hepsiburadada olmaz o tarz bişey.

3 kere aldım çıkmadı ama bu size hıyar çıkmayacağı anlamına gelmez tabi.

çıkmaz.

satici hepsiburada ise cikmaz. bir ay once aldim, cikmadi.

olmaz.
o siteden alışverişlerim olmuştu ve hiç böyle tatsız şeylere denk gelmedim.

çıkmaz ama çıkarsa da güzel olur, sözlüğe yazarız.

Bu mevsimde hıyar çıkmaz ama uzun turp çıkabilir.

puanı düşük satıcılardan alırsan çıkma ihtimali de var.

ihtimal var. en son bir yıllar önce bir satıcıyla sorun yaşamıştım. hepsi burada olumsuz yorum yapmama teknik olarak izin vermemişti. sonradan değiştirdiler mi bilmiyorum bu olaydan sonra hiçbir şey almadım.

telefon problemli olursa asla iade almazlar, bu kesin bilgi. aldığım son ürünlerde iade ettim ve paramı vermediler. olay mahkemeye gidecek.

Geçen yıl Xiaomi'nin Powerbank'ını aldım sahte çıktı. Düpedüz sahte hem de, iki kere kullanıp çöpe attım o derece sahte :)

Hıyar koyacak kadar ileri gitmezler belki ama sahte, kullanılmış, arızalı, iade ürün vb çıkabilir. Satıcısı Hepsiburada olursa sorun olmaz ama.

sonsuz evrende yalnız olmamız bana mantıklı gelmiyor,
ki evrenin çoğu yerleri henüz keşfedilmedi bile.

Elimizdeki bilgilerle uzaylılar kesin olarak var ya da yok diyemeyiz. Ama uzaylıların olmasının çok çok yüksek olasılık olduğunu söyleyebiliriz.

crown +1
fakat bu uzaylıların zilyon yıllık evren tarihinde bizimle aynı zaman dilimine rastlamaları ve zilyon kilometrekarelik boşlukta birbirimizi bulmamız olasılığı sıfıra çok yakın.

Bu konuda Carl Sagan’ın çok güzel bir sözü var: “Evrende yalnız olduğumuzu düşünmek, okyanustan bir bardak su alıp balinalar yok demekle aynı şey.“

Özetle Sagan’a katılıyorum. Koskoca evrende yalnız olmamızı gerektirecek kadar özel canlılar değiliz maalesef.

Uzaylıların varlığına inanmayı Tanrı'ya inanmaya benzetiyorum. Bir şekilde yalnız olmadığımızı düşünmek iyi geliyor olabilir.

"Ya gerçekten yalnızsak evrende?" diye düşünmeden edemiyorum.

O tarz abidik gubidik adamlar yerine şöyle güzel şeyleri izlemeni öneririm:

www.youtube.com

abi uzayda yaşam olma ihtimali çok yüksek eldeki verilerle. sadece tek hücreli yaşam gelişmiştir veya çok basit canlılar ancak gelişmiştir. belki milyarlarca yıl önce yaşayıp ve yok olan çok gelişmiş canlılar vardır. belki evrenin en ileri canlısı insandır. bunu bilemiyoruz. ama video çöp.

zeki yaşam form olduğunu sanmıyorum. gerçi zeka da tamamen insani bir şey, neyin zekası?
tardigrad denen minnoşlar mesela, yeryüzündeki en dayanıklı yaratıklar, bu kadar sene hayatta kalabilmek bi yaşam zekası gerektirir. en zeki fularlı bi insanı bolu dağına bırak, bak bakayım ne kadar hayatta kalabiliyor...

videoyu izlemedim, bildiğimiz manada zeka sahibi yoktur bence. kaynak jüpiterin siki.

Bilemeyiz, tanrının varlığını da bilemeyiz . Elimizde veri olmadan çoğu şeyi bilemeyiz.
Agnostik kızlar eklesin.

EliMizdeki verilere göre uzaylılar kesin var.

(bkz: fermi paradoksu)

haşlanmış patates
kola
leblebi derler ama işe yarar mı bilemem.

keçiboynuzu

Muz , patates haşlama, kuru kahveye limon sıkıp bi kaşık yemek.

5 tane karanfil yutun

Karanfil demeye gelmiştim ben de. Ortasından kırıp bol suyla yutun iyi gelecektir. Patates ve muz da iyi geliyor evet.

kuru kahve + limon kesin cozum

@acemi, kolayca bosaltım yapabilmesi için soruyorum cunku agrı var hareketlilik var sonuc yok

kefir yogurt

Bigflor prebiyotik ve probiyotik olduktan sonrada olur
Ve bol sıvı

Bol su +1

Gismotal varsa iyidir. İshali de kabızı da düzeltir

Su , yoğurt , yağsız veya az yağlı peynir, açık çay, muz , kabugu soyulmuş şeftali, yağsız veya çok az yağlı princ lapa, patates haşlama. Gazi kaçmış maden suyu, bunun haricinde yağlı şekerli gazlı içeceklerden falan uzak durun derim.

cevapların hepsini uygularsan 1 haftalık kabızlık yolda demektir. :)
hepsinden abartmadan...

Plastik kovaya koyarsan alabilirler. Yani paketleme önemli.

@scorpion kutuya koysam olmaz mı? Ben öyle düşünmüştüm.

gitmez, ne kadar iyi paketlersen paketle taşınırken kırılacak, çünkü hassas taşınması gerekiyor ama o çiçek en az 2-3 aktarma yapacağı için yollarda heba olacak. yazıktır göndermeyin kargoyla.

Badana en sağlıklısı ama şimdi yapan yok.

Polisan elegans anti-aging.

Mail adresini yeni aç. Nereden anlayıp kapatıyorlar? Onu biliyorsan anlamamalarini sağla.

Farklı bir maille de denedim ama yine hesap açar açmaz fotoğranızı yüklemeniz gerekiyor diyor ve bunu dediği zaman hiçbir şekilde anasayfaya falan giremiyorsun.2 gün sonra da hesabı kapatıyorlar.

umarım ucuza gitmemiştir.

bence boşuna üzülüyorsun gittikleri yerlerde o eserlere daha iyi bakıyorlar

konuya baska bir acidan bakalim.
ornegin palmyra'nin basina gelen belli. ya da pakistan'daki iki bin yillik budist heykellerin.

tarihi eserler gelismis ulkelerdeki koleksiyonerlerin elinde daha guvende olur belki.

"üç beş çanak çömlek" muamelesi görmeyeceği bir yere gitsin, değeri bilinsin daha iyi.

işidçi köpekler bombalasın, başka maymunlar kırsın parçalasın, kepçelerle dozerlerle üzerinden geçsin... başlarına bunlar geleceğine gitsinler.

Beni de oldukça uzuyor bu durum. Gavurlar daha iyi bakıyorlar bırakın çalsınlar gibi bir düşünceye de asla katılmıyorum. Yani caldiklarinda bizim değerlerimizi korumak için çalmıyorlar kendi çıkarları için kullanmak için çalıyorlar. Her türlü zarardayız. Binlerce yıllık bilgi ve kültür birikimini mok etmişiz, cahil verimsiz insanlar haline gelmişiz maalesef...
www.google.com.tr

konu aptallık değil. para.

bilmiyor mu adamlar tarihi eserleri satmamayı ? sadece öncelik olarak ilgilerini çekmiyor. gitsin para gelsin iki diplomasi puanı alırız diye bakıyorlar. hep böyleydi.

@3 olayı özetlemiş işte. trdeki müzelerdense oralarda kalsın ya.

ben üzülmüyorum çünkü türkiye'de kalsa da rezil olacak.
bari doğru düzgün bir yere gitsin de hakettiği muameleyi görsün.

tarihi eser çıktığını sanmıyorum.
onlarca kazı yapıldı hangisi sniper'larla korundu ?
orayı basıp mermeri, mozaikleri mi çalacaklardı ?

muhtemelen altın çıkmıştır, onu da eritmişlerdir.
canım türkiyem. öpücük.

senin ve ulkenin bir degeri yok abi gelismemis sapik ve cahillerle dolu insanliktan uzak bir ortadogu ulkesindesin o eserlere avrupada daha iyi bakarlar bosver

Bence hak etmiyoruz biz o tarihi eserleri.

Truva'daki atın içinde 'Ayşe <3 Mehmet', 'Mahmut hepinizin a... koyar', 'Cemile was here' yazmayan 1 santimetrekare yer yok. İyi ki at orijinal değil. Efes desen pislik içinde. IŞİD dibimizde, gelip heykelleri parçalıyor. Bu ülkenin cumhurbaşkanı sanat eserine ucube dedi. Metro sırasında bulunan kalıntılara '3-5 çanak çömlek bulundu' dedi; İnönü Stadı'nın yapılışı sırasında bulunan tarihi eserler parçalandı, yok edildi. Kırşehir'de 4000 yıllık taş anıt parçalandı. Sit alanları imara açıldı. Kalenin tekini Sünger Bob'a çevirdiler, tüm orijinalliği gitti. Yani halka bıraksan bilinçsizce, yönetime bıraksan sistematik olarak yok ediliyor.

Ne kadar tarihi eser veya kültür adına gezilecek yer varsa %90'dan fazlasını zamanında Yunanlar yapmış, biz devralıp itina ile ağzına ediyoruz. Köklü bir değişim gelip eğitimle bu zararın önüne geçilmeden ya da geçici çözümle 'Eserlere çizik atana iyi hal affı olmaksızın en az 10 yıl ağırlaştırılmış hapis' gibi bir yasa çıkmadan, mümkünse ne varsa götürsünler. Hatta Yunanistan'a, asıl sahiplerine verelim, 'Biz beceremiyoruz, siz bakın' diyelim. Kimin kazanç sağladığından daha önemlisi eserin korunması. Koruyabilene, sahip çıkabilene kadar hak etmiyoruz eseri, kültürü falan. Üzüldüğüm tek şey de hak etmememiz, anca talan ediyoruz. Eser gidince rahatlama geliyor bana.

aft olabilir. Uçuk genelde içte olmaz.

eğer uçuksa rujdan geçmiş olabilir tabi ki bir günde 50 kişi sürüyodur ona dudağını. ben uçuktan çok tiksinirim ya yerinde olsam giderdim doktora. yok diyosan da bi eczaneye git mutlaka.

yara değil, mini kabarcık. hayatımda bir kere böyle bir şey yaptım bir rujla geçmiş olabilir mi gerçekten?

Bu uçuk denilen şey küçükken rüyada korktuğumzda çıkmıyor muydu? Eğer öyleyse belki sizde bu rujdan hastalık Kaparım düşüncesi ile korkmuşsunuzdur. ondan çıkmış olabilir .ss

Aynısı sephorada benim başıma geldi hayatımda uçuk çıkmamıştır dudağımda bişey çıktı aylarca geçmedi. Ben doktora gitmemiştim. Hatta yarası gitti izi bile 1 ay daha sürdü. Bir daha geçmeyecek falan diye ağlamıştım. Kesinlikle başkasının kullandığı rujdan geçmiştir sonra geçti ama 2ay sürdü.

afttir muhtemelen ucuk degildir. ucuk ise doktora gitmenin anlami yok, omur boyu tasiyacagin bir hastalik olur (herpes virusu) bagisikligin dustugu anda cikar. modern tibbin caresi yok buna.

teknik olarak dedigin metodla bulasmasi mumkun olsa da sayisal lotoyu kazanma olasiligiyla eş senin durumunda bunun olmasi. o yuzden endiselenme bence.

Ucuksa doktora gitmelisin cunku virusu omur boyu tasiyacaksan bile robokot un dediginin aksine, asla cikmamasini saglayabilirsin doktorun yazacagi ucuk hapi ve krem ile. (Cikacagini hissettiginde, henuz cikmadan alinca cikmiyo)

Onun disinda agzinin icindeyse aft tir o, beyaz uc da verdiyse hele.
Benim babam eczaci, jansiyen moru mu ne oyle bi ilac uretiyodu kendisi. Ben hayatimda aft icin ondan baska ilac kullanmadim, o yuzden tavsiyem yok baska.

yani doktorun yapacagi bir sey yok, herpes icin viral yuku azaltan haplar var ama yan etkileri var o yuzden sadece genital herpesi olan kisiler cinsel hayatlarina devam edebilmek icin kullaniyor. oyle bir sey olsa doktor kontroludne almak lazim tabii.

oral herpeste, zaten acyclovir iceren kremleri surmeyi ucuk geciren herkes ogrenir, zovirax krem falan recetesiz satiliyor eczaciya sorsan soyler zaten.

Porno ile beraber Unutkanlığa ve hafıza problemlerine sebep olur uzun vadede, ayrıca kadınlarla sexten daha az zevk almaya ve masturbasyon gerçek seksten daha fazla zevk vermeye başlar. Erken boşalmaya da neden olabilir. Pipi ile çok oynamamak lazım. Ama hormonlar da yerinde durmuyor tabi bir kadın bul evlen kural mural yok ... :))

"Günde en az 2" çok, haftada 3-4 normal bence.

nasil unutkanliga ve hafiza problemlerine sebep olur ya? lütfen bilimsel makale gösterin.

Sikinti yok arkadasim, istedigin miktarda yap mastürbasyon. Mastürbasyon ve seks cok farkli seyler. Bokunu cikarmamaya calis, zaten vücut ne kadar ihtiyaci oldugunu bilir, ileri yaslarda günde 2'den daha az yaparsin. gercek hayat porno gibi degil unutma ve daha az seksist, daha cok feminist pornolar izlemeye calis. var bir sürü. tavsiyelerim bu kadar. sihhatler olsun.

edit: buyur sevgili zgrydn :d media.virbcdn.com

organda zamanla his kaybına yol açabilir. abartma.

bu arada feminist pornoların (o neyse artık) yararları konulu bilimsel makale görmek istiyorum.

Bilim her şeyi açıklama kapasite ve seviyesine henuz kavuşamadığı için ve bilimin keşfedeceği daha milyarlarca bilgi varken bu bilimsel makale arayışı niye? Yok bilimsel makale falan yok. Kaynak beynim. İstediğin kadar mastürbasyon yap nasıl denilebilir hani bilimsel makale nerede O mantığa göre.gazete köşelerinde mi yazıyor kisinin istediği kadar masturbasyon yapması ?
Hormonlar in yap diyor biliyorum ama çok yapma dostum sen?

her gece ve her sabah düzenli olarak masturbasyon yapmak yorgunluk verir, sosyalliğini etkileyebilir, bence de haftada 3 veya 4 kere yeterli.
hormonal olarak vb. çok yoğun cinsel istek duyduğun dönemlerde günde 1 kere olmak üzere her gün olur mesela, yine günde 2şer kereden her gün fazla yani.

bağımlılık haline geldiyse evet, çünkü bağımlıların tüm yaptıklarını yapıyorsun. O olmadan duramıyorsun, onu yapmak anlık zevk veriyor dopamin sayesinde falan.

ya, bence o enerji daha iyi kullanilabilir. sanki tembellik gibi biraz...

Porno bağımlılığı mastürbasyonla alakalı değil, beyinle alakalı. Salgılarınla alakalı. Mastürbasyon yapmadan da sabah akşam porno izlersen zamanla nöronların, salgıların kendini ona göre ayarlayacaktır. Gerçek olmayan bir beklenti oluşacak. Şartlanacaksın. Gerçeklik algın değişecek. Normal, 'imperfect', mükemmel olmayan vücutlar, sana seksi gelmeyecek. Penis boyu önemli mi? Benim penisim pornocular gibi büyük değil gibi özgüvensizlikler doğacak vs vs.

'His kaybı' da komple saçmalık. Gitar çalan kimse birkaç ay gitarı bırakınca dahi ellerindeki nasır iyileşiyor. Tekrar nasırlansın diye yavaş yavaş tekrar alışıyor.

Öte yandan bunun sabit bir kuralı yok. Kişiden kişiye değişir. Beslenme alışkanlıkları dahi bunu etkileyebiliyor.

Sabah akşam kadınlarla yatan adamlar da kadınlarla seksten daha az zevk alıyor. Pornocuların büyük kısmı dönem dönem ereksiyon problemleri yaşıyor ve hatta psikolojik olarak da normal bir cinsel hayat yaşayamaz hale gelebiliyorlar.

Şunu düşün: Sabah öğle akşam aynı döneri 1 hafta boyunca yedin. Önce lezzetli geldi, sonra bir daha yedin iyi güzel, bir daha, bir daha... her öğün yedin bir noktada artık bıkarsın. Kadınlarla sekste de yenilik yoksa sıkıcı bir hal alabiliyor. Mastürbasyonun sıkıcı olmamasının sebebi ise her gün aynı imaja bakmıyor olman. Hızla ilgini çekecek başka bir konuyu keşfedebilmen...

Yaşadığın kafa karışıklığı doğal bir güdüyü yapay bir ortamda tatmin etmeye çalışmandan ileri geliyor. Seks doğada bir tüketim olayı değildir, üretim olayıdır. Her metabolizma bu konuda farklı performanslar gösterir.

Vücut, ergenlikten itibaren -tıpkı normal bir hayvan vücudu gibi- bulduğu her şeyi döllemek istiyor, akıl 'dur, şimdi sırası değil' diyor.

Özet: Vücudunu gerektiği kadar kısıtla, günde 1 kez mastürbasyon yaptığında sinir katsayın artıyorsa bu da sağlıklı değil. Günde 4 kez mastürbasyon yapınca kendini yorgun hissediyorsan bu da sağlıklı değil. Bunun dengesini deneye yanıla kendin bul. Psikolojini bozma.

edit ekleme ihtiyacı hissettim: His kaybı noktasında elinde değil elbette penisteki his kaybından bahsediyorum. Elindeki his kaybı bile geçiyor manasında...

nofap diyip uzaklaşıyoruz.

Hava yapmıştır büyük ihtimal, kanallar-boru tıkanmıştır küçük ihtimal.

Youtubeda gzl videolar var bu konuda.

majezik oral sprey

Toz zencefili ballı limonlu ıhlamur.

Ballı limonlu adaçayı, sürekli boğazı şişen biri olarak her zaman işe yarıyor.

2-3 çok ince dilim zencefili suda kaynat, su sararınca çay gibi iç. ne zaman yapsam mucize gibi.

14.99 olan Basic tshirtleri.

modellerini hatırlamıyorum.

bir çantasını 3 yıldır kullanıyorum en ufak bir eskime, deformasyon yok. çok da rahat ve işlevsel.

bir yürüyüş ayakkabısını da 1 yıldır kullanıyorum. henüz herhangi bir sorun yaşamadım, memnunum.

onun dışında tişörtler, şortlar, çoraplar filan da kullanıyorum. onlardan da memnunum.

Polar kazakları iyi.

Nanoteknolojik havlusu. İncecik bisey, valizde yer kaplamıyor ce cok iyi kurutuyor.

Bisiklet, spor sütyeni, kask

Kar sporları için kıyafet anlamında bütün ihtiyaçlarımı oradan aldım ve severek kullanıyorum.

''Aprenaz 20'' renkli sırt çantası almıştım günlük kullanım için, ufak seyahatlerin vazgeçilmezi oldu sonradan, tavsiye ederim.

Mikrofiber havlusu çok iyi, ben orta boy olanını kullanıyorum. 13 liraya almıştım.

Oxelo kaykay, scooter, eliptik bisiklet, çorap, t-shirt, yağmurluk, çanta, bisiklet aksesuarları.

Mikrofiber havluları
Kalenhi tayt ve tshirtler
Quechua polarlar milyon kez yıkamaya dayanıklı, ama bel kısmı biraz kısa.
Quechua ayakkabıları (ucuzu kuru havada rahat, pahalısı soğuk havada)
Quechua polar yelek (evde dışarda tam bir kurtarıcı)
Trekking çantalarını ben kullanmadım ama annem ve kardeşim kullanıyor, memnunlar.
Tribord rüzgarlık, yağmurluk
Katlanır bisiklet
Hepsinden memnunum kısacası, güvenerek alışveriş yaptığım bir mağaza.

Aprenaz 300 diye yağmurluk gibi montları var super çok memnunum. İci polarli , polar fermuarla sokulup takılabiliyor . Polar yine hırka gibi giyilebiliyor. Şapkası enseye doldurulup şapkasız da kullanılabiliyor. Boynu koruyor soğuktan . Çok güzel bir mont. Kullanışlı ve sağlam olduğunu düşünüyorum.

havlu+1
tekerli mini bavul, çok sağlam çıktı

Çocuğu usutmeyin de nasıl usutmezseniz usutmeyin. Giydirin battaniyeye sarın şapka giydirin. Bir de çok merak etmeyin çocuğa göre her şeyi ayarlayacaksanız zaten zamanla. Bilmediklerinizi öğreneceksiniz. Hayırlı olsun.

yav kız belli ki bebek tecrübesi olan yaşıtlarına soruyor, hemen innilirinizi sirsinizi.

hastaneden çıkarken saydığın kombin bence olur dışarda kara kış yoksa, zaten arabayla eve gideceksiniz, üşümez bence. en kötü astronot kıyafeti gibi tulumlar var ya, onlardan alır giydirirsiniz hiçbi şey olmaz.

gece uyurken yeni nesil anneler oda sıcaklığını baz alarak giydiriyorlar, 25 derece sıcaklıkta bir odada bebek terlemiycek şekilde giydirebilirsin. o da genelde şöyle: atlet görevi gören bir şey, üzerine tulum, üzerine battaniye. bu kadar.

6 aralıkta doğursana <3

Hastanede ikişer tane giydiriyorlar elleri ayakları çok üşüyor bebeklerin. Şuan üç aylık oğluma zıbın sweat kulotlu corap ve patikli eşofman giydiriyorum uykudan kalkıncada hırka. Hastanede doğum sonrası bebek hemsıreleri size emzirme eğitimine gelecekler onlara sorun en dogru onlar bilir. Birde yenidoğanı slingle değilde hastane çıkısı pusetle götürün bence annenin ağrısı oluyor çünkü ve bebekte su gibi dokunmaya kıyamazsınız.

geçtiğimiz aralıkta teyze olmuştum, ah minnoşum büyüdü ya <3

hastaneden çıkarken söylediğin kıyafet uygun. battaniyeleri ikileyin ama bence.

geceleri de evin sıcaklığına göre ayarlarsınız. yarım kundak kurtarmaz, ben kendimi yorganla dürüm yapıyorum yani buna göre düşünün :) yine iki kat battaniye diyorum.

ha bi de, üşütmekten değil de manyak gibi giydirmekten daha çok çekinin bence. hep etrafta görüyorum çılgın anaları, o yavrular nasıl havale geçirmiyor şaşıyorum gerçekten. sonra en ufak soğukta hasta oluyorlar falan.

velhasıl, sağlıkla dünyaya gelsin inşallah. halledersiniz çok düşünmeyin şimdiden. aklınızın yarısını alacak, kalanı da sırf ona çalışacak zaten :)

Kız devorla senin mi çocuğun oldu yoksa? Güle güle büyütün. Facebook ta yüzüne emoji koyup paylaşma da çocuğu nasıl giydirirsen giydir. Anneler bilir nasıl giydieceğini.

1. ceket de giydirin bence. battaniye ince olmasın kalın battaniye kullanın. aralık ayı soğuk olur.
sling bence de uygun değil.hem anne rahat edemez o da kalın bişeyler giyecek çıkarken hem de göbek düşene kadar sling bebeği rahatsız edebilir, göbeği zedeleyebilir. puset yoksa kucakta battaniyeye sararak çıkarırsınız.

2. yarım kundak deliksiz uykuya da yardımcı oluyor bebek kendi hareketinden uyanmıyor ama bebek gelişimine olumsuz etkileri olduğu için önerilmiyor. kalça çıkığı riski, dolaşıma olumsuz etkileri var. bir de bebek ayakları kıvrık tutmaya alışkın, kundak rahatsız eder. uyku tulumu hem kullanımı rahat hem zararsız.
bir batında doğum olsun, analı babalı büyüsün:)

Benim duyduğum; evde anne baba nasıl giyinirse onun bir kat fazlası. Çocuk üzerine giyerse bir de yelek veya boydan tulum. Özellikle astronot uyku tutumları iyi oluyor. Ama bebeğimiz için kullanmadık biz.

sling hastaneden çıkmaya uygun bir ürün degil.

çünkü sling e sarsıntınızda siz kemer takamiyorsunuz. bu da bir kaza anında savrulmaniz ve bebeğin sizinle çarptığınız yer arasına sıkışması demek.
biraz büyüyüp de kanguruyla geçince ya da single devam ederken ben kemeri sırtımdan geçirip sadece bel bölgemden tutturuyordum. bu da taksi ya da araba koltuğu olmayan bir arabaya binmek zorunda kalırsam uyguladıgim bir yöntemdi.

hastaneden sadece ve sadece ana kucağı icinde cikarin. arabada hep ana kucağında olsun. inince sling e sararsınız.

sağlıkla kucağınıza alın.. . gözünüz aydın şimdiden.. .

motor arıza ikaz lambası, geçmiş olsun.

Buji mi degistirdiler?

Yakıtı püskürten enjektör diye bir zımbırtı var onlar tıkanmış olabilir. Ama olmayadabilir.ahlaksız şerefsiz ustaların eline düşmezsin umarim. Geçmiş olsun.

''hayatlarinin en iyi birkac saatini gecirmesini istiyorum cocuklarin.''

marijuana?

@binder dandet askldfjasflashda

marijuana +1 ya da dmt ya da lsd

düşünsene, çocuklar uzaylıların piramitleri inşasını falan görüyor... muhteşem! hayatları boyunca unutamazlar bence.

Marula al bir kilo.

karikaturistan.files.wordpress.com

Git bi lego duplo al at onlerine birde oyun hamuru

zaten bir sürü yiyecek varmış, çiçek al bence.

Alkol uygunsa şarap yoksa baklava

çiçek çiçek

çiğ köfte.

yemekten bi kaç saat sonra ne yenir.

İlk kez gidiosan 6lı kahve fincanı al

İlk gidiş değilse sarma yap veya ekler al

Meyve al mandalina , elma.

o kadar unlu mamülden sonra bi grappa, bi limoncello, bi konyak iyi gelir, hazmı kolaylaştırır.

Manavlarda red globe üzüm var, nektar boyunda erikler var, hafif kızarık armut var, hepsini geç nar var.

Biraz biraz alsan çok iyi olur. Emeklerinin karşılığında damakları da zevk alır.

Uckagitci olmayan ustaya rastlamak çok zor. Maalesef is ahlakı diye bir şey yok. Hem işi boktan yapıyorlar, hem de kazık atıyorlar. Motor bilmemnesi değişecek diye araç sahibine 1000 tl lik parça aldırıp bir adet tel sıkarak aracı tamir edip parçayı da satan orospu çocuğunun birisini duydum yine bir ustadan.
Benim anlamadığım işi düzgün yap paranı da al kimse bir şey demez yaptıkları ustalık da 2. Sınıf ustalık. Çok gıcık oluyorum.

tanıdık olmadıktan sonra olmaz. en çok orospu evladı bu meslek grubunda bulunuyor bence. taksiciler melek kalır o kadar diyim.

Gidip tepesinde dikilmezsen öperler. Öpüle öpüle öğreneceksin yapcak bişe yok. sen verecen direktifi o yapacak. Ora bura bozulmuş demeyecek, sen anlayacan zamanla nere bozulduysa, zaten öyle abi burası bozulmuş diye arızayı çat diye bulan usta milyoner oluyor bu sektörde. Öküz kaynıyor ortalık malesef.

Böyle ufak tefek tamir ya da periyodik bakımlar için şaşmaz sanayideki selman oto'ya (eren usta) giderim yıllardır.

Küçük bir aile şirketi gibi. Uzun zamandır beraber çalışan insanlar. Özellikle mekanik ustaları çok iyidir. Öpme konusuna gelince, defalarca gittim ama öyle bir girişim sezmedim. Elbette 90 liraya bulabileceğiniz parçaya 100 lira yazıyorlar, sonuçta kâr amaçlı bir yer.

Beni birçok gereksiz masraftan kurtarmışlıkları da vardır. Şu parçayı değiştirelim içim rahat etsin dememe rağmen "paranı çöpe atma, bu parça sağlam ben bunu değiştirmem" diyen insanlar.

Ayrıca boş gezenin boş ustası çok doğru söylemiş. Tepesinde dikilmek, yapılan işlemi kontrol etmek lazım.

Son olarak,bu söylediklerimden dolayı müşterisi çok, kalabalık bir dükkan. Gidecekseniz bence hafta içi sabah gidin.

Şaşmaz oto sanayide salih usta vardı oraya giderim. insaflı adamdır. işini de gayet iyi yaptığını düşünüyorum.

Sacma ve hatalı yazdiysam kusura bakmayin mobilde ayakta toplu taşımada

fiziksel sıkıntım yok psikolojik olarak iyi değilim diyen çocuğu nedne dahiliyeye gönderdin? doktora ne diyecek? uyuşturucu kullandım ve iyi değilim mi? bence hata etmişsin.

@elorella haklisin ama cocuk once midemde de sikinti yasadim deyince once oraya git dedim sonradan soyledi fiziksel yok diye aslında biraz eksik izah ettim o yonden hatalıyim simdi arayayim psikiyatriye mi yonledireyim

Doktor da kizsin yok oyle muptezel olacak biri degil bundan eminim

bence kafasına fazla takmış. zamana bıraksın, iyi beslensin, su içsin, spor yapsın vs. aklını dağıtsın. doktorluk bir durum yok. boşu boşuna bin tane insana dert anlatmak zorunda kalacak doktora giderse. ya da içi öyle rahatlayacaksa gitsin tabi bir psikoloğa, bir zarar gelmez. konu polise falan taşınmaz merak etme. zaten psikologlar böyle bilgileri kimseyle paylaşamaz.

öğrencin muhtemelen bir şey olacak diye korkmuş, korkudan dolayı da kendini azıcık bile kötü hissettiğinde bunu ota yoruyor. ama ot öyle bir içişte beyin yakmaz, etkisi de günlerce sürmez.

üniversite kazanması lazım. orda bol bol typacak ve böyle pişmanlıklar dymayacak

ders almıştır. bi daha yapmazsa sıkıntı olmaz psikolojik ve psikiyatrik etkileri ortadan kalkar kısa sürede. (muhtemelen)

öğrencinizin derdiyle dertlendiğiniz için de teşekkürler..

İçtiği şeye göre değişir ama Bağımlılık demek madde bulamayınca vücudun mala bağlaması , hasta gibi tepki vermesi , her yerinin ağrıması , sürekli rahatsızlık hali hissedilmesi madde bulamadığı zamanlarda kişinin sürekli acı çekmesi olarak tanımlanabilir. Vücudu Bağımlılık belirtileri gösteriyor olabilir. Birkaç kez icmisse ayvayı yemek üzere de olabilir. Bir daha kesinlikle içmemesi gerekir. Eğer içerse kurtulamayabilir. Yani kendini de bitirir ailesini de. Bu tip maddeler iyi çocuk falan tanımaz. Unutulmamalı ki uyuşturucu sadece enjektorle vücuda girmiyor. Duman halinde de aynı etkiyi gösterir. Söyleyin mallık etmesin birkaç hafta içinde geçer ama dayanması lazım. Bu pisliği içtiği ortama da bir daha girmesin yoksa bir daha içme ihtimali yüksek. Uyarın.

Zamanında mantar yemiştim psikolojik etkisi 3 aydan fazla sürmüştü, bence onunda bünyesi almıyor böyle şeyleri .. Bence de zamana bıraksın. Tabi kişisel yorumum

ilk sağlam ot içtiğimde birkaç hafta boyunca odaklanma problemi yaşamıştım. düzgün cümle kurmada falan zorluk çekiyordum. beynimde kalıcı hasar bıraktığından korkmuştum. zamanla geçti tabi çok şükür. daha da ağzıma sürmedim, sürmem de.

kimseye yönlendirme, kendi başına aşmayı denesin. bonzaide içmesin.

depresyon olabilir. yoga yapın :)

Ben de bir aralar böyleydim ama problem tamamen psikolojik,bu tamamen hayat elimizden akıp geçiyor birşey yapamıyoruz çaresizliği yoksa 27 yaş gayet enerjik dinamik ve işlevsel olarak sorun teşkil edebilecek bir yaş değil,halısaha maçı yap iyi gelecektir :) ayrıca merak etme 28 yaşında bu histen kurtulacaksın.Geçen sene ben de öyleydim çünkü :)

Psikolojini diri tut, stresi yanına yaklaştırma. Masturbasyonu bırak , daha sağlıklı şeyler ye, ufak da olsa egzersizler yap. Sabah erkenden kalk. Çok uyuma.

bunun aynını yaşıyorum şu sıralar

salak bi hayvan al, beslemeye bakmaya çalış evde bi müddet uğraş. sonra hayvanı geri ver ya da sat başkasına, iyi gelir.

tutkusuz olabilirsin. tutkunu keşfedip onla haşır neşir olursan, tutkunu ilerletip üretime geçersen muhtemelen hayattan alacağın tatmin de artacaktır.

bazen ön lobu kapatıp hayata katılmak lazım.

çok şeyapma.

Aynı yaş, aynı psikoloji. Şöyle diyeyim, cuma cumartesi pazar bodruma gidip pazar gecesi dışarı çıkıp 5'te uçağa binip 8'de mesaiye başlayıp bütün hafta gezip tozup çalışan bir noktadan, resmen haftanın bi günü çıkıp onda da lanet eden bi duruma döndüm. Ben bunu spordan uzaklaşmama bağlıyorum ama bilemiyorum açıkçası.

Bu arada tutkusuz değilim, yaşam amaçlarım var, keyfim yerimde, para da yeterince kazanıyorum, yani tamamen enerji meselesi.

eğitim sektöründe zaten yıllardır kullanılıyor. iş güvenliği sağlığı alanında...
hatta bizim şirket bu şekilde verdi eğitimi.
bir de malum bir kullanım alanı var tabi, thaim edeceğin üzere.

Kullanılmayacağı sektör olabilir mi, belki onu düşünmek lazımdır.

Olabileceklerden bazıları:

- Eğitim
- Tüm iş teknolojileri (Toplantılar vb)
- Sağlık(Ayakta tedavi gerektiren muayeneler vb)
- Tasarım
- Sahne Sanatları
- Müzik
- Turizm (Gezi turları vb.)
- Müzeler vb.

Gerçeğini yapmaya halihazırda imkanımız mevcut olmayan/gerçeğini yapmasinin çok pahalı olduğu şeylerin gerçeğini yapıyormuş hissine yakın yapmaksa sanal gerçeklik.mesela seks makinesi olarak karşımıza çıkabilir. İnşaat olarak karşımıza çıkabilir. Oyun sektörü zaten var. Evde yanlızlık çekenlere yönelik zimbirtilar icat edilebilir.

Bence bir bekleyip görmek lazım, google glass, xbox kinect de ilk çıktıklarında neler neler vadediyorlardı.

Bu VR'da en önemli sorun bence yürüme ve hareket etme olayının olmayışı, o yüzden bir türlü oyunlara entegre olamıyor.

pazarlama.

bulaşık deterjanı veya aspirinle bulaşık süngeri ile sil.

Temizlenmiyor bunlar ya maalesef yenisini alın bence

silikon kaplar kısa süre içinde bu hale geliyor bir daha da düzelmiyor maalesef.

Çevresel faktörlerden ötürü renk değişiyor. Kostik bile etkilemedi bu merete. Yeni alın en iyisi.

dominate oynama sıklığına bağlı değişebilmek ile birlikte en az iki sene götürüyor. kimisi tf150 daha dayanıklı diyor ama dominate daha oynanabilir halde kalıyor benim görüşüm.

tf150 iyidir. yapıştır.

A101 ya da bim de görmüştüm 10 tl ye 5 tane al istediğin kadar oyna.

tombullaşmış hamam böceği?

sprey böcek ilaçlarından al üzerine sık hemen etkililerden sonra at dışarı

Ev böceği değil bu. Türünü biliyordum da unuttum. Açık biryerden girmiştir. Zararı yok bildiğim kadarıyla.

Bu böcek ilk defa afrikadan bir muzun içinde geldi.

Bu böceğin bilimsel ya da başka bir adını bilmiyorum. Ama osuruk böceği derler çoğu yerde rahatsız ederseniz çok kötü bir koku yayar.

bit.ly

yeşilse, ezince kötü denmiş ama güzel çiçek özü gibi kokuyor onlar. bana öylesi denk geldi herhalde.

İnsanın kendi sesini duyduğunda hissettiği o şaşkınlıkla karışık iğrenme duygusuyla aynı olsa gerek.

Ben uyurken hatta horlarken arkadaşım çekmişti beni videoya uyandığımda görüntüleri ben de izledim ancak bundan sonra bir uykusuzluk problemi falan olmadı.

bunu diyen bence abartmış, kendi gibi azınlık bir grup için geçerli olabilir bu dediği, uyuyan insan çok gördük hiç öyle kötü gözükmüyorlar

o radyo programını dinlemeyi bırak :D

Ben çok saçma sapan uyuyorum. Yataktan falan düşmüşlüğüm var. Kardeşim fotoğraf çekerdi arada saçlarım da uzundu o ara tam tarkanın gulyabanisi. Ama kardeşim ölü gibi uyur mesela. Adam yattığı gibi kalkar yataktan.
değişiyor herhalde insandan insana.

geçen biri uyurken videomu çekmiş sağolsun, gerçekten kötü görüyor insan kendini. ama uyumaktan soğumadım.

Ben yıllar önce dirseklerim kuruyor diye aktardan almıştım. (Kanıyordu bildiğin) o çok iyi gelmişti. Saçıma sürmedim ama yağ sektöründe olduğum için bilgim var. Saçı besliyor bayağı. Kepeğe de iyi geliyormuş.

Saça ne amaçla kullanacaksın?

Bir ara almıştım ayakkabılarıma kullanmak için ayakkabı boyası + kayısı yağı ise yarayıp yaramadığını gözlemleyemedim.

@ismira007 dökülmesini önlemek ve güçlendirmek.

arkadaşımla kardeşinin böyle saç derilerinde genetik bir problemleri vardı, habire kuruyup kanayıp duruyordu, yara oluyordu sürekli, onlar da kullanıyorlardı kayısı yağı çok memnun kalmışlardı. kepeğe iyi geliyorsa hemen ben de gidip alıyorum.

Coconut yağı da alabilirsin dökülmemesi için.

@ismira bu coconut yağı da bitkisel organik falan değil mi? ben normal şampuanları da kullanmıyorum. parabensiz vs. kullanmıyorum.

Kayısı yağını saç için hiç duymamıştım. Saç için çam terebentin ve hindistancevisi yağını daha çok söylerler. Kayısı yağı kuru cilde iyi gelir.

Cold press (soğuk sıkım) yazanlar katkısız saf yağ. Organik olanları da vardır satan biryerler.

Basit bir yöntem ama etkili.
Bir iki tane sözlük (internet olm az) bir de ingilizce metinler olan kitap lazim.
Kitabı kendi anladiginiz kadarıyla kelimelerin anlamına sözlükten tek tek bakarak cümle cümle çevireceksiniz. Sonuçta mükemmel bir şey olacak.

Kitap oku haci kitap

Ben küçük hikaye kitaplarını çevire çevire başlamıştım. Ama burada püf nokta eski usul kitap ve sözlük kullanıp tamamen elle yazmak çeviriyi. Bilgisayar falan değil kağıt kalem.
Hem okuyup hem bilmediğin kelimeye bakıp hem de elle çevirisini yazmak çok yönlü çalışmak demek.

Sözlük zor geliyorsa : readlang

Kitap oku ama asla sözlüğe bakma. Anlamı çıkartabildiğin ölçüde o kelimeyi öğrenirsin. Her kelimeyi değil ama vurgulanan kelimeyi eninde sonunda anlıyorsun 10 kere kullanılınca. Öyle sözlüğe baka baka okursan bitmez o kitap zaten sözlüğe baktıktan 1 saat sonra unutuyorsun ben de denedim isveççe için şimdi sözlüğe bakmadan okuyorum anladığım kadarı bana kalıyor.

En iyi kelime çalışması alt düzey için bence kitap+duolingo+dizi filmdir. Lost'taki hatch kelimesini ben o diziden öğrendim düşün artık.

@Ali159
Hep sozluge gidiyorsa belki o seviyede degilsindir henuz. Oxford Veya penguin yayinevlerinin learner serileri var, 5-6 seviye var en dusuk seviyeden baslayin her seviyeden 2-3 kitap okuyun.

bak ben sana daha eğlenceli bir yöntem vereyim.

bilgisayara fallout 1 ve fallout 2 yi kur, yanına da bir sözlük al, oyunu oyna. bilmediğini hatırlayamadığın her kelimede sözlüğe bak.

18 sene önce denendi tescil edildi, çalışıyor :)

not: amaç hem eğlenmek hem de öğrenmek olduğundan fallout 1 ve 2 dedim. 3 ve 4 ten uzak dur.

Dün Mindhunter dizisini izlerken kelimeleri not aldım.
(ingilizce altyazılı izliyorum)
yeni kelime öğrenince çok heyecanlanıyorum.
Anlamını bilmediğim veya unuttuğum, şu an defter önümde.
oeuvre kelimesi var mesela, külliyat demekmiş, sanatçının tüm eserleri vb.
_şarkı sözleri ve filmlerden

kovun evden.

hangi uyuşturucuymuş bu sağa sola saldırtan merak ettim.

ne içiyor ki?

1) madde ile bağı kesilecek kriz dönemini atlatana kadar , madde bulmasının önüne gecilecek.gerekirse bağlanacak.hapis tutuklama vb.
2)gerçekten bırakıp bırakmak istemediği tespit edilecek. Birakacam deyip yalan söyleme ihtimalleri çok fazla.
3) kriz dönemi ve düşkünlüğü bitince arkadaş ortamı ile bağı kesilecek. Yaşadığı şehir değiştirilecek. Güvenilir bir tanıdıkta köy vb. Bir yerde Kontrol altında tutulacak.
4) Bir işle oyalanması sağlanacak.
Uzun süreli kontrol altında tutulup sağlıklı düşünebileceği bir evreye kadar bırakılmayacak.
Çok zor ve uzun bir süreç geçmiş olsun , umarım ise yarar.

@scorpion o kadar yardırmışsın da ne maddesi onu da söyle anlamışsın belli ki.

www.ted.com

tanıdık var uyuşturucu kullanmıyor ama sağa sola saldırıyor, öfkesine hakim olamıyor. 112 acil aranılıp polis eşliğinde adana akıl hastanesine götürülüyor. orda kuzu gibi olup geliyor.

polisi arayabilirsiniz.

parayı nerden buluyo o da önemli. dibine vurmadan kastınızı bilmiyorum ama tahminen düzenli bir işte çalışamaz olsa gerek, ya da bulsa da süreklilik sağlayamaz.

burnu sürtmeden akıllanmaz diye düşünüyorum ben.

112 ve acil durumu kendisi maddeyi bırakmayı istemediği sürece işe yaramaz. Çünkü hastaneye gittiğinde psikiyatrist kendisine maddeyi bırakmak isteyip istemediğini soruyor istemiyorsa ayaktan tedaviyle bırakıyorlar. ancak birinci dereceden yakını sulh hukuk mahkemesine başvurduğunda kararda zorunlu yatarak tedavi ile ilgili bir şey geçiyorsa kararla toplum sağlığı merkezlerine gittiklerinde acil sevk ile yatışı yapılabilir. ama yine mahkemeden vasilik kararı çıkartmakta da fayda var.

Geçmiş olsun. Pimpiriklenmissin.
Pirelensen anlamamana imkan yok cayır cayır kasinirdin. Pire değil bu kuruntu.

görünürde bişey yoksa yoktur. googleda bak bakalım pire ısırığına, farkedilmeyecek gibi değildir o.

yanyana iki üç tane pembe nokta (ayı gibi kaşınacak) varsa geçmiş olsun. yoksa devam :)

ben ne onu değerlendiricem o benim hayatımı değerlendirsin. gezer tozarım.

Ev alıp kiraya...

Şaka şaka. New York'a taşınırdım.

yatırıma dağıtırsan %4 kuralı ile yıllık net 80k getirir bu da birkaç şehir hariç tüm dünyada ortalama yaşamana yeter. Tabi biraz risk ile yılda birkaç yüzbin kazanması da o kadar zor olmamamalı.

4e bölerim, 500lük 3 ev alırım, kalan 500 içinden bir araba alırım gerisini faize koyar çılgınlar gibi yerim.

En iyi yatırım eğitime yapılan yatırımdır. UK veya ABD'de yüksek lisans ve doktora eğitimi alırım. Okula başlamadan da kira vermemek için ev alırım.

1M'ye arsa al,
800k anlaşmalı faiz
100k riskli fon
100k yeme içme

türkiye'de okuduğum bölümü almanya'da okumak için başvururdum. bu kadar. kabulümü alır, bir sene paşa paşa almanca kursuma gider, sonra üç sene eşek gibi lisans okurdum. sonra iki sene yüksek, elli sene doktora... para bankada dururdu. kendimi sıkmadan ama nispeten mütevazı yaşardım. ev arkadaşı isterdim mesela. araba alırdım ama ucuzundan ikinci el şöyle 5-6 bin oyroluk vosvos falan. kafam tamamen rahat olurdu. maddi kaygım yok, güzel bi ülkede iyi koşullarda yaşıyorum, oooh mis. 10-12 sene daha öğrencilik yapardım işte. sonra her şey yolunda giderse (ki aslında her şeyin yolunda gitmesine bile gerek yok, gtümü sıkıp ders çalışmam yeterli) 10-12 sene sonra prof olurdum anasını satiyim. daha ne.

Yarısını bozdururdum. Sonra altının düşmesini bekler (145 bandina ) altin alirdim. Sonra anlik altin alim satim isine girerdim.

ilk iş amerika'ya taşınmak.

Kanada'ya yerleşirdim.

istifa eder, kendi işimi kurardım.

bir kısmını emekliliğime yatırırdım.

milyar mı milyon mu?

Bana verirdim.

%20 kadarı ile avrupa sınırları içinde bu limitle oturum izni veren bir ülkeden mülk alır kiraya verirdim. böylece istediğim an türkiyeden çıkışım garanti olur.

%5 kadarını bitcoin ve türevi cryptocoinlerde değerlendirirdim.

%20 kadarı ile yüksek riskli ama uzun vadeli getiri potansiyali yüksek ev-arsa gibi yatırımlar yapardım.

%20 ile angel investing yapardım.

kalanı için düşük riskli yatırım fonu, ve benzeri şekilde değerlendirip aylık düzenli bir getiri elde etmeye çalışırdım.

Öncelikle basımevi değil yayınevi demek istiyorsunuz sanırım. Basımevi, matbaanın karşılığıdır. Amacınızsa anladığım kadarıyla matbaada kitap bastırmak değil de kitabınızı bir yayınevi etiketi altında yayımlatmak. Bu konuda aşağıdaki bağlatıların yardımcı olacağına inanıyorum:

yazarodasi.blogspot.com.tr
yazarodasi.blogspot.com.tr

Yayınevi demeye çalıştım haklisiniz. Teşekkür ederim.

Teskkur ederim hezarfen tıbbi bilgisi olan birisi mısınız?

Evdeki her şeyi kapatıp sayacın numarasını okuyarak bulabilirsin.
İyi de İnsan neden fon makinasını 12 saat çalıştırır?

alev alıp evi yakma ihtimmali de var. geçtiğimiz günlerde oldu.

2200 watt desek, sen yapacagim islemlerde fon makinanin gucunu 2200 le degistir.

2200 watt x 12 saat = 26.400 wh

Aylik kullanimi icin 30 ile carpalim.

26.400 x 30= 792.000 wh

kilowatt uzerinden hesap yapacagimizdan 1000'e boluyoruz..

792 kwh aylik tuketimin.

1kwh kac kurus guncel olarak bilmiyorum faturada yaziyodur muhtemelen.. 40 krs diyelim

792 x 0.40 = ayda 316 tl odersin.

ortalama bir fon makinasi (sac kurutma makinasindan bahsettigini varsayiyiroum) icin guc 2 kW desen. Elektrik fiyati 0.18 tl/kwh. 12 saat calistircaksin. 2Kw x 0.18 tl/kwh x 12 h = 4.3 tl`lik 24 kWh elektrik yakar.

aslinda direk etiketinde yazan guc degeriyle hesaplamak da pek dogru degil, cikan sonuc carpi 0.8 diyebiliriz.

isteyerek çalıştırmaz heralde sicorpion37. Elektrikler kesikken açık kalmış ve 12 saat çalışmıştı.

Hediyelik esyacilarda vardi zaten o fiyatlara sanirim? Yeralti carsisi, kapalicarsi gibi yerel saticilarin obeklendigi yerler. Bi de son 2 3 yilda kacak sigara satmak icin kurulan 'tutuncu' adi altinda faaliyet gosteren kucuk dukkanlar var. Onlar da esas mevzuyu gizlemek icin bi kac paket tutun ve bi kac nargile koyuyor vitrine. Oralara da bakabilirsiniz. Ara sokaklarda olurlar genelde.

Nerdesin yakın bir yerlerdeysen Bende hiç kullanmadığım takım var dediğin fiyatın yarısına vereyim.
Sıfır.

22 ila 30 derece arası.

Zeytinin türü ne? Yeşil zeytindir büyük ihtimalle, çekirdekli mi? Ona göre cevap verelim. Eğer çekirdeksiz ise köşeye kıstırıp sonuna kadar batırabilirsiniz yoksa ya yandan çekirdeği teğet geçecek şekilde batırın ya da düz batırıp çekirdeğe ulaşmadan durun yoksa kayıp fırlar.

Son olarak, derdinizden çok hoşlandım eğer izin verirseniz buluşup görüşmek ve 'sevmek' isterim. Sizin izninizle elbette.

Çekirdekli yeşil zeytin, kırma.

Cuvaldizi kendine kurdani zeytine batır demişler. Bunu dene bence.

89 veya 91 derece açıyla batırmalısın. nedenini de hemen anlatayım.

kaos ve rastlantısal çözümsüzlüklerde tam sayıların, küsüratlı sayılara göre daha az olası sonuçlar verdiği kanıtlanmıştır. sözgelimi 180 derecelik bir skalada 10luk sisteme göre 18 tam onluk sayı varken, geriye kalan 162 sayı küsüratlıdır.

yani bu demek oluyor ki 180'de 162 olasılıkla sana küsüratlı sayı gelecek.

şimdi de geldik işin fiziksel kurallarına. 0 veya 180 derecede bir penetrasyon her ne kadar teorik olarak mümkün gözükse de, gerek araç ve ortamın gerekli çevreyi sağlayamadığı, gerekse de ergonomik olarak zorlayıcı olacağı için ilk 20 ve son 20 derecelik açılar pratik olarak size sıkıntı yaratacaktır.

sırf insanlık namına yaptığımız bu gözlem ve deneyler sonucunda, sıradan kişilerin, ortam ve mekan hazırlamada isteksiz olmaları ve birden fazla kez tekrarlanan deneylerin sonucunda deneyi yapan kişinin sıkıldığı ve deneyin sürdürülebilirliğini etkilediği gözlemlenmiştir. bu gözlemin sonucunda denilebilir ki; gözlemci ve fiili gerçekleştiren bireyin psikolojik olarak deneye kendini hazır hissetmesi ve gerekli ortamın olmadığı zorlu koşullarda karşılaşacağı sıkıntılara göğüs germesi şarttır.

tahta yüzeyler üzerinde zeytinyağı'nın etkisi:

www.thekitchn.com

linkte görüleceği gibi insanların yıllardır zeytinyağı'nı parlatma, vernikleme ve ahşap koruma gereksinimlerinde kullandığını söyleyebiliriz. ahşap zeminin emici özelliği sayesinde absorbe edilen zeytinyağı, sürtünmeden kaynaklı korozyon etkisini azalttığı bilinmektedir. buradan yola çıktığımızda, zeytinyağına kürdan batıracak deneycinin ahşap zeminde belli bir süre sonra zorlanacağı sonucuna varmak pek de zor değildir. penetrasyon sırasında zeytinden çıkacak olan yağ, bir süre sonra ahşap zemin tarafından emilir ve sürtünme etkisi azalır. azalma ile birlikte zeytinyağının kayganlaştırıcı etkisi, deneyi bir süre sonra imkansız kılabilir.

10 boyutlu süper-sicim evreni teorisine göre deneyde farklılaşma ve sürdürülebilirlik:

yaşadığımız 3+1 boyut düzlemimizdeki deneylemelerimiz, olasılık faktörü göz önüne alındığında 7. boyut skalasında sonsuzluğa ulaşabilir.

6.boyuttaki deneylemelerin 7. boyutta kazanacağı olasılık skalası aşağıdaki formül ile bulunabilir:

The 6-sphere or hypersphere in seven-dimensional Euclidean space is the six-dimensional surface equidistant from a point, e.g. the origin. It has symbol S6, with formal definition for the 6-sphere with radius r of

S^6 = \left\{ x \in \mathbb{R}^7 : \|x\| = r\right\}.
The volume of the space bounded by this 6-sphere is

V_7\,=\frac{16 \pi^3}{105}\,r^7
which is 4.72477 × r7, or 0.0369 of the 7-cube that contains the 6-sphere.

farklı boyutlarda gerçekleştirilen deneylerde olasılık tamamen ortadan kalkacağı için; farklı bir paralel evrende kürdana batırılan her zeytinin daha ilk denemede başarıyla penetre edildiği görülecektir. bir farklı evrende ise sıfır zamanda sonsuz deneme başarısız olacak; ve o evrende zeytinler hiçbir zaman kürdana tutturulamayacaktır.

referanslar:

en.wikipedia.org

www.encyclopediaofmath.org

@yollar, hayatımın çözümlemesi olmuş. Zeytinlerin direncini kırıcam, 1 mayıs diye organize olmuş ipnetorlar. Yer mi anadolu çocuğu... Gerekirse dünya zeytin hakları mahkemesine başvurucam.

Nereye kaçabilirler, hepi topu küçük bi kap. Elimle alıcam hepsini yiycem niahaha!

dünya çapında her yer olursa. tokyo da var bir tane... iyidir... tavsiye ederim.

waka waka adalarının hocaları tek seansta balık gibi yüzdürüyor

şehir belirtmemişsin ve ankaralılar birazdan gelecek.

biz deniz kültürü olmayan bir aileydik. hiç yüzme bilmezdim. bir yaz kardeşimin okulundaki havuza başladım en fazla 4 seans gittim, temel şeyleri kaptım (nefes, bacak çırpma vs.) sonra kış geldi bıraktım. ertesi yaz belediyenin bir kursuna 3 seans falan gittim. bir sonraki yaz belediyenin başka bir kursuna 4-5 seans gittim. bir sonraki yaz ise gene kardeşimin okulunun havuzuna gittim 3-4 seans. son seansta suda durmaya başladım ama çok emin değildim. bir sonraki yaz denize gittik, bacaklarımı içe doğru çektiğim anda suda durabildiğimi fark etim. sonra gene yazdan yaza kendimi geliştirmeye başladım.
ÖZET: parçalı gidip yıllara yaysanız bile, kat ettiğiniz aşamalar sıfırlanmıyor. ben kendim için 10 seansta öğrendim diyorum. belki düzenli gitsem 6-8 seans olurdu. Balık gibi değilim ama suda gözümü açabiliyorum, kafamı suya sokmaktan korkmuyorum. belirsizliğin yarattığı korku tamamen kayboldu.
ek: derinlik korkunuz varsa önce okulların havuzlarına gidin, benim gittiğimin en derin yeri burnuma geliyordu. sonra olimpik tarzı havuzlara geçersiniz.

Tokyodaki kursun adı ne

Operator neden sana ghvenip hat versin ki?

sim kart alırken şart... ona bakarsanız bizden başka hiçkimseyi ilgilendirmiyor üstündeki tüm bilgiler ama çoğu şeyde istiyorlar kimliği.

kimlik fotokopilerinizin üzerine kullanılma amacını yazın. (sim kart aboneliği için vs) baya böyle üstüne ama beyaz yere değil.

Operator kimligime bakmasin demiyorum ki baksin sozlesmeye gerekli bilgileri kaydetsin ama kimlik fotokopimi almasin! Problem cikaracagim da ondan soruyorum :)

@fever o ne saçma mantık aq. hayır öyle bir söylüyorsun ki sanki şu ana kadar turkcell güvenmediği insanlara hat satmamış gibi :D

zorundasın. ve korkmayın bir şey olmaz, aksine daha güvenli oluyor o şekilde.

eğer kimlik fotokopisi vermek istemiyorsanız da, daha önce başkaları adına açılmış hatlar var, onlardan alabilirsiniz ancak hırlısı var hırsızı var söylemedi demeyin.

hangi müzik haci??
1 saatlik filmi koymuşsun oraya... dakika belirtseydin keşke.
baştaki ise; Ferdi Tayfur - Huzurum kalmadı www.youtube.com

link zaten filmin ortasından bir yerden başlıyor. yani müziğin olduğu kısımdan.
yalnız birkaç saniye sonra oraya atlıyor. ilk başta filmin başı çıksa da iki üç saniye sonra sorduğum müzikle karşılaşacaksınız biraz bekleyince. onu soruyorum baştakini değil.

ben gene sana vurgunum

Nükhet Duru - Ben Gene Sana Vurgunum www.youtube.com

unutulur ya, tarihlere fazla takılma. normal zamanda yanındalar mı? yeter...

benim doğum günümü annem bile hatırlamamıştı. hatırlatmakla falan olacak iş değil o. böyle gidecektir. doğum gününüz kutlu olsun bu arada

doğum gününüzü görünür yapın, patır patır dökülürler. çünkü artık kimse kimsenin doğum gününü hatırlamak için uğraşmıyor, nasıl olsa facebook var kafasındayız. ayrıca daha gün bitmedi, çok çabuk karamsarlığa kapılmışsınız, geç de olsa kutlayacak olan bi dünya insan vardır diye düşünüyorum.

ve son olarak, doğum gününüzün kutlanmaması umursanmadığınız anlamına gelmez bence.

edit: yeni yaşınızda her şey gönlünüzce olsun.

Siktir et. Herkes hayatı boyunca birçok insana sahip olduğu yanılgısıyla yaşıyor. Şımarıklıklardan, insanlarla geçirdiğin onca gereksiz saatten bıkana kadar her şey güzel. Kendine yetersin bile. Kutlu olsun doğum günün.

Doğum günün kutlu olsun !

öncelikle doğum günün kutlu olsun. :)

boşver takma böyle şeyleri. özellikle facebook'dan yapılan kutlamaları çok riyakarca buluyorum. yanda yazıyor ve lütfen "doğum günün kutlu olsun canım" tarzı şeyler yazıyor herkes. bir yakın modunda 2 cümle kurmaya kasanlar var. bak facebook'dan çıkartmışsın bir hatırlayan yok. yazınca zaten sistem hatırlatıyor. sağda adam tıklıyor açılan pencereye yorum yazıyor. senin sayfana bile gitmeden. çok riyakarca. boşver takma böyle şeyleri diye yineliyor ve çekiliyorum.

benimkini kimse kutlamıyor neredeyse ve benim aklıma bile gelmiyor üzülmek. yani bir istanbul un fethi değil neticede illa birilerinin kutlaması gerekmez. ben de kimsenin doğum gününü kutlamam ama bu insanları sevmiyorum anlamına da gelmiyor.

Seni sevdiğinden yüzde yüz emin oldukların bile unutabiliyor böyle şeyleri. Demek ki kriter değil.

ben bunun deneyini yaptım facebooktan doğum gününü kapattım, hiç mesaj arama olmadı, geçen yıl açtım mesaj üstüne mesaj geldi hatta faceten yazmayanlardan telefondan attılar mesajları. bu yıl tekrar kapattım yine mesaj yok :) hatta buraya yazmıştım, bir sürü duyurucu sözlükçü mesaj atmıştı daha çok sevindim lan. beni tanımayan bir sürü adamın yanımda olduğunu görünce daha mutlu oldum.

iyisi mi siktiret. doğum günün kutlu olsun dostum.

en güzeli de mesela temmuzda doğmuşsun ya, şubat 9 diye ayarla doğum gününü FBda... o gün damlarlar iyi ki doğdun diye :) çok eğlenceli oluyor:) fark etmez ki aslında...

ben de unutuyorum.
hatta çok yakın bir arkadaşım var, yurt dışında kaç senedir. onunkini de hep unuturum ama ayını biliyorum... ekimin ilk haftaları yazarım ona, "kaçındaydı unuttum, doğum günün kutlu olsun" diye... kardeşim gibi de severim yani düşün ama unutuyorum işte.
bir de d.gününü aslında bildiğim kişileri o gün geldiğinde kutlamayı unutabiliyorum. kendim de takmadığımdandır belki...
sen de takma!

ama doğum günün kutlu olsun :)

aynen eskisi gibi tarihleri bi yerlere not almıyoruz artık nasıl olsa internette vardır diye. hatırlıyorum da küçükken ajanda gibi defterlere not alırdım yakınımdaki kişilerin, telefonun takvimine hatırlatıcı falan koyardım. şimdi facebooktan gözüküyor yine events'ten bakınca. o yüzden hiç üzülme bazı insanlar senin için iyiki yanımda iyiki tanımışım diyorsa işte o zaman iyki doğmuşsundur.
doğum günün kutlu olsun :)

İyi ki doğduuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuuunnnnnnnnn!!!!!!!! :D:D Hiç dert etme, ben senenin birinde doğumgününde okuldan eve iki gün hediye paketi taşımış, taşımayı zor bitirmiş insanım. Tahminimce 30-40 kişiden hediye almıştım :) Şu anda hayatımda hiçkimse yok. Son doğumgünümde bir tek anneannem bir ruj aldı. Başka hediye alanım bile olmadı :) Bir keresinde de babam unutmuştu doğumgünümü. Olur yani böyle.. Hiiiç takma kafana. Hayat hep bir döngü. Bugün olanlar yarın yok, bugün olmayanlar yarın var. Her koşulda sen sana yetersin. Nice güzel yaşlar dilerim :)

doğum günün kutlu olsun. benim bir arkadaşım vardı, doğum günüm için bir şeyler yapmak istemişti ben de biraz kırgın olduğum için hayır falan dedim. bir gün öncesinden başka "arkadaş"larımla bara gittik, doğum günümü kutlayacaklar güya. tek muhabbet başka bir arkadaşın üst üste sigara ve bira içip platonik aşık olduğu kişiden bahsetmesi oldu. kimse de demedi ki hacı napıyorsun o kıza. hayatımda insanlar için doğum günleri düzenlemiş insanım. diyeceğim o ki insanlar bencil, yine diyeceğim o ki yanlış seçimler falan yapmamak lazım. facebookta bak 10 temmuz diye aç bir sürü mesaj gelir kimde de demez ki 9'u muydu ya diye. benim çatlak kuzenim bir ara kim doğru biliyor diye 3 ay öncesini yazmıştı. bir tek annen, teyzen falan bilir.

ikinci öğretim örgün eğitim biçimidir okula akşam gidersin. uzaktan eğitimde okula gitmezsin.

başlık küçük harflerden ibaretse yazılır.

tabii ki büyük yazılır

büyük yazılır

Gezi Parkı Forumları: Siyaset mi, sivil direniş mi? örneğin burada öyle yapılmamış ama?

www.bbc.co.uk

orda ana başlık Gezi Parkı Forumları, devamını cümle olarak yazdıkları için sadece ilk harf büyük

Hek kelimenin ilk harfi büyük yazılmaz.

Mesela, başlıkta "ve" kelimesi geçiyorsa, "v" harfi büyük yazılmaz. Buyurun bir takıntılı ayrıntı...

Teşekkürler :)

sokakta dilencilerin qr kodlu pankartları olabilir. onu taratınca hop ana merkeze onun adına para gider. o da o parayla yemek yiyebilir vs. kendi adına.

neden ona para vermiyoruz da böyle yapıyoruz?
parasını tiner vs. e harcanmicağına emin oluyor.
elindeki parasının başkaları tarafından zorla alınamayacağını biliyoruz.

köpeğin tasmasına tak. kaybolan köpeği okutsunlar kimliğini bulsunlar.

Gazete, dergilerde filan bulmaca köşelerindeki kare bulmacaların qr kodu olsun. Bunu taratınca dijital versiyonunu akıllı telefona indiribil.

www.haseremarket.com

budur:
www.backedbybayer.com

bunu ko$elere damlatiyoruz, bebeler gelip ustune basina bulastirip yuvaya goturuyor: toplu katliam

www.ensonhaber.com

doğru değil henüzç
videosu falan yok yani. birileri ortaya bişey atıyor. sonra olanları izliyor. videosu kanıtı olmayan şeyler hakkında da konuşmak doğru değil.

ve gördüğün gibi yukarıda verilen haberde video vs. yok.
büyük ihtimalle uydurmadır.

kanal7 attı ortaya bir iddia, tüm medya üzerine çullanıyor. hani nerede video? iftiracı herifler ya.

ulusal tv yalanladı

Ulusal kanaldaki spikerin keşke ölüm olsa iddiasını ortaya atıp kanıtlayamayan ağır şerefsizdir.

videosu olsa çoktan ortaya düşmüştü. adamların teşkilat sağlam, böyle bir şeyi kanıtsız bırakmazlardı gerçek olsa.

Şerefsizin biri sıktı öyle bir yalan, yayıldı. Haber 7 bile kaldırdı ilgili haberi. Bu kadar VİCDANSIZLIK ben GÖRMEDİM arkadaş.

tv arşivi mi ne öyle bi site ordan bulunur, varsa

işim gereği, ulusal tv'nin 19.00 ile 04.00 arasındaki yayını izledim. böyle bir ifade yok.

çamur at izi kalsın kampanyası. ulusal tv dava açıcaz diyor.

az önce piçlik olsun diye avukatmış gibi mail attım gazetelere :D kaldırın diye

olmaz. lokum zor bozulan bişey. iyi paketle de dökülmesin. e bize de yollasaydın :)

gönderilir tabii neden gönderilmesin, bi paket de bana yolla. nerden geliyor lokumlar?

:)

bu arada compumaster nire?

compumaster amerikada diye biliyorum.

biz de oyle biliyoruz.

Kirkland, WA, USA
binged.it

(git: 597783)
beraber gonderelim ucuza gelir :)

ikisi de dogru. ayni sekilde burda ve burada'nin ikisinin de yazimi dogru.

yatcaz kalkcaz ordayim
yatacağız kalkacağız oradayım

neredesin yazılır nerdesin veya neredesin okunur. Ama nerdesin yazılmaz.

bunun için bir kaynak var mı bildiğiniz, iki haliyle de doğru olduğunu söyleyen?

NEredesin dilbilgisi olarak doğru olandır.

Nerdesin ise günlük dil.

ikiside doğru kısaca

yazarken "neredesin" olmalı sanki.

www.tdk.gov.tr

şimdee böyle konularda kesin sınırlar hem çizilebilir hem çizilemez doğru veya yanlış diye.
gitcez, gidecez, gidecüz, gidivecez, gedecüz vs. bunların hiçbiri yanlış kullanım değil. Türkiye nin çeşitli yerlerinde bunlar böyle kullanılıyor. nasıl yanlış diyebiliriz.

Bilge Kagan "sabım" demiş biz bugün "sözüm" diyoruz. şimdi dilimizin asıl kaynağına atalarımız sahipmiş. yani doğru kullanımı bir kelimenin onların kullandığı gibiyse bugün kullandıklarımıza toptan yanlış demek durumunda kalırız. bence ikisi de doğru ama gidip hocana sorarsan belki başka şeyler söyler.

7 8 sene oncesine kadar nerde yazmak yanlisti gayet..
dil bilgisi ogretilirken okulda burda nerde gibi seyleri yanlis olarak ogrendim.. bana kalirsa yanlis
konusma dili cok degisir, her dilde boyledir ama yazili dile gecmemeli o farkliliklar

evet hatalı olur.
neredesin yazılır.tercihen nerdesin; ya da neredesin diye okunur.

@scorpion (bkz: lehce)

''nerdesin'', ''burda'', ''yatıcaz'' vb. yazım hatası değildir diyenler ya ilkokul ikiden terkler, ya da dalga geçiyorlar. kafanıza göre saçmasapan iddialarda bulunmayın. duyuruda sorulan böyle yazılırsa hatalı mı olacağı, cevabı da evet.

"nerdesin" yanlış bile olsa galat-ı umumi diye bir şey var. nasıl hile hurda dendiğinde yanlışlığı ileri sürülmüyorsa öyle. doğrusu hile hud'a aslında, ama hile hurda dedi yanlış ahaha demek cehalettir. bildiğini ve en doğrusunu bildiğini iddia edip diğerlerini bilmemekşe suçlayanlar da cahildir.

''nerdesin'' yazım hatasıdır, bunu tartışmanın alakasız örnekler vermenin bir anlamı yok. anadolu'da ne şekillerde telaffuz ediliyormuş, geçmiş yüzyıllarda konuşma dili nasılmış, lehçeymiş ağızmış bunlar sorulmuyor duyuruda anlamıyorsunuz galiba. kimin nasıl konuştuğundan nasıl yazdığından bağımsız şekilde ''neredesin'' doğrudur, ''nerdesin'' yanlıştır. bu kadar.

muz, elma, ceviz, badem,armut.

spordan hemen önce ye illa yiyeceksen. böylelikle onları da yakmış olursun

kükürtlenmemiş,doğal kurutulmuş kuru kayısı + ceviz yada badem. keçiboynuzu(2-3 tane en fazla)

@zombie0 o iş öyle olmuyor ya. ne yersem yiyeyim spordan sonra deliler gibi acıkıyorum. yediğim salata et yemek vs. miktarı içimdeki şekeeear ihtiyacını gidermiyor.

200 gr. beyaz leblebi
200 gr. sarı leblebi
200 gr. kuru sultaniye üzüm

bu karışımı kapaklı bi plastik saklama kabına koy. acıktıkça leblebilere, tatlı istedikçe üzümlere aban. hem kilo aldırmaz hem tok tutar. istediğin kadar yiyebilirsin, bokunu çıkarmadıkça tabi.

fındık - fıstık

Tipatip ayni seyi ben de yasadigim icin caresini bilemiyorum. Canin tatli cekince meyve ye diyolar ama sen gel bi de onu bana anlat.

fotograf cekılıyor ondan olmasın?

kollukları da mı fotoğraf çekildiğinden takmışlar?

fotoğraf olayı doğru, kolluk da kasketle takımdır uyumludur, askeriyede de intizam önemlidir.

kolluk ta techızata su , yabancımadde vb kacmasın dıye de olabılır. maskenın bır dıger amacı bu da olabılır, ayrıca denızcılerın rutbeler kolda olmuyo mu ? rutbelerı de gızleyerek bılgı vermek ıstememıslerdır.

muhtemelen ıkısı de soz konusudur. bır tasla ıkı kus.

edit ; uyarı geldı rutbeler bu kıyafette omuzdaymıs , toren kıyafetlerı kolda oluyomus , cok dıkkat etmemıstım. benım gordugum denızcıler genelde orduevınde ıcerken gorduklerımdı.

www.congresium.com

burayı diyorsun.

telefon numarası cevap vermiyor vallahi bravo ben nasıl ulaşıcam fuara şimdi

ulaşım, eskişehir yolundan geçen herhangi bir şeye binerek olur.

cevap gecikmiş olabilir ama ücreti 5 tl imiş

last.fm bilmiyorum ama myspace te çok müzisyen var bence uygun olur.

gruba ücretsiz blog tarzı bişey açıp rapidshare linki verebilirler mesela şarkıları. myspace, last fm, facebook, twitter gibi yerlerden de bloglarına yönlerdirirler insanları. en basit bu geldi aklıma ücretsiz yol olarak.
ücretli olarak da domain alsınlar grubun adına (:

myspaceden ziyade last fm derim. bir de bu arkadaşlarının facebook grubu varsa üye falan edinmeleri de güzel olur. orada da güzel reklam olur. tabi varsa bişi diyememm. olmaz mı ki?? (((:

Bandista'yı taklit etsinler?

herkesdinlesin.com

birsürü amatör müzisyen var. kolay glsin.

www.soundcloud.com

download özelliğini isteğe göre açıp kapayabiliyorsunuz.

torrent de kullanılabilir.

tüpü paketlerken ona göre dolduruyorlar zaten. sen tüpe neresinden basarsan bas, kapağın alt kısmında tırtır ( bu ne lan ) yani, şekilli kısımları var. bozmadan veriyor dışarı.

hayır mıncıklıyoruz ama tüpü karışması gerekmez miydi? tırtır veriyor da dışarı vermeden önce macunun şeklini bozmuş olmamız lazım ama.

edit: yakın zamanda bir diş macunu alıp ameliyat edip bakacağım yoksa deli gibi düşünüp duracağım yahu. macunu da israf etmez kavanoza koyarım artık.

tupun icinde iki bolme var, buyuk olanda beyaz, kenardaki ince bolmede de mesela mavi jel oluyo. ana bolme (beyaz olan hani) tupun agzinin ortasindan cikarken kucuk bolme de agzin hemen yanindaki bi (veya iki dort) kanaldan cikiyor.

en guzeli tupu kenardan yarmak aslinda. biten tupu yararsan ziyan da olmaz, sistemi cok net de gorursun. iyi eglenceler

bu yuzden olabilir mi?

bunkstrutts.files.wordpress.com