Giriş
(13)

böyle bir işe girişir misiniz

kurtulan adam
efendim eskiden beri aklımda bir soru var. "istediğin kızı elde edeceksin ama x olcak" tarzında bişey.diyelim bir uzay yolculuğuna çıkacaksınız.bu yolculukta size evrenin bütün sırları verilecek.oluşumu,başka bir evrenin var olup olmadığı,başka yaşam türleri,tanrının var olup olmadığı... bunun gibi
efendim eskiden beri aklımda bir soru var. "istediğin kızı elde edeceksin ama x olcak" tarzında bişey.diyelim bir uzay yolculuğuna çıkacaksınız.bu yolculukta size evrenin bütün sırları verilecek.oluşumu,başka bir evrenin var olup olmadığı,başka yaşam türleri,tanrının var olup olmadığı... bunun gibi uçuk olaylar.merak ettiğiniz her şey...yalnız bu işin dönüşü yok.aileni arkadaşlarını hepsini geride bırakacaksın.bu işe he der misiniz?bu sorunun yerinin burası olduğundan tam emin değilim onun için üstte kalsın gibi isteğim olmayacak.
0
kurtulan adam
(03.12.08)
sanırım biri sana böyle bi teklifte bulundu ^^ kırmızı hap mı mavi hap mı (:
0
busuta
(04.12.08)
cevaplari baska birinede verebilceksem evet, yoksa banane la evrenden. birami cipsi koyarim acarim family guy i ohhh. :P saka bi yana insanliga faydasi olucaksa eger o cevaplari ogrenmemin girerdim. yoksa bana faydasi olmaz zaten.
0
sanio
(04.12.08)
dunyayi gezmek olursa olur, aileme geri donmem bir nebze daha kolay ve hayat sartlari daha iyi, ama uzaya uzun yolculuk olarak gitmem, belki bir ugrarim.
0
ermanen
(04.12.08)
Yanıma bi tane de güzel hatun vereceklerse kabul ederim. Öğrendikten sonra bize ne olacak peki ? İnfaz edeceklerse daha çok gencim.
0
kimlanbu
(04.12.08)
kırmızı haptan evvel de yazılmışı var => 2001: a space odyssey
0
boshi
(04.12.08)
uzaya gidebileceksem babamı bile tanımam. arkama bakmadan giderim. ezdirmem sana kendimi.
0
elcezire exclusive
(04.12.08)
Bir büyük rakıya bakar.
0
fedaialkolik
(04.12.08)
düşünmeden kabul ederim.
0
mortifera
(04.12.08)
riskli tabi şimdi... diyelim kabul ettik çıktık yolculuğa, sonra bi de diyolar mı evrende başka canlı yok, tanrı da yok, hiçbir bok yok... ölünce yok olup gidiyoruz. işte o zaman sıçtığımızın resmidir.
0
oldtimer
(04.12.08)
ölüm, az çok buna yakın birşey bence. aceleye lüzum yok der, yaşamın tadını çıkarırdım.
filozof ruhuma ters geliyor, ama pragmatist mantaliteme de cuk oturuyor, merak overrated bir kavram bence, insanlıkta başını almış yürümüş.
merak bana pragmatik bir değer sağlamıyorsa, bu merakı kamçılaya kamçılaya üzerine bir de kendime yoktan dert yaratmazdım :)
şuan kesin olak tek şeye; varoluşa konsantre olmak lazım, hele yokoluşun kaçınılmazlığı bir ihtimalken.
0
lhun
(04.12.08)
ya isin sirri olin'de, iki kere rafineyse? tüm olay aşk, meşk, sevgi, cümbür cemaat ise? çok emo bi cevap oldu belki ama oyle lan. eğer dünyada herkes aşk meşk sevgi böcüü olup kedinin ölümü meraktan olmasaydı hayat bayram olsaydı diyorum ve gidiyorum...
0
random blonde
(04.12.08)
elbette.
hatta deseler ki "bunu ogrendikten kisa bir sure sonra nallari dikeceksin" yine de kabul ederim.
0
darth maul
(04.12.08)
o degilde melisa sözen ile bir gece yan yana uyuyum(valla sadece uyumak istiyorum) sabah kalktıgımda dünya yıkılmış olsun.hayatım bitsin.hic umrumda olmaz.ben bunu kabul ederdim..
0
isott
(04.12.08)
(5)

Bankalara verilen ikametgah hususu

joehigashi
15 aralık'a kadar mevduat sahiplerinin bankalara verilmesi zorunlu tutulan ikametgah belgesini an itibariyle hesabımın bulunduğu iş bankasına verdim. Lakin buna dair şahsıma hiçbir belge verilmedi. Acaba bu işlemden sonra mevduat sahiplerine ''tamam kardeşim bu ikametgahı hesabınıza işledik'' mukabi
15 aralık'a kadar mevduat sahiplerinin bankalara verilmesi zorunlu tutulan ikametgah belgesini an itibariyle hesabımın bulunduğu iş bankasına verdim. Lakin buna dair şahsıma hiçbir belge verilmedi. Acaba bu işlemden sonra mevduat sahiplerine ''tamam kardeşim bu ikametgahı hesabınıza işledik'' mukabili bir belge veriliyor mu ?
0
joehigashi
(26.11.08)
Ben de fortis'e verdim, aynı şekilde bana da herhangi bir belge verilmedi.
0
sare
(26.11.08)
O MASAK işi sektöre büyük dert ve angarya oldu.
Vermezler. Veremezler.
Ama kıllanılacak bir durum değil. Siz verin, gerisini boşverin.
0
delikan76
(26.11.08)
İnsanlık hali.. Bir bankanın zilyon tane hesabı var ki illa ki o zilyon hesaptan bir tanesinde hata çıkacaktır. Nitekim ben bu işlemi yaparken uyanmasam benim ana hesaplarıma ikametgahım işlenmiyordu, koftiden duran bir hesabıma işleniyordu. Ne diyelim inşallah 31 aralıktan sonra tombaladan biz çıkmayız.
0
🌸joehigashi
(26.11.08)
simdi bu adres mevzuu bize de dert oldu. sayet ikametgah vermezsek ne olacak? is bankasi'nda mevduat hesabim, ek hesabim, doviz hesabim, kredi karti hesabim, yatirim hesabim, vs hesabin her turlusunden mevcut. ben bu adamlara aylar once bir dilekce ile adresimin yurtdisinda oldugunu, telefonlarimin degistigini vs bildirdim. halen benim bilgilerimi guncellemediler, 3/5 yil oncesinin bilgileri kayitli sistemlerinde. defalarca telefon ettim vs., o da ise yaramadi.

15 aralik'a kadar da herhangi birsey yapamayacagim adres mevzuu ile ilgili. ne olacak bunun sonucunda? kapatacaklar mi tum hesaplarimi komple?
0
fdegir
(26.11.08)
bu asparagazı milliyet yaydı sanırım, ilk orada görmüştüm bu haberi. kısa bir araştırmayla masakın sitede bu mevzuya dair bir açıklama metnini bulabilirsiniz. hesabı bloke etme gibi birşey yok diyorlar açıkça.

metin budur:
www.masak.gov.tr

kopya yasağı koyduklarından copy paste edemiyorum. ilk versiyonunda "bir takım medyanın söylediğinin aksine.." gibi bir ibare de vardı, ofansif bulmuşlar ki çıkarmışlar.
neticede bloke olmaya dair bir hüküm yoktur minvalindeki sondan bir önceki paragraftaki açıklamanın ifadesi nettir.
0
lhun
(26.11.08)
(3)

bazı ülkelerdeki intiharların istatistik oranları ve sebepleri?

o ben degilim
iki ayrı sorum olacak müsaadenizle.efendim özellikle gelişmişlik düzeyi üst sınırlarda olan ülkelerdeki intihar oranları hep dikkatimi çekmiştir. mütemadiyen sözlü olarak dile getirilen bu konunun sayısal dökümü nedir. kısaca merak ettiğim isviçre, japonya, isveç, norveç gibi ülkelerdeki yıllık inti
iki ayrı sorum olacak müsaadenizle.
efendim özellikle gelişmişlik düzeyi üst sınırlarda olan ülkelerdeki intihar oranları hep dikkatimi çekmiştir. mütemadiyen sözlü olarak dile getirilen bu konunun sayısal dökümü nedir. kısaca merak ettiğim isviçre, japonya, isveç, norveç gibi ülkelerdeki yıllık intihar oranları ve altındaki temel sebepler.
modenleşmenin bireyselleşmeyi, bireyselleşmenin yalnızlığı, yalnızlığında mutsuzluğu getirdiği varsayılan günümüzde gelişmiş ülkelerdeki intihar etme sebebinin bir tek bu yalnızlık mevzusu olmadığı kanaatindeyim. çok uzatmadan; kişi başına düşen gelirin onbinlerce dolarla ifade edildiği bu gibi ülkelerde sizce bunun altındaki diğer sebepler nelerdir. maneviyat eksikliği deyip altını dolduracakları da dinlemeye hazırım.
0
o ben degilim
(24.11.08)
en.wikipedia.org

suicide basliginda da diger sorularina bir nebze yanit bulabilirsin
0
ermanen
(24.11.08)
aslında tek basit bir cevap düşünülebilir. bahsettiğin ülkelerin genelinde bireyler yüksek eğitim seviyesinin bir fonkisyonu olarak yüksek farkındalığa nail oluyor. bu farkındalık, özellikle yaşamın amacı, varoluşsal yalnızlık, sorumluluk ve anlamlılık üzerine de derin bir farkındalıkla beraber geliyor. idealinde, insan biricik (unique, yani fabrikasyon olmayan) ilişkiler kurarak bu tabanda olsa dahi varlığını sürdürmeye ikna olabilir. ama modern dünyanın problemi şu ki, çok yüksek bir nüfus (örn tokyonun nüfus yoğunluğunu düşün)insanın çok doğal olarak domine etmek isteyeceğ kendine ait bir alanı (hayvanlar aleminde territory dediğimize tekabül eden) yaratmak için onu izole olmaya zorluyor. burada da bu ilişkilerin kurulabilecek tabanı sekteye uğramış oluyor.
lafı uzatmayayım, samurai gelenekleri vs gibi kültürel etkenleri bir köşeye bırakırsak, yüksek gelişmişlik düzeyi (ki buradaki ilk gösterge kazanılan paradan çok alınan eğitim) insanı varoluşun sorunlarıyla yüz yüze bırakırken, bir yandan da din gibi bir alışkanlıkları yoksa bu insancıkların, varlıklarını acı verici buluyor, veya ölümü trivial buluyor oldukları için intiharı tercih ediyorlar.
buna tezat olarak mesela yüksek eğitime sahip olabilip de tercih etmeyen mesela amerikanlar için, kapitalizm "dini"ni bir anlam hedefi olarak (american dream) koyabilir, türkler ve onlardan daha geri kalmış toplumlar için ise de mesela düşük eğitim düzeyinin islami gelenekle birleşiminin onları zaten varoluş problemleriyle hiç yüzleştirmediğini savunabiliriz.
neticede, nevrotik ve geleneksel sebepleri kenara koyduğumuzda ölüm; var olmak veya olmamak statüsünü değiştiren tek edim olduğundan, tam anlamıyla varoluş bağlamında düşünülmesi gereken bir kavramdır, dolayısıyla bu perspektiften kaynak alan intiharlar tamamiyle varoluşsal bir aksiyondur diyebiliriz.
0
lhun
(24.11.08)
kuzey ülkelerinde intihar oranlarının yüksekliği için bir kaç neden ileri sürülür. bunlardan bir tanesi kayıtların iyi tutulması.
örneğin türkiye de bir genç kız ilaç içer intihar eder hastaneye kaldırılır. eğer ciddi bir durum oluşmadıysa zehirlenme filan diye yazarlar raporlara. neden intihar olursa bir sürü prosedür var da ondan.
0
kahvegibi
(24.11.08)
(6)

gaz verici

germe
şimdi bazen hiç canım ders çalışmak istemiyor.böyle zamanlarda bakacak fotoğraf, film, yazı gibi şeylere ihtiyaç duyuyorum.ne önerirsiniz, var mı böyle bir foto?
şimdi bazen hiç canım ders çalışmak istemiyor.
böyle zamanlarda bakacak fotoğraf, film, yazı gibi şeylere ihtiyaç duyuyorum.
ne önerirsiniz, var mı böyle bir foto?
0
germe
(23.11.08)
Şarkı: eye of the tiger :)
0
silhouette
(23.11.08)
lejant
(23.11.08)
çalışmak derken neyi kastettiğini açarsan.. ders çalışmak? belli tarihli bir sınava çalışmak? para kazanmak adına çalışmak?

yine de "pursuit of happyness" diyeyim film olarak.

bir de motivator posterler var genelde pek de dalga geçilir kendileriyle. faydalı buluyorsan edinebilirsin. nette bu ismiyle ara.
0
lhun
(23.11.08)
queen - don't stop me now

hayvan gibi gaz verir. zamanında öss ye giderken dinlemiştim hatta =)
foto olarak hiç bilemedim ki fotodan nası gaz alır insan
0
minguinho
(23.11.08)
shangrilla
(23.11.08)
naithan
(24.11.08)
(4)

Apartman Aidatı

merope
bir ev almayı düşünüyorum site içinde ve aylık 120 ytl aidatı var. (güvenlik görevlileri, bahce düzenlemesi şu bu içinmiş)ben bu evi aldıktan sonra türkiyeden baska bi ülkeye yerleşme ihtimalim var. gittigim ve ev yıllarca bos kaldıgı takdirde bunu eşek gibi ödeyecekmiyim her ay? evde kimse yaşamasa
bir ev almayı düşünüyorum site içinde ve aylık 120 ytl aidatı var. (güvenlik görevlileri, bahce düzenlemesi şu bu içinmiş)

ben bu evi aldıktan sonra türkiyeden baska bi ülkeye yerleşme ihtimalim var. gittigim ve ev yıllarca bos kaldıgı takdirde bunu eşek gibi ödeyecekmiyim her ay? evde kimse yaşamasa da yani.
çatır çatır alırlar mı , fikri olan, bilen eden.
0
merope
(20.11.08)
sonucta evde oturmuyor olsaniz da verilen bir hizmet var ve onun bedelini odemek durumunda kaliyorsunuz. 6 sene kadar yurtdisindaydim, careyi evi kiraya vermekte bulmustum. hem aidat odeniyor hem de bir kosede para birikiyor.
0
kayranin kedisi
(20.11.08)
kat malikleri kanunu, madde 20 der ki;

Madde 20 - (Değişik fıkra: 13/04/1983 - 2814/9 md.) Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:

a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;

b) Anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme (md:9) ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında;

Katılmakla yükümlüdür.

c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.

(Değişik fıkra: 13/04/1983 - 2814/9 md.) Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş (md:9) hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.

Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan, kişinin, kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.

... yani ödemek zorundasiniz.
0
trimpot
(20.11.08)
herkes tatil beldelerinden yazlık almaya sitelere gidiyor.güvenliği olsun eve bakılsın yazın geldiğimizde evi yerinde bulalım die..ama adam yılın 9 ayını istanbulda geçirmesine rağmen gidip sitenin topladığı aidatı güle oynaya ödüyor.buda bi örnek mesela.
0
copy paste
(20.11.08)
kamu hizmeti gibi düşün. bedelini ödemek için yararlanmak zorunda değilsin, zira kişi başı bölünebilecek bir faydalanma oranı yok.
0
lhun
(20.11.08)
(7)

denizli'de krav maga?

sefapezevengi
merhaba canlar...yine, yeniden "ah ulen istanbul'da olmak vardı" dedirten bir mesele daha.denizli'de krav maga kursu varmıdır? istanbul'da olsaydım var biliyorum. yardımınızla denizli'de de bulurum umarım. ha illa kurs değil de, "ben biliyorum aga, gel öğreteyim" diyen varsa da olur. teşekkürler...
merhaba canlar...
yine, yeniden "ah ulen istanbul'da olmak vardı" dedirten bir mesele daha.
denizli'de krav maga kursu varmıdır? istanbul'da olsaydım var biliyorum. yardımınızla denizli'de de bulurum umarım. ha illa kurs değil de, "ben biliyorum aga, gel öğreteyim" diyen varsa da olur.
teşekkürler...
0
sefapezevengi
(11.11.08)
bulabileceğini hiç sanmıyorum..
varsa işte bilen birisi varsa ondan alabilirsin ama bilen birisi olduğunu da tahmin etmiyorum..
0
thefalloftekin
(11.11.08)
bu krav maga, how i met your mother'dan sonra mı moda oldu, yoksa önceden de var mıydı? hani hemen hemen her türlü vurdu kırdı sporunu duyarız bir türk insanı olarak ama bunu ben ilk himym'da duymuştum mesela.
0
tranko buskas
(11.11.08)
istanbul'da bile kursu yok. o yüzden istanbul'da olmak vardı demene gerek de yok.

sadece şirketlere eğitim veren toplam 1 kuruluş var...

ayrıca krav maga son 10 senedir filan popüler. türkiye'ye neden gelmediğini bilmem de...

himym'dan da daha popüler olduğunu söyleyebilirim eheh =)
0
mortifera
(11.11.08)
moda mı oldu derken türkiye şartlarını konu ediyordum elbette. türkiye'de bile kursu yok dediğin şey nasıl bu kadar popüler olabiliyorsa, hem de 10 yıldır, tam bir muamma!.. ama sen bir dünya vatandaşısın ve dünyadaki popülerdiğinden bahsediyorsan o ayrı tabii :)
herhalde ya israil'in kültürünü yansıtabildiği ülkeleri ya da ortadoğu bölgesindeki popülariteyi kastediyorsun ya da sadece dövüş sporları yapanların oluşturduğu kısıtlı bir kitleyi.
10 yıldır krav maga bilen kaç kişi var allah aşkına :)
aikido bile son 5-10 yılda yaygınlaştı bu ülkede ki biz ağırlıklı olarak israil ordusundan çıkma bir dövüş tekniğinden bahsediyoruz...
0
tranko buskas
(11.11.08)
sanilanin aksine istanbul'da kursu var.. ama istanbul disinda herhangi bir sehirde var midir? hic bilmiyorum, ki sanmiyorum oldugunu.
krav maga kursu mahalle arasimda karate kursu acmaktan biraz farkli.
0
knipeos
(11.11.08)
istanbulda nerde var hacı?
0
lhun
(11.11.08)
temel noktası "allah yarattı demeden saldırmak" olan bi dövüş disiplini. kendi kendinize de öğrenebilirsiniz. :)
0
cruor
(11.11.08)
(12)

uyku için kulak tıkacı

hirondelle
şimdi gece uyumak istesek ama gürültüden uyuyamasak, kulağımızı seslere kapasak ve mışıl mışıl uyusak. bunun için kulak tıkacı öneriliyor ama kullanan var mı faydalı mıdır hangi marka nereden alınır sizlere sorayım istedim.
şimdi gece uyumak istesek ama gürültüden uyuyamasak, kulağımızı seslere kapasak ve mışıl mışıl uyusak. bunun için kulak tıkacı öneriliyor ama kullanan var mı faydalı mıdır hangi marka nereden alınır sizlere sorayım istedim.
0
hirondelle
(31.10.08)
arkadaşım güçlendirmiyor öldürüyor bu deneyim beni. sora sora bağdat bulunurmuş hem.
0
🌸hirondelle
(31.10.08)
Ben kullaniyorum, harika bir sey. Cok farkediyor.

Nerden bulundugunu bilmiyorum yalniz.
0
wpi
(31.10.08)
ise yariyor, tavsiye ederim. rahatsiz da etmiyor.

1 ay kadar once yasadigimiz evde gavur cocuklari ogrenciler vardi ust katimizda. yani dana desen dana degiller, insan desen bana yazik. aldik bu tikaclardan, misil misil, bebek gibi , ayak parmagimi eme eme uyudum.

sundandi aldiklarimiz sanirim.

www.surplusandadventure.com

cok ucuz, boyle parmaklarinin arasinda sikistirip inceltiyorsun, kulaga taktiginda bir muddet sonra eski haline donuyor ve gurultuyu engelliyor.

eczanelerden bulabilirsin sanirim.
0
fdegir
(31.10.08)
Bulabilirsen duz silindir sekilli tikac yerine hafif konik sekillileri tercih et.

Su resimdeki gibileri yani: site.innovationestore.com
0
wpi
(31.10.08)
eczanelerden bulabilirsin.
0
trimpot
(31.10.08)
herkese teşekkürler. eczaneden aldım wpi'nin dediğine benziyor. bakalım deneyeceğiz bu gece.
0
🌸hirondelle
(31.10.08)
askeri malzeme satan dükkanlarda bulunur. gerçek ses geçirmeyeni silikondur, kulağı kolay şekil alarak tamamen kapatırsa verim alınır. yoksa eczane tipleri, yok koni olanlar falan hikayedir. ancak yüzerken su kaçırmazlar kulağa.
0
danimarkaprensi
(31.10.08)
eczanede hamur şeklinde yarı saydam silikon şeklinde olanları da satılıyor.
0
kimlanbu
(31.10.08)
Çoğu eczanede satılanlar gerçekten hiç kaliteli değil ve önemli bir kısmı da gürültü değil su için tasarlanmış.
İlk kez kullanacaksanız arayıp bulup 3M almanızı öneririm. Bauhaus'larda falan da satılıyor.
0
386 dx
(31.10.08)
Benim ve fdegir'in onerdigi tikaclarin suyla alakasi yok. Ise yariyorlar, yani etraftaki sesi epey azaltiyorlar.

Konik olanlar kulagin icine daha iyi oturdugu icin onlari onerdim.

Bu tip kopukten kulak tikaclarinda en oneml sey kulagin icine dogru sekilde yerlestirmek. Iki parmak arasinda sikistirip yuvarlayarak ince uzun hale getirmek gerekiyor. Kulagin icine, taaa icine sokuluyor sonra (bunu yaparken obur elle kulagi yukari veya geriye dogru cekmek ise yarayabilir). Yavas yavas acilip eski boyutuna donerken kulak kanalini tamamen kapatiyor. Eger tikacin ucu kulak kanalinin disina tasiyorsa iceri yerlestirememissiniz demektir.
0
wpi
(31.10.08)
herkese bilgileri için teşekkür ederim. bu tıkaç konusunda genel bir mutabakat sorunu var benim anladığım.

@wpi: bunların kulağa yerleşmesi de çok önemli bence.

sonuçta eczaneden böyle bastırınca ezilen koni bir tıkaç aldım. markası "mylife" 30 dB yazıyor. deneyeceğiz hanımla.

yeni yorumları bekliyorum ama.
0
🌸hirondelle
(31.10.08)
koçtaş ve türevi yerlere gidip "endüstriyel kulak tıkacı" diyerek de bulabilirsin. kulağa tepilen versiyonu tabi. bunların da iki türü var, bir tanesi sünger gibi olan, ötekisi de daha plastik bir dokuya sahip olup, iki tıkacın ufak bir iple bağlı olduğu.
ikisiyle de pek çok kez uyudum, dediğin gibi gerçekten etrafta gürültü diyeceğin türden bir ses olmasa bile, hafif background sesleri bile indirgediğinden değişik kalitede güzel bir uyku sunuyor.
tabi performansı için dendiği gibi kulağa oturması önemli. bunun için de tıpayı sokarken kulağının kepçesinin üstünden tutup yukarı doğru çekiyorsun, haliyle kulak deliğinin şekli değişiyor, ve sen aleti sokarken içerideki hava da dışarı çıkıyor. (aslında sünger olanda buna gerek yok, çünkü o da sıkıştırıp inceltip kulak deliğine koyduktan sonra kendisi şişiyor [eski şekline dönüyor] haliyle tam oturuyor) neticede iyi oturtacağım derken içeride basıncı normalden yüksek hava hapsetmiyor olman. başka bir rahatsızlık olursa da burnunu tıkayıp hava vererek öztaki borun aracılığıyla dengeleme yapabilirsin.
burada dikkat etmek gerek esas şeyin kulak içi hijyeni olduğuna inanıyorum. birincisi tıpa vs normal kulaklıklardan daha fazla dühul olduğundan kulak pisliği salgısını arttıracaktır. ikincisi, kulaklığı çıkardıktan sonra nereye koyduğuna dikkat etmelisin, zira geri kulağına taktığında oraya pek çok mikroorganizma transfer ediyorsun.
bu açıdan, sünger olanları genelde bir defadan fazla kullanmamak, daha kaliteli olanı ise yanında gelen bir özel kabı varsa onda muhafaza etmek ve ara sıra da malzemeyi eritmeyecek miktar alkol/kolonya/pürel vs. ile yüzeyi dezenfekte etmekte fayda var.
ben yine de çok zorunda kalmadığınız sürece kullanmamanızı öneriyorum, en azından alışkanlık haline getirmeyin, zira bundan sonra illa gürültüde kalacağınız bir duruma maruz kalırsanız hiç uyuyamaz hale gelebilirsiniz.
0
lhun
(01.11.08)
(12)

sevgili eksi guzin duyuru abla

rzs
ben 26 yasinda bir bagyanim. derdim su ki, bugune kadar hic erkek arkadasim olmadi. artik bundan sonra da olacakmis gibi gelmiyor bana. bu durum normal olmadigindan ve artik beni rahatsiz etmeye basladigindan oturu size akil danismaya karar verdim. aslinda yakin arkadaslarimla da bu konuyu tartismis
ben 26 yasinda bir bagyanim. derdim su ki, bugune kadar hic erkek arkadasim olmadi. artik bundan sonra da olacakmis gibi gelmiyor bana. bu durum normal olmadigindan ve artik beni rahatsiz etmeye basladigindan oturu size akil danismaya karar verdim. aslinda yakin arkadaslarimla da bu konuyu tartismisligim var ama bu yakin arkadaslardan biri benimle ayni durumda, digeri 21 yasinda ve ayni durumda (hala umut var herhalde onun icin), bir baskasi da erkek ve iliskiler konusunda uzman degil diyelim (kim oyle ki, o da ayri).

az onceki cumleden baglamak gerekirse, erkeklerle arkadas olmak konusunda bir problemim yok. "ayh erkekler soyle/boyle" gibi pesin hukumlerle hareket eden biri de degilim. genel olarak boyle sosyalligin dibine vuran, her turlu ortamin kusu olan biri degilim ama oyle milletten kacan, hicbir aktiviteye katilmayan biri de degilim. hatta biraz acildim mi cenem gereginden fazla dusuyor bile diyebilirim. yani nasil tarif edeyim bilemedim ama sosyallik durumum asagi yukari budur.

fiziki gorunum bir engel olabilir, ki burada sismanlik devreye giriyor. kisaca 1.70 boyunda ve 99 kiloyum diyelim (gercekten 99, 3 basamakli olmasin diye dusurmeye calismiyorum. ayrica izmirli degilim, adim elif hic degil). cocuklugumdan beri de hic zayif narin bir insan olmadim zaten. cevremden hic "pis igrenc sisko" muamalesi gormedim ama internet sagolsun beni cok aydinlatti bu konuda. ne kadar itici olabilecegim konusunda fazlasiyla yorum okudum. hani ben de fiziksel cazibe onemsiz, herkes ruhumun guzelligini gorsun demiyorum ama... neyse iste. diyecegim, eger tek oneri olarak "zayifla" derseniz muhtemelen fazla yardimci olmus olmayacaksiniz ama bu da durumu etkiledigini dusundugum bir faktor. son bir detay, muzmin ogrenci oldugum icin beni duzgun giyinmeye zorlayan bir durumum yok. kot & tisort takiliyorum ve makyaj yapmiyorum. yuzune bakilmayacak kadar cirkin filan da degilim.

bir baska faktorse su ki, su an abd'de yasiyorum. 24 yasima kadar ailemle yasadim. son iki senedir de abd'de doktora ogrencisiyim. zaten bu durumun beni iyice rahatsiz etmeye baslamasinin nedeni burada fazlasiyla kendimi dinleme firsati (laneti) bulmus olmam. genel olarak depresif bir halet-i ruhiye icerisindeyim, insanlarin yorumu da "sevgili bul." oldu canim, kapida sirada bekleyenler arasindan seceyim birini. geyik bir yana, buradaki turk nufusu oldukca az ve mevcut topluluktan ilgimi ceken kimse yok. yani uluslararasi takilmaya acigim.

aklima gelen son sey: sanirim flort etmeyi bilmiyorum. komik geliyor. aslinda biraz su sebepten sanirim, birine ilgi gosterip sonra terslenmekten korkuyorum. gururuma yediremiyorum.

durum budur. onerilerinizi/yorumlarinizi bekliyorum.
0
rzs
(19.10.08)
durumun şişmanlıkla ilgili olmadığına eminim, senden daha şişman, kısa boylu insanların ilişki yaşadığına tanık oluyorum. bi kere onu geçiniz. bence nedeni diğer kız arkadaşlarınızın da sizin gibi olması. yani, nasıl desem tam birbirinizi bulmuşsunuz. herkes kendi tanıştığı insanlarla çıkmıyor, arkadaş vasıtasıyla insanlarla tanışmak da bir yolu sevgili sahibi olmanın. arkadaşlarınızla bu konunun çok muhabbetini yapıp kafanıza takmayın. "takmamak lazım, takılmak lazım."
bir de kendinizi o kadar güzel gözlemlemiş ve esprili bir şekilde ifade etmişsiniz ki söylemeden geçemedim.
0
pwnedf myself
(19.10.08)
yani belli ki bir özgüven problemi var.
şunu söyliyim ki, "şişman insanlarla kimse birlikte olmak istemez" diye bir şey yok kesinlikle. pek çok insan şişmanlığı fiziksel olarak çekici bulmasa da, sizi beğenecek(iç güzellikten falan bahsetmiyorum. fiziksel olarak çekici bulacak) hatırı sayılır miktarda erkek de var dışarda.

yalnız kendinize biraz özen gösterseniz, bir de çevrenizdeki erkeklerle ufak ufak flört etseniz bir şeyler olacaktır. illa gidip birinin peşine yapışmak yerine çevrenizde beğendiğiniz kişilerle hafif muhabbetler mesela. baktınız karşınızdaki de olumlu tepki veriyor, biraz daha belirgin sinyaller yollarsınız. utanılacak veya küçümsenecek bir şey değil bence flört gayet sağlıklı bir yöntem.

ayrıca reddedilmek de hayatın bir gerçeği. bunda gurur meselesi yapacak bir şey yok. herkes yaşıyor.
0
chavezding
(19.10.08)
bende iki seneyi askin bir suredir abd de yasiyorum. dedigin gibi burda kendini dinlemek bir lanet.kendi kendine kaldigi zamanlarda insan cok garip seyler dusunuyor. aslinda bu dusundukleri mantiksiz seyler degil. ama gercekler biraz can yakiyor sanirim. birde insan kendini daha fazla tanima sansi buluyor bende ne kadar iyi bir arkadas ortami olsa da kendini cok acayip yalniz hissediyorsun. bu benimde geldigimin ilk sokunu altattiktan sonra sahip oldugum halet i ruhiyeydi. hala da oyle. ne yaptiysam gecmedi. buraya gelme sebebim olan problemlerin cozulmesi bile beni bu durumdan cikaramadi henuz. bi suredir bir iliski yasiyorum bu bile yetmedi. hala da kafamda bir cozum yok ama cok rahatsiz ediyor bu beni. bazen seytan diyor amerikasinida egitimini de kariyerini de herseyi birak don turkyieye ama turkiyede yasam pek mantikli gelmiyor. iste bu konuda mantigim ve duygularim arasinda kalmam da ayri bir rahatsizlik verici durum. simdilik kafamdaki en makul cozum okul bittikten sonra avrupaya filan yerlesmek turkiyeye yakin olmasi sebebi ile. orda ne olur bilinmez.

dedigin gibi fiziksel gorunum senin icin bir eksi. senin icin birinin arkadas ortaminda ustun koru gormus hoslanmis olmasi zor gibi geliyor bana. cunku gorunus ilk intiba acisindan onemli. biraz oyle yada boyle vakit gectikten sonra tanisilip kaynasilip sonra bir iliskiye baslama fikri daha olasi geliyor gozume. yani arkadas cevren. bide flort konusunda senin gibi dusunen birini bulman daha mantikli sanki. yani isin icinde ask olmasi lazim biraz. insan asik olduktan sonra cidden karsisindakinin dis gorunusu hic onemli olmuyor. bu konuda standartlarin disina cikip karsisindakinin cok degisik seyleri gozune cok guzel gorunebiliyor. ama asik etmek yada olmak cok kolay olmasa gerek.

senin icin diger bir eksi de burda okuyor olman. erkekler iliskilerinde karsi taraftakinden daha ustun bir konumda olmak isterler. ortak bir hayat yasamak yerine karsi taraftakine biraz kendi hayatini yasatmak isterler sanirim.bu yuzden egitimli kariyerli kadinlar erkekleri biraz korkutur.

aslinda burda okuyor olmanin bir artisi. pek fazla okuyan turk kiz olmadigi icin burda erkekler icin mucevher degerinde gibi bise.

sunuda unutmamak lazim ki bir erkegin bir bagyana hayir demesi cok zor bir durum. kadinlar bu konuda daha secici ve erkekler daha ac.

bide erkek arkadasi sahibi olam yada olmamak senin umrunda degilse bunu kendine dert etme. hic olmaz diye dusunme. oluyor. sen bunun olmasina karsi degilsen karsina birisi cikacaktir. sanirim boylesi senin icin daha kolay guzel ve ozel olur.

yanlis bise soylediysem ozur dilerim fakat elimden geldigince yapici olmaya calistim.
0
recursion
(19.10.08)
Şimdi dürüst olmanın gerekli olduğunu düşünerek yazıyorum aşağıdakileri bu bilinsin.

Acı gerçekler ;

- Erkekler,ilk görüşlerinde , kadınları dış görünüşleriyle sınıflar, yargılar ve "çekici ya da değil " olduklarına karar verir. Bu onların ne yazık ki genlerinde var. Kilo vermeni , özenli giyinmeni ve makyaj yapmanı öneriyorum.
Şimdi tabii , o kadar yüzeysel olmadığını , kadınların kişiliklerine değer verdiklerini söyleyenler çıkacakdır. Yeak yea ! demek istiyorum kendilerine. Haa, tabii belli bir süreyi beraber geçirirsiniz, size "o" gözle bakmayı aklına getirir, hem kişiliğinizdne hoşlanır hem de arkadaş yerine sevgili olmak ister şu, bu bilemem. Ama kadınlar -erkekler dünyasında işler böyle yürüyor. Cinsel olarak ilgi çektikten sonra duygusal olarak ilgi de çekebilmek daha kolay olabilir.

Çok da önemsememeni öneriyorum son olarak da, komplike yaratıklar değiller, ya da sen şanssız veya lanetli değilsin. Daha ilgi çekici bir dış görünüş olayı halledecektir.Biraz azimle, ve kendine güvenini kaybetmeden, onuda 1-2 ayda halledersin. Biliyorum kilo ver diyip geçmeyin demişsin ama, sorun buymuş gibi geldi bana..
0
sayinseyirciler
(19.10.08)
kiloyu teşvik etmek için yazmıyorum asla yanlış anlaşılmazsın ben de sağlıksız buluyorum elbette ama bu tamamen kişisel tercihtir vee kilolu insanları çekici bulan kaç yüzbinmilyon adam/kadın var dünyada bunu biliyor muydun :)
bi de aşk varsa zaten onlar ayrıntı olarak kalıyor sadece :)
0
betty puf puf
(19.10.08)
insanoğlu olarak seviye atladığımız, evrimin bir sonraki basamağına geçtiğimiz, düşüncelerle anlaştığımız filan yok.

sorun tabi ki bir miktar kilonla da alakalı. alakasız demek abesle iştigal kaçar. insanın kendine güvenini etkiler bir çok konuda.

napacağın senin seçimin. ama yaşın öyle çok geçkin değil zaten. kendine biraz bak, azıcık uğraş. açıkçası ver fazla ağırlığını. fiziksel bir bahanen yoksa vermemen için bir sorun da yok.

bu kadar basit yani. olayda çok karmaşıklaştırılacak bir taraf yok bence.
0
mortifera
(19.10.08)
duymak istediklerini söylerdim ama ne senin işine yarar, ne de benim içime siner.
bir dişinin olayının %99 dış görünüş olduğunu üzülerek söylemeliyim. ama dış görünüşten kastım, dışsal formun değil yalnızca, o forma nasıl bir özen gösterdiğin (halihazırdaki vücut şeklinin üzerine koyduğun makyaj vs, ve kıyafetler) ve vücut dilin de aynı zamanda.
sağlıklı bir ilişki için bunların hiçbir anlamı olmasa da, bir ilişkiye sebebiyet vermek için "seksi" değer taşıman şart.
zaman olarak da ne yazık ki çıkmış kemiklerin moda olduğu bir dönemde dünyaya gelmişsin. viktorya dönemi olsaydı etli butluluğunda seksapelin doruklarında olabilirdin gayet. haliyle kilo vermen gerek.
ama büyük ihtimalle bu konuda da kendini engelleyen sensin. kiloyu verdiğin zaman, bu zamana dek zaten vermen gerektiğini kabullenmiş olacaksın, ve bu kadar süre kendini kilolu olmanın engellediği zevklerden mahrum bıraktığın için büyük bir suçluluk duyacaksın, ve bundan korkuyorsun.
öte yandan zayıf olmadan da seksi değer yaratmanın yolları var. inan bana tepeden tırnağa 10/10 luk bir bakım ile neredeyse eş derecede çekici olabilirsin. bunun için de nasıl giyinmen gerektiğini bulman gerekiyor. giyinmeyi bilmiyorsun demek istemiyorum, yalnızca halihazırdaki vücut formuna uygun aklına gelmeyecek tonla kıyafet seçimi hilesiyle muazzam farklar yaratabileceğini belirtmek istiyorum.
totalde bu zamana kadar olmadığın birşeyden (erkeklerle flört 'edemeyen' senden) başka birşeye (flört edebilen ve erkek arkadaşı olan sen) transforme olmak istiyorsun. kolay bir yol değil, zor da bir yol değil, yalnızca ne yapılması gerektiğine dair tonla pitfall var, ve bunlara kapılıp hevesi yitirmek çok olası. dolayısıyla bu süreçte psikolojik yardım alabilirsin. bu son kurduğum cümle dünyanın farklı yerlerinde farklı anlamlara geliyor biliyorum, ama yaşadığın çevre itibariyle türkiye'dekinin aksine "yav sen delisin bi doktora git yav" anlamına gelmediğini idrak edebileceğine güvendiğim için söylüyorum.
bir hedefin var ve buna ulaşmak konusunda kullanabileceğin bir sürü de araç var. neden hala kendini engelleyesin.
daha sonrasında ilişki dinamiklerine dair ufak detaylar kalıyor. evet, gayet ufak detaylar. üstelik çok şanslısın ki, karşı cins dizayn olarak işini çoook kolaylaştırıyor, doğası itibariyle . sana da tek kalan da naz yapmak, kendini ulaşılmaz kılmak (ama dozunda) oluyor.
özetleyecek olursak:
1 - psikolojik danışmanlık
2 - stil danışmanlığı
3 - fiziksel danışmanlık (form, kilo vs) alıyorsun. kendini olmak istediğin hale büründürüyorsun ve hayatını dilediğin gibi yaşıyorsun.
0
lhun
(19.10.08)
dış görünüş önemli değil demeyeceğim elbette önemli ama soylediğin kadarı ile oyle obezite gibi bir durumun yok, en azından boyun uzun. kendimden ornek vererek başlayayım, 13 yaşımdan 18 yaşıma kadar tek kelime bile etmediğim bir cocuktan hoşlanıyordum. çok havalı bi tipti boyle. arkadaşlarımın zilyon tane sevgilisi olurken o yaşlarda ben sırf o cocuktan hoslandıgım icin kendime hic bakmazdım boyle önüme geleni yerdim, sağlıksız ne varsa yapardım. kimsenin de yüzüne bakmazdım. ve mutsuz değildim! ilk zamanlar biraz hayal kırıklığı yaratıyordu ama sonra duruma alışıp oyle yaşadım. yani birinden hoşlanıyorsan eğer bu seni hayata bağlayıp kimseyle flort etme ihtiyacı hissetmemeni sağlayacaktır bence. ki çok da gerekli olduğunu düşünmüyorum. birinden gercekten hoslanıyorsan, gercekten seviyorsan birlikte olmalısın. kimse ilgimi cekmiyor demişsin, eger gercekten kimse ilgini cekmiyorsa bosver. ama ilgini ceken birileri varsa reddedilirim diye sakın korkma.

ikinci kısım; yine kendimden ornek vericem. hiç bir zaman çok zayıf bi kadın olmadım. işte bu bahsettiğim ergenlik dönemleri dışında. o zamanlar da düzenli spor yapıyordum o yüzden zayıftım. bırakınca hoop balık etli olma yolunda emin adımlarla ilerledim. hala da aynıyım. boyum da senin kadar uzun değil. ama inan etrafımdakilerin ilgisi hiçbir zaman eksik olmadı. oyle aman aman ahım şahım güzel bi tip de değilim yani onu soyleyeyim. tamamen senin tavrın, bakışın, gülüşünle ilgili bişey. ha bunları bilerek isteyerek kur yapmak anlamında soylemiyorum elbette, aksine ters mizaçlı biriyim mesela ben. herkesle asla merhabalaşmam, yeni tanıştığım insanlarla zor kaynaşırım. yani diyeceğim o ki, sen kendini çok fazla geri çekmedikçe seni beğenen, sırılsıklam aşık olan mutlaka olacaktır. seni baştan aşağı "sen" oldugun için sevecek birileri mutlaka vardır. kesin yani. ama ayırmayı bil, erkeklerin bazıları çok iyi rol yaparlar. sen de sırf ay benim hiç sevgilim olmadı diye, ilk hoslandıgın adama kalbini açma. çok kötü bi hata. ha yüzeysel ilişki yaşayabilirim diyorsan olabilir, hiç ilişkin olmadıgını goz onune alarak yüzeysel bir ilişki yaşayabilecek durumda olmadıgını düşünerek, hiç girme bu işe derim. gercekten seni sevdiğine, senin de sevdiğine inandığın biri olursa başla.

aksi takdirde çok kalbin kırılacak, hiç yapmasaymışım diyeceksin. eğer olayın boyutu cinsellik ise, soylediklerim aynen geçerli.

daha da tavsiye istersen msnden falan konusabiliriz :) bozma moralini.
0
likeinme
(19.10.08)
öncelikle fazla kilo kötü bir şeydir, sadece estetik açıdan değil ruh ve beden sağlığınız açısından da çok kötü. bu konuda acilen ama acilen önlem almanız gerek. tabi ki kilolu kadınlardan hoşlanan erkekler var. her türlü kadın özelliğini spesifik olarak beğenen adam vardır. ararsanız bulursunuz. amma ve lakin her günün sonunda kendiyle başbaşa olacak olan kendinizsiniz. kendinizi kilolu seven erkekler var diyerek avutmanızla, kilolu olduğum için sevgilim yok diyerek üzmeniz aşağı yukarı aynı şey olur. insanın öncelikle kendini ve beklentilerine karşılık ne sunduğunu bilmesi, bunlarla yaşamayı öğrenmesi lazım.

öte yandan hangi koşulda olursanız olun özgüveninizi inşa edecek olacak sizsiniz. herşeyden önce sizden daha çekici görünen kadınların sizden daha mutlu olduğu yanılgısına düşmeyin.

şu bir hakikat ki sizin orda burda gördüğünüz ve erkeklerin ilgisini çektiğini düşündüğünüz, güzel bulduğunuz kadınların pek çoğu; erkeklere ilgi gösterdikleri için mevzubahis ilgiyi görüyorlar.

bu dünyaya gelirken size aralarında seçim yapmanız için 5 ayrı beden sunmadılar, ileride de sunmayacaklar. yani sizin elinizdeki budur ve farklı olsaydı nasıl olurdu diye düşünmektense bununla yapabileceğinizin en iyisini yapmayı düşünmelisiniz. bu anlattıklarımı salt ilişkiler düzeyinde algılamayın. bu dünyaya sadece aşık olup, sevişip, üremek için gelmiyoruz.

benim zıplayıp dokunamadığım potaya benden 15cm daha kısa ve 10kg daha fazla olan arkadaşım smaç basabiliyorsa bu benim şanssız, bahtsız vesaire olduğumu değil, bunun için onun kadar çok çabalamadığımı gösterir.

26 çok büyük bir yaş değil. zamanı geldiğinde bugün kafanıza taktığınız bu şeyler için kendinize kızacaksınız. insan olmanın kuralı bu.

eklemeden edemeyeceğim; burada bu kadar ilgi görmeyi başardıysanız eminim ki bunu başka ortamlarda da başarma şansınız var. biraz sabır, biraz çaba... herşey süper olacak.
0
blackdog
(19.10.08)
ilişki kurabileceğiniz sosyal ortamlara takılın, ne bileyim söz ettiğiniz diğer kız arkadaşınız ve mümkünse bu konularda deneyimli bir arkadaşınızla birlikte dışarı çıkıp yeni insanlarla tanışın, bekarlar gecesi aktivitelerine katılın falan. tanışma konusunda deneyimsizseniz tanışma faslını internet üzerindeki arkadaşlık siteleri vasıtasıyla kolaylaştırabilirsiniz. niyetinizin biriyle tanışmak ve çıkmak olduğunu gizlemeyin ve reddedilmekten çekinmeyin. düşmeden bisiklete binmeyi öğrenmek mümkün değil, tabii ki bunu küçükken öğrenmek ve düşmek daha kolayken yaş ilerleyince insan düşmekten korkuyor ama deneye deneye bisiklete binmeyi de doğru düzgün düşmeyi de öğrenmek mümkün :)
0
zen spider
(19.10.08)
arkadaslar, hepinize cok tesekkur ederim kiymet verip ve zaman ayirip cevap yazdiginiz icin. yanlis anlasilma kaygisi olan arkadaslar: soylediklerinize kirilmadim kesinlikle, bir kisminin farkindayim zaten. ayrica buraya boyle bir sey yaziyorsa insan zaten acik ve durust tepki istedigi icin yaziyordur. yoksa "avutma"yi yakin arkadaslar fazlasiyla yapiyor :)

durumu anlatis seklimden oturu kilo olayi ana mevzu gibi oldu sanirim. aslinda tek derdimin o olmadiginin farkindayim, ama ayni zamanda en azindan sagligim icin zayiflamam gerektiginin de farkindayim. acikcasi, ozguvenimi de etkiledigini de biliyorum. bu konuda bugune kadar ciddi bir girisimde bulunmadim hic, "kafaya koydum, yapacagim" diyip de siki rejimlere, egzersiz programlarina filan girmedim. bu aralar bunu yapabilir miyim onu da bilmiyorum. bir yandan da okulla ilgili islerim cok yolunda gitmiyor, onlari toparlamaya calisiyorum. gecen bahar psikolojik destek alma tesebbusunde bulundum ama sanirim derdimi yeterince anlatamadim. iki gorusme sonrasinda kadinin ozetle "aman kendine cok yukleniyorsun" dedigi hissine kapildim. hani "allah daha buyuk dert vermesin, halledersin iste bir sekilde" gibi. sonrasinda bir ay burada olmadigim icin devami gelmedi. zaten kadin da bir daha aramadi. ben de beni arayan soran olmayinca cok da onemli olmayan bir vaka olduguma karar verdim. aslinda en azindan bir kere daha gorusmeye gitmek istiyorum ama iste 4 ay oldu, hala arayip da randevu almadim...

bu arada bahsettigim yakin arkadas cevresi an itibari ile dunyanin uc bir yanina dagilmis durumda. burada yalnizim. dolayisiyla yepyeni (ve buyuk olcude daracik) bir sosyal cevrem var. burada arkadaslik muhabbetleri farkli yuruyor. milletin "arkadas"i degil, "spor arkadasi," "ofis arkadasi," vs. var genelde. sanirsin spor arkadasinla kahve icmek, ofis arkadasini komsunla tanistirmak yasak. dolayisiyla arkadaslik miktarin bulundugun aktivite sayisiyla dogru orantili. henuz bu konuyu da cozup fazla yol alabilmis degilim.

yorumlarinizda en cok icimi rahatlatan sey sandigim kadar "acayip" olmadigimi gormek oldu. oncelikle su bakim ve isve-cilve-flort olaylarini cozersem sanirim bu konuda bayagi bir yol kat edecegim. bu sirada ya da sonrasinda da sanirim daha fazla yasim ilerleyip bu kilolar uzerime kalici olarak yerlesmeden zayiflasam her bakimdan en iyisi olacak...

hepinize tekrardan cok cok tesekkur ediyorum!
0
🌸rzs
(20.10.08)
Sevgiliniz olmamış olmasını, kendi tercihinizden çok, karşı cinsten ilgi görmemiş olmaya bağlıyorsanız; evet, kilo yüzündendir. Cyrano De Bergerac sadece bir hikayedir. Şöyle bir durum var. Diyelim ki kilo verdiniz (her ne sebeple olursa olsun)ve bir sevgili edindiniz. Düşünebilen bir insan olarak, sürekli; "zayıflamasaydım, bu insan şu an benimle olmazdı"yı taşıyacaksınız kafanızda ve bunu kabullenemeyecek biriyseniz yine kimseyle olamayacaksınız. Bence, sevgilim olsun diye kendinize sevgili bakınmayın. Kilo vermeyi de öncelikli tutmayın. Tabi zayıflayabilirseniz zayıflayın ama zayıfladıktan sonra hayatınıza girecek olan kişi; "eskiden de olsa, beni seçerdi" diyebileceğiniz biriyse ilişki yaşayın.
0
cereal killer
(20.10.08)
(13)

neden sarhoş olamıyorum?

insanimsi
(bu satırlar bir şişe cumartesi şarabını tek başına içtikten sonra yazılmıştır)evet soru başlıkta ama öncelikle şu soruma cevap istiyorum: sarhoş olmak; bilincin ve bedenin kontrolünü yitirmek midir?sorumun cevabı evet ise; ben neden bedenimin kontrolünü 'nispeten' yitirip, bilincimin kontrolünü ha
(bu satırlar bir şişe cumartesi şarabını tek başına içtikten sonra yazılmıştır)
evet soru başlıkta ama öncelikle şu soruma cevap istiyorum: sarhoş olmak; bilincin ve bedenin kontrolünü yitirmek midir?
sorumun cevabı evet ise; ben neden bedenimin kontrolünü 'nispeten' yitirip, bilincimin kontrolünü hala yitiremiyorum?
ne olacak benim halim?
0
insanimsi
(19.10.08)
1 şişe şaraptan bir şey olmaz 1 şişe daha için.

bilinç kontrolünü yitirmek için de baya bir içmeniz lazım.bu konuda tekilayı öneririm.
0
szqnn
(19.10.08)
sarhoş olmak bilincin ve bedenin kontrolünü yitimek değildir tabi ki. ayrıca yitirmeyin kontrolünüzü, bulduğunuzda eskisi gibi olmayabilir çünkü. en iyisi herşeyi tadında bırakmak.
0
blackdog
(19.10.08)
iyi güzel demişsiniz de, 3 bira içtikten sonra midem bulanıyor. aynı şey şu an için de geçerli. su dahi içmek istemiyorum. bu bir problem midir?
0
🌸insanimsi
(19.10.08)
insanimsi, eger istersen bu konuda biraz sohbet edebiliriz. pokercihocaefendi[at]gmail[nokta]com a email at.
0
wpi
(19.10.08)
Sarhoş olup olmadığınızı siz kendi kendinize biraz zor anlarsınız, yani size göre bilinciniz hep açıktır zaten :) (bkz: ben sarhoş değilim)

Bilincinizin durumu için etrafınızda ayık birileri olsun ki size bilgi versin...
0
crown
(19.10.08)
crown ın söylediğine ek olarak: zaten 2 şişeyi de tek başınıza içmeyin bi zahmet. bilincinizi kaybetmek istiyorsanız yanınızda birileri olsun bari....
0
n v13c
(19.10.08)
(bkz: tequilaboom)
0
ravioli
(19.10.08)
ya want2die'ın dediği gibi geceyi hatırlamama durumunu istiyorum ben. mesela şimdi gece ne yaptım ne ettim hepsi bir bir aklımda. her anımda da ne yaptığımı niye yaptığımı biliyordum.
bir de tequilaboom deneyeyim bakalım.
0
🌸insanimsi
(19.10.08)
şarap veyahut birayla sarhoş olmaya çalışmak kendinize işkence etmektir.
sarhoşluğa giden yolda bir iki genel parametre vardır,
birincisi vücut kütleniz, ne kadar fazla o kadar zor,
ikincisi, haliyle alkol miktarı
üçüncüsü, bu alkol miktarının ne kadarlık bir zaman diliminde metabolize olduğu.
şimdi tarifimize geçelim,
hızlı metabolize olması için boş mide alıyoruz.
sonra, almak istediğimiz esas bileşen alkol olduğundan, bunun konsantre bulunduğu bir içecek seçerek mesanemizi ve midemizi zitmiyoruz. (ha alkolle başka şeyleri zitiyoruz o ayrı)
içecek olarak %40ın altına düşmeyin. örn : tekila, vodka, viski, rakı.
bunları birşeylerle karıştırmıyoruz.
şimdi en önemli kısmı, her ne karışım hazırladıysak çok hızlı içiyoruz.
bu ilk seferde zor gelen şey olacaktır zaten. o yüzden hedefler koyarak kapasitemizi bulabiliriz.
mesela ilk hedefiniz çeyrek şişe (70likin) vodka shotlamak olabilir. içimi kolay vodka olarak gilbey's öneririm. (bir de allah için, sarhoş olmak için içiyorsanız güzel bir içkiyi heba etmeyin, ortakarar içilebilir ucuz bir varyantını alın, günah.)
shotlamak da şart değil aslında, ama yudum sayısı arttıkça içmek zorlaşabilir. takriben yarım şişeyi tükettiğinizde zaten kendinizle veya tanrıyla konuşmaya başlarsınız. daha da ileri gitmek de sizin tasarrufunuzda.
alkol komasına girmek için 2 büyüğü bu şekilde hızlıca bitirmek kafidir normal koşullarda. haliyle bunu göz önünde bulundurup, kendinize zararı modere tutmaya çalışın.
ÖNEMLİ : bu yazı sadece bilgilendirme amaçlıdır ve doğacak herhangi bir zarar okuyucunun sorumluluğundadır.
0
lhun
(19.10.08)
1 şişe şarap içip neden sarhoş olamıyorum diye düşünmek gün içinde sadece 1 dilim ekmek yiyip neden kilo alamıyorum diye hayıflanan insanları hatırlatan bir eylem
0
mortifera
(19.10.08)
sarhoş olmak kontrolü yitirmek değildir aslında, kontrolü başkalarına bırakabilmenin güzelliğini fark etmektir. (kontrol delisi insanlar içn konuşuyorum, bunu böyle sorduğunuza göre sizin de böyle olduğunuz intibası uyandı nedense)
bu yüzden içki arkadaşlarla, sevgiliyle vs birlikte içilir. biri düşer, biri tutar. sonra tam tersi olur falan. bilincini yitirdiğin anlar genelde uykuya yenik düşme, daha doğrusu sızma dakikalarına tekabül eder. gerçi evet bi şekilde yürüyüp, üstünü falan çıkarabilecekken bunları hatırlamıyor olabilirsin ama bu uzak bi ihtimal. genelde bilincin kapandığında sızarsın.
bilincin kontrolünü yitirmekse sanırım düşüncelerinin farkında olmadığın yerlere gitmesi, konuşmada rahatlama vs gibi şeyleri sağlayan durum. bu da o kadar zor değil aslında. "geceyi hatırlamama"nın garantisini veremem.
tekila bu konuda bir numaradır. lhun'un anlattığını söyleyecektim bende direk, ne kadar içtiğin kadar önemli olan bunu ne kadar sürede içtiğin. ve ek olarak nerde içtiğin de çok önemli.
mümkünse yüksek müzik olan bi yere, yanında insanlarla birlikte git. bu iş için ayıracağın bir miktar paranın olduğunu varsayıyorum, zira dışarda tekila diğer içkilerden pahalı.olanağın varsa şişe açtır, kalanını götürebilirsin :)
neyse tekilaya başla, şahsi tavsiyem tuz-limon-tekila'dır sırasıyla. bir buçuk saatte 10-13 shot falan içersen hem beden kontrolünü hem bilinç kontolünü kaybedebilirsin. bu arada eğer seviyorsan dans etmeni, hiç olmadı ritmle birlikte sallanmanı önericiim, tekilayı oturarak içersen pek bişey anlamazsın, kalktığında dünyan şaşar kusarsın falan hiç gerek yok böyle şeylere. yok ayakta duramam dersen arada, 10 dakikada bir falan kalk en azından. sarhoş olmak için bu iyi bir yöntemdir.
ayrıca, içtiğiniz şeylerin midede yarattığı problemler içki kültürünün ve geçmişinin gelişmiş olmamasından öte anlamlar içerebileceğine dikkatinizi çekerim. tekila, rakı, vodkanın dibini görmeden kalkmayan biri olarak ben, şarap içemem mesela. gastrit, ülser vs gibi mide problemleri mayalı içkileri kabul etmiyor. bu yüzden şarap ve birayla kendinizi zorlamanın manası olmayacağı gibi, farklı problemler yaratabileceğini de belirteyim dedim. ayrıca rakının bu anlamda ilaç niyetine içilebileceğini de söylemeden geçemiyciğim.
0
ahandanick
(19.10.08)
Tek başına, evinde ve oturarak içiyorsan sarhoş olman daha uzun zaman olur. Çünkü konuşmadığından ve hareket etmediğinden alkolün kana karışma süresi uzar. Dikkatini çekti mi bilmem ama tekelle aynı kalitede bira satan yerlerde evde içilenden daha az içmene rağmen daha hızlı çarpar. Bir şişe cumartesi ile sarhoş olman biraz zor.

Sarhoş olmak ne dersen, değişir. Şöyle ki içer içer içersin ama gayet bilincin açıktır. Doğru dürüst yürüyebilmektesindir, sallanmamaktasındır. Ama ağzından normalde etmeyeceğin laflar çıkabilir hatta normalde asla aramak istemeyeceğin birine gecenin köründe mesaj çekebilirsin. Ardından da evine gidip bir şey olammış gibi mışıl mışıl olursun. Sabah kalktığında ise ne bok yedim de attım o mesajı dersin. Bu durumda beden kontrolün yerinde ama bilinç değilmiş demek ki. Sarhoş deyip dememek sana kalmış.

Öbür türlüsünde de kusup duran ama yeni içkiyi reddedip evine gitmek isteyen bir örnek koyalım. Görünüşe göre daha sarhoş ama aklı yerinde. Anlayacağın vücut ve akıl sarhoşluğu biraz birbirinden ayrı. Yok ben her türlü kafayı güzel edecem diyosan şarapla uğraşma aç bi 70'lik rakı; illa ki güzel olursun. :-)

Ha bu arada madem şaraba başladın, yatmadan önce bol bol (yarım litreden az değil) su iç ki sabah kalktığında su kaybından başın deli gibi ağrımasın... ;-)
0
metal revolution
(19.10.08)
altın değerinde bilgiler ve tavsiyeler için teşekkürler. açıkcası içkiyi fazla sevmiyorum fakat ahandanick'in de değindiği gibi kontrol sorunları yaşıyorum.
şarabı ucuz olduğundan tercih ediyordum. bundan sonra 3 şişe şarap yerine bir şişe rakı, olmadı votka alırım.
0
🌸insanimsi
(19.10.08)
(4)

Dunyada ayak basilmamis ada ve ada satin alma/kiralama

ermanen
Dunyada hic ayak basilmamis/kesfedilmemis ada var mi? Ve hicbir ulkenin sahip olmadigi ada? Yasanilamaz adalar da var sanirim o yuzden kimse gitmiyor veya sahiplenmiyor olabilir ama yine de toprak topraktir di mi.. Bir de dunyada ada satin alma veya kiralama proseduru diye birsey var mi? Sahiplenilm
Dunyada hic ayak basilmamis/kesfedilmemis ada var mi? Ve hicbir ulkenin sahip olmadigi ada? Yasanilamaz adalar da var sanirim o yuzden kimse gitmiyor veya sahiplenmiyor olabilir ama yine de toprak topraktir di mi.. Bir de dunyada ada satin alma veya kiralama proseduru diye birsey var mi? Sahiplenilmis ya da sahiplenilmemis ada diye iki farkli durum icin ayri ayri prosedurler mesela.. Yari-utopik de olabilir bu dusunceler kusura kalmayin...
0
ermanen
(14.10.08)
ülkelere ait satıştaki adaları elbet alabiliyorsun, adası olmayana holivudda kız vermiyorlar mesela.
ya da yapaylarını elde etmek için dubai taraflarına gidebilirsin.

bir de şunlara bir bak: (bkz: sealand)(bkz: rose adası cumhuriyeti )
0
whoosie
(14.10.08)
www.privateislandsonline.com
$30k dan baslayan fiyatlarla.
0
comptrol
(14.10.08)
www.privateislandsonline.com adresinde 30.000$'a var bir tane. Heyecanlandım birden. :)

edit: comptrol de yazmış zaten. Görmedim. Evet, süper bir ada. Alınabilir bence.:P
0
nuage
(14.10.08)
bu tarz ütopik kendi devletini kurmaya kadar giden hareketler daha önce olmuştur.
islomania mi ne deniyor bu adaların şahane izolasyon duygusuna hasta olmaya da hatta.
neyse efendim, unutulmaması gereken iki nokta var: birincisi devletten bildiğin arazi gibi alıyorsan adayı, çok büyük ihtimalle bilmemkaç metre denizden içeri kumsal devlete ait kalacaktır illa. dolayısıyla kıyı şeridine hippiler çadır kursa "hey dostum özel mülk burası, polis mi çağırayım ha?" diyemezsin.
ikincisi, 30k gibi adaların ve genel olarak aslında tüm adaların yaşanabilir, imarlanabilir olması gerekmiyor (fiziksel yapısı itibariyle). buna ek olarak, adaların çok ciddi bir altyapı masrafı vardır. eğer bu altyapısı olan bir adaysa zaten mel gibson'un 2m lik adası civarında bir fiyat biçiliyordur zaten.
tüm bu sabit masraflara ek olarak bir de maintain etmenin sürekli costu da olacaktır, ve az uz değil. hani adayı yerli halkıyla almıyorsan falan, altyapıyla beraber bir de üstyapıya dair şeyleri sürekli tedarik etmek gerekecektir periyodik olarak (yemek, içme suyu vs.) bu da transportasyon masrafları anlamına gelir tahmin edebileceğin gibi.
yani evet ev fiyatının onda birine de ada var, ama astarı yüzünden pahalıya geliyor ki zaten bu zamana kadar o adalara talep olmayışı, ve fiyatlarının o seviyede kalması zaten bunun sonucu ve açıklayıcısıdır.

mesela adaya da gerek yok, afrikada akıl almayacak cüzi miktarlara neredeyse ufuktan ufuğa araziler de alınabilir, pratik olarak zaten karada bir ada olacaktır, ama yine aynı transportasyon, altyapı ve süregelen masraflar vs. ile cazip olmaktan çok çok uzak.

bunların dışında ülke sınırları içindeki adaları almak hemen hemen oradan bir mülk, veya arazi edinmekle aynı prosedüre tabidir.
0
lhun
(15.10.08)
(7)

İstanbul'da Ev Almak? Ekonomik Kriz?

inatci kahraman aga
Önümüzdeki aylarda, bir miktar nakitin üzerine banka kredisi kullanarak İstanbul'da bir ev almayı düşünüyorum. Fekat yakın çevremden "Ağam yapma etme, bütün Amerikan bankaları battı. Kapitalizm çatırdıyor. Bunun acısı 2009'da bizden çıkacak, kesin ekonomik kriz var. Acele etme, en az 10bin zarar ede
Önümüzdeki aylarda, bir miktar nakitin üzerine banka kredisi kullanarak İstanbul'da bir ev almayı düşünüyorum. Fekat yakın çevremden "Ağam yapma etme, bütün Amerikan bankaları battı. Kapitalizm çatırdıyor. Bunun acısı 2009'da bizden çıkacak, kesin ekonomik kriz var. Acele etme, en az 10bin zarar edersin!" gibi uyarılar alıyorum.

Nedir, nasıl bir strateji izlemek lazım?
0
inatci kahraman aga
(23.09.08)
iste boyle diye diye zaten o kriz gelmiyor mu.. kimse para harcamazsa nasil donecek bu cark, nasil odenecek maaslar.. teeey tey
0
x daemon
(23.09.08)
ayrıca bence şöyle bir durum var.
eğer şu anda kirada oturuyorsanız ve aylık 1000 ytl kira veriyorsanız, ev alıp oturduğunuzda aylık 1000 ytl tasarruf etmiş olacaksınız.
farz edelim beklemeye karar verdiniz
4 ay beklediniz 4000 ytl
4. ayda kriz çıktı
ev alma işini ertelediniz
bu arada kriz çıkıp döviz iki katı olunca fiyatlar (ev fiyatı değilse de kıyafet, yiyecek, yakacak vs) üç katına çıkar her zaman :(
bu arada kiranız da artar
mesela 1200 ytl olsun
bi 4 ay da krizden sonra beklediniz
4800 ytl daha kira ödersiniz

4800 artı 4000 = 8800 neredeyse 9 bin lira para

bu da insanların size krizde kaybedeceksin dediği paraya yakın.

yani eğer kirada oturuyorsan bu parayı her halukarda kaybediyorsun.
0
kahvegibi
(23.09.08)
aynı seyi gecen sene ben dusunuyordum apaynı..kriz mriz olmadı o ayrı. hala bekleniyo anasını satıyım.[soruya yanıt olamadım ama söyle diyim krizde ytl degeri duser ve ytl ile kred i cektiyseniz zarar gormezsiniz diye dusunmekteyim. ama ev fiyatları da düşerse, onu bilemem]
0
merope
(23.09.08)
Kirada oturmuyorum, onu söylemeyi unutmuşum.
0
🌸inatci kahraman aga
(23.09.08)
Eh kirada oturmuyorsan şu an yatırım amaçlı ev almanın pek zamanı değil. Şöyle bir durum da var tabi ev fiyatları daha düşçek diyorlar. pek düşmedi gerçi ama 2 sene önceki fiyatlardan ev alabilmen de düştü denebilir. muhitine de bağlı. 275 bin ytl ye cadde tarafında içinde tadilatsız oturulamayacak evler satıyorlar. oha bu ne diyorsun bön bön bakıyorlar falan. öte yandan istediğin evi bulduysan alman lazım. emlak piyasası garip biraz yakın zamanda ben de içindeydim. beğendiğin evi alamadıysan sonra ağlıyorsun başkası alınca :)
0
ozdek
(23.09.08)
ben de düşünüyordum ama krediler şuan çok yuksek biraz düşmesini bekleyin bir süre daha para biriktirin bence.alacağınız kredi en azından %30 dan fazla olmamalı. %70 elinizde nakit olsun derim benim fikrim beklemeniz yonunde.krediler düşmezse zzaten bir muddet sonra bu sefer mecbur ellerindekini satamayan emlak sahipleri fiyatları düşürecektir.ayrıca alacağınız konut verilen parayı kaç yılda amorti eder bi hesabını yapın. mesela 18 yıl da * 12 *500 ytl kira olsa =100,000 ytl yaklaşık eder.
0
manonflier
(23.09.08)
"kriz beklentisi" lafı kadar saçma bir terim yoktur. krizi kriz yapan zaten tahmin edilebilirliğinin olmamasıdır. ha "kötü gidişat" gibi daralmaları yorumlayıp ona göre sağlam bir pozisyon almayın demiyorum.

ama, kocaman bir ama, mesela kriz "beklemekte" ısrar ettiniz, ve de herhangi bir ekonomik hareket kararı aldınız, kredi almak olsun, şu bu olsun farketmez. şunu kendinize sormanız gerekir "madem kriz çıkacağından eminim, ve kriz çıktığında bunun kuru yükselteceğinden de bir o kadar eminim, neden bu birikimimi dolara yatırmıyorum?"

demem o ki, krizler dengeleri ekstremlerde değiştirebilir evet, ama herşey aynı yöne değişiyor olsaydı zaten krizlerin önünü almak da bir o kadar kolay olurdu, kimse de krizden etkilenmezdi, o yüzden zaten kriz çok büyük ihtimalle başta var olmazdı.

neticede, kriz çıkmayacak, ama gözlemlediğiniz trend her ne ise, örn ekonomik daralma, aşağı yukarı bu şekilde seyredecek varsayımıyla hareket etmenizi öneririm. zira çıkarsa kimsenin yapacak birşeyi yok zaten. birikimini kilerine kuru besin depolayarak kullananlar hariç.
0
lhun
(23.09.08)
(7)

Konsantrasyon sağlayamıyorum

karapolisnas
Valla deliricem.Acayip ders çalışmam lazım, ama bir türlü kafamı toparlayamıyorum. Kendimi bilgisayardan, müzikten, tvden izole ediyor kapatıyorum bir odaya, sadece kalem kağıt kitap var, bu sefer de aklım durmuyor, yarın kredi kartı var, ona para ayarlamak gerek, us open var bugün federer'in maçı v
Valla deliricem.

Acayip ders çalışmam lazım, ama bir türlü kafamı toparlayamıyorum. Kendimi bilgisayardan, müzikten, tvden izole ediyor kapatıyorum bir odaya, sadece kalem kağıt kitap var, bu sefer de aklım durmuyor, yarın kredi kartı var, ona para ayarlamak gerek, us open var bugün federer'in maçı var, fenerin maçı noldu acaba, içerde de fotoğraf makinam var ne güzel yatıyo kuzu kuzu, biraz onla mı oynasam, kız arkadaşımı özledim, ekşide açtığım duyuruya cevap geldi mi acaba, vs, vs, vs, bir türlü kafamı sadece çalışacağım şeye veremiyorum. Sayısal bişeyler de değil, bildiğin müfredat, sözel, yeri geliyor ezberlemem gerekiyor, yeri geliyor anlamam gerekiyor, ama yok arkadaş.

Kafamı boşaltmam ve sadece derse konsantre olmam lazım yani ama nasıl yapacağımı bilemiyorum. Uzun zamandır ders çalışmamış/çalışmıyor olmanın da buna etkisi var tahminimce ama acil etkili tavsiyeye ihtiyacım var. Kafamı boşaltabilsem bir, kendimi vericem eminim. Çünkü canım başka bişey yapmak istemiyor, ama başına oturduğumda da verim alamıyorum.

Derdime bir çare.
0
karapolisnas
(31.08.08)
tek ders sınavı diyeyim :)
0
🌸karapolisnas
(31.08.08)
Bunun tek yolu bilgisayari sokup 1 haftaligina evin en uzak odasinin en uc noktasina kaldirman olacak. Uzerini de gazeteyle filan ort hatta, ben oyle yapmistim. Bilgisayar sokukken tekrar kurmaya usendigin icin "e bari ders calisayim" diyorsun. Fotograf makinesinin de pillerini bosaltip bir arkadasina ver ya da onu da bilgisayarla beraber kaldir. Televizyonun anten kablosunu sokup erisemeyecegin bir sekilde yere birak.

Bunlar benim ekstrem yontemlerim. Basarili oldum mu, oldum.

Yoksa aklin hep eksi sozluk'teki duyuruda, x forumundaki tartismada, y ortamindaki gelismelerde oluyor. Kokten cozum icin bilgisayari kaldirmak lazim.

Edit: Simdi okudum da, bir haftalik calisma icin cok abartili bir oneri olmus bu. Bir yila yaydigim bir seyi bir hafta icin onerdigim icin kendime guldum.
0
vita vinum est
(31.08.08)
zaten kendimi soyutlasam da maddesel şeylerden, kafamın içi düşüncelerle taşıp doluyor, kafamı rahatlatıp boşaltabilmem lazım o problem yaratıyor.

yani olay şey değil, "federer'in maçı var onu izlesem" değil, "federer'in maçı var lan nolcak acaba" sorusu. yoksa kalkıp federer'in maçını izlemem şu haldeyken, vicdanım elvermiyor.
0
🌸karapolisnas
(31.08.08)
böyle bir durumda arkadaşlarla çalışmak faydalı olabiliyor.
0
chavezding
(31.08.08)
doktora git. psikiyatriste yani.

ben gittim mesela. bana adhd teşhisi kondu. concerta yazdı ilaç olarak da.

hala götüm yemedi tedaviye başlamaya. bu her şeyle aynı anda ilgilenmeye çalışan halimi çok özlerim diye korkuyorum çünkü.
0
loststone
(31.08.08)
madem dana gibi zihinsel performans gerektiren bir iş değil, azıcık iç.
iyi ayarlayabilirsen kafan güzelce durulur.
0
lhun
(31.08.08)
Tek ders sınavından kalan bizde bol bol oldu. İçmeyin de.

Kısa ve sık bölümler halinde çalışmayı, hedefe ulaşmadan ara vermemeyi deneyin. Aralarda müzik dinlemek, tv izlemek, sözlük okumak gibi etkinlikleri ihmal etmeyin, ama süreyi geçirmeyin. Dışarıya çıkmak da önemli, hiç olmazsa yarım saatlik bir yürüyüş lazım.

Bu ders seanslarını planlayarak ilerleyin. Bugün şu not, yarın bu not, ertesi gün sorular, son gün de bir tekrar gibi. Planlarda biraz esnek davranın ki kaytarmaları tolere edebilin.

Çok zorlu bir tek ders sınavı atlattım da :) Başarılar...
0
fadetoreality
(31.08.08)
(41)

Okuldaki sapik mudur yardimcisi ne yapilmali?

egotm
Efendim diyelim ki okulundaki bayan ogretmenleri habire taciz eden sapik bir mudur yardimcisi var ve ogretmenler de sikayet dilekcesi vermeye calissa bile, idare buna ya ogretmenler uzerinde baski kurarak ya da baska sebeplerle bu dilekceyi geri cektiriyor. ayrica nefes almasinin bile gereksiz old
Efendim diyelim ki okulundaki bayan ogretmenleri habire taciz eden sapik bir mudur yardimcisi var ve ogretmenler de sikayet dilekcesi vermeye calissa bile, idare buna ya ogretmenler uzerinde baski kurarak ya da baska sebeplerle bu dilekceyi geri cektiriyor. ayrica nefes almasinin bile gereksiz oldugu bu mudur yardimcisinin "arkasinin" da guclu oldugunu dusunursek, bu mahlukata ne eder nasil eder de hak ettigi cezayi verdirebiliriz? en kisa surede bizi istedigimiz sonuca ulastiracak surec nedir? ilginiz icin simdiden tesekkurler.

Ilginiz icin tesekkurler :)

Not: Bu duyuruyu sikayetci olan insanlarin da okuyacabilecegini dusunup, cevabinizda gereken hassasiyeti gostereceginize eminim.

Not2: Ogretmenlerin okul degistirme luksleri yok maalesef.
0
egotm
(21.08.08)
özel okul mu?
0
kibritsuyu
(21.08.08)
devlet okulu maalesef.
0
🌸egotm
(21.08.08)
hassasiyet demişsiniz ama, şunlar da var işin içinde(umut kırıcı olacam) milli eğitim müdürlükleri genelde akp kadrolaşması altındadır, çoğu cuma günü "devlet kurumu" olan il-ilçe milli eğitim müdürlükleri kapıyı çekip giderler. senin vereceğin dilekçenin yerine ulaşmasının, ulaşsa da işleme konmasının, hadi işleme kondu bu sefer de makul biçimde sonuçlanmasının olanağı yok.

bir diğer seçendek de şudur; doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunacaksın "taciz ediyor, sindiriyor bastırıyor" diyerek, ki o zaman da davayı zaten kazanamazsınız, öğretmenlerin de başı yanar, sürülürler vs.

siz en iyisi 3-5 genç tutun, siyah kar maskelerini takıp bu adamın kemiklerini kırsınlar bir akşam evine giderken.

önerinin kabalığı ve vahşet derecesi yüzünden özür dilerim, ancak ülkenin en iyi okullarından birinde uluslararası ilişkiler okuyan "iyi tahsilli ve iyi aileden gelen" tabir edilecek biri olmama karşın, bu ülkede her türlü bürokratik aşamada ensesi kalınların kollandığını, mağdurların da daha da mağdur edildiğini çok gördüm. benim önerim en insancıl değil ama en uygunu gibi görünüyor bana.
0
raj
(21.08.08)
üniversitedeyken bizim okuldaki hocalardan biriyle öğrencilere bu şekilde tacizdir felan olaylar skandallar yaşandı ve bölüm yönetimi yine kapatmaya çalıştı. yani doğal olarak böyle yapıyorlar. iyisimi siz mümkün olduğunda kanıt/tanık toplayıp gidip yönetime ya da yetkili kişi kimse ona "buna engel olmadıklaır takdirde önce gazetecilere sonra mahkemeye başvuracağınızı" belirtin. tırım tırım tırsacaklardır! arkasının güçlü felan olması da fayda getirmez. malum gazetecilerimiz böyle bir konuya açlar! tehdit etmek bile yeter. biz de öyle oldu en azından. mahkeme ile uğraşmayın bence öncelikle bu kozu kullanın ama tabii kanıtınız varsa.

dayak önerisine gelince: onu da göz önüne almıştık ama gerek kalmamıştı. gerçi bu ara hocamız derse gözleri patlamış olarak geldi birkaç gün ama valla biz yaptırmadım yeminlen. başkası da dertliymiş sanırım kişilikten. dayak attırmak/korkutmak daha da kötü olabilir tabi. yani adam/madam bunun sizden geldiğini doğal olarak anlayıp hakkınızda suç duyurunda bulunabilir, dayakla karşılık verebilir vs vs...iyisi mi olabildiğince "makul" yollardan hareket etmek öncelikle. sonrasına artık bakarsınız. baktınız olmuyor maalesef her türlü illegal yöntem mübah olacaktır.
0
cinematography
(21.08.08)
belki haberlere falan çıkarsa duyulur da müdür yusuflar tabi taciz edilen öğretmenler için hoş olmayabilir öneri sadece.
0
yuto
(21.08.08)
tanıdığım bir müdür muavini,üstelik arkası kuvvetli,bahsettiğiniz türde biriydi,en son bir bayan öğretmen direkt ilçeden şikayetçi olmuş,tüm okul duymuş,öncelikle rezil olmuştu,size karşı kullanacağı yalancı şahitleri varsa uzayabilir soruşturma,dövdürmek aslında en kestirme çözüm galiba.
0
elbar
(21.08.08)
gazeteci bir tanıdık olması en iyi çözümdür. dayak dışında artık internet devri. adamın hakkında üç beş site açın. biraz uğraşırsanız hem sizi takip edemezler bu siteleri yapan kişiler olarak. adamın adını google'da aratınca tacizci diye çıksın filan. okulda da gizlice bu sitenin adresini yayarsınız adamın hayatı kararır.
0
darknum
(21.08.08)
taciz ispati en zor suclardan ve sahitlerde gecerli olmuyor. en iyisi özellikle yerel gazeteye haberi duyurmak, mutlaka birisi yayinlayacaktir. resmi yollardan birsey yapilamasa bile toplumsal anlamda ciddi baskı oluşur adam üstünde. siz iftira atiyor olmayacaksiniz, olani duyuracaksiniz ama isin garip ve üzücü tarafi taciz magduru insanlarin da ismi bu arada olaya karisacagi icin onlar icin de sikintilar olacaktir.
0
atmacaged
(21.08.08)
kanıt, kanıt, kanıt.. artık her telefonun neredeyse kamerası var, ses kaydı var. bir punduna getirmek gerek. en şerefsizini yola getirme ihtimali olan tek yöntem. hele bir de dinci kadrolaşmadan ekmek yiyorsa daha da skandal.
0
lhun
(21.08.08)
moderatorler bu duyuruyu en azindan 1 gunlugune tepeye tasiyabilirler mi?
0
🌸egotm
(21.08.08)
dövün. eski bir pasifist olarak söylüyorum bunu. 1 bildiğim var.
0
s e ff a f
(22.08.08)
kanıt yoksa siz suçlu duruma düşersiniz. dikkatli olun.
0
cha
(22.08.08)
öte yandan kanıt yaratmak adına iki kaş göz yaparım mantığı da yine öğretmenlerin zararına olur. aci gerçek ama bence de en güzeli temiz bir dayak.
0
tai
(22.08.08)
konunun kesinlikle basına yansıtılması taraftarıyım. hangi il veya ilçedesiniz, belki yardımcı olabilirim.
0
prompter
(22.08.08)
gizli kamera? arena benzeri programlar?
bu adamları bütün türkiyeye rezil etmek laızm.anca öyle ayagı kayar. soruşturma da açılır, ögretmenlikten de men edilir pezevenk herif
0
merope
(22.08.08)
Prompter, buyuk sehirlerden ve gorece nezih ilcelerden birisi[kusura bakma, arkadasima danismadan sehirin tam adini veremiyorum. zaten ben de zorla almistim lafi agzindan, simdi konusmak da istemiyor :S]. durumu basina yansittigimizda ogretmenlerin adlarinin gizlenmesi tamamiyle saglanabilir mi? zaten en buyuk cekinceleri de bu.

@arkadaslar dayak diyorsunuz ama, bu karaktersiz kisi dayak yediginde yine ogretmenlerden iskillenmeyecek mi? kabak yine onlarin basina patlamayacak mi?
0
🌸egotm
(22.08.08)
şöyle söyleyeyim; bana okulun adını verin ben de adamın taciz yeteneğini elinden alayım.
0
spahandler
(22.08.08)
egotm
öncelikle bu durumda arkadaşın ne kadar kararlı bu rezili kepaze etmeye
çünkü kolay bir süreç olmayacktır emin olabilirsin ama hukuki açıdan bir çıkar yol eminim bulunur
deneriz ya deneriz ama kişisel bir karar bu ama bu tacizlerle yaşamaya devam etmek mi daha zor yoksa okulu değiştirmek, işsiz kalmak mı? gerçekten kişisel bir karar bu ya
öncelikle kararlı olmak gerekiyor sonrada kanıt, şehit falan filan işte
dayak mayak olacak iş mi ya ancak adama olan hırsını alırsın çözüm için pek de akıllı bir yol değil
bu adamlar zaten bu korkudan besleniyor yahu korkmamak gerekiyor
hiçbir şey o kadar kolay değil böyle gelmişse bile böyle gitmesini istemiyorsak böyle gitmemsi için elimizden geleni yapacak mıyız bu soruyu soralım kendimize
ben yardıma hazırım emin ol elimden geleni de yapacağım ama
öncelikle arkadaşının da bu kararlılık da olması gerekiyor
bir kaç kişi ile kontağa geçtim senin verdiğin bilgiler doğrultusunda cevap bekliyorum bakalım
0
gdduman
(22.08.08)
bu tarz olaylarda durumu arena ve türevi programlara yansıttığınız zaman evet bakanlıktan soruşturma başlatılır, gerekli cezalar verilir fakat atlanılan ve bence kimsenin dikkat etmediği tarafı o adam görevden alınınca veya başka bir yere sürülünce sanıyor musunuz ki "eh nedir yani yeni şehir yeni şans" desin?
tanıdığı 3 4 çapulcusu var denmiş ki bu geride kalanlarla uğraşmak için gayet yeterli şeyler. olay kapandıktan bir süre sonra tekrar can yakmak için uğraşabilir. en azından bu tarz bir girişime şaşırmamak lazım.
0
tai
(22.08.08)
annemin müdür yardımcısı olduğu okulda da bir sorun yaşanmıştı. benzer değil pek ama milli eğitim müdürlükleri bağlamında bilgi olarak belki faydası olur. okuldaki kürt kökenli eğitim-sen'li öğretmenler hem kürt propagandası yapıp hem de okul yönetimini ellerine almak için uzun süre okul müdürüyle uğraştılar. dürüstlüğü yakın çevresi ve velilerce verilen okul müdürünü yukarıda arkadaşların da yazdığı şekilde gazeteci tanıdıklar vasıtasıyla televizyok ve gazetelere de çıkardılar. tabi çıkardıkları haberler yalan ve iftiradan ibaretti. içlerinden birisi de sürekli dilekçe verip okul yönetimi ve müdürü hakkında soruşturma açtırtıyordu. müdür bütün bunlara efendiliğiyle karşılık verdikçe iyice abarttılar ve en sonunda bir soruşturmadan sonra müdürü açığa aldırttılar. davanın sonucu belli oldu ve okul müdürü normal olarak kazandı. benim bahsettiğim olay da yine üç büyük şehrimizin birinin en kalabalık ve en elit ilçesinde meydana gelen bir olay. tabi ki isim zikretmeyeceğim.

bunlar karşısında il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri hem okul yönetimi hem de müdürün yanında yer aldı. velilerden de destek gelmesine rağmen bir kısım veli de gazetelerdeki yalan haberlere aldanarak ve söz konusu öğretmenlerden birinin küçücük çocuklarını işine alet etmesi nedeniyle onun tarafında saf tuttu. söz konusu öğretmen başka bir okula sürüldü ve bunu kullanıp çocukların duygularını sömürerek onları ve ailelerini kendi tarafına çekti hatta ilçe merkezinde yürüyüş bile yaptılar.

demek istediğim o ki medya bu işte çok güçlü bir silah. iddianız yalan bile olsa iftira bile atmak istiyorsanız medyayı kullanıp yapabilirsiniz. tek ihtiyacınız olan bir tanıdık. malum, türk medyaası yaptığı haberin doğruluğuna, işin dürüstlük, etik, şeref ve etik kısımlarına bakmakasızın her şeyi haber yapabiliyor. yeter ki sansasyon olsun. ki haber yapan gazete sabah, kanallarsa atv ve kanald'ydi zamanında.

size nacizhane tavsiyem, yukarıda yine bahsedildiği gibi ufak bir kamerayla bir şekilde adamı punduna getirip kanıtlamanız. bunu arena ekibinin yardımıyla da yapabilirsiniz veya onun gibi bir program. sonra da kanıtlarıyla birlikte gazetelere vermeniz. olayı mutlaka deşeceklerdir. müdür yardımcısının arkası da o zaman sökmez çünkü böyle skandallardan sonra milli eğitim bakanlığı soruşturma açmak zorunda kalıyor. işin püf noktası olayı basına taşımak.

geçenlerde bir haber yayınlanmıştı milliyette sanırım. adamın teki komşusunun 13 yaşındaki kızını beş senedir taciz ediyormuş. savcılığa suç duyurusunda bulunmuşlar. savcık polisi araya sokmuş. sivil polisler de adamı takibe alıp suçüstü yapmışlar.

benzer bir taciz olayı yakın bir kız arkadaşımın da başına geldi. polise gittiğimizde bizimle ilgilendiler. polis de taciz olaylarında çok hassas. her ne kadar güvenmesem de...

ha bir çözüm de dayak bence de. annem kardeşimle benim adamı dövmemize engel olmuştu o zaman. ama bence kesinlikle güzel bir gözdağı olacaktır. taciz gibi konularda türk halkı hassastır. yapacak adam mutlaka bulunur :)
0
uckac
(22.08.08)
karşıdan karşıya geçince dikkat etmesine neden olunuz. kesinlikle işe yarayacaktır...
0
vito andolini
(22.08.08)
@gdduman ve diger arkadaslar sagolunn desteginiz icin. su an arkadasa hala ulasmadigimdan burada yazilanlari henuz kendisine aktarabilmis degilim. cevap alir almaz buraya ulastiracagim.

@moderatorler, duyuruyu buraya tasidiginiz icin tesekkurler.
0
🌸egotm
(22.08.08)
öğretmenler teker teker dilekçe yazmasın, size katılan öğretmenlerinde imzasını alıp toplu dilekçe verin. ama silsileyi bozmayın. önce okuy yönetimine!

okul yönetiminden sonuç alınmaz ise o zaman bir üst makama başvurun. ilçede ise ilçe milli eğitim müdürlüğüne toplu dilekçeyi verin, ama bunun bir süresi vardı aklıma gelmiyor şu an.

yani: dilekçeyi okul idaresine veriyorsunuz, okul idaresinden 1 ay içinde ses çıkmaz ise bir üst makama, (ilçe ya da il milli eğitim müdürlüğüne) veriyosunuz filan, ama işte o süreyi ben bilmiyorum.

!ama kesinlikle dayak attırmaya kalkmayın, bizler maganda değiliz.

"doğruları söylemekten korkmayın" hani birisi diyordu bu sözü.
0
2day2die
(23.08.08)
öncelikle çoğu arkadaşın dediği gibi buna bir kanıt bulunmalı ve toplu olarak verilen kararın arkasında durulmalıdır.( aslında meb okullarında bi biraz zordur ancak durumdan kurtulmak için yapılacak ilk şey bu)..gerekli kanıtlar toplandıktan sonra da;her ne kadar öğretmenlerin ilk sicil amirleri okul müdürü de olsa,bu hiyerarşik zinciri bozup,bakanlık personel genel müdürlüğü yada teftiş kurulu başkanlığına elden dilekçe ile teslim etmek.normal şartlar altında il yada ilçe milli eğitim müdürlükleri soruşturma açarlar lakin şunu da göz önünde bulundurmak gerekir ki; bahsedilen şanhın arkası sağlammış,bu sağlamlık bir müdür yardımcısı pozisyonu için gelse gelse il milli eğitim müdürlüğünden gelir.çünkü bir okula müdür yardımcısı kadrosu geldiğinde genellikle bu koltuk müdürün tavsiye ettiği kişinin milli eğitim müdürlüğünce onaylanması ile olur.. o yüzden direkt olarak bakanlık aracılığı ile soruşturma açılması sizin açınızdan daha az riskli olur.
bakanlıklta işlerin uzamaması içinde personel genel müdürlüğü yada teftiş kurulu başkanlığından birini bulup işinizi takip ettirirseniz daha kısa zamanda okula rehberlik teftişlerinde soruşturma açılabilir.
0
lavitaebella
(23.08.08)
yani dayak elbette ideal koşullarda tercih edilmemesi gereken bir yöntem. ama adamın arkası sağlamsa dayak mantıklı bir yöntem oluyor, zira müdür yardımcısı polise arkadaşınızı ihbar etse neden şüphelendiğini söylemesi gerekecektir, kasıt var mı yok mu diye. elbette söyleyemez öyle durumda.

ama tabi olayın daha da pisliğe batma ihtimali mevcut bu durumda, eğer müdür yardımcısının "arkası" pislik olarak güçlü ise. eğer böyle bir durum mevcutsa basına olayı yansıtırsanız da dayak yiyebilirsiniz.

bu durumun kesin çözümü ise o kişinin torpilinden daha büyük torpile sahip olmanız. bir şekilde duyarlı ve üst düzey memurlar bularak halledebilirsiniz.

kolay gelsin, ne diyim.
0
tom riddle
(23.08.08)
aslında cok zevkli olur gelip okul cikisi adami beklemek. zevkle de gelirim ama mesai saatleriyle cakisiyor. tavisyem tacizle ugrasmaktansa avukata gidip suc duyurusunda bulunmaniz ve bunun maksimum sayida kisi tarafindan duyulmasini, bilinmesini saglamaniz.
0
kalashnikov
(23.08.08)
dayak atmaya karar verirseniz, kanunda hayati tehlike tanımına giren yaralardan kaçınmanız gerek. hayati tehlikeli yara ile acile gelirse direkt rapor tutulup kamu davası açılıyor, o kişi istemese de takip yapılıyor diye biliyorum. usturuplu olmak lazım yani:)..
0
kara kadife
(23.08.08)
arkadaslar cevaplariniz icin sagolun; ogretmen arkadas hakkinda olay hakkinda tekrar konustum. arkadas okula gectigimiz donem polis esliginde gitmis ama durumunda herhangi bir degisiklik olmamis. milli egitim mudurlugu'ne dilekce gondermis ama mudurluktekiler bu mudur yardimcisinin adamlari olduklarindan arkadasin dilekcesini isleme almak yerine mudur yardimcisina ulasip, arkadasin dilekcesini geri cekmesini saglamak icin kendisine baski yapmayi tercih etmisler.

kendisinin bu verdiginiz degerli fikirler icin yorumu ise kisaca, basindaki diger tatsiz olaylarin da sebebiyle bu mudur yardimcisi ile su an icin ugrasip hayatini daha da kaygiligecirmek istemiyor. gun itibari ile egitim donemi de acilmadigi icin su an icin yapilacak girisimlerin pek etkili olmayacagini ve bu yuzden eger okul doneminde benzer bir rahatsizliga magruz kalirsa, buradaki teklifleri tekrar dusunecegi ve gerekirse yine duyuru araciligiyla tekrar yardim talebinde bulunacagi gorusunde.

fikirleriniz ve onlara ayirdiginiz zaman icin hepinize ayri ayri tesekkur ederim ( kizlara daha cok ediyorum aslinda =) ). duyuru muhtemelen artik tepeden inecegi icin, bu konuda bana ulasip fikir alisverisi yapmak isteyeniniz olursa bana bu mail adresinden ulasabilir:

[email protected]

not1: dayak hakkinda kendisinin fikrini bilmiyorum ama, boyle birisi dayak yese bu ogretmenlerin canini daha da sIkacagini dusundugumden benim icin olasi gozukmuyor.

not2: moderatorlere beni kirmayip duyuruyu tepeye tasidiklari icin tekrar tesekkurler.
0
🌸egotm
(23.08.08)
(bkz: dexter)
0
englishman in new york
(23.08.08)
2 seçenek var 1. seçenek eşi dostu topla okulu bas tabi olay sayesinde basın gelir olay sayesinde müdür yardımcısı tayin edilebilir veya daha rezil olmamak için haraketlerine sahip çıkabilir

2. seçenek bir kaç tane sokak çocuğuna para ver adamın gözünü korkut

umarım yardımcı olmuşumdur
0
submariner
(23.08.08)
resmi işlemlerin dışında hiç bir şekilde onunla muhattap olmayıp onu grup dışına itebilirsiniz.
0
gelen gecer mdmx
(24.08.08)
ben kendi adıma şöyle bir öneride bulunabilirim,eğer sınıf öğretmeni değilse bu arkadaş,yani bırakıp gitmesini engelleyen sürekli bir sınıfı yoksa,görevlendirme ile başka bir okulda çalışabilir,ben kendi adıma ankara ya tayin olduğum son altı yıldır görevlendirme olarak çalışıyorum,benim de kendi müdürümle şahsi problemlerim vardı,taciz dışında şeyler yani,kafa uyuşmazlığı,iş anlayışı farklılığı gibi,baktım burada kendimden istediğim verimi alamayacağım,görevlendirme yöntemine gittim,çok memnunum,belki onlar da uzaklaşmanızı isterler,müdürüyle bir konuşsun derim ben.
0
elbar
(24.08.08)
@elbar, denemis onu. fakat bunun icin yine idarenin onayi gerektiginden, bu orospu cocugu izin vermemis okul degistirmeye. ilici tayin icin kpss'ye filan da gerek olmuyor ama bu da sadece kadrolularda gecerliymis. su an kendisi stajerligini kaldirmak icin ogretmenligi yapiyor, dolayisiyla istifasini da veremez. eger verirse tekrar ogretmenlige donmek gibi bir sansi olmuyormus; bu dogru mudur?
0
🌸egotm
(24.08.08)
istifadan sonra en az bir yıl (daha da fazla olabilir emin değilim)süre geçmeden yeniden başvuramaz,stajyer olduğu için belki memuriyeti sıfırlanabilir,yine kpss falan,istifayı düşündürecek kadar ciddiyse durum kesin dayak diyorum ben,görevlendirme işinde ilçe milli eğitimden tanıddıkları olursa laf aramızda daha kolay olur,görevlendirme onayında müdür muavini birşey diyemez,müdür karışır bildiğim,organize mi bunlar,stajyer diye kızı uğraştırıyorlar bence,çömez falan,bu gibi durumlarda direkt il milli eğitime şikayet şart,yani eğer idareyse şikayet konusu,silsile atlaması olur,bir üste şikayet edilir,bu kadar korkmasın,en fazla soruşturma sonunda kendisinin tayini çıkar belki kurtulur.ankara daysa beni bulsun bu kızcağız.
0
elbar
(24.08.08)
@elbar, mudur ve muduryardimcisi arasinda cok cok cok SAMIMI iliskiler varmis. hatta diger mudur yardimcilari buna dayanamayip, istifa etmisler. kendisi , buyuk sehirlerden birisinde ama nerede oldugunu soyleyemem. sagolasin onerilerin icin ama onceki mesajimda da belirttigim gibi. su an icin kendisi okulun acilmasini bekliyor.
0
🌸egotm
(24.08.08)
milli eğitimde şikayetlerde isim zorunluluğu yok,yani tacizden şikayet etse adı ortaya çıkar belki,yolsuzluktan şikayetçi olabilir,kimse kim olduğunu bilmez,diğer muavinlerde istifa ettiğine göre başka çıkar ilişkileri vardır,ayrıca eğitim sendikalarının avukatlarıyla görüşmesini önerebilirim,bu konuya neden bu kadar ilgilisin dersen kadromun bulunduğu okulun adının karışmadığı soruşturma kalmadı,tecrübeliyiz yani ucundan,kolay gelsin.
0
elbar
(24.08.08)
@2day2die demiş ki: öğretmenler teker teker değil, toplu halde dilekçe versinler. ben de buna karşın, "sakın ha!" diyorum deniz baykalvari.. kesinlikle, devlet memurları toplu dilekçe veremezler, bu birinci derece suçtur. yaptırımları da oldukça ağırdır. eğer dilekçe verilecekse, ayrı ayrı dilekçeler hazırlanıp (aynı metnin fotokopisi vs. olabilir, farketmez) herkesin kendi ayrı dilekçesini imzalamasıdır kanuni olan. aynı kağıdın altına toplu imza atmayın sakın, başınız ciddi şekilde ağrır.
0
ilbertus
(24.08.08)
@ilbertus, haklisin. benzer durum universite ogrencileri icin de gecerliydi zaten. daha kidemli birisinin denetiminde olmazsa orgut kurmak vs. vs. vs. anlamlara gelebiliyormus bu tur toplu imzalar. sagolasin uyarin icin :)

@elbar, ilgin icin gercekten cok tesekkur ederim. arkadasi bir kez daha sIk bogaz edip tekliflerini goturecegim ama korkarim seninle daha detayli gorusmeyi okullar acilinca gerceklestirmeyi tercih edecektir. su siralar kafasini sorunlarindan uzaklastirarak dinlemek istiyor. ben de bu durumda gerci duyuruyu gereksiz/yanlis bir zamanda acmis gibi oldum ama bu haberi duyar duymaz buradaki *kiymetli* kullanicilarin fikirlerini almak yapilacak en dogru sey gibi gelmisti :S
0
🌸egotm
(24.08.08)
abi o tarz bir cevabu ticklememişsin ama eşşek sudan gelinceye kadar döveceksin ya da dövtürteceksin. of allahım şiddet bazen her şey olabiliyor. humanist takılmanın anlamı yok bazen
0
x factor
(25.08.08)
Herşeyden önce hukuçu olmadığımı ama hukuka meraklı olduğumu belirteyim. Zira aşağıdakileri okuyunca hukukçu musunuz diyeceksiniz...

Gizli kamera ile çekim yapılacaksa bunu savcılık kanalı ile halletmeniz gerek. Zira Savcılık izni olmaksızın gizli kamera ile yapılacak bir çekim, delil olarak kabul edilmeyeceği gibi (özellikle durumun basına da yansıması durumunda) haklıyken çok ama çok haksız duruma düşülmesini sağlayabilir. Nitekim arena için yapılan bir gizli çekimde benzer bir sorun oldu;
www.habervitrini.com

O yüzden iyi niyetle gizli çekim önerisinde bulunan arkadaşları değerlendirirken düşünün, iyi düşünün. Zira ben eşcinsel ilişkisini gizli kameraya çekip kendisinden para sızdırmaya çalışanları polise şikayet edip hukuk devletinde yaşadığını sanan bir banka müdürü vatandaşımızın başına gelenleri halen unutmadım.Polisler şantajcılardan aldıkları kasedi basın mensuplarına verip şantajcıların başaramadığını başarmış vatandaşın hayatını mahvetmişlerdi.

Öğretmen Hanımlar (doğal olarak) isimlerinin duyurulmasını istemiyor. Ben basına küfretmekten imtina ediyorum. Cinsel suç haberlerine şöyle bir bakın, siz kararınızı verin, şikayet eden kadınların isimlerini gizleyip ifade verdikleri adliyeden çıkarken fotoğrafını basan gazete mi istersiniz? Şikayetçinin ismini gizlemeyip suç isnad edilen kişininkini gizleyen mi? Ağzı gevşek bir kalem memurunun bulunduğu her adliye bu açıdan büyük tehlike içerir...Şikayetçi oldukları vakit (polise değil) doğrudan savcılığa gitsinler, gizli olan soruşturma süreci için bir de ayrıca gizlilik kararı alsınlar, duruşmalar zaten gizli yapılacaktır.Yalnız iyi bir avukat gerek.Bayan avukatlar bu tür davalarda haklı olarak daha hassas olacaktır, bazı hemcinslerim ise bayan avukatlardan da hassastır.

Okul değiştirme lüksleri yok demişsiniz ki maalesef canımı en çok sıkan kısım burası oldu zira MEB ne yapar bileiyorum. Bazı kurumların (sebebini anlayamadığım ve basından takip ettiğim şekilde )şikayetçileri sürme gibi bir politikaları da oluyor. Muhakkak bu konuyu da araştırarak bu işe başlamak gerek.

Tacizler ne seviyede? Laf atma mı? Sarılma vs bir durum var mı arkadaşınızdan bunıu öğrenmeye çalışın zira bu adam bu suçtan bir gün bile ceza alsa işinden atılacağı muhakkak olmakla beraber alacağı ceza çok değişiyor...Sözle yapılan eylemler cinsel taciz iken vucuda dokunma söz konusu ise artık olan cinsel saldırıdır aşağıda ilgili kanun maddeleri var...

Cinsel taciz

MADDE 105. - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Cinsel saldırı

MADDE 102. - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.

(3) Suçun;

a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,

d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,

İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.

Suçlardan birinin alt sınırı 3 ay yani suç ertelenebilir veya hükmün açıklanması geri bırakılabilir, paraya çevrilebilir. Öte yandan eylem birden fazla kez olduğundan yukarıdaki cezalar artacaktır. Yine de eğer 102. maddede belirtilen şekle yönelik vucuda dokunma vuku buluyorsa kamu görevi de dikkate alınarak suçun alt sınırı 3 yılı bulmaktadır. Bu da ilgili kişi için nereden baksanız 1,5 2 yıl bu hanımlara yapılan ezânın nasıl olduğunuı anlaması için düşünme süresi demek.

Bazı arkadaşlar dövmeyi önermiş Türkiye koşullarında çok haklılar maalesef fakat size komik gelecek bir şey söyleyeyim, 2 kişiden fazla kişiye bu adamı dövdürürseniz ve suç anlaşılır tahkikat yapılırsa (savcısına göre) organize suç örgütü kurmaktan dahi arkadaşlarınızın yargılanması söz konusu olabilir.(Ben böyle bir karar verecek kadar kanunlara düz bakan bir hakimin Türkiye' de yaşadığına ihtimal vermyiorum sadece yapılanın suç olacağını hatırlatmak isterim)

Sonuç olarak yine haklı iken haksız duruma düşmek olası...

Tüm bu karamsar ve olumsuz yazdıklarıma rağmen arkadaşlarınızdan tek bir dileğim var, susmasınlar. Zira kadın olmak erkek olmaktan güç, güçlü olmayı gerektiren bir durum. Bu zorlukların hepsinden bir şekilde geçeceklerini ve gereken kanunu cezayı saldırganın almasını muhakkak sağlayacaklarını umuyorum.

En içten saygılarımla ve arkadaşlarınıza sabır dileklerimle..
0
pekmezzz
(25.08.08)
@ilbertus
toplu dilekçe neden sorun olsun ki? grev yapmıyorlar sonuçta...
0
2day2die
(25.08.08)
(9)

Film tavsiyesi

tai
Şimdi olay şu ki sevgiliyle izlenilecek, tercihen mutluluk aşılayan, izle eğlen unut modunda bir filme ihtiyacım var. romantik komedi bile olur yani o derece. yarım saattir aranıyorum kendim bulunca beğenemiyorum belki tavsiye ile daha kolay olur.
Şimdi olay şu ki sevgiliyle izlenilecek, tercihen mutluluk aşılayan, izle eğlen unut modunda bir filme ihtiyacım var. romantik komedi bile olur yani o derece. yarım saattir aranıyorum kendim bulunca beğenemiyorum belki tavsiye ile daha kolay olur.
0
tai
(21.08.08)
(bkz: love actually)
0
rachel
(21.08.08)
şunları zaten izledim, bunları da zaten sevdim deseydein daha isabetli öneriler olurdu ama:
sevgiliyle izlenecek kısmını okumamışım bile, hemen düzeltenzi:
amelie, Eternal Sunshine of the Spotless Mind, la ultimo baccio, lovers of arctic circle, one fine day, someone like you...
0
cinematography
(21.08.08)
dün bir "köprü üstü aşıkları" izledim evlere şenlik.

imdb sayfası: www.imdb.com

emeğe saygı!
0
chak 666
(21.08.08)
someone like you hariç tüm önerileri seyrettim. çok kasmadan bunu izlemeye karar verdim. teşekkür ederim.
0
🌸tai
(21.08.08)
zaten filmi pek izlemeyecekmişsiniz gibi duruyor. pride and prejudice hoştur. arada baksanız dahi biraz anlar, mutlu olursunuz.
0
lhun
(21.08.08)
"only you"
: )
0
dolphingirl
(21.08.08)
thinkbeforedoing
(21.08.08)
tam want2die'lik soru.
0
etna
(21.08.08)
the notebook u tavsiye ederim
0
welmaren
(22.08.08)
(7)

bitmis araba akusu!

osuruklu
1,5 aydir yatan arabanin akusu yine bitmis. sifir almistim 1.5 ay once. taktim, 1.5 ay yatti, bitmis. nasil oluyor abi bu? kacak gocek bi seyler mi var acaba tesisatta. bu kadar sarjsiz kalmakla bozulur mu peki? birazcik gezsem yarin toparlar mi acaba? daha onceki aku 4 ay yattiktan sonra 50 km boyu
1,5 aydir yatan arabanin akusu yine bitmis. sifir almistim 1.5 ay once. taktim, 1.5 ay yatti, bitmis. nasil oluyor abi bu? kacak gocek bi seyler mi var acaba tesisatta. bu kadar sarjsiz kalmakla bozulur mu peki? birazcik gezsem yarin toparlar mi acaba? daha onceki aku 4 ay yattiktan sonra 50 km boyunca yuksek devirde surmeme ragmen sarj olmamisti. acaba normal sarjda mi biraksam? yarin da bi yerlere gidilecek, gece vakti calismamazlik eder mi acaba? off. yetis duyuru. bilgisayara baglansa elektrik tesisatinda bi kacak olup olmadigi cikar mi ki?
0
osuruklu
(21.08.08)
ben de ehliyeti kaptirdiktan sonra araba 6 ay yatmisti. haliyle aküde cirtlamis. takviye yaptik, elektrikciye götürdüm. saf su'yu azalmis, üstüne ekledi. -abi sen biraz uzun yol yap, o kendine gelir dedi, eyvallah dedim. gecen hafta izmir'den kalktim zeytinli'ye gitti. yüzüme kara cikartmadi, aslanlar gibi masallah.
0
trimpot
(21.08.08)
Kullanmayacağın zaman kutup başını sök, arabanın hayrını gör.
0
pathetique
(21.08.08)
1.5 ayda dolu akünün bitmesi pek normal değil. sıfır aldıysan garantisi vardır onun. götür bi baksınlar olmadı. belki aküde değildir sorun.
0
babatema
(21.08.08)
sıfır ve hatasız bir akü 1,5 ayda bitmez mutlaka bir sıkıntı var. araçta sonradan takma çin malı alarm var mı? ilk şüpheli o.
0
agk
(21.08.08)
akünün bittiğinden emin misin? bir oto tamircide avometreyle falan kontrol edilebiliyor sanırım aküde problem olup olmadığı.
çünkü zamanında ben de akünün bittiğini sanıp suları değiştirip, defalarca takviye alıp, kilometreler yapıp, yeni akü alıp yine de çözememiştim sorunu.
meğer kontaktta temassızlık varmış. dolayısıyla fazla masraf yapmadan önce emin ol aküde problem olduğundan.
0
lhun
(21.08.08)
saat+alarm+oto teyp bunlar akünüzü 1,5 ayda boşaltabilir. akünün garantisi bunları kapsamaz. en garantisi bir oto elektrikçiye aküyü şarj ettirmenizdir. ama uzun yola çıkacaksanız akü kendini toparlayabilir. arabanızda elektrik kaçağı (saydıklarımın dışında bagaj lambası, torpido lambası açık kalabilir) varsa gideceğiniz yerde sıkıntı olabilir.
0
steyro
(21.08.08)
hallettik arkadaslar. kacak olup olmadigina baktirmadim ama aku toparladi az bi calismayla. yarin baktiririm. optum :)
0
🌸osuruklu
(21.08.08)
(9)

meme ucu ile ilgili

point guard
efenim şimdi ben böyle spor yaparken terlediğim zaman t-shirt meme ucumu zedelemekte ve hafif bi acı vermekte..bu arada bir olduğu için fazla önemsemiyodum ama idman sayısını günde 2 ye çıkardım ve artık daha sık olmakta..geçenlerde bi yerde duymuştum..bişe var idmanlardan önce meme ucuna yapıştırı
efenim şimdi ben böyle spor yaparken terlediğim zaman t-shirt meme ucumu zedelemekte ve hafif bi acı vermekte..

bu arada bir olduğu için fazla önemsemiyodum ama idman sayısını günde 2 ye çıkardım ve artık daha sık olmakta..

geçenlerde bi yerde duymuştum..bişe var idmanlardan önce meme ucuna yapıştırıyosun, idmandan sonrada çıkarıyosun.. engelliyor aşınmaya... nedir bunun ismi ?

sanırım, bebeklerini emziren bayanlarda kullanıyorlar bu şeyi..( elbiselere süt bulaşmasın diye)
0
point guard
(19.08.08)
www.nipguards.com

yuvarlak yarabandı falan da kullanılabilir sanki..
0
const ant
(19.08.08)
Normal yara bandi da ayni isi gorebilir.
0
wpi
(19.08.08)
meme ucum gorunmesin diyen kadinlar icin satilan bantlardan kullanabilirsin.
www.ayyildiz.com.tr
0
kayranin kedisi
(19.08.08)
@kayranın kedisi: estetik amaçlarla kullanılan bantlar (ayyıldızın var, yeni incini var) terlemeyedayanıklı değil. sporcular için filan varsa daha mantıklı olur.
0
bordeaux
(19.08.08)
bephanten sür spor yapmadığın boş vakitlerinde felan
0
yuto
(19.08.08)
Wikipedia tabi ki bu konuyu da es gecmemis: en.wikipedia.org

Onlar da yara bandi, vazelin gibi burada bahsedilen cozumleri oneriyorlar.
0
wpi
(19.08.08)
eğer üşengeç biriysen ve o şeyleri almazsan da, zamanla alışacaksın ama hassasiyet kaybın olacak.

dahası üşenip önlem almazsan, orası önce hafif yara olup sonra kabuk bağlayacak bir süre sonra da hissizleşecek. eğer kız isen (cinsiyetini bilemiyorum, belirtmemişsin) veya göğüs ucu hassasiyetini kaybetmek istemiyorsan, ucuna o şeyi tak, çünkü hassasiyet kaybı oluyor ve uzunca bir süre 2-3 ay kadar devam edebiliyor.
0
raj
(19.08.08)
yara bandı kesinlikle tavsiye etmem. çıkarırken tahriş edeceği için bu sefer kenarları da acıyabilir...
0
zminrna
(19.08.08)
yara bandını tüm olarak yapıştırmayacaksın. hele bir de etrafı kıllıysa falan memeucun kopsun daha iyi türünden bir acı verebilir. onun yerine bandı ikiye , üçe, beşe böl. meme ucun kocaman değilse rahatlıkla yetecektir. ha terleyince yapışkanlığı gidebilir yüzey alanına bağlı olarak, memeler fora olup acı geri dönecektir.
en ideali hemşirelerin şu kan aldıktan sonra yapıştırdıkları yuvarlak yarabandımsı şeyler. nerden bulunur bilmiyorum ama.
0
lhun
(19.08.08)
(5)

Diş Beyazlatma

sparks
Ben bu olaya iyice taktım, özellikle ihtiyacım olmamasına rağmen ben de anormal beyazlıkta dişler istiyorum. Bu konuda birkaç sorum olacak;-bu iş dişlere zararlı mıdır? sanırım ilk seferden sonra yılda bir tekrarlanıyor bu olay, diş minesini aşındırır mı? sonraları daha kötü sararıyor falan dediler,
Ben bu olaya iyice taktım, özellikle ihtiyacım olmamasına rağmen ben de anormal beyazlıkta dişler istiyorum. Bu konuda birkaç sorum olacak;
-bu iş dişlere zararlı mıdır? sanırım ilk seferden sonra yılda bir tekrarlanıyor bu olay, diş minesini aşındırır mı? sonraları daha kötü sararıyor falan dediler, bu işin aslı astarı var mı?
-ev tipi ve ofis tipi beyazlatmanın ücret aralığı nedir?
-şimdi bizim okulun hastanesine(yeditepe) gitsem, bu iş sigorta kapsamına falan giriyor mu?
0
sparks
(18.08.08)
çeşit çeşit var, dişe kesinlikle zarar veriyor. hassas bir diş yapınız varsa unutun zaten. iki kere yaptım. ilki iyi kötü oldu, ikinci de 3 yıl sonra falan yapayım dedim, ağrı başladı. jel olandan yapmıştım ben. geceleri yatmadan ağzıma takıyordum. ne yazık ki bunlar diş üstündeki kalıntılarla beraber diş minesinden de birazcık götürüyormuş. dişçi bizzat söyledi. fiyatları bilemeyeceğim ama jel olan geçen yıl 100 milyon mu neydi, bir kaç gün sürülüyordu tüp. sigorta kapsamını bilemiyeceğim ama o reklamlardaki beyazlıklar zaten imkansız, temiz tuttuktan sonra zaten olay bitiyor.
0
passion rules the game
(18.08.08)
sigortaya girmez tedavi edici bir işlem değil.
şuanki beyazlığıyla istediğin beyazlığın uzaklığına bağlı olarak zararlı birşey istiyor olabilirsin.
ücret aralığı da yöntemine göre değişiyor. (ofis tipi dediğini anlamadım, tezgah üstüler ise bence boşver derim. doktora gitmek zarar görme ihtimali konusunda daha akıllı bir tercih olur)
0
lhun
(18.08.08)
ya işte birisi doktorda yapılıyormuş biri evde yapılıyormuş. sözlükte de biri iyi diyo biri kötü diye kafam karıştı yani.
0
🌸sparks
(18.08.08)
(bkz: opalescence)

ayrıntıları için diş hekiminize danışınız...
0
crown
(18.08.08)
Amerikadan kuzenim getirmişti bana Crest White Strips diye bişi. Pakette belli bir süre kullanacağın bantlar mevcut. Bu bant sayısı ürün tipine göre değişiyor. ben 7 günlük olanını kullandım. 28 çift (14 alt+14 üst)

diş etlerime pek bi zararı olmadı ama dişlerimi hassaslaştırdı. kullandığım sürede minik sızlamalar yaşadım ama istikrarlı kullanınca kesinlikle fayda ediyor. zararları nedir bilemem ama amerikada 4-5 yıldır deli satıyor.

ps: gittigidiyor'da satanlar var. birkaç tane gördüm. istersen biraz araştırıp kullanabilirsin. tavsiye ederim.
0
zoone
(18.08.08)
(7)

hayali kahraman

isli lamba
uzun zamandir gormedigim bi arkadasimla bugun karsilastik kendisinin 5 yasinda bi oglu var uykusuz'daki firat misali bu ufakligin da hayali bi kahramanı var. ciko diye bi kedisi var. surekli olmasa da sıklıkla bu hayali kahramanıyla konusuyor. yemek yerken mesela sandalyenin altina girip ciko ac kal
uzun zamandir gormedigim bi arkadasimla bugun karsilastik kendisinin 5 yasinda bi oglu var uykusuz'daki firat misali bu ufakligin da hayali bi kahramanı var.
ciko diye bi kedisi var. surekli olmasa da sıklıkla bu hayali kahramanıyla konusuyor. yemek yerken mesela sandalyenin altina girip ciko ac kalmasin ona da bir seyler vereyim diyor. gezerken falan 'ciko bak ne guzel deniz' falan diyor.

bu normal midir ?
0
isli lamba
(17.08.08)
normal derken, normal değildir bir çok kişiye göre. ancak bunun normalliğini belirleyen pek çok faktör var:
*çocuğun zeka yaşı
*hayali arkadaşaminanma derecesi / inanca bağlılığı / hayali olduğunu redetmesi gibi
0
raj
(17.08.08)
elbette riske atmayıp uzman görmek gerek ama o yaşta çocuklarda hayali arkadaşların falan çok rastlanan yaygın bir durum olduğunu duyduğumu hatırlıyorum.
0
lhun
(17.08.08)
çocuk lanet olası delirmiş!
0
gerrain
(17.08.08)
evet, zeka yaşı ve inanma derecesine göre normal bi durum olarak kabul ediliyor bildiğim kadarıyla. fakat bu gibi hadiselerde temel esas şu ki, çocuğun hayali arkadaşıyla diyolaglarına ve oyunlarına ebeveynlerin ortak olmaması gerekiyor. anne veya baba bu hayali arkadaş konusunda çocuğa ayrıca bi inandırıcı unsur olmamalı.
0
crayze horse
(17.08.08)
baya bi korku filmi vardı zannedersem bu konuya dayanan. ürkütücü bişey yahu.
0
chewy
(18.08.08)
gerçek bir kedi alın en azından hayvan sevigi aşılanmış olur çocuğa. en iyisi bir uzmana görünmek tabi.
0
kafa radyo
(18.08.08)
benim de vardı o yaşlarda, "himpi" diyordum ben de nereden çıktıysa. büyüyünce düzeliyor, en azından ben düzeldim sanırım. :)
0
moroff
(18.08.08)
(7)

Bu sıcaklarda ter ne nasıl?

quaker
Şimdi, olay şu..Deodorant kullanmak istemiyorum.(Asıl sebep ikinci paragrafta) Kendi parfumumu (artık ne deniyosa koku bok püsür) kullanma taraftarıyım.. (açık parfümculerden aldıklarım var hastayım onlara!)Asıl sebep ise, teri ve kokuyu engellemek için ille de deodorant veya o deo-stick denen kokul
Şimdi, olay şu..
Deodorant kullanmak istemiyorum.(Asıl sebep ikinci paragrafta) Kendi parfumumu (artık ne deniyosa koku bok püsür) kullanma taraftarıyım.. (açık parfümculerden aldıklarım var hastayım onlara!)

Asıl sebep ise, teri ve kokuyu engellemek için ille de deodorant veya o deo-stick denen kokulu malzemeleri kullanmak gerekiyor ve ben bunların kokularını istemiyorum.
Tamam teri engellesin, 24 saat boyunca aktif olayım koltuk altımı ofisteki çaycının burnuna sürtüp çay isteyeyim reklamlardaki gibi ama, kokmasın kardeşim!

Hem böyle ter kokusunu engelleyebileceğim, hem de asıl parfumumu kullanmamı engellemeyecek bir ürün var mıdır?
0
quaker
(17.08.08)
küçük bir operasyonla terleme sinirlerine klips takıyolar, neresi için istiyorsanız. (koltuk altı, ayak, el) bi daha ömrü billah terlemiyo operasyon yapılan bölge. tıbbı bir uygulama. hiçbir zararının olmadığı söyleniyor hatta geri dönüşümlü bir oprasyon. yani klipsleri tekrar çıkarttırıp yine terlemeye başlayabilinirmiş.

elleri için yıllar önce yaptıran arkadaşım var bi zararını ya da acayip bi etkisini görmedi.
0
dorian greyfurt
(17.08.08)
Öyle aşırı bir ter kokusu saklama durumumyok. Sadece böyle birşey olsaydı iyi olurdu diye aradığımdan..
Böyle hastanelik bir olaya girişecek vahimlikte değilim yani kafaca..
0
🌸quaker
(17.08.08)
kokusuz deodorantlar var. niveanın var bi tane mesela, "sensitive" diye. ne kokusu var ne pudrası var. sıkıyorsun, yalnızca ter kokusunu engelliyor.

ben kullanıyorum, tavsiye ederim. tabi benim kullandığım beyaz kutuda olanı, kadınlar için olanı yani. erkekler için de ayrı bir sistem geliştirdiler mi bilmiyorum. ha zaten kokusuz olduğundan kadın-erkek farketmeyecektir.
0
pain sustains
(17.08.08)
(bkz: deotak).

Bir de Sweatex diye bir şey var, koltuk altı pedi. Teri emiyor, koku yapacak bir şey kalmıyor. Ama çok fazla terliyorsanız yetersiz kalıyor.

Terden değil de sadece kokusundan rahatsızsanız Deotak kullanın.
0
fadetoreality
(17.08.08)
en doğalı olsun diyosanız fısfıslı kolonyalardan bir fıs püskürtüp üstüne biraz talk pudrası sürmek gerçekten işe yarıyor.

lakin koyu renkli kıyafetlerde pudra iz yapabilir.
0
charm
(17.08.08)
teri önlemek için asıl deodorantlar pudralılar yani yatmadan önce felan sıkarsanız sabaha kokusu kalmaz kolay kolay da terlemezsiniz kokusuz pudralı deodorant varsa da 10 numara olur
0
yuto
(17.08.08)
kokunun sebebi bildiğiniz gibi ter değil oradaki mikroorganizmalardır. dolayısıyla teri önlemek yerine (ter izi dert değil diyorsanız) mikroskobik elemanlara çalışabilirsiniz.
bizim interrail sırasında dana gibi yürüyüp de ağustos sıcağında hala sosyalleşebilir düzeyde az kokmak için yöntemimiz pürel denen mucizevi nesneyle günde 1, 2, kokan terleyen neremiz varsa temizlemekti. (hassas bölgelerde, mesela skortum, ateşe oturmuşçasına hisler yaratabilir..) elbette pürelle banyo yapmak yerine düzenli duşu günde 2 ye falan da çıkarabilirsiniz, ama pürel %96 alkol ile mikro hadiselerin kökünü kazıdığından gerçekten işe yarıyor.
kullanabileceğiniz yerler : koltuk altı, baldırlar, genitalia (burada dikkat), ayak parmakları, göğüs altı (DDler için :) )

buna ek olarak, aşırı terlemeyi modere etmek için pudra kullanmak da gayet mantıklı. zinc chloride ağırlığının 5 katına kadar suyu emer. eğer eczaneden antimikotik bir pudra alırsanız (utalk gibi) çinko klorüre ek olarak yine mikro elemanlara karşı bileşenler içereceğinden kokuyu engelleyecektir.
teri engellemiyor, kokuyu bastırmıyor, yok etmiyor, direk teri çıktığı gibi hapsediyoruz (bebek bezi mantığı), hapsetmeseydik bile o teri koku üreten reaksiyonlarında kullanacak pek bir canlı kalmadığından yine sorun olmuyor.
0
lhun
(17.08.08)
(18)

Votka gurme(?)lerine soru:

ophelia
Votkadan bir bok anlamıyorum. Süpermarkette bulunabilecek (öyle duty free'de bulunan rus votkası filan tavsiye etmeyin yani) en süper votka nedir?
Votkadan bir bok anlamıyorum. Süpermarkette bulunabilecek (öyle duty free'de bulunan rus votkası filan tavsiye etmeyin yani) en süper votka nedir?
0
ophelia
(10.08.08)
ben uzun sure tekel voktasi ictim, binboa'yi kesfedince de dunyam degisti. binboa icimi en guzel bi voktadir "bence".
0
osuruklu
(10.08.08)
(bkz: smirnoff)
0
axijazz
(10.08.08)
bazooka diye bir olay var ispirto severlere özel aromasi ile çok cezbedici. binboa candir.
0
w fre
(10.08.08)
(bkz: nemiroff)
0
sijwocaq
(10.08.08)
sobierski vardır polonya vodkası heralde ,iyidir hoştur çarpar.ama o da duty freelerde vardır.bir de ispirtonun 1 kere distile edilmiş şekli olan istanblue var ki uzak dur derim.
0
yuceonder
(10.08.08)
bazooka ispirto mu yani?
0
🌸ophelia
(10.08.08)
türkiye'deki süpermarketlerde var mıdır bilemiycem ama stolichnaya süper votkadır.
0
bodom golu canavari
(10.08.08)
0
rurouni
(10.08.08)
aslında bulabilirseniz danzka süperdir. ancak artık kolay kolay bulunamaz oldu. gelmiyor artık her yere sanırım.

kolay bulabilecekleriniz arasında smirnoff en iyisidir. 70cl için 40-45 ytl civarı bir fiyatı vardır. daha makul olarak binboa yı deneyebilirsiniz. istanblue'nun mevya aromalılarıda süperdir (özellikle karpuz)bunlar da 70cl lik 20 ytl civarıdır.
0
ali87
(10.08.08)
bazooka yüksek alkollüdür, çok kolay çarpar, tadı da çok serttir. koplex bir kokteyl yapacaksanız bunu tercih edebilirsiniz mesela.
0
ali87
(10.08.08)
Votkadan bir bok anlamamanız çok normal çünkü Türkiyede bulabileceğiniz (yukarıda tavsiye edilenlerden çoğu dahil olmak üzere) çoğu votka bok gibi.Halen migros ithal ediyorsa Flagman Türkiyedeki en iyi rus votkalarındandır.
Bir de siz nasıl içersiniz bilemem ama Votka bişeylerle karıştırılıp içilmez. Ruslar votkayı buzlukta bekletir ve shot yaparak içer sonra da elma, çilek suyu vs. gibi içeceklerden yudumlarlar. Zaten iyi votka, köpek öldüren gibi değildir içince ağzınız burnunuz kaymaz, meyve suyunun içine karıştırmanıza gerek kalmaz. Bulabilirseniz bi şişe flagman alıp buzluğa atın anlarsınız.

Edit: Türkiyeye flagship adıyla ithal ediliyordu flyalone'nin yazısını okuyunca hatırladım:)
0
dyna
(10.08.08)
supermarketten alıp da içtiğim en şahane vodka flagship idi. migrostan oldukça uygun bir fiyata almıştım.. hala bulunur mu bilmiyorum..
(bkz: flagship)


unutmadan; vodka buzlukta saklanır!

[ben bu cevabı yazarken dyna da benzer şeyler yazmış, görmemişim :) ]
0
flyalone
(10.08.08)
efendıce ıceyım, sarhos oluncada sapıtmayım dıyorsanız Burgaz Votka'yı tavsiye ederim.
0
isott
(10.08.08)
0
raj
(10.08.08)
gurme falan değilim ama karaciğer harabiyeti olan biri olarak bir iki kelam edeyim,
gilbey's votka hem absolutun falan yarı fiyatına, hem de eğer sek içersen dümdüz su gibi bir içimi olan votkadır.
türk votkalarını sevemedim, binboa, istanblue vs. tekeli zaten saymıyorum.
absolut ise apayrı bir konsept. paraya kıyıp teker teker deneyip hangisini beğendiğine kendin karar vermen en iyisi. başlangıç için raspberry ve vanilya önerebilirim. bunlardan da çok beğendiklerini sek içilebilir bulabilirsin.
0
lhun
(10.08.08)
çıktığından beri binboa ice'ı tek geçerim. sek olarak shot içiniz. en güzel hali buzlukta bekletilmiş halidir, ama sıcakken de yine de ferahlatıcıdır.
0
atesikus
(10.08.08)
nasıl yazılmamış hayret! absolut tabi ki
0
merope
(10.08.08)
ruskiy standart var pek bulunmuyor gerci,

ya salla vodkayı jack danyel ic, o daha guzel.
0
bryan fury
(11.08.08)
(6)

saç sakal olayı.

axijazz
ya kafama takılan bi şey var. mesela birinin `sakal bırakmak` demesi gayet normal geliyorken `saç bırakmak` demesi neden komik geliyor? ya da bana mı öyle geliyor... komik ama yaa... saç bırakmak ehee...
ya kafama takılan bi şey var. mesela birinin sakal bırakmak demesi gayet normal geliyorken saç bırakmak demesi neden komik geliyor? ya da bana mı öyle geliyor... komik ama yaa... saç bırakmak ehee...
0
axijazz
(02.08.08)
kız olsun, erkek olsun, genelde insanlar sakallarını alır, keser, rengini açar vs. o yüzden bundan vazgeçildiğinde "bırakmak" denir.
ama default olarak hemen herkesin saçı vardır.
yani ikisi farklı edimler. biri olmayan bir öğeyi var ediyor. öteki olan bir öğeyi farklı bir forma sokuyor.
ha daz bir arkadaşın vardır, daz olmaktan vazgeçer, o zaman ona "vaay saç bırakıyoruz" diye takılabilirsin.
0
lhun
(02.08.08)
az da olsa saçlı doğarsın ancak sakallı doğmuyorsun genelde sakal sonraları çıkıyor mesela :)
0
nihilanth
(02.08.08)
saç bırakmak diye bir kavram yok bi kere. hatta ilk defa şimdi duydum:) yani gülmeniz doğal.
0
baldur2
(02.08.08)
ömrü boyunca kafayı kazıtmış bir insan saç bırakabilir mesela 0dan çıkmasıdır kanaatimce
0
yuto
(02.08.08)
Genellikle uzun saç bırakmak şeklinde kullanılır, sözlükte de yönlendirilmiş zaten
0
ermanen
(03.08.08)
"uzatmak" diyebilirsin.

- uzatıyor musun?
- evet abi.
0
cedilla
(03.08.08)
(5)

kitap önerisi

quinza
aylak adam ya da kürk mantolu madonna tadında hangi tür kitapları önerirsiniz? hem çok akıcılardı hem de çok güzellerdi..
aylak adam ya da kürk mantolu madonna tadında hangi tür kitapları önerirsiniz? hem çok akıcılardı hem de çok güzellerdi..
0
quinza
(01.08.08)
insanimsi
(01.08.08)
dediğiniz kitapları beğenenler şunları da beğendiler:

- kürk mantolu madonna:
hermann hesse - bozkırkurdu,
hermann hesse - narziss ve goldmund

- aylak adam:
ahmet hamdi tanpınar - saatleri ayarlama enstitüsü
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
oğuz atay - korkuyu beklerken
0
vulpius
(02.08.08)
hmm ilk önce bir kitaptan alınan tadın kişiden kişiye göre değişebileceğini hatırlatayım.

ahmet ümit'ten aşk köpekliktir olabilir, yanlış hatırlamıyorsam kitapta 10 tane öykü var. klasik ahmet ümit eserlerine pek benzemiyor.

ihsan oktay anar'dan suskunlar olabilir.

ben şu an tristan hawkins'ten isis adlı kitabı okuyorum, yeraltı edebiyatından çıkma. gayet keyifli ama anlatım olarak söylediğin kitaplar kadar yeterli olmayabilir.
0
kayranin kedisi
(02.08.08)
"tadında" derken tam olarak hangi özelliğinin hoşuna gittiğini anlamak güç. dolayısıyla en mantıklısı yazarlardan devam etmek. yusuf atılgan dan devam edersen anayurt oteli, sabahattin ali için ise kuyucaklı yusuf deneyebilirsin.
0
lhun
(02.08.08)
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
oğuz atay - tutunamayanlar (biraz ağır olur ama yinede birçok benzerlik taşır)
yusuf atılgan- anayurt oteli (olabilir)
mehmet eroğluğ-Issızlığın Ortasında (ehh olabilir)

aklıma ilk gelenler bunlar.
0
thelepermessiah
(02.08.08)
(7)

uygun fiyatlı alınacak pda(ya da çok özellikli bir telefon) ve tavsiyeler

atrin
wifi ve varsa gps'li olması tercihimdir. gps'i olmayıp wi-fi barındıran ama kaba olmayan (cepte taşıyacağım için boyut çok önemli) bir pda da olabilir. verebileceğim fiyat aralığını söyleyeyim. wifi ve güzel bir telefon kombinasyonu olan aynı zamanda office dosyalarını kurcalayabildiğim bir adet nok
wifi ve varsa gps'li olması tercihimdir. gps'i olmayıp wi-fi barındıran ama kaba olmayan (cepte taşıyacağım için boyut çok önemli) bir pda da olabilir. verebileceğim fiyat aralığını söyleyeyim. wifi ve güzel bir telefon kombinasyonu olan aynı zamanda office dosyalarını kurcalayabildiğim bir adet nokia e65'i 300ytl'ye bulabiliyorum. fiyatın bu civarlarda seyretmesi yararıma olacaktır. tabi gps dahil olursa biraz daha fazla verebilirim bu fiyattan.

300-400 fiyat aralığında alabileceğim cihazlar nelerdir? ya da biraz daha ekle şundan al diyebileceğiniz cihazlar var mı? varsa fiyat performans oranı nedir? yardımcı olursanız sevinirim. bilgisayardan falan anlıyoruz ama bu konudan uzak kalmışız.
0
atrin
(01.08.08)
e65 gibi bir cihazda ofis dokumanlarimi editlerim dusuncesini bi kere cope atman lazim. 640x480 pocketpc'lerde bile bu cok kolay olmuyor.

toshiba'nin smartphone'lari var, ozellikleri fena degil, ama gps'i yok sanirim. ona bi bakabilirsin, fiyati da gayet makul, 400 civari olabilir.
0
x daemon
(01.08.08)
300-400'E anca 2. el htc prophet bulabilirsin(qtek s200). belki bulamayabilirsin de hatta. dediğin fiyat aralığında pda zor.
0
hububrad
(01.08.08)
htc tytn var 350ytl'ye ona ne diyorsunuz peki dostlar?
0
🌸atrin
(01.08.08)
boyut sorun değilse alınabilir. biraz büyükçene bir cihaz kendisi.
0
hububrad
(01.08.08)
gigabyte gsmart i300 geçerse aklından davranma derim zira pili inanılmaz az dayanıyor ayrıca vga ekranlıların da görüntü işlemcisi yoksa çok kasıyormuş
0
yuto
(01.08.08)
Hp Ipaq 514 derim. Bir hafta önce hepsiburada'dan 366 ytl'ye aldım 2gb bellek de hediye. Wifi canavar gibi laptoplardaki kadar iyi 1,3 Mp kamerası var ayrıca işlemcisi de gayet hızlı. Opera mobil kurdun mu internette bana mısın demiyor... Office içinde standart geliyor küçük bir yama ile dosyaları düzenleyebiliyorsun...
0
skahvecioglu
(02.08.08)
nokia n800 veya bir alt veya üst modeli de olur.
tr de yok, gittigidiyor da falan ikinci el 300 e bulursun. sıfır satan da var.
mükemmel bir alettir öyle böyle değil.
gsm özelliği yok.
0
lhun
(02.08.08)
(10)

benzine yatırım yapmak mümkün müdür?

cruor
şimdi ben paramı döviz altın gibi şeyler yerine fiyatı sürekli artış gösteren benzine yatıramaz mıyım? gitsem bidon bidon, litre litre benzin alsam, bi yerlerde depolasam, 6 ay sonra da satsam kar etsem. olabilir mi böyle bi şey? yasal olarak durum nedir? böyle işlerle uğraşan aracı kurumlar var mı?
şimdi ben paramı döviz altın gibi şeyler yerine fiyatı sürekli artış gösteren benzine yatıramaz mıyım? gitsem bidon bidon, litre litre benzin alsam, bi yerlerde depolasam, 6 ay sonra da satsam kar etsem. olabilir mi böyle bi şey? yasal olarak durum nedir? böyle işlerle uğraşan aracı kurumlar var mı?
0
cruor
(29.07.08)
bu dedigin yoldan para kazananlarin yasal olanlarina benzinci, yasal olmayanlarına da karaborsacı deniyor...
0
alpinsamuray
(29.07.08)
petrole yatirim öyle bidonla litreyle olmaz. bu ise yatirim yapmak istiyorsan varil (barrel) birimi kullanilir. 42 galon standarttir.

kisisel olarak petrole yatirim yapmak icin söyle saglamindan 50.000 $ (ki az bir rakamdir endüstri acisindan) en az gerekir. Petrolü de öyle alayim varilleri koyayim depoya seklinde degil, futures opsiyonlari vb. sekilde yapabilirsin yani kagit üstünde.

illa yatirim yapmak istiyorsan BP, Royal Dutch Shell, Total vs. bunlarin hisse senetlerini al.
0
the man who hears deepest inquisitions
(29.07.08)
@ alpinsamuray
benzinciler aldıkları benzini 6 ay - 1 yıl bekletip satmıyorlar ki. ne kadar çok yakıt satabilirlerse o kadar çok kazanıyorlar. sürekli tankerle yeni yakıt geliyor. zaman içinde oluşan fiyat farkından bi kar elde etmiyorlar.

karaborsacılık olayı içinse ortada bi kıtlık söz konusu olmalı. sürekli fiyat artışından anlaşılacağı üzere bir arz-talep dengesizliği söz konusu fakat bir kıtlık söz konusu değil. nereye gitsek bulabiliyoruz çok şükür. eskiden yağ şeker zulalayan çakal esnafların mantığından bahsetmiyorum. bildiğimiz yatırımdan bahsediyorum. parayı döviz, altın, bono, hisse senedi, gayrimenkul gibi şeylere değil benzine yatırmaktan söz ediyorum.
0
🌸cruor
(29.07.08)
raf(?) ömrü pek uzun bir madde değil bildiğim kadarıyla.
0
cashkopat
(29.07.08)
bir de şöyle bir şey anlatayım. bir keresinde geveze bir kamyoncuyu yaklaşık 2 saat dinlemek zorunda kalmıştım. onun ağzından aktarayım.

"ben bu kaçakçılık işine 14 yaşında başladım. kaçakçılık dediysem resmi kaçakçılık tabii yasa dışı bir şey yapmıyoruz. hatay'dan sınır dışına minübüsşe yolcu taşıyorudum. tabii asıl parayı boş depoyla gidip dolu depoyla dönerek yapıyordum. o zamanlar kamyonların deposu küçüktü. 120 litreydi. herkes gizli bölme yaptırıyordu, yoksa kazanamıyordun. tabii devlette adamı olan 2 tonluk depoyu ruhsata işletiyordu. ruhsata işlettin mi kimse bir şey diyemez, yoksa söker atarlar depoyu. rüşvet vermezsen tabii. sonra bir gün bilmemne kamyoncular derneği başkanı gidiyor Koç'a diyor ki: senin gücün vardır. şu 120 lt. sınırını yukarı çek, 150 bin kamyon alıcaz senden" koç da ford cargo yu çıkarıyor fabrika imali 600 lt depo ile. devlet de veriyor ruhsatı bu kamyona. inanır mısın dünyanın en dandik kamyonudur. ne bir konfor ne sağlamlık. uzun yola hiç gelmez. ama çıktığı gibi kapışıldı. neden? eskiden 120 lt depoyla gidiyordun, yarısı zaten yolda gidiyordu. günde ancak 1 sefer yapabilirsin o yoğunlukta. sat 60 litreyi kazancın x milyon. ama altında ford cargo oldu mu depoda daha yarım ton mazot var. litresi 100 bin lira orda. hesapla bakalım. car car car... cur cur cur"
0
cashkopat
(29.07.08)
benzinin depolama maliyetleri o fiyat arbitrajını yok eder. amaç Türkiyedeki yüksek benzin fiyatlarından para kazanmaksa denildigi gibi benzinci olmak gerekir. o şekilde bile kazanç sanıldıgı kadar olmaz zira iş yasadışı değilse büyük payı vergilerle devlete gider.

the man'in dedikleri çok doğru. ek olarak: aracı kurumların yarattıgı veya yurtdışından alımına aracalık ettiği fonları inceleyip enerji endeksleri almak küçük miktarlar için olası. yatırılacak para yeterince çoksa, vadeli kontratlar da alınabilir.
0
507
(29.07.08)
elinde patlar...
0
godless commie
(30.07.08)
bu sorunun aynısını bir banka görevlisine sormuştum. küçük yatırımcı için böyle bir fırsat yok demişti.
0
tom riddle
(30.07.08)
konuyla alakası yok ama yazasım geldi

@cashkopat: yıllarca bu sebep yüzünden doğrudüzgün bir tren ağımız yok zaten.. keza havacılıkta yıllarca tk nın tekelinde kaldı..

hep daha fazla kamyon, hep daha fazla otobüs satmak için.
0
ayanux
(30.07.08)
benzin çok volatildir. dendiği gibi adam gibi depolayacaksan maliyetini çıkarmak için çok yüksek hacimde bir yatırım yapmalısın. yok adam gibi depolayamayacaksan da 6 aya kalmadan o benzin az olmayan miktarlarda uçacaktır, sermayen havaya karışacaktır.
bir de nereden alıp nereye satmayı planlıyorsun ?
0
lhun
(30.07.08)
(4)

saç için sprey felan

yuto
arkadaşlar kıvırcık kabarık saçımı islah etmek için ben kafamı tamamen ıslatıp sağa sola sallıyorum şimdi ama bu kuruyunca saçım abuk bi hal alıyor şimdi onu hep aynı halde tutmak için bir saç spreyi vs var mı? jöle olayına girmek istemiyorum zira ıslattıktan sonra sürülmez gibime geliyor kolay kola
arkadaşlar kıvırcık kabarık saçımı islah etmek için ben kafamı tamamen ıslatıp sağa sola sallıyorum şimdi ama bu kuruyunca saçım abuk bi hal alıyor şimdi onu hep aynı halde tutmak için bir saç spreyi vs var mı? jöle olayına girmek istemiyorum zira ıslattıktan sonra sürülmez gibime geliyor kolay kolay kabarık çünkü :/
0
yuto
(29.07.08)
elidor krem 7/24 işine yarayabilir sanki belki gibi.
0
hububrad
(29.07.08)
pahalı anti frizz spreyleri var.
köpük şeklinde şekillendiriciler var.
bir berber fısfısı alıp içine su koyup, şekillendirmeden önce saçını nemlendirerek işini kolaylaştırabilirsin.
şampuan/krem de önemli, elseve kullanabilirsin mesela.
erkek değilsen perma yaptırabilirsin.
aslında erkeksen de yaptırabilirsin. :)
belli olmayacak kadar saçı açar, en önemlisi ıslah edicilik için kesin çözümdür.
ama eğer tellerin inceyse biraz daha inceltebilir uyarayım.
bunları denedikçe feedback verirsen yeni şeyler önerebilirim.
0
lhun
(29.07.08)
kız arkadaşım maşa tarzı bir şey kullanıyor. dümdüz bile yapabiliyorsun saçını. ama çok kullanırsan saçların fena yıpranır.
ayrıca kabarıklık için kuaförüne söyle ara makasi kullansın.
0
tai
(29.07.08)
yok bi erkek olarak 30 sn içinde sıkıp evden çıkabileceğim birşey arıyorum saçımı yapmak için de ıslatıp sağa sola sallıyorum kafamı o sebeple sıkılabilecek birşey istedim çünkü salladıktan sonra süremem birşey birde zira kıvırcık saçla olmuyor
0
🌸yuto
(30.07.08)
(8)

ankara'da psikiyatr

no avalon
bildiğiniz, helal süt emmiş biri var mı? 10 gündür yemek yemiyorum billah.
bildiğiniz, helal süt emmiş biri var mı? 10 gündür yemek yemiyorum billah.
0
no avalon
(29.07.08)
tunalı da ayakkabı dünyasının orda nesrin dilbaz var. aynı zamanda psikiyatr bilmemne başkanı. tam bilmiyorum. yalnız biraz tuzludur tabi :)
0
oceano
(29.07.08)
cinnah caddesi üzerinde (tam numarasını hatırlayamadım) çıkarken sol tarafta kalıyor, Madalyon psikiyatri merkezi var. ordan iki doktorla görüştüm, birisi Cengiz bey, Cengiz Güleç, seansı 200 liraydı en son. çok iyidir, ordinaryus prof. falan bir amca.
ama bağ-kur ya da başka bir sosyal güvencen varsa 49 lira fark ödeyip bir doktorla görüşebilirsin. Ben iki senedir falan Aydın Salgırtay'la görüşüyorum. her seansa giderken "bu ne ya bırakıcam ben tedaviyi" psikolojisindeyken, adamla konuşunca pamuk gibi oluyorum, çıkarken yenilenmiş oluyorum. gayet iyidir yani.
eğer karar verirsen numarasını yollayabilirim. ayrıca her hangi bir sorun/sorunun olduğunda konuşmak istersen bana ulaşabilirsin. iyi bir dinleyici olduğum söylenir.hiç olmadı birlikte ağlarız.
0
ahandanick
(29.07.08)
aydin bey benim de doktorum ben de sikayetci degilim kendisinden
0
camilo
(29.07.08)
madalyon: 3124397606

bu arada bu adamlarin yeni bir hizmeti var, 10 milyon lira verip 10 dakikalik gorusme yapabiliyorsun, eger ogrenciysen ve SSK liysan, ne ise yarar tabi bilmiyorum
0
camilo
(29.07.08)
martı terapi var uğur mumcu cad. başında, netten bulabilirsin tel. methiyeler düzmeyeceğim ama gidebileceğin en iyi yerlerden.
madalyon için ise, kötü reklam yapmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm ama gitmeni önermiyorum.
yakın bir arkadaşımdan bilgiyle aktarıyorum (bkz: bir arkadaşım ekolü), burada kontrole gitti, gördüğü adam sorun olmadığını, gelmesine falan gerek olmadığını söyledi. ardından arkadaşın ablası oraya başka bir sebeple gitti, hasbelkader oradaki daha kıdemli biriyle kardeşinin mevzuu ve dosyası açıldı. kadın (kıdemli prof) melektaşının aksine kardeşinin kesinlikle gelmesi gerektiğini söyledi. böyle bir çelişkinin var olabilmesi bir yana, prof kadından alınan yeni randevuya 5 gün kala arkadaşım intihar girişiminde bulundu ve neredeyse kaybediyorduk. şimdi ağır karaciğer hasarını toparlamaya çalışıyor.
ciddi suisid potansiyeli olan biriyle, psikiyatr görmesine hiç gerek olmayan sağlıklı birey teşhislerinin yakın olduğunu sanmıyorum.
sonuca kendin varırsın.
0
lhun
(29.07.08)
cok sagolun arkadaslar. su 2000 kisilik binada kimsenin yapamadigini yaptiniz. eve en yakindan baslayacam turlara.

@ahandanick, su an onume gelene sadece "midem bulaniyor, basim donuyor, soguk soguk terliyip nefes alamiyorum" diyebiliyorum. ayrica yemeden icmeden kesildim, acliktan basima agrilar giriyor fekat heyhat :) iletisim kurabilecek insanlik duzeyine erisirsem memnuniyetle.
0
🌸no avalon
(29.07.08)
prof.dr. ünsal söylemezoğlu var meşrutiyet caddesinde. hatay sokakta. gayet iyidir. biraz pahalıydı ama.
0
norec
(29.07.08)
@no avalon: en iyisi kısa vakitte bir doktorla görüşüp onun teşhisini beklemek. gerçi bana senelerce yanlış teşhis koyan doktorlarla uğraştıktan sonra doğru doktor arayışını çok iyi anlayabiliyorum, var böyle vakalar da. psikiyatri, sosyete doktoru falan diyorlar ama yanlış tedavi çok daha büyük sorunlara sebep olabiliyor (bkz: kendimden biliyorum). ama sosyal güvencemle gidebileceğim yegane güvenilir mekan olan üniversite hastanelerinde dahi karşılaştığım "seans" anlayışından sonra burası(madalyon) başlı başına ilaç gibi geldi.

@lhun ; haklısın, camilonun bahsettiği 10 ytl verip 10 dakika görüşme olanağı da madalyonun öbür yüzü :P (olay şu; sürekli görüştüğün bir doktorla randevunuz gelmeden ya da görüşmeye gerek kalmadan sürekli kullandığınız bir ilaç varsa onu yazdırabiliyorsunuz) yani biraz paragöz olabilirler elbette, ama bu işletmenin sorunu. sonuçta orası da bir nevi ticarethane, hatta her gittiğimde "en sadık -müşteri-lerinizden biri benim diy mi" falan derim, gülüşürüz girişteki (resepsiyon mu denir şimdi bilemedim) işte ordakilerle. öyle bir yanı olduğunu ben de düşünmüyor değilim, ama doktorları konusunda hiç bir sıkıntı yaşamadım. hatta şöyle söyleyeyim, her seferinde depresif epizodda gittiğim (daha önceki) doktorlar bana ssri dayayıp yolluyorlardı, bir tek aydın bey inceledi, araştırdı, dinledi ve rahatsızlığımın depresyon olmadığı teşhisini koydu. tedaviye başladığımızdan beri de nispeten stabil duruma geçtim diyebilirim. mesele doktorda bitiyo aslında.

@ tekrar no avalon ; ama mucize de beklememek lazım. şimdi düşünüyorum, kelin ilacı olsa başına sürer. yani sana sihirli bir değnek uzatıp fiziksel şikayetlerine sebep olması olası psikolojik sorunlarını çöz demicek kimse. sadece yardımcı olabilir. bunu görerek gidersen hayal kırıklığına uğrama ihtimalin azalır. (benim bunu fark etmem doktorlarda geçirdiğim bi 6 senenin sonunda gerçekleşti, aman diym) tabi bi de farmakolojiye ne kadar güvendiğini sorgulaman gerekebilir. hah işte bu aşamalarda insan anlaşılmak istiyor, ya da paylaşmak istiyor. o tür zamanlar için de gönüllü destek olarak ben varım, varsa başka dostlarından yardım alabilirsin..
tabi umarım bu şikayetlerinin fiziksel bir menşei olup olmadığını araştırmışsındır. umarım değildir dicem de, iki türlüsünü de aşmak kolay olmuyo :=) allah sabır versin cümlemize.
0
ahandanick
(30.07.08)
(7)

mouse ve bilek ağrısı

teritori
şimdi efenim iş icabı sürekli bilgisayar başında olduğumdan ve mouse kullandığımdan feci bir bilek ağrısı hasıl oldu. bilek destekli mouse pad almak istemiyorum. zaten yeterince kargaşa oluyo masamda bir de onun kapladığı yerle uğraşamam. onun yerine sadece bilek desteği veren bir ürün var mıdır? ya
şimdi efenim iş icabı sürekli bilgisayar başında olduğumdan ve mouse kullandığımdan feci bir bilek ağrısı hasıl oldu. bilek destekli mouse pad almak istemiyorum. zaten yeterince kargaşa oluyo masamda bir de onun kapladığı yerle uğraşamam. onun yerine sadece bilek desteği veren bir ürün var mıdır? ya da kendim böyle bir şey yapsam neyle yapayım. vardır illa ki deneyeniniz :)
0
teritori
(24.07.08)
bilek desteği, eğer mouse kullanıyorsanız, carpal tünele daha bir eder, böyle masadayken temas edilmeyen yer varsa, süngersi yüzey sayesinde oralara da basınç yapılır falan iyice kötü hale getirir.
trackball alınız efendim. 1 günde alışırsınız, masadaki yerden tam tasarruf edersiniz, ve bilek ağrısı falan unutursunuz.
türkiyedeki internet mağzalarında bulmak çok kolay, gerçek mağzalarda o kadar kolay olmasa da..
0
lhun
(24.07.08)
Sadece bilek destegi var. Ortopedik malzeme satan dukkanlarda bulunabilir.
0
wpi
(24.07.08)
Jel bilek destekleri var. Alışveriş mağazalarının elektronik kısmında da bulunuyor. Ben Metro'dan almıştım.
0
ermanen
(24.07.08)
muhtemel ağrıları önlemek için powerball edinip düzenli olarak kullanınız.
0
swallowed arsenic
(24.07.08)
@teritori;
doktor değilim uzmanı değilim ama bilek sorunu nedeniyle iş değiştirmiş birisiyim. ters elle mouse kullanma zorunda kalmadan once doktora görün derim. ne kadar başında müdahale edilirse o kadar iyi, sonrası ameliyata kadar gidiyor. yok benimkisi geçici ağrı diyorsan powerball ile egzersiz yap, elini sık sık dinlendir, ters hareketlerden kaçın, ortopedik ortamda çalış. mouse pad kullanacak alanım yok deme, masanı düzenle. korkutmak istemiyorum ama ben ciddi sıkıntılar çektim, hala çekiyorum, sen yapma ;)
0
r12
(24.07.08)
powerball nereden temin edebilirim istanbul içinde?
0
🌸teritori
(24.07.08)
kullanıcının mouse kullandığı esnada kolunun ön kısmını destekleyememesinden kaynaklanan tendon rahatsızlığıdır.
tendonlar, el uzun bir süre ile bileğe paralel durumda tutulur ve parmaklar ile hassas hareketler yapılırken, yorulup zorlanmaktadır.

bu konuda akla yatkın ilk çözümlerden biri de, klasik mouse yerine trackball kullanmaktır. oradan oraya gezen mouse'un aksine, trackball yerinde sabit durur, el ve kol destekli çalıştığı için zorlanmaz, ağrılar da geçer gider.

kendimden biliyorum.

hatta, (bkz: http://images.google.com/...utf-8&sa=n&tab=wi)
0
godless commie
(25.07.08)
(7)

nefes alma zorlugu

banuolcay
6-7 aydir nefes almakta gucluk cekiyorum. doktora gittim birsey cikmadi. ayni derdi yasayan var mi?
6-7 aydir nefes almakta gucluk cekiyorum. doktora gittim birsey cikmadi. ayni derdi yasayan var mi?
0
banuolcay
(16.07.08)
sigara iciyorum da cok degil. ortamda rutubet de yok. yemek yeyince artiyor :(
0
🌸banuolcay
(16.07.08)
sigarayı bırakın (ben bıraktım), spora başlayın, sıkı bir diyete girin. geçiyor.

stres tabanlı veya psikolojik bir durum da olabilir tabi.
0
swallowed arsenic
(16.07.08)
gaz veya hazımsızlık problemi gibi birşey olabilir.iç ortamda yer kalmayınca bir taraflara nüksediyor. yalnız hangi doktora gidip ne tür tetkikler yaptınız daha detaylı yazabilirsiniz.
0
lhun
(16.07.08)
aynı sorunu ben final sınavlarım yaklaşırken yaşadım. farkında değilmişim ama çok pis stres yapmışım üzerimde son senem olduğu için. bariz nefes almakta güçlük çekiyordum yani.

nacizane tavsiyem stresten uzak durun, gevşeyin. ben de doktora gidip hiçbir şeyim olmadığına iyice emin olduktan sonra beynimde bitirdim olayı, daha da rahatladım.
0
rectoa
(16.07.08)
tesekkurler cevaplara. durum su: bende cok uzun suredir var , o nedenle donemsel strese bagli oldugunu sanmiyorum. isi biraktim, 2 ay oldu. su anda hicbir stresim de yok anlayacaginiz. :) doktor guatr'dan suphelendi. ama demir eksikligi haric birsey cikmadi. anksiyete dedi ama ben fiziksel bir neden olduguna neredeyse eminim. teshis koyamadigi icin oyle dedi bence. sigaradan kaynakli ise niye simdi oluyor anlamiyorum. ustelik gun gectikce bu problem artiyor ve her gun oluyor.
0
🌸banuolcay
(16.07.08)
Farazî bir tahmin ama panik atak da olabilir. Nefes güçlüğüne ek olarak zayıflık - bitkinlik, kas gerginliği, düzensiz kalp atı$ları, ba$ dönmesi, deri duyarlılığı, vb. belirtiler de mevcutsa, bir de bu konu üstüne gidilebilir belki..?
0
kirmizi baslikli kiz
(17.07.08)
Akciğer fonksiyon testi oldunuz mu?
0
efx
(22.07.08)
(9)

japon filmleri

nomukasonduka
yazın ortasında sonbahar havası yaşamaktan mıdır, yoksa tamamen benim ilgincligim mi tam bilemyiorum fakat sabahın erken saatlerinden beri deli gibi uzakdoğu filmleri izlemek istiyorum. (uzun zamandan beri ilk kez 12 saat uyudum belki de ondandır) özellikle japon. oralı yönetmen çekmese bile az bira
yazın ortasında sonbahar havası yaşamaktan mıdır, yoksa tamamen benim ilgincligim mi tam bilemyiorum fakat sabahın erken saatlerinden beri deli gibi uzakdoğu filmleri izlemek istiyorum. (uzun zamandan beri ilk kez 12 saat uyudum belki de ondandır) özellikle japon. oralı yönetmen çekmese bile az biraz orayı anlatan filmler bile olabilir. (kill bill gibi) çok ihtiyacım var birileri film önerisi yazar mı?
0
nomukasonduka
(16.07.08)
shichinin no samurai
zatoichi
0
lhun
(16.07.08)
kore nin sineması daha iyidir zengindir
0
thinkbeforedoing
(16.07.08)
rhapsody in august
0
petekdoku
(16.07.08)
wpi
(16.07.08)
akiro kurosawa's ran
0
archetype
(16.07.08)
akira kurosawa filmleri, bir de takeshi kitano'dan dolls
0
calaquendi
(16.07.08)
takeshi'den ano natsu ichiban shizukana umi
0
sethi
(16.07.08)
dolls, zatoichi öneririm
0
krasotkin
(16.07.08)
izlemedim ama battle royale güzel derler.
0
arwear
(17.07.08)
(4)

japon uğur balığı çizimi

deckard
japon uğur balıkları mı ne varmış onlara kui deniliyormuş. bana bunlarla ilgili çizimler lazım. bırakın google'dan çizim bulmayı, balıklar hakkında ancak şunu bulabildim;http://www.fotokritik.com/411206uğur balıkları diye arattığımda uğur balık adında biri ile ilgili sayfalar çıkıyor ve bu beni deli
japon uğur balıkları mı ne varmış onlara kui deniliyormuş. bana bunlarla ilgili çizimler lazım. bırakın google'dan çizim bulmayı, balıklar hakkında ancak şunu bulabildim;

www.fotokritik.com

uğur balıkları diye arattığımda uğur balık adında biri ile ilgili sayfalar çıkıyor ve bu beni deli ediyor.
0
deckard
(16.07.08)
kui değil de sanki koi olması gerekiyor.bir de böyle dene derim.
0
frown
(16.07.08)
images.google.com.tr

koi japon...
0
cokpissuserim
(16.07.08)
hakkaten koi'ymiş. linkte kui diye yazmış adam. teşekkürler herkese.
0
🌸deckard
(16.07.08)
(7)

ek iş ek gelir basitinden

palyacopapi
efenim olayım hem fikir almak hem fikir paylasmak... simdi malumunuz hayat pahalı enflasyon vs. calişiyoruz essekler gibi aldiğimiz para yetmiyor mecburen ek is yapiyoruz vs. ben de bole bişi yapiyorum yaklasik bir yıldır. bir rehabilitasyon merkezinin atolyesine gelen cocuklara tabldot yemek yapip
efenim olayım hem fikir almak hem fikir paylasmak... simdi malumunuz hayat pahalı enflasyon vs. calişiyoruz essekler gibi aldiğimiz para yetmiyor mecburen ek is yapiyoruz vs. ben de bole bişi yapiyorum yaklasik bir yıldır. bir rehabilitasyon merkezinin atolyesine gelen cocuklara tabldot yemek yapip satiyoruz anneyle. kisi basi 3.5 liradan. ayda bize 500 600 lira kadar kazandiriyor. simdi sorum su... buna benzer ya da benzemez, yapan ya da yapmiyorum ama fikrim var ulan, şu da yapılabilir denenebilir, şu iyi gelir getirir diyen var mı? paylasalim cebimiz para görsün birbirimize dondurma, bira ısmarlıyabilelim :) görüs ve paylasimlariniz icin simdiden tesekkürler...
0
palyacopapi
(16.07.08)
hmm sizin fikrinizde çok güzelmiş.. kaç kişiye satıyorsunuz ve işe nasıl başladınız merak ettim ben.
0
nihilanth
(16.07.08)
bahsettiğim merkeze aynı zamanda yaratıcı drama derslerine gidiyorum ben. daha önce cocuklar ya dısaridan simit vs. alıyolardı ya da evden getiriyolardi. sonra bir yemek sirketi ile anlastilar ama adamlar önce güzel getirip sonra sıctılar. ben de saka ile karısık ben bundan bin kat iyisini yaparim dedim. saka gercek oldu. :) otelcilik okudugum ve yemek yapmayida sevdigim icin zorlanmiyorum annede yardım ediyor. 10 15 kisi arasi yiyor günde. yani elinden bu tür bir şey gelen varsa biraz arastirma ile bulabilir diye düşünüyorum bunu yapabilecegi bi yer. evde yemegi artırarak yapmak gibi bişi oluyor. cok zahmeti masrafi yok. yapmak isteyen olursa yardımcı olurum :)
0
🌸palyacopapi
(16.07.08)
süper olay. ben de düşüneyim böyle bir şey yahu. daha önce de aklıma gelmişti aslında ama nereye yapabileceğim aklıma gelmemişti. dediğin gibi masrafı az, uğraşı az bir olay. peki siz evde yapıp oraya mı götürüyorsunuz yoksa orada mı oluyor?

aslında mail vasıtasıyla konuşsak daha iyi olurdu, buyrun : [email protected] .
0
nihilanth
(16.07.08)
paran varsa forex olayina girebilirsin. bir yil alistirma yaparsin sanal hesaplarla ogrenirsin olayi sorada gercek parayla oynarsin. Lakin tehlikelidir. Bir gunde yuzde 50 de kaznirsin yuzde 80 de kaybedebilirsin. Temkinli olursan, rahat bir psikolojiyle oynarsan kazanilabilir. Ha sana girmeni tavsiye etmiyorum kesinlikle cunku kumar gibi kazanma ve kaybetme ihtimalin yuksek. Bu arada biyerlerde okumustum. Turkiye yasalari forex yatirimcilarini korumuyor. turkiyede 3-5 tane kucuk capli sirket var onlarada guven olmaz, parani yatirirsin kazanirsin parayi istersin, sana sacma sapan bahaneler uydurup karini vermezler sadece ana parayi verirler falan hatta parani tumunu kaybedebilirsin dayanak olarak bi yasayi baz alip paranida kurtaramazsin yasa olmadigi icin.
ayrica (bkz: fx market)
0
sanio
(16.07.08)
kafelere pasta, kek vs. yapıp satmak olabilir. emek / getiri oranı açısından en makullerinden biri gibi duruyor. hele bir de beğenilirse, insanlar "yaa şu bi pasta yemiştik" falan demeye başlarsa işler daha da güzelleşir.

forex, borsa, iddia, at yarışı, texas hold em... bunlardan da uzak durmanızı salık veririm. ama enflasyona karşı, birikimlerinizi bankaların fonlarında veya vadeli mevduatlarda tutmanız çok iyi olur tabi.
0
lhun
(16.07.08)
zaten gayet güzel bi yol bulmuşsunuz kendinize. benim öğretmen olan 2 ev arkadaşım da manav/şarküteri gibi bi yer açmıştı. olmadı tutmadı. devralan kişi de yapamadı. dükkan ist. ikitelli civarındaydı. çevrede bi ton bim, carrefour falan var o yüzden muhtemelen. neyse böyle alternatif ve çok efor ve zaman gerektirmeyen bişeyler olsa da yapsak.
0
geldiler
(16.07.08)
yemek olayını biraz daha geliştirseniz olmaz mı?
şu anda 10-15 kişiye yemek veriyorsunuz.
onun yanına 20-25 kişilik yemek verebileceğiniz bir işyeri bir fabrika bir şirket bulup orayada yemek verin.
belki bakarsınız bir kaç sene sonra iyice geliştirip yeme fabrikası açarsınız.
o zaman bana da dondurma ve bira ısmarlarsınız :)
0
etna
(16.07.08)
(6)

vantilator ne kadar mantikli?

jay kay
ankara da teras katinda oturuyorum geceleri abarti sicak oluyo. bocek ve sineklerle de aram hic iyi degil, sineklikte yok cam mam acik uyuyamiyorum geceleri. alsam bi vantilator geceleri acik biraksam soyle bana dogru diorum. varmi kullanan? ufo iyonlu su zimbirtilar falan cikti bide yeni
ankara da teras katinda oturuyorum geceleri abarti sicak oluyo. bocek ve sineklerle de aram hic iyi degil, sineklikte yok cam mam acik uyuyamiyorum geceleri. alsam bi vantilator geceleri acik biraksam soyle bana dogru diorum. varmi kullanan? ufo iyonlu su zimbirtilar falan cikti bide yeni
0
jay kay
(16.07.08)
direkt kendine tutarsan sabaha bir yerlerin tutulmu$ olabilir :)
du$uk hizda, tavana dogru cevirip cali$tirirsan guzel olur ama. en azindan hava sirkulasyonu saglar, rahat edersin.
0
sourlemonade
(16.07.08)
klimanin ve vantilatorun onunde durmak akil kari degildir. ikiside vurur adami lakin klimanin onnde durmasanda faydasini gorursun ama vantilator icin ayni seyi soyleyemeyecgim. haa tavana asilan vantilator zannimca farkli kucuk vantilatorler gibi hizli ve dar bi hava akimi olusturmuyorlar genis ve yavas akim olusturuyorlar oda rahat ettirir tahminimce
0
sanio
(16.07.08)
Efem, yapı marketlerde scotch'un ürettiği hazır sineklikler oluyor. Ben olsam alır bir sineklik takarım. Camlardan birini açmak bile vantilatörden daha sağlıklıdır.
0
gercektenmi
(16.07.08)
vantilatoru kendine tutmazsan kesinlikle bir işe yaramaz, tutarsan da dedikleri gibi, hele bir de terle birleşirse, kışın olacağından daha beter hasta olursun.
onun yerine sana ev yapımı air condition kullanmanı tavsiye ederim. çok basit, tamamı olmamak kaydıyla su doldurduğun şişeleri 1 gün önceden buzluğa koyuyorsun (ufak su şişeleri), yatacağın zaman vantilatörün arkasına veya önüne koyuyorsun bunları (veya asıyorsun, eğer ayaklı vantilatörse bakır tel kullanabilirsin asmak için) . burada önemli olan soğuk yüzeyin yüzey alanını olabildiğince arttırmak.mesela ince buz kasetleri var, onları da paralel şekilde dizebilirsin, daha etkili olur hatta.
neyse, yatarken bu düzeneği diziyorsun, sonra vantilatörü kendine değil, birazcık yukarıya doğru ayarlıyorsun. aleti hızlı çalıştırmana gerek yok. dataa. eğer yeterince yüzey alanı yarattıysan işe yarıyor.
ha ben bunu abartayım, elim de yatkındır diyorsan aynı düzeneği geliştirip, vantilatöre bakır borular döşeyebilir, bunu en ufak akvaryum pompasına bağlayabilir, dönen suyu da (veya antifrizli suyu da) yine bu buzlu hedelerle soğutabilirsin.
0
lhun
(16.07.08)
geçen gün ufo'nun iyonize dikey serbileticilerinden almış biri olarak şunu söyleyebilirim.

vantilatör'den biraz daha püfür bi durumu var. bi de havayı temizlediği için sanki etrafı biraz da serinletiyor intibası yaratıyor. ama bir klima beklentisi olmamalı. fakat vantilatör mü bu mu diye sorarsanız aradaki fark minicik olsa da bu derim. bi de sağa ve sola dönebilir olduğu için de sürekli aynı yere esinti vermiyor.

ayrıca üzerindeki digital gösterge sayesinde timer'ı da ayarlayabiliyorsunuz. yani bu şu demek oluyor. kurup uyuyabilirsiniz.

bunun vantilatör şeklinde buhar çıkaran modelini de aldığım yer önermemişti. özellikle istanbul oldukça nemli bir havaya sahip olduğundan su buharının zaten ortamı iyice nemlendirerek amacına ulaşmayacağı iletilmişti.

mutlaka düşünürsünüz ama bu cihazları aldığınız yerde klima varsa bu da sizi yanıltmasın. serin bir havayı size verince sanmayın ki doğal bir ortamda aynı serinlikle karşılaşacaksınız. ben bu testi yapabilmek için cihazı dışarı/gün yüzüne çıkararak denedim. ve sonunda dikey modelinden aldım.
0
yedek ruh
(16.07.08)
migrosta 15ytl'ye sineklik satiyorlar, büyük kapilar için.
0
05
(20.07.08)
(7)

bacak bandı

kibritsuyu
efendim kadın bacağını daha erotik göstermek için kullanıldığını zannettiğim jartiyerli çorabın dantelli kısmı gibi tek bacağa takılan bir şey var. nedir bunun adı? amacı nedir? daha mı erotik oluyor bunu takınca?
efendim kadın bacağını daha erotik göstermek için kullanıldığını zannettiğim jartiyerli çorabın dantelli kısmı gibi tek bacağa takılan bir şey var. nedir bunun adı? amacı nedir? daha mı erotik oluyor bunu takınca?
0
kibritsuyu
(15.07.08)
oraya işte bilimum bond gereci, ufak silah, bıçak, ninja biçaa türevi ekipman konuluyor ya .. :)
0
lhun
(15.07.08)
lara croft cinsi hatunlar taksın da fırfırlı mini entari giymiş hatun niye takıyor ki. onda ne arar ninja yıldızı falan.
0
🌸kibritsuyu
(15.07.08)
asimetrik bir görüntü amaclanarak modanın doruk noktalarına çıkılmak istenmiş olunabilir
0
flate
(15.07.08)
o seyin amaci para tutmaktir, ciddiyim.
0
kayranin kedisi
(15.07.08)
o bandı gelin giyer. Damat, düğün esnasında o bandı dişleriyle çıkartır (evet herkes tezahurat ederken). Böyle de erotik bi düğün geleği var avrupalıların.
0
neronas
(15.07.08)
dikkati bacağa yönlendiriyor olabilir. ki evet bu haliyle daha hoş görünüyor bu bayan, o yüzden illaki bi fonksiyonu olması şart değil bu bantın. aksesuar olsun yeter..
0
smy
(15.07.08)
henüz elastik çoraplar yokken, ki o zamanlar külotlu çoraplar da yoktu, kalçaya kadar çıkan ipek vs çorapları bu lastiklerle yerinde tutar idi kadınlar. işlevini kaybetmiş ama estretik amaçlı kullanılmaya devam etmiştir.
0
cereal killer
(15.07.08)
(1)

yüksek çözünürlüklü mitoloji temalı poster arıyorum

demlikposet
odama duvarım bastırıp bastırıp asmak için mümkünse yunan mitolojisi temalı posterlar arıyorumüşenmedim de aradım taradım bulamadım hiç mi olmaz şoktayımünlü tablolar da olabilirresim de olur mizansen de olurkonu çok ayırmıyorumsirenler olurherkül olurstyx olurmorpheus olurtanrıların savaşları olurb
odama duvarım bastırıp bastırıp asmak için mümkünse yunan mitolojisi temalı posterlar arıyorum

üşenmedim de aradım taradım bulamadım hiç mi olmaz şoktayım

ünlü tablolar da olabilir

resim de olur mizansen de olur



konu çok ayırmıyorum
sirenler olur
herkül olur
styx olur
morpheus olur
tanrıların savaşları olur
britanyanın köpeğiyim ondan yunan istiyorum
0
demlikposet
(15.07.08)
william bouguereau yapıtlarına bakabilirsin. benim favorilerimdir. nymphler ve satir mesela (nymphes et satires). ama nerede nasıl kaça bastıracağının detaylarını paylaşırsan şahane olur?
dost un şu en son açılan kısmında, alt katta 1 2 tane daha var diye hatırlıyorum, ama iki sene oluyor bakalı.
0
lhun
(15.07.08)
(15)

rahatlatıcı içecek/cay

dodocan
geceleri uykuya dalmakta zorlanıp ,soyle delıksız uyuyamıyorum . benı rahatlatacak kocakarı ılacı veya karısım bır cay biliyormusunuz?
geceleri uykuya dalmakta zorlanıp ,soyle delıksız uyuyamıyorum . benı rahatlatacak kocakarı ılacı veya karısım bır cay biliyormusunuz?
0
dodocan
(15.07.08)
mate çayını çok tavsiye ediyorlar. bir de papatya çayı denir ama onun tadı herkesin hoşuna gitmiyebilir, o yüzden mate çayını deneyin derim.
0
think martini
(15.07.08)
tabii ki de rezene. not: anasonludur.
0
egotm
(15.07.08)
Mate kafeinlidir, uykuya dalmak icin onermem.
0
wpi
(15.07.08)
sarı kantaron.
alkol.
kulak tıpası.

hepsi çay değil biliyorum :) sen yine de dene.
0
lhun
(15.07.08)
magnezyum al. biraz da ılık süt ya da ayran.
0
arnold schwarzeneger
(15.07.08)
sarı kantoron bağırsakları da çalıştıryordu yanılmıyorsam o yüzden hafif rahatsız hissedebilirsin..

bence rezenenin etksini daha çok görürsün
veyahut 1 kadeh şarap(1 kadeh ama)
0
demlikposet
(15.07.08)
biraz viski iç bebek gibi uyursun
0
kokomichu
(15.07.08)
Kediotu. Kökü de olabilir.
0
ataturkiye
(15.07.08)
(git: 20159)
0
late viper
(15.07.08)
sut. butun sut urunleri uykuyu getirir. ayrica sutte adini hatirlayamadigim bir madde vardir dis minelerini koruyan. ama gaz ve agiz kokusu yapar o ayri.
0
turkish tekila
(15.07.08)
turkish tekila hatirlayamadiginiz madde laktaz olmasin?
0
egotm
(15.07.08)
melissa&papatya idealdir. 10dk demleyip icersen uyursun misil misil.
0
kayranin kedisi
(15.07.08)
ıhlamur.. içimi de güzeldir.
0
smy
(15.07.08)
bitki caylarini onermem surekli kullaniminin karacigeri iflasin esigine getirdigini duymustum. benim karaciger iflas etmistide bi ara doktorlardan duymustum bunuda, ihlamurun ise kisirliga sebep oldugunu duydum fakat asiri kullanman gerekmis. ben genelde ihlamur icerdim hem mideyi rhaatlatir hemde uykuyu getirir iyidir guzeldir ilamur
0
sanio
(15.07.08)
Doğadan'ın Relax çayı işe yarıyormuş bazılarında, ben bi etkisini görmedim. Sarı kantaron var içinde.
0
gulden kale
(15.07.08)
(14)

Ankara'da Kaliteli Kebapçı/Restaurant???

brkylmz
Başta kebapçı olmak üzere Ankara'da kaliteli ve götürdüğüm kişinin hoşuna gidecek bi kebapçı ya da olmadı restaurant (ne biçim kelime bu ya) var mı bildiğiniz?ama öyle çok da uçuk olması. adam başı 30-40 iyidir. adresli madresli anlatırsanız öyle sevinirim ki :)
Başta kebapçı olmak üzere Ankara'da kaliteli ve götürdüğüm kişinin hoşuna gidecek bi kebapçı ya da olmadı restaurant (ne biçim kelime bu ya) var mı bildiğiniz?

ama öyle çok da uçuk olması. adam başı 30-40 iyidir. adresli madresli anlatırsanız öyle sevinirim ki :)
0
brkylmz
(14.07.08)
1. tavacı recep usta. kaburga dolması ve sac tava yenebiliyor. ikramları da menüleri de iyi. doymadan çıkmak imkansız. gaziosmanpaşa reşit galip caddesi'nin en aşağısında. alkol yok.
2. hacı arif bey. uzun zamandır gitmedim. burası da kebapçı ama lüks biraz. kavaklıdere güniz sokak'ta. tunalı'nın başından yukarı doğru çıkan sokak. süleyman demirel'in evinin olduğu yer. alkol var mıydı hatırlayamadım.
3. şanlı edessa. bu bayağı bildiğin kebapçıdır bi özelliği yoktur. ikramları iyidir. emek 8. caddenin sonunda. alkol yok.(emek 4. caddedeki edesa farklı bir yer. ben emek 8. caddenin sonundakini tavsiye ederim.)
4. zenger paşa konağı. kebapçıdan ziyade restaurant. pidelerin paşası diye üç metrelik pideleri var. akşamları fasıl var. fiks menü falan da var. alkol de var. yeri kale'de.
0
kibritsuyu
(14.07.08)
çadır kebap varmış bi de... söğütözü'nde. orası da güzele benziyor ama bilemedim tam ???
0
🌸brkylmz
(14.07.08)
kebapçı diyosan yazılmayanlar içinde ilk aklıma gelenler:
- köşebaşı. gaziosmanpaşa'da, baya bi ünlü, yemekleri süper, ama biraz pahalı
- dürüm çadır. eskişehir yolu üstünde, pek bilinmeyen bi yer ama ortamı yemekleri yine güzel
- adana sofrası var yıldızda, büyük bi ocakbaşı var özellikle ocakbaşı güzel
- tike. hilton'un orda var, bi de park caddesinde, lüks kebapçı, pahalı
- reşit galip'in ortalarında kebap 2000'di sanırım, öyle bi yer var ortalama fiyat güzel yiyecek
valla yüz tane mekan var, biraz daha spesifik bişeyler istersen daha detaylı yazabilirim, hepsi restaurant sonuçta.
0
kokomichu
(14.07.08)
çadır kebap diyolar, dürüm çadır diyolar, aslında yıllar önce ilk açıldığında ismi dürümtır'dı, bi tır'ı parketmişti adamlar dürüm satıyolardı. şimdi çadır oldu. eskişehir yolunda boss'un arkasında halkbank'ın orda, bahçesi var artık, genelde düzgün tipler olur baylı bayanlı, rakı vardır mezeleri iyidir, özellikle adana kebabı iyidir tavsiye ederim.
0
kokomichu
(14.07.08)
odtü'den bilkent'e doğru giderken odtü üstgeçidini geçtikten sonra aygaz'dan sağa dön sonra tekrar sağa. amma mesaj attım bu arada
0
kokomichu
(14.07.08)
uludag kebap var itfaiye meydaninin orda. tek gecerim.
0
gene mi gene
(14.07.08)
Tavacı recep usta çok iyidir, ama bildiğim kadarıyla esattaki yer kapandı, hoşdereye taşındı, gitmeden zaten rezervasyon yaptırın, yoksa yer bulamazsınız, hafta içi hafta sonu fark etmez.
Bir de kızılayda tömerin hemen karşısında mangalcı diye bir yer var, masaların ortasında mangal var, ister kendiniz pişirip yiyorsunuz, ister onlar getiriyor, mezeleri süper, orda yediğim patlıcan ezmeyi hiç bir yerde yemedim. fasıl da var haftanın belli günlerinde. ben yabancı misafirlerimi oraya götürüyorum genelde, tam türk usulü, çok eğlenceli oluyor.
balgatta da asmaaltı diye bir yer vardı ama onun nereye taşındığını bulamadım bi türlü.
www.tavacirecepusta.com
www.mangalciankara.com
0
opucuk baligi
(14.07.08)
bir de kebapçılar dışında, fevzi hoca diye bir balıkçı var, söğütözünde tobb üniversitesi var ya, o caddede, sağda orman bakanlığının lojmanlarının içinde, tabelasını görürsünüz zaten. ben karadenizliyim, böyle güzel balık yapan çok az yer biliyorum. kocaman bi bahçesi var, havuzbaşı filan. rezervasyon yaptırmakta fayda var. bu da internet sitesi:
www.fevzihoca.com
0
opucuk baligi
(14.07.08)
@gene mi gene

tamamen haklısın. hayatımda yediğim en güzel iskenderdi ordaki. biraz pahalıdır ama inanılmaz lezzetli yemekleri var.
0
s e ff a f
(14.07.08)
@opucuk baligi : mangalcı dediğiniz mekanın konsepti süpermiş ama az önce gittik kapanmış orası yaw :) acaba biyere mi taşınmış ? bilginiz var mı ?
0
🌸brkylmz
(14.07.08)
dürüm çadır akşamları payvon gibi oluyor yanındaki kadına ahtapot gibi sarılan kafası bi kçlo jöleli tipler ıyyyyyyyyy.
ama öğle vakti işe devam etmeden önce iki duble rakı atmak için ideal.

tikeyi salla, bi kere sahipleri pis adamlar. bir de kuverden giydirmelerine gıcık oluyorum.

uludağın itfaiyedeki şubesi iyidir hakkaten.

adana sofrasının da necatibeydeki yeri daha iyidir.
0
agk
(15.07.08)
@ agk: valla ben de son bikaç gidişimde onu farkettim de o güne has diye düşünmek istedim, mevsimleri mi geldi bu hıyarların nedir anlamadım
0
kokomichu
(15.07.08)
uludağ kebapçı değildir yalnız. oraya sadece iskender yemeye gidilir. iskenderi müthiştir. beyti yiyim, adana yiyim diyorsanız uludağ olmaz.

beyti için özellikle şanlı edessa'yı (8. caddedeki) şiddetle öneririm.

adana sofrası'nın diğer şubelerini bilemiycem ama necatibey'deki yeri adana yemek için hiç uygun değil. rezalet bir adana kebabı var. yani belki adana kebabının orijinali hakikaten öyledir ama güzel değil ben beğenmedim. sıradan kebapçılardaki daha güzel.
0
kibritsuyu
(15.07.08)
Beykoz. hem işkembecisi, hem de ızgaracısı var. hoşdere üzerinde, yukarı tarafına doğru. adam başı 40 hedefini de rahat sağlar. ünlülerin vs. ankaraya konsere falan geldiklerinde gittiği yerdir.
Kaliteli ve götürdüğün kişinin kesinlikle hoşuna gidecektir.
0
lhun
(15.07.08)
(13)

pratik Makarn Sosu tarifleri arıyorum

demlikposet
baktım ki sözlükte makarprana uzmanımız bol o zaman neden pratik denenmiş veya kişiye özel tariflerimizi paylaşmayalım..bir sürü sitede bir sürü güzel ve sikko tarif bir arada ben varsa daha kişiye özel az bilinen veya onaylanmış tarifleri soruyorum, içinde kumkat hindi tırnağı ördek bağırsağı gibi
baktım ki sözlükte makarprana uzmanımız bol o zaman neden pratik denenmiş veya kişiye özel tariflerimizi paylaşmayalım..

bir sürü sitede bir sürü güzel ve sikko tarif bir arada ben varsa daha kişiye özel az bilinen veya onaylanmış tarifleri soruyorum, içinde kumkat hindi tırnağı ördek bağırsağı gibi ekstrem malzemeler olmazsa yapılabilirliği artar şahane olur..

hadi gelsin tarifler
0
demlikposet
(14.07.08)
soğanlar minik minik doğranır,yağda kavrulur,içine biraz sosis veya burger küp küp doğranır,üzerine salça konur,biraz da makarnanın suyundan eklenir.isteğe göre sarmısak falan da eklenebilir.bir de varsa eğer evde,fesleğen şahane oluyor.yoksa da kuru nane veya hafiften kekik olabilir.eğer seviyorsanız soğanlardan sonra ince ince doğanmış biberi de ekleyebilirsiniz.
0
karamell
(14.07.08)
Kendi icadım bir tarifi yazayım buraya:

Domates ve havucu rendeliyorsun, biberleri de ince ince doğruyorsun. Makarna pişerken (özellikle pişerken, çünkü süzgece aldıktan sonra bulaşık çıkmasın diye kendi tenceresinde sos yapmaya başlarsanız yekpare hale gelir makarna), başka bir tavada biberleri, canlılığının gitmesine yakın yağda arada karıştırarak ağzı kapalı kavuruyorsun. Biberlerin ölümüne ramak kala, havucu ekliyor ve işleme devam ediyorsun. Onlar da tamam olduğunda, en son domatesi ekliyor ve kendi suyunda pişiriyorsun. Sos kıvama geldiğinde azıcık salça ve istenirse biraz sıcak su ilave edilerek biraz daha pişiriyorsun. Pulbiber ve karabiber eklemeyi de unutmuyorsun. "Hani tuz" dediğinizi duyar gibiyim. Tuzu, sosu yapmadan önce sebzelere çiğ iken ilave ediyor ve biraz karıştırıyoruz. Böylece hem güzel suyu çıkıyor, hem de daha lezzetli oluyor. Son aşama olarak, süzülmüş makarnanın tenceresine makarnayı geri koyuyor (süzgeci batırmayın, daha zor temizleniyor) ve üstüne sosu ilave ederek homojen bir hale gelinceye kadar karıştırıyoruz. Ben böyle seviyorum, isteyen makarnanın üzerine de ilave edebilir. Afiyet olsun.

Güzel ve iyi makarna yapmak çok basit bir olay değil sonuç olarak. Hele öyle kaynat-süz-ye hiç değil.
0
shangrilla
(14.07.08)
Tarla domatesi bulabilecek misin? Gercekten lezzetli, mevsiminde domates olunca sade domates sosu cok guzel oluyor.

Soyle: 4-5 domatesi soy, dogra. 2-4 dis sarimsak ve bir kucuk sogan soy ve hazirla. sogan ve sarimsagi derin bir tavada veya tencerede iyi zeytinyaginda pisirmeye basla. hafiften renk alinca domatesleri ekle. tuzunu ayarla. domatesler iyicene yumusayincaya kadar agir ateste pisir.

bundan sonra ne yapacagin senin istegine kalmis. sosu blenderda pure haline getirebilir, o sekilde kullanabilirsin (hatta dondurabilirsin cok yaparsan). ya da oyle iri parcalar halinde servis edebilirsin. blenderdan gecirmeyeceksen, sogan ve sarimsaklari dogramadan koy sosa, pistikten sonra cikarabilirsin boylece.

afiyet olsun.
0
wpi
(14.07.08)
Bir tarif daha:

Klasik Türk sucuklarını 1/4 daire şeklinde doğruyorsun. Az yağda (malum, sucuk da çok yağ salıyor) kavurduktan sonra salça ekleyerek biraz daha kavuruyorsun. Baharat ve sarımsağa gerek yok, sucuğun içerisinde onlardan bolca bulunuyor. İsteyen biraz nane kullanabilir. Piştikten sonra üzerine birbirlerini eşitleyecek miktarda yoğurt ekliyorsun ve bir güzel karıştırıyorsun. Sos hazırdır. Hem basit hem lezzetli.
0
shangrilla
(14.07.08)
hazır çorbalardan istediğini seç, sos kıvamı olacak kadar su ekle ve kaynat, içine arzuya göre biberiydi, maydanozuydu, sucuğuydu bilmemnesiydi at karıştır (bunları atmadan önce kavur biraz)
yine istediğin baharatlardan serp(kekik favorim makarnada)

benim favorim kremalı mantar çorbası... içine ayrıca mantar doğrayıp kekikle hazırlayınca enfes oluyor
0
ravioli
(14.07.08)
suyu kaynadıktan sonra içine göz kararı biber salçası (acı-tatlı sizin tercihinize kalmış) eklenir istenilen şekilde de yağ ilave edilir ve suyu çektirilerek makarna yapılır sonra yenir.

tabi bu tarif biraz beta aşamasında zira yağın nerede (kaynadıktan sonra veya suyu biraz çekerken) ve nekadar konulacağını tutturabilmiş değilim ayrıca su da bol konulmazsa yarım saatin altında oluyor yoksa uzuyor baya.

ayrıca ek olarak en iyi makarna kıymalı makarnadır.
0
yuto
(14.07.08)
Carbonara sosu: (aslında çok versiyonu var ama ben arada kendi yaptığım ve süper versiyonunu yazıyorum)

pastırmaları dilimliyosun. makarna pişerken pastırmaları, ve rendelenmiş sarımsağı pişirmeye başlıyosun. bi süre sonra beyaz şarap ekliyorsun. alkolü buharlaşcak ama tadı kalcak ona göre ayarlaman lazım pişme süresini. daha sonra maydanoz atıyosun maydanozlar ölmeden ocağı kapatıyosun.

bunlar olurken 2 tane yimurtayı çırpıyosun büyük bi kapta, sonra koyabildiğin kadar parmesan rendeliyosun. o olmazsa eski kaşar da olur. parmesanı da rendelenmiş alma sakın kalıp halinde al ki kokusu tadı olsun adam gibi.

sos hazır, yumurtalı kap hazır makarna pişti. makarnayı soğuk suda süzmeden yumurtalı kaba at ve hemen karıştır, yumurta makarna sıcaklığı ile pişecektir. piştikten sonra sosu da ekleyip karıştır, servis etmeden biraz daha parmesan ve karabiber atıp karıştırma görüntüsü olsun sadece.

bu kadar. ha tabi tortellini ile yapmak lazım, linguine veya paperdelle ile de olabilir belki.
0
kokomichu
(14.07.08)
Olabildigince ufak dogranmis sogan, mantar ve sosisler i kavururken uzerine de biraz salca atarsaniz, bununla lezzetli bir sos yapabilirsiniz :) ben usendigimden dana gibi sosis mantarlari atiyorum o ayri :D
0
enedwaith
(14.07.08)
bu arada unutmuşum carbonara sostaki yumurta karışımına krema da ekliyceksin tabi, kremasız olur mu olmaz.
0
kokomichu
(14.07.08)
Shangrilla nın sosuna ek olarak ben ceviz de koyuyorum az biraz. güzel oluyor
0
kolpazan
(14.07.08)
benim sosum sade ketçaptır. (öğrenci işi)
0
flate
(14.07.08)
mantarları al yıka temizle, dilimle. teflonda az tereyağıyla çevir. toz (acı) kırmızı biber de koy.
bu arada makarna pişmiş olsun. çok sıcakken tabağa koy, üzerine rendelenmiş kaşar koy bolca, hemen erisin. ocaktan aldığın cızırdayan mantarları güzelce üzerine dök. afiyet olsun.

bir de klasik mantı sosu da güzel olur. yani sarmısaklı yoğurt üzerine kırmızı biberli tereyağı.
0
quasiromantic
(14.07.08)
tam olarak sos değil, daha çok makarna salatası, ama yiyip de orgazm olmayanı görmedim.

yüksük makarnayı (düdük makarnanın küçüğü) pişiriyorsun. pişirme detayları vs nasıl kolayına geliyorsa öyle.
ya midye, ya kalamar, ama bunları bulamıyorsan da küp küp doğradığın tavuk göğsü parçalarını yumurta sarısı, un, kızgın yağ klasik taktiğiyle midye tava gibi hazırlıyorsun.
sonra salata kasesine makarnayı koyuyorsun. içine koyacaklarını da dilediğin gibi seçebilirsin. benim fiksim dereotudur.
sosu olarak sarmısaklı yoğurt. sarmısak bu tarifin en önemli kısmı, kızartılmış et ile birlikte. dilersen mayonez+yoğurt karışımı da kullanabilirsin, yani seyreltilmiş mayonez, hem daha hafif olur, hem de mayonezin tadını kazanmış oluruz.

hepsini karıştırıyorsun, istersen içine turşu, mısır, bezelye de koyabilirsin, ama unutma sarmısağın tadı ana nota ve dereotu da ikinci nota olacağı için birşey eklemesen daha iyi olur bence.

dikkat etmen gereken tek şey, kaseden yemeye başlarsan duramayacağın gerçeğidir:)
ha bir de servis etmeden soğutup, yoğurtun da hafif su kaybetmesini bekleyebilirsin. ama çok kaybederse beton olur, yani 2. güne kalırsa biraz yoğurt eklemen gerekecektir, ama bu da sarmısak vs gibi ana tad unsurlarını seyreltecektir. ona göre ayarla miktarı yani.

bilmem tarifi yazarken ağzımın deli gibi sulandığını söylemem tarifin güzelliğine dair fikir verir mi :)
0
lhun
(15.07.08)
(5)

Dedicated server tavsiyesi?

trista
Üzerinde Ultima Online emülatörü (RunUO) çalıştırabileceğim, ortalama 250 oyuncuyu kaldırabilecek bir dedicated arıyorum. En azından güvenilir dedicated kiralayan site ismi biliyorsanız paylaşırsanız sevinirim.
Üzerinde Ultima Online emülatörü (RunUO) çalıştırabileceğim, ortalama 250 oyuncuyu kaldırabilecek bir dedicated arıyorum. En azından güvenilir dedicated kiralayan site ismi biliyorsanız paylaşırsanız sevinirim.
0
trista
(12.07.08)
www.theplanet.com eski ve büyük bir firma. Ama sunucuları ABD'de...
0
crown
(12.07.08)
Teşekkürler ama bana Türkiye tabanlı hosting firması lazım. Malum yurtdışı olunca lag sorunu yaşanıyor.
0
🌸trista
(12.07.08)
hangi versiyon ultima çalıştıracaksınz?
0
lhun
(12.07.08)
RunUO 1.0.0
0
🌸trista
(12.07.08)
yok clientı sordum.
0
lhun
(13.07.08)
(3)

Excel - VB - Macro üçgeninde alkol karşılığı yardım :))

mikelarteta
Sayın arkadaşlar şimdi elimde iki tane excel dosyası var ve birbirine linklenmesi gerekiyor. Vlookup kısımlarını ben yaptım %50 si işin bitti belki fazlası ama macroyu, macro kaydet diye değilde ben yazarım diyebilecek bir kişi arıyorum. İşimiz pek sürmeyecek tahminim ama excel zaman bulması gereken
Sayın arkadaşlar şimdi elimde iki tane excel dosyası var ve birbirine linklenmesi gerekiyor. Vlookup kısımlarını ben yaptım %50 si işin bitti belki fazlası ama macroyu, macro kaydet diye değilde ben yazarım diyebilecek bir kişi arıyorum. İşimiz pek sürmeyecek tahminim ama excel zaman bulması gereken datayı bulamıyor, macroya kaydedilemiyor falan gibi hatalar verdi. Bu işi önümüzdeki hafta yapmamız lazım.

Bir akşam bir yerlerde buluşur laptop tan takılacağız,karşılığında bira ısmarlayacağım hem de yeni badi kazanmış olacağız.Muhabbetim süperdir biradan tekilaya da döneriz yeterki iş görülsün.

İlgililer bana mesaj atarsa sevinirim.

( Bu niye duyuru değil soru diyenlere ise cevab veremiyorum)

Hadi bi el atıverin.
0
mikelarteta
(11.07.08)
Dosyayı gönderemiyorum zira confidential bir dosya.
0
🌸mikelarteta
(11.07.08)
hangi şehir?
0
lhun
(11.07.08)
İstanbul Bostancıı Taksim Mecidiyeköy uyan yerlerdir.
0
🌸mikelarteta
(11.07.08)
(7)

barcelona turları..

nick name
şöyle diyorum; evlenince( yakın gelecekte)yurt içinde balayı yapacağına git barcelona da adam gibi tatil yap, farklı kültür gör falan. ne kadara patlar ki böyle bişi? turla gitmek eğlenceli midir?mantıklı mıdır? tur haricinde gitmek tuzlu olur herhalde...var mı benzer tecrübeleri olan? tavsiye edil
şöyle diyorum; evlenince( yakın gelecekte)yurt içinde balayı yapacağına git barcelona da adam gibi tatil yap, farklı kültür gör falan.
ne kadara patlar ki böyle bişi? turla gitmek eğlenceli midir?mantıklı mıdır? tur haricinde gitmek tuzlu olur herhalde...
var mı benzer tecrübeleri olan? tavsiye edilecekler?
0
nick name
(11.07.08)
genelde gidecek hazır yeri olmayanlar için turlar daha iyi (balayı ya hani, hostel falan bozar diye söylüyorum:), tavsiyem turla gidip sadece oteli kullanmanız ve kendi başınıza gezmeniz. zira türkiye'den almanya dışına uçak biletleri gerçekten pahalı.
mutluluklar
0
whoosie
(11.07.08)
turla giderseniz tur içinde gelecek diğer müşterilerin kalitesini kimse garanti edemez.. bu yuzden tek gezmek en sağlıklısıdır bu işlerde..

bir de tur şirketleri, bu tip turlarda konaklatıcakları otellerı şehir dışından seçer biraz.. bunun sebebi de müşteriyi (yani sizi) rehberin önerdiği turlara mecbur bırakmaktır..

bunlara dikkat etmek lazım...

şahsi tavsiyem kendi başınıza hostel mostel dalıp gezmeniz yönundedir.. bol hikaye çıkar.. maceralı olur...
0
ayanux
(11.07.08)
turla gidin, muhtemelen tur şirketi size 3/4/5 yıldızlı otel seçeneği sunacaktır. genelde kaç yıldızlı olursa olsun oteller kalitelidir, yemek servisi vardır falan filan..
oraya gittikten sonra illa turlara katılmak zorunda değilsiniz, kendi başınıza da takılabilirsiniz. (zaten genelde turlar müzelere, tarihi yerlere oluyor doğal olarak. akşamları da kişi başı ücret karşılığında enteresan lokantalara veya restourantlara filan götürürler.)


kısacası en mantıklısı bu. ne kadara mal olacağı kaç gün gideceğinize, otelin kalitesine veya gideceğiniz havayolu şirketine göre değişir. ortalama kişi başı sırf tur parası 650-1000(barcelona için) ytl arasındadır. (orada yapılacak harcamalarla kat kat çıkar..ehe.)

en iyisi bir tatil şirketine gidip ayrıntılı konuşmak. turla giderseniz vize de daha kolay alırsınız, nereye gideceğiniz neler yapacağınız belli olur. kafa yormazsınız bu işlere.
0
exexex
(11.07.08)
ben olsam balayı ve gez gör olayını ayrı zamanlara koyardım. yani ilkinde daha pasif daha miskin konumda olmak daha tercih edilir geliyor.
benim tavsiyem eğer illa ki barcelona demiyorsanız, adam gibi tropik bir deneyim yaşayın. dominik cumhuriyeti, yol parası hariç, gayet güneydeki beş yıldızlı otellerimiz ayarında bir masrafa patlıyor, üstelik bildiğim kadarıyla artık türkiyeye vize uygulamıyor. beyaz kum, açık mavi deniz, bence balayının hatırını ödüllendirmek için daha azı yetmez.
0
lhun
(11.07.08)
benim tavsiyem de tur yerine gidip hostellerde kalman
otellere göre hem çok daha ucuz hem de çok daha eğlenceli
ayrıca gezi olayında
turist danışma bürolarından güzel bir harita alıp barcelona metrosunu kullanman yeterli olur..
barcelona 24 saat eğlencenin olduğu bir şehir sonuçta ne yaparsan yap eğlenmen garanti
0
fenrir greyback
(11.07.08)
kesinlikle turdaki diger adamların ne tarz olacağı can sıkıntısı... hostel en güzeli gibi. ama o da kaça patlar belli olmaz. riskli gibi. du bakalım zamanı gelsin ole bakarız artık::)) turk işi antalya olacak gibi gözüküyor:(
0
🌸nick name
(12.07.08)
sakın barcelona da hostel mostel takılayım deme hepsi iğrenç dandik ötesi (kişi başı 30euroluklar). hem barçenin plajı da o kadar iyi değil nerede bizim fethiyemiz o ayrı konu.en iyisi turla gitmek gazetede 300euroya gördüğümü hatırlıyorum zaten orası avrupa birliği ülkesi muntazam bir metro ağı var hiç olmadı rent a car yapabilirsin . bu arada daha yeni evlendiğin karını fc nin stadına da götürme istersen :D
0
cucuru
(22.07.08)
(11)

Arabaların km ömrü

felina
Tam anlatamadım. Yani şöyle "bu araba 200.000 km'den fazla yapmaz" diye bişey var mı? Arabasına göre değişir farkındayım da normal bir binekten bahsedelim mesela. Ya da kategori kategori sıralayabiliriz.Var mı öyle bişey? 250.000 km yaptı mı haşattır değiştirmek lazım gibi bişey?
Tam anlatamadım. Yani şöyle "bu araba 200.000 km'den fazla yapmaz" diye bişey var mı? Arabasına göre değişir farkındayım da normal bir binekten bahsedelim mesela. Ya da kategori kategori sıralayabiliriz.
Var mı öyle bişey? 250.000 km yaptı mı haşattır değiştirmek lazım gibi bişey?
0
felina
(10.07.08)
discovery channel da ekonomik ömür olarak 180000km gibi birşey duymuştum. ha ama 400000km sonrası bile giden bir adet kartalımız da oldu 40000 km de sorunlu bir civic de.
yani arabın haşat olması=(kullana kişi)(kullanılan yer ve iklimi)(kullanım süresi)(kullanım alanı) değişkenlerinede başlıdır.
0
s man chen
(10.07.08)
tum parcalar asınıyor kullandıkca, iste 200bin den sonra fln sık hasarlanmaya baslıyor araclar vs vs. zaten pek de bi omru kalmıyor mekanık olarak. kırılıyor parcaları genelde.
0
bryan fury
(10.07.08)
250.000 km'yi nasıl yaptığına bağlı daha çok. bakımlı, titiz ve bilinçli kullanırsan 500.000 de olur 1.000.000 da. ama hor kullanırsan muhtemelen daha garanti süresi/150.000 km. dolmadan dağılabilir.
0
insanimsi
(10.07.08)
limitler dahilinde kullanildiginda amerikan arabalarinin motorlarinin 1M km omru oldugunu duymustum bi yerlerden. ya da en fazla "bunlar 1 millon km'yi devirir" tarzi bi sehir efsanesi de olabilir; bilemiycem
0
osuruklu
(10.07.08)
mercedes-bmw gibi yüksek kalite motora sahip araçların 1,000,000 km yi tüketebileceğini okumuştum bi yerlerde.tabi bunda bakımları düzgün yapılırsa koşulu var.fakat orta sınıf veya düşük sınıf araçlarda 200,000 den sonra pek verim alınabileceğini sanmıyorum.
0
aysiku
(10.07.08)
markaların ürettikleri motor kalitelerine göre belirli limitler söylenebiliyor. oto tamircilerinden fikir alabilirsiniz. mesela opel servisinde uzun yıllar çalışmış bir ustadan ortalama olarak opelin ürettiği araçların motor ömürlerini öğrenebilirsiniz.
0
uz
(11.07.08)
genelde zaten 200 000 km'den sonra motoru filan bir sıfırlıyorlar, temizleyip edip.
0
darknum
(11.07.08)
arabaya gösterilen ilgi alaka ve bakım ile direk, birebir orantılıdır.. gecen bı saab vardı bir milyonu devirmiş orjinal haliyle.. adama yenı bı saab vermişti fabrika..
0
ayanux
(11.07.08)
vallahi 360.000 km 94 model bir mercedes kullanıyorum. ara sıra çıkan minör arızalar dışında koçlar gibi.
0
lhun
(11.07.08)
japon motorlarda iyi gidiyor diye duymuştum araba alımı satımı yapan kuzenimden
0
krasotkin
(11.07.08)
japonlar, özellikle de toyota sorunsuzlukta ve uzun ömürde meşhurdur.mesela corolla için 400-500 bin kmleri rahat görür derler ( motor olarak).
0
elcikpower
(16.07.08)
(6)

MMORPG ve İletişim [Ödev Yardım]

schimsonique chaiselongue
arkadaşlar, arkadaşımın iletişim dersi ödevi için bir sunum yapması gerekiyor. siz romalılardan isteğim, MMORPG oynarken başınıza gelen ilginç olaylar, tanıştığınız kişiler ve oyun dışındaki ilişkiniz, sosyalleşmeye negatif, pozitif etkileri vs.yaklaşık 5-6 dakikalık bi prezentasyon olacak, ama ne k
arkadaşlar, arkadaşımın iletişim dersi ödevi için bir sunum yapması gerekiyor. siz romalılardan isteğim, MMORPG oynarken başınıza gelen ilginç olaylar, tanıştığınız kişiler ve oyun dışındaki ilişkiniz, sosyalleşmeye negatif, pozitif etkileri vs.

yaklaşık 5-6 dakikalık bi prezentasyon olacak, ama ne kadar çeşitli örnekler alabilirsem o kadar geniş anlatabilicem. şimdiden sağolun.

p.s: moderator arkadaşlardan isteğim, 2-3 gün post'umun üst sıralarda yer alması. o sürede toparlar, meşguliyetimi sonlandırırım. dersi geçmesi için bu ödev çok önemli.

çok teşekkürler,
bolşante.

edit: lhun'un uyarısı ile; "ilginç olaylar"dan kastım, daha çok ikili ya da gruba yönelik iletişim esnasında gerçekleşen anlaşmazlıklar, olumlu gelişmeler, bu iletişimin çerçevesi, gerçek hayatın ne kadarını kapsadığı gibi etmenler.
0
schimsonique chaiselongue
(10.07.08)
"başınıza gelen ilginç olaylar"ı daratlsan iyi olur sanki. yani "abi moonglowda pk kesiyodun anex yedim tp kalmamış vanq katana gitti aq" gibi ilginç şeyler de var mmorpg dünyasında zira.

ama madem iletişim demişsin, iletişim üzerinden bir örnek vereyim. yabancıların çokluklta olduğu ama birsürü türkün de olduğu bir serverda (the alter realm, bilen bilir) bir elemena rastlıyorum dungeonda beraber takılıyoruz falan. yarım saat falan konuşuyoruz, ingilizce tabi, sonra ordan bir yerden dank ediyor "are you turk?", öteki de "lan? abi ahaha" şeklinde hem aptallığımıza yanıyor hem de hemen kaynaşıyoruz.

genel gözlemim, bazı insanların aşırı networking geliştirdiği mmorpg sayesinde, ama bunların pek azı gerçek dünyaya kayıyor, çok seçici yani. dolayısıyla her şekilde ya oyundan ya msnden ya forumdan devam eden sanal bir network oluyor.

bir de hali hazırda tanışık grupların beraber oynaması var, konuşacak muhabbetleri deli arttırıyor ama çıkar çatışmalarından en sağlam arkadaşlar bile kendilerini kaybedip nadir de olsa birbirlerini kırabiliyorlar.

oyunun liderlik (guild, klan vs) gerektiren komünal toplulukları gerçek yapılarla paralel, yani güçlü, hatasız, koruyucu, politik vs olmak gerek böyle bir toplumu kotarmak için.

bir diğer nokta da, yüzsüz olmanın bazı sosyal yaptırımları ortadan kaldırmasından dolayı, özellikle türklerde çok olan birşey, seviyesizlik, bildiğin saf kötülük diyeceğin şeylerin ortaya çıktığı oluyor. hani ahlak sistemi diyeceğin bir eşik varsa, bu mmorpg için çok daha alta çekiliyor genelde.

bir de rp denen hadise var, ki pek yüzüne bakılmıyor aslında. bu da rol yapma, retorik, konuştukları üzerine kafa yorma konusunda insanlara bir motivasyon oluyor bazen. bu hem yarı-doğaç bir tiyatro oyunuymuşcasına gayet eğlenceli bir oyun ile değişik bir tür iletişim sağlarken, hem de olaya bir miktar yaratıcılık kattığından, karşıdaki insanlara dair değişik bilgiler veriyor.

çok vaktimi mmorpg ye ayırmışımdır, adeta öteki bir yaşam olduğundan hemen derleyip toparlamak çok kolay olmuyor, ama genel olarak sosyalleşmeye etkisi beklenenden olumlu.
0
lhun
(10.07.08)
belge niteliginde olmasi acisindan:
(bkz: knight online diyaloglari/#8891815)

odevinin son tarihini belirtmemissin ama eger vakti varsa daha onumuzdeki haftaici bazi seyler anlatabilirim.
0
zakk
(11.07.08)
@zakk: aslında planımız 2-3 gün içinde materyalleri toplayıp pzt-salı hazır hale getirmek. ama o güne kadar zevkle dinlerim :)
0
🌸schimsonique chaiselongue
(11.07.08)
Ultima Online isimli MMORPG'yi, 2000 tarihinden itibaren 8 sene boyunca oynadık, 5 ay kadar önce bıraktık. Oyun sayesinde çok iyi arkadaşlıklar edindik, bir çok şehirden (ve İstanbul'daki semtlerden) misafir ağırladık, bazı şehirlere/semtlere de misafir gittik. Oyunu bırakmamıza ve seneler geçtikçe insanların oyunu devamlı bırakma eğiliminde olmalarına rağmen bâki kalan hep dostluklar oldu.

Ha bu arada biz kimiz peki? Oyuna zamanında beraber başlamış, aynı mahalleden çocukluk arkadaşlarıyız. Çoğunlukla, bir zamanların en iyi sunucusu olan Nebula UO Shard'da oynadık. İsmimizi "Shangri" yaptık, orada "Resurrected'S" diye bir guild kurduk, falan yaptık, fistan taktık, neyse...
(bkz: tanıdıklara selam gönderme tandansı)
(bkz: hiçbir fırsatı kaçırmamak)

Olumlu&olumsuz yanların kabaca bir analizini yaparsak, sanırım durum şöyle olurdu:

Olumlu Yönleri:
+ İyi zaman geçirilmesi,
+ Arkadaşlıklar kurulması,
+ Dostlukların pekiştirilmesi,
+ Hiç bitmeyecek geyik malzemelerinin çıkması, her zaman konuşacak eğlenceli birşeylerin olması (askerlik anılarından bile kuvvetli olmak üzere),
+ Klavye ve mouse hakimiyetinin güçlenmesi, kısmen de olsa bilgisayar kullanımının geliştirilmesi,
+ Oyuna asıl şeklini veren karakterleri yönetenlerin gerçek birer insan olmalarından ve oyunun atmosferinin bağlayıcılığından/gerçekçiliğinden kelli gerçek hayattaki birçok duygunun (kin, nefret, sevinç, üzüntü vs.) yaşanması. Bu sayede insanların belli bir duygusal tatmin yaşayarak biraz daha cibilliyetlenmesi.
+ Forumları vasıtasıyla, oyun dışı konuların da konuşulabilmesi, insanların tanışıp ve kaynaşabilmesi,

Olumsuz Yönleri:
- Bu oyunların, sanal alemin rahatlığına güvenenlerin ego tatmin edebilecekleri bilimum mekanlar haline gelmesi, bazı bazı her türlü küfürün, adiliğin, artniyetin kol gezmesi (klavye delikanlılığı ise işin daha başka bir boyutu).
- Oyunu oyun niyetine oynamayanların, oyuna kendini fazlasıyla kaptıranların, "hırs" denen mefhumun b.kunu çıkaranların, 2-3 item görünce sapıtanların -ki bunların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur- bazen sosyal yaşamlarından feragat etmeleri, zamanlarını ve paralarını bu uğurda umarsızca sarfetmeleri,
- Maalesef arkadaşlar arasında bile kavgalar çıkması, kalplerin kırılması ve bunların gerçek hayata dahi taşınması,
- Yukarıda sayılan olumsuzluklarla beraber, bir de oynadığınız sunucuda lag, staff acemiliği vb. sorunların size sinir harbi yaşatabilmesi.

Şunu da belirtmem lazım geliyor ki, buradaki artılar ve eksiler genellikle bana göre MMORPG'lerin babası olan Ultima Online'a göre yazılmıştır. MMORPG'nin Türkiye'deki gidişatı ya da bazı Türk oyuncuların yabancı sunuculardaki gidişatı da pek hayra alamet değildir. Yer yer sağanak yağışlıdır, içler acısıdır.

Bu oyunların gerçek hayata etki ederek yarattığı anekdotları ve çeşitli yansımaları da yazmak sonraya kalsın, zira şu saatten sonra bildiklerimi/hatırladıklarımı da unutma arefesindeyim. Mazur görün, o mevzulara da sonra girerim sanırım. Bu konularda başka soracağı şeyler olanlar, MSN adresimi -ki [email protected] olur kendileri- ekleyebilir.
0
shangrilla
(12.07.08)
biz de kolpa wow sunucumuzun playerleri olarak 3-5 kişi buluşup zirve yapmıştık. yani insan yeni arkadaşlıklar kuruyor ama internet üzerinde kaldığı sürece onlar sosyal açıdan pek bir faydası yok. ayrıca hala belli başlı şehirlere yolum düşerse ilk işim orada oturan wowcularla buluşmak olacak.
0
yuto
(14.07.08)
emsal olarak kendimi örnek gösterebilirim sanırım.Eğer MMORPG olmasa idi;

iki üstümdeki muhteşem zat ile tanışamayacak , Trakya Universitesindeki 2. senemdede yurtta sürünüyor olacak yani eve çıkamayacaktım.Evet , ultima online sayesinde tanıştık. Şu anda ev arkadaşıyız.

Nebula karşısında ders çalışmam gereken onlarca saati kaybettim mi ? Evet. Gene olsa gene yaparmıyım ? Kesinlikle evet.
0
siriquastrum
(06.12.08)
(4)

uykusuz her gece bu soguk memleketteeeee

hayatacaylakkaldim
daha once de uykusuzlukla ilgili soru vardi ama onlari denemekle beraber bir faide goremedim.uyuyamiyorum deli danalar gibi donup duruyorum. gece kalkip tv seyrediyorum v.s v.s. hani gunduz uyuyorum desem o da yok. gunde en fazla 1-2 saat o da tavsan uykusuyla uyuyorum ( gece tv basinda pineklerken
daha once de uykusuzlukla ilgili soru vardi ama onlari denemekle beraber bir faide goremedim.

uyuyamiyorum deli danalar gibi donup duruyorum. gece kalkip tv seyrediyorum v.s v.s. hani gunduz uyuyorum desem o da yok. gunde en fazla 1-2 saat o da tavsan uykusuyla uyuyorum ( gece tv basinda pineklerken )

var midir kokten cozumu ya? hayir yer iklim degisimi yuzunden desen bir manada tamam ama ben kendimi bebekligimden beri biliyorum ulan! yani eskiden de uyuyamiyordum bohuhu. ayakta sallaniyorum birileri yardim etsin lutfen

not1: spor ise yariyordu eskiden uykum geliyordu simdi bambaska oldum yahu, yorulunca daha cok uyuyamiyorum

not 2: genetik bir sacmalik olabilir mi? anne tarafim uykusuzlar dernegine uye gibiler ne dayi ne anne ne teyze uyuyan yok evde. yok vampir de degiliz
0
hayatacaylakkaldim
(10.07.08)
Özellikle sarı kantaron çayının uykusuzluğuğa çok iyi geldiğini söylüyorlar.. Sözlükte sarı kantaron yazıp araştırmanı tavsiye ederim..
0
joehigashi
(10.07.08)
e bunun nesi kötü anlamadım? uyuma o zaman...
eskiden uyuyan bir insan olsan ilaç, alkol, kantaron, seks, spor vs önerebilirdim, ama yapın buysa boşver uyuma. daha iyi hem, hayatı daha fazla yaşıyorsun işte...
0
lhun
(10.07.08)
yatma saatlerine yakin az tuzlu marulu deneyebilirsiniz efenim. misal ufak bir ornek, uyumaya hazirlanmadan once bir adet elma yendiginde uyku kacabilir. normal saatlerde elma ile hasir nesir olunup gece orta seviyede marul iyi gelir diyeyim. az da olsa belki faidesi olur.
0
paradoxical
(10.07.08)
ya yalnizken hurum hic kotu degildi az uyumaktan memnundum aksam gec saatlere kadar calistigim icin gece uyanik kalmak benim icin kardi yapamadigim isleri yapiyordum simdi oyle degil. zamanim bola doke var uyumam lazim ruh sagligim acisindan artik ama yok. doktora da gittim uyku ilaci verdi vaktin birinde ama onu alinca da uyumak soyle dursun daha beter acildi uykum. rekorum 2 hafta uyumadan hayati idame ettirmek ha sonunda gozde damar catladi felan ama yok arkadas ilac da ise yaramadi. yuruyus yapiyorum spor olarak eskiden gelirdi bu sekilde simdi yok. kondusyon denemistim bir ara o zaman ise yaramamisti.

sari kantoron burada bulamam. marulu deneyeyim tesekkurler
0
🌸hayatacaylakkaldim
(11.07.08)
(11)

kabakla yapılacak yemek?

karamell
böyle değişik bir kabak yemeği yapasım var.deneyen yapan,tarif edecek olan var mıdır?
böyle değişik bir kabak yemeği yapasım var.deneyen yapan,tarif edecek olan var mıdır?
0
karamell
(10.07.08)
yumurtali kabak denemis miydin bilmiyorum tadi guzel oluyor
0
hayatacaylakkaldim
(10.07.08)
Soğan,biber domates üçlüsünü tencerede pişir, dilim dilim kes kabağı sucuk gibi, at içine et-kıyma (yada atma ) hemen pişer leziz olur yersin derikt
0
mikelarteta
(10.07.08)
valla ben kızartma isterdim bu yaz sıcagında.. kabak,patlıcan,kırmızı biber,havuç, kızart üzerine sarımsaklı yogurt. bir de karpuz kes. sonra beni de çağır yemeğe :)
0
nihilanth
(10.07.08)
3ü de birbirinden lezzetli geliyor kulağa,teşekkürler herkese.sırayla denerim ben bunları.
0
🌸karamell
(10.07.08)
3-4 havuc ve 3-4 kabagı, parmak parmak kes.
sonra bi yayvan tencereye 1 iri soganı dogra kavur
soganlar kavrulunca 1 cay pardagı pirinc at pirinci de kavur. sonra kabagı ve havucu ilave et, biraz da su kısık ateşte pişsin.

zeytinyagı ile yapıyoruz tabi ki de.
en güzel kabak yemegidir..
0
merope
(10.07.08)
Merope'nin tarifinde pirinci bir çorba kaşığına indirgemek, iki domates doğramak, bir-iki diş sarımsak ilave etmek ve bir demet dereotu ile karıştırmak suretiyle hayvani güzellikte bir kabak yemeği elde etmek mümkündür.
0
sui
(10.07.08)
kabakları soy, rendele, kaşarı rendele, patatesi rendele bunları karıştır içine göz kararı tuz ve karabiber at... hamur gibi yoğur daha sonra elinle köfte yapıp yağda kızart...
0
sindustrial
(10.07.08)
kabakları ve soğanı rendele karıştır. içine 1 ya da 2 yumurta ( miktara göre karar verirsin ) kır iyice çırp. ardından 1 bardak yourt, biraz beyaz peynir , sıvıyağ , kuru nane , kırmıxı biber , un, kabartma tozu ve tuz ekleyerek karıştır. tepsiye koyup fırında pişir harika oluyor .
0
lilidance
(10.07.08)
kabaklı keki denemeye ne dersin? biliyorum yemek değil ama olsun :)
0
lhun
(10.07.08)
bugün yolda aç aç giderken hayalini kuruyordum, bol baharatlı kabaklı, havuçlu makarna.

şöyle ki kabakları ve havuçları ufak ufak küp küp doğra ve yağda kavur, sonra salçalı sos işine giriş, bildiğin makarna sosu işte. gözüne kestirdiğin her baharatı ama özellikle kekiği serp, sonra kabakları ve havuçları da at içine karıştır harmanla afiyetle ye.
0
ravioli
(11.07.08)
(bkz: mücver)
0
koparnick
(11.07.08)
(3)

web sayfası yazdır

sleepy99
web sayfasını browser'ın print komutu ile yazdırınca sağda saolda çıkan gereksiz tablolar da çıkıyor. bunlar çıkmasın diye hepsini word'e kopyalayıp kes/yapı$tır yapmak zahmetli oluyor.kolayca kes yapı$tır/çıktı almayı sağlayan program biliyor musunuz?tercihen firefox/opera için.
web sayfasını browser'ın print komutu ile yazdırınca sağda saolda çıkan gereksiz tablolar da çıkıyor. bunlar çıkmasın diye hepsini word'e kopyalayıp kes/yapı$tır yapmak zahmetli oluyor.
kolayca kes yapı$tır/çıktı almayı sağlayan program biliyor musunuz?

tercihen firefox/opera için.
0
sleepy99
(10.07.08)
Basmak istediğiniz yeri seçip, sonra printten Print Selection'u işaretleseniz? Kes/yapıştırdan daha az iş yükü en azından.
0
sui
(10.07.08)
printer friendly eklenmediyse siteye print selection yapacaksınız ki o da tam ideal değil aslında.
daha iyi ama vakit alan bir çözüm de siteyi MS Word'e kopyalayıp orasını burasını kırpmak.
0
desdinova
(10.07.08)
aardvark denen mükkemmmel ötesi firefox eklentisiyle sayfanı çok basit şekilde istediğin gibi kesip biçebilirsin sayfa üzerinde. tam istediğin şey.
0
lhun
(10.07.08)
(8)

Psikiyatri muayenesi ve çıplaklık...

axellennox
Şimdi bir psikiyatriste muayene oluyoruz diyelim. Göğsümüzü dinlemek ya da orayı burayı incelemek için bize "Üstünü çıkar" diyebilir mi? Bir mizansen için bu bilgiye ihtiyacım var. Üzerinize afiyet porno film çekiyorum da heheh..
Şimdi bir psikiyatriste muayene oluyoruz diyelim. Göğsümüzü dinlemek ya da orayı burayı incelemek için bize "Üstünü çıkar" diyebilir mi? Bir mizansen için bu bilgiye ihtiyacım var. Üzerinize afiyet porno film çekiyorum da heheh..
0
axellennox
(09.07.08)
olmuyor demek, sağlık olsun. nasılsa hikaye absürd, bulurum bir çözüm. teşekkürler..
0
🌸axellennox
(09.07.08)
şöyle de bişey var psikiyatr dediğimiz adam 6 sene okumuş doktor olmuş insan. boğazım ağrıyor bi bak dersen bakabilir.
0
sourlemonade
(09.07.08)
normalde psikiyatrik muayene içerisinde fizik muayene denen şey yok ama divit'in dediği gibi psikiyatrist dediğimiz adam aynı zamanda tıp doktoru, fizik muayene yaptı diye kimse napıyosun lan sen demez, kaldı ki basvuru sikayeti altında organik bi neden de yatabilir.
0
anatomik durus
(09.07.08)
gayet de olur. MEsela şöyle olur

hastanın psikyatristle geçmişi var yani psikyatrik bir hastalığı var,şizoaffektif bozukluk mesela. Somatik sanrıları da oluyor arada. Son kontrolünde doktora "göğsümde hırlama var,nefes alamıyorum,sırt üstü yatamıyorum,oturunca geçiyor yoksa nefesim daralıyor" diyor. Psikyatri uzmanı olan doktorumuz da bunun bir sanrı mı yoksa organik temelli bir bozukluk olup olmadığını anlamak için fizik muayene yapıyor. Eğer gerçekten bir bulguya rastlarsa ilgili uzmana konsülte ediyor
yoksa mevcut tablosuna bir de bu durumun eklendiğini not edip,tedavisinde ayarlamalara gidiyor...

böyle olur.
0
october swimmer
(09.07.08)
Çok sağolun arkadaşlar, ben de tam anlattığınız yerden mevzuyu yakalayabilirmiyim diye düşünmüştüm. Güzel açıkladınız.
0
🌸axellennox
(09.07.08)
film ne zaman gösterime giriyo?
0
etna
(10.07.08)
oyuncu bulsak, hemen çekip gösterime sokacağız. etna oynamayı düşünür müsün? soyunur musun? hahahah..
0
🌸axellennox
(10.07.08)
%100 realist olmayabilir ama 1- hasta doktor gizliliği 2- psikiyatristlerin de hipokrat yemini ettiğini düşünürsek, gayet de bir psikoterapinin parçası olabilir.
nasıl efendim, mesela hasta çıplaklık korkusu yaşıyor olsun, bu yüzden cinsel ilişkide kasılıyor ve canı acıyor (porno dedik ya). doktor da yüzleştirme çalışması yapmak adına, yabancı biri(doktorun kendi) önünde hastanın parça parça soyunmasına telkin veriyor. sonra rahatlatıyor falan.
veya hastanın teşhir hastalığı var, kendini teşhir etmekten tahrik oluyor, dahası adeta bunu kontrol edemiyor, yine benzer şekilde hastayı kontrollü soyup negatif çağrışımlarla bunu yıkmaya çalışıyor mesela.
üçüncüsünde hasta vücut görüntüsü bozukluğuna sahip olsun (bmd), yani olduğundan şişko sansın mesela kendini kız. işte doktor yine yüzleştirme için kızı soyuyor, ayna karşısına geçiriyor falan.
hmm mizansen demişken, nip tuck izlediysen, onların da psikiyatr danışmanları vardı, konsültasyonlara beraber giriyordu doktorlarla, dolayısıyla aç memeni vs diyebilir gayet bu gibi bir konuda danışılıyorsa.
ne işe yarayacak bu bilgiler? :)
0
lhun
(10.07.08)
(16)

İzmirliler/İzmir'de yaşayanlar/İzmir'i bilenler Buraya!!!

think martini
Boğaziçi Edebiyat'tan yeni mezun oldum. Çalışan arkadaşlarıma bakıyorum da kimse hayatından memnun değil. Haliyle bende de iş hayatına karşı bir önyargı oluştu. İş bulmak bi dert, çalışmak başka dert. Şimdi bendeniz gelecekle ilgili her gün karar değiştiren biri olarak diyorum ki gidiyim, İzmir'e ye
Boğaziçi Edebiyat'tan yeni mezun oldum. Çalışan arkadaşlarıma bakıyorum da kimse hayatından memnun değil. Haliyle bende de iş hayatına karşı bir önyargı oluştu. İş bulmak bi dert, çalışmak başka dert. Şimdi bendeniz gelecekle ilgili her gün karar değiştiren biri olarak diyorum ki gidiyim, İzmir'e yerleşiyim. Orda bir iş bulıyım, küçük de bir ev kiralıyım, yuvarlanıp gidiyim, en azından kafam sakin olsun. Hem biraz burdan da uzaklaşmış olurum. Çok para kazanma gibi bir amacım yok sonuçta. Ne derece mantıklıdır? Uzaktan göründüğü kadar kolay mıdır bu iş? İzmir'deki iş imkanları nelerdir, yani sonuçta İStanbul kadar kalabalık bir şehir diil diye güveniyorum ama yanılıyor da olabilirim. Hayat da burdaki kadar pahalı değildir diye daha rahat hayatımı idame ettiririm gibi geliyor. Bir yandan da dokuz eylul'de master yapabilirim belki. İzmir'deki iş ilanlarını kariyernet ya da yenibiris dışında nerelerden inceliyebilirim? Gitmeye kara verirsem İzmir'in neresinde yaşamak daha caziptir???
0
think martini
(08.07.08)
bence seni evlendirelim zamani gelmi$. ic sikintisina bire bir. izmir'liyim bu arada yanli$ olmasin.
0
camilo
(08.07.08)
27 yaşına kadar hayatımın 2 senesi hariç - o iki sene ankarada idi - karşıyaka bostanlıda yaşamış, son 3 yıldır istanbulda yaşamak zorunda kalmış bir insan olarak hiç terddütsüz derim ki git. şüphesiz istanbula göre çok ciddi biçimde ucuz. yine istanbula göre küçük olasından dolayı çok daha rahat bir yaşantın olur ancak gözardı etmemen gereken şöyle bir gerçek var. istanbulun sana sağladığı iş olanaklarının çok iyi ihtimalle yarısına erişebilirsin ve istanbulda daha fazla para harcıyacağın aşikar ancak istanbulda kazandığın parayı izmirde kazanman maalesef mümkün değil. İzmirin neresinde yaşanır sorusuna gelince gez gör derim trafik sorunu olmamasından mütevellit çekmek zorunda kalacağın yol en fazla bir saat olur. bunun yanısıra bornova hala öğrenci gibi yaşamak istiyorsan bence uygundur, özellikle küçük park tarafları. tabi bostanlı ,atakent, mavişehir de biraz daha pahalı olmasına rağmen bence harika yerlerdir. izmirde iş arıyorsan benim bildiğim izmir merkezli hsc küresel diye bir İK sitesi var bi bak istersen iyilerdir - tabi sektörler farklı olduğu için yamuluyor da olabilirim , ben bütçe raporlamada çalışıyorum.
Şunu bence unutmamam gerekir herşeyin ötesinde istanbul, izmir gibi şehirlerin kıyaslanmasında kişinin kendisi en önemli unsurdur. şehir içinde yaşananlarla bütünleşir.
0
in vito veritas
(08.07.08)
Boğaziçi İşletme mezunuyum, 3 sene İstanbul-Ankara plaza maymunluğu sonrasında 5 senedir İzmir'deyim, mutluyum huzurluyum. İş istedikten sonra her yerde var, önemli olan iş için ömründen ne kadar bedel verdiğin (Ha bu arada işkolik bir insanımdır, yani öyle yatayım geniş geniş diye de gelmedim İzmir'e). Tüm İstanbul yorgunlarına tavsiye ederim.
0
sui
(08.07.08)
izmir tecrübesi olanlar oradaki yaşama dair daha net fikir verecektir ama ben "yuvarlanıp gitme" kısmına değineğim.
evlenmek, çocuk, okutmak, aileyi büyütmek vs kısımlarını bir köşeye bırakıp sadece kendi başına yaşamını idame ettireceğini düşünsek bile bir tampon varlığının olması lazım insanın. beklenmeyen harcamalar, sağlık harcamaları, kriz durumları (ki türkiye gibi bir ülke için ne kadar olabilir bilirsin), allah korusun daha büyüğünden şeylere karşı, işgörürlüğünü bir oranda veya tamamen yitirmene karşı falan tampon bir birikimin olmalı. veya bunu oluşturabilecek düzeyde bir maaş / ek iş / vesair edinmelisin.
bu aslına bakarsan önlem alması en kolay şey. daha zoru, daha zararlısı, kendine karşı alacağın önlem. yani olur da fikrin değişir, tercihinin iyiliğini sorgulamaya başlarsan falan "naaptım lan ben" diyip kendinden nefret etmemen için olabildiğince sert kararlar vermekten kaçın.
ha diyeceksin bu zaten orta profil orta sınıf düz adam mantığı, aman devlete kapağı attım arkam sağlam falan zihniyeti, o da doğru. muhasebesi sana kalmış çünkü sana neyin ne kadar maliyet uygulayacağını sen bilirsin. homeless olmayı devlet memuru olmaktan üstün tutuyorsan (yani sana maliyeti daha azsa ruhani olarak) buyur bir gün dahi bekleme. (izmire giden homeless olur anlamında değil tabiki :) )
insanın aklının, onun bir tercihte olabildiğince az şeyden vazgeçmesini sağlayacak bir şey olduğunu unutmadan, kendi kararını kendin vermeli ve sorumluluğunu almalısın.
veya salla, kafana göre takıl! :D
güzin ablan :p
0
lhun
(08.07.08)
öncelikle şunu belirtmeliyim ki İzmir'de hayatımın sonuna kadar kalmayı düşünmüyorum tabii ki. Öyle başına buyruk ve çok da gözü kara bir insan da değilimdir, o yüzdn her şei ölçüp biçip gitmek istiyorum. Belli bi kapitalim var tabii, burda yapmak istediğim eğitim için ayırmıştım, İzmir'de başım sıkışırsa onu kullanıcam. İstanbul'da da kendi başım hayat sürdürüyorum sayılır yani ev düzenini sağlamanın maddi-manevi ne gibi zorlukları olduğunu biliyorum. En zoru burdaki düzenim tamamen bozacak olmak, yoksa hiç durmicam:)
Şunu da merak ediyorum; diyelim ki gittim, birkaç sene İzmir'de yaşadım, çalıştım ve sonunda tekrar İst'e döndüm. Burada iş hayatına atılırken bu benim için bir dezavantaj olur mu acaba? "İşin kolayına kaçmış" intibası uyandırır mı hakkımda?
@sui; valla nasıl bu kararı verdin ve hayatını nasıl kurdun İzmir'de çok merak ettim, tebrik ederim. Alanlarımız farklı ama aynı okuldan mezunuz, bunun herhangi bir artısını görsün mü orada acaba? Bir de eğer tek yaşıyorsan düzenini kurman (ev bulma, geçindirme, oraya alışma vs.) zor oldu mu?
0
🌸think martini
(08.07.08)
İzmir'i az bilen ve orda yaşamak isteyen bir İstanbul kölesi olarak ben de sizin gibi 2-3 sene boyunca İzmir'de çalışmanın yollarını aradım. Yalnız ben halihazırda büyük bir şirkette 5 senedir çalıştığım için işim sizinkinden çok daha zor. Bazı sorumluluklar altına girmiş durumdayım ve bunları bırakıp gitmek gibi bir lüksüm yok. İzmir'in şartları ile hem oraya hem buraya yetişme imkanım da yok.
Sonuç olarak, eğer böyle bir karar ve isteğiniz varsa İstanbul size ayakbağı olmadan bir an önce gerçekleştirin derim. Sonradan ayrılması maddi manevi yükümlülükler nedeniyle çok daha zor olacaktır.

Bense emeklilikte ancak, sanırım :(

Sui seni tebrik ve takdir ediyorum üstüne gıpta ile bakıyorum.
0
felina
(08.07.08)
istanbul'da yaşayan bir izmirli olarak diyorum ki;

Durma git! İki dakika düşünme! Bak hala düşünüyosun düşünme dedim! Kaç ve git. Alışma süresini şunu bunu bilemem, tek bildiğim orada hayat daha güzel, parası olana da olmayana da.
0
sayinseyirciler
(08.07.08)
madem bu kadar kararsızsın neden 3-4 günlüğüne buraya (izmir'e) gelmiyorsun? emin ol sözlükçüler sana yardımcı olur. hem biraz gezersin hani derler ya alıcı gözüyle bakmak, işt ondan yaparsın :) hem de buradaki insanlarla tanışmış olursun. şu bir gerçek buradaki birçok insan izmir'i övecektir. hatta ben yapmamak için kendimi zor tutuyorum ehehe izmir milliyetçiliği başka ve bizler maalesef ki objektif bakamayız. en güzeli senin görmen. daha önce geldiysen bile yaşanılabilir bir yer mi diye bakmamışsındır.
nacizhane teklifim budur. kordon'da içeceğin 3 biradan sonra ehehe eşyalarını almadan burda kalmaya karar verebilirsin. oturabileceğim yer diye sormuşsun bence onu da kendin seç. alternatifin çok ama işyeri de önemli. dedikleri gibi en fazla 1 saat tutar yol belki ama işyerine göre yer seçmen sabah 15-20 dakika daha fazla uyumanı sağlar :) düşünsene bir kış günü sıcacık yatağında 20 dakika daha fazla kalıyorsun ehehe burdan da anlaşılacağı üzere izmir insanı ehl-i keyf ya da bu daha iyi; sefa pezevengidir ehehe
0
zminrna
(08.07.08)
ya istedikten sonra iş var tabi ama izmirde iş alanı istanbuldaki kadar geniş degil.
400 ytl ye güzel bi evde oturursun biraz merkeze uzak olması önemli degil dersen. eer üniversiteye girer asistan falan olursan süper bence
izmirde ulaşım da çok dert olmuyo da, bi sıcagı kötü işte, bi de iş az kardeşim.

ben sana dogma büyüme izmirli olarak izmir'in avantajlarını sıralıyım:

1- daha az ev kirası ödüyosun
2- daha az kalabalık var. her yerde kuyruk beklemek yok
3- ulaşım kolay. eger çok ücra bi yere gitmiceksen tek otobüsle heryere gidebiliyosun hemen hemen. metro da cabası
0
merope
(08.07.08)
[Madem ilgili kişi okudu, hayat ayrıntısını çıkarıyorum metinden]

Bir adamın kısmeti varsa o kısmet onu bulur. Yoksa da hiç bir yerde bulmaz.

İstanbul’da kalanların, özellikle de Boğaziçi gibi okullardan mezun olanların bir söylemi var: “Ben İzmir’de çalışmak için Boğaziçi’nde okumadım” diyorlar. Bu işin İstanbul’dan görünen yüzü. Oradayken ben de öyle diyordum. Buraya geldikten sonra bir şey farkettim ama.Ben aslında tam da İzmir’de çalışabilmek için Boğaziçi okumuştum. Yani tabii ki İzmir’de iş olanakları İstanbul’a göre kısıtlı. Ama eğer bir işe birisi alınacaksa, ve adaylar arasında böyle “reputable” (Allahım bayılıyorum bu lafa) üniversite mezunları varsa onlar burada tercih ediliyorlar. İstanbul’da kolunu sallasan Boğaziçi’liye çarpar, İzmir’de ise hint kumaşı muamelesi görürsün. Bu işin birinci boyutu.

Çalışmazsan hiç bir yerde iş yok. Çalışırsan her yerde yükselmek mümkün. Bu da iki.

Üçüncüsü, buraya geldikten sonra anladım ki, İstanbul’da maaş olarak sana ödenen para, senin İstanbul’a ödediğin bedellerin onda biri bile olamaz. Bir ara acaba “uzanamadığım ciğere mundar mı diyorum” diye de düşündüm ama yok. Günde trafikte geçen 4 kayıp saatin, genel mutsuzluğun, mutlu olabilmek için eve abuk sabuk elektronik eşyalar alup sonra da “Ben ne yapıyorum ya” huzursuzluğunun, çocuğun olsa “acaba başına bir şey gelir mi, okulun önünde uyuşturucu satıyorlar mıdır, karşıdan karşıya geçerken bir Cayanne’in altında kalır mı” endişesinin ücreti nedir? Bana mutsuzluğun fiyatını koyabilir misin Abidin?

Şimdi İstanbul’la İzmir’i bir kıyaslayayım sana:


- İstanbul’da ortalama olarak bakarsan daha fazla para kazanırsın. Daha fazla da harcarsın tabii. Alacağın en vasat ev 200.000 YTL’den başlar. İzmir’de o paraya yalıda oturabiliyorsun neredeyse.

- Çoluk çocuğun olursa özel okula verirsin korkudan. Seneliği 14.000 civarındaymış. İzmir’de en yakındaki devlet okuluna yollarsın.

- İzmir’de sebze meyve nispeten daha ucuzdur (delicesine ucuz değil ama) ve böyle Akdeniz mutfağı sağlıklı yemek modunda bir insansan pazarda şevketibostan, deniz börülcesi, hede hödö otu bulabilirsin. İstanbul’da “O ne lan?” der pazarcılar.

- İstanbul’da “15 gün iznimi alayım da Antalya’da full inclusive bir tatile gideyim” diye plan yaparsın. İzmir’de Cuma günü 4 sularında arazi olursun, hafta sonunu Çeşme’de geçirirsin. Pazartesi sabahı 8’de çıksan, 8:30’da işine varırsın. Bodrum 2.5, Kuşadası 1 saattir, her akşam ve sabah Çeşme’den Sakız’a feribot geçer. 20 Eurodur bilet.

- İzmir’in en uzak iki köşesi olan Balçova ve Karşıyaka arası 25 dakikadır. Trafik varsa 45 dakika alabilir. İstanbul’da Beşiktaş’tan Ortaköy’e ortalama yarım saatte gidersin (bkz: beşiktaş’tan ortaköy’e gidiş süresi)

- Eğer İzmir’liysen ve ailen buradaysa, ne zaman istersen yanlarına gidebilirsin. Bir ihtiyaçları olduğunda koşabilirsin. Başka şehirdeysen her ziyarete geldiğinde biraz daha yaşlandıklarını görürsün oysa ki. Kahrolma bonus olarak gelir.

- İzmir’de insanlar güleryüzlüdür çoğunlukla. Teyzeler otobüsten inerken şoföre iyi günler dilerler. İstanbul’da yapsan şoför anlamsızca sana bakar. İnsanlar rahat kıyafetlerle gezebilirler, Kordon’da bir bira alıp körfezin keyfini sürebilirler. Bunun İstanbul’daki karşılığı Beşiktaş İskele’deki çay bahçesidir, yalan olmasın.

- İzmir de deprem bölgesidir ama 6.5-7 üzeri deprem beklenmez. “Allahım ne zaman deprem olacak hepimiz ölecek miyiz?” diye panik içinde yaşamazsın.

- İzmir’de de sinema, tiyatro vardır. Ama Metallica, Kylie Minogue falan gelmez buralara. İzmir’de bazı kitapları bulamazsın, bir Robinson Cruseo 389’u yoktur. Ama kargo şirketleri diye bir gerçek vardır.

- İzmir’in de İKEA’sı vardır, bize sahip olmalarını istediğimiz eşyaları buradan satın alabiliriz.

- İzmir sıcaktır, yazın daha da sıcaktır. İstanbul ılımandır, kışın kar yağar. Kar güzel bir şeydir, kardan adam yaptığın sürece. Maslak üst geçidinde düşüp kıçını kırmana da yol açabilir. Sıcak ise adamı terletir, onun olayı odur.

- İstanbul’da bir gün güzel bir hayat yaşayacağını umut edersin. İzmir’de güzel bir hayat yaşarsın. Ortalama yaşamın erkekler için 67, kadınlar için 70 olduğu bir ülkedir Türkiye.

İşin acı tarafı şu ki, bu hesabı anca İzmir’e yerleştikten sonra yaparsın. Bu şema İstanbul’da yaşarken çizilemez. Niye böyle bilmiyorum ama böyle. İstanbul’da yaşayan yine BÜ mezunu bir kardeşim ve BÜ mezunu eşi var, bir sürü arkadaşım var. Oradan tablo böyle görünmüyor, biliyorum.

Eğer bir gün kalkıp İzmir’e gelirsen, burada en kral işi bulacağını tabii ki garanti edemem. Hayatın iki haftada yoluna gireceğini de edemem. Belki de bombok olabilir her şey. Bunlar ihtimal dahilinde. Ama bildiğim bir şey var ki, hayatta her şey ihtimaller dahilinde. Mesele hangi riskleri aldığın ve bunları kaldırma gücünün ne kadar olduğu. O güç genç yaşlarda daha fazla oluyor, sonra statükoya alışınca, yani yaşlandıkça giderek azalıyor.

Umarım kendin için en hayırlı kararı verirsin, seçtiğin yol iyi olan yol olur. Ha eğer gidiyorum uleyn dersen bir kahve ısmarlarım buraya geldiğinde.

Bu yazı üzerine dr. depeyi’den iki doz da şunları vermek isterim:

(bkz: sürüsosyallik ve iş dünyasının sürüsosyalleri)
(bkz: içimdeki çocuk olmasa bir bankada genel müdürdüm)

Hayırlısı olsun.
0
sozluge giremeyen sui
(08.07.08)
cevap veren herkese çok teşekkür ederim. Öncelikli olarak iş başvurularında bulunup geri dönüşleri bekleyeceğim. İzmir'e gelme ve orda birkaç gün kalıp bizzat İzmir'i tanıma önerisi aklıma yattı. Daha önce geldim ama Çeşme'ye giderken uğrak yeri olmuştu o zaman. Şimdi işin boyutu farklı. İşlerimi ayarlıyıp gelmeye kalktığım zaman yine sizlerden yardım istiyeceğim;nerede kalırım, ne yaparım diye.Belki bana birkaç gün rehberlik yapacak birileri de olur aranızda. Çok ama çok teşekkürler.
@sui; senin özel bir çaban ve emeğin olmuş bu soruya cevap verirken, sana ayrıca teşekkürler. İzmir'i ziyarete geldiğimde bir kahveni içmek isterim:)
0
🌸think martini
(09.07.08)
Ufak bir not ekleyeyim: trafik ile ilgili yazılanlar abartma. balçovadan karşıyaka'ya 25 dakikada ancak cbr 1000 rr motorunuz varsa gidebilirsiniz. izmir'in güngeçtikçe artan bir trafik sorunu var. sabah akşam iş saatlerinde ciddi sıkıntı yaşanıyor. tabii ki istanbul ile kıyas bile edilmez bu trafik ama abartıldığı gibi de en uzak yere bile 1 saatte fln gidemezsiniz. balçovada oturan birisi çiğli organize sanayii'ye anca zeplin'le gider 1 saatte. hele ki otobüsle yolculuk işkence olur. sıkış tıkış otobüslerde yazın tozutursunuz. park sorunu, dar sokaklar, trafiğe inat yavaş giden sürücüler ve neredeyse erkek kadar bayan sürücü, 100 metrede bir trafik lambası, iki şeridi işgal ederek 50 ile giden belediye otobüsü bekliyor sizi izmir trafiğinde.
0
sijwocaq
(09.07.08)
@sijwocaq: İşten çıkış saatleri hariç KSK'den Balçova'ya girişim 23 dakika. Motorum yok, Peugeot 206 ile yapıyorum bunu. İşe gidiş / çıkış saatlerinde ise en fazla 45-50 dakika sürüyor. Genelleme yapabilmek için gerekli deneme sayısını ise çoktan aştım valla.
0
sui
(09.07.08)
Mavişehirden Gaziemir'deki işine her gün 2 saatte giden insalar tanıyorum. Bunu duyunca "yuh oha ne farkı var lan İstanbul'dan" demiştim ama değil. Öyle değil o. Aynı insalar Cuma akşamı ya da C.tesi sabahı "hadi bi Kuşadası yapalım" diyebiliyorlar umarsızca. Öyle işte.
0
felina
(09.07.08)
Mavişehir'den Gaziemir'e gitmek için kullanacağınız yola bakar. Misal Çevreyolundan gideyim derseniz yaklaşık 25 dakika sürer Gaziemir'e girişiniz, şu an Gaziemir girişinde bir yol çalışması olduğundan orada tıkanır bir 15-20 dakika da orada kaybedersiniz. Ama çevreyolu uzundur ve benzin sarfiyatını artırır, dolayısıyla insanlar normal eski yolu tercih ederlerse yolda kaza falan olması durumuna göre tabii ki 2 saat sürebilir.

En son gittiğimde İstanbul'da çevreyolu, E-5, TEM falan hiç bir şey kar etmiyordu trafiğe.
0
sui
(09.07.08)
11 ay istanbulda yaşayıp tekrar izmire geri dönmüş biri olarak şunu söyleyebilirim ki; kesinlikle hayatının en olumlu kararı olur. ancak izmirde daha önce yaşamadıgın için ilk başlarda oldukça zorlanabilirsin. (ki izmire geri döndüğümde ben bile ilk aylarda istanbula geri dönmeye yeltenmiştim. ama bi kaç ay sonra silkinip kendime gelerek bu düşüncemden vazgeçtim.) istanbul un temposu, sosyal imkanları izmirde biraz daha azdır ancak bahsedildiği gibi rahat,huzur anlamında oldukça avantajlıdır. gelip de 5-6 ay dayanabildin mi izmir den vazgeçemeyeceksin diye düşünüyorum.
0
nick name
(10.07.08)
(6)

Mac Os tarzı yakınlaştırma efekti

yuxel
Mac OSX'de farenin tekerleği varsa ekranda yakınlaştırmalar yapabiliyorduk. Linux'da da compiz ile beryl ile pek güzel oluyor bu olay.Bu olayı windows'da (vista) yapmak için bir yol var mıdır?
Mac OSX'de farenin tekerleği varsa ekranda yakınlaştırmalar yapabiliyorduk. Linux'da da compiz ile beryl ile pek güzel oluyor bu olay.
Bu olayı windows'da (vista) yapmak için bir yol var mıdır?
0
yuxel
(08.07.08)
doğru mu anladım bilmiyorum ama ctrl ye basıp scroll edince fontları büyütüp küçültme(bir anlamda zoom) hadisesi var o mudur?
0
lhun
(08.07.08)
onu bütün masaüstü için yapıyor işte mac os'da ve linux'da
sadece explorer için değil, ki sadece metni vesaireyi de değil, ekrana zoom yapıyor
www.youtube.com şurdaki gibi
0
🌸yuxel
(08.07.08)
magnifier var abi anca, onun di$inda mac os benzeri bir cozum bilmiyorum ben.
0
sourlemonade
(08.07.08)
Soruyu doğru anladıysam fontları büyütme değil de ekrana zoom yapma olayı ie7pro'da mevcut. İster ctrl+scroll ile büyütüp küçültebiliyorsunuz ister menüden büyütme oranını seçiyorsunuz...

img213.imageshack.us
0
crown
(08.07.08)
maxthon2'de de böyle bir özellik pekala mevcut, ctrl+scroll ile yapılıveriyor.
0
tannhauser
(08.07.08)
İstediğim web sayfalarını büyütüp küçültmek değil, ki zaten bu işlemi opera yıllardır mükemmel şekilde yapıyor.
İstediğim olay Mac os tarzı yakınkaştırma efekti. Magnifier da çok salak bir uygulama, Masaüstü iconları flan zortluyor, yer değiştiriyor. Onu denemiş ama sevmemiştim. İstediğim işte bu mac os tarzında bir yakınlaştırma, nasıl bişey olduğu youtube linkinde görülebilir.
0
🌸yuxel
(09.07.08)
(11)

İki cücenin çocugu da cüce mi olur?

merope
soru başlıkta
soru başlıkta
0
merope
(08.07.08)
Cücelik kalıtımsal bir olay değil. Kemiklerin, salgı bezlerinin filan düzgün çalışmamasından ya da bunlara bağlı hastalıklardan ortaya çıkıyor. O yüzden olmaz herhalde.
0
petekdoku
(08.07.08)
bence olur gibi. bence.
0
gerrain
(08.07.08)
Kesin degil.

Wikipedia guzel guzel anlatiyor: en.wikipedia.org
0
wpi
(08.07.08)
bu pamuk prenses filmindeki yedi cucelerden biri(merakli) bizim mahallede oturuyordu. bir cuceyle evlenmisti ve bir ogullari olmustu. cocukta alti yedi yasina kadar bir cucelik belirtisi yoktu sonradan da ben bir daha gormedim cocugu. ayrica bu meraklinin filmde oynayan diger arkadaslarindan biri(sanirim korkak) karisi(cuce) ve cocuguyla bazen mahalleye gelirdi, o cocukta da cucelik yoktu. hatta mahalle maclarinda kaleye gecerdi. ama gene de olabilir tabi.
0
petekdoku
(08.07.08)
ya csi ın bi bölümünde cüceligin kesinlikle kalıtımsal oldugunu söylüyolardı hatta cüce adam normal boyda olan kızı bi başka cüce ile evlenecegi için çocukları olursa %50 cüce olma olasılıgı var diyerek damat adayı cüce yi öldürüyordu..
benim de içime merak oldu esasen, ama petekdoku gibi düşünüyorum ben de.bide cücelik cidden az rastlanıyor eger genetik olsa yani cücelerin cüce cocukları olsa çok daha fazla cüce olması gerekmez miydi dünya üzerinde?
0
🌸merope
(08.07.08)
Anektodlar Wikipedia makalelerinden daha cok seviliyor sanirim. Oyleyse anlatayim: cuce bir ciftin ailesinin konu oldugu reality show vardi Amerika'da. 3 cocuklarindan ikisi normal boyda (normal demiyorlar arada, ortalama diyorlar) idi, biri cuce.
0
wpi
(08.07.08)
sizin cüce diyeceğiniz görüntüye sebep olan gelişimsel hastalıklar da var. dolayısıyla böyle bir durumda, olmak zorunda değil.
0
lhun
(08.07.08)
xy-xx hesabının bu cücelik işine uygulanabileceğinden emin değilim. bütün genler o tip formülle çalışmıyor, çok fazla yere çok fazla unsur halinde dağılmış olabiliyorlar diye biliyorum. bence. ama bence iki cücenin çocuğu yüzde seksen cüce olur. bunlar benim fikrim.

nereden olduğunu hatırlamadığım bir alıntıyla başbaşa bırakıyorum sizi:

(bir şey ödülü olarak bir "cüce" kazanmış bir adam, sahnede cüceyi havaya kaldırmış, teşekkür konuşmasını okuyor):

- i'd like to thank the academy and all those.. boy, these things are heavy!
0
gerrain
(08.07.08)
rahat cüce olur abi.
0
gerrain
(08.07.08)
bence ayı gibi olur. çok gürbüz olur en azından.
0
darashikoh
(08.07.08)
dwarfism kalıtsal bir durum. bu durumda hem anne hem baba'da genlerin dominant- çekinik olması (bu hastalığın çekinik mi dominant mı olduğunu teee lise 1de mi ne görmüştüm unuttum artık) ihtimaline göre kombinasyon yaparak ihtimal hesaplanabilir.
0
darknum
(08.07.08)
(11)

1 haftadır sıkım sıkım dişlerimi sıkıyorum

merope
1 haftadır kendimi dişlerimi delice sıkarken buluyorum ansızın(gıcırdatmıyorum sadece sıkıca kenetliyorum dişlerimi, sımsıkı)yani tamamen gün içinde konsantre bi anda, mesela yemek yaparken, işyerinde bilg. basındayken veya iş yeri servisinde bi bakıyorum sıkmışım dişlerimi kenetlemişim, gevşeyince
1 haftadır kendimi dişlerimi delice sıkarken buluyorum ansızın(gıcırdatmıyorum sadece sıkıca kenetliyorum dişlerimi, sımsıkı)
yani tamamen gün içinde konsantre bi anda, mesela yemek yaparken, işyerinde bilg. basındayken veya iş yeri servisinde bi bakıyorum sıkmışım dişlerimi kenetlemişim, gevşeyince çenem rahatlıyo resmen
gecen persembe sokakta bi kedi ısırdı, kuduz aşısı oluyorum bunla ilgisi olabilir mi
veya sıkıntıdan mıdır
hiç yoktu böyle bi huyum kuduruyomuyum nedir bu olanlar acep
0
merope
(08.07.08)
genelde stress yüzünden oluyor evet. (bkz: bruxism)
0
thalamus
(08.07.08)
bence daha önce de oluyordur fakat yeni farketmiş olabilirsin. en azından ben kendimde öyle farketmiştim.
direk gerginlikle alakalı olduğuna inanıyorum. birşeylerin kontrolümüzden çıktığını düşündüğümüzde, diyet yaptığımızda, farketmeden öfkelendiğimizde falan olabilir.
kediden kuduz bulaştığı pek görülmemiştir, dolayısıyla o tür bir endişe yersiz.
onun yerine dişinizi sıktığınızı farkettiğiniz anda kendinizi gevşemeye bırakabilirsiniz (belki derin bir nefesi alıp yavaşça vermek de yardımcı olabilir), düşüncelerinizi o an yaptığınız şeyden rahatltıcı birşeye uzaklaştırabilirsiniz. zamanla daha sık farkedeceksinizdir, belki kayboladabilir.
0
lhun
(08.07.08)
aldıgınız ilaçla ilgilidir muhtemelen .
0
dodocan
(08.07.08)
1. si kedide kuduz olmaz inancı yanlış. ben de olmaz sanıyodum, ama doktor binde bir ihtimal de olsa kuduz olabilir ısırdıgı için kuduz aşısı olacaksın dedi
2.si daha önce olması imkansız, çenem agrıyo diyorum. hayatım boyunca böyle bişey yaşamadım 1 haftadır farkında bile olmadan dişlerimi sımsıkı sabitleyip duruyorum baska biseye konsantre iken..sonra farkedip gevsetince cenem agrımıs oluyor.
gerginlik ve stres te öyle bariz bi şekilde yok.. en iyisi bi doktora gitmek olcak gene herhalde.
0
🌸merope
(08.07.08)
yanlış yorumlamışım özür dilerim. :)
0
lhun
(08.07.08)
kuduzla ilgisi olabilir mi bilmiyorum ama stresle ilgili olma olasiligi yuksek. sadece gunduz oluyorsa farkina vardikca kendini durdursan iyi olur, cunku dislerini sikarken alt ceneyi kafatasina baglayan ekleme zarar veriyorsun ve bu TMJ'e(temporomandibular joint disorder) sebep olabiliyor.

en.wikipedia.org

eger geceleri de oluyorsa -kendin fark etmiyor olsan da- dislerini kirabilirsin, o yuzden night guard kullanmakta fayda var. ben bunu kullanmaya basladiktan sonra bas agrilarimda da ciddi bir azalma oldu.

answers.yahoo.com
0
morosophe
(08.07.08)
ankarada son 15 yildir kuduz vakasi gorulmuyormus kedilerden kuduz merkezine gore, o yuzden fazla stres olman gereksiz. eger devam eden bir durumsa dis hekimine gorunmende fayda var, en azindan gece yatarken dislerini sikmani engellemek icin plak gibi bir sey verir. dis kaybina kadar gidebiliyor bu dis sikma olayi.
0
kayranin kedisi
(08.07.08)
ya ben bi,de dişteli takıyorum bi dahaki dişçi ziyaretimde sorayım bari of yani..
0
🌸merope
(08.07.08)
bende de aynı sorun var. bundan birkaç sene önce arka dişlerimden birinin ucu kırılmıştı, diş doktoru da geceleri uykuda fark etmeden dişlerini sıkıyor olabilirsin demişti, sonrasında dikkat ettim ve sabahları çenem ağrıyarak uyandığımı fark ettim. Çözüm olarak en azından bu sıkmadan dolayı dişlerinin zarar görmemesi için plastik bir diş kalıbı yapıyorlar, geceleri yapmadan önce onu takıyorsun, alt ve üst dişlerini kaplıyor ve sıktığın zaman zedelenmelerini önlüyor. Bir ara kullanmıştım ama sonra ben de bıraktım. Zaman zaman çenemi fazla sıktığımı hissediyorum hala. Stresten oluyor evet. Bir dişçiye gidersen sana da diş ölçünü alıp o plastik kalıplardan yapabilirler. Bir süre kullan, en azından ağzında o takılıyken daha kontrollü oluyorsun, sabah kalkınca çıkartıyorsun.
bu arada doktorlar kesin tedavi için bir şey önerirlerse bizimle de paylaş valla:)
0
think martini
(08.07.08)
aynı sorun bende de var. diş hekimim gece koruması takmamı söyledi. şimdi onu yaptırıcam. ölçü alıp özel bir muhafaza yapıyorlarmış. geceleri uyumadan takıyormuşsun. böylece dişlerine zarar vermeni engelliyormuş. istersen diş hekimine danış.
0
zminrna
(08.07.08)
arkadaşlar bu kendi kendine geçti bende neden anlamış degilim hala. bu duyuruyu yazdıktan 1-2 hafta sonra kalmadı öyle bi problemim
0
🌸merope
(14.08.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.