evet. öyle olduğuna inanıyorum. halâ inanıyorum.
ders çıkarabiliyorsan olup bitenden, görüyorsun öyle olduğunu.
bizim bir abla var. durumu eh işte... ölen eşinden kalan emekli maaşı, yaklaşık bir milyon liralık 3 katlı evi, bankada da yaklaşık 60-70 bin lirası var.
iki hayta oğluna (biri evli) bakar; torunlarına harçlık, hediyeler (laptop, cep telefonu gibi de oluyor) verir... evli oğlu birkaç ay önce öldü, bonzaiden! eşi ve kendisi çalıştığı halde; ev kirası, faturaları, kredi kartı borcu, motosikletinin taksidi, çocuğunun kreş parası annesince karşılanırdı.
kadın şimdi torunu için (bu torun hep en özeldi) daha da hassaslaştı. varını yoğunu bu kıza göre hesaplıyor. neyse işin bu kısmını uzatmayayım, döncem buraya.
oğlu hayattayken kendisini karşıma alıp özel konuştum. yapma, etme dedim. bu yaşında (60'a yakın) günde yaklaşık 10 saat çalışıyorsun. biraz kendi ayakları üzerinde bırak onları. böyle alıştırmışsın ama yanlış yapıyorsun. imkanın var, aç bir yer, geç başlarına çalıştır maaşla dedim de dinletemedim.
şimdi bu abla, bu olümden de ders almadı. bu torunu acayip şımartmış ve varını yoğunu bu kızın eğitimi, geleceği diye stoklayıp duruyor. bir işte çalışan ama çok da dikiş tutmayan öteki oğlu var. kızları var. kızlarından olan torunları var...
hem torunu bir nefret objesine dönüşecek ve hem de bu şımarıklıkla çok sağlıksız biri olup çıkacak. daha beş yaşında ama varı yoğu bilmiyor, ne istese, babaannesi anında yanında bitiriyor.
e böyle bakarsan tabi bir anlam çıkarmadan ne hayrı diyeceksin. daha beteri geliyor çünkü, korkuyorum. kendisine de bir iki anlatmaya çalıştım ama anlayacak durumda değil. büyülenmiş gibi.
deli gibi çalışıyor, hep ayakta. kendi şikayetleriyle ilgili doktora gidemiyor zaman bulup ama torunu için gece gündüz koşturuyor.
biraz da görmenle ilgili yani. yoka "ne hayırı, hani nerede" de diyebilirsin.
0