var, yazmiyolar sadece. :)

volvo s60

derdin nedir ki 60 bin liralık araba arıyorsun? bence tüm yeni modellere bir bak beğendiğin bir tanesinin fiyatına göre gözden geçir.

yıllık araç kirala. parayı değerlendir. git gayrimenkul al.

yeni vw passat al 100km de 4 lt yakıyo.

Biraz?cık daha koyup audi almak var : )

bir tane polo al bir tane de lada niva

insignia
passat
mondeo

1 - audiden uzak dur, a3 alirsin anca zaten o para araliginda. yazık. a3 cok parasi olanların cocuguna aldigi arac genelde :)
2 - s60 in o fiyatlara yakin 1.6 motoru var, tavsiye ederim.
3 - arac kiralayarak nasil para degerlendirilir acikcasi anlamadim.
4 - 0 km arac al evet, sirf bmw ye binmek icin yazik gunah. zaten mazotlu arama artik derim, benzinliden farki kalmicak yakinda.
5 - insignia demisler destekliyorum. benzinli otomatik fulun fulu 63000. turbolu falan. 220 bg lerde.

klasör boyutlarını görmek için folder size diye bir progmram vardı belki işine yarar.

tree size diye bir program var. gayet de kullanışlı.

www.jam-software.com

tuneup utilities programında disc space explorer bölümü var grafiksel olarak çok güzel dökebiliyor boyutlarını.

komut satirindan hallolabilir aslinda. dir komutlariyla.

mesela c: ye gelip,
dir /s /os > deneme.txt dersen,
c: nin altında deneme.txt olur, burda da sana listeler boyutlarina gore.

space sniffer.

ben herkese önerdiğim aracı poloyu oneriyorum.

poloya da baktım hocam şimdi 1.4 31.000/1.2 tdi 34.000.
acaba 1.4 almak yerine 1.2 tdi almak daha mı mantıklı? hem ibiza hem polo birbirine yakın arabalar fiyat ve özellik olarak.

1.2 arabalar bir alt vergi diliminde. her yıl 400 lira kadar karın olur. nasıl ödeyeceksin o önemli. bu paranın ne kadarını peşinat verebilirsin. ikinci el almak istemiyorsan biraz düşün donanımlı bir araba almak zorunda kalabilirsin. 10.000 lira peşinat veririm diyorsan ford options seçeneklerini incele derim. ama ford'da bir de son ödeme var toplu. dediğim gibi nasıl ödeyeceğine göre değişiyor. 2011 corsa ya da ford fiesta düşünürdüm ben olsam.

clio ya da clio grandtour olabilir.

agamemnon'a da bir danışın.

yarise bi bakın

hyundai getz veya accent öneririm. parçasıda ucuz ve yaygındır. garanti süreside epey uzun (5yıl)

seat ibiza beni cok cezbetti ozellikle yeni kasasindaki hiz ve devir gostergesine vuruldum. bide metalik vites kolu super olur. Ama arabayi satarken biraz zorlanabilirsin cunku piyasasi pek yok. Biraz arastirmistim yol tutus olarak iyi oldugu soyleniyor genel olarak.

fiat 500

clio 1.6 110hp otomatik full 30-33 arasi alirsin, ama cok benzin yakiyo soyleyim.
seat in arkadaslarin da dedigi gibi 2. eli tırt. ama yok ben cok uzun kullanırım diyosan tabi zevk.

en güzeli test sürüsü yapmak.

hp pavilion alma da gerisini bilmem. odam evden 2 derece filan daha sıcak heralde sayesinde. oyun filan oynamıyorken bile aşırı ısındı diye kendini kapatıyor alet.

i3 ü geç diyebilirim. i5 ya da i7 al.

i5 ve i7 dusun ama sandy bridge[2. nesil i serisi] ler gelmedı tr ye henuz, gelenler de ilk parti hatalı uretımdı.

marka olarak dell al derım ben.

acı verir mi bilmem ama enseye gelen sert bir darbenin ciddi ölüm tehlikesi oluşturduğunu biliyorum.

sinan şamil sam adamı yığmak için çenesine vurulmalı diyordu. o aralarda da birkaç siyasetçinin burnu kırılmıştı, gündeme binaen.

boğaza atılan yumrukta çok etkili olacaktır

burun ve çene altı çok etkili. şöyle birşey buldum bir de:
forum.philboxing.com

memesini kıvır. al sana acı noktası.

dirsekle omuz arasında kalan bölgenin arka tarafı. (kol arkası yani.) orayı sağlam sıkarsan herkül bile yıkılır yere. nat geo'da bunun belgeselini yapmışlardı.

Eklem manipüslayonları var.

diz kapağına topuk ile hızlıca bir tekme ayı mayı skertir insanı.

burun, çene, sol kulak, boğaz, diyafram, böbrek civarı, diz kapağı, kalp

belki kıvrandırabilirsin ama adam geri ayağa kalktığında ne olacağını da iyi düşünmen lazım.

askerde vucudun hassas noktaları say! komutu ile saydırılan hep ne skime yarar ki diye düşündüğüm ve şu an kullanacağım liste :)

baş kısmı: başın üst kısmı, gözler, şakaklar, kulaklar, ensenin yan kısmı, ense, burun, gırtlak.

gözde kısmı: köprücük kemiği, koltuk altları, diyafram, kalp, böbrekler, karaciğer, mide, omurga

ayak kısmı: hayalar, diz kapakları, kaval kemiği, ayak üstü, aşil temdonu ??!, ayak parmakları

al sana tsk nın adamı yere yıkmak için önerdiği hassas noktalar.

'Chi noktası&Gücü' böyle bir kavram var. Bunu öğrendiğin an vücutta ki her yer acı verir.Ama ço üst düzey bir teknik gerektiriyor.

Boğaza,pipiye atılan darbeler demiş arkadaşlar ama,onların hepsi doğru nefes alış veriş tekniği ve konsantrasyon ile absorbe edilebiliyor.

Tabi cevabı,dövüş tekniklerini baz alarak cevapladım,normal yurdum insanı için iş çok değişiyor.

www.youtube.com

1 - enseye saglam darbe bayiltiverir insani.
2 - sinirlerin epeyi ceneden geciyor, oraya tam oturtursan bacaklari cozulur, elinde degil. boks maclari izlediysen farketmissindir.
3 - bogazın oldurme riski var.
4 - burun altina darbe oturtmak zor olur ama oturulursa gozler yaslanir, gorus zorlanir, yere dusmez ama atak sansi dogar saldiran kisiye.
5 - arka kol diyelim, orayi sikmak icin orayi yakalamak ve iyi bir firsat gerekiyor, hiz lazim kisacasi.
6 - eklem manipulasyonlari herkese yaramaz, eger karsinizdaki cok kuvvetliyse ve siz ona binayen hafif kaliyorsaniz gucunuz yetmeyecektir ne yazik ki :)
7 - manipulasyondan ote eklemlerin dogal hareketlerinin aksine sert darbe evet, kol bacak kirdirabilir. ama o kadar kolay degil bacak kirmak dize vurarak. iyi oturtmak lazim ve biraz vurmayı bilmek lazim. topukla degil tabanla vurmak daha kolay olacaktır. topa vurur gibi vurursanız ayak kırmak muhtemel.
8 - bobreklere saglam yumruk her turlu adami patlatir. vucut yuzden daha etkilidir ama onun icin de kuvvetli yumruk gerekir, onun icin de yumruk atmayi bilmek + vucut agirligi gerekir.
9 - chi noktasi ile falan ugrasma gec onlari.


ninjutsu da bi de adam oldurme darbesi vardir, kalp tarafina cok hizlica vurulup cekilir, kalp sasirir, durdum sanar arttirir nabzi hop kalp krizi. ama o dovus hocalarini cok dinleme onlar mistik seyleri cok seviyolar. bruce lee nin filmlerini izle daha iyi :)

eger cok sıkıntıysa durum en etkili yer gırtlaktır. ayı irisi bir adam seri olamaz, ve atak her zaman acik verir. atagi yaptigi an acigi yakalayim girtlagina darbeyi vurursan, o afallama sirasinda arkasina gecip diz kapaginin arkasina bastirarak, bogazina yapisirsan eger pek sansi olacagini sanmiyorum. ama gene de en iyisi kavga hic etmemek, cünkü riskli bir istir.

cem yılmaz dinleyin. 3 saat sıkılmazsınız.

hani gözler kapalıyken bakarsın ya dışardaki ışıktan silüetler olur şekiller çıkar. onlarla oyna.

# podcast veya sesli kitap indirip dinlersin. veya başkası indirir.
# ben olsam görme engellilerin alfabesini öğrenmeye çalışırdım. hep merak etmiş, ama hiç sabredememişimdir.

hikaye yaz kafandan ve oynat gözlerinin önünde. çok eğlenceli oluyor. her gece yapıyorum neredeyse.

hikaye yazıp oynatamıyorum kendini çok tekrar ediyo bi yerden sonra
ama cem yılmaz iyi fikir sanki :/
ışıktan silüetlerle oynamaya kalkarsam aklımı üşütürüm bi noktada diye korktum, onu denemicem.

'zamaninda bi gitar, baglama, keman neyim ogrensem, simdi bu 3 saatte ne guzel calardim' diye dusunulebilir.

virtual barbershop tarzı 3D ses teknolojisi kullanan çalışmalara göz atın derim. Korkunç olanları da var, oldukça eğlenceli vakit geçirtir :)

dinlenebilecek ne varsa dinlemek lazım işte. konser dinlenir, komedi show dinlenir, eğitim seti dinlenir..

geçmiş olsun.

abuzer radro okuru(bkz: #21228828)

modern sabahlar podcastleri dinlenir. radyoodtu.com.tr sitesinden de dinlenebiliyor bu şakalı komikli yayınlar. geçmiş olsun.

eğer bir yerden bulabilirseniz radyo tiyatrosu eğlenceli olabilir.

bisi dusunmemeye calis zihnin rahatlasin. tespih cevirmekte iyi yontemdir, sabir cekersin mesela, ya sabir ya sabir ya sabir diye, bi bakmissin gün bitmis. hatta allah dersen eger şeytan uykunu getirir derler onu dene belki uyursun hehehehe.

Farid farjad tavsiyemdir liste yapıp 3 saat boyunca huzur bulursunuz..

prison break iyidir.
breaking bad var bir de onu da tavsiye ederim.

Bir kere scrubs candır. Sonra the office e bak, sci fi seversen battlestar galactica ya da bak. House aklından geçemsin direk başla ona...

kesinlikle breaking bad izlemelisin. hem oyunculuk, hem senaryo, hem de dizinin sinematografisi çok başka, sağlam. sözlükteki bağlığı da takip et.

breaking bad gerçekten güzel.

dexter hastası olarak iki dizi öneririm: spartacus blood and sand ve six feet under

Fringe,
Spartacus:Blood and Sand,
Spartacus:Gods of the Arena,
The Walking Dead,
IT Crowds,
Misfits.

"breaking bad" ve "six feet under" iyidir.
"battlestar galactica" benim için efsane ama sevmeyenleri de yok değil. (ben anlamıyore!)
komedi için "it's always sunny in philadelphia" diyorum. chuck'ın ilk sezonu çerez niyetine izlenebilir, sonradan pembe diziye dönüyor.

daha ağır istersen "the wire", "oz" ya da "sons of anarchy" tavsiye edebilirim.

nip/tuck. kesinlikle izlemelisin. kime tavsiye ettiysem çok beğendi ve ilk haftada 3 sezon bitirdi :D

seinfeld efsanedir. friends i yer.

php

python ya da ruby on rails'e bak.
hatta bir kitap önerisi : pragprog.com

python + javascript (jquery, ajax)
php yazicaktım python yazmisim, python u da web icin kullanabilirsin ama, web app ler fln icin, google oyle yapiyo.

keslinlikle php, biraz eski olmasına rağmen hala en çok rağbet gören ve en esnek dillerden biri

-c temelim var demişsin
php c diline çok benzer daha rahat öğrenirsin
-facebook gibi site yapmak istiyorum demişsin
facebook php tabanlı bir dil

ayrıca php çok esnek ve rahat bir dil.Asp de 2 sayfada yaptığın bazı şeyleri php de 2 satırda yapabilirsin

öncelikle
(bkz: sakin ol şampiyon)
eğer fb gibi bir şey yapmayı planlıyorsan ve bunun sadece bir dilde uzmanlaşarak başarılabileceğini zannediyorsan büyük yanılgılar içindesin. Dil öğrenmekten öte çok şey var bilgi sahibi olman gereken: Data structures, database systems , software engineering ...
bunlar olmadan da yapabilir misin? yapabilirsin ama zorluk düzeyi olarak 1.68 boyundaki adamın smaç yapmaya çalışmasıyla aynı.

yyy'nin xxx makalesinden/raporundan/sunumundan uyarlanmıştır/esinlenmiştir?

agirlikli olarak yyy tarafından yazılmıs xxx raporuna dayanarak..

i guess
i believe

according to me

imho

I assume
I reckon

imho derler, in my humble opinion, bir de sonuna just my 2 cents derler.

according to me tam olarak olmuyor. kullanmak akıllıca değil. in my opinion bence en iyisi.

en doğru cevap imho. tik alamayan tek cevap da o:)

head first java "object oriented programming" için iyi bir kaynaktır.

Disciye sordumdu ben, 5 senede falan aslinda degistirmek gerekiyo demisti

kanal baya uzun süre idare eder kaplama ise 10 yıl idare ediyor ama 5 yılda bir değiştirmek istiyor dişçiler anlamadım.

8 ayda ya da durumua göre +- bir sürelik peryotlarda röntgenle kontrol ettir, diş ipi kullan. eğer temiz bir iş yapılmışsa onlarca yıl da gider. patlarsa da kötü patlar söyliym eksik yapılmış kanallardan birinde lezyon oluşuyor ileride, kanalı değiştirmek gibi bir şey yok, kanal tekrarı çok çok da verimli olmuyor çoğu zaman. ama kaplamaları kontrol ettirmek mantıklı

onemli olan cikardigin sirada hdd'nin yazma islemi icinde olmamasi. guvenle kaldir elektrigi kesmekten ziyade bunu sagliyor.

en iyisini yapıyorsun ama eğer işlem yapmıyorsan demeden de çıkarabilirsin.

Eger bir sey demeden cikartirsan, Linux ta calismaz. Unix diyemedim zira macos ta falan denemedim hic.

Johann Pachelbel Canon in D Major

goo.gl

ne kadar neşe verirler bilmem ama şunlara bi bak bakalım:

chopin - polonaise, A flat, op.53
bach - concerto for two keyboards, d minor, bwv 1063 (1st movement)
brahms - hungarian dance no.5 (diğer hungarian dance'lerine de bakabilirsin)
ulvi cemal erkin - köçekçe

flight of the bumble bee ve polonaise (bunu demişler gerçi)... shine ost versiyonları.. ve tabi ki rach 3, aynı albümden, karanlık olsa da çok gazdır.
rahat, sakin diyorsan ona da shulman diyorum. klasik müzik olmasa da...

ravel-bolero (her klasik müzik duyurusunun vazgeçilmez cevabı)

vivaldi nin bir aria si var, klasik muzik gecer mi bilmiyorum.
su arkadastan dinlerseniz mutlu olacaginiza garanti veriyorum, direk linki veriyim 1 sn.

www.youtube.com

1. dk dan itibaren süper olur.

aria istemezsin diye önermemiştim. önereyim o zaman.

www.youtube.com

die fledermaus opereti çok eğlencelidir, ordan birkaç aria;
-mein herr marquis
-ich lade gern mir gäste ein
-so mub allein ich bleiben (baştan ağır görünür ama hepsi numara :) hızlanıyor, yine duruluyor vs.)
-trinke, liebchen, trinke schnell
-uvertürünü dinle bir de tabi.

thephilterlounge.com
- Tokyo At Night
- The Lounge
müziklerini ilk olarak dinlemeye başlayabilirsin.

ek olarak yanni nin müziklerini tafsiye ederim bunun için, vazgeçilmezdir.

pek farketmez aslinda, herangi bi multivitamin isini gorecektir bence. eger fiziksel aktivitelerin cok fazla degilse cok kuvvetli falan bisi alma mazallah dokunabilir, bazilarina dokunuyor.

one a day, solgar, pharmaton hepsi olur aslinda.

(bkz: supradyn)

arsiv.ntvmsnbc.com

taş devri diyetine uygun beslen.
eczaneden 1 dvit3 ampülü al ve iç, iki ayda bir bunu tekrarla.
c vitamini al ve günde 2 gr tüket.
b12 vitamini al.
eczanelerden çinko, magnezyum desteği al.
bol ot yiyen hayvan tereyağı, sakatat, kırmızı et, balık, kefir, yoğurt, ceviz, kabak çekirdeği, yumurta, yeşil otlar gibi gıdalar tüket.

istifa et!

supradyn +1

Multibionta

Kendime göre islam dinine mensup bir bireyim yarın inancımı kaybetsem hiç bir şey değişmez tavırlarımda. Korku ya da ödüllerle yaratılan bir inanç ancak esirlik olabilir benim gözümde.

domuz eti yerdim ben. en azından nasıl bir tadı var onu denemek için. harici olarak nasıl olsa inancım yok gidip şuna tecavüz edeyim, şunu gasp edeyim diye bir şey söz konusu olamaz şahsım adına.

hiç şükretmezdim, tek değişen bu olurdu. insanlara karşı aynı olurdum.

hic bir sey degismez aynen. sevgili gunduz vassaf hocamin dedigi gibi ahlak dinden once de var olan bisi. din olmazsa ahlaksiz olacaz diye bisi yok.

basbayağı, arsız, vahşi liberâl olurdum herhâl. bokumu yiyim bakıyim n'oluyo cesâreti de gelirdi.. o ayrı :)
ama boktan ve çapsız meşrebim gereği insanlardan hep bir umudum var şükür ki.
cenâb ilâ haşırneşir değilim.. olanlar daha az risk altında helbet.
benim kâbem insandır :)

Değişen insan normal değildir zaten. Belli kurallara bağlı olarak o kötülükleri yapmıyorsa, bir gün yapmaz iki gün yapmaz üçüncü gün yapar.

hicbir sey degismemelidir. şükür dahil, zira şükür "için" yapilmaz, "çünkü" yapılır. yani bir şey oldugu icin, olmadigi icin sukredilir, bu minnet belirtmek icindir. illa birine yapilmasi gerekmez.

ya upuzun yazı döşemiştim logout olmuşum.

ben yaptım bunu. hiç kolay olmadı, çünkü çoğumuz gibi "din" olgusuyla yetiştirildim. ancak bir yandan da, tabiatı gereği rasyonel olamayacak bir şeyi kabullenmekte sıkıntı çektim(bu da benim tabiatımdı belki). haliyle iç dünyamda çetin çelişkiler yaşadım.

sonunda kendimce şunu kabul ettim: "tüm insanlar bir şeylere inanır muhakkak. bu bir tanrı ve onun dini olmak zorunda değil."

dinlere saygı duyuyorum. her dinin mantıklı ve erdemli öğretileri vardır. yeri geliyor, bunları da prensip ediniyorum kendime. ama tamamen kendi özgür irademle. hesap verme korkusu/ödüllendirilme beklentisi olmadan.

şu an kafam çok daha rahat, eskiye göre. daha açık fikirliyim. olaylara ve insanlara karşı daha hoşgörülüyüm. önceden kendime düşünsel anlamda ne kadar sınır koyduğumu farkediyorum. bu, dinin yasaklarından çok, dinin bana adapte ettiği düşünce tarzıyla ilgili.

küçük bir örnek: daha yaratıcı hissediyorum kendimi günlük hayatta. önceden "yaratıcı" kelimesini kullanmaktan bile imtina ederdim:)

davranışlar konusuna gelince; insan böyle bir kararı alana kadar oturmuş bir kişilik yapısı oluyor zaten. dini inancı reddettikten sonra kendi kurallarımı yeniden gözden geçirdim/geçiriyorum. kimini reddettim, kimini kendi mantık çerçevemde tasdik ettim bir kez daha.

uç örnek ama, "oh lan artık inanmadığıma göre, zina da tecavüz de serbest. şu yolun karşısından geçen hatunu bi takip edeyim bakayım" diyen insanda temel bozukluklar vardır bence. o adamın "inanan" halinden de fayda gelmez.

bana kalırsa burada önemli olan, dine inan ya da inanma, "insan(canlı diyip hepsini kapsamak daha doğru olur) hakları"nı benimsemek. bunu yapabilirsen, kötü biri de olamazsın zaten. aslında müslümanlığın en beğendiğim yönü budur. "affedemeyeceğim tek suç kul hakkıdır. çünkü bunun affı, hakkı yenen kuluma kalmıştır" denir mesela. burada "kul"dan tek kasıt insan da değil.

edit: tamamen kendi tecrübemi anlatmaya çalıştım. herkes için geçerliliği olamaz elbette bu durumun. yanlış anlaşılmak istemem.

yüce varlığa olan inancınızı yitirseniz sözünü şahsım için allah'ın yokluğunun kanıtlanması olarak algılıyorum ve cevap veriyorum: intihar ederdim. inançlı bir müslüman olarak beni hayatta tutan tek şey intihar edenlere verilecek sonsuz cehennem azabı. bu dünyayı benim için yaşanılmaz kılan şeylerin öbür dünyada ceza olarak sonsuza kadar karşıma çıkmasını istemem doğrusu.

@onuruno nun yazdığı cevabın birçok kişi için geçerli olduğunu düşünüyorum. soruna cevap oldu yine.

Kendimi öldürürdüm. Allah (var olani) bi kapi acar diye bekliyorum simdilik.
Evet, drama queen'im.

evet ben de cevap olarak sadece "ölü" yazacaktım ki onuruno daha uzununu yazmış benden.

dini inanç kısmı gitse de, dinle ilgili veya ilgisiz olarak ailede, toplumsal yaşamda edinilen değerler ve kültür buharlaşmadığından büyük bir fark olmamalı.

inançlı olduğum dönem sanırım ömrümün yarıdan daha azı, inancımı yitirdiğimde hayatımda büyük değişimler olmadı, başkalarının hakkına tecavüz etmemek şartıyla günah olan şeylerden kaçınmayı bıraktım, gerçi inançlıyken de yaşım itibariyle günahtan (örneğin içki içmekten) kaçınmama gerek olmuyordu. insanlara karşı tavrım değişmedi, bir değişiklik olduysa da tecrübeden, hayat bilgisinden kaynaklanan şeyler oldu, inançla ilgili değil.

1- bilemiyorum
2- spor yapacaksan gitme, anlamıyor onlar o işlerden. spor yapmayacaksan eger o verecegin kilo agirlikla su olacaktır. ama yok abi spor olmasa da evde bi iki egzersiz yaparim, ben aksamlari yürürüm dersen güzel olabilir. ama beslenmen nasil bilmiyoruz, junk derler, cok junk besleniyosan eger, clean beslenmen sana yardımcı olacaktır zaten.

3- evet daha iyi olur. body den kastın nedir ama merak ettim? normaldr testesteron falan böle bi artıyosa gaza geliyosundur. agirlik calismak zorundasın ama, kadınlara bile calistiriyolar. kasmassın ama adalelerinin biraz direnc gormesi gerekiyor.

4-gene bilmiyorum.
kolay gelsin :)

italya da ingilizce konusmuyolar onu biliyorum, arkadasim gitmisti, yurtta kaldı orda su akıtıyo onu anlatıcaz diye akla karayı secmistik demisti.

prag a git hacı. napoli kesmez seni. szeged e de gitmedim ama ufak bi yer olmadı lazım. prag iidir içlerinde.

Litvanya'ya arkadaşım gitti, bok gibi ucuz, kızlar güzel diyor. ama sıkıcı olabiliyormuş zaman zaman göt kadar olduğu için.

litvanya çok ucuzmuş onu biliyorum.

szeged'e git. müzik festivali vardı güzel

prag. şehir harika. fiyatlar istanbul ayarında, çok fazla exchange öğrencisi olur.
ben prag da erasmus yaptım. tavsiye ederim, çok eğlendim, eğlence hayatı olsun, insanlar olsun, şehrin kültür-sanat yanları olsun çok doyurucuydu. litvanya ya giden arkadaşlar sıkıldılar, insanlarını da soğuk buldular.

sanmam. sakıncası olacağını düşünmüyorum.

zararı olmaz. Tonalin CLA ile L-Carnitine diyecektin sanırım. Eğer ağırlık idmanıyla kilo vermeye çalışıyorsan sunu belirteyim. Araştırmaların gösterdiği kadarıyla Tonalin CLA en çok obez seviyesindekilere hitap ediyormuş, ama L-Carnitine candır. Abartmamaya dikkat bol cardio, kolay gelsin :)

hocam ilk önce düzenli olarak spor yapmıyorsan hiç kullanma.. hatta evde sadece şınav mekik çekiyorsan bile kullanma.. ha düzenli olarak spor yaptığını varsayarsak bunların ikisi aynı şey zaten birinden birini kullansan yeter.. herhalde tonalin için gnc nin ürününden bahsediyorsun eğer onu kullanıyorsan cla yı bırak sadece onu kullan.. eğer ikisini birden kullanırsan senin yaptığın optimum protein tozu içip sonra nitro tech protein tozu içmek gibi abes bir durum olur.. birisini kullan aksi takdirde bilmeden metabolizmayı bozarsın..
bu arada eğer cla kullancaksan sporu da onu göre yapmalısın.. ağırlık idmanların ağır olmamalı mesela, cardio çalışmalısın bol bol, çünkü burada amaç yağ yağmak.. sen eğer hem cardio yapıp hem de ağırlıkları basarsan bir sonuç alamazsın.. o yüzden cla kullanacaksan yoğun bir cardio ile desteklemelisin.. ha böbrek-karaciğer olayına gelince, antreman sırasında 2 litre su içip toplam günde çay-kahve ile beraber 4 litreye yakın su içersen hiç birşey olmaz..

ben şahsi fikrimi söyleyeyim dediklerimi yapmak zorunda değilsin tabii salondaki hocalarınla da konuşabilirsin ama bana göre fazla kilolu değilsin sorun yağ oranın ama da abartılacak kadar çok değil ben de spor salonuna ilk gittiğimde gayet fittim 40 tane şınav çekiyordum falan adam bana yağ oranın %22 deyince nasıl amk olmuştum.:) bence sorun kas yapmakta.. yani yağı kasa çevirmekte 76 boya 85*90 kilo olsan anlarım ama 70 kilosn şimdi bunu kullandın diyelim kaça düşeceksin?? 65 oldun.. ee şimdi bu daha mı iyi? üstelik kardio adamın yağlarını eritir ama kaslara da aynı anlamda olumsuz etki yapar.. bu yüzden fazla kardio yapmaz vücut geliştirenler.. haftada 7gün spor yapan adam 1-2 defa 40 dakika yapar en fazla.. muscle and fitness dergisinde yazıyordu ağırlıktan sonra cardio çalışın kaslara olumlu etkisi var diye, bana kalırsa sağlam ağırlık çalış abi arkasından 30 dakka cardio nu yap en ideali bu.. bir de karın bölgesindeki yağlanmayı aşmak için karın ı da bir kas olarak düşün.. yani nasıl göğüslerini geliştirmek içiin bench press yapıyorsan, karın ın şekle girmesi içinde karın hareketleri yap.. eğer bulunduğun spor salonunda pilates dersi varsa haftada en az 2-3 gün pilates e gir, iki gün karnın acıyınca o zaman hissedeceksin işte gelişmeyi..
çok uzattım ama sözün özü ben senin yerinde olsam ağırlık antremanına öncelik veririm ve haftada en az 2-3 gün veya her antremanın sonunda karın çalışırdım.. düzgün beslenirsen zaten o karın gidecek merak etme ama karnın şekle girmesini sağlayacak olan şey karın antremanıdır unutma.. antremandan sonra da 30 dakka cardio yapsan kralsın, hiç cla falan kullanma bence çünkü kilon az abi, haa illa bir şey kullanıcam diyosan antremandan sonra whey protein iç o kaslarını destekler..
bu dediklerimi yaparsan 2 ay sonra kilon gene 70 olur hatta 72 olur ama yağ oranın 13-14 lere düşer aldığın kiloları hep kastan alırsın.. ben başladım senin gibiydim ilk önce hiçbir gelişme yoktu ondan sonra bunları bir yaptım fazla ağır birşey de yemedim 1 ayda 81 kiloydum 79 a düştüm üstelik 3 kilo yağ kaybederken 1 kilo kas kazandım.. sen bilirsin tabii ama benim düşüncelerim bu yönde..

@kalim, agirlikla beraber cardio ise yarar, hatta agir calistiktan sora proetin tozu alip 5-10 dk sora cardio ya baslarsan daha da ise yarar.

ama dersen de kicini yirtarcasina basip diet yaparsan etkili olmaz, ona katilirim.

bi de o kazanılan kastan öte kas + su :) o kadar kas kazanabilyiorsan o kadar kısa sürede tanrısın sayılır :p

fiber karbonhidrat'in icinde olmali, suradan da bakabilirsiniz:
caloriecount.about.com

şeker muhtemelen fruktoz tarzı şeylerdir. karbonhidrat içine alınmıyor genelde ayrımı yapılsın diye. yapma şeker mi deniyor bir şey deniyor onlara, o zararı olan cinsten işte.

- gerek duymadım
- zararlı bir şey olduğunu biliyorum
- hiç elime geçmedi, imkanım olmadı

- Gerek duymadım
- Kimyasala karşıyım

pahalı

ÇEvremde hiç kullanan yok. Ya da kullandığını bildiğim kimse yok. Nasıl kullanılır, neler hissettirir bilmiyorum.

edit: wishes'ın cevabı da cevap, hepimizin cevabının tiklenip de bir tek onunkinin tiklenmemesini protesto ediyorum.

Psikologların doktorların ona buna hatta kendilerine yazdığı ilaçlar bile insanın altını üstüne getiriyorken kim bilir ne yapar diyorum, zaten ilaç kullanmak hoşuma gitmiyor bu da onun gibi bişey

kova varken ? lütfen arkadasım.

beyin hücrelerimi o derece sikmek istemiyorum henüz.

Kokain kullanmıyorum, eksikliğini hissetmiyorum :)

çok bahallı evimize kökain götüremiyoruz devlet bize yardım etsin.

daha yumuşak maddeler kullanan insanlar "kimyasal" ve "fiziksel bağımlılık yapıcı" olduğu için kullanmazlar.
başka sebepler ;
* Pahalı
* Burun bölgesine baya zarar veriyor
* fiziksel bağımlılığının dışında psikolojik bağımlılığı da var , madde "diğer insanlardan üstün/uyanık/zinde olma hissiyatı" yarattığı için vazgeçilmez olabiliyor .
* Korkunç bir "düşüşü" olduğunu söylerler her zaman (yine yukardaki maddeyle bağıntılıdır diye düşünüyorum )

Neden kullanılır ?
* 1'e 1 deneyimlediğim bir spastiğin yorumu "kokain (kokeyn) çok cool (kuğğl) bir drug (draaaag)"
* Başkalarına havalı , lux , zengin gözükmek için . Hatta , güzide gece kluplerimizde , sırf bu havayı yaratmak için "koğkeeeyn" kullanmadığı halde , burun silmek , burun çekmek , hafif kısık gözlerle gezmek gibi hareketler yapan , ya da kullandığını bu hareketlerle reklam etmeye çalışan kişileri gözlemleyebilirsiniz .
* Daha yumuşak şeylerden , daha sert şeylere geçme kararı alınmış olabilir ?
* Farklı uyuşturucuların , alkolün , bilmemnenin etkisini tersine çevirmek için olabilir? (uyarıcı olması itibariyle )
* Uyanık kalmak için .
* Çok iyi seks yapıldığına dair dedikoduların gerçeklik payını araştırmak için .
----
Kaynakça ;
www.google.com
everything2.com
Neden? ;
Kokain kullanımını tehlikeli bir boyutta sürdürdüğünden kıllandığım bir arkadaşımın psikolojisini anlamaya yönelik yaptığım bir çalışma sayesinde/yüzünden bu bilgileri edindim , doğru mudur bilemem ?

www.hayleyfuller.co.uk

daha bir suru uyusturucu/uyarici madde var, niye kokaine takildin sen?

tarkan'i bile goturduler merkeze bundan oturu. deniz seki hapiste yatti. yaa.

bu tarz uyarıcılara ( ki sigara, alkol v.b. de dahil )hiç ihtiyaç duymadan eğlenebildiğim, dertlenebildiğim, sevişebildiğim, konuşabildiğim ve hayatla başa çıkabildiğim için kullanmıyorum.

tobe tobe. kullanmaya gerek olmadigi icin, kendi kendimize yetebildigimiz icin, mutlu olmak icin ek kimyasallara ihtiyac duymadigimiz icin, kaybolmus bi ruh olmadigimiz icin, bi de kisisel olarak kafam calistigi icin.

sigara alkol esrar hepsi bir yere kadar hep daha fazlasini denemek istiyorsun

rockstar olmadığım için kullanmıyorum henüz.

düşüşü çok kötü olduğu için.

- mal değilim.
- ilgiye muhtaç değilim.
- sorunlu değilim.
- vücudumu seviyorum
- sağlığımı seviyorum
- söylemiş miydim mal değilim

neden kullanayım ki?

günah.

pahalı.
daha makul ve ulaşılabilir alternatifler var.

kurallar ve şarltlara göre değişkenlik gösterir.

sokak için mesela, bence boks ya da muay thai. kısmen boks öğrenmesi en kolayıdır, ve tek bir yumrukla nereye vurcağını bildiktan sonra karşıdnakini inderebilirsin.

aynı şekilde krav maga var mesela. spor değil, tamamen karşıdnakini etkisiz hale getirmeye dayalı bir disiplin.

k1 de genelde muay thai ya da kickbox tabanlı insanlar şey yapar.

ultimate fighting championship de jiu jitsu daha avantajlı. 2 katı adamları devirmişler zamanında mesela. çünkü kural yok, adam yatırıyor rakibini adam gibi yumrıuk almadın, yerde belasıyla güreşiyor, parmaklarını kemiriyor falan filan.

falan filan.

bence tai chi veya bi ihtimal kung fu. yani direkt çarpışmayı değil de enerjileri dağıtmayı, yönlendirmeyi öğretenlerden..
evvet tai chi değil aikido.

krav maga , ninjitsu gibi şeyler sırf pislik üzerine pek de sanat olmayan disiplinlerdir , dediğin gibi verimli olarak kullanılabilir.
cedric tweedledee güzelce özetlemiş. ben krav maga ve ninjitsu eğitimlerinde gördüğüm kadarıyla konuşuyorum , testis tokatlamaktan burun çekiştirmeğe kadar türlü pislikleri eğitim diye veriyorlar .

Bir de aikido var kas gücüyle tamamen alakasız derler (hep karşıdakinin gücünü ona karşı kullanırmışsın) hem sanat , hem de yogamsı meditasyonlar falan da var huzur verir genelde.

aikido temelde kas gücüne dayanmaz, ama bu aikido ne yazık ki ülkemizde falan ogretilmeyen aikidodur. bize ogretilen aikido eklem manipulasyonu uzerine dayanır, koichi tohei nin ısrarla gerçek aikido bu dedigi aikido iste shin shin toitsu aikido diye geçer, o da ki enerjisine dayanır. buradaki aikido yu basariyla icra etmek icin bol bol bilek calismak gerekiyor :)

size en uygun olan, wing chun isimli kung fu dur. bunu da bir kadın icra etmistir, tahmin edilebilir ki güc üstüne degil daha cok teknik ve hız üstüne dayanır :)

ancak bruce lee nin sozu unutmamalı, dovusuyorsan diyo vucudunu buna gore ayarlayacaksın. ona gore hizli olucaksın fit olucaksın diyo adam. ama en uygunu senin durumunda wing chun dur. sevgiler.

direkt cevabi degil ama bu sorulardan sizi kurtaracak bir yer: (bkz: criticker)

Burada bu tür sorulan sorulara verdiğim tek yanıt:
"Temple Grandin"
mutlaka izlenmeli.

düz adam benim, hemen yazayım;

(bkz: inception)

(bkz: bal)

inception
dark knight
law abiding citizen
eyvah eyvah 2 :))

the prestige
batman serisi
the fighter (taze daha)
300

bunları gormezsen ayip olur. aklima baska da gelmedi, iyi seyirler.

altyazı dergisinin 100. sayısında liste vardı onu bul indir. izle.

www.eksiduyuru.com

Teşekkürler. Burda daha çok bölüm le ilgili ve 2003'e göre anlatıyor. Hem benim tek bölüm yani baştan sona numaralı olması gerekiyor hem de word 2007.

sayfaları bölüyorsun, page break deniyor olabilir, animsayamadım. sayfa kesmek olarakta geçebilir. raporlarda mesela kapak sayfasında bisi olmz, ama sonraki sayfalar girişe kadar roma rakamlariyla gosterilir kücük. ondan sora bizim rakamlara geçer

google da bulabilirsin sanırım ben yillar once oyle bulduydum bi.

bindirmek / tumlemek
onderlik / onculuk etmek

tabii baska kullanimlari da olabulu...

merge için "birleştirmek" kullanılabilir.

merge iki ayri yapinin/duzenin birlesmesi gibi. mesela iki ayri sirket merge edebilir veya iki otoyol tek bir yol uzerinde merge edebilir.

lead bildigin onculuk yapma, liderlik etme. military de kullanilabilir leading a team gibi veya google bir leading search engine diyebilirsin.

merge arkadaslarin dedigi gibi. mesela tablolarda merge cells vardir bir araya sokar.
lead in bahsedilene ek olarak bir tane daha var, mesela "this leads to" tarzi bir kullanimi da vardir.

yani o yüzünden/sayesinde bu oldu gibi. ama esas lead, "leader" dan da bildigimiz gibi, bir kitleleri ardından sürükleme olayidir :D

lead maclarda onde olan takim icin de spikerler tarafindan kullaniliyor. misal orlando lead by 7.
orlando yedi farkla onde gibi.

sakın ola bilmediğiniz işe girmeyin, dolayısıyla buradan duyduğunuz tavsiyeye uymayın.

hangi şehirdesiniz, yaş kaç, eğitim nedir gibi gibi?

Almanya'da bir is kurdum, kapattım. İstanbul'da bir is kurdum kapattım. Maliyeti yuksek oldu, genctim umursamadim. Babam Vehbi Koç'tan duymuş " çırağı olmadigin isin patronlugunu yapma" diye. Yaptım, olmadı!
Ayrıca o kadar para var ve buradan fikir arıyorsan, otur haline ağla. Sana fikir veren iki gün sonra fikir benimdi diye kapını da calabilir, unutma!

led aydınlat hacı. iyi para olacak ilerde o işte ama batarsan ben mesuliyet almıyorum.

şu an ne işle uğraşıyorsunuz? Paranın bir kısmıya o işle ilgili tecrübenizi artıracak eğitim vs alın (düzgün bir yerde mba olabilir mesela)?
İlla bir işe para yatıracaksanız 1-2 sene boyunca o işten para kazanmama ihtimalinizi düşünerek yatırım yapmanızı öneririm.

demir, kömür gibi şeyler al-sat. bağlantı çok önemlidir bu işlerde. ufaktan başlarsın. piyasayı takip edip, iyi okumak lazım.

sebze-meyve de olabilir. çiftçiden alıp, hallere satabilirsin. bunda da bağlantın iyi olması lazım.

bir yat alıp, yazın, turlar düzenleyebilirsin yada kiralık araba işi de olabilir.


ama en önemlisi; ne iş yaparsan yap, bir hinliği vardır türkiye'de. dağıtımcı malı 400'e alır, 500'e sana verir. sonra elinde kalan malı kendi adamıyla piyasaya 400'den sürer, sik gibi kalırsın ortada.

gel seninle pastane açak,hem işi biliyorum hem de bildiğim çok güzel kiralık yer var.

o paraya büyük iş kurulamaz ne yazık ki. arkadaslari destekliyorum, patron olucam diye para batırma. kenara 100-150 bini koy, gir bi yerde maasli calis, sigortanı odesinler, primin olsun emekliligin olsun + kenarda bi sürü paran olsun. en güzeli.

hangi konularda tecrübeniz var ?

elde bu tip toplu varken iş kuran. 3-5 ayda paranın nasıl eridiğine şaşıran eridikçe dur zararım azalsın diyerek daha çok para kaybeden o kadar çok tanıdığım varki.

eger bir kimya mühendisi tanıdıgını varsa yada bulabilirseniz güvenicek bir insan. sanayinin bol oldugu bölgelerden birisinden ufak çaplı bir labaoratuar kurabilirsiniz hakem laboratuar olarak geçer ve çok ciddi bir kazxancı var ama yasal prosedürleri sıkabilr.

Seni eski erkek arkadaşlarıyla karşılaştırıyor ve, senin kuruntun olmadığından emin olacağın şekilde, senin eksik olduğunu mu ima ediyor? Evetse bence kendini hırpaladığına değmez. Hayırsa bence ortada bir sorun yok.

rahatsız oluyorsan devam etmene sebep nedir?

sürekli geçmişinden bahseden biri ya hala o geçmişten birini düşünüyordur yada geçmişte çözemediği bir takım problemleri vardır bence. çünkü birine aşık olursan zaten geçmiştekileri de unutursun. gerçi yaşınız da küçük, belli ki henüz bunu yapmaması gerektiğni öğrenememiş. bence bu bir uyum problemi. hele ki kıyaslama yapıyorsa, bence de çok soğutucu bir eylem. sırf bu yüzden ayrılmak nasıl olur bilemiyorum, ama böyle gittiği sürece soğukluğun artması da kaçınılmaz.

Bak kardeşim, iddia ediyorum kimse göz koyduğu kimseye eski ilişkilerini anlatmaz. Hatta kendini bile anlatmaz. Kız seni öyle ya da böyle elinde tutuyor. Yakın gelecekte senden ayrılıp başkasıyla beraber olmazsa gel beni bul.

@lapse of reason: Hayır aksine bi çok ilki benle yaşadığını, ancak evlendiğim günün ertesinde ona bırakacağımı söylüyor (yalanın daniskası biliyorum)

@sage: verilen emek. Bu tarz şey bi şey daha önce başıma gelmemişti. Doğru yapıp yapmadığın konusunda karar veremiyor(d)um.

@doktor hektor: Bunu kabul etmiyor yalnız aynen sizin belirttiğiniz şekilde düşünüyorum. Kıyaslama yapmıyor ama dediğiniz gibi kopma noktasına getirecek kadar soğukluk oluşturdu.

@divit: o kadar bekleyemeyeceğimden eminim : )

@ataturkiye: Bu ihtimali düşünmek bile kötü geliyordu başlarda ama alıştım. Başkasıyla olup, bir daha yüzünü görüp sesini duymayacak olmam, yanımda olup benimle olmamasına nazaran daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Anlattıklarınızı birebir düşünmüştüm. Demek istediğinizi çok iyi anladım.

Cevaplayan herkese teşekkürler. Bu duruma olumlu bakamıyorum ve aklımı kurcalayacak. İlk seferinde reddettiğim, sonra vazgeçmeyince beraber olduğum bi kızdı bu. Hisleri değişmiş olabilir mi bilmiyorum kendisinin ama düşünmek istemiyorum artık. Sorunlu kişilerle kimse uğraşmak istemez. Yorumlar için tekrar teşekkürler. Herkese iyi akşamlar.

Ayık kafayla anlatıyorsa pek hayra alamet değil, eskiye özlem duyuyor. İçince anlatıyorsa çaresi var, dinleyip kurtulacaksın, içini dökmek istiyordur.

Empati yapabilmesi için bilerek sen de yap, bozulunca da "umarım artık nasıl hissettiğimi anlamışsındır" de. Muhtemel bir ilişki bitirme sebebi vermiş olursun ama kafan rahat olur.

iç huzura ermek için anlatıyor olabilir. Belki önceden yaşadıklarından pişmandır veya eskiden yaşadıklarını bilmen gerektiğini, aksi taktirde kendi hakkında dürüst davranmamış olacağını düşünüyor olabilir. Yani, sana gerçekten çok değer veriyor ve dürüst olmaya çalışıyor olabilir.

Bence, bir gün , onu yargılamadan, eskiden yaşadıklarını sana neden anlatmak istediğini sor. Önce sorunu tespit et derim.

-üds kpds veya iü yabancı dil sınavından 50 puan almış olmak gerekiyor.
-fark yaratmaz.
-araştırma görevliliği ayrı bir mevzu.
ortalama 1700 lira maaş verirler.

ben bildigim yonlerine cevap vereyim.
yüksek lisans yaparken öğrenci statüsünde olursunuz, asistan olarak yaparsanız yükümlülükleriniz artar, sizi sınavlara sokarlar, araştırmanız daha ciddi ve profesyonel olur, onunla ilgili çalışma şansınız artar, hocalara her daim ulaşabilirsiniz (digerlerinden daha kolay ulaşabilirsiniz en azından), ve doktora falan yapmak isterseniz avantajları var.

ancak yüksek lisans zaten yapıyor olacaksınız. bunun için de ALES e girmeniz "şart".

maaş verilir, ama miktarını bilmiyorum açıkçası.

Mezun olduğunuz okul yüksek lisansa girerken önemlidir, sözsüz kanunlar işte. Eğer diploma notunuz tam,ales yüksek yabancı dil yüksekse mülakatta çok sorun çıkmaz ama bunlar ortalamaysa bir iki okul dışında yüksek lisansa girmek zordur. Özellikle edebiyat kürsüsünde çok yığılma olduğu için çok seçiyorlar.
Araştırma görevlisi kadrosu çok kısıtlı ona pek güvenme, onun yüksek lisansla ilgisi yok ki sanırım bu sene de almıyor zaten. belki seneye. maaşı bişiye pek yaramaz 1.500-1.900 arası kıdem vs.
ama tavsiye etmem.

oturup kalkmak
ve beli çevirmek hulohop çevirir gibi
twister spor aleti ile düzenli çalışman gerekir.

youtube'dan
sparkpeople videolarını bul.
oradan butt blasting ve lover body egzersizlerine ulaş.
ve her akşam ikisini yap.
çok faydasını göreceksin.

kavitasyon da işe yarıyor diyorlar.

bölgesel yağ ertime belli bir egzersizle olmaz maalesef, genel olarak kilo verirseniz vücut sırayle belli bölgelerdeki yağları yakar. kaslara fazla ağırlık yükleyenlerden ziyade sıkılaştırıcı egzersizler kısmen sonuç verebilir. yüzme, pilates? gibi kasları toplamaktan ziyade uzunlamasına geliştiren egzersizler daha iyi olabilir.

adale calistirarak herhangi bir uzuv inceltilemez. eğer o bölge "yağ" ağırlıklıysa, o yağı eritmek gerekir, onu eritmek icin de "yağ yakıcı" egzersizler (cardio) gerekir. bunun yanında ağırlık idmanı olursa yararı dokunur. yokuş çıkmak fazla dirence karsı bir hareket oldugu icin, ozellikle kilolu insanlarda da direnc artacagı icin adale fazla calisacaktir. genetik olarak kas yapısı da uygunsa eğer çabuk büyümesi mümkün.

ama yokuş yürüdün bacakların kalınlaştı diye bir şey yok. zaten öyle kocaman bacaklara bi yerlerinizi yırtsanız cok afedersiniz kolay kolay sahip olamazsınız (isteyenler icin bile)

bimeks'te %20 indirim var bugün

autocad falan kullanacağım diyorsun. i3 işlemciden uzak dur o zaman. minimum i5 alman lazım. ilk linkteki güzel senin için.

1.toshiba'lar taş gibidir. olur, ama ben olsam asus alırdım.

2.teknosa'dan alma. teknosanın zilyon tane irili, ufaklı mağazası olduğu için eski ve pahalı ürün alma olasılığın var. mediamarkt'ın açtığı her mağaza hayvani boyutta olduğu + sürekli müşteri sirkülasyonu + hayvani miktarda toplu alım yaptıkları + en ucuz fiyat garantisi için mediamarkt derim.

istanbul bilisim'den kesinlikle almayin. urunler distributorle gelmiyor, garantileri gecersiz oluyor.

teknosa'dan da uzak durun, garanti anlaminda. mediamarkt bu anlamda daha basarili.

vatan bilgisayara da bir göz at derim. orada da fiyatlar uygun oluyor ve world kartın varsa ekstra indirim de sağlıyor.

bence dell de düşün. yerinde servis garantisi var. yani nerdeysen oraya gelip makinana bakıyorlar, gerekirse alıp gidiyorlar. ben freedos aldım inspiron n5010 modelini, 1400 tl civarı. 1 gb ekran kartı, i5 2.53 işlemci, 320 gb harddisk falan iş görür yani. bir de numeric keypad de var. 15.6 inch

co2s2 +1. İstanbul bilişimden almayın gerçekten, ürünlerin garantileri geçersizdir doğru. Bimex, Teknosa ve diğerlerine oranla biraz daha hesaplı olabilir.

daha hesaplı ama garantisi yok yani. peki toshibadan vazgecmek daha mantıklı mı oluyor o zaman ??

toshiba'yı bir tek istanbul bilişim satmıyor ki. teknosa'da bimeks'te vatan'da falan da var. hem de türkiye garantili.

diğerlerinde fiyat yükseliyor sanırım.

ekran cozunurlugu de muhim, islemci de falan karar verirsen ve ondan sonra ek bir karar mekanızması olursa eğer çözünürlügü yüksek olana bak.

hoca sana bir mesaj attım bak bakalım

profilonun içindeki toshibanın dükkanı en uygun fiyatlar,eğer toshiba düşünüyorsan.

teknosa'dan katiyen almayın! aldığınız ürünlerde bir pürüz çıkması durumunda değiştirmemek için bin dereden su getiriyorlar. "biz tüketiciyi koruma kanunu ile bağlı değiliz" bile diyorlar. sonuç olarak tüketici hakem heyetlerinde teknosa'yla ilgili binlerce dosya yığılmış durumda.

teknosadan aldım bile casper

şu başlıklardan besleniyorum ben:

(bkz: bas gitarın aktif olarak çalındığı şarkılar)
(bkz: bas gitarda çalmaktan haz duyulan şarkılar)
(bkz: bas gitar aldırabilecek şarkılar)

lock it down youtube a yazarsan fast and furious tan belki seversin.

gerci bas gitar fln demissn bunu sevmessin heralde :)

şarkı değil de grup önereyim. gerçi neler dinlediğinizi söyleseydiniz daha iyi olurdu ama.

progressive rock'ta her zaman bas gitar açısından cevher var. rush, yes, dream theater, riverside falan.

mr.big var.

fusion olarak return to forever, weather report var.

caz olarak da charles mingus var.

"crash test dummies - god shuffled his feet" albümünü şiddetle tavsiye edebilirim. hata ettim bile.

(bkz: pendulum)

(bkz: la ballade de basse)

www.youtube.com

rhcp dinle.

bir de bas gitaristlerin solo albümleri var. gürol ağır baş'ın "bas şarkıları" adında 2 albümü var. bir de kamil erdem "a tale of bass" bunlara türkiye'den verebileceğim örnekler. ayrıca nurhat şensesli'nin bas çaldığı bütün albümleri dinleyebilirsin. laço tayfadan tut, çoğu jazzcıya, türkücüye-popçuya (tercih etmediğini söylemişsin ama olsun) hatta ve hatta bir şarkıda serdar öztop'a bile çalmış.

marcus miller var en basitinden yabancı olarak.

epey bi uzman sorusu. uzmanlar cevap versin diyorum. ve öncelikle "skip" bu kelimelerden tamamen farklı. atlamak, geçmek, es geçmek gibi manalara geliyor.

alter: bir şeyin niteliklerini değiştirmek
swap: iki şeyi birbiriyle değiştirmek
change: bir şeyi değiştirmek
skip: atlamak, es geçmek

Alter ve change arasındaki farkın bıçakla kesilmiş gibi olduğunu söyleyemem, pekala yeri geldiğinde aynı şeyi ifade etmekte kullanılabilirler.

Skip, es gecmek manasinda siklkla kullsnilir, ornegin web sitelerinde flash iceriklerin yaninda skip yazar, gec manasinda. Burayi atlamak istiyorum mesela, i would like to skip the previews and get to the movie diyebiliriz.

Change, esasen degistirmek manasindadir. i would like to change the settings denir mesela.

Swap, yer degistirmek gibidir. Ornegin uc kisi dusunelim yanyana, ikisinin yerleri degissin isterseniz, swap etmis olursunuz. Ornegin 3 tane msciyi yanyana getirme oyunlari swap oyunlaridir.

Alter de degistirmek yanlisim yoksa, ama ayar degistirmekten ote icsel bi seyleri degistirmek gibidir. Hulkbta altered his genetics gibi bir tabir olmali mesela

alter daha çok bişey update etmek gibi düşünebilirsin.
swap takasla birebir aynı.
change normal, bildiğin değiştirmek.
skip bişeyi es geçmek, atlamak.

swap elle tutulan, maddesel bir şeylerin değiştirilmesi anlamında. bunu da ekleyeyim.

alter ve change cogu zaman birbirinin yerine de kullanilir. skip hepsinden farkli, swap degis tokus gibi.

alter: bir şeyin muhtevasını değiştirmek,değiştirmek,başkalaştırmak
swap: değiş tokuş etmek,takas eylemi
change: değiştirmek genelinde ama mesela otobüsten vapura aktarma yaparken de to change kullanılır. ayrıca yenilik,değişim olarak da kullanıldığından, verdiğin fiillerden daha sık karşına çıkar.
skip: geçmek olarak türkçede kullandığımız fiili düşün bu o işte. atlamak-geçemek

eyırbas

eeğrbas. gibi bişey

eyırbas.

eyırbas +1

eğrbas.

eyırbas

ei(ı)rbas

eyırbas

doğrusu /eğhbüs/ gibi sanki bence.

Kolaylik olsun, boyle sozcuklerin nasil telafuz edildigi sozluklerde belirtilir. Ama kac kisi dogru okuyor tarzi bir anket varsa isler degisir elbette. Eirbas

orjinali fransızca aslında "eğrbüs" gibi okunuyor. ama ben ingilizce okunuşunu kullanıyorum "eğrbas" gibi.

şurda okunuşları daha belirgin:
www.forvo.com

o yumuşak g sesini nasıl çıkartıyorsunuz? aksan kasmanın mantığı ne? eyırbas diyince yabancılar gülüyor mu?

yeşil kundura bulabilirsin sanırım istedigine yakın bi şeyler.

yeşil kunduraya alternatif flo diyebilirim.. yeşil biraz daha kalitelidir ancak flodan bariz şekilde pahalı..

Metrocity'de bir mağaza var. Clark's marka hava tabanlı kundura satıyorlar. Fiyatları biraz yüksek ama kalite ve rahatlık açısından pişman olmazsın.

clark's +1

Camper a da bakmani oneririm. Genelde topuksuz yapiyorlar, bu bir eksi olabilir ams gercekten rahatlar.

Oğuz Atay
Antione de Saint Exupery

justin bieber büyüyünce onun gibi olmak istiyorum. cCc biyeber reyiz cCc

donald draper. hayalimdeki kadin da betty draper.

bir de biraz adaletsiz olsa da, allah.

reznov

(bkz: jeremy clarkson)

olmadi

(bkz: richard hammond)

o da olmadi

(bkz: james may)

bok oluruz gerci ama, umut fakirin ekmegi.

Crixus

Recep Tayyip Erdoğan...

duyurudaki ataman :)

başbakanımızı idol alan birinin idolüm olmasını istemişimdir hep.

ssg

valla kesinlikle babam, ama kendisini tanımadığınız için o sayılmaz heralde.

az buçuk ünlü olarak nikola tesla var.

recep tayyip erdoğan

justin timberlake

şaka değil batman ve stanley kubrick.

aziz nesin
can yücel
evariste galois

haa benim bir de sey vardi, adebisi.

Receb Tayyib Erdoğan

Mustafa Kemal Atatürk
Aliya İzzetbegoviç
-
Metin Oktay
Baba Hakkı
-
Babam
Nihat Doğan

larry david

cesare pavese
tezer özlü

hastasıyım.

Mustafa Kemal Atatürk,
Recep Yazıcıoğlu,
Muhsin Yazıcıoğlu,
Temple Grandin,
Nicolas Cage...
Bu aralar Hz. Ömer...

Ari GOLD

Dedem,

şans benim idolüm, rölantideyken...

sabri bey

kendime bir idol belirleyemeyecek kadar kibirliyim valla

mehmet scholl.
editlemem lazım: lammbock filmindeki pizzacılar gibi değil ama.

Apartmanda olmaz o işler ne yazık ki, biraz daha yüksek tavanlı bir ortamda daha verimli olur.

Arkadaşım kullanıyordu, fakat kendisi en üst kattaydı üstünde kimse yoktu yani. Gerçi çok da rahatsız edicek birşey gibi gözükmüyor üst kattakileri öyle aman aman ses çıkarmıyor.

Cok agir bir sey taktirma, tavan icin degil senin icin. Eger boks egitimin yoksa ortalama agirligin biraz alti iyi olur. Bi de calismaya baslamadan once yumruk nasil atilir ogrenmeye bak, cunku insanlar kendilerini cok kolay sakatlarlar kum torbasi ile. Elleri falan sarmak lazim aslinda.

Kum torbasi alacagin yer sana nasil asacagini soyler, alcipan falan degildir heralde

Tavanda avizenin ucuna bağlı olduğu bir demir vardı ona taktık biz kısa süre sonra demirle birlikte indi aşağıya ;)

excel tabi... copy paste yapıp boş excel sayfasına aktar. eğer düzgün aktardı ise iki saniyede toplarsın.

bir txt dosyasına atıp dosyadan okuyan bir kod yazabilirsiniz.

Her turlu excel e cevirmeye calis. Yoksa cok zor olur. Gerci verinin nasil tutulduguna da bagli.

6/1.18=5.0847457627118644067796610169492..

round(6/1.18,2)=5.08

@galadnikov:
evet aritmetik olarak doğru fakat bu rakam noktadan sonra iki basamaklı olmak zorunda çünkü bu bir ürünün fiyatı. ve para hesaplamasında kuruş hanesi en fazla 2 hane olarak kullanılır.

6/1,18= 300/59 yapıyor yani 5,084745763
bunu da 1,18 le çarparsanız 6 yapıyor
yuvarlama hatası sizinki

virgülden sonra 3 haneyi alıp 6/1,180 = 5,085 derseniz 5,085x1,18=6,000 çıkıyor

fiyat olması bir şeyi değiştirmiyor. yuvarladığınız için ürün başına 0.0047457..'lik bir kaybınız var, dolayısıyla bunu çarptığınız sayı büyüdükçe kayıp da büyüyecektir. yuvarlama yapıyorsanız zaten tutmaz.

cevapların aslında hepsi doğru ama ortadaki problem şu; matematiksel olarak tabi ki matematik şaşmaz, ama muhasebe'de kuruş hanesi 2 haneden öteye gitmez. burada yuvarlamaya sebep olan şey muhasebenin kuralları. bir yazarkasaya veya pos makinesine birşey satarken fiyatı 8.87465837... olarak giremeyeceğimiz gibi herhangi bir muhasebe programında da noktadan sonra 2 hane girmeye mecburuz.

sonuç olarak hala problemin çözümünü bulamadık. acaba yapanlar nasıl yapıyor?

Hocam durum su ki, ondalik sayisi noktasindan sonra kac haneli olarak girebiliyorsan, bir sonraki rakami yuvarlaman gerekir.

5,0847 'de son rakam 5'ten buyuk yani ,085'e daha yakin oldugu icin onu secmeniz gerekir.
eğer virgülden sonra 2 basamak yazabiliyorsan da ,0847 ; 0,08'e ,09'dan daha yakın oldugu için ona yuvarlaman gerekir.

Yani kimyada gebel kural budur, etik olarak da dogrusu budur diye dusunuyorum. Ama birşeyi satiyorsan yukariya yani ,09'a da yuvarlayabilirsin. Bişey olmaz bence.

eger 100.000 kalem malzeme saticaksan aradaki fark. (5,09*1,18) - (5,08*1,18) = 600 620 - 599 440 = 1180 lira olur. kdv'yi da kattiğinizi farketmedim sanma. yani 5,09'a yuvarlamaniz gerekir gibi

İslemi siz yanlis yapiyorsunuz, 5.08 gelmez, 5.09 gelir. 5,0847... Nin virgulden sonra 2 decima a yuvarlanmis hali 09 dur. Eger bunu sirket yaziliiniz yapiyorsa ki boyle seyler mumkundur, soyleyin arkadaslara duzeltsinler.

Bu neden oluyor derseniz, yazilimlar bazen kendileri direk 2 taneyi, 3 taneyi aliyorlar. Ama burada gordugumuz gibi 4. Olan hepsini bozuyor. Halbuki son alinan 4 ise eger bir yana bakmalidir sistem. Kisacasi kotu programlama hatasidir.

Diger harddiskler tek basina boot etmiyorlarsa, partisyon yapayim derken fat'lerini ucurmus olabilirsin. bios ayarlarini yapabilecek seviyede oldugunu varsayiyorum.

guncel versionun 32 bitini indirip, tum hardiskler takiliyken cd den ac ve neler oluyor bak. system -> administration -> boot utility den harddisklerin ne durumda gorebilirsin.

Places'den harddiskleri mount edip bilgilere ulasmaya calis. duruyorlarsa once verilerini kurtar sonra windowsla acip fdisk/mbr yaparsan boot'larini yeniden yazmis olursun.

grub loader dedigi yanlisim yoksa iste o ilk acilista hangisini acayim dedigi ekran. o patlamis belli ki. ama further bi yardimim olamicak ne yazık ki, kolay gelsin. belki x86 dan dolayı olabilir.

ubuntu veya win7 cd sını takıp grub u veya mrb yı duzeltmen gerek. repair grub ya da fix mbr win7 diye bi bak hemen cıkacak.

bir daha yukle grub, hatta grub2 indir. o kendi zaten boot flag'ini koyar kendi bulundugu boot device'a. fixmbr ile recovery console'dan yaparsan ubuntu'ya ulasamayacaksin, o yuzden en mantiklisi grub'i tekrar kurman.

win7 linuz volume ları goruyor, ulasaibliyorsun.

grub u kurmak icin ubuntu yu bastan kurmana gerek yok. live cd n varsa ondan kurabilirsin.

benimkisi süzme cahillik. ilk başta bahsetmedim. işbu pc'de 4 hd vardı. birinde xp diğeri de win7 diğer ikisi de film oyun falan. onlara bi halt olmadı sandım hiç bahsetmedim. üzerine de 5. hd ye ubuntuyu kurdum. ubuntu şimdi tek başına süper çalışır bir halde. diğerleri takılı iken grub_ hatası falan filan.
ilk xp yuklu olana tekrardan xp yukledım. şu anda xp'den yazıyorum. ardından da diğer hdleri bağlayıp denemeye başadım veri/data saklı olanlardan birini takınca NTLDR is missing uyarısı verdi. diğer data verli olan ve win7 li olanı da normal tanıdı ama açılşta işletim sistemi falan sormadı o muhım değil artık en kotu bir win7 daha yuklerım ve o dertten de kurtulurum. ama NTLDR is missing uyarısı veren içi de ziyadesi ile dolu bir hd yi kurtarmaya kaldı işim. keşke diğerlerini söküp o boş hd'ye ubuntuyu kursaymışım. güzel bir tecrübe oldu. denemesi bedava.

NTLDR is missing'i ise cd'den usb'den boot ederek çözebileceğimi sanıyorum. şimdilik.

NTLDR nasil cozulur google'dan arat, hemen bulursun cozumunu.

son 2 ay içerisinde 2 tane aldım. fazla da giymedim fakat boku yediler:)

Kadın ayakkabılarıyla kalite farkı yoktur sanırım. Tecrübelerime dayanarak en çok 2 yıl giyilebildiğini söyleyebilirim. Ama elbette sezonluk olarak. Yani toplam 2 yaz/kış.

müthiş dayanıklı değil. epey ucuzlar ama, al kullan patlayana kadar :)
ama yok pahalılarını diyosan onlar da hergünlük pabuç değil zaten sanırım.

ikinci el bi us robotics tavsiyemdir, usr 9108 modeli mesela

bütçeniz 40-50 tl ise alın tabi. ama çok ucuzuna kaçmayın bence.
www.hepsiburada.com

hem ucuz hem linksys en azından. (linksys'e laf edenlere iki çift sözüm hazır :)

yani 40-50 olmazsa bile 60-70 falan olur sanırım en fazla.

verdiğiniz linktekiyle çok fark var mıdır ki?

modem yahu bu :) ucuzunu al yeter 56 mbit ten yavaşsa internet

modem yahu bu demeyin işte. ucuz bir modem ile insanların neden zırlayıp durduklarını görüyorsunuz. 6 yıl usrobotics 9105 kullandım. modemi kapatıp açmadım bile. (yani üff bağlantı gene kötü falan diye) santrala uzaklığı 3 km'den fazlaydı üstelik. ancak modem bozuldu. robotics türkiyeden çıktığı için ve aynı dönemde iyi bir modem almaya da param olmadığı için komşudan adını bile hatırlamadığım dandik bir modemi ödünç aldım. 6 ayda 3 kez telekom evime geldi sorunlarım yüzünden. en sonunda yine ablamın kullanmadığı philips modemine el koydum da sorunlar bitti. (gelenler hiç birşekilde sorun bulamıyorlardı) bu yüzden alt tarafı modem demeyin. eğer ucuz modem ile bağlantınız sorunsuz oluyorsa şanslısınız. demek ki evden santrala mesafeniz güzel, kablolarınız sağlam, "interference" sorununuz minimum durumda.

tam isteğinizi karşılar mı bilmiyorum ama youtube'tan videolarını aratıp saveyoutube.com aracılığı ile videonun kendisini veya download.cnet.com aracılığı ile mp3 formatına sokulmuş halini indirebilirsiniz.

arkadasin dedigini kolaylastiran bi metod olarak, youtube dan bul, linkini al
www.vidtomp3.com a yaz, ordan mp3 olarak indir :)

Kampüs içinde yaşam yerleri güzel aslen, off-campus yaşamak da bir tercih elbet, ancak en son okulun %70 küsürü off-campus yaşamamaktaydı. Undergraduateler için yurtlar var freshmenler ve üst sınıflar için tek oda çift oda olanakları değişerek, graduateler için gene residencelar var. eastgate ve westgate hariç residencelara ve odalarına bakabilirsiniz ki onlar da zaten aileler için ve eşyasız yerler.

Hiç ilişiğim yok uzun zamandır ancak okulda bir turkish student association da vardı, onlardan yardım alabilirsiniz diye düşünmekteyim.

Bir de gereksiniminiz olur mu bilmem ancak ne yakınlarda ve elbette ki eyalette türkiye konsolosluğu yok, işiniz olduğunda dert oluyor, bu aklında olabilir.

Harvard'da okudu abim. MIT'den çok tanıdığımız vardı. Ama biz bize "büyüğüz" tabi :)

MIT'de doktora öğrencileri için housing imkanlarını sorun, web sitesinde bile vardır. Yurtlardan ziyade, yine MIT'nin öğrenciler için işlettiği, iki-üç oda bir salon dairelerde kalan çok arkadaşım oldu. Orada kalmaya başlayıp bir sene sonra kendi evine geçebilir arkadaş filan edindikten sonra.

Gideceği zaman mesaj atarsan hala orada yaşayan arkadaşlarımız çok, bir kısmı da Mass General'da doktor, yardımcı olurlar. Ha bir de sağlık sigortasını genelde okul karşılar ve okulun imkanlarından rahatça yararlanabilir, ama neleri kapsayıp neleri kapsamadığını mutlaka öğrenin gitmeden önce. Yani varolan bir hastalığının ilaçlarını sigortası kapsamazsa zorlanabilir, ama psoriasis (sedef?) bunlardan değildir diye tahmin ediyorum.

Bu hayatta bir kere karşısına çıkacak bir fırsat. Değerlendirmezse, potansiyelinin belki de xde biri kadar bir yere gelecek. Dayına onu anlat bence. Bi de Boston dediğin ne ki, zart diye kalkar gidersin. Batı yakasında olsa daha zor gitmesi CIT filan.

gitmesin. uzatmaya gerek yok. kiz hem hasta hem de saf diyosun, oraya bu kızı tek basına yollamak bence olacak iş değil. hele bi de babası çok düşüyosa üstüne, çok fena. mit ona burs veriyosa burda istediği her okulda asistan olur. türkiye de kalsın, en güzel okulda güzel bi eğitim alsın derim.

belki post-doc için giderse, daha aklı başında şekilde gidebilir.
ama mit ten burs, helal olsun.

6 yıl once gitmiştim güzel memlekettir. Havası soguk, kızları sıcaktır. Bizim zamanımızda kendi para birimleri olan zloti kullanıyorlardı(belki hala oyledir) fiyatlar hemen hemen bizimki gibiydi. Eğitim hayatımın hatta hayatımın en güzel gunlerini orda gecirdim. Şiddetle tavsiye ederim.

Ben varşova da yaşıyorum kardeşim şu an.üniversite nedeni ile geldim.genel bilgi olarak türklere sıcak kanlı olarak bakmıyorlar.kızları ya da erkekleri sıcak kanlı diye bir şey yok.kızları gerçekten çok güzel ama onlarda sevgili muhabbeti yok tek gecelik ilişkileri seviyorlar ve çok rahatlıkla bunu yapabiliyorsun bilmiyorum ama ilgini çeker heralde :D

her yerde 24 saat açık kebapçı var o yönden problemin olmaz.türkiyedek kadar güzel olmasa da sonuçta var.türkler bu sene burda çok benim açımdan kötü mesela dil için.bütün arkadaşlarım türk bu yüzden çok pratik yapamıyoruz haliyle ama bu senin için iyi mi kötü mü olur orasını bilemem.hayat türkiyeden biraz daha ucuz ama çok büyük bir fark yok.havası gerçekten alışırı soğuk.gece hayatı fena değil heryerde club var. başka bi sorun olursa cevaplamaya çalışırım.

öncelikle kadınım, dolayısıyla polonyalı kızlar ilgimi çekmiyor :)

gitme sebebim esas olarak dil, yani pratik yaparken şu ingilizceyi başımdan sorun halinden çıkarmak açıkçası..sonrasında ise çevre ülkeleri de gezmek. hibe çıkmayacak çok yüksek ihtimal, dolayısıyla bu gezme-dolaşma konularında, küçük çaplı turumsu etkinlikler oluyor mu? yoksa 4 ay orada okur gibi yapacağına, o parayla 1 hafta tatile gidersin mi dersiniz?

havasının soğuk olması da, bu havada bile burnunu çeken bünyemi düşündürmektedir..

epey ingilizce bilen varmıs diye biliyorum polonya dada, ingilizce anadil olmayan yerlerde geliştireceginiz ingilizce alelade bir ingilizce olur. gramer falan olmz, animator ingilizcesi olur ya da öyle söyleyim.

Hangi üniversite ye gidiceksin?tahmin edebiliyorum ama yine de bi sorayım.Üniversitedekiler ingilizce biliyor onlarla konuşursan pratik yaparsın ve ingilizceni geliştirebilirsin ama halk bilmiyor.çok basit şeylerden gençler anlıyor ama bu sayı da sınırlı ne yazıkki.çevre ülkelere gidebilirsin shengen vizesi ile.tatil yapmaya gelinmez açık konuşmak gerek.büyük ve ya değişik bir yer olduğunu sanma çok küçük bir yer ve binaları şehrin yapısı filan türkiyeden daha kötü diyebilirim.ama alışınca ve biraz da çevre edinince çok güzel günlerin geçer burada bundan eminim.benim okuduğum okulda 1-3 mart arası isveç'e gemiyle gezi var mesela ara sıra oluyo öle demekki :).okulun etkinliği genellikle gece kulübü oluyor.buraya gelip şikayet eden çok kişi gördüm ama memnun olan da çok kişi gördüm benim fikrimi sorarsan bence 4 ay bura da kalmak mantıklı ama herkezin kendi fikri...

(bkz: criticker)

american history x , inglourious basterds , fight club .

2012'yi izledin mi?

Le Scaphandre Et Le Papillon
Matchstick Men

amelie dediğiniz için: jeux d'enfants, yine Fransız olursa: la fille sur le pont
ayrıca the man from earth

man on the moon
the king of comedy
se7en
big nothing
frequently asked questions about time travel
science of sleep

(bkz: cachorro)

(bkz: candy)

se7en , memento .

(bkz: the crow)

(bkz: the fall)

Black(2005) filmi kesst;)

çok sağlam çok

cronos panpa. drakula yazmışsın diye yazdım.

mr. nobody
I'm a Cyborg But That's OK
Adams Aebler
train de vie
nunta muta
nyfes
la doppia ora
los cronocrimenes

(bkz: tito i ja)
ele ayaga dusmemis nadir filmlerdendir.

revolver, herkes bilmez, guy ritchie

her hastanede olmuyor sanırım alerji bölümü o yüzden gidilecek yeri iyi seçmek gerekiyor. göğüs hastalıkları ile ilgili bölümde yapılıyor alerji testleri diye hatırlıyorum. eğer alerjik bir durumdan şüpheleniliyorsa, kol üzerine çizikler atılıp çeşitli uyaranlara verilen tepkiler gözleniyor. alerjiden alerjiye bu test şekli değişir mi bilmem ama, çiziklerin sayısı şikayetlere göre değişiyor. ağrı-sızı sancı hissedecek bir durumu da yok...
aç-tok konusunda hiçbir şey bilmiyorum...

gögüs hastalıkları ve cildiye bölümlerinde yapılıyor,aç ya da tok farketmiyor. kolunuzun iç kısmına aralıklı bi şekilde ismini bilmediğim sivri uçlu bi cisim batırarak minik minik deliyorlar. daha sonra allerjen etkeni olabilecek maddelerden her deliğin üzerine birer damla damlatıyorlar. bir süre bekliyorsunuz, kızarıklık,kabarıklık veya kaşıntı olup olmadığına bakılıyor. iğneyle delerken çimdik atılır gibi bi acı oluyor sadece,fazla değil:)

*yaptırmadan bi hafta önce eğer kullanıyorsanız antihistaminik ilaçları kesmeniz gerekiyor,unutmuşum söylemeyi.

önce kola yapılıyor. orda çıkmazsa sırta daha kapsamlı bir test yapılıyor. misal benim kolda çıkmadı neye alerjim olduğu.

kan da alırlar muhtemelen. kan alınacaksa eger de aç gidilmeli. kandaki bir degere de bakiyorlar bazen.

1- battaniye hapşırtabilir. ortamdaki tozlar tahmin edebileceğinden çok daha fazla etkiler. mesela ev süpürmek, silmek, halıya oturmak, bir şeyler çırpmak, havadaki tozlar, polenler ve daha bir sürü şey bu akıntıya, hapşırmaya neden olur. aynı dertten muzdaribim ordan biliyorum. yediğin içtiğin şeyler de çok etkiler.mesela turşu, baharatlı şeyler beni çok etkiliyor.hapşırtıyor, sürekli mendille geziyorum. hatta çok yersem vücudum kaşınıyor.
2.test yaptırdım. korkacak hiçbir şey yok. küçük bir iğne var onunla kolunda minik delikler açıyor sonra alejin olabilecek şeylerin sıvıları var onları damlatıyor. biraz bekliyor. alerji olduğun şeyleri damlattığı yerler azıcık kızarıp kabarıyor. kabarıklığın büyüklüğüne göre o şeye ne kadar duyarlı olduğun anlaşılıyor.
3-hastaneye gitmedim. özel muayenede yaptırdım. sadece muayene ücreti verdim ek bir ücret vermedim. aç gittim diye hatırlıyorum emin değilim. randevu alırken sorabilirsiniz.

göz korkutma notu: sakın boşverme. nelere alerjin olduğunu mutlaka bilmen gerekir.ilç kullaman gerekebilir. eğer ciddi bir alerji sorunun varsa ve önlem almazsan astıma çevirebilir!!!

yazan herkese ek olarak Çapa nın alerji bölümünde iki yıldır aşı tedavisi görüyom.çok memnunum.Nefes sorunum azaldı.test de korkacak hiçbir şey yok.acı bile hissetmezsiniz.sizinki sadece toza karşı gibi gözüküyor belki de basit bi ilaç tedavisi yeterli olacaktır.

evinizdeki eşyaları düzenleyerek de baya bi fayda sağlayabilirsiniz.

@garnet: beyimin doktoru ona aşı tedavisini önermediydi. yıllarca sürüyor, bir kez bile aksatırsan tüm tedavi sıfırlanıyor gibi şeyler söylemiş. o nedenle pek hevesli değildi. yazdıklarına istimaden ona gaz versem mi? reflüsü de olduğu için karşılıklı tetikleşebiliyorlar, alerjik astım vs de cabası :s ilaç alıyor durumuna göre fıs fıs ama...

mekik.

deri yüzünden sarkma hep olacak kas yapman birşeyi değiştirmez.

mekik guzel topluyor ama dogru yapmak lazim. mekik tahtasi almistim: www.emekticaret.net gun asiri calistim, ilk 2 hafta cok zor oluyor ama zamanla vucut alisiyor.

toplar mekik. adele büyüyecegi icin oradaki deriyi de dolduracaktır bir miktar. ha zaten hayvani baklavalar da olmaz :)

mekik demisken arkadas haklı, crunch o. mekik core egzersizidir temelde, karın kası degil.

su ya da süte. sana bağlı. karıştırıp, içeceksin. nesquik mantığı.

dozaji nedir peki bu aletin,1 bardaga 2 kasik 3 kasik mi atacagiz kac bardak icecegiz bunu.@yogi yagsiz sut zor is su an markete gidemem,kapicinin ayagi kirik normal sutle devam edecegiz.kac bardak iceyim bunu,normalde isim olmaz bu tip takviyelerle doktor dedi faydasi olur gittim ufagida yok koca torbayi aldim:)bunu cocuga icirsek iyimidir.kahvaltida icsin.zaptetmekte sikinti ceker miyiz.anneye anlatir gibi anlatin abi.yagli sutle icince dekolteli kizlara mi yan gozle bakmaya baslarim circir mi olurum.haydin spartakuslar,batiatus hanesinin yakisikli neferleri.

icinden zaten bi olcek cikcak iyice bak kutuya altlara gitmis olabilir olcek .. 1 olcek dolusu gunde 2 kere alsan yeter diye dusunuyorum. 1 bardak sute at iste.. yagsiz ic dememin sebebi her gun yagli sutle icersen sporda yapmadigin icin vucudunda yaglanma baslar. o yuzden yagsiz sutle ic dedim. cocuk icin bir fikrim yok ama uygun olacagini sanmiyorum :)

bunu hangi doktor tavsiye etti ona da şaştım açıkçası ama uzmanlık alanımda değil. su da iyi olmaz, light süt evet güzel, nesquik gibi olur gayet güzel içersin.

sana bunu veren doktora sor gramajını. 1 bardaga da (büyük bardak tabi, su bardaga degil) 1 olcekten fazla atma. karismaz sora.

lap diye dökme de, tüyom olsun, karistirarak dök. shaker in yok kabul ediyorum tabii.

ayricana gecmis olsun :)

windows media player bile artik muzik cd sindeki sarkilari mp3 olarak cevirebiliyor.

google da tutorial bulabilirsin saniyorum ki, zor bir sey degildi :)

eğer cd'den çeviri yapacaksan; windows media player. ancak ayarlardan convert seçeneğini mp3'e çevir.

eğer faklı format ise super conventer diye bir program var onu kullan...

(bkz: cdex)