Giriş
(5)

Cami desibeli nereye şikayet ediliyor?

late viper
Bizim yakınlardaki cami iyice coştu, telefon ile baktım 94DB gördüm. Tamam telefon ile ölçüm kesin değil ama bir fikir veriyor. Aşırı bir ses var. Bu durum nereye şikayet edilir?
Bizim yakınlardaki cami iyice coştu, telefon ile baktım 94DB gördüm. Tamam telefon ile ölçüm kesin değil ama bir fikir veriyor. Aşırı bir ses var. Bu durum nereye şikayet edilir?
0
late viper
(29.07.20)
Çevre ve şehircilik bakanlığı
0
acebi
(29.07.20)
Ben cimer'e yazdım 2-3 kere, bir faydası olmadı.
0
plutongezegendegilmi
(29.07.20)
Bir tane havalı tüfek al hoparlörü kevgire çevir. Şikayet etsen bile bir halt olmayacak
0
gameofannen
(29.07.20)
gidip imam ile gorusebilirsiniz belki
0
The_Lollok
(30.07.20)
@acebi'nin tavsiyesiyle çevre ve şehirciliğe şikayet ettim. Kıstılar. Çok sevinçliyim.
0
plutongezegendegilmi
(31.07.20)
(4)

Yeni çıkan şarap markası

Kat
Merhabalar yeni bir şarap çıkmış beyazı kırmızısı hatta rose u da var sanırım. Kırmızının Şişesinde sarı yaldızlı çiçekler vardı. Adını hatırlayamıyorum. Bilen varsa çok memnun olurum
Merhabalar yeni bir şarap çıkmış beyazı kırmızısı hatta rose u da var sanırım. Kırmızının Şişesinde sarı yaldızlı çiçekler vardı. Adını hatırlayamıyorum. Bilen varsa çok memnun olurum
0
Kat
(29.07.20)
Pamukkale Sava mı acaba? Çok yeni sayılmazlar gerçi.
0
plutongezegendegilmi
(29.07.20)
Bu değil ama teşekkür ederim
0
🌸Kat
(29.07.20)
Leyla olabilir mi acaba diyeceğim de sarı değildi çiçekler sanırım.
0
synthetic a priori
(29.07.20)
Yabancı bir isimdi leyla da değil malesef ama teşekkürler
0
🌸Kat
(29.07.20)
(9)

Atatürk nasıl başarılı oldu?

lawyerk34
Çok şükür atatürk din taciri biri değildi.Fakat bu kadar zamanına göre modern ve mantıklı düşünen bir adam şimdiki topluma göre 1000 kat islamcı olan bir topluma nasıl önderlik edip modernleştirdi ?
Çok şükür atatürk din taciri biri değildi.
Fakat bu kadar zamanına göre modern ve mantıklı düşünen bir adam şimdiki topluma göre 1000 kat islamcı olan bir topluma nasıl önderlik edip modernleştirdi ?
0
lawyerk34
(28.07.20)
benim şöyle bir teorim var,

o zamanlarda muhtemelen tüm cahil cühela elemanlar sağa sola kaçmıştı zaten. savaşanlar ve meydanı koruyanlar zaten aklı başında bu vatanın çocuklarıydı.

bu sebeple savaş kazanıldığında zaten karar verici insanlar gelişmeye hazır insanlardı. bu sebeple modernleşme mümkün oldu.

işte 100 senede bu kaçanlar geri geldi çocukları falan oldu biz şimdi onlar ile uğraşıyoruz.

adam hayatı boyunca bir kere ailece tatile çıkmamış, kahveye gidip çay söyleyecek parası yok, ne çocuğuna bırakacağı bir eşyası var nede çocuğuna bir eğitim verebilmiş çocuk zaten işsiz adam hala ekonomi iyi yaşasın akp diyor.

bu adam işte cumhuriyet savaşında evi yurdu bırakıp topuklayan adam.
0
duyurukullanıcısı
(28.07.20)
Şimdiki topluma göre 1000 kat islamcı falan değildi ortalık. Bu bize aktarılan versiyonu. Osmanlı nedense arap gericiliğiyle karışıtırılıyor hep. O dönemin aydınları, eğitim almış entelektüelleri en son 1960 larda falan bu topraklarda gördük. yani o dönem eğitimsiz zır cahil insan sayısı fazlaydı fakirlik çoktu fakat lordlar kamarası hatrı sayılır vizyona sahipti. Ayrıca tanzimattan sonra -yeterince olmasa da- zaten nitelikli eğitim, modernist bakış açısı vardı yani.
Atatürk ikna konusunda nasıl başarılı oldu diyorsan bu da onun dehası. Koşulları doğru şekilde kullanması, izlediği strateji vs. Sev sevme ama bir tane daha örneği yok o yüzden işte.

*Ayrıca kitlelerin çaresizliğini de ekliyorum. Aç susuz can güvenliği olmadan en yabani biçimde yaşamaya çalışan, 12-13 yaşındaki çocukların savaşından medet uman bir kitle diyorum. Göt korkusundan ne denirse pek de sorgulamadan yapmış da olabilirler.
0
jimjim
(28.07.20)
Atatürk J. J. Rousseau, Ziya Gökalp, Namık Kemal gibi önemli kişilerden düşünce yönünden etkilenmiş. Bitirdiği Harp Akademisi dönemin en iyi okullarından biri. Fransızca biliyor. Eğitimi bugünün şartlarında bile iyi ve gerçekten çok zeki. Mücadele ettiği kitlenin seviye olarak çok üzerinde biri. Modernleşme kolay olmamış. Yapılan inkılaplara karşı çıkanlar olmuş. En basit örnek olarak Şapka Kanunu'na karşı çıkmış isyanlar var. Bugün bile birçok inkılabın eleştirildiğini düşünürsek halk yeterince modernleşmiş değil. Atatürk'ün başarısı bence çok basit şekilde yürütme görevinin başında olmasında yatıyor. Kanunlar sayesinde birçok fikrini uygulamaya koymuş.
0
dissendium
(29.07.20)
1912'de başlayan savaş serisi 1923'te bitmiş. Savaşı bitiren, Halkı besleyen zaten kral olacaktı.
Tarım yok. Fabrika yok. Üretimi yok . Halk fakir değil. Aç ve sakat.

Durumu iyi olan bir tek büyük memurlar, Toprak Ağaları ve Din üzerinden geçinenler.
İsyan edenler kim ?
0
ycaycayca
(29.07.20)
Ya bana bu biraz tarih bilmemek gibi geliyor.

Bu toprakların modernleşmesi tanzimat dönemiyle başladı, Atatürk dönemi ona kıyasla gerici bir hareket sayılır. Mithat paşa ile falan karşılaştırın mesela.
0
plutongezegendegilmi
(29.07.20)
gücü eline geçirene kadar takiyye yapmıştır. bu işler böyle.
0
prizmatik
(29.07.20)
Yukarıdaki cevaplarda Osmanlı'nın çok daha önceden beri batılılaştığına değinilmiş zaten. Onu tekrar belirtmeye gerek yok. Altı çizilmesi gereken nokta yirminci yüzyılın başına gelindiğinde zaten entelektüellerin birçoğunun batıcı olmasıdır. Atatürk de bunlardan biridir.

Mondros sonrası ortada Osmanlı falan kalmamışken ülkeyi yoktan var eden komutandır Atatürk. Ancak bu süreç kolay olmamıştır tabii ki. Yukarıda da söylendiği gibi bir yere kadar islamcılarla işbirliği yapması gerekmiştir. Daha sonrasında devletin tüm gücü eline geçtiğinde kafasındaki devleti kurmak için önünde bir engel kalmamıştır. Hem halk tabanında hem de siyasette kendine ve inkılaplarına muhalefet edenler olduysa da bunların hiçbiri onu engellememiştir.

Doğrusunu söylemek gerekirse yöntemleri demokratik değildir ancak belirtmek gerekir ki o dönemde demokratik yöntemlerle ilerleme sağlamak çok zordur. Zaman azdır ve çok şey başarmak gerekiyordur. Fakat bunları söylerken Atatürk'e yapılan muhalefetin boyutunu da çok abartmamak gerekir. Her ne kadar birtakım hoşnutsuzluklar mevcutsa da hem halkın hem de siyasetçilerin büyük bir kesiminin ona muhalif olduğunu söyleyemeyiz. Nihayetinde sömrüge olma yolunda giden bir ülkeyi ayağa kaldırmıştır ve bu, ona büyük ölçüde güven ve saygı kazandırmıştır. Böylece inkılapların en azından bir nebze daha kolay gerçekleştiği söylenebilir.
0
stronzo
(29.07.20)
Canakkale askeri zaferi sonrasi herkesin ona kurtarici gozuyle bakmasi
0
icim urperiyor
(29.07.20)
Herkes kendince fikir öne sürmüş ama üzgünüm hepsi eksik ve hatalı.

Cevaba gelirsek de, başarılı olan sadece ve tek başına Atatürk değil, Ankara Hükümeti. Ve o hükümetin kurulması da öyle bir gecede olmadı, o zamanın birçok aydını ve vatansever askerinin bir araya gelmesiyle, önce kongreler ve sonra da meclisin açılmasıyla devam etmiş bir süreç. O devrin insanlarındaki ahlaki tertip ve ülkeye karşı duyulan sorumluluk da tabii ki günümnüzden fersah fersah ötede.

Bugünün meclisi ile o zamanınkini kıyaslamamak lazım. O zamanki anadolu insanı nerdeyse her şeyden bihaber ve tebaa olarak yaşayan bir güruh. Sadece İstanbul görece bilinçli halka sahip ki o da saltanat hegomanyası altında.

Dolayısıyla tüm meşru komuta ve yönetim meclisin ve diğer bir deyişle Mustafa Kemal ile arkadaşlarının (ve tabii diğer mebuslar) elinde, halkı ikna etmelik vs. bir durum söz konusu olamaz.

Mustafa Kemal'in kişisel başarısı ise başkomutan seçildikten ve orduya komutanlık etmesinden sonra başlar ki sonrasını biliyorsun...
0
Avoiding The Puddle
(29.07.20)
(8)

Avukat, boşanma, aile içi şiddet, psikoloji, psikolog, dertleşme.

lullabylove
Merhaba herkese. Nasıl anlatayım, epey çekinerek yazıyorum biraz uzun olabilir kısaca yazayım öncelikle annem aile içi şiddetten ötürü boşanmayı düşünüyor, iki çocuğu var reşitiz,farklı şehirlerde üniversite okuyoruz, kendisi yıllardır çalışmadı ev hanımı, kırklı yaşlarda, yirmi üç yıllık evliler.
Merhaba herkese. Nasıl anlatayım, epey çekinerek yazıyorum biraz uzun olabilir kısaca yazayım öncelikle annem aile içi şiddetten ötürü boşanmayı düşünüyor, iki çocuğu var reşitiz,farklı şehirlerde üniversite okuyoruz, kendisi yıllardır çalışmadı ev hanımı, kırklı yaşlarda, yirmi üç yıllık evliler. Biraz da dertleşme gibi olacak belki ama durum çok karışık benim için bizim için. Kısaca danisabilecegimiz bir avukat ariyoruz, barodan arastirmak gerekiyor belki ama once bir buraya da yazayim dedim. Teşekkürler şimdiden.
Detaylı olarak öncelikle nedense çok gerginim anonim bile olsam çok gerilerek yaziyorum çekingen biriyim zaten, boşanmak en doğrusu belki de ama tereddüt ediyor insan, korkuyor. Annem sanırım yoksulluk nafakası alabilir fakat bu kişi bizi evin kirasını ödememekle bile tehdit etti, para takıntısı var zaten, para verse sindiremez bunu çocuklar maksadıyla bile olsa, bir de biliyorum, kaç yaşındayım ama ben de çalışmıyorum heyet raporum vardı panik ataktan okula ve topluluk içine karışamıyordum bir türlü dönemedim eğitimimi bile yarim bıraktım, hala korkularım devam etse de bu donem dönmeye çalışacaktım artık zorlarım bir adım atarım çalışırım belki, ama ankara'ya gidip ev tutmak istiyordum, korkularım devam ediyor, annesine yapışık on yaşında çocuk gibi oldum, yurtta başkalarıyla da tek kalmam da çok zordu benim için yani ek bir ev masrafı da söz konusuydu, ama kardeşim burada, bu kiradaki ev bize mi kalır bizim mi ödememiz gerekir ne yapacağız hiç bilmiyorum. Annem iş basvuruusnda bulunmayı düşünüyor kabul alır mi, yapabilir mi endişeleniyorum, biraz da beni biralamadigindan gidmeiyordu, kardeşimle aynı şehirde değiliz vs. çok karışık. Konuyu dağıttım, bize nafaka verilse de ya da anneme, biz reşitiz çünkü, zorluk çıkarabilir bu adam, korkuyorum, bize toplu para da hiç vermezdi zaten, siz gidin dedi evden, zorla gönderdik annesinin yanında şu an. Konu şu, annemin boğazına yapıştı, şaka değil, durum tehlikeli, fiziksel şiddete gelmemişti konu çünkü. Bizzat görmedim bir de gitseydim ne yapardım bilmiyorum, yanlarına sonradan gittim, cesaretsizlikten. Ama bir kerelik de diyemiyorum, boşanırlarsa ya iyice bilenirse para meselesinden ya da akraba baskısından bir şeyden, gazetelerde okuyoruz, hep aklıma kötü şeyler geliyor. Muhtemelen sancılı bir dava süreci olur, nispeten sakindi bizimle konuşurken kardeşimle biz yanlarina gittik çünkü, ben boşanın o zaman dedim, o da tamam boşanalım zaten ben sizin için katlandım buna dedi, ama öylesine demiş olabilir, hiç işine gelmeyecek ve erkeklik gururu, davayı biz açarsak da bunu da bir saldırı olarak görür. Geçen ay da bana bak silahım var vururum seni, sen olursun ben de hapse giderim dedi, evet bu da şaka değil ama tuhaf bir şekilde hayatımıza öylece devam ettik ama olmayacak ben korksam da sadece yeni bir hayat düzeni diye de değil ya başımıza kötü şeyler gelirse, ya iyice delirirse diye de cekiniyorum, belirsizlik, saçma bir muhafazakar çevre; akrabalar anne tarafı bile ne diyecek, ne yapaacgiz, nasıl geçineceğiz, şu an yüz liram ya var ya yok, ne olacak.... okudugum bölümden hosnutsuzdum yatay geçiş yapsam mı yapmasam mi diye düşünüp duruyordum hep artık yapamam herhalde. Her şey korkunç gözüküyor sanırım bu kelimeyi çok kullandım üzgünüm. Annem için endişeleniyorum, ama o benden daha bile cesaretli gibi. Ben cekiniyorum aslında bugün avukat araştıracaktı o. Ben kötü biri miyim bilmiyorum hep bir adım sonrasını olabilecek senaryoları düşünüyorum. İlk kez biriisne anlatıyorum. Kardeşlerden de hayır yok, derdimizi anlatamadık bile kimseye, barışın falan diyecekler, ve ben güvende hissetmiyorum. Annem de yıllardır depresyon ilaçları kullanıyor ama hasta olan kendisi ve zararı başkasına bu adamın. Bir şey olmamış gibi devam etmeye çalışıyorum. Para sıkıntısı, annemin dalgınlığı var, ayakta uzun süre kalamıyor, bizim ekonomik özgürlüğümüz nasıl olacak, hiçiz şu an. Dertlesecegim arkadaşım da yok maalesef. Dertlesmekle de geçmeyecek biliyorum. Boşanırsak nafaka alsak bile bize şiddet uygulamasa bile bu para meselesinden ötürü çok sıkıntı çıkarır. Eve gelmese bari diye düşünüyorum evden ayrılmayı bile gururuna yediremedi, karakola gitsek bile kimin polise güveni var, ve kendisi de emekli polis. Iyice delirir. Anneme korkularımı anlatınca o da geri çekildi katlanalım demeye başladı. Bir şey olmamış gibi mi davranalım teşekkürler.
0
lullabylove
(28.07.20)
Yanlışlıkla 2-3 tane enter yapsaydın be güzel kardeşim. İnsan okuyacak bunu.
0
pass
(29.07.20)
wall of text kardeş, paragraf yapalım lütfen :)
0
awareim
(29.07.20)
vallah, okumak için göz attım ama okuyamadım kusura bakmayın.
0
reanarchy
(29.07.20)
Kamu hizmeti:

Özet: Anne - babanın arası kötü. Yazar anneye boşan diyor ama paraları yok. Destek olacak akraba arkadaş vs. de yok. Baba nafaka vermek istemiyor, şiddete meyilli. Polise de gidemiyorlar çünkü baba emekli polis. Avukat mı tutalım, yoksa tavsiyeniz ne olur diye soruyor.

Full:

Merhaba herkese.

Nasıl anlatayım, epey çekinerek yazıyorum biraz uzun olabilir kısaca yazayım öncelikle annem aile içi şiddetten ötürü boşanmayı düşünüyor, iki çocuğu var reşitiz,farklı şehirlerde üniversite okuyoruz, kendisi yıllardır çalışmadı ev hanımı, kırklı yaşlarda, yirmi üç yıllık evliler.

Biraz da dertleşme gibi olacak belki ama durum çok karışık benim için bizim için. Kısaca danisabilecegimiz bir avukat ariyoruz, barodan arastirmak gerekiyor belki ama once bir buraya da yazayim dedim. Teşekkürler şimdiden.

Detaylı olarak öncelikle nedense çok gerginim anonim bile olsam çok gerilerek yaziyorum çekingen biriyim zaten, boşanmak en doğrusu belki de ama tereddüt ediyor insan, korkuyor. Annem sanırım yoksulluk nafakası alabilir fakat bu kişi bizi evin kirasını ödememekle bile tehdit etti, para takıntısı var zaten, para verse sindiremez bunu çocuklar maksadıyla bile olsa, bir de biliyorum, kaç yaşındayım ama ben de çalışmıyorum heyet raporum vardı panik ataktan okula ve topluluk içine karışamıyordum bir türlü dönemedim eğitimimi bile yarim bıraktım, hala korkularım devam etse de bu donem dönmeye çalışacaktım artık zorlarım bir adım atarım çalışırım belki, ama ankara'ya gidip ev tutmak istiyordum, korkularım devam ediyor, annesine yapışık on yaşında çocuk gibi oldum, yurtta başkalarıyla da tek kalmam da çok zordu benim için yani ek bir ev masrafı da söz konusuydu, ama kardeşim burada, bu kiradaki ev bize mi kalır bizim mi ödememiz gerekir ne yapacağız hiç bilmiyorum.

Annem iş basvuruusnda bulunmayı düşünüyor kabul alır mi, yapabilir mi endişeleniyorum, biraz da beni biralamadigindan gidmeiyordu, kardeşimle aynı şehirde değiliz vs. çok karışık.

Konuyu dağıttım, bize nafaka verilse de ya da anneme, biz reşitiz çünkü, zorluk çıkarabilir bu adam, korkuyorum, bize toplu para da hiç vermezdi zaten, siz gidin dedi evden, zorla gönderdik annesinin yanında şu an. Konu şu, annemin boğazına yapıştı, şaka değil, durum tehlikeli, fiziksel şiddete gelmemişti konu çünkü. Bizzat görmedim bir de gitseydim ne yapardım bilmiyorum, yanlarına sonradan gittim, cesaretsizlikten. Ama bir kerelik de diyemiyorum, boşanırlarsa ya iyice bilenirse para meselesinden ya da akraba baskısından bir şeyden, gazetelerde okuyoruz, hep aklıma kötü şeyler geliyor. Muhtemelen sancılı bir dava süreci olur, nispeten sakindi bizimle konuşurken kardeşimle biz yanlarina gittik çünkü, ben boşanın o zaman dedim, o da tamam boşanalım zaten ben sizin için katlandım buna dedi, ama öylesine demiş olabilir, hiç işine gelmeyecek ve erkeklik gururu, davayı biz açarsak da bunu da bir saldırı olarak görür. Geçen ay da bana bak silahım var vururum seni, sen olursun ben de hapse giderim dedi, evet bu da şaka değil ama tuhaf bir şekilde hayatımıza öylece devam ettik ama olmayacak ben korksam da sadece yeni bir hayat düzeni diye de değil ya başımıza kötü şeyler gelirse, ya iyice delirirse diye de cekiniyorum, belirsizlik, saçma bir muhafazakar çevre; akrabalar anne tarafı bile ne diyecek, ne yapaacgiz, nasıl geçineceğiz, şu an yüz liram ya var ya yok, ne olacak....

okudugum bölümden hosnutsuzdum yatay geçiş yapsam mı yapmasam mi diye düşünüp duruyordum hep artık yapamam herhalde. Her şey korkunç gözüküyor sanırım bu kelimeyi çok kullandım üzgünüm. Annem için endişeleniyorum, ama o benden daha bile cesaretli gibi. Ben cekiniyorum aslında bugün avukat araştıracaktı o. Ben kötü biri miyim bilmiyorum hep bir adım sonrasını olabilecek senaryoları düşünüyorum. İlk kez biriisne anlatıyorum.

Kardeşlerden de hayır yok, derdimizi anlatamadık bile kimseye, barışın falan diyecekler, ve ben güvende hissetmiyorum. Annem de yıllardır depresyon ilaçları kullanıyor ama hasta olan kendisi ve zararı başkasına bu adamın. Bir şey olmamış gibi devam etmeye çalışıyorum. Para sıkıntısı, annemin dalgınlığı var, ayakta uzun süre kalamıyor, bizim ekonomik özgürlüğümüz nasıl olacak, hiçiz şu an.

Dertlesecegim arkadaşım da yok maalesef. Dertlesmekle de geçmeyecek biliyorum. Boşanırsak nafaka alsak bile bize şiddet uygulamasa bile bu para meselesinden ötürü çok sıkıntı çıkarır. Eve gelmese bari diye düşünüyorum evden ayrılmayı bile gururuna yediremedi, karakola gitsek bile kimin polise güveni var, ve kendisi de emekli polis. Iyice delirir. Anneme korkularımı anlatınca o da geri çekildi katlanalım demeye başladı.

Bir şey olmamış gibi mi davranalım teşekkürler.
0
plutongezegendegilmi
(29.07.20)
Geçmiş olsun,avukat değilim avukat konusunda ya da güvenlikle ilgili konularda yönlendirme yapamam ama..

Sen tedavi görüyor musun öncelikle? Panik atak vs. mevzusu iyileşmeden hayata atılman imkansız olur. Atılsan da sistem seni geri püskürtür o nedenle önce kendini de düşünmelisin.

Annen boşanmak istiyorsa, 2 erişkin çocuğuyla birlikte şehir değiştirme şansı varsa o da olabilir aslında. Eğer eşi boşanmayı kabul etti ama tek derdi para vermemekse, geçinilecek yol bir şekilde bulunur. Yeter ki sizin sağlığınız huzurunuz yerinde olsun diye düşündüm naçizane.
0
lcha
(29.07.20)
Avukatım, mesaj yoluyla dönüş yaparsanız yardımcı olabilirim.
0
vedatchilipeppers
(29.07.20)
Çok teşekkür ederim, ilaç kullanıyorum şu an. Çok uzun anlatmışım iyi ki özet geçmişler başta, ama o derece sorun olacağını düşünemedim, neyse editleyen kişiye de teşekkür ederim buradan, size de teşekkür ederim. Sanırım terapi gerekiyor fakat ona da ulaşamadım pek ücreti vs. devlette de olmadı bir şekilde kör topal ilerliyorum. Sadece hukuki de değil maalesef, genel olarak çok sağlıklı dusunemedigimi hissettim biraz uzun uzun yazdım, gecinilecek yol bulunur da bilemiyorum, çekincelerim var işte anlattığım gibi. baba kişisiyle görüşmeye çalışacağım olmadı rota çizeceğim o şekilde, kabul ederse diyeceğim etmeyecek, tahmin ediyorum ama elbet görüşmek zorundayım, duruma göre hareket edeceğim. Çok stresli geldi o kadar ki kaçmak istedim yine ama bilmiyorum. Her şey para da değil dediğim gibi bazı başka durumlar daha var, şimdi yardımcı olmaya çalışan birisine dönüş yapacağım. İlginiz ve okuduğunuz için teşekkürler, benim için hassas bir konuydu. Sağolun. :) Nazik insanlara ihtiyacımız var.
0
🌸lullabylove
(29.07.20)
Çok teşekkür ederim şimdi dönüş yapıyorum size, sağolun.
0
🌸lullabylove
(29.07.20)
(11)

ankara 2000 usd - amerika 2500 usd

antikadimag
amerikadaki midwest bölgesinde orta büyüklükte bir şehir. amerika'nın görece ucuz bir yeri yani.hangisi?edit: abd'de vergiyi düşmeyi unutmuşum. 2500 olarak güncellendi.
amerikadaki midwest bölgesinde orta büyüklükte bir şehir. amerika'nın görece ucuz bir yeri yani.

hangisi?

edit: abd'de vergiyi düşmeyi unutmuşum. 2500 olarak güncellendi.
0
antikadimag
(28.07.20)
Ankara.
0
etna
(28.07.20)
bence bu soruyu soruyorsan ankara.
0
hot potato
(28.07.20)
Amerika tabi ki. Yani temel ihtiyaçlarımı rahatlıkla karşılayabildikten sonra ne kadar sosyal olabileceğime, kültür/sanat işlerine bakarım. Ankara bu konuda çöp.

Kaldı ki Ankara bir yere kaçmıyor, çok sıkılırsanız ve hala yaşanabilir halde olursa dönersiniz 2-3 yıl sonra.
0
plutongezegendegilmi
(28.07.20)
Ankara'yi secin.. Boylelikle her zaman acaba gitseydim? ne olurdu diye dusunur, torunlariniza bizim dedemiz Amerika'da yasayabilecekken, Ankara'yi secmis. Biraz salakmis kendisi diye mezarinizda sizi anarlar.

Politik iklimi gectim, bir suru sebep var Amerika'da ortalama bir gelirin Ankara'da veya Istanbul'da gorece ustun bir maastan neden daha iyi olabilecegine dair.

Yapma guzelim, yapma cocugum.
0
SevdaliBulut
(28.07.20)
Midwest bölgesindeki çok küçük bir şehirde geçirdiği üç yıldan sonra illallah edip dönen bir tanıdığım var. Ama tabii ki şehre ve kişiye göre çok değişir bu konu. Ben olsam Amerika'yı seçerdim.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(28.07.20)
her şeye rağmen yine de amerika tabi. 1000 dolar verseler bile amerika. türkiye'de büyükşehirlerde ayakta kalmış biri amerika'nın içinden geçer. bugün midwest yarın nüğyork, kelifoğniya, alabama. sonuncusu şakaydı.
0
fareli koyun vuvuzelacisi
(28.07.20)
Bu soruyu soruyorsan Ankara+1 hatta Yozgat.
0
kafadanbacakli
(28.07.20)
@sivrisinek arti 1.
evden ise isten eve yasayacaksan, ogle yemeginde menemen yiyemedin diye uzuleceksen ankara'da kal.
0
baldur2
(28.07.20)
bence ankara. 2000 usd iyi para.
0
sizofren06
(28.07.20)
Macera dolu amerika.. Amerika...
0
all girls dream
(28.07.20)
2500 usdye abdde çok zor
2000 usd ankara için çok iyi
0
photo85
(28.07.20)
(3)

Lİnux dağıtımları hakkında bilgi sahibi olanlar

x571
deepin hakkında ne düşünüyorsunuz? güvenlik çekincelerimiz olur mu ? çekik gözlü arkadaşlara güvenelim mi ?
deepin hakkında ne düşünüyorsunuz? güvenlik çekincelerimiz olur mu ? çekik gözlü arkadaşlara güvenelim mi ?
0
x571
(27.07.20)
Bugün ilk defa Linux kurdum, (bkz: Zorin Os) kurdum araştırmalarıma göre basit sade duruyordu. Cidden arayüzü Windows-MacOS arası, sade güzel. Güvenli duruyor.

Gerçekten güvenlik istiyorsan tails e bakabilirsin ama ben yazılım bile kuramadım (zaten usb'den çalışıyor ve her restartta sıfırlıyor, kalıcı hafızaya atmadığın sürece). İnternete sadece Tor üzerinden falan çıkıyor, güvenlik takıntısı olanlar için çok acayip duruyor ama kurulu basit bir şey istediğim için Zorin'i buldum.

Ek olaraks Quobes'i de güvenlik açısından övüyorlardı.

Deepin'i bilmiyorum cevap veremedim kusura bakmayın.
0
nhk ni youkosu
(27.07.20)
Çin'den çıkan hiçbir şeye güvenmiyorum.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.20)
@ nhk ni youkosu Tails i biliyorum. Gündelik kullanım için istiyorum. Kubuntu kullanıyorum ama son zamanlarda çok sorun çıkarmaya başladı. Eskiden 5 yıl sorunsuz kullanırdım. O yüzden dağıtım değiştireceğim. Sıkıntı çıkarmasın kur kullan mantığındayım.
0
🌸x571
(27.07.20)
(2)

Kahveyi saat kaçta içelim?

ya ben lan neyse
ben kahveyi keyif için değil de faydası ve enerjisi için içiyorum diyelim.günde 1 su bardağı kadar içiyorum mesela.en uygun saat hangi saattir?aklıma işteyken yorgunluk hissettiğimde kullanmak geliyor 1 bardaklık hakkı.yoksa sabah kalkar kalkmaz içsem gün boyu uyanık tutmaya yarar mı?
ben kahveyi keyif için değil de faydası ve enerjisi için içiyorum diyelim.

günde 1 su bardağı kadar içiyorum mesela.

en uygun saat hangi saattir?

aklıma işteyken yorgunluk hissettiğimde kullanmak geliyor 1 bardaklık hakkı.

yoksa sabah kalkar kalkmaz içsem gün boyu uyanık tutmaya yarar mı?
0
ya ben lan neyse
(27.07.20)
İlk başta uyanık tutar sonra bünye kahveye alışınca etki etmez, ben bi sürahi içsem bile bişey olmuyor artık. Fayda için içeceksen saatin bir önemi yok aç karna içme yeter bence
0
paramolacak
(27.07.20)
Gün boyu etkisi olmaz. Ama biyolojik saatinizi takip edin, genelde gün içinde yorgun hissetmeye başlayadığınız bir saat olur, o saatte için mesela, o yorgunluk süresini daha rahat atlatırsınız.

Onun haricinde aç karnına içmeyin, çok zararlı. Bir de mesela ben yılda 1 ay "kafein reseti" yapıyorum. Yani günde yaklaşık 1 litre kahve içerim, yılda 1 ay içmiyorum, bu sayede kahvenin etkisi daha yüksek oluyor normal zamanlarda.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.20)
(6)

Evliliğe, ilişkilere olan güvenim iyice sarsıldı. Kimseye güvenmiyorum.

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Bugün sözlükte dolaşırken şu Antalya'da belediye başkanının karıştığı aldatma haberini okudum. Müthiş derecede midem bulandı. Belediye başkanına bakıyorum en az 45 yaşında, geline bakıyorum 31 yaşında. Bu ikisi arasında 16 yaş var. Aldatma büyük ihtimalle zenginlik falan yüzünden.
Merhaba arkadaşlar,

Bugün sözlükte dolaşırken şu Antalya'da belediye başkanının karıştığı aldatma haberini okudum. Müthiş derecede midem bulandı. Belediye başkanına bakıyorum en az 45 yaşında, geline bakıyorum 31 yaşında. Bu ikisi arasında 16 yaş var. Aldatma büyük ihtimalle zenginlik falan yüzünden.

Artık aldatma haberleri o kadar sıklaştı ki şaşıramıyorum. Zaten güven sorunları olan biriyim, kim olursa olsun bana karşı en ufak hatasında ihanet içindeymiş gibi düşünüyorum. Bu hale gelmemin belki de en büyük sebebi bu yozlaşmış yaratıklardır. Şimdi nasıl evleneceğiz? Nasıl yuva kuracağız? Var olan ilişkilerimizi nasıl sürdüreceğiz? Herkes kokuşmuş, herkes yozlaşmış. "Canım" dediğin bile arkandan vuruyor. Bunun düşüncesi bile insanı kahrediyor, bunu yaşamak kim bilir nasıl bir cehennem azabı yaşatır insana. Hiçbir zaman o acıyı unutamazsınız.

Düşünsenize çok sevdiğiniz, hayatınızı hiç düşünmeden feda edeceğiniz insanın sizi aldattığını. Bir de bu insanların çoğunun çocuğu var, ya eşine bunu yapıyor ama çocuklarına nasıl yapıyor bunu? Yazık değil mi onlara?

Hayatımda şimdiye kadar kimse olmadı. Zamanında uğraştım olmadı, bir daha da uğraşmadım gönül işleriyle. İnsanlara hep mesafeli davrandım. Gittikçe insanlara olan tahammülüm azaldı. Sanırım ksenofobik gibi bir şey oldum. Bu olayları gördükçe gönül ilişkisi kurma, evlenme, yuva sahibi olma düşüncelerinden daha da uzaklaşıyorum. Diğer yandan toplumun insanları evlendirmek için yaptığı baskı var. Bu gidişatla zor ama olur da evlenirsem bu mentaliteyle evliliğimi nasıl sürdüreceğim? Çok zor geliyor. Aldatılmaktansa yalnız kalmayı tercih ederim. Çünkü ben böyle şeyleri kaldırabilecek biri değilim. Ölümle aynı şey benim için. Siz ne düşünüyorsunuz?
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(27.07.20)
yani bu dedikleriniz "gavura kızıp oruç bozmak" dedikleri şey oluyor sanırım. veya "kaza yapar diye otomobile binmemek".
yalnızlığınızı seviyor, onla mutlu oluyorsanız buna çeşitli kılıflar bulup kendinizi bulduğunuz genellemelere inandırmak zorunda değilsiniz. mutluluk tek başına da mümkün, birileriyle de mümkün, tıpkı mutsuzluk gibi çeşitli yolları çeşitli neden-sonuçları var bu işlerin. bir zamanlar gönül işleriniz ters gitti diye çeşitli mazeretler üretmeyin bence.
0
ala09
(27.07.20)
Aldatılmamanın garantisi yok fakat uyumlu olup olmadığınızı ilişkinin başında yabancıların red flag dediği göstergeler var, tabi bu göstergeler kişiden kişiye, beklentilere göre değişir, sanırım ilişkinin iyi gittiği sarhoşluk zamanlarında bunlar göz ardı edilmemeli ya da sonradan düzeltilir diye düşünülmemeli
0
freebird5406_2
(27.07.20)
Hocam mutlu ve güven dolu ilişkiler haber olmaz, aldatmalar olur, çünkü ilgi çekici olanlar onlar falan. İnsan beyni bu tarz ayrımları yapmakta iyi değil, yani derdiniz sadece aldatılmaksa, aldatmayan insan sayısı daha fazladır istatiksel olarak.

Neyse, haber okumak bence genel olarak mantıksız bir şey. Çünkü olumsuz şeyler görüyorsunuz, moraliniz bozuluyor, üstelik düzeltmek için elinizden gelecek bir şey de yok. O yüzden sosyal medyayı falan olabildiğince az kullanıyorum ben, size de aynısını tavsiye edebilirim. En azından kafanız daha rahat olur, daha az korkar ve belki daha sağlıklı düşünmenize faydası olur.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.20)
Bu dusuncene gore ben bir salagim. hayat neyi yasamayi secersen onun sonuclarini getiriyor onune.

yeterince iyi tanimamak da dahil.
0
baldan kaymak
(27.07.20)
bu olayda kadının kocası da masum durmuyor bence para durumları da var.
0
anais
(27.07.20)
plutongezegendegilmi +1

Gerçek hayat haberlerdeki ve televizyondaki gibi değil. Okuduğunuz gördüğünüz her aldatma haberine karşılık birbirini aldatmayan binlerce insan var. Gördüğünüz her trafik kazası haberine karşılık her gün gideceği yere sağ salim giden binlerce insan olduğu gibi. Fakat bunların haber değeri yok.

Ha evlenmek zorunda değilsiniz, romantik ilişkiler kurmak zorunda değilsiniz. Aldatılmayı ölümle aynı şey sayarak ciddi bir drama queen hamlesi yapıyorsunuz yalnız, tebrik ederim.
0
kobuzchu kiz
(27.07.20)
(23)

20+ maaş alan bazı insanların emekli memur gibi yaşaması?

ananiyimioguz
Çevremde var bir kaç kişi. Evlerini değiştirmezler, üstlerini başlarına bakmazlar, arabalarını değiştirmezler, gezip yeni yerler keşfetmezler. Anca biriktirelim, 30-40 yaşına geldik ama hala okuyup yükselelim, eğitimler alalım bir sürü, okumasak bile deli gibi çalışalım statü ve maaşları artıralım a
Çevremde var bir kaç kişi. Evlerini değiştirmezler, üstlerini başlarına bakmazlar, arabalarını değiştirmezler, gezip yeni yerler keşfetmezler. Anca biriktirelim, 30-40 yaşına geldik ama hala okuyup yükselelim, eğitimler alalım bir sürü, okumasak bile deli gibi çalışalım statü ve maaşları artıralım ama yine para harcamayalım kafasındalar.

Aileleri emekçi, çiftçi falan mesela genelde gördüklerimin. Acaba görmedikleri için parayı harcamayı da mı bilmiyorlar? Tamam genelde hepsi sistemin kölesi olmaya gerek yok kafasındalar ama insan diyor ki emekli memur gibi yaşacaktıysanız, ne diye deli gibi yoruyorsunuz hala kendinizi? Haneye giren para ayda 40bin civarı, yönetici pozisyonundalar mesela. Yolda görseniz yüzlerine bakmazsınız. Yahu arkadaş tamam illa gidip pahalı pahalı markalara para gömmeyin ama biraz bi hayat kaliteniz artsın ev sıradan, araç sıradan, üst-baş sıradan. Ölüm var yahu. Ölünce ne olacak o birikmişler anlamıyorum ki ne diye bu var yemezlik?

Parası olan da harcasa laf ederiz harcamasa laf ederiz tuhaf milletiz :))
0
ananiyimioguz
(27.07.20)
hacım hayatımda ne kadar bu bahsettiğin insan tipi ile karşılaştıysam hepsinin kafa gidik, sosyallik, pratik zekalık sıfır. Hesap makinesi gibi yaşıyorlar. Çok acıyorum hallerine, hele birde çocukları var ise daha da acıyorum. Sürekli başarılı olmak, makam mevki,title derdinde oldukları için sıyırmışlar kafayı
0
paramolacak
(27.07.20)
Oyle insanlar olmasalardi 20 bin kazanmazlardi.
0
howfaristhesky
(27.07.20)
@howfaristhesky, haklılık payı var, fakat 10-20 arası alıp da gayet güzel yaşayanlar insanlar da çok varlar.
0
🌸ananiyimioguz
(27.07.20)
Turkiye tasarruf orani cok dusuk bir ulke istatistiklere gore ve bu ekonomi acisindan ciddi bir sorun (tassarrufun yuksek tuketimin dusuk olmasi da sorun ama o baska konu). Insanlar zaten tassarruf edecek kadar kazanamiyorlar ama kazanan da harciyor. 2-3 tane tassarruf eden insan var onlari da sogutmayin yahu.
0
cleric
(27.07.20)
zenginlerin kafa para kazanmaya fakirlerinse harcamaya çalışır :)
0
sonsuz
(27.07.20)
Onlar sonra apartman alacaklar, kiraya verecekler. Çocuklarının evi de hazır olacak.
0
wish i could find a way to disappear
(27.07.20)
zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış :)
0
dafuq
(27.07.20)
Hahahaha, beni tarif etmişsiniz, gerçi ben henüz 30 olmadım ama benzer şekilde yaşıyorum.

Neyse olaya geleyim, 5-6 bin lira kazanan birine çok gibi geliyor 20 bin ama aslında o kadar da çok bir para değil. Her sene araba değiştirebilirim belki ama ev değiştiremem. Kaldı ki evli çocuklu insanların masrafları da çok oluyordur, ben bekar tek yaşayan biriyim.

İkincisi, bazı insanlar üretmekten, tüketmeye göre daha çok zevk alıyor. Yani parası olan herkes o arabaya binebilir, çok bi olayı yok. Ama istediğin kadar paran olsun, benim kadar kaliteli iş yapamıyorsun mesela, çünkü orada emek, özen, beyin vs. gibi parayla alamayacağın şeyler var. Ben tatminimi üretimim üzerinden sağlıyorum, başkasının benim hakkımda ne düşündüğü pek umrumda değil.

Üçüncüsü de yatırım. Aynı ivmeyle kendimi geliştirmeye (ve düzgün yatırım yapmaya) devam edebilirsem 35 yaşım civarı "başkası için" ve "zorunlu" çalışmama gerek kalmıyor, özgür oluyorum. Sırf 3-5 kişi "of ne güzel araba" diyecek diye ömrümden 5 yıl feda eder miydim? Hiç sanmıyorum.

Edit: seyahat ediyorum gerçi, fotoğraf çekip instagram'a atmıyorum ama. Seyahati bile materyalize edersek nolacak halimiz.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.20)
"Rich people stay rich by living like they're poor; Poor people stay poor by living like they're rich"
0
christopher nolan
(27.07.20)
ben de 20+ alsam tek masrafım oyun bilgisayarı olur. ne eğlence ne kıyafet ne tatil. çünkü 20+ alan ihaleci tayfa değilse akıllı adamdır.
0
ya ben lan neyse
(27.07.20)
Zamaninda fakirlerse harcamayi bilmemekten cok harcamaya korkuyor da olabilirler

Bi de bazi insanlar robot gibiler. Calis, parayi kenara koy, sonraki ay gene calis. Amaclari yok...
0
Kittie
(27.07.20)
Geçen gün çalıştığımız yerin mülk sahibi geldi adam geldiğinde dilenci olarak düşünmüştüm fakat 15 milyon tl lik adam sen düşün
0
shredd
(27.07.20)
tamamen katiliyoruk ayni fikirdeyim, bunlar hayati iskalayan insanlar, hayat bir gundur o da bugundur, ama onlara sorsam "ya kanser olursam" diyende var "aman benim neyim var ki" diyende..
bize de onlarin yerine hayiflanmak kaldi..
birde para kazanmak yetenek isidirde harcamak kultur isidir, kiminde o yetenek varda kultur yok, 10 dairesi olan adam var, sorsan 500.000 daha paran olsa ne yaparsin diye, bir daire daha alirim der..
para, onu yemesini bilmeyenlerde en cok..
ölüp gittiginde de akilli birileri varsa gerisinde eze eze catir cutur yiyecek ama gel de anlat..
0
alttaraf
(27.07.20)
Kusura bakmayin ama bizim milet cok asiri sekilci.Oncelikle 20 bin TL oyle zannettiginiz gibi zengin maasi degil +1

Almanya'nin en sevdigim tarafi zenginlerle fakirleri disaridan ayiramazsin.Ayni yerlerde takilip yemek yerler,arabalari benzer kalitedir,ustleri baslari giyimleri de benzerdir.Inanin 15 bin € kazananla 3 bin € kazanani ayiramazsiniz.Ki bu fark Turkiyedeki 6 bin TL-20 bin TL farkindan daha yuksek bir fark olmasina ragmen.

Turkiyede iki kurus fazla kazananin hemen g.tu basi oynamaya basliyor.Luks giyinerek,luks araba alarak etrafa hava attigini saniyor.Toplumun farkli ekonomik gucte kesimleri arasinda inanilmaz bir kast sistemi var.Ayni yerlerde yemek yiyemezsin, ayni yere tatile gidemezsin.

Dogu Avrupasindan bati avrupasina Asyasina cok ulke gordum.Ustu basi, arabasi vb. ile hava atanlar sadece gelismemis ulkelerin vatandaslari.
0
turkuaz
(27.07.20)
benimde çevremde herşeye burnunu sokan, dünyadan haberi olmadığı halde kafasına göre ahkam kesip insanları yargılayan ama yüzüne karşı gülüp yalakalık yapan tipler var . aldıkları 3 kuruş mayışlarıyla tüm dünya onların. ne güzel.
0
x571
(27.07.20)
vakit bulamıyordur o parayı kazanan insanın yaptığı iş yan gelip yatılan bir iş değildir. 3-5 alanlara hayat lafta güzeldir tabi ama fazlasını kazanınca pek öyle olmuyor.
0
Uncle Sam
(27.07.20)
Bunlar emekli olup fıstık gibi yaşarken biz dilenicez
Çocukları da o paraları löp löp yiycek
0
photo85
(28.07.20)
ben kasip 40 yasinda emekli olmayi dusunuyorum vallahi. isteyen istedigini desin umrumda degil. 40 yas artik orta yas bile degil. guzel yiyip, icip, spor yaparsaniz 40'lar icin artik yeni 30'lar diyebiliriz. geriye kalan omru de guzel bir sekilde degerlendirmek size kalmis.
0
baldur2
(28.07.20)
cevremde var oyleleri; her sene tatile ayni dandik yere giderler mesela; para harcamazlar kolay kolay hic bir seye... simdi de 10 sene kredi ile ev alip evini degistirdiler sadece :)

bende tam tersi ve kiradayim hala :)

tamamen hayata bakis aciniz ile alakali.

tutumlu olmak iyi dengede olmak ve hayattan biraz tat almak onemli
0
sweetoffice
(28.07.20)
jeff bezos henüz bu kadar ünlü ve zengin değil ancak zengin olacağı kesin olarak görülen bir dönemde iken onunla röportaj yapıyorlar; "bu kadar zenginsiniz ama merak ediyorum, neden honda?" diye soruyor muhabir, bezos da "ayağımı yerden kesiyor" diyor. altındaki araba orta halli ve öyle biri için basit bir araç.

bahsettiğin insanlar bunlar mı bilmiyorum, ben o kadar kazanmadığım için anlayamam ama ben de kazancıma oranla düşük bütçeli yaşıyorum. cimrilik yapmıyor ya da ihtiyaçlarımı ertelemiyorum ama gerçekten ihtiyaç mı ya da buna gerek var mı diye soruyorum. garip de görmüyorum. kamyonla taşıyacak kadar param olsa da çevremdekiler dışarıdan bunu farketmezlerdi sanırım.
0
biseysorcaktim
(28.07.20)
bahsettiğiniz insanlar genelde yokluğu görmüş, yaşamış insanlar. dikkat edin onların çocukları yani bir sonraki nesil çatır çatır yiyor parayı.
0
cowboy
(28.07.20)
Gençler kaynak yapıyorum kusura bakmayın. Ne iş yapıyorsunuz da bu 20.000 tl maaş alıyorsunuz?
0
komando kani var bende
(28.07.20)
@komando kani var bende, çevremdeki yöneticiler, deneyimli yazılımcılar ve mühendisler alıyor gayet. Freelance çalışanlar 30'a bile çıkıyor ayda.

Yazılanlar arasında @Uncle Sam'in dediği mantıklı geldi aslında ama yine şuan bana ters geliyor. Kendime ve aileme vakit ayıramadıktan sonra, ölümün olduğu bir yerde ne diye kendimi bu kadar paralayım diyorum. Tamam insanların hedefleri, inançları olabilir ama aşırısı da zarar sanki :/
0
🌸ananiyimioguz
(12.09.20)
(6)

tercih sorusu

anarsika
anestezi mi bilgisayar programcılığı mı? ikisi ne alaka diye soracak olabilirsiniz. amaç tamamen duygusal. hali hazırda kpss için uğraşıyorum. ikinci üniversitem olacak. iş kaygısı çekmek istemiyorum daha fazla. herkes fikrini belirtirse mutlu olurum.
anestezi mi bilgisayar programcılığı mı? ikisi ne alaka diye soracak olabilirsiniz. amaç tamamen duygusal. hali hazırda kpss için uğraşıyorum. ikinci üniversitem olacak. iş kaygısı çekmek istemiyorum daha fazla.

herkes fikrini belirtirse mutlu olurum.
0
anarsika
(27.07.20)
Şimdi hocam bence her ikisi de yeterince duygusal ama anestezinin ek sorumlulukları da var, bunu kaldırabilirim diyorsan ona göre değerlendirmek lazım.
0
lcha
(27.07.20)
Yapabilirim dersen anestezi
0
infernalcadre
(27.07.20)
Şöyle bir şey öğrendim. Lisans bitiren ön lisans bölümünden atanamıyormuş. Siz o bölümleri bitirseniz de lisans bitirdiyseniz o bölümlerden atanamazsınız. KPSS için düşünüyorsanız bunu araştırmanız gerekiyor. Özel sektör içinse sağlık sektörü daha mantıklı olabilir. Bilgisayar programcılığı bence biraz yetenek işi.
0
dissendium
(27.07.20)
@diss biliyorum. özel için soruyorum.
0
🌸anarsika
(27.07.20)
Anestezi.
0
since1907
(27.07.20)
KPSS'yi bilmiyorum ama sadece bilgisayar programcılığı okumanızın iş için bir faydası olmaz. O programın üzerine oturur 1-2 yıl kendim de çalışırım, sadece başlangıç için beni iteklesin derseniz belki faydası olur.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.20)
(6)

niyet ettim front end öğrenmeye

bezkow
planım basit1- tutorial izlemek + dökümantasyon okumak. bu aşamayı olabildiğince çabuk geçmek.2- youtube ve diğer mecralardaki sıfırdan sayfa yapma vb işleri izleyip, yapmaya çalışmak. şunun gibi şeyleri işte https://www.youtube.com/watch?v=AKNvTxWOdKwbu plan nerede patlar?
planım basit
1- tutorial izlemek + dökümantasyon okumak. bu aşamayı olabildiğince çabuk geçmek.
2- youtube ve diğer mecralardaki sıfırdan sayfa yapma vb işleri izleyip, yapmaya çalışmak. şunun gibi şeyleri işte www.youtube.com

bu plan nerede patlar?
0
bezkow
(25.07.20)
Sıkıldığın yerde.
0
pass
(25.07.20)
meslek olarak front-end kodlamaya baslasan bile 1. asamayi her hafta veya her projenin ihtiyacina gore yapman gerekecek zaten. ispanyolca ve commentary olmayan videolar izlemek pek bisi kazandirmaz bence, neyi neden yaptigini anlatarak kodu yazan videolar daha iyi olur. kritik bi nokta da senin bunlari yaparak ogrenmen, izleyerek degil. en basinda bile yaparak ogrenmen daha dogru, izleyerek o kadar css selector'u ezberlemen mumkun degil mesela.

freecodecamp'teki path gayet iyiydi mesela oraya bi bak. once su videoyu izle sonra su projeyi yap falan diye yonlendiriyor.

senin plan @pass'in da dedigi gibi sikildigin yerede patlar ve bu haliyle patlamaya cok musait acikcasi.
0
hjarteblod
(25.07.20)
sürekli ders izlemek, konudan konuya zıplamak, milletin videoda takır takır yaptığını yapamamak bir yerden sonra sıkar. bu işin aşama aşama olduğunu unutmamalısın. matematik de önce toplama-çıkarma, sonra çarpma-bölme, işlem önceliği vs. şeklinde gidersin.

örnek kodları incele, video iyi bir mobil site. onu izleyip yapamazsın. önce hali hazırda kod okumaya çalış.

html iskelet sistemi, css kaş göz ten, javascript hareketi sağlayan sinirler gibi düşünebilirsin.

elbette front end olayının olmazsa olmazı estetik, renk uyumu vs. bunlara benim pek kafa basmaz. backend çalışıyorum ben. hazır frontend kullanıyorum genelde.
0
phonex
(25.07.20)
Sindirene kadar css öğrenmeni tavsiye ederim. Javascript'i sona bırak. Framework, plugin çöplüğü motivasyonunu çok kıracak.
0
IncredibleMau
(25.07.20)
Ne kadar biliyorsun şu an?

İzleme kısmını olabildiğince kısa tut, hatta yapabiliyorsan hiç izleme. Ne kadar çabuk yapmaya başlarsan o kadar hızlı ilerlersin.

Bir de şu kanalı takip et:
www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(26.07.20)
şimdi evet müzikli falan videoyu örnek göstermem saçma olmuş.
elbette elde çerez kola izlmeyeceğim.
benim bildiğim bir kaynak yok al bunlar figma, xd çıktıları bunları kullan site yapıver tadında bir şey.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
bunların yaptığını kendime göre düzenleyip yapıp yapamadığımı görmeye çalışmayı planlıyorum. bir yerde hata yaparsam da önümde doğrusunu yapmış biri olduğu için neyi yapamadığımı görmeyi ona göre hareket etmeyi düşünüyorum.
böyle yani.
bununla birlikte sonrasında figma/xd öğrenmem gerekir mi?
0
🌸bezkow
(26.07.20)
(6)

romanya sorulari

eksimtrak
sibiu bir de drakula kalesini gezip kostencede konaklayacagiz sonra turkiyeye devam.boyle esnaf lokantasi gibi yerler var mi romanyada? ne diye geciyor?yollarda filan dikkat etmemiz gereken birsey var mi?kostencede mi denize girsek yoksa bulgarda baska bir sehirde mi?
sibiu bir de drakula kalesini gezip kostencede konaklayacagiz sonra turkiyeye devam.

boyle esnaf lokantasi gibi yerler var mi romanyada? ne diye geciyor?
yollarda filan dikkat etmemiz gereken birsey var mi?
kostencede mi denize girsek yoksa bulgarda baska bir sehirde mi?
0
eksimtrak
(24.07.20)
köstence'ye gidip mamaia'ya gitmemek olmaz.
0
ronartest
(24.07.20)
zamanınız varsa varna'ya da gidin bence. varna'da golden sands denen yerde denize girilebilir.
0
tepedeki psychedelic adam
(24.07.20)
Restaurant diye geçiyor.her çeşit restaurant bulabilirsin.

Yollarda dikkat etmen gereken türkiye deki alışkanlıkları bırakmak.düz gideceksen aa sağ taraf boşmuş dalayım demeyin çizginizi takip edin.özellikle bulgarda çok fazla döner kavşak görürsünüz.türkiyedeki gibi dalmayın.geride bile olsa virajın içerisindekinin dönmesini bekleyin ve onun peşi sıra devam edin.bulgaristanda türklerin en çok kaza yaptığı yerler döner kavşaklar bu yüzden söylüyorum.kurallara uyun,polis çevirirse komşu çorba olayına dikkat edin kendinizi bir anda bir kaç aylık cezaevinde bulabilirsiniz.vignetinizi alın.

Köstence sahil güzeldir.peşine varna golden sands,sonra burgas güzel denize girilecek yerlerdir.
0
duptıs
(24.07.20)
@duptıs +1

Varna golden sands'te deniz güzel ama sadece deniz var orada, başka yapacak bişey yok. Kumarhaneler var işte bi de.
0
plutongezegendegilmi
(24.07.20)
golden sands'a gelmeden bir yarım saat önce balcık var, meşhur bir saray, botanik parkı ve güzel bir sahili var. golden sands biraz daha oteller bölgesi gibi geliyor bana, balcık daha kaş-kalkan gibi.
gene yol üzerinde kaliakra burnu var. denize girmelik yeri var mı hatırlamıyorum ama görülmesi gerek bence.
0
halanne
(24.07.20)
köstence falan şu an korona dolu. ben pek tavsiye etmiyorum. cluj'dan selam.
0
rain when i die
(24.07.20)
(11)

Trafik Cezası

plutongezegendegilmi
Radara girmişim hızlı, e-devlet'ten görüyorum ama interaktif vergi dairesine henüz düşmemiş. Bir sürü form doldurmak istemediğim için düşsün de öyle ödeyeyim diye bekliyorum ama neredeyse 1,5 ay olmuş. Ne zaman düşer bir bilginiz var mı?
Radara girmişim hızlı, e-devlet'ten görüyorum ama interaktif vergi dairesine henüz düşmemiş.

Bir sürü form doldurmak istemediğim için düşsün de öyle ödeyeyim diye bekliyorum ama neredeyse 1,5 ay olmuş. Ne zaman düşer bir bilginiz var mı?
0
plutongezegendegilmi
(24.07.20)
Neden bir sürü form dolduracaksın ki ?
Beyanlı ödemeyi seç tebliğ tarihi bugün gir öde geç.
0
infernalcadre
(24.07.20)
ptt avm den online ödeniyor. bilgileri girip ödüyorsun.
0
luluki
(24.07.20)
Beyanlı öde. Tebliğ tarihi olarak bugünü seç %25 indirimli ödersin. tebligat numarasını girince gib'de de görünecek.
0
himmet dayi
(24.07.20)
nerede yemişsiniz cezayı?
0
walter white kilikli
(24.07.20)
E-devlete ceza kesildiği an düşüyor sistemden, ama vergi dairesine size tebliğ edildikten sonra düşüyor.

Bugünü seçip beyanla ödeyebilirsin +1
0
John Bloor
(24.07.20)
@walter ankara-istanbul otoyolu. radar gördüğümü de hatırlamıyorum, mola vermeden biraz basmıştım, acaba ortalama hızdan mı yedim diye düşünüyorum ama orada böyle bir sistem olduğunu da bilmiyordum.
0
🌸plutongezegendegilmi
(24.07.20)
ankara-istanbul otoyolunda gişe giriş çıkış arasında ortalama hız kontrolü var diye biliyorum.
aralarda da hız koridoru uygulaması var mı ki?
0
oz suser
(24.07.20)
@oz suser, muhtemelen arada yok, çıkışta yemişim cezayı.
0
🌸plutongezegendegilmi
(24.07.20)
ben giriş ve çıkışta ogs yi söküyorum, o zaman kameradan okuyup buluyorlar. bugüne kadar ortalama hızdan ceza gelmedi.
0
walter white kilikli
(24.07.20)
Aynı olay benim de başıma geldi. Beyanlı ödemede ceza miktarını senin girmeni istiyordu yanlış hatırlamıyorsam. Onu %25 eksik mi giriyoruz bu durumda?
0
arnold schwarzeneger
(24.07.20)
Beyanla ödemede tutanak numarasını girince göründü ceza, tıklayıp ödedim.
0
🌸plutongezegendegilmi
(30.07.20)
(8)

Instagramcılar foto çekecek kişiyi nereden buluyorlar?

insomniac
Neredeyse hiç fotoğrafım yok. Çünkü genelde çevremde fotoğraf çekecek tanıdık denk gelmiyor. Bu ınstagramcılar sürekli birileriyle mi geziyorlar?
Neredeyse hiç fotoğrafım yok. Çünkü genelde çevremde fotoğraf çekecek tanıdık denk gelmiyor. Bu ınstagramcılar sürekli birileriyle mi geziyorlar?
0
insomniac
(24.07.20)
Kastettiğiniz influencer tayfasıysa, fotoğrafçı tutuyorlar.
0
gayda
(24.07.20)
onlarin fotografcilari ve photoshop yapmasi icin tuttuklari kisiler var
0
anais
(24.07.20)
1-2 gün ayırıp yarı pro bir fotoğrafçı ile mekan mekan geziyor kıyafet değiştiriyor ve yüzlerce fotoğraf çekiyorlar. sonra bunu zamana yayarak kullanıyorlar. üstüne bu fotolara phosohop yapacak bir elemanları oluyor. maliyeti min 2-3 bin tl.
0
orpheus
(24.07.20)
çevresindeki arkadaşları alet ediyorlar, onlar da zamanla "lan ben iyi çekiyorum ha" deyip "fotorafçı" oluyor bir anda
0
neynep
(24.07.20)
İşe yeni başlayan fotoğrafçılar bedavaya yapıyor bu işi portfolyo oluşturmak için. Ama sizin fotoğraflarınızı kendi sayfalarında da yayınlıyorlar vs.
0
plutongezegendegilmi
(24.07.20)
oturdukları mekanın garsonlarından, yan masadaki kişilerden rica edebilirsin eğer "normal" biri isen, ancak instagram ünlüsü isen yukarıda dedikleri gibi fotoğrafçı ile geziyorlar.
0
selam
(24.07.20)
Self timer her telefonda var.
0
arnold schwarzeneger
(24.07.20)
Gavuristanda sirf bu olaydan dolayi "instagram husband" diye bir terim var.
0
cleric
(24.07.20)
(16)

Kara mizah hakkında ne düşünüyorsunuz?

wmeh
Her türlü kutsalla, Atatürk'le, ölenlerle/öldürülenlerle vs. dalga geçip eleştirildiklerinde de kara mizah yaptığını söyleyen insanlar var biliyorsunuz. Kendilerini eleştirenleri de yobaz ilan ediyorlar hemen. Üstelik birçoğu ergen de değil, koca koca insanlar.Bunlar hakkında düşünüyorsunuz? Kara mi
Her türlü kutsalla, Atatürk'le, ölenlerle/öldürülenlerle vs. dalga geçip eleştirildiklerinde de kara mizah yaptığını söyleyen insanlar var biliyorsunuz. Kendilerini eleştirenleri de yobaz ilan ediyorlar hemen. Üstelik birçoğu ergen de değil, koca koca insanlar.

Bunlar hakkında düşünüyorsunuz? Kara mizah ürünleri gerçekten olması gereken bir şey mi veya eleştirenler gerçekten mizahtan anlamayan yobazlar mı? Yaptıkları düşünce özgürlüğüne girer deyip olduğu gibi kabul edilmeli mi? Veya çoğu sadece dikkat çekme amaçlı mı?
0
wmeh
(23.07.20)
Kara mizah adı üstünde mizah üretir, yani Atatürk'ün ya da bir hastalığın ölümün mizahı yapılabilir ama bizdeki kara mizahcılar kara mizahı aşağılayıp küçük düşürerek hakaret ederek küfrederek yapıldığını düşündükleri için pek verimli mizah üretilemiyor bu alanda. Kara mizahın temeli ironidir, ben ironi kullanılarak kara mizah yapıldığını pek görmedim Türkiye'de.
0
angelus
(23.07.20)
"Olması gereken bir şey" konusu bence sorunlu; sonuçta bu bir şeyin olup olmamasına karar verebilecek bir merci yok, olmamalı da zaten. Kaldı ki bağlam bu tür içerikler için çok önemli; bize yakın, kişisel olarak özen gösterdiğimiz, hassas olduğumuz şeylerle ilgili bu tür bir içerik görünce rahatsız olmak çok doğal. Benzer şekilde güldüğünüz, eğlendiğiniz bir içerik başkası için ofansif mizah örneği de olabilir. Bu konuda kimsenin "Bu kara mizah/ofansif mizah sevmek zorundasın" deme hakkı yok ama diğer yandan da bunun bir şekilde yasaklanmasını doğru bulmuyorum. Bunun mizahtan anlamak, anlamamak ile alakası yok.
0
salihdt
(23.07.20)
Dusunce ozgurlugu ve nefret suclari farkli seyler. Herkesi elestirebiliriz ama nefret sucuna erismedikce. Ornegin bir yoneticiyi yonetici olma ozelliginden dolayi kara mizahla elestirebiliriz, buna hakkimiz var ancak ozel hayati bakimindan elestiremeyiz. Ornegin, bir kadin yonetici surekli cok kizginsa, yonetici olma ozelliginden dolayi kara mizah yapilabilir ama kizgin olmasi seks yapmamasina baglaniyorsa bu kara mizah degil ozel yasama saygisizliktir.
0
howfaristhesky
(23.07.20)
kara mizah ile bu söylediklerinin herhangi bir bağlantısını çözemedim ben. kutsala atatürke, ölenlere falan dalga geçerek laf söylemek kara mizah mı yani? nasıl bir manyak insanlar var çevrende?
0
reanarchy
(23.07.20)
Yasal sınırlar içinde olduğu sürece ben mizahın her türlüsünün normal karşılanması gerektiği görüşündeyim.

Bir kimseye hakaret edilmiyor ise, cinsiyetçi, ırkçı vb. ithamlar yok ise kara mizah bence iyi bir şey.

sıkıntı kara mizahın sınırlarının bilinememesi ya da sınırlar içinde olsa da hazmedilememesi nedeniyle yaşanıyor.

Ofansif mizahı kimse sevmek zorunda değil +1
Biri ofansif mizahı sevmiyor diye ona yobaz demem. Ancak ofansif mizahın ofansif mizah olduğunu fark etmeden bunu ciddiye alıp eyleme geçen adama yobaz derim.

En son yaşanan "Alevileri bir otelde yakmayı bilirsiniz" konulu şaka çok tepki topladı. Ancak bence bu durum 'yakanları' eleştiren bir şeydi ve Alevileri anmaydı. Ancak öyle algılanmadı. Şakayı yapan kadının kendisi de alevi zaten.
0
himmet dayi
(23.07.20)
Bunların yasaklanmasını savunmakla Netflix'in yasaklanmasını savunmak aynı şey. Düşünce özgürlüğü zaten hoşuna gitmeyen şeylerin ifade edilebilmesine karşı olmamak demek. Beğenmeyen takip etmez, olur biter.
0
plutongezegendegilmi
(23.07.20)
Benim çevremle alakası yok. İnternette hiç dolaşmıyorsunuz sanırım çünkü özellikle görmek istemeseniz bile denk gelmeme ihtimaliniz çok düşük. Burada birkaç link de vardı Atatürk ve öldürülen Pınar'la ilgili örnek olarak ama kaldırıldı. @reanarchy
0
🌸wmeh
(23.07.20)
kara mizahın ironi içermesi gerektiğini düşünmüyorum. bir bağlam içerisinde şaka yaptığında o şaka birbirinden bağımsız herhangi bir grup insana komik geliyorsa mizah yapıyor olursun. kime neden komik geldiğinin ya da arkasında farklı bir amaç olmasına gerek yoktur diye düşünüyorum.

kara mizahın amacı dalga geçmek ya da şaka malzemesine hakaret etmek olmak zorunda değil. kara mizah yapanlar birilerinin kutsal değerlerine saldırıyor olmak zorunda da değil. kendi bağlamı içerisinde komikse o şaka, şaka yapılan kim ya da ne olursa olsun, gülünmesinde sakınca görmem ben.

"bazı şeylerin şakası yapılmaz" düşüncesine toptan karşıyım, her şeyin yapılabilir. ama yeri ve zamanı vardır, herkese de yapılmaz. bir şeyin politically incorrect olması onun tü kaka olduğunu da göstermez.

saldırı kısmında durum genelde şöyle oluyor, birine ya da bir kesime saldırmak için yapılan kara mizahın, mizah olsun diye değil saldırı olsun diye yapıldığı belli olur. ama saldırı amaçlı kullanılıyor diye bu durum kara mizahı kaka yapmaz.

mizahtan anlamamak ayrı konu, insanların neye karşı hassas olduğu ayrı konu. mesela şu şaka çoğumuzu rahatsız etmez.
"My favorite film is The Hunchback of Notre Dame. I love a protagonist with a twisted back story. "
ama skolyozu ya da kamburu olan bir insan için bu şaka bir kara mizah örneği olabilir, o kişiyi rahatsız eder.

o zaman hiç mi şaka yapmayacağız?
tecavüz, atatürk, hitler gibi konular daha büyük kesimler için hassastır. ama yer yüzünde birilerinin bu konular hakkında hassasiyet geliştirmemiş olabileceği gerçeğini unutmamak lazım. hadi hitler ve atatürk daha yerel konular, tecavüz hiçbir toplumda kabul görmüyor diyelim. tecavüze uğramış ve bunu aşıp yeri geldiğinde şakasını yapabilen bir kadına ne diyeceğiz ki?

özünde ahlaki problemler tartışmasını içeren bir konu bu ve nasıl ki evrensel bir ahlak yoksa(olmadığını savunanlar için söylüyorum) kara mizah da sınırı olmayan bir konudur.
0
Bruce
(23.07.20)
kara mizah apayrı bir şey. ofansif mizahla karıştırıyorsun. belli kesimlerce kutsal sayılan değerler üzerine mizah yapmak ofansif mizahtır. kara komedi ise içinde dramatik öğeler barındıran komedidir ve sokak mizahından ziyade kitap, film, tiyatro oyunu gibi sanat eserlerince kullanılır. yani iki terimin birbiriyle pek bir ilgisi yok. gerçi cevaplara baktığımda benden başka kimse de bu yanlışa değinmemiş. sanırım yıllar içinde kara komedinin anlamı değişmiş ve ben kaçırmışım.

soruya gelecek olursak, her açık fikirli insanın yapması gerektiği gibi sakınca görmüyorum. küfür, hakaret vs. olmadıkça (ki doğru üslup ve tavırla o bile olabilir) her şeyin esprisi yapılabilir. fikir özgürlüğü tam olarak bu demek oluyor zaten. beğenmediğim kısmını savunayım ama beğenmediğim kısmına düşman olup yok edeyim dersen (sözlüğün %80'i gibi) chp çomarı oluyorsun.
0
sir gawain
(23.07.20)
Ben gülüyorum. Espri gerçekten kaliteliyse kendi inancıma, beğenime yapılana da gülerim. Mizah, ironi bu tarz şeyleri severim. Ama bu konuda da ikiyüzlüyüz. Bir kesim Allah'a, peygambere yönelik kara mizah yapılmasına karşıdır ama Atatürk'e yapılana ağzını yaya yaya güler. Tam tersi de mümkün. Başka şeyler arasında da böyle bir bağlantı kurabiliriz sadece örnek verdim.

Geçenlerde bir iki standupçı baya linç edilmişti mesela. Ülkenin mizah yapıyorum diyeni de mizahın ne olduğunun hiç farkında değil maalesef.
0
black holes in the sky
(23.07.20)
İyi yapılan kara mizahı severim; gülerim. Mutlaka olması gerektiğini de düşünürüm. Ama dediğim gibi burdakı ince çizgi 'iyi yapılmış' olması. Kara mizah yaptığını sananların bir kısmı saçmalamaktan ve komik olduğunu sanarken antipatiklesmekten ileriye gidemiyor maalesef.

Her işte olduğu gibi bunda da zeka, kültürel birikim vs gibi konular öne çıkıyor/ çıkmalı.
0
fraise
(23.07.20)
Immanuel tolstoyevski'nin konuk olduğu flu tv'deki son videoda her şeyin şakası yapılır mı diye konuştular Canikligil'le. Kısaca aklımda kalan yapılır ama yapılan şakadan ne anlam çıktığı ne niyetle yapıldığı yani örneğin yermek için mi övmek için mi yapılıyor o belirleyici dedi. Bir de mesela bir durumun mağdurları da o durumun üstlerindeki ağırlığını azaltmak için şakasını yapabilirler rahatlamak için dedi. Mantıklı geldi bana bunlar.

Dolayısıyla somut örnek üzerinden konuşmak daha doğru olur anlam niyet şakayı yapan kişinin o olaydaki yeri gibi. Bağlam önemli. Gerçi sir gawain'in dediği gibi bu kara mizah değil. Trajik bir durumun içinde olan komik olaylar gibi anlıyorum ben kara mizahı. Mesela Bir Zamanlar Anadolu'daki SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!!SPOILER!!!!!! cinayet olayında savcı-polis-jandarma ceseti bulduktan sonra katilleri ceseti bagajda taşıdılar diye kınadıktan sonra kimsenin taşımak için uygun bir şey getirmediği anlaşıldığında kendileri de yine aynı yöntemi kullanmışlardı.

Konunun başladığı dakikayla beraber flu tv video linki: youtu.be
0
curious mind
(23.07.20)
Mizah turu olarak farketmez.
bir ara Ismet kim ki vardi mesela, ben ona cok guldum. sonra sacmaladilar. ya da lemanda falan cok karikatur olurdu, Ataturkle ilgili.

ama bazi aptallar acik acik sövmeye cesaret edemedikleri insanlara mizah yapiyoruz diye asagiliyorlar, amaclari anlasiliyo zaten. bunlari savunanlarin da bunlardan farki yok.
0
Coma
(23.07.20)
gördüğüm kadarıyla atatürk'e ,kutsallara ağız dolusu küfür etmek serbest ama şu an çok popüler olan bir konuda fikir belirtmek yasak . fikrini söylediğinde gelsin linçler ,gelsin hesap kapatmalar . illaki sürü ile aynı görüşü paylaşmak zorundasın.paylaşmıyorsa da çeneni kapatacaksın.
0
x571
(23.07.20)
yukardaki cevapları okumadım ama;

bu tarz şeyler bu topraklara fazla geliyor ne yazık ki...herkesin bir kutsalı var ülkede mübarek.. ofansif olsun, kara mizah olsun herkes her an her şeyi yanlış anlamaya müsait.

"bana niye baktın" diye insan bıçaklayan var...

ama normatif olarak düşünürsem herhangi bir ifadenin esprinin "olmaması" gerektiğini düşünmüyorum.

kutsallarla da ilgili fikir beyan edilebilmesi hatta stand-uplarda espri malmzemesi yapılabilmesini isterdim.

Şu ölümlü dünyada 2 bacaklı, 2 kollu, tek ağızlı sıradan bir insan evladının kendi şahsi fikrinin ya da esprisinin başkalarını bu kadar etkilemesi çok üzücü. gül geç. umursama geç.
0
AlsterWasser
(23.07.20)
zor konu. mizahın sınırı yoktur, hele yasal sınırı hiç olamaz. bugün sınır buradar, yarın kurnaz köylü sınırın üstünden kazar sen tarafa atar. sınır bi bakmışsın kıçına girmiş.

mizahın her türlüsü türkiye için çok zor konu. bu yüzden bu kadar çok ve güzel üretilebiliyor. ha neden zor konu, çünkü bizim esasa dair çözmemiz gereken problemler varken biz hala usul tartışmaları yapabilecek kadar kendinden bi haber insanlarız. esas kavgası da hiç vermediğimizden, mizahın anlatmaya çalıştığını değil de, nasıl anlattığını bokluyoruz. yoksa; atam, izindeyiz. iki hafta, her yıl.
0
ahmet oturum cerezi
(23.07.20)
(4)

ANC’li Kulaklik Önerisi

zor azizim zor
Merhaba, Kulaklık dusunuyorum ama aklıma tam olarak yatan bir model yok. Beats studio 3, apple airpods pro ve sennheiser 4.50 btnc arasında kaldım. Bu baremde fiyati olan anc’li ama muzik kalitesinden de cok dusurmeyecek kulaklik ariyorum. Muzik kulagim cok yok ama kaliteli olunca da hoşuma gidiyor.
Merhaba,

Kulaklık dusunuyorum ama aklıma tam olarak yatan bir model yok. Beats studio 3, apple airpods pro ve sennheiser 4.50 btnc arasında kaldım. Bu baremde fiyati olan anc’li ama muzik kalitesinden de cok dusurmeyecek kulaklik ariyorum. Muzik kulagim cok yok ama kaliteli olunca da hoşuma gidiyor. Fikirlerinizi bekliyorum.
0
zor azizim zor
(23.07.20)
Sony WH-1000XM3 ve Bose QC35 II bu piyasanın liderleri, bunlara bakabilirsiniz. beats almayın bence.

beklerim derseniz bir kaç aya kadar bu sonynin yeni modeli ve apple airpods studionun çıkması bekleniyor.
0
siradam
(23.07.20)
Airpods aldım ben de bu seçeneklerde arada kalıp, aşırı derece memnunum. Tek sıkıntım şarj süresi, çünkü yaklaşık 5 saat gidiyor, ama benim gün içinde 6 saat falan kullanmam gerekiyor. (Gerçi headset modelleri 6 saat kullanamazdım herhalde, çünkü ağırlar). Şarjı bitince kutusuna koyup bi 10 dk beklemem gerekiyor şarj olması için. NC iyi, müzik kalitesi iyi, taşınabilirliği iyi, telefon/bilgisayar arasında rahat geçiş yapabiliyorum falan.
0
plutongezegendegilmi
(23.07.20)
Sony WH-1000XM2'ye sahibim. WH-1000XM3 diyorum.
0
do you remember me
(23.07.20)
airpods pro sahibiyim. sony ve bosenin modellerini denedim.
konfor ve ses diyorsan bose qc 35
ses ve premium özellik istiyorsan sony wh 1000
konfor ve mobilite diyorsan airpods pro
0
buenosdias
(23.07.20)
(16)

Feminizm ve toplumsal cinsiyet sorusu

fadetoreality
Selamlar,Bildiğiniz gibi Zülfü Livaneli'nin "kadınlarımız" sözü çok tepki topladı. Doğrudur yanlıştır bilmiyorum, bununla ilgili daha genel ve epeydir kafamı kurcalayan bir sorum var.Erkeklerin bu konuda konuşmaya hakkı yok, sadece kadınlar konuşabilir, 8 Mart yürüyüşüne sadece kadınlar katılabilir,
Selamlar,

Bildiğiniz gibi Zülfü Livaneli'nin "kadınlarımız" sözü çok tepki topladı. Doğrudur yanlıştır bilmiyorum, bununla ilgili daha genel ve epeydir kafamı kurcalayan bir sorum var.

Erkeklerin bu konuda konuşmaya hakkı yok, sadece kadınlar konuşabilir, 8 Mart yürüyüşüne sadece kadınlar katılabilir, kadın haklarıyla ilgili bir tartışma yapılıyor ama konuşan herkes erkek, gibi eleştirilerle sürekli karşılaşıyorum.

Buradaki sorun -anladığım kadarıyla- toplumsal cinsiyet rolleriyle ilgili, biyolojik cinsiyetle değil. Peki bu tepkilerde neden biyolojik cinsiyet belirleyici oluyor?

Kimse kadınlarımız filan demesin, ben olsam demezdim herhalde, ama aynı sözü Zülfü Livaneli yerine Meral Akşener veya Demet Akalın söyleseydi bu kadar tepki çekecek miydi? Bir erkek ataerkilliğe bir kadına göre daha çok karşı olamaz mı? Söylenen şey doğruysa kimin söylediği çok mu onemli?

Örneğin ülkelerin başbakanlarının kadın olması çok iyi bir şey diye yorumlanıyor. Cinsiyet rollerini tamen ortadan kaldırmak isteyen bir erkek başbakan, kadın hakları konusunda biraz ilerlemeci ama dinsel şeylerden, LGBT+ hakları konusundaki bağnazlıktan sıyrılamamış bir kadın başbakana göre mutlaka daha mı kötü olur?

Kadınların nasıl davranması gerektiği, romantik ve cinsel hayatları, meslek seçimleri, giyim tarzları, etek boyu gibi birçok konuda, bizzat ben karşılaştığım birçok kadından daha açık fikirliyim, beni ilgilendirmez diyebiliyorum. Başka bir şey düşünmeye hakkım olmadığı gibi umrumda da değil kimin ne yaptığı. İşyerinde erkekler şort giymemeli, kadınlar da kısa etek giymemeli diyen arkadaşım kadınlar günü için röportaj verdi mesela. Ama cinsiyet rollerini yerlebir edecek bir erkeğin o röportajı yapması neden kabul edilemez bir şey?

Peki bir erkek eşcinselse ne olacak? Aynı ataerkil lanet sistem onu da ezmiyor mu? Birlikte mücadele edilemez mi?

Ya da Murat Övüç sırf eşcinsel diye LGBT hakları konusunda straight her erkek ve kadından daha mı fazla söz hakkına sahip? Buna hayır cevabını veriyorsanız, fark nerede?

Biraz garip olacak ama, bu erkek egemen sistemin erkekler için büyük getirileri olsa da aynı zamanda bir baskı da oluşturuyor. Hatta bu baskıyı yapanların bir kısmı kadınlar; küçük bir Anadolu şehrinde ev temizleyip cam silen evli bir erkek olsanız komşularınızın garipsemesi ve asağılaması muhtemel. Erkekseniz sporla ilgilenmeli, sürekli kadınlardan bahsetmeli, esinizin ne giydigine karışmalısınız. Şartları sağlamıyorsanız dışlanıyor ve baskı görüyorsunuz. Tabii baskının türü ve şiddeti farklı, cinayetle tecavüzle kıyaslanamaz.

Amacım kavga etmek degil, bana fazla simgesel şeyler diğer politik konularda da (bayrak, andımız vs.) abartılı geliyor, neyi yanlış anladığımı öğrenmeye çalışıyorum. Lütfen kimse birbirine feminazi veya mansplainer demesin. Teoriyi bilen birinden öğrenelim.

Teşekkürler...
0
fadetoreality
(23.07.20)
kimse esitlik istemiyor ki, herkes ayrimcilik istiyor.
zenciler de ateistler de veganlar da asyalilar da lezbiyenler de feministler de komunistler de.
0
baldur2
(23.07.20)
ala09'un dediği gibi olay üstencilik. "kadınlarımız" vs. ile başlayan hemen hemen her cümle "kadınlar adına konuşuyorum"a geliyor hep. yani livaneli konusunda olay aslında kadınların ya da feministlerin (evet erkek feministler de var) "şu kadınlar ADINA konuşmayı, düşünmeyi, yazmayı, çizmeyi bir bırakın, onlar zaten kendi adına bunları yapıyor ve yapar." serzenişi. livaneli'ye tepki gösterilmesinin sebebi sanırım "okumuşu böyleyse cahili ne yapmaz" olayı. madem kitap yazıp edebiyatçıyım diyorsun, böyle dil ile ilgili mevzuları bileceksin. zira kadınlar hakkında doğru söylenmek istenip yanlış söylenen her şey dilde, söylemde bitiyor.

feministlerin büyük kısmı erkekler bizi savunmasın demez ayrıca. erkekler genelde "korumacı" yapısıyla üstenciliğe yeltendiği için tepki görüyorlar. bir nevi mahalle abiliğine, namus-ahlak bekçiliğine soyunuyorlar ister istemez.
0
lesmiserables
(23.07.20)
Bu mevzular benim de çok kafamı karıştırıyor. Sanırım asıl öfke, bu tarz açıklamaların bir kadının canice öldürülmesinden sonra bir erkek tarafından yapıldığı için geliyor. Haluk Levent'in dedikleri mesela. Adamın söylediklerinde bir artniyet görmedim ben. Değindiği nokta çok yanlış gelmiyor. Kadınların kendilerini erkeklerden korumak zorunda hissetmesinin bile çok üzücü olduğunun farkındayım. Ama yarın hemen kadın cinayetlerinin bitmeyeceğini herkes biliyor. Bu yüzden kadın olarak kendimizi korumak zorundayız, inkar edilecek ya da karşı durulacak bir konu yok bence pratikte. Gündüz bile yürürken biri bizi takip ediyor mu diye bakıyoruz, taksiye binince telefonda ailemizden birinin numarası açık oluyor, gece geç saatlerde dışarıda olsak hep endişeyle duruyoruz aslında. Bunlar problem ve bunlar için önlemler alıyoruz ister istemez.

Twitterda farklı fikirleri herhangi bir bilimsel temellendirmede bulunmadan, sırf canları öyle istiyor diye biraz süsleyerek cinsiyet, LGBT gibi konularda hassas olan insanlara çok rahat pazarlayan bir kitle var. Toplumun yüzde doksan dokuzunun bu konuda bilgisi varsa o da sosyal medya paylaşımlarından ibaret. Haluk Levent de mesela zaten bu konuda bilgili olduğunu iddia eden bir adam değil. Bilgisizse konuşmasın diyorsanız da haklısınız. Adam bence orada tamamen iyi niyetinden, toplumsal bir konuya duyarsız kalmamak için bir şeyler söyledi.

Bir kadının böyle öldürülmesinin utancını ve üzüntüsünü hepimiz duymalıyız, bu insani bir şey. Ama bunun üzüntüsünü bir hafta sonra unutuyoruz geriye hep teorik tartışmalar kalıyor. Onları da Twitterda bilen üç beş kişi vardır, bilmeyip biliyormuş gibi satan yüzlerce kişi.
0
black holes in the sky
(23.07.20)
Erkeklerin bu konuda konuşmaya hakkı yok değil, gayet konuşabilirler ve konuşuyorlar da. Ancak edebiyatçı birinin kadınlar için iyelik eki içeren bir cümle kurması bence doğru değil. "Benim kadınım" dediğiniz zaman ne kadar itici oluyorsanız "kadınlarımız" dediğiniz zaman da o kadar iticisiniz demek isterdim kendisine.
Öte yandan azınlık hakları koruması sırasında zaten toplumda seslerini az duyuranların kendileri için konuşmaları ve ön plana çıkartılmaları gerekirken bir bakıyorsunuz kamera önünde adamlar kadın hakları konuşuyorlar, doğru değil. Varsa bir icraatın bunu yaparsın hatta bunun sunumunu da siyaseten bir kadın takım arkadaşına yaptırırsın LGBT hakları için de öyle.
0
SiyamkedisiZorro
(23.07.20)
Akpli kadınlara bakarsanız, orada ne işi varmış lafını söyleyen kemik kitlelerden biridir.

Feministler bu aşırı duyar kasma işini bırakıp 13 milyonu bulan bu kitlenin kendi cinsiyetine ait düşmanlığını kırması gerekir.
0
Unde bach canim
(23.07.20)
Elimden geldiğince açıklayıcı olmaya çalışacağım;

Öncelikle içselleştirilmiş ve veya normalleştirilmiş ataerk diye bir şey var. Nazım Hikmet’in eserleri de ataerkil yapının ağ babası. Ama sorsak belki o da feministti. Bu olay bunun gibi bir şey. Önemli olan öz eleştiri yapmak, sizin şu an yaptığınız gibi araştırmak sonra da değerlendirip gerekirse kendini düzeltmek. Yani erkeklerin bu konularda farkındalığı, duyarlılık kanalları, algılama ve görme biçimleri takdir edersiniz ki kadınlar gibi değil ve olamaz. Ama öğrenilebilir.


“Kadınlarımız” tıpkı “kadınlar size emanettir” diyen kutsal metinler gibi yanlış anlamaya ve yanlış rol inşaasına sevk eden birşey. Kadınlar “kadınlarımız” dese elbette bir sorun olmaz. Konu aynı şey değil. Bu iyeliği kullanmak için sağlam “ortaklıklar” “ortak değerler” gerekir. Çocuklarımız, öğrencilerimiz, sorunlarımız, bayramlarımız derkenki gibi.
“Kadınlarımız” sözündeyse -hele ki erkekler tarafından kullanıldığında “...” la yükümlü olduğumuz anlamı çıkıyor. Neden bir canlının bireysel duruşu ört pas ediliyor?


“Babam bizi güçlü yetiştirdi, erkek gibi büyüttü” söylemlerinde olduğu gibi. Bunlar ataerki yeniden üretir, pekiştirir. Belki niyet bu değil ama isteyerek veya istemeyerek buna hizmet ediyor.
Dikkat çeksin diye ileri taşıyarak başka bir örnek vereyim;
“we can do it” sloganı ve kol kasını sıkan kadın capsi gibi. Bu da benzer şekilde erkek=güç, kadın güçlü olmak istiyorsa erkek gibi olmalı anlamını yeniden üretiyor. Oysa eminim kullanan insanlar bu amaçla paylaşmıyor bu görseli.
Neyse bunları örnek olsun diye yazdım, sorunuza dönelim.

Murat övüç ve eşcinseller. Murat Övüç eşcinsel midir bilemem, ben kendi adıma sanmıyoum ama olabilir. Eşcinseller homofobik olabilir, ataerkil olabilir. Hatta öyle de bir olur ki :) özellikle eşcinsel erkekler ne demek istediğimi anlayacaktır.

Bakın ataerkil yapı çok tehlikeli ve herkes için bir tuzaktır. Farkına varması belli bir eşiğe kadar, yeterli duyarlılığı kazanana kadar zordur.

Şunun artık hakkını verelim, bebekliğinden okula işe hayatın her alanına kadar nefes alışından duygularından bedeninden tutun da düşüncelerine kadar her şeyini gizlemeye çalışarak varlığını hep bir korku üzerinden inşaa eden kadınlarla kıyaslandığında erkeklerin, “kadınlarla ilgili konularda” kadınalar için yeterli çözümler sunamaması doğaldır. Bu kötü ya da bir eksik bir durum değildir.

Ancak gerçekten samimiyetle erkekler kadınlarla ilgili bu tip konularda, şiddet, nefret içerikli olaylarda ve söylemlerde bir şeyler yapmak istiyorlarsa kendi içlerinde çözümler üretse çok çok daha etkili ve içten olur.

Zülfü Livaneli, biz erkekler diye başladığı bir açıklama yapsaydı ya da “erkeklerimiz” diyip eleştirilerde bulunsaydı çok daha faydalı olmaz mıydı?
Erkekler de kadın dayanışmasına katılsın kesinlikle bunun gerekli olduğunu düşünüyorum ancak erkekler kahvelerde, arkadaş gruplarında, Whatsapp yazışmalarında/gruplarında, iş yerlerinde toplantılarda kendi aralarında bu konuları gündemlerine alsalar ya mesela. İşte o günler gesle muhteşem olurdu.

Geçenlerde burda bi soru vardı; karısını aldattı bilinen biri var ailece görüşüyorduk şimdi ne yapmalıyım diye soruyordu bir erkek yazar. İşte böyle durumlarda bu adamlara yüz çevrildiğinde,

Hani geçenlerde davası süren bir olay oldu, bi erkek eski karısının özel fotoğraflarını erkek whatsapp grubunda paylaşmıştı. Düşünsenize adamın aşağılığını değil yalnız o grupta onca erkeğin duruma okey demesini ya da o herifin bunu yapmaya çekinmemesini.
İşte erkekler kadınlar için kendi aralarında -olumlu anlamda- örgütlenebildiğinde bir değişim olabilecek.
0
jimjim
(23.07.20)
AKP'ye güçleri yetmediği için Livaneli gibi güçsüz insanları eften püften sebeplerle linç ederek öfkelerini dindirmeye çalışıyorlar işte. Bi de ucuz yoldan erdem sinyallemesi.
0
plutongezegendegilmi
(23.07.20)
Kadin haklariyla ve kadinla ilgili konusan herkes evet erkek. Bu hep böyleydi bu kulturde, Osmanli´da kadin cemiyeti kurarlardi, kadin uyesi olmazdi cemiyetlerin. Ya da kadin dergilerinde erkekler yazardi. Kadinlarin kendilerine alan acmalari hep zaman aldi ve kendi beyanlarinda kendileri konustuktuktan sonra oldu bu.

Basbakan karsilastirmasi konudan sapmis. Sadece bir degiskenle biri iyi digeri kotu olmuyor.

Bakin kendinizi nasil da soz soyleyecek konumda hissetmissiniz:
"Kadınların nasıl davranması gerektiği, romantik ve cinsel hayatları, meslek seçimleri, giyim tarzları, etek boyu gibi birçok konuda, bizzat ben karşılaştığım birçok kadından daha açık fikirliyim"

Kadinlarin nasil davranmasi gerektigi hakkinda beyanda bulunmayin mesela. Acik fikirli oldugunuzu belirtmissiniz. Ben gelsem, "erkeklerin sort boyu konusunda bircok erkekten daha acik fikirliyim." desem olur mu? Ya hu bana mi duser? Erkegin iki gram akli yok mu ki kac cm sort giyecegine karar veremeyecek?
Bu konu, benim acik ya da konservatif fikrimi paylasmaya cüret edebilecegim bir konu mu acaba?

Beyanda bulunmak zorunda hissetmediginizde inanin kadinlar icin cok daha guzel bir dunya olacak. Kadinlar kendileri dusunebilirler, romantik hayatlarinin, cinsel hayatlarinin nasil olmasi gerektigini kendileri bilirler. Baska bir kaynaktan gelecek acik ya da kapali fikirlere luzum gormeden hem de.

Erkek egemen sistemin suclusu tek bir erkek olmadigi gibi, o sistemin bir gidim disina cikmaya calisan erkek de cezalandirilir. Ustun degerler, herkes tarafindan korunur, bazen de kadinlar bu degerlerin arkasina siginip var olmaya calisirlar. Bu uzay fizigi degil zaten, iki gozu ve kulagi olan her yetiskinin gozlemleyebildigi bir gercek. Bunun sucu kadinda mi yani? Saka mi, nereye el salliyoruz?

Konuyu bilen birinden ogrenelim, evet. Fatmagül Berktay´in Tarihin Cinsiyeti kitabini tavsiye ederim. Orada ulus-devlet ve toplumsal cinsiyet konularindan, o cam silen erkegin kucumsenmesi konusuna kadar bircok dusunce, fikir, akil yurutme bulacaksiniz.
0
buf-e kür
(23.07.20)
Beyanda bulunma zorunluluğu hissetmemek +1

Ataerkil düzen dediğiniz gibi hem kadını hem erkeği mağdur ediyor. Kadınların beyinleri başka türlü yıkanıyor erkeklerin de erkeklikle ilgili başka türlü yıkanıyor. Önce ve daha doğru olanı erkeklerin ataerkil düzenin onları soktuğu “erkeklik” kavramını/algısını değiştirmek. Kadınların nasıl davranacağından öte erkeklerin kadınlara nasıl davranacağını/davranması gerektiği düşünülse, doğru biçimde değiştirilse, düzeltilse daha doğru olmaz mı? Düzeni srogular tartışırken sonuçlarından değil sebeplerinden başlanmalı. Biz de kadınlar kadar mağduruz demek, sadece mağduriyete ortak olmak; hatta kadınların mağduriyetini hafifletmek (o da mağdur bu da herkes öyle o zaman normla&)ten başka bişeye yaramaz. Kaynağını kurutmak lazım. Erkekler hem birey olarak kendilerinde hem de etrafındaki erkek arkadaşlarına karşı bu değişimi başlatsa herkese faydası olacak

Soruyu sormanız çok güzel, bir çok cevap da faydalı olmuş. değerlendirip düşünün eminim bir şeyler değilecek düşünme yönteminizde.
0
rewlack
(23.07.20)
"Ya hu bana mi duser? Erkegin iki gram akli yok mu ki kac cm sort giyecegine karar veremeyecek?"

Benim dedigimin bundan farki nedir? Ben de bana mi duser diyorum, bana ne kim ne giyerse giysin, bemim umrumda olmadigi gibi soz hakkim da yok.

Kadinin etek boyuna karisan kadinlar varken bazi erkeklerin kendinde boyle bir hak gormedigini soylemeye calistim. Bunu soyleyebilmek icin bunu soylemem gerekiyor, ama soyledigimde beyanda bulunma diyorsunuz. Beyanda bulundugum sey kadinlarin ne giymesi gerektigi konusunda soz soyleme hakkimin olmadigi.

Ama sunu soylemis oldum tabii. Bazi kadinlar baska kadinlarin etek boyuna ve cinsel hayatina karisiyor, bence karismamali. Evet bu bir erkegin kadin haklari konusunda fikir beyan etmesi oldu.

Oyleyse sorum cevaplanmis oldu. Demek ki kadinlar uzerinde erkek egemen baskinin devam etmesini saglayan kadinlarin konusmaya hakki var, bu baskinin tumden ortadan kalkmasini isteyen erkeklerin hakki yok.

Bol sans dilerim o zaman. Umarim basarili olursunuz.
0
🌸fadetoreality
(23.07.20)
Abi bunca cevaptan bu mu anlaşıldı cidden?
0
rewlack
(23.07.20)
Şşt durun len kavga etmeyin :p

@fadetoreality kardeşim, söylenmek istenen benim anladığım şu;
Sen iyi güzel öyle düşünüyorsundur iyi hoş, bunu kadınlar gününde açıklamana gerek yok(konuşma yaptılar demişsin ya) sen böyle düşünüyorsan bu zihniyetle mesela iyi bir erkek evlat yetiştir, erkeklere bu zihniyetle açıklamalar yap.iyi örnek ol. Ama ben daha aydınlık ve daha doğru bakıyorum diyerek(evet bence de öyle bakıyorsun) o zaman şu kadınlarla ilgili ben de konuşayım yerine git bu demeçleri erkek arkadaşlarına ver diyolla herhalde. : ))
0
jimjim
(23.07.20)
Son bişey daha ekleyim gidiyorum :)
Ben karşılaştığım bir çok kadından daha açık fikirliyim derken yine kıyasa üstelik kadınlarla ilgili bir kıyasa düşüyorsun. (Bunu enn başta açıklamaya çalıştığım özümsenmiş ataerkil izlere veriyorum, kadın erkek hepimzde var zaten) Dediğin gibi düşünen kadınları haklı bulmuyoruz, evet zarar veriyorlar belki. Ama mesele daha doğrusunu biliyorsam onlar yerine ben konuşayım olmamalı. Mesele ben aydınlık, daha doğru değerlendiriyorum öyleyse bu iyi bakış açısını hangi platformda paylaşabilirim olmalı. Orası da denildiği gibi önce erkek, eril alanlar olmalı. Oralarda sen konuşmazsan kadınlar hiç ifade edemez kendini.

Sevgiler,
İyi günler : )
0
jimjim
(23.07.20)
"Abi benim soyledigim seyden bir hakkim oldugunu iddia ettigim mi anlasildi cidden?" diyeyim ben de. Belli ki birbirimizi anlayamadik.

- Kadinlarin ne yapacagi hakkinda bir soz hakkim yok. Bence kimsenin baskasina karisma hakki yok.
- Sen kadinlar hakkinda fikir beyan edemezsin.
- Evet ben de bunu diyorum.
- Hayir diyemezsin, kadinlarla ilgili bir sey soylemeye hakkinin olmadigini soyleyemezsin. Fikir beyan etme sus.
- ...

Boyle devam ediyoruz su an.

Acik fikirliyim derken aslinda cok iyiyim dedigimi filan mi anladiniz? Hayir, kadinlarin etek boyu beni ilgilendirmez diye dusunuyorum diyorum, insanlarin cogunun kendinde bu hakki gormesinin aksine. Bu beni kendinde o hakki goren insanlardan daha acik fikirli yapiyor. En acik fikirliyim demiyorum ki zaten, keske oyle olabilsem. Relatively diyorum.

Kadin dedigin evinde oturur diyen kadin hic mi yok? Oyle demiyor olmak beni bir parca acik fikirli bir erkek yapmiyor mu o kadinlara kiyasla? Bunu soylemek neden kadinlarla ilgili fikir beyan etmek oluyor? Kadin haklarini sadece kadinlar mi savunabiliyor yani? Tamam o zaman sorumu cevapladiniz dedigimde "bunu mu anladin cidden?" diyorsunuz. E bunu dediginizde bunu anlarim tabii, ne anlayacaktim?

Yok diyorum. Benim kadinlarin, erkeklerin ve digerlerinin kendi hayatlarini nasil yasayacaklarina dair bir sey soylemeye hakkim yok. Bunu soyleyerek de bir hakkim oldugunu degil, olmadigini acikliyorum. Bu beni ustun bir insan da yapmiyor. Daha acik nasil ifade edebilirim bilmiyorum. Hakkimin olmadigini soyledigim icin fikir beyan ettigimi soyluyorsunuz.

Ablam 2 gun once eczaneye sortla giderken ona bakip gulusen kadinlarin yanlis yaptigini soylemem kadinlarla ilgili fikir beyan etmek mi oluyor cidden? O kadinlara gore en azindan bu konuda acik fikirli degil miyim?

Kendimde baskalarinin hayatina dair soz soyleme hakki gordugum tek sey baska insanlarin daha baska insanlarin hayatina karisma hakkinin olmadigi. Buna kadinlarin, LGBT+ bireylerin ve diger sacma sapan ayrimciliga ugrayan herkesin haklari dahil. Hayvan haklari da dahil, vegan olmak icin inek ya da kuş olmama gerek yok mesela, haklarini savunuyorum cunku yanlis bir sey var ortada. Turkiye'de etnik azinlik degilim ama haklarini savunuyorum, siyahi degilim ama haklarini savunuyorum. Peki bu gruplarin eylemlerine katilabiliyorken kadinlarin eylemlerine neden katilamiyorum? (Burada herkes katilamazsin dememis, ama baska diyen kisiler var, o yuzden bu soruyu sordum.)

Kadinlar gununde ben konusayim da demiyorum tabii ki benim haddim degil. Ama bazi erkeklerin bazi kadinlardan daha acik fikirli olma ihtimali yok mu? Kadin yuruyusune o erkeklerin katilmasi bazi kadinlarin katilmasina gore hareketin gucu acisindan daha faydali olamaz mi?

Basbakan ornegi de hic absurt degil, benim sordugum soru oydu tam olarak, ama baska yerlere cekildi. Erkek dolu mecliste kadin haklari tartisiliyor elestirisi surekli yapiliyor, bir yerde kadin yonetici olursa bu bir kazanim olarak goruluyor, niye absurt bi ornek olsun?

Yani beyan edilen fikrin ne oldugundan bagimsiz olarak, beyan eden kisinin biyolojik cinsiyetine gore mi karar veriliyor? Teori boyle mi acikliyor bu durumu?

Teoriyle ilgili bir soru sordum ama nasil olduysa bu bile benim kullandigim dille, acik fikirli oldugumu soylememle ilgili bir seye donustu ve iki saattir nasil kimseyi kizdirmadan cevap versem diye ugrasiyorum. Benim sorum da rocket science degildi oysa.

Hepinize cevaplar icin tesekkur ederim ve iyi gunler dilerim.
0
🌸fadetoreality
(23.07.20)
Hocam ben tam olarak neyden rahatsız olduğunuzu anlayamadım. Eğer neden erkekler kadın hakları konusunda fikir beyan edemiyor demek istiyorsanız, bir feminist olarak neden etmesin ki tabii ki etmeli derim. Bu basit ifade özgürlüğü değil mi zaten. Teorik olarak örneğin diyelim bir televizyon programı yapılıyor. Katılımcıların hepsi erkek. O kadar kadın haklarıyla ilgili çalışan stk var bu konularda çalışan akademisyenler var programı yapanlar niye sadece erkekleri davet etmiş diye düşünürüm.

Bir de şöyle düşünelim. İşçi hakları konuşuluyor diyelim. Konuşmaya katılanların hepsi fabrikatör patron vs. Bu insanların destekleri tabii ki önemli. Ama patron işçinin yaşadıklarının ne kadarını anlayabilir. Burda patron-erkek işçi-kadın analojisi yapmıyorum ben yalnız. Taciz konusunda tacize uğramış bir erkeğin öne çıkması o kadar önemli ki, işçi yerine onu da koyabiliriz. Bu uğramayan erkeklerin empati kurmasını kolaylaştırır.

Murat Övüç daha fazla söz hakkına sahip değil. Yönelimi nedeniyle birinci elden bilgi verdiği için daha doğru şeyler söyleme ihtimali daha yüksek (tabii bu da patladı dünyadan bir haber dümdüz aptalca şeyler söylediği için ya da belki gey bile değil bilmiyorum). Bir örnek daha vereyim. Şimdi diyelim bir köy var buranın yakınına bir maden ocağı açılacak ya da termik santral kurulacak. Bunun yararı da zararı da en çok köylüye dokunacak. Burada köylünün daha çok söz sahibi olması gerekmez mi?

Bir de yarar konusu var. Açık fikirli erkek başbakanın bağnaz kadından daha yararlı olacağını söyleyemeyiz bence. Kukla bile olsa bir kız çocuğuna bu yapılabilir ihtimal dahilinde mesajı veriyorsa değerli olabilir. Ya da erkek başbakan ciddi anlamda durumu düzeltmek için politika üretiyor aktif çalışıyorsa daha yararlı olabilir. Ya da iş yapmıyor lafta konuşuyorsa ne kadar etkili olabilir. Bunu ölçmek zor.

Kadın hakları konusunda röportaj yapan adamın, kadınların kendini daha iyi ifade edebileceği ortamı yaratmayı çalışması, iş yerinde arkadaş çevresinde, röportaj vermekten daha yararlı. Bunun sistemi kırma ihtimali daha yüksek ve daha akılcı. Ama bence ilki de gayet iyi bir şey. Zaten bir konuda diyalog başlatmak o işi çözmenin ilk adımı değil mi. Neden kabul edilemez olsun. Ama kadın haklarını konuşanların ya da öne çıkanların %90'ı erkekse bu problemli. Niye böyle neden kadınlar öne çıkmıyor bunu sorgulamak lazım. Ama niye erkekler konuşuyor demem ben burda. Kadınlar neden konuşmuyor neden davet edilmiyor derim neden çekiniyor neden ortam yaratılmıyor derim.

Sizin durduğunuz yer toplumun %90'ından ilerde bir yer bence. Söyleyin gitsin insanlar alınır diye düşünmeyin anlatmadan anlaşamayız. Bu ve bunun gibi duyurular da inanılmaz değerli.
0
curious mind
(23.07.20)
Soruyu sorarken rahatsız olduğum bir şey yoktu, varsayımsal bir durum için kuramsal bir cevap arıyordum.

Gelen yanıtların bazıları rahatsız etti, çünkü yapmadığımı söylediğim şeyi yapmışım gibi eleştirildim. Kadınların etek boyuyla ilgili fikir beyan etme hakkımın olmadığını söylemek kadınların etek boyuyla ilgili fikir beyan etmek olmuyor arkadaşlar. Bunu söylemem de fikir beyan etmek olmuyor. Bunu söylemem de. Sonsuza kadar aynı şeyi tırnak içine ala ala devam edebiliriz.

Ve evet, bu kadar cinayet işlenen bir coğrafyada, erkeklerin neredeyse tamamından zaten hiç ümit yokken, kadınların da bir kısmı öldürülenler için "o da kuyruk sallamasaymış" diyorken, bu şekilde düşünebilmek açık fikirli olmak oluyor. Açık fikirli olmak bir üstünlük değil, başkasına fikir dayatmak da değil, sorgulamak ve daha iyiyi aramak, bulunca da kabullenebilmek demek.

Belli ki sorgulayabilmişim, öğrenmeye çalışıyorum, gelip size danışıyorum. Benim açık veya kapalı fikrime ihtiyacınız olduğunu söylemiyorum, size fikir vermeye de çalışmıyorum. Kendi perspektifimi, dünya görüşümü açıklıyorum ki soruyu niye sorduğum, ne demeye çalıştığım anlaşılsın.

Ben sorumun cevabını insanların ağzına laf yerleştirilmeyen, sözleri çarpıtılmayan, daha akademik bir zeminde de bulabilirim, oradan yola çıkarak kendi okumamı da yaparım. Reddit'te her konuda uzman dolu, keşke en başta orada sorsaydım. CNN Türk tartışma programı seviyesinden iyi olur en azından.

Üstelik benim hakkımda da bilginiz yok, cinsel kimliğimi bilmiyorsunuz, ne bileyim tecavüze uğrayıp uğramadığımı bilmiyorsunuz, diğer politik görüşlerimi, dinlere bakışımı, nasıl bir ortamda yaşadığımı bilmiyorsunuz. Tek bildiğiniz erkek olduğum, bunun üzerine kendi varsayımlarınızla eleştirdiniz.

Belki yine biri cevap verir, bilgilendirmeye çalışır filan. Ama zahmet etmeyin, sağ olun. İyi niyetiniz için teşekkür ederim ama buranın uygun bir ortam olduğuna inanmıyorum artık. Buna rağmen öğretmek istiyorsanız da nasıl bana WhatsApp gruplarında, kahvelerde filan, eril ortamlarda çözüm üretmemi öneriyorsanız, siz de kendi içinizde bu sorunu çözün öyleyse. Bu kadar katilin arasında, sorgulamayıp kendisi cevapları bildiğini düşünen erkeklerin ve kadınların arasında, gelip bize danışan birine niye kızıyoruz diye bir düşünün.

Teorik bir soru sordum, tekrar tekrar kadınların hayatına karışan biri olmadığımı söylemek zorunda kaldım, üstelik bunu söylediğimde de tekrar başa döndük ve kadınlara karışan biri olmakla suçlandım. Döngüden çıkamadık.
0
🌸fadetoreality
(24.07.20)
(6)

yarım kalan girişim

dedi ayca
iş yerinden bir arkadaşımla beraber tasarım fular işine girişmiştik. tasarımları ben yaptım, çok da güzel işler çıkarttığımı düşünüyorum. kumaşçı ve baskıcıyı da bulduk ama arkadaşımın ofisteki sıkıntıları, yer değişikliği vs. derken havada kaldı her şey. hem tasarım hem üretim ayağıyla ilgilenmek i
iş yerinden bir arkadaşımla beraber tasarım fular işine girişmiştik. tasarımları ben yaptım, çok da güzel işler çıkarttığımı düşünüyorum. kumaşçı ve baskıcıyı da bulduk ama arkadaşımın ofisteki sıkıntıları, yer değişikliği vs. derken havada kaldı her şey. hem tasarım hem üretim ayağıyla ilgilenmek istemedim ben de başta. onu da geçtim bu işin pazarlaması olmalı ve bu konuda pek iyi değilim.

güzel bebeklerim deneme baskısı halleriyle evde ve ofiste yanıbaşımda duruyorlar. sizce bu işe girişmeli miyim yoksa hem tek başıma yönetmek zor olacağından hem de pandemi dolayısıyla az sermaye gerektirse bile paramı riske atmadan kıçımı kırıp oturayım mı?

fotodaki de çizimlerden birisi. çok içime sinerek çalışmıştım, ufaktan kalbimi kırıyor.
0
dedi ayca
(22.07.20)
Tasarımı (aslında daha çok renkleri) çok beğendiğim için devam edin diyorum.

Girişim konusunda altın kural: siz başlayın, eğer işler iyi gidiyor gibi olursa üretim ve marketingi devredecek birini bulursunuz, birileri çıkıp size bi teklifle gelir zaten.

Not: başlayınca mesaj atın, görseldekinden almak istiyorum :)
0
plutongezegendegilmi
(22.07.20)
çok boş bi girişim. 10 koyup 3 alacağın bir şey.

www.youtube.com

www.youtube.com

bu videoları izlemeni tavsiye ederim. iş modelinden ziyade farklı görevleri aynı kişi yapınca neler oluyor. Çok ortaklı yapıdan tek ortaklı yapıya düşünce neler hissediyorsun gibi. girişiminin sana getirileri ve götürüleri görebileceğin bir ufak kesit.
0
paudi
(22.07.20)
İyi bir tasarımcı olmak iyi bir girişimci olmak değildir.
0
deer hunter
(22.07.20)
Valla bu tip sureclere girerken insanin en zorlandigi asamalari gecmissiniz (fikir, planlama, uygulama). Burda durmak yazik olur. Mevzu para ise kredi cekin (veya ben size ortak olayim :)) ve diger pazarlama gibi diger isleri freelancerlar araciligiyla yapin. Is tutar veya tutmaz en fazla batarsiniz. Fakat denememek en kotusu olur
0
ala09
(22.07.20)
yaptığımız hesaplamalara göre çok bir yatırım gerekmiyordu. yani şirket gibi kurmayacağım sonuçta, 5-6 bin gibi bir şeyle hallediyorduk. az adetli olacaktı vs.vs.

hani çekim falan yapacak olsaydık ona para giderdi çünkü bir arkadaşıma danıştığımda 10 binden aşağı olmuyor demişti.o da yok :)

@paudi o yüzden buradaki kadar büyük yatırımlara gerek yok. ama her şeyi bir kişinin yapmasını ben de makul bulmuyorum.
0
🌸dedi ayca
(22.07.20)
bu işleri halihazirda yapan bir şirketle temasa gecin ve onlar üzerinden üretimini yaptirin bence, parca başına komisyon alirsiniz. kendi başınıza yapsaniz kazanacaginiz parayi kazanmazsiniz belki ama işin en sorunlu kisimlarini da üstlenmemis olursunuz.
0
proteus
(22.07.20)
(8)

220 Gr protein aldım çok mu büyük hata yaptım?

lion de la Turquie
Bugün sacmaladim. Pişirdigim göğüsler yenmeyince ben yedim 800 Gr civarıydı. Normalde yarısını yerdim.Bu kezlik yaptığım bu abartma gün içinde bana zarar verir mi? Ne yapmak lazım biraz pişman oldum.Diyetteyim ve bu saatte yediğim yemekten sonra yarına kadar bir şey yemeycegim normalde de 4 gündür b
Bugün sacmaladim. Pişirdigim göğüsler yenmeyince ben yedim 800 Gr civarıydı. Normalde yarısını yerdim.

Bu kezlik yaptığım bu abartma gün içinde bana zarar verir mi? Ne yapmak lazım biraz pişman oldum.

Diyetteyim ve bu saatte yediğim yemekten sonra yarına kadar bir şey yemeycegim normalde de 4 gündür böyle yapıp aç giriyorum yatağa.
0
lion de la Turquie
(21.07.20)
Protein-üre zehirlenmesi ortalama 400-500 gram proteinden sonra başlar ama ben rahatsız oldum illa bir şey yapayım dersen biraz fazla su iç proteinden açığa çıkan üreyi daha hızlı atarsın.
0
angelus
(21.07.20)
Tek seferden bir şey olmaz hocam, nolcak. Ben vücut geliştirmiyorum ama 1kg tavuk yediğim olmuştur yani. Ama düzenli olarak 200 gram protein almanız muhtemelen böbreklerinizi elinize almanıza sebep olur, o konuda dikkat edin.
0
plutongezegendegilmi
(21.07.20)
Yaklaşık 200 gram protein almışsın. Vücut geliştirmeyle uğraşan orta seviyede birisi bunu her gün alıyor. Ben de şahsen günde 160 gramdan aşağı almıyorum. Hiçbir şey olmaz yani. Alışık olmadığın için rahatsızlık duyabilirsin en fazla.
0
hitokiri kenshin
(21.07.20)
Ben olsam biraz daha fazla spor yapmaya çalışır, bolca da su içerdim.
0
megalomaniac
(21.07.20)
Milletin her gün çöp gıda yediği bir dünyada gereksiz bir endişe.
0
arnold schwarzeneger
(21.07.20)
ne olcak allah askina.
0
baldur2
(21.07.20)
yağ olarak depolanmıştır sıkıntı yok
0
charlotte blanc
(21.07.20)
1 kg tavuk yediğim çok olmuştur, hiçbir sıkıntı yaşamadım bugüne kadar.
0
aynabugusu
(21.07.20)
(2)

Üniversite Ders Seçmek

Barbaros59
Merhaba arkadaşlar,Üniversitede ders seçmek hakkında 2 sorum var.1- Üniversite mezun olma şartı olan 240 krediyi tamamladıktan sonra başka bir ders seçme hakkım var mı?2- Daha önceden alınıp DD veya DC ile geçilmiş bir dersi tekrar alıp AA geçmek mi, yoksa daha önce hiç alınmamış bir dersi AA ile ge
Merhaba arkadaşlar,

Üniversitede ders seçmek hakkında 2 sorum var.

1- Üniversite mezun olma şartı olan 240 krediyi tamamladıktan sonra başka bir ders seçme hakkım var mı?

2- Daha önceden alınıp DD veya DC ile geçilmiş bir dersi tekrar alıp AA geçmek mi, yoksa daha önce hiç alınmamış bir dersi AA ile geçmek mi genel not ortalamasını (gano) daha fazla yükseltir?
0
Barbaros59
(20.07.20)
1- var. tek şart min 240. üst limit falan yok.
2- fark etmiyor. 2.kez aldığın dersin eski notu geçersiz oluyor. kredisi yüksekse eskiyi al değilse yeni yüksek kredili dersleri bul yapıştır AA'ları

edit : 2'de saçmalamışım. altta plutonun dediği geçerli. 1 içinse sene bitmiş 240'ı aşmışsan bir sonraki sene tekrar gelip ders alayım dersen vermeme durumu olabilir ama sanmıyorum. son senede falansan bolca ders alıp 240'ı aşabilirsin
0
avatar is back
(20.07.20)
1- Benim bildiğim 240 krediyi tamamladıktan sonra mezun olabilir durumdaysan (zorunlu dersler bittiyse) yeni ders seçemiyorsun, direkt mezun ediyorlar. Ama mesela zorunlu derslerinden biri kalsa, üst limit yok, o dersi verene kadar istediğin kadar ders alabiliyorsun.

2- Eski dersi yükseltmek not ortalamanı daha fazla yükseltir. 3 kredilik bir dersin var, ortalaması 2.0 olsun. Ortalaman 6.0 / 3 = 2.0 olur. Onu AA ile versen ortalaman 4.0 olur, eski notun replace edilmiş olur yani.

Ama 3 kredilik yeni bir ders alsan ve AA ile versen, ortalaman (eski + yeni) / toplam olacağı için daha düşük olur. (3*2.0 + 3*4.0) / 6 = 3.0 gibi.
0
plutongezegendegilmi
(20.07.20)
(8)

Üniversitede ders vermem imkansız mı benim sizce ne dersiniz?

winston insani
MerhabalarYaklaşık 8.5 senedir özel sektörde yazılımcı olarak çalışıyorum. Fakat her zaman üniversitede ders verme hayalim olmuştur.Bu arada ne dersi olursa olsun, bilgisayar mühendisliğine giriş, veri yapıları 101, programlama 101 vs. hatta en önemsiz ders bile olabilir bilgisayar mühendisliği ile
Merhabalar

Yaklaşık 8.5 senedir özel sektörde yazılımcı olarak çalışıyorum. Fakat her zaman üniversitede ders verme hayalim olmuştur.

Bu arada ne dersi olursa olsun, bilgisayar mühendisliğine giriş, veri yapıları 101, programlama 101 vs. hatta en önemsiz ders bile olabilir bilgisayar mühendisliği ile ilgili. Öğretmeyi çok seven birisiyim, hatta twitch'te programlama ile ilgili yayınlar da yapıyorum bir süredir.

Ama gördüğüm kadarıyla bunun için hem üniversiteden birileri tanımanız, hem de yüksek lisans istiyorlar. Bu yaştan sonra da (32) yüksek lisans yapmak biraz zor geliyor bana açıkçası.

Yani dışarıdan biri gelip direkt olarak nasıl ders verebilir ki üniversitede. Fikri olan var mı? Her türlü fikirlerinize açığım bu arada.
0
winston insani
(19.07.20)
yüksek lisans için 32 yaş geç değil bence. çalışanlar için ikinci öğretim gibi imkanlar var bildiğim kadarıyla.
0
nickini degistiren yazar
(19.07.20)
Gidip direkt olarak ders veremezsin. O kadar basit olsa niteliğinden emin olunmayan insanların toplandığı yol geçen hanına dönmez miydi üniversiteler? 32 yaş için yüksek lisans geç değil, buradan ilerle.
0
wmeh
(19.07.20)
kendini kapatıp 2 yıl master 4-5 yılda doktora tamamlarsan 5 yıl içerisinde ders verecek kıvama gelirsin sonra istersen anadolu'da random bir yerde ders verirsin.
0
duyurukullanıcısı
(19.07.20)
türkiye'deki odtü boğaziçi sabancı koç gibi büyük üniversiteler dışındakilerin durumu pek iyi değil.

üniversite hocaları bile düzgün ders veremiyor

yerinde olsam patreon, youtube, vb. online platformlarda dersler hazırlar sunarım.
0
tavish11
(19.07.20)
+cosmicsfring üniversitede ders vermekten daha fazla zevk alabilirsiniz bir klüp bulaşınız, ilgili kişiler gelir dersinize çünkü.

Onun dışında yüksek lisans yaparken bir yerden asistanlık teklifi alırsanız, asistan olarak çalışırken ders verebilirsiniz. Ama işinizi bırakıp asistan olmak ister misiniz bilemedim.

İşinde çok çok iyi insanlar var, o insanlar misafir olarak ders veriyorlar Türkiye’de ama BİM’in CEO’su ya da iyi bir reklamcı olmak gibi şeylerden bahsediyorum. Kim bilir belki ilerde bir davet alırsınız siz de.
0
damba
(19.07.20)
Merhaba,

çalıştığınız kurum kurumsal büyük bir kurum olursa (Örneğin Tübitak, ya da savunma sanayii şirketleri) önde gelen üniversitelerde dahi ders verebiliyorsunuz.
Okulların bilgisayar mühendisliği bölüm başkanlıklarına mail atarsanız temel derslerden olmasa da seçmeli ders açmanız konusunda yardımcı olacaklardır ki seçmeli ders sadece ilgili öğrencilerin gelmesi açısından daha iyi bence.
iletişime geçmeyi deneyin derim.
0
sparkle kiddle
(19.07.20)
ohooo sen yeter ki açmak iste. gerçekten donanımın biraz da hevesin biraz da sosyal zekan varsa kesinlikle ders verebilirsin. bizde bir kaç dersi tübitaktan ya da bi kaç kamu kurumundan gelen hocalar açıyor. ama zorlarsan özel sektörden de adama ders verdirtebilirler.. zaten hocalar ders anlatmak istemiyor. teknik seçmeli ders verirler sana onu verirsin. bi de o sırada yüksek lisans yaparsan seni öğretim görevlisi olarak bile alabilirler (çok zorlarsan)
0
lycoxin
(19.07.20)
Şu an her sayısal bölüm programlama öğretmeye çalıştığı için bir açık var, geçen sene Bilkent üniversitesi benden gelip istatistik bölümünde Python öğretmemi istemişti mesela. Sadece lisans diploması sormuşlardı. Bölümlere mail atıp böyle bir şey lazım mı diye sorabilirsiniz. Bilgisayar mühendisliğinde zor olabilir ama.
0
plutongezegendegilmi
(19.07.20)
(4)

devlete ait bir yazılımı özelleştirmek

nickini degistiren yazar
milli eğitim bakanlığında mebbis modülleri var. ben bir modülü kullanıyorum. ama modül çok sorunlu. bir sürü hata veriyor. ben üniversitede proje olarak böyle bir yazılım yazsam ff'den kalırdım muhtemelen. üstelik bu yazılımı çok fazla kurum kullanıyor. her gün yüzlerce yazı geliyor bu modülün sorun
milli eğitim bakanlığında mebbis modülleri var. ben bir modülü kullanıyorum. ama modül çok sorunlu. bir sürü hata veriyor. ben üniversitede proje olarak böyle bir yazılım yazsam ff'den kalırdım muhtemelen. üstelik bu yazılımı çok fazla kurum kullanıyor. her gün yüzlerce yazı geliyor bu modülün sorunlarıyla alakalı. benim işim bu sorunları düzeltmek. bir sürü işlevsiz buton var. yazılımdaki butonların %50'si işlevsiz. zamanında koyulmuş, sonra umursanmamış. zamanında bir adam bu yazılımı yazmış, sonra daire başkanlığına terfi etmiş. ama geriye hiçbir doküman bırakmamış. yazılımda güncelleme yapılması gerekiyor, bir yerde güncelleme yapıyorlar, başka bir yeri bozuyorlar. şaka gibi.

şöyle de ilginç bir şey var. yazılım çok sorunlu, kullanması karmaşık, kullanıcı düşmanı olduğu için özel şirketler arka planda bu programa veri gönderip alan daha kullanıcı dostu önyüzler yazmışlar ve kurumlara iyi paralara satıyorlar.

şimdi ben bilgi işlem daire başkanından randevu alsam. "kurduğum şirketle bu modülün çok daha iyisini sıfırdan yazacağım" desem ne der? izin verir mi? tc, ad soyad, adres, fotoğraf, telefon gibi kritik bilgiler tutulacak. özel bir şirketin bu verilere sahip olmasına izin verirler mi?
0
nickini degistiren yazar
(19.07.20)
Normalde bu tarz küçük işler için ihaleye çıkmadan doğrudan satın alma yapabiliyorlar. MEB bu konuda çok iyi değildi gerçi, her iş için kurul kuralım, şöyle denetim yapalım falan diye kasıyorlardı epey, değişti mi bilmiyorum.

Ayrıca hala güncelleme aldığından bahsetmişsiniz, demek ki o işle uğraşan bir kişi/ekip ya da şirket var. İşi onlardan alıp size vermeleri zor görünüyor.

Yine de böyle bir şey için siz gidip konuşmayın, yöneticinizle konuşun, en kötü ihtimal bir satış görevlisiyle gidersiniz MEB'e.

Kişisel bilgiler için, çoğu kamu kurumu bilgileri başkasının tutmasına izin vermiyor. Yazılımı yapıp onların sunucusunda çalıştırıyorsunuz ve o sunuculara doğrudan erişiminiz olmuyor.
0
plutongezegendegilmi
(19.07.20)
Daha önce benzer bir projenin test ekibinde çalışmış biri olarak . bu tarz ihalaleri alan firmalar genelde devletin başka organları için farklı çözümler sunan şirketler oluyor. Bu tarz programları ise bonus olarak 1 (bir) tl lik ihalalerle yapıyorlar.

Mevcut yazılımı onarmak veya kullanıcı dostu haline getirmek zaten kabus bir durum. sağı düzelir solu bozulur. hiç bir zaman randıman alınamaz.

Böylesi projeleri alacak yandaş bir çok yazılım şirketi varken size sıra gelir mi bu bir muamma.

ama elbetteki randevu alın , güzel bir dosya hazırlayın ve sunun.
0
janavarorion
(19.07.20)
@plutongezegendegilmi

bu modüle bakan bir ekip değil, bir kişi var. kendisi bilgisayar öğretmeni. en hafif tabirle çok niteliksiz birisi. telefonlara bakmıyor, ulaşılması çok zor, resmi yazılara üstten bakmacı üslupla cevap veriyor. örneğin 250 kişiyle ilgili bir işlem yapılması gerekiyor. normalde onlar için olay bir sorgu yazmaktan ibaret. ama "sizin yetkiniz var" diye yazıyı reddediyorlar. o 250 kişinin işlemini yapmak için saatlerce uğraşıyoruz.
0
🌸nickini degistiren yazar
(19.07.20)
şu an, dayın yoksa mümkün değil.
0
paranoyak kedi
(19.07.20)
(11)

MacBook Pro Hayal Kırıklığı

kojonotsuki
Dostlar merhaba,MacBook Pro 2020 giriş modeli aldım (8 gb ram, 8. nesil i5 işlemci). Fiyattan dolayı çok mu beklentim vardı bilmiyorum ama kurulum ve sonraki aşamalarda (update, iCloud aktarma vs.) çoklu işlemlerde bilgisayar çok ısındı, hatta yer yer deli gibi fan çalıştırdı.Video, fotoğraf edit, m
Dostlar merhaba,

MacBook Pro 2020 giriş modeli aldım (8 gb ram, 8. nesil i5 işlemci). Fiyattan dolayı çok mu beklentim vardı bilmiyorum ama kurulum ve sonraki aşamalarda (update, iCloud aktarma vs.) çoklu işlemlerde bilgisayar çok ısındı, hatta yer yer deli gibi fan çalıştırdı.

Video, fotoğraf edit, mühendislik-mimarlık programları 0. Tez yazımı, ofis kullanımı, multitasking için aldım bilgisayarı. Tek isteğim rahat aksın, tatava yapmasın bana ve uzun yıllar götürsün beni.

Çözüm ne olsun?

1- 16 gb ram yap

2- 10. nesil işlemci yap, 8 gb ram kalsın

3- kurulum aşamasında olur öyle, takılma

4- macten vazgeç

Teşekkürler herkese
0
kojonotsuki
(18.07.20)
ram yükseltebilirsin
işlemci zor
ssd'ye bak genelde çok az yer kalıyor ondan ısınıyor.

macbook artık ömrünü doldurdu. dell xps, asus falan var. çok iyi aletler.

air var bende de.
0
duyurukullanıcısı
(18.07.20)
onceelikle 8gb ram anca gunu kurtarir, 16gb bile uzun yillar gotturecek bir seviye degil artik. islemcin de zaten 2 yil oncesinin orrta seviye islemcisi yani zaten bilgisayar omrunun 2 yilini tamamlamis gibi dusun. uzun yillar gidecek birsey istiyorsan guncel donanimli bilgisayar alman lazim. madem sadece ofis uygulamalari icin kullanacaksin, parani cope atma. 16gb ram'li, mumkunse ram yukseltmesi yapabilecegin 10. nesil i7 islemcili bir bilgisayar al. 2-3 yil sonra ram'i 32 yapip 5-6 yili devirirsin bilgisayarla
0
crucio
(18.07.20)
Ya yeni aldigin icin her sey guncelliyordur şimdi belki de. Biraz dur bakalim. Sorun devam ederse destek’i ara.
0
her giriste sifresini unutan adam
(18.07.20)
oyy bi duyuru altina ne kadar cok hater toplanmis ya. biri 2015 biri 2017 2 macbook pro sahibiyim giris modeli. yazilimdan 3d modellemeye her seyi yapiyorum nedense sorun yasamiyorum, kasimi gozumu sevdi zaar. normalde 6 ay kullanim sonrasinda uzerinde palamut izgara yapacagin bilgisayarlari onermisler bi de.
0
hjarteblod
(18.07.20)
iCloud aktarma arasında indexleme yapıyor, bu da epey cpu intensive bir işlem. dolayısıyla fan ve ısınma normal. düz kullanımda bu kadar çok kaynak isteyen başka bir işiniz olmaz herhalde (video fotoğraf vs işlerinde olabilir tabi). ama günlük kullanımda bir sorun yaşamazsınız.

onun haricinde yapabiliyorsanız her türlü ram'i yükseltin. ben yeni mac aldım, normalde 16 kullanıyordum ama uzun götürsün diye 32 aldım mesela, öyle düşünün. 8'le günü bile kurtaramayabilirsiniz kullanım şeklinize göre.

bu arada yazılımcıyım. son 10 yıldır günlük ortalama 14 saatim bilgisayar başında geçiyor. ilk mac'imi 6 yıl kullandım, ikincisinden de benzer bir performans bekliyorum. dell, hp falan hikaye, lenovo ise pişmanlıktır. biraz kullanın siz de farkedersiniz zaten.
0
plutongezegendegilmi
(19.07.20)
8 GB ram hata olmuş bence. İşlemci 8. ve 10. nesiller arasında öyle çok uç bir fark yoktur. O yüzden işlemciye bulaşma bence.

Cevabım öncelikle 3. Hala tatmin etmiyorsa 1.

Bir de hater bir arkadaşın dediği gibi çöp bir cihaz değil kesinlikle. Pahalı mı? Evet. Aynı paraya daha iyi Windows bir bilgisayar alabilir misin? Evet.

Ama bu makineye de çöp diyen teknoloji cahilidir. Kimse kusura bakmasın.
0
himmet dayi
(19.07.20)
8 GB gayet ofis işleri için gayet yeterli. Hatta başından aşar. Burada her yazana inanmayın. Lgs çalışan tipler yazılımcıyım diye sallıyor.
Gelelimssizin soruna artık mac ler böyle. 2017 den beri acayip bir ısınma problemi var pek çok şikayetçisi var. Tavsiyem yapabiliyorsanız i7 ye geçin olmuyorsa iade, o da olmuyorsa araştırma yapın ısınma sorununa çözüm üretenler var bazen oluyor bazen olmuyor.
0
x571
(19.07.20)
- 13" tek fanlı olan modellerden mi aldınız? ek olarak yaz mevsiminde daha fazla ısınma ve fan çalışması görmeniz daha fazla olacaktır sıcaklıklardan dolayı. aynı işlemi klimalı soğuk bir odada yapmaya çalıştığınızda daha az yaşadığınızı göreceksiniz :)
- maalesef 8 gb ram yeterli değil.
- işlemci görece güncel işlemcilerden değil ama bu yaşadığınız sorunun birincil sebebi değil.

not: lgs'ye çalışan tiplerden değilim, yazılım mühendisiyim :)
0
blackpen
(19.07.20)
hocam sorunundan bağımsız olarak ben de tecrübemi anlatmak istiyorum.

büyük bir hevesle macbook pro 2017 aldım. 2 ayda nefret ettim. senin ben macbook gibi ta amına koyim seviyesne geldim.

tek yaptığım chrome ile film izlemek haber okumak ve sosyal medya.

word de ödev yazmak

powerpoint de sunum hazırlamak. hepsi bu.

ama bu amına kodumun makinesi chrome de deli gibi ısınıyordu. internette arattığımda macbook'un chrome ile uyumlu olmadığı için çok fazla ram tüketimi ve işlemci tüketimi yaptığını okudum. haliyle chrome'dan vazgeçerek safari kullanmaya başladım. ona da pek alışamadığım için zor oluyordu.

parasını vererek aldığım makine resmen bana dayatmalarda bulunuyordu. ben de sattım. şimdi macbook pro2017 fiyatlarına baktım. yarı yarıya düşmüş. iyi ki satıp kurtulmuşum.

ek olarak usb portu da yok amk. makinesinde. gittim usb portu aldım (sıfırı 80 dolar ikinci eli 40 dolar. )
0
tavish11
(19.07.20)
seninkinin 16gb olanı bende var şu an.
bi numarası yok. işletim sistemindeki çocuk oyuncağı imajına ısınamadım.
dediğin gibi, ısınmak için yer arıyor. şu anda sadece chrome açık mesela, 5 sekme var, alet sıcak. tabii şu aşamada fan çalıştırmıyor. photoshop açarsam kesin çalıştırır.

yani 3 kuruşa 5 köfte yok.
bu kadar küçük kasa ısınmak zorunda.
ısınmasın diyorsan büyük kasalı bir şey alacaksın/alacağız.

işletim sistemi windows'tan kesinlikle ama kesinlikle daha pratik değil.
net.
0
işimdeyim gücümdeyim
(19.07.20)
@işimdeyim gücümdeyim'in yorumu çok doğru. fakat macbooklar zaten en pahalı bilgisayarlar arasında.basit işlemler için bu kadar para vermek akıl karı değil.
0
tavish11
(19.07.20)
(7)

naber?

false pretension
hep böyle bir duyuru açmak istemiştim. ee naber? anlatın bakalım.
hep böyle bir duyuru açmak istemiştim. ee naber? anlatın bakalım.
0
false pretension
(17.07.20)
@üğpoıuy

Faladdin'de kahve falı baktıracak kadar sıkıcı bir gün.
0
🌸false pretension
(17.07.20)
İşten biraz erken çıkıp foça'ya kampa geldim, deniz kenarında oturuyorum. Çok esiyor, çok üşüdüm. Genel olarak iyiyim :)

eksiup.com
0
pati
(17.07.20)
eh iste. evde yalnizim, ne yapacagimi bilemedim. bos bos oturuyorum. canim da bir sey yapmak istemiyor aslinda. yalniz hissediyorum.
0
the end of time
(17.07.20)
Bisiklet yorgunu. Susak.
0
ryhmer
(17.07.20)
Tatilden döndüm. Ege kıyılarını önceden de sevmezdim, hala sevmiyormuşum. Misal bir bolu ormanları varken insanlar niye o kurak, sıcak ve çorak araziyi tercih ediyor, onu düşünüyorum.
0
plutongezegendegilmi
(17.07.20)
bebeyi uyuttum uzun süredir ilk defa bilgisayar açtım
0
basond
(18.07.20)
m'eh işte. idare etmece^^
0
matrix
(19.07.20)
(3)

Dolar

duyurukullanıcısı
Sanayi yok, turist yok, uretim yok, yastik altinda para yok.Bu dolar nasil sabit duruyor bana kim anlatabilir?
Sanayi yok, turist yok, uretim yok, yastik altinda para yok.

Bu dolar nasil sabit duruyor bana kim anlatabilir?
0
duyurukullanıcısı
(15.07.20)
İthalatı baltaladılar. Her şeye %500 zam gelmesinin sebebini buna bağlıyorum. İçeri dolar girişini artıramıyorsak dışarı dolar çıkışını azaltalım dediler.
0
plutongezegendegilmi
(15.07.20)
bankaların, merkez bankasından borçlanmasını kıstılar.
bir de swap mvap bir şeyler.
kambiyo vergisi yüzde 1 oldu.
öyle senin benim döviz bürosundan aldığı üçbeş dolarla inip çıkmıyordu dolar.
0
esref
(15.07.20)
Uzman değilim ama bana en mantıklı gelen yorum şuydu: piyasası asıl etkileyen yabancı yatırımcı ve onlar da zaten piyasadan çekildi. Havadaki güvensizlik yüzünden de tr'ye yatırım yapmıyorlar. E Boyle olunca iyileşme olmamasına rağmen kur da majör değişiklikler olmuyor. Minorleri de swap'la falan hallediyorlar.

Bu arada kambiyo vergisinin bence hiçbir etkisi yok büyük oynayan zaten büyük kazanıyor yüzde 1'i gözü görmez. Halk da o kadar güvensizlik var ki öderim yüzde 1'i de en azından param değerini korur kafasında bence. Kambiyo sadece gelir kapısı oluşturdu ki amaç da oydu bence. Sigaradaki caydirma amaçlı yapılan vergi gibi geliyor bana o. Sigara içen adam gene içiyor vergisini de veriyor.
0
seksli harf
(15.07.20)
(4)

Doktora/Yüksek Lisans Yazılı Mülakatı Nasıldır?

yanqoue
Şimdi arkadaşlar mezun oldum, aradan zaman geçti haliyle konuları unuttum, oturup çalışacak halim de yok. Mühendislik için konuşuyorum, bu sınavlardaki sorular bildiğimiz müfredat soruları gibi sayısal işlem yapmayı gerektiren sorular mıdır? Yoksa yoruma dayalı mı olur? Formül falan sorarlar mı?Üniv
Şimdi arkadaşlar mezun oldum, aradan zaman geçti haliyle konuları unuttum, oturup çalışacak halim de yok. Mühendislik için konuşuyorum, bu sınavlardaki sorular bildiğimiz müfredat soruları gibi sayısal işlem yapmayı gerektiren sorular mıdır? Yoksa yoruma dayalı mı olur? Formül falan sorarlar mı?

Üniversite: Uludağ Üniversitesi

Bir ara ODTÜ'nün lisansüstü yazılı sınavına girmiştim adamlar vektor calculus falan sormuştu her üniversitede böyle midir bu olay?
0
yanqoue
(15.07.20)
Hacettepe'de de öyle. Oturup çalışacak haliniz yoksa, işinizde de kullanmadıysanız kazanmanız zor.
0
plutongezegendegilmi
(15.07.20)
Yıldız ve Marmara çatır çatır soruyor. Kıytırık bir vakıf üni değilse oturup çalışmadan girmek de çıkmak da kolay değil açıkcası.
0
cilekli pasta
(15.07.20)
ben sosyal bilimci oldugum icin muhendislikte ne sorulur bilemiyorum. ama yuksek lisans bilim sinavinda alanin temel bilgilerini sorarlar. doktorada is biraz daha cetrefilli olabilir. iki olayi birbirine baglayabilmen, (sosyal bilimler icin) tarihsel arkaplan konusunda bilgi sahibi olman istenir ornegin. ozellikle "iyi okullar" diye kategorize edebilecegimiz universitelererden yerimizi nasil buldunuz gibi anlamsiz sorular gelmez.

alaninizin besmelesi gibi olmus kaynak bir kitap varsa bastan sona, onemli buldugunuz yerlerin altini cizerek ve not cikararak calisin benim tavsiyem. bir kitap bile kotarabilir belli bir dereceye kadar.
0
xfestos
(15.07.20)
muhendisligin ozu vektor kalkulus. zaten yuksek lisans seviyesinde daha da tekniklesiyor isler. bir de o tarz sorulari sormak da puanlamak da kolay, dolayisiyla tercih sebebi adaylari elemek icin.
0
hot potato
(15.07.20)
(8)

Sakarya üniversitesi bilgisayar müh

neysene
Okumaya değer mi? Yoksa boşver mi demeli?https://yokatlas.yok.gov.tr/lisans.php?y=108810305
Okumaya değer mi? Yoksa boşver mi demeli?
yokatlas.yok.gov.tr
0
neysene
(14.07.20)
Sakarya'nin mühendislik bölümleri itu, Odtu ayarında olmasa da kötü değiller diye biliyorum; erkek arkadaşim da elektrik-elektronik mühendisliği bölümünden mezun. Onların zamaninda itu kampusuymus sanırım; hocaları itu'den gelirlermis. Mezun grubu da gayet iyi yerlerde çalışıyorlar.

Sonradan bozulmadiysa (o mezun olalı bayağı oluyor) ülke şartlarında tercih edilebilir bir üniversite.
0
fraise
(15.07.20)
Öğretim üyesi profili önemli de prof sayısına falan takılmayın. Lisans okuyacaksınız zaten, lisans derslerini anlatmak için prof olmaya gerek yok.

Yanlış bakmadıysam 165 binle kapatmış bölüm. Yani o ortamdan pek bir şey beklememek gerek. Ben olsam okumazdım, ama alternatifler de önemli. İlla yazılım öğrenmek istiyorsanız kendi kendinize de öğrenebilirsiniz eğer o disiplini sağlayabilecekseniz.
0
plutongezegendegilmi
(15.07.20)
@pluton
60k ile kapatmış. Tabi bu da bayağı kötü, birde bölüm başkanı bilgisayar öğretmenliğinden geliyor :/
0
🌸neysene
(15.07.20)
Ben eski bir araştırma görevlisi ve bilgisayar mühendisi olarak prof sayısından ziyade kendi öğrencilerinin memnuniyetine bakmanı öneririm. O proflar derse kendisi mi giriyor? Derse kendisi giriyorsa slayt mı okuyor ciddi tecrübelerini seninle mi paylaşıyor bunu ancak orada okuyanlar bilir. Ben bir yıllık mühendis olarak ne baba dersleri verdiğimi bilirim. Üstüne ek ders diye prof alıyordu parasını. Sakarya mezunu birlikte çalıştığım sağlam arkadaşlarım var ama güncel durumu bilemem.
165bin iyi bir sıralama değil ortam meraklı hevesli öğrenci ile dolup taşmayacak belki ama en azından apartman üniversitesi değil kökleri olan bir üniversite Sakarya. Son olarak yazılımı evde kendin öğrenirsin ama mühendisliği evde kendin öğrenemezsin. Üniversite sana mühendis gibi düşünmenin kapısını açar gerisi senin elinde. Sorsan iki kod arasındaki complexity farkını hesaplayamayacak adam ehuehu ben liseden sonra 6 ay kurs aldım yazılım mühendisiyim diye geziyor. Mezuna bırakmak için soruyorsan şayet seneye Odtü kazanmayacaksan Sakarya yaz kendini geliştirmeye bak derim
0
cilekli pasta
(15.07.20)
saü'nün mühendislik fakülteleri çalışan öğrenciler için gerçekten güzel bir tercih. sakarya'lıyım ve en az 30 tane mühendis arkadaşım var liseden saü'ye giden. çalışkan olan arkadaşlarım şu an çok iyi yerlerde. genç öğretim üyeleri arkadaş gibiler ve iyi yol gösteriyorlar.

çalışmayanla çalışanın çok ayırt edildiği bir yer açıkçası.
0
bisorumvargaliba
(15.07.20)
Oradan mezun tanıdıklarım var. Çoğu yurtdışında, yurtiçinde kalanlar da iyi yerlerde işe girdi.
0
adetsancısı
(15.07.20)
Deger bence ama kendini gelistirmen ve ilgi duymaya zorlaman lazim. sadece mezun olmak degil yani.
0
hot potato
(15.07.20)
bu üniversite bölümden mezun tanıdığım biri var, en son görüştüğümüzde yurtdışıyla iş yapıyordu ve sık gidip geliyordu. alanında nasıldır bilmiyorum ama bireysel olarak kendini geliştirmiş biriydi.
0
anais
(15.07.20)
(2)

macOs catalina sonrası terminal ve brew yavaşlığı

nemo problemo
sizde de oldu mu? terminal çok geç açılıyor. brew ile bir şey yüklemeye çalışırken en ufak bir şey de bile dakikalarca bekliyorum. sizde durum nedir?
sizde de oldu mu? terminal çok geç açılıyor. brew ile bir şey yüklemeye çalışırken en ufak bir şey de bile dakikalarca bekliyorum. sizde durum nedir?
0
nemo problemo
(10.07.20)
catalina'dayim uzun zamandir, fark etmedim oyle bi durum 2 bilgisayarda da acikcasi
0
hjarteblod
(10.07.20)
Benim de başıma gelmedi ama eski retina mbp'lerde olabiliyormuş. Hangi modeli kullanıyorsunuz?

Ayrıca şunu deneyebilirsiniz çözüm için:
discussions.apple.com
0
plutongezegendegilmi
(10.07.20)
(4)

Pc yi tv ye bağlamak

Filinta61
Merhabalar,Masaüstü pc monitöre hdmi ile bağlı. Acaba kasadaki 2.hdmi çıkışını tv ye hdmi ile bağlasam tv den de aynı görüntü alır mıyımayni anda . Bir sıkıntı çıkarır mı. Bilmeden denemeyeyim.
Merhabalar,

Masaüstü pc monitöre hdmi ile bağlı. Acaba kasadaki 2.hdmi çıkışını tv ye hdmi ile bağlasam tv den de aynı görüntü alır mıyımayni anda . Bir sıkıntı çıkarır mı. Bilmeden denemeyeyim.
0
Filinta61
(08.07.20)
Denemek lazım ama muhtemelen aynı görüntüyü alırsınız. Tek HDMI çıkışlı ekran kartlarında HDMI çoklayıcı kullanarak aynı görüntüyü 5-6 farklı monitöre aktarabiliyorsun mesela. O yüzden sorun olacağını sanmıyorum.
0
himmet dayi
(08.07.20)
Bir sıkıntı çıkmaz, ama bir ekran yerine üç ekranda bir şeyler göstereceğiniz için, eğer bilgisayarınızın ekran kartı güçlü değilse epey bir yavaşlama söz konusu olabilir.
0
plutongezegendegilmi
(08.07.20)
"kasadaki 2.hdmi çıkışı" - aynı anda hem anakarttan hem ekran kartından görüntü alamazsınız. ikisi de anakartın veya ekran kartının çıkışı olmalı.
0
celeron 300a
(09.07.20)
celeron 300a +1

o hdmi çıkışı diğerinin olduu gibi ekran kartının üzrinde değilse yukarıda söylediğim geçerli değil. aynı anda tek grafik kartından (onboard veya değil) görüntü alabilirsin.
0
himmet dayi
(09.07.20)
(21)

Fırlama çocuklara nasıl tahammül edilir?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Durumu olmayanlar için özet sondadır. Ben olsam benim de durumum olmazdı. O kadar uzun. Kusura bakmayın.Merhaba arkadaşlar,Derdim büyük. 1 yaşında bir yeğenim var ve anne babası çalıştığı ve önceden ona bakan anneannesi 3 aylığına yaşadığı şehre gittiği için abimler yaz tatilinde çocuğu babaannesine
Durumu olmayanlar için özet sondadır. Ben olsam benim de durumum olmazdı. O kadar uzun. Kusura bakmayın.

Merhaba arkadaşlar,

Derdim büyük. 1 yaşında bir yeğenim var ve anne babası çalıştığı ve önceden ona bakan anneannesi 3 aylığına yaşadığı şehre gittiği için abimler yaz tatilinde çocuğu babaannesine getirdi. 3 ay annem bakacak. Onun yanında bir de 9 yaşındaki abisi olan yeğenim geldi. Anne babaları her sabah getirip akşam götürüyorlar. Buraya kadar sorun yok.

9 yaşındaki yeğenim bize geldiği için diğer kardeşimin çocuğu olan 8 yaşındaki yeğenim de gözünü bize dikti. 1-2 haftadır bizde duruyor hiç gitmek istemiyor. Sorun bizde kalmaları değil, sonradan gelen yeğenimin tam bir mağara adamı olarak yetiştirilmiş olması sorun.

Çocuğun her yaptığı hareket fiyasko, her konuştuğu laf falso. Küfürler, geğirmeler, gaz çıkarmalar falan havada uçuşuyor. Doğru düzgün tuvalet eğitimi yok. İlk geldiği zamanlarda tuvaletini yapıyordu, sifonu çekmeden,ellerini yıkamadan tuvaletten çıkıyordu. Biraz bağıra çağıra, uyararak adam ettim. Evet insan evladı değil çünkü. Sonra doğru düzgün yemek yemiyor, sürekli abur cubur tatlı, kek, pasta masta gibi işe yaramaz şeyler yemek istiyor. Sonra yatmaya yakın yemek istiyor, verince de suya abanıp gece altına yapıyor bıktım yeminle. Altına yaparsa diye bebek gibi altına ıslanmaz bez seriyoruz.

Ellerinde sürekli tablet, akşama kadar Brawl Stars mıdır nedir, öyle saçma sapan bir oyun oynayıp duruyorlar. İnterneti kesiyorum az uzak dursunlar diye ama bu sefer de diğer yeğenimle bir olup evde top oynuyorlar. Evin altını üstüne getiriyorlar. Kitap okumak, ders çalışmak falan aklına bile gelmiyor. Zaten kafası da bir şeye basmıyor. Basit bir toplama sorusu soruyorum, yarım saat bön bön bakıp duruyor suratıma. "Sanayiye verilecek çocuk" profiline cuk diye oturuyor. Kafası ancak tablette oyun oynamaya basıyor. Çok klişe olacak ama ben onun yaşındayken haftada kaç tane kitap bitiriyordum. Kitapların biri gidip diğeri geliyordu.

Onun yaşındaki diğer yeğenim öyle değil, çok çalışkan. Çok olmasa da kendisine verilen kitaplarını bitirir. Zaten onun annesi babası çok disiplinli. Ama diğerinin yani esas sorunlu olanın anne babası ebeveynlik ehliyetleri olsa ellerinden alınması gereken türden. Kardeşim işe gidiyor, hafta sonları bile evde kalmıyor bazen mesailer için. Annesi de çocukları gibi. Zaten ondan da ölümüne nefret ediyorum. Annesi neyse çocukları da öyle. Nereye giderlerse gitsinler herkes yaka silkiyor. Millet ayıplayıp duruyor. Onların yüzünden biz mahçup oluyoruz. Her neyse bu sorunlu olanın ondan 3-4 yaş küçük bir kız kardeşi var. O daha beter. Evlerden ırak, öyle böyle değil.

Her neyse daha anlatsam ne rezillikleri var. Şimdi ben bunları yeğenim olarak görmek istemiyorum, hiçbir şekilde tahammül edemiyorum. Ben zaten yaramaz çocuklara tahammül edemezken bunlar beni delirtecek artık. Yakında huni takıp gezeceğim yemin ederim. O kadar çıldırtıyorlar ki beni bağırmaktan yoruluyorum. Günün birinde elimden bir kaza çıkacak diye korkuyorum o derece. Zaten çabuk parlayan biriyim ve öfke kontrolüm iyi değil. Tokat attığım zamanlar bir elin parmaklarını geçmez ama zaten haklı olsam da buraya yazmıştım tokat attığımı, bayağı eleştiri gelmişti, destek de gelmişti yine. Ama çok kızarsam genelde yakasından tutup silkelerim.

Sürekli bağırdığım, çocuklara kötü davrandığım için anneleri babaları beni suçluyor. Kimse kötü yetiştirdiği çocuklarına suç bulmuyor. Bıktım artık. Hadi ben neyse de, annem babam 64 yaşında. Sürekli evi dağıtıyorlar, zaten bakılması gereken 1 bebek var bir de onların dağıttığı evi toplamakla uğraşıyorlar. İkisi birbirinden cesaret bulup anneme babama seslerini yükseltiyorlar. Annelerine babalarına şikayet edince de çocuklarına kızıyorlar dalga geçer gibi onların ağzına laf vermeyin diye. Ya sanki biz mecburuz sizin çocuğunuza bakmaya da üste çıkıyorlar bir de. Anneme babama kızıyorum yüz vermeyin şunlara diye, onlar da bana kızıyor her şeye karışma diye. Sıkıldım artık. Nasıl başa çıkacağız bu baş belaları ile? Görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Teşekkür ederim.

Özet: Abimler yaz tatilinde bakmamız için 1 yaşındaki yeğenimi getirdiler. 10 yaşında da onun abisi olan bir yeğenim var. Doğal olarak o da geldi. O geldiği için diğer abimin çocuğu olan yeğenim geldi bizde kalmak için. Ama onu ve kardeşini annesi babası insan olarak değil, mağara insanları olarak yetiştirdikleri ve hiç terbiye vermedikleri için hayatı zehir ediyorlar. Çocuğunuz olsa ceplerine uyuşturucu koyup polise ihbar edilecek türden. Aynı ortamda olduğunuz süre boyunca hayatı size zehir edecek türden. Bu insan olmayan yaratıklara elimden bir kaza çıkmadan nasıl tahammül edebilirim? Düşünceleriniz benim için önemli. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(07.07.20)
@ j r r tolkien hayrani Ev benim olmadığı, annemin babamın olduğu için "Benim evim benim kurallarım" diyemiyorum. Öyle olsa da desem bile onlardan önce annem babam kızar. Bir de bu tarz söylediğiniz şeylerden anlayacak insanlar değiller, arsızlar. Sözlerimden dolayı kaç kere bana küstüler ama sonuç aynı.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(07.07.20)
Hocam belli ki çocuklardan hiç anlamıyorsunuz. O yaşta bir çocuğu idare etmek, ne kadar şımarık olursa olsun imkansız değil. Ama işi baştan sıkı tutmanız gerekiyordu, artık bağırıp siklenmediğiniz evreye geçmişsiniz, bundan sonra işiniz daha zor.

Burada bir de asıl sorun olaya çocuklar açısından bakamıyor olmanız. Düşünün 9 yaşındasınız, anneniz babanız sizi kendi evinizden götürüp, istenmediğiniz bir yere bırakmış gitmiş. Çok yüksek ihtimal çocuğun fikrini bile sormamışlar, durumu izah etmeye bile çalışmamışlar. Yani şu an canı çok sıkkın o çocuğun, bu tarz bir ebeveynlik ileride de kendisine çok sıkıntı çıkaracak. Şu anda da çıkarmış yani durumdan onu anlıyoruz. Allah kolaylık versin çocuğa ne diyeyim. Siz de bu durumda ona yardımcı olacağınıza tabletini kapatıp kitap okusun edebiyatı yapıyorsunuz. Hem yanlış, hem de hiçbir faydası yok.

Ama anneniz babanız memnun hallerinden, yani onlar şikayet etmiyorsa, karışma diyorsa sizlik bir durum da yok. Çok bunalıyorsanız sabah çıkın evden, akşam olunca gelirsiniz. Ya da odanızda kulaklık takıp izole olmaya çalışın. Yeğeniyle bırakın düzgün iletişim kurmayı, 3 ay bile tahammül edemeyen bir kardeşim olsa şahsen üzülürdüm ben.
0
plutongezegendegilmi
(07.07.20)
@ plutongezegendeğilmi Şu an benim yerimde olsaydınız görürdüm sizi ama olmanızı istemem :) Söylediğinizin aksine çocuklarla aram iyidir ama fırlama olanlarına hiç tahammül edemiyorum. 9 yaşındaki yeğenime de 4 yıl falan biz baktık, o da zamanında çok yaramazlık yapıyordu, ona da kızıyordum ama aramız hep çok iyiydi ve hala da çok iyi. Beraber film izleriz, oyun oynarız, çizgi film izleriz, ders yaparız. Hatta onunla aram iyi olduğu için diğer fırlamanın annesi falan kıskanıyor o derece.

Bizde durması gerekenler 1 ve 9 yaşındaki yeğenlerim. Onlar burada olduğu için diğeri de geliyor. Yani esas sorun çıkaran sonradan gelen. 9 yaşındaki yeğenim diğeri olmadığı zaman akıllıca duruyor bizle. Diğeri yalnızken bile insanın hayat enerjisini sömürüyor.
Böyleyken böyle.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(07.07.20)
O evde siz de kalıyorsanız abinize söyleyin ama üniversite mezunu biri ya da 22 yaşından büyükseniz başka eve çıkın. Anne babanız kabul ediyorsa siz de artık belirli bir yaşa gelmisseniz evden ayrılma zamanı gelmiş demektir. Tabi cinsiyetiniz kadınsa Anadolu'da yaşıyorsanız durum değişebilir. Kendinizle ilgili de bilgi verin lutfen.

Ama üniversite öğrencisi ya da 22 - 23 yaşından küçükseniz, abinizle konuşun. Ben amcasiyim/halasiyim, bana çok terbiyesizlik ediyor. Birlik olalım saygılı olmayı ogrensin falan deyin. Abinizle de aranızı açmaya gerek yok.
0
howfaristhesky
(07.07.20)
Yanlış anlamışım, ben zorla getirilen sıkıntı çıkarıyor sanmıştım, kusura bakmayın.

Öbür türlü, annesi/babası evdeyken çocuğu size yollayıp tüm gün başlarından atıyorlarsa çok tatsız. Bu durumda çocukla değil anne/babasıyla konuşmanız lazım.

Onun haricinde yaramaz çocuklarla iletişimin temelinde kurallar koyup, çocuğu kurallara uymaya zorlamak yatıyor. Yani sert olacaksınız, sizin otoritenizi tanıyacak, kurallara uyarsa ödüllendirip, uymazsa cezalandırmanız lazım. Mesela sinirlenip bağırmak yerine ciddi bir şekilde "bunu böyle değil şöyle yapacaksın, yoksa x oyuncağıyla oynayamazsın" demeniz daha etkili oluyor.

Eski sevgilimin çok sıkıntılı bir erkek kardeşi vardı, 10-11 yaşlarında hayatımda gördüğüm en şımarık çocuktu. Ama baştan kuralları koyup benim yanımda öyle davranmaya zorladığım için biz hiç sorun yaşamadık. Ara sıra sınırları zorlamak için hamleleri oluyordu tabi, ama sakinliğinizi kaybetmediğiniz sürece sıkıntı olmuyor. Ailesi bile şaşırıyordu, bu çocuk böyle değil ama senin yanında nasıl uysal oluyor vs. diye.

Sizin işiniz tabi daha zor, çünkü ortada tek bir çocuk yok. İkisi arasındaki ilişkiye çok zarar vermeden nasıl dizginleyebilirsiniz bilmiyorum. Ama uğraşmak istemezseniz odanıza kapanın yani, anne babanız da kaç yaşında insanlar, onlar halletsin.
0
plutongezegendegilmi
(07.07.20)
Benim teyzemin iki çocuğu da sizin mağara adamı gibiydi. Tam yazdıklarınızın aynısını yapmakla kalmayıp beterini yapıyorlardı. Evdeki eşyaları pencereden atıyorlardı. Bir tanesi anaokulunda öğretmenine saldırıp dövüyordu, ilkokula başlayınca da arkadaşlarını feci şekilde dövüyordu, en son bir aile gidip darp raporu almıştı. Teyzemle eniştem bile bıkıyordu bunlardan.

Uslu yeğenlerinizin anne babasıyla konuşun, bu mağara adamı sizinkileri kötü etkiliyor evde huzur vermiyor diyin. Anne babanıza da siz zaten yaşlınız mağara adamının annesi gezip tozuyor, çocuğu size baktırıyor deyin. En azından eve çok nadir gelmesini sağlayın. Gerekirse de mağara adamının annesiyle kavga edin. Çocuğunu başkasının evine göndermeden önce nasıl davranacağını öğretsin, terbiye versin.
0
GoodMorningTeacher
(07.07.20)
Merhaba öncelikle

Plutona katılıyorum. Bir sınıf öğretmeni olarak sizin bahsettiğiniz yaş grubuyla ilgili ve her türlü çocuğu gormus geçirmiş biri olarak, öncelikle her ne yapıyorsanız yapın kararlı olacaksınız. Ciddi olacaksınız.

Sözünüzü dinlettirmeye çalışın kurallar koyun, uymazsa ceza alacağını söyleyin. Eğitimde 2 tur ceza vardır. Gayet kullanışlı ve ise yarar. 2. Tip ceza olan hoşuna giden bir durumu elinden alma cezası oldukça etkili.

Sizin ne kadar kararlı olduğunuzu görürse bir daha yapmaz olumsuz davranışı.

Kolay gelsin.
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(08.07.20)
off. bu model kuzenim var. kimse adam edemedi. 20 küsür yaşa geldi. kolay gelsin.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(08.07.20)
Telefon numaramı özelden yazıyorum, yarın öğlen 1 gibi arayabilirsen uzun uzun anlatayım.
0
antihero
(08.07.20)
@ howfaristhesky 29 yaşındayım ve üniversite mezunuyum ama iş bulamadığım için ayrı eve çıkma durumum yok. Serbest çevirmenlik yapıyorum ama ondan kazandığım da ancak cep harçlığı olur. Aslında anne/babasına söylemem gerekmiyor. Çünkü çocuklarından rahatsız olduğumu biliyorlar zaten ve zaman zaman kafanı ağrıttık diye laf çarpıyorlar. Anne de baba da umursamaz, uyarsanız bile bir kulaklarından girip diğerinden çıkıyor. Tüm aile sorumsuz yani.

@ plutongezegendegilmi Sorun değil,anladım zaten yanlış anladığınızı, o yüzden daha açık yazdım. Tam dediğiniz gibi annesi/babası bizim üzerimize attı, çocuğa eve gidip gitmeyeceğini soruyorlar, o da hayır diyince bir şey demiyorlar. Öyle dediğiniz gibi cezadan falan anlamıyor maalesef. Böyle durumlarda ağlayıp duruyor, küfür ediyor. Ta ki siz lanet olsun diyene kadar.

Tamamen etkisiz kaldığımı söyleyemem. Çünkü onlar bizim evde olduğunda evde terör estiriyorum, evi açık ceza evine çeviriyorum. Ben olmasam iyice zıvanadan çıkarlar. Annem babam bile bana kızıyor bir rahat ver diye. Ama bu ben varken ki halleri. Tanımadıkları sert biri olursa ancak o zaman tırsıyorlar.

İlgilenmeme durumum da yok. Çünkü çok azdıklarında bazen ben sakin kalmak istesem bile annem çağırıyor. Gerçi annem babam da değişik. Ne istedikleri belli değil. sonra diğer yeğenimin annesi babası çok tabletle oynamalarına izin verme, ders de çalışsınlar diye tembih ediyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım anlayacağınız.

@GoodMorningTeacher Valla bizimki de öyle komşularının çocuklarını falan dövdü, sonra anneannesigilin köyüne gittiler komşularının civcivlerini boğmuşlar. Daha neler neler. Bizimkilerini babası falan kötü bir şey yapınca tokat falan atıyor ama 2 dakika sonra yine aynılar. Uslu olanın anne babası da zaten hem çocuklardan hem de annesine gıcık oluyor ama yine de aralarından su sızmıyor. Sadece akıllı olan yeğenime onlar gibi olmamasını, kendini onlara karşı savunmasını tembihliyor o derece.

Annem babam da kardeşim küsmesin diye onun hatrına ses çıkarmıyorlar. Herkes her şeyi biliyor ama huzursuzluk çıkmasın diye kimse ses çıkarmıyor. Sesi en çok çıkan ben olduğum için de herkes oklarını bana yöneltiyor. Zaten çocuklarına bağırdığım için sürekli tartışıyoruz, o derece.

@ kendi düğününe gitmeyen kamber

Valla kimse karışmamı istemiyor evdekilerin. Çocuk 2 gün kalmaya gelmiş, rahat vermezsem annesi babası küsermiş. İnterneti kesiyorum, bu sefer tabletlerine yükledikleri internetsiz oynanan oyunları oynuyorlar. Tablet olmasa evde top oynuyorlar, top yoksa kırlentlerle top oynuyorlar. Yani benim verdiğim her ceza bana daha büyük bir sorun ve daha dağınık bir ev olarak geri dönüyor.

@ kitap arasında kalmış silgi tozu Bizimkinden de bir umut ışığı göremiyorum. Ama umarım sizinki de bizimki de düzelir.

@ antihero Sağ olun. Bir bakalım.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(08.07.20)
Bence fazla üzerinize almışsınız sorumluluğu, bu kadar sahiplenmeyin boşverin.
Çok tablet oynamasın ders çalışsın diye akıl veriyolarsa kendileri baksınlar çocuklarına.
İşte bunlar hep evlenen insanların toplumumuz üzerinde kurduğu baskı. Önce evlenenin önceliği var, çocuğu olanın çocuksuza önceliği var. 2 çocuğu olanın tek çocukluya vs vs.
Dünya çocuklu ailelerin etrafında dönüyor ve herkes onlara yardımcı olmak zorundaymış gibi bir algı var, nefret ediyorum bundan. Size mi yaptılar çocuğu? Sizin fikrinizi sordular mı? Yoo. Ozaman baktırırken neden bu kadar doğal bu kadar rahatlar?

Muhtemelen annenize babanıza kıyamıyorsunuz, yardımcı olmak istiyorsunuz ama bakın onlar da kıymetinizi pek bilmiyor, çocuklara bir rahat vermedin diyebiliyorlar.

En iyisi odanıza çekilin, veya çıkın evden onlar gidene kadar biyerlerde takılın. Bu yükü çekmek zorunda değilsiniz. Biraz yokluğunuzu hissettirin belki değerinizi anlarlar(en azından kendi anne-babanız)
0
megalomaniac
(08.07.20)
@ megalomaniac Vallahi tüm dedikleriniz doğru. Dünya premslerinin premseslerinin etrafında dönüyor. İlgilensem bir dert ilgilenmesem başka bir dert. Hepsinde de ayrı bir laf duyuyorum. Dediğiniz gibi anneme babama kıyamıyorum ama onlar da çoluk çocuk küsmesin diye ses çıkarmıyor bir yandan da bana kızıyorlar onları küstüreceğim diye. Ama hepsi de nankör. Zaten genelde odamdayım ama bağırmalarını falan duyduğum için deli oluyorum. Her gün her gün de çıkamam sonuçta gitmesi gereken ben değilim.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(08.07.20)
Anne babaniz alttan alttan size mesaj veriyor gibi, dogruyu soylemek istiyorum, bence artik o evde pek de istenmiyorsunuz. Hatta abilerinizin esleri de abilerinize bu mesaji siklikla veriyor gibi. Belki ev degil de oda arkadasi isteyen birinin yanina tasinabilirsiniz. Ozel okullarda 2500 lira da olsa bir is bulup 1000 lira kira verip 1500 lira ile de gecinebilirsiniz. Zaten zamanla maasiniz artar. Istanbul'da yasamiyorsaniz 2500 pek de kotu bir para degil iyi olmasa da. Hatta 1000 liraya ev bile kiralanabilir. Kafaniz rahat olur, ayrica 27 yasinda yabanci dil bilip issiz kalkayin. Bir yerden baslamak gerek.
0
howfaristhesky
(08.07.20)
Şu an çok zorlanıyorsunuz ama o çocuklar için aradıkları düzgün rol model olabilirsiniz zamanla. Şimdi sizinle çatisiyorlar ama zamanla sizin onların yanında olduğunuzu hissederlerse yelkenleri suya indireceklerdir. Kesinlikle net olun, bir şeyi yapmayı yasakladiysaniz arkasında durun, geri adım atmayın. Sözlerinizi dinlediklerinde ödüllendirin. Bir de konuşturun çocukları, bayağı büyük adam gibi. Karşınıza alın ve "Sen neden sürekli küfür ediyorsun?" diye sorun mesela. "Okulda en çok hangi arkadaşını seviyorsun, neden?" gibi onunla ilgilendiğinizi, ona değer verdiginizi hissettiren sorular. Kendi çocukluğunuzdan bahsedin. Size alistiklarinda ve benimsediklerinde sozunuzden çıkmazlar, belki de bu çocukların hayatını olumlu anlamda değiştirmiş olursunuz.
0
epistemic_regress
(08.07.20)
@howfaristhesky, arkadas is bulabilseydi zaten girerdi. Ben de dilciyim. Hic de oyle yabanci dil biliyorsun diye kimse kapmiyor cunku bizden once sigortasiz calisan yabancilar var. Yabanci olmasi yetiyor. Arkadasim 10 yillik ingilizce ogretmeni. Lisansi farkli dilden atamasi olmadi. Aldigi para asgari ucret. Ustu bile degil.
0
geçerkenugradım
(08.07.20)
@ howfaristhesky Ya aslında annem babamın beni istememe gibi bir durumları yok. Ben 29 yaşında olsam bile hala çocuk muamelesi görüyorum ve dikkate alınmıyorum ailenin en küçük üyesi olduğum için. Annem babam ben gidersem bayağı ararlar beni, zor olur onlar için. Ama mesela dediğiniz gibi yengelerim falan anne babamın başlarının belası olduğumu, bu yaşa kadar onların yanında olmamam gerektiğini düşünüyorlar ve iki elti bir araya geldiğinde bayağı dedikodu malzemesi oluyorum. Kulağıma geliyor çünkü.

Her neyse dediğiniz gibi özel okullarda çalışmak için bile formasyon lazım. En dandik yerler bile formasyon istiyor. Size şöyle söyleyeyim birlikte mezun olduğum arkadaşlarımın neredeyse hepsi formasyon alıp öğretmen oldu, en başarılısı da en başarısızı da. Zaten formasyonu da başlığı açmamla aynı sebepten almadım. Bir tane çocuğa tahammül edemiyorsam onlarca çocuğa nasıl tahammül edebilirim ki? Öğretmenlik benim için bir işkence olur. Her şeye bahane bulduğumu düşünebilirsiniz ama maalesef durumlar böyle.

@ epistemic_regress Sizi temin ederim annelerinin çocuklarına rol model olmasını istediği son kişi benim. Çünkü iki anne de beni sevmiyor, birbirimizden nefret ediyoruz. Çocuklar bana benzeyecek diye akılları başlarından gidiyor. Meraklı değilim zaten. Keşke sizin bahsettiğiniz gibi pedagog edasıyla çocuklara yaklaşacak güç ve sabır ben de olsaydı ve onlarda da bu kibar dilden anlayacak yetenek olsaydı.

@ geçerkenuğradım ile iletişimimiz var zaten. O da ben de evde oturuyoruz. Dediği gibi bulabilseydik bulurduk. Tek başına dil bilmek bir işe yaramıyor zaten. Öğretmen olsaydık bile doğru düzgün ataması yok. Mesela ben Almanca öğretmeni olmak istesem de KPSS'ye girip atanmak istesem ücretli öğretmenlikle birlikte yılda 100 evet yanlış görmediniz yazıyla yüz atama yapılıyor. Ataması yapılmayanlar özelde sürünüyor, belli bir istikrar sağlayamıyorlar.

Hadi çevirmen olalım desek ölü fiyatına çeviri yaptırmaya çalışıyorlar. "Teklif ettikleri düşük ücreti kabul edeyim de boşa gitmesin!" diyenler yüzünden piyasa düşüyor. Geçen sene bana 1400 TL lik teknik çeviriyi 700-800 TL'den çevirmemi istediler. Düşünün artık. @geçerkenuğradım' ın bahsettiği yabancı sorunu çeviri sektöründe de var. Siz 10 TL'ye yapıyorsanız onlar 5 TL'ye yapıyor. Normal çalışmak istesek iş bulamıyoruz. Bilmiyoruz artık, ne yapacağız.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(08.07.20)
Sonuna kadar haklisin ama hakli olmadigin bir taraf var. 9 yasinda cocuk tabii evde top oynamak ister. Evet Turkiyenin hali malum, guvenilmiyor falan ama yasaklar gevsemisken cocuklari parka salin, apartmanin bahcesine salin. Birakin biraz enerjileri bosalsin.

Onun haricinde evet hayvan gibi yetistirmisler.4 yasinda oglum var. Soylediklerinizin onda birini yapmasina musade etmem. Turkiyeye geldigimizde 2 3 kat buyuk cocuklarin annesi olmadan ayakkabi bile giyemediklerini goruyorum. Kullum yanlis bir kulturumuz var.
0
SevdaliBulut
(08.07.20)
herkesin gozunden kacmis ama COCUK CIVCIVLERI BOGMUS. Bu psikopatliga giris dersi gibi birsey. 9 yasinda hatta olay daha erken olduysa daha kucuk bir cocugun elebasligi yaparak boyle birsey yapmasi hayra alamet degil.
0
SevdaliBulut
(08.07.20)
@ SevdaliBulut Düşündüğünüzün aksine dışarıya çıkarmıyor değiliz, aksine dışarı çıkarmaya çalışıyoruz ama tablete yapışık oldukları için zorla çıkarıyoruz dışarı. Çıkmak istemiyorlar. Kaç tane topları var. Apartmanın gölge olan kısımlarında oynamalarını söylüyoruz ama sıcağı bahane ederek çıkmak istemiyorlar. Tabi yanlarında da ya annem ya da babam oluyor. Ama dışarı çıkmaları da sorun. Tek gönderdiğimizde komşulara veya yoldan geçenlere bağırıp rahatsız ediyorlar.

Dediğiniz gibi keşke hayvan gibi yetiştirseler ona bile razıyım Allah sizi inandırsın. Hiç değilse hayvanlar sizi anlıyor, sesinizi yükselttiğinizde kızdığınız şeyi yapmayı bırakıyorlar. Ama bunlar hayvandan bile daha beter. Hayvan demek hayvanlara hakaret olur. Gerçek ebeveyn sizin gibi olmalı zaten. Bunlarınki saldım çayıra mevlam kayıra.

Civciv olayına gelirsek de orada civcivleri telef edenin ondan 3-4 yaş küçük kız kardeşinin yaptığını söylemeyi unutmuşum. Civcivleri yıkamak için suya sokup sokup çıkarması sonucunda civcivler boğulmuş.Kovaladıkları tavukları, horozları falan, girdikleri ekili tarlalarda zarar verdikleri ekinlere değinmiyorum bile. Bildiğiniz psikopatlık. Benim 2 yıl öncesinde kaybettiğim bir muhabbet kuşum vardı. 2 psikopat kardeş bir olup hayvancağıza yapmadıklarını bırakmamışlardı. Yüksek sesle bağırıp korkutuyorlardı, sürekli kafesi sallıyorlardı, hatta zavallı kuşa tükürüyorlardı. Onlar gelir gelmez kuşumu odama götürüyordum. Dediğiniz gibi hiç hayra alamet değil. Cidden inceleme altına alınmaları lazım.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.07.20)
Cok sert olacak ama 2 cocuk da ayni yolda ayni sekilde yetisiyorsa sosyal hizmetlere basvurun. Inanin sosyal hizmetlerdeki anneler onlara daha iyi bakar. O sekilde anne olarak sosyal hizmetlerde gorev yapan tanidiklarim var, gercek anneleri oyle bakamaz. Civciv olayini da anlatarak ihmal oldugunu belirtin. Anonim yazin tabi. Belki dikkat ceker ve bir uyari gelir aile ceki duzen verir kendine.

Anneleri ise yaramaz belli ama abinizde de is yok.
0
SevdaliBulut
(09.07.20)
SevdaliBulut Haklısınız ama o kadarına karışmam gereksiz olur. Bir de ben böyle şeylerden tırsıyorum. Sonuçta ülkede gizliliğe önem veren yok. Çok iyi bir öneri ama bir duyulursa benim yaptığım kıyamet kopar. Dediğiniz gibi ikisinde de ebeveynlik yeteneği yok. Doğurmak için doğurmuşlar.

Bir de dün akşam gönderdik. Diğer baktığımız yeğenlerim burada olmasına rağmen o kadar rahatladık ki anlatamam. Evde çıt çıkmıyor, sinirlerimiz alt üst olmuyor, evin düzeni bozulmuyor. Dünya varmış ama zorla gönderdik ve haftaya yine gelmek istiyor. İnşallah gelmez.
0
🌸İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(09.07.20)
(5)

4B Borç Ödeme ve Sorgulama

plutongezegendegilmi
E-Devlet'e girip 4b borç sorgulama sayfasına baktım, 1440 lira borcum varmış. Daha sonra https://onlinetahsilat.sgk.gov.tr/ adresine gidip sorguladım, bu 1440 lira geçmiş dönem borcuymuş, 570 lira da cari dönem prim tahsilatı diye bir ödemem varmış. Şimdi olayı anlamadım, güncel ödemem 570 liraysa n
E-Devlet'e girip 4b borç sorgulama sayfasına baktım, 1440 lira borcum varmış. Daha sonra onlinetahsilat.sgk.gov.tr adresine gidip sorguladım, bu 1440 lira geçmiş dönem borcuymuş, 570 lira da cari dönem prim tahsilatı diye bir ödemem varmış.

Şimdi olayı anlamadım, güncel ödemem 570 liraysa nasıl 1440 lira borcum oluyor? Aylık benim ne kadar ödemem gerekiyor? Bu 1440 lira iki aylık borç ise, aylık 720 liraya geliyor, o zaman niye güncel ödemem 570 lira?

Daha sonra yine E-Devlet'ten hizmet dökümüne baktım, orada da aylık prime esas kazanç dediği yerde 2943 lira yazıyor. O nedir?

Bir sürü rakam var hiçbiri birbiriyle tutarlı değil yav. Ne oluyor burada?
0
plutongezegendegilmi
(07.07.20)
e-devletten baktığınız 4a hizmet dökümü, o aylık brüt kazancınız 2943 tl imiş.

4b ile 4a farklı şeyler.
0
benaslinda
(07.07.20)
esnaf mısınız, çalışan mısınız, serbest meslek erbabı mısınız, şirket ortağı mısınız? hiçbir şey değilsiniz de borç mu yazmışlar. azıcık da kendinizle ilgili bilgi verin de nerede yazanın anlamı ne ben de onu söyleyeyim.

2943 lira prime esas kazancınızdır. 4a hizmet dökümü dışında tüm hizmetlerinizin olduğu sigortalı tescil ve hizmet dökümü var. orada 4b'li olan hizmetiniz de çıkar. 2943 lira da bunun matrahıdır, borcu değil.
0
kibritsuyu
(07.07.20)
Olaydan hiç anlamadığım için doğru düzgün bilgi verememişim, özür dilerim.

Önceden beyaz yakalı çalışandım, sonra ayrıldım danışmanlık yapmaya başladım. Şahıs şirketim var, aylık brüt kazancım 2943 tl'den yüksek. Çalışanken de yüksekti.

Genç girişimci istisnası diye bir şeye başvurduğum için ilk yıl hiç bağkur ödemesi yapmadım, devlet karşılıyordu onu. Ama 1 yıl dolduğu için artık ödemem gerekiyor. Ama ne kadar ödeyeceğim, bu nasıl hesaplanıyor, hiçbir şey bilmiyorum. Muhasebecim de bilmiyor ya da uğraşası yok, ondan da bir şey öğrenemedim.
0
🌸plutongezegendegilmi
(07.07.20)
Muhasebecinizi değiştirmeyi düşünün bence. Bu konularda bilgi vermeyecekse neden var, ne işe yarıyor?
0
yercekimini kendine ceken adam
(08.07.20)
4b, yani eski adıyla bağkur için elde ettiğiniz gelir tutarını, asgari ücretten ve yanınızda çalışanlardan düşük olmamak şartıyla e-devlet'ten kendiniz beyan ediyorsunuz, priminiz de o rakam üzerinden hesaplanıyor. beyan etmezseniz standart asgari ücret (2020 yılı için 2943 lira) üzerinden hesaplanıyor.

prim oranı %34,5. düzenli ödüyorsanız %5 indirimi var ve %29,5 oluyor.

yani düzenli ödüyorsanız aylık priminiz 868 lira, düzenli ödemiyorsanız 1015 lira. fazla prim ödeyeyim de emekli maaşım fazla olsun diye arttırmak isterseniz e-devlet'ten 2943 olan rakamı arttırabilirsiniz. ödeyeceğiniz prim de o nispette artacaktır.

söylediğiniz borç tutarlarının neye göre hesaplandığını çözemedim.
0
kibritsuyu
(09.07.20)
(5)

şu soruya bakar mısınız

Pertev nail
satış fiyatı üzerinden %25 zarar edilmesi durumunda maliyet üzerinden %kaç zarar edilmiş olur?bilale anlatır gibi anlatırsanız çok sevinirim. teşekkürler.
satış fiyatı üzerinden %25 zarar edilmesi durumunda maliyet üzerinden %kaç zarar edilmiş olur?

bilale anlatır gibi anlatırsanız çok sevinirim. teşekkürler.
0
Pertev nail
(06.07.20)
Mal yuzde kac karla satiliyor? Satis ve maliyet arasindaki fark bilinmeden olmaz.
0
Kirmizibavul
(06.07.20)
@kirmizibavul kpss muhasebe sorusu. ben de anlamadım.
0
🌸Pertev nail
(06.07.20)
Bir malin maliyetine 100 diyelim
Satis fiyatinada 100+%40= 140 diyelim
Satis uzerinden %25 zarar edildiyse (140*0.75)105 tl ye satilmis demektir
Maliyeti 100 tl olan seyi 105 liraya sattiysa 5 tl kar etmistir.
Sorudaki rakamlara uyarlarsiniz
0
eja
(06.07.20)
pro9it9is9
(06.07.20)
Satış fiyatından %25 zarar ediyorsan, demek ki satış/maliyet oranın 3/4. Yani 150 liraya satıyorsun diyelim, maliyetin 200 liraymış.

Şimdi 150'in %25'i 37,5 ediyor, bu senin zararın. Maliyet üzerinden de 37,5/200 => %18,75 zarar etmiş oluyorsun.

Valla konu hakkında hiçbir bilgim yok, sadece fikir yürütüyorum.
0
plutongezegendegilmi
(07.07.20)
(2)

Hidrofor arızası

atcapar
Bahçe sulamak için bir adet hidroforumuz var. Depoda su bitmişti dün, bugün doldurduk depoyu su ile. herhalde o sırada hidroforumuz boş çalışmaya devam etti bugün bahçeyi sulamak için çeşmeye açtığımda 1-2 dakika su geldi sonra su kesildi. Hidrofor da kafasına göre 10 saniye çalışıp kapandı.su depo
Bahçe sulamak için bir adet hidroforumuz var. Depoda su bitmişti dün, bugün doldurduk depoyu su ile. herhalde o sırada hidroforumuz boş çalışmaya devam etti bugün bahçeyi sulamak için çeşmeye açtığımda 1-2 dakika su geldi sonra su kesildi. Hidrofor da kafasına göre 10 saniye çalışıp kapandı.su deposunda flatör müz de vardı normalde böyle olmaması lazımdı. En son hidrofor pano sununun tuşunu stop start yaptım çalıştı tekrardan kapandı sonra tekrar start butonuna basınca pano nun içerisinden duman çıkmaya başladı yanık kokusu geldi, korktum hemen şalteri indirdim kapattım. Sizce sorun ne olabilir? Yarın servis çağıracağım. Tahmini ne kadar masraf tutar bu ariza? Teşekkürler
0
atcapar
(06.07.20)
Tam yanmıştır diyecektim ki koku falan yazmışsınız zaten. Yanmıştır yani. Depoda su olmadan çalıştırmak yapabileceğiniz en kötü şey. Çok pahalı bir model değilse yenisini alacaksınız muhtemelen. Servis belki tamir eder ama garanti kapsamına girmez, tamiri de sıfırından pahalı tutabilir. Flatör konusunda da şamandıralar düzgün çalışan aletler değiller, ona güvenmeyin, depoyu kendiniz kontrol edin.
0
plutongezegendegilmi
(06.07.20)
Panonun içerisinden duman geldiğine göre hidrafor motoru yanmamıştır, termik röle yanmış olabilir, kontaktör olabilir, motor trifaze ise faz koruma rölesi vs bile yanmış olabilir.

Yani motor yansa panodan niye duman gelsin? Motordan gelir duman gelir, susuz çalıştırmak su pompaları için ölüm demek gibi birşey. Ama yine elektrik motoru yanmaz, suyu pompalayan pompa kısmı arızalanır.

Servis çağırmadan önce bir elektrikçi çağırıp panoda herşeyin yolunda olduğuna emin olun.
0
John Bloor
(06.07.20)
(6)

Almanya da çalışan birisi için yatırım

salahaddin
150 bin TL biriktirdim eur karsiligi. Şu an faizler düşük diyorlar, Türkiye den bir ev alıp yatırım yapmak çok mu saçma? Mantıklı bulan var mı?Kiracılı eski oturduğum yerde 170-180 bin e 2+1 alınabilir.Alternatif birikimi nasıl yapmayı tavsiye edersiniz? Hepi topu 20 bin eur birikmiş.
150 bin TL biriktirdim eur karsiligi. Şu an faizler düşük diyorlar, Türkiye den bir ev alıp yatırım yapmak çok mu saçma? Mantıklı bulan var mı?

Kiracılı eski oturduğum yerde 170-180 bin e 2+1 alınabilir.

Alternatif birikimi nasıl yapmayı tavsiye edersiniz? Hepi topu 20 bin eur birikmiş.
0
salahaddin
(05.07.20)
Neden turkiye'ye yatirim yapiyorsunuz anlamadim. Bir suru yatirim aracı var Avrupa'da. Bence redditte falan bakip Almanya yatirim araclarini ogrenin.
Çünkü amaciniz ileride tr'ye dönmekse o zaman tamam ama ileride o yatirimi euroya dondurmek isterseniz kuş olacak.
0
logisticsmanager
(05.07.20)
hocam
türkiye de banka faizi haric garanti bir iş yok basında durmazsan
o da tl faiz
döviz faiz bir işe yaramıyor

ha su var
ailen vs. kirada oturuyorsa
20 bin euroyu peşinat olarak ver
bir ev alın oturacak
0
kingcyrax
(05.07.20)
yatırım fonu alın
akportföy yabancı teknoloji yatırım fonunu inceleyin
0
rentts
(06.07.20)
Krediyi tl ile çekip euro ile ödeyeceğiniz için çok kısa sürede komik rakamlara dönecek ödemeniz, bu açıdan güzel görünüyor, evet. Öte yandan o evin 10 sene sonra bile kazancı geçtim, aynı euro karşılığını verebileceğini düşünüyor musunuz? Bence euro, eve kıyasla daha fazla kıymetlenir. Ama tabi inşaat sektörü tamamen çöker, 10 yıl boyunca tr'de hiç yeni ev yapılmazsa, nüfus da böyle artmaya devam ederse yatırım olarak mantıklı olabilir.
0
plutongezegendegilmi
(06.07.20)
Türkiye'de gayrimenkule yatırım yapmanızı tavsiye ederim. Gayrimenkul fiyatları hiç bir zaman geriye gitmez uzun vadede her zaman kazançlıdır. Gayrimenkul yatırımı uzun vadeli yatırım olduğu için minimum 5-10 yıllık süreleri baz alarak değerlendirmenizi tavsiye ederim. Misal olarak 10 yıl önce 50 bin TL'Lik evler şu an 600 bin TL. Gayrimenkule olan talep hiç bir zaman azalmaz öyle ki 2 dünya savaşı, ekonomik krizler ve darbelerin olduğu dönemlerde bile gayrimenkul piyasası kısa süreli gerilese bile her daim kazandırmıştır. Konut yatırımı ile hem her yıl artan kira geliri elde edersiniz hemde rayiç değer her yıl artar. Avrupa'da çalıştığınız için Türkiye'de yatırım yapmanız kur farkından dolayı çok mantıklı. Aynı yatırımı avrupada yapamazsınız.
0
acebi
(06.07.20)
Almanyada calisan biri olarak ev almaniz sacma olur. Tavsiyelerim: Turkiyede Eurobond almak,Turkiyede arazi almak.ALmanyadan ETF almak.IB,Degiro,Trading 212 gibi platformlar uzerinden son dedigimi yapabilirsiniz.Yuzlerce cesit ETF var.

Bu arada ev alirsaniz evin kira geliri icin Almanyada da vergi vereceginizi biliyorsunuz degil mi?
0
turkuaz
(06.07.20)
(4)

Avrupada yazılım işi bulmak

neysene
Almanya, ingiltere ya da daha kolay ulaşılabilirliği olan doğu avrupada bir yazılım işi bulmak türkiyenin taşra üniversitelerinden alınan bilg ya da yazılım müh. diplomasıyla mümkün mü? (İyi seviyede bir ingilizceye sahip diyelim). Yani bu taşrada okumuş kişilerin diplomasını bu şirketler kaale alıy
Almanya, ingiltere ya da daha kolay ulaşılabilirliği olan doğu avrupada bir yazılım işi bulmak türkiyenin taşra üniversitelerinden alınan bilg ya da yazılım müh. diplomasıyla mümkün mü? (İyi seviyede bir ingilizceye sahip diyelim). Yani bu taşrada okumuş kişilerin diplomasını bu şirketler kaale alıyor mu yoksa o bilgi ve yabancı dilinle, taşra diplomasına sahip olmasan da aynı etkiyi verir mi?

Mülakatlardan önceki başvuru kabul sürecinden bahsediyorum. Computer science bilgisi mülakatta illa ki artı puandır.
0
neysene
(05.07.20)
Şimdi çok biliyormuş gibi görünmek istemem ama asıl diploma küçük bir artı puan olur böyle bir şey için, deneyiminiz projeleriniz referanslarınız önemlidir benim bildiğim, avrupa'da mezun olup direkt iş aramak, bu işi sadece diplomaya bağlı aramak diye bir şey olamaz bence.
0
atom karincanin torunu
(05.07.20)
Berlin'de yaşayan adam Boğaziçi'ni de bilmez ki. Onun için adını duymadığı iki üniversite arasında bi fark olmaz yani. Oxford mezunu olsan farkederdi ama.
0
plutongezegendegilmi
(05.07.20)
Su anda berlinde calisiyorum. calisitigim sirket ve bircok sirkette gordugum sey diploma cok onemli degil. diplomanin agiriligi yabancilar dairesinden calisma izni alirken oluyor ama is yeri kabul ettikten sonra bu prosedur de cok onemli olmuyor.

almanyada is basvurusu yaptiktan sonra yazdiginiz cv begenilir ise genelde bir insan kaynaklari personeli sizinle bir online interview yapmak isteyecektir. bu gorusmede is tecrubelerinin uzerindne konusup daha cok iletisim yeteneginize ve bakilacaktir. daha sonra birkac teknik interview yapilacktir, bu interviewlerde zaten bilginizin o pozisyona yeterli olup olmayacagi ortaya cikar. bu teknik interviewler soru cevap, online code challange, veya bir ornek uygulama gelistirme olabilir.

en sonunda bu gecilirse bir de sizi yuz yuze gorusmeye davet ederler, bir de yuz yuze teknik interview yapilir. bunda genelde bir yonetici de katilir bu gorusmeye. zaten bu noktaya gelince buyuk ihtimalle olasi iki veya uc adayan birisisinizdir.

yani ozetle bu interview sureclerinde sizin tecrube ve egitimde ne seviyede oldugunuz zaten kendini belli eder. o nedenle diplomaya cok takilmazlar. herhangi bir isimsiz universitede de gayet yetenekli kisi cikabilir. ayni zamanda yazilim isi okulun disinda calisarak da cok iyi ogrenilebilir. hatta universite okunmasi bile gerekmez is bulma acisindan, ama bu durumda calisma izninde sorun cikabilir.

okuldan ziyade turkiyede hangi sirketlerde calistiginiz, oradaki referens mektuplari cok onemli. eger calistiginiz sirket uluslararasi bir sirket ise, ismi bilinir ise, veya bir alman sirketi ise almanyada sansiniz cok artar. ya da aranan teknolojiler ile somut gelistirginiz projeleri gosterebilirseniz ikna olabilirler. ornegin universite mezunu degilsinizdir ama siemens turkiyede 3 yil o alanda calismis ve iyi referansiniz vardir ,size calisma izni verecek yabancilar dairesi haric, sizin diplomaniza kimse bakmaz.
0
emrahday
(05.07.20)
yazılımcılar yurt dışında genelde çok kolay iş bulurlar. diplomaya kesinlikle bakmıyorlar. baktıkları şey senin maaş beklentin. eğer maaş beklentini düşük tutarsan 90% işe alınırsın.

benim sana tavsiyem eğer almanya'da çalışmak istersen iş arama vizesi alıp, yaşamak istediğin şehre gitmen. 6 ay iş arama vizesi veriyorlar zaten bu sürede şehri de tanımış olursun.
0
elektr10
(06.07.20)
(4)

Arçelik ankastre ocak, davlumbazlar iyi mi?

gezegen olan pluton
Bu zamana kadar Arçelik'e hep ön yargılı bakıyordum ama birçok yerden tavsiye gelince sormak istiyorum kullananlara? Bir Siemens, Bosch ile karşılaştırınca aynı fiyat ürünlerinin hangisini alırsınız.
Bu zamana kadar Arçelik'e hep ön yargılı bakıyordum ama birçok yerden tavsiye gelince sormak istiyorum kullananlara? Bir Siemens, Bosch ile karşılaştırınca aynı fiyat ürünlerinin hangisini alırsınız.
0
gezegen olan pluton
(04.07.20)
Ankastre ocak ve davlumbaz kullanıyorum Arçelik memnun değilim, tavsiye etmem, imkanın varsa Siemens bak.
0
candanag
(04.07.20)
Merhaba, ben de araya kaynıyorum ama memnun olmayanlar sebepleri ile paylaşırsa sevinirim. Malum ithal beyaz eşyalar artık çok pahalı bu ülkede. A
0
denizgonen
(04.07.20)
İyi değil. Ama Siemens de iyi değil. Fırını ve buzdolabını Siemens'ten almıştım, 5 yılda falan dağılmaya başladı, ikisi de bozuldu. Gerçi ben her gün, bazen günde 2 defa falan kullandım fırını o ayrı konu ama o kadar para verince daha uzun gitmesini bekliyordum. Şimdi beko aldım, plastiği falan dandik geliyor ama fiyatı 3'te 1'i. 2 yıldan uzun götürürse kârdayım, götürmezse de garantisi falan var, yine çok sorun olmaz diye umuyorum.
0
plutongezegendegilmi
(04.07.20)
bazen iyi olarak anılması için marka yetmiyor artık. Siemens, Bosch vs.. bunlar artık kupon markalar. Arçelik f/p olarak başarılı ve yaygın servis ağı ile müşteri dostudur.
0
since1907
(05.07.20)
(7)

linkedin üye olmalı mı, olmamalı mı?

late viper
linkedin üyesi değilim(çok eskiden epostama sürekli spam attıkları için soğumuştum). kariyer.net'ten fayda yok, 2017'den beri başvurduğum hiç bir ilana dönüş almadım. sözlükte de facebook'a dönmüş falan denmekte(facebook da hiç kullanmadım).buraya üye olmak, iş bulma açısından faydalı olur mu?
linkedin üyesi değilim(çok eskiden epostama sürekli spam attıkları için soğumuştum). kariyer.net'ten fayda yok, 2017'den beri başvurduğum hiç bir ilana dönüş almadım. sözlükte de facebook'a dönmüş falan denmekte(facebook da hiç kullanmadım).

buraya üye olmak, iş bulma açısından faydalı olur mu?
0
late viper
(04.07.20)
Ne isle ugrasiyorsunuz?
Baglantilariniz nasil?
Bana birkac kez ulasmislardi calisirken, ben acikcasi alanimla ilgili haberlerin cogunu oradan takip ediyorum.
Turkler (ozellikle 55+ kesim) gercekten fb gibi kullanabiliyor ama siz oyle kullanmayin. Ben sadece sirketle/sektorle alakali paylasimlar yapiyorum mesela. O da nadiren zaten.
0
kuehles blondes
(04.07.20)
3k 4k bağlantı yaparsan bir faydası olur belki.

kariyer.net gibi bir yer değil.
0
duyurukullanıcısı
(04.07.20)
Hiçbir şey paylaşmıyorum, cv gibi sadece bilgilerim var, bi de arada arkadaşları trollüyorum. Şimdiye kadar hiç buradan iş bulmadım ama haftada 1 falan iş teklifi geliyor. Gerçi o sektöre göre değişiyordur herhalde.
0
plutongezegendegilmi
(04.07.20)
valla ben çok aktif kullanıyorum. sektörü takip ediyorum. iş ilanlarını takip ediyorum. ilk işime kariyer net ile girmiştim yıllar önce ama tahminim sıradaki işimi linkedinden bulacağım. yıllardır kariyernete girmedim cv mi güncellemedim. linkedin hesabı aç bence.
0
kelepir
(04.07.20)
Sektöre göre değişebilir. Mesela yazılım sektörü için linkedin çok aktif kullanılıyor. İşimi oradan buldum ve başka işler için teklifler aldım.

Sözlükte Facebook a dönmüş dönmesine aldırış etmeyin. Linkedin in olayı zaten "iş Facebook" u. Hesap açmanizin zararı olmaz. Profil oluşturup cv.nizi güncelleyin. Aynı kariyer ya da diğer sitelerde olduğu gibi burada da iş ilanları oluyor ve doğrudan başvuru yapabiliyorsunuz.
0
biseysorcaktim
(04.07.20)
Çok önemli bir mecra. Güzel bir profil hazırla, cv'ni de koy oraya. Sonra da mesleğinle ilgili önemli şirketleri takibe al. Ondan sonra premium üyelik alıp, ilgilendiğin şirketlerin ik'sı olur, ya da o bölümün direktörü olur direkt mesaj at. Kısa ama etkili bir şekilde kendini anlat, tanıt. Mutlaka geri dönüşler oluyor. Ben bu şekilde iş buldum, hem yerli hem yabancı şirketlerde.
0
dougsampson
(04.07.20)
uyeyim, cok aktif degilim ama 6 ayda bir ciddi is teklifi geliyor..ozellikle kafa avcilarini takip edin. ulkeye gore degisebilir ama kanada/abd yakasinda beyaz yaka is bulmakta aktif olarak kullaniliyor.
0
cooperr
(04.07.20)
(1)

gamepad ve mouse kablosu(parça) tr'de nerede bulunabilir?

proletarier aller lander vereinigt euch
mouse ve gamepad kablolarım gittiği için değiştireceğim, aliexpress'te satılıyor ama türkiye'de varsa buradan almak istiyorum ama bulamadım internet araştırmalarım sonucunda. almak istediğim şeyleri aşağıya bırakıyorum belki bilen eden vardır diyehttps://tr.aliexpress.com/item/32991825466.html?spm=a
mouse ve gamepad kablolarım gittiği için değiştireceğim, aliexpress'te satılıyor ama türkiye'de varsa buradan almak istiyorum ama bulamadım internet araştırmalarım sonucunda. almak istediğim şeyleri aşağıya bırakıyorum belki bilen eden vardır diye

tr.aliexpress.com

tr.aliexpress.com
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(04.07.20)
Konya sokak'ta bulabilirsiniz. Ama internetten satış yaptıklarını zannetmiyorum.
0
plutongezegendegilmi
(04.07.20)
(3)

üzüm yetiştiriciliğinden anlayan var mı?

sylvester standalone
merhabalar.bahçemizdeki asmada üzümler olgunlaşmadan çürümeye başladı, bazı yapraklar da yanıp kuruyor.bu neden olur, hastalık mıdır yoksa topraktan havadan mıdır?
merhabalar.

bahçemizdeki asmada üzümler olgunlaşmadan çürümeye başladı, bazı yapraklar da yanıp kuruyor.

bu neden olur, hastalık mıdır yoksa topraktan havadan mıdır?
0
sylvester standalone
(04.07.20)
Böyle yardım bulmak zor. çevrenize bir bakın evinin önünde asması olan bir evde yaşlı bir amca varsa o daha iyi bilir.

Bundan daha zor bir şeyi geçen ben yaşadım. Kanataron otu lazımdı arkadaş ise tahminiyle ona benzeyen daha uzun boylu bir bitki getirdi. şüphelendim. Farklı bir türü de olsa arada belirgin bir fark vardı. Suriye türkmenlerinden yaşlı bir amcaya sordum.(bitki, sebze üretimi, meyva ağacı yetiştiriciliğinden anlayanları var)
amcamız ansiklopedi gibi döküm verdi doğrusu. Bu bitkinin zehirli olduğundan ve balık avında kullanıldığından bahsetti.
0
Erva
(04.07.20)
Pasra olmuş. Kükürt atın hem yapraklara hem de uzumlere. O yapisak his öyle geçiyor sadece. Yöntem budur
0
westblack
(04.07.20)
Mantar hocam bu. Hastalıklı tüm yaprakları ve meyveleri koparın, poşete koyup çöpe atın, bahçede bırakmayın. Bunu yapmazsanız hastalık yayılır. Sonra da seneye havalar ısınmadan (mart falan gibi) ilaçlama yapmanız lazım. İsterseniz şimdi de yapabilirsiniz, ama bu sene için bir faydası olmaz.
0
plutongezegendegilmi
(04.07.20)
(3)

notebook tavsiye?

contavolta
notebook alacağım. uzun yıllar götürsün istiyorum. oyun falan çok oynamam. ekran kartının iyi bişey olmasına gerek yok. daha çok internet, dizi, film, döküman işleri yapılacak. ssd kesin olsun istiyorum. ram 8 gb olsun, bir de 10. nesil i5 işlemci olsun diye düşündüm ama bunlar bana fazla gelir mi?
notebook alacağım. uzun yıllar götürsün istiyorum. oyun falan çok oynamam. ekran kartının iyi bişey olmasına gerek yok. daha çok internet, dizi, film, döküman işleri yapılacak.

ssd kesin olsun istiyorum. ram 8 gb olsun, bir de 10. nesil i5 işlemci olsun diye düşündüm ama bunlar bana fazla gelir mi? 10.nesil i3 işlemci ve 4 gb ram de benim işimi görür mü?

aşağıdaki notebook'ları buldum, bunları tavsiye eder misiniz?
www.teknosa.com

www.vatanbilgisayar.com

bir de bilgisayarı direk mağazadan gidip teslim alacağım. bugün elimde olması gerekiyor o yüzden teknosa ve vatanbilgisayar'dan baktım.
0
contavolta
(03.07.20)
Lenovo almayın, plastiği dandik oluyor, lenovo kullananan bütün arkadaşlarım şikayetçi, 2 yıldan sonra dağılıyor alet.

Aslında bahsettiğiniz kullanım için macbook air'ler en iyileri. Bütçeniz uygunsa bu 7-8k civarında olanlar sizi uzun yıllar götürür.

Onun haricinde bu hp'nin pavilion serisi vardı, ben bi tanesini 6-7 yıl kullandım. Servisi de iyiydi, sıkıntı yaşamadım.
0
plutongezegendegilmi
(03.07.20)
HP'den uzak dur. macbook air +1.

Bir de dell modellerine bakmadan en azından fiyatlarını karşılaştırmadan karar verme.
0
foolrules
(03.07.20)
8-10 yıl önce de 4 gb ramli notebook bakıyorduk
0
Kahir ekseriyet
(03.07.20)
(7)

Pırlanta ve altından anlayan var mı?

a man alone
Bu linkteki küpe 300 euro. 2300 tlhttps://www.christ.de/product/87764508/christ-diamonds-ohrstecker-87764508/index.html?ff_data=JmZmX2lkPTg3NzY0NTA4JmZmX21hc3RlcklkPTg3NzY0NTA4JmZmX3RpdGxlPUNIUklTVCBEaWFtb25kcyBPaHJzdGVja2VyIDg3NzY0NTA4JmZmX3F1ZXJ5PSZmZl9wb3M9MjUmZmZfb3JpZ1Bvcz0xNTUmZmZfcGFnZT0xJmZm
Bu linkteki küpe 300 euro. 2300 tl

www.christ.de

-375 milyem beyaz altın. yani 9 ayarmış.
-0,09 karat
-1,4 gr

pırlantalardan vs hiç anlamıyorum. bu fiyat normal mi? bu ürün değerinin karşılığını veriyor mu?

teşekkürler
0
a man alone
(02.07.20)
Değerinin karşılığını vermiyor, çünkü pırlantanın bir değeri yok. Aldıktan sonra yarı fiyatına geri satamazsınız. İçinde altın da yok doğru düzgün. Ürünün maddi bir değeri yok yani, siz bu parayı vermeye niyet ederseniz, değeri bu para oluyor.

Hediye olarak alıyorsanız bir şey diyemem tabi, ama para etsin, işe yarasın, bir şey olur da satar belki diye düşünüyorsanız pırlanta almayın.
0
plutongezegendegilmi
(02.07.20)
fakat altın olduğu yazıyor. kullanılan materyal beyaz altınmış.

yine de değeri yok mu?
o halde tekrar satma durumu söz konusu olursa ne alınmalı?
0
🌸a man alone
(03.07.20)
Yatırım olsun, tekrar satınca para etsin diyorsanız taşsız ve işçiliği de mümkün olduğunca az olan altınlardan alabilirsiniz. Siz alırken altına, taşa ve işçiliğe para veriyorsunuz ama satmak istediğinizde sadece altının parasını alacaksınız.

Bir de 9 ayar pek yatırımlık değil sanırım, saf altına ne kadar yakınsa o kadar iyi.
0
kobuzchu kiz
(03.07.20)
cevaplayan duyuru sakinlerine katılıyorum. pırlantanın yatırımlık bir yanı yoktur. hediye dışında başka bir amaçla almayın.
0
ceketimi alip cikcam
(03.07.20)
aslında amacım hediye almak fakat satılma durumundan bahsettiğiniz için biraz kafam karıştı.
sorum tam olarak bu değildi. piyasaya göre pahalı olup olmadığını sormuştum fakat yine de başka bir şey öğrenmiş oldum :)
0
🌸a man alone
(03.07.20)
hocam pırlantaların tek kriteri karat değildir. renk ve berraklık (leke) durumlarına göre de sınıflandırılırlar.

misal www.tarzalyans.com

benzer başka ürünler ile fiyat kıyaslaması yapabilirsiniz.

şekil benziyor mesela (şekli önemli değil tabi, pırlantanın miktarı kalitesi önemli)

www.zenpirlanta.com

rengini ve berraklığını belirtmişler.
0
ceketimi alip cikcam
(03.07.20)
Piyasaya göre pahalı.
Aynı karat tektaş yüzük çok daha ucuz. Ayrıca internette gördüğün fiyatlara bakma, herhangi bir markanın satış mağazasına gidersen çok güzel indirim yapıyorlar. Yani internetten alma, türk markasından al, mağazadan al ve pazarlık yap.
0
etna
(03.07.20)
(9)

borc para hk

sweetoffice
gecen sene bir arkadasim acil oldugu icin 100-200 tl gibi bir rakam istemisti, hemen yollamistim. en kisa surede odeyecegim demisti, simdi aklima geldi hala odemedigi... sizce bu kadar kucuk rakami biri neden odemez ? ben istemeye utaniyorum simdi aklima geldigi halde :)
gecen sene bir arkadasim acil oldugu icin 100-200 tl gibi bir rakam istemisti, hemen yollamistim. en kisa surede odeyecegim demisti, simdi aklima geldi hala odemedigi... sizce bu kadar kucuk rakami biri neden odemez ? ben istemeye utaniyorum simdi aklima geldigi halde :)
0
sweetoffice
(02.07.20)
Bu yuzden birine borç verirken asla istemeyeceğim tutar verip unutuyorum artik onu
0
eylul
(02.07.20)
Unutmuştur belki. Kibarca hatırlatın, yakın bir arkadaşınızsa alınmaz herhalde. Ben birinden borç alsam ve unutsam hatırlatılmasını isterim.
0
plutongezegendegilmi
(02.07.20)
unutmamıştır. insan içine çıkıp derdini anlatabilen borç isteyebilen bir insan yemek yemeyi, yatmayı kalkmayı vs nasıl unutmuyorsa borcunu da unutmaz.

bende de var boyle bir tip. daha üç ay oldu ama iki günlüğüne istemişti. Para gelirse eğer geldiği gibi direkt haytap'a bağışlayacağım.
0
foolrules
(02.07.20)
babacım arkadaşın değil mi yau? üstüne yatma paramın de göndersin nolcek.
0
klassno
(02.07.20)
Oyle okuzler var maalesef. Yemek yemek unutulur borc unutulmaz. Cunku borc senin paran degil. Arkadasindan 300 lira borc iste daha once verdigini unutmus gibi davran. Hatirlar belki. Ben de istemeye utaniyorum boyle durumlarda.
0
exlibris
(02.07.20)
Benim liseden iki arkadaşa ki 12 sene öncesi bu, 50 TL borcum var. Hala unutmadım, ama vermek nasip olmadı bir türlü resmen. Ezcümle kendimden genele yormak ne kadar doğru bilmem ama, alınan borç unutulmaz yani öyle kolay kolay.
0
zoque
(02.07.20)
Muhtemelen unutmamıştır. Ama rakam küçük olduğu için de siz istemediğiniz sürece de ödemem diye düşünür. Böyle bir rakam da istenmez zaten.

Geçtiğimiz seneler de benzer durumu ben de yaşadım. şuanki eşine , gelinlik alması için para verdim. Rakam büyük olduğu için 3 senenin sonunda paramı parça parça aldım arkadaşlığımı da bitirdim. son kalan 300 tl borcu için de her gün taciz ettim (sırf huzursuzluk vermek için). Meğerse herkese böyle yapıyormuş. 100 ondan 500 ondan şeklinde.

neyse. 100 tl para değil, bir gün dışarı çıkar yemeği o öder olay biter.Bunun yerine hiç bir şey yokmuş gibi 50 tl borç versene diyebilirsiniz. o an aaaaa benim sana zaten 100tl borcum var diyebilir. Derse de haddiii , ben unutmuşum. iyi yatırım olmuş dersiniz. gülüp geçer gidersiniz
0
janavarorion
(02.07.20)
Seni sıkmadan bir ufak bir hikaye anlatayım @sweetoffice;

2003 senesinde büyük bir holding'de çalışıyordum, görevim gereği ayda bir Şehir merkezine gitmem gerekiyordu, şirketin yaşlıca bir şoförü vardı bir gün o götürdü beni yolda da benden o zamanın parasıyla asgari ücretin nedeyse 1/4'ü kadar borç istedi araçta ay başında vermek şartıyla, ben de acıdım verdim.

Ay başı geldi çattı herkes maaşını aldı ancak bu amca borcunu vermedi ben de isteyemedim haliyle aradan aylar geçti yine bu amca beni şehir merkezine götürecekti araca bindik yolun ortasında solo bey bi 10 dakika bir yere uğrayabilir miyiz dedi, tabi dedim, uğrayacağımız yer sıfır otomobil satan bir bayiymiş oğluna araba alacakmış fiyat sormak için uğradı beynimden vurulmuşa döndüm.

Şirkete döner dönmez durumu o zamanki insan kaynakları müdür olan arkadaşıma anlattım bir anda kahkaha patlattı adam yaw seni de mi çarptı gazi abimiz dedi, adam meğersem şirketteki hemen herkese borç takmış kimseye ödememiş öyle öyle oğluna sıfır araba alacak seviyeye kadar gelmiş.

Borç vermek kadar istemek de gayet doğal bir durum istemediğinizde doğrudan enayi durumuna düşüyorsunuz.
0
solo
(02.07.20)
Hiç utanmadan iste. Unuttum, yok ya falan derse de banka hesap hareketlerine baksın .
Ayıbı yok bu işin .
Durumu zayıfsa da sana kalmış artık.
0
Erva
(02.07.20)
(5)

Duyurunun ilber ortaylıları bir bakıverin

kostüm çok güzel prenses misiniz
Merhabalar, tarih çalışıyorum da aklıma bir şey takıldı. Osmanlı döneminde ``bu 3 yere hakim olan dünyaya hakim olmuş demektir`` diye bir şey hatırlıyorum.1. İstanbul 2. Belgrad3. ?3. yer neresiydi? İnternette bulamadım. Ya da ben bu bilgiyi uydurdum mu? Atış ve düzeltme serbest ajdks teşekkür ederi
Merhabalar, tarih çalışıyorum da aklıma bir şey takıldı. Osmanlı döneminde bu 3 yere hakim olan dünyaya hakim olmuş demektir diye bir şey hatırlıyorum.

1. İstanbul
2. Belgrad
3. ?

3. yer neresiydi? İnternette bulamadım. Ya da ben bu bilgiyi uydurdum mu? Atış ve düzeltme serbest ajdks teşekkür ederim.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(01.07.20)
Bağdat?
0
kaptan memo
(01.07.20)
Şehir bazında bir şey diyemem ama büyük ihtimalle Orta Doğu olmalı .
Bazıları bu bölgeyi bataklık olarak nitelese de
Emperyalist ve sömürgeci devletler her daim buradalar . Devlet aklı başka bir şey zaten.
0
Erva
(02.07.20)
Bence Kırım. Ruslar dövdü durdu Kırım'ı aldıktan sonra Osmanlıyı.
0
plutongezegendegilmi
(02.07.20)
Herkes kendince akıl yürütüp bir şeyler söyleyecektir ama sizin söylediğiniz gibi üç şehirden oluşan genelgeçer bir yorumun olduğunu hatırlamıyorum.
0
stronzo
(02.07.20)
3- Ragusa ya da Budin olabilir mi? attım
0
ankara06
(02.07.20)
(3)

.Net öğrenmek ne demek?

Unde bach canim
Yani yazılım işine yeni başladığım için kavramları pek iyi analiz edemiyorum. İnternetten baktım ama pek bir şey anlamadım. Html,css, javascript, csharp, pythonı temel düzeyde biliyorum ama .Net öğren dediler, kavramı anlamadım.Microsoft üretimi dillerin bir freamwork grubu mu?
Yani yazılım işine yeni başladığım için kavramları pek iyi analiz edemiyorum. İnternetten baktım ama pek bir şey anlamadım. Html,css, javascript, csharp, pythonı temel düzeyde biliyorum ama .Net öğren dediler, kavramı anlamadım.
Microsoft üretimi dillerin bir freamwork grubu mu?
0
Unde bach canim
(01.07.20)
.Net C# Sytnaxi ile yazılan web geliştirme frameworkü denilebilir. Microsoft'un geliştirdiği bir dil, temel seviye web bilgilerini öğrendikten sonra dinamik sayfalar için ya PHP ile yazman gerekir ya da .Net ile (veya Python'un dili Django ile vs.)

Bunu diyen kişi iş yeriyse muhtemelen oradaki web sayfaları çoğunlukla .Net ile yazılmıştır. Arkadaşsa PHP ye göre yazımı daha kolay olduğu için tavsiye etmiş olabilir.
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
(01.07.20)
.net bir framework ama içinde standart bir framework'te olmayan bir sürü başka şey de var. karışıklık ondan olabilir. mesela python dil, django framework, python interpreter'ı da dili makine diline çeviren program, ayrı şeyler yani. ama .net evreninde bu parçaların hepsi bir arada, topluca .net diyorlar.

c#, visual basic ya da f# kullanarak yazabiliyorsunuz.

.net öğrenmek demek, sadece bir dili ya da framework'ü değil de komple ekosistemi öğrenmek demek olabilir. microsoft'un bir vendor lock-in sevdası vardı, yani microsoft'un bir dilini kullanıyorsan database'inden ide'sine kadar her şeyini kullanmak zorunda kalıyordun. hala o politikayı güdüyorlar mı bilmiyorum, ama tatsız bir şey, o yüzden hiç tercih etmedim o tarafa yönelmeyi.
0
plutongezegendegilmi
(02.07.20)
Eskiden asp vardi hatırlıyor musun? Hah, şimdi .net var.
0
pass
(02.07.20)
(2)

bbb_1
Merhabalar bir arkadaşımın sorusunu yazıyorum.4 yıllık elektrik elektronik mühendisi , yüksek lisansı da var.Otomotiv alanında önemli bir uluslararası firmada donanım mühendisi olarak çalışıyor.2 yabancı dili var .Savunma sanayide ülkenin en önemli firmalarından birinden teklif geldi .Şu an aldığı m
Merhabalar bir arkadaşımın sorusunu yazıyorum.
4 yıllık elektrik elektronik mühendisi , yüksek lisansı da var.Otomotiv alanında önemli bir uluslararası firmada donanım mühendisi olarak çalışıyor.2 yabancı dili var .Savunma sanayide ülkenin en önemli firmalarından birinden teklif geldi .Şu an aldığı maaşın biraz daha üstünde maaş vereceklerini uzman mühendis olarak almak istediklerini söylemişler.Kafası çok karışık, deneyimli arkadaşlar ne tavsiye verir acaba?
0
bbb_1
(01.07.20)
Savunma sanayiinden kaçın. Yapabiliyorsa yurtdışına gitsin, hiç burada vakit kaybetmesin. Hem para hem akıl sağlığı açısından.
0
plutongezegendegilmi
(02.07.20)
Yarın bana maaşımın 2 katını teklif eden bir firmayla görüşmeye istanbul'a gidiyorum, doğduğum yer değil doyduğum yer anlayışındayım.

Ama şu da var atıyorum arkadaşın 10k alıyorsa ve 12k teklif ettilerse mevcut işini bırakıp gitmezsin. 15k veriyorlarsa gidersin. Yeni gittiği yerde kendisini kanıtlama süreci, lab'a ve çalışma arkadaşlarına alışma süreci, yapılan işe alışma süreci derken zorlanma ihtimali var.

Otomotivdeki standartlar savunma sanayinde geçerli değil, işlemcisinden opampına, kondansatörüne kadar military grade donanım ve yazılımla çalışacak. Alışma süreci sancılı olabilir.
0
kimlanbu
(02.07.20)
(12)

Maaş pazarlığı hk

kondansator
Geçen hafta bir iş görüşmesine gittim. Maaş beklentim olarak 5bin TL söyleyince İk da kendileri için yüksek olduğunu ne kadar düşebileceğimi söyledi en fazla 4,5 olur benim için dedim. İkinci görüşmeye, şirket sahibi ile görüşmeye çağırdılar. Şirket sahibi de benimle çalışmak istediklerini ne zaman
Geçen hafta bir iş görüşmesine gittim. Maaş beklentim olarak 5bin TL söyleyince İk da kendileri için yüksek olduğunu ne kadar düşebileceğimi söyledi en fazla 4,5 olur benim için dedim. İkinci görüşmeye, şirket sahibi ile görüşmeye çağırdılar. Şirket sahibi de benimle çalışmak istediklerini ne zaman başlayabileceğimi sordu. Hali hazırda çalıştığım şirket ile görüşüp öyle cevap vereceğim dedim. Gün içerisinde İk müdürü arayıp maaş beklentimi tekrar sordu, ben de zaten 4,5 alt limit diye konuştuğumuzu söyledim. Akşamına yine aradı, 4bin +agi yapalım bu kadar çakabildik, içerideki dengeyi bozmamamız lazım falan dedi. Şimdiki şirketimde Bunun altına Çalışıyorum ama anlaşıp devamında maaş pazarlığı hoşuma gitmedi. Nasıl ilerlemeliyim sizce
0
kondansator
(01.07.20)
benzer durumu yaşadım. 2-3 sefer pazarlıktan sonra anlaştık. sonra gördüm ki içeride en yüksek maaş alanlardanmışım. bu kadar ısrar ettilerse seninle çalışmak istiyorlardır.
0
srdr
(01.07.20)
işinden memnunsan 4.5 minimum diyerek konuyu kapatabilirsin. ya da 4250+agi yapalım diyebilirsin.

bunlar muhtemelen agi'yi de maaşın içine yedirirler bir süre sonra.
0
ozdek
(01.07.20)
sen 5k onlar 4k demiş, de ki "4.5k + agi'de anlaşalım" ve ekle "maaşımı kimseye söylemyeceğime and içerim"
0
avatar is back
(01.07.20)
+agi nedir ya. Agi, zaten şirketin devlete ödenmesi gereken bir para(vergi) iken, devletin bunu almayıp işverene de 'kardeşim ben bu parayı almıyorum, sen bunu işçine öde' dediği bir para. Sanki bunu sana bir lütufmuş gibi sunmaları garip. Her şeye tamam deme bence dişe diş pazarlığını yap.
0
Arthur Dayne
(01.07.20)
icerdeki denge konusunu anlamadim? Herkes herkesin maasini biliyor mu yani? Yeni gelen su kadara anlasmis beyler hadi ben de zam istiyorum mu oluyormus yani
0
neverletyougodown
(01.07.20)
Özel değilse pozisyon ne? Ona göre yorum yapabiliriz.

Bu arada konudan bağımsız buna karar verecek sizsiniz tabi. Şu an çalıştığınız için 4.5 zorlayabilirsiniz.
0
ihanet kac kisilik
(01.07.20)
"içerdeki denge beni ilgilendirmez, benim ederim bu" derdim.

ben ik'cıyım, onları anlıyorum bütçeleri o kadar ama o zman bütçelerinin üzerinde olan aday ile görüşmeyeceklerdi. bir de öğrenmişler adayın beklentisi ona rağmen halen altında teklif yapmak.. ya neyse ben bişey demicem.

zam dönemi ne zamanmış onu öğrendiniz mi? nisan mı ocak mı? ocakta zam alacak mısınız, alırsanız kıstaslı mı alacaksınız ( atıyoeum yıllık 15 derler siz 6 ay çalıştığınız için %7.5 alırsınız, ya da zam döneminde bir tam yıl çalışmış gibi zam almak için de pazarlık yapabilirsiniz, eğer işi beğendiyseniz.
0
benaslinda
(01.07.20)
ben olsam bu kadar ölücülükten sonra "vazgeçtim 5 istiyorum" derdim. maaş pazarlığının bir adabı vardır, zırt pırt beklenti sorup "belki inersiniz, hı, 4 olma mı gurban, hı, valla param yok, hı" diyerek yapılmaz. burada bahsetmediğinize göre maaş harici sizi oraya çekecek bir şey de sunmamışlar, siz de zaten pazarlık adabı gereği beklentinizi düşürmüşsünüz. adım atması gereken onlar eğer çok istiyorlar.

ha bakma, bu kadar direttiklerine göre seni çok istiyorlar demektir. maaş beklentisinde %25 indirim istenmez çünkü, insanlar zaten bu oran için iş değiştiriyor. öyle patron şirketiyse de dengeyi falan istemezse gözetmez. bu işi almamak senin için okayse 5'e geri çek, kaybedecek bir şeyin yok. şimdiki maaşınızda kalmanız çok büyük sorun olacak ise 4,5'e inilebilir.
0
Bruce
(01.07.20)
Kategori Yöneticisi pozisyonu için görüştük. Arkasında aile şirketi var,çocuklarının kendi girişimi. Zaten beklentimi bilerek 2, görüşmeye çağırıp tekrar ardından maaş beklentisi sundukları için net olarak fiyat kırmaya çalışıyorlar. Şimdi aldığım maaş daha düşük ama direk kabul edip de teslim olmak da istemiyorum
0
🌸kondansator
(01.07.20)
patron sirket, sevemedim gitti. ilk isyerim oyleydi.
0
camussar
(01.07.20)
4.5 son diyin. Maaşım yükselmeyecekse ben niye iş değiştirip aynı maaşa çalışayımı da ekleyin
0
Unde bach canim
(01.07.20)
Bastır. "İstediğiniz para çok" diyecek adam baştan maaş aralığı belirtsin, işine gelmeyen başvurmaz. Baştan para belirtmeyen ne saplayabilirsem kâr diye düşünüyordur.

Ayrıca kötü pazarlık yapmışsınız. Bir dahakine ilk rakamı siz söylemeyin, ilk rakam pazarlığın başlangıcıdır. Siz söylerseniz üst limit, onlar söylerse alt limit olur. Hadi ilkini söylediniz, ikinciyi söylemeyin bari, bırakın ona göre teklif yapsınlar.
0
plutongezegendegilmi
(02.07.20)
(5)

Is nerde?

eyeinthesky
Fuchao, beijing’s propaganda chief, tried to comfort the public, saying air and road links to the city would not be cut. Saying’den önce is neden gelmedi?Bu durumun özel bi ismi var mı, reduced relative gibi?
Fuchao, beijing’s propaganda chief, tried to comfort the public, saying air and road links to the city would not be cut.

Saying’den önce is neden gelmedi?
Bu durumun özel bi ismi var mı, reduced relative gibi?
0
eyeinthesky
(30.06.20)
habercilikte kullanılıyor böyle ama bir tanımı var mı bilmiyorum.
0
bohr atom modeli
(30.06.20)
Peki saying’den önce is gelse de doğru olur muydu?
0
🌸eyeinthesky
(30.06.20)
durumun ismini unuttum da bu cümlede "is" kullanılacak bir yer yok, "tried" dolayısıyla. daha basit bir örnek vereyim,

he declined our offer, saying he didn't have time = vakti olmadığını söyleyerek teklifimizi reddetti

eylem cümlesi bu, habercilikle alakası yok direkt cümlenin yapısında "is" olmasına gerek yok yani.

***

ikinci sorunu şimdi gördüm, hayır yine yanlış olurdu. yine "tried" yüzünden.

fuchao, beijing's propaganda chief, IS trying to comfort the public, saying air and road links to the city would not be cut.

bu üstteki cümle doğru olabilirdi mesela. kısaca özetlemem gerekirse oradaki "saying" zaman ifadesi değil, adına ne dendiğini unuttum. "söyleyerek" anlamında o, "söylüyor" değil.

bi şey participle deniyodu buna sanki ama dediğim gibi ismini hatırlamıyorum
0
der meister
(30.06.20)
@der meister +1

diyor ki, "adam kamuyu şunu söyleyerek rahatlatmaya çalıştı". is olması için "şunu söylüyor" olması gerekirdi cümlenin.
0
plutongezegendegilmi
(30.06.20)
Gerund
0
chezsoi
(30.06.20)
(9)

Böyle Bir Durumda İş Teklifini Kabul Eder Miydiniz?

depresif genc
Bir şirketle mülakatlarda son aşamaya kadar geldik, teknik yeterlilik anlamında karşı tarafı ikna ettiğimi düşünüyorum, ancak maaş talebimin şirket için biraz yüksek olduğu izlenimini edindim. Görüşme sonrasında 2,5 hafta geri dönmediler, bir follow-up maili attım ve olumsuz algılamamam gerektiğini,
Bir şirketle mülakatlarda son aşamaya kadar geldik, teknik yeterlilik anlamında karşı tarafı ikna ettiğimi düşünüyorum, ancak maaş talebimin şirket için biraz yüksek olduğu izlenimini edindim. Görüşme sonrasında 2,5 hafta geri dönmediler, bir follow-up maili attım ve olumsuz algılamamam gerektiğini, sürecin bu ay sonuçlanacağını söylediler. Bugün baktım süresi dolan ilanı başka bir platformda tekrar canlandırmışlar, yani anladığım kadarıyla yedekte bekletiliyorum, adaylarla görüşmeye devam ediyorlar.

Şimdi bu firma daha uygun bir aday bulamazsa bana geri dönüş yapacak, siz böyle bir durumda bu işi kabul eder miydiniz? Maaş şimdiden problem oluyor belli ki.
0
depresif genc
(30.06.20)
konu hiç sandığınız gibi olmayabilir. böyle varsayımlar üzerinden karar almamanızı öneririm.
0
benaslinda
(30.06.20)
ben alacagim maasa bakarim gerisi beni hic ilgilendirmez. ayrica tabii ki ayni isi daha ucuza yaptirabilecekleri birini arayacaklar is dunyasinin temellerinden biri bu zaten.
0
in vino veritas
(30.06.20)
Kısmetten öte köy yok. Başka sebepler de olabilir. İstediğim maaşı verdikleri sürece sorun yok bence.
0
hushhush
(30.06.20)
Şu anki işim için 1.5 ay sonra bana geri döndüler. Belli olmaz elbette, sonuçta bu bir ticaret de olumsuz dönecek bir ahlaka sahip bir şirketse bence acil bir pozisyon değilse 2.5 hafta çok bir şey değil.
0
denizgonen
(30.06.20)
benaslinda +1

bu kadar kesin yargılara varmanız yanlış. bazı şirketler işe birini alsa dahi o ilanları canlandırıyor. sizin işe girip deneme süresi bitmeden ayrılmayacağınız ya da çıkarılmayacağınız belli olmadığı için ilan uzun süre açık kalabilir.
0
himmet dayi
(30.06.20)
Ben kabul etmezdim. Bu tarz bir iş anlayışını doğru bulmuyorum.

Biz şirkette şöyle yapıyoruz: ilanı açıyoruz, gelen cv'lerden eleyip sınav gönderiyoruz. Sınav sonunda en beğendiğimizle mülakat yapıyoruz. Mülakat iyi geçerse direkt mülakat sonunda teklif yapıp, 2-3 gün içinde cevap vermesini bekliyoruz. Eğer olumsuz cevap verirse bir sonraki adayı çağırıp onunla mülakat yapıyoruz.

Bir adayı 1 ay 2 ay bekletemezsin, insanların bir hayatı var. Ayıp bir şey. İlanı açtığın sürede yeterli başvuruyu alamıyorsan sende sıkıntı vardır, reklam ver, para harca, başvuru almak zor bir şey değil. Başvuranlar arasından, mülakata gelene kadar en iyisinin hangi aday olduğunu anlayamıyorsan yaptığın işi bilmiyorsun demektir.

Tüm bunları yapabiliyorsun, ama yine de işi uzatıyorsan bir çakallık peşindesindir. Öyle bir iş ahlakı olan bir şirketle çalışmamak gerekir. Bugün bunu yapan yarın seni başka türlü kazıklamaya çalışır. Bunlara güven olmaz.
0
plutongezegendegilmi
(30.06.20)
Senin nasil is arama hakkin var ise adamlarin da eleman aramaya devam etme hakki var. Benim pazarlik/mulakat surecim hic 1 aydan az surmedi. Ilk isim icin 3 ay muhabbet ettim adamlarla, 3 farkli mulakata girdim vs.

Sen de bir yandan bakmaya, mulakatlara devam et. B/C planinin hazir olmasi lazim, esegi hicbir zaman tek kaziga baglamayacaksin.

Maas konusuna gelirse, sen kendine guveniyorsan, sirkete guzel para kazandirma potansiyelin de var ise korkmamak lazim ya, ben aklimdaki rakami soyluyorum, yerse. "Ama efendim piyasa ortalamasi soyle boyle", e git o zaman "ortalama" bir eleman bul kardesim..
0
cooperr
(30.06.20)
Yaptıkları doğru değil. Maaşı yüksek söyledin, yada bizim skalamız şu demeleri lazım. Aslında doğrusu iş ilanında yıllık maaşını söylemeleri lazım ama bunu yapan sıfır türkiyede. Sende ona göre yolunu çizersin. Ne öyle yeniden ilan açıp yedekte bekletmek.
Teklif gelirse ve başka iş bulamamışsam mecbur bu şirkette başlardım. Bu bekleme
0
morcivert
(30.06.20)
yedekte değerlendirildiğimi bildiğim bir işte çalışıyorum şu anda. şirkete beni sunan headhunter söylemişti "başkasıyla anlaşmak üzereler, sizi ilk alternatif olarak değerlendiriyorlar ama bence öbürünü alırlarsa hata olur, bu iş size dönebilir" diye. nitekim öyle oldu, 2 ay sonra bana döndüler. ilk tercihlerini işe almışlar, 2 hafta sonra bırakıp gitmiş.

benim yedekte olma sebebim maaş değildi ama başka yerde daha yüksek alabilecekken buraya girmiştim; sonradan kendimi gösterip yükseltirim diye. 1,5 sene sonunda ancak oldu o yükseltme, o da baya zorla. bu bir risktir, o işi maaş harici sebeplerle çok istemene sebep olacak şeyler varsa(kariyer gelişimi, iş öğrenme vs.) bu riski deneyebilirsin. ama maaş senin için hayatiyse ve başka açılardan sana katkısı olmayacak bir işse kabul etme. tabii başka teklif alır mısın, bunu kabul etmezsen mevcut işinde nasıl mutlu devam edersin; bunlar da önemli tabii.
0
Bruce
(30.06.20)
(6)

kumar yuzunden 3 ayda yok ettigim hayatim..

panakware
16 mart tarihine kadar cafede 2500 tl calisiyordum.neredeyse 1 yildir iddaa oynamiyordum.virus dolayi is yerimiz kapandi.can sikintisindan dolayi nesine 100 tl attim.tabiki gitti.hirs yaptim 200 500 1000 derken 3 ayda tam tamina 15 bin tl kaybettim.2 haftadir oynamiyorum mackoligi sildim.mac bile iz
16 mart tarihine kadar cafede 2500 tl calisiyordum.neredeyse 1 yildir iddaa oynamiyordum.virus dolayi is yerimiz kapandi.can sikintisindan dolayi nesine 100 tl attim.tabiki gitti.hirs yaptim 200 500 1000 derken 3 ayda tam tamina 15 bin tl kaybettim.2 haftadir oynamiyorum mackoligi sildim.mac bile izlemiyorum midem bulaniyor artik futboldan.son kuponum gelse zarar cikiyordu.kuponda 1.5 ust son mac.tutsa 14 bin alacagim.dakika 5 1.0.macta 1 penalti kacti ve 2 gol video hakem yuzunden iptal oldu ve mac 1.0 bitti.kendimi öldurmek istedim mac bitis dudugunde.parasini gectim sirf kupon tamamlasin diye 1.12 orandan gitti.hadi penalti kacti normal.ulan 2 gol olup 2 si nasil iptal olur.meselem para degil.babamdan istesem verir ama biliyorum tekrar baslarim diye korkuyorum.komple nasil kurtulacagim.biliyorum zarari kurtarayim diye oynarsam zarar 2 kat olucak.yol gosterin bana 3 ayda yaşlandim resmen yaşim 29 ama iç yaşim şuan 90.
0
panakware
(21.06.20)
"son kuponum gelse zarar cikiyordu"

bence sorun bu cümlede saklı. şanslısın, arkanda duracak bir ailen var. insanlar bir ömürlerini yok ediyorlar. bugünden itibaren bunu hayatından silersen senin sadece 3 ayın ve 15 bin liran gitmiş olacak. bence tüm hayata vuracak olursak; kardasın..
0
makbur
(21.06.20)
15 bine hayat yok olmaz. Bi daha oynamazsın olur biter.
0
i ve been mistreated
(21.06.20)
O son maç yatmasaydı ve siz zarardan kurtulmuş olsaydınız, bugün daha büyük bir özgüvenle oynamaya devam edecek ve 50-100bin zararda olacaktınız...
0
malheiros
(21.06.20)
bağımlılık böyle bişi kardeş, alkol bağımlısı uyuşturucu bağımlısı, seks bağımlısı, yemek bağımlısı, vs. vs. bağımlılık aynen böyle ne eksik ne fazla, yol gösterin demişsin, önce bağımlı olduğunu kabul et, bunu içselleştir, sonra onun çözümüne bakarsın.

birde pandemi sürecinde futbol durduğu için bahisler kapalı idi, nasıl oynadın onu da ayrıca merak ettim.
0
selam
(21.06.20)
Geçmiş olsun. Kumar bağımlılığı ciddi bir rahatsızlık.

Bence bu durumdan ders çıkarıp bir daha aklınızdan bile geçirmeyin. Şu an 15 bin kaybettiniz ama bundan ders çıkarırsanız gelecekte kaybedeceğiniz paranın yanında hiçbir şey.
0
plutongezegendegilmi
(21.06.20)
borca oynamadim arkadaslar.kendi birkimimim gitti.ben kumar bagimlisi degildim sadece csn sikintisindan 100 lira ile basladim sonu cok kotu bitti
0
🌸panakware
(21.06.20)
(6)

Kredi başvurum reddedildi

plutongezegendegilmi
Aylık gelirimin 1,5 katı kadar bir miktarda ihtiyaç kredisi çekmek istedim. Hesapta zaten çekmek istediğim miktarın 4 katı kadar para var. Başka borcum yok. Şimdiye kadar 1 gün bile geciktirdiğim kredi/kredi kartı borcu/fatura olmadı. Yine de kredi vermediler, niye olabilir?
Aylık gelirimin 1,5 katı kadar bir miktarda ihtiyaç kredisi çekmek istedim. Hesapta zaten çekmek istediğim miktarın 4 katı kadar para var. Başka borcum yok. Şimdiye kadar 1 gün bile geciktirdiğim kredi/kredi kartı borcu/fatura olmadı.

Yine de kredi vermediler, niye olabilir?
0
plutongezegendegilmi
(21.06.20)
Birçok sebebi olabilir. İlla borcun olmaması gerekmiyor yani. Hesabında para olması, kredi onaylanmasını herhangi bir etken değil, bunu da belirteyim.
0
saturn
(21.06.20)
bazen basit sebeplerden oluyor. mernisten adres falan gelmiyor.

şubenizle bir görüşünüz.
0
NightBringer
(21.06.20)
@Cesario, yok ya normal çalışıyorum.
0
🌸plutongezegendegilmi
(21.06.20)
Bankaya sordunuz mu? Nedenini görebiliyorlar
0
goodman
(21.06.20)
Sordum, söyleyemiyoruz dediler.
0
🌸plutongezegendegilmi
(21.06.20)
Aklıma sadece iki seçenek geliyor; kredi puanınız düşüktür ya da basvurdugunuz bankanın kredi verme limitleri düşüktür.(bazı bankalar daha çok kredi verir diğerlerine göre) söyleyemiyoruz nasıl bir cevaptır? Bence bankacınızla daha iyi ilişkiler kurmalısınız. Hesabınızda para olmasının bir etkisi yoktur.(eğer milyonları olan bir müşteri değilseniz)
Sgk dökümünüz gibi istenilen şartlara uygun olduğunuzdan emin misiniz? Kredi kartını kullandığınız bankaya mı başvurdunuz? Kredi puanınızı sorguladınız mı?
0
hepbiarayisicinde
(21.06.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.