Giriş
(18)

9 yaşındaki erkek çocuğunu evde nasıl oyalarım?

kibritsuyu
arkadaşlar, okullar sömestr tatiline girdi. hafta için gündüz canlı ders yaparken bile teneffüslerinde oyalayacak bir şey bulamıyordum, şimdi canlı ders de yok, tüm gün boş.annesi işe gidiyor. ben evde çalışıyorum. baba oğlu sabahtan akşama kadar yalnızım. işim olduğu zamanlar televizyon, tablet fal
arkadaşlar, okullar sömestr tatiline girdi. hafta için gündüz canlı ders yaparken bile teneffüslerinde oyalayacak bir şey bulamıyordum, şimdi canlı ders de yok, tüm gün boş.

annesi işe gidiyor. ben evde çalışıyorum. baba oğlu sabahtan akşama kadar yalnızım. işim olduğu zamanlar televizyon, tablet falan mecburen. ama işim müsait olduğunda en azından hem televizyondan, tabletten uzak durmasını sağlayacak, hem de birlikte güzel ve kaliteli vakit geçirmemizi sağlayacak ne yapabiliriz?

her şeyden çabuk sıkılıyor. kitap okutamıyorum hiç sevmiyor. ek çalışma (matematik vs) yaptıramıyorum, sevmiyor. kutu oyunu, masa oyunu desen bir oyun cafe'yi doldurabilecek kadar çok oyunumuz var, çabuk sıkılıyor. lego oynayalım desek zırt diye bitiyor. evin içinde deniz topuyla (ses yapmasın diye normal topla değil) futbol oynuyoruz ama yine de aşağıya çok ses yapıyor. annesi hama boncuk diye bir şey almış, başta bi ilgisini çekti, şimdi onun da pabucu dama atıldı. birbirine ekleyip yapı kurulan pipet gibi bişeyler almış, onunla da ilk gün oynadık, bi daha heves etmedi. koskocaman türkiye haritası aldım. şehirleri, dağları, gölleri bulma oyunu uydurduk, ama ne kadar uzun oynayabilirsin ki bunu da.

versem sabahtan akşama kadar tablet oynama potansiyeline sahip. ama elbette tableti verip kurtulma taraftarı değilim. beynini, gözlerini de düşünmem lazım.

kitap falan okumaya alışsa ona da razıyım. dünya kadar kitabı var. sırf bari tablete bakıyor, tabletten kitap okusun diye tabletine kitap okuma uygulamaları, kitap okuma siteleri, bir sürü e-kitap falan yükledim, en azından tabletle faydalı bir iş yapsın diye, bir kere bile alıp açtığı yok. tamam 1 saat falan oyun oynasın da, kalan vakitte ben ne yapayım da 2 hafta oyalayayım bu çocuğu evin içinde? gözünüzü seveyim yardım edin.
0
kibritsuyu
(30.01.21)
devir değişti artık çocuklar bizim gibi sokakta çelik çomak oynamak zorunda değil. canı ne istiyorsa akranları ile neyin muhabbetini yapıyorlarsa onu oynasın. en az 8 saat gece uyuyorsa ve yemek yiyorsa problem değil ne yaptığı. 12 punto renksiz alfabeli kitap mı okucak o yaştaki çocuk. serbest bırakın 30 yaş büyük adamla oynamaktansa akranları ile böğüre böğüre istedğini oynasın online. belki espor şampiyonu olur ilerde. ytd.
0
kelepir
(30.01.21)
Çocuk dergileri ya da robotik-kodlama için eğitim kitleri alabilirsiniz. Etkinlik, bulmaca, deney içeren kitap-dergi olursa ilgisini çekebilir.

www.tubitakdergileri.com.tr

www.robotistan.com

Online eğitim platformları var, katılabilir belki. Ben bi bambuyu biliyorum.

instagram.com
0
GoodMorningTeacher
(30.01.21)
tableti, oyunu onun becerilerini geliştirecek şekilde kullanabilirsiniz aslında.

ben kuzenlerle çok güzel art arda need for speed porsche unleashed veya test drive 6 oynardım.

eve bir direksiyon alırsınız, bir o yarışır veya bir siz. yükleyin forza gibi dirt rally 2.0 gibi oyunları, berecileri de artar hem.

not: taa 2000 yılında guillemont ferrari 550 marenello direksiyonum vardı :)
0
rain when i die
(30.01.21)
abi bu çocuğun anası ortaokul öğretmeni. her gün tablet oynamaktan beyinleri uyuşmuş çocuklarla uğraşıyor. ben pedagojik formasyonun dibine vurmuş annesine "bırak yaşıtlarıyla ne muhabbet ediyorsa sabahtan akşama oyun oynasın, oyun becerisini geliştirmek için kullanıp elektronik oyun şampiyonu olsun" derim?

zaten alıp suç ve ceza okusun demiyorum. bir kütüphane dolusu çocuk kitabı var, yazılısı da var, resimlisi de var. 2-16 yaş arası her türlü kitap var. bilim teknik'inden tut, gezi, uzay, yaşam, yaşına uygun çeşit çeşit dergi var. ayrıca deney kitapları, arduino setleri var. evde org var, gitar var, öğretip yol gösterebilecek adam da var. yani tablet oynamıyorsa bunun alternatifi eski devirdeki çelik çomak mıdır? yok mudur günümüzde tablet harici çocuk eyleme yöntemi?

kaldı ki yaşıtlarıyla zoom açıp karşılıklı da oynuyorlar saatlerce. ama ben sabahtan akşama yaşıtıyla online oyun oynayan, anca yiyip için sıçan, elinde tabletle mala dönmüş şişko bir çocuk olsun istemiyorum lan. oynamasın, saksı gibi kitap okuyup bilimsel çalışma yapsın da demiyorum. ama hareket lazım, biraz o tazecik beyninin gelişmesi de lazım. sadece yüksek ses ve hareketli parlak ışıklardan ibaret tabletle beyni uyuşsun istemiyorum.

arkadaşlarıyla parka götürüyoruz koştursunlar diye. arkadaşı 2. dakikada sıkılıp anasından tablet istiyor, parkta oturup tablet oynuyor. ben böyle bir çocuk olsun istemiyorum ki. tabletse tablet, yasak değil oynasın da kısıtlı oynasın. mala dönüşecek kadar oynamasın.
0
🌸kibritsuyu
(30.01.21)
bizde de bu modelin küçük yaş versiyonu var. dışarı çıkmak dışında başka bir oyalayıcı bulamıyoruz. tabletle fazla vakit geçirdiği günler durağan aktivitelere hiç ama hiç yanaşmıyor. sabahtan lego, resim vb aktiviteyi tutturabilirsek o günü daha sakin geçirebiliyor, yoksa tüm gün mızmızlanıyor bi şeyi beğenmiyor. kutu oyunu sevmiyor sizinki de demek ki. ya dışarda yapacak birşeyler bulun ya da tablet vermeden biraz can sıkıntısına sabredip legolara dalmasını bekleyin. yapacak birşey bulamayınca mecburen üretmeye başlar.

bir de tüm oyuncakları oyunları gözünün önünden kaldırın, unutsun. sırayla çıkarırsınız daha hevesli olur.

bizim apartmandaki o yaştaki çocuklar slime yapımına merak salmışlardı, biraz ortalık batıyor ama epey oyalanıyorlardı onunla.
0
denizince
(30.01.21)
slime var, kinetik kum var, hot wheels parkurları, onlarca arabası var, odası oyuncak dolu.

kutu oyunu da seviyor, mesela saatlerce monopoly oynayabiliyoruz, iyi de oynuyor kerata. ama 2 kişiyle de onun tadı yok. 2 kişilik kutu oyunu da maksimum yarım saat idare ediyor.

tavla öğrettim bu hafta, yeni diye biraz ilgisini çekti ama bunun da ömrü 1-2 hafta sürer maksimum.

hiçbir arkadaşının bilmediği kadar kağıt oyunu biliyor. pişti, uno falan derken batak öğrendi, ciddi ciddi oynuyor lan adam. bitince yandaki ıstakaları devirmeli okey oynuyor. bildiğin emmi oldu 9 yaşında.
0
🌸kibritsuyu
(30.01.21)
yani genel olarak sıkılgan çocuklar evi kirletecek aktivitelerden (uzmanlar duyusal diyorlar da işte aslında evi batıran aktivite) hoşlanıyor gibi bir gözlemim var :) deney seti gibi oyunlar alabilirsiniz. the dad lab var meşhur, instagram hesabı ve deney kitabı var. onlardan birlikte yapabilirsiniz.
0
denizince
(30.01.21)
"kitap okuma" kendi içinde bir sebep içermiyor sebep bu olabilir mi sizce?

yani çocukların bilgisayara yönelmesinin bir sebebi var, anne babalarımızın kitaplarda buldukları amaçları bilgisayarlarda buluyorlar. bir oyun oynarken, bir video ya da dizi izlerken bir amacınız, tatmin ettiğiniz bir duygunuz var.

bir film arayan insana "ne tür olsun", "nasıl konuları seviyorsun" diye soruyoruz. biliyoruz ki kendisiyle alakasız bir konuda film izlerken sıkılacak. Ama kitaplar için böyle değil bu. Kitap okumak her zaman düz bir eylem.

Ne yapayım? - Kitap oku.

Çok anlamsız oluyor haliyle. Çocuğuna kitaplar alıp hoşuna gideceği "fazla eğitici olmayan!" hikayeler okuyarak ilgisini kitaplara çekebilirsiniz. Kitap okumanın, matematik çalışmak ve nasihat dinlemekten bir farkı olmalı ki çocuk kitaba yönelsin.

öneri olarak çocuğunuzun sevdiği oyunların, filmlerin ya da benzeri şeylerin kitapları varsa onları alabilirsiniz.
0
mentuhotep
(30.01.21)
Teknik boyutuna giremem cunku ben evdeki 7 yasindaki kiza cozum bulamiyorum.

Bu yuzden buraya sadece lego yazmaya geld8m.lego ciddi ugrastiriyor.sevdigi seriyi aldigimda bastan sona ugrasip kendisi yapiyor,diger serilerle birlestiriyor.bunun disindaki tum oyuncaklarda yanina yanci ariyor.

Birde en son amazon un kopegi var,duz plastikten geliyor,yaninda bir suru minik bez parcalari var,sen onlari tuy diye o plastigin ustune isliyorsun.kendi kopegini kendin tasarla gibi.onu verdim yaklasik 2 saat hic basindan kalkmadan tek tek herseyini yapti,susadim bile demedi.uretebildigi herseyde cok guzel vakit geciriyor bizimki.
0
duptıs
(30.01.21)
Çocuğum yok öneri mahiyetinde sallayacağım :) yeğenlerim üzerinden fikir yürütüyorum ve aslın çocukların fiziksel olarak enerjilerini atamama problemleri var, enerjisini atamyan çocuğa boyama , okuma vb. aktivitenin tillahını sunsanız bir yere kadar idare ediyor. Bir de çocukların zaman algısı da bizden farklı bence, o yüzden çabucak sıkılıyorlar, özellikle bir akranlarıyla sürdüremedikeri için bu tip aktiviteleri. Benim önerim günlük programa ek olarak tabii, bir nintendo wii konsol almanız, kırık mırık uygun fiyata bolca var ikinci el, bütçe varsa switch alın tabii, dans mı spor mu neye hevesi varsa fiziksel olarak kendini orada yorsun. sonra zaten dinlenmek için daha sakin aktivitelere kayacaktır. tabletten bence daha iyi her türlü, çünkü uzun süre elindeki ekrana bakan çocuklarda postür ve gözelere neler olacak bilemiyoruz yakında.
0
ruz
(30.01.21)
Maketle falan uğraşmasını sağlayabilirsiniz belki.

Bu arada kitap okumayı teşvik etmek için belli aralıklarla Wifi şifresini değiştirip Wifi şifresini kitapta geçen spesifik bir detay yapabilirsiniz. Bu sayede şifreyi bulana kadar kitap okur hem de tabletten falan uzaklaştırmış olursunuz. Kitap okumanın ödülü tablet olur.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(30.01.21)
Hep derler ya çocuklar anne babayı örnek alır diye. Siz istediğiniz kadar kitap oku deyin, sizin elinizde kitap görmediği sürece mümkün değil okumaz.

Bu yaşta çocuklar için spor çok iyi bir etkinlik. Youtube'da falan o yaş grubu için egzersiz programları var. Güvenilir bir uzmanınkini bulup başlatın. En azından enerjisini atar daha çabuk yorulur:)

Robotik kodlama iyi fikir en azından meşgul olur.
0
anten
(30.01.21)
Kutu oyunlara (board game) dalsanız. Monopoly'den başlayın, diğerlerine geçersiniz.
0
put it in your appropriate place
(30.01.21)
satranç demeye geldim.
0
engelbert humperdinck
(30.01.21)
Sokağa çıkma saaatleri parka gidip scooter-bisiklet ve yorulabilceği şeyleri yapabilirsiniz (Arkadaşlarım böyle yapıyor). Gün içinde enstrüman, lego, birlikte bilgisayar oyunu gibi şeyler yapıyorlar.
0
kaset
(30.01.21)
Ormana gidip gezin.
0
luluki
(31.01.21)
Ben tabletçi yeğenimi masal anlatarak oyalayabiliyorum. İlgilendiği şeyler var, mesela örümcek adamı çok seviyor. Masaldaki ana karakterin adına örümcek adam diyip yardırıyorum, bayıla bayıla dinliyor.
0
plutongezegendegilmi
(31.01.21)
cocukta tüm türk cocuklarında olduğu gibi konsantrasyon eksikliği var. yani bir şeye konsantre olamıyor.

bence bunu değiştirmeniz lazım.
0
duyurukullanıcısı
(31.01.21)
(16)

Görev yapmalı oyun önerileri?

matilda
Selamlar,Ortalama ustu ozellikte bi laptop'um var. Gta V, Cyberpunk falan gayet akici oynaniyor. Boyle gorev yapmali falan oyunlari cok seviyorum (suraya git sunu yap, bunu getir bunu gotur vs) Turkcesini de bulabilecegim bi oyun olursa miss gibi olur. Severek oynadigim oyunlardan bazilari. Gta V, B
Selamlar,
Ortalama ustu ozellikte bi laptop'um var. Gta V, Cyberpunk falan gayet akici oynaniyor. Boyle gorev yapmali falan oyunlari cok seviyorum (suraya git sunu yap, bunu getir bunu gotur vs) Turkcesini de bulabilecegim bi oyun olursa miss gibi olur. Severek oynadigim oyunlardan bazilari.
Gta V, Border Officer, Papers Please, House Flipper, Watch Dogs 2.
0
matilda
(29.01.21)
Witcher 3. Ortaçağ/fantastik temalı gerçi ama çok güzel oyundur.
0
plutongezegendegilmi
(29.01.21)
tabii ki assassin's creed serisi.
0
ahm1
(29.01.21)
genshin impact
0
amortisman
(29.01.21)
Beholder
0
fezagezgini_4
(29.01.21)
tabii ki hitman! hitman 2 veya 3 gayet güzeldir.
0
t3hn0
(29.01.21)
kingdom come deliverance
0
nawar
(29.01.21)
Hitman tek geçerim
0
azzlack
(29.01.21)
eski olacak biraz ama max payne serisi çok iyidir
0
nahtoderfahrung
(29.01.21)
assassin's creed odyssey
0
nothing in my way
(29.01.21)
Borderlands 2
0
late viper
(29.01.21)
Zelda
0
kaset
(29.01.21)
Mafia 2-3
0
aynabugusu
(29.01.21)
Thief:Deadly Shadows
0
Uncle Sam
(30.01.21)
gta 3.
0
goodz
(30.01.21)
hayret yazılmamış; fallout 4
0
istanbul kanatlarimin altinda
(30.01.21)
sleeping dogs
0
anten
(30.01.21)
(4)

Js constructor prototype

optimistbakunin
https://www.freecodecamp.org/learn/javascript-algorithms-and-data-structures/object-oriented-programming/add-methods-after-inheritancebu soruda Dog.prototype.constructor=Dog; bunu yazmamızın gereği neydi ve neden nerelerde kullanılır
www.freecodecamp.org

bu soruda Dog.prototype.constructor=Dog; bunu yazmamızın gereği neydi ve neden nerelerde kullanılır
0
optimistbakunin
(29.01.21)
recursive function olarak geçer. bir fonksiyonu kendi içinde kullanabiliyoruz. oop paradigmasında kalıtım/miras olayında avantaj. tam anlatamadım. recursive function diye aratıp bakabilirsin.
0
phonex
(29.01.21)
soru onu yazmayınca da doğru cevap veriyor. sadece cevaba neden yazdık ve hayatta nerede kullanıyoruz
0
🌸optimistbakunin
(29.01.21)
Prototype'ı kopyalarken (object.create() ile) consturctor'ı da kopyalıyorsun. Dolayısıyla bahsettiğin satırı yazmadığın sürece (yani Dog constuctor'ını da değiştirmediğin sürece) yeni dog objesi animal constructor'ını kullanır. Bunu düzeltmek için o satırı ekliyoruz.

ibb.co

Edit: constructor'da ilginç bişeyler yapmıyorsan aslında elzem değil, ama iyi bir pratik.

Edit2: şunu da şuraya bırakayım. Kanal çok güzel, bence takip edin: www.youtube.com
0
plutongezegendegilmi
(29.01.21)
freecodecamp çok basit düzeyde metodlar ve miras mantığını kavratmak için kısa tutmuş. kodun çalışması normal dog fonksiyonunun yaptığı bir iş yok animaldan miras alıyor. function Dog() {} buradan anlaman gereken şu; dog fonksiyonu oluşturulmuş tamam da ne yapıyor? hiçbir şey. çünkü süslü parantez arasında yer alması gereken kodlar yok. amaç sana miras mantığını anlatmak.

function Dog() {
console.log("Meow");
}

yaz sonrasında ise bunu

Dog.prototype.bark = Dog();
};
0
phonex
(29.01.21)
(5)

JavaScript

ab i hayat vardi pipet yoktu
Merhaba. JavaScript öğrenmeye yeni başladım. Dolayısı ile küçük küçük basit kodlar yazıyorum. Bazen bu kodlarda bilen birisi için anında farkedilecek basit hatalar oluyor ama benim için o hataları bulmak çok uzun sürebiliyor. ya da bazen bir şey merak ediyorum çok fazla araştırma yapmak gerekebiliyo
Merhaba. JavaScript öğrenmeye yeni başladım. Dolayısı ile küçük küçük basit kodlar yazıyorum. Bazen bu kodlarda bilen birisi için anında farkedilecek basit hatalar oluyor ama benim için o hataları bulmak çok uzun sürebiliyor. ya da bazen bir şey merak ediyorum çok fazla araştırma yapmak gerekebiliyor. kısacası bu basit mini kodlarda ara sıra danışabileceğim birileri var mıdır? teşekkür ediyorum şimdiden.
0
ab i hayat vardi pipet yoktu
(28.01.21)
kodları danışabilecek birini bularak iş yapmak biraz zor hocam, profesyonel hayatta da bu tarz hatalar ya da zorluklar karşınıza çıkabilir. en iyi yöntem internette aratıp yanıt aramak.

neyi yapamadıgınızı, ne hatası aldıgınızı ya da ne yapmak istediğinizi doğru terimlerle aratırsanız birden fazla seçenek bulabilirsiniz internette
0
ayin yazari
(28.01.21)
burada soru olarak sorabilirsin. codepen vs gibi yerlerde yazip link verererek :)
0
lemmiwinks
(28.01.21)
İngilizce biliyorsanız:
stackoverflow.com

Community'si biraz garip ama. İlk başta sağlam linç yersiniz "böyle soru mu sorulur" diye ama sorun değil, herkesin başına geliyor. Zaman içerisinde öğrenirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(28.01.21)
mentor arıyorsunuz ama emin olun sorunlarınızın cevabı stackoverflow'da var. doğru kelimelerle ya da birkaç varyasyonla aramayı denemelisiniz her seferinde.
0
phonex
(28.01.21)
arkadaşlar teşekkürler açıkçası sitelerin bu kadar detay konuda yardımcı olduklarını bilmiyordum. özellikle stackoverflow.com harika bir şeymiş.
0
🌸ab i hayat vardi pipet yoktu
(28.01.21)
(6)

Javascript sorusu - JSON içerir

ananiyimioguz
Daha açık olsun diye basitleştireceğim.Servisten dönen data şöyle:{"USER":[ { "AD":"AILEMLP002003120", "SOYAD":3, "YAS":3, } ] }Amacım sadece user içerisindekileri bir değişkende tutmak. Sonra da ihtiyaca göre sadece adını veya yaşını çekmek.fetch('http://abc.example.com/users') .then
Daha açık olsun diye basitleştireceğim.

Servisten dönen data şöyle:

{
"USER":[
{
"AD":"AILEMLP002003120",
"SOYAD":3,
"YAS":3,
}
]
}

Amacım sadece user içerisindekileri bir değişkende tutmak. Sonra da ihtiyaca göre sadece adını veya yaşını çekmek.

fetch('abc.example.com')
.then((response) => response.json())
.then((responseJson) => {

//Şunu yazdırdığımda

console.log(responseJson.USER);

//bu dönüyor haliyle.

***
[{
"AD":"Ali",
"SOYAD":Velioglu,
"YAS":3,
}]
***

//İçinden adı çekmek istediğimde şunu yapıyorum bu da oluyor.

resonseJson.USER[0].AD; //Başka türlü de alınabiliyorsa aydınlatın.

***
Ali
***
}

Buraya kadar her şey istediğim gibi.

Ama ben responseJson.USER ı bir değişkene attığımda. Değişken ismi currentUser olsun.. fetch dışında console.log(currentUser) dediğimde "List [ Map { ... } ]" diye geliyor data ne alaka? Bu yüzden içinde gezemiyorum rahatlıkla.

JSON.parse(currentUser) denedim fakat parse edemiyor error veriyor.

JSON.stringfy dediğimde düzgün geldi fakat bu da string olduğu için her karakter dizinin bir elemanı gibi davranıyor yine içinde gezemiyorum. [0] dediğimde sadece "[" geliyor yani.

Çözümü şöyle buldum aslında ama mantığını anlamadım. Servisten responseJson ı önce stringfy edip state'teki bir değişkene atıyorum. Sonra kullanırken parse edip [0].AD diyorum o zaman geliyor.

E bu zaten JSON değil miydi neden direkt atadığım şekliyle olmadı?

fetch'in bir bok yemesi olabilir mi veya benim değişkenin tipini başta ne olarak belirlediğimle falan?

Senior bir arkadaş redux-saga kullanıyor. Saga içinde yield.call diye çekmiş ve gelen datayı yield.put diyerek atmış mesela bir değişkene. O değişken içindekileri okurken gayet user.sepet.no falan diye çağırıyor geliyor.

Hiç JSON a çevirme falan yapmamış ama direkt atmış. Onla ilgili olabilir mi?

Not: ReactNative spor
0
ananiyimioguz
(28.01.21)
"Ama ben responseJson.USER ı bir değişkene attığımda..."

Bunu nasıl attığınız önemli. Tam kodu bilemediğim için tahmin yürütüyorum: fetch asenkron bir fonksiyon olduğundan atama işlemi gerçekleşmeden ulaşmaya çalışıyorsunuz, o da bir promise olduğundan sorun oluyor. Şunu deneyin:

var x;
await fetch('example.com')
.then(response => response.json())
.then(data => x = data);
console.log(typeof x); // object
0
plutongezegendegilmi
(28.01.21)
Teşekkürler ancak async-await diyerek de kullansam işlemden önce çağırmıyorum. Dışarıda bir butonun onPress'inde çekiyorum değişkeni. Fetch işlemi bittiğinde yani. Bittiğini de işte progress bar koydum o kapanınca anlıyorum. Onunla ilgili olduğunu sanmıyorum, çünkü zaten stringfy olarak bir değişkene atınca düzgün geliyor USER. Fakat ben neden stringfy edip tutma gereği duyuyorum JSON ı direkt tutamıyor muyum
0
🌸ananiyimioguz
(28.01.21)
Buradaki USER aslında userları içeren bir list.
o yüzden sen bu listin içindeki elemanlara index ile ulaşabilirsin.
senin currentUSer değişkenin de bu yüzden liste içeren bir değişken.
0
€xpolerer
(28.01.21)
Peki fetch içinde neden List gibi calismiyor? Orada index kullanmadan erisiyorum direkt farklı childlari yazarak
0
🌸ananiyimioguz
(28.01.21)
console.log('currentUser :', currentUser);
(object 2. parametre olarak verildiğinde içinde dolaşılabilir şekilde console'a basılır)
veya
console.dir(currentUser);
(object tree yapısı şeklinde console'a basılır)

bunları deneyebilirsiniz.
0
faithless
(28.01.21)
Orası öyle de ben sorunun tam anlaşılmadığını düşünüyorum.

fetch içinde kullanırken responseJson.USER[0].AD dediğimde Ali geliyor da..

fetch içinde this.setState({user: responseJson.USER}); diyerek bir değişkene atadıktan sonra

dışarıda bir fonksiyonda

this.state.user[0].AD dediğimde neden Ali gelmiyor bunu anlamaya çalışıyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(29.01.21)
(14)

sağlam depresif şarkı önerisi alınır

tabii lan manyak mısın
şu tarz olsunto leave - shamrainendless - thurisazmelancholy man - the moody bluesmy immortal - evanesencethe optimist - anathemahere comes the rain again - hynpogajabide high hopes var ama onun kadar sağlamı yoktur yukarıdaki gibiler yeterli. zor beğenirim ha ona göre. adamsnız seviom sizi hadi bak
şu tarz olsun

to leave - shamrain
endless - thurisaz
melancholy man - the moody blues
my immortal - evanesence
the optimist - anathema
here comes the rain again - hynpogaja

bide high hopes var ama onun kadar sağlamı yoktur yukarıdaki gibiler yeterli. zor beğenirim ha ona göre. adamsnız seviom sizi hadi bakam
0
tabii lan manyak mısın
(27.01.21)
Dream Theater - Space-Dye Vest

Bu kadar depresif başka şarkı bilmiyorum. Yerli alternatif:

Duman - Haberin Yok Ölüyorum
0
himmet dayi
(27.01.21)
Alice in chains - nutshell
Alice in chains - rotten apple
0
freebird5406_2
(27.01.21)
www.youtube.com - opeth
www.youtube.com - deep purple
0
plutongezegendegilmi
(27.01.21)
saydığınız tarzlara göre:

katatonia - lethean www.youtube.com
karnivool - aeons www.youtube.com
the mayan factor - warflower www.youtube.com
antimatter - too late www.youtube.com
pain of salvation - sisters www.youtube.com
guilt machine - season of denial www.youtube.com
0
uuth
(27.01.21)
Ending Credits - Opeth
Ana Oualach - Ayoub (Cheb Mami şarkısı) www.youtube.com
Detni Essekra - Cheb Khaled/Ashraf Badr www.youtube.com (ikisininki de güzel ama Eşref Abi'ninki tam damar)
0
heritage
(27.01.21)
Anathema nın tüm şarkıları.
0
olaylar olaylar
(27.01.21)
David Bowie & John Frusciante & Maynard James Keenan - Bring Me The Disco King
www.youtube.com
Bunun spotify linki yok.

Soen - The Words
www.youtube.com
open.spotify.com

Mad Season - Slip Away

www.youtube.com
open.spotify.com

edit: yukarıda yazılmış olan bazı şarkılara da +1 demek istiyorum;

nutshell
rotten apple
warflower
sisters
ending credits (+ Opeth - hope leaves / live at royal albert hall)
0
rahip janick
(27.01.21)
Massive Attack-Live with ne
The Tea Party-Release
The White Buffalo-Woods
The Frames-Rise
Asaf Avidan-My tunnels are long and dark
0
zihua
(27.01.21)
Vali - Sorg

www.youtube.com
0
Jazz
(27.01.21)
the smiths - i know it's over www.youtube.com
0
false pretension
(27.01.21)
Tum sad song potporim her tel var
Megadeth promises youtu.be
shes gone youtu.be
Asla geri donme 3youtu.be
youtu.be
Bonus ;( sarki cok sey olmasada youtu.be
0
eja
(27.01.21)
open.spotify.com

seç beğen al, distortion aradığın belli ama her türlü damak tadına uygun şey bulmak mümkün.
0
lostsoulinafishbowl
(28.01.21)
deftones - hole in the earth
0
nothing in my way
(28.01.21)
nasıl atlamışım anlamadım.

Alvin Lee - The Bluest Blues
www.youtube.com
open.spotify.com
0
rahip janick
(28.01.21)
(8)

bitki çaylarını içmeden

omonia
yıkıyor musunuz? mesela ıhlamur? tozunu alıyor muyuz? siyah çayları da yıkayanlar varmış...
yıkıyor musunuz? mesela ıhlamur? tozunu alıyor muyuz? siyah çayları da yıkayanlar varmış...
0
omonia
(26.01.21)
Evet. Siyah çayı da yıkıyorum. Soğuk suyla ama.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
Ihlamuru evet
0
kararsızataletfilozofu
(26.01.21)
toz zaten bitkinin kendisinden, yapraklar ufalanınca oluyor. yıkayınca bitkinin aromatik tozu mu gidecek başka tozlar mı böyle bir seçici geçirgenlik olmadığı için yıkamıyorum.
0
rewlack
(26.01.21)
Tomurcuk yeşil çayı yıkıyorum
0
arenas
(27.01.21)
yıkayan insanlar var ama rewlack'ın dediği sebepten ben de yıkamayı mantıklı bulmuyorum.

siyah çayı daha berrak yapıyor diye yıkayanlar da var sanırım da, birkaç sefer öyle sudan geçirmişliğim var benim de tozu gitsin diye ama sonra yapmadım bir daha. bana gereksiz geliyor.
0
nimberjack
(27.01.21)
Siyah çayı yıkıyordum. Ama yıkamayınca daha lezzetli oluyor sanırım. Yıkamayı bıraktım.
0
ruhen hastayim ben
(27.01.21)
yıkamam. kaynar suya girecek zaten bir şeyi kalmaz onun şayet varsa. ama yıkarsan kayıp olur tatta vb.
0
jamiro
(27.01.21)
adacayi var, dagdan toplayoruz, yikiyorum, tozu vs gitsin diye.
0
Coma
(27.01.21)
(25)

Pandeminin Başından Beri- Kilo Durumları

dreamnesiac
Sorum daha çok evden çalışanlara:Kaç kilo aldınız/ verdiniz? Bunun için ne yaptınız? :)
Sorum daha çok evden çalışanlara:

Kaç kilo aldınız/ verdiniz? Bunun için ne yaptınız? :)
0
dreamnesiac
(26.01.21)
8 kilo aldım aktif spor yapmama rağmen
0
nahtoderfahrung
(26.01.21)
20 kilo aldim, hamile kaldim :)
0
in vino veritas
(26.01.21)
Pandemiden beri daha disiplinli bir şekilde spor yapmaya ve beslenmeye başladım. Kilomu bilmiyorum sonuç iyi.
0
ruhen hastayim ben
(26.01.21)
Hamile kalmadım, 10 yıldır yaptığım aktif spor yaşamımı pause ettim, 10 kg aldım.
0
goodz
(26.01.21)
10 kilo verdim. IF yapıyordum zaten, aynen devam ettim. Toplamda da 2 yılda 20 kilo verdim.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
20 kilo aldım, sabah akşam yiyip içip yatıyorum. İnşallah bir ara diyete/spora başlayacağım :)
0
zikardo
(26.01.21)
surekli yatmama ragmen hic kilo almadim. on yildir ayni kilodayim.
0
hazen
(26.01.21)
nisan basindan beri evden calisiyorum. basta kilo verdim. sonra geri aldim.

sonuc olarak 1 kilo daha fazlayim sadece.

ne yaptigima gelecek olursak, pek fark yok. ise giderken de disardan cok az yerdim. simdi de oyle. bu demek degil ki borek corek yemiyorum. bayaa yiyorum hem de. 3-5 kilo daha hafif olsam iyi olur ama neyse :)
0
supergirl
(26.01.21)
Ben 5 kilo aldım. Böyle olmayacak dedim diyetisyene gittim 13 verdim :)
0
jazzabel
(26.01.21)
10 kilo aldım, ilk defa bu kilolardayım.
0
iustitia omnibus
(26.01.21)
çok zor kilo alırım ona rağmen hareketsizlikten ilk iki ay 3 kilo aldım. sonra adapte olunca durdu.
0
juliette
(26.01.21)
Ben de kasım başı gibi yurt dışından dönüp eve kapandım, ondan sonra 8 kilo civarı aldım. toplamda başından sonuna 85 den 97 oldum ama hangi kiloları ne ara aldın bilmiyorum
0
garavel
(26.01.21)
Mart ayinda tek basima yasadigim Amerika’dan dönüp partnerimle yasamaya basladim. Amerika’dayken kilo alma korkusuyla cok sade ve sebze, et ve tam tahillara dayanan bir beslenme seklim vardi. Abur cubur, sekerli ve yagli yiyeceklerden tamamen uzaktim. Türkiye’ye dönünce kendimi Türk mutfagina vurdum ve gelsin cigerler gitsin mantilar seklinde beslenmeye basladim. Disaridan da cok yemeye basladik, evde de denemedigim kek, pasta, börek tarifi kalmadi. Mart-Haziran arasi 11 kg aldim. Yazin 3 kg verdim, su an +10 kg ile baslangica geri döndüm. Pandemiden önce yoga, trx vs grup derslerine katilan ve her gün 8-10 bin adim yürüyen biriydim. Pandeminin ilk aylarinda günlük yürüyüslere cikmamiza ragmen su an onu da birakmis durumdayiz. Atistirmalari kestik, iki ögüne indik ve pasta börek islerini biraktik su an. Kah gram gram kilo verip kah yerimizde saymaya devam :)
0
feliss
(26.01.21)
Ha bir de ilk lockdown sirasinda alkol tüketimimiz acayip artmisti. Günlük kokteyl saatimizin yaninda yemeklerle sarap eslestirip icmeye falan baslamistik. Su an onu da oldukca azalttik.
0
feliss
(26.01.21)
Mart 2020: 79,61 kg
Ocak 2020: 76,92 kg

3 kilo verilmiş. Beslenmeye dikkat ediyorum, günde 20-30 dk yoga yapıyorum, yazın bi de bisiklet sürüyordum.
0
roket adam
(26.01.21)
değişmedim. spor yapıyorum
0
yüzyıllık yalnızlık
(26.01.21)
6 kilo aldım :(
0
ms brownstone
(26.01.21)
7 kilo verdim. Evde olunca hem spora daha çok zaman ayırabildim. Hem de daha sağlıklı beslenmeye başladım.
0
turkce konusan uzayli
(26.01.21)
ilk 2-3 hafta hariç hiç spor yapmadım, 3 kilo verdim. dışarıda güzel şeyler yemeyi kesince otomatik olarak vermiş oldum. zaten 3 senedir if yapıp istediğimi yememe rağmen kilomu koruyordum, denklemdeki kalori girişi azalınca veriverdim.
0
Jux
(26.01.21)
8-9 kg verdim.
Noelden beri 2-3 kg aldim.

Kalori takibi yaparak verdim ki sporum salonlarin kapanmasi sebebiyle barfisk sinav kettbell ile hareketr donustu.

Kalori takibi yapmadigim icin sonrasinda aldim.
0
logisticsmanager
(27.01.21)
3 kilo verdim. Hiç bi zaman kilolu bi insan olmamıştım. Pandemi başında yemek ile daha az uğraşmak için IF’e başladım. Genel olarak tatlı ve abur cubur seven bi insan değilim. İlk 6 ay nike training’i çok aktif kullandım kas oranımın ciddi bi şekilde arttığını gözle görülür bi şekilde gördüm. Sonra nike training’i yapmamaya başladım bu sürede kilo değişimi olmadı ama kas oranımın azaldığını hissediyorum.
0
a7x
(27.01.21)
Basinda 2 kg aldim, sonra 5 kg verdim.
Havalarin isinmasiyla parka gitmeye ve disarda vakit gecirmeye basladim, sikintidan yemek yeme durumum da gecti. Net etkiyi paketli gidalardan uzak durarak almisimdir.
0
pike
(27.01.21)
Evde tartı yok o yüzden kesin bir şey diyemiyorum ama kıyafetlerim hala aynı şekilde oluyor o yüzden hiç değişmedim diyebilirim.
0
peki madem
(27.01.21)
mart 2020:82 civari

şubat 2021: 91 civari

94 e kadar çıkmıştım ancak şuan diyetteyim.hedefim yeniden 82 leri görebilmek.
0
drako
(27.01.21)
5 kilo falan verdim. Evde olunca öğünleri atlıyorum, işteyken yine öğle yemeği yerdim, sabah bişeyler yerdim. Evde tek düzgün öğün yiyorum gerisi atıştırma şeklinde geçiyor :D
0
nhk ni youkosu
(27.01.21)
(4)

Dopamin bağımlılığından kurtulmak için neler yapılmalı?

epistemic_regress
Hayatımı kısa vadeli mutluluklar üzerine kurduğumu hissediyorum, yaptığım her şeyin beni kısa sürede mutlu, tatmin etmesini bekliyorum. Bunu kırmak için neler yapabilirim? Bu kadar mutsuz olmamın nedeninin sürekli mutlu olma ihtiyacından kaynaklandığını farkettim, çelişkili gibi duruyor ama değil as
Hayatımı kısa vadeli mutluluklar üzerine kurduğumu hissediyorum, yaptığım her şeyin beni kısa sürede mutlu, tatmin etmesini bekliyorum. Bunu kırmak için neler yapabilirim? Bu kadar mutsuz olmamın nedeninin sürekli mutlu olma ihtiyacından kaynaklandığını farkettim, çelişkili gibi duruyor ama değil aslında. Sizlerin de ne düşündüğünü merak ediyorum bu hususta.

Teşekkür ederim.
0
epistemic_regress
(26.01.21)
Dopamin detoksunu araştırabilirsiniz.
0
fezagezgini_4
(26.01.21)
Daha az sosyal medya ( nedeni budur demiyorum sadece tahmin )
0
olaylar olaylar
(26.01.21)
Dopamin orucu ve meditasyon yapıyorum. Bunları "düzgün" yapmak zor iş, ciddi uğraş gerektiriyor, ama çok faydasını gördüm.

Peki bunları yapmak "mutlu" ediyor mu? Yani ne işe yaradığını yapmayan birine anlatmak zor, kattığı şey bir öfori hissi değil. Ama mutsuzluğu azalttığından eminim. Bi terapiste sizi dinlesin diye para vermeden önce kendinizi dinlemeye çalışın, çok daha ilginç olaylar dönüyor beynin içinde.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
Aslında sorunu kendiniz söylemişsiniz. Her şeyin sizi kısa sürede mutlu etmesini istiyorsunuz. Bunun çözümünün bir formülü yok aslında. Yani şunu yapın düzelirsiniz denemez. Ya psikiyatra gidip bu seferde ilaç bağımlısı olacaksınız, ya da kendi içinizde sorunu çözeceksiniz. Kendinizi dinlemeye çalışın. Günde belki bir saat, başka hiç bir şeyle uğraşmadan kendinizle hesaplaşın. Sizi uzun vadede neler mutlu ederdi bulmaya çalışın. İnsan kendisiyle konuşurken sürekli kaçmaya çalışıyor, fazla derine inemiyor. Bunu yapmamaya çalışın.
Hedefleriniz, planlarınız var mı geleceğe dair? Bir aile kurmak olabilir, çok zengin olmak olabilir, kariyer hedefi olabilir... bu hedefinize ulaşmak için adım adım bir plan yapın. Neye ihtiyacınız var, ne kadar çalışmanız gerekiyor? Bu yolda günlük mutsuzluklar ve hayal kırıklıklarınız olacağını kabullenin. Ama hedefinize yaklaştığınız her adımda yaşayacağınız mutluluk kalıcı ve çok olacaktır.
0
cometome
(27.01.21)
(5)

Bernie Sanders'in fotografi niye viral oldu?

speedy
Alt metni bir sey mi var? Kiyafeti mi uygun degil, kiskanclik, memnuniyetsizlik, Ecevit yalnizligi gibisinden durum mu var? Tuhaf olan, viral olmasini saglayan ne tam olarak?
Alt metni bir sey mi var? Kiyafeti mi uygun degil, kiskanclik, memnuniyetsizlik, Ecevit yalnizligi gibisinden durum mu var? Tuhaf olan, viral olmasini saglayan ne tam olarak?
0
speedy
(26.01.21)
Biden'ı kimse sevmediği için konuşacak başka bir şey arıyorlar gibime geldi benim.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
komik buldular pozisyonu ondan
0
jelly bear
(26.01.21)
herkes bu özel ve önemli günde kılık kıyafetine önem vermişken bu evden böyle bakkala çıkar gibi gelmiş ondan.
0
jamswety
(26.01.21)
theintercept.com
Dün şu makaleyi Bülent Somay paylaştı, alt metin okumuşlar :)
0
kobuzchu kiz
(26.01.21)
Bence sırf komik ve alay edilesi bulunması değil, sevildiği için de. Adamın genel duruşu zaten "şekil şukul şeylerle uğraşamam"cılık, dolayısıyla bakkala gider gibi gitmesini benim gibi sempatik bulan ve "ne var bunda? ne tatlı işte dedem" diyen bir dizi insan var. @kobuzchu kiz'dan gelen makale biraz abartmış gibi, belki haklılardır ama çok genel hatlarıyla ben "çokomelli" viralliğinden çok farklı bir şey olduğunu düşünüyorum.
0
harfitarif
(26.01.21)
(4)

Acer laptop şarj aleti sorunu

ırene adler
Selamlar herkese,Acer marka bir laptopum var. Şarj aletinin metal ucu kırıldı. Servise götürdüm, kullanıcı hatası çıktı.Buraya kadar tamam, servisten aradılar 511 TL artı KDV dediler. Bir adaptör için bu fiyat baya fazla geldi bana. Sinir oldum. Verebileceğim bir rakam fakat bir adaptöre bu kadar ve
Selamlar herkese,

Acer marka bir laptopum var. Şarj aletinin metal ucu kırıldı. Servise götürdüm, kullanıcı hatası çıktı.

Buraya kadar tamam, servisten aradılar 511 TL artı KDV dediler. Bir adaptör için bu fiyat baya fazla geldi bana. Sinir oldum. Verebileceğim bir rakam fakat bir adaptöre bu kadar vermek istemiyorum.


İkinci seçeneğim kabul etmeyip Acer laptop için N11'den yan sanayi laptop şarjı almak. Bu yan sanayi şarj aletleri bilgisayara zarar verir mi? Bilgisayarlar pahalanmadan çok uyguna almistim,çok seviyorum aleti. Zarar görsün istemiyorum. Risk almaya değer mi?70 TL filan yan saniyiler.

Üçüncü seçenek bilgisayarı alıp metal ucunu tamir ettirmek bır yere. Onun içinde nereye giderim bilmiyorum. Metal ucu kırıldı ve adaptör hala çalışıyor. Tamir için nereye götürebilirim İstanbul'da? Çok gıcık oldum ya.
0
ırene adler
(26.01.21)
Bilgisayarda bir şey yoksa şarj aletini alın. Yakın zamanda ben de duyuru açmıştım aynı konuda www.eksiduyuru.com
0
kedikumunaiseyenadam
(26.01.21)
İnternetten orijinal Acer adaptörü alsanız? Servis muhtemelen 2 katına falan satıyordur piyasaya göre.

Yan sanayi bilgisayara zarar verebilir. Anakart yanar ya da pil ömrü kısalırsa daha büyük zarar. Ben tercih etmiyorum o yüzden.

O ucu tamir ettirmek de muhtemelen çok kolay bir iş. İstanbul bilmiyorum ama bi elektrikçiye götürseniz halleder.

Düşündüm, 6 kere adaptörüm bozulmuş şimdiye kadar. 3 tanesinde orijinal aldım. Birini servis ücretsiz değiştirdi, birini tamir ettirdim. Öbürünü de kendim tamir etmeye çalışıp anakartı yakmıştım :(
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
@pluton

Orjinal olarak istediğim aleti satan bir site bulamadım. Yan sanayiler çıkıyor hep. Servisteki görevli de bu model yoktur demişti.
0
🌸ırene adler
(26.01.21)
o fiyata söylenebilecek tek şey var : bsg. Kablo ayrı olarak satılıyor 20-30tl verirsin. 2 tamir yöntemi var.

1) Ucu kopan kısmı kesip yeni aldığın kabloyu düzgünce daralan makaron ile takmak.
2) Bu orjinale daha yakın görünür, adaptör kasasını açıp eski kablo lehşmlerini söküp yeni kabloyu lehimlemek. Bu yöntem biraz zordur, adaptör kasası vidalı değil, kırarak açmak gerekiyor o yüzden geri kapatırken sağlam iş yapmaları lazım.
0
kimlanbu
(27.01.21)
(1)

trafik cezası mesajı geldi ama ödeyemiyorum

Jux
e devlette cezayı görüyorum, ödeme için internet vergi dairesine yönlendiriyor, borçlarım kısmında görünmüyor. ayrıca ziraat online işlemlerde de borç görünmüyor. ekim'de yapılmış ihlal ama mesaj bugün geldi. daha yansımamış mı sisteme, beklemem mi lazım?
e devlette cezayı görüyorum, ödeme için internet vergi dairesine yönlendiriyor, borçlarım kısmında görünmüyor. ayrıca ziraat online işlemlerde de borç görünmüyor. ekim'de yapılmış ihlal ama mesaj bugün geldi. daha yansımamış mı sisteme, beklemem mi lazım?
0
Jux
(26.01.21)
Numarayı girip manuel olarak ödeyebiliyorsunuz.

Edit: yani illa ivd'de görünmesine gerek yok. E-Devlet'ten numarayı alın, ivd üzerinden beyanla ödeme mi öyle bişey vardı, oradan ödeyebilirsiniz.

Edit2: eksiduyu.ru
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
(5)

Udemyden alının kursla yazılım sektöründen para kazanıılır mı

ayağiniza gelen overlokçu
Udemyden alının kursla yazılım sektöründen para kazanıılır mı? Soru başlıktadır.Mevcut işyerim var gün içerisinde bayağı boş zamanım var https://www.udemy.com/course/komple-web-developer-kursu/learn/lecture/7327090#questions/2974170şu kursa kaydoldum. Kursun sonunda 7-8 ayda sağlam şekilde çalışarak
Udemyden alının kursla yazılım sektöründen para kazanıılır mı? Soru başlıktadır.

Mevcut işyerim var gün içerisinde bayağı boş zamanım var
www.udemy.com
şu kursa kaydoldum. Kursun sonunda 7-8 ayda sağlam şekilde çalışarak bitirmeyi hedefliyorum. Bu 7-8 ay sonunda ek iş olarak oturduğum yerde akmasa da damlayacak şekilde bir şey mümkün olur mu ne dersiniz? ayda 400-500 de olsa?
0
ayağiniza gelen overlokçu
(26.01.21)
kime nerden para geleceği belli olmaz, sorduğunuz soru çok genel. hazır html site yapıp millete iteleyen de para kazanıyor, bir kanal bulursanız 1. ayda da para kazanırsınız.
0
nahtoderfahrung
(26.01.21)
Kursu bitirdiniz diye ben size iş vermezdim. Yani direkt müşteriyi bulursanız belki işi alırsınız, ama onda da işi tamamlayamama ihtimaliniz çok yüksek. Müşteri değil de başka bir yazılımcının yanında çalışayım derseniz de imkansız demiyim ama zor.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
ben mühendis olmayıp yazılımı kendi kendine öğrenen ve applea giren birini tanıyorum.
0
adetsancısı
(26.01.21)
Öğrendiklerini borsa algoritması yapmak için geliştir. O zamn üç beş akıtırsın
0
dougsampson
(26.01.21)
yapmak istediğin şeylere göre değişir.
Yani ben bilge adam'dan bir kurs alıp, yurt dışında iş bulan insan tanıyorum.
normalde çünkü bilge adam falan burun kıvırılır.

ama mesele ne yaptığın. Yani Tesla'nın otonom sürüş programı da bir yazılım işi, ik'nın kullandığı izin takip programı da, android'e pişti oyunu yapmak da:)

Attığınız kurs web geliştirme üzerine, yani kendi başınıza proje uydurup geliştirmeniz mümkün. Atıyorum biraz ilerletip işlevsel web siteleri, browser uygulamaları vb. yapıp portfolyonuza koyabilirsiniz.

coolors.co

Şu uygulama mesela bir tane web geliştiricinin boş zamanlarında kendisi için yaptığı bir program. Hani bunun çalışan bir kopyasını yapabilecek seviyeye gelseniz bir şeydir.

Para kazanıp kazanamayacağınız da bu aşamada belli olur. Ya da bu işi yapan birilerini bulup onlara parça başı iş yaparak destek atabilirsiniz. Bu sayede işi bilen biri çalışmalarınızdaki eksikler konusunda da sizi yönlendirir.

Olmayacak şey değil yani ama iradeli çalışmak lazım.
0
anten
(26.01.21)
(4)

KOSGEB desteği

tchuck
2 senedir limited şirketim var. yazılım işleri yapıyorum, bir de eticaret sitem var ordan da satış yapıyorum.neyse, kenarda parası pulu olan insanlar olmadığımız için; ben ne zaman "yav bi yazılımcı iki yazılımcı daha aalyım. elimdeki bazı projeleri büyüteyim. iyi müşterilerim de var, daha çok iş al
2 senedir limited şirketim var. yazılım işleri yapıyorum, bir de eticaret sitem var ordan da satış yapıyorum.

neyse, kenarda parası pulu olan insanlar olmadığımız için; ben ne zaman "yav bi yazılımcı iki yazılımcı daha aalyım. elimdeki bazı projeleri büyüteyim. iyi müşterilerim de var, daha çok iş alırım vs." desem, bu işi kotaramıyorum. çünkü yani kenarda parası olmyan insan için 100bin 150binlik yatırımlar yapmak çok büyük risk oluyor.

sadede gelecek olursak; devletin, kosgeb'in vs. bir desteği var mıdır? "işimi büyütme kredisi" falan gibi, ödeme koşulları yumuşak, belki ilk 5-6 ay ödemesiz falan kredileri.

varsa ben bunları nasıl araştırıp öğrenebilirim? sitesinden bakıyorum ama çerçeveler çok belirsiz. belli ki bu işlerde tecrübeli birinin yönlendirmesi gerekiyor. ama usulü nedir ne değildir bilemiyorum işte.
0
tchuck
(26.01.21)
arge çağrılarına dijitalleştirme çağrılarına kobigellere başvurabilirsin.

ben geçen aldım ama %20 desteklendi hibe olarak onu da kullansam mı bilemedim.

yani öyle aman aman bir şey yok. tübitak'a 1501/1507 vs. bakabilirsin.
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
KOSGEB çok bilmiyorum ama @duyurukullanıcısı +1, tübitak bakın. Tübitak'ın çok basit bir filtresi var, onu geçecek bir proje oluşturuyorsunuz, hibeyi alıyorsunuz (bu sene 200 bin tl). Sonra o projeyi 1-2 ayda bitirip kenara koyup işinize bakıyorsunuz.

Pek etik değil ama herkes böyle yapıyor :/
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
devlet kesinlikle sana para verip al harca demez, sen harcarsın sonra talep edersin. bazen bu harcamanın ön onayı vardır bunun için proje filan gerekir.

yabancı dil mobil uygulama geliştirme ihtimalin varsa benimle iletişim kurabilirsin, bir çözümüm var tabi yine harcıyorsun öyle talep ediyorsun.
0
yeahbutso
(26.01.21)
Kosgeb ilk işletmeni kurarken destek veriyor eğer değişmediyse. Onun için de önce kosgeb eğitimini alıyorsun, sertifikayı aldıktan sonra işi kuruyorsun, işletmeye başlıyorsun.

Sonra kosgeb'e gidip "ben işi kurdum" diyorsun. Adamlar da gelip bakıyor. Ne kadar masraf yaptıysan belli bir limite kadar hibe veriyor.

Ama orada da çok sıkılar. Yani bilgisayar aldın mesela, 15000 TL verdin, 10000 TL'lik makineyi niye almadın da bunu aldın diye soruyor sana.

Atıyorum adam dürümcü açmış dükkana gitmiş 20bin liralık smart tv alıp şirkete fatura etmiş "müşteri izler" diye. Onu ödemeyebiliyor mesela.

İşle doğrudan alakalı harcamalarını uygun görürse destekliyorlar.
0
anten
(26.01.21)
(7)

hosting tavsiyesi

liberal
Merhaba,aşağıdaki sistemi çalıştırmak için satın almam gereken hosting size hangisidir.Yardımlarınız için teşekkürler.https://github.com/realsuayip/django-sozluk/blob/master/docs/turkish/installation.mdKurulumProjeyi yerel ağda çalıştırabilmek için gerekli yönergeler ile ilk kurulumdan hemen sonra y
Merhaba,

aşağıdaki sistemi çalıştırmak için satın almam gereken hosting size hangisidir.

Yardımlarınız için teşekkürler.




github.com



Kurulum

Projeyi yerel ağda çalıştırabilmek için gerekli yönergeler ile ilk kurulumdan hemen sonra yapılması gereken ayarlar burada anlatılacak. Eğer projeyi bir sunucuya yükleyip canlı ortama geçmek istiyorsanız, django deployment anahtar kelimesiyle internette arama yapmanızı öneriyoruz; zira işletim sistemi ve bazı diğer faktörlerin farklılığı sebebiyle binlerce kurulum senaryosu ortaya çıkabiliyor. Aynı zamanda Django ile canlı ortama geçmek (özellikle konteynerleştirme yapılmamış ise) epey zahmetli. Projeyi canlı ortama almak niyetindeyseniz sunucuya kurulum yapacaklar için notlar kısmını da okumalısınız.
Python

İşletim sistemimizde Python’un kurulu olması gerekiyor. Linux tabanlı sistemlerin çoğunluğunda Python halihazırda kurulu olarak geliyor. Windows kullanıyor iseniz python.org adresinden uygun sürümü indirip kurmanız gerekiyor, kurulumu yaparken Add Python to PATH seçeneğini işaretlediğinizden emin olun, bu komut satırında Python’u çalıştırmamızı sağlayacak. Kurmanız gereken sürümü projenin ana dizinindeki beni oku dosyasında bulabilirsiniz.
Sanal ortam oluşturma

Proje ana dizininde (manage.py dosyası bulunan dizin) komut satırını açıyoruz. Şu aşamada projemizi bir “sanal ortam” içine almamız gerekiyor, bu sayede sistemdeki Python’a dokunmadan işlerimizi halledebileceğiz. Bunun için Python’un paket yöneticisiyle (pip) virtualenv kütüphanesini yüklüyoruz:

pip install virtualenv

Not: Linux tabanlı sistemlerde Python sürümüne göre “pip” komutu değişebilir (pip3, pip3.8 vs.). Bu adımdan sonra proje ana dizinine sanal ortamı kurabiliriz. Bunu yapmak için:

virtualenv venv

Bu komut proje ana dizininde “venv” isimli bir klasör oluşturacak. Bu adımda sanal ortama geçiş yapmamız gerekiyor, sanal ortama geçiş yapmak için aynı dizinde şu komutu çalıştırıyoruz:

Windows için:

venv\Scripts\activate

Linux tabanlı sistemler için (çoğunda):

source venv/bin/activate

Bu adımdan sonra eğer komut satırının başında (venv) ibaresi yer alıyor ise sanal ortama geçiş yapmışız demektir. Komut satırında projeyle etkileşime girerken her zaman sanal ortamda olduğunuzdan emin olun.
Gereksinimlerin yüklenmesi

Sıradaki aşamada proje gereksinimlerini yüklememiz gerekiyor. Bunu yapmak için sanal ortamda ana dizindeyken:

pip install -r requirements.txt

Bu adımdan sonra projemizi çalıştırmamıza neredeyse ramak kalıyor. Projede kullanılan fakat requirements.txt dosyasında listelenmeyen bir gereksinim daha var: psycopg2. Bu kütüphane PostgreSQL veri tabanı ile bağlantı kurmaya yarıyor, fakat yerel ortamda SQLite veri tabanı ile çalışacağımız için bunu kurmamız gerekmiyor. Bu kütüphaneyi kurmadan devam etmek için INSTALLED_APPS’dan django.contrib.postgres app’ini çıkartmanız gerekiyor. Eğer bir önceki cümlede ne anlatıldığına dair bir fikriniz yok ise kolayca bu kütüphaneyi kurarak devam etmenizde herhangi bir sakınca yok:

pip install psycopg2

Tabloların oluşturulması

Sırada veri tabanında tabloları oluşturmak var. Bunu yapmak için yine ana dizinde peş peşe şu komutları çalıştırıyoruz:

python manage.py makemigrations
python manage.py migrate

Sitenin çalıştırılması

Artık projeyi çalıştırıp siteye girebiliriz:

python manage.py runserver

Bu komut siteyi 127.0.0.1:8000 adresinde erişilebilir hale getirecek. Bu adrese girdiğinizde siteyi gördüğünüzden emin olun.
Yetkili hesabının oluşturulması

Bu adımdan sonra giriş yapıp yönetim paneline girmemiz gerekiyor, zira sitemize hiçbir şekilde müdahale edemiyoruz. Bunu yapmak için komut satırında Ctrl+C kombinasyonunu kullanarak yerel sunucuyu sonlandırıyoruz. Sanal ortamda iken şu komutu çalıştırıyoruz:

python manage.py createsuperuser

Bu aşamada e-posta adresi, aktiflik statüsü (basitçe “1” yazabilirsiniz), parola ve nick vermeniz istenecek. Bu bilgileri doldurduktan sonra e-posta adresiniz ve belirlediğiniz parola ile siteye giriş yapabilirsiniz (siteyi açmak için bir önceki runserver komutunu tekrar çalıştırın). Site içindeyken yönetim paneline erişmeniz için herhangi bir yol yok, yönetici paneline girmek için 127.0.0.1:8000/admin/ adresine gidebilirsiniz. Burada yazar detay sayfanıza gidip kendinizi çaylaklıktan çıkarabilirsiniz.
Ayarların yapılması

Kurulumun tamamlanması için birtakım ayarların değiştirilip uygun hale getirilmesi gerekiyor. Dokümantasyonda her ayar için detaylı bilgi bulunuyor. Bu ayarlardan iki tanesini derhal yapmanız gerekiyor, aksi takdirde site düzgün çalışmayacaktır:

GENERIC_SUPERUSER_USERNAME
GENERIC_PRIVATEUSER_USERNAME
Geçici e-posta sunucusu

Güncelleme: E-postalar artık Celery ile asenkron olarak gönderildiği için arka planda bir de celery worker çalıştırmanız gerekiyor.

Son olarak, e-posta gönderen sayfalar ve fonksiyonlar (örneğin yeni kullanıcı kaydı) halihazırda bir e-posta sunucusu belirlenmediği için çalışmayacaktır. Fakat yerel ağda iken gönderilen e-postaları komut satırına yazdırabiliriz, bunu yapmak için ayrı bir komut satırında şunu çalıştırın:

python -m smtpd -n -c DebuggingServer localhost:1025

Bu komut satırı, açık olduğu sürece sözde e-posta sunucusu görevi görecek.
0
liberal
(26.01.21)
Herhangi bir VPS iş görür hocam. SSH ile ulaşabileceğiniz bir linux sanal makine kiralayın. Ben genelde www.digitalocean.com kullanıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
@plutongezegendegilmi, evet ama orada bir sürü seçenek var hangisini kiralayabilirim.


Bana bir hosting paketi seçebilme imkanınız var mı.
0
🌸liberal
(26.01.21)
Ben sizin yerinizde olsam en basit 5$'lık general purpose droplet'i seçerdim. Üye sayınız artarsa, ihtiyacınız oldukça büyütebiliyorsunuz, 1-2 dakikalık iş.

Şu listeden en üstteki:
www.digitalocean.com
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
1GB 1vCPU 1TB 25GB $0.007 $5

Bu bana yeterli demek, çok teşekkür ederim.
0
🌸liberal
(26.01.21)
eger bu konulara cok hakim degilseniz muhakkak destek alabileceginiz bir hosting firmasiyla calismanizi oneririm cunku pek cok konfigurasyon ihtiyaci dogacak, cesitli sorunlar yasayacaksiniz. bu yuzden ben kendi adima gercekten her soruma sabirla cevap veren limonhosting'i tavsiye ederim. cok yabanci oldugum konular vardi, bilale anlatir gibi anlattilar, bazen benim yerime yaptilar.
0
faati
(26.01.21)
@faati ben de kebirhostingden memnunum ama email atıp bunlar sizde vr mı dediğimde malesef dediler.

Bu yüzden tecrubeli arkadaşlara soruyorum.

Hosting firması bu ayarları yapar mı ondan pek emin değilim.
0
🌸liberal
(26.01.21)
-Eğer denemedi iseniz- öncelikle bu paketi bilgisayarınızda çalıştırıp nasıl çalıştığına bir göz atmanızı öneririm. En azından ne kadar esnek ve ihtiyaçlarınıza ne denli cevap verdiğine mutlaka göz atın. Belki üstteki arkadaşın dediği gibi bir çok yerinde tuning yapmanız gerekecek ve bu bilgiye sahip değilseniz öncü bir masraftan kaçınmış olursunuz. Bende digitaloceani önerirdim ama arkadaşlar önerdiği için çeşitlilik açısından vultr diyorum. Eğer değişmedi ise kdv almadıkları bilinir.
0
godspell
(26.01.21)
(1)

teknokent'le ilgil finansal soru

widee
gençler selam.üniversite içinde yer alan arge/tekno şirketlerinde net ücret dışında asgari geçim indirimi veriliyor mu? Bu konuyla ilgili net bir bilgi alamadım ik'dan.
gençler selam.
üniversite içinde yer alan arge/tekno şirketlerinde net ücret dışında asgari geçim indirimi veriliyor mu? Bu konuyla ilgili net bir bilgi alamadım ik'dan.
0
widee
(26.01.21)
Teknokent'te yer alan2 şirkette çalıştım, birinde verdiler diğerinde vermediler.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
(20)

4-5 milyonluk evler gerçekten satılıyor mu?

mg3929
Hala aklım almıyor bu evler kime satılıyor? Bu apartman dairelerine bu paraları verenler ne iş yapıyor? Çevrenizde yakın zamanda bu kadar pahalı ev alan oldu mu?
Hala aklım almıyor bu evler kime satılıyor? Bu apartman dairelerine bu paraları verenler ne iş yapıyor? Çevrenizde yakın zamanda bu kadar pahalı ev alan oldu mu?
0
mg3929
(25.01.21)
niye satılmasın? zenginler 500 binlik evlerde mi otursun? :d
0
jelly bear
(25.01.21)
insanlarda para var, biz ziyadesiyle yoksuluz.
0
candide
(25.01.21)
40-50 milyonluk evler de satılıyor. şaşılacak bir şey yok. fakir kadar olmasa da zengin insanlar da var dünyada.
0
papuayenigine02561
(25.01.21)
Ceo vb olmadikca maasli isle alinmiyor tabii.. Adam kendi duzenini kurmus ayda belki 300-500 bin kazaniyor, neden almasin. Aylik gelir skalasi o kadar genis ki bir sey ki, sizin bi omur kazanamayacaginiz parayi kimisi 3-5 gunde topluyor. Adaletini seveyim dunya :)
0
msb
(25.01.21)
turkiyenin zenginligi buhar olup bati avrupaya yagmiyor. ulke gelismiyor, genclerin potansiyeli ucuza satiliyor olabilir ama bu kadar kaynagi olan bir ulkede milyonlar bir kac ay icinde fakirlikten acliga dogru gidiyorsa orada birilerinin de cebi devamli doluyor demektir.

------------------------------------------------------------------------------

"Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlenen bilgilere göre, yurt içinde ve dışında yerleşik milyonerlerin toplam sayısı ağustos sonu itibarıyla 294 bin 454 oldu. Geçen yılın sonunda 225 bin 441 olan milyoner sayısı, 8 ayda 69 bin 13 kişi arttı."

tr.euronews.com


------------------------------------------------------------------------------

not: turkiye kayit disi ekonomide dunyada basa oynuyor. kayitlarda 250 bin diyorlarsa sen onu en az ikiyle ucle carp.
0
rm
(25.01.21)
valla satilmasina satiliyordur ama 4-5 ilyon lira verip de apartman dairesinde oturmam, bu paralari veren vizyonsuzlar vardir ama memlekette
0
exlibris
(25.01.21)
4-5 milyon çok büyük bir para değil, 800 bin euro falan yapıyor. asıl 40-50 milyonlar satılıyor, üstelik bunlar yalı falan bile değil bildiğin normal evler yani. çeşme'de yalıkavakta falan yazlıklar da keza 10 milyonu geçenler var.

ne iş yapılır, esnaflık, işadamlığı, kuyumculuk, fabrikatörlük, inşaat işleri, vs vs
0
roket adam
(25.01.21)
Ayda 100 bin kazanan bile alabilir. Çok daha fazlasını kazanan binlerce insan var. İyi kazanan doktorlar alabilir mesela. Toprak zenginleri var, sermaye sahipleri var, şöhret sahipleri var, var da var.

Bu rakama daire almak bence de aşırı saçma.
0
alfred
(25.01.21)
@roket adam
4 milyonu 800bin euro olarak nasıl çevirdin :(
0
🌸mg3929
(25.01.21)
"bu kadar pahalı ev"
biz fakirlere göre bu tabir doğru olabilir ama gelir düzeyine göre komik de gelebilir.

çevresinde zengin olmayan biri olarak benim de aklım almıyor lakin kaymak tabaka için gayet normaldir bence.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(25.01.21)
@mg3929, abi soruna çok şaşırdım. bursanın dışında sikindirik bir sitede 5-10 milyona satılan evler bir haftada bitti. o siteden 10 tane olsa yine satılır. bak bursa demiyorum bursaya 40 dakika uzaktaki bir yer diyorum. 4-5 milyon çok para değil, türkiye de pahalı değil. senede on gün yurtdışı tatili yapınca kendini bir üst sınıfta zanneden beyaz yakalar da dahil olmak üzere türk halkı genel olarak fakir.
0
ismim ibrahim
(25.01.21)
Ya ben daha ilginç bir şey söyleyeyim, Ankara'nın merkeze uzak dandik bir semtinde oturuyorum. Benim evin yürüyerek 5 dakika ilerisine bir sürü yeni apartman yaptılar, 2-3 milyona satıyorlar. Yani sakin, sessiz, huzurlu bir semt ama araban yoksa merkeze ulaşım dert mesela. Evlerin de bir olayı yok, standart apartman dairesi. Bahçesinde hiçbir zaman kimsenin girmeyeceği bir havuz var diye 2-3 milyona satıyorlar. Akıl alır gibi değil. Orada oturan adamla aynı bakkala gidip yufka alıyoruz, ben yürüyorum o AMG ile geliyor falan, çok acayip.
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
rm +1
bak bu bir de sadece bankada nakit 1 milyon tutanlar.

buna, evinde, bankada kasa kiralayıp altın / değerli döviz tutanları dahil değil.
istanbul'da sayısız malı, mülkü, apartmanı, işhanı olup cash-out yapmayanları dahil değil(bankada para tutmayanları var)
parayı türkiyeden taşıyanlar dahil değil
parayı şirket uhdesinde sermaye olarak gösterenler dahil değil... diye gider
0
esref
(25.01.21)
o 4-5 milyonluk evlerin bulundugu sitelerin instagram hesaplarina bakiyorum bazen.Gordugum kadariyla, oralarda yasayanlar genelde kendi isyeri olan doktorlar, diyetisyenler,kuyumcular vs. Maasla calisan kisiler degil bunlar.
Zaten bu tarz siteler sehrin merkezinde olmazlar cunku arazi fiyatlari Istanbulda pahali.Bu evlerin planlarina bakarsaniz hemen hepsinde bahce var,etrafta dolasilacak yesillik var.Guvenlik ust seviyede. Oturan kisilerin luks arabalari oldugu icin mesafeler sorun olmuyor. Acarkent dedigimiz yer bile ben cocukken dag basiydi,burada kim oturur deniyordu simdiki haline bakin.

Bu arada yeri gelmisken sunu da ekleyeyim. Eskiden uluslararasi sirketlerin iyi maas alan ust seviye mudurleri bu tarz yerlerde ev alabiliyordu ama AKP doneminden sonra sistematik beyaz yaka fakirlestirmesiyle bu kesim buralarda ev alma sansini kaybetti.
0
turkuaz
(26.01.21)
Üst katımı 2 milyona satıyolar:
Not 1600 TL ye kirada oturuyorum :)
0
elifciem
(26.01.21)
O tip devasa birikimleri yapanların çoğu yemeden içmeden yapıyor. Herşeyin hesabını yapan esnaflar var mesela. 10 kuruş için pazarlık eder, günde 3 öğün makarna yer.. böyle biri olmuş olabilir.

bunun dışında aileden zenginlik, ameliyat yapan doktor vb. de olabilir. yurtdışında çalışmış olabilir.

eve o kadar para vermenin israf olduğunu düşünüyorum
0
kickboxer
(26.01.21)
14 dukkanlik gida zinciri olan bir tanidigim var. muteahhit olan bir tanidigim da var. cerez parasi gibi bir sey onlar icin. daha cok arsa kapatiyorlar ama 4-5 milyonluk evleri de aliyorlar yatirim icin. bu insanlari sokakta gorsen zengin demezsin oyle soyleyeyim. hatta bu tanidiklarin biriyle otururken bir adam geldi. sana yemin ediyorum yuzumu cevirdim para isteyecek diye. acibademde kapatmadigi arsa kalmamis. :D geldi beles cayi icti gitti
0
nibba
(26.01.21)
benim şu anda kirada oturduğum evin piyasa değeri 4 milyon civarı. sokağın fotoğrafını çekip atsam inanmazsın, o derece 4 milyonluk değil. ama merkezi yerde, 5 yıldan genç ve büyük. büyük derken, civardaki kıç kadar evlere göre, yoksa anadolu'da standart bir 2 çocuklu aile evi.

niye anlatıyorum bunu? çünkü istanbul'daki konut fiyatları öyle seviyeye geldi ki talep yüzünden, 4-5 milyon artık villa saray parası değil. bu da demek oluyor ki bu paraları kazanan insan sayısı da çok.
öte yandan; ev sahibini tanıyorum, zamanında aynı arsadaki eski evini müteahhite vermiş, yenileyince değeri artmış. esnafmış, durumu orta seviyeymiş; şimdi emekli benim verdiğim kira + emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor. şansı şu, o zamanlar çok da revaçta olmayan bu bölge değerlenince evi de değerlenmiş. yani direkt olarak kişilerin parasıyla, başarısıyla da ilgisi olmayabiliyor. bu adam bu evi satsa üstüne kredi çekip 5 milyonluk bir ev alabilir mesela.

şunu unutuyoruz bir yandan, istanbul türkiye'nin en değerli şehri. dünya'nın bile en kıymetli şehirlerinden. sadece turistik açıdan baksan bile, bu şehirde yaşamak isteyebilecek yabancı insanlar var.
bahsettiğimiz bu evlerin olduğu semtler de bu değerli kentin en değerli 3-4 noktasından biri. yani aslında creme de la creme'den bahsediyoruz, bu sebeple 4-5 milyon o kadar da saçma değil. tek sıkıntı o evlerde yaşamaya çalışanların gelirleri aynı ölçüde artmadı zaman içinde, ya da enflasyona yenildi, ya da kura. sorun evlerin fiyatı değil, gelir eşitsizliği. benim gibi eve o parayı veremeyecek olanlar da ancak kirayla oturabiliyor işte...
0
Jux
(26.01.21)
4 milyonluk ev dediğin esasında 500 bin dolar/euro ediyor, gurbetçiler bile sıralı ev diziyor her sene.
0
koskoca kirpi
(26.01.21)
Valla satılıyor, ben de şaşırıyorum. Bizim üst katı 2,5 milyona sattılar. Biz 15 sene önce 300bine almıştık. Eskiden birikmiş üzerine mortgage filan alabiliyorduk. Aradan geçen senelerde sözüm ona pozisyonum yükseldi, maaşım arttı ama nanik, almanın yolu kalmadı maaşlı adamlar için. Babamın arkadaşı vardı Türkiye'nin kalburüstü kurumsal firmasının üst düzey yöneticisi. Her sene prim döneminde ya ev ya da yazlık alırlardı. O dönemler o kişiler için bile geçti.
Serbest çalışan, hükümet müteahhitleri filan alabiliyor. Servet el değiştirdi.
0
SiyamkedisiZorro
(26.01.21)
(35)

Türkiye’nin Avrupa’ya göre avantajları

garavel
İklim vs doğal sebepler değil bahsettiğim, sosyal çevre, ailenin yakın olması vs de değil. Mesela iş yapma kolaylığı, bankacılığın biraz daha gelişmiş olması, e- devlet’in orada pek alternatifinin olmaması ( sanırım ). Konut sahibi olmada biraz daha rahat bir de sanırım ( yüksek birim maaşlar, ayni
İklim vs doğal sebepler değil bahsettiğim, sosyal çevre, ailenin yakın olması vs de değil. Mesela iş yapma kolaylığı, bankacılığın biraz daha gelişmiş olması, e- devlet’in orada pek alternatifinin olmaması ( sanırım ). Konut sahibi olmada biraz daha rahat bir de sanırım ( yüksek birim maaşlar, ayni birim ev fiyatlarından dolayı )

Sizin aklınıza gelenler neler?

almanya, hollanda, ingiltere, fransa baz alınabilir.
0
garavel
(25.01.21)
vergiden kaçınma imkanlarının fazlalığı olabilir
0
roket adam
(25.01.21)
Torrent kullanma imkanı
0
freebird5406_2
(25.01.21)
yazmışsınız zaten bankacılık diye. ben de spesifik bir şey yazayım.

kredi kartı ya da genel olarak her yerde kart kullanabiliyor olmak.

kanser ediyor avrupada nakit muhabbeti.
0
AlsterWasser
(25.01.21)
aklıma giyim kuşamın daha ucuz olması geldi, istediğiniz şeyse tabii.
0
candide
(25.01.21)
issizlik asiri yuksek ve asgari ucret asiri dusuk oldugu icin hizmet isleri ucuz.
0
hot potato
(25.01.21)
@alster bu tuhaf mesela, hangi ülke için bu söylediğiniz acaba ? ben genelde özellikle son dönemde sadece kart ile alışveriş gördüm hep, öncesinde de kart çoğunluktaydı sanki.
0
🌸garavel
(25.01.21)
Aslında say say bitmez. 1. Vergiler düşük ve esnaf gelir vergisinden muaf 2. Online eğitimde başarılıyız. AÖF sisteminde Anadolu AÖF dünyada ikinci sırada 3. edevlet uygulamalarında başarılıyız hans'ın hala kağıt kalemle yaptığı günlerce süren bürokratik işlemleri Mehmet edevletten bir kaç dakikada halledebiliyor. 4. İnternet bankacılığı 5. Geniş ve yeni otoyollar avrupada bizdeki kadar yaygın değil 6. Avrupanın en büyük avmleri bizde zorlu center bu konuda Türkiye'nin yüz akı. 7. İş yapma ve iş yeri açma bizde daha kolay ve bürokrasi daha az ayrıca teşvikler ve hibeler var 8. Devlet dönem dönem vergi ve kredi yapılandırması getirip mükelleflere ödeme kolaylığı sağlıyor 9. Ticari taksiler çok ucuz toplumun her kesimi kullanabiliyor 10. Çalışıp krediyle ev sahibi olma süresi avrupadan çok daha kısa
0
acebi
(25.01.21)
@garavel yazdıklarım corona öncesi tabi :..) tabi tüm avrupayı genellemek ahmaklık olur. örneğin izlandada tam tersi kart her yerde geçiyor her miktara kadar.

marketler dışında çoğu dükkan tarzı işletmede özellike yeme-içme vb. durumlarda belli bir miktara kadar nakit sonrasında kart daha yaygın.

en azından ben çok denk geldim. tabii azalıyordur haliye. bankacalılık hizmetleri geriden geliyor resmen. daha bir kaç sene öncesinde kadar manuel şifre kağıdı veriyordu deutsche bank internet bankacılığında.. daha yeni yeni geçtiler yeni sistemlere.
0
AlsterWasser
(25.01.21)
En başta sağlık sistemi gelir zannımca
0
but that was just a dream
(25.01.21)
1- Turkiye'de ustalik cok ucuz. Muslukcu, boyaci, catici, dogalgaz tesisatcisi, elektrikci cagirdin mi battin demektir Avrupa'da, sayi olarak da azlar ha bos gununu denk getireceksin falan buyuk basagrisi. Terzi, kuru temizleme, bakim, tamirat pahali keza. Yenisi alsaydim daha iyiydi durumlari oluyor.
2- Hizmet sektoru. Resepsiyonist, garson, satis elemani bizim Turklerin kiymetini bilmemiz gerekiyor kesinlikle. Avrupadakiler hep artist. Adam kendini benle mi karsilastiriyor napiyor? Olum sen hizmet sektorundesin illa Rothschild ailesinden mi olmam lazim iyi bir hizmet alabilmek icin.
0
neck_and_neck
(25.01.21)
Emek ucuz, patronlar için güzel ülke.
0
alfred
(25.01.21)
insanların daha çözüm odaklı olması. en suratsız memura bile "abi be, işim çok zor zaten bak böyle böyle benim işi bi hallediversen" desen adam yapabiliyorsa yapar yapamıyorsa yol gösterir hiç yoktan. avrupa'da bi yönerge vardır onun dışına hayatta çıkmazlar deli ederler. adama mesai sonrası sorsan bu konuyu "he valla ne saçma iş helelelülele" der ama mesaide hiçbir riski olmasa da bütün inisiyatif onda olsa da o işini yapmaz.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.21)
avrupa çok geniş bir tanım. bulgaristan da avrupa, norveç de avrupa. bu arada yazılanların neredeyse tamamını avrupalı ortalama biri bir dezavantaj olarak görür.

örneğin:

@acebi'nin dediği aöf sistemi bir avantaj mı dezavantaj mı bilemedim. örneğin aöf mezunu bir insan almanya'da yüksek lisans yapamıyor. genelde kabul etmiyorlar. yani aöf ciddiye alınmıyor pek. yoksa avrupa'nın yapmak isteyip de yapamadığı bir şey değil. eğitim kalitesini düşürdüğünden olabilir.

@proletarier'in dediği için de geçerli olabilir. avrupa'da bir standart vardır, herkes bu standarda uygun iş yapmak zorundadır. sen müşteri olarak onlar hizmeti sağlayan olarak uyar. dolayısıyla herkes aynı muameleyi görür. hataya veya kayırmaya yer olmaz.
0
Sour
(25.01.21)
@Sour, böyle düşününce doğru ama şöyle açayım. Kurumlar hantaldır, gelişmeye kapalıdır. Bu kurumları gelişmeye zorlanması gerekir. Ortada çağ dışı-geçerliliğini yitirmiş bir prosedür varsa ve herkes buna uymaya devam ederse o süreç herkes için eziyet olmaya devam eder hasbelkader yetkili bir abinin gözüne batana kadar. Kuralları zararsızca esneten kişiler olması bu tür durumları yetkililerin gözünün önüne daha çabuk getirir. Kurumları gelişmeye zorlar yani.

Benim fikrim bu tabii böyle sanki değişmez bir gerçek gibi yazdım ama düşüncelerimi yazdım sadece.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.21)
@Sour avrupadan kasit bati avrupa ulkeleri bulgaristan moldova romanya degil tabii ki. Ikincisi AOF mezunuyla orgun mezunu ayni haklara sahipler hic bir fark yok ve dunya genelinde yuksek lisans yapabiliyorlar. AOF sistemi egitim kalitesini dusurmez firsat esitligi saglar yoksa AOF te muhendislik, tip veya mimarlik egitimi verilmiyor isletme veya kamu yonetimi egitimi vermek icin orgun fakulte kurmaya gerek yok. Ayrica avrupada da AOF var ve dunyada en basarilisi ingilterede.
0
acebi
(25.01.21)
Yok.

Online bankacılıkta şimdiye dek yapamadığım tek şey ev kredisi için birikim hesabını açamamaktı. Açmak için gereken randevuyu da online aldım.

Oturma izni başvurusundan kütüphane kartına, şahıs şirketi açmaktan reçeteli ilaç almaya kadar her şey online.

İki yılım dolmak üzere. Banka hesabımı açtıktan sonra nakit kullandığım tek yer Türkiye elçiliğiydi. Masamda hala elçilikte lazım olduğu için çektiğim paranın kalanı duruyor.

Vergi meselesinin az gibi görünmesi dolaylı vergilerin çokluğundan, kimsenin vergi bilinci olmamasından ve vergi kaçırmanın çok kolay olmasından dolayı. Finlandiya'da
ve Türkiye'de ödediğim gelir vergisi %25 (Edit: Tekrar düşündüm de sanırım Türkiye'de ödediğim gelir vergisi daha yüksek olabilir.) Dolaylı vergisiyle, ödediğim paranın karşılığını alamamamla, otuyla bokuyla Türkiye'de daha fazla vergi ödüyordum.

Türkiye'de düzgün bir semtte düzgün bir evi aileden ve eşten destek almadan alabilmek neredeyse imkansız. 2010 yılında Beylikdüzü'ndeki evler için 150 bin lira peşinat istiyorlardı. 4-5 sene önce Dereboyu caddesindeki saçmasapan bir evi 950 bin liraya satmışlardı. Burada tek başıma 10-12 ayda ofise 30-40 dakika mesafede bir ev için gereken mortgage'ın peşinatını biriktirebildim (Bir sırt çantası ve bavulla ülkeye girip her şeyi sıfırdan düzmeme rağmen.) Tek dezavantaj şehir merkezlerindeki ortalama ev büyüklüğünün Avrupa'da Türkiye'ye oranla daha küçük olması.

Türkiye'de musluk falan filan için bir sürü para döküp bir ay sonra tekrar çağırmak zorunda kaldığım 'usta'ların yerine buradaki işini yavaş ama düzgün yapanları tercih ederim.

Türkiye siyasi iradeye yanlarım, her türlü memuru siyasi networküm ve paramla satın alırım, işçiyi sömürür kısa yoldan köşeyi dönerim kafası için cennet gibi bir ülke.
0
bruce mclaren
(25.01.21)
Maasli calismiyorsan Türkiye daha güzel.
Istedigin an kov, istedigin gibi mobbing yap, istedigin gibi süresiz izine çıkar, sigortasini asgariden yatir, haftada 50 saat calistir ayni maasi ver, haftasonu ara, mesai sonrasi ara, tatilde ara. Cok mu vergi veriyorsun? Araba al sirkete vergiyle ode. Vergi borcun mu var? Odeme, af bekle vs vs

Onun dışında servis isleri ucuz; restoran vs ucuz, muslukcu vs isleri ucuz. Çünkü herkes cani istediği gibi bu islerde çalıştigi icin bir sürü var. Haliyle uc kuruşa düşüyor iscilik. Aynisi restoran islerinde de geçerli.

Onun dışında caninin Türkiye'de paran varsa caninin istedigi her şeyi yaparsin. Gece canin dondurma mi istedi? Kebap mi istiyorsun? Peki özel profesör doktor randevusu ? Hepsini parayi basarak yapabilirsin ama gelismis Avrupa ülkelerinde yapamazsin. En azından öyle 1000lira verdim randevuyu aldım falan yok buralarda. Özel hastane yok zaten.

Herhangi bir yerde tanıdığın varsa is halledersin. Devlet dairesi, polis, yargıç, savci. Zenginsen bütün bu sistemi alt edersin zaten, sistem seni korumak icin var.

Edevlet, kredi ve kart almanin olağanüstü gereksiz hizliligi (o yüzden yer gök kredi ve kredi kartı borcu), kiyafet/ayakkabi/deri ürünleri ucuz olmasi.

Eğitim sistemini ovecek durumda değilim. Ülkede yer gök üniversite mezunu kasiyer/fabrikada isci dolu ama bir tane aklı başında elektrikci, muslukcu bulmak imkansiz. Bunlari hiç egitmeyip herkesi üniversite mezunu yapman süper bir şey.
0
logisticsmanager
(25.01.21)
tüm dünyaya göre avantajı, eğitim araştırma hastanesinde tedavi oluyorsun, ödediğin ücret 7 tl, reçetenin yüzde seksenini ssk ödüyor(yani hepimiz), muayene eden uzman hekim, isviçrenin en baba hekimleri kalitesinde, belki daha iyi, bak sıfır mübalağa! aman nazar değmesin
ek: özetle bu konuda güncel tabirle tam bir sosyal devlet. amerikada donuna kadar alırlar, avrupada doktor bulamazsın sade vatandaşsan.
0
esref
(26.01.21)
gerçekten merak ediyorum e-devlet gibi çok kapsamlı bir site var mı mesela avrupa ülkelerinin herhangi birinde ? ya da e-nabız vs.


@bruce ev konusunda ben hep türkiye'nin daha basit olduğunu düşünüyorum. ev bi kere bol çünkü. avrupada o durum yok.
0
🌸garavel
(26.01.21)
TR'nin ALmanyaya gore avantajlari:

- Burokrasi daha az.
- Kurallari esnetmek cok daha kolay.Sorumlunun iki dudaginin arasinda her sey. Bu sayede adamini bulup kurallari esnetip herkesin onune gecebiliyorsunuz.
- Yemekler
- Teklifsiz iletisim ve tanisma daha kolay
- Giyim cok ucuz
- Sehir ici ulasim daha ucuz

Bu arada konut edinmek Turkiyede daha rahat degil bence.Turkiyede ucuz denilen kalitesiz yerlerle Avrupadaki pahali ve kaliteli yerleri karsilastirmak sik yapilan bir hata.
0
turkuaz
(26.01.21)
şu yorumları okuyan türkiye'yi dünyanın en iyi ülkesi sanır:)
0
nothing in my way
(26.01.21)
@garavel, evin kalitesi kötü ve fiyatı fahiş olduktan sonra çok olmasının bir esprisi yok bence. 1 yıldır anneme babama emekliliklerini geçirecekleri yaz kış yaşayabilecekleri bir ev bakıyorum. Bakınca "acaba burada gerçekten insan yaşamış mı?" denilecek evler 600-700 bin liradan başlıyor. Balıkesir, İzmir ve Muğla taraflarında oturulabilecek bol ev varsa üzerime link atın :)
0
bruce mclaren
(26.01.21)
@bruce mclaren ciddi misiniz bilmiyorum ama 700 bine hele hele balıkesir muğla'da falan deli güzel evler alınabilir ya, ben izmirde yaşıyorum olduğum bölgede 700 bine mesela 4-5 yaşında 3+1 gayet güzel bir ev alınabilir, merkezi yerlerin civarında güzel bir sitede yani.

dediğiniz şey yazlık vs müstakil evse bilemem. ki yine alınır diye düşünüyorum ama aramaya çok üşendim :)
0
🌸garavel
(26.01.21)
@garavel yazlık-müstakil evet. Konak'ta 30+ yıllık 2+1 ara kat daireye 400 bin lira vermek de bana pek akıl kari gelmiyor açıkçası :)

Edit: Acaba yanlış mı hatırlıyorum diye tekrar bakayım dedim. Alsancak'ta 30+ yaşında ara kat 2+1 daire 800 bin lira: www.sahibinden.com
0
bruce mclaren
(26.01.21)
zenginsen dunyadaki en guzel ulkedir. yalakalar, kurallarin, kanunlarin zenginin lehine islemesi, daha fazla saygi gormen, hizmet sektorunun hem kaliteli hem de ucuz olmasi. dis, sac, goz gibi estetik saglik operasyonlarinin cok ucuz olmasi.
0
baldur2
(26.01.21)
@bruce mclaren izmirin en en en merkezi yerinde bakıyorsunuz, bu çok normal. mavişehire 5 dakika bostanlıya 10 dakika uzaklıkta çiğli ataşehir bölgesinde mesela nezih bir sitede 700 bin civarına çok iyi evde oturulabilir.

ama çok çok merkezi yerde tabii ki oturulamaz.

foça, gümüldür gibi yerlerde de ortalama bir yazlık alınabilir.
0
🌸garavel
(26.01.21)
@garavel İzmir'i sizin kadar bilmediğim için uçuk bir örnek seçmiş olabilirim. Ama anlatmak istediğim farkı yine de gösteriyor. Helsinki'nin en en en merkezi yerinde bir evin mortgage'ına ayda 1.500-2.000 euro vererek satın almak ve hala fazla kasmadan kenara 1.000 euro koyabilmek mümkün. Ben bunu Türkiye'den ayrıldığım zaman da hayal edemiyordum, hele şimdiki ekonomik koşullarda hiç hayal edemiyorum.

Öneriler için ayrıca teşekkürler :)
0
bruce mclaren
(26.01.21)
Ev alma konusunda bati da en az turkiye kadar zor sartlar sunuyor acikcasi. Ev almak avrupa ulkelerinde kat kat daha kolay degil. Et, araba, benzin, elektronik vs turkiye'ye oranla cok daha rahat alinabiliyor olabilir ama ev ayni oranda zorlukta bence.
0
baldur2
(26.01.21)
@hayat gercekten guzel

Neler mesela ?
0
🌸garavel
(26.01.21)
Ucuz iş gücü, bürokrasi, bankacılık ve sağlık sistemleri kesinlikle.

Tabii bir de en önemli konu: gıda/mutfak/yemek (fiyatları değil çeşitleri).
0
nawar
(26.01.21)
e-devlet, bankacılık, genç nüfus ve acelecilik dolayısıyla gelen şeyler yani. Sağlık (gerekirse parasını verip özel hastaneye gidebilme lüksü.)

konut sahibi olma olayı her yerde sıkıntı ama mortgage sistemi olan ve enflasyonu yılda %1-2 olan yerlerde çok daha uzun vadeli rahat alıyorlar sanıyorum. Bizde ölüm.(şunu da hesaba katmak lazım, bizde iyi maaşla iş bulabildiğin yer İstanbul. Batıda illa Paris, Berlin, Londra'da yaşamadan da iyi maaş alabiliyorsun hatta ortalama aynı maaşı alıyorsun çoğu yerde. Gördüğüm bu. Biz küçükçe bir şehirde benzer paraları alabilsek daha rahat ev alıyor olurduk, alım gücümüz de artardı. İstanbul'un 8 milyon, gerisinin anadolu şehirlerine dağıldığı bir Türkiye hayal etsenize :)

şirket kurma işleri ve vergi çok mantıksız/kötü geliyor bana. Ki dünyada da en karışık sistemlerden biri olarak anılıyordu. Estonya mesela o işi çok basitleştirmiş, ben açıkçası internetteki işim tutarsa Türkiye'de değil Estonya'da falan şirket kurup oraya vergi vermek istiyorum.

Bence alt-orta sınıf için Avrupa süper, üst sınıf için Türkiye istediğin gibi at koşturabileceğin müthiş bir ülke.

edit: birçok konuda sorun olarak kuralsızlık, örneğin kriptopara gibi şeylerde işimize yarıyor. ABD'de hatta sanırım Fransa'da vs. yaşayanlar sattıktan sonra gelir vergisi vermek zorunda. Türkiye'de henüz belirtilen bir vergi yok. Abd, kanada, çin vb. ülkelerdeki insanlar çeşitli borsalara kaydolamıyor, coin satışlarına katılamıyor, biz katılabiliyoruz. Bu devlet bizi korumadığı için oluyor ama eğer para kazanabilirsen işine de yarıyor işte.
0
nhk ni youkosu
(26.01.21)
eğer çok paran varsa ve kötü bir alışkanlığın yoksa kafan rahat olsun kimse yanına yaklaşamaz
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
Ya herkes paradan evden bahsetmiş, kimse kültürden (ve özellikle iş kültüründen) bahsetmemiş, çok şaşırdım. (Değinen olmuş gerçi haklarını yemeyeyim, ama çok değil yine).

Tabi Avrupa'nın tamamını bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla "kuralcılık" çok baskın.

Bunun iyi yönleri var, ne yapman ve nasıl yapman gerektiği belli. Yap geç, kimse fazlasına zorlamaz, emeğine çökmez, tertemiz. Bizde memuriyet arayan ama biraz daha çok param olsun diyenlerin hayali gerçek olmuş.

Öte yandan sana sunulan ile yetinemiyorsan, daha iyisini güzelini yapmak istiyorsan, o kalıbın dışına çıkmanı çok zorlaştırıyorlar. Mantığı da şu: risk istemiyoruz. Plan yaptık, plana uyalım, fazlasına gerek yok, başımıza bir iş gelmesin yeter. 20 yaşındaki insanlar bile benim nenem gibi.

Bi 100 yıl öncesinde dünyayı keşfeden, kültürün, bilginin sınırlarını zorlayan insanların bunların ataları olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum.

İşe gir, 9-5 arası git gel takıl, 30 yıllık ev kredisine gir, haftasonları da git drone uçur, gitar çal, dağda bayırda yürüyüş yap gel. Güzel/anlamlı bir ömrün böyle bir şey olduğuna inanan çok fazla insan var. Rahatları azıcık bozulduğunda bir anda aşırı sağ partilere yönelmeleri de bundan. Aman sorunları çözelim, yeni çıkış yolları arayalım vs. yok, para yok, mültecileri atalım gitsin. Sıradan adamı suçlamıyorum ama elitleri, okumuşları da bundan çok farklı değil.

TR'de gidilen yönü beğenmesem de bir dinamizm var, bu iyi bir şey bence, ben seviyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
Hollanda'da yasiyorum, burasi ile Turkiye'yi karsilastiracak olursak iklim, mutfak/yemek Turkiye'nin en buyuk artisi. Bunlar ve aile, yakinlar disinda Turkiye'de ozlenen pek bir sey yok.

Is yapma, is kulturu/ahlaki ise karsilastirilamaz. Turkiye'de birakin sozlu anlasmayi, yazili anlasmalari dahi kimse sallamiyor. Hukuken hakkinizi aramaya kalksaniz zaten o baska hikaye. Ozetle Turkiye'de ticaret ve is ahlaki yerlerde.

Turkiye'de bankacilik sistemi daha gelismis ve esnek fakat Avrupa gittikce arayi kapatiyor. Ozellikle odeme sistemleri konusunda Turkiye cok kisitli imkanlar sunuyor. e-devlet bu ulkelerin hepsinde var. Hollanda icin konusursak gayet basarilir ve bir suru ozel sirket ile ( elektrik, su gibi ) entegre olarak da calisiyor.

Ev alma meselesini karsilastirmak anlamsiz. Hollanda'da asgari ucret sahibi bir cift rahatlikla ev alabilir ( sehir merkezinde, kanal manzarali degil tabi ki ) bunun icin pesinata da gerek yok. AB vatandasi degilseniz faiz biraz daha yuksek ya da bir miktar pesinat (%10 sanirim) ayni faiz orani ile kredi almak mumkun. Gerekli olan tek sey suresiz is kontrati ve Hollanda'da 1 yildir ikamet etmek.

Turkiye'nin en buyuk avantajlarindan birisi ( tabi ki paraniz varsa ) ucuz iscilik. Zaten bahsedilmis, evde ampul patlasa degisitirmek icin adam cagirabilirsiniz. Gunluk yasam icin ornek verirsek, makul fiyata berber/kuafore gitmek mumkun.

Uzun uzun yazmak gereksiz aslinda. Turkiye'nin Avrupa'ya gore en buyuk avantaji yeterli paraniz var ise her turlu kurali, kanunu kendi avantajiniza olacak sekilde esnetebilirsiniz. Avrupa'da bu o kadar kolay degil.
0
whisky
(28.01.21)
@acemi

aöf mezunları almanya'da yüksek lisans yapabiliyor mu? (benim bildiğim kadarıyla kabul etmiyorlar, o nedenle soruyorum)

ingiltere'deki sistemi başarılı kılan nedir?

türkiye için online eğitimde başarılıyız, türkiye 3. sırada demişsiniz mesela. neye göre üçüncü sırada? öğrenci sayısına göre mi? eğer öyleyse anlamsız. eğitim kalitesine göre mi? bunu nasıl ölçmüşler bilmek isterim. yani buradan mezun olan öğrencilerle ilgili örgünlerle karşılaştıran bir araştırma mı yapılmış?
0
Sour
(04.02.21)
(6)

Junior yazılımcı maaşları

ayağiniza gelen overlokçu
Fazla uzatmadan lafa gireyim. junior seviye phpye 6-7 aydır hakim biri ne kadar alır sizce.
Fazla uzatmadan lafa gireyim. junior seviye phpye 6-7 aydır hakim biri ne kadar alır sizce.
0
ayağiniza gelen overlokçu
(25.01.21)
Detaylı bir araştırma yapılmış;
den1z.sh
0
archmage mahmut
(25.01.21)
ortalama 5-6. ama 4 de olabilir 8 de olabilir.
0
jelly bear
(25.01.21)
Sadece PHP konusunda mı çalışabiliyor?
0
fever
(25.01.21)
Başlarda konunun hangi dili kullandığınla veya kaç ay tecrüben olduğunla çok bi ilgisi yok. Bu mentaliteyle ölücü bir yere denk gelirsin, maaşın da düşük olur (3-4).

Düzgün şirketler ne biliyordan ziyade bunun kafası ne kadar çalışıyor diye bakıyorlar. O şirketlerin piyasası da yeni başlayan için 6-7. Çok iyiysen 10 veren yer de bulursun ama biraz nadir. Konum Ankara.

Tavsiyem "X ay tecrübem var" muhabbetine hiç girme kendini pazarlarken, çok bir anlamı yok çünkü. Proje göster, öğrenmeye ve üretmeye ne kadar hevesli olduğunu göster. O daha çok iş yapar.
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
tanıdığım fena olmayan bir yazılım şirketi 6000 civarında başlatıyor. ve fakat, bu daha çok bilgisayar/yazılım mühendislik bölümleri için geçerli. aslında sadece php mi diye bu sebeple sormuştum.

sadece php ise, bu durum alaylı olduğunuza işaret eder. alaylı olmakta hiç bir sıkıntı yok, şahane alaylı yazılımcılar tanıdım. gelgelelim, bu durum başlangıç maaşını biraz daha aşağı çekebilir.
0
fever
(25.01.21)
@ fever mektepli değil.Alakasız bir mühendislik mezunu. php ağırlıklı diğer programlar orta seviye.cevabınıza, cevaplarınıza teşekkürler
0
🌸ayağiniza gelen overlokçu
(26.01.21)
(3)

Machine learning - model için ne kadar veriye ihtiyacım var?

plutongezegendegilmi
Image recognition yapıcam. Bana gereken verilen fotoğrafta verilen X objesinin olup olmadığının söylenmesi, başka bir şeye ihtiyacım yok.Bunu eğitmek için nasıl bir dataset hazırlamam gerekiyor? Mesela tespit etmem gereken objelerden bir tanesi laptop. 1000 tane laptop fotoğrafı verip geçsem yeter m
Image recognition yapıcam. Bana gereken verilen fotoğrafta verilen X objesinin olup olmadığının söylenmesi, başka bir şeye ihtiyacım yok.

Bunu eğitmek için nasıl bir dataset hazırlamam gerekiyor?

Mesela tespit etmem gereken objelerden bir tanesi laptop. 1000 tane laptop fotoğrafı verip geçsem yeter mi? Yoksa mesela 1000 tane çalışma masası üstünde duran laptop, 1000 tane üzerinde laptop olmayan çalışma masası, 1000 tane de dağda bayırda duran laptop fotoğrafı mı vermeliyim daha iyi bir sonuç elde etmek için? Çünkü düşünüyorum, mesela hep masanın üstünde duran laptop fotoğrafı versem, masa ile laptop'ı nasıl ayırt edecek alet, değil mi?

Kafamda CNN yapmak var, ama daha iyi bir yöntem öneriyorsanız ona da açığım.
0
plutongezegendegilmi
(24.01.21)
Eğer laptop ise COCO, ImageNet gibi datasetlerden yararlanabilirsin. Ben daha geçen gün bir sunum için YOLO'yu eğitip kullandım. Mesela datasetim 1500 fotoğraftı. 6000 batch her biri 64 fotoğraftan 5-6 saat sürdü eğitmesi Colab'ta. Validation dataseti ile test edemedim ama zor fotoğraflarda sıkıntı yaşasa da genel olarak yeterli performansı gösterdi benim için.
0
reactionic
(24.01.21)
@reactionic, teşekkür ederim hocam. Performanstan kastım süreden ziyade accuracy aslında. Training için cloud kullanacağım her türlü çünkü macbook kullanıyorum :D
0
🌸plutongezegendegilmi
(24.01.21)
Burdan güncel benchmark sonuçlarına bakabilirsin. paperswithcode.com
Bir de mesela (en azından YOLO için konuşabilirim ama hepsi yapıyordur muhtemelen) verilen dataseti data augmentation teknikleriyle çoğaltılıyor diyebiliriz. Yani fotoğrafı kesiyor, döndürüyor, renk değerlerini kaydırıyor training sırasında.
0
reactionic
(24.01.21)
(27)

Her şeye rağmen “gitmem” diyen var mı?

ms brownstone
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar,
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar, ne cazip geliyor onlara bu ülkede?

Gitmeyi düşünenlerin de cevaplarını bekliyorum nedenleriyle. Yani neden Türkiye’den gitmek istiyorsunuz ya da istemiyorsunuz? Yaş ve cinsiyet de belirtirseniz güzel olur.
0
ms brownstone
(24.01.21)
Baştan söyleyeyim belki imkanım olsa giderim , sonra ulaşamadığın ciğer mındar hesabı olmasın. Biraz da zora gelemeyen bir yapım var komfor bölgemden çok çıkmaya meyilim yok hele tek başıma. Ama hiç y.dışında yaşama hayali de kurmadım.

Onun dışında vatanı seviyorum, toplumun tarihini kültürünü samimiyetini. Dilimizi de çok seviyorum.

28 E

Edit: bu arada farklı yıllarda 1 ay İngiltere 2 ay da Almanya olmak üzere y.dışında kaldım.
0
fezagezgini_4
(24.01.21)
31 yaşındayım, 1 sene kadar yurtdışında yaşadım önceden, erasmus ve staj dolayısı ile. İş dolayısıyla sürekli yurtdışına gidiyorum, aşırı bir hevesim kalmadı yani bunun için. Çalıştığım iş dövizle kazanmanın mümkün olduğu bir sektör (bilişim sektörünün bi alt dalı), türkiye'de iyi para kazanınca bir avrupa ülkesinde yaşayamayacağın kadar lüks ve rahat bir hayat yaşayabiliyorsun. Zaten maddi olarak belli bi eşiği aştıktan sonra, duygusal faktörler devreye giriyor, rahatımı bırakıp başka ülkede göçmen olmanın dertleriyle uğraşmak istemiyorum, ailem burada, düzenim burada vs vs. Yani genel olarak gidişattan memnunum. Yurtdışında yaşadığım dönemde de insanların önyargısıyla uğraşmaktan, vizesi derdi gerginliğinden nefret etmiştim ki hiç ırkçılıkla karşılaşmadım ona rağmen böyle oldu. Göçmen olduğunda düşünmen gereken binlerce farklı konu olduğu için tüm potansiyelini tam olarak işine yansıtamıyorsun (mesela patrona karşı çıkman gereken bir durumda "lan neyse şimdi vizeyi tehlikeye atmayayım" deyip susuyorsun, ama o riski alabilen adamlar yükseliyor) Sessiz sakin bi hayat yaşıyorsun yani mecburen.

Şu anda yeni mezun olsaydım, ne bileyim ailemi bu kadar önemsemeseydim, en önemlisi de iyi para kazanabileceğim bir iş alanını keşfetmiş olmasaydım muhtemelen yurtdışına taşınmak isterdim. çünkü ortalama insana avrupa çok daha iyi bir hayat sunuyor, ama ortalama üstü olduğunuzda ciddi sınırlar var ne uzuyor ne kısalıyorsun. o sınırlar da türkiye'de yok. trilyoner de olabiliyorsun, sokakta da kalabiliyorsun.
0
roket adam
(24.01.21)
şimdi ben italya ve norveç gibi iki ülkeye gittim. en çok norveç'te kaldım.

öncelikle oraya gidince bi b.k olmuyor. sen orada immigrant sın. yani kendi ülkesinde barınma için yeterli yetenekleri olmayan buraya gelip kimsenin yapmak istemediği işleri yapan kişi.

ama CEO bile var diyenler var.

evet çünkü senin profilinde o firmaya kimse ceo olmak istemiyor. benim danışmanlık verdiğim firmada ceo türk'tü ve ağzına sıçıyordu tasarımcılar. çünkü tasarımcı ceo'ya git şunu al diyor ceo para yok diyor tasarımcı bana ne lan git para bul o zmn diyor.

böyle bir sistemde firma ceo bulamazken oradan immigrant ın biri çıkıp tüm stressi üzerine alıyor iş bitince türkiye'deki gibi ceo mu taktiri alıyor dersiniz? hayır tasarımcı.

dış ülkeye hangi şartlarda gidilir? örnek veriyorum ailen vardır çocuğunun eğitimi için gidilir. çocuğum dünya vatandaşı olsun diye gidilir. biz zaten çekirdek aile içerisinde yaşıyoruz ve öylede yaşayacağız 10-15 yıl dersen bu şekilde gidilir.

ama ben tek başıma norveç'e gidecem orada 20 yıl yaşarım diyorsan o biraz cahillik kusura bakma.

bence bir yere yerleşmeyi düşünmeden önce en az 3 hafta kalıp sosyal hayatına bakmak lazım. internetten 2 resim görüp tav oluyor insanlar ki cidden cahillik.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
36 yaşında bir erkeğim. burada faydadan ziyade pişmanlık kıyaslaması uygun olur. gidersem, kaldığımdan daha çok pişman olurum, gözüm arkada kalır çünkü.
0
uuth
(24.01.21)
Aslında ben gitmek isteseydim şimdiye kadar gitmeyi denemiş olurdum. Almanya'da çok akrabam var. Kalacak yer sorunum bir süre olmazdı. Euronun daha düşük olduğu zamanlarda Erasmus olsun, staj olsun gitme şansım olabilirdi. Üniversiteden sonra da olabilirdi. İlgimi çekmedi doğruyu söylemek gerekirse. Belki de konfor olarak işime gelmedi. Türkiye'den ne olursa olsun gideyim kafasında olmadım hiçbir zaman. Gelecekte gitmek istersem de gerçekten hayat kalitemi artıracak yerlere gitmek isterim. Mühendis olmama rağmen Almanya düşünmüyorum nedense. Ben gidecek olsam ABD, İngiltere, İspanya falan isterdim. Gitmek istememin nedeni de aslında doğal güzellik, güzel şehirler. 27E
0
dissendium
(24.01.21)
Sosyal ortam.

Iyi egitimli, iyi kariyerli ve en onemlisi de uyum/dil sorunu cekmeyecek iki cok yakin arkadasimi silah zoruyla dahi Almanya´ya yerlesmeye ikna edemiyorum. Ikisi de kadin, neredeyse 30 yasindalar.

Inanilmaz sosyal insanlar, buyuk sosyal cevrelere aidiyet hissetmedikce iyi hissetmiyorlar. Avrupa´da yasadilar ve buradaki insan iliskilerini tatmin edici bulmuyorlar.
0
buf-e kür
(24.01.21)
Guzel bir evde misafir olmaktansa, kendi evim her zaman daha cazip benim icin. Meslek, cv, dil itibariyle gitmek mumkundu ama daha mutlu olacagima inanmiyorum. Aile, sosyal yaşam, yabanci dilde yasam (bilsen bile yorucu oldugu kanaatindeyim, hastaneye gitsem doktoru tam anlarmiyim, mizaha ortak olabilir miyim vb.) gibi bircok faktoru var.
0
pofudukayi
(24.01.21)
Bence yaş ilerledikçe herkes gençler kadar kolay karar veremiyor bu konuda. Bana öyle oldu. Eskiden bunun hayaliyle yaşardım şu an biraz çekiniyorum. Bir kere aile ve dostlar kısmı büyük sıkıntı. Ama farklı da bir deneyim imkanım olsa gider denerdim de kalmak için de güçlü nedenler var. En iyi nedenlerimden birisi ben gittikten sonra burada kalan küçük aile üyelerimi bu kokuşmuş zihniyetin ortasına bırakmak olur.
0
Kediyi üzdün
(24.01.21)
Ben gitmek istemiyorum. Üniversitede hayaller kurardim herkes gibi ben de ama iş hayatına, hayata girdikçe o işin oyle olmadığını anladım.

İyi bir maaşla ordan daha kral yaşarsın burada. Ama stres öldürür. :)
0
westblack
(24.01.21)
Ben de bir yandan gitmek istiyor bir yandan da gidemiyorum. Açıkcası gitmek zorunda hissediyorum kendimi. Geçen sene gidebilirken erteledim covid vs. bahane oldu. Daha önce almanya'da yaşadım hem her şey o kadar güzel ama bir yandan da o kadar zordu ki. Bildiğim her şey burada sonuçta. Kaç yıllık dostluklar vs. Bir seyler değişecek gibi olsa hiç düşünmem burada kalırım ama her şey giderek kötüleşiyor o yüzden iki üç sene sonra tekrar gitme ihtimalim olacak ve kendimi buna zorlayacak gibi hissediyorum.
0
turkce konusan uzayli
(24.01.21)
istesem gidip ABD vatandaşı olabilirdim. Gitmedim.
Şimdiki mesleğimle de istesem gidebilirim. Öyle bir niyetim yok.

Muhalif faunusu içine kapılmazsanız o kadar da yaşanılmayacak ülke değil burası.
0
zoghurt
(24.01.21)
Gitmek isterim çünkü kaybedecek bir şeyim olduğunu düşünmüyorum, sıfırım zaten.

Türkiye'de krallar gibi yaşayacak bir gelirim yok ve olmayacak. İstediğim hayat standardını yakalayamayacağım. Üst düzey bir pozisyon ve maaşta değilim ve önümüzdeki 10-20 yıl da değişmeyecek.

Burada İstanbul'da rahatça yaşayıp üst düzey pozisyonu olan, kariyeri olan kişiyi anlarım, kaybedecek şeyleri vardır ve bunu korumak istiyordur ama sanırım yurtdışına yerleşmek isteyenlerin çoğunluğu benim gibi düşünüp kaybedecek çok şeyi olmayanlar.
Edit: ve tabii huzur ve sağlıklı bir zihniyetin içinde yaşama isteği. Türkiye'nin hala huzurla yaşanabilecek bir ülke olduğunu düşünürler fazla iyimser.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(24.01.21)
Yurtdışından teklifler gelmesine rağmen buradayım hala. 25/e.

Çünkü hayat standartlarım iyi. Avrupa'ya gitsem kiradan falan sonra elime daha az para geçecek. Burada işyerine metro ile 7dk'da gidebiliyorum; arkadaşlarım burada, çok batılı yetiştirilmeme rağmen burada olan kültür ayrılığının orada daha fazla olacağından eminim. "Ama sen hiç Türk'e benzemiyorsun." ırkçı kalıbını duymaktan bıktım.

Not düşeyim, ülke ve insanlarının çöp olduğu konusunda herkese katılıyorum. Sadece haber izleyip diğer insanların çektikleri yüzünden çıldırmazsam hayatım oldukça iyi burada.
0
aguen
(24.01.21)
gitmek isteyen arkadaslarim 3 tipte,
1. Tr'de is ortamindan, imkanlardan tatmin olmayanlar
2. Tr'de de bisey olmayan hayalci tipler
3. Parayla ilgili

Ben geri dönmek istiyorum cunku isimde uluslararasi oldum zaten, ama sosyal hayatta almanya'da irkcilik görmedigim halde kendimi iyi hissetmiyorum.
0
wishmaythşngs
(24.01.21)
Gitmek istemiyorum, Türkiye ve İstanbul benim için cazip. Özellikle Linkedin üzerinden çok sayıda görüşme teklifi gelmesine rağmen mülakat dahi yapmıyorum. (33/E)

"Neden gitmek istemiyorsunuz" sorusu bile üzücü. Ailem, arkadaşlarım burada. Yaşadığım şehri, bölgeyi ve memleketimi seviyorum. İş anlamında seçeneklerim fazla. Niye gideyim ki? Kendi adıma gitmek için bir nedenim yok. Sevmediğim tonla durum var ama bunlar ülkeyi terk etmemi gerektirmiyor. Çok mecbur kalmadıkça bir yere gitmem.

Bir süre Avrupa'da kaldım. Sanılanın aksine muhteşem maddi şartlar yok, örneğin deneyimli bir yazılım mühendisi ay sonunu getirecek kadar para kazanır. Konut sorunu, istediğin evi kiralayamama problemlerin var. Maaşına oranla kiralar çok çok yüksek. Lokal dili bilmeden istediğin tarzda iş bulman sıkıntı. İş sözleşmeleri süreli. Ne kadar eğitimli ve nitelikli iş yaparsan yap "yabancı"sın.
0
Lethe
(24.01.21)
her şeye rağmen gitmek istiyorum çünkü burada sıfırım. yani sevdiklerimden başka kaybedecek bir şeyim yok. 27E
0
nothing in my way
(24.01.21)
ben varım. istersem muhtemelen 2 ayda iş bulup giderim. cehalet, ekonomik sıkıntılar, hükümet hepsinin farkındayım; ama sırf politik sebeplerden bu ülkeden kaçmak bana doğru gelmiyor. daha az kazanıyorum, medeniyet ve eğitim yerlerde; ama ben kendime bakarım arkadaş. oturduğum yer medeni, arkadaşlarım medeni. bana karışmaya teşebbüs edenlere haddini bildirecek özgüven ve statüye sahip olduğum için burada avrupa standartlarında yaşıyorum. o yüzden gitmek istemiyorum.
0
dokunmakalbime
(24.01.21)
yaş: dinazor.
gençliğimde gitmek istemiştim aile izin + para vermedi + dili doğru konuşamamakta etkiliydi. (salaklık) yıllar içinde 15 e yakın ülke + şehir gördüm. gitmediğime pişmanlık duyarım hala.
sonra okul bitti TR ye göre iyi işlere girildi + evlilik + çoluk çocuk.
bu saatten sonra nereye gitçen?
ha bir de muhaliflik vardı. şu zamanlarda 3-4. sıralarda :-)
0
ankarakecisi
(24.01.21)
immigrant olmak istemiyorum. rahat ve konforlu olmayacaksa kendi ülkemde yaşamayı tercih ederim.
0
deartheodosia
(24.01.21)
Ülkemden gitmek istemedim hiçbir zaman. Ama son zamanlarda çok korkar oldum bir kadın olarak. Tek başıma eve çıkacaktım, devamlı erteliyorum sebepsizce çünkü her an birileri (sucu, kargocu, mahalledeki herhangi biri) tecavüz edip beni öldürebilir evimde ve yaptıkları da yanına kalır. Bunun farkındalığıyla yaşamak çok ağır ve travmatik bir şey. O yüzden düzgün ve yasaların uygulandığı bir ülkede yaşamak istiyorum artık.
0
inawen
(24.01.21)
32 erkek kişisi olarak;

Fırsatım olsa giderim. Pek bir ümidim kalmadı. Çevremin yüzde 95'i, çok bilmiş insanlardan oluşuyor.

Beni, burada bağlayan etken yok. Annem babamın bir beklentisi kalmamış zaten. Bakıma muhtaç değiller. Bir yeğenlerim var, özleyeceğim. Kuzenlerim evli. Onların kendi bir hayatı var, her ne kadar iletişim de olsam.

Arkadaşlarımın çoğu evlendi, zaten normalde de pek sık görüşemiyorduk. Bir gün ansızın gitsem, kimsenin hoşcakal başkan, seni özleyeceğiz diyeceğini sanmıyorum.

Ne kadar becerikli bir insanım muamma. Gittiğimde kıyafetlerin yıkanması, yemeğin yapılması ve yıkanması, bir ton şey var.
0
put it in your appropriate place
(24.01.21)
Gittim döndüm. Özlüyorum bazı şeyleri ama orda ölmeyi asla düşünemedim. Arkadaş edinmek, uyum sağlamak vs. hiç zor şeyler değil, yeter ki maddi tatminin olsun. Ama bir türlü olmayan şeyler var, sevdiklerinin hepsini oraya getiremezsin. Türkiye'ye her gelmende misafir gibi hissetmek de çok batıyor. Burda kimseye kendimi ispatlamak zorunda hissetmiyorum ama orda bu konu benim içimde geçmeyen bir huzursuzluğa dönüşmüştü.
Polis görünce ben neden tedirgin olayım ayol?! Polis kim? Üstümü bile arayamaz. Alışmışım bi kere...
30 K.
0
megalomaniac
(24.01.21)
ben gitmeyeceğim.
onlar gidecek!!
0
unabomber
(25.01.21)
Yurtdisini ben luks bir restauranta benzetiyorum. Mekan super, servis harika, tabak canak muhtesem, atmosfer vs ust seviye. Yemeginizi seciyorsunuz, geliyor, tabak cok guzel dosenmis, siz de kopek gibi acsiniz zaten, derken bir isirik aliyorsunuz ve tadinin bombok oldugunun farkina variyorsunuz.

20 senedir kuzey amerika'da yasayan ve hala 30lu yaslarda olan biri olarak yazilanlarin cogu dogru ve bunu insanlarin gorebilmesine sevindim.

Adamlar maraba ariyorlar, o yuzden beyaz yakaya ben cikin gelin demem. Topu diktiyseniz ve ozellikle mavi yaka iseniz, dilinizin falan olmasina gerek yok disarda sizi hayal edemeyeceginiz bir hayat bekliyor, bir yolunu bulun ve uzayin.

Ama konforunu bozmaya korkan beyaz yakaysaniz, akliniza ilk gelen sey ulan yemekleri kim yapacak camasirlari nasil yikiyacaz ise, yurt disi deneyimizin 1-2 haftalik turistik gezilerden ibaret ise ve iyi kotu bir isiniz, duzeniniz var ise, uzak durun.
0
cooperr
(25.01.21)
her seye ragmen gitmeme degil, her seye ragmen donerim'e odaklanin bence. once gidin sonra pisman olursaniz zaten istediginiz zaman donersiniz.
0
baldur2
(25.01.21)
Ya ben de gitmedim ama sürekli bunun muhasebesini yapıyorum, anlatayım:

Öncelikle @roket adam +1. Yani şu an EU ortalamasının üstünde bir maaş alıyorum ama kira, hizmet vs. resmen bedava burada. EU'ya taşınsam süper zarardayım.

Öte yandan insan ve gıda kalitesi yerlerde. Koca ülkede güzel kahve, güzel et, güzel peynir, hatta güzel ekmek bile bulmak ölüm. Güzel insan da bulmak zor, insanların çok büyük bir kısmı ciddi psikolojik rahatsızlığa sahip ve bu ekonomik sebeplerden çok kültürel nedenlere dayanıyor. Bunu arkadaşlıktan ziyade kadın-erkek ilişkileri üzerinden söylüyorum. Çok saçma kültürel kodlar var, beni darlıyor. İş dünyasındaki etik vs. konularına hiç girmiyorum.

Herhangi bir vatan sevgim yok. Arkadaş ortamım güzel ama dünyanın neresine gitsem 1-2 senede benzer bir ortamı kurarım muhtemelen, sosyal bir insanım. Hayat kalitesi vs para açısından bakınca da hayat kalitesi daha ağır basıyor.

Yine de EU'ya gitmem. Güzel maaşlı bir US işi bakıyorum, karantina vs. olayları geçince ufaktan başvurulara başlarım.

28 / E
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
30-K

yurtdışında iş aramıyorum. ama güzel bir iş teklifi alsam giderim. gene de bir süre sonra dönerim herhalde. ya da bilmiyorum, oradaki tutunma, sosyal çevre edinme durumuma bağlı. özetle, "yeter ki yurtdışına bir kapağı atayım, ne iş olsa yaparım" kafasında değilim, oraya gidip sürünmek ya da zaman zaman ikinci vatandaş olarak görülmek istemem. güzel şartlar olmalı önce. çünkü şu anda da işim iyi, çevrem geniş ve TR standartlarının üzerinde yaşıyorum. kaldı ki lükse düşkünlüğüm de yok. kazandığım paradan bağımsız olarak çok az harcıyorum. para sıkıntısı çekmeyince türkiye çok güzel ülke. tatile gidilecek bir sürü yeri var. denizi, havası, doğası güzel. alışveriş, yeme içme ucuz. tiyatro, sinema, çok bilindikleri yanında çok alakasız spor aktiviteleri var ve bunlara çok rahat ulaşabiliyorum. yurtdışında ekstrem bir spor yapmak, bir hobi edinmek çok daha pahalı.

diğer yandan, bir sürü konser ve festival kaçırıyoruz burada. sonra, trafiğinden nefret ediyorum. ama ona da çok nadiren giriyorum aslında. bir de yozlaşmış ve yobaz bir kesim var tabi pek görmek istemediğim. ama onlarla muhattap olmayınca ve onların sayıca azınlıkta olduğu bir bölgede yaşayınca (kendi adıma konuşursam kadıköy) zaten fazla göze batmıyorlar.

bir kadın olarak sokakta tecavüz edilip öldürülürüm ve katillerim davulla zurnayla halay çeker korkum yok. bunlar oluyor malesef ama bana sanki benim başıma gelmezmiş gibi geliyor. bakalım hayırlısı. kaldı ki, bunlar oluyor diye ülkeden kaçmak bana göre değil. daha çok kalırım, daha çok karşılarında durmak isterim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.21)
(2)

SQL'da şunu nasıl yapabilirim?

birşeylersoracağım
PL/SQL kullanıyorum ama siz kendi bildiğiniz formatta da cevaplarsanız sevinirim.A ürününün B ve C parçası var. B ve C'nin fiyatları var. Şu şekilde:A ürün kodu, B Parçası, C Parçası1222654896, 1000 TL , 2000 TLInsert edeceğim tablodaki kolonlar şu şekilde olacak.A ürününün kodu, B Ürününün kodu, B
PL/SQL kullanıyorum ama siz kendi bildiğiniz formatta da cevaplarsanız sevinirim.

A ürününün B ve C parçası var. B ve C'nin fiyatları var. Şu şekilde:

A ürün kodu, B Parçası, C Parçası
1222654896, 1000 TL , 2000 TL

Insert edeceğim tablodaki kolonlar şu şekilde olacak.

A ürününün kodu, B Ürününün kodu, B ürününün Fiyatı
A ürününün kodu, C Ürününün Kodu, C Ürününün Fiyatı
.
.
.
...şeklinde devam ediyor.

Not: B ve C parçasının ürün kodları sabit. Bir yerde yazmıyor, kodu manuel vereceğim.

Bu şekilde 30.000 küsür satır var. Nasıl insert ederim?
0
birşeylersoracağım
(23.01.21)
Ben olsam B ve C için ayrı bir tablo yaparım, o tablodaki id'leri kullanarak diğer tabloya insert atarım. Yerden epey tasarruf edersiniz. Özellikle fiyatları da sabitse. İlerde güncellemesi filan da rahat olur.

Onun haricinde tam olarak neyi sormak istediğinizi anlamadım hocam. Bulk insert methodu mu soruyorsunuz? Direkt insert syntax'ı mı soruyorsunuz?
0
plutongezegendegilmi
(23.01.21)
@plutongezegendegilmi

Cevabın için teşekkür ederim. Aslında istediğim kolon başlığını alıp satır içerisinde göstermekti.

A ürün kodu, Tutar, Değer
1222654896, 1000 TL , B Parçası
1222654896, 2000 TL , C Parçası

şeklinde yapmaktı. SQL'de unpivot yaparak çözdüm.
0
🌸birşeylersoracağım
(23.01.21)
(4)

küçük bilgisayar programlarını nasıl hazırlayabilirim?

avatar is back
bir kaç hesabım için, hesap programına ihtiyacım var. python, c ve r bildiğim diller ama ben biraz da görselliği güzel bişeyler hazırlamak istiyorum. her gün 3-4 defa girip bir takım hesaplar yapıp çıkacam yani. excel'de denedim istediğim bazı formülleri kodlayamadım (uğraşmakta istemedim). python i
bir kaç hesabım için, hesap programına ihtiyacım var. python, c ve r bildiğim diller ama ben biraz da görselliği güzel bişeyler hazırlamak istiyorum. her gün 3-4 defa girip bir takım hesaplar yapıp çıkacam yani.

excel'de denedim istediğim bazı formülleri kodlayamadım (uğraşmakta istemedim). python ile 1 saatte yazdım ama terminali kullanmak istemiyorum açıkçası (pyqt5 çöplüğüne girmemeyi düşünüyorum)

var mıdır efektif programlar hazırlayacağım başka yollar?
0
avatar is back
(22.01.21)
C#
0
Kahir ekseriyet
(22.01.21)
kotlin + ComposeUI
0
crucio
(22.01.21)
Python için tkinter güzel ama python programlarını paketlemek ölümdü 3-4 yıl kadar önce, bi ilerleme varsa bilemiyorum.

Eğer üşenmezsen flask'la web app'e çevirip host et bi yerde, URL paylaşırsın kullanır millet. HTML basit bir şey, öğrendikçe update edersin dağıtım derdi de olmaz.

İlla masaüstü olması gerekiyorsa korkunç bir yöntem ama flask + electron da bir çözüm: github.com
0
plutongezegendegilmi
(22.01.21)
Java var.
0
ycaycayca
(23.01.21)
(6)

yazılımcı psikolojisi (yaptığınız işin değerlendirmesi)

nemo problemo
iş istiyorlar. eline bir materyal vermiyorlar. 4-5 gün uğraşıp bir şey çıkarıyorsun. front end tarafında. sonra güzel olmadığını söylüyorlar. oysa gerçekten çok güzel bir iş çıkardığınızı düşünüyorsunuz.bu da yetmezmiş gibi. alternatif olarak bir tasarım yaptırıyorlar (grafikere) ve çıkardığı tasarı
iş istiyorlar. eline bir materyal vermiyorlar. 4-5 gün uğraşıp bir şey çıkarıyorsun. front end tarafında. sonra güzel olmadığını söylüyorlar. oysa gerçekten çok güzel bir iş çıkardığınızı düşünüyorsunuz.

bu da yetmezmiş gibi. alternatif olarak bir tasarım yaptırıyorlar (grafikere) ve çıkardığı tasarım çok kötü. (yani zevkler uyuşmuyor.)

genelde böyle midir? alışayım mı? siz neler yaşıyorsunuz? her yaptığınız şey takdir görüyor mu?

not: 10 yıldır full stack developer olarak yurtdışında çalışıyordum. bu sene türkiyede çalışmaya başladım ve ikinci şirketim.
0
nemo problemo
(22.01.21)
yaptığınız front end hangi kriterlere göre değerlendirdiler user friendly mi bulmadılar renkleri çok mu yorucu nedir bunun bence net olarak belirlenmesi lazim
hangi kısımlar neden beğenilmedi?

bence front end tarafı önce wireframe olarak tasarlayıp görücüye çıkartıp beğenilirse üstünde ufak tefek oynamalar yaparak tam şekline getirmek lazim yoksa
bir tasarım yaptım bakin demek boşuna efor kaybıdır
0
baknedicem
(22.01.21)
kolay gelsin, turkiye'de genelde isler malesef boyle yuruyor. eger sirkette yoneticiler vizyon sahibi ise grafiker yerine ux designerlar ile calisiyorlar. bol sans diliyorum, bence alissaniz iyi olur.

ben turkiye'deki son is yerime girerken level 2 olarak girdim, otomasyon bilmedigim ancak sirkette var olan testciler test otomasyonu yazdigi icin. sonra, aslinda benden 2 seviye yuksek testcilerin benden 2 seviye asagida olmasi gerektigini kanitlayip, 1 bucuk yil sonunda level 4'e yukseldim, biraz rest cekerek. sirket tarihinde bir ilk yaptilar benim icin ve mudurum "seni ise alirken yanlis degerlendirmisim" dedi.
15 gun sonra almanya'ya tasinmak icin istifa ettim.

yine de turkiye'de calistigim en iyi is ortamiydi, ara ara ozluyorum hala.
0
the end of time
(22.01.21)
Takdir görmediği oluyor tabi, normal bir şey. Gelen öneri daha iyiyse sorun yok. Kendi yaptığım şeyin daha iyi olduğunu düşünüyorsam tane tane anlatıyorum, şu şu sebepten bu daha iyi vs. diye. Ondan sonrası benim sorumluluğum değil, üstüme düşeni yaptım diyip devam ediyorum. Eğer şirketin çok vizyonsuz olduğunu düşünüyorsam da iş değiştiriyorum.

UX/UI konusu gerçekten pis bi iş. Herkesin illa bi fikri var yani. Kod yazarken "biz bu işten anlamıyoruz" diyip çok karışmıyorlar ama görsel işlerle uğraşanlara allah sabır versin.

Bir de işe başlamadan önce ısrarla materyal/tasarım isteyebilirsiniz, çünkü öbür türlü boşa giden bir emek oluyor.
0
plutongezegendegilmi
(22.01.21)
iki durum var, ya müşterilerini tanımıyorsun veya senin için yanlış şirkette çalışıyorsun.
0
selam
(22.01.21)
iş tanımın yanlış, seni gördükleri pozisyon da yanlış, senin o verdikleri görevi yapman da yanlış. sen developer'sın. işin dizaynı, renkleri, teması senin alanın değil. o kısımları zaten işi o olan "ui/ux developer" yapmalı. senin tasarım kısmındaki olayın ise developer olarak o sana verilen tasarımdan sonra ui kısmında yapacağın yorumlar, değişiklikler, teknik yeterliliğe uyup uymaması gibi konular.

front end developer işin dizayn ve tasarım kısmının son halkalarından biridir. tasarım aşaması bittikten sonra asıl senin işin başlıyor. o yüzden şirketin, başkasının yapması gereken işi sana vermiş. üstelik senden alıp verdikleri grafiker bu işin sorumlusu olamaz. grafiker nerden bilsin ui/ux durumlarını. sizin şirketteki yapı temelinden bozuk. böyle bir yerden yapılan işin doğru değerlendirmesi beklenemez.
0
amandil
(22.01.21)
amandil +1
0
blackpen
(22.01.21)
(7)

İş yeri IT ekibi - yararlı teknolojiler toplantısı için konu tavsiyesi

ananiyimioguz
Selamlar, çoğu iş yeri ve ekipte olduğu gibi bizimkiler de haftalık toplantılar yapalım, eğitimler verelim birbirimize dediler.Backhand, mobil(ben), analist, sap falan var ekipte. Herkes kendinden bir şey anlatacak.Şimdi ben mobilde yeni teknolojiler veya kullanışlı kütüphaneler paylaşıcam zaten işi
Selamlar, çoğu iş yeri ve ekipte olduğu gibi bizimkiler de haftalık toplantılar yapalım, eğitimler verelim birbirimize dediler.

Backhand, mobil(ben), analist, sap falan var ekipte. Herkes kendinden bir şey anlatacak.

Şimdi ben mobilde yeni teknolojiler veya kullanışlı kütüphaneler paylaşıcam zaten işime gelir de.. Bugüne kadar kimse bana gelip de yahu kardeşim bunu nasıl yapıyorsun demediği için çok da ilgilerini çekeceğini zannetmiyorum zaten ilgili olsa kendi başına uğraşır denerdi, görürdük yani. E şimdi kurulumlar falan da uzun soluklu şeyler.

O yüzden diyorum ki genel sektörü ilgilendirecek kullanışlı araçlar, programlar, websitelerinden falan mı bahsetsem ilk toplantıda? Daha pratik şetler yani. Direkt tekniğe girip milleti sıkmak yerine daha mı iyi olur?

Aklınıza teknoloji/yazılım şirketlerinde çalışanların kullanabileceği, ilgisini çekebileceği şeyler geliyor mu araştırıp anlatımını yapsam? En azından daha soft bir giriş olur ilk toplantı için.

Edit: Artık her hafta yapılması planlandı. Hayırlısı.. :)
0
ananiyimioguz
(22.01.21)
backend'ciler ilgilenir, hepsinin "bi fikri" vardır, az mobil bilsek yaparız yeaa diyorlardır. diğerleri de bu kategoriden ilgilenebilir. ben olsam canlı basit bi uygulama yapardım.
0
plutongezegendegilmi
(22.01.21)
Her hafta mı? En fazla 2 hafta yaparsınız. Bilemedin 3 ama 4 falan olmaz büyük olasılıkla.
0
pass
(22.01.21)
ben olsam graphQL ya da serverless architecture konusunu anlatirdim
0
tahtakafa
(22.01.21)
Ekşideki kimsenin bilmediği ama işe yarar app'lerden seçmece yap anlat geç, gerisinin çok ilgi çekici olacağını sanmıyorum.
0
Jux
(22.01.21)
Duyurudan kitlenizin kim oldugunu anlamadim. Duz beyaz yakali calisansa teknoloji sikar ama

No-code development akimi
Algoritmalar (tabi ki tatli bi sekilde anlatim)
Proje yonetimi metodlari (scrum...)

Ve herkesin kullandigi ama 2-3 ozelligini bildigi sharepoint, teams... vs diger ozelliklere egilmek
0
kuehles blondes
(22.01.21)
Beyaz yaka da öyle düz değil, hepsi bir şekilde yazılımla ilgileniyor.
0
🌸ananiyimioguz
(22.01.21)
web flow
robot framework
0
duyulmasi gerektigi kadar
(22.01.21)
(5)

Instagram'da kendi profilinin reklamını veren kadınlar

plutongezegendegilmi
Belki erkek modeli de vardır da bana hep kadınlar denk geliyor, başlık o yüzden öyle.Timeline'da geziyorum, 3-5 postta bi tanımadığım bi kadının fotoğrafı çıkıyor, ismin altında sponsorlu yazıyor. Aşırı güzel değiller, ünlü değiller (en fazla 1-2 bin takipçileri var), görünürde bir şey de satmıyorla
Belki erkek modeli de vardır da bana hep kadınlar denk geliyor, başlık o yüzden öyle.

Timeline'da geziyorum, 3-5 postta bi tanımadığım bi kadının fotoğrafı çıkıyor, ismin altında sponsorlu yazıyor. Aşırı güzel değiller, ünlü değiller (en fazla 1-2 bin takipçileri var), görünürde bir şey de satmıyorlar.

Bunlar gerçek insanlar mı yoksa birileri bot mu kasıyor? Gerçek insansa, normal bir insan niye kendi kişisel profilinin reklamını verir ki?
0
plutongezegendegilmi
(21.01.21)
Niye kendi kişisel profilinin reklamını versin hocam, tabi ki takipçi kasmak için. Millet damacanaya hallenio erkekler takip etçek ki takipçi kasıp yukarı kaydır linki vs yapsın ilerde.
0
paramolacak
(21.01.21)
Ya onu da düşündüm de bazıları doktor falan (gerçek mi bilmiyorum), işleri var, paraları da vardır diye düşünüyorum.

Bi de öyle olsa bile mantıksız, yani topuklu ayakkabı reklamı yapacak kadını bi erkek olarak niye takip edeyim ki? Beni influence etmesi için bana hitap eden bir şey önerebilecek birisi olması lazım değil mi?
0
🌸plutongezegendegilmi
(21.01.21)
kullanıcı istatistiği o kadar iyi işlemiyor.
önemli olan sayıca fazla takipçi. nicelik nitelikten önemli yani.
instagram duygusal değil ticari bir oluşum. asıl doktorların daha çok takipçi alması lazım :)
0
rewlack
(21.01.21)
doktorlar seri reklam veriyorlar instagram'a, özellikle estetikçiler ve gerçekten reklamlar çok etkili. ne kadar insana ulaşırsan o kadar müşterin artıyor doğal olarak.
0
anarsika
(22.01.21)
Tam tersi bende de erkek versiyonları çıkıyor bunların,aşırı arabesk foto altı açıklamalarıyla birlikte (kadınım)
Takipçi kasma +1
0
amugochi
(22.01.21)
(17)

bir kadının eşini kurtarmak gibi bir sorumluluğu var mıdır sizce?

denizince
selamlar,bugün böyle hareketsiz adamlardan çok başlık açıldı, ben de derdimi açayım. evet sorum başlıkla... yani hayattan duygusal olarak beklentisini tüketmiş, zaruri ihtiyaçları dışında bilgisayarın başından kalkmayan, konuştuğunda ya sarkazm yapan ya da ümitsiz gelecekten bahseden, 2 ayda bir art
selamlar,

bugün böyle hareketsiz adamlardan çok başlık açıldı, ben de derdimi açayım. evet sorum başlıkla... yani hayattan duygusal olarak beklentisini tüketmiş, zaruri ihtiyaçları dışında bilgisayarın başından kalkmayan, konuştuğunda ya sarkazm yapan ya da ümitsiz gelecekten bahseden, 2 ayda bir artık durumundan sıkılıp hareketlenen sonra eski haline geri dönen, tasarruf yapmak için keyif alacağı aktivitelere bahane bulan bir adamı kurtarmak gibi bir vazifem var mı? "iyi günde kötü günde"deki kötü gün bu mu, yani onun depresif halini tolere etmek mi? şahsen aile bütünlüğümüz bozulacak olsa bile (boşanmaktan bahsetMİyorum) ben kendi yolumu çizmeliyim gibi hissediyorum. zira ömür geçiyor ve ben 5 yılımı yüzümü ona dönerek, kendimi dış dünyaya kapatarak geçirdim. benim yapım da içedönük ama bu kadarı fazla geliyor.
0
denizince
(21.01.21)
İtfaiye misin sen yoksa psikiyatr mı. Senin adam hayattan emekli olmuş. TV kumandası gibi düşün. İki tane dandik pil alırsın hemen biter. Sonra birini atar yerine Duracell takarsın. Kumanda bir tane bitik pil ve bir tane Duracell pille canavar gibi çalışır. Sen bu ilişkideki Duracell'sin.

Kendi hayatını kurtar önce.
0
pass
(21.01.21)
evlenmeden önce durum neydi? geçici bir durumsa, işsiz vs kalmış bunalıma girmişse ilerde toparlayabilir, destek olunabilir. ama kadınların erkeklere bakışı çok farklı. karşı tarafa saygıyı yitirdikten sonra toparlaması zor oluyor oldukça. ki ben öyle algıladım. yetersiz görüyorsun eşini.
0
benim adim kerim hepinizi severim
(21.01.21)
@benim adim kerim
evlenmeden önce de ağırbaşlı bir yapısı vardı ama bu kadar kötümser değildi. ülkenin hali malum, sadece memlekette olan biteni takip etmek bile insanın ruhunu yıpratıyor. iş yerinde beklediği değeri göremiyor, işini iyi yapsa da sosyal olmamaktan kaybediyor. ayrıca finansal olarak da zamanla geriye gittik. bütün bunlar birikince bu noktaya geldi. ama bence bunlar bahane olmamalı, insanın içinde yaşama hevesi varsa yine bu duruma gelmez. aslında ilk zamanlarımızı düşününce baştan beri böyle bir kara delik varmış içinde ama ben iyimser bakmışım hep, görmezden gelmişim.
0
🌸denizince
(21.01.21)
Böyle bir sorumluluğun yok tabi ki. 5 yıl uzun süre. Umut kalmamış. Yola başka şekilde devam etmelisin belli ki.
0
elorelia
(21.01.21)
Evet eş kurtarılmayı istiyor mu acaba?
Siz neden böyle bir rol üstlenmeye çalışıyorsunuz ayrıca? Belki de iğneyi kendinize batırarak başlayabilirsiniz.
0
sevenay
(21.01.21)
sanki benim esim yazmis gibi geldi biraz. ben de sanirim boyleyim. telefon/bilgisayar ile internette takilmak disinda bir sey yapmiyorum, kendimi gelistirmiyorum, bir aktivite uretmiyorum, ot gibi yasiyorum. arada bir ufak gaza gelsem de hemen geciyor. ozellikle son donemde cok depresifim. maddi olarak ileri gidiyoruz sadece ama esimin gerisinde kaliyorum artik.

cevap olarak:
kurtarmak gibi bir vazifen yok tabi ki. kendi yolunu cizmek istiyorsan cizmende bir sakinca yok ama bosanmadan da bunu yapamazmissin gibi anliyorum yazdiklarindan, cunku 5 yilda zaten yapmamissin. muhtemelen sikilmissin esinden, ortak bir gelecek de gormuyorsan zorlamaya gerek yok. hem evli kalip hem kendi yolunu cizmek mumkun mu bilmiyorum, o evlilik olur mu ondan da emin degilim. ama bi ihtimal sen kendi yolunu cizerken esin sana uyum gosterebilir (once bunu deneyebilir, olmazsa ayrilabilirsin de). kendi yolunu cizmek baskalariyla birlikte olmak vs. degilse tabi.
0
lemmiwinks
(21.01.21)
Bence var, ama bu kişisel bir şey, evlilikten ne anladığınıza göre değişiyor. Başkası yok der, doğrusu odur falan.

Bahsettiğiniz durum depresyon gibi görünüyor. Sonuçta bir hastalık. Siz hasta olsanız ve o sizi kendi halinize bıraksa ne hissederdiniz, onu düşünebilirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(21.01.21)
kurtarılmak isteyen insan kurtarılır.
talep edilmemiş yardımın altında da büyük bir ego yatar.
zaten ortada bir depresyon olmakla birlikte, kurtarılacak bir şey de yok bence.
yani konuyu o açıdan ele almak bence biraz dönüp kendinizi sorgulamanız gereken bir konu.
anlamaya çalışmaktan çok, beklentili ve yargılayan bir durumunuz varmış gibi geldi bana.
zaman içinde buna dönüşmüş de olabilirsiniz tabii.

ama insan hayatının da evliliklerin de inişleri ve çıkışları oluyor.
eşiniz sizde bir yılgınlık yaratmış olabilir.
bunu konuşup bazı çözümler getirmeniz lazım.
terapiye mi gidilecek, sosyal hayat mı canlandırılacak, artık duruma göre onları siz belirleyeceksiniz.
buna da yanaşmıyorsa, birlikte bir hareket planı yapamıyorsanız, o zaman kendi planlarınızı yaparsınız.
0
blatta hiberna
(21.01.21)
Eşinizi "iyileştiremezsiniz", eğer kurtarmaktan kastınız buysa. Ama iletişim kurmaya çalışabilirsiniz, terapiye yönlendirebilirsiniz, birlikte üretken olmayı ve bir şeyler paylaşmayı önerebilirsiniz.

Eşim bu durumda olsa sırtımı dönüp "ben kurtaramam bu adamı" diyemem. Ama eşime yüzümü döneceğim derken kendime sırtımı dönersem hem kendimi, hem de ilişkiyi tüketirim. Dolayısıyla dengeyi sağlamaya çalışmak gerekiyor. Ve evet "hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde" tam olarak bu.

Edit: Yani eşinizin kalp hastalığı olsa, kalp hastalığını siz iyileştiremezsiniz, doktordan yardım almanız gerekir. Ama bakımına, beslenmesine yardım eder, yürüyüşe yönlendirirsiniz. Bunun gibi düşünebilirsiniz.
0
gmzo
(21.01.21)
e bu şey değil mi ya? evlilik?
0
nuisance
(21.01.21)
seviyorsan var, sevmiyorsan yok. her şey sana bağlı. ben erkeğim, evli değilim ama mesela gerçekten seviyorsam eşimi, zorluk yaşadığında da, bir batağa saplandığında da onu oradan kurtarmaya çalışırım, hatta kurtarmaktan keyif de alırım. gerçi bende biraz kahraman olma hevesi de var ama.

ama tabii kişiyi döndüremeyeceğiniz bir nokta da olabilir. o noktada da o iş biter.

ama ufak bir zorlukta kaçan birinden de hazzetmem.

gerçi siz hala boşanmayı düşünmüyorsunuz. o halde çizin kendi yolunuzu bence.

çok çelişkili şeyler yazdım ama olay detaylarda çok değişkenlik gösterdiği için ve geçen 5 senenizi bilmediğimiz için böyle konuşabiliyorum ancak.
0
ardt
(21.01.21)
@kıyıya vuran dildolar

biraz hızlı ve argo bir giriş ama doğru tespit bravo, bende de pasif agresiflik vardı. gerçi çeşitli delirmeler sonucunda fark ettim ve aştığımı düşünüyorum.
0
🌸denizince
(21.01.21)
cevaplarınız için çok teşekkürler...

açıkçası bırakıp kaçma gibi bir niyetim yok. kendisini seviyorum da, bunun yanında saygı duyduğum pek çok özelliği de var. örneğin, fiziksel olarak ne kadar hantalsa zihni o kadar hareketlidir, keyfi yerinde olunca çok güzel muhabbet ederiz. dünyaya karşı umursamaz olduğu için kaygılı zamanlarımda bana farklı bakış açısı sunar, rahatlarım. çoğu şeyi düşünmüş ve kafasında bir yere oturtmuştur, bu halini seviyorum.

ben bu noktaya kadar onun hayatımdaki varlığını öncelik sıralamasında en üste koydum, şimdi artık önceliği kendime verip, o bana uyum sağlasın diye düşünerek hareket etmek istiyorum. böyle bir hamle yapmamın ilişkimize de iyi geleceğini seziyorum, ama emin değilim. belki de kopmaya sebep olur.
0
🌸denizince
(21.01.21)
"""iyi günde kötü günde"deki kötü gün bu mu""

Değil. O yapı itibariyle böyle. Bu kötü gün değil. Uyuşamıyorsanız ve böyle cidden huzur bulamıyorsan boşanman gerekir.
0
1bir1bir1
(22.01.21)
Birlikte spor yapın. Birlikte video oyunları oynayın. Yeni sohbet topicleri bulun. Cinselliğe yeni fanteziler ekleyin. Sarılın.
0
hasmetizm 2046
(22.01.21)
bence bir ilişkideki en önemli konulardan biri de yaşam enerjisi ve keyfi ile ilgili aradaki makasın aşırı açılması. daha durağan yaşayan çoğunlukla hiç değişmiyor çevreden gözlemlediğim kadarıyla. diğer taraf ya kendinden vazgeçiyor ama içinde bunun yanlış olduğunu bildiği için aşırı mutsuz oluyor. ya da kendini seçiyor ki bu da ilişkinin bitmesine neden oluyor.

iyi günde kötü günde bence tam olarak bu değil zira aynı şey diğer taraf içinde geçerli. o da sizin bu durumlardan etkilendiğiniz için kötü gün kısmında olduğunuzun farkında değil mi? farkında. şayet yine de hayatından memnunsa ve adım atmaya yanaşmıyorsa o zaman bu sizi aşar ve ömür boyu mutsuz olursunuz. ama o da sizin kötü günde olduğunuzun sorumluluğuyla somut ve devamlılığı olan adımlar atacaksa, mesela bir uzmanla görüşecekse, kendisine çekidüzen verecekse, o zaman elbette yanında olmaya devam edersiniz.
0
Phoebe
(22.01.21)
Sorumluluğunuz yok bana kalırsa. Ama birşeyler yapayım diyorsanız şu kitabı tavsiye ederim.
www.kitapyurdu.com
Bu kitapta evliler için bir bölüm var.
0
Anthony McCarten
(23.01.21)
(6)

Çamaşırlarınızı nasıl yıkıyorsunuz?

sacrilegious
Ben son zamanlarda hep kısa programda yıkamaya başladım. 30 derece 30 dakika filan. Açıkçası diğer programlar inanılmaz su israfıymış gibi geliyor. Ama bu şekilde de temizleniyorlar mı emin olamıyorum. Siz hangi programda yıkıyorsunuz?
Ben son zamanlarda hep kısa programda yıkamaya başladım. 30 derece 30 dakika filan. Açıkçası diğer programlar inanılmaz su israfıymış gibi geliyor. Ama bu şekilde de temizleniyorlar mı emin olamıyorum. Siz hangi programda yıkıyorsunuz?
0
sacrilegious
(21.01.21)
Beyazları uzun program
Renklileri bir saatlik kısa program. Daha kısasi da var ama güzel sıkmadıgi için bir saatlik olana geçtim.
Nevresimleri kendi programında.
0
elorelia
(21.01.21)
renkli beyaz hepsi karışık 40 derece pamuklu. ama öyle bir düşüncen varsa üstteki arkadaşın önerisi makul. asıl vücut teriyle kiriyle muhatap olan beyazlar çünkü. onları normal yıkayıp diğer kıyafetlerini kısa programda yıkayabilirsin mantıklı olur.
0
papuayenigine02561
(21.01.21)
beyaz meyaz ayırmıyorum. zaten bir gün üzerimde kalan şeyler hızlı programda 30 derecede yıkıyorum. suya girsin çıksın yeter. inşaatta amelelik yapmıyoruz.
0
alperz
(21.01.21)
Ya normal tişört falan 1 kere giydiğim şeyleri kısa programda yıkayıp geçiyorum.

İşte pantolondur, nevresimdir, hırkadır, bunları da uzun programda yıkıyorum.

Beyaz bişeyim yok, o yüzden öyle renkli şu bu ayrımı yapmıyorum.
0
plutongezegendegilmi
(21.01.21)
Temizlenmese koku oluşur zamanla, oradan anlayabilirsiniz.
Su tasarrufuna keşke herkes dikkat etse.
0
evanka
(22.01.21)
ilk sıvı deterjanlı kısa program, ikincisinde deterjansız kısa program ve ekstra sıkma :)
0
arph
(22.01.21)
(4)

VPN önerisi, hakkımda dava açılabilir?

likörlü çikolata
Böyle bir durumda aradan nasıl sıyrılabilirim?Bunun önüne geçecek bir VPN hizmeti var mı?Bir hesaba girip telefon numaralarına ulaşıp o insanlara bilgilendirme yapacağım. Ama yakalanırsam yetkim olmadığı için siteye girdiğimden dolayı hakkımda dava açılabilir.
Böyle bir durumda aradan nasıl sıyrılabilirim?

Bunun önüne geçecek bir VPN hizmeti var mı?

Bir hesaba girip telefon numaralarına ulaşıp o insanlara bilgilendirme yapacağım. Ama yakalanırsam yetkim olmadığı için siteye girdiğimden dolayı hakkımda dava açılabilir.
0
likörlü çikolata
(21.01.21)
Siteye girmekten kasıt hack mi? Öyle ise hakkında dava açılabilir KVKK kapsamında.
0
himmet dayi
(21.01.21)
vpn kullanırsan bulunma ihtimalin var VPN serverına bağlıyken yaptığın işlemleri görmezler ama VPN serverına bu ip bağlanmış hmm diyip seni bulabilirler uğraşırlarsa. ara katmanları arttırman lazım, belki vpn+tor. vpne girsen bile kullandığın araçlar dns bilgilerini dışarıya sızdırıyor(dnsleak) olabilir ordan da yakalanırsın yani. çoğu browser webrtc katmanından ip adresini sızdırıyor.
0
nahtoderfahrung
(21.01.21)
(bkz: tails)
0
kobretti
(21.01.21)
curl falan biliyorsanız ondan devam edin, normal browser kullanmak riskli. hiç bilmiyorsanız da tor + vpn.

Bir de bunları geçiyorum, elemanların telefonunu kendi telefonunuzdan arayacaksanız zaten nereden bulduğunuzu tespit ederler.
0
plutongezegendegilmi
(21.01.21)
(2)

İthal kivi

intern in the house
Yerli kivilerin tadını beğenmiyorum.Çocukluğumda yediğim tatlı ithal kivileri nerden bulabilirim?
Yerli kivilerin tadını beğenmiyorum.

Çocukluğumda yediğim tatlı ithal kivileri nerden bulabilirim?
0
intern in the house
(19.01.21)
Yerli kivinin farklı türleri var, Karadeniz'de olanlar kötü ama Yalova/Bursa menşeili olanlar iyi.

İthal için de İran'dan gelenler kötü (Karadeniz'de yetişenlerle aynı cins zaten).

Bir de eğer ekşiyse avokado filan gibi elmanın portakalın yanına koyup biraz daha olgunlaşmasını bekleyebilirsiniz, tadı toparlar öyle olunca.

Sorunuza cevap veremedim ama bunlar yardımcı olur umarım.
0
plutongezegendegilmi
(19.01.21)
Alternatif olarak sari kivoye bakabilirsiniz. Altin kiwi diye de geciyor sanirim .
0
mirafiori
(20.01.21)
(3)

İş analisti olmak mı Yazılım uzmanı olmaya devam etmek mi?

noneofus
Arkadaşlar selam,Büyük bir firmada outsource yazılım uzmanı olarak çalışıyorum bir GSM operatörü burası. yazılımda 5. seneme fakat bu işi çok sevmediğimi anlıyorum teknik personel olmayı sevmiyorum, oturan bir mavi yakalı gibiyiz. Ve işime olan bu sevgisizliğim yüzünden yazılım konusunda kendimi gel
Arkadaşlar selam,

Büyük bir firmada outsource yazılım uzmanı olarak çalışıyorum bir GSM operatörü burası. yazılımda 5. seneme fakat bu işi çok sevmediğimi anlıyorum teknik personel olmayı sevmiyorum, oturan bir mavi yakalı gibiyiz. Ve işime olan bu sevgisizliğim yüzünden yazılım konusunda kendimi geliştirmekte sorun yaşıyorum.

Orta ölçekli bir firmadan teklif aldım iş analisti olmamı istiyor, iç ekibinde 30 yazılım uzmanı varmış küçük bir şirket değil. Danışman bir firma. Analist hayatına burada başla diyorlar.

Sorum bu sektörde olan arkadaşlara maaş olarak analistlerin biraz az aldığının bilincindeyim, bu iş konulunu bana önerir misiniz?
0
noneofus
(19.01.21)
Aşırı kişisel bir soru.

Misal ben yazılımcıyım, çalıştığım için bana para verilmesine hala şaşırıyorum çünkü işsiz evde oturuyor olsam yine kod yazıyor olacaktım. Şimdi de evde oturup kod yazıyorum VE birileri bana para veriyor, bence mükemmel bir şey. Ama birisi size para vermeden kod yazmayacaksanız bence değiştirmeyi düşünebilirsiniz, "hobi" de olmadığı sürece devam etmesi, katlanması çok zahmetli bir alan bence.

Öte yandan hiç analiz toplantısına katıldınız mı bilmiyorum, o ortamda birini bıçaklamadan 2-3 saat geçirmek çok büyük irade ve çaba istiyor. Yazılımcılıktan analistliğe geçeceğiniz için hiç kod yazmamış birinden daha iyi bir analist olursunuz kesin, ama yine de müşteriyle, patronla ve yazılımcılarla aynı anda uğraşmak... allah yazdıysa bozsun.
0
plutongezegendegilmi
(19.01.21)
analistlerin yazılımcılardan çok aldığı durumlar da mevcut. özellikle analiz hayatında bi 10 seneyi doldurmuş, geleceğin yöneticisi olarak bakılan yada ekipte her işi hem teknik hem iletişim anlamında toparlayıp kritik karar verebilen analistler ciddi paralar kazanıyorlar. yazılım geçmişin seni iyi bir analist yapabilir. ama insan ilişkileri de önemli. gerekli yerde ağırlığını göstermelisin, cazgırlaşman gereken anlar oluyor hatta. "çıkar göster", "sen abdülhamit'i savundun" tarzı toplantılar bi hayli fazla :) bu tarz durumları yönetebilirim dersen analist ol başarılı olursun.

edit: piyasa teknik anlamda dökülen analistlerle dolu. bu seni ön plana çıkarabilir.
0
rayde
(19.01.21)
esim analist, ben yazilimciyim. toplam tecrubesi benden 1 sene az, ama bu sene benden fazla kazanmaya basliyor. isini de oldukca seviyor. ben de isimden memnunum, analist olmak istemem, onlarin zorluklari bana gore degil.

yani hangisi hosuna gidiyorsa onu yap, para konusu biraz da kisiden kisiye degisen bir sey.
0
lemmiwinks
(19.01.21)
(8)

bahçeye domates biber ve salatalık ekmek istiyorum ama nasıl

ayseee
boş güzel bir toprağı olan bahçe var elimizde. çapam,küreğim,tırmığım ve suyum var. domates biber ve salatalık ekmek istiyorum alanıda 30 metre uzunluğunda düşünün. ben ne zaman ve nasıl yapabilirim bu ekim ve hasat işlemini? önce tohum mu alnıyor yoksa bunun başka bir yolu mu vardır tavsiyesi olan
boş güzel bir toprağı olan bahçe var elimizde. çapam,küreğim,tırmığım ve suyum var. domates biber ve salatalık ekmek istiyorum alanıda 30 metre uzunluğunda düşünün. ben ne zaman ve nasıl yapabilirim bu ekim ve hasat işlemini? önce tohum mu alnıyor yoksa bunun başka bir yolu mu vardır tavsiyesi olan var mı? bunlar yazın hergün sulanması mı gerekir? ya da başka bişey ek diyen varsa dinliyorum..
0
ayseee
(18.01.21)
Bulunduğunuz ilin iklim durumuna göre bahar aylarinda aralarında mesafe koyarak tohum ekimi ya cimlendirip ekimi ile yapabilirsiniz. Daha da kolayı fide satan yerler var oralardan fide temin edip direkt toprağa dikip besleyebilirsiniz
0
primetime
(18.01.21)
@primetime böyle bişey mi fide?

www.gittigidiyor.com
0
🌸ayseee
(18.01.21)
salatalık tohum, domates biber fide olarak satılır. salatalığa çubuk dikmeniz gerek. baya büyüyen bi şey. domatese de dikebilirsiniz.

baharda dikilir bunlar genelde yaza doğru. toprak kurudukça sulanır. her gün de sulanabilir. kuruması beklenmemeli.
0
jelly bear
(18.01.21)
Hocam fide alıp dikin, fide dediğimiz şey o sebze bitkisinin 1 karış boyunda olan bebek versiyonu. Size böyle poşet gibi bir saksıda verecekler, 10 cm kazıp içine toprağıyla beraber koyacaksınız, sonra su verdiniz mi tamam.

Verdiğiniz linke nazaran konuşuyorum, üzerinde meyve varsa o fide olmuyor aslında, büyümüş bitki direkt. Size gönderecekleri şey o olmayacak. Ayrıca 5 fide 50 lira, oha.

Eğer yok ben sıfırdan kendim yetiştireyim derseniz de şu küçük minnacık saksılardan alın. Hazır toprakla saksıyı doldurduktan sonra işaret parmağınızın yarısı uzunluğunda saksıyı delin, içine 2-3 tane tohum atın, sonra tohumların üstünü kapatın. Saksılarınız içeride, sıcak bir yerde dursun. Toprak kurudukça sulayın, 2-3 haftaya çıkmaya başlar. 10 cm falan boyu olunca da o saksıdan alıp bahçeye dikersiniz.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
Mart ayında bir yerlerden fide yetiştirme viyolu al.
www.gittigidiyor.com
gözlerine torf doldur.
Yetiştireceğin bitkilerin tohumunu al.
www.hepsiburada.com
Her göze bir tohum koy. Her gün birkaç kez sprey suyla sula, güneş gören bir yere koyup üzerini streç filmle ört.

Devamını sonra anlatayım. Damla sulama sistemi kurma işi falan var. Uzun sürecek :)
0
Mirket
(19.01.21)
Başlangıca yönelik önerilere çok değinemiyorum ama patates, fasülye, salatalık, biber gibi bitkilerde kesinlikle arada 30cm civarı boşluk bırakın. Yarardan çok zararı oluyor. Toprağın durumundan ötürü iyi gelişse de bitkinin kendisi arasında ürünü toplamak, gözlemlemek aşırı zor oluyor, güneş görmeyen kısımları oluyor. Bir sene böyle boşluk bırakın, ürüne göre gelecek sene arayı azaltın.

Yazın her gün sulanması mı gerekir? Siz neredesiniz, iklim şartları neler ve bitkinin cinsi ne ona göre değişir. Farklı türü geçtim bir patates ekersin her akşamüstü güneş gidince su ister aksi taktirde ceviz boyunu geçmez, bi tür patates olur haftada 2-3 kere sulasan yumruk boyunu görür. Domates, biber, salatalık ve fasülye ise 2 günde bir, güneş batmaya başlayınca bir sulayın derim ortalaması odur bence. Güneş tepede iken sulamanın çok anlamı olmuyor benim bildiğim. Toprağı su götürmesin, yağmur yağar gibi ıslansın yeter.

Bu arada damla sulama konusunu ayrıca araştırın çünkü sulama sıklığı, süreleri ve verimi aşırı farkediyor sanırım. Ben de bu yaz ilk kez deneyeceğimden bir iddiada bulunamıyorum malesef.
0
taqster
(19.01.21)
1 - fide ekimi öncesinde, tüm bahçedeki otun alınması gerekir. elle tek tek.
2 - tüm bahçedeki taşın toplanması gerekir. elle tek tek.
3 - tüm bahçenin toprağının alt üst edilmesi gerekir.
4 - özellikle salatalık için, bitkinin sarılıp büyüyeceği bir "çubuk" gerekir.
0
co2s2
(19.01.21)
Tohumdan yetiştirmek çok zevkli ama zahmetli, buna uygun ortam gerekiyor. Gerekli sıcaklık, ışık sağlanmazsa gelişim sağlıklı olmuyor.

İstanbul için konuşursak, toprağa fide ekme zamanı Nisan ortalarından sonra olur genelde. Şile, Beykoz, Sarıyer'in yüksek bölgeleri gibi daha soğuk yerlerde Mayıs ayına da sarkabiliyor.

Tohumdan ekeceksek toprağa dikim zamanından ortalama 6-8 hafta önce tohumları ekmeliyiz özel ortamda. Her meyve için aynı değil ama işte, mesela hıyar 1 haftada çimleniyor ve çok çabuk büyüyor, domates 15 gün gibi, biber 3 hafta gibi. Bunları dengelemek lazım.

Tohumdan uğraşamam dersen zaten nisan mayıs gibi tüm fidanlıklarda ve hatta pazarlarda, bir milyonculara fideler geliyor.

2020 baharında fide fiyatları 1,5-2 liraydı. Bu sene 2 - 2,5 lira olur herhalde. Ortalama 50 cm aralıkla diksen sana 60 tane fide gerekli 30 metre için, yanlış anlamadıysam 30 metre uzunluğunda koridir gibi bir toprak alanın var.

Bu 3 meyveden ilk önce hıyarlar hasat verir, sonra domates, sonra biberler.

Hıyar düzenli su ister.

Domates ilk dikimde bol su ister, sonra çiçek açana kadar su verilmez, buna yandırma deniyor. Çiçek açtıktan sonra aşırıya kaçmadan düzenli sulama yapılır, her toprak yapısına göre fark eder su isteği, çok çamur yapılmamalı toprak, susuz kalmaya dayanıklıdır domates.

Biber hakkında çok tecrübem yok.

Domateste ve hıyarda koltuk alma denilen bir budama türü var, asıl dallar arasından çıkan gereksiz dallar büyümeden el ile koparılıyor.

Suni veya hayvani gübre önemli, gübresiz verim almak zor.

Çok zevkli ama zor bir uğraş, el alışmadıkça, sistem oturmadıkça verim almak zor.

Tohumdan yetiştireceğim dersen elimde fazla tohum olmalı, paylaşabilirim.

Edit: sulanan toprak kaymak tabaka oluşturduysa çapalanmalı, bu tabaka kırılmalı. Tabi gövde ve köke zarar vermeden, yüzeysel.
0
John Bloor
(19.01.21)
(34)

Kendimi savunamıyorum dilimi yutmuş gibiyim :(( İşyerinde ezilmek

sucuklu yumurta
Herkese merhaba, sorunum bu, tartışma anlarında donup kalıyorum. Kendimi savunamıyorum. O an geçtikten sonra aklıma söylemek istediklerim geliyor ama iş işten geçmiş oluyor. Fiziksel de yansıması oluyor mide ağrısı gibi şeyler yaşıyorum. Hastalıklar oluyor. Ailede psikolojik ve fiziksel şiddet, tüm
Herkese merhaba, sorunum bu, tartışma anlarında donup kalıyorum. Kendimi savunamıyorum. O an geçtikten sonra aklıma söylemek istediklerim geliyor ama iş işten geçmiş oluyor. Fiziksel de yansıması oluyor mide ağrısı gibi şeyler yaşıyorum. Hastalıklar oluyor. Ailede psikolojik ve fiziksel şiddet, tüm eğitim hayatım boyunca da akran zorbalığı gördüm sanırım temeli bu. İyi bir işyerinde prestijli bir konumdayım. Ama ben yeterli saygıyı alamadığımı düşünüyorum. Yönetici konumundayım dışardan duyan insanlar waov diyor. Ama ben içerde mutsuzluklar yaşıyorum. Mesela bir olay anlatayım: birlikte çalıştığımız bir kız vardı o da yöneticiydi, ama benden önce başladığı için daha kıdemliydi. bir de benden 3 yaş küçüktü. Bir iş için saha ziyaretine çıkmıştık, minibüste genel müdürler falan vardı. Bana herkesin içinde "sucukluuu çantam nerde" diye bağırdı çok üzülmüştüm. Sonra minibüste birşeyi tutmaya çalışıyordu herkes bakıyordu ama herkes, bu kız sadece bana bağırdı "sucuklu ne bakıyorsun tutsana" diye. o gün mideme ağrılar girdi evde tek başıma ağlama krizine girdim. sinir krizi geçirdim kimseler duymadı. olan bana oluyor yani ben mahvoluyorum.

Artık kendimi ezdirmicem diye karar aldım. Ofisboy izinliydi mesela, onu aramam gerekti, teefonda "ben sucukluyla konuşmam" dediğini duydum. yine midem ağrımaya başladım baktım mahvolucam yine. kendimi zorladım telkin verdim kendime ve aradım ofisboyu. "Ben sizin amirinizim arayınca açacaksınız, yoksa siz bilirsiniz" tadında konuştum. İnanın nası yaptım bilemiyorum mucize gibiydi. Tel.i kapatınca başka mucize oldu karnımdaki ağrı silindi o ferahlık hissini asla unutamıyorum. Ofisboy o günden sonra bana bir nebze daha saygılı olmaya başladı bunu hissetim selam falan vermezdi sallamazdı şimdi veriyor.

Ve son olayı anlatayım. Bir çaycı var, bazen patronun şoförlüğünü de yapıyor. Bu kişiyle ilgili yaşadığım çeşitli olaylar var. Aslında iyi bir insan özünde, komik halk insanı bir abi yani yardımcı olduğu konular oldu çünkü şehre yabancıyım tavsiyeler falan verdi. Ama alaycı ti'ye alan tavırları da oldu bana karşı.Örnek veriyorum:

- Nisan ayında havalimanına gittik. Pandeminin en kötü olduğu zamanlar avrupa'da her gün binlerce insan ölüyor. yalnızım hasta olmak istemiyorum, bulduğum bir maskeyi taktım bir de eldiven. o en başta bahsettiğim yönetici kız da vardı arabayı da bu adam kullanıyordu. korkuyorum falan dedim. Sonra bu adam dalga geçer gibi konuşmaya başladı "hepimiz ölcez heheheee mahvolucaz hehehehe" falan şeklinde ağız eğerek konuşuyo bariz dalga geçiyo. ben de ciddi şekilde dalga geçilcek konu değil bu dedim ben böyle deyince yönetici kız o da "offf sucuklu tab dalga geçicez ciddiye mi alcaktık bi de" diye bağırdı. sustum.
- İkincisi 3 ay önce açık havada bir fuar da vardı bu çaycı da vardı. benim maske tüylenmiş bana geldi maskeniz tüylenmiş filan dedi. ben de farkında değilim değiştirdim. bunda sorun yok tabi. ertesi hafta "ben maskemi her gün değiştiriyorum" diye laf soktu bana.
- Bir diğeri ben bunu bir kere iş için 2 defa üst üste aramak zorunda kaldım. ikinci arayşımda öyle bıkkın bir ses tonuyla açtı "efndiiiiimmhhhh" yani öyle bıkkındı ki afalladım. ve ben yöneticiyim düşünün. bozuldum. saygı duymuyordu çünkü.
- Son olay ve karnıma ağrı giren olay geçen hafta yaşandı. Kültür sanat etkinliği yapacaktık ve ben şehirde birlikte iş yaptığımız firmalardan eğitimli, kültür sanata önem veren kişi isimleri sordum sekretere. Bu da odadaydı dalga geçer gibi ağzını yaya yaya konuştu "hee bizim ihsan var ilkokul mezunu olmaz mı , hee sahneye mi çıkarcaz ne kültür sanatı hahah, o zaman onu kenara ayıralım uymuyor mu , olmazsa ali beye top sakal yapalım"

yani gıcık oldum ve 5 dakika sonra yine midem ağrımaya başladı. midem o günden beri ağrıyor alev alev yanıyor. kafamın içinde gitmeyen üzüntü var.işe de odaklanamyıyorum çok zor oluyor çok zor. ofisboyla konuşabilmiş ve tepkimi verebilmiştim ama bu sefer nalet birşey tuttu beni, sonuçta otomatik pilot gibi değil yıllarca suskunluğu içselleştirmişim çünkü. sizce ben mi abartıyorum adamın hareketlerinde birşey yok mu sizce ? ben mi hassasiyet gösterdim ? ve sizce adamla konuşayım mı odaya çağırıp ? üstnden zaman geçtiği için komik duruma düşer miyim ?
0
sucuklu yumurta
(18.01.21)
hepsine sert konuşacaksın. sen sert olmadığın, ses etmediğin için onlar da bu kadar rahat yanında.
0
jelly bear
(18.01.21)
Ya ne boktan ortammis Cidden
0
kisa
(18.01.21)
@jelly mesela o yönetici kıza karşı öyle değillerdi onunla muhabbet de ediyolardı ama saygılarını da koruyolardı hissediyodum çünkü o kız aşırı baskın karakterliydi. nasıl diyeyim, ufak tefek cinayetler dizisi vardı mesela o kız oradaki merve aksak gibiyse ben de doktor oya toksöz gibiyim.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
@kisa dünya hassas insanlar için cehennem diye bir laf var her gün yaşıyorum ben bunu :(
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
@jelly bear peki sence son anlattığım adamın tavırları sorunlu mu yoksa ben mi abarttım ? gerçi cevabı biliyorum, seni üzen birşey varsa orada sorun vardır.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Bulunduğun pozisyona bi başkasının aracılığıyla gelmiş olabilir misin? Şu duruma düşmek için özel bi çaba harcamış olman lazım yoksa. Dişlerini en baştan gösterseydin keşke biraz.
0
IncredibleMau
(18.01.21)
hepsi sorunlu sevgili sucuklu. bu yüzden net ve sert bir tavır koymalısın. tatlı dilden de anlamaz bunlar.
0
jelly bear
(18.01.21)
@incredible hayır, güleceksin ama 1.likle kazandım. abd'de master yaptım burslu, lisans tr.'de en iyi üni.lerden biri, 3 dil biliyorum. ama kahretsiz ne demişler çocukluk insanın anavatanı. özgüvenli yetiştirilmedim ortaokul lisedeki zorbalıklar tuz biber ekti. değişemiyorum. 13 yaşımdayken babam bacağımı kırdı benim. mecaz değil gerçekten kırdı.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Hocam hala "ben mi abartıyorum" diyorsunuz. Hayır abartmıyorsunuz, bunlar leş gibi insanlar, size böyle davranmalarına izin vermeyin.

Bu noktadan sonra güzellikle düzeleceğini de sanmam. Ama madem yöneticisiniz, gözünüze kestirdiğiniz kimse ilk davranışında herkesin ortasında bağırıp çağırıp azarlayın, işi büyütün, sonra da kovun gitsin. Ondan sonra diğerleri size seve seve saygı duymaya başlar zaten.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
@pluton kovma yetkim yok ama bağırmak gerekiyor sanırım.

bir de o yönetici kız birlikte çalıştığım aynı işi yaptığım insandı o bile bana iğrenç davrdanıyordu, o zaman sorun bende demek ki :(
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Ne yazık ki verebilecek pek tavsiye Yok.
Yani hassasiyet sizin bir özelliğiniz bir şekilde bunu değiştirmek lazım ama zaten başlı başına bir iş.
Genelde Zaman öğretiyor bunu
0
kisa
(18.01.21)
@kisa ben artık doldum taşıyamıyorum 3 gündür lanet mide ağrısıyla yaşıyorum korkuyorum :(

insatgramda takip ettiğim bazı hesaplar var psikolojinin insanı nasıl hasta ettiğini anlatıyorlar. gerçekten de insanı hasta ediyor psikolojisi.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Diğer duyurularına da baktım şimdi. Kendini baştan yaratacak durumda değilsin. İhtiyacın olan tavsiye değil, rol model. Örnek alabilirsin birini kendine. Taklit edersin tavırlarını, mizacını. Zamanla özgünleşirsin sen de.
0
IncredibleMau
(18.01.21)
@incredible sorun bende, yani toplumda herkes hassas insana yüklenr mi bu bilinçaltından mı kaynaklanan birşey

@incredible dişini gösterseydin derken özel oalrak diş göstermelik birşey olmadı kendi halinde işini yapan bir insandım. öbür yönetici kız daha muhataptı bunlarla. sessiz sakin işini yapan biriyim yani.

ben kendimi baştan yaratmak istiyorum ama, ciddiyim.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
@IncredibleMau +1

Ben de baktım, yani spesifik şunu yap bunu yap önerilerinden ziyade bir terapiste gitmeniz ve assertiveness training almanız lazım.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
@pluton teşekkürler, ilk defa duydum bunu. online oluyor mu zira hiç vakit yok, online bu eğitimi veren var mı
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
(bkz: youtu.be deoyu gülün diye attım. Hepimiz bu durumları yaşıyoruz zaman zaman. Abartmıyorsunuz. Nasıl tepki verme aşamasına gelirsiniz bilmiyorum. Belki kendi kendinize çalışarak olur. Ya da sizi itekleyen bir arkadaşınız da olabilir.
0
skywalker.anakinn
(18.01.21)
@sucuklu yumurta, tanıdığım bildiğim birisi yok, ama illa ki vardır. Bir de sizin durumunuzda olsam uykudan yemekten feragat eder zaman yaratıp giderdim. İş güç her zaman olur, kendinizi ihmal etmeyin.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
ya o anda mal gibi kalıyorum gözüne far tuutulmuş tavşan gibi. mesela keşke diyorum bıkkın sesle telefonu açtığı zaman "hayırdır burda çalışmaktan çok mu bıktınız ? o zaman biz sizi tutmayalım madem, hiç kimse vazgeçilmez değil" gibisinden şeyler söyleseydim. ama ben naptım normal normal konuşmaya devam ettim. ben böyle birşey olmamışçasına davranışlar sergileyince benim mal olduğumu düşünüyorlar.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
O çaycıyı falan ez. Onlar ona alışmışlar. Ezmezsen böyle olur. Mesafeli ol. İş ortamında kendinden alt konumdakiyle samimi olma. Yüzüne bile bakmadan konuş.
0
kickboxer
(18.01.21)
@kickboxer ama o diğer yönetici kız mesela muhabbetini de ediyordu ama ona karşı yılışmıyolardı. saygılılardı ona ve adeta tapıyolardı özel işlerine bile yardım ediyolardı. bana asla böyle davranmadılar.

bir de şu var, benim yaşım var 3o'lardayım ama görünüşüm çok ufak görünüyor. 23 yaşında falan sanabiliyorlar. gerçi o kız da ufaktı boyu da kısaydı ama saygı duyuyolardı ona.

bir de bizim işyeri küçük pek ayrım yok gibi herkes herkesle konuşup muhabbetini ediyor. menajerimi ara dizisinde bir çaycı karakteri var mesela o nasıl menajerlerle komik komik takılıyor aynı onun benzeri. bir de küçük bir işyeri olunca. ama görünmez saygı duvarla var tabi bi bana işlemiyor.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Küçükken sessiz sakin cılız bir çocuktum. Akran zorbalığına falan da maruz kaldım. mesleğim gereği hanzo tiplerle muhatap olurken ricaen ve kısık sesle konuşunca ustalar beni takmıyordu. Takmadıkları için iş düzgün gitmiyor ve sürekli patrondan azar yiyordum. İş yaptıramıyordum. Yavaş yavaş psikolojik durumumun değişiyordu ama bunu hissetmiyordum. Özellikle mobbing altında öfke patlamalarıyla olur olmadık herkese bağırır duruma gelmiştim. Sonra o işten ayrıldım. Sakinleştim. Yeni iş yine aynı şeyler.

İnsanların psikolojileri de iyi olmadığı için sizinkini de bozuyorlar bu döngü bu şekilde gidiyor.

Öncelikle en ufak hatalarını yüzlerine vurun. Olsun, bir şey olmaz demeyin. İkinci olarak da evet “üslubuna dikkat et karşında amirin var, size bağırıp çağırmıyorum diye hadsizliğin lüzumu yok. Bir daha böyle davranırsan farklı şekilde muamele görürsün” tarzında bir ufak konuşma yapın.

Kıdemli olana da, “üslubunuza dikkat ederseniz sevinirim, biz sadece iş arkadaşıyız” deyin o mesajı alır.
0
Unde bach canim
(19.01.21)
Bana çaycıdan daha çok diğer müdür sorunlu gibi geldi. Sanki onun size olan tavrından diğerleri yüz buluyor olabilir mi? Çocuklukta yaşadığımız olaylar psikolojik olarak olumsuz etkilemdiğimiz olaylar onları hatırlatan herhangi bir şey(koku, renk, benzer biri,) ile karşılaştığımızda beynimizde o olayı yeniden yaşıyormuşuz gibi etkileşime girer. Vücudumuzda bizi korumak için sizde olan mide ağrısı veya titreme gibi tepkiler verir. Bu konuda "beden kayıt tutar" kitabını tavsiye ederim. Bitirmedim ama neyin neden olduğunu anlarsanız iyileştirmenin yolunu daha kolay bulacağınızı düşünüyorum. Bu konularda izzet güllü youtu.be içerik üreticisini çok tavsiye ediyorlar. Konuşması biraz itici ama önceliği para olmayan insanlara faydalı olmaya çalışan biri gibi geldi bana. Birde meditasyon yapmanızı tavsiye ederim. Youtube da probleminize uygun bir meditasyon yaparsanız farkındalığınızın arttığını göreceksiniz. Mesela dikkatinizi be dağıtıyor, ilginizi neden o tarafa veriyorsunuz, ne olduğunda duygu durumunuz değişiyor. Youtube da sinan canan ı da tavsiye ederim. Bazı arkadaşlar bu iş arkadaşlarınızı uyarmanızı söylemiş öncelikle yapmanız gerekenin kendinize saygı duymanız ve sevmeniz siz bunu yaptığınızda onlar zaten size saygı duyacaklardır. Birde fazla önemsemeyin onları sonuçta siz ne kadar özgüvensiz biri olsanız kimsenin müdürüne, iş arkadaşıba (hırsız katil vs seğilse) bu şekilde davranması normal değil. İnsanlar sesi yüksek çıkanı haklı sesi az çıkanı güçsüz olarak algılıyorlarsa gerçekte böyle olduğu anlamına gelmez. Sonuçta siz bu konuma emeğinizle gelmişsiniz, size saygı duymaları gerekiyor yapmıyorlarsa bu onların kusuru.
0
rapisa
(19.01.21)
caycinin sohbeti asiri gereksiz ve sacma geldi. yaptigi laf sokma degil, gevseklik, laubalilik ve mallik. cahil ve zekasiz. ciddiye alma umursama, dinleme o konusunca. baska bir seyle ilgilen. geldi yine tipini s... bakisi at en fazla.

ilk dedigin kisiye acayip uyuz oldum. ona ezdirme kendini. bagirdiginda "yeter, artik bana bagiramazsin" de. sacma sapan emirlerini de yerine getirme. sen super, mukemmel, iyi ve harikasin. kiskanc bu belli. ezdirme kendini. havalanman bile lazim.

herkesin onunde yapmayin yapacaklarinizi. herkes size dusman olmasin. arkadassiz kalirsiniz sonra. sizi kucuk gorenlerin haddini yalnizken bildirin.

sinif farkiymis bilmem ne. yok oyle bir sey. insanlarin meslegine/maasina gore sinif ayrimi yapip sohbet edilmez. onu yaparsan asiri itici olursun. ay ne insanlar var onerilere bak ya.

size kotu davrananlara kotu, iyi davrananlara iyi olun sadece.
0
batlegolas
(19.01.21)
Sayın Sucuklu, sen bu adamları bol bol tersleç çaycıya da laubalı laubali konuştuğunda herkes işine baksın saçma sapan da konuşmasın şeklinde şeyler söyle. Yani genelde insanlara pek iyi ve sıcak davranma. Ara sıra sıcak şeyler söyle böylece kıymetli olursun saygı görürsün. Ne yazık ki toplumda yumuşak yüzlü, efendi insanı ezme huyu var. Ama senin farklı yüzünü görünce bu da çetin ceviz dikkat edelim moduna giriyorlar. Sizinle bir kere diyalog kurmak için kırk tane takla atıyorlar. Yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum bunlar benim tecrübelerim. Hayatta en önemli şey sağlığın bu sırada, kimsenin senin sağlığına etki edecek atraksiyonlara girmesine izin verme.
0
kraldan cok kralci
(19.01.21)
Oncelikle @kurremkamerruk +1. En kisa surede ibretlik bir iki olayla hadlerini bildirmek gerekiyor. Sonrasinda gelecek olan “-sen cok degistin” veya “-neyin var hayirdir” gibi yorumlara da ayni sertlikle cevap vermelisin. Isi gucu birakip sizinle mi ugrasacagim ben arkadaslar??? Veya begenmedigin bir soru ya da cumleye karsilik “-simdi bunu bir de saygili olarak sor!” Vb salvolarla “-aman bu basa bela, bulasmayalim” izlenimi yaratmak en iyisi.
0
lynda.com
(19.01.21)
Mesafeli, ciddi ve bagirmadan hafif baskin olmaya baslayin. Aciksozlu olun. Bu yaptigin hos degil, lutfen dikkat edelim tavrimiza gibi cumleler kurmaya baslayin. Siz ezildikce sayginliginiz azalir ki oyle olmus.
Bir de terapi destegi alin bence, niye bu kadar eziliyorsunuz, kesin bir cocukluk donemine adreslenecek bu konu.
0
mor oje
(19.01.21)
***"kendi sınıfından olmayan insanlara arkadaşın gibi davranırsan bu durumu yaratırsın gayet doğal"***

şu inanılmaz doğru bir tespit. toplum içinde eğitim ve gelir seviyesine göre bir çok sınıf var. bu sınıfların sınırları var, bunların korunması gerekiyor. müdürsen çaycıyla arkadaş olmak zorunda değilsin, arkadaş olur muhabbet edersen sonuçları da bu oluyor. mesafeni koru yani, herkesle arkadaş olmana gerek yok. hele ki cinsiyetin kadınsa bu sınır işini çok daha dikkatli ayarlaman lazım.

müdür noktasında da arkadaşlar zaten belirtmiş, rahatsız olduğunu belirtmediğin sürece aynen böyle devam eder. belli noktalarda tepki koymak gerekmekte. kötü bir şey değil bu, gayet normal.
0
roket adam
(19.01.21)
eski duyurularına da baktım. tedavi olman lazım kesinlikle. benzer soruları 7-8 senedir sormuşsun. demek ki tek başına halledemiyorsun.
0
elorelia
(19.01.21)
Köpek çekmeye başlaman lazım böyle tiplere. O diğer yönetici kızın tavırlarından gaz alıp abartmışlar. Sende sıkıntı yok sadece bu konularda deneyimsiz ve kötü bir geçmişin olduğu için baştan yanlış yapıp samimi kalmış, insan gibi davranmışsın sanırım. Bundan sonra aniden soğuk davranmaya başlayacaksın bak nasıl saygılı davranmaya başlıyorlar. Ofisboy'da örneğini görmüşsün zaten, adamı azarlamışsın hemen nasıl düzgün davranmaya başlamış.

Ben ilk iş yerimde böyleydim, böyle arkadaşlarımla bu konuyu konuşa konuşa kendi kendime düşüne düşüne neleri hatalı yaptığımı iyice not ettim kafamda. Bir sonraki iş yerimde asla o hataları yapmadım, köpek çektim herkese, başta böyle davranmak hiç hoşuma gitmiyordu ama sonradan insanların beni ezmemesi, bana saygı duyması daha çok hoşuma gitmeye başlayınca umursamadım. Kendi akıl sağlığımdan feragat edip milletin benim üzerimden eğlenmesine izin mi vereceğim bir de?
0
nolmus yani
(19.01.21)
sana deli manyak bir arkadas lazim, nasil davranilir bilmiyorsun ögrenmen lazim ya da youtubetan laf sokmali ne biliyim atarli dizileri falan izle, arkadaslar örnek versin.

bir arkadasima ailen sana o kadar cok laf söylemis ki, sen insanlarin sana laf soktugunu anlamiyorsun az kendini savun, uyanik ol demistim, bu sende de var galiba.

bir de kendi tarzin olmali, ben mesela herkes bana laf söyleyebilir, laf sokabilir, ben insanlari durduramam o an lafta söylemem, kibarligimi asla bozmam, karsilik verince etkilendi izlemini verecekmis gibime geliyor ama kindarimdir, unutmam itibar suikasti yaparim (bunu da bir arkadasim isimlendirdi). yaranmaya calistigi biri varsa, hoslandigi biri varsa, patronu, hocasi varsa onun yaninda rezil ederim. oyle basa böyle tarak.
0
durgunfoton
(19.01.21)
@elorelia, evet fakındayım. yıllarca kendim aşarım sandım. kariyerde en tepe noktaya gelirsem özgüvenim de olucak diye düşündüm. çalıştım çabaladım, ve mezun olabileceğim bölümden gelinebilecek en iyi yere geldim bunun sonu yok artık. ve hala böyle davranışlara maruz kalıyorum. içinde bulunduğum ortamlar değişiyor ama yaşadıklarım değişmiyor. ve ben artık şöyle düşünmeye başladım "ben başbakan olsam cumhurbaşkanı olsam hatta dünyanın hakimi olsam bile insanlar beni ezecek"

@durgunfoton, ya benim pek arkadaşım da yok. insanların arkadaş olmak için birbirini çiğnediği biri olamadım ne yazık ki. itibar suikasti deyince ben de sinirimden birşey yapmıştım bir kere ama pek suikast sayılmaz tabi. bizim işyerine bağlı başka bir birim var başında 50 yaşında kadın var, bu kadın ilk geldiğim günden itibaren bana soğuk davrandı halbuki ben ona hiçbirşey yapmadım ağzımı dahi açmamıştım. bu kadın benim yanımda diğer yönetici kızı överdi o kıza yalakalıklarda bulunurdu. neyse bu kadın patronumu etkiledi ve benim bir etkinliğe katılmamı engelledi. benim patronun gıcık kaptığı nefret ettiği bir adam var, hah işte bu kadının o adama övgüler yağdırdığı bir videoyu buldum patronun görmesini sağladım bir şekilde. patron şaşırmıştı işe yaramadı o ayrı hala tapıyo o kadına.

@nolmus yani o kız gideli aylar oldu hala böyleler. bence patronun tavırlarından cesaret alıyolar. allah için patronum bağıran çağıran biri değil. ama mesela o kızın odası yayla gibi, televizyonlu lüks oda. benim oda daha küçük. o kız gidince bana "sucuklu sen de şu odaya geç" demedi. yeni bir görevli gelir diye düşündü ama aylar geçti gelen giden yok. mantıken o odaya benim geçmem lazım çünkü o oda, patrondan sonraki en yetkili kişi içindir. e adamlar görüyo tabi. bu arada davranışlarını değiştirebilmişsin başarmışsın ne güzel. ben her yeni ortama girerken değişicem kendimi ezdirmicem diye kendime söz veriyorum sonra hooppp eskiye dönüyo otomatik olarak. içselleştirmişim artık ezikliği.
0
🌸sucuklu yumurta
(19.01.21)
Anlattığın iki kişi de cahil. Yönetici kız eğitimli cahil, öbürü hepten cahil. Bu kişilerle iş dışında muhattap olmamak lazım. İş konularında da az söz.
0
oyokbuyoknevar
(19.01.21)
o yönetici kiza, ailenizde lise ve üstü egitim alan insan tek siz misiniz diye sor, ustlerin, caycilarin vs yaninda, yönetici olmussunuz ama su caycidan farkiniz yok, davranislarinizin ucuzlugundan böyle düsündüm de. üstten üstten konus ama

ikisine de lafi gecirmis olursun, ama sonucta biz ortami bilmiyoruz, olasiliklara göre gelecek cevaplari hesaplayip ona göre davranirsin. benim yapabilecegim tavsiye bu.

laf sokan biri bile olsan bunlara degmez ya. bizim de ofis boyumuz falan var yani hic böyle bisey görmedim. igrendim, ki bana laf sokmaya calisanlara baktigimda hicbiri benden üstün insanlar degil, kiskanclik vs bagliyorum ben.

ama sen orada en düsük rütbeli de olsan, en yüksekte de olsan kimsenin bu sekilde konusmasina izin verme, laf sokmak zorunda degilsin, en azindan benimle bu sekilde konusamazsin haddini bil demeyi refleks haline getir.
0
wishmaythşngs
(19.01.21)
(3)

Html ile uzun kodu sayfalara ayırmak

nalende
Elimde bir whatsapp çıktısı var. bunu bir şekilde düzenleyip baloncuklar içerisine alıp her iki tarafı da ayrı ayrı görselleştirdim. maksadım dışa aktarılan sohbeti html ortamında lokalde görüntüleyebilmek. fakat 131000 satıra tekabül ediyor konuşma. div etiketleriyle her mesajı ayrı ayrı tanımladım
Elimde bir whatsapp çıktısı var. bunu bir şekilde düzenleyip baloncuklar içerisine alıp her iki tarafı da ayrı ayrı görselleştirdim. maksadım dışa aktarılan sohbeti html ortamında lokalde görüntüleyebilmek. fakat 131000 satıra tekabül ediyor konuşma. div etiketleriyle her mesajı ayrı ayrı tanımladım class ile de karşıya x kendime y diye sınıf belirttim. fakat açınca o kadar uzun bir konuşma çıkıyor ki bunu sayfa sayfa ayırmak istiyorum nasıl yaparım ?


son olarak köşeli parantezlere bir tanımlama yapmak mümkün mü örneğin tarih kısımları hep köşeli parantezle belirtilmiş. [01-01-2020 19:56] gibi bunları filtreleme yaparak sadece şu tarihteki konuşmaları göster şeklinde bir sistem de yapabilirim ama bunu nasıl başaracağımı bilmiyorum. yardımcı olabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim .
0
nalende
(18.01.21)
bunu html ile çok yapamazsın aşağıdaki tool ile jsona çevirip uygun istediğin şekilde okunaklı hale getirirsin
github.com
0
nahtoderfahrung
(18.01.21)
/<div class=".*?">\s*<b>(.*?)<\/b>(.*?)\n+<\/div>\[([0-9]{1,2}[.][0-9]{1,2}[.][0-9]{4}) ([0-9]{1,2}:[0-9]{1,2}:[0-9]{1,2})\]/g

regexle ayrıştırmak istersen eğer;
grup 1 mesajı yazan kişi, grup 2 mesaj metni, grup 3 tarih, grup 4 saat..
0
IncredibleMau
(18.01.21)
Bi tane css class'ı yap, görevi bir div'i gizlemek olsun. Misal:

.hide { display: none; }

JS'te onscroll diye bir event var. Sayfana bu event için bir listener ekle. Kullanıcı her scroll yaptığında yazdığın fonksiyon çağırılacak. "document.body.scrollTop" ile kullanıcının sayfanın başıdan kaç px scroll yaptığını bulabilirsin. Buna göre x'inci div'i bul, hide class'ını kaldır, böylece görünür olsun artık. Twitter'ın falan şu scroll yaptıkça aşağından yeni şeyler çıkması olayını simüle etmiş olursun.

Search işi de benzer. Öncelikle tarihlerini div'lere attribute olarak vermen lazım. Misal: <div data-date="01-01-2020" >...</div> gibi.

Bi input koy arama için, kullanıcı tarihi girip "ara" tuşuna basınca document.getElementsByClassName('..') ile bütün div'leri al. "data-date" attribute'u senin verdiğin tarihe eşit olanlardan hide class'ını kaldır, olmayanlara ekle.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
(8)

uçtan uca şifreleme (müyendisler yetişin)

lifeordeath
Private keyleri her ne kadar uygulama cihazınızda (telefon, web, pc vs.) üretiyor olsa da, private key üretme algoritmasını yazılımı üreten firma kodlamıyor mu?Ok. whatsapp, signal, telegram (secret chat) e2ee olarak iletişim kuruyor ve bunu yaparken anahtar değişimi için çift anahtarla şifreliyor i
Private keyleri her ne kadar uygulama cihazınızda (telefon, web, pc vs.) üretiyor olsa da, private key üretme algoritmasını yazılımı üreten firma kodlamıyor mu?

Ok. whatsapp, signal, telegram (secret chat) e2ee olarak iletişim kuruyor ve bunu yaparken anahtar değişimi için çift anahtarla şifreliyor iletişimi.

İyi de uygulamayı programlarken uygulamanın üreteceği bu anahtarları nasıl oluşturacağını yazılımı üreten firma kodluyor.

Bu ikili anahtarlar (özellikle private key) random mu üretiliyor, eğer böyleyse bu nasıl doğrulanıyor, (signal open source olduğundan daha kolay doğrulanıyor olabilir)

Bu algoritmayı bilen uygulama sahibi (mesela whatsapp) aynı keyleri yeniden üretemez mi?

Buna cevabı olanın sırtı yere gelmez :P
0
lifeordeath
(16.01.21)
random üretiliyor olabilir, fakat bunu nasıl doğruluyorlar açık kaynak olmayan yazılımlarda. tabi random üretiliyorsa.
0
🌸lifeordeath
(17.01.21)
Whatsapp hariç diğerleri opensource zaten, açıp bakabiliyoruz.

Whatsapp'ın da her sürümünü reverse engineering yoluyla kontrol edenler vardır, zaten facebook bounty de veriyor, bir sorun olsa duyardık.

Böyle bir açık çok büyük bir prestij kaybı olurdu, şifreli diyorlar ama değilmiş, facebook halka açık şirket, kaç milyar dolar kaybederdi, dolayısıyla o riski göze alamıyorlardır muhtemelen.

Kaldı ki e2e encrpytion iyi bişey ama yeterli değil. Android kullanıyorsan zaten malware'lar cirit atıyordur telefonunda, iphone'un NSA ile falan paylaşılmış bir backdoor'u vardır. Backup'lar zaten şifrelenmiyor. Yani mesajlarına illa ulaşmak isteseler ulaşırlar, sadece mass surveillance açısından biraz güvenlik sağlıyor uçtan uca şifreleme.
0
plutongezegendegilmi
(17.01.21)
Mesajı gönderen cihaz mesajı düz metin olarak göndermiyor, şifreli olarak gönderiyor. Bu şifrenin içinde ayrıca bir anahtar da var. Mesajı alan kişi bu anahtara sahipse, mesaj o kişiye iletiliyor. Eğer o kişide anahtar yoksa mesaj iletilmiyor.

Bu anahtarları oluşturmanın algoritmaları var, sha0, sha1, sha2, md5 gibi. Whatsapp hangisini kullanıyor bilmiyorum, belki bunlardan farklı kendi algoritmaları da olabilir. Bu algoritmaları bilgisayarların da kırması mümkün değil, sadece çok kullanılan "Evet" gibi bazı kelimeler çok bilindiği için kırılabiliyor ama "Evett" çok farklı bir şifre oluşturduğu için bunun bilinmesi mümkün olmuyor.

Bilgisayarların kırması mümkün değil derken, tamamen imkansız değil. Zaten öyle olsa farklı algoritmalara ihtiyaç olmaz, her biri farklı hash üreterek bu anahtarlamayı oluşturuyor.

Gönderilen mesaj alıcıya gitmeden önce sunucuya gidiyor. Sunucudan bu mesajın alınması mümkün ama şifreli olarak gittiği için insanlar tarafından okunması mümkün değil. Ancak bilgisayarla şifresi kırılabilir ama o da bahsettiğim gibi her yeni algoritmayla daha zor hale getiriliyor.

Örnek olarak Evet kelimesinin sha256 kodu şu :
00e9738b77c7e524111035d65b286911365a8e3a37eec7d893c8c57e4ffe7c08

Sonuna bir t daha ekleyelim ve Evett kelimesinin kodu da şu :

5981c4d94960ab46d1be27d7c75991aef1febf4e722ce798a7800573411310ee

Bu iki kodun arasında hiçbir benzerlik yok görüldüğü gibi. Bir de bunun sonuna bir anahtar ekleniyor yine böyle anlamsız bir kod, o anahtar hangi alıcıda varsa şifreyi o açabiliyor. O anahtara sahip olmayan kişiler mesajı görmek isterse yukarıdaki şekilde görüyor.
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
(17.01.21)
Cevaplar için teşekkür ederim.

Ama şunu hala anlayamadım.

Mesajların düz metin olarak gitmediğini biliyorum.

Süreç şu şekilde işlemiyor mu?

- Her iki client mesajlaşma için kullanacağı anahtarı üretiyor.

- Clientlar ürettiği bu anahtarı sunucuların ya da bağlantıyı izleyen kişilerin öğrenememesi için public key/private key mantığı ile anahtarları takas ediyor. (Mesela telegram diffie hellman kullanıyor)

- Simetrik anahtar takas edildikten sonra artık simetrik şifrelemeyle mesajlaşmaya başlıyoruz.


Peki;

Anahtar değişimi için üretilen gizli anahtar tersine çevrilemiyor ok.

Ancak uygulama bu anahtarı belirlerken belli bir koda göre üretiyor ve ardından şifreliyor olmalı.

Yani uygulama diyelimki kendine evet kelimesini seçti ve bunu sha256'dan geçirerek şifreledi, tamam bunu geriye dönük kıramıyoruz.

Ama uygulamanın evet kelimesini seçmesini en azından uygulamayı yazan kişi olarak bilmiyor muyuz?

İşte bu evet kelimesinin random mu üretildiği yoksa spesifik bir kaç detaya göre üretilip üretilmediğine nasıl emin olabiliyoruz.

Reverse engineering yaparak bunu tespit etmek mümkün olabilir mi?
0
🌸lifeordeath
(17.01.21)
@lifeordeath, süreç bahsettiğin gibi değil tam olarak. Bir sürü implementasyon vardır ama klasik RSA mantığı şu:

Herkesin 2 tane anahtarı var. Birisi public (sunucuda duruyor), birisi de private (senin cihazında duruyor ve senin cihazından hiçbir zaman dışarı çıkmıyor).

Birisi sana mesaj göndereceği zaman sunucudan public anahtarını alıp mesajını şifreliyor, sonra o mesajı sana gönderiyor. O mesaj yalnızca private key ile çözülebiliyor. Public anahtar ile şifrelenmesine rağmen public anahtarla çözemiyorsun, yalnızca private olan ile çözebiliyorsun. Dolayısıyla burada şifreleme simetrik değil, asimetrik. Eğer şifrelediğim key'le çözebiliyor olsaydım o zaman simetrik olurdu.

Şöyle düşünebilirsin. Diyelim ortak bir alanda senin asma kilitli bir dolabın var. Dolap başta açık ve boş, dolabına sana vermek istediğim bir şeyi koyuyorum, asma kilidi kapatıp gidiyorum. Dolabı yalnızca sen kendi anahtarınla açabiliyorsun. Asma kilidi (public key) herkes biliyor ama önemli değil, çünkü anahtar (private key) yalnızca sende var.

Ayrıca encryption ve hashing farklı şeyler. sha256'dan (ya da herhangi bir hash fonksiyonundan) geçirdiğin bir şeyi geri döndüremezsin. Şifreleme (encryption) başka hashing başka. Şifrelemeyi geri döndürebiliyorsun.

Anahatarı nasıl üretiyorsun? Bilgisayardan random bir sayı istiyorsun, bu sayıyı hash fonksiyonundan geçiriyorsun. Çıkan metin senin anahtarın oluyor. Dolayısıyla anahtarı üreten programı bilsen de farketmez, random sayı kullandıkları için sonuçta üretilen anahtar da rastgele oluyor, o yüzden yeniden üretilmesi, tahmin edilmesi falan imkansız.

E peki bilgisayarın random numara oluşturduğunu nasıl biliyoruz? Burası çok komik, çünkü CPU'nun random bir sayı üretmesi imkansız. Onun yerine şu yapılıyor, mesela kullanıcının klavyeden bir tuşa basması isteniyor, bastığın tam zaman (nanosaniye cinsinden mesela) senin random sayın oluyor. Bilgisayarlar random değil ama insanlar öyle. Bazısı işlemci fanının ürettiği ses frekansını kullanıyor, öbürü elinde tuttuğun telefonu hangi açıyla tuttuğuna bakıyor falan filan. Yani bilgisayarın dışına çıkıp fiziksel dünyadan veri almaya çalışıyorlar.
0
plutongezegendegilmi
(17.01.21)
"""Anahatarı nasıl üretiyorsun? Bilgisayardan random bir sayı istiyorsun, bu sayıyı hash fonksiyonundan geçiriyorsun. Çıkan metin senin anahtarın oluyor. Dolayısıyla anahtarı üreten programı bilsen de farketmez, random sayı kullandıkları için sonuçta üretilen anahtar da rastgele oluyor, o yüzden yeniden üretilmesi, tahmin edilmesi falan imkansız."""

Tam olarak sorduğum şey bu.

Kapalı kaynak kodlu bir yazılımda private key'in random olarak üretildiğini nereden biliyoruz.

Örneğin whatsapp (kapalı kaynak olduğu için örnek veriyorum sürekli)

Kişinin telefon numarasını 3'le çarp md5'ini çıkart, onun da sha2 sonucunu al, bu artık senin private key'in diyemez mi?

Bunun uygulama tarafında tamamen rastlantısal olarak üretildiğini teyit edebileceğimiz bir yöntem var mı. Yoksa sadece uygulamaya mı güvenmemiz gerekiyor.

Kavramlar biraz karıştı ama private key dahil tamamı hangi sırayla üretiliyor bunu uygulama üreticisi biliyorsa aynı anahtarları süreci en başından işleterek yeniden üretemez mi?

Tabi kesinlikle random üretiliyorsa bu söylediklerim boşa çıkıyor.
0
🌸lifeordeath
(17.01.21)
Anladım, sorunun cevabı reverse engineering. Yani ios client'ında zor ama android'de Java var, web'de de JS var. İkisinin de kodlarına çok rahat erişip nasıl yaptıklarına bakabilirsin. Hatta ben şu an bakıp private key'imi görebildim browser üzerinden:

ibb.co
0
plutongezegendegilmi
(17.01.21)
Şu ekran görüntüsüne bakıp, hmm bunlar private keyleri random bir algoritmayla oluşturuyor diyebiliyorsak evet aradığım cevap bu:)))
0
🌸lifeordeath
(17.01.21)
(3)

Bilişim Teknolojileri Yüksek Lisans

someonewalksalone
Herkese iyi haftasonları,Ben 8 yıl iş deneyimi olan bir inşaat mühendisiyim. Hem inşaat sektörünün geldiği durum hem de çocukluktan beri gelen ilgim nedeniyle, ayrıca yazılım çok iyi gelsene tayfası sebebiyle aklım yazılım/data tarafına kaymaya başladı. Şu ana kadarki tüm çalışma hayatımı çöpe atıp
Herkese iyi haftasonları,

Ben 8 yıl iş deneyimi olan bir inşaat mühendisiyim. Hem inşaat sektörünün geldiği durum hem de çocukluktan beri gelen ilgim nedeniyle, ayrıca yazılım çok iyi gelsene tayfası sebebiyle aklım yazılım/data tarafına kaymaya başladı. Şu ana kadarki tüm çalışma hayatımı çöpe atıp tekrar öğrenciliğe başlamayı gözüm yemiyor açıkçası ama işten arta kalan boş vaktimde de bu konuyu biraz deşmek istiyorum.

Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde aşağıdaki tezsiz yüksek lisans programını gördüm. Ücreti 12.000 lira civarı, evden bitirebilirim gibi duruyor bu fırsatı değerlendirmeyi düşünüyorum. Ders içerikleri sizce tatmin eder mi? Sektör değiştirecek olursam bir katkısı olur mu? (Eş zamanlı olarak Python ve SQL öğrenmeyi planlıyorum.) Sektör değiştirilmeyecek olsa bile beni kişisel olarak geliştirir mi? Görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.

www.bologna.yildiz.edu.tr
0
someonewalksalone
(16.01.21)
Tek başına bu kursu tamamlamanız sektörde iş bulmanızı sağlamaz. Güzel temel olur, üstüne bunun bi 2 katı mesai harcarsanız sektöre güzel bir giriş yaparsınız bence (ortalama üstü bir firmada junior developer olarak). Yani yaklaşık 2000-3000 saat mesai gerekiyor başlamak için. Çok hype var, çok zor bir iş de değil bence yazılım, ama çok emek istiyor.

Sektör değiştirmeyecekseniz katkısı olur mu? Yani bence olmaz. Ben şu an oturup inşaatla ilgili bir şeyler öğrensem ne faydası olur bana?

Python ve SQL'den oyla çıkarak web yapmak istediğinizi varsayıyorum, onun için ben olsam şu dersleri alırdım:

Nesneye Dayalı Kavramlar ve Programlama
Veri Yapıları ve Algoritma Tasarımı
Yazılım Mühendisliği Temelleri
Algoritma Tasarımı ve Analizi
Yazılım Proje Yönetimi
Tasarım Kalıpları ve Refactoring
Web Programlama
Veri Tabanı Modelleme ve Tasarımı
İleri Programlama Teknikleri
Bilgisayar Ağlarının Temelleri
0
plutongezegendegilmi
(16.01.21)
@plutongezegendegilmi

Detaylı cevap için çok teşekkürler. Aslında sektör değiştirmek ikinci planda diyebilirim, ilk amaç çağı yakalamak. Çok tutkuyla yapabilirsem ve yazılımın gerektirdiği sürekli öğrenme kafasına girebilirsem freelance işler deneyebilirim belki ilerde.

İnşaat çok spesifik bir alan, siz inşaatla ilgili bir şeyler öğrenseniz muhtemelen dediğiniz gibi faydası olmaz. Ama yazılım her alanın içinde. Bugün inşaat projelerinde de excel kullanıyoruz, verileri kullanarak grafikler tablolar oluşturuyoruz, ERP kullanıyoruz vs... Belki bu konularda da bakış açımı genişletir diye düşünmüştüm. Önerilerinizi dikkate alacağım, tekrar sağolun.
0
🌸someonewalksalone
(16.01.21)
Bence okul okumak gereksiz vakit kaybi olabilir. Sececegin, secmek zorunda oldugun derslerin bir kismi gereksiz olacak muhtemelen. Coursera vs gibi yerlerden algoritma ve veri yapilari dersleri ile programlama temelleri ogrenilebilir. Yine benzer temel dersler online takip edilebilir. Bunun uzerine yazilimi ne uzerine kullanmak istersen o alanda hangi teknolojileri kullanman gerektigini ogrenip onlar uzerine kurs alabilir ya da online egitimlerler bulabilirsin. Bunlari ogrenirken de ogrendiklerini uygulayabilirsin. Ne yapmak istedigini bilmedigimden biraz genel anlattim. Ama data uzerine egilmek istiyorsan algoritma ve veri yapilari uzerine sql ve python dogru yol olabilir ama benim o tarafta cok bilgim yok.
0
lemmiwinks
(20.01.21)
(14)

Evrenin tesadüf eseri olduğuna inananlar büyü ve cinler hkk ne düşünüyor

bedrozan
SB arkadaşlar.Bir yaratıcının olduguna inanmayan ya da evrenin tesadüf eseri olduğuna inanan arkadaşlar büyü konusu hakkında ne düşünüyor? Yani sizce büyü diye bir şey yok mu? Ya da cinler konusu yalan mı?Ne düşünüyorsunuz bu konuda yazarsanız sevinirim.
SB arkadaşlar.

Bir yaratıcının olduguna inanmayan ya da evrenin tesadüf eseri olduğuna inanan arkadaşlar büyü konusu hakkında ne düşünüyor?
Yani sizce büyü diye bir şey yok mu? Ya da cinler konusu yalan mı?

Ne düşünüyorsunuz bu konuda yazarsanız sevinirim.
0
bedrozan
(15.01.21)
soruyu öyle bir sormuşsunuz ki, tanrıya inananların hepsinin büyüye de inandığını ima etmişsiniz sanki.

genel olarak tanrı inancı olmayanların büyüye de inanmadığını gözlemledim. kaldı k, büyüye inanan illa tanrıya da inanmak durumunda değil bence.
0
co2s2
(15.01.21)
ne büyüye ne cine inanmıyorum.
0
hayaletimsi
(15.01.21)
Peki dünyada milyarlarca aktif güvenlik kamerası, fotoğraf makinesi, telefon kamerası varken nasıl hiç buna yakalanmıyorlar

Neden en güncel hikaye 100 sene önceye ve kırsala ait

I want to believe
0
freebird5406_2
(15.01.21)
insanların kendi vicdanlarına güvenmedikleri ve iyi insan olma gayreti gösteremeyecek kadar tembel oldukları için sürekli bir hayali korku unsuru yaratmaya çalıştıkları ve bunlar üzerinden kendilerini hizada tutmaya veya vicdanlarını temize çekmeye çalıştıklarını düşünüyorum. mental rahatsızlığı olanları(şizofreni vb) hariç tutuyorum. ben saçmaladım, kötücül düşündüm, irade ortaya koyarak hak yedim değil de bana büyü yapılmış, cinler etkilemiş filan filan demek daha kolayına geliyor insanların.

bu arada yaratıcının olduğuna inanıp din olgusuna inanmayanlarda var benim gibi.
0
Phoebe
(15.01.21)
bir yaratıcının varlığından veya evrenin tesadüf eseri olup olmadığından bağımsız olarak, varolmadıklarından kafa yormuyoruz.
0
gkhncnzdgn
(15.01.21)
"Tesadüf eseri" çok yavan bir tanımlama. Bir yaratıcının çok büyük ihtimalle olmadığını düşünüyorum, ve eğer varsa bile onun İslam'ın tanrısı olmadığından eminim. "Niye bir şeyler var" sorusu hala açık bir soru, cevabını ise şu an için bilmiyoruz, dolayısıyla "tesadüf" diyemeyiz.

Büyü diye bir şey yok, cinler de yalan. Olsaydı eğlenceli olabilirdi ama, fantastik kurgu severim. Elfler, periler filan da olsaydı keşke.

Ne düşünüyorum? @Phoebe+1, ek olarak da tüm bu antik dinlerin insanlığın çocukluk çağından kalma masallar olduğunu düşünüyorum. 1000 yıl öncesini düşün, birisi ölüyor, "niye öldü" diye soruyorlar ama tıp bilmiyorlar, hücreden bakteriden haberleri yok, "Azrail" diye uyduruyorlar işte. Güzel hikaye, ama gerçek değil.
0
plutongezegendegilmi
(15.01.21)
doğaüstü her şey hikayedir, güldürmecedir. tanrı kavramıyla ilgisi yok bunun. benim tanrım zamanında dünyaya canlı hücreleri bırakıp gitmiş bir uzaylı da olabilir. ama bu onu metafizik bir varlık yapmaz. yanı aklındaki yaratıcı doğaüstü bir varlık olmak zorunda gibi düşünme.
0
makarnavodka
(15.01.21)
haklarinda ozellikle bir sey dusunmuyorum, bunun yaninda var olduklarina da inanmiyorum.
0
in vino veritas
(15.01.21)
Aha en sevdiğim konu :)

Bu muhteşem cin'leri 25 yıldır davet ederim bana gelen giden olmadı, inanmıyorum diye mi ? Gördüğüm konuştuğum tüm cin teması olduğunu iddia edenler gerçekten psikolojik olarak hastaydı, sağlıklı olanların ise ciddi anlamda stres altında oldukları, büyük depresyon anlarındaydılar. Bu kadar önem ve güç atfedilen cinler toplu olarak musallat olsalar ya , ha öyle çalışmıyor mu mekanizma ?

Büyü :) Düşün yani , bir kağıda arapça bir şeyler karalıyorsun ve oluveriyor. E o zaman her şeyi büyüyle yoluna sokalım ya da her şeyi bozalım. Dur tahmin edeyim bununda çalışma mekanizması öyle değildir eminim.
Çölden çıkmış yağmur duasının çöle faydasının olmaması gibi he mi :)

Buradan da ilan edeyim var ise cininiz cününüz açık adres vereyim özelden salın gelsin. İnanan arkadaşlara diyecek bir şeyim yok , kafalarına vura vura çıkaracak halimiz yok, yalnız dikkat etsinler hocalar vura vura kafanızdan değil başka yeriniden çıkarmaya çalışıyorlar ''cinlerinizi'' :)
0
synax
(15.01.21)
İnanmıyorum, dinlere mitoloji gibi bakıyorum.
0
jazzabel
(15.01.21)
Tabiki deli saçması olduklarını düşünüyorlardır.
0
cursor
(15.01.21)
İnançlı biri hayaletler ve vampirler hakkında ne düşünüyorsa onu düşünüyoruz.
0
ruhen hastayim ben
(15.01.21)
Büyü konusu ilgimi şu şekilde çekiyor: Kuran'da kesinlikle yasaklanmış. Olmayan bi şey nasıl yasaklanıyor?
0
oyokbuyoknevar
(15.01.21)
Oyle sormussun ki sanki her kose basinda civ civ alevli buzlu buyu yapiliyor, cinler gostere gostere aramizda geziyor felan... biz de kafamiza folyo takip inanmiyoruz.

- Bir tanri/yaraticinin olup olmadigi konusunda agnostigim. Elimizdeki bilgiler bize bir sonuc veremiyor.
- Dunyada inanilan tanrilar, dinler, mitoloji ve baska hikayelere inanmiyorum. Inananlarinin gozunde ateistim.
- Butun ateist/agnostikler her seyin tesadufen olustugunu dusunmez. Sadece bilimsel olarak bakarsan, insanlarin kusursuz duzen olarak gormeye egilimli olduklari bir cok olayin matematigine ve fizigine indiginde korkunc bir kaos/duzensizlik/tesaduf var.
- Bu ozelde buyu ve cin hikayeleri bilimsel olarak kanitlanabilir degiller, gozlemlenemiyorlar, hayatimiza onlara inanan insanlarin hareketleri disinda etki edemiyorlar. O zaman inanmam icin bir sebep yok.
0
cleric
(15.01.21)
(7)

oyun tasarımı yaptırmak

syozkn
şimdi durum şu: biz bir kart oyunu tasarladık fiili anlamda. aramızda oynadık, sardı da. sanıyorum unity-gamemaker tarzı oyun motorlarında kolayca tasarlanabilir bir şey. heartstone örneği verebilirim benzer olarak ama mekanik olarak bir hayli farklı. yerleşim vs. anlamında görsel olarak benzer deme
şimdi durum şu: biz bir kart oyunu tasarladık fiili anlamda. aramızda oynadık, sardı da. sanıyorum unity-gamemaker tarzı oyun motorlarında kolayca tasarlanabilir bir şey. heartstone örneği verebilirim benzer olarak ama mekanik olarak bir hayli farklı. yerleşim vs. anlamında görsel olarak benzer demek istiyorum daha çok. oyunun sevileceğini düşünüyoruz dijital olarak yayınlarsak. steam'de satarız, hatta mobil olarak da gider.


biz bu işi bilmiyoruz. hani kursa gitsek, öğrensek falan desek yaşımız da geçti. sormak istediğim şey şu: sektörde hiç tanıdığı olmayan bir insan olarak bu işlerde akış nasıl gerçekleşiyor?

-ücreti karşılığında aklımızdakini ekrana dökebilecek bir arkadaşı nereden bulabiliriz? bi 10luk falan gibi siteler var oyun yapabilirim falan yazan arkadaşlar var ama 100 liraya yapanlar da var, 5000 liraya da 10 bin liraya da. neye göre nasıl olduğu da belli değil. tam anlayamadık.


-diyelim ki birini bulduk. fikri olarak düşündüğümüz şeyi alıp kendi farklı şekilde geliştirip satmaya çalışmayacağını tam olarak nasıl sağlıyoruz? sözleşme gibi bir şey mi oluyor nedir? olsa bile sağdan soldan dolaşıp benzer şeyler yapmayacağını nasıl garanti ediyoruz? birini bulsak bile atıyorum anlaşamadık bir şeyde. oyunun nasıl olacağını anlatmamız gerekiyor tasarımcıya. arkadaş yok ben yapamam diyip sonra kendi tasarlayıp piyasaya sunarsa ne yapacağız?


-bir şekilde bu problemleri çözdük. oyunu piyasaya çıkardık. güncellememiz gereken detaylar olunca her seferinde bu arkadaşa gebe mi kalıyoruz? bu işlem nasıl gerçekleşiyor tam olarak?

-nedir bu işin piyasası. atıyorum animasyonlar/grafikler vs. hariç heartstone klonu bir kart oyunu yapacaksınız desek türkiye'de bütçe nedir? (multiplayer desteği de olacak)


kısacası fikrimiz var, tasarlayacağımız oyun (kod anlamında) tek bir kişiye yaptırabileceğimiz ölçekte (en azından bize uzaktan öyle gözüküyor belki de) , bütçemiz de var? nasıl bir yol izlememiz gerekiyor. kişi sayısı çok da önemli değil bu arada. oyunun çapını anlatmak için söylüyorum daha çok. birini oturtup bize call of duty 28 yaptırmayacağız yani.


umarım meramımı anlatabilmişimdir. sektörden olan insanlar cevaplarsa ne ala olur tabi ki ama fikri olanlar da buyursun çekinmesin.
0
syozkn
(14.01.21)
Hocam bu işi bionluk tarzı yerlerde bi freelancer a yaptırmaktansa bi şirketle/ajansla çalışmanız daha uygun olur. Bi daha aradığınızda ulaşıp ulaşamayacağınız şüpheli kişilerle çalışmanızı önermem. Fikriniz çalınmasın istiyorsanız da bilindik Veya ahlaklı olduğuna emin olduğunuz bi firmayla çalışmanız lazım. Firmaya güvenmekten başka çareniz yok, fikir her türlü çalınır. Bi de bu oyunu insanlara nasıl duyuracaksınız nasıl yayacaksınız onu da düşünmeniz lazım. Reklam için belki de ciddi bütçe ayırmak gerekebilir.
0
Kahir ekseriyet
(14.01.21)
ben sizin yerinizde olsam biraz uğraşır temel kodlama öğrenir ve oyunun en düz yalini çıkarır (yani sadece text) 60-70 kişi üzerinde denerdim. tutar mı tutmaz mı diye.

bu o kadar zor bir şey değil.

ondan sonra tasarıma geçerdim.
0
duyurukullanıcısı
(14.01.21)
heartstone'u python'da sadece text olarak kodla desen sana hemen kodlayayım çok sıkıntı değil zaten turnbased bir sistemi var. sende iki çalışsan yaparsın.

sorun oyundaki denge ve grafik tasarım aslında. oralar zaman(yani para) ve para(yani para) tutuyor.
0
duyurukullanıcısı
(14.01.21)
Patent almasanız da ilk sizin yaptığınızı kanıtlamak için metin halinde varolduğunu göstermek adına noterde ufak bir işlem yapıyorlardı, e posta ılarak kendi içinizde birbirinize vs. Gönderin.
Fikir tescillenmiyor ama fikirden çıkacak ürünün telifini almak mümkün.

www.telifhaklari.gov.tr
0
kullanıcıadımbuolsun
(15.01.21)
Olacak şey var. Olmayacak şey var.
Bir adamın yapacağı oyun yağ çok kötü olur. Yada Çok uzun sürer. Bu tarz işler ekip olarak yapılır.
0
ycaycayca
(15.01.21)
oyun şirketleri var, onlara gidip biz X gibi bir oyun tasarladık, bu oyunu dijitalleştirmek istiyoruz diyip fiyat alabilirsiniz en temizi bu olur.

önünüzde bir kaç farklı yol var, ya oyunu indie/freelancer birine yaptırıp tanıtım vs. için bütçe ayıracaksınız yada oyunu şirkete yaptırıp bu tür promosyonları yönetmesini de isteyeceksiniz karşılığında belirli bir yüzde alacaksınız.
0
selam
(15.01.21)
1- Nereden bulabilirsiniz? Freelance siteleri olur, bulabilirseniz Rus bulun bence, fiyat/performans açısından en iyi programcılar oradan çıkıyor benim gördüğüm.

Genel olarak ne kadar çok para istiyorsa o kadar iyidir, portfolyosunu dikkatli inceleyin, sizin istediğinize benzer özellikleri olan uygualamalar yapmışsa sizin işinizi de yapabilir.

2- Çalınmayı engelleyemiyorsunuz, hele oyun sektöründe işler berbat. Yani programcınız size teslim etse bile yayına geçtikten 1 ay sonra uygulamanızın klonlarını göreceksiniz marketlerde, yapacak bir şey yok. Bunun çözümü şu, oyunu kendiniz yayınlamayın, bir yayıncıyla anlaşın o yayınlasın. Onların elinde ciddi bir pazarlama gücü olduğu için klonlar onlarla rekabet edemiyor.

Bunun haricinde programcınız muhtemelen çalmaz. Çünkü "oyun fikri" bulmak kolay bir şey, oyunu gerçekten yapmak zor. Oyunu yapabilen elemanın daha çok sevdiği kendi fikirleri vardır, parasını aldıktan sonra o parayı o işe yatırıyordur muhtemelen. Şirketlerde durum farklı olabilir ama bireysel game dev.'ler böyle, paradan ziyade tutku için işteler, oyun sektöründe çok para yok zaten.

3- Her seferinde bu arkadaşa gidiyorsunuz, evet. Aslında en güzeli elemana kârdan pay vermeniz, bu sayede onun da oyunla düzenli ilgilenmek için bir motivasyonu oluyor.

4- Bence de işi komple bir taşerona vermeyin, programcı ayrı olsun, grafikçisi animasyoncusu ayrı. Bunların koordinasyonunu siz sağlayın.

"Multiplayer desteği olacak" dediğiniz anda fiyat 2-3 katına çıktı ne yazık ki. Çünkü işin içine matchmaking giriyor, sunucu giriyor, kullanıcı profillerini, puanlarını bir yerlerde depolama işi giriyor falan filan. Az sayıda kullanıcı için yine hallederler ama binlerce oyuncum olacak diyorsanız normal game programmer'ın yanında bir de bu işlerden anlayan başka bir developer bulmanız gerekecek.

En iyimser tahminle 20 bin diyorum ben, ama 20 bin'e okey olan biriyle iş yapmak da riskli olur, çünkü beceremeyebilir vs. Ya da işte hinli/bangladeşli öğrenci bulursunuz ama orada da kanser olma riskiniz var.
0
plutongezegendegilmi
(15.01.21)
(26)

sözleşmesiz remote iş teklifi

drava
merhaba, bugün abd'deki bir şirketten garip bir iş teklifi aldım.özet geçiyorum şirket yazılım sektöründe, sözleşme olmadan benimle çalışmak istiyor. maaşı her ay hesabıma gönderecekler. ben biraz şaşırınca danışmak istersen diye çalıştıkları birkaç kişinin telefonunu vs verdiler. araştınca gayet od
merhaba, bugün abd'deki bir şirketten garip bir iş teklifi aldım.

özet geçiyorum şirket yazılım sektöründe, sözleşme olmadan benimle çalışmak istiyor. maaşı her ay hesabıma gönderecekler. ben biraz şaşırınca danışmak istersen diye çalıştıkları birkaç kişinin telefonunu vs verdiler. araştınca gayet odtü itü mezunu elemanlar çıktı. hatta birisi 2 yıldır bu şekilde çalışıyormuş.

benim hala kafama yatmadı ondan araştırıyorum. bu şekilde çalışan var mı? artısı eksisi nedir. vergi işleri nasıl olur?
0
drava
(14.01.21)
eksisi gelecek ay para alabilecek misiniz? gelecek ay iş verecekler mi? saatlik ya da aylık maaşınız ne olacak?

vergi işleri nedeniyle yalan da olsa bir sözleşme gerektiğini söyleseniz?
0
co2s2
(14.01.21)
bahsettiğim kişiler uzun süredir bu şirketle iş yapan insanlar ve ortak arkadaşlarımın da olduğu kişiler. para konusunda bir problem olacağını sanmıyorum. en kötü çalışmıyorum diyip bırakabilirim.

ama kafama çok karıştı araştırdıkça böyle çalışan çok kişinin olduğunu gördüm. bir de şu var diyelim 6 ay sonra buradan ayrıldım yeni bir işe girerken kime bu tecrübeyi nasıl ispatlayabilir insan.
0
🌸drava
(14.01.21)
aözleşmeli çalıştığınız işyerini de cv'nize yazıyorsunuz, kimse sözleşme sormuyor. bence bu problem değil.
0
co2s2
(14.01.21)
benim daha çok vergi konusunda şüphem var. adamlar da bu şekilde çalışabildikleri kişileri bulduklarına göre bana özel neden sözleşme yapsın.

dövizle maaş alacak olmak cazip ama öte yandan sorular sorular işte.
0
🌸drava
(14.01.21)
keske bana da oyle teklif gelse. vergi de odemeyeceksin turkiye'ye is yapmiyorlarsa. daha nolsun. :)
0
lemmiwinks
(14.01.21)
@lemmiwinks sonradan vergi diye problem yaşamaktan korkuyorum :D
0
🌸drava
(14.01.21)
duyurunun amacını anlamadım. öyle şeyler diyosun ki bazen yabancı birilerinden bahsediyosun bazen ortak arkadaşlarım da var vs diyosun. ortak arkadaşların varsa bu işlerin nasıl olduğunu az buçuk da biliyor olman lazım orası da garip.
0
makarnavodka
(14.01.21)
Mayış ne kadar?
0
kreatin
(14.01.21)
@drava: bence orada calisanlarla bir konus. dedigim gibi vergi odemiyor olmalari lazim turkiye'ye is yapmiyorlarsa. onlara bir sey olmadiysa sana da bir sey olmaz. duzenli gelen yuksek miktarda dovizi farketmislerdir elbet. ama muhtemelen vergi odesen bile avantajli bir is olacaktir.
0
lemmiwinks
(14.01.21)
@şirkette çalışanlarla ortak arkadaşlarım var diyorum yazdıklarımı anlamamışsın. işin nasıl olduğu belli her ay hesabına para atıyorlar birisine para gönderir gibi. adamlar vergi olayını göze almış çalışıyorlar.

ben bir problem çıkabilir mi onu araştırıyorum. çalışanların başına bir şey geldiğini öğrensem burada sormam herhalde.
0
🌸drava
(14.01.21)
@kreatin maaş baya yüksek aga
0
🌸drava
(14.01.21)
@lemmiwinks evet benim de aklıma gelen bu düzenli gelen döviz illa birisi bakar yani. bir muhasebeciyle konuşacam yarın bakalım o ne diyecek
0
🌸drava
(14.01.21)
bu işin uzmanı değilim ancak devlet sana bu para nerden geldi diye sorduğu zaman kanıtın olması lazım. yoksa sıkıntı olabilir. bu yüzden şahıs şirketi kurup yurtdışındaki o şirkete fatura kesmen gerekiyor.
0
amour fou
(14.01.21)
Diplomaya bakiyorlar mi yoksa,gittigin kurslar sertifikalar falan mi önemli?
0
kreatin
(14.01.21)
@kreatin diploma hiç sormadılar
0
🌸drava
(14.01.21)
@amour fou sanırım olması gereken o. yarın muhasebeciyle görüşüp detaylı öğrenmeye çalışacam
0
🌸drava
(14.01.21)
Sözleşmenin olup olmaması vergi açısından önemli değil. Parayı her ay getirip elden teslim etmeyeceklerse her türlü vergi ödemen gerekecek. Veyahut ABD'de bir banka hesabı açacaksın, parayı oraya yatıracaklar, vergini orada ödeyip parayı buraya göndereceksin falan. Yani sözleşme vergi işinden bağımsız bir şey.

Ben de iki yıldır startup'lara remote çalışıyorum, "sözleşme yapmayalım" diyene rastlamadım. Kaldı ki çok bir anlamı da yok aslında, yani sözleşmeye uymasalar gidip o ülkede dava açmaya falan uğraşamam, avukatı yolu falan daha pahalıya gelir. ABD'de zaten istedikleri zaman kovabiliyorlar, tazminat olayı yok. E o zaman niye sözleşme yapmak istemiyorlar? Burada bir sıkıntı var.
0
plutongezegendegilmi
(14.01.21)
arkadaşım çalışıyor öyle memnun. ben de deniyorum ama olmuyor
0
ShadowOfMoon
(14.01.21)
sözleşmenin vergiyle alakası yok, her ay yüklü para gelirse hesabına vergi riskine girersin. burada şimdi ben şu kadar sene alıyorum başıma bişey gelmedi diyenler damlar ama pek çok kişiye patladı bu.
0
yeahbutso
(14.01.21)
@plutongezegendegilmi açıkcası neden yapmıyorlar bilmiyorum hocam. en azından kendlilerine göre mantıklı bir yanının olması lazım.

araştırdığım hatta gelen mesajlardan sonra da gördüğüm oldukça fazla bu şekilde sözleşmesiz çalışan varmış.
0
🌸drava
(14.01.21)
Diger elemanlar şu an havale alıp 2 yıldır sorun yaşamamışlar mi? Sen de başka sonra düşünürsün.
0
lion de la Turquie
(15.01.21)
"Türkiyeye çalışmayacaksan gelir vergisi vermeme" olayı sadece eğer firma burada bir "irtibat ofisi" açmış ve gerekli yasal işlemleri hallettiyse geçerli. Eğer hiç böyle bir legal entity'leri yoksa, o zaman o paranın gelir vergisini ödemen, kendi sigortanı kendin yapman falan gerekecek. yok bana para geliyor direkt öyle çekeceğim dersen iki gün / iki ay / iki yıl sonra maliye tepene biner.
0
roket adam
(15.01.21)
Vergisel olarak, biraz da ne kadar ödeme alacağınla alakalı bir durum ama evet devletin geriye dönüp bu paralar sana gelmiş bunları nasıl kazandın madem kazandın vergisini ödemen gerekir deme ihtimali var bunu 3 ay içinde de 5 yıl içinde de geriye dönüp isteyebilir.
0
mysql34
(15.01.21)
bu arada normalde 5 yıl önceye kadarki olan gelirlerinden soruşturma açılıyor. 5 yıl dolmadan hakkında soruşturma açılması durumunda bu kazançların hem faizi hem de cezasını ödemen gerekir. bir arkadaşım böyle bir duruma düştü oradan biliyorum. diğer çalışanlar gibi vergi vermeden iş yapmamanı tavsiye ederim. acısı sonra çıkıyor maalesef.
0
amour fou
(15.01.21)
bugün muhasebeciyle görüştüm. kayıtsız yapmaya kalkılırsa tam kumar. 3 ay sonra da sorgulanabilir 3 yıl sonra da ya da kimse umursamayabilirmiş.

yapılması beklenen ise şahıs şirketi kurup karşı tarafa fatura kesmek. yani ya bir cesaret girip bir kaç ay çalışıp sonra karar vermeli ya da hiç bulaşmamak lazım. cevap yazan ve mesaj atan bazı arkadaşların da dediği gibi kimisi yıllarca çalışır bir şey olmaz kiminin de 2. ayda kabak başına patlar.

ikinci eleman olmamak için biraz deneyip şirket kurma işine girebilirim ya da ayrılabilirim. şimdilik bir süre denenebilir gibi görünüyor.
0
🌸drava
(15.01.21)
peki şahıs firması olup fatura kesildiğinde şu meşhur yazılım faaliyetinde %50 muafiyet mevzusunu bilen bir tanrının kulu var mıdır aranızda?
0
dantealighieri
(04.02.21)
(5)

MySQL Trigger

tchuck
daha önce kullanmamıştım da;orders diye tablom var,baskets diye başka tablom var.orders'taki "total" isimli alan;;baskets tablosundaki "price" alanlarından otomatik gelecek.yani baskets tablosuna yeni kayıt gelince, aynı id'li order'ın total'i otomatik olarak değişecek.baskets'teki price toplamları
daha önce kullanmamıştım da;

orders diye tablom var,
baskets diye başka tablom var.

orders'taki "total" isimli alan;;
baskets tablosundaki "price" alanlarından otomatik gelecek.

yani baskets tablosuna yeni kayıt gelince, aynı id'li order'ın total'i otomatik olarak değişecek.
baskets'teki price toplamları = orders'taki total olacak her seferinde.

bunu nasıl bir formülle sağlıyoruz acaba?
0
tchuck
(14.01.21)
Backendde yaptırmak daha iyi değil mi
0
Kahir ekseriyet
(14.01.21)
ben de tam tersi, mysql'de trigger etmek daha iyi diye bildiğim için böyle yapmak istiyordum.

backend'de yapılıydı normalde, oradakini kaldırıp sadece mysql trigger tutacağım ama?
0
🌸tchuck
(14.01.21)
siparisi olusturduktan sonra sepeti neden guncelliyorsunuz? siparis datasini korumak yerine bir de mysql trigger ile update etmek hic hos degil :) ayrica denetimde sorun cikartabilirler isleminde loglanmasi gerekir, illa yapilacak bir durum varsa backend'te olmasi daha iyi
0
tahtakafa
(14.01.21)
Ya bunu yapmak mümkün ama güzel değil, foreign key kullanılmalı bu iş için. x id'li order'ın total'ını bulmak için baskets'taki FK üzerinden sorgu atmak şeklinde. Trigger ile gereksiz işlem yapılmış oluyor, çünkü o bilgi zaten var, herhangi yeni bir business rule eklemiyorsun vs.

Onun haricinde konsept bu. Aynısını update ve delete için de yapman gerekiyor.

CREATE TRIGGER 'NewTrigger'
AFTER INSERT ON 'baskets'
UPDATE orders a SET a.total=(SELECT SUM(price) FROM baskets WHERE order_id=a.id)
WHERE a.id = NEW.order_id;
0
plutongezegendegilmi
(14.01.21)
Database'lerde business logic pek onerilmez, buyudukce kontrol etmesi, degistirilmesi vs zorlasacaktir. Yukarda nasil yapilabilecegi soylenmis.
0
fakyoras
(14.01.21)
(11)

Köpeğin bok boğazlı olması

wild honey suckle
5 aya yakın cotton terrier kırması bir köpüşümüz var. hayatımda gördüğüm en bok boğaz şey. hem aşşşşırılar aşırısı hızlı yiyor mamasını, hem de ne bulursa ama ne bulursa yutuveriyor. oyuncak ipliği mi? nomnomnomyere düşmüş biber sapı mı? nomnomnommandalinanın beyaz lifleri mi ayrılmış masada? nomnom
5 aya yakın cotton terrier kırması bir köpüşümüz var. hayatımda gördüğüm en bok boğaz şey. hem aşşşşırılar aşırısı hızlı yiyor mamasını, hem de ne bulursa ama ne bulursa yutuveriyor.
oyuncak ipliği mi? nomnomnom
yere düşmüş biber sapı mı? nomnomnom
mandalinanın beyaz lifleri mi ayrılmış masada? nomnomnom
a yerde taş mı var? nomnomnom
kuru yaprak? nomnomnom
oyuncağın düdüğü? nomnomnom

yani çok enteresandır. yere samandağ biberi düşürdüm mutfakta 1.2 saniye içinde koşarak yedi. aklım çıktı yanacak bir şey olacak diye allahtan baya zaman geçti bir şey olmadı ama yani hayatımda böyle seçici olmama görmedim. umrunda değil hayvanın. geçen sehpanın ayağını hafif eşelemiş oradan çıkan tahta parçalarını yemeye çalışıyo.
mamasını da inanılmaz hızlı bitiriyor.
normal mi bu? napcaz bunla?
0
wild honey suckle
(13.01.21)
soruya mantıklı bir cevabım yok ama çok iyi betilemişsin. sabah sabah güldürdün.

bence veterinere bir danış. muhtemelen bir derdi yoktur ama küçük olduğundan seçici olmayabilir. bir de karınca falan bulup yerse o sıkıntı oluşturur.
0
helenart
(13.01.21)
bu hic normal degil. yedigini gordunuz mu. yani disleri kasinir agziyla oyun yapar sonra atar. ama yedi diyorsaniz o sikinti.
uzmana gidin bi yerde bi sikinti var.
0
turbo sadık
(13.01.21)
Yani parçalayıp bırakmıyor baya hapır hupur yiyor. Veteriner dikkat edin çekiştirin yemesin diyip geçiyor ben de anlamadım. Arkadaşlarımın köpekleri mamalarını bile seçerek yiyor bizimki en son duvar yalıyordu. Cidden anlam veremiyorum.
0
🌸wild honey suckle
(13.01.21)
Benim arkadaşımın bernese cinsi bir köpeği var. Bu anlattıklarınızdan fazlası var eksiği yok. Sabah sabah çok güldüm anlatış tarzınıza.
O bir de şey yapardı, bizim elimizdeki yemekten otlanır otlanır; ne zaman bizim yemeğimiz biter, gider kendi mamasını yer. Yemediği tek şey çiğ karides. Onu da koklattım içeri kaçtı hahahha
Veteriner ona da bir şey dememiş. “Alın ağzından” demiş. Yahu hayvan pizzanın üstündeki rokayı çalmaya çalışıyor, ağzından alın mı kalmış.
0
irene
(13.01.21)
eğitebilirsiniz, öyle ki köpeğin önüne en sevdiği yemeği koyuyorlar, sahibi al komutu vermeden yerinden bile kıpırdamıyor hayvan, ağzına koyduğu tavuğu geri çıkaran köpek var. ya da köpeğe kendi yemeğinden uzatıp küçük ısır diyor, hayvan kibarca minicik ısırıyor, bırakıyor. bunların hepsi mümkün, bence bu şekilde nasıl eğitebileceğinize bakmalısınız.
çünkü çok tehlikeli, bir gün sindiremeyeceği ya da zehirleneceği bir şey yer büyük sıkıntı olur
0
ofelia
(13.01.21)
Icinde bir labrador var herhalde. Her yiyecek kopekler icin guvenli degil. Mesela cig sogan, mesela kahve ya da kakao... Bunlari buyuk oranda (vucut agirligina gore) yerse, veterinerlik olur, hatta gec fark edilirse cok tehlikeli...

Hep basariya ulasmis, ondan devam ediyor. Klicker ile "birak" komutunu ogretin. Biraktigi seyin training mamasindan daha lezzetli ve cekici olmamasi gerekiyor. Mesela biber sapini birakirsa yer fistigi ezmeli bir cookie alacak karsiliginda.

Bu "birak" onemli. Cunku oraya buraya fare zehri atan, ekmegin icine civi koyan deli cok. Ozellikle sokakta asla bir seyi yutmasina izin vermeyin. Parmagi takin agzina, sallayin kafasini, cikartsin. Benimki de aliyor, dislerini kitlemesine izin vermeden cikarttiriyorum. Simdiye kadar hep basariya ulasti diye training ile egitilemez diye dusunmeyin. Benim kopegim de bir gece masanin uzerinde biraktigimiz 1 kg, evet 1 kg Alman ekmegini gommustu. Sinirlenip yedigi cuzdan sayisi 4. Canta acip caliyordu hem de. Ama ogrendi.

Masa uzerine de yaklastirmayin, kafasini fazlaca yaklastirdiginda sert ve acik bir dille "hayir" deyin, yemek calmasin. Yemegin sadece mama kabindan geldigi anlayisini oturtmaya calisin. 5 aylik kopek cok kolay egitilir.
0
buf-e kür
(13.01.21)
hayır diyoruz, vermiyoruz, ağlıyor sonra küsüyor. havlamıyor da direkt ağlayıp yastıkların arasına girip küsüyor. hayatımda gördüğüm en komik şey cidden.
kendi mamasını 2 saniyede falan yiyor sonra mama kabını dişliyor. oyuncaklarının gözlerini oydu yemeye çalışırken aldık. sokakta çeke çeke yemesin diye durmaktan bir hal olduk üzülüyoruz da acıyodur canı diye.
insanlar mama vermediğimizi düşünüyor mahallede adımız köpek düşmanına çıkacak.
bir de şey var, kendini insan sanıyor olabilir. karantina köpeği olduğu için hep bizle zaman geçirdi. yemeklerden sonra ağzını falan sildiriyor. garip bir tip.
bekle komutunu biliyor ama biz bakmazken işte halı yiyeyim, jalepeno kaçırıp basur olayım şeklinde çalışıyor kafası.
toksik şeyleri zaten olabildiğince uzak tutuyoruz ama işte düşen maydanoz yaprağını da salya akıtarak yemezsin be kardeşim ya.
kahve kokluyor içmek istiyor, viski kokluyor yalamak istiyor. yani koklayıp tiksindiği hiçbir şey yok.
bir ara sağı solu kemiriyor rahatsız olsun diye sirke sıkmıştık, müptelası oldu pezevenk. şişeyi görse çalıp içecek.
0
🌸wild honey suckle
(13.01.21)
Hahaha, hocam benim de terrier'im var, o da öyleydi.

Hem ben biraz eğittim hem de büyüdü, ama yine de taze fasulye, mandalina, biber, ayçekirdeği vs. ne versem yer. Tek kriteri benim yiyip yememem, benim yediğim bir şeyse yiyo yani, hardallı sirkeli marul salatası yiyen köpek ilk defa gördüm.

Neyse, çözüm yemek konusunda eğitmek. Hala küçük o açıdan şanslısınız, büyüyünce eğitimsiz köpeğin ağzından yemek almak daha zor. Ben yemeğini belli saatlerde ve belli yerlerde, belli kaplarda yemeye alıştırdım. Onun haricinde bir şeyi yemeye kalktığında da kızdım. Bi süre sonra eğer o saat/kap içerisinde değilse ya da ben vermiyorsam yememesi gerektiğini anlayıp bıraktı. Hala yere falan bişey düşünce arasıra bi şansını deniyor tabi ama göz göze geliyoruz, üzülüp bırakıyor :D
0
plutongezegendegilmi
(13.01.21)
ozel mama kaplari var yavas yemeleri icin. icleri bolmeli oluyor, o aralardan almaya calisirken daha yavas yiyor boylece
0
oscar
(13.01.21)
köpek sahibi değilim ama kuzenimde alman çoban köpeği var ve iyi bir eğitimle izinsiz hiçbirşeyi yemiyor şuan. mesela bekle komutundan sonra burnunun üstüne ödül maması koyunca ye diyene kadar bekliyor veya hayır diyince duruyor, çık dışarı diyince mutfakdan çıkıyor. bunları öğrenmezse başetmeye imkan yok çünkü büyük bir köpek ve çok güçlü. her elimizdekine hamle yaparsa işimiz var yani. dışardayken de acımamak lazım, sürünün liderinin sen olduğunu anlaması lazım sen yürüyorsan o da yürümeli sertçe çekmekten korkmayın yani. bir de çocuk gibiler küsünce sizin barışmak için ona ödül verdiğinizi, sevdiğinizi görünce hemen küsme numarasını öğreniyorlar. bu tarz çakallıklara prim vermemek lazım. eğitim gerçekten büyük fark yaratıyormuş onu gördüm. misal yaklaşık aynı tarihte diğer kuzenim malta teriyeri aldı. ufacık beyaz acayip tatlı birşey. bir yılın sonunda ben bunu eğitemiyorum, heryere işiyor, heryeri kemiriyor diye başkasına sahiplendirdi. alman kurdu olan kuzenimse iyi eğitti ve aşk yaşıyorlar halen. profesyonellerden de destek alın hazır daha yavruyken çözülsün bu sorunlar sonra çok rahat edersiniz.
0
genc irisi
(13.01.21)
hehe ayni bizim ufakligin kucukluk donemlerini betimlemissiniz. daha yavruyken o da cok hizli yiyip iciyordu sonra arada oksurup bogulacak gibi olunca kendisi ogrendi yavas yemeyi. ayrica yavas yeme kaplari da bayagi ise yariyormus ama ben denemedim.

bir de egittim. mesela ben onay vermeden kesinlikle yemek yemiyor. bunu egitmek biraz zaman aldi ama yere tane tane mamalar birakip her seferinde size baktiktan sonra aferin derseniz, bakmadan yemeye kalkarsa hizlica alirsaniz, bir sure sonunda guzel ogreniyorlar. dolayisiyla yere bir sey dustugunde direkt atlamiyor artik. atlayip ilgisini cekse bile cik cik metoduyla(birak komutu) uzaklasiyor hemen.

kisacasi biraz buyumesi ve beraberinde de egitilmesi gerekiyor ama tabii her ihtimale karsi bir veteriner faydali olur.
0
tannen
(13.01.21)
(5)

JS'de try..catch kötü bir kullanım mı?

biseysorcaktim
Javascript'te try..catch kullanımını nadir görüyorum, ben de bir kaç yıldır JS kullanıyor olmama karşın pek az kullanıyorum hatta kullanmıyorum. JS öğrenmeye başladığımda "try..catch'i pek kullanmıyoruz" gibi bir şey duymuştum. try..catch önerilmeyen bir şey mi?
Javascript'te try..catch kullanımını nadir görüyorum, ben de bir kaç yıldır JS kullanıyor olmama karşın pek az kullanıyorum hatta kullanmıyorum.

JS öğrenmeye başladığımda "try..catch'i pek kullanmıyoruz" gibi bir şey duymuştum. try..catch önerilmeyen bir şey mi?
0
biseysorcaktim
(12.01.21)
pek kullanılaman bir şey değil, try catch genelde servise çıkarken kullanılıyor. bir api'ye request atınca ordan error'a düşünce throw atmak için kullanılıyor.
0
ayin yazari
(12.01.21)
javascript'te async islemler icin promiseler kullaniliyor cogunlukla. promislerde hatalar '.catch' metotuna bir fonksiyon verilerek yakalaniyordu. async await'in gelisiyle try catch kullanimi artmaya basladi.

eskiden
getPromise()
.then(function(result) {
})
.catch(function(error) {
})

olarak yazilan seyler artik
try {
getPromise()
} catch(error) {
}

seklinde yazilabiliyor. o yuzden eskiden oyleydi ama artik daha cok kullaniliyor diyebiliriz.
0
lemmiwinks
(12.01.21)
peki hataları nasıl kontrol ediyorsun?

async await kullanırken catch kullanmak zorundasın. ben şahsen async/await'e geçtikten sonra çok rahatladım, callback hell'den de kurtuluyorsun. hem her şey alt alta olduğu için dümdüz yazabiliyorsun.

itnext.io

ya üstteki, ya alttaki olacak, ama sonuçta mutlaka bir catch olacak, ya try catch ya da .catch() şeklinde. diğer türlü hata kontrolü yapamazsın.
0
hayirsiz
(12.01.21)
Çok sık kullanılmamasının bir kaç sebebi var.

1- Catch biraz pahalı bir işlem. Arkada yeni değişkenler yaratıyor, scope'u genişletmek zorunda kalıyor falan filan. Sık hata fırlatılmıyorsa sorun değil ama çok sık hata olan bir yerse biraz problem oluyor performans açısından.

2- JS async çalışan bi dil. Bu await keyword'ü gelmeden öncesi için konuşuyorum, try içerisinde promise dönen bir call var diyelim, resolve olduktan sonra yaptığın bir işlem patladığında catch bunu yakalayamıyordu. Bu özellikle yeni başlayan biri için gözden rahatlıkla kaçabilecek bir şey.

3- Eğer hatanın nerede olabileceğini biliyorsan if kullan. Yani x'in null olacağından şüpheleniyorsun diyelim, if(x){x.a} yap, else kısmında da hatayı handle et. Hem daha okunabilir, hem de çok daha hızlı. try-catch'i ne error geleceğini bilemediğin ve gelen error'u handle etmek istemediğin zamanlarda kullanmak daha mantıklı o yüzden.
0
plutongezegendegilmi
(12.01.21)
javascript dili try..catch kullanimini zorlamiyor. o nedenle gelistirici tercihen olasi hatayi unit testler ile tespit edip kod icinde engellemeyi tercih ediyor. yani javascript gelistiriciyi bu konuda ozgur birakiyor ve hata yakalamayi unit testlere birakiyor.

diger taraftan java, c# dilleri buna imkan vermiyor. kullanilan bir method exception firlatiyorsa bu kod blogunu try..catch ile sarmalamayi veya o methoddan bir exception firlatip eninde sonunda bir try..catch icinde yakalamaya zorluyor. yapilmazsa kod derlenmiyor.

iki strateji de duruma gore dogru aslinda. javascript daha esnek ve sorumlulugu gelistiriciye veriyor. java ve c# daha guvenli ve gelistiriciyi bu guvenlige zorluyor.
0
emrahday
(13.01.21)
(6)

Yazılımcılar bir baksanız ya

kisa
Merhabalar,Sorum şu, geçen birisiyle konuşurken bahsi geçti ama hatırlayamıyorum, Bir dil, söyle tarif edeyim.Kelimenin sonu guiMuhtemelen Pascal ya da Delphi türevi ya da bir ilişkisi var.Yazdığın kodu server için ayrı olarak derleyebiliyor.Aklınıza gelen bir şey var mı?
Merhabalar,
Sorum şu, geçen birisiyle konuşurken bahsi geçti ama hatırlayamıyorum, Bir dil, söyle tarif edeyim.
Kelimenin sonu gui
Muhtemelen Pascal ya da Delphi türevi ya da bir ilişkisi var.
Yazdığın kodu server için ayrı olarak derleyebiliyor.

Aklınıza gelen bir şey var mı?
0
kisa
(12.01.21)
buradan bakin: en.wikipedia.org
0
idexo
(12.01.21)
Pascal DOS tabanlidir. Delphi ise GUI'e sahiptir. Delphi Pascal'in GUI ile gelistirilmis halidir.
0
pass
(12.01.21)
Sihirli kelime IDE.
0
pass
(12.01.21)
Kelime tutmuyor ama benim aklıma PowerBuilder geldi nedense.
0
plutongezegendegilmi
(12.01.21)
www.unigui.com
olabilir mi

uniGUI Web Application Framework extends Web application development experience to a new dimension. uniGUI enables Delphi developers to create, design and debug web applications in IDE using a unique set of visual components.
0
meko
(12.01.21)
unigui imiş, herkese teşekkürler. (cidden şu teşekkür mesajları silinmese çok sevineceğim)
0
🌸kisa
(13.01.21)
(2)

Dijital platformlar neleri değiştirecek?

anti-kahraman
Özellikle sinema, tv ve kültürel olarak neler değişecek? not: lütfen artık sinemaya gitmeyeceğiz tespitini söylemeyin.
Özellikle sinema, tv ve kültürel olarak neler değişecek?

not: lütfen artık sinemaya gitmeyeceğiz tespitini söylemeyin.
0
anti-kahraman
(12.01.21)
degistirecek derken? zaten dijital platformlar yillardir var ve sektor ciddi anlamda degisti. eskiden bir kac buyuk produksiyon sirketi olurdu ve sadece onlar film cekebilirdi. bunun sebebi cekilen filmlerin dagitimi ve salonlarla anlasmanin zor ve maliyetli olmasiydi. simdi boyle bir gereksinim olmadigi icin kucuk studyolar da kitlelere ulasacak yapimlar cekebiliyor. netflix, hbo, amazon, blu tv vs hepsinin kendi ozel yapimlari var ve Disney, WarnerBros gibi sirketlerle kapisabiliyorlar.

bunun hem iyi hem kotu yani var aslinda. iyi yani maliyetler dustugu icin daha fazla secenek ve rekabet var. kotu yani ise, yine rekabet cok fazla oldugu icin buyuk butceli yapimlar artik karli olmuyor ve yuksek butceli herkesin aylarca bekledigi kaliteli icerikler olmuyor. son yillarda super kahraman filmleri disinda yuksek butceli icerik neredeyse yok
0
crucio
(12.01.21)
Valla benim gördüğüm filmlerden dizilere bir kaymaya neden olduğu. Bi kaç festival filmini saymazsak doğru düzgün film izlediğimi hatırlamıyorum yıllardır, zaten sci-fi seven insanım, o sektör komple bitti. Fantastik diye de Marvel falan ittiriyorlar işte. Fakat (sonu kötü olsa da) GoT falan gibi güzel diziler çekiyorlar, eskiden bir diziye bu kadar para harcamıyorlardı, sitcom falan yapıyorlardı en fazla.

İleride ne değişebilir? Bandersnatch ile denediler (ve bence pek olmadı) ama interaktif film bekliyorum ben epeydir. Bu VR olayını tam bi çözebilseler sanki oradan yürürler gibime geliyor ama olmadı o henüz.
0
plutongezegendegilmi
(12.01.21)
(8)

is bulamiyorum

lemmiwinks
yazilimciyim. isimden cok sikildim. kalitesiz bir urun ortaya cikardik bircok sebepten. urun kalitesinden de, kod kalitesinden de memnun degilim. calistigim insanlarin cogunlugu kaliteli is cikaracak kapasiteye sahip degildi, bir kismi baska projelere gonderildi, bir kismi sirketten ayrildi. bunlar
yazilimciyim. isimden cok sikildim. kalitesiz bir urun ortaya cikardik bircok sebepten. urun kalitesinden de, kod kalitesinden de memnun degilim. calistigim insanlarin cogunlugu kaliteli is cikaracak kapasiteye sahip degildi, bir kismi baska projelere gonderildi, bir kismi sirketten ayrildi. bunlar arasinda iyi olanlar da vardi tabi ama azinlik. buyuk ekibimiz kuculdu, geriye ben ve pek de memnun olmadigim 2-3 kisi kaldi. ben de oyle cok iyi bir yazilimci degilim zaten, temelim saglam degil, mulakatlardan bu yuzden eleniyorum cogunlukla, ama fena is yapmadigimi dusunuyorum (feedbackler de o yonde). ama tech lead olabilecek biri de degilim ve bu isin buyuk bir kismi benim ustumde su an mecburen. esas tech lead'imiz daha genis ekibin tech lead'i durumunda su an ve bizim projeye eskisi gibi vakit ayiramiyor. benim de motivasyonum yok, beceriksizce yazilmis kodlar, duzgun test edilmemis, duzgun calismayan bir uygulama var elimde ve benim bu iste calisma istegim hic yok. o yuzden islerimi son ana kadar uzatiyorum hep. buna ragmen iyi calistigimi dusunuyor ekipteki yazilimci olmayanlar. acikca neredeyse calismadigimi soyleyince sasiriyorlar.

cok fazla yerle gorustum is icin. yurt disinda bircok yer, yurt icinde iyi bilinenlerin cogu, yurt disi merkezli turk sirketleri vs. cogunda teknik gorusmede veya davranissal (sorunlu biri degilim ama STAR teknigi sorularini cevaplayamiyorum pek, aklima anlatacak seyler gelmiyor) gorusmede takildim. kiminde verdikleri projeyi duzgun yapamadim ya da bunaldigim icin ozensiz yaptim. kimi yer maas beklentimi sorup bir daha donmedi ama onlar olucu bence. :) sona cok yaklastigim 2 yer oldu, biri hollanda, mid seviye buldular beni, vermeyi dusundukleri para vergi indirimi icin yeterli olmuyordu, benim de beklentimin altindaydi, hic teklif yapmadilar. digeri amerika merkezli bir turk sirketi, turkiye'de remote calisiyorlardi, dolar ile maas falan, tum asamalari gectim ama benden daha iyi birini bulduklarini soylediler. boylece onlar da olmadi.

teorik bilgimi artirmaya calisiyorum bir yandan ama asiri tembel ve motivasyonsuzum, kendi motivasyonumu kendim saglayamiyorum. o yuzden cok yavas ilerliyorum. bir daha is bulabilir miyim bilmiyorum artik. mecbur bulundugum sirketten emekli olacagim sanirim. ama dedigim gibi cok sikiliyorum, daha iyisini yapabilecegimi dusunuyorum ama motivasyon sorunum buyuk dert. cok fazla yerle gorusup hicbirinin olmamasi ise bikkinlik getirdi, artik basvuru bile yapmiyorum. bu isin icinden nasil cikacagimi bilmiyorum. beni ancak beraber calisip beni tanimis insanlar ise alir sanirim, ama cok cevrem de yok, yani o da zor.

bu da boyle bir ic dokme oldugundan gonul islerinde. yaklasik ne yapmam gerektigini biliyorum (teori calis, calisirken karsilastigin zorluklari ve nasil astigini not et, side project gelistir vs) ama bunlari yapacak motivasyonu hic saglayamadim ve saglayamam gibi geliyor.

bu arada ise almak isteyen olursa fullstack calisiyorum ama bundan sonra frontend olarak devam etmek istiyorum ve basvurularim da bu yonde oldu cok buyuk cogunlukla.

not: is aliskanligi ingilizce klavye kullaniyorum, kusuruma bakmayin.
0
lemmiwinks
(12.01.21)
Hocam eğer imkanın varsa istifa et, 1-2 ay ara ver, sonra iş aramaya başla. Benim burnout olan bi kaç arkadaşım böyle yaptı ve çalışırken iş aramaya göre çok daha rahat iş bulduklarını gözlemledim. O enerji farkediyor herhalde. Motivasyon sorununuz da çözülür muhtemelen.

Kötü biten proje yazılımcının başına gelebilecek en kötü şey herhalde. Öldürsen öldüremiyorsun, toparlayayım desen toparlanmıyor. İki ucu boklu değnek. Bir şekilde oradan kaçmaya bak, hiç öyle emeklilik falan deme, kariyerin biter orada. Moralinin bozuk olması da çok normal.

Onun haricinde o kadar çok mülakata girip hiçbirini geçememek iyiye işaret değil. Motivasyon olayı okey, ama kendini "mid-seviye" görüyor olmana rağmen acaba junior olabilir misin? Self assessment zor iş, işyerinde de iyi yöneticin yok, sadece kod yazarak geçirdiğin yıl sayısına bakıp buna karar vermek de mantıksız. Eğer böyle bir durum varsa iyi şirketlerde junior pozisyonlara da başvurabilirsin. Bir sene geçirip biraz toparladıktan sonra mid seviye ilanlara bakmaya başlarsın tekrardan. Fullstack olmak da biraz dezavantaj bu konuda, kendimden biliyorum.
0
plutongezegendegilmi
(12.01.21)
pozisyonum senior. ben kendimi mid goruyorum (avrupayi dusunerek, yoksa turkiye icin mid-senior) ama etrafimdakiler senior goruyor ve daha fazla maas almam gerektigini dusunuyorlar. bunlar beraber calistigim yazilimcilarin yorumlari. junior olmadigim kesin. :) su an aldigim maasin altina bir yere gitmem. disaridan baktiginda iyi denebilecek bir sirketteyim.
0
🌸lemmiwinks
(12.01.21)
@lemmiwinks, okey, ben Hollandalı şirket "mid seviye buldu" diyince junior'dan mid gibi zannetmiştim, böyle düşününce daha mantıklı. Zamanında ben de junior role başvurmuştum ama beni mid role almışlardı falan filan, direkt ondan öyle düşündüm.

Ama TR'de senior yazılımcı olarak Avrupa'da senior rol bulamamak normal, arada çok ciddi bir fark var. Benim şu an çalıştığım şirketteki (Avrupa'da) junior'lar TR'deki mid dev'lerden çok daha iyiler bence. Tabi bu benim kısıtlı bir çevrede gözlemim, tamamen yanılıyor da olabilirim.

Yine de özellikle remote bir rol bakıyorsanız bir seviye alttan daha kolay iş bulursunuz, alacağınız para da daha fazla bile olabilir. Benim öyle olmuştu en azından.
0
plutongezegendegilmi
(12.01.21)
şu an türkiyede tecrübeli, uyumlu ve az biraz akıllı bir yazılımcının iş bulamaması imkansız gibi bir şey.
0
nuisance
(12.01.21)
@nuisance: demek bunlardan biri eksik bende :)
0
🌸lemmiwinks
(12.01.21)
beklentiniz yüksektir belki.
0
nuisance
(12.01.21)
metni sanki ben yazmışım gibi hissettim okuyunca.

1 sene önce ben de tam bu sebeplerden işimden ayrıldım. rahatım yerindeydi hiçbir problemim yoktu ama çıkan ürüne baktığımda utanıyordum ve dediğin gibi seni yönlendirecek tecrübeli biri olmayınca çok fazla ilerleyemiyorsun.

korona filan derken uzunca bir süre tatil yaptım, o sırada da senin gibi iş başvuruları yaptım, yine dediğin sebeplerden çoğu yerden olumsuz cevap aldım.

geçtiğimiz ay da bir firma kariyer.net'ten beni bulup aradı ve verdikleri case'i yaptım. 3-4 görüşmeden sonra anlaştık ve çalışmaya başladım.

son zamanlarda ben de senin gibi hissediyordum iş bulamayacağım filan diye ama fırsatın nereden geleceği belli olmuyor. aramaya devam et bence.

yeni iş bulmadan işinizden ayrılmayın derler hep bir sebebi vardır mutlaka ama benim işten ayrılmam bana iyi gelmişti. eğer ekonomik olarak zorlamayacaksa belki sana da iyi gelebilir. bir de şöyle düşün şu an çalıştığın yerde neredeyse tech lead işi yapabildiğine göre en kötü yine benzer bir iş bulabilirsin.

son olarak söyleyeceğim şey de eğer anlaşmaya yakın olduğun bir iş bulursan, kendini geliştirebileceğin bir ortam sağlanıyorsa, o şirketi basamak olarak görüp düşük maaşla da başlayabilirsin.
0
aziz dostum jack
(13.01.21)
Merhaba,

Sizin durumunuzdaydim yillar once. Turkiye'de gayet iyi yerlerde guzel projelerle, guzel insanlarla calistim fakat yapilan isin kalitesi cogunlukla beni tatmin etmiyordu. Bunu degistirmek icin elime firsat gecti, bir teknoloji sirketinde 4-5 yil kadar principal developer olarak calisip yazilim gelistirme sureclerini bastan asagi yeniden duzenledik. Cok yorucu ve yogun calismamiz gerekti ama her yazilimcinin boyle bir tecrube edinmesi gerektigine inaniyorum. Eger urettiginiz urunden ve calisma yonteminden memnun degilseniz ve kendinize guvenip insiyatif alabilecekseniz boyle bir seyi denemenizi, degisim surecindeki veya niyetinde olan sirketleri takip etmenizi onerebilirim. Eger ise, surece kendinizi tamamen adayabilirseniz bahsettiginiz sikinti, konsantrasyon problemleri vs. buyuk olcude azalacaktir.

5 yildan uzun suredir Hollanda'da calisiyorum. Eger kafanizda buraya gelmek varsa kendiniz ile ilgili degistirmeniz gereken seyler olacak. Oncelikle kariyer acisindan bir adim geriye gitmeniz gerekebilir. Turkiye'de principal olarak calisirken buradaki ilk isime senior olarak, o zamanlar Turkiye'deki maasimdan biraz daha az paraya gelmistim ( o zamanlar try bu kadar degersiz degildi ). Hollanda icin bu normal. Sizi buraya alacak sirket risk alacak ve masrafta bulunacak. Nacizane tavsiyem is bulursaniz maasa bakmadan (%30 kuralina dahil oldugu surece) gitmeniz. 1-2 yil Hollanda'da calistiktan sonra daha yuksek maasla is bulmaniz cok daha kolay.

Bunlara ek olarak eger iyi bir projede calismak istiyorsaniz github orada duruyor. Binlerce cok kaliteli opensource proje contributor bekliyor. Eger yaptiginiz is sizi tatmin etmiyorsa, hangi teknoloji uzerinden calismak isterseniz isteyin mutlaka github'da size uygun bir proje vardir.
0
whisky
(13.01.21)
(8)

Mobil Uygulama için Prototip UI Tasarlama Aracı

klenda
İleride tasarlayacağımız mobil uygulamanın neye benzeyeceğini göstermek için kullanıcı ara yüzü tasarlayabileceğimiz, mümkünse online bir araç var mıdır? Uygulamanın back-end'ine dair hiçbir şeyi yapmayacağımız için bu aşamada, direkt mobil uygulama tasarlama aracı istemiyoruz. Sadece ara yüzü göst
İleride tasarlayacağımız mobil uygulamanın neye benzeyeceğini göstermek için kullanıcı ara yüzü tasarlayabileceğimiz, mümkünse online bir araç var mıdır? Uygulamanın back-end'ine dair hiçbir şeyi yapmayacağımız için bu aşamada, direkt mobil uygulama tasarlama aracı istemiyoruz. Sadece ara yüzü göstereceğimiz bir fotoğraf koymak için bir design aracı istiyoruz mümkünse. Bütün önerilere açığız :)
0
klenda
(12.01.21)
ben de merak ettim. takip.
0
co2s2
(12.01.21)
figma
0
try again fail again fail better
(12.01.21)
Figma +1
Adobexdden daha basit, anlaşılır ayrıca ücretsiz
0
Yavuşuhlu
(12.01.21)
xd
0
buenosdias
(12.01.21)
prototyping konusunda güzel şeyler var.

mesela sketch veya adobe xd ile yaparsanız, sayfalar arası bağlantı verebilirsiniz. onu da telefona atıp birebir canlı olarak gösterebilirsiniz.

www.sketch.com
letsxd.com

edit: figma'da da varmış bu dediğim,

help.figma.com
0
aziz dostum jack
(12.01.21)
Figma +1
0
plutongezegendegilmi
(12.01.21)
Alternatif olarak Balsamiq mockups oneririm.
balsamiq.com
0
mononoke
(12.01.21)
zeplin.io

çeşit olsun diye ekledim. tr'den çıkmıştır. daha sonra yazılımcının da işini kolaylaştıracak türdendir. şimdilik size çok uymayabilir.
0
ananiyimioguz
(12.01.21)
(10)

Foyası çıkınca önce inkara sonra yalan söylemeye başlayan erkek

zahlebinin
Daha önce bu sebeplerden defalarca kavga edilmiş, yine erkeğin güven sarsıcı hareketlerinden dolayı ayrılınmış. Ayrıldıktan sonra aradan epey zaman geçmiş(6ay) bu süreçte erkek yalan söyleme huyunu, öfke problemini vs kabullenip hatrı sayılır bir terapistle çoook uzun seanslar yapmış ve düzeldiğini
Daha önce bu sebeplerden defalarca kavga edilmiş, yine erkeğin güven sarsıcı hareketlerinden dolayı ayrılınmış. Ayrıldıktan sonra aradan epey zaman geçmiş(6ay) bu süreçte erkek yalan söyleme huyunu, öfke problemini vs kabullenip hatrı sayılır bir terapistle çoook uzun seanslar yapmış ve düzeldiğini iddia ediyor. Seanslara artık düzenli devam etmiyor, ilaç da kullanmamış ama terapist artık sık seanslara ihtiyacı olmadığını arada bir görüşmenin yeteceğini söylemiş.

Neyse, kız inanmıyor ama eski güzel günlerin hatrına düşman da olmak istemiyor çünkü 5 sene geçirmişler birlikte. Erkek her şeyi düzelttim, düzeltmeye devam edeceğim sana göstereceğim vs diyor ama kız belli seviyede görüşebiliriz, başka türlüsü artık olmaz diyor. Erkek ayrı kaldıkları süreçte mide kanamaları geçirdiğini, bir büyük trafik kazası atlattığını, arabanın çok büyük hasar aldığını(araba bir arkadaşının) kendisinin burnu kanamadan mucizevi bir şekilde kurtulduğunu söylüyor. “İstersen fotoları gösteririm” diyor. Kız gerek yok ne alaka fotoyu neden isteyeyim diyor.

Birkaç gün sonra erkek endoskopi yaptırıyor, kız istersen geleyim yalnız gitme diyor ama erkek kabul etmiyor. Endoskopi sonucunun iyi çıktığını söylüyor. Kız raporu bana da gönder diyor. Erkek bir ara gönderirim yanımda değil vs diyerek yaklaşık 1 ay göndermiyor, arada muhabbeti geçtikçe kız soruyor “aa unuttum, bulamadım, yarın atıyım” vs.

Kız sonunda patlıyor. Arabanın resimlerini de istiyor, endoskopiyi de. Adam “arabanın fotoları bende yok arkadaşımda vardı sordum ama atmadı” diyor. Sorduğun mesajın ss’sini at ozaman diyor kız. Adam atmıyor, gerekçesi “ehh çok fazlaymış bu kadarı”. Kız yalan söylüyosun diyor, adam inkarda. Endoskopi raporunu hastaneden yarın alıp atarım görürsün diyor(bugün güya ama ses yok)

Adamın derdi ne?
Kız psikopat mı, adam mı onu güvensiz hareketleriyle delirtmiş? Kız bi başkasına böyle şüpheler duymadığını söylüyor.
Adam tedavi olduğunu, güvenini tekrar kazanacağını vs. söylerken böyle bir şeyi yapması, bu yaşananlar karşısında en azından elinde ne varsa koşa koşa toplayıp kendini dürüst çıkarmak için kızın alnına çarpması gerekmez mi? İlişkileri tamamen kopacaksa da bunu yapması gerekmez miydi ?
Kız ne yapsın sizce? Merhametli davranmalı mı adamı kendi hayatına çok dokundurmadan, yoksa olabildiğince uzak mı kalmalı. (Adamın nerdeyse kimsesi yok, ailesiyle kalıyor ama dialog sıfır. Kazadan-endoskopiden hiçkimsenin haberi yok sadece kıza anlatmış adam. Bir de arabanın sahibi biliyor.)

Uzun oldu kusura bakmayın ama benim için çok önemli. Teşekkürler yorumlarınız için şimdiden.
0
zahlebinin
(11.01.21)
kızın derdi ne?
yani adamın ne mal olduğunu anlamış madem, sonra niye "inanmak işine gelmiş"? yalan söylediğini biliyorsa niye iletişime devam edip üstüne bir de yalanlarını yüzüne vurmuş?
adam yalancıysa ya iletişimi tamamen kesecek, ya da yalanını yakalayınca yüzlemeyecek. tamam yalan söylüyor, biliyorsun, bu ısrar niye? kes iletişimi?

not: adam ruh hastası. yalan konuşmak bir ruh hastalığıdır.
0
pati
(11.01.21)
Kızın derdi şu, çok aşık olmuş zamanında güzel şeyler de yaşamış, adam elinde imkan varsa kızın her istediğini her zaman yapmış(hala da yapmaya çalışıyor ama kız fazla müsade etmiyor) bu yüzden de kız sorumlu hissediyor.
0
🌸zahlebinin
(11.01.21)
Adam ilgi çekmeye çalışıyor işte, bende öfkeden çok üzüntü hissettirdi bu davranış.

Kız ne yapsın? Valla kız bilir. Ama adam böyle davranıyorsa ilişkide zaten bi sevgisizlik / iletişimsizlik sorunu var gibi, bir de 5 yıl birlikte geçirdikten sonra hala devam ediyorsa aralarındaki iletişim önceden de çok iyi değilmiş gibi görünüyor.
0
plutongezegendegilmi
(11.01.21)
epey zaman geçmiş, 6 aydan sonrasını okumak istemedim. 6 ay uzun bir süre değil, 6 ayda yalan söyleme huyu, öfke problemi vs.. terapiyle çözülebileceğini sanmıyorum çok daha uzun sürer bence.

ama okudum, bence yalanlar devam, kız yoluna baksın, öyle adamdan bi bok olmaz.
0
benaslinda
(11.01.21)
Ben okurken üşeniyorum siz yaşarken uşenmiyor musunuz? Bu kişi kardeşiniz değil ana babanız değil eşiniz degil. Eski'den başka sıfatı yok. Ne diye hayatınızda tutup oyalaniyorsunuz ki?
0
elorelia
(11.01.21)
Bu ilişki başından sonuna kadar hiç sağlıklı, normal bir ilişki gibi durmuyor. Yani ortada en az 5 yıllık bir geçmiş var, siz birbirinizin arkadaşlarını tanımıyor musunuz? Hiç mi tanışmadınız? Mümkün değil 5 yıllık ilişkide bu. Yani kızın, erkek arkadaşının dediklerini teyit edebileceği kimse olmaması mümkün değil. Belki aileler tanışmamıştır, haberdar değildirler diyeceğim ama 5 yıldan bahsediyoruz.

Adam, arkadaşının arabasıyla büyük bir kaza yapıyor. Kız inanıp, inanmamak arasında kalıyor. Ee yani böyle büyük bir kaza üzerine hiç mi ortak tanıdığı yok, olayı teyit edecek? Hastanede bir operasyon geçiriyor, bunu bile teyit edecek tanıdığı yok. En kötü, hastaneyi arar sorarsınız, habersiz hastaneye gidersiniz.

Çok garip bir ilişki bu. Hani karşınızdaki kişi size mezun olduğu okulunu yalan söyler, ailesinden-arkadaşından 5 senede yine öğrenirsiniz gerçeği. Öyle çok aşık olunan bir ilişki gibi durmuyor bu yaşanılanlara bakılırsa. Kız, adamın yalan, uydurma halini biliyor sonra ne gerek var fotoğraflara diyor daha sonra olana bitene inanmayıp fotoğraf istiyor.. bence yazık etmeyin kendinize. Kendi hayatınıza bakın.
0
GoodMorningTeacher
(11.01.21)
Kız ne yapsın bence yalancıya yol versin.
0
turkce konusan uzayli
(11.01.21)
@goodmorningteacher
Adamın arkadaşım dediği kişi kızla ayrıldıktan sonra samimiyetinin ilerlediği, ticaret yaparken iş için tanıştığı bir adam. Kızla herhangi bir tanışıklığı yok. Adam bu kazayı hem ailesinden hem de tüm çevresinden sakladığını söylüyor. Genel olarak başına gelen her şeyi özellikle ailesinden saklayan biri, çünkü yargılamaktan, suçlamaktan ve ezmekten başka bir şey yapmayan bir ailesi ve her olup bitene ayılıp bayılma potansiyeline sahip bir annesi var.
Adam yalnız biri yazmıştım.
0
🌸zahlebinin
(11.01.21)
Yalan söylüyor. Ona merhamet gösterip yeniden hayatınıza almanız için. Seanslar da yalandir muhtemen. Bence çok düşünmeye gerek yok. Zaten her olayda yalan olmasa bile yalan mı diye süpheyle nasıl birlikte olacaksınız? Ayrıca Ona minnet duyuyormuşsunuz fakat minnet duygusu üzerine ilişki kurulmaz.
0
velvetmorning
(12.01.21)
bu adam önceden mitomani miydi? sanki hastalığı devam ediyor. terapiste gittiği bile yalan olabilir.

5 yıl değil 25 yıllık ilişkiler bitiyor. kendisini üzmesin artık kız tarafı.
0
false pretension
(13.01.21)
(7)

Getir’de banka kartı geçmiyor mu artık

condom kurşunu
Eskiden gayet geçiyordu şimdi internete açık değil kartnız uyarısı alıyorum. Bankayı aradım getir nakit kartı kabul etmemiştir diyor. Ne alaka ya.
Eskiden gayet geçiyordu şimdi internete açık değil kartnız uyarısı alıyorum. Bankayı aradım getir nakit kartı kabul etmemiştir diyor. Ne alaka ya.
0
condom kurşunu
(10.01.21)
Getiryemekte kullandım az önce
0
glamdr1ng
(10.01.21)
tosla geçiyorsa onun da geçiyor olması lazım. ikisi de ön ödemeli.
0
jelly bear
(10.01.21)
Kart ing bu arada. Netflix ve spotifyda da geçmedi. Yarın bir normal ödemede kullanıcam arada sapıtıyor.
0
🌸condom kurşunu
(10.01.21)
sorunun cevabını kendin yazmışsın. Getirle alakalı birşey değil banka , kartını online işlemere kapatmış. Müşteri hizmetlerini arayıp açtırman gerekiyor.
0
ishak77
(11.01.21)
kart internete açık değil diyorsa, getir'le ne alakası var? bankayı arayıp kartı internete açmanız lazım. başka sitede/appte kullanabiliyor musunuz kartı=?
0
co2s2
(11.01.21)
Kart internete açık zaten kapalı demedim. Soruyu da o yüzden soruyorum mantıken kapalı olsa böyle bir soru sormam. Bugün başka bir sitede kullandım. Normal markette de kullandım ama getirde sorun var.
0
🌸condom kurşunu
(11.01.21)
Başka birisi de benzer bi soru sormuş: www.eksiduyuru.com

Getir'in kart altyapısı düzgün çalışmıyor, ben de sorun yaşadım. Son 3 ayda 2 kez CTO değiştirdiler, teknoloji tarafı epey kötü yönetiliyor filan. Belki ondandır :)

Çözüm: sonra tekrar denemek.
0
plutongezegendegilmi
(11.01.21)
(1)

React Native - kalıcı token - beceremedim

tchuck
ya bi desteğe ihtiyacım var arkadaşlar.şimdi bir kullanıcı login olduğunda, onun token bilgisini asyncstorage'a kaydediyorum.daha sonra da, temel axios ayarlarını yaptığım bölüme, bearer token olarak bunu getItem ile alıp basıyorum.neyse.beklentim şuydu; app'i tamamen kapatıp daha sonra tekrar açtığ
ya bi desteğe ihtiyacım var arkadaşlar.

şimdi bir kullanıcı login olduğunda, onun token bilgisini asyncstorage'a kaydediyorum.

daha sonra da, temel axios ayarlarını yaptığım bölüme, bearer token olarak bunu getItem ile alıp basıyorum.

neyse.
beklentim şuydu; app'i tamamen kapatıp daha sonra tekrar açtığımda bu token'ın hatırlanmasını ve logged in olmam gerek diye düşündüm.

ama applicationı tamamen kapattığımda, bu storage'ın düştüğünü farkettim.

yani bunun workflow'u nasıl olmalı ya?
ben asyncstorage sürekli kalıyor diye biliyordum. yanlış mı biliyorum?
veya testflight'ta mı sadece asyncstorage'ı sıfırlıyor her app'i kapattığımda?
0
tchuck
(09.01.21)
AsyncStorage.getItem() promise dönüyor, async çalışıyor. Onunla ilgili bir sorun olabilir mi?
0
plutongezegendegilmi
(09.01.21)
(2)

ilaç kullanırken karnın sağ tarafında ağrı

bluewhale
Selamlar yaklaşık 1 haftadır ilaç kullanıyorum ve 3-4 gunden beri karnın sag üst bölgesinde kaburga kemiğinin hemen altında ağrı/sızı hissediyorum, uzanınca geçiyor ama hareket edince ağrıyor. daha önceleri içkiyi fazla kaçırınca falan da olurdu bu ağrı, k.ciger, safra kesesi taşı falan mıdır?
Selamlar yaklaşık 1 haftadır ilaç kullanıyorum ve 3-4 gunden beri karnın sag üst bölgesinde kaburga kemiğinin hemen altında ağrı/sızı hissediyorum, uzanınca geçiyor ama hareket edince ağrıyor. daha önceleri içkiyi fazla kaçırınca falan da olurdu bu ağrı, k.ciger, safra kesesi taşı falan mıdır?
0
bluewhale
(08.01.21)
Karaciğer, yan etkilere bakın prospektüsten
0
dakota
(09.01.21)
ülser de olabilir.
0
plutongezegendegilmi
(09.01.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.