Nba league pass’te var bu.

nba maclari icin bir torrent sitesi vardi. ama adini hatirlamiyorum. ama google aramalarinda da birkac sey cikiyor.

fullmatchtv vardi 3 4 sene once bir bak

Eger bolca varsa elinde sinbodan vs bir ogutucu alsan daha uzun sure taze kahve icebilirsin aslinda

cok fazla degil aslinda kahve. normalde el degirmeni kullaniyorum ama bu kahveyi moka pot icin cektirmek istiyorum.

starbuckslar da yapıyor

Bence en yakın bulabileceğiniz yer oto sanayi, orasını da bisikletle gezmek biraz yürek ister sanki. Bisikletçi düşününce aklıma bir seyrantepe bir de oto sanayi geliyor maslağa yakın, ondan sonra da yeniköy'de var. Presta valf olması da biraz sıkıntı yaratıyor tabi.

Şu an için mi soruyorsun anlamadım?

Bu saatte İTÜ'de pompası olan birini bulman biraz zor ama yarın Metrocity Decathlon'dan 10 liralık bir pompa veya 6-7 liralık schrader - presta dönüştürücü aparat alabilir veya jantı komple söküp Beşiktaş veya Ortaköy'deki bisikletçilerde şişirtip geri gelebilirsin.

@chicha

yarin icin ariyorum. jantlar sokuk durumda. gun icinde metrocity veya besiktasa ugramam zor.

lastikleri sisirince bisikleti baska biryere goturecegim. ayrica birazda akoru bozuk mu anlamak icin sisirmek istiyorum. yani itu civarinda halledebilirsem iki kere is cikmamis olacak.

itu bisiklet evi diye biryer var ama aktif mi hala bilemiyorum.

Şamreller amerikan sibopsa benzincilerde şişer.
Bi de akort bozukluğuyla lastik inikliği ne alaka?
Akort bozuksa çember yamuk demektir. Akort için dış lastiğe bakılmaz ki. Dış lastik kendi yamuksa yanıltır.

@kargn

lastikler presta. ayrica lastikler inik oldugu icin akor anlasilmiyor. cember akorunuda cok iyi gozlemleyemiyorum o yuzden sisirmek istiyorum.

Pardon, presta ayrıntısını okumayacak kadar üşengecim. My bad.
Akordu anlamak için lastiği tamamen çıkarmak lazım çünkü radyal bozukluğu ölçmenin yolu o. Lateral bozukluğu bisiklet kadrosuna tutturulan plastik kelepçeyle falan anlamak mümkün, lastiği çıkarmak gerekmiyor.
Bi de şu var:
m.youtube.com
Denemedim ama mantığı basit.

Yine pardon, kopyalarken linki yamultmuşum, doğrusu:
m.youtube.com

Ne kadar İTÜ civarı sayılacağı soru işareti ama Yeniköy'de Sedona Bisiklet var sahilde.

bunun üstü bir müddet sonra kalkar. bence evde pek kullanışlı olmaz...

cilalarsaniz olabilir bence. nem aldikca seklini kaybediyor. ayrica cok yerden desteklemeniz gerekebilir.

Tam anlayamadım ama aradığın bu olabilir: support.microsoft.com

Tabi olay renklere girince de conditional formatting giriyor işin içine:
www.dummies.com

aslinda olusturmak istedigim bir timeline. fakat programlamayi bilmedigimden ceyrek ve yil olmak uzere, iki tane kullanici girisiyle yillari belirten satir uzerindeki hucreleri boyamak icin boyle bir yol dusundum.

boyamanin basladigi hucreyi belirlemek icin referans hucresinin (2016nin 1.ceyregi), kac satir sagina gidecegini bioyle belirlemek istedim.

d7=2016 nin 1. ceyregi

d(7+x)= kullanici girisiyle baslayan donem

ornek:

kullanici 2016 yili 4. ceyregi secti. formulum 3 sonucunu uretecek ve x=3 olacak.

d(7+x)=d10=2016 4. ceyrek

İlk olarak makronda RC formatını kullanman lazım. Yani D7 : R7C4 olarak refere edilecek formülde.

Daha sonra R7 yerine değişen kullanmak istersen, yani R(7+x) kullanmak istersen aşağıdaki kodu kullanacaksın.

R[" & CStr(fark) & "]C

fark olan değişken oluyor. oraya istediğin değeri atayıp hücre referansı olarak kullanabilirsin.

Ahaha baslikta olmamis gercekten, ne diyo acaba bu degisik diye actim duyuruyu baktim meger baska bisiy soruyomussun, sebebini bilmiyorum kardes, guldum demeye geldim :)

hoplamis zannediyor vucut.

gercekten hoplayinca oyle hissetmiyor ama?

araba ile ani dik bir yokuştan inerkenki hissi mi diyorsun, ya da luna parktaki hisler gibi?
nedenini bilmiyorum. içimden bir şey kayıyor hissi diyorum ben -tabi eğer hissi doğru anladım ise-.

evet aynen o his.

Kısa bir süre için yer çekiminin aniden azalmasından dolayı kaslar reaksiyon gösteriyor. Asansörde de benzer his oluyor.

kilidi değiştir?
kolaydır değiştirmek tornavida yeterli ama eski anahtara ihtiyacın olarak yarım çevirip yerinden sökeceksin kilidi.

@basond ev benim değil ve max 5-6 ay kalacağım. üstelik bana kiralayan kız da kiracı. Uygun olur mu bilemedim, son çare öyle yaparım. Aklına başka geçici bir düzenek geliyor mu?

sen odadayken girmesin istersen dilli kilit takarsın ama amacın sen yokken odana girilmesin istiyorsun anladığım kadarı ile daha pratik bir yöntem gelmedi aklıma kapıda yer varsa üst kısmında falan ikinci bir kilit takabilirsin ama ev içi kapılarında olmaz genelde ikinci kilit yeri.

girip cikarken gorunmuyorsaniz, egik duzlem takoza ip cakin. kapiyi cektikten sonra ipi cekip, kapiyi sikistirin. acmak icin de uzun bir aletle kapi altindan takozu itin.

kapiyi acip acmadiklarini gozlemlemek icin sac telinizi tukurukle islatip, kapi ve pervazi arasina yapistirin (james bond stayla).

baska bir alternatif olarak kilidi degistirebilirsiniz.

dert etmeyin bu kadar sorun olmuyor. cogu kisi kapisini sonuna kadar acip gider zaten. pek kilitleme aliskanliklari yok, ana kapi haric. dedigim abd ve avrupa icin gecerli gerci, siz nereye gittiniz bilmiyorum.

kilidi değiştir, tek ve basit çözüm.

trtspor canli izle

Izleyemiyorum iste, sifreli oldugu icin. Trt3 veriyor onunda goruntu kalitesi cop gibi. Trtspor hd idi ne guzel.

www.youtube.com

buradan full canlı yayın var. kesin çözüm.

yok yav bunu kastetmistim.

www.trt.net.tr

ama orun farkliymis.

normali kapalı hd olan açık bende fns 11054 smb 30000 v değerleri

ne bilmiyorum ama yatağınızdan olabilir. çarşafları güzelce yüksek bi derecede yıkayın. yatağınızı, koltuğunuzu ilaç vs gibi birşeyle silin. aklıma bunlar geliyor. kaşıntı geldi capsleri görünce

bence seni pire ısırıyor, kaşıdığın için de kabuk bağlıyor. eve kedi giriş çıkışı var mı?

hayvan kesinlikle yok. pireyi de düşündüm ama olsa görürdüm mutlaka. ben de yazarken huylanıp kaşınmaya başladım tekrar öf.

aynısı bende oldu odayı ilaçladım çarşafı değiştirdim vs vs ne yaptıysam olmadı.
yatağı ve bazasını değiştirince sorun çözüldü. arkadaşım tahta kurusu gibi demire yuva yapan bir şey olabileceğini söylemişti. ısırıklar aynen birebir böyleydi ama neydi çözemedim.

Yatakta tahta kurusu olabilirmi

pire sürekli zıplayan bi'şey görmemeniz çok normal. eve yerleşmesi için illa evcil hayvan da gerekmiyor, üstelik ısırıklar pire ısırığı karakteri göstermiş fotolarda. bir müddet beyaz çarşaf kullanın, en azından hareket olduğu zaman yakalayıp emin olur, ona göre önlem alırsınız. belki erkek arkadaşınızın dediği gibi yatakta başka bir haşare de olabilir, ama ısırık karakteristiği ilk akla gelen tahtakurusu ısırığına benzemiyor, onu da söyleyeyim.

Üzgünüm pire ısırığı bu :(

(git: 971704)

yatak ve baza eski ama öyle 80 yıllık değil. 8-10 yıllık maksimum. kumru geliyor ama pireyse gözükmesi gerekir, gözüme hiç böcek çarpmadı. tahta kurusu mantıklı gibi geldi ama kıyafetlerime mi tutunuyolar? öehhhh.

holy shit pire mi :(((((( öfffff :(((((

yatağın içine falan girip takılır o hayvanlar. kolay kolay göremezsin yani.
eyvah diyorum

Yatagi ve bazayi acilen cope at, tum camasirlari yika, evi camasir suyu ile komple temizle.

tamamen ahşap bir evde tahta kuruları ile 2 yıl yaşadım ve rahatlıkla söyleyebilirim ki tahta kuruları ısırmaz :) ayrıca yatakta tahta kurusu olsa gece sessizlikte kemirme seslerini duyarsınız..

o olay bizimde basimiza geldi.

detan in anti mite diye bir spray var onu kullandik koltuk ve yataklara

bir sure sonra gecti.

bu arada urun bazi haserelerede etkili sanirim.

bir de doktor degilim fakat kasinti na zyrtec haplar yardimci olabilir sanirim.
(Kullanim oncesi doktora danismani oneririm. ben sadece "ben de yaradi" diyorum.)

bence de malesef iki ihtimal var, pire yada tahta kurusu. çarşaflarınızı vs. tamamen yıkayıp dezenfekte ettikten sonra hala devam ediyorsa kesin tahta kurusu.
Ben bunlardan bir dönem amerikadayken çok muzdarip olmuştum, bizdeki off gibi ilaçları satılıyordu gece yatarken sürüp yatıyordum. ve evet, kıyafetlerinize de yapışıyorlar.
Pire ihtimalini elerseniz, yatağınızı ve bazanızı değiştirmeyi deneyin. Bir de eğer tahta kurusu ise, evdeki diğer mobilyaları sarmadan kurtulmaya bakın.

su çiçeğine de benziyor, evet.

bed bugs deyip gdiyorum, çok geçmiş olsun, rezalet bir şey

tahta kurusu da olabilir, geçici çözüm sinkov tarzı kokulu şiyler.
www.haseremarket.com
www.haseremarket.com

dipnot. tahta kurusunun tahtayla bi alakası yoktur.

tahta kurusu +999

yatak yorgan ne varsa yüksek derecede yıka. tahta kurusu ilacıyla odanı ilaçla 24 saat uyrama 3-4 hafta sonra gene ilaçla.

tum veriler pireye isaret ediyor ne yazik ki. ozellikle ayak/bacak bolgesinden baslamalari en buyuk gosterge. ben de yasadim ayni sorunu kisa sureli yasadigim evde. evi ilaclayin ve yastigi yorgani atin. tum giysileri yikayin ve bol bol dus alin. gecmesi icin bekleyin. uzun surecektir.

o ne ya, ölmüş pireye benziyor ama yine de emin olamadım. muallakta bir görsel. şu beyaz çarşafı bi' düşünün, netleşelim. ona göre haşareyle savaşırız :)

umarım link açılır. taytımda bunu buldum. scontent-frt3-1.xx.fbcdn.net fuck.

iş arkadaşlarımın biri de kolunda bulup öldürmüş. birkaç iş arkadaşım daha ayaklarının kaşındığını söylediler. bulunduğum yerdeki çocuklar biraz pis, ve yakında bu okulda tadilat oldu. inşaattan falan pire olmuş olabilir diyorlar. ilaçlanacak ama evi nasıl halledicem bilmiyorum. sizce eve bulaştığından dolayı eve de ilaçlama talep etme hakkım var mı?

Deneyimli pireciyim 3 kedi sayısız pireyle yasiyorum bu pire.

herkes yazmış köy hayatı yaşamış ya da görmüş çoğu insan bilir ki bu pire ısırığıdır. geçmiş olsun

teşekkürler arkadaşlar. iş yeri ilaçlanacakmış eve gidince ne yapmam gerektiğini salağa anlatır gibi anlatır mısınız? pire ilacı var ablamda ondan alcam.

pire isirigi. ozellikle ayaklar ve bacaklar yogunluklu calisiyor bu hayvanlar. ziplama menzili gibi dusun. ilaclatmak gerekiyor evi. tum dolaplari dok ve kiyafetlerini yika ve mumkunse evin disinda kurut. ilaclattiktan sonra kurtulursunuz.

yerleri supur-esyalari yika- dus al

yerleri supur-esyalari yika- dus al

evi yakmaniza gerek yok kaynaktan surekli eve yasiyorsaniz pacalariniza chrysamed sikin.

ev ilaçlanacak. bütün kıyafetleri dökmeli miyim?

net pire, bizim mahallede fakir bir kız vardı evde kediler köpekler falan kızın bacakları komple böyleydi ordan hatırlıyorum

yikayip geri kaldirabilirsin ama hepsinin bi elden gecmesi sart. kalin perdeler, varsa halilar, carsaflar. hepsini yika

geçmiş olsun, pire. geçer mi? uğraştıracak epey.
www.eksiduyuru.com duyuru benim. @fridgetiness in söylediği işe yaradı.

çok teşekkürler. ilaçlama çağırdım tarım ilacı sıktı, kıyafetlere bişey yapmayın kap kacağı yıkayın dedi.

direct injection gasoline turboc. yani benzinli ama dizel gibi.

Benzinli. Bu meret Juke'lar ilk geldiğinde 1.6 Dig-T diye bir modelde vardı. 190hp mi neydi, ama 1602cc olduğu için vergi diliminden kurtaramamıştı.

Şimdi yine Dig-T diye alet getirmişler, 118hp ama torku falan baya düşük. Benim 2011 1600cc Juke ile aynı motor. Neden Dig-T dediklerini de anlamadım, zira fabrika verileri benim Dig-T olmayan alet ile aynı.

sandman

Kaptan Swing

bunları pdf olarak bulabilirim demi? telefondan okumam lazım çünkü

death note. torrentte falan bulabilirsin chapterları belki ama telefonda mangadan ne kadar verim alabilirsin bilemem.

şimdi baktım da var malum yerlerde kendisi.

Y The Last Man
Fables
Batman: The Killing Joke

Pdf değil de .cbr bul, benim dediklerimin hepsi var .cbr olarak. Telefonlardaki comic reader uygulamaları okuyor.

evet .cbr olarak bulursunuz. ben de eğer karanlık tarzda, şeytan temalı seviyorsanız (biraz batman havasında) Spawn öneriyorum.

Federal Bureau Of Physics. Fizik, bilim falan seviyorsan, bilim kurgu seviyorsan kesinlikle oku.

Transmetropolitan.
Spider JEursalem adlı bir gazetecinin hayatını anlatır.
Cyberpunk'ın şahıdır.

Sandman +1

ne diyon oloom. benim araç 280 basıyo otobanda..

satışları arttırıyor mesela. düşünsene, belki adam ömrü boyunca 180i bile geçemeyecekken, gidip q7 alıyor. niye? 260 basıyo çünkü.

Hukuk fakültesi geyiği

ahaha yo where my deer at

Devlet konusu bir yana üç Alman devi (Mercedes, BMW, Audi) aralarında yaptıkları "centilmenlik anlaşması" gereği araçlarını elektronik olarak 250 km/h hıza limitliyorlar.

"sylvan" ın dediği gerçek değil bir geyiktir. çok basit bir örnek vereceğim.

bmw m2 240 km/h
bmw 330i 250km/h
bmw 645ci 250km/h
bmw m5 çift versiyondur ve 575ps olan da hız limiti yoktur.

mercedes de bir çoğu aracı 260 km/hdır.

bmw lerin tamamı (645 satıldı) kendi kullanımımdadır almanyada.

internette okuduğunuz her şeye inanmayın.

edit leyemedim

ama orada asıl amaç arabanın hızlanması. son sürat çok önemli değil. ani hızlanma ne kadar iyise araç o kadar sürüş zevki verir. 300 ile giderken bir zevk almazsın. ama 300 e çıkarken woo hoo.

ani hızlanma sürelerinin iyi olması güçlü motor gerektirir. güçlü motor da son sürati arttırır.

bu yüzden hız sınırlamaları vardır araçlarda. belli bir hızdan sonra eğitim gereklidir. normal kullanıcı bu eğitimi almadığı için hız limitleri vardır araçlarda.

çıbık3 +1

yine bir duyuruda kendimi acik bir sekilde ifade edemedigim.

merak ettigim turkiye de ve tahminimce dunyanin cogu yerinde en yuksek seyir hizi 130 km/h iken neden 180, 250, 461 ile gidebilen araclara izin veriliyor.

sebebini söyledim; amaç hızlanma bunun sonucunda arabanın son sürati de artıyor. satın alan kişi belki de haftasonu yarış pistinde aracını zorlayabilir. acil durumda hızlı gitmek isteyebilir.

devletin hız sınırı mantığı da yola göre değişir. nerede ne kadar hız yapılacağına karışmaz aslında devletler. bu yolda bu kadar hız limiti güvenlidir. bunun üstü tehlikelidir. limiti de aşarsan hızlı gittin diye değil kendi can güvenliğini ve başkalarının can güvenliğini tehlikeye attın diye ceza yazar.

bir de mesela max hız 120 diyelim. devlet hız limitini arttırdı. sonra ne olacak?

veya benim ülkemde 140 hız, ben de arabayla başka ülkeye geçtim gezmeye orada da 180 limit?

hizin elektronik olarak limitlenmesinden bahsediyorum. son hizin ivme ile baglantisini keserek yapilacak limit.

ayni sekilde hiz limiti arttirilacaksa elektronik olarak arttirilabilir.

hatta bir super oto yaris pistlerinde gps le spor moda geciyordu yanlis hatirlamiyorsam.

bana devletin uyusturucu satip uyusturucu icmeyi yasaklamasi gibi geliyor. tasimak serbest ama icmek yasak.

Araçların motoruna seyir esnasında müdahale etmek ne kadar güvenli olur?
Tüm araçların yanlış sinyalle bir anda 50'ye düşmeyeceğinin, sistemin hacklenmeyeceğinin garantisini verebilir misin?
Elektronik parçaları bu kadar arttırmanın aracın ömrüne, üretim masrafına, tamir edilebilirliğine etkisi ne olur?
Bir sürü marka model aracı bu sinyali alması için nasıl standardize etmeyi planlıyorsun?
Hız sınırını ayarlatmak için insanlar neden servise gitsin?

İnsanların yasak konarak eğitilebileceğini düşünmüyorum. Geçen ay yurtdışında bir yerlerdeydim. Yağmur yağdığında insanlar hızlarını 30-40'a düşürüyorlardı. Herhangi bir zorunluluk, kanuni düzenleme yok. İnsanların kendi kendini kontrol etmeyi öğrenmesi ve bu uyarıların onların iyiliği için olduğunu benimsemesi gerek.

mesele teknolojik yeterlilik ise, senden zeki insanlar var ve onlar hız tabelalarını okuyup onlara uyarak giden araba yaptılar. hatta aynı araba, öndeki arabayla takip mesafesini kendisi koruyor ve şerit içinde otomatik kalıyor.

peki sen türkiye'de en yüksek hız 132 km/s diye bu hızı geçmeyen araba yaptın, kime satacaksın hacım? hangi mal alır ki bunu?

p.s. arabası 200+ yapan ve 110dan fazla hız yapmayan adam.

asi ne haci? yok oyle bi sey. bu forumu iyice incele.

www.hairrestorationnetwork.com

sac ektirenlerin yorumlari resimleri falan var. turk doktorlari icin de cok yorum var. istanbuldaysan ben sana su aralar bu forumda populer bi isim soyluyum, resul yaman. koray erdogan, erkan demirsoy falan en iyileridir ama 5 bin lira butceyle onlarin kapisindan gecemezsin.

peki bütçeme göre ne yapmalıyım? yoksa bu bütçeyle hiç kalkışmamalı mıyım?

konya da daha ucuzmus mesela.ama doktor ismini hatirlamiyorum. bir eleman anlatmisti olay doktorda bitiyormus. farkli illerede bakin derim.

(bkz: saç ektirmek/@tabudeviren)

elektrikli cezveye sut konuluyor mu? neden orjinal cezvede yapmiyorsunuz.

filtre kahve almak istemiyorum çünkü ekstra masraf olur, eve sürekli türk kahvesi alınıyor.
elektrikli cezvede denedim olmadı, süt bozuldu, tane tane oldu.
ocaktaki cezvede yaparsam en az 10 dakikam kahve yapmaya gidecek ki bunun bir de temizliği var.
ne yapacağımı şaşırmış durumdayım.

herkese söylüyorum, herkese yazıyorum ama bir kişi bile sağ ol bacım demedi

elektrikli olup da içinde süt pişirebileceğin tek alet bu: www.hepsiburada.com

adına bakma, rowenta'nın yan ürünü.

ben 250 ml süt ile iki tatlı kaşığı kahve atıyorum, şeker atmıyorum, sen artık kendi damak tadını deneye deneye bulursun.

normalde sütü sade köpürtmek için tasarlanmış ama ben direkt kahveyi içinde pişiriyorum. iki tane aparatı var, tırtıklı olanı değil makinenin altına yapışık olanı tak. tırtıklı olan çok köpürtüyor. 2 numaraya bas ki kahve pişsin. ben hatta 2 numaraya bastıktan sonra kendi kendine kapanınca bir daha basıp 1/3 oranında bekletiyorum, hafif buhar çıkmasını bekliyorum.
kapağıyla kullanma. kapakla kullanınca taşma riski var.
hiç taşmasın istiyorsan döndürme aparatını takmadan direkt de kullanabilirsin. çok kolay yıkanıyor.
ama aletin dilini çözene kadar evde biraz kendin dene bence, ben iş yerinde çok taşırdım başlarda çünkü.

mesgul dediğin şeyin siparişini veriyorum. dediğin gibi güzel çıkarsa duacın olurum. çok teşekkür ederim zaman ayırdığın için.

eğer aletle sorun yaşarsan bana mesaj at, yardımcı olurum. şu an iş yerinde herkes kahve pişireyim diye gözümün içine bakıyor.
iki tane karıştırma aparatı var, köpürtme için olan takılı halde gelecek. diğeri ocaklı kısmın altında. mıknatıslı olduğu için oraya tutturmuşlar.

almanya dan reddi okuldan mi yediniz, yoksa konsolosluktan mi? okuldan kabul alsiktan sonra ve maddi kosullari yerine getirdikten sonra ret yemeniz icin bir neden yok.

@oharro

konsolosluktan yedim, bana bir daha denesem verecekler gibi gelmiyor vize.

daha önce avrupa'ya defalarca gidiş dönüşde de var.

konsolosluk mu dedi eğitim geçmişinden ötürü ret yediğini? itiraz etmiş miydin sonuca?

ancak yeniden ret yemeyebilirsin de, denemeden bilemezsin. ayrıca aslında almanca sertifikan olsaydı daha iyi olurdu. vizede avantaj sağlıyor sertifika. şu önümüzdeki ay onu halletsen? ya da var mı almanca sertifikan?

ayrıca bu seferki kabul şartlı değil mi? yani direkt kabul almanla şartlı kabul arasında da fark olabilir konsolosluk için.

son olarak, alman konsolosluğunun sağı solu belli olmaz, insan kesin konuşamıyor ne yazık ki.

@soso

evet konsolusluğun verdiği cevapta açıkça yazıyor eğitim geçmişiniz nedeniyle okulu biterebileceğinizden şüphe duyuyoruz diye.

itiraz etmedim aylarca sonra gelen cevabı beklemek istemedim, ayrıca itiraz edip vize durumu değişen yok neredeyse.

almanca sertifikam yok halletip başvurmak mümkün değil, 21 eylül okula son kayıt tarihi. vizenin süre olarak yetişeceği bile şüpheli şuan.

bu sefer ki okul ingilizce ve kesin kabul, okulda ekimde başlıyor.

gösterdikleri neden değişmeden vize verme ihtimalleri çok düşük ya da yok olabilir, bilemiyorum işte.

bende kullanmistim ama torpuyu kuruyan cilayi sokmek icin kullaniyordum yanlis hatirlamiyorsam. acaba fazla mi torpuluyorsun?

Evet aynı şekilde cilanın olduğu tabakayı törpülemeye çalışıyorum ben de. Mantıklı. Fazla kaçmış olabilir belki. Biraz daha nazikçe hareket edeyim. Teşekkür ederim :)

orta avrupaya gidilebilir. oralar çok kalabalık olur gibime geliyor.
prag, budapeşte, viyana veya orta avrupa sayılmasa da brugge

belki şu dediğim saçma gelecek ama eğer sakinlik dinlence gezip, görme istiyorsan hiç bir ülkeye kendi milli veya dini bayramında gitme. o dönemler curcuna dönemleridir. eğlenceli olurlar ama ne bir yer görebilirsin, ne gördüğünden bir şey anlayabilirsin.

bunu turizmci biri olarak söylüyorum. yani cristmasda türkiyeyi gez. kurbanda orta avrupayı.

iyi de abi full kapalı o dönemde her yer?

noelden once gidin. noel tatilinde oludur heryer. noelden once yaklasik 1 ay kalici pazar kurulur almanyada.

Zugas hocam cok haklisin ama benim isim de avrupada, baska tatilim yok. degerlendirecegim. turizmci olarak tavsiyelerine de acigim.

mermize, oharro, kapali ama benim tatil de ancak bu kadar.

bu sorularının çoğuna bisiklet forum'da çok daha kolay yanıt bulabileceğini belirterek başlayayım söze. Yıllar sonra yeniden yapacağın başlangıç için alüminyum kadro şehir bisikletinin (aslında hibrit de diyorlar bu modellere) senin için daha uygun olduğunu düşünüyorum. zaten bahettiğin paraya ikinci el karbonfiber mümkün mü onu da pek bilmiyorum. Dayanıklılık anlamında karbonfiberin diğerlerinden daha aşağıda kalır olduğunu sanmadığımı da ekleyeyim.
Bu arada ben de bisiklet macerasını ilk gençlik yıllarımda burakıp yaklaşık 10 yıl sonra, iki yıl önce yeniden heveslenerek bisiklet almış bir insanım,bunu da söyliyeyim. Öyle çok uzun soluklu bir ilişkim yok henüz.
Bahsettiğin fiyatlara sedona'nın güzel şehir bisikletleri var. Sedona'nın kadrosunu Meriva'ya ürettirdiği o yüzden yerli bisikletler arasında da bir tık yukarıda olduğunu söyleyedururlar.
Tekrar etmek gerekirse, ben olsam ilk aşamada bir şehir bisikleti alıp kendimi de denerdim, baktım bu iş ilerleyecek o zaman yol bisikletine geçişi düşünürdüm. Kolay Gelsin.

uzun yol derken uzerine cadiri, yemeginizi ve diger esyalari yukleyeceginiz, gunlerce suren yolculuklardan bahsediyorsaniz celik touring bisikletleri galiba en kullanislisi. fakat turkiyede bulamazsiniz herhalde.

yukarda bahsettigim sekilde surecekseniz cantlar ve lastik secimi onem kazaniyor.

cift kat eyeletsli ve 36 delikli jantlar isinizi gorecektir. bilinsik markalarin en ucuz ve en pahalisini secmezseniz sorun olmaz diye dusunuyorum. butun komponentlerde orta yol iyidir.

aktarma grubunda uzun mtb/sehir kirmasi shimano deore gibi gerektiginde yuklu halde dik rampalari cikmak icin dusuk oranli vites sistemleri tercih edebilirsiniz. zaten duz yollar icin vitesi cok gereksiz buluyorum.

bunun disinda en onemli sey kadro boyudur. arti eksi 1 cm. nin bir onemi oldugunu dusunmuyorum, fakat vucudunuza uygun bir geometri secmeye ozen gistermelisiniz.

son olarak ister yuklu touring yapin, ister gunu birlik yuksuz yolculuklar, aluminyum kadro, her ne kadar sevmesemde en ulasilabilir ve kullanislisi galiba.

bakirkoy civari sahil olabilir

katlanir alirsan otobuse taksye de rahat binersin aslinda. obur turlu otobuse bsiklet sokmak kolayo lmuyor pek.

bisiklet yollari icin suraya bakabilirsin: bisikletliulasim.com

sorunuza cevap olmuyacak ama bbc nin history of world belgeseli vardi. bana gayet akici ve bilgilendirici gelmisti.

Norman Davies - Europe: A History

Bu konuya genel ve doyurucu bir giris.

onu da izledim.

- mıknatıslarım çok güçlü (neodyum mıknatıs. o kara buzdolabı mıknatıslarından değil)
- pillerim dolu
- kablom yalıtımsız

bir tek ucunda ampullü kabloyla iletkenliğini denemedim. her tür çevire çevire yapıştırdım hani kutbu hark ediyorsa diye. hiçbirinde olmadı.

Kablonun iletken olması gerek, fiziksel olarak mümkün sanıyorum.

kablo da iletken. elektrikçiden beş metre kablo alıp yalıtımını itinayla soydum. aynen buradaki gibi boardmarker'a sararak spiral ettim.

kesinlikle fake değil. kablonun üzerinde plastik yok diye yalıtımsız zannetme enamel kaplı olabiliyorlar. bu arada ordaki pilin 12v luk olduğunun farkındasın değil mi?

kullandığın tel mıknatıs ve pilin fotoğraflarını at bakalım.

tamamen çıplak bakır kablo ile de denedim, üzeri emaye kaplı bobinaj teli ile de denedim.

pilin voltajının farkında değilim. kalem pil diye kalem pil ile (1.5V) denedim.

mıknatıslar da 12mm çapında yassı neodyum mıknatıs. 20 tane var elimde. üçer üçer, beşer beşer, sekizer sekizer yapıştırıp denedim.

hiçbirinde kıpırtı bile olmadı.

pil: i.imgur.com
kablo: i.imgur.com (tabii bu daha düzgün ve sıkı sarılıydı. çekmecede dura dura, üstüne ıvır zıvır kona kona bu hale gelmiş)
mıknatıslar: i.imgur.com

miknatislarin iletken mi peki? ayrica ilk hareketi vermen gerekiyor.

mıknatıslar iyi, tel pek düzgün sarılmamış sürekli kesintilere yol açıyordur bence. kalem pille yapanlar da gördüm şimdi araştırınca. ama asıl problem şu olabilir; mıknatıslar 12mm dedin kalem pil ise yakşaık 14mm dir. mıknatıslar tele değmezse nasıl manyetik alan oluşmasını bekliyorsun :)

madde madde yazarsak;

-ince kalem pil kullan.
-bobni düzgün sar.

gerçi tel sonradan bozuldu demişsin. tek sorun pilin ve mıknatısın boyutları kalıyor o zaman.

@duyulmasi gerektigi kadar 'ın gönderdiği videodakilere dikkat etmişsen ve hala olmamışsa, tek olasılık kalıyor, pili ters yönden sokuyorsun bobine ve/veya kutupları yanlış takıyorsun.

Sarımlar düzgün değil. Tam düzgün şekilde sarılıp her bir çemberin diğerlerine değmeyecek en küçük uzaklıkta olması gerek. Ayrıca sistemi AAA pil ve pil çapından yarım mm daha büyük mıknatıs ile kurmak daha iyi olur. Olay tamamen mümkün fakat ağır sistemde sürtünme, harekete müsade etmeyebilir. Ayrıca bobin kısa olduğu için DC pilden kısa devre akımı çeker. Bu da pili çok hızlı tüketir. Sistem şu: Pilin arka ve önünde mıknatıslar yapışık durduğundan akım mıknatıslar tarafından iletilebilir durumda. Bu sistem bobinin içine konduğunda + ve - kutup, bobine değiyor (sistem havada uçmuyor, bobine değerek ilerliyor) ve bu bir manyetik alan oluşturuyor. Manyetik alan, mıknatısı itiyor ve mıknatıs hareket ediyor. Mıknatısların kutuplarının yönü de önemli. Öncelikle birbirini iten kutuplar bulunmalı, sonrasında mıknatısın biri aynen yapıştırılıp diğeri ters-yüz edilerek yapıştırılmalı. Şöyle: NS(pil)NS

Not: Videoyu izlemedim.

dilekceyi kabul etmemenin suc olduguna eminseniz bir daha gidin ve bunu belirtin yine kabul etmezlerse iddaalasmadan bir dahaki sefere noterle veya avukatla geleceginizi bildirin. daha sonra takim elbise giymis bir arkadasinizi yaniniza alip fake atin. veyahut dilekceyi kabul etmeyen memura tutanak imzalatmaya calisin.

cok bilgim olmadan salladim. hicbiri ise yarayamayabilir. kusura bakmayin.

kamu personeli kendi kurumuna posta, noter gibi kanallarla vatandaş gibi dilekçe veremez. E-imza geçtiyseniz işiniz kolay e-imza kullanmıyorsanız şansınızı tekrar deneyin ardından BİMER'e derdini anlatın ama işler karışır ozaman kısaca diplomatik uslupla halletmelisin.

O dilekçeyi seve seve almak ve 30 gün içinde cevaplamak zorundalar.
mevzuat.meb.gov.tr

dilekçeyi almayı reddettiğini yazıp imzalasın, derdim; fakat mevzuata göre hiyerarşik bir silsile gözetiliyorsa, yani bir üst amiri atlayıp vermeniz mevzuata tersse ondan olabilir. zaten böyle bir durum varsa reddettiklerine dair yazı da verirler rahatlıkla. bir deneyin bunu istemeyi.

mevzuat açık. dilekçenin muhattabı dekanlık. hatta dilekçe aslında form olarak başvuruyu inceleyecek kurul tarafından hazırlanmış. verilecek makam da yazıyor. onların nereye göndereceği de.
Sonuna kadar haklıyım. hatta benimle aynı başvuruyu yapmış kişilerde birkaç kez dekanlıklar/anabilimdalları işleri engellemeye kalmış ve sonrasında mahkeme kurumları haksız bulmuş hep.
işin ucu tutanak ya da avukata gidiyor gibi gözüküyor.
daha akademik hayatın başında bile sayılmazken bunca uğraşı... insana geleceğini sorgulattırıyorlar.

fakültenin evrak kayıt birimine git. her fakültedde vardır. oraya verip tarih ve sayı numarası verirler size. o andan itibaren 30 gün içinde size cevap vermek zorundalar. cevap vermezlerse hukuki yollara veya internet üzerinden başbakanlık bimere şikayet edebilirsiniz.

the human centipede :(

brazil

az bilinmiyor ama sanırım iyilerden biri: THİNG

District 9

(bkz: coherence)

coherence dışında hepsi bilindik beyler :(
coherence dahil bunların hepsini izledim.
böyle coherence veya primer tarzı düşük bütçeli filmler arıyorum daha çok.

Code 46

le jetee

(bkz: chappie) çıktı yeni düştü ortamlara. district 9'un yönetmeninden

millet senin neyi izleyip neyi izlemediğini bilemez ve bir filmin az ya da çok biliniyor oluşunu belirleyen bir ölçüt yok. bu yüzden izlediğin ya da bilindik dediğin filmleri önerenlerin tiklerini vermeyerek ayıp etmişsin. burada tiki tek haketmeyen de bu cevap oldu. ayıp etme insanlara.

haklısın. verdim "tik"lerini :(

renaissance. 2006 yapımı olan

bir bilimkurgu filminin iyi olup da bilinmemesi zor.

o yüzden duymamış olma ihtimalin olan fimleri iyiden kötüye doğru sıralayayım;

coherence
the signal
pandorum
europa report
the machine

reanimator

Gratis-watsons-flormar

watsons bence. diğerlerinde o kadar çok çeşit yok..


gelmişken birkaç oje de önereyim :D

flormar 385: net ve güzel bi kırmızı
flormar 352: tek kalın kat sürersen kopkoyu bir kırmızı çift kat sürersen bordo
flormar 323: kırmızı şarap rengi. ışıkta hafif bordoya gölgede siyaha çalıyor.
flormar 320: bunu aldım ama daha denemedim ama tatlı bi pembe böyle çok pastel tonlarda tam yazlık
pastel 39: bu da koyu pembe/gül kurusu renginde

Gratis watsons rossman çok yakın değerler veriyor aralarında 5 krş falan oynuyor bazen. Ama git sokak arası parfümeri lere al ucuz ucuz

Pastel nude mocha rengi harika dostum

Douglas. Yalnız fiyatlar çok ucuz değil.

tesekkurler cevaplar icin. aslinda boya kapatmak icin kullanacaktim. o nedenle renk seceneginin genis olmasi iyi olacak. watsons a bakiyim ben.

Essence marka, wet'n wild. Rossman'da var galiba watson's da da vardı ama en çok çeşit Rossman'da. Rossman'ın benim bildiğim Metrocity ve Üsküdar şubesi var.
Sevgiler

hepsinde arayan bir site var mi bilmiyorum ama sunlara bakarsan belki aradigini bulursun.

eurolines
db
b-europe

Toyotanın tam otomatik vitesi yok. DSG net 5 yıl götürür, Alman mühendisliğine güvenim sonsuz. Ama golfün bagajı çok küçük. Bu segmentte opel astra olabilir.

dsg öyle sorunlu kötü birşey değil baştan söyleyeyim. kendim 5 yıldır kullanıyorum ve hiçbir sorununu görmedim. garanti de yaptırırsanız sorun kalmaz. o rahatlık hiçbir şeye değişilmez. golf diyorum.

Sen burda yazılanlara bakma. Dünya alem kabul etti, mahkeme kararı bile var dsg nin gizli kusurlu olduğuna. Sakin ama sakın dsg ye bulaşma.

octavia +1
büyük bagaj istiyorsan.

80k butcem var diosun,git quashqai fln al o zaman aq.en kralini alirsin. honda civicler de iyi.

yeti

yeti

varoştan ultra-lükse çıktığımızda da yine tasarımların aynı boktanlıkta olduğunu düşünüyorum, abartılı-uçuk kullanışsız ve estetik durmamasına rağmen estetikmiş gibi podyumlarda sunulan kıyafetlerin tasarımcılarının kafasında ne varsa bunlarda da benzer bir şekilde kendilerince "güzel" bir şey ürettikleri düşüncesi ve hitap ettikleri kesimin de buna "inanma" meyili var herhalde.

Valla aynı şeyi geçen gün ben düşünüyordum. Hatta o incik boncuklu paçoz diye tabir edebileceğim kıyafetler h&m c&a vs den alınanlardan daha pahalıya gelebiliyor. Kadıköy'de 5 tl ye tshşrt alınan yerler var , eli yüzü düzgün hem de. Ama adam geliyor o incikli boncuklu dantelliyi alıyor nedense. Ben de anlam veremiyorum ve cevapları takipteyim...

evet üst sınıfa hitap eden giysilerden de bahsedecektim de üşendim. herhalde yine sınıf çatışmasına çıkıyor bu olay. ne kendinden alttakini beğeniyorsun ne kendinden üsttekini. bunun estetik kaideleri nasıl oluşuyor onu merak ediyorum ben. yani ne bugün ne giysemdeki varoş-dejenere kızları beğeniyorum ne de çok abartı şatafatlı saçma sapan ultra zengin giysilerini.

Fakültede okurken bir arkadaşım hayallerinin Dj setini alabilmek için paraya ihtiyaç duyup Leke Jeans gibi bir mağazada part time çalışmaya başlamıştı. Öğrencilerin gelip gideceğini zannettiğimiz bu mağazaya cebine yevmiyesini koyan türlü türlü insanlar geliyordu.

Arkadaşım kendi giyim tarzına göre bu müşterilere seçenek sunarken onlar illaki kadınlar için yapılmış düğmesi bile ters tarafta olan kelebek taş desenli yada baby vs yazan kot pantolonları veya hiçbir renkle uymayan tshirtleri alıyorlardı.

Yani demem o ki bu durum bence arz talep meselesinden kaynaklanıyor. Bu müşteri profili o tip beğenilmeyen tarzda şeylere rağbet gösterdiği için üretiliyor.

Giyim veya moda dediğimiz şey, kimliği yansıtan bir şeydir. Modaya uymak kimliği yansıtırsa, uymamak da bir o kadar kimliği yansıtır. Hatta çeşitlilik ne kadar artarsa, kimlik belirleme ile tüketim bağlantısı o kadar artar. Örneğin, içecek reklamlarında "Bir cola iç, kendini bul" tarzı şeyler ürün çeşitliliği ve maddiyat üzerinden kimliği bulmayı, dolayısıyla tüketimi arttırma çabasıdır. Etkisini sözlükteki starbucks'tan elinde kahveyle çıkan insan gibi başlıklar olarak görebiliriz. Birey olmakla bireyci olmak arasında bir uçurum yaratıyor bu durum da.

Bu anormal dediğimiz şeyleri giymek için ya maddi olarak bayağı bir üst sınıflardan ya da varoşlardan giyenler oluyor. Beşiktaş Akaretler'de açılan lüks butiklerin camlarında garip garip giysiler var ve o kadar iğrenç elbiseler 3000-5000 TL'ye satılıyor ki anlatamam. O 3000-5000 sende olsa onunla en az 30-40 tane ağzı burnu düzgün şey alırsın. Örneğin, şuna çok benzer bir giysi var
i4.photobucket.com
Ya da şöyle bir şey
www.oddee.com

Tekstilci bir arkadaşımla oradan geçiyorduk, arkadaşın çalışttığı firma Rus ve TÜrk jet sosyetesine, A+ sınıfa ürün satıyor. Ona "Allah aşkına, kim giyiyor bunları, kim alıyor" dedim, "Yalı giysisi bunlar" dedi. "Nasıl yani" dedim, "Bizde de çok satılıyor bunlar sosyetede" dedi. "Nasıl yani, yalıda diye terlemiyorlar mı bunlar, o plastiğin içinde nasıl oturulur" diye kalakaldım.

Şimdi bir de Ebru Gündeş'e bakalım.
www.magazinsortie.com
i.ytimg.com
imgkelebek.hurriyet.com.tr

Hele eskiden bu kadının kafasında iki kafa kadar da topuz olur, üstünde de prensesleri bile bunaltacak bir giysi olur; Televole'lerde Haftanın Şıkı seçilirdi.

Bir tane de genç kızı alalım, bu programlarla yetişiyor olsun. Ebru Gündeş de idolü olsun. Bu kızın hayali böyle giyinmek, Reza Zerrab gibi kendisine Mars'ı bile alabilecek ve dışarıdan öyle seviyor gibi gösterecek bir koca sahibi olmak, Ebru'sunun yaptığı gösterişin onda birine sahip olmak. Ama parası yetmiyor buna. Süssüz püssüz şeyler giydiğinde de pek bir silik kalıyor, olmak istediği ve hayalini kurduğu kişiyi yansıtmıyor. Kimliği eksik kalıyor, kimliği bu değil. Maslow'un hiyerarşisinde kendini gerçekleştirme aşamasına çıkmak istiyor ama para yok. Hayaller Paris, hayatlar Bağcılar. Hayallerine en yakın alabildiği şey de o süslü püslü giysi. Fiyatı ve kalitesi benzemese de en azından tarzı benziyor artık Ebru Gündeş'e. Ve artık, kendisine Ebru Gündeş gibi bir kadın arayan bir adamın dengi bir karısı olabilir. Ya da benzer bir genç adam, isyanqar21 olarak Allah'a sitem eden ve haline lanet eden rap şarkıları söyleyebilir buna tepki olarak. Tabii aradan daha doğru mercilere sitem eden ve daha yapıcı Tahribad-ı İsyan gibi müzik grupları da çıkabiliyor.

Üretim de buna göre arz-talep dengesi ve tasarlayan insanlar kendilerine inanıyorlar. İnanmadan yaptıkları bir iş değil bu. Gerçekten kendi kimliklerini elbiseye yansıttıklarına inanıyorlar. Haliyle arz-talep ilişkisi de "Al gülüm, ver gülüm" ile ilerleyebiliyor.

aychovsky, sorulara verdiğin doyurucu cevaplardan dolayı sana hayranım. genel bi teşekkür edeyim sana buradan. ama bu cevabınla ilgili açıklığa kavuşturmak istediğim birkaç nokta var:

varoşluk ve üst sınıflık birbiriyle ilişkili oldukları bağlamda aslında biraz müphem kavramlar. örneğin varoşta yaşar iken ihale, otopark mafyacılığı veya olur ya iddaadan yüklü para kazanarak bir veya birkaç üst gelir grubuna atlayan insan varoş mu hala yoksa değil mi? sonradan görmelik, üst sınıf adı verilen toplulukta kabul görme veya görmeme, şehirde yerleşik olan nesil sayısı, yüksekokul bitirmiş nesil sayısı, atadan miras alınan mülkün konumu ve özellikleri gibi değişkenler söz konusu hep burada. ebru gündeş varoş mu mesela? varoştu ama şimdiki hali ne? sosyoloji ve iktisat üzerine biraz bir şeyler okusam iyi olacak.

bir diğer yandan ebru gündeş'le ilgili gönderdiğin resimlerde ben çok bir gariplik göremedim. onlar sahne elbisesi olduğu için ister istemez ışıltılı olmak durumunda. ebru gündeş'in günlük giyiminde de benim çok gözüme batan bir sakillik yok. içine girmeye çalıştığı toplulukta bir şekilde dikkat çekmeden yaşamaya çalışıyor algısı verdi bana ama sende uyandırdığı algı da farklı olabilir.

fakat, kızımız ebruyu örnek alırken nasıl örnek alıyor? günlük kıyafetini mi yoksa incili çavuş kıyafetini mi? tabii bu sadece ebru olmak zorunda değil. popüler kültürden o kadar uzak kaldım ki sana şu an bu kızın örnek alacağı birinin ismini veremiyorum. 10-15 sene önce olsa gülben ergen derdim herhalde. ama son tahlilde vardığın yerin doğru olduğunu düşünüyorum. idolü örnek alma ve ona benzeme üzerinden dış görünüşü şekillendirme akla yatıyor.

tasarımı yapanlar inanmış derken bu ürünleri kullananların bu tasarımları yaptığını mı söylemeye çalışıyorsun? yoksa bir 'üst akıl' "bu kesim bu giysiyi giymek ister şundan bundan dolayı, bunu böyle tasarlayalım" mı diyor? bu kadar derin düşünmeyi başarabilecek bir ekiple bence piyasanın kralı da olunabilirdi. tabii kim üretiyor, hangi şartlar altında tasarıma karar veriliyor bilemiyorum. türkiyeyi az çok bildiğim için muhtemelen çok rastgele ilerleyen işlerdir diye düşünüyorum. zaten bu illuminatici komplo teorici kafaları sevmem de yine de her türlü durum mümkün para söz konusu olunca.

vatandaş bahsettiğin tarzdaki ürünleri satın alıp giyiyorsa beğenmiştir kardeşim. mavi don kırmızı gömlek, çok basit tarzda taşlanmış pantolon ve bahsettiğin kesim tarzları talep edilen ürünler. bu bahsettiğin pantolonlara 60-70 tl para da veriyorlar. pull and bear veya bershka'da senin benim hoşuma gidecek 60-70 tl'ye pantolonlar olduğunu da biliyor. senin zevkine ne kadar uyup uymadığıyla ilgilendiğini sanmıyorum. bir insan hoşuna gitmeyen birşeye istikrarlı bir şekilde para vermez. sen ve senin zevk anlayışını haiz olan bir güruh için farklı bir zevk anlayışını haiz bir güruh neden tarzını değiştirsin, bu güruhun giyim tarzını dizayn etmeye niye niyetlenirsin?

aycovskinin cevabi topculara uyarladim. sac stilide ekledim.

ilk önce kolay olandan başlayayım :)

Ben de uzun zamandır magazin takip etmiyorum, en az 15 yıl oldu. O yüzden düzgün örnek bulamamış olabilirim. Reza Zerrab olmasa, bu kadın ne yapıyor bilmezdim. Uygun resimleri de bulamadım aslında. 15 sene kadar önce bu haftanın rüküşü-şıkı köşesinde ne kadar süssüz giyinen varsa rüküş olurdu, ne kadar abartan olursa, ne kadar "Ya, bu kıyafetle sokağa çıkan mı var" diyebileceğin şey varsa haftanın şıkı olurdu. O resimleri de bulamadım. Şimdi moda biraz sadelikten yana olduğundan, kadın da eskisine göre yaş aldığından eskisi gibi değil. Yoksa 3. resmi aslında ben de beğendim. Ama kıyafetin olayını anlatabilmişimdir umarım. Gülben Ergen de onun peşinden gelirdi zaten, aynısının varyasyonu.

Kızımız Ebru'yu nasıl örnek alıyor'a geleyim. Kızımız Ebru'nun yaşam tarzı ve kimliğini örnek alıyor. Giysilerini, davranışlarını, kafa yapısını. Örneğin, Ebru "Reza bana Mars'ı alacak" diyor, kızımız "Erkek dediğin karısına şunları yapandır" versiyonunu kullanıyor. Kafa yapısını örnek alıyor; Ebru popülist popülist konuşup mağdura yattıkça "Susmam asaletimdendir", "Ben istiyorsam hak ediyorumdur", "Yukarıda Allah var, ondan başkasına hesap vermem, o da kalbimi biliyor" diyor. Burada biraz konudan sapıp şöyle bir örnek vereyim. Bir çalışmada ülkede verilen bahşiş ile o ülkedeki yolsuzlukların arasında yüksek korelasyon olduğu söyleniyor. Çünkü bahşiş vergilenmeyen ve hak edildiği düşünülen bir para alan kişi tarafından, yolsuzluk da. İkisinin amaçları arasında dağlar kadar fark var ama. Şimdi buradan konuya döneyim, bu analojiyi şöyle kıvırayım. Ebru eğer birçok haltı yiyorsa ve sonunda da "Yukarıda Allah var, o beni biliyor" diyorsa, bu kız da bunu öğreniyor ve haltı yiyemese bile artık yiyebileceğini düşünüyor ve sonunda Allah'a sığınabiliyor. Giysilerini de örnek alıyor, süsler ve pullar giyiyor.

Bu Ebru Gündeş olmasın, başka bir popüler ikon olsun. Bilmiyorum ki bunların 2015 versiyonu kimler.

Tasarımı yapanlar ve buna inananlar derken giyenlerden o kadar bahsetmiyorum. Gerçi bu ikisinin olduğu kesim de vardır muhakkak da, demek istediğim şu. Kendi çılgınlığı ile bir şeyler yapıp onlardan "yalı giysisi" yapanlar. Örneğin, plastik bir giyside "Plastik elbise üstündeki floral çizimin verdiği feminen ve ruh okşayan hava ile platiğin maddesel yapısı arasında bir kontrast oluşturuyor ve elbise o kontrastın gerilimini yansıtıyor" gibi şeylerden bahsediyorum. Tamam, mantıklı bir savunma, buna da inanılabilir gerçekten ama sağlıksız ve plastik, şorul şorul terleten bir giysiden bahsediyoruz.

Geçen gün moda ile ilgili şöyle bir şeyler söylemiştim. Her şey ilk önce podyumda başlıyor. Tipine bakıp "Bu ne biçim bir şey, yamuk yamuk" diyebileceğin şeyler görüyorsun. Sonra da o podyumdakini Kim Kardashian gibi biri saçmasapan bir yerde, değişik bir şeyle kombinliyor ve olay oluyor. Önce sosyete kısmısı için üretiliyor, peşinden daha daha alt gelir grubu için üretiliyor. En son aynısını Migros'ta bulabiliyorsun bir noktadan sonra. Gözün de alışıyor. Şimdi ilk üreten çılgın bu işe inanıyor ama Migros için tasarlayan "Aha, bu yılın modası bu, bu satar" temelli bir tasarım yapıyor. Üstelik hepimiz aynı yolun yolcusuyuz, sadece bizim giydiklerimizi başka kişiler başka perspektifle tasarlaması, bizi de tüketici yapmaktan alıkoymuyor. Yoksa aşağılama olarak algılanmasın bu, ben de giyiniyorum ve "Hmm, şu zevklice bir şeymiş" diyorum. Bu da beni herkesle aynı gemiye sokar zaten. Kafamda bir idol oluşturmamış gibi görünmem bilinçaltımda idol olmadığı veya bu idolün tek bir kişi olması ya da ete kemiğe bürünmüş bir idololması gerekmiyor. Hepimiz aynı kıyafeti giymediğimiz sürece özgür iradeye inanmıyorum. Bu nedenle Ebru Gündeş'i örnek alıp da giyinen bir kişi ile aramdaki fark birbirimizi zevksiz bulmamız sadece. Aynı şekilde hepimizin içinde bir parça Kezban veya Kamil olduğuna da inanıyorum. Yoksa ikimizin de bir şekilde gurur duyduğu bir kimlik var, kim kime üstün, bunu kim ölçebilir. Bu da apayrı bir konu.

Gelelim zor kısma. Ne nerede başlar, nerede biter? Buna bir milyon kişi bir milyon şey söylemiştir, sınırlı bilgim ve "eyyorlamam" ile iki kelam edeyim. Burada neyi, hangi bakış açısı ile tanımladığın büyük önem kazanıyor. Ebru Gündeş para ve dolayısıyla sermaye sahibi, dolayısıyla iktisat tanımına ya da gelir grubuna göre burjuva; ama diğer bir burjuvazi tanımına baktığında "şehirli, eğitimli" anlamında incelediğinde burjuva değil. Gelir düzeyi ve ekonomik sınıflar açısından bakarsan sonradan görme bu kişiler, örneğin zengim şarkıcılarımız, bir nevi çoban köpeği vazifesi görürler. Kültürel değişime izin verilmemesinin nedeni bu kişiler aracılığı ile "varoş" dediğimiz alt sınıfın kontrol altında tutulmaktadır ya da uyutulmaktadır. Diğer bir bakış açısına göre, burjuva değildir eğitimsizlikten dolayı. Bu nedenle de şu dönemde hak etmediği bir kaynağı elinde bulunduran geçici bir kişidir, o kaynağın gardiyanıdır ve orta vadede ait olduğu sınıfa geri dönecektir.

Ya keşke devamını ben bilsem. Popo içi kadar sosyoloji bilgim ile bu kadar oluyor ancak. Sosyologlardan el atmalarını bekliyorum.

sosyologlar el pençe divan konumuna geçmiştir şuan :d

killing blow olmuş resmen

+rep, saygı, terazi

o değilde bu dar paça kot üretme çılgınlığı son bulsun artık ya da boru paça giyen insanlarında zevkleri düşünülsün artık 10 kot çeşidi varsa 9 u dar düdük gibi anasını satiim...

soruyla alakalı; tekstil olsun,otomotiv olsun sonraa mimari olsun bu tarz çizim ve estetik gerektiren konularda çok geriyiz bunu da emek yoğun bir ülke olmamızla beraber sanatsal çalışmalarda kıtlığımızıda düşünür ve hesaba katarsak,yeni bir özgün dizayn yapma ve bunu düşünecek,üretecek insan azlığında buna da şükür diyorum ben. elin zevkli modacısı yapsın biz giyelim şimdilik,göz zevkimiz için en iyisi bu

gucu devir sayisina bolun. bu motorun saft torkudur.aktarma ile bu iletilen torku arttirabilirsiniz.

sucker punch atmis iste hakem o esnada maci durdurmuyor. kural disi degil ama etik de degil. rakibinin de uyanik olmasi gerekiyor.

Yok hocam gerçek bu mayweather oçnun tekidir.

Kural dışı değil. Sonuçta hakem araya girmemiş ki diskalifiye olsun.
Rakip oyuncu sakat iken gol atan takım nasıl ki ayıplanıyor, ama gol geçerli oluyor, bu da aynı durum.
Etik değil, o ayrı.

montaj değil, kural dışı değil, etik de değil. diskalifiye edilmesine sebep olacak bir hareket hiç değil. bu floyd bebesi hep böyle, boşuna manny kardeşimizi tutmadık.

sorun olmuycaksa nakit tasi. tl hesabindan kur ve banka kesintileriyle baya zararli cikarsin. italyada kredi kraryi kullanimi nasil bilmiyorum ama o da isini gorebilir.

net oran veremeyeceğim ama visa ve mastercard'ın kur kesintileri de hiç o kadar fazla değil. orada herhangi bir bankamatikten çekim yapabilirsiniz. zaten 3-5 tl'yi aramıyorsunuz pek, exchange ofis ihtiyacı olursa esas zarar olur. nakit taşımak haricindeki diğer alternatifler: TEB kartınız varsa paribas grup'un italya'daki bankasının (adı her neyse) bankamatiklerinden komisyonsuz para çekimi yapabilir veya burada garanti'yi arayarak mevcut kartınıza euro limiti tanımlatabilirsiniz, aynı karttaki euro harcamalarınız bu ekstreden olur, dönüşte ekstreyi euro olarak yatırır yada tl'den çevirirsiniz. para çekiminden komisyon almayan başka bankalar bulacağınıza da eminim.

italyada kredi kartı durumu nasıl bilmiyorum ama mesela almanyada kredi kartı kabul eden süpermarket bile zor bulunuyor. oharro'nun da dediği gibi kur farkı da var işin içinde. bende babamın vakıfbank visa kartı var, burda euro olarak yapılan harcamaları dolara çevirip de düşüyor hesaba, çifte kur kaybı. gerçi vakıfbank, zaten başka ne beklersin. ama yine de en iyisi nakit.

telefon ve internet işinde de daha önce türk operatörlerin yurtdışı tarifelerine bakıp oha demiştim. italya konusunda bilgisi olan biri daha doğru cevap verecektir ama mesela kontörlü bir italyan hattı almak daha avantajlı bile olabilir 1 hafta için. benim almanyada kullandığım hat ayda 8 euroya 300 mb internet, 300 dk konuşma ve 300 sms içeren bir paket ve alırken de bu 8 euro dışında bir şey ödemiyorsun. belki italyanların da böyle bir şeyi vardır. 1 haftayı 8 euroyla kurtarırsın.

ykb tl hesabin varsa parani oraya koy. italyadaki herhangi bir unicredit atm sinden ykb bankamatik kartinla komisyonsuz para cekebilirsin.

"göklerde kartal gibiyim" geldi benim aklıma ilk olarak. volkan konak söylüyor.

o değil ya, o çıkıyor ama değil.

www.youtube.com

www.youtube.com

yangin olur biz yangina gideriz

adanali degilim ama ali gode piyasadaki diger market markalarini silip atar. katkisiz oldugundan sanirim.

turnib nispeten iyidir

dostum serafresh markası adana menşeiili var, yenilerde çıktı sanırsam hemen hemen tüm marketlerde var bi dene derim.

içen bilir hacının şalgamı
ps, adanalıyım
www.hacininsalgami.com.tr

ben doğanay cam şişe alıyorum, başkasını denemedim. en süper bu diyemem. mesela bazen tadı çok güzel oluyor bazen de kötü. (kötü olanlara dikkat ettim de marketin indirimli gününe denk geliyor.)

kazim bufeninkini sevmistim. siparis veriliyor mu bilmiyorum.

drambuie ile dene. ya da sadece ananas.

bira

tekila

edit: tarif linki de atayım: www.tuzubiberi.com

jack'le dene güzel oluyor. Baharatı kendin ayarla. sarımsak ve zeytinyağını unutma..

kırmızı şarap (ama tatlı sofra şarabı) veya brandy..

guney afrika da olur mu?

Olur tabi ki

district 9. güney afrika.

Timbuktu. Hem de konusu da cok guncel.

lion of the desert, libya,
sometimes in april, ruanda,
a dry white season, guney afrika.

www.imdb.com

www.google.com.tr

şirket adına sipariş vermiyorsan, senin adın yazıyor ve şirket adresine teslim ediliyorsa hayır. alıcı olan şirket tüzel kişisiyse belki(böyle yapma yani).

alici ben olacam. fakat teslimat icin sirket adini yazcaktim.icinde as. tic. ibareleri var.

oharro osmanoğlu
binbir surat a.ş.
kıyamam sokak, şalom apartmanı
pangaltı - çorum

yazarsan problem yok.

sadece

binbir surat a.ş.
kıyamam sokak, şalom apartmanı
pangaltı - çorum

yazarsan küçük ihtimal sorun çıkabilir.

tesekkurler

çalıştığım şirket adresine en az 50 kargo geldi y.dışından sorun yok :) günün 24 saati bırakılabilecek bir yer olduğundan ev yerine şirkete göndertiyorum.

bir de ev yerine şirket adresi olunca kargolar takip kodsuz olsa bile cukkalanmıyor.

Dedeman'da kalmisitim, fiyati hatirlamiyorum ama pahali degildi o zaman icin. Otel cok iyiydi.

eger toplu tasima kullanacaksaniz dedemanin yeri universiteye tersdir. sehir merkezinde birkac otel var ama nevsehir merkezi sikici biryerdir yapacak bir sey bulamazsiniz.

Hangi banka

işlem kayıtları tutuluyordur muhtemelen. sizden bir önce işlem yapan vatandaşın kim olduğunu gayet belirleyebilirler. bu bilgiyi size verirler mi bilemem.

onu ilerde lazim olabilecegi icin burada soyleyemiyecegim.

bencede belirleyebilirler fakat banka memurunun insafina birakmak istemiyorum.dusuk bir ihtimalde olsa kotu niyetli olabilir.

kendiniz tespit edemeyeceğinize göre onların insafına bırakmak dışında bir çözüm yok. sahibi bulunana kadar personelin yanında refakat edersiniz paraya.

malesef parayi bildugum subeye yatirmam imkansiz. baska bir subeye yatiracagim.

şubeye gidip banka müdürüyle görüşmek istediğiniz söyleyin. banka müdürüne durumu anlatıp parayı ona teslim edin.

banka müdürünün çakallık yapma ihtimali çok az. 1)o paraya ihtiyacı yoktur zaten adamın. 2) merkezden denetim için yollamış bir gizli görevli olabilme ihtimalinize karşın kariyerini tehlikeye atmayacaktır. 3) her insanın özünde iyi ve güvenilir olduğu varsayımıyla zaten çakallık yapmaz.

not:iyi niyetiniz için teşekkür ederim.

yemrem tesekkurler. oneriniz mantikli. aslinda parayi alarak saflik yaptim. simdi onu duzeltmeye calisiyorum.

Eğer kimseye güvenemiyorsan da parayı bana ver, vebali bana ait. :) Ayda on binler kazanan bankacıların bir günde çarçur edecekleri para benim çok işimi görür.

Cidden iyi niyetin için şuku. Böyle insanlara ihtiyacımız var. Ben de senin yerinde olsam aynı şeyi yapardım. Kim bilir, belki de bir emeklinin bir aylık geçim kaynağı, bir öğrencinin kaybettiğini açıklayamayacağı bir arlık bursu belki de.

bence memura kesinlikle verme, makbuz falan iste, benim bu parayı çaldığım falan söylenirse kamera kayıtlarından atm den benim aldığım ortaya çıkar, bu yüzden teslim ettiğime dair makbuz ya da yazı istiyorum falan de, memur %95 cebine atar o parayı benden söylemesi.

parayi hangi memura ne amqcla teslim ettigime dair kesinlikle bir belge isteyecegim. zaten hemen cagri merkezini aradim. dediginiz gibi memura verince kotu niyetliyse parayi ic etmesi cok kolay geldi bana o yuzden bir cozum ariyorum.

parayı verdiğinize ve karşı tarafında aldığına dair bir imza atılırsa sorun olmaycaktır.
ancak mutlaka banka müdürü ile iletişimde olmalısınız.

geçtiğimiz günlerde benzer bir durumda çalışanlar ile çözemediğim durumu banka müdürü ile çözdüm

ben geçenlerde bankamatikten para çektim. sonra kartı alıp gittim. parayı almayı yorgunlukla dalıp unutmuşum. benden sonra biri çekmiş parayı, atm sayımında eksik çıkmadı çünkü. savcılığa şikayette bulunmam gerektiğini ilettiler. tutar çok fazla olmadığı için uğraşmadım ama eğer şikayet etseydim güvenlik kamerası kaydına bakacaklardı. burdan şu anlaşılıyor, size ait olmayı bir parayı atm'den almak suç. siz tabii kötü niyetle hareket etmiyorsunuz ama bunu akılda bulundurmakta fayda var. mesele sadece parayı sahibine ulaştırmak değil, aynı zamanda suçlu durumundan kurtulmak.

Oy oy oy :D millet ne fikirler vermiş. Çağrı merkezini aradıysan eğer zaten çağrı kaydı açılmıştır. Atm'nin şubesine gidip gitmemen önemli değil. Herhangi bir şubeye gidip durumu izah edersin. Diğer şubeyle iletişime geçerler. Zaten çok çok büyük ihtimalle parasını alamamış kişi de çağrı kaydı açtırmıştır. Ayrıca şubedeki memur, "sen bana ver, ben sahibine veririm hacı" deme lüksüne sahip değil. Kaydı tutuluyor bunların. Çağrı merkezini arayarak en iyisini yapmışsın. Onlar olaya tarafsızlar.

sijwocaq peki benim durumumda ki gibi parayi iade eden birilerinin olup olmadigina dair herhangi bir sorgulama yaptilar mi?

senialan sube saat ve meblag paylasabilir misin mesaj yoluyla ben atamadim mesaj mobilden.

eğer güvenemiyorsan parayı teslim ettiğin kişiden miktar, teslim edilen kişi, saat vs. gibi bilgileri içeren imzalı belge talep et, sen iyi niyetin ile hareket etmiş olursun ve vebali senden çıkar.

ileride bir gün atm'in kamerasından para aldığın tespit edilip de dava yada benzeri bir durumla karşılaşırsan (karışıklık olabilir diye diyorum) belgeyi gösterirsin.

bütün cevapları okudum, allah akıl fikir versin hepinize.

-Banka memuru parayı cebine atamaz.
-müdürün parayı hiç etmesinin ihtimali memurunkinden daha yüksek ve kolaydır.
-atm de olan her işlemin, kartı sokup çıkartıp, şifreyi girip girmediğiniz, bastığınız tuş sayısına kadar kayıtlıdır. o paranın kime ait olduğu bililinir bulunur.
-parayı sizin aldığınız güvenlik kamerasında kayıtlıdır, ve parasını atm de unutan salak yarın şubeye gidip parasını çekmek istediğinde, daha önce aynı parayı atm den hangi dakika ve saniyede çektiği gözükecektir. kamera kayıtlarından sizin parayı aldığınız gözükecek ve kamera kayıtları bi cd içerisinde ilçe emniyete gönderilecektir. bir kaç ay sürmeden sizi bir polis memuru arayıp emniyete davet edecektir. bu durumda şanslısınız banka sizden şikayetçi olmaz. parayı iade ettiğiniz sürece. götürüp parayı iade şubeye iade edin yeterli.

-bulduğunuz para işala şöyle 3-5 bin liradır da kafa yorduğunuza, uykunuzu kaçırdığınıza değer.

- bir de bankacılar her ay onlarca bin lira para kazanmaz. parayı banka kazanır, kurum kazanır.

banka memuru çok rahatlıkla parayı cebe atabilir.

şimdi adam gidip savcılığa şikayetçi oldu, saat ve dakikaya baktılar ve senin parayı aldığını gördüler. sonra seni yakalayıp "para nerede?" diye sordular. sen de bankaya verdiğini söyledin, "belgen var mı?" diye sordular yok dedin. şu memura verdim dedin, memur da öyle bir şey olmadığını söyledi. parayı alıp harcadığın, yani hırsızlık yaptığın ortaya çıkar.

@hzben zaten koca bankanın koca şubesinin güvenlik kamerası yoktu di mi? :))

@karlmarx, ister 3-5 bin lira olsun, ister 3-5 kuruş, parasını sahibine ulaştırmaya çalışmak senin kafandaki adamlar yüzünden olağandışı bir durummuş gibi algılanıyor artık.

lafa bak! "bulduğunuz para işala şöyle 3-5 bin liradır da kafa yorduğunuza, uykunuzu kaçırdığınıza değer."

@bilmemkacincinick
banka itibarı sarsılmasın diye memurunu savunup kamera görüntülerini eksik verir ya da görüntü bozuk olur, ben türkiyenin en büyük bankalarından birisinde, adamın hesabından başka bir adama 350 bin tl para çekilip verildiğini gördüm, memurlar hakkında işlem yapılmadı, parayı çeken adamın ortağı, hiçbir resmi gerekçe olmadan parayı vermişler adama, banka da böyle uygulamalar var diye savundu kendini.

bankada parayı verirken tutanak tuttur.

@hzben öncelikle şunu araştır: sebepsiz zenginleşme Örneğinin saçmalığını göreceksin. O parayı başkasının hesabına ister hatalı ister bilerek yatıran memur kadar o parayı alan, harcayan da suçludur. Yani "bana ne onlar da parayı yatırmasalardı" deme hakkı yok o adamın.

İkinci olarak, banka o görüntüleri saklamakla yükümlüdür. Ben parayı teslim ettiğimi iddia ettikten sonra banka, görüntülerin silinmesi ya da görüntülerde oynama yapmışsa bu bankanın suçudur. Banka, parayı teslim ettiğini iddia eden kişinin iddiasını çürütmekle yükümlüdür.

Senin verdiğin örnek doğru değil. Bizzat ben sana bir örnek vereyim: bir banka çalışanı 650bin türk lirasını başka bir hesaba havale ediyor ve parayı alan adam 300bin küsürünü harcıyor. Bu durumda hem harcayan hem de parayı gönderen bankacı suçludur. Senin hesabına gelmiş alakasız parayla alakalı gönderen şahısla senin aranda hukuki bağ olması gerekmekte.. Her neyse, hukuk çalışmanı tavsiye ederim.

@oharro eğer buradaki fikirler içine sinmiyorsa şunu yap:

Şubeye git ve olayın bütün detaylarını açıklayan bir dilekçe yaz ve "bulduğum parayı xx şubesi yetkililerine teslim ettim"le bitir. Altına da şubeden imza yetkili 2 kişinin sicil kaşeli ıslak imzalı "oharro'nun getirdiği parayı teslim aldım" şeklinde yazıp imza atsınlar. O dilekçeyi koy cebine, keyfine bak. Bi terslik olursa parayı teslim ettiğin ayan beyan elindeki belgeyle kanıtlanır

@oharro
bu arada miktar nedir, merak ettim.

tüm bankamatiklerde kamera var. adam şikayette bulunduğunda hemen arkasından siz işlem yaptığınız ve kamera kayıtlarında olduğunuz için parayı "çalmış" kabul edilebilirsiniz. o yüzden burda sormak yerine hemen karakola götürün parayı. çağrı merkezini arayarak da haber verin. suçlu durumuna düşmemek için...

@bilmemkacincinick

memurun isterse paraya el koyabilecegini biliyorum. insanlarin yakalanabilcegini bilmesi suc islemesine engel degil. boyle bir durumda parayi iade etmisken adli olarak hakli oladugumu ispatlayabilecegiminde farkindayim. sorunun asil amaci parayi ceken kisinin olaydan bihaber olmasi veya baska biryerde dusurdugunu kabullenmesi gibi durumlar. ve dusuk bir ihtimalde olsa adli bir surecin tarafi olmamak.

parayi iade ettigime gore miktari aciklayabilirim. kafa yormaya degmeyecek 800 tl.

bu arada hepinize tesekkur ederim. ozellikle mudur tavsiyesi kesinlikle icimi rahatlatti.

ben parayi almayi unutmustum karti alip gittim cok acelem vardi asjdls aradim incelediler hesabima parayi yatirdilar.. biri o parayi aldi mi yoksa almadi mi bilmiyorum ama. parayi unutan arkadas durumu cakarsa parasini alir muhtemelen ama siz gidip o parayi teslim edin.

yuzde alti egim yuz birim yatayda 6 birim yukselmedir

eğim = dikey mesafe / yatay mesafe

Bir geomatik mühendisi olarak arkadaşlarım haklı. Göz yanılması sıklıkla olur. Bazen aşağı gittiğinizi sanırken tırmandırdığımız bile oluyor.

1950'li yıllarda Amerikalı mühendisler gelmiş Türkiye'ye.. Kayseri'de bir kısım imar çalışmalarına rehberlik edeceklermiş.. Türkiye'de o zamanlarda yol güzergâhını belirleyecek alet ve eleman yokmuş..
Türk mühendisler eşeği yokuşa sürüyor, arkasından elemanlar şeritmetre çekiyor ve eşeğin ayak izlerine kazık çakıp istikamet belirliyorlarmış.. Bunu gören Amerikalı mühendis pratiği kavrayamamış ve sormuş,
- Ne yapıyorlar böyle?
Türk mühendis cevap vermiş,
- Rampada yolun güzergâhını belirliyorlar.
- Anlayamadım?
- Eşek rampayı en uygun yoldan çıkar, biz de eşeğin izinde kazık çakıp rampada yol güzergâhı belirliyoruz..
Amerikalı katılarak gülmeye başlamış.. Yatışınca da sormuş,
- Peki eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?
Türk mühendis bozuntuya vermeden cevap vermiş,
- Amerika'dan mühendis getirtiyoruz..

@adios panchos fikra icin tesekkurler :)

Arkadaslar benim de bildiklerimi soylemissiniz. (tanx=karsi dik kenar/komsu dik kenar) fekat mevzu yol olunca bu karsi kenarin apsise en yakin, komsu kenarin ordinat eksenine en uzak noktasi nasil belirleniyor.

Tabelayi okudugum yerde bariz egim 3.5 derecden yuksek, ama tabela %6 egim var diyor.bu egim olculurken baz alinan baslangic ve bitis noktalari neler?

ben mi çok boşum yoksa siz mi çok dolusunuz kafam karıştı
ben %6 eğim tabelasını görsem, galatasaraya nasıl 6 tane koymuştuk diye goller aklımdan geçer, olayı abartırsam golleri kim atmıştı ya düşünür giderim

insanlar nelerle meşgul oluyo ben napıyorum diye gece gece derin düşüncelere sevkettiniz beni :(

konuyla ilgili bilgim az önceki fıkradan ibaretten başka bişey yok bu arada :)

bence su terazisiyle kontrol et. "gibi görünüyor" yanıltıcı olabilir. yol iki nokta arasında doğrusal uzanmıyor olabilir, o iki nokta da herhangi iki nokta olabilir.

Tanjantı kotanjantı falan karıştırmaya gerek yok. %6 eğim yol 100 metrede 6 metre yükseliyor demek.

Not: Karayollarına da iş yapan bir yüklenici firmada mühendis olarak çalışıyorum.

döküm de ne döküm yazmamışlar, demirse 4 kilo falan gelmesi lazım. marka da belirtilmemiş üstelik, hepsiburada'da lava marka tavalar 50 60 lira civarında, onlara bir bakın bence.

Bence fena değil. Bunların ağırlığı da 3-4 kilo civarı.

Bunda ne biçim bonfile pişer haa. Uff.

Param olsun, ilk iş bir dökme tava alıp kırmızı etleri cos cos coslatıp pembe pembe sulu sulu yemezsem adım necati olsun!

Bende döküm tava arıyorum mesajım bulunsun yorumlara göre bende alayım :)

esse de ne kadar?

Tefal'de en son aldığımızda döküm tava ve tencerelerde bir alana bir bedava kampanyası vardı, fiyatları da gayet uygundu. Biz göz atmanızı tavsiye ederim.

sacma fiyatlari olmayan celik bisiklet nerden bulabiliriz? yol olsun tabi.

1,65 boy var. Corratec xvert s04 var 4 sene fln oldu. Kadroyu degistirmeye niyetliyim. Kadro bana biraz buyuk geliyor. Hangi kadroyu onerirsin? 1000 lira fln cikabilir kadroya.
Istedigim dayanikli olsun mtb icin ve acilari duzgun olsun. Cross county bisikletler cok ilgimi cekior aslinda. Hidon vb de degistirip cross country yapsam mi diye de kararsizim. Madem yardimci olmak istiyorsun, ben atladim :)

@oharro ne yazık ki kaliteli çelik kadro veya bisikletler pahalı oluyor. Özellikle Colnago, De Rosa, Tomassini gibi alanında bilinen markalar 2500 - 3000 Euro... Onun dışında uygun ikinci el Peugeot bulabilirsin. Hatta benim iki tane var, biri 54 cm diğeri de 58 cm.

Hesaplı kadro dersen Surly, Soma Fabrics modellerine bakabilirsin.

@keah 165 cm için S kadro boyu uygundur. Yarış koşacağım diyorsan 13.5" - 15" yeterlidir. İstanbulda oturuyorsan çalıştığım mağazaya gelip Specialized S-Works StumpJumper M5 aluxx alloy 13.5" kadroyu görebilirsin.

Cross Country güzel bir olay, turculuk diyebiliriz aslında, ancak 28" teker olmazsa olmaz.

cevap icin tesekkurler.

ikinci elde yurtdisindan getirme maliyetleriyle kafa kafaya fiyatlari olan bir yer yok anladigim kadariyla.

ikinci el columbus, reynolds biseyler ariyorum. tange champion, prestige de olabilir.

ozellikle eski italyan yol bisikletleri satan bir yer varsa bilmek isterim.

Bisiklet ve koşu üzerine her şeyi bulabileceğiniz Almanya merkezli bike24.de Reynolds, Columbus, Tange çelik borulu kadro ve bisikletler satıyor, ancak bunlar ateş pahası belirteyim. Bir müşterimiz Colnago ve F. Moser kadro alıp geldi buradan, yaklaşık 4500 Euro tuttu, üzerine de Campagnolo set donattık, süper oldu!

Bike fittin' yapıyor musunuz? Spec dışındaki markalara (örn bmc) yapıyorsanız önümüzdeki ay sonu geleceğim.

bi arkadastan 200tl'ye decathlon markali bi bisiklet aldiydim. zinzir koptu, lastik patladi, aktarma yamuldu derken delta'ya verdim bisikleti, duzelttiler. delta'daki eleman bisikletin boyuma gore buyuk oldugunu soyledi. boyum 170. seleye oturursam parmak ucu, dikelirsem tam basacak sekildeyim. kollarim ve bacaklarim boyuma gore biraz daha uzun.

soru1; boyuma uygun olmayan bisiklet almis olmak bana nasil olumsuz sonuclar dogurur? sirt agrisi yapar mi haftada 1-2 binmeyle?

soru2; aliexpress'ten can sikintisindan speedometer aldim, bagladim da. ama daha nasil calistigini bilmiyorum. ne ise yarar ki o? hizi gosteriyo, baska? hangi ozelligi ne isime yarayacak?

Holley! Tam da bu ay bisiklet bakmaya çıkacaktık!

- Kadın, boy 1.63, 48 kg, kolum 65cm.
- Bisiklet deneyimim var.
- Akşamları, haftada birkaç gün, şehir içinden vurup sahile çıkmaca.
- Araziye çıkarmışım gibi pek gözükmüyor ama bilemedim.
- Asıl amaç bahar ve yaz akşamlarını eğlenceli bi sporla süsleyerek gezmek.
- Bütçe, bilmiyorum, 1000 tl altında varsa iyi olur. Piyasasını hiç bilmediğim için uydurmuş da olabilirim. 4-5 sene önce 300 liraya almıştım bi tane. İdare ediyordu.

Teşekkürler!

specia align kask ile chamonix arasında 30 lira fark dışındaki fark nedir? ağırlık vs mi? bisikletim yol bisikleti buna göre bir yorum yaparsanız sevinirim.

Valla bu kadar yoğun ilgi olacağını beklemiyordum. Mesai yoğun başladı, hepinize cevap vereceğim.

teknik bilgim olmamakla beraber dün tchibo'nun spor ürünlerine bakarken güzel bisiklet aksesuarları da gördüm.
belki ilgilenen olur diye yaziym dedim:)
sayfada sonlara doğru geliyor;
www.tchibo.com.tr

bisiklet iç çamaşırı baktım tschibo'da epey pahalı idi.

@mahsus mahal;
ben taytı eşofman ya da şort altına giymek istiyorum. okuduğum yorumlarda, taytın o şekil rahatsızlık vereceği, tayt alana kadar bisiklet iç çamaşırı al daha rahat edersin gibi şeyler okudum. sizin yorumunuz nedir?

@Tears of Devil seninki özel bir soru olduğu için doğrudan mesaj yolladım. Ancak buradan da paylaşayım: Evet Specialized Bosy Geometry lisans esaslarına göre uzman teknik personelimiz bu işlemi yapıyor. Öncesinde randevu alınması gerekli işlem için.

@jimicik ah o arkadaşlar yok mu o arkadaşlar? Arkadaşından aldığın bisiklet onun boyuna göredir ve muhtemelen sana da uyum sağlamaz. Delta Bisikletteki dostlarım da bunu belirtmişler, sele borusunun boyunu yükseltip alçaltmak, gidon boğazının uzunluğunu-açısını değiştirmek fayda etmez. Hem zaten 200 liralık bisiklet neredeyse 200 liralık masraf çıkartmış. Kullanacağım dersen tercih senin ancak sevabına ver birine, kendine de uygun bir bisiklet al derim.

Sorularına gelince:
soru1; boyuma uygun olmayan bisiklet almis olmak bana nasil olumsuz sonuclar dogurur? sirt agrisi yapar mi haftada 1-2 binmeyle?

soru2; aliexpress'ten can sikintisindan speedometer aldim, bagladim da. ama daha nasil calistigini bilmiyorum. ne ise yarar ki o? hizi gosteriyo, baska? hangi ozelligi ne isime yarayacak?

Cevap 1: Bir iki günce ağrıları hissedersin. Bisiklet de gömlek gibidir, beden beden... Uygun beden ve ölçülere sahip olmayan bisiklet anatomik olarak ağılara neden olur. İlk başta bile ve dizler, sonrasında bel ve boyun, ölümcül olarak da kuyruk sokumu, sırt ağrısı ortaya çıkar, gülerken bile acı çekersin sonra.

CEvap 2: Hız ölçerler gelişim için çok faydalıdır. Paket içinden bir adet mıknatıs ve alıcı-verici çıkmış olması lazım. Mıknatısı ön zant tellerinden birine tuttur, sonrada alıcı-vericiyi maşa dediğimiz ön tekeri sabitleyen çatala mıknatısı görecek şekilde tuttur ve ikisinin birbirini gördüğünden emin ol. Hız ölçer sadece hızını göstermekle kalmaz destekliyorsa toplam mesafe, süre, o turun mesafesi, süresi, en yüksek, en düşük, ortalama hız gibi veriler oluşturur. Anlamlandırmak için kendine bir ortalama hız belirle, 20 km/s olsun, ve pedalalrken bunun altına düşmemeye çalış.

@pandispanya

Öncelikle sürüş tarzın ulaşım, keyif, konfor odaklı olduğundan süspansiyonsuz 28" teker şehir bisikletleri uygundur.

* Bu bisikletler önde süspansiyon olmadığından 11-12 kg bandında olurlar.
* 28" teker ebatı hem hızlı hem de güvenli pedallamanı sağlar.
* 18, 20, 24, 27 vites aralığı yokuşları kolayca çıkmanızı sağlarken 28" teker ebadı ile birleşince hızlı sürmenizi kolaylaştırır,
* Daha dik bir oturuş pozisyonu sağlar, aklında yer etmesi açısından yelkovanın 12 ve 13 yönünde olduğunu düşün, böylelikle önünü rahatlıkla görebilirken omuzlara ve bele binen yük azalır,
* Konforlu olması sürüş keyfini yükseltir.

163 cm için
* eğer erkekler için üretilmiş bir bisiklet alacaksan S(mall) beden kadro
* kadınlar için özel tasarlanmış bir bisiklet alacaksan M(edium) beden kadro
tercih etmen sağlıklı olacaktır.

Kadınlar için özel üretim kadrolara (bisikletin iskeleti diyelim kabaca) sahip bisikletleri Specialized, Nirve, TREK, Cannondale, Giant üretiyor.

Marka yönlendirmesi istersen eğer:
Specialized Vita,
Specialized Ariel
Specialized Crossroads
Specialized Daily
Specialized Expedition
Nirve Starliner
TREK FX WSD
TREK DS WSD
Giant Escape Liv serisi
Sedona 321, 331 Via

Ne yazık ki 1000 lira sınırı ve altında bu özelliklere sahip bir bisiklet bulmanız imkansız. Bulursunuz ama bu size ağrı, acı ve spordan nefret etmek olarak geri döner.

Paranızın karşılığını alacağınız bir yatırım istiyorsanız bu saydığın özelliklere sahip bir bisiklet bakın derim.

Bazı modeller

www.aktifpedal.com
www.aktifpedal.com
www.aktifpedal.com
www.aktifpedal.com
www.alatin.com.tr
www.alatin.com.tr
www.alatin.com.tr
www.alatin.com.tr
www.giant-bicycles.com
www.giant-bicycles.com

@hede hodo

Specialized Align: 310 gr
Speciliazed Chamonix: 252 gr

Chamonix kask Align'e göre 58 gram daha hafif. Bir yol bisikleti kullanıcısı olarak ulaşım amaçlı ve arazi sürüşlerinde pedalladığım zaman Chamonix kaskı kullanıyorum. İdman ve uzun turlarda ise Echolon.

Chamonix kask biraz daha havadar, Align ise günlük sürüş ve arazi sürüşleri için uygundur.

İç çamaşırı olayına gelirsek bisiklet tekstili her zaman pahalı olmuştur. Ancak kalite ve ciddi anlamda mühendislik var.

Taytın üzerine eşofman giyindiğin zaman nefes ama olayını engellemiş oluyorsun, haliyle terledikçe pişik olma riskin de artıyor. İlla kullanacağım diyorsan da DownHill sürüşleri için özel tasarlanan şortlardan (baggy short) kullanmanı tavisye ederim, hem sürtünmesi az hem de popo kısmı nefes alacak şekilde örülmüştür.

biraz konu dışına çıkmakla beraber benim de bir sorum olacak.
carraro sportive 224 kullanıyorum. tur deneyimi yaşamak istiyorum. bu bisikletle uzun yola çıkabilir miyim? yol öncesinde yaptıracağım detaylı bir bakım yeterli olacak mıdır yoksa uzun yol için yetersiz bir bisiklet midir?

@ziya ilgili modeli inceleyip cevap vereceğim. Ancak tur deneyimi için safkan tur bisikleti şart.

Bu duyuru mükemmel oldu. Ben de duyuru açıp bisiklet tavsiyesi isteyecektim.


- Lisede okula ve dershaneye hep bisikletle gidip gelirdim. Çocukkken de çok bindim. Yani epey vakit harcadım tekerlek üzerinde.
- Amacım yazın akşamları düzenli olarak serin havada tempolu olarak gezinmek. Haftada 4-5 gün, günde 45 dk-1 saat gibi ayırmayı planlıyorum. Hız yapmaktan ziyade form tutmak istiyorum.
- Şehirde kullanacağım.
-1000 tl'ye yaklaşmasa süper olur.
- Hafif olması gerekiyor. Zira apartmanda oturuyorum, koyacak hiçbir yer yok, eve çıkarıp indirmek zorundayım.
- Bir de ara sıra yoklayan, başlangıç düzeyi bel fıtığım var. :)

Şimdiden teşekkürler.

bende tavsiye vermek istiyorum

www.bisikletcim.com dan alışveriş yapmayında nereden yaparsanız yapın.

(bkz: bisikletcim.com)

www.sikayetvar.com

Hocam merhaba. Ben çoğunlukla şehirde kullanılmak üzere makul fiyatlara /500-900tl)28 jant, v fren bir şehir/yol bisikleti almak istiyorum. Kriterlerim daha çok hafiflik dayanıklılık ve geliştirilebilirlik. Kadro yapısı, maşası fiyat performans olarak iyi ve hafif, vites ve fren sistemleri alt kalite olsa da idare eder ama geliştirilmeye, değiştirilmeye müsait zamanla vitesini frenini değiştirdiğimde acaba uğraşmayıp komple bisiklet mi alsam noktasına getirmeyecek bi alet tavsiyesi istiyorum. marka takıntım yok. Bütçemi aşmam şuan imkansız ama bir şekilde bisiklet işine girmek istiyorum artık. Yıllardır klasikler olsun turlar olsun seyredip niyetlendik kah zaman kah mali durumlar nedeniyle alamadık bi bisiklet. Artık ertelemek istemiyorum.

@Ziya, Carraro Sportive 224 özellikleri fiyatıyla doğru orantılı: düşük fiyat düşük özellikler. Günlük ulaşım için ideal, zinciri 5000 km de aşınır ama iyi bakmazsan 300 km sonra paslanır. Bakımını ihmal etme, aldığın yere götürüp ilk bakımını yaptırmadıysan bir an önce yaptır, ayda bir bakım ömrünü uzatır bisikletin. Özellikle fren ayarları ve tel gerginliği...

Bu bisiklet ne yazık ki tur yapmaya uygun değil. Ne uzun yol ne de günlük 100 km ve üzeri, zira canını çıkartır bu 15 kiloluk canavar.

Onun dışında tekrar ediyorum tam bir ulaşım bisikleti.

@johan sebastian

ve

@lordabbas

ikinizin de derdi aynı olduğu için birlikte cevap verme hakkımı kullanıyorum. @lordabbas boy ile ilgili kısmı pas geçebilirsin, aynı zamanda katlanır bisiklet kısmını da.

Copy-Paste

Öncelikle sürüş tarzın ulaşım, keyif, konfor odaklı olduğundan süspansiyonsuz 28" teker şehir bisikletleri uygundur.

* Bu bisikletler önde süspansiyon olmadığından 11-12 kg bandında olurlar.
* 28" teker ebatı hem hızlı hem de güvenli pedallamanı sağlar.
* 18, 20, 24, 27 vites aralığı yokuşları kolayca çıkmanızı sağlarken 28" teker ebadı ile birleşince hızlı sürmenizi kolaylaştırır,
* Daha dik bir oturuş pozisyonu sağlar, aklında yer etmesi açısından yelkovanın 12 ve 13 yönünde olduğunu düşün, böylelikle önünü rahatlıkla görebilirken omuzlara ve bele binen yük azalır,
* Konforlu olması sürüş keyfini yükseltir.

176 cm boy / 80 cm bacak boyu için
* MTB - arazi bisikleti tercihiniz 17" kadro
* Şehir bisikleti için tercihiniz M kadro
* Yol bisikleti için tercihiniz 54 cm olmalı.

İstedikleriniz bizi şehir-city-urban-commuter-cross bisikleti sınıfına çıkartıyor. Sportif amaçlı ve de ulaşım için kullanacaksanız sabit/düz maşalı, ön süspansiyonu olmayan bisikletler tercihiniz olmalı.

Ne yazık ki duyuru boyunca herkesin ayırdığı bütçe 1000 lira ve inanın 1000 liraya alacağınız bisiklet sizi değil bisiklet sporundan hayattan soğutur, küstürür, body buildinge başlatır. 1000 liraya alabileceğiniz bisikletin ağırlığı 16 kg bandındadır ve bu bisiklet neredeyse sizin ağırlığınızın dörtte birine denk geliyor. Ürettiğiniz güç kaybolur, bisiklet sizi değil siz bisikleti taşırsınız, burası çok önemli: bisiklet sizi taşımalı, siz bisikleti değil.

Yerli üreticiler de piyasanın geliştiğini görüp fiyatlarını ithal markaların fiyatlarına yaklaştırdılar. İthal markalarda indirim pek fazla olmazken ithalat masrafları nedeniyle yerli üretimde indirim diz boyu, kovalarsanız mahalle mahalle bulabilirsiniz 1000 lira veya aşağısına ama kadro boyunu bulamazsınız bunu bilin. Parayı verip de küçük veya büyük model almanız size fiziksel rahatsızlıklar yaşatır.

Bir diğer tercihiniz de hafiflik ve kolay taşınabilirlik ise 11,6 kg ağırlığındaki katlanır bisikletler olabilir. (git: eksisozluk.com)

Hocam çok teşekkürler. Bu dediğiniz özetlliklere göre bir filtreleme yapacağım. Bir kaç seçeneğe indirince sizi yine rahatsız ederim :)

Rüzgarı kesmesi ve yağmurlarda ıslanmamı önlemesi için önerebileceğin giyim tavsiyesi var mı? önemli olan terletmemesi çünkü kışın değil yhazın ve baharda kullanıyorum. baharda ise yağmura yakalanma ihtimali çok oluyor. bütçem en fazla 300. ama gerekliyse daha uygun fiyatlı tercih edebilirim. işe yarasın yeter aslında.

Rüzgarı kesip aynı zamanda yağmura karşı duran elbiseler genellikle Rain Cut, WaterProof olarak geçer ki, bunlar tam koruma sağlar fakat terletir... Çok kaliteli olanlar da GoreTex kumaşından olur, kafadan 600 liradır.

Rüzgarlıklar rahat 150 - 300 lira arasıdır.
Örnek: Specialized Rüzgarlıklar (git: www.aktifpedal.com)

Yağmurluklar da en çok 400 liradır: (git: www.aktifpedal.com)

Daha ucuzu yok mu var elbet ama üç beş giyimden sonra dikişlerdeki sızdırmaz bantlar atar bir işe de yaramaz.

Hocam merhaba, böyle bir başlıkla insanlara yardımcı oluyor olman fazlasıyla takdire şayan. Büyük bir hizmet bu. Öncelikle bunun için teşekkür ederim.

Ben de bir dağ bisikleti sahibi olarak ve yaklaşık bir yıllık kullanım sonucu yakın bir zaman içinde yol bisikletine geçmeyi arzuluyorum. Cinsiyet: erkek, boy: 1.71, kilo: 66. Alacağım bisikleti, hafta sonları yaklaşık 200 - 250 km kullanmayı planlıyorum. Bütçe olarak da, 2750 - 3500 tl civarında bir bütçe ayırdım. Açıkçası, şu zamana dek baktığım bisikletler arasında Merida Scultra 300 modeli en dikkat çeken bisiklet benim için. Çok fazla teknik bilgi sahibi olmamakla beraber, tasarımını beğenmem ve lokasyonuma yakın bir yerde bu bisikletin bulunması/servis kolaylığı gibi faktörler de bu modele yönelmemde önemli rol oynuyor. Yine de, ciddi anlamda tavsiyeye açım ve önerilerini pür dikkat bekliyor olacağım.

Tekrar teşekkürler, sevgiler.

Merhaba, öncelikle düşünceleriniz için teşekkürler. Yol bisikleti deneyimleri için kadın ve erkek dilinden üç beş yazı paylaşayım:

* Bisiklet, Mutluluk ve Ben: aynakol.org
* İki Teker, Bir Dünya: aynakol.org
* Ben, Bisikletim ve de Özgürlüğüm: aynakol.org
* Yol Bisikleti Deneyimim: aynakol.org
* Arazi Bisikleti Deneyimim: aynakol.org

Merida iyidir güzeldir ancak önemli olan kadro boyu. 171 cm için 52, 53 ve 54 cm kadro tercih etmeniz gerekli, küçük kadro daha mantıklı, çünkü tam arada kalıyorsunuz. Şöyle 173 cm olsaydınız şüphe olmaksızın 53-54 cm kullanın derdim, ama 52 cm iç bacak ölçünüzün belirsizliğinde daha mantıklı duruyor. Hem küçük kadroyu, fazla küçük de değil, sele borusu, gidon boğazı uzatmak gibi işlemlerle değiştirebiliriz, büyük kadroda ise bu işlemler mümkün değildir.

Yol bisikleti bambaşka bir deneyim, yazıları okuduysanız anlamışsınızdır. Arazi bisikletiyle karşılaştırıldığı zaman duruşun, bakış açın ve seyir zevkin başkalaşıyor.

Merida Scultura 300 güzel bir yarış odaklı bisiklettir. Shimano Tiagra vites-fren grubu sizi ömürlük idare eder. İleri de orta seviye bir jant seti almanız yeterli olacaktır.

merhaba.
1500 lira limit var. şehir içinde kullanılacak nasıl bir bisiklet önerirsiniz?
mümkünse hafif olmalı. boy 179, kilo 59, erkek.

merhabalar, biz de tam 'bahar geldi, bisiklet alma vakti de geldi' tadinda takiliyorduk. cok iyi olmus bu duyuru :)

iki tane bisiklet alacagiz. biri benim icin biri de erkek arkadasim icin.

benim boyum 1.62, kilom 47-48-49 arasinda gidip geliyor. kol boyunu bilemiyorum maalesef.

erkek arkadasimin boyu 1.75 kilosu da 65 ile 70 arasinda bir yerde. onun da kol boyunu bilemiyoruz.

asil amacimiz haftada birkac gun evden sahile bisikletle gitmek, gezinmek. ilerdeki donemde de bisiklet kuluplerine katilmak (bu simdilik bir fikir ama eglenceli olur diye dusunuyoruz)


bazen arabayla bir yerlere gidip oralarda bisiklet kullanalim diyoruz ama iki bisikleti arabaya sigdirmak guc oldugundan katlanabilir bisiklet mi alsak diye aklimizdan geciyor, sizce islevsel olur mu? katlanabilir bisikletler kullanim acisindan rahat midir? hangi markayi onerebilirsiniz? katlanabilir olmaz diyorsaniz baska bisikletler de olur tabii.


butce iki bisiklet icin 1500'u gecmezse iyi olur aslinda ama 2000'e kadar da zorlayabiliriz. cok tesekkur ederim simdiden:)

@bir fincan kahve ile film izlemek

Merhaba,
1500 lira bütçe ile hafif bisiklet ancak 12-14 kg bandında olur. Benim tavsiyem öncelikle kaldıysa 2012, sonra 2013 ve 14 model bisikletleri kovalamak olacak ki, 179 cm erkek için L beden kadro sıklıkla satıldığından kalması mucize.

Şehir içi kullanıma uygun sabit maşalı (süspansiyonsuz) 28" teker şehir bisikleti almanız gerekmekte.

Burası kopyala yapıştır:

* Kalitesi belli ithal markaların bu sınıftaki bisikletlerinde önde süspansiyon olmadığından 11-12 kg bandında olurlar.
* Ortalama fiyat aralığı 1500 - 2000 liradır.
* 28" teker ebatı hem hızlı hem de güvenli pedallamanı sağlar.
* Giriş ve orta seviyede lastik kalınlığı 700*32c, üst ve pro seviyede ise 700*28c, 700*25c olur. Güven sorunu yaşamazsınız ince lastikle korkmayın ve pedallayın.
* 18, 20, 24, 27 vites aralığı yokuşları kolayca çıkmanızı sağlarken 28" teker ebadı ile birleşince hızlı sürmenizi kolaylaştırır,
* Daha dik bir oturuş pozisyonu sağlar, aklında yer etmesi açısından yelkovanın 12 ve 13 yönünde olduğunu düşün, böylelikle önünü rahatlıkla görebilirken omuzlara ve bele binen yük azalır,
* Konforlu olması sürüş keyfini yükseltir.

Tavsiye modeller ise;
Specialized Sirrus: www.aktifpedal.com
Specialized Source: www.aktifpedal.com
Trek FX serisi: www.alatin.com.tr
Merida Speeder serisi: www.meridaturkiye.com
Sedona 300 ve İstanbul serisi: www.sedonabisiklet.com

@fraise

Merhaba,

162 cm için
* kadın tasarımı bisikletlerde M(edium)
* erkek tasarımı bisikletlerde S(mall) kadro tercih etmeniz gerekiyor.

Erkek arkadaşınız ise 175 cm'de tam arada kalıyor, ayakkabısız tam ölçü alınması gerek, ancak tecrübe sabit kendisi M(edium) kadro tercih etmeli, 78 cm de muhtemelen iç bacak ölçüsü vardır, M tercih edin gitsin.

Bütçe:

2000 liraya iki bisiklet hayalden öte bir şey değil. Ha, alırsınız ancak hem ağır hem de kalitesi düşük olur ki, bu sizi bisiklet sporundan ve kültüründen soğutur.

Sahil gezmesi, keyif sürüşü, ulaşım için şehir bisikleti kullanmanız uygundur.

Burası kopyala yapıştır:

* Kalitesi belli ithal markaların bu sınıftaki bisikletlerinde önde süspansiyon olmadığından 11-12 kg bandında olurlar.
* Ortalama fiyat aralığı 1500 - 2000 liradır.
* 28" teker ebatı hem hızlı hem de güvenli pedallamanı sağlar.
* Giriş ve orta seviyede lastik kalınlığı 700*32c, üst ve pro seviyede ise 700*28c, 700*25c olur. Güven sorunu yaşamazsınız ince lastikle korkmayın ve pedallayın.
* 18, 20, 24, 27 vites aralığı yokuşları kolayca çıkmanızı sağlarken 28" teker ebadı ile birleşince hızlı sürmenizi kolaylaştırır,
* Daha dik bir oturuş pozisyonu sağlar, aklında yer etmesi açısından yelkovanın 12 ve 13 yönünde olduğunu düşün, böylelikle önünü rahatlıkla görebilirken omuzlara ve bele binen yük azalır,
* Konforlu olması sürüş keyfini yükseltir.

Tavsiye modeller ise;
Specialized Sirrus: www.aktifpedal.com
Specialized Source: www.aktifpedal.com
Trek FX serisi: www.alatin.com.tr
Merida Speeder serisi: www.meridaturkiye.com
Sedona 300 ve İstanbul serisi: www.sedonabisiklet.com

Arabada taşıma olayına gelince: taşıyıcı alacaksınız kaçış yok. Thule veya BuzzRack bu işte uzman. Arabanızın tipine göre taşıyıcı türü ve fiyatı değişir.

Katlanır bisikletlere gelince: en hesaplısı 525 USD bandından başlar...

Son olarak sahil dediğiniz İstanbuldaysa çalıştığım yere beklerim.

tesekkur ederim, durumda butceyi arttirmak faydali olacak gibi. yazdiklarinizdan anladigim kadariyla katlanabilir bisikletlere de hic bakmayalim o halde, degil mi? :)

Boy 193cm. Kilo 150. Erkek. Yaş 29.
Deneyim, en son bir sene önce kullandım.
Amaç spor ve ulaşım. Kullanım sıklığı tahminen her gün.
Genelde toprak yolda az biraz asfaltta kullanacağım. Tarla yollarında kullanacağım.
Bütçe 1500 civarı. Belki 1700’e kadar çıkabilirim.
Sıfır bisiklet alsam da yapmam gereken modifikasyonlar neler olur? Sele kesin değişecek ama başka nelere dikkat etmem gerekiyor. Kadro alaşımı? Maşalar? Vs.
Kafamda Sedona 910 modeli var. Kardeşim Merida sahibi. Bu markayı da gözüm tuttu.

@there it begins, merhaba! Kilo bilgisi doğru mudur? Gerçekte. 150 kilo iseniz bisikletin taşıyabileceği en çok ağırlık sınırının 25 kilo üzerinde kalıyorsunuz. Çocuk bisikletleri hariç hemen hemen her bisiklet, kendi, binici ve yük toplamı 125 kg taşıyacak şekilde tasarlanıp üretilir.

Kilo bilgisinde hata olduğunu varsayıyorum.

@ mahsus mahal

Kilo bilgisinde yanlışlık yok.

@there it begins,

Peki, yanlış anlamanı istemem, ancak bu şartlarda bisiklete binmen sağlıklı olmayacak. Yürüyüş, yüzme ve sonrasında nabız tutarak koşu şimdilik yeterli olacaktır. Amacımız bisiklete binebilme üst sınırı 120-125 kg bandına inmek olmalı.

Bu şartlarda binerseniz de bisikletin kadrosunu çatlatıp kırabilir ve kendinize zarar verebilirsiniz.

Duyuru günceldir. Derdine derman arayan?

1) Erkek, 170 cm , 77 kg
2) Ben altı yaşımdan beri bisiklet.. :D Çok kullandım zamanında. Son iki aydır cycling derslerine katılıyorum.
3) Kullanım amacı hafta sonu şehir içi gezmesi için.
4) Arazi tipi
5) Bütçe 1000 tl civarlarında.

Sirrus Elite Carbon Disc modeline kafayı takmış durumdayım. 181 boy 79 kiloyum. İşe gidip gelicem (11-12km günlük yol kesin) Haftasonları da artık yakın mesafelere pedal çeviririm.(50-100km artık neyse) Ne diyorsun model hakkında. Sirrus Elite almaya niyetliydim fakat bu modelin kadrosu aklımı çeldi. Almışken bütçeyi aşıp bunu alayım diyorum. Ne dersin, ne tavsiye edersin? Bu modelin bir üstü Sirrus Comp Carbon Disc için ekstra 300-350 TL ödemeye değer mi?

@kurdeşen jack özel meajla cevap verildi.

@emcekare olmadi einstein olsun bari

Bütçenin biraz yükselmesi şart, yoksa alacağın bisiklet spordan soğutur seni. Yerli düşüneceksen de Sedona veya Salcano olabilir. Ancak tercihini arazi bisikletinden yana değil de hybrid dediğimiz 28 teker, önde kısa çalışma mesafeli kilitlenebilir süspansiyonu bulunan şehir bisikletlerine kaydırabilirsin. 170 cm için uygun kadro boyu m veya 54 cm'dir. aşağısı kurtarmak, yukarısı sorun yaratır.

Teşekkürler.

@lorne malvo, ne yazık ki o bütçeye zor. Ancak AVm, Evkur bisikleti alınır.

bisiklet bakımı ile alakalı önerileriniz nedir? zincir için hangi yağ kullanılmalı mesela? ayrıca her yıkama sonrası zincir yağlanmalı mı? teorik olarak zinciri veya diğer yerleri yağlama süresi nedir?
teşekkürler..

@hede hodo istanbulda isen uygun zamanda gelirsen nasıl yıkanır yağlanır beleşe gösterir, kendi bisikletini sana yıkattırabilirim. :)

Mekanik temizlik için mazot, gazyağı, ufak kova, 3-5 numara boyacı fırçası,
Köpüklü yıkama için: sıvacı süngeri, bulaşık sabunu, su, kova,
Yağlama için: sıvı yağ formunda olanlardan uzak dur, damla damla nano-lube yağları kullanmanı tavsiye ederim.

Her yıkamadan sonra mutlaka yağla, ayarlarını yaptır. Çamura girip pislendiyse bisiklet beklemeden yıka gitsin, onun dışında kışın ayda iki kez yeterlidir, yazın kuru olduğu için ayda, iki ayda bir yeterli.

Youtube'da birçok Pro Cycling Team mekanikerinin yıkama yağlama videoları var. İzlemeni tavsiye ederim.

Ayrıca bayan duyurudaşlardan bisiklet almak isteyen varsa sattığım bir bisiklet belki ilgilerini çeker:

www.eksiduyuru.com

Bir arkadaşım adına soruyorum efenim :) Onun adına da şimdiden teşekkür ediyorum.

Boy: 1,65
Erkek
Vücut:66
İç bacak:71
Kol:60
Bisiklet deneyimi: Pek sık kullanmamakla birlikte yılda 5-6 kez fırsat buldukça adalarda, göl kenarı, piknik v.s kullanıyorum.
Kullanım Amacı: Spor ve ulaşım amaçlı şehir parkında falan haftada 1-2 gün kullanmayı düşünüyorum
Disiplin: Yol bisikleti düşünüyorum
Bütçe: 1500 tl falan. Duruma göre 2000 TL ye kadar da çıkılabilir.
Nasıl bir bisiklet tercih etmeliyim.Marka-model veya tercih etmem gereken özellikler?

Bir de bir sorum olacak: Amortisörlü yalnızca dağ bisikletleri için mi uygundur, şehir-yol bisikletlerine takılamaz mı?
Amortisörün bisiklet için avantajları ve dezavantajları nelerdir? (Bisikleti ağırlaştırır, hızını yavaşlatır fakat konforu artırır gibi)

@histercumani cevap geç oldu, idman, sezon vs...

Bahsettiğiniz sürüş tarzı endurance, dayanıklılık, all-condition dediğimiz bir disiplin. Yani bozuk, dağınık yollarda, traşlanmış asfaltta, girintili çıkıntılı boktan yollarda kullanabilirsiniz. Bu biraz da konfor ister. Yol bisikletlerinde görünüm aynı olmasına karşın açıları farklı ve çeşitli noktalara konulan elostamer madde ile esneklik sağlanarak konfor arttırılıp yoldan gelen titreşim ve darbeler azaltılır.

*Specialized Roubaix (bu işin piri), Secteur, Diverge (yepyeni bir alan)
* TREK Domane
* Giant AnyRoad, Roam ve Defy,
* Cannondale Synapse

Türkiyede uaşabileceğiniz bisikletlerdir.

Gelelim ölçülere mutlaka 49, 51, 52 cm kadro boyu kullanmanız gerekmekte.

İkinci sorunuz: süspansiyon arazi bisikletlerinde ve hybrid dediğimiz şehir bisikletlerinde kullanılabilir. Bozuk yollarda, köy ve şehir içi trafikte sizi rahatlatır, ama bu kaliteye de bağlı. Kaliteli maşa hafif olur, havalı olur ve pahalı olur, ucuz olanları da çöp olup sizi yorar, gereksiz ağırlık demektir ve gücün amorsitör tarafından emilmesi ve yorulmak demektir.

Hemen okumaya vaktim yok da takip.
Silmeyin lutfen.

@stavro, korkmayın faideli bigi bu duyuru, silinmez.

Duyuru kendini imha edebilir sanırım zaman aşımı vs... Soruları alalım

ne pahalı spormuş ya bu bisikletçilik. 10 senedir bedava biniyormuşum vallahi ben. hahah.

merhaba,

nirve cannibal (veya bir ihtimal skulls) alacağım. Az kullanılacak, gözüm gibi bakılacak.

tercih olarak çok akıllıca bir tercih değil biliyorum, fiyatı da pahalı oldukça. en azından gaz verici olarak bu bisiklet hakkında söylenebilecek birşeyler var mı? :)

Bikini, mayo mevsimi yaklaşırken hâlâ bisiklet alacaklara tavsiye vermeye devam etmek istiyorum. Çünkü biz güneşlenmez ancak domur domur terleriz.

giyim kuşam ve aksesuar olarak olmazsa olmazlar için de tavsiye verebilir misiniz?

Güvenlik için: kask, arka ikaz ışığı, kilit
Sağlık için: pedli tayt ve eldiven,
Acil durumlar icin: yama takımı, levye ve pompa

iç lastik için şeritler varmış. bunlar patlamayı engelliyormuş. en azından geciktiriyormuş. katılır mısınız bu düşünceye ve tavsiye eder misiniz?

@hede hodo

Ağırlık takıntın yoksa kullanabilirsin, patlamasından iyidir. Ancak koruma kalkanı sağlam dış lastikler için (Specialized: BlackBelt2, Schwalbe: GreenGuard...) gereksiz.

600-700 lira bütçem var. yaşadığım beldede yollar parke diğer köy ve ilçe yolları da asfalt. kullanım amacıma şehir bisikleti uyacak sanırım ama dağ bisikleti de düşünmüyor değilim. önerileriniz nelerdir? teşekkürler...

Specialized Crosstrail,
Trek DS
Merida CrossWay
Carraro Sportive
Sedona 300 serisi

Derdinize derman olacaktır.

merhaba. kısmetse seneye triatlona katılmak istiyorum. işin yüzme ve koşu kısmında bir sıkıntı yok. bisiklete başlamam gerek. daha önce her gün 1 saat sürüp 3 ay boyunca işe gidip gelmişliğim var. boy 180, kilo 72, hedef haftada 3-4 gün sürmek. ikinci el bakmalı mıyım? 1500 tl civarı bütçe uygun mu?

@topal,

Triathlon masraflı bir spor, hem de bayağı. 1500 liraya alacağın 2. el bisiklet sadece ulaşım odaklı bir şey olur. Tırmanış için ayrı yarış için ayrı bisikletler alman gerekiyor ve karbon-fiber olması gerek. 2. el alabilirsin ama satılan bu disipline ait bisikletler pahalı olacaktır.

merhabalar, sedona 920 bisikletim var. gidon yükseltici taktım ama ön fren telinin fazla uzun olmaması dolayısıyla istediğim randımanı alamadım. daha uzun bir ön fren teline ihtiyacım var. bisikleti aldığım yerden komple fren setini değiştirmen gerekir gibi bana saçma gelen bir cevap geldi. frenler hidrolik bu arada.

bu iş bisikletçinin dediği gibi olanaksız mı? cidden fren takımını değiştirmek gerekir mi?

Son üç beş soruya inanın cevap veremedim, aslında aklımda cevaplar ama... Beter olayım inşallah. Yarın sabah veririm a dostlar, affola.

Eğimi %110-120 olan yokuştan 60 km hızla inerken 90 derecelik virajı almaya kalktığım günden beri bisiklete binmiyorum. Hepinize sevgiler.

Edit: Asıl olayı yazmayı unutmuşum. Hala yağmurluydu.

bütcem 60 lira, 2 secenek arasında kaldım biri su
www.tchibo.com.tr
digeri de su
urun.gittigidiyor.com

Merhaba,
öncellikle ölçülerle başlamak istiyorum; erkek, 1,82m boy, iç bacak ölçüsü 81cm, omuz parmak ucu ölçüsü 76cm, 85 kilo. bunları yazarken kendimi mezarcıya tabut ölçümü veriyor gibi hissettim :)
deneyim olarak, ki bu sayılır mı bilmiyorum, 6 yıl boyunca ortaokul ve liseye bisikletle gittim, ki bu da yaklaşık olarak her gün 4km filan yapıyor!
bisikleti kullanım amacım, hava yağmurlu olmadığı sürece evden işe, işten eve kullanmak için. şehiriçi kullanımına uygun bir bisiklet istemekle birlikte, yaşadığım şehirdeki yollar yamalı, çukurlu, tümsekli olup, günde minimum 3,5km'lik bir kullanımım olacaktır.
bisiklet fiyatları filan konusunda hiç bir fikrim olmadığı için, bütçe belirtmek biraz abes kaçabilir!
şimdiden teşekkür ederim...

Merhaba

Ön ve arka aydınlatma için ne tavsiye edersiniz ? Darbeden, düşüp kalmadan etkilenmeyen, farkedilmeyi sağlayan iyi ışık veren ve kaliteli bir ürün arıyorum tavsiyeniz var mı acaba ?

@Burka

Ben ulaşım amaçlı bisikletimde
Ön: KNOG Blinder Arc 550 lümen
Arka: KNOG Blinder ROAD 4 75 lümen

kullanıyorum. Her ikisinin de kullanımı basit, pilleri uzun ömürlü ve USB ile şarj oluyorlar. Ayrıca ışıklandırmaları da tatmin edici.

İdman ve yarış odaklı kullandığım bisikletim de ise
SPECIALIZED Stix ön ce arka ışıklandırma kullanıyorumi her ikisi de 50 lümen ve yine bağlantıları kolay, USB ile şarj olan ışıklandırmaları kuvvetli modeller.

Her iki ürün de LED ışıklandırmalı.

Ekonomik davranacaksan İllunex, Sigma markalarının ışıklandırmaları işini görür.

Pahalıya kaçarım dersen de FENIX (Pasific Outdoor) bu işte son nokta.

Duyuru aktiftir, çekinmeden sorabilir ya da önceki soru cevapları okuyarak aklınıza takılanları sorabilirsiniz.

* Cinsiyet : Erkek, boy : 170 cm - İç bacak uzunluğu : 80 cm - Omuz - işaret parmağı uzunluğu : 70 cm - Kilo : 76 kg
* Çocukluğumdan beri kullanmadım. Şu an yaş 33,
* kullanım amacı ve sıklığı: ulaşım, sahil gezmesi, haftada bir iki - üç gün
* antalya'da normal şehir içi yollarda ve bisiklet yolunda kullanmayı düşünüyorum.
* 750 - 1000 tl

teşekkürler.

@flycat2002

Şehir bisikleti disiplini uygundur. 24-27 vites aralığı düz yolda hızlanmanı, yokuşlarda da canının yanmamasını sağlar. Belirttiğin bütçede yerli üretim (Salcano, Sedona, Mosso, az bütçe artışı ile Merida) sabit maşalı (önde süspansiyonu olmayan) 28 teker (700c) şehir bisikleti modellerine bakabilirsin.

merhaba. 600 liraya 2.el garmin edge 500 almak (kadans ve nabız sensörleri ile birlikte) mantıklı bir davranış olur mu?

www.eksiduyuru.com

- Erkek, 192 boy, 105 kilo.
- Çocuklukta sürdüklerim hariç yok.
- Haftada 1-2 kez, daha çok toprak yolda sportif ve gezme amaçlı. Arada asfalta da inilebilir.
- Arazi ama yolda da çok hantal kalmamalı.
- Ormanlar.
- 1000 kağıt civarı.

Merhaba, böyle bir duyuru ile karşılaştığım için çok sevindim öncelikle :)

Amasya'da yaşıyorum. iş ve evim arası 5,5 km kadar. yaklaşık 2 km'lik bölümde bisiklet yolumuz var, her ne kadar araçlar pek umursamasa da var.

-erkek, 173 boy, kilo 55 ancak diyetistene gidiyorum kilo almak için belki bu bilgi işinize yarayabilir. iyi besleniyorum şu sıralar
-2 defa cumhurbaşkanlığı turnuvasına katıldım amatörlerde elbette :) beşiktaş - caddebostan bilirsiniz. trafik tecrübem de var iyi kötü.
-yol bisikleti, ama bazı bazı arazi çakıllı makıllı toprak yollar olabiliyor. çok nadir.
-hızıma hız katmak isterim ama ofise gidince kan ter içinde kalmayayım :)
-bütçe pek yok, ama kötü de bir şey olsun istemem

bir de ciddili ciddili uzun sürüşte popom ağrıyor. alakasız yerde 5 dk ayakta pedal çevirmişliğim var.

Hede hodo, onun pili ölmüş olabilir, iyi alet, işini yapanlardan, yanında tamamlayıcı donanımı var mı? Nabız bandı, hız-kadans sensörü? Pil sorunlu ise Youtube üzerinden nasıl değiştirilir videoları var, izle derim. Ayrıca o fiyata Bryton modelleri var, incele. Bir de 300 lira fazla ver Edge 510 bul derim.

@arnold sana tavsiyem önde amortisörü bulunan 28" teker şehir bisikletleri ki, lastikleri dişlidir rahat edersin. Ayrıca arazi bisikleti gibi düz yolda hantal değildir. MERIDA Matts Crossway, Specialized CrossTrail, Trek DS, Cannondale Quick CX güzel seriler.

mrktbl ağrımayan popo yoktur, unutma. Pedli tayt giyinmen şart, utanırım dersen de dikişsiz şort içi giyilen iç çamaşırı formunda pedli taytlar var.

Specialized Diverge yol bisikleti ile Cyclocross karışımı all-rounder gravel bike, artık yeni nesil bu. Olmaz dersen sabit maşalı şehir bisikleti her derde deva, çamurluk bagaj takat pedallarsın.

173cm için Medium size kadro uygundur.

@mahsus mahal, faydalı paylaşımlar çok teşekkür ederim.Katlanabilir bisiklet için Dahon markasına 300-400 € vermeye değer mi? Cevap için şimdiden teşekkür ederim.

@ceo07 Dahon, Tern ve Brompton bu alanda lider markalar verdiğin paranın hak ettiğini göreceksin. Göbekten 3,7,8 vitesli bir şey alman mantıklı olacaktır. Zira katlanır bisiklette açık yatak vites sistemi sadece maliyeti azaltmak ve ucuz tutmak için.

Merhabalar,

Erkek, boy 1.93, 106 kg,
- Bisiklet deneyimim var.
- Akşamları, haftada birkaç gün, şehir içinden vurup sahile çıkmaca.
- Araziye çıkarmışım gibi pek gözükmüyor ama bilemedim.
- Asıl amaç bahar ve yaz akşamlarını eğlenceli bi sporla süsleyerek gezmek.
- Bütçe, 1000 TL civari max

Simdiden tesekkurler.

Herkese selamlar...:D

Merhaba,

* kadın; 160 cm, 50 kg, gizli araştırma olduğu için bacak kol ölçüsü yok :)

* bisiklet deneyimi az, yılda bir iki defa pikniklerde parklarda sürmüşlüğü var

* bundan sonra her gün işe gidip gelirken, kadıköy'ü biliyorsan dolmuş caddesi ve inönü caddesi üzerinde sabah 4km gidiş, akşam 4km dönüş şeklinde kullanmak istiyor

* uzun vadede sağlığına zarar vermesin kamburluk, bel ağrısı vb.

* güvenli ve sürücülerin farkedebileceği bir model olsun

* çanta, notebook vb. yük taşıyabilsin

* teknik servis, bakım vb. bizi çileden çıkarmasın

* aşırı lüks/pahalı olmadığı sürece pek bi bütçe limiti yok

* marka ve modeller hakkında hiç fikrim yok, kafayı çok fazla modelle karıştırmadan gerçekten iyi 2-3 model arasından seçmek istiyorum

* nereden alabileceğim konusunda da tavsiye verirsen çok sevinirim

şimdiden teşekkürler.

-Erkek, 1.80 boy, 77cm omuzdan işaret parmağına, iç bacak boyu 84cm, 71 kilo
-Çocukken bir dönemler herkes gibi, onun dışında yok.
-Haftasonları üşenmezsem.
-Arazilerde kullanmam, ilçelere gidip gelirim en fazla bir de şehir içinde çıkar dolaşırım.
-900-1000 lira arası. Çok iyi bir şey beklemiyorum tabi, ikinci el de olabilir.
Şimdiden teşekkürler!!

Merhaba @mahsus mahal, bu resmen harika bir hizmet :)

erkek, 176 cm boy, 74 kg kilo var.

Yanlış ölçmediysem kol boyu aşağı yukarı 74, iç bacak ise 78 cm

Son birkaç seneyi göz ardı edecek olursak her yaz aktif olarak bisiklet kullanmışlığım var. (en azından kasları çalıştıracak kadar diyelim a.k.a Türk genci kullanışı) Bunun yanı sıra düzenli 15-20 km koşuyorum her ne kadar birebir aynı kas gruplarını çalıştırmıyor da olsa oradan da kaslara bir avantaj sağlamışımdır diye düşünüyorum.

Kullanım amacı temelde spor ve ulaşım. İşin aslı zaten hali hazırda bisiklete sağlam şekilde gönül vermiş birkaç arkadaşım var, onların da yanına katılarak birlikte uzun yol yapma isteği. Kullanım sıklığı tahmini haftada iş durumu el verdiğince 3-4 gün olur diye tahmin ediyorum.

Uzun yol yapmayı planlıyorum o yüzden Mtb'lere pek bulaşmayı planlamıyorum açıkçası.

Zurnanın zırt dediği yer burası sanırım, zira sıkıntıyı buradan yaşıyorum. 1000-1500 aralığını düşünüyorum. +-100 olur ama 2000'lere çıkmak şu anki harcamalarım sebebiyle pek kolay olmaz benim için. (aksesuar kısmını dahil tutmuyorum bu bütçeye, sadece bisiklete yönelik)

Bu bilgiler ışığında şu şu şu sana uygundur diyebileceğin önerilere açığım. Teşekkürlerimle birlikte :)