bataryanın bir hücresi ölüyor olabilir. telefonun batarya kalibrasyonu gidik olabilir (%0 yapıp tamamen tekrar şarj edin %100 olursa düzelmiştir ancak bunu yılda 1 falan yapın yeni bataryalar sevmiyor böyle).

ha bir de kapatıp açın bazen çok garip sorunları çözüyor yalan değil. :D

Yukarıdakilerin hiç biri işe yaramazsa bir iğne veya kürdan ile şarj etme yerinin tozunu alın.

Şarj aleti fazla ısındığı için çalışmayı durduruyor da olabilir. Biraz bekledikten sonra tekrar şarj etmeyi deneyin.

klasik olacak ama genel olarak burada anlatmış
www.youtube.com

Rusçanız yoksa yanınızda ortamları bilen biri olmadan çok büyük ihtimal dolandırılırsınız, opsiyonel olarak dayak da var.

Polise dikkat edin rüşvetçidir.

Nereye gidiyorsunuz ?

üniversiteden mezun olmuşsunuz tebrikler eğer yaş gibi bir sorununuz yoksa zaten 2 yıl teciliniz var gereken evrakları sorun diploma v.s sonra şubeye gidip tecil ettirin.

2020'ye kadar gözükmesinin sebebi daha işlem yapılmamış olması. Asıl tarihin 2019 Haziran, en yakın askerlik şubesine kimlik ve diplomanla giderek tecil işlemi yapabilirsin.

Teşekkürler arkadaşlar en yakın zamanda askerlik şubesi beni bekler

Yurt dışında doktora tecil eder.

İşten atılma mevzusu bağlı olduğu şubenin çalışma hızına bağlı. Onlar uyarı yollayacak arkadaşın atılacak. Kesin bir süre söylemek zor, ama atılacak evet.

sizin durumunuzda tecil için doktora şart değil diye biliyorum. Tezsiz yüksek lisans mezunu olduğundan, tezli bir yüksek lisansa kayıt yaptırırsa tekrarda tecil hakkı elde edebilir.

aynı olaydan iki tecil gelmiyor. y.lisans bir tecil hakkı doktora ikinci tecil hakkı. bi tezli bi tezsiz bi doktora bi post doktora vs olmuyor her kademeye bir hak veriyorlar.

Bu arada yurt dışında doktora için uzaktan bir program, Türkiyeden başvurulara engel çıkarmayan bi önerisi olan var mıdır ?

Bir arkadaşım Nahçivan'da bi üniversiteye başvurulabileceğini söylemişti ancak pek bir bilgiye ulaşamadık.

bilgisi olan, fikir verebilecek olan ?

hocam ben duymadım uzaktan doktora ya. Genelde askerlik tecili için hep ahmet yesevi üni. başvuruyorlar uzaktan. o da ylisans diye biliyorum.

4 yıllık bitmesi durumunda başka bir 4 yıllık uzatmaz, yüksek lisans gerekir.

oyunu hem ps store dan hemde bluray olarak alabiliyorsun. Bazen ps store bazen de bluray (fiziksel) almak daha mantıklı oluyor. birisinden cd alıp yükleyemezsin ama oynayabilirsin.

Her oyunda değil ama birçoğunda online pass var yani şifre. Onu girmen gerekiyor online oyun için ve online oynayacaksan cd değişimi işi yatıyor

Bundle olarak alırsın onu. Sonra alacağın zaman indirim dönemlerini kovalarsan dijital kopyaları çok ucuz fiyata alırsın. Örnek olarak kutulu FIFA 2017 280 lira iken yılbaşı döneminde dijital kopyası 100 liraydı.

Şu anda mesela dijital pes 2017

store.playstation.com!/tr-tr/oyunlar/pro-evolution-soccer-2017/cid=EP0101-CUSA04957_00-PES2017000000000

500 gb yeterli ama 1 tb daha iyi. 2 senedir ps4üm var, bluray aldıgım oyun sayısı 2, birisi de aletle birlikte gelen fifa zaten. onun dısında pes 2017 de yanlıs secim, fifa 17 denemenizi tavsiye ederim :)

çok teşekkür ederim arkadaşlar cevaplar için.

Eskiden tercih ediliyordu. İngilizceyi kazanamayanlar Almanca seçerdi şimdi durum ne bilmem.

dil puanları da kendi içinde ayrılıyor. ona dikkat etmen mühim elbette.
ama sanırım batı dilleri kendi içinde aynı grupta yer alıyordur, yani fransızcada çok iyiysen fransızcadan girip ingilizce bölüm tercih edebilirsin.

edit: @once hakliymis, ingilizce bölüm ingilizce istiyormuş. :3

İkisi de değil.

Fransızca'dan girersen doğal olarak Fransızca'ya yerleşirsin, Almanca'dan girersen de Almanca'ya. Bazı okullar Fransızca bölüme sadece Fransızca ile alır. Fakat bazı okullar İngilizce sıralamasıyla bu dillerin bölümüne alır. Örnek; Hacettepe Fransızca Öğretmenliği, Ege Alman Dili Edebiyatı.

Yani Ege Üniversitesi Alman Dili Edebiyatı hedefliyorsan İngilizce LYS çözebilirsin.

Fakat hiç bir şekilde İngilizce LYS yapmadan İngilizce bir bölüme girmek mümkün değildir.

ingilizce öğretmenlerine ait bir grupta sordum:

"Yok hayir tabii ki de olmuyor öyle. Ingilizce Fransizca Almanca testleri de oldugu icin onlardan hangisini yaparsa onunla girer. Ama test olmayan diller yazilabiliyor dil 3 (geneli bu) den secebiliyor mesela Cin Dili'ne gidecek veya Japon Dili...."

ben de tam olarak böyle olması gerektiğini düşünüyordum, mantıklı @sanat guresi @once
çok teşekkürler herkese

American Pitbull Terrier ve Dogo Argentino kırması. Kırma olanlarının gözünde genelde bu köpekte olduğu gibi pafta oluyor.

Safkan Dogo'lar tamamen beyaz olur.

Terrier dediğin bir familya oluyor, cinsi ne?
Kaç yaşında?
Cinsiyeti?

Bunları cevaplarsan görüş belirtebilirim.

Erkek, kısır, 2,5-3 yaşlarında olduğu düşünülüyor. Hangi terrier olduğu da ayrı bir sorun, karnesine sadece terrier yazmışlar , büyük ve beyaz renkte :(

Terrier familyasına dahil olan köpekler zaten avcı güdüleri yüksek olduğundan küçük hayvanlarla anlaşamamaları görülmeyen bir durum değildir.

Kısır olmasa kısırlaştırın derdim çünkü kısırlaştırmak saldırganlığı azaltır ama bu azalmış haliymiş demek ki.

Travmalı geçmişi var hayvanın belli ki diğer köpeklerle sosyalleşmemiş, uzaktan uzaktan sosyalleşmesini sağlayabilirsiniz. Bu yaştan sonra inanılmaz değişim görmek zor olsa da imkansız değil uzun vadede anlaşabilir diğer köpeklerle. Herhangi bir havlama hırlama mevzusunda siz sakinliğinizi koruyup köpeği çekip uzaklaştırın.

Tabi saldırganlığının sebebi sizi güçsüz görüyor olması da olabilir. Hayvanı şımartıp kuralsız şekilde baktıysanız bu 18 günlük müddette dışarıda sizin yanınızda arsız davranması normaldir, daha otoriter birinin yanında uslu durabilir.

Ben yine de geçmişinden gelen travmadandır diyorum, köpeklerin yavruyken sosyal olması çok önemli, Terrier'lerde daha da önemli. Yavaş yavaş sosyalleştirmeye çalışmak en iyi çözüm.

Hiç biri işe yaramazsa bir köpekten yiyeceği sağlam bir dayak zor yoldan öğretir ona herkese dayılanmaması gerektiğini, dikkatli olmazsanız bu da gerçekleşebilir.

Sokak köpeği görünce sen de içten içe panik yapıyor olabilir misin? Çünkü köpeğin bunu fark edince diğer köpeği tehlike olarak algılıyor ve ona göre davranıyor olabilir.

Ben sokak köpekleri biz gezerken yaklaştığında çok sakin bir ses tonuyla "sakin ol" falan diye konuşuyorum köpeğimle. Belki garip gelecek ama gerçekten anlayıp hiçbir hamle yapmıyor. İlk zamanlarda ben de köpek bakımı konusunda bilgisizken başka köpekler geldiğinde panikliyordum ve köpeğim de seninki gibi davranıyordu. Şimdi beni sakin görünce hiçbir şey yapmıyor diğer köpeklere. Eğer sen de sakin kalamıyorsan belki bizimkiyle benzer bir şeydir sizin durumunuz da.

@ms brownstone @once'ın dediği gibi sosyalleşmemiş bi köpek, bundan dolayı saldırmaya yatkındır tabii ama sizin söylediğiniz de mümkün, çünkü genel olarak kaygılı bi insanım zaten, hele ki konu o olunca yirmi gündür kendimi tanıyamıyorum "çenesi bugün bi başka titriyor" diye ağlayarak veterinere götürmüşlüğüm var :D belli etmemeye çalışsam da kaygımı hissediyor galiba... yavaş yavaş artık.

Bir de oyun oynamayı bilmiyor, top bile oynayamıyoruz hiçbir oyuncakla hatta diş fırçalı toplarla bile konuya giremedi daha :D etrafında dört dönüyorum oynamıyor. Şimdilik beraber sadece koşabiliyoruz...
oyuna ve oyuncağa nasıl alıştırılır bilmiyorum

İran'da 20-30 milyon Türk yaşamaktadır. Onlardan olabilirler.

tr.wikipedia.org

Edit: Türk demekten bu kadar kaçınmak da komik geliyor biraz :)

www.youtube.com

Şu adamlar Türk değil, evet.

İranlı onlar. Kendilerine "Azeri" derler, İranın batısında yaşarlar. Nevruz tatili nedeniyle bolca geldiler ve çok Türk dizisi seyrettikleri ve dile de aşina oldukları için biraz gayretle hepsi Türkçeyi sökebiliyor. Türk değil ama üstteki iddia gibi. Kendilerini Azeri sayarlar, Türklerin kuzeniyiz derler. Türküz demezler. Biz Türkler ise Osmanlıdan kalma alışkanlıkla "ben Azeri Kürt filan tanımam hepiniz Türksünüz" demeyi çok severiz. Gider wikiye filan hepsi Türk bunların yazarız.

edit: Van'da yaşamam sebebiyle o 20-30 milyon oldugu iddia edilen halkla çok sık karşı karşıya geliyorum. wikipedyaya mhplinin biri "orada 20 milyon türk var" diye yazınca gercek olmuyor maalesef. benim kadar Azeri ! ile tanışın, sonra Türk olup olmadıklarını yine tartışalım. wikipedya artistligi yapmanın lüzumu yok tecrübeli biri varken.

Aydinlanma yasadim su anda :)

iranlılar iran azerbaycanlılarına türk der. onlar ise kendilerine azeri der. yine de tebrizin istanbuldan sonra dünyada en çok türk nüfusu barındıran şehir olduğunu gururla söylerler.

azerbaycanlılar (kuzey, bağımsız olan) ise kendilerini çoğu zaman azeri değil de azerbaycanlı olarak adlandırır.

iran azerbaycanlılarının konuştuğu dil çok ağdalı bir azeri ağzıdır. uzata uzata konuşurlar. gençler türkiye türkçesini televizyonlar sayesinde bilir anlar ama uzata uzata konuşur bazıları.

iranda üçüncü büyük türki etnik grup kaşgaylardır. bir türkiyelinin bu halkla daha önceden dille alakalı bir eğitim alınmamışsa karşılıklı anlaşması çok zordur. yine de zor olsa da anlaşmak mümkün. ayrıca nissan qashqai nin ismi irandaki kaşkaylardan gelmektedir.

alman dili ve edebiyatı için almanca sınavına girdim.
yani almanca'yı öğretip, sonra edebiyatını öğretmiyorlar.

ama farklı diller için farklı uygulamalar var mı, varsa nedir bilmiyorum.

Okuldan okula değişir. ÖSYM kılavuzunda kesin bilgi olur.

@ses objesi

Benden yüksek yapsaymis kardes napalim:) Sartlar cetin, rekabet hayatin her alaninda. Belki kafam sararsa devam da ederim belli olmaz.

Sanırım sadece almanca ve fransızca sınav var ekstradan. Diğer dillere ingilizce ile giriliyor.

@once +1 okuldan okula degisiyor. marmara fransiz dili edebiyatina ingilizce sinavla girebilirken iu fransiza sadece fransizca sinaviyla girebilirsiniz. kilavuzu okuyun. gotluk kismina ben de katildim btw.

ingilizceden girip istanbul üniversitesi ispanyol dili edebiyatında hazırlık okumuştum sonra bölümü bıraktım. ben lise ve üniversitede fen okumuş biri olarak istediğim dil bölümüne girecek kadar ingilizce net yapabiliyorken, tek işi dil sınavına hazırlanmak için lise boyunca ingilizce test çözmek olan bir dil öğrencisinin ispanyol diline girecek kadar ingilizce sorusu çözememiş olmasından dolayı kimseye kötülük yaptığımı düşünmüyorum. buna duyar kasanları afrikadaki çocuklar açlıktan öldüğü için yemek yememeye davet ediyorum.

sesobjesi'yle aynı bölümdeydim bu yıla kadar. biz girdiğimizde hazırlık yoktu ve dili basbayağı alfabesinden başlayarak öğretiyorlardı o dönem. daha sonra hazırlık geldi.

dil sınavına zaten ingilizce-fransızca-almanca girebiliyorsun yanılmıyorsam. mesela benim zamanımda, marmara üniversitesi alman dili ve edebiyatı, sadece almanca çözeni alıyordu. ingilizce sınavında istersen tam puan yap, giremiyordun. ingilizce, almanca ve fransızca bölümleri için böyle şartlar olabilir ama ben pek rastlamadım açıkçası. yine de bakmakta fayda var.

bunun dışında, diğer diller için sınavın önem derecesi değişiyor. mesela ben bu sene rusça için tercih yapacağım. dil sınavının etkisi %20 olacak. asıl türkçeme, sosyalime bakacaklar, ona göre değerlendirecekler. ingilizce veya almanca okuyacak olsaydım, dil sınavındaki derecem çooook daha önemli ve öncelikli olacaktı. falan filan.

@sesobjesi

Gönül isi ile bu olayin ne ilgisi var? Anladik, laf sokcan da keske bu kadar sacmalamasan.Benim orda rahatsiz oldugum konu onu secmesi degil. Sinsilik yapmasi ve yalan söylemesi. Benim yapacagim iste öyle bir kötülük hali yok. Ayrica maddi yeterliligim olsa da neden kendi zekamla ve yeterliligimde bedavadan ögrenmek varken para veriyim.

Git oku kardeşim ya. Sanki soruları çalıp kazanacaksın aq bölümünü. Sonuçta sen de giriyorsun o sınava ve bir şekilde kazanıyorsun istediğin bölümü. O saatten sonra bölüme devam edip etmemek senin s.kinin keyfine kalmış. Kazandın mı? Kazandın. O noktada biter olay. Burada bir haksızlık göremiyorum ben. Böyle bir olay yüzünden tercih ettiği bölümden soğuyacak öğrenci okumasın zaten. Derse gidip mal mal sınıfın huzurunu bozmazsan hiç kimseye bir zararın olmaz.

@sesobjesi bildiğimin doğruluğunu kontrol ettim zira hem lise öğretmeniyim hem de üniversite sınavına birçok kez girmişliğim var. bir insanın hedefi dil okumaksa ve matematikten eksiği olduğunu biliyorsa onu tamamlaması için youtube videoları, çözümlü testler, matematik öğretmenleri ve hatta lisede sayısal seçip sonra alan değiştirip tekrar dile geçmek gibi birçok seçenek var. ama biliyoruz ki ciddi ciddi ders çalışan çok az öğrenci var, onlar da istediklere yere giriyorlar zaten. dolayısıyla kimsenin kimseye götlük, haksızlık, kötülük yapması gibi bir durum söz konusu değil.

benzer niyetle bi yüksek lisans programına girmiştim, bölümü sevip devam ettim sonra.

soruna gelecek olursak, 2000'li yılların başında iü'deki ispanyol, italyan, rus dili gibi bölümler ingilizce sınav ile alıyor ve hazırlık veriyordu, şimdi değişmiş midir bilmem. verilen hazırlık ile gelinmesi öngörülen seviyenin kur karşılığını girmeyi planladığın okulun öğrencilerinden öğrenebilirsin.
bence kasmaya değmez, dil kursuna git. benim gibi sevip devam etme olasılığını ayrı tutuyorum.

Simkart icin life en iyisi sado mazo isimli gece kulübüne mutlaka uğra.

Dendiği gibi Lifecell iyidir, 6 GB internetli paket 20 lira falandı yanılmıyorsam.

eksisozluk.com

Senin köpek havlıyor-> diğer köpek havlıyor (seninkine göre ona karşılık veriyor)-> seninki istediği tepkiyi alıp kendi kendini ödüllendirme mekanizmasını devreye sokarak mutlu oluyor.

Zor bir durum, havladığı an başka çok sevdiği bir şey ile dikkatini dağıtabilirsiniz, örnek; ödül maması. Eğer istikrarlı davranırsanız dışarıdan gelen havlamayı ödül maması ile eşleştirip havlamaya karşılık olarak havlamak yerine ödül maması beklentisine girebilir.

Tabi mamayı vermeden önce sessiz ve sakin olmasını sağlamalısınız.

@once uygulamasi biraz zor gibi gozukuyor ama denemeye deger

- aman havlasın ya, köpek değil mi?- sonucunda bizim köpekte aynı durumda. Ben artık havlamasına anında kızarak tepki veriyorum. Şimdi adını yüksek tonda söylediğim an sesini azaltıyor.

Allah sabır versin

www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com

shaun of the dead olabilir

www.imdb.com

m.imdb.com olabilir mi???

arkadaşlar çok teşekkür ederim filmi sayenizde buldum. umarım odur çok benziyor :) olkol nickli arkadaşa linki verdiği için ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.

filmin adı: undead

Hocam at sokağa gitsin. Ben de kedi besledim ama böylesini hiç duymadım.

Hayvan acaba evde mi mutlu değil? Eviniz küçükse o da hareketli bir kediyse küçük geliyordur belki. Enerjisini atamiyordur, sıkılıyordur vs. Olabilir mi acaba? Bir derdi vardır diye düşünüyorum yoksa neden o kadar hircin olsun?

Maalesef 1 yaşına kadar sakinlesmez. Bazı kediler böyle fazla vahşi oluyor.

Buna benzer bir kedim vardı, 6 yaşında ölene kadar hiç sevemedim. Ama benimki durup dururken saldırmazdı, sadece yakın fiziksel temastan hoşlanmayan bir hayvandı.

çok küçük de değil evimiz. akşamları özellikle bir başlıyor koşmaya durmuyor bir içeri bir salona. ama düşünmüyor değilim. evde yalnız da kalıyor, ondan mı acaba diyorum sıkılıyor mu. ben de bir derdi mi var acaba diye düşünüyorum ama bilmiyorum.
veteriner bazı kediler sokakta mutlu olur dedi, buna benzer bir kedi tanıdıkları varmış, bahçeli evi olan birine vermişler, hayvan iyi durumda dedi.
ama artık vermek de olmaz, yani ben vicdan yaparım hayvanların alınıp verilmesine karşıyım. belki mutsuz olacak sonra.
bilemiyorum ciddi ciddi üzülüyorum artık.
hiç evde yokmuş gibi davranayım diyorum, sevmeye falan çalışmayayım, belki kendi isteğiyle bir süre sonra gelir mi diyorum

mesela akşam işten eve gelince mırlıyor, kapıyı açınca yere önümüze yatıyor sırtüstü karnını gösteriyor falan böyle. bunlar sevgi hareketleriymiş. ama o kadar yani :D sonrasında başlıyor ısırmaya. ilk geldiğimizde azıcık sevebiliyoruz. genelde biz gelince yeni uyanıyor. uyku mamurluğu oluyor yalıyor falan bizi kucağımıza alıyoruz. ama hareketleniyor sonra ve aynı şekilde devam

fotosu da bu i.hizliresim.com

Kedi olduğuna emin misin??

bilmiyorum gerçek vahşi kedilerden mi diyorum acaba :D

Gogus tasmasi alip gezdirmeyi denesen? Denersin eger rahatsizligi evden dolayiysa bahceli evi olan birine sahiplendirebilirsin mesela. Evde mutsuzsa baska care yok.

benim annemlerde de bir tanesi sevdirmiyor kendisini. sevince ısırıyor ya da vuruyor. ayda-yılda bir mırlayarak gelip sevgi istediği oluyor, anca o zaman sevebiliyoruz. o zaman da kendi şartları var. sevmeyi uzatınca, istemediği şekilde sevince yine vurur ya da ısırır. öptürmez, kucağa aldırmaz kendini hayatta. diğer kedilerle de iyi ilişki kuramıyor. bir tek kardeşiyle nötrler. sanırım sokakta yaşadıkları psikolojisini etkilemiş. küçüklükten beri böyle. biz öyle kabul ettik, yaşıyor bizden bağımsız bir şekilde. ama bizimkinin durduk yere gelip ısırdığı yok tabii.

aa leon bu dedim bir an, yazlıkta bunun ikizi var komşumuzun kalın yanmaz eldivenler olur ya onları elimize takarak seviyoruz hayvanı çunki manyak. ailesi evde beslemiyor artık başa çıkamadılar isterse geliyor yemeğini yiyor peşine düşmüyorlar bazen haftalarca gelmiyor.. acaba bu cinslerin ortak özelliğimi çok merak ettim ki bahsettiğim kedide baya orta yaşlıydı genç falan değil

Sizinkine benzer davranışlar sergileyen 2.5 yaşında kısırlaştırılmış bir erkek kedim var. Şimdi dışardan bir göz olarak okuyunca hem size hem kendime üzüldüm. Ne yazık ki biz de sadece bütün gün evde değilsek eve geldiğimiz ilk an ve uyku mahmuruyken sevebiliyoruz. Bir de bizimki sık sık dış kapının önünde miyavlıyor, apartman koridoruna çıkarınca çok mutlu oluyor, yüzünü yüzüme sürüyor falan. Sanırım evde yaşamak istemiyor bundan kaynaklı bir hıncı var ama onu sokağa bırakmaya da gönlüm el vermiyor. Belki sizin kedinizde de benzer bir durum olabilir.

Bana da enerjisini atamıyor gibi geldi. Oradan oraya koşturması çok normal. Isırmalar, saldırmalar normal. Bende 4 tane kedi var. Neler neler yapıyorlar birbirlerine. Sizinkinin oyun arkadaşı olmadığı için size sarıyor. İkinci bir kedi denemeye değer bence. Odaya kapatma, burnuna vurma falan saçma geldi bana. Cezalandırıldığını bile anlamıyor muhtemelen.
Kediyle yaşamaya alışmak, huyunu suyunu öğrenmek zaman alabiliyor. Her kedi kucak kedisi olmuyor. Benim ilk kedimin ısırma huyu yoktu; ama çok fena yoluyordu. Elimi haritaya çevirmişti; çünkü oyun zannediyordu. Şimdi de kızlardan birinin parmak ısırma huyu var. Çok canımı yakıyor bazen. Onu da öyle kabul ediyorum, napayım. :)

Var.

Var. Nezih bi tanesi büyük kulüp misal.

var ama nasıl bişey ben de bilmiyorum.

Var.

X deniz klubu vb tarzi gecen klupler, buyuk klup vb.

reina'nın olduğu yer eskiden kulüp idi mesela. adı da lido idi. murat bardakçı da yazmış geçenlerde:

''SOSYETENİN MEKANI

1943 yazında faaliyete geçen Lido, 100 metre uzunluğundaki açık havuzu, dans salonları, restoranları ve gece klübü ile uzun seneler İstanbul’un en lüks eğlence mekânı oldu. Yüzme yarışmaları burada yapılıyor, önemli ve bazen de resmî yemekler Lido’da veriliyor, İstanbul’a gelen zengin turistler Lido’ya mutlaka uğruyorlardı ve klüp, İstanbul sosyetesinin artık en önemli mekânı idi.

Lido, Emin Vâfi’nin hayata veda ettiği 1968’e kadar İstanbul’un en meşhur eğlence merkezi, hattâ o senelerin “Reina”sı gibi idi ama sahibinin 28 Nisan 1968’deki vefatından sonra yıldızı kararıverdi. Emin Vâfi’nin vârisleri klübün inşa edilmiş olduğu sahili elden çıkarttılar ve Lido da kısa bir müddet sonra kapandı, gitti...

HAVUZDA DANS EDİLİYOR

İstanbul’un bu en lüks klübü böylece tarihe intikal etti ama Lido’dan zamanımıza gelebilen birçok şey var: Mekânın sonraki senelerde defalarca el değiştirmesine rağmen, Lido’nun mimarı Halit Femir ile Emin Vâfi’nin eseri olan birçok kısmı bugün de duruyor ve hâlâ kullanılıyor. Eski restoran kısmında şimdi değişik restoranlar faaliyet gösteriyor, daha doğrusu geçen haftaki saldırıya kadar “gösteriyorlar idi”.

Ve, klübün bugünlere gelebilen çok daha önemli bir başka yeri: Lido’nun bir zamanlar yarışların yapıldığı, yaz mevsimi boyunca etrafında İstanbul sosyetesinin güneşlendiği ve üzeri sonradan kapatılmış olan 100 metrelik meşhur havuzu, Reina’nın 39 kişinin canından olduğu dans pistidir!''

Ataköy'deki Yelken Kulübü'nün bulunduğu yer var. Tabii yelkenciler var da, oraya takılan bir kesim de mevcut hala.

av silahları, yivsiz tüfekler için ruhsat çok kolay alınıyor.

Dediğin tabanca için geçerli.

Av tüfeği almak kolay bir şey, ruhsatlı bir şekilde alınca yanında da boş olması ve görünmemesi şartıyla taşıyabiliyorsun. Arabada taşıyacaksan boş olması dışında bir de bagajda taşıman gerek, yolcu kısmında taşıyamazsın.

O paralara alacağın tüfeğin göstereceği performans da parasıyla orantılı olur. Kaliteli olanlar için örnek; Bora BR 99, MKA 1919.

tabanca öldürüyor da tüfek öldürmüyor mu? cok ilginc gercekten de.

Tüfeği gizlemek daha zor, yivsiz tüfek tabanca kadar öldürücü değil. Kullandığın fişek türüne göre (slug veya buckshot) etki mesafesini etkilesen de tabanca kadar efektif ve pratik değil, ana mantık bu herhalde.

silahı al, kare yüzüklerden tak, reisi korumak için 16 temmuz günü beştepe'de dağıtıyorlardı, benim anim 15 temmuz gazisi de, tuğralı dobloyla gez.

o silaha el koyacak polisin alnını karışlarlar.

Facebooktan satılan av tüfeklerinde ruhsat yok. Zaten ruhsatlı tüfek kullanmak istersen tüfeği satın almadan önce yivsiz av tüfeği satın alma belgesi edinmen lazım , tüfek alımını bu belgeyle yapıp sonra aldığın tüfeği ruhsata işletiyosun. Bu reklamını gördüğün tüfek kutuya konup alıcı ödeme gönderiliyor , kağıt-kürek yok. Ha yakalandın diyelim. Tüfeğine el koyulur bide 100-150 tl civarı cezası vardı yanlış hatırlamıyosam. 350TL Tüfek + 150 TL Ceza desen , Bu gün ülkede tüfek sahibi olmanın toplam riski 500TL. Tüfek sahibi olmak paha biçilemez...

para cezası işlemeye başlar. yolda çevirmeye yakalanırsan ya da otelde vs. konaklayacağında, havalimanında falan polis merkezine götürüp bi kağıt imzalatırlar.

keyfi izin istemiyorsun ya askerlik işlemi yaptıracaksın, bi zahmet ona da izin versinler de gidip tecil ettir. askere alsalar daha mı iyi olacak çalıştığın yer için?

Benim zamanımda yoklama denilen şey şubeye gidip başvuru yapmak, tecil hakkımı kullanmak istediğimi bildirmek ve askeri hastaneye gidip muayene olup raporu şubeye teslim etmekti.
Şimdi askeri hastaneler yok. Sanırım oradan yönlendiriyorlar. Diplomayı da götürün. Yazın biten okul için tecil hakkınız vardır.

Yoklama kaçağı olmak her yerde sorun çıkarır. Gidin kurtulun.

Yapacağın işlemler zaten askerlik şubesi->aile doktoru->askerlik şubesi şeklinde olacak. Şubenin açılış saatinde gidersen öğle olmadan biter rahat rahat, izin alma çok sıkıntıysa yarım gün dahi alsan kurtarır.

Gitmezsen son yoklama kacagi olursun para cezasi islemeye baslar. Gidersen 2 sene tecil hakkini kullanmak istedigine dair dilekce verirsin. Toplamda bir gununu alir daha kisa surebilir duruma gore. Saglik sorunun falan varsa muayene vs. uzar ama saglamim dersen muayene isi uzamaz. Zaten 2 sene sonra tekrar muayeneye girebilirsin o yuzden sagliktan bir problem varsa da gorunur degilse simdi soyleme ki isin uzamasin.

Belgeler: www.msb.gov.tr

Andromeda'ya gidip gelmişsin.

Lucid Dream gördün.

halüsinasyon bebek.

galiba erdin.

Yok dostum oyle bisey. Bilimde oyle bise yok. Baska toplumlarda gorulen bir inanc sadece, saygili olmak lazim o kadar.

Vucudumyzda her organ gibi beyin de hatalar yapabiliyor. Yanlis duyuyoruz biseyi, bilegimiz burkuluyor, gozumuz seyiriyor vb. senin yasadigin da ruyanin bir parcasi. Eger uykun yarida kesilirse, boyle ruyalarini cok iyi hatirlarsin. bunlarin dusunceden otede bir anlami yok. Genel olarak beyinin calismasinda gerceklesen bir hata.

Boyle seyler, insanin doga ustu arayisindan bir tanesi. Bunlar yerine ise yarayacak islerle ugrasirsan sen kazanirsin.

Efendim astral seyahat diye bir sey yok. Tesekkurler.

yoo normal işte. reklam yapmak için mi attın vidyoyu :D

ektomorf vücut yapısına sahip.

elemanı tanımıyorum ama spor yapmaya ihtiyacı var bence. ağırlık çalışabilir, gerçi işi falan nedir zaman ayırabilir mi bilmiyorum. ya da yürüyüşle falan başlar.

Doğalı o kadar olur birkaç sene sonra steroid alınca daha da büyür. Bir de yağ oranı çok düşük. Yağ oranı %10/12 civarı olsa daha iri gözükürdü.

Tıfıl? Çubuk makarna?

Bu adama şunu demek için müsabık vücutçu falan olmak lazım. Adam oldukça define ve normal bir insandan çok daha yüksek kas oranına sahip.

Yağ oranı düşük.
İnce ama atletik duruyor.
Belki de güç odaklı çalışıyordur.
Belki o da istiyordur ama yapısı ve yağ oranı gereği olmuyordur.
Bilemedim, kolay işler değil.

Lakabi o zaten. Tıfıl

"İnanılmaz ilgi ve sevgiyle büyüyor, hatta yer yer şımarttığımız da oluyor."

Asıl sorun burada. İnsanlar olarak köpeklerimizi çok sevdiğimiz için onlara insan gibi davranıp insan gibi karşılık görmeyi bekliyoruz, ama onların aslında hayvan olduklarını bu yüzden insanlıktan değil hayvanlıktan anladıklarını unutuyoruz.

Durum çok basit. Hatta o kadar basit ki o köpek 4 yıl değil 12 saat benle takılsa eğitim meğitim vermeden istediğim gibi onu ellerim. Nasıl yaparım ama?

Köpekler öncelikle çok iyi gözlemcidir, oturuşumdan yürüyüşümden bile yetkinin bende olduğunu anlar. Elbette otoritemi sarsmaya çalışacaktır, göreceği karşılık kafasına veya poposuna yiyeceği sağlam bir şaplak olur. "Hayvana nasıl vurursun vahşi adam!" demeden önce oturup düşünmek gerek, o köpek sokakta bir köpek sürüsüyle yaşasa ve alfa köpeğe öyle hırlasa ne olurdu? Alfa köpek ona "hayır köpek bey lütfen havlamayınız." mı derdi yoksa boynundan güzelce bir kapıp hafif sarsıp ağzının payını verir miydi? İkinciyi yapardı, sizin canavar da ıyk ıyk sesler çıkarıp kuyruğunu poposunun arasına sokardı :) Köpek hayvanlıktan anlar derken tam olarak bunu kastediyorum.

Isıran bir köpek her zaman tehlikedir. Büyük bir köpek olmasa da hala çenesi ve dişleri var. Hem de terrier familyasından olduğundan oldukça etkili kullanır onları. Benim köpeğim de bir terrier. American Staffordshire Terrier, 2 yaşında erkek, ellerinizden yalar. Hayatı boyunca bırak bana havlayıp hırlamayı, benim komutum olmaksızın herhangi bir ses çıkarmadı bile. Köpeğe otorite kurmanız gerek, dediğim gibi oldukça basit bir durum var ama siz bunu uygulayabilecek misiniz?

Basit şeylerle başlamanız gerek.

1-Öncelikle oyuncaklar, oyuncakları her zaman ortada durmasın oyuncaklara sahip olduğunu düşünmesin. O oyuncaklar size ait, siz isterseniz onunla paylaşıyorsunuz. Oyun yokken oyuncaklar ulaşamayacağı bir noktada durmalı.

2-Ve sizin istediğiniz an oyun biter. Bırak dediğiniz an oyuncağı bırakmalı ve siz alıp onu kaldırmalısınız.

Dipnot: Bazı köpekler paylaşımcı olurken bazıları değildir. Benim köpek de paylaşımcı değil. Getir-götür yapmaktansa topu ağzına alıp "benim topum bu!" diye mal mal ortada koşmak daha çok hoşuna gidiyor. Ama bırak denince hemen bırakıyor, sizin köpeğiniz de paylaşımcı olmayan bir kişilikte olabilir ama bırak deyince bırakmalı.

Bırak komutunu öğretin.

3-Köpek nerede yatıyor? Köpeğe sarılıp uyumak dünyanın en güzel duygularından biri olsa da, köpeğin bırakın yatağınıza girmesini, uyuduğunuz odaya bile girmemesini sağlamalısınız. Orası sizin alanınız, oraya girdiği taktirde sizi kendiyle eşit görecek ve size agresif tavır göstermekten çekinmeyecektir. Ona ait bir yer belirleyin.

4- Yemek vereceğiniz zaman kabı önüne koyun, yemeğin yarısındayken önünden alın. Heyecanlı, agresif, sabırsız vs. hal ve hareketleri bitince otur komutu verin, otur komutu ardından mamayı önüne koyun ve bitirmesine izin verin, bunu her öğün yapın. Bu duruma alışınca ve zorluk çıkarmamaya başlayınca yine mamayı önüne koyun bu sefer saldıracağı zaman onu sertçe tutup bekle komutu verin. İlk başlarda 5-10 saniye beklemesi bile iyidir. Köpek alışınca istediğiniz kadar tutarsınız.

5-Fiziksel müdahaleden kaçınmayın. Çok kişi buna karşı çıkar ama maalesef gerçek budur, en başta verdiğim örneği hatırlayın. En etkili fiziksel müdahaleyi bulmak size kalmış. Önemli olan sert vurmak veya kuvvet değildir ama. Benimkine mesela tüm gücünüzle tekme atsanız oyun oynuyorsunuz zanneder ama parmakla hafif kalçasının dürtülmesinden inanılmaz rahatsız olur. Çok sinirimi bozarsa kafasına tokat yer. İki tokat yemek hiç bir köpeği saldırgan yapmaz. Hayvansever geçinip hayvanların psikolojisinden anlamayan insanlara kulak asmayın. Hayatımda onlarca güçlü ırk köpek besledim, bir ısırığı bırak bir havlama/hırlama/diş gösterme olayı bile yaşamadık, hepsi insansever/hayvansever köpeklerdi.

6-Gün içinde oturduğunuz koltuğa çıkması yasak olsun. Sizin yeriniz koltuk, onun yeri aşağısı. Sizinle eşit olmadığı aklında kalsın.

7-Bunları herkes uygulamalı. Siz onu koltuğa almazken evin başka bir sakini "yazık hayvana yav" diyerek siz yokken onu koltuğa alırsa yaptıklarınız hiç bir işe yaramaz.

Bunları bir uygulayın, değişiklikleri farkedersiniz. Ama dediğim gibi çözüm basitken uygulaması bazı insanlara zor olabilir.

Takıldığınız yer varsa mesaj çekin yardımcı olurum.

Köpeklere fısıldayan adam var nc de belgesel ismi. Onun serilerini izleyin gayet başarılı ve öğretici. eminim ki işine yarar. adamın ismi cesar galiba.

bende de 11 aylik jrt var, meraktan soruyorum yeni mi basladi bu olay yoksa kucukken de yapiyor muydu?

Aşırı ilgiden bunalmış olabilir.
benim köpeğim de misafir çocukları sevmek için fazla üzerine gittiğinde -ısırmasa da- tehditkar tavırlara büründüğü olabiliyor.
Çok aşırı ilgi gösterip hayvanın psikolojisini bozmayın.
unutmayın, herşeyin aşırısı zarardır.

arkadaş bana mı böyle geliyor yoksa bu küçük köpek ırklarının (ingiliz bulldogları hariç, onların ben poposunu yerim) hepsi agresif oluyor. eğitim vermedikleri için galiba ama gayet düzenli gezdirilen ilgilenilen köpekler birde bunlar, bir yürekli bir kabadayılar atar giderin bini bir para... daha ufak köpeklerin bana saldırmadıkları bi anım olmadı bunlarla. 1. cevap veren arkadaş haklı olabilir lafla sözle anlayacak zamanları geçmiş sanki köpeğin, karekter olarak da ters biraz galiba. disipline koyup insanlar ısırılmaz kural 1. öğretmeniz lazım

giriyor çıkıyor bunda sorun yok, 3 yıl derken, aralıksız 3 yıl değil, 3 yıl çalışma günü, tabii türkiyeye de çalışmak için gelmemen lazım. firmanda çalışırken izinlerini burada kullanabilirsin. ama gelip o firmanın buradaki ofisinde çalışamazsın yani çalışırsan olmuyor dövizli

peki ama yüksek lisans sonrası 1 yıl tecil hakkı var o da bitince noluyor,ülkeye tatile gelince yoklama kaçağı olarak gözükmez mi? ben çalışıyorum daha 3 yılım dolmadı o yüzden bana dokunmayın diycek hali yok ya?

Yurt dışında sigortalı olarak çalıştığında devletin haberi oluyor zaten, gözükmezsin.

Bir fikrim yok. Fakat aylık gelir ile ayda kazanılan para hukuksal olarak aynı şey değil.

Örnek Ali Ağaoğlu'nun aylık geliri Ağaoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı olmaktan kazandığı paradır. Bu ücret 5 bin lira da olabilir 500 bin lira da. Kaan Tangöze'de de benzer bir şey olabilir.

solo albüm çıkardı ama ordan fazla gelmez. konserlerden kazandığını da mevsimlik işçi gibi düşünmek gerekir kanımca (yazın konser, kışın yatış gibi). senelik toplam geliri aylıktan hesap ediyor olabilir. bence müthiş paralar kaldırmıyor şu ara, normaldir. inanırım.

sanırım bu işler, gelirinin ne kadarının vergiye tabii olduğuna göre değişiyor.

mesela sanırım 3-5 milyon euro kazanan futbolcuların da geliri, üç kuruş para gibi gözüküyor olabilir.

(emin değilim)

bu da onunla ilgili bir durumdur belki.

mahkeme işine bakma sen. o tamamen sallama vergiye göre falan değil. aziz yıldırım gider 5 bin der. messi gider 10 bin der. tamamen traş.

oyunlar psn store'da ucuz olsa ile dolar euro kuru farkı yüzünden çok daha pahalıya gelebiliyor. özellikle efsane olmuş iyi oyunları oynayayım dersen store'da 150-200tl arası olan oyunlar cd olarak 70-80 liraya bulunabiliyor. ben n11'de doğubankta bi firmadan almıştım, hiç bi sıkıntı çekmedim. 500gb'lık model

PSN Store'da güvendiğin bir kişi ile PSN kardeşliği yapabilirsin, böylelikle oyunlar yarı fiyatına gelir. Yılbaşı gibi özel indirim dönemlerini de takip ederek örnek olarak; normalde en boşu 270 lira olan Fifa 17'yi indirimdeyken PSN kardeşinle ortak olarak 60'ar liraya alırsın. Sıfır Fifa 17 hiç bir şekilde kutu olarak o paraya satılmaz. Zaten alıp oynayacağın 3-4 tane AA oyun bulunuyor onları da bu şekilde özel dönemlerde alıp ciddi kara geçersin.

Ek: Online oynamak için şart olan yıllığı 150 tl PSN Plus'ı da bu şekilde yıllık 75 tl'ye getirirsin.

Köpeğin cinsi ne? Avcılık güdüsü yüksek bir köpekse uçuşan ufak hayvana saldırma veya oynama eğiliminde olabilir.

Benim köpek av güdüsü oldukça yüksek American Staffordshire Terrier olmasına rağmen kuşumla ilgilenmezdi bile. Yavruyken kuşa her yanaşmaya çalıştığında ciddi şekilde haşlamıştım öyle alıştı. Ama benim kuş epey yaşlı neredeyse hiç uçmayan sakin bir kuştu, seninkinin durumunu bilemiyorum.

köpeğin türü minyatür pinscher. kuş daha genç uçuyor kaçıyor hareketli bayağı.

+1 sene hakkin var mezun olduktan sonra.

Yüksek lisans 2+1 yıl tecil verir.

2015'de başladın 2017'de bitti. 2018'e kadar tecillisin.

2015'de başladın 1 sene uzattın 2018'de bitti. 2019'a uzamaz yine 2018 olur.

Tecil Haziran'da bitiyorsa para cezası vs. yaşamadan Aralık ayına kadar vaktin var. Şubat celbinde de asker olmazsan cezai işlem başlar.

eğer bir son dakika değişikliği yoksa 2+1 bilgisi yanlış. bir tezli yüksek lisans 3 yıl 4 ay okurken tecil edebilir bitmediği takdirde. bitince de 1 yıl daha tecil alırsınız.

@prodeq: 3 yıl toplam tanınan süredir. 4 ay ise eğer yüksek lisans için bir hazırlık eğitimi alacaksan tanınan süredir. Tek bir yüksek lisans programı ile normal şartlarda 3 yıl (6 yarı yıl kadar) hazırlık halinde 3 yıl 4 ay uzatılır sadece. 1 yıl olan hak (okulu 3 yıldan önce bitirdiğin taktirde) tecil değil sevk ertelemesidir, 3 yıl 4 ayın üstüne konulamaz. Ama dediğim gibi zaten resmi olarak sene sonuna kadar askerlikle alakan olmuyor, bu durumda yine senin dediğin gibi resmen olmasa da fiilen 4 yıllık bir erteleme gerçekleşmiş oluyor.

Bu şimdiki bildiğim durum.

Tabi burada kimse memur değil, ikimiz de yanılıyor olabiliriz en güncel ve kesin bilgi için başlığı açan arkadaş askerlik şubesine başvurmalı.

Diğer konulara yorum yapamayacağım da kamuflaj konusunda, daha bugün ellerine çok sayıda erzak geçti tanklı videoyu izlediysen görürsün. Onları giydirmiş olabilirler.

hayır askerlik şubesi sizi yönlendirsin.

Askerlik şubesine gideceksin, onlar sağlık ocağına yönlendirecek, orada muayene olup tekrar askerlik şubesine gideceksin.

Ciddi bir şey olmuyor varsa bir sıkıntın söyleyeceksin, gözlük vs.

8 Eylül'de bittiği için hemen askere gitmiyorsun, ondan sonraki celp dönemine kadar 2.5-3 aylık sürede başvurmanı bekliyorlar. Yani en erken Kasım'da asker olursun, doktoraya başlayınca bu müddet içerisinde normal bir şekilde tecil ettirirsin.

Kasım celbi için işlem yapmaz isen bakaya olursun Şubat celbi itibari ile para cezası işlenir, ama kimse kolundan tutup askere götürmez. Yine geçerli sebebinle tecil yaparsın.

Tabi ben memur değilim, kesin emin olmak istiyorsan yarın işlem yaptırdığın yeri ara bilgi al.

Kasım celbine kalıyorsunuz o zamana kadar doktoraya başlamış olacağınız için tecil olur. @once,güzel anlatmış.

benim asıl merak ettiğim şu muhtemelen 8 eylüle kadar ben bu tezi bitiremeyeceğim, bu durumda okul tecilimi uzatacak mı?

Yüksek lisans tecil süresi 2+1 yıldır. (6 dönem) (Yüksek lisansa hazırlık süreci hariç, öyle bir durumda 3 yıl+4 ay) Bu 3 yıl kullanıldıysa okul uzatmaz.

okul uzatmazsa hayatınıza bir süre bakaya olarak devam edersiniz. doktora kaydı için askerlikle ilişiklik belgesi istedikleri zaman gider işleminizi yaptırırsınız bir sonraki celp dönemi için. sonra okulunuzdan kabul belgesini alır verirsiniz sanırım 3 ay kadar daha tecil alıyorsunuz öyle. sonra 34'e kadar tecile devam ediyorsunuz.

ikinci yöntem: kaydınızı sildirin tekrar mastera kayıt olun 3 sene daha gelsin.

yok bu benim 3.yarı dönemim 4. ye bu şubatta başlayacağım. yani 6 dönemin 4 ü kullanıldı diyebiliriz.

Bu tecil süren sabit kalır. Aynı lisans gibi, 2. üniversite tecili uzatmadığı gibi bu da uzatmıyor. Doktora yaparsan uzar.

Edit: Alttakini hayatımda ilk defa gördüm, iyimiş yine de işlem yaptığın yerden bilgi al bence garanti olsun.

seyler.eksisozluk.com

Cok teşekkür ederim cevaplarınız için. Hele o ikinci link umut ışığı oldu bana.

uzar. 34e kadar bir masterdan diğer master'a atlayabilirsiniz.

Takımın resmi sitesinden sipariş verebilirsin kargosu varsa.

Örnek;

shop.realmadrid.com

Cx 300 kullanmadım ama Cx 300-II gayet güzel bir kulaklıktır, aralarında performans açısından çok büyük fark olacağını sanmıyorum.

audio technica cks99

Uzunçayır'da metroya aktarma->Bostancı durağı-> Bostancı köprüsünden Dudullu minibüsleri. (Binerken sor bazıları onun önünden geçmeyebilir)

Benim bildiğim bu, en pratik olan yol bu mudur %100 emin değilim ama.

uzunçayır'dan 19t de gidiyordu galiba. bakmak lazım.

Uzunçayır'dan 14A,19T ve 320A direkt gidiyor.

Android veya iOS var ise Trafi isimli uygulamayi indir. baslangic ve bitis yerlerini gir, sana butun toplu tasima opsiyonlarini saatleri ve fiyatlariyla beraber versin.Uygulama acibadem metro istasyonundan 19T 14A 320A gider diyor. Metroyla yenikapi ordan marmarayla ayrilik cesmesi ordan metro ile durak acibadem. Ordan da yukaridaki otobuslerden biri.

fifa 2000'de ali eren beşerler kaledeydi. beşiktaş yine mağdur. :(

fifa 99 da türk takımları var mıydı ki? ben yoktu diye hatırlıyorum. senin rovaşotayı arkadaşın falan yaratmış olabilir.

Fifa 99'da sadece Beşiktaş ve Galatasaray vardı, rövaşota olayını ben de anımsıyor gibiyim. Kasti bir şey olduğunu sanmıyorum ben.

abi adamın adı nasıl rövaşata olabilir ya? rövaşata türkçe bir terim değil mi?

Pes 2016'da Türk milli takımının lisansı olmadigi icin eski mankenlerden kurulma bir takim yaratmişlar. goo.gl Konami'nin de EA'den aşagi kalir yanı yok yani :D

O yıllarda oyuncuların fotoğraflarına, tiplerine vs. bu kadar kolay ulaşılamıyordu. Türkiye ligleri herhangi bir önem taşımıyordu. Dahası, FIFA'nın satış rakamları muhtemelen 100 falandı en fazla. Bu şirketlerin şunu kötüleyelim bunu yüceltelim gibi dertleri yok, para gelen/gelecek yere yatırım yaparlar. Mesela çoğu F2P (P2W gerçi bunlar ama olsun) oyunun Türkçe desteğine sahip olması da bu yüzden. Para vermeyi çok sevmediğimizden bunlara yöneliyoruz ülkece, kullanıcı sayısının çok olacağını gören firmalar da oyunu Türkçe destekli yapıyor ve sonradan oyun içi itemla daha çok yoluyor oyuncuları ldsfkgjfd.

Yalnız 2001'de sırtta değildi ya, aslında öndeki şeritli formayı yapmışlar ama çift şerit yapmışlar ortası da boş olunca haç gibi görünüyordu, bu niye bu kadar olay olmuştu hiç anlamadım.

Yunan Bulgar denince Doğu Avrupalı da olsa Avrupalı imgesi canlanıyor adamların kafasında. Yunanları zaten yeterince bilirler. Türk denince ise eh işte Ortadoğulu Müslüman bir halk. Şimdi de tipi daha iyi biliyorlar ama algı daha da Araplığa kaydı ayrı konu (nasıl kaymasın).

@bohr atom modeli
FIFA 99'da Beşiktaş ve Galatasaray vardı 2000'de GS hariç TR ligi vardı, 2001'de ise milli takım ve GS vardı. Beşiktaş da vardı aslında, UEFA kupası oynarsanız (EFA Cup diye geçiyordu) rakip olarak çıkabiliyordu B. Istanbul adıyla. Yarı finalde denk gelip de select sides yaparak oynamışlığım var :(

ama neden rövaşata? neden rövaşata? bu ismi kesin orada takılan bir türk koymuştur gibime geliyor...

Olabilir, ya ekipte çalışan bir Türk vardır ya da takıma oyuncu doldurmaya çalışırken goygoy olsun diye çeviriye bakıp koymuşlardır.

Edit: PES'in Master League takımlarında iki Türk vardı mesela uydurma Otam ve Sariw. Bari normal anlamlı bir isim bulsalarmış bunlar da :D

@thor odinsson o dediğin fifa 2002'deydi. ha gerçi 2001 hiç oynamadığım için her ikisinde de olabilir tabi bilemem. ben de aynı şekilde turnuva modunda istanbul takımıyla aynı gruba düşmeye çalışıp taraf değiştirirdim :(

Ben. Sorun olmaz. Her ihtimale karşı 3 4 fotokopi götür orjinali ile beraber hatırlamıyorum şimdi fotokopi mi veriyorduk

oluyor

ederler hiç sorun yok.

hepinize çok teşekkür ederim. Peki geçici mezuniyet belgesinin geçerlilik süresi olan 6 aydan sonra bir sıkıntı yaşanıyor mu? Bu süre zarfında diplomanın gerçeğini onlara yollamam gerekebilir mi?

Gerekmez. Tecil bozdururken veya sevk işlemi yaparken de sormuyorlar diplomayı zaten.

Dün tecilimi yaptırdım. Herhangi bir problem olmaz. Fotokopisini cekip kendileri aslı gibidir kasesi vuruyorlar

Sorgusuz sualsiz alıyorlar. Yanında bir miktar nakit para, dönüş bileti, otel rezervasyonu falan da bulunsa iyi olur tabi. Ama muhtemelen sormazlar bile.

Güney Afrika özelinde bir bilgim yok, genel söyleyeyim, vize muafiyeti girişte sorgulanmayacağınız anlamına gelmez. Sorgu durumu, para, otel, dönüş bileti gibi şeylerin istenip istenmeyeceği ülkeye, gittiğin zamana hatta görünüşüne göre bile değişebilir, yazılı kuralı yok yani. Başkasına sormamışlar diye ihmal etmeyin. Pasaportun en az 6 ay süresi olması ve dönüş bileti (veya o ülkeden başka ülkeye çıkış bileti) en çok sorun çıkabilecek konular.
Buradayken vize almayın boşuna, bu konularda hiçbir faydası olmaz, ayrı şeyler.

valla bende yapıyorum
bunu yaparken de resmen ruhumun sapık kısmını besleyip köreltiyorum tırnak kenarı etlerimi yolarak.
bunu engelleyecek bir olay düşündüm ama bulamadım.

Ben de yapardım. Sonra bir paronychia yaşadım, artık yapmıyorum en etkili yöntem.

Ben vazelin sürüyorum tırnaklara. Özellikle gece yatmadan sürersen bayağı toparlıyor. Her kuruduğunda sürmek lazım yoksa gene koparmaya başlıyorum. Mesela şu an hem koparıyor hem cevap yazıyorum. Bayansan oje sürmeni tavsiyw ederim. O güzel görüntüye kıyamayıp koparamıyorsun onun yerine ojeyi soyuyorsun.

ben aksine ojeli ojeli koparıp ojeleri de mahvederek daha iğrenç bir görüntüye sebep oluyorum.
bende de küçüklüğümden beri var ne yazık ki, çözemedim bi türlü. sadece tırnak kenarıyla da değil, ellerim çok iğrenç görünüyor... baş parmaklarımın ilk boğumuna kadar kıpkırmızı hatta kahverengimsi bir görüntü oluştuk artık yıllar içinde.
geçen sene rastgele bi cildiyeciye sormuştum egzema gibi duruyor o kaşındırdıkça koparma hissi oluyodur demişti. tedavi edemezsin ama madecassol (yanlış yazmış olabilirim) sürerek bi nebze toparlayabilirsin demişti. cidden dediği gibi kaşıntı hissettikçe yolmaya başlıyorum ama sinir stres vs anında kaşınmasa bile yoluyorum alışkanlıktan.

Sadece sınav esnasında yapacağıma dair kendime söz verdim. Büyük ölçüde işe yaradı ders çalışırken de yoluyorum bazen ama olsun. Yatarken hametan sürüyorum.

yaşın kaç bilmiyorum ama ben küçüklüğümden beridir etlerimi yerim. çok bırakma denemelerim oldu ama 30 yaşına geldim kurtulamadım maalesef. yan etkisi bağırsaklarda parazit oluyor.

@uyusam iyi olur: bayım.

@artci sarsinti: 22. 10 yaşımdan beri falan yoluyorum herhalde. hiç yemedim.

vazelin veya benzeri kremler mantıklıymış. elime krem sürmekten nefret ediyorum, hatta genel olarak vücuduma krem sürmüyorum çünkü o kremin cildimin üstünde tabaka halinde verdiği his aşırı rahatsız ediyor. sadece yara olan yerlere sürebilirim ama, mantıklıymış.

Türleri var, bazı sigortalar yılda bir kere komple karşılar bazıları indirim yapar bunun için yaptırmayı düşündüğün özel hastaneyi arayıp bilgi alabilirsin direkt.

Yaptırma.

dövme ile hiçbir çekiciliği kalmıyor o atletik vücudun.

Hahaha :) Şöyle bir vücuda koluna dev bir penis dövmesi bile yaptırsan "Hmmm ne kadar güzel, anlamı ne? :)" der kadınlar.

Cevap: Dövme hoşuna gidiyorsa yaptır.

bu kadar kaslı vücuda dövme biraz fedai gibi duruyo ama dövmeli kol > kaslı kol bence.

kaslı tabi ki. dövme yapılacaksa da böyle kocaman olmasın. kemence +1

daha sade bir dövme çok daha iyi iş görür.

böyle büyük bir şey yaptıracaksan da sırf yaptırmış olmak için tribal desenler yaptırma gözünü seveyim.

Dövme yaptırmak artık fazlasıyla out. Bildiğin varoş işi haline geldi. Yaptırma bence

dövme varoşluk oldu +1

bunun yerine al 50 kilo et at buzluğa. kaslarına yatırım yap.

was dogru

If I was/were durumunda ikisi de doğru.

"wish" diyeceksen "was" demen gerekir.

Edit: Tam olarak aychovsk'nin dediği gibi. O detayı düşünmemiştim.

were doğrusu. zaten çoğunlukla da öyle kullanılıyor. were duymayanlar nerede olup da duymamışlar merak ettim.

answers.yahoo.com

I wish I were you gibi kullanımlar var. Buna subjunctive mood diyorlar.

Were doğru ama was çok kullanıldığı için kabul görüyor diyebiliriz.

Dilbilgisi olarak doğrusu were, buna subjunctive deniyor. Konuşma dilinde bölgeye göre yaygın kullanıp değişiyor. İngiliz kullanımı genelde 'were'. Amerika'nın yaygın kullanımı 'was' ama bunu akademik alanalarda kullanınca 'Aaa, dağdan gelmiş ayı' diyorlar. Sokakta 'were' kullanınca da bizde pazarda Zeki Müren Türkçesi ile konuşmuş muamelesi oluyor. Dolayısıyla, anadili İngilizce olan birinin was/were'üne bakarak, eğitim seviyesi ile ilgili genel bilgi edinilebilir.

Bir de bunun duruma göre uyarlanışı var. Gerçek olmamış ve olmasını istediğimiz bir şeyi diliyorsak 'were', gerçekçi bir şeyi o an yapabilecek durumda isek 'was' kullanımı uygun. (was durumu çok nadir olan bir şey) Yani, 'Keşke şimdi bilmemnerede olsam' kısmı were, 'Keşke popoyu kaldırıp çalışmaya gitsem' was. İkinci cümlenin gudikliği durumu anlatmıştır sanırım.

Gerçekleşmesi imkansız ise were, yapabileceğimiz bir şey ise was.

ikisi de doğru.

if i were a rich man
if i was invisible

ikisi de ayrı şarkılardan.

i wish i were a fish in your dish, gibi bir tekerleme mevcut.

ikisi de dogru kabul edilmekle beraber, aycovksinin aciklamasi da guzel.

Online oynamak için PSN Plus satın alman lazım. Türkiye PSN'de yıllık 150 lira. Önce PSN hesabı almalısın, internete yaz alırsın bilgisayardan.

PSN Store'dan ucuza almak için yılbaşı vs. indirim dönemlerini bekleyebilirsin.

PSN kardeşliği iki hesabın ortak oyun almasıdır, ana hesap oyuna sahip olurken ikinci hesap sadece internete bağlı iken oynar. (PS 3 döneminde böyleydi, 4 de aynı mıdır %100 emin değilim)

Bu yıl mezun olduysan eğer Aralık ayına kadar vaktin var.

hiçbir sıkıntı olmaz gidebilirsin.

Var.

var, sözlükte sayfalarca yazmış adamlar.

Kaçak et kesmek benim bildiğim kadarıyla sevgilisi-karısı olan erkeklerin bunları başkasıyla aldatmaları anlamına gelen bir tabir. Yani helal et var bi ortada ama bi de ilişki yaşadığı kaçak et var, onu kesiyo seks yaparak.

Ne kadar iğrenç bir tabir olduğu analiz ettikçe daha da ortaya çıktı, sinirim daha da bozuldu.

Evet var, buff çok güldüm ama sen analiz yapma, yakışmıyor hiç bi bayana böyle tabirler

Erkeğe de yakışmıyor

çok yaygın olarak var.

bi iki hafta önce duyuruda biri çok saf olarak sormuştu bunu ne eti kesiyolar diye baya dalgası dönmüştü de ordan öğrenmiştim ben de ama baya kullanılıyomuş evet

"Gaçakh et mi gesecceeyn çağhhaall"

Recep İvedik, 2008

ilk defa duydum :/

Maalesef var. İlk defa duyduğumda şok olmuştum ve çok sinirlenmiştim. Yapılan olaya mı gıcık olacaksın, kadına et denmesine mi gıcık olacaksın, marifetmiş gibi söylenmesine mi gıcık olacaksın.

cok eski ve kaba bir tabir, yani evet var :)

hatta bununla ilgili soyle bir video onereyim size de nereden geldigini anlayin :D

www.youtube.com 47 saniyeden sonrasi

Derdiniz güzelmiş kardeşler güle güle kullanın. Ayrıca böyle bir tabir var ve buff +1

Fotograftan esrar oldugunun anlasilmasi imkansiz. Fiziki olarak bulmalari lazim. Oyle foto ile is yapmazlar. Merak etme.

Kimsenin umrunda bile olmaz.

Sokaktan da alabilirsin, tavsiye edilmeyecek bir şey yok.

Tabi hayır genel olarak sakin yapılı tembel bir kedi istiyorum o yüzden bu ırkta karar kıldım diyorsan, parasını verip alırsın. Hem kedi isteyip, hem sokakta olan bedavalara yanaşmayıp hem de bin liraya yakın piyasası olan cinsi parasız almak istemek biraz oksimoron olmuş.

sokaktan ne sebeple tavsiye etmiyorlar? huy açısındansa ilanlarda yuva arayan kedileri araştırabilirsiniz. sahipleri ya da geçici yuvaları ilanı açtığı için huylarıyla ilgili de bilgi veriyorlar.

bulursan bir british/scotish de ben alırım..

@once bu şekilde bulan arkadaşlarım oldu. para verme durumundan hoşlanmadığım için buraya yazdım. istediğim şey de bir gariplik olduğunu düşünmüyorum

ben bu yargılama olayını anlamıyorum :) sorduğum soru basit aslında arkadaşlar

fazla varsa ben de bi dal british/scotish alırım

dün sordum petshopta 2400 fiyat verdiler.
umarım bulursun.

kendi kedilerini çiftleştirip satanlar var, yine parayla satıyorlar ama petshop değiller severek ve çok iyi bakarak satıyorlar. onları araştırabilirsin.

@yuzmebilmeyenbalik
Hayvanlar konusunda istediğin kadar düzgün bir dille sor, çok sert çıkan hayvansever arkadaşlar oluyor. En çok onlar seviyor çünkü biz gaddarız :) Bir ara ben de cins kedi arıyordum, parasını verip vurucam kırbacı vurucam kırbacı da demiyordum hani. Sevdiğim bir arkadaşımın Scottish kedisi yavrulayacaktı, bana ücretsiz vereceğini söyledi ama o zaman hiç müsait değildim ve almadım. Cins kedi aradığımı bir arkadaşıma söyledim ve köpürdü resmen. Niye cins kedi arıyormuşum da sokak kedisi almıyormuşum, öyle diyor. Kendisinin evinde de niyeyse siyam ve iran kedileri var. Şunu da anlatayım son olarak. Arkadaşımın kedisi için clicker almaya petshop'a gittik. Eğitmek için aradığımı söyledim petshop sahibine. Yok kediler eğitilmezmiş de kediler başına buyruk hayvanlarmış da köpürdü. Kardeşim ben kediyi eğitip bakkala ekmek almaya göndermeyi düşünmüyorum ki, ismiyle seslendiğimde gelsin o bile benim için yeterli. Bunda insanlık dışı bir şey göremiyorum.

Ücretsiz sahiplenmen biraz imkansız gibi. Ha bulursan kars'ta bile olsa gidip al derim :)

Bir hafta önce bir aileden annesinin bakım masrafları karşılığında bi scottish fold yavru edindim. Bu şekilde denk getirebilirsen iyi olur. Şu an kucağımda kereta oyun istiyor, ağzını yüzünü yicem şimdi.

biraz uzun olacak typo da olabilir uyarayim. iki tane british le farkli zamanlarda ayni evde yasamisligim oldu ve acikcasi ikisi de epey uyanik güzelliginin farkinda sevgisiz memnuniyetsiz vb iyi karakterli degildi. yine arkadasimim ankara kedisi de öyle bir degisikti. sokaktan buldugum vahsi kediyle yasiyorum su an, vahsi derken almanyada yasiyorum burda kediler aksam olup insanlar ortada olmayinca disari cikiyorlar tr deki gibi degil. sokak kedisi olmadigini düsünen almanlar var mesela cünkü saklaniyorlar bütün gün insanlarla iletisim yok kesinlikle. soguktan acliktan epey hirpalanmis halde buldum yakalayamadim hayvanlari koruma derneginden yardimci oldular kapanla yakaladik dogru veterinere,kisirlastirildi asilandi bakimdan gecti evime getirdim. veteriner evine alma vahsi bu agresif olur buldugun yere geri koy dedi, ölür dedim bu sogukta yapacak birsey yok dedi. vicdanim el vermedi zaten kötü durumdaydi. 2 ay mutfak dolabinin altinda yasadi. ben uyuyunca cikiyordu geceleri yemek ve tuvalet icin. sanki evde kedi yoktu. sonra yavas yavas alismaya basladi koltukta ziplarken cok yakaladim kendisini yumusak seyleri cok seviyor. ona dokunmam yasak ama l bana dokunuyor cekinerek. 1 yil oldu sevemedim ama ne zaman cagirsam geliyor, ben uyurken sessiz sessiz gelip yogurma hareketleri yapiyor, karsimda yatip göbegini aciyor falan bakislarinda sevgi var mutlu oldugu belli oluyor. birgün dokunmama izin verirse cok mutlu olurum ama en az bi sene daha gerekebilir. cok güzel bi ev arkadasi uslu sessiz arkamdan dolasip
duruyor, karsilikli koltuklarda uzaniyoruz, zor durumdaydi su an sicak bi evi cesit cesit mamalari en önemlisi yumusak koltugu var. bunun verdigi mutluluk cok baska.

Birbirini evde beraber oturacak samimiyette tanıyan 3 kişinin aynı yarışmada yarışmacı olma ihtimali nedir? Normal şartlarda sıfıra yakındır. Anca kanalda veya yapımda bir tanıdıkları varsa hepsi yarışmacı olabilir.

ha bu arada yarışmada torpil dönmediğini, yarışmacı seçiminin tarafsız ve dürüst olduğunu falan savunmuyorum da, düşünmüyorum da. yarışmacılar ve sorulan sorulardan belli bir haltlar döndüğü zaten. amacım yarışmayı savunmak değil. sadece videoların ne anlama geldiğini anlamadım.

ben gene anlamadım. 3 kişi değil ki, 2 kişi var orada yarışan. kız ve kızın bi arkadaşı. ki ikisinin arasında yıllar var, çünkü birinde kenan ışık, diğerinde selçuk yöntem sunucu. diğer çocuk da joker olarak aranan kişi. ben de geri zekalıyım galiba.

arkadaş bol keseden iyi yazmış da dediğin gibi hem sunucular farklı hem de 2 videodaki yarışmacı aynı kadın :D e bi tanesi joker hakkındaki arkadaşı, e bu zaten normal.

ayrıca sunucular farklı olduğundan arada muhtemelen epey zaman var. yani 2 yarışmacının arkadaş olması o kadar da imkansız değil. benim bile yarışmaya çıkmış tanıdıklarım var. bir arkadaş grubu neden hepsi de başvurmuş olmasın ki? beraber "hadi lan başvuralım" demişler ve başvurmuş olabilirler.

yani torpil var mıdır yok mudur bilemem, arkadaşın görüşmede duyduklarını falan da bilmem ancak videolar bir şey kanıtlamıyor.

gir koluna bir gece bakalım neler olucak. sen de görürsen ona göre, yok görmezsen niye sadece ona gözüküyo onu konuşursunuz.

bunların hepsine inandım deme :/
bazı insanların hayal dünyası çok geniş ve halüsinasyon diye bir olgu var literatürde :)

@cekilmis gayfe şüpheciyim hocam, dindar yönümde var. Hani pek de boşlayamıyorum. Yardımcı olmak istedim abime ne tür olursa.

1. Harama (kul hakkı dahil) hiç el uzatmayacak, asla.
2. Kirli gezmeyecek, asla.
3. Yalan söylemeyecek, asla.
4. Bol bol felak-nas okuyacak. Aklına geldikçe okuyacak. İnanmıyorsa bile okusun. Bi de lütfen Türkçesini hatta tefsirini okusun. Bayraktar Bayraklı'nın geçen haftalarda YouTube'da yayınlanmış tefsiri var, can kulağıyla dinlesin.

İlk üç maddeyi uygulamazda dua falan etmesin. Allaha falan inanmıyor demektir.

@yaren +1 Ayet'el Kûrsî

Allah yok, cin yalan.

Yapabileceğin en isabetli şey 1400 yıllık Arap mitlerini kendi kendine mırıldanmak değil bu tanıdığını bir psikyatra götürmek, belli ki bu şahıs ciddi bir psikolojik sıkıntı içerisinde.

Cin değil cehalet çarpar. aklında bulunsun.

altta bir duyuru var, psikolog-psikiyatr sıkıntısı üzerine. :/ geçmiş olsun.

Varan 1:Bu cinler izlanda da niye yok?

Varan 2: İzlanda futbolu bu seviyeye nasıl geldi?


Ps: once+1 olmakla beraber, kişinin doğduğundan beri öğrendiği ve artık bilincine kök salmış öğretiler psikolojik bağlamda kısa dönemde kurtarıcı olabilir. Ör, dua etmek. Ör, namaz kılmak. Benim alakam kalmadı dinle kitapla. Ama çok bunaldığım zaman telefondan iki sure açıp okuyorum. İnanıyor muyum? Hayır. İnanmadan okumama rağmen bilinç daha önce işlenmiş güvenli bölgeye girdiğini anlayınca durulmaya başlıyor. Kaç yaşına gelmiş herife metafizik anlatamazsın, anlamsızlığını gösteremezsin. Semptomlarını gidermek için çözüm üretirsin ancak.

1) Apartmanların bodrum, kiler vb. katlarına giren şey ya lağım faresidir ya da gelincik dediğimiz yaratıktır. Bu hayvanlar korkunca buldukları en yakın kovuğa kaçarlar. gözleri de kedi gözü gibi parlar. o abi aşağı indiğinde süreli otomatik ışık yandı ve ondan gelen ışık yansıdığı için gördüğü göz bu gözler.
Kapcı dairelerinde müteahhitler her türlü masraftan kaçarlar. O dairelerde kullanılan malzemelerin çoğu standart dairelerde kullanılan malzemelerden daha kalitesizdir. Elektrik tesisatı ve elemanları da dahil. sigortanın da dandiği olduğu için tesisatla ilgili en ufak bir problemde ampuller kütür kütür gider.
2) Antep de yaşadığı olay tamamen büyük bir üzüntüye bağlı travma. o anlık bir halüsinasyon.

3) o abi korkuyu din edinmiş. cinleri allah yerine koymuş, cinleri allahtan daha güçlü ve başına buyruk hareket edebilen varlıklar diye tanımlamış. musallat vb. vakalarda süreç bu şekilde işlemez. Önce bir psikoloğa görünsün diyeceğim ama o tür insanlar bunu yapmaz. Ankara'da bazılarının sahtekar diye atıp tuttuğu türden insanlardan birine görünmek, muayene olmak isterse isim ve adres verebilirim.

cevabım: önce psikiyatriste, düzelmezse hocaya götürün bu işi bilen. hoca para alıyorsa, süryanice şeyler falan okuyorsa bilmiyodur. oranın köylerinde bilen eden vardır mutlaka.

@once mit diyeceksen 1400 yıllık arap miti değil, binlerce yıllık mit. sümerlerde bile var cin.

@mimimi dünyada cinlere en çok inanan halk izlanda halkı olabilir. google: kayalık cini

@AWD+1 Son paragraf çok çok doğru. Korkuyu din edinmiş evet. Fakat bu adam doktorlara inanabilecek mi güvenebilecek mi, doktorun yaklaşımı içine sinecek mi, manevi doyum yaşayacak mı... Bunlar hep birer alengir, garantisi yok. Onu en çok rahatlatacak şey konuya algılarının çalıştığı yönden yaklaşmak. Allah'ı tanımaya çalışsa keşke, biraz okur sorgular hiç olmazsa.

mehmet abin ya kolpada cigir acmis bir troll ya da ciddi psikolojik sikintilara sahip. doktora gotur.

ya anlattıkların bir üç harfli çağrıştırıyor ama o da cin değil. :( belki de amcanın ruhlarla (ya da fiziksel olmayan herhangi bir varlıkla) bağlantı kurabilen 5ten sonraki tüm hisleri açık bir bünyesi var? ölen kişilerin sesini duymak gölgeler gözler görmek falan korkutucu olsa da zarar veren bi şey olmamış daha rahata salınabilir. şeytan falan diyor, zararsız amcalar falan ziyaret etmiş halbuki, şeytan dediğin çarpar, bedeni ele falan geçirir vs. belki biraz holuvud korku filmi izlerse işleri normalleştirir ve şeytan veya cin etkisinde olmadığını anlar. ayrıca böyle şeyleri aramayıp kendisini bu tarz iletişimlere açık tutmazsa zaten görmeyeceğini düşünüyorum.

tabii kısmet.

Sayin arkadaşım
Beyindeki kimyasallarin degismesi bir cok sanriya yol acar
Keske caktirmadan düzenleyici bir seyler icirilse.
Doktora gitmez bu dayi diye düşünüyorum.
Kisisel fikrim bu tarz deneyim yapay olarak yasansa sorun kalmaz ama onu da yapmaz.
O yuzden doktor + 1.
Cin yok + 1

Bu cinler kendini hic akli basinda, bilincli, okumus etmis insanlara gostermiyor nedense. Ya koylerde gosteriyorlar kendilerini ya da buyuk sehirlerde yasayan koylu vatandaslara.
Ne bileyim, cin goren universite hocasina hic rastlamadim mesela.

Gördüğünü sanıyor, hayal görüyor. Çünkü kafayı bunlara takmış durumda. Psikiyatriste gitmeli +1

Psikiyatri +1

Fazla dindar olunca ister istemez kafa o tip halusinasyon görme eğiliminde oluyor. Ayrıca uykusuzluk da büyük etken.

@stavro'ya görenler konusunda katılıyorum ama görmeyenlerde değil. Sanırım Camel'in Camel olduğu zamanlar geçtiğine ithafen, üniversite hocalarının eğitimli, kalifiye bireyler olduğu zamandan bahsediyor :)

Cin konusu inanan, inanmayan herkeste etkili çünkü çocukluktan beri korku hikayeleri dinledik. O yüzden her zaman derim, şeytan gelmiş, vampirmiş, kurtadammış falan bizi ben korkutmuyor. Cin konusuna yürüsek çok güzel korku filmi çekeriz ama düşük bütçeli dabbeler dışında pek bir olay yok maalesef.

konunun cinlerin gerçekten olup olmadığıyla uzaktan yakından alakası yok. iki durumda da dayı açısından çözüm aynı.

cinler varsa, x duası okunacak. (ya da gitmesi için ne yapılırsa o)
cinler yoksa, dayı inandığı için yine x duası okunacak. psikolojisi rahatlayacak.

ben de kendisinin ciddi psikolojik sorunları olduğunu düşünüyorum. yukarıda anlatılanların hiçbir gizemli yanı yok benim için.

(bkz: psikoz)

@nawar
Dusun iste, simdiki hocalar bile gormuyor:)

insanın olduğu her yerde barınırlar. enfeksiyon taşıyorsa bulaştırma riski taşıyabilir ama hiç hamamböceğinden ölen insan duymadım. bulduğu her şeyi yerler. sabun parçasından tut, kıla kadar. ölüme karşı aşırı dayanıklı olmaları bir çok belgesele konu olmuştur. unutma ki dünyadaki bütün yaşam yok olduğunda tek canlı kalmayı başaran varlıklardır. ben şahsen oldukça zeki olduklarını düşünüyorum. sen odaya girmeden titreşimi algılar ve bir yere saklanır. duyuları aşırı gelişmiştir. geceleri piyasaya çıkarlar. kışları nedense ortalıkta pek gözükmezler ama yazları cirit atarlar. uçan versiyonları vardır, evlerden uzak. genelde aşırı sıcak bölgelerde görülür. kahverengi ve siyah olmak üzere iki rengi vardır. ayrıca bir tane gördüysen ve onu öldürdüysen savaşı kazandığını sanma. inan ki ondan yüz binlerce daha vardır etrafında. kolay gelsin.

Amerikan hamamböceği olanlar kocaman işte. Onlardan ben de tiksiniyorum. En başında bu tipler lağımda falan yaşıyor. Bok püsür taşıdıkları için tiksiniyorum. Bir de efsanesi var ya bunların yıllardır evrim dokunmuyor bunlara. Çok dayanıklılar. Radyasyon falan diğer canlılara oranla daha az etki ediyorlar bunlara.

Seni beni gömer yani. Hızlı da hareket ediyorlar.

Alman hamamböceği daha ziyade evlerde mutfakta falan oluyor. O da hızlı üreyen pis böcek işte. Kalorifer böceği de deniyor.

İnsana zararı, hızlı üremesi, eve dadandı mı etkili mücadele şartı. Yararı da yok. İğrenç bir şey. Ama korkacak çok da şey yok. Senin de o kadar taktığını düşünmüyorum. Yardım alacak durumda olsan zaten direkt giderdin.

peki özellikle insanlara gelirlermi? yani kasıtlı olarak bir insanı alıgalyıp ona yönelmeleri için bir sebep varmı? ayrıca bunlardan antakyada uçan versiyonu varmış. nedir bu böyle süper kahraman gibi özellikler falan noluyoruz yani... sırf nu yüzden antakyaya gitmek istemiyorum

Ben de korkuyorum. Ortaya çıkış bakımından bizden daha eskiler. Biz yokken onlar vardı. Psikolojik üstünlük kurmamız zor. Bana göre bayağı pisler. Bütün gün yerde gezen bir canlının temiz olması mümkün değil. Gördüğün yerde öldür.

Ben de öyleyim, avcum kadar örümcekten tırsmazken parmağımın yarısı kadar bunlardan gelse tırsarım. Aslında tırsma değil de iğrenme, örümcek bildiğim kadarı ile hastalık taşımayan lağımdan vs. çıkmayan hayvanlar. Boynuma yılan almışlığım, aslanların kafesine girmişliğim var da şu hayvan söz konusu oldu mu iş değişiyor bende. Eve bundan bir tane gireceğine hırsız girsin tercih ederim o derece.

Çözüm olarak da ilaçlama yapılırsa düzenli olarak apartmanda barınamazlar. Yılda bir ilaçlama ortalama 20 lira falan oluyor 10 dairelik bir apartmanda, cüzzi bir miktar.

İnsan üzerine gelmez, insandan kaçar. Ortalığı temiz tutmak onlar için elverişsiz ortam yaratır.

@douglas ben küçükken hatırlıyorum, babam gece uyurken annem suratında yakalamış bir tane. :D. sanırım uyuyamayacaksın. neyse, gündüzleri daha çok kaçan taraflar ama geceleri seni en savunmasız zamanında yakalayabilirler. dedim ya zekiler.

Şöyle bir soru daha sorayımda içimde kalmasın. birinci katta oturuyorum pencerem açık devamlı pencereden doğrudan gelirlermi ? yoksa iç tesisattanmı gelmeyi tercih ediyorlar. Bu arada bir çok şaşırtıcı bilgi edindim artık daha bilinçli olacağım sanırım bu konuda


@bir sevgi faresi jamal keşke öyle demeseydin :(

@douglas, ben de birinci katta oturuyorum. birinci kata ulaşmaları daha kolay. sıcakta sayılarında artış olur. soğuk havada pek gözükmezler. iki yaz önce atletle uyurken içime girdi, sabah saat altıda sıçrayarak uyandım. O günden sonra odamı değiştirdim, yeni yatak aldık. Onların eve girmesi kolay. En pratik çözüm evin her zaman derli toplu olması. Bu şekilde daha kolay yakalarsın. Açık alanda senden kaçamazlar.

börtü böcekten korkmam, geçenlerde bir tanesini peçeteyle yakalayıp dışarı atayım derken elime kondu, benden öyle bir ses çıkabileceğine inanmazdım.

Çekirge de aynı şekilde, çıplak elle tutarım ama o tırtırlı bacaklar derime değdiği anda erkek halimle basarım çığlığı.

Eve altıgen köşeli yemlerden koydum, henüz 2. bir böcek görmedim.

Köpek araba kovalarken kendi kendini ödüllendirme mekanizmasıyla hareket eder.

Arabadan rahatsız oldum->Havladım, koştum->Araba gitti->Havlayıp koşmak arabayı kaçırıyor (ödül olan burası) buna devam edeyim.

Teoride en iyi çözüm;

Her havladığı arabanın o an durması ve o susana kadar hareket etmemesi.

Pratikte en iyi çözüm;

Arabayı kovalamaktansa sana gelmeyi onun için daha tercih edilebilir bir hal haline getirmen gerek. Bir dahaki dışarı çıkışta yanına en sevdiği ödül mamasını al, arabaya meylettiği an dikkati üstüne çekip ödül ver.