acııı, bayıltıcı bir acı.
hey gidi hey. babam keldi, amcam kel, dedem kel...babam keldi dedim ama neden bilmem, amcamdan ve dedemden daha az keldi. örnek vermek gerekirse; amcamla dedem, süleyman demirel tarzı kellikten mustaripken, babamın kelliği daha çok esat kıratlıoğlu tipi kellikti. esat kıratlıoğlu'nu bilmeyen genç nesiller için gelsin:
img.internethaber.com 
babam, saçının sol tarafındaki saçları uzatıp sağa doğru tarıyor ve böylece kafasında adeta pazar filesi taşıyormuş gibi bir görünüm arz ediyordu. kafasında, babasına ve kardeşine nazaran daha fazla kıl ve bir adet pazar filesi taşıyan babama "bu gürbüz saçların sırrı nedir?" diye sorduğumda, "sarımsak" demişti, "saçlarını kazıtacaksın. sonra, havanda ezdiğin 2 diş sarımsağı kafana sürüp bekleyeceksin. bu sarımsak kürünü birkaç kere uygula, saçların gürleşecek, daha az dökülecek" demişti.
o zaman da lisede okuyorum, okulun tatil olmasını nasıl sabırsızlıkla beklemeye başladım, anlatamam. hesabım şuydu, okul tatil olunca saçları kazıtıp bu sarımsak kürünü uygulayacaktım. 3 ayda saçlarım da 3-4 cm uzayacak, okula tam dazlak kafa ile gitmemiş olacaktım. okul bitince babamın çılgın tekniğini uygulamaya karar verdim. babamın eski model, bıçağı çıkan bir traş başlığı vardı, yeni bir jilet taktım, önce makasla elimden geldiğince saçları kısalttım, sonra kalan kısma sabun sürdüm ve jiletle daldım kafaya. iş bittikten sonra kafama bir havlu sardım, mutfağa gittim, havanda 2 diş sarımsağı ezdim, banyoya döndüm, sarımsakları avuçladım, yağını ellerime iyice bulaştırdım ve 2 elimi kafama götürdüm, sonra... sonrası acı, ama öyle böyle değil, kelimelere dökülemez. 30 yaşıma geldim, ömrümde böyle bir acı hissetmedim.
birisi size "kazınmış kafaya sarımsak sürünce saçlar gürleşir" falan derse, ardınıza bakmadan hemen uzaklaşın oradan.