özgecan'ın katilleri hakkında bir duyuruya yazdığım cevabı aynen kopyalıyorum:
bana kalırsa bu tip suçlular eski zaman ceza hukukçularının söylediği gibi, doğuştan suçlular. bu eski zaman ceza hukukçularından bazıları diyor ki(pozitivist okul) doğuştan suçluları ıslah mümkün değildir bundan dolayı da onlara verilecek cezanın amacı ıslah olmamalıdır, bu tip suçlular toplumdan uzak tutulmalı bir yerlere kapatılmalı ve diğer insanlarla iletişimi kesilmelidir, çünkü ıslah edilemezler. cezanın amacı, bireysel açıdan bakarsak, suçlunun ıslahı ve tekrar suç işlemesini önlemektir; toplumsal açıdan bakarsak ise henüz suç işlememiş kişilerin cezanın uygulamasını görerek suç işlemekten cayması, potansiyel suç ve suçluların oluşmasının engellenmesidir. yani en temelde kamu yararıdır cezaların amacı.
ben şöyle bir yorum getiriyorum, madem verilen cezaların en temel amacı kamu yararı ve madem doğuştan suçluların toplumdan dışlanması gerekiyor; bu tip suçlular için ölüm cezası uygulanabilir. gerekçem şu, bu suçluları bir yere kapatsan da toplumdan soyutlasan da, zaten ıslah edilemeyecekleri için; ölüm cezası ile hem kamu kaynaklarının boşa kullanılmasının önüne geçilir, hem de -bence- verilebilecek en hakkaniyetli ceza verilmiş olur. ama şöyle de ayrıksı bir durum var idam cezası için, kişi mesela tecavüzden ve kasten adam öldürmenin ağırlaştırılmış halinden yargılanıyor ve hüküm giyiyor, idam cezasına çarptırılıyor. idam edildikten 3 yıl sonra suçsuz olduğu anlaşılıyor. o zaman ne olacak peki? işte o zaman aynı pardon filminde ferhan şensoy ve diğer abilerin cezaevinden çıktıkları sahne gibi bir şey olur, pardon falan diyebilirler yani çok çok. idam cezasının olmamasının sebebi de budur aslında, 3 yıl içerde boşuna yatan adama devlet tazminat verir bir şeyler yapar, ama öldürdükten sonra suçsuz olduğu anlaşılırsa sen kime ne vereceksin, bütün haklarını geçmişe ve geleceğe etkili olarak yok etmişsin. ama dediğim gibi bu ayrıksı bir durum.
ezcümle, somut olayın koşullarına göre değerlendirme yapılmalı bence. idam cezasının sabit bir biçimde olup olmaması konusunun evet veya hayır şeklinde bir cevabı olmamalı. ama illa böyle bir cevap vermek gerekiyorsa, benim cevabım hayır olurdu.
ek olarak, hangi suçlara getirilmeli sorusuna, kişilere karşı işlenen suçlar derim tabii ayrıksı durumlar yaratmak suretiyle. hakaret de kişiye karşı bir suçtur ama cezası idam olmamalıdır; tecavüz ve kasten adam öldürme de kişiye karşı suçtur, bu suçların belli başlı saiklerle işlenmesi durumunda failin de psikolojik durumunun açığa kavuşmasıyla birlikte, idam cezasına sıcak bakılabilir bence. ama bizim ülkemizde, hele bu hükümet varken, asla böyle bir ceza uygulaması getirilmemeli.
0