirsin bence. bu tamamen sana bagli. bilemiyorum temelin nasil..

temel bilgilerden daha önemlisi aslinda en büyük unsur motivasyonun. ögrenmek istersen olur, yoksa 30 sene almanyada yasa, mesela gurbetciler, almanca ögrenemezsin, cv de orta biliyorum da kalir.

dil ögrenmek bi amac olmamali, arac o, okudugunu anlamana yardimci olur, kendini anlatmandaki en büyük etmendir.

bence internettteki kaynaklari siktiret, direk erdem karabulutun sinavlara hazrlik kitabini al, sadece bundan calissan bunun yaninda da kitap okusan cok yeterli almanca ögrenebilirsin istegin varsa.

ben internetteki o sitelerin tamamen islevsiz olduklarini düsünüyorum.

kisaca temelim var diyosun, eger istiyorsan ögrenirsin. dedigim gibi amac yapma bunu, yani millete almanca biliyorum diye degil, almanca okudugunu anlamak olsun amacin.

www.k2outdoor.com.tr

almanya'da 31 kg'ya kadar dhl ile türkiye'ye gönderim 53 euro şehir fark etmeksizin. yanlız 1-1,5 ay sürüyor gelmesi. almanya'ya geçip bunu yapabilir veya hollanda'nın posta servisinden fiyat alabilirsiniz

giden birinden yardim isteyin, aileniz havaalaninda alsin.

illaki cikar yardim sever biri.

müzekart in kendi sitesin ilk sayfada yaziyo zaten nerde kullanirlir diye.

dosim.kulturturizm.gov.tr

viyana'da figlmüller (schnitzel) ve sacher hotel'in cafe'sine (sachertorte) mutlaka uğrayın.

edit: Schnitzel Türkiye'de nasılsa Avusturya'da da öyle diyen arkadaştan adres istiyorum nerede domuz etinden schnitzel yapıldığına dair.

figlmüller de sacher cok cok zorunlu degil cünkü cok iyi degiller, ünlüler sadece.

cafe olarak,

cafe landtman
cafe schwarzenberg
cafe central
ya da aralarinda daha otantik olan havelkaya gidebilirsiniz.

yemek icinde cafe landtman da gulasch, ve eger illa schnitzel istenirse figlmüllerden yenebilir ama schnitzel türkiyede nasilsa ayni avusturyada da hani cok bi fark yok, bence degisik olan gulash.

sacher torteye gelirsek, kesinlikle cok ama cok basarisiz, millet sirf begenmedim dememek icin birazda hava atmak icin sacher diye tutturuyo, eger istenirse bu da aida diye bi zincir cafede sacher hotelin 4 kati daha ucuza birebir ayni olarak yenebilir.

sacher torte yerine apfelstrudel denen bi elmali tatli deneyin bence, hem daha güzel hemde yine avusturya kültürünün bir parcasi, onu cafe central de ya da yine cafe landtmanda öneririm.

bunlar disinda, operaya bilet alin ayakta seyredin, güzel bi program varsa cokda sansli olursunuz, ya da bunu viyana filarmoninin evinde musikvereinde yapin. biletler ayakta olanlari 3-6 € arasinda.

beethoven ve mozart evleri bence görülebilir klasik viyana gezilerine ek olarak.

müze gezmek isterseniz albertina, kunsthistorische museum ya da naturhistorische museum güzeldir. ilk ikisi sanat müzeleri farkli dönemlerde güzel ya da kötü sergiler olabiliyo, digeri ise dogal sanat tarihi müzesi, kemikler, meteorlardan insan vucuduna cok sey var, aktüel olarak body world sergisi var sanirim simdi.

viyana da schönbrunna gidin kesin, belvedere sarayi opsiyonal kalabilir.

millet prater denen dönme dolaba gidin diycek ama hicbir olayi yok, kabinli oturakli dönme dolap.

hundertwasser cooook güzel diicekler, degil. zaman kalirsa gidilebilir elbette bi olayi yok ama sadece degisik evler ama ufak zaten. bunun yerine kahlenberg ya da grinzing e gidip cok daha güzel mimari eserler ve güzel bi gezi yapabilirsiniz.

kahlenberg su aralar güzeldir bi tepeden viyanaya bakmak. ama ek olarak 3.4 saat lazim.

eski sehiri gezin bular disinda klasik tur bu zaten.

çok yararlı oldu, çok sağolun. viyana tamamdır :)
prag ve bratislava için de öneriler gelirse çok süper olur.

Bratislava da bana mi kalmis :)
Oncelikle viyana ve pragdan sonra bu ney la kicim gibi diyeceginiz icin beklentileri dusurun.
Cok vakit ayirmayin 1 gun 1 gece kafi.
1 gun icinde eski sehir sokaklarinda kaybolun fotograf cekin, slovak pub a kesin gidin, gulas icmeyin, igrenc bi corba o bosverin, bira cesitlerini deneyin atmosferi koklayin. tunanin uzerinde ufo dan bratislavayi izleyin, kaleye cikmasanizda olur, macar bi dondurmaci var oralarda bi yerde cok meshur turkleri cok sever, dondurmasinin tadina bakin
Aksama dogru channell a gidin. Ilerleyen saatlerde alt katlara inin fazla sapitmayin fashion clup a gecin. Bu mekan baya dosekli abilerin mekani haberiniz olsun, sabahta viyana trenine binip gidin yeter bratislava bu kadar.
Kanalizasyon adam heykeli paparazi yeykeli falan eski sehirde gorursunuz zaten fotograf cekinirsiniz

tekrar çok teşekkürler :)

serebatan genel olarak denmesi gerekenleri demis, sachertorte tatmadan donmeyin ama sirf yemis olmak icin. normal cikolatali pastadan farki yok. apfelstrudel sachertorteden cok daha guzel. old town daki sokaklarda gezebilirsiniz aksamustu oldukca hos olmakta.

demel cafede de degisik tatli lezzetleri tadabilirsiniz. oldukca eski ve populer bir yerdir. ee tabi her kose basindaki sosis bufelerini de denemelisiniz. opera binasinin arkasinda kalan bitzinger de kasekrainer sosisin icinde kasar yeme sansi vercek. ayni yer prater yolunda da var.

paris olsa olmuyormu?

paris zirvesi icin dahinnotha ile iletisime gecebilirsiniz, kendisi burayi da kullaniyor olmali.

ucak ve konaklama ücretlerimi karsilarsaniz oralarda da zirve düzenlerim, sorun degil benim acimdan..

tamamdır, antwerpte bi zirve düzenleyelim o halde :)

viyana'dan olan kimse yazmamış :D tarih fark etmez de mekan olarak siz ne düşünüyorsunuz? açık hava veya kapalı ortam mı? açık hava iyi olur bu havalarda,
strandbar herrmann veya bi park yeşilliklerine oturulabilir. kapalı mekan olarak 7stern iyi olur..

@musluk
iste bana böyle seylerle gelin :)

@vicky
tarihi simdilik 24 mayis olarak ayarladik, mekan henüz belli degil. ama ben de acik hava taraftariyim. grinzing'de bir heurigen olabilir ya da altes akh'da ambulanz ya da yine kanal kenarinda adria veya museumsquartier. secenek cok. katilacakler hele belli olsun, mekana hep beraber karar verilir.

@ivett²
olsun tabi, olmasin diyen yok.

haziran sonu olaydı mini zirve yapabilme planı yapma ihtimalimiz olabilebilirdi ya ya.

Seattle zirvesi de olsa cok sevinecegim.

çorum zirvesi yok mu :(

yer olarak önerilerim de

cafe schwarzenberg
cafe central
cafe landtman
mozart cafe

bunlarin tarzini begenen olur begenmeyen olur diye düsünerek

piknigimsi havada donauda yapabiliriz,
sehir icinde olsun denirse burggarten da kilimi serer otururuz.

bar ya da buna benzer ortamlarda bence cok iyi muhabbet edilemez , strandbarda bence öyle oturma yerleri cok egreti, yamuk yumuk kaliyo insan kumlarin üstünde.

ek öneri stadtbräu schwarzenberg de yemekler güzeldi, hemde üst katinda rezervasyon yaptiriliabilir güzelce. burasi digerleri kadar gösterisli degil ama katilimi sayisina göre güzel olabilir ek olarak siyah biralarida bence baya hos.

eksi de viyana basligina da biseyler karaladim güncel olarak gözüksün, o sirada gezgin sözlükcüler varsa görsün diye, limon linki ekleyemedim giris an itibari ile sorunlu oldugundan.

izlanda zirvesi yok mu ya?

charlie p's de olur bence. guinness falan iceriz. kapi onlerinde masalar da var.
www.charlieps.at

ayrica yemekleri de muazzamdir.

Aslında ben de gelmek istiyorum ama Linz'de yaşıyorum. Shi aila ile konuştum galiba tarihler uymıcak bana gibi... :/

ben de varim. acik hava daha iyi olabilir.

gezi parkina destek icin viyana'da bulusuyoruz:
www.facebook.com

gayet kullanislidir zaten zaten tamamen markaya para vermis olcaksin yani.

o fiyat araliginda ben fossil almistim gayet güzel kullaniyorum.

UV korumasının iyi olmasına dikkat etmelisin öncelikle, isteğine göre Polarize cam da seçebilirsin. Cam rengini sana uygunsa (bence) kahverengi seçebilirsin.

en önemli noktalardan biri boyutunun küçük olmaması. gözünü güneş ışığından tamamen korumalı, hiç bir açıdan ışık almamalı.

uyumluluk-yakışma konularını kendine göre belirlemelisin, her gözlük herkeste aynı durmayacağından model önermek pek kolay değil. Güneş gözlüğünü aksesuar olarak değil, göz sağlığınızı koruyacak bir kalkan olarak kullanın. aksesuarlığı ikinci plandadır.

bir de sunlari begeniyorum ben

misterspex.de

misterspex.de

misterspex.de

misterspex.de

Hoşuna gidiyorsa al.zaten marka bişey alacağın için uv koruması gibi şeyleri onlar senden onemsemis olacaklardir.

Bi süre ertele odayı yenilemeyi. Vazgeçtim falan dersin.

ayip, dogru olduguna inandigin seyi yap.

annemin haberi yoktu ama ben ufaklığa söz verdim dayı, kusura bakma dersin.

evet aynen, annen desin ki, bizim oğlan söylemiş bile ufaklığa çok sevinmiş çocuk fln. o zaman bişey diyemez. hem zaten utansın o da teklif ettiği için böyle bişeyi, çok umursama anlarsa anlasın.

yalan soylemeye gerek yok.
-durumlari daha kotu oldugu icin amcaya verdik

ve bunu gozlerinin icine baka baka soyleyin. otada dert edilecek gucenilecek bisey yok. yaparlarsa da kendi sorunlari. ahahayt.

ayar oldum dayına. lütfen amcanıza verin bir şekilde. ufaklığa söz verdim güzel bir beyaz yalan.

yeterince cevap verilmiş ama dayanamadım, küsecekler surat yapacaklar diye eşe dosta ne tavizler veriliyor. açıklamaya gerek bile yok dayının yaptığı ayıptan da beter, bir de üstüne tavır yapacaksa s.et gitsin..

odayı da emmoğluna verip sevindir keratayı..

hicbir sekilde o dayiya gitmesin o oda.

atarlanirlarsa aile görüslerine göre atar yaparsiniz iste.

yalan söyleme gerek yok. oldu bittiye getirip yatağı gerçekten ihtiyaç sahibine ver.

annemin haberi yoktu ama ben ufaklığa söz verdim dayı, kusura bakma dersin.

Benim anlamadığım odayı nasıl veriyorsunuz? Yani senin odanda başka biri mi kalacak?

Oyle dayinin ben. Neyse amcana ver tabi.

annemin haberi yoktu ben söyledim de. senin dayı yapmış ayıbı bence.. ayrıca sana ait bir şey buna sen karar ver. benzer bir şeyi bizimkiler de yapmıştı ben bildiğimi okudum.

bu akraba milletine gıcık oluyorum ya. bi tanesi de emrivaki yapmasın.
sen hiç araya bile girme, annen söylesın amcasının oğluna söz vermiş dıye hatta naklıyecı de bulmuş yollayacak bugun yarın. çabucak da yolla kardeş. ama keske bırı de cıkıp ne cins insansın sen dayı? dese.

ben duymadim daha önce ama onu begendiysen bunu da cok begenecegine eminim.

www.youtube.com

ek olarak cecilia bartoli den, opera proibitayi da begenirsin gibi geldi.

kodsistemi.tr.gg
sitende sağ tıklamayı engelleyebilirsin

idefixte içerik kopyalanabiliyor
www.idefix.com

'Kendimizle aramızdaki fark, bir başkasıyla aramızdaki fark kadar büyüktür.' -Montaigne-

Siz daha tehlikeyi algılamadan, ayağınızı fren pedalının üstüne götüren kim? Neden sır saklamakta böylesine başarısız, nedenini bilmeden birini çekici bulmakta bu kadar başarılıyız? Eğer bilinçli zihin, yani sabah uyandığınızda sizinle birlikte uyanan ben, buzdağının yalnızca görünen kısmıysa, zihninizin geri kalanı tüm bir ömür neyle iştigal etmekte?

Ünlü nörobilimci David Eagleman, 20 dilde yayımlanan ve neredeyse şimdiden klasikleşen kitabı Incognito ile beynimizin derinlerine dalarak, yaptığımız, düşündüğümüz ya da hissettiklerimizin çok büyük bir kısmının bizden başka bir biz tarafından yönetildiğini ürkütücü bir berraklıkla ortaya koyuyor. Sadakat geninden sizi olmadığınız birine dönüştüren beyin zedelenmelerine; optik yanılsamalardan striptizcilerin neden ayın belirli zamanlarında daha çok para kazandığına; Truva fatihi Odysseus'tan renkleri işitip biçimleri tadabilen sinestezik insanlara kadar geniş bir yelpazeden vakaları ve araştırmaları bir araya getiren Incognito, beynimizin işleyişi ve çelişkileri hakkında olağanüstü bir keşif yolculuğu sunuyor.

"Bir kitap okudum, hayatım değişti."
-İsmet Berkan-Hürriyet

"Zihniniz bu kitap için size teşekkür edecek."
-Wired-
(Tanıtım Bülteninden)

kesin çözüm watermarklanmış imaj olarak yazıları yayınla :)

teoride engelleyemezsin ki bence itici de durur. yani ben tiklamayi yasaklayan siteleri kullanmiyorum sahsen, hele bir blogsa cok itici olur.

ki engelleyemezsin de zaten.siteyi indirir adam, screenshot dan karakterleri cikaran program kullanir yapar yani.

Her türlü kopyalanır. Bunun herhangi bir yolu yok. Internete koyduğun her şey kopyalanabilir.

Itici olur engelleme daha iyi.

fotoğraf haatta video olarak koysan bile ocr programıyla metine dökülüp kopyalanır.

cd-rom suruculeri'lar ilk ciktiginda cok pahaliydi, cd-writer'lar 600 dolardi hatirliyorum. 4 mb ram icin yuzlerce dolar isteniyordu. 100 mb hdd'larin fiyatina bugun bir laptop alabilirsiniz. bu hep boyle gitmistir.

nedeni derseniz, oncelikle ssd teknolojisinin bir 20 senelik geçmişi vardır ama bunun ev bilgisayarlarına girmesi hali ile geç gerçekleşir. bunu gerçekleştirmek için adımlar atan ilk firmalar genelde hem ar&ge masraflarını karşılamak için hem de üretim kapasitesinin düşük olmasından dolayı mümkün olduğunca yüksek fiyattan satarlar ve kar ederler. sonra yavaaaş yavaş farklı firmalar üretim hakkını elde eder, üretim kapasitesi yükselir (her fabrika bugun 1 milyon ssd yapalim" karari alip yarin buna baslayamazlar, ayrica teknoloji onderlerinin kapasiteyi belirleme sansi vardir) ve fiyatlar düşer.

yeni teknolojinin fiyatini, argesini cikarmak istiyor firmalar bu bir neden ama asil neden su anda yüksek fiyattan satilabiliyor olusu, arz talep. sen gidip normal harddiske 200 dolar vermezken buna verebiliyosun ihtiyacin olmadigi halde. ondan yani.

arge olarak sifirdan üretilen bir üründen ziyade yan ürün gibi oldugundan maliyeti cok abarti degil arge icin.

SSD'ler kullandığın büyük HDD'lerden 6 ile 10 kat daha hızlı oluyor. Buda demek oluyorki sen işletim sisteminin açılışını, oyundaki loading ekranını, kopyaladığın dosyayı daha kısa sürede hallediyorsun. Birde incecik minnacıklar cok yer kaplamıyorlar sessizler ve darbeye dayanıklılar :)

Flash disk'ler var ya hani. 32gb'ına 50 liradan fazla veriyorsun. İşte SSD'lerin içinde o flash disklerin daha hızlı olanından onlarca var, bir de onları senkron halde çalıştıran, bakımını falan yapan bir çip varmış gibi düşün. Karmaşık ve hata kaldırmayan sistemler esasında, ve çok yeni olduğu için henüz o hassasiyeti de üstünden atamamış gibi, sık sık sorun çıkartabiliyorlar. Falan filan. Yani çok normal pahalı olması ve büyük bir hızla ucuzluyor.

şu sıralar ucuzladı gibi. işini görebilecek 120 gb senkron ssdyi 200 tlye alabiliyorsun.

i3 + ssd
i7 + hdd den daha seri çalışıyor

genellikle dil eğitimi, yüksek lisans için gidip yerleşiyorlar.

himmm isi TR den bulursan sana kontrati yollarlar, onu gosterdiginde 3 aylik bir vize verilir. sonra yerlesince yabancilar dairesinden oturma izni alirsin. orda is bulmana, okula gitmene vs bakar. diger turlusunu bilmem.

eger kabul edilirsen, sirket senin adina calisma iznine basvuruyo, kabul edilirse belge yolluyo o belge ile oturuma basvurup gerekli belgeleri veriyosun, vizen cikarsa gidiyosun.

meslekten bagimsiz bu olay. standardi bu. sürec standart degil 1 haftada da bitebilir 4 aydada ortalama ama 2 ay kadar denebilir.

ama söyle bir sorun olur görüsmeyi yapmak icin seni davet ettiklerinde vize problemi dogacagindan vazgecme durumu yüksek ama eger ayni sirketin baska ofisine transfer olacaksan daha rahat hersey.

o işler artık çok zor.
çalışma izni alabilmen için kalifiye olman lazım ve vize talebi geri dönmeyecek sağlam bir firma olması gerek.
bunun dışında zaten evlilik ve eğitim için değilse şahsi vize başvuruları %90 reddediliyor.
turizm gezisi için bile vize almak çok zor artık almanya için.

yanlış hatırlamıyorsam yazarın kendisi şikayet etmediği sürece silinmiyor. yani sizin nick altınıza o tür bir entry girildiyse sizin ispiyonlamanız ya da preator'lardan birine şikayet etmeniz gerekiyor, onlar da yazılanı hakaret olarak kabul ederlerse siliyorlar.

edit: çok eskilerden geliyor dediğime destek olacak entry ancak şimdi buralar pek değişti, ne kadarı halen daha geçerli bilemiyorum.

(bkz: #16960885)

silinir normalde, bende hakaret etmislerdi, hala da dolayli hakaret duruyor ama silindi hakaretin birebir icerildigi entryler

hatta dolayli yoldan duruyo derken bu silinmiyo mesela.

antik.eksisozluk.com

farklı olmaya çalışanları gözlemleyip, onların fark yaratmak adına yaptıklarını yapmadığımda kendimi epey farklı hissediyorum naçizane.

içinden geldiği gibi davranmak geliyor. kuru laf olarak demiyorum, nasıl istiyorsa öyle hareket etmek fark yaratır kanımca.

içinden geldiği gibi davranmayı zorladım ama olmadı @adım samuel. Yapamadıklarımızla da farklıyız boşver @kenar
insanların hayvanların arasından sıyrılmış,fark yaratmış insanlar en basit olarak diyeyim.Belki şimdi bişey çıkar..

adı samuel olan arkadaşa katılıyorum. kendi bildiğini, kendi hissettiğini, kendi istediğini yapmak farklılıktır. çünkü bunu başarabilirsen genelden bir farkın olur.

fark yaratmak diyorsan; elinden gelen her işi yapmalısın. bir sanatçı gibi. insanın ardında bıraktığı iz onun farkıdır.

iyi hatırlanmak, kötü hatırlanmak bile bir farktır, bir izdir. yaptığın her eylem, senin adındır.

bence de farkli olan adam kendi düsüncesine göre yasayan rahat adamdir.

farkliligi olur. yoksa dövme yaptiriyim, ayfon aliyim farkli oliyim denirse ki türkiyede yapilan budur, sebege döner insan. herkesle aynis seyi yapiyodur.

hatta bazen dövme yapiyim ama ne yaptircagimi bilmiyorum duyurulari olur, buna örnek iste, farkli olmaya calisip becerememek.

dün ara gülerin roportajini okudum, hos, icten olmustu oku firsat olursa. sey demisti cok güldüm tayyip erdogana enterasan adam o da demis. muhabir soruyo, nasil enterasan diye. ara gülerde, enterasan iste ne biliyim degisik. diyo.

www.jsbachcantatas.com

@serabetan
eyvallah çok sağol :)

bahsetmenize gerek yok. sorarlarsa söylersiniz, su anda schengen kurallari dahilinde gayet normal olani yapiyosunuz.

yani 14 günlük tatilde 7 gün avusturya da kaliyorsaniz zaten avusturya kaldiginiz baska ülkelerden schengen almak zorundasiniz diyemez size. %50 si orda geciyor cünkü.

tek girişli vize verebilirler bahsetmezseniz. bence bahsedin neden o ülkelerden değil avusturyadan başvuruyorsunuz diyebilirler ilk giriş yapacağınız ülke olduğunu söylersiniz.

avusturya cevresindeki ulkelere trenle seyahat yapacaksaniz sayet vizeye gerek yok, kimse ulkeye girerken vizenizi vesair kontrol etmiyor rahat olunuz. defalarca varsova viyana arasi mekik dokumus biri olarak rahatlikla soyluyorum bunu.

Tek girişli vize almamda sorun yok, çünkü o tek giriş zaten Schengen bölgesine tek girişi kapsıyormuş, ben de Schengen bölgesini terk etmeyeceğim. Ziyaret edeceğim diğer iki ülke Polona ve Çek Cumhuriyeti yalnızca. Teşekkür ederim!

hayir tek giris sadece avusturyaya girisi kapsar dikkat edin eger trende kontrole denk gelir iseniz sorun yasarsiniz.

sahsen 5 senedir avrupada, bunun büyük kisminda da avusturyada yasayan biri olarak uyarmak isterim. avusturyadan almanya, cek cumhuriyeti ve slovakyaya giris yapilan otobüs ve trenlerde pasaport kontrolü yapildi bana.

tek girisli vize schengen bolgesine bir kere girisi belirtiyor bildigim kadariyla. yani schengen bolgesinden cikis yaptin mi bir daha giremiyorsun. daha onceden aldigim tek girisli avusturya vizesiyle arabayla viyanadan munihe gectim. almanyada polis cevirmesinde hic bir sorun yasamadim.

eger arab a cok tozlu ve camurluysa o tozlar suyla karisir ve fircanin icinde birikir (onceki yikanan araclarin kirleride o fircanin icinde) ve cizer.

hafif tozluysa yikatabilirsin

onu bırak el fırçası bile çiziyor. ki bunun fırça telleri daha kalın. benim eski arabanın kapısındaki şeridi çıkarmıştı. kısaca uzak dur.

bende tavsiye etmiyorum.
çok çamurlu olduğu zaman yıkatabilirsin.
adam köpük falan atıyor.
en azından normale dönüyor.
ben zaten arabamı pek yıkamam.
kirli durması daha hoşuma gidiyor ama çok zorda kalınca veriyorum 1 lira yıkıyorlar.

Boya koruması var ise bir şey olmuyor.

metalik aracin varsa girmemen lazim bunlara. ama opak renk bir aracin varsa direk girebilirsin sorun degil. ha ben yine de sokmazdim. arabanin orasini burasini gevsetir ozellikle kapi seritleri sevmem oyle.

bir sey olmaz arabalarin boyalari o kadar cabuk cizilmez, eger cok korkunuz varsa bakim yaptirinca sorun kalmaz.koruyucu olur. ama temelde fabrika cikisinda da araclar ayni makinelerle yikaniyorlar

en basitinden söylemek gerekirse: yasal zorunluluk

not: istediğin farklı bir şey ama en azından bilgi olması açısından yazdım..

@thalamus cevabın için teşekkür ederim.

Soruyu çok da fazla karıştırmamak için bu şekilde sordum. Aslında şirketimin bir web sitesi var. Ancak çalıştığımız operatif bölüm neredeyse kendi başına bir şirketin yapacağı büyüklükte iş yapıyor. Dolayısıyla kendi bölümümüz için, şirketimin domaini altında ayrı bir web sayfasına ihtiyacımız var. Tabi kurumsal şirketlerde web sitesi ihtiyacınız mı var, hadi hemen yapın şeklinde gelişmiyor durum. Belirli yöntemlerle "buna neden ihtiyacımız var" sorusunun cevabının verilmesi gerekli. İlgin için tekrardan teşekkürler.

düsün simdi sen bana fiyat teklifi veriyosun, ben kimdir nedir budur diye netten arastiricam, siten olursa biraz daha acik olur herseyin. belgelerin, biz kimiz, referanslarimiz etc.

he burda illegal olarak sahte belgeler koyabilme sansin var ama ilk görüste güven bence önemli.

ek olarak sirketi tanitmak ta önemli.

ürün etiketinden öğrenemediğin şeyleri mesela tpe ye, ticaret sicile maliyeye vs gitmeden siteyi açıyorsun her bir bokunu öğreniyorsun. tüketici koruma amaçlı.

çünkü artık pazarlamanın aşamalarına yeni bir nokta daha eklendi. Google'ın bu konuda bir araştırması var. zero moment of truth olarak geçer. aradığınız cevap o araştırmada.

o kadar çok sektör dışından çalışanı olan bi sektörki sinema.
hatta mühendisler genelde görüntü yönetmeni oluyor diye ayı gibi genellememide yapayım.

olmaz olurmu canım tabiyki geçersin, setlerde ömrünü çürütürler ama bi süre öyle masabaşı bişey yok pek

İşin teknik kısmımlarına yönel
bir mühendis olarak rahat edersin
yoksa herkes yönetmen olma peşinde...

hangi bölüm?

senarist? oyuncu? arka sahne? animasyon hazirlanmasi? cizimci?

Işim hiç masabaşı olmadı zaten çalışmak gibi bir sorun olmaz da oyuncu, yönetmen vs değil de mesleki bilginin de kullanılacağı bir bölüm olabilir

Bozulan teknik ekipmanların tamiri dışında elektrik-elektronik mühendislerinin setlerde kendi meslekleriyle ilgili bir iş yapması mümkün değil.

Yaş da önemli tabii bu noktada ama sinema sektörüne geçmek istiyorsanız şunu aklınızdan çıkarmamanız gerekir: Kimse sizi sırf mühendissiniz diye üst seviyeden işe almaz. Asistanın da asistanı olarak işe başlamanız, bütün pis işleri yapmanız, sonra yavaş yavaş yükselmeniz gerekir. Bir şirkete bağlı çalışmak isterseniz öncelikle önünüzdeki diğer adayları ve işverenin tanıdıklarını geçmeniz, freelance çalışmak isterseniz size iş verecek bir çevre edinmeniz gerekir. Eğer kurulu düzenimi, sosyal hayatımı, her ay düzenli yatan maaşımı, ailemi, arkadaşlarımı gözden çıkartmamda sorun yok derseniz bu hevesi ileri noktaya taşıyabilirsiniz. Sinema sektörü dışarıdan bakınca çok eğlenceli gelebilir ama en az üç ay boyunca şanslıysanız haftada en fazla bir gün tatil yaparak ve günde en az 15 saat çalışarak yaşarsanız fikriniz kısa sürede değişecektir. :) Ne yazık ki sinema sektörü işin gerektirdiği yoğun tempoyu kaldıramayıp başka sektöre geçen insanlarla doludur.

Sinema sektörünü setten ibaret ve mühendisi tamirci gibi görmeden aslında aklımda olan mesela ekipman dizaynı veya belli bir plan çekimi için özel ekipman tasarımı vb hani ben film çekeceğim değil de atıyorum kamera takip sistemleri gibi gibi teknolojik yaratıcılık gerektiren işler sadece holivud semalarında mı görünüyor sadece?

Veri kurtarma şirketlerinin hepsi öpecek adam arıyor. Onların eline düşmemen lazımdı. Eğer sadece elektronik aksamda değil, diskte de sorun varsa dediğin rakam -bence- ucuz bile.

eger sadece software sorunu filansa bi bilene danisin burda da sorun olmadi, ama eger hardcore bi problem olustuysa(üstünden tir gecmesi, radyasyona maruz kalmasi filan) ek firmalar var bunu düzelten, siz de onlara gitmissiniz profesyonel olarak bunlara ihtiyac duyacak kadar degerli bir sey varsa mecburen yaptiracaksiniz.

hard diskin icinde 5 bin lira üstünde degerli bir sey varsa fakat onu yedeklemek lazimdi elbette.

sorun tamamen mekaniğiyle alakalı, hayvanlar gibi kafa vuruyor. yazılımla falan kurtarmak mümkün değil gibi görünüyor yani.

benim şu an işi biraz daha ucuz hale getirecek yol olarak yurt dışında yaptırma fikrim var ama işte ne kadar farkeder bilmiyorum. bu konuda fikir verebilir misiniz?

ben bir arkadaşın da tavsiyesi ile pcdepo.com'dan lenova g580 aldım.
i5 işlemci 3230
8 gb ram ddr3 1600
500 gb hdd
2 gb paylaşımsız ekran kartı.

crysis 3 yükledim taşş gibii oynatıyor.
tam 1.302 tl ya da 1.306 tl tuttu.
kredi kartına 12 taksit aldım.
daha ilk taksit gelmeden 670 lira yatırdım.
çünkü kartta limit yoktu.
hesapta kredi kartına 12 taksit aldık amk.
bir bak derim.
ben memnunum.
acayip sessiz.
hızlı da.
win8 64 bit çaktın mı fıstık gibi.

ben olsam bunu alırım hacım.
dell

www.vatanbilgisayar.com

www.vatanbilgisayar.com

cok emin degilim ise yarar mi ama, tüm metni secip daha sonra degistir, replace diyip " " ile " " yani 3 bosluk olanlari secip tek boslugu degistir yaparsaniz ise yarayabilir.

bunu daha sonra 2 bosluk icin deneyebilirsiniz.

iki taraflı sayfa hizalaması aktif ise metini hizalamak için farklı farklı boşluk sayısı oluşuyor olabilir.

üst menüdeki sola hizalayı seçerseniz düzelir gibi.

adamlar üretiyor.

çikolata sayesinde

high german quality diye bişe var bildin mi?

şaka bir yana ABnin kuruluş amacı almanları dizginlemektir.
alsas loreni illa ki duymuşundur. türk eğitim sisteminin olmazsa olmaz lise tarih müfredatı, alsas loreni paylaşamayanlar falan fıstık.
diğer olmazsa olmaz kasrı şirin.
bi başkası sıcak denizler ... bi dakika konudan saptık :) konumuza dönersek

yazdıklarının hepsi 2000 öncesi üretim araçları. artık bilgi üretmek bilgi toplumu olmaktır mevzu.
dersi de illettir bu arada. hocalara selam edelim onların reklamını yapmak bana kaldı çünkü :)
merak edip okumak istersen buyur www.kitapyurdu.com

2. dunya savasindan sonra borclarinin yarisini sildi ingiltere amerika.. diger yarisini da odeme plani yaptilar.. ve soz verdirttiler teknolojiyi gelistirip ithalatla para kazanacaklarina.. + naziler sayesinde zengin olan sirketler ya da nazi isbirliginde kurulan sirketlerin hic biri kapanmadi gunumuzde devam ediyor.. sebebi bu .. fransa belcika ingiltere gibi somuruleri yok ama 2. dunya savasinda yahudileri isci olarak kullanan sirketler ya da yahudileri,zencileri, homoseksuelleri, gypsy leri oldurmek icin auschwitz kuran kurduran sirketler sayesinde zenginligine zenginlik katildi..
siemens , volkswagen (porsche), braun, tyssen krupp, hugo boss ,deutsche bank

2. dünya savaşı öncesi Almanya TÜrkiyeden kötü durumdaydı nerede ise.
(bkz: versailles antlaşması) şartları altında ezilmişti. Fakat hitler 30 ların ortasına kadar neredeyse bu anlaşmanın bütün hükümlerini çiğnedi. Üretime gelişime önem verdi üretim sanayi anlamında büyük ivme kazandırdı almanyayı resmen çağın önüne geçirdi. Mesela savaş başladığında polonyaya giren alman ordusu için 1 yılda anca geçer polonyadan dediler ama 16 günde adam polonyayı geçti.
Savaştan sonra da savaş sanayiini sivil hayata çabuk adapte ettiler kanımca ürettiler ve savaş sayesinde kazandıkları referansları ile sattılar.

planlılar, adamlar bam güm girmiyor hiçbir işe, planlıyor, ölçüyor, biçiyor, hesaplıyor ve yapıyor. ya tutarsa gibi bi olayları yok.

sanayisi güçlü. senin ürettiğin pamuğu işleyecek tezgahı bile adamlardan almak zorundasın. düşününce fabrikaların makineleri vs hep alman mallarında güçlü bir imajları var. yavaş yavaş çinliler bu imajı yerle bir etmeye başladılar ama yine de güçlüler.

plan, program ve disiplin bence.

degisik bakis acilari var. yani bazi alanlarda cok iyi iken bazi alanlarda iyi degiller, mesela teknikte cok ileriler, onda da bazi alanlar makine, elektronik gibi ama software de o kadar degiller cünkü kültürlerine uymuyo, yaraticilik daha fazla olan alanlarda cok ileri olamiyorlar, mesela marketingde.

kisaca adamlar üretiyor, baska yerde üretilemeyeni üretip yüksek gelir yapiyolar.

ek olarak cok disiplinliler ve bazi alanlarda sistemleri cok farkli makine de böyle mesela. amerikan sistemindeki makine mühendisligi ile almanyadaki cok farkli.

39 uncu harami +1+1+1+1+1

.. anlatamiyorsun kimseye.. kufretmek istemiyorum ama disiplinlerine sokayim ben onlarin.. gittik gorduk eylul den beri almanyadayim.. cok abartiliyor..
su benim yazdigimi ve 39 uncu harami nin yazdigini dikkatli bir sekilde oku abi 3 4 kere.. gercekleri goreceksin :)

ekonomiden zerre anlamaynalar adolf hitler ve onun üretime yönelmesi falan gibi cevaplar verebilir. Peacock – Wiseman Sıçrama Tezine okuyunca anlaşılacaktır savaş öncesi ve sonrasında ki bu ekonomik durum hitlere veya almanlara bağlı olmayan genel bir durumdur.
soruya cevap: savaştan sonra gelen bu ivmeyi adamlar korumayı başardılar. tam bağımsız bir devlet olmayı başardılar, üretime yöneldiler, zaten ileri oldukları teknolojik alanlarda tembellik yapmayıp gelişimlerini sürdürdüler ve yerlerini korudular. avrupanın şu an en büyük ekonomisine sahipler. çalışkanlar ve iyi bir eğitim alıyorlar.

Ekonomiden anlamanın yanında biraz Almanya teknoloji gelişimine de bakmak gerekir, Avrupa'da otomotiv sektöründe kimsenin vermediği desteği Hitler sunmuştur, bugünkü başta otomotiv olmak üzere, diğer sanayinin temeli(savaş endüstrisi de sürüklemiştir) Adolf Hitlerin mirasıdır, adam katildir vs... bunları söylersiniz ama Almanyayı Almanya yapan Hitlerdir, çok araştırmaya gerek yok, kısaca şöyle Almanya ve Otomotiv sektörü üzerine araştırma yapsanız bile anlarsınız.

adamlar mühendislik var, dünyaya teknoloji satıyorlar.. etrafında gördüğün arabalara bak, en az 3 tanesi alman arabasıdır.

Yaratmaz ama biraz fuzuli.

yurtdışındak tatsız sular?
deli misin kuzum? zibilyon çeşit su var. afrika taraflarına gitmiyorsan tabii.

bir türk bakkalı buluyorsun.
şansına saka mı gelir, hamidiye mi pınar mı bilemem.
times square'da pınar, almanyada hemen her marka su bulmuş biri olarak tavsiyem budur.
ama gerçekten güzel sular var. ph'a bakar iş.

bence mantıklı ama bavulda fazla ağırlık yapacak kadar alma, sonra ekstra yük için vereceğin parayla orda yağmur suyunu damıtan mekanizma geliştirsen daha ucuza çıkabilirsin...

ya sanki 3 ton su götürecek ya. ya harbiden şu dertsizlik gibisi yok be. millet kendine ne dert bulacağını şaşırıyor.

ucak kiraladiginizi farzederek sorun cikaracagini hic düsünmüyorum. tanker ucaklar zaten bunun icin var, ucuza gelmesi icin devletin kullandigi eski ucaklari da kiralayabilirsiniz. hatta rica ile filan ucak bileti almaniza gerek kalmaz.

bizim bi arkadas kullanip bundan memnun kalmisti
upload.wikimedia.org

suyu istediginiz yerden cekiyolar ayrica, göl olur, deniz olur, hatta kendinizde doldurabiliyosunuz.

yaratmaz. atın bagaja.

Gittigin ulkede Volvic varsa Volvic al, ayni erikli gibi. Su an yurtdisindayim, Volvic disinda su icemiyorum neredeyse.

okulun zorlugu göreceli.

hukuk okudum neler yapabilirim dersen, sana kalmis, her isi yaparsin, yapabilirsin .

genelde hukuk yapmayacaksan en cok calisilan alan, yönetim danismanligi oluyo.

belliki makamda şanda gözün yok, para olsun yeter diyosun. avukatlık yapacaksın o zaman hacı. ama vasıflı avukat olcaksın, gidip anam babam icra avukatı olursan kazanırsın yine ama o uçurum paralara kavuşamazsın. gümrük avukatı olcan mesela, ticaret avukatı yada. tabi ingilizce+1 yabancı dil bilmen gerektiğini söylemiyorum bile. tüm bunlara sahip olduktan sonra şato bile alabilirsin.

video.cnnturk.com

hemen noterlik için sıraya girmeni tavsiye ederim.

noterliğe gir ama hemen noter olamıyorsun bildiğim sürece.bu avukat milleti var ya harbi adamın götünden donunu bile alır isterse.

senin zor dediğin bölümü kuzenim derslere girmeden götürüyo marmarada.
para kısmına gelince bir bankaya gireceksin,
sonra diğer avukatlarla kumpası kuracaksınız bankanın hacılayıp sattığı malları açık arttırmada kendinize alacaksınız. bir tanıdığım böyle yaptı şimdi her yerde evi var adamın. bize bi ihale ayarlamadı hıyar.

tekrar yazıyorum :)

www.gozlukdenizi.com

misterspex.de

kıyı köşe fotografı bu ya ünlü falan da degildir, zor bı sey cıkması.

getty images , random stock mankeni kadın sanırım.

benim arkadas jenny lan bu!