hintlerin süper kılıçları var. ama keskinlik olarak japonlarınki bir nomero sanırsam. ama o hint kılıçlarına da bir bak , felaket..

yatağan daha ölümcül bir aerodinamiğe sahipmiş, daha az kuvvetle daha etkili bir darbe indirmek mümkünmüş diye okuduydum..

www.youtube.com

bu videoyu izleyip katana derim ben. ayrıntılı bilgi sahibi değilim ama.

kullanım yerine göre değişir bu. Yani at üstünde iken, ya da zırh delmesi amacı ile farklı şekillerde dizayn edilmiş kılıçlar var.
At üstünde kullanım için şekli ve dengesi bakımından en iyi kılıç yatağan diye biliyorum. Yani Türk kılıcı.

bence katana. katana ile hem kesme hem de saplama hareketleri oldukça etkili oluyor.

discovery channel'da bir programda diğer kılıçlarla yapılan karşılaştırmalarda, verilen puanlamalarda totalde katana birinci olmuştu. ancak katana yapılan denemelerde feodal avrupa zırhları karşısında çok etkili olamıyordu. uzun avrupa kılıçları bu metal zırhlar üzerinde daha çok hasara neden oluyordu. katana kadar keskin olmamaları ve çok çok daha fazla ağır olmaları bu zırhlarda daha fazla hasara neden oluyordu. katananın kullanıldığı coğrafyada ise avrupadaki gibi ağır zırhlar pek kullanılmıyordu. katana ideal kılıçtı yani. bildiğim kadarıyla başka bir tür japon kılıcı yok. uzunluk olarak katananın farklı olan versiyonları var, onlarında isimleri farklı ama tasarım olarak hepsi aşağı yukarı aynı prensipte üretilmiş. bir de japonya'nın feodal döneminda katanalar kutsal birer obje gibi, hayatın çok içinde. bu şekilde kullanımı da katanayı zamanla efsaneleştirmiş olabilir.

yatağan da dönemine göre bir süre savaş alanlarında osmanlıya ciddi avantaj sağlamış bir kılıç. yatağan iyi bir kılıç olmasına rağmen katana gibi bütün coğrafyaya hakim tek tip kılıç olmadığı için pek isim yapamamış olabilir.

bi de her kılıcın farklı bir tekniği oluyor tasarımı itibariyle. katana kesme ve saplama kılıcıdır. hilal kılıçlarda saplamalrdan çok kesme ve biçme öne çıkar. yatağanda hilal kılıçların olumlu yönleri alınmış buna bir de saplama eklenmiştir.

hocam kılıç var kılıç var. duruma ve kullanana göre değişir. eğer roma lejyonları gibi savaşıyorsan katanalar hiçbir halta yaramaz. 2 metrelik öküz gibi bir adamın elinde de türk kılıcı komik durur. ona longsword lazım ki bam güm sallasın.

national geographic veya discovery channel'de bi programda hepsini karşılaştırıyorlardı sanırım. ama ben roma kılıcı derdim. kısa hızlı ve keskin

bir de bir düzeltmede bulunayım: yatağan ile türk kılıcı (gâvurların kilic/kilij dedikleri) teknik olarak aynı şey değildir.

kılıç (türk kılıcı) şudur: www.cebehane.com
yatağan ise şu: www.cebehane.com

marsilyayı görmedim ama viyanayı tek geçerim diyebilirim.

marsilya çünkü iklimi güzel.
marsilya çünkü çok fazla türk yok. tu wien'in yarısı türk nerdeyse uhafsuhf

viyana pahali da bir sehir. eger ekonomi ve iklim sartlarini pek sorun etmiyorsan, bana kalirsa akademik olarak karsilastirman daha akilci olur.

kürt böreği diye biliyorum bende, geçen gün haznedar da bi börekçinin camında "küt" böreği yazıyordu. ayrıca pudra şekeri dökünce üstünde rahatlıkla 6-7 tane yiyebilirim.

Sade Börek Diyende var

Ben de sade börek yiyorum. Yedikçe yiyesim geliyo sürekli kendimi durduramıyorum, aynı şekilde bana da bir ağırlık falan çöküyor. Çok yağlı bi börek bu, hızlı ve çabuk tükettiğimiz için böyle oluyoruz bence.

çok yağlı olduğu için baygınlık yaratabilir ve de ishal olabilirsiniz.

hocam bildiğin kürt böreği işte. kürt kürt kürt. söylemekten niye çekiniyor hala millet anlamıyorum. küt böreği falan yazıp asanlar var. ne kütü ya haha. neyse bu börek çok yağlı ve çok hamur işi. hem hamurunda şeker var hem de pudra dökünce iyice ağır oluyor. zaten kürt böreği yağ ve un :D ağır gelmesi çok normal. maden suyu falan içince geçiyor.

küt böreği diye biliyorum.

kürt böreğidir tabik.börek üzerinden de siyaset yapmayın allah askına.

bu böreğin çıkış yeri bingöl kiğı'dır. gidin kürt börekçilerine bakın yüzde 90'ı aynı mardinli midyeciler gibi bingöl kiğı'lıdır . adamlar kürt oldukları için börek de o ismi almış .

(bkz: kürt böreği)

115 entry var. yanlış olsa başlık taşınırdı zaten. hakkaten bu faşistlik nasıl işlenmiş milletin damarlarına!

not: kimse üstüne alınmasın.

kurt boregi kesinlikle. kut boregi diyen borekcinin ticari sebeplerden oturu dili varmiyordur belki.

kürt böreği tabiki. hatta bölgenin ekonomik sıkıntıları dolayısıyla sade ama güzel bir börek yaratma çabasından doğduğu söylenir.

otomatik güncelleme yüklüyor olabilir mi pc ?

Hayır yüklemiyordu. Kullanıcılar diye bir klasör var C diskinde 142 gb dolu. Bu nedir acaba? Temizlemek istiyorum ama olmuyor.

dvd'ye dosya atipta yazmama durumu söz konusu olabilir mi? 192gb dolu gosteriyor demissiniz. sildiginiz dosyalari copten de sildiniz mi? ekran goruntusu yukleyebilir misiniz? biraz garip bir durum.

i51.tinypic.com

i55.tinypic.com

yedekleme dosyaları olabilir.

emule - torrent kullaniyormusunuz?

@nesilsiz YedekLeme açık değil ki. Yedekleme olsun diyelim, nasıl temizleyebilirim peki?

@that was evet abi torrent kullanıyorum. Onla alakalı olabilir mi?

torrent klasoru dolmus olabilir.

askeri okulun istediği sağlık koşulları farklı, normal er için istenilen sağlık koşulları farklı. mesela göz için 2'şer miyobun olsa bile er olabilirsin ama askeri okullara kesinlikle giremezsin.

iyide babacım ben askeri okullardan çıkıp asker olmayacak mıyım?
er olunca da asker olmayacak mıyım?
görevleri ne kadar farklı olabilir ki?

tamam da asker var asker var. askeri okullarda verilen eğitim ile bir uzmanlaşma söz konusu. burdan mezun olanlar er değil, belli uzmanlığı olan rütbeli personel. bu insanların yetiştirilmesi için fiziki ve psikolojik yeterlilik isteniyor. er olarak yapılan askerlik ile bu eğitimlerdeki süreç ve fiziksel koşullar farklı.

hocam o kağıtta benim bildiğim ''subay olmaya uygun değildir'' yazıyor. o kağıt bende de var, şansımı deneyeceğim yine de tabi gitmemek için :D

ben dikkat edersen fizikten veya psikolojiden değil sağlıktan elendim. bu sağlığın eri veya subayı mı olur arkadaşım. benim bildiğim sağlık normal er ler için daha önemli gibi geliyo mantıklı olarak.

fiziki ve psikolojik yeterlilik denince benim aklıma sağlık geliyor. sizin aklınıza ne geliyor? bi de ailenizde veya çevrenizde askeri bir personel varsa ona da danışmanızı tavsiye ederim. subay bu işi meslek olarak yıllarca yapıyor, er ise bir dönem yapıp tekrar memleketine dönüyor. bu durumda subay için daha önemli olması lazım mantıken. ayrıca askeri eğitimler dediğim gibi erlere verilen eğitimden daha zor ve daha uzun sürüyor..

ben hiç bi subayın şırnakta pkk lılar ile hakkaride çakallar ile çatıştığını görmedim açıkcası. genelde karşılarında sadece garibim erler oluyor benim bildiğim. ben psikolojik sağlıktan değil fiziki sorunum varmış onlara göre ondan elendim.
şimdi bu sorunlu adam nasıl askerlik yapıp doğuya gitme ihtimalide olduğuna göre böyle bi sorumluluğu üstüne alabilir ki bu devlet.

arkadaşım göstericeksin belgeni, zaten komando falan yapmazlar seni. yazıcı olursun, şoför olursun sütçü olursun. subaylığa elverişli olmaman askerlik görevini yerine getiremeyeceğimiz anlamına gelmiyor. gerekirse çim yolarsın 15 ay yine askerlik yaptırırlar. kalbi delikleri bile alıyolar patır patır.

tropikal kuşakta dalış yapılan adalardan birinde 1 seneye kadar yaşayabilirdim. tayland olur, filipinler olur, ada küçük ve turistik olacak ama.

güney kore ve japonya bizim için ideal ülkeler bence. güney kore'yi 1 adım önde görüyorum.

@erasmusda beni hep ispanyola benzettiler, türkiye de deprem bölgesi :) işin doğal afet kısmında değilim pek. endonezya konusunda seni vazgeçiren başka unsurlar var mıydı?

@jangbogo, güney kore'ye gidenler epey memnun dönüyor hakikaten. bi de japonya'ya göre daha ucuz sanırım..

tayvan kesinlikle. super gelismisler ve hala gelisiyorlar. cok zekiler, kafalari batiya cok acik, diger asyalilar gibi degiller. bizim gibi gelenekle bati kulturunun dengesini super kuruyorlar. cekici olan kizlari gercekten cekici, karakterleri var. bize de ilgililer dedigin gibi batili olarak.

ikinci olarak yine ayni mantaliteyle guney kore derim. ama kizlari o kadar guzel degil. biraz daha kapalilar.

tayland, endonezya vs. hem yoz hem de uyusmaz kafan.

@toshiro

evet hem ucuzmuş hem de yemekleri daha yenilebilir seviyedeymiş. bir de japonlar çok kapalı bir toplum. koreliler biraz daha konuşkan canayakın falan.

bu ülkelere falan gidenler de yazarsa görüşlerini süper olur..

japonya

Özeti o işte. Başbakan "İmralı ile görüşün" diyerek Mit Müsteşarı'na talimat vermiş; o da defalarca görüşmüş yardımcısı ile. Skandal bu.

devlet ile pkk görüşmüş özeti bu.

ne diyolar peki konuşmada ne var ? şöyle yapalım böyle yapalım falan demiyorlar mı ?

Onun için uzun metni okuman şart.

misal apo'ya sayın diye hitap ediyorlar.

o statik elektrik değil, power ın içinde bulunan hayvani kondansatörlerde biriken elektrik. sıkıntı yok, bekleme yapma =)

hocam yalnız 1 günde birikiyor ve bilgisayar açılmıyor sonra.

hayır kadınlar gidip bedava bilet alacak ama yeri belli olacak. kulüp o biletleri federasyona fatura edecek. federasyon'da karşılayacak. yani stadın aşırı dolma durumu olmayacak. sadece kadın ve çocuklara federasyon bilet alacak gibi düşünün.

kardeşime aldırır, ben kullanırım? bu konuda bişey mi kaçırıyorum gözden ben?

o tur bir kullanimi engellemek icin biletin bayan icin oldugu belli edilir diye dusunuyorum. kimlik kontrolu de olabilir. ve de bayanlara ayrilan biletlerin sinirsiz olacagini zannetmem, belirli bir kotasi olacaktir.

bedava maç bileti için kadın kılığına girer bizimkiler be. kız kardeşinin kimliğini alır gene gelir. kötü bi uygulama.

bilet üstüne isim yazılıp kimlik kontrolüyle rahat önüne geçilebilir. bayanlar için ayrı bir giriş kapısı da yapılabilir. çok sevindiğim bir uygulama ya:)

2- it's always sunny in philadelphia. hastası, ustası, delisi olduğun komedi dizileri çok dandik kalıyor philadelphia'nın yanında.

gençlik dizileriyle aran nasıl?

1- the tudors
2-coupling

@hmm yok abi aman diyeyim. teşekkürler.

ek: the tudors için gayet pozitif yorumlar geliyor. 1 için olur gibi sanki. bilemedim.

1) breaking bad
2) black books, the it crowd, extras

shameless candır.
bbt'nin zaten hastasıymışsın.
fringe tarzı da sevmem dedin.
çizgi dizi tarzı seversen, family guy'ı da şiddetle tavsiye ederim.
başka öneri çıkmaz benden :)

1- leverage, shameless.

Hustle

1. Boardwalk Empire, Breaking Bad, Prison Break
2. Californication, It's Always Sunny in Philadelphia, Freaks&Geeks

1 - mad men
2 - the office

my name is earl.

izlediysen başka tabi.

my name is earl
scrubs
malclom in the middle

it crowd
house

the it crowd'u izledim. gülmekten zıçırttı deyimi tam vuku buldu. harika bir öneri. teşekkürler. sıradan gidiyorum :)

1. house m.d & dexter

şu soruda dexter'ın son cevap olmasını kınıyorum. dexter kraldır, 'realistic'.

1- mad men tabi ki abi. her sene emmyleri süpürüyor. farklı olmaya kasmayalım, aklın yolu birdir.

2- eski ama bir o kadar güzel married with children. olmadı emmyleri süpüren modern family.

ingiltere'yi okul ödüyorsa ingiltere. ödemiyorsa italya. (mimar değilim)

genelde mimarların hep italya'da master yapma eğilimi gözüme çarptı bugüne kadar. o yüzden italya diyorum.

italya derim ben..

İtalya klişesine pek aldırma bence önce ingiltere olmazsa hollanda kesinlikle, mimarlık okuyorum bu arada

Not: ispanya hiç değil

sırayla hollanda, almanya, ispanya, italya, ingiltere.
not: mimarlık okuyorum.
not2: nedeni de sırayla, hollanda modern mimarlık açısından özellikle son yıllarda oldukça iyi işler çıkardı. almanya daha da iyi bu konuda ama orda çok türk var. ispanyada hem sanata hem mimarlığa daha farklı bir bakış açısı var. italyada klasik eserlerden başka bir şey bulamazsın, oradaki mimarlık 100 yıl öncesinden başlayıp geriye doğru giden bir mimarlık. ingiltereden mimar mı çıkmış allasen. bir norman foster var:)

www.youtube.com ?

sağol ama bu değil. ben buldum bile.

(bkz: celebrate basketball )

dişleri sıkınca oluşan ağrı bir iki güne kadar geçer. kötü tadı bilemeyeceğim ancak narkoz tam geçmemiş olabilir yarın sabaha hepsi geçer muhtemelen.

Çok ilginç, nasıl dolgu yaptırdın ki? Kompozit değil herhalde? Olmaması lazım böyle.

@hnoss kompozit olması lazım. beyaz bişeydi. mavi bi ışıkla falan yaptılar. nolcak ki öyle olunca ?

beyaz mı? geçici mi yaptı sana. metalik, koyu renk bişey olması gerek çünkü.

@cotillard yok hocam geçici değil ya. artık yeni dolgular böyleymiş. kompozit dolgu diyorlar galiba.

Metalik, koyu renk olan amalgam dolgu. Ağzımda ikisinden de var. Yanlış hatırlamıyor isem o tadın geçmesi 1 gün falan alır. Acının nedeni de, muhtemelen iğne ya da spreyden oluşan uyuşukluğun geçmesiyle, yapılan operasyonu hissetmeye başladığınızdandır. Kısa bir süre daha devam eder ama eğer geçmezse, tekrar göstermekte yarar var.

demek ki neymiş? şaşmayacaksın eskiden. :) kompozit falan bozar delikanlıyı.

sistem geri yükleme?

Sistem yükleme de yapamam çünkü virüsün ne zamandır var olduğunu bilmiyorum.

combofix

biri bunu dicekti zaten..

(bkz: malwarebytes' anti-malware)

combofix'i de yükleyemiyorum kurulumda error veriyor.

yine de sistem geri yükleme diyorum ben. Deneyin en azından düzelmediyse zaten en kötü ihtimalle geri alırsınız ve şu anki kötü haline gelir.

avira candır

duymak istemediğin cevabı vercem: dostum, o formatı sonuna kadar haketmiş. düzen almaz.

nod 32 nin portable versiyonları var hocam, onlardan birini indirip taratın belki işe yarar.

1) en temizi format (düzelme olasılığı 98%). virüsler yapacağını yapmıştır zaten sistem dosyalarına. temizleseniz de bilgisayar düzelmez

2) geçici çözüm a) harddiski çıkarıp güvenli bir bilgisayarda taratıp geri takmak (olasılık 22.4%)

3) geçici çözüm b) portable virus taratma programları ile usbden taratmaya çalışmak (olasılık 18.7%))

edit: oturumu silmek bişeye yaramaz.
büdüt: olasılıkları tabiikine .ükümden salladım. itibar etmeyiniz.
cizvit: sen iyisi mi format at, hı hı evet...

2 sorum olacak:

-internete ethernet mi yoksa wireless ile mi bağlanıyosun?
-sorun birden mi ortaya çıktı?

ekran kartının fazla ısınmasından olur bahsettiğin bu olay. ne harddsiakle ne de internetle alakası yok.

@0dy

wireless.

evet.

işlemci fazla ısınıyorsa da kapanır. kapanmadan önce hangi programları çalıştırdığını gözleseydin bi...

@paranoid

ben de işlemci fanından şüpheleniyorum.

e ısınıyor.

aynı sorunun ethernet'ten kaynaklandığı ortaya çıktı bilgisayarımızda.

sağ el serçe parmağın tarak kemiğindeki kırığım (a.k.a boksör kırığı) 3 hafta kaldı alçıda. ortalama 3, belki 4 diye tahmin ediyorum.

Çatlak biraz daha az sürebilir belki.

normal bi yerden bahsetmiyosun, çatlağın durumunu bilmiyoruz. tam yerini bilmiyoruz. en iyi cevabı filmlerini gören doktor verebilir biz değil.

@onexey ya sadece homo statisticus'un verdiği gibi benim şuram çatlamıştı şu kadar haftada çıktı yeterli olur. bir yerim kırılmış değil sonuçta sadece fikir edinmeye çalışıyorum.

o zaman normalde çatlaklar için 3 haftadır bahsettiğin süre. 4e uzaması extrem bi durum.

sol bas parmak catlamisti benim mart ayinda. alci degil de adini unuttugum bir cubugu bukerekten sabitlemislerdi sararak. 3 haftayi gecmisti iyilesmesi. 4 hafta dolmadi net eminim. arkadaslarinkiyle hemen hemen ayni yani.

hocam yaşa, başa, beslenmeye bağlı değil mi bu iyileşme işleri?

hacı kusura bakma dayanamadım: (bkz: atletizm)
kaçmak yani.

çevre edinip adam çağırmayı dene hafız

tabii ki wing tzun. sokakta en işe yarar dövüş sanatıdır.

kenpo karate ya da krav maga :)

wt bana çok fazla catfight gibi geliyor, erkeklere yakıştıramıyorum. (evet bir kadının bulduğunu biliyorum)

bence sıkı bir yumruk ve çevikliğin yerini hiçbir şey tutamaz. indireceksin yumruğu.

kick box

ninjutsu veya jiu jitsu olabilir..


edit: www.youtube.com ( ninjutsu örnek videolar )
www.youtube.com ( dexter'dan jiu jitsu içeren bir sahne, hala izlememiş olanlar varsa minicik spoiler olabilir)
www.youtube.com

adamı dövcen birşey olcak başına ekşicekler hiç gerek yok aikido yapabilirsin ama veya ona benzer savunma sanatı.

bence de ninjitsu, jiujitsu veya kick boks.

2 yıldır wing tsun yapıyorum daha önce de kick boks yaptım. şunu diyebilirim kısa vadede kick box türevleri daha etkili olur senin için çünkü wt uygulanması,hareketlerin refleks haline gelmesi uzun süren bir savaş sanatıdır.ama uzun vadede yani 1.5-2 yıl sonra kesinlikle wt ci indirir,dağıtır.

he bu arada krav magada iyi diyorlar ama türkiyede yok tabi türkiyede yaşıyorsan =)

biber gazı

Boks.
www.youtube.com

boks ya da kickbox

haydar .

Krav Maga bence de. @rommel, Krav Maga istanbul'da var.

silah taşımaktır. basit ve etkili. isterlerse 5 kişi gelsinler. özellikle karşındaki grup tinerciyse ayaklarını mermi manyağı yaparsın sonra yakaladığını da tekmelersin. sorun yok. her şey temiz süper.

kick box

abi olayı şöyle değerlendir sistem combat sistem mi? çıkıp dövüşüyor musun? evrensel olan şey şudur basit olan etkilidir. boks ya da muay thai. ilerleyen zamanlarda yer dövüşünü dahil etmek istersen bjj derim.

Çok yürür ve bisiklete binerseniz dizinizle ilgili rahatsızlıklar başlayabilir. Başka hareketlerle de çalışın diyerek kaynayayım araya.

kahvaltıda yiyebildiğin kadar ye.
öğle biraz haiflet.
akşamı meyve veya salata tarzı şeylerle geçiştir.
yatmadan 2 saat önce yemeyi kes.
bol su iç.
yürüyüş ve akşam biraz hareket yap.

gunde 70-80 gram yeter bence protein
sabah peynir yumurta ekmek olabilir
akşam veya öğlen öğününe 200 gramlık yağsız bir et ekledin mi tamam olur

www.scientificpsychic.com

lilianarodrigues.wordpress.com

lifestyle.iloveindia.com

bence buradaki yorumları pek dinleme. bana pek mantıklı gelmedi çünkü. kahvaltıda yiyebildiğin kadar ye pek mantıklı bir şey değil. akşamı meyveyle geçiştirmek de pek mantıklı değil. bence 70 gram protein de çok az ayrıca. iyisi mi sen bir diyetisyene git.

Sakın yanlış ama iyi bir cinsel ilişki epey bi enerji,kilo verdirir.

cinsellik bir süreliğine benim için bitti:)

linkteki yazının son kısmına bakmanız yeterli, vaktiniz varsa tümünü okuyun derim. ayrıntılı bir yazı, tüm sorularınıza cevap verebilir.

suphecimelek.wordpress.com

Boy kaç?

1.78

cinsiyet erkek sanırım...bulk/ balık yağı/ kan iğnesi denedin mi?

erkegim yok kan ignesi denemedim bide kendimi cok kansiz hissediyorum yuzum falan beyaz kansiz gibi duruyor

doktora gittin mi? troid testi yaptı mı? gerçi "yaptı abi" desen ne olacak? ben ne anlarım tiroidden?

tiroidin hızlı çalışırsa zor kilo alırsın. onu diycektim.

30'una kadar sabret

bir yaştan sonra kilo alacaksın istemesen de. 30'a kadar bile sürmeyebilir. kendini kansız hissediyorsan doktora git mutlaka. bir test yaptır bak bakalım.

Merhaba,

Tabi bu senin bileceğin bir şey. Kendi tercihin ama 63 kilo çokta az bir kilo değil. İlk önce boy kilo oranını hesaplamanı, hatta direkt olarak bir doktora gitmeni öneririm. Yok arkadaş benim doktorlarla aram yok. Kendi işimi kendim hallederim diyenlerdensen. Her gün bir paket makarna, 5 yumurta, yumurtalardan sadece 1 tanesini sarısıyla ye. ilave olarak balık yağı kapsüllerinden al ve bu enerjiyi atmak ve şekilli bir şekilde kilo almak için bir spor salonuna yazıl. Protein sentezini kolaylaştırmak için hergün 1 adet Apikobal tablet almanı da öneririm. Bu söylediklerimin yanında bal ya da pekmez de alabilirsin. ikisinden birisini mutlaka al ama.Ayrıca almayı düşündüğün multivitamin haplarını kullanmanda da bir sakınca yok. Bu yazdıklarım kesinlikle doktor tavsiyesi değil. istersen hiç dikkate almayablirsin. Enerji fazla gelirde arıza verirsen sorumlu değilim. *

Sen en doğru olanı yap, eğer çok zayıf olduğunu ve sağlıksız olduğunu düşünüyorsan bir sağlık kontrolünden geç ve daha sonra spora başla.

dostum senin çaren bol bol fast food.

cok tesekkur ederim onerileriniz icin hepsini denemeye calisayim ve ben fastfood yiyorum ama oda fayda etmiyor

ya fast food falan yeme sakın. abuk subuk şeyler yersen kilo alamazsın. millet gelmiş abuk subuk konuşmuş. insan sağlığı ciddi bi şeydir, bol bol fast food ye gibi önerileri nasıl verebiliyorsunuz gencecik adama anlamıyorum.

neyse arkadaşım senin yapman gereken gidip bir spor salonuna yazılmak ve diyetisyene gidip bi beslenme programı oluşturup sağlıklı kilo almak.

sende de tenya olabilir, demedi deme. ne yersen ye kilo kaybediyorsun. 1.5 ayda 5 kilo verdim hiç farkında olmadan.

20 yaş küçük bunlar için sen hele bi 25 e gel bak bakalım neler olucak. :)

ille de alıcam diyorsan diyetisyene git gerçekten ucuz fiyatları ayda 100 lira filan. sana göre bir liste yapıyor, kardeşim gidiyor şu sıra çok da basit bir liste ve almaya başladı bile.

soruya bi yancı olayım. bu balık yağını omega 3-6 filan direk eczaneden alabiliyomuyuz?

kilo almak isteyen adama fast foodun ne zararı olabilir ki. ben 20 gün evde yalnız kaldım, kahvaltı dışında fast food yedim gece acıkınca pizza söyledim 20 günde 7 kilo aldım ki son 4-5 gün çok kilo alıyorum diye az yedim.

adam alsın kilosunu 1-2 ayda sonra yemesin fast food sen beni dinle kardeşim diyetisyene vereceğin parayı yemeğe ver akıl var fikir var insan kilo almak için havaya para saçar mı ya?

koroner kalp hastalıkları, kanser, şeker hastalığı, aşırı kafein almına bağlı uykusuzluk, sinir hali, kan basıncının yükselmesi. daha sayayım mı ?

ayrıca bunları yerse aşırı karbonhidrat ve yağ yüklendiği için yağ olarak kilo alır ve bıngıl bıngıl olur. fast food'un ne zararı olabilir ki gibi bir soru ben hayatımda duymadım.

(bkz: bodybuilding)

hukuk fakültesi öğrencisiyim diyorsun. açıp avukatlık kanununa bakamıyor musun ?

Kanun No: 1136
Avukatlık Kanunu



Avukatlığa kabulde engeller:

Madde 5 - Aşağıda yazılı durumlardan birinin varlığı halinde, avukatlık meslekine kabul istemi reddolunur ;

(DEĞİŞİK BENT RGT: 08.02.2008 RGNO: 26781 KANUN NO: 5728/326)
a) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmak,

b) Kesinleşmiş bir disiplin kararı sonucunda hakim, memur veya avukat olma niteliğini kaybetmiş olmak,

c) Avukatlık meslekine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak,

d) Avukatlık mesleki ile birleşemiyen bir işle uğraşmak,

e) Mahkeme kararı ile kısıtlanmış olmak,

f) İflas etmiş olup da itibarı iade edilmemiş bulunmak (Taksiratlı ve hileli müflisler itibarları iade edilmiş olsa dahi kabul olunmazlar),

g) Hakkında aciz vesikası verilmiş olup da bunu kaldırmamış bulunmak,

h) Avukatlığı sürekli olarak gereği gibi yapmaya engel vücut veya akılca malul olmak.

Birinci fıkranın (a) bendinde sayılan yüz kızartıcı suçlardan biri ile hüküm giymiş olanların cezası ertelenmiş, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa da avukatlığa kabul edilmezler.

Adayın birinci fıkranın (a) bendinde yazılı cezalardan birini gerektiren bir suçtan kovuşturma altında bulunması halinde, avukatlığa alınması isteği hakkındaki kararın bu kovuşturmanın sonuna kadar bekletilmesine karar verilebilir.

Şu kadar ki, ceza kovuşturmasının sonucu ne olursa olsun avukatlığa kabul isteğinin geri çevrilmesi gereken hallerde, sonuç beklenmeden istek karara bağlanır.

selam,
kanun teknolojinin gerisinde kaldığı için bilişim suçundan bahsetmiyor. bilişim suçunun ne olduğuna bakmak lazım. örneğin iki yıldan fazla ceza gerektiren bir suçsa kanun kapsamına giriyor. başka durumlar da olabilir. sadece kanun maddesini vermek soruya cevap olamıyor maalesef.

takinti yapmak yerine bi sokak cocuguna yemek yedirdigin zaman: belki ben olmasam bugun yemek yiyemeyecekti diye dusun.. yapamadiklarina degil de yaptiklarina odaklanmaya calis.. cunku yapamadigin seyler gorduklerinle sınırlı degil sadece ne yazik ki..

bence senin dışındaki herkes psikoloğa gitmeli.

aynen ben de öyleyim. hatta bazen kendi hayatımda olan güzel şeylere sevinemiyorum bu yüzden. ben de hayvanlara, yaşlılara ve çocuklara karşı öyleyim. sokakta dilenen biri gördüğümde o günüm çoğunlukla üzüntülü geçiyor. bir kitapta şöyle bir şey okumuştum "aynaya baktığınızda hala vicdan azabı çekmiyorsanız hiçbir şey farkıda değilsiniz" gibi bir şeydi. aslında keşke diğerleri de bu kadar soyutlamasa kendini etrafından. çözüm yolu öneremeyeceğim sanırım sana ama en azından senin gibi insanlar var bunu bilmeni istedim.

senin disindaki herkes degil, sen problemlisin.
oncelikle, sosyal sorumluluk duygusu cok hos bir sey. sokak cocuklari, insanlari, hayvanlari icin birseyler yapmak hepimizin gorevi. ama siz elinizden geleni yaptiktan sonrasi icin kaygilanmaniz normal degil. yeryuzundeki her seye mudahale edemiyeceginiz gercegini unutmamaniz gerekiyor. baska insanlarin problemlerine uzulup cozum aramak, elinden geldigince yardimci olmak digergamliktir, mukkemmel birseydir. ama acima hissinizi kontrol altina alamazsaniz (ki o acima hissi degildir artik o zaman, obsesyondur) cektiginiz uzuntu yasam kalitenizi ciddi anlamda dusurur. hatta kedi kopek gormemek icin sokaga cikmamaya kadar varir is...
sizin tanrisal bir varlik olmadiginizi, aciz bir insanoglu oldugunuzu hatirlamaniz lazim. psikyatr bu noktadan girmisti ben ayni sorunumdan yakinirken. sikinti dayanilmaz oluyorsa psikolojik yardim alin derim.

şimdi günde yaktığınız kalori ortalama 1500 kadar. 1kilo 7000, 2 kilo 14000kalori oluyor. 14000 kalori açık vermeniz için günde 2000 kalori açık vermeniz lazım. dolayısıyla sporsuz, hiç yemeseniz gene olmaz. Bence.

öğünü günde 1 e indir ve bol bol yürü ayakta dur merdiven fln işte başka türlü gelmedi aklıma

liposuction'suz imkansız.

@inthechaos +11111

@saiko arkadaşı neden yanlış bilgilendiriyorsun. senin dediklerini yaparsa 1 hafta sonra sümüğe benzer.

yanlış bilgilendir me ??? spor yok bişey yok mümkün olarak yapabileceği şeyi söyledim o da budur başka türlü aklına gelen varsa buyursun

ayrıca sümüğe benzer nası bi benzetmedir ?

günde 1 öğün yazmışsın. adamı öldürmek mi istiyorsun ? günde 1 öğün yiyen biri 1 haftada ne kadar kas yakar haberin var mı ? kas yakarsa da 2 kilo vermesine verir ama bildiğin sümük kıvamını alır. arkadaş sadece yağ yakmak istiyorum yazmış. günde 1 öğün yerse vücudu aksine daha fazla yağ depolar. 1 hafta sonra 5 kilo vermiş olur ama güzelim de bir göbeği olur.

@scully bu tip soruları buralardan sormamak lazım. bilen bilmeyen cevap veriyor. belki benim dediklerim de yanlış olabilir. ama sporsuz 1 haftada sadece yağ yakman çok mantıklı gelmiyor bana. fiziksel bir problemin yoksa spor yapmanı öneririm. spor yaparsan diyetle rahat verirsin bence.

sevgili arkadasim, vucudun saglikli olarak 1 haftada sadece yag olarak 2 kilo yakmasi cok mumkun bir durum degil. ozellikle bunu oturarak yapmasi hic mumkun degil

atkins diyeti falan var, sirf et ye diyen. bunlar yag yaktiriyorlar. ama bu diyetler cok zararli. metabolizmayi bu kadar zorlamamak lazim. kaldi ki en en cevval atkins diyeti bile ayda bir kac kilo verdirir

sonucta sana bir haftada iki kilo verdirecek diyetler bulunur. ama bunlarin cogunun numarasi seni dehidre etmeleri.

velhasili kelam, oturulan yerde hem de sadece yag olarak, hem de bir haftada, hem de 2 kilo vermekle ilgili bir ingilizce bir laf var " there is no free lunch" diye

Öncelikle mevcut kilon çok önemli 120 kiloysan boyun 170 ise misal haftada 2 değil 5 te verirsin. Yani önemli olan mevcut boy ve kilon.

Boy? Kilo?

boyum 170 kilom 61

2 kilo yağ mümkün değil ne yazık ki. 2 kilo vermek mümkün tabii ama yağ olarak veremezsin. Niye? 1.si yağ yakabilmen için belirli bir kas dokunun oluşmuş olması lazım. Bunun için de önceden spor altyapısı lazım ki yürüyüş spor DEĞİLDİR. Kas oluşturduktan sonra yağ yakmaya başlarsınız. Bu yüzden genelde spora başladıktan bir süre sonra kilo vermeye başlanır. 2 kilo su kaybedersiniz maksimum.

senin body mass indexte sorun yok ki! (20.9). 4 kilo versen zaten normalin disina cikacaksin, fazla zayif sayilacaksin. bu acele neden o zaman? illa kilo vereceksen porsiyonlari yuzde 15-20 ufalt, iki ayda istedigin duruma gelirsin

klasik anne tavsiyesini kulaklara kupe etmek gerek: her seyden ye, az ye. bir de sirf sekerden uzak duran saglikli bir diyet edindin mi (kola, serbetli tatlilar..vs) super iste.

evet bence de boy-kilo oranınız normal. sanıyorum kadın kişisiniz, kalça ve bel bölgenizdeki yağlardan rahatsızsınız. o zaman muhalif şirin'in dediği gibi şekeri kesip protein ağırlıklı beslenirseniz o iş hallolur. tuzu da çok yiyorsanız azaltın. çünkü şişik gösterir vücudu baya diye biliyorum. zaten çok yararlı bir şey değil tuz.

verilebilir ama bu kesinlikle direk göbekten gitmiyor onu bil. ben biraz yemek düzenini bozmuştum bir kaç haftalık süreçte, yaklaşık 10 kilo verdim. 83 den 72-73 e iniverdim. fiziki olarak gözle görülür hiç bir fark yok diyebilirim 10 kilo gitmesine rağmen.

istanbul kemerburgaz - bilgisayar mühendisliği (tam burslu)

yardımcı olacak pek çıkacağını zannetmiyorum. ilk mezunları olacağız da ^^

açmak için girdim ki açılmış her neyse bu sene yine

izmir üniversitesi'ni kazanan arkadaşların sorularını yanıtlayabilrim.

yıldız teknik üniversitesi elektrik mühendisliği için yardımcı olabilirim

yıldız teknik üni mekatronik mühendisliği yardımcı olacak varsa sevinirim.

itü için şöyle buyrun...

itü için özellikle de itü elektrik mühendisliği için yardımcı olunur.

herkese hayırlı uğurlu olsun..

Kocaeli Üni. Çeko bölümü hakkında ayrıntılı bilgi almak için doğru adrestesiniz. Komple Kocaeli Üni hakkında da danışabilirsiniz efenim.

hacettepe üniversitesi kazanan arkadaşları tebrik eder soruları varsa yardımcı olurum. %100 free

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerine de ben yardımcı olayım.

Selçuk üniversitesi ingiliz dili edebiyatını da ben alayım.

eskişehir osmangazi karşılaştırmalı edebiyatçılar buraya gelebilir.

selçuk üniversitesi hukuk başta olmak üzere diğer bölümleri de ben alayım.

kocaeli inşaat mühendisliği kazanan varsa ben yardımcı olabilirim, hatta 1. sınıf için serway'in fizik kitaplarını bile verebilirim.

edit: şimdi baktım da dinamik falan da verebilirim 2. sınıf gerçi o, olsun saklarsın :)

akdeniz sinemayı kazandım bi el atıverin :(

Kocaeli Endüstri Müh. kazanmak gibi bir hataya düşenler için son borcumu yerine getirebilirim ehehe. yardım edilir.

boğaziçi endüstri için yardım edebilirim.

marmara hukuklar bana gelebilir :)

Öyleydi ama zamanla kendini geliştirip sağ ayağını da aynı etkinlikte kullanabilmeyi başardı hatta penaltıları bile sağ ayağıyla kullanır.

hayır ya? sağlak ama sol ayağını da iyi kullanıyor diye hatırlıyorum.

FM'den baktım sağ ayak diyor gerçekten.

ilginc ya eskiden beri sol ayakli futbolcu denince aklima hep del piero gelirdi benim, nerden oyle bir kaniya vardiysam artik.

Sol kanatta oynadığı için olabilir, ben de bir zamanlar tuncay şanlı'yı solak sanıyordum.

sağlak beyler o adam. dünyanın en ünlü sağlak topçularından biridir. diğeri de totti zaten. lütfen böyle yanılgılara düşmeyelim :)

(bkz: del piero zone)

yılların sağlak futbolcusunu solak yaptınız yahu:)

mahkeme kararıyla giriş yapamadığım için garanti veremiyorum fakat bu site haberleri günlük olarak sitesine ekliyordu.

www.bolumizle.org

veriyormuş ama 6 temmuzdan sonrası yok. yine de teşekkürler

www.yildiz.tv

malta

malta'yı tavsiye etmem. ingiltere veya amerika. ingiltere'de manchester üniversitesi, amerika'da da boston civarındaki üniversiteler ve kurslar bu işi iyi yapar.

gidipde kursa para bayılma.. yani git ama, uyduruk kursa git internetten arastır alıl 350 400 dolardı gecen seneler.. maksat orda dısarda arkadas ortamında kalıp ogrenmek olmalı.. okullarda burda aldıgın egitim gibi egitim olacak sonra cıkıp 1000 1500 dolar vrceksin.

sadece turk'un az oldugu biryer bulmaya calıs gercekten dil için gidiyorsan.

edit: iş demişssin ama 2 3 aylık gideceksen seviyede intermediate ise iş biraz zor.. illaki bir turk bulmalısınki onun yanında calısasın yoksa fazla ümitlenme

gencin rengi biraz koyudur.

sonra da türkler ve kürtler bir araya gelir, ellerine sopaları alır, dükkanlarını yağmalamaktan korumak için nöbet tutarlar. şu an medyada ve ülke genelinde dükkanında nöbet bekleyen türkler/kürtler takdir edilmekte. ortadoğulular temel hak ve özgürlükler için, londra gençleri plazma tv için ayaklanıyor diye dalga geçilmekte. ama bunları siyahi genci vurmadan önce düşünecekti polis.

genç dediğiniz adam 29 yaşında ve 4 çocuk sahibi yalnız.

zencinin o civarda taşşaklı biri olduğu ve yasadışı silah satıcısı olduğu da söyleniyor

olayda vurulan zenci sıradan vatandaş. bir polisin vurulması sonucu diğer bir polis zenciden şüphelenip vurmuş, ama ölen polisin aslında polis kurşunuyla vurulduğu ortaya çıkmış. zaten londra'nın o bölgesinde zencilere çok kötü davranılıyormuş, zencilerin mağdur olduğu vukuatlarda polis çağırınca gelmiyormuş filan. bunları anlatan londra'da yaşayan beyaz bir ingiliz bu arada.

(bkz: o eski günler) (benim favorim) (ekşide sözleri yazan değil)
(bkz: melihat gülses)

www.melihatgulses.net adresinden söz ettiğiniz gibi bir sürü şarkı bulabilirsiniz. zaten sitenin introsu bile yeter.

o eski günleri beğenmedim ama melihat gülses iyimiş :)

Nihavent ve acemaşiran makamlarından eserlere bakın. Bunlar batı şan tekniğiyle söylenmeye uygun makamlar.

Müzikal derinlik ve kalite yüksekliğiyle sorduğunuz şey çok ilgisiz ama onu sormamışsınız, ben de yorum yapmıyorum. Değer vermemeniz de tamamen sizin kaybınız, ona da karışmam :)

demek ki 30 dk sonra yağ yakmaya başlıyorsunuz. 30. dakikadan önce karbonhidrat yakıyordunuz, 30. dakikadan sonra yağ yakıyorsunuz. yağ karbonhidrattan çok çok daha fazla enerji verir. o yüzden belli bir müddet sonra ''ya ben 3 saat daha koşarım'' diyebilirsiniz. normaldir.

bir de bir anda koşmaya başlayınca bir süre sonra oksijen yetersiz geldiğinden laktik asit üretir hücreler, bu da fazlasıyla yorar insanı. zamanla normale dönmeye çalışır. bunla ilgili de olabilir.

Bir Sarkidir Yasamak - Kürdilihicazkar

melihat gülses'in albümlerinden birisini armağan edebilirsiniz. klasik türk müziği yani alaturka müziği çok güzel yorumlayan bir hanımefendi.

www.melihatgulses.net

mustafa kandıralı

Fazıl Say,Tuluyhan Uğurlu,İdil Biret

okuldan okula değişebilir. istatistik dersi vardı bizim zamanımızda, az biraz matematik isterdi. Bir iktisat var tabi. ama onun matematiğini anlarsınız.

matematik bilgim çarpım tablosundan ibaret, onu bile doğru düzgün yaptığım söylenemez.

istatistik varsa çuvallayabilirsiniz o zaman. çünkü integral falan kullanılıyor diye biliyorum. ama yaparsınız bir şekilde. 1-2 ders yüzünden koskoca bölümü çope atmazsınız.

benm kardeşm okuyo, hiç öyle süper zor matematikten falan bahsetmedi. daha çok koreler neden savaşmış, barıştırsak ya kardeş kardeşe küser mi şeklinde sanırım dersleri.

ege üniversitesinin derslerine buradan bakabilirsin. dersin içerikleri de var.

www.erasmus.ege.edu.tr

macro-micro ekonomi diyebilirim matematik için. o da sayılmaz bile.

ya okul yurt dışında da, ekonomi adı altında macroeconomics diyor.
makro ekonomi ne ki?

makro'da matematik yok da mikro'da matematik olabiliyor yani, biz curve'lü falan almıştık, türev integral vs.

micro da var evet...

yıldız teknik siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okuyan birisi olarak gönül rahatlığıyla mat2 matematiği hakimiyetine gerek yok mat1 bilgisi yeterli matematikle ilgili olan dersler istatistik ama mat1 problemleri kıvamında makro iktisat temel iktisat grafikleri ve değişkenleri arz, talep, verimlilik eğrileri vs tarzında olur rahatça gönül rahatlığıyla oku bu saydıklarım çevremde okuyan tüm uluslararası ilişkiler okuyan insanlar için 3 aşşağı 5 yukarı aynı çoğu üni den de tanıdığım var.
özet: sıkma canını her türlü üstesinden gelirsin düşük seviye matematik bilgisiyle de olsa

bölüm ya da fakülte söylersen daha iyi olur

Kamu Yönetimi ?

Siyasal Bilimler F.

kampüs olarak söyleyeyim:
yemekhane güzel ve ucuz, iyi yemekler çıkıyor.
kampüs güzel. iktisat ve hukuk fakültelerinin kütüphaneleri var. bu kütüphanelerde sayısız kitaplar var ödünç alabiliyorsun, okuma salonları var. büyük ihtimalle devam zorunluluğu yoktur. çok da zorlayıcı ve ilgili bir eğitimi yok iü'nün. öğrenci işlerinden kesin şikayet edersin. beyazıt'a ulaşım açısından herhangi bir sorunun olmaz. bu kadar geldi aklıma şimdilik

diğer devlet üniversiteleriyle karşılaştırdığımızda istanbul sbf ne durumda ?

benim bildiğim kolay bir bölüm. bizim lisede not durumu pek iyi olmayan adamlar 3.70 lerle okuyor söz ettiğiniz bölümü. not ortalamasının yüksek olmasının da pek çok avantajı var tabi.

fransız kültür fiyat/performans olarak en iyisi. azcık daha sıkıp fransız kültüre gitmenizi tavsiye ederim.

zırtapoz +1

fransız kültür en iyisi fiyat/performans olarak. eğer gerçekten öğrenicem ben diyorsanız bence fransız kültür'e gidin. ama ''eşimle öylesine heves ettik 2-3 ay sonra zaten bir şekilde fransızca'nın zorluğunu görünce koparız'' diyorsanız herhangi bir kursa gidebilirsiniz.

galatasaray üniversitesinin de kursları oluyor, ortaköyde.

Peki Fransız Kültür 2 yerde var. Kadıköy ve Taksim.
sizce fark eder mi?

Galatasaray'ın kursları da gayet iyidir.

geceleri soyunuyo filan biz de izliyoruz

namı-ı diyar (bkz: h.g. harun abi)

tamam da abiler bu şahsın olayı nedir yani tam olarak ne yaptı da ünlü oldu bu kadar ? soyundu mu ? caps var mı caps.

özetlemek gerekirse sözlük yeni açıldığında bu arkadaş, "ayy vajisim, uff memişim" minvalinde feminem başlıklar açıyordu. tabi kimse inanmıyordu kız olduğuna. gene böyle başlık açtığı bir zamanda elemanın teki dayanamayıp hoşgeldin harun abi diye entry döşedi. o gün bugündür suzan ve harun abi efsane olmuştur.

videosu falan da varmış galiba soyunmuş moyunmuş diyolar ?

videosu yok swf si var:)

+18

www.incicaps.com

blogtv de soyunuyo

seinfeld? blue mountain state?

coupling cok iyi

coupling

scrubs, the it crowd

little britain
little britain usa

scrubs

seinfeld. ama ona da 1. sezondan başlarsan o da sarmaz ilk 3 sezon rezalet çünkü.. 6-7-8 güzeldir mesela..

married with children harikadır.

(bkz: arrested development)

leyla ile mecnun !

izle izle bitmeyecek olmasi guzel bi sey degil mi yahu? ben mi yanlis dusunuyorum? o/

neyse, onerilere ek olarak:

modern family
louie
extras
30 rock
the office(us)
scrubs
the it crowd

tabi ki de spaced

(bkz: that '70s show)
(bkz: newsradio)
(bkz: two guys a girl and a pizza place)

arrested development burada yazılan bütün dizilerden daha komik ve sadece 3 sezon

seinfeld ve the office hariç

edit: hay allah yazılmış.

senin inanç sistematiğinde bir hata gördüm yalnız söylemeden edemeyeceğim. allah sana ''sevap işlersen bu dünyada çok rahat yaşarsın'' demiyor ki, ''sevap işlersen öbür dünyada rahat yaşarsın'' diyor. ''bu dünyadaki eziyetlere katlanacaksın'' diyor. o senin dediğin karma, bizim islamiyette yok o :D

ha bir de dindar insanların rahat yaşaması daha zor oluyor genelde. çünkü acaba hak yer miyim, birine zarar verir miyim, hile yapar mıyım korkusuyla çok para kazanabilecekleri şeyler yapmıyorlar. yani dindar olduğu için oğlunu hukuk fakültesine göndermeyen aile biliyorum ben. neyse yani takma kafana inanıyorsan. öbür dünyada rahat edersin :D

cenab-ı allah sevdiği kullarını böyle imtihanlardan geçirir. ne mutlu ki kalp gözünüz kapanmamış hala, allah'ın varlığına inanıyorum diyorsunuz hala. iman ve dua ile tekrar huzura erebilirsiniz, bol bol dua edin. ilmihal okuyup hocalar ile görüşün.

şaka lan şaka :D yok allah mallah, keyfine bak.

keder içinde olmanızın dinle diyanetle alakası yok. hayatta öğrendiğim birşey varsa o'da yaşadığın ortamın nelere gebe olduğudur. mutluların arasında durursan mutlu olursun. şansında açık olur bahtın da. kederli ortamın içinde yaşıyorsan hayatın o düzlemde şekillenir. tabii istisnalar kaideyi bozmaz.

kendini olabildiğince o ortamdan ve kederden uzak tut. sosyalleş. ortam yap. başarılı, zeki ve mutlu insanlarla takıl.

""dua edersen istediğin olur", "ona ibadet edersen istediğin olur", şeklindeki ifadelerin doğruluğuna inanmıyorum."

böyle bir şeyi nereden çıkardınız ki? her istediğin olacak diye bir şey yok zaten. çünkü o isteğinizin sizin için ne kadar iyi ya da kötü olacağını bilemezsiniz. yani sizin istediğiniz şey o an için size çok güzel gelebilir ama sonrasında belki de başınıza çok kötü işler açacak bir şey olabilir. o yüzden ben dua ettim ama kabul olmadı diye isyan etmeye gerek yok.

bir de "Çevreme bakıyorum, din iman umrunda olmayan insanlar çok mutlu." demişsiniz. onların gerçekten de mutlu olduğunu bilemezsiniz, belki de dışarıya karşı mutlu görünüyorlardır, bir de şu var tabi, inanmıyor diye mutsuz olacak değil.

şu da var, o inanmıyor dediğiniz insanlar istedikleri şeyi elde edebilmek için çalışıp çabalıyor sonrasında da onu elde ediyorlardır. ama "inanan" diye tabir ettiğiniz kişilerin çoğu sadece dua edip başka hiçbir şey yapmayıp, isteklerinin olmasını bekliyorlar. ben inanıyorum, dua da ediyorum, o zaman her istediğim olur diye bir mantık yok. tevekkül diye bir şey var.

bir de siz kendinizi hep sizden daha iyi yaşayan insanlarla karşılaştırıyorsunuz sanırım. bence kendinizi başkalarıyla kıyaslamayı bırakıp, isteklerinizi gerçekleştirmek için çalışıp çabalamaya başlayın ya da yapıyorsanız da devam edin. sizin mantığınızla düşünecek olursak, sizin hayatınızı yaşayabilmek için hayal kuran da bir sürü insan vardır, emin olun.

tanrı inancı gücünün yetmediği ya da açıklayamadığın korktuğun durumlarda sığınacak bir liman olarak ortaya çıkıyor insanın içinde. eğer yeterince realist olup neye gücünün yetip yetmeyeceğini iyi tartarsan(güçten kastım çalışmadan sadece dua ederek başarılı olunmaz vs.) ve çevrende olan olaylara ne kadar bilimin ışığında bakabilirsen o kadar tanrı inancına ihtiyacın azalıyor ve artık bazı şeyler için dua etmek yerine ona sahip olabilmek için harekete geçiyorsun, mücadele ediyor ve çaba harcıyorsun, o zaman işte hayal bile etmediğin şeylere sahip olabiliyorsun hem de sadece kendin uğraşarak. tanrı inancı, dua etmek falan bunlar hep işin kolayına kaçmak için

felsefeye çalışmaya başlayın. sofienin dünyası bu konuda güzel bir başlangıç adımı olabilir.

Ya hafız , hayatını allahın ya da x bi şeyin koyduğu kurallara göre yaşama bence. Kendin hangisinin doğru olduğunu düşünüyosan öyle yaşa. Onları yap.

senin su satirlari yazabilecek durumda olman bile, Allah'in seni gayet umursadiginin delili. Neden hep kendinden iyi durumda olanlara bakiyor ve kendini onlarla kiyasliyorsun? Biraz da senden kotu durumda olanlara bi baksan? Sadece temiz su bulamadigi icin 5. yas gununu goremeyen milyonlarca cocugun yasadigi bir gezegende yasiyosun. Yat kalk, Allah'a dua et, bu cografya dogdugun ve bu satirlari yazabilecek seviyeye gelebildigin icin. Sonrasini gene konusuruz, dilersen.

@compadrito,

o zaman 5 yaşına gelemeden susuzluktan ölen çocuk neye şükretsin, 3 yaşında ölmediğine mi?

Simdiye kadar yaptiklarinizla mutlu olamiyorsaniz kendinize yeni bir "yol" bulun. Din dediginiz bir yol sonucta, herkes bir kitabin, dinin pesinden gidecek diye bir sey yok. herkesin "tanri" anlayisi farkli... kendinizi mutlu eden neyse onu bulun.

Arapca, anlamini bile bilmedigim bir kac cumleyi tekrar etmek bana ne huzur veriyor, ne de istediklerimi elde etmemde yardimci oluyor. Tanri dediginiz sey sizin icinizde aslinda (Cem Yilmaz'im icimizde muhabbeti gibi ama oyle). Siz kendinize inanin once, kendinizi mutlu edin... Tanri diye inandiginiz baska bir varligi degil, icinizdekini mutlu edin. O zaman gerisi fasa fiso zaten. Siz mutlu eden neyse dogru olan odur. Bu kadar.

bu allah'a yakarış, dua edersen istediğin olur, sevap işle güzellikler seni bulsun gibi şeyler tamamen umut üzerine kurulu bir dünya bilader. bu dünyada birileri birilerini sikerken bi yandan da dini kullanıyor. sanki siken o değilmiş gibi, haksızlığa uğrayan kesimin bunun sorumlularının karşısına dikilmesini değil de allah'a ve umuda sığınmasını sağlıyor.

bu düzen bizi ayakta düzüyor. düzenler de oturmuş bizim allah'a dua etmemizi, ondan medet ummamızı izleyip gülüyor. bi yandan bu kurumu besliyorlar, zira işlerine geliyor. din kurumu bu yüzden var oldu hep.

derdinizin dermanını yanlış yerde arıyorsunuz, emin olun.

@sallayancay,

derman nerde peki? abi sohbetlerinde mi?

bu serefsızler başa geldıgınden berı benmde ınancım azaldı. ne bır adalet var ne bısey. yıllardır guzelim dinimize herkes bı yerlerınden bırseyler ekledi. cemaatler cakma peygamberler fettullahlar suleymancılar.. alayının allah belasını versin.

Allah (c.c.) tüm her şeyi yoktan var eden mutlak güç sahibidir. O Allah (c.c) birdir tektir. Ademe ruh üfüren ve onu bir balçıktan çiftler halinde yaratan yüce merhamet sahibidir. Eşi ve benzeri yoktur. O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, eksiksizdir, yerler ile göklerin sahibi, alemi muhteşem bir düzen ve nizam içinde yürüten eşsiz gücün sahibi O Allah'dır (c.c.).

Abi seni Allah mi gonderdi 2011 deki duyuruya yaziyorsun tovbest:))

Su ve mineral özellikle tuz alımına dikkat et gece geç yatma bol bol dinlen diyeyim ben sadece.

o cihazda nabız ölçer de vardır. o normal sınırlarda olduğu sürece sıkıntı olmaz sanırım. 1.5 saat 22 yaşında biri için normal bence. bi de koşu bandına binmek derken? :)

spor salonuna gitme imkanınız varsa daha iyi olur ama, yoksa bu tabii ki süper.

koşu bandı çok koşarsan ve ağırsan eklemlere zarar verir gibi durumlar var da, 1.5 saat yürüme, 70 kg 22 yaş ile hiç olumsuz bir şey olmaz, + bisiklete binseniz yine olumsuz bir şey olmaz.

sigara ile ilgili motivasyon vereyim:

(git: 270247)

@ lizard queen , koşu bandına binmek işte yahu :) yürümüyorum biniyorum :)
peki nabız değerinin normali nedir yoksa kendimize has mıdır?

www.sporhocam.com

koşu değil yürüyüş bandı o, koşarsan dizlerini uzun vadede bitirirsin. haberin olsun. benim dizler 3 ayda yamuldu zor topladım

koşu bandında uzun süre koşmak, özellikle eğimli ayarında koşmak dizlere zararlı demişti bizim doktor. bence hep bisiklet basın daha iyi.

dikkat etmeniz gereken şey, bu kadar efor sarfettikten sonra, su, mineral efendime söyleyeyim protein almak. özellikle hava sıcaklığı sebebiyle su ve mineral almaya dikkat edin. maden suyu iyi bir seçenek. ama o meyveli olanlarından değil, normal maden suyu.

1. soruna cevap: evet zararı olur...

2. soruna cevap: oha, evet yani.

uyarıcı düşünce: spor da dahil herşeyin fazlası zarardır. bunu bilir bunu söylerim.

öncelikle koşu bandında normal nabız aralığında 35. dakikadan sonra kas yıkımına başlarsın ki böyle devam edersen kas kütlenin büyük bir kısmını yok edeceksin. ikincisi ise eklem sağlığın için koşuyu her gün değil gün aşırı yapmandır aksi halde en fazla birkaç aya çapraz bağlarından başlayarak sorunlar ortaya çıkacaktır. en iyisi bir gün 35 dkyı geçmeden koşu bandı (mümkünse dışarıda koşu) diğer gün ise en azından barfiks, şınav, mekik, squat, vb hareketler yapman olacaktır.

Bir kere en başta kilonuz fazla değil.Bunu bilin.40 kilo mu olacaksınız? Yürürken zorlanmıyorsanız kilonuz iyidir.70 gayet zararsız bir sayı.

Aradan 6 yıl geçmiş ve spor yapmadığınız gibi çok kötü beslenmişsiniz.Yani şu anda hemen bu tempoyla yürümeye başlamanız uygun değil.Kaç gün uyguladınız bu programı bilmiyorum ama, 1 gün ara verin.Hiçbir şey yapmayın.Ertesi gün 20 dk veya 30 dk yürüyerek başlayın.Bu 20-30 dakikayı hemen yüksek tempoda girerek yapmayın.İlk 10 dakika 5-6 km/h hızla eğimsiz yürüyün.Sonra arttırın ama 8 km/h hızı geçmeyin.Geçerseniz koşmanız gerekecektir.Yani arada kalmayın, ya yürüyün ya koşun.Bir hafta sonra 45 dk yaparsınız.Bence bu yeterli ama tatmin olmazsanız 1 saat yapın.1,5 fazla.

Sigarayı hemen bırakacaksınız.Hem duman soluyup hem kan dolaşımını arttırmanın bir anlamı yok.Sadece sigara içmekten daha fazla zarar verir.Zaten koşun koşmayın fark etmez, o sigarayı bırakacaksınız.

Su için.Tuz yemeyin.Yemekte bulunan tuz dışında kullanmayın.Tabağınıza ayrıca tuz atmayın.Su için, su için, su için.

Yorulmamanız, daha koşabilecek durumda olmanız az yaptığınız anlamına gelmez.1,5 saat fazla.Zaten yine söylüyorum, kilo vermeniz gerekmiyor.

O sigara bırakılacak!

@ grgn , evet sigara bırakılacak komutanım :) yazdıklarınız güzel ama kilo vermem gerektiğine inanıyorum...yazdıklarınız kulağıma küpe olacak, teşekkür ederim :)

Rica ederim.Ayrıca bandınızda kalp atışını gösteren ekran varsa onu kontrol edin.Hep aynı değerlerde koşmaya çalışın ve bu değer 150-160 üzerine fazla çıkmasın.

Bisiklet de kullanırsanız zayıflamaya yardımcı olacağı gibi kas yapmaya da başlar.Gerek olduğunu sanmıyorum..

şöyle: öncesinde ye ama en az 45 dk-60 dk önce yemiş ol. yani yediğini sindirmiş ol. sonrasında ise hemen yiyebilirsin.

tam dolu karınla da spor yapılmaz, tamamen açken de

ama öğle tatili sonuçta en fazla 12-2 arası olacak. hem yemek hem spor nasıl ayarlayacağım bu süre içine?

boşuna kendini zorlama. o kısa aralıkta spor merkezine gitmek kötü bir fikir bence. biraz daha kafayı yorsan spor için daha uygun vakitler veya aktiviteler bulabilirsin. ne bileyim 3-5 km uzağında park mark vardır. oraya yürüyüp gel.

öğle molasında spor saçma bi fikir. hangi ara yemek yiycen? hangi ara yüzücen? ne yediğinden ne de yüzdüğünden bir şey anlayacaksın. iş çıkışı yüz yüzeceksen.

Turkcell'de çalışan arkadaşım sürekli yapıyor dediğini (havuz değil de vücut geliştirme). Yapan da bisürü insan varmış. Hevesliysen yap, hiçbir şey kaybetmezsin. Spor iyidir.

Yüzmeden önce bir şeyler atıştır ki yüzerken aç olmayasın. O zaman seni zorlar ve yapamazsın. Bir sandviç ye. Ona imkanın yoksa da kraker falan ye, açlığını dindir. Spordan çıkar çıkmaz da yemek ye. 20 dakikada bir yemek yenir neticede.

Spora erken (tam 12'de) çıkarsan çok acıkmış olmazsın da o saatte.

@ long live rock n roll +1

spordan bir süre önce meyve, süt, yoğurt v.b. şeyler tüketmeniz spor yaparken ihtiyacınız olan enerjiyi size sağlar ve spor esnasında bünyenizi zorlamaz. spordan yarım saat sonra da yemeğinizi yiyebilirsiniz.

sporu iş çıkışı da yapsam aynı problemle karşılacağım, iş çıkışı aç olacağım ve yemek yemek spordan sonraya kalırsa daha kötü olabilir. hem ayrıca sporu iş çıkışı da yapabilirim ama benim derdim öğle arası hem rahatlamak, hem de kalori harcamak. bu nedenle her ne kadar emeklerinizden ötürü tik atmış olsam da, spor öncesi/sonrası yemek konusunda bildiklerinizi paylaşmanız beni daha çok memnun edecek. :)

bu doğrultuda cevap vermiş olan diğer arkadaşlara da teşekkürler. ;)

yüzsün yüzsün. en güzeli yüzmek kalcalar icin.

havuzu olan bir spor salonuna gitsin birde diyet yapsın adam gibi

yüzerek 12-13 kilo verilmez bence. spor salonuna gidip cardio+diyet kombosu yapman lazım kanımca.

düzgün bir diyet (aç kalmak değil) ve bunun yanında düzenli spor. yüzme olur, cardio olur ve hatta caddebostan sahilinde yürümek bile olur.

sporla verilmiyo kilolar, diyet en onemlisi(biliyorum diyet de yapicam demissin, safi diyet bile verdirir yani, spor extradir) ama kalori yakmak acisindan yapabiliyorsan kickboxing derim

ahanda ben...kendimi gördüm yazdıklarında resmen:)bende vakti zamnında sporu bırakıp kilo alanlardanım...ben planımı yaptım...dukan diyeti diye bişey var...onu denicem..deneyen ve memnun kalan sağlıklı zayıflayan tanıdıkları gözlemledim...ama sporcuysan bilirsin sende hareketsiz olmaz bu işler..benim bisikletim var bütün yazı teker üstünde geçirmeyi planlıyorum...aletti salondu havuzdu daralıyorsan ben gibi bisiklet gezintileri çok hoşuna gidecek hiç şüphen olmasın:)

sporu bırakma durumunda kalacak herkese önerim kesinlikle aç kalınmaması gereken bir diyet ve hamlamayacak kadar cüzi bir spora nefsi zorlamak şeklinde ayda 3 kilodan beş ayda fazlalıklar gider. zayıflayamıyorum zira irade olarak zayıfım diyorsanız da bir diyetisyen gazına ihtiyaç var. şimdiden zerafet dolu günler dilerim.

yaklaşık 30dk geçmiş, kimse "seviş" yazmamış. rekor.

yüzmek en güzeli.

Zamanında ben de sporu bıraktığım için söylüyorum. Ben diyetisyene gittiğimde bana diyet vermedi. Diyet yapman iyi olmaz dedi. Sporla halledicez senin kilo problemini dedi. Tımam dedim. Arasıra eliptik bisiklete biniyorum evde. Yarım saat sürüyorum kan ter içinde kalıyorum. 100 kalori yaktığımı gösteriyo şerefsiz. Araştırdım falan sonra, aslında yarım saat içinde 250 kalori yaktırdığını söylüyolar internette. Ama şuna dikkat. Gün içinde ortalama 2000 kalori yakıyoruz metabolizmamızın hızına göre. Bu kaloriden daha azını aldığın sürece zayıflamaya başlarsın. Yani yediğin şeylerin mutlaka kalorisine bak. hesabını yap. Ha bu arada spor için günlük 1 saat ayırman herşeyi çözer bence. ;) sana inanıyorum million dolar baby. :)

arkadaşlar, yüzmeyi tavsiye etmişsiniz ama yüzmeden yüzmeye fark var. "10 metre yüz, 2 dk dinlen sonra sırtüstü yüz, sırt ağrıyınca yüzüstü yüz, biraz daha dinlen" gibi bir ritimle yüzüldüğü taktirde, kilo verilmez.
her gün 45 dk-1 saat arası eliptik bisiklete binmenizi tavsiye ediyorum. yanında da 1,5 veya duruma göre 3 kg'lık dambıllarla, kas kütlesini artıracak ağırlık egzersizleri.

Insanity diye bir program var.Zaten eski sporcuymuşsunuz o göbeği baklavaya çevirirsiniz.Hem de evde yapıyorunuz 60 günde,extra bir ağırlığa ihtiyacınız da yok.Ohh mis Ahanda linki

www.beachbody.com

marttan bu yana spor mpor yapmadan 15kg verdim. kickbox filan değil senin derdinin çözümü. eğer izmirdeysen bana bu mucizeyi yaşatan akupunkturcu abimizin ismini cismini verebilirim.

Eski profesyonel sporcuysan, imkanın varsa salona git. Yoksa,
www.bodyrock.tv

ayrıca (bkz: crossfit)

Ve tabi ki, diyet. Low ya da 0 carb tavsiye ederim.

spor + diyet. diyeti kafanıza göre yapmayın. diyet kişisel bir program. bana uyan size uymaz. iyi bir diyetisyen ele alsın durumu.

Sevisin. Misyoner pozisyonunda degil. Kovboy basta olmak uzere cesitli pozisyonlarda hardcore yapin.
Partnerinizin yeterli performansi gosterebilmesi icin cialis kullanmasini saglayin. Hem spor yapmis olursunuz hem de zevk almis olursunuz

kendine öküz falan demesin, bol bol gaz versin daha ziyade "şöyle güzelim, böyle alımlıyım, uzun yıllar giderim var" falan diye. sonrasında yaşına baksın. otuzun altındaysa sıkıntı yok. deli gibi aç da kalmasın, yediği şeylerin bileşimine baksın..kesinlikle ekmeği kessin. sonrasında versin kendini yürüyüşe bilmemneye. fekat burada mühim husus, her ne yapıyorsa düzenli yapsın. aynı gün aynı saat aynı süre gibi yani. bir de bu işleri yaparken terlesin. öyle pazarda gezer gibi yürümesin yani. ha bir de başarırsa bize de haber versin, biz de yapalım, nihahaa:)

yüzüp, yavaş yavaş yemek yesin.
sporu bırakan ben hafiften tekrar geri dönüp, yavaş yavaş yemeye tekrar alışarak aldığım 10 kg'nin 9 kg'sini 1 ayda verdim.
yavaş yemek yemek önemli.

en iyisi ip atla sen hem hesaplı hem pratik hem deli kardıyo, şöyle günde 500'den başlayıp yavaş yavaş arttırmak yanında da yarım mekik artı aletsiz squad oh mis.

www.myfitnesspal.com

kalori hesaplamaca. çoğu arkadaşımı hizaya getirdi burası.

amerika.

ingiltere tabiki, tartışılması bile saçma.

Kişisel tercihlerine göre değişir bence. İngiltere biraz daha kasıntı bi ülke ama. Ha diyosan ki gitmişken müze müze gezeyim, öyle de sanat/arkeoloji/ortaçağ etc. manyağıyım. Git ingiltere'ye boş zamanlarında o kale senin bu katedral benim gez ne bileyim.

Ha yok, "çeşitlilik istiyorum" diyosan seni new york paklar. Dil öğrenmek istiyorsan Türkiye'de de öğrenirsin o çok ciddi bi problem değil. İki yerde de öğrenirsin yani istersen. Amerikalıların konuştuğu ingilizce daha anlaşılır geliyor bana ama ingiliz aksanı da tam ısırmalık. Dedim ya, tercih meselesi.

bence süresi uzun olan iyidir, orda kaldıkça konuşa konuşa öğreniyosun zaten, aksi olsa çok hızlı kurs yapıp 1-2 ayda postalayınca bişi öğrenirdi millet.

tartismasiz ingiltere...turkceyi azerbaycanda ogrenmek gibi birsye olur amerika secimi...tek fark azeriler bizim dilimizle dalga gecmiyor.

İngiltereye giderdim ben de olsam.

@aileena haklısın aslında. amacımda hani biraz üzüm yemekten çok bağcıyı dövmek. tek maksat dil değil tabi ki. azmeden skype'den de öğrenir ki öğrenmiş arkadaşlarım var =) benim amacım birazda sosyalleşeyim, çılgın atayım, o parti senin bu parti benim dolaşıp çoluk çocuğa karışmadan önce fırsat ayağıma kadar gelmişken yurt dışı havası solumak. amerika da 6 aylık kalmak eder bir fırsat gibi. bana f1 vizesi çıkarabilecek herhangi bir aracı dil kurumuna parayı vermekte çekinmem. ama diğer taraftan ingiltere biraz daha el altında gibi duruyor nedense. hani yazın 2 haftalık izinlerde bile uçağa atlayıp gezilecekmiş gibi yakın durduğundan kafam karışık. amerika olursa miami, boston diyorum ingltere olursa brighton diyorum. tercihlere ve tavsiyelere de açığım.

ingiltere +1 ama kalacağın yurt ise önceden araştır, gidip gelen arkadaşlarımdan bazıları yurttan pek memnun kalmamıştı.

İngiltere iyidir de (komşu sayılır) ama ben hep NY'u daha çekici bulmuşumdur. Öyle yani :)

Edit: NY olmayacaksa Amrika'ya gitmenin manası yok bu arada. Diğer türlü İngiltere her türlü daha iyi. En kötü bara gidip futbol maçı izler küfredersin yapacak hiçbişey bulamazsan.

hacı ben ingiltere'de dil kursuna gittim, amerika'da giden arkadaşım da oldu; bu yüzden senin de isteklerini göze alarak diyorum ki sosyalleşmek çılgın atmak vs istiyorsan direk amerika'ya git. ingiltere'de late night shopping dedikleri şey bile yazın 8 de bitiyor amk, akşam 11 de ayyaşlar bile evlerine gidiyor böyle bir yer. amerika bu baahsettiğin şeyler için candır. hele zaten adam gibi ingilizce konuşan bulamayacaksın, ingiltere'de zaten ingiliz kalmamış. senin konuşacakların işte diğer öğrenciler,diğer turistler, işte mc donalds a girince şunu istiyorum diyeceğin zaten inigliz olmayan, hatta türk adamlar olacak. o yüzden fazla bir farkı yok.

peki panpalar hangi dil okulu programını önerirsiniz. sanırım herhangi bir dolandırıcılık olayına gelmem. ben els ve icepworld düşünüyorum ama en güvenilir olan hangisidir? veya fiyatlar hepsinde üç aşşağı beş yukarı aynı düzeyde midir?

londra. brigton filan 1 haftasonu gidip görülücek ve 1 gece filan kalınıcak yer, fazlası sıkar, inan bana. dil okullarının hepsi 3 aşağı 5 yukarı aynıdır. fazla kasmaya gerek yok. master prog. yazılmıosun sonuçta. acentelerle görüş, onların bi sürü anlaşmalı oldukları okullar oluyor.

sana uygunu amerika. bizim arkadaş manchester'a gitmişti. saat 10 dan sonra hayat 0 diyor. marketler falan 5-6'da kapanıyormuş çat diye. işçi şehri tabi oralar.

eğitim uzun süreli açık çek gibidir ;
ileride çalışacağınız işe uygun olabilecek ülke daha iyidir
mesela e ticaret yapmak istiyorsanız kesinlikle abd
ama yakınlık isterseniz İngiltere

yurtdışına gidebilirsin mesela? kökten çözüm bence..

aynı şey bendede var,ama daha çok motivede olabilirsin işlerine yani çalış para biriktir istediğin ülkeye bi süreliğine seyahate çık kaliteli olanından :D ne bileyim ben de kafayı yicem :D anam izin verse düşünmeden köpek alıcam dost olsun diye bana da eve istemiolar :D psikoloğa sakın gitme paranı çöpe atarsın bi işe yaramaz sana o kadarını söylim yani

@ deeperdown
gitmek değil derdim, yaşamak istiyorum. yoksa bissürü yere gittim zaten. bir de daha üni bitmedi.

panpa ben 9 ay new york da yasayip calistim, simdi de calismak icin hollanda'ya geldim bi kac hafta once. sana su kadarini soyleyebilirim, biz turklerde inanilmaz bir yurtdisi abartmasi soz konusu. tamam is imkanlari, hayat standarti fln iyi ama atla deve degil. eger iyi bir isin, guzel maasin vs varsa, istanbul'da yasiyorsan guzel bir hayatin olabilir. yurtdisi insana guzel deneyimler katiyor ve bir suru artisi var dogru ama abartildigi, ugrunda depresyona girecek kadar guzel bir yani yok.

kendine sosyal uğraşılar bul, yurt dışına gidince insanların bir tarafı arşa değmiyor. yurt dışında yaşamakta o kadar kolay değil ayrıca. bir çok yerde ırkçılık, eğer dışardansan işte yükselememe hat safhada. ayrıca malum feysbuk insanlar artık birbirlerinin ne zaman sıçtığını bile öğrenir oldu. ama kimse pembe sıçmıyor. eğer hayatında çeşitli sosyal aktiveteler varsa, ihtiyaçlarını karşılayabileceğin kadar maaş+arabanda varsa emin ol onlardan daha iyi bir konumdasındır.

Bir yere tatil için gitmekle orada yaşamak malesef aynı değil. ben de hep amerika'da yaşamak, orada okumak isterdim. amerika'da mühendislik işi buldum, gittim gördüm ve arkama dahi bakmadan geri döndüm. üstelik berkeley'de doktora için ön kabul (hocalar ve admission department'tan) dahi almıştım. en iyisi burada çalışarak para biriktirip sadece tatil için yurt dışına gitmek. böylece herşey hep hayal ettiğiniz gibi kalır ;)

enteresandır ki bir kişi de git dememiş. bas git abi, ben kanada'ya gidiyorum bak sen de gel işte. en kötü g.t olup geri dönersin. hani sevgilin filan yoksa zaten hiç düşünme. benim en büyük ikilemim o şu anda.

edit: bitsin öyle git zaten.

@fortisvita
dediğim gibi üni bitmeden hiçbiryere kıpırdayamam, ama benim asıl istediğim bu düşünceyi kafamdan atmak

Perkele çok haklı. O çok şatafatlı "yurtdışı" yaşamlarının ardında ne zorluklar, ne dramlar yatıyor bir bilsen. 10 günlük turistik geziyle ancak şehrin tarihi yerlerini falan öğrenirsin. Hakkaten "yaşadım" demen için minimum 6 ay kalman, özellikle yabancılar dairesine falan uğraman lazım. Vize sorunlarıyla boğuşman, 3. sınıf vatandaş olarak ayrımcılığa uğraman falan.

Yani TR'de kralsan TR'de kalmak en iyisi gibi.

neyse ki bu sefer "hemen git", "durduğun zarar", "burada yaşanmaz" cevapları gelmemiş. insan oturduğu yerden fikir edinemiyor dışarısı ile ilgili ya da her şehirde 2-3 gün kalarak bütün bir ülkeyi tanıdığını sanan turist modunda gezerken...

düşünün, istanbul'da bir hafta, tatil beldelerinden birkaçında birkaç gün kalan bir turist türkiye'yi tanımış olur mu?

çok içinizde kalıyorsa, deneyin; mezun olunca işe filan başvurun, iş güç halledilirse orada sosyal hayatın, iş hayatının nasıl olduğunu görün. insan haklarının bizden katbekat ileride olduğu, o "ileri", o "asri" memleketlerde neler olduğunu bizzat yaşayın. sonra karar verirsiniz nerede ve nasıl yaşamak istediğinize.

özet: psikologluk bir şey diyil, deneyerek halledin. deneyin ve karar verin. olur da orada yaşama şansı bile elde edemezseniz, bu da bir fikir verir zaten "oralar" hakkında. telaş etmeyin, mutsuz olup olmayacağınıza zamanı gelince karar verin.

ya oglum yuru gitt.bak bu kadar da sert girerim.deli etme beni...ne yurtdisisi sevdasi lan bu. birak siktir et. cikar at o dusunceyi kafandan.he gelirsen bikac ay kalirsin ya da en fazla 6 ay kalirsin guzel dusuncelerle giidersin ama inan bana burda yasamaya baslayinca hic de disaridan gorundugu gibi olmuyor...avrupa icin konusuyorum...irkcilik hat safhada. bir de ustune ingiltereye falan gitmeyeceksen gittigin ulkenin siktiri boktan dilini ogrenmek zorunda kalacaksin(is,okul vs)ingilizzce bilmen yetmez..kiingilizce bildigini varsayiyorum.neyse diyeceklerm bu kadar...sinirlendim tamam sakinim :)

tamam işte onu soruyorum ben de, nasıl atabilirim kafamdan, yurtdışı sevdalısı olmak istemiyorum, değilim de zaten, seviyorum burayı.

sende bu psikolojinin olusmasinin tek sebebi yurtdisinda yasayan bir cok sikik turkun bok varmis gibi herseyi abarttikca abartmasi ve vize/is bulmak vs gibi konularin cok kolay olmamasindan dolayi yurtdisinda yasayabilmenin ulasilmasi guc bir hedef oldugu gercegi.

yoksa yurtdisinda yasayip da "abi burasi soyle guzel, turkiye'de yasanmazz yeaaa" diyen adamlarin büyük cogunlugu gittikleri ulkede 3. sinif insan muamelesi goruyorlar, hintliler ve diger turkler disinda fazla arkadaslari olmuyor. o ulkenin kulturuyle buyumedigi icin sosyal yasantilari sikik oluyor. metallica dinleyip amerikan filmi/dizisi izleyerek amerikali olamiyorsun. amerikali olmadigin icin de heriflerin muhabbetinden keyif alamiyorsun. firsatini bulursan git, olmuyorsa da cok uzulme.

sözlük zirvelerine katıl. özellikle kadıköyde olanlarına ;) sosyal çevren genişledikçe ve geliştikçe buradan kopamayacak hale geleceksin zaten.

exordinary + 1

istanbul dünyanın en güzel şehridir.

Uçan spagetti canavarına şükürler olsun ki avrupa'da olup sıkılan tek ben değilmişim ahahahhaha. Dışarıdan bakınca herkes "oo kanka avrupa çok süper bira hatun karı takıl para bok porşe" modunda ama öyle değil yani :)

exo hergün yaptığım şeyi özendire özemndire anlatman (poğaça meselesi ) benim gibi türkiye dışında bir yer görmemiş bir adama acayip moral oldu :Dd

2 senedir yurtdışında okuyorum, çalışma hayatına girmediğim için o konuda bir şey diyemem, tahmin yürütebilirim, ama cidden bir şey yok burada. eminim türkiye'deki hayatından zaten memnun olmayan birileri gelip yurtdışında iyi hayatlar kuruyorlardır kendilerine, onu da ballandıra ballandıra anlatıyorlardır. ama kazın ayağı öyle değil.

uzun vadeli yaşamak apayrı bir şey. başlarda iyi oluyor diyorsun, tecrübe oluyor diyorsun ama zamanla farkediyorsun ki, bizle aynı kafada olan kimse yok. spesifik olarak türk milletinden bahsediyorum şu anda, özellikle batı milletleri kafa olarak benzer mesela, farkları var ama ortak özellikeri de çok. bizde durum böyle değil. bizim kafayla aynıyı geç, benzer bir millete mensup bir kişi ben daha tanımadım. yaşayabileceğin olası dil, iletişim problemlerinden bahsetmiyorum bile.

her şeyden önemlisi, kim ne derse desin, biz türkiye'ye alışmışız. en ufak şeyleri bile insan bir yerden sonra acayip özlüyor. şu anda saat gece 2 burada, hava buz gibi, deseler ki çay+simit+beyaz peynir var, ayağıma üşenmem kalkar bir saatlik yolu yürürüm. simit ya, 75 kuruşluk, açlığını bastırsın diye almanın dışında yüzüne bakmadığın simit. ama insan bir yerden sonra böyle ufak şeyleri bile arıyor.

kısacası, eğer türkiye'deki halinden memnunsan, burada seni çekecek pek bir şey yok. benim de niyetim mezun olup biraz çalıştıktan sonra dönmek kısmetse. başka türlü zor yoksa.

boşver yemeği hacı. iddaa yap sen o paraya. çifte şans temiz 2 kağıt kaldırırsın.

ama illa da yemek diyorsan da kız kulesi olabilir.

galata kulesi, 360 derece istanbul

şık ve manzaralı yerler cidden şıksa pahalıdır. buradaki tavsiyeleri nette araştırıp çok pahalıymış diyerek vazgeçme çünkü kalitelilerin hepsi pahalı.. benim tavsiyem leb-i derya

lacivert var anadolu hisarı'nda çok güzel manzarası ama pahalıdır biraz, 360 istanbul da güzeldir. bir de bebekte chilai var.

moda teras.

mihrabat korusu. şık. 2 köprü görüyor. ve ucuz diyebiliriz.

www.mihrabatkorusu.com

ayı gibi pahalı ama ilk maaşın hatrına

(bkz: doğa tepe)

les ottoman

tarabya kıyı restoran. buranın balığını yemeyen balık yedim diyemez. benim çocukluğumda yaşlı bir rum amcanın küçük dükkanıyken zamanla büyüdü burası. hepsi birbirinden lezzetli ürünler.

www.kiyi.com.tr

radyo kanaltürk belli saatlerde çalıyor ama ne zaman tam bilmiyorum

radyo alaturka ve trt nağme.

nostalji deyince klasik türk müziği anladım ben. yani türk sanat müziği.

Türkçe pop ağırlıklı olsa daha iyi.

karmatürk, joytürk

ta kendisi www.kirikplaklar.com ve olasılıkla www.45lik.com.tr

trafik zamanı değilse taksimden bostancı dolmuşuna bin. minibüs yolunda inip herhangi bir minibüse bin.
trafik zamanıysa metro ile mecidiyeköy ordan metrobüsle uuznçayır ordan da kadıköy kartal minibüsleriyle matepe yap.

bildiğim kadarıyla taksim'den maltepe'ye doğrudan giden dolmuşlar var.

Otobus var. Kadıköy'e geç istediğin şekilde. Oradan 17'e bin. Caminin tam önünde inersin.

hocam taksimden kadıköye geçiyorsun. iskeleden 21a ya biniyorsun. en çabuk böyle gidersin.

taksimden dolmuşla bostancı, 100mt yürüyüp minibüs yoluna çıkarak pendik - kadıköy minibüsleri.

taksimden dolmuşla kadıköy, mavi başlıklı kadıköy e-5'ten maltepe içi kartal minibüsler. (zannımca en hızlı yol, maltepe'ye kadar e-5'ten hızlıca gelir sonra maltepe'nin içine girer tam da caminin önünden geçer)