Giriş
(6)

ilk backpacker maceram olacak ne alayım yanıma

adel
arkadaslar ilk backpacker maceram olacak ne alayım yanımailk defa boyle bir deneyim yasayacagim,ukraynayı tek başıma gezmeye gidiyorum,otostop ile veya tren ile butun gorulebilecek yerlerini gormeye calisacagim,minumum butce , maksimum heyecan ile gidecegim.yanima 2 kişilik çadır alacağım,uyku tulum
arkadaslar ilk backpacker maceram olacak ne alayım yanıma
ilk defa boyle bir deneyim yasayacagim,ukraynayı tek başıma gezmeye gidiyorum,
otostop ile veya tren ile butun gorulebilecek yerlerini gormeye calisacagim,minumum butce , maksimum heyecan ile gidecegim.
yanima 2 kişilik çadır alacağım,uyku tulumu ve
mat alacağım.bunun dışında muhakkak almam gereken şeyler nelerdir,aklıma gelmez unutursam diye, tecrubeli arkadaslar yardım etsin.checklist gibi birşey yazabilirseniz super olur.cadır ne olur ne olmaz kalacak ucuz bir otel bulmazsam dışarıda bir yerde kurar yatarım diye düşünüyorum
0
adel
(13.07.09)
adam gibi calisan gps'i ve navigasyon uygulamasi olan bir telefon.
0
sourlemonade
(13.07.09)
tişörtünün içinde falan görünmeden takılabilecek ufak bir çanta al, pasaport ve paranı koymak için. hayvan gibi sırt çantasıyla dolaşılmıyor hep, sırt çantası gibi bişey alabilirsin kısa süreli geziler için. gpsli telefonun var mı bilemem ama iyi ve kullanışlı bir harita şart, atlas gibi kocaman bişey değil tabi. ufak bi sözlük olsun yanında, bakkalda çakkalda lazım olur. marketten falan alınacak bişey taşıma yanında. bi de minik bi yastığın olsun trenlerde falan beli ağrıyor insanın. en konforlu ayakkabını götür, bi açık bi de kapalı ayakkabı yeter. yağmurluk al, şemsiye bile olabilir. mayonu da al yanına. bira-şarap açacağı makası bıçağı falan olan bi çakın olsun. kendin yeme içmeyi ayarlıyacaksan termos, bardak vs olabilir. fotoğraf makinası için pil şarj aleti, ekstra hafıza kartı, gezi günlüğü, aklıma gelenler. checklist yazacak kadar deneyimli olmasamda bana zorluk çıkaran şeyleri hatırladığım kadarıyla yazdım. tek basına gitmek ne kadar eğlenceli olur bilmiyorum bence ne kadar çok kişi o kadar eğlence, belki internetten o tarihlerde aynı yerlere gidecek birilerini bulabilirsin. boş şanslar ve iyi eğlenceler.
0
endoplazmikbirkulum
(13.07.09)
anladığım kadarıyla urban yapacaksın bu backpacking işini (türkçeyi zktik). önce şu ayırabileceğin mini bütçeni de bir yazsan süper olur.

urban mekanda çadır kurmaya kamp alanları dışında izin yok. kamp alanları da ücretlidir genelde, en ucuz hostelin yarı fiyatına gelir ama aman aman bir tasarruf bekleme. öte yandan çift kişiliği bırak tek kişiliği bile fevkalade ağırdır çadırın, çok gereksiz bir yük etmiş olursun kendine, en kötü ihtimalle orada kiralayabilrsin, daha ucuza ve daha az zahmetliye gelir. uyku tulumu ve mata itirazım yok, gerçi tulumu sağlam bir battaniye ile de değiştirebilirsin, tren garı vs evsizlerin bulunduğu mekanlarda geceyi geçirebilirsin. ha tek başınayken tavsiye eder miyim hayır, ukraynanın bu konuda güvenliğine dair bir fikrim var mı o da hayır.

prensipte backpackini 15 kg altında tut, pratikte 10 kg civarı olsun max. bu içindeki yemek stoğu, suyu vs dahil değilken. içine 3er üst 2 alt giyecek, yine o miktar iç çamaşırı, işte havlusu püreli ilacı çakısı falan filan en elzem ne varsa koyacaksın. yine urban yerde ateş yakmak yasal değil bildiğim kadarıyla, kendim pişiririm muhabbetine girmek istemeyebilirsin, o yüzden ona göre ekipman da taşıma boşu boşuna.

gps olayına hiç lüzum yok, harita okumayı biliyorsan ve şehirden çıkmayacaksan tourist informationdan alacağın harita ve göreceğin landmarklarla rahatça idare edersin. bilmiyorsan da al sana oryantasyonunu geliştirmek için fırsat :)

önce bir tourist guide edin gitmeden, ne yapacağım diye kabaca planla, bütçe aralığı çıkar kendine. bu illa o plana uyacaksın anlamında değil, kabaca fikir edinmen için.

bunlar genel olarak söyleyebileceklerim. ama gidip görmüş arkadaşlar eminim daha spesifik fikirler verecektir.
0
lhun
(13.07.09)
*genel malzemeler:
*çanta
*çadır
*uyku tulumu
*mat
*ayakkabı (trekking ayakkabısı tercihen gore-tex)
*2-3 çift çorap
*bir kaç çift t-shirt, short
*nalgene (kırılmaz su matarası)
*termos bardak

kişisel bakım, hijyen:
*diş fırçası ve macun
*ıslak mendil vs vs
gerekliyse lens kabı, suyu vs, kadınlar için diğer hijyen malzememeri, işin düşecekse condom
*en basitinden ilk yardım gereçleri (sargı bezi, bant, dezenfektan vs vs)
*kan grubunun, adının ve uyruğunun yazılı olduğu, tercihen ingilizce veya o ülkenin dilinde bir kart (kaza anında kolay bulunabilecek bir yerde)

*gps-navigasyon cihazı (avrupa kentlerinde çalışabilecek)
*kağıt-kalem (en gerekli şeylerden)
*gideceğin yerin gez rehberi (elektronik şeylere çok güvenme)
*dili çok iyi bilmiyorsan turist sözlüğü (günlük kullanıma uygun cümle kalıplar içerir)


ilk etapta aklıma gelenler bunlar.
0
raj
(13.07.09)
Ne olursa olsun bir pusula al yanına. "Lan navigasyon aletleri var ne pusulası" deme, sonra pişman olma. Harita okumayı bilen bir yakının varsa (subayların çoğu iyi kötü okur) harita okumanın temellerini öğren ve gideceğin yerin fiziki haritasını al, özellikle dağ tepe yürüyerek gezeceğim, köylere gideceğim dersen.
0
tekosin
(13.07.09)
almayı düşündüğün giysilerin yarısını, paranın iki katını al
0
386 dx
(13.07.09)
(6)

türbanlılar nasıl rahat ediyor

edwardd
saçlarım uzun kafamda küçük bazen şapka takıyom ama ancak 1 saat falan takabiliyom çünkü şapka kafayı sıkıyo mengene gibi. türbanlı bayanlar nasıl rahat ediyor o türbanla falan onların daha da sıkı bir bezle başları sarılı olduğundan?
saçlarım uzun kafamda küçük bazen şapka takıyom ama ancak 1 saat falan takabiliyom çünkü şapka kafayı sıkıyo mengene gibi. türbanlı bayanlar nasıl rahat ediyor o türbanla falan onların daha da sıkı bir bezle başları sarılı olduğundan?
0
edwardd
(13.07.09)
eve dönüp türbanlarını çıkararak rahat ediyorlardır.
0
blackdog
(13.07.09)
bir yükümlülüğü yerine getirirken tanrılarının gözüne girdikleri, sevap point kazandıkları hissi sayesinde rahat ediyorlar, haliyle etki etmiyor hiçbirşey. acının itaat ve ibadet hissini pekiştirdiği de cabası.

[soruya değil de bu cevaba cevap verme niyeti olanları peşinen uyarayım burası forum da değil ekşi sözlük de değil, yalnızca sorulan soruya cevap veriniz.]
0
lhun
(13.07.09)
annem ve ailemdeki pek çok önceki nesil temsilcisi hanımın türbanlı olmasından dolayı bildiğime göre şöyle bir şey var ki, olayın birincil nedeni dini bir gerekliliği yerine getirmek olduğundan türbanın (veya başörtüsünün artık adı neyse takılan bu şeyin) yarattığı rahatsızlık allah'ın emrini yerine getirmenin verdiği mutluluğun karşısında oldukça küçük bir bedeldir.

ayrıca alışkanlığın da etkisi vardır sanırım. uzun süre kullanıldıktan sonra türbansız olunca rahatsız hissediliyodur.
0
posteriti
(13.07.09)
yazın nasıl kot giyince rahatsız olunuyorsa, ağır geliyorsa türban ya da başörtüsünde de aynı olay geçerli. "sevap pointler" kazanınca serinliyorsun diye bir olayı yok, blackdog'un yazdığı gibi; "eve gider gitmez türbanlarını çıkararak rahat ediyorlardır." olay bu kadar basit.
0
light beam
(13.07.09)
turban dedigimiz sey sapkayla karsilastirabilecek bir sey degil (giyim acisindan). sadece deneme amacli olarak birgun hic yoktan evde turban takin. sekil bozuklugu olusmasi (kaymasi vs) disinda bir rahatsizlik hissederseniz gelip buraya yazabilirsiniz.

not: icine bone giyerek takarsaniz daha da rahat ediyormussunuz.
0
entrapmen
(13.07.09)
vakti zamanında camiye, müftülüğe falan gönderildiğimden türban takmak zorunda kalmışlığım var. çok terletiyor bi kere, saçınız kafanıza yapışıyor. çok sıkarsanız baş ağrısı yapıyor, nefes alamıyorsunuz falan. acemiyseniz iğne batıyor kafanıza. duymanızı da engelliyor azcık.
0
aithra
(13.07.09)
(6)

Alkol tüketimi... Çakır keyiflik...

eferuzgaroglu
Şimdi arkadaşlar bu bünye 2 duble rakıyla çarık keyif oluyor. Muhabbeti tatlanıyor. Aynı etki 3 birada gösteriyor kendisini. İçme hızı olarak ise orta karar diyebilirim. 2 duble rakıyı yemek eşliğinde 30-40 dk da tüketiyorum.Sorum ise şu bu özelliklere sahip bünyem için bütün bir gece çakır keyif ol
Şimdi arkadaşlar bu bünye 2 duble rakıyla çarık keyif oluyor. Muhabbeti tatlanıyor. Aynı etki 3 birada gösteriyor kendisini. İçme hızı olarak ise orta karar diyebilirim. 2 duble rakıyı yemek eşliğinde 30-40 dk da tüketiyorum.

Sorum ise şu bu özelliklere sahip bünyem için bütün bir gece çakır keyif olmam gerekiyor. Bunun için votka tüketeceğim hangi dozda ve sıklıkta önerirsiniz? Dediğim gibi sürekli çakır keyif olmalıyım. Ayılmamalıyım ya da sızmamalıyım. Votka sek shot şeklinde olursa iyi olur. Evet?
0
eferuzgaroglu
(12.07.09)
4-5 shot sizi istediğiniz kıvama sokar 15 20dk aralıkla..
edit: hatta 15 20dk aralık uzun bile.
0
zozjotejmnk
(12.07.09)
bazooka ile iki shot yeter sana.
0
blackdog
(12.07.09)
alkol ilk dozlarında endorfin salımını arttırır. ama ne yazık ki içmeye devam edince bu süreç devam etmez. çakırkeyiflik alkolün beyin kapatıcı etkisinden çok bununla ilgili olduğundan bütün gece o keyifli halde kalamazsınız, alkolün etkisine istinaden.
0
lhun
(12.07.09)
shot olarak tüketmeyin, bu durumda çakırkeyif sınırını aşmanız kolay olabileceği gibi hemen almanız gereken dozu almış olursunuz. en iyisi sevdiğiniz bir içecekle karıştırın ve yavaş yavaş için bunun dozu size bağlı yani saatte bir bardak şeklinde olabilir bence. evet.
0
theos ek mekhanes
(12.07.09)
vodka içilecekse...
ilk bardak hizli (5 dakika max) sonra 1 saat ara... arkasindan 2. bardak yavas (30 dakika min.) 2. bardaktan sonra ara... baktin ayiliyorsun 3. bardak cok yavas....
0
kakoy
(13.07.09)
lhun'un dedigine katiliyorum, saatlerce cakirkeyif kalmak pek mumkun degil.

onun yerine normalde ictiginden daha yavas icersen, ve gece ilerledikce "bir bardak icki, bir bardak su" seklinde takilirsan daha iyi olabilir.
0
wpi
(13.07.09)
(24)

üniversite tavsiyesi

cilgin fantezilerin adami
sayısalcıyım. iyi bir puan aldım. neredeyse istediğim her yere giriyor. mühendislik okumayı düşünüyorum ama tam olarak hangi mühendislik olduğuna karar veremedim. şimdi önümde üç seçenek var1-boğaziçi bilgisayara veya endüstriye girmek2-üsttekinin odtü versiyonu3-sabancıya burslu gitmek.ailemin para
sayısalcıyım. iyi bir puan aldım. neredeyse istediğim her yere giriyor. mühendislik okumayı düşünüyorum ama tam olarak hangi mühendislik olduğuna karar veremedim. şimdi önümde üç seçenek var

1-boğaziçi bilgisayara veya endüstriye girmek
2-üsttekinin odtü versiyonu
3-sabancıya burslu gitmek.

ailemin parasal yönden bir problemi yok şükür. o yüzden 3 seçenek de olabilir. sabancıyı da seçenekler arasına yazmamın sebebi ise tam olarak ne istediğimi daha bilmemem. üni 2de "ben bu bölümü istemiyorum" demek istemiyorum. tavsiyeleriniz ne olur?
0
cilgin fantezilerin adami
(12.07.09)
3 en mantıklısı gibi duruyor.
0
alchemistt
(12.07.09)
3-2-1 bence mantık sırasına göre. o
0
ayiadam
(12.07.09)
1-1-1 bence mantik sirasina gore.
ayrica endustri muh. iceriginin ne oldugunun tam olarak farkinda misin? o konuyu cok iyi arastir. hangi end. muh gorduysem pisman...
0
ne nicki be
(12.07.09)
eğer bilgisayara ilgin varsa ve günlerini bilgisayar başında geçiriyorsan boğaziçi bilgisayar.

boğaziçi endüstri de iyidir.

ben 1-2-3 diyeceğim sanırım. sabancı'yı sona koymamın sebebi ise hem kampüsünün süper olmaması, hem de istanbul'a olan uzaklığı. odtü mesela kampüsteki imkanlar olarak diğer ikisinin önünde. boğaziçi'nin kampüsü süper ve şehre yakın. boğaziçi ve odtü'de öğrenci kulüpleri de sabancı'dakinden daha aktif.

boğaziçiliyim bu arada, son derece de memnunum. o yüzden belki önyargılı olabilirim.
0
bushwacker
(12.07.09)
bence odtü'yü tercih et.boğaziçi'nin eskisi gibi olmadığını söylememe gerek yok zaten.bir de uluslararası alanda da odtu bilkentten sonra turkıyede en geçerliliği olan universite.
0
monicapp
(12.07.09)
endüstri ise bogazici. bilgisayar ise odtu veya bilkent derim.
0
likeinme
(12.07.09)
boğaziçi endüstri
0
baschar
(12.07.09)
herkes 3 demis ama ben 3e sadece oehh diyorum.. yuruyerek giremedigin, her adiminda para vermek zorunda kaldigin acayip bi yer bence sabanci, "egitimSA" demisti bi arkadas, oyle yani.. ayrica 2 sene napacagini bilmeyerek bi yigin ilgili ilgisiz ders gormek falan bana biraz garip geliyor, ki cok kararsiz da sayilmazsin en azindan muhendis olucam diyosun iste.
ben gayet alakasiz biri olarak bu konuda cok detayli aciklamalar yapamicam, sana tavsiyem bahsettigin 3 okulda ve bolumlerde hala okuyan degil de yeni 1-2 sene once mezun olmus ve mumkunse calismaya baslamis olan birileriyle konus. hala ogrenci olanlar hala okulda olduklarindan orada ne kazandiklarini bilmez ve karsilastirma yapamazlar, eski mezunlarin da zamani gecmistir, ama yeni mezunlar sana en iyi bilgiyi verir, hem okulla hem is hayatiyla yani bolumle ilgili.

bi de evet bogazici cok saglam okul ama muhendislik okuyacagim diyorsan odtu yu daha cok dusun derim, "teknik universite" konsepti farkli ve ozeldir zira.
0
cisterna
(12.07.09)
bilgisayar nire endüstri nire önce ona bi karar ver yahu.

bilgisayar istiyorsan odtü veya bilkent,endüstri için boğaziçi illa bu ikisi diyorsan.

odtü veya bilkent elektronik varken diğerlerini düşünmezdim bile ben olsam.
0
onurct
(12.07.09)
gunlerini bilgisayar basinda gecirmenle bilgisayar muhendisliginin pek alakasi yok bence.
ikincisi ben buradaki sabanci israrini anlayamadim. yani sabanci cok super bi universitede bizim mi haberimiz yok. bilkent olsa neyse...
ayrica "su uni su uni den daha gecerli uluslararasi alanda" sozune de katilmiyorum pek.
turkiye de hic bi universitenin yurtdisinda elle tutulur bi gecerliligi yok.
ama turkiye de ki etiket acisindan bakarsan bence bogazici hala bi numara.
0
ne nicki be
(12.07.09)
mühendislik olduğu için çok kesin bir şey söylemem doğru olmaz ama, işletme seçecek idüm aynı şekilde boğaziçi sabancı ve kombinasyonları tutuyordu, bir adet üst mevki yönetici tarafından 'evet şirketler olarak biz de biliyoruz iyi hocalarının bir kısmını özel okullara kaptırdığını ama yine de boğaziçi, ille de boğaziçi' diye kandırıldım. ki sabancı'ya gitmeyi baya niyete almışken, vazgeçtim.

endüstrinin de işletmeyle ortak birçok yanı olduğu için söyleyeyim dedim. ama dediğim gibi mühendislik olunca işler değişir belki.

öyle işteh. ben de gittim. fena değil gibi yahu =)
0
denizin kulleri
(12.07.09)
@ne nicki be
kime sorsam endüstri okuma diyor zaten :)

@odtü diyenler
ankara bea. izmirden gelecek bir insanım onu da düşünün :)
0
🌸cilgin fantezilerin adami
(12.07.09)
hmm itu diyelim o zaman? : )
0
cisterna
(12.07.09)
" ama tam olarak hangi mühendislik olduğuna karar veremedim. " demişsin ya, önce buna karar ver. ne olmak istediğine. hiç üniversite bölüm falan düşünmeden. gerisi kendiliğinden gelir.
0
lhun
(12.07.09)
endüstürü güzel bölüm, şimdiki aklım olsa endüstürü okuyabilirdim.
0
boshi
(12.07.09)
odtü yaz boşver. bir de endüstri geyik bölümdür yaw. gerçekten mühendislik yapacağım ben diyorsan havvacılık ve uzay/makina/inşaat/bilgisayar/elektrik elektronik falan seç. gerçi belirli bir tecrübeden sonra yöneticilik yapıyorsun mühendislik kısmı kalmıyor ama olsun. bir de sayılı zaman çabuk geçiyor biz de deniz olan memleketten geldik mezun olmayı bekliyoruz=)
0
argent dawn
(13.07.09)
boğaziçi'nin öğretimi eskisi kadar iyi olmayabilir, hocaları başka yerlere vs gitmiş olabilir ama hala eğitiminden bir şey kaybetmiş değil. öğretim dediğin, ders dediğin zaten bugün internet sayesinde her yerde bulunabilen, azıcık akıllıysan araştırıp öğrenebileceğin şeyler. üniversite sana nasıl öğreneceğini öğretir, ezbere bilgi değil. sana bakış açısını, vizyonunu kazandıracak olan hangi insanlarla aynı ortamda bulunduğun. işe girerken de asıl önemli olan ortalaman veya bölümün değil, ağzının ne kadar laf yaptığı olacak.

benim için üniversite sadece çevre edinmek ve hayata karşı bakış açısı kazanabilmek için gidilen bir yer. yanında bir meslek veya diploma sahibi yapıyorlar seni, ama ben zaten o işi yapmayacağımı biliyorum. buna rağmen mutluyum açıkçası. bu açıdan bakınca, türkiye'de boğaziçi'ne rakip olabilecek bir kurum ben şahsen görmüyorum. eğer neden görmediğimi öğrenmek istersen mesaj at, çünkü yazacaklarım epey uzun.
0
bushwacker
(13.07.09)
boğaziçinin mühendisliklerde adı çıkmış eğitimi zayıf diye.belli açılardan bakınca tamam doğru eksik yönleri var.(ki hocalar da bunun farkında ve memnuniyetsizlikleri yok bu durumdan genel olarak) ama bilgisayar için durum farklı diye biliyorum ben,eğitimi sağlam gerçekten.
bi de en güzel yıllar,istanbul,boğaz,memur olmayan insanlar...düşünmek lazım bi kere üniversite okuyosun.
0
şehnaztango
(13.07.09)
@divit

ben katılıyorum biraz bush'a. okuduğum işi yapmayacakmışım gibi geliyor hep.
0
🌸cilgin fantezilerin adami
(13.07.09)
cevaplardan birinde endüstriyle bilgisayar ne alaka gibi bir cevap gelmiş, o arkadaşa çok kızdım ve laflar hazırladım.

bu sene öss'ye girdim. geçen seneden beri (3 sene endüstri okumuş olmam dolayısıyla) aklımda endüstri, ve küçüklükten beri hayalim olan bilgisayar vardı. ilk bakışta çok uzak şeylermiş gibi görünebilir, fakat elimde değil 2sini de seviyorum. şu duyuruya gelip o soruyu ben sormak isterdim ama benim o kadar seçeneğim yok malesef. o yüzden şu sıralamalar hakkında 1-2-3 diyorum, ve 4. seçenek olarak (mühendislik okumak istiyorsan) itü'yü düşün derim :)
0
bykush
(13.07.09)
Ne istediğini bilmiyorsan 1 veya 2 okula göre tercih gibi olur o da yanlış olur. 3 mantıklı gibi yani; ancak İzmir'den geliyormuşsun yani İstanbul'u çok iyi bilmiyorsan gel gör derim Sabancı'da okumak İstanbul'da okumak değil gibi diye düşünüyorum. Boğaziçi bu açıdan daha mantıklı bence; ancak bence tercih gününe kadar meslekler hakkında iyi bir araştırma yap ondan sonra hala emin olmazsan Sabancı, aklına yatan bir şey olursa Boğaziçi derim ben. Odtü hakkında pek bir şey diyemeyeceğim süper okul gibi geliyor bana ancak Ankara'da... Bir İzmir'li olarak senin de İzmir'den geldiğini düşünerek pek hoşuna gitmez diye düşünüyorum, İstanbul candır. Ayrıca puana göre tercih de yapma, en üste en yüksek puanlı yeri yazayım sonra bunu falan yapma. Ne istediğini bilerek sıralamanı yap.
0
loralynn
(13.07.09)
@divit

evet ama boğaziçi mühendislik sence hiç mi mühendislik öğretmiyor? ben kimya mühendisliği okuyorum ve her sene bizim bölümden 10-15 kişi tüpraş'a girer. tüpraş bir kimya mühendisi için türkiye'de çalışılabilecek en üst düzey yerlerden biridir. buna bakarak sence boğaziçi mühendislik öğretmiyor mu?

odtü, itü mühendislik açısından çok daha ince detayları, mühendisliğin inceliklerini öğretiyor olabilir, ama kesinlikle boğaziçi mezunu mühendisler diplomaları götlerine sokulacak kadar "iş bilmiyor" değiller, hatta benim bölümüm söz konusu olunca türkiye'de boğaziçi üzerine yer şu anda ben bilmiyorum. inşaat ve makine söz konusu olunca itü, odtü daha iyi olabilir ama bu da boğaziçi'nden mezun olan makinecilerin veya inşaatçıların iş bilmediğini göstermez, sadece onlar kadar detay bilmiyordur ki emin ol boğaziçi'nden mezun olan biri kısa zamanda o farkı kapatır, bize öğretilen bu çünkü. öğrenmeyi öğrenmek.
0
bushwacker
(13.07.09)
bilmiyorum dönüp burayı okuyan olur mu ama yazayım yine de.

boğaziçi endüstri'de 3. senem. mutluyum. ulan düşününce başka bir tercih yapsaydım bütün hayatım farklı olacaktı şimdi. bu kararlar bütün hayata yön veren şeylermiş gerçekten.

neyse kafa ütülemeyeyim. herkese (özellikle bushwacker'a) çok teşekkür ederim.
0
🌸cilgin fantezilerin adami
(25.09.11)
eh bir update daha yapayim o zaman. bogazici endustri'den mezun olali 3 sene oluyor. ustune gidip ekonomi master'i yaptim. ne endsutri ne de ekonomi ile direk alakali bir is yapiyorum. bir daha olsa bir daha bogazici'nde okurdum. bir ihtimal bilgisayar secebilirdim belki.

okulun verdigi sey bir diploma degil sadece. insanlar icinde bulundugu cevreye gore sekilleniyor. o yuzden cevrenizi ne kadar kaliteli insanlarla doldurabilirseniz o kadar iyi. bogazici de bunun icin guzel bir sey. donup okuyan olursa bunu bogazici'ni tercih edin derim.
0
🌸cilgin fantezilerin adami
(24.11.17)
(8)

kilo verme, kondüsyon artırma ve vücut yapma

bushwacker
son günlerde ardı arkası gelmeyen vücut geliştirme sorularından sonra benim de canım çekti sanırım. şimdi ben 1.83 boyunda, 84-85 kilo civarı, fiziksel aktivite seviyesi çok yüksek olmayan biriyim.* geçmişte bilinçsizce gittiğim mahalle arası body salonunda bile 2 ayda vücudumun alabileceği hali gör
son günlerde ardı arkası gelmeyen vücut geliştirme sorularından sonra benim de canım çekti sanırım.

şimdi ben 1.83 boyunda, 84-85 kilo civarı, fiziksel aktivite seviyesi çok yüksek olmayan biriyim.* geçmişte bilinçsizce gittiğim mahalle arası body salonunda bile 2 ayda vücudumun alabileceği hali gördükten sonra spor yapmayı bu sefer daha düzgün yerlerde 2-3 kere daha denemiştim ve onlarda da 3 ayı geçmemiştim.

şimdi bu yaz oldukça boş vaktim var, okulumun ucuza kullanabileceğim bir spor salonu var ya da kadıköyde oturduğumdan mütevellit gidebileceğim bir çok yer var yakınlarda. ancak gidip body salonundaki über kaslı antrenörlerden tavsiye almak istemiyorum çünkü 1- onlar gibi şişmek istemiyorum 2- onların şişmek haricindeki konularda ne kadar fikir sahibi olduklarını kestiremiyorum.

öncelikle azimli olduğumu belirttikten sonra, elde etmek istediklerimi size yazayım:

1- her ne kadar dışarıdan kilolu gözükmesem de 4 sene içinde 72 kilodan 84 kiloya çıkmış biri olarak kilolu olmanın daha zor olduğunu görüyorum. bu sebeple belki yine 72 değil fakat bi 75-77 kilo civarına inmek istiyorum.

2- kondüsyonumu artırmak istiyorum. sahada koşarken 2 tur sonunda nefes nefese kalmak istemiyorum açıkçası. böyle sağlam bir şekilde nefes nefese kalmadan spor yapabiliyor olmak istiyorum.

3- kaslarımın belirgin gözükmesini istiyorum ama balon gibi şişmek ya da kuvvetsiz olmak istemiyorum. yani o body'ci amcalar gibi öküz gibi kol kaslarım olsun falan istemiyorum, sadece kuvvetli kollarım olsun ve kaslarım da belirgin olsun. bu filmlerdeki brad pitt tom cruise falan gibi ya da cristiano ronaldo gibi(çok mu zor?). yani zaten kuvvetli olduğumu düşünüyorum aslında ama daha fazlası da mümkündür herhalde. aynısı vücudun diğer kasları için de geçerli.

yani kısacası fit olmak istiyorum, hani hem iyi bir kondüsyon, hem de güzel gözüken bir vücut. bununla birlikte midemin son zamanlarda oldukça küçüldüğünü de söylemek istiyorum, yani 1.5 tabak çorba içip "of şiştim" diyebiliyorum.

nasıl mümkündür bu, kimlerden nasıl yardım almalıyım sizce?

not: bir de steroid falan gibi sağlığa zararlı şeyleri kullanmayı düşünmüyorum.

şehir: istanbul


*yamaç paraşütü yapıyorum, yamaç paraşütü yapmadığım günlerde fiziksel aktivitem genelde çok düşük, bilgisayar başında bi şeyler okurum sürekli. yamaç paraşütü yapmaya gittiğimde sabah 5-6 civarı uyanıp akşam 11 civarı eve geliyorum, bu süre zarfında eğitmenlik yaptığımdan genelde ayakta ve hareket halinde olurum, pek oturmam ama öyle nefes nefese kalacak bir şey yaptığım da söylenemez, orta derece fiziksel aktivite mi denir artık bilemedim.
0
bushwacker
(12.07.09)
ben de bu konularda sizden daha tecrübeli değilim ama hocası bilgili olan bir yere gitseniz size bir program çıkarırlar. şişmek istemiyorum, güçlü olayım ve kaslar belirginleşsin istiyorum deyin. ona göre ayarlar onlar. istanbul'da iseniz size salon önerecek arkadaşlar vardır.
0
cro magnon
(12.07.09)
onlar gibi şişemezsin merak etme. şişmek o kadar kolay bir şey değil. bunu vücut geliştirmeye gittikten birkaç ay sonra anlarsın.

lütfen salona gidip hocaya "fight club'daki brad pitt vücudu istiyorum" deme. komik oluyorsun emin olabilirsin.

o brad pitt vücudu için günde yarım kilo et tüketip en az 6 ay salona gidip gelmen lazım. bu da ancak kolay şekil alan bir vücudun varsa olur.

ayrıca şu an öyle kocaman kollar istemiyorum diyorsun ama emin ol bu spora başladıktan sonra asla tatmin etmeyecek seni kolların.
0
ency
(12.07.09)
@ency
öyle bir vücudu yapmak için hayatta 6 ay salona gitmem dediğimi de hatırlamıyorum. ya da kolay yoldan öyle bir vücut verin bana allahsızlar da demedim. sadece geçmişten bahsetmiştim. kaldı ki estetik zevkimi biliyorum, gözlerime de güveniyorum. "çok abartıyorum" diyebileceğim noktayı görebileceğimi sanıyorum.

bunun yanında herhangi bir cevap da bulamadım ben yazdığında. neyse.
0
🌸bushwacker
(12.07.09)
eğer bayanların vs de gittiği bir salona gidersen onlar sana daha rahat yardımcı olacaktır. ya da netten bu tarz programlar bulabilirsin. şişmek gerçekten zor vücuda istediğin şekli vermek ise iyi bir diyet ve düzenli çalışmayla elde edilebilir. nette body fat diyetleri olarak aratırsan bulabilirsin bu diyetler yağ oranını yüzde 14 ler seviyesine düşürerek brad pitt gibin bir vücuda sahip olmana beslenme yönüyle yardımcı olacaktır. ayrıca hemen her tür kasını çalıştırabiliecek bir programa ihtiyacın var. vücudu çalışarak belirli bi şekle sokarsın ama o görüntü için şart olan şey yap oranını düşürmek. bu da çalışmayla beraber iyi bir diyeti de gerektiriyor.
0
sijwocaq
(12.07.09)
madem özel bir ilgin yok (3 aydan fazla devam edememenden yola çıkarak diyorum bunu) salon işlerini salla.
yamaç paraşütünden daha sık yapabileceğin ama ilgini çekecek, tercihen sosyal yönü de olan fiziksel aktiviteler araştırabilirsin.
örneğin seks, doğa yürüyüşleri, eğer doğa yürüyüşlerini seversen dağlarla ilgili varyasyonlar, belki kaya tırmanışı, kürek, tenis, dövüş sporları vs vs o kadar çok çeşit var ki.

insanların sürüler halinde salonlara kapanıp çoğunun sıkıcı bulduğu şeylere mecburmuş gibi talim etmesine üzülüyorum. eğer zevk almıyorsan belki de zevk alacağın alternatifler düşünmenin vaktidir.

vücut konusunda verdiğin siparişe gelince, bu bahsettiğim sporların profesyonel sporcularının vücutlarını inceleyip bir fikir elde edebilirsin şemalleri hakkında. öte yandan verdiğin "fine tune" detaylar pek çok şeyden önce genetiğine ve halihazırdaki yapına çok bağlı. brad pitt bilmemne gel bunları siktiret, sen kendine özgü güzel fiziğini yap kendi güzelliğini taşı, en önemlisi bunu yaparken zevk aldığından emin ol.

en iyi ihtimalle ölünce, o kaslar solucan yemeği olacak, sadece hayattan aldığın keyif sana kalacak.
0
lhun
(12.07.09)
öncelikle şunu belirteyim istesenizde bahsettiğiniz süreler içerisinde o salondaki herifler gibi olamazsınız.genelde hayvan gibi kol kası ve six pacleri çıkmış kişiler yıllardır spor yapan kişiler olduğundan hocu spor yapayım ama öle öküz gibi olmak istemiyorum" düşüncesi yanlış.siz kardio ve yanında vicut geliştirme yaparsanız işinize yarayabilir yaramaya da bilir vicudunuzun yapısına bağlı.o adamlar o yüzden ordalar ufakta olsa kişinin dış görünüşünden az çok neye ihtiyacı olduğunu bilecek konumda olduklarından (lisanslı antrenörlerden bahsediyor yazar burada)onlara danışmanız buraya sormanızdan daha mantıklı olur.
0
buffy de vampir sayilir
(12.07.09)
Şimdi ilk olarak ronaldo gibi olabilmen için haftanın 7 günü antremana çıkman yaklaşık aylık ücreti 10000 dolarlara varan özel kondüsyonerler falan tutman lazım ki evet çok zor.Sana fit kalıp şişmeme konusunda tavsiyeler verebilirim şimdi örenğin ben senin tam tersini istiyorum ve 2 senedir de bunun üstüne uğraşıyorum benim isteğim doğrultusunda yaptığım şey şudur.Çok ağır kilolarla setleri yavaş yavaş tamamlamak örneğin biceps curle girdim indirip kaldırırken 1001 1002 1003 şeklinde sayıp indiriş ve kaldırışı 6snde yapıyorum.Peki sen ne yapıcaksın bunun tam tersini çok az ağırlık takıcaksın atıyorum dumbellla çalışıyorsun 3er kiloluk alıp en az 30 seti hızlı hızlı yapman lazım.Yani senin ilaç programın şöyle bunu salona gitmeden evde yapıcağını ve en azından bir çift dumbellın olduğunu varsayarak yazıyorum:
-30dk koşu (18.dkdan sonra vücut yağ yakmaya başlar bundan daha azını yaparsan sadece ısınmış olursun
-crunch(karın sıkıştırma) normal mekikten farkı ayağımızı koltuk gibi birşeyin altına koyup dizlerimiz bükülü vaziyette mekik çekiyoruz.Bu sayede karın kaslarımız daha kolay sıkışıyor.Bunun da setlerini şu şekilde yaparsan çok faydalı olur.Örneğin 8 tane yaptın hemen içinden 1001 1002 şeklinde 8e kadar say ardından bir 8 daha yap bu şekilde 8*8 crunch yap karın kasların şekillenmeye başlar
-dumbellarla triceps ve biceps çalışıcaz.Biceps yani pazu için yapıcağın en önemli 2 hareket var birincisi ayakta dumbelları aşağı ve yukarı kaldırmak dediğim gibi sen çok şişmesin istiyosun bu yüzden çok tekrar az kilo.İkinci hareketse sandalyeye oturuyoruz hatta bürotipli koltuk daha iyi olur ellerimizde dumbell sırtımızı yaslıyoruz koltuğa dumbelları sağ ve sol boşluğa doğru indiriyoruz sonra gene ayaktaki gibi aşağı ve yukarı kaldırıyoruz çok tekrar az kilo.Triceps içinse frech triceps en temizi hem çizgileri çeker hem güç kazandırır(git: www.shapefit.com )(git:www.criticalbench.com )
-trapezsiz omuzsuz vücut kesinlikle belli olmaz.Trapez için dumbelları dümdüz aşağıda tutuyoruz boynumuzdan kaldırıp indirmeye başlıyoruz(git: media.photobucket.com ) omuz için (git:img2.blogcu.com )
-şınav kesinlikle olmazsa olmaz göğüs için daha önce de yazmıştım en temel 3 tane şınav şekli var bir herkesin bildiği yatıp kalkma iki yukarı çıkarken iki elimizi de yerden çekip birbirine çarpma üç ayaklarımız yerden yükseğe koyarak şınav çekme bu üçü alt ve üst göğüs için birebir.Göğüs içleri içinse dumbelları çapraz şekilde bir sağa sola hareket ettiriyoruz aynı anda.
-Sırt için superman uçuşu yapıyoruz nasıl dersen yere yatıyosun önce ellerini uçar gibi kaldırıyorsun sonra ayaklarını ya da şöyle söylüyeyim paraşütle atlar gibi düşün kendini bu şekilde en az 30 sn duruyoruz belimiz ve sırtımız sağlamlaşıyor.

Bu antremanı haftada 3 defa yap 2 ay içerisinde gelişmeleri görürsün yalnız şunu da söylüyeyim ben böyle başladım bu işe 2 sene önce sonra yetmemeye başladı ki sana da yetmiycektir çünkü kolunun aldığı şekli gördükçe hep daha fazlasını istemeye başlıycaksın çünkü vücut geliştirme VÜCUDUNU BEĞENMEME SANATIdır.
0
grunge
(12.07.09)
kusura bakma ama brad pitt vücudu denince elimde olmadan yazıyorum böyle şeyler.

spor salonlarına gidip vücut yapmak gerçekten zor. salonda geçirdiğim her dakikadan keyif almama rağmen bazen ben de sıkılıp bırakmak istiyorum.

daha önce sporu denemiş ama pek başarılı olamamışsın. ben yerinde olsam spor salonun yerine beden gücu gereken başka bir sporu denerim. mesela kaya tırmanışı.
0
ency
(13.07.09)
(3)

Sakal bakımı

bushwacker
selamlar sevgili duyuruseverler,son zamanlarda olof mellbergvari bir sakal bıraktım. sakalım gayet gür, memnunum halimden. böyle ağız nahiyesi de sarıya yakın bir renk çıkıyor şekil oluyor falan filan da, şimdi bu sakal bakımı diye bir şey var mıdır? bunları taramak gerekir mi, ya da uçları kırık ol
selamlar sevgili duyuruseverler,

son zamanlarda olof mellbergvari bir sakal bıraktım. sakalım gayet gür, memnunum halimden. böyle ağız nahiyesi de sarıya yakın bir renk çıkıyor şekil oluyor falan filan da, şimdi bu sakal bakımı diye bir şey var mıdır? bunları taramak gerekir mi, ya da uçları kırık olursa almak gerekir mi nedir ne değildir? böyle yağlamak olsun, banyoda bakım olsun vs vs.

çok detay oldu da bilen biri vardır belki.
0
bushwacker
(12.07.09)
Her derde zeytinyagi.

Saca-sakala-cilde iyi gelir, parlak olur, saglikla isildar.
0
msb
(12.07.09)
cok fazla oynamayacaksin hocam sakalinla. hele hele seni biyiklarini yerken gorursem fena yaparim. ehehe baba nasihati gibi oldu ya neyse.

saka bir yana, sakalla cok oynadigin zaman kirilip yamuluyorlar, sekle de girmiyorlar sonra. sagdan soldan cikiyor boyle. bir de ozellikle biyiklarina dustan once tatli badem yagi surup bir saat bekletirsen, ara sira da soyle incecik uclarindan aldirirsan daha guzel uzar, ahenkle pogo yapar.
0
osuruklu
(12.07.09)
tarayacak kadar uzun tutmayacağını umuyorum. (bkz çinli kung fu ustaları :) )
vallahi saçları makineyle düzelttirdiğin gibi sakalları da 3 numara falan ne uzunlukta istiyorsan düzelttirebilirsin. veyahut braun cruzer falan türü trimmer alabilirsin. neticede bir süre sonra belli bir uzunlukta sabit tutmak isteyeceksin zira.
bıyıklara da bıyık makasıyla (kıvrık olur) yalnızca aşağı taradığında dudağa taşan kısmını almalısın (o da almak istersen). geri kalanı kendini idare ediyor.
cildin halihazırda kendine yetecek yağı üretiyorsa, bu sakallarına da yeter emin ol, biliyorsun erkeğin orijinali sakallı :) ekstra birşeye gerek olmayacaktır.
0
lhun
(12.07.09)
(4)

ÖSS furyasına benim sorum da eklensin

türk kelekom
EA okudum, ortak alandan girdim. 335.861 puanla Türkiye 1498.si oldum. İstanbul'da girebileceğim ortak alan-sözel bölümleri mevcut mu? (Dershanem olmadığı için sizlere başvuruyorum)
EA okudum, ortak alandan girdim. 335.861 puanla Türkiye 1498.si oldum. İstanbul'da girebileceğim ortak alan-sözel bölümleri mevcut mu? (Dershanem olmadığı için sizlere başvuruyorum)
0
türk kelekom
(12.07.09)
dersanelerin rehberlik öğretmenleri yardımcı olur giderseniz,öğrenci seçmiyorlar genelde.daha sağlıklı bilgi için şansınızı deneyin bence.
0
aynali
(12.07.09)
bu puanla bilgi üniversitesi'nde burslu bir bölüm seçiip bir sene okuduktan sonra başka bir bölüme bile geçebilirsin
0
zeykur valekov
(12.07.09)
bölümü falan siktiret. soru çözerken düşünmeye vaktin olmadıysa sorman gereken şu "ben ne iş yapmak istiyorum arkadaş?" şimdi.
olabildiğince buna konsantre ol, bölüm faktörünü takmadan bunu araştır cevabını (cevaplarını) bul. sonra illa bir bölüm bulunur o puanla yapacak.
0
lhun
(12.07.09)
(7)

Boğaz iltihabı nasıl geçer?

zimparakagidiyla31cekenpinokyo
Soru açık. Boğaz iltihabına çare olabilcek bişey var mı? Doktor ameliyat dedi ancak ameliyat istemiyorum.
Soru açık. Boğaz iltihabına çare olabilcek bişey var mı? Doktor ameliyat dedi ancak ameliyat istemiyorum.
0
zimparakagidiyla31cekenpinokyo
(12.07.09)
ilacla gecmiyor mu? ameliyat gerekiyorsa iltihaptan daha ote birsey olmasi gerekiyor, ne doktoruna gittiniz acaba? bademcik iltihabindan mi bahsediyorsunuz yoksa?
0
ermanen
(12.07.09)
Evet bahsettiğim bademcik iltihabı. Kulak burun boğaz doktoruna gitmiş idim.

Bir ilaç kullanmıştım baya etkili deniyordu o ilaç için ancak bende sadece 1 hafta süreyle geçirdi bu olayı. sonrasında yine devam etti..
0
🌸zimparakagidiyla31cekenpinokyo
(12.07.09)
yıllarca ayda 2 kere penisilin yedim ben bu bademcik iltihabı yüzünden ama doktor ısrarla alınmayacak dediği için. doktor değiştirmende fayda var. tabi vücudun penisiline duyarlıdır belki. doktor o yüzden de ameliyat demiş olabilir.
0
richthofen
(12.07.09)
şu an bir çözüm bulsanız da geçici olur. ben de oldum o ameliyatı çok önceden. o iltihabın çektirdiklerinden sonra ameliyat pek de sorun olmamıştı benim için.
0
telepathosspher
(12.07.09)
ameliyat neden istemiyorsun?
0
lhun
(12.07.09)
çekiniyorum ameliyattan. bir de çekemem ameliyat sonrasını ya. sulu yiyecekler falan..
0
🌸zimparakagidiyla31cekenpinokyo
(13.07.09)
ben de yeni yaptırdım da; şöyle bir 10 gün sürüyor o özel beslenme faslı. ama benim doktor istersen 2. günden hafif fazla pişmiş makarna fln yiyebilirsin demişti. o 10 günden sonrası zaten cennet.
ağrı olayı da minimal; ameliyattan sonra ilk 5 saat maksimumudur; sonra sıradan bir bademcik iltihabı kadar acıtır maksimum ve giderek azalır. bence çekinmeyi ertele önce ameliyatı ol:)
0
lhun
(13.07.09)
(11)

kapı barfiksi

domine deyus
bunlar sadece kapı kasasına baskı yaparak mı yerine sabitleniyor yoksa illa kasayı delip vidalamak mı lazım?kiracıyım ve ev sahibi ile papaz olmak istemem.vida gerektirmeyen bir tipi var mı ki?
bunlar sadece kapı kasasına baskı yaparak mı yerine sabitleniyor yoksa illa kasayı delip vidalamak mı lazım?
kiracıyım ve ev sahibi ile papaz olmak istemem.
vida gerektirmeyen bir tipi var mı ki?
0
domine deyus
(11.07.09)
var. kapıya baskı yaparak sabitlenen var. iki taraftan yaylı. ama ne kadar sağlamlar bilemiyorum.

kapınızın aralık uzunluğunu bi ölçün almadan önce ama. ona göre alın.
0
cro magnon
(11.07.09)
Ben de var, böyle baya bi açılıyor. Asıldığınızda gevşetecek şekilde çevirmediğiniz müddetçe sıkıştırdığınız zaman rahatlıkla taşıyor.

Çeşit çeşit marka var valla hepsine kefil olamam. Bendekinin de markasını bilmiyorum, kutusunu önceden atmışım.
0
Karluk
(11.07.09)
ben vidasiz randiman alamadim, vidaladim. vida deliklerine azicik macun uzerine yagli boya halleder en kotu ihtimal vidalamak zorunda kalirsaiz.
0
lykos
(11.07.09)
yaylı değil de sıkıştırmalılar var. sıkıştırdın mı 100 kilo, vidaladın mı 120 kilo diye görmüştüm birinin kılavuzunda. ben iki tanesini sıkıştırıp bir sebepten üzerine buzdolabı yerleştirip 1 sene falan kullandım. (kiradaydım üstelik)
güvenebilirsin yani. yalnız sabitlediğin yerde biraz sıva dökebilir o kadar.
0
lhun
(11.07.09)
vidaladık diyelim, çubuk taşısa bile kasa taşır mı ki misal 100 kiloyu?
0
jangara
(11.07.09)
78 kiloyu ses çıkarmadan taşıyor. tutacak yerleri de düzgün ve vidalanıp kullanılıyor. vidalasınız da sıkıştırsanız da kapıda mutlaka iz kalacak bunu bilin.
0
tgc
(11.07.09)
ben 60 kiloyum, nerdeyse 3 yıldır yerinden oynamadı bile, vidalamadım, sıkıstırarak taktım, ama daha onceki evimde de vardı, cıkardıgımda igrenc iz kalmıstı boyle kocaman kocaman.
0
selflearner
(11.07.09)
nasıl çalışıyor tam olarak bilmiyorum ama kapı kasalarının arkası boşsa patlatabilirsin kasaları dikkat et =)
0
argent dawn
(12.07.09)
benimkiler metal kasa, ama arkaları çok da dolu durmuyor. yukarıya yakın takarsam zarar vermem belki.
0
🌸domine deyus
(12.07.09)
hepsiburada.com'da 20 liraya vidalamadan, sıkıştırılarak takılanlardan bulabilirsiniz. 3 tane aldık hiçbirinde problem çıkmadı, 70 kiloya kadar.
0
carnicero
(12.07.09)
odanın üst taraflarından geçen demir kalorifer ya da doğalgaz borusunu da bu amaçla kullanabilirsin varsa :) Öğrenci evindeyken yapardım bu arada belirteyim 85kiloyum o zamanda öyleydim ve çekerdi beni gayet rahat bir şekilde.
0
grunge
(12.07.09)
(8)

hayatı öğreniyorum vol. 1

emraah
merhaba. yeni bir eve taşındım. kızılaya 3-4 dakika, ana caddenin hemen arkasındaki sokakta olduğundan ötürü geceleri evin önünde travestiler bekliyor. aklıma birkaç soru takıldı, önceden hiç bu konu hakkında düşünmemiş, kimseyle konuşmamıştım pek. da nasıl sorsam bilemedim şimdi. sırayla sorayım da
merhaba. yeni bir eve taşındım. kızılaya 3-4 dakika, ana caddenin hemen arkasındaki sokakta olduğundan ötürü geceleri evin önünde travestiler bekliyor. aklıma birkaç soru takıldı, önceden hiç bu konu hakkında düşünmemiş, kimseyle konuşmamıştım pek. da nasıl sorsam bilemedim şimdi. sırayla sorayım daha kolay olur.

1) ekşi sözlükte ve tdk'nın sözlüğünde çelişkili tanımlar var, tam olarak tanımı nedir.
2) biri niye onlarla yatmayı tercih eder? kendisi de eşcinsel olduğu için? ucuz olduğu için?
3) transseksüelle aynı şey mi kelime anlamı olarak? fark nedir? kibar söyleniş felan mı?
4) pipi kesilmiş mi, duruyo mu? bu konuda da çelişkili şeyler okudum.
5) eğilim midir? tercih midir? yani bir erkeğin gay olması tercih değil eğilimdir ya, o hesap.
6) sadece para için bu yolu tercih etmiş olamazlar heralde?
7) önyargınız var mı? varsa "sapkın" oldukları için mi, yoksa genel hal ve tavırlarından ötürü mü?
8) dün gece 1-2 gibi bir kız arkadaşımla eve girerken kendisi biraz korktu da, ne bileyim ben gayet hoşgörülü ve rahatım tür bu insanlara karşı. ne zarar gelebilir ki?

oha lan, çok aptalca oldu sorular. neyse..
0
emraah
(11.07.09)
travestilerde erkeklik organı mevcuttur. ameliyat geçirdiğinde transeksüel olur. ama transeksüel travestiler de mevcut sanırım.

biri onlarla yatmayı tercih etmez, başka seçeneği olmayan insanlar onlara gider. bu bir tercih değildir.

para için eşcinsel olunmaz. eşcinsel insanlar para kazanmak için bu yolu seçebilir.

önyargım yok. bir kısmını tanıyorum zira. onlarla eylemlere katıldım vakti zamanında. her ay biri öldürülüyor çeşitli sebeplerden. onlar da insan. hatta bir kısmı politik olarak türkiye'nin yarısından daha aktif. daha protestan.

tabi hepsi her zaman size iyi davranacak diye birşey yok. çünkü hayatın sillesi en fazla onlara çarpıyor. sinirli anına denk gelirsen küfürü yersin. onları yadırgayarak yaklaşırsan iyi olmaz. çünkü senden benden hiçbir farkları yok. milyonlarca farklı hayattan biri sadece.

ha, bir de, onlar senden benden daha tecrübeli insan konusunda. her türlü insanlarla ilişki içinde bulunuyorlar. yüzüne baktığın an nasıl bir insan olduğunu çıkarabilirler. emekçi hareket partisi ve lgbtt(lezbiyen gay biseksüel travesti transeksüel birliği) aracılığıyla bir kısmıyla tanışabilirsin.
0
cro magnon
(11.07.09)
önyargılı olmamak lazım hepsi şöyledir böyledir diye. ama toplum içindeki konumları dolayısıyla kendilerini korumak için saldırganlaşmış durumdalar (apar'ın şahane bir entry'si var konuyla ilgili). yakın zamanda izmir bornova sokakta kendi halimde yürürken davetlerine kayıtsız kaldığımdan olacak balkondan kafama doğru bira şişesi attı bir adedi. şu an 3. sayfada da olabilirdim, benim hoşgördüklerim, beni öldürebilirdi bu da garip bir şey işte.. sorularının bazılarının cevabını biliyorum teknik olanlardan ama onlar çok önemli değil sanki..
0
surtunme kuvveti
(11.07.09)
arayıp bulmak zor olur diye yazdım (bkz: #13039569)
0
surtunme kuvveti
(11.07.09)
bazı adamlar geceleri arabalarla gelip bunları rahatsız da ediyor hatta. arabayla kovalıyorlar, laf atıyorlar, saldırıyorlar, saldırganlaşıyorlar.

sürekli bıçaklanıyorlar, kurşunlanıyorlar, öldürülüyorlar. devlet dahil kimsenin sikinde olmuyor bu insanlar. kimsenin. birbirlerinden başka kimseleri yok. biri öldüğü zaman devlet katili arama zahmetine bile girmiyor. kimse insan yerine koymuyor bunları. olayın çarpıcılığını birkaç saatliğine içlerine girdiğimde anladım.
0
cro magnon
(11.07.09)
3) Transseksüel değiller. Transseksüel'deki trans kısmı geçiş demektir. Oradan yola çıkabilirsiniz. Transseksüeller cinsel geçişlerini tamamlarlar/tamamlama dönemindedirler. Travestilerin penisleri vardır.
4)Sanırım buna cevap vermiş oldum
5) Eğilimdir. Belki %1-2 oranında tercih eden erkekler olabilir. Geri kalanları gay oluyor zaten. yani kadın olmayı arzulamayan eşcinsel erkekler. Genelde eğilim olduğu için evlerinden ayrılırlar zaten. Ve yine bu nedenle evsiz, yersiz, yurtsuz kalırlar. Son çareleri de bedenlerini satmaktır. Hayatta kalabilmek için.
6)Karınlarını doyurmak ve belki de hayallerindeki cinsiyet değiştirme operasyonunu yaşayabilmek için para biriktirebilmek için bu hayata mahkum olurlar. Kimse o iğrenç hayatı yaşamayı isteyerek arzulamaz. En azından Kızılay'da veya Taksim'dekiler.
0
endless dream
(11.07.09)
onlardan korktuğunuzu farketmiyorlar da sanma, o an yüzünün ifadesini karşıdan görsen.. :) neyse fazla uzattım herhalde, uzayayım.
0
cro magnon
(11.07.09)
5-ne tercih ne eğilimdir gerçeği kimliktir.
6-hayır.
7-önemli olan insanlıktır.
8-transfobiklerden asıl zarar gelir.
0
guzellige inancimi sarsan simgeler var
(11.07.09)
travesti kelime anlamı olarak karşı cinsin kıyafetlerini giymeyi ifade eder. burada cevap olarak verilen şeyler büyük ihtimalle türkiye için geçerliliği olan şeylerdir herhalde, ama örneğin uzakdoğuda travestilerin kendilerine özgü güzellik yarışmaları olduğu, kimilerinin gerçek kadınlardan daha güzel olduğu, hatta en meşhurlarının gerçek kadınlardan daha yüksek kazançları olduğundan sözediliyordu bir belgeselde. veyahut seksüel bir "hizmet" yapmayıp sadece sahne şovları vb. ile geçineni de var idi.

tercih-eğilim bağlamında kökenlerine dair şeyler sorgulanabilir. bu fikrin (kadın gibi giyinen erkekler) kadınların tiyatrolarda rol almasının yasak olduğu dönemlerden ortaya çıktığından söz edilir mesela.
psikoseksüel olarak freudyen açıklamaları da vardır. şu erkeğin meşhur kastrasyon korkusu veya daha normal ifadelerle erkeksel baskınlık ve rekabetten kaçınma adına kadın kıyafetleri altında kendilerini güvende hissettikleri vb. için bir kamuflaj yöntemi olarak kullanıldığından bahsedilir.
0
lhun
(11.07.09)
(9)

fransıza türkiye vizesi

clem
Fransız bir arkadaşım Türkiye'ye gelmek istiyor. Ama kendisi Almanya'da yaşadığı için ve Fransa-Almanya arası gerekli olmadığından şu anda elinde pasaportu bile yok.Acaba Türkiye'ye de Almanya'ya girdiği gibi kimliğiyle girebilir mi?Bir de önceden vize alması gerekir mi ve bu zor bir işlem mi? Şimdi
Fransız bir arkadaşım Türkiye'ye gelmek istiyor. Ama kendisi Almanya'da yaşadığı için ve Fransa-Almanya arası gerekli olmadığından şu anda elinde pasaportu bile yok.
Acaba Türkiye'ye de Almanya'ya girdiği gibi kimliğiyle girebilir mi?
Bir de önceden vize alması gerekir mi ve bu zor bir işlem mi? Şimdiden teşekkürlerr..
0
clem
(11.07.09)
Biz pasaportsuz KKTC'ye bile giremiyoruz! Ne işi var pasaportsuz Fransızın Türkiye'de! Giremez tabi ki.
0
44
(11.07.09)
en.wikipedia.org
turkey diye ararsanız "french id card" ile 3 aylık girebileceğini yazıyor. uygulamada ne derece geçerli bilmiyorum.

oha amk sömürge olmuşuz resmen.
0
lhun
(11.07.09)
yok öyle kimlikle falan.
uluslararası ilişkilerde prosedürler karşılıklı bildiğim kadarıyla.

gidecek paşa paşa paris konsolosluğuna, sırada bekleyecek, bizim memur çayını içerken sizin mösyö/madamı dinleyecek. sonra bizim memur çayını höpürdeterek, "türkçe konuş bacım" demeyecek ama "evrak eksik, bugün git yarın gel" diyecek. olaylar umarım böyle gelişiyordur. amen.
0
arigold
(11.07.09)
www.e-konsolosluk.net

Bizim dışişleri Bakanlığı'nın sitesinde kimlikle girişe dair hiçbir bilgi yok.

www.e-konsolosluk.net

Bu linkte yabancıların ülkemzie gelirken tabi olduğu şartlar yer alıyor ve hiçbirinde pasaportsuzluktan bahsedilmiyor. öncelikle pasaport türü seçiliyor zaten.
0
44
(11.07.09)
o kart eu içinde geçerlidir, türkiye ye gelirken havaalanında rahat vizesini alır hemen pass kontorlü yanında oluyor.

kartla giriş sadece eski türk vatandaşlarına verilen pembe kartlarla falan oluyor diye biliyoruz.
0
alchemistt
(11.07.09)
pasaportunu alıp gelecek. indiği havalimanında vizesini basacaklar pasaporta. sıraya girmek falan yok konsoloslukta. ama kimlikle de girmek yok
0
mat couthon
(11.07.09)
öyle karşılıklık falan yok diplomatik ilişkilerde.

Alman vatandaşları yalnızca kimlikleriyle Türkiye'ye giriş yapabiliyorlar. 3 ay kalma hakları var bu şekilde. Pasaportları falan da olması gerekmiyor. geçen sene 20 kişilik grubun yarısı bu şekilde Türkiye'ye giriş yaptılar beraberimde Türkiye'ye gelen.

büyük ihtimalle Fransız vatandaşları için de geçerlidir.
0
burfak
(11.07.09)
bu konularda ezik olduğumuzu biliyordum da bu kadar ezik olduğumuzu bilmiyordum.

biz sürünelim onlar ellerini kollarını sallaya sallaya gelsinler.
bari havaalanında sıra bekleseler.
0
arigold
(11.07.09)
ben de başta pasaportsuz giriş yapamayacağını söyledim. ama kendisi internetten araştırmış ve id ile giriş yapabileceğini söyledi. ben yine de emin olmak için burada sormak istedim.
yani demek ki 'ne yazık ki' doğru bakmış ve vize konusu da havaalanında halledilebiliyor.
çok teşekkür ederim.
0
🌸clem
(11.07.09)
(5)

Harddisk nakli

lhun
Elimizde bir laptop var, harddiski son demlerini yaşıyor.Daha önce yapmadığım için bilmiyorum; bu diskin norton ghost gibi bir programla falan imajını alıp, laptopa yeni alınacak diske `direk` zerketmenin mümkünlüğü nedir? uyumsuzluk vs çıkarma riski var mıdır?Yok herşey okey ise direktif de alabili
Elimizde bir laptop var, harddiski son demlerini yaşıyor.
Daha önce yapmadığım için bilmiyorum; bu diskin norton ghost gibi bir programla falan imajını alıp, laptopa yeni alınacak diske direk zerketmenin mümkünlüğü nedir? uyumsuzluk vs çıkarma riski var mıdır?

Yok herşey okey ise direktif de alabilirim.

tşk.
0
lhun
(11.07.09)
önce farklı bilgisayarımı atacaksın acaba dedim ama aynı bilgisayara atıyormuşsun muhtemelen quick image gibi bir tuş vardır orada eğer herşeyin imagini alacaksan onunla değil de customdan uğraşıp herşeyi teker teker seçtikten sonra olur gibi geliyor. ama madem yeni hdd alıyorsun temiz windows kurup datalarını da imagele falan uğraşmayıp dvdlerle veya harddisk kutusuyla vs aktarmak daha mantıklı bence.
0
argent dawn
(11.07.09)
yok vallahi windozla beraber komple almam lazım. tonla konfigürasyon, sonra efendim yüklemiş programların tekrar yüklenmesi gerekliliği falan ı ıh.
0
🌸lhun
(11.07.09)
olur gibi geliyor bana. sonuçta laptoplarla brlikte de standart bi cd veriyorlar recovery için. çalşır bence. harddiskine hemen format atma da.
0
argent dawn
(11.07.09)
acronis ile imajını alıp yeni takacağın harddiske sorunsuz atabilirsin. yapılmış ve başarıya ulaşmıştır.
0
ency
(11.07.09)
ben de söyleyim acronisle o dediğin şeyin aynısını yaptım cillop gbi oldu=)
0
rentts1
(11.07.09)
(8)

incelme - kilo verme mevzuları

kibritsuyu
aslında kilo verme değil de azıcık incelme diyelim. 30 yaşındayım erkeğim, göbekliyim. boyum 180, kilom 94.şimdi aslnda kilo vermek de istiyorum ama üşengeçliğim ve tıkıngaçlığım nedeniyle bugüne kadar erteledim durdum. ama yumurta göte dayandı. 2 hafta sonra tatile çıkacağım. bu kadar kısa sürede h
aslında kilo verme değil de azıcık incelme diyelim. 30 yaşındayım erkeğim, göbekliyim. boyum 180, kilom 94.

şimdi aslnda kilo vermek de istiyorum ama üşengeçliğim ve tıkıngaçlığım nedeniyle bugüne kadar erteledim durdum. ama yumurta göte dayandı. 2 hafta sonra tatile çıkacağım. bu kadar kısa sürede hatırı sayılır kilo vermemin mümkün olmadığının da farkındayım.

kilolarımla ve göbeğimle barışığım. tatil için görünüş açısından kafama takacağım bir sorum yaratmıyor. istediğim sadece göbekten 1-2 cm. incelmek ve geçen seneden beri giymediğim şortlarımın, yazlık pantolonlarımın içine rahat girebilmek. hayır önünü kapatabiliyorum ama biraz sıkıyor. şöyle 1-2 cm. incelsem çok rahat olacak. sadece 2 haftasürem var. elimde de bir adet eliptik bisiklet var. dışarı çıkıp koşma yürüme gibi şansım, vaktim yok. ne yapacaksam evde yapacağım. ne önerirsiniz? nasıl çalışayım, ne kadar çalışayım ki en az 1-2 cm. inceleyim?
0
kibritsuyu
(11.07.09)
sabah kalkınca aç karna 2 bardak su iç fazla soğuk olmayan. sabah akşam öğle karpuz ye. şekerli unlu tuzlu şeyler yeme. koş koş koş. 2 haftada verebileceğin maksimum kiloyu verirsin. unutma acıktıkça karnını karpuzla doldur.
0
emininsel
(11.07.09)
atkins diyeti yap.
bol et, mayonez, yağ falan ama hiç karbonhidrat yok. (domates, marul falan bile yok o derece)
uyarsan bu kadar kısa sürede o paklar seni anca :)
0
lhun
(11.07.09)
Sadece karpuz yiyerek olmaz o iş, yediklerini azaltmaya çalış hamur işi, şekerli yiyecekleri yememeye çalış, bir de çok alkol almamak gerek. Sadece spor yapmakla kalmamak lazım, ben bir ay spor salonuna gittim ama yemek düzenimi değiştirmedim, fast foodlar, gece yemeleri derken kilo değişmedi nerdeyse...
Bir de normal ve sağlıklı olan haftada 1 kilo vermektir.
0
loralynn
(11.07.09)
kilo vermesem de olur arkadaşlar. kilom aynı kalsın da azıcık inceleyim yeter. şu bele takılıp titreyen vibro masaj mıdır nedir onlar işe yarar mı acaba?
0
🌸kibritsuyu
(11.07.09)
aslında iki haftada dengeli sporla 2-3 kilo bile verebilirsin, ama bunun için belli bir sportif altyapın olmalı. yani başladığında bazı şeyleri belli bir süre, sayı yapabilmelisin. benim önerim bu sürede "beyaz"larda kesinlikle uzak dur. belli bir saatten sonra yemek yeme ve yediğin yemekleri kısa aralıklarla sık öğünlere böl. bir de becerebilirsen mekik çek. mekik çekerken de dikkat edilecek hususlar vardır. bunlara mutlaka dikkat et, sakatlık çıkmasın. yarım mekik çekmelisin falan filan gibi.
aslında mekiğe benzer bir şey vardır. sadece kalçalarını koyabileceğin hafif yüksek bir alana oturup eğimlice bir yatış pozisyonuna geçiyorsun. (tam yatmıyorsun tabi) bu şekilde mekik çekerken bir yandan da ayaklarını da kendine çekiyorsun.
yok bu böyle olmadı, bu hareketleri mümkünse çeşitli videolardan izle, doğrusunu gör ve öyle yap, sakatlık çıkmasın.
0
jaaaccckkk
(11.07.09)
(bkz: p90x)
0
weierstrass
(11.07.09)
sizin zamanınız yetmez ama bi gün vaktiniz olursa denersiniz diye, teyzem şöyle bir şey yapmış, 10 kilo verdi ki zaten zayıf bir kadındı. kendisi yağlarını yaktığına inanıyor. şimdi durum şu;

10 kilo kadar limonun suyunu sıkıyor, (yani 1 litre kadar limon suyu çıkacak şekilde) 41 diş sarımsak ile birlikte 21 gün bekletiyor. eğer mide probleminiz var ise içine biraz bal ekleyebilirsiniz. bu karışımdan her sabah aç karnınla bir ufak shot kadehinin yarısı, yani 2 çorba kaşığı kadar içiyorsunuz. yani anlat anlat bitiremedi, ben 10 kilo limonu sıkmaya üşendiğimden hala oturup da yapamadım. bir deneyin dilerseniz....
0
yedek ruh
(11.07.09)
sabah kalkınca 30-40 dakika eliptik bisikletle çalışma.

akşam da yemekten önce veya yemeği erken yiyorsam yemekten 2 saat kadar sonra p90x denilen fitness programı. 90 günlük bir egzersiz programı aslında ama 15 gün yapalım bakalım. adamı resmen yerlerde süründürüyor.

ayrıca klasik kepek ekmeği, kibrit kutusu kadar peynir, salata, sebze, tavuk vs. şeklindeki türk diyeti.

olacak gibi ama du bakalım nolcak.
0
🌸kibritsuyu
(13.07.09)
(11)

Ankarada suşi nerede yenir?

decoder
Birkaç mekan ismi sayabilirseniz mesut olacağım.
Birkaç mekan ismi sayabilirseniz mesut olacağım.
0
decoder
(11.07.09)
cepa'da vardı bir restoran. adını anımsayamadım..
0
dambil
(11.07.09)
arjantin caddesi'nde sushico, gop'ta ve park caddesinde quick china..
0
swing
(11.07.09)
cepa'daki yer fan fang, bestekarin oralarda da bir yer vardi sanki..
0
fuchuki
(11.07.09)
panora veya gop sushico. quick china'dan sushi konusunda daha iyi (genelde)
0
rygard
(11.07.09)
cepa fan fang
0
zener
(11.07.09)
bestekardaki mekanda sushi yoktu hatırladığım kadarıyla.
hiçbir alternatifi düşünme, quickchina ya direk.
0
lhun
(11.07.09)
en güzeli quick china'dır.
ayrıca minaseranın (çayyolu) yakınlarında bir yer daha açıldı sushisu oranınki de başarılı.
0
merry shelly
(11.07.09)
sushico tabiki
0
demlikposet
(11.07.09)
Yok sushisu rezil. pirinçler bizim baldo pirinç,ister istemez lapa oluyorlar. Ayrıca balığı pirince yapıştıramıyorlar, sostan çıkarıp ağzınıza atma sürenizde geçen zamanda lapa pirinç kütlesi 3 takla atıp 2 salvo yapıyor.

Eğer sasimi seviyorsanız gidin ama. güzel kesiyorlar balığı.
0
endless dream
(11.07.09)
bestekarda vardi en son, arkadasim tunali'da icip icip midye yerine sushi diye tutturmustu hatta
quickchina en guzeli tabi ki
0
fuchuki
(15.07.09)
quickchina'nın suşileri, sushico'dan daha güzel
0
kokomichu
(14.10.09)
(6)

İrlandaya ne zaman İrlanda Cumhuriyeti denmesi bırakıldı?

berhan
Sevgili romalılar;Üzerinde Made in The Republic of Ireland yazan bir eşyam var, ve yaşını tahmin etmek istiyorum açıkçası. Bu ürünün yenilerinde başka bir şey yazıyor. Tahminim Ireland kullanımı ne zaman ki The Republic of Ireland yerine kullanılmaya başlandıysa, aşağı yukarı o zamandan beri bu ürün
Sevgili romalılar;

Üzerinde Made in The Republic of Ireland yazan bir eşyam var, ve yaşını tahmin etmek istiyorum açıkçası. Bu ürünün yenilerinde başka bir şey yazıyor. Tahminim Ireland kullanımı ne zaman ki The Republic of Ireland yerine kullanılmaya başlandıysa, aşağı yukarı o zamandan beri bu ürün var diyebilirim.

Sevgiler.. herkese repini verdim.
0
berhan
(10.07.09)
1949'dan beri republic of ireland ve halen republic of ireland olarak mevcudiyetini sürdürüyor; en.wikipedia.org

türkiye cumhuriyeti'ne türkiye denilmesi gibi düşünebilirsin...
0
mahallenindelisi
(10.07.09)
ortada bir kuzey güney irlanda ayrımı olmasın?
0
lhun
(10.07.09)
@lhun, kuzey irlanda iskoçya ve galler gibi büyük britanya'ya bağlı fakat irlanda cumhuriyeti iç ve dış işlerinde (yersen) britanya'dan bağımsız bir "ülke".
0
mahallenindelisi
(10.07.09)
oh sağol ortaokul bilgilerimi tazelemek istediğin için, hiç gerek yoktu.
0
lhun
(10.07.09)
"made in ireland" kullanimi "made in the republic of ireland" kullanimindan daha once baslamis aslinda. ama urune ve ureticisine gore degisebiliyor kullanim.


asagidaki bilgiler bir pipo ureticisi icin gecerli mesela:

Made in Ireland stamp, circle format - c1945 to 1947
Made in Ireland stamp, block format - 1947 to 1949
Made in the Republic of Ireland stamp - 1949 to present date
However, they can overlap and I have seen several "Made in Ireland" on pipes that were made in the late 1990s.
0
hapax
(10.07.09)
uuuu süper bilgi. ben de hatta pipo için sormuştum, eski bir peterson aran var elimde de.
0
🌸berhan
(10.07.09)
(7)

Betona ve duvara kablo sabitlemek

kurtcobainn
benim bir sorum olacaktı,apartman içinden kablo geçirdim (telefon kablosu), bunu apartmanın beton merdivenine gürültü çıkarmadan sabitlemem gerekiyor. nasıl bir yapıştırıcı kullanmalıyım?
benim bir sorum olacaktı,

apartman içinden kablo geçirdim (telefon kablosu), bunu apartmanın beton merdivenine gürültü çıkarmadan sabitlemem gerekiyor. nasıl bir yapıştırıcı kullanmalıyım?
0
kurtcobainn
(10.07.09)
silikon.
0
kibritsuyu
(10.07.09)
çakmak dert olmayacaksa bir kenarı çivili plastik aparatlar var yarım daire şeklinde.
0
lhun
(10.07.09)
Soğuk silikon değil de sıcak silikon öneririm, anında donar.
0
crown
(10.07.09)
Silikon falan kullanilmaz bu islerde. Krose ya da kalanet kullanilmali. Zira silikon bir süre sonra atar.
0
aheste cek kurekleri millet uyanmasin
(10.07.09)
Adını bilmiyorum, 1cm x 1cm boyutunda yapışkanlı kroşeler var. Onu sırayla diziyorsun duvara, sonra da ince kablo bağıyla tutturuyorsun. Oh mis...
0
pass
(10.07.09)
aslında uzun süreli kalması gerekiyor beton üzerinde. onun için kısa sürede atacaksa hiç yapmamam daha iyi olur. kroşe olayını araştırmak lazım
0
🌸kurtcobainn
(10.07.09)
Betona çakacağınızdan kroşe kullanırsanız fazla gürültü çıkmaz bence.
0
44
(10.07.09)
(5)

spor yapınca oluşan baş ağrısı

canimnicknameyazmakistemiyor
çok çok düzenli olmasa da spor yapmaya çalışan bir insanım. tempolu yürüyüş gibi değil de, daha zorlayan ne bileyim koşuydu, yogaydı gibi sporları yapınca başım çok ağrıyor. yaptığıma yapacağıma pişman oluyorum. neden olabilir?
çok çok düzenli olmasa da spor yapmaya çalışan bir insanım. tempolu yürüyüş gibi değil de, daha zorlayan ne bileyim koşuydu, yogaydı gibi sporları yapınca başım çok ağrıyor. yaptığıma yapacağıma pişman oluyorum. neden olabilir?
0
canimnicknameyazmakistemiyor
(09.07.09)
boyun kaslarinin gucsuz olmasindan olur bu genelde, boyun kaslarinizi da calistirin spor yaparken ayrica boynuzuza ve basiniza masaj yapin aralarda.
0
ermanen
(09.07.09)
dehidrasyondur o alkol alınca olusan bas agrısı gibin. bol su tuketin.
0
bryan fury
(09.07.09)
@pebbles nokta atisi.
0
gunlerin kopegi
(09.07.09)
selamlar,
dehidrasyon muhtemel.
duzenli spor yapmıyorsanız birden agır sporlar yapmamanızı tavsiye ederim, ozellikle surekli masa basında oturuyorsanız hızlı tempo kosulardan, agır kardiyo sporlardan uzak durmakta fayda var elbet.

ps. herhangi bir uzmanlıgım yok, tamamen kisisel fikrim.
0
selflearner
(09.07.09)
yüksek tansiyon vardır belki de.
0
lhun
(10.07.09)
(2)

eksi rss

armish
diyelim ki bunu oyle sahane bir zaman araligiyla kontrol etmek istiyorum ki, hem girilmis butun entryleri yakalayayim, hem de sunucuya dikkat cekecek kadar fazla yuklenmemis olmayayim. var mi boyle sahane bir zaman araligi, ya da belki bunun zaten saglandigi 3. parti bir rss kaynagindan cekme cozumu
diyelim ki bunu oyle sahane bir zaman araligiyla kontrol etmek istiyorum ki, hem girilmis butun entryleri yakalayayim, hem de sunucuya dikkat cekecek kadar fazla yuklenmemis olmayayim. var mi boyle sahane bir zaman araligi, ya da belki bunun zaten saglandigi 3. parti bir rss kaynagindan cekme cozumu sunabilecek?
0
armish
(09.07.09)
(bkz: yahoo pipes)

sanırım 50 entry gösteriyor. saniyede 3-5 entry girildiğini hesap edersek 10 saniye olur. google reader her an kontrol edip eski rss çıktısıyla yenilerini birleştiren bir teknolojiye sahip. dolayısıyla google reader'in çıktısında eksik entry olmaması lazım.

sozluk.sourtimes.org
0
carnicero
(09.07.09)
rss feed dediğin zaten aslında 1 sayfa birşey. normalde sözlüğü dolaşırken dakikada 20 sayfaya kadar değiştirirken, rssi dakikada 20 kere alsan aynı trafiğe mal olacaktır aşağı yukarı. dolayısıyla dakikada bir update istesen bile "kasıyor" olmayacaktır.

gelelim zaman aralığı verilerine;
sözlükte şu saatte yüzde şu kadar entry girildi istatistikleri var bu bir. ikincisi şu sıralar yaz olduğundan düşük bir rakam ama dün mesela 5000 entri düşmüş sözlüğe (bunu da günün ilk entry son entry idlerinden hesaplayabilirsin)
o yüzdeleri bu entri sayısına böldün mü en baba saatte 350 entry girildiğini hesaplayabilirsin.
feedde yanılmıyorsam 50 entry olacak, 60 dakika bölü 7 den şöyle 5-6 dakikada update ettin mi hiçbir entry kaçırmayacağından emin olabilirsin
0
lhun
(09.07.09)
(1)

Microsoft Visual Studio 2008 için Winamp add-in var mı?

tjutg
Kod yazarken şarkı değiştirmek, müziğin sesini açmak/kapamak gibi saliselik işler için winamp i açmak bildiğin ızdırap. FoxyTunes tarzı bir eklenti mevcut mudur, yoksa çok mu ütopik bir şey istiyorum bilemedim.
Kod yazarken şarkı değiştirmek, müziğin sesini açmak/kapamak gibi saliselik işler için winamp i açmak bildiğin ızdırap. FoxyTunes tarzı bir eklenti mevcut mudur, yoksa çok mu ütopik bir şey istiyorum bilemedim.
0
tjutg
(08.07.09)
global hotkeys kullan winampte.
0
lhun
(08.07.09)
(2)

post edilen değişkenler nasıl yakalanır?

foradream
mesela gmail'de post ettiği değişkenleri nasıl yakalayabiliriz??
mesela gmail'de post ettiği değişkenleri nasıl yakalayabiliriz??
0
foradream
(08.07.09)
firefox icin "live http headers" eklentisi ile.
0
sourlemonade
(08.07.09)
firefox için urlParams diye bir eklenti daha var. tüm headerı değil yalnızca post / get kısmını gösterir, yalnız gmaile mesela logon oluyorsan birsürü redirectler oluyor arada kaçanlar olacaktır.
0
lhun
(08.07.09)
(3)

Windows'a KDE kurmak?

late viper
evet var böyle bir şey: http://windows.kde.org/ama nasıl oluyor? tam idrak edemedim, mevcut "windows explorer" arayüzü gidip yerine `KDE` mi geliyor ne oluyor? Ne bitiyor? Beğenmezsek eskiye döndürebiliyor muyuz?sitede kuruluşu detaylı anlatılıyor ama ne görünümü var, ne de beğenmez isek ne olacağı
evet var böyle bir şey: windows.kde.org
ama nasıl oluyor? tam idrak edemedim, mevcut "windows explorer" arayüzü gidip yerine KDE mi geliyor ne oluyor? Ne bitiyor? Beğenmezsek eskiye döndürebiliyor muyuz?
sitede kuruluşu detaylı anlatılıyor ama ne görünümü var, ne de beğenmez isek ne olacağı hakkında bir bilgi...
0
late viper
(08.07.09)
ohha diyorum, daha da bişey demiyorum :)
vista için KDE'nin de olduğu open source fuarlarında az gezinmedi bu lavuk Microsoft.
KDE gelince nasıl olacak aceboğ.?
0
kunthar
(08.07.09)
dikkat edersen "KDE applications" diyor. yani desktop environment değil de, gui toolkit gibi birşey sanırım. e gtk yüklüyorduk windowza glade, gimp falan çalıştırıyorduk sanırım o hesap.
windoz explorer yerine dolphin diye bir file manageri var, haliyle yerine kullanmak mümkün olabilir.
ha bahsettiğin explorer ise onun replacementindan bahsettiklerini sanmıyorum.
0
lhun
(08.07.09)
Denedim kurdum efendim sabah sabah maksat macera olsun, lhun'un yazdığı gibi kde uygulamalarını kuruyor ve çalıştırabiliyorsunuz amarok olsun kwrite olsun falan filan, bunun dışında derseniz ki ben windows explorer yerine dolphin kullanıcam onun için registry path değiştirmeniz gerekiyor şurada yazıldığı üzere techbase.kde.org ama çok da tavsiye etmiyorlar anladığım kadarıyla henüz stabil olarak herşey çalışmadığı için ama uygulamaların neredeyse hepsi çalışıyor.
0
she runs away
(08.07.09)
(3)

bir kalori harcama sorusu da benden

kibritsuyu
aşağıdaki soruyu görünce ben de sorayım dedim."kalori harcamak, dolayısıyla zayıflamak için kardiyo gereklidir" deniyor.nedir kardiyo? maksimum nabzının %60-80'i kadar nabzını attırtacak egzersizler yapmak. ya da onun gibi bir şey.peki şimdi soru geliyor. kalori harcatan şey, kalbin hızlı atması mıd
aşağıdaki soruyu görünce ben de sorayım dedim.

"kalori harcamak, dolayısıyla zayıflamak için kardiyo gereklidir" deniyor.

nedir kardiyo? maksimum nabzının %60-80'i kadar nabzını attırtacak egzersizler yapmak. ya da onun gibi bir şey.

peki şimdi soru geliyor. kalori harcatan şey, kalbin hızlı atması mıdır? yani kaloriyi sadece, hızlı atmaya çalışan kalp mi yakar? ben yarım saat koşmak yerine yarım saat rollercoaster'a binsem, götümü yayıp oturduğum halde alet ters mers dönüp 90 derece eğimle burgulu inerken kalbim götümde atsa, nabzım 180'e çıksa yarım saat koşmuş kadar kalori yakar mıyım? yani kalori harcatan şey kalbimin hızlı atması ise, ben kalbimi sporla değil de alternatif yollarla hızlandırsam olur mu?

yoksa asıl kalori yakan şey yaptığım spor, spor esnasında çalışan kaslarım mıdır? asıl kalori yakan şey hızlı atmaya çalışan kalp değil de kaslarımın harcadığı enerji midir? kalbin hızlanması sadece bunun bir sonucu mudur?

nedir?

devamı da geliyor.

eğer "olur mu lani rollercoaster'la olmaz, kasların harcadığı enerjidir asıl kalori yakan" derseniz, niye kardiyo o zaman? alayım elime 500 kiloluk halteri, bi kaldırıp indireyim, koşuyla moşuyla kaslara yarım saatte harcattığım enerjiyi 30 saniyede harcatayım. (o zaman da kasların zedelenir demeyin. bel yaralanması, kas zedelenmesi gibi faktörleri gözardı edelim lütfen. konu o değil. farz edin ki süpermenim. bir yerim zedelenmiyor)
0
kibritsuyu
(07.07.09)
kardiyonun asıl amacı kalbi hızlı çalıştırmak değil abi. sonucu o. yani fazla kalori harcatan hareketlerin ortak noktası kalbi hızlı çalıştırmak ve dolaşımı arttırmak olduğu için buna kardiyo deniyor. yoksa 20 sene önce bakarsan böyle bir kelime olduğunu bile sanmam "koşmak" deniliyordur heralde.

ağır bir halteri kaldırıp indirirken de hiçbir şekilde yarım saatte koşuda harcadığın enerjiyi harcayamazsın zaten :) yarım saat kaldırıp indirirsen de harcayamazsın büyük ihtimalle hatta, ki o kadar süre dayanman imkansız.

ama başka tür egzersizler var, hem ağırlık hem de kardiyo içeren. mesela elde hafif dambıllar tutarak yapılan spinning filan. onlar felaket yakıyor. ama işte zamanını filan ona göre ayarlican tabi tek başına yapılmıyor...
0
mortifera
(07.07.09)
bir grafik anlatmıştı tıpçı bir arkadaş, mevzuu kalp atış hızına göre vücudun hangi enerji kaynağını yüzde kaç tercih ettiğiydi. o 500 kiloluk halterde örneğin çok yüksek oranda vücuttaki karbonhidrat formları kullanılacak, oysa işte o hedef kalp atış aralığında maksimal olarak yağ tercih ediliyor olacak gibi bir tezi vardı grafiğin.

ben yine de bu konudaki bilgilerin fevkalade teorik veyahut dolaylı ölçümlerle edindiğinden, kişisel faktörleri de göz önüne alırsak çok değişken olabileceği düşüncesindeyim. kaldı ki net olarak kalorik denge negatif olmadıkça direk yağlar yakılabiliyor olsa bile pek birşey değişmeyecektir.
0
lhun
(07.07.09)
Size de sorunuzu düzenleyip, gerekirse genişleterek sitemizdeki egzersiz ve beslenme uzmanına yollamanızı, bilimsel bir makale şeklinde yanıtlanabilmesini sağlamanızı öneririm.

Konu detaylı bir konu, ben kardiyovasküler yerine dolaşım sistemi demeyi tercih ediyorum. Pek çok şeyi yanlış kullandığımız gibi bu "kardiyo"yuda yanlış biçimde kullanıyor, daha sonra bu yanlışlığı benimsiyor daha sonrada kavramları çorba yapıyoruz.

Sorularınıza kısaca yanıtlar vermeye çalışacağım, tabii ki bilgim dahilinde ve detaya girmeden.

Kalbin atması bir iştir, her iş bir enerji harcatır ancak kalbin atması için gerekli enerji yağ yaktıracak kadar çok olamaz. Bana kalırsa bu neredeyse mümkün değildir, kalp kasları koca vücudumuzla kıyaslandığında çok küçük kalıp, çok küçük enerjiyle rahatlıkla çalışabilir. Kaldı kalpteki kaslar özel kaslardır, bu harika kasların işlevine göre ne tür temel farklılıklara sahip olduğunu "kaslar" adlı yazımdan öğrenebililirsiniz.

Yani sizin deyiminizle "kalbiniz götünüzde" atarsa yağ yakmazsınız, dolaşımınız hızlanır ancak bu da yağ yakımı için yeterli değildir.

Vücudumuza "asıl" kalori yaktıran şey demeyelim, çünkü kaloriler pek çok farklı iş için kullanılıyor, kaldı ki işin içine bir de aerobik anaerobik sistem girince konu daha da detaylanıyor. Ancak sizin kastettiğiniz anlamda kalori yakımı için konuşursak "evet kalori yaktıran en önemli unsur kas çalışması."

Ağırlık kaldırmak da güzelce kalori yakmamıza neden olur, hatta bazılarına göre dolaşım sistemi için yapılan egzersizlerden daha çok kalori yaktırmaktadır. Bazıları dediklerim uzman kişilerdir tabi. Ancak ben dolaşım sistemi egzersizlerini vazgeçilmez görüyorum, kaslarımın daha küçük görünmesine rağmen tel tel görünmesini de buna borçlu olduğumu sanıyorum.

Bir nokta daha, bir çok kişi ağırlık ve koşma gibi egzersizleri değerlendirirken bunları kesin olarak birbirinden ayırırlar. Bu doğru değildir. Koşmadan koşmaya fark vardır. Başta sürat koşuları olmak üzere, bir çok kardiyovasküler egzersiz anaerobik enerji sisteminin elemanlarının çalışmasına da muhtaç olduğundan birebir ağırlık kaldırma gibi etki gösterir. Kısa mesafede hız koşucularının (sprinter) kaslı olmasının bir nedeni de çok güçlü olmaları gerektiğidir, yani usain bolt o kol kaslarını, o bacak kaslarını mr. olympiaya katılmak için değil, daha hızlı koşmak için yapar.

Güçsüz birisi için uzun bir koşu bile ağırlık kaldırmayla benzer etki gösterebilir. Yani hem aerobik hem anaerobik sistem birlikte çalışır.

Sözü toparlayayım:
Sadece kalp atım hızınızı arttırarak yağ yakımı sağlayamazsınız. Ancak ben oturduğum yerden yarım saat bir saat boyunca kalp atım hızımı arttıracam derseniz (ki azami kalp atımınızla bu kadar uzun süreli bir arttırma kalp krizi geçirmenize bile neden olabilir) yağ yakma olasılığınız vardır. Ama kısa süreli bir kalp atım hızı arttırımının size dişe dokunur bir faydası olamaz.

Sadece ağırlık kaldırarak yağ yakabilirsiniz ancak gelişimi kısıtlı bir dolaşım sisteminiz ve gelişmemiş bir aerobik enerji sisteminiz olur. Size de bodyci deriz, sonra diyet yaparak yağlarınızı daha da bi güzel yakar, definisyon yaparsınız. Kondisyonunuz benim gibilere göre yerlerde sürünür, sizin ensenize vurup vurup kaçarız.

Sizce de mantıklı olan hem koşmak hem de ağırlık kaldırmak değil midir?

:-)

Ek: eklemeyi unuttuğumö bir nokta var. Hızlı kalp atımı demek hızlı çalışan metabolizmaya işaret eder. Ama dediğim gibi dinlenme durumunda ne kadar, kişinin yaşı ne akdar off off. Yazmak lazım bunları güzelce.

Ek2: Şu yukarda bahsettiğim lif lif kaslarım konusunda sanırım yanılıyorum. Koşmayı sevdiğim için belki de buna inanmak istiyorum diyelim. Ama vücut geliştirme sporcularının benim kadar koşmadan definisyona girerek benden kat kat lifli olduğu bir gerçek. Kondisyonları yani dayanıklılıkları düşük ama lifse lif.

Bir de cimnstikçiler var tabi, onlarda her daim lifli lifli gezerler ve aerocik antrenmanlar yapıyorlar mı orasını bilmiyorum. Gerçi yaptıkları hareketler ve antrenmanlar belirli bir aerobik kapasiteye muhtaç ama daha çok kuvvete dayanıyor.
0
Karluk
(07.07.09)
(6)

Para degerlendirme

1001gecemasallariyla1002gece
Sevgili bu islerden anlayan duyuru insanlari!Elimde -benim icin buyuk, insanlik icin kucuk- bir miktar para var. `: 720-730 lira`Ben bunun is bankasinda bir sekilde buyumesini istiyorum. Sizce ne tarz bi sey yapmaliyim? Hepsini yatirim fonuna mi, yoksa bolerek farkli farkli seylere mi? Valla hic bir
Sevgili bu islerden anlayan duyuru insanlari!

Elimde -benim icin buyuk, insanlik icin kucuk- bir miktar para var. *

Ben bunun is bankasinda bir sekilde buyumesini istiyorum. Sizce ne tarz bi sey yapmaliyim? Hepsini yatirim fonuna mi, yoksa bolerek farkli farkli seylere mi? Valla hic bir bilgim yok, aciklarsaniz veya fikir verirseniz acayip sevinirim.

Tesekkurler simdiden..
0
1001gecemasallariyla1002gece
(06.07.09)
yatırım fonunun bir çok çeşidi var, işbankın sitesinden özelliklerine dair bilgi edinebilirsin, ama meşhur b tipi likit fon ise getirisi ve riski düşük bir yatırım olacaktır.
onun yerine vadeli mevduat düşün diyeceğim ama faizleri de kuşa çevirdiler maşallah. yine de, ihtiyacın olmayacağından eminsen o parayı vadeli mevduat yap sen en iyisi.
ayrıca yatıracağın paranı küçümseme, küçümsenmesine de izin verme, önemli olan çokça paralar değil yatırım ve tasarruf alışkanlığı kazanman.
0
lhun
(06.07.09)
banka değil de altın almayı düşünsene...
0
son nefes
(06.07.09)
hazine bonosu alın. temiz, kaybetmezsiniz.
0
metox
(06.07.09)
fon alıp satmak kısa vadede büyük meblağlarla bu işi yapanlara iyi kazandırır. o kadarcık para için attığın taş ürküttüğün kurbağaya değmeyebilir. hem her gün takip etmek gerekiyor ki, zamanında satasın.

bence koy mevduata ya da hazine tahviline gitsin.
0
no avalon
(06.07.09)
vadeli mevdauat yaptim sonunda, bir sonrakini altina yatirmayi dusunuyorum :) tesekkurler
0
🌸1001gecemasallariyla1002gece
(06.07.09)
uzun vadeli beklerim diyorsan devlet tahvili al, unut. yok belli olmaz lazım olabilir çekerim vs. diyorsan likit fon al ama getirisi düşüktür. işbankasının internet likit fonunu tercih et getirisi biraz daha iyidir.
0
eksi daglarinin aslani
(06.07.09)
(7)

göbeğe elveda demek için mekik aleti nerden alınır?

ghostcountry
merhabalar ahali;bira göbeğinden kurtulmak için mekik masası vs almayı dusunuyorum. kollar da az çalışsa ii olur hani. netten önerebileceğiniz bir marka- misal adler ama hangi ürünü- ve güvenilir bi alışveriş sitesi varmıdır?
merhabalar ahali;
bira göbeğinden kurtulmak için mekik masası vs almayı dusunuyorum. kollar da az çalışsa ii olur hani. netten önerebileceğiniz bir marka- misal adler ama hangi ürünü- ve güvenilir bi alışveriş sitesi varmıdır?
0
ghostcountry
(05.07.09)
bence mekik masasina pek de gerek yok cunku mekik masasinda en fazla uc dort farkli yapilabiliyor. yerde mat uzerinde daha farkli ve fazla karin calisma olanagi var. hatta ve hatta bir aeorobik topu adami daha cok zorlar gibin. kol icin de dumbil alin kafidir. bu tur aletlerde weider'i tercih ediyorum ben.
0
yirtik foto
(05.07.09)
bira göbeği olsun, pekin göbeği olsun; bundan kurtulmanın yegane yolu sadece mekik çekmek değildir. tüm vücudu çalıştıran düzenli egzersizler yapman gerek. tabi bunu dengeli ve öz bir beslenme alışkanlığıyla tamamlamak lazım. efsane özet geçtim ama işin temel mantığı budur. kolay erimez nitekim o göbek. sorunun cevabını ise aşağıdaki yanıtlarda bulacağını sanıyorum!?
0
ragnum irae
(05.07.09)
göbek için sadece mekik değil cardio yapmak ve düzenli beslenmek gerek. hatta diğer ikisi mekikten daha önemli bildiğim kadarıyla. en azından ben bu şekilde kurtuldum göbekten.
0
roadrunner_merlin
(05.07.09)
mekik çekmenin göbeği eritmede hiçbir etkisi yoktur. o sadece kas yapar altında, üstteki yağı eritmezsen de o kas da bir halta yaramaz açıkçası.
0
mortifera
(05.07.09)
@mortifera
üstteki yağ nasıl eriyecek peki? varmı bi öneriniz?
0
🌸ghostcountry
(05.07.09)
koşacaksın her gün bir yarım saat 40 dakika filan. gider o yavaş yavaş.
0
mortifera
(05.07.09)
bira göbeği sanıldığından daha az masum, ekstremi santral obezite olan, erkeklerde görülen bir yağ bağlama işi olduğundan, net kaloriyi eksi yapıp (az ye spor yap) yağ kütlemizi azaltacağız ancak o zaman gidecek.
0
lhun
(05.07.09)
(7)

pişik için çözüm

marwin
arkadaşlar özelliklede yaz aylarında başa bela olan, koltuk altı vb... yerlerde kızarma ve tahriş olma şeklinde beliren pişik için tedavi yöntem önerileri arıyorum ????
arkadaşlar özelliklede yaz aylarında başa bela olan, koltuk altı vb... yerlerde kızarma ve tahriş olma şeklinde beliren pişik için tedavi yöntem önerileri arıyorum ????
0
marwin
(03.07.09)
en iyi ve hızlı çözüm margarin.. bildiğimiz margarin i pişik olan bölgeye sürün ertesi güne geçiyor
0
sevii
(03.07.09)
talk pudrası, pudralı deodorant..
0
gayrisabit fikir
(03.07.09)
pudra.
0
emrag
(03.07.09)
pişik kremi. hani şu bebeklere sürülenlerden her yerde kolayca bulabilirsin. akşamdan sür sabaha bişeyin kalmaz.
0
mavikurbaga
(03.07.09)
pişik kremi alana kadar bepanthen sürünüz. o da iyi gelir.
0
mea maxima culpa
(03.07.09)
deodorant yakar, sıkmayın bence. ılık suyla yıkayıp yağlı krem sürün, birkaç güne geçer.
0
aithra
(03.07.09)
antienflamatuarlı antifungalle pişiği geçirin önce. ardından orayı 1 kuru, 2 temiz tutmanız tekrar oluşmasını engelleyecektir. bunun için de 1 pudra 2 pürel kullanın terleyeceğiniz vakitlerden önce, oluşmayacaktır (önce pürelle temizleyip kurumasını bekledikten sonra pudrayı gömün, akşam geldiğinizde de orayı iyice temizleyin ve her halükarda banyo sonrası alan kuru tutun).
0
lhun
(04.07.09)
(3)

Görülmesi Gereken Yerler ?

boozedin
Arkadaşlar Merhaba,Ağustos ayında yurtdışından bir arkadaşım gelecek ve 2 hafta gibi limitli bir zamanda İstanbul, Ege ve Kısmen Akdeniz turu yapmayı planlıyoruz. Gel gör ki Türkiye'de Edirne-Ankara-Kuşadası üçgeninden dışarı çıkmamış olan ben bu konuda zorluk çekiyorum. Adam akıllı bir plan yapamad
Arkadaşlar Merhaba,

Ağustos ayında yurtdışından bir arkadaşım gelecek ve 2 hafta gibi limitli bir zamanda İstanbul, Ege ve Kısmen Akdeniz turu yapmayı planlıyoruz. Gel gör ki Türkiye'de Edirne-Ankara-Kuşadası üçgeninden dışarı çıkmamış olan ben bu konuda zorluk çekiyorum. Adam akıllı bir plan yapamadım daha, ivedi olarak yardıma ihtiyacım var. Ege'de ve Akdeniz'de mutlaka görülmesi gereken yerler neresidir diye sorsam size bana yardımcı olur musunuz? Söz konusu arkadaş yaban ellerde bana her türlü yardımda bulunmuş, kendi kültürünü çok iyi bir şekilde bana tanıtmıştır (tabi anladığınız şekilde değil) ve ben de altta kalmak istemiyorum.
0
boozedin
(02.07.09)
mavi tur olabilir, en guzel koylari ziyaret etmis olursunuz.
0
ermanen
(02.07.09)
ayvalık ve cunda adası derim.
0
abesleistigal
(02.07.09)
antakya deneyin.
güneydoğu düşünürseniz kilis, mardin açılın.
0
lhun
(03.07.09)
(7)

Ölüm..

dambil
çok düşündüm sorup sormamayı ama merakım ağır bastı..baştan söyleyeyim hayatım boyunca (21 sene) çok yakınımda olan insanlardan kimseyi kaybetmedim yani kaybettim ama ölmedi. gerçi çoğunuz bunu aynı şey olarak görüyor olabilirsiniz belki bu soruyu bana sordurtan da bu, aynı şey olarak görmem. saçma
çok düşündüm sorup sormamayı ama merakım ağır bastı..

baştan söyleyeyim hayatım boyunca (21 sene) çok yakınımda olan insanlardan kimseyi kaybetmedim yani kaybettim ama ölmedi. gerçi çoğunuz bunu aynı şey olarak görüyor olabilirsiniz belki bu soruyu bana sordurtan da bu, aynı şey olarak görmem. saçma gelebilir ama en yakınımdaki insanlar ölse üzüleceğimi sanmıyorum sanki:S

çok yakınlarından biri ölünce ağlamayacağını ya da bir gıdım üzülmeyeceğini düşünenler var mı? varsa neden üzülmeyeceksiniz? yoksa bu hissi yaşayan bir tek ben mi varım..

ve siz ağlarım elbet diyenler, neden ağlayacaksınız?

teşekkürler herkese..
0
dambil
(01.07.09)
senı bılemem tabıı ama sankı bu daha once cok sevdıgın bırının kaybetmedıgın ıcın olusmus bır dusunce olabılır, ınsan her ne kadar kendını zorlarsa zorlasın sapasaglam oldugunu bıldıgı bırısının oldugunu dusunup o ankı ruh halını anlayamaz bence. ben hayatımda bugune kadar sadece bır kısıyı kaybettım hayatımda, o ınsanı bır daha goremeyecek olmak, bır daha onunla konusamayacak, ona dokunamayacak olmak cok boktan bı duygu. aglamak sart degıl tabıı ama o an hıssettıklerının dısa vurumu genelde gozyası ıle olur. ozellıkle cenaze torenınde o tabutu gordugun ve ıcınde cok sevdıgın o kısının yattıgını ıdrak ettıgın an uzulmemek ya da hıssız olmak mumkun degıl bence. bı beden var karsında, son kez goruyorsun o halını bıle. ayrılık gıbı de degıl tam olarak, ayrılıkların da bı gerı donus umıdı olabılır cunku ınsanın ıcınde, olum cok farklı. aglamamayı anlayabılırım ama soz konusu olan sevdıklerının olumu ıken hıc uzulmeyecek olmak, kulaga ımkansız gıbı gelıyor.
0
think martini
(01.07.09)
- ağlamam : ölümle yüzleşme faslımı tamamladım, kendi ölümüm hakkında hislerim, yaklaşımım olgun, paniğe kapıplıp histerik şekilde ölüm korkumu bağırtılarla haykırmalarla kaçırmaya çalışmam
- ağlarım : ölüm karşısında üzülmenin doğal olduğunu bilirim, ortaya çıkan duyguyu ifade etmekte bir beis duymam. ölüme üzülmeyerek onu yoksayıp ondan etkilenmeyeceğim gibi büyüsel bir inancım yoktur.

şeklinde şablonlamak mümkündür.
ben ne yaparım bilmiyorum, olunca görülecek birşey sanırım.
0
lhun
(01.07.09)
aynı şeyleri bende düşünürüm ve aynı şey bende de var. kimseye üzülmem gibi geliyor. kaybettiğim akrabalarım vardı. ancak yaşlı ve uzun zamandır hasta olan insanlardı. yaşamlarını yitirdiler cenazelerine katıldığım, şehir dışında olduğumdan katılamadığım da oldu. telefonla haber aldığımda ise o kadar üzülmedim. çok yakın olmasa da bir arkadaşımı trafik kazasında kaybettim. ailesine taziyeye gittiğimde boğazımın düğümlendiği, bir şey diyemediğimi hatırlıyorum. üzülmüştüm çünkü çok gençti, evlenme arifesindeydi ve askerden geleli bir yıl bile olmamıştı.

sonuçta doğarsın, büyürsün, ölürsün. bunu kabullenen bir insan isen ölüm çok normal gelir. hele müslüman yahut gerçek yaşamın bu dünya'da değil ruh aleminde olduğuna, bu yaşamın sadece sınanma amaçlı bir oluşum olduğunu düşünenlerden (ahiret inancı dedikleri olay) isen yaşamını kaybeden kişi için mutlu bile olabilir insan.

beni üzecek olanın çok bağlandığım bir insanın zamansız kaybı olabilir diye düşünüyorum. bu kazadır, ani hastalıktan kısa zamanda vefatıdır. bir de kendinden daha gençlerin daha uzun yaşayacağını düşünür insan. bir ananın, babanın evladını kaybetmesi, bir adamın, kadının genç denebilecek yaşta eşini kaybetmesi, kişinin kendinden yaşça küçük kardeşini kaybetmesi vb..
0
phonex
(01.07.09)
ağlayacağımı sanmıyorum. en azından içini parçalarcasına. insanlar ölür. doğal. ölümün bu kadar büyütülmesine gıcık oluyorum hatta. onca yakarmalara filan. biri öldüğünde insan kendini düşünür yitip gideni değil. "of oğlum çok gençtin... ben sensiz napıcam... beni nasıl bırakıp gittin. ben şöyle şöyle yapıcaktım. ben. ben. ben." sevmiyorum cenazeleri. gidenin ardından ağlamıyor kimse, kendine yanıyor sadece. duygusuz biri olmayı göze alıyorum. ninem öldü (çok sevmezdim kendisini) ağlamadım. rahatladım hatta. annaneme yük oluyordu. çok yaşlıydı. yıllardır ölümü bekleniyordu filan. ımm, evet çok duygusuzum tekrar okuyunca.
çevremde ölenler oldu. bir kere cenazede bulundum. arkadaşım vefat etmişti. küçüktüm o zamanlar. ağlamıştım.
özlenebilir. yıllar sonra o kişinin yanında olmadığını hatırlayınca özlüyor insan. o zaman ağlanabilir belki. (hayır yine ağlamıyorum doğru düzgün)
haberlerde ölüm/cenaze gib şeyleri de seyretmeyi sevmem. duygu sömürüsü yapıyorlar. o haberi oraya koyanlar. sinir oluyorum kapatıyorum. samimi gelmiyor.
sevmiyorum ölümleri.

ek olaraktan; amerikan dizilerindeki cenazelere bayılıyorum. insanlar ölümü daha bir kabullenmiş oluyor. kimse zırlamıyor. ağlayan var evet. ama seviyeli. tabuta sarılan var, ama kimse orda baygınlık geçirmiyor. belki film olduğu için gerçekle uzak olabilir. ama hayranlıkla izliyorum yabancı cenazelerini. soğuk veya duygusuz değil onlar tam olması gerektiği gibi bence. seviyeli bir hüzün var. ağlayıp zırlamanın ölen kişiye bir fayda getirmeyeceğinin farkındalar. çünkü o öldüğü andan itibaren çürümeye başladı. çok mu mantıkçıyım?
düzeltme; türk ulusü ölümleri sevmiyorum.
ek 2: arkadaşımın naaşını görmüştüm. yani ölü bedenini.
0
hia
(02.07.09)
kefenin içinde zamansız giden cansız bir beden gördüğün zaman anlarsın. bir daha da gözünün önünden gitmez zaten.
0
argent dawn
(02.07.09)
hissizlesmiste olabilirsin tabi, lakin bu gercek hayatta karsilasmadan anlayacagi bir sey degil.

nasil desem 4chan'da b0g.org'da bilemedim eski sitelerde shownomercy'de felan binlerce yarali, olu gormus olup kendini tamamen hissizlesmis zannedersin ya, gercek hayatta kopuk parmak gorsen bile icin kotu olur.
bu da onun gibi hic olum gormemenin tam tersi olan cok olum izledim oglum da bir seye yaramaz.
an itibariyle cok yakin arkadaslar icin birsey hissetmiyor gibi dusunebilirsin de, b senin insanliginin az oldugunu yada yontulabilir bir cisim oldugunu gostermez. tabi ki aglmayamayabilirsin. hatta bende cogunluk icin aglamayacagimi biliyorum.

ama yarin obur gun kopek gibi asik oluruz da o gider, ailevi yakin birisi gider o apayri bir olgu bence.
0
the gambit
(02.07.09)
Bu hissiyatin degismesi icin evlat sahibi olmak gerekiyor sanirim. Annenin, babanin, kardesin, arkadasin olumu bir kenara, evladin olumu bir kenara. Cocuk sahibi degilim, fakat 'evlat acisi'nin diger acilardan cok daha baskin oldugunu biliyorum. Yakin zamanda babami kaybettim. Agladim mi agladim, uzuldum mu uzuldum. Fakat annem-babam beni kaybetseydi acilari cok cok daha buyuk olurdu.

Sevilen birinin olum haberini almak kotu bir sey, dunyanin en duygusuz insaninin bile kayitsiz kalamayacagi bir sey. Onu gommek, uzerine toprak atmak, bir daha goremeyecegini bilmek...

Fakat soyle de bir sey var, insan bir defa sevdigi birini yitirdikten sonra anliyor hayatin gerceginin ne oldugunu. O tokadi yedikten sonra digerleri o denli koymuyor.
0
msb
(02.07.09)
(6)

Bir hard disk'in daha önce kullanılıp kullanılmadığını nasıl anlayabiliriz?

loststone
Bir arkadaşıma ikinci el bir bilgisayar satılmış olmasından şüpheleniyoruz. Kendisinin yüklemediği bazı fotolar bulmuş bilgisayarda. Bi de, korsan kopya Microsoft Office yüklemişler. Onun da Program Files klasöründe oluşturulma tarihi, bilgisayarın fatura tarihinden 5 ay önce görülüyor.Get Data Back
Bir arkadaşıma ikinci el bir bilgisayar satılmış olmasından şüpheleniyoruz. Kendisinin yüklemediği bazı fotolar bulmuş bilgisayarda. Bi de, korsan kopya Microsoft Office yüklemişler. Onun da Program Files klasöründe oluşturulma tarihi, bilgisayarın fatura tarihinden 5 ay önce görülüyor.

Get Data Back adlı bir yazılım kullanarak vaktiyle silinmiş bir dosya var mı diye arattık. Ancak pek bir şey çıkmadı. Acep daha önceden format atılıp atılmadığını yahut 2. el olup olmadığını anlama yolumuz var mıdır?

Esenlikle:)
0
loststone
(01.07.09)
recovery programlarından birini kullanarak eski dosyaları görmeye çalışırsın, eğer dosya çıkarsa kullanılmış demektir.

edit: pardon direk başlığa cevap yazdım ben.
0
ocanal
(01.07.09)
@ocanal, Get Data Back'le onu denedik. işe yaramadı.

bi de bulduğu fotoğraflar da fatura tarihinden önce yüklenmiş gibi duruyor.
0
🌸loststone
(01.07.09)
sistem geri yükleme tarihine bakarsanız ve satın aldığınız tarihten önce sistem geri yükleme noktası tarihi görünüyorsa o zaman o bilgisayarın sabit diski önceden başka bir makine de kullanılıyormuş demektir. fakat sistem geri yüklemeyi kapatmış olabilirler o zaman tarih olarak hiçbir şey göremezsiniz.

Başlat/Programlar/Donatılar/Sistem Araçları/Sistem Geri Yükleme

ek: divit değinmiş; imaj dosyası kurulması daha kolay olduğundan divit in dediği gibi çakmışlarsa hdd ye eski dosya şeklinde gözükebilir. şayet geri yükleme noktası varsa, o zaman da yanıltır, yamultur. benim öneri patlıyor o zaman.
0
lejant
(01.07.09)
harddiskin sağlığını ölçen programlar var. "smart" diye bir keyword olacaktı hatta.
harddisk monitör falan diye arat. orada işte ulaşım başarı yüzdeleri falan gibi low level detaylardan yola çıkarak hard disk "health" diye bir yüzde verebiliyorlar, bu kullanımla oluşan zararla doğru orantılı. o %100 derse bu kullanılmamıştır diyebilrsiniz sanırım.

hah ismi de buldum
google: active harddisk monitor. limited versiyonu dahi işe yarar sanırım.
0
lhun
(01.07.09)
crystalmark.info

harddiskin sağlığı ile beraber kaç saat çalışmış olduğunu da işletim sisteminden bağımsız olarak gösteren bir programdır kendisi.
0
diabolus79
(02.07.09)
Komut satırını açıp "systeminfo" yazarsan Windows ne zaman kurulmuş görebilirsin. Fotoğraflar bulmandan dolayı adamların satmadan önce format atmadığını varsayıyorum.
0
crown
(02.07.09)
(12)

kız arkadaşa oyun?

bellbane
böyle kız arkadaşımızın sıkıntısını bir süre olsun giderebilecek, grafikleri sevimli, oynanışı kolay ve atlamalı ilerlemeli (:)) bir oyun arıyorum. fikri olan? :)
böyle kız arkadaşımızın sıkıntısını bir süre olsun giderebilecek, grafikleri sevimli, oynanışı kolay ve atlamalı ilerlemeli (:)) bir oyun arıyorum. fikri olan? :)
0
bellbane
(01.07.09)
seks!
tarif ettiğiniz gibi grafikleri sevimli,oynayışı kolay,atlamalı ilerlemeli bir oyun.
0
self abandonment
(01.07.09)
Sims 2 olabilir yeni cıktı sayılır zaten Worms olabilir ..
0
zozjotejmnk
(01.07.09)
lykos
(01.07.09)
benim eskilerden biri "cookie shop tycoon" gibi saçmasapan kek yapıp satmaca oyunlarına bayılıyordu. öyle basit flash oyunları şeyedebilirsiniz. yahoo games hala duruyorsa ordan bakın.
0
lhun
(01.07.09)
world of goo, oynanışı ilerleyen levellarda zorlaşabilse de çok çok keyifli bir oyundur.
0
diabolus79
(02.07.09)
muhtemelen oynamıştır önceden ama yine de bir deneyin, zuma nedense kızlara çok eğlenceli gelen bir oyundur. popcap games sitesinden grafikleri sevimli ve oynanışı kolay zibilyon tane oyun bulunabilir tabii..
0
toxxicfox
(02.07.09)
kesinlikle jazz jack rabbit 2
0
mcescher
(02.07.09)
0
rabbititus
(02.07.09)
o değil de crimsonland önerdim beğendi, baya oynadı. yardımlar için teşekkürler =)
0
🌸bellbane
(02.07.09)
chatrefhill
(02.07.09)
biraz kafası çalışıyorsa şunu öneririm: alkislarlayasiyorum.com
0
386 dx
(02.07.09)
(10)

Cin malı telefonlar hakkında dusuncelerniniz ^^

charliee
arkadaslar telefon alıcam bak cin mallarına hem ucuz hem işlevli v900 die bi telefon var iphonenın cakması onu almayı dusunuyorum sizden oneriler alyım dedim.
arkadaslar telefon alıcam bak cin mallarına hem ucuz hem işlevli v900 die bi telefon var iphonenın cakması onu almayı dusunuyorum sizden oneriler alyım dedim.
0
charliee
(30.06.09)
uzak dur bence..garantisine bakan firmalar ilgisiz,3-5 ay sonra elinde patlama ihtimali yüksek ve radyasyon oranları da pek çoğunda yüksek diye biliyorum...
0
rosencruz
(30.06.09)
bedava verseler almam. ya da alir kirarim.
0
sourlemonade
(30.06.09)
aldıktan maksimum bir hafta sonra kesin bir sorun çıkaracaktır..
0
dambil
(30.06.09)
gördüğün yerde kaç. rensiz bi telefon al 90-100e daha iyi.
0
cro magnon
(30.06.09)
herkes çabuk bozulur der ama alan bir sürü kişi tanıyorum aylardır sorunsuz kullanıyorlar.

yine de o sar değerleri çok yüksektir. değmez yani, alma.
0
başımıellerimin arasınaalıpdüşündüm
(30.06.09)
çin malı alacağına telefonun olmasın bence
0
kaenlinya
(30.06.09)
buzutku
(30.06.09)
garantiymiş, sorun çıkarırmış onların olacağını sanmam. asıl önemli konu beynini pişirecek kadar yüksek sar değerlerine sahip oluyo o telefonlar.
0
ocaan
(30.06.09)
sar değeri yüksektir mi?
yüksek mi?

ikisi arasında çok fark var

yüksek diyenler neye göre yüksek diyor nerde ölçtürdüler baktılar nerde yazıyor
(hayır düşüktür demiyorum ama göstermenizi rica ediyorum, ettim)
0
demlikposet
(30.06.09)
ahah bulduğun yerde kaç. biz iphone a o kadar para verdik. mal mıyız yani. patlar bozulur çatlar. inşallah yani. yoksa boşuna para vermiş oluruz iphonea. garanti maranti diyoruz da aslında bizim ayfonda şarj tutmamaya başlayınca batarya değişikliğine eşek gibi para vercez. arazların yarısı bize patlayacak falan.

ama abi bi kere fors atamıyorsun ki? fonksiyon nedir ki yani? telefon fonkisyon için değil ki zaten. parmak izi kaldı mı hemen silmek isteyeceğin bir fetiş nesnesi olmalı.

gel sen vazgeç bu sevdadan, alma çin malı falan.
0
lhun
(30.06.09)
(2)

Ses dosyası broadcasting? Youtube gibi ama değil gibi.

gereksiz insan
Pek sevgili voice of america dinleyicileri,Elimizdeki ses dosyasını (1 saate yakın bir röportaj - mp3) bir siteye upload edip oradan yayınlama şansımız var mıdır? Yani youtube/googlevideoya bir şey yükleyip sitemizde embeed ediyoruz ya işte onun ses için olanı. Bir resim koyup video yap demeyin, bir
Pek sevgili voice of america dinleyicileri,
Elimizdeki ses dosyasını (1 saate yakın bir röportaj - mp3) bir siteye upload edip oradan yayınlama şansımız var mıdır? Yani youtube/googlevideoya bir şey yükleyip sitemizde embeed ediyoruz ya işte onun ses için olanı. Bir resim koyup video yap demeyin, biraz uzun bir röportaj ve resim falan zor olacak şimdi.
0
gereksiz insan
(29.06.09)
shoutcast? canlı yayın olması gerek onun ama.
0
cro magnon
(29.06.09)
www.entertonement.com
www.goear.com

"google : audio only youtube alternative"
0
lhun
(29.06.09)
(7)

Bition Yönetiminin Dikkatini Çekme..

dambil
Nasıl yapılır, nasıl edilir. bition'ın durumu şu an cidden çok vahim. yavaş yavaş her yeri kaplamaya başlayan reklamlar, her gün girdiğimizde gördüğümüz reklama tıklayın yazısı ve belki de en önemlisi fotoğraf altına yorum yazma olayının cıvkından çıkması ve msn muhabbetine dönüşmesi filan bunlar hi
Nasıl yapılır, nasıl edilir. bition'ın durumu şu an cidden çok vahim. yavaş yavaş her yeri kaplamaya başlayan reklamlar, her gün girdiğimizde gördüğümüz reklama tıklayın yazısı ve belki de en önemlisi fotoğraf altına yorum yazma olayının cıvkından çıkması ve msn muhabbetine dönüşmesi filan bunlar hiç hoş şeyler değil. ek$ibition ile ilgili istekler başlığına yazılıyorlar, evet ama hiç önemsenmiyor ve hatta okunmuyor bence.

yönetimin dikkatini çekmesi için başlığın screen'ini koyasım var bu başlıktaki son 3-5 entarinin. yeterli olur mu? var mıdır sizin de fikirleriniz?

gregory rasputin, atrin, bryan fury(gerçi şu an kafa izninde) byron'a mesaj atmayı düşündüm ama konu biraz hassas ve ben de bazen iplerin kontrolünü kaçırıyorum. o yüzden o son seçeneğim olsun dedim..
0
dambil
(26.06.09)
isteklerini çıplak bir hatunun göbeğine yaz, fotoğrafını çekip bition'a yolla; kesinlikle dikkatlerini çekecektir.
0
tembel degilim useniyorum
(26.06.09)
1) yavaş yavaş yayılan reklamlara ve reklama tıklayın yazısına gerek var çünkü her gün girip 10 resme tıklasan tek başına 10x500kb(min) bandwithi tek başına yiyorsun. gün içinde kaç kere resim gösterimi yapıyor bu site ve maliyeti ne biliyor musun? sitenin tepesine bahsi geçen o yazı yazılmadan önce kaç kere destek olması amacıyla reklama tıkladınız? biz de keyfimizden koymadık o yazıyı oraya. lütfen tek yönlü düşünmeyin. sitenin reklam geliri aylık 1.5-3$ arasında değişiyordu şaka gibi.

2) fotoğrafın altına yapılan yorumların cılkının çıkması sizin ve kullanıcıların kontrolünüzde. yüklediği foto altına yapılan yorumu şikayet eden eser sahibinin şikayet ettiği yorum siliniyor(aynı sözlükteki nick başlığı gibi). ayrıca eser gönderim kısmında "eserime yorum yapılamasın" gibi bir seçenek var. artı olarak ayarlar sekmesinde "istemediğiniz kategoriyi görmeme" seçenekleri var. istemediklerinizi görmüyorsunuz. daha ne yapalım? size göre cıvık yorum yapan yazarların eğitim masraflarını karşılayabiliriz ama bunun için de reklama tıklamanız lazım.

3) assert h ve thalamus(ki thalamus bu sitenin kurucusudur biz sadece devam ettiriyoruz) sırf tatmin olmayan yazarlar (şu şöyle olsuncular) ve çok ciddi şekilde vakit gerektiren kodlama/moderasyon yüzünden bıraktılar. biz de bırakacaktık kıyamadık.

kısacası; herkesi tatmin etmek ne yazık ki mümkün değil.
0
atrin
(26.06.09)
gıcıklık yapmış olmak istemem ama tek yönlü düşünmeyip kendimizi bir de adwords reklamvereni olarak düşünelim. sitemize yüzlerce niteliksiz ziyaretçi gelip en fazla on saniye dursa, bunun karşılığında yüzlerce lira para ödesek ? reklamveren açısından düşününce de böyle bi sorun ortaya çıkıyor.

alternatif olarak sabit reklam alabilirsiniz. (bkz: adtech)* ya da sitenin altına "sitemiz xxx sunucularında barındırılmaktadır" benzeri bir yazı karşılığı hosting sponsoru bulabilirsiniz. bu sponsporluk olayını biraz riskli bulabilirsiniz ama sabit reklam olayını denemelisiniz *

sabit reklamı şunun için de tavsiye ederim, google paso ücretsiz kupon dağıtıyor tık başı ücret 0,01 e bile düşüyor. sunucu masraflarının bi kısmını bile bu şekilde tamamlamanız zor görünüyor.

bu işlerle az-çok ilgilenen birisi olarak zor durumda olduğunuzu tahmin edebiliyorum. yazdıklarımı şikayet gibi değil de öneri olarak düşünürseniz sevinirim. şimdi tık başı yüksek vereceğini tahmin ettiğim bi reklama tıklamak üzere ek$ibition'a gidiyorum :)
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(26.06.09)
(bkz: adblock)
0
buffy de vampir sayilir
(26.06.09)
hacım selam ederim;

lagoongreen gmail den her turlu iletisebiliriz bi yere not al.

yok o baslıgı okuyorum ben duzenli olarak, arada duzelttiğimiz eklediğimiz seyler de oluyor ordan bakıp. haksızlık etme o kadar da. ha ama thalamus ce assert ın ayrılısından sonra daha yavas oluyor dogal olarak. pek kimsenın vakti yok. lakin o dediğin reklam olmasın kısmı zor. onceden karsılıyorduk sonradan kastı bira daha cazip geldi. o kısmı karısık.

evet yarın da siteye girebilmek için o reklama tıklamanızı rica ediyoruz sadece.
0
bryan fury
(26.06.09)
yalnız kapalı devre bir site, reklam geliriyle ayakta durması biraz zor görünüyor. onun yerine aynı ekşi duyuru gibi melez bir yapılanmayla trafik arttırılabilir. premium özellikler falan eklenebilir. eşki sözlük gibi deli popüler bir şeyin yan ürünüyken, yazar olmaya deliren bunca adam varken, onun dışında hali hazırda bir popülasyon bazı varken, ekstradan fink atacak yer arama arzusuyla coşup gidebilir gibi. biraz da reklam hedefleme belki. ha kim yapar, altına girer, bilmem.
benim fikrim, sizin yapabileceğiniz şey, bu kadar seviyor, düzelmesini istiyorsanız, amaç da dikkat çekmese, bağışta bulunun. görmezden gelineceğinizi sanmıyorum.
0
lhun
(26.06.09)
ben sunu merak ettim;
ek$ibition'in su anki durumu hangi durumuna gore cok vahim?

ya da soyle sorayim;
ek$ibition'in onceki durumu nasildi da simdiki cok vahim?

eser/yorum kalitesi ile ilgili bin defa aciklama yapildi, gerekirse bir defa daha yapilir ama once konu hakkinda az da olsa fikir sahibi olabilmeniz adina sunu okumanizi oneririm;
www.eksibition.org

igrenc google reklamlari (reklamlara tiklayin dayatmasi) ve sitenin gelecegi konusunda ise dusunulen bazi seyler var lakin dusunulenleri gerceklestirebilmek ek$i duyuru'ya girip "bu ek$ibition'in bu hali ne olacak boyle a dostlar" yazmaktan cok daha fazla vakit alan seyler olmaya devam ettikleri surece google reklamlarina katlanmak zorundasiniz.

biz sayfa basina en fazla 3 reklam koyarak "optimum cirkinlik" yarattigimizi dusunuyorduk ama bilgimiz haricinde olmus olsa gerek; dediginiz uzere reklamlar her yeri kaplamaya baslamis. bu durumda derdinize buffy'nin de ornekledigi uzere reklam engelleyen yazilimlardan baska bir derman bulabilmeniz pek mumkun gorunmuyor. bu yazilimlar google reklamlari ve benzeri trilyorlarca denyo tanitimi engelledikleri gibi, "iplerin kontrolunu kacirdiginiz zamanlarda" dil alti hapinizi ve tansiyon ilacinizi da ayaginiza getirerek ipleri yeniden kontrol altina almaniza yardimci olabilirler.

tesekkurler!
0
byron
(27.06.09)
(5)

Ocakbaşı, mangal vb. ortamda bir oturuşta maksimum kaç kg et yemişsinizdir?

o s c a r
Dün bir yerde muhabbeti geçti de, bir arkadaş tutturdu 500 gramdan fazla yenemez kolay kolay filan diye. Deli misin lan 500 gram ne, kahvaltı niyetine gider o dedim lakin dinletemedim. Haksız mıyım arkadaş? Bunun üzerine de maksimum ne kadar yenilebilir diye konuştuk. Üzerinize afiyet, ben bir akşam
Dün bir yerde muhabbeti geçti de, bir arkadaş tutturdu 500 gramdan fazla yenemez kolay kolay filan diye. Deli misin lan 500 gram ne, kahvaltı niyetine gider o dedim lakin dinletemedim. Haksız mıyım arkadaş?

Bunun üzerine de maksimum ne kadar yenilebilir diye konuştuk. Üzerinize afiyet, ben bir akşam 4 kişi 6.5-7 kg "kemiksiz" götürdüğümüzü biliyorum.

Fazlasını gören de elbet vardır. Var mı arttıran?
0
o s c a r
(26.06.09)
Açık ve temiz havada yenen 500 gr et doyurmaz bile, bir de köz ateşinin verdiği lezzet...

Hadi pikniğe gidelim :)
0
msb
(26.06.09)
4-5 saat oturulan bir sofrada 2-3 kg yediğimi bilirim, eskiden. (koyun eti)
birden yenmez tabi bu kadar da.

500 gr nedir ki abi konya'da fırın kebap yesin o arkadaş önündeki tek engel kebabın kilosunun 70 tl olması olur.
0
serseri marti
(26.06.09)
8 kişi bir oğlak yedik 2 ay önce, atıyorsun diyenlere fotoğrafları gönderebilirim. herhalde adam başı 1,5-2 kiloyu geçmiştir, de ben zaten oturduğum zaman yarım kilo hazır köfte yiyebilen veya 3 tane big king atabilen bir adamım (kilo 115). 500 gram et için kürdan tüketilmez yav.
0
galahad
(26.06.09)
aslanlar da bir oturuşta 20 kilo et yiyorlarmış.
karşılaştırma için şeettim.
0
lhun
(26.06.09)
500 gram et yemiyorsanız ayıp olur zaten
ben 1.80 cm 76 kiloyum mangalda 3 kilodan fazla et yedim ancak tamamı köfteydi efenim az ekmekle ayranla falan gidiyor hani
yalnız sonrası baya ağır gelmişti benim açımdan o kısmı başka bir anının konusudur :))
0
fletch
(26.06.09)
(6)

kendime iğne yapıcam (subkütan)

lhun
10 günlük iğne yazıldı tromboflebit için, ilkini sağlık ocağında yaptırdık. şimdi önümüz haftasonu falan, git gel kim uğraşacak, ben bunu kendime yaparım diyorum. nedir tekniği? subkütan yağ katmanım da fazla, bayaa bildiğin obez bir adamım. hemşire deltoid üstü yaptı, eliyle falan da kıvırmadan, ya
10 günlük iğne yazıldı tromboflebit için, ilkini sağlık ocağında yaptırdık. şimdi önümüz haftasonu falan, git gel kim uğraşacak, ben bunu kendime yaparım diyorum. nedir tekniği? subkütan yağ katmanım da fazla, bayaa bildiğin obez bir adamım.
hemşire deltoid üstü yaptı, eliyle falan da kıvırmadan, yanlış mı yaptı acep, intramusküler mi oldu diye de merak etmekteyim. yoksa tekniği kaptım ondan.

neyse neticede formel olarak tekniği nedir, en kötü başıma ne iş açabilirim? hep aynı yere mi yapcam? falan gibi sorularıma derman olursanız süper olur.

tşk.
0
lhun
(26.06.09)
hah onu da söylemeyi unuttum. yok bizim burdaki eczane yapmıyormuş. mevzu o değil zaten ama ya, polikliniğe falan da gidebilirim de, kendim yapayım istiyorum.
0
🌸lhun
(26.06.09)
ah yok ya iğne spesifik bir olay değil, kimseye hiçbir iğne yapılmyor orda.
0
🌸lhun
(26.06.09)
bence tecrübeniz yoksa yapmasanız daha iyi. ya da en az bi kere daha gidin, bundan sonra kendim yapıcam bana öğretir misiniz diyin, belki bilmeniz gereken püf noktaları vardır, söylerler.
0
cereal killer
(26.06.09)
kendini kasıp içeride iğneyi kırarsanız, hayatınız kayabilir.ya da ben iğne olurken kendimi kasmayım diye beni keklediler. bilemiyorum, yine de sıfır tecrübeniz varsa, şunu bunu yapın deseler de yapmayın. canınızı yolda mı buldunuz kuzum?
0
tulkas
(26.06.09)
ay sağolun endişenize müteşekkirim de o sadece bibuçuk parmak uzunlukta incecik bi iğne yahu. aynı iğneyi 80 yaşında anneannem kendine, annem hamileyken iki doğum sancısı arasında ablama yapıyormuş. o kadar büyütecek birşey değil bence. yine de sağolun.

neyse mesajla gelen bir cevabı kayıtlara geçireyim; ya göbek ya uyluktaki deriyi sıkmadan iki parmak arası tutup, iğneyi 60 veya 45 derece açıyla saplayıp, 3-5 saniyede bitecek şekilde yavaşça yapıyomuşuz.

(bkz: don't try this at home)
0
🌸lhun
(26.06.09)
bence kendi kendinize böyle bir girişimde bulunmayı düşünmek bile saçmalık - kişisel görüşüm tabi.ayıca iğnenin ne kadar büyük olduğu önemli değildir,iğne içinizde iken kırıldığı vakit tiril tiril gezer imiş bünyede öyle duydum ben. sonracıma aynı noktaya özellikle vurmuyorlar hatta bi gün poponun sağ lobuna vuruldu ise ertesi gün sol lobuna vurulur o iğne ve mümkün mertebe yakın noktalara değil. bir de iğne vurulurken enjeksiyonun içinde felan kesinlikle hava kabarcığı olmamasına dikkat edilmeli, damardan cırt diye beyne hava kaçar mazallah felç olmaya kadar götürür. sonuç olarak bence gereksiz ir merak, çok üşeniyorsanız atlayın taksiye 5 dk vurulup gelin, hayatınızdan önemli değil.

ha o annanelerin iğne vurmalarına gelince o şekilde doğan komplikasyonlar sonucu ölen insanlar olduğunu bile duymuştum tee eskiden.
0
wish i could fly
(26.06.09)
(7)

döverim ülen,hepinizi döverim.

nevrochaotica
içince böyle oluyorumtatlı muhabbbet aşamasının arkasından direk bu geliyor.normal midir ki? hayır sıklıkla içip en az 4'te 1'inde sarhoş olan bir insanım.ya kendi başıma bir bela açacağım ya başkalarının.bi güzel dayak yesem kendime gelirim gibi ama öneriniz var mıdır ki? (:
içince böyle oluyorumtatlı muhabbbet aşamasının arkasından direk bu geliyor.

normal midir ki? hayır sıklıkla içip en az 4'te 1'inde sarhoş olan bir insanım.ya kendi başıma bir bela açacağım ya başkalarının.

bi güzel dayak yesem kendime gelirim gibi ama öneriniz var mıdır ki? (:
0
nevrochaotica
(26.06.09)
kimle içtiğine bağlı bence.
0
huleyn
(26.06.09)
Kötü haber; psikolojik sorunlarınız var
İyi haber; deli değilsiniz.

Büyüme çağınızda şöyle ağız tadıyla kavga etmemişsiniz sanırım, onun eksikliğini hissediyorsunuz. Ya da etymişsiniz ama çoğunlukla dayak yemişsiniz.

Bir tedavisi şu şekildedir; egonuzu güçlendirin. Herhangi bir şekilde. Resim filan yapın. Takdir edilin, doyun. Kendinize değer verin. Böylece içince ortaya çıkan bu düşünceler yerini "ulan son resmimi var mı beğenmeyen hieeyyt"e dönüşür.

Kolay gelsin. Dayak yemenize gerek yok.
0
oldu görüşürüz
(26.06.09)
sebebini düşün. sadece madde ile rahatlamışken dışarı bir öfke çıkarabiliyorsun. belki normal hayatta gerektiği yerde sebep olan şeye öfkeni gösteremediğinden? belki birşeylerden çok korktuğundan? diplerde birşey olmalı.
bi kere dayak yersen muhtemelen susarsın ama sebebini ortadan kaldırmış olmazsın. derinlerdeki sen hafif özgür bırakılınca sana birşeyler anlatmaya çalışıyor! :)
0
lhun
(26.06.09)
psikolojik sorunlu etiketi yapıştırmadan biraz düşünün. adam bunun iyi birşey olmadığının farkında ve gelmiş öneri istiyor. bence fazlasıyla bilinçli, ve herhangi bir psikolojik sorunu yok. psikolojisi nefret dolu bir insan böyle birşey yapmaz.

günlük hayatın acısını çıkarmaya çalışıyorsun bence. ben de içip de sevmediğim birine dalmıştım. 1 ay önce hatta. ama sebebi vardı. ve çok geçerli bir sebepti. eğer kafam iyi olmasa yapmazdım belki. neyse, adam boksörmüş. siyah kuşak. yanağımda ufak bir izle atlattım ama o dayağı yedikten sonra kendime geldim :)
0
cro magnon
(26.06.09)
ilk dayakta geçmez, iki üç gibi akıllanırsın "bir şeyler yanlış galiba lan" diye.
0
rygard
(26.06.09)
ay pardon psikolojik demiştim ben de yanılmışım. herşey süper abicim takma ya. günlük hayatın acısını çıkarmak için içip sevmediğin birine dalmak çok doğal bişey ki zaten? mesela baba dışarda birşeye sinirleniyor eve gelince karısına çocuğuna dalıyor rahatlıyor. veya abi borca giriyor işi iyi gitmiyor geçen adanada olduğu gibi ailesini kurşuna diziyor. bunlar sadece aynı senin tepki akış mekanizmanın büyük bir etkiyle karşılaşmış hali ama çok normal şeyler ki abi? zen meditasyon bir, içerde birikmiş tepkiyi alakasız/suçsuz insanlara yöneltmek isteği iki. bunlar hayatın tadları. aynen devam.
neyse, şimdi ben gidip boksta bi siyah kuşak alayım da boksa "renk getireyim".
0
lhun
(26.06.09)
içme güzel kardeşim
0
joepiscopo
(26.06.09)
(1)

Hobi Olarak Tiyatro

alisya
Tiyatro ile hobi olarak ilgilenmek istiyorum. (21 yaşındayım) benim yaş grubum için uygun tiyatro klübü, kurs vs bir yer var mıdır avrupa yakasında?
Tiyatro ile hobi olarak ilgilenmek istiyorum. (21 yaşındayım) benim yaş grubum için uygun tiyatro klübü, kurs vs bir yer var mıdır avrupa yakasında?
0
alisya
(25.06.09)
salt tiyatro mu, yoksa doğaçlama, komedi club tarzı oluşumlarla bağlantılı aktiviteler de düşünüyo musun?
0
lhun
(26.06.09)
(4)

Kamp Çantası

oxyura
Kamp çantası almayı planlıyorum. Nerden alınır, alırken nelere dikkat edilmeli, ne kadara mâl olur, hangi markalar kalitelidir bir bilen var mıdır acaba?
Kamp çantası almayı planlıyorum. Nerden alınır, alırken nelere dikkat edilmeli, ne kadara mâl olur, hangi markalar kalitelidir bir bilen var mıdır acaba?
0
oxyura
(25.06.09)
kamp çantası dediğimiz trekking ve dağcılıkta kullanılacak bir sırt çantasıysa sırtının kesinlikle sert olması gerekli, özel havalandırma boşlukları da oluyor bunlarda ki olmalı uzun yürüyüşlerde fazla ısıtıp terletebilir yoksa, su geçirmemesi de önemli tabi ,30 lt civarı yürüyüş ve kısa kamplar için ideal, salomon un outleti var seyrantepede, uygun fiyatları oldukça da kaliteli, ama daha ortalama bişey olsun dersen karaköyde atlas outdoor var, orda da oldukça fazla çeşit var. ama çok ucuz bişey alma bence elinde dağılmasın hele de kampta yürüyüşte falan başına bişey gelirse eziyet olur.
0
lizard queen
(25.06.09)
büyük spor mağazaları dışında istanbul'da mercan yokuşunda bol çeşit ve uygun fiyat bulabilirsiniz.
0
ravioli
(25.06.09)
marka falan yalan; evereste tırmanmayacağını varsayıyorum. tek içinde demirden çerçeve varmı ona dikkat et, bir de dikişleri sağlam görünüyor mu o. onun dışında bulduğun en ucuzu al, 30-45e çantacı çarşılarında bulabilirsin.
0
lhun
(25.06.09)
marka falan yalan degil, trekking ya da kampcilik yapacaksan marka tabi ki farkeder. hem kullanim hem de kullanici rahatligi acisindan...

nereden alinir kismi hangi sehirde olduguna bagli olarak degisiyor ama. butyuk sehirlerden birindeysen dagcilik malzemeleri satan bir dukkana git, orada yardimci olurlar mutlaka.
0
alpinsamuray
(26.06.09)
(20)

İntihar notu ister misiniz?

turuncu tilki
Muhterem Romalılar,Ailenizden birisi intihar edecek olsa, arkada bir intihar notu bırakmasını mı isterdiniz yoksa not bırakmadan gitmesini mi?
Muhterem Romalılar,

Ailenizden birisi intihar edecek olsa, arkada bir intihar notu bırakmasını mı isterdiniz yoksa not bırakmadan gitmesini mi?
0
turuncu tilki
(25.06.09)
sacma bir seye kalkismadan once bir kez daha dusunmesini isterdim daha ziyade. ne kadar uzebilecegini ailesini ve de.
0
la traviata
(25.06.09)
muhterem romalılar diye başlayacaksa o da istemezdim.
0
cilgin fantezilerin adami
(25.06.09)
Sadece yazdıklarınızdan sonra onların neler hissedeceği ve düşüneceğini hayal edin, intihardan nasıl etkileneceklerini... Önemli olan not değil intihar etmek.
0
loralynn
(25.06.09)
bu arada, soru "intihar edeceğim not bırakayım mı?" şeklinde bir soru değil. daha çok "bir not bıraksa daha rahat hisseder misiniz?" şeklinde bir soru. bırakmazsa "deyyus iki satır bile yazmadan gitmiş, bizi hiç düşünmemiş" der misiniz?

tüm açılarıyla, her yönüyle değerlendirdiğinizde hangisini tercih ederdiniz?
0
🌸turuncu tilki
(25.06.09)
giden gittikten sonra ardında not bırakıp bırakmadıgına dair düşüncelere dalmam. zaten kaybın büyük olmuştur intihardan sonra daha yıkıcı ne olabilir bundan başka?
0
sakabilmemneyi
(25.06.09)
insan aslında ölmekten korkmaz, arkada bırakacaklarının hüznünden korkar. kimsenin kimseyi bu derece üzmeye hakkı yok.

ha asıl derdin onları üzmekse, bunu başka yollardan da deneyebilirsin.
0
eyke
(25.06.09)
ben bırakırdım. sevdiklerimi rahatlatmak için değil, kendimi rahatlatmak için. söyleyemediğim şeyleri söylemek için belki de.
0
cro magnon
(25.06.09)
notta ne yazacağına bağlı. sitem mi edecek özür mü dileyecek itham mı edecek teselli mi edecek sevgi mi ilan edecek vs...
ama genelde iyi şeyler yazacak insan pek intihar edecek ruh halinde olmayacağından, sessiz sedasızca gitmesi tercih edilebilir.
ha intihar kendi halinde zaten bir mesaj içeriyordur, etrafta sağ kalanlara bir suçluluk yükleme prosesidir, haliyle aslında yazmadan da ifade etmiş olur kendini giden. gerçi o ne anlatmaya çalışırsa çalışsın, karşısındakinin algı sınırlarıyla güreş tutup öyle girecektir mesajı, kalanların beyin kıvrımlarına.

her şekilde gereksiz... siktirolup gitmenin ölüm içermeyen yolları da var.
0
lhun
(25.06.09)
isterdim, en azından intihar olduğuna niye olduğuna falan vakıf olursun
0
ilse
(25.06.09)
not bırakmak iyidir. en azından arkada kalan insanlara suçluluk duygusu bırakmazsın, polisle başları daha az derde girer.
0
rygard
(25.06.09)
ben not bıraksa da bırakmasa da, bunu bana ve ailesine yaptığı için asla affetmezdim, o yüzden farketmez...
0
christine
(25.06.09)
not değil de sayfalar dolusu yazı bırakmak daha anlamlı olur sanırsam. not bırakmasın doyurucu şeyler yazsın.
0
ykyt
(25.06.09)
sen mi bırakacan, yoksa bir arkadaşım ekolu mü yine ? =)
0
kveldulv
(25.06.09)
ben istemezdim bırakılmasını. bir de onu okuyup okuyup kahrolmak istemezdim sanırım.
0
likeinme
(25.06.09)
ben olsam kesinlikle birakmam. o not her okunusunda farkli anlamlar cikartirlar o nottan. o yuzden en iyisi yazmamak.
0
kakoy
(25.06.09)
ben intihar edecek duruma gelsem bırakmazdım, düşünsün dursunlar, kendilerini yesinler diye herhalde, sonuçta intihar eden kişi kendini kurtardığını düşünürken geride kalanlara da en büyük cezayı vermiş oluyor herhalde.
0
baldur2
(26.06.09)
not bırakmaktan ziyade video kaydı daha enteresan olabilir diye düşündüm bir an. hatta intihar anı. misal, önce bir otomobile 2 adet video kamera yerleştirilir, biri yolu gösterecek şekilde, diğeri sürücüyü. veda konuşmasından sonra yaklaşık 170km/s ile duvara ya da uçuruma doğru hareket edilir. ertesi gün hber bültenlerinde tüm türkiye izler.

Ama yapmayın, yaptırmayın böyle şeyler! Hayat güzel, herşey mutlaka yoluna girer. Gün gelir dertler mutlaka biter. İntihar kolaya kaçan zavallıların işidir, önemli olan hayatta kalmak.
0
ikinoktayedi
(26.06.09)
intihar en acik not zaten.
0
gunlerin kopegi
(26.06.09)
herkese tek tek bıraksın isterdim. tabi öncelikle intihar etmesin isterdim.
0
jeanne hebuterne
(26.06.09)
isterim.
nedeeeen nedeeeen diye kafayı yemem.

istemem.
yazdığı nedenleri neden çözemedim, neden göremedim, ne yapmış olsaydım da intihat etmezdi diye kafayı yerim.
0
mahnita
(26.06.09)
(4)

ne iletmez?

etna
ses, ısı, ışık, elektrik...hiç bir şey iletmeyen bir madde var mıdır dünyada? varsa nedir?
ses, ısı, ışık, elektrik...
hiç bir şey iletmeyen bir madde var mıdır dünyada? varsa nedir?
0
etna
(25.06.09)
ses iletmeyen madde olur mu?
0
radikalherif
(25.06.09)
çok az ileten olabilir. sanırım manyetizmayı geçirmeyen madde de yok.

edit: doğada yani.
0
cro magnon
(25.06.09)
süperiletkenler düşük sıcaklıkta manyetik izolasyon özelliklerine naildir.

antimadde falan o tür şeylerde derman arayın?
0
lhun
(25.06.09)
Neutrinoları iletmeyen birşey yok bildiğim kadarıyla, herşeyin içinden geçiyorlar.
0
skatheist
(26.06.09)
(7)

Mein Kampf (Kavgam)

erzi
Selam Ekşi duyuru sakinleri,Adolf Hitler' in Kavgam adlı kitabını okumak istiyorum. Yalnız internet de, araştırdığım da, en az 4-5 yayın evinden çıkmış bu kitap. Hangi yayın evinden çıkanı almamı tavsiye edersiniz?
Selam Ekşi duyuru sakinleri,
Adolf Hitler' in Kavgam adlı kitabını okumak istiyorum. Yalnız internet de, araştırdığım da, en az 4-5 yayın evinden çıkmış bu kitap. Hangi yayın evinden çıkanı almamı tavsiye edersiniz?
0
erzi
(25.06.09)
al işte birinden ne fark eder,

karmaşık dil ile yazılmış bir edebiyat eseri değil sonuçta.
nokta yayınlarından var bende, hiç zannetmiyorum ki bir fark olsun yayınevleri arasında.
0
arigold
(25.06.09)
e book u vardı nette onu araştır bence.
0
rentts1
(25.06.09)
musluman kesimin yayınlarından alma baya tahrifat yapılmıs.
0
bryan fury
(25.06.09)
ben interentten almistim. 5,95 tl idi.. manifesto kitap baskisi - ocak 2005

istanbuldaysaniz vereyim okuyun. yok degilseniz, baska sehirden bir arkadas versin : )

edit: 543 sayfa bendeki.
0
la traviata
(25.06.09)
kırpılmış versiyon olmamasına dikkat et. genelde default kırpılmış versiyondur. "tam metin" vs gibi ibareler var mı ona göre bak o yüzden.
0
lhun
(25.06.09)
herhangi bir basımı da yeterli olabilir. ama bildiğim kadarıyla en gerçeğine uygun çeviri emre yayınlarının bastığı kitap. kırmızı kapaklı.
0
jassinpera
(25.06.09)
piyasada bir anda 3-4 yayınevinin ucuz ve çanur baskılarının dolması sebebiyle dikkat çekti ve "kavgam" kitabı alman hükümetinin isteğiyle toplatıldı.

sahaflarda bunları bulmanız olasıdır ama kavgamı okumu$ olacağınızı sanmıyorum.

elimde 1975 basımı ve tam metinli kavgam kitabı mevcuttur. Bilgilerinize.
0
robinbook
(25.06.09)
(2)

Yanlis bir otomatik ödeme ve el konulan bir mebla - banka, hukuk bilgisi olanlarin dikkatine

tekne
Merhabalar,Umarim bu sorunuma yardimci olacak arkadaslar burada bulunuyordur ve benimle ilgilenirler.Gecen seneye kadar bir banka hesabindan bir kisiye kira bedeli olarak otomatik ödeme yapiliyordu. Daha sonradan yani yine gecen seneye denk gelen bir zamanda bu ödemeyi iptal ettirdik. Lakin banka b
Merhabalar,

Umarim bu sorunuma yardimci olacak arkadaslar burada bulunuyordur ve benimle ilgilenirler.

Gecen seneye kadar bir banka hesabindan bir kisiye kira bedeli olarak otomatik ödeme yapiliyordu. Daha sonradan yani yine gecen seneye denk gelen bir zamanda bu ödemeyi iptal ettirdik. Lakin banka bu iptalin yapildigina dair bir belge vermemisti bize.

Aradan bir sene gecti, banka hesabinda para akisi oldu. Lakin sürekli orda para durmadi. Gecen gün yine bir para yatirildi bu hesaba ve yatirilan para kira bedeli olarak o eski otomatik ödeme alan kisiye gitti. Bankayi aradim, nasil olur diye. Onlarda otomatik ödemenin iptal edilmemis oldugunu söylediler. Ben ne kadar hayir iptal etmistiniz nasil olur desemde, hayir iptal ettirmemissiniz dediler. Bu paranin yatirildigi kisi ile aramiz bulunmamakta. Ben direk iletisime gecmedim, banka bu kisiyi aradi ve parayi geri yatirirmisiniz diye sordu. O da önce tamam sonra vazgectim demis. Kendi kafasina göre, resmi bir dayanagi olmadan bir borc cikarmisti vaktinde bana. O yüzden yatirmamak istiyor.

Bu durumda ben bankada yanlislik buluyorum, ama iptal ettirdigime dair onlarin klasöründe belge olmasi lazim ama bende yok. Gecen gün kardesim, bu ortak hesabimiz icin bu otomatik ödeme nin iptali icin yeniden gitti imza atti. Ona gene belge vermemisler.


Banka parayibiz geri alamayiz diyor. Dava acsam avukatim bir yil sürer diyor. Bu iste hatali olan kisi banka ama ispat edemiyorum.

Giden para benim icin cok degerli, yokluk zamaninda o parayi tekrar denklestirmem cok güc.

Hukuki olarak ya da baska bir sekilde ne yapabilirim?
0
tekne
(25.06.09)
tehdit edin, hukiki başka bir şey yapamazsınız sanırım...
kendisine eğer parayı iade etmezse, dava açacağınızı davayı kaybettiğinde ki kaybedeceği kesin sizin avukat ücretinizi, mahkeme masraflarını, ve paranın faizini ödemek zorunda kalacağını söyleyin...
0
ilse
(25.06.09)
bence iptal ettirdiğinizi kanıtlamanın bir yolunu bulmaya çalışın. örn: telefonlaysa kayıt altında tutuluyor diye biliyorum ben..

avukat bankaya açılırsa davanın kazanabilirliğine ne diyor? eğer kesin gibiyse, paraya ihtiyacınız dengenizi çok bozmayacaksa, nasılsa faiziyle geri alacağım diyerek, hukuk yolunu tercih edin bence.

yok o taraftan hiç ümit yoksa, "ikna edici bir üslupla" parayı vermeyen uyanıktan sökün. eğer "ikna edici üslup" yeterince ikna edici olabilecekse üzerine bir %10 daha alın hatta, "şerefsizlik bedeli" adı altında.
0
lhun
(25.06.09)
(13)

mühendislik

ziplayan meksika bamyasi
direkt konuya dalıyorum, mühendis olmak istiyorum ama henüz ne mühendisi olacağıma karar veremedim. sözlükteki neredeyse bütün mühendislik başlıklarını okudum fakat bir suser bile yok işinden memnun olan veya iş imkanları olduğunu söyleyen. gerçekten böyle mi durum? ben o kadar okuyup da azcık bir m
direkt konuya dalıyorum, mühendis olmak istiyorum ama henüz ne mühendisi olacağıma karar veremedim. sözlükteki neredeyse bütün mühendislik başlıklarını okudum fakat bir suser bile yok işinden memnun olan veya iş imkanları olduğunu söyleyen. gerçekten böyle mi durum? ben o kadar okuyup da azcık bir maaşla deli gibi çalıştırılmak istemiyorum. işletme, iktisat falan da ilgimi çekiyor fakat sanırım onların durumu mühendislerden daha kötü.
0
ziplayan meksika bamyasi
(25.06.09)
işletme iktisat okuyacağına mühendis ol. illa bu işlere de kasacağım dersen yüksek yaparsın, yapmasan da olur hatta.
0
serseri marti
(25.06.09)
mühendis adam mutlaka iş bulur yeterki beğen işini. inşaat mühendisliğine bak bence belki hoşuna gider. sırf o yaptığın şeyin tüm heybetiyle orada yıllarca durmasının vereceği haz iin bile yazılabilinir. tabi zordur adamın kıçından kan alır onlar ayrı şeyler.
0
argent dawn
(25.06.09)
mühendis olacağına iktisat işletme oku. illa teknik bir alana yaklaşmak istiyorum dersen de yüksek yaparsın, yapmasan da olur hatta.
0
lhun
(25.06.09)
olma mühendis. üzülürsün.
0
kakoy
(25.06.09)
:) bu arada bağyanlar bazı meslekleri yapamaz gibi bir düşünce var, örneğin makine mühendisliği. ben şimdi gidip okusam makine falan daha mı zorlanırım?
0
🌸ziplayan meksika bamyasi
(25.06.09)
zihinsel olarak değil de fiziksel olarak muhtemelen. bir de onca erkeğin arasında okuyacaksın. okuldan çıkıp bir fabrikaya vs gireceksin orada da bir ton erkeğin arasında olacaksın. kadınlar için zor meslekler bunlar evet.
0
argent dawn
(25.06.09)
Elektrik elektronik veya bilgisayar mühendisliği yazın.

İnşaat yazmayın, okurken de iş bulurken de zorlanırsınız. Şantiye mantığı bir kadına göre değildir. Endüstri mühendisliğini okurken rahat edebilirsiniz ama oradan mezun olanlar da iş bulma sıkıntısı yaşıyor. Makina ve metalurji mühendisliklerinin çalışma koşulları bir kadına göre değil, yazmayın. Gıda ve çevre mühendisliği alanında ekmek aslanın ağzında ve 3 kuruşa çalışırsınız. Siz ilk söylediğimi yapın, elektrik elektronik veya bilgisayar mühendisliği yazın. İllaha kendi alanınızda çalışmaak zorunda değilsiniz ama bu alanlarda gelecek endişeniz olmaz ve kendiinizi yetiştirirseniz iş bulma sıkıntısı yaşamazsınız.
0
hiko seijuro
(25.06.09)
bayansan eğer, elektronik, inşaat ve makine müh'liğinden uzak dur. çevre müh. veya bilgisayar müh. olabilir. bil. müh. çok çalışır beyni sulanır parası iyidir o ayrı. odtü gibi bi yerden çevre mezunu olursan da süper olur az çalışır çok kazanırsın. puanın yetiyorsa, itü işletme tavsiye edebilirim.

edit: itü işletme demişim, itü işletme müh. olacaktı.

edit2: endüstri mühendisini unutmuşum nasıl olur, işletme müh'den sonra ilk tercihin olsun.
0
abtash
(25.06.09)
endüstri mühendisliği, mühendislikler arasında en sosyal olanıdır. daha az teknik olan ve daha çok iş yönetimi üzerine dersler görürsün. işletme mezununun teknik bilgiye daha çok haiz olanı diyebiliriz. ayrıca senin için önemliyse, diğer bölümlere göre etrafında daha çok kız olur. vb.
0
gochebe
(25.06.09)
bağyanların yapamayacağı meslek düşüncesine takılma hiç. şantiyede çalışan kadın mühendisler var, takır takır da işlerini yapıyorlar.

bölüm seçiminde temel bölümleri tercih etmeni öneriririm. inşaat, makine, elektrik elektronik ve kimya mühendislikleri ilgi alanı geniş bölümler. jeoloji mühendisliği de güzel meslek.

inşaat mühendisi = şantiyeci değildir. tasarım, planlama, finans veya lojistik alanlarında da çalışılabilir.
0
matthias coltrain
(25.06.09)
ne istediğinize karar verin öncelikle.

ilgi alanlarınız nedir? insanlarla mı çalışmak istiyorsunuz yoksa bilgisayar başında günde 10 saat kodlarla mı uğraşmak istiyorsunuz? ya da bir alet gördüğünüzde onu açıp incelemek istiyor musunuz? bu tarz şeyler..

bayanların yapamayacağı mevzusuna şunu diyebilirim, elbet şantiyede çalışacak diye bir şartı yok inşaat'ın makina'nın fakat geneli oralarda çalışıyor ve eğer ki siz de oralarda çalışırsanız, elbet bir ustaya söz geçirmeniz zor olacaktır diye düşünüyorum..
0
dambil
(25.06.09)
bi de tekstil muhendisligi var, itu de. gelirsen haber ver jskdf.
0
bryan fury
(25.06.09)
şimdi mühendis olmak istiyorum derken aklında ne var?ne hayal ediyosun?nası bi iş istiyosun ona karar ver.
kadınlar her mühendisliği okur, pek de güzel yapar hiç düşünme( sadece okurken sorun olur, belki biraz; odtü makine ve elektronikte kız arkadaşlarım var, sorun yaşadıklarını duymadım bu yüzden)
beklentilerini düşün, bütün mühendislikleri düşün,odtü'deki hemen her mühendislikte okuyan/mezun arkadaşlarım var,yardımcı olabilirim o konularda.
5 senedir çevre okuyorum. keşke işletme okusaydım diyorum.
0
kanuniye
(25.06.09)
(1)

notepad plus plus

germe
bu programda "folder tree"yi gösteremiyor muyuz?
bu programda "folder tree"yi gösteremiyor muyuz?
0
germe
(25.06.09)
plugini var light explorer mı ne onu yüklemen gerek
0
lhun
(25.06.09)
(9)

ozguven yok bende

kalkanci
biraz daginik anlatacagim.kucukken buyuklerin ders calistirmasi sayesinde(ilkokul 3 e kadar) siniftaki en iyi 2-3 ogrenciden biriydim. sinifta ogretmen beni severdi, kayirirdi biraz. haliyle biraz ozguvenim vardi. sonra dersler kotulesti.bu dursun kenarda.fakat tam ozguvenli degildim, marketteki, gu
biraz daginik anlatacagim.

kucukken buyuklerin ders calistirmasi sayesinde(ilkokul 3 e kadar) siniftaki en iyi 2-3 ogrenciden biriydim. sinifta ogretmen beni severdi, kayirirdi biraz. haliyle biraz ozguvenim vardi. sonra dersler kotulesti.bu dursun kenarda.

fakat tam ozguvenli degildim, marketteki, guzel kasiyer abladan falan utanirdim, odeme yaparken yerin dibine gecerdim mesela.

neyse, ilkokul 4te baska bir ogretmenin sinifina gitmek zorunda kaldim. ben de burada kendimi kabul ettirmek icin cesitli yontemlere basvurdum. salak salak davranislardi bunlar. surekli guldurmeye calisirdim milleti. bu arada ekleyeyim, kilolu birisi oldum genelde. su an da kiloluyum. o zaman tiklerim de vardi. su an cok sukur yoklar. ama o zaman bunlarin olmasi iyice dalga malzemesi olmama yol acardi. iyi niyetli ve oldukca saf(salak gibi) birisiyim.

kucuk yerde yasadigimdan, ortaokul, lise arkadaslarim hemen hemen ayni cevre oldu. hep boyle sinifin salagi gibi oldum.

o kadar da vahim sanmayin durumu. az ama oz arkadaslarim oldu. benden hoslanan kizlar da oldu(neyimden hoslandilarsa)

su an yas 20 ve universitedeyim. artik yeni bir cevrem var. fakat adamakilli bir arkadas cevrem yok. aslinda okuldakiler de pek kafa dengi insanlar degiller. ama herkes kaynasabiliyorsa birileriyle, bende bir sorun var demektir.
ders aralarinda cok canim sikiliyor. bildigin ot adamim. neredeyse herkesle muhabbetim var ama, cok yuzeysel iliskiler.

kilolu oldugumdan ustume adamakilli kiyafet de alamiyorum. kotu duruyorlar ustumde. kucuklugumden beri kiyafet alisverisi iskence oldu bana. pacavralarla geziyorum ben de alisveris cok az yaptigim icin. bu da ozguven eksikligine yol aciyor sanki.

bu arada, ebeveynlerim baskici insanlar degiller.

Kisacasi, insan iliskilerimi duzene sokmak istiyorum artik. neler onerirsiniz?
0
kalkanci
(25.06.09)
kilo ver. zor bir şey değil. özgüvenini yerine getirecektir ve olası sağlık problemlerinin de önünü kesecek.

bu birinci aşama.

gerisini onlar düşünsün.

kilo vermesi zaten problemi zihninde çözmesine yardımcı olacağı için gerekli. yoksa zayıf adamlarla arkadaş olmak için kimse birbirini ezmiyor, kimsenin de iddia ettiği bir şey değil.
0
başımıellerimin arasınaalıpdüşündüm
(25.06.09)
spor salonuna yazıl. neyse parası ver. kilo vermek en mantıklsı. her verdiğin kiloda özgüvenini kazandığını göreceksin.
0
ykyt
(25.06.09)
2 sene öncesine kadar boyuma göre bildiğin tombalaktım. kısayım da. 1.75 boyum var. 1 sene önce 85 kilodan 67 kiloya düştüm. hala 67yim. 2 sene önce de sevgilim vardı, şimdi de var. aslında özgüven yoksunluğunuzun kilonuzla falan çok bir ilgisi yok bence. özgüven yoksunluğunun sebebi çocukluğunuzda yaşadıklarınız diye düşünüyorum. bilmiyorum ne kadar katılırsınız ama, bence böyle. çünkü benim 200 kilo arkadaşlarım da var, ve mesela adam ortama girdiği zaman herkes ağzına bakıyor. 200 kilo mu? 200 kilo. ee? hani bu adamda özgüven yoksunluğu?

demek istediğim şu ki, sizin kendinizle barışmanız lazım. bu kendini avutmaya çalışan acınası tiplerin son sığınağı olan "kendimle barışığım" tribi değil. bildiğin sevmeniz lazım kendinizi. geçmişteki hatalarınızı kabul etmeniz, hatta kendi geçmişinizle dalga geçebilmeniz lazım. bunu yapabilen insanın hiçbir özgüven eksikliği yoktur. benim inancım bu.

gelelim arkadaş olayına, benim de hemen hiç arkadaşım yok. telefonu sadece ve sadece sevgilimle mesajlaşmak için kullanıyorum mesela. ne kimse halimi hatrımı sorar, birşeyler yapalım mı der, nasılsın iyi misin der. kimse ne arar ne sorar. zaten buna alışık olduğum için tahminimce onların da garibine gider arayıp nasılsın diye sormak. ortam adamı da değilim. susar otururum bi kenara. ama ben yine de bunların özgüvenle bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum arkadaş. böyleyim yani. böyle alıştım, bunu da yadırgamıyorum artık.


kıyafet mevzusuna gelince. bizim burda salı günleri falan pazar açılır. kıyafet falan da satarlar. 3-5 lira tanesi. oradan alıyorum hep. dümdüz, üzeri baskısız, simsiyah 5 tane tişörtüm var. aynısının beyazından 3 tane var. 2 tane de yeşili var. bir tane de baklava desenli bi tişörtüm var. değişmeli olarak sürekli bunları giyerim. aynı tişörtten 3-4 tane olduğu için sürekli aynı tişörtü giydiğimi düşünenler de vardır eminim. ama olay şu ki, ne giydiğimi zerre siklemiyorum. umrumda bile değil. kimse de gelip "sen cakalı şeyler giymiyorsun, bu ne lan böyle ezik" demedi. umursamadığımı biliyorlar zira. hatta bana özenen bile oldu.

insan ilişkilerinizi düzene sokmak istiyorsanız önce kendinizi kabullenin derim. şişkoysan şişkosun. şişkosun. şişkosun. bunda büyütülecek ne var? sence asıl olay dış görünüşün mü? zeki bir insan kilonun değil zekasının asıl hazine olduğunun farkındadır. ve bende zeki ama değerini bilmeyen biri izlenimi bıraktınız.

edit: nasıl kilo verdin derseniz, sigaraya başladım. sadece sigaradan. ama bu mantıklı bir çözüm değil.
0
cro magnon
(25.06.09)
fiziksel olarak dış görünüş değildir insan ilişkilerinde önemli olan. o dış görünüş senin özgüvenini sömürür, etkileyen de bu olur. insan ilişkilerini etkileyen şey özgüvendir.

adam genetiğini çocuklarına aktaracak dişi aramıyor, insan ilişkilerini düzeltmek istiyor. dış görünüş neden önemli olsun arkadaşlıklarda? sevgili olsa ararsın belki, içgüdülerin gereği.
0
cro magnon
(25.06.09)
cromagnon'a katılıyor ve olayın küçüklüğünüzde yaşadıklarınızla alakalı olduğunu düşünüyorum. kendinizle barışın ve her şeyi kafaya takmayın. kendinizden utanmayın. bu özgüven olayı bende de kısa süreli tezahür ediyor mesela. cebimde o an para yoksa yürüyüşüm değişiyor, kıyafetimi beğenmediysem dışarı çıkmak istemiyorum. ama sonra mantıklı düşününce üzerimdeki kıyafetin bir çok kişide olmadığını farkediyorum.

sizden bir kız hoşlanmış, bunu neyimden hoşlandıysa diye karşılarsanız battıkça batarsınız. eminim ki bir çok insandan daha değerlisiniz.(evet tanımadığım halde söylüyorum).

kilolu olduğunuzu belirtmişsiniz, iddia ediyorum 100 kilo bile değilsinizdir. (öff çok sıkıldım resmiyetten 20 yaşında akran işte ne kasıyon :) )

üniversitede okuduğuna göre, bir şekilde bir çok insandan daha zekisin bu bile kendini beğenmen gerektiğine bir işaret.

çevren ile alakalı benim de çok farklı değil, herkesle muhabbetim vardır fakat çok az insanla sürekli takılırım yani garipsencek bir durum yok. herkesin birbiriyle kaynaşması tabi ki yüzeysel olduğunu gösterir. ona da takma fazla.

son olarak insan ilişkilerini geliştirmen için kişisel gelişim kitapları önermek istiyorum. al bir kaç tane oku faydasını göreceğine inanıyorum.
0
bykush
(25.06.09)
şimdi sorunuza çözüm yolları veremeyip "böyleyim"e "e olma lan öyle" diyeceğim ama başka yolu yok. KENDİNE GÜVEN ARKADAŞIM.

şunu yaz aklına, insanların sana bakışının, nasıl göründüğünle hiç ilgisi yok.(var da ihmal edilebilir, %5'ten daha az) yani quasimodo falan değilsen, ki değilsin.

sen nasıl davranıp nasıl lanse edersen kendini osun. sessiz sakin çekingen kalırsan ortamlarda istersen tarık akan ol, brad pitt ol faydası yok. ama öne atıl baskın insan ol (bkz: alfa erkek) ol kimse senin kilona falan bakmayacaktır. hatta kilolu olman freudyen/darwinist bi yaklaşımla seni daha sağlıklı dolayısıyla döllerini daha kıymetli kılar, daha tercih edilir bi birey yapar soyunu sürdürmek isteyen dişi için.

yani %50 ne kadar aktif, atılgan bi insan olduğun,
%45 verdiğin vaadedtiğin güven (sağlıklı bi birey misin, ailen evin işin araban hayattaki yerin insanların yanında görmek istediği birinde olmasını istediği beklentileri ne kadar karşılıyor)
%5 de dış görünüş,boy pos, yakışıklıkıktır.

tekrar ediyorum, kendine güven. bunun yolu da kendi içinde. kendini ikna etmende.

kendimden örnek vereyim. babam defalarca araba sürmeyi çalıştırmıştır. ama 9 yıllık ehliyeti olan, teoride sürücü olan ama nerdeyse trafiğe hiç çıkmamış pratiği sıfır biriydim. sonra iş dolayısıyla araba kullanmam gerekti. şirkette "yok x bey benim falanca yıllık ehliyetim var ama acemiyim araba kullanamam" diyemezdim.(desem mi diye düşündüm) arabayı altıma verdiler, ilk gün vira bismillah dedim direksiyona oturdum tüm gerginliğimle. ikinci günden itibaren 10 yıllık usta şoför kadar rahat kullanmaya başladım. vesselam tamamen kendi kendime kaptım olayı. yoksa babam hala çalıştırıyor olsun yanıma oturup her hareketime karışıp her hamlemi tenkit ederek, hala yokuşta kaydıran, arabayı stop ettiren bir insandım garanti.

toparlıyorum, kimseyi dinleme, kimsenin söylediğini sallama. kimseden eksik değilsin, kimse senden iyi değil. kendine inan. başkasının verdiği akıl, tüyo ile olmayacak. (benim bu yazdıklarım dahil) iş kendi zihninizde bitecek.

edit: ha kilo falan verme. yani ver de onun için fitness e gitme. bi de onla uğraşıp kendine güvensizlik için, "acaba yeterince zayıfladım mı yakışıklı oldum mu" düşüncesi endişesi için bahane vermiş olacaksın. 110 ya da 120 kilo ol gayet sevilen sayılan sözü dinlenen insan olabilir, okulun en güzel kızını tavlayabilirsin. gayet ciddiyim, iddia ediyorum.
0
annesütü
(25.06.09)
kendine bir hobi bul. neden hoşlandığını keşfet ve ona odaklan. misal; al bir fotoğraf makinası sabah akşam dağ bayır gez dolaş çek insanları. hobinin ne olduğu hiç önemli değil sadece o hobini geliştirmeye bak. üniversitede herkes kaynaşmış demişsin; merak etme o işler göründüğü gibi değildir hiç bir zaman. sen yavaş arkadaş edin ama harbi arkadaşlar edin. bu arada spor salonu tavsiye eden arkadaşlara da katılıyorum. kilo vermen şart değil, düzenli egzersiz yapman seni daha mutlu bir insan yapacaktır bunu göreceksin.
0
oldboy
(25.06.09)
önce kıyafet sorununu çöz, çözemiyorsan mail adresini bırak sana internetten tombiş kıyafeti nerden alır göstereyim.

sonrasında kendine bir tarz yarat dombilisin diye sakal bıyık bırakamazsın gibi birşey söz konusu değil, son olarak kendinle barışık ol. kilon varsa var ne yani yaşamıyacakmısın arkadaşım. önce bu ufak şeyleri bi çöz sonrasında arkadaş ilişkilerine dal, illaki uzmanı olduğun bir konu vardır onun üzerinden kendine arkadaş edin sonrasında normal arkadaşlıklar kurarsın zaten.

kız mevzusuna çok takılma ne yaparsın ki şekilci bir toplumda yaşıyoruz, özellikle kızlar bu konuda biraz acımasız olabiliyorlar. kızların en hoşlanmadığı tip silik ve ezik görünen erkeklerdir. kılık kıyafeti düzeltirsen kendine olan özgüveninde yerine gelecektir, yeterli miktarda arkadaş ve çevre edinirsen sonra spora başla kilo vermesen bile psikolojik olarak seni ne kadar rahatlattığını görünce bırakmak istemeyeceksin.

en önemlisi kendinle barışık ol hacı, 2 günlük dünyada tek derdin bunlar olsun...
0
snow bros
(25.06.09)
"ama herkes kaynasabiliyorsa birileriyle, bende bir sorun var demektir." dünyanın en hastalıklı varsayımı. bunu kabullenip insanlarla kaynasabilsen bile otantik kisiliğini olusturma fırsatından feragat etmis olacaksın farkında mısın?

terapiye git abim. dışarıya sıva çekip düzgün göstermeyi boşver, içeriden fundamentalden başla. sana anlatacaklar hepsini sırayla. ebeveynlerin de destekçi madem, yardımcı olsunlar maddi olarak.
0
lhun
(25.06.09)
(12)

Hani cafede kızlar erkekler sırayla konuşup tanışıyorlar ya?

axellennox
Hangi ülkedeydi bilmiyorum. Böyle bir şey vardı. Adı neydi bu olayın? Türkiye'de denendi mi? Biz denesek fena mı olur?
Hangi ülkedeydi bilmiyorum. Böyle bir şey vardı. Adı neydi bu olayın? Türkiye'de denendi mi? Biz denesek fena mı olur?
0
axellennox
(25.06.09)
0
surtunme kuvveti
(25.06.09)
yok sanırım şeyi kastediyor, diyelim 20 erkek 20 bayan var, 20 de masa var, zil çalınca bir uçtan oturuyor birer bayan birer erkek şekilnde karşılıklı, tekrar zil çalana kadar konuşuyor, sonra erkekler bi yan masaya geçiyor, dolayısıyla rotasyonla herkes 20 karşı cinsle tanışıyor, eğer ilgilenirse de telefonunu vs alıyor. hitch de vardı :)

olayın adını tam bilmiyorum ama bu tanımla daha rahat anlayacaktır insanlar meramını.
0
lhun
(25.06.09)
edit: yazana kadar cevaplar gelmiş. speed dating evet

daha da açayım, siz de haklısınız anlamamakta. date tarzı bir şey bu. bir cafede belli bir gün ve saatte insanlar toplanıyorlar. masalara dağılıyorlar, kızlar erkekler sırayla eş değiştirerek karşı cinsten herkesle eşit sürelerde, kısa kısa muhabbet ediyor. sonunda karşılıklı iyi anlaşanlar, birbirini begenenler -puan verme falan mı oluyor bilmem- randevulaşıyorlar ya da ortamı beraber terkediyorlar.
0
🌸axellennox
(25.06.09)
sayıyı eşitlemek epey zor olur tahminimce :/
0
surtunme kuvveti
(25.06.09)
malum cinsi ön elemeye tabi tutsak :)
0
🌸axellennox
(25.06.09)
ayrıca katılım ücreti konulur, erkekler 50 tl, kadınlar -üste 20 tl veriyoruz- :D
bu çöpçatanlık mevzusunu bir şekilde hayata geçiricem arkadaş. bütün aksi çabalara rağmen türk gençliğini zikiştiricem.
0
🌸axellennox
(25.06.09)
istanbul'da yapan mekan vardı birkaç sene önce..
hatta şimdi google'dan baktım birkaç gazeteye de haber olmuş

www.radikal.com.tr
0
jamesjersey
(25.06.09)
bak öyle şeyler deme sileriz duyuruyu jfkldsjflksd
türkiye olmaz bu, ahlaki değerlerimiz var. evlenmeden sikişmek toplumu içten çökertir.
0
surtunme kuvveti
(25.06.09)
asıl gençler sevişmediği için çöküş halinde toplum. bu işe kucak açacak cafe-bar bulalım. ya da öncelikle sözlükte zirve olarak yapalım.
0
🌸axellennox
(25.06.09)
(bkz: Sözlükten Erkek Kaldırma Zirvesi)

konsepti önerebilirsiniz, katılımcılar ciddi ise..
0
surtunme kuvveti
(25.06.09)
dediğin gibi dahi olsa 50 lira verip gelecek balta çok (gelecek olanların hepsini kastetmiyorum anladınız siz), 20 lira için oraya oturacak dişi (tanım bulamamanın verdiği üzüntü ifadesi) de çok. bunun üstüne ülkede dışlanmanız, ve polis tarafından sürekli denetim altında olmanız da cabası...
0
bykush
(25.06.09)
daha neler, ülkeden dışlanma polis takibi filan. bence doğrudan vururlar sizi.

siz yapın ben katılamam ama tutar bu iş.
0
serseri marti
(25.06.09)
(2)

BİLGEADAM - yazılım & veritabanı uzmanlığı / gidenler, gelenler, fikri olanlar...

seviyorum ulan sezenimi deli gibi hem de
Arkadaşlar,27 yaşında, üniversiteden mezun olamayan, şu an açıköğretim işletme 2. sınıfı bitiren anadolu çocuğuyum, yalandan korkmam yılandan korktuğum kadar.3 yıllık bankacıyım ve özellikle birkaç yıl içinde kesinlikle farklı bir sektöre yönelmek istiyorum. Bakırköy Bilgeadam'a gidip Yazılım ve Ver
Arkadaşlar,

27 yaşında, üniversiteden mezun olamayan, şu an açıköğretim işletme 2. sınıfı bitiren anadolu çocuğuyum, yalandan korkmam yılandan korktuğum kadar.

3 yıllık bankacıyım ve özellikle birkaç yıl içinde kesinlikle farklı bir sektöre yönelmek istiyorum. Bakırköy Bilgeadam'a gidip Yazılım ve Veritabanı Uzmanlığı eğitimi almak istiyorum. Daha önce php dersleri falan almıştım, kafamın bu işlere bastığına, gidersem iyi bir notla sertifika alacağıma inanıyorum (inşallah yani).

Kurs ücreti yaklaşık 4-5 bin TL arası. O yüzden ha deyince gidilmiyor ve kursa güvenmek istiyorum. Bilgeadam'a sorarsanız her şey güllük gülistanlık, kursu başarıyla bitirince güzel işler bulunabilir.

Sizin fikirleriniz nelerdir? Siz veya çevrenizden gidenler, işine yarayanlar, işine yaramayanlar var mı? Veya gerçekten iyi bi notla microsoft sertifikası alırsam özellikle işletmeyi de bitirdikten sonra güzel bi iş bulmamda çok yardımcı olur mu?

Vallaha hayat memat meselesi. Çok darlandım artık bankacılıktan. Tecrübelerinizle yardımcı olursanız çok sevinirim.

Eğitim Programı
PROGRAMLAMANIN TEMELLERİ
VERİTABANI YÖNETİMİ VE PROGRAMLAMA
WEB PROGRAMLAMA
İLERİ .NET UYGULAMALARI
ORACLE VE JAVA TEKNOLOJİLERİ
PROJE ANALİZİ, TASARIMI VE YÖNETİMİ
0
seviyorum ulan sezenimi deli gibi hem de
(24.06.09)
4 5 bin ytlyi gözden çıkardıysan, ve şimdiki yaşını, artı banka tecrübeni de gözetirsek benim tavsiyem biraz daha özelleşmiş bir alan düşünmen. bilgeadamı bilmiyorum ama ona benzer pek çok yerden örneğin SAP veya Oracle ERP üzerine eğitim alabilir, danışmalık yaparak hoş ufuklara açılabilirsin.
0
lhun
(24.06.09)
hocam bu tür olaylar tamamiyle kişinin kendisine bağlıdır,kurs sana olan standart bilgiyi verir sen kendini geliştirirsin yani bilge adammış milge adammış pek farketmez,tabi anlatış biçimi olarak veya sağladığı kaynaklar bakımından farklar olcaktır ama sonuçta hepside aynı şeyi anlatacağı için bence pek problem teşkil edeceğini düşünmüyorum :) ve en çok hangi derse ilgi duyuyosan ona yönel derim,web programlamaysa web yap javaysa java fln gibi.bende görsel sanatlar okuyorum bizdede bu tarz bazı görsel programlar war photoshop fln bilirsin belki ama okulda hiç iyi ögretemediklerini düşünüyorum bu yüzden bencede bilge adam fln iyi bi seçim olur gibime geliyo.
0
0zzy
(24.06.09)
(5)

Mobil Internet

wecarealot
Telefon hattı olmayan bir yerde bilgisayarla internete girmenin kolay ve ucuz yolu nedir? Araya cep telefonu filan girmesin, bir de yeni telefon almayalım. Fiyatlar nasıldır bir de?
Telefon hattı olmayan bir yerde bilgisayarla internete girmenin kolay ve ucuz yolu nedir? Araya cep telefonu filan girmesin, bir de yeni telefon almayalım. Fiyatlar nasıldır bir de?
0
wecarealot
(24.06.09)
kablonet ttnetten daha ucuz ve kullanışlı. Bulundugunuz bölgede varmı bakmak için:
www.uydunet.net
arayıp bilgi alabilirsiniz.
0
canseven
(24.06.09)
lhun
(24.06.09)
avea usb stick var

1 gb 29 4 gb 40 lira

www.avea.com.tr
0
tragamin
(24.06.09)
Sadece 1-2 aylık, tatil için olduğunu söylemeyi unutmuşum. Sürekli kullanımda usb stick'ler iyiymiş yalnız.
0
🌸wecarealot
(24.06.09)
ttnet'in var usb sticki. o daha ucuz sanirsam. bi onu arastir istersen
0
tragamin
(25.06.09)
(6)

ortalığı yıkan bilgisayar

arnold schwarzeneger
makinadan kargo uçağı tadında ses geliyor. tahminim harddisk. 5 senelik bir makina ama ne yapılabilir?
makinadan kargo uçağı tadında ses geliyor. tahminim harddisk. 5 senelik bir makina ama ne yapılabilir?
0
arnold schwarzeneger
(23.06.09)
fan da olabilir. hard disk daha çok gidip gelen değişik bir ses çıkarır. benim şu an kullandığım makina tam 7 senelik. ram'den başka birşey değiştirmedim.

işlemci veya güç kaynağının fanıdır o. kasayı açıp fanları elektrik süpürgesiyle temizleyin derim :)
0
cro magnon
(23.06.09)
benim şuanki alet 4 senelik. bugün rami 512 den 2gb a arttırdım (55 tl), hem hızlandık, hem de paso pagefile a başvurarak harddiskle haşır neşir olma azaldı. haliyle aynen ses de azaldı. bu çözüm bir.
ikincisi diski de bir defragmante etmekte fayda var. (beleş)

sonuç sessiz bir bilgisayar. (paha biçilemez)
0
lhun
(23.06.09)
defragmantasyon sesi oldukça düşürür, eğer ses hard disk kaynaklı ise. defragmantasyon bi işe yaramadıysa sorun hard diskte değildir.
0
cro magnon
(23.06.09)
herhangi bir flight simulator ile kargo ucagi pilotu rp'si yapilabilinir. harddisk sesini diger tum seslerden ayirt edebilirsin (traktor gibidir). ama sanmiyorum o kadar fazla ses yapacagini. buyuk ihtimalle o seslerin hepsi fanlardan geliyordur, ozellikle de psu. cpu fani degistirmediysen stock fan denilen cakma fanlardandir o da baya ses yapar.

ilk olarak ac kasayi oyle calistir, bir bakin hangi fan cok ses yapiyor. sonra hepsini temizle. hava puskurten bir elektrik supurgesi ile cok rahat ve kolay temizlersin. ha dersen ben soker takarim o zaman cikartip el ile de temizleyebilirsin ama psu'nun elde kalma ihtimali var.
0
mission complete
(23.06.09)
güç kaynağı olabilir. işlemciyle güç kaynağının tozunu alıp içine biraz makina yağı dökmeni tavsiye ederim(fanın ortasındaki etiketi çıkartarak ulaşabilirsin).

20 metre mesafeden sesi duyulan bilgisayarımın, bu yöntemden sonra çalıştığını anlamak için dibine girmem gerekmişti.
0
kbsy
(23.06.09)
fazları tek tek durdur, herhangi biri sesi keserse sorunu buldun. Değişmezse, hdd'yi makinanın dışında çalıştır, bak bakalım ses miktarı değişecek mi. Ardından hss'nin kablolarını tamamen çıkar ve makinayı aç. Kötü dizaynlı kasalarda diskin titreşimi yüzünden tuhaf sesler çıkabiliyor.
0
rygard
(23.06.09)
(4)

ümraniye'den çamlıca koçsistem'e

tepedeki psychedelic adam
nasıl gidebilirim? hatta şöyle de bir adres var:Ünalan Mah. Ayazma Cad.Çamlıca İş Merkezi - B3 Blok Üsküdar
nasıl gidebilirim? hatta şöyle de bir adres var:

Ünalan Mah. Ayazma Cad.
Çamlıca İş Merkezi - B3 Blok Üsküdar
0
tepedeki psychedelic adam
(23.06.09)
toplu taşıma kullanacaksanız.14b kadıköy otobüsüne binip libadiye caddesinde fetih mah girişinde sanırım durak ismi fetih ineceksiniz ve sağ tarafa doğru 100m içerde sarı bina görüceksiniz işte orası
0
yapma
(23.06.09)
14ES, 15ÇK falan da gidiyor oraya.
0
christine
(23.06.09)
koçsistemin girişi yerleşkenin sağ tarafında, yokuş aşağı olan otoparkın karşısındaki kısım bu arada.
iş görüşmesi galiba, anılar aklıma geldi adresi görünce zira.
0
lhun
(23.06.09)
iş görüşmesinden ziyade staj görüşmesi.
0
🌸tepedeki psychedelic adam
(23.06.09)
(8)

Hani Vodka

murat mc
donmuyordu? Buzluga attigim absolut mefta...soruya geliyorum, cozulunce ben bunu kana kana icerim, bir sıkıntı olur mu?
donmuyordu? Buzluga attigim absolut mefta...soruya geliyorum, cozulunce ben bunu kana kana icerim, bir sıkıntı olur mu?
0
murat mc
(23.06.09)
evet, buzdolabinin buzlugu bildigin...
0
🌸murat mc
(23.06.09)
buzlugun ayarlari filan bozulmus olmasin, votka donmaz kolay kolay
0
alpinsamuray
(23.06.09)
bir şey olmaz. ben gayet içmiştim donup çözülmüş
0
ilse
(23.06.09)
arkaya markaya dayanmıştır belki..
donmaz diye birşey yok yalnızca donma sıcaklığı düşük..

profesyonel içici değilsen aradaki farkı anlamazsın bile. stirred not shaken hesabı :)
0
lhun
(23.06.09)
ufleyen zamazingonun altinda kalmis, ondan olabilir sanirim... e baslamisken perfect cocktail icin denklemi tamamlayiverin...absolut vanillat + sprite + XXXX?
0
🌸murat mc
(23.06.09)
1 oz Hpnotiq liqueur

www.vodkarecipes.info
0
dambil
(23.06.09)
%37.5 (hacmen) alkollü olanlar dipfiriz de hafif katılaşabiliyorlar, kristalize filan oluyorlar. ama tadında bozulma olmuyor.
0
nicin ben
(23.06.09)
danzka. cunku sisesi metal.
0
chrome
(24.06.09)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.