Saat 5 te orada olsan yeter.

Onu yurtdışı uçuşlar için söylüyorlar. Pasaport kontrolünde çok sıra oluyormuş bu ara.

sabah altıda sıkıntı olmaz. akşam saatleri, haftasonları sıkıntı. her gün gittiğim söyleyebilirim.

ben sabihadan van'a uçuyordum bir ara, 20 dk önce filan gitmem yetiyordu, risk almamak için 45 dk 1 saat yapsanız yeter, sabahın köründe yoğun olmaz

shell istasyonlarında var, 7-24 açık.

15 gün süren var. istersen ogsden geç. ben hgs çok sıkışık olduğunda ogsden geçiyorum. hgsden düşüyor 15-20 gün sonra. eskiden sıkıntıydı bunlar.

beni de meraklandırdınız, şimdi basıp ogs den geçsem, 7 iş günü içerisinde hgs çıkarsam, o parayı hgsden düşüyor mu sistem kendi kendine?

yol üstünde shell den alıcam o zaman, kesin bilgi değil mi?

ben geçiyorum valla. zaten olması gereken o. ogs kalkacaktı. herkes her gişeden geçecekti. bir de yavaş geçme olayına ayarım. ulan kaçak geçince yakalıyorsun. ücretli geçeni nasıl yakalayamıyorsun. 30km nedir otobanda? ben uzun süredir hızlı geçiyorum gişelerden. hgs sıkışıksa ogsden yardırıyorum. ne cezam var ne bir şey.

gişe girişlerinde ptt oluyor. orada veriyorlar.

şimdi ona her polis bakmak istemez çünkü yarın birgün bu adamın yakalaması varmış neden sorguladın yakalandı da serbest mi bıraktın diyebilirler. yakalaması varsa kaçma şüphesi oluşturacağından yakınlarına da söylemez kimse. kavgaya karıştı diye de kimseye gözaltı yakalama çıkmaz nasıl bir kavga?

Savcı dayısı olan biriyle kavga etmiş, kavga sonunda dayım seni yakacak olm demiş. Abim yakında yurtdışına çıkacak havaalanında bir süprizle karşılaşmak istemiyor.

aranması olsaydı önce eve gelirlerdi x evde mi burda mı yaşıyor vs. diye. sorun olmaz merak etmeyin.

Bir şey olmaz. Dayısı savcı olan her lavuk adam yakalatsa tamamız zaten.
Velet: dayı, bi bebeyle kavga ettim. Şu piçi yakalatsana, gününü görsün.
Dayı- olm siktir git başımdan, ülke karışık zaten.

kavga etmenin cezası mı var, basit yaralamadan ifadesi alınır bırakılır en fazla.

yurtdışına çıkarken sürpriz yaşayacağına gitsin karakola sorsun dediğim gibi araması olsa bile ifade almak için olur. versin ifadesini ersin huzura veya delimisin olum git başımızdan ne aramsı derler.

son kullanma tarihlerine bak. bazıları yeni formüllü oluyor. bazıları stokta kalmış. ama bence git advance al.

peki neden advance? fiyat olarak royal caninden aşağı kalmıyor gördüğüm kadarıyla :)

İstanbulda ilçe olayı var. Orada da öyledir bence.

izmir de de ilçeye göre veriliyor.

3 ay once 06 abj verdiler. en son 06 abv'yi gordum.

1 sene önce fr aldık, 11 ay önce de fs. ona göre düz mantık f'lerin sonu g'lerin başı falan olmalı. plakalar çankaya'dan alındı.

her ilde ilceye gore degisiyor onlar.

Tamamen denemeyle ilgili. İki muhabbete çok güzel plakalar vuku bulabilir

internetten plakanizi secebiliyorsunuz.

Ya İzmit'te annemlerin kedisinin ağzına sıçan bi veteriner vardı, Bulvar Veteriner Kliniği, aman oraya götürme. O civarlarda pek çok vet var, forumlarda falan fikir sorup iyi bi yer bulabilirsin.

Ağzına verdiği sarı şey iç parazit hapıdır, enseye damlattığı da dış parazit. Dozajının uygun olmasına dikkat et, fazla verildiğinde yavru kediyi sarsar özellikle dış parazit gerçek bir zehir. Royal Canin'le devam et, 10 liralık mamadan hayır gelmez. Veterinerine de çok güvenmedikçe mama tavsiyelerini sallama, sırf kendi anlaşmalı şirketlerin mamalarını satmak için abuk subuk mama öneriyorlar.

parazit uygulamaları doğru. ama kediye hap içirtmek zordur. mama konusunda ciddi görüş ayrılıkları var. açık mama almayın. süt tozu iyi seçim olmuş. mama ile devam. karnındaki şişlik parazitleri attıktan sonra inmeye başlar. yavru bunlar daha. tombiş tombiş göbüşlerinin olması normal. ağırlığı normalin altındaysa. destekleyici yaş mamalar var. a/d ya c/d diye geçiyor diye biliyorum. onlardan verirseniz 1-2 haftada canavar oluyorlar. bir ömür mutluluklar dilerim. sokaktan alın sahiplenin. satın almayın sahiplenin.

edit: advance diye bir mama var. veterinerime güvenirim. tahılsız yüksek proteinli mamalara da yaklaşmayın. kedilerde ciddi böbrek rahatsızlıklara neden oluyor bu tip mamalar.

İç parazit için şurup/hap veya iğne seçeneklerinden herhangi birini kullanabilir veteriner. Ağzına sarı bir şey verdi dediginiz hap olabilir. Yutturdu ise boğazına itip ve kedi kusmadı ise iğneden hiçbir farkı yok.
Enseye damlatılan damlada da sıkıntı yok, dış parazit için en temel uygulama.

İkinci paragrafı anlamadım. Ne ile besleyin dedi o yüzden bilemeyeceğim de şunu söyleyeyim mama konusunda ve markalar konusunda her veterinerin fikri birbirinin aynı olmayacaktır, bundan doğal şey yok.

@kaymaktutmayansicaksut
eksik yazmısım. aynı mama. besleyiciliği en azından aynı. bende bu kadarı 10 lira dedi. royal canin sadece markayı satan bir firma filan dedi. doğru demiştir bilemiyorum..
şırınga ile verdi. sıvımsı bir seydi. bizim kız da yuttu. isterseniz fotoğrafını cekebilirim. 2 gün sonra tekrar verin diye bana da verdi cunku..

İç parazit için haptır o. Genelde iğneyle hallediyor veterinerler ama hap vermesi de normal. Enseye damla da dış paraazit için. Bu da normal.

Gazı falan var mı diye bakmıştır kesin göbeğine. 1,5-2 aylıklarda çok büyük sorun oluyor bu gaz ve tuvalete çıkamama sorunu. Ne ile beslediğini bu yüzden sormuştur. "Bende 10 lira" olayını da genelde bütün veterinerler yapar çünkü veteriner de evcil hayvan malzemeleri satar (en azından İzmir'dekilerin hepsi böyle). Mama da bunlardan biri. Veteriner de babasının hayrına bu işi yapmıyor, dükkanı döndürmesi de sadece aşıyla, damlayla pek mümkün değil. Etik ya da değil; orası herkesin kendi düşüncesi olacak. Ama durum bu.

Eğer içine sinmediyse bu veteriner, başka bir veterinere götür; onun tavsiyelerini dinle bi' de. @kaymaktutmayansicaksut süper yazmış; hiçbir veterinerin özellikle mama tavsiyesi konusunda fikir birliğine varmışlığı yok. İçeriklerine bakarak, biraz araştırarak buna sen de karar verebilirsin. Ama hangi veterinerin sözünü dinleyeceğine göre, o veterinere güvenmen lazım öncelikle.

Artık işleminiz onaylanmıştır sistemde. Bu saatten sonra plaka değişikliği için emniyete ( işlemler orada yapılıyor sanırsam) gidip plaka değişikliği için istekte bulunmanız gerekli.

1 ay beklemeniz gerekir. Bir ay sonra geçici sicil belgesi iptal olacak. Ondan sonra eski plakayı kullanabilirsiniz.

Kabul edilmez. 1 ay içinde muayene tekrarı için belge verirler.

Temmuzda eskişehirde muayene yaptırdım. Ön kaput ve arka bagaj açık şekilde arabayı teslim ettim. Bakmaları için daha pratik oluyor. Sen de bir dene. Eğer olmaz ise 1 ay süre verirler tekrar gelirsin.

@gonulcelen, tesekkurler hocam bilgi icin. bu arada ben de arayip kayit biraktirdim geri donus yaptilar, teslim ederken soylerseniz sorun olmaz dediler. En kotu ihtimalle hafif kusur olarak gecermis.

www.fiat.com.tr Egea Hatchback. Baz modeli 53 Bin TL'den başlıyor ama dolusu güzel olabilir. 50 Bin TL'nin üzerini de www.fiat.com.tr bu kampanya ile tamamlayabilirsiniz. 3 buçuk senedir Lounge donanımlı Fiat Punto kullanıyorum, oradan deneyimliyim ve tavsiye ederim.

dacia'ya bulaşma.

skoda iyidir.

75000 tl'ye 2. el bmw'ler var performans ve zevk sürüşü için iyi bir seçenek olabilir ama temiz olması şartıyla.

skoda

Fluence düşünme derim.
Renault istiyorsan clio iyidir.
Dedikleri gibi daciaya bulaşma.

Nissan 200sx al 25 bine. Kalan 25 bini de masraflar için sakla. İçin titrer mi titrer ama. Diğer alternatif honda prelude 2.2 vti, düz vites.

Mazda 3 derim.

Senin ilacın seat leon.uygun fiyata performans aracıdır

üstünde k atatürk imzası mı var osmanlı tuğrası mı?

ona göre sölicem.

"Köprüden geçiş ücretleri ise 1'inci sınıf araçlar için 88,75, 2'nci sınıf 141,95, 3'üncü sınıf 168,60, 4'üncü sınıf 223,60, 5'inci sınıf 282,15, 6'ncı sınıf araçlar için ise 62,10 TL olarak uygulanıyor."

doblo hangi sınıf bilemiciim

Anonymice, ikisi de yok valla :D

Selfie çekenlere indirim varmış.

Doblo, connect, courier, fiorino, vb araçlar 1. Sınıf ücreti ödüyor. Otomobil gibi.

Yarın (6sı) ordayım. Ama çok vaktim olmaz. Çeşmenin ordaki çay bahçesine gelirsem paslaşalım.

Ben bugun istanbul'a dönmek durumundayim diye ses cikarmamistim :(

neyse artık gençler, neredeyse her hafta sonu burdayım :) canınız sıkılırsa mesaj atın ^_^

en son 2 aylıkken yıkamışlar vakit kaybı

ne günlere kaldık?.. :(

büyük resmi görebildiğim için yıkamıyorum.

sabun vs. ile soruyorsan hayır. su ile evet.

Ciks, dus alirken soyle bir paspasliyorum o kadar.

her sbaah duş yapıyorum.

haftada bir

Evet

'Büyük resmi' yıkıyorum. Yıkayıp kalaylayamayacaksam sadece yüzümü yıkıyorum evet.

Evet.
Bununla pics1.ds-static.com

ne demek yıkıyor musunuz? yüz yıkanmaz mı? leş gibi şehirlerde yaşıyoruz.

Tabisi

kalkar kalkmaz duşa girdiğim için yüzümü ayrıca yıkamıyorum.

saat başı yıkıyorum bu ara hatta.

Yıkamayan mi varmış?

Yıkamadan nasıl ayılıyorsunuz yav? :s insanın başına vurur, uyanamaz. Ha diyorsanız ki kalkar kalkmaz duşa giriyorum, o zaman anlarım ama diğer türlüsü salt leşlik bana göre.

Günde 5-6 kere yıkıyorum yahu

sabahları su dolu kovaya kafamı sokup çıkarıyorum.

soğuk duş aldığımda yıkamıyorum. sıcak duş alırsam çıktığımda ayrıca bi su vuruyorum.

hayır duş diye bişey icat edildi çok güzel ;_;

Yıkamıyorum çünkü ne gerek var.

hayır. hatta hiç sevmem sabah sabah suyla temas etmeyi. duşumu da genelde akşam alırım.

Her gece yatmadan önce ve her sabah uyanınca mutlaka yıkarım.
Geceleri yüz temizleyici jel ile sabahları ile genellikle su ile yıkarım . Duş alıyorsam duşta da yine jel ile yıkarım ayrıca çıkınca yıkamam.

suya sabuna dokunmayı seven biri olarak yıkıyorum. tabi benim saçlar uzun. yüzümü yıkadıktan sonra, son hareketle de saçları ıslatmış ve geriye atmış oluyorum. ellerimi de gün içi 2-3 kez yıkıyorum bir şekilde. onun verdiği temizlik ve saflık hissi güzel hissettiriyor. zaten sokaktan eve girip elini yıkamayan insanları hayatta anlayamıyorum. onu geç, çişini yapıp suya yine dokunmayan yaratıklar var.

her sabah mutlaka yıkıyorum. bir de dışarıdan eve her geldiğimde yaz kış farketmeksizin yıkıyorum. bu arada yazın da kışın da soğuk suyla yıkıyorum yüzümü.

kanyonda ve cevahirde d&r var büyük.

taksim - aslıhan pasajı

beyoğlunun arka sokaklarında bir sürü sahaf var ama pahalılar. şöyle cep yakmayan sahaf bilen varsa yeşillendirsin.

(bkz: bilgisayardan whatsapp kullanma yöntemi)

Tablet olar

İstanbul'daysan normal.

daha bugün vezneciler civarında 6 vesikalık fotoğrafa 15 tl istediler. baskı merkezinden 4 tl'ye çıkarttım. kazıklanmışsınız.

Piyasada böyle ama bana göre soygunculuk her türlü

fotoğrafçılar ne tutturabilirse dayıyor, bir kerelik deyip sallamayın. geçende ben de 4 taneye 20 lira ödedim.

İzmir'de her yerde aynı fiyat. 4 tanesi 15, 8 tanesi 20 lira. Bence 12 taneye 25 lira gayet normal.

İstanbul'da 4 tanesi 15 tl, 8 tanesi 20 tl'ydi birkaç gün önce gittiğim fotoğrafçıda. Pahalı ama sana özel kazık değil yani.

Pahalı sanki, tanesi 2 liradan fazlaya geliyor. Yakın zaman olmasa da 1 sene önce gibi 20 liraya 24 tane aldığımı hatırlıyorum. Gerçi o ara Ankara'da fotoğrafçılar arasında bayağı bir rekabet vardı, ondan mı fiyat böyle idi, bilemiyorum.

tek giderleri kağıt olmadığı için normal. adamın fotoğraf makinası, flaşı, ekipmanları, kirası vs dersen 25 tl normal.

ben 6 taneyi 10 liraya çektiriyorum. 12 ne kadar sormadım. yine de 25 lira çok kazık durmuyor. normal bence de.

ben dijital kopyasından çıktı almak için sordum. 6 tanesine 15 istedi lavuk. 1 km daha gittim. 12 tanesini 15e yaptırdım. Yine pahalı ama en azından aynı fiyata iki katı fotoğraf aldım. 5-10 lira için sormamazlık etmeyin hele ki istanbulda.

Sen kaziklanmamissin fiyatlar kazik. Universite copycilerinde 24 taneyi 5 tl gibi bir fiyata cogalttigimi biliyorum. Kagidin kalitesi fotografcidaki kadar iyi degil ama is goruyor, resmi yerler kabul ediyor

Yasal zam ne ise yapsin. Kesinlikle yasal zam fazlasi artis isteyemez. Arkadasinizi cikaramazda, minimum 1 ay oncesinden ihtar cekmesi lazimdi yasal yollardan o surede kacmis. Ki ayni sehirde bir evi daha var ise ev sahibinin kiraciyi yine cikaramaz. Seneye ancak mahkemeye verir, mahkeme minimum 1 yil surer, kaba hesap ile arkadasiniz 2 yil daha oturabilir.

kira kontratının yenilenmesine gerek yok o otomatik olarak yenileniyor zaten.
arkadaşın da max %10 zam yapsın iki taraf için de en iyisi o.
990 tl yatırsın direk hesaba. ev sahibi itiraz ederse de hiçbişi yapamaz.

Zam yapmasına bile gerek yok. Zaten bir sene önce fazla zam yapılmış.

acitivity logdan bakarsan istediğin aya, güne, yıla gidersin. öbür türlü çok uzun sürer.

kredi kartin turkiyeden degilse sikinti olmaz.

vay anasını. keşke hiç gelmeseymiş o zaman ülkeye. eskisi gibi kullanırdık.

galiba hiç hesap açılamayacak artık. Eskiden evet Türkiye'ye gelmemiş halinde de ben hesap açıp kartımı bağlayıp alışveriş yapıyordum. Gelip var olan hakkımızı da alıp gittiler (galiba).

benim bildiğim olay master ve visa üzerinden işlediği için sıkıntı olmuyordu. visa ve mastercard şirket. ben taaaa 10-11 sene önce paypal hesabı açtım kartlarımı tanıttım. ebay alışverişlerime sekte vurursa kibrit çakar yakarım bddkyı.

İşlemeyecek. Önceden yasa yoktu, artık BDDK'nın istediklerini yapmadığı takdirde lisans alamıyor. Dolayısıyla ülkede yasadışı konumunda kalıyor. Önceden yasa olmadığı için yasadışı da olmuyordu.

Yok.

öğrenmen suçtur. özel hayatın gizliliği ihlalidir.

uçağı düşürürsen belki yayınlarlar, yakınları haberdar olsun diye.

oyarlar, o kadar söyliyim. ancak yolcu hizmetlerinde ya da kabinde tanıdık biri olacak. o da sana güveniyorsa söyler. başa büyük bela açar yoksa.

çok film izleme.

Klaus Hommels Lakestar
Marco Rodzynek NOAH Advisors Ltd
Yann Mauchamp Mutual Benefits
Oleg Tscheltzoff Fotolia
Christian Goettsch Experteer
Heiko Hubertz WHOW Games
Charles Fraenkl Gigaset
Jan Brandes NOAH Advisors Ltd
Roman Bach 9flats
Jan Becker Grey Corp GmbH
Marco Bombach NOAH Advisors Ltd
Stephan Uhrenbacher Flio
Tristan Foerster ClimatePartner
Michael Brehm Rebate Networks
Zita Saurel Hellman & Friedman
Dominique Vidal Index Ventures
Nils Reimelt Uplift Ventures
Arne Kahlke Wimdu
Harley Miller Insight Venture Partners
Jascha Samadi Apprupt
Edward Postnikov Ventoro
Stefan Heilmann IEG - Investment Banking Group
Jens Mueffelmann Axel Springer
Christian Saller Holtzbrinck Ventures
Michael Altendorf Adtelligence
Kolja Hebenstreit Team Europe Ventures
Henning Lange Giant Swarm
Davor Hebel Eight Roads Ventures
Arndt Groth PubliGroupe S.A.
Christophe Maire Atlantic Internet GmbH
Manu Gupta Lakestar
Lars Hinrichs Cinco Capital GmbH
Alexander Schwarz Softonic
Stefan Vosskoetter Deutsche Startups
Sonali de Rycker Accel Partners
Nimrod Lehavi Lehavi Solutions
Tim Stracke Chrono24
Nenad Marovac DN Capital
Jan Hammer Index Ventures
Lucian Schoenefelder KKR
Philipp Freise KKR
Shay Hasson WeKix
Felix Haas Felix Haas Investments
Bodo Thielmann Axel Springer
Nils Regge TruVenturo
Claudia Helming Dawanda
Robert Lang Socialbakers
Michael Longoni Citigroup
Patrick Martin European Media Finance
Fahd Beg Citigroup

bir kıyaslama içten içe bile olsa mutlaka yapılır. yapılmaması mümkün değil zaten. sonuçta yaşadığın bir çeşit tecrübe idi. bu tecrübeyi kullanıp kıyas yapmamak mümkün değil. kıyaslamadan kurtulmak bana göre yüzde yüz mümkün olmuyor. sadece zamanla birlikte giderek azalan bir eğrisi var. beynimizin lütfu olan "unutma" eylemi işleri bir şekilde "zamanla" hallediyor.

benim dikkat çekmek istediğim başka bir durum ise biten ilişkinin ardından genelde eski sevgilide neyi eksik görüp hissetmişseniz yenisinde o yöne doğru bir arayış içine giriyorsunuz. zaten zamanla ve bu tecrübelerle illaki aradığınız tipolojiyi tespit edebiliyorsunuz. ha yaptınız tespite uygun birini bulabiliyor musun konusu ayrı. ama neyi istediğini ilerleyen dönemde daha iyi bilir duruma geliyorsun.

sözün özü; evet kıyas yapılıyor. tavsiye, bu kıyası kesinlikle karşındaki kişiye söyleme. kilit sözcük bence, zaman!

eski sevgilimle başarı, pozisyon, mükemmeliyetçilik, azim bakımından bir karşılaştırma yapmam; bunu eğer işveren olsaydım eski çalışanımın yerine gelen kişi için yapardım ama sevgilide dikkat ettiğim şeyler hiç bunlar olmadı.

bana hissettirdiği sevgiye, değere, sağladığı güvene, bana tanıdığı özgürlüğe, paylaştığımız ortak tutkulara, sevdiği filmlere, ilgi alanlarına, hayatta nelere heyecan duyduğuna, öpüşüne, dokunuşuna, aramızdaki ten uyumuna bakarım; bunlar bakımından ister istemez bir karşılaştırma yaparım çünkü bunların tamamı benimle olan uyumla ilgili.

ben sizde statüye önem verme gibi bir durum sezdim, bu da sevgiliyi onaylama, aileye beğendirme ihtiyacından kaynaklanıyor olabilir. bunun kaynağı da kendine yakıştırma, yakıştırmamadır.

birini olduğu gibi kabul edince, oldukları için ve olmadıklarına rağmen sevince başkalarıyla kıyaslamayı bırakıyorsun. kendi tecrübem böyle en azından.

genel şekilde oluyor.
örneğin daha güzel veya daha konuşkan şeklinde.
yoksa eskiyi yenide aramak gibi bir şey yapmıyorum.

Herkes herkesle kıyaslanıyor, ne kadar çirkin bi davranış halbuki.

ben de sürekli kıyaslardım ta ki eskisinin beni aldattığını öğrenene kadar. eski sevgilinin kötü taraflarını düşün ve bunları beynine sabitmeye çalış. sonra kendiliğinden soğuyorsun zaten.

@whimsical size hissettirdiği şeyleri yapmış olduğu şeylerle bağdaştırabiliyorsunuz, mesela hayatta nelere heyecan duyduğunu öğrenince size de nasıl davranabileceğini kısmen kestirebiliyorsunuz. statüyle alakalı bir değerlendirmem asla yok, daha çok hayatı aynı şekilde mi değerlendiriyoruz diye bir kaygı oluyor, aileye beğendirme gibi bir çaba içine girmek çok saçma, bu ikili ilişkilere aile ne kadar geç ve az dahil olursa o kadar iyi bence. kendine yakıştıramama durumu var mı bilmiyorum, belki karşılıklı düşünüyor olabilirim bunu.

@seyduna6687 eskiyi yenide aramak değil de acaba sorumluluk sahibi birisi mi diye düşünüyorum ben.

@mandalina kokusu çirkinden ziyade içgüdüsel bir davranış bence, bir ölçüm yapabilmek için kıyaslayacak bir örnek olması lazım elinde.

@anksiyetik pia ahaha benim de başıma aldatılma olayı geldi ama kötü davranışlarını sabitlemek yerine hep pozitif oluyorum ama asla onunla tekrar birikte olma düzeyine çıkaracak kadar değil.

sevgili diildir o. aşık olduğunuz insandır. yapmayın böyle şeyler. eski olmasının bir neden var gençler. çok beğeniyosanız çekeceksiniz derdini bırakmayacaksınız.

petburada.com dan alıyorum ben

novabazar.com temizmama.com'dan sonra en ucuz sitedir. iyi markaları ucuza alabilirsin.

Temizmama, çağatay evcil hayvan gıdaları şirketinin ürünlerini sattığı sitenin adı. Yani başka yerde bulamazsın. Yerli mama diyip yavana atmamak lazım. Mamaların formülünü dünyaca ünlü mamaların formülünü hazırlayan bir adam var o hazırlıyor. Mamalarda tahıl var diyorlar kötü bir şey gibi. Köpek ve kedilerin tam tahıl da tüketmesi gerekiyor.

dün temizmamadan kartla kum aldım. bir problem çıkmadı. sorun kartınızda olabilir mi?

bankanızı arayın bence. benim bankam arada bir benim kartımı kapatıyor şüpheli işlem diye ben de arayıp açtırıyorum.

temizmama'da banka kartı (debit) kart geçmiyor ne yazık ki. bu durumu geçen ay bildirdim, ilgileneceklerini söylemişlerdi. bu nedenle kapıda ödemeyle almıştım ürünü. +5 tl onun haricinde kredi kartlarında sorun yoktu.

temizmama'dan ben de aldım defalarca bir sorun çıkmadı.
petburada.com piyasaya göre daha pahalı.
Bunun dışında reflex yavru kedi maması iyi olabiliyor.Köpek için bilmiyorum. Şu an lavital kullanıyorum (skin care adult) bir tanesi hiç beğenmiyor ikisi normal yiyor.

Hepsiburada.com'da sağlam bir araştırma yapmanızı önerebilirim.

ben de dün kartla alışveriş yaptım bir sorun çıkmadı. kartınızda problem olabilir bankanızla görüşebilirsiniz.

z5 premium aldım, bir hafta sonra küfrederek sattım. ısınma problemi çok ciddi. menüleri bana hiç kullanışlı gelmedi. büyük telefon kullanabilirim derseniz note 5 tavsiye ederim, o büyük gelirse de s6 var. kameraları çok iyi bence.

Isınmayan telefon yok. Çok memnun olanlar da var. Forumları karıştırmak daha sağlıklı bilgi edinmeni sağlar. Ör: xda, sony talk

uzun süredir düşünüyordum da soğudum sanki
@mimimi'nin dediği forumdan bir örnek konu:
talk.sonymobile.com

z3 kullanıyorum, arka kapak yavşadı ve içine toz kaçtı. internetten conta siparişi verip yapıştırdım ve yine açıldı arka kapak. kamera lensinin önünde toz öbeği olduğu için fotoğraf kalitesi berbat şu anda. dolayısıyla toza/suya dayanıklılık özelliğini bir kenara bırakabilirsin :)

sony'nin genel ürünlerinde olduğu gibi ses seviyesine müdahale etmişler z3'te. arada canın gürültü ister de kulaklık sesini köklersin ya, sonuç hayal kırıklığı...

almadan önce baya bi okumuştum donanımhaberden fakat kimse yazmamıştı o zamanlar. bu konuları z5 için araştır istersen.

Teşekürler arkadaşlar. Peki başka hangi telefonları tavsiye edersiniz?

note 5 aldım geçen z5 premium alacağıma. iyi işte.

iphone se

yılların note kullanıcısıyım şu an note 4 kullanıyorum ,yeni telefon alacak olsam note 5 alırdım,alternatif olarakta fotoğraf kaltiesi üst düzey olsun dersen huawei p9 ve samsung s7 incelemelerini izledim gayet güzel telefon olmuş ancak p9'nun daha fiyatı belli değil.

Senin baktığın z5 compact yalnız.
Bir de şöyle bir şey var. Bu hemen her markada geçerli. Farklı bölgelere farklı kalitede ürün gönderebiliyor markalar ayfon haricinde. Özellikle yazılımsal sıkıntılar çok oluyor bu yüzden. Farklı ekran markaları kullandıklarını yıllardır biliyorum. Mesela ben z1 den çok çektim. Ama işte hala z1 kullanıp çok memnun olan insan var. Şimdi z2 kullanıyorum. Normal kullanım için gayet iyi bir telefon. Kullanan birilerini görünce sor. Memnun musun falan diye.

10 sene önce falan teknosada vardı. ama sesi tırttı o zaman.

tutmaz ki türkiye de bunlar.

gelir seviyesine göre çok pahalı, o tarz durumlardan girmiyordur. surface gibi işte, tr de kimse surface tabletleri almaz, tablet la bu der geçer gider, yerine macbook air alır. ondan ms getirmiyor.

sansa clip bir ara satıştaydı türkiyede. muhtemelen tutmamıştır. 100 liraya mp3 çalar aldığını söylesen millet taşak geçer.

Ebayden almıştım ben.

Clip jam değil de Clip Plus al bence, ses farkı var diyorlar, ben de plus'dan çok memnunum senelerdir. Gittigidiyor vs sitelerde bulunabiliyor.

edit: geçen sene ebay üzerinden İsrail'den almıştım bir adet de, sorunsuz geldi.

bulabiliyorsan, evet, clip+ al. ama millet yurtdışında bile farklı bir moda girmiş, yeni çıkan sandisk jam ucuz, sansa clip+ eşşek yüküyle pahalı. amazon fiyatından bahsediyorum.

üç tane clip+ aldım toplamda, biri hediye olmak üzere. çok ama çok memunum. bir kulaklık amfisi ve shure kulaklığımla eargasm yaşıyorum. alet bozulursa fiio x3 alacağım ama clip+'ın da bozulacağı yok.

bu arada ben de israil üzerinden almıştım ama sanalpazar'dan.

pbw ile tekrar yıkayıp, starsan da bekletirsen tamamdır bence.
soruyu yaptığım birayı içerken gördüm :)

kova yerine damacana kullanın. biz öyle yapıyorduk. ilk aşamalarda zaten hep çelik tencereler kazanlar kullanıyoruz. birada sterilize önemli iş.

ilk aklıma gödel escher bach geldi. hastasıyım.

edit: sonradan da aklıma a brief history of time geldi. bir de ww2 seviyorsanız mark mazower hastasıyım.

Zamanın kısa tarihi
Tüfek mikrop ve çelik

Şeytanın Genel Tarihi

Isine yarar mi emin olamamakla birlikte;

Sinan sertöz-matematiğin aydınlık dünyası

Dunyayi degistjren 100 fikir. Nette ararsan sanirim pdf i de var, mobilden girdiğim icin tiklayamadim kitabi indirir diye. Gecenlerde okudum ve bayagi hosuma gitti. Bildigimiz konular uzerine olsa da fikirlerin buluslarin gelişimi hakkinda epey bilgi veriyor.

Hariri-hayvanlardan tanrılara sapiens

Cemal yildirim matematiksel düşünme
degeri bilinmeyen kitaplardan

sıfır alacaksan dacia duster eder anca
ikinci el için hyundai'nin suv modeli güzeldi alınabilir. honda crv de iyidir. ford kuga da eklenebilir listeye.

sıfır olması şart değil.

Ml serisi mercedesler. 2004-2005 modelleri o civarda.

dacia duster öneririm.

dacia almayın abi. yürüyen tabut alayı. para gömmeyin öyle arabaya. ikinci el temiz jip bakın. yukarda honda denmiş mesela ya da hyundai jipler de fena değil.

www.sahibinden.com
www.sahibinden.com

LPG'li kullanacaksan 1,6-2,0 jiplerle aynı yakar bunlar.

cizıs kırayst düşünüyo knk

İsa'dan yardım istiyor. Yapılan duaların anlamsızlığı üzerine bir gif.

Birinden cevap beklersiniz ama o sürekli yazıyor görünür ama cevap gelmez ya... Duaların da öyle olduğunu söylemek istemiş.

Yardım bir türlü gelmiyor işte :)

Süper hızlı internet. Tek tavsiyem bu. Ben geçen ay başvurdum. Sınavı geçmesi daha kolay. Başlık açmıştım ben de.

have you tried turning it off and on again?

www.youtube.com

wi-fi'yi açıp kapatın.
telefonunuzu yeniden başlatmayı deneyin.
olmadı uçak moduna alıp sonra normal haline döndürün.

marshmallow güncellemesi aldı mı? marshmallowlarda ola bir sorun. wifi ayarlarında wifi ağını unutup tekrar bağlatın.

Wifi ağını unutup tekrar bağlanmayı ve kapatıp açmayı denedim olmadı. Ağa bağlanıyor şeklinde bi yazı var ama bağlanmıyor bi türlü

modemi resetleyin

Mazda 3. Ben de alacam yakin gelecekte.

eğer şart değilse araba almamalısın.

eğer şartsa, sana az masraf çıkaracak arabaların en ucuzunu seçmelisin.

fiesta?

@babilbigi araba sart biraz ankarada yasiyorum toplu tasima cok boktan.

@fortisvita hocam 2005 modelleri bile 34 bin ankara icin konusursak 11 yillik araca bu paralar gunah ki mazda yani ikinci eli sifir bence

@basond onlarin da yeni (2011 2010 emin degilim) kasalari dusuk km (120bin alti) falan 35 36 cok ilginc bi piyasa beklesem duser mi duserse ne zaman duser?

şu anda bekleyince düşecek bir araç yok yaz geliyor 1.5 ay sonra bayram geliyor, gözüne modeli kestireceksin sahibindende fink atacaksın bildiğin.
bilgi vereyim geçen sene 32.5 a fiesta 2011 titanium dizel aldım, ağır kazası yok 90binde sadece sağ arka çamurlukta boyası vardı. o zamanlarda 40binlerde uçan vardı, artsın artsın 35 olmuştur o bile çok geliyor ama bilemiyorum tabi.

Honda jazz

malum site ilan no: 302882236

fiyatlar yüksek falan değil gayet piyasanın altında bile veriyorum

ahahaha millet iyice uçmuş lan. geçen sene piyasanın uçması neticesinde bu sene kimse arabasını ucuza vermek istemiyor. ama piyasa ölü. yaprak kıpırdamıyor. şöyle söyliyim ticari araç piyasası bile bu durumda -ki her zaman canlıdır-. fiyatlar bunun üzerine çıkmaz. rahat ol. jetta'ya da 65 verilmez. piyasası önemli diil. jetta o kadar para bağlanacak araba değil. kuzen bir ay önce 108bine cc aldı sıfır. ordan düşün.

2010-2011 punto evo bakın

Piyasa dusuk ama millet fiyattan kurus inmiyor ve cidden yani bos+bos. Alicaksin bi polo 3 sene binip ayni paraya satacaksin kafa rahat abi yatirim tavsiyesidir. Gidip alfayi alip lpg taktirip bin diyor seytan bu tok kapi severlere para vermeyip.

eğer 2-3 sene binip satma düşünceniz varsa 2008-2009 model golf almak daha mantıklı gibi geliyor bana. 100-150 bin kilometre arası temizlerinden bulabilirsiniz diye düşünüyorum.
eğer kilometre olarak fazla geliyorsa alfa romeo'dan ziyade renault megane(hactback) tavsiye ederim. hem daha az yakar hem 2. el piyasası daha hızlı akar hem de parça konusunda problem yaşamazsanız.

@golgi aygiti hocam 50 binden basliyor 2008 model golfler 33 hadi maks 35 bin olsun bu paralara polo alamiyorum. Megane tip olarak cok cirkin bi araba son kasasindan onceki kasasindan bahsediyorum. Sacma fiyatlar var.

bütçeyi bir şekilde 35 civarına çıkartabilirsen; pejo 208. fransız diyenlere fransız kal. on numara araç.

Model takıntın yoksa, temiz ama eski dizel bir mercedes al. Paşa paşa bin. Ankara'da hiç sıkıntın olmaz. 25-30 arası 93-95 arası e200ler var. Klima, sunroof, abs, dört cam elektrik, bazılarında koltuk ısıtma. 136 beygir. Lpgyle bişi de yakmıyor. Konfor ve yol tutuş olarak da burda yazılan arabaların hepsini solda sıfır bırakır. Bunun yanı sıra vergisi düşük, sigortası düşük. Parçası bol ve fiyatları gayet makul. Tanıdık usta ve parçacı da var. Düşünürsen yardımcı olurum. Kendim de arıyorum şu an benzer bir şey.

Uç aydır deniyorum ama o 'cycle'i oturtamadim bi turlu. Alışkanlık haline getirmek, her gün aynı saatte yapmak önemli.

uzun uzun uğraşmak lazım. nefes egzersizleri falan. kafayı boşaltmak en önemlisi diye biliyorum. benim kafada hep tilkiler dolanıyor ama. nasıl def edicem onları ki. hiçbir şey düşünmemek zor geliyor, uzun sürdüremiyorum.

Olay hicbi şey düşünmemek değil. Dusuncelerin akışına kapılmamak, bir odak noktası belirleyip (bir obje, ses ya da görüntü, herhangi bir şey olabilir) zihnin her dağıldığında dikkatini o noktada toplamak. Bi çeşit zihin egzersizi gibi dusun.

zihin nereye odaklanacak peki? hiçbir şey düşünmemek olarak algılıyorum ben onu. yoksa ipin ucu kaçıyor zihin daldan dala atlamaya başlıyor.

Ya mesela aç hafif bi müzik, zihnin dağıldığında dikkatini tekrar müziğe ver ya da vücudunda ağrıyan bi yerine odaklan. Bunu surekli yapman gerekiyor. Başlarda sinir bozuyor, zamanla-duzenli yaparsan- oturur ve günlük hayatında faydalarını gormeye başlarsın.

Ben uyumadan once yapıyorum ya gündüz is yerinde nasıl yapacaksin o hengamede :) renk düşünüyorum. Gözlerini kapatip sinirlari ve nesnesi olmayan bir renk düşünmek dunyanin en zor seyi. Bir de rengi bedenim de gezdirip ayaklardan atiyorum. Yazarken gulesim geldi ya. Ama boyle.

Ha bi de yatarak değil de bi sandalyede ya da lotus çiçeği pozunda yaparsan odaklanmak daha kolay oluyor.

@shadow: ben de bazen renk dusunuyorum. Süper oluyor:)

Dusunebilince iyi oluyor, aynen :)

ben renge hiç odaklanmamıştım. birazdan deniycem bakalım.

Depresyon gibi bi sıkıntın varsa yaşayacağın farkındalık depresyonunu arttırabilir zaman zaman. Bunla ilgili bi şeyler okumuştum, kendimde de o etkiyi yakalıyorum. O konuda da uyarayim, sonra ben duymadım, bilmiyordum deme. :)

Uç ayda öğrendiklerim bunlar. Haydi sana namaste!

Her an her yerde ve her süreyle yapılabilir. Ben önüm açıksa köpeği gezdirirken bile gözlerimi kapatım yapıyoruk yürürken. Belli bir pozisyonda oturman yatman amuda kalkmana gerek yok. Keşiş olmayacaksın. Gözlerini 30 saniye kapatıp kendini rasgele düşüncelerin akışına da bıraksan olur, sevgilinle sevişmeni hayal etsen de olur. Ben oturarak yarım saatten fazla yapamam. Fazla geliyor. Nefes alış ve verişlerin uzun ve kesintisiz olmalı. Onu becerirsen gerisi gelir.

Çok yorgun olmama rağmen sarı renge odaklandım, bi ara hiç uykum yokmuş gibi hissettim ama sonra hemen uyumuşum. Hakkaten çok odaklanma gerekiyor renk için. Güzelmiş :)

geçmişte daha sık, ama şimdi daha seyrek de olsa yaptığım bir şeydir. uzakdoğu kaynaklı eğitimlere merakımın uzantısı olarak gerçekleşti bunlar. eğitimlerini de aldım vs vs..

konu uzun uzun incelenesi bir şey ama şimdilik şunları söylemek isterim;

meditasyon'un genel bir şekli yok. ayakta dimdik durarak, yatakta uzanarak, masada oturarak, gözler açık ya da kapalı her şekilde yapılabiliyor.

ilk başlarda beklentide olmamak gerekiyor. ve öyle hemen 2-3 meditasyonda "kafalara" ulaşılamıyor.

bu öyle "hiç bir şey düşünmemem gerek, düşünme, düşünme, düşünme" telkini ile olmuyor.

ana amacı, kendinizi ve hayatı sorgulamak. tam gözlemci konumuna geçmek. müdehale etmemek. yargılamamak vs oluyor.

bir tür "ağaç" oluyorsunuz işte. ağaçlar nasıl ki gelip geçen herşeyi, mevsimleri, geceyi, gündüzü sadece gözlemliyorlar, yani sadece "var oluyorlar", işte biraz böyle bir şey...

bir türü yöntemi var. ama hepsinin ulaştırdığı yer eninde sonunda kesişiyor. ilk başlarda tek bir şeye odaklanma halinde de yapılabiliyor ama en doğrusu hiç bir şeye odaklanmamaktır.

şimdi "iyi de bu nasıl mümkün?" diyecektir zihniniz. zaten olay zihnin yorum algısından kurtarmak kendini. karşıya bakacaksın ve boş gözlerle yapacaksın bunu. gözleri kapatmayı tavsiye etmiyorum en başta. çünkü karanlık görüntü içinde insan daha çabuk kaptırabilir o tilkilerin kuyruklarına. :) karşıya bakacaksın ve elinden geldiği kadar yorum yapmayacaksın. "aa ne güzel bir ağaç, şu geçen kuşa da bak, acaba ne kuşu, kuş diyince aklıma çocukluğum geldi, ulan çocukken ne mutluydum, hele o kız yok muydu" gibi kaptırmakla sonuçlanacak doğal olarak. çünkü zihin böyle çalışıyor. işte tüm mesele bunu yapmamak için kasmamak. sadece "farketmek" yetiyor. herhangi bir anında yine bir şeylere kaptırdığınızı mı farkettiniz? işte bitti. bu başarıdır. ilk başlarda sürekli bu farkındalığa ulaşmak olacak yapılması gereken.

uzakdoğulu rahipler hakkında şöyle derler. budist öğrenci bir an gelir "düşünmeme" aşamasına ulaşır. ve o an başardığı için "hocammmm düşünmüyorummm..." dediği an hop, artık çıkmıştır bu başarıdan. :D ironik ama gerçek. çünkü biraz ince bir ip üstünde yürümek gibi bir şey bu.

yine de en güzeli meditasyon oturuşudur. ama orada da kendini kasmayacaksın. mümkün olduğu kadar dik oturmak en güzeli. poponun altındaki oturma kemiklerinin yere tam oturması şart. ayakların duruşunun, ellerin duruşunun da bir önemi yok. bunlar hep "popüler kültürün" şımarıklığına kaptırılmış ve yanlış aktarılmış haller. gerektiğinde bir ahırda bile meditasyon yapabilmeli insan. ki yapıyorlar da bu işin içinde olanlar. yoksa öyle en güzel tütsüleri yakıp, kenarda tatlı bir su akıntısı, oradan gelen bir müzik, hoş kokular, en pahalı mat gibi şeyler işin "egosal" boyutu. budha; sonuçta bir incir ağacının altında, üzerindeki incecik giysiyle günlerce süren meditasyonu sonucunda aydınlanmıştır. irade ve egonun oyunlarına gelmemek ana kıstas. gerisi boş. oturdukça bel yorulacak ve kamburlaşacak. bu olduğunda da yine aynı anahtar kelime kurtaracak. "farkındalık." kamburluğu farkettiğin an kendini yine düzelteceksin ve aynen devam edeceksin.

oturarak yapmayı şu yüzden söyledim. sağlam kafa, sağlam bedende bulunur sözü gerçek. uygun bir kap haline geldiğinde su gelip doluyor. ve ruhsallık da zaten bilime dayandırılabilen bir şey. bunu din gibi görüp "oeh" diyenleri de sallayacaksın. bu din değil. bu evrenin doğasına, hakikatine ulaşma olayıdır. egonun illüzyonlarından kurtulmaktır. işte sağlam bedeni esas alıyor bu işin içinde olanlar. omurilik de chi enerjisinin bedende dolaşması için en uygun kanal. en başta onun adam edilmesi gerekiyor.

yani özetle başlangıç aşamasında meditasyon yapmıyorsunuz. meditasyon yapmayı taklit ediyorsunuz ve bu da tamamen doğru bir olay. önce beden alışıyor, kendini toparlıyor ve sonra zaten zihin gereken su gibi bu bedene akmaya başlıyor.

daha çok şey yazabilirim de yoruldum. bir de sıkmayayım. :)

çok önceden ayarlamak lazım. yer açılması gibi bir durum hiç olmayabilir de.

baska sehirde varsa onlari deneyebilirsin, su siralar yer bulunmuyor.

İelts oluyorsa onu dene. Daha yüksek şansın.

sıanv merkeziyle konuş, bir de başka illeri dene. bu ara çok yoğunluk varmış, arkadaşlarım başka illerde aldılar. hatta birisi yurt dışı tatilini ayarladı, önce yurt dışında toefla girecek, devamında tatil yapacak.

çok zor, sınav merkezi bir şey yapamaz. mecburen başka ile bakacaksın eğer o kadar acilse.

tuz işe yarar diyorlardı

limon sevmezler genel olarak mutfak tezgahından ufak tutmak için limon koyuyoruz güzergahlarına. belki sizin de bi işinize yarar

tuz koymayın suladıkça gülü öldürürsünüz.
tebeşir veya kireç olabilir, ama o da eriyip güle zarar verir mi bilinmez.

fesleğen yahu. tüy bitti dilimizde. fesleğenin baharatı bile işe yarıyor çakallara karşı. hem ölmüyorlar hem de gelmiyorlar. test edildi onaylandı.

tuz işe yaramadı, limon koyduk ters tepti sayısı arttı, tebeşir denemedim, saksıları kireçlememe rağmen geliyorlar istilaya. fesleğen bitleri savuşturunca yerini değiştirmiştim, deneyeyim. teşekkürler.

tuz kireç tebeşir karıncalarla beraber gülleri de öldürür.

fesleğen süper çözüm...

mektup felan yazdı eve dönüş diye. taraftara oynadı ıste. klasik lebron karaktersızlıgı. sonra 25 bın kısılık eve donus partısı verdi.
hıcbır zaman efsane olamayacaksın lebron

enes kanter de lebron'un türk hali mesela. İkisi de üniversite okumadan bebe halleriyle profesyonel oldular.

Michael Jordan 84den 91e kadar bekledi. Başka takıma gitmedi Chicago'dayken ben yüzük takıcam diye.

John Stockton gitmedi. Karl Malone da Stockton gidince bari bi yüzüğüm olsun diye gitti 37sinden sonra.

David Robinson gitmedi

Hakeem Gitmedi.

Gary Peyton gitmedi

Charles Barkley her yere gitti aq. Ama onun hikmetinden sual olunmaz.

Şunları ikide bir basketbolcu diye karşıma getirmeyin.

Amerikalıların çoğu eğlencesine bakıyor bence spor olaylarında Lebron gitti anlık büyük tepki ,geri döndü güzel oyun yetenekli sporcu bizde oynuyo ne güzel kafası bizim gibi çok derinlemesine büyük kincilik yok insanların kişiliklerine yönelik herkes eğlencesinde ondan dolayı yutuluyo kolay bi şekilde.

flow free

hitman go

trivia crack

Nebulous

Mekorama

Monument valley gibi.

score hero

avicii gravity

boom dots

soccer stars

star wars galaxy of heroes

Trivia crack

neko atsume

football chairman. dur azıcık bakayım deyip 4 saat sonra kalkıyorum başından genelde.

Trivia crack


Bağımlılık yaptı

boom beach
two dots
kelimelik

tap the frog

kelimelik ve two dots

clash of clans
kelimelik
candy crush

1010. hikayeli, ilerlemeli oyunlara bağlanamıyorum. şimdiye kadar bir sürü oyundan sıkıldım, bu bir türlü eskimiyor. istediğim zaman açıyorum, takılıyorum, çıkıyorum, giriyorum, kaldığım yerden devam ediyorum.

trivia crack

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

şarkı?

ode to joy
1813 overture
rahman dayının tüm eserleri

Noctune in c sharp minor - chopin
7. Symphony part II - beethoven
dmitri shostakovich - waltz no. 2

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

4 psikiyatristle görüştüm 3 ü ilgiliydi, birinden memnun kalmadım değiştirdim.

Antidepresan yazmaktan başka işlevi derken ne istiyorsunuz, ne yapmalılar?

Dinlemek, anlamak, konusmak...

sckxyss, onun için psikoloğa gideceksiniz.

devlet hastanelerinde günde 80 hastaya bakıyor doktor. bunun rapor için geleni var, psikopatı var, tırışkadan gelip hastalık hastası var. günde her birine 10 dakika zaman ayırıp dinlese intihar ederler 3 ay sonra. ki eden de oluyor. yargılamadan önce düşünmek lazım.

Kim ne derse desin, devlet hastanelerinde nitelikli psikiyatri hizmeti verilmiyor. Bu bu kadar net.

İstanbul'daysan bakırköy mazhar Osman da terapi yapan poliklinikler var. Bayağı haftada bir, bir saat görüyorlar.

hastanenin yoğunluğuna göre değişiyor o durum. eğer gittiğinizde sırada bekleyen 20 kişi varsa haklı olarak fazla görüşemiyorlar.

Araştırma hastanelerinde ihtisas öğrencileri dr lar terapi yapabiliyor,45 dk.

insan kendini önemli hissetmesi güzel tabi. sen şimdi gidersen canım sıkılıyor, yalnızım, her şey üstüme geliyor, keşke akp devri bitse, herkesin dini kendine, vesair konuları sorun olduğunu söylersen, haklı olarak antidepresan yazıp gönderir. öyledir demiyorum ama büyük ihtimalle öyle. buraya yazdığına göre.

Orhan Pamuk ve Elif Şafak.

İhsan oktay anar'ın orhan pamuk ya da elif şafakla uzaktan yakından alakası yok.

Anar'a tarz olarak benzeyen başka yazar bilmiyorum açıkçası ama tarihle bilim kurguyu harmanlamak açısından philip k. Dick'in man in the high castle romanını önerebilirim. Yani alternatif tarih içeren bir roman aslında ama bilim kurgu da var. Seversin belki.

Valla pek öyle bir yazar yok gerçekten de, İhsan Oktay Anar fazlasıyla kendine özgü tarzı olan bir yazar. Kendisinin hayranıyım ve tüm kitaplarını en az 2 kere okumuş biriyim, tarzları benzeyen birilerine hiç rastlamadım doğrusu.

Orhan Pamuk ve Elif Şafak diyen arkadaş herhalde bu 3 yazarın kitabını da okumamış olsa gerek. Bestseller yönünden mi karşılaştırmaya çalışmış acaba ne yapmış...

Belki Amak-ı Hayal kitabını okuyabilirsiniz. Bazı yönlerden andırabilir, İhsan Oktay Anar'dan bağımsız okursanız daha da çok sevebilirsiniz, ilginç bir kitap. Hatta Puslu Kıtalar Atlası gibi onun da çizgi roman versiyonu yayınlanmıştı.

senin aradığın büyülü gerçeklik akımı olabilir. kardeşim yüzyıllık yalnızlığın ihsan oktay anarı anımsattığını söylemişti geçen. ama ben daha okumadım. bir araştır istersen.

edit: hangi kitabın daha eski olduğunu elbette biliyorum arkadaşım.

Orhan Pamuk- Benim Adım Kırmızı, Beyaz Kale
Marquez - Yüzyıllık Yalnızlık
Latife Tekin - Sevgili Arsız Ölüm

ihsan oktay anar o kadar şahsına münhasır ki birebir benzemese de bu kitapları seveceğini düşünüyorum.

not: orhan pamuk'la elif şafak'ı aynı kefeye koyan çarpılır. kıpsss :)

Amak-i hayal +1

Sehristan rivayetleri ucuz Bir puslu kıtalar Atlası çakması Bana göre . Okudum zamanima üzüldüm diyebilirim.

benim aklıma da ilk benim adım kırmızı geldi. tarz farklı ancak ihsan oktay anar'ın romanlarını beğenen benim adım kırmızı'yı da beğenir düşüncesindeyim.

beyaz kale'nin ise sonunu getiremedim ben. orhan pamuk'un kar hariç tüm romanlarını bitirdim ve keyifle okudum ancak beyaz kale'nin yarısında çıktım. kafamın rahat olmadığı bir döneme de denk gelmiş olabilir, bilemiyorum.

Büyülü gerçeklik akımını Garcia Marquez başlatmış mıdır bilmem ama oktay yanar ondan 25-30 sene sonra çıkartmıştır puslu kıtalar atlasını. Kim kime benzer bir düşünün. Garcia Marquez'in kitapları bu yönden benzerdir. Türk yazarlar arasında Ahmet Turan Köksalın Ustura ve Tuhafiyedeki Hafiye kitapları var. İkisini de okudum. Gayet başarılı. Onu sevdiysen bunları da seversin.

www.idefix.com

travmatik bir deneyimin oldu mu bu süre zarfında?

Yuksek lisansa baslama motivasyonunuzu hatirlayin. Cok az zaman kaldi, sonuca yaklastikca insan daha da beziyor bunu unutmayin. kendinize sinav sonrasi bir odul belirleyin, hicbir sey icin olmasa bunun icin odaklanmaya calisin.
Olmazsa da zorlamayin bence. Bir dahaki sinava artik. Caniniz sagolsun.

@mimimi travmatik mi bilmiyorum ; ama epey zor zamanlarım oldu evet;
@evde liyakat kalmamış çok sağol motivasyonun için, sonu başı belli değil, dersleri verebilsem:s

@evde liyakat kalmamis

Bu odul olayinin problemi su: sinava girsem de girmesem de, odevi yapsam da yapmasam da o odule ulasabilirim ki? Yani illa "odul" olmasina gerek yok ki benim icin:// o zaman nasil halledicez:/

Ayrica @arkburak in yazdiginda kendimi gordum resmen. Aptallasiyorum gibi hissediyorum :)

yaş ilerledikçe algılama kapasitesi düşüyor. ama burada tarif edilenin nedeni stres.

@liyakat'a katılıyorum. kendi motivasyonlarını kendine hatırlatmalısın.

@manuel mandalina, ya daha 40 50 yaş olmadım ki algılama kapasitem düşsün, zinde olabilmek ve odaklanabilmek istiyorum sadece. şu rolanti modumdan sıkıldım:(

@kuehles, arkburak

Yuksek lisansa baslarken bir motivasyonunuz oldugunu varsayiyorum, kendiniz icin bir sey hedeflediniz degil mi? Bu ise baslarken kendinizle ilgili bir planiniz vardi. Zor olacagini da biliyordunuz, sonucta isteyerek bu bolumdesiniz, ilgi duydugunuz bir alanda yuksek lisans yapiyorsunuz.
Zaman icerisinde bu motivasyonu stabil tutmak zor, ama kendinizi basarisiz hissettiginiz zaman hatirlayin. Kendinize vereceginiz en buyuk odul zaten basladiginiz isi bitirmek, bu tatmini yasamak. Geri kalan her sey biraz akil oyunlari, kendi kendine manipulasyon.

Egitim hayatinizda bir sonraki noktaya ulasmak icin koydugunuz her hedef, sizi gaza getirecek her sey minik birer detay. Yoksa her istediginizi her dakika yapabilirsiniz, ama asil hedefinize ulastiginizda duyacaginiz tatmin bunun cok otesinde bence. Oyle olmali yani. Onumuzdeki sinavi iyi hazirlanip atlattigimizda bizi mutlu edecek sey, hazirlanmayip cuvalladigimizda pek o kadar da mutlu etmeyecektir degil mi?

@elk zaten sonunu düşünüp başarmam gerektiğini bildiğim ve bunu layıkıyla yapamadığım için kötü hissettim, tanımlayamadığım bir şey bana bunu yapan, belki de dönemseldir.biraz içimi rahatlattın çok teşekkür ederim.

ben de 50'li yaşlardan bahsetmiyorum. 20 ile 30'lu yaşlar arasında ciddi fark var mesela.
zaten senin durumunun stres kökenli olduğunu düşündüğümü de belirttim. sanırım bunu da yeterince kafa vererek okumamışsın :)

motivasyonunu kaybetmissin. kendine acimayi birak, sorumluluklarini ustlen. kimse sana yardim etmeyecek bu hayatta, kendi sorunlarini kendin cozmek zorundasin. dertlerin kesinlikle asilamayacak dertler degil, en buyuk sorun kendinsin. kendine acimayi birak.

travmatik deneyimler insanda çabalamayı, çalışkanlığa kötü şekilde ket vurabilir. ne yapsam olmuyor nasılsa, bu kadar çabaladım da noldu şimdiye kadar şeklinde ifade vuku bulduysa kafada düzeltmesi zor. uzun süre gerekebiliyor.

Eşkiya
Ağır Roman
İstanbul Kanatlarımın Altında
Salkım Hanımın Taneleri
Berlin Berlin

tabutta rövaşata

Offf offf çok film var. Ben sana şimdi bi kaç tane söyleyeyim, hoşuna giderse izle, sonra tekrar tavsiye istersen mesaj at bana olur mu.

Gece Yolculuğu (mutlaka)
Hakkari'de Bir Mevsim (mutlaka)
Kırık Bir Aşk Hikayesi (dram ama melodram değil, çok güzel)
Firar
İpekçe
İkili Oyunlar
Her Şeye Rağmen
Kuyu
Pehlivan

gölge oyunu

bir tane de benden. donersen islik cal.

atıf yılmaz'ın şu filmleri:

Adak
Adı Vasfiye
Bir Yudum Sevgi
Değirmen
Hayallerim Aşkım ve Sen
Kadının Adı Yok

m.facebook.com

Kendi ağzından öğren niye obez olduğunu. The Flash, Legends of Tomorrow izlemediğin belli. Adam 2 senedir gayet fit.

Şaka falan da değil, bir iki senedir konuşuluyordu prison break. Muhtemelen kısa sürecek. 9-10 bölüm maks 3 sezon.

Prison Break: Sequel
imdb.com

Googleda 1 snde bulacağınız şey için başlık açmayın aq. İlla gözünüze sokucaz.

ben bir süre önce duymuştum geri dönüyor diye. tam ne kadar oldu hatırlamıyorum ancak epey oldu, unutmuştum hatta. duyuruyu okuyunca hatırladım.

ancak güzel bitmişti, hani biraz aceleye gelmişti ama fazla sıkmadan sonlandırmışlardı. bakalım yayınlarlarsa izleriz :)

Agustostan beri konusuluyor zTen yeni degil ki.

ohoo fragmanı bile düştü:

www.youtube.com

insanı öldürme kapasitesi olan köpeklerin itlaf edilmesi taraftarıyım. o köpekler tuttu mu bırakmaz ve çocuklar ona asla karşı koyamaz. umarım belediye zehirler.
not: hayvanseverim ama insanları daha çok severim. duyarlılık kasamayacağım.

bence tekrar arayin bunun sakasi olmaz. asili olmasi da birsey ifade etmez. ama ben kesinlikle iylaf edilmesine karsiyim. belki sahiplendirilebilinir tekrar?

Ben de dağ başında oturuyorum. Ormana kurt köpeklerini bırakıyorlar oturduğumuz yerlere geliyorlar sonra. Belediye pek bir şey yapmaz ama bıktırana kadar arayın isterseniz. Belediye veterinerini tanıyorum. Biz aşı yapıyoruz ama sonra takibini yapmıyoruz. Sokakta gördüklerinin çoğunu aşısız say ve sevme demişti.
Onu birisi sokakta görüp alır muhtemelen. Burda husky bile gördüm birisi sahiplendi direkt.

@mavicorap, tuhaf bir yerden girmişsiniz konuya. elbette öldürmesinler köpeği ancak diğer türlerden daha tehlikeli olmadığını savunmak da komik bence. sonuçta sadece görünüşüne bakarak yazmadım. 1 yıl kadar evimde beslediğimi söylemiştim. tekrar sahiplendirilmesi için işlemler yapılmalı ancak bunu yapacak kişi ben değilim. o yüzden belediyenin ilgilenmesi gerekiyor.

tekrar yazdım belediyeye. bakalım ne sonuç çıkacak.

kendisine fırsat buldukça yemek verin, iyi davranın. bir süre sonra uysallaşacaktır.

bana ve köpeğime zamanında dişlerini gösterip hırlayan, havlayan, arkamızdan kovalayan, köpeğimi ısırmaya kalkan sokak köpeği şimdi beni gördükçe gelip elimi yalıyor, bir kuyruk sallıyor ki kuyruğu kopacak yakında, iyice yılışık oldu.

beyaz masa değil de, belediye'nin veterinerliğini arayın. kısırlaştırmasını, aşılarını falan yapıp geri bırakıyorlar.

bence konuya en dogru acidan girdim, usenmedim size kaynak da buldum.

www.petfinder.com

eger ingilizceniz yoksa size cevirebilirim de fakat ozet olarak benim soyledigim seyi soyluyor.
pitbull'larin ozel olarak bir tehlikesi yok, onyargili bir insandan daha tehlikesiz diye ozetleyebiliriz. zira kendisinin su anda kendini korumak amacli tedbirleri disinda bir aktivitesi olmamis, fakat sizin istediginiz sekilde hayati sonlandirilirsa yargisiz infaz sonucu bir cinayete kurban gitmis olacak. kimin tehlikeli oldugu ortada.

@mavicorap, ısrarla "sizin istediginiz sekilde hayati sonlandirilirsa" tarzda cümleler kullanıyorsunuz. hangi cümlemden bunu çıkardığınızı söylerseniz bence daha iyi anlaşılabilir dediklerimiz. tekrar yazayım türkçeniz yoksa. öldürülmesin, başı boş da bırakılmasın.

Senin hayvanla aranı düzeltmen sorunu çözmez. Eğer agresif yetiştirildiyse diğer köpeklerden daha tehlikeli olabilecek bir tür bu. Sahibi sokağa atacak kadar tırışka bir tipse muhtemelen de öyle yetişmiştir. Çoluk çocuk için tehlike olabilir. Hayvan sahiplendiren gruplar var. Belki oralardan yardım alabilirsin.

köpekler hakkında bi bok bilmeyen insanlar sürüsü. dövüşlerden, tecavüzden kaç tane köpek kurtardınız da ahkam kesiyorsunuz? hangi hakla bir hayvan hakkında yanlış bildiğiniz şeylerden dolayı ölümünü talep edebiliyorsunuz? dövüştürülen köpekler diğer köpeklere göre huzurun, yuvanın kıymetini daha iyi bilir, daha uysaldırlar.

Ek olarak, tiger diye bir cins yoktur. kürk renkleri pitbullarda çok farklılık gösterebilir.

oğlunuza, kızınıza, annenize ve babanız başta olmak üzere size veya bir yakınınıza zarar vermediği sürece bu duyarlılığınız sürecektir arkadaşlar. umarım böyle bir şey yaşamazsınız ama yaşarsanız, bu duyarlılığınızı devam ettirmenizi dilerim.

başıboş köpekler tarafından ısırılmak, küçük bir çocuk için travma ve belki de ölüm olabilir. hayvanseverlik bu değildir, zararlı olduğu bilinen türlerin hepsi doğal insan hayatından uzaklaştırılmalıdır.

American Pitbull Terrier yapısı gereği insandan çok hayvana karşı agresiftir, her terrierde olduğu gibi. O yüzden ilk tehlike altında olan siz değilsiniz.

Sokağa atıldığına göre kötü bir sahip tarafından yetiştirildiğini varsayıyorum, bakabilirseniz dişlerine bakın, kırık var mı? Vücudunda façalar var mı? Eğer böyle ise muhtemelen dövüşlerde kullanılmıştır. Herhangi bir Pitbull veya güçlü köpek default olarak saldırgan olmaz ama dövüş köpeği yavruluktan beri psikolojik sorun yaşadığından saldırgan tavır gösterebilir.

Size hırlaması illa saldıracağı anlamına gelmez, sizden tırsmış olma ihtimali de var. İşini bilen birisinin köpeğe yaklaşması lazım, Pitbull ortalama güçte bir köpektir ama bir insan için yeterince kuvvetlidir.

Olur da saldırırsa aklınızda bulunsun, 30-40 kilo arasındaki güçlü ırk köpek saldırılarında yapabileceğiniz en iyi şey kilo avantajınızı kullanmak, tekme atmak kaçmak vs. den çok daha verimli olur.

Bu arada yine Pitbull'un en güçlü köpek olduğunu zannedenler de çıkmış piyasaya, hayallerinizi yıkmak gibi olmasın ama Pitbull en güçlü köpekler sıralamasında ilk 20'ye zor girer.

Belediyeyi arayın gelsin itlaf etsinler. İnsanlar canını, çocuğunu sokakta bulmadı. Köpekler insanlar tarafından türetilmiş doğada yaşamayan insanlar nerede yaşarsa orada yaşayabilecek bağımlı canlılardır. Şehir yaşamı köpeklere uygun değildir. Sokak köpekleri çoğu hastalığın taşıyıcısı bir o kadarının da konağıdır.

sayin ufukcel, peki sahiplendirilmeyecek ise belediyeden turkiye gibi cahil ulkelerde kotu bir unu olan bu kopege sizin israrinizla sizin mahallenizden uzaklastirildiginda nasil bir son beklediginini dusunuyorsunuz? bakin burada bile gerekli kaynak gosterilmesine, su anda online olan herkesin elinin altinda internet gibi bir kaynak olmasina ragmen boyle yorumlar var.
ben size onerimi yineliyorum, rehabilitasyon denilen bir kavram ve gercek. siz bile yapabilirsiniz, onemli olan icinizde sevgi ve sabir olmasi, sevgiyle edindiginiz bilgiler isiginda bu canliyi sizin dostunuz hale getirmeniz bir anlik karar meselesi, fakat once yarginizi degistirip bilginin, bilimin isigindan gitmelisiniz.
benim birebir tanidigim aile kopegi pitbull var, hatta boyle konustuguma bakmayin, o kopek bir tek beni sevmiyor, zira daha once kendisini uzen insanla ses tonlarimiz benziyormus. fakat en fazla bu kadar beni diger insanlari sevdigi kadar sevmiyor, ne isirma ne saldirma. bu kopegin yasadigi evde dunya tatlisi bir de kocuk oglan cocugu var. mutlu mesut yillardir yasiyorlar. bu hikaye sizin hikayeniz de olabilir. onemli olan onyargilari kirmak. einstein'a atif yaparsak, atomu parcalamak kadar zor olabilir ama ben sansimi deniyorum, yeter ki alalh'in yarattigi bu gunahsiz can kaybedilmesin.
bir de burada ya sizin cocgunuza vs nize saldirirsa diyenlere, sadece sunu hatirlatmak istiyorum, benim sevdiklerime zarar verenler sizin gibi cahil ve vicdansiz insanlardi, ne trafik kazalarina sebep olanlar, ne bomba patlatanlar, ne de kucucuk cocuklara tecavuz edenler pitbullar, biraz akliniz varsa gidin onlari itlaf edin.

@mavicorap, ben de besledim aynı köpeği. Çekinmem de bundan dolayı zaten. Anlaşamıyoruz sizinle benzer şeyleri dememize rağmen. Saygılar sayın mavi çorap.

dostum istanbuldaysan eger beyaz masaya yazmak yerine direk ara. ben yavru kedi copun yaninda hasta diye aramistim.gelip hayvani aldilar tedavi ettiler ve gelio geri biraktilar.

Thomas jefferson ben seni itlaf edicem.

şöfersiz bile tuzluya gelir.

Çok kolay bi yolu var. Uygulamalar kısmına git, whatsapp ı seç ve bildirim seçeneğindeki "tik" işaretini kaldır. Samsung'ta böyleydi de lg'de de böyle olacağını varsayıyorum işletim sisteminden ötüri.

veri tüketiminde uygulamaların arka planda çalışmasını engelleyen bir seçenek olması lazım. bir kontrol edin.

Uçan karınca diye bir tür yok. Karınca diye bir tür var. Çiftleşme mevsimine denk gelmişsiniz. Ve kolonileri mahvetmişsiniz. Çiftleşme zamanı erkek ve çok nadir dişi karıncalar uçarak çifleşirler. Yeni koloniler kurarlar. Ya da mevcut koloniyi büyütürler. Bernard Weber'in karıncalar serisinden öğrenmiştim. Karıncaları uzaklaştırmak istiyorsanız fesleğen alın ya da fesleğen baharatını dökün. Sevmezler ve uzaklaşırlar.

Uçan karınca hiç görmedim , çok garip geldi.

İnsan böyle Doğa karşısında aciz kalabiliyor. İnsanlığın yaptığı yıkım, katliamlar vs sonrası ufak intikamlar gibi.

Benim evde böcekler var, onlara dokunmuyorum ama bazı veganlar tarçın, lavanta, karbonat, limon, nane gibi şeylr kullanıyor ve onları uzaklaştırdğını söylüyorlardı grupta. Adını unuttuğum bitkisel bir yağ daha vardı lavanta gibi.

limon bir yere kadar ise yaramisti benim durumda ama limon kolonyasi efsane is cikarmisti. hayvanlara zarar verir mi bilmiyorum ama deliklere kolonya dokmeyi deneyebilirsin.

Raif'in karınca yemleri bi sure geçince işe yaradı bizde de. Birkaç hafta hiçbir etkisi olmadı, sonra tamamen bittiler. Ben bi de o çıktıkları deliklere çamaşır suyu doktum, o da çözüm oldu gibi.

Raid*

doğru düşünüyorsun.

doğru ama sony ondan daha berbat. arayüz konusunda htc en iyisi.
htc 10'u beklemeni öneririm, 3-4 güne kadar çıkıyor.

çirkin değil, leş.

A serisinde tema özelliği var. Değiştirebiliyorsun yani.

asus'un launcher'ını kullanıyorum, on numara birşey. zenui diye geçiyor sanırım.

neredeyse samsung haric android kullanmis, launcher nedir bilen her kullanici bas bas bagiriyor, sitelerinde yorumlarda feedbacklerde uzun süre ouchwiz b.k gibi dendi. uzun bir süre google mi yarisiyorsun samsung dendi. her google applicationina samsung alternatifi var. hicbirini de silemiyordun. android oldugu icin googlelar, samsung oldugundan samsung appleri kaliyordu. kendi galaxy apps diye store bile denediler.

cdn02.androidauthority.net

milyonlarca geridönüs aldilar, takmiyorlar.

kimse bir sey demiyor degil, herkes diyor ama takmiyorlar. htc google ile anlasti, sende varsa app ben yapmiyorum, sende yoksa ben yapiyorum, bu sekilde bloatware olmadan sürüm hazirladi yeni htc m serisi icin. bir bunlara bak, bir samsunga.

google play edition cikarttigi oldu bunca yil icinde ama onu da trde bulup almak imkansizdi.

stock android kalp.

evet öyle.

custom launcherlar var.

nova launcher kullanıyorum ben, çok güzel

Bir htc kullanıcısı olarak ayni fikirdeyim. Mavisinin tonu başımı ağrıtıyor baktıkça.

en kötü arayüzlerden birine sahip samsung. sony ve htc bu konuda daha başarılılar.

Yani bloatware'leri falan da geçtim de bu çirkinlik nedir ya?

www.android.gs

aviate launcher deneyin cok cekilebilir kiliyor estetik geliyor. yahoo'ya ait.

nokia'nın, microsoft'un, jolla'nın launcher'larıyla eli yüzü düzgün bir hake geliyor arayüzler.

kişisel favorim nokia z launcher.

bu arada sony'nin arayüzü daha leş.

Bu yuzden ben hala 4.4.2 kullaniyorum. Guncellemiyorum telefonu. Cok bozdu samsung :)

Capri olabilir.

granada olabilir.

Sahibinden.com'da klasik otomobiller kategorisinde Ford seçip, tümünü arattırıp çeşit çeşit bakabilirsin.

www.google.com.tr

benzeyen var mı

www.nocarnofun.com

ford granada 76 coupe

tavanı deri

www.google.com.tr

Çok sevdiğim bir araçtır. Bizim burada var adam satmıyor.

P7 serisi.

1969-1972 arası üretilmiştir. Babamda çok temiz iki tane vardı. Biri dört kapı. Birisi coupe.

Motor hacimlerine göre 17m, 20m, 23m, 26m olanları bir de ek olarak RSleri vardır.

Üstünde vinil olanlar hardtop olarak geçer. Almanya üretimidir. Muscle car tarifine en yakın avrupa üretimi araçlardan birisidir.

www.motorstown.com
auto.a-filtr.ru
auto.a-filtr.ru
farm8.staticflickr.com

ee kim tutturdu?

Hiçbiri değil ya la. Nereden anladın derseniz önde ızgarada kocaman ford yazıyordu sizin attiklariniz hep kaputta. Izgarada olanlar da ford sembolü. Ama galiba p7 serisinden

Benimkilerden biri de dana gibi. Saldım artık ipini. Çiğ beslenmeyi araştırın bence. Düzenli öğünler verirseniz içiniz rahat eder belki.

@auroraaurora: çiğ beslenmeyi de araştırdım. öneren var, önermeyen var onu da. önerenler kişisel deneyimleri doğrultusunda daha sağlıklı olduğunu iddia edebiliyor. çiğ etin zarar verdiğinin bir mit olduğunu söyleyenler de var. fakat yine veterinerlere ve uzmanlara baktığımda genellikle bunun önerilmediğini görüyorum. kendilerine bıraksak paşalarımız ve sultanlarımız hapır hupur götürecekler çiğ etleri tabii. :/

düzenli öğün vermeye geri dönmeyi çok istiyorum ama olmuyor işte, siz de bilirsiniz. hepsi aynı anda acıkmıyor, gidince o mamayı yerinde bulmaları gerekiyor falan. yine de biraz önlerinden kaldırıp yanıma gelip istediklerinde verebilirim belki. teşekkür ederim.

Çiğ beslenme en iyi beslenme türü fakat çok masraflı ve uğraştırıcı. Etler ve sebzeler taze olacak. İyi muhafaza edilecek. Yapan yabancı arkadaşlarım var. Kediyi orijenle falan besliyorsanız aynı hesaba gelir maliyet açısından. Sadece iş yükünüz artar.

@mimimi: aynı kapıya çıkar mı diyorsunuz orijenle, beslemişliğim var. çok ağır gelmişti ve kusanlar olmuştu orijen kullandığımda. pişmiş etle besliyorum dediğim gibi ama çiğ etin muhafazası daha zordur elbette. bir de kısırlaşmış erkek kediler için fazla proteinin idrar yollarında kristalleşmeye sebep olması olayından ötürü yüklü protein içermeyen mamalarla besleme olayı var erkeklerimizi. yine veterinerim söylemişti, bu da bazen elimi ayağımı bağlıyor. orijen, nd, sanabelle falan alayım arada diyorum ama alamıyorum bu sebepten.

çiğ beslenme işini biraz daha araştırabilirim öyleyse cidden. sebzeleri nasıl veriyor peki arkadaşınız, bizimkiler kedi otu gibi kullanıyorlar sebzeleri sadece. bu tip beslenmede ise öğünlerinin içine katmam gerekecektir değil mi?

Şu kaynaklar size bolca yardımcı olacaktır. Kedi, köpek insan gibi. Farklı şeyleri yemeyi tercih edebiliyorlar.

www.google.com.tr

@mavicorap: biz de o şekilde yapmaya çalışıyoruz, yani iki çeşit mamadan aynı anda bulundurmaya. ama örneğin bizim de tombik olanlarımız gidip illa bol kaloriliden yiyorlar. bir de bir tombiğimizin gözleri görmediği için (doktor ancak yüzde otuz bir görüşü olduğunu söylüyor) hareketi de az, kilosunun bir sebebi de bu tabii.

bir de bahsettiğiniz gibi birinin yediği mamadan ötürü diğeri kusabiliyor, midesi daha hassas olan var, bağırsakları daha hassas olan var, vs.birbirlerinin mamasına -aynı mama dahi olsa, farklı kaplards görünce- salça olma gibi bir kıskançlık durumları da olabiliyor tabii arada, evlere şenlik.

fakat en azından "ne yardan ne serden" yöntemlerimizin biraz benzediğini görünce içim rahatladı azıcık, öğün takibini biraz sıkı tutmalıyım sanırım.

çok teşekkürler.

@mimimi: elbette, ben de öyle düşünüyorum. nitekim çikolata delisi olanı da gördüm (bende bir adet mevcut), sirke içmek isteyeni de duydum, mısır koçanı falan kemireni de.

kaynaklar için çok teşekkür ediyorum, şöyle bir bakınca bile çok bilgilendirici oldukları belli. daha geniş bakmaya çalışacağım.

12.600 TL'ye kadar


15%

30.000 TL'nin 12.600 TL'si için 1.890 TL, fazlası


20%

69.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.370 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.370 TL), fazlası


27%

69.000 TL'den fazlasının 69.000 TL'si için 15.900 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'den fazlasının 110.000 TL'si için 26.970 TL), fazlası


35%

Brüt üzerinden maaş alanlar vergi dilimlerindeki değişiklik sebebi ile daha az maaş alabilir.

Aldığın toplam maaşın üzerinden devletin seni soyması prensibi.
Sürekli artan alt limitleri geçtikçe ödediğin vergi artıyor doğal olarak sene sonuna doğru eline geçen net maaş ciddi derecelerde düşebiliyor. 5 sene önce 10 bin liralık brüt maaşımın net 4 binlere düştüğünü görüp sabah akşam sövdüm. Bu hırsızlar enflasyon tl değer kaybına göre alt limitleri de arttırmazlar. Şu an 12600tl olan alt limit 9400 tlydi beş sene önce. 69.000 geçtiğin zaman üzeri %35 kesintiye uğruyor. Öyle bir hırsızlık.

Yani senenin sonuna doğru 10000 brütün varsa 6500 ney alacaksın demek bu? Yani %35 max kesinti mi oluyor?

6300e düşüyor.

çok saçma! brüt 6000 adam "zengin" sayılıyor.

brüt 6000 dediğin zaten net 3500 civarına gelir. 2 çocuk okutup, 3500 maaş alan zengin mi olayor şimdi? saçmalıkmış!

devletin işi bu. soymak. kümülatif vergi matrahıyla tanıştığınızda daha iyi anlarsınız.

Kız çocukları çok ise tin tin tinimine hanım, uyar.

hayat bayram olsa da çalınabilir belki.

Youtube a çikolata şarkısı yazın bizimkiler bayılıyor adını bilmiyorum

Dope die mf die

gangnam style :D