Giriş
(4)

Önerebileceğiniz ffp2 maske markası var mıdır?

kinyas ve kayra 23
bir de bazı sorularım olacak;1- bulunduğum yer kapalı ortam, kendi iş yerimiz ama gün içerisinde yazıhane'deyim neredeyse ve çok fazla aslında insanla temas kurmuyorum. babam da abim de aynı yerdeyiz. evlerimiz iş yerimize yürüme mesafesinde ve hiç birimiz ev dışında bi yerlere gitmiyoruz 1 senedir.
bir de bazı sorularım olacak;

1- bulunduğum yer kapalı ortam, kendi iş yerimiz ama gün içerisinde yazıhane'deyim neredeyse ve çok fazla aslında insanla temas kurmuyorum. babam da abim de aynı yerdeyiz. evlerimiz iş yerimize yürüme mesafesinde ve hiç birimiz ev dışında bi yerlere gitmiyoruz 1 senedir. onlar evinde, biz evimizde. ben bi pazartesi günü kapalıçarşı'ya gidiyorum onda da zaten kapalı ortamlar da beklemeden 1-2 saat'e servis ile dönüyorum. neredeyse fazla bi mesaim olmuyor açıkcası. sizce ffp2 maske gerekli midir?

2- bir de bu maske'Yi takıyorsak altına ya da üstüne cerrahi maske gerekli midir?

ekleme:
bir de nefes alması zor deniliyor ffp2 içerisinde. ben bunu almak istememdeki neden, burnum kemerli ve bir tarafında kemik eğriliği, diğer tarafında et şişmesi yüzünden maske burnu sıkıştırmadığı için ffp2 alayım dedim. yoksa dediğim gibi insan temasım yok denecek kadar az, iş yerinde dahi yazıhane'de takılıp eve yürüyerek giden birisiyim.

teşekkürler.
0
kinyas ve kayra 23
(11.04.21)
ben olsam kapalıçarşıya giderken, oradayken ve dönerken mutlaka ffp2 maske takarım. 3m'in 9152 diye bi modeli var ondan kullanıyorum ben. altına maske takmıyorum çünkü bunun suratına tam %100 oturması gerekiyor zaten.
0
roket adam
(11.04.21)
Ben pandeminin başından beri ege mask kullanıyorum. Daha iyisi var mıdır bilmiyorum. Fiyatının uygun olması ve yüzüme oturması benim için bir artı. Tabii ffp2'nin üzerine bir de cerrahi maske takıyorum.

25'li olarak trendyol'dan sipariş verdim en son.
0
chihirovekohaku
(11.04.21)
are medikal kullanıyoruz. tavsiye ederim.
0
lancelot du lac
(11.04.21)
Kore tipi maske kullanıyorum. Dört katlıymış. F 99 diye geçiyor sanırım. Nefes alması kolay
0
oyokbuyoknevar
(11.04.21)
(3)

Alüminyum çaydanlık

jepa
eski minik bir alüminyum çaydanlık var. Bunu kampta piknikte vs. kullanayım diyorum ama dibi fotoğraftaki gibi olmuş. Zehirlenir miyim:)
eski minik bir alüminyum çaydanlık var. Bunu kampta piknikte vs. kullanayım diyorum ama dibi fotoğraftaki gibi olmuş. Zehirlenir miyim:)
0
jepa
(10.04.21)
bulaşık teli ile ovsan gider bence.
0
sinek kral
(10.04.21)
Bu tip çaydanlıklar demansa sebep oluyormuş. Çok kullanmayacaksınız belki ama hiç kullanmayın daha iyi.
0
oyokbuyoknevar
(10.04.21)
hocam aluminyum caydanlikta cayin tadi hic guzel olmuyor. bence cope at gitsin
0
nibba
(10.04.21)
(12)

haftada bir tatlı yemek zayıflatır mı?

ardt
böyle şeylere de pek inanmam aslında ama geçen gün bir programda uzman konuşuyordu, son 6 aydır sağlıklı besleniyormuş, sadece haftada bir gün kendisini serbest bırakıyormuş ve o bir günü de sağlıklı geçirmektense o gün tatlı yemenin kendisini daha fazla zayıflattığını, bunu kendisinde gördüğünü söy
böyle şeylere de pek inanmam aslında ama geçen gün bir programda uzman konuşuyordu, son 6 aydır sağlıklı besleniyormuş, sadece haftada bir gün kendisini serbest bırakıyormuş ve o bir günü de sağlıklı geçirmektense o gün tatlı yemenin kendisini daha fazla zayıflattığını, bunu kendisinde gördüğünü söyledi, "bunu burada söylemem doğru mu aslında bilmiyorum ama" (gülerek) dedi.

böyle bir şey var mıdır? mümkün müdür?
0
ardt
(06.04.21)
43 kilo birisi olarak, yok şunu yiyeyim mi yok şu içmeyeyim mi gibi soruları aşırı saçma buluyorum. açacaksın netten hesaplama programlarını, şu an boyun kilon yaşın ve günlük ortalama aldığın kalori miktarı neyse yazacaksın. sana zayıflaman için alman gereken kaloriyi söyleyecek. ona uy yeter. ister su iç ister bira, ister tatlı ye ister tuzlu ye, gereken kalori miktarını geçme yeter.
0
rose parks
(06.04.21)
psikolojinin zayıflamaya etkisi var.
uzman muhtemelen bunu söylemek istemiştir.
daha önce de bir doktor bana, "aklına çok takılıp gece uykularına girecek kadar canın isteyecekse, onu ye çünkü kilo vermene engel olur" demişti.

yani eğer bir yandan olması gerekeni doğru şekilde yapıyorsanız, vücut zaten o ritme giriyor ve haftada 1-2 öğün o düzen içinde öldürücü bir etkiye sahip olmuyor.
tam aksine, o öğünler sizi mutlu ediyorsa, motivasyonunuzu bozmuyorsa zararı değil, faydası oluyor.

o yüzden cheat day ya da cheat ettiğiniz bir öğün olabilir diyette.
herkesin yapısı farklı.
ben cheat olayının dozunu ayarlayamadığım için 30-60-90 günlük challengelar yapıyorum.
canım bir şey isterse, "x tarihinde yiyebilirsin, bugün değil" diyorum ve bu bana iyi geliyor.
bazen de o gün o öğünde onu yemek daha iyi gelir.
kişisel bir tercih ve yapı meselesi.
0
blatta hiberna
(06.04.21)
rose parks,

yani bir kişi günde 2000 kalori altında kalarak kilo verebiliyor ise bir sene boyunca sağlıksız beslenmesi ile sağlıklı beslenmesi arasında bir fark yok öyle mi? sürekli hamburger, kumpir, çikolata, baklava yiyen kişi ile sebze, tavuk, et balık yiyen kişinin vücudu 2000 kalori altında kaldığı sürece aynı olur yani?


bu arada haftada bir tatlı yemek zayıflatmayabilir ama kilo da aldırmaz hemen.
0
elorelia
(06.04.21)
bence mumkundur. bilimselini bilemyecegim ama vucut duzene girince onu nasil yakacagini da bilir diye dusunuyorum. duzen sanirim isin sirri burada.

bir haber vardi, adam her gun sadece mc donalds yiyerek bir ayda 10 kilo veriyor.

buldum: www.independent.co.uk
0
yoggi
(06.04.21)
Selam. Kadrolu kilo verici olarak bence böyle bir şey var. Yalnız olayı iki şekilde değerlendirmek lazım:

İşin birinci yönü gerçekten tatlı yemek kilo verdirdiğinden falan değil kesinlikle. Diyet yapıp başarılı olanlar çok iyi bilirler ki bu işin özünde sabırla devam etmek vardır. Ara sıra yapılan cheat dayler insanların diyette daha uzun sebat etmesini sağladığından uzun vadede başarı getiriyor olabilir. Ben ihtiyaç duymadığımdan yapmadım hiç şahsen.

İşin ikinci ve asıl sorduğun yönüne gelince, cheat day kilo vermeyi hızlandırmaz. Zaten bunu yapmasının tek bir yolu olabilir: Bazal metabolizmayı hızlandırmak. Tabii ki bu konuda da yapılmış deneyler var ve cheat daylerin bazal metabolizmayı hızlandırmadığı anlaşılmış durumda. Şu an link arayıp bulacak vaktim yok maalesef ama ararsanız kolaylıkla bulursunuz. Uzman arkadaşın söylediği şey hayalden ibaret yani.

Ben her ne kadar cheat day yapmıyorsam da pazarları kalori açığı vermeden, hatta biraz kalori fazlası alarak beslenirim. Kendimi fiziksel ve psikolojik olarak çok daha iyi hissetmemi sağlıyor.
0
son feci skilacci
(06.04.21)
Bak ben 39 yaşındayım, ülkenin açık ekonomi modeline adım attığı yılları yaşadım. Yani öncesinde ülkedeki fabrikasyon gıda üretimi çok daha sağlıklıyken ithal edilen malzemelerin ucuzluğu sebebiyle glikoz şurubudur bilmem çin tuzudur vsdir, hepsi girdi ambalajların içine ve tabi bir süre hiç bilmeden gayet güzel bol bol yedik bunları, bu şekilde büyüdüm.

Şimdi dikkatimi çeken bir şey var; regl dönemimin dışında tatlı yememek şeker ve tatlandırıcı almamak iyi geliyor ama regl öncesindeki beden gerilimi bana tatlı yemeyi bütün bir öfkeyle emrettiğinde ben zaten irademe sahip çıkmakta bile iradesiz kalıyorum ve o paketli tatlı gıdaları yiyorum. Eskiden inat edip yemiyordum ve reglim zaten geciken bir yapıyken iyice gecikiyordu çünkü stresim artıyordu. Dikkat ettim reglden önceki son 3-4 gün (bu süre sanırım benim bedenime mahsus, başka bedenleri bilemem, bilemeyiz) canımın çektiklerini suçluluk hissetmekden yediğimde regl çok daha kolay geliyor. Bende böyle bir olay var. Kilo da almıyorum. Buna bi dikkat et. Psikoloji çok önemli ve çok etkili.

İlla kıllanıyorsan titizlik basıyorsa inatagramda yutubda çok güzel doğal tatlı tarifleri var. Alıyor medine hurmasını kakao ekliyor inceltilmiş fındıkla bi karıştırıyor of. 3 malzeme yav. Fındık kakao hurma. Yap ye. Haftada bir. Korkma şundan, o senden korksun.
0
1bir1bir1
(06.04.21)
@rose parks konuyu o kadar güzel özetlemiş ki.
Bir de makroları dengelemekten bahsetseymiş tam olacakmış.
0
Mirket
(06.04.21)
Kilo vermek ASLA ve ASLA, buyuk harflerle yaziyorum, giren kalori/cikan kalori duz mnatigina indirgencek kadar "basit degil"! Yedigin seylerin carb, yag, vs dengesi, dogal mi rafine mi tukettigin, ne-neyin yaninda kolay sindirilir, neyi hangi saatte yemen gerekir, ne tur fiziksel aktivitelerde bulunman gerekir, hormonal dengelerin nasi vs vs etkileyecek pek cok sey var. Insan bedeni komplekstir o nedenle "amaaan ben x kg olarak hic takmam alinan veerilen kalorileri not et yeter" ya da "haftada 1 gun bile tatli yesen sistemin allak bullak olur tum emegiin bosa gider"cileri hiiiiic kale almayin derim.

3-5kg gibi bi rakamdan bahsetmiyorsak, once gidip bi endokrinologa gorunun hormonlariniza kan degerlerinize baksin, sonra da dogru duzgun bi universiteden diploma almis isini bilen bi diyetisyene danisin.

her insanin yapisi, genleri farkli. dolayisiyla her insanin yiyip icip kilo verecegi liste farkli. bazi yiyeceklere karsi intoleransinizin olmasi bile kilo vermeyi sekteye ugratabilir.

internette tavsiye verme yasi 9-12lere dustugu icin gidin uzmanina dannisin.
0
e mice
(06.04.21)
Konunun uzmanı değilim ama "aldığın kalori ihtiyacından düşük olursa zayıflarsın" gibi basit bir mantıkla çalışmaz insan vücudu.

Vücudun ihtiyaçlarını doğru karşılamazsan bilinçaltı şöyle davranıyor: "sanırım dışarıda bir kıtlık var, ben en iyisi bulduğum besinleri depolamaya başlayayım."

Tebrikler, artık yağlı bir insansınız.

Bu bilinçaltı anne karnında başlıyor üstelik. Anneler hamilelik döneminde "aman fazla kilo almayayım." diye kendinin ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenmezse anne karnındaki bebeğin bilinçaltı da benzer şekilde davranıp "sanırım dışarıda kıtlık var." diyor ve doğar doğmaz obeziteye yatkın bir bünye ile yaşamına devam ediyor.

özetle rose parks'ın söylediği kadar basit bir şekilde "sağlıklı" kilo veremezsin.
0
himmet dayi
(06.04.21)
kilo alıp vermek çok sayıda faktöre bağlı kompleks bir süreç. "haftada bir gün tatlı yiyerek kilo vermek" diye bir şey yok, bu çok eksik ve yanlış yönlendirici bir ifade.

diyelim ki ben ideal kilomun 50 kilo üstündeyim. çok sağlıklı beslenmeye başladım, yediğime içtiğime dikkat ettim fakat evden dışarı bir adım atmadım. 7 kilo verdim bu süreçte. bu durumda "hiç hareket etmemek kilo verdiriyor" diyebilir miydim? el oğlu buna cherry picking demiş ne güzel, bi' nevi işine gelen veriyi dikkate almak.

gerçekte olan nedir peki? tatlı yediğin halde zayıflayabilirsin. bunu zaten tartışmaya açmak bence yersiz; tatlı yiyen herkes şişko olsaydı dünyada sağlıklı insan olmazdı. önemli olan rutindir. sağlıklı yağ ve protein tüketen, bol bol sebze ve yeşillik yiyen, sürekli fiziksel olarak aktif yaşayan birisi tatlı yedi diye kilo almayabilir. aynı şeyi evden çıkmayan 120 kiloluk biri yaparsa kilo alabilir ama.

kilo vermenin matematiği bu kadar basit değil. kişiden kişiye bile değişiyor bu. örneğin 167 boyunda, 70 kilo olan bir kadının kilo vermek için ihtiyaç duyduğuyla 180 boyunda 120 kilo adamın ihtiyaç duyduğu aynı değil. birine deli gibi kilo verdiren şey diğerinde hiç işe yaramayabilir. mesela inşaat işçisi her gün bir ekmek yiyip bir litre kola içse de zayıf kalabilir ama oturduğu yerde her allahın günü kek börek yiyen bir şüşkonun karbonhidratı ciddi anlamda azaltmadığı sürece İSTİKRARLI VE SAĞLIKLI kilo vermesi zordur.

vücudun temel prensibi herkes için aynı ama yaşam tarzı, beslenme tarzı, mevcut sağlık durumu, mevcut kilo vs. bunlar çok önemli şeyler. eğer kilo vermek istiyorsan yapman gereken şey öncelikle vücudun çalışma prensibini anlamak, sonra da tükettiğin besinler konusunda bilgilenmek. son olarak da uygulanabilir, sürdürülebilir bir beslenme tarzı oluşturmak.

gerisi hikaye. yok işte tatlı yedim şöyle oldu, bilmem ne otunu bacağıma sürdüm böyle oldu vs. bunlar yalandır, yalan değilse de en fazla bir ay sonra bırakacağınız düzenlerdir.
0
der meister
(06.04.21)
cheat meal veya day popüler. 30 gün boyu aynı değerlerde besin almak yerine arada şaşırmtak için öneriliyor bazı yerlerde
0
ShadowOfMoon
(06.04.21)
Onların tatlı yemek dediği o gün beş dilim baklava yemek değil. Hindistan cevizi, yulaf, bal gibi şeylerle yapılan uyduruk tatlılar. En fazla sütlü irmikli bi şey.
0
oyokbuyoknevar
(06.04.21)
(10)

emeklilik demans ve kafayı yiyen baba

rewlack
selam dostlarımönemli bir konu var.babam 65 yaşında. yaklaşık 3 yıl önce emekli oldu, öğretmendi. ama özellikle son yıllarda kendini çok geliştiren, yenilikleri takip eden biri değildi. tarzı değil zaten. gençliğinden beri melankoli ve nostalji hastası. hastası derken bayağı ciddi psikolojik destek
selam dostlarım
önemli bir konu var.

babam 65 yaşında. yaklaşık 3 yıl önce emekli oldu, öğretmendi. ama özellikle son yıllarda kendini çok geliştiren, yenilikleri takip eden biri değildi. tarzı değil zaten. gençliğinden beri melankoli ve nostalji hastası. hastası derken bayağı ciddi psikolojik destek aldığı dönemler oldu. neyse konumuz tam bu değil.

emeklilikten sonra sadece televizyon izleyen onun dışında temel ihtiyaçlarını bile zar zor karşılayan birine dönüştü. bu durum pandemide daha da hız kazandı. giderek seyrettiği şeyleri algılamakta veya konuşurken iletişim kurmakta güçlük çekiyor böyle olunca da hırçınlaşıp çabuk sinirleniyor.

hiç arkadaşı yok, spor hayatında hiçbir zaman olmadı, annem basit sahil yürüyüşlerine bile çıkaramıyor. sadece market alışverişi, çöp atmak vs gibi aşırı kısa ve küçük aksiyonlar dışında hayatında hiçbir sosyal eylem yok.

karışmayın kendi haline bırakın diyecekseniz, ben de öyle diyordum dinlensin yıllarca yoruldu falan diyordum ama bu durum giderek tüketmeye başladı onu. hem zeka olarak gözlerimizin önünde erdiğini, bazen kelimeleri hatırlamakta bile zorlandığını görüyoruz. mağara adamı gibi oldu. fiziksel olarak zaten tuhaf bir şekilde kemik erimesi ve omurgada yamukluk falan başladı. koltukta tv karşısında uyuyor. seyrettiği şeyler de hep açık oturum, tartışma programları falan yani sinir stres yaratacak şeyler.

arkadaşı yok, hobisi yok. bi ara 2. üniversite falan yapıcam diye sınavlara girdi, hatta kazandı falan ona da çok yüklenmedi şimdi iyice pısmış durumda, asla isteği motivasyonu yok herhangi bişeye.
şimdi yazlıkta ama pandemi ve bu anlattığım sıfır sosyallik sebebiyle virüs paranoyası daha da arttı. balkonda bile oturmuyormuş. üstelik aşı oldu. terapiste veya doktora asla gitmez. yani ileri prostatı var, böbrekleri falan sıkıntılı o tip konular için bile gitmiyor bir iki defa acillik oldu o tedavilerin bile devamını getirmedi.

NE YAPACAĞIZ :( artık cidden çaresiz kaldık. bir hobi, uğraş vs nasıl edinsin. eve yürüme bandı mı alsam? ilgisini çekecek en ufak bişey bulamıyoruz. bu konuları açıkca konuşunca benden ne istiyorsunuz rahat bırakın moduna geçiyor.
0
rewlack
(27.03.21)
Annenizle belediyenin bir kursuna gidebilir diye düşündüm ben. Anneniz ısrar etse mesela ben çok istiyorum birlikte gidelim diye olmaz mı, ahşap/cam boyama, resim kursları vs.
0
Hallegadola
(27.03.21)
annemin ciddi bir bağşıklık sistemi hastalığı var belediye kurslarına gidemiyor. pandemiden çok önce de kapalı alanda kalabalık içinde kalamıyordu. gerçekten kışın soğuk olabiliyor veya onca insanın nefesi ve havalandırmadan uzun süre içeride kalmaları falan olmuyordu.. şu an ve sanırım yakın gelecekte zaten komple iptal.
0
🌸rewlack
(27.03.21)
Acaba bir köpek sahiplenseniz bakımı üstlenebilir mi? Hani onu yürüyüşe vs çıkarır, ilgilenir iyi gelir.

Geçen duyuruda biri babası alzheimer olduğunuz ve az sayılı puzzlelari çok severek yaptığını söylemişti. Önerilerde de basit sudoku vardı mesela. Yine basit maketler vs. Tabi ilgisini çekiyorsa.
0
elorelia
(27.03.21)
ya köpek çok zor. gerçekten kendine bakamayan birinden bahsediyoruz.
ben de kedi düşündüm daha kolay bakılır diye ama annem biraz tereddütlü.
0
🌸rewlack
(27.03.21)
Kelimeleri hatırlamıyor diyorsunuz. Demans için doktora götürdünüz mü? Tembellikten ya da asosyallikten değil tam da bu sebepten bazı şeyleri yapamıyor olabilir. Hasta olmuş yani.
0
oyokbuyoknevar
(27.03.21)
Millet de köpek alın falan demiş şaka gibi. Büyük ihtimal bir depresyon geçiriyor babanız. Doğruca bir paikiyatri randevusu alın, tercihen bir üniversite hastanesinde. İstanbul’daysanız Lape Hastanesi’nde Özgür Özdemir var tavsiye ederim. Yaşlı psikiyatrisi için çok iyi. Endişelenmeyin çözülüyor, ama doktoragidin. İnat ederse tatlı tatlı konuşup ikna edin.
0
dougsampson
(27.03.21)
psikolog +1. bahce ve toprak yaslilar icin en guzel ugras. eger evinizin bahcesi yoksa, hobi bahcelerinden bir yer kiraliyabilirsin. madem nostaljiyi vs de seviyor. "dogal, saglikli yiyecek" diye belki motive olur.
0
crucio
(27.03.21)
Arkadaşlar psikolog önermişler ama, iyi bir psikolog eğer 'Bu yoklukta müşteri geldi' diye ellerini oğuşturan cinsten değil ise öncelikle fiziksel bir rahatsızlığın olup olmadığından emin olmak isteyecektir.
Anlattıklarınız çağımızın hastalığını çağrıştırıyor. Öncelikle bir nörolog muayenesinden geçirmenizi öneririm.
0
Mirket
(27.03.21)
Kafayı yemek tabirini kullanmissin da, baban demans hastasiysa bu anlattıkların onun tercihlerinden değil bilişsel işlevlerinin yitisinden kaynaklanıyor. Demans hastası bir insana neden sosyallesmiyorsun diye kızılmaz, yardımcı olunmayan çalışılır. Hatta çevresi bile ona göre düzenlenir

Babam demans hastası özellikle bu son bir yılda sokağa çıkma yasağıyla eve de kapatılınca hastalığı inanılmaz hızda ilerledi. Dediklerinizin bir kısmı benzesiyor.

Bu noktada ona kızmaniz hiçbir şey getirmez. Tersine ona büyük haksızlık yapmış olursunuz. Bir an önce bir psikiyatrist ve norologa goturmelisiniz.
0
Paratoner
(27.03.21)
bence bir şekilde dr gitmeye ikna etmeniz gerekiyor. depresyon anlatıyorsunuz. belki demanstır ama bir hekim görerek buna karar verebilir. ağır depresyonda da unutkanlık görülebiliyor.

anneniz kendisi doktora gitmesi gerekiyor ve yanında eşini istiyormuş gibi yapabilir. içeri girmeden de doktora babanızın öyle sanarak geldiğini söyleyin. ev durumu vs sorgularken babanızı da konuşturabilir.

hobi edinmesi iyi gelecektir ama ağır depresyon ya da demans ise ısrarınız ters tepecektir.
0
master of ceremonies
(27.03.21)
(3)

daha önce fizik tedavi almış olan var mı?

kurmalifare
40+ yaşında anneme acile götürdük boyun düzleşmesi denildi. devlet 60 seansa kadar fizik tedavi ücretlerini anlaşmalı kurum olduğu takdirde karşılıyormuş. tecrübesi olan ne yol izlememiz gerektiğini aktarabilir mi?? uzman hekimden rapor gerektiği yazıyor. sut ücretleri var ayriyeten. anladığım şeyl
40+ yaşında anneme acile götürdük boyun düzleşmesi denildi. devlet 60 seansa kadar fizik tedavi ücretlerini anlaşmalı kurum olduğu takdirde karşılıyormuş. tecrübesi olan ne yol izlememiz gerektiğini aktarabilir mi?? uzman hekimden rapor gerektiği yazıyor. sut ücretleri var ayriyeten. anladığım şeyler değil maalesef
0
kurmalifare
(17.03.21)
doktor raporuna istinaden devlet fizik tedavileri öder.
burada doktorun raporuna bakılır. sonuca göre kaç saat alınacağı belirlenir.
0
evy mudamo
(17.03.21)
sizi fizik tedaviye yönlendiren doktordan sonra fizik tedavi doktoruna da görünmeniz gerekebilir. asıl raporu o yazacaktır.
0
co2s2
(17.03.21)
Özel hastanelerde de ücretsiz fizik tedavi olabiliyorsunuz. Her özel hastanede bölüm olmayabilir. Sigortası varsa annenizin olur, hastaneyi arayıp sorabilirsiniz.Hastaneye gittiğinizde orada bölüm varsa önce doktora muayene olur, doktor da fizik tedavi yazar.
0
oyokbuyoknevar
(17.03.21)
(6)

karadeniz müzikleri dinleyen var mı?

dafuq
kimleri dinliyorsunuz?
kimleri dinliyorsunuz?
0
dafuq
(14.03.21)
Karmate, Samida. Belirli bir kişi yok. Sevdiğim müzikleri amatör kişilerden bile dinliyorum.
0
dissendium
(14.03.21)
cimilli ibo
recebum

edit: ahahah arkadaşlar hiç eğlenmeye gelmiyorsunuz aama
0
turbo sadık
(14.03.21)
cimilli ibo
0
superb
(14.03.21)
Fuat Saka
0
oyokbuyoknevar
(14.03.21)
kazım koyuncudan başkasını dinlediğim nadirdir bir karadenizli olarak. Dinlesem de ancak tarz olarak kazım koyuncuya benzer hisli müzikler dinlerim.
0
olutaklidi
(14.03.21)
@dissendium gibi benimde sadece şundan dinlerim şeklinde bir düşüncem yok. ama Resul dindar, apolas lermi, imera ve ali baran dinlerim çoğunlukla.

www.youtube.com hadi buraya da bir ali baran bırakayım.
0
candoguaydin
(14.03.21)
(10)

Yunan müziği önerisi

filipis
Alttaki tarzda, slow beğendiğiniz şarkıları önerir misiniz?https://youtu.be/XejE-9VRAFEhttps://youtu.be/aKOcXsIXBgYhttps://youtu.be/NsszANUFpaMhttps://youtu.be/zWc4tW5oRqoYalnız bu şarkıcılara ait olmazsa sevinirim. Zira bütün şarkılarını taradım.
Alttaki tarzda, slow beğendiğiniz şarkıları önerir misiniz?

youtu.be

youtu.be

youtu.be

youtu.be

Yalnız bu şarkıcılara ait olmazsa sevinirim. Zira bütün şarkılarını taradım.
0
filipis
(02.03.21)
youtu.be
Hastasıyım
0
suicides underground
(02.03.21)
birbuket
(02.03.21)
merhaba, bu konuda (bkz: marikaki) nick'li yazara da mesaj atabilirsiniz. yunan müziği ve kültürü konusunda oldukça bilgili :)
0
noxell
(02.03.21)
0
oyokbuyoknevar
(02.03.21)
aynı tarz değil ama:
www.youtube.com
aris san şarkılarına da bakmanı tavsiye ederim.
0
burya
(02.03.21)
marikaki yazmaya gelmiştim ben de :) uzun senelerdir sourberry'de yayın yapar karşı kıyı diye. spotify'da takip ediyorum ben tavsiye ederim linki buraya bırakıyorum:
open.spotify.com

birkaç tane de ben tavsiye edeyim madem
open.spotify.com
open.spotify.com

bu da benim yaptığım yunan müzikleri listesi
open.spotify.com

arin san çok iyiymiş bu arada duymamıştım hiç.
0
gigabyte
(02.03.21)
@gigabyte
Spotify değil de apple music kullandığım için açamıyorum hiçbirini
0
🌸filipis
(03.03.21)
Eleni Vitali demeye gelmiştim.

birbuket +1
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(03.03.21)
Linkleri açmadım ama tam uyar.
Areti Ketime Mavra mou matia. Areti kalp
0
coca cola
(03.03.21)
Για να σε εκδικηθώ
youtu.be
0
pati
(03.03.21)
(3)

palm yağı neden kötüleniyor

ShadowOfMoon
her saat şu kadar alan amazon ormanında yok ediliyormuş yeni palm ağaçları ekilsin diye. palm diye bir şey olmasaydı bu ihtiyaç zeytin ayçiçek canola gibi şeylerden sağlanacaktı büyük ihtimalle. onlar için de böyle normal ağaçlar kesilip alan açılmayacakmıydı? bunla ilgili bilgi bulamıyorum. yani 20
her saat şu kadar alan amazon ormanında yok ediliyormuş yeni palm ağaçları ekilsin diye. palm diye bir şey olmasaydı bu ihtiyaç zeytin ayçiçek canola gibi şeylerden sağlanacaktı büyük ihtimalle. onlar için de böyle normal ağaçlar kesilip alan açılmayacakmıydı? bunla ilgili bilgi bulamıyorum. yani 20 30 senedir palm büyüdü. öncesiinde durum neydi?

palm yağı için daha fazla ağaç mı kesiliyor orayı anlayamadım.öyleymiş gibi algı var. ama en verimlisi palmmiş.1 ağaç 30 sene kullanılıyrmuş. zeytin de böyle diye biliyorum. tam sorunu anlayamıyorum

sumatra kaplanlarının yaşam alanlarındaki ağaçlar zeytin için kesilmiyor , belki zeytin yetişmiyor orda uygun değil topral o yüzden. palm ağacı her yerde büyüyebiliyor diye mi bu durum? bu fakir ülkeler endonezya tayland buna girişti ve ağaçlarını mahvetti diye mi? avrupa yasaklamıştı hatta. sebebi başkaydı da

kötülenme sebebi olarak üstlerde bahsettiğim ekolojik sebepleri soruyorum.

karşımısınız? sustainable palm oil var ona da karşı mısınız?onda belirli etik değerlere uyuluyormuş. fair trade belgesi gibi kakaonun
0
ShadowOfMoon
(27.02.21)
sağlıksız ve doğallığı bozuyor?
0
jelly bear
(27.02.21)
Palm ağaçları ve ormanı birçok hayvana ev. Onların yok edilmesi birçok şeyi etkiliyor. O yüzden karşı çıkılıyor.
Ayçiçeğinin ekim alanı belli, zeytin ağacının yetişeceği yer belli. İstediğin yerde ağaç kesip zeytin ağacı dikemezsin.
0
oyokbuyoknevar
(27.02.21)
Çok üzüldüğüm bir konu bu, uzun uzun yazdım ama sildim çünkü yazarken çok üzüldüm.

İsterseniz cevap değil bu deyip şikayet edebilirsiniz ama bu salak adamlar orangutanlara ne kadar zarar veriyor bir bilseniz. Nesilleri tükeniyor, yavruları annesiz kalıyor :( Saçma sapan derneklere yardım edeceğime her ay bu minik orman adamlarına yardım ederim.

İngilizcen varsa;
borneoorangutansurvival.org
orangutan.or.id
0
infernalcadre
(27.02.21)
(10)

Uzun sure susamamak ve tuvalete gitmemek icin ne yapmak gerek?

faati
4 saat surecek bir sinava girecegim, sinavda su icebilirim ancak 4 saat boyunca oturdugum yerden kalkmamam gerekiyor. ara sira su icmem gerekecek cunku kullandigim bir ilac sebebiyle agzim cok cabuk kuruyor, su icmem gerekiyor, ama mumkun oldugunce minimumda tutacagim elbette. ama ilac haric beni si
4 saat surecek bir sinava girecegim, sinavda su icebilirim ancak 4 saat boyunca oturdugum yerden kalkmamam gerekiyor. ara sira su icmem gerekecek cunku kullandigim bir ilac sebebiyle agzim cok cabuk kuruyor, su icmem gerekiyor, ama mumkun oldugunce minimumda tutacagim elbette. ama ilac haric beni sinav suresince susatacak, agzimi kurutacak her seyden tamamen uzak durmam gerek.

bu 4 saat boyunca susamamak ve tuvalete gitmemek icin ne yapabilirim?
0
faati
(24.02.21)
ağız içinize krem sürmek mümkün mü acaba?
0
co2s2
(24.02.21)
ben de girdim 4 saatlik bir sinava.

layer layer giyin, sicaksa ustunu cikarabilesin. bir de sicak kaynakli su icme sebebi olmasin.

sinav gunu minimum sivi al. sinav esnasinda yudum yudum su ic. kokleme. ben oyle yapmistim.sorun olmadi.
0
camussar
(24.02.21)
@co2s2, emin degilim ama surulebilir diye tahmin ediyorum, neden?
0
🌸faati
(24.02.21)
Sabah çay, kahve içme.
0
oyokbuyoknevar
(24.02.21)
ben de girmiştim yıllar önce.

benim tavsiyem; vücudu susuz bırakan ve/veya çok susatan şeyleri (tuzlu şeyler, turşu vb) en az 2 gün önceden kesin ve şimdiden sınava son 2 gün kala yiyeceğiniz ve içeceğiniz şeyleri planlayın, dışarıdan yiyip içmeyin.

dolaylı bir etki ama 1-2 gün öncesinde bir gıdadan etkilenip geçireceğiniz kısa bir ishal bile sınav günü vucudunuzun sıvı dengesini etkileyecektir.

yine son 2-3 gün bol su için derim. sınav günü vucudun son gunlerde cektigi bir sivi kaybi susuzluk olmasin.

sınav sabahı da kahvaltınızı en sade ve risksiz şekilde yapın.

susuzluk hissi yediklerimiz ile çok bağlantılı.

camussan +1 kat kat giyinin terleme ihtimaline karşı

(saglik profesyoneli degilim, kendi
deneyimlerimden onerilerdir.)
0
la lykia
(24.02.21)
@faati : krem sürünce en azından ağzınız daha az kurur herhalde. nemi tutar belki??
0
co2s2
(25.02.21)
Ben bir yudumu üç dört parçaya bölüp yutuyorum. Sanki çok su içmişim gibi oluyor. Yazınca korkunç durdu ama işe yarıyor, özellikle sporda.
0
ruhen hastayim ben
(25.02.21)
Hocam yetişkin bezi düşünür müsünüz çinde herkes kullanıyor sınavlarda
0
gatherer
(25.02.21)
4 saat çiş tutamayan biriyseniz tutamazsınız.
yani bence uzun bi süre değil ama kişiye göre değişir. o nedenle bez diyorum. kadınsanız pedle de çözülebilir.
yoksa hele ki sınavda su içmeyecek değilsiniz. :/
0
rewlack
(25.02.21)
Sorun tutmak/tutamamak değil, tutarım elbette ama sınav esnasında çişim gelsin ve dikkatim dağılsın istemiyorum.
0
🌸faati
(26.02.21)
(7)

Özel ders vermiş, öğretmenlik yapan kullanıcılar tavsiye verebilirler mi?

GoodMorningTeacher
Yarın ilk defa 17 yaşındaki lise öğrencisine özel ders vereceğim, böyle tatlı bir heyecanım var. Daha önce özel ders vermedim, sınıfta ders anlatmadım. 24 yaşında ve yaşımdan küçük gösterdiğim için öğrencim beni ilk başta ciddiye almaz, mecburen sert-ciddi davranmam gerekir diye azda olsa endişem va
Yarın ilk defa 17 yaşındaki lise öğrencisine özel ders vereceğim, böyle tatlı bir heyecanım var. Daha önce özel ders vermedim, sınıfta ders anlatmadım. 24 yaşında ve yaşımdan küçük gösterdiğim için öğrencim beni ilk başta ciddiye almaz, mecburen sert-ciddi davranmam gerekir diye azda olsa endişem var. Sizce derste nasıl davranmak gerekir? Dersimiz sayısal ders, konularımız çok olduğu için ilk günden ders işlememiz gerekecek, ama önce kendimi tanıtıp, ders işleyişini anlatacağım. Herhalde öğrenciye okuduğum okula kadar gerek yoktur dşye düşünüyorum. Böyle mutlaka yap ya da yapma dediğiniz şeyler var mı?

Aramızda öğretmen, özel ders vermiş olan varsa tavsiye verebilirler mi, lütfen?
0
GoodMorningTeacher
(19.02.21)
1- yarın anlatacağın konuya hakim ol
2- yarın çözeceğin soruları bugün çöz
3-nerelerden soru gelebileceğini tahmin et sen olsan ne sorardın
4-çok fazla muhabbet etme ama arada küçük sorular sorarak ciddi havayı kır
5-öğrenciye mutlaka soru çözdür
6-dersi gereksiz uzatma
0
rodeocu
(19.02.21)
Özel dersi nasıl buldun bilmiyorum ama kendini tanıtmaya pek de gerek yok. Bir test kitabından konu sıralamasına bak. Bütün konuları anlatacaksan mutlaka plan yap. Kaç hafta ders alacak öğrenci ona göre konuları böl. Sınava kadar bitirebilmek açısından. Derse başlamadan planı anlat öğrenciye.Konu anlatma ve soru çözme şeklinde gideceğini ( ya da başka şekil) söyle. Geriye kalan şeyler için rodeocu+1
0
oyokbuyoknevar
(19.02.21)
Anlatacağın konunun kazanımlarını oku, çok yardımcı oluyor. Okulun klas bir okulsa da söyleyip hava atabilirsin. Kullanacağın yayın önemli, öğrencinin seviyesini öğrenmeye calis ilk derste. Derste kullanacağın kaynakları ona göre seçersin. Bir de çözeceğin soruları önceden çöz, anlık takılmalarda bile surat asıyor bazı öğrenci.
0
epistemic_regress
(19.02.21)
Öğretmenim. Otorite endişesi yaşamanız için bir neden yok. Oraya öğretmen olarak gidiyorsunuz. Konunuza hakimseniz dersiniz çabucak geçecektir zaten. Bir de öğrencinin istediği yerde soru sorabilmesine olanak tanıyın, bunu ona mutlaka söyleyin.
0
ruhen hastayim ben
(19.02.21)
TYT ve AYT hazırlıksa şok olabilirsiniz. Bazı kitaplar bayağı zor. İyi çalışın. Soruyu çözemediyseniz ya da yanlış çözdüyseniz toparlamaya çalışmayın, daha sonra bakın o soruya.
0
dissendium
(19.02.21)
Öğrenciyle ne kadar iyi bir iletişim kurarsanız derslerinin ilerlemesi o kadar kolay olur.
Çok ciddi durmadan çok da ileriye gitmeden en azından size soru sorabilecek güveni yaratmalısınız. Zamanla olacak şeyler bunlar.

Konu planlaması olarak da o derse ait bir kitabı referans alıp ders verilecek ders saatiyle orantılı olarak bir olan yaparsınız.

Şimdiden kolay gelsin :)
0
purplee
(19.02.21)
Ah ahh ilk ozel derse gidecegim gunun heyecani geldi aklima :)) konuyu en az bir kere evde kendine anlat :) cozecegin sorulari yala yut. Sen ogrenciyken o konuda nelere takilmistin, veya sen olsan nereyi sorardin gibi gelebilecek sorularin cevaplarina prova yap. Bunlar hep ilk dersin oldugu icin, zamanla alisilacak seylerdir merak etme. :) İlk 3-5 dk havadan sudan muhabbet et, sonra dersini/derslerinizi nasil isleyeceginizin planini acikla. Mesela ne kadar sure ders alacaksa ona gore hangi derste hangi konuyu anlatacaginin planini yapmis ol, ogrenciye de bunu soyle. İlk gun 10 dk filan boyle gecer, sonra kalemi eline alirsin bam bam bam.

İyi dersler hocam! :)
0
invictae
(20.02.21)
(2)

Kefir

invictae
1 litrelik sisenin acildiktan sonra kac gun icinde bitmesi gerekiyor? 3 mu? Ben gunasiri birer bardak ictigim icin 1 litreyi bitirmem 1 haftayi buluyor. Ufak cam siselerim var, actigimda bir bardak icince diger 3 porsiyonu da tekli cam siselerime koysam yine de 3 gunde bozulur mu acaba? Sacma gibi d
1 litrelik sisenin acildiktan sonra kac gun icinde bitmesi gerekiyor? 3 mu? Ben gunasiri birer bardak ictigim icin 1 litreyi bitirmem 1 haftayi buluyor. Ufak cam siselerim var, actigimda bir bardak icince diger 3 porsiyonu da tekli cam siselerime koysam yine de 3 gunde bozulur mu acaba? Sacma gibi de bilemedim olur mu?
0
invictae
(18.02.21)
Hangi kefir? Ben uht sütten yapıyorum, 1 hafta 10 gün içtiğim oldu ve bir sorun olmadı. Hazır kefirlerin üstünde tarihi yazar.
0
Tochinoshin
(19.02.21)
O şişeler açılınca 3 günde bitmesi gerekiyor. Ama ben 4. gün de içmiştim. Çareyi küçük şişe almakta buldum.
0
oyokbuyoknevar
(19.02.21)
(12)

dünyada herkes mutlu olmak zorunda değil

Techsavvy
Bu lafı biri size söyleseydi, söyleyen hakkında ne düşünürdünüz?
Bu lafı biri size söyleseydi, söyleyen hakkında ne düşünürdünüz?
0
Techsavvy
(18.02.21)
tespit mi yapıyor yoksa umurunda değil mi,ne amaçla söyledi? 2ne takmayanı gönder.
0
hap var ot var
(18.02.21)
Bildiğim bir gerçek zaten, doğru yani. Hayat adil değil diye eklerim üstüne.
0
roket adam
(18.02.21)
Behzat Ç. izlediğini düşünürüm.
youtu.be
0
her seye atarlanan adam
(19.02.21)
mantıklı ve dürüst bir insan olduğunu düşünürdüm.
0
fyodor fyodorovic
(19.02.21)
Söylendiği bağlamı bilmeden yorum yapmak zor. Sırf edilen sözden hareket etmem gerekiyorsa iç sesim şöyle konuşurdu herhalde:

"Herkes mutlu olmak zorunda değilmiş. Peh. Amma laf. Ben de evreni tüm insanlık adına azami mutluluk üretmeye programlanmış devasa bir haz makinesi sanıyordum zati. Aydınlattığın için teşekkürler."
0
huçi kuçi
(19.02.21)
youtu.be bu videoyu mu izledin ?
0
olaylar olaylar
(19.02.21)
büyük laf ettiğini zannedip boş konusuyor diye düşünürdüm.

"hayat herkese eşit davranmıyor" veya "dünya adil bir yer değil" dese anlarım ama

dünyada herkes mutlu olmak zorunda değil gerçekten çok kıro laf. o zaman kendisi de mutlu olmak zorunda değil, siklemeyelim kendisini madem.
0
dafuq
(19.02.21)
çapsız, hayat vizyonu dar ve mutsuzluğa mahkûm biri olduğunu düşünürdüm.
mutsuz olanla, "dünyada herkes mutlu olmak zorunda değil" diyen insan aynı kefede değil bence.

mutluluk hayatın adil olmasıyla ve çevresel etkenlerle erişilen bir şey değil.
iç huzurla, insanın kendisiyle barışabilmesiyle, seçimleri ne olmuş olursa olsun kabullenebilmesiyle, anasıyla/babasıyla manevi anlamda alacağı vereceği kalmamış olmakla ilgili bir şey.
o yüzden mutlu olmak zor zaten, çünkü emek ve yüzleşme isteyen bir süreç.
yani mutlu olmak için çaba harcamak lazım, böyle arkaya yaslanıp boş konuşmakla, boş felsefeler yapmakla ulaşılacak bir şey değil.

elbette dünyada herkes mutlu değil ve olmayabilir ama "zorunda değil" diyerek kendi mutsuzluğuna kılıf uyduran ve bu konuyu böyle kabullenip hiçbir çaba gösterme gereği görmeyen, denemeden pes etmiş insanları yakın çevremde bulundurmayı tercih etmiyorum.

çünkü böyle mottolarla yaşayanlar, mutluluğun overrated olduğunu düşünenler, genelde kendisiyle ve duygularıyla yüzleşmekten kaçan, daimi mutsuzluğu kabullenmiş, pişmanlıklarla dolu olan insanlar oluyorlar ve manevi anlamda ne uzuyorlar, ne kısalıyorlar.
her şeye rağmen mutlu olan insanlar gerçekten var ve onların çevresinde olmak önemli çünkü mutluluk, mutsuzluk, umutsuzluk, neşe vb. gibi şeyler de her zaman bulaşıcıdır.

insan mutlu olmayabilir, mutsuz da olabilir, bu cümledeki sorun bakış açısında.
0
blatta hiberna
(19.02.21)
blatta hiberna+1
0
Phoebe
(19.02.21)
Bazı insanlar ufak tefek şeyleri dert edip başkalarını darlayabilir. Ya da senin kendince büyük derdin ona o kadar da büyük gelmeyebilir. Bunun üzerine söylenmişse bu söz hoş olmamış ve etkili değil bence.
Müslüm baba bu konuya yumuşak ama sarsıcı bir şekilde değinmiş:
"Hayatta sürekli mutluluğu yakalamaya çalışmak insana saadet getirmez."
0
oyokbuyoknevar
(19.02.21)
Blatta hiberna +1 kendiyle sorunları olduğu için insanlardan nefret eden zavallı biri diye düşünürüm ayrıca
0
Mossy
(19.02.21)
dafuq
(22.02.21)
(17)

Bergamotlu cay iciyor musunuz?

thesomberlain
Ben gunde iki defa demliyorum :) eskiden liptonun aromasi tam kararindaydi su son zamanlarda cok yavan. Su cok guzel dediginiz bir urun varsa zevkle denerim.
Ben gunde iki defa demliyorum :) eskiden liptonun aromasi tam kararindaydi su son zamanlarda cok yavan. Su cok guzel dediginiz bir urun varsa zevkle denerim.
0
thesomberlain
(17.02.21)
Çaykur altınbaş bergamotlu'yu tavsiye ederim. Uzunca zamandır başka çay almıyorum.
0
vampir akrep
(17.02.21)
izmir reyhan pastanesi'nin bergamotlu çayını deniyorum bu akşam. yalnız aroması çok olduğu için yarı yarıya normal siyah liptonla demledim. normalde çok ağır ve koyu çay sevmem, bu hoşuma gitti. tavsiye edebilirim ancak başka şehre kargoluyorlar mi emin değilim.
0
melina
(17.02.21)
bergamot için önce lipton aldım baktım aroma falan hak getire ondan sonra bildiğin berk çay aldım, aroması liptona göre 3 kat daha güçlü ve güzel.

bergamot dediğim earl grey
0
killerbee
(17.02.21)
doğuş çayın bergamotlusu iyi oluyor ,hem poşet hem dökme çayı iyiydi.
0
MtKrt
(17.02.21)
lipton earl grey alıyorum ama iyi değil bence.
0
roket adam
(17.02.21)
Doğadan büyülü bohça, büyülü harman iyi geldi bana.

~Doğuş yazmışım doğadan olacak tabi.
0
hedep
(18.02.21)
Twinings earl grey.

Mutusler otesi
0
baldur2
(18.02.21)
Normalde çay içmiyorum. Bildiğin midemi bulandırıyor. Bergamotlu denk gelirse içiyorum, haz da veriyor. Bergamotlu çay mı olur abi ne o öyle kolonya gibi diyen de çok duydum.
0
onemoremile
(18.02.21)
Beta teaninki de çok güzel
0
suicides underground
(18.02.21)
Bergamutlu çay seviyorum. Bu işin şahikası Twinnings o da hem euro alıp başını gittiği için hem de uzun zamandır yurtdışına çıkamadığımız için çok pahalandı. Korka karka kullanıyorum bitmesin diye. Reyhan pastanesinin çayını çok duydum. Ben de deneyeceğim.İstanbul'a gönderiyormuş.
Bir ara Oba çayın bergamutlusu vardı ama o da bozdu. Doğuş olsun Beta olsun maalesef benim aroma standardımı karşılamıyor
0
SiyamkedisiZorro
(18.02.21)
çok severim ama 90ardaki çaykur un tadını hiç birinde bulamıyorum . o yüzden hiç birini içmiyorum.
0
tenekeadam
(18.02.21)
Ben normal çaya bir tane bergamotlu çay atarak harman şeklinde kullanıyorum. Doğuş'un veya Lipton'un.

Tek içmek için siyah çay değil de liptonun begamotlu yeşil çayı var o baya güzel
0
eatpraylaw
(18.02.21)
Dogadan büyülü bahçe deneyin. Hatta bulursaniz metal kutuda dökmesi var çok güzel.
0
65 derece
(18.02.21)
evet, lady grey i begeniyorum.
0
tresrichesheures
(18.02.21)
Reçel yapmak için bergamot meyvesi aldım internetten. Sarı kısmı kullanılmıyor reçelde. Rendeledim, kuruttum. Çay demlerken atıyorum içine. Muhteşem oluyor. Reçelden daha çok mutlu oldum.
0
oyokbuyoknevar
(18.02.21)
Birlessek parti kurarmisiz :) tesekkurler oneriler icin!
0
🌸thesomberlain
(18.02.21)
Evet, hem de ne! Duyurudan birilerinin tavsiyesiyle Özçay almaya başladım internetlerden. Nefis.
0
fever
(18.02.21)
(19)

memurluk mu yoksa dükkanın başına geçmek mi

petrovich golyadkin
herkese merhabalar. size bir konuyu danışmak istiyorum. okurken sizi sıkmamak adına özet geçeceğim. yaklaşık 1 yıldır adalet bakanlığında memur olarak çalışıyorum. adalet bakanlığında çalışan varsa bilir, öyle "salla başını al maaşı "diyebileceğiniz bir memurluk değildir. belirteyim ki; çalışmaktan
herkese merhabalar. size bir konuyu danışmak istiyorum. okurken sizi sıkmamak adına özet geçeceğim. yaklaşık 1 yıldır adalet bakanlığında memur olarak çalışıyorum. adalet bakanlığında çalışan varsa bilir, öyle "salla başını al maaşı "diyebileceğiniz bir memurluk değildir. belirteyim ki; çalışmaktan, görevimi yapmaktan kaçan biri değilim ama mesleğin içinde çok fazla olan mobbing yeterince beni yıprattı. hakim ve savcılarla çalışıyorsunuz neticede. işlerde çok riskli bu nedenle çok stres altında çalışılıyor. bir gün başım ağrımadan eve gitmedim.

babam ise 25 yıllık esnaf. yaklaşık 15 yıldır da kuruyemiş dükkanı işletiyor. 2-3 yıla emekli olmayı düşünüyor. acaba diyorum babamın dükkanın başına mı geçsem ? belirteyim ki; sıfırdan dükkan açılmayacak. yani bu pandemi yüzünden iş yapamazsın ,batarsın diyecek olursanız babamın dükkanı şu an hala iyi iş yapıyor. üstelik toptancı olsun şu bu herkesi iyi tanıyor. mesleğin inceliklerini çok iyi biliyor. işi ustasından öğreneceğim yani ve hali hazırda var olan bir dükkanı işleteceğim.

memurluğa zaten hiç içim ısınmadı. maaşında bile yerinde sayıyorsunuz. ne uzarsınız ne kısalırsınız. mesai kavramı da hoşuma gitmiyor. ömür boyu 8/5 arası saatlerinizi devlete kiralıyorsunuz.

bu konuda düşünceleriniz benim için çok önemli. evet baylar, sizleri dinliyorum.
0
petrovich golyadkin
(15.02.21)
Kurulu düzen iyidir güzeldir ancak aklıma gelen en büyük eksisi, hiç ama hiç tatilin olmayacak. Hiç.
Bunun altından kalkabikecek misiniz?
0
kisa
(15.02.21)
@kisa bunu dükkan sahipliği için mi söylüyorsun ? babam esnaf biri olarak yılda 2-3 hafta rahat tatil yapardı yazları. pazarları dükkanı açmazdı. yani kendine tatil için günler ayırabiliyordu. memurlukta da doğru düzgün tatil yapamıyorsun ki. 10 yılını doldurmayanların 20 gün izni var. ve bu izni sana üstü üste kullandırmıyorlar. 5 olmadı 7-8 gün üst üste kullanabiliyorsun.
0
🌸petrovich golyadkin
(15.02.21)
Adalet bakanlığında memurluk sıkıntılı.

Geç işinin başına.
0
kljgslsdkjsd
(15.02.21)
dükkan işi iyi duruyor, sormanız hata
0
owaki
(15.02.21)
Evet dükkan sahipleri için söyledim. Doğrusu bu düzeni oturtabikdiyse helal olsun. Düşünmeyin bile öyleyse
0
kisa
(15.02.21)
Dükkanın başına geç sistem oturmuş zaten , hepsini geçtim mobbingle uğraşılmaz , yaşamayan bilmez. eski memur not.
0
ketcapli dondurma
(15.02.21)
Yani bence burada tereddütte kalınacak bir durum dahi yok. Mis gibi kurulu düzen, pandemi bile yıkamadı madem geç işin başına. Zaman içinde zaman zaman dükkanı emanet edebileceğin güvenilir biri de olursa al sana özgürlük.

Hani desen ki "diğer tarafta hayalimdeki düzen var ama parası az", derim ki hayalinin peşinde git. Yok ama dümdüz memurluk, enerjisi düşük, kavgası gürültüsü bol, yıpranma payı fazla bi meslek.

Boşver kuruyemişçi ol.
0
msb
(15.02.21)
Benzer durumu yaşadığım için gayet rahat cevap veriyorum. Mesele babanla nasıl anlaşabildiğin. Saygılı ve hakkını teslim eden biri mi? Öyleyse bu risk alınabilir. Değilse, hiç deneme. Ben denedim ve olmayınca kendi yoluma yürüme kararı aldım. Duyuruyu okuyunca geniş ailedeki cevahirin vaazı aklıma geldi 'biz sana seni veriyoruz' :)
0
the coon
(15.02.21)
açıkçası ben de dükkanın başına geçmekten yanayım. gelen yorumlarında da bu görüşten olması beni oldukça mutlu etti. özellikle adalet bakanlığında askerlik mesleğinde olduğundan daha fazla hiyerarşi var. hakkınızı savunamıyorsunuz bile. sizden 1-2 yaş küçük üst amiriniz bile sizi azarlayabiliyor :) olabilecek en kötü memurluk desek yanlış olmaz. bu memurluğu yaparken mutlu olsan tek insan evladı tanımıyorum.

kaldı ki memurluk da ruhuma göre değil. hiçbir şekilde hitap etmiyor bana.
0
🌸petrovich golyadkin
(15.02.21)
@the coon babamla aram çok iyi değildir ama kötü ve acımasız biri de değildir. dükkanında işe başlasam her şeyi en ince ayrıntısıyla öğretir. kendisi de zaten benim ve kardeşlerimin iş sahibi olmasını ve kendisi inzivaya çekilmek istiyor :) dükkanın başına geçmeme dünden razı olur yani.

kendim de ayrı bir dükkan açmayı düşündüm ama hiç esnaflık yapmadım. bunun riskini almak istemediğim için direkt babamın dükkanın başına geçmeyi düşündüm.

tabii dükkanın başına geçmek isteyişimin en büyük nedeni memurluktan nefret ediyor olmam. esnaflık hayalim olmasa da memurluktan tek kaçış yolum dükkanın başına geçmem.
0
🌸petrovich golyadkin
(15.02.21)
Esnaflığı denemeden memurluğu bırakmayın. Karar vermeden önce staj yapın kendi kendinize. Önce 1, 2 saat zaman ayırın. Bazı günler sabahtan akşama kadar durmayı deneyin. Kendi işiniz olunca rahatlık gelebilir. Bir bakmışsınız dükkânı geç açıp erken kapatıyorsunuz. Benim bildiğim kuru yemiş satan dükkânlar günde 8 saatten fazla açık. Gece 12, 1'e kadar açık olan yerler var. Günde 12 saatinizi bir dükkânda geçirmek istemeyeceksiniz belki. 8-5 işinizi özleme ihtimaliniz var. Memur olunca maaşınız gününde yatar. Enflasyona göre zam alırsınız. Ama esnaf olunca bunları düşünmek zorundasınız. Bir de esnaflık karakter işi. Babanız belki katı biridir, kimse ona borç yapmamıştır. Siz anlayışlı birisinizdir, insanlar borç yapabilir, siz sıkıntıya düşersiniz. Ben olsam memurluğu bırakmazdım.
0
dissendium
(15.02.21)
@dissendium 15 yıldır babam 1 kere olsun 8'i geçirmedi :) bir dükkanın işletilmesi tamamen kişinin inisiyatifinde. mesela çok çalışmak istersin pazar bile çalışırsın, gece 11'den önce dükkanı kapatmazsın. bu esnafın inisiyatifinde olan bir şey. ama tavsiyeniz güzel, 1 hafta izin alır 1 hafta çalışırım babamın dükkanında. esnaflığın nasıl olduğunu yaşayarak görürüm. bunun haricinde memurluktan tamamen nefret eden bir yapım var. bir de yaptığım memurluk zor ve yıpratıcı olunca tamamen içinden çıkılmaz bir hal alıyor. bu hayatta ya memur kafasında biri olursun ya esnaf. ve ben asla memurluk kafasında biri olmadım. hangi kafayla memurluğa başvurdum onu da bilmiyorum. enflasyon falan da hikaye maalesef. geçen seneye göre satın alma gücüm azaldı. ömür boy kıt kanaat geçineceğim bir mesleği yapmak istemiyorum.
0
🌸petrovich golyadkin
(15.02.21)
Yazının içeriğini okumadan sadece soruyu görüp bile insanın aklına tek cevap gelir, esnaflık tabii ki
0
etna
(15.02.21)
1 - tatil meselesi daha önce de hatırlatılmış ama ekleme yapmak isterim. babanız kazancı yeterli geldiği için, yaşı geçkin olduğu için "kafasına" göre tatil yapabiliyor. siz işin başına geçtiğinizde, "ya dur pazarları da açsam iyi iş yaparım, akşamları 8'den sonra iyi iş oluyor" vs diyerek çalışma saatlerinizi uzatır mısınız?

2 - tek kardeş misiniz? başka kardeşiniz varsa, "burada bizim de payımız var" diyecekler mi? bir arkadaşımın başına geldi.

3 - söz konusu dükkanı, daha doğrusu işi büyütüp başka/daha büyük bir iş yapabileceğinizi düşünüyor musunuz? eğer böyle bir ihtimal varsa zaten hiç düşünmeden geçin bence.
0
co2s2
(15.02.21)
Esnaflık da ayrı meziyet bence. Duruma göre ağız yapabilecek misin, borçluyu alacaklıyı idare edebilecek misin, malını pazarlayabilecek misin, herkese güleryüz gösterebilecek misin... bana göre zor sorular. Denemeden bırakma memurluğu derim ben. Mükemmel iş yok.
0
her giriste sifresini unutan adam
(15.02.21)
sizinki nasil bir kuruyemis dukkani bilmiyorum ama benim bildigim tum kuruyemisciler neredeyse gece 12 kadar acik hatta daha fazla. cunku gece her yer kapali oldugundan esas isi o zaman yapiyorlar. gece 10 dan sonra acik bir yer olmuyor. bence siz bu mesai isini babanizla konusun. babaniz salliyorum ayda 10 bin tl yetiyordur ondan 8 de kapatiyordur pazar acmiyordur. ama sizin hedefleriniz farkli olacak istekleriniz daha ileri olacak ve size o kazanc yetmeyebilir dolayisi ile de daha fazla calismak zorunda kalabilirsiniz.

kuruyemis gibi islerde kasa cok onemli, siz yokken kim duracak guvenecek calisaniniz var mi.

ben sizin yerinizde olsam gerekirse 1 ay ucretsiz izin alirim full gidr gelir calisirim. bu surecte memurluktan kactiginizdan size yine cok cazip gelecektir ama biraz daha anlarsiniz.

ama ne olursa olsun insanin kendi isi gibi yoktur, kazanmasi da cok keyiflidir birinden emir almamak da cok guzeldir.

bu mesai saatleri isini iyi arastirin yani = )
0
oscar
(15.02.21)
@oscar mesai saatleri hemen hemen söylediğim gibi. babamın çok nadir çok geç geldiğini gördüm. ama kendi işim sonuçta ve mesaiye kaldığım sürece ben kazandığımdan mesai saatinin uzamasının çok dert olacağını düşünmüyorum. mesela dükkanın başına geçsem ilk zamanlarda belki gece 10, 11'e kadar kalabilirim ama zamanla bunun oturacağını düşünüyorum o yüzden mesai saatlerini çok problem etmiyorum. dükkanın başına geçmek isteyişimin iki temel nedeni var zaten. birincisi iyi kazandırması. ikincisi ise dediğin gibi emir almıyorsun kimseden. bunun verdiği mutluluğu başka ne verebilir ki ?
0
🌸petrovich golyadkin
(15.02.21)
@co2s2 kardeşlerim sıkıntı çıkarmaz onlar nefret ederler esnaflıktan. kaldı ki dükkan kira. kavga edebileceğimiz bir mülk yok ortada. işe ilk başladığım zamanlar belki pazar günleri de çalışabilirim, dükkandaki işleri oturttuğum zaman kendime göre bir mesai oluşturacağımı düşünüyorum. işi büyütür müyüm ? zannetmiyorum. işi büyütmek demek daha fazla enerji harcamak daha fazla zaman harcamak demek. hayatımın işten ibaret olmasını istemiyorum.
0
🌸petrovich golyadkin
(15.02.21)
Dissendium ve oscar+1. Bi gün mesela cumartesi sabah dükkanı açın. Malları dizin, diğer işlemleri yapın ve gün bitene kadar dükkanda olun. Bir gün de yetmez memurluğu bırakmadan epeyi bir süre babanızdan öğrenmeye çalışın işi.
Dükkanın düzeni, temizliği, mal alımı, para işi vs.
Esnaflık evrak işine benzemez. Her ne olursa olsun sıkıntıyı kendiniz çözeceksiniz.
0
oyokbuyoknevar
(15.02.21)
(11)

Müzik evi ismi..

chatrefhill
Bir arkadaşım müzik evi açıyor. Enstrüman ve ses eğitimi içerikli.. İsim konusunda yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum. Orijinal veya sıradan fikirlerinizi merak ediyoruz:)
Bir arkadaşım müzik evi açıyor. Enstrüman ve ses eğitimi içerikli.. İsim konusunda yardımcı olabileceğinizi düşünüyorum. Orijinal veya sıradan fikirlerinizi merak ediyoruz:)
0
chatrefhill
(04.02.21)
bostik
0
basond
(04.02.21)
Armoni
Vivace
Interlude
0
Jux
(04.02.21)
PLAY
0
mordorlu ziya
(04.02.21)
yabancı isim olabilirse, içinde house geçen isimleri seviyorum

piano house var mesela modada piyano eğitimi veren, konserler de yapılan.
aynı şekilde jingle house var mehşur.

sizinki de bişey house olabilir.
0
la traviata
(04.02.21)
bariton
B&T (Bass ve Tiz)
0
paramolacak
(04.02.21)
Anahtar
Es
Şehnaz
Dem
Fortis
0
oyokbuyoknevar
(04.02.21)
italyanca müzik terimlerinden seç beğen al.
0
kibritsuyu
(04.02.21)
Bel Canto

Fandango

Koloratura

Noktürn
0
old possum
(04.02.21)
Dilerseniz sizin için isim çalışabilirim freelance olarak. Bu iş yapıyorum.
0
eurhka
(04.02.21)
dolce
tatlı bir deyişle italyanca .d
0
kadera bach
(05.02.21)
şansolye

logoda "sol" kısmını sol anahtarı şeklinde yaparsınız.
0
sinek kral
(05.02.21)
(8)

Abolisyonizm için Türkçe karşılık arıyoruz

slymene
Selamlar, Bir akademik çalışma için hayvan kullanımını tamamen terk etmeye yönelik görüşleri kapsayan "abolutionism" akımına Türkçe bir karşılık aramaktayım.Kaynaklarda abolisyonizm şeklinde Türkçeleştirilmiş ama ben bunu istemiyorum.Türkçe öneriniz olursa çok sevinirim.Ben başlayayım:Abolisyonizm:
Selamlar,
Bir akademik çalışma için hayvan kullanımını tamamen terk etmeye yönelik görüşleri kapsayan "abolutionism" akımına Türkçe bir karşılık aramaktayım.

Kaynaklarda abolisyonizm şeklinde Türkçeleştirilmiş ama ben bunu istemiyorum.
Türkçe öneriniz olursa çok sevinirim.

Ben başlayayım:
Abolisyonizm: Terk etmecilik
0
slymene
(02.02.21)
Fesihçilik?
0
auroraaurora
(02.02.21)
Bu terimi en az bir 6 senedir zaten internette, vegan ortamlarda Türkçesi Aboslisyonizm, aboslisyonistler olarak aktif şekilde duyuyorum.


Böyle bıraksanız? Çünkü kullanımı böyle yerleşti.
0
buf-e kür
(02.02.21)
cevaplar için teşekkür ederim, şimdiye kadar verilen cevaplarla ilgili görüşlerimi aktarmak isterim:
fesihçilik: çok hukuki bir kavram gibi geliyor ilk duyuşta. fakat ilginç ve güzel bir öneri
hayvansal doğruculuk: kavramın içeriğiyle ilgisiz geldi bana. ne kastettiğinizi biraz daha açar mısınız?
buf-e kür: haklısınız, fakat kavrama Türkçe bir karşılık önermeyi akademik anlamda önemli buluyorum. Danışman hocamla bir uzlaşı sağlayamazsak abolisyonizm şeklinde kullanacağız zaten.
0
🌸slymene
(02.02.21)
köle karşıtlığı belki
0
ShadowOfMoon
(02.02.21)
Hayvan köleliğinin kaldırılması (Buradaki dip not ile diğer vegan yaklaşımlardan farklığı ile açıklanınca metnin devamında anlaşılır hale gelebilir) abolisyonistveganhareket.org
0
kaset
(02.02.21)
Bu sekilde literature girmis bir kelimeye, bu sekilde anlami anlasilan bir kelimeye yeni Türkce bir karsilik arayarak acaba dogru bir yola mi giriyorsunuz? Biraz uzerinde tartisilacak bir konu aslinda. Bana bir noktada zorlama geliyor.

Bence, bircok ceviri felsefe kitabinda yapildigi gibi, bu arayisin sonucunda okuyucu magdur. Türkce kelime karsiliklari bulunmus ama terim anlasilmiyor. Zaten kullanimda olanini, Almancasini, Ingilizcesini, Fransizcasini kullansaydi cevirmenler, okuyucu Türkce ceviri metnini anlamakta bu kadar zorlanmayacakti.
0
buf-e kür
(02.02.21)
Buf-e kür +1
Metinde abolisyon kelimesini bir kez geçirip oraya not düşerek "bundan sonra şu şekilde kullanılacak" diye düşündüğünüz kelimeyi yazabilirsiniz bence.

Abolisyona alternatif terkçilik aklıma geldi.
0
oyokbuyoknevar
(02.02.21)
cevaplar için teşekkür ederim.
0
🌸slymene
(04.02.21)
(6)

Ömer hayyam burada ne anlatmak istemiş

rapisa
Ovada her kızıl lalenin teni bir padişahın kanıyla beslendi.Yerden biten şu mor menekşe yok mu? Bir güzelin yanağındaki bendiÖmer Hayyam bu rubaide ne anlatmak istemiş açıklayabilir misiniz
Ovada her kızıl lalenin teni
bir padişahın kanıyla beslendi.
Yerden biten şu mor menekşe yok mu?
Bir güzelin yanağındaki bendi

Ömer Hayyam bu rubaide ne anlatmak istemiş açıklayabilir misiniz
0
rapisa
(02.02.21)
Yani olduğun hale çok kıymet verme.
Onun da bir sonu var.
Üstelik nereye gidip neye dönüşeceğini de bilemezsin.
Reenkarnasyona değil de aynı yaşam içinde bile büyük dönüşümlerin olabildiğini anlatıyor.
Malına güvenme bir kıvılcım yeter, derler ya. Onun gibi sanki.
0
scowl
(02.02.21)
padişah da olsan sonun toprak. güzelin yanağındaki ben ise bir kusur olsa gerek. mor menekşe ise güzel bir şey. yani iyi de olsan kötü de olsan sonun toprak.
0
alperz
(02.02.21)
Kızıl lale nadir bir tür. Menekşe ise yaygın.

Güzelliği nadirlikte arama. Onlar için ne canlar gider de asıl güzellik gözünün önündedir, demek istemiş de olabilir.
0
sumuklurakun
(02.02.21)
madem nadir neden "her kızıl lale" diyor? "şu kızıl lale" falan demesi gerekmez mi?
0
alperz
(02.02.21)
Güç(padişah) de güzellik(güzel) de geçici.
0
oyokbuyoknevar
(02.02.21)
Başka bir yerde de şöyle geçmiş

Kırlarda açılan kızıl laleler
Çok hükümdarların kanı, teniydi
Yerlerde gördüğün mor menekşeler
Sevgili yüzlerin nazlı beniydi.

Bence padişahlar için fethettikleri yerler sevgilileri gibiydi. Yerlerdeki çiçekleri de sevgilisine güzellik katan minik bene benzetmiş
0
🌸rapisa
(02.02.21)
(7)

çok bilinmeyen güzel türküler

tabudeviren
çok bilinmeyen güzel türkü linki almaya geldim..tarzı, yöresi fark etmez.bu benden: https://www.youtube.com/watch?v=Vm6WufJy-Z8
çok bilinmeyen güzel türkü linki almaya geldim..
tarzı, yöresi fark etmez.

bu benden: www.youtube.com
0
tabudeviren
(24.01.21)
dokunmakalbime
(24.01.21)
türkünün sözlük tanımına uymuyor ama güzel bence: youtu.be
0
hazen
(24.01.21)
youtu.be
youtu.be
youtu.be

Çok bilinmiyor değiller ama izlenme sayıları hak ettiklerinin çok altında.
0
IncredibleMau
(24.01.21)
Kerkük türküleri
0
oyokbuyoknevar
(24.01.21)
www.youtube.com reyhani türkülerini bu adamdan dinle.

www.youtube.com bar peffrormansı gayet iyiydi.

www.youtube.com 5:30 da başlayan türkü.
0
seyduna6687
(24.01.21)
Bu türkülerin az veya çok bilinmesi kime göre neye göre bilmiyorum da bazı türküler var dinlemeye kıyamazsın. Bilmemek büyük kayıptır ve de ayıptır :)

Bahçanın harı mıyım?...Uşak
youtu.be

Aynı türkü
youtu.be

Yere düştü alamadım fesimi...Eskişehir
youtu.be

Bülbülün göğsü al olur...Şanlıurfa
youtu.be
0
sevenay
(24.01.21)
revi
(24.01.21)
(5)

Öğretmenlik

xiii
Bir branş öğretmeni (örn: ingilizce) sadece ilköğretimde calismayi secebilir mi?
Bir branş öğretmeni (örn: ingilizce) sadece ilköğretimde calismayi secebilir mi?
0
xiii
(23.01.21)
tercihlerini ona göre yaparsa neden olmasın
0
jelly bear
(23.01.21)
Tercihine bağlı.

Mesela matematik ilköğretim matematik olarak ayrılıyor. Türkçe, coğrafya, fen ve teknoloji de ilköğretim dışına atanamiyor sanırım.

Ama İngilizce, böte, pdr, beden eğitimi vs. Her kademeye atabiliyor. Tercihe bağlı yani ilkokul, lise olayı.
0
westblack
(23.01.21)
Atanırken okul tercihi yapılıyor. Sadece istediği okulları yazar. İlkokul, lise hangisini istiyorsa yazar. Son tercih her yere giderimi işaretlerse herhangi bir okul çıkabilir.
İngilizce, pdr ve bazı diğer bölümler böyle istediği okula gidebiliyor.
0
oyokbuyoknevar
(23.01.21)
ingilizce'nin kademe kısıtlaması yoktur. her kademede derse girebilir. atanma tercihlerinde seçmesi yeterlidir. ama ilk atamada seçim dışı (kura ile) atama yapılırsa ilköğretim gelmeme olasılığı elbette var.
0
iddaaci
(23.01.21)
ancak devlette şöyle bir şey uyandırayım.

şimdi mesela konak ilkokulunda çalışmaya başladın. sonra konak ilkokulunda bazı şubeler öğrenci azlığından kapandı ve sen minimum girmen gereken ders miktarını tutturamamaya başladın. o zaman adamlar sana diyor ki "kardeşim sana maaş veriyoruz ama sana bu okulda yeterince görev veremiyoruz o yüzden seni aynı zamanda atatürk anadolu lisesinde de görevlendiriyoruz."

Bu olabilir. Olmayabilir. Ama olabilir. Okulu ona göre seçmek gerek.
0
alperz
(23.01.21)
(34)

Kendimi savunamıyorum dilimi yutmuş gibiyim :(( İşyerinde ezilmek

sucuklu yumurta
Herkese merhaba, sorunum bu, tartışma anlarında donup kalıyorum. Kendimi savunamıyorum. O an geçtikten sonra aklıma söylemek istediklerim geliyor ama iş işten geçmiş oluyor. Fiziksel de yansıması oluyor mide ağrısı gibi şeyler yaşıyorum. Hastalıklar oluyor. Ailede psikolojik ve fiziksel şiddet, tüm
Herkese merhaba, sorunum bu, tartışma anlarında donup kalıyorum. Kendimi savunamıyorum. O an geçtikten sonra aklıma söylemek istediklerim geliyor ama iş işten geçmiş oluyor. Fiziksel de yansıması oluyor mide ağrısı gibi şeyler yaşıyorum. Hastalıklar oluyor. Ailede psikolojik ve fiziksel şiddet, tüm eğitim hayatım boyunca da akran zorbalığı gördüm sanırım temeli bu. İyi bir işyerinde prestijli bir konumdayım. Ama ben yeterli saygıyı alamadığımı düşünüyorum. Yönetici konumundayım dışardan duyan insanlar waov diyor. Ama ben içerde mutsuzluklar yaşıyorum. Mesela bir olay anlatayım: birlikte çalıştığımız bir kız vardı o da yöneticiydi, ama benden önce başladığı için daha kıdemliydi. bir de benden 3 yaş küçüktü. Bir iş için saha ziyaretine çıkmıştık, minibüste genel müdürler falan vardı. Bana herkesin içinde "sucukluuu çantam nerde" diye bağırdı çok üzülmüştüm. Sonra minibüste birşeyi tutmaya çalışıyordu herkes bakıyordu ama herkes, bu kız sadece bana bağırdı "sucuklu ne bakıyorsun tutsana" diye. o gün mideme ağrılar girdi evde tek başıma ağlama krizine girdim. sinir krizi geçirdim kimseler duymadı. olan bana oluyor yani ben mahvoluyorum.

Artık kendimi ezdirmicem diye karar aldım. Ofisboy izinliydi mesela, onu aramam gerekti, teefonda "ben sucukluyla konuşmam" dediğini duydum. yine midem ağrımaya başladım baktım mahvolucam yine. kendimi zorladım telkin verdim kendime ve aradım ofisboyu. "Ben sizin amirinizim arayınca açacaksınız, yoksa siz bilirsiniz" tadında konuştum. İnanın nası yaptım bilemiyorum mucize gibiydi. Tel.i kapatınca başka mucize oldu karnımdaki ağrı silindi o ferahlık hissini asla unutamıyorum. Ofisboy o günden sonra bana bir nebze daha saygılı olmaya başladı bunu hissetim selam falan vermezdi sallamazdı şimdi veriyor.

Ve son olayı anlatayım. Bir çaycı var, bazen patronun şoförlüğünü de yapıyor. Bu kişiyle ilgili yaşadığım çeşitli olaylar var. Aslında iyi bir insan özünde, komik halk insanı bir abi yani yardımcı olduğu konular oldu çünkü şehre yabancıyım tavsiyeler falan verdi. Ama alaycı ti'ye alan tavırları da oldu bana karşı.Örnek veriyorum:

- Nisan ayında havalimanına gittik. Pandeminin en kötü olduğu zamanlar avrupa'da her gün binlerce insan ölüyor. yalnızım hasta olmak istemiyorum, bulduğum bir maskeyi taktım bir de eldiven. o en başta bahsettiğim yönetici kız da vardı arabayı da bu adam kullanıyordu. korkuyorum falan dedim. Sonra bu adam dalga geçer gibi konuşmaya başladı "hepimiz ölcez heheheee mahvolucaz hehehehe" falan şeklinde ağız eğerek konuşuyo bariz dalga geçiyo. ben de ciddi şekilde dalga geçilcek konu değil bu dedim ben böyle deyince yönetici kız o da "offf sucuklu tab dalga geçicez ciddiye mi alcaktık bi de" diye bağırdı. sustum.
- İkincisi 3 ay önce açık havada bir fuar da vardı bu çaycı da vardı. benim maske tüylenmiş bana geldi maskeniz tüylenmiş filan dedi. ben de farkında değilim değiştirdim. bunda sorun yok tabi. ertesi hafta "ben maskemi her gün değiştiriyorum" diye laf soktu bana.
- Bir diğeri ben bunu bir kere iş için 2 defa üst üste aramak zorunda kaldım. ikinci arayşımda öyle bıkkın bir ses tonuyla açtı "efndiiiiimmhhhh" yani öyle bıkkındı ki afalladım. ve ben yöneticiyim düşünün. bozuldum. saygı duymuyordu çünkü.
- Son olay ve karnıma ağrı giren olay geçen hafta yaşandı. Kültür sanat etkinliği yapacaktık ve ben şehirde birlikte iş yaptığımız firmalardan eğitimli, kültür sanata önem veren kişi isimleri sordum sekretere. Bu da odadaydı dalga geçer gibi ağzını yaya yaya konuştu "hee bizim ihsan var ilkokul mezunu olmaz mı , hee sahneye mi çıkarcaz ne kültür sanatı hahah, o zaman onu kenara ayıralım uymuyor mu , olmazsa ali beye top sakal yapalım"

yani gıcık oldum ve 5 dakika sonra yine midem ağrımaya başladı. midem o günden beri ağrıyor alev alev yanıyor. kafamın içinde gitmeyen üzüntü var.işe de odaklanamyıyorum çok zor oluyor çok zor. ofisboyla konuşabilmiş ve tepkimi verebilmiştim ama bu sefer nalet birşey tuttu beni, sonuçta otomatik pilot gibi değil yıllarca suskunluğu içselleştirmişim çünkü. sizce ben mi abartıyorum adamın hareketlerinde birşey yok mu sizce ? ben mi hassasiyet gösterdim ? ve sizce adamla konuşayım mı odaya çağırıp ? üstnden zaman geçtiği için komik duruma düşer miyim ?
0
sucuklu yumurta
(18.01.21)
hepsine sert konuşacaksın. sen sert olmadığın, ses etmediğin için onlar da bu kadar rahat yanında.
0
jelly bear
(18.01.21)
Ya ne boktan ortammis Cidden
0
kisa
(18.01.21)
@jelly mesela o yönetici kıza karşı öyle değillerdi onunla muhabbet de ediyolardı ama saygılarını da koruyolardı hissediyodum çünkü o kız aşırı baskın karakterliydi. nasıl diyeyim, ufak tefek cinayetler dizisi vardı mesela o kız oradaki merve aksak gibiyse ben de doktor oya toksöz gibiyim.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
@kisa dünya hassas insanlar için cehennem diye bir laf var her gün yaşıyorum ben bunu :(
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
@jelly bear peki sence son anlattığım adamın tavırları sorunlu mu yoksa ben mi abarttım ? gerçi cevabı biliyorum, seni üzen birşey varsa orada sorun vardır.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Bulunduğun pozisyona bi başkasının aracılığıyla gelmiş olabilir misin? Şu duruma düşmek için özel bi çaba harcamış olman lazım yoksa. Dişlerini en baştan gösterseydin keşke biraz.
0
IncredibleMau
(18.01.21)
hepsi sorunlu sevgili sucuklu. bu yüzden net ve sert bir tavır koymalısın. tatlı dilden de anlamaz bunlar.
0
jelly bear
(18.01.21)
@incredible hayır, güleceksin ama 1.likle kazandım. abd'de master yaptım burslu, lisans tr.'de en iyi üni.lerden biri, 3 dil biliyorum. ama kahretsiz ne demişler çocukluk insanın anavatanı. özgüvenli yetiştirilmedim ortaokul lisedeki zorbalıklar tuz biber ekti. değişemiyorum. 13 yaşımdayken babam bacağımı kırdı benim. mecaz değil gerçekten kırdı.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Hocam hala "ben mi abartıyorum" diyorsunuz. Hayır abartmıyorsunuz, bunlar leş gibi insanlar, size böyle davranmalarına izin vermeyin.

Bu noktadan sonra güzellikle düzeleceğini de sanmam. Ama madem yöneticisiniz, gözünüze kestirdiğiniz kimse ilk davranışında herkesin ortasında bağırıp çağırıp azarlayın, işi büyütün, sonra da kovun gitsin. Ondan sonra diğerleri size seve seve saygı duymaya başlar zaten.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
@pluton kovma yetkim yok ama bağırmak gerekiyor sanırım.

bir de o yönetici kız birlikte çalıştığım aynı işi yaptığım insandı o bile bana iğrenç davrdanıyordu, o zaman sorun bende demek ki :(
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Ne yazık ki verebilecek pek tavsiye Yok.
Yani hassasiyet sizin bir özelliğiniz bir şekilde bunu değiştirmek lazım ama zaten başlı başına bir iş.
Genelde Zaman öğretiyor bunu
0
kisa
(18.01.21)
@kisa ben artık doldum taşıyamıyorum 3 gündür lanet mide ağrısıyla yaşıyorum korkuyorum :(

insatgramda takip ettiğim bazı hesaplar var psikolojinin insanı nasıl hasta ettiğini anlatıyorlar. gerçekten de insanı hasta ediyor psikolojisi.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Diğer duyurularına da baktım şimdi. Kendini baştan yaratacak durumda değilsin. İhtiyacın olan tavsiye değil, rol model. Örnek alabilirsin birini kendine. Taklit edersin tavırlarını, mizacını. Zamanla özgünleşirsin sen de.
0
IncredibleMau
(18.01.21)
@incredible sorun bende, yani toplumda herkes hassas insana yüklenr mi bu bilinçaltından mı kaynaklanan birşey

@incredible dişini gösterseydin derken özel oalrak diş göstermelik birşey olmadı kendi halinde işini yapan bir insandım. öbür yönetici kız daha muhataptı bunlarla. sessiz sakin işini yapan biriyim yani.

ben kendimi baştan yaratmak istiyorum ama, ciddiyim.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
@IncredibleMau +1

Ben de baktım, yani spesifik şunu yap bunu yap önerilerinden ziyade bir terapiste gitmeniz ve assertiveness training almanız lazım.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
@pluton teşekkürler, ilk defa duydum bunu. online oluyor mu zira hiç vakit yok, online bu eğitimi veren var mı
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
(bkz: youtu.be deoyu gülün diye attım. Hepimiz bu durumları yaşıyoruz zaman zaman. Abartmıyorsunuz. Nasıl tepki verme aşamasına gelirsiniz bilmiyorum. Belki kendi kendinize çalışarak olur. Ya da sizi itekleyen bir arkadaşınız da olabilir.
0
skywalker.anakinn
(18.01.21)
@sucuklu yumurta, tanıdığım bildiğim birisi yok, ama illa ki vardır. Bir de sizin durumunuzda olsam uykudan yemekten feragat eder zaman yaratıp giderdim. İş güç her zaman olur, kendinizi ihmal etmeyin.
0
plutongezegendegilmi
(18.01.21)
ya o anda mal gibi kalıyorum gözüne far tuutulmuş tavşan gibi. mesela keşke diyorum bıkkın sesle telefonu açtığı zaman "hayırdır burda çalışmaktan çok mu bıktınız ? o zaman biz sizi tutmayalım madem, hiç kimse vazgeçilmez değil" gibisinden şeyler söyleseydim. ama ben naptım normal normal konuşmaya devam ettim. ben böyle birşey olmamışçasına davranışlar sergileyince benim mal olduğumu düşünüyorlar.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
O çaycıyı falan ez. Onlar ona alışmışlar. Ezmezsen böyle olur. Mesafeli ol. İş ortamında kendinden alt konumdakiyle samimi olma. Yüzüne bile bakmadan konuş.
0
kickboxer
(18.01.21)
@kickboxer ama o diğer yönetici kız mesela muhabbetini de ediyordu ama ona karşı yılışmıyolardı. saygılılardı ona ve adeta tapıyolardı özel işlerine bile yardım ediyolardı. bana asla böyle davranmadılar.

bir de şu var, benim yaşım var 3o'lardayım ama görünüşüm çok ufak görünüyor. 23 yaşında falan sanabiliyorlar. gerçi o kız da ufaktı boyu da kısaydı ama saygı duyuyolardı ona.

bir de bizim işyeri küçük pek ayrım yok gibi herkes herkesle konuşup muhabbetini ediyor. menajerimi ara dizisinde bir çaycı karakteri var mesela o nasıl menajerlerle komik komik takılıyor aynı onun benzeri. bir de küçük bir işyeri olunca. ama görünmez saygı duvarla var tabi bi bana işlemiyor.
0
🌸sucuklu yumurta
(18.01.21)
Küçükken sessiz sakin cılız bir çocuktum. Akran zorbalığına falan da maruz kaldım. mesleğim gereği hanzo tiplerle muhatap olurken ricaen ve kısık sesle konuşunca ustalar beni takmıyordu. Takmadıkları için iş düzgün gitmiyor ve sürekli patrondan azar yiyordum. İş yaptıramıyordum. Yavaş yavaş psikolojik durumumun değişiyordu ama bunu hissetmiyordum. Özellikle mobbing altında öfke patlamalarıyla olur olmadık herkese bağırır duruma gelmiştim. Sonra o işten ayrıldım. Sakinleştim. Yeni iş yine aynı şeyler.

İnsanların psikolojileri de iyi olmadığı için sizinkini de bozuyorlar bu döngü bu şekilde gidiyor.

Öncelikle en ufak hatalarını yüzlerine vurun. Olsun, bir şey olmaz demeyin. İkinci olarak da evet “üslubuna dikkat et karşında amirin var, size bağırıp çağırmıyorum diye hadsizliğin lüzumu yok. Bir daha böyle davranırsan farklı şekilde muamele görürsün” tarzında bir ufak konuşma yapın.

Kıdemli olana da, “üslubunuza dikkat ederseniz sevinirim, biz sadece iş arkadaşıyız” deyin o mesajı alır.
0
Unde bach canim
(19.01.21)
Bana çaycıdan daha çok diğer müdür sorunlu gibi geldi. Sanki onun size olan tavrından diğerleri yüz buluyor olabilir mi? Çocuklukta yaşadığımız olaylar psikolojik olarak olumsuz etkilemdiğimiz olaylar onları hatırlatan herhangi bir şey(koku, renk, benzer biri,) ile karşılaştığımızda beynimizde o olayı yeniden yaşıyormuşuz gibi etkileşime girer. Vücudumuzda bizi korumak için sizde olan mide ağrısı veya titreme gibi tepkiler verir. Bu konuda "beden kayıt tutar" kitabını tavsiye ederim. Bitirmedim ama neyin neden olduğunu anlarsanız iyileştirmenin yolunu daha kolay bulacağınızı düşünüyorum. Bu konularda izzet güllü youtu.be içerik üreticisini çok tavsiye ediyorlar. Konuşması biraz itici ama önceliği para olmayan insanlara faydalı olmaya çalışan biri gibi geldi bana. Birde meditasyon yapmanızı tavsiye ederim. Youtube da probleminize uygun bir meditasyon yaparsanız farkındalığınızın arttığını göreceksiniz. Mesela dikkatinizi be dağıtıyor, ilginizi neden o tarafa veriyorsunuz, ne olduğunda duygu durumunuz değişiyor. Youtube da sinan canan ı da tavsiye ederim. Bazı arkadaşlar bu iş arkadaşlarınızı uyarmanızı söylemiş öncelikle yapmanız gerekenin kendinize saygı duymanız ve sevmeniz siz bunu yaptığınızda onlar zaten size saygı duyacaklardır. Birde fazla önemsemeyin onları sonuçta siz ne kadar özgüvensiz biri olsanız kimsenin müdürüne, iş arkadaşıba (hırsız katil vs seğilse) bu şekilde davranması normal değil. İnsanlar sesi yüksek çıkanı haklı sesi az çıkanı güçsüz olarak algılıyorlarsa gerçekte böyle olduğu anlamına gelmez. Sonuçta siz bu konuma emeğinizle gelmişsiniz, size saygı duymaları gerekiyor yapmıyorlarsa bu onların kusuru.
0
rapisa
(19.01.21)
caycinin sohbeti asiri gereksiz ve sacma geldi. yaptigi laf sokma degil, gevseklik, laubalilik ve mallik. cahil ve zekasiz. ciddiye alma umursama, dinleme o konusunca. baska bir seyle ilgilen. geldi yine tipini s... bakisi at en fazla.

ilk dedigin kisiye acayip uyuz oldum. ona ezdirme kendini. bagirdiginda "yeter, artik bana bagiramazsin" de. sacma sapan emirlerini de yerine getirme. sen super, mukemmel, iyi ve harikasin. kiskanc bu belli. ezdirme kendini. havalanman bile lazim.

herkesin onunde yapmayin yapacaklarinizi. herkes size dusman olmasin. arkadassiz kalirsiniz sonra. sizi kucuk gorenlerin haddini yalnizken bildirin.

sinif farkiymis bilmem ne. yok oyle bir sey. insanlarin meslegine/maasina gore sinif ayrimi yapip sohbet edilmez. onu yaparsan asiri itici olursun. ay ne insanlar var onerilere bak ya.

size kotu davrananlara kotu, iyi davrananlara iyi olun sadece.
0
batlegolas
(19.01.21)
Sayın Sucuklu, sen bu adamları bol bol tersleç çaycıya da laubalı laubali konuştuğunda herkes işine baksın saçma sapan da konuşmasın şeklinde şeyler söyle. Yani genelde insanlara pek iyi ve sıcak davranma. Ara sıra sıcak şeyler söyle böylece kıymetli olursun saygı görürsün. Ne yazık ki toplumda yumuşak yüzlü, efendi insanı ezme huyu var. Ama senin farklı yüzünü görünce bu da çetin ceviz dikkat edelim moduna giriyorlar. Sizinle bir kere diyalog kurmak için kırk tane takla atıyorlar. Yaklaşık 10 yıldır çalışıyorum bunlar benim tecrübelerim. Hayatta en önemli şey sağlığın bu sırada, kimsenin senin sağlığına etki edecek atraksiyonlara girmesine izin verme.
0
kraldan cok kralci
(19.01.21)
Oncelikle @kurremkamerruk +1. En kisa surede ibretlik bir iki olayla hadlerini bildirmek gerekiyor. Sonrasinda gelecek olan “-sen cok degistin” veya “-neyin var hayirdir” gibi yorumlara da ayni sertlikle cevap vermelisin. Isi gucu birakip sizinle mi ugrasacagim ben arkadaslar??? Veya begenmedigin bir soru ya da cumleye karsilik “-simdi bunu bir de saygili olarak sor!” Vb salvolarla “-aman bu basa bela, bulasmayalim” izlenimi yaratmak en iyisi.
0
lynda.com
(19.01.21)
Mesafeli, ciddi ve bagirmadan hafif baskin olmaya baslayin. Aciksozlu olun. Bu yaptigin hos degil, lutfen dikkat edelim tavrimiza gibi cumleler kurmaya baslayin. Siz ezildikce sayginliginiz azalir ki oyle olmus.
Bir de terapi destegi alin bence, niye bu kadar eziliyorsunuz, kesin bir cocukluk donemine adreslenecek bu konu.
0
mor oje
(19.01.21)
***"kendi sınıfından olmayan insanlara arkadaşın gibi davranırsan bu durumu yaratırsın gayet doğal"***

şu inanılmaz doğru bir tespit. toplum içinde eğitim ve gelir seviyesine göre bir çok sınıf var. bu sınıfların sınırları var, bunların korunması gerekiyor. müdürsen çaycıyla arkadaş olmak zorunda değilsin, arkadaş olur muhabbet edersen sonuçları da bu oluyor. mesafeni koru yani, herkesle arkadaş olmana gerek yok. hele ki cinsiyetin kadınsa bu sınır işini çok daha dikkatli ayarlaman lazım.

müdür noktasında da arkadaşlar zaten belirtmiş, rahatsız olduğunu belirtmediğin sürece aynen böyle devam eder. belli noktalarda tepki koymak gerekmekte. kötü bir şey değil bu, gayet normal.
0
roket adam
(19.01.21)
eski duyurularına da baktım. tedavi olman lazım kesinlikle. benzer soruları 7-8 senedir sormuşsun. demek ki tek başına halledemiyorsun.
0
elorelia
(19.01.21)
Köpek çekmeye başlaman lazım böyle tiplere. O diğer yönetici kızın tavırlarından gaz alıp abartmışlar. Sende sıkıntı yok sadece bu konularda deneyimsiz ve kötü bir geçmişin olduğu için baştan yanlış yapıp samimi kalmış, insan gibi davranmışsın sanırım. Bundan sonra aniden soğuk davranmaya başlayacaksın bak nasıl saygılı davranmaya başlıyorlar. Ofisboy'da örneğini görmüşsün zaten, adamı azarlamışsın hemen nasıl düzgün davranmaya başlamış.

Ben ilk iş yerimde böyleydim, böyle arkadaşlarımla bu konuyu konuşa konuşa kendi kendime düşüne düşüne neleri hatalı yaptığımı iyice not ettim kafamda. Bir sonraki iş yerimde asla o hataları yapmadım, köpek çektim herkese, başta böyle davranmak hiç hoşuma gitmiyordu ama sonradan insanların beni ezmemesi, bana saygı duyması daha çok hoşuma gitmeye başlayınca umursamadım. Kendi akıl sağlığımdan feragat edip milletin benim üzerimden eğlenmesine izin mi vereceğim bir de?
0
nolmus yani
(19.01.21)
sana deli manyak bir arkadas lazim, nasil davranilir bilmiyorsun ögrenmen lazim ya da youtubetan laf sokmali ne biliyim atarli dizileri falan izle, arkadaslar örnek versin.

bir arkadasima ailen sana o kadar cok laf söylemis ki, sen insanlarin sana laf soktugunu anlamiyorsun az kendini savun, uyanik ol demistim, bu sende de var galiba.

bir de kendi tarzin olmali, ben mesela herkes bana laf söyleyebilir, laf sokabilir, ben insanlari durduramam o an lafta söylemem, kibarligimi asla bozmam, karsilik verince etkilendi izlemini verecekmis gibime geliyor ama kindarimdir, unutmam itibar suikasti yaparim (bunu da bir arkadasim isimlendirdi). yaranmaya calistigi biri varsa, hoslandigi biri varsa, patronu, hocasi varsa onun yaninda rezil ederim. oyle basa böyle tarak.
0
durgunfoton
(19.01.21)
@elorelia, evet fakındayım. yıllarca kendim aşarım sandım. kariyerde en tepe noktaya gelirsem özgüvenim de olucak diye düşündüm. çalıştım çabaladım, ve mezun olabileceğim bölümden gelinebilecek en iyi yere geldim bunun sonu yok artık. ve hala böyle davranışlara maruz kalıyorum. içinde bulunduğum ortamlar değişiyor ama yaşadıklarım değişmiyor. ve ben artık şöyle düşünmeye başladım "ben başbakan olsam cumhurbaşkanı olsam hatta dünyanın hakimi olsam bile insanlar beni ezecek"

@durgunfoton, ya benim pek arkadaşım da yok. insanların arkadaş olmak için birbirini çiğnediği biri olamadım ne yazık ki. itibar suikasti deyince ben de sinirimden birşey yapmıştım bir kere ama pek suikast sayılmaz tabi. bizim işyerine bağlı başka bir birim var başında 50 yaşında kadın var, bu kadın ilk geldiğim günden itibaren bana soğuk davrandı halbuki ben ona hiçbirşey yapmadım ağzımı dahi açmamıştım. bu kadın benim yanımda diğer yönetici kızı överdi o kıza yalakalıklarda bulunurdu. neyse bu kadın patronumu etkiledi ve benim bir etkinliğe katılmamı engelledi. benim patronun gıcık kaptığı nefret ettiği bir adam var, hah işte bu kadının o adama övgüler yağdırdığı bir videoyu buldum patronun görmesini sağladım bir şekilde. patron şaşırmıştı işe yaramadı o ayrı hala tapıyo o kadına.

@nolmus yani o kız gideli aylar oldu hala böyleler. bence patronun tavırlarından cesaret alıyolar. allah için patronum bağıran çağıran biri değil. ama mesela o kızın odası yayla gibi, televizyonlu lüks oda. benim oda daha küçük. o kız gidince bana "sucuklu sen de şu odaya geç" demedi. yeni bir görevli gelir diye düşündü ama aylar geçti gelen giden yok. mantıken o odaya benim geçmem lazım çünkü o oda, patrondan sonraki en yetkili kişi içindir. e adamlar görüyo tabi. bu arada davranışlarını değiştirebilmişsin başarmışsın ne güzel. ben her yeni ortama girerken değişicem kendimi ezdirmicem diye kendime söz veriyorum sonra hooppp eskiye dönüyo otomatik olarak. içselleştirmişim artık ezikliği.
0
🌸sucuklu yumurta
(19.01.21)
Anlattığın iki kişi de cahil. Yönetici kız eğitimli cahil, öbürü hepten cahil. Bu kişilerle iş dışında muhattap olmamak lazım. İş konularında da az söz.
0
oyokbuyoknevar
(19.01.21)
o yönetici kiza, ailenizde lise ve üstü egitim alan insan tek siz misiniz diye sor, ustlerin, caycilarin vs yaninda, yönetici olmussunuz ama su caycidan farkiniz yok, davranislarinizin ucuzlugundan böyle düsündüm de. üstten üstten konus ama

ikisine de lafi gecirmis olursun, ama sonucta biz ortami bilmiyoruz, olasiliklara göre gelecek cevaplari hesaplayip ona göre davranirsin. benim yapabilecegim tavsiye bu.

laf sokan biri bile olsan bunlara degmez ya. bizim de ofis boyumuz falan var yani hic böyle bisey görmedim. igrendim, ki bana laf sokmaya calisanlara baktigimda hicbiri benden üstün insanlar degil, kiskanclik vs bagliyorum ben.

ama sen orada en düsük rütbeli de olsan, en yüksekte de olsan kimsenin bu sekilde konusmasina izin verme, laf sokmak zorunda degilsin, en azindan benimle bu sekilde konusamazsin haddini bil demeyi refleks haline getir.
0
wishmaythşngs
(19.01.21)
(14)

Evrenin tesadüf eseri olduğuna inananlar büyü ve cinler hkk ne düşünüyor

bedrozan
SB arkadaşlar.Bir yaratıcının olduguna inanmayan ya da evrenin tesadüf eseri olduğuna inanan arkadaşlar büyü konusu hakkında ne düşünüyor? Yani sizce büyü diye bir şey yok mu? Ya da cinler konusu yalan mı?Ne düşünüyorsunuz bu konuda yazarsanız sevinirim.
SB arkadaşlar.

Bir yaratıcının olduguna inanmayan ya da evrenin tesadüf eseri olduğuna inanan arkadaşlar büyü konusu hakkında ne düşünüyor?
Yani sizce büyü diye bir şey yok mu? Ya da cinler konusu yalan mı?

Ne düşünüyorsunuz bu konuda yazarsanız sevinirim.
0
bedrozan
(15.01.21)
soruyu öyle bir sormuşsunuz ki, tanrıya inananların hepsinin büyüye de inandığını ima etmişsiniz sanki.

genel olarak tanrı inancı olmayanların büyüye de inanmadığını gözlemledim. kaldı k, büyüye inanan illa tanrıya da inanmak durumunda değil bence.
0
co2s2
(15.01.21)
ne büyüye ne cine inanmıyorum.
0
hayaletimsi
(15.01.21)
Peki dünyada milyarlarca aktif güvenlik kamerası, fotoğraf makinesi, telefon kamerası varken nasıl hiç buna yakalanmıyorlar

Neden en güncel hikaye 100 sene önceye ve kırsala ait

I want to believe
0
freebird5406_2
(15.01.21)
insanların kendi vicdanlarına güvenmedikleri ve iyi insan olma gayreti gösteremeyecek kadar tembel oldukları için sürekli bir hayali korku unsuru yaratmaya çalıştıkları ve bunlar üzerinden kendilerini hizada tutmaya veya vicdanlarını temize çekmeye çalıştıklarını düşünüyorum. mental rahatsızlığı olanları(şizofreni vb) hariç tutuyorum. ben saçmaladım, kötücül düşündüm, irade ortaya koyarak hak yedim değil de bana büyü yapılmış, cinler etkilemiş filan filan demek daha kolayına geliyor insanların.

bu arada yaratıcının olduğuna inanıp din olgusuna inanmayanlarda var benim gibi.
0
Phoebe
(15.01.21)
bir yaratıcının varlığından veya evrenin tesadüf eseri olup olmadığından bağımsız olarak, varolmadıklarından kafa yormuyoruz.
0
gkhncnzdgn
(15.01.21)
"Tesadüf eseri" çok yavan bir tanımlama. Bir yaratıcının çok büyük ihtimalle olmadığını düşünüyorum, ve eğer varsa bile onun İslam'ın tanrısı olmadığından eminim. "Niye bir şeyler var" sorusu hala açık bir soru, cevabını ise şu an için bilmiyoruz, dolayısıyla "tesadüf" diyemeyiz.

Büyü diye bir şey yok, cinler de yalan. Olsaydı eğlenceli olabilirdi ama, fantastik kurgu severim. Elfler, periler filan da olsaydı keşke.

Ne düşünüyorum? @Phoebe+1, ek olarak da tüm bu antik dinlerin insanlığın çocukluk çağından kalma masallar olduğunu düşünüyorum. 1000 yıl öncesini düşün, birisi ölüyor, "niye öldü" diye soruyorlar ama tıp bilmiyorlar, hücreden bakteriden haberleri yok, "Azrail" diye uyduruyorlar işte. Güzel hikaye, ama gerçek değil.
0
plutongezegendegilmi
(15.01.21)
doğaüstü her şey hikayedir, güldürmecedir. tanrı kavramıyla ilgisi yok bunun. benim tanrım zamanında dünyaya canlı hücreleri bırakıp gitmiş bir uzaylı da olabilir. ama bu onu metafizik bir varlık yapmaz. yanı aklındaki yaratıcı doğaüstü bir varlık olmak zorunda gibi düşünme.
0
makarnavodka
(15.01.21)
haklarinda ozellikle bir sey dusunmuyorum, bunun yaninda var olduklarina da inanmiyorum.
0
in vino veritas
(15.01.21)
Aha en sevdiğim konu :)

Bu muhteşem cin'leri 25 yıldır davet ederim bana gelen giden olmadı, inanmıyorum diye mi ? Gördüğüm konuştuğum tüm cin teması olduğunu iddia edenler gerçekten psikolojik olarak hastaydı, sağlıklı olanların ise ciddi anlamda stres altında oldukları, büyük depresyon anlarındaydılar. Bu kadar önem ve güç atfedilen cinler toplu olarak musallat olsalar ya , ha öyle çalışmıyor mu mekanizma ?

Büyü :) Düşün yani , bir kağıda arapça bir şeyler karalıyorsun ve oluveriyor. E o zaman her şeyi büyüyle yoluna sokalım ya da her şeyi bozalım. Dur tahmin edeyim bununda çalışma mekanizması öyle değildir eminim.
Çölden çıkmış yağmur duasının çöle faydasının olmaması gibi he mi :)

Buradan da ilan edeyim var ise cininiz cününüz açık adres vereyim özelden salın gelsin. İnanan arkadaşlara diyecek bir şeyim yok , kafalarına vura vura çıkaracak halimiz yok, yalnız dikkat etsinler hocalar vura vura kafanızdan değil başka yeriniden çıkarmaya çalışıyorlar ''cinlerinizi'' :)
0
synax
(15.01.21)
İnanmıyorum, dinlere mitoloji gibi bakıyorum.
0
jazzabel
(15.01.21)
Tabiki deli saçması olduklarını düşünüyorlardır.
0
cursor
(15.01.21)
İnançlı biri hayaletler ve vampirler hakkında ne düşünüyorsa onu düşünüyoruz.
0
ruhen hastayim ben
(15.01.21)
Büyü konusu ilgimi şu şekilde çekiyor: Kuran'da kesinlikle yasaklanmış. Olmayan bi şey nasıl yasaklanıyor?
0
oyokbuyoknevar
(15.01.21)
Oyle sormussun ki sanki her kose basinda civ civ alevli buzlu buyu yapiliyor, cinler gostere gostere aramizda geziyor felan... biz de kafamiza folyo takip inanmiyoruz.

- Bir tanri/yaraticinin olup olmadigi konusunda agnostigim. Elimizdeki bilgiler bize bir sonuc veremiyor.
- Dunyada inanilan tanrilar, dinler, mitoloji ve baska hikayelere inanmiyorum. Inananlarinin gozunde ateistim.
- Butun ateist/agnostikler her seyin tesadufen olustugunu dusunmez. Sadece bilimsel olarak bakarsan, insanlarin kusursuz duzen olarak gormeye egilimli olduklari bir cok olayin matematigine ve fizigine indiginde korkunc bir kaos/duzensizlik/tesaduf var.
- Bu ozelde buyu ve cin hikayeleri bilimsel olarak kanitlanabilir degiller, gozlemlenemiyorlar, hayatimiza onlara inanan insanlarin hareketleri disinda etki edemiyorlar. O zaman inanmam icin bir sebep yok.
0
cleric
(15.01.21)
(6)

hoca burda ne istemiş tam olarak

kezbanietzsche
"EĞİTİM SOSYOLOJİSİ ÖDEVİEğitim, aile, din, ekonomi, siyaset gibi diğer toplumsal kurumlarla da ilişkilidir. İstediğiniz herhangi bir sosyolojik kurumu seçerek, eğitimin bu kurumla ilişkisini tartışınız. Yani ödeviniz, eğitim ve aile, eğitim ve siyaset, eğitim ve ekonomi gibi bir başlıkta, eğitim ve
"EĞİTİM SOSYOLOJİSİ ÖDEVİ

Eğitim, aile, din, ekonomi, siyaset gibi diğer toplumsal kurumlarla da ilişkilidir. İstediğiniz herhangi bir sosyolojik kurumu seçerek, eğitimin bu kurumla ilişkisini tartışınız. Yani ödeviniz, eğitim ve aile, eğitim ve siyaset, eğitim ve ekonomi gibi bir başlıkta, eğitim ve seçtiğiniz toplumsal kurumun ilişkisini sosyolojik çerçevede tartışmanız beklenmektedir. Mesela, eğitim ve aile ilişkisini, ebeveynlik stilleri, ebeveyne bağlanma vs. gibi bir temelden ziyade, ailenin çekirdek ya da geniş aile olmasının, boşanmış ya da boşanmamış aile olmasının, ailenin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyinin çocuğun eğitimiyle ilişkisini tartışmalısınız."

başta bir şey söylemiş sonda farklı bir şey. derste açıklama yaptı. o açıklamalar daha da kafamı karıştırdı.

hoca tam olarak neyi araştırmamızı istemiş?
0
kezbanietzsche
(09.01.21)
Eğitim fakültesi galiba. Kopyala yapıştır bişeyler zaten okumayacaklar.
Aile-eğitim sosyolojisi arasındaki ilişkiyi değerlendiren tezlere bakabilirsin.
0
coca cola
(09.01.21)
hoca hepsini teker teker okuyor. nerden mi biliyorum? tüm öğrencilerin sınav kağıdındaki artıları ve eksileri bir kenara not edip açıklama yapıyor. baştan savma bir şey yapmak istemiyorum. bunun için de tam olarak ne istediğini bilmem gerekiyor
0
🌸kezbanietzsche
(09.01.21)
içerikte çelişkili birşey yok. (kavramsal tanımlamaları ve kapsamları ayrı tutarsak)

- toplumsal kurum seçeceksiniz
- incelenirken bu kurumla ilgili en sık ölçülen sosyolojik değişkenleri tarayacaksınız
- bu değişkenlerle eğitimin ilişkisini sosyolojik çerçevede tartışacsksınız.

sonda verdiği örnekte "aile" kurumunu psikolojik değil sosyolojik açıdan öne çıkan değişkenlerle tartışın demek istemiş.
0
qaram
(09.01.21)
Eğitim; aile, din, ekonomi ... şeklinde yazılması lazım ki siz eğitimi özne olarak alın.
Noktalama önemli.
Yani diyor ki örneğin eğitim ve aileyi anlatacaksan ailenin maddi durumu, boşanma vs. bu dinamikleri işleyip anlat.
Örnek:
Maddi durumu iyi ailelerde çocuğun eğitime ulaşması, aldığı eğitimin çeşitliliği vs.
Aile kalabalıksa, çocuğun odası yoksa vs.
0
oyokbuyoknevar
(09.01.21)
hocanın ödev tanımını olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdım. o kısmı ben yazmadım.

"ailenin çekirdek ya da geniş aile olmasının, boşanmış ya da boşanmamış aile olmasının, ailenin sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyinin çocuğun eğitimiyle ilişkisini tartışmalısınız"

bunlardan birini seçip ödevi öyle mi yapacağız yoksa hepsini birlikte mi? mahmut tezcan'ın kitabında ailenin büyüklüğü ve boşanma aynı başlık altında. ailenin sosyo-ekonomik yönü ise başka bir başlıkta çünkü. offss

"Maddi durumu iyi ailelerde çocuğun eğitime ulaşması, aldığı eğitimin çeşitliliği vs.
Aile kalabalıksa, çocuğun odası yoksa vs."

böyle yazarsam karışık olmaz mı? herbiri için ayrı başlık atmak istesem de atamam. çünkü kaynaklarda öyle bir şey yok.
0
🌸kezbanietzsche
(09.01.21)
metne göre hepsi birlikte.

seçtiğiniz kurumla ilgili en sık ölçülen sosyolojik değişkenleri tarayın ve herbirini ayrı başlık altında kısaca tartışın.

sonunda da bu değişkenlerin eğitim özelinde öne çıkanlarının analizini yapın.

çünkü seçtiğiniz kurumun en sık ölçülen/incelenen sosyolojik değişkenleri eğitim açısından en önemlileri olmayabilir. bunu son analiz kısmında tartışın.
0
qaram
(09.01.21)
(24)

İşi bırakmalı mıyım?

epistemic_regress
Bir dershanede matematik öğretmeni olarak çalışıyorum. Ağustos ortasında başladım işe. Başlangıçta her şey yolundaydı, birkaç ay sonra birlac öğrenciden yetersiz olduğuma dair geri dönüş aldıklarını söyledi müdür. Kaba bir dille, bir ay daha deneyelim falan dedi. Sonra çabamı görmüş ve işten çıkarma
Bir dershanede matematik öğretmeni olarak çalışıyorum. Ağustos ortasında başladım işe. Başlangıçta her şey yolundaydı, birkaç ay sonra birlac öğrenciden yetersiz olduğuma dair geri dönüş aldıklarını söyledi müdür. Kaba bir dille, bir ay daha deneyelim falan dedi. Sonra çabamı görmüş ve işten çıkarmama kararı almış. Fakat sonrasında aynı öğrencilerin sıkıntılarının devam ettiğini ve derslerine başka bir öğretmeni sokmak istediklerini söyledi. Ben de tamam dedim. Fakat bu olaylardan sonra benim motivasyonum epey düştü, kendimi gerçekten yeterli hissetmemeye başladım. Yaptığım işten keyif almıyorum, yalnızca büyük bir stres kaynağı benim için. Ve dershanedeki diğer matematik öğretmenlerinin beni ciddiye almadıklarını hissetmeye başladım. Ağızlarında "Herkesin başına gelir, olabilir"ler falan var ama kaale alinmadigimi çok net hissetmeye başladım. Çok başarılı bir öğretmen olduğumu sanmıyorum, deneyimli de sayılmam ama bu tavır agirima gitmeye başladı. Kendimi geliştirmek adına hevesli hissetmiyorum. Dönemin başında olduğum kadar rahat değilim derslerde ve verim saglayamiyorum. Dersimi dinleyen öğrencilere acidigim oluyor bazen. Dediğim gibi dönem basinda ortalama üstü başarılı satardım kendimi, şimdi hissettiğim şey yetersizlik ve çaresizlik. Bir de stres.

Görüştüğüm terapist pes etme, senenin sonuna kadar devam et diyor. Başka bir yerde daha rahat çalışıp daha başarılı hisseder miyim diye merak ediyorum ama. Yoksa deneyimsizligim gene ayağıma bağ olur, insanlarla ilişkimi bozar mı? Karar veremiyorum. Ama açıkçası çalıştığım yerde zayıf halka olarak gorulmekten de sıkıldım.

Sizce ne yapmalı? Teşekkürler.
0
epistemic_regress
(06.01.21)
Bence çözüm basit, bir süre daha orada idare ederken bir yandan da iş ara. Daha iyisini bulursan geçersin.

İnsanın mutluluğu ve psikolojisi de çok önemli elbette ama özellikle şu dönemde başka bir güvence yokken işi bırakmak bana mantıklı gelmiyor. Maddi olarak zorluğa düşmek de ruh için hiç iyi değil çünkü.
0
buff
(06.01.21)
İş arıyorum bir yandan. Bulursam değiştirmeli miyim diye merak ediyorum aslında.
0
🌸epistemic_regress
(06.01.21)
Illusory superiority denilen bi olay var, herkes birçok konuda kendini "ortalamanın üstü" zannediyor, halbuki matematiksel olarak böyle bir şey imkansız, herkes ortalama üstü olamaz :) E deneyimsizsizmişsiniz zaten, "ortalamanın altı" olmanız sürpriz değil.

Bu durumda yapılabilecek iki şey var.

İyi bir öğretmen olmak gibi bir amacınız varsa çalışıp kendinizi geliştirmeniz lazım. Öğrencilere sorun, tecrübeli öğretmenlere sorun, gözlem yapın, biraz çaba harcayın. Bu tarz şeylerde genelde hemen dönüt alamazsınız, 1-2 sene beklemeniz, sabırlı olmanız lazım.

İyi bir öğretmen olmak istemeyebilirsiniz de. Yani herkes her alanda iyi olacak diye bir şey yok. Birisi işinde çok başarılı olur, öbürü iyi bir arkadaş olur, başkasının başka özelliği öne çıkar. İşinizde iyi olmamanız ve olmak istememeniz de problem değil. Değeriniz iş başarınıza endeksli değil yani.

Sonuç olarak: ben olsam değiştirmezdim. Çünkü ya "kötü öğretmen" olmayı umursamayacaksınız, o zaman zaten milletin sizi nasıl gördüğü önemsiz olacak. Ya da kendinizi daha çok geliştirmeye çalışacaksınız, daha kötü bir yerde bunu yapmanız daha zor olur, o zaman niye değiştiresiniz.

Bu söylediklerim tabi ki ortamda mobbing olmadığını varsayıyor.
0
plutongezegendegilmi
(06.01.21)
Değiştir bence
0
pati
(06.01.21)
yeni iş bulur bulmaz istifa et kesinlikle.
0
rewlack
(06.01.21)
Ortamda mobbing olmamasına çalışıyorum. Gerektiğinde dişimi gösteriyorum, çok üzerime gelemiyorlar, kendi halime bırakıyorlar beni. Öğretmenlik hayalimdeki meslek değil, öyle gerekti. Ama ara sıra tatmin olmak da isterim yaptığım işten. Çok iyi bir öğretmen olmak beni mutlu eder mi, hayati bir amaç mi benim için; hayır. Sadece başka insanlarla başarısızlığım yüzünden yuzgoz olmak, onların dikkatini çekmek istemiyorum. Değersiz hissettirmeye uğraşıyorlar elbette ama sert biriyim, çok ileri gidemezler. Yine de bu kadar korunaklı, diğerlerinden uzak durmak zorunda kalmak istemiyorum.
0
🌸epistemic_regress
(06.01.21)
Özel okullar böyledir. Zannedersem yenisiniz. Bu tür olaylar her okulda olur. moralinizi bozmayın. kardeşimde özel okulda çalışmıştı aynı şeyi söylediler. İnsanların eleştirisi karşısında dik ve güçlü durun. Özel ders verip kendinizi geliştirebilirsiniz.
0
komando kani var bende
(06.01.21)
Yaklaşık altı yıldır ağır bir anksiyete yaşıyorum. Zihnim çabuk bulanıyor. Soruları çözerim ama işlem hatası yaparım mesela. Ya da dersin ortasinda zihnim durur, daha önce onlarca benzerini cozdugum soruyu cozemem. Böyle birkaç anımı yakalamış bu öğrenciler ve yetersiz oldugumu düşünmüşler. Bilmiyor değilim, o an hatırlayamıyorum ya da dalginliktan işlem hatası yapıyorum. "Ya benim anksiyetem var, bazen evimin yolunu unutuyorum" da diyemiyorsun, ilaç kullandığımı, terapi aldığımi söylesem iyice otekilestirecekler. Bir kenarda susup kalıyorsun. Böyle olunca da haksızlığa ugradigimi düşünüyorum işte, insanların benim ne çektiğimi bilse keşke diyorum. Potansiyelimin yarısını bile gösteremiyorum, cv m de yazan okulları nasıl bitirdiğime hayret ediyorlardir.
0
🌸epistemic_regress
(06.01.21)
%100 bırak. Hayattaki en önemli şey huzur.
0
stewie
(06.01.21)
Öncelikle dershane için konuşayım. İki üç öğrenciye bakarak öğretmenle konuşması kendilerinin öğretmenlikten anlamadığını gösterir. Bu konuda için rahat olsun. Biliyorsun ki dershane sahipleri her zaman öğretmen olmuyor. Öğretmen olanlar da dershaneye ortak olunca gözlerine paradan bant çekiliyor.

Ha gerçekten anlatma tekniğinde sorun varsa bunu sınıfta soru sorduğunda aldığın dönütlere göre sen de anlarsın. 20 kişilik sınıfta soru sorduğunda hiç cevap almıyorsan sıkıntı olabilir. Kesin vardır da diyemeyiz. Şimdi paşalar ve prensesler ailelerinin de pohpohlamasıyla öğretmenleriyle ilgili konuşur. Ama acaba kendileri yeterince iyi dinliyor, mu tekrar yapıyor mu ? Bunu belirt dershaneciye.Onun dışında hepimiz bir şekilde konuyu anlatıyoruz.İlk sene belki tarz tam oturmamıştır, birkaç aya düzelir. Geri kalanı öğrencide.
Ben veliye bu öğretmeni sevmiyorsan göndereyim diyen dershaneci gördüm. Düşün öğretmenin halini. Bu tip şeyler özel kurumlarda hep oluyor. Bunlara artık dayanamadığım bir gün kpss çalışmaya başladım ve kurtuldum. Mesela başka bir yere geçtin orada daha başka sıkıntılar olur.

Başka bir yerle anlaşmadan çalıştığın yerden ayrılma bence de. Dershanecilerle konuşurken dediklerinin yüzde doksanına inanma
Sadece paramı zamanında alırım diye bastıra bastıra söyle. 3 parçada vereni var.

Ders anlatma tekniği olarak youtube'da konu anlatımı videolarını izlersen çok faydası olur. Benim zamanımda öğretmenler odasında hocalar etüt verirdi öğrenciye. Ben de onları dinlerdim nasıl anlatıyorlar, nereyi vurguluyorlar diye. Çıkmış soruları incele, hangi konulardan soru geliyor, soru tipleri ne onlara önem ver.
0
oyokbuyoknevar
(06.01.21)
mesleğin öğretmenlikse şu anki tavrın yanlış bence. yetersiz olduğunu düşünüyorsan durumu kabullenip sızlanmayı bırakıp ders çalışmaya başla, eksiklerini gider vs bi şeyler yap yani. buradan istida edip başka yerde işe başlasan yine aynı sorunlarla cebelleşeceksin. sorun mevcut iş yerinde değil sende çünkü.
0
elorelia
(06.01.21)
Demek soruyu yanlış çözünce rahatsız olmuş sayın öğrenciler. Güleyim. Sizlik bir durum yok. Hiçbir şey söylemenize gerek yok. Moralinizi bozmayın. Tekniğinizi geliştirmeye çalışın.
0
oyokbuyoknevar
(06.01.21)
(bkz: bıyık büküle büküle kaytan olur)


başka nasıl deneyim kazanıp tecrübesizliğinden kurtulabilirsinki.
0
paudi
(06.01.21)
anksiyete için doktor değiştirmeyi düşündün mü, 6 sene çok uzun bir süre tedavide "çok" yol alınmalıydı, muhtemelen 6 senede piyasadaki bütün ilaçları da denemişsindir
0
esref
(06.01.21)
Üç yıldır aynı doktora gidiyorum, öncesinde başka başka doktorlara gitmiştim. Üç yılda epey yol aldım, çalışamıyordum önceden.
0
🌸epistemic_regress
(06.01.21)
@elorelia: söylediklerinin gerçeklik payı var ama tavrın itici geldiği için yorumuna tik atmadım.
0
🌸epistemic_regress
(06.01.21)
bu işi sevmiyorsunuz, hayat sevmediğiniz işi yapmak için çok kısa. eğer paraya ihtiyacınız varsa bir süre daha kalıp başka iş arayın ama yoksa bırakın.
0
matilda
(06.01.21)
1) daha önce çalışmanızı engellemiş halen tedavi aldığınız uzun süreli bir probleminiz var
2) bu yüzden "iş alanı" dışında da bilişsel ve duygusal sorunlar yaşamaya devam ediyorsunuz
3) süreç içinde gelişme kaydederek tercih etmediğiniz bir şekilde olsa da çalışma hayatına katıldınız
4) iş kolunuz piyasa şartları açısından "ortalama birey" için de stresli

Bu noktada önümüzdeki aylarda şu değerlendirmeyi yapın :

- önümüzdeki yıllarda problemleriniz açısından ne kadar aşama kaydetmeyi öngörüyorsunuz (dr'nuzla değerlendirebilirsiniz)
- ulaşacağınız düzey iş kolunuzda değişiklik yapmak için gerekli kararlılık ve performansı sağlayabilir mi (gerçekçi bir değerlendirme için bu konuyu araştırıp hangi niteliklerin gerekeceği ile yüzleşmeniz lazım)

Zamana yayılacak bu değerlendirme sırasında kısa vadede şunlara odaklanın :

- güvenebileceğiniz ve dışardan nesnel olarak size geribildirim verebilecek kişilerden de yardım alarak mesleki olarak en belirgin yetersizliklerinizi tanımlamaya çalışın
- unutmayın bu (bilişsel, stresle başetme vb) yetersizlikler sadece "öğretmenlik" ile ilgili olmayıp başka iş kollarında da size zorluklar yaşatabilir
- bu alanlarda kendinizi geliştirmeye odaklanın (mesela sık takıldığınız konu ve işlemlerle ilgili sorunu çeşitli yöntemlerle minimize etmek mümkün)

Sizin için zor şartlardan çıkıp bir başlangıç yapmak önemliydi, yerine ne koyacağınızı bilmeden "sevmiyorsan bırak" tavsiyelerine uymanın sizi daha geriye götürebileceğini de hesaba katın.

ek : son dönem duyurularınıza göz attım. bazı baülantıları kendinizin farkederek üzerine çalışmanız özgüveninizi arttırmaya yardımcı olur.

eksiduyu.ru
eksiduyu.ru
0
qaram
(06.01.21)
derste yaşadığın sorunlar ilaç yan etkisi olabilir
doktor dozu azaltmaya gidebilir

evde kendini kayda alıp, kendini geliştir

başardıkça, kendine güvenin arttıkça düzelir
0
bir soru sorcam
(06.01.21)
-psikoterapi aldın mı, hangi metoddaydı(Bilişsel, psikanaliz...), faydasını gördün mü, devlette miydi, özelde miydi
-hangi devlet hastanesinde devam ediyorsun tedaviye/en çok hangi hastaneden memnun kaldın
-en uzun kullandığın ilaç hangisi, faydasını gördün mü/ en çok hangi ilacın faydasını gördün / bu son kullandığın ilaçtan memnun musun
-yanında başka ilaç kullandın mı(uyku için mesela)

geçmiş olsun
0
esref
(06.01.21)
@esref özel bir klinikte terapi alıyorum. Hafif bir ilaç kullanıyorum. İlaçlar bana fayda etmiyor, terapiyle devam ediyoruz.
0
🌸epistemic_regress
(07.01.21)
Apayrı bir sektörden geliyorum ama ben de geçmişte kendimi rahat hissetmediğim işlerden fırsatını bulduğum ilk anda ayrıldım. İnsanın işini düzgün yapabilmesi için önce kafasının rahat olması lazım diye düşünüyorum. Rahat hissetmediğiniz bir yerde kalmaya devam etmek eziyetin süresini arttırmaktan başka bir şeye yaramaz.
0
bruce mclaren
(07.01.21)
-son olarak, terapinin metodu/yaklaşımı nedir(psikanaliz, bilişsel dav. ...)
teşekkürler
0
esref
(07.01.21)
@esref: dinamik terapi
0
🌸epistemic_regress
(07.01.21)
(5)

ayak altında çıkan kahverengi leke

sen nasıl bir insansın
https://hizliresim.com/QVGeUwbabamın ayağının altında böyle bi leke oluştu. 2 gündür ayağında ne olabilir
hizliresim.com

babamın ayağının altında böyle bi leke oluştu. 2 gündür ayağında ne olabilir
0
sen nasıl bir insansın
(26.12.20)
Başka bir maddeden kalan iz değilss.
Uykudan oluyor genelde. Diğer varlıklara bağlanıyor bu durum. Bir süre sonra geçer.
0
Erva
(26.12.20)
@erva diğer varlıklara bağlanıyor? anlamadım
0
🌸sen nasıl bir insansın
(26.12.20)
Sadece tahmin..

Su toplamış da üstüne basarak patlatmış, o da tortu olarak kalmış gibi duruyor. Hafif bi su toplaması olmuştu da fark etmedi mi acaba? Değilse, bilmiyorum :)
0
superfluid
(26.12.20)
ayakta çıkan lekeler bazen ciddi şeylerin belirtisi olabilir takip edin gerekirse de cildiyeciden bilgi alın derim.
0
bigcaptain
(26.12.20)
Halk arasında Erva'nın dediği gibi. Ama bi mantarmış sebebi. Kendiliğinden geçer.
0
oyokbuyoknevar
(26.12.20)
(4)

Avukatlara ya da ev sahiplerine bir soru

jupiter gazozu
Naçizane bir kiracı vardı. Yeni aldığım evde çıkarken bu vatandaş evdeki demirbaşları söküp götürmüş. Ankastre setini bir iki dolabı falan. Bununla ilgili şikayette bulunacağım ama nereye şikayet etmeliyim. Savcılık polis tüketici mahkemesi falan.Yalnız kiracı dediysem ilk defa ev sahibi oldum. Orad
Naçizane bir kiracı vardı. Yeni aldığım evde çıkarken bu vatandaş evdeki demirbaşları söküp götürmüş. Ankastre setini bir iki dolabı falan. Bununla ilgili şikayette bulunacağım ama nereye şikayet etmeliyim. Savcılık polis tüketici mahkemesi falan.

Yalnız kiracı dediysem ilk defa ev sahibi oldum. Orada oturuyordu. Çıkacağım dedi. İşlerim kötü dedi kira falan bile almadım 3 aydır şimdi bir de eşyaları kaçırmış. Yani onlara para vermiştim ben biraz enayi yerine konmak canımı sıktı. Biliyorum bir şey çıkmaz ama ona da Bi bildirim gitsin bir ceza çeksin istiyorum.

Ne yapmalıyım.
0
jupiter gazozu
(23.12.20)
Oha nasıl ya?? Bayağı bayağı hırsızlık bu. İ
0
mantarsevmem
(23.12.20)
Aynı bu şekilde savcılığa dilekçe verceeksin. Elindeki delil doküman sözleşme ne varsa ekleyeceksin ki adamın haklı bir şekilde malı mülkü alıp gitmediğini ortaya koyacaksın. Belki adam yaptırdı ankastreyi? Bu sorunu senin aşman lazım. Adamın adresi telefonu ismi cismini verceeksin. Savcılığa gidip islemi kayda aldiracaksin sonra da bekleyeceksin
0
fempusay
(23.12.20)
1- sulh hukuk mahkemesine "delil tespiti ve zararın belirlenmesi" istemli dava açacaksın.

2- istersen suç duyurusunda bulun, bulunduktan sonra bu kısmı unut, seni ilgilendiren bir karar çıkmayacak savcılık yada ceza mahkemesinden.

3- sulh hukuk mahkemesi tarafından yapılacak delil tespitinde zarar tespit edilecek, bu zarar miktarıyla birlikte alacağını almak için yasal yollara girişeceksin.
0
trajikomix
(24.12.20)
Kira sözleşmesinde kiracı eve girmeden önce evde bulunan eşyalar listelenir. Böyle bir belge varsa elinizde işinize yarar.
0
oyokbuyoknevar
(24.12.20)
(11)

Süreklilik İçeren Hayır İşi Önerisi

technicalte
selamlar,Annemizi geçtiğimiz aylarda kaybettik, kendisi inançlı imanlı bir insandı (Allah mekanını cennet eylesin) ve kendisinden kalan bir miktar para var, bunu kardeşlerim sürekliliği olan kullanıldıkça onun ruhuna sevap olarak gidecek bir hayır işi yaptıralım diye ısrar ediyorlar. Afrikada kuyu
selamlar,

Annemizi geçtiğimiz aylarda kaybettik, kendisi inançlı imanlı bir insandı (Allah mekanını cennet eylesin) ve kendisinden kalan bir miktar para var, bunu kardeşlerim sürekliliği olan kullanıldıkça onun ruhuna sevap olarak gidecek bir hayır işi yaptıralım diye ısrar ediyorlar.

Afrikada kuyu açın önerileri oldu da o kuyu yapan tayfaya pek güvenmiyorum, kendi ülkemde bir hayır yapsak daha mantıklı gibime geliyor.

bu tarz bir durum yaşamış, gören eden duyan tavsiye edebilecekler var mı ? güvenilir bir hayır işi nasıl yapılır.
teşekkürler.
not: bilindik kurumlara zaten yardım yapıyoruz, daha çok böyle spesifik birşey konusunda beyin fırtınası yapmak istedim.
0
technicalte
(23.12.20)
bir okula laboratuvar, kütüphane, oditoryum vs gibi bir şey yaptırılabilir.
0
habarbey
(23.12.20)
ihtiyaç sahibi bir veya bütçeye göre birkaç çocuğa doğrudan burs verebilir, okul masraflarını karşılayabilirsiniz.
0
reanarchy
(23.12.20)
Allah rahmet eylesin. Bir öğrenci soruşturup bulabilseniz, miktarı onun eğitimi için hibe etseniz güzel olabilir. Nakdi olmasından çekiniyorsanız, doğrudan siz de alabilirsiniz ihtiyacını. Özellikle öğretmen, doktor, hemşire, yaşlı bakımı vs gibi alanlar olursa, dediğiniz süreklilik (sadaka-i cariye) gerçekleşiyor bu durumda. Tabi hangi mesleğin insanlığa faydalı olacağını bilemeyiz, bunlar sadece aklıma gelenler. Yoksa çamaşır makinesini bulan insan da çok faydalı bi iş yapmış.

Kuyu açan yabancı organizasyon da çok fazla var bu arada.
0
gayda
(23.12.20)
Bilindik ama yine de yazayım; Darüşşafaka.


Kendi adıma böyle bir durum karşılaşsam, darüşşafaka'da gönlüm rahat olur.
0
put it in your appropriate place
(23.12.20)
@Habarbey' in yazdıklarına ek olarak çeşme geldi benim de aklıma. Bir okul bahçesine ya da bir yol kenarına gerekli izin alınarak yapılabilir.
Başınız sağ olsun, mekanı cennet olsun annenizin.
0
Amaranta ursula
(23.12.20)
Servisle ulaşım yapılan okullarda yıllık servis ücretini ödeyebilirsiniz bir öğrencinin. İdareler bilgi verir bu konuda. Servisle gelinecek yerde oturup durumu olmayan, yürüyen çocuklar var. Yemek veriliyorsa okulda yemek ücretini ödeyebilirsiniz. Bazı okullarda yardımlaşma kulübü var toplanan parayı harçlık olarak ihtiyacı olan öğrencilere dağıtıyorlar.(okulların normal şekilde eğitim-öğretim yaptığını varsayarak söyledim.) Okula kitap bağışlayabilirsiniz. Çok iyi oluyor.
0
oyokbuyoknevar
(23.12.20)
Köy okullarından birine zeka oyunları atölyesi yapmak için sponsor arıyoruz. Eğer hayrınızı yapmak isterseniz çok isabetli olur.
0
oxxo
(23.12.20)
Darüşşafaka en iyi yöntem gibi.
0
since1907
(23.12.20)
sağlam bilimsel projeleri desteklemek ya da yurtdışında lisansüstü eğitim alan öğrencilere burs vermek olabilir.

bir hastalığı olan ve tedavi gören maddi durumu yetersiz insanlara yardım olabilir.

Yoksul, yaşlı ve bakanı olmayan kişilere yardım olabilir.

4-5 çocuk yapmış fakirlik çekenlere lütfen para vermeyin.
0
dekart
(23.12.20)
Edit: böyle bir işi ayda bir yaparsan süreklilik de olur hem.
0
kraltaci
(23.12.20)
Vakıflar Vakıflar kanununa tabiidir ve devlet tarafından düzenli olarak teftiş edilmektedir. Ayrıca vakıflar kendi iç denetimleride bulunur ülkemizde en iyi işleyen kurumlardan biri vakıflardır vakıflara güvenebilirsiniz. Bilhassa kamu yararına çalışan vakıflar Türk Kızılayı, İHH, Dar-ül Aceze, Dar-ül Eytam gibi. Ayrıca kamu yararına çalışan vakıflara yapılan hibe ve bağışlar vergiden mahsup edilir.
0
berkan11
(23.12.20)
(10)

Rüyamda ismen tanıdığım birini balkondan atlarken gördüm

mslny
Ve haliyle etkilendim. bi anlamına bakayım dedim korkunç! Daha kötü günlere hazır ol diyor genellikle. Baktığıma pişman oldum. Benzer rüya-sonuç gördünüz mü hiç?
Ve haliyle etkilendim. bi anlamına bakayım dedim korkunç! Daha kötü günlere hazır ol diyor genellikle. Baktığıma pişman oldum. Benzer rüya-sonuç gördünüz mü hiç?
0
mslny
(20.12.20)
Birkaç kere ailemden birisinin öldüğünü görmüştüm ve ağlayarak uyanmıştım. Rüya anlamına bakmak aklımın ucundan bile geçmedi. Turp gibiyiz. Bilim dışında bir şeye itibar etmeyin lütfen.
0
ruhen hastayim ben
(20.12.20)
ruyalar genelde bilincaltindan random seyler oluyor. fazla anlam yuklemeyin derim. sevdiginiz biri ise bi merhaba deyin iciniz rahatlasin.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(20.12.20)
Sizinle değil de o kişiyle alakası var sanki. O kişi bir şeyden umudunu kesmiş, zor bir duruma düşmüş ya da düşecek olabilir. Siz de onun durumunu öğreceksiniz galiba.
0
oyokbuyoknevar
(20.12.20)
rüya görenin mi görülenin midir diye kafam karışır hep. Dayanamadım mesaj attım nasılsınız diye=)
0
🌸mslny
(20.12.20)
Hatırlamıyorum.

Kötü rüyalar anlatılmaz denir ki kaynaklarda da öyledir zaten.
Burada da herkes gördü . Ne olacak şimdi?
0
Erva
(20.12.20)
Ben de şey düşünürüm anlatılınca bozulur, o yüzden=l
0
🌸mslny
(20.12.20)
Ben de ruyamda bi keresinde Trump'in Obama'yi Eskisehir'de bir binanin tepesinden asagiya attigini gormustum, 2-3 yil once. Ikisi de masallah turp gibi, amerikan ekonomileri borsalari filan da hala yerine. Dert etmeyin yorumlari, beynin size yaptigi random oyunlar hep.
0
taurina
(20.12.20)
@Taurina ahah sizinki Baya orijinal rüyaymış yalnız=) sordum, Gayet iyiyiz dedi arkadaşım da. rüyayı kendi açımdan çok zor zamanlar geçiriyorum ondan kurtulmaya yoracakken daha kötü günler geliyor u görünce korkmuştum. Kendi tabirimle unutmaya çalışayım o halde=)
0
🌸mslny
(20.12.20)
Boşuna bozma moralini. Tamamen bilinçaltınla alakalı şeyler, gerçekleşeceği ya da senin/tanıdığının başına kötü bir şey geleceği anlamına gelmiyor. Unut gitsin.
0
halitkin
(20.12.20)
rüya tabirleri denilen şeyler burç yorumu gibi, bir anlamları yok. rüya sizin bilinçaltınızın yansımaları, yani o gördüğünüz kişinin temsil ettiği şey muhtemelen bambaşka, balkondan atlama eylemi de başka bir şey temsil ediyor. bunların da sizin için neleri temsil ettiği ancak belki uzun psikanaliz süreçlerinde anlaşılabilir. yani özetle takmayın, rüyalar öyle şeyler değil.
0
nimberjack
(20.12.20)
(15)

Okuyup çok etkilendiğiniz kitaplar

Sakinolmamlazim
Okuyup çok etkilendiğiniz kitaplar neler?her türden olabilir. ben yerdeniz serisini okuyunca çok etkilenmiştim nasıl böyle bir dünya yaratabilmiş yazar diye...bu duyuruyu da silmeyeceğim daha sonra da isteyen olursa yararlanabilsin diye
Okuyup çok etkilendiğiniz kitaplar neler?

her türden olabilir. ben yerdeniz serisini okuyunca çok etkilenmiştim nasıl böyle bir dünya yaratabilmiş yazar diye...

bu duyuruyu da silmeyeceğim daha sonra da isteyen olursa yararlanabilsin diye
0
Sakinolmamlazim
(18.12.20)
Açlık- Knut Hamsun
Okuduğumda kıştı ve kütüphanede okuyup bitirmiştim, çıkışta karanlıkta yol boyu ağlamıştım, parmak bölümünü hatırlaya hatırlaya. Bunun dışında ise:
Onca Yoksulluk Varken
Katip Bartlebly
Momo
Fareler ve İnsanlar
0
Amaranta ursula
(18.12.20)
daha önce yazılmış olanlardan açlık ve momo için +1 eklemek isterim öncelikle, ben de bu ikisini çok sevdim. momo'yu bitirdiğimde hüngür hüngür ağladım ben çok duygulandığım için, 26 yaşında herifim.

bunlar dışında tatar çölü'nü önerebilirim. tam olarak "ufku iki katına çıkaran ince kitaplar" kategorisinde muazzam bir eser.

onun dışında belki çok klasik olacak bu ama 1984-biz ikilisini de herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
0
der meister
(18.12.20)
Sol Ayağım
Pal Sokağı Çocukları
Satranç
Fareler ve İnsanlar
Martin Eden
Parfümüm Dansı
Alamut
İnsan Ne ile Yaşar?
Oblomov
Hayvan Çiftliği
1984
Uçurtma Avcısı
İnce Memed
Kuyucaklı Yusuf
Cemile (Aytmatov)
Serenad
0
oyokbuyoknevar
(18.12.20)
Körleşme
Dorian Gray in Portresi
Katya'nın Yazı

Eduardo Galeano'nun da tüm kitapları.
Jose Saramago da tüm kitapları ile sayılır ama Kabil en etlileyicilerden.

Panait istriati
0
a perfect lie
(18.12.20)
Vakıf serisi
Androidler elektrikli koyun düşler mi
Kaplan kaplan
Körlük
Kurt kanunu
Rızanın imalatı
Bitmeyen savaş
0
zihua
(18.12.20)
Varoluşçuluk, Jean Paul Sartre

Çeşitli açılardan bana ilham veren başka kitaplar da oldu elbette ancak insan hayatını yorumlama biçimimi en derinden etkileyen kitap buydu.
0
huçi kuçi
(18.12.20)
ince memed
beyaz gemi
toprak ana
gün olur asra bedel
kaplumbağalar
0
Tochinoshin
(18.12.20)
Martin Eden
Fareler ve İnsanlar


Kötü Çocuk Türk'ü lisede okuyunca çok şaşırmıştım ve etkilenmiştim. Çünkü sayfalar boyunca Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur ve İbrahim Tatlıses'in arabesk şarkılarıyla hem bu kültürü inceliyor hem sosyolojik çıkarımlarda bulunuyordu. Elimdeki akademik bir kitap değildi fakat çok kişilerce altkültür olarak görülen, içinde kendini façalayan insanların bulunduğu arabeskin böyle kaliteli bir kitapta yer alması ufuk açıcıydı benim için. Sonra arabesk ve aklıma gelebilecek her konu üzerinde çok çeşitli müstakil araştırmaların olduğunu öğrendim, biraz daha şaşırdım :)
0
black holes in the sky
(18.12.20)
Martin eden
Bozkırkurdu
Şato
0
adivar
(18.12.20)
Tutunamayanlar
Sevgili Arsız Ölüm
Yalnızız
Dost-Yaşamasız
0
adivar
(18.12.20)
Engin Geçtan - Hayat
0
ryhmer
(18.12.20)
kara kitap. kabus kadar karanlık bir kitaptı. esrarengiz, puslu değişik bir kitap. en çok etkilendiğim kitaplardan biridir.

diğeri de 1984 tabi ki. cep kitabından koleksiyon versiyonuna kadar bir sürü baskısı var evde.

puslu kıtalar atlası ve suskunlar, ihsan oktay anar’dan.

bir de carn, çarpıcı bir romandı.
0
avianthem
(18.12.20)
tolstoy- hacı murat

ve tabii ki

victor hugo- sefiller
0
konsomatrix
(18.12.20)
Tekrar ettiklerim olacaktır ama

Catch 22
Flowers for Algernon
Vakıf serisi
Kumsalda
Denizler altında 20000 fersah (çocukken aklımı alan kitap)
Yer açın! Yer açın!
Sonsuzluğun sonu
Tembellik hakkı
0
kobuzchu kiz
(18.12.20)
Kesin İnançlılar (Hofer)
Martin Eden
1984
Yabancı (Camus)
Fedailerin Kalesi Alamut (Bu kitaptaki tasvirleri unutamıyorum. Adeta o ortama ışınlanıyordum okurken)
Bozkurtların Ölümü
Ruh Adam (Bayağı enteresan bir kitaptı. Çok fanı değilim ama bazı sahneler etkileyiciydi)
Kürk Mantolu Madonna (Bu kadar ayağa düştüğü hâlde bu kadar kaliteli olacağını düşünmezdim)
Aytmatov’un çoğu kitabı
0
le jeune turc
(19.12.20)
(2)

Çerçeveli harita önüne cam mı mika mı uygulanmalı?

adivar
100x150 cm. çerçeveli, vintage şık bir dünya haritam var.Etrafından çok ince bir çerçeve geçiyor, ön yüzeyini korumak için önceden incecik bir cam geçiyordu fakat taşınma esnasında cam kırıldı. Tozdan, kirden korumak için ne yaptırtmalı. Çok ince cam gibi plastik bir malzeme ne vardır ekonomik olara
100x150 cm. çerçeveli, vintage şık bir dünya haritam var.
Etrafından çok ince bir çerçeve geçiyor, ön yüzeyini korumak için önceden incecik bir cam geçiyordu fakat taşınma esnasında cam kırıldı.

Tozdan, kirden korumak için ne yaptırtmalı. Çok ince cam gibi plastik bir malzeme ne vardır ekonomik olarak?

Pleksi ya da mika mı aratmalıyım. Ya da daha uygun bir malzeme var mı?

Pleksi sanırım pahalı bir malzeme.

Ya da yine cam mı yaptırtmak lazım?

Bir de bunu tabelacı/reklamcılara mı ya da çerçevecilere mi sormam lazım?
0
adivar
(18.12.20)
Yaklaşık o boylarda iki poster çerçevelettik, mat cam kullandı çerçeveci ve acayip güzel oldu. Ama pahalı.

Bizim yaptırdığımız yerde mika yoktu, Bauhaus, Koçtaş gibi yerler yapabiliyor onu ve çok büyük ihtimalle daha ucuza gelir. Bir de bizim sergilerde kullandığımız mat, esnek bir plastik tabaka vardı. İsmini bilmiyorum ve bulamadım ama onun da görünüşü çok güzeldi.

Bir çerçeveciye bir de yapı markete sorsanız olur sanırım.
0
kobuzchu kiz
(18.12.20)
Pleksi levha diye aratın, o olabilir istediğiniz.
0
oyokbuyoknevar
(18.12.20)
(4)

tv'de ses var görüntü yok.

cursor
6 yıl önce aldığım Samsung Marka lcd tv'de ses var görüntü yok. Bu arada bazen görüntü gelip gidebiliyor.Sonuç olarak bir tamir görmesi gerekecek. Ama sorum şu bu durumda yetkili servise mi gitmeli yoksa bir usta mı bulmalı, nedir bunun doğru yolu?
6 yıl önce aldığım Samsung Marka lcd tv'de ses var görüntü yok. Bu arada bazen görüntü gelip gidebiliyor.
Sonuç olarak bir tamir görmesi gerekecek. Ama sorum şu bu durumda yetkili servise mi gitmeli yoksa bir usta mı bulmalı, nedir bunun doğru yolu?
0
cursor
(16.12.20)
ledi bozulmuştur, ışık yanmıyor yani. herhangi bir servis değiştirir.
0
orient blue
(16.12.20)
Led ışıkları gitmiş. Yakın zamanda yaptırdım bizimkini 450 tl istediler el mahkum verdik.
0
oyokbuyoknevar
(16.12.20)
İşin ehli bir usta bul. yetkili servise çok para bayılma. Ortalama 40" led'in takım fiyatı 50-100 lira civarındadır. İşçilik olarak 250-300 lira arasında yazarlar.
0
alkolik imam
(16.12.20)
Bu led tvlerin omru 4-5 yil. Sonra sizin yaşadığınız sorun yaşanıyor. 400-500 liraya hallediyorlar
0
exlibris
(17.12.20)
(6)

şarkı bulmaca ama aşırı zor çünkü elimdeki veriler çok dandik

proletarier aller lander vereinigt euch
böyle hafif zencimsi kadife sesi olan bir kadın söylüyor. şarkının nakaratı ama şarkının sahibi bu kadın mı emin değilim. bir başka rapçinin-popçunun falan şarkısının arasına da katılmış olabilir. hafif hüzünlü hüzünlü şöyle bir şeyler diyordu: dream girl-3 sn duraklama-baby-2sn duraklama-you're the
böyle hafif zencimsi kadife sesi olan bir kadın söylüyor. şarkının nakaratı ama şarkının sahibi bu kadın mı emin değilim. bir başka rapçinin-popçunun falan şarkısının arasına da katılmış olabilir.

hafif hüzünlü hüzünlü şöyle bir şeyler diyordu: dream girl-3 sn duraklama-baby-2sn duraklama-you're the only one-2sn duraklama i believe.

sözler kesin yanliş lan hiçbir şey hatirlamiyorum ki kesin salliyorum ama belki sallarsiniz tutar hadi rasgele!
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(16.12.20)
Tracy Chapman olabilir mi?
0
pass
(16.12.20)
legalize marijuana
(16.12.20)
tracy chapman değil daha böyle atarlı bir ablamız.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(16.12.20)
Shania twain you're still the one cagristirdi
0
rockinside
(16.12.20)
Lonely island - dream girl
0
oyokbuyoknevar
(16.12.20)
OHAAAAAA. duyuruda the lonely island çöpünü benden başka dinleyen varmış ve bu şarkıyı buldun ya sana helal olsun ya kafayı yiyordum. bu albumu bayağıdır da dinlemiyordum kim bilir ne zaman dinlerdim de bulurdum!
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(16.12.20)
(2)

Kolej’de Yarı Zamanlı Öğretmenlik

turk kasi
Bizim orada bir kolej var. Küçük bir apartmanı ortaokul yapmışlar. Ders başına çalışacak branş öğretmeni arıyorlar. Başvuracağım da, ders başına kaç para istenir? Nasıl dönüyor bu işler? Piyasası nedir?
Bizim orada bir kolej var. Küçük bir apartmanı ortaokul yapmışlar. Ders başına çalışacak branş öğretmeni arıyorlar. Başvuracağım da, ders başına kaç para istenir? Nasıl dönüyor bu işler? Piyasası nedir?
0
turk kasi
(14.12.20)
Yapabiliyorsanız sabit ücret isteyin. Saat başında mutlaka bir hile hurda çevirirler.
0
oyokbuyoknevar
(14.12.20)
bunlar tam zamanlı çalışanına bile aylık 3 bin falan veriyor ya, oradan hesap edin. devlette ücretli öğretmen 18 alıyor saatlik. sizin ne istediğinizi dikkate alacaklarını sanmıyorum, bir ücret söylerler ona göre bir cevap verirsiniz.
0
bruges
(14.12.20)
(9)

Kütüphane düzenlemek

transall
Yaklaşık 500 tane kitabım var, bunları kendime göre 3-4 isimle kategorilendirdim.Her kategoriyi kendi içinde ama benzersiz şekilde numaralandırdım ve sırtlarına yapıştırdım. 1. kategori 100 ile 2. kategori 300 ile başlıyor falan, yani aynı numarayı başka kitapta kullanmadım.Sorum şu, kütüphaneme yen
Yaklaşık 500 tane kitabım var, bunları kendime göre 3-4 isimle kategorilendirdim.

Her kategoriyi kendi içinde ama benzersiz şekilde numaralandırdım ve sırtlarına yapıştırdım. 1. kategori 100 ile 2. kategori 300 ile başlıyor falan, yani aynı numarayı başka kitapta kullanmadım.

Sorum şu, kütüphaneme yeni kitap ekleyince buna da bir numara vericem ama öyle vereyim ki hem araya girdiği yer ile uyumlu olsun, hem de orada olmadığında anlayayım.

Kitaplar kendi kategorisinde yazar soyadına göre sıralı. Hiç olmayan bir yazar da eklenebilir, aynı yazarın başka bir kitabı da.

Takıldığım nokta 310 ile 311 arasına bir kitap girmesi gerekirse 310-1 diyebilirim ama bu kitap oradan alınmışsa farkedemem. Tabi bir de 310 ile 310-1 arasına girmesi gereken yeni kitap olursa?

Fikri olan?
0
transall
(09.12.20)
Ben excel kullandım.
Bazı kitapları arkadaşlarıma ödünç vermiş oluyorum, yeri kolonuna arkadaşımın adını yazıyorum. Bazı kitapları bağışlıyoruz. Onları ayrı sheet'e aktarıyorum, bağışladığım kurumun adını yazıyorum.
0
SiyamkedisiZorro
(09.12.20)
sadece kitaplara bakarak eksik olanı anlamak için bir sistem arıyorum 310 ve 311 arasına 310-1 etiketiyle yeni kitabı koydum, bu kitap eksildiğinde nasıl anlarım?
0
🌸transall
(09.12.20)
Numara ile bu iş çözülebiliyor olsaydı düzcenin plakası 81 olmazdı :)
0
Kahir ekseriyet
(09.12.20)
kahir doğru dedin ama o da kütüphane mantığıyla olsa olabilirdi.
0
🌸transall
(09.12.20)
Bi veritabanı tutulabilir indeks / fihrist olarak. Sütunlar: ID - adı - yazarı - kategori - bulunduğu yer Gibi
0
Kahir ekseriyet
(09.12.20)
Kategorik sıra içinde alfabetik sıra yapmak lazım gibi. Yani tarih kategorisindekiler 300'lü sayılarla başlıyorsa örnek olarak İlber Ortaylı'nın Atatürk eserini 300-A, eğer bu eser a ile başlayan ilk eserse 300-A1
İlber Ortaylı Türklerin Tarihi 1-2 için:
300-T1 300-T2 gibi...
0
oyokbuyoknevar
(09.12.20)
Veya 310 ile 311 arasına girecek olmaması için sayıları 31.000 - 31.100 yapsan misal arasında yeterince yer açılmış olur herhalde ama yine de veritabanı daha profesyonel bi çözüm olur
0
Kahir ekseriyet
(09.12.20)
310_310-1_311 şeklindeki sıralamada 310 ya da 311'e bi şekil koysanız öncesi ya da sonrasına kitap eklendiğini size anımsatacak?
0
mtfbwy
(09.12.20)
mtfbwy n dopru yaklaşım gibi, önceki kitabın etiketine sonrası var işareti koymak, olur bu.

diğer çözümler tablodan takip için doğru ama kütüphaneyi kullananlar o kadar sistemli değil mlsf, alıp gidebiliyor sonra ara bakalım nerede
0
🌸transall
(09.12.20)
(10)

Karakalem

harmonia
Karantina döneminde karakaleme başladım. Portre çiziyorum. Yeni başlamış olmama rağmen güzel de çizdiğimi düşünüyorum aslında ama bir türlü pürüzsüz görüntüyü beceremedim.Mesela ekteki fotoğraf baya pürüzsüz bir dağılım var. Adam yorumlarında peçete, tortillon gibi klasik şeylerle yapıyorum diyor a
Karantina döneminde karakaleme başladım. Portre çiziyorum. Yeni başlamış olmama rağmen güzel de çizdiğimi düşünüyorum aslında ama bir türlü pürüzsüz görüntüyü beceremedim.

Mesela ekteki fotoğraf baya pürüzsüz bir dağılım var.

Adam yorumlarında peçete, tortillon gibi klasik şeylerle yapıyorum diyor ama olmuyor ben de. Şimdi sizce bu adam fotoğrafları koyarken oynuyor ondan mı böyle oluyor yoksa bu pürüzsüzlük gerçekten yakalanabilir mi ?

Fotoğraflarda oynanıyor gibi de. Öyleyse boşuna kendimi harap etmeyeyim :)
0
harmonia
(03.12.20)
Bana pek orijinal haliyle yüklenmiş gibi gelmedi. Kaldı ki "pürüssüz görüntü" karakalem çalışmalarda resmi yapaylaştırıyor diye düşünüyorum. Kağıdın ve kalemin dokusunu, çizerin hareketlerini görmek daha iyidir bence.


Yağlı boyada da mesela fırça darbeleri eserin değerini artırır.
0
lancelot du lac
(03.12.20)
Kullandığınız kâğıt nasıl? Markası aklıma gelmedi, dokusuz ve parlak bir çizim kâğıdı vardı, öyle bir malzemeyle daha kolay olur mesela. Ama dokuyu görmek iyidir +1
0
kobuzchu kiz
(03.12.20)
Realistik çizimlere ben de kafa yormuştum bir dönem. Hızlandırılmış çizim videolarını görene kadar fotoğrafta oynama veya grafik tablet işidir, kurşun kalemle bu kadar temiz iş çıkmaz diyordum.

İzlediğim videolardan birinde elinin kolunun değdiği yerler dağılmasın diye jelatin kağıt kullanıyordu. Büyük ebat kağıtta çalışmak da daha çok detay verebilmeyi kolaylaştırır. İzlerken çok basit görünüyor tabi. Yüz, kaş, göz neyse de saçları birebir çizmeye çalışırken beynim yanıyor.
youtu.be
0
zihua
(03.12.20)
@kobuzchu kiz canson 1557 ve Fabriano schizzi sketch var.

@zihua A3 boyutunda iki kağıt da . Detay olarak çok problem değil de bu tendeki temiz geçişler pek olacak gibi durmuyor.

Saçlar zaten sinir krizine sokar adamı.
0
🌸harmonia
(03.12.20)
@ lancelot du lac doğru söylüyorsun doku görmek de çok hoş. Ama bunu da olabilecek bir şey mi onu bileyim de ona göre kafama takmaya devam edeyim. zaten zamanla tekniğim oturur yolumu bulurum.
0
🌸harmonia
(03.12.20)
@heidi'nin dedesi Benim sormak istediğim eklediğim örnek fotoğraftaki pürüzsüz geçişler. Yoksa attığın tarzda çizim yapabiliyorum.
0
🌸harmonia
(03.12.20)
Kesinlikle oynama var. Ben de aynı şeyi yağlı boya için gördüm. Mesela sanatçının fotoğraf gönderileri mat ve pürüzsüz gözüküyor. Videolu gönderi paylaştığında gerçek görüntü gözüküyor. Arada bariz fark var. Birçok yabancı ressam için geçerli bu dediğim.
0
oyokbuyoknevar
(03.12.20)
yazdım işte hocam. farklı yumuşaklıkta kalemler: 2b 3b...9b vs. farklı dokuda sketch kağıtları. yani set olması lazım elinde. hamur silgi, kağıt kalem vs. ince ayar yapmak motor beceriyi artırmakla olur.

www.guvensanat.com

www.guvensanat.com

www.guvensanat.com
0
heidi'nin dedesi
(03.12.20)
Kömür alıp falçatayla toz haline getirip suluboya fırçası ile gölgeler vererek ilerleyebilirsin. En pürüzsüzü öyle çıkar. Elimizin altına kağıt koymayı da unutmayalım.
0
dedi ve gitti
(04.12.20)
@dedi ve gitti Evet akşam ben de tekrar bakarken kömür tozu olabilir diye düşündüm. Ama son kararım bu adamın fotoğraflarla oynadığı yönünde oldu :)
0
🌸harmonia
(04.12.20)
(5)

Lise 1 sınıfta kalma var mı?

Filinta61
Misal ilk sinavlarin yarisi yapildi yarisi yapilmadi. Cocuk 2 dersten 50 nin altinda aldi. 2. Sinavlar yapilmiyor. Ne olcak. Sinifta mi kalacak, yoksa baskanbir yol mu var.
Misal ilk sinavlarin yarisi yapildi yarisi yapilmadi. Cocuk 2 dersten 50 nin altinda aldi. 2. Sinavlar yapilmiyor. Ne olcak. Sinifta mi kalacak, yoksa baskanbir yol mu var.
0
Filinta61
(03.12.20)
ben lise 1'e basladıgımda bir arkadas sınıf tekrarı yapıyordu. yıl 2011. diğer soruların cevbaını bilmiyorum belki artık değişmiştir
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(03.12.20)
muhakkak bir yönetmelik çıkartılır bununla ilgili. en kötü ödevden not verme yapılır sınav yapılmayacaksa. lisede sınıfta kalma var.
hatta iki sene üst üste kaldığında örgün eğitimden ayrılıp açık öğretime kaydın düşüyor.

pandemi nedeniyle ne olacağı net değil. ama elek altında kalan öğrenciler için bir sınıf geçme yolu muhakkak düşünülür. sistem otomatik olarak sınıf geçirmeye yönlendiriyor.
0
ananotherlife
(03.12.20)
Sınıfta kalmak için öğrencinin sene sonu ortalamalarına bakılır. Koca bir sene için yarım yamalak yapılan sınavların ortalamasına göre öğrencilerin kalıp kalmayacağına karar verileceğini düşünmüyorum.

Lisede 4-5 kere sadece sınav ortalamalarım göz önünde bulundurulduğunda matematikten kalıyordum. Ödev takibiyle verilen performans notu, proje ödevi sayesinde geçiyordum hep. Kalmaz yani. Bir iki dersten kalan öğrenci için de gelecek okul yılının başında sınav yapılıyor zaten.
0
black holes in the sky
(03.12.20)
Sınıfı geçecek. Seneye sorumluluk sınavına girecek.
0
oyokbuyoknevar
(13.05.21)
Ne sınıfta kalması hocam :D Devamsızlıktan kalanlara bile af çıkarıyorlar, rahat olsun gönlünüz. Türkiye'de başarısızlık her zaman desteklenir.
0
biravekahve
(13.05.21)
(58)

Eşim sürekli hasta ve işten kaçıyor

hkocaman
3 senelik evliyiz, çocuğumuz yok. Eşim evlendiğimizden beri sadece 1 ay bir yerde çalıştı kalan yaklaşık 35 ayda bütün gün televizyon karşısında yatıp yerli ve yabancı dizi izlemektedir. Bir çok defa bunu sorun edip tartışmaya açsam da bir şekilde olayları manipüle edip (ya tartışmayı bağırma çağırm
3 senelik evliyiz, çocuğumuz yok. Eşim evlendiğimizden beri sadece 1 ay bir yerde çalıştı kalan yaklaşık 35 ayda bütün gün televizyon karşısında yatıp yerli ve yabancı dizi izlemektedir. Bir çok defa bunu sorun edip tartışmaya açsam da bir şekilde olayları manipüle edip (ya tartışmayı bağırma çağırma seviyesine getiriyor, ya da olayla ilgisi olmamasına rağmen bir anda anne ve babamı kötüleyerek konuyu değiştirmektedir) Annem ve babam biraz daha eski kafa muhafazakar insan olsalar da, özlerinde gerçekten iyi insanlardır, annem geldiği zaman oturup da "kızım hadi şunu yap ben oturucam" diyen bir insan değildir. Kalkar kendi hazırlar herşeyi genelde. Zaten biz İstanbul'da onlar da Ankara'da olduğu için 365 günün sadece toplasan 10 günü beraberizdir. Yeni evli olduğumuz dönemde annem eşimin tembelliğini görünce (evde misafir varken sabah 11'de kalkıyordu veya uyandırılana kadar kalkmıyordu. Kendisi bütün gün evde yatmasına rağmen ben işten geldikten sonra yemeği bana pişirttirmeye çalışıyordu)bir iki kez laf soktu. Annemin laf sokması yanlıştı ama ben de eşim bir şekilde karşılık verir diye araya girmemiştim. Daha sonra bu yaptığım davranışın yanlış olduğunu düşünerek annemleri gelmeden telefonla uyarmaya başladım. Annemlerin olmadığı dönemde de çamaşır asıp dolaba dizmek harici hiçbir işi tek başına yapmıyor. Yemek kesinlikle yapmıyor. Bir kaç kere instagramdan gaza gelip yemek pişirmiştir o kadar. %95 yemek işi bende. Ya ben işten gelmiş yorgun argın bulaşık makinesine eşya dizip, bir yandan yemek yapmaya çalışırken, yatmaya devam etmekte olduğu kanepede uzanmış trendyoldan alışveriş yapıyor. Neredeyse her günümüz bu şekilde.
Hastalık kısmına gelecek olursak. Evlendiğimizden beri: örümcek korkusu, bağırsak solucanı korkusu, beyin felci korkusu, hpv korkusu, kanlı dışkı korkusu, geç adet korkusu, akciğer kanseri korkusu, ağız kanseri korkusu, diş eti siğili korkusu, dil siğili korkusu ve aklıma gelmeyen sayısız korkudan ötürü ev işlerini yapmamayı bahane ediyor. Suratında sürekli bir mutsuzluk var. Yeni mobilya alınacağı zaman çok mutlu oluyor. İKEA'ya gideleceği zaman yine mutlu oluyor. Kredi kartına para gönderince mutlu oluyor. Onun harici genelde ya doktora gitme planı kuruyor, ya da hastaneye mi gitsek diye bana soruyor. Artık bunaldığımı, psikolojik destek alması gerektiğini söylediğimde beni ciddiye almıyor. Yardımı reddediyor.
Ben tek başıma evi geçindirmekte çok zorlanıyorum. Standart kredi kartı taksidimiz 8.000 civarı, 3.000-3.500 civarı vergi veriyorum. 2.000 TL eşime gönderiyorum, 4.500TL civari da ev kirası veriyorum. Bu sabit giderleri karşılayacak parayı kazanamadığım aylarda eksiye düşüyorum (şu an oldukça eksideyim) ama buna rağmen harcamalarda kısıtlamaya gitmeye çalışmıyor. Benim yemek hazırlamadığım her gün aşağı yukarı öğlen ve akşam toplam 120TL'lik yemek söylüyoruz. Ben aileden zengin birisi olmadığım için extra çalışmadığım zamanlar parayı denkleştirmede çok zorlanıyorum. Bunu bir türlü ona anlatamıyorum ama. Ya nası desem, hani gel 50.000TL kredi çekelim mobilyaları yenileyelim desem ona, tamam hadi der heyecanlandır. Beni durdurmaya çalışmaz, anlatabiliyor muyum?
Evde sürekli bir drama ortamı var. İzlediği Türk dizileri gibi entrikalı konuşmalar, kavga çıkarıcı hareketler yapıyor. Konuyu yumuşatmaya çalışıyorum ama bir şekilde kavga çıkarmaya çalışıyor, sürekli olarak huzursuzluk var evde. Alttan almayıp, onunla sözlü çatıştığımda baskın geliyorum haklı olduğum için. Benim baskın gelmeme tahammül edemeyip karakterime laf ediyor, anneme babama laf ediyor, kariyerime laf ediyor, göt yalayarak para kazandığımı ima ediyor vs.
Kavga esnasında ben de az malın gözü gibi davranmıyorum. Onun bana söylediği bütün aşağlıyıcı cümleleri ben de ona ediyorum altta kalmamak için. Ben de onun tembelliğiyle, uyduruk üniversitesiyle aşağılıyorum. Çünkü başka kozum yok. Tutup da eşime şiddet gösterecek bir adam değilim. Tek yapabildiğim o bana sözle bel altı vurduğunda benim de ona sözle bel altı vurabilmem.
Sürekli kavga edilen bir ortamda büyümüş. Ben ise kavgasız bir ortamda büyüdüm (bu da çok sağlıklı değil çünkü hep babam alttan almış). Gerçekten evlilikte huzur arıyorum ama olmuyor bir türlü. Sanki ilişkimiz hiç düzelmeyecek gibi geliyor.
Daha geçen hafta ağzında bir tek kendisinin görebildiği ağız tümörünü diş hekimine gösterdik boşu boşuna 350TL para verdik. O hastalık biter bitmez sırtında bir ağrı başladı ve 4 gündür yatıyor kanepede ağlamaklı bir suratla. 9 kez bulaşık makinesi doldurdum, tezgahı sildim. Etrafı topladım yerleri süpürdüm. Bir yandan da işe gidip geliyorum. Az önce konuşmaya çalıştım ve beni ilgisizlikle suçladı. Onu yalnız bırakıyormuşum, hastalığını ciddiye almıyormuşum. Suçlu benmişim.

Daha önce 2 3 kez evi terkettim ama aynı akşam geri döndüm onun aramasından sonra. O da 1 2 kez terketti ama geri döndü aynı gün. Boşanmaktan da korkuyorum. Bizim ailemizde pek yoktur böyle boşanmak, etmek.

Ne olur yardım edin. Ne yapmalıyım? Onu seviyorum ve düzelmesini istiyorum ama olmuyor bir türlü.

EDIT: Misafir konusunda daha hassas davranıyor son 3 4 aydır. Kalkıyor, ilgileniyor, beraber yapıyoruz ve ağırlıyoruz. O konuda düzeldi yani. Anlatmamın sebebi ailemle niye ters düştüğünün kökeninden bahsetmek içindi. Ailemle de telefonda görüşüyor problemsiz bir şekilde. Onlar bize gelmeden önce geriliyor sadece.
0
hkocaman
(29.11.20)
Adama hem hizmet ediyorsun, hem karnını doyuruyorsun, hem geçimini sağlıyorsun, hem de sevişerek fiziksel ihtiyaçlarını gideriyorsun. Üstüne para verse bunlardan ikisini dahi ayni kişiye yaptıramaz. Valla bravo.

Sizin oralarda boşanma yoksa kalkıp sizin oralara gitme sen de. Bosan, tek başına yaşa.
0
elorelia
(29.11.20)
daha önceden farklı mıydı eşiniz?

hani bazı durumlarda konuşmak, psikolojik destek almak falan iyi gelir tamam da sizin anlattığınız olayların elle tutulur tarafı yok. hazır çocuk falan da yokken yollarınızı ayırın.
0
hadsafhada
(29.11.20)
siz erkek tarafı mısınız? metinden anlamakta zorlandım da.
0
theseachange
(29.11.20)
@elorelia metni yazan erkek
0
austra
(29.11.20)
Yanlış anlaşılma olmuş, ben erkeğim.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Sadece bu anlattıklarınıza göre (karşı tarafın da argümanları vardır muhtemelen): Boşanma korkunuzun üstüne çalışın ve aşın diyebileceğim. Bazı boşanmalar evlilik kadar kutlu bir olay. Bir hatanın bedelini hayat boyu ödemek ne kadar mantıksız. Bir yandan da nafakasız boşanmanın yollarını araştırın.

Bu ekonomik krizde gereksiz yapılan her alışveriş ziyan. Borç durumunu gerekçe göstererek, kullandığı kredi kartını kullanıma kapatıp borcunu yapılandırın. Asla kredi kartı vermeyin. Sadece nakit verin makul giderlerde kullanması için. Ev için gereken alışverişi kendiniz yapın. Yemek pişirmek istemediğiniz günlerde, kendiniz dışarda yiyip gelin. Kendisi napıyorsa yapsın. Onun bilmediği bir hesap açın, borçtan kalan parayı oraya aktarın.

Çocuk isterse ASLA yapmayın.
0
gayda
(29.11.20)
Boşan gitsin bu ne ya, hafakanlar bastı okurken. Ailemizde boşanmak yok vs ne demek ya.

Ayrıca şu birkaç şeyi bilirsek belki daha iyi yorum yapabiliriz; nasıl tanıştınız, ne kadar sevgili kaldınız, yaşlar kaç? Evlenmeden önce bu huylarıni gizliyor muydu, siz mi sezemediniz?
0
austra
(29.11.20)
Kimseye kolay kolay ayrılın, boşanın yazmıyorum bu sitede ama bence boşanın. Okurken ben sıkıldım. Bu arada aileniz her şeyin farkındadır. Boşanırsanız niye boşandınız diye sormaz kimse.
0
dissendium
(29.11.20)
'Onu seviyorum ve düzelmesini istiyorum ama olmuyor bir türlü.'

Düzelmeyecek. Olmayacak. Kavga etmekten drama yaratmaktan başka iletişim şekli bilmeyen insanlar, kendilerinde bir sorun da görmüyorlarsa, ölene kadar öyle devam ediyorlar.

Ayrıca şiddet her zaman fiziksel olmaz. Sizin ilişkiniz şiddet dolu.
0
otonomo
(29.11.20)
Arkadaşlar şunu tekrar belirteyim. Özünde iyi bir insan olduğunu biliyorum ve onu seviyorum. O sebeple boşanmayı düşünmek bile beni çok üzüyor ve korkutuyor. Ayrıca boşanırsak ne yapar ne eder? Ben onu çok sahiplenmiş durumdayım. Korumamdan çıkmasını göz almak bile ürkütüyor.

Başka bir yolu yok mu? Benzer deneyim yaşayanlar hep mi boşandı?
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Yani bilmiyorum çok tek taraflı anlatılmış gibi geldi ama gerçekten anlattığınız gibi ise böyle biriyle ilişki devam ettirmeye gerek yok. Sizi baya kullanıyor, böyle bir ilişkinin devam edebilmesi çok enteresan cidden. Bir de nafaka da ister şimdi ayrılsanız. İş falan aramıyor mu hiç?

Kendi başınıza huzurlu yaşarsınız hiç değilse.
0
playing star again
(29.11.20)
gayda +1000
karşı taraf acaba neler düşünüyordur diye kendime sordum.

yavaş yavaş gücünüzü çekin, bir bakın bakalım kendi haline neler yapabilecek. yemek yapmayın, bulaşık yıkamayın, temizlik yapmayın. sorumlulukları ona yükleyin.
bence tamamen bencil olun

nafaka vermeden, daha fazla zarar almadan boşanmanın yollarını arayın. ayrıca bu süreçte de kozunuz olsun, toplamaya çalışın.

bunca sene çok iyi dayanmışsınız.
şu anda kendinize kötülük ediyorsunuz, böyle de gitmez zaten. kim ne,der ne düşünür diye düşünmeyin, boşanmak bu durumda bayram demek olur gibi.

bol şans
0
MtKrt
(29.11.20)
@hkocoman

yazmadığım şeyler vardı ama dayanamadım.
siz boşanmak istediğinizi söyleseniz, o çok iyi bir insan dediğiniz kişi acaba nasıl bir canavara dönüşecek? nafaka için neler neler yapacak?

sizi tamamen kullanıyor, başka bir açıklaması yok, iyi niyetinizi sömürüyor.
hatta "oh bee kapağı iyi yere attık, evlendim kurtuldum" diye de düşünüyordur. belki de sağlam nafaka koparmak için böyle davranıyordur.
ama hiç bir şey göründüğü kadar masum değil, o kesin.
0
MtKrt
(29.11.20)
@MtKrt
benden 4 yaş küçük, ikimiz de 30lu yaşların başındayız. mezun olduğu bölüm işsizlik sıkıntısı çektiği için yaptığı görüşmeler olumlu sonuçlanmıyor. hem ülkenin hali de malum. görüşmelere gidiyor ama kimse işe almıyor.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
bence tedavi olasi lazim. diyorum ama bencil de geldi biraz.
annen annesine durumu anlatsin. kuzenimde böyleydi, is ciddiye binince birazcik duzeldi.
0
wishmaythşngs
(29.11.20)
“8 000 civarı, 3.000-3.500 civarı vergi veriyorum. 2.000 TL eşime gönderiyorum, 4.500TL civari da ev kirası veriyorum”
20.000tl aylık geliriniz varsa bence bir şekilde onu kendi işinize dahil edebilir ya da ona bir iş kurabilirsiniz. Bu yola gelecek mi bakalım?

Ben de daraldım bu arada okurken
0
her giriste sifresini unutan adam
(29.11.20)
Tembelliğin bu kadarına tahammül edemezdim ben ya... Para kazanmıyorsa ev işlerini üstlenmeli çünkü evlilik hayat ortaklığıdır. Belki depresyon geçiriyodur diycem ama baştan beri böyle diyosunuz, bu kadar uzun süremez ki...
Bence çift terapisi ayağına terapiye başlatın, belli ki sorun psikolojik. Olmuyorsa da lütfen çok yıpratmayın kendinizi, kimseye heba etmeyin ömrünüzü.
0
megalomaniac
(29.11.20)
Evlenmeden önce de hastalığa bu kadar takmış mıydı?
0
oyokbuyoknevar
(29.11.20)
boşanma ufukta gözükünce gerçekte kimle evli olduğunu göreceksin.

nafaka versen de farketmez, en acilinden boşan. nafaka seni rahatlatır bu durumda.

"korumamdan çıkması" sözü hiç hoş değil, bu arada. koca koca insanlarsınız.
0
stewie
(29.11.20)
@stewie
bensiz pek fazla ayakta durabileceğini sanmıyorum, o sebeple söyledim. belki yanılıyorumdur, ki umarım yanılıyorumdur.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
psikolojik olarak bir rahatsızlığı var gibi duruyor, belki majör depresyondur. bu kadar seviyorsanız, kesinlikle profesyonel yardım almasını sağlayın bir şekilde. terapi/ilaçlarla iyi olacaktır.
0
candide
(29.11.20)
Abi manyak mısın ne stigmasından korkuyorsun? Boşa gitsin. Babasının evinde yayar bir tarafını istediği kadar dizi izler. Böyle bir kadına bunca zaman iyi dayanmışsınız. Aklıma arkadaşım geldi. Benzer durum. Boşanırken her şeyini verdi, kurtuldu. Dünyanın en mutlu, en hafif insanı oluverdi. Sizi suyun altına çeken bir ağırlık var. Kesin kurtulun nefes alın. Birisi arkadaşın üstüne avukat atsın.
0
catch the arrow
(29.11.20)
Hocam yarın boşan rica ediyorum. Ya da çok seviyorsan, son kez şans ver kendisine net bi şekilde düzelmezse boşanacağını söyle, bikaç ay daha bak düzeldi düzeldi, düzelmedi yol ver gitsin. Böyle hayat geçmez.

Böyle olacağını bilsen evlenmezdin değil mi? Cevap burada gizli. Zararın neresinden dönülürse kardır.
0
sekerse tehlike
(29.11.20)
Eşiniz gayet ne yaptığının bilincinde. Büyük ihtimal eşinizin ailesi de durumun bilincinde. Sizin gibi evliliği olan çiftlerde bu işler böyle yürüyor. Kadın hiçbir şey yapmıyor, üstüne istedikleri olsun keyfi bozulmasın diye hastalıklar, bahaneler, kavgalar. Eşiniz kendi keyfini, rahatını düşünerek sizin hayatınızı mahvediyor. Siz onu sanırım yağmurda kalmış yavru kedi/köpek olarak görüyorsunuz. Napar siz olmasanız, kim bakar, bir eli bulaşıklara dokunsa aman ne olur elleri, deterjan koklasa ne hallere düşer, ailesinin evine gitse ne derler ona, sonuçta hayatınızın geri kalanını geçirmeyi planladığınız birisi diye düşünüyorsunuz ama düşünmeyin.

Siz şuan sadece kendinizi harcıyorsunuz, ilerde çocuğunuz olursa eşiniz değişmeyecek, çocuğun tüm sorumlulukları sizde olacak. Belki siz yıkayana kadar çocuğu yıkamayacak, çocuk elinden iş gelecek yaşa gelince ondan bile beklentiye girecek. Çocuğunuz olursa eşiniz ona da hayatı zehir eder.

Eğer siz eşinizin beklentilerini bilerek karşılaşamazsanız size de ailenize de hayatı dar eder. Kavga gürültü yine istediğini yaptırır. Yarın öbür gün işiniz bozulsa, haliyle eşinizin keyfi bozulacak valla evi terk eder, benim keyfim, rahatım senin yüzünden bozuldu diye. Her insanın evlilikten beklentisi farklı. Belki siz bu evlilikten pekte rahatsız değilsinizdir, sonuçta 3 yıldır böyleymiş ilişkiniz. Kimisi 3 ay böyle birine dayanmaz.
0
GoodMorningTeacher
(29.11.20)
@wishmaythşngs

ben annesine daha önce 1 ya da 2 kez telefonda açıklamaya çalıştım durumu. ama onun da elinden birşey gelmiyor denese de. onlar telefonda nasihat verince bu sefer onlara da bağırmaya başlıyor.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
@sekerse tehlike

evet evlenmezdim.

bu arada ben onu kesinlikle pışpışlamıyorum. yapması gerekeni yapmadığında soğuk davranıyorum. yapması gerektiğini hatırlatıyorum. defalarca söylüyorum. yeri geliyor ben tartışma açıyorum. ama yine dönüyor dolaşıyor en başa dönüyoruz, gelişme yok yani.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
Bekara boşamak kolay ama hocam böyle devam etmez bu iş. Tüm yazılanları okudum, iyi ki bekarım dedim bir an. Bu nedir yahu böyle hayat geçmez.
0
electrobuzz
(29.11.20)
Yani makul düşünce, işsizliğin aile bütçesine katkıda bulunmaya mani olmayacağı. Eşit mal paylaşımı bu yüzden var ve olmalı. İlla nakit olmak zorunda değil ki katkı. Para kazanmanın zorluğunu takdir eden insan (zor para kazanmak) bu krizde alışverişe abanmaz hayat arkadaşının parasıyla. Deterjan için bile indirim kovalanacak dönem bu, içerdeyim diyorsunuz bi de. 20 gün evde yemek pişirse, +2400 lira katkı demek bu. Bu dönem çiftlerden birinin işsiz kaldığı aile az değil; evde kalan çocuklara bakıyor, yemek yapıyor cinsiyetten bağımsız. Bu masraflarda kesintiye gidiliyor gözlemlediğim bütçe elvermeyince.

Ama ideali tarif eden yaklaşımlar işe yaramaz sizin durumunuzda. Sorun elbette psikolojik, belki depresyonda, depresyon tedavi edilebilir bir şey. Ama hastalık takıntıları, ilgi açlığı filan daha köklü psikolojik sorunlar bunlar. Sizin göstereceğiniz hiçbir ilgi yetmez zaten. Sadece madden değil manen de parazit besliyorsunuz.

Ama zaten aradığınızı bulmuşsunuz bi yerde, bu konuda da belki özeleştiri yapmalısınız. “Provider” rolü üstlenmişsiniz, “korumamdan çıkmasını göze almak bile ürkütüyor” demeniz çok dikkatimi çekti. Siz bu rolü üstlenmişsiniz (bilinçli veya bilinçsiz onu siz bilirsiniz), şimdi baş edemiyorsunuz veren taraf olmakla. Ama böyle dinamikler kardeşlikte, arkadaşlıkta, hiçbir ilişkide çok kolay değişmiyor. Silme imkanı varsa, silip yeniden başlamak daha kolay.

Bir de tek taraflı anlattığınız kadarıyla söylüyorum, profil tanıdık bana. İş bulmasına da ümit bağlamayın. Şimdi bir birim alışveriş yapıyorsa, artar; şimdi tercih edilen markaların üstüne çıkılır; şimdi ev işlerinde destek olmuyorsa, temizlikçi tutulur; şimdi yemek yapılmıyorsa, iş bulunca zaten yapılmaz. Kendi maaşı yetmez, yine size girer. Ama iş bulursa nafakadan yırtarsınız çocuk olmayınca, o da olumlu.
0
gayda
(29.11.20)
@j r r tolkien hayrani

normalin ne olduğunu bilmiyorum. evde 3 güne bir sözlü tartışma olması normal mi? her dışarı çıktığımızda, avmde, sokakta anlaşamamamız normal mi? benim alttan mı almam gerekiyor? hep erkek mi alttan almalı huzur olması için? kadınların pms öncesi erkeğe kötü davranması normal mi mesela?

Anlatabiliyor muyum? Evlilikte ne normal ne normal değil ben de algılayamıyorum. O sebeple yardım istedim.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
@gayda

işe girerse tüm maaşıyla istediği masayı alacağını söyledi. eve katkı ya da borçlarıma yardım etme hususunda bir düşüncesi yok.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
36 ayın 35inde hiç çalışmamak ve bunu artık normalleştirmek. evde tüm gün oturup kocasının vereceği parayla yaşamak. anne babaya saygısızlık, elini bir taşın altına sokmamak ve kendisi haricinde herkesi suçlamak. boşan güzel abicim, boşan mutlu ol.
0
ismim ibrahim
(29.11.20)
Cocuk yapma sakin, eninde sonunda bosanirsiniz zaten, cocuga da sana da yazık.
0
kveldulv
(29.11.20)
Böyle bir profilin düzelme ihtimali % 1 bile değil.
Evlilik paylaşmak demek, tek taraflı bir sömürü düzeni değil.
Ne kadar erken kurtulursan o kadar iyidir.
0
alfred
(29.11.20)
kardeşim bence oturup konuşmanın zamanı gelmiş. ortada gerçekten psikolojik bir problem de olabilir. sürekli hastalık hissi, sürekli şikayet bunlar sağlıklı insanın istese bile sürekli yapabileceği ve sürdürebileceği şeyler değil. bence boşanma vs konusundan önce bi pro yardım alın derim. yani düşünsene insan çalışmak istemediği için her gün ağrım var diye yatabilir mi, hasta taklidi yapabilir mi? bana mantıklı gelmiyor. ha artık uğraşmak istemiyorsundur, onu da anlarım gayet mantıklı, o zaman da bence boşanmak mantıklı. özellikle kavgasız bir ortamda büyüyen sen için huzur en büyük hakkın bence, yazık günah.
0
roket adam
(29.11.20)
Boşa. Boşanın demiyorum bak, boşa.
0
pass
(29.11.20)
Pass +1 boşa.
Çocuk yapma, boşa.
İlk işin iyi bir avukat bulup kadına nafaka vermemenin yollarını ara ve boşa.

Ulan bize böyle adamlar rastlamaz ya. Ben sevgilime bu kadının yaptıklarını yapamam mesela. Anında boşanır.
0
Hallegadola
(29.11.20)
Siz her şeyi yüklenmişsiniz. Nasıl olsa beni seviyor, başkasını bulamaz, benden de boşanamaz diyor. O yüzden çok rahat davranıyor. İş bulamaması nedeniyle psikolojisi bozuk. Psikiyatriste götürün mutlaka. İşsizlikten kendinde hastalıklar buluyor ve size sarıyor. Daha da düzelmiyorsa konuşun ve boşanın. Ömür boyu çekilecek çile değil. Sakın çocuk yapmayın.
0
beyaztenlikiz
(29.11.20)
Okurken şiştim. Allah yardımcın olsun. Böyle kadın çekilmez. Evlilik terapisine gidin derim de alacağın cevaplar az çok belli. Çocuk yapma aman deyim. Otur ciddi şekilde konuş uyar, duygu sömürüsü yaparsa yeme, gerekirse de ayrıl dostum ne diyelim. 3 yıl böyle ise işkence görmüşün sen haberin yok.
0
Topalordek
(29.11.20)
İşte işsizlik büyük bir derttir, onu çeken bilir. Masaya istemsiz güldüm. İşsiz insanın derdi ilk maaşıyla masa almak olmaz ya. Hobi olarak çalışacak çalışırsa, siz yine aynı. Girip bakın sözlükte ilk maaşla yapılanlar başlığına.

Psikolojik destek oh ne ala filan da, sizin demenizle olmaz. Sizin ısrarınızla bi fayda zor yani, kendi iradesiyle çözüm araması lazım işe yaraması için. Ayrıca, otuzlu yaşlar diyorsunuz, geride yıllar var insanı o yaşa getiren demek. Böyle davranış motiflerini oluşturan yani. Öyle üç beş kere psikologla konuşayım da düzeleyim gibi bi şey yok.

Eninde sonunda boşanmaya sıcak bakacaksınız. Ama o zamana kadar yıpranacaksınız, bezince boşanacaksınız. Bu problemi faydaya dönüştürmek için bana makul gelen muhatabınız neyi niye yapıyordan ziyade kendi durumunuza odaklanmanız. Şikayet etsek de değiştirmek için böyle yetersiz kaldığımız durumlarda, aslında bi sekonder faydamız oluyor gözümüzden kaçan. Nasıl böyle bir evliliğe sürüklendiğinizi anlarsanız kendi zaaflarınızı anlarsınız gibi geliyor bana. O zaman da o şimdi seviyorum dediğiniz insan sizin zaaflarınızı nasıl istismar etmiş (bilmeyerek veya bilerek) görecek ve kaçınılmaz olarak tiksineceksiniz.

Çift terapisi de denenebilir, çünkü biz ne okuyorsak sizin gözleminiz. O yazsa böyle tek taraflı, eşim okuduğum okulu küçümsüyor dese sadece, diğer konulara değinmese, ona da hak verilirdi. Ama sadece yazdıklarınıza bakarsak, ben olsam kendime odaklanırdım nası böyle bi tufaya düştüm diye. Diğer ilişkilerinizi (arkadaşlık, aile, akraba, iş hepsi) bi tartmakla başlayın, memnun etmek için çok fazla feragatte bulunduğunuz bi durum var mı misal? Motif aramak lazım yani, benzer rollerde buldunuz mu kendinizi daha önce diye.
0
gayda
(29.11.20)
Bir cok kisi boşan yazmış. Biraz da kendimden bahsedeyim cunku ben de haksizsam bunlari duymak isterim. Pandemiden beri homeoffice calisiyorum. Evin bir tane odasini ofise çevirdik orada masam bilgisayarim vs var. Sabah 7'de kalkiyorum bazen 8-8.30a kadar calisiyorum. Surekli bilgisayar başında oldugum icin itici oldugumu soyluyor. Mesela bu kadar bilgisayar başında calismak bir kadin gozuyle itici mi? İlla spor salonuna mi gitmem gerekiyor itici olmamak icin? Ayni sekilde pandemiden beri haftada 2 kez internetten arkadaslarla bulusup wow oynuyoruz. Sadece Pazartesi ve Cuma her biri 3 er saat sürüyor. Bu zaman araliginda esim yalniz kaliyor, tvdeki dram dizilerini izliyor. Diger gunlerde ve Kalan zamanlarda esimle disari cikiyoruz kisa yuruyusler yapiyoruz. Avmlere gidiyoruz orada dolasiyoruz, alisveris yapiyoruz. Ama benim uzun mesai saatlerim onu boguyor olabilir mi? Ayni sekilse onun izlemek istedigi dizileri ben sıkıcı buluyorum. Son donem psikolojik dram dizilerini takip ediyor ben 10dk dayanamiyorum izlemeye. Mecburen yalniz birakiyorum. Arada beraber izledigimiz de oluyor tabi. Surekli yalniz degil yani.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
işin pc başında olmak itici olan bişey yok. kendi kafasında bir dünya var orada da seni oraya uygun görmüyor. muhtemelen çok fazla yerli dizi izliyor ve instagramda çok takılıyordur. oradaki pembe hayatlar gözünü boyamıştır. ne yaparsan yap düzelmez. boşanmak istemiyorsan da en sakin en sorunsuz günde karşına al ve boşanmak istediğini sakince söyle. sakın kavgalı günde söyleme. ciddi görün ve sorunları anlatma. sadece hayal ettiğim kişi sen değildin de geç. sorunu bu şekilde kendinde aramaya başlar. 100 saatte hatalarını anlatsan bişey değişmez. kilit 10 kelime yeter. hayal ettiğim kişi bu değildi ve artık sevmiyorum de.
0
avatar is back
(29.11.20)
şu an covid pozitifim, ağrım sızım ve acayip yorgunluk var ama bir gün bile yatıp dinlenemeden gecem gündüzüm birbirine karışmış bir şekilde 3.5 aylık bebeğe bakıyorum (benim de eşim doğumdan sonra evi terk etmişti, 1 ay evde yalnız kaldım). bugün ayrıca yemek yaptım, iki posta çamaşır yıkayıp astım/kuruladım (fırsat bulursam banyo yapacağım ve kuruyan çamaşırları toplayıp yerleştireceğim; bunları da bebeği uyutmaya çalışırken yazıyorum). evi devamlı toplama modundayım, eşimse içtiği su şişesini bile koltuğun altına yuvarlıyor (bugün evdeki çöpleri topladı, bulaşık makinasını doldurup boşalttı hakkını yemeyeyim şimdi). biraz önce eşimin (benim sürekli düzelttiğim ve onun devamlı dağıttığı) çamaşır çekmecesini düzenledim. eşim negatif çıkmasına rağmen benden daha fazla hasta mesela. neden bunları yazdım? eşim benim hakkımda duyuru açsa tıpkı senin yazdıklarını yazar ve buradaki herkes de boşansana der. halbuki hiç de öyle değil. bir de eşinin ağzından dinlemek gerek. duyurunda anlattığın kadın profilini okuyunca ne kadar kötü bir evlilik, ne kötü bir eş diyor insan ama iki tarafın anlattıkları o kadar farklı oluyor ki kimseye haklısın haksızsın diyemiyorum. eşin neler anlatırdı acaba?
0
deartheodosia
(29.11.20)
@deartheodosia

Benle ilgili sorulariniz varsa yanitlarim.

Esim corona pozitif olsa, ispat edemem ama yemin edebilirim, sadece ve sadece tuvaelete kalkar. Mutfaga gidip 1 bardak su almaz. Kanepeye yatip kivranir durur sadece.
0
🌸hkocaman
(29.11.20)
senle ilgili soruları senin değil eşinin yanıtlaması gerekiyor. sen de bizi anla, inanması güç bir durum. bizimki gibi evlenen kadına "gelin" denen bir memlekette kadının bu kadar yan gelip yatması ve senin de buna 3 yıldır yeter behh dememen hayli enteresan.

oyokbuyoknevar'ın sorusunu tekrarlamak istiyorum. evlenmeden önce nasıldı? kaç sene görüştünüz? hiç mi falso vermedi? bile isteye mi evlendiniz?

bu arada nafaka diyen arkadaşlar, siz de biliyorsunuz ki çocuk olmadan nafaka falan olmuyor ortada. hele 3 yılda asla. Karısını 40 yıl eve hapsedip sonra 20lik almak için kadını sokağa atanlar için bu nafaka olayı. acunun şeymaya verdiği de tamamen sus payıydı.
0
birsürüsorumvarr
(29.11.20)
sadece terapiyle duzelirse ok, onun disindaki tüm yollar benim icin ayrilmaya cikar.
atiyorum ailesine söyledin, kizinizi uyarin böyle böyle ben bosanacam basdemiyorum. ondan sonra düzelirse ben kullanildigimi düsünürüm.

bir de insan kardesi olsa dayanamaz nesini seviyorsun ki artik yani bikmadin mi?

bir de ekstra senaryo ekleyecegim, annenlerin paraya ihtiyaci olsun onlara para gondermis ol, tepkisi ne olacak.
0
durgunfoton
(29.11.20)
abi sen ne kadar iyi niyetli bir insansın ya. hala kendinde hata arıyorsun ve itici mi diyorsun.
hala o çok iyi bir insan diyorsun
kusura bakma ama sen eşek olursan semer vuran çok olur.
sürekli çalışmışsın ve kadınlarla ilişkin olmamış sanırım
yukardakilere katılıyorum. bir an önce nafaka ödemeden boşanmanın yollarını ara
0
dafuq
(29.11.20)
bence siz sevildiğinizi, değer gördüğünüzü hiç hissetmiyorsunuz ve yazılan profildeki bir insan zeka seviyesi ya çok düşük ya da alemin çakalı biri. benim de dikkatimi işe girerse alacağı masa çekti. bunda bile sizin gelirinizle karşılamadığı hayalden bahsediyor. her hareketiyle sizi yetersiz gören biri. kendini daha iyilere layık zannediyor ama bir eş olarak selamı bile haketmiyor bunca değersiz tavra.

deneyebilirsiniz bazı şeyleri. maddi kısıtlama gibi ya da sıkıştım arabayı satayım gibi bi şey atın internetten daha ucuz modellere bakın borçları ödemek için mesela.(gelirinize göre araba olduğunu varsaydım)
maddi ve manevi yanınızda hissetmediğiniz için yani basit şeyler atın olay çıkaracak mı yoksa çözüm mü düşünecek. sorumlulukla tanışması lazım. @durgunfoton "sonradan düzelse o saate kadar kullanıldığımı düşünürüm" demiş buna da hak verdim ama siz de ilişkiye çok bilinçli yaklaşım sergilemek değil duygusala bakmaya çalıştığınız için bence direkt boşanmadan bahsetmek yerine ufak tefek hesapta olmayan olaylara tepkisine iyice bakın. eşim dediğiniz insan avmde dolaşmak dışında da yanınızda olduğunu hissetmeniz gereken kişidir. standart evlilik yalnız olmaktansa eşiyle paylaşınca iyi olunan şeydir bence. yalnızlık çok daha iyiyse neden evlenilsin. ha bu değil ki her sorun cıktıgında boşan ama başından beri bir düşünün kaç kere eşime güveniyorum deyip paylaşım sergilediniz. "o halleder" dediğiniz ne var sandalye almak dışında?

geçmiş olsun.
0
ala09
(29.11.20)
“Aynı kaynım” bile değil, “aynı kedim”
0
dedi ve gitti
(30.11.20)
yukarda verilen cevapları okumadım. tüm yazdıklarınızı da okumadım gerci.
yalnız benim anladığım, eşinizde bazı ruhsal hastalıklar (muhtemelen okb ve depresyon) varmış gibi duruyor.
çünkü (sizin anlattığınıza göre) tavırları normal ve sürdürülebilir değil.
önce bir evlilik danışmanına, oradan da psikoloğa veya psikiyatra gidilip tedavi yoluna gitmek lazım.
0
prizmatik
(30.11.20)
üstteki cevapları okumadım ama eminim herkes birçok konuda zaten söylenmesi gerekenleri söylemiştir.

ben biraz daha psikolojik açıdan bakmak istiyorum.
zaten "babam hep alttan almış" cümlesi her şeyi anlatıyor, detaya gerek yok.
babanızla aynı kaderi yaşamakla ilgili bir sorununuz var.

bilinçaltında ya babanızı çok sevip, ona bir noktada belki acıma ya da şefkat duygusuyla yaklaşır ve onu yalnız bırakmamak için onunla aynı kaderi paylaşırsınız ya da babanızdan nefret edersiniz ve hayat sizi babanız olmaya zorlar.

ikisi de iki ayrı uç, iki ayrı denge ama iki aynı sonuç.
biri babayı yalnız bırakmamakla, biri babayı affedememekle ilgili.
sizinkinin ilk durum olduğunu düşünüyorum.
uzun lafın kısası, babanızla olan bağınızda bir fazla bağlanma ya da fazla empati olmuş, bunu düzeltmeniz lazım.
bu da terapiyle olur.

bu konularda annenizin de rolü vardır elbette.
eşiniz burada aslında bilinçdışından çağırdığınız, size babanızın yaşadıklarını yaşatacak, onunla kendinizi aynı hissetmenizi sağlayacak bir piyon gibi.
o yüzden boşanın demiyorum, zaten sizin ailenizdeki ilişki dengesi düzene girince ya eşiniz düzelir ya da kendiliğinden süreç işler ve boşanırsınız.

bu sorunu çözmezseniz boşanıp tekrar evlenseniz de kendinizi yine aynı döngüde bulursunuz çünkü bilinçaltınızdaki pattern bu.
terapiye gidin.

edit:
çift terapisinden bahsetmiyorum.
siz gitmelisiniz terapiye.
"sorun çıkartan ve hatalı/haksız olan o, ben neden gidiyorum?" diyebilirsiniz ama bunu yukarıda açıklamaya çalıştım.
bu aslında farkında olmadan sizin çağırdığınız bir şey.
bunu neden yaptığınızı bulup çözmeniz önemli, eşinizin ya da diğer dış etkenlerin bir önemi yok.
siz değişirseniz, onlar zaten değişir.
o yüzden hayatınıza neden böyle birini çektiğinize, aldığınıza dair kendinizle çalışmanız lazım ilk etapta.
0
blatta hiberna
(30.11.20)
dahiliye+psikiyatri
düzenli ilaç kullanımı
0
bir soru sorcam
(30.11.20)
Boşanın diyemem "bekara karı boşaması kolay gelir." derler .Eşinizin burnunun sürtülmesi gerekiyor. Sizin onu terketmeyeceği, hep yanında olacağınız aklında onun için bu özgüven.
0
komando kani var bende
(30.11.20)
@blatta hiberna

tartışma esnasında ona kendimi savunurken, "niye annene karşı babanı da savunmuyorsun" diyor. "Madem etik değerlerin, kuralların var. Annenle de yüzleşip babanı savunsana benzer durumlarda" benzeri şeyler söylüyor. Bu dediklerinizle paralel olabilir mi? Her tartışmamızı evlendiğimizden beri aileme indirgiyor.
0
🌸hkocaman
(30.11.20)
evet, paralel.
yani tabii bunları bilinçli olarak söylemiyordur.
belli ki bunu sizi bir anlamda pasif bulduğu ya da "beğenmediği" için kınama amaçlı falan söylüyor ve ne söylediğinin farkında değil.
ama söylediği şey doğru.

niye annenize karşı babanızı savunmuyorsunuz?
öncelikle zaten evin "çocuğu" olarak bu sizin göreviniz değil aslında.
aynı zamanda, çünkü muhtemelen babanız annenizle başa çıkamadığına göre, siz hiç çıkamazsınız diye düşünüyorsunuz.
o yüzden siz de babanızla aynı kaderi paylaşarak, onu yalnız bırakmamış oluyorsunuz.
bir nevi yoldaşlık gibi.

şimdi de siz başa çıkamayacağınız sorunlar yaratan, altından kalkamayacağınız şeyler yaşatan bir kadınla, ne kadar sessiz kalmıyor olsanız da günün sonunda her şeyi alttan alıp düzeninizi bozmadan yaşamaya devam ediyorsunuz.
boşanamazsınız çünkü babanız da boşanmamış zaten.

bir kırılma yaşayıp boşansanız, ikinci bulduğunuz eşiniz de bu sefer mesela işkolik olup eve gelmeyecek, siz bunun aynısını başka bir insanla yaşayacaksınız.
babanızdan öyle öğrenmişsiniz ve bu şekilde bir bağ kurmuşsunuz.

babasından dayak yiyen kadının kocasından da dayak yemesi gibi.
genel konuşuyorum tabii ama orada öğrenilmiş olan aile düzeninin, kültür etkisinin falan dışında, derinlerde bir yerde annenin kaderine ortak olma da vardır.
sizdeki de bunun gibi.
yani bilinçaltınızda, "madem kurtaramıyorum, bari yalnız bırakmayayım. baba bak, ben de aynı şeyi yaşıyorum, sen yalnız değilsin" demiş oluyorsunuz.
0
blatta hiberna
(30.11.20)
blatta hiberna+1

şema örüntüleriyle ilgili okumanızı öneririm naçizane.

kitaplar: hayatı yeniden keşfedin, mod terapi.
0
Phoebe
(30.11.20)
vallahi bazı acılardan kendimi gördüğüm icin cok yuregime dokundu bu duyuru.
bence eşiniz cok ciddi depresyonda. majör depresyon gibi duruyor.
yukarda yazılanlar bana biraz vicdansızca geliyor, cunku kadının bunların hiç birini bile isteye yaptıgını dusunmuyorum.

öte yandan sizin de yadıma ihtiyacınız var ve blatta'nın dediklerine cok katılıyorum. bu asırı verici rolu size guvende hissettiriyor.(kendimden biliyorum)
0
galandar kostumu
(04.12.20)
İster kadın tarafı olsun ister erkek, boşanın gitsin.. Neyi bekliyorsunuz? Düzelmez.
0
yetersizbakiye
(05.12.20)
Boşanmaya kalksan o kadın senin iliklerini söker. Çalışmayan kadınla evlilik en büyük hatadır. O kadın ev işi yapmaz çünkü tembelliğe alışmıştır. Eve destek de olmadığı için tüm yük üzerinde olur.
0
kickboxer
(05.12.20)
(2)

Bu kas ve eklem ağrısı mıdir

her giriste sifresini unutan adam
Sabah kalktım sirtimin sağ üst kısmı (kulunç mu deniyor oraya, omzun aşağısı) sert bi yatakta yatmış gibi, bazı hareketleri yaptıkça hafif aciyor. Egilirken kalkarken falan. Corona’dasözü edilip durulan kas eklem ağrısıyla bi ilgisi var midir? (Ateş vb başka sıkıntım yok)
Sabah kalktım sirtimin sağ üst kısmı (kulunç mu deniyor oraya, omzun aşağısı) sert bi yatakta yatmış gibi, bazı hareketleri yaptıkça hafif aciyor. Egilirken kalkarken falan. Corona’dasözü edilip durulan kas eklem ağrısıyla bi ilgisi var midir? (Ateş vb başka sıkıntım yok)
0
her giriste sifresini unutan adam
(27.11.20)
doktora başvurduğunda sana bu ağrıların yanında başka birden fazla semptom soracak. kronik hastalığını soracak. özetle alakalı olup olmayacağına doktor karar verir.
0
cliquot
(27.11.20)
Sırtınız tutulmuş olabilir uyuma şeklinden.
0
oyokbuyoknevar
(27.11.20)
(3)

Meb Tablet Başvurusu Nereden yapılıyor?

eylul77
Arkadaşlar oğlumun tabletinin anakarti bozuldu. Tamir bedeli yeni bir tablet fiyatıyla ayni. Tamir ettirme ya da yeni bir tablet alma şansım şuan hic yok.Meb' in tablet alma şartlarına fazlasiyla uyuyoruz. Şuan eşimde ben de işsisiz, beyaz masa geldi eve ve durumumuzun vahimiyetini onayladı.Sorun şu
Arkadaşlar oğlumun tabletinin anakarti bozuldu. Tamir bedeli yeni bir tablet fiyatıyla ayni. Tamir ettirme ya da yeni bir tablet alma şansım şuan hic yok.
Meb' in tablet alma şartlarına fazlasiyla uyuyoruz.
Şuan eşimde ben de işsisiz, beyaz masa geldi eve ve durumumuzun vahimiyetini onayladı.
Sorun şu ki uzaktan eğitim başladı ve oğlum eğitime benim telefonumdan katılmaya çalışıyor ama verimli olmuyor, başvuru ekranı ariyorum yok.
Nereye söylemek lazım, ne yapmak lazım bilen var mi?
0
eylul77
(25.11.20)
okulunuzdaki bilişim öğretmeni bu konuyla ilgilenebilir. o başvuru yapabiliyor. ama garantisi devam ediyorsa tabi. garantisi devam etmiyorsa da yaparlar ama sanırım ücret talep ediyorlar.
0
iddaaci
(25.11.20)
Siz okul idaresine bilgi verin , okul aile birliği yardımcı olabilir.
0
oyokbuyoknevar
(25.11.20)
Tesekkur ederim.
0
🌸eylul77
(26.11.20)
(15)

para harcamanın rahatsızlık vermesi

montakristokondu
Arkadaşlar yargılayıcı ve eleştirel tavırlar için bu soruyu sormuyorum öncelikle bunu belirteyim ben de durumun normal olmadığının farkındayım.küçüklüğümden beri biriktirmeye karşı bir takıntım var, bir şey alacak olsam biriktirir alırdım, ailemden toplu para istemezdim, gençken kyk biriktirip yurtd
Arkadaşlar yargılayıcı ve eleştirel tavırlar için bu soruyu sormuyorum öncelikle bunu belirteyim ben de durumun normal olmadığının farkındayım.

küçüklüğümden beri biriktirmeye karşı bir takıntım var, bir şey alacak olsam biriktirir alırdım, ailemden toplu para istemezdim, gençken kyk biriktirip yurtdışına gittim şimdi 4-5 bin tl bandı maaşlı bir işte çalışıyorum, bir ev alacak param var kenarda ve bunlarla yatırım yapıyorum, fon, hisse, temettü, kripto. sürekli sermaye büyütmeye yönelik bir eğilim içindeyim. örnek vereyim, para 290 bin iken 300 bin hedefi koyuyorum. maaşı da o hedefe ulaşmak için kullanıyorum.

ulan diyorum bu ay maaşımdan kuruş arttırmayacağım, hepsini harcayacağım, yok yine olmuyor.

velhasıl sağda solda hepimizin en az bir kere denk geldiği üstünde yırtık süveter olan toprak zengini trilyonluk emmi gibi öleceğim diye korkuyorum.

erkek, yaş yolun yarısının 5 eksiği.
0
montakristokondu
(24.11.20)
Kadın olsam kaçardım sana :) tamam güzel de ne soruyosun şimdi sen? Nasıl kurtulurum diyorsan birikim hedefi yerine şunu alıcam bunu alıcam diye hedef koy kendine. Harcayamadıktan sonra paranın ne kıymeti var.
0
antihero
(24.11.20)
Soru ne hocam? Bundan kurtulmak istiyorsanız kargo bekleme sevdasına tutulmanız lazım. Ben marketten vs alışveriş yapınca mutlu olmuyorum ama kargo beklerken mutlu oluyorum valla.

Hobi edinmeniz lazım. Epoksi, resim, ahşap yakma veya boyama vs gibi bir hobi seçin ve harcama yapın.
0
Fusha
(24.11.20)
kendinizce mutlu ve yeterli harciyorsaniz ne mutlu, kimsenin kafasina uygun yasamak zorunda degilsiniz.
0
duygusuzromantik
(24.11.20)
Senin yatırımdan anlamayan versiyonunum :) ortaokuldan beri biriktirdiğim parayla üniversite bitince farklı bir şehre taşındım, ev tuttum fln, yine o zamandan beri alıp sakladığım eşyaları evimde hala kullanıyorum. Ucuz bulduğum ve bozulmayacak olan şeyleri de alıp stokluyorum. Mutluysan devam et :) ama arada kendini şımartmak için ufak harcama hedefleri koyabilirsin.
0
pati
(24.11.20)
şöyle bir şey var, bir şeyin ederi neyse veririm rahatsız olmam, ihtiyacımı da alırım esirgemem yani aşırı cimriler belgeseli gibi bir durum yok, ama şu var mesela öğlen yemeğe gidelim diyor ofistekiler, tabi beyaz yakalılık var hep lüks yerlere gidilecek, gitmesen olmuyor, o durumlarda verirken rahatsız oluyorum. bunun dışında hep bir sermaye büyütme çabası. @r evo, süresiz mod kısmını düşünmem gerekiyor galiba, yarın bir araba çarpsa yokuz.
0
🌸montakristokondu
(24.11.20)
valla ben kadınım ama kaçmam size :) bunun bilinçaltınızda psikolojik bir sebebi var belli ki. biriktirmek güzel şey de tam @r evolution'ın dediği gibi süreniz belli değil, yarın kalp krizi geçirip ölmeyeceğiniz, araba çarpıp yatalak olmayacağınız ne malum? dünya malı dünyada kalır bu kadar biriktirme manyağı olmaya gerek yok. savurun demiyorum ama paranın harcanmak için kazanıldığını da unutmayın.
0
candide
(24.11.20)
maaştan değil de yatırımlarınızdan bir kazancınız olduğu zaman, normalde asla harcamayacağınız kadarlık kısmını "havadan gelmiş para" gibi düşünüp harcasanız iyi olabilir belki.

hatta bu harcamayı da teknolojik bir ihtiyacınızı gidermekte kullansanız çok yerinde olur, teknolojik ürünler kolay kolay ucuzlamıyor zaten yine yatırım gibi olur.
0
owaki
(24.11.20)
hocam selam,
benzer sureclerden gecmisiz.

sirf cevap yazabilmek icin giris yaptim, aksam aksam :)

bende surekli birikim yapardim. gelirimin yuzde yetmisini biriktirdigim zamanlar oldu. resmen varyemez amca gibiydim. cok param oldu ama mutsuzdum.


sonra bu konu hakkinda arastirma yapip, hem finans hemde isin psikolojisi tarafinda egitmeye karar verdim.

cok basit iki hap bilgiyi paylasmak istiyorum sizinle;

yatirim yapmayacaksan birikimin hic bir onemi yok. bence zaten bu asamayi cozmussunuz. hisse alimi, temettu geliri elde etmeye calisma, fonlar vs gayet yerinde ve dogru yaklasimlar.

ikinci muhtesem onemli bilgi su;
butce yonetimine gecmek gerek. ve gelirin en az yuzde 15nin eglence butcesi olmasi gerek.

eglence butcesi sadece eglenmek icin kullanilir. sinema, tiyatro, netflix, oyuncaklar, oyunlar vs.

eglence butcesi, biriktirilemez. devredemez. baska amacla kullanilamaz. yani gidip o paraya kiyafet alamazsiniz. kiyafet almak icin ayri bir kisisel butce, saglik, egitim, yatirim, genel giderler vs gibi her kalem icin ayri bir butce.

hic bir butce digerinin harcamasina karisamaz.

diyelim ayin son gunu. eglence butcesinde 100 tl para kaldi. o gece saat 12 den sonra o para ya cope gidecek ya da eglence icin kullanilacak :)

bu konular hakkinda okumalar yapiyorsaniz, muhtemelen babil'in en zengin adami kitabini gormustursunuz.

orada da butcenin yuzde 10nu biriktirmenin yeterli olacagini salik veriyordu.

benim bu butceleme methodunu anlatan profesor ise; en degerli butcenin eglence butcesi oldugunu, surekli buyuk birikimler yaparsaniz bir yerden sonra hayatinizin gri olacagini ve calismaktan zevk alamayacaginizi anlatiyordu.

butceleme de kendinize ozel kurallarda olusturabilme sansiniz oluyor. ornegin ben yuzde 3 yardim butcesi olusturdum. o butceyi sadece cevreme yardim etmek icin kullaniyorum. oyle bir butce olmasa da insanlara yardim ederim, problem degil. ama o zaman bunu takip etmesi cok guc olur. ve bazen yardim etmek istemeyip oteleyebilirim.

mesela gecmisteki garip dusuncelerim neticesinde soyle bir sey olustu; udemy de super kurslar var. ama gram alasim gelmiyor. 30 lirayi cope atsam umrumda olmaz, ama udemy vermek zoruma gidiyordu. egitim butcesi olusturdum. o para egitim disinda hic bir amacla kullanilamayacagi icin, illa bir sekilde orada harcayacagim zaten hissiyle harcayabiliyorum.

yine ayni sekilde, giyim butcem de var :)
0
foster
(24.11.20)
@foster uzun uzadıya yazmışsınız çok da tatmin edici bir cevap müziği kapatıp okudum. yıldızlı bir tik verdim farzedin, ufkumu açtı cevabınız teşekkürler. o kitabı da gördüm ama okumamıştım, bakacağım.
0
🌸montakristokondu
(24.11.20)
hayat kalitenden ödün vermiyorsan sorun değil aslında.

diğer türlü bu davranış bir tür istifçilik. okb konusunda tecrübeli psikolog/psikiyatr yardımcı olur.
0
orpheus
(25.11.20)
boşa tabii harcama, kendine yatırım yap. sana güzel bir örnek vereyim.

15 sene birlikte aynı şirkete girdiğimiz arkadaşım. seni cebinden çıkarır. ailesiyle yaşıyor hala ve ne kazandıysa %95'ini biriktirirdi. kendisine en ufak bir şey almazdı, kursa vs de gitmezdi. odun gibi geçti 15 yıl. 15 yılda hiç bir yere gelemedi. denetim şirketindeydik, 2 yıl çalıştı ayrıldı. 2 yılda ne yükseldiyse odur. hala bir yerde muhasebe elemanı. para biriktirmiştir mutlaka. ama maaşın kendine yatırım yaptıkça katlanacağını unutma. öyle bir yere gel ki, böylelerin 15 yılda biriktirdiğini bir kaç ayda kazan. yani, harcayarak bitiremeyeceğin kazancın olsun.
0
stewie
(25.11.20)
Her işte dengeyi, orta yolu bulmak lazım.

Paranızı hem gerekli şeylere harcayın, hem de kötü günler için bir kenara para koyun.

Para amaç değil, araçtır! Önce ne için para biriktirmeniz gerektiğine karar verin ve buna göre harcamalarınıza yön verin. Ama illa biriktirmeyim, harcayım diye de para harcanmaz. Kendinize bir hobi, keyif alanı bulun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(25.11.20)
30 yaşında birinin 4-5 bin tl maaşla 300 bin tl biriktirmiş olması müthiş bir olay. Aç susuz gezmen lazım yani. Bence biraz tadını çıkarmaya başla artık, gerçekten yazık yani. Arkadaşların dediği gibi hobi, sosyallik, gezme tozma, kendine ayıracağın bir parayı bütçele ve harca. Elektronik olur, gezme olur, sosyallik olur bir şeylere aksın o para. Sürdürülebilir bir şey değil seninki çünkü, bir yaştan sonra depresyona girersin hayat geçti gitti ben ne yaptım diye.
0
roket adam
(25.11.20)
Ben de half life oynarken gidip sürekli healt doldururdum. Hep full healt ile gezme takıntım vardı. Sonra kafaya bir head shot. Herşey iptal.

Olumlu dünya. Borcun harcın olmasın, beslenme, barınma ve yaşlılığa teminat tamamsa, gerisini ye gitsin. Yoksa birileri yiyecek.
0
goklerdengelenkarar
(25.11.20)
Kimi işten çıkıp eve geldiğinde müzik dinlemeden, birkaç sayfa kitap okumadan uyumaz. Kimi maç izler sürekli.
Acaba fon,hisse,kripto işleriyle uğraşmak hobiniz gibi mi olmuş? Ya da zamanınızın çoğunu bunlarla geçiriyorsanız bi tür bağımlılık. Pek bilgim yok ama bunlar epeyi vakit alan şeylerdir diye düşünüyorum. Sanki tutumluluk ya da cimrilik değil sizinki. Parayla oynamak.
Her ne ise yarına çıkacağımızın garantisi yok diye düşünmek lazım.
0
oyokbuyoknevar
(25.11.20)
(8)

Çağdaş eğitim çok da çağdaş değil mi?

kiriko
Arkadaşlar derslere giriyoruz fakat ne zaman yapılandırmacı yaklaşımla öğrenciye yaklaşsak sonu iyi bitmiyor.Ders ilgilerini çeksin diye şarkıyla giriyoruz biraz espri yapalım ders eğlenceli olsun diyoruz vs vs sonuçta öğrencilerin şımardığını ve çok hareketli olduğunu gözlemliyoruz.Sorun öğretmende
Arkadaşlar derslere giriyoruz fakat ne zaman yapılandırmacı yaklaşımla öğrenciye yaklaşsak sonu iyi bitmiyor.Ders ilgilerini çeksin diye şarkıyla giriyoruz biraz espri yapalım ders eğlenceli olsun diyoruz vs vs sonuçta öğrencilerin şımardığını ve çok hareketli olduğunu gözlemliyoruz.Sorun öğretmende mi öğrencide mi sistemde mi anlayamadık.
0
kiriko
(10.11.20)
hayatım boyunca hiç bir zaman sürekli espri yapan, dersi sevelim diye alakasız şeylerle sevdirmeye çalışan hocaları sevemedim. bir çok öğrenci de sevmiyordur. şirket yönetmiyorsunuz ki insanların mutluluğu için şarkı espri vs uğraşasınız.

en temel sevdirme ve dikkat toplama yöntemi, dersin gerçek hayattaki örneklerini anlatmaktır, hikaye anlatmaktır. örneğin akademisyenseniz ve x dersine giriyorsanız, öğrencilere diğer ülkelerde yapılan çalışamaları, insanların neler yaptığını, ülkemizde de x alanında çok iyi çalışmalar olduğunu söylemeniz karşı tarafın kulaklarını tavşan gibi dikleştirir.

ha ilkokul ortaokul öğretmeniyseniz, sınıfınız vasat öğrencilerden oluşuyorsa, okulun olduğu konum alt kesimden insanlara aitse sizin de hikaye anlatma,dikkat toplama gibi becerileriniz yoksa, emekliliğinize kadar bu sıkıcı ve vasat sistem devam eder. zaten öğretmenlerin kontrol edildiği bir mekanizma da olmadığı için 1-2 seneye amaan der sallarsınız önünüze bakarsınız muhtemelen
0
avatar is back
(10.11.20)
otorite figürünün toplumsal tesiri ile alakalı sanki.

siz öğretmen olarak bunu deniyorsunuz sonra çocuk eve gidiyor "baba ne derse o olur" kafasını görüyor. Yahut tam tersi durumlar veya başka alanlarda benzer şeyler.

yetişkinlerde de aynı durum olabiliyor örneğin yazdığınız şekilde çalışılan bir iş ortamı ve sonrasında otoriter devlet figürü çatışması vs.

kafa gidiyor yani. olay biraz daha topyekün derin sanki.
0
AlsterWasser
(10.11.20)
genelde eğitim bilimleri ideal öğrenci tipi üzerinden varsayım yapıyor. yapılandırmacı yaklaşım için hazır bulunuşluk, uygun sınıf ortamı, öğrenci mevcudunun azlığı ve iyi bir planlama lazım. bizde genelde bunların biri veya birkaçı eksik oluyor.

30-40 kişinin olduğu sınıfta proje gelişimini nasıl takip edeceksin, bireysel farklılıkları nasıl takip edeceksin, dikkati nasıl artıracaksın?

diğer yandan otorite yönetimi çok önemli çizgiler ve kurallar en baştan net bir şekilde sınıfla belirlenmeli. bu konuda kendimi hep eksik görmüşümdür.
0
tantunizade murat efendi
(10.11.20)
yapılandırmacı yaklaşım bu değil.

everything matters olmalı. herkesin fikrine aynı önemi vereceksiniz verilecek ortamı da yine siz sağlayacaksınız.

otorite ve hiyerarşi net şekilde hissedildiğinde yani o sistem korunduğunda, "şarkı eğlence vs" boşluğunda öğrenci geçici olarak otoriteyi ele aldığını düşünerek cozutuyor. daha doğrusu o da otoriteden yararlanmak istiyor fırsat bu fırsat. oysa zaten bunu her zaman elde edebileceğini bilse, öyle bir durumda kafayı yemez, insan gibi davranır. siz bile bu söylemde belki istemeyerek "ulan biz hoca olarak iyilik yapıyoruz yine yaranamıyoruz" yaklaşımındasınız. zihniyet ve sistem burada hatalı zaten. senin orada hiyerarşi kurmana sebep olacak ne var pardon? (nşa için konuşuyorum :D geleneksel türk okulları için değil) öğrencilerin otoriteye değil moderatöre ihtiyacı var. moderasyon da her zaman piramit şeklinde olmayabilir. hatta genelde daire gibidir.

öte yandan hayatının hem fiziksel hem duygusal açıdan en hareketli dönemlerinde 10 saat sırada oturmak, dik durmak vs vs her yerden çomaklanan varlıklardan söz ediyoruz. tepemize çıkıyorlar diye sorumlu tutulacak en son grup öğrenciler bence.
0
rewlack
(10.11.20)
Bizde çocuk aileden dayak yiyip azar işitiyor. Büyükleri kendisine bağırınca yaramazlığı bırakıyor ya da ders çalışıyor. Ülke içindeki toplum yapısı da önemli. Bizim öğrencilere kimse yapılandırmacı yaklaşımla ders anlatamaz ki belki üniv hariç ama orada da pek uygulanmıyor. Dolayısı ile ortaokul öğretmeni bu yapsa öğrenci “eheheh eheheh öğretmene bak ne kadar kibar” der öğretmeni ciddiye bile almaz.
0
cemallamec
(10.11.20)
sen niye sarkı soyluyosun ki?
0
koela
(10.11.20)
Çağdaş eğitim, interaktif ders, katılımı sağlama, derse ilgi çekme bunlar hep dinleyicinizin eğitim seviyesine göre değişik araçlar kullanarak yapacağınız şeyler. Hepsi de iyi niyetlerle yola çıkıyor. İlkokul / ortaokul öğrencisini derse çekmek için şarkı söylersiniz, hoşuna gider, öğretmenini sever, aynı şeyi üniversite öğrencisine yapın, amfi bir anda buz keser.

Eğitim seviyesi ve olursa olsun derse giren öğrenci kendisine ders anlatan kişinin konunun kurdu olduğuna güvenmek ister. Bu güveni sağlayamazsanız dersi sulandırır, kontrolü elinizden alıverir.

Şirket çalışanlarına eğitime giriyorum. İlk zamanlarda gençtim, konuyu biliyorum, ama karşımdaki 30 senedir çalışan afedersiniz ortamın pt'u olmuş adam benim yetkinliğimi sorguluyor. En ufak bir tökezlememde benim üzerimden ego tatmini yapacak. Bu adama espri yapılamaz. Espri konusu olursunuz. Şimdi ben oldum 20 küsur senelik. Hem yetkinliğimi kanıtladım, hem de tecrübe biriktirdim. İlgili esprisini de yaparım, uzatmadan konuya hemen geri de dönerim.

Aklıma geldi Hababam sınıfında bir genç kız öğretmen gelmişti, sınıfın haylazları ağlatmışlardı kızı.
0
SiyamkedisiZorro
(10.11.20)
Yapılandırmacılık için bence sınıflarımız kalabalık,ders süresi uzun ve ders sayısı fazla. Günde 8-10 saat ders işlenen ve öğrencilerin tahta sırada oturduğu ortamda kaliteden bahsedilemez. Öğretmen olduktan sonra kısa bir süre için o sıralara öğrenci olarak döndüm.Ve saatlerce orada oturmanın ne zor olduğunu çok iyi anladım ki çocukların çoğu yeterli harçlıkla okula gelemiyor yani aç bir şekilde okulun bitmesini bekliyor.Çocuğun evdeki durumu da çok önemli. Ama biz -kimsenin beğenmediği- öğretmenler çoğu zaman mucizeyi gerçekleştiriyoruz.
0
oyokbuyoknevar
(10.11.20)
(7)

Dersi ile dalga geçilen bir sınıfta öğretmen

psmstc
Nasıl tavır sergilemelidir? Kademe lise sonBaşarı düzeyi düşük öğrencilerDerse karşı ilgisizler
Nasıl tavır sergilemelidir?

Kademe lise son
Başarı düzeyi düşük öğrenciler
Derse karşı ilgisizler
0
psmstc
(18.10.20)
Ben de düz lisede, başarı düzeyi düşük bir sınıfta okudum. Dolayısıyla az çok yaşananları tahmin edebiliyorum. Öğretmen ne kadar kasarsa o kadar çok alay konusu olur. Gerek yok dolayısıyla. Öğrenciler alay ettikçe o da gülerse, öğrenciler dersi kaynatmaya çalıştığında o da öğrencilerle konuyu dağıtıp muhabbet ederse, yavaş yavaş öğrenciler dersle ilgilenmese bile kendisine karşı bir sevgi ve saygı duymaya başlıyor. 40 dakika ders işlemeye çalışıp da işleyemeyip sinir krizi geçirmektense "Çocuklar, 20 dakika ders işledikten sonra sizi bırakacağım." gibi ödüllendirmeler de işe yarayabilir. En azından 20 dakika boyunca dersi dinlerler.
0
hitokiri kenshin
(18.10.20)
Canlı ders için soruyorsanız öğrencilerin mikrofonunu, görüntüsünü kapatıp dersi anlatabilirsiniz. Yüz yüze dersler için soruyorsanız öğrenciler 12. sınıf ve okul bitse de gitsek derdindeler. Maalesef sınav kaygısı olan öğrenci dersi dinliyor. Zorlamaya çalışmayın. Günlük olaylarla ilgili sohbet etseniz, kendilerini ifade edebilecekleri sorular sorup onları dinleseniz daha iyi olur. İlla konu anlatacağım diye düşünmeyin. Bir iki ders öyle geçebilir.İlerleyen günlerde test verirsiniz. Testteki her soruyu çözdürmeye gerek yok. Birkaç soruyu seçip birlikte okuyarak öğrencilere çözdürün.( Sözel bir ders olduğunu varsaydım.)
0
oyokbuyoknevar
(18.10.20)
Cosmicstring'in dedikleri doğrudur ama öğretmenlikte zamanla kazanılan, bilgi ve tecrübe gerektiren şeylerdir.

Bu gibi olayların çok normal olduğunu unutmayın. Zamanla ne yapmanız gerektiğini anlayacaksınız.
0
oyokbuyoknevar
(18.10.20)
Öğretmen siz misiniz? Başkası adına soruyorsanız ona göre yanıtlamak lazım. Bu haliyle ne söylense havada kalır. Derse mi ilgisizler, öğretmene mi, okula mı? Öğrencilerin alanı ne? Ders ne?

Soruyu soruş tarzınızdan öğretmenin siz olmadığınızı çıkarıyorum.
0
lancelot du lac
(18.10.20)
türkiyeye has salakca bir sorun bu.

almayanda bir lise öğrencisi bunu yapsa, sınıfın disiplininin bozmaktan sınıftan atılır, birkaç tekrar yaparsa okuldan atılır.
sınıftan ve okuldan atma yetkisi vermeyen devlet ve vatandaşları hiçbir çabanızı hak etmiyor.
dönün kıçınızı sınıfa, tahtaya yazın anlatın.
hiçbir soruya cevap vermeyin, hiçbir soru sormayın.
hatta soru soran öğrenciye "az ye özel hoca tut amk" diye ters cevap verin.
okey masası kurup oynasalar dönüp bakmayın.
sınıfta birbirini bıçaklasalar ilgilenmeyin.
kim için, ne için , hangi toplum için çabaladığını allah aşkına durun 2 saniye düşünün ? değermi ? değmez. bitti.
0
aslindasorunumpsikolojik
(19.10.20)
Lise 2-3, fen sinifi haliyla tarih cografya edebiyat falan kimsenin umrunda degil, millet arka siralarda matematik fizik cozuyor.

Bir edebiyat hocamiz vardi, 60'i gecmis. Gun gelirdi hocam derdik, derslerden baydik dertleselim. Zaten ergenlik mevzulari, herkesin kafa bir dunya. Peki derdi, butun ders havadan sudan konusurdu, hayat dersi verirdi. Sonraki ders gecen ders kaytardik, bu ders hizli gidip arayi kapatacam derdi, herkes pur dikkat dinlerki cit cikmazdi ki adam sikintiya girmesin. Sert yaptigi zaman da tirsardin ama, tersi kotuydu, pek kizdirmazdik. Adamin en buyuk gururu hic ogretmen masasina oturmamasiydi, sinif defterini alirken, yoklama alirken bile oturmazdi, hep ayakta anlatirdi, butun siralari dolasirdi, sinifa cok hakimdi arkasinda gozleri var gibiydi. 2 senede bir suru ani biriktirdik, hala arkadaslarla konusuruz.

Hocanin saygiyi bir sekilde kazanmasi lazim, karsisindakiler artik yetiskinlige adim atmak uzere olan bireyler herseyin farkindalar. Bir dersi bos gecirsin, derdinizi anlatin dinliyecem desin. Gerekirse sert tartisirsin ama meseleyi cozersin. Onlarla abi/abla kardes iliskisi kurarsa isler yoluna girer.

Yukardaki edebiyat hocamiz birkac ay once vefat etti, hep iyi sekilde hatirlacam kendisinin bizde emegi buyuktur. Bir baska secenekde soru soran öğrenciye "az ye özel hoca tut amk" demek. Bak oyle hocalarim da oldu. Onlari da malesef her seferinde bela okuyarak hatirliyorum.
0
cooperr
(19.10.20)
Öğretmen değilim ama meslek lisesinde ders verdim. Çok sıkıntılı tipler değillerdi ama yine de sahip olamıyordum öğrencilere, 10-15 dakika sonra kaynamaya başlıyordu sınıf.

Babam da 30 yıllık öğretmen, bir gün aynı sınıfta nasıl ders anlattığını gözlemlemek için derse girip izledim. Görünürde özel bir çaba sarfetmemesine rağmen çocuklar mum gibi dinliyorlardı. Başta anlam veremedim, ama ders dışında öğrencilerle olan iletişimini görünce taşlar yerine oturdu.

Öncelikle kimseye zorla bir şey öğretemezsiniz. Çoğunluğu derse ilgisizse salın onları, sadece sessiz kalmalarını sağlasanız yeter. İkna etmeye çalışabilirsiniz tabi ama olmazsa olmaz, o ayrı bir konu.

İkincisi, öğrencileri küçük görmeyin. "Başarı düzeyi düşük" de olsa insanlar ve çok yüksek ihtimal aptal değiller, sizin onlar hakkında ne düşündüğünüzü gayet rahat anlıyorlar. Saygılı olun, karşınızda insan olduğunu unutmayın. Karşılığını görürsünüz.

Üçüncüsü de öğrencilere bireysel iletişim/bağ kurmaya çalışın. O yaşta çocuk sizin de kendisinin de ne yaptığını anlayamayabiliyor, bence çok normal, ben de anlamıyordum. Bunu anlatın, ama böyle tepeden bakan, ders verir bir edayla değil. Derdinizi anlatın, ikna etmeye çalışın.

Ben sorunu nasıl çözdüm onu anlatayım, sınıfta 30 öğrenci vardı, 5 tanesi falan dersle ilgileniyordu, gerisi pek takmıyordu. Önde oturan bir öğrenci sürekli sağa sola bulaşıyordu, dersi durdurdum, çocuğa adıyla seslenip niye böyle yaptığını sordum. Önce azarlıyorum sandı, özür falan diledi. Azarlamadığımı açıkladım, niye ilgi göstermediğini sordum, sebeplerini öğrendim. Ondan sonra da onlara işkence yapmak için değil yardımcı olmak için orada olduğumu, yine de dersi dinlemek istemeyen olursa arka sırada oturup kitap/telefon/test vs. sessiz bir şekilde dersi dinlemeyebileceğini söyledim. İlgi göstermeyen yine göstermedi (ve onların ilgisini nasıl çekebileceğimi hala bilmiyorum) ama dersi sabote eden olmadı, ilgilenenlerle çok güzel ilerledik biz de. Yine arada sıkılan oluyordu, fıkra falan anlatıyordum, 5 dakika rahatlattıktan sonra toparlayıp devam ediyordum falan.

Babamın bir de sınıf içinde sürekli yürüme, zamanı iyi yönetme, kılık kıyafet, ses tonu vs. gibi 50 tane trick'i var, hepsini öğrenecek zamanım yoktu benim. Ama madem öğretmensiniz tecrübeli olanlardan bunları öğrenin, sizin işiniz bu.
0
plutongezegendegilmi
(19.10.20)
(6)

istanbula yakın trekking bölgesi

rentts
istanbul a böyle max 3-4 saat mesafede trekking yapabileceğimiz (kaybolmadan:) mekan tavsiyeniz var mıdır?20–25 km max parkurlar tercihimizdir.göllü nehirli şelaleli vs olsa ne güzel olur.
istanbul a böyle max 3-4 saat mesafede trekking yapabileceğimiz (kaybolmadan:) mekan tavsiyeniz var mıdır?
20–25 km max parkurlar tercihimizdir.
göllü nehirli şelaleli vs olsa ne güzel olur.
0
rentts
(17.10.20)
Ulaşabilirseniz Sakarya, Akyazı, Yörükyeri bayağı iyiydi. Yine Sakarya'da Karagöl Yaylası'nı da tavsiye ederim.
0
dissendium
(17.10.20)
Bolu/Abant ve Yedigöller ve yine Bolu/Seben ilçesi taraflarında mevcuttur. Doğayı, yeşili ve maviyi bir arada bulabileceğiniz trekking parkurlarının olduğu bir bölgedir. Araç ile 2,5 saatte buradasınız. Bekleriz, her konuda da yardımcı oluruz.
0
pccopath
(17.10.20)
Yalova'da hafta sonları geziler oluyor. Facebook'tan bulabilirsiniz.
0
oyokbuyoknevar
(17.10.20)
Kocaeli Maşukiye Derbent Kartepe
0
fempusay
(17.10.20)
catalca da cok miktarda yer var, cilingoz bunlardan biri, dere icerisinde yuruyus, ufagindan göl şelale falan da var ama parkur icin birilerine danismak gerek, kaybolma riski olabilir
0
alttaraf
(18.10.20)
Kocaeli Aytepe yürüyüş parkuru. 15km civarıydı yanlış hatırlamıyorsam.
0
desdenova34
(18.10.20)
(9)

suyun lezzeti var mı?

nahtoderfahrung
ekşide su markaları, su filtreleri, su arıtma sürahisi bilmemne başlıklarını okurken aralara serpiştirilmiş suyu lezzetli yapıyor cümlesi görüyorum acayip garip geliyor bana suyun ne lezzeti olabilir? bulunduğu haznede kokmadığını farzedersek bunun dışında suyun tadı hep aynı değil mi? yani h2o olar
ekşide su markaları, su filtreleri, su arıtma sürahisi bilmemne başlıklarını okurken aralara serpiştirilmiş suyu lezzetli yapıyor cümlesi görüyorum acayip garip geliyor bana suyun ne lezzeti olabilir? bulunduğu haznede kokmadığını farzedersek bunun dışında suyun tadı hep aynı değil mi? yani h2o olarak ele aldığımızda içinde herhangi katkı olmayan su aynıdır abi, brita sürahi alınca içine köfte harcı aroması mı veriyor suyun?
0
nahtoderfahrung
(15.10.20)
tam olarak lezzet denemez ama tat farkı oluyor. muhtemelen tat kastediliyor zaten.
0
candide
(15.10.20)
tadı olmayan saf su (h2o). içtiğimiz suda mineraller var. bunların miktarı suyun tadını etkiliyor.
0
slow like honey
(15.10.20)
Lezzetli, yumuşak içimli su dünyanın en üstün içeceğidir. Gerçekten sular arasındaki lezzet farkını ayırtedemiyor musunuz?
0
adivar
(15.10.20)
reklam gibi olmasın ama Abant su bana lezzetli geliyor
0
delicevat
(15.10.20)
Çene Suyu var mesela İzmit'te çok hafif. ben öyle su seviyorum.
0
oyokbuyoknevar
(15.10.20)
eskiden kimya ders kitabında, "renksiz, tatsız, kokusuz" diye yazardı. :-)
nasıl salak bir tanımmış :-)
0
ankara06
(15.10.20)
mineral bileşimleri +1

evinden uzaklara gidip orada çıkan suyu içmeyen insan suyun da bir tadı olduğunu anlamaz diye bir cümle okumuştum. şişe sular herkes içsin diye bir noktaya kadar idealize ediliyor sanırım, çok bariz yakalayamıyorum tat farkını ama yerel marka / musluk sularında fark var. üşenmeyip iki bardağa iki farklı bölgeden şişe veya musluk suyu doldurup birer fırt çekip deneyin bakalım
0
engelbert humperdinck
(15.10.20)
Plastik şişeden ve cam şişeden içilen suyun tadı bile farklı iken birde kaynağından içilen suyu tatsanız asla böyle konuşmazdınız.
0
zekicalik
(16.10.20)
hayır, hepsinin tadı aynı değil.
içiminden ve tadından hiç hoşlanmadığım ya da içmeye doyamadığım sular var.
içindeki mineralden, bulunduğu şişeye kadar her şeyden etkileniyor tadı bence.
ama onun dışında suyun kendi lezzeti olduğuna da inanıyorum.
en azından benim için öyle.
0
blatta hiberna
(16.10.20)
(11)

miyop biri deniz kenarında ne yapar

qazedcsrfvtyhngujmkol
astigmat da var. eskiden her ne kadar doktorlar önermese de lensle halletmeye çalışıyordum bu sene pek kullanasım gelmiyor. ama aklıma başka yöntem de gelmiyor. körlük seviyesi denizden çıkınca şezlongu bulamama ve denizdeki kimsenin yüzünü seçememe. daha pratik bi yol var mı.
astigmat da var. eskiden her ne kadar doktorlar önermese de lensle halletmeye çalışıyordum bu sene pek kullanasım gelmiyor. ama aklıma başka yöntem de gelmiyor. körlük seviyesi denizden çıkınca şezlongu bulamama ve denizdeki kimsenin yüzünü seçememe. daha pratik bi yol var mı.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(20.06.17)
Evet belirgin bir şeye hizalama taktiği. Bi binanın köşesine falan.
0
freetakilir
(20.06.17)
Aynı dert bende de var. Nefret ettiğim nadir şeylerdendir.

@free Akıntıyla açılınca gidebiliyo o belirgin noktalar da :(

Numaralı havuz/deniz gozlukleri var aslinda hazir. Speedo satiyodu. Astigmati duzeltmiyolar ama bi yere kadar gorus saglayabiliyo. Belki onlari deneyebilirsin.
0
bartman
(20.06.17)
Havuzda babam yerine baska bir adama el salladiktan birkac ay sonra lazer oldum. Hayatimda verdigim en dogru karardi.
0
duru arsnova
(20.06.17)
lens kullaniyorum ve islanmak icin degil yuzmek icin, zaman gecirmek icin denize giriyorsam mutlaka deniz gozlugu takiyorum yoksa hizalama falan yalan oluyor, sudan cikinca balik gibi havlunu ariyorsun.
0
kassiopeia
(20.06.17)
lens kullanmamı doktor yasakladıktan sonra denize bile gözlükle girer oldum. gözlükteki su damlası bile görememekten iyidir
(göz derecem astigmatlı 4 ve 5)
0
part time pollyanna
(20.06.17)
çok pratik olmayabilir ama bence optimal yol lens + kaliteli deniz gözlüğü + dalgası deniz
0
otonomo
(20.06.17)
Önceden denize giderken lens takmıyordum. Yanımda hep birileri olduğu için şezlong arama derdi olmuyordu. Ama etrafı göremiyordum tabii. Sonra bundan 4 5 sene önce yeterr deyip lensle denize girmeye başladım. Muhteşem deniz ve dağ manzarasını kaçırıyormuşum haberim yokmuş. Denize kafanı sokup gözünü açmadıkça ve deniz üstünde abartılı hareketler yapmadıkça sorun olmaz bence. Lensin düşmesi ya da mikrop kapma gibi bir durum yaşamadım. Denizden çıkınca yüzünü yıkarsan da iyi olur.
0
oyokbuyoknevar
(20.06.17)
Ben gözlerimi kısarak durumu kurtarıyorum:)
0
nothing in my way
(20.06.17)
günlük lenslerden alıp günün akşamında atabilirsin.
0
kayranin kedisi
(21.06.17)
numarali deniz gozlugu al.
0
gizli vezne
(21.06.17)
Lens + normal deniz gözlüğü
0
Sulfoxaflor
(21.06.17)
(17)

Ben nasıl şaraba alışabilirim?

qazaqwsx
Merhaba,Ben bu konuda müzdaribim..Diğer her türlü alkollü içeceği tüketebiliyorum. Bazılarını seviyorum bazılarını sevmiyorum. Yalnız ben bu şarabı hiç boğazımdan bile geçiremiyorum yıllardır. çok denedim olmuyor...Bazen gerçekten ihtiyacını duyuyorum çünkü büyük kolaylık..Eve biri mi geldi aç müziğ
Merhaba,

Ben bu konuda müzdaribim..

Diğer her türlü alkollü içeceği tüketebiliyorum. Bazılarını seviyorum bazılarını sevmiyorum. Yalnız ben bu şarabı hiç boğazımdan bile geçiremiyorum yıllardır. çok denedim olmuyor...

Bazen gerçekten ihtiyacını duyuyorum çünkü büyük kolaylık..Eve biri mi geldi aç müziği şarabı ne kolay.. Bir ev partisine mi gideceksin kap bir şişe şarap git..misafirliğe mi gidiyorsun al hediye olarak şarabını çal kapıyı..her yere six pack taşınmıyor haliyle komik oluyor zaten fazla da işe yaramıyor haliyle...

Ya duyurunun şarapçıları bana yol gösterin. Neyle tüketirsem ya da hangi markalarla başlarsam ben alışırım buna.. ne yapayım?

not: bazen bazı müzikler dinliyorsun, diyorsun ki ben de şarap içijem !

edit : @veritaslibertas hatırlattı tek sıcak şarap içebiliyorum ama isteğim o değil.
0
qazaqwsx
(07.06.17)
öğrenci evinde iken aldığımız şarap kötü çıktığında gazozla karıştırırdık. ilk etapta denenebilir.
0
zgrydn
(07.06.17)
sıcak şarap yapın. yapımı çok kolay. hem çok güzel oluyor hem de içimi rahat.
edit: şargoz+1 o zaman
0
veritaslibertas
(07.06.17)
Bazen olmuyorsa olmuyordur,

Rose ile başlayabilirsin, Casal Mendes iyidir
Kırmızı istersen "Sevilen" diye bir marka var, fiyat performans konusunda inanılmaz başarılı geliyor bana. Gidip doluca ancyra falan alırsan içemezsin.
+ yemek ile tüketerek başla, et yemeklerinin yanında kırmızı şarap çok güzel gider örneğin.
0
skulldragon
(07.06.17)
10 yıldır sadece şarap içiyorum. Ağzıma başka hiç bir alkol sürmedim. Ben şaraba bir tema olarak yaklaşıyorum edebiyatı, tarihi, yapım şekli, yılı ve mezesi. İçerken adeta konsantre oluyorum ve o şekilde çok keyifli oluyor.
0
ugrcn
(07.06.17)
şarap sevmiyorum ben. buruk şaraplar dışında da içemem, net.
0
antikadimag
(07.06.17)
ayyaş olacaksan gazoz veya kolayla karıştırabilirsin "ucuz" şarabı.

onun dışında üslubuyla içeyim baabında anlatmışsınız. onun için bir şeyle karıştırmaktan ziyade yanında tükettiklerini gözden geçirebilirsin. elmayla beraber deneyebilirsin.

şaraptan şaraba da tat çok fark ediyor. kendine uygun şarabı bulduğunda muhtemelen ondan devam edersin. o yüzden farklı şarapları denemeye devam et.
0
neseranni
(07.06.17)
migrostan 34 liraya (git: leona blush) alinir ve buzluga atılır yaklaşık 30-45 dakika sogumaya bırakılır akabinde afiyetle icilir.

icemezseniz gelin beni bulun, garantisi benim!!!
0
ofis canlisiyim multinetle beslenirim
(07.06.17)
ben sarabi severim genel olarak ama sevmeyen arkadaslarim icin hep su oneriyi vermisimdir; sangria ya da meyveli saraplardan baslayin. sangrianin hazir hali de satiliyor ama ben evde yapiyorum. ozellikle yazin bayila bayila iciyoruz valla. 'ben sarap icemem' diyen arkadasim bile bir kere icti, simdi her geldiginde istiyor.

meyveli saraplar da kirmizi saraplara oranla daha az buruk oluyor. yolunuz duserse sirince'de cok guzel meyve saraplari var. metro marketlerde de cok cesitli oluyor.


boyle boyle baslayip zamanla icebilir kivama getirebilirsiniz. ha sevemiyorsaniz zorlamaya da gerek yok aslinda. yukarda saydiklarimla idare edersiniz.
0
fraise
(07.06.17)
Leona blush +1
0
oyokbuyoknevar
(07.06.17)
Alkolün buruk tadını çok da sevmeyen bir insan olarak, Blush'lar bizim gibiler için iyi gerçekten. Meyve bir şeyleri hafifliğinde oluyor. İçilebiliyor.

Ben de Pinot Grigio tipi bir Blush tavsiye ederim. Pinot Grigio hem hafif, blush daha da hafif, su gibi içilir.
0
aychovsky
(07.06.17)
Blush olabilir ki rose frizzante gibi bir seydi yanilmiyosam.
Ya da prosecco tarzi deneyebilirsin.

Bence saraba alismak icin meyve sarabiyla baslanmaz, ortalama fiyatlilari (3-4€ degil de 8-10€ bandindakiler) Her seferinde degistirerek yemekle kombine ederek deneyebilirsin.

Sarap guzeldir, arkasinda hikayesi vardir.
0
kuehles blondes
(07.06.17)
ben de kirmizi sarap icemem ama alternatiflerim var.
meyveli saraplari dene, sicak sarap seviyorsan onlari da seversin
favori siram yaban mersini, yoksa visne veya nar (nar cok sekerli geliyor) diye gidiyor
onun disinda beyaz sarap seviyorum
migrosta en son 11 liraydi beyzade sarabi var, gordugum enn ucuz sarap ama icebildigim en rahat sarap kesinlikle kopek olduren degil :)

bir de hala olmuyorsa peynirle birlikte icmeyi dene, ben bi yudum kirmizi sarap yudumlayip bir dilim cheddar peynir atiyorum agzima hosuma gidiyor. sarap severler belki sevmez bunu ama benim hosuma gidiyor

son olarak, hala denemek istiyorsan kirmizi sarabi visne suyuyla karistir, 2. ve 3. kadehe gectikce koydugun visne suyunu azalt o da ise yarar
0
part time pollyanna
(08.06.17)
Sadece büyük kolaylik degil, ayni zamanda da kalorisi en az ve saglik sorunu (abartmazsan elbette) yaratmayacak keyifli icecek. Bir ton cesidi olmasi da güzel, secenek cok.

Baslangic sarabi olarak dömisekler ve tatli saraplar ve genellikle taze saraplar tercih edilir.

Kirmizi ile baslama derim, zaten yaz mevsiminde soguk beyaz gibisi mi var. Baslangicta yine de yarim siseden fazla icme bir iciste, mayali icecekler mide bulandirici olabilir alisik degilsen.

Öneriler: Iris Adakarasi Rose,Yazgan Rose, Umurbey Chardonnay.

Kirmizilar belki bir 40, 50 sise sonra.
0
buf-e kür
(08.06.17)
dedim dedim de kime dedim
(08.06.17)
yurtdışından dönmeye bi kaç gün kala otele giderken içecek bişeyler alasım geldi. herşey 6'lı paketlerde olduğundan ve kalan süremde onları bitiremeyeceğimden soda şişesi ebadında 6'lı beyaz şarap almıştım. meyveli gazoz gibi bişeydi, 3'ünü ardarda içtim. markasını hatırlayamıyorum ama misket üzümü şarabı olduğunu hatırlıyorum. internetten baktığımda burada karfur'larda satıldığını görmüştüm.

edit: işte bu www.walgreens.com
0
manuel mandalina
(08.06.17)
Damağın sarmadıysa zorlama. Zorlamak istersen :

(bkz: sangria)
0
kimlanbu
(08.06.17)
Kırmızı şarap olarak, frontera merlot deneyebilirsin. Büyük marketlerde oluyor. Ben içimi hafif olduğu için çok seviyorum, su gibi akıyor.
0
peggy
(08.06.17)
(9)

okumayı bıraktım. çok mu aptalım?

nigeo
selamlar,gençken iyi okurdum. fena sayılmayacak bir altyapım olduğunu düşünüyorum.şimdilerdeyse hiç okumuyorum.iş güç, dizi film derken vaktim kalmıyor diyeceğim ama yalan olacak; boş vaktim varsa da kitap okumuyorum.internetli dünyada normal sayılır mı artık?
selamlar,

gençken iyi okurdum. fena sayılmayacak bir altyapım olduğunu düşünüyorum.

şimdilerdeyse hiç okumuyorum.

iş güç, dizi film derken vaktim kalmıyor diyeceğim ama yalan olacak; boş vaktim varsa da kitap okumuyorum.

internetli dünyada normal sayılır mı artık?
0
nigeo
(01.06.17)
Ben düşünmeyi bile bıraktım. Aklıma bişey takıldığında hop telefonu elime alıyorum, oradan oraya derken nerden başladığımı bile unutuyorum.

Bu çok tartışıldı daha önce, temel sebeplerden biri, kaydıra kaydıra ve üstünkörü göz atarak okumaya alıştık internet yüzünden, bu nedenle kitap okumak sabır gerektirir bi iş haline geldi ve biz buna gelemiyoruz. Ben filmlerde bile bu durumdayım.

Çare olarak belli vakitler telefonu ele almayı kendine kısıtlayabilirsin, oyalanacak bişey aranmaya başladığında kitap al eline. Ben çantamda en az iki kitap, bir makale taşıyorum. El altında olunca, eskiye göre az olsa da, ucundan kıyısından okuyorum bişeyler.
0
manuel mandalina
(01.06.17)
Normal sayılmaması lazım. Günde on beş dakikani ayırmakla ve ince kitaplarla baslayabilirsin.
0
elorelia
(01.06.17)
Senin gibi olan bir iki kişi daha biliyorum. Bu sanırım yeni nesil teknolojinin getirisi, telefondan gereksiz tüm uygulamaları silin. Telefon ile kaç saat oynadığınızı gösteren uygulamalar var onlardan kullanınca insan rahatsız oluyor.
0
gozu acik sevisen yahudi
(01.06.17)
ben de biraktim, daha iyi boyle ya bosver
0
cedex
(01.06.17)
Dusunmeyi biraktim +1 -1

Yakin zamanda yeniden toparladim. Baktim benim lisede okdugum kitaplari millet universitede okuyor bir de bundan prim yapiyor ben gerizekali miyim bu insanlar bir sekilde gec de olsa okuyor ben napiyorum dedim tekrar beynimi cebimden cikarip kafama koydum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.06.17)
boş vaktim var diyorsunuz fakat sanırım insan tüm gün çalışıp yorgun argın eve geldikten sonra pek de kitap okuyabilecek zihinsel açıklıkta olmuyor. üstelik kitap okumak gibi yoğun konsantrasyon gerektiren uğraşlar, belirli bir zaman diliminden fazlasını gerektiriyor. öyle günde bir saat, akşamları okuyayım, metroda on beş dakika okuyayım diyerek olmuyor. üstelik çağ hız çağı, akıllı telefonlar, vesaire, zihin oradan oraya atlamak istiyor, bu dinamizm sürekli konsantrasyonu bozuyor. sizin aptallaşmanız değil, çağa ayak uydurmak durumunda kalmanız bunun sebebi. bazı insanlar gerçekten olağanüstü bir çaba sarfederek, işten güçten kalan bir-iki saatlik vaktini zihinsel uğraşlara ayırabiliyorlar, ben de hep özenmişimdir. ben de çabuk dikkati dağılan bir insanım ve bazen sırf yorgunluktan vaktim olmasına rağmen aksatıyorum okumayı.

kitap okumak (gerçi ne okunduğuna göre de değişir ama), sizin hayatınızda gerçekten önemli bir yer teşkil ediyorsa, yani önemli olduğunu düşünüyorsanız, bence bir şekilde iradeli olup azıcık da olsa vakit ayırmak gerekiyor. çağın en büyük sorunu hız ve bizim bu hızı yavaşlatmamız gerek. yoksa işte, öyle çarkın dişlilerinden biri olarak, ya da makinedeki minik bir vida olarak yaşamaya devam edeceğiz, kalan azıcık zamanda da zihnimizi uyuşturacağız ki insan olduğumuzu hatırlayıp sistemden soğumayalım.
0
fleur du mal
(01.06.17)
Ben de senin gibiydim sonra Goodreads'e kaydoldum. Orası beni yeniden gaza getirdi. Okuyan, kitaplar hakkında o kadar yorum yapan, tartışan, senede yüzlerce kitap okuyan kişileri görünce kendimden utandım.

Kendime bir hedef belirledim. Senede şu kadar kitap okuyacağım diye bir hedef. Şimdi kendimi utandırmamak için okuyorum. Okudukça da hoşuma gidiyor. Kendimi iyi hissediyorum.
0
i m cool with that
(01.06.17)
2-3 yıl roman okumadım. Ben de film, dizi bağımlısı olduğumu düşünüyordum; ama bilgisayarda e-book okumaya başladığımdan beri haftada 200-300 sayfa okuyorum. Maillerim ve takip ettiğim internet siteleri elimin altında olunca kitaba konsantre olabiliyorum.
0
auroraaurora
(01.06.17)
Geçen ay bir kitabı zor bitirdim.dünden beri iki kitap okudum üçüncüsüne başladım.bu arada internetle vakit öldürüyorum. televizyon izlemeye de vakit kalıyor. Kitap işi çok acayip, anlatılamıyor. Kendime göre kitap buldum mu keyifli keyifli okuyorum. Sanki çok güzel bi tatlı var önümde gibi hissediyorum.sana uygun kitap önerecek insanlar bulman lazım. İnce akıcı kitaplardan başlayabilirsin.
0
oyokbuyoknevar
(01.06.17)
(17)

Hayat felsefesi yaptığınız atasözleri var mı

Vse budet horosho
Ya da deyim gibi şeyler. Varsa nedir?Benim ilk düsturum rus atasözü olab "kurtlarla arkadaşlık yapacaksan baltanı yanından ayırmayacaksın"Sizin?
Ya da deyim gibi şeyler. Varsa nedir?

Benim ilk düsturum rus atasözü olab "kurtlarla arkadaşlık yapacaksan baltanı yanından ayırmayacaksın"

Sizin?
0
Vse budet horosho
(07.05.17)
Emeksiz yemek olmaz
0
nodrama
(07.05.17)
Yaşlanıyorum ama büyümüyorum
0
basond
(07.05.17)
ayağını yorganına göre uzat.
0
dedim ben sana
(07.05.17)
her şeyin başı sağlık.
ucuz mal alacak kadar zengin değilim.
0
sta
(07.05.17)
taze sipa sert ossurur.
0
tezek
(07.05.17)
Olmaz deme olur
0
jazzabel
(07.05.17)
Sonunu dusunen kahraman olamaz.
Azdan az coktan cok gider.
Soru sormuyorum hesap soruyorum.
Kapi kapi dolasma vakti bitmistir. Yazihanecilik bitmistir. Bundan boyle kendi kapimiza hakim olucaz. It de ugrar cakal da ugrar aslan da ugrar. Ite it gibi cakala cakal gibi aslana aslan gibi davranicaz.
0
brad pitt
(07.05.17)
bir3iki7
(07.05.17)
halim itten beter keyfim paşada yok
0
ercumentcozer
(07.05.17)
Hope for the best but prepare for the worst.
Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.
0
kulagina kupe olsun
(07.05.17)
Allah'ın acelesi yok.
0
oyokbuyoknevar
(07.05.17)
Sonunu düşünen kahraman olamaz.
0
bigbadabum
(07.05.17)
@brad pitt abi raconlu ecdadlı dizi izlemeyi biraz azalt istersen :(

"You are the only one who can limit your greatness. You are enough."
0
duru arsnova
(07.05.17)
hayat felsefem değil ama bu hayatta tecrübe ettiğim ve sonrasında kulağıma küpe olarak duran şu var :

-don't put all your eggs in one basket
0
qazaqwsx
(07.05.17)
atasözü değil de özlü söz.
You may delay, but time will not.
Benjamin Franklin
0
hayır
(07.05.17)
Abla deme lazım olur.
0
dissendium
(07.05.17)
Geç gelen adalet adalet değildir
0
mutlusismankedi2015
(07.05.17)
(3)

Bireyler seçimlerinde çevresindeki faktörlerden etkilenir mi?

gkn
Bence etkilenir. Örnekleri; (Sosyal etki deniyormuş)1) Yolda yürürken kalabalık bir grubun bir yerde toplandığını gördüğünüz zaman ne yaptıklarını merak edip gruba katılırsınız.2) Toplum içinde bir insanın bize dikkatlice baktığını fark ettiğimizde hemen kendimize çeki düzen vermeye çalışırız.--o--P
Bence etkilenir. Örnekleri; (Sosyal etki deniyormuş)

1) Yolda yürürken kalabalık bir grubun bir yerde toplandığını gördüğünüz zaman ne yaptıklarını merak edip gruba katılırsınız.
2) Toplum içinde bir insanın bize dikkatlice baktığını fark ettiğimizde hemen kendimize çeki düzen vermeye çalışırız.

--o--

Peki siz insanların tepkileri/söylemleri nedeniyle karakterinizde ve davranışlarınızda değişikliğe gittiniz mi?

Mesela, lisede tesbih sallayan bi arkadaşım vardı, bugün görüştüm unilever'de işe girmiş, tesbih sallamayı da bırakmış.

Konuyla ilgili birkaç örnek lazım.
Teşekkürler.
0
gkn
(25.01.17)
sosyal psikoloji bu konuda bir çok örnek içerir.

en ünlülerinden biri
eksisozluk.com
0
red g
(25.01.17)
Yaya gecidinde kendisine kirmizi yanmasina ragmen yayalardan biri atlarsa digerleri de koyun gibi atliyor yola. Hic sasmaz.
0
rusyalı kozmonot
(25.01.17)
(bkz: asch deneyi)
0
oyokbuyoknevar
(25.01.17)
(5)

Whatsapp'da gruptan gizlice çıkmak mümkün mü?

kallesnikof
Akrabalarımın eklediği bir grup var. Silersem sitem edecekler görünce. Ancak hergün tonla paylaşım yapıyorlar. Saçma sapan fotoğraflar atıyorlar, ibretlik yazılar kopyala yapıştır dolduruyorlar. Gizlice çıkmanın bir yolu var mı? Telefon numarasını değiştirsek görünüyor. Programı silip yeniden yükles
Akrabalarımın eklediği bir grup var. Silersem sitem edecekler görünce. Ancak hergün tonla paylaşım yapıyorlar. Saçma sapan fotoğraflar atıyorlar, ibretlik yazılar kopyala yapıştır dolduruyorlar. Gizlice çıkmanın bir yolu var mı? Telefon numarasını değiştirsek görünüyor. Programı silip yeniden yüklesem sıfırlanmış olur mu acaba? Ne yapmalıyım?
0
kallesnikof
(24.01.17)
Maalesef mümkün değil.

Grubu sessize al, bildirim gelmez, günde bir kez açıp yanındaki sayıyı sıfırlarsın olur biter. Ancak (iPhone için) ana ekranda uygulama ikonunun yanında o notification sayısı görünecek ne yazık ki.
0
long live rock n roll
(24.01.17)
Sil tekrar yukle oluyor.
0
oyokbuyoknevar
(24.01.17)
insanları çok fazla önemsiyorsunuz :) başkaları kırılıp, gücenecek ya da sitem edecek diye kendi konforundan neden vaz geçesin? öğrenci misin çalışan mı bilmiyorum ancak illa kırmak istemiyorsan -öğrenciysen eğer- ders çalışıyorum. bildirim çok fazla geliyor, dikkatim dağılıyor. o yüzden çıkmak zorundaydım de. sınavlardan sonra beni geri alın mutlaka falan de. ya da benim gibi yap; direkt çık. sitem ederlerse de bildirimler rahatsız ediyordu de. yalan söylemek zorunda değilsin. bizim akrabaların da böyle saçmasapan bir gurubu vardı. paso yediklerini içtiklerini, evlrine aldıkları sucukları bile görgüsüzce paylaşıyorlardı. üstüne bir de herkes kendi doğurduğunu paylaşıp sevgi ilgi sözcükleri bekleyince tahammül edemeyip direkt çıktım. açıklama yapmak zorunda de-ğil-sin! ben geç öğrendim bunu ama temiz oldu. sen de öğren artık.
0
theguardianofthecemetery
(24.01.17)
silip tekrar yüklemekle olmuyor. ben telefon değiştirdim gruplar hala duruyor.
0
catch the arrow
(24.01.17)
long live eock n roll un söylediğine cevap olarak:

Ayarlar>bildirimler>whatsapp>uygulama işareti
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(24.01.17)
(7)

Abiler paragraf soruları hakkında yorumlarınız

ya ben lan neyse
Türkçe dersindeki paragraf sorularını en kaliteli öğretmenler bile yüzde yüz çözemiyor, illaki takılıp şüphe ettikleri, zaman zaman yanlış yaptıkları olabiliyor. diye düşünüyorum.ne diyorsunuz? yorumlarınız nedir?
Türkçe dersindeki paragraf sorularını en kaliteli öğretmenler bile yüzde yüz çözemiyor, illaki takılıp şüphe ettikleri, zaman zaman yanlış yaptıkları olabiliyor. diye düşünüyorum.

ne diyorsunuz? yorumlarınız nedir?
0
ya ben lan neyse
(02.01.17)
Herkes soruya kendinden bir şey katıyor. Bir paragrafta kedi tekmeleyen bir adamdan bahsediliyorsa soruyu çözen kişi şıklarda şerefsiz kelimesini arıyor. Bu şekilde soru çözülmez. Soru çözümünde olabildiğince nesnel olmak gerek.
0
dissendium
(02.01.17)
hayatımda hiç paragraf sorularına özel olarak çalıştığımı hatırlamıyorum. ancak annem ve babam sağolsunlar, okumayı öğrendiğim günden bugüne düzenli kitap okuma alışkanlığını aşıladılar. dershanelerde insanlar paragraf sorusu çözerken ben kitap okurdum. yanlışım tabi ki olurdu ancak genelde kendime en çok güvendiğim yer paragraf soruları olurdu. hatta yds'de bile bu böyle. yani ingilizce paragraflarda bile çok okumuş olmak beni öne geçiriyor. ben paragraf sorularının anahtarının bol bol okuma yapmak olduğunu düşünüyorum.
0
karabiber ve ejderha
(02.01.17)
Bir ogretmen olarak sunlari soyleyebilirim. Soru hazirlama isini de arastirmistim bi ara. Bazi sorularda celdiriciler oyle zor hazirlaniyor ki hemen hemen cevabin aynisi. Hatta bazi sorularin cevabi cikmiyor neredeyse. Ben de bazen cozemiyorum ya da yanlis cozuyorum. Bariz yanlislar olmadikca ufak tefek hatalar olabilir, bazi sorular bilerek cozemememiz uzerine hazirlanmis. Ana fikir ilk cumlede verilip diger cumlelerde aciklanabilir , once aciklama yapilip son cumlede ana fikir verilebilir ya da ana fikir paragrafin geneline yayilabilir ki en zor sorular sonuncu tipten cikiyor. Onun disinda eger kucuklukten beri kitap okuyorsaniz paragraf sorularini cozmede yardimci olur. Ama ygs'ye hazirlanan birinin son anda kitap okumaya baslamasi pek fark yaratmaz. Cok soru cozmek gerekiyor.ne kadar paragraf sorusu cozerseniz o kadar iyi.
0
oyokbuyoknevar
(02.01.17)
Çünkü bazen öyle paragraflar oluyor ki tek bir doğrusu yok. İlla da tek bir doğru olması gerektiğine inanmıyorum ben, bu yüzden bu sistemin çok fazla yanlışlık içerdiğini düşünüyorum. Dayatılan doğruları işaretlemek zorunda kalıyor öğrenciler. Ama bakış açısına göre diğer bir şık da doğru olabiliyor bazen? Ama sorgulayamıyor bunu tabii.

Bu yüzden en "kaliteli" hocalar bile "doğru" şıkkı bulamayabiliyor. Çünkü mesele doğruluk algısında.
0
mutlusismankedi2015
(02.01.17)
öss zamanında sınava girdiğim için şimdiki sorular nasıl bilmiyorum. paragraf sorularında neredeyse firem yoktu. Standart öneri olan "önce soruyu oku" diyeceğim ben de. Bu sayede bir amacın olarak okuyorsun, gereksiz detaylara kafanı takmıyorsun, cevap da kabak gibi karşında oluyor.

En kaliteli öğretmenler bile çözemiyorsa soru seçiçi değildir, malca hazırlanmıştır.
0
kimlanbu
(02.01.17)
kişiye bağlı nasıl ki bazıları matematik sorularını tak tak çözer bu da öyle.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(02.01.17)
cunku bazı soruları zor yapacagız diye sacmalıyorlar bence.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.01.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.