uzun ömürlü olsun diyosan decathlondakiler indirimde adedi 195 tl. bence ondan al.

bunlar çok dayanmaz.

3 yıldır falan var.balkonda unutmuşum güneşten kumaşı pul pul oldu ama hala kullanılıyor. Çok sık kullanmadım ama fiyatına göre ( 2.ye yüzde 50 olunca )çok memnunum fakat daha üstünleri kullanmadım

decathlondaki ve ahşap kollu olan açıkça daha uzun ömürlü ve sağlam duruyor ama ağırlık olarak da benim sorduğumdan fazla gibiler. taşınması da kolay olmalı. bi de 70 kg ile aşağı çökmesin, güvensiz hissettirmesin.

A101, Migros, bim gibi yerlerden hangisi daha çok indirime girmişse onu alırım senelerdir. 2-3 seneden az götüren olmadı. Kg larımız 60-80 arası değişiyor.

139 tl'lik olani hem tasimasi kolay hem de 2-3 yil rahat goturur. 70kg bir sey degil.

enivicivokke'nin attigi gibi olanlari koluna takip rahat goturemiyorsun

Aynısını aldım. Kalitesiz çıktı, iskelet çubukları boyun kısmındaki kısmı deldi attı maalesef.

kalite olarak türkiye'dekinden iyi olacağını düşünüyorsanız bence para konusu şöyle:
2 yıl içinde bir daha 1.500 euroluk diş masrafının olma ihtimali düşük. zaten o kadar aşırı bir şey olursa türkiye cepte bir seçenek.

kanalin tekrar yapilabilirligi konusunda bir bilgim yok ancak sunu soyleyeyim: implant kanaldan cok daha mesakkatli bir islem. ben de yurt disinda yasiyorum. daha onceden kanal yaptirdigim bir disim kirildi ve kurtarilamayacagindan cektirmenin tek care oldugu soylendi. turkiyede bu isler daha guvenilir dusuncesiyle turkiyede implant yaptirma yoluna girdim. once gittim cektirdim, olcu icin iyilesmesi gerekiyor birkac ay sonra tekrar gel dediler. zar zor vakit ayirdim gittim bir de ne gorelim? damagimda kok kalmis, o alinmadan devam edilemezmis. saatlerce o koku almak icin ugrastilar ve yapamadilar ve damak yine yara oldugu icin devam edilemedi isleme. bir sonraki uygunlugumda o kalan kokun alimi icin ameliyat olacagim ve yine ondan sonraki gidisimde implanta sira gelecek. ki onda da bir gidiste olcu alinacak, sonra civisi vs derken birden fazla daha gidip gelmek gerekiyor.

siz ne kadar orda cektirecek olsaniz da turkiyeye gittiginizde bir sorun oldugu ortaya cikarsa vs benim yasadiklarimi yasayabilirsiniz, bunu aklinizda bulundurun. he bir aksilik cikmasa dahi tek gidiste yaptiramayacaksiniz implanti, bunu da unutmayin.

bir de ne olursa olsun dis kurtarilabilecek haldeyse orijinal disten vazgecilmemeli bence. implant da omru olan bir sey sonucta, 10 15 yil sonra hoop sil bastan ayni acilari cekmek gerekicek falan, zor yani.

ayrica damagin iyilesmesi icin 1.5 ay da yetmeyebilir, benim gittigim dis hekimi cekimden 3 ya da 4 ay sonra gel olcu icin demisti. eger implant yaptiracaksiniz cektirmeden once bir dis hekimiyle gorusun muhakkak bence.

Kanal da olsa sizin dişiniz. İyi bakarsanız çok uzun seneler kullanılırsınız. Benim dişimde 10 senelik kanal var. Daha bi 10 sene gider. Diş ipi falan kullandığım için sorun yaşamıyorum. İyi bakıyorum.

Bir de implantım var. Ne kadar iyi baksanda senin dişin değil. Son kullanma tarihi var. 10 - 15 sene kalıp ömrünü tamamlıyor. İyi bakmazsan çene kemiğine çakılan o vida gevşiyor ve düşüyor vs.

Kendi dişiniz en iyi implanttan bile iyi. Eğer sana dişini açarız bakarız. Belki tekrar kanal yapmaya uygun olmaz vs demedilerse. Tekrar kanal yapılması kesinse o zaman ben kesinlikle kanal yaptırırdım.

Ayrıca implantta baya zor bi işlem. Defalarca git gel yaptırıyor. Ameliyat falan yapılıyor. Orası bi 8 ay boş kalır. Önde yer iyileşecek 3 4 ay. Sonra vidayı çakacaklar ve 2 ay iyileşmesini bekleyecekler. Sonrasında o vidaya diş ekleyecekler vs. Uzun iş.

Kanallı dişin ömrü 5 yıl muhabbetleri boş. İmplant dişe göre daha kolay kaybedilir, bakımı daha zordur, daha fazla özen göstermeniz gerekir. Bu yüzden de dişi ağızda tutmak ilk seçenektir. Kanal tekrarı yerine implant düşünmek tercihiniz olmamalı bence.

Kendi dişini kurtarmak için %0,001 lik bir ihtimal bile olsa, elinden geleni yapmanı tavsiye ederim. 1 dişim yeniden kanal tedavi gördü ve 4-5 senedir halen iyi durumda. İmplantım var ama ne kadar iyi de olsa kendi dişin gibi olmaz.

ben dis cektirmeyi kolumu bacagimi kaybetmek gibi dusunup asla kabullenememistim. cektirmemek icin de kanal tedavili dise ikinci kez kanal tedavisi yapacak doktor arayip en son yaptirdim. sonuc olarak birkac yil sonra disim cekildi.
ben de implanttan yanayim

Kanal yenileme tedavisiyle dişi kurtardık gibi arkadaşlar, sağ olun.

abi eleman beyaz bir ırkçı, üstün ırk olduğunu söylüyor bıraktığı notta. beyazlar hariç herkesi öldürüyor markette.

Sadece zencileri hedeflemis sanirim ama en bastaki kadin da beyaz.

bilallica, dediğine katılırdım da beyazları da vuruyor.

Bence o an kafa gitti. Zaten heyecanlı.

bir kolombiyali bu arkadas icin beyaz degil istedigi kadar teni beyaz olsun, o basta vurdugu da hispanik muhtemelen

ölenler ya siyahi ya da hispanik. yani her siyah olmayan beyaz değil aslında.

Avrupanin genel tutumu bizim dusmanlari beslemektir, ab politikasi bu yani.

Miterand vardi eskiden bizzat basiydi bu islerin.

Su an dw ekibi gibi iste. Olaylar bizde kalsin avrupaya gitmesin istiyorlar bizi tampon bolge olarak kullaniyorlar.

ama aynı zamanda bunlara iltica hakkı tanıyor ve ülkelerine alıyorlar. almanya'dan biliyorum aynı zamanda. bunun ne mantığı var o zaman?

Yanina cekiyor iste, dusmanimin dusmani dostumdur kafasi.
Sonra geri ulkeye yollayip gazeteci gibi kullaniyor.

türkiye'de hukukun işlemediğini ve insanların komik, delilsiz şekilde müebbet bile alabiliği siyasi davaların tutsaklarına tabii ki insan hakkı açısından bakıyorlar ve daha kolay iltica veriyorlar.

iktidar da buna çıldırıyor tabii ki. delil hatta mahkeme olmadan insanları 6-7 yıl tutuklu bırakmayı çok normal görüyor bizimkiler.

avrupa hep terör organizasyonlarının yeri oldu ki, bunu popüler kültürde hiç görmedin mi

dan franck'in la separation'unda 68' solcularından bir fransız çiftin aşkını işliyor, bunlar türkiyedeki XXX'lere para yardımında bulunuyor, solculuğun borcu olarak. bak bu kitap 31 sene önce yazılmış.

hatta türkçede de buna dair meşhur şeyler var, isveç hk. özellikle.
kimisinin köyü yakılmış, mesela yakın zamanda bir süryani isveçten temelli dönüş yapmıştı, o dönem çok bunaltmışlar burada duramamış.
kimisi de buna benzer bir yalan uydurup iltica etmiş
zenginsozluk.com

yabancı hükümet, o hükümetin lobisi, vakfı neyse artık başka ülkede siyasete topluma yön vermeye çalışıyor, senin çıkarınla çatışınca o odağın buradaki ayağını hapse atıyorsun, gidip yabancı hükümet ve çevresindekileri hapsedemeyeceğine göre. cezayı ona değil de onun enstrümanına kesiyorsun, her ülkede illa ki olan şeyler bunlar

örneğin, chrest vakfı başkanı lou jensen, 2001'de mardin, hakkari ve kandildeki türk askerinin hareketlerini, konumlarını istiyor, buralara yapacağı ziyaretten sebep güvenlik endişesiyle. tamam bu da türkiyenin kaygı duyacağı bir şey oluyor.

ya da ukrayna, turuncu devrim ve isimler & vakıflar

veya
abd ve sovyet tesirindeki ülkelerde soyut ekspresyonizmin fonlanması
sanat ve sanatçılar soğuk savaşın maskesiydi basbayağı
edit. itiraz gelecek şimdi ekleme yapayım, sanatın kendisiyle manevra vermiyor. ör. yugoslavyada sanatçı, vakıf, dernek, etkinlik, konferans yoluyla liberallik pazarlıyor onlara alan açıyor vs.

ha kimisi bu müdahaleye kurtarıcı gözüyle bakıyor, belki de öyle. ama bir yerden sonra onun dümen suyuna giriyorsun, bedava köfte yok

mayıs ayındayız, vize işlemlerini falan da hesaba katınca yıl sonuna pek bir şey kalmıyor. 4-5 ayda 8.000 euro kazanmayı düşünüyorsanız önereceğim işler legal olmaz.

Turist vizesiyle hicbir yerde legal olarak calisamazsin zaten onu gec.

Yukarida yazildigi gibi simdi yuksek lisansa basvursan (yani cok gec, son dakika acik program bulursan) eylul sonu falan baslayacaksin zaten. En iyi ihtimalle 3.5 ayda 8 bin euro zor. Almanya'da yasayan arkadas/akrabalarinda bedavaya kalabiliyorsan, yani kazandigin tum parayi biriktirebileceksen belki olabilir. Ama her turlu vize icin yuklu bir miktar para gostermek lazim zaten, onu nasil asarsin bilmiyorum.

Sokak muzisyenliginden o kadar para gelmez sanirim cok yirtik olsan bile. Ustune baska is gerekir. Ama haftada belli bir saat calisma limiti var ogrenciyken de.

Calisma vizesi alacak profilin yok, sadece ogrencilik uzerinden konustum.

Turist vizesiyle gidip adresi otel bildirirsen ve otelde kalmazsan pratikte seni bulmalari imkansiz.
Dogal olarak yakalanana kadar kalabiliyorsun.

Bu arada donercide falan calisip para biriktirme imkanin var.
Ama turk isyerleri kacaksin diye iligini somururler.
Tabi hastalik vs gecirirsen ya da yolda araba falan carparsa ayvayi yedin.

almanyada dönercide çalışırsan saatte 6-7 euro falan verirler yasal değilsin diye. arkadaş anlattı, bi ara da düğünlerde garsonluk yapmış günlük 40 euroya.

dolar/altın önümüzdeki sürede artacak gibi görünüyor.
araba piyasası güçlü, yani yatırım olanağı da taşıyan bir şeyse aynı derecede artması, zarar ettirmeyip daha da fazl kazandırması öngörülebilir. ama tabii tam tersi de olabilir, hiçbir şey ytd.

Sen ne istiyon? arabayi degistirmek mi kenarda para tutmak mi? bence mal almak daha mantikli. imkansiz gibi dursa da para deger kaybedeeer kazanir vs ama araba ihtiyac oldugu icin her turlu kullanirsin, degerlenir, ihtiyacin olur, satarsin. ama kullanmis oluyorsun bence daha makul. abi paramizla alamadigimiz seyler oldu ya mesela iphone13 çip kitligi, yok efendim sifir araba yok vs. O yuzden mal sahibi olmak +1

Ben ayni ikilemde kalip %70 dolar %30 altin bozup arac aldim. Zaten dolar oraninda arac fiyatlari artiyor da, Temmuz sonu gibi araclara enflasyon oraninda da zam gelecek buyuk olasilikla (euro icin %8-10 civari). Arac bulma ve malzeme sikintilari da yakin zamanda cozulecek gibi degil. Otv indirimi gelmedigi surece ozetle bence bu is mantikli olur, ki onu da ongormek mumkun degil (ki bence pek olasi da degil).

Bana su an icin tam tersi, yani arabayi bozup dolar almak, daha mantikli geliyor.

ihityaç varsa araba almak mantıklı, 360k lık bi arabanın kaskosu sigortası bakımı vs. derken arabaya aylık 750tl hava parası verceksiniz bunu da unutmayın.

fazla farketmez ki. dolar altın artınca araba fiyatları da artmış olacak. 25bin usdlik araba yine aynı olacak. unutmayın ki araba zaten dolar endeksli bişey. alabiliyorsanız bence beklemeye gerek yok. en azından hayat kalitesini bi an önce artırmıs olursunuz

teknoloji terimlerinde "harici" kelimesi çok net ve doğru geliyor bana.
böyle bir şey vardı zaten galiba da ilk aklıma harici bağlantı gibi 2 kelimelik bi isim geldi.

Celp derdim ben olsam.

sadece 1 kişide mi oluyor bu?
öyleyse simde anlık bi hata olmuş olabilir belki.

daha önce duymuştum. bazı hat sahipleri istemediği halde numaraları karşı tarafa gizli numara olarak gidiyordu. operatörünüzü arayıp düzelttirin.

Türk telekom mobil uygulama ayarlarından kapatılabilir.

bu finallerde 1 defa bile bilet görmedim ben 7/24 takip edip.
gittiğim maçlarda da özellikle insanlara sordum, bilet satın alıp gelen görmedim.
ki son maç 2.000 kişilik statta oynanacak, vakıfbank fenerbahçeliler gelmesin diye biletleri çoktan dağıtmıştır.

ayrıca saati bilmiyorum ama açsalar bile 1-2 biletten fazla satışa çıkmaz gibi.

müşteri hizmetlerini aradım kesinlikle cevap yok. mail atıp sordum. verilen cevap: "spor kulübünün anlık onayına istinaden satışa açıldığı için konu hakkında bilgimiz bulunmamaktadır."

yani her dakika bakmak lazım. anlık yakalasak bile anında tükenecektir muhtemelen.

Evliyim, kadınım. Hem eşim hem de kendim yakın arkadaşlarımızla yurtiçinde ve yurtdışında pek çok kez tatile çıktık. Sorun görmüyorum.

Ya ben hiçbir zaman ilişki ile alakalı kesin konuşulmamasi gerektiğini düşünüyorum. İnsan yeri geliyor tükürdüğünü yaliyor. Neyse.

Karşı cins ile istemem ama hemcinsi ile neden gitmesin ki?

Benim için sıkıntı, kıskanç ve evhamlıyım.

Sıkıntı olmaz ve olmamalı ancak bana kalırsa buradaki asıl durum eşlerden birinin üçüncü bir kişiyle eğlenmek istemesi.
Neredeyse 8 yıllık evlilikle devam eden 16 yıllık ilişkimde eşimi dahil etmeden plan yapmak içimden geçmedi ve bu durum eşim için de böyle ki şimdiye kadar hiç böyle bir teklifi geçtim imada bile bulunmadı.
Çünkü zaten eşimle birlikte eğlenmeyeceksek, "yeni" olanları tatmayacaksak neden birlikteyiz? Rutin hayatı paylaşıp ilginç ve yeni olanları kendi kendime ya da kankamla tadacaksam neden eşimle yaşlanmayı tercih ettim? Böyle bir plan kafamdan geçse en başta bu benim kendi kişiliğime yaptığım bir saygısızlık olur, ya da bunu açıkça kendisine söylerim, "artık seninle eğlenemediğimi düşünüyorum, o yüzden farklılık istiyorum hayatımda" derim.

Edit: yazmayı unutmuşum, 38/E

ben evliyim ve yurtdışında yaşayan arkadaşımla iki kez yine yurtdışında farklı bir ülkeye seyahat etmiştik. keşke tekrar gerçekleştirebilsek ama eşimin bakış açısı değiştiği için (!). ben yanlış bir şey görmüyorum. eşle de tatil çok güzel, en yakın arkadaşla da. (K)

evli bekar fark etmez isteyen istediği arkadaşıyla istediği yere gider. sevgilim/eşim gitse benim söyleyecek sözüm yok, ben gitsem onun olmaz, zaten ne alaka. çocuk değiliz, birbirimizin ebeveyni değiliz. yeni tanıştığı biriyle gidiyorsa da yine bir şey demem, çünkü ayrılmış olurum. k

içimden gelmez onsuz gitmek bu yüzden foolrules +1
ancak sorun da olmaz, gidebiliriz her türlü. 34/K

foolrules +1

20'li yaşların başında belki olabilir.
sevgililikte de belki 30'a kadar falan kabul edilebilir, bütçeler tutmaz, eşlik edilemez falan filan.

ama 30+ yaşta, özellikle evlilikte mecburi iş seyahati dışında "tatile" gidilmemeli diye düşünüyorum.
çok istisnai şartlarda, belki yurt içi olabilir de, yurt dışı olmaz.

Maddi duruma göre benim görüşüm değişirdi. Eğer kırk yılda bir böyle bir ihtimal doğduysa ve eşim de bunu arkadaşıyla değerlendirmek istediyse ciddi anlamda alınırım.

Ama yıl içinde birkaç kere birlikte tatile çıkabiliyorsak arkadaşlarıyla gitmek istemesi beni ırgalamazdı.

Romantik çekim potansiyeli olan biriyle başbaşa tatile çıkması benim için bir sorun, ister karşı cinsi olsun ister hemcinsi olsun. Hele ki bu yukarda bahsettiğim tarzda nadir ele geçen bir durumsa güven kaybı yaşarım ve altında başka sebepler ararım. Grup olarak gidilebilir.

Ama burada kritik nokta bence maddiyat. Sadece tatil için değil bu, o kadar maddi sıkıntı yaşıyoruzdur ki birlikte dışarda bile yemeğe çıkamamışızdır, eşim kalkıp arkadaşımla yemeğe çıkıyorum derse bu da beni üzer. En başta ben kendim bunu yapamazdım, böyle bir ortamda tutup da "bu akşam arkadaşla bir yemeğe çıkacağız" diyemem yani.

Kısaca, birlikte yapabildiğimiz şeyleri arkadaşlarıyla da yapmasının mahsuru yok. Ama birlikte yapamadığımız şeyler için sorun.

Cok olumlu bakiyorum, pek olumlu bakiyorum. Sürekli kic kica yasamaya gerek yok.

Sadece arkadaslarimla tatil yapmiyorum, hem aileyle hem arkadasla hem de partnerle ayri ayri tatil yapacak kadar tatil/izin gününe sahibim. Yilda 10 gün tatilim olsaydi muhtemelen sadece partnerimle tatile gitmek isterdim.

Partnerlerimin de arkadaslariyla tatile gitmesine karsi cikmadim. Karsimdaki iki günlük tatilde kicini basini dagitip güvenimi sarsacak seviyede ise, zaten o iliskideki tek sorun tatil degil.

birlikte eğlenmemeliyiz düşüncesine minicik hak veriyorum ama tam değil. sağlıklı bir ilişki için taraftaların kendilerini besleyecekleri çevreleri olması çok önemli.

ama sizi aldatıp aldatmaması sizden ayrı 2 gün geçirmesine bağlıysa izin verip vermemeye gerek yok diye düşünüyorum.

Seyahatle tatil arasındaki fark önemli tabi. İşi için başka bir erkekle seyahat etmesi gerekiyorsa ona karışacak halim yok. Ama onun dışında tatil kafa dinlemek için yapılan bir keyif organizasyonudur ve bir insanın ilişkisi varken başka bir karşı cinsle tatile gitmesini anlamam mümkün değil.

Yalnız başına gitmek isterse anlarım. Kafasını toplamak, kendine vakit ayırmak ister. Hepimizin ihtiyacı olur böyle şeylere.

Kız arkadaşlarıyla gitmek isterse anlarım. Hemcinslerle yapılan tatilin ayrı dinamikleri var, eğlencesi falan farklı.

Ama sevgilisi olduğu halde "böyle bir adam var ben bununla başbaşa tatile gidiyorum, sen gelme, ben onla gitmek istiyorum" gibi birşeyi anlayamam, o kadar geniş değilim.

Haber vermeden yapılan durumda zaten ilişki bitmiştir, o ayrı konu.

Beni tamamen salıp hiç umursamayıp evde bırakıp max annemin evine gidecek şekilde sadece kendi arkadaşlarıyla tatile hayatta gidemez, ne yurtiçi ne yurtdışı hiç istemem, yani alınırım kıskanırım, ilgi beklerim yani. Ama diyelim biz zaten beraber güzel bi tatil yaptık, sonra onun arkadaşlarıyla da güzel bi tatil planı gündeme geldi, okey eğer gerçekten gitmek istiyosa ve mutlu olacaksa sorun çıkarmam diye düşünüyorum. (Henüz evli değilim ama 3 ay sonra evleniyoruz, 6 yıllık ilişkimiz var, ben kadın tarafıyım)

Okudum okudum okudum, cevapların en az yarısına "Bak bu da haklı" dedim. Sonuç olarak @akhenaten +1 sanırım.

38k evli olarak cevap veriyorum. Temelde sorun yok, en yakın arkadaşıyla ya da (en yakın olmasına gerek yok) arkadaşlarıyla yaşayacağı deneyim farklı bir şey. Gidip Brüksel'de craft bira turu yapsınlar mesela, ben de başka bir zaman kendi arkadaşlarımla sırf müze ve kitapçı gezmeli nerd tatili planlayayım. Müze gezmekten çok hoşlanmayan eşimle sanat sepet odaklı tatil planlamak istemem, "Yok sıkılmadım" dese bile her girdiğim yerde ay sıkıldı mı acaba, çok mu oyalandım, çabuk çabuk bakayım da çıkayım derken hem o sıkılır hem de ben gezdiğim yerden bir şey anlamam.

Bu böyle ilk aklıma gelen örnek oldu, sonuçta her yeni şeyi beraber denemek zorunda değiliz çünkü aynı keyfi almayabiliriz. Birimizin sevdiği/denemek istediği şeyi diğeri neden kısıtlasın ki?

Edit: Bir keresinde "daha biz tatilimizi planlamadan sen niye başkalarıyla plan yapıyorsun" diye kavga çıkardığımı hatırladım. Benim için öncelik ikimizin planı, sonra ne istersek ayrı ayrı da yaparız.

Gitsin tabii. Hatta asıl evliyken gitsin, sıkılıyor insan bir yerden sonra, mesafe lazım.

bir tuşu yok ama taktikleri var, şu mesafeye kadar şöyle dur, sonra böyle dur, şurada paraşüt aç vs. ben de yıllar önce youtube'dan izleyerek çözmüştüm bir şey tam yapamasam da.

belli bir mesafe gidebiliyorsun, en güneyde atlayıp en kuzeye kimse gidemiyor diye biliyorum, kuzeye yakın atlaman lazım.

airbnb ile yapabilirsiniz bu dediğinizi.

Ev sahipleri kolay kolay kabul etmez böyle bir şeyi.
ama airbnb'den kolayca tutabilirsiniz.

onun dışında sadece arkadaş olacak da 3 ay evi boş kalacak da öyle falan zor.

yazlık yerlerde çokça yapılan bir uygulama. Şansınızı deneyebilirsiniz, bulamazsanız airbnb

Bence kiraların sürekli uçtuğu dönemde kabul eden bulursun, tabi bölgede kiralığa talep fazlaysa, ev sahibine 3 ay sonra daha yükseğe kiraya vermesi muhtemel olduğu fikrini sokarsan.

daha yüksek fiyattan kiraya verebiliyorlar
üniveriste öğrenci ilanlarına/sitelerine bak bence yaz tatiline denk geliyor

+ istanbul'da rezidanslar stüdyo daireler vs için dönemsel/kısa süreli kiralık ilanları çok fazla. bütçe varsa o tarz yerler daha kolay bulunur.

tuz susatır geyiği var. bilimsel açıklaması güvenilirliği meçhul ama.

Kavurma, tüm fast food ürünleri.

susatan yiyeceklerin çoğu doğru beslenmeye uygun gıdalar değil. böyle bir kaygınız varsa pek de işe yaramayacaktır.
www.sporx.com

sabah yediğim kıymalı pide akşama kadar susatıyor.

ben de hiç su içmem ama dışarda ne zaman tavuklu pilav yesem deli gibi su içiyorum. yağı fazla koyuyorlar ondan sanırım. deneyebilirsiniz.

Balık

tavuk,sucuk beni acayip susatıyor.

yine tuzlu şeyler de keza susatıyor.

Tuzlu,baharatlı ve karbonhidrat ağırlıklı herşey susatır.

Çekirdek

Herkes tuz yazmis zaten ama belki tuzdan bile con susatan msg var. Msg tabii bilmen lazim neyde var neyde yok.

Chips Master Msg içeriyor. Ama sorunun çözümü bence bu değil. Her gün cips yiyecek hâliniz yok. Kendinize bir tane suluk alın. Hep gözünüzün önünde dursun. Sabahtan akşama kadar bitirmeye çalışın. Gördükçe için.

Tuz/baharat etkiler ve sıcak yerlerde bunun etkisi daha çok görülür.
Susumamak için doğrudan su olmasa da içinde su oranının fazla olduğu yoğurt gibi ürünlere yönelmek bir çözüm olabilir.

İlk başta aklıma gelenler, sarma,ıspanak,turşu.

yani evet en önemli şeyi söylememişim. tabi ki kilo aldıracak ve zararlı şeyler tüketmekten mümkün olduğunca kaçınmaya çalışıyorum. su tüketimim günde 1lt bile değil bu yüzden aklıma bu çözüm geldi ama tabi ne yesem ekstra kalori olacak :(

Duymadım.

Etrafımda duymadım Marmara bölgesinde büyüdüm, daha çok iç Anadolu güneydoğu Anadolu ait bir kelime sanki, Orhan Kemal kitaplarında da geçiyor

İlk kez duyuyorum.

Ben de ilk kez duydum

Adanalıyım ve evet duydum. hatta bazen kullanırım.

duymadim.

Sizin orası tam olarak neresi? Böyle bir kelimeyi duydum. Kökeni zorlanmaktan geliyor olmalı. Oraya gitmekte zorsundum. Yani içimden gelmedi, istemedim, yapamadım gibi bir anlam çıkıyor olmalı.

Adana ve çevresinde üşenmekle yakın anlamlı olarak kullanıldığını duydum, ben de kullanıyorum zaman zaman. Geçmiş zamanda kullanıldığına şahit olmadım, genel olarak ya şimdiki zamanda "çok zorsunuyorum", "gitmeye zorsunuyor" gibi ya da emir kipinde "hadi zorsunma kalk" şeklinde kullanıldığını gördüm. Geçmiş zaman için genelde üşenmek kullanılıyor.

Üşenmekle nüans farkı taşıyor gibi düşününce, burada temelde kişi üşeniyor da olabilir ancak esas mesela o şeyin kişiye o sırada zor gelmesiyle alakalı. Üşenmek daha pasif bir vazgeçmişlik anlamı taşıyorken, zorsunmak içsel bir çabayı da barındırıyor. "Yapmak istedim, ama zorsundum" gibi. Tabi üşenmekle eş anlamlı olarak da kullanılabiliyor.

Ama şöyle bir şey var, "amaan kim yapacak bunu şimdi" denilen bir durumda üşenmek fiilinin kullanılması daha olası. "şimdi bu işi de yapmak gerek ama ne vakit ve ne de enerjim" derken zorsunmak fiilini kullanmak daha olası.

duymadım hatta varlığına inanmadım gittim tdkdan check ettim o derece uydurmasyon geldi kulağa

hiç duymadım.

duydum, antep tarafı kullanıyor

Çukurova bölgesinde, özellikle Adana'da sıkça kullanılan bir kelimedir, bir işi yapmak konusunda üşengeçlik için kullanılır hatta fevkalade yaygın bir kelimedir.

adana +1 demeye geldim.

Silifkeliyim sıkça kullanırım.

çorumdan sevgiler, duymadım.
bizde de heşlenmek var mesela çoğu kimse bilmiyor.

Adanalı bir kişiden duyup öğrendim.
Daha önce bilmiyordum.

neira +1 çok uydurma geliyor kulağa.

Daha önce hiç duymamıştım. Benzeri bir de <erinmek> var, bunu da üniversiteye ilk başladığım sene oda arkadaşımdan duyup garipsemiştim.

Türkiye'nin her yerinden insanla çalışıyorum, hiç duymadım.

ben de duymadım ama yabancı da gelmedi

bu ara online lostra şirketleri coştu. hiç denemedim ama çok popüler. evde temizlemek dışında bi alternatif olabilirler.

(pointcare www.trendyol.com şöyle bir şey vardı boya. çok memnunlardı. bunu kullanabilirsiniz

Diş fırçası ile temizleyebilirsin. Malzeme olarak, karbonat, diş macunu veya cif kullanabilirsin.

kullanmadığın bir diş fırçasına colgate'in en ucuz diş macununu koyup fırçala beyazlar. mesela paradontax koyup yaparsan beyazlamayabilir. daha da beyaz olmasını itersen bir üst mesajdakini uygulayabilirsin.

7-8'den önce başlamaz, en az 2 saat sürer bence.

ön grup olabilir.

Düz metin içinde yer alan her harfi bir notaya dönüştürüp bundan müzik yapmayı soruyorsanız biraz zor gibi geliyor bana (tabi uzmanları daha net cevap verir).

Ancak bu adamın www.youtube.com yaptığı gibi şarkı sözleriyle uyumlu olacak şekilde gitar soloları dediğinize yakın bir şeyler olabilir gibi. Listeye bakın, sözlerini az çok bildiğiniz bir şarkıyı dinleyin, solo gitar aslında vokale yakın bir şekilde çalınıyor, fark edersiniz...

cde formatındaki notaları doremi formatına çekmeyi demiyorsunuz değil mi?

ek: şöyle şeyler var bu ara popi. www.youtube.com ama düz metinde yemez.

Abi niye o kadar zorlanıyorsun ki ilk aramada sonuç veriyor zaten: www.microsoft.com

@kaleci saçlı forvet bundan daha uygun fiyatla satılan yerler var. trendyol, hepsiburada, turkcell vs. Onlar için sordum aslında. kimse yıllık 1.919,99 vermiyordur sanırım.

Uygun olan birini al geç abi o zaman, orijinal olduğunu gösteren bi belge bi uygulama bi şey illa ki vardır iletişime geçip öğrenebilirsin.

OneDrive mobil uygulamasını indir. Soldaki menüde en altta planın yazar (OneDrive Temel). Oraya tıklayınca Premium planlar çıkıyor. 1TB'lik bireysel plan 15,99 TL/ay.

Ben bunun aile için olanını kullanıyorum. 6 kişi eklenebiliyor. Kişi başı aylık 4 liraya geliyor. Hem 1 TB bulut alanı var hem de office uygulamaları var. Üstelik office'i 5 cihaza yükleyebiliyorsun. Yani kendi hesabınla 5 farklı bilgisayar ya da tablet ya da telefona yüklersin. 6 kişilik olanı da 30 bilgisayara yükleyebiliyorsun haliyle.

Tabii buradaki fiyat muhtemelen microsoft'un gözden kaçırdığı bir fiyat. Çünkü 15 Mart'ta zam gelecek diye mail düştü. Normalde bu planın aylık ödemesi 124 TL. Ancak 20 gündür OneDrive uygulamasındaki fiyat da güncellenmedi.

Önceden de fiyatı 50+ TL gibi bir şeydi Kaleci Saçlı Forvet'in verdiği linkte. Ona rağmen OneDrive uygulamasında yine 16 TL'ydi. Ben aylardır bu şekilde ucuza kullanıyorum. O yüzden ilk aramadaki sonuç her zaman doğru olmayabiliyor.

Üni ogrenci mail adresin varsa office'i bedava kullanabiliyorsun: www.microsoft.com

OneDrive mobil uygulamasını indir. Soldaki menüde en altta planın yazar (OneDrive Temel). Oraya tıklayınca Premium planlar çıkıyor. 1TB'lik bireysel plan 15,99 TL/ay.

yazmış arkadaş. iphone’da da aynı yöntemle aynı fiyata ürünü alabilirsiniz. nerden aldığınızın önemi yok. aldığınız ürün “tüm platformlarda” çalışır.

CD satin alip yukleme devri bitti artik.
aylik abone oluyorsun, her ay kredi kartindan cekiyorlar. Hep son surum kullaniyorsun.
Yurtdisindayim, ayda $15 civari veriyorum, full office outlook falan dahil.

hem teşekkür hem de ileride buraya bakacaklar için not: onedrive mobil uygulamasından yaptık,
az kalsın gaza gelip 1.900 veriyorduk çok teşekkürler herkese.

tr fiyatları baya avantajlı o zaman. aylık 16 TL ile tüm uygulamalar var.

Otoparktan direkt geçiş var ama otoparklar avm ile orası için farklı mı bilmiyorum. Otoparka girerken sor bence ona göre yakına park edersin.

psm'ye özel mi bilmiyorum ama zorlu avm'nin otoparkı direkt psm'nin önünde.

direkt oradan girebilirsiniz ya da zorlu avm içinden de geçiş var.

avm otoparkına girip avmnin içinden psmye girebilirsiniz.

checkin gibi bir olay yok. salon kapısında qr kod okutuyorlar o kadar.

Vodafone'daki kanallar S Sport 1 ve S Sport 2
S Sport Plus'ta ek içerikler var. Canlı yayın dışında direkt ilgili programın internet yayını da var. Örneğin geçtiğimiz yıllarda S Sport'ta Premier League maçı olduğu için F1'i tivibu, bein sports, vb. kanallarda yayınlamışlardı. Böyle durumlardan s sport plus etkilenmiyor. Yine f1'i baştan sona reklamsız izleyebiliyorsun. Vodafone'da da vardır belki ama yayını durdurup geri alma, program bittikten sonra da tekrarını izleme var. Örneğin şu an geçen haftaki Bahreyn GP'nin tekrarını izleyebilirsin. Vodafone'da bu mümkün değil.

Ssportun en önemli özelliği kaçırdığın bir yarış ya da maç olursa istediğin zaman girip tekrarını izleyebiliyorsun. Ben ssport aldım formula 1 için. Başka karşılaşmalar da var. Ssport içerik açısından daha iyi.

+ Vodafone tv en son sadece telefon ve tabletten izleniyordu sanırım.
S sport daha iyi hala öyleyse.

Bazı red tarifelerde Vodafone TV de var. Hattınız Vodafone ise bir kontrol edin.

Bu arada TVden de izlenebiliyor android TV (mibox) ile

wordl diye bir web based kelime oyunu. türkçesi de var. baya meşhur ya nasıl fark etmediniz bu zamana kadar:)

wordle bir kelime oyunu bildiğim kadarıyla.
tr.wikipedia.org

insanlar skorlarını, bildiklerini bilemediklerini falan paylaşıyor olmalı twitter'da da.

wordle adlı bir kelime bulma oyunu.

6 deneme yaparak günün kelimesini bulmaya çalışıyorsunuz.

Renklerin anlamı var. sarı renk "o harf kelimede var ama yeri yanlış" demek, yeşil renk "harf doğru yerde" demek falan.

görselde 3/6 demiş. yani 3. denemede doğru kelimeyi bulmuş.

millet wordle oyun skorlarini paylasiyor. gizli kelimeyi kac denemede bulduklarini gosteriyor o renkler. sitesine girersen anlarsin zaten

wordle ingilizce www.nytimes.com
turkcesi www.bundle.app

bir sure sariyor oynamasi.

ödemeyi sistemden görüyorlar. dekont, pul ya da başka basılı bir şey önemli değil pek.

Rahat 1.5 saat tutar. Arabayla bile 1 saatte anca gidersin.

Hiçbir zaman 1.5 saatte gittiğini görmedim. ama ben genelde gece yarısı ya da sabah erkenden uçuyorum. trafik yoksa 45 dk 1 saat arası sürüyor en en fazla. yarım saatte gittiğimi de biliyorum.
ama tabii ki riske değmez, ne kadar erken o kadar iyi. aksilik çıkarsa garanti olsun diye 90 dk deniyor.

trafik yoksa maks 45 dk sürüyor.

Mix & go yıllardır kullanıyorum memnunum
Buzlu kavun yapabiliyor
Yulaflı karışım yapabiliyor
Meyve suları yapabiliyor

Tek negatifliği biraz gürültülü çalışıyor bence

Senelerdir mix & go kullanıyorum, her işimi görüyor. Çok memnunum

fikir verecekse ben de araştırıp araştırıp shake'n take joy'da karar kılmıştım. detay hatırlamıyorum ama mix&go'dan daha güçlü ve özellikleri daha fazlaydı.

bir daha alacak olsam varsa piyasada az sesli çalışan alırdım. mix n go da kullandım daha önce, sanırım tüm blenderlar gürültülü.

Bence alınır ama pro'su alınır.
Zaten yeni çıkan oyunlar hala ps4'e çıkıyor.
Benim düsturum yeni oyunlar ps4'e çıkmayı bıraktığı anda yeni nesil konsol almaktır.
Ayrıca Ps cafeden çıkma cihaz alma. Ha dersenki onu nasıl anlarsın, belki bilen arkadaş çıkar. Güvenilir 2. El satan yerlere bakmak lazım.

1 ay içinde PS4'ümü satabilirim, yurtdışına taşınıyorum, henüz fiyat araştırması yapmadım. 2015'te almıştım ama çok sık oynamış olduğumu söyleyemem, daha çok fifa oynayıp canımı sıktım :)

geçen ay 2.750 tl'ye tertemiz bi ps4 sattım. ama satma derdim falan yoktu maksat uğraştırmasınlar diye ucuza koydum. ben satarken daha kötü cihazlara 4.000 dendiğini de gördüm.

haliyle benimki gibi özel sebeplerle satanlar daha ucuza daha iyi cihaz koyabilir. ömrü için 6 sene muhabbeti vardı ama ps4'ler gerçekten çok sağlam cihazlar. nasıl 2013 teknolojisi olabilirler aklım bile almıyor o derece sağlam çıkıyorlar.

polonya bir nevi ana istasyon oldu. oraya giden belli güzergahlar var. mesela doğudaki şehirlerden ilk hafta her gün otobüsler ve tren seferleri düzenlendi. geldikleri batıdaki noktalarda kontrollü ve kayıtlı bir şekilde diğer ülkelere geçiyorlar.
savaşın ilk günlerinde zordu çünkü izdiham, bilinmezlik, plansızlık vardı. şimdi rusya sınırı dahil her yerde tahliye rotaları belli.


türkiye'ye gelenler sınırdan yürüyerek gelmiyor tabii ki. savaş sebebiyle uçakla, trenle, otobüsle, arabayla vs türkiye'ye geliyorlar. mesela benim de yakın bir arkadaşım slovenya'ya gitti. kiev'den lviv'e, oradan polonya'ya, oradan da uçakla slovenyaya gitti. savaş uzun sürerse türkiye'ye gelecek daha ucuz diye ve o 20 bin'e +1 olacak.

benim de bir arkadaşım var ukraynalı. ailesiyle birlikte polonyaya gitmek istemiş ama yer problemi falan varmış sanırım. şuan macaristandaymışlar. acaba napsalar türkiyeye mi gelseler diye düşündüm de burası da tam bir jungle.

halihazirda yurtdisinda olanlar asina olduklarindan ve sevdiklerinden dolayi atlayip ucaga geldiler. ayrica Avrupa'ya nazaran cok ucuzuz.

benim manita da ailesiyle beraber gelip ev tuttu.

Çok komik bir iddia hiç alakası yok.

öncelikle evet, direkt söylüyoruz neo naziler ülkeyi yöneten ana güç.
ama direkt hitler gibi düşünmeyin, beyaz üstünlükçü ırkçılar.
tüm dünyadan bu ırkçılar silahlı eğitimini ukrayna'da alıyor. daha geçenlerde gürcistanlı bir nazi öldürülmüştü. öncesinde de danimarkadan birileri. abd'den de ırkçıların buraya gittiğinin kanıtları var.

öncelikle 2014'teki isyan kitlesel de olsa mücadeleyi "sağ sektör" adındaki nazi grup yaptı ve darbeyi bunlar gerçekleştirdi. lviv gibi şehirlerde %30'a yakın oy alan tipler bunlar. hemen wikipedia: en.wikipedia.org

bu tarihten sonra eskiden yasadışı olan "ukrayna isyan ordusu" legalleşti. bizzat hitler'in emriyle kurulan bu örgütün kurucusu "bandera" halk kahramanı ilan edildi. her köşede heykeli ve posteri var. zelensky bile bu adamı kahramanlaştırdı. en.wikipedia.org
devlet kurumlarında bu adamın posterleri var. sadece 100 binden fazla polonyalı direkt katleden bir örgüt bu. yine vikipedi'den bakabilirsiniz bu örgüte.

o kadar yaygın ki elini nereye atsan bunlar çıkıyor. medyascope "ukraynalı gazeteci" diye haber yapmıştı. kadın azov battalion üyesi çıktı. haber: odatv4.com


2 gün önce seçimle gelen odessa valisi görevden alınıp yerine nazi "Donbas Battalion"un eski komutanlarından biri atandı.

genelkurmay danışmanı olarak 2015'ten beri görevde "sağ sektör" adlı örgütün eski lideri var.

kasım-aralık arası ukrayna'daydım, bu "azov taburu"nun gönüllü asker topladığı birkaç meydan ve caddeye turist olduğumuz için gitmemiz tavsiye edilmedi. direkt kol bantlarıyla dolaşan devriyeleri var.
ukrayna bayrağından çok nazi örgütü "ukrayna isyan ordusu"nun bayrağı dalgalanıyor her yerde. devlet kurumlarında sokaklarda vs.

buyurun israil gazetesinde: www.haaretz.com
israil bu grupları fonluyor ve eğitimlerini üstleniyor. sırf paralı asker gibi ruslara iranlılara savaştırmak için.

bu Azov gibi Donbas gibi C-14(Sağ sektör örgütünün silahlı kanadı) gibi gruplar devlete bağlandı. 3-4 senedir kara kuvvetlerine bağlı birlikler. +18 çok videosu var. twitter'a google'a isimlerini yazmanız yeterli.

+
dünyada white lives matter adlı yürüyüşlerin kitlesel yapıldığı tek ülke. dün instada bir hesap "ukraynalı taraftar grupları silahlandı" yazmıştı. fotoda açıkça "white lives matter" yazan grup.

+
yine aralıkta bm'de rusya'nın talebi ile bir oylama yapıldı. "tüm ülkelerdeki nazi örgütleri araştırılsın" diye. sadece 2 ülke red oyu verdi. abd ve ukrayna.

+
bugün ordunun kullandığı flama hitler'e bağlı ukrayna'da ukraynalılar tarafından oluşturulan "SS Galiçya" taburunun flaması. en.wikipedia.org en.wikipedia.org(1st_Galician)

Gördüğüm kadarıyla Azov denen nanenin palazlanması -ki bu tarz örgütler siyasi istikrarsızlığın olduğu her ortamda palazlanıyor, Ortadoğu'daki örgütler gibi- 2014'te Rusya'ya direnen bir örgüt olarak ortaya çıkmış. Daha sonra Haşdi Şabi'nin Irak ordusuna bağlanması gibi devlete bağlanmış. Bu örgütün ABD destekli olduğuna kalıbımı basarım. Şimdi detay bilmediğim için Zelenskiy bu olayın neresindedir, ne kadar destekçisidir bilmem fakat tepki olarak bu örgütlerin doğması çok anormal gelmedi, adamlar Rus işgali sonrasında milliyetçilikle tepki veriyor, Bandera denen arkadaş da Rusçuluğa karşı Ukrayna milliyetçiliğinin yükselmesi için Nazizme sığınmış gibi görünüyor.

İkinci dünya savaşı sırasında Almanya tarafını tutan, Ukrayna'nın bağımsızlığını savunan grubu ifade ediyor.

Eski sovyet ülkelerinin siyasetinde ikinci dünya savaşı hala çok önemli yer tutuyor, çok fazla insan öldüğü için herhalde.

Normalde bu elemanlara Rus tarafında çok fazla tepki yoktu, ama 2014'ten sonra silahlı güç kurup, Ukrayna ordusunda tarafından resmi olarak tanınıp, Donbass / Lugansk'ta sivilleri öldürüp işkence falan yaptıktan sonra durumlar karıştı.

BBC bile haber yapmış: www.bbc.com

rusya'nın niyeti façasını çizmeden ve politik olarak çok zarar almadan o bağımsız bölgeleri toprağına bağlamak. bütün ukrayna'yı almak istediğini sanmıyorum. hükümeti değiştirip kolonize edecektir.

rusya'nın askeri yöntemle işgal etmeye çalıştığı ülke başka bir millet veya dine mensup değil, direkt kendi toplumu ve kültürüne dahil insanlar yaşıyor ukraynada. bu sebeple sivillere zarar vermeden bu işi yapmak zorunda yoksa ukrayna halkıyla arasındaki son kalan ipleri de kendi eliyle kesmiş olur.

kaldı ki sivil zaiyatın önemsenmediği körfez savaşında gördük ki dünyanın en büyük askeri gücü için bile bir ülkeyi "dümdüz etmek" o kadar da kolay değilmiş.

Suriye gibi istedikleri her yeri sorumsuzca darmadağın etmek ayrıca eleştiri/tepki konusu olur Rusya için.
Sosyal medyada da Ukrayna'dan çok Kiev konuşuluyor ki orayı Rusya'nın alması büyük psikolojik yıkım olur.
Vuracağız dedikleri yerleri de vuruyorlar zaten.

Türkiye Azerbaycan'a girip dümdüz edecek gücü olup bunu kullansa, T.C. vatandaşları mevcut yönetime nasıl bakar? Putin yaptığı saçmalıkla maalesef ülke içindeki kötü olan imajını daha da kötüleştirdi. Üstelik, Putin yüzünden Rusya vatandaşlarına uygulanan yaptırımlar da canını çok sıkacak. 2024 seçimlerinde bakalım nasıl bir durum olacak.

her şeyden önce bu Avrupa’nın en kibar savaşı.
Hatırlatırım, daha birkaç sene önce 200-250 tane pkk’lı için bile birkaç mahalleden oluşan sur ilçesi tanklarla dümdüz edilmişti.
köy dahi olsa bir yerleşim yerini fiilen almak imkansıza yakın zorlukta.

Zaten Rusya’nın da baştan beri stratejisi toprak kontrollü işgal değil de Ukrayna yönetiminde kaos çıkarmak, muhalefetteki Rus yanlıları ve ordu gibi kritik yerlerdeki destekleri ile hükümet değiştirmek.

dün hulki cevizoğlu da tvde acayip acayip konuştu bu nasıl iş diye.

arkadaş savaş bu savaş. çatışma değil. hayatımızda kaç tane savaş gördük de bunu kıytırık buluyoruz? en son hatırladığınız savaştan bu yana savaş teknolojileri çok değişti. işler artık o kadar kolay da değil bak adamın haberleşme altyapısını hedef alıyosun amerikalı milyarder başka port açıyor. ayrıca daha 6-7 günlük bir savaş bu. 6-7 günde adamlar yaklaşık 2000 kmlik sınırı kontrol altına aldı. haberleri ukrayna kaynaklarından izliyoruz o yüzden rusyada "tokatlandı" imajı var ama bence pek de öyle değil. ayrıca işler hulki beyciğimin "ukrayna başkbakanı nerde? çıksın halkın arasında poz versin moral olsun" dediği kadar da basit değil. yüzlerce suikastçı göndermişler zelenskiyi indirmek için bir kurşuna bakar işlerin değişmesi. dünkü açıklamalarından sonra hulki beyciğime çok taktım sorry

harkiv'de bizdeki toki'ye benzer yapıları hedef ayırt etmeksizin füzelerle vuran rusya mı sivillere zarar vermekten kaçınıyor? geçiniz.

rusya muhtemelen gerçekten de ukraynalıların direnç göstermeyeceğini düşündü. tüm uçaklarını ve hava gücünü daha yerdeyken patlatırım, 3-5 bin askeri sokup kiev'de yönetimi ele geçiririm dedi. öyle olmadı.

rus askerleri savaşmak istemiyor. moral çok düşük. yoksa kadirov'un çeçenlerinden, kazakistan'dan, belarus'tan medet ummazdı putin.

uzun vadede rusya evet yine kazanır çünkü ukrayna'ya kıyasla ellerinde sınırsız denebilecek kaynak var. amaç kiev'i düşürmekse dünyaları kaybederler ama kiev'i yine alırlar.

rusya'nın son yıllardaki operasyonlarına bakın. kırım'ı kurşun atmadan aldılar. ukrayna'nın hükümeti bile yokken, öylece ortada sahipsizken donetsk ve luhansk'a daldılar. keza gürcistan aynı şekilde, gürcülerin külüstürlerine karşı 2-3 bin iyi eğitimli askerle oldu bittiye getirdiler.

ukrayna çok büyük bir ülke. orada lojistik desteği sağlamak kolay değil. rusya belli ki düşmanını küçümsemiş, dersine hiç çalışmamış. biz suriye'de operasyon yapacağımız zaman bile 5 gün bombalıyoruz oraları. bunlar bir saat füze attıktan sonra girdi. hava savunma sistemlerini yok etmişlerdi güya, hala her gün 3-5 uçakları düşüyor.

saydığın şeyler zor değil ama dediğim gibi rusya bunu öngörememiş, üzerinde durmamış. işin propaganda yönü de va elbet, işler batı'nın gösterdiği kadar ukrayna lehinde olmayabilir ama ruslar cidden aptal gibi "nasılsa vuramazlar" diye konvoy diziyor.

bir de dediğim gibi moral düşük. kurşun atmadan teslim olan adamlar var. tankları gidemesin diye kendi tankının benzinini çeken asker var.

tüm rus propagandasına rağmen sen ortalama bir rusa ukrayna'yla savaşmanın mantığını açıklayamazsın abi, adamlar istemiyor. böyle orduyla savaş kazanamazsın. taş üstünde taş bırakmaz, bomba üstüne bomba atar, ukrayna'nın direncini kırıp yerine göre annesini bile vurabilecek 3-5 bin psikopatı sürersin sahaya anca öyle. zaten işin sonunda olacak olan da bu. hayatında rusya'nın sınırına bile yaklaşmamış, zorunlu askerlik görevini yapan yakutistanlı çocuk ukrayna'da terminatör gibi savaşamaz. aynı şekilde halası, teyzesi, dayısı vs. ukraynalı olan bir rus genci de oralara girip canını riske etmek istemez.

o yüzden bir arpa boyu yol alamadılar.

instagramdan takip ettigim ukraynali hanfendiler var.
Kiev'de yasamalarina ragmen daha 1 tane savas fotosu paylasamadilar.
Paso siginaktayiz selfie'si atiyorlar siginak dedigi de kat otoparki. Bir tanesi 5 gun sonra tekerlekli askeri arac bulmus onla foto atti.

Muhtemelen okudugumuz tum haberler yalan.
Birisi cikip biz daha girmedik ulkeye dese ona da inanirim.
Ne yapiyorlar kimse gercekten bilmiyor.
Birini okuyorum 10000km konvoy geliyor diyor, digeri tek pilot 100bin araci vurdu falan yaziyor.

Eğer Rusya’nın daha agresif davranmamasından işgal komplosu gibi bir sonuç çıkartacaksak işin içinde Rusya da var ki çıkıp kendileri bile “ne İşgali manyak mısın?” demiyor? Sadece daha fazla tehdit. Bağlanan öğrenciler, farklı ajanslardan gazeteciler hepsi tutarlı? Ukrayna yönetiminin elini daha güçlü göstermek için daha fazla zayiat açıklaması genel çerçeveyi değiştirmiyor.
Neyse cevap verilmiş zaten. Halklara rağmen oluyor bütün bunlar. Bu vesileyle Rus diye kafamda kodladığım ama Ukrayna-Rus asıllı olduğunu öğrendiğim insanlar var ve ilk günden Ukrayna’ya destek vermeye başladılar. Referans alıyorum kendi adıma.

bir arkadaş var yengesi rus. onunla konuştum rusyada ne konuşuluyor diye. maalesef rusyanın kiev'i almadan durmayacağı gündemdeymiş. işin özeti daha çok kan dökülecek ve bu müzakereler falan hep yalan

merkez bankasinin boyle bir hizmeti vardi diye hatirliyorum

Yurtdışına çıkıyorsanız saklayın orada kullanın. Zaten hesaba atıyormuşsunuz. Ben burada yarım milimetre yırtık var diye, kırışık diye almadıkları dolarları euroları hep dışarıda harcıyorum. Ya da giden birine satın.

eski baskı dediğinizin görseli var mı? bende de bir miktar dolar var huylandım şimdi.

edit: görsel için teşekkürler.

@rosencruz kaç senesi baskı bilemem de bana bu dolar eski deyip döviz bürosunda bozmamışlardı avrupada.

@patronaj1

Ben berlin'de sağı solu hafif yırtık dolar ve euro'yu çekinerek götürmüştüm kadın gülmüştü. ne var bunda demişti. herhalde bizde çok abartılıyor bu dövizin gıcır olma muhabbeti. seri olarak eskiliği bilemem de benimki daha ziyade paranın aşınması ile alakalı bir yorumdu. sanıyorum euro'ya daha toleranslılar kendi paraları olduğundan.

eski baskı dolar dediğim şundan: i.ytimg.com

biri 1999 yılı, biri 2006 yılı baskısı. makineye takılan sadece bir tanesi ama hangisi bilmiyorum.

yurt dışına çıkmıyorum.

bazi atm'lerden dolar yatirilabiliyor. bir de oradan hesabiniza yatirmayi deneyin. muhtemelen kabul etmez ama ya ederse :)

Kamu bankasındaki para sayma makinesinden geçmedi ise tedavülde değildir. Tedavülde olup olmadığını TCMB den bilgi alabilirsiniz. Ülkelerin merkez bankaları tedavülden kalkan banknotlarını birbirine bildiriyor.

amerikan dolari banknotu cogu para biriminin aksine tedavulden kalkmaz. elindeki gercek bir dolarsa isterse 100 yillik olsun hala gecerlidir. tabii 100 yillik dolarin koleksiyon degeri uzerindekinden daha fazla da olabilir duruma gore. ama o kadar eski bir dolari bozdururken banka gercekligini dogrulamasi gerekir onun icin gerekli onlemleri alir. ama sonuc olarak her turlu gecerlidir. amerikanin artik basmadigi yuksek birimli dolarlar var mesela 500 dolar 1000 dolar vs. onlar bile gecerli elinde varsa. o yuzden "100 lira veririm" diyen dolandiricilara ragbet etmeyiniz.

99 - 2006 falan hele gayet yeni dolarlar bu arada. makineden gecmemelerinin bir sebebi olmali. sahte olma ihtimalini nasil eliyorsunuz?

Ulusta Altınkaynak dövize bir sor Hocam, alıyorlardı geçen yıllarda 8 tane bozdurdum. Hala da var elimde. Bende işkillendim şimdi:)

Bence bankadaki elemanla ilgili biraz başka gün gidip deneyebilirsin yada başka şube başka banka deneyebilirsin sorumluluk almak istememiş gibi bana. 2001 tarihli filan vardı geçen hafta bozdurmuştum hatta desteden bir tanesinde bant mı çizik mi ne vardı müdürüme sorayım dedi sordu sorun yok dedi aldı

100 doları 100 liraya almak mı??? çok büyük kazık

ben hem eski hem de lekeli dolarları yüzde 10 düşük fiyata bozdurmustum döviz bürosundan. kapalıcarsıda rahatlıkla yapabilirsin

özel bir durum yoksa 200 doların hesapta durmasıyla nakitte durması arasında çok büyük bir fark olmaz. en basit getiri enstrümanı olarak dolarda vadeli mevduat faizi bile yıllık %1'in altında, işe yarar bir faiz getirisi de yok.

dolayısıyla bankalar ve döviz büroları kabul etmiyorsa ve gerçek olduğuna eminseniz elinizde dursun derin. malum, amerikan doları bundan çok daha eski basımların bile tedavülde olduğu bir para birimi. tedavülden kalksa bile büyük ekonomiler kendi paralarının karşılığını bir şekilde verirler. mesela euro'ya geçmelerinin üzerinden 20 yıldan fazla vakit geçmiş olsa bile almanya'da hala eski alman marklarını merkez bankasına veya bankalara götürdüğünüzde geçiş zamanı sabitlenmiş bir kur üzerinden euro'ya çeviriyorlar. belki ona bile gerek kalmaz, gün gelir oğlan yurtdışına gider, cebine harçlık olur.

@digits: az bir şey yıprandığı için makineden geçmiyor. tedavülde olduğunu bankacı da, dövizci de doğruladı.

@robokot: sahte olma ihtimalini ben elemiyorum. götürdüğüm bütün bankalar, döviz büroları, hatta mesai saatinden sonra sakarya döviz'in önünde işportada döviz satan adam bile sahte olmadığı konusunda hemfikir. elle, gözle, mor ışıkla, bakılması gereken her türlü cihazla bakılıp sahte olmadığına emin olunuyor, ama "ben bunu başkasına satamam" gerekçesiyle, hele bir de yıpranmış diye para sayma makinesinden geçmeyince kimse almıyor.

işportacı dolarları değiştirmeye 100 lira isteyince dedim banknot değiştirmek yerine gidip bozdurayım, sonra başka dövizciden de geri alayım. aradaki alım satım makası 15 kuruş, 200 dolarda 30 lira zarar ederim dedim, bozduramadım da. bildiğin resmi döviz bürosu "10 dolar keser 190 dolar sayarım" dedi bozdurmak isteyince.

adamlar resmen tedavülde olan ve sahte olmadığından emin oldukları doları ne hesaba yatırıyor, ne türk lirasına çeviriyor.

@kaportaci mahmut: özel sebebi şu. oğluma açtırdığım bir dolar hesabı var. kumbarasında birikenleri, bayram harçlıklarını falan yıllardır azar azar dolar alıp o hesaba atıyorum. arada kendim de ekliyorum çaktırmadan. dedim ödeme almışken eski banknotları da oraya yatırayım, hem eskilerden kurtulayım, hem çocuğa birikim olsun.

abd'den sıvılaştırılmış şekilde getirirler.

Katar/İran civarı var.

akdeniz'deki doğalgaz gerilimin en büyük sebebi işte bu konu. Rusya'dan bağı koparmak.
şu anda türkiye üzerinden hazar havzasının doğalgazını avrupaya taşıma projeleri var. buna da çok çalışılıyor.

bunlar orta ve uzun vadeli.
hemen yarın ne olur dersek zaten kimse rusya'dan %100 almıyor. tüm avrupa ortalaması %40'mış. yani yine sanayi ve ev kullanımları için doğalgaz olur ama parası inanılmaz pahalı olur. bu da krize yol açar tabii ki.

ingiltereyi bilmiyorum ama almanya için bişiler yazabilirim.

zaten son seçimlerde en çok öne çıkan hususlardan biri buydu ki yeşillerin de dahil olduğu ampelkoalition geldi şu an.

almanyanın rusya-ukrayna konusunda iyice safını belli etmesi sonucunda rusya gaz maz yok o zaman derse ne olacak konusu da gündeme geldi yine.

bir kere almanlar ya da en azından ekonomi ve iklim bakanı Habeck'e göre (yeşiller) rusyanın böyle bir şey yapmasını beklemiyor. sonuçta ruslar da bu işten yarar sağlıyor.

kaldı ki doğal gazı keserler diye diğer eski usul yenilenemez enerji kaynaklarını kullanımını arttırımına devam edip önem vermeyi de düşünmüyorlar.

2030'a kadar büyük ölçüde yenilenebilir enerji kaynakları ile topyekün bir dönüşüm projeksiyonu var almanyanın.

scholz de dün konuşmusında bu enerji meselesi sadece ekonomi ve iklim açısından değil güvenlik açısından da önemli olduğunu gördük dedi.

yani zaten orta-vadede amaç rusya bağımlılığından kurtulmak.

Amaç kilo vermekse zaten diyet yapacaksın, diyetin yanında ne yapayım diyorsan tabii ki kas kaybını minimumda tutmak için ağırlık çalışabilirsin. Misal internete itme çekme bacak (pull push legs) programı yaz oradan aklına yatan bi program seçip başla. Ben olsam öyle yapardım.

salonun detayını bilmiyorum ama genelde spora başlarken ölçüm yapıp sana özel bir program çıkarıyorlar.
amacını söylediğinde ne kadar kardiyo ne kadar ağırlık vs çalışacağını daha net söylerler.

Şurada cevaplandı. www.eksiduyuru.com

Ayrıca bu sabah rusya yine bayraktarların olduğu ana üssü imha etti.

aslında kullanıldılar. ki ukrayna baya kullanıyordu bugüne kadar da. donbass'ta baya mevziyi dağıtıyordu bu savaş başlamadan önce. taktik nokta operasyonlarıyla falan.

ama bu drone'ların kullanım alanı çok dar. her şeyden önce havadan havaya saldıramıyorlar. keklikten kolay avlanıyorlar rus uçakları tarafından.
istihbarat uçuşları hariç silahlı olarak ufak kara operasyonlarında kullanabiliyorlar. karşıda uçak filosu dünyanın en kalabalık, hava savunması belki de en iyilerden olan bir orduya karşı kullanım alanı yok.

rusya öyle havayı boş bırakıp tank ya da asker sürmüyor.

Bir de operasyon başlarken tb2'lerin olduğu hangarlar da imha edilmişti. ne kadarını kaybetti ukrayna bilemiyoruz ama ciddi bir miktarda olduğu kesin.

tabii ki de önemli bir silah ama bizimkilerin gazını yükselttiği bir şey. dağda bayırda 10 kişilik keleşli pkk grubuna ya da ışidliye karşı iş yapar, ermenistan gibi teknik açıdan mağara adamları seviyesinde olan ordulara karşı iş yapar.

google'a copy paste yaptım, tüm kaynaklar part time çalışma izni olduğunu söyledi.

www.expatica.com:~:text=As%20an%20international%20student%20with,have%20a%20valid%20residency%20permit.

Normalde evet.
Ama Fransızca bilmeden iş ne kadar kolay olur bilmiyorum. Misal uber eats falan olmuyordu hatırladıgim. Bir kisi sormustu yaşadığım şehirde.

ben de şunu anlamadım. bayiyi aradığımda saka su 25 tl hepsiexpressten veya trendyol godan kuponlarla 15 tlye alabiliyorum. 1 aydır bu şekilde alıyorum. nasıl kar ediyorlar acaba?

Abi olayın şuna şu kadar zam geldi buna bu kadar zam geldi saçma değil mi olayıyla bir ilgisi yok genel olarak bu zamlar saçma. Ben de geçen ay 30 liraya yumurta alıyordum 43 lira olmuş. Her şeye böyle zam geliyor saçma bir şekilde. Ha sucuya sorsan o da kendince 50 tane neden sayar.

Geçen sene 3 lira olan 5lt sular şu an 5,50 tl.

Geçen sene 7-8 liraysa bu sene 15 olmalı ortalama.

İşçi maliyeti %50 arttı minimum, o damacana suyu zaten adrese teslim ederken km'de 1.5 lira falan yakıyorlar minimum, 3km git gel yapsa sana özel 9 lira yakar adam. O suyu bayiye getirmek maliyet, kirası maliyet, e kazandığı para sabit kalmayacak karını koruması gerek. Bana baya normal geliyor.

Trendyol hepsiexpress para yakıyor, kuponları dükkanlara yansıtmıyorlar genelde.

Temel sorun yakıt. Yakıt artınca her şey artıyor maalesef

fırsatçılık demek büyük haksızlık olur.
yukarıda söylendiği gibi küçük pet şişelere gelen zamla da kıyaslanamaz zam oranı. çünkü maliyetler çok daha farklı.

zam oranı ülke şartlarında makul. elektrik nasıl %125, bir tişört nasıl %150, bir kahve nasıl %100 zamlandıysa su ve damacana farklı bir gezegenden mi geliyor neden zamlanmasın?
50 tane nedeni vardır zammın.
su sektöründeki en küçük araçtan en küçük üretim tesisine kadar giderler kaç kat artmıştır kim bilir.

o yüzden tek tek şu ürün neden zamlı diyemeyiz maalesef. bu politikalar sürdükçe daha da kötüsü olacak.

3 cesit maliyetleri var.

İscilik : %50 zamlandi
Yakit : %125 civari
Damacana : %200 civari. Bu sebeple pek anormal görünmüyor

ben kaynağın olduğu ilçede oturmama rağmen 15 tl ödüyorum.

suyun maliyetinin çok büyük bir bölümü, paketi ve taşınması.

paket = petrol
taşınması = petrol

evet oldu, instagram hesaplarında görebilirsiniz.

ama emperyalizm tespiti açısından da 2022 kapitalizmi açısından da hayal kırıklığı ile dolu, geri kalanıyla içi boş biraz.

üstelik çözüm bile sunmamışlar. iki üç sene öncesinin hızlı komünistleri avrupa solu'na katıldı...

Yaptı abi niye yapmasın Rusya'nın komünistliği mi kaldı.

nato'yu ukrayna'dan elini çekmeye çağırıyor :))

tr.sputniknews.com

120 gram civarı alıyorum bunu 2 kaşık şeklinde protein tozundan kalanını yemeklerden alıyorum. Yemekte de genelde tavuk hindi falan yiyorum 2-3 öğün olarak.

ben de 120 gramı görüyorum. 30'u protein tozundan kalanının ağırlığı tavuk ve kontrafile. nohut mercimek falan da çok yiyorum hafta bi nohutlu yemek yapar, birkaç gün yerim.
genelde 1 gün tavuk 1 gün baklagil/sebze 1 gün kırmızı et döngüsünde.

yetişemezsem protein barlar ve Bigjoy'un proteinli çorbası da yedek kulübesinde bekliyor.

yumurta, 30gr protein takviyesi, porsiyonlara bölünüp dondurucuya atılmış tavuk göğüsleri, yağsız mercimek haşlaması (genelde içine bir de yumurta kırarım) ekseninde gidip geliyor ağırlıklı olarak.

O döngüden çıkmak istediğimde arada bir değişiklik yapıp kullanmak için soya kıyması bulunduruyorum, kırmızı eti düzenli karşılayamadığım için yine arada bir kullanıyorum.

90-100gr aralığında tutuyorum günlük alımı.

Kg*1.5-2
Sabahları protein süt (25gr) ya da proteinli yogurt(15gr)

Öğlen genelde 250-300 gr arası et

Akşam gene benzer

Şimdi sabahki yogurt/süt olayının yerini kendi myprotein(aromasia) ile yapacağım tarifler alacak.

Karsilayamiyirum. Gunluk ihtiyacim 120-150gr arasi ve bu oyle az buz bir rakam değil. Gunde 120-150gr proteini ortlama bir insan kolay kolay alamaz. Hayvan gibi et tavuk yumurta yemen lazim.

Bana sorarsan protein tozu sart. Ki protein tozu kullansan da cok kolay degil gunluk ihtiyaci karşılamak.
Ben zaten protein ihtiyacımi tutarli bi sekilde devamlı karşılayacağımi bildigim icin kasmiyorum. Ama bugunden itibaren ihtyaci karsilamaya baskayacak olsam rahat yarisini protein tozundan karsilarim. Obur turlu hem maliyet açısından hem de midenin almasi acisindan zor. Gercekten 120gr protein dediğin az buz bir rakam degil ve bu benim gibi 70kg civari bir adamin "minimum" ihtiyaci. Agirligin fazlaysa ve kas orani da fazkaysa bu rakam daha da yüksek olacak. Tavuk ve etin agirliginin yaklasik %22sinin protein oldugunu dusunursek kolay degil o kadar protein almak. Bayağı gommen lazim yani.

Protein ihtiysci hesabı:
Yag orani cikarilmis vücut agirligi*2.70(minimum 1.50)

sabahları mutlaka yumurta (1-3 arası)+peynir+süt
bazen hindi füme, yulaf proteini

öğlen ve akşam mutlaka et, tavuk, balık.
dönüşümlü bunları yiyorum. köfte, steak, kavurma, kuşbaşı, kıymalı yemek, tavuk haşlama, tavuk sote, vs ne olursa

yukarıdakileri yiyemediğim günlerde protein tozu

ki ben 100-120 gr arası alıyorum. 150gr falan almıyorum yani.

Azını etten, çoğunu kuru baklagillerden

Ne kadar kütle kazanmak istediğinize ve antrenmanınızın ağırlığına göre protein ihtiyacınız değişir. Antrenman yaptığım günler 5-6, yapmadığım günler 4 öğün yiyorum. Bitkisel ve hayvansal protein kaynaklarını öğünlere istediğiniz gibi dağıtabilirsiniz. Ben her öğün en az 30 gram almaya dikkat ediyorum. Yukarıda bahsedilenlere ek olarak lor peynirini de tavsiye ederim. Bir de süt içecekseniz yatmaya yakın için. Uykudayken vücut o proteini kullansın.

Tahmin yürütüyorum;
Ele geçirmesi zor.
Tarım ve belli doğal kaynaklar açısından zengin.
Ev fiyatları yüksek değil (bkz hollanda)


Belli şehirler iyiyken geri kalan kısmı kötü, fakir, gelismemis
Genel ülkeye hizmet vermek zor

Hiçbir avantajı yok Rusya'nın bu kadar fazla yüzölçüme sahip olmasının nedeni işe yarar bölgelerin az olması. Misal Rusya'yı al Güney Amerika'ya koy aynı yüzölçüme sahip olabilir mi illa ki parçalanır birileri hak iddia eder birileri bağımsızlığını ilan vs Benzer ülkelerin büyük yüzölçüme sahip olma nedenleri de bu. İşe yarar olsa önemli olsa elinde tutamazsın, tutabileceğini düşünse Alaska'yı falan satmazlardı zaten. Senin elinde doğal düşmanın olan Amerika'da toprakların var tutup satıyorsun onu zaten elimde tutamam diye fkfkkfkf saçmalığa bak.

@kaleci saçlı ya o hikaye 1867 yılından ya.

Avantaj tabii ki var sık ormanlardan maden bölgelerine kadar çeşit çeşit alana sahip.

Dezavantaj da var ne zaman merkezi otorite zayıflasa (çar’ın düşüşü, Sovyet devrimi, Sovyetlerin yıkılması) taşraların kontrolü zorlaşıyor ve olaylar hep buralardan çıkıyordu.
Bir de gençler Rusya’nın batısına göç ettikçe doğuda ne işçi ne memur kimse kalmak istemiyor. Yaşlı şehirleri oldular hep.

Gecen yuzyil basina kadar Ural daglarinin dogusundaki dev alan nerdeyse bombostu, su anda da cok farkli degil cunku cok yasanabilir yerler degil.

Yine de gozden uzakta askeri ekipman/Nukleer test saklamak icin ideal. Bol bol da yer alti kaynagi var. Kullanmasan da dursun o alan.

kendilerine teba gördükleri bir ülke ve toplumun özgürlüğünü hiç bir şekilde egolarına ve gururlarına yediremiyorlar.

21. yüzyıl diktatörü böyle oluyor.

Adam bence haklı ya, benim burnumun dibine silahları yığsalar ben de böyle davranırdım.

öncelikle yanlış tek bir lafı yok.

bu kadar rahat konuşmasının sebebi macron aracılığıyla bandera'cı zelensky'yle görüşmeyi kabul etti. Yani açıklamaların ortamı daha da germe ihtimali çook düşük.

- "ukrayna, nato'nun doğal düşmanı rusya'ya kafa tutarak aslında bir savaşı değil de uluslararası dünyada yer edinmeye çalışıyor" dedi.
sonuna kadar haklı. Ukrayna'nın şu anki berbat halini toparlayabilmesinin tek ama tek yolu güçlü bir ağacın gölgesi altına girmek. ülkedeki milliyetçiler yüzünden de rusya'ya değil abd'ye yol yapıyor tabii ki. abd'nin de canına minnet, 0'dan girecekleri bir ülke ve rusya'ya karşı sınır karakolu.

- "91'den beri ukrayna kuruşu kuruşuna rusya'nın kaynakları ile hayatta kaldı." dedi. 91'de sovyetler çöktüğünde ukrayna'nın hiç dış borcu kalmamış, aksine o borçlarla alınan yapılan altyapı ve sanayi, askeri donanımların parasını rusya ödemişti.
ama bu bir şeyi değiştirmez. borç ödetmeyip para verdi diye biat etmeleri beklenemez. ama bu dostane yaklaşıma karşı natocu abd'ci olarak rusya'ya tehdit olmak tabii ki de bir "tehdit".

- "sadece abd büyükelçiliği maydan darbesine günde 1 milyon dolar verdi ve haklı olan isyanı nazi destekçilerinin darbesine döndürdü." dedi.
bu lafı tartışmaya gerek yok, çok açık.

- "2014'te sendika üyesi 46 antifaşist yakılarak katledildi. tüm dünyanın gözleri önünde, tüm dünya kanalları canlı yayındayken. ve bugüne kadar 1 kişi bile suçlanmadı."
putin de bunların suçlularını cezalandıracağız, isim isim biliyoruz dedi. gözümden yaş geldi. o gün modern avrupa tarihinin en kötü günüydü. kapitalizmin maşası olan faşizmin en gözle görünür günüydü.

- "ukrayna'yı lenin yarattı." dedi.
evet, ukrayna tarihsel olarak biraz bolşeviklerin çabasıyla kuruldu. ah insanlık tarihinin en ilerici devrimini gerçekleştiren insan Lenin, ukraynalıların 40'larda gitler, 2000'lerde abd gazlamasıyla nazi olacağını tahmin edemedi.

Putin herhalde kalkıp herşeyi yalan söylemeyecek.
İyi yalancıların söylediklerinin %90'i doğrudur. Putin ayni hesap.
Bişe de yapamayacak, çok netim bu mevzuda...

Kesinlikle savaş çıksın istemem ama adam haklı. ABD Ukrayna üzerinden Rusya'yı zayıflatmaya, olası bir saldırı zeminini hazırlamaya çalışıyor. Ne AB'nin ne de NATO'nun Ukrayna'ya ihtiyacı var. Görünen tek amaç Rusya'nın dibine NATO üssü kurup Rusya'yı sürekli tehdit altında tutup belki de gelecekteki bir saldırı için zemin hazırlamak. Rusya'nın da sınırında olan bitene sessiz kalmaması normal. Mesele kesinlikle Ukrayna'nın özgürlüğü falan değil. Ukrayna toprakları ABD ile Rusya arasındaki çekişmenin ufak bir sahnesi sadece. Asıl konuşulması gereken ABD'nin tutumu. Kaç haftadır Rusya için ha girdi ha girecek diye ortalığı kızıştırıyorlar. "9 bin km uzaktaki yerden sana ne be adam" derler.

Rusya DNR ve LNR'yi tanıyarak Doğu Ukrayna'da tampon bölge oluşturmuş oldu. Rus olsam destekleyeceğim bir hamle olurdu.

Haklısı ya da haksızı olan bir münakaşa değil bu bence, putin kendi açısından bakınca görünen doğruları söylüyor ama nihai amaç abd'den farklı değil. ABD Rusyaya göz açtırmak ve etki alanı tanımak istemiyor, Rusya da abd'nin bu tutumu yüzünden agresif savunma taktiği uyguluyor.
Kimsenin Ukrayna insanının ne istediğini taktığı yok. Ukrayna kendi isteğiyle nato abd tarafında yer almak istiyorsa bitmiştir. Rusya biz kurduk dediği Ukrayna ile arayı iyi tutup karşı cenaha kaymasına engel olsaydı o zaman. Ukrayna bir tarafın maşası oluyorsa bunu durup dururken canı sıkıldı diye değil, ulusal çıkarları için yapıyordur. Bu durum Rusyayı rahatsız ediyor olabilir ama bu bir işgal sebebi olamaz.

Küresel politikalar böyle naif, idealist düşüncelerle şekillenmiyor tabii; politik jungle'da kazanan haklı kaybeden haksız.

Merhaba, fiyatlar aşağı yukarı aynı balkan ülkelerinde. Ufak tefek farklılıklar olur ama büyük bir fark çıkmaz toplamda. Karadağ da oldukça görülesi bir yer bu arada.

A Karadağ’a biraz daha yakından bakayım.
Beyrut gibi vizesiz alternatifler de çok cazip bu arada.

@patronaj1 beyrut aslen çok keyifli ve ilgi çekici bir yer ama son dönemde büyük sıkıntılarla karşı karşıya. o yüzden ne kadar keyif vericidir bilemiyorum.

Belgrad'da pek bir sey yok. Gormesen bir sey kaybetmezsin. Gerci bana kalırsa gebel olarak Balkanların pek bir numarasi yok. Karadag fena degil ama.

avukat değişikliği, sizin ya da avukatınızın duruşmaya gelememe gerekçelerinden duruşma ertelemek mümkün.
adliye deneyimleriniz yoksa hem savcılıkta hem de duruşmada bir avukata en azından danışmış olmak işinize yarayabilirdi biraz.

evet bu davalar formalite oluyor ama çoğunluğunda ceza çıkmıyor. ona buna gözdağı verip insanları korkutmak da bir ceza zaten, öyle düşünüyor kağıttan kaplan düzen.
sizin hakaret konusunu bilmeden bir şey söylemek şu an mümkün değil. her şeyi değiştirecek olan bu.

bu arada bu tarz davalarla gönüllü ilgilenen devrimci-demokrat büro ve dernekler var.

yani ben pek ceza cikmama durumuna rastlamadim. hukmun geri birakilmasi cikar diyorlar genelde ama o da bir ceza degil mi. yine para odeyecegiz.

bilgilendirme için tesekkur ederim.

Patronaj Atatürk e hakaretle karıştırdı galiba.

Ceza çıkar ama minimum için iyi hal pişmanlık filan sergilemeni öneririm.

Ben yapmadım da denenebilir ama iddianame somut delil varsa girme o işe

Normalde sevdiğiniz bir yerse kışın da harikadır. Bir sürü bar vs. bulursunuz bu arada problem olmaz ama merkezde olmanız lazım. Kumbahçe tarafında ya da Eskiçeşme tarafı canlı olacaktır ağırlıklı olarak. Zai'ye bakın ara ara orada da kışın etkinlikler oluyor. Ama müzikli'den anlayışınız klasik bodrumda kaleye bakan tarafta sahildeki sıralı mekanlarda canlı müzik ise o yazın olduğu gibi yok.
Gümüşlük konserler vs. tarafında bence yazın ve eylülde efsanedir orası tamamen sessiz sakindir bu sıra. Mahalleliyi bulursunuz bu ara daha güzeldir bodrum merkez. Raat Bodrum mesela keyifli bir yer hep kalabalık olacaktır ama burası bir pub. Özel yemekler yemek isterseniz keyifle geçecek pek çok öğün ayarlarsınız, Yula'da güneş altında deniz dibinde bir kokteyl içmek sizi yaza götürür bir anda aralıkta bile olsanız. Pab Bodrum'da performanslar oluyor oraya bakabilirsiniz, dış mekanı da açık havalar da ısınıyor, yine yazı ruhen hissedersiniz. Kumbahçe tarafında Sloth's House diye bir yer açıldı özel yemekler yiyebilirsiniz vs. vs. Dediklerimi instagramdan bir kontrol edin, içinize sinip sinmeyeceğini anlarsınız. Bodrum kışları her zaman daha sakin ve rafinedir. Ben zaten öyle sevdiğim için bu kadar övüyor olabilirim. Size hitap eder mi anlarsınız.
Ha fiyat meselesine gelince, hala akşam merkezde açık olan barlar da var, ortak müzik çalan genelde yan yana Gümrük Müdürlüğü civarındakiler.
Arka'da da sıra beklemeden pizza yiyebilirsiniz bir de.

merhaba dostum! soruna cevap zaten verilmiş fakat olur da kalacak yere ihtiyacın olursa sana bahsettiğin aralıkta evimi açabilirim ve böylelikle konaklama masrafından yırtmış olursun. merak ediyorsan deneyimlemenden yanayım. belki bir harcama kaleminin devreden çıkması işine gelirse bana özelden yaz lütfen. iyi günler!

Gece hayatı için geliyorsan, şu anda Bodrum'da hiç birşey yok.

@etna gece hayatı değil de akşam hava kararınca da dışarıda hayat belirtisi olsun bari. :/

O var canım. Her taraf araba, insan
Ayrıca bazı kulüpler cuma ve cumartesi akşamları eğlence düzenliyor.

Allah kelamı değil abi bu ne zararı olacak, zaten amaç seni besinden uzak tutup kalori açığı verdirmek yoksa 18 saat aç kalınca bi mucize olmuyor.

zarari olmaz elbet. ustteki arkadasin bahsettigi kadar basit bir durum da yok ama. saglikli yasama, uzun yasamanin anahtari da bu diyette. biraz arastirirsaniz alti ustu basit bir diyet olmadigini goreceksiniz.

bir not: düşük bağışıklığınız, kalp ve sinir gibi problemleriniz, tansiyon, şeker gibi kronik hastalıklarınız vs varsa internetten size yap yap bir şey olmaz diyenleri ciddiye almayın.

yoksa eğer yeterli besinleri, ihtiyacınız olacak proteini, karbonhidratı, yağı, vitamini alıyorsanız çok sorun olmaz.

IF ile ilgili bazı yanlış bilinenler var amaç aç kalıp kalori açığı oluşturmak değil.
Birinci dikkat etmeniz gereken durum son öğününüzü yatmadan en az 4 saat önce yemiş olmanız gerekir. saat 20'de yemek yiyip saat 22'de yatmaya gidiyorsan olmaz.
İkincisi yine uyandıktan sonra min. 2 saat üzeri açlık olması gerekir (Yağ yakımının daha efektif olduğu süre 3-4 saat üzeri)

şayet 14 saat açlığı bu 4+4 sistemine adepte edebiliyorsan bir sorun olmaz.

ben 20-4 22-2 civarı tyapıyordum hatta aç aç spor yapıyordum. sıkıntı olmadı. bazı günler 18-6ya düşürüyordum.
bende olmadı bir şey

Dişi bireyseniz 18-6 yapmak pek önerilmiyor, regl düzensizliği hatta hiç olmama olabilir.

if'in amacı sadece kalori açığı verdirmek değil, vücudun açlık modunda yaşadığı pek çok değişim söz konusu. 18 saat oruç tuttuktan sonra 6 saat içinde iki tane pizza gömsen if'nin bir anlamı kalmaz.

14 saat hiç yoktan yine iyidir tabii ama if'in faydalarını elde etmek için genelde en azından 16 saat yapılması tavsiye ediliyor. yapabiliyorsan 18-14 dene, zor geliyorsa 14 olanı hiç yapmayıp biraz daha erkene çekebilirsin belki ama düzenli olarak yapmak istiyorsan 18'i hiç karıştırmayıp her gün (ya da olduğu kadar) 16 yapmanı tavsiye ederim.

kısacası 14 de 8-9'dan iyidir her türlü ama IF denen olayın faydalarını görmek, daha iyi sonuç almak için genelde en az 16 tavsiye edilir.

Silivrikapıya gitmiştim ben 3 yıl önce. Büyük ve güzel ama merkezi değil bi de özeller kadar pahalı değil diye hatırlıyorum. Güncel fiyatını arayıp sorabilirsiniz. Seans 40 dk oluyor.

Harbiye Maçka arasında dekkistanbul’da pist var. 45 dakikası 90 TL idi en son.

Dekk'in ortamı güzel ama pisti küçük ve genelde kalabalık. Bir de kızak mızak gibi bişiler de oluyor ortada, kuğu gibi süzülemiyorsun rahat rahat.

Türkiye bügünden itibaren 10 sene boyunca liyakatli bir şekilde yönetilse 10 senenin sonunda çağ atlamış olur, öyle düşün.

nasıl cevap verilirse verilirsin çok indirgenmiş olacak.
ama kısaca önce ilk kural: hiçbir şeyin tek bir sebebi yoktur.

zaten savaş herkes ölse, göç etse, her yer yıkılsa bile zaten kalburüstü teknolojileri, yetişmiş insan ve hammadde kaynağı vardı.

ikinci dünya savaşından sonra doğu blok'una karşı abd ne yediyse almanya'ya da yedirdi. devasa bir destek alarak doğu sınırındaki örnek ülke yaptırıldılar. aldıkları maddi destekle 141424 tane ülke kurulurdu.

Yine bu desteklerle işgücü ihtiyacını dünyadaki en ucuz şekilde çözdüler. Gofret alır gibi köle alıp en ağır işlerde günde 16 saat çalıştırdılar.

alanında tekel olan markalarla dünyada büyüyüp ülkeye para getirdiler. bu markalarla birçok ülkenin kilidini açıp iş birliği anlaşmasıyla "yeni sömürge" ülkeler kazandılar. sömürgecilik bitse de abisi oldukları ülkeler var olmaya devam etti.

avrupa'nın alan olarak, nüfus olarak en büyük ülkelerinden. fark yaratmasında bunun da payı var.

alman disiplininden, protestan iş ahlakından, felsefi/siyasi/ekonomik geleneklerinden bahsetmeye de gerek yok.

boyle bi anekdot var, ne kadar dogru bilemem

2. Dünya Savaşı sona ermiş,Almanya’da taş taş üstünde değil. Amerikalı general Alman generale söyler, siz artık sırtınızı zor doğrultursunuz. Bunun üzerine Alman general Amerikalı generale tarihi bir söz söyle; evet, Almanya’da taş taş üstünde kalmadı, her şey yakıldı yıkıldı, ama bir şeyi sakın unutmayın, Almanya’nın üniversiteleri ayakta.

süper güç almanya, batı almanyadır.
batı almanya bir amerikan ileri karakoludur. aynı g.kore, tayvan, japonya gibi.
(bkz: occupied japan)
öyle ki amerikanın payına düşen batısı, rus payına düşen doğusundan 30 sene sonra bile hala daha refah içinde, daha mutlu.
ourworldindata.org
almanyanın batı eyaletlerinden doğusunu desteklemek, kalkındırmak için maaşlardan, gelirlerden vergi ve kesinti bile alınıyor(hala?).

savaş almanya aleyhine bitmek üzereyken nitelikli insan/hoca/mühendis kaçırma yarışına girdi rusya ve abd. tek partide adam kaçırma rekoru rusların elinde, abdnin aksine ruslar, hocaların ailelerini bile kaçırıyorlar.
(bkz: Operation Paperclip)

bugün o jetler o nükleer teknolojileri bu hocaların eliyle inşa edildi.
jeti de nükleer reaktörü de almanlar icad etmişti ama prototipte kalmıştı.

almanya savaş öncesi de tank, uçak, roket, motor üretebilen teknolojisi güçlü bir ülkeydi. savaşın etkisini attıktan sonra kaldıkları yerden devam ettiler. savaş kaynaklarını, binalarını vs yok etti ama ellerinde ciddi bir teknoloji birikimi vardı.

muhakkak almanya'nın abd'nin avrupadaki karakolu olmasının bunda önemli bir nedeni var (bknz: marshall planı) ama batı almanya'nın savaş öncesinden gelen bir sanayi altyapısı da vardı azımsanmayacak ölçüde. ancak netice itibariyle abd'ye rağmen değil bilakis bizzat abd sayesinde güçlü almanya inşası başladı.

Mimo +1 Amerikan karakolu, diğerlerinde olduğu gibi.

manzarası yok ama ortamı konumu güzel. kendi özel gün restoranım Cecconi's.

midpoint istiklal

Para derdi yoksa mikla. Tabii kalitesi değişmediyse

Bütçe sıkıntı olmayacaksa, manzara ve yemek konusunda pek üstüne olmayacak bir yer: Ulus 29

Evim Ocakbaşı.

balık için takanik. ortam kaliteli, ürünler lezzetli.

Bütçe vereydiniz ya.
Benim özel gün restaurant'ım Feriye ve Kandilli Borsa. Ama bir asgari ücreit verirsiniz iki kişi herhalde.

hiç bilgim yok ama suni balık yemlerine bakarsan hep cart fosforlu renklerden yapılıyor demek ki fosforlu çok parlak renklere ilgileri var.

balıklar böyle ilginç şeylerle ilgilenirler ama 1.5 km açıkta deniz yüzeyine gelip bu neymiş ya diyecek balık yok türkiye denizlerinde. 1.5 km açıkta deniz yüzeyinde takılan en en en fazla sayıları zaten bir avuç olan fok ve caretta caretta olur onlar da zaten yanınıza bile yaklaşmaz. a bu parlak şeymiş niye sorsalar bile çoook çok ötede kalıp ilgilenmezler.

kısaca kesinlikle o açıklıklar kıyılardan daha güvenli. başa bela olacak tüm balıklar(balon, aslan, trakonya vs) kıyılarda takılıyor.

bunu dedim, yarın yolunu şaşıran bi büyük beyaz köpek balıklığı tarafından bi ısırık alınırsanız sorumluluk kabul etmem. :)

Korkuttunuz beni şimdi millet:)
Ya biz yat turunda 1 metre boyunda bile olsa köpek balığı görmüştük:/

kıyıdan 1,5 km açıkta olabilecek en tehlikeli canlı insan. kıyıdaki insanları etkilemek amaçlı sürat teknesi, jet ski, zodiac bot vb. şeyler oralarda ilginç hareketler sergileyebiliyorlar. seni beklemeyecekleri için kötü sonuçlar oluşabilir. bu durumda fosforlu renk bu canlılara karşı seni bilakis koruyacaktır. ne kadar çok görünürsen o kadar iyi. ben de uzun yüzerim ama hep yatay. gökçeada'da sörfçülere o kadar çok yer ayrılıyor ki dubalarla çevrili yüzebileceğin alan maksimum 50x50 metrelere düşebiliyor. bu alandan istersen bi çıkmayı dene, saatte 70 km hızla gelen surfboard sen kaçmaya yeltenemeden jilet gibi kesip atar. genelde öğrenen tayfa olduğu için de değil, yön vermek zor olduğu için.

daha önce kabak mücverinde aquafaba kullandım. bu tariflerde yumurtanın en büyük olayı bağlayıcılık. aquafaba da bunu yapıyor zaten. bi araştırın derim, yapması da zor değil çok.

yumurta yerine çırpılmış nohut suyu kullananlar vardı tariflerde, denenebilir.

chia tohumunu da sulandırıp bağlayıcı kıvama getirebilirsiniz.

karnıyarık otu kullanıyorlar vegan usulü

Milletvekili olduğu için telefona başka yerden ulaşmış olabilir ama e-devletten kontrol ettiniz mi? Orada görünüyor olabilir.

çıkılmıyor.
ben 2-3 günde 1 gelen bahis sms için arayıp tehdit ettim sizi şikayet ederim diye.
şimdi günde 2-3 tane geliyor.
adamlar bütün piyasaya vermiş numaramı :)

Ben yardım isteyen yerel bi futbol takımını instadan bulup sizi şikayet ederim diye tehdit etmiştim. Ama millet vekillerine henüz çözüm bulamadım.

ben engelledim. numara olmasa bile engelleme ekraninda gorusmeler diye bir sey koymuslar oraya basinca gelen smsleri gosteriyor. oradan secip engellenebiliyor.

Calls Blacklist kullanıyorum, spam olanları direkt kendi engelliyor. Sms geliyor ama size sms geldi diye haber vermiyor, girip bulur okursunuz isterseniz.

Hiç gelmesin istiyorsanız direkt kara liste yaparsınız.

Aramalar için de kullanışlı, 0850 ile başlayan 02129 ile başlayan diye de engellemeler yapılabiliyor.

google'a göre havalimanı bölgesinde fazla yağış görünmüyor. havalimanında yapılan seferler varmış. thy'nin özel bir operasyon sıkıntısı olmazsa yarına normalleşir gibi görünüyor.