çeşitli sebeplerden bilgisayarımın sürekli açık ve internete bağlı kalması gerekiyor. elektrik kesintisi veya bağlantının kopmasından ziyade bundan haberim olmayışı daha büyük problem.

belki küçük bi site veya program sürekli bilgisayarın bağlantısını kontrol etse, ping falan atsa. ulaşamadığında da bana sms atsın, app'i olsun uyarı versin ne bileyim. var mı böyle bildiğiniz bi sistem?

forex'i araştırmaya yeni başladım. cevabını henüz bi türlü bulamadığım ama çok merak ettiğim temel bi soru var; bu paranın kaynağı kim, kim bana ödeme yapıyor veya kaybettiğimde kim kazanıyor? aracı kurum değil heralde?

son zamanlarda popüler yabancı hareketli bi şarkı

dırım dım dım - dım dım dım - dırım
dırım dım dım - never soo highh
dırım dım dım - dım dım dım - dırım
bişi bişi bişi - devil

gibi bi şeydi, ama neydi?

aslinda balkan lokantasi tarzi bi yer olsa super olur. taa demirorenin oralarda var ama orasi bile uzak. ona gore tavsiye verirseniz sevinirims.

bir süredir düşündüğüm bir konu, araştırmaya başladım. sizin de (eğer okumaya üşenmezseniz) fikirlerinizi alayım dedim.

öncelikle çok alakasız bir şekilde; mimari aydınlatma üzerine uzman bir yüksek mimarım. böyle söyleyince çok havalı olsa da işler sıkıcı, müşteriler sıkıcı, kazanılan para az. ileride bu sektörden yiyeceğim ekmek de az görünüyor. zengin olma hayalim pek yok ama potansiyelimi en iyi değerlendirebileceğim, neredeyse karın tokluğuna yapabileceğim kadar karakterime uyan işlerden yürürsem hem ne kadar kazandığıma pek bakmam hem de çok daha kolay yükselir ve belki daha çok kazanırım görüşündeyim.

1) Ben.
tam "şudur" diyemeyeceğim, çok keyif alarak yaptığım bir iş potansiyelim var. hafızam inanılmaz kötü olduğu için özellikle "kendi hayatımı organize etmek" konusunda başarılı olmaya zoraki olarak evrildim. (sticker'lı günlük ajanda tutmaktan, to-do listelerine, googlde drive'da basit bi gelir-gider tablosundan çok öte bi excel tutmaya vs vs epey uzun detaylar) keyifli bir hayat yaşama ideali benim için çok ciddi bir mesele ve organize yaşamımdan çevremdekiler de bir miktar faydalanıyor, hep beraber keyifli bi hayatımız oluyor. başkalarının uğraşmak istemeyip bu yüzden sıkıntı yaşadığı ufak tefek hayatı organize etme kısmıyla ilgilenmek benim için çok keyifli olabilir.

2) iş hedefim ve ilk müşterim.
karakter olarak iyi anlaşabileceğim fakat hayatlarını organize edemeyen ve iyi kazanan insanların hayat kalitelerini yükseltmek istiyorum. aslında hedefimde iki kişi var ve sadece onlarla çalışmak bile bana yetebilir.

oyuncu veya müzisyenlerle çalışayım kafasında bir iş değil benim isteğim. çok yakın iki adet arkadaşım var; freelance olarak çalışıyor film dizi için 3d görselleştirme yapıyorlar, müzik klipleri hazırlıyorlar vs. fena da kazanmıyorlar ama deli gibi gece gündüz çalışıyorlar, çalışma saatlerini, işlerini, hatta yeme içmelerini dahi düzenleyemiyor, tatillerini sosyal hayatlarını vs organize edemiyorlar ve paralarının bi kısmı da sürekli sektörde kalıyor. beraber otururken genelde ayağa kalkıp sağa sola giderken "tuvalete gitmek için kalktın" tadında hatırlatmalar yaptığım iş tempolarına ulaşıyorlar. neredeyse delirme noktasındalar. bir örnek: birlikte tatile gidecektik, sevgilileri ile toplam dört kişi bizim yazlığa geleceklerdi. gayet ayık ve uyanık olmalarına rağmen akşam 7'deki uçağı, daha evden çıkmadan kaçırdıklarına kanaat getirebildi bu 4 kişi. sonraki ilk uçakla geldiler, epey de ekstra para bayıldılar. ama şimdi "eğer o tatili de yapmasaydık ben kesin çok ciddi psikolojik sıkıntı içerisine girebilirdim" diyecek kadar güzel anıyorlar.

zaten bu hafta kendileriyle de konuşacağım bu konuyu.
bu arkadaşlar kazandıkları zaman güzel kazanıyorlar. benim şu an 5-6 ayda kazandığım parayı tek işte alabiliyorlar. kazandıklarında da tek kuruş gözüm yok, o kadar efora az bile. onlara konuyu açıp ihtiyaçları olup olmadığını, nasıl yardım edebileceğimi soracağım. yaptıkları işlerin parasının peşinde de ben koşacağım ve ancak alabildiğim para üzerinden atıyorum %10 gibi bir meblağ bile bana yeterli olacak sanırım. o meblağyı da şu an kazandıkları üzerine benim alacağım tahmini ücret kadar arttırarak teklif vermelerini isteyeceğim.

buradan yavaş yavaş benzer şekildeki insanlarla çalışarak, onlara yardım ederek bi hayat kurmayı planlıyorum. (mimarlıktan çok sıkılmış)

bana plan çok makul geldi ama hem "arkadaşınla iş yapma" konsepti hem de henüz menajerlik konusunda pek bir şey bilmemek biraz korkutuyor. acelemiz de yok zaten, halihazırda hepimizin bir düzeni de var.

şuna bak, bunu düşün, öteki konuyu araştır diyeceğiniz her türlü yönlendirme ve eleştiri beni mutlu edecektir.

Kuzenim karşıdan gelecek iş görüşmesi için.

Çakmak Mah. Balkan cad. no:51 Ümraniye. Ikea'nın hemen yanıymış.

Krokisi resim olarak ekli.

Kadıköy'de inebilir metrobüsten, altunizadeden inebilir sorun değil. ama buralardan oraya nasıl gider? neye binmeli? hangi hat? ve hangi durakta inmeli?

aciliyeti var. teşekkürler.

konuk kullanıcılar d diskine erişmesin istiyordum, bitlocker ı keşfedemeden mal gibi admin dışındakilerin erşimini kapattım. meğer system düşündüğüm gibi default, misafir falan değil gayet admini de etkiliyormuş ve şu an d'ye erişemiyorum. ne yapabilirim?

telif eserini güvence altına alan var mı burada? ne şekilde alıyorsunuz? noter falan mı?

Ucuz olsa yeter, saçları 4e veya 5e falan vurduracağım zaten. nereyi önerirsiniz?

üstteki programların aynı anda çalışabileceği bir bilgisayar toplamam lazım. pek çok insana da faydalı olacağını düşündüğüm bi konu.

autodesk'e sorduğumda şu bilgisayarı öneriyor;
www.lenovo.com
buna photoshop hariç, içinde yine çok fazla seçeneği var ve belki daha ucuza ben kendim toplasam diye düşündüm.

(kasa,klavye, mause, DVD sürücü, ses kartı, ethernet kartını saymıyorum)
bana gerekenler nedir?

üç programların sistem gereksinimlerine bakıp toplayabildiğim:

işletim sistemi: Windows 7 Professional 64 bit (niye 64 bilmiyorum, sanırım 3dmax bi tek onda çalışıyor?)
anakart: Intel® Xeon® E3-1200 v3 (bundan hiç anlamıyorum işte, daha üstü mü gerekir?)
ram: 8 GB DDR3 (2 GB autocad + 2 GB 3dmax + 2 GB photoshop)
hdd: 3.5" SATA 250GB(7200rpm) (6+2 GB autocad + 4,5 GB 3dmax + 24,3 GB photoshop)
ekran kartı: NVIDIA® Quadro® K600 1GB GDDR3 128BIT 192 CUDA (yoksa K2000-2GB mü önerirsiniz? ama arada 1000 lira oynuyor lan?) (128 MB autocad + 1 GB 3dmax + 256MB photoshop)

eski bi arkadaşım manik depresyon geçirdi, bakırköy'e yattı, ailesi bartın'a geri götürdü. daha sonra ellerinden kaçmış sanırım, kadıköy'e geri gelmiş. dün biraz konuştum ettim ama gidip gidip geri geldi, sürekli kapımda adam.

şu an mani döneminde sanırım. aşırı agresif. eve gelmiş, kapıyı pencereyi yumrukluyormuş. kız arkadaşım evde.
ben şu an evde değilim işteyim, evdeki kız arkadaşımı korkutmaya çalışıyor (ve başarıyor).

arkadaş gitmiş midir bilmiyorum, babası emekli polis müfettişi. ben yine de polisi aradım tabi şu an, durumu da biraz anlattım ama ne kadar yardımı olur bilmiyorum.

ve daha önemlisi; peki sonra ne olacak? ne yapmalıyım? nasıl uzak tutabilirler?

öncelikle; kimseye kafama göre şizofreni teşhisi koyabilecek biri olmadığımı biliyorum. ancak yakın çevremde şizofreni hastaları ile tanışmış kişiler ve youtube'da izlediğim şizofreni ile ilgili belgeselin ilk 15 dakikası (sonra içim inanılmaz bunaldı ve devam edemedim) beni buna yöneltti.

arkadaşım;
27 yaşında, erkek, gayet zeki sağlıklı birisiydi. uyuşturucu bağımlılığı yok fakat lsd ve hayatında ilk defa denemiş olmasına rağmen (onun için yüksek miktarda aldığı söylenen) kokaini birlikte kullandıktan sonra karakteri önemli ölçüde değişti. babası polis müfettişi olduğundan dolayı sadece bu bilgiyi kullanarak, kapısına gelen her hangi bi şikayeti bile defedebiliyor.
ailesi ile görüşüyorum, doktora götüremiyorlar, şu anda bi şekilde hastaneden birilerini çağırıp getirmeyi de pek kabul etmiyorlar (oğlunu tımarhaneye kapattı dedirtmem kafası)

gözlemlerim; (sorularınıza göre ekleme yapabilirim)
- genel anlamda bambaşka biri oldu. hiç bu kadar değişmiş birini tanımamıştım.
- diyalogları anlaşılamaz oldu. konu bütünlüğü sağlayamıyor, sorularımıza çok alakasız şekilde yanıt veriyor.
- aşırı bir egosu oldu, kimseyi dinlemiyor, tek haklı kendisini görüyor.
- davranışları konusunda şaka yaptığını, bizi trollediğini iddia ediyor.
- sağlıklı olduğunu iddia ediyor.
- aşırı derecede ilgi çekmeye çalışıyor.
- sosyal ilişkilerinde çok ani kararlar veriyor. birinden bi anda nefret edip üç dakika sonra affediyor veya tam tersi.
- 2 haftadır değişme yok, kötüleşiyor.
- hiç uyumuyor.
- herkesle tartıştı, kavga etti. çok sakin, hatta insanları kavgadan uzaklaştıran birisiyken artık aniden agresifleşebiliyor. babasını dövdü, babası elini kaldırmadığını ve kum torbası gibi durduğunu söylüyor. bu olayların hemen başında kız arkadaşımla da kavga etmişti, kız arkadaşım sonunda dayanamayıp (ilk defa) onu evden kovmuştu, ona da çok içerlemiş durumda.

son olan olayı anlatayım,

ben kız arkadaşımla yaşıyorum. bu kişi de hem çok yakın arkadaşımdı hem de karşı daireme taşınmıştı. bahçe katında oturuyoruz.
geçen gün yatak odamıza bir bıçak bırakmış. bunu şu şekilde yapıyor, yatak odamız bahçe tarafında, çok dandik bir ahşap kapımız ve üstüne asma kilit takılı bir demir kapımız var. demir kapıyı geçememiş ama demirlerin arasından ahşap kapıyı zorla açmış, (ya biz uyurken ya da evde yokken) yere bir bıçak bırakmış. bunu da pek çok kişiye anlatmış.

bu arada, bu iki haftalık süreçte gerçekten yıprandım. inanılmaz huzursuzum. kız arkadaşımdan nefret ettiğini söylediği için ona bir zarar vermesinden de endişeleniyorum. bi kaç gün arkadaşlarda kaldık ama o da zor oluyor bizim için. taşınmak istesek maddi gücümüz yok maalesef.

sizce nasıl bir yol izlemeliyim, nasıl davranmalıyım?

edit 1:
üsteki metni aynen, bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesine de gönderdim. belki bi şekilde yardımcı olurlar.

edit 2:
bakırköy'den; "Göndermiş olduğunuz mailiniz değerlendirmeye alınmıştır. Anlattığınız bilgiler gereği, bağlı bulunduğunuz Cumhuriyet Başavcılığına giderek ilgili kişi hakkında bildirimde bulunmanız gerekmektedir." şeklinde bir dönüş geldi.

eski en yakın arkadaşım ev tutarken beni de kefil yapmıştı. kira kontratına imza atıverdim. bir sürü olaylar oldu (git: 687399) ve şimdi biliyorum ki bu adam ya bu ay ya da önümüzdeki ay kirasını ödeyemeyecek.

bunun yanı sıra kendisi bana olan borcunu ödeyemediği, karşı komşum olduğu ve delirdiği için evden de çıkmasını istiyorum.

ev sahibine yarın falan durumu bildirip kefilliğin iptalini isteyeceğim, mümkündür değil mi?

uzun yıllardır tanıdığım, sevdiğim ve güvendiğim, borçlarını ödeyen en yakın arkadaşım tüm borçlarını kapayabilmesi için bana gelip kredi çekmem konusunda yalvarıyor. kimseye yapmayacağım bir şeyi yapıyorum ve çekiyorum. tabi ki senet menet hiç bir şey imzalatmadan veriyorum buna parayı. ancak ailesi, arkadaş çevremiz vs herkes biliyor bu parayı.

daha sonra bir takım uyuşturucuların (miktarını bilmiyorum ama lsd ve kokain) birlikte kullanımı sonucu bu arkadaşım beynini yakıyor. deliriyor. 2 haftadır bambaşka biri gibi davranıyor. hala mantıklı da konuşuyor ama farklı bir kişiliğe bürünüp yapmayacağı şeyler yapıyor. "oğlumun borcu benim borcumdur" diyen babası (kendisi polis müfettişi), sabah oğlundan dayak yiyor ve bir anda 27 yaşındaki oğlunun yediği haltlar için beni suçluyor ve para falan vermiyorum diyor.

o arkadaşım da işten çıktığı için artık borç falan ödeyemiyor, ödeyemeyecek. ve ben kredileri ödemeye devam edeceğim.

siz olsanız ne yapardınız? hukuksal olarak ne gibi haklarım vardır? hadi (küçük bir ihtimal ama) dava açsam ve kazansam, o parayı nasıl geri alabilirim?

edit:
arkadaşa şimdi gidip senet imzalatırsam bir şey değişir mi?

aslında bildiğin telesekreter programı, ama telesekreter diyince telefonu açmayıp sistemde bir yere kaydediyor, onu istemiyorum, gerçek telesekreter gibi; ben telefonu açmayayım ve sesi hoparlöre versin istiyorum. her arayanı açmamak istiyorum.

google play'de aradım ama çok fazla program çıkıyor, belki bilen kullanan vardır.

bir kitap borcundan kalan 380 liralık meblağyı ödemeyi çeşitli sebeplerden unutan-ödeyemeyen kız arkadaşıma icra geldi. 380 liraya karşılık 1300 lira para talep ediliyor.

başımıza daha önce böyle bi şey gelmediği için çok acemi davrandık. bize herhangi bir ihtar çekilmedi, fakat bir hafta geçti ve biz de itiraz etmedik. sanırım 1 haftayı geçtiği için yapacak bi şey yok.

ama eğer itiraz etseydik, acaba "ihtar çekmeleri gerekiyordu" diyebilir miydik yoksa bu zorunlu değil miydi?

bi de şu noktadan sonra yapacağımız başka bişi yok değil mi? yani itiraz edip "bize ihtarname göndermediniz, biz normal borcu ödeyeceğiz" diyemeyiz sanırım?

spor yaparken müzik dinleyebileceğim , çok tuzlu olmayan bir model önerebilir misiniz?

kız arkadaşım okula gelen bir kitapçıdan kitaplar almış. adamlar meblağyı taksit yapmış. bir süre borcunu ödemiş fakat sonra taşınma, yeni bir okul yeni bir hayat vs derken borcunun kalanını ödemeyi unutmuş.

arada geçen zamanda adam kendisiyle hiç bir iletişim kurmuyor ve bir anda kapıya icra ile ilgili tebligat geliyor.

borç altı üstü 380 lira, ama meblağ 1300 görünüyor.
biz şimdi sadece unuttuğumuz ana parayı ödeyip bu 1000 liraya yakın gereksiz meblağyı ödememek istiyoruz. ödemezsek ne olur? faiz biner mi? başka hukuksal sıkıntılar doğurur mu?

1992 doğumlu bir arkadaşımın mesajı,

"Babamla annem 1998'den beri ayrı. Başta annem ve bana nafaka ödemesi gerekiyordu. O zamanın parasıyla 75 TL bana, 25 TL de anneme vermesi gerekiyordu. Ödemeyince annem icraya vermişti. Maaşına el konulup taksitler halinde alındı o para. 2000 yılında annem evlenip Almanya'ya gidince ben de İzmir'e babamın yanına gidip 1 sene onunla beraber kaldım, 1 senenin sonunda ben de Almanya'ya annemin yanına gittim ve 2006'da Türkiye'ye döndük.

2007'den 2011'e kadar ayda 150 TL gibi şakanın da şakası bi miktar gönderdi. Üniversiteyi kazanınca 400 TL göndermeye başladı ama ev kirası, fatura falan filan gibi şeylerin altından kalkamadığımı söyledim. Yapabileceğinin en fazla 500 TL göndermek olduğunu söyledi. Bugün parayı almaya gittiğimde hesabımda yine 400 TL olduğunu gördüm ve üvey annemi aradım.

(Babam 4 yıldır yurtdışı görevinde Fransa'da Türk Okulu'nda öğretmenliği yapıyo, bu son senesi ve parayı da karısı gönderiyo-ayrıca hem Türkiye'den hem Fransa'dan maaş almaya devam ediyo)

Babamın söylediği paradan 100 Lira eksik göndermesinin sebebini sordum, "Baban aslında sana kesinlikle hiç para göndermememi söyledi, ben kendi paramdan gönderdim" diyerek lütufta bulunduğunu ve ona minnet duymam gerektiğini ima edercesine konuştu. Olayın sebebi büyük ihtimalle babamla 3 yıldır görüşmemiş olup da bu sene görüştüğümüzde bendeki değişiklikleri hazmedememesi. İzmir'de olmamıza rağmen gayet makul kıyafetler giyindim, buna rağmen saçma sapan müdahale etmeye çalıştı. Ben de ona, bana bu şekilde bi baskı kurmasının son derece faydasız olduğunu ve aylarca aramayıp da kıyafetime karışarak babalık yapamayacağını söyledim. Sanırım para göndermeme kararı burdan çıktı.

Üvey annem arayıp babamla konuşmamı söyledi. Babamı aradım defalarca açmadı sonra telefonunu kapattı. Hattımı yurtdışı aramalarına açtırıp diğer numarasını aradım onu da açmadı. Şimdi üvey annemi arayıp babama selam söylemesini, artık onunla uğraşmaktan bıktığımı ve bu olayı mahkemeyle çözmeye karar verdiğimi söyliycem.

Bu konularla ilgili bilgisi olan var mıdır aranızda mahkeme,nafaka gibi olaylar? Ya da başka bi önerisi olan var mı?"

apartmanların arasında, küçük ama 20 kişilik bi grubu ağırlayabilecek kadar da geniş bi bahçemiz var. genlerimiz sağolsun hemen "neden mangal yapmıyoruz?" diye soruyoruz kendimize. ama son zamanlarda çevre apartmanlardaki komşular söylenmeye başladı.

1) elektrikli ızgara bu sorunu çözer mi? sanki kömürü yakarken değil aslında bayaa etleri pişirirken duman çıkıyor gibi ama o da kömüre yağ damlamasından falan olabilir.

2) elektrikli ızgara konusunda hiç araştırmanız, bilginiz var mı? üstten rezistanlı modellerden tutun da böyle geniş, yarısı düz olan teflon modeller var. hangisi daha iyi olur? direkt marka-model önerisi bile alırım.

Sert malzemeden yapılmış olanı var fakat peluştan veya adını bilmediğim fakat sıkmaya müsait olan bir tür malzemeden yapılmış olanını arıyorum. İnternet üzerinden veya Ankara'da nerede bulabilirim?

Beyler selam,

bu adamlar her haftasonu %25 indirim yapıyorlar tüm ürünlere. Peki bunun mantığı ne? haftaiçi neden ürün alayım ki o zaman sadece cumartesi pazar giderim oraya. bunlar da sadece cumartesi pazar açsınlar en azından maliyetleri düşürürler. Ne garip bir promosyon uygulaması lan bu.

fikriniz nedir?

uçak bileti alma konusunda tam bir cahilim, ilk defa alacağım ve 30-40 liraya bilet alanları duyuyorum fakat ben bulamadım. bu bilet alımı ile ilgili de pek çok site var ama bana çok karışık geldi. en kullanışlısı, en ucuzu hangisidir?

bi de anamur'da yazlık var, sizce hangi tarihlerde gideyim? mümkünse eylül'de, eylül 23'e kadar gidip dönmeyi planlıyorum. sanırım bi tek pegasus uçuyor.

konuyu epey anlattım. her türlü fikir/öneriye ve (özellikle "şu saatlere bilet alma" gibisinden) her türlü uyarılara açığım.

internet üzerinden radyo yayını yapan ufak bi ekibiz. kim hangi saatte radyo yayını yapmak istiyorsa onu işleyebileceği ufak ve online bir takvim istiyorum.
mümkünse üye girişi olsun ve insanlar yalnızca kendi eklemelerinden sorumlu olsunlar.

(bulamazsam google takvim'i buna uyarlayacağım.)

doktora gitmeden önce size danışmıştım, (git: 478890) daha sonra göztepe'deki araştırma hastanesine gittim. doktorun yardımcısı bi kız vardı o baktı elledi falan. sonra;

- tamam bi şeyiniz yok yağ bezesi o.
+ yahu orada da yağ bezesi olur mu? sıkıntı çıkarır mı?
- yok gayet normal, ara ara şişip tekrar iner o. rahatsız olursanız aldırabilirsiniz ama sonra tekrardan çıkabilir.

diyip ayrıldım. daha sonra gerçekten indi bi ay falan unuttum ben bunu. sonra bi dönem şişti şişti cidden tekrar rahatsız etmeye başlamıştı ki tuvaletten sonra tuvalet kağıdında çok ufak bi kan gördüm (hani böyle ufak bi sivilcenizi patlatırsınız ya, öyle bi şey.) bunu bi akşam yaşadım ve sonra indi. o günden beridir de bi sıkıntım yok.

ama tabi içime kurt düştü, kan neticede yağ değil bi şey değil. doktorun asistanı olan o kız yanılmış olabilir mi? yağ bezesi değil de kılcal damarlarda bi sıkıntı vardır ve onlardan şişmiştir falan.

tekrar doktora gitsem mi, yoksa şişmesini bekleyip öyle mi gitsem?

detaylı değil de, basitçe nasıl yapılıyor diye soracaktım.

şimdi dx'de şöyle bir ürün var;
dx.com

bunu alıp evime ve apartman girişine birer kamera koymayı planlıyorum. e wireless dedik, o halde
1) bu kameraları netten nasıl izleyebileceğim?
2) kayıt alabilecek miyim? (hiç değilse 1-2 günlük, güvenlik amaçlı)
1) bu kameralar enerjileri nereden alacaklar? (pilli değillerdir heralde, onun için de kablo çekeceğim sanırım? o zaman ne esprisi kaldı bile diyebilirim. neyse)

26 yaşında bir erkeğim. makatın çevresinde, deliğe yakın ufak ve sert bi şişlik var. çok küçük, gözle görülür bir şey de yok anca dokunmakla biraz hissediliyor.
ağrı, kanama vs hiç bir şey yok. sadece ufacık bir şişlik ama deliğe yakın. rahatsız da etmiyor ama ileride problem yaratabileceğini düşünüyorum.

1) doktora görüneceğim ama nereye gitmeliyim? dahiliye?
2) hani tabi ki sizin fikrinizle gidip ilaç alacak falan değilim ama sizce ne olabilir? başınıza geldi mi?

hemoroid falan diyorlar, açıkçası kıl dönmesi çıksa bile çok korkuyorum. canım kıymetli lan. tedavi bi kenara, muayene bile ürkütüyor. bi de cerrahi bişiler yaparlarsa falan diye düşündükçe epey rahatsız oluyorum. kendi kendine geçse ya.

ilgilenen arkadaşlara çok teşekkürler.

(ekte asıl istediğim motor) tahminen 1,5 ay sonra ehliyetim ve eğitimimi alarak motor alacağım. bisiklete çok binen, hatta kimi zaman yolun ortasından trafiği riske atmadan giden biriyim ama illa ki düşme kalkmalarım olacaktır.

normalde 125-150'lik bir motorla başlayıp sonra yaklaşık olarak 1 sene içerisinde 250'liğe geçildiğini gözlemledim. muhtemelen benim gidişim de bu şekilde olacaktır. bunun yanı sıra 250 lik ile başlanabildiğini de öğrendim. ve görsel olarak motorun güzel olması açıkçası beni mutlu edecek ve hem daha güçlü hem daha güzel bi motor için para vermek bana çok mantıklı geliyor.

başlangıç olarak ısrarla hem sıfır hem de 150'lik motor almamı öneren ve bi kaç yıl motor deneyimi bulunan bi arkadaşım var. bu nedenle 150'lik bi honda/yamaha için kafamda 4500 gibi bir bütceyi gözden çıkarmıştım. daha sonra biraz araştırınca farklı modeller ile karşılaştım. misal hondanın 250'liği 9.900 ve benim en beğendiğim ve bana en mantıklı gelen bu.

alabileceğimi düşündüklerim;

125'lik 3650 www.honda.com.tr
150'lik 4800 www.honda.com.tr
125 R'si 6900 ki bu sırf görüntü için fazladan 2000 vermek gibi geliyor bana www.honda.com.tr
250 R'si 9900 www.honda.com.tr

şu da son üçünün karşılaştırması.
www.honda.com.tr

bütçe o kadar mühim değil. iyi kötü bi maaşım var. kira desen çok ödemiyorum. kredi çeker aylık 200-300 hatta 400'lük taksitleri rahat rahat öderim, yani 20.000'lik bi şey alamam ama 10.000 çok da koymaz. ama mantıklı olur mu? herkes yorum yapsın tabi ama bilhassa motorcu arkadaşların önerilerini almak istiyorum.

farklı önerilere de açığım.

ha honda 250 henüz piyasada var mıdır, nasıldır daha onu bile bilmiyorum, ilk fırsatta bi honda bayiğine de gideceğim.

netten radyo dinlemek istiyorum, başka işler için zaten internetim var ama mevcut internetimin kotası radyo için yetmeyecek.

avea yeni nesil diye bi zımbırtı çıkarmış
www.avea.com.tr

30 liraya konuşma falan veriyor, ihtiyacım yok. mühim kısmı sınırsız internet. ama o da 2gb kullanımdan sonra hızı 128 kbps'ye düşüyor. bu hız radyo dinleyebilmek için sizce bana yeter mi? dinleyeceğim radyo da şudur; lesfm.listen2myradio.com

uydunet diyenler var. ama o da hem fiyatları pahalı, hem modem falan almak lazım, bi dünya iş yani. olay ucuza getirmek.

birim fiyatları şuraya koymuşlar ama bu konularda henüz çok cahilim bu nedenle böyle bi yelkenli fiyatı kaça patlar hesaplayamıyorum.

www.seturmarinas.com

bu tür işler ile ilgili olan varsa yardımcı olabilir mi?

sayfayı bağla dediğimde sanırım face'de yazdığım şeyleri twitter'a atıyor ama ben bunun tam tersini istiyorum.
tam tersini kendi profilimde yapabiliyorum (yani twitter'da yazdıklarım otomatik profilimde yayınlanıyor) ama sayfalarda yapamıyor muyum? yapılıyorsa yolu yordamı nedir, bulamadım..

itü'nün yüksek lisansına başvuru için önkayıt ücretini işbankası maslak kampüs şubesine yatırmam gerekiyormuş. bunun için illa bu şubeye gitmem mi gerekiyor yoksa netten veya başka banka şubesinden yapılabiliyor mu?

öncelikle böyle bir soru sorduğum için özür diliyorum. shagdiy gibi giriş yaptım. arkadaşlar durum şu. bilmiyorum da genelde ilişkilerde bir ritm olur, arama zamanı, mesajlaşma zamanı v.s. yazılı olmayan bir ritmi vardır ilişkinin. eğer sevgiliniz kopuk kopuk davranıyorsa, 5 saat mesaj atmayıp sonra sana çok aşığım diye bir mesaj atıyorsa, 8 saat mesaj atmayıp sonra telefon açıp size çok aşık olduğunu söylüyorsa bu neye delaletdir?

romalı kardeşlerim,

şöyle istanbul sınırları içinde önereceğiniz, lan gittim hala tadı damağımda dediğiniz meyhane var mıdır? limitsiz soruyorum, değsin yeter, para problem değil. ama ziyade fasıl gibi kafa sikmesin, madam despina gibi çok da özensiz olmasın. değsin lan işte. birtat meyhanesi'ni baz alın, ona fasılı ekleyin. çıkan karışımı yazıverin hele...

türkün aklına sonradan gelen: nevizade demeyin.

türkün aklına sonradan gelen 2: meyhane güzelse fasılı da sittir edebiliriz.

Efen'im, bendeniz İstanbul Üniversitesi İng İktisat bölümü 3. sınıf öğrencisi bir bay kişiyim; lakin bölümümden çok da memnun değilim, daha ziyade üniversite ve şehir beklentilerimi karşılamamış olsa da bölüm karşıladı; ancak ÖSS tercihlerini yaptığım dönemdeki ideallerimle şimdiki ne yazık ki oldukça farklı. Bu sene ÖSS başvurusunu kaçırmasaydım sınava tekrar girecektim ama trajik bir şekilde 1 hafta gibi bir süreyle kaçırdım onu da, bunun sonucunda elimdeki seçenekler iyice azaldı. Seneye ÖSS'ye girsem, mezun olmuş olacağım 2. üniversiteye gireceğim vakit; bay bir kişi olduğum için askerlik sebebiyle 2 sene sonra teslim olmak zorunda kalacağım birliğe. Ayrıca düşündüğüm bölüm de Felsefe olduğu için o 6 ay ya da 1 yıllık ayrılık iyice koparacak her şeyi, yani pek akıl kârı gibi görünmüyor o da ne yazık ki. Bu durum karşısında aklıma yatan tek çıkar yol şu oldu; mezun olduktan sonra bölümdışı yükseklisans yapmak. Ancak bilim sınavıdır, referanslarıdır, ortalamasıdır; geçtiğimiz dönemlerde pek okula giden biri olmadığım için 2 ve 3. olanlar gayet zorlayacak mevzular beni, ortalamamı taş çatlasa 2,8 civarına çekebilirim gibi geliyor.

Her şeye rağmen bunları aşıp Felsefe bölümünde yüksek lisansa başlasam bile önümdeki yolun çok daha zorlu olacağının farkındayım, ancak bazı şeylerin öğrenciyken farkına varılmıyor işte, bu konuda fikir ve yardım istiyorum; Felsefe programlarında yüksek lisans yapmış ya da yapmakta olan birileri "şöyle böyle" diye anlatırsa bazı mevzuları harbiden möthiş olur.

Özet: İng İktisat öğrencisiyim, bölümdışı Felsefe yükseklisansı ve ardından akademisyenlik düşünüyorum, konuyla ilgili bir akıl hocasına ihtiyacım var.

ana soru özeti: yeni mezunum, yarın tecil işlemlerini en hızlı halledebilmek için (kadıköy ve civarı) hangi şubeye gitmeliyim? kadıköy-üsküdar şubesinin durumu bu günlerde nedir?
(bonus 1: yanımda kalem, fotoğraf, çıkış ve kimlik fotokopileri dışında bir şey alayım mı)
(bonus 2: yüksek lisans'a (itü) başvurmak için için durum belgesi gibi bir şey almam gerekir mi, bu sırada onu da aradan çıkarabilir miyim?)

---
1. soru, şube seçimi
---
şubat sonu itibari ile (1+4 yıl lisans) mezun görünüyorum.. itü veya ytü'de yüksek lisans'a başvuracağım..

kütüğüm başka şehirde (malatya) lakin istanbul'da yaşamaktayım ve ikametgah'ım da burada (kadıköy'deydi ama son düzenlemeler ile artık ataşehir olarak geçmekte)

sanırım ikametgah'ım pek bağlayıcı değil, (ama yine de 2 yıl öncesi entry'lere bakılırsa daha rahat olduğu söylenen "adalar" şubesinde işlemlerimi yaptıramayacak gibi duruyorum?)

kozyatağı carrefour semalarında oturmaktayım.. bu nedenle aklıma ilk kadıköy şubesi geldi.. kadıköy şubesi ve üsküdar şubesi sanırım aynı yerde.. burasının durumu bu günlerde nasıldır? başvurmam arasında benim için fark var mıdır?

---
2. soru, gerekenler
---

eğer gerekirse başka bir şubeye de gidebilirim, öneriniz var mıdır?

bu başvuru öncesinde "yanında şunları mutlaka al" diyebileceğiniz neler vardır?
(artanları başka yerlerde kullanmak üzere, sabah yanımda bulunacaklar)
- 8 fotoğraf (sanırım 4 tane yetecek ama sakalsız olması şart mı?)
- 10 lisans çıkışı ve aslı (sanırım 4 tane yetecek ama noter tastiki gerekmez heralde?)
- 10 kimlik fotokopisi ve aslı (sanırım 4 tane yetecek)
- kalem
- kitap
- (edit: gofret, bisküvi tarzı atıştırmalık ve su.. epey bekleyeceğim gibi..)
- (edit 2: kütüğümün bulunduğu ildeki tüm şubelerin telefon numaraları)
---
3. soru, yüksek lisans
---
itü'ye başvuracağım, bir yerlerde birilerinin buradan belge almak için başvurduğunu okudum ama sitede böyle bir şey istediklerini hatırlamıyorum.. yalnız sonradan çıkar mı? şimdi "gitmişken şunu al" diyebileceğiniz bir belge var mıdır?

örnek ektedir..
örnek gerçekten örnektir, yani tasarımın son aşaması değildir.. amaç yalnızca bu soruyu sormaktır.. yine de tasarımsal eleştiriler de keyifle dinlenir..

bu arada amaç şudur, kartvizitlere baktığımda bu kimdir neyin nesidir çoğu zaman bilmemekteyim.. kimlik gibi ufak bir fotoğraf güzel olur diye düşündüm.. şimdi ise kartvizit bastırmam iyi olur diye böyle bir şey geldi aklıma.. ama hiç bir kartvizitte böyle bir şey görmedim henüz.. ben gidip böyle bir kartvizit bastırsam ne olur ey ahali? saçma, görgüsüz, mantıklı vs?

yenisahra'dan veya e-5 üzeri farklı bir yerden de gidilebilir.. hangi minibüse binmeli, nerede inmeli?

Şimdi benim imla bilgisine güvenen arkadaşlara sorum şudur: Özel isimlerden sonra eklenen iyelik ekinin yanına bir de hal eki koyarsak bunu yazıda nasıl gösteririz? örnek verecek olursam:
Ayşe'me
Ayşe'm e
Ayşe'm'e (tamam bu biraz saçma oldu sanki)

nasıl olur bu?

yazdım.. "nasıl olmuş? yanlışlarım nelerdir?" diye soruyorum..
ingilizceye -hiç olmazsa dil bilgisine- öyle çok hakim olduğumu söyleyemem..
(not: yazı şurada yer almaktadır: about.me )
***


I hate writing classical biography but if someday i must do it,
it could be today.

I was born in 19 May 1986 in Istanbul - Turkey and still living here.

After graduation from Cagribey Anatolian high school, i went to Zonguldak for one year English education. Then i went to Safranbolu and live there for 4 years for university. Since September 2011 i'm an architect but without experience. Now i'm working (and gain some experience) in an office for an architectural design and construction company.


I'm using computer since '98 (as i've remembered). I spend most of the time about philosophy and social communication. I re-comment hedonism in my view and i living in that way. I've never support any football team, any country, any religion, any race or any political view in my life. I'm always on my own; just my knowledge and my ability. I belong the time that i'm living at that moment only. I hate capitalism like capital letter but sometimes, i must use both.


I always say; "only the dead save their thoughts to themself." so i don't like hide my opinions but i know, sometimes i should - at least, as long as i live in Turkey where your opinions make you killed.


and to explain myself in shortly i must say;

"non fui, fui, non sum, non curo"

~ epicurus

ön dişimden biri muhtemelen çekilecek ve köprü yapılacak.. köprüden sonra da seramik mi kaplanıyor bilmiyorum işte normal diş gibi duracak kısaca.. tahmini kaç para tutar ve taksit yaparlar mı? (kredi kartı olmadan)

tabi daha önemlisi, sizin tavsiye edebileceğiniz
mümkünse ucuz ama yaptığı işten sonra aynı dişimde tekrar sorun olduğu için değil de kontrol amaçlı gidebileceğim bir dişçi var mıdır?

~
edit: sigortam var

bu zencefil nasıl tüketilir? neyle yenir veya içilir?

Türkiye ve Türk kültürü ile yakından ilgilenen yabancı bir arkadaşa hediye seçmem gerekiyor.

Daha önce Türkiye'yi anlatan bir kitap hediye etmiştim.

-Tek valiz ile yolculuk edeceğim için çok büyük ve ağır olmayacak.

-Hediye alacağım kişi bayan,20 yaşında.

-Gümrükte sorun çıkarmayacak.

ciddi hediye önerilerinizi bekliyorum.

daha önce (git: 210695) ie ile bağlanırken chrome ile bağlanamadığımdan bahsetmiştim.. daha sonra google'ın sitesinden ücretsiz bi spyware denetleyici program indirdim..
bu program c:\windows 'da bulunan "msveant.rvf" isimli bir dosyanın çalışmasını engelleyip duruyor.. ama sürekli yapıyor bunu.. dosyayı silmeye kalksam da (shift+delete ile) yine geri geliyor..

google'da hakkında tek bir başlık bile yok..
nedir bu, veya direkt nasıl engellerim?

dns'le falan girme olayı değil, açınca hem "we will be back" yazıyor hem de bu olay yalnızca türkiye için böyleymiş..
www.eksisozluk.com

o halde madem bizi istemiyorlar biz de türkiye'yi banlarız gibi bir şey mi düşünüp kapattılar? daha doğrusu insanlar "sansür" mantığının biraz daha farkına varması için bir tepki olarak?

gerçekten öyle ise helal olsun..

hatta düşündüm de, keşke arada diğer siteler de bunu yapsa.. bir gün dinlendirseler siteyi.. misal ekşi sözlük, ekşi duyuru, inci sözlük, bobiler vs falan reklam almayacağı bir gün komple kendini kapatsa, yalnızca "sansüre sansür" temalı bir şey koysa.. her gün giren binlerce kişinin o gün işi aksasa.. insanlar giremediği için sıkılsa, site yönetimine "bu ne saçmalık" diye kızsa falan.. zorla da olsa biraz daha bilinçlensek belki?

edit:
hatta bu tip ünlü olmuş yerli sitelerin yöneticileri vs bir platform altında toplanıp konuşa.. ayın önceden belirlenmemiş veya kimseye duyurulmamış belirli günleri toptan kapansalar.. yani bu sürekli bir etkinlik olsa.. hepsi aynı anda kapanırsa daha çok ses getirir, insanlar daha çok kızar?

sıkıntı nedir acep? neyi kurcalamam lazım? google çare olmadı ben de buraya geldim..

xp kullanıyorum, güncellemeyi kontrol et dedim onu yapabildi ve son sürüm olduğuna kanaat getirdi.. lakin hiç bir siteyi açmıyor.. hata falan da vermiyor.. ama ie ile çatır çatır giriyorum..
firewall'ı kapattım, opendns kurdum.. hala ses yok..

Niye o kadar para veriyorsunuz ? Tamam teknik özelliklerini biliyorum. Fakat bin küsür lira verilerek alınan bi telefon sizin beklentileriniz vardı ve bunların gerçekten karşılanması gerekiyordu diye mi alınır ?
Kişisel bir merak benimkisi, ileride alırım belki diye düşünmekteyim fakat bana bişey söyleyin ki basayım parayı alayım.

Telefonumda bluetooth bile yok. Kızılötesi varsa da bilmiyorum. Hızlı mesaj yazarım ama.

İstanbul'da yalnız yaşayan bir bayanım. Yalnızlığımı giderecek bir yavru köpek arıyorum. Şu melanet hükümet yüzünden çok fazla para kazanamıyorum en fazla köpeğin giderlerini karşılayabilirim. Köpeğini verebilecek kişilerle şuradan iletişime geçebilirim : 0506 512 46 65

lafa nereden girsem yanlış anlayacaksınız gibi, o yüzden önce şunu belirteyim; tango yapmayı yeni öğrenen birisiyim ki öyle ruhundan anladığımı falan da iddia edemem..

tango ile bi ideolojiyi birleştirmek gibi bir niyetim de yok.. şöyle anlatayım; hiç "bandista" dinlediniz mi? hah, bazı şarkıları var ki kalkıp tango yapasım geliyor.. o müzikler o dansa uygun mudur değil midir onu da bilmiyorum ama hoşuma gidiyor işte.. isimlerini vereyim de tam olsun;

kara çocuk şarkısı (intro'su ile birlikte)
her şeyin şarkısı
benim annem cumartesi
hiçbir yerin şarkısı (6.16 dk olanı)

soru şu; az çok bu tatlarda bir şarkı var mıdır bildiğiniz?
pek anlatamadım kendimi ama dinleseniz anlarsınız gibi geliyor.. umarım yani..

selamlar herkese, iyi de bayramlar.
bu youtube yasağı kalkmasaydı daha iyiydi sanki, hiç açamaz oldum. eski aayarlardan filan kaynaklı sanırım. oldurabilmem için ne yapmam gerekir?