bu iptal konularinda digiturk bu sektorun en les firmasi. iptal etmek istediginde 40 takla attirirlar.

aradım 1500 tl cayma bedeli istiyorlar hakem heyetine gideceğim.

tuketici.ticaret.gov.tr

Belirsiz süreli veya süresi 1 yıl ve daha uzun bir sözleşmeyi herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve ceza ödemeksizin istediğiniz zaman feshedebilirsiniz.

1-binanın yüksekliğine ve temeline göre risk faktörü değişir. ayrıca zemin faktörünü de hesaba katmak gerekir.
2-zemindeki oturma incelenmeden karar verilemez.
3-mühendislik firmasına yaptırmak en doğrusu
4-5 tonluk bir depo için yeri kazmak mantıksız. ben olsam hazır depo satın alır bodruma koyar veya binanın yakınında bir yere konuşlandırıp üstünü kapatırdım.

@bravoteam

Mühendislik firmasının ismi dahi geçmedi. Bir inşaat ustası ve yövmiyeli bir kaç işçi yönetiminde bir tane de kepçe ile işi yapmak istiyorlar.

bu arada binada bir bodrum katı yok girişten başlıyor bahsettiğim gibi binanın 2 metre ilersinde 1 tonluk depo için yer altında ufak bir yer var fakat küçük bir alan. 1 tonluk deponun sığacağı kadar bir yer. derinleştirmek ve genişletmek için kepçe ile kazı yapılmak isteniyor.Hazır depo alınacak ve genişletilip derinleştirilen kısma depo konulacak.

daha keskin Yorum yapabilmek icin cok daha veriye ihtiyac var.
Ancak cok genel gecer bir yorum yapacagim.

Kelime olarak yapmak kullanmissiniz ama bence hazir su deposunun yere gomulmesinden bahsediyoruz. Insaa edeceklerse de yani betonarmne bir yapi yapacaklarsa da cok degismez yazacaklarim.
5tonluk bir su deposu 1.25x2x2m nin turevleri olacaktir. Tabii ki geometrisi onemli yani daha fantastik modeller olabilir. Ama max derinlik 2m, bina cephenize paralel yani da 2m civari olur. Binanizin kapladigi alani tabii ki suan bilemiyorum ama minimum cephe genisliginiz 15-20 mdir. Dolayisiyla burada yapilacak kazi cok binanizin alanina gore kucuk bir alani kapsiyor.

Normalde korkumuz ne olabilir, kazi sonrasi acilan kazi yonunde malzeme akisi olursa, temelin cevresinin, dolgusunun bosalmasi, temelin kaymasi, binanin tip etmesi vs. Ancak kazi alaniniz hem az da olsa mesafeli hem de kazi alani binaya gore kucuk. Hele bir de duzgun tahkimat yapilirsa kazi esansinda bu ihtimalleri cok dusuk goruyorum.Tabii ne zemini biliyorum ne temel tipinize hakimim ama geometrik farkliliklardan cok fazla sorun cikmayacagini ongorebiliyorum.

- Bence hayir.
- Oturmayi tanimlayabiliyor musunuz? Cogu betonarme uzun diktortgenler prizmasi yapilar joint yapilmadigindan, geometrik sekilleri nedeniyle dikine catlar. Oturmadan dolayi olmak zorunda degil bu.
- Tabii her zaman.
- Bir su deposunda tek sey olabilir, su kacirir.elbette ki temel yapilarimiz, eger o sekilde dizayn edilmediyse su icinde olmasi istemyecegimiz yapilar ama yine 5 m3 sudan bahsediyoruz. Yani surekli farkedilmeyen bir kacak olsa vs. de orada paslanma vs. den dogabilecek bina omrunden yiyecek ihtimaller olabilir. Ama bunlar yine cok yuksek degil.

@wallcan

Hocam cevabınız için çok teşekkür ederim.

şu kadarını söyleyim bu işlem herhangi bir teknik bilgisi olan bir kişi gözeteminde yapılmayacak kepçe operatörü 2 yövmiyeli işçi bi tanede usta başı olacak.

Evet hazır 5 tonluk bir su deposu alınacak fakat bu deponun enlemesine mi yoksa derinlemesine mi gömüleceği de hala bilinmiyor nasıl karar verilecek bunu bende bilmiyorum. nasıl ve ne şekilde kazılacak fikrim yok.

Benim kafamda soru işareti oluşturan şeyler tabir yerindeyse bu işin körlemesine yapılması, hiç bir teknik danışmandan fikir alınmadan girilmesi, analiz yapılmaması, zemin durumunun bilinmemesi gibi etkenler. Yani bunlar tam bilinmeden "hadi depo alalım şurayı kazalım" demek doğru bir yaklaşım olur mu ?

Belki ben abartıyorum ama dediğim gibi bu işin muhasebeci komşunun "ne olacak abicim temelin 2 metre ilersi olmaz bir şey" demesinden daha çetrefilli ve dikkat edilmesi gereken bir konu olduğunu düşündüm.

son olarak apartman toplantısında " bu işin mühendis gözetiminde, onayıyla yapılması kaydıyla onay veririm" demek çok mu abartı bir tavır olur acaba ?

Depo onceki yanitta belirttigim gibi kube yakindir. Ben suna benzer bir sey hayal etmistim. www.karmodplastik.com

yukseklikler 2m bile yok. Yani simdi korkulari vs. anlamakla birlikte bir yerden danismanlik alabilirsiniz, bunu sart kosabilirsiniz bunda bir sey yok. Yada dogru duzgun bir firma yapsin diyebilirsiniz. zemin etudune gerek yok, zaten kazilacak yerde ornek kazi yapilarak daha dar bir alanda hem zemin tipi hem yeralti su seviyesi incelenip kazinin sevi belirlenebilir. Ama bu gozlem karari, cok inanilmaz teknik olunacak bir is degil yapilacak olan.
Total is de bir muhendisin basinda durup yaptiracagi bir is degil yani. ustabasi iki isci seviyesi bir is zaten.

3 tane kritik sayayim imalat safhasi icin.

1 - kazarken duzgun sev kesimi yada tahkimat yapacaklar, malzeme akmayacak. Bu sizin temeli korumaktan ote isguvenligi acisindan.
2 - Tanki yerlestirme kotuna gelince, sikistirmalari gerekir. Normalde duzgun bir grobeton dokup, tanki ustune koymak iyi olur ama sart degil. Tanki koyduktan sonra geri cevre dolgusunu yaparken her 30cm de sikistirmalari iyi olur.
3- Tanki koyup geri dolgu yapmadan suyla doldurmak gerekir. Yoksa toprak basincindan tank kapanma riskine girer.

Isin tesisat kismi da onemli bu arada, sizin genel konsantrasyonunuz tabii ki temel ama buradan su nasil alinacak? Hatti mi besleyecek, bosalinca doldurulacak mi geri? vs.vs. bu kismi is. yoksa kazip koymak kolay kismi bu isin.

Ne yazık ki fiyatlar artık bu civarlarda.

Şimdi booking üzerinden baktım fiyatlar gerçekten çok yüksek ve otel seçeneği çok az. O fiyatlara Avrupa'nın popüler şehirlerinde konaklama yapılabiliyor... Gerçekten çok yazık. Umarım Foça o için fiyatları vermezseniz.

Para biriktirin yurt dışı tatiline çıkın.

@hellkeeper

Bize de pahalı geldi zaten hocam yapmadık rezervasyon falan.

hem fiyatlar arttı

hem de herkes bağlıyor 13-15 hatta 16 temmuzu

Normal değil. Hiç bir şey normal değil. Her türlü denetim ve ceza şart.
Bayram sonrası (Türkiye gibi tahıl üreten bir ülkede ve şu hasat zamanında) ekmek 8 liradan 10 TL'ye yükseldi.

Aslında biz kullanıcı, müşteri veya tüketicilerin (biyoloji ve psikolojideki organizmanın karşılığı kapitalizmde bu kelimelerle tanımlanıyor)
yaz mevsimi veya dini bayramlar geldiğinde tatile, otellere gitme zorunluluğu diye bir şey yok. Bunlar yıllardır reklam, tanıtım vs sebeplerle bize öğretilen harcamaya dayalı algılamalar sadece.
Duygularımıza yenilmediğimiz, nefsani harcamalar yapmadığımız ölçüde güçlüyüz.
Köyümüze gitmek daha yerinde olur.

Sharm el sheikh'te her sey dahil 5 yildizli oteller 3500 tl falan gecelik.

Aptallasti bunlar iyice.

guzel bir atasozu var. kervan yolda duzulur. baslayin. bugun kullandigimiz tum o teknolojik aletler kaba, cirkin seylerden evrildi. dewamke.

Hocam başarısız olursa da olursun yapacak bir şey yok.

Benimde bir sayfam var yeşilçam filmlerindeki enteresan olayları, anıları seslendiriyor önemli isimlerin röportajlarını paylaşıyorum. İnstagram da her şeyin bir alıcısı var ama gözlemlediğim takipler youtube ya da tiktok da daha kolay geliyor instagramda takipçi edinmek zor misal 30 tane reels paylaştım 65 tane takipçi var tiktok da 150 youtube da ise 160 takipçi geldi. Niyeyse instagram da insanlar izliyor, beğeniyor ama takip etmiyorlar. O yüzden motive olman için kanallarını tiktok ve youtube a da yaymanı öneririm.

Zamanla yolunu buluyor zaten böyle şeyler. Amatör olarak işe başlayıp bugün popüler olan instagram sayfalarının ya da youtube kanallarının ilk hallerine bakın. Bugünkünden çok farklıdır çoğu.

The Famous Grouse. İçerken yormaz. Tam bir F/P.

Denediklerinden örnek verirsen daha sağlıklı olur. Benim "1-2 tek atmak için keyif amaçlı" içtiğim, bir başkasına göre sert gelebilir. Buz ile soğutup seyrelttiğinde Chivas (12), Black Label, Dimple vb. viskiler çok daha yumuşak içimli gelir mesela. Seyreltmeye ihtiyaç duymuyorsan taş ile soğutabilirsin. Onlara da gerek yok dersen zaten normal ısıda sek olarak içebilirsin. Gerçi içemediğin için sormuşsun. Viski şişesini şöyle mantar tıpalı değilse asla yan yatırma: pbs.twimg.com Böyle olunca da yatırma ama pek ama diğeri kadar büyük sorun değil. 2-3 kadeh sonrasında başka bir gün oturup 1 kadeh içtiğinde işkence gibi gelmesinin sebeplerinden biri o.

Bunlara ek olarak: Üstteki f/p ürünlere ek olarak Talisker önerebilirim. Glenfiddich, Macallan vs. gibi bütçe arttıkça yakmayan yaksa da zevk veren versiyonları deneyebilirsin. Jack Daniel's viskimsi/burbonumsu bir şeyler ürettiği için onların da içimi kolaydır. Zaten çoğu kokteyllik.

kesinlikle

(bkz: dimple golden selection)

Dimple + 1. Buzsuz, sek içebilirsiniz.

Acaip süper aromalı isterseniz Lagavulin olabilir. Aromasız ama süper olsun derseniz, Japonya'da tanıdığınız varsa, bulabilirseniz kesinlikle Hibiki, inanılmazdır.

onerilerin hepsi asiri mantikli, ayrica "biraz daha paraya kiyayim, single malt scotch deneyeyim" derseniz glenmorangie deneyebilirsiniz

Teşekkürler tavsiyeler için. the famous grouse ve dimple ile başlayacağım, bittikçe tavsiyelerden devam edeceğim.

Dimple kolay içimli ancak oldukça sıkıcı bir viski. Bütçeyi de çok zorlamayacak olan Jameson Black Barrel'ı (black label değil, bazen kelime karışıklığı oluyor) da öneririm, bu tarifinize uygun olacaktır.

Ethernet ile bilgisayara baglamayi deneyin sorun wifida olabilir. Ama genel olarak altyapinin dandikligiyle alakali

@mirafiori

hocam telekomcular modeme de baktı hem hız berbat hemde sürekli kopuyor birde dediğim gibi alt komşuda da benzer sorun varmış. Ama akşam bi kablo ile laptopu bağlayıp ölçerim hızı.

elektrikçiyi çağırın, modeminizi de yanınıza alın, bir deucu açık telefon kablosu, apartmandaki telekom kutusundan sizin daireye giden uçları çıkarıp getirdiğiniz kabloyu modeme bağlayın ve cep telefonunuzdan test edin. eğer evdekinden iyi alıyorsanız sorun apartman veya daire içi kablolamada. bu genellikle kabloları çektikten sonra inşaat yapılırken çok nem veya direkt su almışsa olabiliyor. elektrikçi en iyi kabloyu kullanmış olabilir de altı üstü çektiği bir cat3 kablodur en fazla. ondan sonra yapılan imalatlarda kim bilir ne oldu.

Benzer durumu 45 senelik bir binada yaşadım. Ankastre kutuya 70mb gelen hız eski kablolar ile 5mb hıza dusmekteydi.

Ben ankastre kutudan kısa bir kablo hattı modemi de ankastre kutunun yanına giturerek test ettim.

Modemin çalıştığından tüm hızı aldığımdan emin olduktan sonra yeni kablo çektim.

Elektrikcilerde bulunan telefon kablosu ile test ettigimda hızım 35 e düştü.

Cat5 kablo kullanarak tüm hızı 4.kattaki evimde sorunsuz kullandım

Bu konuda desteğe ihtiyacın olursa yardımcı olurum

philips'in tam otomatiği var bizde, gayet güzel taze tertemiz kahve yapıyor. espresso bazlı içecek seviyorsan tek geçerim.

takipteyim tamda kahve makinesi ararken karşıma çıktı.

Benim merak ettiğim kahve makinelerinin aksamlarının neredeyse tamamının plastik olması ve bu maddelerin ve sıcak suyla temas etmesi.

Bu bakımdan arkadaşın duyurusuna istinaden hangi makinenin malzemesine güvenebiliriz ?

Plastik teknolojisi epey gelişti, düzgün bir markadan ürün alıyorsanız ev aletinde plastiğin erimesi gibi bir şey söz konusu olamaz zaten.

@roket adam; evet Philips çok gözüme takıldı. Pek sütlü kahve tüketmiyorum, o yüzden şu 13-14 binlik latte go serisi benim için fazla gibi.
Şu yukarıdaki ep2200 serisini alsam americano ve espresso için bana yeter gibi duruyor

@joehigashi; tüm küçük ev aletlerine zam geleceği haberi vardı, sanırım elimizi çabuk tutmamız lazım

Kapsüllü makineleri merak ediyorum, alasım var fakat dolgun bir espresso çıkarıyor mu onu bilmiyorum.

Kapsüllü makineler benim hoşuma gitmedi. Hem soğuk çıkıyor kahve hem de köpüklü. Ayrıca istediğin kahveyi bulana kadar bir çok markadan bir çok deneme yapman gerekecek.

Kapsüllü makineyi boşver diyeceğim, v60'la taze kahveye alıştıktan sonra kapsüller birazcık tırt gelir.

Philips ep2220 var bizde, kırk yılda bir misafire sütlü kahve yapıyoruz, süt köpürtmek için soldaki nozzle yetiyor. Temizleyecek fazladan bir de süt haznesine gerek yok. (Sütlü içseydin Siemens'in tam otomatiklerinden önerebilirdim, kahve makinesi sorularına sonradan bakacaklara not olsun.) Ek olarak, Philips'in içinde Gaggia motoru var, pırıl pırıl makine, oyum ep2220/10'dan yana.

(Dümdüz filtre kahve yapan makinenin otomatik espresso makinesiyle aynı fiyata satılması aşırı saçma.)

@kobuzchu kız; philips'te temizleme kısmına masraflı ve zor diyen yorumlar gördüm. Doğruluk payı nedir?

Masraflı değil ¯\_(ツ)_/¯
Zor da değil ama rutin ilgilenmek gerekiyor tabii.

Su haznesinde filtre var, o masraflı olabilir ama biz temiz içme suyuyla filtresiz kullanıyoruz uzun zamandır, çeşme suyu kullanılırsa belki filtre daha gereklidir.

www.trendyol.com
Şu tabletlerle 3-4 ayda bir temizlik gerekiyor. Yine 3-4 ayda bir kireç birikimi için temizlik gerekiyor (bunun için uyarı ışığı yanıyor aletin). Kullanma kılavuzunda kireç çözmek için Philips descaler kullanın diyor, sitrik asit solüsyonu olduğu için biz dümdüz limon tuzuyla yapıyoruz ama sirke kullanmamak gerekiyor. Masraflı kısmı bunlar.

Bunun dışında su tepsisi ve kullanılmış kahve haznesi doldukça dökmek ve 1-2 haftada bir yıkamak gerekiyor (ön yüzündeki panel dışında hepsi bulaşık makinesinde yıkanabiliyor). Süt köpürtücüyü her kullanımdan sonra durulamak gerekiyor, o dabulaşık makinesine giriyor. Bana zor gelen tek kısmı demleme ünitesini çıkarıp yıkamak, o da zor olduğundan değil de üşeniyorum :)

@kobuzchu kız; şu duyuruda kahve ve makineler konusunda referans olarak gördüğüm insanlardansınız. Verdim gitti Philips siparişini:)

bana da çok inandırıcı gelmiyor. kk'nın ilk turda rte'nin gerisinde ama ikinci turda önünde bitireceğini düşünen ve uman biri olarak.

çok müşahitlik yaptım, kk yıpranmış bir yüz. evet ittifak vs. güzel hoş. ama o kabinde, perdeyi çekince nelerin döndüğünü biliyorum insanların aklında. kk'nın rahat rahat oy alabileceğine inanmıyorum core akp seçmeninden.

40-45 arası bitirecektir, ama ikinci tur, vs olduğunda zor da olsa kazanacaktır (52-48 gibi) ama her türlü bıçak sırtı olacaktır.

Biz eskiden anketler AKP'yi yüksek gösterdiğinde 'bu anketler hiç inandirici değil, bu kadar oy alamazlar' diyorduk, sonunda anketlerin dediğine benzer rakamlar çıkıyordu.

Her anket sirketi değil ama bazı güvenilir anket sirketlerinin oy oranlarını doğruya yakın verdiğini düşünüyorum ben. Diğer açıdan bakınca da AKP'ye yakın anket şirketlerinde bile bıçak sırtı görünüyor şu anda. Ben her türlü Kılıçdaroğlu'nun iyi bir oy potansiyeli olduğunu ve kazanmaya hiç de uzak olmadığını düşünüyorum.

AKP'li, MHP'li vs olup kessen CHP'ye oy vermeyecek olan %30 a yakın bir kitle vardır evet, bunu kimse inkar etmiyor zaten. Ama geriye kalan seçmen kitlesi çok gecisken.

AKP, % 1, % 1,5 demeden küçük küçük partiler ile ittifak yapıyor. Demek ki RTE'nin güvendiği (geçmiş seçimlerde onu yüksek bulan) anketlerde de gerideler.

@fraise chp'ye asla oy vermeyecek kitle için %30 çok değil mi hocam

öyleyse iç karartıcı durum.

2018 secimleri: cumhur ittifaki: 26m, millet ittifaki: 23.5 milyon oy almis. yani cumhur'dan millete gececek 1.5 milyon oy, millet ittifakina kazandiriyor. o donemden bu yana ne olmus:
1. Milyonlarca denetimsiz multeci ulkeye girmis
2. ekonomi 2018'de kotuydu ancak su an cok cok cok daha kotu.
3.genclerde gelecek kaygisi inanilmaz boyutta.
4. belediye secimlerde goruldugu uzere, akpnin kazanmak icin iftira, secim yenileme dahil seyi yapacagi gozle gorulmus.

bu secimde ilk defa oy kullanacak, potansiyel issiz 6-7 milyon genci de dusununce, akp 1.5 milyon az alamaz mi sence? rakamlar ortada, cok detayli dusunmeye gerek yok...

secimi kilicdaroglunun alacagi acik, iste son koz muharrem ince ile bolmeye calisiyorlar ki ikinci tura kalsin.

Bütün anket şirketlerini bir tutmamak lazım.
Ben sadece Konda ve ORC ye güveniyorum.

Şahsi fikrime göre taraflı olmayanlar bunlar. Diğer şirketlerin büyük bölümü bir tarafa siyasi olarak yakın şirketler.

Ve evet anket sonuçları bence doğruyu yansıtıyor tabi +-3 vs bişey eklemek suretiyle. Zaten anket şirketleri de raporlarında bu hata payını söylüyorlar. En basitinden 2019 Mart seçimleri öncesinde Ekrem İmamoğlu nu az farkla önde gösteriyorlardı. Ki o zaman doğru düzgün tanınmıyordu İmamoğlu ve dedikleri gibi de oldu.

Anketler inandırıcı değil bence. İnandırıcı değil derken belki sonuç itibariyle gerçeği yansıtıyor olabilirler fakat fark öyle 5 - 6 puan falan değil gibi geliyor.

Sokak röportajlarını daha çok takip ediyorum ve bu röportajları seçimin aynası gibi görüyorum. azımsanmayacak derecede reyisten başka adam yok diyen kitle mevcut hatta depremzedelerden bile akp'ye oy vereceğini söyleyen insanlar var. Genelde toplumun algısı bu insanların akp'ye oy vermeyeceği yönündeydi ama gerçek öyle değil gibi geliyor.

Aynı sokak röportajlarında istanbul seçimleri için imamoğlu belirgin bir şekilde üstünlük kurmuştu ve seçimde de öyle oldu.

Bu sefer anket sonuçları ile sokak röportajları çelişiyor dediğim gibi ben aradaki farkın 5-6 puan olduğunu kesinlikle düşünmüyorum ortada kafa kafayaya yakın bir durum var.

Misal ben doğma büyüme çatalcalıyım buranın insanını da az çok tanırım hatta buralar yıllar yılı merkez sağ, sol partilerin kalesi olarak bilinen yerdir. canım çatalca da bile "soğan 20 tl ise soğan yemesinler o zaman" diyen bir kitle türemiş:

www.youtube.com

Bu seçim döneminde anketler çöp oluyor çünkü çok fazla hızlı ve ani gelişme var.

Birkaç ay öncesine kadar Millet İttifakı'nın adayı bile yoktu varsayımlarla anket yapılıyordu. Sonra EYT, emeklilere zam vb. tarzı düzenlemeler yapıldı ve Millet İttifakı'nın adayı netleşmediğinden bana göre Cumhur İttifakı belli bir üstünlük sağladı. Sonrasında deprem herşeyi alt-üst etti. O bölgede ne kadar insan oy kullanacak, iktidara bakışları değişti mi muhalefete nasıl yaklaşılıyor bilmiyoruz. Bununla birlikte iktidar kanadında "muhalefetin birleştiği" görüldü. HDP KK'ya destek vereceğini açıkladı. Kaç tane sığınmacı oy kullanacak belli değil.

İYİP masadan kalkıyor ertesi gün geri oturuyor. YRP önce ittifakı reddediyor ertesi gün dahil oluyor. C.başkanı aday sayısı değişiyor.

Sanıyorum yarın KK İnce ile görüşecek, belki de İnce seçimden çekilecek (zor ama burası Türkiye olmaz diye birşey yok.)

Anket firmalarının bu sürece yetişmesi mümkün değil 2-3 hafta sahada aktif çalışma yapılıyor, sonra üstte saydığım tarzda seçim sonucunu doğrudan etkileyebilecek ani bir gelişme oluyor, "anketiniz inandırıcı değil/yanlı" diye suçlayıcı oluyoruz.

Anlaşılan bu seçimde son haftaya kadar partilerin karşılıklı hamleleri devam edecek. İktidar belki de ilk defa bir seçimi kaybetmeye bu kadar yaklaştığından seçim öncesi eskiye nazaran daha hareketli geçiyor ve anketlerde değişkenlikler oluyor. Daha önceden anketler daha gerçekçiydi, örneğin son yerel seçimlerde Mansur Yavaş uzun yıllar AKP yönetiminde olmasına rağmen Ankara'da önde görünüyordu ve seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Kendi adıma Ankara seçimini takip bile etmemiştim. İmamoğlu başta düşük çıkıyordu, seçime doğru hepimiz "acaba?" dedik ve düşünülenden farklı sonuç ortaya çıktı. (Örnek: tr.euronews.com)

Yanlı anket firmalarını kaale almıyorum, seçime doğru KONDA'nın anketini merakla bekliyorum. Seçim sonucuna en yakın anket o olabilir.

Benim inancım, ciddi ve gerçekci anketlerin halka açıklanmadığı yönünde. Bize açıklananlar hep manüpilasyon ve yönlendirme amaçlı bana göre, ama açıklanmayan anketler gerçeğe oldukça yakındır.

İnternette menüleri yok mu? Google Haritalarda bir çok işletme menü koyuyor mesela.

@john bloor

yok abi fiyatlar yazmıyor. google yorumlarda da fiyatlardan bahsedilmiyor pek.

Yemeksepeti'nden bakın.
Afiyet olsun.

uludağ et lokantası en uygun.
şazeli steakhouse, develi ve hatay evrensel kebapçı.
develi florya tesisleri'nin yanında, koru içerisinde. hatay evrensel aqua florya'nın yanında, deniz manzaralı masaları var.

ben hatay evrensel'i tavsiye ederim. fiyatları develi ile aynı.

Hepsine gittim uludağ en iyisidir benim gözümde

www.youtube.com

bu mu acaba ?

bu da piano versiyonu:

www.youtube.com

Turkiye sartlari diye tek bir sart yok. Tek mesele de beton degil.

Tamam tek mesele beton olmayabilir ama beton meselesi bu şekilde çözülebilir bence.

her beton kolon kiriş gibi yük taşımıyor ki. şap betonu var mesela ya da yol yapacak garajının önüne. buralarda c20 yeterli.

Beton bir tek bina yapımında kullanılmıyor ki?
Kilit taşı, bordür taşı, rogar kapağı, briket, taş örme duvar dolgusu, istinad duvarı, bahçe duvarı.
Uzar gider liste,
Hepsinde viyadük ayağı betonu mu kullanılsın?

Not: Benden önce @sttc söylemiş zaten :)
Kalıp içine daha kolay işlemesinin sağlanması için su ilavesiyle beton kalitesinin bozulması hususu da söylenmiş.
Bir de betonun donma aşamasında belirli periyodlarla sulanması gerekir. Aksi taktirde beton yanar ve kalitesi bozulur. Bu konu da sanırım aksatılanlar arasında.

İnsaat muhendisi degilim fakat gecen haftalarda fatih altayli'ya konusan hoca hazi betonlarin kalitesinin gayet yeterli oldugunu fakat ustabasilarin kendilerine is cikmasin diye(vibrator makinesi getirmek ugrasmak vs.)betona su karistirdiklarini hatta beton arabasinin hemen arkasindan su tankeri getirdiklerini soylemisti. Bu da beton kalitesini ciddi sekilde dusuruyormus.

ayrıca yumuşak beton da lazım. mesela oda zemininde, duvarlarda çok sağlam beton kullanırsan tadilat yapamazsın. çivi - matkap zor işler.

Deprem sonrası bir programda duymuştum. Beton konusu ile ilgili firmalar c40 betonu şantiye gönderiyor fakat kalfa ya da ustalar gelen betonu sulandırıp c40 betonu formunu bozmaktalarmis.

Sıkı denetim olmadığı sürece bu konularda yol almayacağız.

bazı durumlarda betonun kalitesi yüksek ama uygulama hatası nedeniyle içinde boşluklar kalıyor, demire yapışmıyor. kolon - kiriş bağlantılarında doğru uygulama yapılmıyor vs.

ama işin özeti sorun maliyet. hatalı işçilik de işi bilmeyen ucuz işçilerle çalışmaktan oluyor.

1 - beton artik o kadar problem degil, hazir beton yayginlasti.
2 - tek sikinti beton kalitesi degil.

Hazır betonda sulama yapıldığı doğrudur.
Nedeniyse kolon kalıba dökülen harcın yoğunluğu yolayısıyla sulandırılarak kolonun içine yayılması amaçlanır.
Ancak sulanan harcın içindeki çimento da suyla beraber kalıptan akar gider.
Böylelikle beton kalitesi de oldukça düşer.
Yöntem yanlış olmakla beraber beton atıldıktan sonra yapılan sulama (uzunca bir süre aralıklı olarak sulama yapılır) betonun çatlamaması içindir ve yanlış bir işlem değildir.
Demek ki ne yapıyoruz.
Harcı hangi kalitede hazırıyorsa dökme esnasında da aynı kaliteyi tutturuyoruz.
Yoksa böyle birer ikişer yıkılıyor binalar.

öyle değil. Yani müteahhitler C30/37 yerine düşük kullanmaya çalışmıyorlar, sorun bu anlamda üretici satın alım sürecinde değil. Mesele sadece beton kalitesi değil hatta eğer bina yeniyse beton kalitesi sorunu çok daha düşük bir ihtimal. Yani şu ustalar su katıyor meselesi bile aslında pompayla dökülecek kolon kiriş döşeme de geçerli değil, olmuyor değil ancak artık işleme meselesi çok büyük bir problem değil ha saha betonu olur ustanın ağzının içinde beklemek gerekir.

Ayrıca nerede hangi kalite ve çevre sınıfına ait beton kullanabileceğimiz standardlar ve yönetmeliklerle belli yani bu dediğiniz teoride mevcut.

Bu konular siz end user lar için önemli olmamalı , uzun uzun tek tek anlatmak zor. Biliyorum çok ciddi güven kaybı var ve ömrünüz boyu zar zor biriktirdiğiniz prayla canınızı eman ettiğiniz sizi koruduğunu düşündüğünüz evlerden korkar oldunuz, haklı olarak. Çok üzgünüm.

neye ihtiyaç varsa ona göre üretim yapılır. konutlarda c30 yeterli olabilirken nükleer santralde c60 isteyebilir gerekli tasarım. c60 üretebiliyoruz diye bütün beton üretimi c60 olamaz. mühendislik bu değil.

Bir müteahhit olarak cevaplamaya çalışayım;

temel altındaki grobeton mesela, amaç sadece yalıtım membranlarını yapıştırmak,C16 yetiyor o yüzden. Kalkp ta buraya neden C40 kullanalım, yazık.

Yine aynı şekilde bina etrafına, bahçe duvarı dibine ve önem arz etmeyen yerlere bu tür düşük kalite kullanılır.

Tek sorun beton değil +1

Mesela ben her zaman projede yazan betondan bi tık fazlasını sipariş ederim, mesela projede C30 yazıyorsa C35 kullanırım.

Çünkü arada çok büyük bir fiyat farkı yok, ama santralde bişeyler eksik konulabilir, bir şeyler ters gidebilir. Yapı denetim testinde zayıf çıkarsa işlerim sıkıntıya girer vs.

Bu işi bir bina için hiç yaptırtmadım kendim dolayısıyla process tam nasıl işliyor gerçekte onu o kadar iyi bilmiyorum ama inşaat mühendisi olarak bir iki fikir vereyim.

İlk bakılacak sey beton kalitesi, sonra geometrik hatalar, Kolonların bir birini takibi, yumusak kat, kısa kolon vs. hızlı bize fikir verme ihtimali olan seyler. Daha sonraki adımlar donatı yerleşimi, projeye uygunluk vs.
Beton kalitesine bakmanın en gecerli yolu standard silidirik numune elde edebilmek bunun yolu da karot almak.

Karot alınan yerler uygun tamir harci ile kapatilir dolayısıyla bunlar cok oyle zarar vermezler. Elbetteki sayısı yerleri önemli ama ozellikle yeni evde beton dayanım tayini için karottan gelicek hasar cok onemli olmayacak.


Eğer bir fikrimiz olsun ancak hiç karot almayalım başta denirse Schmidt çekici ile bir gözlem yapılabilir. Bizim şartnamelerimiz (Dünyadaki pek çoğu da) beton dayanımının schmidt çekici ile tayin edilmesini yasaklar, haklı olarak. Ancak Schmidt'ten ciddi anlamda düşük sonuç gelirse o beton büyük ihtimalle kötüdür, direkt karot alma kararı verilebilir. Yok eğer yüksekse yanılma payıyla birlikte diğer donelerde göz etilerek daha eğitimli bir karar verme şansı doğar. Ancak tekrar ediyorum Schmidt çekiciyle beton dayanım tayini yapmak aslen yasaktır.

@wallcan

cevap için teşekkürler

ibb'nin sitesinde :

"bazı kolonlarda sıva tabakası kaldırılarak beton çekici ile beton sertliği ölçülür ve bir kolondan sıyırma yapılarak donatı çapı ile korozyon miktarı ölçülür. Çalışma kapsamında binalardan herhangi bir numune alınmamaktadır."

denilmekte. Bahsettiğiniz bu işlem mi ? Bu işlemse eğer yasaklanma sebebi nedir acaba ?

Schmidt çekici testi yüzey sertliği ölçer ve bu aldatıcı olabilir yani hata payı yüksek. Bir tahmin yapmanıza olanak sağlar ama biz bir betonun dayanımı ölçmek isterken mesele önemli olduğu için tahmin yerine gerçekten ne olduğuna bakmayı tercih ediyoruz. Numune bize bunu sağlayan tek yol şu an.

İBB nin hızlı tarama için kullanması şaşırtmaz, onların derdi elden geldiğince çabuk taramak ve bir fikir edinmek bildiğim kadarıyla bu hızlı tespitin bir bağlayıcılığı yok sadece kötüyse size tavsiyede bulunuyor ve yine sadece schmidt e göre karar vermiyor iyiye kötüye oradaki hata payını baktığı diğer noktaların hepsi düzgünse sönümlemiş oluyor bir yerde.

@wallcan

Anladığım kadarıyla ibb'nin hızlı hareket edebilmek adına bu yöntemi uyguladığını ve bu yöntemdeki hata payını da ekstradan yapacağı bir kaç testle daha birleştirerek sonuç elde ettiğini söylüyorsunuz. Sanırım o testler arasında kolon sıyırma da var.

Apartmanımız giriş katı hariç 4 katlı ve bir bodrum yok direkt giriş katından başlıyor. Ben apartman girişinde de kolon göremedim sanırım taşıyıcı duvarlar var girişte(konuya hakim değilim tamamen gözlemlediğim şeylere göre bu tabiri kullanıyorum) kolonlar evlerden geçiyor. Bu tarz durumlarda acaba ibb'nin hızlı testi yapabilmesi için bu testi girişteki evlerden birinde mi yapması gerekir yoksa apartmandaki taşıyıcı duvarlar yeterli olur mu ?

Sadece perde duvar olduğunu düşünmüyorum muhtemelen kolon vardır siz farkedemiyorsunuzdur normal.

Kolon sıyırma,schmidt vs. bunlar birbirinden amacı bağımsız işler. kolonu sıyırıyor ki donatıyı görebilsin paslanma vs. var mı fikri olsun çap ölçsün vs.

Sizin ki gibi 2016 yılında yapılmış bir bina için buna gerek yok. hızlı test sorun ihtimali çok yüksek olan yaş almış evlerde çabuk fikir verebilmek için var siz eğer düzgün bir fikir elde etmek istiyorsanız ayrıntılı bir analize ihtiyacınız var. Örnek olarak sizin kolonu sıyırıp baksak da 2016 da yapıldıysa ev donatı da ynai inşaat demirinde kayda değer bir kesit küçülmesi beklemeyiz, dolayısıyla açtık baktık iyi dedik ama belki bambaşka bir sorun var? Dolayısıyla bir şüphe içindeyseniz ayrıntılı test lazım.


İBB nin yaptığı iş başka bir klansmanda, siz ona girmiyorsunuz. Siz dediğim gibi böyle bir ihtiyaç duyuyorsanız ayrıntılı analiz yapılması lazım. Karot alınacak projeler incelenecek spesifik noktalarda donatı tespiti yapılacak x rayle uyuşuyor mu projeyle bakılacak. vs.

Yapıda gözle görülür bir hasar yoksa ve 2016 yılında yapıldıysa normalde ayrıca korkacak hiç bir sebep yok. Amma velakin işte güvenin kalmadığı ortamda hiç bir şeyin anlamı önemi kalmıyor. sizleri gayet iyi anlıyorum bilemiyor olmak büyük bir stress ve problem. çok üzgünüm.

Burada beton dayanımı schmidtle de olsa niye önemli çünkü o madendeki kanarya, scmidtle denendi kötü çıktı mı artık o artık kötü her anlamda muamelesi yapmak gerekir. Scmidt iyi çıkarsa dediğim gibi hata payı var,üstüne düşmek isterseniz dediğim ayrıntılı analizlere gitmek gerekir.

genel olarak wallcan +1

Bence Schmidt ya da karot ile beton testine gerek yok, zira artik hazir beton kullaniliyor, onun da 25'likden az olma sansi yok bence. El karisimi betonlarda sikinti vardi 90li yillara kadar, artik o sikinti yok diye dusunuyorum.

Bence su noktada yapabileceginiz tek sey statigi ve uygulamayi yapan firmalari bulup iyiler mi onu arastirmak. Statikci deneyimli mi? Uygulamayi yapanlar deneyimli mi?
Sonrasi allaha kaliyor.

Ben de sordum çoğunluk Naci Görür-Celal Şengör ikilisini haklı buldu ama aslında en kafalısı Cenk Yaltırak'mış.

şengör ve görür ikisi de inşaat şirketi olan kişiler. ben güvenmiyorum

eleştirenler üşümezsoy'u bilimsel makalesi yok diye eleştiriyor fakat boş adam değil kariyerini eleştirmekte haddimiz değil:

"İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Aynı üniversitede yüksek lisans ve doktorasını bitirdi. 1991’te profesör oldu. Almanya’da bir üniversitede de öğretim görevlisi olarak çalıştı. Bir dönem MTA’da da çalıştı. Halen İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği bölümünde öğretim üyeliği yapmaktadır."

geçenlerde şengör candaş tolga "bazı bilim adamları da şiddetli deprem olmayacak diyor" dediğinde şengör "demek ki o bilim adamı değilmiş" dedi. Şu aralar ahmet ercan ile çok atışıyor belki de onu kastetmiştir.

Şengör ve görüşlerini destekleyenler de burdaki şiddetli depremden acayip derecede eminler. ayrıca marmara denizinin resmen fotokopisinin çekildiğini söylüyorlar bilemiyorum altan.

Benim bir tek kafamı kurcalayan istanbul depremi için verdikleri şu 450-500 yıl istatistiğinin tutarlılığı. Yani 1509'dan önceki kaç deprem hesaba katılarak işte bu fay 500 yılda bir büyük fay üretiyor denilebiliyor onu anlayamıyorum.

Akademisyenlik böyle bir şey.
Biri bir yoldan yürüyüp bir sonuç bulur, diğeri başka bir yoldan gidip başka sonuç bulur.
Birbirlerinin tezlerine bakar, antitez geliştirmeye çalışırlar.

Ama sonuçta bir laboratuvar ortamında deneyimleyip, kimin haklı olduğu test edilemeyeceğine göre aksi kanıtlanana kadar konu hakkında iki tez olduğu ortaya konmuş olur.

Hangisinin daha büyük bilim adamı olduğu hususu da daha da büyük bilim adamı olmadığımız sürece bizim boyumuzu aşan bir husustur.

@Mirket
hangisinin daha büyük bilim adamı olduğu belli aslında, Şengör bilimsel makale ve atıf sayısında Üşümezsoy'dan çok üstün. Fakat bu her dediğinin doğru olduğu manasına gelmiyor.
Yanılmış olabilir.

@joehigashi

İBB'nin hazırladığı raporlarda bir sürü senaryoya yer verilmiş ~70 yıl ~500 yıl (seneleri tam hatırlamıyorum) ~1400 yılda bir tekrarlanan deprem olmasına karşı farklı hasar can kaybı olasılıkları var orada. demek ki hepsi ihtimal dahilinde diye anlıyorum ben bunu. senelerin azlığına çokluğuna göre deprem şiddeti de farklı, en kötü senaryo 1400küsür yılda tekrar eden. 7.8di yanılmıyorsam çok uykusuzum şu an hatırlamıyorum.

---

bi de ben de istanbuldaki deprem riskiyle ilgili bikaç makaleye baktım tabii jeoloji uzmanı olmadığım için anca sonuçlarını özetini anlayabiliyorum. ama bence burda kimin büyük bilim insanı olduğundan ziyade bu konuda ortak kanının ne olduğu asıl önemli. şu çok söylenen Parsons et al. makalesine baktım, oturup ona referens veren güncel şeylere bakmak lazım. Parsons ve diğerlerinin makalesinde (2004'te yazılmış) "Son tahminler, 2034 yılına kadar bir yerde M>7 büyüklüğünde bir depremin meydana gelme olasılığının %35-70 olduğunu gösteriyor." böyle bi ifade var.

2019 tarihli bi makale 5 hoca yazmış: www.sciencedirect.com

hakkında türkçe haber: www.odatv4.com

zamanla ilgili kısımda Özener şöyle diyor: "İzmit depreminden sonra geçen süre tüm Marmara’nın kırılması 60 yıl kadar sürmüş. Yani İzmit depremlerinden sonra ardışık deprem süreleri arasında 19 yılla, maksimum 60 yıl arasında bir süre var."

şiddet tahmini "Burada ilk deprem için iyi ihtimal 7.2, kötü ihtimal 7.5’lik bir deprem. Hepsi aynı anda kırılırsa, ama tarihte kırılmamış, aralarında hep aydan yıllara süre var. Biz tek seferde kırılacağını düşünmüyoruz. Şunu da söylemek lazım, 7’lik bir deprem olursa her şey şahane de 7.4 olursa mı ortalık yıkılacak, hayır! 7’lik bir deprem de Marmara için çok ciddi yıkımlara sebep olur."

5 tane bilim insanı düşünmüş bu sonuca ulaşmış. eğer bu konudaki uzmanların çoğu bunu söylüyorsa (oturup hepsine bakmadım tabi. bunu bilmiyorum) en mantıklı olan buna inanmak bence. belki de gerçekten uzun bi süre olmaz deprem, umarım da olmaz, ama buna inanıp buna göre yaşamanın hiçbir mantıklı tarafı yok.

atıf ve makale akademik olarak elimizdeki en iyi ölçü ancak ölçü değil. kitap yazıp seminer veren, yahut araştırmalarını başka şekillerde yürüten - paylaşan - üreten akademisyenler de var. çoğunluk öyle yapıyor evet. ayrıca "bu makaledeki görüş hatalı" diye atıf yapsan da sorarsan atıf oluyor, gibi gibi.

ikisi de haksız.

bunu kimse bilemez. bilmek için bunlardan daha büyük bilim adamı olmak gerekir.

Jeoloji mühendisiyim. Celal Şengör haklı.

üşümezsoy deli, akli dengesi yok, ehliyetsiz. sırf eğlence olsun diye çıkarıyorlar.

Bedava ve dogal bir teknik: youtu.be

Bir de yuzune buz gibi soguk su carpmak cok ise yariyor.

imkanınız varsa özel imkanınız yoksa devlet hastanesine gidip durumunuzu anlattığınızda psikiyatristin vereceği ilaç/ sakinleştirici en iyi sakinleştiricidir.

xanax 0,5 vermiştir. 1 mg al. reçetesiz satılmıyor biliyorsun, tekrar doktora gitmen gerekecek.

Doktora gittim. Xanax verdi. Bunu zaten belirttim. Ama etkisi olmadı.

Ali ihsan göker?

Biz usumezsoy gibi anladık konusmalarindan.

fatih altaylı arada acc mi ne bir şey dedi ipucu olarak, hani merak eden burdan bulsun gibi

program kaydını tekrar izleyelim

edit: fatih altaylı ipucu olarak "alternatif akım" diyebiliriz ismini vermeyelim dediklerinde

Programı izlemedim fakat celal şengör candaş tolga'nın programında "ama dün bilim adamı istanbul'da deprem olmayacak dedi" diye söylemesine "demek ki o bilim adamı değilmiş" gibi bir cevap vermişti.

Şener üşümezsoy istanbul'da deprem olmayacak demiyor 7'yi geçmez diyor, sahil şeridini yıkar diyor. sanırım istanbul'da şiddetli deprem olmayacak diyen bir tek övgün ahmet ercan var. Onun dedikodusu olabilir:

www.cumhuriyet.com.tr

bu aralar tum medyatik bilim camiasinda sener usumezsoy'a tepkiler geldigini farkediyorum. muhtemelen o'dur.

little big, levis kullanıyorum. little bigden aldığım pantolon neredeyse 15 sene oldu hala hiçbir hasarı yok.

ama dediğiniz fiyat aralığında mı bilemiyorum. bir bakın gene de .

Aradigin fiyata belki lc waikiki olur.

@kuzey li

drako'nun dediği little big n11'de o fiyat aralığında mevcut.

www.n11.com

ben h&m alıyorum. en son 3 sene önce almıştım ama çok memnunum hala. indirim dönemleri başlar yakında.

çok uzun yıllar önce GİMA'da çalışmıştım. orada da hiç müşteriden aldığımızı hatırlamıyorum.
bu tür patlak çatlakları tedarikçi firmaların çoğu sorgusuz sualsiz iade alırdı zaten. yani migros da iade ediyor onları. bu biraz da kar marjına ve marketin gücüne bakıyor sanırım.

Ben de bir kere yerel bir süpermarkette yoğurt kabını düşürüp patlatmıştım parasını vermeden. Kasiyere onun da parasını alın dediğimde kabul etmemişti. Sanırım biraz değişken. :)

standartta mağaza o ürünü iade geçiyor firmaya.
şöyle düşün, paletlerde gelen sodalardan en köşedeki grup kırılmış. bunu reyona bile koymadan iade keseceklerdi.

a101cilerin farklı olduğunu sanmıyorum. mağazaya kâr olarak işlemek üzere müşteriye yansıtıyorlar anlaşılan.

kaziklanmissiniz biraz, arkadas da bilmedigi bir konuda risk almak istememis, bu isin uluslararasi kaidesidir, dukkan icinde olan dukkan icinde kalir, en modern bati toplumlarindan en kaotiklere kadar bu boyle, orta afrika cumhuriyetindeki koy bakkallari haric olabilir.

hiç bir market müşteriye ödetmez, burada a101 kasiyerinin işgüzarlığı

ucuzluk marketlerinde "parasını bizden keseler" kafası var, bilgisizlik mi çakallık mı bilmiyorum. Mesela kasada fiyat farklı çıktığında etikette gördüğünü(düşük) ödersin, ona bile "bizden alırlar" diye duygu sömürüsü yapanlar duydum.

Fakat market değil atıyorum Paşabahçe'de yüzlerce liralık bardağı kırdığımızı varsaysak, bilemiyorum Altan.

teşekkürler cevaplar için

3 harfli ucuzluk marketlerde hep bir kaos var özellikle yaşadığım yerdeki a101'de en üst noktada bu durum. kasiyer arkadaşlar belki haklı sebeplerle hep kendilerini koruyorlar. Haklı sebepler diyorum bu marketlerde artık bölge müdürü mü her ne karın ağrısı ise ne zaman gitsem müşterileri güleryüzle karşılamaya çalışan bir kasiyeri onca insan içinde azarlıyordu. ayrıca sözlükte de müdürlerinin satış yapmak için çalışanlara ne kadar baskı kurduklarını okuyoruz. zaten neredeyse her ay farklı çalışanları görüyorum kimse dayanamıyor kolay kolay hep bir çalışan silkülasyonu. O yüzden ısrar etmedim 20 liralık şey için.

Migrosta cam bir eşyaya bakarken elimden düşüp kırılmıştı, ucuz birşey değildi. Ben büyük parçaları en azından yerden kaldırayım diye hamle yaparken görevli "beyefendi biz hallederiz" dedi, barkodu verin parasını kasada ödeyeyeyim dediğimde "ödemenize gerek yok, iyi alışverişler" demişti.

Ben de migrosta sarap kirmistim, aninda mudahale edip temizleyip para falan da istememislerdi.

Bana gore adil olan parasini odememdi.

Nereden gideceginizi anlamadim. ben bostancidan burgazadaya gitmeyi tercih ediyorum buyukadaya da gidilir kahve dunyasi guzel veya splendid o taraflara dogru kalabalik da olsa cok baymiyor. carsiya girmedikce sorun olmuyor benim acimdan

20 Ağustos'ta gidip bir gece kaldık. Kalabalıktı ama keyif almamızı engellemedi. Aya Yorgi'ye çıktık arap kardeşlerimiz oraya pek çıkmıyorlar. Biz Kartal'dan motora binmiştik Beşiktaş tarafını bilemiyorum.

@ala09

beşiktaş'daki ada vapurundan bineceğim.

Dün yani perşembe günü önce heybeliada'ya ardından büyükada'ya gittik. Haftaiçi olduğu için kalabalık olmaz dedik. Heybeliada mekan vs. de çok fazla olmadığı için tenhaydı. Ancak büyükada hafta içi olmasına rağmen kalabalıktı. Hatta mekanda otururken ada sakinlerinin kendi aralarında 'ne zaman gidecek bu istanbul'lular' tarzı konuşmasına da şahit olduk. Haftasonu daha da kalabalık olur. Arap yoğunluğu gözlemlemlemedik haftaiçi.

@aman üstüme geliyorlar

Kendin kutuyu açarsan üründe bir hasar yoksa garanti devam ediyormuş burdaki tek olay panelde kırık vuruk çatlak gibi bir sorun olması.

Bu tip cihazlarda garanti belgesini kurulumu yapan yetkili servis onaylıyor. Yetkili servis kurulum yapmazsa @aman üstüme geliyorlar de dediği gibi cihaz garanti kapsamı dışında kalıyor.

Kurulum bir yana ambalajı bile açmamanız gerekiyor.

Ama ilk defa bir yetkili servisin kurulum için ücret talep ettiğini duydum. Bir yanlış anlaşılma olmasın.

ilk defa yetkili servisin para istediğini duydum +1

ambalaja dokunmayın bile. kırık olur bir şey olur size kalır sonra.
yetkili servis yapsın her şeyi. ama siz aldığınız yere yetkili servisin ücret istememesi gerektiğini söyleyin.

genelde 43 inçten büyük olanların kurulumları ücretsiz. altında kalanlar ücretli. sorularınızı müşteri hizmetlerini arayarak en sağlıklı bilgiye ulaşabilirsiniz.

"Yetkili servis dışında müşterinin ürünü açması halinde herhangi bir garanti dışı kalma durumu söz konusu değildir."

Şeklinde bir ibare var sitede. Birde 43 inç üstü televizyonlarda kurulum ücretsizmiş.

Kurulumun ücretli olduğunu biliyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Ben ürünü alırken 100 tl hadi 130 tl isterler diye almıştım 230 tl talep edilince çok şaşırdım.

Bu arada sunny ile de görüştüm yapılacak bir şey yokmuş kendileri ücreti belirliyormuş ve servisler uyguluyormuş.

paketi açarken video çek. kargo kaynaklı kırık varsa üzerine soğuk su içersin.

Kutuyu üstten değil de alttan aç, temiz ve güzel aç, maket bıçağı kullan. Koliyi kesme bantı kes.

Tv dikkatlice çıkar, kırık yoksa devam. Bir sorun varsa geri koy kutuya, alttan bantla güzelce, servisi çağır üstten açıp çıkarırlar %99.

Ofisi şubat ortasında açmıştım. Şubat ve martın yarısı için prim borcu çıktı. Sonrası için borç yok. Geç mi sisteme işledi ondan mı acaba…

E devletten 4b borç bilgisine bakıyorum 7 aylık borç birilmiş. 10 bin lira. Ben cidden genç girişimciden faydalanmıyorum heralde.

genç girişimciden yararlanmanız için muhasebecinizin vergi dairesinden sizin genç girişimci olduğunuza dair yazı alması ve bu yazıyı da sgk ya bir dilekçe ile bildirmesi gerekiyor.

Muhasebecinin bu işlemi yaptığından eminseniz o yazıyı alıp sgk müdürlüğüne gidip durumu sorun.

Joehigashi, dedğiniz gibi durum. Şimdi verilse geçmişe yönelik 6 ayın borcu silinir mi?

Bizzat sgk'ya başvurun. eğer siz genç girişimci yazısı aldıktan ve süresi içersinde sgk ya bildirdikten sonra borç geliyorsa bir şeyler yapmaları gerek.

Eski borçlar siliniyor.

Bizzat başvurun +1

- alo 170 sgk yı arayarak.

- Bulunduğunuz ilçedeki sgk müdürlüğüne bizzat başvurarak.


ikinci seçenek daha iyidir.

Hizmet tespit davası da açın, bunu da söyleyin kendisine. Yanına kâr kalmasın.

Benim bir arkadaşım marka piyasada satılsa da model olarak o zamanlar çok az bulunan citroen ds4 almıştı. az bulunan bir araç olduğu için parça ve tamir ücretleri yüksekti birde o zamanlar çok çok zor satabilmişti arabasını. Hani ikinci el araba piyasası patlamadan önceydi.

2011 model citroen c5 var. Piyasada az ama parçası diğer psa grubu arabaları sayesinde kolay bulunuyor. Aynı grubun ürettiği arabalar ile parça uyumu var mı araştırıp karar vermeniz daha sağlık gibi.

Giulietta almistim, satarken 1 haftada satyim sorun olmadan. Usta da her turlu bulunuyor parca da.

ya plastik aksam değil mi orası sert plasik?
plastik kaynakçılar (Kaportacı) yapar ama abuk birine denk gelirseniz eskisinden daha kötü de yapabilir.

detailingciler yapar ama 3 kuruşluk şeye kaç kuruş isterler bilemedim.

@tenyalar bagirsakta yasar bagirmasakta

tam sert bi plastik değil aslında içinde fiber, sert sünger gibi bir madde var.

orası süngerli biraz yumuşak kısım sanırım. bence yaptırmana değmez. tamiratı var ama parça sıfırıyla değişmedikçe eskisi gibi olmaz.

Ben manda sutuyle karistiriyordum normal sutu, daha yogun bir yogurt oluyordu.

@respect

nispeten daha doğal ve yoğurdun probiyotik içeriğinin daha fazla olmasını istiyorum. Normal market yoğurdu ile mayaladığımda bir espirisi kalmıyor gibi geliyor.

Activia Sade ile mayalıyorum, oldukça iyi oluyor. Sütü 41-42 derecede tutuyorum.

probiyotik maya ile yaptığın yoğurtlar sünme yapar. Neredeyse hepsinde durum budur.

AOÇ KÖY YOĞURDU MAYASI, bunu deneyebilirsiniz.

Bazı üniversitelerin Ziraat Fakultelerinin satış noktaları var. Google'dan aratabilirsin. Bir arkadaşım onlardan aldığı mayayla mayalıyormuş. Yıllarca aynı yoğurttan devam ettiriyorum. Deneyebilirsin.

www.youtube.com


Emir'i izleyerek yap, olacaktir

Jersey irki inek sutuyle mayalayin

Sütü uzun süre kaynatıp (fazla suyunun buharlaşması için) yoğurt makinesi kullandığımda ne maya kullanırsam kullanayım güzel oluyor.

firik.com.tr

www.hataystore.com

ben buradan baharat, kömbe, kabak tatlısı birde sürk peyniri siparişi vermiştim iyiydi. geçen sene söylemiştim sanırım.

www.antakyabakkali.com

Istanbul'daysanız Ataşehir Hatay Gurme'den bu ürünleri elden de alabilirsiniz.

antakyabakkali.com ile hataystore.com arasında baktığım ürünlerde yarı yarıya fiyat farkı var. hataystore'u deneyeceğim.

www.hataystore.com
dışında her yer, bozuk reçel mi olur, oluyormuş burada gördüm, ceviz de öyle tadı yok ürünlerinin epey kalitesiz, semt baharatçısı tadında, daha iyisine bakılmasını tavsiye derim

Rubi Platinum 3 4 sene öncesine kadar iyiydi kaliteyi bozmadıysa iyidir güzeldir önerilir. Bildiğim kadarıyla bu sene Setur ile çalışıyor.

Arkadaşım eşiyle 2015'te gidip çok çok memnun kalmıştı. Bebekli tatil kısmını bilmiyorum.

İlk açıldığı sene gitmiştim. Denizi yapay olarak çevrelemişler ama Antalya koşullarına göre iyiydi. Yemekleri ve odalar da iyiydi. Müşteriyi memnun etmek için uğraşıyorlardı.

3 sene önce gittik. PErsonel rus ağırlıklıydı hatta siparişlerimizi çat pat ingilizcemizle söylüyorduk. Birde Otelde ben ve hanım çok fena ishal olmuştuk artık içeceklerin buzları mı yoksa bazı yemekler mi yaptı bilmiyorum. Giderseniz yediklerinize, içtiklerinize dikkat etmeye çalışın. Bütün bunlara rağmen yine gider misin dersen evet giderim. Havuzları çok iyiydi, sahili de bi nevi koy gibiydi dalgasızdı param olaydı da gideydim keşke yine :(

Ağır bakımı erteleyince iyi niyet garantisinden faydalanamıyorsun zaten. Bakımların zamanında yapılmış olması gerekiyor.

Ben olsam özel servise giderim. Zaten 2016 model aracın iyi niyet garantisi taş çatlasın 1 yıl daha olur. O da zaten yetkili servis inisiyatifinde bir durum. İstemezse iyi niyet garantisine sokmuyor.

@himmet dayı

valla bu olayın bi süresi olduğunu bilmiyordum ben. Böyle bir şey varsa bir araştırayım özel servis bulayım en iyisi. Yarın öbürgün dsg'de canım yandığında yetkili servise gitmemin hiç bir avantajı olmayacaksa boşa para vermeyim.

himmet dayıma katılıyorum. her aracın zincir/triger şanzıman yağı aralığı farklıdır. ağır bakımı bence aksatma bence motor problemi olmaz ama dsg çok farklı bir durum.

Şöyle bir örnek vereyim. Benim aracı önceki sahibi 1 yaşına geldiğinde henüz 15 bin km olmadı diye bakıma götürmemiş. Aracın bırak iyi niyet garantisini 2 yıllık garantisi bile sona ermiş 1 yıl geçtikten sonra. Ben aldıktan sonra yetkili servise gittim. "Aracın garantisi geçen yıl bitmiş ama siz satın alır almaz servise geldiğiniz için iyi niyet göstergesi olarak görülür" gibi bir şey dediler. Yarın öbür gün araca bir şey olsa ve servisin işine gelmese "1. yıl bakımı yapılmamış." deyip iyi niyet kapsamına almayabilirler. Ona çok güvenme yani.

Bir de DSG o kadar da korkutucu bir şey değil. Aracı park ederken P'ye almadan önce el frenini çekip aracın yükünü şanzıman yerine el frenine yüklersen kolay kolay bozulmaz. Tabii ki kavramalı tip şanzıman olduğu için zamanla aşınacak baskı bakımı gerekecek. Bu "DSG kötü" anlamına gelmiyor.

hiç durmadan çalışmayacağı için fazla bir tüketim olmuyor. yağsız yiyecekler yapmak için mükemmel bir icat.

Zamdan once alip cokca kullanan tanidigim 30-50 lira fark yapti demisti, simdi 60-100 olmustur o fark

@veritaslibertas

sorunuza derman olamayacağım ama millet deli gibi bu zımbırtıyı paylaşıyor lakin fiyatı çok uçuk 4000 tl civarı. sizin bulduğunuz ne kadar civarı, birde 3 kişilik bir aile için hangi modeli almak gerek ?

@joehigashi, şu ürünü almayı planlıyorum www.amazon.com.tr

cevabi bilmiyorum ama düdüklü tencere bu isin en iyi cözümü. sürekli yapiyorsaniz kendini bi süre sonra amorti eder.

@c1b2k3 +1 aynısını söylemeye geldim. Hatta kemikli et alıp haşlayın düdüklü tencerede, etini de yersiniz mis gibi.

Cevap için teşekkürler. düdüklüden ziyade normal tencerede kısık ateşte uzun süre kaynamasının kalojen açısından daha faydalı olduğuna dair yazılar okudum onun için normal tencerede yapmak istiyorum.

ocak saatte ne kadar gaz tüketiyor diye aradım ama tam bulamadım. projelerde ocaklar 1.6 m3/saat kullanıyor hesaplanıyormuş. 10 saatte 1.6 m3 * 2.5 TL/m3 den 40TL çıkıyor ama gerçek tüketim bundan daha az olacaktır.

birisi en küçük gözde saatte 0.058 m3 ölçmüş. buna göre 1.5TL falan çıkıyor.

www.dogalgazprojesi.com

ya bu kolajen tüketmek çok moda da, düzenli beslenen birisi için çok faydası olduğunu düşünmüyorum pek. Kemik suyunu içtiğin zaman kolajenleri sindirip aminoasitlere çevirip öyle emiyorsun. Yani herhangi bir et yediğin zamanki proteinden bir farkı olmuyor pek fazla. O yüzden sağlıklı beslenen birinin illa ekstra kollajen tüketmem lazım diye kemik suyuna falan abanması çok mantıklı gelmiyor bana.

Kesinlikle daha mantıklı, şöyle düşün, yazın doğalgaza kaç lira veriyorsun aylık? Bunun için de büyük ihtimal duş da var, o verdiğin aylık ücretle ki tahminim 150 TL civarıdır, 660 ml değil, 6600 ml yaparsın rahat rahat

hesaplamak zor değil ki hocam.

ocak açmadan sayacın git fotosunu çek.

sonra kısık ateşte ocağı 10 dk açık tut kapat.

tekrar sayacın fotosunu çek 6 ile çarp saatteki tüketimi bulursun.

sonra da 2,5tl ile çarp şuan m3 bizim burda o kadar.

Barkodunuz varsa hes'e düşmesini beklemeden hastane sisteminden laboratuvar sonuçlarına bakabilirsiniz.

iki gün önce akşam 20-21 sularında test'i yaptırdım. sonuç ne zaman çıkar diye üstüne basa basa sordum 12 saat içinde dediler
gece 01.00 civarı çıkmıştı.

@? Süpersiniz bakayım, devlet hastanesi umarım vardır

@qxgviper yani yaklaşık 27 saat sonra mı?

Bakamadım maalesef

ben özel hastanede yaptırdım. 6-7 saat içinde sisteme düşer, size de mail gelir dediler. gelmedi. hastaneyi aradım sonuç çıktı mı diye. çıkmış size mail gelmiş olması lazım dedi. gelmemişti. tekrar yönlendiriyorum dedi bu sefer geldi.

hes'e ondan çok sonra işlendi testim. sistemde tıkanıklık olabiliyor yani. belki birileri o düğmeye basmayı unutuyor, belki sisteme girmeyi vs. telefonla arayabileceğiniz bir yer varsa arayın.

Ben geçen hafta akşam 22.30'da devlet hastanesinde yaptırdım, sabah 6 gibi HES uygulamasında sonuç görünüyordu.

Arkadaş iki gün önce gece 12 civarı şehir hastanesinde yaptırdı, ertesi gün 14.00 civarı HES uygulamasında sonuç göründü.

2 hafta önce devlet hastanesinde yaptırdım istanbul 17.00 yaptırdım 23.00 gibi çıkmıştı

iki gün önce 22.00'de devlet araştırma hastanesinde yaptırdım gündüz 14.00 gibi enabiz'da görünüyordu

O zaman benimkinde bi sorun var gibi, hala da girişi yapılmamış. Elimde sadece beni teste gönderirken verdikleri kod var, o kodu nereye koyacağım bilmiyorum. Hastanede de kaydım çıkmıyor.

ben devlet hastenesinde sabah 9.30da teste girdim. gece 12den sonra sonuç çıkmıştı.

verdikleri 10 haneli barkod kodu mu ?

Denemediyseniz şuradan deneyin

enabiz.gov.tr

E nabıza düşmeden önce bu sitede, sonuc bekleniyor laba ulaştı diye pdf oluşmuştu.

özel hastanede 20.30 gibi yaptırdım gece 1 gibi mesajla bildirildi. bana barkod falan vermediler hastane sisteminden sorgulatabiliyordum

bugün öğlen gibi göztepe devlet hastanesine gittim, sırayı beklesem en az 1-1,30 saat sürecek bir sıra vardı. sonra bilinen özellerden birine gittim orda da önümde yaklaşık 5-10 kişi vardı.

Devlette test yaptırmak için en az 2 saat beklemek lazım. Dün devlet hastanesine gitmiştim eşek gibi 4 ayrı kuyruğa girmek lazımmış. Önce danışma, sonra 2. Danışma, sonra doktor sırası, sonra test sırası. Doktor sırasında önümde 135 kişi vardı orda pes ettim. Tek doktor vardı herhalde sıra 2.5-3 saate gelirdi. Özel üniversite hastanesinde 40dk bekleyip, 170 liraya yaptırdım testi.

Çekincem belkide grip(son zamanlarda salgın olduğu söylenen influenza)çıkacağım ama covid olup maske takmayı beceremeyen, kırtasiyede bakkalda satılan dandik merdiven altı maskeleri kullanan, ya da sosyal mesafenin anasını ağlatan biri yüzünden oralarda kapmış olmayalım. Sonuç o ki devlet hastanesinde saatlerce test sırası beklemekte riskli bir durum. Bu yüzden bende özel hastane arayışındayım. bu arada 3'üncü biontech'i de 2 hafta önce olduydum, bilemiyorum altan :(

Beylikdüzü Kolan Hastanesi'nde her gittiğimde (yurtdışına gidip geldiğim için sıkça test yaptırmam gerekiyor) taş çatlasa 5-6 kişi oluyor önümde. Onlarla da ayni alanda beklemiyoruz zaten. 10 dk bile sürmüyor işim toplamda.

kaydırmalı puzzle :)

@comp

kendim için değil çocuğum için almak istiyordum. sağolsun freebird tam olarak cevabı verdi. Fakat nette gördüklerimin yorumları çok kötü nerde bizim çocukken oynadıklarımız nerde bunlar.

Kadikoy carsida var ondan.
Hatta balik pazarinin icinde bir tursucu var (hatirlamadim ismini), tam onun karsisindaki ufak dukkanda gormustum.

Türkiye'nin kıyılarının yarısını gezmişimdir, çoğu yerde anlattığınız gibi kilitli oluyor artık maalesef :(

Sizin gittiğiniz tam olarak nasıl bir yer bilemiyorum ama tahminim şöyle bir detay oluyor genelde; bazı yerler marina gibi ücret alıyor ve hizmet veriyor. Örneğin su ve elektrik kutuları oluyor vs. Tekneler de ona göre yıllık bir para ödüyor. Hem özel tekneler hem ticariler oluyor.

Bazı yerlerde ise tekneler sadece bağlanıyor. Hiçbir hizmet yok, onların ücretleri sanırım daha ucuz ve daha çok balıkçılar için. Balıkçı barınağı diye de geçiyor olabilir.

Daha marinamsı yerlerde kilit oluyor genelde.

Ama onlara belediye bakıyor diye biliyorum. Belediye bakmıyorsa bir ihtimal bir balıkçı kooperatifi falan bakıyor olabilir belki.

Bunlar benim kulaktan dolma duyduklarım, kesin bilgi değil, fikir verir belki diye yazmak istedim.

Kesin olarak bildiğim şey ise; maaleser kıyılarımızda teknelerde hırsızlık devasa boyutlara ulaşmış durumda insan kaçakçılığı ve mülteci konularından dolayı. İnsanların teknesi çalınıyor, tekne Yunanistan'dan çıkıyor, insan kaçakçılığında kullanıldığı için sahibinin başı derde giriyor, derdini anlatana kadar uğraşıyor vs vs. İzmir'de babamın arkadaşlarının başına gelenlerden film çekilir, o kadar diyeyim :) Belki bu konulardan da korkmuşlardır.

Bir de aklıma geldi, çevrede bir bakkal, esnaf vs varsa belki belediye mi bakıyor onlar bilebilir.

Bir başka fikir de gidip çevrede ben buraya tekne bağlamak istiyorum, nereye başvuracağım diye soruşturabilirsiniz. Nereye başvuruluyorsa orası ilgileniyordur :)

mimarsinan'daki limandan kastınız deniz otobüslerinin kalktığı liman mı? orasının aslında belediyeye bağlı olması gerekiyor ama bir balıkçı kooperatifi gibi bir şey de olabilir.

bu arada çoğunluk limanda, marinada bu tarz önlemler mevcut. adamlar da haklı. tekneler güvenlikleri zayıf şeyler, içlerine girmek çok kolay.

@cos2s deniz otobusunun kalktigi yer degil ilersindeki teknelerin oldugu uzun limani kastediyorum. Bu gun belediyeye sordum ve dedigin gibi kooperatfe tahsis edildigi ve onlarinda hirsizlik olaylarini onlemek icin bu isi yaptigi soylendi.

Köşebaşı isimli kebapçı açık diğerlerini bilmiyorum.
Otoparkta açık.

5günde bi değişim olmadıysa pazar günü tüm restoranlar açık ve kalabalıktı akşam

bugun onunden gectim disardaki restaurantlar acik, otopark da aciktir herhalde.
yikacaklar soylentisi var yine, bu sefer gidici gibi..

teşekkürler. Anladığım kadarıyla yıkılana kadar dış kısmındaki restorantlar hizmet verecek gibi duruyor.

üzüldüm ya avm'lik bir durum oluğunda tenha olduğu için burayı tercih ederdim mağazaları da yeterli gelirdi. yaşım itibariyle prime dönemlerini de çok iyi hatırlarım galerianın. keşke tadilat ile yenilenseydi yazık oldu anılardan bir yer daha gitti.

Ya çocukluğumdan beri gittiğim ve bildiğim bir yer. Ben o eski halini çok severdim. Oradaki bir lisede okudum dershanem vs oradaydı. O yüzdem hep orada takılırdım. Şimdi lise bitti üniversite bitti işe girdim oraya eskisi kadar uğramaz oldum arcadium civarında takılıyorum. Galerianın yeniden yıkılacağı haberini şimdi duydum üzüldüm.

Dolmuşla geçerken mekanlar dolu gibiydi ama.

içerisindeki, yanılmıyorsam en üst kat ve bazı katlarda ciddi kapatılma var. dışardaki yemek yerlerinde öyle bir şey görmemiştim.

Ben geçen bimdm'de gezerken reyonda gördüm, acayip canım istedi. Denemekten ne çıkar deyip aldım. Emin marka et döner. Tavada tereyağı ile kızartıp yanına da bir gün önceden kalan pilav ve yoğurtla beraber çok güzel oldu.

Tire Süt'ün paketli et ürünlerini beğeniyorum. Ege bölgesi dışında yaşıyorsanız Migros'ta var: tiresutkoop.org.tr

bim'in emin marka kuzu-dana et döneri güzel valla :)

biz eşimle bazen yapıyoruz, bir şeye üşenince vs...

altına da fırından tırnak pide alın, domates ve salça ile de güzel bi sos yapın; alın size akşam balkonluk iskender :P

Hazır köfte migrosunkini alıyor babam ama paketli mi kilo ile mi bilmiyorum çok beğeniyoruz evde yemek yokken iyi oluyor.
Emin marka döneri ev iskenderi yapan tayfada biz de varız:)
Ekmek parçalarını tereyağında tavada döndürüp üzerine ısıttığımız döner ve kızgın tereyağı ilavesi ile güzel oluyor yine evde yemek yok menümüz :)

Emsallerine göre biraz pahalıydı ama geçen aldığım tire süt kooperatifinin döneri epey lezzetliydi ve içerik bilgilerinde de saçma sapan katkı maddesi yoktu. Ayrıca yine migros'da satılan bereket döner'de lezzetli oluyor.

3 harfli marketlerden hic et, balik, tavuk, yumurta v.s almadim. Metro markette satilan et doner aliyorum. Bazen de carfurdan nadiren orada yapilan koftesinden aliyorum.

Yinr metrodan dondurulmus tavuk baget, sinitzel aliyorum.

Sucuk sadece fermente aliyorum.
Salam sosis yilda 2 kere filan aliyorumdur o da cocugun gönlü olsun diye.

Geri kalan hersey pisirme ile evde. Sunu da soyleyeyim . Ben tencere yemekciyim. Ama insanin nefsi cekiyor bazen . Paketli ve islenmis hazir gidalari sagliksiz bulsamda arada yiyorum. Yerken de mumkun mertebe kalitelisini bulmaya calisiyorum.

alıyorum. sıkıntı yok.
sadece ve sadece şok'tan inci marka hamburger eti alma hatasına düşmüştüm. vegan hamburger köftesi olarak satılabilir bence. et tadı yoktu.

bim'in gedik piliç şinitzel bayağı kötüydü :(

Migros ya da Carrefour'un paket et ürünlerini alıyorum ya da Superfresh'in dondurulmuşlarını. Döner de arada alıyorum 1-2 markaya ait. Tabii aralarında lezzet olarak olması gerekenden en uzakta kalan döner kalıyor ama lezzetsiz demek değil bu ve hiç olmamasından iyidir.

Eskiden paket kıyma bile aldığım oluyordu. Resmen şansa yaşamışım. Artık kesinlikle almıyorum bu tarz ürünler.

market tatlılarını, market döner, köftelerini falan hiç sevmiyorum. çok kaliteli marka olursa belki.

Geçmiş olsun. Görüntüden anlaşıldığı kadarıyla lastiğe ya da janta bir temas olmamış. O yüzden endişe edecek bir şey olduğunu sanmıyorum. Araç hareket halinde iken titreme oluyor mu? Sürüşte bir sorun yoksa herhangi bir şey olmamıştır.

@himmet dayi

Teşekkür ederim. Jantta boyasının izleri vardı ondan endişe ettim. Araba hareket halinde iken arabamda titreme gibi bir durumda yok.

yine de bir rot balansçıya götürüp baktırın, 50 lira gibi bir ücreti var. bir şey yoksa bile ayarlar düzeltilmiş olur.

geçmiş olsun.

Aşı mevcut olduğu sürece hakkınız elinizden alınmaz ama burası Türkiye klişesi her alanda geçerli :) Yaşadığım bölgede randevular haftalık açılıyor. Yani bir hastaneyi seçince 2 hafta sonrasında randevu bulmuyor. Ülke genelinde de bu şekildeyse 3 hafta sonrasına randevu almak gibi bir durum olmayabilir. Eğer veriyorsa o tarihte geleceğinizi varsayarak aşınız size tahsis edilmiş bir şekilde bekletiliyor. Sırası gelene kullanılmıyor.

Hakkını alalım olmaz ama ben olsam mhrs ye girip denerdim önce. Hatta ben senin için deneyecektim ama aşımı çok olduğum için deneyemedim.

Bi almaya çalış bakalım oluyor mu

En uzak 30 hazirana randevu veriyor şu an. Benim asıl merak ettiğim, ben hiç randevu oluşturmasam mesela 7 temmuzu beklesem o tarihten itibaren randevu oluşturmak istesem bi sorun çıkmaz herhalde değil mi?

3 hafta kadar ileri gidilebiliyor mu bilmiyorum ama en az 2 hafta sonrasına randevu alınabildiğini biliyorum, ben olsam nolur olmaz alırdım randevuyu şimdiden, hem şartlarınız uymazsa iptal etme seçeneğiniz de mevcut.

Ne 3 haftasi ikinci aşı icin 25 temmuza randevu verdi sistem hatta cevremde yakinda hic bir hastanede randevu alamadim bende ne olur ne olmaz nispeten uzak sayilacak bir hastaneden randevu alâbildim.

186 dan çözersin bence, sistemde açılmayan randevumu 186 ile çözmüştüm.

Arka kapılarda çocuk için güvenlik kilidi olur, kapıyı açın kilit mekanizmasının altında/üstündedir. Anahtarı takıp çevirebilirsiniz. Her araçta var bu, bazılarında elektronik oluyor, cam açma düğmelerinin orada oluyor.

Modeli bilmediğim için genel yazdım, ama cam açma düğmelerinin orada çocuk kilidi yoksa manueldir, kapı kilidi üzerindedir.

Tarzan ingilizcesi işe yaradı;

www.google.com

Arka kapılarda anahtarla açıp kapayabileceğin çocuk kilidi olur. Ön kapılar için soruyorsan böyle bir şey yok. Çocuklar ön koltuğa oturmamalı zaten. Söz konusu çocuk kilidi dışında sürüş esnasında açıp kapayayım diyorsan o da yok. Elektronik bir sistem yok özetle. Aracın anahtarıyla arka kapının çocuk kilidini açabiliyorsun.

Şöyle bir şey: store.donanimhaber.com

edit: @John Bloor

cam açma düğmelerinin ordaki arka camların kilidi sanırım. Kapı için denk gelmedi hiç bana.

leon veya vw grubu özelinde böyle midir bilmiyorum, ama bir çok araçta aracı içten de dıştan da kilitleseniz içteki kapı açma kolunu çekince kilit işlemez. yani içten kilitlenmiyor değil, kilit durumu aracın kapılarını dışarıdan açmaya çalıştığınızda engel oluyor.

çocuk kilidi mekanizmasını kullanmanız sizin için daha faydalı, o zaman kapılar kilitli olmasa bile sadece dışarıdan açılır, içeriden açılmaz.

bazı markalarda cam açma düğmelerinin civarındaki camları kilitleyen buton, aynı zamanda çocuk kilidi fonksiyonu da görüyor, ama sizinkinde var mıdır yok mudur bilemiyorum, kullanıcı el kitabına bakmanız gerekebilir.

Teşekkürler arkadaşlar tam dediğiniz gibi mekanizmayı çevirince kapı içerden açılmıyor sadece dışardan açılıyor.

@himmet dayi;

Mesela megane III var bu özellik, başka bir çok araçta da vardır. O tuşa basınca hem camları açamıyor çocuk hem de kapıyı.

Benzer durum başımıza gelmişti belediyeye telefon açmıştık alıp götürmüşlerdi. Sonuçta ölmüş hasta bir hayvan müdahale edip dokunmayın belediyeye söyleyin alıp götürürler.

Belediye +1 ilgileniyorlar genelde.

Çok üzüldüm kuzucuk için:( Ben ölen hayvanı derin kazıp koyuyorum üstüne havlu selpak seriyorum, toprağın üstüne de mutlaka taş, ot koyarım ki başka hayvan eşelemesin, yağmurda dışarı çıkmasın vs. Belediye ilgilenir. Her can toprağı hak eder, çöpe atılmalarına çok üzülüyorum:(

cumartesi pazar açık oluyor teslimat sürüyor ama cuma akşam 17.00 dan sonra mng kargo gönderi kabul etmiyor.

dağıtımda ve gidip şubeden almada sıkıntı yok yani ama gönderi yaparken firmaların farklı kuralları olduğu için gönderi yapamayabilirsiniz.

Yurtiçi-mng-ptt’de şubeden gönderi yapabiliyor muyuz öyle değiştireyim soruyu

sokağa çıkma yasağı olduğu için siz gidip gönderemezsiniz. telefonla adresten alım işini sorabilirsiniz.

İade ile ilgili "sistem kapalı" deyip işlem yapmamışlardı bana sanırım sadece adrese teslimatları yapıyorlar.

interaktif vergi dairesine e devletten girip ordan yapılandırabilirisiniz:

ivd.gib.gov.tr

Maalesef orada görünmüyor.

gereksiz. onun yerine seramik dripper al 40-50 lira bir şeydi kütahya porselenin mesela. altına koyacak sürahin yoksa da 10-20 liraya da litrelik sürahi al belki misafirin gelirse çok yapmak için tamam. o bakır zımbırtı, hortum falan gereksiz bence...

@malheiros

Misafirlik değilde iş yerinde kendim için kullanacağım. Birde güral porselenin dripperları 60-70 tl bandında hani o aparata 60 tl vermektense böyle bir şeye acaba 150 tl vermek daha mı iyi olur diye düşündüm.

malheiros +1 Gereksiz sistem ve masraf.
bir tane seramik dripper, doğrudan kupanın üzerine demleyebilirsiniz.

Alternatif olarak aeropress diyeceğim ama fiyatları uçmuş.

Ben görsel olarak çok beğendim.

teşekkürler arkadaşlar 50 tl ye porselen dripper aldım.

birkaç yıldır bunu kullanıyorum
www.ikea.com.tr

70-80 lira gibi bir şeye almıştım ama şimdi fiyatı yükselmiş tabii.
kahvenin yağlı olmasının hoşuma gitmesini geçtim kağıt değiştirme işiyle uğraştırmaması bile büyük kolaylık.

1- 5000 Tl altını da kesebilirsiniz. Hatta bir çok mükellef kağıt fatura, noter tasdiki, matbaa gibi durumlardan kurtulmak için faturalarını portaldan kesiyor veya kestiriyor.

Muhasebeweb'den alıntılıyorum:

5.000 TL. altındaki faturaları e-Arşiv Fatura Portalı üzerinden kesebilirmiyim?

"Evet. Gelir İdaresi başkanlığı e-Arşiv Fatura Portalı üzerinden bir üst sınır bulunmuyor. Vergi Mükellefleri için 5.000 TL. Mükellefler olmayanlara kesilecek 30.000 TL tutarınının altında kalan faturalarınızı da e-Arşiv Portalı üzerinden kesebilirsiniz. Hatta Tüm faturalarınızı e-Arşiv Fatura Portalı üzerinden kesebilirsiniz"



2- E arşiv portalı çok kullanışsız. Dediğinize benzer işlemi yapmak istiyorsanız özel entegratör ile anlaşıp yapabilirsiniz. Fakat o uzun numaradan kurtulamazsınız sadece faturanın seri numarasını değiştirebilirsiniz. Entegratörler portalın sunduğu işler harici farklı esneklikler sunabiliyorlar.

her şeyi doğru yapıyorsunuz. 5000 lira üstü için (vergi mükellefi olmayanlara kesilen faturalar için 30.000) o sistemi kullanmak zorunlu.

aklınıza takılanların sistemle alakasını anlamadım. hele birinciyi hiç anlamadım. arayüz kötü evet. daha önce kesilmiş faturaları "taslaklar" başlığı altından görüyorsunuz evet. onaylanmışın yanında tik, onaylanmamışın yanında x var evet. daha da ilgincini söyleyeyim, kesilen faturaları toplu olarak da indiremiyorsunuz.

tasarım, kullanışlılık, kolaylık falan bunlar bir devlet sitesi için beklememeniz gereken şeyler. devlet için yapılan internet siteleri "iş görsün yeter" mantığıyla hazırlanıyor. bir kişinin bile "ulan onaylı faturayı niye taslaklar diye bir başlıktan görüyoruz" diye düşündüğünü sanmıyorum. düşünmüşse bile ötekiler "sittiret lan ne fark eder" diyip herhangi bir düzenleme yapmamışlardır.

2. bunun sistemle alakası yok, kağıt olarak keserken de belirli bir sıra numarası takip eden fatura kullanılırdı zaten, bu bir zorunluluk. şimdi 1'den başlayıp sırayla gidiyor işte. eskiden faturayı basan matbaanın elindeki resmi numaratör nerede kaldıysa ondan başlayıp birer birer artardı. buna yapacak bir şey yıllardır yok.

1 numaralı sıkıntı için; daha arayüzü düzgün bir şeyler istiyorsanız e-fatura'ya geçip, arayüzünü ve kullanımını beğendiğiniz bir özel entegratör ile çalışabilirsiniz.

ama 2 numaralı problem için yapacak bir şey yok. özel entegratör kullansanız bile sadece GIB diye değil, kendi seçtiğiniz bir harf grubu ile başlar ve yine 1'den başlayıp birer birer artar. faturaları toplu olarak indirebilme, saklama, yazdırma, mail atma gibi seçenekleriniz olabilir.

Tesekkurler. Kibritsuyu, eskiden seri numarasini kendin secerdin, bastan (ya da numaratorden) baslardi ama bu takip meselesi sadece ilk basladigin zaman icin bir sorundu. Bu simdi seneye yine sifirdan baslayacak gibi gozukuyor.E ben perakende satis yapmiyorum. Duruma gore yaptigim is sayisi, ticari sirrimi acik edebilecek pozisyonda. Belki Ocakta bir buyuk is yapacagim. Nisandaki adam diyecek ki bu sene hic is yapmamis, durduk yere guvenmeyecek.

Bir diğer problem de fatura keserken satır ve sütunlar ekrana sığmıyor, kaydırma çubuğu çıkıyor mecburen.

Hayır yanlış bir şey yapmıyorsunuz.

fatura numarasına bakıp "bu sene az fatura kesmiş, demek ki iş yapamayan bir beceriksiz" diye düşünen adam da ne biliyim.

bir mükellefim var, 2020 yılında 3 tane fatura kesmiş ama cirosu x milyon. devlet kurumuna baraj yapıyorlar. üç ayda bir eşşek yüküyle hakediş kesiyor. ama fatura numarası 3. başka mükellefim var perakendeci. n11 ve trendyol satışlarına ayda 700-800 tane fatura kesiyor, her biri 80 90 lira, toplasan ötekinin onda biri etmiyor ama fatura numarası 5-6 binlerde.

yani buna bakıp "az fatura kesmiş demek ki iş yapmıyor" diyen adamın kafasına tüküreyim. dert etmeyin numarayı.

yine de numaram çok gözüksün derseniz bir püf noktası vereyim. taslağı oluşturduktan sonra onaylamadan iptal edin (onayladıktan sonra zaten iptal edilemiyor). taslağı oluşturduğunuzda numarasını veriyor. iptal ettiğinizde de geri almıyor. o numara iptal faturada kalıyor. sonraki fatura sonraki numaradan başlıyor. yani 1 numarayı onayladınız, sonra 5 tane taslak oluşturup iptal edin mesela, onaylayacağınız sonraki fatura 7 olacaktır. 2-3-4-5-6 numaralı taslaklar, üzerinde "iptal" yazısıyla duracaktır.

yine de tavsiye etmem. sonuçta iptal de olsa sistemde duruyor. işgüzar bir memurun "niye yazıp yazıp iptal ettin, bi numara mı çeviriyon sen" demeyeceğinin garantisi yok bu memlekette.

Uretimciler daha net bilgi verir ama o sutun satisa sunuldugunu sanmiyorum evet hos degil ama birisi onu icmemistir. O kadar ufak bir miktar sut uretim surecinden ayrilmissa geri girmez sisteme bence

Ben de atık süt olabileceğini düşünüyorum.

Trt belgesel'de sütün hikayesi diye bir belgesel vardı ve yanılmıyorsam torku fabrikasından görüntüler çekilmişti. Orda da direkt sütü kendi ineklerinden alıyorlardı. Birde epey analiz vs. yapılıyordu süte tabiki işin görünmeyen kısmı olarak müstahsilden ya da süt toplama merkezlerinden süt alıyorlar mı bilemiyorum.

bu da belgeseli:

www.youtube.com

torkuya süt verme imkanı, durumu yok videodaki şirketin.

Atık süt olup olmamasının bir önemi yokki. Bu videodaki görüntü atık sütle çekilmiştir, yarın atık olmayan sütle de çekilme ihtimali yüksek. Mevzu bir süt üretim tesisinde böyle bir görüntünün çekilebiliyor olması.

kirsehirhaberturk.com

"Bu tedarikçilerin ürettiği süt ve süt ürünleri İçim, Dost, Pervin, Laktika, Ayca, Berberoğlu ve Osmanlı markalarıyla satılıyor." demiş haberde.

sonuç zaten hemen çıkmıyor ki, pazartesi işe giderken yaptırsanız akşamına çıkar o da salı götürebilirsiniz negatifi demek. normalde ücret dışında belirtisiz test de yapmıyorlar zaten. hastalıktan sonra bile yani.

Ozelde yaptiracagim. Yarim saatte aliyorsunuz sonuclari benim merak ettigim artik devletin drdigi gibi nrgatif miyim yoksa hala testte pozitif cikma ihtimalim var mi

Bizim akrabaya covid + olduktan sonra test için başvurduğu bir klinik en net sonucun 10 günde değil 15 günde belli olduğunu bunun için alabiliyorsa iş yerinden 5 gün daha rapor alıp izolasyonu uzattıktan sonra testini 15 günde yaptırmasının daha doğru olacağını söylemiş.

Anneannemin apartmanda böyle bir vaka yaşandı kimseye test yapılmadı. Dediğiniz gibi talep ile bina dezenfekte edildi

Baldızım pozitif apartmanda kimseye test yapılmadı onu bırak aynı evde yaşayan anne babaya bile test yapılmadı sadece 15 gün evde kalın uyarısı yapıldı.

ekip aynı hane içersinde pozitif varsa sadece o haneye gelip bilgilendirme yapıyor semptom yoksa test yapılmıyor.

İlk zamanlar binayı karantinaya alıyorlardı ama şimdi saldım çayıra modundalar. İlçe sağlık müdürlüğü ile görüşebilirsiniz

Bina karantinası diye bir şey yok şu anda. Hane bazında çalışıyorlar. Sizin zaten herhangi bir dairede pozitif varmış gibi önlem almanız lazımdı, binada gelince kimseye haber vermiyorlar çünkü, çok doğal olarak insanlar da gizliyorlar durumlarını.

saklamak değil de özellikle haber verme gereği duymamışlardır diyelim. eşim ve ben de karantinada kaldık ama kimseye bi şey söylemedik. 40 dairelik binadan ya da site içinden bize de herhangi bir bilgi gelmedi şimdiye kadar. beklentimiz de olmadı zaten.

şu an aynı evde yaşayan temaslılara dahi belirtisi olmadığı sürece test yapılmıyor. koca bine ile kimse ilgilenmez. herkes kendi önlemini kendi alsın.

Saklamak bana da ilginç geldi. Yani şöyle bizde 4 dairelik bir apartmandayız hasta olduğumuzda kimseye söylemedik. 14+6 gün evden çıkmadık, sonra kaldığımız yerden devam. O süreçte sadece filyasyon ekibi geldi telefona gelen kodu alıp gitti. Ne polis geldi ne bekçi. Bazı yerlerde daireye yazı filan asıyorlarmış onu da yapmadılar.

Birkaç duyuruda görüyorum da, bizim bunu komşulara söylememiz mi gerekiyordu ?
Eee zaten hastaydık ailecek komşunun kapısını çalıp biz covid olduk mu demeliyiz?
Ayıp mı oldu ?

Teşekkürler cevaplar için öncelikle. Anlaşılan karantina olayı tamamen bitmiş, umarım bizimkilere de bulaşmaz.
Saklamak mevzuuna da gelince ben hiçbir şekilde doğru bulmuyorum. Bizim toplumumuzda burada örneğini verdiğiniz gibi kaç kişi hassas sizce bu konuda? insanlar korona olduğunu saklayıp sağa sola bunu bulaştırmakta sorun görmüyorlar. apartman içerisinde dışarı çıksanız ve dış kapıyı elleseniz bile bulaştırabilirsiiniz diğer insanlara. Ben doğru bulmuyorum saklamayı.
Fransa’da bir arkadaşımızın binasında bir kişi olmuş ve kapısına yazmış ben korodayım önlem alın diye. Buna bizim insanımızın yaklaşımına hiç şaşırmıyorum fakat konuyu dağıtmanın anlamı yok.
Sağolun

üstteki insanlar beni gerçekten korkuttu şu anda. adam aynı apartmanda ve korona olduğumu neden komşularıma söylemek zorundayım??! diyip bunu normalleştirmiş kafasında. aynı yaşam alanını paylaştığınız için olabilir mi sayın komşu. kötü günler daha da yakın valla bu devirde kimseye güvenmeyin.

Yıllık gelir vergisi ile muhtasar ayrı şeyler yıllık gelir vergisinde genç girişimci olduğunuz için kazancınızın 75.000 tl ye kadar olan kısımdan muafsınız muhtasarda kira stopajı ve sgklı çalışanlar için ödediğiniz stopajdan muaf değilsiniz. Büyük ihtimal gördüğünüz 3 aylık kiranızın %10 ( yılbaşından sonra %20)'luk vergisidir.

Direkt fişe mi bağlı yoksa TV'ye mi? Ben TV'ye bağlamıştım, tv usb çıkışının sanırım voltajı yetmediğinden bu tarz problemler yaşadım, fişe bağlayınca çözüldü.

@roket adam

usb den televizyona bağlıyorum stick in fiş girişi var mıydı ?

O yüzden olabilir. Stick'in içinden bir de micro USB - elektrik fiş adaptörü çıkmış olması lazım (benimkinden çıktı). Direkt o adaptör ile elektriğe bağla derim.

Telefon şarj eder gibi prize takabilirsin, herhangi bir şarj adaptörü ile. Benden adaptör çıkmadı sadece kablo çıktı. Geçen benimki de sapıttı sanırım voltaj az geliyor.

Kullanan kişileri bulmuşken hemen araya kaynak soru soracağım.
Mi stick e vodafone tv yi yükleyip normal tv izleyebilir miyim? Deneyen var mı?

İlaci bilmiyorum da ikinci testi yapmaya gelmiyorlarmis.

edilmiyor, test sonucundan sonra 10. gün karantinası bitiyor.

hayır etmiyorlar. 10 gün sonra bitti gitti.

Gelmiyorlar, kontrol yok kendi imkanın ile özelde yaptırırsan yaptırıyorsun.

Baldız pozitif 10 gün sonra dışarı çıkabilirsin demişler anne baba aynı evde baba koah hastası test falan yapılmadı onlara da 15 gün sonra çıkabilirsiniz denildi.

Cok tesekkurler cevaplar icin!

Boyle sacma sey gormedim ya. Nasil iyilestiginden emin olmadan cik sokaga diyebiliyorlar aklim almiyor. Neyse her sey yolunda goiderse babamin 10 gunu dolunca buradaki hastaneleri tek tek arayip test yaptirabilir miyiz diye soracagim artik. Normalde semptomunuz yoksa yapmiyorlar cunku :/

Samsung 860 evo al geç.

Elbette Samsung 860 evo fark ettirir ama çok tuzlu yahu.

western digital green 240 gb aldım çok memnunum bende bilgisayarı oyun için değilde fotoğraf arşivlemek, office programları açmak vs için kullanıyordum işimi gayette gördü. 1.30-2.00 dakikada açılan windows 10 ortalama 15 saniyede açılıyor artık.

www.amazon.com.tr

"bilgisayar modeline göre değişir mi bu ssd tipi?"

çok ince bilgisayarlar "m2" tipi ince ssd kullanıyor veya bazı oyuncu bilgisayarlarında ek boş slot oluyor vs. fakat sen yavaşlıktan şikayet ettiğine göre 5400 rpm disk var seninkinde.

"2.5" Sata SSD" alacaksın. Sandisk'ten memnunum, Crucial kullandım memnunum, WD'yi zaten Sandisk üretiyor sanıyorum. Gidip çok ucuz saçma bi marka alma.

not: Kaç yıllık laptop bilmiyorum ama, 2010 öncesi falansa SATA-2 olabilir bir ihtimal. Yine çalışır, diskin kutusunda yazan hızın yarısını falan alabilirsin. Yine de şimdikinden çok hızlı olur.

@nhk ni youkosu:
2016 model laptop. Evet 5400 RPM imiş. Teknik Özellikler konusunda hiç fikrim yok, anlamıyorum o yüzden neyi nasıl seçmem gerektiğini.

Cevaplar için teşekkürler.

yaz 240 gb sandisk ssd
2.5 inch
en uygun fiyatlısını al
problem solved

Ben de SanDisk 240 veya 256 almaya karar verdim. Teşekkürler :)