amerika'ya sevdiler mi 10 senelik bile veriyorlar da, schengen'den 3 aylık turistik alan bir insan dahi duymadım şimdiye kadar. avrupa firmalarından birine rica edip seni bi süre çalışıyor göstermelerini istesen mesela, internship gibi vs, çok daha kolay olur

3 ay geçerli vize almakla 3 ay boyunca avrupada kalabileceğin bir vize alman arasında epey fark var yalnız. 3 ay multi giriş çıkışlı ve 3 ay boyunca içeride kalabileceğin turist vizesi aldıysan,

nasıl aldın bize de söyle :)

potansiyel göçmen profili çiziyosun.

fransa veya italya'dan da vize almak hiç de zor değil. ilk başvuruya 3 ay, ikinciye 6 ay veriyorlar. ama sigortasız veya öğrenci/emekli/iş veren olmayan birine nasıl bir yöntem uygularlar bilemiyorum.

ama direkt göçecek gibisin.

@roket şu an pasaportumda 6 ay süreli 90 günlük "duration of stay" olan vize mevcut. almak da zor olmadı. turistik vize.

öğrenciyken almanya'dan 90 günlük ve 90 günlük kalmalı deutchland vizesi almıştım ama o çalışma izni de içeriyordu falan.

amerika ve schengen zıt vizeler abd vizesi ile schengene schengen vizesi ilede abd ye kesinlikle seyahat edemezsin amerikakonsoloslugu.gen.tr burada amerika vizesi ile ilgili detaylar bulunmaktadır schengen ile ilgili de hangi ülkeye gideceğine bağlı olarak durum değişir örneğin polonya seyahati için polonyakonsoloslugu.net işlemler bam başkadır

Vize başvurusu yaparken mutlaka büyükelçiliğin/konsolosluğun resmi web sitelerini ve varsa aracı kurumun (IDATA, VFS) web sitelerini kontrol edin. En güncel bilgiyi resmi web siteleri verecektir. Konsolosluk web sitelerinin resmi olup olmadığını gov uzantısından anlayabilirsiniz.

cig köfte

doyarmıyız ciğ kofteyle

ızgara bir şeyler söyleyin. pide, pizza döner falan hep ağırlık yapıyor bence

kebap. acılı-acısız sevenlere göre urfa ya da adana. yanına da 1 porsiyon çiğ köfte. ve de ayran.

little ceasers.

penne carbonara

ses ayarlarina baksana kardes

belki sesleri kapatmissindir. ya da guncellemeden sonra olmustur. bende sorun yok

yok hersey normal ayarlarında hatta arayan ve uyarı almadıklarıma özellikle baktım .

rahatsız etme moduna almışsın hacı sen.

yok be roket, ona da baktım, ayarlarla ilgili herşey normal.

2001 de eski kasasının üretimi bitmiş galiba.

yeni kasa da tutmadı zaten.

Twintop'ının ithalatı bitti çünkü epey süre önce. 2006 falan bile olabilir hatta.

Bu arada ben de senle aynı fikirdeyim, Twintop 2005 model bile çok güzel bir alet bence.

E diyecekler tabii, fikrin bir önemi yok ki. Uygulamak problem, asıl emek gerektiren kısım o. Gerçekten de sadece fikir ve iş modeli sendeyse %10 falan bekle derim, o da bu arkadaşlar yeterince cömertse. Yok başlangıç sermayesini de mi sen koyuyorsun? O zaman işler değişir.

En temizi bu adamları maaşlı çalıştırmak, yapabiliyor musun bunu? %100 sana ait olsun, bu adamlara ver aylık 5 milyar - sallıyorum-, o zaman hiç bi hak iddia edemez. Ha maaş veremiyorsan seve seve hisse vereceksin, ki bu da az bir şey olmaz yani. Elindeki tek kozun sermaye şu an.

www.youtube.com

benim, havayolu firmasi secerkenki onceligim her zaman icin bilet fiyatlari olmustur.. o tarz reklamlarin hedef kitlesi, secim yaparkenki onceligi fiyat olmayan insanlar haliyle..

ayrica bonus olaraktan: www.youtube.com

iett bile boyle reklam yapiyorsa gercekci reklam beklemenin pek bi manasi yok yani..

Havayollarınn asıl kar ettiği yerler biz ve first class çünkü, ekonomi kar marjının o kadar da yüksek olduğu bir kabin değil. Ekonomi yolcusunun çok tercih sebebi de yok, 3 aşağı 5 yukarı hepsi aynı. Dolayısıyla reklam yapmasının manası yok.

Paran yoksa insan değilsin evet, her yerde geçerli bu. Esnaf lokantasına da gitsen, Porsche mağazasına da durum aynı, get over it.

bahsettiğin telefonun Türkiye'de Apple garantili fiyatının 2049 TL olduğu düşünülürse fiyat konusunda bir şeyler yapman gerekiyor sanırsam.

Siz Apple Store'dan alın sevgili prezerlatif, dediğiniz gibi daha mantıklı garantili almak, eğer 5-6 hafta bekleme imkanınız var ise. Başka ihtiyacı olan yazsın pls.

pupa vs gibi apple distribütörlerinde ve muhtemelen büyük teknoloji marketlerde vardır.

evet, pupa'da var ama bu fiyata almam sanırım :/

pupadankapiniza.com

Beklemeye değecek bir fiyat farkı var arada. Dealextreme'den 4 dolara getirteceğin şeye 100 lira falan verme derim.

alma, çevremde alan 2-3 kişi pişman oldu sonradan.

ilk başta eh iyi idare ediyo falan diyeceksin, iki haftada sikerim böyle işi deyip komşu çocuğuna verirsin. Üç güne o da kırar atar.

E 500 liradan fazla olmayacak bi şey bulamicam mı peki bu durumda, fakirler ölsün mü v:(

ikinci el nexus 7 veya ipad mini bak. o fiyatlara(500) inmesi lazım yeni modelleri cıktı ikisinin de.

hoş değil bence. çok dandik duruyor. kırışık kırışık duran deri montları ben sevmiyorum daha doğrusu. basitleştiriyor sanki

laleli mode on.

ben de beğenemedim. şu sitedeki ürünlere hastayım roket abi, bunun modelini çok beğeniyorum mesela, www.asos.com

sorunun cevabı olumsuz ama.

1000 tl mi o?

oha fiyata bak.

sen o parayı bana ver sana hayvan avlayıp derisini yüzüp daha güzelini yapayım, hem de hangi model istersen !

Ben de o Asos gibileri hiç sevmiyorum ya. Çok düz duruyo. Biraz dağınık dursa daha iyi gibi ama bu da fazla galiba. Bilemedim.

şık durmuyor, tam bi tarza da yaklaşamamış hacım bi garip yani.

ceket fena değil ama 400€ verilmez. bi de bu tür şeyleri üstünüzde görmeden almayın.

Neyle kombinleyip, nasıl giydiğine bağlı olarak değişir ama ben beğendim. Eğer çok esmer değilsen gayet güzel durur. Hani sevgilime alabileceğim tarzda bir ceket.

Beyaz tişört falan giyiyorum genelde.

oha manyak mısın olum... tam bir şanzelize kafe

çok ucuz duruyor yaka kısmı falan da hiç hoş değil, ayrıca deri ceket dediğin hafif parlak ve düzgün duracak bkz. lookbook.nu
lookbook.nu

Dostlar sıkıntı şu, bulamıyorum. Deri ceketler sanki piyasadan kalkmış, adam gibi deri ceket yok hiç bir yerde. Bi bu var idare edecek durumda, bu da fazla asi görünüyor. Çok arada kaldım. Önerin başka bi tane, gidip alayım. Valla bak. Mağaza sıkıntım yok her türlü mağaza varmış gibi düşünün elimin altında.

asos'ta aynı ceket 400 dolares bu arada.
www.asos.com

bunlar iyiymiş;
shop.nordstrom.com
shop.nordstrom.com

Tarih aralığını seçip, sağ tıklayıp "Group" kutucundan by Month yapmayı da deneyebilirsin.

Pivot üzerindeki alanı seçip sağ tıklayarak context menüsünden "group and show detail" yapman da gerekebilir.

Görsel: chandoo.org

Kralsın Hiko. Süper oldu.

Finansal tablodan kastını tam anlayamasam da, (git: www.crunchbase.com)'da ilgini çekecek birşeyler olabilir.

bunlar gibi seyler:

www.google.ch

balance sheet, income statement, cash-flow statement yani

Olmasına gerek yok ki. Bunların hiç biri halka açık şirketler değil, yayınlamak mecburiyetinde değiller esasında.

Bir ara yeni turk ticaret kanunu ile tum AS'lere bunlari yayinlama zorunlulugu getirilecekti diye hatirliyorum

barton fink mi izledin

yok ben doğuştan böyleyim.

tv kumandasını ayırıyorum. onun ne bok olduğu belli değil. kimse de temizlemez doğru dürüst.

gerini anlarsın. havlunun çarşafın pis olanı kokar, lekesi vardır, kırışıktır vs belli olur. çok titizlenirsen küveti, lavaboyu da ilk kullanımından önce oradaki malzemelerle kabaca temizlersin ya da keeper'ı çağırıp temizletirsin gözünün önünde, biter gider. raad ol.

Odalar sana özel değil neticede, millet odanın içinde yiyip, içiyor, kusuyor, sıçıyor(sarhoşlar bunu çok yapıyor)sevişeni, küvete işeyeni, attıranı. ne ararsan var. mükemmel hijyenik bir temizlik imkansız.

Rahat ol, yalniz degilsin :(

paranoyanı arttırmak istemem ama gerçek dünyada hijyen diye bir şey yok. aklına gelen her yerde bakteriler ve zararlı maddeler mevcut.

Ben hiç takmıyorum pismiş temizmiş yatıyorum kalkıyorum halada yaşıyorum bak takma bu kadar yani.

ben genelde kendim ufak bir havlu götürüyorum ne olur ne olmaz, çok pis hissedersem kendiminkini kullanırım diye. onun dışında kafamı ağzımı yüzümü koyduğum yastık temizse sorun yok. yorganı da öyle burnuma kadar çekmem öyle yerlerde. tv kumandası aklıma gelmemişti bile. ama benim en çok takıldığım, dolapların içi. özellikle 2 günden fazla kalacaksam valizimden çıkarıyorum kıyafetlerimi kırışmasınlar diye, ama o dolaplara koyarken böyle bi tiksiniyorum, ayakkabı falan mı koyuldu kim bilir diye. ama orpheus'un da dediği gibi, belki de her gün bindiğimiz otobüsten, dokunduğumuz paradan ve hatta telefonumuzdan daha pis değildir diye düşünüyorum.

Carsaftan.yastiktan,havludan pek huylanmiyorum zira simdiye kadar gittigim tum otellerde yumusatici kokulari arasinda geldiler,e bu durumda kirli olduklarini dusunmedim hic.Yerlere terliksiz basmam,dusa da terliksiz girmem ama mesela.Dis fircami,taragimi ayna onune koymam;tuvaleri de pek rahat kullanamam.

Yalniz su bir gercek arastirdiginizda evdeki kumandaniz da o otel odalarindaki gibi bakteri yuvasi;bilgisayariniz,klavyeniz,camasir makinanizin disi,paralar,posetler vs de oyle.%100 steril bir ortamda bulunmak imkansiz ama olabildiginde dikkatli olmaya calisin elbet.O yuzden orpheus +1 diyorum ben de.

Hijyenikten kastın nedir? Eğer günlük hayatını ciddi ciddi rahatsız edecek derecede hijyen arıyorsan takıntılı olabilirsin, bi psikoloğa görün derim. Hayata zarar vermeyecek kadar pislikten zarar değil, aksine fayda gelir diyor biyologlar.

Tabii gittiğin otel de önemli. Mis gibi kokan odaya girip, tertemiz çarşafa yatıp da aa bu kumandanın üstünde mikrop vardır şimdi diyorsan rahatsızsın hacı.

Valla Carliston'a katılıyorum, banyonun, çarşafların temizliği gözle anlaşılır. lekeleri görür, kokuyu duyarsın. Misal ben Tunus'ta 4 yıldızlı otelde kalmıştım, bütün gece uyuyamadım. Asansör düğmeleri yağlı yağlı, odada çarşafta lekeler, yastık kılıfları pis kokuyordu. Ki o kadar titiz biri değilim benim bile dikkatimi çektiyse.

hiç bişey. uzun süre geçmeyeblir o. benimde başıma gelmişti mezuniyetten önce hatta össye zor geçmişti falan. çok kötü bi durum. umarım ileride etkilemez seni. doktor benimkinin yeri biraz daha kaysa kör olabilirmişim öyle dedi. gerçekten ciddiye al ve diğer gözüne bulaştırma sakın

sıcak uygulama ve antibiyotik damla devam.

Görsellikten daha fazla düşünmen gereken şeyler var, mesela 24 saatte körlüğe götürebilen bazı hızlı mikroorganizmalar gibi. Tedavini aksatma derim. Benim de başıma gelmişti önceden, aman dedim.

kredi kartı alabilirsin (en azından başka bankadan ve düşük limitli) ama sonrası için sıkıntı olabilir durumun eğer kara listeye eklemişler ise.

şöyle ki, başka bir bankaya gitseniz de, herkesin kredi kart borcu ödeme durumları merkezi sistemden sorgulanabiliyor. yani başvuracağınız diğer banka, sizin kredi skorunuzun düşük olduğunu - borç ödemenizin düzenli olmadığını görecek. kart başvurunuzu onaylamayabilirler, veya limit oldukça düşük olur.
en iyisi bir iş bankası şubesine uğramak.

Bir süre kredi kartı alamayabilirsin. Kara liste diye bi olay var.

kartı aldıysa muhtemelen kara listeye girmişsindir.

yoksa biliyosunuz can atıyolar kredi kartı vermek için.

benimkini de işbankası almıştı. borcumu ödedikten sonra sordumdu ne zaman gelecek diye "size bi daha kart vermeyi düşümüyolar" diyerek gülümsedi kadın.

yıllar sonra başka bi maaş kartımın yanında gelince anlamıştım listeden çıktığımı.

eski kartınızı geri vermezler. borcunuz bittikten sonra ilgili kuruma (banka, banka avukatı) kkb ve mb güncellemelerinizin yapılmasını talep edin. ürün kullandırmak banka insiyatifinde olduğundan kesin verilir diyemeyiz ama öncelikle olumsuz kayıtlarınızı ortadan kaldırmanız gerekir.

öneri: son taksidinizi ödedikten sonra muhakkak ibraname alın ve uzun süre muhafaza edin.

gecici isletim sistemi hatasi olmali. telefonu kapat acin olmadi backup yapip restore edin.

Tüm iPhone'larda böyle. Interneti kullanmıyorsa kapatıyor wifi'ı.

ayarların nesini kontrol edeceğim ki? ne yapabilirim sizce?

öbür türlü şarj dayanmaz ki. banner bildirimler de mi düşmüyor ekrana whatsapp'ta?

hayır bı reklam vs yok. arkadaslarımın bana yazdıgı ıletıler gelıyor..

bende de ara sira oluyor ama internetin kesildigini farketmemistim.

hukukcu degilim; ama bence davanin mahiyetine gore degisir. bireysel bir olay ise google iplemez. ama toplumsal, vatani, dunyayi ilgilendiren bir mesele ise google kayitsiz kalamaz

hukukçu değilim ama mantıken yorumda bulunacağım:

google'ın Türkiye ofisi varsa eğer, mahkeme bu datayı google'dan ister. bunu da Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kurulmuş ve yasalarını kabul etmiş bir şirket olarak ister.

Pratikte uygulama nasıldır acaba? Sadece Google değil, Microsoft'un da Türkiye'de ofisi var. Mesela Ergenekon davaları süresince Mahkeme sanıkların (eğer varsa) hotmail.com uzantılı adreslerine erişim için girişimde bulunmuş mudur?

Hatta soruyu biraz daha detaylandırayım. E-posta hesabı ile hesap sahibi arasındaki fiziksel bağlantı nasıl kurulur? E-posta hesabının sahibi bu hesap benim değil diyebilir mi?

arkadaslar turkiye ofisleri demis; ama bence turkiye'de ofisleri olmasi hic birseyi degistirmez. zira google, microsoft, yahoo gibi markalar kullanici bilgilerini o ulkedeki ofisiyle paylasmaz. yani ben google olsam boyle bir salaklik yapmam. hem dakka basi davalarla ugrasmak hem de her ulke calisanina milyonlarca kisinin bilgilerini vermek bilgi gizliligi icin riskli bir harekettir

hukukçıu değilim ama bilişim suçu işlemişliğim var. burası türkiye, herhangi bir sebepten sana kıl kaparlarsa 'tamam bu senin hadi yallah' deyip eline verebilirler cezayı. o yüzden çok detaya girmene gerek yok yani. teknik olarak %100 doğru olmasa bile yoruma çok açık bunlar. balyoz davasını falan hatırla.

Cmk 161/4 bu istemin yasal zemini. Yani yasa koyucu isteyebilir demiş. Bildiğim kadarıyla içerik açısındansa sağlayıcının belirli bir süre verileri tutma yükümlülüğü var(silsen bile) bu açıdan optimum durumda verilmemesine bi dayanak göremiyorum meğer ki maddi imkansızlıklar olmasın.

ben de kullanıyorum,avukatım da kullanıyor. sıkıntı yok. marka silindiği için bilemiyorum ama.

gayet kullanışlı ancak çoklu taramalar yorucu olabiliyor. Telefonların kameraları iyi olmasından ötürü bi süre sonra piyasadan silineceğini düşünüyorum.
Kullandığım marka telefunken. 2 sene önce 180-TL'den almıştım.

kamerası idare eder bir telefonda bile -iphone 4- genius scan tarzı programlar fotokopi gibi sonuç veriyor. bence gerek kalmadı bu aletlere artık.

Benim sirkette de var telefunken.. 2 sene once super bi icatti ama simdi akilli telefon ve picture to pdf uygulamalar sayesinde tamamen gereksiz bisey oldu.
İlle de alacagim diyosan, telefunkenin bi kötülüğünü görmedim.

telefunken oldukca is goruyor.

linkedin den "recruiter" olarak araştırabilirsin. job title ları öyle oluyor genelde. (yurtdışı)

sen onları bulmazsın zaten, onlar seni bulur. yeterince iyiysen tabii.

"Talent acquisition sourcer" gibi title'i olanlara da denk geldim. Bunlar genelde LinkedIn'den arastirip ekliyorlar hunt etmek istedikleri head'leri. Bazen de afterwork party'lerde kartvizit alip veriyorlar.

Oh oyalar beni bu. tenks.

neymiş diye baktım bilim kisvesiyle kahinlik falcılık fantaziymiş. insanın heyecanlanası geliyor.

Ben bizim neslimizin kesinlikle bir dünya savaşı ya da salgın hastalık vs göreceğini düşünüyorum, başka türlü dünyanun bu nufus yükünü taşımasının imkanı yok. %100 bir şekilde nufus azalacak ve her şey tekrar rayına oturacak.

Z1'in tasarımı bence Z!den daha kötü. O etrafındaki çerçeve hiç olmamış. Yerinde olsam HTC One alırım, net seçim, kasası en kaliteli olanı o sanırım aralarında.

z1'in herşeyi tamam ama ağırlığından şüphe ediyordum,gittim denedim,fotoğraf kalitesi olsun ağırlığı olsun gayet iyi ve hoşuma gitti,para olsa orada alırdım hemen.Sony nedense çok sempatik,kaliteli ve güvenilir geliyor bana.şuanda kullandığım telefonda sony.samsunga hiç bulaşma,kardeşimde s4 var ama hataları da var telefonun.Xperia Z1 en iyi seçim olacaktır.her sene değiştireceğin bir telefon değil yani.

xperia z kullanıyorum. iyi, güzel telefon. biraz fazla ısınıyor ve şarjı az gidiyor. onun dışında şükela. ama benim tavsiyem nexus 5 alman. türkiye fiyatını bilmiyorum da, şu an f/p oranında ortalığın bi taraflarına koyuyor. hem şırank diye güncelleme alması da cabası. bizim gibi aylarca güncelleme almak için bekletmiyor.

S4 kullaniyorum 6 aydir, gayet memnunum. Sarj sorunu yok, cok cabuk sarj oluyor ayrica. Takilma donma da yok. Kamerasi cok iyi. Pc acmama pek gerek kalmiyor.

Benim gözüm de Z1 veya Note 3'te tabi Samsung'da Sony'nin o sağlamlık hissi yok plastik bildiğin. Bence acele etme ben bekliyorum. Biraz düşünce Z1'i al birkaç sene gider.

g2.

asiyenin yedek hesabi var ki... oradan bildiriyo artik bizlere

Aaa, aksge banlanmış mı? Çok yaratıcı bi adamdı bence.

Sedat gelip yazmayacağına göre biz sorularımızı sormaya devam edelim. bu adamın nicki ne diye aksge idi ne alakaydı bilen var mı?

Ses kaydetmek yakalanmadığın sürece suç değil :) Kullanmak suç. Şantaj yapmak suç.

şantaj yapmasak, şikayete delil olarak iliştirsek?

Bildiğim kadarıyla 'izinsiz olarak kaydedildiği' için delil sayılmıyor. Ama yanlış olabilirim, hukukçu biri gelse de doğrulasa beni.

Ayrıca kaydı biriyle paylaştığın için özel hayatın gizliliğinden sana taş koyabilirler.

yasal olarak elde edilmemiş veriler "delil" olarak kabul edilmez.
bildiğim kadarıyla, aile hukukunda ( eşler arası durumlarda ) istisna olarak kabul görebilir sadece.

türkiyede yaşamış olduklarını ve ya türkçe bildiklerini, ya da iki dile de hakim olduklarını.

almanyadaki türkler de cümlenin yarısını almanca yarısını türkçe konuşuyorlar mesela. ya da annesi bir milletten babası başka milletten çocuklar da evde karışık konuşuyorlar.

neyi ifade ediyor sence?

ya da iki dili günlük hayatında sürekli kullanan insanların normal konuşmalarında ikisini karışık kullanma eğilimi içinde olduklarını.

Kürtçelerinin bozuk olduğunu ifade eder. Nasıl ki almancı gençlerin de türkçesi bozuk, arada almanca kelimeler kullanıyorlar yaşadıkları bölgede kullanılan anadilden dolayı, bu da tamamen onunla aynı. zorlandıkları yerde türkçeye dönüyorlar. bende de aynısının ermenice versiyonu var ondan biliyorum.

iki dile de hakim oldukları için farkında olmadan öyle kaymalar olabiliyor. biz de gürcüce konuşuyoruz çoğunlukla ama biri tek kelimelik bi soruyu bile türkçe sorsa cevap veren de farkında olmadan türkçe cevap veriyor mesela, sonra yine birden gürcüceye dönüyor.

benim bi arkadaş türk dili edebiyatını bitirdi sonra kürtçe öğretmenliği için sınava girdi eğitim aldı falan, o dönemde tribe girmiş, bu yarı türkçe yarı kürtçe konuşmayı bırakıp aile içinde full kürtçe konuşmuş baya taşşak geçmişler bunla hani kasmaya ne gerek var diye. yoksa kürtçenin bir zayıflığı değil bu, tamamen dezenformasyon.

iki dile hakim oldukları için falan değil. (mantık buysa zaten iki dile de hakim olmadıklarını gösterir) lan bi şeyi de abartmayın. bazı kelimelerin kürtçe karşılığı olmadığı için öyle.

Dilbilimci Sevan Nişanyan zamanında şöyle demişti, birebir katılıyorum ben de. Almanca-Türkçe benzetmesi yapılabilir. nisanyan1.blogspot.ae

Şu yazıda bazı tespitler var bunla ilgili:

www.radikal.com.tr

500 euro bulunsun yaninda.

yemekler tr'den ucuz (çok aşırıya kaçmayacağınızı düşünerek), onun dışında toplu taşıma da ucuz. (pahalı değil en azından)

ama 20 günde kısa bi süre değil tabi. elektronik falan almayacaksanız 400-500 euro ideal.

2000 dolar nakit alacağım demiştim, abartmışım bile o zaman. Okey, bi şirketi zarardan kurtardınız resmen :)

onun yerine göz yaşı damlası al bir tane. onu damlat lensin kurudukça. lens solüsyonunu mecbur kalırsan damlatabilirsin de göz yaşı damlaları varken gereği yok bence.

bio-true kullanılabiliyor.

benim solüsyon da biotrue.

Hepsi kullanılmıyor. Biotrue bayaa güzel oluyo hatta.

ben masamda solusyon ve lens kutusu tutuyorum. cok kuruyunca ya da butun gun pc basinda olacaksam lensleri cikariyorum direk. cok daha rahat oluyor.

sıkıntı olmaz.

teorik olarak sıkıntı yapma hakları olsa da hayır, olmaz. ben benzer durumda hiç öyle bir şeye rastlamadım.
mümkünse online check-in yapmaya çalışın.

sorun olmaz, online checkin'e de gerek yok hatta, öncedendi bu durum

Belirli havayollarında sıkıntı olabilir. Easyjet'i bilmiyorum ama mesela Emirates'te ismin roket adam ise kart sahibi adı soyadı kısmında soyadı olarak direkt adam çıkıyor, senin soyadından biri olmak zorunda yani kart sahibi. Kastırabiliyorlar. Ara easyjeti sor bence.

garanti olsun diyesoyle yap.

1. itoolsdan tum datayi pcye yukle
2. itunes dan tum datayi pcye yukle
3. iclouddan tum datayi cloud hesabina aktar

sagol kardas.
iTools bilmiyodum.
SMS galiba isi bozuyo. foto, music filan ok de.

itoolsdan mesajlari da alabiliyorsun.

(yoksa) icloud hesabı oluştur ve automatic backup u aktif hale getir. Yeni telefonunun kurulum ekranında backup dan mı yükleyeyim yoksa yeni telefon olarak mı kurayım diye soruyor.

iCloud daha mi maharetli yani?

Notes vardi eskiden, direkt laptop'la sync edilebiliyordu. sonra iCloud'a gecince sogumusdum misal.
sagolun. makbul'e gecik bilgiler.

itunesa hesabınla giriş yap. telefonunu pcye tak. solda çıkan telefon adına sağ tıkla satın alınanları aktar de. O bitince sağ tıkla yedekle de. 4le işin bitti. 5i tak. Restore et. Restore bitince yedekten geri yükle de herşeyin geri gelecek.

iCloud'a yedekle. Birebir ne varsa (fotolar hariç) direkt yeni telefona aktarıyor. HER ŞEY aynı oluyor arkaplanına kadar. Yeni denedim hatta.

askerlik bm barış gücünde yapılıyor mu bilmiyorum da barış güçleri genelde barışın olmadığı yerlerde oluyor. afrika'nın bağrında iç savaşta bulunmayı niye ister ki bir insan?

Balkanlar, Kosova, Bosna, Sırbistan, vesaire'deki barış gücü tabii, Darfur'daki değil :) Ki Darfur'da zaten Türk askeri yok. En kötü Afganistan var. Ona bile okeyim.

değmez. geçen sene gitme hatasını yaptım koskoca cebit deki en ilginç şey cep telefonlarına yapılan kaplama sayesinde camının kırılmasını ve su geçirmesini engelleyen zamazingoydu. ha diyceksin ki bu baya ilginçmiş. evet bu ilginç bişidi ama ne yazık ki bu sene de en ilginç şey o..

cebit yıllar önce özelliğini yitirdi (bkz: lost çok bozdu). şu an yeni teknoloji tanıtmaktan uzak, abartılmış şişirilmiş kocaman bir reklam panosu.

Hiç bir şey yok neredeyse. Kocaman bir reklam panosu bile değil şu anda, eskiden en azından şovlar falan oluyordu. Sıfır.

ben de niye olmadı ya denedim ben de şimdi?

bende vardı daha önce de. sözlük diye bir uygulama olması lazım. ordan dil seçenekleri var. ama sanırım ing-tür yok

bende de yok panpa :(

Uzun zamandır varolan bir özellik. Tarayıcı olarak Sadece Safari' de kullanmak mümkün.

chrome kullanıyorum ve bende oluyor.

tarayıcıyla pek ilgisi yok. her karşılaştığınız kelimeyi arayabiliyorsunuz. şurda türkçe ing eklentisini vermişler. ben yaptım oldu:

turkmac.org

bende oluyor güzel bir özellik, ingilizce kelimelerin de açıklamasını vermesi güzel ama dediğin gibi Türkçesi yok. ayrıca 3-4 hafta önce bir özelliği daha farkedip buradan sormuştum ama kimse doğru düzgün cevaplayamamıştı sonradan öğrendm apple'a dair bir özellik olduğunu belki senin de işine yarar:herhangi bir ingilizce metin üzerinde sağ tuşla konuşmayı başlat-durdur diyerek var olan metni dinleyebiliyorsun.

sayende öğrendik. sağol.

bende yok diyenler için; ing bir sayfa açıp kelimenin üzerine üç parmakla dokunun sadece.

bu arada bu tip fazla bilinmeyen özellik varsa paylaşırsanız seviniriz. konuşma başlat bilgisi içni de teşekkür ederiz.
bu arada bu duyuru sahibinden çok bana yaradı galiba.

Mac Tips #2: Fn Tuşuna iki kez ardarda basarak dictation (Speech to Text) i aktif edebilirsiniz.

ay harika oldu valla bunu öğrenmem çok sağolun.ama ing.-türkçe olayını nasıl yapıcaz?ben yükledim onu ama açılmıyo

Kaç yıldır var. Mac'in en güzel özelliği bence.

kıza bağlı çok hoşun ada gitmiş olabilir uff sna ne be slk demiş olabilir ağır malmış da demiş olabilir.

sen bir çılgınsın !

iyi yapmışsın ne var ki. ertesi günü tekrar git yine konuş.

hoş olmuş :))

Ulan mardinli serseri hiç durmak bilmez misin sen :)

Sana cevabı fuat veriyor:

youtu.be

Bravoo.

Kız o sırada tek başınaysa sorun yok, arkadaşlarının yanındayken yapmışsan mal demiştir.

1. tante rosa.
2. no comment.

Yahu nasil aklinizda tutuyorsunuz nickleri falan :)

ben cliffburton'la görüştüm. müthisch bir insan.

1) tepedeki psychedelic adam(bir turlu denk gelemedik) ve herman hesse
2) beetlejuice (buradan kendisine selam ediyorum, yanaklarindan opuyorum), f_d, olric bir de

compadrito ile tanışmak isterdim (yazmayanı dövüyorlar :p)

burdaki nerdeyse herkesi çok seviyorum, çoğuyla da muhakkak konuşmuşumdur bi şeyler. ama "gel içek" dese çıkacağım kişi sayısı 3'tür, bilemedin 5'tir. ben öyle easygoing bi person değilim, ok??

en cok parasi olan hatun kimse onunla gorusmek isterdim. o benimle gorusmek istemese bile hesap no verebilirim. o kadar parayi mezara mi gotureceniz lan...

ermanen'i merak ediyorum.
bryan fury vardı bir ara onu merak ederdim.
rurouni vardı onu merak ederdim.

ne bilim daha vardır da hem aklıma gelmedi hem de üşendim yazmaya.

alla alla hiç glori diyen olmamış...

çok ilginç :/

Cosmicstring hodja
Kobuzchu girl
Tepedeki saykedelik herif
La traviata
Compumaster
Hayrettin Amazingoğulları (artık uğramaz oldu)
der meister ipnesi
Sedef abi

ben smyrna'yı merak ediyorum. değişik bir adama benziyor.
bir de resistance is futile, brkylmz ve bugünkü antrenmanda göz dolduran futbolcu'yu merak ediyorum. çok aklı başında, bilgili, kültürlü insanlara benziyorlar.

kullan, bir şey olmaz.

eğer ios 7 yüklediysen zaten istesen de kullanamayacaksın.
benim de bozuldu 60 tl'ye mediamarkt'den kablo aldım. sadece kablo.

3 kat daha yavaş dolduruyor onlar

iOS7 kullanıyorsan kullanamayacaksın bilgisi yanlış, sadece uyarı veriyor. 3 kat yavaş doldurduğu da yanlış, öyle bir ölçüm veya engel yok. Düzgün bir alet aldıysan sıkıntı olmaz ttecler falan iyi, ama sikko bişi aldıysan sıkıntı yaratabilir.

bugün Cebit fuarında görüştüm kendileriyle
radyasyonu %90 derecede azalıyorlar, kılıflarında dahili olarak anten sistemi var
bu ekstra anten sayesinde çekim gücü artıyor.
Telefonlarda şarj ömrünü bu ekstra anten sayesinde %30a yakın arttırıyormuş.

ürünün reklamını yapar gibi oldum ama böyle özelliklere sahip bi kılıf

Cebit'te inanılmaz güzel hatunlar getirmişlerdi, hepimizin aklına girdi aq markası. Bence kolpa tamamen.

hepsi birbirinden gereksiz insanlarmış.

off hepsi karaktersiz insanlarmış.

kıza bunu yapanlar çok gerizekalıymış.kızdan çok onların durumuna üzüldüm.

intikam falan ayıp şeyler bunlar ama ne eğlenmiştirler lan ABOOOV.

saniye kafa yormaya bile değmez tiplermiş diyeceğim ama insan başına gelse takar tabii. bir kadının kendisinden hoşlanmayabileceğini kabullenemeyen tipten de, onun bunu kabullenememesini ve hatta intikam almasını destekleyen ve bunun için başka birinin kalbini kırmak için bu kadar uğraşan adamdan da, bunlara yardım eden ikinci kadından da, bunların dostluğundan da ne hayır gelir ne bir şey beklenir. keşke kız eve gittiğinde ve "bak bu da benim sevgilim" lafını duyduğunda çekip gitseymiş. o şok halinde ve tabii insanların bu kadar gerzek olabileceğine inanamama durumunda bunu akla getirmemek mümkün tabii. insan böyleleri için "allahın sevgili kuluymuşum da erken kurtulmuşum" demeli.

güzel olmuş :)) beğendim

yani insanlar bizi değil başkasını severlerse her itliği yapabiliriz onlara. Ne faydasızlık hakaten, bir de kendilerini akıllı falan sanmışlardır şimdi gariplerim.

"sonrasında kız, reddettiği erkeğin yakışıklı can dostuna yazıyor."

bu ne lan?!

yemeği çıkardın mıydı çok güzel porno senaryosu olur bundan. lakin çok midesiz insanlarmış, dördü de.

cool story bro

hep bu bkzı vermek istemiştim.

daha güzel intikam alınabilirdi. bu hakkaten çok işsizce olmuş.

pardon kizin ne sucu var aq? tipi degilsen tipi degilsindir, intikam alacak durum goremedim? obur uc vatandas da agir orospu cocuguymus.

zaman kaybı başka bir şey değil.

güzelmiş saygı duydum.

şaka la şaka. yazık kıza bir suçu yok. herifler hala çocuk sanırım.

yok lan yok. çok iyi olmuş tebrik ediyorum.

organizasyonda emeği geçen herkesin eline sağlık. bu tarz kızlara müstehak !

çocuklar tamam gerizekalı.
kızımız da biraz saf sanırım.

yeni tanıştığın bir erkeğin evinde ne işin var kızım senin?

ağır ezel terkmiş onu tertipleyen. bu arada story güzelmiş hacı beğendim B)

eğer kız reddettiği elemanın yakın arkadaşı olduğunu net bir şekilde bile bile yaptıysa müstehak olmuş.

Yatıp bırakabilirdi de. Ucuz yırtmış.

off harika ya. harika bir dostlukmuş helal olsun.

herifin intikam almak istemesi inanılmaz ergence. hikayenin gerisi over dose liselilikten ölüyor. ama iyi.

dark side kızın ta kendisi kesinlikle çok iyi olmuş ohh vallahi gece gece rahatladım he :)

yanlış hatırlamıyorsam, rezerve yaptırınca koltuğunuz da belli oluyordu, eğer yaptırmazsanız ve tren dolarsa ayakta falan gidiyorsunuz heralde :D

bazi hatlarda rez zorunludur.
rez zorunlu degilse, yaptirmayabilirsin fakat yer bulamazsan ayakta gitmek zorunda kalirsin.

1-2 saatlik yolculuklar cekilir cinsten ama uzun mesafe ayakta gitmek cok buyuk iskence.

teşekkürler. kaldırabilen bir seçenek olduğuna göre zorunlu değil demek rezervasyon.

Trene binince bazı koltukların üzerinde rezerve kutucuğu olduğunu göreceksiniz, oralara oturamıyorsunuz. Bayağı vagondan vagona gezmek gerekebiliyor.

jedilance ve vhoosie'nin dediği gibi tamamen, şart bir şey değil.

Sabiha'dan Kadıköy.
Kadıköy'den metrobüs ile Merter
Merter'den Metro ile CNR Expo

Trafik deri yok.

Sadece Kadıköy'de indikten sonra metrobüse hızlı ulaşım için taksiye binilebilir. O da 5-6 lira yazar zaten.

İkinci ihtimal en hızlısı kesinlikle. Cebit geldiğinize pek de değmeyecek ayrıca :)

İş dünyası için gidiyoruz biz, hiçbir Cebit ilki gibi olamadı zaten. :)

Herhalde şöyle yapacağız;

Havataş ile Kadıköy'e.
Taksi ile Söğütlüçeşme Metrobüs Durağı
Söğütlüçeşme'den metrobüsle Zincirlikuyu
Zincirlikuyu'dan metrobüsle Yenibosna veya Şirinevler veya İncirli veya Zeytinburnu
Metro ile CNR Expo

www.iett.gov.tr

Bu sayfada yazdığına göre 4 metrobüs durağında da indikten sonra direkt hafif metroya bağlanabiliyoruz. Yanlışım varsa düzeltin. :)

Bir de şimdi biz 3 kişi olacağız. Aynı güzergahtan tekrar Sabiha Gökçen'e döneceğiz.

Söğütlüçeşme'den elektronik bilet alabiliriz sanırım, ne kadar yüklesek işimizi görür? :)

bakırkoyden aksaray metro hattına bağlanmak derken o çok saçma. ikinci ihtimali kullanın bakırköyden taksiyle gidin. çok tutmaz oradan.

taksim(havaş)-aksaray metro(taksi)-cnr(metro)

amma cok dolandırmıssınız.

Kadıköy-Bakırköy İskele-Taksiyle CNR yapacağız sanırım. Taksi en fazla 20 TL yazar Bakırköy İskele'den CNR'a zaten. :)

Dubai de ikamet eden birisinin sana davet göndermesi gerekli 1 günde hallediyor öyle. Dubai de tanıdık nereden bulacağın sana kalmış

bunu veren bir konsolosluk ise, mazeretini kendilerine bildirerek (aciliyetin fecaatin gerekçelerini) bir dilekçe yazabilir ve vizede öncelik talep edebilirsin. emin ol bundan hiçbir zarar görmezsin. olma olasılığı da var.

Teşekkür ederim, iki fikir de gayet mantıklı eğer oluyorsa. Dubai'de tanıdık var, davet eden bir şirket zaten, o daveti kime iletiyorum peki? Emirates aracılığıyla alıyorsam vizeyi Emirates'e mi? Yoksa Konsolosluğa mı ileteyim?

Sen o Dubai deki tanıdık ile konuş deki bana turist vizesi davetiyesi gönderin sen onlara mail atıcaksın tanıdığa yani mailde şunlar olucak vesikalık resim ve pasaportunun bazı sayfaları bilgilerinin olduğu sayfaları scan edip mail at tanıdığa onlar senin adına dubai de konsolosluğa gidip davetiye işini hallediyorlar ve sana Mail atıyorlar mailde senin resmin ve bilgilerinin yer aldığı bir vize sayfası oluyor sende o mail in çıktısını alıyorsun ve Dubai havalimanında pasaportun ile beraber o kağıdı gösteriyorsun zaten o senin bir nevi turist vizen oluyor. Dubai polisi o belgeyi görünce bişey demiyor giriş damgasını basıyor pasaportuna hoşgeldin diye. Bu kadar

Aklınızda bulunsun, Emirates ile uçuyorsanız max. 48 saat içerisinde vize çıkartan bir online vize servisi var, genelde 12 saate falan geliyor Priority'i işaretleyip bi 20 dolares fazla vermeniz gerek sadece.

tadından dolayı corona

Bomonti filtresiz içiyorum. Daha yumuşak geliyor içimi ve ne kadar içersen iç şişkinlik yapmıyor diğerleri gibi.

bomonti

Türkiye'de genelde Bomonti Filtresiz, Almanya'da bulunulan bölgelerin yöresel biraları -adları saymakla bitmez-, İngiltere'de de Guinness (fıçı) tercih ediyorum. tercih sebebi elbette alınan tat ve ulaşılabilirlik uygun fiyatlarla.

carling, tuborg yeşil, bomonti filtresiz tadı
pera bira fiyatı (50 lik kutu 3.25~3.5)

İlk tercihim kırmızı tubourg; tadı diğerlerine göre daha güzel geliyor..
İkinci tercihim bomonti; kısa süredir böyle çünkü kısa süre önce içtim ilk kez, o an o vardı ortamda.. hoşuma gitti, sevdim..
Efes sevmem bazı mekanlarda sadece o oluyor o zamanda bir kaç bardak vodka redbull içerek kendimi efese hazırlıyor öyle içiyoum..

Öyle özellikle oranına bilmem nesine bakmam kısaca, o an bulunduğum ortamla alakalı değişen bir durum..

Ya bomonti filtresiz ya da miller.
Çünkü biranın tadı midemi bulandırıyor.

Şahsi kanaatim tuborg gold'dur. İçimi yumuşak, tadı doygun ve tatlı, kokusu da doygun geliyor.

Bomonti'nin tadı Tuborg Gold'a yakın ama içimi daha sert geliyor. Ama o da denenmeli.

Bomonti Filtresiz de arada iyi ama koku ve içim açısından filtresiz birayı çok sevmiyorum sanırım.



Almanya, İngiltere gibi pub ve bira kültürünün olduğu yerlerde ise, mutlaka ama mutlaka 33lük/ halv pint de olsa lokal biralara dadanmakta fayda var.

bomonti filtresiz, efes malt, tuborg gold

Becks. Standart bira, en 'bira' bira bu.

efes extra

Efes extrayı tercih ediyorum ben tadını sevdigim icin ki normalde bira sevmem.
Bir de hala var mı bilmiyorum ama yine efesin limonlu birasini severdim

tuborg gold. eksişehir istanbul trenlerindeki aşırı miktarda tuborg gold tüketiminden dolayı olduğunu düşünüyorum, alışkanlık.

Ben ona dahi gözüyle bakmıyorum, sadece abd doğumlu şanslı birisi o kadar. Aynı sistemi farklı bir ülkede oluşturmuş olsa ya da farklı bir ülkede doğmuş olsaydı muhtemelen bu kadar popüler olmayacaktı..

dahi diye abartmamak lazim ama kesinlikle zeki birinden daha ileride herif. her yil kac insan farkli konseptlerle oyun, sosyal veya bilgi amacli site aciyor. kac tanesi internet denen okyanusta yitip gidiyor, kac tanesi bir halta donusuyor ama kibrit gibi cabuk parlayip sonuyor. kac tanesi bir parlayip kotu yonetimde heder oluyor(myspace). bu adam butun bunlari yapmadan facebook u buralara kadar getrdi. hos simdi facebook pek oyle ilerliyor gibi gorunmuyor bana kalirsa. ama gidip de internet mecrasinda devlerin liginde ilk 10 a girmek her adamin yapabilecegi sey degil.

bana kalırsa evet ekşisözlük daha büyük bir çığır, sonuçta web 0.2 nin etkisini internet üzerinde ilk gösteren sitelerden birisi..

teknolojide inanılmaz büyük buluşlar yapabilirsiniz ama eğer pazarlayamazsanız ve alıcı bulamazsanız bu iyi bir buluş değildir..

hocalarımız bize hep inanılmaz bir kod yazabilirsiniz muhteşem olabilir ama onu kimse almazsa bir işe yaramaz der..

adam deha değil bence,, şanslı..

2 milyar insana sorsan tesla'yı değil edison'u bilirler. google'ın arkasındaki dehaları biliyor musun? ya da ne kadar insan biliyordur?

sana gösterilen ile gerçek arasında fark var. mark bir public figür öyle birine öyle bir siteye ihtiyaç vardı oldu. çerezlik bir site zaten bir bilim adamının hayatını anlatan romancının herhangi bir bilim adamından daha ünlü olması daha çok para kazanması daha çok repütasyona sahip olması gibi bir durum bu. bu şekilde benzetebiliriz.

bence de dahi değil. uyanik. ayrıca fikrin çalıntı olduğu da çok aşikar. kendi bile kabul etti milyon dolar tazminat ödedi...

Mark Bey hakkında lütfen düzgün konuşunuz

ssg ne yaptı ile aynı şey bu dediklerin.

ssg'de yeni bir şey yapmadı sonuçta. zaten vardı sözlük olayı.

herif zeki işte amk kabul et. deha olup olmamayı siklediğini sanmıyorum.

ssg ne yaptı ile aynı şey değil.

ssg'ye hiçbirimiz dahi demiyoruz. dahi gibi de davranmıyoruz, ki ssg zuckerberg'den cok daha yaratıcı bir projeye sahipti.

şimdi social network'ü izliyorum, sanarsın marsa atılan füzenin yazılımını yazdı pezevenk. bi hareketler, bi tavırlar, buna karşı bi "ağbi yaklaşmayın dahi o :s" tripleri. siktiriboktan bir html site, neyin tribi bu kadar? dahi mahi.

100milyon dolar kazan.

sanada dahi gözüyle bakılır. olay o.

HTML, CSS, PHP üçlemesi olarak almak inanılmaz derecede yüzeysel bir bakış açısı. Her 'bitti' denilen anda da yeni şeyler ortaya sunuyorlar, büyüdükten sonra halen bir çok alanda kullanılan bir sürü teknolojinin de mimarı oldular. Epey bi süre daha da gidecekler gibi, ben çok başarılı buluyorum kendilerini.

İki kelimeyi bi araya getirmekle başarı çok ayrı şeyler. IT sektörünü klasik iş dünyası bakış açısıyla yorumlamayın. Öyle adamlar var ki hayretler içerisinde kalırsınız.

abi filmi nasıl izliyon? herif filmde resmen fikri çalıyor ve sonra ortağına da tazminat ödemek zorunda kalıyor.

filmleri izleyip izleyip burda bahırmayın. Belki de adam gerçekten bir yazılım dahisidir. En zor yazılım problemlerini hemen çözebiliyordur falan. Nasıl facebboka bakıp bu adam dahi diyemez isek. Facebooka bakıp bu adamın neresi dahi de diyemeyiz. Adamla şahsen tanışmış biri varsa çıksın anlatsın o ayrı.

Ayrıca bir insan iki lafı bir araya getirip şahane konuşuyorsa ,en fazla şahane konuşuyordur. Ve büyük ihtimalle bütün şovmenler ve siyasetçiler gibi kafası az çalışan insanlardandır. Dahiler öyle fazla konuşmazlar.

@bu nick tam yirmi alti karakter:

ssg yeni bir şey yapmadı da sözlük olayı var mıydı? orada bir sıkıntı var. yabancı bir site vardı çok benzeriydi ama yine de bu anlamda bir sözlük yoktu.

---

zuckerberg olayı da şu:

the social network'ü izlemelisiniz.

bu facebook'un tüm cinliği şu, o güne kadar istediğin bir siteye girip istediğin profili açıyordun.

jonya dır şudur budur neyse artık.

adam insanların GERÇEK OLMAK ZORUNDA oldukları bir mecra oluşturdu. bunun ispatı da sadece okul maili ile kaydolma zorunluluğu idi. yani facebook'ta gerçeksindir sen sensindir. sonra sitenin kültürü yerleşince okul maili zorunluluğu kalktı falan filan.

marc zuckerberg de bu fikri winklevoss ikizlerinden aldı - çaldı.

her neyse, sonra şirketi yönetmesi yürütmesi devam ettirmesi de az iş değil.

filmi izleyin göreceksiniz.

---

ssg'ye gelince. sözlüğü tanıdığım 2001'den beri aralıksız sözlükte takip ettiğim tek yazardır. akıllı cici efendi nerde ne yapacağını bilen yeri gelince keskin ve net adamdır. 21 22 yaşında sözlüğü kurdu. sonuçta kod yazmak 4-5 dakika ama sözlüğü yürütmek devamlılığını sağlamak oradaki ışığı görmek önemli.

sözlük tarihçesine OLDUKÇA HAKİM birisiyimdir zamanında çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor şimdiki gibi. entry silme gerekçeleri götümüze girebilirler yok efendim sözlükte ssg sorunsalı gibi başlıklar şunlar bunlar.

bakıyorsun ssg o yaşta iyi kıvırmış olayları. mesela, kanzuk'la tanışmaları. şu an size basit gibi geliyor ama o yıllarda daha ortada türk internet hukuku bile yokken, adamın "dur yahu profesyonel hukuki destek alalım" demesi, bunun için hukukçu gönüllüleri (preatörler...) oluşturması falan çok zekice.

---

ssg ve mark'ın olayları da benzer aslında. mark harvard'da okuyor ailesi de okumuş falan. sonuçta sen harvard'da olunca o ilginç fırsatlar ayağına geliyor, sen yozgat'ın köyündeysen kısmet seni bulduğunda millet çoktan çöpe atmış oluyor.

ssg'ye bakıyorsun kardeşleri okumuş yok efendim 5-6 yaşında evine commodore bilgisayar geliyor adam program yazıyor iyi kötü sağda solda tırmalıyor.

sektör boşken tırmalıyor ve bir yerden de olaya giriyor. bildiğin kadarıyla guru falan da alaylı ama şimdi iyi bir yerde. ssg de etrafındaki ilk arkadaş çevresi de cici tabir edilecek adamlar sözlüğün tohumu da buradan geliyor. mal salak tipler olsalar tutmazdı, bu bile önemli. bakıyorsun bir sürü kaliteli rock metal grubudur, ilk entryler hep ssg ve arkadaşının. bir de şu anki gibi internet imkanları da yok, o zamanlar o albümleri grupları bulmak zor iş, yani çok kaliteli nezih bir ortamları varmış.

---

alakasız ama michael jackson'dan tut, tarkan, bach, barış manço, arnold schwarzzeneger'de de bunlar var.

"dur lan sesim iyi" diye jackson olmuyorsun adamın tüm sülale müzikçi. veya bach desen 7 kuşak müzisyon. veya tarkan'ın teyzesi şarkıcı baba tarafı da osmanlı zamanında paşa, barış manço desen annesi ses sanatçısı vs vs.

yani durduk yere etrafa bakarken kısmet ayağına gelmiyor. kısmet de lazım bunları iyi yönetmek de lazım.

bakıyorsun tarkan'a, sesi süper ama hep doğru hamleleri yaptı. kariyeri 2-3 kez sıkıntıya girdi ama sıyrıldı bir şekilde. arnold desen açlık pahasına amerikaya gitti çünkü avusturya'da ilerleme olmayacağını gördü hem de 21 yaşında.

yani konuyu şuraya bağlıcam, ssg olsun marc olsun, adamlar hem doğru zamanda doğru yerde olmuşlar, kısmet diplerine kadar gelmiş, adamlar da açmışlar gözlerini kaçırmamışlar, hem de olayları iyi yönetmişler. mark mesela, filmde de var bu,

***spoiler***

siteyi büyütmeye karar verincearkadaşını satıp diğer adamı alıyor yanına.

***spoiler***

yine mark kısmına çok hakim değilim elbet ama ssg kısmına tekrar döneyim. sözlüğün "arka" planında ne sıkıntılar döndü - dönüyor. kolay iş değil amatör bir web sitesini 16 yıldır ayakta tutmak, ayda yüzmilyarlar kazanan bir şirket - marka haline getirmek. moderatörleri bulmak, hem siyasi hem format açısından doğru adamı seçmek, twitter facebook vs vs gibi alternatifler çıkmışken trafiği düşürmemek, tam rağbet azalırken toplu yazarları almak vs vs bunlar dikkat isteyen şeyler.

mesela eskiden çalışmayan linkler silinirdi ekşi'de veya sayfalarca izah edilen hatalı bkz örnekleri silinirdi vs vs. hem sayısından hem bunlar düzeltiltilip hemen geri geldiği için modlara felaket yük oluyordu adam yavaş yavaş kaldırdı çünkü "bunlarla boğuşmaktansa göte giren entryleri kaçırmayalım başımız derde girecek site kapanacak" mantığını çalıştırdı. "aynı başlıkta daha önce yazılmış zaten" ispiyonu bile kalktı, en sonunda sözlük moderasyonsuz kaldı ama hala bir şekilde gidiyor.

işlerin teknik yönünü bilemiyorum ama, sözlük hep çok hızlıydı, hele hele 10 12 sene önceki zamanları biliyorum, 56kb ile girerken de anında açılırdı, çoğu zaman çok stabildi, veri kaybı bilmem vs vs olmazdı (zamanında bir kez oldu biliyorum..). ssg bir roportajında demişti bunu, "kullanıcı emek vereceği sitenin yok olmayacağına emin olmak ister.." evet bu.

***************************

sonuç:

yazı dağınık oldu ama::

ssg için de mark için de: kısmet ayaklarına gelmiş mi gelmiş ama onlar da kısmetin ayağına gitmişler, çabalamışlar bir şekilde "bingo"yu yakaladıklarında bunu fark o yaşlarında (ikisi de 20-21) etmişler (fark etmek de kolay değil) ve bence en önemlisi işler büyüdüğünde işi İYİ YÖNETMİŞLER.

bakıyorsun ssg'ye, ardından gelen bilmem kaç tane sözlük klonu tıpta tıp adamın yaptıklarını kopyalıyorlar. demek ki adamda bir vizyon var ki, önden gidiyor.

adam bulduğu bir şey için dahi diye anılmıyor zaten, 5 parası yokken dünyanın en zenginleri arasına girdiği için dahi deniliyor.

Sıradan, farklı olmayan bir şeyi bu kadar insanların hayatının içine sokmak, buralara getirmek zeka isteyen bir iş değil mi ?

farkı şu sen asgari ücrete çalışıyon herif milyon dolarlık.sen yapaydı sana da diyeydik gardaş

cevap burada :

www.idefix.com

kodlamadan ziyade fikrin para ettiğini düşünüyorum,fikirde arak olduğu ödediği tazminatlarla kanıtlandı..büyütmemek lazım..

soyle ki galerilerin yillik satis kotalari oluyor. hedeflerine ulasamadiklrinda son dakika satis hedeflerini yakalamak icin fiyatlari dusuruyorlar ya da daha once yapmayacagi indirimleri yapiyorlar. o yuzden sene sonuna dogru almak avantajli derler.

bir de model yili degistigi icin adamlr ellerindeki (mesela bu yil icin 2013) son arabalari satip yeni serilere yer aciyorlar falan

mevsimiyse demek ki...

10 bin ne la? çok şakacı olmalılar. eğer sıfır araba almayı düşünüyorsanız, aralığa doğru nispeten fiyatlar düşer ve kampanyalar artar, amaç yıllık satış kotasını doldurmak olduğu için. ama 10 bin düşmez. Öte yandan, eğer düşündüğünüz marka vw gibi zaten çok satan bir arabaysa, bu dediklerim de gerçekleşmez, zırnık düşmezler fiyattan.

bu arada volvo s60 düşünüyorsan makyajsız kasalar zaten 9-10 bin arası daha düşük.

Her şeyde yıl sonu en süper dönemdir. Bütün satışçılar yıl sonu kotasını doldurma ve prim kazanma derdine düşer, fiyatlar kesinlikle düşer. Çok mantıklı yani.

evet.

hissedersin. wireless değil de kablolu internet verirler ayvayı yersin. mümkünatı varsa ikisini de götür bence. tek bir seçim şansın varsa notebook olsun.

tabi ki proje ve ödevlerde sıkıntı çekersiniz. ipad gunluk veya mobil kullanım için iyi bir alternatif olabilir ama profesyonel (mesleki) olarak tam randımanlı kullanmak hem çok zor hem de gereksiz. laptop + ipad mini çok daha işlevsel olacaktır.

bir de yenileri çıktı bunların dün akşam. biraz beklerseniz daha iyi özelliklerde bir ipad miniye sahip olabilirsiniz.

(bkz: ipad mini with retina display)

laptop şart, üzgünüm.
ipad ile kütüphaneni, pdf'lerini yanında taşıyabiliyorsun. bu yönden eline su dökemez kimse ama işin içine yazma filan girdiğinde işler karışıyor. şahsen id-şifre bile girmekten imtina ediyorum.

@fayfim +1: benim de kablolu internet anım var

evet kablolu internet verebilirler, sıkıntı olur o zaman. bi aparada taha ihtiyacın olur.

kablo olayını hiç düşünmemiştim iyi ki sormuşum. çok teşekkür ederim

Var. Format : doc . Filan yaziyosun google a yazinca cikiyo .

Ama kesinlikle iyi calismiyo 100 dosyan varsa 60 ini bulur filan . Ona guvenme illaki yani.

filename:doc
seklinde araman gerekiyor.

support.google.com

Gönderdiğin dosyalar için:

from:[email protected], filename:doc olması lazım arama stringinin.

Mümkün, ben yapıyordum. Okulun eski tüm derslerini kabul etmesi lazım ama.

Bildiğim kadarıyla çoğu üniversite izin vermiyor ama sistem olarak mümkün. Örneğin son döneminde gidersen oradan mezun bile olmuş sayılabilirsin. Ben gitmek istemiştim son senemde, Erasmus danışmanı "normalde olmuyor ama bir ders bırakırsın burada, olur" gibisinden bir şey söylemişti.

Sektör IT sektörü ise şaşırmam abi. İnşaat sektöründen beter amk.

insan olan yapmaz.

nereliler?

osuranın götüne sokarım oturduğu koltuğu,o ne la.
burada yok osuranı falan ama soğan yiyen ve diş fırçalamak nedir bilmeyen insanlariel tuvaletten çıkınca el yıkamayanlar var.

ülkesine bagli olarak normal.

her kültürün kendine ait ayiplari ya da kendi normlari var.

epeyce rahat bir şirket ortamında çalışıyorum (kıyafet zorunluluğu yok, saç sakala karışan yok, spor ayakkabı bile giysen olur, müzik açabilirsin, bilgisayarının başında tost simit yiyebilirsin vs.) ama kimse değil osurmak, aklından bile geçirmez. bu nasıl büyük şirket anlamadım ben pek.
sorunun cevabı: hayır bu normal değil, olmamalı da.

Valla yabancılar Türklerden daha dusuncesizler bu konuda.Benim de simdi gittigim kursta boyle bir kadin var, ne ellerini yikiyor ne bir sey yaparken rahatsiz oluyor. Benden baska da sorun eden yok sanirim.Ustelik kafe işletecek bu kadin.

Rahatlik diye mi dusunuyorlar bilmiyorum ama bence saygısızlık ve igrenclikten baska bir sey degil.

Şikayet et rahatsız oluyorsan ya da uyar soğuk davran aşağılık pisliklermiş gibi bak :)

3. dünya ülkeleri konferansı gibi şirket. Dua et sıçmasınlar ortalık yere.

Gir çık yapıcan
veya
Başkasının pasaport hakkına konucan (tanıdığın yoksa ortalaması 100 lira)

peki bu ortalama 100 liraya yapacak kim?

yabancı birine bu konuda güvenilir mi sence?

bir de kıbrısa pasportlu giriş çıkış sayılır mı?

100 lira olma ihtimali yok. 115 lira sadece vergi dairesine ödenen kayıt vergisi. 150 lira da pasaport sahibi alsa 265 lira yapar.

eğer o kişiyi engellemediysen açık profilini takip edebiliyor olması lazım

ben engellemedim de o beni engelledi mi acaba asdasdasd

Engellendiysen öyle diyor pampa.

Ben gittim birkaç kez, doktorlar çok iyiydi. Çoğu zaten çok taşaklı yerlerden mezun. Hani ben hacettepe tıptan mezun olana kral gözüyle bakan bi insandım, buradakiler amerika'da çok sağlam yerlerde çalışmış, mezun olmuşlar, falan filan. Çok da ilgililerdi.

KBB ve cildiyeye gittim önceden.

Peki cok kalın bir fatura koydular mi önüne?

SGK geçiyordu, çok bişi ödediğimi hatırlamıyorum ama tahlil vsde olay çok değişebiliyor. Bilemiyorum.

belki hayatında başkası var ve onunla çok mutlu. sana sadece güle güle diyecek. belki de her şeyi affedip seni bağrına basacak. denemeden göremezsin. mutlaka şansını dene. olur bence.

cok degismismis de bilmem neymis. sen onu hic hak etmemissin iyi ki ayrilmissiniz zamaninda. simdi de sirf bencilliginden tekrar karsisina cikmayi falan deneme. eger gercekten deger veriyosan hala...

okumadım. ama:

- 20 yaşın başlarındayım
- aldatmalı
- yeniden olma

ya allah aşkına ufacıksın zaten bir de yeniden olma diyorsun bir de aldatmalı bir şey için diyorsun. 3 yıl özlemişsin eder sana 17. napıyorsunuz allah aşkına ya bu yaşta. hayatınızı yaşayın keşifler yapın.

olsa da ayni olmaz, hafizaya akla format atmak tek caresi. bunu yapamadigimiza gore, mide bulandiran anilar hep gundeme gelecek tekrar tekrar.
3 yilda gozunde buyuttukce buyutmussun. unut bence.
vicdanen kotu hissediyo olabilirsin, ozur dile ve bitsin.

17 yasinda neyin derdi bu+1.
trene bin, karsa erzuruma falan git.

17 yaşın tribi değildi. anlatamadım kendimi. 20li yaşlarda oldu. şimdi 24üm. e tabi hala küçügüzde 17 değildi.

aldatmalı dememin sebebide okunmasını sağlamaktı. böylece yorumlanmasınıda. böylece fikir edinmeyide. malum yazı uzun. işe yaramış ama. yoksa başlığı sevdiğimi söyleyemem.

bana kalırsa hala değişmedin. değişmeyi çok istediğin için kendini buna inandırmak hoşuna gidiyor. tanımıyorum elbette seni, ama bence hala aynı bencil insansın. 3 yıl içinde beklediğin mutluluğu yakalayamadığın, o saf duyguları tadamadığın, özden sevildiğini bir türlü hissedemediğin için, ve bütün bu duyguları sana hissettiren son insanın o çocuk olduğunu bildiğin için yine kendi menfaatini gözeterek o adrese gidiyorsun. olur da çocuk değişmemişse ve seni hayatına alırsa, sen o özlemini çektiğin, üç yıldır çeşitli emarelerini aradığın o duyguları tekrar hissettiğinde, o duygulara doyacak ve egonu tatmin edeceksin. bir yerden sonra yine "bir ispanyolla özgürlüğü" tatmak için heyecanlar arayacaksın. insanların belli konulardaki fikirleri zamanla değişebilir, doğaldır ama karakterleri maalesef değişmez. biliyorum, hiçbirimiz mükemmel değiliz. hepimizin sevmediğimiz karakter özellikleri var. bunların değişmesini çok istiyoruz. sevmediğimiz özellikler istediğimiz yönde değişince herkes için en iyisi olacağına bazen yürekten inanmak istiyoruz. inanıyoruz da. ama sonunda hep yine götümüzde patlıyor. bazen kendimizi olduğumuz gibi kabullenmemiz gerekiyor.

mutsuz bir hayatımız varsa ve mutluluğun kaynağı olarak başka bir insanı kullanıyorsak, genelde mutlu olamıyoruz. böyle bir durum hayatımızdaki o insanın kaldıramayacağı bir yük zaten. herkes için öyle. bir an için ne kadar mutlu olsak da bir yerde patlıyor.

çocuğun karşısına çıkmak istiyorsan yine çık tabii. ama o da muhtemelen değişmiştir. o da artık senin gibi olgunlaştığını düşünüyordur belki. ya da senin gibi hatalarından, aptallıklarından ders aldığını düşünüyordur, ve bir daha aynılarını tekrarlamamaya çok kararlıdır belki. ama yine de çık karşısına, meramını uzun uzun anlat, dönerse sen-- (yo, yapmıcam o geyiği)

ama naçizane tavsiyem, sürekli mutluluk arayışında olacağına biraz nadasa bırak kendini. hayatında bir şeyler eksikse, mutsuzsan bunun çözümü hayatına laboratuvar erkekleri sokup türlü deneylerle mutluluğu aramak değil. bir müddet kendinle baş başa kal. belki de mutsuzluğunun kaynağı hayatında o çocuğun olmaması değildir. belki bilmediğin başka daha derin bir nedeni vardır. belki oturup üzerine üsturuplu bir şekilde ciddiyetle düşünmediğin için görememişsindir, gözünden kaçmıştır. velhasıl-ı kelam, tek başına mutlu olmaya çalış. kendini tanımaya çalış.

senin profilinde bir sevgilim oldu. senin anlattığın şekle benzer şekilde beni aldattı. senin gibi anne-baba ilgisinden nispeten steril bir ortamda anane-teyze-bakıcı üçgeninde büyüdü. küçükken yaşadığı ilgi eksikliği ergenlik döneminin abuk sabuk geçmesine neden oldu. birçok tecrübeyi bir arada ve çok zamansız yaşadı. o da en son görüştüğümüzde olgunlaştığını söylüyordu ama sadece söylüyordu. olgunlaşan insan "ben olgunlaştım" demez zaten. böyle bir ihtiyaç hissetmez. olgunlaşmış olmayı çok isteyen, "olgun" halini kafasında kurgulayıp o halini çok seven insan olgunlaştığını söyler.

ama sen yine de karşısına çıkıp meramını anlat. kaybedeceğin bir şey yok. en azından bunu denediğin için vicdanın nispeten rahat olacak.

3 koca yıl geçmiş aradan. oğlan karakterimizin sana karşı aynı olmasını beklemek büyük hatadır. ayrıca üzgünüm ama siz seçmişsiniz ayrılmayı. neden olan sizsiniz. hala seviyorsa bile yeniden aklını karıştırmaya hakkınız yok.
ayrıca bilim insanları oturmuşlar araştırmışlar, evinde yalnız başına bir kez dahi içki içmiş kimsenin, alkolik olma olasılığı hiç içmeyen birine göre çok büyük bir olasılıkmış. anlayacağınız bir kere yaptıysanız, yine yapma olasılığınız var.

olmaz, yenisini bulucaksın.