Samsung bayileri? Ben mart gibi almistim vardi ellerinde. Gerci biraz pahalı olabilir ama en azindan orijinal olduğu konusunda emin olursunuz

deiji marka bir batarya var, orjinalden daha iyi bence, 8 ay kadr kullandım bir sıkıntısını görmedim

En son cikan karayip korsanları.

nocturnal animals

hvö8

avseq01.dat

Charlie chaplin easy street

old boy

John Wick 1-2

Alin yazisi

(bkz: memento)
(bkz: prestige)
(bkz: dogville)

leon, braveheart, v for vendetta filan yazmama gerek yok sanırım.

Mutlaka şu; Hodejegerne

V for vendetta

ek olarak:
zatoichi
the man from nowhere

Gone girl

Gone girl

En iyisi
Payback

Ghajini-hint filmi

el cuerpo

Blue Ruin (2013)
The Horseman (2008)

panda cloud

fiat punto

punto. efsane araba. her baktığımda duygulanırım hala

yakınında terracity avm var starbucks var içinde. yakınlarda beer zone diye de bi mekan açıldı oraya da gidebilirsin. larada fazla bi action yok şelaleyi görmüşsündür zaten sanırım.

Şelaleyi görmedim :) Dümdüz yürüdüm Muratpaşa belediyesi plajı yazıyordu girdim yeşillik alana. Aşağıda bir iskele var, o iskelenin yukarısında güzel bir manzara buldum oturuyorum.

Toplu taşıma olur, taksi olur, bir şekilde bölgemi genişletebilirim :)

burger sound var, git orda b.b. king burger ye, siyah ekmekle, yanına da ev yapımı ice tea, mis. ama dedemandaki değil, eski lara yolundakine git bence.

aç değilsen de big man e git, eski lara yolunda, yer bulursan hemn manzara güzel, hem mekan iyidir.

Aklımı okudun :D burger yemek istiyordum. route burger'i kestirmiştim gözüme ama şimdi sound'a gidiyorum. Ayrıca dedemandaydım asdghk tavsiyene uyacağım eski lara yokuna gidiyorum.

Ek2. Pazar akşama kadar buralardayım. Önümüzde ki günler için de tavsiye alabilirim. Yarın sabah bir taksiye, otobüse vs atlayıp civarda varsa görülebilecek bir yer, gidebilirim.

sözcü gerçekçi dürüst

duyuruda bi dayımız eksikti o da tamam :) hg dayı

hiçbiri.
gazete mi kaldı a.q. 3/4'ü reklam onların.

t24 takip ettiğim

okumuyorum

en son askerdeyken posta alırdım bulmacası için. onun dışında gazete almıyorum.
hiçbiri ama hiçbiri bana dürüst gelmiyor.

gazete okumuyorum, sanal gündem hepsi.

the guardian ve independent takip ediyorum arada, dünya gündeminden haberim olsun diyerekten.

Hurriyet, sozcu, cumhuriyet. Tabiiki internetten okuyorum.
Arada destek olsun diye cumhuriyet ve sozcu alıyorum.

Sözcü, yazarlarına ne yapacağı konusunda baskı yapmayan bir gazete olduğu için.

İnternetten muhalif haber sitelerini takip ediyorum.

Birgün gazetesi. Ülkenin günlük kafasına değil ülkenin gerçek yüzüne ayna tutan bir gazete.

oynarsın
ama degmez hocam cok pahalı
gecici 2. el bir account bulup campaign i oyna gec

oyun kotü, ben 1 kere bitirdim ama hiç diablo 2 zevki vermedi, zorluk dinamikleri rezalet.

ek paketini almıştım indirimden, oynamadım bile

biz geçen 2 arkadaş aldık 1 gün oynadık sonra girmedik bile.

multiplayer icin (bkz: path of exile)

15 günlük süreyi geçirmediysen normal geçiş ücretlerini düşerler.

ben 7 gün diye biliyorum.

yani netice itibariyle geçtiysem de ordan düşer mi?

başka ödeyecek bir yer bulamadım ben, 15 gün bu arada

değil, sadece normal katı yağa tereyağı aroması katıyorlar. mümkün mertebe yerel malzeme satan dükkanlardan almaya çalış. atıyorum ekşikasap var mahallenizde git oradan al.
ayrıca ziraat fakültelerinin de satış mağazaları oluyor oralardan da alabilirsin.
en iyisi tabii ki köyden falan tanıdık olması, oralardan alırsın tereyağını.

bu soruyu ben de soracaktım. sütaşlar, sekler, pınarlar bizi kekliyor mu hakikaten? yani koruyucu, renklendirici falan koyarlar eminim ki ama katı yağa aroma katıp iteleyecek kadar güvenilmez durumda mı sektör?

markettekinin alakası yok, hatta tadı da benzemiyor, sadece tereyağının tadını andırıyor onlar.

Güvendiğin birinden almak gerek.

Burcu kokulu ne?

@baldur2, güzel kokulu demek.

içeriğe göre değişir ama o, spotify dan falan arasan? ya da youtube

önerme video nun içeriğine bağlı olur. tarzdan bahsetsen biraz.

Genelde böyle drone uçuş kayıtlarımın arkasına koymak için :)

Tabii indirebilmem lazım bunları. Spotify vs.. işe yaramaz.

Bana depo gibi bir şey lazım aslında :)

www.adweek.com
www.bensound.com

www.google.com

youtube vs den indireceğin içeriğin lisanslı olması durumunda videon silinir. ''royality free music'' kullandığında sıkıntı yok.

www.youtube.com

manzara çekeceksen geniş açı lazım, ama 50mm de olmazsa olmazlardan.

manzara için canon 10-18 tatminkar olabilir

peki hangi 50 mm?

bence sen o verdiğin linkteki 2 li seti al. fiyatı da uygunmuş, tr de de araştır o set var mı, fiyatı nedir

sadece 50mm ise, ben verdiğin linkteki 50mm stm olanı kulanıyorum, gayet kaliteli, stm olduğu için videolarda da hoş oluyor.

bence 2

2

Ben moru begendim. 1

2

Ben 1'i beğendim ama rengi kullanışlı değil. Kotla falan giyemeyebilir. 2 diyorum bu yüzden.

ben siyahlıyı beğendim.

Mor olan

1

4 e 4 oldu.:(

Mor olan çok tatlı.

2 bence de

2

1.
ben bir süredir şunlara göz koydum,belki ilginizi çeker.

store.nike.comısı/pid-11502318/pgid-11253955
link çıkmıyor da şu yani;
static.sneakerdistrict.com

www.sportsoul.com

haluk bilginer, mi, acaba. öyle geldi.

haluk bilginer diyesim geldi.

edit: olgun şimşek de olabilir bak. bir dizide canlandırdığı iki karakterden birisi, diğerinin taklidini yapmaya çalışıp beceremiyordu. onu oynadı adam.

erdal beşikçioğlu çok başarılı

erkan can

şener şen.

erdal beşikçioğlu,uğur yücel

ufuk bayraktar, ercan servet, birol unel bunlarin oyunculugunu begeniyorum. ama sener sen yasadigi muddetce bir numaradir tabi.

Şener Şen...

Şener Şen+1
Haluk Bilginer+1
Olgun Şimşek +1
Uğur Polat
Çetin Tekindor
Metin Çekmez

tabii ki, çetin tekindor.

şöyle bir liste yapılmış.

www.imdb.com

Şener Şen, Haluk Bilginer ve Çetin Tekindor demeye gelmiştim ben de.

Erdal Beşikçioğlu'na güldüm. Behzat Ç. haricinde gerçekten bir olayı yok.

Haluk Bilginer olabilir. Masumiyet filminde Güven Kıraç ile olan konuşması oyuncu geçinenlere ders olarak okutulmalı. Gerçi biz daha genciz. Eski oyunculara haksızlık ediyor olmayalım ama bence Şener Şen de son yıllarda performans gösteren biri olmamasına rağmen iyi.

Edit: Ben Erdal Beşikçioğlu hakkındaki araştırmamı çok önceden yaptım. Haluk Bilginer gibi biriyle karşılaştırılamaz. Bana gülen adamın yazdığı cevaba bak: Taner Birsel. Bir Zamanlar Anadolu'da filminin kamera arkasını bir izle, Taner Birsel'in yönetmenin yüz elli tane yönlendirmesi olmadan ne kadar rol yapabildiğini gör.

haluk bilginer bence. bu kadar farklı karakterleri bu kadar iyi canlandıran başka aktör yok gibi.

disendium'a güldüm, ufak bir araştırma yeterli erdal beşikçioğlu'nun sadece behzat ç. ile kısıtlı bir adam olmadığını görmek için.

erdal beşikçioğlu +1
haluk bilginer +1
taner birsel
şener şen +1
ve tabi ki münir özkul, nasıl unutulmuş.

Şener şen
Haluk bilginer
Mustafa ve Ahmet Uğurlu

Arkadaşlar çok iyi oyuncular saymışlar. Bana göre de en iyilerden biri Zafer Algöz.

Genelde bu soruları sadece sahnede izlediğim insanları düşünerek cevaplarım bir kişi hariç yine öyle yapacağım;
Halit Ergenç; Kendisini tiyatro sahnesinde izlemedim ama burada ismini vermemek büyük haksızlık olur.

Erdal Beşikçioğlu
Mert Turak
Yiğit Sertdemir
Mert Tanık
Musa Uzunlar
Okan Yalabık

Altta görünce lan nasıl unuturum diye kızdım kendime kesinlikle
Bülent Emin Yarar +1
Yetkin Dikinciler +1 diyorum.

tiyatro sahnesinde devleşenler;
bülent emin yarar
zafer algöz
yetkin dikinciler
erkan can

daha önce pek çok kez sayılan
şener şen
olgun şimşek
haluk bilginer
çetin tekindor

umut vaadedenlerde de bence aras bulut iynemli var.

ferhan şensoy, erdal beşikçioğlu ve şener şen 3'lüsünden biri olmalı bence. ben şener şen'i bir adım önde görüyorum.

benim için tartışmasız
1-Şener Şen
2-Cüneyt Arkın'dır.

En iyi mi bilmiyorum ama bence Cengiz Bozkurt şistede olmalı. Parmaklıklar Ardında'ki karakterle Erdal Bakkal arasındaki 180 derece fark var ve adam oynamıyor, yaşıyor. Sinop'ta diziyi çekerken adam kötü karakteri oynadığı için yolda durdurup kızanlar, suratına tükürenler olurmuş. Adam çok büyük yere gelmeli.

Sıralı listem;
Haluk bilginer
Fikret kuşkan
Şener şen
Erkan can
Ayhan ışık
Erdal beşikçioğlu
Yetkin dikinciler
Nejat işler
Cüneyt arkın
Ahmet uğurlu
Yiğit özşener
Mahir günşiray
Ufuk bayraktar
Tuncel kurtiz

Ercan kesal
Berkay ates
Rifat sungar
Taner birsel
Olgun simsek
Daha var tabi de aklima gelmedi su an

şener şen, ilyas salman, erkan can, settar tanrıöğen.

en iyi dediğiniz için 1 tane yazıyorum.
Şener Şen.

ahmet mümtaz taylan ve çetin tekindor. tek geçerimmm ikisini de. Uğur Yücel ve Erkan Can'ı da izlemekten keyif alıyorum.

karışık biraz.

Güzel ben beğendim, mobilyalara da uyumluysa hayırlı olsun.

bence güzel bir halı değil. renkleri de tuhaf; göz yorucu ve güneşte bkleyip de renkleri sararmış ambalajlara benziyor.

Sevmedim

halı seçerken bence de en önemli olan şey evin mobilyalarıyla olan uyumu(annemden biliyorum^^)

bir kaç milyon dolarlık süper lüks villada oturmuyorsan alma. Bu halı zengin yerde elit, zengin olmayan yerde ve orta halli yerde paçoz durur. Rengi mengi ne öyle yahu şaka gibi.

Desenler güzel goruntu vermiş halıya.

bambu halı mı ne deniyor sanırım buna alalı 1 hafta olmamıştı üzerine 1 bardak siyah çay döktüm talimatlardaki gibi sildim ama leke asla geçmedi sora geri iade aldılar.

bence aşırı pahalı bir halı bu.

el halısı mı?

indirimdeymiş 350tl fiyatı. ama ne halısı olduğunu bilmiyorum

ben beğendim.

konudan bağımsız bir ricam olacak, mobil kullanım epeyce yaygın artık. lütfen capsler için link koyun. göreceğim diye çatlıyorum burada.
önce mobil görünümden çıkıp, sonra ilgili duyuruyu bulup (bir de ileride bir sayfadaysa daha fena) sonra bakıp, sonra yine mobil görünüme dönüp...
@theconqueror sen o kadar deneyimlesin, bari sen yapma ;)

compu falan bitti gitti sanırım, mobil böylece eksik gedik kaldı elimizde... :/

İki üç senedir çok popüler böyle pAstel renklerde soluk klasik desenli halılar. Modern mobilya ile de güzel durabilen bi tarz oldu bunlar. İskandinav tarzı döşenmiş odalarda bile kullanılabiliyor. Renkler uygunsa alınabilir. Ancaaaak ben alır mıydım? Hayır. Çok popüler olan halılardan hoşlanmıyorum hemen ayağa düşüyor hwr yerde karşıma çıkıyor. Ve bu kadar popülwr olanın hemen modası geçiyor. Bunun biraz daha değişik versiyonunu bulursanız olabilir ama.

Begenmedim karışık kendini one çıkaramamis

renkleri eve uyuyorsa bir şey diyemem ama kullanılan renkleri sevmedim. özellikle o kenardaki koyuluklar hoşuma gitmedi.

benim hoşuma gitti

Renk uyuyorsa mavi olanları tavsiye ederim www.sanathali.com
Mürekkep dökülmüş gibi olanından var bende çok beğeniliyor.

sevmedim. eskimis gibi ve modern degil.

yorumları etkilemek gibi olmasın diye yazmamıştım ama ben de sevmedim,
sağı solu sanki aşınmış yıpranmış tüyleri dökülmüş gibi geldi.
biraz eski kafalıyım sanırım...

Makinasız çık, görmediğin güzel yerlere git.

medeniyetten uzak, sık ormanlarla kaplı bölgeleri bisikletimle gezmekten delice zevk alıyorum. (örn: uludağ, çatalca'nın iç kısımları, belgrad, doğu karadeniz vs.)
yeter ki düzgün asfalt olsun. dağ bisikletçisi olmadığımdan, cross sürüşten hoşlanmıyorum.
tek başıma değilsem doğa yürüyüşünü de severim.

şehir içinde doğa yok, temiz hava yok ki. egzoz soluyan insanlar olarak yapay şeylerden keyif alır hale gelmemiz doğal.

neynep, benim yaşadığım yer ilçe ve havası güzel aslında.

hem de çok. öğrenci olduğum şehirde sırf keşif için arkadaşımla bisikletle rotamızı hiç bilmediğimiz yerlere çevirdik. yine ulaşım araçlarının pek uğramadığı yere yaya olarak 2 saat boyunca yürüdük sırf şelale var, oraların da güzelliğini görelim diye.

kısacası böyle şeyleri çok severim. her şeyin yapaylaştığı ve doğallığını yitirdiği şu çağda doğa bize gelen en iyi psikolojik ilaç bence.

Çok seviyorum, kapalı alanlar kısa sürede darlıyor beni.

bir amaç olursa belki hoşuna gidebilir, ben mesela deniz kenarı ya da yakın ilçelerde yürüyüş yapıyorum ama sonunda kendimi ödüllendiriyorum. balık ekmek ya da karışık meyve tabağı gibi..

Çok çok severim. Ailemin yaşadığı ülkede her yer agac, dağ, bayır, orman, gol, nehir; ben de orda büyüdüm. O zamanlar sürekli bunlarin içinde olduğum için eksikliğini anlamazdim. Yaklaşık 7 yıldır istanbul'da yaşıyorum, bazen sahiden kafese tikilmis gibi hissediyorum. Yeşil- mavi bir yere gittiğimde cocuk gibi seviniyorum.

Tatillerde annemlerin yanına gittiğimde günümün yarısı yürüyüş yapıp, çimlerde kitap okuyarak geçiyor.

Sizin de doganiz internet başı değildir, emin olun.

ben de hiç sevmem canım sıkılıyor doğada.

kamp insanı falan değilim, yani en fazla 1-2 gün.
ama doğada bulunmak bana kendini evinde hissetmek duygusunu veriyor.

içim sıkıldığında falan bile nat geo'yu açıp, amazon ormanı ya da bilmem ne dağı izlemeyi seviyorum.
geçici ve yüzeysel de olsa bir rahatlama yaşıyorum.

benim için sığınılacak bir şey yani doğa.

ne güzel şeyler yazmışsınız tekrar dışarı çıkasım geldi. kalın sağlıcakla. :D

yeşil ve maviye bakmak bana huzur veriyor. böyle bir yerde büyümüş olmam da etken. önceden kıymetini anlamazdım ama artık gerçek zorlama olmayan doğal alanları bulmak o kadar zor ki.

doğa bana çok iyi geliyor. haftasonları hava güzelse hep kamp yapmaya gideriz. hiçbir yere gidemediysek de kesin sahile iner, bir ağacın altına atarız kendimizi.

sizin sıkılmanızın sebebinin tek başına çıkmak olduğunu düşünüyorum. çünkü insan dışarıda gördüğü güzellikleri paylaşacak birini arıyor bence. "abi şuna bakar mısın, hava ne kadar da güzel değil mi??!!" diyemedikten sonra, balta girmemiş yağmur ormanlarında olsan nereye kadar. yalnız olduğum günler ben de çıkmam mesela hiçbir yere, hatta tam olarak sizin yaptığınızı yapardım muhtemelen.

o modda isem zevk alırım yoksa işkence gelebilir.
genelde severim ama yeterli enerjim vardır doğada gezmek için

seviyorum. kulaklığımı takıp saatlerce yürüyebilirim. fırsat buldukça da kamp yapmaya çalışıyorum.

nefret ederim, ormaninda bocuk yilan orumcek, denizinde kicinin arasinda kum bi de islak islak otur, dagda yuru yuru tirman offf afakanlar basti.

benim dogayla olan tek olayim deniz kenarinda falan yurumek. ya da parkta. piknik yapmam ama, karinca falan gelir, ne ugrasacam. bana uymuyo. dogayla bariscil modern insan tipi cizcem diye kendimi kasamiyorum.

Doğada olmak comfort zone'dan çıkmak demek. Bu yüzden benim için doğada olmak şehir parkında gezmek değil, dağın başında veya denizin 20-30mt altında gezmek oluyor tam anlamıyla:)

Yukarıdaki arkadaş bahsetmiş, böceği var, dikeni var, soğuğu, sıcağı, yağmuru var, telefonun çekmemesi, bütün şarjların bitmesi var:) Doğa ile baş etmek lazım. Kimi insan kendi güvenli medeniyet bölgesinden çıkmak istemez, kimi de tam tersine çıkıp doğada hayatta kalmaya çalışmak ister. Zevkler ve renkler bana göre. İçinde yoksa ne kadar zorlasan da olmaz.

Evet, çok güzel oluyor.

Çıkıp dolaştığını yer neresi?

Buna da bağlı

Kendine zaman vermeyi, dogayi sevmeyi ogrenmelisin. Dibine kadar sehirli, her türlü bortu bocekten korkan, yesili hic bilmeyen biri olarak, 23 yasimda ogrendim ben de. 30 km. civarinda yürüyüs turlari yaparak basladim bahar aylarinda. Sonra her haftasonu birini pesime takip dag, bayir gezdim. Simdi en sevdigim sey cadirda uyumak, insansiz alanlarda bisiklet sürmek.

insan olmayan, denizin ağacın olduğu yerde, iki ağaç arasına hamağı kurarım hemen. arkadaş zıpkınla dalarken ben bişeyler okur, bişeyler dinler, yüzer, fotoğraf çeker, uyuklarım. gece kalırsak malum çadır işleri. mangallar falan. gittiğimiz yerler karanlık olduğu için samanyolunu da cam gibi izlerim komple, viskimi içerken.

tek başına olduğun için sıkıldın belki de.

Çok ama çok seviyorum. Ormana çıkmasam bile, yolda çalı, çiçek, vb görümce yanındakileri dürtüp "Bak, bak, ağaç var", "Biraz durup çiçeğe baksam ya" diyorum ki, orman morman olduğunda çocuk gibi oluyorum.Telefonumda çiçek ve ağç fotoğrafı çok, çıkınca yarım saat bakıyorsam 10-15 kere de "Ay dur, ben sonra yine bakarım buna" diye çekiyorum. Geçenlerde yolumu değiştirdim komşunun bahçesindeki ağaç güzel diye. Önünden araçla geçtiğim için hızlı hızlı oluyor ama işlerin bittiği bir sabah sırf o ağacı gezme planım var. Yeşillik yerlerden ayrılasım gelmiyor. Tabii, belirli bir süreden sonra kalsam ölürüm herhalde. Ne de olsa apartman çocuğuyuz, ormanda ne yenir ne yenmez bilmiyorum ama o zamana kadar kalmak isterim.

Keyiften de öte, bayılıyorum. Şehirden uzak, doğayla iç içe bir hayat hep hayalimdir ama malum hayat her zaman istediğimiz gibi olmuyor. Hafta sonları yeşilliklerde çimlere yayılıp kahvaltı yaparak, deniz ve yeşilin arasında yürüyerek falan yetinmeye çalışıyorum şimdilik.

oluyorum. ben de teyzeyim mesela, yeğenlerimi sevgimden içime sokasım geliyor ama bi kez 'teyzecim' demedim şahsen, çok itici bir hitap şekli bence.

kadınların çocuğun babasından bahsederken 'babamız' demesi, daha da itici geliyor bana, not düşeyim.

ben de babamız lafına sinir oluyorum. bir de 3 aylığız, bu gece altımıza sıçtık falan gibi şeylere de uyuz oluyorum aşslsldl. sanki çocuğuyla kendisi bir.

Hayir olmuyorum. Siz de anneyseniz kesinlikle haklisiniz elestirilerinizde. Keske diger anneler sizden once bir izin alsalarmis :(

Size ne yahu cocuk onun, hitap etme ozgurlugu onun. Niye boyle dert oldu ki?

bizim iş yerinde bi abi kızını arıyor, annem nasılsın diyor kızına.

ben de bunu garipsiyorum, var mı böyle birşey?

"annem nasılsın diyor kızına"
o var bizde çünkü babaannemin adını taşıyorum :)

annenin çocuğa "annem" diye seslenmesi tuhaf, çocuğun annesine "annecim" diye seslenmesi normal bence.

şu nesilde kendini çocuğu ile bir gören gerizekalı bir grup türedi. babamız, 5 aylığız, emdik, falan filan derken kendisi tek başına bi bok olmayan insanlar kendilerini çocukları üzerinden var etmeye çalışıyor. Böyle hitaplar ile kendini "aleynanın annesi" diye tanımlamak aynı gruba ait.

Fakat ben @ma ya'ya da katılıyorum. sizin ya da benim başka bir anne-çocuk ilişkisinde ne işimiz var? kendim yapmam, yapana da içimden "mal" der geçerim. Sonuçta insanların aptalca davranma özgürlüklerini kısıtlayamayız.

benim hoşuma gidiyor, bence samimi ve sempatik. güvende hissettiriyor. benim annem eşşoleşşek diyor mesela bana hep, hiç annem-yavrum falan demiyor. çocukken daha sevgiyle sesleniyordu tabii ama yine öyle şeyler demiyordu, oğluşum demiştir en fazla. o ne demekse. geçen hele direkt adımla seslendi, hollywood dublajlı gibi, "ne yapıyosun emre?" dedi lan. sen annemsin yaaa. insan çocuğuna öyle der mi?

ukraynalı eski arkadaşım kızına diyordu bu arada bunu. mama mı ne diyodu sanki. eşi de kadına mommy diye sesleniyodu genelde jsjfksl. ondan sonra da bu kadın niye bu kadar agresif diyodu. e sen eşine mommy dersen kadın tabii agresif olur. çocuk musun sen. kocasın. allah allah ya.

hiç sevmem. aşırı düşkün, kendi çocuğunu dünyanın tek özel insanı gibi gören annelerden tiksinirim. şuursuz insanı genel olarak sevmem zaten

bence gayet normal bişey. anne değilim. teyzeyim. küçük kardeşim olduğundan bi de sanırım teyzeliği kendime yakıştıramadığımdan yeğenime arada ablacım diye sesleniyorum. ablacım dur, ablacım gel gibi... kardeşime de aynı şekilde seslenirdim. ne var ki bunda? bi annenin de çocuğu ile bu şekilde iletişim kurmasında sizi delirtecek ne var ki? siz de annesiniz, ifşalardan biliyorum. bu yaklaşıma üzüldüm açıkçası.

Durumsal olarak sinir + 1

'Annecim', 'ablacım', 'babacım', 'teyzecim' laflarına çok sık kullanılmıyorsa, arada kullanılıyorsa sinir olmuyorum. Dilimize yerleşmiş bir durum o, 'Ablacım, birazcık sus' falan gibi şeyler kullanılabiliyor. Ama sürekli sevgi için 'annem', 'annecim' falan derse 'Amanın, çıldırmış' derim.

'Altımıza sıçtık', 'Babamız' gibi şeyleri ise fena acınası buluyorum. Kadının kendi, bireysel kimliğini tamamen kaybedip sadece anne kimliğine tutunması gibi geliyor. Bir arkadaşım yapmıştı bana 'Bugün daha katı sıçtık' gibi bir şey söylemişti de, 'Hayrola, ishal misin sen de' diye sormuştum.

yav kadın deliriyorum demişse, gidip diyenin saçını başını yoluyorum dememiş ya. onlar ne kadar söylemeye hak sahibi ise, uyuz olan da o kadar hak sahibi. benim annem de yeğenlerime anneannecim diyor, bi kere de görüşümü belirtmedim, içimden sinir oluyorum.

@sta, 3 aylığız olayına da +3498

İspanyolca'da da vardı diye hatırlıyorum hatta AAA diye şaşırmıştım ama yanlış hatırlıyor da olabilirim.

Annem de bana annecim der bazen hatta babam, halam vs de kullanır benzer terimleri. Annemin de babama babamız diye hitap ettiği olmuştur (genelde babama hediya verdiğimiz zamanlarda). Şimdi onlar ben küçükten beri kullandığı için bana garip gelmiyor. Yukarıda kadının tek varlığını anneliğe indirmesini çağrıştırdığından bahsedilmiş ama annemin durumunun böyle olduğunu hiç sanmıyorum. İşinde gücünde bir insandır kendisi. Hiç sorgulamamıştım.

Başkası kullansa ne düşünürüm bilmiyorum. Neyse ki etrafımda yakın olduğum çocuklu insan yok (çocuklarla aram iyi değil). Ama 'bu gece altımıza sıçtık' fenaymış ya düşman başına.

Kardesim de ben de kazık kadar insanlarız; annem arada ikimize de annecim der. Hiç garipsememistim şimdiye kadar. Gayet normal geliyor yani.

ifrit oluyorum.

bu durum bize özgü olabilir. "kiddo" bile sorgulanmış bunu da birileri sorardı herhalde. hanım yabancı, o da ne görmüş ne işitmiş (ona da çok garip gelmişti bu durum). saçmalık demek istemiyorum çünkü ülkemizde yüz binlerce kişi yapıyor bunu, bi rahatlığını güzelliğini görmüşlerdir belki ama öte yandan bu hitapları ağır şekilde eleştirip ebeveynleri uyaran bir çok pedagog ve psikolog da var.

kolektifpsikoloji.com
www.elele.com.tr

bu kişiler referans olur olamaz bilmiyorum. yalnız şu gerçekle yüzleşelim, bu durum bize özgüyse, ki öyle geliyor bana, yakın zamanda hiç bir uluslararası bir otorite çıkıp bize özel açıklama yapmaz. bizimkilere de yapsalar da kimse güvenmez:) herkes bildiği alıştığı yoldan devam.

Hayır sinir olmuyorum niye olayım yav çocuk onun istediği minnoşlukta hitap eder. Ben de kedime bazen öyle hitap ediyorum

bende garip karşılıyorum insan çocuğuna neden annecim vs der ki?

ne kadar gereksiz duyar kasmış bazılarınız yok anne çocuk arasına girme fln sanki gidip de hayır annecim diyemezsin yasak dedim asdfhjj.
diyenlere soruyorum mantığı ne?
neden oğlum/ kızım/ bitanem/ canım vs gibi bir sürü sevgi sözcüğü kullanabilirken annecim nerden çıktı?

Annenin çocuğuna demesini tuhaf karşılamam.

Doğu görevindeyken oralı bir arkadaşımın BABASI bana annem diye hitap etmişti. adama sarılasım gelmişti, yaşlı amca yaa anneler gibi annem diyor! :))

@fallopian işte neden garip karşılamıyorsun? aslında çok garip. çocuğu onun annesi değil ki neden annem diyor?

annem/annecim olayını hiç düşünmemişim de çocuğun yerine konuşma durumunu yanlış ve itici buluyorum. okula başlayınca da öğretmenimiz, sınavlarımız diye yön değiştiriyor o üslup. çok çok sakıncalı bence. çocuğun karakterinin önüne geçiyolar böyle böyle aşırı müdahaleci anneler.

benim annem çook nadiren der mesela bana. Nerden çıkmış bilemiyorum. Bir mantığa oturtulacaksa @niye ama'nın olay çok mantıklı.

hastalarım da derdi bana yauw anem bacimsin sen benim diye, teyze ile olan yaşantılarının giriş cümlesiydi. Teyzeler zaten derdi. alışmışım demek ki garip gelmiyor.

eddie vedder. net. maynard ya da, sefa pezevengi.

sen bruce dickinsen olarak dünyaya gelsen, bruce dickinson bruce dickinson olur muydu peki? belki yine mesudiyeli mesut, bruce dickinson a benzerdi sadece?

cevap olarak elon musk başarılı şu dönemde

peki onun yerine bir hayat mı yaşayacağız? mesela einstein olarak gelmek istiyorum. onun zeka ve yeteneklerine, buluşlarına da sahip olacak mıyım?

eğer öyle bir şeyse: justin timberlake ya da ilber ortaylı.

Kayli cenır :))))))

Kişisel problemlerini bilmem ama bu ara bana kafası rahat görünen kişi şafak özkütle hazır yeni ibiza'ya da taşınmış gel de kıskanma..

Trumpın oğlu

Dayı olmak isterdim. Annenin erkek kardeşi olan, bildiğin dayı yani. Güzel bir kavram, hiç tadamayacağım bir his

Johnny Sins.

Amal clooney ilk aklima gelenlerden biri ama george ile evlenmezdim.

Patti Smith'in hayatını yaşamış olmak isterdim.

Teoman aklıma ilk gelen isim. Adamın sülalesi raad :)

nasreddin hoca

shakira olmak isteyebilirdim. çünkü neden istemeyeyim. latin bi kere. böyle de vizyonsuzum.

patrik antonious

bunu konuşmuştuk bir arkadaşımla. o zaman da aklıma magic & loss gelmişti, aynı örneği vermiştim. sen bu soruya lou reed cevabı verirsin, lou reed aynı soruya joyce ya da shakespeare der. lou reed bile shakespeare ya da joyce olamamaktan hayıflanan biri çıkabiliyor en nihayetinde. kimin ne hissettiğini bilemiyorsun. kim olsan sınırı yok.

bununla birlikte herhangi mutlu biri olmayı isterdim ama belki. ünlülerden de emin olmamakla birlikte frank sinatra mutlu bir yaşam sürmüş, hayatıyla gurur duyan biri gibi geliyor. öylesi mantıklı bir tercih olurdu sanırım. ama iş şeytanla imza noktasına gelse içimdeki özyıkımcı taraf yine richey edwards gibi birini filan seçerdi herhalde.

edit: haha bahsettiğim arkadaşım da brian eno olmak istiyordu, soso'nun cevabı üstüne denk geldi.

brian eno

fazla mükemmel bence ama olsun.

Yeniden dunyaya gelsem kim olmak isterdim diye dusunmedim ama bildigim tek bir sey var: o da kesinlikle bu topraklarda dogmak istemezdim..

Pasabahcenin cam ve vakumlu kapakli saklama kaplari var oraya da bakabilirsiniz. Sunun gibi:

www.enplus.com.tr

karfur'da falan çok oluyor böyle saklama kapları.

Tupperware eğer paraya kıyacaksanız. Üstelik çok uzın ömürlü, anneannemin aldığı 15 senelik tupperwarelerim var hala ilk günkü gibiler formları da korumaları da bozulmuyor.

Spordan 1-1.5 saat önce neden protein almak zorundasın? Yani spesifik bir nedenin yoksa böyle bir mecburiyetin yok. Ben de şimdi antrenmandan geldim mesela, antrenman öncesi bir şey yemedim, en son saat 1 gibi yemek yemiştim, saat 8, şimdi yemek falan hazırlayacağız 9 gibi falan ancak yeriz yemeği, fayda aynı fayda bir şey değişmez. Ben olaya bu açıdan yaklaşayım. Yok eğer özel bir nedenin varsa şunlara bakabilirsin: www.termos-matara.com

aslında 1.5 saat öncelik durum yoktu ilk başta, ama bu olaya kendini veren bir arkadaş böyle yapmamın daha iyi olacağını ifade etti. asıl olay öğlen yemeklerınde aslında, öğlenleri biraz gereksiz besinler yiyorum gibi geliyor iş yerinde

Arkadaşın kendini öyle hissediyorsa yapsın tabii ama çok gerekli bir şey değil. Hadi karb. almak lazım dese onu anlarım enerji falan verir diye düşünüyor derim ama protein almanın antrenman verimine pozitif bir etkisi olmaz. Yani antrenmandan sonra almanın yanında ekstra bir katkısı yok. Hatta günlük ihtiyacın olan miktarın hepsini sabah kahvaltısında alsan bile olur, değişen bir şey olmaz.

hangi pozisyon? ne sınavı?

yazılı sınavsa rahat git, ik dan birileri gelip kağıtları verecek, olay o yani. mülakat a takımla git ama

Şirket yetkilileriyle 5 dakikalık bile olsa bir görüşme yapılacaksa ciddi giyinmek daha iyi olur. ÖSYM sınavları gibi bir salona girip çıkacağın, kimseyle muhatap olmayacağın bir durum söz konusuysa rahat giyinmekte bir sorun yok.

mülakat yoksarahat sınav geçirmek açısından rahat giyinin.

Sakın takım falan giyme çok belli oluyor yapmacık olduğu. Casual giyin, çok sakalın varsa traş ol yoksa hafif bi toplattır yeter. Çok sıkma kendini

Not: Eski thy li

Pozisyon nedir bu arada

www.turkishairlines.com


pozisyon henüz belli değil. zannedersem mülakatta belirlenecek. zaten aynı kampüste aynı gün hem sabah, hem öğlen sınav olacak. ikiye ayırmışlar adayları. herhalde ösym gibi olacak yanılmıyorsam.

Ofis ve evrak takip işi pozisyonu. Misal gelir idaresi başkanlığı, müşteri hizmetleri başkanlığı gibi. Şimdiden hayırlı olsun.

normal giyin

temiz düzgün giyin takım olmasın
traş ol

hepsi aynı.
hepsi güvensiz.

ben binecektim, çok kaza oldu vazgeçtim. binmem artık herhalde

Binme mi diyeyim o.O

kapadokya balonculuk en eski ve işini iyi yapanı. fiyatı bi tık daha pahalıydı ama bence şaşmayın bundan.

en son 9 nisanda biri balon kazasında vefat etti. zaten google'a balon kazası yazarsan son yıllarda sıkça kaza olduğunu görürsün.

aynı gün ben de balondaydım. 1000 metre yükseklikte güvensiz bir uçuş. bir daha binmem, sevdiklerimi de bindirtmem.

soruya cevap:muhtemelen hepsi aynı, aralarında fiyat farkı var. fiyat farkının sebebini bilmiyorum, biz bulduğumuz en ucuz firmayı tercih ettik.

ucret ne kadar? tarife nasil?

en son 200 euro gibi bi fiyat hatırlıyorum sadece turistlere mi türklere de aynı fiyat mı bilemedim ama

Tatlandırıcı

Tarçın çubuğu at içine.

hurma falan ye yanında, aslında en iyisi sade içmek, belki süt katarsın, onda şeker var neticede

olur mu bilmiyorum ama, marketlerde bal görmüştüm ben şeker boyutunda. sanırım tatlandırıcı olarak kullanılsın diye yapmış adamlar. eğer doğal balsa olabilir herhalde. gerçi tadı nasıl onu da olur bilmiyorum ama.

edit: bahsini ettiğim ürün şu 4.bp.blogspot.com

@tahin pekmez; tatlandırıcı da benzer sonuçlara yol açıyor diye biliyorum (strevia vs).

@arnold; tarçın şeker hissi nasıl veriyor aydınlatabilir misiniz?

@nucleon; sade içince aynı zevki vermiyor ne yazık ki, onu da denedim.

@mete; günümüzde doğal bal bulmak çok çok zor ki markettekiler normal şekerden kötü.

laktozsuz süt normal sütten bir tık daha tatlı.

@stewie; kahveyi sade içiyorum

Kahvenin acılığını hafiften kırar, kendine has da bir aroması var. Vücutta insülin benzeri etkiler gösterdiği için kan şekerini de düşürüyor.

Ben mesela bal da tarçın da sevmiyorum. Kokularından dahi hoşlanmıyorum. Kaldı ki kahveye ikisinin de ne tat ne koku olarak yakışacağını düşünmüyorum. O yüzden malesef beyaz şekerle devam ediyorum. Esmer şekerin daha iyi olduğu söyleniyordu bi zamanlar onu deneyebilirsin belki.

Beyaz şeker kimyasal tatlandırıcılardan da bal ya da benzeri fruktoz bazlı besinlerden de daha az zararlı, öncelikle bunu söyleyeyim. Şeker dediğimiz ürünün metabolik olarak olumsuz etkisi belirleyen şey, içerdiği glikoz ve fruktoz molekküllerinin ne kadar eşit olduğu ya da glikozunun yüksek fruktozunun düşük sayıda olmasıdır. Fruktoz arttıkça metabolize edilebilirliği düşer, yani zararları ortaya çıkar. Beyaz şeker 1 molekül glikoz 1 molekül fruktoz barındırır, bal 1 molekül glikoz 10 molekül fruktoz barındırır. Yani vücut beyaz şekeri metabolize eder ama balı metabolize edemez. Ha bunların hepsi şekerin tüm zararlarını barındırır ama bazıları daha çok barındırır. Ya hiç kullanma ya da bilmeden maceraya girme. İnsanlar yok doğal şeker yok bilmem ne diye vicdanlarını rahatlatıyorlar ama doğal şeker diye bir şey yok. Bununla birlikte, yapısı itibari ile stevia'nın yaprak formu olan, yani kimyasal ya da mekanik işlem görmemiş ürünü de denenebilir ama o da damak tadına çok uygun bir ürün değil, biz birkaç ketojenik tatlıda denedik ama olumlu sonuç alamadık.

Kahverengi seker de artik masum degil esmer hale gelmesi icin katki maddesi kullaniliyor. Beyaz sekeri de beyazlatmak icin ayni sekilde kimyasal kullaniliyor. Bence ya tam yagli bir gunluk sut ile ic ama sutsuz iciyorsaniz yaminda hurma ye 1 tane.

@angelus; en doğru ne yapabilirim diye araştırıyorum öyle, azaltmak ya da tamamen bırakmak şu an en doğru çözüm gibi duruyor.

Tabii esasında çözüm tamamen bırakmak. Zira hiç zararlı olmayanı yok bunların, dediğim gibi; daha az zararlısı ya da daha çok zararlısı var. Ha bence daha az zararlı olmasının daha çok zararlı olmasından da bir farkı yok. Neticede bir çay kaşığı siyanür de içsen aynı bir çorba kaşığı da içsen aynı.

hiçbir şey. güzel kahve şekersiz içilir. kötü geliyorsa kahveni ve demleme biçimini değiştirebilirsin. mesela şekersiz kahve içemeyen birçok kişiye kendi içtiğim kahveden yaptım bayıla bayıla içtiler. kahveye şeker olmamalı. çayı ise şekersiz içemem tabii, o da ayrı :/

bu arada kahveye lütfen bal falan koymayın, içim kalktı.

iyi de anket bölüm öğrencileri için tasarlanmış

Kaçıncı sınıf olduğunu soruyor, o yüzden yapamadım.

Kendisi yaptığı anketi kaybettiği için, bir nevi son şans olarak buraya attım, bölüm için olduğunu biliyorum da belki bir faydası olur diyr düşündüm.

okuyomuş gibi cevapladım valla :)

sınıfı sallasam da digerlerine dogru cevapları verdim belki işe yarar

cevapladım, faydam olur umarım

yaptığım bu küçük sahtekar eylemde bana destek olan tüm arkadaşlara çok teşekkür ederim! anket katılımını 2 gün içersinde 2 katına çıkartmışız. ele ele. gerçekten çok sağ olun.

donanımsal olabilir. ekran kartı filan mı değişti?

Driverları kontrol et bence,

(bkz: snappy driver installer)

Klasik t/s maddesini yaptın mı? Yani format?

Format tan sonra düzelmedi ise donanımsal olayın. Çok küçük ihtimal direct x i de bir yokla. Bir de arkada çalışan alakasız tüm uygulamaları kapatarak dene

kasayı ilk topladığımdan beri sadece iki adet ram aldım, 4x8gb ram oldu toplamda. @tururo

format atmak çok zor geliyor, sıra ona gelmeden son bir umut çözüm arıyorum. @nucleon

Büyük ihtimalle sıcaklıktan. Ek fan taktır. Ya da ekran kartına yakın bir yere küçük bir fan ekle. Termal macunu da kontrol et.

1) 55-60 derecelerde cpu üstündeki termal macunda problem varsa reset atabilir.
2) power supply ekran kartının istediği güç değerini sağlayamıyordur (oyunlarda ekran kartının harcaması artar). bu da reset sebebi olabilir.
3) alınan ramlerden biri/ya da ikisi arızalıdır. bu da reset sebebi olabilir.

kasayı toplarken ucuz model/çin malı kasa seçtiysen üstünde yazan watt değeri üfürmedir. reset sebebi olabilir.

snappy driver ile driver güncellemesi yaptım fakat güncelleme anında mavi ekran verip res attı. yazılımsal gibi mi acaba sıkıntı?

hangi sürücü güncellemesinde reset attı? ekran kartı mı?

hangi bileşen ise komple sil sürücülerini, ekran kartları için google da ara, komple silme araçları var, sonra da resmi sitesinden ya da windows un önerdiği sürücüyü kur bence

intel ile ilgili gibi bir şey güncelliyordu galiba tam göremedim. @nucleon

hocam bence powersupply'da sorun. Daha yüksek güçlü bir model ile deneyin. Bir de ram'leri teker teker takın, öyle deneyin. Bazen ram sorunlarında da böyle res atma oluyor.

mavi ekranın fotoğrafını çekebiliyorsanız çekin. oradaki hata kodu işe yarıyor. ram arızası olduğunu öyle öğrenmiştim ben.

Oyun ayarlarını low'a çekip tekrar oynamayı dene.

viva bir musibet bin nasihatten iyidir

Kesinlikle var ve bunu epey zaman geçtikten sonra anlayabiliyorsun sadece.

ders çıkarmayı biliyosan zaten her türlü vardır.

yoksa da,
motive kalmak için böyle düşünmek zorundayız

her işte bir hayır yoktur ama bir olayın aslında iyi sonuçları olabileceğini düşünmek ya da örneğini bulmaya çalışmak olumlu ve kendimizi gereğinden daha fazla kötü hissetmemizi engelleyen bir bakış açısı. ben sık sık bunu uyguluyorum.

bence bu bilinmez.

insanların başına 50 tane şey geliyor, sonra diyor ki bak o gün olan şey aslında hayırlıymış. nerden biliyosun amk, belki daha güzel olacaktı?

yani elindeki ile mevcut bulunduğun anda en güzelini yapmaya çalış sen, ama ileriyi düşünmek aslında zar atmak gibi bişiy.

Başıma birkaç tane berbat olay geldi. Travmatik etkilerini yaşadım belli bir süre. Hayrı nerede bilmiyorum belki ben göremedim ancak o travmalardan şu an gülerek bahsettiğimde kendimi güçlü, zamanı sihirli buluyorum. Belki de hayır buradadır.

evet. öyle olduğuna inanıyorum. halâ inanıyorum.

ders çıkarabiliyorsan olup bitenden, görüyorsun öyle olduğunu.

bizim bir abla var. durumu eh işte... ölen eşinden kalan emekli maaşı, yaklaşık bir milyon liralık 3 katlı evi, bankada da yaklaşık 60-70 bin lirası var.

iki hayta oğluna (biri evli) bakar; torunlarına harçlık, hediyeler (laptop, cep telefonu gibi de oluyor) verir... evli oğlu birkaç ay önce öldü, bonzaiden! eşi ve kendisi çalıştığı halde; ev kirası, faturaları, kredi kartı borcu, motosikletinin taksidi, çocuğunun kreş parası annesince karşılanırdı.

kadın şimdi torunu için (bu torun hep en özeldi) daha da hassaslaştı. varını yoğunu bu kıza göre hesaplıyor. neyse işin bu kısmını uzatmayayım, döncem buraya.

oğlu hayattayken kendisini karşıma alıp özel konuştum. yapma, etme dedim. bu yaşında (60'a yakın) günde yaklaşık 10 saat çalışıyorsun. biraz kendi ayakları üzerinde bırak onları. böyle alıştırmışsın ama yanlış yapıyorsun. imkanın var, aç bir yer, geç başlarına çalıştır maaşla dedim de dinletemedim.

şimdi bu abla, bu olümden de ders almadı. bu torunu acayip şımartmış ve varını yoğunu bu kızın eğitimi, geleceği diye stoklayıp duruyor. bir işte çalışan ama çok da dikiş tutmayan öteki oğlu var. kızları var. kızlarından olan torunları var...

hem torunu bir nefret objesine dönüşecek ve hem de bu şımarıklıkla çok sağlıksız biri olup çıkacak. daha beş yaşında ama varı yoğu bilmiyor, ne istese, babaannesi anında yanında bitiriyor.

e böyle bakarsan tabi bir anlam çıkarmadan ne hayrı diyeceksin. daha beteri geliyor çünkü, korkuyorum. kendisine de bir iki anlatmaya çalıştım ama anlayacak durumda değil. büyülenmiş gibi.

deli gibi çalışıyor, hep ayakta. kendi şikayetleriyle ilgili doktora gidemiyor zaman bulup ama torunu için gece gündüz koşturuyor.

biraz da görmenle ilgili yani. yoka "ne hayırı, hani nerede" de diyebilirsin.

What are your closing hours?

What time are you open until?

What time do you close your shop?

until when are you open?

till when, untill when

What time do you close

Bu kullanilir en yaygin sekilde.

Ben hep what time do you close duyuyorum dukkanda calisan biri olarak. Ayrica you Sen demek degil siz demek ayrica

Olabilir. Bu adamlar da bire bir konuşma yaşandığı için you kelimesinin siz değil de sen olarak kullanılabileceğini dikkate alarak bunu söylemiş.

Verdigin linkte bile en natural way olarak benim soyledigimi soylemis iste Adam. You hem Sen demek hem siz demek. Adam da Ona gore soruyordur zaten. Sanki soran Adam dukkanda kac kisi calistigina bakiyor sorarken :d

Sadece şunu söyleyeyim Pisa 4-5 saatlik yer. Konaklama falan hesaplamayın yani. Civardaki şehirlerden birindeyken gidin görün gelin bitiyor hemen zaten bir olay yok.

Venedik çok yukarda kalıyor ama gidebilirseniz ben Sienayı öneririm.

pisa zaten dediğin gibi, gitmişken pisa kulesıne de gidelim mantığıyla gidilecek.

floransa nasıl peki bi fikriniz var mı?

bir de venediğe illa gidilmelik bir durumu var mı? benim hoşuma gidiyor atmosferi ama

@nucleon hepsi italya için olmazsa olmazlardan en azından ilk defa ise. Floransaya gidin kesin. Venedik turistten yürünmüyor ama yine de evet ilk italyaya gidişse imkan varsa görülmesi gerken yerlerden .

Alti ustu 6-7 gununuz var, 4-5 sehir gezerseniz "ce-e" yapip gezmis olursunuz.

Roma + floransa + donus bolognadan oldugu icin bologna. Anca yeter. Ucus gunleri gunun yarisi gidiyor zaten.

Venedik'in italyanin geri kalaniyla tarz olarak pek alakasi yok (venedik'e bayiliyorum) o yuzden su geziye eklemezseniz bir sey kaybetmezsiniz. Ha bir daha asla gitmeyecekssniz "gordum" demelik hepsini de yapabilirsiniz tabi.

6 gece 7 gün gibi. ben girişi roma 2 gece, floransa 2 gece, venedik 2 gece öneriyorum. dönüşü de venedikten yapın. aynı rotayı yaptım. floransaya günübirlik gittim, venedikte 3 gece kaldım. roma'da da 4 gece. romaya 4 gece çok, venedik'e 1 gece çok! o yüzden üstteki önerim makuldür düşünüyorum. roma ile venedik arasını trenle gidebilirsiniz. floransada inersiniz. sonra tekrar venedik ve oradan uçakla eve dönüş. en makul rota olur. bu arada roma'dan sonra floransa sıkacaktır ama vatikan, kolezyum vs. tam bir roma turu yapılacaksa roma keyifli gelecektir.
venediği çok abartmayın. 1 gün sonra her yer aynı olduğundan sıkmaya başlıyor. bir de o sıcak ve kalabalık. o kalabalık. o her yerde geçirmeye çalışan esnaf, o gondolalara 100 eur istenmesi vb.. off. anlatılmaz yaşanır. bir de belediyesinin sitesinden su durumuna bakın. su yükselmesi zamanıysa falan rezil olursunuz.

belki %100 odaklanmıyorsundur, arada kaçıyordur. 90 üzeri alsam çok dert etmem. dert edecek kadar mükemmeliyetçi isem önce türkçem tam mı diye bakarım.

gramer'de mi hataların, kelime bilgisinde mi yoksa çevirilerde mi? yoksa paragrafta anlam bilgisi mi? mesela ben sadece gramerde hata yapıyordum çünkü ezberlemeye üşendiğim kurallar vardı. modals would have v3 vs gibi. 100 soruluk yds'de ilk 20 soruda 3 yanlış yapmıştım gerisi fulldü

işte hiç bakmadım hatalarıma, galiba artık geç oldu bakabilmek için de, sistemi kapatılar sanki.

dert etmiyorum aslında da, hep aynı puanı almam çok garip geliyor bana, aklıma da herhalde aynı türü yapamiyorum diye geldi

bu arada puan küsuratıyla bile aynı

60den 70 e çıkmak kolay ve kısa surede olacak iş
70'ten 80'e çıkış; çalışmak ister artış mümkün
80den 90'a çıkmak planlı bir çalışma ile daha uzun zaman alabilir...
90 ve üzeri almak için diğer çalıştıkların üzerinde bir çalışma ister dört kez de aynı puanı alıyorsanız bu basamaktan sonrası için üzerine bir şeyler koymak Cok daha zor olabilir. her aralıktaki artışı diferansiyel gibi düşünebilirsiniz bir yerden sonra mesafe katedebilmek daha da zorlaşır siz de zirveye yaklaştıkça zorlanıyorsunuz.

Nerede kimlerle vakit gecirdigine gore degisir. Ortamina semtine sehrine gore çevrendeki insanlara göre..

Ancak bir insan uzerindeki markaya bakarak daha bastan yargiya variyorsa zaten ordan kosarak uzaklasmak gerek. bos isler.

marka ne yahu? neye göre kime göre?

decathlon giyen kişiye büyük saygı duyarım hocam, northface colombia gibi marka alıcam salaklığına düşmeden fiyat performans en iyisini aldığı için

ayakkabıda bu dediğin markaları tercih ediyorum çünkü kalitesi tartışılmaz çok iyi ve ayakkabı kalitesi hayat kalitesiyle koşut tamamen. tek aldığım tepki ev arkadaşlarımdan "akademisyen ol qanqa xdxd" şeklindeydi.

Ya ben yurtdışından aldım mesela, fiyat olarak uygun oralarda. Ülkemizde pahalı.

o climacool da gerçekten işe yarayan bi olay. Ben de ne len bu diye aldım ama sonuç ortada adamlar yapmış.

Neyse işte ben çok para basmadım yani.

Evet, ikiniz de kayıtlı olmalısınız birbirinizde

çok enteresan

nope. tam olarak öyle değil. ikinizde birbirinizde kayıtlı olsanız dahi görememe durumu var. izin verdiğin kişiler görebiliyor sadece. diyelim ki o birisi durumunu herkese görünür yaptı, senin onun numarasını kaydetmen gerekiyor, ya da ortak grubunuz varsa o gruptan sayesinde de numarasını kaydetmeden görebilirsin

xiaomi mi 5 64gb

telefondan hiç anlmayan ve elindeki telefondan başka model pek bilmeyen bu konuda düz bir insan olarak kendi telefonum a3 diyorum. bilmem fikir olsun :D

3-4 bine telefon almayacaksanız - 50tl ye batarya alın daha gider note 3 :):)

ios cephesinde zaten tek seçenek iPhone. Android cephesinde de nexus (pixel) dışında bir cihaz almam ben.

aynı telefon vardı elimde ve aynı süre kullanmıştım, aynı mantıkla 3 yıl kullanmak için paraya kıyıp s7 edge aldım. aşırı mutluyum. benim telefonun da batarya ölmüştü bir saatte tam dolu halden %50'ye falan düşüyodu, telefonu alırken samsung 250 lira hediye çeki verdi yeni batarya alıp babama verdim ama hala eski batarya kuvvetinde değil sanırım. neyse eğer paraya kıyabilecekseniz 3 yıl idare etmesi için s7/edge ya da daha da kıyarım diyosanız s8/edge serisinden alabilirsiniz

ben iphone 7 plus aldim, iyi ki almisim diyorum :)

Mi6 bakıyorum alamazsam mi5 alacağım fiyat performans çok iyi

xiaomi mi5 +1
çok hoş bir telefon hem tasarım hem donanım olarak. xiaomi iyi atağa kalktı.

ihtiyaca ve maddi tercihlere göre
xiaomi mi5 , 5s , 5s plus,
ama bugün değil de yarın alacak olsam belki
mi6

iphone ardından note4 alan birisi olarak, telefon iflas edene kadar kullanırım herhalde. sonra da yine note serisinin yeni modelini alırım

Alcatel İdol 3,4,Huawei G8,Casper Via M1

İPhone 6 veya 6s alırdım.

6s kullanıyorum

telefonu formatlayıp orijinal batarya alın. yep yeni olur. yani neyi yapamıyorsunuz o telefonla ki yeni telefon alasınız? gerek yok.

@veritaslibertas, haklısın onu da düşünmüyor değilim. Hani batarya ilk günkü gibi olsa yine kullanmaya devam ederim herhalde ama bataryayı direkt amazondan mı alsam falan karar veremedim.

iphone 7 plus +1

s7edge ya da s8

bence kötü; benim tarzım değil, hatta tarz değil. 2/10

tasarım olarak güzel ama dövme olarak benim de tarzım değil. ancak çok kalilteli iş.

yapan güzel yapmış ama yaptıran başka birşey yaptırsaymış keşke

insanı yoruyo. sıkıntılı dövme. geçiniz

2/10

Tekniğinden anlamam. çok mu özenilerek yapilmistir kaliteli bir iş midir bilmem ama eger oyleyse bile kötü göründüğü gerçegini degistirmiyor. Çok kötü. 2/10

1,2.

beğenmedim...

burada hangi dövmeyi sorarsan sor 10 kişiden en fazla 3 tanesi beğenir. o yüzden istiyorsan yaptır. buraya sorma derim.

göz bayağı kötü bence. alt kısım çok anlamam olabilir ama göz yaptırmayın hele böyle büyük.

3

sen beğendiysen yaptır, önemli olan o. Buradan 50 tane fikir çıkar

kötü :/
3

işçiliğine saygı duyarım, ona lafım yok ama beğenmedim. 4/10.

gözü çıkar kalanı süper

kötü 3/10

kotu 3.

the lost room, utopia, horrace and pete

Hepsini izledim :)

netflix teki marvelleri(jessica jones, luke cage özellikle) izlediniz mi? ya da masum ?

Marvelları sevmiyorum, masuma bakmadım. Aradığım şey yabancı dizi, bölümlerin hepsinin yayınlanıp finalinin verilmiş olması, dram içermesi, ilişkiler hakkında ve gerçekçi olması.

black mirror, dead set, inside no 9, the night of.

ayrıca masum dizisine bakmanı şiddetle tavsiye ederim. uluslararası düzeyde kaliteli olmuş.

Black mirror'ı izledim, diğerlerine bakacağım, teşekkürler.

the young pope.

life on mars o zaman. çok kısa değil iki sezon. toplam 16 bölümdü galiba fakat baya güzel.

Awake
www.imdb.com

Bu var ama mini dizi olarak çekilmemişti. ilk sezondan sonra iptal edildi. Ama bir şekilde yarım kalmadan bitirdiler. Bu haliyle bile çok güzel dizidir. İzlemelisiniz.

Unsere Mütter, unsere Väter

İzledim :)

Childhood's End - çok beklentin olmadan izleyebilirsin, bitince insanı aydınlatmıyor.
Saints and Strangers - fena değil, Ray Stevenson'a aşık olduğum için izlemiştim (:

tabii ki fleabag.

Fleabag'i bayılarak izlemiştim, yeni sezonunu bekliyorum. Aslında tam olarak böyle diziler arıyorum, my mad fat diary gibi, fleabag gibi.

ben bir de easy diyecegim o zaman. çok güzel bölümleri vardı.

11.22.63 fena değildi.

dune

the night of

Unsere mutter unsere fater <3

Bi de band of brothers <3

çok alakasız olarak dead set ile başladım, teşekkürler!

Bende vardı bu, silmemisimdir muhtemelen çünkü bayağı geyik bi filmdi

www.dailymotion.com

işine yarar belki

asics new balancea göre daha şık bence ve uzun vadede daha kaliteli.bu arada gerçekten decathlonun ayakkabıları da gayet iyi. kalenji mesela.

Günlük kullanım için Kalenji leş. Ayak kokusu yapıyor ve birkaç saate kalmadan ayaklarınızı yakıyor, aşırı derecede sikiyor. Çünkü Decathlon da ki bütün ayakkabılar birkaç saatlik kullanım için, günlük değil.

Bahsedilen modeller için link atar mısınız. Benim bulduklarımda aşırı fiyat farkı var, hangisini kastediyorsunuz anlamıyorum

Bu iki ayakkabı arasında ki fark ne?

www.sportsoul.com

www.sportsoul.com

biri daha koyu renkli.

O kadar fiyat farkı renkten dolayı mı yani.

Asics

asics,

new balance ne ki ya, hummel gibi birşey

Nb 990

Şekil şemal olarak New Balance daha iyi bence. Asics koşu için.

Asics gel serisi acayip rahat. Şu anda lyte V kullanıyorum, nispeten ucuz alt modellerden olmasına karşın ağrılara falan iyi geliyor.

golf, ama bana ucuz geldi, bi sıkıntısı olmasın ?

Çok km yaparım diyorsan astra. Aksi takdirde golf.

Lakin aracın nasıl kullanıldığı, hasar durumu, bakımı vs birbirine yakın olduğunu varsaydım.

yılda 10k altı km yapıyorsanız golf' ü alın.

Astra. Hiç düşünme.

golfü o paraya vermezler bir sıkıntısı var muhtemelen. astra derim her türlü

Bu wolkswagen meraki nedir anlamiyorum ya, bizim sehpa kadar araca dunyanin parasini cekiyolar, astra ya bas gec hic dusunme

iki araba da üzmez ama golf biraz daha tok bir araç. renkler de önemli burda tabi ama golf'ün sıkıntısı olmadığına eminsem golf alırdım sanırım yıllık 10 bin km civarı yapıcaksam. fakat mesela golf beyazsa astra lacivertimsi bi mavi var oysa astra alırdım. ya da tam tersi kombinasyonlar falan işte. off acayip zor durum ha, ben de karar veremedim.


not: 1.3 astra kullanıcısıyım.
not 2: astra daha yakışıklı.
not 3 : golf'ün içi daha güzel.
not 4: astra'nın içi daha geniş.

işlenmiştir elbette

Fotoğraf sanatçısı bir tanıdığımız bana çektiği fotoğrafları göstermişti ama photoshoplı gibiydi, ben de var mı yok mu vs derken çekim tekniği ve de yazıldığı üzere çekim anındaki ya da sonrasındaki dijital oynamalar ile alakalı olduğunu söylemişti. Photoshop yoktur ama çeşitli tekniklerle bayağı bayağı shoplu gibi fotoğraf çekiyorlar ben de şok olmuştum. Makineleri de aşırı profesyonel cihazlar, bence çekim anında yapılan düzenlemeden ibarettir. Sonrasında oynanmamıştır.

bu adamlarda sağlam lens vardır, fotoğraf çekecem diyede okadar uğraşmış düşünmüş. hiç işlenmemiş olabilir

Yüksek ihtimal işlenmiştir ama, zaten günümüz fotoğrafçılığı da bu illa ki olur. Makineler bile çekerken renk gamını zitligi ayarlayıp çekiyor. Ancak analog makine ile fln çekilecek ki müdahale edilmemiş olsun. Onda bile film farkı oluyor yani aslında.

Raw formatında çekilmiş ise fotoğraf birçok değer üzerinde, oijinalliğini bozmadan oynama yapılabiliyor. Bu fotoğrafta da yüksek ihtimalle bir müdahale söz konusu.

nat geo instagram sayfasındaki fotoğrafların çoğuyla oynanıyor, kesinlikle bunda da var.

Burada göze doğal görünmeyen bir görüntü var bana göre, hatta animasyon film sahnesine benziyor. Lens işi olması mantıklı gelmiyor.

Fotolar raw çekiliyor illaki bir iki değer oynanır yani fakat öyle düşündüğümüz gibi aşırı bir oynama olduğunu zannetmiyorum yukarıda da bahsediliyor zaten adamların kullandığı lensler bizim rüya lens grubumuzu oluşturuyor :(

Makinadan ciktıgı gibi olabilr ancak zamanımiz makinaları kendileri hallediyorlar o isleri. Ote yandan usta fotografcilar genelde raw yani ham formatta cekip sonradan duzenliyorlar. Benim fikrim oynanmis olabilecegi yonunde.

fotoşop denir mi bilmiyorum ama renk keskinlik sıcaklık gibi ayarlarla oynanmış mutlaka.

fazla bir müdahale yok bu fotoğrafta

karanlık oda süreclerinin kendisi fotografa müdahale etmek demek zaten. "dogalliktan uzak" olmak fotografin dogasinda var, disarida gözünün gördügünü, bir makine ve kimyasal ya da elektronik işlemlerle kaydediyor, bunu bir ortam üzerine basıyorsun. bunun hic bir anında dogallik yok.

allah topunuzun belasını versin yaz gönder

asilov +1

iş yerinden ayrılırken veda maili yazanlara gerizekalı gözüyle bakıyorum.

Ya aslında ben de öyle ama, 3 lokasyonunda çalıştığım bir firma olduğu için, yarın öbür gün birisi bi şey yazdığında boş Mail ile karşılaşması ayıp olur gibime geliyor. Haber verme maksatlı bi Mail yazsam iyi olur diye düşündüm açıkçası. Ee buna da veda maili denmiyor mu?

Ben her iş yerinden ayrılışımda geçirdiğim zamanın ve çalıştığım kişilerin en'lerini listeliyorum.
En zevkli proje, en sıkıcı proje, en kral mesai arkadaşı, en komik an, vs. Aralara bir kaç yorum ve anı da yediriyorum. Ortaya eğlenceli bir mail çıkıyor. Tavsiye ederim.

x tarihi‘den beri xxx olarak görev yapmakta olduğum xxx Firmasından xxx tarihi itibari ile ayrılıyorum.

Bugüne kadar göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan dolayı teşekkür ederim.

Saygılarımla,

üç beş bir şeyler karala, özel mail adresini ve telefonunu yaz. belki ulaşmak isteyen olur. bağını koparmamış olursun.

yapmayın derim. cidden çok noobça bir olay.

ik ayrılanlar için mail atmıyor mu?

haber verme amaçlı olacak ise "şu tarihte işten ayrılacağım için xxxx konularla ilgili x kişiye mailinizi gönderebilirsiniz" filan de.

mail falan atma.

New York'un sakin halini ekrana yansıttığı için biraz seviyorum. New York'ta genelde pek iyi şeyler olmaz. Ya uzaylılar saldırır, ya biri şehri ele geçirmeye çalışır... Bu filmde böyle bir saçmalık yok. O açıdan iyi. Kötü sonla biten bir film olduğu için de eh işte diyorum.

leon gerçekten efsanevi bir film, türkiye'deki eşkıya gibi...

-spoiler-

film kötü sonla bitmiyor. kötü son dediğiniz nedir ki?

-spoiler-

Gary oldmandan bahsediyorsak air force one

lars and the real girl - ryan gosling'in bence zirve yaptığı film.

birdman - michael keaton. eleştirmenle tartıştığı sahnede insanın kendisiyle oynayası geliyor.

glengarry glen ross vs.

zamanında şöyle bir duyuru açmıştım ve hala aynısını düşünüyorum:
eksiduyu.ru


ayrıca bu gary oldman sevdası nereden geliyor, onu da anlamıyorum. nerede coşuyor tam olarak acaba? aynısını harry potter'da da yaptılar: "yav bu sirius black (gary oldman) mükemmel performans gösterdi."
oysa orada da hiç de öyle aman aman bir rolü yoktu.

@ m e b;

filmde bi retro hava var, atmosfer çok hoş, oyunculuk gerçekçi geliyor bana.

sen bayağı gömmüşsün filmi ama o kadar değil yahu.

gary oldman mesela ilk geliyor hap atıyor bi tane, tavana bakarak bi kendinden geçiyor gibi oluyor ya, sonra bir de, matildanın babası ile ilk diyaloğunda müziğini kesip adama dönüp, bakıp ilerliyor. çok iyi oyunculuk bana göre bunlar.

ha bu konuda otorite değiliz yani, izleyici olarak böyle

tabii ki de çok iyi bir film.örnek olaraksa the godfather'i verebiliriz sanırım.

Ovmodeli bilmiyorum ama bende contigo autoseal westloop modeli var. 6 saat sicak tutmuyor, belki 2-3 saat. Govdesi iyi ama kapagi asiri isiniyor, bu yuzden cabuk soguyor diye dusunuyorum.

Evet autoseal de öyle bir problem varmış okumuştum, teşekkürler.

Benim bahsettiğim model şu

encrypted-tbn2.gstatic.com

2 tane var bende, biri su için, diğeri çay kahve.

mükemmel alet. ben bi 8 saat sıcak tuttuğunu biliyorum, dahasını denemedim.

edit: çay kahve için olan "autoseal" mış bendeki, bir de bunun çay demleme aparatı var, içine takılıyor, onu da alırsan mükemmel olur

Ben genelde kahve için kullanıcam eğer öyleyse gayet iyi, teşekkürler.

Bende kahve için almak istiyorum ama güvenemedim. Snapseal ile autoseal aradında tercih de yapamadım. Kullanan varsa model tavsiye edebilir mi?
:kahve için

bende snapseal var, 2 senedir kullaniyorum, kahve icin almistim. 8 saat sicak tutuyor, hala bi problem yasamadim.

@superfluid
modelini yazar mısın? çünkü bazılarının sıcaklık saatleri değişiyor.
bella-boron-metra-huron bunları gördüm ben şimdilik.