Giriş
(11)

bulaşık deterjanı

hapax
bulaşık deterjanı/köpüğü yiyince ölmüyoruz galiba, değil mi? henüz beş günlük ev arkadaşım bir alman ve dün akşam bulaşıkları durulamadığını dehşet içinde farkettim de!
bulaşık deterjanı/köpüğü yiyince ölmüyoruz galiba, değil mi? henüz beş günlük ev arkadaşım bir alman ve dün akşam bulaşıkları durulamadığını dehşet içinde farkettim de!
0
hapax
(04.03.09)
kanserojen madde.
0
kobrettii
(04.03.09)
bi an için sağlığa hiçbi zararı olmadığını düşünsek bile ki kesin zararı vardır, tadını bozar yemeklerin ,hele sulu bişiler yediginizde kopurmez mi o yemek. ıyk.
0
bordeaux
(04.03.09)
bağırsaklarınızı da bozabilir.
0
derindusunur
(04.03.09)
mideyi bozuyor. tecrube ile sabit. tadi da igrenc, kusasim geldi yine. yikanmaya calisilip da kopukleri iyice temizlenemeyen pet siseden su icmistim..

@want2die

bizim alamanci kuzenler de almanlarin gegirene aferin, osurana bravo dedigini soylemislerdi de sonradan fos cikti.
0
nochristrequiress
(04.03.09)
durulama gerektirmeyen deterjanlar oluyor. onlardan sanmıştır belki.
0
pyro clustic flow
(04.03.09)
durulamazlar ama yikadiktan sonra once sulari suzulsun diye bekletip, hemen ardindan iyice kurularlar. kuruladiklari icin birsey olmuyor olabilir.
@kahvegibi deterjanlar ayni, bildigin pril palmolive vb. suya az deterjan koyuyorlardir az kopuruyodur. bizim gibi temiz olsun diye deterjani hem sungere hem suya boca etmiyorlardir. hem su tarassufu hem deterjan :)
0
eick
(04.03.09)
bildiğim kadarıyla avrupada satılan deterjanlarla türkiyede satılan deterjanlar farklı. bizdeki deterjanlar daha çok köpürüyor. onlardakiler köpürmüyor. türk tüketicisi deterjan köpürmeyince yıkamadığı algısını ediniyormuş.

o yüzden bizdeki deterjanların durulanması lazım.
0
kahvegibi
(04.03.09)
bulaşık deterjanının içinde su, yüzey aktif maddeler ( en önemlisi ve türkiyede en çok kullanılanı sodium lauryl ether sulphate SLES diye geçiyor ) koruyucu,parfüm,boya ve tuz var.

Yüzey aktif maddelerin ( surfectant) kimyasal kökenlileri de var bitkisel kökenlileri de var. bitkiselleri zarar vermez diye biliyorum. hayvansal kökenli olnalarda var ama kullanılmaları hoş karşılanmaz.

doğa dostu diye ortaya çıkanlar bitkisel yüzeyaktif madde kullanırlar. mesela alman frosch'un içeriği % 98 oranında doğada çözülebilir ve içindeki koruyucu, parfüm ve boya kozmetik sektöründe kullanılanlardan seçilmiştir.

hatta reklamlarında iki kız deterjan köpüğünü birbirlerinin suratına üflerler.

sizin alman bu reklamdan görmüş olabilir
0
trocero
(04.03.09)
cevaplara teşekkürler. deterjan ingiliz deterjanı (bkz: tesco), bi farkı var mı bilmiyorum. şimdilik sadece psikolojik olarak rahatsız etti, metabolizmada bi değişiklik yok. ama uzun vadede kanser eder adamı yaa, ben akşama bi konuşayım ev arkadaşıyla.
0
🌸hapax
(04.03.09)
bulaşık deterjanının en süper etkilerinden biri yağı emülsifiye etmesi (fiziksel olarak daha ufak parçalara ayırması). amilaz da vardı galiba. amilaz zaten tükrükte falan var, emülsifiye eden bi faaliyetin de olması lazım insan bedeninde. bunlar gayet insanın sindirim yüküne yardımcı(!) olan şeyler.
buna karşın deterjanı bazik diye de hatırlıyorum. bu noktada mideyi rahatsız edebilir.
ama bunun yanında dendiği gibi boyası parfümü hedesi hödösü bunlar hem deterjandan deterjana değişen, hem de ne idüğü belirsiz şeyler.
neticede bulaşık deterjanı yenmek üzere dizayn edilmediğinden, arkadaşınızın görmez tarafında suya tutunuz :)
0
lhun
(04.03.09)
deterjanın arkasını okudum, bitkisel kökenliymiş. ev arkadaşına da sordum, bulaşık durulamamak ailesinden gelen bir alışkanlıkmış, ama her alman da böyle yapmıyormuş. haklısın sağlıksız olabilir dedi, dikkat edecek bundan sonra :)
0
🌸hapax
(05.03.09)
(9)

parayi calistirmak

sezaryan
kenarda duran 7-8 bin lira parami degerlindirmek istiyorum.. su gunlerde en mantıklısı nedir ? altin,vadeli hesap vs
kenarda duran 7-8 bin lira parami degerlindirmek istiyorum.. su gunlerde en mantıklısı nedir ? altin,vadeli hesap vs
0
sezaryan
(04.03.09)
ne kadar vade de degerlendirmeyi dusunuyorsunuz?
0
kobrettii
(04.03.09)
altın almak için değilde bozdurmak için cazip bugünlerde sanırım

faizlerde düştü aslında ama ekonomi sayfalarındaki banka patronları röportajlarında hala vadelide kalmayı ya da vadeli döviz sepet yapmayı tavsiye ediyorlardı


bide bono vadeden daha çok getiriyor muş galiba
0
demlikposet
(04.03.09)
piyasaları an ve an takip etmiyorsan vadeli hesapta tut paranı, faizler düştü ama aylık 70 lira civarı bir gelir olur.
yok ben piyasaları takip ederim dersen, internet bankacılığını da kullanarak dövize oyna derim, seçimden sonra devaluasyon yapılacak deniyor. orta vadede döviz kazandırır, biraz riskli olsa da.
0
0 5 ucu olan adam
(04.03.09)
faizlerin daha da düşeceği varsayımı ile şu anda vade tercihinize göre tahvil bono alabilirsiniz. örneğin 17 lerde olan faiz ile tahvil alırsanız vade sonunda faizlerin 13 e düşmesi halinde % 4 ekstra kar elde edersiniz.

kısa vade likit kalayım derseniz b tipi yatırım fonları iyidir.

dövizden uzak durun, hele bu fiyattayken. 7000-8000 lira ile riske girmeyin. fx'te her zaman küçük spekülatör kaybeder.
0
mahallenindelisi
(04.03.09)
organik tarım giderek yükseliyor, kredi desteği falan da veriyorlar. bir arsa almaya bakın bence..
0
elinherifi
(04.03.09)
3 aylik vade oranlari fena degildi en son yaptigimda ocak sonu gibi..
0
2pac
(04.03.09)
şu seviyede değil ama tekrar 1.60-1.65 seviyelerine yaklaşırsa tamamını dolar yapın, risk alın. fikir kalp atışlarınızı hızlandırsa da, büyük bir kayıp pek olası değil. vadesiz dolar mevduatı açarsınız, hepsini oraya koyarsınız. gözünüz de kurda olur, baktınız işte bugünkü gibi seviyelere geldi, ister azar azar, yok yeter bana bu kadar derseniz tamamını internet üzerinden anında bozdurursunuz. baktınız tekrar düştü o seviyelere, yine alır yine aynısı.
alış satış kararlarında açgözlülük veya heyecan yapmazsanız, ufak ufak tırtıklayarak kazanırsanız, bir senede vadeli ytl mevduattan gelecek paranın ortalama yaklaşık iki katını falan çok daha kısa sürede üretebilirsiniz.
tek risk seçim vs. gibi "büyük" paradigma eşikleri. onu da atlattık mı yine bu seyrini terk etmeyecektir demek %80 doğruluğunu koruyacaktır. ama hatırlarsanız son genel seçimlerde ve cumhurbaşkanlığı hengamelerinde bile abartı bir oynayış olmamıştı.

krizin tr ye özgü bir tarafı yok şimdilik, olsa bile büyük ihtimalle dolar lobisinin ekmeğine yağ sürecektir, o yüzden bunu da pek dert etmeyin.

tabi paranızın değerini en iyi siz bilirsiniz, kaybetmeyi kaldıramayacağınız miktarları riske atmayın.
0
lhun
(04.03.09)
8 bin lirayı

1 ay vadeye yatırmak (birer aydan toplam üç ay)
ve doğrudan
3 ay vadeye yatırmak arasında fark var mı? varsa ne kadar var?
0
can see
(04.03.09)
@can see;

faiz oranları aynı ise kısa sürede faize bağlamak daha avantajlıdır her zaman. şöyle ki;

8000 lirayı % 15 ten 1 aylık dönemlerde 3 kere faize bağlarsanız geri dönüşü 8303,7656 lira, 3 aylık dönemde 1 kere faize yatırırsanız geri dönüşü 8300 lira olur. aradaki 3 küsür lira kadar fazla getiri elde edersiniz. önemsiz gibi gözüküyor ama tutarlar büyüdükçe ve vade uzadıkça aradaki farkta artar. gerçi aynı faiz oranlarını yakalamakta zor.
0
mahallenindelisi
(05.03.09)
(5)

mülakatım var korkuyorum

claeryn
yarın iş hayatımın ilk mülakatına gireceğim. bir yazılım şirketi ile bu mülakat. ben de yazın struts 2 ile uğraştığımdan bunu onlara göstermek istiyorum, fakat ne sorarlar hiçbir fikrim yok. var mıdır her mülakatta sorulan klasikleşmiş struts 2 ve java soruları? ortalamam pek parlak değil, mülakatta
yarın iş hayatımın ilk mülakatına gireceğim. bir yazılım şirketi ile bu mülakat. ben de yazın struts 2 ile uğraştığımdan bunu onlara göstermek istiyorum, fakat ne sorarlar hiçbir fikrim yok. var mıdır her mülakatta sorulan klasikleşmiş struts 2 ve java soruları? ortalamam pek parlak değil, mülakatta da batırmak istemiyorum.
0
claeryn
(04.03.09)
öncelikle okulda değil iş hayatındasınız, sınava değil mülakata giriyorsunuz, herşeyden önce insanlarla iletişim kurduğunuzu unutmayın, güleryüzlü ve rahat davranın, sohbet etmek için orada olacaksınız sorguya çekilmek için değil, kendinizi sıkıntıya sokmayın.

klasik soruları da boşverin, güzel bir uyku çekin.

başarılar.
0
demcan
(04.03.09)
Yanlış bilgilendirmek istemem ama eğer iş müracatı tarzı sözlü mülakatsa daha çok hal ve tavırların önem kazanır. Portfolyonu iyi düzenle (tabi gerekiyorsa) ve ortamda orururken dik ama arkana yaslanmış şekilde olmaya özen göster... Kolay gele...
0
metal revolution
(04.03.09)
kariyer hedeflerin neler? gibi klişeler var bir de şirketin kendisi ile ilgili bilgi topla onun hakkında da soran çıkıyor.
0
alkolikfedai
(04.03.09)
yazılım grubuna gireceğin için (tahminen) takım çalışmasının faydalarını ve buna olan yatkınlığını övüp dur ufaktan.. teknik acidan eksikliklerin olsa dahi bu sekilde bir yaklasimla isi kapabilirsin. onun haricinde dedikleri gibi kariyer hedeflerinden guzel guzel bahsetmelisin eheh gorusmeye gidecegin sirketi daha onceden x yerden duydugunu ve zaten bildigini soyle bence ve internette de biraz arastir derim. teknik anlamda mulakatin iyi gecmese bile bu sekilde ikili diyaloglarla ustesinden gelebilirsin. ozellikle rahat davranip elinizle sacinizla oynamayin, espirilere de guzelce gulun derim
0
kobrettii
(04.03.09)
mülakat yapanları çıplak hayal et.
(bkz: coupling)

şaka bi yana ilk mülakat genelde teknik olmaz, dert etme. sadece "ne bekliyosun bizden, kariyer hedefin ne, sevdiğin özellik sevmediğin özellik" bunlara cevaplar hazırla.
0
lhun
(04.03.09)
(9)

İktisatla İlgili Kitap

calimdor
kesinlikle bir ders kitabı olarak istemiyorum, bu sene tanıştım ve çok çok ilgi duydum bu derse bu yüzden de bana bununla ilgili kitap isimleri gerekiyor.iktisadi teoriler, ekonomik sistemler vb. hakkında yazılmış her çeşit görüşten kitapların isimleri lazım, begineer seviyesinde olurlarsa makbule g
kesinlikle bir ders kitabı olarak istemiyorum, bu sene tanıştım ve çok çok ilgi duydum bu derse bu yüzden de bana bununla ilgili kitap isimleri gerekiyor.

iktisadi teoriler, ekonomik sistemler vb. hakkında yazılmış her çeşit görüşten kitapların isimleri lazım, begineer seviyesinde olurlarsa makbule geçer. yani kolay anlaşılabilen ve iktisat işine yeni merak sarmış insanlar için olan çeşit çeşit görüşten kitaplar arıyorum arkadaşlar.

tavsiyelerinizi alabilir miyim
0
calimdor
(28.02.09)
''adam smith-ulusların zenginliği'' sanırım türkçe'ye çevirilmiş hali budur ...
0
benim de soyleyeceklerim var
(28.02.09)
benim alakam yok iktisatla ama üzerinde "bir iktisadiyat romanı" yazan kitap biliyorum.belki alakalıdır www.pandora.com.tr
0
zombikanı
(28.02.09)
bizim derse yardımcı kitaptı ama roman gibi yazılmış. çok rahat okunup daha da rahat anlaşılabiliyor.
www.seckin.com.tr
0
ntfs
(28.02.09)
(bkz: das kapital)

anlayabilmek için sağlam alt yapı gerekir yalnız*, ağırdır.
0
siriquastrum
(28.02.09)
bize de iktisat hocamız 1. sınıfta şu kitabı önermişti başlangıç olarak, tavsiye ederim.

www.ideefixe.com
0
inkey
(28.02.09)
www.mustafaacar.com
mark(?) skausen tarafından yazılmış bi kitap. iktisatçıların hayatlarından ilginç kesitler de vererek iktisadi düşünceler tarihini anlatır. bi de bölüm başlarında müzik tavsiyeleri vardır ki bu alanda gördüğüm ilk çalışmadır.
0
finnar
(28.02.09)
www.netkitap.com

bunu oku.
0
amarat
(28.02.09)
kitap olarak öneri veremeyeceğim ama domain olarak iktisat tarihinden başlamanı öneririm.
0
lhun
(28.02.09)
gorunmeyen ekonomist - tim harford

kitabin arkasindan yazan yorumlardan biri;
sikici okul kitaplari icin yapilmis olan ne varsa onun hunerli ellerinde canlaniverir diye devam ediyor cidden de oyle bir kitap.
0
anarquia
(28.02.09)
(9)

kızlarla tanışma yolları vol. 1

ntfs
pek sevgili pek romantik duyuru ahalisi. malum önümüz bahar. gönül yayları gevşemeden şunları gergin tutsam dedim ve okul sınırları içinde bir hanımefendiyi gözüme kestirdim. ama problem şu ki kendisiyle sohbetimiz, ortak noktamız sıfırdan biraz daha aşağıda. kendisinin bilgisayarında bir kere proxy
pek sevgili pek romantik duyuru ahalisi. malum önümüz bahar. gönül yayları gevşemeden şunları gergin tutsam dedim ve okul sınırları içinde bir hanımefendiyi gözüme kestirdim. ama problem şu ki kendisiyle sohbetimiz, ortak noktamız sıfırdan biraz daha aşağıda. kendisinin bilgisayarında bir kere proxy ayarı yapmışlığım vardır tümü bu. şimdi bana akıl verecek olan yardımseverlerden talebim kendisiyle tanışma tüyolarıdır. sözlük bayanları da yardımını esirgemezse pek bir mutlu olacağım.
0
ntfs
(28.02.09)
ben tersten giden bir durumdan bahsedeyim. psikoloji bölümündeki bir bağyan arkadaş grubuyla deney yapıyordu, kafeteryada gidip bir erkeğin yanına oturacak ve hiçbir şey yapmayacaktı. ben de merak ettim seyrettim hatta. kız erkek birşey demediği sürece konuşmayacaktı filan.. yarım saat oturdu orda ve çocuk kıza msnini bile vermiş. yani üstteki arkadaşa katılıyorum mutlaka konuşulacak bir şeyler bulunur. konuş.
0
drink the stars
(28.02.09)
Gözüne kestirdiğin hanım arkadaşın özele girmeden genel yapısını anlatırsan belki yardımcı olunabilir. Ama bilgisayar manyağı gibi görünmemeye çalış, genelde ters tepiyor. Zayıf noktası vardır muhakkak onu öğren. Aşırı milliyetçiyse milliyetçilik damarına gir, komçekse Marksizm hakkında biraz oku. Spordan hoşlanıyorsa hoşlandığı sporu takip et. Hayvan aşığıysa hayvanlarla ilgilen, örneğin arabadaysan ve bir şekilde seni görüyorsa arabayı durdur, süt ekmek falan al plastik tabak içinde hayvanın önüne koy iki okşa sonra kıza bakmadan ayrıl ortamdan. Tiki ciks tarzıysa bence hiç bulaşma ama ısrarlıyım dersen ciks mekanları öğren, starbucks tarzına adapte olmaya çalış. Yeri gelince de yapmacık olmayan şekilde hafiften sondaya başla. Bu arada gerekli bilgileri de toplamayı unutma, erkek arkadaşı veya hoşlandığı biri varsa projeyi iptal etmek gerekir etik açıdan. İkna ve telkinle ilgili kitapları okuyabilirsin, yalniz piyasadaki "8 dakikada nasıl evet dedirtirsiniz" tarzı ucuz, bilimsel dayanağı olmayan kitaplara bulaşma. Bir süre okursan elbette Hannibal Lecter olmazsın elbette ama karşıdakini istediğin yöne çekebilirsin. Belirli bir konu konuşulurken vücut hareketlerine dikkat et, gözbebekleri ve saç oynamaları en açık ipuçlarıdır.

Anahtar kelime: Zayıf noktayı bul.

Başarılar. Unutma, sen bir Türk erkeğisin. Genlerinde bu konuda yeteri kadar yetenek var. Güven kendine.
0
tekosin
(28.02.09)
neden ortak noktanız sıfırdan aşağıda olan biriyle muhabbet kurmak istiyorsunuz? proxy ayarı yapamamasını geçtim.
0
leylak sarabi
(28.02.09)
hocam iyi güzel anlatalım da vol 2 vol 3 de ne gelecek? "yatağa atmanın yolları" "threesome yapmanın yolları" ? :D

şaka bir yana bir yolu olduğunu nerden çıkardın abi? üç adım atacaksın potaya yaklaşınca smaçı basacaksın değil ki olay. bodoslama gireceksin.

ha değerli tavsiyeler istiyorsan "ne yapmamalıyım" diye soracaktın. mesela kabında yemeği bitmiş köpek gibi gitmeyeceksin. "hocam malum bahar geliyor, sokacak delik lazım, bi el atıver" mantalitesi ahlaki boyuttan da falan önce senin buna ihtiyacın olduğunu gösterdiği için sakıncalı.

bir iki temel noktaya sahipmişsin gibi davran:
1- kıza falan ihtiyacın yok arkadaşım senin. akşam eve gidince 2 süper kız sana sakso çekecek adeta (geçenlerde bi başkasına da aynı tavsiyeyi vermiş olabilirim, kusura bakma)
2- kızdan bişey bekleyerek gitme, "yahu bu kız eğlenceli miymiş? bi yanına gidip muhabbet edip bakayım" diye git. hem dangozun tekiyse ne işin var allasen? muhabbetin de proxy kurmaktan ibaretmiş hem, sen bu kız neye göre gözüne kestirdin ki? götüne bakıp kestirdiysen, ona göre yaklaş. (hayır arkadan değil). "ya benimsin ya toprağın", "reddedilirsem kendimi asarım" vs. değil. götüne bakarak seçtiğin kızı ne kadar ciddiye alabilirsen o kadar.
3- sen de eğlenceli ol. biliyorum eğlenceli bi insansın arkadaş ortamında falan, ama mevzu kızın yanında korkup da eğlenceli seni tuvalette rahatsız edilip de b.ku kaçmış insan gibi kaybetmemek. eğlenceli sene sahip çık.
4- bu yüzden kızla taşak geçmen gerekcek. bunu da iyi ayarla. kendine güvenmediği noktalardan incecik vur. ("götün de kocamanmış" deme de mesela "aa susam sokağındaki minik kuşa benziyosun" gibi ne idüğü belirsin yarı iltifat mıdır artık hakaret midir belli olmayan şeyler de mesela)
5- üzerine de zklemez havalarını serptin mi (dikkat et megoloman, süper voltran ıssız adam havaları değil, sadece çok zklemeyen adam) bu kek kabarır da afiyetle yenir arkadaş.

hey gidi gençlik.
0
lhun
(28.02.09)
fikirler süper de uyguluycak bi adam lazım (: sırayla cevap veriyorum;

@ohm; bilgisayar teknikeri modunda takılmıyorum ama belkide beni ancak onu söyleyince hatırlar. ne halt ediciğiz o durumda :) ayrıca ne alfa ne beta erkek olma konusunda hiç bi iddiam da yok

@tekosin; özel yapısını bilsem elbette anlatırım ama kendisiyle ilişkim koridorda rastlamaktan öteye gitmedi. öyle ciks falan diil, tersine oldukça mütevazi. kıyafeti bile anlatıyo. haftanın iki-üç günü aynı kot-kazakla takılıyo. saçları fönlü falan diil. normal takılan biri işte. hoşlandığı biri ihtimalini pek düşünmüyorum çünkü genelde yalnız takılıyo. pek fazla arkadaşı da yok yada ben rastlamadım.

leylak sarabi; belki de çevredekilerden en hoş veya aklı başında o görünmüştür.

lhun; yok be hocam. cinsel düşüncem 0 duygusal düşüncem 100. delik melik aradığım yok.
0
🌸ntfs
(28.02.09)
ahah biz evleniyoruz evi mi bu? boka nazaran tezek zihniyetiyle yaklaşmayın arkadaşım, bekleyin çıkar size uygun biri.
0
leylak sarabi
(28.02.09)
abi benim nacizane önerim eğer kızdan belirgin bir işaret almadıysan sakın bu işlere girme. öyle erkeğin kızı ilk tanışmada şaşırttığı, başını döndürttüğü durumlar ancak filmlerde oluyor. yani senden önce kaç erkek ona bu türk teklifle yaptığını düşün ve sana belirgin bir işaret vermemisse o erkeklerin kategorisine çöp gibi fırlatabileceğini düşün. (çoğunluklada böyle oluyor zaten. bana ilk tanışmasında başarılı olmuş kaç erkek var söyleyebilir misiniz? )
0
camasir suyu
(28.02.09)
şunu net söyliyim, bi kızdan hoşlanıyorsun, 1 gün bakıştın, 2.gün bakıştın, hadi 3.gün bakıştın,
4.gün'de bakışırsan o olay bitti,
git naber de.
tabiki senden hoşlanıyorum, akşam sinemaya gidelim, hobilerin nedir falan deme.
kimya'damıydın de, dersler nasıl de.
0
thefirstfbli
(28.02.09)
benim kadınlar hakkında öğrendiğim en önemli şey insandaki özgüvenin kokusunu erkeklerden daha iyi alabilmeleridir. kendinden ve yapacaklarından eminsen erkekte olsa kadında olsa insanları etkilersin. ama kadınları etkilemek daha kolay. bu yüzden otur kendinle hesaplaş sen. güçlü yönlerini zayıf yönlerini bil. kadına yaklaşacağın zaman ne istediğini bil ve ona göre davran yeter. senden hoşlanmasa bile en kötü ihtimalle sana saygı duyar.
0
s e ff a f
(28.02.09)
(16)

Rejim ve Alkol

alkolik imam
Efenim merhabalar. Hayatımda ilk kez bira göbeğimi eritmek için ciddi bir rejime girdim ve 1 haftadır istikrarlı bir şekilde devam etmekteyim. Fakat cuma gecesi olmuş şöyle ayaklarımı uzatayım haftanın yorgunluğunu 2 duble rakıyla atayım istiyorum. Rejime ne gibi bir etkisi olabilir rakının? Bira ke
Efenim merhabalar. Hayatımda ilk kez bira göbeğimi eritmek için ciddi bir rejime girdim ve 1 haftadır istikrarlı bir şekilde devam etmekteyim. Fakat cuma gecesi olmuş şöyle ayaklarımı uzatayım haftanın yorgunluğunu 2 duble rakıyla atayım istiyorum. Rejime ne gibi bir etkisi olabilir rakının?

Bira kesinlikle yasak bu tamam :) Ama ya rakı :)?
0
alkolik imam
(27.02.09)
rejimi falan salla. hele mevzubahis morbid obezite değil de bira göbeği ise. onun yerine sporu öneriyorum. mekik çek abi?
dünyada içkinden güzel şey var mıdır? niye mahrum kalasın... azıcık tembellik tozunu üzerinden at, (yeni) bir spor dene, rejime falan hiç gerek yok.

birayı seviyor da içmiyorsan günah ya...

alkolün etkilerine gelince. alkolün karaciğerde parçalanması için gerken enerji alkolün verdiği kaloriden daha fazladır. bu yüzden net olarak baktığında aslında alkol alarak kilo bile verebilirsin gibi durur. ama alkolün vücuttaki suyu tüketmesine ne demeli? yağ eriten - kas yapan metabolik faliyetler bir hayli suya ihtiyaç duyuyorken, buna dikkat etmekte fayda var.

onun dışında başka bir rahatsızlık yoksa durduğun kabahat. iki duble de bana koy.
0
lhun
(27.02.09)
@lhun

İşte iş güç koşturmaca derken spora fırsat kalmadı. boy 183 kilo 73'tü 71'e düştü. iyi gibi duruyor fakat şu göbek olayı sıkıyor insanın canını :)

Sporada sanırım önümüzdeki hafta başlayacağım.
0
🌸alkolik imam
(27.02.09)
rakiyi mezesiz icebileceksen 2 tek bir sey yapmaz.

beyaz sarap + raki rejim ickileridir benim bildigim
0
anneke
(27.02.09)
1,5 sene kadar önce günde minimum 2 paket içtiğim sigarayı bırakmamdan sonra yemeğe abandım ve 83ten 98e kadar çıktım. bira göbeği falan o biçim. neyse yemeyi azalttım h.içi 2 akşam 1saat koşuyor 3 akşam da evde dambıl çalışıyorum. h.sonu spor yok içki yemek var.
bira içiyordum h.sonları ama şimdi votkaya geçmeye karar verdim. hamallığı da yok.göbek daha gitmedi 90 kiloya kadar indim. ama gidicek kararlıyım:) boy 1.89:)

diyeceğim o ki; kendini çok kasma. bi iki biradan bi bok olmaz. ama rahatsız ediyorsa işte rakı, votka fln iç. bi de ben şöyle yapıyorum misal pazar günü pizza mı yedim kendime pazartesi günü extradan 20 dakika fazla koşacağıma dair söz veriyorum. he sözümü tutuo muyum?hayır.pazartesi akşamı 30 dakika fazla koşuyorum( inceden psikopatlık mevcut evet:)
0
charlesbukowskiineksi
(27.02.09)
hocam birayı kesme be :) yediğini kes ama birayı kesme. şöyle haftada 5 kere en az 40 dakika kardiyo yapsan yeterli olur zaten göbeğin gitmesine. ama tabi kısa vadede bi sonuç beklenmeyecek. en az 2 ay bir süre tanı kendine, farkı bariz biçimde görürsün. anahtar kelime "kardiyo".

edit: bu arada 183 boy 71 kiloda ne göbeği allah aşkına? :)
0
joelino
(27.02.09)
20 cl kadar bira içmenin bir zararı olmaz. ama fazlası içilmemeli.
0
trista
(28.02.09)
duyuruya salça ol mode on:)
@joelino ; bu kardiyo ne ola ki:) anlat bana öğret:)
0
charlesbukowskiineksi
(28.02.09)
o 2 duble olmaz, 5 duble olur, yanında da peynirdi, salataydı derken rejim gider. :)
0
thefirstfbli
(28.02.09)
kilo vermek için sadece spor yeterli değil. ha diyorsanki cross trainer ile bir saat kasarım hacı, iki duble rakını paşa paşa içersin.
tek bir formül var: alınan kalori<yakılan kalori
alkol tüm kalorilerin anasıdır, bunu da bilin...
0
redlinetheturk
(28.02.09)
@charlesbukowskiineksi

(bkz: cardio)

ara vermeden hafif tempoda 40 dakika civarı koşmak mesela tabi bu senin kondisyonuna bağlı, fazlaysa hafif degil biraz daha tempolu koşabilirsin , ya da 40 dakika civarı bisiklete binmek, aklına ne gelirse işte
0
joelino
(28.02.09)
Cardio: kalp atış hızını şu an tam hatırlayamadığım fakat normalin üstünde bir seviyeye çıkararak terlemeye ve vücudun yağ yakımına yarayan çalışma türü. Koşu bandında 5-6km'nin üzerindeki yürüyüşler, kondisyon bisikleti (programları vardır ayrı ayrı) ve elliptical cihazı benim cardio çalışmalarında kullandığım aletler. Haftanın en az 3 günü, gün başına 40-60dk çalışırsanız çok faydasını görürsünüz. 20dk tempolu yürüyüş, 20dk bisiklet ve 8-10dk eliptical başlangıç için iş görebilecek bir program.
0
stephen dedalus
(28.02.09)
ayni ikilemi o kadar cok yasadim ki. gerci ben her aksam 'uf bugun cok yoruldum 1-2 bira iceyim diyodum' :) haftada 1-2den bir sey olmaz hatta faydalidir. butun hafta calis, didin haftasonuda gobegi dert et, olacak is mi? bana kalirsa cuma, c.tesi icmen lazim, yoksa stres yapar daha cok gobek yaparsin:) hem kilon olsa bari. erkek adamin biraz gobegi olur noolmus yani.
illa gobeksiz olacam diye kasiyosan kendini, internette 'slim in 6 weeks' diye arat, onlarin great abs videosunu indir. 7dk ayir gunde 6 haftada tas gibi karin kaslarin olsun. tecrubeyle sabit..
0
legalalien
(28.02.09)
@joelino
@stephen dedalus:
akşamları 10dk yürüyüş akabinde 20dk. koşu , geriye dönüp 20 dk. daha koşu, 10dk. yürüyüş eve dönüş ( home sweet home )- ki eve geldiğimde tişört sırılsıklam oluyor - ben ne zamandır kardiyo yapıyorum da haberim mi yok o zaman?
0
charlesbukowskiineksi
(28.02.09)
@legalalien:
bi' buldursan ya paşam videoyu. çok büyük swvabı var:)

@ alkolik imam: duyuruna çok sardırdığımın farkındayım. özür:)
0
charlesbukowskiineksi
(28.02.09)
rakı ve cin rejiminin içine etmez, faydası bile dokunur. bira ya da herhangi bir şey için de kesinlikle yasak diye düşünme. zamanla sinirlerin bozulur =)
bir de rejimin yanında ufaktan spora başlaman lazım. neyse benim anlamadığım şey, 183 boy 71 kiloda bira göbeği ne geziyor?
0
cgcore
(28.02.09)
Şurada kalori tablosu var
cachafm.azbuz.com
0
endless dream
(28.02.09)
(10)

hoca'nın bilgilerini kendine saklaması

hikaye mesture
ileri teknoloji malzemeler dersine giren hocamız cd ile geliyor. sınıfta önceden hazır açık bekleyen laptop'a koyuyor, slaytlarını projektör aracılığıyla gösteriyor ve gidiyor.şimdi ben hoca gelmeden önce bir program atsam o laptop'a, cd ile bağlandığında kesinlikle ortaya çıkmadan içeriği alsın lap
ileri teknoloji malzemeler dersine giren hocamız cd ile geliyor. sınıfta önceden hazır açık bekleyen laptop'a koyuyor, slaytlarını projektör aracılığıyla gösteriyor ve gidiyor.

şimdi ben hoca gelmeden önce bir program atsam o laptop'a, cd ile bağlandığında kesinlikle ortaya çıkmadan içeriği alsın laptop'a kopyalasın ve ben de ürünleri hoca ara verip sınıfı terk ettiğinde toplayayım. olur mu böyle birşey?
0
hikaye mesture
(27.02.09)
yaparsan niye olmasın?
0
vital
(27.02.09)
süper olur da program/yazılım olarak ne kullanabilirim?
0
🌸hikaye mesture
(27.02.09)
bu tür arka plan işleri için c# kullanıyorlar sanırım.
0
bilgisayar ogretmeni
(28.02.09)
trojan falan tonla vardır ya. subseven diye arat :P
0
lhun
(28.02.09)
bu ekrani kaydeden programlarla çok rahat yapılabilecek birşey.Hoca gelmeden başlatırsın kaydı. Hem o programlar aynı zamanda sesi de kaydediyor. Hocanın sesini de alırsın süper olur.

önerim : (bkz: camtasia)
0
ocanal
(28.02.09)
bu işi yapacak bişeyi vb ile çok kolay şekilde yazabilirsin.

yalnız hoca hiç bi şekilde anlamasın diyosan, hata oluşturabilecek bi kaç istinai durumu düşünmen gerek. laptop'ta yeterli disk alanının olmaması, kopyalamanın ortasında cd'nin çıkarılması gibi...
0
cruor
(28.02.09)
visual basic ile c/c++ bilgim yeterli değil. trojan'a da bulaşmak istemiyorum, çökertirim falan o anda ele verilirim değerli öğrencileri tarafından. yakın zamanda denemiştim de ekran kaydetme programları bariz yavaşlık yaratıyordu sanki.
mrtksn'ın dediği en mantıklı yöntem gibi geliyor ama zamanım kısıtlı olduğundan değişikliği yetiştirir miyim bilmiyorum.

canıma tak edip herifin elinden almaya da çalışabilirim. altıncı sınıf oluyorum ya. of
neyse teşekkürler
0
🌸hikaye mesture
(28.02.09)
Iyi guzel de, o bilgilerin kullanim hakki hocandadir. Bir sekilde nete yayildigini veyahut baska yerde dolandigini gorurse, olayi davaya kadar goturebilir. (bkz: tecrubeyle sabit) Yani kisacasi, en guzeli kendi rizasiyla size cdyi vermesi.
0
tcp0203
(28.02.09)
her şeye razıyım. bu dediklerim klavyenin arkasına sığınıp yılanımsı faremsi sözcükler kullanmak değil harbiden.

ceketinde olup da asılı bıraksa oradan da alırım. hiç farketmez. işini doğru yapamayan, konuyu anlatırken sürekli yanlış söylediğinin farkına vararak özür dileyen ve bi şekilde arkasıyla oraya gelmiş bi "doçent doktor"un gözümde hiç değeri yok. onun yüzünden insanların kariyerinin engellenmesine göz yummaya tahammül etmek zor.

ama tabi ki teşekkürler hukuki tarafını hatırlattığınız için.
0
🌸hikaye mesture
(28.02.09)
bat dosyası dos komut satırı açtığı ve yaptığı işlemleri o pencerede gösterdiği için sakat bence. hoca gerçekten anlamayacak kadar malsa en işe yarar yöntem gibi duruyor tabi.

bi de cd'de slayt haricinde porno film, mp3, döküman falan varsa işlem de uzayıp daha fazla dikkat çekebilir.
0
hububrad
(28.02.09)
(5)

ttnet - bittorrent throttling?

ahmet leecher
sevgili ekşiduyurucular!ilk sorum şu: gördüğünüz gibi uygun bir hitap şekli bulamadım `:ekşiduyurucu diye şey mi olur allasen`. ben ya da bir başkası için, bir dahaki sefere kullanmaya bir hitap şekli söyler misiniz?şimdi gelelim asıl soruya.1024k bağlantım var. uzun süredir torrent dünyasında mutlu
sevgili ekşiduyurucular!
ilk sorum şu: gördüğünüz gibi uygun bir hitap şekli bulamadım *. ben ya da bir başkası için, bir dahaki sefere kullanmaya bir hitap şekli söyler misiniz?

şimdi gelelim asıl soruya.
1024k bağlantım var. uzun süredir torrent dünyasında mutlu mesut yaşayan biriydim. ancak bir kaç gündür oldukça yüksek seedi olan torrentlardan bile çok düşük hızlarda indirmeye başladım. yakın zamanda korsanla mücadele de gündeme gelince ttnet in bittorrent bağlantılarını manipüle edip etmediği sorusu aklıma geldi. acaba var mıdır böyle bir şey? Glasnost'tan (broadband.mpi-sws.org) test yaptım ama ttnet temiz çıktı. (sonuçlar ekte)

sizce durum nedir? popülerleştikçe ttnet olaya el mi atmaktadır?

(sorun birkaç gündür olduğundan ve daha önce 90kb/s ve altını beğenmeyen ve aylık 100GB kadar sorunsuzca indirmiş olmamdan dolayı problemin nat, port, dht, dns, proxy, up/down limit vb olmadığını da tekrar eklemek isterim.)

okuyan, düşünen, cevaplayan herkese şimdiden teşekkür.
0
ahmet leecher
(27.02.09)
eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmeyin.
yok öyle bir şey.
0
can see
(27.02.09)
eskiden beri var, şüphende haklısın. ama modeme restart atıp yeni ip alınca geçici olarak düzeliyor olması lazım. bu refah bazen 1 saat bazen 2-3 gün sürüyordu.
bi script yazmıştım torrent hızı 5 dakikdan daha fazla ortalama 5kb den altta kalırsa modeme restart atıyodu (telnetten restart komutu) , o şekil elbetteki "korsan olmayan" "legal" paylaşımı gayet traffic shaping olmayan bir ispymiş gibi sömürüyor idim.

ilgini çekerse paylaşayım.
0
lhun
(27.02.09)
öyle bir şey yapabileceklerini sanmıyorum, zaten yapmaya da kalkarlarsa aboneliğimi iptal ettiririm. hatta herkes ettirir, telekom da para kazanamaz
0
zubundy
(27.02.09)
@zubundy teknik olarak gayet mümkün böyle bir şey.
müzüik ve/veya film yapımcıları isterse pekala olur.
0
kofteburger
(27.02.09)
teknik olarak mümkün, her an yapılabilir, ama şu anda böyle bir şey yok. statik ip kullanıcısıyım, aylardır ip adresim değişmiyor, buna karşın torrent hızlarımda herhangi bir düşüş yok. 4mbit kullanıyorum, sonuna kadar sömürüyorum.
ha bu demek değil ki her zaman sömürebiliyorum. torrent hızları oynaklığıyla meşhur, özellikle halka açık sitelerde. tavsiyem www.btracs.com adresine gidin, kayıt kabul eden üst sıralarda bir tracker'a üye olun. bitsoup idealdir bence başlangıç için.
Eğer orda da seed/leech oranı yüksek olmasına rağmen yavai download yapıyorsanız, evet, bir sıkıntı var, ama ttnet'ten kaynaklandığını sanmıyorum.
0
poorgod
(27.02.09)
(5)

ergenlik dönemindeki fazla mastübasyonun ileriki yaşlara etkisi??

sermet
sözlükteki "erken boşalan erkek" başlığını görünce aklıma geldi, sorayım dedim.. ya şimdi ben ergenkene haftada 5-6, ne bileyim bazen günde 2-3 kez olmak üzere bu mastürbasyon konusunda baya aktif idim.. ancak şimdi yaş 22 olunca normal bi cinsel hayata atılınca gördüm ki sanki biraz erken boşalıyor
sözlükteki "erken boşalan erkek" başlığını görünce aklıma geldi, sorayım dedim.. ya şimdi ben ergenkene haftada 5-6, ne bileyim bazen günde 2-3 kez olmak üzere bu mastürbasyon konusunda baya aktif idim.. ancak şimdi yaş 22 olunca normal bi cinsel hayata atılınca gördüm ki sanki biraz erken boşalıyorum ve yeterince sert olamıyorum.. acaba bununla bir alakası var mıdır? eğer varsa bunun bir çözümü var mıdır? ne yapmam gerek? (bu arada boyuma falan etkisi olmadı yani, 20cm falan atıp 1.83 oldum, başladıktan 2-3 sene sonra..)yardım ederseniz çok sevinirim..
0
sermet
(27.02.09)
(bkz: #15200566)
0
feeling the blanks
(27.02.09)
arkadasım, masturbasyonla boyun uzaması ne alaka? bence sen masturbasyona bi 1-2 yıl araver, ciddi söylüyorum bak. kendini bulursun. hergün, şapşapşap adamın psiklojisini bozar, bunalıma girersin.. fiziksel olarakda, penisde sancı yapar, vucudun metobolizmasını bozarsın...
0
scp
(27.02.09)
batıl inançlar bir yana, fazla mast. ın aslında tam tersi geç boşalmaya yol açması da mümkün. kendini çok iyi uyarmayı öğrenip ona alıştığın için normal ve/veya prezervatif ile ilişki yeterince uyarılamayabiliyorsun.

(bkz: 30 dk+ )
(bkz: bayanlara selam)

ereksiyon eksikliğine bir yorum getiremeyeceğim, allah beline kuvvet versin. belki psikolojik birşeyler vardır.
0
lhun
(27.02.09)
yalnız benim asıl sormak istediğim şuydu ki; ben bu olayı artık bıraktım veya çok nadiren yapıyorum, ancak bu ergenlik döneminde yaptığım aşırı "aktivitenin" hala etkileri devam ediyor mudur bunu merak ediyorum.. yani 15 yaşında bu olayı çok fazla yaptıysanız, 25 yaşında hala zararlarını hisseder misiniz? ve bu sorunlar( yeterince sert olamama, erken boşalma..) mastürbasyonu tamamen bırakak çözülebilir mi?
0
🌸sermet
(27.02.09)
"ergenlik dönemindeki fazla mastürbasyonun ileriki yaşlara etkisi?" gibi bir soru sorma ihtiyacı. yani zihinsel. düşünün hak verecekseniz. en önemli zararlarından birisi budur.
0
oldu görüşürüz
(28.02.09)
(19)

film seyretmeye karar verirken neyi önemsersiniz

submariner
oyuncularayönetmenereklamlarahikayeyefilmde çıkabilecek skandal bir sahneye
oyunculara

yönetmene

reklamlara

hikayeye

filmde çıkabilecek skandal bir sahneye
0
submariner
(27.02.09)
sırasıyla:

hikaye
oyuncular
yönetmen
reklamlar
skandal sahne
0
co2s2
(27.02.09)
oyuncu
yönetmen
imdb puanı.

hikayeye bakmam bile tadı kaçmasın diye.
0
szqnn
(27.02.09)
yönetmen ve oyuncu ilk dikkat çeken öge kanımca..
"aaa, falancanın filmi" diyerek ister istemez sevip bildiğimiz adama yöneliyoruz en başta.

valla açıkçası beni en çok etkileyen şeylerden biri filmin afiş(ler)i.. reklam kategorisine giriyor sanırım..

hikayeyi ve skandal sahneleri spoiler içerip keyif kaçırabilitesi nedeniyle pek umursamıyorum, okumuyorum yani özettir eleştiridir felan.. anca bi trailer izlerim..
0
thefalloftekin
(27.02.09)
sırayla

afiş
ülke
yönetmen
imdb puanı
0
ezeriko
(27.02.09)
yönetmen
konu
fragman
o andaki ruh halime uygunluğu
imdb/beyazperde puanı
yorum(önce sözlük, sonra beyazperde)
0
zihua
(27.02.09)
1-imdb puanı
2-yönetmen

*eğer imdb puanı yüksek ve yönetmen tanınmamışsa en başta bu filmi izlerim..
*eğer imdb puanı yüksek ve yönetmen tanınmışsa 1. kategoride film yoksa bunu izlerim.
*eğer imdb puanı düşük ve yönetmen tanınmamışsa filme bir trash film gözüyle bakarım ve mümkünse izlemeye çalışırım.
*eğer imdb puanı düşük ve yönetmen tanınmışsa bu film ömrüm boyunca izlemeyeceğim bir film olacaktır.
0
istanbul beyefendisi
(27.02.09)
imdb puanı
ekşi sözlükte başlığına girilen entry sayısı

bayağı iyi sonuç veriyor...
0
matthias coltrain
(27.02.09)
aslında skandal sahneler olan filmler aslında sıkıcıdır
0
🌸submariner
(27.02.09)
hikaye
fragman
ekşi sözlük
0
trocero
(27.02.09)
sırayla;

konu
hikaye
ülke (asla fransız filmi izlemem gıcığım var)
yönetmenlik okuyan arkadaşımın film hakkındaki görüşlerine

ne yönetmeni ne de oyuncusu umrumda olur. ha bi de oscarlı büyük bütçeli filmlere de gıcığım var. bağımsız sinema küçük bütçeli filmler tercihimdir.
0
hia
(27.02.09)
bence imdb puanı ve sözlük'te ne kadar bahsedilmiş olduğu filan yanıltıcı olur. sükse yapmış, çok dikkat çekmiş, skandal sahneleri olan filmlere tabi daha çok entry yazılacaktır ya da imdb'deki puanlama çok aleladedir bana göre. bunlar da bir fikir verebilir tabi ama ilk kriterler bu olmamalı bence.

benim ilk baktığım şey yönetmendir. hatta şöyle diyim filmleri yönetmen yönetmen izlerim genelde. ayrıca fragmanına veya filmle ilgili bir görüntüye bakmam izlemeden önce ve o filmle ilgili yazılmış şeyleri de okumam. hatta nerdeyse hiç fragman izlemedim desem yeridir. o anda izlemeyi düşünmüyorsam bile belki de ilerde izlerim diye düşünürekten. gerçi fragmanlar da tabi öyle spoiler verecek şekilde hazırlanmaz herhalde de ben yine de izlemem.

yönetmenden sonra bi adım daha söylemek gerekirse filmin hangi konuyla iligli olduğudur. hikayesidir yani bi yerde. bence sevilen bir konuyla ilgili bir film çok berbat olmadığı sürece zevkle izlenebilir.

bana göre tabi bunlar.
0
tepedeki psychedelic adam
(27.02.09)
ne yönetmeni ne de oyuncusu umrumda olur. ha bi de oscarlı büyük bütçeli filmlere de gıcığım var. bağımsız sinema küçük bütçeli filmler tercihimdir.

bağımsız sinema bazen iyi ama bazende çabuk bitse de gidelim kurtulalım diyorsunuz misal ben lucio fulci ve Paul Naschy filmlerine hayranlık duyarım
0
🌸submariner
(27.02.09)
en ufak bir fikrim yok
0
🌸submariner
(27.02.09)
hepsi bir yana; izleyenin ruh hali. film ile bir tür paralellik olursa daha iyi içine giriliyor, farkedilmeyen şeyler farkedilebiliyor, veya daha çok keyif alınabiliyor vs vs.
0
lhun
(27.02.09)
filmin konusu, imdb puani ve eksi sozluk yorumlari onemli kriterler oluyor genelde, zaten tatmin edici bir seviyedeyse guzel bir film oluyor

oyuncu ve yonetmene bakarim ama su oynuyor ya da su yonetiyor diye izlemem, lakin kriterler degisebilir. ben su yonetmeni begendim butun filmlerini izlemek istiyorum dersin, boylece kriter yonetmen olur sadece..

bazen ne bilim fragmanini begenip izlersin, bazen de bir oyuncunun butun filmleri guzel diye, o oyuncunun oynadigi filmi geldiginde kesin gitmek istersin, tom hanks gibi mesela...

ama genel anlamda en onemli sey filmin butun olarak kendisidir, yani hikayesi, icerigidir..
0
ermanen
(27.02.09)
imdb puanı?
0
thinkbeforedoing
(27.02.09)
plot - olay nedir bi öğrenelim. filmin türünü de anlamış olalım.
oyuncular - kimler boy göstermiş? sevdiğim ya da gıcık olduğum elemanlar var mı?
yapım tarihi - oyuncuları ve filmi zamanına göre değerlendirebilmek için.
ülkesi - amerika dışındaki ülkeler de güzel şeyler yapabiliyorlar.
imdb puanı - bazen alakasız olabiliyor ama yine de göz önüne alıyorum.
adı - adında dragon geçen filmlerden hiç hazzetmem.

afişi, fragmanı, hele hele yönetmeni hiç önemli değil. bi filmini çok beğendiğim bi yönetmenin, bir başka filminden nefret ettiğim oluyor.
0
cruor
(28.02.09)
yönetmen
filmin coğrafi bölgesi
imdb puanı
0
esas itibariyle
(28.02.09)
kesinlikle yönetmen. neden ? çünkü bir sanat dalı olarak sinemayı ele aldığımızda filimin yaratıcısı yönetmendir. bir yönetmen bir oyuncuyu filminde çok kötüde gösterebilir ya da olduğundan çok daha iyide.bunun sebeplerinide ayrıca tartışabiliriz. birde sanatın inceliği konuda değil onu işlemektedir. yani iyi bir yönetmen çok sıradan bir konuyu izlediğinizde aşık olduğunuz bi yapıta çevirebilen insandır.bu işi edebiyat olarak düşünürsek anlamamız çok daha açık olucaktır.bir romanı içindeki karakterlere bakarak mı alırsınız ? konusuna bakarak mı alırsınız ? yoksa yazarına bakarak mı?iyi bir konunun çok sıkıcı banel ve üslupsuz yazarlar elinde 30 sayfadan sonra okunmuyacak şekilde işlenebildiği aşikardır.izlediğiniz filmlerin yönetmenlerini aklınızda tutunuz sevdiğiniz bir filmin yönetmeninin diğer filmleride(eğer karakteristik bir sanat gerçekleştirebiliyorsa) sizi tatmin edicektir
0
tirtsin sen tirt kal buk dedi dudaklari
(01.03.09)
(7)

ankara de mekan

thorstein
Daha önce soruldumu bilmiyorum ama aradım bulamadım. Kızılay cıvarında sessiz sakin muhabbet edilebilecek, kahvesi çayı kötü olmayan bildiğiniz yerler varsa tavsiyelerinizi bekliyorum.
Daha önce soruldumu bilmiyorum ama aradım bulamadım. Kızılay cıvarında sessiz sakin muhabbet edilebilecek, kahvesi çayı kötü olmayan bildiğiniz yerler varsa tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
thorstein
(26.02.09)
ortadünya
0
lhun
(26.02.09)
sting cafe vardı, hala duruyorsa iyidir.
0
boshi
(27.02.09)
meşrutiyet caddesine girin 2. aradan sağa dönün 33 metre yürüyün solda ikinci kat plaklı figüran.

baştan söyliyim tam 33 metre olmayabilir.
0
halef
(27.02.09)
tenados
0
merry shelly
(27.02.09)
ardıç kitabevi. hem çaycı hem ikinci el kitapçı. mülkiyeliler in karşısında 4.katta.limon bazaar ın üstü.
0
oceano
(27.02.09)
eylül cafe :P
0
cumingsoon
(27.02.09)
küçük imge'nin üstünde kitapça var(dı). pek severdim
0
lancelot du lac
(27.02.09)
(7)

Sağdaki "feedback" tuşu

compumaster
Bug ve özellik isteklerinizi listelemeniz için bir geridönüm sitesinde ekşi duyuru sayfası açtım.Yeni özellik istediğinizde oraya ekleyip sonra da diğer yazarların da oyları ile öncelik sağlanabiliyor. Ayrıca hata buldugunuzda "Report a bug" diyerek doğrudan bana ulaşabiliyorsunuz.Sistem ne yazık ki
Bug ve özellik isteklerinizi listelemeniz için bir geridönüm sitesinde ekşi duyuru sayfası açtım.

Yeni özellik istediğinizde oraya ekleyip sonra da diğer yazarların da oyları ile öncelik sağlanabiliyor. Ayrıca hata buldugunuzda "Report a bug" diyerek doğrudan bana ulaşabiliyorsunuz.

Sistem ne yazık ki İngilizce. Ama sanırım Türkçe çevirisi falan yapılıyordu.

Feedback verdiginiz site tamamen eksi duyuru'nun disinda bir site. eger login olacaksaniz, bambaska bir siteye login oluyorsunuz. Eksi Duyuru ile iliskisi yoktur bu sitenin.
0
compumaster
(23.02.09)
ne guzel.
0
lejant
(24.02.09)
tuş ilk solda çıkıyordu, çok iyi olmuş sağa alınması.
0
blackidom
(24.02.09)
firefox ile birlikte noscript kullananlara not: uservoice.com domainine izin vermeniz gerekiyor.
0
sourlemonade
(24.02.09)
şimdiden söyleyelim;

lütfen sistemi abuse etmeyiniz. hani anonymous olarak post edildiği için "ekşi duyuru bana karı bulsun" tarzı şeyler yazmayınız. biliyorum yapmazsınız zaten de, uyarımızı yapmış olalım.
0
deckard
(24.02.09)
burada logged in olmama rağmen feedback'e tıklayıp başlıklardan birine tıklayınca login olmam gerektiği yazıyor ve login olamıyorum çünkü internet kullanıcısı değilim. sözlükten geliyorum buraya.

ne yapmalı?
0
andy kaufman 2
(24.02.09)
isteklere yorum yapamiyor muyuz? comment kismindan denedim ama olmuyor

edit: gelismis aramayi tee ne zamandir soluyordum, sonunda olacak sanirim:) ayrica insanlarin gozune sokacak derecede buyuk olmali bence. yorumu oraya yapamadim buraya yapiyorum.
0
ermanen
(24.02.09)
feedback tuşuna basınca çıkan penceresinde bir türkçe karakter problemi var.
0
lhun
(26.02.09)
(2)

Dosya Küçültme

thunderroad
Merhabalar, elimde bir tane 50 mb word dosyası var, bu dosyayı nasıl 2-3 mb boyutlarına küçültebilirim.şimdiden teşekkürler
Merhabalar, elimde bir tane 50 mb word dosyası var, bu dosyayı nasıl 2-3 mb boyutlarına küçültebilirim.

şimdiden teşekkürler
0
thunderroad
(22.02.09)
1 word dosyalarının içeriği nedir? safi text ise, ve formatlama mühim değil ise notepade kopyalayıp düz metin olarak kaydedebilirsiniz.
2 yok word olarak kalmasını istiyorsanız ama içerik yine de çoklukla metin ise, veyahut txt iken de yeterince küçük olmadıysa, dosyayı sıkıştırabilirsiniz (winzip, winrar, 7z vs.)
3 içerikte pek çok resim vs var ise ne yazık ki muhtemelen çok sıkıştırılması mümkün olmayan bir dosyanız vardır.

sıkıştırma işlemlerinde örneğin rar için sıkıştırma oranını en yükseğe getirmeniz boyutu daha da küçültmenizi sağlayabilir.

yine de 2 - 3 mb çok kolay görünmüyor.
0
lhun
(22.02.09)
O kadar büyük bir sıkıştırma yapabileceğini düşünmesem de 7zip'i deneyebilirsiniz.
0
fredi
(22.02.09)
(4)

vermidon sandoz

coffee and cigarettes
vermidon sandoz'u suda eritip içmek yerine hap gibi direkt yutsak ne olur.dur genişleyetim, tüm bu suda eritilen ilaçlar için de olsun bu soru.
vermidon sandoz'u suda eritip içmek yerine hap gibi direkt yutsak ne olur.

dur genişleyetim, tüm bu suda eritilen ilaçlar için de olsun bu soru.
0
coffee and cigarettes
(22.02.09)
doktor degılım ama sandoz vb suda erıtılen ılacları alırken hep "bol su ıle ıc, bobregınde tas yapar" derler, dogruluk payı olabılır
0
think martini
(22.02.09)
suda bile o şekilde tepki veren ilaç midede pek rahat durmaz bence, elbet zararı dokunur.
0
sanal uyku
(22.02.09)
Efervesanlar yutmakta zorluk çekenler için var. Yutasınız varsa normal tablet kullanın. Çiğneme tabletleri çiğnemek için var, yutasınız varsa normal tablet kullanın. Kimyasalları kullanım alanlarına aykırı kullanıp sağlığınızı tehlikeye atmayın. Ne gerek var tahrişe? Boğulacak gibi olur insan o tableti yutmaya çalışırken, yapmayın. Kendinize zarar vermeyin.
0
endless dream
(22.02.09)
vallahi interraildeyken, kalacak yer bulma telaşesinin içerisinde ve çok pis hastalığa doğru giderken ulaşabildiğim tek bir sederjin tablet ve yarım şişe kola vardı. arkadaşların "yapma etme" uyarılarına rağmen, ağıza attım. baktım köpürüyor, boğabilir, ben de üzerine bol kolayla direk yuttum. neticede midede garip hissiyatlar ve "ölecek miyim acaba, kuduz gibi köpürecek miyim" kaygısı yaratsa da birşey olmuyor :)
yine de mecbur değilsek kullanmamalı.
tabi bu "suda kaynama" nın ne tür bir reaksiyon olduğu, hatta reaksiyon olup olmadığı, ve midenin asidik, ağzın bazik ortamında ne tür tepkimelere yol açacağı da bir soru işareti.
0
lhun
(22.02.09)
(12)

içki yanına meze

lacivert
yapmam lazım bu akşama. tarif arıyorum. bir de kolay, evdeki malzemeyle yapılsa ne sahane olur.
yapmam lazım bu akşama. tarif arıyorum. bir de kolay, evdeki malzemeyle yapılsa ne sahane olur.
0
lacivert
(21.02.09)
teritori
(21.02.09)
içki ne?
0
kibritsuyu
(21.02.09)
rakı ise haydari, barbunya, acılı ezme iyidir. carrefour falan varsa orada satılıyor bazı meze çeşitleri. en kötü google amcaya sorarsanız tarifi yazıyordur. haydari yapmak kolay zaten
0
ymerdiveni
(21.02.09)
şarap ve rakı olacak. evet olmadı kucuk kucuk carrefour mantıklı olur. tesekkurler.
0
🌸lacivert
(21.02.09)
peynir ikisiyle de gider. ezine koyun peyniri özellikle. çeşit olur masada.
0
kibritsuyu
(21.02.09)
peynir çeşitleri, üzerine hafif zeytinyağı gezdir ve biraz da kekik serp
0
lhun
(21.02.09)
semizotu salatasi : semizotlarini yikayip, iki yaprak azcik sap seklinde koparip, az-sarimsakli yogurtla karistir azcik tuz serpistir, bitti.

patlican salatasi: patlicanlar kozlenir kabuklari soyulur dogranir, sogan, sirke, tuz,limon, eklemek istediginiz baska sey varsa eklenir, bitti.

kisir: ince bulgur haslanir sogan, salca, maydanoz, pul biber, kirmizi ve karabiber, tuz, yag, limon suyu karistir karistir, bitti.

kereviz salatasi: kerevizin disini kabuk soyar gibi soy, sonra kerevizi rendele bi kac damla limon suyu ekle, ceviz ici bul posete koy patlat ustune cekicle kiyilmis ceviz olsun, bu kiyilmis cevizi yogurt ve biraz mayonezle karistir, bitti.

renkli patates toplari: internette gordum yapmadim ama guzele benziyor, patatesleri haslayip ezip topcuk yapiyorsun, havuc, dereotu, kirmizi biber ayri ayri robottan gecirip topcuklarin etrafina bi havuctan bi dereotundan falan buluyorsun. yapisiyor onlar, bitti.

sarapla gider mi rakiyla gider mi diye de cok kasma hersey herseyle gider. bi de genelde hic kimse yemez bunu hic olmadi bu dediklerim ilk biten meze oluyor. damak zevki olayi.
0
eick
(21.02.09)
arnavut ciğeri derim başkada bir şey demem.
0
etna
(21.02.09)
istanbuldaysan marketlerde alayını bulursun, uğraşma yapmaya, yemekteyiz'e katılmıyorsan tabi :) mesela ataşehir migros.
0
thefirstfbli
(21.02.09)
misafiriniz kadınsa; şarabın yanına bruschetta yaparsanız çok sukela olur.
0
esas itibariyle
(21.02.09)
peynir çeşitleri,fava, buzlu badem ve kuru kayısı(şarap için mükemmeldir)
0
Merwish
(21.02.09)
eminim bilen eden vardır ama bunu ben icad ettim sanıyorum:)) deneye deneye en mükemmeli şu şekilde oldu.
iki adet orta boy havucu güzelce rendeleyin, içine üç-dört yemek kaşığı yoğurt, yarım yemek kaşığı mayonez, iki diş rendelenmiş sarmısak, bir miktar limon suyu, tuz ve biraz zeytinyağı koyup karıştırın, üstüne de pul biber serpin, ekmeğe sürüp sürüp yenir, et yemeklerinin yanında salata olur, içkinin yanında meze olur, ne olduğunu bilmeyenlere tarator diye yutturulur, yanında da güzelce içilir, yattara valli'ye de dua edilir.
0
yattara valli
(22.02.09)
(2)

Internet şubesinden Altın satın alma

mabl
Bankanın internet şubesinden altın alabiliyoruz. altın teslim edilmiyor, kaydi satın alma oluyor. buraya kadar pek güzel.peki kuyumcudan almaktan daha avantajlı mı? daha ucuza gelme gibi bi durumu var mı? ya da satarken daha iyi fiyata satma felan.
Bankanın internet şubesinden altın alabiliyoruz. altın teslim edilmiyor, kaydi satın alma oluyor. buraya kadar pek güzel.

peki kuyumcudan almaktan daha avantajlı mı? daha ucuza gelme gibi bi durumu var mı? ya da satarken daha iyi fiyata satma felan.
0
mabl
(21.02.09)
Bankaların sattığı has altındır. Bankalar - dövizde olduğu gibi - altında da serbest piyasadan daha yüksel satış fiyatı verirler. Herhangi bir kuyumcu mağazasından has altın alamazsınız. Hasaltını kapalıçarşıdaki döviz bürosu tarzı yerlerden alabilirsiniz. Has altının avantajı işçilik ödememenizdir. Kayıp ya da kazancınız altındaki fiyat artışı ya da azalmasıdır. Örneğin ; en az işçilik ödeyerek alacağınız şey ziynet tabir edilen çeyrek, yarım, tam altındır ya da 22 ayar bileziktir ama bunlarda da bozdururken küçük de olsa bi' işçilik kaybı yaşarsınız. Yatırım amaçlı alacaksanız gram altın alabilirsiniz - ki onda da cüzi de olsa yine bir işçilik kaybı var - ya da dediğim kapalıçarşıya gelip has altın alabilirsiniz - ki bu en mantıklısı-.

Son olarak ; evet bankadan daha pahalıya satın alırsınız ama aradaki fark çok çok büyük değil tabi. Döviz mantığında düşünün. Bankanın doları kaçtan aldığına bir de döviz bürolarının kaçtan aldığına bakın fikir vermesi için.
0
charlesbukowskiineksi
(21.02.09)
dönem itibariyle (kriz) altın fiyatının arttığını / artacağını söylemek zor değil. satın alırken bu trende de dikkat etmelisin.
0
lhun
(21.02.09)
(11)

Anti deprasan ilaçlar gerçekten tedavi eder mi?

buziness
Aslında tam olarak sormak istediğim şu; paxil, citol(özellikle citol hakkında bilgi veren olursa süper olur) ve lustral gibi aynı etken maddeye sahip antideprasan ilaçlar bu depresifliği tamamiyle ortadan kaldırır mı? yoksa mevcut durumun kötüye gitmesini engelleyip tabiri caizse sizi o durumda paus
Aslında tam olarak sormak istediğim şu; paxil, citol(özellikle citol hakkında bilgi veren olursa süper olur) ve lustral gibi aynı etken maddeye sahip antideprasan ilaçlar bu depresifliği tamamiyle ortadan kaldırır mı? yoksa mevcut durumun kötüye gitmesini engelleyip tabiri caizse sizi o durumda pause mi eder?
0
buziness
(21.02.09)
kalırır kaldırıyor.
tıp diye bir ilim var. (kızarak demiyorum) bu ilaçlar ilim irfan dahilinde üretiliyor.
yalnız bu antidepresan ilacı aldım rahatladım diye bir olay olmaz. doktor tavsiyesine göre en az 6 ay kullanılır o ilaçlar.
ilaçlar, tapkileri davranışları dengeler, bünye/beyin bu zaman içinde bu duruma alışır. daha normal tepkilere alıştırır insanı.

1 ay kullanıp bırakırsan dediğin pause durumu olur evet.

house md izlemekle sınırlı tıp bilgim ama yakın çevremdeki 5-6 kişiyi referans alıp cevapladım.
0
dorian greyfurt
(21.02.09)
paxil ve lustral kullandım uzun süre. pek bir şey bekleme. eeeeeh.
0
mortifera
(21.02.09)
elbette faydası oluyor doktor tavsiyesi ile alındığında fakat şunu söyliyebilirim bahsettiğiniz ilaçlardan birini kullandım.o ilacın iyi geleceğini düşünerek kullandığım için rahattım işe yarıyor gibime geliyordu.bir zararını görmedim.ama kullanmasaydımda olurdu sonradan anladım.
0
halef
(21.02.09)
bir yakınım uzunca bir süredir citol kullanıyor. öncesinde de paxil kullanmıştı hatta. düzenli sayılabilecek bir şekilde terapiye gittiği doktor önermişti, sonradan dozu gittikçe düştü hatta. buradan ilaçlar hakkında "şu iyidir, bu kötüdür" geyiği yapamayız, etken maddesi birebir aynı olan ilaçlarda bile yan etkiler görülebiliyor çünkü. gördüğüm kadarıyla uygun bir ilaç uzun vadeli kullanımda insanı rahatlatıyor, uçlara gitmesini önlüyor.

psikolojik tedaviyi soğuk algınlığı tedavisi gibi görmek gibi bir yanlış durum da var. tansiyon ya da şeker hastalığı gibi, sürekli kontrol altında tutmak(doktor takibi/terapi) ve eğer ilaç kullanımına karar verilmişse düzenli ilaç kullanımı gerekiyor.

gereksiz bir bilgi olarak: ben herhalde bir doktorla konuşsam, şu anki ruh halimle bana xanax falan dayar ne bileyim. ben deli kalayım, çevremdeki geri kalan insanlar ilaç alsın normalleşsin bana ne demekteyim :)
0
tarantinoesque
(21.02.09)
kullanan yakın bir arkadaşım oldu. dışardan bakınca 1 hafta içinde ciddi bir iyileşme gördüm. iç dünyasını bilemem tabi.
0
surtunme kuvveti
(21.02.09)
doktor kontrolünde. de de dee... diyesim geliyor.

bi kere gidip ilaç yazdırıp kullanmak değil. ayda ya da 2 ayda bir gidip "bu iyi geldi bu bi boka yaramadı" dersen doktor dozu artırır, azaltır ek ilaç verir falan filan.
bissürü ayrıntısı var bunun ama doktor var işte ona danış.
0
dorian greyfurt
(21.02.09)
ben de lustral'e başladım dün ama tık yok. herhalde zamana yaymak falan lazım.
0
passion rules the game
(21.02.09)
Brozak : ))
www.youtube.com
0
onur
(21.02.09)
ilacın doğru ilaç olduğu varsayımıyla cevap veriyorum; öncelikle işe yararlık mevzuunda objektif bir gözlem yapabileceğinizi sanmayın, zira bu ne beklediğinizle de bir hayli alakalıdır.
depresyon için konuşmak gerekirse; ilaç size işlerinizi toparlamak için vakit kazandırır gibi düşünebilirsiniz. bu süre içinde çevrenizi size mutluluk verecek (çok dandik bir laf gibi geliyor biliyorum) şekilde donatmanız beklenir ki, ilacı bıraktığınızda size mutluluğu bu çevre sağlasın.
şimdi çevreden kastım aslında hayatınızın tüm faktörleri, ki buna kendiniz de dahilsiniz. çok basit örnekler verecek olursak, söz gelimi çok uzun süredir bir enstrüman çalmak istiyorsunuz ama depresif ruh hali sizi bu konuda aksiyon almaktan alıkoyuyor. ilaç kullanırken bunu yapabilir, ilacı tekrettiğinizde ise enstrüman çalmanın mutluluğunu alıyor olabilirsiniz.
özünde depresif ruh halini yaratan fark etmesi güç olsa da insanın ta kendisidir, ve bunun ortadan kalkmasında da tek sorumluluk ona aittir; ekstrem nörolojik vakalar müstesna. ama bunu kırmak için, değişiklik yapmak için insanın saplanıp kaldığı düşüncelerden kurtulması ve biraz da ego gücüne sahip olması gereklidir. ilaç ve/veya terapi bunun için bir başlangıç oluşturur.
bir nevi aküsü bitmiş araba gibi düşünebilirsiniz. bir itiş gücüne ihtiyacınız olacak, daha sonra da o aküyü boşaltıyor olmanız kaçınılmaz olduğundan doldurmakla da ilgileniyor olacaksınız.

özetle ilacın depresyonu kalıcı olarak ortadan kaldırması beklenmez, ki zaten %80lerde relapse oranı olan bir hastalıktır depresyon, pause etmesi veya etmemesi de alan kişinin ilaca ne oranda bel bağladığı, ne oranda kendi çabasını sarfettiğine bağlıdır.

son bir not, ilacı ağrı kesici gibi düşünmemek gerek. bugün aldım birazdan toparlarım değildir mekanizma, ilacına göre en az 2 hafta düzenli kullanıyor olmaktır beklenen etkiyi yaratacak, hatta bu 2 haftalık süreçte tam tersi etkiler göstermesi bile mümkündür.
0
lhun
(21.02.09)
bu ilaçların kesinlikle bir etkisi olyor.Ancak bir süre kullanmanız gerekıyor hemen oyle bır ıkı gunde bırsey beklemeyın.En azından bıray kadar bekleyın.Bır ıkıncısı kendınızı de yoklamaktan vazgecın bu ıse yaradı mı yaramadı mı dıye.Nasıl olsa bellı olucak ,tetıkte olmanın hıcbır faydası yok.Bır ıkıncısı sorununuzla bas edemıyorsanız kesınlıkle bır doktora gorunup ılac almalısınız ,antıdepresanlar gereksız dıyenlere kulak asmayın.Yanı dıyecegım odur kı burda yazılanlara da kulak asmayın bu cıddı bır durumdur.En ıyısı doktorunuza sorun ve de ona guvenın.
0
denisse
(21.02.09)
ilacı kullandım kullanmadım gibi "kişisel" bir yanıt veremicem ama şunu bilmek lazım:
bir ilacın gelişimi 10 yılı bulabiliyor. bu on yıllık (ortalama) sürede diğer birçok araştırmanın yanı sıra çoğu ilaçta plasebo kontrollü faz 1, 2 ve 3 (daha da uzar bu) klinik dışı ve klinik çalışmalar yapılıyor. önce kobaylarda sonra insanlarda deneniyor. klinik çalışmalarda insanlarda denenirken aynı özelliklere sahip iki grup alınıyor. bunlar mesela yerelleştirmemiz gerekirse depresyon (en genel tabiriyle) yaşayan hastalar. semptomları-hastalığın süresi, atak sıklığı vs vs gibi konularda hemen hemen aynı özelliklere sahip iki grup oluyor. bir gruba plasebo diğerine de ruhsat almaya çabaladıkları ilacı veriyorlar (klinik çalışmaya gelmeden önce hayvanlarda zaten preklinik etkinliği kanıtlanmış oluyor...). ve etkisini değerlendiriyorlar. plasebo alanlardaki düzelme ile bu ilacı alanlardaki düzelme karşılaştırılır ve analiz edilir. yani özellikle psikoloji ilaçlarında olduğu gibi ilacın etkisi olmasa bile getirdiği görece bir rahatlamanın bilim adamları da farkında ve bunun elimine etmek için plasebo kontrolünü kullanıyorlar. ilacın plasebo kullananlara kıyasla etkinliği yüksek olduğunda zaten bu ilaç ruhsat alabiliyor...

bahsi geçen ilaçlar da bu şekilde klinik ve klinik dışı gelişim progamlarından sonra ancak ruhsat alıp piyasaya sürülüyor. yani "yok abi bunların etkisi..." demek külliyen bilim dışı bir söylem olur. fakat (bu fakat önemli bak!) ilacın %100 etkin olması, her kullananda etkin olması, her hastada tam iyileşme sağlaması, her derde çare olması gerekmez. olamaz da zaten. bazıları tamamen iyileşme sağlar, bazıları semptomları azaltır öyle devam edersin hayatına, bazıları da hiç etki göstermez. ama bu ilacın etkin olmadığı anlamına gelmez. piyasaya sürülüp kullanılması için de engel teşkil etmez. düşük etkinliğe sahip ilaçlar bile (mesela kanser ilaçları) ruhsatlandırılabilir. hastanın hayatını 3 ay uzattığı için ruhsat başvurusuna gönderilen ilaçlar biliyorum!

demem o ki öncelikle (hele de psikolojik bozukluk tedavisinde) doktorunuza ve ilacınıza güvenin. güvenmiyorsanız önce(!!!) doktorunuzla konuşun. siz tedaviye yanıt vermemiş olabilirsiniz. başka tedavi kullanılır, dozu düşürülür veya artırılır, söz konusu ilaçların etkinliğini gösterme süresi uzundur, tedaviye uyunç diye bir şey var, önce ona dikkat etmek gerekir. doktorun söylediği gibi ve söylediği sürede kullanmamak zaten ilacın etkisiz kalmasının en yüksek nedenidir. kullansanız bile etkili olmayabilir ama seçenekler bitmiş değil! ayrıca lütfen o ilacın içindeki prospektüsü bir zahmet okuyun!!! içinde neler yazdığına bir bakın (tıbbi terimler var elbette, onları sorun buraya, sözlükteki entrilere bakın...vs olmadı bana mesajla sorabilirsin, yardımcı olurum). tek başına ilaç tedavisi de yeterli olmayabiliyor. başka yöntemler de mevcut, doktorunuz bu konuda hepimizden daha çok bilgilidir ona danışın. ama spor yapmanın ne kadar etkin olduğunu kendi bozukluğumdan biliyorum ve okuyorum. geçmiş olsun.
0
cinematography
(21.02.09)
(5)

Veritabanları Boyutu

iterator
bu veritabanları içinde en az yer tutacak olanı hangisidir acaba? çok fazla satırlı bi tablom olması gerekiyo ama mysql'le denediğimde 900bin satırlı da direk 40mb'a ulaştı ki bu çok fazla benim için.acaba bunu sıkıştırmak vs gibi bi yol var mıdır? veya şu az yer kaplar dediğiniz bi database var mı?
bu veritabanları içinde en az yer tutacak olanı hangisidir acaba? çok fazla satırlı bi tablom olması gerekiyo ama mysql'le denediğimde 900bin satırlı da direk 40mb'a ulaştı ki bu çok fazla benim için.

acaba bunu sıkıştırmak vs gibi bi yol var mıdır? veya şu az yer kaplar dediğiniz bi database var mı?

saygılar efeem.
0
iterator
(20.02.09)
çok teşekkürler varchar kullanaraak aldığı maksimumları yazdım ancak yine de çok aşırı farketmedi 32mb'dan 29mb'a düştü ancak.

neyse teşekkür ederim yine de..
0
🌸iterator
(20.02.09)
(ne olur ne olmaz yedegini aldiktan sonra)

OPTIMIZE TABLE tabloadi
query'sini calistir her tablo icin. fazlaliklar varsa duzenleyecektir mysql.
0
sourlemonade
(20.02.09)
cık ne yazık ki optimize da etkilemedi :s
0
🌸iterator
(20.02.09)
sql lite
0
magoria
(20.02.09)
içeriğine bağlı olarak veri bazında sıkıştarmayı deneyebilirsiniz, bilhassa düz text çoğunluktaysa, ama performans yükü yaratacak ve erişim süresini arttıracaktır.

sqlite denenebilir gerçekten, mobil cihazlarda vs. de çok yaygındır ztn.
0
lhun
(20.02.09)
(8)

Mide Bulantısı/Hamilelik

abtash
hamilelik döneminde sürekli mide bulantısı oluyor. normal damacana suyu bile bulandırıyor. reklam gibi olmasın erikli bulandırmıyor bir tek. ne yapmak lazım?(bkz: kendim icin degil bi arkadasa lazimdi)
hamilelik döneminde sürekli mide bulantısı oluyor. normal damacana suyu bile bulandırıyor. reklam gibi olmasın erikli bulandırmıyor bir tek. ne yapmak lazım?
(bkz: kendim icin degil bi arkadasa lazimdi)
0
abtash
(17.02.09)
Hormonlardan, yapacak bir şey yok fazla. Az az yiyecek, yağlı yemeyecek, hamur işi vb. yemeyecek, kokusuna hassaslaştığı şeylerden uzak duracak ve bekleyecek. 12. haftadan sonra azalması gerekir normalde.
0
sui
(17.02.09)
tavsiyem nefes kontrolü. midesi bulandığında derin derin ve burnundan nefes almayı denesin (ki zaten hamilelikle alakası yok bunun). ayrıca belirtmek isterim ki bu soruna bulunacak net bir çözüm, yanında nobel tıp ödülünü getirir.
0
gxix
(17.02.09)
öncelikle sağlıklı bir yavru dilerim. bulantı refleksini bastırabilen şeylerden biri de acı nanedir. mesela polo şekerlerini çiğneyerek acı nane dediğim esansa ulaşabilirsiniz. yok birşey yemeyeyim diyorsa, mouthwash denen ürünleri koklamayı deneyebilir (bu ikincisinin işe yararlığı tecrübeyle sabittir [hamilelik olarak değil tabi ki :) ] )
özellikle içinde alkol olanlar, haliyle daha etkili oluyor (parfümdeki alkolü düşünün). benimkinin markası colgate di sanırım, mavi bir sıvı kendisi, ufak bir şişesini yanında taşıyabilir, ister bir damla ağzını çalkalar ağzına acı nane tadını çalar, isterse de direk burnunun önünde tutar 1 dakika falan onun kokusundan nasiplenir, bulantı falan kalmaz.
0
lhun
(17.02.09)
sabahları, yataktan birdenbire ayağa kalkmadan önce, daha oturuyorken üç-beş beyaz leblebi.
0
cedilla
(17.02.09)
kaçıncı haftada?

aç kalmaması gerekiyor kendisinin kısaca... az ve sık sık yemeli. midesi bulanınca limon yalasın bi de.
0
mentirosa
(17.02.09)
4. hafta falan olması lazım ne yese bulanıyor midesi. daha geçen gün serum takmak zorunda kaldık.


hepinize teşekkürler birkaç güzel şey öğrendim.
0
🌸abtash
(18.02.09)
bu arada annesi hamileliğini nasıl geçirmiş ona sorsun... çoğunlukla aynı oluyor... genelde 3 buçuk ayda geçer.. biraz daha sabretmesi lazım...
0
mentirosa
(18.02.09)
ablam olur kendileri. bu ikinci çocuk olacak inş. ilkinde bu kadar olmamıştı.
0
🌸abtash
(20.02.09)
(4)

Bilgisayarın mouse'unu kullanırken bileğimi masaya dayadığımdan kolum tutuluyor. >>>

gijilti
Bunu engelleyen "jeller" varmış diye bilgi edinmiştim. Sanırım sünger gibi bir şey kast ediliyor. Bu konuda bilgisi olan ya da farklı çözümler bilen var mı dostlar? nerden bulabilirim? Boynum falan da tutuluyor hep?
Bunu engelleyen "jeller" varmış diye bilgi edinmiştim. Sanırım sünger gibi bir şey kast ediliyor. Bu konuda bilgisi olan ya da farklı çözümler bilen var mı dostlar? nerden bulabilirim? Boynum falan da tutuluyor hep?
0
gijilti
(13.02.09)
kullanışlı dirseğini dayayabileceğin , masa boyuna yakın bir sandalye işini görür.
0
yapcak bisi yok
(13.02.09)
Boyun tutulması için Voltaren isimli ilaç idealdir. Kol ağrısı için de bileğe denk gelen kısmında yastığımsı bi çıkıntı bulunan mouse pad ler mevcut. Pek kullanışlı değiller ama.
0
gaiu
(13.02.09)
jeller karpal tünelden muzdaripsen çözüm değil bilhakis daha da içine etme kudretine nail.

trackball al, bileğini bir yere dayamak zorunda kalma.
yok alamam diyorsan da, mouse kullandığın yüzey ve otuduğun yüzey arasındaki yükseklikle oyna.
0
lhun
(13.02.09)
Bahsettiğiniz sorunlar oturma yüksekliğiniz ile alakalı geldi. Monitörünüzün kafanıza olan hizasını düzeltip boyun ağrılarına, sandalyeniz ile masanız arasındaki yüksekliği ayarlayarak da tol tutulmasına son verebilirsiniz.

Fikir vermesi açısından :

www.osha.gov
0
skatheist
(14.02.09)
(1)

ilaçla alkol arasına kaç saat sıkıştırmak gerekir

szqnn
öncelikle kullandığım ilaç antibiyotik değil fakat ciğerleri yoran bir ilaç.doktoruma da sormuştum bişey olmaz iç dedi bokunu çıkarmadan.şimdiye kadar ilacı aldıktan 2-3 saat sonra alkol aldığım oldu.alkol aldıktan 2-3 saat sonra da ilacı içtiğim oldu.hiç bir sorun yaşamadım(ama bu bi gün pat diye g
öncelikle kullandığım ilaç antibiyotik değil fakat ciğerleri yoran bir ilaç.doktoruma da sormuştum bişey olmaz iç dedi bokunu çıkarmadan.

şimdiye kadar ilacı aldıktan 2-3 saat sonra alkol aldığım oldu.alkol aldıktan 2-3 saat sonra da ilacı içtiğim oldu.hiç bir sorun yaşamadım(ama bu bi gün pat diye gitmeyeceğim anlamına gelmez heralde?)yani ilaç aldıktan ne kadar süre sonra içki içersem hiç sorun olmaz veya içki içtikten kaç saat sonra ilacı içsem bir şey olmaz.?

not:bu arada içtiğim öyle 2-3 bira değil en aşşağı yarım şişe vodkadan fazla.
0
szqnn
(12.02.09)
ben de tam tersini savunuyorum. ciğerinde en son 2 sene önce baktırdığında 3. grade hepatosteatoz olan, alt ast değerleri uçmuş biri , dolayısıyla kimbilir şimdi ne durumda olan biri olarak diyorum ki iç bişey olmaz... envai çeşit ilacı bizzat alkolle içtim (hani hapı yutarken suyla içersin ya, onu diyorum), hala yaşıyorum.

hele yarım şişe içebiliyorsan helal olsun bişey olmaz sana yuvarla direk.
0
lhun
(12.02.09)
(2)

bilgisayar tavsiyesi

zubundy
ofiste kullanılacak, dizüstü lazımbüyük monitör, hızlı işlemci ve çok ram gerekdiğer özellikler önemli değil.önderilerinizi bekliyorumnot: eski duyurulara baktım, güncel fiyat bilgisi için soruyorum.
ofiste kullanılacak, dizüstü lazım
büyük monitör, hızlı işlemci ve çok ram gerek
diğer özellikler önemli değil.
önderilerinizi bekliyorum
not: eski duyurulara baktım, güncel fiyat bilgisi için soruyorum.
0
zubundy
(12.02.09)
qosmio'lar da canavardır.

www.toshibashop.com.tr
0
dambil
(12.02.09)
www.akakce.com a girin, 17 inch ve uzeri monitörleri sıralayıp bakın.
17 inch üstü dizüstü olmaz desknote olur genelde.
17 inchler bile 5 kilo min. olur, ona göre alınız.
ofiste yeriniz sabit ise ufak iyi bir dizüstü, +250 ytl ye 19 inch bir monitör daha akıllıca olur.
0
lhun
(12.02.09)
(12)

uçakta sıkıntı yaşıyorum

head
selam,geçen ağustos ayında ankara'ya yarım saatlik bir uçak seyahatim olmuştu ancak ufak sağa sola hareketlerde bile terledim resmen. şimdi mart'ın 3. haftasında antalya'ya gidiyorum iş sebebiyle, toroslardan aşağı inerken yukarı çıkarken baya sallıyor diyorlar. gözüm korktu lan. nasıl çözeriz? vapu
selam,

geçen ağustos ayında ankara'ya yarım saatlik bir uçak seyahatim olmuştu ancak ufak sağa sola hareketlerde bile terledim resmen. şimdi mart'ın 3. haftasında antalya'ya gidiyorum iş sebebiyle, toroslardan aşağı inerken yukarı çıkarken baya sallıyor diyorlar. gözüm korktu lan. nasıl çözeriz? vapurda bile çok yattı mı "ananı" diyorum içten içe :/
0
head
(12.02.09)
passiflora hakkında; ilacı yanınızda uçağa sokabiliyorsanız sokun. bünyeye göre etki eder. 5-6 kaşık içtiğim halde etki etmediği olmuştu. bıraktım zaten sonra. çok hafif ilaç
0
hia
(12.02.09)
uçmadan önce alkol. uçarken de alkol.koridor koltuğu iste (bir nebze fayda eder), olabildiğince önlerden iste (daha az sallanıyor), yanında dergi gibisinden birşeyler götür bol resimli olsun.
0
cinematography
(12.02.09)
kusmayayım sonra?
0
🌸head
(12.02.09)
çeyrek dramamine de alabilirsiniz. otobüs tutanlar ya da bi şekilde rahatsız olanlar genelde bunu içer. işe de yarar. sersemleştirir de. oh mis.
0
oceano
(12.02.09)
havaalanında bir duble rakı çözer işi.

yok içmem ben dersen ayetel kürsi öneriyorum.
0
trocero
(12.02.09)
doğrudur, kışları biraz sallar o toros semaları, hava açıksa hiçbir şey olmaz ama.
ben de tırsıkımdır, ödüm kopar uçaktan , ayağımın yerden kesilmesinden. uçuştan önce havalimanında kırmızı şarap alıyorum; küçük şişeden iki kadeh çıkıyor nerdeyse. özellikle aç karnına alıyorum ki, uçakta hem yemekten başka birşey düşünemiyorum (ikrama yumuluyorum) hem de daha çok rahatlatıyor. sonra bir bakıyorum inmişiz bile :)
0
freefroglet
(12.02.09)
durumun ciddiyetine bakar. rahatsız oluyorum ama binmemi engellemez kıvamındaysanız hafif yatıştırıcılar işinizi görebilir ama durum ciddiyse daha ciddi bi'şeyler yapmanız gerekir.

örneğin ömrü hayatında korkusu yüzünden uçağa binmemiş babam en sonunda tamam binicem deyip 3 saat öncesinden içmeye başlamış. içtikçe ayılmış adam. binememiş yine neticede.

olmayınca olmuyor yani.
0
insensitive
(12.02.09)
yok yok kusturmaz bir bira altı üstü. olmadı bir kadeh bişiler işte. kusmazsın. ama bu otobüslerdeki gibi sadece midem bulanıyorsa o zaman alkol alma tabi. antiemetik al binmeden o sorununu çözer. ama fobi cinsinden birşey ise o zaman alkol en ideali çözümü.
0
cinematography
(12.02.09)
bildiğim kadarıyla atatürk havaalanı'nda doktor var, ona gidip sakinleştirici iğne yaptırabiliyorsunuz uçuştan önce.
0
r12
(12.02.09)
kendinizi uyuşturmanız, bir dahaki uçak yolculuğunda aynı sıkıntıyı belki fazlasını yaşayacağınızın biletidir.

apaydınlık kafayla giriniz. kendinizi telkin edici bir metin hazırlayınız belki de. uçuş sırasında duygularınıza konsantre olunuz. korkuyorsanız iyice üzerine gidip kendinizi en kötü senaryoları hayal ederek daha da korkutunuz.

eğer başarabilirseniz bu anksiyeteniz yavaş da olsa geçecektir.
kalıcı olarak.

ha böyle tırsak kalmayı kabulleniyorsanız evet yarım şişe rakı, hayvan sakinleştiricisi, ot, nutella... kafa yapan ne varsa tüketiniz.
0
lhun
(12.02.09)
hiç ilaca gerek yok bence... istanbul'da yaşıyorsanız ölüm riskiniz daha fazla. dünyada dakikada kaç tane uçak kalkıyor, yılda kaç tane kalkıyor onu bir düşünün.. bununla birlikte 1 tane düşüyor veya düşmüyor.. çoook çok düşük bir ihtimal uçağın düşmesi. istanbul'da olan trafik kazalarını, patlayan bombaları, adamın psikopat çıkıp sizi öldürmesi ihtimallerini düşünürsek risk kat kat yüksek. ayrıca işe yarar mı bilmem ama 3 paraşüt atlayışım var benim, ve 6 tane gidiş dönüş 11 saatlik uzak doğu uçuşum var. hatta her ay yurtdışındayım baya bir uçak seyahatim oluyor. bana sorarsanız çok keyifli geçiyor benim için uçak yolculukları. yiyorum, içiyorum, okuyorum vs.. uzun yolculuklarda film izliyorum. bence rahatlatmalısın kendini... ilaçlarla değil de ömrünün uzun olması ihtimaline karşı olayı kökünden çözmeyi dene.
0
bir kavanoz recel bunlarda gecer
(13.02.09)
uçağa ilk binişlerimde lost izliyordum, accaayip keyifli oluyor :p
(bkz: bir cirpida 24 bolum lost izleyip ucaga binmek)
0
hicazkar
(13.02.09)
(5)

rüyamda şans oyunları görüyorum...

ocanal
2-3 gecedir rüyamda sans oyunu oynayıp müthiş para kaldırıyorum bu işten. Bir gece sayısaldan 5 bilip 10 bin tl civarı para aldım.(numaraları görmedim) Dün gecede bu kunar makinaları vardır ya atm gibi bişey orda bin tl kazandım. Neler oluyor bana?
2-3 gecedir rüyamda sans oyunu oynayıp müthiş para kaldırıyorum bu işten. Bir gece sayısaldan 5 bilip 10 bin tl civarı para aldım.(numaraları görmedim) Dün gecede bu kunar makinaları vardır ya atm gibi bişey orda bin tl kazandım. Neler oluyor bana?
0
ocanal
(12.02.09)
maddi sıkıntı içerisindesiniz :P
0
izaleisuyuu
(12.02.09)
rüyalar tersine çıkarmış. bu aralar harcamalarınızda dikkatli olun.
zaten bu ve üstteki yorumlardan biri değilse bi yeriniz açıkta kalmışta oalbilir.
0
etna
(12.02.09)
maddi sıkıntı içerisinde değilim. işin aslı rüyalara filan inanmam. Yok tersine çıkarmış filan saçma gelir. Ama üst üste bu tür rüyalar görünce bu haftasonu sayısalda şansımı deniycem
0
🌸ocanal
(12.02.09)
sayisalda kazanip burda cevap yazanlarla paylasmazsan lanet gelecekmis. eger 10 gun icinde...
0
ermanen
(12.02.09)
kendini özel hissetme ihtiyacı şeklinde de yorumlanabilir.
0
lhun
(12.02.09)
(8)

sığınmak üzerine şarkı/şiir

murqx
merhaba. genelde sevdiceğe sığınmak üzerine olan aşk şarkıları arıyorum. şarkı olmazsa şiir de olabilir.size örnek olarak ise mesela judas priest'ten angel'ı verebilirim:"angel - put sad wings around me nowprotect me from this world of sinso that we can rise again"pink floyd'dan the final cut da ola
merhaba.

genelde sevdiceğe sığınmak üzerine olan aşk şarkıları arıyorum. şarkı olmazsa şiir de olabilir.

size örnek olarak ise mesela judas priest'ten angel'ı verebilirim:

"
angel - put sad wings around me now
protect me from this world of sin
so that we can rise again
"

pink floyd'dan the final cut da olabilir bir nebze:

"
and if i show you my dark side
will you still hold me tonight
and if i open my heart to you
and show you my weak side
what would you do
" (sığınmak üzerine değil bu şarkı ama bu tarz da olabilir.)

işte bu tarz örnekler arıyorum, arıyorum bulamadım. aklınıza gelenlerden paylaşabilirseniz sevinirim, teşekkürler.
0
murqx
(10.02.09)
deniz seki - sana sığıyorum yazıldı mı.

edit: "ne yana baksam aynı yüzler" olarak da biliniyormuş sanırım.
0
oldu görüşürüz
(10.02.09)
ahmet kaya - beni vur
0
vita vinum est
(10.02.09)
Candan Erçetin - Hayranım Sana

tam sığınma şarkısıdır. "biliyorum kurtarırsın beni sen, ışığım, deniz fenerim" falan filan...
0
daysleeper
(10.02.09)
ayrıca şiir için işin kolayına ve direkt olanına kaçmak olacak ama; www.siirdefteri.com adlı sitedeki arama kutusundan "sığınmak"/"sığınıyorum"/"sığındım" vb kelimeleri "şiir metninde"yi seçip aratırsanız 'profesyonel' şairlerin şiirleri içinde arar, listeler.
0
oldu görüşürüz
(10.02.09)
ve sevdiceğine güven vermek ve sana sığınmasını sağlamak içinse...

Dido - Don't Leave Home
0
daysleeper
(10.02.09)
dark tranquillity - lethe'den bi sığınma anlamı çıkarabilirim şahsen. aşk anlamında çıkaran da var.
0
dr cucu
(10.02.09)
Feridun Düzağaç - Senin şarkın, Biterken her şey
0
bitti
(11.02.09)
barış manço - alla beni pulla beni
0
lhun
(11.02.09)
(7)

Kedi Evi

kahvegibi
Selamlar,Kedimiz artık belli bir yaşa geldi. Ayrı eve çıkmak istiyor. Çilek genç odası alalım dedik kandıramadık.http://www.evcilal.com/index.php?do=catalog/show2&p=8 linkindeki ya da http://www.cozycatfurniture.com/ linkindeki gibi kedi evlerini İstanbulda nerede bulabiliriz?ilk linkteki yer adanad
Selamlar,

Kedimiz artık belli bir yaşa geldi. Ayrı eve çıkmak istiyor. Çilek genç odası alalım dedik kandıramadık.

www.evcilal.com linkindeki ya da www.cozycatfurniture.com linkindeki gibi kedi evlerini İstanbulda nerede bulabiliriz?

ilk linkteki yer adanada. bir o kadar da kargo vermemiz gerekecek, ikinci linktekiler de yurt dışında.

Super büyük bir şeye ihtiyacımız yok. Tek bir kedimiz var ve evin yanında mutlaka tırmalama tahtası olsun istiyoruz. Bu tarz bir şeyi ucuza bulabileceğimiz İstanbulda petshop olur, mekan olur biliyor musunuz?

Teşekkürler
0
kahvegibi
(10.02.09)
kediler affedersin ipne oluyorlar. hiç boşa tırmalama aletine, yaşam alanına para verme. yine daha hoşuna giden yerleri tırmalayacak, yine hoşuna giden yerde uyuyacak. ben de kedime yatak yeri yaptım mis gibi, çok az onun içinde yattı. hep kendi sevdiği yere (salondaki üçlü koltuğun sağ tarafı) çıkıp uyumayı tercih etti. pes ettik, tüyü dökülmesin diye oraya örtü serdik, hep orada yattı.

yazlıktayken en çok tırmaladığı ağaçtan (begonvil) kütük getirdik, ankara'da yüzüne bakmadı. tırmalama aleti aldık yüzüne bakmadı. hep koltukları tırmaladı. koltukların kumaşunu değiştirdik, seviyo diye çıkan kumaşla kaplanmış özel tahta yaptırttık, onu da tırmalamadı. gitti koltuğun yeni kumaşını tırmaladı. kızarak bağırarak koltuk tırmamalaması gerektiğini öğrettik, bu sefer balkondaki süpürgeri parçalamaya başladı. bıraktık artık. süpürgeyi tırmaladı kalan ömründe.
0
kibritsuyu
(10.02.09)
erenköy'deki carrefour'un içinde bir pet shop var, orada vardı sanırım bu tip ürünler.
bir de kedilerin hep alıştıkları yerleri tırmaladıkları doğru ama sanırım bir sprey var piyasada ve onu sıktığınız yere yönelebiliyor kedi, onu da bir sorun bence.
0
magdalena
(10.02.09)
fiyat olarak en ucuzunu eminönünde mısır çarşısının yanında bulunan petshoplarda bulabilirsin. içlere doğru bir petshop vardı şimdi unuttum adını. birkaç yere sormadan almayın. pazarlık yapın. gayet güzel şeyler var. bu tırmalama tahtası en son 15 ytl ydi sanırım.

ek:hatta mamaları da en uygun oradan alırsınız. bütün iyi mamalar mevcut. diğer petshoplara göre eminönündekiler 10,15 ytl daha ucuz. hatta birkaç kere alışveriş yaparsanız, kendinizi tanıtırsanız 20 ytl ye varabiliyor bu indirimler. piyasa da 15 ytl olan aynı marka olan kristal kedi buralarda yarı fiyatına. son olarak pazarlık yapın :).
0
philosophia
(10.02.09)
bende var bu tırmalama şeyinden, profilodan veya yanındaki büyük petshop'tan almıştım..
bu arada alışmazsa falan bende o kedi spreyinden de var, gelip sıkabilirim üstüne..etkisi var mı bilmiyorum ama o spreyden sıkıp, bi de başka yeri tırmaladığında kızdığımda kedi alışmıştı tırmalama tahtasına, hala başka bi yeri tırmalamaz..
0
erostrada
(10.02.09)
bu kedi oyuncakları ve tırmalama tahtaları hakkında tecrübem şudur ki, bazı oyuncakları kediler çok seviyor, deli gibi oynuyorlar ama bazılarını hiç sevmiyor. bunun sebebini çözemedim.

tırmalama tahtası da hiç oynamıyor gibi yapsa da bakıyorsun gelmiş tırmalıyor.

şans işi yani. çok para verip de beğenmedi haspa derseni bu yazdıklarımızı hatırlayın.
0
mea maxima culpa
(10.02.09)
diy konsepti ilgini çekerse kendin yap derim. çok zevklidir.
0
lhun
(10.02.09)
Merhaba ,

Bahsi geçen siteden ben alışveriş yapıyorum. Bir o kadar kargo vermeniz gerekmiyor. Çok ekonomik fiyata taşıma yaptırıyolar. Koca 1 metrelik akvaryumu 10 tl ye taşıdıklarına göre sanırım sizin istediğiniz ürünü daha hesaplıya taşırlar. Bi de eğer alacağınız 150 TL üzerini geçiyorsa zaten ücretsiz gönderiyolar. denemenizi tavsiye ederim. Saygılar....
Halil İbrahim
0
haribo
(17.03.09)
(4)

yatırım

sanal uyku
100 milyar kadar param var bunu nasıl değerlen... ahaha şaka len.550-600 lira civarı parayı nereye koyalım da geri aldığımızda en yüksek karı getirsin?çok acil bir durum olmadığı sürece çekilmeyecek, duracak yerli yerinde. bir de öyle zırt pırt ordan çekeyim de şuna yatırayım şeklinde uğraştırmasın.
100 milyar kadar param var bunu nasıl değerlen... ahaha şaka len.
550-600 lira civarı parayı nereye koyalım da geri aldığımızda en yüksek karı getirsin?
çok acil bir durum olmadığı sürece çekilmeyecek, duracak yerli yerinde. bir de öyle zırt pırt ordan çekeyim de şuna yatırayım şeklinde uğraştırmasın. (yarın altın alayım 5 gün dursun sonra turkcell hissesi artacak onu alırız...vb.)
0
sanal uyku
(08.02.09)
vadeli mevduat. try olarak.
0
lhun
(08.02.09)
imkan olsaydı 2 adet uefa 2009 final bileti iyi olurdu.
0
bira sisesi kapagi
(08.02.09)
@bira sisesi kapagi

dogru soze ne hacet

@sanal uyku

para parayi ceker demisler. kendimizi kandirmayalim 600 lira para bir sey getirmez. ne yapmak lazim, riske girmek lazim. ne kadar risk o kadar para. bahis oynuyorsun, elindeki parayi barcelona maclarina ust olarak oynuyorsun her daim. 3 mac sonunda paran 2 katini asacaktir.

*patlarsan mesuliyet kabul etmem
0
nochristrequiress
(08.02.09)
ata altın al. koy kenara unut. gerci su an yuksekten alırsın ama altın zaten dusmeye cegine gore al gitsin iki tane. sonra latın gunu yap hatta arkadaslarınla.
0
islakkedisudankorkmaz
(08.02.09)
(6)

Alternatif Kahvaltılar...

kabablanka
selamlar... şöyle antakya yöresinin, içinde öğütülmüş karpuz çekirdeği dahil pek çok baharat karışımından müteşekkil "zahter" namlı zeytinyağına bandırılarak yenen şeysi gibi, ya da tatlı lor üstü ahududu reçeli (çilek de olur) gibi, veyahut "waffle" gibi (göçmencede "akıtma" denir) kahvaltımızı şen
selamlar...

şöyle antakya yöresinin, içinde öğütülmüş karpuz çekirdeği dahil pek çok baharat karışımından müteşekkil "zahter" namlı zeytinyağına bandırılarak yenen şeysi gibi, ya da tatlı lor üstü ahududu reçeli (çilek de olur) gibi, veyahut "waffle" gibi (göçmencede "akıtma" denir) kahvaltımızı şenlendirecek, farklı lezzetler denememizi sağlayacak her türlü orjinal kahvaltılık önerisinde bulunabilir misniz ?
0
kabablanka
(08.02.09)
the end of dreams
(08.02.09)
zahter, gerçek zeytinyağıyla yendi mi şahane olur, şayet öyle denemediyseniz. adı da zeytinyağıyla beraber anıldığından "zeyt zahter"dir zaten, ve benim favori kahvaltımdır :)
o zahter karışımı adını aslında içindeki kekik türünden alır ki onun da adı zahterdir. o kekiğin tazesini yine zeytinyağının içinde, belki salçayla da beraber deneyebilirsiniz. ona da ekmek banılır gayet.

bayat ekmekleri şenledirerek orjinallik bulabilirsiniz. mustafa ali pidesi, yumurtalı ekmek şenlendirmenin iki yolu mesela.

kızartmalara geçmişken "semsek" de kahvaltıda tüketilince güzel olur.

muhammara da denenebilir.

gavur tatlara geçersek, krep kombinasyonları (tatlı tuzlu), efendim omlet varyantları (ispnayol usülü örn; küp küp patatesler ile vs), misafir ağırlanıyorsa kanepeler, iyice vatandan uzaklaşıp pancake veyahut biscuit denen nanelere bulaşılabilir.

kendi ekmeğinizi yapabilir, bunun çeşitli varyantlarını deneyebilirsiniz.

"anne pizzası" tabir edilen pizzalar da kahvaltıda güzel gidebilir. börekler gözlemeler vs saymıyorum bile.

ismini saydığım herşeyin tarifi için tabi ki "google anadan pratik tarifler"e başvurunuz.
0
lhun
(08.02.09)
@ the end of dreas : ben bu tarifi yaparsam katmere de yazık olur malzemeye de..
@ lhun : fikirlerin için teşekkürler, deneyeceğim..

daha kolay bişiler, şununla bunun karıştırılması gibi ?
0
🌸kabablanka
(08.02.09)
acaip gelebilir ama, pekmezli yumurta. tarifi de vardı sözlükte. baya değişik orjinal güzel bi şey oluyo, ki ben pekmez sevmem bi de :)
0
kanuniye
(08.02.09)
poy var bizim oralardan.. Bi' de muhammara var Antepten..
0
Sir.Fitih
(08.02.09)
@ kanuniye : hiç duymamıştım cesaret edebilirsem deneyeceğim..
@ Sir.Fitih : poy bildiğim ama unuttuğum birşeydi. hatırlatma için teşekkürler..

genel değerlendirme: kahvaltının çeşitlendirilmesi konusunda genel bir sıkıntı olabilir. gerçekten böyle ise, girişimci arkadaşların bu konuya el atmalarını bekliyorum.. haftasonu sevgilimizi alıp, başka yerde bulma imkanımızın olmadığı bir kahvaltı yapma şansı karşılığında paramızı alma şansı...
0
🌸kabablanka
(08.02.09)
(1)

Çıplak malın gümrükte giydirilmesi,

desidire
Sevgili gümrük guruları,Başlık fazla erotik oldu evet, konu çok sıkıcı zira.AB ülkelerinden birinden ithal edilecek gıda takviyelerinin kutuları mevzuat farklarımız dolayısıyla ( isim, kutu üzerindeki şekiller vs) Türkiye'de farklı olarak etiketlenmeli.Peki şu mümkün müdür? Kutular bize çıplak gelse
Sevgili gümrük guruları,

Başlık fazla erotik oldu evet, konu çok sıkıcı zira.

AB ülkelerinden birinden ithal edilecek gıda takviyelerinin kutuları mevzuat farklarımız dolayısıyla ( isim, kutu üzerindeki şekiller vs) Türkiye'de farklı olarak etiketlenmeli.

Peki şu mümkün müdür? Kutular bize çıplak gelse, biz bunu gümrükte etiketleyip öyle çıkarsak? Bu şekilde ürünü 2-3 Euro daha ucuza getirebiliyoruz ancak bize maliyeti -gümrükte depoda kalması vs- daha mı fazla olur? Ne dersiniz?
0
desidire
(08.02.09)
guru değilim ama lojistik sektöründe olan bir şirkette çalışıyorum, oryantasyondan aklımda kalanları aktarayım. antrepolarında elleçleme hizmeti veriyor mesela bizimkisi, orada etiketlenmesi, yok işte türkçeleşmesi vs de yapılıyor gayet. elleçleme bedeli bir artı haliyle, süre babında ne değişir onu bilemiyorum. ürün başı kaça gelir falan bunun için rakam almalısınız.
0
lhun
(08.02.09)
(4)

staj

annakarenina
selam s,zden fikir almak istiyecektim arkadaşlar.ben ulsulararası ilişkiler ve siyaset bilimi okumaktayım üçüncü sınıftayım. staj yapmak istiyorum ya da bi yterde çalışmak part time olarak kendimi geliştirmek ve okul bitiminde hemen iş bulmak adına sizce ne yapmalıyım nerelere başvurmalıyım tecrübes
selam s,zden fikir almak istiyecektim arkadaşlar.ben ulsulararası ilişkiler ve siyaset bilimi okumaktayım üçüncü sınıftayım. staj yapmak istiyorum ya da bi yterde çalışmak part time olarak kendimi geliştirmek ve okul bitiminde hemen iş bulmak adına sizce ne yapmalıyım nerelere başvurmalıyım tecrübesi olan arkadşlar bana cvp verirlerse memnun olurum .
0
annakarenina
(08.02.09)
selam,
öncelikle staj yapmak iş yeri ortamı nasıl bir yermiş millet ne yapıyor burda diye görmek iyi birşey tabi. ancak hemen işe girmene öyle büyük bir katkısı olmaz( sektörüne göre değişmekle birlikte.) ama senin bölümün için düşününce evet çok katkısı olmaz.stajyer olarak girdiği yerde bir yıl çalışıp yine de işe ısrarla başka birini aldıkları yerler biliyorum. Ancak orda çalışanlarla iyi ilişkiler kurup bir çevre edinmek açısından iyi olur ki bu da yine şans işi,çalıştığın yerin ortamına falan bağlı...Bence aylarını stajda, part time da harcama. bir ay istediğin bir yerde staj yap ortamı gör tanı.Fırsatın ve zamanın varken, bu zamanı kendi kendini geliştirmeye harca. imkanın varsa yazın yurtdışına git.
bir de neye ilgi duydugunu yazarsan okuyanlar daha iyi yardımcı olabilir.
0
berrak sudaki kırmızı balık
(08.02.09)
şehir belirtir misin?
0
lhun
(08.02.09)
arkadaşlar istanbulda oturuyorum yorum yaparken bu ilde yasadığımı gözönüne alırak daha ii cvp verme olanağı buluruz somut anlamda
0
🌸annakarenina
(08.02.09)
ben istanbula geleli 4 ay oluyor o yüzden bilemiyorum. think tank leri araştırabilirsin. türkiye odalar ve borsalar birliğinin yurtdışı ofisleri için başvuruda bulunabilirsin.
0
lhun
(08.02.09)
(10)

tıraş bıçağı tavsiyesi

bir zamanlar cocuktum
şimdi efendiler,yeni işe başladık e doğal olarak onca zaman traş olmayan, sakalları ile robinson havalarında cirit atan ben bu konuda çok cahil kaldığımı fark ettim. şu sıralr şu uyduruk bakkalarda satılan traş bıçaklarından kullanıyorum ancak onlarda yarı kıllı yarı kılsız bir suratttan başka bir ş
şimdi efendiler,
yeni işe başladık e doğal olarak onca zaman traş olmayan, sakalları ile robinson havalarında cirit atan ben bu konuda çok cahil kaldığımı fark ettim. şu sıralr şu uyduruk bakkalarda satılan traş bıçaklarından kullanıyorum ancak onlarda yarı kıllı yarı kılsız bir suratttan başka bir şey vaad etmiyorlar bana. elalemin suratınada bir ibne edasıyla baka baka fark ettimki, baybi face olmuş dolaşıyorlar bir ben kalmışım yarı kıllı yarı bebek poposu suratımla.
sözlükdende baktım ne var ne yok diye ama aklım karıştı yok mach 3 yok turbo space sensor nedir bunlar ne farkı vardır hangisi alayımda bir david beckham olayım reklamlarda oynayayım hep rıdvan kalmak mı mübahtır bana?

hımm birde şimdi aklıma geldi bunlar 5bıçaklı 3 bıçaklı falan oluyor ne kadar bıçak o kadar suratta tahriş mi demektir? suratta tahriş olmasın yahu bebek poposu uğruna, daha güzel bir gelecek beni bekliyor yapmayın etmeyin lütfen.

bir diğer aklıma gelen konuda cahilliğime itafen birde traş köpüğü ve traş sonraı ne sürmeli ne etmeli konulşarında da aydınlanmam gerekiyor sanırım.
0
bir zamanlar cocuktum
(07.02.09)
3 bıçak 5 bıçak olayında daha az tahriş var güya da onlar günlük traş olanlar için ideal, bir haftalık sakalı onlarla kesemezsin yani. düzenli traş olucaksan mach 3 iyidir yok ben ara ara uzatıp öyle olurum dersen ustura kullanmanı tavsiye ederim( zordur ama alışması). bu arada sakalların tamemen alınmasının yani pürüzsüz olmasının tek yolu tersten traş etmek ki o da aşırı derecede tahrişe neden olmakta falan.
0
phoera
(07.02.09)
aman diyim ustura olayına girme :)

herkese her jilet olmuyor nedense.
deneyerek kendine uygun olanı bulacaksın.
nedeni hepsinin jilet arası mesafelerinin militemtriğin altında bir oranla farklı olması.

yani bir bıçak sakalı dibinden keserken diğeri yüzündeki çıkıntıların tepelerini de uçurabilir. sivilce ben vs. gibi. mach 3 turbodansa mach 3 daha iyi bence.

ama asıl konforu ve sinek kaydı traşı sağlayan şey sıcak su ve köpük. duruma göre 1 bardak çok sıcak su bile yeter. sakalın sertse o yüze fırçasız sürülen kremlere hiç para verme.
0
can see
(07.02.09)
jilet fiyatlarına da bir bakarak hesap yap derim.
sinekkaydıya yakın traş yapabilen makineler var artık. misal braun cruzer4 + yüzüne sürdüğün traş köpüğü veya kremi. veya kendinden kremli olanlar da var.
aleti iyi kullanırsan toplamda jilete harcayacağından daha azına getirmiş olursun maliyeti.
0
lhun
(07.02.09)
bic
0
axijazz
(07.02.09)
traş makinesi iyi bir çözüm. aşaıdan yukarıya traş olma kullanırken, daha doğrusu sakalın çıktığı yönün tersine (sadece traş makinesi için geçerli bu durum sakın jiletle yapma)

mach 3 tarzı bıçaklar için diyebileceğim, ne kadar olsa da yüzüne 3 jiletin aynı anda değdiğidir, yani sakalını daha kolay sertleştiriyor. ben başlarken bu hataya düşmüştüm. eğer traş olma mevzusuna pek sıkı girişmediysen cildini de kolay harap edebilir.

traş sonrası balsam veya alkol oranı düşük aftershave kullanman iyi olur. nivea2nın aftershave balsam'ını öneririm bu açıdan. her ne kadar o yanma hissi güzel gelse de cildi kurutuyor. traş köpüğü/jeli için kendin deneme yanılma yoluna gitmelisin çünkü bu cildine has bir durum.

usturaya baştan alışırsan gider de, yüzünü yumuşak tutar mı ona emin değilim.

bir de, hangi bıçağı veya makineyi alırsan al bu senin traş olma becerine bağlı. sakin traş ol fazla harap etme kendini. aceleye de getirme mümkün olduğunca. hem yüzünde kesikler meydana gelir hem de tam kesemediğin yerlere birden çok müdahelede bulunmak zorunda kalırsın.
0
alchoburn
(07.02.09)
gilette fusion kullandıklarımın en iyisi. fazladan, başlığının arka kısmında düzeltme jileti de var. pahalı diyenlere bakma, her gün traş olsan bile bir başlık 1 aya kadar dayanabilir. arko traş köpüğü hem ucuz hem iyi. jelleri tavsiye etmem, köpürtmeye uğraşmak gerekiyor. traş sonrası için de, arko dan nivea balsam a kadar bir dolu ürün var. tahriş olan bir yüze sahipsen nivea balsam iyidir.
0
piirsikli
(07.02.09)
arkadaşların dedikleri gibi fusion süper.
0
amarat
(07.02.09)
3-5 gunde 1 tra$ olurum diyorsan 3-5 bicakli kullanma, kesemezsin ve bicaklarin arasina giren sakali biyigi ayiklamaya ugra$irsin. uzun araliklarla tra$ olacaksan bicak sayisinin az olmasi tra$i kolayla$tirir.

Gunluk tra$ olmayi planliyorsan Gilette Mach 3 gayet guzeldir. Muadillerini de tercih edebilirsin. Denemedim fakat 5 bicak falan artik i$in abarti boyutu gibi geliyor.
0
dengesiz pamuk
(07.02.09)
Gillette BlueII Plus. Kullan at tarzı 4 lü 8 li paketlerde satılıyor, başlık değiştirmeyle uğraşmıyorsunuz.
0
mario64
(08.02.09)
aslında çok gudik olacak ama ben yine de seçenek sunmak adına yazayım. şu bakkallarda satılan dandik permatiklere, ağzındaki plastik kısmı kırıp ustura etkisi yaptırtabiliyorsun. ben bi ara denemiş ve iyi sonuç almıştım. şu ara çok kesmem gerekmiyor o yüzden berberde hallediyorum.
0
buzkran
(16.02.09)
(14)

Windows'tan linux'a göç (windowsça soru soracağım linuxca karşılık verecek site vs.)

can see
Windowstaki şu iş linuxta böyle yapılır diye bir kılavuz.bana linuxu sıfırdan öğretmesin.zaten iyi bildiğim windows hedesinin linuxtaki karşılığını versin.sorum şu DEĞİL --> hangi program nasıl kullanılır?sorum şu --> sistem idaresiyle ilgili windowsça soru soracağım linuxca karşılık verecek site, k
Windowstaki şu iş linuxta böyle yapılır diye bir kılavuz.
bana linuxu sıfırdan öğretmesin.
zaten iyi bildiğim windows hedesinin linuxtaki karşılığını versin.

sorum şu DEĞİL --> hangi program nasıl kullanılır?
sorum şu --> sistem idaresiyle ilgili windowsça soru soracağım linuxca karşılık verecek site, kaynak (ingilizce olabilir)

örnekler:
msconfig'in karşılığı ne?
servislerin karşılığı ne?
regedit karşılığı ne?

windowsça bir şey yazacağım. hemen linuxcasını gösterecek. gerisi önemsiz.


soruyu güncelledim. orijinali altta
----------------------------------------------------------------------------------
windows'a hakim kullanıcının linux üzerinde tam hakimiyet kurabilmesi için kılavuz?
adamlar sıfırdan bilgisayar öğretmeye çalışıyor.
bana lazım olan windowsda şöyle yapılan linuxda böyle yapılır kataloğu gibi bir şey.

ingilizce olabilir.
arama için anahtar kelimeler olabilir ki aklıma gelmiyor şimdi.
(duyuruda aradım, yok)
0
can see
(07.02.09)
desdinova
(07.02.09)
ya işte sorun bu.

bilgisayara yeni başlamıyorum hatta oldukça ileri seviyedeyim.
verdiğiniz link bana sıfırdan bilgisayar öğretmeye çalışan sayfalar.

aradığım:

windowsta şu iş ---> linuxta böyle yapılır.
0
🌸can see
(07.02.09)
windowsta google ---> linuxta google
0
redlinetheturk
(07.02.09)
tamam.
isterseniz siteyi kapatsınlar. google'a linklesinler.

soru spesifik bir sorudur.
isteyen ingilizce keywords ler verebilir google için. örnek: sıfırdan linux öğrenmek isteseydim "start form scratch" işimi görürdü.
0
🌸can see
(07.02.09)
daha da spesifik olarak sorarsanız daha rahat cevap verilebilir aslında. alan çok geniş çünkü. bir de önce linux kursanızda ondan sonra sorun yaşadığınız şeyleri sorsanız daha rahat öğrenirsiniz bence. zaten kurduğunuz dağıtımın forumlarında istediğiz bilgiye ulaşırsınız. ama okumak içinde www.belgeler.org fena değildir
0
genc irisi
(07.02.09)
işte windowstaki ne işler? genelde ne yapıyordunuz? örn oyun oynamak, film izlemek, ofis uygulamaları, genel bilgisayar administre faaliyetler de iş, program geliştirmek, server koşmak, grafik tasarım, 3d tasarım da iş.
0
lhun
(07.02.09)
sorum şu DEĞİL --> hangi program nasıl kullanılır?

sorum şu --> sistem idaresiyle ilgili windowsça soru soracağım linuxca karşılık verecek site, kaynak (ingilizce olabilir)

örnekler:
msconfig'in karşılığı ne?
servislerin karşılığı ne?
regedit karşılığı ne?


windowsça bir şey yazacağım. hemen linuxcasını gösterecek. gerisi önemsiz.
0
🌸can see
(07.02.09)
@can see
soruyu ilk sorduğunuzda yeterince spesifik değildi. windows'ta "uzman" olan biri google vasıtasıyla her/çoğu şeyi bulabilir.
mesela msconfig in linux diye arattım. ilk çıkan şey ubuntuforums.org idi. bana ayar vermeye çalışana kadar yazdığım şeyi uygulasaydınız eminim ki ihtiyacınızı karşılardınız.
0
redlinetheturk
(07.02.09)
elmayı armuta çevirmeye çalışmadan önce ikisini de elinize alıp yoklayın bence.
0
safepassage
(07.02.09)
yes=evet
no=hayır

bu elmayı armuta çevirmek demek değil. bir dili başka bir dile çevirmek. apple ve pear birbirine çevrilemez.

soru basit.
windows linux karşılaştırmalı sözlüğü, kılavuzu.


dünya üzerinde en az bir proje bunu denemiştir. onu arıyorum.
0
🌸can see
(07.02.09)
@can see
sen çok yanlış yerden girdin olaya. linux windowsla aynı mantıkla çalışmaz,yönetilmez o yüzdende tam anlamıyla regedit in tam karşılığını bulamazsın. en güzeli seninöncelikle başlangıç için ideal ubuntu,pardus gibi bi dağıtım kurman. ondan sonrada eğer istersen kurulumu 2-3 günü bulabilen ama tüm ayarlarını kendin yapabileceğin gentoo gibi fantastik bi dağıtımda kurabilirsin.

okuma içinde elinin altında linux kurulu olmadan bişeye yaramaz o yüzden çok kafaya takma.önce kur ondan sonra zibil gibi wiki,forum,ücretsiz dağıtılan e-booklar var.

yani kısacası windowsdaki bilgini bi kaç sayfa bişey okuyarak aynen linux e aktaramassın.tabiki deneyimin faydası olur ama önce kullanman görmen lazım.
0
genc irisi
(07.02.09)
evet olabilir.

yine de bu konuda karşılaştırmalı bir referans olmalıydı.
hayret.
0
🌸can see
(07.02.09)
o vakit google a "linux administration" yazıp okumaktan başka çare yok. iki sistemin mantıksal olarak çok farklı bir yapılanması olduğundan bizzat karşılık olarak bulacağın şey azdır.
0
lhun
(07.02.09)
deli ettiniz beni...
soru hala açık.
0
🌸can see
(09.01.10)
(21)

Sevgililer günü çıkma teklif edilir mi?

genc irisi
sevgili ahalişimdi uygun bir bayan ve uygun bir bey olsa(bi arkadaşım tabi ki:)) bu bey sevgililer gününde açılsa nasıl bir durum olur.çok klasik ve çok da dandik olur bana göre ama bende yaratıcılık ve cesaret sınırlı olunca fikirler de bu düzeyde oluyor tabi. şimdi bayan böyle bir durumda ne düşün
sevgili ahali
şimdi uygun bir bayan ve uygun bir bey olsa(bi arkadaşım tabi ki:)) bu bey sevgililer gününde açılsa nasıl bir durum olur.çok klasik ve çok da dandik olur bana göre ama bende yaratıcılık ve cesaret sınırlı olunca fikirler de bu düzeyde oluyor tabi. şimdi bayan böyle bir durumda ne düşünür ne dersiniz. bari bir gün sevgili olalım ezikliği gibi mi görür hoşuna da gidebilir mi? ayrıca klasik geyiği de yapmadan bırakmam ilerde bi de aynı gün evlenme teklif edersen hediye masrafından ve unutma derdinden kurtulmuş olurmuyum (oehh artık)
ayrıca want2die abime selamlar saygılar :)
0
genc irisi
(07.02.09)
bence en iyi gün. bugün teklif etmezsen marta kadar teklif edemezsin. etsende "hayvan hediyeden kaçtı" derler
0
enter saltman benim
(07.02.09)
bence şahane bi fikir. bende de benzer bi durum var da kendimi de gaza getiriyorum bi yandan.
0
rectoa
(07.02.09)
@enter saltman benim hakkaten seninkide güzel yaklaşım haklısın...
@rectoa zaten bende aynı şekildeyim kendimi gaza getirmeye çalışıyorum
0
🌸genc irisi
(07.02.09)
lisede tam o gün etmiştim. hem de nasıl. kız benim sayemde okulda popüler olmuştu. kabul etmemişti orası ayrı ahah. ama herkes takdir etmişti. onaylıyorum yani.
0
deckard
(07.02.09)
bakalım hangimizin ki kabul edecek :)
0
ferishtah
(07.02.09)
Olur olur, neden olmasın :)
0
betty puf puf
(07.02.09)
15 şubatta bu duyuru altında buluşup sonuçları bildirelim. şansımız bol olsun lan. elimi tutun.
0
rectoa
(07.02.09)
@rectoa 15 şubatta bi de sonuçlar diye bi duyuru açıcaz artık. lan bi de hediye almak lazım gelir demi eğer kabul ederse hemen yapıştırırız al datlım diye. yalnız kabul etmesse o zaman hediye işi kötü patlar hediye işine ne diyosunuz peki

@mrtksn
evet biraz aceleye gelme durumu var.bak şimdi de gözüm korktu hemen iyi mi :)
şu önümüzdeki bir haftada gerekli atılımları yapamazmıyız ki acaba
0
🌸genc irisi
(07.02.09)
hediyeye gerek yok bence. kendimi hediye ediyorum lan daha ne olsun ehe :)

@mrtksn: prensipte büyük ölçüde anlaşıldı, maça çıkmak kaldı sadece.
0
rectoa
(07.02.09)
1.yalnız sizin durumlar tam olarak nasıl?
2.o gün kızla görüşebileceğiniz ne malum?elinizi çabuk tutun da kızlar o gün başka bir programım var demesinler.
3.bir de hanımlar ile nerede buluşacaksınız,vs.?
4.planınız ne kafanızdaki kızlara nerede,hangi ortamda böyle bir teklifte bulunmayı planlıyorsunuz?
5.her ne olursa olsun şu an için hediye olarak hanımlara "pembe gül buketi" vermeniz en iyisi olacaktır,kırmızı biraz fazla klasik ve abartılı olur çünkü daha karşı tarafın cevabını almadınız.11 adet olmasını tavsiye ederim buketteki gül sayısının.bir de bu pembe gül kimi zaman zor bulunabiliyor,çiçekçinize bir an önce talebinizi bildirin.
0
skplgl
(07.02.09)
daha onceden sevgililer gununde basbasa bulusma teklif edersen kabul ederse zaten olay bitmis demektir. hediyeyi ona gore dusunursun. ama boyle 14 subat pazar gunu ayni ortamdayiz zaten dersen bilemem istedigin gibi gitmeyebilir.
0
recursion
(07.02.09)
abi nacizane görüşüm şu ki; birer hediye alın ve çıkma teklifini o şekilde yapın. yani hediyeyi verin bu ne fln derse " sevgililer günü " hediyen deyin ve gülümseyin ( ne bileyim bişi yapın öle sap gibi " hediyen bu evet " şeklinde kalmayın yani. hediyenin yanında güzel 1 4lük de olabilir - olmayabilir de- .
0
charlesbukowskiineksi
(07.02.09)
bence bugünden söyleyin, olmazsa sevgililer gününde başka hatunla denersiniz şansınızı :))
0
izaleisuyuu
(07.02.09)
hatun bekarsa, o gün sevgilisi olan tüm arkadaşları planlarından vs bahsetmiş falan ortam bir sevgi hippi ortamına dönmüş olacğından kendini yalnız hissedecektir zaten, normal koşullarda kabul edeceğini varsayıyorsan, bu gün teklifinin üstüne atlayacaktır.

"varım diyorrr!"
0
lhun
(07.02.09)
bence de 14 şubat şirin gelebilr. gerçekten mana içeren bir armağan ve güzel sözlerle kabul etmesini sağlayabilirsiniz.

ben gaza gelip kabul etmiştim mesela , sonra ayrıldım gerçi ama şimdi konu o diil:))
0
yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin
(07.02.09)
$oyle de bi$ey var ki ben gecen sene 15 $ubatta ili$kime ba$lami$tim :))
$imdi ne bok yicem bilmiyorum. en guzeli hediyeleri birle$tirmek ahaha
0
anakinskywalker
(07.02.09)
ben daha hayal aşamasındayım ama tabi kendi kendime gelin güvey olcak kadar da hayal deyil tabi. cebe sığcak boyutlarda bi hediye almak lazım aslında :) çiçek bile taşıyamayan bi insan olarak olaki tersler beni elimde kutuyla/çiçekle kalırım acayip içime oturur
0
🌸genc irisi
(07.02.09)
teklif yok...teklif ne yahu..iş anlaşması mı yapıyosun, yaşlar 16 degil artık :) gerekli koşul ve ortamı hazırlayabiliyosan zaten kendiliğinden oluşur o durum... romantik bi ortam, bi şişe şarap, güzel muzik...yavaş yavaş yaklaş, sonrasını da ben anlatmiyim zaten=)
0
wishborn
(07.02.09)
bayan ne, çıkma teklifi ne la?
0
nano mercy
(07.02.09)
sevgili dostlar haklısınız iş anlaşması değil katılıyorum ama türk kızı teklif bekliyor. e bende de mallık olunca işler bi türlü olması gerektiği gibi olamıyor. zaten sevgililer günü buluşabilirsek bişeyler olur diye bekliyorum. kafamda iki olası alkollü mekanda var artık şarap gelcek ben bi şişeyi içince bişeyler olur herhalde :D
0
🌸genc irisi
(07.02.09)
çıkma teklif etmek kadar saçma bir şey yoktur. bir şey olacaksa hareketlerden ve yakınlaşmalardan bellidir, elini tutabilirseniz ve buna karşılık alırsanız bu daha iyidir, ya da benzeri şeyler...
0
alkolikfedai
(08.02.09)
(6)

Anneannem için sesli kitap kasedi

joker the one
Anneannem için sesli kitap kasetleri arıyorum. Yalnız internetten indirilebilecek formatlar ve cd ler işimi görmüyor. Kasetçalarda çalınabilecek bant formatında bir sesli kitap arıyorum. Nereden bulabilirim sizce?
Anneannem için sesli kitap kasetleri arıyorum. Yalnız internetten indirilebilecek formatlar ve cd ler işimi görmüyor. Kasetçalarda çalınabilecek bant formatında bir sesli kitap arıyorum. Nereden bulabilirim sizce?
0
joker the one
(04.02.09)
çeşitli görme engelliler kütüphanelerinden bulabilirsin. İstanbuldaysan eğer bakırköy belediyesinde ve boğaziçi üniversitesinde var böyle birimler lakin satarlarmı bilmiom.
0
bilgisayar ogretmeni
(04.02.09)
milli kütüphanede var diye duymuştum. en olmadı kitap dinletisi günleri var, ona gidebilirsiniz :)
0
guzelmarmara
(04.02.09)
eğer netten mp3 indiririm bunu cdye çeker ordan da kasetçalara kaydederim dersen, denizbank'ın sesli edebiyat öyküleri var 20 cd
www.turkekol.org
eper giremezsen bu da google önbelleği
74.125.77.132
0
edip
(04.02.09)
istanbul büyükşehir belediyesinin eyüp de bir kütüphanesi var diye aklımda kalmış ibb nin sitesine bir girerseniz linki vs vardır
0
dr.ramiz
(04.02.09)
anneannenin bildiği diller neler? [iş mülakat sorusu gibi oldu ama neyse..] ingilizce dersen tonla var zira.
ayrıca dijital formatta olmasını dert etme, mikrofon girişi olan ve kaydetme özelliği olan bir kasetçalarla bilgisayarından neredeyse kusursuz kaydedebilirsin.
0
lhun
(04.02.09)
Garip belki ama evimde müzik seti v.b yok müzik dinlemek cd çalmak v.s için hep bilgisayar kullanıyorum. Anneannemin ise bildiğimiz eski tip kaset çaları var teknoloji bakımından biraz yoksunuz yani:)İngilizce de bilmiyor.
Bir ara Şu çılgın Türklerin kasedi çıkacak diye bişey duymuştum, aradığım tam da öyle bişey.
Kütüphanelerde şansımı deneyeceğim, teşekkür ederim arkadaşlar.
0
🌸joker the one
(06.02.09)
(6)

nasıl desem de anlatsam

passion rules the game
şimdi sorun şu:onca ölçüp tartmadan sonra psikologa gitmeye karar verdim. yalnız henüz öğrenciyim tabi, aileye söylemem lazım. ne desem de gitmek istiyorum diye anlatsam bilmiyorum. olan biteni anlatamam çok detaylı ve uzun olaylar, lakin niye diye soracaklar. ne desem de çok kasmadan ikna etsem?he
şimdi sorun şu:
onca ölçüp tartmadan sonra psikologa gitmeye karar verdim. yalnız henüz öğrenciyim tabi, aileye söylemem lazım. ne desem de gitmek istiyorum diye anlatsam bilmiyorum. olan biteni anlatamam çok detaylı ve uzun olaylar, lakin niye diye soracaklar. ne desem de çok kasmadan ikna etsem?

he evet gitmek istiyorum desem gönderirler ama cesareti toplamak lazım. bir de seans ücreti ne kadardır bu kişilerin?
0
passion rules the game
(03.02.09)
seans ücretini bilmiyorum ama aileyi inandırıcı sebep bulunur yaw. nefesim daralıyo dersin, sınavlar bunalttı beni kafam gidip geliyo yanlış şeyler yapmaktan korkuyorum dersin, bu aralar çok sinir sahibiyim, tüm arkadaşlarımla kavga edip onları kırıyorum ve asosyal hale geldim dersin, kısaca depresyondayım galiba ama sebebini bilmiyorum, dünya üzerime geliyor dersin. onlar anlar durumunu sanırım zaten.
0
hevipeyra
(03.02.09)
seansı 100 ytl olan da var 300 ytl olan da var. mekandan mekana değişir.
0
deckard
(03.02.09)
400 olan da var. tabi kimseden bu parayı alabildiklerine inanmıyorum istisnalar hariç olmak üzere. bu arada şöyle bir şey olabilir: seans eşit değildir 60 dakika.
0
can see
(03.02.09)
kendi kendime halledemediğim ve tanıdığım biriyle paylaşmak istemediğim sorunlarımdan ötürü psikoloğa gitmeye ihtiyacım olğunu düşünüyorum deyin. bahane üretmeyin. bu hem ailenizi üzer (üreteceğiniz bahane nedeniyle akılları karışır, ne yapacaklarını bilemezler)hem de sizi (yalan söylemek yorar hem zihni hem de kalbi). ücret konusu değişken, muayenehaneye veya hastaneye gitmenizden doktorun bilinirliğine kadar geniş bir spektrumu var. önce ailenize söyleyin, para işini daha sonra düşünün.

yok ailenize söylemek istemiyorsanız, okulunuzdaki hizmetten faydalanarak başlayabilirsiniz. onlar sizi yönlendireceklerdir bir yerlere eğer gerçekten ihtiyaç varsa.
0
endless dream
(04.02.09)
espri olsun diye demiyorum da, "herkes gidiyo lan bi ben kaldım" deyin. Çevrem bana böyle hissettiriyo zaman zaman.
0
frank n furter
(04.02.09)
aileni ikna etmek için illa sebebini anlatman mı lazım?
onlara aynen bunu söyle. ısrar ederlerse "işte bu yüzden! dertlerime saygı duymayan, değer vermeyen sizler yüzünden gidiyorum. kişiliğime saygı duymuyorsunuz, beni sürekli örseliyorsunuz" gibi kelime oyunları / duygu sömürüsü ile hallet :) (abartı mode on)

şaka bir yana, pardon da neyin cesareti? çarmıha mı gerecekler, yakacaklar mı? boğazın ağrıdığında doktora gitmeden cesaret gerek diyor musun?

araştır bul karar ver kime gideceksen, fiyat al, sonra
direk aileye git "ben psikoloğa/psikyatra gidiyorum, seans başı şu kadar, ayda da şu kadar gideceğim, parayı veriyor musunuz, vermiyor musunuz?" de bitsin gitsin. baktın çok sıkıştın, yine çözüm dürüst olmakta: "size bunu ne zamandır sormak istiyorum ama öyle bir ruh halindeyim ki bunun için bile çekiniyorum, lütfen çok soru sormayın, endişelenmeyin de, bir süre sonra herşeyi anlatırım" da diyebilirsin.

bu kadar gazı verdikten sonra, "uzun ve detaylı olaylar" dediğinin karı kız meselesi olmadığını umuyorum :)
0
lhun
(04.02.09)
(10)

İntiharın eşiğindeyim...

sensei
Memleketimin ücra bir ilinde yüksek lisans yapıyordum. Babamın yüz kızartıcı bir suçtan dolayı tutuklanmasından ötürü okulu bıraktım. Memlekete geldim. Annemin kardeşlerimin durumu çok vahim. Tüm bunlara karşın ayakta durmaya çalışıyorum. İçim kan ağlasa da onlara destek olmaya calışıyorum. Durumu ö
Memleketimin ücra bir ilinde yüksek lisans yapıyordum. Babamın yüz kızartıcı bir suçtan dolayı tutuklanmasından ötürü okulu bıraktım. Memlekete geldim. Annemin kardeşlerimin durumu çok vahim. Tüm bunlara karşın ayakta durmaya çalışıyorum. İçim kan ağlasa da onlara destek olmaya calışıyorum. Durumu öğrenip memlekete geldikten sonra evde uyuduğum ilk gece ertesi gün canıma kıymaktan başka çarem olmadığını düşündüm. Fakat annemin elindeki az bir parayla, "oğlum bu parayla okuturuz seni. okulunu bırakma." demesi bile onlar için yaşamam gerektiği gerçeğine inancımı artırdı. Ama tabi her zaman bu inancı yaşabilecek hassasiyette olamıyorum. Babamın mali müşavirlik yapıyordu fakat tutuklu bulunduğu için büronun işleri yürümüyor. Dolayısıyla başkasının adına devredeceğiz büroyu.

Şu yaşıma kadar baba parası yedim doğru düzgün bir sorumluluk almadım birçok konuda. Ne yapacağımı bilemez haldeyim. Etrafta kim dost kim düşman bir şekilde ortaya çıkıyor. Yanında çalışanlar bile %50 hisse istiyorlar orada işleri devam ettirmeleri karşılığında ki bu aldıkları maaşın 3 katına tekabül ediyor. Bir yandan aileme destek olmaya çalışıyorum bir yandan ortada kalmamak adına gelir kaynağını ayakta tutmaya çalışıyorum. Bir yandan hukuki süreçle ilgilenmeye çalışıyorum. Bulunduğumuz yerden taşınmayı düşünüyoruz. Fakat büro dışında bir gelir kaynağımız yok. Benim askerliğim ise iki yıl kadar sonrasına tecilli. Şu yaşıma kadar mali müşavirlikten başka bir iş düşünmemişken kpss, polislik, özel sektör vs. başka bir ilde bir düzen kurup ailemle yaşamayı düşünüyorum. Smmm stajı için de başvuruda bulunmuştum fakat ilk girdiğim sınavda kazanamadım. İnanın ne yapacağımı bilmiyorum şimdi sorumlara gelecek olursam,

-Kendime bir yol haritası çizemiyorum. Etrafımdaki tüm insanlar öyle ya da böyle başımızdaki bu felaketten kötü bir şekilde etkilenmiş olduğundan kimseden doğru dürüst bir fikir alamıyorum. ve insan böyle durumlarda birilerinin yönlendirmesine çok çok fazla ihtiyaç duyuyor.Kimisi tecilini bozdur askere git gel iş ara diyor. Kimisi sınavlara çalış başarılı olamazsan askere gider gelir iş bakarsın diyor. Kimisi smmm için hazırlan diyor. Kimisi büronun başında dur işleri yürütmeye çalış diyor. Fakat babamın durumundan ve bulunduğumuz il küçük bir yer olduğundan dolayı dışarıya çıkarken bile tedirgin oluyorum. Kendim ve ailem adına ne yapmalıyım?

-Bir diğer sorum ise babamla ilgili. kısaca belirteyim ama hukuk bilgisi olan arkadaşlar daha ayrıntılı bilgi almak buna göre de cevap vermek isterse -ki çok sevinirim- aşağıdaki mailimden de ulaşabilirler. Babamın avukatı, gizlilik kararı olduğu için şikayetçinin ifadesini okuyamadığını/ulaşamadığını söylüyor. Bir başka avukat ise gizlilik kararı mahkemede uygulanır. Avukat karşı tarafın ifadesini okur, dilerse kopyasını da alabilir diyor. Gizlilik kararı olan bir davada şikayetçini ifadesi okunamaz mı bir şekilde?

Konuyu çok dağıtmış olabilirim ama aklım başımda değil, aklıma ne geldiyse yazdım. Okur, ilgilenir, cevap yazarsanız çok sevinirim. Son olarak şunu söylemek istiyorum: hayatım boyunca ne benim ne ailemin, ne avukat, ne mahkeme, ne de cezaevi ile hiç bir ilgisi olmamıştır. Fakat babamla görüşmeye gittiğimde gördüm ki cezaevi kadar kötü bir yer olamaz. Allah kimseyi bu durumlara düşürmesin. Bir gün birine zarar vermeyi ya da kanuna aykırı bir iş yapmayı düşünürseniz, ilk önce gidin bir cezaevlerinin halini görün ondan sonra karar verin.

[email protected]
0
sensei
(25.01.09)
öncelikle babanızın yaptığı ve sizin haberiniz olmayan bir şeyden dolayı insan içine çıkmaktan gocunmamanız lazım.sizin elinizde olan bir şey yoktu bu konuda anladığım kadarıyla.
bence yüksek lisansı bırakmayın, devam zorunluluğunuz yoksa hem çalışabilir hem de okula devam edebilirsiniz sanırım.yerel gazetelerden iş ilanlarına bakabilirsiniz, bir nevi maddi destek olabilir bu.
ve intiharı sakın düşünmeyin, anneniz için en azından.
geçmiş olsun.
0
neverending nightmare
(25.01.09)
yüksek lisansı dondurmak da mümkün olabilir belki ya da yönetimle konuşup ne yapılabileceğini sormak? bu durumda okul insanın aklına son gelen şeydir muhtemelen ama tam da her şeyin belirsiz olduğu bir dönemde sabit bir hedef olması açısından iyi gelebilir belki... biraz sakin olmaya çalışıp bir nefes aldığınızda o kadar zor gelmez belki her şey, her şeyin bir çözümü var gerçekten, gerçekten var, biraz sabır sadece...
0
juste encore une minute
(25.01.09)
gizlilik kararı şikayet dilekçesinin okunması için engel değildir, şikayet dilekçesinde yazanları bilmeden nasıl savunacak adamcağız kendisini. hemen başka bir avukat bul acele et...
bana sorarsan büroyu da sal gitsin, hem zaten o çalışanlar seni ayaküstü bi güzel sikerler afedersin. ne olduğunu bile anlayamazsın oradan da batarsın hatta bi bakmışsın babanın yanındasın. çok ciddiyim git kendine bir iş bul yuksek lisansı da siktiret, işlerini yoluna koyunca yaparsın yukseklisansı. üniversite mezunusun iş bulursun, ben öğrenciyken bile asgari ücretin2-3 katı maaşlarla iş bulabiliyorum göreceli olarak az para gibi görünebilir ama bu parayla idare edebilirsin.
zaten eviniz vardır kira ödemezsin, babanın arabasını da sat bir süre onunla idare et.
boşver babanın şirketini, baba parası yemeden de yaşarsın o kadar da zor değil.
allah sabır versin
0
zubundy
(25.01.09)
büroyu ayakta tutmaya çalışın buraya net geliri varsa işçilerin istedeğini yapın yada tazminatsız çıkarma gibi bişeyler varsa çıkarın işten bu memlekette mali müşavir bürosunda çalışacak insan çok benim tek önerim büroyu kapatmamanız
0
enter saltman benim
(25.01.09)
öncelikle geçmiş olsun.. baban zaten mali müşavir sen de yüksek lisansını ilgili bir alanda yapıyorsun.. lisans bittiğine göre işleri devralabilirsin, büronuzun işletiminde herkes yerinde kalır, kimseye yüzde vermene gerek olmaz, işlerini sürdürmeye devam etsinler, babanı haftada bir görebiliyorsun değil mi, ona öncelikli işleri sorabilirsin.. danışman gereken kişileri de belki.. aileniz söz konusu olunca o da daha çabuk toparlanabilir..

askere şimdi gidilmez.. en çok birarada durmanız gereken zamanda.. sen de yapamazsın askerde, düşün düşün, suçluluk da hissedebilirsin..
serinkanlı durmakta fayda var.. okulu dondurmayı deneyebilirsin .. ailesel nedenler sayılıyor, babanın hapiste olması gayet kabul edilebilir bir neden.. böylece yüksek lisasın da yanmaz..
bu arada avukatınız dışarıdan çok güvenilir gelmedi.. ikinci bir avukat bulabilirseniz, benzer süreç yaşamış insanların önerdiği, onu bırakıp diğerine yönelebilirsiniz.. sonuçta kötü olana vereceğiniz para ona gider..
0
at sikine konan kelebek
(25.01.09)
böylesi bi durumda birilerinin sağlamca ayakta kalabilmesi şart. aileniz için de bu kişi sizsiniz.. o zaman pes etmek hatta intiharı düşünmek hiç hoş değil. bunun bir ihtimal olmadığına inanmanız gerekiyor.

sıkıntılı durumlarda benim düşüncem, "düşünce kalkmasını bilmek" oluyor. eğer kafanızda bu varsa, gerisi zamana kalıyor. nasılsa köprünün altından çok sular akacak ve işler yoluna girecek. o zamana dek sabır ve metanet..

ne yüksek lisan ne de doktora yapmanın büyük bir getirisi var. anneniz duygusal davranarak sizi okutmak istiyor. ancak yüksek lisansı bitirmenin iş bulmada ne kadar yardımcı olacağı tam bir muamma. artık doktora yapsanız dahi en iyi alternatif, üniversitede kalmaktan başka bir şey değil. aylık 1.500 tl. için deymez.

ailenizin size ihtiyacı var.. sizin de kendinizi bulmanıza..
o zaman hacı bektaş'tan sizin için geliyor..
Ara bul !
Her ne ararsan kendinde ara!

sabır ve metanet..
0
kabablanka
(25.01.09)
Oncelıkle gecmıs olsun. ben bıle sıze cevap yazarken kac kere fıkır degıstırdım, zor gercekten. Bence bır ıs bulun. Sonucta elınızde dıplomanız var. Mutlaka bır ıs bulup para kazanmaya baslayabılırsınız. Hem oyalanacak bır sey, bu durumda sıze cok ıyı gelebılır. Aılenın dıger fertlerı de ıstıyorsa tasınmak da mantıklı olabılır. Kardesınız vs var mı, sızden baska eve maddı gelır saglayabılecek bırılerı var mı bılemıyorum ama varsa ustunuzdekı yuk bıraz daha hafıflemıs olur. Annenızın destegı ve soyledıklerı bence bır ınsana yasama gucu vermeye yetecek kadar ozverılı ve guven dolu sozler. Oncelıkle boyle bır anneye sahıp olmanızın kıymetını bılın. Onumuze cıkan her guclukte vazgececek olsaydık pek cogumuzun yolu cok kısa surerdı emın olun. Her seyden once tum bu gucluklerı bırlıkte atlatacagınız bır aılenız var, bunu aklınızdan cıkartmayın. Mucadele etmesı gereken sadece sız degılsınız. Hep beraber altından kalkacagınız bır surec bu. Onlar gıbı sız de pes etmeyın, bır aradaysanız butun yuku de yuklenmenıze gerek yok, herkes payına dusenı elınden geldıgınce yapmaya calısır, kendınızı yalnız hıssetmeyın.
0
think martini
(25.01.09)
mücadele etmelisin, emin olki her şey çok berbat gözüksede sanki hiçbir çıkış yokmuş gibi gelsede her şey bir an sonra değişmeye başlıyor ve bu kadar kötü durumlardan sıyrılıpda ayakta kalabilince kendisiyle gurur duyuyor insan, bu duyguyu tadana kadar mücadele etmek ,böyle vefalı bir aile için , zaten bir zorunluluk. mücadele et kardeşim.
0
bir zamanlar cocuktum
(25.01.09)
babanla görüşebiliyor musun? onun fikrini alma şansın var mı? onun önerileri nedir?
0
lhun
(25.01.09)
arkadaşlar, hepinize cevaplarınız için teşekkür ederim. bunları okumak bile bir şekilde manevi destek sağlıyor.

@lhun, sadece bir kez görüştüm. haftada bir kez görüş oluyor telefon üzerinden o da kısıtlı bir süre. olayın şokundan bunları konuşmaya fırsat olmadı. onunla da konuşacağım tabi fırsat kalınca..
0
🌸sensei
(26.01.09)
(7)

akraba evliliği ile ilgili..genetikçi,mendel yazarlar el atın!

peaceful easy
kafamı kurcalayan şu...1.derece akraba evliliğinden dünyaya gelmiş sağlıklı bir bireyle yapılan evlilikten dünyaya gelecek çocuğun genlerinde arıza çıkma ihtimali varmıdır.. yani fiziksel veya zihinsel bir özrü olması ihtimali.. bu sadece akrabaların aralarında yapmış oldukları 2 ihtimalli riskli bi
kafamı kurcalayan şu...

1.derece akraba evliliğinden dünyaya gelmiş sağlıklı bir bireyle yapılan evlilikten dünyaya gelecek çocuğun genlerinde arıza çıkma ihtimali varmıdır.. yani fiziksel veya zihinsel bir özrü olması ihtimali.. bu sadece akrabaların aralarında yapmış oldukları 2 ihtimalli riskli bir süreçmidir yoksa bir nesili sağlıkla atlayıp diğer bir nesille kalıtılması ihtimali varmıdır...

önemli olan noktayı tekrarlıım.. ürenilecek bireyin herhangi bir özrü yok gayet sağlıklı...ebeveynleri birinci derece kuzenler ama..

nesil aktarımı...şakası olmaz...:))

sözlüğün mendelleri....el atın...!!!
0
peaceful easy
(25.01.09)
bunu forumlarda bu tip yerlerde değil de bir genetikçiyle konuşsan daha sağlıklı olmaz mı? genetik yani sonuçta
0
oceano
(25.01.09)
zamaninda $ahsim icin hicbir akraba hususu olmamasina ragmen merak edip ara$tirdigim bir konu.
ayrinti vermeyecegim ama yanit b $ikki.

yani sende bir sorun yoksa bile, sen akraba evliligi yapmasan bile evet bu durum senin evladin ve torunlarin icin de azalan duzeylerde risk ta$iyor.
0
delikan76
(25.01.09)
birinci derece akrabayla evlilik ensest olur yahu???!!!!

bence baska riskler var burada. ayrica kalitimsal riskler gen havuzu genisledikce duser. yani iki ihtimalli bir surec degildir.
0
no avalon
(25.01.09)
@no avalon
amca çocukları, teyze çocukları evlilikleri ne bugün ne de geçmiş olarak ülkemizde az rastlanır şeyler olmadığına göre ensest de olsa alışıldık görüntüler.
@peaceful easy
hiç alanıma girmeyen bi konu olsa da genler, akraba evliliği torunları( ne garip bir tabirdir bu böyle) var çevremde henüz gözle görülür genetik bir rahatsızlıkları yok. ancak risk her zaman var zannedersem.
0
prodeq
(25.01.09)
@prodeq,

birinci derece anne baba cocuk falan oluyor, iyice ensest oluyor. dedigin gibi digerlerine alistik. arkadas muhtemelen amca/teyze cocuklarini kastetti. insallah.
0
no avalon
(25.01.09)
wikipedia da falan ensest çiftleşmeye dair caselere bir bakabilirsin aslında. problem şu, abartıldığı kadar kötü değil, ama denildiği gibi bozuk çekinik genlerin varlığında, ortaya çıkma ihtimalleri arttırılır ne yazık ki. dolayısıyla bir risk artışı var.

biolojik havva / adem kavramlarını varsayıp, yakınsayan evrimi de yoksaydığımızda bir şekilde tüm insanlık olarak varlığımızı zaten enseste borçlu olduğumuz söylenebilir.

abi başka kız bulabiliyorsan onunla evlen derim :P :P
0
lhun
(25.01.09)
@no avalon
ben de arkadaş öyle kabul edince birinci dereceye kuzenleri dahil etmişim. tamam o halde problem yok o halen enseste giriyor senin dediğine göre :)
0
prodeq
(25.01.09)
(7)

Evrim aldatmacası

lhun
Evrim teorisini de bağlayan bir iki sorum var. Bazı sorularımın bizzat kendisi bile yanlış olabilir, takılmayınız.- Evrim sürecinde bir sudan karaya çıkma hikayesi vardır meşhur. Teoriler şu konulara nasıl yaklaşıyor tam bilgi sahibi değilim; bu sudan karaya çıkma öncesinde taksonominin herhangi bir
Evrim teorisini de bağlayan bir iki sorum var. Bazı sorularımın bizzat kendisi bile yanlış olabilir, takılmayınız.

- Evrim sürecinde bir sudan karaya çıkma hikayesi vardır meşhur. Teoriler şu konulara nasıl yaklaşıyor tam bilgi sahibi değilim; bu sudan karaya çıkma öncesinde taksonominin herhangi bir sınıfından bir canlı karada halihazırda yok mudur?

- Eğer yok ise, bu durumda örneğin bitkilerin de böyle bir geçişinden söz etmek gerekir. Nitekim "amfibik" (doğru tanımla akuatik) bitkiler vardır. Bunlar bu sürecin mirası mıdır, yoksa daha sonrasında mı adaptasyon geliştirmişlerdir?

- Bu da üçüncü soruya kaynak olur. Bu sudan karaya geçiş gibi hiç karadan suya mainstream bir geçiş olmuş mudur? Ufak çaplı adaptasyonlardan da bahsedilebilir ama daha büyük şeyler duyabilmek daha hoş olur.

- Sudan karaya geçişteki motiv tam olarak nedir? Hem oraya geçmelerini itekleyen, hem de geçtikten sonra var olmalarını sağlayan faktörler neler olabilir? Yine bahsettiğim gibi bu sırada bitkilerin ve diğer avlanılanların durumundan da söz etmek gerekebilir.

- Son sorum biraz alakasız. Amfibik hem suda hem karada manasında kullanılan bir kelime olsa da aslında taksonomide belli bir kırılımı işaret eder. Yine de genel kullanımıyla soracak olursak amfibik kuşlara örnek nelerdir? Penguenler vs. okey, benim merak ettiğim iki ortam için de çoğu özelliğini kullanabilen kuşlar. Mesela az önce gördüm (NatGeo) kuş hem uçabiliyor, hem suya full bir dalış yapabiliyor, 1 dakika kadar su altında kalabiliyor, ve ortalama bir çeviklikle su altında da lokomosyon yapabiliyor. [Hatta balık avlıyor suyun altında. Ayakları da perdeli]

Teşekkürler.

NOT: Duyuru başlığı geyiğine öyle seçilmiştir.
0
lhun
(25.01.09)
karabatak diye bir kuş var, hem uçuyor hem de çok iyi suya dalabiliyor. çok acayip.
0
tembel degilim useniyorum
(25.01.09)
hemen gidiyorsun ve google'a "fishzilla" yazıyorsun. çıkanları okuyorsun. sonra gidip bir yerlerden natgeo'nun fishzilla isimli belgeselini izliyorsun.

mevzubahis balık şöyle.

1 set met baraj dinlemiyor ve zıplıyarak önüne çekilen engelleri geçebiliyor.
2 suyun dışında yaklaşık olarak 1 günden fazla canlı kalabiliyor
3 kafasının üstünde az gelişmiş bir akciğer var ve gerektiğinde bununla solunum yapabiliyor (solungaçları da var yanlış anlaşılma olmasın)
4 yavruları doğduğunda ciğerleri gelişmemiş oluyor ve kendisi yavrularını sırt kısmında taşıyor. yavruları gelişsin diye yüzerken ve yavruları sırtındayken yüzeye çıkıyor ve cocuklarının akciğerlerini geliştiriyor.
5 karadayken inanılmaz bir iç güdüye sahip ve yılan hareketi yaparak ilerleyebiliyor
6 bulunduğu ortamı domine ediyor ve kendisinden başka balık bırakmıyor
7 etcil (diye hatırlıyorum)
8 yapılan bir deneyde bir havuza 5 tane koyup üstünü telle kapattılar. sabah geldiklerinde telin bir kısmı yırtılmış ve 4 balık oldukça uzakta bulunmuştu. birinin sıçrayıp vura vura açtığı delikten diğerleri de kaçmış. inanılmaz bir yaşama içgüdüsü var.

ağzım açık seyretmiştim.
0
atrin
(25.01.09)
@atrin: wow. dalabilen kuş değil ama adeta uçabilen balık :) bakacağım.
@tembel degilim useniyorum : işte aradığım buydu! bir tek isim :). saolasın.
önce google a karabatak yazıp taksonomik ismini alıyorum ; Phalacrocorax pygmaeus, sonra wikipedia da buluyorum; Cormorant, orada illaki türüne bir gönderme var; "seabird" imiş [niye aklıma gelmediyse daha önce], orada detaylarla kendimi besliyorum. özellikle "Pursuit diving" yapanlar tam "havada karada suda" elemanlar. ama bu genelleşme işte karada zor yürümeleri, uçarken çok enerji harcamaları gibi masraflarla geliyormuş. saolunuz.

diğer sorular boynu bükük duruyor ama :(
0
🌸lhun
(25.01.09)
@mrtskn : yine de bir başlangıç noktası bir de milyon yıl sürse de varış noktası düşündüğümüzde bir "yön"e dair birşeyler söylemek mümkün değil midir ki? ama evet söylediklerin de doğru ve gayet yanıltıcı çıkarımlar yapmaya çalışıyor olabilirim.

deniz memelileri sorularımı uyandıran nokta zaten.

o zaman aşağı yukarı cevap bulamayan sadece iki sorum kalıyor. kalacak gibi de duruyorlar aslında;
- deniz memelileri bu memeleri denizde mi yapmışlar :)
- denizden karaya bir geçiş olmadan önce karada halihazırda bir canlı var mı?

aslında ikinci soru dünyanın yaratılışına bile dayanabilir istemeden. ama bildiğim kadarıyla marsta vs. yapılan araştırmalardan da biraz destek alırsak, gayet tabi çok harsh koşulları a.k.a. kimsesiz bir kara ortamını, vatan bellemiş mikroorganizmaların varlığı olası idir.

ilgilenen herkese teşekkürler.
birdahaki programımızda dünyadaki tüm insanlar bir şekilde ölürse, geriye kalan apex predatorler evrimleşip bir alternatif insansı bir tür yaratabilir mi sorusunu tartışacağız :D
0
🌸lhun
(25.01.09)
www.evrimianlamak.org diye de guzel bir site vardir. Cogu ara soruna yanitlar bulabilirsin.
0
armish
(25.01.09)
Biyolojide okuyorum ben ama gayet kötü bir öğrenci olarak hatırladığım kadar ile açıklamaya çalışayım ben.

- Sudan karaya geçme hikayesi şöyle cereyan ediyor ki; sudan karaya geçiş, canlılığın gelişmesinden belirli bir süre sonra oluyor. Yanılmıyorsam da bu kısa bir süre değil. Karaya geçen canlılar büyük negatif etkenlerle karşılaşıyorlar (yerçekimi, az yoğun atmosfer vs.) ancak aynı zamanda pozitif büyük bir etken de var ki rekabet çok daha azalmış oluyor. Karaya ilk geçen canlının ne olduğunu bilmiyorum, primitif fotosentetik canlılar olduğunu tahmin ederim.

- Hem karada hem suda yaşayan bitkiden kastının ne olduğunu tam anlayamadım, bitkiler hareket edemez nitekim ancak nilüfer gibi su yüzeyinde yaşayıp, atmosfer ortamında solunum fotosentez yapıp köklerini suya bırakan bitkilerden bahsediyorsan, onların karadan suya dönüş yapmış olma ihtimali var. Ama bitkilerin sudan karaya bir noktada geçiş yaptığnı kesinlikle söyleyebiliriz.

- Yunus ve Balina gibi su memelilerinin karadan suya geri dönüşlü evrim geçirdiği kabul edilmektedir.

- 1. sorunda bunu söyledim sanırım. Çok büyük negatif etkilere sahip olsa da aynı zamanda rekabeti azaltan bir ortam sağlamış olması çok önemlidir.

- Amfibiler iki yaşamlılar olarak isimlendirilen bir biyolojik sınıftırlar. Denizden karaya geçen ilk omurgalı hayvanları oluştururlar. Kuşlar tamamen farklı bir sınıftır ve sucul yaşama adapte olmuş olabilirler. Ördek, Alabtros, karabatak, martı, penguen gibi bir çok kuş türü suyun altından avlanır, tüylerinin altındaki yağ tabakası ile ıslanmaya dirençlidir ve uzun süreler karaya konmadan yaşayabilirler. Bu onların iki yaşamlı ya da amfibik olduklarını göstermez.
0
kabal
(25.01.09)
@kabal : öncelikle süper cevaplar için teşekkürler. ehil birinden bilgi almak güzel oldu.
amfibik sınıf hakkında birşey teyit etmek istiyorum yalnız; evrimlerinin çıkış noktası öncelikle geçiş yapacakları ortama yüksek adaptasyon değil midir? dolayısıyla su kuşlarının durumunun amfibiklikle tamamiyle alakasız olmadığını söyleyebilir miyiz?
veyahut başka bir taraftan da sormak mümkün, sudan karaya geçen tüm türlerin bir amfibiklik döneminden geçtiğini savunamaz mıyız?
büyük ihtimalle kanıt bulması zor bir genelleme ama kulağa mantıklı gelmediğini söyleyemeyeceğim.
tekrar tşk.
0
🌸lhun
(25.01.09)
(3)

[Beslenme & Hayvanlar Alemi] Protein Orani ve icerigi

ermanen
1. Neden kurutulmus av eti, cig etten ve hafif ateste pisirilmis etten daha cok protein iceriyor? Yani ayni etin kurutulmusu, cig etten (hamindan) daha cok protein iceriyor, nasil oluyor?2. fok, mus, narwhal, beluga gibi kutuba yakin yerlerde yasayan ve kutup denizi baliklari gibi hayvanlarin eti ac
1. Neden kurutulmus av eti, cig etten ve hafif ateste pisirilmis etten daha cok protein iceriyor? Yani ayni etin kurutulmusu, cig etten (hamindan) daha cok protein iceriyor, nasil oluyor?

2. fok, mus, narwhal, beluga gibi kutuba yakin yerlerde yasayan ve kutup denizi baliklari gibi hayvanlarin eti acayip protein iceriyormus, sigir ve domuz etinden bile daha fazla yani... neden soguk bolge hayvanlari daha proteinli? (ha bir de bu hayvanlardaki proteinin kalitesi daha mi dusuk?)
0
ermanen
(25.01.09)
1. çok basit bir matematik. kurutulmuş et adı üzerinde suyu kaybetmiş et. haliyle 1 kilo kurutulmuş et, kaybettiği suya da bağlı olarak atıyorum 2 kilo normal suyunu kaybetmemiş ete tekabül eder.
ters anlatırsak 1 kilo kurutulmuş et için yine atıyorum 2 kilo normal eti kurutmak gerekeceği için, protein oranı da 1 kilo kuru ette 2 kiloluk et kadar olacaktır.

2. umarım bunu body building için sormuyorsundur :P fikrim yok , ama karşılaştırma adına mesela kurtlar (elma kurdu türevi kurtlar), tırtıllar vs. ağırlıklarına oranla benim bildiğim en yüksek protein kaynağıdır. hani soğukla ilgili bir korelasyon kurmak istediğinden ekleyeyim dedim.
0
lhun
(25.01.09)
ayni etin kurutulmusu ve cigi arasinda farki sordum ben, protein nasil artabilir ki. denature olmayi ben bile baska soruda cevapladim, burayla alakasini tam cozemedim.
0
🌸ermanen
(25.01.09)
protein miktarı değil de yoğunluğu artıyordur hani bu besin değerleri tablosunda hep 100 gram üzerinden hesaplanır ya. birinci cevaptaki gibi bence. yani 100 gram çiğ ette 10 birim protein varsa, 100 gram kuru ette (mesela kurumamış hali 300 gram çiğ ete denk geliyordur) 30 birim protein var deniyorsa bu bir illüzyon oluşturabilir sanki. ikisi de 100 gram ama çiğde 10 birim, kuruda 30 birim diye.
0
kibritsuyu
(26.01.09)
(21)

Para Kaptırasım Var

pascha d
efenim elimde değerlenirmek üzere duruma ve yatırıma göre 3 ila 4 bin tl bir para var.. ben bunu naapiim nası değerlenidirip çalıştırayım? bu fiyata arsalar oluyor mesela, dolar/altın almak yalan heralde bu ara.. nası güzel değerlenidirilir bu para?
efenim elimde değerlenirmek üzere duruma ve yatırıma göre 3 ila 4 bin tl bir para var.. ben bunu naapiim nası değerlenidirip çalıştırayım? bu fiyata arsalar oluyor mesela, dolar/altın almak yalan heralde bu ara.. nası güzel değerlenidirilir bu para?
0
pascha d
(23.01.09)
o paraya arsa bulursan isterse dağ başı olsun al. Gün ola harman ola..
0
hasanikisalakosmandört
(23.01.09)
altın asla kaybettirmez. yavaş değerlenir ama değerni yitimez. düşünebilirsin belki.

ya da bana ver, ben değerlendireyim :)) 3-5 ay sonra alırsın biraz daha fazlasıyla :P
0
bloom
(23.01.09)
kısa pozisyon mu alacaksınız uzun poziyson mu? günlük değerlendireceksiniz bankalarda bulunan fon alım/satımını öneririm. risk algınıza göre a veya b tipi fonu seçebilirsiniz. hangisinin performansı daha iyi derseniz, gazetelerin finans sayfalarını bir hafta takip edin derim. aldığınız fonu iki gün sonra bozdurabilirsiniz. birçok bankada bu işlemi atm'den yapabilirsiniz.
uzun vade düşünüyor iseniz (hani parayı koyayım, o işlesin ben uğraşmıyım her gün diyorsanız) 30 gün vadeli, otamatik uzamalı bir hesap açtırın derim.

o fiyata arsa varsa, çok uzun vadeli bir yatırımdır, yükselene kadar imar geçmesi falan gerekir. ama encümen'de tanıdığım var diyorsanız, o ayrı :)
0
no avalon
(23.01.09)
"3 ila 4 milyar tl bir para var"

3milyar tl varsa, bence bir finans danışmanı tut, benim san francisco dan ev al, ne bilim ye ye bitmez.
0
thefirstfbli
(23.01.09)
abi o paraya ev al sen bu krizde fiyatlar düşüktür(zor bir ihtimal krizden çıkarsak) 2-3 katına satarsın.
0
madrigal
(23.01.09)
şaka yapıyorsun sanırım.
0
karoyedili
(23.01.09)
siz verin bana o parayı, ben onu yatıracak güzel şeyler bulurum :P
0
alkolikfedai
(23.01.09)
trabzonspor hissesi al borsadan.
0
lacivert
(23.01.09)
bu ara hisse senetleri hariç bütün enstrümanlar maksimum veya yakın noktasında. (altın, dolar, euro, yen vs.) hisse senedi olayı da homojen bir şey değil, biraz ganyan oynamak gibi. birşey tavsiye edemiyorum bu şartlarda.
0
krasotkin
(23.01.09)
yurtdışından elektronik alet ya da designer çanta getirttirebilecek imkanın varsa, getirt , sahibinden , hepsiburada vs.. türevi bir sitede sat. Parça başı ortalama % 50 kar edersin.
0
sayinseyirciler
(23.01.09)
iddaa oynayın bence..
oranı "1.70" falan olan bir kupon doldurun. 4 milyarı da yatırın kupona..
1.70 lik oran bildiğiniz gibi çok çok zor ihtimalle yatar..
büyük ihtimalle tutar.. 1.70'i de tutturamıyorsan at kendini aşaği zaten..
4 milyar para anında 7 milyara çıkar..

sonra 7 milyarlık 1.70 lik oranlı bir kupon oyna..
11 - 12 milyara çıkar para..

sonra 12 milyarlık 1.70 lik kupon oyna..
hepsini kaybet.. soluya kal.. bi de soğuk su iç, pilav ye..
unutma çekirge bir sıçrar iki sıçrar.. üçüncüye yatar..
0
fuck milk get beer2
(23.01.09)
@fuck milk get beer2
hiç idda oynamadım futbol topu görsem bomba diye karakola götürürüm 1.70 lik falan anlamıyorum..
0
🌸pascha d
(23.01.09)
zamanınsa gazi mahallaesinde 8 bilezik bozdurulup alınmış bir arsa var 20 sene falan oluyor yaklaşık,alındıgında etrafında ev bile nadirdi şimdi gazi mahallesi gibi bir yer olmasına karşılık 250.000 ytl ye babamın oğluna satabilirsin.ha boyle olunca şu oluyor.şayet o 3-5 milyar senin için çok önemli değilse al bir arsa 300-400 metrekare çift daire üzerine bina yapılabilecek bir yer olsun. bekle 20 sene herşeyden çok kazandırır.
şimdi 8 bilezik kaç para eder ki ?
0
liberal
(23.01.09)
iddaa mı oynasın? şaka herhalde. insan 50tl yatırmaya kıyamıyor, değerlendirmek üzere ayırdığı bir parayı nasıl bir cesaretle yatırabilsin ki?
0
jack of hearts
(23.01.09)
çok daha kazançlı ve risksiz finans alternatifi varken ne iddaası ne bahisi?
0
tom riddle
(23.01.09)
bana ver. sevaba girersin.
0
fundamental
(23.01.09)
araban varsa git değiştir
0
enter saltman benim
(23.01.09)
altin bugun inanilmaz bir yukselis yapti. sabah yatirsan muhtemelen 100 200 civari bi getirisi olurdu.. ;)
0
polifonik osuruk
(23.01.09)
- altına yatırılabilir para. ancak zaten altın şu sıralar baya tavan yapmış durumda daha ne kadar yükselir bilinmez. sanırım küçük altın su sıralar 75 tl civarı. bu fiyattan aldığını düşünsek piyasayı cok iyi takip etmen lazım ki en ufak bir fiyat artışında mesela 76 tl ye çıktıgında en azından aldığın altının yarısını hemen elden çıkarmalısın. ama burda da önemli bir sorun var; kuyumcular ya da nereler alıyosa işte nakite çok ihtiyacları oldukları için altın falan bozmuyorlar ya da cok düşük fiyata bozuyorlar bunu göz önune almanız lazım.

- doların önumuzdeki günlerde 2 tl ye baya bi yaklaşacağı tum cevrelerce konusulmakta bunu da degerlendirme listene alman gerekir bence. ki bence de önemli bir yukseliş gösterecek dolar. euro için aynı seyi söyleyemeyeceğim.

- 3-4 bın tl ile borsayı asla ve asla tavsiye etmem.

- altın döviz bana ters abicim diyosan elinde mevcut olan bir seyin daha üst modellerine geçebilirsin. ne biliim madem canın para harcamak istiyor tüm sülalenı topla böyle guzel bir yerde onlarla beraber bir akşam yemeği yiyin. hem onları da mutlu etmiş olursunuz. hem 3-4 bın tl ye patlamaz size hem de çok da güzel olur bence.

- ihtiyacı olan bir yakınınıza borç verebilirsiniz.


akla ilk gelenler bunlar işte.
0
nen var kuzum
(23.01.09)
(bkz: forex)
0
dream endless
(23.01.09)
kesinlikle forex. çok basit; internet bankacılığı yaptığın bir bankayı seçeceksin, hislerine güvenip azar azar yedirerek pozisyon alacaksın, dilersen excelde falan tutabilirsin, kara geçtiğinde (makasla beraber) hislerine ve gidişata bakarak realize edeceksin, veyahut zarara geçersen sabredeceksin. en geniş parite marjinini 1.50 - 1.70 aralığında düşün.
ha burada günlüğü bırak neredeyse anlık hareketler yapmandan söz ediyoruz. çünkü çok kısa vade dalgalanmaların banka makasını geçtiği her an bir kar fırsatı, ve 3 günde duruma göre en az 1 - 2 defa rahat geliyor.
dolayısıyla ne kadar çok takip, o kadar çok hareket, ne kadar çok hareket, toplamda senelik %15 lik mevduat faizini geçme şansı o kadar yüksek.
ha baktın bir iki ayda toplamda o para ile en az %15 getirtememişsin, o zaman yatır mevduata.
senin paranın ölçeğinde çok alakalı olmasa da bence arsalar marsalar, emlak esas yalan olan; krizin sebeplerine dair biraz fikrin varsa farkedebileceğin gibi.
0
lhun
(23.01.09)
(3)

Basınçlı hava tüpü patlarsa ne kadar enerji açığa çıkar?

carc
Soru şöyle:Bir basınçlı hava tankımız var ve bu tank patlarsa açığa çıkacak enerji miktarını merak ediyoruz hep beraber. Bu tankın özellikleri:Şekil: SilindirHacim: 180ccBasınç: 200BARDış çap: 4cmEt kalınlığı: 3mmBoy: 45cmMateryal: ÇelikBir buldurun be!?
Soru şöyle:

Bir basınçlı hava tankımız var ve bu tank patlarsa açığa çıkacak enerji miktarını merak ediyoruz hep beraber. Bu tankın özellikleri:

Şekil: Silindir
Hacim: 180cc
Basınç: 200BAR
Dış çap: 4cm
Et kalınlığı: 3mm
Boy: 45cm
Materyal: Çelik

Bir buldurun be!?
0
carc
(17.01.09)
jaws'ın sonunda köpekbalığı basınçlı tüple patlatılıyordu. daha sonra mythbusters'ta mıdır nerdeydi bunu denemiş ve o kadar büyük bir patlama olmayacağını göstermişler. yani köpekbalığı patlatmayı düşünüyorsanız işinize yaramaz sanırım. hesabını kitabını bilemem tabi.
0
elcezire exclusive
(17.01.09)
hava tankı dediğinin içinde ne olduğuna bağlı olarak, eğer gerçekten hava tankıysa diyebilirim ki teorik olarak ortaya enerji çıkmaz. zira bir reaksiyon yok.
çünkü temelde kelime anlamıyla "patlama" denen şeyler aslında "abartılı kimyasal tepkimeler"dir. oysa hava tankı bir şekilde "patlamak" diyebileceğimiz şeyi yaptığında ise yine ortada abartılı bir aksiyon olsa da bu bir reaksiyon değildir.
yine de illa enerji ölçmek istiyorsak bir iki perspektiften bakabiliriz;
örneğin tankın içinde kalan havanın enerji miktarından söz edebiliriz. esasında, eğer sıcaklıkta bir değişme olmadığını var sayarsak, bu enerji miktarı basit şekilde içerideki hava miktarının bir fonksiyonudur. bu ise iç basınçı belirleyecektir.
iç basınç ile dış basınç arasındaki fark da bir delik vs açıldığında havanın deplasmanının miktarına dair bir fikir verebilir. ama unutma ki "patlama" diye adlandıracağın şey sadece deplasmanın miktarı değil, aynı zamanda bunun olması için geçen zamanla da ilgilidir.

ikinci bir yol da, havayı o tanka tepmek için kullandığımız yöntemde harcadığımız enerjiyi ölçmektir. ama burada aletin %100 verimli olduğu gibi bir sayıltı yapmamız gerekir ki bu da ölçümü sağlıksız kılan etkenlerden biridir. kaldı ki hava deplasmanını sağlamak için yapılan aksiyon basit bir itme işinden çok daha farklıdır. yine de bu bize ordinal bir değer sağlayabilir.
0
lhun
(17.01.09)
şimdi mythbusters bazen halt ediyor. patlayan bir dalış tüpü açığa iki el bombası kadar enerji çıkarıyor. hesaplaması şu adreste mevcut: biobug.org

patlamadan kasıt aynen bir balon patlaması gibi. ortaya bir şok dalgası çıkıyor. 200bar 3200psi yapıyor, çok yüksek bir basınç.

cevabı hesaplı kitaplı istememin sebebi ise bu özelliklerde çok sayıda tankın yerli bir firma tarafından muhtemelen tse belgesiz, testsiz, bilgisiz bir biçimde piyasaya sürülmüş olması ve insanların bu tankları evlerinde, odalarında bulunduruyor olması.

ortadaki riskin büyüklüğünü öğrenmem bu konuda bir şey yapabilmek için şart. sonuçta 230barda patlayan scuba tüplerinin öldürdüğü insanlar, yıktığı duvarların fotografları mevcut.

konu geyikten ibaret değil yani.
0
🌸carc
(17.01.09)
(4)

Yanlışlıkla Save (WORD) - Geri dönme

olenin nehludov
Bir arkadaşım word'de yazdığı çalışmasına kapak ekliyor. kapak bi şekilde yazdıklarının üstüne geliyor ve yazdıkları kayboluyor(kapak oluyor yani)üstüne bir de save ediyor.undo-ctrl z falan da yapılmıyor artık.Word recovery programları ya da başka bir yolla bir saat önce save edilen versiyonuna dönm
Bir arkadaşım word'de yazdığı çalışmasına kapak ekliyor. kapak bi şekilde yazdıklarının üstüne geliyor ve yazdıkları kayboluyor(kapak oluyor yani)
üstüne bir de save ediyor.
undo-ctrl z falan da yapılmıyor artık.
Word recovery programları ya da başka bir yolla bir saat önce save edilen versiyonuna dönme ihitmali var mıdır?
System Restore da bir işe yaramadı.

Bilen yolunu söylerse 8-9 saatdir yazdıklarını tekrar yazma işinden kurtulacak.

dosyanın KB olarak boyutu da çok düşmüş. yani yazdıkları silinmiş...
0
olenin nehludov
(17.01.09)
kapak olarak ne ekledi ki acaba? resim mi? eger oyleyse resimi silip baksin. belki de yazi resmin altina kaçmistir?
0
trimpot
(17.01.09)
işletim sistemini bilmiyorum ama şöyle bişi var:
(bkz: windows vista/#14426604)
kullanmadım hiç, araştırmak lazım belki işe yarar.
0
dinomazu
(17.01.09)
böyle durumlarda bilgisayarın hemen fişi çekilmeli böylece ramden hafızaya geçiremiyor save etmemiş oluyor;)
0
neira
(17.01.09)
ramden diske yazarkenki sürede fiş çekebilen insan varsa zaten wordle falan uğraşmasın, fbi da mermileri eliyle yakalama timinde çalışsın.
tekrar birşey kaydetmemeye çalışarak, ki tercihen başka bir bilgisayarda boot edilebilen bir thumb diske disk recovery programı olan bir os [örn :linux] kurmak suretiyle bir miktarını kurtarmak mümkün olabilir. file system ntfs ise linux için toolları edinmek biraz zor olabilir. vs vs. veya başka bir partition var ise bilgisayarı kapatmadan mevuzbahis recovery toolu o partitiona indirmek de bir seçenek.
0
lhun
(17.01.09)
(3)

spor, egzersiz, fitnes falan?

hububrad
sporla alakası olmayan bir insan olarak bunun eksilerini görmeye başladım bu aralar. mesela aniden koşuya kalkıyorum ayak bilegim sızlıyor, uzun yürüyüşler sonrası bacak kasları ağrıyor falan. yani vücudumdaki tüm kaslar tamamen oturmak ve yatmak üzerine programlanmış :) bi şekilde bu vücudu toparla
sporla alakası olmayan bir insan olarak bunun eksilerini görmeye başladım bu aralar. mesela aniden koşuya kalkıyorum ayak bilegim sızlıyor, uzun yürüyüşler sonrası bacak kasları ağrıyor falan. yani vücudumdaki tüm kaslar tamamen oturmak ve yatmak üzerine programlanmış :) bi şekilde bu vücudu toparlamak lazım dedim kendi kendime. öğlen 11:00 akşam 21:00 çalışan bir insan olarak spor salonu bana uyar mı dersiniz? evde bir şeyler yapabilir miyim?

bu arada boy 1.82, kilo 76, yaş 22.
0
hububrad
(11.01.09)
uykunuzdan feragat etmenizi tavsiye etmem ancak sabah 9'da sporunuzu yapıp, duşunuzu alıp işe giderseniz hem performansınız yükselir, hem de bahsettiğiniz sorunları yaşamazsınız.

evde bir yere kadar yapabilirsiniz, özellikle sporla alakanız olmadığı için çok faydası dokunmaz ve heves gibi gelir geçer. yakın bir arkadaşınızı spor yapmaya ikna ederseniz birlikte daha motive çalışırsınız.
0
head
(11.01.09)
Spora başlamaya karar verenlerin en büyük hatası zaten başladıktan sonra "kaslarım ağrıyor" diyerek bırakmasıdır. Yaklaşık 15 yıldır idman yapıyorum, benim bile 1 ay tam yatış tatilden sonraki idmanlarda her yerim kasılıyor. Kaslarım ağrıyor falan hiç demeyin, 1 yıl düzenli yaptıktan sonra sporunuzu farkı görürsünüz.

Ev yakınlarında koşu parkuru varsa soğuk sıcak falan dinlemeden her gün erken kalkıp önce hafif kahvaltı, ardından koşu en sağlıklısı olacaktır. Eve koşu bandı falan tavsiye etmem, koşu idmanlarını sevmeme rağmen beni bile bayıyor kapalı ortamda duvara bakmak koşarken. Şınav, mekik, barfiks ve size uygun kilolarla temel ağırlık çalışma hareketleriyle de destekleyebilirsiniz koşu idmanlarını. Hatta uygun yer var ve ağırlık çalışmak için alet alabiliyorsanız eve bir gün ağırlık, bir gün koşu idmanı daha da güzel olur.
0
tekosin
(11.01.09)
seksi deneyin. her zamankinden biraz daha fazla efor sarfetmeye çabalayın, "yeni" pozisyonlar deneyin, kolaya kaçmayın, bol bol ter atın vs..
sabah 10 idealdir, güne de bomba gibi başlarsınız.
0
lhun
(11.01.09)
(3)

sennheiser cx300

medea
Arkadaşlar merhaba;5-6 aydır kullandığım sennheiser cx300 bozuldu ve garanti belgesini kaybettiğim için nereye götüreceğimi bilmiyorum. Ne yapmam gerek?Bir de tamire değer mi? Bir tarafa ses çok az gidiyor ve kordona dokununca diğer tarafa giden ses de bir azalıp bir artıyor. Kurtulur mu?Son soru: E
Arkadaşlar merhaba;

5-6 aydır kullandığım sennheiser cx300 bozuldu ve garanti belgesini kaybettiğim için nereye götüreceğimi bilmiyorum. Ne yapmam gerek?
Bir de tamire değer mi? Bir tarafa ses çok az gidiyor ve kordona dokununca diğer tarafa giden ses de bir azalıp bir artıyor. Kurtulur mu?
Son soru: Eğer bu tamir olmazsa yeni bir sennheiser daha alacağım mecburen. Yenisinin ömründen yememek için nasıl muhafaza etmeliyim?
0
medea
(28.12.08)
senheiserr iyidir. garanti belgesi olmasa da aldığın yere götür. arşivleri veya ürün takipleri varsa ve ordan aldığını kanıtlarsan gerisini onlar halleder. halledemezlerse onlardan en yakın teknik servisin adresini isteyebilirsin.

çıkmadık candan ümit kesilmez.

yenisini cebine koyma, kardeşine verme. tavsiyelerim bunlardır.
0
piirsikli
(28.12.08)
mediamarkt'tan almıştım, aldıktan kısa süre sonra da taşınma, tadilat gibi şeylerle uğraştığımız için fatura, garanti belgesi, hatta kulaklıkla beraber gelen iki çift pad de kayboldu. Elimde kulaklığı oradan aldığıma dair somut bir veri yok yani.
teşekkürler yine de ;)
0
🌸medea
(28.12.08)
somut bir veri var, yalnızca sende değil. biliyorsun faturanın iki kopyası olmalı en az, biri sende, biri onlarda duruyor. kayıtlarında gayet senin hangi tarihte ne kalem ürünü kaç paraya aldığın yer almakta. biraz bastırırsan, veya onlar da iyi niyetliyse garantiye yollayacaklardır diye umuyorum. hatta cahil ayağına yatıp "kimse bana faturanın kopyasını saklamam gerektiğini söylemedi ki :(" diyebilirsin. acıyıp da yardımcı olabilirler :)
en sonunda da "boru mu lan 100 milyon bu!" diyerek ortalığı dağıt, hiçbiri işe yaramazsa. "sizi tüketici mahkemesine şikayet edicem, öyle ucuz ürün satıp izdiham yaratmalarla olmaz mediamarkt!" falan da diyebilirsin :)
0
lhun
(28.12.08)
(8)

external hard diskler neden bozulup duruyor?

dehri
bu ne biçim teknolojidir?
bu ne biçim teknolojidir?
0
dehri
(28.12.08)
1 yıl içerisinde 4 tane harddisk değiştirmiş bir birey olarak konuşuyorum; sorun sendedir.
0
derectus
(28.12.08)
çünkü external olmaları demek onu tekmeleyebilirsiniz anlamına gelmiyor. bir yerden bir yere taşırken çok sarsıyorsanız harici hard diskinizin patates olması normaldir.
0
deckard
(28.12.08)
2 yıldır çok sık kullandığım harddiske hiç bir şey olmadı. Güzel küçük bir kılıfı var. Elden ele dolaşıyor arkadaşlarda. Uluslararası yolculuklara da çıkıyor kendisi. Arada bir virüs bulaşması dışında hiç bir sorun yok. Demek ki neymiş? bilmiyorum. İyi davranmak lazım.
0
sıkay
(28.12.08)
müsterih olunuz. ben kendi canım ex-disklerime gözüm gibi bakıyorum. birini 3, birini 1.5 senedir misler gibi sorunsuz kullanıyorum (birisi adaptör yaktı sadece). o yüzden bana "sen, hard disk katili" diye hitap etmeyiniz. canım onlar benim. ama habire birileri bozup duruyor ya, sadece hayvanlıklarından mı bozuyorlar onu merak ettim.
0
🌸dehri
(28.12.08)
hayvanlik demek dogru olmaz sanirim. sonuçta elektronik bir alet ve yüzde 100 garantisi yoktur. yeni alip eve gelirsiniz, acarsiniz evde bozulur falan filan.

ben de 4-5 sene önce aldigim smartdisk 40 gb'lik disk var, halen canavar gibi. burada ki mesajlari okudukça nazar degecek diye cok korkuyorum :)
0
trimpot
(28.12.08)
şöyel basit bir kmbinasyon bile bozulmasına sebebiyet verebilir;
5+1, 4+1 3+1 2+1 bir ses sistemininn woofer'i bilgisayar masasının içindeyse ve disk çalışırken sen fifti sentiydi,geymiydi dinlersen o basların titreşimi bile bir yerden sonra diskin bozulmasına sebebiyet verebilir. O yüzden harici diskler pamuklara sarılıp, göz önünde tutulmalı, hele içinde bir de 500gblık film arşivi var ise...
0
edip
(28.12.08)
bu disklerin de türevleri var diye biliyorum, aletin içindekilerin yani. ufak olanlar zaten ipodunki vs gibi [eski ipodlar tabi tey tey] ufak ve hareket halinde olmaya dayanıklı olmak zorunda olanlar. bir de bildiğin koca kutunun içine, yine bildiğin harddiski koyanlar var. onlar işte taşınmak için falan değil.
bence bu harici harddisk olayı baştan bozuk bir teknoloji.
onun yerine hem de daha ucuza al koca terabaytlık diskini, pcnin içine koyuver, taşımak istersen de al sana dvd, al sana dual layer, yok efendim ben büyük taşıycam dersen o zaman al 150 gb lık <caps> ufak </ufak> ve haliyle dayanıklı olması beklenen bir harici disk, at içine.
bu aletler kesinlikle yedeklemek için değil, sadece bir seferde daha çok veriyi taşınabilir kılmak için.
0
lhun
(28.12.08)
yahu yedek meselesi de dert! şimdi elimdeki arşivim üç disk üzerinde 1tb+ bir alana yayılmış durumda. ben bunu nereye yedekleyeyim ki? bir tane daha 1.5 tb disk alıp yedekleyeyim. sonra diğer disklerde oluşan her değişikliği buna aktarayım. olmaz ki? evde bir otomasyon-veri giriş-senkronizasyon bilmemne departmanı oluşturmak gerekir.
0
🌸dehri
(28.12.08)
(7)

İnsanları Takmamak

rectoa
Merhaba Altta nuage nin sorusunu görünce bende bir soru uyandı. Ben de onun gibi eleştiri olsun, fikir olsun ya da ufak bir davranış olsun çok takan biriyim. Ancak son zamanlarda biraz gelişir gibi oldum bu konuda. Fazla sallamamaya başladım insanların görüşlerini. Tabii yapıcı olanları bir kenara a
Merhaba

Altta nuage nin sorusunu görünce bende bir soru uyandı. Ben de onun gibi eleştiri olsun, fikir olsun ya da ufak bir davranış olsun çok takan biriyim. Ancak son zamanlarda biraz gelişir gibi oldum bu konuda. Fazla sallamamaya başladım insanların görüşlerini. Tabii yapıcı olanları bir kenara ayırıyorum.

Diyeceğim o dur ki, bir ipe sapa gelmez düşünceyi, eleştiriyi, davranışı kafaya takmamanın yolları nelerdir? Yani düşünce sistemimiz nasıl olmalı ki "Konuşuyosun da tikimde bile değil" kıvamına gelebilelim. Yapan nasıl yapıyo?


Cevaplarınızı bekler, klavyelerinizden öperim.
0
rectoa
(19.12.08)
aslinda yine kisiden kisiye, kisilerin dusunce yapisina, ruh anatomisine ve hayatin sekillendirdigi karakteristik ozelliklere gore degisecek bir durum bu

bazi kisiler zamanla bu kivama gelir ki takmaman gereken bircok insanla muhattap olduktan sonra olur genelde, artik gina gelir ve insanlari kafaya takmaktan bikarsin, uzerinden bir yuk kalkar, oh be dersin, yeter, desdur, brrrrr

ama sen istedikten sonra su andan itibaren de oyle olabilirsin, bunu hizlandirma yontemi istiyorsan bu durumu gorsel birseyle bagdastirabilirsin, yani insanlari takmamak ile mutlu oldugun bir anin fotografini bagdastirabilirsin mesela, boyle bir durumla karsilastiginda aslinda o anda mutlu olman gerektigini beyin hucrelerine ve hatt genlerine islemis olursun

yardimci olmusumdur umarim, oh be ya ne yazmisim ben...
0
ermanen
(19.12.08)
merhaba rectoa;
öncelikle ben de insanların tavırlarına bazen çok fazla takan biriyim. esasında çok kişiyi bozmuş, çok kişiyi ağlatmışımdır. damarıma gerçekten bastılarsa otobüs şöferlerinden tut da kamu görevlilerine kadar. insanları kırmamak için kendimi kırarım çoğunlukla. ama baktım insanların yaptıklarını çok konuşmaya başlamışım, o zaman benim için tehlike çanları çalmaya başlamıştır. en son biri 10 diğeri 9 yıllık, beni duygusal olarak sömüren 2 arkadaşımla ilişkimi kestim. bunlar 2 günde bir görüştüğüm, hergün msn de vs. konuştuğum insanlar. kendime bu kadar herşeyi alttan aldığım için kızdım. bir olay olduğunda insanları eğer haketmeyecek insanlarsa kırmamak için alttan almamaya başladım. br insan benim zıt olduğum istemediğim birşey mi yaptı ? ben onun damarına daha çok bastım. ağzının payını verdim. bir olay karşısında memnuniyetsizsen susma. tepkini koy. sonra bunlar içinde birikiyor. niye öyle demedin ? yapmadın derken daha çok yıpranırsın. mimiklerinle belli et hiç yapamıyorsan tepkini. zaten iş hayatında biriyse kafana en son takacağın kişiler onlar olsun. kişi patron değilse, sana karşı ters konuşan, boş konuşan insana "seni dinlemek istemiyorum, burası işyeri. o yüzden sana karşı şimdi susuyorum. ama ben dışarıda böyle değilim. dışarıda olsa tepkim daha farklı olurdu dersin. ayrıca mutlaka bir hobi edin. bunları gerçekleştirmek için uğraş. kendini dünyadan insanlardan soyutlayacak, desarj olacağın, çok seveceğin, iş dışında yapabileceğin bir uğraş mutlaka vardır. onlarla uğraşmaya çalış. bir sporla ilgilen. uzakdoğu sporlarını öneririm. geleneksel sanatlarla ilgilenebilirsin misal.
0
philosophia
(19.12.08)
Şimdi aşırı duyarlı bir kişiysen şayet, tikine bile sakmamayı tamamen asla yapamazsın. ben mesela belli kişilerin eleştiri ve fikirlerine aşırı değer verdiğimden çok etkileniyordum eskiden. bunu yakın bulduklarıma anlattım, daha az kırıcı olacak şekilde yapmaya dikkat ediyor bazıları. dikka etmeyenleri benim hislerime değer vermeyenler olarak nitelendirip yakın iletişimi kesiyorum genelde. ama ne bileyim rastgele biri (ortak ders alan alakasız insan mesela) üff saçın çok kötü (evet saçımı sevmiyorum genelde itiraftır) falan gibi laf sokarsa (neden yapar bunu insanlar? ama nedeeeen? onlara ne püff) içimden çarpma yapmaya başlıyorum taa ki sinirim/sıkıntım/üzüntüm geçene kadar. sallamamış olmuyorum tabi ama sonuçta o anı kurtarıyorum tepkimi belli etmiyorum.

bir de cidden vurdumduymazlar var tabi. öküzün en önde gidenleri. onlar zaten genelde yıkıcı eleştiriler, laf çakmalarla falan gelenler. onları da etkilemek mümkün değil çok ağır konuşup belden aşağı vurmadan. o da olmuyor. ben yapamıyorum.

cevap olmadı di mi bu? puff..
0
sipsi
(19.12.08)
özgüvenle alakalı ama tam olarak da değil; muhtemelen eleştrilerin çok koyduğu kadar, takdirler de bulutların üstüne çıkartıyordur seni. buradaki mevzu çok "onay bağımlı" bir anlayış yürütmen. onun yerine dışsal onay ve tenkitlere karşı biraz duyarsızlaşırken, örn en kötü durum senaryolarını hayal edersin veya yaratırsın, bir yandan da içeride kendi realiteni yaratıp, düşüncelerinin önemi bağlamında da en önemli referansı kendinden alacağına ikna olmalısın.
bu çok yaygın bir problem, özellikle türkiye gibi mahalle baskısının, başkası ne derciliğin muazzam işlediği bir toplumda, annelerimiz babalarımız da öyle insanlarken, bizleri daha farklı yetiştiremiyorlar ne yazık, bizler de sürekli onay arayan, bağımlı insanlar oluyoruz.
mesele işte dışarıdan alacağın zarar veya faydayı realize etmen. örneğin şu ortamda çok fena aşağılansan, reddedilsen vs vs. en kötü ne olabilir, bunu düşünmen, buna karşı hislerini biraz sönümlendirmen, gerçekte o kadar da siklenecek birşey olmadığı farketmen ... gibi.
örnekleri vs. çok ama uzatmayayım, kendine diyeceğin şu "her insan kendinin annesi babasıdır, kimseden ne alacak faydam ne görecek zararım yok, kendi yağımda kavrulurum, diğer insanlarn görüşlerine de önem veriyorum, ve hayatımda benim için en önemli en saygı duyduğum insan kendimim"
işte bir döngüye girer bu sayede öz değerini de gözünde yükseltirsen siklememe gücüne erişirsin.
0
lhun
(19.12.08)
her insan takar aslında bu tür şeylere. kimisi dışarı yansıtmamasını bilir o kadar. hele ben mesela feci yansıtırım dışarı. hele bana kötü bir davranış yapılsın, gider yani o gün benim moral. empati kura kura bu hale geldik sanırım.

bu "ben de" tarzı bir girişten sonra cevaba geçelim. rectoa'cım bir kere kendi bildiğinden şaşmayacaksın. başkaları hep kendi bildiklerini sana okutmaya çalışır. sonradan çok sıkıntı çekmemek için kendi bildiğinden şaşma derim. hem bak gelişir gibi olmuşsun zaten bu konuda. eminim zamanla hiç iplememeye başlarsın kötü davranışları. en zayıf noktasıyla dakikalarca dalga geçildiği halde babacan bir tavırla gülen ve hemen dalga geçen kişiyle geyik muhabbetine başlayan insanlar tanıyorum. onlar gibi olmak apayrı bir mevzu olsa bile, başkalarının dediğinden çok kendi dediğini dinlersen başkalarını takmayacaksındır muhtemelen (cümleye gel). insan özgüvenini kolay kolay kuramıyor. bir o kadar da kolay yıkılıyor bu özgüven denen nane. iki saattir konuşuyorum ama boş konuşuyorum farkındayım.

en ayrıca, dostum seviliyorsun sen be :)
0
deckard
(19.12.08)
herkes uzun uzun yazmış kısa ve öz yazayım bende.Hiçbirşeyin sonrasını düşünme bence bu kadar.
ee nede olsa "sonun düşünen kahraman olmaz" dimi meamati..:D
0
clandestino88
(19.12.08)
En azından yalnız olmadıgını bil ,belki güç verir.Bazı insanlar bu takmama işini iyi beceriyorlar .Özellikle de en nefret ettiğim soz halıne geldi 'boşver ya ,takma'.Acıkcası bu takmama işi Allah tarafından verilen bir hediye diye dusunuyorum.Ben hayatım boyunca takmayan bir insan olamayacagımı kabullendiğimde daha bir rahatladım sanki.
0
denisse
(19.12.08)
(1)

damacana su

biglebowsky
çankaya birlik civarında dağıtım yapan damacana su firması tavsiyeniz var mı? güvenilir içilebilir bişey olsun.
çankaya birlik civarında dağıtım yapan damacana su firması tavsiyeniz var mı? güvenilir içilebilir bişey olsun.
0
biglebowsky
(13.12.08)
erikli
0
lhun
(14.12.08)
(3)

Motorbisiklet ehliyet kursu - Vespa

murat mc
Motor konusunda deneyimli arkadaslara bir kac sorum var.1)Istanbul avrupada, sadece ehliyet almak icin degil, motor kullanabilmeyi ogretebilecek bir kurs var midir? Varsa hangisidir?2)Bu kurs ne kadar surmektedir?3)Nihai amacim -megolaidea- ehliyet alip bahar ve yaz aylarinda vespa alip kendi kendim
Motor konusunda deneyimli arkadaslara bir kac sorum var.

1)Istanbul avrupada, sadece ehliyet almak icin degil, motor kullanabilmeyi ogretebilecek bir kurs var midir? Varsa hangisidir?

2)Bu kurs ne kadar surmektedir?

3)Nihai amacim -megolaidea- ehliyet alip bahar ve yaz aylarinda vespa alip kendi kendime gezinmektir. Bu aleti hangi aylarda alsam ekonomik anlamda kazancli cikarim?(2.el alacagim) Hangi model ile baslasam daha dogru olur? Benim bayildigim baska modeller olsa da en yaygin ve makul fiyatli LX150 gibi gorunmekte.

tesekkurler...
0
murat mc
(10.12.08)
motor fiyatları doğal olarak ilkbahar ayında haraketlenmeye başlar.
honda nın "güvenli sürüş eğitimi" gibi bir eğitimi var motosikletlere yönelik. hatta burada da daha önce sorulmuştu. fakat detay bilmiyorum. azcık araştırmayla bulunur gibi geliyor.
0
babatema
(10.12.08)
hondanın ve vespanın var. hondanınki daha ucuz. genel olarak yapıları belli, 5 e falan bölerler , ilki hiç bilmeyenler, ikincisi biraz, üçüncüsü biraz daha, sonra da güvenli sürüş teknikleri ve yolculu sürüş teknikleri. hepsi ayrı programlardır, istediğini seçebilirsin yani.
baharla beraber fiyatların artışı allahın emri.

vespa kullanmak istediğini şimdi farkettim, hondadınkiler scooter olmayan eğitimi, vespanın da başındakiler vespalı, sonra onlar da normallere dönüyor.

buna ek olarak, elektrikli scooterları düşünebilirsin. scootera binmek bana uyuyor olsaydı kesinlikle tercih edeceğim birşeydi, çünkü inanılmaz ucuza mal ediyorsun gezileri, motoru inanılmaz sessiz, ve genel olarak eğlenceli bir alet. dahası , ehliyet ruhsat, vergi vs gerektirmiyor bildiğim kadarıyla, alıyorsun ve direk trafiğe çıkıyorsun, haliyle bu masraflardan da kurtulmuş oluyorsun.

demem o ki elektrikli alıp binmeyi kendi kendine de öğrenebilirsin.
0
lhun
(10.12.08)
1-villa levent'in kursu var ulus'taydı sanıyorum. toplamda sekiz saat gibi bir şey. kullanmayı piaggio'larla öğretiyorlar (fly 100 veya vespa).
2-bu kurs 2 haftasonu sürmektedir. yani toplamda günde 2 saatten 8 saat gibi bir şey. eğitmenler gayet iyi.
3-nisan mayıs gibi almanda senin için fayda olacaktır. mart bile olabilir hatta muhafaza edecek yerin olduktan sonra problem değil. evet yaygın ve makulu lx150'dir. ben de kullandım kız arkadaşım da kullanıyor şu an, tavsiye de ederim.

yardımcı olabileceğim bir şeyler olursa yardımcı olmak isterim yine. kolay gelsin.
0
deadstar
(10.12.08)
(5)

8gb sd card?

386 dx
Merhabalar.8GB SD card almayı düşünüyorum, ancak bazı aygıtlarla uyumsuz olabileceği söyleniyor. Hadi küçük elektronik cihazları falan geçtim ama en azından sıradan bir PC'de kesin çalışır mı bu, yoksa onun da mı garantisi yoktur?
Merhabalar.

8GB SD card almayı düşünüyorum, ancak bazı aygıtlarla uyumsuz olabileceği söyleniyor. Hadi küçük elektronik cihazları falan geçtim ama en azından sıradan bir PC'de kesin çalışır mı bu, yoksa onun da mı garantisi yoktur?
0
386 dx
(09.12.08)
benim 4gb olani, notebookun readeri tanimadi. ihtimal var yani.
0
nooneatall
(09.12.08)
firmware e bakar.
0
bryan fury
(09.12.08)
sd card'ın özelliği memory ile ilgili işlemleri takılan aletin cpu'su ilgileniyor. bu sebeple o aletin kapasitesi belirliyor. bu yüzden cep telefonlarında mesela max 2 gb filan deniyor diye biliyorum.
0
darknum
(09.12.08)
4 gb ve ustu olanlar sdhc olarak adlandiriliyor. kartin takilacagi cihazda sdhc uyumluluk logosu bulunmasi gerekir.
0
mandayuvasi
(09.12.08)
sdhc olmayan 4 gb üstüler de var, dolayısıyla eşleşmeye dikkat et.
fiziksel olarak aynılar, firmware ve/veyahut driver ilen ilgilidir haliyle.
amma "sıradan bir pc" derken kastettiğin, kartı direk pc'nin internal slotuna takman mı yoksa ayrıca bir reader cihaz veya usb çıkış convertoruyla mı takmak?
0
lhun
(10.12.08)
(16)

Tarihi gecmis ama acilmamis yogurt

ermanen
Sayin yogurtseverler;Tarihi gecmis ama hic acilmamis yogurdu yer miydiniz? Son kullanma tarihi 28 kasim.
Sayin yogurtseverler;

Tarihi gecmis ama hic acilmamis yogurdu yer miydiniz? Son kullanma tarihi 28 kasim.
0
ermanen
(04.12.08)
gotur hicbisey olmaz. 4-5 gunden nolucak. ha 28 kasimda yemissin ha 3aralikta
0
jay kay
(04.12.08)
onu yemem işte
0
kurtulan adam
(04.12.08)
açınca belli eder. süt ürünler sinsi değildir, bozuksa feci kokar, kötü kokmuyorsa bozuk da değildir.
0
cashkopat
(04.12.08)
valla bence ayran yapılır ondan :)
0
hayo
(04.12.08)
kokmuyor, tadi da tatli

e niye son kullanma tarihi gectigi halde bu kadar guzel duruyor:) acmayinca birsey olmuyor mu yani birkac gun
0
🌸ermanen
(04.12.08)
yoğurtta rahat 15 gün falan aşabilirsin hiçbişey olmaz. tercübeyle sabit. hele açılmamışsa hiç düşünmez dalardım.
0
lhun
(04.12.08)
Bence yeme. Bırak bir iki gün sonrayı, bir iki gün öncesi bile yenmeyebiliyor. Tabii markadan markaya da değişir.
0
danimarkaprensi
(04.12.08)
bozulmadan önce ekşir diye biliyorum ki ekşiyken bile sevip yiyenler var.
0
kurukafa
(04.12.08)
pas kuf koku yoksa yenir ya niye yenmesin. cok super oluyor hem beklemis yogurt hem eksiyor biraz hem yogunlasiyor kaymak gibi. oh mis.
0
oshamahue
(04.12.08)
bu kadar yazılandan sonra ye gitsin, bir şey olursa vebali burda ye diyenlere :)
0
fedaialkolik
(04.12.08)
o son kullanma tarihleri sağlık bakanlığı zoruyla bir takım prosedürler ve standartlar ile basılıyor.. süt ve süt ürünlerinde (yoğurt peynir süt vs hepsi) eğer kötü kokmuyorsa ve ekşi değilse yiyin bir şey olmaz.. (babamın işi nedeniyle az çok aşinalığım var bu konulara)

sadece o değil, pek çok gıda son kullanma tarihi geldi veya yaklaştı diye mucizevi bir şekilde bozulmaz.. uygun şekilde muhafaza edilirse uzun süre tüketilebilir.. tabi ürünün hava alması, uygun sıcaklıkta saklanmaması vb sebepler de son kullanma tarihinden önce bozulmasına sebep olur..

yani son kullanma tarihleri size bir fikir verir ama aslıdna kesin bir tarih değildir.
0
p shadow
(04.12.08)
birazini yedim birsey olmadi.
0
🌸ermanen
(04.12.08)
Yoğurt denilen şey üstünde yazan son kullanma tarihinin 1-2 haftasına kadar aynen kalıyor anlamsızca. Sonra ekşimeye başlıyor. Doğal yazıyorlar ama içinde kesin bir şey var bu meretin.

Ben biraz geçince de yiyorum, henüz ölmedik, midemiz bozulmadı.
0
sui
(04.12.08)
ye gitsin usta. yoğurt zehirlenmesinden birşey olmaz. yaz aylarında olsak yeme derdim ama. bide üzerine bak böle küf gibi bir tabak var mı diye. yoksa götür.
0
selim alai
(04.12.08)
Tadı ekşimemişse yiyebilirsiniz, hiç bişey olmaz.
0
386 dx
(04.12.08)
@ermanen
"Birazını yedim bir şey olmadı" nedir ya? Bambaşkaymış. Afiyet olsun.
0
danimarkaprensi
(04.12.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.