boş vaktim var diyorsunuz fakat sanırım insan tüm gün çalışıp yorgun argın eve geldikten sonra pek de kitap okuyabilecek zihinsel açıklıkta olmuyor. üstelik kitap okumak gibi yoğun konsantrasyon gerektiren uğraşlar, belirli bir zaman diliminden fazlasını gerektiriyor. öyle günde bir saat, akşamları okuyayım, metroda on beş dakika okuyayım diyerek olmuyor. üstelik çağ hız çağı, akıllı telefonlar, vesaire, zihin oradan oraya atlamak istiyor, bu dinamizm sürekli konsantrasyonu bozuyor. sizin aptallaşmanız değil, çağa ayak uydurmak durumunda kalmanız bunun sebebi. bazı insanlar gerçekten olağanüstü bir çaba sarfederek, işten güçten kalan bir-iki saatlik vaktini zihinsel uğraşlara ayırabiliyorlar, ben de hep özenmişimdir. ben de çabuk dikkati dağılan bir insanım ve bazen sırf yorgunluktan vaktim olmasına rağmen aksatıyorum okumayı.
kitap okumak (gerçi ne okunduğuna göre de değişir ama), sizin hayatınızda gerçekten önemli bir yer teşkil ediyorsa, yani önemli olduğunu düşünüyorsanız, bence bir şekilde iradeli olup azıcık da olsa vakit ayırmak gerekiyor. çağın en büyük sorunu hız ve bizim bu hızı yavaşlatmamız gerek. yoksa işte, öyle çarkın dişlilerinden biri olarak, ya da makinedeki minik bir vida olarak yaşamaya devam edeceğiz, kalan azıcık zamanda da zihnimizi uyuşturacağız ki insan olduğumuzu hatırlayıp sistemden soğumayalım.
0