Giriş
(7)

film tavsiye... [ bilim kurgu/korku/ fantastik ]

05
şöyle bi ´28 gün sonra, dünyanın durduğu gün, ben efsaneyim, 30 gün gece, yarından sonra´ tarzında zombili virüslü, dünyayı döndüren durduran film tavsiyesi alabilirmiyim tşk.i.bye
şöyle bi ´28 gün sonra, dünyanın durduğu gün, ben efsaneyim, 30 gün gece, yarından sonra´ tarzında zombili virüslü, dünyayı döndüren durduran film tavsiyesi alabilirmiyim
tşk.i.bye
0
05
(16.10.09)
dostum "kehanet" olarak çevirilmiş bir film var knowing.. özellikle "dünyanın durduğu gün" e benziyor diyebilink.. sonuna kadar da güzel sürüklüyo
www.imdb.com
0
clear sense of march goblin
(16.10.09)
merry shelly
(16.10.09)
izlemiş olma ihtimalin yüksek ama resident evil serisi olabilir.
0
kronikdonguselloser
(16.10.09)
Kesinlikle the mist
0
maviiiii
(16.10.09)
kesinlikle blindness
0
chaud
(17.10.09)
hepsi katastrofik fantazi değil ama,
rec, the blair witch project, the village, cloverfield, 28 günü beğendiysen haftası, dawn of the dead, the silent hill korku/fantastik kısım için.
the mist seversen, the happeningi deneyebilirsin.
daha az garantili olarak the mirrors, 1408, ring filmleri, dark water, signs, war of worlds, hostel filmleri vs. önerebilirim.
0
lhun
(17.10.09)
unutmuşum, watchmen
0
lhun
(17.10.09)
(4)

kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler

kibritsuyu
kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler başkalarından görerek öğrendiğimiz şeyler midir, yoksa tamamen içgüdüsel midir?mesela son derece evrensel olan bir şeye çok sevinince (mesela tuttuğumuz takım gol atınca) elleri yumruk yapıp kolları havaya kaldırma hareketini http://2.bp.blogspot.
kimi olaylar karşısında verdiğimiz fiziksel tepkiler başkalarından görerek öğrendiğimiz şeyler midir, yoksa tamamen içgüdüsel midir?

mesela son derece evrensel olan bir şeye çok sevinince (mesela tuttuğumuz takım gol atınca) elleri yumruk yapıp kolları havaya kaldırma hareketini

2.bp.blogspot.com

başkalarından görüp mü öğrenmişizdir, yoksa insanlar için içgüdüsel bir sevinme hareketi midir?
0
kibritsuyu
(18.08.09)
Kimi içgüdüsel kimisi de başkalarından görülüp öğrenilen tepkilerdir diye düşünüyorum. Örneğin gülümseme yeni doğmuş bebekte bile görebileceğiniz bir fiziksel tepkidir.
0
myrtillus
(18.08.09)
bazıları öğrenilmiş hareketlerin tekrarı oluyor, mesela bilardo oynarken bel falsosu veren birisi değildim, bir kaç sefer torbjorn blomdahl' in maçını izledim, o gün bu gün götüm başım oynar bilardo oynarken, resmen kalori yakarım hani.

ama bazılarıda içgüdüseldir, mesela yerde tekmelenirken cenin pozisyonu almak. kendini koruyabileceğin bir çok farklı duruş var halbuki.
0
galahad
(18.08.09)
öncelikle o kimi olayları madde madde sıralamadıkça kaynağına dair fikir yürütmek saçma olur, çünkü iki türünden de bolca var.

ama ben size içdürtüsel jestlerin işlevini şöyle açıklayayım, sözgelimi çoğu mimikler, gülmek, korkunca istem dışı bağırmak vesair, bunların çoğu ilkel sosyal iletişim araçları esasında, ve bir kısmı belli bir dereceye kadar da hayvanlarla paylaşılıyor esasen. örneğin bir avlanma senaryosunu düşünün, orada sonradan geliştirilmiş verbal bir iletişim sistemi yerine jestsel ifadeler aynı zamanda ani şekilde arkadaşlarını haberdar edebiliyor, duruma dair bilgi paylaşabiliyorsun.

"arkanda ayı var" bakışı atıyorsun büyümüş gözlerle mesela, "bunu bir daha yap, çok hoşuma gitti" kahkahası atıyorsun, mesela çatık kaşlı "buradan çekip gitmezsen seninle savaşmak zorunda kalacağız" sinirlilik ifadesini köpeklerde de görebilirsin falan. bunların çoğu öğrenilmiş değil içdürtüsel şekilde geliyor, yeni doğanı bir odaya kapatsan ve dışarı dünyayla temas ettirmesen bile canı acıyınca ağlaycak, sinirlenince kaşlarını çatacak yani.

eli yumruk yapma hareketi öğrenilmiş gibi geliyor. çocuklar tam olarak ne için hangi durumlarda yapıldığını anlamasa da, öğrenmeleri herşeyden önce imitasyonla başladığından, tv de görmüş onu taklit ediyor büyük ihtimalle.
0
lhun
(18.08.09)
su soru da alakali biraz:
(git: 31815)
0
ermanen
(18.08.09)
(22)

Dolama

Ayiyogi
sevgili duyurucular,sağ ayak baş parmağımda dolama veya tırnak batması dolayısıyla şiddetli ağrı hissediyorum ve yaklaşık bir haftadır yürümede zorluk çekiyorum. kara merhemle yaranın olduğu bölgeye pansuman yaptım fakat pek bir faydasını göremedim. tırnağımı iyicene kestim ve biraz önce dezenfekte
sevgili duyurucular,
sağ ayak baş parmağımda dolama veya tırnak batması dolayısıyla şiddetli ağrı hissediyorum ve yaklaşık bir haftadır yürümede zorluk çekiyorum. kara merhemle yaranın olduğu bölgeye pansuman yaptım fakat pek bir faydasını göremedim. tırnağımı iyicene kestim ve biraz önce dezenfekte edilmiş küçük bir iğne yardımıyla parmağı deldim fakat sonuç yine aynı o simsiyah kan akacağı yerde kan kırmızı kan akıyor. bundan kurtulmam için bir yardım eli uzatana resimde görülen son sigaramı hediye edeceğim. lütfen yardım
0
Ayiyogi
(17.08.09)
pedikür aga.en sağlamı o.veya hastaneye bi git elektrikle parmağa bişeyler yapıyorlar geçiyo.
0
pazubant
(17.08.09)
ne pedikür yaptıracak param var ne hastaneye gidecek halim hem bi parmak şişmesini o kadar büyütmeye gerek yok(canım çok yanıyor yani) eskiler ne yapıyordu acaba bu arada sözlükte okudum haşlanmış soğan diyorlar ama oda evde yok(öğrenci evi)
0
🌸Ayiyogi
(17.08.09)
doktora gidin, arkadaşımın el parmağında oldu, ve kesinlikle büyük bir şey, büyütmeye gerek yok diyenlere de inanmayın, lokal anesteziden sonra boydan boya veya bir cmlik falan bir kesik atıyorlar sadece kan değil iltihap falanda oluyormuş.
eğer tırnak batmasıysa, kesinlikle tırnağını kısa kesme... tırnaklarını tam tersi uzun bırakman lazım tırnak batması kestiğin tırnakların köşelerinin tırnağın içine doğru gömülmesi yüzünden oluyor, asla etine kadar kesmiyorsun iki aya düzeliyor.
0
ilse
(17.08.09)
iki aycık mı ? tamam bişey olmaz o zaman. (erkeklik yapıyorum) işte bu iltihapı akıtmak istedim ama akmadı namussuz. bitkisel çözüm öneren var mı ?
0
🌸Ayiyogi
(17.08.09)
"doktora git" demişler, "gitmem" demişsin. evinde soğan bile yok, bitkisel çözüm önerisi soruyorsun... :)

sen evdeki malzemeleri say, biz yaratıcılığımızı kullanalım?
0
aksasu
(17.08.09)
bol miktarda cola birazcık peynir ekmek 2 adet domates 1 adet haşlanmış yumurta
0
🌸Ayiyogi
(17.08.09)
hamur sararsan, şişi alıyomuş belki işe yarar
0
ilse
(17.08.09)
sıcak su kaynat (tam kaynaması şart değil, ama el değmeyecek kadar sıcak olmalı). içine batır çıkar parmağını. 1 saniye havalandır, soğut, sonra tekrar. ta ki içinde parmağını tutabilinceye kadar (su o kadar soğuyana kadar) bunu tekrarla.
kendini haşlamadan, limitine çok yakın şekilde sıcak suda tut dolama olan yeri yani.
birşeylerle deler kurcalarsan falan daha beter olabilir. temiz tut, çok kurcalama.
0
lhun
(17.08.09)
aldığım bilgiler kesinlikle sıcak suya koymayın şeklindeydi
0
🌸Ayiyogi
(18.08.09)
sıcak suya koysan ne, koymasan ne?

yukarda saydığın malzemeler ile sabah uyanınca bir menemen yap, sonrada en yakın sağlık kuruluşuna git.

hastaneye gitmek menemen yapmaktan daha zor değil.
0
aksasu
(18.08.09)
sıcak su yöntemi basit vakalar için işe yarayan bir yöntem, ampirik olarak bunu söylemek gerek. elbette için rahat değilse veya normalden ağır bir vakaysa doktora gitmekte en mantıklısı.

öte yandan bazı arkadaşlar ne güzel yorumlamış; yea salla yea, suya koysan ne koymasan ne, götümüzden uyduruyoruz neticede dimi.

kaynak olarak vikipedi önermeyi sevmem ama bilip bilmeden ahkam kesenleri daha çok sevmem, idare ediverin;

al arkadaş senin vaka şudur;
en.wikipedia.org

ingilizce bilmiyorsan diye çeviriyorum metnin treatment yani tedavi kısmında
"it is recommended to soak the finger in hot water 2-3 time daily and to drain the pus" = "günde iki üç kere parmağı sıcak suya daldırıp iltihapı akıtmak önerilir."

sabah sabah adamın sinirini bozmayın, bilmiyorsanız bok atmak yerine kesin sesinizi oturun. (ayiyogi sen alınma)
0
lhun
(18.08.09)
adam yaklaşık bir haftadır yürüme zorluğu çekiyor.
kendi başına kara merhem falan uğraşmış.
dezenfekte ettiğini iddia ettiği bir iğne ile parmağını delmiş. (kanın kırmızı akmasından şikayetçi)

bu basit vaka. (!) bu adama doktora git diyen ahkam kesen bok atıcısı.

hastayı görmeden, "sıcak su sür, geçer" diyen; vikipedi'den paronişyanın ingilizcesine link veren...
0
aksasu
(18.08.09)
ayiyogicim senin parmak ağır vaka mı değil mi bilmem ama, algılama yetisi üzerine bir hayli ağır vakalardan olmadığımıza şükretmek gerek öncelikle.

hani cümlelerim yeterince basit değildir diye, aralarından çıkarılmaya çalışılan saçmasalak yorumlar kafa karıştırmasın diye bir iki ilavede bulunacağım.

halini görmeden vakanın ağırlığına veya hafifliğine dair bir yorum yapmak doğru olmaz. dolayısıyla daha geniş bir vaka ağırlığı skalasını tartacak her türlü çözümü sunmak boynumuzun borcu.

cümlelerim ferah bir zihin ve derin bir nefes eşliğinde okuduğunda göreceğiz ki ben de zaten ne durumunun ağırlığına dair bir yorumda, ne de bahsettiğim yöntemin tedavi ediciliğine dair "yap geçer" gibi bir telkinde bulundum. amacım uygun tedaviyi takip etmeyi senin sorumluluğuna bırakırken dolamanın bizzat tedavilerinden biri olan sıcak su yöntemini ekşi duyuru veri tabanının mütevazi bir köşesine koymak.

böylece arama kutucuğuna "dolama" yazacak biri de bu tedavi hakkında fikir edinebilecek, ardından "ne suyule yea" denecek sikko bir çözüm olmadığı konusu da zihninde pekişecek. biliyorsun ekşiduyuru kollektif bir soru cevap bankası oluşturuyor, buradaki amaç yalnızca sana cevap bulmak değil, gelecek benzer sorular için de sorulmadan bir karşılık vermiş olmak aslında.

vakaların iyileşmesi konusundaki merhametimi bastıramayıp vikipediden kognisyon, komprekensyon ve mental retardasyonun ingilizceleri üzerine de linkler verecektim, ardından pek anlaşılamayacağından bir çeşit çelişki, kısır döngü, vişıs saykl yaratmamak için kalmasına karar verdim.

geçmiş olsun, alla şifa versin.
0
lhun
(18.08.09)
"sıcak su yöntemi basit vakalar için işe yarayan bir yöntem" demeden evvel, adama "sıcak su kaynat" diyen kişi, sonra da durumunun ağırlığına dair bir yorumda bulunmadığını yazıyor.

adamın durumu basit mi de sen ona "sıcak su kaynat" diyorsun? hem sıcak su kaynatmak ne? tam kaynaması neden şart değil? açık yara mikrop kaparsa.

daha afili küfür edeceğine harcayacağın vaktini gerçeği görmeye harca.
0
aksasu
(19.08.09)
"acaba anlamamazlıktan mı geliyor" diyordum, artık bir şüphem kalmadı ki gerçekten yukarıdaki basit metinleri anlayamayanlar varmış.

kapasitelerinin üzerinde bir performans beklediğim için özür dilerim o popülasyondan, ama ne yazık ki ben de artık daha basit bir şekilde açıklayamayacağım.

bu soru haddinden fazla vakit tüketmeye çalışıyor, ama daha fazla yapabileceğim bir katkı yok, ne soruya ne de aradaki bilhassa mental kısıtlarla ilgili vakacıklara; o yüzden artık hep beraber anlamakla laf sokmak istemleri arasında gidip gelen yarımakıllı kelime şebekliklerini izleyelim. haydi devam, eğlendir bizi, şaşırt bizi.
0
lhun
(19.08.09)
dert değil, şu cümleyi kurmuş biri bana istediği kadar hakaret edebilir: "sıcak su kaynat (tam kaynaması şart değil, ama el değmeyecek kadar sıcak olmalı)." lakin "yaklaşık bir haftadır yürümede zorluk çekiyorum." diyen birine, parmağını-yarasını görmeden, "sıcak suya batır çıkar" diye tavsiye verilmesi bana yanlış geliyor. asıl sen istediğin kadar kelime şebekliği yap, gerçek bu.
0
aksasu
(19.08.09)
komşunun oğlunun ortaokul dilbilgisi kitaplarından vereyim? dünya klasiklerinden falan önereyim? aynı basit cümleye takılıp sentaks hatası verip duruyorsun da.
hayır anlayacağım diye kasarken yakacaksın devreleri, temel yaşam fonksiyonların falan da sekteye uğrayacak, suçlusu yine ben olacağım. gevşe dostum. boşver yahu.
0
lhun
(19.08.09)
konunun ortaokul dil bilgisi kitabı ile, dünya klasikleri ile ne alakası var? sen benim yazdığım "sıcak suya koysan ne, koymasan ne?" cümlesinin başına "yea salla yea" diye eklenti yaparak istediğin gibi anlayıp, hakaretleri sıralayacaksın. ben senin cümleni aynen alıp ondaki yanlışları gösterince, "aynı basit cümleye takılıp sentaks hatası verip duruyor" olacağım.

hem sen, bir insanın neyi anlayıp neyi anlamadığını; yazdıklarına bakarak anlayabileceğini de nerden çıkardın ya da bir insanın anlama kapasitesi düşük ise onu aşağılamaya hakkın olduğunu?

"gevşe dostum. boşver yahu." demişssin ama, hakaretlerin de devam etmiş. kendini ne zannediyorsun bilmiyorum ama, bir insana hakaret edersen o da sana cevap verir.

daha önce yaptığın diğer zekice şeylerin, hayattaki diğer başarılarının gazına gelip tanımadğın, görmediğin insanlara tıbbi konuda tavsiye veremezsin, hakaret edemezsin. gerçek bu.
0
aksasu
(19.08.09)
arada olur öyle. pls ltf t$k. GERÇEK bU!!!11!
0
lhun
(19.08.09)
bu ne bu? : )
0
aksasu
(19.08.09)
daha afili küfür edeceğine harcayacağın vaktini kişisel bakımına harca.
0
aksasu
(20.08.09)
parmak indi kavga bitti.

yaşasın kara merhem
0
🌸Ayiyogi
(22.08.09)
(4)

Akçay'da nerede kalınır?

niyobe
iki günlüğüne akçay'a gideceğiz 2 kişi.bildiğiniz güzel yerler var mı?ve yapılcaklar listesi de fena olmaz hani:)
iki günlüğüne akçay'a gideceğiz 2 kişi.bildiğiniz güzel yerler var mı?ve yapılcaklar listesi de fena olmaz hani:)
0
niyobe
(17.08.09)
lokma tatlısı, çarşı pazar gezmeleri yapılmalı. daha güzel plaj istiyorsan biraz güneye doğru sahilden yürüyerek haberken plajını veya orjanı deneyebilirsin.
kalacak yer olarak illa, pansiyonlar falan olmalı, hele ramazan yaklaşmasıyla artık yavaş yavaş boşalıyorlar. bir de turban mı nedir onun oteli vardı, çok dibinde olmamakla birlikte.
akçay şart değilse ören tarafını öneririm.
0
lhun
(17.08.09)
akçay'da gezilecek yer yok. boşuna gidip yalan olmayın bence..
0
mavi nota
(17.08.09)
akçayda kalınacak yer de yok(en azından otel yoktu) sadece pansiyonlar var denizi var o kadar. gece hayatıda yok. ama kafa dinlemeye gidiyorsanız oda yok
0
Ayiyogi
(18.08.09)
giderayak çok moral verdiniz.teşekkürler :))
0
🌸niyobe
(18.08.09)
(8)

Cildirmak uzereyim, bana lutfen yardim edin.

armutlulu tehlike cabbar
Bi an depresyonda biri sandiniz beni, umut arayan, uzanacak bir el, sevgi dolu bir bakis arayan. Hayir.Su yuzden cildirmak uzereyim : iki kulaga kupe takan erkek itici mi oluyor cekici mi, kupe bir erkegin cekiciligini ne kadar etkiler?Kadinlarin erkeklerin kicina bakma olayi nedir? Ne buluyorlar, y
Bi an depresyonda biri sandiniz beni, umut arayan, uzanacak bir el, sevgi dolu bir bakis arayan. Hayir.

Su yuzden cildirmak uzereyim : iki kulaga kupe takan erkek itici mi oluyor cekici mi, kupe bir erkegin cekiciligini ne kadar etkiler?

Kadinlarin erkeklerin kicina bakma olayi nedir? Ne buluyorlar, yamru yumru gotlerimizden ne gibi bir anlam cikariyorlar?

Omuzlari genis olan erkek neden bu kadar revacta?

Sakalli erkek neden cekici kimilerine gore ve neden kimilerine gore kaymak gibi erkek daha cekici oluyor?

Allah baska dert vermesin bana.
0
armutlulu tehlike cabbar
(16.08.09)
bilmen gereken tek şey dişilerin "şubu çekici, bubu çekici değil" yorumlarına inanmaman, takılmaman gerektiği. kafanı ütülerler ütülerler, ertesi gün bakarsın yanında itici bulduğu ne varsa sahip olan bir adamla çıkagelirler. veya birinin dediği ötekini tutmaz falan. o yüzden bırak onlar konuşsunlar, sen gül geç.

kendini nasıl iyi hissedeceksen öyle takıl.
ha, çekici olmayan bir erkek grubu varsa o da otunu bokunu başkalarının dediklerine göre yapanlar.
0
lhun
(16.08.09)
3u sagda 3u solda 6 tane kupem, biri cenem, digeri de meme ucumda olmak uzere iki tane piercingim vardi. piercingleri cikardim, kupeler duruyor.

kupelerin pek bi etkisi oldugunu soyleyemem ama meme ucundaki piercingin kredi notu yuksek oluyordu.
0
osuruklu
(16.08.09)
bizde nasıl bi güzel vücut merakı varsa onlarda da öyle bi merak var geniş omuz ve popolar da buna dahil tabi ama hiçbirşeyi abartmamak gerekiyor diye düşünüyorum.
0
yuto
(16.08.09)
ayrıca sakalı varlığına-yokluğuna göre değerlendiren kıza da burda akıl fikir yollamak istiyorum yakışan var yakışmayan var arkadaş
0
yuto
(16.08.09)
İki kulağa küpe daha iyi bence, ama çok da mühim bir şey değil.

Kıç güzel bir şey olduğundan olmasın? Kadınınki gibi yani. Ayrıca hepsini beğeniyor değiliz tabi ki. Biraz yuvaklak olacak yani dümdüz bir kıç hoş değil, neyse işte erkeklerin merakından farklı değil.

Çok daha seksi geliyor çünkü. İçgüdüsel bir şey olması lazım aslında. Erkekte güç önemlidir, geniş omuzlar da erkeği daha güçlü gösteriyor. O omuzlarla birlikte biraz da kaslı yapılı bir herifin bir kıza sarıldığını düşünün, bir de dar omuzlu zayıf bir herifin bir kıza sarıldığını düşünün hangisi daha koruyucu gibi duruyor? Yani içgüdüsel olarak biz güçlü, bizi koruyan erkek arıyoruz sanırım...

Sakallı erkeklere hasta biri olarak, aslında neden böyle olduğunu çok bilmiyorum; ancak çok daha karizmatik buluyorum. Daha erkeksi olmasından olabilir aslında.

Tüm bunları toplarsak; bazı kadınlar (çoğu belki de) maskülen erkekleri beğeniyor, bazıları ise feminen. Maskülen beğenenler geniş omuzlu, sakallı erkekleri beğenecek bu durumda; feminen beğenenler ise dar omuzlu, zayıf yapılı, bebek yüzlü erkekleri beğenecek.
0
loralynn
(16.08.09)
Bir kadın olarak cevaplıyorum (hay allah normalde erkek değilim zaten :P)

Küpe olayı bana kişiye göre çekici gelen bir şey, tarzına yakıştırıyorsa tamam. Ama 2 kulağa da gerek yok bence.

Kimsenin kıçına direkt bakmadım ama erkek kıçı çok çekicidir, serttir, diridir, kalkıktır, iyidir hoştur. Kadın kıçı gibi lömbürlek değildir.

Benim açımdam o kadar revaçta değil ama istemem yan cebime koy olayı mevcut. Olursa ne ala, olmazsa da sorun değil.

Sakal olayı kişiden kişiye göre değişir. Bebek yüzlü erkeklerin sakal bıyık bırakmasıdan nefret ederim, fakat onun dışındakiler bırakabilir.
0
clementine
(16.08.09)
Hmm hmm keyifli sorular :)

Subjektif yanıtlandıracağım

Iki kulağa küpe takan erkek itici olmuyor ancak kepçe kulağa küpe takmak hoş bir görüntü yaratmıyor, evet...

Kadınlar erkeklerin kıç nahiyesini incelemeye almaktan ziyade bacakların gövdeyle olan (duruş, biçim) harmonisiyle ilgilenirler. Tıpkı kadınlarda olduğu üzere bir erkekte de aranılan ince kemik yapısıdır, kaslı bacaklar son derece keyifsiz bir etki bırakmakta... Tom Ford'u örnek olarak göstermeli, muazzam bir fiziğe sahip.

Ve yine ağır bir benceyle beraber, geniş omuzlu ve adaleli erkekleri atraktif bulmuyorum... Fit olmak ayrı bir şey...

Sakal frapan ve maskülen bir öğe... Bu da şu demek, ya yakışır, ya da yakışmaz. Bir adamın sakallı hali ya iyidir, ya kötüdür... Bir de yaşı büyük gösterir...

Budur :)
0
Struttin
(16.08.09)
küpe kaç tane olursa olsun bana garip gelmez de, iki kulağa da birbirinin aynısı küpe takanlar bana garip geliyor. o sanki kadınsı bişey, iki tane takacaksa ikisi farklı olmalı erkekte gibi geliyo bana nedense.
kimisinin sakallı kimisinin sakalsız sevmesinin sebebi de güzelliğin göreceli olması olabilir sanki.
0
cereal killer
(16.08.09)
(5)

Sözlük Formatına Dair

eferuzgaroglu
Arkadaşlar sözlükle ilgili birkaç soru sormak istiyorum:1-Editlemenin bir sınırı ya da kaidesi var mıdır? İstediğimiz entryi istediğimiz kadar editleyebilir miyiz? Neyi editlediğimizi yazmak zorunda mıyız?2-İmla hataları ne derece kabul edilebilir? Mutlaka uymalı mıyız? İmla hatası çaylaklığa sebep
Arkadaşlar sözlükle ilgili birkaç soru sormak istiyorum:

1-Editlemenin bir sınırı ya da kaidesi var mıdır? İstediğimiz entryi istediğimiz kadar editleyebilir miyiz? Neyi editlediğimizi yazmak zorunda mıyız?

2-İmla hataları ne derece kabul edilebilir? Mutlaka uymalı mıyız? İmla hatası çaylaklığa sebep olur mu?

3-Sözlükte uzun bir süre entry girmezsek yazarlığımız silinir mi?

4-Başka bir sözlükteki entrylerimizi buraya taşıyabilir miyiz? Oradakiler de dursa olur mu? Taşırsak illa oradakileri silelim mi?
0
eferuzgaroglu
(15.08.09)
1-yok.
2-ilk seferde falan etkili olmayabilir ama tarihçenize eklenir.
3-hayır.
0
xenophobe
(15.08.09)
1. yok. hayir.
2. surekli oluyorsa caylakliga ve ucmaya sebep. ispiyona degil. (ozensizlik) (hmm boyleydi sanki ama neyse)
3. hayir. en az 1 entry'n varsa sorun yok.
4. silmeden yazarsan "kaynak gostermeden alinti" gerekcesi ile silinir, caylakliga ve ucmaya sebep olabilir.
0
sourlemonade
(15.08.09)
1-yok. evet. hatta yazmamanız daha iyi.
2-başlıklarda kabul edilmez, entry'lerde karışılmaz. başlıklarda olur, entry'lerde olmaz. imla hatası kişisel tarihçeye not edilmez.
3-hayır
4-araştırın. ama aklımda kalan önce oradakileri silmeniz gerektiği. ğer silmeden buraya taşırsanız "kaynak göstermeden alıntı" yaptığınız için silinir. belki de moderatörlere mesaj atarak tarihçenize işlenmesini sağlayabiliyorsunuzdur ama sanmıyorum :/

"entry gammazlama sebeplerine eklense böyle bişey olmaz mı? yani en azından böylelikle bi nevi not da alınmış olur. cidden ikide bir dahi anlamındaki de'nin ayrı yazılmasıyla ilgili muhabbetler dönüyo ama ben bunun kadar sinir bozucu bişe görmüyorum sözlükte :)
iterator (22.02.09 22:51:28)

bunlar formattan bağımsız şeyler olduğu için gerekçelere eklemek, not almak falan pek uygun değil.
okunurluğu azaltıyor diyeceksiniz, aynı şey $ işareti için de geçerli. ssg'yi de mi uçuralım? :)

galadnikov (22.02.09 23:02:06)"

imlalar not alınmazı buradan yorumladım, yanlış anlamışımdır belki o yüzden kopipest edeyim dedim :/

not 2: entry'lerdeli hatalar not alınmaz dedim. başlıklar için çaylaklık-uçma gerekçesi diye zaten belirttik :/
0
surtunme kuvveti
(15.08.09)
1- senden sonraki entryyi "daha önce yazılmış bu" konumuna düşürecek şekilde kendi entryni editlersen kötü bişey sanırım.
0
lhun
(15.08.09)
turkceyi katledecek derece de kotu sekilde entry yazabiliyor muyuz o zaman?
0
kakoy
(16.08.09)
(16)

İslam dini ve geri kalmış ülkeler

solo
Başlığı okuyup burnundan soluyan dindar arkadaşlarım önce biraz sakin.Şimdi sorum şu, bir kaç arkadaş toplanıp ülkenin genel gidişatından konuştuk, son üç beş hükümetten ve onların icraatından, kurtuluş savaşından, çerkezlerden, lazlardan, kürtlerden yani anlayacağınız tipik arkadaş muhabbetlerinden
Başlığı okuyup burnundan soluyan dindar arkadaşlarım önce biraz sakin.

Şimdi sorum şu, bir kaç arkadaş toplanıp ülkenin genel gidişatından konuştuk, son üç beş hükümetten ve onların icraatından, kurtuluş savaşından, çerkezlerden, lazlardan, kürtlerden yani anlayacağınız tipik arkadaş muhabbetlerinden biraz farklı bir içeriğe sahipti bu konuşma.

Laf döndü dolaştı din konusuna geldi, hemen her dini akımı örneklerle pekiştirdik, örneğin hristiyanlık,yahudilik,hindu, islam ve daha birçok dini akım hakkında yorumlar yaptık ve her seferinde islam dininde gelip takıldık, bir çok ülke çok sert dini kurallara sahip, ancak yine de gerek ekonomik açıdan gerekse kültür açısından oldukça gelişmiş durumdalar, örnek vermek gerekirse israil hem bir savaş süreci yaşarken hem de din konusunda da oldukça aktif bir ülke ancak gerek silah gücü gerekse yaşam standartları son derece yüksek, italya'yı bu konuda değerlendirmemek çok yanlış olurdu, mesela vatikan gibi dini simge haline gelmiş bir bölgeyi içinde barındıran bir ülke ama yine gerek ekonomik gerekse kültürel açıdan rahatlıkla Türkiye ve Türkiye gibi Müslüman bir ülke italyanın gücü yanında sıfır kalıyor.

Sonrasında Türkiyenin geçirdiği tarihi süreci bahane gösterdik, şu kadar savaş yaptı şu kadar insan kaybetti vs,vs oysaki yine adı geçen tüm ülkeler benzer savaşlara katıldı bir çoğunu kaybetti yani bu da bir bahane olamazdı.

İşin özü şu ki, Müslümanlıkla yönetilen ya da halkın çoğunluğunun müslüman olduğu ülkelerin hemen hemen hepsinde, iç savaş, ekonomik kriz, kültürel çöküntü, açlık, sefalet ve sayılamayacak sorun varken diğer toplumlarda neden bu tür sorunlar nispeten daha az? bakın yok demiyorum az diyorum çünkü yok deseydim birisi çıkıp nereden biliyorsun olmadığını gittin gördün mü diye cevap yazacaktı.

Cevap verecek arkadaşların tarafsız ve sakince cevap yazmasını rica ederim ben de sonuçta müslümanım ve amacım müslümanlığa hakaret etmek ya da kimseyi dinden soğutmak değil ama kafamızı kurcalayan bu sorulara da bir cevap bulmak isterim.
0
solo
(15.08.09)
sana bu konu hakkında ali bulaç'ın iz yayıncılıktan çıkan "çağdaş kavramlar ve düzenler" kitabını şiddetle tavsiye ederim. yalnızca aradığın soruların cevabını bulmakla kalmıycak daha da fazlasına sahip olacaksın. kitap ideolojileri anlattığı için biraz sıkabilir seni il başta. ilk yirmi sayfadan sonra heyecanla okursun ama. öyle roman gibi falan hemde..
0
greyfurt amca
(15.08.09)
genel bir cevap vermek, yeteri kadar açıklayıcı olmaz ama şu bir kaç konudan yola çıkarsan bie nebze yardımcı olunabilir;

(bkz: rönesans)
(bkz: sanayi devrimi)
islamiyet bence iki dönemide görmüş değil.
0
kaleci makabayasi
(15.08.09)
dine bağlı geri kalmışlık, çoğunlukla dinin insanın özgür düşünebilmesine ne kadar izin verdiği ile alakalı çok özet olarak. örneğin budist toplumlar bu konuda rahat iken, hristiyan toplumlar bu rahatlığı biraz da uğraşarak aydınlanma çağı sonrasında yakalamışlar. özgür düşünce; eğitilmiş, dünyayı birçok farklı akımdan görebilen insanlar yaratıyor ve bu beraberinde toplumsal olarak anlaşmayı, birbirine saygı göstermeyi ve barışı ek olarakta bilimsel ve teknolojik gelişmeleri getiriyor. çok özet olarak bu. işine gelmeyen yaşam tarzlarını desteklemeyen yasaklayan ve işine gelmeyen bilimsel gelişmeleri onaylamayan, desteklemeyen ve engelleyen islam dünyası açıkçası daha yolun başında diğer bir çok büyük dine göre.
0
efe
(15.08.09)
islam ülkeleri ekonomik olarak geri kalmış diyorsunuz haklısınız da. dubai'den başka ekonomik bir örnek verebiliyor muyuz? zor. peki dubai'yi ayakta tutan ne? petrol. bu yüzden dubai'yi de bir örnek olarak kabul edemeyiz.

hristiyanlar kültürel değişimlere açık olmayı başardı. bunun sebebine rönesans de, başka birşey de farketmez. herhangi bir avrupa yahut amerika televizyonunu açtığınızda isa ile dalga geçildiğini görmeniz mümkün mesela. bu, sorunuza bariz bir cevap bence. müslümanlık her zaman daha katı ve değişimlere kapalı oldu. teknolojiyi de son raddeye kadar reddetti. bilime önem vermedi. bu da onu sömürülen konumuna getirdi. ve artık çok geç.
0
cro magnon
(15.08.09)
islamiyet, dünya sevgisini barındırmaz. şöyle ki; müslüman bir insanın dünyada yaşama amacı kuran'a göre allah'a kulluk etmektir. başka bir amacı yoktur. işin özü budur. birçok ayette, hadiste dünya malına bağlanmayınız der zaten. tabi bu demek dünyada koyun gibi yaşayın hiçbir şey yapmayın demek değil ama şöyle birşey var..

zaten evvelinden beridir fakir olan bir insan düşünün.. zengin olabilmek için hiçbir şansı olmasın.. (burada anlatmak istediğim karadenizin, anadolunun, akdenizin işçisi, çiftçisi, madencisi şusu busu) yaşadığı ülkede bu insanın kendini geliştirmek için ne gibi bir şansı var bunu düşünün.. istanbulda izmirde ankadara olduğu gibi değil bu ülkenin bazı yerlerinde hayat. basıt bir roman'ı bile alamıyorsunuz çoğu şehirde kolay kolay. yok çünkü.. internet ortamından ulaşabilirsiniz anca bilgiye. ee ulaşsın ozaman araştırsın demek kolay. nasıl ulaşsın diye bir sorulduğunda cevabı buluyorsun zaten. adam sabahın köründe kalkıp tarlasına veya işine gidiyor. akşama kadar köpekler gibi çalışıp kazandığı üç kuruşlada anca karnını doyuyor. ya çalıp çırpacak bu adam kurtulmak için. yada ulan zaten bu dünyada gülmeyeceğiz bari ahireti kurtaralım diye kendini tamamen dine verecek.. geneldede böyle oluyor..

islam'da bu dünyada hiçbir çakılı çiviniz olmasın demez. bilimsel araştırmalar yapmayında demez. ama kimse inkar etmesin şöyle birşey var. islam'a tam anlamıyla teslim olduğunuzda dünya sevgisi diye birşey kalmıyor. böyle insanların televizyon izleyesi bile gelmiyor zaten. günah olmasın diye kadın eli bile sıkmıyorlar. bu zihniyetteki adam da hadi birleşip iki deney yapalım demez. nasıl daha çok sevap kazanırız derdine düşer.. adamın geçim derdi başından aşkınken kurtuluşu dinde ibadette bulmaya çalışması normal tabi ama bu kafadaki milyonlarca insanı rahatlatıp aydınlatmadan gelişemezsin.. (ekonomik olarak rahatlatmadır burdan kasıt, müslümanları dinden çıkartalım rahatlayalım demek istemiyorum)

artı türkiyedeki yiyicilik zihniyeti değişmeden ülke genelinin dini ne olursa olsun böyle gelir böyle gider.. her başa geçen müslümanım dedi bu ülkede ama kaçı müslüman kaçı yalancı belli oluyor dışardan bakınca..

bir atatürk daha gelse idi keşke..
0
ztpz
(15.08.09)
sağlıklıca karşılaştırmak için 1 hristiyanlığın etkisinde kapkaranlık bir avrupa ortaçağı 2 o sıralarda islam etkisindeki aydınlanmayı da hesaba katmak gerek.

bence mevzu dinlerin kendisinden ziyade, nasıl "kullanıldığı", nasıl "sömürüldüğü" ile ilgili.

uzmanı olmadan tarih konuşmayı hiç sevmem ama dediğim gibi ortaçağ üzerinde dur, o karanlıktan avrupanın bugünkü haline geçişi nasıl olmuştur bunları araştır derim. belki de islami nüfusların aydınlanma zamanı daha gelmemiştir? (ve iki din arasında 7 yüzyıl bir fark olduğunu da gözetmek gerek)
0
lhun
(15.08.09)
bence daha fazla bilime önem verilmesi lazım misal evrim konusu bu konuda iyi islam alimleri yetişseydi mutlaka bugün evrim hakkında daha iyi bilgilere sahip olabilirdi baştan beri reddetmenin bi anlamı yok yani Allah bizi bu halmizile bu bilgimizle ve dünyayı bu şekilde yaratabilirdi ama yaratmadı bişeyler öğrenmemiz lazım yani evrim var oluşla değil canlılar nasıl değiştiğini bu güne geldiğini anlatmaktadır.Herhangi bi arkadaşın la evrim konuştuğunda "ehehhe maymundan mı geldin lan ehehhehe" gibisinden salakça şeyler söyleyebiliyorsa eğer bizim bilim de eğitim de kendimizi geliştirmemiz lazım
p.s : imla hataları ve yazım hataları olabilir
0
paintov
(15.08.09)
din insan üzerindeki etkisi nedeniyle bir ülkeyi geliştirici etkiye de sahip olabiliri tam tersi de. islam bilimle çok barışık bir din sayılmaz, yapılabilecek her şey, teknolojiden sanata geniş bir yelpazeden bahsediyorum dinin ve ona bağlı geleneklerin engellerine takılmıştır. bir din bunun tersine -öğretileri o yöndeyse- geliştirici bir etkiye sahip olabilir, bunun en uç örneğini de yahudi/musevilikte görürüz. çünkü kitaplarında "çalış, biriktir, yatırım yap" (hemen hemen böyleydi) der.
bunu temel prensip kabul eden bir dinin mensupları da doğal olarak para işlerinde başarılı olacaktır, çünkü dinleri bile bunu emreder ve o kültürle yetişmişlerdir.
bu yüzden evet ülkelerin gelişmesinde din önemlidir. türkiye laiklik nedediyle en gelişmiş müslüman ülke sayılır, siyaset ve insan hakları açısından. ekonomide ise bizim toprağın altından petrol ya da altın fışkırmadığı için zengin arap ülkeleriyle bir tutamam.
0
duch von souch
(15.08.09)
sozluknickmiverulan sen de haklısın ama senin de yanıldığın çok büyük bir nokta var

Dubai'yi herkes zengin bir ülke olarak bilir ama işin aslı hiç de öyle değildir dubai halkı Türk halkından daha fakirdir ancak Dubaide kral ve ailesi kavramı vardır, ve kralın hakları sınırsızdır bu nedenle dubai'ye giren paranın tamamı kralın ve kraldan sonraki soyun hakkıdır, halk yine sefalet içinde yaşamaktadır National Geographic izliyorsanız orada sürekli olarak Dubai hakkında bir belgesel program yayınlandığını görürsünüz çok güzel bir kare yakalamıştır hatta NG fotografçılarından birisi, Dubaideki ünlü yelken oteli arka fonda dururken resmin ön kısmında çöp kutularını karıştıran, peçeli insanlar ve o esnada yoldan geçen at arabası şoförleri görünür. yani aslında Dubai ekonomik açıddan güçlü bir ülke değil kral ve ailesi zengin.
0
🌸solo
(15.08.09)
Ülkemiz açısından basit bir cevap verecek olursak, kurtuluş savaşından sonra Atatürk'ün önderliğinde gerçekleştirilen atılımlar sonucu belirli bir gelişme gösterdik ancak Atatürk'ten sonra gelişimimiz yavaşlamaya başladı. Bunun nedeni hepimizn kendi içinde ve çevresinde duruyor bence:

Hangimiz daha çok vergi vermek için uğraşıyoruz? Hiçbirimiz. Vergi konusunda tek yaptığımız : Nasıl daha az vergi öderiz?

Hangimiz kurallara uymak için üstün gayret gösteriyoruz? En basitinden sürücüler karşıdan karşıya geçen yayalara nasıl hisler besliyorlar? Dünün SSCB ülkesi Letonya ve Litvanya'da bile hangi yolda olursanız olun yaya yola adımını attığında tüm trafik durup yol veriyor ve hiçbir yaya da yaya geçitleri dışında karşıya geçmeye çalışmıyor.

Bunlara benzer konular çoğaltılabilir. Bu konuların dinle imanla alakası olmadığı gayet açıktır. Çünkü vergi vermek de kurallara uymak da dinli dinsiz tüm vatandaşlar için geçerli olan uygulamalardır.

Bir diğer neden de sorunları çözmek için kalıcı çözümler üretmek yerine palyatif tedbirler alınmasıdır.
Sosyal güvenlik sistemimiz delik deşik oldu.
Depreme dayanıklı binalar üretme zorunluluğu ancak 17 ağustos'tan sonra çıkabildi ancak ne kadar uygulanabildiği tartışılır.
Hala her seçim döneminde seçim konuları tartışıyoruz.
Bağkur primini yatırmaya giden esnafa "ya ne yapacan, nasıl olsa af çıkar ilerde, indirimli yatırır, kısa yoldan emekli olursun" diye öğüt verilen bir ülke burası! Maalesef bu öngörü genelde doğru çıkıyor. Ömründe hiç prim ödememiş çiftçilerin son dönemde fi tarihinde teslim etmiş oldukları tütün dolayısıyla geriye dönük maksimum 20000 TL ödeyerek anında emekli oldukları bir ülkede yaşıyoruz.
Çalışanların büyük çoğunluğunun ya kayıt dışı olduğu ya da gerçek kazancından daha düşük gelir gösterildiği bir sosyal güvenlik sistemimiz var.
En basitinden ev kiralarında bile kaç evi olursa olsun istisna kapsamından çıkmamak için düşük kira geliri gösteren ev sahiplerinin bu kararının diniyle ilgili olduğunu kim söyleyebilir?
Eğitim sistemimiz yolunmuş tavuğa döndü. HEr ay yeni bir kural çıkarılıyor. Kimi zaman sistem tamamen değiştiriliyor, kim zaman 15 yıl önceki sisteme dönülüyor.
Bu sorunların çözümü tamamen tekemmül etmiş bir sistemin oturtulup eğitime yüksek önem verilmesinde ve vatandaşların zihniyetlerinin "önce ben"den "biz"e dönüşmesinde yatmaktadır bence. Ondan sonra ister müslüman olsun ister hristiyan, ajdar ya da kavun karpuz dininden olsun fark etmez.
0
44
(15.08.09)
Bana kalırsa mesele biraz da Arap'ların birbirlerine sahip çıkmamalarından kaynaklanıyor. Malum, birsürü Arap devleti var. Bunların birçoğu senelerce emperyalizme maruz kalmışlar, senelerce kaynakları sömürülmüş. Cezayir, Fas, Tunus, Suriye, günümüzde Irak.. Lafa gelince Müslümanlar ama nedense bir emperyalist devletler kendi ülkelerine girdiklerinde onları bir kurtuluş yolu görüp, gerek kendileri gerek içlerinde yaşayan diğer etnik unsurlar işbirliği yapmaktan (buna başka bir terim kullanacaktım, ağır kaçacak) çekinmiyorlar, (!!!). Sence bu devletler & topluluklar bu kafayla sittin sene yüksek bir refah düzeyi yakalayabilirler mi?

@cro magnon: Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai başkent) dediğiniz yer Türkiye'nin 1/10'u kadar bir yüzölçüme sahip. Nüfus olarak Türkiye'nin %5'i falan, küçük bir devlet yani. Petrol ve doğalgazdan kaynaklanan fazla fazla zenginlikleri var. Eh turizmde de fena değiller. Dolayısı ile Arap ülkeleri arasında bir istisnadan öteye geçemez.
0
Lethe
(15.08.09)
Sayın 44

siz sorunun kaynağını dile getirmişsiniz, bunlar zaten bilinen şeyler sorumuzun cevabı bu değil ki ? zaten vergilerin adam gibi ödenmediği, insanların diğer insanlara saygı göstermediği, herkesin bencilce yaşadığı bir toplum var ortada ama bu toplumun neden Müslümanlardan çıktığı ki diğer müslüman ülkelerde de durum malesef aynı.
0
🌸solo
(15.08.09)
@solo
dubai'ye gittiğimde rehber işsiz kalan vatandaşların devlet için ajanlık görevine atandığını söylemişti. fakirlik diye bir şey yok, yan gelip yatarsan az maaş alırsın dedi. onun yalancısıyım.

batı'nın silkinip kendine gelmesi dinden uzaklaşmasıyla oldu. din olduğu sürece bunu istismar edecek insanlar da olacaktır. özellikle ilahi din denilen islamiyet, musevilik ve hristiyanlık felsefi olarak da tanrıya tapınmaktan başka hiç bir alternatif sunmuyor (yamuluyorsam söyleyin). diğer bahsettikleriniz ise yaşam felsefine tapınmak dışında şeyler de sunuyor.

hayat zorlaştıkça insanlar tanrıya yaklaşıyor, mücadele etmektense enerjilerini hayallerine odaklıyorlar (cennet v.b). aslan tarafından kovalanınca sıkılıp yatan bir ceylan gibi. kaçsa kurtulabilir belki ama yatarak aslanı yoksayıyor, çünkü tanrı daha büyük bir güç. oysaki aslan onu oracıkta yedi bile.

soruna gelecek olursak, bunu müslümanlığın daha genç bir din olmasına bağlıyorum. ama hristiyanların aksine müslümanların uğraşması gereken çok daha fazla şey var (manevi olarak). bu açıdan daha şanssız, kendi haline bırakılıp doğal evrimini tamamlayamıyor çünkü. benim görüşüm bu sefaletten ancak dine sarılmaktan vazgeçerlerse kurtulabilecekleri...
0
redlinetheturk
(15.08.09)
@44
bu ülkede bir devrim yapıldı evet, ama yönetim felsefesini değiştirmek isteyen tek kişi musafa kemal'di, ve zamanı buna yetmedi. şu an cumhuriyet ve demokrasi olabilir ama devlet felsefesi hala aynı: halk devlet içindir.
tam tersi olması lazım...
halkın bu kurnazlığı boşuna değil. çünkü hayatın yanı sıra devletle de mücadele etmesi gerekiyor.
sırf eğitimle de bitmiyor ki bu iş. sorun devlette, insanlar sadece yansıtıyor. devlet düzelirse insan da düzelir diye düşünüyorum...
0
redlinetheturk
(15.08.09)
redlinetheturk

öncelikle dubai konusunda aydınlatıcı bilgi için teşekkürler, dubai için biraz daha fazla araştırma yapacağım ama sadece bir konuda katılmıyorum, sadece çalışmayanlar fakir düşüncesi biraz garip geldi bana bir topluluğun istatistiksel olarak değer kabul edilmesi için çoğunluk içinde belirgin bir boyutta olması gerekir, ki şu durumda fakir bir toplumdan bahsediyoruz çalışmadığı ya da çalıştığı halde hakettiği maaşı almadığı için o ayrı ama rehber arkadaşın da fakir bir halk var ama çalışmıyorlar demesi (konusu geçtiyse demekki belirgin bir fakir topluluğu mevcut) yine bir sorun teşkil ediyor eğer 71 milyonluk bir toplumda 10 bin insan fakirse bu sorun değil ancak nüfusu 1 milyonu ancak bulan bir ülkede bu rakam azımsanamaz.

yine sorumuzun özünden uzaklaştık aslında sorumda sadece ekonomik refahtan değil kültürel gelişmekten de bahsetmiştim, tabiki buradaki kültürel gelişmeyi, magazin programların her dakika tv'de boy göstermesi, kimin eli kimin şeyinde, kim ne zaman kiminle yatmış anlamında değil, kültürel ve bilimsel açıdan da gelişmek olarak anlamak gerekir, örneğin neden bu ülkelerden adam gibi yazılım devi çıkmıyor, neden gelişmiş uydular tasarlanıp uzaya fırlatılamıyor herşeyden önemlisi neden insanlar sorunları konuşarak aşmaya çalışamıyor da kelle, kol, bacak kesiliyor ve buna rağmen suç oranı önüne geçilemez bir hızla artıyor ?
0
🌸solo
(15.08.09)
sanırım kendimi net anlatamamışım,
dubai b.a.e'deki 7 emirlikten en zengin olanı ve fakirlik yok. en az parayı çalışmayanlar alıyor demişti rehber. o konuda derin bilgim yok o yüzden fazla girmeyelim bu konuya.

diğerine gelince, islam kültürlerinde kültür insanla ilgili olmuyor çünkü. allah ile ilgili oluyor. ve tanrıya giden yol bilimden geçmediği için bilimle alaka sıfıra yaklaşıyor.
ayrıca insanlar dediğin gelişmeleri yapmak için uğraşmıyor. bunun yerine tanrıları adına saçma sapan mücadeleler veriyorlar, bu şekilde tatmin edince tanrı kalanını getirecek diye düşünüyorlar.
0
redlinetheturk
(15.08.09)
(3)

hiberfil ve pagefile

deli efendi
c de hiberfil ve pagefile adında iki tane sistem dosyası var toplam 1gb büyüklüğünde . merak ettim nedir bunlar . silsem ayıp olurmu
c de hiberfil ve pagefile adında iki tane sistem dosyası var toplam 1gb büyüklüğünde . merak ettim nedir bunlar . silsem ayıp olurmu
0
deli efendi
(13.08.09)
(bkz: hiberfil.sys)
(bkz: pagefile.sys)
0
vincenzo
(13.08.09)
cok ayip olur. windowsunuz konusmaz bi daha sizinle yuzunuze bile bakmaz. hosgeldin demez. sen dion zaten sistem dosyasi diye. niye sistemin irzina gecmeye calision
0
crucio
(13.08.09)
zaten silemen de, hiberfil i istiyosan güç seçeneklerinden hazırda bekletme (hibernation) kapatarak kaldırabilirsin.
0
lhun
(13.08.09)
(11)

Brüksel'de gidebilicek yerler nerelerdir ?

geven kafa
brüksel'e büyük ihtimalle pazar günü yapılıcak günü birlik gezi için nereleri tavsiye eder, hangi müzeler vs. açık bulunur dersiniz ?
brüksel'e büyük ihtimalle pazar günü yapılıcak günü birlik gezi için nereleri tavsiye eder, hangi müzeler vs. açık bulunur dersiniz ?
0
geven kafa
(12.08.09)
tam hatırlamıyorum ama şu sıralar bir bira festivali olması lazım.
bir de şu meşhur koca atom u görebilirsin.
0
lhun
(12.08.09)
ühüü. bilet aldığım halde feribotu kaçırdığım için gidemedim 2 hafta önce. bizimkiler miniaturk muadili bir yerde minieuro mu ne öyle bişi adı pek bi eğlenmişler.
0
gene mi gene
(12.08.09)
sanırım orada karar verilmesi en iyisi olucak.
bir kaç internet siteside buldum sayılır.
ilginiz için teşekkürler =)
0
🌸geven kafa
(12.08.09)
brüksel'de bir kere atomium'u görmeden gelmeyeceksiniz, manneken piss var, orasi da brüksel'i gördüm demek icin görmeniz gereken bir yer. bir sey yok gerci, iseyen bir cocuk var :)
katedral kesinlikle görülmeli
van gogh'un yasadigi ev var
bir de katedral'den asagiya inip meydana ciktiginizda sag tarafa dogru gidin, orada bir tren istasyonu gibi bir sey var, onun önünde sokak sanatcilari sarki söyleyip müzik caliyorlar, bir videosunu cekip bize link atin :)
0
zeykur valekov
(12.08.09)
eğer gidilirde çekilirse neden olmasın =)
0
🌸geven kafa
(12.08.09)
adlarını kesin yanlış yazıyorumdur ama grand plaza gibi bi meydanları var, atom ve yanında bizim miniaturk gibi bi yer, bir de bruge sanırım deniz kenarı, bu mevsimde iyidir ancak.

zaten küçücük bir yer, umarım gittiğinde hava güneşli olur ki nadirdir:)
0
asleep
(12.08.09)
bira seviyorsanız (bkz: delirium)
0
merry shelly
(13.08.09)
brüksel'i alkole indirgemiş gibi olacağım ama 2004 çeşit birasıyla Guinness Rekorlar Kitabı'na girmiş olan delirium'un tam karşısında floris de mevcuttur, çılgın absinth çeşitlerini tadabilirsiniz.
0
bir garip melek
(13.08.09)
tenten müzesi var 2 büyük meydanından birinin yanında. Ben çok eğlenmiştim orda, çocukluğunu hatırlatıyor insana=)
0
mavi nota
(13.08.09)
japanse toren
türk mahallesinde nasrettin hoca heykeli var (:
ikinci dünya savaşı müzesi çok güzel kesin git.
0
meksi
(25.11.12)
a la mort subite'e gidip white lambic içilir bence. sadece orada bulunuyor. ve bence ortamı delirium'dan daha güzel.
0
slackerbitch
(25.11.12)
(6)

Bilgisayarımı kapatamıyorum, ama iradesizlkten değil..

the bourgeois
Merhaba şuan bu melun duyuruyu okumak üzere işi gücü bırakmış insan kardeşlerim,Olay kabaca şöyle; başlat->bilgisayarı kapat->kapat diyorum. Afedersiniz mal gibi suratıma bakıyor. başlat->bilgisayarı kapat->hazırda beklet deyince, eyvallah abi görüşürüz diyor. Keza(?) yeniden başlat deyince de.Ne y
Merhaba şuan bu melun duyuruyu okumak üzere işi gücü bırakmış insan kardeşlerim,

Olay kabaca şöyle; başlat->bilgisayarı kapat->kapat diyorum. Afedersiniz mal gibi suratıma bakıyor. başlat->bilgisayarı kapat->hazırda beklet deyince, eyvallah abi görüşürüz diyor. Keza(?) yeniden başlat deyince de.

Ne yapayım ben bu dertli başımla, nerelere gideyim.

Sanki çok süper bir aletmiş gibi başından kalk(a)mayım istiyor mendebur.

Öpdüm yalamadan.
0
the bourgeois
(12.08.09)
bilgisayarı açma tuşuna basıp çekin(basılı tutmayın), bakalım o zaman ne yapıyor. bilgisayarı kapat komutu almış gibi hazırlanıp kapanması lazım normalde.
0
cro magnon
(12.08.09)
başlat / çalıştır / "shutdown -f" yazarak deneyin bir de. yok yine kapanmıyorsa ya dendiği gibi powera 7 saniye kadar basılı tutacaksınız ya da prizi çekeceksiniz :)
0
lhun
(12.08.09)
ya da task manager da da var kapat tusu ordan dene bi de.
0
bryan fury
(13.08.09)
bi de virus trojen bisiler kapmısın sanki combofix jksdf
0
bryan fury
(13.08.09)
wmiprvse.exe'ye bulaşan bir virüs/trojan bunu yapıyordu galiba..

bir de windows update yapmaya niyetlenip yarım bıraktıysanız bir dönem onu tamamlamak için kapanmıyor olabilir.. wuauclt.exe açık mı, taskmgr'den bir bakın derim..
0
godot yu hacklerken
(13.08.09)
cro magnon:hazırlanıp kapanmadı, löp diye gitti:)
lhun:denedim kaale almadı beni,
bryan fury:ordan da kapanmadı,
bryan fury:galiba=)
godot yu hacklerken:güncellemeyi yarım bıraktığımı hatırlıyorum sanırım, ve wuauclt.exe açık.

bir tarayalım bakalım, içimizdeki hayınlar çıksın ortaya..
0
🌸the bourgeois
(13.08.09)
(6)

hızlı ve sağlıklı kilo vermek için....

paulista
hızlı ve sağlıklı kilo vermek için spor dışında ne tür besinler tüketmeliyim.sindirim sorunu yaşatmıycak düşük kalorili önerileriniz nelerdir ?
hızlı ve sağlıklı kilo vermek için spor dışında ne tür besinler tüketmeliyim.sindirim sorunu yaşatmıycak düşük kalorili önerileriniz nelerdir ?
0
paulista
(12.08.09)
Yesil sebze. Pazara git, bol bol yesillik al, sebze al. Pisir pisir ye. Salatasini yap ye. Aralara da meyve serpistir.
0
wpi
(12.08.09)
hızlı ve sağlıklı kilo vermek diye bir şey yok. sana elma ye armut ye demenin bir manası yok. herkesin metabolizması aynı değildir. bir diyetisyene bünyene uygun bir diyet hazırlatıp onun kontrolünde sağlıklı bir kilo verme/alma olabilir ancak.
0
emrag
(12.08.09)
1) ihtiyacin olan gunluk kalori miktarindan 500kalori daha dusugunu aliyorsun. (ne kadara ihtiyacin var bu simdiki deneyimlerine kalmis.)

2) Kilonun 2 kati kadar gram cinsinden protein aliyorsun gunluk. (boylece kas degil yag kaybediyorsun)

3) Spor salonuna gidip az agirlik cok tekrar usulu ile 2 ay agirlik calisiyorsun ve kardiyo yapiyorsun. (3 gun agirlik yeter)

4) Temiz besleniyorsun, yagdan uzak duruyorsun. Ton baligi, tavuk, lapa pirinc, haslanmis makarna ve haslanmis patates, kimi zaman yagsiz kirmizi et, lor peyniri, yumurta, yulaf ezmesi gibi besinleri tuketiyorsun. (bunlari tuketmezsen zaten protein alamazsin.)

5) 2.ayin sonunda bi bakiyosun 10 kilo verilmis, kas bile yapilmis (aslinda yapilmamis ama onceki goruntunden cok daha kasli duracaksin), karin kaslari ortaya cikmis.
0
nochristrequiress
(12.08.09)
emrag hakli olabilir ama sen yine de bol bol sebze ye. yesil sebzeler ozellikle. meyve de iyidir.

saglikli beslenmen lazim sonucta. bol sebze yemek bunun bir parcasi. buna ek olarak manti-borek yerine sebze yiyince otomatik olarak daha az kalori almis oluyorsun. tatli ve kizartma yemeyi de kesersen epey farkeder.

saglikli beslenmek ne demek biliyor musun? bunu da ogrenmen lazim. paran varsa ve guvenilir bir diyetisyen bulabilirsen diyetisyene de gidebilirsin. yemek secimlerini bayagi kolaylastiracaktir diyetisyen.

son olarak "hizli kilo vermek" ne demek onu dusunmen lazim. spor yapmadan, sadece rejimle haftada yarim kilo vermek iyidir bence.
0
wpi
(12.08.09)
"hızlı ve sağlıklı kilo vermek" i bırak, sağlıklı olacak şekilde en hızlı ne kadar kilo verilebilir sorusunun bile belirli bir cevabı yok. fazla obez isen cevap başka, 2 kilosunu dert eden manken isen başka olacaktır zira. kilo vererek erişmek istediğin kilonun da sağlıklı olması da başka bir önkoşul.

ama genel prensipler sebze ot meyve süt yoğurt arttırmak (bilhassa otların düşük kalorili olanları çok işinize gelecektir), et modere tutmak, ekmek şeker un u ise azaltmak. fda nın mı nedir sağlıklı bir besin pramidi var, onunla zaten diyet yapan bir insanın kompozisyonu farklı olmamalıdır, ömrübillah da ona riayet edilmelidir.

yine de dikkat edin, yukarıdaki şey kompozisyon hakkında bir fikir veriyor, ama kalorik miktar konusunda birşey ifade etmiyor. yani 10 galon süt, 1 dana, 2 ekmek yersen de o piramidi sağlayabilirsin mesela.

işte burada da sana o hedef kaloriyi halihazırdaki vücut kompozisyonuna göre söyleyecek olan kişi diyetisyen. diyetisyen derken de hastanelerde olan birşeyden söz ediyorum, 15 günde bilmemkaç santim merkezlerinden söz etmiyorum.

unutmaman gereken bir nokta da, diyetisyene bir kere gitmekle işin bitmediği, zira vücudun kalorik kısıtlamaya adaptasyon gösterdikçe veyahut senin diyetine raiyet etme başarına göre falan bunların ayarlanması gerektiği.

sağlık ve hız için bunlardan başka yapabileceğin tek şey egzersiz, ki diyetisyenin zaten ondan da bahsedecektir.
0
lhun
(12.08.09)
ünlü ustadımız, pirimiz, kralımız, taşşakları öpülesi insan ahmet yılmazın geçmişte birgün lemanda yazdığı diyeti vereyim..
kilolu çocuk suratı altında

iki günde 20 kilo diyeti:
1.gün: marulu al yıka
2.gün: öp kokla

nooldu veremedin mi hala
verene kadar devam et o zaman.
0
deus ex
(18.08.09)
(9)

Teknoloji blogları/siteleri

kays el mecnun
Takip ettiğim bir-iki düzgün teknoloji blogu ya da sitesi var. Bunlara yenisini eklemek istiyorum. Önerisi olan arkadaşlar varsa sevinirim.
Takip ettiğim bir-iki düzgün teknoloji blogu ya da sitesi var. Bunlara yenisini eklemek istiyorum. Önerisi olan arkadaşlar varsa sevinirim.
0
kays el mecnun
(12.08.09)
neowin.net
0
passion rules the game
(12.08.09)
shiftdelete.net (beta daha ama hızlı gelişiyor:)
0
dambil
(12.08.09)
@kays el mecnun: sizin takip ettiğiniz siteleri öğrenebilir miyim?
0
spinoza
(12.08.09)
soruya ek yapayım ben de
chip çok sık güncelleniyor. en az onun kadar sık güncellenen ya da daha güzel olan siteler hangileri?
0
sanal uyku
(12.08.09)
donanimhaber'i de unutmamak lazim.
0
blackdog
(12.08.09)
www.engadget.com
gizmodo.com

turk siteleri, bloglari genelde haberleri burdan cevirir. ayrica cok asiri guncellenmese de android ile ilgili bilgilere ulasmak icin
www.androidturkiye.net
0
crucio
(12.08.09)
yahoyt.com var. güzel sitedir, günceldir ama zaman zaman cıvıklaşabilir.:D
0
telepathosspher
(12.08.09)
lhun
(12.08.09)
(12)

unutulan bios şifresi & açılış sorunu

sokak cocugu
aziz ve bi o kadarda leziz duyuru sekenesi;1) unutulan bios şifresini, bios pilini çıkarıp takarak resetleyebilir miyim?2) bilgisayar açılırken F1 e basıp da girilebiliyor. bunu nasıl halledebiliriz?pls,ltf,tşk.
aziz ve bi o kadarda leziz duyuru sekenesi;

1) unutulan bios şifresini, bios pilini çıkarıp takarak resetleyebilir miyim?

2) bilgisayar açılırken F1 e basıp da girilebiliyor. bunu nasıl halledebiliriz?

pls,ltf,tşk.
0
sokak cocugu
(12.08.09)
1) evet, bir sure beklemek kafi geliyor

2) neye girilebiliyor? bios'a mi?
0
entrapmen
(12.08.09)
biostan biosa, modelden modele değiştiği için bilgisayarınızın/anakartınızın modelini yazarsanız daha kolay yardımcı olunur.

misal: toshiba ların bi kısmında bios pilini de çıkartasınız bana mısın demio şifre.
0
sıkay
(12.08.09)
tam marka model yazın.
0
blackdog
(12.08.09)
anakard msi. award phoenix bios.

@entrapmen:bilgisayar açılırken f1 e basmak gerekiyo windowsun açılması için. basmazsan bekle sonsuza kadar.
0
🌸sokak cocugu
(12.08.09)
muhtemelen bir hata veriyordur. press f1 to resume yaziyordur. biostayken hatalarda uyari gosteri never yaparsan sorun ortadan kalkar.
0
entrapmen
(12.08.09)
AWARD SW, AWARD_SW, Award SW, AWARD PW, _award, awkward, J64, j256, j262, j332, j322, 01322222, 589589, 589721, 595595, 598598, HLT, SER, SKY_FOX, aLLy, aLLY, Condo, CONCAT, TTPTHA, aPAf, HLT, KDD, ZBAAACA, ZAAADA, ZJAAADC, djonet

şunları bir dene bakalım.
0
blackdog
(12.08.09)
@entrapmen eyvallah.
@blacdog: şifreyi manuel girdik ve unuttuk şifreyi.
0
🌸sokak cocugu
(12.08.09)
bu şifreler backdoor diye geçer. sen dene.
0
blackdog
(12.08.09)
@blackdog: büyük/küçük harf duyarlılığı var mı?
0
🌸sokak cocugu
(12.08.09)
pilin yanında bir jumper da olabilir. üç dişten ikisinde olacak, çıkartıp diğer ikili kombinasyona takarsanız cmos reset edilir.
0
lhun
(12.08.09)
var.
0
blackdog
(12.08.09)
teşekkürler yardımlar için hallettim. yalnız blackdog şifreleri yemedi. pili çıkarıp taktım. kız olsam hepinize ayrı ayrı verirdim. tşk.
0
🌸sokak cocugu
(12.08.09)
(17)

Rüyasında aşık olan?

jpsartre
Evet bu başıma geldi beyler bayanlar...hala etkisndeyim böyle bir deneyim yaşayanınız varmı yoksa banamı özel?
Evet bu başıma geldi beyler bayanlar...hala etkisndeyim böyle bir deneyim yaşayanınız varmı yoksa banamı özel?
0
jpsartre
(11.08.09)
tanıdığınız/hoşlandığınız biri mi yoksa yeni birini mi yarattınız?
0
komutan
(11.08.09)
tanıdığım diyemem ama biliyorum..yani platonik hesabı düşün ama rüya hali..
0
🌸jpsartre
(11.08.09)
ben dün hiç görmediğim birine aşık oluyordum nerdeyse rüyamda. sizinki gene iyimiş en azından tanıdığınız birisi.
0
rentts1
(11.08.09)
ben görmediğim birine aşık olmuştum rüyamda ertesi gün geçti etkisi.
0
lemmiwinks
(11.08.09)
bana ortaokuldayken olmuştu. ne tanıdığım bi kızdı, ne de tanıdığım birine benzeyen biri. ama mutlaka orada burada gördüğüm yüzlerden oluşturmuşumdur bilinçaltında. güzel bi histi, etkisi bikaç gün sürdü:)
0
jangara
(11.08.09)
sen zaten aşık olmuşun ama rüyanda görünce anlamışın bunu.
0
axijazz
(11.08.09)
benim de çok başıma gelmiş bir olaydır. tanıdığıma da oldu, hayatımda hiç görmediğim birine de. bir iki tanesi dışında akşamına veya en geç sonraki güne etkisi geçti.
birkaç tanesini hala hatırlarım yıllar geçmesine ragmen. ama bazen gerçekle rüyayı ayırt edemeyecek kadar gerçekçi rüyalar gördüğümü de ekleyeyim, yani sanırım seninki böyle uzun soluklu olmaz:)
0
clem
(11.08.09)
Valla tanıyorum ama yüzyüze görüşmüşlüğüm yok yani...Ve ayrıca 3.gün galiba hala etksindeyim...şikayetçi değilim yanlış anlaşılmasın:)
0
🌸jpsartre
(11.08.09)
ben bir adam görmüştüm yıllar önce. hala biriyle tanışınca bakarım yüzü ona benziyor mu diye.
0
gene mi gene
(11.08.09)
ben Kenan Doğuluyu üst üste 3 yaz birer kez sevgilim olarak görmüştüm rüyamda, normalde kendisini pek sevmem ama her seferinde rüyadan sonra çok etkilenmiştim, dinlemeye, takip etmeye filan başlamıştım onu:) ama bi süre sonra geçiyordu. sonra yine ertesi yıl, yine ertesi yıl:) nedir bilemedim. allahtan kara sevdaya karmadan kesti de şimdi rahatım ve yine uzağım kenana:)
0
somethinginthewayshemoves
(11.08.09)
inşallah benmkide sennki gbi karasevdaya varmadan etkis geçer kolibrti...:)
0
🌸jpsartre
(11.08.09)
artık kara sevdaya dönerse gider tanışırsın:)
0
somethinginthewayshemoves
(12.08.09)
yalnız değilsiniz. ne gerçek hayattan birine benzeyen, ne de andıran, detaylarını hala ayrımsayabildiğim, ve aynen bahsettiğiniz yoğunlukta bir iz bırakan oldu. o etki birkaç gün geçmiyor, hatta uyandığınızda uyandığınız için çok üzüldünüz ve tekrar aynı rüyayı görürüm belki gibi saçma bir niyetle uyumaya kalktınız muhtemelen :)
0
lhun
(12.08.09)
Aynen öyle oldu lhun:)Ama uyuyamadım malesef...
Kolibrit tanışmak zor gibim:)
0
🌸jpsartre
(12.08.09)
ben rüyamda yeliz doğramacılar'a aşık olmuştum. gurbetçiler diye bi dizi vardı, orda oynuyordu o zamanlar, ben de küçüktüm. geçti sonra. gerçi hatun hala aynı lan! geçmese miymiş acaba :)
0
sakingittarist
(12.08.09)
ruyada gorulen ask, olum, seks gibi hallerin etkisi ve gercekciligi oldukca kuvvetli olabiliyor. Benim de ruyamda yasadigim asklar oldu. Ozellikle de duygusal aclik yasadigim donemlerde.

Fakat hicbiri ruyada yasadigim olum kadar etkilemedi. Tabutun icinden cikmak icin bagiran, fakat kimselere sesini duyuramayan bir insan dusunun. imamin okudugu dualari, sevdiklerinizin yakarislarini duyan bir insan. Gercekten etkileyiciydi, uzerinden yillar gecmesine ragmen urpertiyle hatirlarim.
0
msb
(12.08.09)
etkisi geçiyor

oha lan yalnız degilmişim
0
alokozay
(12.08.09)
(1)

Vi Veri Veniversum Vivus Vici ( Faust )

wishborn
Kitabı okuyalı 5 sene oldu ve şu saniye tekrar okumaya zamanım yok, bu quote un Faust un neresinde ne şekilde geçtiğini ve hikayesini hatırlıyan / bilen varmıdır arkadaşlar?
Kitabı okuyalı 5 sene oldu ve şu saniye tekrar okumaya zamanım yok, bu quote un Faust un neresinde ne şekilde geçtiğini ve hikayesini hatırlıyan / bilen varmıdır arkadaşlar?
0
wishborn
(11.08.09)
faustta yok o.
v for vendetta da iddia edilenin aksine.
0
lhun
(12.08.09)
(23)

erkeklerle yaşamak

clem
kendime yeni bir ev buldum. evde iki erkek yaşıyor, ben 3.olarak gireceğim, hepimiz öğrenciyiz. sorum şu ki, ben bayanım ve daha önce uzun süreli erkeklerle yaşamadım. ama gördüğüm kadarıyla gayet uyumlu, temizlik konusunda filan çok sorun çıkarmayacağa benziyorlar. bu konuda tecrübesi fikri olan va
kendime yeni bir ev buldum. evde iki erkek yaşıyor, ben 3.olarak gireceğim, hepimiz öğrenciyiz. sorum şu ki, ben bayanım ve daha önce uzun süreli erkeklerle yaşamadım. ama gördüğüm kadarıyla gayet uyumlu, temizlik konusunda filan çok sorun çıkarmayacağa benziyorlar. bu konuda tecrübesi fikri olan varsa lütfen paylaşın, zor bir şey mi yapıyorum??
0
clem
(11.08.09)
arkadaşsanız ne sorun olacak? ama dışarıdan yabancı olarak girdiyseniz alışmak süre alabilir. bayağı uzun bi süre.
0
care
(11.08.09)
erkeklerle olan yakınlığına bağlı, yani, üniversiten muhabbetin olan insanlar mı, daha önceden tanıştığın insanlar mı, yoksa bir eve rastgele mi yerleşiyorsun. tabi ki sonuncu değildir. ama bu bilgiyi verirsen daha yardımcı olabiliriz.
0
bykush
(11.08.09)
yok arkadaş değiliz yeni tanıştım. hatta diğerini görmedim bile sadece biriyle tanıştım. ay sonunda gelecekmiş diğeri.
hepimiz aynı üniversitedeniz. ben boş oda arıyordum. onlar da odaya birini. ilanlarla bulduk birbirimizi.
0
🌸clem
(11.08.09)
çok zor durumda değilseniz aynı eve çıkmayın ya da başka bir ev bulana kadar geçici olarak kalın. ev hayatında sizin özgürlüğünüzü kısıtlar. evde rahat rahat don paça dolaşamazsınız, kız kıza oturup dedikodu yapamazsınız, ihtiyacınız olan şeyleri ev arkadaşlarınızda bulamazsınız. etrafınızda çok örnek olduğunu pek zannetmiyorum, herkesin tuhaf bakışlarına eve gelen arkadaşların hakkınızda tuhaf yorumlarına, geyiklerine maruz kalırsınız. birde divit'in dediği gibi komşular, gelen giden, hatta evdekiler horosbu cocugu çıkabilir, her gelen "-yollu len bu ehaeha" diyerek asılabilir.
0
mahallenindelisi
(11.08.09)
burası türkiye kendini nerede yasıyor sanıyorsun sen. bi erkek olarak ben bile cesaret edemem tanımadıgım insanlarla aynı evde yasamayı ortalık cani sapık dolu yaw. yine de sen bilirsin bakarsın cok iyi oglanlardır.
0
anconia
(11.08.09)
üniversite'den ilanla cevabını bekliyordum açıkçası. önerim yine de hemen anlaşmayın da, mümkünse bi haftalık veya 15 günlük deneme isteyin, tabi ne derece faydalı olur bilmiyorum. biz erkekler flört döneminde dahi takla atabilitesi olan insanlarız, bir hafta kasarız bir şey olmaz diyebilirler. en azından ikisiyle de tanışmanızı öneririm.
0
bykush
(11.08.09)
sakın çıkma. biraz daha bekle ekş duyuruya yaz kız arkadaş bulursun kanımca.
0
batarmur
(11.08.09)
bir de kendinizi çağdaş modern sanıyorsunuz, nesi yanlış arkadaşın yaptığının ? bende o şekil yaşadım bir sorun olmuyor, dikkat edeceğin şeyler kızlarla da olsa dikkat etmen gerekenler, bir farkı yok.

her erkek zikici efendi sapık horospu çocuğu olmadığı gibi her kız/kadın da melek, züper, kaşar değil.
the end
0
alchemistt
(11.08.09)
ya herkes çok olumsuz bakmış da yaşadığımız yer tamamen öğrenci çevresi. ve bütün apt.da sadece öğrenciler yaşıyor. bizim gibi kızlı erkekli örnekler de var. he 2 erkek 1 kız var mı ondan emin degilim. beraber yaşayacağım insanlarla bir sorun olacagını düşünmüyorum yani zaten son 4 senedir evde hep kızlı erkekli kalınmış. ve çıkacağım çocuğu tanıyan ortak arkadaşlarımız da var.
yani hiç mi çık diyen yok ya. herkes neden bu kadar olumsuz bakıyor. yani ben daha çok sadece yaşamak zor olur mu anlamında bir soru sormuştum. genelde cvplar kız erkek beraber kalınır mı, kim ne der gibi oldu..

bu kadar mı kötü haldeyiz ya, hiç mi medeni erkek kalmadı, hiç mi ihtimal yok sadece ev arkadaşı arıyor olmasına..

@alchemistt: heh sağ ol yaa. hiç mi yok böyle düşünen diye korkmaya başlamıştım.
0
🌸clem
(11.08.09)
ya denemeden olmaz bence. hem kız hem erkek için. ben 3 kızla kalıyordum (cinsiyet bayan) ama delirmek üzereydim. ne uyuturlardı ne de en ufak saygıları vardı bana.

ha erkek dediğin insanın iyi niyetli olup olmadığını bi süre kalıp anlayabilirsin bence.
0
clementine
(11.08.09)
kız - erkek, ateş - barut ilişkisi olarak değil de mahallenindelisi'nin dedikleri mantıklı.zorluk olursa bir bunlar olur.yoksa güveniyorsanız olmayacak şey değil.
0
natnan
(11.08.09)
valla eskişehir de onca ev değiştirdim, en düzgün en dolu dolu yaşadığım dönem iki kız iki erkek bir arada yaşadığımız dönemdi. üniversite öğrencisisin kesinlikle yaşa, ancak çıkmadan önce sağlam adamlar olup olmadıklarına dikkat et, tek sorun hiç tanımadan iki herifin eline çıkman bunun dışıında, her ne kadar sonunda evleri ayıracakda olsanız kızlı erkekli ev candır canandır anıdır güzeldir, deneyiniz.
0
bir zamanlar cocuktum
(11.08.09)
clem geçen sene 2.5 ay bu sene de yine benzer bir zaman diliminde 2 erkek+2kız ya da 2 erkek+ 1kız yaşamış biri olarak sana söyleyebileceğim kızlardan daha çok sorun çıkarmazlar. temizlikle düzenle ilgili sınırları baştan çizip taviz vermezsen bi sorun olmaz. ki zaten bu yapılmazsa kızlarla bile sorunlar çıkıyor. benim şu anki ev arkadaşlarımdan birisi arada benim bulşıklarımı bile yıkıyor:) kız olsa çemkirir yapmaz. ama yine de kız olsalar mutfağa giderken donla gitmeye çekinmezdim ya da geçen hafta regl ağrısından ölürken bana majezik bulabilirlerdi. anlatmaya çalıştığım biraz seni kısıtlar erkeklerle yaşamak ama çok büyük sorun olmaz. bu arada türkiye nin neresinde bu ev? kampusistan gerçek mi oluyor ki? ilk defa gördüm trde kızlı erkekli ev.
0
gene mi gene
(11.08.09)
@gene mi gene: ya aslında benim de tam olarak sormak istediğim buydu, tabi ki bunlar benim de kafama takılıyor, bir şekilde kısıtlanacağım kesin ama bana çok da 'olamaz yapamam' gibi gözükmedi, yani sonucta elim mahkum yeni eve çıkıcak maddi gücüm yok. odası boş olan bir arkadaşım da yok. yani yabancı biriyle yaşayacağım, ve günlerdir ev geziyorum. bayanlardı tabi ki ilk tercihim ama simdi bu insanları açıkcası gayet iyi uyumlu buldum, gerekenleri de önceden konuşacağım ve evi de çok beğendim. böyle de bakınca bu gibi sorunlar kısıtlanmalar da idare edilebilir gözüktü bana.
burada sormamın sebebi de başta yazdığım gibi daha önce tecrübe etmiş birinin fikrini almaktı. belki aklıma gelmeyen şeyler vardır diye..
ve kesinlikle kızların da çok güvenilir olmadığına eminim. erkeklerin ne yazık ki adı çıkmış, önyargı filan.. tabi ki haklı da olunabilir ama.. hepimiz üni ögrencisiyiz, konuşarak sorunlar çözülebilir gibi geliyor.
bu arada mekan hisarüstü (ist).
0
🌸clem
(11.08.09)
daha once de soylendigi gibi deneme suresi talebiyle en az bir haftalik bir surec gecir. daha sonrasinda zaten neler olacagini az biraz kestirmis olursun.

erkeklerin sapik, manyak, cani bilmem ne cikmasi olayina hic katilmiyorum. bu tur seylerin cinsiyeti olmuyor. sorun cikartma ve diger seylerde de benzer sekilde. benim bir ev arkadasim oldukca uyumlu birisiydi. bulasiklari yikar, camasirlari yikar asar utulerdi. ustelik erkekti. kisaca ilk goruste killanmadiysan (digerini gormemissin henuz) bir sorun yoktur.
etraftaki komsular bir sey diyebilir mi? diyebilirler, yeter ki ev sahibi bir sey demesin. gerisi muhim degil.
0
entrapmen
(11.08.09)
cinsiyeti ne olursa olun ev arkadaşınızı güvenilir ya da size önceden refere edilmiş insanların arasından seçmenizi tavsiye ederim. pek iyi olmayan gerçek hikayeler biliyorum.
0
narcissa black
(11.08.09)
değişik bir deneyim olur kanımca. iyi de olur hatta. ama evin içerisinde siz de kısıtlanacaksınız bir miktar, o arkadaşlar da. buna razıysanız bir problem yok bence.
0
cro magnon
(12.08.09)
herkes yüklenmiş ama, tekrar edeyim, çıkma demedim, dikkat et diye özellikle belirttim, tabi ki herkes manyak, sapık, cani değil ama, dediğim gibi önceden tanımakta fayda var. tabi ki anlaşılabilir insanlarsa, kızkıza eve çıkmaktan daha güzel bile olabilir. önemli olan başta sınırları çizmek.
0
bykush
(12.08.09)
ahah manyak mısın yeaa uyurken götüne bakarlar ?!?!

bişicikler olmaz. biraz otoriteni koy, hijyen kuralları falan dikkat edilsin.
0
lhun
(12.08.09)
ben evde olmasa da yurtta erkeklerle yaşamıştım bir dönem, herkesin tek kişilik odası vardı, banyo mutfak tv odası filan ortaktı, biraz büyükçe bir ev gibi düşünebilirsiniz. kaldığınız adamlar eğlenceliyse yemekleri birlikte yapar, güler eğlenir geçinir gidersiniz, benim en çok rahatsız olduğum noktalar banyodan bornozla çıkamamak, orda giyinip çıkmak zorunda olmak, mutfağa televizyon izlemeye filan giderken hep düzgün giyinmek zorunda hissetmek (işte sütyensiz çıkamazsın, gecelikle çıkamazsın, vb - hiç umursamam diyosan ayrı da ben umursuyordum), bu arada onlar genellikle daha rahat oluyorlar belden üstü çıplak takılıyor adam mutfakta veya banyodan havluyla çıkıp senle koridorda muhabbet edebiliyor - sinir bozucu :) baştan temizlik yemek vb. konularda kuralları koyarsan yaşanıyor ya o kadar büyük bi mesele değil, ama erkeklerin her zaman erkek olduğunu unutmamanı öneririm :)))
0
opucuk baligi
(12.08.09)
uyarıda bulunan arkadaşların iyi niyeti su görütmez bir gerçek. ayrıca bir çok kız bilirim ki, erkeklerle daha iyi anlaşır. gel gör ki, sen ev arkadaşlarını tanımıyorsun. yani şöyle bir hikaye bile yazılabilir; ikisinden birisiyle yakınlaşman muhtemeldir, ve her ikisi de aynı anda senden hoşlanırsa curcunaya, matrixe gel. ama onun dışında zamanının iyi geçeceğinden eminim. eleştiriyi göğüsleyebilirsen iyi bir deneyim olabilir. yine de kız da olsa erkek de, tanımadan önce diğerlerinin de dediği gibi deneme sürecini atlama derim.
0
outlawrider
(12.08.09)
öncelikle cesaretin için gerçekten tebrik ederim. Başımdan geçen bir geziyi aktariyim hemen.

Antalyada tatil yapmaya gittik. İnternetten tanıştığımız bir çocuk bizi ücret karşılığı evine davet etti. Ev 3 oda bir salon (1 oda kilitli) 1 odayı da bize vermeyi kabul etti. Biz eve gittiğimizde kapıyı bir bayan açınca biz ev sahibinin arkadaşı zannetsekte bayanda oda kirayalan biri çıktı. Tabi kız biraz ürktü 3 erkeği karşısında görünce. Bizde şaşkınlığımızı gizleyemedik. Tabi çocukta pişkinlikle "kalın abe ya nolceeek" diyince. Oturup konuştuk. Bayan çalışıyormuş antalyada. Giriş saatlerini,arkadaş getirip getirmediğini,erkek arkadaşı olup olmadığını MAKUL bir dille sorduk. Bizde ona göre pek evde gözükmemeye çalıştık. Şimdi hikayenin ana konusuna gelince.Kaldığım o 15 gün boyunca bir bayanla evde yaşamak hakkında fikir yürütebilirim diye düşünüyorum. Evde bir bayan oluyorsa eğer erkekler biraz anlayışlı iseler kesinlikle bir problem teşkil etmez. Özellikle iki tarafta bazı konularda anlayışlıysa çok eğlenceli bile olabilir. Biz ilerliyen günlerde güldük eğlendik muhhabet ettik. Arkadaşlarıyla tanıştık. Rakı masası kurduk falan. Ama sarkma vs. o işlere girmemeye özen gösterdik.

Ancak herkes böyle olmayabilir. Orda görübileceğiniz muamele farklı olabilir. Bu işin sapığı var, manyağı var hiç tanımadğınız biriyle eve çıkmak gerçekten ürkütücü. Çünkü bayansınız ve gücünüz bir erkeğe yetmeyebilir. Ve bu gibi durumlarda gerçekten üzülerek söylüyorum ki istenmeyen olaylar yaşayabilirsiniz. Bu en kötü senaryodan sonra. Orda geçirdğiniz günlerde arkadaşlar arasında problem baş gösterebilir. Duygusal yakınlık oluşabilir... Bu işler sonuçta hormon işi =)

uzun lafın kısası...
Gerçekten iyi tanıyın çıkacağınız insanları. Maddi durum elvermiyorsa bile lütfen biraz arayın çevrenizde. Mutlaka eve çıkıcak insanlar bulursunuz.
Saygılar...
0
viperbilal
(12.08.09)
ya ama yorumlarda yoldan geçen adamla ev tutuyormuşum muamelesi yapıyor herkes, tekrarlamam gerek galiba, bizim yaşayacağımız yer sadece öğrencilerin yaşadığı sanki dış dünyaya kapalı bir alan gibi. apt. da aynı şekilde. ve şu anda eve çıkacağım insanla da ortak arkadaşlarımız var. ikimiz de ayni üni.deyiz.
yani öyle hiç bilmediğim birine de durduk yerde güvenmem zaten.

hoşlanma olayı tehlikeli bir konu.. ama kendi açımdan öyle bir şey olmayacağına eminim diyebilirim. görmediğim çocuk zaten muhtemelen benden yaşça bayağı küçük olacak. onlar açısındansa, şu zamana kadar o evde 4 senedir kızlarla yaşamışlar. ve konuştuğumuz kadarıyla saygılı olacagını düşünüyorum, umuyorum..

kendi erkek arkadaşım olursa ve bundan rahatsız olacak bir karakterdeyse zaten yolu açık olsun. yıllarca kıskanç sevgiliyle uğraşmış biri olarak, kimsenin nazını çekemem artık.

hepinize tekrar iyi niyetiniz için teşekkür ederim. umarım yanılmıyorumdur, ve bazı arkadaşların dediği gibi eğlenceli bir tecrübe olur benim için..
0
🌸clem
(12.08.09)
(3)

antalyada bilişim sektörü

daglien
selamlar, iş arayan bir yazılımcı olarak izmir, antalya, kocaeli, gebze kriterleri arasında bulduğum ilanlara başvurular yapan bir kişiyim. En son Antalyadan bir şirkete müracat ettim ve daha sonra ailemin orada bir tanıdığı olduğunu öğrendim. tanıdık kişiyle konuştuğumda bana antalyada çalışırsam s
selamlar, iş arayan bir yazılımcı olarak izmir, antalya, kocaeli, gebze kriterleri arasında bulduğum ilanlara başvurular yapan bir kişiyim. En son Antalyadan bir şirkete müracat ettim ve daha sonra ailemin orada bir tanıdığı olduğunu öğrendim. tanıdık kişiyle konuştuğumda bana antalyada çalışırsam sektörde fazla ilerleme kaydedemeyeceğimi söyledi. En fazla otellere program yazılıyormuş. bir kaçtane daha karmaşık farklı işler yapan şirketler varmış ama şu an benim girmem zormuş oralara. Siz neler söyleyebilirsiniz arkadaşlar. Antalyada bu sektör ne alemde?
Aslında ben izmir istiyorum ya, orada da kriz şehri mahfetmiş diye söylüyor herkes.
0
daglien
(11.08.09)
"bir yazılımcı" sıfatını biraz daha açsan, alt kategorilerden dem vursan keşke. atıyorum SAP programcısı isen evet istanbul kocaeli izmir dışında çok ufak miktarlarda fırsat çıkacaktır karşına, antalya riskli olabilir denebilir, ama sen bir spesifikasyon belirtmediğin sürece antalya otellere yazar izmir kerhanelere yazar türü bir genelleme yapmak zor, herkes heryerde herşeye yazabilir, genel olarak talebe ve talebin doymuşluğuna bağlıdır. istanbulda daha çok imkan var demek yanlış olmaz elbette, ama arzcıların da talep kadar fazla olduğunu unutmamak gerek.

üstelik kendini geliştirme hakkında ahkam kesen arkadaşı pek kaale alma, neresi olursa olsun en taşaklısında çalışsan bile kimse senin kendini geliştirmenle ilgilenmez, işini yapıyor musun odur önemli olan.

özetle, şöyle bir ortamda bulabildiğin işe atlaman akıl karı olur. hele bir uzmanlaşman yoksa, kağıt üzerinde sekizbinbeşyüz tane teknolojiyi biliyorum diye yazabilirsin ama neticede alacağın para çoklukla katettiğin kilometreye (iş deneyimin) bağlı, o yüzden daha iyi bir fırsat çıkana kadar işsiz süreyi uzatmamakta fayda var.
0
lhun
(11.08.09)
antalya'da otel harici yazılacak yazılımdan elde edeceğin gelir harcadığın emeği karşılamayacak malesef.
otel sektörü haricindeki sektörlerin karlılık marjları istanbul-bursa eksenine göre düşük olduğundan yazılımcıyı da tatmin etmesi zor.
0
thebug
(11.08.09)
antalyayı bilmiyorum malesef ama izmir univera fena bir şirket değil.
0
sol acik
(11.08.09)
(5)

Saç dökülmesi tedavi

charlesbukowskiineksi
Öncelikle duyurudaki saç dökülmesi sorunlarını okudum. Saçlarımda yanlarda açılma var hatta ilerledi diyebilirim. Şimdi eski duyulardan da öğrendiğim kadarıyla kişiye göre farklılık gösteriyor nedeni - kalıtımsal, demir, çinko eksikliği, stres vb.) Öncelikle bi' dermatoloğa gidip muayene olayım diyo
Öncelikle duyurudaki saç dökülmesi sorunlarını okudum. Saçlarımda yanlarda açılma var hatta ilerledi diyebilirim. Şimdi eski duyulardan da öğrendiğim kadarıyla kişiye göre farklılık gösteriyor nedeni - kalıtımsal, demir, çinko eksikliği, stres vb.)
Öncelikle bi' dermatoloğa gidip muayene olayım diyorum. İstanbul Avrupa yakasında tavsiye edebileceğiniz bi' yer var mı?
Aklımda bi' de direk Revivogen' e - ya da başka herhangi benzer bi' şeye - başlamak var. Bi' yol gösterseniz inanın çok ama çok - gerçekten çok - sevineceğim.
0
charlesbukowskiineksi
(10.08.09)
herhangi bi dermatoloğa gidebilirsin. sebebini öğrenir ona göre bi tedavi uygularsın sen de. rogain diye de bi ilaç var benim bildiğim, saç diplerine sürüyosun sabah akşam, yeni saç çıkartmıyo ama dökülmeyi durduruyo en azından.
0
bol kepçe
(10.08.09)
birşeylere başlamadan önce doktora git mutlaka, dökülmenin çok fazla farklı sebepleri var zira. özellikle de etraflı bir kan testi isteyecek bir doktora gidersen, vitaminin çinkon şuyun buyun neyin yerinde neyin değil, mantar mıdır değil midir, ona göre tedavi önerecektir.
ha baktın erkek tipi kadere razı olmalık bir dökülme, işe yararlığı meçhul ilaçlara çok para dökme, değişimin tadını çıkar derim ;)
0
lhun
(10.08.09)
(bkz: minoxidil)
0
babatema
(10.08.09)
sacına maya sür. ciddiyim. işe yarıyor.
0
anneke
(11.08.09)
plasenta diye bir şampuan kullanıyorum bir süredir. dökülmeye iyi geldi.
0
dunden beri dimdik
(11.08.09)
(8)

Python IDE tavsiyesi

suursuz deve
Python'un kendi gui'sinden sıkıldım gına geldi, notepad gbi içim kararıyor. Şöyle adam gibi ide istiyorum, her bi haltı yapsın istiyorum, beni matrixe bağlasın istiyorum. Wing IDE, boa constructor, netbeans falan arasından seçemedim ben şimdi. netbeans'e javadan ötürü kılım zaten o yüzden hiç bulaşm
Python'un kendi gui'sinden sıkıldım gına geldi, notepad gbi içim kararıyor. Şöyle adam gibi ide istiyorum, her bi haltı yapsın istiyorum, beni matrixe bağlasın istiyorum. Wing IDE, boa constructor, netbeans falan arasından seçemedim ben şimdi. netbeans'e javadan ötürü kılım zaten o yüzden hiç bulaşmadım, pythonda iyidir derseniz olabilir ama. Bir de fazla olmazsa download linki istiyorum tavsiyecilerden. Yok devenin bale pabucu kendin ara derseniz eyvallah derim boynumu eğer gugıl amcanın yolunu tutarım. Link verenlerede 3 gulhü 1 elham okurum, işleriniz yolunda gider, programınızda bug çıkmaz. süpaneke dinimiz amin.
0
suursuz deve
(10.08.09)
eclipse?
0
kurukafa
(10.08.09)
artılarını eksilerini yazarsan daha iyi olur, isim aramıyorum çünkü.
0
🌸suursuz deve
(10.08.09)
su anda en iyisi komodo IDE bence. cok detayli yazmaya vaktim yok ama stackoverflow.com dan da inceleyebilirsin detayli bi inceleme topigi. (stackoverflow.com)

bi de tabi bahsetmeden gecemen ben onumuzdeki aylarda kendi gelistirdigim python IDE sini piyasaya surucem. windows uzerindeysen hosuna gidebilir. cok istersen ses ver beta surecine dahil edeyim.
0
pascal borland
(10.08.09)
eskiden spe vardı stani's python editor. benim her ihtiyacımı karşılıyordu, mesela code completion.

@pascal borland: gelişmeleri duyurursanız sevinirim.
0
marido
(10.08.09)
pythonun kendi guisi derken idle dan bahsediyorsun herhalde? tatlı bir shell bence :)

boa constructor zaten ide değil tam olarak, dragndrop gui programlama için mantıklı anca, çok şey beklememek gerek.

bunun dışında bence netbeansi çok küçümseme, python için gayet tatmin edici. aptana studio da deneyebilirsin o da hoş.

ağır debug işleri yapacaksan ve bunlar derman olmuyor dersen güzel standalone debuggerlar var python için. (bilhassa bi tane süper vardı da aklıma gelince ekleyeyim)

bundun dışında cpythondan çıkıp, ironpythonla mesela visual studioda, jythonla da herhangi bir java idesinde takılabilirsin. bilhassa ironpython visual studio nimetlerini güzel kullanıyordu lakin ciddi stabilite problemleri vardı en son denediğimde (2-3 sene önce?)

ama genel amaç için netbeans veya aptana dediğim gibi fevkalade. (gerçi onlarda da py shell yok bildiğim kadarıyla.)
0
lhun
(10.08.09)
@marido: henuz bi maillist bile olusturmadim ama [email protected] 'a bos mesaj atman yeter, maillist kurunca eklerim.
0
pascal borland
(10.08.09)
@lhun: aklina gelmeyen buyuk ihtimal winpdb.
0
pascal borland
(10.08.09)
hay yaşa
0
lhun
(10.08.09)
(4)

ikinci yabancı dil

ubay
işletme öğrencisi (ingilizce eğitim gören) ne öğrenmelidir ikinci ve hatta üçüncü yabancı dil olarak?aramaya inandım ama pek de doyurucu olmadı sanki. herkes bir şeyler demiş ama nedeni belli değil. nedenini de söylerseniz pek güzel olur. :)
işletme öğrencisi (ingilizce eğitim gören) ne öğrenmelidir ikinci ve hatta üçüncü yabancı dil olarak?

aramaya inandım ama pek de doyurucu olmadı sanki. herkes bir şeyler demiş ama nedeni belli değil. nedenini de söylerseniz pek güzel olur. :)
0
ubay
(09.08.09)
ispanyolca: dünyada en çok tercih edilen dil. türkiyede bilen insan sayısı az. dünyanın çoğu yerinde bilen insan var.

fransızca: avrupa birliğinin ikinci resmi dili.
0
you are my lethe
(09.08.09)
almanca olabilir: bu da diğer diller gibi geçerli bir dil, orada türkler için gene iş alanı çok. ama mühendislere yarar herhalde daha çok.

ben japonca da öğrendim biraz: bilen yok, bölüm olarak okuyanlar deli gibi para kazanıyor.
0
passion rules the game
(09.08.09)
işletme öğrencisi olman tek başına bir yönelim ifade etmiyor, haliyle senin de neden[nasıl bir kariyer hedefine istinaden] yabancı dil öğrenmek istediğin belli değil.

yine de çok genel olarak uluslararası iş bağlamında rusça ve çince önde gelmekte. ardından ispanyolca. hatta öyle ki bunların yanında almanca, fransızca falan komik kalmakta.

yine de hepsinden önce ingilizcenin iş ilişkisi icra etmeye fırsat verecek kadar iyi olduğundan emin ol önce.
0
lhun
(09.08.09)
öğrenebiliyorsan çince öğren, türkiye'de çince bilen çok az insan var. ayrıcalıklı olursun.
0
raskolnikov denen asosyal
(10.08.09)
(12)

Hobi arıyorum

latoneus
bu aralar canım çok fazla sıkılıyor ve yapacak değişik bir şeyler arıyorum. her hafta yapmak gibi çok katı bir zorunluluğu olmasın ve bana bir şeyler katsın, zevk alayım istiyorum. aşağıdaki maddeleri dikkate alarak önerilerde bulunabilirseniz sevinirim.1. dil öğrenmeye merak saldım ve başladım da,
bu aralar canım çok fazla sıkılıyor ve yapacak değişik bir şeyler arıyorum. her hafta yapmak gibi çok katı bir zorunluluğu olmasın ve bana bir şeyler katsın, zevk alayım istiyorum. aşağıdaki maddeleri dikkate alarak önerilerde bulunabilirseniz sevinirim.

1. dil öğrenmeye merak saldım ve başladım da, ama bu aralar ders çalışmak gibi oturup kafa yormayı gerektirdiğinden biraz sıkıcı geliyor.

2. spordan nefret ederim.

3. fotoğraf çekmeyi seviyorum ancak fotoğrafçılık kursuna gidecek kadar iyi bir makinam yok şu an için.

4. resim yapmaya yeteneğim var, kursa da gitmeyi düşündüm ama genelde hep emeklilerin tercih ettiği yağlı boya üzerine yoğunlaşan kurslar gördüm. karakalem tekniğinde kendimi geliştirebileceğim ve yaşıma uygun (24) insanların birarada olduğu bir kurs tavsiyeniz varsa bu seçenek olabilir.

5. müzik aleti çalmayı düşündüm perküsyon gibi, ama evde pratik yapmam pek mümkün olmaz. gitar vs. şeyler de bana çekici gelmiyor.

6. biçki dikiş ve takı tasarımı hariç tasarım üzerinde nelere yoğunlaşabilirim bilmiyorum.

7. aslında sanat tarihi üzerine kitap okumak haricinde bir şeyler yapabilsem o da süper olurdu..

8. tiyatro vs. çalışmaları için, çalışan bir insan olduğumdan vaktim olmuyor ne yazık ki..
0
latoneus
(09.08.09)
şöyle 1500-2000 parçalık bir puzzle tüm sıkıntını alır götürür.
0
eskili
(09.08.09)
bana öyle geliyor ki çabuk sıkılan bi insansınız, rutin sizi gerer. kendinizden ve bulunduğunuz yerden uzaklaşacağınız kısa yolculuklar size en iyi gelecek şey olacaktır. görmeniz, keşfetmeniz gereken yerler vardır belki de
0
kathy
(09.08.09)
kendine bi blok açabilirsin
ebru yapabilirsin
0
goldenbrown
(09.08.09)
Teknoloji ile ilgileniyorsanız asit elektronik devreler yapabilirsiniz, hem eğlencelidir hem vaktin nasıl geçtiğini anlamazsınız hem de yaptıkça öğrenir bir sonrakini kafanızda canlandırırsınız.

Mesela:
www.biltek.tubitak.gov.tr

Burdakilerin bazılarının yapımı zor ayrıca programlama gerektiren devreler ama güzel devreler de var. Ya da en basiti çeşit çeşit, renk renk bissürü led ve uygun direnç alıp onları istediğiniz şekillerde bağlayıp güzel dekoratif şeyler yapabilirsiniz :)
0
johan sebastian
(09.08.09)
dans dersleri al. swing, salsa, tango, flamenko, hiphop, ve baskalari arasinda hosuna gidecek bir tarz kesin vardir. bir dolu yeni insanla tanismana yol aciyor.
0
bleneak
(09.08.09)
*seramik/heykel kursu olabilir. veya fimo hamuruyla kendiniz evde yapabilirsiniz.

*resim kurslarını araştırıp öğrenmek lazım. sadece hobi olarak yapacaksanız, cd veya kitap setleri de iş görür diye düşünüyorum.

*pahalı bi hobi olmakla beraber cam/ cam üfleme okulları olabilir.

*pastacılık olabilir. (çikolatadan heykeller, gıda boyalarıyla yenilebilir resimler yapan adamlar var) okulları var sanırım.

*kokulu mum tasarımı çok güzel olur ama malzemeye para gerekir sanırım.

*maketsetleri alıp evde kendi kendinize yapabilirsiniz .

cinsiyetinizi bilmediğim için söyliyim dedim. çoğu bayanların ilgilendiği hobiler gibi dursa da erkeklerin de ilgilendiği şeylerdir.
0
squatterbloat
(09.08.09)
model uçak. (maket değil)
0
lhun
(09.08.09)
1 - 1,5 milyara eski bir volkswagen tosbağa al.. biraz da cebine para koy.. orjinal haliyle toplatmaya başla, boyat, detayları ile uğraş..
0
anteelope_
(09.08.09)
güzel bir dürbün alıp gökyüzünü gözlemleyebilirsiniz. hoşunuza giderse bir teleskop alıp evrenimizin ne kadar muhteşem olduğunu görme şansını elde edersiniz.
0
bira sisesi kapagi
(09.08.09)
1 ve 4 ü göz önünde bulundurarak bol bol orjinal ingilizce çizgi roman oku. paran yetişirse cilt al, yetişmezse scan indir oku.
0
duk leto
(10.08.09)
dans dans dans
özellikle salsa'yı tavsiye ederim
insanın bütün enerjisini ve yaşama sevincini yeniden bulmasını sağlıyor.daha önce nerdeymişim ben dedirtiyor
0
vi
(19.08.09)
evde sarap yapmak olabilir mi?
0
bir varmis bir yokmus
(17.01.10)
(2)

acil!! ankara'da psikiyatrist

ali87
ankara'da iyi bir psikiyatrist tavsiyesi gerekli. özel olursa iyi olur ama özel olmayan iyi biri varsa o olur.
ankara'da iyi bir psikiyatrist tavsiyesi gerekli. özel olursa iyi olur ama özel olmayan iyi biri varsa o olur.
0
ali87
(08.08.09)
martı terapi
0
lhun
(08.08.09)
dr. semih dikkatli
0
arjantin ovalarini sulayan nehir
(04.11.14)
(5)

yunanistan hakkında tavsiye vermek isteyen

zillosh
Bir aylık bir süre için Yunanistan'a gidiyorum. Selanik, Atina, Mikanos, Sakız Adası rotalar arasında, ama bir kaç yer daha rahat rahat eklenebilir.Gitmişken şurayı gör, şöyle ucuz bir otel/ hostel var, şu bar çok güzel, şuradan şunu al, yanında mutlaka şunu götür gibisinden tavsiyeleriniz varsa ve
Bir aylık bir süre için Yunanistan'a gidiyorum. Selanik, Atina, Mikanos, Sakız Adası rotalar arasında, ama bir kaç yer daha rahat rahat eklenebilir.

Gitmişken şurayı gör, şöyle ucuz bir otel/ hostel var, şu bar çok güzel, şuradan şunu al, yanında mutlaka şunu götür gibisinden tavsiyeleriniz varsa ve klasik turist rehberlerinde yer almayan ilginç bir yerler biliyorsanız noooLur bana da iletiverin.

Çoook teşekkür ederim simdiden =)
0
zillosh
(08.08.09)
aman hocam her gün tv'de görüyoruz aman diyim askeri bölgelerim fotoğrafını çekme. aman.
0
karacoğlan der ki
(08.08.09)
bir kitapçıya gir ve yunanca bir nabokov kitabı al... ve bu tanımadığın ölümlüye yolla... nasıl tavsiye ama... ( soruyu ihlal eden bir cevap oldu ama yapacak bir şey yok )
0
otchaianie
(08.08.09)
kavala yı da ekleyebilirsiniz rotaya.
0
quadropol
(08.08.09)
mykonos'ta super paradise plajına gitmeden olmaz.
0
no love no glory
(08.08.09)
lonely planet rehberi alın bir adet.
0
lhun
(08.08.09)
(14)

hayatın anlamı nedir?

kurtulan adam
"ona ne anlam yüklediğinizdir." cevabı kabul edilmez.yıllar sonra bu soru bana anlamlı gelmeye başladı.nedir abi bu curcuna nereye gidiyoruz ordan oraya savruluyoruz.uğruna savaşacağımız hiçbir şey kalmadı.nedir hayatın anlamı?rumuz:1920 sovyetlerinde devlet dairesinde çalışıp sonra her akşam tek od
"ona ne anlam yüklediğinizdir." cevabı kabul edilmez.yıllar sonra bu soru bana anlamlı gelmeye başladı.nedir abi bu curcuna nereye gidiyoruz ordan oraya savruluyoruz.uğruna savaşacağımız hiçbir şey kalmadı.nedir hayatın anlamı?

rumuz:1920 sovyetlerinde devlet dairesinde çalışıp sonra her akşam tek odalı hanesinde mum ışığında kitap yazan yalnız romancı.
0
kurtulan adam
(07.08.09)
"budur" yazacagım ama elimi goremeyeceksin ne yazık ki.

hayatın anlamı dusunmektir kanımca. ben dusunebilmek icin savasırım.
0
hubble
(07.08.09)
sorunun önyargılı olduğunu farkettin mi? hayatın bir anlamı olduğu varsayımını yapıyorsun.
0
lhun
(07.08.09)
algı.
0
radikalherif
(07.08.09)
insan denilen varlık, başı olmayan bir yerden geliyor, 70 sene hadi 80 sene birşeylerin mücadelesini verdikten sonra sonu olmayan bir yere doğru gidiyor. bu noktada o süre içerisinde yaptığın her şey, karakterine, kişiliğine ve ruhuna bir şey ekliyor. tüm hayatını kendisi için yaşamış olan insanlara bak örneğin, yaşlandıklarında sürekli bir korku ve ruhsal çöküntü içerisindeler. çünkü kendisi kimseye yardım etmemiş olduğundan, başkalarının da onun yanında olmayacağını düşünüyor.

çook çook uzun bir konu. yazmaya devam etmek isterdim ama gitmem gerekiyor...
0
kahvegibi
(07.08.09)
olsa dükkan senin be abi..
0
vejeteryan vampir
(07.08.09)
Soru tamamen yanlış. Hayatın bir anlamı yoktur. Aynen şey gibi ney gibiiii yumurta gibi evet yumurta. Bakkala gidip Ahmet abi bana 2 yumurta ver anlamlılarından olsun dediğin zaman Bakkal Ahmet abi seçeceği yumurtaları değiştirmez. İçinden "siktir lan ibne" diye geçirir eline gelen yumurtayı verir sana. Ama sorar "Hayırdır koçum omlet mi yapacan menemen mi?". Yani verilen yumurtanın anlamından çok amacı önemlidir, sonucu önemlidir. Anlamsız olan hayatı neden yaşıyoruz? Ben sonunu merak ettiğim için yaşıyorum. Eh sevdiklerim de var. Herkesin kendice amaçları ya da gerçekleştirmek istediği şeyler var.
kısacası i said saçlar no dedim

Not: bu cevap canı omlet çeken boş bir mide ile yazılmıştır.
0
wampex
(07.08.09)
bir büyüğüm bu soruya şöyle bir cevap vermişti
sikdir. ama belki de siktir dedi.
0
guitarman
(07.08.09)
babanın sonsuz parasını hayvanlar gibi sömürüp, hiç çalışmadan istediğini almak. yirmi yaşında kendi ferrari'nle gezip, her türlü ortamın en piçi olmak, karı kız peşinde koşmak...
0
bullet-tooth
(07.08.09)
hayatın anlamı olduğunu nereden çıkardın yav? boşuna mı bi sikim yapmayıp kıç büyütüyoruz burda?
0
cro magnon
(07.08.09)
hayatın bir anlamı olduğunu sanıp, ne olduğunu bulmaya çalışmaktır.
0
sonokur
(07.08.09)
hayatın anlamı, hayatın kendisidir.

ayrica:
(bkz: hayatın anlamı)
0
ermanen
(07.08.09)
bu dünyaya gelirken size sormadıkları için ve sizi doğuranlar da buna kendileri karar vermemiş oldukları için hayatın belli başlı bir anlamı olduğunu veya varsa da bunun bilindiğini söyleyemeyiz. bu yüzden insan bu olmayan anlamı din, edebiyat, müzik, aşk gibi mecralarda arar, düşünüldüğünde bu tür olgular da anlamsız bulunabilir ama ölmek çoğu kişiye zor geldiği ve hayata tutunabilmek için bir şeyler üretmek veya bir şeylere inanmaya ihtiyaç duyulduğu için insanlar bunlara yönelirler.

eğer farkındalığı yüksek bir insansanız ve az buçuk felsefe okuduysanız ergenliğin sonlarına doğru hayatta genel bir anlamsızlık olduğunun farkına varacaksınız. bundan sonrası da insana kalıyor işte, kendilerine meşgale yaratıp sonrasında nereye gittiğimizi bilmediğimiz bu hayatı sevmeye çalışıyorlar. kimisi dünya hayatına o kadar dalabiliyor ki (ben bu insanlara gıptayla bakıyorum) hayat ne saçma ne yüzeysel benzeri geyikler onlar için hiçbir şey ifade etmiyor. kimisi de pesimist pesimist her şey çok saçma her şey çok aptalca hepimiz ölücez yok olucaz diye geziniyor. eh arasını bulmak da size kalmış.
0
i ve been mistreated
(07.08.09)
hayat (isim)
1.Canlı, sağ olma durumu.
2.Yaşam:
"Hayat sahnesinde yetmiş üç yaşın basamaklarındayım."- H. F. Ozansoy.
3.Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı:
"Köy hayatı. Gece hayatı."- .
4.Meslek:
"Uzun dualardan sonra bana denizcilik hayatını anlatmaya başladı."- R. N. Güntekin.
5.Geçim şartlarının bütünü:
"Hayatımı yazılarımla kazanırım."- H. E. Adıvar.
6.Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma:
"Bu köyde hiç hayat yok."- .
7.din b. Yazgı:
"Hayat onları bir türlü birleştirmedi."- .
8.Yaşamayı sağlayan şartların bütünü:
"Ayda hayat yok."- .
9.Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi:
"Atatürk'ün hayatı."- .

kaynak: TDK
0
shape of shapelessness
(07.08.09)
Hayatın anlamı, bir kimse hangi dine mensup olursa olsun; o din'in kitaplarında yazdığı şekilde ulaşılabilir bir şeydir. Örneğin abc dinine mensup bir insan, dininin kitabını layıkıyla okuyup yorumladığı takdirde bir ferahlığa kavuşacaktır.

Ateist kardeşlerim açısından konuya bakmayı unutmadım; herhangi bir dine/tanrıya inanmayan kimse için, hayatın anlamı zaman içerisinde değişebilir. Bunu kötü bir şeymiş gibi söylemiyorum, yani hayattan zevk almak en akla yatkın cevap olacağına göre ateist bir kimse beş yıl önce metal müzik dinliyorken bugün solo test çözmenin hayatın anlamı olduğunu düşünüyor olabilir.

ve not; konuyu dinlere çekmedim, siz de çekmeyin.
0
oldu görüşürüz
(07.08.09)
(2)

antidepresan - konsantrasyon ilişkisi

efexor
konsantrasyon bozukluğu dikkat dağınıklığı vs. diyerek psikiyatriste gittim, dedim böyle böyle baktım prozac yazmış. antidepresan kullanmayı düşünmüyorum dedim kalktım geldim ama aklıma da takıldı. ve 9 ay önce kullanmayı bıraktığım 150mg efexor'den bi tane salladım. aylardır çalışamadığım kadar der
konsantrasyon bozukluğu dikkat dağınıklığı vs. diyerek psikiyatriste gittim, dedim böyle böyle baktım prozac yazmış. antidepresan kullanmayı düşünmüyorum dedim kalktım geldim ama aklıma da takıldı. ve 9 ay önce kullanmayı bıraktığım 150mg efexor'den bi tane salladım. aylardır çalışamadığım kadar ders çalıştım.

bu bir seferlik bir şey olabilir mi?

antidepresanların konsantrasyona etkisi söz konusu olduğunda "doktordur vardır bi bildiği"nden daha fazla bir şey söyleyebilecek olan var mı?
0
efexor
(07.08.09)
pek çok çeşitleri var, uzmanı da değilim, ama acaba sizin "konsantrasyon eksikliği" dediğiniz şey başka problemlerin bir sonucu mu, bunu düşünmek gerek. örneğin obsesif bir bozukluğunuz vardır, istilacı düşünceleriniz vardır bu engel oluyordur çalışmaya, veyahut gerekli motivasyonu sağlayamıyorsunuzdur, depresif bir atalettir bu engel oluyordur vs. veyahut o "salladığınız" şeyin süper işe yarayacağına inanmışsınızdır, kendinizi yanlış çıkarmamak için çalışmışsınızdır. direk konsantrasyon sağlayamama mekanizmasıyla işlemek zorunda değil yani.

dediğim gibi sizin çalışmamak dediğiniz şeyin pek çok farklı sebebi olabilir. haliyle bize "doktorun vardır bir bildiği" demek düşer, düşmelidir.
0
lhun
(07.08.09)
Eger gecici olmayan ciddi bir konsantrasyon sorununuz varsa bu beyindeki iletimi saglayan norotransmitter larin etkin calismamasindan kaynaklaniyor olabilir. Antidepresanlar da bu norotransmitter lardan bir kisminin etkin salinmasini sagladigi icin yogun konsantrasyon yasamis olabilirsiniz. Ama beyinle ilgili herseyde oldugu gibi bu da surekli devam eden bir durum degildir. Yani siz bu ilaci aldikca konsantrasyonunuz hep articak demek degil bu, hatta aksine beyninizi ilacin etkisiyle tembellige itebilirsiniz.
0
gymboo
(07.08.09)
(5)

Italya'dan Turkiye'ye para transferi

nochristrequiress
Ebay'de bir sey sattim, toplam 45€ odeme alacagim. Adam kredi karti'ni kaybetmis, paypal kullanamiyor. Western Union 15€ komisyon aliyor.Banka havalesi yontemi ile nasil yollayabilir bana? Is bankasi ve HSBC'de TL hesaplarim var. Bir yol gosterin lutfen.
Ebay'de bir sey sattim, toplam 45€ odeme alacagim. Adam kredi karti'ni kaybetmis, paypal kullanamiyor. Western Union 15€ komisyon aliyor.

Banka havalesi yontemi ile nasil yollayabilir bana? Is bankasi ve HSBC'de TL hesaplarim var.

Bir yol gosterin lutfen.
0
nochristrequiress
(07.08.09)
Kayip kartin yenisi bir haftaya gelir, o zaman odeme yapar. Yanasmiyorsa dolandirici olabilir, dikkat.
0
wpi
(07.08.09)
iş bankasına git euro hesap aç, iban kodunu adama yolla , swift yapsın sana.
0
yapcak bisi yok
(07.08.09)
havaleye en yakın swift edebilir ama sizin de eur hesabınız olmalı, swifte açık olmalı, yalnız onun da bir komisyonu var.
0
lhun
(07.08.09)
15 € ya yanasmayan swift olayina da yanasmaz cunku onun da masrafi var. ben deneme amacli almanya dan turkiyede ki hsbc euro hesabina 10 € havale yapmistim 35 € masraf aldi icime oturdu ordan biliyorum.
0
alan shearer
(07.08.09)
kredi kartı olmayan adam internette alışveriş yapmasın bence
0
joepiscopo
(07.08.09)
(14)

Neden insan yemiyoruz?

babatema
Meşum videoyu izledikten sonra merak ettim (http://www.facebook.com/video/video.php?v=1156803561845&ref=nf)Eskiden yiyorduk heralde. Anamızın karnından Nutella'lar, Az pilav üstü kuru'larla çıkmadığımıza göre!? insan beslenmek için hiç mi insan avlamamıştır?bizi bundan alıkoyan tek şey empati yetene
Meşum videoyu izledikten sonra merak ettim (www.facebook.com

Eskiden yiyorduk heralde. Anamızın karnından Nutella'lar, Az pilav üstü kuru'larla çıkmadığımıza göre!? insan beslenmek için hiç mi insan avlamamıştır?

bizi bundan alıkoyan tek şey empati yeteneğimiz mi? halbuyse tadı falan da güzelmiş diyolar...
0
babatema
(07.08.09)
empatiyle bir ilgisi yok ki bunun. sen genlerinsin. teknik olarak genlerini yaymak senin varolma amacın. ve diğer insanlar da senin genlerine en yakın genlere sahip canlılar. genlerini gelecek nesillere aktarmak için deli gibi sevişirken insanları yemen mantıksız.

ha, yemeye yersin. ama bunu istemezsin yani. kendi türünü yiyen canlılar yok mu? var. ama onların olayı bambaşka. sebepleri var.

edit: kendi türünü yiyen hayvanlara çiftleştikten sonra erkeğini yiyen "karadul"u örnek verebiliriz misal. ama başka gelmiyor aklıma.
0
cro magnon
(07.08.09)
hayvandan bir farkımız olsun diye.
0
radikalherif
(07.08.09)
insan olduğumuz için?
0
pragmatist kedi
(07.08.09)
kanunen yasak! :)
0
alexanderrobotnick
(07.08.09)
yamyamlar var. insanın eti nedir budu nedir ki neresini yiyeceksin.
0
sokak cocugu
(07.08.09)
bu videoyu izleyipte aklınıza bu soru geliyorsa

(bkz: etnosantrizm)
0
buffy de vampir sayilir
(07.08.09)
Hayvanlarda da kendi cinsini yeme olayı pek yoktur. cro magnon'un dediği gibi asıl amacın kendi türünü yaymak olduğu için, diğer türlerin de senin yaşam alanına rakip olduğu için ve diğer türlere karşı en yakın ittifakın ancak kendi türün yani insan olduğu için insan yemezsin. Milliyetçilik, hemşerilik, büyük şehirde birbirlerini tutmak gibi olgular da bunun biraz daha komplike örnekleri.

Tabi böyle teorileri önemseyebilmek için önce insanın bir hayvan türü olduğu, bir canlı olduğu gibi rasyonel kanılara varabilmen gerekir. Aksi halde kildi topraktı felandı derken bu soruya cevap bulmak bana kalırsa imkansız.

Diğer yandan, kendi türdeşini yeme canlıların birçoğunda zaman zaman ortaya çıkabilmekte. İnsanlardan örnek vermek gerekirse, yendiği düşmanını yemek, ölen babasını yemek felan gibi nispeten manalı ilişkileri bulunan fenomenler var. Sanırım Sigmund Freud'un Totem ve Tabu adlı kitabında bu konuda epey bilgi vardı. Yine benzer konularda meraklıysan Gordon Childe vb sosyolog antropolog abilerin kitaplarını tavsiye ederim.

Şu meşhur cenin yeme olayına gelince. Biliyoruz ki dünyanın en acaip en cins milleti Japonlardır. Aslında Çinlileri de bunlara katabiliriz. Cenin yeme olayının da gerçek olduğunu varsayarsak -bence ortada sağlam hiçbir kanıt yok- muhtemelen zenginlerin yaptığı bir çılgınlık olduğunu düşünüyorum. Ben bir Türk olarak çok zengin olsam şöminede dolar yakarım, cam sehpadan kokain çekerim, Japonlar gibi abuk subuk bir milletin zengini de heralde cenin yiyebilir bu durumda. Çok akılcı bir çıkarım olmadı farkındayım ama kesinlikle hissediyorum olabilir böyle birşey.
0
guzelmarmara
(07.08.09)
aslında neden insan yiyoruz? diye sormalıydın insan ırkı olaraktan. biz yemesek de yiyenler var. ilginç!
0
sokak cocugu
(07.08.09)
hala yiyen varmis:
(bkz: korowai)
0
ermanen
(07.08.09)
"Hayvanlarda da kendi cinsini yeme olayı pek yoktur". Katılmıyorum. Hayvanlarda kendi cinsini avlamak yoktur, yemek amacıyla öldürmek yoktur, ama yemek olabilir. (Büyük istinsa, yenidoğanların babadan başka bir erkek tarafından, bazen anne tarafından yenmek için öldürülmesi). Bunun dışında "doğal" sebeplerden ölmüş hayvanın 1 hastalık sebebiyle öldüyse bunun yayılmasına sebep olmamak için uzak durma 2 başka bir hayvan tarafından öldürüldüyse zaten o hayvanın bunu yemek için yaptığından ortada pek birşey kalmaması kendi cinsini tüketmeye engel olabilir. ama öte taraftan da eğer yenilirse büyük tasarruftur enerji bakımından.
Psikopatalojik vakalar dışında, bazı insan topluluklarında da ölen bireylerini yemek vakidir. Ama bu biyoenerjiden tasarruf etmekten çok bir ritüel özelliği taşımaktadır.

Buna karşın, hemcinsin seninle aynı sosyal grupta olup senin yaşama şansını arttırmıyor, hatta bizzat rakip bir grupta bu şans için savaşıyorsa bile, aradaki savaş asla öldürme amaçlı değil, sadece güçlü olan seçim şansı verme, ötekini de sağ bırakıp başka yerde şansını deneme hakkı verme amaçlıdır. Sebebi bahsedildiği gibi türün devamı motivleri.

Gelgelelim bu ilkel açıklamalar yine de neden insan yemediğimizi anlatmıyor pek. Bir arkadaş demiş ya "hayvanlardan farkımız olduğu için" diye, taksonomik hatayı görmezden gelirsek, aslında çok doğru bir laf etmiş, anlatayım neden;
Öncelikle empati yeteneğinin alıkoyma gücü bahsettiğiniz gibi olsaydı, gelir adaletsizliğinin bifiil insan yemek olmasa da çok da farklı olmadığı düşünüldüğünde, en azından o konularda bir boka yarardı bunu dipnot düşeyim.
Gerçek sebep şu ki, insan hemcinsini tüketmenin farklı yollarını geliştireli uzun yıllar olmuş, onun enerjisinden ve hayatından faydalanmak için yapacağı tüketimin hedefini öldürmediği yollar bulmuştur.
İşte insanlığın şanı!
Karşılaştırınız; orta sınıf bir aileden gelme üniversite mezunu ortalama bir genci yiyecek olsanız kaç kilo et çıkacaktır? et olarak sadece kasları yediğimizi düşünelim, yapılı bir genç ise 30 kilo falan çıkacaktır.
Kasaptan etin kilosunu kaça alıyorsunuz? Ortalama 20 tl diyelim, bu genci tüketmenin size sağladığı etti mi sadece 600 lira.
Şimdi onun bedensel bütünlüğünü bozmayın, ama insansınız ya, gelişen teknoloji bok püsür ile masa başında yapacağı bir iş bulun. 600 lira o gencin bir aylık asgari maaşıyken, üzerinden kaç katı para kazanabilirsiniz siz düşünün. Şimdi o parayı istediğiniz gibi ete çevirebilirsiniz. Arttı mı? Onu da elzem olmayan birsürü saçmasapan şeylere harcayabilirsiniz.

Şimdi tekrar soralım, neden insan yemiyoruz? Çünkü sağ iken daha çok fayda alabiliyoruz. Et olarak tüketmeyle, işgücü olarak tüketme arasında tüketim olarak bir fark olduğunu sanmayın.
0
lhun
(07.08.09)
bazı maymunlar da yiyor. düşman kabileyle savaşıp öldürdükleri maymunların proteinleri boşa gitmesin diye yiyorlar (akıllı maymunlar bunlar). geçmişte insanlar da yemiştir birbirlerini.. tarihin başlangıcından sonraki dönemlerde bile savaş alanında kalan ölülerin vücutlarından kondom yapıyor insan oğlu, daha eski çağlarda yememesi mümkün mü?
0
surtunme kuvveti
(07.08.09)
aslında avlamıştır yanılmıyorsam kanadanın buz hokeyi takımını taşıyan uçak düşmüştü ve oyuncular yardım gelmeyince bir müddet sonra takım arkadaşlarını yemeye başlamışlardır... sanırım ozel soslarla iyi gidebilir nutellaylada sabah kahvaltısında denenmeli
0
scapegoat
(07.08.09)
bence günümüzdeki mantıklı tek açıklaması gerek duymadığımız için. yiyebilecek o kadar halt varken ve uygarlık düzeyimiz taş devrini biraz aştığı için şu an itibariyle insan yemek manasız. ama şartlar değişir kıtlık ya da bir şekilde yaşamı sürdürme noktasına gelindiğinde pekçok kişi başta iğrenerek sonra alışarak sonra tatlandırarak sonra seçerek beğenerek birbirini yemeye başlar.
0
oztokyolu
(07.08.09)
Bir insanı açıklıktan kurtulmak, hayatta kalmak için yemek , o insanı ne kadar süre hayatta tutar. Siz birbirinizi yiyin en sonuncusu ne yapacak. Geleceği düşünemeyen insanların gelecek ile ilgili teorileride olamaz. Gelecek ile ilgili teoriler üretemeyenler ölümden sonra bu kainatın kendi içinde tekrar bu katmanları yaratabileceği gerçeğini ve o aklı göremeyenler ancak insan yiyebilir. Ey insan hiç ölmeyeceğinimi düşünüyorsun? "Her canlı ölümü tadacaktır."

Düşün ki arkandan bir Müslüman ne yapar.

ÖLÜM ÖNCESİ

Ölmek Üzere Olan Kişiye Yapılan Uygulamalar

1- Öleceği anlaşılan kişi yüzü kıbleye karşı gelecek şekilde sağ tarafına çevrilir. Kişiye Kelime-i Şehadet getirtilir. Başında bulunanlar da onunla birlikte Kelime-i Şehadet getirirler.

2- Bu sırada kişinin yanında akrabaları bulunur ve bu anda Yâsin ve ya Ra'd suresi okunabilir.

ÖLÜM SIRASI

Kişi ölünce çenesi bağlanır gözleri kapatılır elbiseleri çıkartılır ve ince bir örtüyle üzeri örtülür. Ölünün şişmemesi için ölünün üzerine bir demir parçası konur. Yıkanıncaya kadar ölünün yanında Kur'an okumak yasak olmamasına rağmen yapılmaması gereken bir davranıştır.

Ölünün Yıkanması

İslam inancına göre ölünün yıkanması gerekir. Bunun için ölü teneşir üzerine veya yüksekçe bir yere sırtüstü yatırılır. Sonra ölüye abdest aldırılır. Abdeste önce yüzden başlanır ağza ve buruna su verilmez; parmağa sarılı bir bezle dudaklarının içi dişleri ve burun delikleri ıslatılır. Kolları yıkanır başı meshedilir ayakları yıkanır. Abdest bittikten sonra üzerine ısıtılmış su dökülür saçı ve sakalı başı ve bedeni iyice temizlenir. Sonra sol tarafına çevrilerek sağ tarafı sağ tarafa çevrilerek sol tarafı yıkanır. Yıkayıcı ölünün karnına yavaşça dokunarak ölünün vücudundan bir şey çıkarsa onu da yıkar. Ölüyü yıkarken her organı üç defa yıkamak sünnettir. Ölünün tırnak ve saçları kesilmez. Saçları ve sakalı kesilmez. Erkek ölüyü erkek kadın ölüyü kadın yıkar. Kadın ölen kocasının cesedini yıkayabilir; ancak erkek ölen karısını yıkayamaz.

Kefenleme

İslam'da kefen üç çeşittir:

a) Sünnet Kefeni: Erkekler için gömlek izar ve lifafe olmak üzere üç kattır. Boyun kökünden ayaklara kadar uzanan gömleğin yeni ve yakası yoktur. İzar ve lifafe baştan ayağa kadar uzanır. Lifafe İzar ve gömleğin üzerine giydirilir. İzardan biraz daha uzun tutulur. Kadın kefeninde ise bunlara ek olarak baş ve göğüs örtüsü kullanılır.

b) Kifayet Kefeni: Ölen kişinin maddi durumunun bozukluğuna paralel olarak kifayet kefeni ile yetinebilir. Bu kefen izar ve lifafeden ibaret olup ölen kadınsa bunlara ek olarak baş örtüsü dahil edilir.

c) Zaruret Kefeni: Zorunluluk halinde ölü ne bulunursa onunla kefenlenir.

"Kefen hazırlandıktan sonra tütsülenir" "Sünnet kefen şöyle yapılır: Önce lifafe yayılır. Onun üzerine izar konulur. Daha sonra ölüye kefen gömleği giydirilip izarın üstüne konur. İzar önce ölünün soluna sonra sağına sarılır." Lifafe de sağa sonra sola sarılır. Ayaklarının altından ve başının üstünden bağlanır."

"Kadın cenazenin kefenlenmesinde kadının saçları ikiye ayrılarak göğsünün üstüne konur. Kadın kefenlendikten sonra başı ve yüzü başörtüsü ile örtülür. İzarın üstünden göğüs örtüsü bağlanır. Göğüs örtüsü göğüsten göbeğe veya dizkapaklara kadar olan bir örtüdür." Daha sonra ise lifafe sarılır.

Cenaze Namazı
Ölen bir kişinin cenaze namazının kılınabilmesi için her şeyden önce Müslüman olması ve ölünün yıkanmış olması gerekir. Bunun yanında ölünün vücudunun bütünlüğünü korumuş olması yani başı ile beraber vücudunun yarıdan çoğunun olması şarttır. Cenaze namazını topluluk içinde birkaç kişinin kılması da yeterlidir. Tüm topluluğun kılması şart değildir. Cenaze namazını usulünü bilen herkes kıldırabilir."

Ölünün Gömülmesi

"Cenaze namazından sonra ölü mezara konur. Mezarın en az göğüs hizasına kadar kazılması şarttır. Ölü gömülürken kefenin bağları çözülür ve sağ yanına yatırılarak kıbleye yöneltilir." "Ölü kadın ise ölünün en yakınının onu mezara koyması gerekir. Kadının mezara inmesi yasaktır. Mezarların üzerine yapı yapmak süslemek islamda haramdır. Ancak taş dikmek isim yazmak ağaç dikmek yasak değildir."

Telkin

Ölü mezara konulduktan sonra ve üzeri toprakla örtüldükten sonra topluluk mezarın başına oturarak imam veya başka birisinin okuduğu Kur'an-ı dinler ve ölünün ruhuna fatiha okur. İslamiyet'e göre bütün insanlar ister Müslüman olsun ister olmasın ölüp de mezara konunca Münkir ve Nekir adlı iki melek tarafından sorgulanır. Sorgu dinsel olup ölünün Müslüman olup olmadığını saptamak için yapılır. Cenazenin defin edilmesi sırasında imamın mezar başında verdiği talkın (telkin) sorgu sırasında ölünün korkudan dilinin kekelememesi içindir.

ÖLÜM SONRASI
Taziye

Ölünün yakınları komşuları akrabaları tarafından ziyaret edilerek "Allah size sabır ve ecir versin hüküm Allah'ındır Allah cennete kavuştursun" denilerek teselli edilirler. Ölünün gömülmesinden sonra kederli olan ve yalnız kalan ölü evinin ziyaret edilmesi yani taziye konusunda peygamber "Kim felakete uğrayan kardeşini taziye ederse Allah ona kıyamet gününde ikram elbiseleri giydirir" demiştir. Taziye üç gündür; ancak uzakta olanlar daha sonra da taziyeye gelebilirler. Bu süre içinde komşular yemek yaparak ölü evine getirirler.

Mezar Ziyareti

İslamiyet'e göre kabir ahret âleminin başlangıcıdır. Ölümü her canlı tadacaktır. Ölüm yok olmak değildir. Bir evden bir eve göç etmek gibidir. Ölen her kişi kıyamette dünyada yaptıklarından hesaba çekilip cennete veya cehenneme gönderilinceye kadar kabirde kalacaktır. Kabirde hem ruha hem de bedene nimet ve azap vardır. Peygamberler veliler ve şehitler mezarlarında da diridirler. Kabirde ölü kendini ziyarete gelenleri tanır. Bunun için kabirde bulunan ölülere selam vermek sünnettir. Bir hadiste peygamber" "Bir kimse din kardeşinin kabrini ziyarete gider ve mezarı başında oturursa onu tanır ve selamına cevap verir" demiştir. Ölü kabrinde bilinmeyen bir hayatla diridir. Müslümanların kabrini ziyaret etmek peygamberin de yaptığı tavsiye ettiği bir davranıştır. Bir hadiste peygamber "Kabirleri ziyaret ediniz! Kabir ziyareti ölümü hatırlatır" ve "Kabir ziyaretini size yasaklamıştım. Şimdiden sonra ziyaret edebilirsiniz. Böylece ibret alır gafletten uyanırsınız" demiştir
0
sampler
(12.06.10)
(28)

Bekaret

zZz
İnsan sevince karşı tarafın daha önceki geçmişi o kadar önemli değil mi? 22 yaşında birinin sekiz kişi ile ilişkiye girmiş olması normal mi? Seviyorum deyip geçmişini sorgulamadan devam etmek doğru mu? Ona baktığın zaman birlikteliklerini gözünde canlandırmamanın sırrı nedir? Nedir bu olayın denge n
İnsan sevince karşı tarafın daha önceki geçmişi o kadar önemli değil mi? 22 yaşında birinin sekiz kişi ile ilişkiye girmiş olması normal mi? Seviyorum deyip geçmişini sorgulamadan devam etmek doğru mu? Ona baktığın zaman birlikteliklerini gözünde canlandırmamanın sırrı nedir? Nedir bu olayın denge noktası?

Şunuda belirteyim, her sevgilim bi kez versin karım bakire olsun mantığı ile sorulan sorular değildir.
0
zZz
(07.08.09)
1- değil.
2- normal.
3- geçmişte yaşanılanların boyutuna göre değişir.
4- güven?
5- siz..
0
dambil
(07.08.09)
karşıdaki kişinin kim olduğu sorusu, kaç kişi ile beraber olduğu sorusundan daha önemlidir. sevdiğiniz kişinin geçmişini sorgulamak o istemedği sürece kimseye düşmez. nasıl ki o istediği zaman vermek üzere bir mastürbasyon ve eski sevgili çetelesi tutmuyorsak onun da eski sevgililerine karışamayız. sevdiceğe bakarken onun eski sevgilelerini gören onu sadece bir meta olarak görüyordur. ona baktığın zaman birlikteliklerini gözünde canlandırmamanın sırrı yoktur, bu zaten olması gerekendir.
0
drip nick i zaten kullanilmakta
(07.08.09)
sizi gerçekten sevdiğini düşünüyorsanız elbet geçmişini kabullenirsiniz. sonuçta sizi tanımıyordu o zamanlar. aynı durumda siz de olabilirdiniz. hatta ikinizin geçmişi de böyle olsaydı eminim siklemeyecektiniz. ama bir taraf böyle olunca problem oldu sanırım.
0
cro magnon
(07.08.09)
size kalmış bi durum. nasıl müslüman olmayan biri müslüman olduğunda geçmişte yaptığı günahlar siliniyorsa siz de sevdiğiniz insanın geçmişini kendinizce silebilirsiniz.
0
sokak cocugu
(07.08.09)
gecenin bir yarısı, mutfağa su içmeye giderken bile düşer aklına.
denge noktası şu: orospu sıfatını koyamıyorsanız problem yoktur. - çok rahat diye bir kız tanımı olamaz. o ne la öyle?
meselese karakterin temiz olması, ama ona da kılıf buldular "ruhum bakir" diye töbe töbe.
0
radikalherif
(07.08.09)
dambil;
2 numarada doğru demişsin ama geçmişindeki ilişkileri hata olarak nitelendirme sebebi nedir o zaman? sevgi, hoşlanma diyelim diyeyim ama hata olarak nitelendirdiği bir şeyi neden 8 kez tekrarlar? 8 kez aynı hataya düşülür mü? Mesele buradaki sayı değil aslında hata olarak nitelendirdiği bir şeyin üzerinden tekrar tekrar geçmesi.
4 numarada güven demişsin, haklısın ilişki zaten güven ile gider ama bu gözde, zihinde canlanma olayı çok farklı bir şey. Ona dokunduğun zaman daha öncesinin bir anda zihne düşmesi gibi.
0
🌸zZz
(07.08.09)
cro magnon;
evet son cümlende haklısın.

sokak cocugu;
geçmişini kendinizce silersiniz demişsiniz ama ben silsem de geçmişi üçüncü dördüncü şahıslar tarafından karşıma çıkmakta bunlara ne kadar direnilebilir? Toplumun, ailenin çoğumuza öğrettiği kavramlar ortada iken.

radikalherif;
aklımdan bir çıkarabilsem zaten.
0
🌸zZz
(07.08.09)
basit bir hesap yapalım. karşı taraf 22 yaşında 8 kişi ile ilişkiye girmiş hayatı boyunca. 22'den 8'i çıkarıp her ilişkiye bir yıl aralığını bırakırsak 14 yaşı geliyor. Evet 14 küçük bir yaş biz bunu 16 ya da 17 yapalım, dilerseniz 18 olsun. 18 ile 22 yaş arası 4 yıl var. 4 yılda da 6 ayda bir ilişkisi olmuş olsa 8 ilişki eder. Birlikte olduğu sevgilileriyle ilişkiye girmesi karşı tarafa hiç bir sıfat yakıştırma hakkı vermez bize.

Yukarıdaki matematik hesabı çok gereksiz. Batı ile bizim yaşamlarımız farklı olduğu için bırakın 8 kişiyi 1 kişiyle bile yaşanan ilişkiler dahi ahlaksız/saçma/gereksiz/günah olarak algılanıyor bizim gözümüzde.

Bence seviyorsanız geçmişi sorgulamayın. Sevdiğiniz kişinin yapısını karkterini geçmişte birlikte olduğu insan sayısına endekslemeyin. Bu sayı bir bayan için "orospuluk" yaftasını yapıştırılmasına yetiyor bazıları için ama erkekler için az/yetersiz bir rakam olarak nitelendiriliyor.

gününüzü geleeğinizi yaşayın. size anlattığına göre dürüst biri. bence kafaya takılacak bir şey yok.
0
aliscan
(07.08.09)
8 farklı kişiyle demişsiniz=) kimse bir ilişkiye bitecek diye başlamaz ki bittiğinde ya da bitmesine sebep olan olaylar başına geldiğinde anlarsın hata yaptığını. daha önceki denemeleri onu üzdüyse bu bir daha denememesini gerektirmez ki. sadece biraz daha olgunlukla dener, yaptığının hata olacağını bilerek dener..

sanmıyorum ki ilişkiniz başlayalı çok bir zaman geçmiş olsun. zaman sarıp sarmalayacaktır bu durumu. birbirinizi daha iyi tanıdıkça, birbirinize daha çok alıştıkça, birbirinizi daha net olarak tamamladıkça bunların hepsi saçma gelecektir=)
0
dambil
(07.08.09)
üçüncü şahışlar hususunda haklısın. bu problem olup canınızı sıkabilir gerçekten. ya uzaklara gidip yeni bi sayfa açacasksınız ya da bunlara katlanmak zorunda kalacaksınız. zor bir durum. ilaveten aynı hatanın 7 kez tekrarlanması konusunda da haklısın.
0
sokak cocugu
(07.08.09)
Eger ki bu yasa kadar sekiz kisiyle birlikte oldugunu acik acik soyleyebilmisse, o kizdan korkmayiniz!
0
msb
(07.08.09)
bence sorun değildir ama aklında bu tür bir soru(n) var ise üstesinden gelebileceğinizi sanmıyorum.
0
c non
(07.08.09)
İnsan partnerinin geçmişini sormak gibi bir aptallığa düştüyse, onu üzecek şey safi sevginin kirlenmişliği gibi romantik bahaneler değil, onun karşı taraflara yaşattığı hazzı, haliyle o hazzı yaşayan erkeği kıskanmasıdır. (kadın için bu tam olarak haz değil de, daha zihinsel seviyede dönen bağlılıklardır, ama aynı kıskançlık burada da geçerli pek tabii).
Kafada detaylara ilişkin soruların çıkması bundandır, adam o andaki sevgilisiyle ilgilenmiyor, o anın kendisi, alınan haz, yapılan iş ile daha çok ilgileniyor, arkadan mı önden mi, üstte mi altta mı, hoşuna gitti mi, benden iyi miydi, bu tür saçma sorularla kendini acıya iyice hapsediyor, çünkü dediğim gibi, sevgilinin kirlenmesi falan değil olay, senin alabildiğin birşeyi başkasına daha önce vermiş olması.
Çünkü bu kıskanma, insanın kendini özel hissedişine bir tehdittir, verdiği acı da bundandır.

Çözüm basit, birincisi kendini özel hissetme sanrısından çok beslenmemeli insan, aleladeliğini kabullenmeli, nedenini niçinini anlatmayacağım, tonla kitap, felsefe, bilgelik var üzerine yazılmış çizilmiş, araştırınız. İkincisi, yine de kendisini engelleyemeyecek ve özel hissetme sanrısının peşinden gidecek, bu da o aynı kitaplarda var elbet, o zaman sevgilisini bu özel hissedişin kaynağı olarak görmeyecek.
Eğer kaynak olarak görmez ise, tehdit olarak zarar alması da imkansızlaşır.

Partnerinize çok anlam yüklemeyin. Ulvi kurtarıcı rolü vermeyin. Göz göre göre kendinizi kandırmak için çaba sarfetmeyin. Sonsuz mutluluk, mutlak bağlılık hatalarına düşmeyin. Doğanızı kabullenin, çünkü biliyorsunuz ki aynı fırsatlar sizin de karşınıza çıktığında siz de bir sonraki sevgilinizi düşünüp değerlendirmemezlik etmediniz.

ek:
8 defaya hata diyor çünkü ya seni pek üzmek istemiyor, ya da hemen her türk kadının ilk öğrendiği savunmalardan biri olan "eğer zevk almadıysam ve pişman olduysam bana orospu diyemezler" savunmasını uyguluyor. elbette zevk aldığı için yaptı, 9uncu seninle olursa onu da yapacak, 10uncuya da hataydı diyecek, ve bu orospuluk değil. Cinsellik üzerine çarpık sosyal bakışa savunma olarak kendisi de doğal bir çarpıklıkta bir taktik uyguluyor ve yalan söylüyor sadece.
ama kardeşim, kendini kanser edecek kadar üzeceksen, daha az "kilometrede" biri bulsan ya? kendine daha çok benzeyen? elbette bu da hemen uygulanabilir birşey değil ama, sonrası için aklında bulunsun.
0
lhun
(07.08.09)
Clerks'teki hatun 36 kişiye blowjob yapmıştı. Dante hariç hem de. O daha kötü. Nolcak hacı yahu, deneyimi vardır, sana da yeni şeyler öğretir. Bunu açık açık söyleyebiliyorsa baya iyi bişey bu. Hold onto her.
0
hophophoba
(07.08.09)
arkadaşım, peki ya sen? peki ya sen 8 kızla birlikte olsaydın. kız arkadaşına bunu söyleseydin, o da bakire olsaydı. hadi birde burdan bak, bakalım. bu durumda kendin olunca normal geliyorsa, o kız için de aynı şeyi düşün bence.

8 kişiyle olmadan önce sen nerdeydin. peki sen onun hayatında olsaydın zmanlar? ben de isterdim bir kız arkadaşım, olsun ben onun ilki olayım, o benim. ama olmuyor işte, saçma bir böcek ısırınca duvarlarda yürüyebiliyor musun?

eğer buna önem veren biriysen, annene söyle sana "helal süt emmiş" kız bulsun. hemen görücü usulu evlen, mutlu olabilirsin, imkansız değil. ah doğruya bekaret mutluluktan daha önemli.

neyse,

kızı seviyorsan geçmişini sorgulama, sorgulamaya başlarsan sonu gelmez. bundan sonra yaptıklarına dikkat et.

mutluluklar diliyorum sana, umarım bir sürü aşk çocuğunuz olur.
0
hollowlife
(07.08.09)
güzel kardeşim yaşının 22 olduğunu hesap ederek konuşuyorum ona göre oku.

sen kaç kişiyle birlikte oldun? o kız sana kaç kişiyle birlikte olduğunu söylediğinde sen de ona söyledin mi? şu dünyada geçmiş hesaba katılsaydı kimse evlenip çocuk yapamazdı emin ol. önce karşındakinin de insan olduğunu ve senin kadar haklara sahip olduğunu kabul edeceksin. senden önceki yaşamı sadece onu ilgilendirir seni de zerre ilgilendirmez. seninle birlikteyken 8 kişiyle yatarsa o zaman sorun et.

konu başlığını "bekaret" olarak açmışsın. görüyorum ki 8 değil 1 kişi de olsa aynı şekilde düşünecektin. bu şekilde düşünmenin yegane sebeplerinden birinin daha önce cinsellikle (sevdiğin, birlikte olduğun biriyle olandan bahsediyorum. para karşılığı olandan bahsetmiyorum) tanışmamış olmana veriyorum. ha değilsen de öyle davranma. karşındakinin de senin gibi bir insan olduğunu, hakları ve isteklerini dilediği gibi yerine getirebileceğini hatırla. o kızın ilk sahibi ben olmalıydım diye ilkçağ düşüncelerini de bir kenara bırak. bakir bir erkeksen de böyle şeylerin önemi olmadığını anla. ilk ve son arasında bir fark yok abicim.
0
atrin
(07.08.09)
sözlük ne kadar modernmiş. reelde "kadında bekaret önemli değil, önemli olan duygulardır" diyince godoş muamelesi görüyorum.
0
atmosphere
(07.08.09)
İnsanlar yaşanmışlıklarının birer basamak olduğunu ve o basamakların çıkılmadan olunan noktaya gelinemeyeceğini kavrayamadıklarında böyle abuk alakasız sorular geliyor.

Bu ülkede insanlar ilk tanıştıkları/tanışdırıldıkları kişilerle en geç bir sene içerisinde nikah olayına giriyorlar. Sonra şanslılarsa nişan aşamasdında bozuluyor değillerse evlendikten üç ay sonra...

Yaşanmışlıklar iyidir.
0
süpermaninkızı
(07.08.09)
Sanirim sen de zaten farkindasin gecmisini bekaretini iliskilerini vs cok takmamak gerektiginin, zaman icersinde bukonuda daha az sorun kalacaktir muhtemelen.
Tek tavsiyem kıza bu konuda cok fazla serzeniste bulunma ve bu mevzuyu ısıtıp ısıtıp getirme, kendini hem asagilanmis hem guvenilmemis hisedecektir ve bu bi sure sonra sogumasina uzaklasmasina falan yol acar, seviyorsan ve sirf sevdiginden bunu yapiyorsan yazik olur
0
tehanu
(07.08.09)
boyle dusunenleri manita adayı yapan kadınlara sasırıyorum.

arkadasım kafan mı guzel, sordugun seylerın farkında mısın ? yazdıktan sonra okudun mu tekrar.

22 yasında birinin 8 kisiyle birlikte oldugundan sanane ki arkadasım, bana sorarsan az bile hadi napcan sımdı ? hayatı bacakarasına ındırınce iyi mı oluyor ? gecmısınden sanane yahu, kitap mı yazacaksın. roccoyla manıtaymıs napcan ? senınkı de iyiymıs hem sor sonra da bakınca gozunde canlandır sonra da tribe gir. ya sorma ya da porno izler gibi gozunde canlandırma. oh oh mehmet nasıl da emmıstır su memelerı mı diyorsun bakınca nasıl bi mantık bu.
0
bryan fury
(07.08.09)
amotsphere nacizane önerim sana cevreni degistir
herşeyi nihayetinde ne idiüğü belirsiz bir kavram su modernizme bağlamasak
her sevgilim bir kere versin karım bakire olsun mantığı bu değildir de nedir ?
koyduğun tikleri görünce kız arkadaşının hata yaptığını düşünmek ve düşündürtmek seni rahatlatıyor diye düşünmekten geri alamadım kendimi
ama bir hatanın 8 kere yapılması da düşündürücü oluyor tabii
hata falan yok ortada en azından bunu sen niceleyemezsin
yaşadıkça aşarsın ilişkinin de seninde yaşanmaya ihtiyacın var
eğer senin de aşmaya niyetin varsa
denge noktası bu
0
gdduman
(07.08.09)
hacım burada neticeyi tamamen senin hayat görüşün belirler. bu soruların cevabını kimse senin adına veremez. biri yaşanmışlık işte süper dedi diye senin için olayı sindiremez. "ona bakınca birlikteliklerini gözünün önüne getirmemenin" öğrenilebilir bir yolu yok. ya kabullenemiyorsundur ya da rahatsındır bu konuda. başkalarının kelamlarını takma ve içinin sesini dinle.
0
arnold schwarzeneger
(07.08.09)
bunu sorun edip şimdiden başlık açmışsın bile. kızla birlikte olduğun sürece bunu her daim başına kakıcaksın ve ayrılık sebebi bu olucak.
0
neira
(07.08.09)
Olayın denge noktası nedir diye sormuşsunuz.

Olayın denge noktası kişinin kendisidir yani sizsiniz ve tabii ki sizi oluşturan etkenlerin tümü. Yani aile (yetişme tarzı), çevre (arkadaşlar, okuduklarınız, gördükleriniz, dinledikleriniz) ve belki de genler.

Takdir edersiniz ki bunların tamamının bir insan üzerindeki etkisini değiştirebilmek pek de kolay olabilecek bir iş değil...

Konuya dönersek; kız arkadaşınızla beraberken; geçmişiyle ilgili sıkıntılarınız yaşadığınız anlardan keyif almanızı engelliyorsa, ilişkiyi sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeniz pek de kolay olmayacaktır.

Ancak, kız arkadaşınızlayken; siz kasıtlı olarak düşünmedikçe ilgili "geçmiş" kafanızı pek kurcalamıyorsa (aklınıza dahi gelmiyorsa) ve yaşadığınız anlardan da fazlasıyla keyif alabiliyorsanız; ilişkinizin önünde pek de büyük bir engel olmadığını söyleyebiliriz.

Yani mesele; sevdiğinize inandığınız kişinin geçmişiyle ilgili sorularınız/takıldığınız noktaların ne sıklıkta ve bilinçli ya da bilinçsiz olarak aklınıza gelip gelmediğini bulabilmek ve yaşanılan anların önüne geçip geçmediğine karar verebilmekte sanırım.
0
silhouette
(07.08.09)
soruyu 22 yaşında birinin 8 kişi ile birlikte olması normal DEĞİL di mi diye soruyosun aslında. şimdi böyle bir mantaliteye sahipsen böyle gördüysen çevren de böyle düşünen insanlardan oluşuyorsa eh normal değildir başkası ne derse desin. bug gözlükle bakınca bu çok anlaşılabilir bir şey. onun geçmişini sorgulamak onunla kurduğun geleceğin perspektifi açısından önemli ve bunu sorgulamak senin bu bağlamda tamamen hakkın diye düşünüyorum. böyle olmasaydı zaten bu konu hiç açılmaz ne o böyle birşeyden bahsederdi ne de senin böyle bir bilgin olurdu değil mi?

ikinci soru daha önemli. hata olarak nitelemesi. açık söyliyeyim ben burda bir samimiyetsizlik görüyorum. bence düşünmeniz gereken tam olarak bu. yarın öbür gün hata dedim ama hata falan olarak görmüyorum derse şaşırmayın.
0
manfool
(07.08.09)
Bu durumu ısıtıp ısıtıp tekrar önüne koymuşluğum felan yok hatta en ufak bir yorumda dahi bulunmadım, bazı arkadaşlar nasıl böyle bir mantığa sahip olursun demiş anlamadıkları nokta onların mantığı ile olaya bakmaya çalışma çabalarım.
Her cevaba tik atma sebebim de yazılanın ne kadar doğru olduğu manasında değil.
0
🌸zZz
(07.08.09)
bizzat bu duruma kendim düştüğümden söylüyorum:

22 yaşında birinin 8 kişiyle beraber olmuş olması anormal değildir, fakat diğer taraf aynı derecede "hareketli" bir aşk hayatı yaşamadıysa onu yıpratır. çünkü aynı sayfada değilsinizdir. birinin ilişkileri daha kısa soluklu, daha çok eğlenme-zaman geçirme (ve tabii sevişme) üzerine iken diğerinin daha çok hayatı paylaşma, beraber yaşama, çift olma üstünedir. ikisi de normal, hiçbiri yanlış değil. ama bir taraf 8 de iken, diğer taraf 2 de ise 6 ay sonra kimin terkedileceğini tahmin etmek çok zor olmasa gerek.

ayrıca o yaşta karşı tarafın "eskilerini" kafaya hiç takmayan adam bilmiyorum tanımıyorum. o zamanla kazanılan bir beceridir ve olgunluk gerektirir. 21 yaşımda ben başaramadım. başarabilen über arkadaşlara saygılar.
0
ndg
(07.08.09)
Bekaret olayı değil aslında konu, 22 yaşında bir insan için 8 kişi ile birlikte olmuş olması. 1 kişi ile birlikte olmuş olsaydı da kabul edecek miydin ? Bundan önceki ilişkilerini bir "hata" olarak görüyorsa eğer aynı hata 8 kez nasıl yapılır ? Hata değildi, o zaman içinde öyle yaşanması gerekiyordu diyorsa da bunu kabullenebileceksen bu ilişkiye devam et, sonrasında bunu sindirmek her yiğidin harcı değil.

Şahsi fikrim : cinselliği tamamiyle bir "ihtiyaç" olarak gören kitle gözünden bile bakıyor olsak da 22 yaşında bir insan için de 8 farklı kişiyle birliktelik yaşamış olmak pek de "olabilir ne var yani?" gibi gelmiyor bana..

Saygılar.
0
Bigvocate
(07.08.09)
(22)

annenizin evli biriyle ilişkisi olduğunu öğrenseniz?

afm81
düşünüyorum düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum. delirmeden önce burada sizlere sorayım dedim..bundan birkaç ay önce annemin telefonunda aşkımlı canımlı bir mesaj görmem ve anneme "ne bu" diye sormamla başladı her şey.öğrendim ki internette tanışmışlar,iki senedir görüşüyorlarmış.adam evliymiş,"evl
düşünüyorum düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum. delirmeden önce burada sizlere sorayım dedim..

bundan birkaç ay önce annemin telefonunda aşkımlı canımlı bir mesaj görmem ve anneme "ne bu" diye sormamla başladı her şey.
öğrendim ki internette tanışmışlar,iki senedir görüşüyorlarmış.adam evliymiş,"evliliğim kötü gidiyor,mutlu değilim" diyormuş ama aldatan her adamın fiks lafı değil midir bu zaten?
"ben hayvanın önde gideniyim,karımı internette tanıştığım kadınlarla aldatıyorum" diyecek hali yok ya,elbet mutlu değilim diyecek.

annemle babamın evliliği kağıt üstünde halen sürse de,fiilen ayrı gibiler.babama söyleyemem,zaten o varla yok arası bir şey.20 senedir aynı yatağı bile paylaşmıyorlar.

anneme, bu durumun çok yakışıksız olduğunu, böyle bir şeye tahammül edemeyeceğimi söyledim. "ya bu işi bitirin, ya da ikiniz de boşanın sonra ne yapıyorsanız yapın" dedim.
ikimiz de boşanamayız dedi, ağladı,sızladı, ayrılacaklarını söyledi. lafına inandım,bitti sandım, ama birkaç gün önce telefon konuşmalarını yakaladım.

şimdi de delirmek üzereyim.

evli bir erkekle birlikte olmak, bence bir kadının yapabileceği en haysiyetsiz davranış...annemle bu durumu bağdaştıramıyorum.yüzüne bakmaya mecalim kalmadı.midem kaldırmıyor aklıma gelen şeyleri.

boşan diyorum,git kendine yeni bir hayat kur,istersen o adamla evlen diyorum. yok diyor. ben daha ne diyeyim,ne yapayım bilmiyorum?

adamın adını,telefonunu,adresini buldum.
ne yapayım ben? allah aşkına söyleyin ne yapayım?
annem adama kıyasla çok daha zengin bir kadın.işi,gücü,parası var. adam acaba bunların peşinde mi,bunları da düşünür oldum.

anneme "ayrılmadığınızı biliyorum" demeli miyim?
"bu onun hayatı,ne isterse yapar" diye görmezden mi gelmeliyim?
adama ulaşıp sayıp sövüp karısına söylemekle tehdit mi etmeliyim?
müdahale etmeden öylece köşeme mi sinmeliyim?

siz olsanız ne yapardınız, allah aşkına bana akıl verin.
0
afm81
(05.08.09)
adamı bi temiz döv derim ben. ciddiyim yani.
0
kobretti
(05.08.09)
anneme "ayrılmadığınızı biliyorum" demeli miyim?
-demelisin
"bu onun hayatı,ne isterse yapar" diye görmezden mi gelmeliyim?
-gelmeye çalışmalısın küçük çocuk değil ki koca kadın ben olsam benim ricalarımı sözümü dinlemiyosa ne halin varsa gör derim ve arama ciddi mesafe koyarım ama zaten sizi kaybetme korkusuyla yola gelecektir
adama ulaşıp sayıp sövüp karısına söylemekle tehdit mi etmeliyim?
-adamla oturup konuşabilirsiniz hatta 2siyle beraber konuşmak daha mantıklı
müdahale etmeden öylece köşeme mi sinmeliyim?
-yok sinme konuşmaya çalış

ha hiçbisey fayda etmiyosa yapabilecek biseyiniz yok sırf hoşunuza gitmiyor diye hayatına da karışama hakkınız yok koca kadının anca mesafe koyabilirsiniz ilişkinizde..
0
orange coffee
(05.08.09)
adama ulaşın derim. imho adamın dürüst olmadığını düşünüyorum, o yüzden bir temiz dövün önce. sonra da karısına ulaşın ve olan biteni anlatın.

annenizi karşınıza alıp konuşun, babanızdan ayrılmasını söyleyin. kabul etmediği takdirde hiçbir ilişkisine onay vermeyeceğini net şekilde belirtin. annenizi dışlamak değil, birliktelik yaşayacağı kişiyi yok saymak/aşağılamak tarzında eyleme geçin.

babanıza bir şey belli etmeyin.

adamı dövün.

beat him, not to death but beat him.

anneniz sizin kıymetliniz, o da biliyordur bunu. adam da gollum bu durumda, gollum'a güven olmayacağını lotr okuyan bizler biliyoruz.

gollum'u dövün, yüzüğü kurtarın derim.
0
tgc
(05.08.09)
annenle baban neden boşanmıyor ki? normalde çocuklar için boşanılmaz, bir de laf söz olmasın diye belki. ama laf söz olmasın diye ahlak yoksunu gibi davranmak da saçma. bence annenize de tavır koymalısınız. boşanmadıgın veya boşanmamayı tercih ediyorsan bu ilişkiye devam ettiğn sürece bla bla gibi tavır alabilirsiniz. eminim seni o adamdan fazla seviyordur. hatta bence adamın eşi ve babanıza durumu bildirmelisiniz, anneniz devam etmekte ısrarlı olursa, yok bırakırsa tabii ki örtersiniz üstünü..
0
yuhnts
(05.08.09)
adama bulasmak annenizin size karsi tavir almasina yol acabilir. ben olsam fevri bir harakete girismeden etraflica dusunurdum.
once suna yanit bulun bence; ikisi de bosanip evlense rahat edecek misiniz? (sonucta karisini hali hazirda aldatan bir adamla evlenmis olacak)
cok fazla baski cok daha fazla istek dogurur genelde. sogutacak seyler soylemek ve mesafe koymak belki cozum olabilir.
0
entrapmen
(05.08.09)
böyle bir duruma duygusal yaklaşmamanın zor olacağını tahmin ediyorum, ama babanızın 20 yıldır bir erkek olarak varlık göstermediği düşünüldüğünde, annenizin başka bir erkekte ihtiyaçlarına cevap araması kadar doğal birşey olamaz. bu dünyaya gelmiş her canlının hakkıdır, ve annelik, kadınlık, insanlık, bireylik vs. gibi her sıfatın üstündedir.

buna ek olarak türkiye gibi bir yerde boşanmalar vesair her zaman göründüğü kadar kolay olmuyor, özellikle kadın için. annenizin her ne kadar ekonomik olarak güçlü olduğundan söz ettiyseniz de, bu sosyal yadırgayışa karşı koyacak güce sahip olmaktan farklı takdir edersiniz ki.

buna karşın adamın annenizi kullanma, onu incitme ihtimaline karşı gard almanız, annenizi kollamanız kadar da doğal birşey yok.

bu durumda ilişkiyi sabote etmek yerine, medeni şekilde annenize erkek arkadaşıyla tanışmak istediğinizi söyleyebilir, adam ile bir yakınlık kurup niyeti hakkında daha sağlıklı bir tahlil yapabilirsiniz.

yine de yanlış anlamayın, herşeyden önce sosyal, ardından hukuksal akitlerin ihlal edilişini savunuyor değilim, yalnızca büyük insanlar olarak onların bu ilişkiye bitirmelerinde fevkalade etkisiz kalabileceğinizi, üstelik dövdürme gibi metodların gayet ciddi şekilde geri tepebileceğini göz önünde bulundurmanızı, bu yüzden direk mukavemet koymak yerine biraz politik davranıp önce durumu objektif bir şekilde gözlemlemenizi tavsiye ediyorum. önemli olan duygularınızın dikte ettiği şekilde öfke kusmanız değil, şayet gerçekten annenizin iyiliğini düşünüyorsanız, çözüme kesin ulaşacak şey neyse onu takip etmeniz. biraz kurtla kuzuyu karşı tarafa geçirmeye benziyor, başlarda çözümden ulaşıyor gibi görünebilirsiniz, ama belki de çözümün tek yolu budur.

sabır ve güç diliyorum.
0
lhun
(05.08.09)
tehdit et anneni. herkese anlatırım de. sanırım saklıyor, çevreniz hoş karşılamayacaktır diye.
0
black wings gray eyes
(05.08.09)
ben olsam adamın karısını bulurum ve konuşurum.
0
clementine
(05.08.09)
adamın karısına ulaşıp durumu anlatmak olayları çörap söküğü gibi bir çözülme sürecinin başlangıcına sebep olacaktır. bence en mantıklısı da budur.
0
sijwocaq
(05.08.09)
Annenizle konuşacağınızı konuştunuz.
Bence adamla konuşun, tanışın, niyetini anlayın. Konuşma ve hareketleriniz hayatta hiç olmadığınız kadar sakin, düzeyli ve nezih olsun. Medeniyet iyidir.
Bu konuşma esnasında onaylamadığınızı, muhtemelen annenizin parasının peşinde olduğunu, eşiyle de konuşacağınızı vs... içinizde ne kaldıysa söyleyin, tepkisini ölçün.
Siz bağırıp çağırısanız, küfür ederseniz, fiziksel aksiyona girerseniz o da çileden çıkıp aynısını yapacak, adamın kalitesini ölçemeyeceksiniz.

Sonunda eşiyle konuşun da. Eşi ve adamın arasında doğacak sorunlar birçok yeni açılıma gebedir de. Adam eşinden boşansa bile sorunun bir ayağı çözülür.

Sonuçta koca insanlar, mutlularsa yapacak çok bir şeyiniz yok ama en azından beyefendinin eşi de durumdan haberdar olsun.

Yaptıklarınızı/yapacaklarınızı annenize de anlatın. Aynı sakinlikle ve dinginlikle. Son olarak en önemlisi: ANNENİZİ KAYBETMEYİN, yaptıkları doğrudan size karşı değil ki, onun da bir hayatı ve duygusal/fiziksel ihtiyaçları var.
0
ezeriko
(05.08.09)
noluyor ya, yok karısına ulas mıs bilmem ne. arkadasım kucuk cocuklardan bahsetmıyoruz burda. iki yetiskin, felegin cemberinden gecmıs insanlar. e hadi karısına ulastın kocamdır yapar dedi nolacak ? ne yapcanız ?

lhun a katılıyorum, her ne kadar begenmesen de, onay vermesen de iki yetiskin insan. hanı senın gozunde paradır sebep vs ama bi de su var senın paran da degil. diledigi gibi de harcar. travmatik ama kendını dusun bi de ? manıtasız gecirdigin donemleri ? indirdigin pornoları vs vs. bi de su var annen 20 yasında bi cıtır degil her gun baska birini bulabilecek kadar cekici degil.

tasvip etmıyorsan mesafe koyabilirsin, annenle konus adamla tanıs bak bakalım ne durumda cidden. ondan sonra tekrar dusun ne yapacagını.
0
bryan fury
(05.08.09)
adamın karısına hiç bir şey söylemeyin şuandaki en tehlikeli durum bu.kadının haberi olursa anneniz kötü kadın durumuna düşecek.kadın bütün suçu annenize atar, sonra kocasına daha çok bağlanır, nazıyla filan oynar adamla ilgilenir, onlar mutlu mesut devam ederler hayatlarına, olan annenize olur.bu senaryoda olan sizin annenize olacak.
hele babanıza hiç söylemeyin.ikisi birbirinden umudu kesmişler zaten.durumu çirkinleştirmenin alemi yok.
siz bu adamı bulacaksınız.oturup adam akıllı konuşacaksınız.
sizin annenizden beklentisi ne ?
kendi karısından neden boşanmamış ?
devamlı karısıyla ilgili sorular sorun.
yaptığının etik bir şey olup olmadığını sorun.
aynı şeyi sizin karınız yapsa ne hissederdiniz ? diyin.
kısaca durumu güzelce bir şekillendirin.önce annenizle adam akıllı konuşun.o ne istiyor.sonra bu adam ne istiyor onu bulun.ama ne istediklerini anlayın.birde bu işin böyle devam etmeyeceğini annenizede adamada söylemeniz lazım.burda duygu sömürüsü ve tehditler araya gidiyor.bir sonuca bağlamak için fazla zorlamadan üstlerine gidin.bunca şeyi yapmışlar sonuçlarınıda düşünsünler.ama özellikle annenizi çok hırplamayın.
konu anneniz siz ve adam arasında kalsın.sonuca bağlamadan da bu işin peşini bırakmayın.bu annenizin kendi hayatı olabilir ama yıllar önce o sizi hayatının bir parçası yaptı.
tehditten kastı:duygusal tehdit.bak karısına söylerim sen bu duruma düşersin gibilerinden.
0
screamofthebutterfly
(05.08.09)
yetiskin insanlar birbirini aldatmazlar.
0
clementine
(05.08.09)
benzer bir aile hayatı sürecinden geçmeyenlerin tavsiyesini dinleme mümkünse.
yok illa dinleyeceğim diyorsan evli değil bekar bir erkekle beraber olmasını doğal karşılıyorsan annenle bu durumu konuş . bana kalırsa bu saatten sonra başkasıyla evlenmemesi senin ve kendisi açısından da en iyisi.

-adamı döv tavsiyesi üzerine.
hadi diyelim dövdü. sonuç? neye çözüm getirdi bu. .annesi mutlu oldu mu sonucunda bunun?. gidip adamı dövmeyeceksin ama niye dövemiyorum falan diye de kızma kendine böyle saçma şey olmaz.
-anneni tehdit et üzerine:
yuh artık. bıçaklasın bir de namusunu temizlesin oldu olacak.
-karısına söyle üzerine:
adamın karısının annesinden bağımsız olarak böyle birşeyden haberi olması hakkı. ne var ki pek sağlıklı bir çözüm olacağını da zannetmiyorum.

senin yerine koysam kendimi açık söyliyim, olay büyümeden (daha doğrusu elegüne laf gitmeden çözmeye çalışırdım). yani karısına söylemek ya da adamı "bak karına söylerim" diye tehdit etmek saçma. adam bundan korkmaz zira böyle birşey beklemez. yapmassın çünkü. yapabilir misin ben yapamam gidip bi kadına kocan böyle böyle annemle.. çok zor.
kimse yemez yani bu tehdit edicem lafını. olayı annenle çözmen lazım.
0
manfool
(05.08.09)
internet sakat. adamın dediği her şey yalan olabilir. velev ki doğru, çoğu arkadaşın dediği gibi, evli ve kocaman çocukları olan bir kadının hassas ruhundan faydalanıp nasıl ayartısın ulan diye döv. adam lazımsa bizi ara. harbi dayak ve tehdit önemli. babana haber ver, adamın karısına da haber ver. sonra iki taraf da boşanıp ne yapıyorlarsa yapsınlar. ama dayak önemli.
0
ugandareisicumburu
(05.08.09)
bu tip adamlar karılarını çeşitli kişilerle ve biçimlerle aldatır fakat boşanmayı düşünmezler. bence adamın düzenini bozun. gidip karısına her şeyi delilleriyle anlatın ki kadıncağız benim kocam yapmaz iftira moduna giremesin. eğer hakikaten mutsuz bir evlilikleri varsa bu şekilde biter. anneniz de yeni duruma göre karar verir.
0
zener
(05.08.09)
anneninizin bileceği iş.
sizi zerre ilgilendirmez.
0
386 dx
(05.08.09)
kendi işinize bakın, size ne canım? annenizin bekçisi misiniz? anneniz ben ne yapayım akıl ver diye size müracaat etti mi? neden karışıyorsunuz?
0
areels
(05.08.09)
hazmetmesi zor olsa da başkalarının hayatına saygı duymak lazım.
0
turkish tekila
(05.08.09)
ben olsaydım;

gerekli malzemeler:
1 adet araba
3 adet hayattan beklentisi olmayan adam
1 adet uzun ip
2 adet tabanca
3 adet bıçak
1 adet ıssız tepe

öncelikle adamı iş çıkışı veya başka bir şekilde kaçırırdım. sözü geçen ıssız tepeye adamlarımla birlikte götürürdüm. sonra adama güzel bi işkence ettikten sonra (korkutmak için) adamı soyardım adamın kıyafetlerini alıp gaza basıp normal hayatıma dönerdim. sonra adam o halde şehre gelirdi rezilliğide cabası. üstelik adam senin hakkında suç duyurusundada bulunamazdı bulunsa bile ilişkisini karısından çocuğuna kadar herkes öğrenirdi. adamın kulağına küpe olurdu
0
Ayiyogi
(05.08.09)
her sey bir kenara, anne dunyadaki en onemli seydir bir insan icin, istisna kisiler olabilir tabii de.

bir gonul iliskisi icin anneyi uzmeye, kirmaya gerek yok. sizin annenize olan herhangi bir kotu yaklasiminiz, onun bazi seyleri icine atmasina ve hastalik bile cikarmasina sebep olabilir. cok duygusaldir anneler genelde. konusarak, guzel guzel anlatin duygu ve dusuncelerinizi.

unutmayin, gun gelir de "keske burda olsaydi da on tane insanla iliskisi olsaydi" derseniz geriye gelmez hic bir sey.

adamin karisiyla konusmak bana mantikli gelmiyor. ama adamla tanisabilirsiniz, biraz insan sarrafiysaniz da zaten anlarsiniz durumu.
0
la traviata
(06.08.09)
annenizle konuşun. içinizdeki her şeyi söyleyin.
bu kadarıdor bu konuda üstünüze düşen.

anneniz zaten duruma göre ne yapacaksa yapacaktır o zaman.

anneniz için siz kendisinden bile önce geliyorsunuzdur tahminen. bunu bilin ama çirkin bir şekilde kullanmayın. kafanızdaki her şeyi annenize söyleyin. hepsi bu.

adamın tarafına karışmanız anlamsız, üstelik tehlikeli olur.
0
esas itibariyle
(06.08.09)
(6)

Tekila Tüketimi..

kobretti
merhaba canlarım,boş boş dururken aklıma birden geldi, diyelim tequila'm var bir sise gold serisi ancak olmeca degil sierra(ne farkediyor bilmiyorum) bunu en iyi neyle tüketebilirim?uzerinde, tarcin ve portakal yaziyor ama tarcindan nefret ederim bunu deneyen var mi? tuz ve limon haricinde icim icin
merhaba canlarım,

boş boş dururken aklıma birden geldi, diyelim tequila'm var bir sise gold serisi ancak olmeca degil sierra(ne farkediyor bilmiyorum) bunu en iyi neyle tüketebilirim?

uzerinde, tarcin ve portakal yaziyor ama tarcindan nefret ederim bunu deneyen var mi? tuz ve limon haricinde icim icin baska onerisi olan?

ayrica, bu sierra mi daha guzel olmeca mi? 'gold' klasmaninda.

hepinizi hala seviyorum.
0
kobretti
(05.08.09)
tarçından ben de nefret ediyorum ama denemiştim bi kere sierra goldla. hiç de fena değildi.
0
ravioli
(05.08.09)
tarcin olunca portakal sart herhalde? gene limon'a talim edicem.
0
🌸kobretti
(05.08.09)
Sadece portakalla icebilirsin. Sek de icebilirsin. Margarita yapabilirsin.
0
wpi
(05.08.09)
tarçınla denedim ilginç oluyor. başta bizde önyargıyla yaklaşmıştık ama deneyince iğrenmedik. ama bence tuz tekila portakal daha hoş oluyor=)
0
dambil
(05.08.09)
tuz ve (bulabilirsen) ekşi erik.

olmeca gold.
0
lhun
(05.08.09)
@lhun

sierra gold var elimde onla yapıcam bu işi.
* * *

herkese teşekkürler, hepsi ile bir iki shot deneyeceğim.. artık çok bulanıklaştırmadan birinde karar kılar takılırım.
0
🌸kobretti
(05.08.09)
(5)

yazdığım script izinsiz kullanılıyor kime, nereye şikayet edicez??

emrag
genel prosedür nedir böyle bir durum için? internetten şikayet edebileceğim bir devlet kurumu var mı bu konularla ilgili yoksa polise mi gideyim? hoş polise gitsem derdimi anlayabilecekler mi onu da bilmiyorum.
genel prosedür nedir böyle bir durum için? internetten şikayet edebileceğim bir devlet kurumu var mı bu konularla ilgili yoksa polise mi gideyim? hoş polise gitsem derdimi anlayabilecekler mi onu da bilmiyorum.
0
emrag
(02.08.09)
yazdığın script ne scripti (dil olarak), ölçeği nedir, açık kaynak mı kapalı kaynak mı, en önemlisi lisansa tabii midir(örneğin birine satmışsındır, yanında lisans sözleşmesi vermemişsindir, o da herkese dağıtmıştır, veya açık kaynaktır, içinde gpl vardır ama iplenmemiştir)?
0
lhun
(02.08.09)
php, bi kaç bin satır kod (büyük ölçekli değil yani), kod şifreli değil, kolayca kopyalanabilir. kodlar tamamen unique ama. değişken, dosya, class isimlerinin bir kısmını nickimden türetmiştim ya da direk nickimi kullanmıştım. işi bilen birisi anlar benim olduğunu.

olay da zaten birine satmış olmam ama alacağımın hepsini zamanında alamamam. onlarca dakikalık telefon konuşmaları ve gönderilmiş bir sürü sms var. yani karşı tarafın bunu kabul etmemesi gibi bir durum söz konusu değil. şahitler de var. mebla büyük değil ancak ben uğraşmak istiyorum sonuna kadar.
0
🌸emrag
(02.08.09)
rapidde falan dağıtılıyosa mail at dosyayı sildirt. forumlara düştüyse yöneticilerine mail at.
0
tulkas
(02.08.09)
"birine satmış olman" eyvallah da dediğim gibi bir yazılı anlaşma, sözleşme var mı arada? "bunu kopyalayamazsın, değiştirip satamazsın" kısmı bir yana sen daha alacağını alamamışsın anlaşılan.

yazılım hele kod halinde çok rahat çalınabilen birşey doğası gereği. kaç para eden birşey bilmiyorum ama belli bir ederin üzerinde escrow hizmetleri kullanılıyor ki böyle durumlar olmasın.

şimdi durumu kurtarman açısından, hele arada bir yazılı bir akit yoksa, bir yol bulmak zor gibi duruyor.
0
lhun
(02.08.09)
böyle bir iş için yasa da sözleşme şekli belirtilmiyor bildiğim kadarıyla. yazılı olmayan sözleşme de geçerli olur kanısındayım bu yüzden. telefon konuşmaları ve şahitler var çünkü. aslında olay tam olarak işin bedelinin bir kısmının ödenmemesi. ben izinsiz çoğaltmaktan ziyade izinsiz kullanım, hırsızlık ya da dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunmayı düşünüyorum ama nereye yapacağımı bilemedim. karakola gitmem işlemleri başlatmak için yeterli olur mu? bi kere suç duyurusunda bulunayım da gerisi gelir zaten.
0
🌸emrag
(02.08.09)
(5)

İşletme bölümü üniversite seçimi (TOBB-Bilkent)

shortedsnyper
Aslında soru başlık da mevcut gibi.Sizce hangisi okunur? bana göre avatajları ve dezajantajları:bilkenttam olarak eğitimine güvenebileceğim diploması heryerde geçerli bir üniversite ancak ingilizceyi çok kastırmaları ve hazırlıkda kalma olgusu beni bitiriyor(hayır ingilizcem iyidir ama çok kastırıyo
Aslında soru başlık da mevcut gibi.Sizce hangisi okunur?
bana göre avatajları ve dezajantajları:

bilkent
tam olarak eğitimine güvenebileceğim diploması heryerde geçerli bir üniversite ancak ingilizceyi çok kastırmaları ve hazırlıkda kalma olgusu beni bitiriyor(hayır ingilizcem iyidir ama çok kastırıyolarmış diye duydum.)

TOBB
bana göre türkiye gerçeğinin eğitimini veriyolar. pek akademik ortam değilmiş de böyle direk şirkete eleman alıyolar da eğitim veriliyormuş havası var (zaten ortak eğitimi var, okurken çalışıyosun yani.ancak kampus diye bir olay yok burda millet 'yüksek lise' diyor buraya.

bilhassa buralarda okuyan arkadaşlarda yorum yaparsa sevinirim pls ltf tşk..
0
shortedsnyper
(01.08.09)
Bilkentte okudum, TOBB binası da Ankara Yükseliş Koleji iken orada okumuştum :).
1,5 ediyor sanırım toplamda.

Şaka maka, tobb mutlaka kendince hedefleri olan, iyi işler yapmaya çalışan bir okuldur.
Ama bmw ye binme şansınız varken, çok hızlı gidiyor bu ben en iyisi buna biniym diye opel corsa almayın.

Bilkentten şaşmayın, zordur, kastırır dogru, ama sonunda elinizde dünyada geçerli bir diploma olur.

Bir de bu okullar diplomasından çok kültürü ve çevresi ile de seçilmesi gereken okullar.
Demek istedigim Üniversiteyi sırf egitim olarak görmeyin. Bir duruşu bir çevresi olan sosyal ortamlar olarak görün.

Bugün bir şirkette bogaziçili adam, odtülü adam, itülü adam, bilkentli adam sadece konuşmalarından bile kendilerini belli ediyorlar.

Hem de bundan 20 sene sonra sizce yaptıgınız işte, tobb lu yöneticiler görme şansınız mı daha yüksek, bilkentli mi?

Çevre edinmeye bakın, okulun kültürünü almaya bakın, zorlanacaksınız, ama inanın 70 senelik insan hayatında 4 sene 5 sene zorlanmanızın keyfini süreceksiniz.

Şimdiden başarılar. (2005 Bilkent Mezunu)
0
cruseo
(01.08.09)
bilkent.
0
zener
(01.08.09)
tobb versus bilkent gerçekten komik bir karşılaştırma olmuş. puan para bilkente kafi ise, tobb u düşünmeyin bile.

tobb hakkında izlenimlere nereden nasıl kapıldığını tahmin ediyorum. tek diyebileceğim izlenim ile gerçekliğin arasında bazen devasa uçurumlar olabileceğini göz önünde bulundurman gerektiği.

ha, hakkını vermek gerek, kapıldığın tek doğru izlenim "türkiye gerçeği" dediğin kısmı. örnek vereyim, eğer torpilin varsa "ortak eğitim" de ortalaması çok yüksek insanları açıkta bırakmak pahasına en baba yerlerde staj yapabilirsin.

daha merak ediyorsan mesaj at.
0
lhun
(01.08.09)
yurtdışına açılman daha kolay bilkentle mezun profiline de bakarsan (ki tobb un pek de mezunu olmadığını düşünürsek) fark ortada.mezun demişken network olayı da önemli.piyasadaki bilkent mezunları tutuyordur heralde birbirlerini
0
şehnaztango
(01.08.09)
Kesinlikle bilkent diyorum... İşletme bölümleri açısından bir fikir verir belki, işletme yüksek lisans yani MBA sıralamasında Bilkent birinci, TOBB onucuncu.

www.hangimba.net
0
hilhan
(07.06.10)
(11)

taşınabilir harddisk

enter saltman benim
bunların güvenilir olanı yok mudur? duyuruda sürekli bozulan harddisklerle ilgili sorular var.ben 3,5" alıp yedekleme için kullanacağım.taşıma falanda yok sorun olur mu?bilgisayarın harddiskini 5 senedir kullanıyoruz sorun yok bunlar neden böyle?
bunların güvenilir olanı yok mudur? duyuruda sürekli bozulan harddisklerle ilgili sorular var.ben 3,5" alıp yedekleme için kullanacağım.taşıma falanda yok sorun olur mu?bilgisayarın harddiskini 5 senedir kullanıyoruz sorun yok bunlar neden böyle?
0
enter saltman benim
(29.07.09)
Western Digital kullanan birini biliyorum defalarca düşmesine rağmen bir şey olmadı, bir başka tanıdığımının ext hdd'i sarsılmadan bozuldu. Marka çok önemli. Ama öylece yerinde durursa neden bozulsun ki?
0
ataturkiye
(29.07.09)
Güvenli bir şekilde kullanırsan neden sorun olsun ki ? Fazla kıpırdatma yerinden, işin bittiğinde sök. Sorun olmaz.
0
xyz
(29.07.09)
bilgisayarını koltuğunun altına alıp oraya buraya taşımadığından.
0
lhun
(29.07.09)
ben Western Digital Mybook kullaniyorum. Gayet memnunum, eger calisir durumdayken dusurmezsen bir sorun olmaz. tasirken fis ve kablo oldugu ve alet de buyuk oldugu icin bir poset gerekiyor, bana gore sorun degil, 3.5" istiyorsan sana gore de olmamali...

ayrica bir de bilgisayardan cikartacakken "donanimi guvenle kaldir" derseniz hic bir sey olmaz.
0
1001gecemasallariyla1002gece
(29.07.09)
seagate .
0
bryan fury
(29.07.09)
western digital den sasma. digerlerine gore pahalidir ama aradaki o farkin bi sebebi var. 250gb lik wd var bende 4-5 kez 1 metreden falan dusurdum. bana misin demedi.kullanmadim ama seagate de fena degil diolar. bildigim birsey varsa o da maxtordan uzak dur.
0
crucio
(29.07.09)
düşürme işi biraz şansa bağlı sanırım, xs marka taşınabilir bir diskim var, en ucuz diye almıştım. düşürmeme rağmen hala çalışıyor.
0
marido
(29.07.09)
duyurudaki harddisk sorun ilanlarının %80'inde bir sorun olmuyor. bilgisayardan ya da işletim sisteminden kaynaklanan problemler olduğu çıkıyor sonradan.
0
blackdog
(29.07.09)
harddiski harddisk gibi kullanırsan hiçbişi olmaz.

tabiki markada önemli seagate yada wd kullandığını düşünüyoruz.
0
cnonefb
(29.07.09)
aman maxtor olmasında. seagate freeagent serisine güvenebilirsiniz. expansion alt seridir. maxtor da seagate'in dandik ürünlerinden ibarettir.
0
carnicero
(29.07.09)
paran boksa solid state disc(ssd) de alabilirsin. türkiye'de pek satılıyor mu bilmiyorum ama arayan bulur.

edit: onlarda sarsılma falan filan gibi durumlar yok. usb 2.0 kullananları çıkmış.
0
cro magnon
(29.07.09)
(4)

Sadece Pasaportla (vizesiz) giriş yapılabilen ülkeler hangileridir ?

paulista
soru başlıkta arkadaşlar.
soru başlıkta arkadaşlar.
0
paulista
(29.07.09)
darknum
(29.07.09)
savidan
(29.07.09)
202 ülkeden 53 tanesi.
0
insanimsi
(29.07.09)
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org:TurkishVisaFreeTravel.png
0
lhun
(29.07.09)
(6)

Windowsa üzerine Ubuntu kurmak için bu yöntem doğru mu?

mumutum
merhabalar,windows üzerine ubuntu kurmayı düşünüyorum. Google amcaya soruyu daha ilk sorduğum anda bana aşağıdaki adresi gösterdi. New Wolume olan diski silip, ubuntu cd sini takıp ubuntuyu bu boş alana kuruyoruz...herşey bu kadar mı? http://www.webhatti.com/resimli-program-anlatim/50399-windows-ve-
merhabalar,

windows üzerine ubuntu kurmayı düşünüyorum. Google amcaya soruyu daha ilk sorduğum anda bana aşağıdaki adresi gösterdi.

New Wolume olan diski silip, ubuntu cd sini takıp ubuntuyu bu boş alana kuruyoruz...

herşey bu kadar mı?


www.webhatti.com

Lütfen yukarıdaki linki bir kontrol edip, yöntemin doğru olup olmadığını bana söyleyin...Bilgisayarımda birçok önemli dosyam bulunmasa hiç beklemeden direk denerdim. Ama daha önceki tecrübelerimden biraz daha temkinli yaklaşıyorum bu sefer.

Şimdiden teşekkürler.
0
mumutum
(28.07.09)
kuracagın yer bossa direk kur kurmadan once ext3 olarak formatlaman gerek tabi. yok data varsa orda wubi ile kur o halde.
0
bryan fury
(28.07.09)
kaldıracagın zaman cok kolay aslında, oncesinde windoz cd sini takıp fixmbr komutunu calıstırıyorsun. ya da exe si var onu calıstırıyorsun. boot.ini yi duzeltiyor. sonrasında da disk management dan ubuntu kurulu alanı formatlıyorsun normal. bu kadar.
0
bryan fury
(28.07.09)
çok teşekkürler.
Ubuntuyu okula ait bir bilgisayara yükleyeceğim ve elimde de windows cd si olmadığı için kaldırırken sorun yaşamamak adına wubi kullanarak yükleyeceğim.

önce disk birleştirip sonra ubuntuyu kuracağım. Umarım wubi ile bir performans düşünü yaşanmaz. Ubuntuyu normal hali gibi çalıştırır.
0
🌸mumutum
(28.07.09)
compiz baya gelisti sonra gayet iyi calısıyordu kasmadan.
0
bryan fury
(29.07.09)
niye kurmak istediğini bilmiyorum ama kurcalamak içinse mesela, colinux kullan. disk misk silmeden, partition falan uğraşmadan.
0
lhun
(29.07.09)
2 ay kadar ubuntu kullanmıştım daha önce. Ubuntuya karşı garip bir özlem duyuyorum. Sıkıldım windowstan aslında.
0
🌸mumutum
(30.07.09)
(5)

mouse kullanan elde karıncalanma ve uyuşma

bushwacker
merhabalar,son zamanlarda bol bol malak gibi evde oturduğumdan ve bilgisayar başında olduğumdan mouse kullandığım sağ elimde karıncalanma ve uyuşma olmaya başladı. bunun çaresi var mıdır, daha kötü bir şeylerin habercisi olabilir mi, bilgisi olanlar paylaşırsa sevinirim.buraya kadar okuyanlar için b
merhabalar,

son zamanlarda bol bol malak gibi evde oturduğumdan ve bilgisayar başında olduğumdan mouse kullandığım sağ elimde karıncalanma ve uyuşma olmaya başladı. bunun çaresi var mıdır, daha kötü bir şeylerin habercisi olabilir mi, bilgisi olanlar paylaşırsa sevinirim.


buraya kadar okuyanlar için bonus soru: üstte duran duyurulara ne oldu yahu? hiç sticky duyuru kalmamış gibi duruyor bende?
0
bushwacker
(25.07.09)
üstte duran duyuru kalmamış şu an için.

mouse kullanırken bileğinizi masaya değdirmemeye çalışın ve düzenli olarak ara verip kolunuzu dinlendirin derim ben. bana da oluyor bu, sakat iş biraz.
0
cro magnon
(25.07.09)
dolaşım problemi gibi duruyor.
trackball kullanmak çözüm olabilir.
0
lhun
(25.07.09)
sinirlerle ilgili bir durum olsa gerek o. çaresi tabii ki bilgisayar başında daha az oturmaktır. o parmaklardaki uyuşmadan öte bilekteki uyuşma sorun oluyor. bilekteki sinirlerin gg olması(buradaki anlamı işlevini yitirmesi) kangrene yol açabiliyormuş. onun içinse muhteşem bir icat var: powerball

buraya kadar okuyanlar için oraya kadar okumuşlara cevap: 1 haftalık oluyor o duyurular ama hepsinin bir anda gitmesi bana da garip geldi. hepsi 1 haftalıktı galiba. bana da garip geldi ilk gördüğümde. kısfmet..
0
dambil
(25.07.09)
karpal tünel sendromu;
elin iki büyük sinirinden biri olan ve el bileğinin yaklaşık olarak ortalarına denk genelen "median sinir" in içinden geçtiği tünelde sıkışması halidir.
sinirin içinden geçtiği tünel dış etkenler ile (baskı, kullanım bozukluğu, şeker hastalığı, romatizmal hstalıklar v.s)içe doğru kalınlaşark sinirin sıkışmasına ve sinir dolaşımının bozulmasına neden olur. klinik bulgular elde (özellikle başparmak, işaret parmağı ve orta parmak ile avuç içinde) uyuşma, karıncalanma, el bileğinde hassasiyet, ilerleyen dönemlerde ağrı ( gece uyandıran ağrı da olabilir.. bu durum operasyon gerekliliğini işaret eder)
başlangıç tedavisinde, eli baskıdan uzak tutmak gelmektedir.
elinizi dinlendirmenizi öneririm.
0
ceyrekakıl
(25.07.09)
el yukarda durduğundan daha az kanlanıyor bu nedenle uyuşma, karıncalanma oluyor. ama uyuşmalar ağrı ile coşuk boyuta geçtiğinde doktora gidiyorsunuz ve nur topu gibi bir boyun fıtığınızın olduğundan haberdar oluyorsunuz. (coder-web designer bir eşim var ve onun deneyimlerini aktarıyorum) olabildiğince fazla kol ve boyun kaslarını çalıştıracak egzersizler yapmak, egzersiz bandı ile germe-açma hareketleri yapmak, çalışmaya sık ara vermek hatta mümkünse bir süre hiç bilgisayar kullanmamak denenenler arasında. şimdilik şikayetler azaldı ama tam tedavi sanırım mümkün değil...
0
nympis
(26.07.09)
(4)

Atılım Üniversitesi - Yazılım Mühendisliği

fatihdr
Atılım Üniversitesi ve bu üni.ye ait Yazılım Mühendisliği bölümü hakkında fikirleriniz nelerdir?
Atılım Üniversitesi ve bu üni.ye ait Yazılım Mühendisliği bölümü hakkında fikirleriniz nelerdir?
0
fatihdr
(25.07.09)
Bünyesinde Ali Yazıcı gibi muhteşem bir akademisyeni barındırmaktadır, bu yılın başında bölüm başkanlığına geldi. Önemli bir kazanç. Baya olumlu işler yaptığını duymuştum. Bölüm kadrosu dar gibi görünüyor ama muhtemelen Bilgisayar Mühendisliği bölümü hocalarından da dersler aldıklarından sorun olmuyordur. Onun haricinde çok bir bilgim yok malesef.
0
Lethe
(25.07.09)
bazı hocaları 3. sınıfa gelip de tüm sınıfta özel ilgisi olan bir iki kişi hariç kimsenin adam gibi kod yazamadığını gördüklerinde yüzsüz yüzsüz tüm sınıfı ".... bilgi akademisi"ne kursa yollayacak kadar muhteşem akademisyenlerdir. önemli bir kazanç tabii.
0
lhun
(25.07.09)
atilimdan universite olmaz. olsa olsa prefabrik ticarethane olur
0
frtsglm
(25.07.09)
bilkent'te ne okursan oku atılımda okuma istersen gel bilkentte siyaset oku çok daha mutlu olursun. Aynı şehirde Bilkent varken Atılım düşünmek hata
0
ao12
(21.01.14)
(2)

RSS Gecikmesi + Program tavsiyesi

zaugnakhaldun
Selamlar,2 sorum olacak:1- Google Reader kullanıyorum; ancak sanki bloglardaki girdileri bana göstermekte çok geç kalıyor gibi bir hissim var. 3-4 farklı sitedeki yazılar, yayına sokulduktan 2 saat sonra Reader'da karşıma çıktı. Böyle bir şeyle karşılaşan var mıdır ki acaba; varsa nasıl çözebilirim.
Selamlar,

2 sorum olacak:


1- Google Reader kullanıyorum; ancak sanki bloglardaki girdileri bana göstermekte çok geç kalıyor gibi bir hissim var. 3-4 farklı sitedeki yazılar, yayına sokulduktan 2 saat sonra Reader'da karşıma çıktı. Böyle bir şeyle karşılaşan var mıdır ki acaba; varsa nasıl çözebilirim.


2- Reader'a alternatif olarak bilgisayarıma kuracağım bir RSS feed programına ihtiyacım var. Bu alternatifin, Reader'daki üyeliklerimi (şifre girerek veya üyeliklerimi yedekleyen dosyadan içe aktararak) alabilmesi lazım; o kadar çok feed'i tekrar girme eziyetine katlanmak pek istemiyorum.

fikirler, yorumlar lütfen:)
0
zaugnakhaldun
(24.07.09)
1- (sitenin feed'i aninda guncelleniyor kabul ediyorum) google crawler aninda yenilemiyor malesef. mesela ayni durum google'in api'larindaki feed bazli calisan script'lerde de gecerli.
0
sourlemonade
(24.07.09)
ben pek çok standalone feed aggregator denedim, rssowl kullanıyorum en son.
bahsettiğin import export elbette mümkün. ayrıca updateleri manüel yapabiliyorsun google reader aksine.
biraz özelliklerini kurcalarsın, beğenirsen fena değil.
0
lhun
(24.07.09)
(5)

taşınabilir disk

coldnick
selamlar,500 gb taşınabilir disk alacağım.samsung la toshiba nın fiyatları hemen hemen aynı.peki sizce hangisi daha iyi hangisini tavsiye edersiniz.
selamlar,

500 gb taşınabilir disk alacağım.samsung la toshiba nın fiyatları hemen hemen aynı.peki sizce hangisi daha iyi hangisini tavsiye edersiniz.
0
coldnick
(24.07.09)
seagate. elektroworld de 200 e aldım ben gecenlerde. 2.5" ama.

3.5 lar daha ucuzdur tabi. 3.5 alacaksan ikisi arasından samsung u al. yok baska marka da olursa seagate al.
0
bryan fury
(24.07.09)
eğer 2.5'' olacaksa kesinlikle seagate derim. ha illa samsung ve toshiba arasında kaldıysan samsung'u tavsiye ederim.
0
oldtimer
(24.07.09)
eğer kulak verip wd alacaksan 500 gb 2.5" in fiyatı 1tb 3.5" ile aynı, hatta 3.5 luk biraz daha ucuz. daha dün aldım 178 tl ye. kısacası hafif olsun falan olsun problemin yoksa bir kere al tam al.
0
lhun
(24.07.09)
wd,seagete,yada maxtor bu 3 ü haricinde diğerlerine bulaşma hele philps e göz ucunla bile bakma.
0
sirincem
(24.07.09)
kardeşim geçen 500 gb'lık seagate aldı. yani şunu:

images.gittigidiyor.com

uzun zamandır almak istediğim bir şeydi. lakin ısınıyor. hem de çılgın gibi. bir ara yanacak diye korktum kabloyu çektim.

bende 160'lık wd passport var. ne kadar abanırsan aban hiç ısınmıyor. zaten o cihazı çekip, wd'yi taktım. 2 saat sonunda bile ısınmadı.

bu deneyden sonra wd'den vazgeçmem. sana da bunu öneririm.
0
atmosphere
(24.07.09)
(7)

2000 eurosu olan adam ne yapmalı?

huseyinali
vadeli euro hesabı mıtl ye çevirip vadeli tl hesabı mıbaşka öneriler??
vadeli euro hesabı mı
tl ye çevirip vadeli tl hesabı mı

başka öneriler??
0
huseyinali
(24.07.09)
tl faizler dususte euro da kal bence. ya da bana borc verebilirsin dugun falan para lazim :)))
0
gilbertus albans
(24.07.09)
2000 euro ya kısa vadede faiz falan alamazsın. alacagın rakam komik bir rakam olacaktır. bence şu esnada türk lirası daha mantıklı. 3400 liraya 35-40 lira alırsın aylık ki bu'da iyi bir rakam :))
0
ardahan united
(24.07.09)
geçenlerde bi haber çıktı. altın 1 yılda 4 katı olacakmış diye.
hani artmazsa da riski yok bence. denenebilir.

www.haberturk.com
0
hayo
(24.07.09)
bu parayı euro olarak harcama ihitmalin var mı? eğer yoksa tl vadelinin faizi çok daha yüksek elbette. tekrar geri euroya çevirmeyeceğin için bir "risk" yok.
yok geri euroya çevireceksen bir kur riski var. kur oynaklığını düşünürsen faizi bırak parayı eritebilirsin bile.

çok para değil, eğer euro ihtiyacın olacaksa hiç elleme kalsın, olmayacaksa try ye çevir ve vadeliye koy.

ayda 40 lira hangi bankaymış söyleyin biz de yatıralım. 3400 liradan anca 22 falan gelir ayda.

altının 1 yılda 4 katı olacağı öngörüsü de şahaneymiş.
0
lhun
(24.07.09)
@theconqueror bu katılım olayında kriz vb. durumlarda anaparaya halel gelmesi falan oluyor diyorlar aslı varmı acaba?
0
gilbertus albans
(24.07.09)
yatırım fonu yada eurobond al bence.tl faizi fln çok düşük.biraz daha risk alabilirim diyorsan paranın bir kısmıyla borsaya gir.öyle fazla riskli hisseler değil banka hisseleriyle fln oyna.
0
spy of soul
(24.07.09)
türk parasına çevirin. b tipi fon alın. ya da bankalardan altın hesabı açtırın. ara ara da para atın hesabınıza 50-100 biriksin daha da.
0
ykyt
(24.07.09)
(3)

motivasyan kazanma veya tembelliği atmam konusunda yardım

elmalili hamdi yazar
o kadar aşırı bir tembel insan değilim ama nedense yapmam gereken şeyleri yapmıyorum.yapamıyorum aslında.öss'den de iyi bir puan da alamayınca artık kendime motivasyon sağlayacak ve tembelliği ortadan kaldırabilecek şeyler aramaya başladım.hiç çalışmadan 300 alabildiysem biraz daha gayret eder çok i
o kadar aşırı bir tembel insan değilim ama nedense yapmam gereken şeyleri yapmıyorum.yapamıyorum aslında.

öss'den de iyi bir puan da alamayınca artık kendime motivasyon sağlayacak ve tembelliği ortadan kaldırabilecek şeyler aramaya başladım.hiç çalışmadan 300 alabildiysem biraz daha gayret eder çok iyisini yaparım.

plan mı yapmalıyım her gün için kendime?veya ne yaparsam kendimi toparlarım?1 senedir bu haldeyim hatta sanıyorum ki anti-depresan kullandıktan sonra bu hale geldim.2-3 ay kullandım fazla değil.

boş boş oturuyorum.film izlemeyi de bıraktım,takip ettiğim diziler bitince onları da bıraktım.kitap okuma heveslisiyken artık 1 kitaba başlayıp bir daha açmyorum bile.en akıcı kitaptan bile sıkılıyorum.

çalışmıyorum.daha önce kısa dönem çalışmıştım ve çalıştığım zamanlarda işimi zevkle yapıyordum.şimdi bir işe gidip çalışmak dahi istemiyorum.

hayatımı çok kötü etkileyeceğinin farkındayım zaten şu anda yaşım genç.

amacım sadece öss değil,bu durumdan kurtulup hem bir işte çalışayım,hem yapmam gereken işleri yapayım hem de bir sonraki sınav için hazırlanayım diye düşünüyorum.pc başında aşırı derecede zaman kaybediyorum.

herşeyin farkındayım ama yapamıyorum işte.ne yapmalıyım?
0
elmalili hamdi yazar
(23.07.09)
Bir kere azmederseniz, gerisinin geleceğini düşünüyorum. O azme başlamak için, işin gerisinin kolaylaşacağını bilmek yeterli olacaktır zannedersem. Umarım başarırsınız, kolaylıklar dilerim.
0
farabi
(23.07.09)
başlamak bitirmenin yarısıdır derler. yapacağım işin planını programını yapar, tamam başladım derim. sonra açarım sevdiğim gaz bir parça işe girişim. zaman geçer gider farkına varmam bile. bu arada işim bilgisayar üzerine.
0
phonex
(23.07.09)
"çalışmıyorum.daha önce kısa dönem çalışmıştım ve çalıştığım zamanlarda işimi zevkle yapıyordum.şimdi bir işe gidip çalışmak dahi istemiyorum."
reçeteni kendin söylüyorsun. "hayatımı çok kötü etkileyeceğinin farkındayım zaten şu anda yaşım genç." yaşın genç olduğu için hayatını nasıl etkileyeceğine dair çok gerçekçi bir fikrin yok, durumu abartıyorsun. büyük ihtimalle bu da bir baskı oluşturuyor, eh, her çalıştığında bizzat bu baskıyla yüzleşiyorsun. şu durumda kim çalışmak ister ki?

çalışmak istemiyorsan çalışmayacaksın bu kadar basit. en azından bir süreliğine ara ver. ama bunu yaparken için rahat olacak. bak zevk aldığın şeyleri yapmadığını söylemişsin, sebebi budur, çalışman gerektiği gibi bir kanı en tepede sallandığı sürece zevk alamanı engelleyecek o suçluluk duygusu.
o yüzden bu duygulardan bir arın. bunun bir zorunluluk olduğundan falan. zihnini uzaklaştır ve rahatla. bunun için de dediğim gibi 0 çalışma olan bir ara verip, zevk alacağın şeylere konsantre ol.
çalışmamak belki bir isyan? en güzel yaşlarında zevk alacak şeyler yapmak yerine kıçını kırıp sabahtan akşama sıkıcı sıkıcı birşeyler çalışmana isyan? eh, hayatını zevksiz hale çevirince ne çalışacak enerjin kalıyor, ne de zevk almana izin veriyorsun, dediğim gibi yapmazsan bu döngüden çıkman zor gibi.
0
lhun
(23.07.09)
(10)

Japonya'dan ne istenir?

ocaan
Dear Hattori Hanzo;Yakın bir arkadaşım 10 günlüğüne Japonya'ya gidiyor. Tokyo, Yokohama gezecek. Japonya'dan ne istenir. Gelirken ne getirtilir. Tokyo'nun pahalılığı meşhur. Var mıdır bu ucuzdur ya da burda bulamazsın ordan aldır dediğin faideli şeyler?Not. Kılıç sokmak havaalanında problem çıkarır
Dear Hattori Hanzo;

Yakın bir arkadaşım 10 günlüğüne Japonya'ya gidiyor. Tokyo, Yokohama gezecek. Japonya'dan ne istenir. Gelirken ne getirtilir. Tokyo'nun pahalılığı meşhur. Var mıdır bu ucuzdur ya da burda bulamazsın ordan aldır dediğin faideli şeyler?

Not. Kılıç sokmak havaalanında problem çıkarır büyük ihtimal.
0
ocaan
(22.07.09)
ben olsam hakama, geta falan isterdim..
0
rednoff
(22.07.09)
belki biraz küçük,ucuz hatta saçma olacak ama :=)şu yemek yenilen çubuklardan(hashi) lerden isteyebilirsin,aklıma ilk bu geldi.
0
öseleköselek
(22.07.09)
kaliteli yesil cay. genmaicha. mugicha. atistirmalik kavruk nori. pirinc patlagindan yapilan cerezler. pocari sweat. sake.

ingilizce manasiz/sacma sozlerle dekore edilmis tisortler.

japon hasir sapka. caydanlik ve cay bardagi seti. sake surahisi ve bardagi seti.
0
wpi
(22.07.09)
saten elbise.
(verecek kimseniz yoksa bana hediye edebilirsiniz)
0
aithra
(22.07.09)
ayrıca kimono da olabilir =))
0
öseleköselek
(22.07.09)
kimono istebilirsin. acaip rahat bir şeymiş diye duydum.
0
hollowlife
(22.07.09)
zarif bir go takımı isteyebilirsin.
0
gayrisabit fikir
(22.07.09)
shinai, bougu iste buralarda kendoculara sat :)
kılıç illa istiyosan blunt iaito falan sorun çıkarmasa gerek.
0
lhun
(22.07.09)
Hımm arkadaşının aramaya inanmasına bağlı olarak hayyam pasajı stili gibi bir mekanda, kullanılmamış ama ikinci el modunda slrlar var. benim bir arkadaşım ama sağlam japoncası vardır, canon 50d yi, (tr de 4000 civarı diyorlar) 800 sterlin yani yaklaşık 2000tl civarına bitirdi işi. şurdadır diyemem ama böyle yerler de var yani Tokyoda..

Bu arada cömert japonlar eskort kızlara, bazı iş gezisine gelen misafirlere vb. kişilere kamera- foto mak. hediye ediyorlarmış, alakası olmayan kullanmayı beceremeyen japon tayfası da bunları mağazalara geri satıyormuş. ucuzluğun sebebinin bu olay olduğu da sızan bilgiler arasında..
0
gokriver
(22.07.09)
bu aralar yukata zamani. yazlik kimono yani. 1500yene falan bulabilir her kosede. erkek icin de bayan icin de mevcut. guzel bir hatira olur. spor ayakkabi markalarinin turkiyede bulunmayan sukela modellerinden isteyebilirsiniz. 40-50dolari gecmez. 15-20 dolara converse falan da olabilir uzerinde japonca birseyler yazan.uzerinde japonyaya ozel geleneksel figurler olan norenler yani japon perdeleri olabilir. buyuk dalganin noreni falan super oluyor mesela. 100yen shoplardan bir sake takimi toplayabilir 5-6 dolara sizin icin. elektronik derseniz akihabara civarindan pazarlikla turkiye'nin yari fiyatina istediginiz aleti alabilir arkadasiniz size.
0
islakkedisudankorkmaz
(23.07.09)
(4)

b tipi fonlar

şehnaztango
işbankasından öylesine b tipi fon almak istedim denemek için.iki tip arasında kaldım.806 b tipi likit tahvil bono fonu ve 801 b tipi likit fon.farkları nedir bu ikisinin birbirine göre avantajları?öle bir kar beklentim yok zaten bi kaç haftaya bozdurcam büyük ihtimalle.
işbankasından öylesine b tipi fon almak istedim denemek için.
iki tip arasında kaldım.806 b tipi likit tahvil bono fonu ve 801 b tipi likit fon.farkları nedir bu ikisinin birbirine göre avantajları?
öle bir kar beklentim yok zaten bi kaç haftaya bozdurcam büyük ihtimalle.
0
şehnaztango
(19.07.09)
tahvil bonu fonunu bilmiyorum ama b tipi likit fonların fiyatları azalmaz,sürekli düşük bir ivmeyle artar.
0
grgn
(19.07.09)
www.isteyatirim.com.tr
www.isteyatirim.com.tr

likit fon repo ağırlıklı, bu yüzden az kazandırır ama para kaybetmezsin.. tahvil bono fonunun portföyü ise tahvil ve hazine bonosundan (hisse senedi de olabilir biraz) oluşuyor ama repo yok bu durumda getirisi farklı olur..

(bkz: tahvil)
(bkz: hazine bonosu)

ekleme: nette bulamadım şimdi ama borsa dergilerinde fonların portföy dağılımları yazıyor, oralardan bakarak seçebilirsin yatırım yapacağın fonu..

hmm varmış :P

www.isbank.com.tr
www.isbank.com.tr
0
rednoff
(19.07.09)
isimleri üzerinde kompozisyonları farklı işte. işbankın sitesinden getirilerini ve kompozisyonlarını öğrenebilirsin.

bunlar düşük risk düşük getiri fonlardır zaten "kar" beklentin olmasın. bir nevi "fire and forget" roketler gibi, fon yapıyorsun ve unutuyorsun.

ama vadesiz mevduatta(veya yastığının altında) dururken paranın "eridiğini" de biliyorsundur herhalde. ihtiyacın yoksa fonda dursunlar, zaten likit, istediğin vakit bozdurabilirsin, en azından enflasyonun üzerinde bir getirileri olursa birikimin alım gücünü yitirmiş olmaz.
0
lhun
(19.07.09)
801 al, asla kaybetmez ama çok da bi kar ettirmez. istediğinde bozdurursun falan
0
ilse
(19.07.09)
(5)

Bir web sitesinin maliyeti hakkında...

Rivendel
Merhabalar,Altta linkini verdiğim gibi bir sitenin faaliyete geçmesinin maliyeti kaç paradır? Web'ci arkadaşlardan yanıt bekliyorum.Not: Tasarım giderleri hariç. Sadece teknik kodlama ve uygulama.http://www.tiisort.com/
Merhabalar,

Altta linkini verdiğim gibi bir sitenin faaliyete geçmesinin maliyeti kaç paradır? Web'ci arkadaşlardan yanıt bekliyorum.

Not: Tasarım giderleri hariç. Sadece teknik kodlama ve uygulama.

www.tiisort.com
0
Rivendel
(17.07.09)
üşendim üye olup bakmaya ama 2-4 bin arası diyebilirim.
0
emrag
(17.07.09)
www.oscommerce.com diye olaya giriş yapalım oncelikle.. ne kadar güvenilirdir bu hazır sistem, ben kullanmadım ama dunya çapında populer açık kodlu bilmem ne...

hatırladıgım kadarıyla kolay bi arayüzü vardı, yine www.templatemonster.com adresinden hazır tema (template) de indirebilirsiniz. (ucretlidir tabi ki)

ama yok ben bunlardan anlamam, parası neyse veririm yaptırırım diyorsanız ben de onu bilmem, sadece bu tip şeylerin oldugunu bilmenizi istedim, fikir acısından. işinizi ne kadar gorur orasını da bilmem. os commerce hakkında bi iki yerde güvenlikle alakalı bişiler okumuştum ama (geçen seneydi) şimdi nedir durum onu da bilemem.

hiç bişi de bilmiyom be yahu!
0
kirkbir
(17.07.09)
e-ticaret meselesinde site hazırlayıp faaliyete geçirmekle iş bitmiyor. bunun reklamı var, google ads'i var, sürekli kontrol ve geliştirmesi var, ürünlerin eklenmesi, düzenlenmesi, sorunların giderilmesi var, sanal pos'u var, sertifikası var. o kadar yüzeysel işler değil bunlar. hepsiburada öyle 3-5 bin'e hepsiburada olmadı.

eğer e-ticaretten parayı vurayım diyorsanız: şirket kuruluşu yapıp, 1 coder, 1 içerik yöneticisi, 1 grafiker istiham etmeniz lazım. Başlanıçta 15-20.000$ gibi bir paranız ve aylık olarak 5000$ gibi bir girdiniz olması makul gibi.

he çok düşük bütçelerle başlayıp yükselenler yok mu? vardır mutlaka. ben olurunu söylüyorum.
0
blackdog
(17.07.09)
@kırkbir, yalnız burada olaya kullanıcıların kendi tasarımlarını yapabildikleri flash ya da java atraksiyonlar giriyor gibi. oscommerce kurtarmaz.
0
emrag
(17.07.09)
"faaliyete geçmesinin maliyeti" diyorsun ya, içine hosting vs masraflarını da katıyorsun aslında. onlar hariç ben de backend, frontend kodlama, max. 1k tl ye daha iyisini yaptıracak çok rahat bulursun diyorum. yukarıda yüksek fiyat biçenleri tenzih ediyorum, sadece bu kadar aşağı olmasının mümkünsüzlüğünü iddia eden olursa, ucuz et yahni edebiyatı yapacaklar, "hearaöyaya olmaz" diyeceklerdir; olur paşam. tek şu tasarım uygulamasına bakmadım, onu da en azından işlevini tahmin ederek diyorum ki yine benzer bir rakama yaptırabilirsin.

eğer salt siteyle değil de, iş kısmıyla da ilgileniyorsan, masraf olarak 20k sabit, 5k aylık vesair..; bunlar tamamiyle iş planına bakar, çook çok daha azıyla faaliyete başlaman mümkündür, tavsiyedir.
0
lhun
(18.07.09)
(7)

Of be Eksiduyuru

thefin
Cok dertlendim simdi sevgili yazarlar,Hemen soyleyeyim kimseyi asagilamak, hakaret etmek veya alay etmek degil amacim ama bir suredir, ozellikle duyuruya takildikca, mallastik mi biz diye dusunuyorum.Biri kafasini gommus duvara, midem bulaniyor nedendir doktore gitmeye usendim diyor, baska biri 12 y
Cok dertlendim simdi sevgili yazarlar,

Hemen soyleyeyim kimseyi asagilamak, hakaret etmek veya alay etmek degil amacim ama bir suredir, ozellikle duyuruya takildikca, mallastik mi biz diye dusunuyorum.

Biri kafasini gommus duvara, midem bulaniyor nedendir doktore gitmeye usendim diyor, baska biri 12 yil egitim gormus sonunda su kadar puan aldim hangi bolumu yaziyim diye soruyor. Baska biri universiteden mezun olmak uzere, yuksek lisans yapacagim da ALES nedir diye sormus.Anacim senin hic mi hayalin yok hedefin yok da buradan medet umuyosun. Bolumler ve okullar hakkinda bilgi isteyenleri de bu kefeye koyuyorum. Hayatinin en az en onemli 4 yilini gecirecegin okulu tanimadigin adamlarin tavsiyesine gore mi sececeksen senden ne kendine ne de etrafindakilere hayir gelmez.

Ben ve cevrem universite sinavina girmeden yillar once hangi bolumu okumak istedigimizi biliyorduk. Bazilarimiz becerdi bazilarimiz beceremedi, beceremeyenler bi sekilde yuksek lisans, baska bir egitim gibi yollardan telafi ettiler durumlarini, okullara gidip mufredatlarini inceledik, gerektiginde ogrencilerle konustuk.

Baska bi duyuruda gordum, birisi gece uyanip hareket edememekten bahsediyordu, baska birisi yataginda ekmek kirintisi olursa oyle seylerin basina gelmesinin muhtemel oldugunu ima eden bisiler yazmis.

Bu site ilk acildiginda soru soranlara elimden geldigince bilgi vermeye calisiyoyrum, hala da calisiyorum ancak son zamanlarda insanlarin resmen aramaya usendikleri seyleri burada sormaya basladigini fark ettim. Google da Wikipedia da aratsa ve biraz okusa cevabini cok net bulacagi seyleri usenmeden duyuru acip burada soruyor.

Bunun yaninda feci sekilde gotunden sallayan insanlar da cogaldi, herif yalan yanlis bir sey salliyor alta dogru cevaplar yazildiginda bile utanip silmiyor cevabini. Neyseki dertli oldugum duyurulari acanlar ve cevap verenler (i) oluyorlar (%99) da eksisozluk de takilanlarin daha aklibasinda insanlar olduklarina inancim kuvvetleniyor.

Bunu eksiduyuru'da gorduklerim uzerinde de yazmiyorum sadece, simdiye kadar ben de cok sey ogrendim burda. Ozellikle gazete haberleri ve youtube videolari altindaki yorumlari gorunce artik kacasim geliyor. Bu gun benzine gelen zam haberinin altina birisi "Sayin Basbakanim Turkiye'de ekonomiyi duze cikartabilen tek adam millet olarak biz de gerekirse boyle fedakarliklar yapacagiz" yazmis. Youtube da kedi ile kopegin oynadigi bir videonun altinda baska biri daha once yorum yapana ana avrat gidiyor sonunda da vidodaki kopek seetsin anani diye bagliyor.

Bu yozlasma da degil baska turlu bi toplumsal degisim ve hemen egitim kalitesine baglamamak da gerek cunku liseye kadar Ardahanda yasamis su anda fellowship ile yurtdisinda doktora yapan arkadasim da var, cok uc bir ornek oldu ama kendi kendine birseyler yaparak biryerlere gelmis bir cok insan var cevrede.

Acaba diyorum bu dusunduklerim gecici mi bir sure sonra alisacak miyim bunlara gereksiz mi takiyorum boyle seylere ne diyorsunuz eksisozlukculer?
0
thefin
(16.07.09)
öncelikle cevabımı yetersiz veya aciz bulmanızdan korktuğumu belirteyim. duyuruyu o kadar da uzun süredir takip etmiyorum ama az çok katkım oldu, birçok kez de bana katkısı dokundu. kısaca fikrimi belirteyim:

internette yeterince aranıp da bulunamayacak şey yok. hatta bazen soruların cevapları ekşi sözlük'teki başlıklarında mevcut olmasına rağmen ekşi sözlüğe bakmayıp gelip buraya soruyorlar. hazırcılık var mı? insanın olduğu her yerde az da olsa çok da olsa var. ona diyecek birşey yok. ama amaç insanların birbirine yardım etmesiyse eğer, bu site illa ki birilerine yardımcı oluyor.

benim de doktora gitmeyip buraya sağlıkla ilgili birşeyler danıştığım oldu. niye? doktora gitmeye üşendim çünkü. ama buraya yazılacak 1 cevap benim 2 dakikalık muayene için gidiş geliş bir saat yol çekip 2 saat sıra beklemekten kurtarabilir. türkiye'de durum böyle çünkü. keşke böyle olmasa da ben de buradaki yarım yamalak bilgilere güvenmek yerine üşenmeyip doktora gitsem.

seçeceğin okulu niye buradakilere soruyorsun diye sormuşsunuz. kime soralım? yani okul kataloglarına bakmak mı daha faydalı olur acaba, yoksa o okulda okumuş, yaşamış insanların fikirlerini almak mı? elbette ben direk burada söylenenlere göre hareket etmem ama adamın anlattıklarını düşünürüm bir. yani okula girip de pişman olmaktansa önce orada okuyan birilerine danışmak daha iyidir.

götünden sallayan insanlara gelince. evet var. benim de yanlış/eksik bilgi verdiğim olmuyor değil. ama o duyuruya bakmasam/cevap vermesem bilgimin yanlış olduğunu hala bilmiyor olacaktım. böylece zamanla emin olmadan eminmiş gibi konuşmanın yanlışlığını da öğreniyorum. ders alıyorum.

yanlış/doğru duyuru bana birşeyler katıyor. o yüzden olumsuz yönleri fazla dikkate almamak gerek diye düşünüyorum.
0
cro magnon
(16.07.09)
takinca kafaya daha beter oluyor, sen elinden gelenin en iyisini yap gerisini bosver...
0
ermanen
(16.07.09)
thefin; haklı olduğunuz noktalar çoğunlukta olmakla beraber katılamadığım bir kaç nokta var.

mesela, "Ben ve cevrem universite sinavina girmeden yillar once hangi bolumu okumak istedigimizi biliyorduk" demişsiniz çok güzel bir olay bu. ama maalesef bu dediğiniz olay çoğu yerde geçerli değil. herkes puanlarına göre tercih yapıyor bu ülkede, istedikleri yere göre değil, benzer birkaç bölüm arasındaki farklılıkları sormalarında ben bir gariplik göremiyorum açıkçası. ki adam "ben doktor mu olmalıyım" demiyor bize, atıyorum kuzey kıbrıs okumak için nasıldır, ya da diş hekimliği ile eczacılık arasında uçurum farklar var mı gibilerinden bu mesleklere sahip insanlara buradan ulaşmayı tercih ediyorlar.

götünden sallayanlar konusunda ben de sizin gibi düşünüyorum ama az önce kendim yaptım aynısını birkaç duyuru aşağıda :) kesin eminmişim gibi hissedip bir soruya cevap verdim, yanlış oldugunu öğrenince silmedim, editledim yaptığım salaklık bi daha yapılmasın diye.

yukarda da dediğim gibi haklı olduğunuz noktalar çoğunlukta maalesef, keşke böyle olmasa ama vaktiyle "şark oturup beklemenin yeridir, biraz beklersen her şey ayağına gelir" sözünü çok ciddiye almışız. olay bu diye düşünüyorum.
0
light beam
(16.07.09)
@cro magnon cevap tesekkur ederim. Okul ile ilgili kime soralim demissin, ben de sormaktan yanayim arastirmaktan yanayim ama ben sana aman sakin isletme okuma bi suru var gir cografya ogretmeni ol Turkiye'de cografya ogretmeni acigi var diyemem cunku o anda sana mantikli gelip tercihini oyle yaparsan 4 sene boyunca bana kufur edersin (kimsenin boyle bir sey yapmayacagini dusunuyordum ama malesef yapiyorlarmis). Neyse kisaca secmek istedigin okula gidip arastirmak daha yararli olur diye dusunuyorum, belki izin alip yaz okulunda bir derse girebilirsin, mezun olanlar ne yapmislar ona bakablirsin. Burada alacagin cevaptan cok daha iyi olur diye dusunuyorum...

Yanlis anlama bunu bi tartismaya girmek icin yazmadim zaten, ayrica eksisozluk yazarlarinin daha aklibasinda oldugunu dusundugum icin disariya kapali yazdim, uzerina alinma yani...
0
🌸thefin
(16.07.09)
"Hayatinin en az en onemli 4 yilini gecirecegin okulu tanimadigin adamlarin tavsiyesine gore mi sececeksen senden ne kendine ne de etrafindakilere hayir gelmez."

Katılmıyorum, bazen insan kendini o kadar iyi tanığını zanneder ki kafada dönen milyon tilki içinde kilitlenip kalır. Ne karar alabilir, ne hareket edebilir, ne de düşünebilir. Bu gibi durumlarda dışarıdan bir bakış açısı, sizi az tanıyıp daha az faktöre (tilkiye) göre değerlendirecek insanların fikri sizin için 100% belirleyici olmasa bile bir kapı açar, bir ışık yakar.

"son zamanlarda insanlarin resmen aramaya usendikleri seyleri burada sormaya basladigini fark ettim. Google da Wikipedia da aratsa ve biraz okusa cevabini cok net bulacagi seyleri usenmeden duyuru acip burada soruyor."

Bunda haklısınız. Tembellik var. Sonuç olarak içimizden birileri tembellerin adına bu araştırmayı yaparken ve sonuçları burada cevap olarak verirken hem çalışkanlar, hem tembeller hem de biz yeni bir şeyler öğreniyoruz. Öğrenmek iyidir.
0
ezeriko
(16.07.09)
bir kısmına katılıyorum, özellikle ülkemizin insanları ve yozlaşmayla ilgili olan kısmına.
eğitim kalitesi o bir yerde, zira eğitim önce aileden alınıyor ve karakteri, yaşayış biçimini, benzeri çoğu şeyi aile belirliyor. değişik bir milletiz biz, biraz kendini kurnaz zanneden, biraz ahlaksız. maalesef. yine de diğerleri çok mu şahanedir? sanmam.
ancak katılmadığım şeyler de var. şöyle ki;

ekşi duyuruda sağlık problemi sormak, çok bariz tehlike belirtileri olmadıkça gayet mantıklı bir eylem gibi geliyor. doktorumuz var işte birkaç tane burada, telefonla doktor yakınımızı arayıp akıl danışmak gibi bir şey bu da.

okul meselesi de, diyelim ki ege, cerrahpaşa ve ankara tıp arasında kalan öğrencimiz (çok sallama oldu idare edin:)) kampüs durumu eğitim kalitesi vs gibi şeyleri en kolay buradan öğrenir bence. gidip tek tek kampüsleri dolaşmak, mezun veya görevli yakalayıp soru sormak çok daha zor. ki o kampüste gidip konuşacağı insanlar da tanıdığı olmayacak.
ha bir kişi abi şu bölüm süper oraya git dedi diye, araştırmadan soruşturmadan yazıp giden varsa onu allah ıslah etsin, o noktada bir şey diyemem :))

sallayan arkadaşlara, kasten yapıyorlarsa selam ederim. yanlış biliyorlarsa da hepimiz beraber öğreniyoruz işte. =))

takılmayın siz böyle şeylere. canınız sıkılmış biraz, geçer.
sevgiler.
0
denizin kulleri
(16.07.09)
Peki bu seni niye üzüyor / geriyor / içine dert oluyor?

Şu halinde bile insanlar pek çok şey öğreniyor. Örneğin yalan yanlış cevapların da oracıkta durduğundan dert yanmışsın ya; halbuki o yoz gördüğün adam o sayede iyiyi doğruyu yanlışın içinden seçebilmeyi, internet ortamında olsun olmasın herkesin iyi niyetli veya doğru bilgiyle donanmış olmayacağını öğreniyor bir ihtimal, arada kala kala bazı şeylerin bir doğrusu olmadığını da görüyor belki.. öyle yada böyle çelişen cevaplar geldiği vakit, az da olsa kendi kafasını da çalıştırmaya mecbur kalıyor ki aradan işine yarayanı seçsin; dolayısıyla sakıncalı gördüğümüz irite olduğumuz birşey aslında tek başına süper pragmatik bir değer oluşturabilme ihtimali taşıyor.

veyahut doktora sorması gerektiği şeyi, basit bir google araştırmasıyla öğrenebileceği şeyi buraya sorduğuna üzülmüşsün. belki adam bizzat bunu bilmiyor zaten? başına gelen ve çözülmesini istediği bir derdi sayesinde, halihazırdaki başka dertlerini çözebilmenin yöntemini öğrenecek belki "doktora sor" "google a sor" diye paparayı yiyince?

bence biraz çaba sarfedip arkadaki bu ufak iyi ihtimalleri büyütmek gerek. yılmadan sen doğru bildiğini yaz, her doktora sorması veya google a bakması gerektiği halde sormayanı, bakmayanı, aynen uyar, hepsine yaptıkları hatayı söyle, yanlış cevap gördünmü altına doğrusunu bir daha yaz erinmeden.

profil yine değişmeyebilir, durum yine düzelmeyebilir, ama olsun. kaldı ki bu salt yozlukla ilgili değil, bir kısmı internet okur yazarlığı, bir kısmı analitik düşünce noksanlığı ve başka salt eğitimle gelemeyecek şeyler. onun dışında, tüm bunlara ek olarak hissetiklerini ben de paylaşıyorum.

yine de, özetle, sen daha iyisini biliyorsun ya (sarkazm yapmıyorum kesinlikle), öğret o zaman. burası bunun tam da için var. diğer ortamlar için de geçerli olabilir bu gayet. laf anlatmaya üşenmemeli.
0
lhun
(16.07.09)
(6)

Zombi filmleri

oldtimer
sevgili duyuru sakinleri,[rec] gibi, dawn of the dead gibi, 28 gün sonra (ve hafta) gibi gerilim dozu yüksek zombie filmi tavsiyeleri istiyorum. george romero abimizin çoğu filmini izledim, onlardan tavsiye vermenize gerek yok. daha böle bilinmemiş, kıyıda köşede kalmış filmler işimi görür. sağolun
sevgili duyuru sakinleri,
[rec] gibi, dawn of the dead gibi, 28 gün sonra (ve hafta) gibi gerilim dozu yüksek zombie filmi tavsiyeleri istiyorum. george romero abimizin çoğu filmini izledim, onlardan tavsiye vermenize gerek yok. daha böle bilinmemiş, kıyıda köşede kalmış filmler işimi görür. sağolun andy warhol'un.
0
oldtimer
(15.07.09)
Uzakdoğu sineması seviyorsan Tokyo Zombie
Bambaşka bir açıdan bakmak için American Zombie
Bu üsttekilerin Türkçe altyazısı yok ama İngilizce var.
Sanatsal Zombi filmi Cemetery Man, mutlaka seyredilmeli -içinde bir de bizden sürpriz var ama bozmayayım şimdi.
Benim eğlendiğim yeni dönem zombi filmlerinden biri: "Dance of the Dead" (gençlik zombisi diyelim...)
Sonracığıma yine Zombi filmi sayılabilecek (ölüler geri dönüyor) ve gerilim dozu yüksek bir film: Trailerpark of Terror
Gerilim, zombiler, kan, iğrençlik, heyecan, terör hepsi bu filmde: Braindead ya da Dead Alive ikisi aynı film oluyo...
Gerilim, kahkaha, kan, dostluk, aşk, kan daha fazla tekrara girmeden iki nokta üst üste: "Shaun of the Dead"
"Resident Evil" serisinden bahsetmeme gerek var mı? (varsa tam istediğin gibi olabilirler diyeceğim de...)
Biraz eskilere dönersek "Return of the Living Dead"i izlemediysen mutlaka izle mezarlıkta strip tease yapan punk hatuna da benden selam söyle...
Bak çağrışım yaptı, adına bakma film süper, kadro süper: "Zombie Strippers"
Romero'nun seyretmediğin filmi varsa onları da mutlaka seyret...
Muhteşem bir kara komedi, toplumsal eleştiri, nereye gidiyoruz zombi filmi "Fido" ailecek seyredebilirsiniz...
Ciddi, zombileri de çok ciddiye alan bir zombi filmi "Flight of the Living Dead", bu yaşayan ölüler daha ne yapacaklar diye merak ediyor insan.

Şimdilik aklıma gelen olmazsa olmazlar bu kadar. İngilizce biliyorsan "Walking Dead" diye bir de çizgi roman yayınlanıyor, 60 küsürüncü sayısı çıktı, eski moda süper bir zombi çizgi romanı, onu da okuyabilirsin. Rob Zombie'nin müziğiyle ilgili kötü bir espiri yapmadan bu cevabı kapatıyorum.

Z b.
0
barada0
(15.07.09)
lhun
(15.07.09)
tam zombi değil ama survival: i am legend
0
lhun
(15.07.09)
bkz : Shaun of the Dead ^^ şimdiden söyliyim zombili ama pek gerilim bekleme , ama izlemeni tavsiye ederim (:
0
busuta
(15.07.09)
barada0 güzel yazmış.

şöyle bir özet geçelim:

george romero'nun tüm filmleri (Klasik üçleme ve son dönemde çektikleri Land OtD, Diary OtD) ve romero filmlerinin remake'leri (Remake'lerden 2004 yapımı Dawn Of The Dead ve 2008 yapımı Mena Suvari'nin oynadığı Day Of The Dead fena değil), return of the living dead serileri. flight of the living dead, dance of the dead gibi yan sanayii filmler/living dead serilerinin remake'leri (bunlardan hakkaten çok var). resident evil üçlemesi ve 28 gün sonra/28 hafta sonra. Ek olarak shaun of the dead gibi enfes bir ingiliz zombi parodisi.

bu çemberde izlemediğin film varsa temin edip izle. Romero'nun yeni filmi x of the dead (x daha belli değil) lafta bu sene çıkacaktı.
0
blackdog
(15.07.09)
dod sno
30 days of night (bu vampir filmi daha cok ama zombiye de benziyorlar)
0
ermanen
(15.07.09)
(3)

Kitap Tavsiyesi?

midian
Merhaba,Doğayı, hayvanları çok seven,`into the wild`da christopher'ın yaptıgını bir gun yapabilmeyi uman, `Henry David Thoreau`'nun eserlerini başucu kitabı yapan, çok sevdigim bir dostuma kitap hediye etmek istiyorum.Böyle bir insana hangi kitabi almalıyım?Teşekkürler..
Merhaba,
Doğayı, hayvanları çok seven,into the wildda christopher'ın yaptıgını bir gun yapabilmeyi uman, Henry David Thoreau'nun eserlerini başucu kitabı yapan, çok sevdigim bir dostuma kitap hediye etmek istiyorum.
Böyle bir insana hangi kitabi almalıyım?
Teşekkürler..
0
midian
(14.07.09)
muhtemelen okumuştur ama jack london kitapları düşünebilirsiniz mesela.
vahşetin çağrısı, beyaz diş vs.
0
lhun
(14.07.09)
synick
(14.07.09)
(5)

Türkiye ve ekonomik kalkınma? neler yapılabilir?

gumus kedi
Valla aslında sorum açık ve net değil. aslında soruyu ben bile tam anlamadım. Türkiye'nin ekonomik anlamda kalkınmasını sağlamak için ne gibiönlemler alınabilir? gibi bi soru, ben bunu çıkardım en azından. ekonomiyle çok yakın olmadığım için nerden başlayacağımı bile bilmiyorum. yani tamam turizme h
Valla aslında sorum açık ve net değil. aslında soruyu ben bile tam anlamadım. Türkiye'nin ekonomik anlamda kalkınmasını sağlamak için ne gibiönlemler alınabilir? gibi bi soru, ben bunu çıkardım en azından. ekonomiyle çok yakın olmadığım için nerden başlayacağımı bile bilmiyorum. yani tamam turizme hareket kazandıralım, yok bor madenini işleyelim (osmiyum spekülasyonmuş), yok özelleştirmeyi durduralım da devletleştirelim de başka neler yapılabilir ve nasıl yapılabilir, en azından araştırmaya bile nerden başlayacağımı bilmiyorum. bu benim ödevimdir. çalışıyorum ve bununla beraber dört projem daha var bir ay içinde teslim etmem gereken. dolayısıyla bilen şahıslar bi el atsa da en azından doğru kaynaklara yönlendirse, o bile yeter. sağlıcakla kalın
0
gumus kedi
(14.07.09)
ekonominin en buyuk sorunu kayitdisinda donen isler. her seyi kayda alabilsen guzelce vergisini de alirsin; yasadisi isleri de azaltirsin; istedigin sektorlere kaynak da aktarirsin; kriz donemlerinde sicak para kacislarini da yavaslatirsin... yoksa 3 gram turizme, 5 gram madencilige kaynak aktarmakla ekonomi yola gelmez.

kayitdisini iceriye soktugunda elde edecegin vergi gelirleri; carpik gelir dagilimini azaltmakta da yardimci olur: 1- istihdam artar 2- yuksek gelirliyi hakettigi gibi vergilendirir ve dusuklere yuklenmezsin.

bunlari sagladiginda; benzin, oto ve iletisimden yuksek otv almak zorunda da kalmaz ve daha adil bir vergi duzenine gecersin.

kisacasi bu ulkenin anasini belleyen sey ulkedeki her insanin alabildigine vergi kacirmasidir. esitsizligin sebebini yaratan bu olayi yapan herkes de cok buyuk zeka tasiyormus gibi boburlenerek anlatir... sonra da gider bu benzin niye bu kadar pahali? der... yahu devleti (kacamayacagin) direkt vergileri yukseltmeye iten once sensin sonra devletin vergi toplamadaki beceriksizligi.

uzattim ama: "kayitdisi ekonomiyi kayda sokmak" diye baslik atsan 10 farkli alandan kaynak cikar.
0
507
(14.07.09)
bunun dışında işin üretim kısmında popülist değil de ekonomi bilimine uygun manipülasyonlar yapılmalı. biliyorsun hammadde, ara ürün, son ürün, bunların üretiminde ne kadar yukarı çıkarsan(son ürüne yaklaşırsan) kar payını o kadar arttırıyorsun. Dolayısıyla buna dair bir yönelim güdülmeli, teşvikler zart zurt girdi çıktı, etki analizi, hani sanayiye ne kadar yardım bok püsür kararları verilmeli.
ha onun yerine biz ne yapıyoruz, bu teşvikleri falan salla, halihazırda en kar edenleri de satıyoruz. tüpraş, telekom, izmirde kağıt fabrikası, bak mesela potansiyel organik tarım alanı olan mayınlı yeri de satmaya çalıştılar vs vs.
"kalkınma" dediğin her zaman sağlıklılık anlamına da gelmiyor, tek başına bir etken olmamalı dolayısıyla. bankacılık kısmısı yabancı ellerinde. %17 filan gibi bir oran bizde yalnızca. bu normal yerlerde %30 olmalı. bunun politika vesair de etkileri var elbette.
ha halihazırda ürettiğimizi satabiliyor muyuz? bakınız tarım. hiç makineleşmeden falan bile eşşek gibi çıktı verebiliyor, ve kapasitesinin yüzde bilmemkaçını kullanır vaziyette bu halde bile. satamayacaksa niye kapasitesini kullansın değil mi? işte burada uluslararası politikadaki yaptırım gücün geliyor. ampül kafa domateslerini dışarı pazarlayabilecek olsa daha fazla üretir cebe daha çok para koyarız? ama bakıyoruz adam daha ingilizce bile konuşamıyor, nasıl uluslararası politika icra etsin.

kayıt dışı süper tespit, bir alt dalına dikkat çekeyim, o da sosyal güvenlik. yani salt vergi kısmı değil, sosyal güvenliğe gelen kısmı da kayıtdışı olduğu vakit buhar oluyor. toplumun yaşlanması diye birşey var, bakınız avrupa. yaşlı toplum emekli maaşı yer, genç toplum da yenecek parayı biriktirir. şuan türkiye genç, ama elbette gittikçe yaşlanacak. işte meşhur "fırsat penceresi" denen hadise, tam bu sıralar bu prim toplama işini süper yapabilmeli, yoksa sonra çalışan / emekli oranı azalınca verecek para bulamaz. ha şimdi de zor buluyor, normalde devletin para pompalamaması lazım sgk ya.

bir mevzu da enerji. adamlar izmir istanbul arası otoyola milyardolarlar ödeyor da o paraya bir tren yolu yapmayı akıl edemiyor. (aslında akıl edememek de değil ya neyse). bu enerjinin aptalca tüketim kısmı, petrol bağımlılığı vs. bir de üretim var. nükleer santrale, yakıtına, atığını depolamaya harcanacak paraya eşşek gibi güneş enerjisi yatırımı yapılabilir mesela. uzman arkadaşlar bunu daha iyi bilir tabi ama bu kadar suyu güneşi rüzgarı olan bir ülke dışarıdan doğalgaz yakıyor da enerji üretiyor. "işini bilmeyen kasap, gtüne gider masat" hesabı.
0
lhun
(14.07.09)
bu iki cevaptan bile çok şey çıkıyor aslında. ve sizlere çok teşekkür ederim. ayrıca bir de çok uçuk fikirler çıkarmı diye de bakıyorum. ekonomiyi yanal olarak da etkileyecek olsa, yani aile planlaması gibi, genç nüfusun şu an yeterli olması ve gelecekte bardaktan taşacak olması ve bunun engellenmesine yönelik adımlar gibi... bir de merak ettiğim, hocanın derste değindiği bi konuyla ilgili bişiler bulunur mu acaba? yani ekonomik gelişmesini iki yüzyıl önce belki de daha önce başlatmış olan sanayileşmiş ülkeler, doldurdular gemilere siyahları, sendika yok insan hakları işçi hakları yok, üç kuruşa beş köfte oh ne güzel, e çevreyi kirlettin yok fabrikana baca tak diyen ve o bacanın imalinden montajına ve bakımına kadar herşeyi tekeline almış (çevreci) ülkeler ve şirketler yok, ohhh mis atık at, ucuz işçi çalıştır, işçinin eli koopar koku kopar tazminat yok. e ben de kalkınırım. sonra gelişmek isteyen takipçilere, şu kanun var bu kural var. e var güzel de biz de kalkınacaktık... bu kısır döngüyle ilgili bi çözüm yolu olmaz da hani en azından etkisini hafifletecek önlemler olabilir mi? sağlıcakl kalın
0
🌸gumus kedi
(14.07.09)
senin ülken için o durum biraz farklı. cumhuriyet sonrası ekonomiyi araştırmalısın bunun için. türkiyede 1930 lu yıllarda bir uçak fabrikası kurulduğunu, yaptığı uçakları dışarı bile sattığını biliyor musun mesela?

türkiye değişik bir organizma, bir başı at öteki başı it. itler ağır çekiyor en az son 50 yıldır.
0
lhun
(14.07.09)
benim nacizane önerim de bir kaç öncü sektör üzerinde yoğunlaşılıp sadece bunlara yönelik destekler verilmeli.yani artık tekstili desteklemek yerine savunma sanayi,otomotiv sektörü, elektronik sektörü desteklenmeli. özellikle de arge yatırımlarının artırılması sağlanmalı, genç yetenekler teşvik edilmeliki yurt dışına kaçmasınlar.
0
spy of soul
(14.07.09)
(9)

İş bırakma prosedürü nedir ?

kimlanbu
S...m deyip işi bıraktım, patronlar yerinde olmadığından henüz çıkışım için gerekli bürokrasiyi başlatmadım.Ne yapmam lazım ? istifa dilekçesi mi yazacağım ? Daha sonra kulaktan dolma bilgilerden aklımda kaldığına göre 1 ay önceden haber vermem lazımmış. Şimdi işyerim anlayış göstermezse neler olabi
S...m deyip işi bıraktım, patronlar yerinde olmadığından henüz çıkışım için gerekli bürokrasiyi başlatmadım.

Ne yapmam lazım ? istifa dilekçesi mi yazacağım ? Daha sonra kulaktan dolma bilgilerden aklımda kaldığına göre 1 ay önceden haber vermem lazımmış. Şimdi işyerim anlayış göstermezse neler olabilir ? beni 1 ay daha çalıştırma hakları var mı ? çalışmıyorum dersem neler olur ? aramaya inanmadım bugün.

karman çorman ifadelerle dolu kanunları copy paste etmek yerine olay hakkında kısaca bilgi verilmesini tercih ederim.
0
kimlanbu
(13.07.09)
ihbar süresi deniyor kanunda ve çalıştığın toplam süre ile belirleniyor süresi. Yasal olarak belirlenen süre öncesinden haber vermen gerekiyor veya onlar çıkartırken sana o kadar önceden haber vermeleri gerekiyor ancak ihbar tazminatı verirsen hemen ayrılabilirsin kanuna göre.

Ayrıca iş kanununda işçi lehine şart vardır ve ihbar tazminatı genellikle işveren için uygulanan bir hükümdür. O bakımdan senden tazminat istemeyebilirler.

Ayrca anayasaya göre kimse isteği dışında çalıştırılamaz suçtur bu.
0
thefin
(13.07.09)
çalıştığın süreyle doğru orantılı olarak 2 haftadan 8 haftaya kadar bir ihbar süresi kadar çalışman gerekiyor. ihbar süresinde çalışmama hakkın var ama bunun için ihbar süresi kadarlık maaş ve yan haklarını işverene ödemen gerekiyor.

en kısa bu kadar oluyor..
0
hayo
(13.07.09)
1 ne kadar çalıştın orada? bu o ihbar süreni belirleyecek.
2 ihbar süren ne kadardıysa, o süreyi beklemeden hemen ayrılışın durumunda o süreye denk maaş miktarı tazminat ödersin mekana. ama patronla anlaşırsan almayadabilirler.
3 istifa dilekçeni insan kaynaklarına vermen kafi. patrona söylemek / göstermek / vermek (dilekçeyi) etik olarak makuldür, ama yasal olarak zorunlu değildir.
0
lhun
(13.07.09)
en genel hali 1 yıla kadar calistiysan 2 hafta, bir yıldan fazla calistiysan en az 1 ay onceden istifa edecegini bildirmen gerekiyor, calistigin yerin kurumsalligina gore senden bu sure kadar calismani isteyebilirler. Ama calistigin yerin confidential bilgi sahipliği ve senin işe/işyerine zarar verebilme kapasitene gore aynı gun gonderip yarın gleme yolun acik olsun da diyebiliyorlar
Her ihtimale karsi patronlari beklemeden dilekceni yaz ki dilekcedeki istifa tarihi olabildigince erken olsun, hukuki süreclerde o tarih gecerli olacak
0
tehanu
(13.07.09)
tazminat ödemeden ayrılmak istiyorsan, istifanı verdiğin günden itibaren şu kadar daha çalışman gerekiyor:

işe başlayalı 6 ay olduysa 2 hafta
6 ay-1,5 yıl olduysa 4 hafta
1,5-3 yıl olduysa 6 hafta
3 yılı geçtiyse 8 hafta

bu rakamlara haftasonları da dahil elbette. ayrıca ihbar süresi denen şey çalışanın iş, işverenin de işçi bulması için gerekli süre olduğundan istifanı verdikten sonraki her iş günü için 2 saat iş arama, yani işte bulunmama hakkın var. istersen bu 2 saatleri biriktirip ihbar sürenin sonunda kullanabilirsin.
0
mojosnik
(13.07.09)
ihbar süresi içinde ne kadar ticari gizli bilgi varsa alırım tribi yaparsan kapıdan içeri bile almazlar.
0
trocero
(13.07.09)
kanunda yazmakla birlikte pratikte uygulaması neredeyse hiç yoktur. çünkü sanılanın aksine bu sürede yine normal maaşınızı almaya devam edersiniz. bu yerinize biri alınana kadar patrona manevra yapma fırsatı vermek için konulmuş bir kanundur ama dediğim gibi muhtemelen size istifanızı vermenizle birlikte selametle diyeceklerdir.
0
sijwocaq
(13.07.09)
cevaplar için teşekkürler. benden tazminat isterlerse yüz binlerce euroluk makinalarla uğraştığım için beni orada zorla tutamayacaklarını farkettirmem yetecek sanırım. gerçi topuklarıma sıkma ihtimalleri de var. zaten derdim patronla değil dandik ustalarla.

1 sene çalıştım, sanırım 4 hafta önceden başlatmam lazımdı yazışmayı. günlük 2 saat iş arama hakkını öğrendiğim de süper oldu, çalıştırmayı düşünürlerse çirkeflik yapmam için güzel koz.

ticari bilgi olarak da oldukça yüklüyüm, sanırım sorunsuzca ayrılırım gibi görünüyor.

cevap verenlere tekrar çok teşekkürler.
0
🌸kimlanbu
(13.07.09)
kanunda şöyle bir cümle de var 2 saat iş arama iznini kullandırmak istemezlerse öne sürebileceğin:

"İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırırsa, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zamlı öder."
0
mojosnik
(15.07.09)
(5)

Interrail Hakkında

Simmons
-Vize için Yunanistan mı yoksa İtalyan Konsolosluğunu tercih etmeliyiz? İkisinin artı ve eksileri nelerdir?-Bilet satışı durdurulduğu için internetten bilet almak zorundayız.Orada da hızlı teslimat süresi 2 hafta içinde olarak belirtiliyor.Daha önce bu şekilde bilet alan varsa kaç günde eline ulaştı
-Vize için Yunanistan mı yoksa İtalyan Konsolosluğunu tercih etmeliyiz? İkisinin artı ve eksileri nelerdir?

-Bilet satışı durdurulduğu için internetten bilet almak zorundayız.Orada da hızlı teslimat süresi 2 hafta içinde olarak belirtiliyor.Daha önce bu şekilde bilet alan varsa kaç günde eline ulaştı acaba? 30 günlük bir süre içinde yola çıkmayı planlıyoruz bu yüzden 2 hafta konusunda bazı soru işaretleri var kafamızda.
0
Simmons
(13.07.09)
yakında giden arkadaşım italyan kons tercih etti araştırmıştır mutlaka.bi de anlattığına göre, rönesansın doğduğu gizemli topraklar vs vs sıkmış bişeyler yalanmış yani biraz kadının hoşuna gitmiş tabi ama değer mi,bence değmez sanırım.
0
şehnaztango
(13.07.09)
herhangi bir vize işlemini kıllandıracak bir durumun yoksa yunanistan dan da diğer yerler kadar kolay alabilirsin. bir tek istersen vize ücretlerini gözetebilirsin. en son yunanistan 70 eur idi. italyayı bilmiyorum.
0
lhun
(13.07.09)
oncelıkle ben ıtalya ya başvurdum , tavsıye ederim. ltalya konsolosluğuyla koordinasyon işini idata diye bir şirket yönetıyor ve bu iş için 50 tl alıyor. Aradan çıkartmak dıye bır durum yok. Bılet ıcınde biz www.interrailnet.com adresinden aldık , ki burası resmi olan site. Bılet 1.5 (bir bucuk)gunde geldi. Sıteden bılet alacağınız zaman 'leaving from home ' diye bir bolum var. Burada tarıhı bıletı aldığnız gunden 5 gun sonrası ıcın secın , gonderı tıpını de standard secın. Sıstem otomatık olarak express yapıyo hem paranız cebınızde kalıyor hemde bılet erken gelıyor. Başka sorunuz varsa yardımcı olurum
0
lngrad
(13.07.09)
yunanistan'da dünyanın en sinir bozucu adamı daha sıradayken en çok kalacağınız ülke neresi diye sormuştu. ben de sırıta sırıta ispanya veya italya filan demiştim salak gibi, o da oralara başvurun o zaman demişti. yani yunanistandan en az 1 haftalık rezervasyonun varsa alabilirsin ama yazmışlar idata ile çok daha kolay olur zannımca. 3 iş günü içinde almıştım italyadan, (idataya vize ücreti hariç 40 lira veriyordunuz galiba)
0
bcdhms
(13.07.09)
teşekkürler.italya ya basvurmak daha mantıklı gibi duruyor..
0
🌸Simmons
(14.07.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.