civic iyidir, bayilerden birinden lpgyi takar gezersiniz. ama lpgli arabaya binmem derseniz megane yerine corollayı öneririm. yokuşlarda hafif bayılıyordu megane. bide nedendir bilinmez ikisinin de 2017 modelini kullandım ama megane bir tık daha fazla yakıyordu diye hatırlıyorum. bide bana corolla'nın içi daha ferah geliyor.

megane sedan'ı 1 yıl kadar kullandım. inanılmaz az yakan, yayla gibi geniş bir araç. tasarımı da bence gayet iyi. parçası ucuz, maliyetsiz bir otomobil.

yarı otomatik şanzıman tercih etmezdim bir defa. civic benzinlerde sanırım cvt şanzıman. ikisi arasında cvt seçerim. röno megan ise çift kavramalı edc herhalde.

sanırım üçünü de tercih etmezdim. ama bir tanesi olacaksa; sakin kullanım karakteriyle kullanmak üzere honda civic.

ben citreon seçerdim. hem daha yeni sıfır ayarında hem de bence daha şık

Arada segment farkı var. Eğer c3'ün boyutu yetecekse tabii ki yeni olanı seçerim, ama Leon C3'e göre daha büyük.

Leon C segmenti, C3 ise B segmenti. Boyutu yeterli olsa bile arada konfor bakımından ciddi fark olan iki araç. Leon bence bu ikisi arasında tek seçenek ama 6 yaşında olması itibariyle başka Leon'lara yönelirdim.

ciks bir arabanız olsun isterseniz leon
gösterişe gerek yok basalım gidelim derseniz c3

kafanızı karıştırmamak adına ona bunu vereceğime şu paraya şunu alırdımcılık yapmadan direkt söyleyeyim, ben olsam sıfır kokulu arabayı tercih ederdim. sebebi de leonlardaki şanzımanla ilgili olumsuz yorumlar. bildiğimden ya da motoru açıp incelediğimden değil ama forumlardaki araba manyaklarından duyduğum bu.

biri 6bin km diğeri 63 bin kilometre.
biri daha 1 yaşında bile değil diğeri 6 yaşında
c3'e bak bi temizdir de zaten ama leon leş gibi

yüksek temiz ve az km arabayı tercih et. hani leon ve citreon'den bahsediyoruz ha b segmenti ha c segmenti benim gözümde pek bir farkı, değeri yok.

segment farkı sorun yaratmayacaksa gözün kapalı c3 seç derim.

segment farkında değinilmiş, bunun dışında önemli fark da bence otomatik şanzımanları. seatlar çift kavramalı dsg ile gelirken, citroen eat6 otomatik şanzımanla geliyor. ben kesinlikle eat6 seçerim.

arabalardan çok anlamamakla brlikte c3 seçerdim.

1.si segment farkı var. biri b biri c segment. citroen zor satılır. leon daha kolay satılır. tsi daha verimli motordur, pure motora göre daha az yakar. ben yıl ve donanım farkıyla satışta satılıp satılmamasını umursamamdan dolayı c3ü seçerim.

C3 alıp bu ne lan boyle diyebilirsin. Ufak olmasını göz önünde bulundurarak yap tercihini.

Seat trim sesi diye google a yazıyorsun ve leon dan vazgeciyorsun.

Bu c3 gerçekten piyasadaki en çirkin arabalardan biri. Bu hilkat garibesine bineceğime martıya binerim diyor, seat'ı seçiyorum.

Kaynak bilmiyorum ama ben şunlara bakıyorum:

Araçta sağa sola çekme var mı?
Araçta 120 den sonra bir titreme var mı?
Süspansiyonlardan gelen bir ses vs var mı?
10bin bakımına ne kadar kaldı? KM sınırını tatilde aşar mıyım?
yağı suyu vs azalmış mı?

youtu.be

isterseniz baştan sona izleyin, ama sorunuzla ilgili kısım link verdiğim saniyede başlıyor. kanalı incelerseniz diğer içerikler de ilginizi çekebilir.

bana göre en öncelikli yapmanız gerekenler şöyle:

- lastik havalarını kontrol edin. hatta mümkünse yola çıkmadan 4-5 gün önce kontrol edin, hava basın, yola çıkmadan 1 gün önce tekrar bakın, azalan var mı? 4-5 günde hava hemen azalmaması gerekir. öyle ise lastikçiye gösterin. sürücü kapısını açınca ara sütunda ya da yakıt deposu kapağında yazar basılması gereken hava miktarı. en olmadı kullanma kılavuzuna bakın.

- aracın yağına bakın. yağın renginden bir şey anlamak -bence- çok kolay değil. yağ motorun içine girdiği anda rengi öyle ya da böyle değişir. siz sadece miktarına bakın. bana göre genel kural olarak da, 10bin km'de bir ya da yılda bir, yağı komple değiştirin.

- silecek fitillerini kontrol edin.

- boş düz bir yolda 100km hızla bir bakın, araç düz gidiyor mu? kasise girdiğinizde garç gurç diye ses geliyor mu? (bunu aslında uzun yol öncesi değil, sürekli kontrol ediyor olmanız lazım)

@gkhncnzdgn +1

kanalda otomobille ilgili birçok sorunuza cevap bulursunuz.

lastik havalarına bak. yağına vb şeylerine bak. tüplüyse gaz ayarına baktır.

Aslen ikisi de yapar ama devlette çalışan psikiyatristler genelde ilaç yazıp gönderiyor. Konuşarak bir terapi istiyorsan iyi bir psikolog bulmalısın.

klinik yüksek lisans yapmış psikolog ya da psikiyatrist

Psikolog ve psikiyatristlerin psikoterapi eğitimi almış olanları yapar.

Psikiyatriste gittiğinizde terapi eğitimi yoksa sizi ilacla tedaviye yönlendirecektir.Psikologsa da klinik psikoloji yüksek lisansını tamamlamış olmalı der yasalarimiz.

Geçenlerde bir PDRci ile konuşuyordum. Biz yapıyoruz dedi. Psikologlar yüksek lisanstan sonra yapıyor, Psikolojik danışman lisanstan sonra sanırım.

Fusha, pdr mezunları lisans eğitimlerinde psikopataloji bile görmezler doğru düzgün. yasal olarak da terapi yapmaları doğru değil ama Türkiye'de ne düzgün işliyor ki bu sistem doğru işlesin. Pdr mezunları 'danismanlik' yapabilir, terapi değil. Bu yüzden büyük kısmı klinik psikoloji yüksek lisansı yapmak istiyor. Yapabiliriz demekle olmuyor; yetkinlik, yeterlilik önemli şeyler ve onların eğitimleri buna müsait değil maalesef.

Terapi ciddi bir iştir. PdR'ciler terapi yapamazlar, yapmamalılar.
Psikoterapi eğitimi almış klinik psikologlar veya Psikiyatristler yapabilir ancak.

Peki danışmanlık dedikleri tam olarak nedir?

psikoterapiyi terapi eğitimi almış kişiler yapar. bunlar psikolog, psikolojik danışman veya psikiyatr olabilir.
hangi ekolden terapi almak istiyorsanız onun lisanslı eğitimini veren uluslararası dernekleri vardır. (psikodrama enstitüsü, bilişsel davranışçı psikoterapi, varoluşcu psikoterapi, psikanaliz derneği vs gibi) orada terapistlerin isimleri yazar. bunlar harici terapi yapıyorum ben diyen kişilerin belgelerinin sorgulanması lazım.
terapistlik en az 5 yıl süren bir ek eğitimdir. (lisanstan bağımsız olur)

psikolojik danışmanlar danışmanlık yapabilirler. bu derinlemesine terapi değildir. daha yüzeyseldir. klinik psikoloji yl olanların da okullarına bakılması gerekir. malum, klinik psikoloji rant kapısı gibi pek çok üniversitenin ilk açtığı bölüm oluyor.

her klinik psikoloji yüksek lisansına sahip olan bu işi net güzel yapar diye bir durum yok. kendinize iyi gelen uzmanı bulmanız lazım.

bence sunexpress fiyatı uygun. büyük valiz varsa oraya buraya uğraşmaya gerek yok.

Dediğiniz para 129€. Gayet uygun bagaj hakkı da varsa. Promosyon fiyatı denebilir. Daha ucuza ancak pegasusun ara sıra yaptığı 50€ ya da 1€+kdv falan olur onlara da valiz dahil değil zaten. Bu aralar bilet fiyatları aşırı uçuk. Öyle böyle değil.

Lviv'e uygun uçuş bulursan lviv'den trenle geçebilirsin çok uyguna.

Sofyadan rynair falan bakın.
Sofyaya tren veya otobüsle gidersiniz. Daha da ucuzu olmaz.

Prag + polskibus

eceabat ya da kilitbahir

eski model kia sportage lara bi bakın

Skoda yeti. Parça kismini tam bilmesem de zor olmasa gerek skoda olduğu için.

bu saydıklarınız özellikler; belirlediğiniz fiyat bandında mucize. babam bana satsa şüphelenirim.

1,86'yım, ortalama yakıyorum. parçayı kolay buluyorum fakat ucuz değil ve içinde sıkışıyorum. b segmenti.

sizi egea keser. tak lpg'yi ver traktöre gazı gitsin.

2011 model Megane hb 3 tarif etmişsiniz. Dizel otomatik geniş hacimli muhtemeşem araç. Hayırlı olsun.

Fiyat 500L

citroen c4 picasso.

2010 civarı citroen c5 aslında ama kaporta ve trim parçalar ucuz değildir. 1.4 egea + lpg de bi çözüm olabilir.

Ibiza alırdım. Geniş iç hacimli ve tasarımı daha iyi.

fiyatını bilmemekle birlikte scala da düşünülebilir belki.

Corsa-fabia-ibiza sıralamam böyle olurdu. Fabia-ibiza benzer arabalar fabia iç kalite olarak bi tık daha iyi hissettirmişti

kafa bulandırmak istemem ama toyota yaris seçerdim.
Bu sınıfta yılın otomobili seçildi.
Hatta mümkünse hybrid olanı alırdım.

Tipi ve şanzımanına nedeniyle opel corsa

Bütçen yok mu? Eğer yoksa Peugeot 208 derim, GT Line donanımla.

Araba almadan önce mutlaka reabilityindex ve iihs vehicle ratings'e bakmanızı öneriririm.

www.ntv.com.tr

Seat kesinlikle alma. Seat trim sesi diye google da arat.

2020 ve 2021 Corsa nin on takımı problemli. Avrupa 'da araçlar geri çağrılıyor.

bu üç seçeneğin en önemli farkı şanzımanları. vw grubu olan seat ve skoda dsg şanzıman kullanıyor. opel ise eat8 tork konvertörlü şanzıman kullanıyor. eat 8 çok daha iyi bir şanzıman. benim belirleyici kriterim bu olurdu.

hatırlatma: opel corsa ve peugeot 208 aynı araba. tasarımı hangisini beğeneriseniz onu alabilirsiniz.

Ben hâlâ toyota'cıyım, ama aklımın bir köşesinde hâlâ micra var... :/

Toyota corolla hybrid
Tucson

superb veya octavia.

2022 honda civic touring

şu aralar youtubeda yabancılar çokça incelemesini yapıyor, dizayn kısmı göreceli bir önceki tasarıma göre bu yeni sade iç dış dizayn dilini sevdim

şanzıman ve motor özellikleri de sınıfına göre başarılı olmuş diyorlar sürenler

Ek;2022 honda civic bekleyebilirsen ve fiyat o civarda olursa kesinlikle civic +1
Yazacaktim ama 2022 diye yazmadim.

0 gelir mi bilmem ama passat alır geçerim, ya da peugeot 3008.

alfa giulietta alirdim, 500 lira var mi bilmiyorum ama

ben de oyumu toyota'dan yana kullanıyorum, japonlarla hatta toyota grubu ile iş yaptım vakti zamanında adamlara resmen hayranım ya

Bu tanıma uyan tek marka volvo gibi duruyor. Volvo alırdım.

Tucson

volvo veya renginden oturu nissan kasgai maviiii

Kesinlikle Audi A3 sedan.
Çok kibar araba, zenginlik göstermez, kalitesi iyi, büyük değil her yere girer, performans iyi.
Volvo s60 ikinci tercihim olurdu.

superb alırım. Zengin göstermiyor ve ciddi konforlu

volvo xc40

burada yaş ve kullanım amacı da önemli.
mesela 20-30 hatta 40lı yaşlardaysanız ve geniş aile değilse audi a3 derdim.
40-50+ ise passat elegance
geniş aile var ise tiguan r-line ve 3008 gt line

Volvo

peugeot 508

Ikinci el dizel Passat

Peugeot 508

Ben dışardan görünce "wow" diyorum o ayrı.

volvo diyenlere soruyorum, 0 volvo nerede 500bin? hemen alalim.

ben audi a3 veya vw golf alirdim. ekstralariyla 500bini buluyor, hatta gecebiliyor bile.

Yağ yakma sorunu var diyorlar bu 1.4 benzinli motor için. Araştır hocam biraz.

Bir de 3-4 ay önce bayide 120k idi 0 2020 olarak bu araç :(

Kardeşim aldı, sorun yaşamadı. Yağ yakma duymadık hiç.

1.4 fire motor çooook uzun yıllardır kullanılan bir motor. her türlü sorunu rahatlıkla çözülür. ben egea 1.4 urban'ı epey beğeniyorum. 2 sedan bir cross olmak üzere kısa süreler de olsa kullandım, fiyat performans olarak çok ideal mevcut şartlarda. o fiyat aralığında araba tavsiyesi isteyene direk egea 1.4 urban diyorum ben.

italyan arabaları için de "arabanın altında yağ lekesi oluşmuyorsa arabanın yağı bitmiştir" denir esprili olarak.

kondisyonu bisikletinin gösterdiği hızı normal bisiklet hızına çevirmeye çalışmak hem saçma hem gereksiz olur. her kondisyon bisikletinin direnç ayarları birbirinden farklı olsa gerek. bluetooth ya da ant+ (telefonunuz destekliyorsa) bağlantılı bir göğüs nabız bandı ile zonelara göre antreman yapmanız belki daha doğru olur. harcadığınız eforu ölçmenin en ucuz yollarından biri nabzı ölçmek.
çok terliyorsanız pervane kullanmakta fayda var. ben vantilatörsüz yaptığımı düşünemiyorum.

Hocam ben de mesela dışarıda yorulmadan 7-8k kosabilirken spor salonunda 3 km sonrası terden ve havasızlıktan bırakmak zorunda kalıyorum. Evde bunu yapmak ile dışarıda yapmak çok farklı.

Kıyas yapmayın +1

nabız ölçüyorum aslında. şöyle söyleyeyim, 2 saat %75-80 nabız aralığındayım.

O kadar yoğun kullanım dizlerinize büyük zarar verecektir.

iptal edilmiş.

10-15binlik minimum

ufak tefek seylere oyle cok para gidiyorki, perde icin kornis taktirmak mesela, yada avize ( basit bise) bunlar icin bile usta matkabi 100 liradan aciyor.

nevresiminden, havlusuna, yorganina varana kadar alacaksaniz bu tarz giderler icin bi 1000 ekleyin,
mutfak icinde 1000(bardak, tabak,tencere, kettle, tost makinasi uuuuuu bi suri kalem var)

15-20 beyaz esya koltuk dolap vs.. 5000 de ivir zivir kalemlerine

2. el dusunurseniz bunun yarisi denilebilir.

Ben 36 yaşındayım ve 11-12 senedir tek yaşamama rağmen şu an yarı eşyalı bir evde oturuyorum, çok memnunum. Sadece salonda iki kişilik bir koltuğum var ve yatağım, mutfak gereçleri ve ütü bana ait. Beyaz eşyalar, gardrop, masa sandalye vs gibi şeyler evdeydi. Kendinizi tanıyıp gerçek ihtiyaçlarınızı belirleyip, biraz da para biriktirene kadar öyle bir seçenek varsa kısmen eşyalı bir ev tutmanız gayet mantıklı olur bence.

öncelikle çok doğru bir karar vermişsin, çok iyi yapıyorsun.

kervan yolda düzülür. en acil zorunlu ihtiyaçları al koy eve, gerisini yavaş yavaş halledersin. fiyatlarına bak, bu zorunlu eşyaların fiyatı + bunun en az %30'u kadar diğer ufak tefek şeyler için masraf olarak düşünebilirsin. fazla paran yoksa beyaz eşyayı ilk etapta ikinci el alabilirsin.

ilk evimi tuttuğumda sadece yatak, ocak, buzdolabı, termosifon ve çamaşır makinesi almıştım. bir de iki tane plastik sandalye, katlanır masa en dandiğinden. salonum bomboştu, koltuk fln yoktu. çok önceden alınan tencere, tabak-çatal, kettle gibi ufak tefek mutfak eşyalarım vardı, onları getirmiştim. perdeleri, çarşaf-nevresimi fln ailemin evinden getirmiştim. sonra para oldukça aciliyete göre aldım eşyaları.

Teşekkürler cevaplar için. Aslında bir süredir alımlarımı çıkarsam yanımda götüreyim diye yapıyordum. İki adet halım, birkaç perdem falan bile var :D

her şeyi ikinci el alırsan bayağı ucuza gelecektir. hatta en başta freecycle, letgo gibi yerlerden neleri bedava edinebileceğine bak. evi de sahibinden tutarak emlakçı masrafını ortadan kaldırabilirsin.

idareten birşeyler almak yada 2.el birşeyler almak isterseniz sahibinden.comda ev dekorasyon bölümünün altında toplu satış diye bir kategori var. tayini çıkan,boşanan vs. komple evi uygun fiyatlara satan çok ilan görüyorum. yada spotçuların 3-4 bine buzdolabı-çamaşır-bulakşık+salon takımı gibi paketleri oluyor. tüm evi olmasa bile belli şeyleri ucuza halledip zaman içinde kendi zevkine göre yenilerini alabilirsin.

Şu ev nasıl duruyor:
www.sahibinden.com

Fiyatından emin olamadım ama güzel geldi gözüme.

Eşya olarak olması gerekenleri ayarlasam yeter bana, sonrasında kendim toplarım daha hoşuma gidiyor bi plan tasarlayıp odamı ona göre dizmek vs.

Bir de zaten 2 sene sonra ankara'da kalmam kesinleşirse ev alırım diye düşünüyorum.

Tekrardan hepinize teşekkür ederim çok güzel bilgiler geliyor :)

ev hem pahalı hem çok büyük. kafan biraz karışık gibi acil karar verme. birde niye harala gürele gidecen ki evden. alıştıra alıştıra çıksan iki tarf için de travmasız olur zannımca.

Sorun şu ki üniversiteden beri çıkacağımı söylüyordum, ciddiye almıyorlardı. İşe girmemden beri de "hayır, çıkmayacaksın" deniliyor anne kişisi tarafından.

Evde gizlilik denilen bir şey yok, odamı kafasına göre karıştırabileceğine inanıyor ve yıllardır anlamasını da sağlayamadım. Temizleyeceğim bahanesiyle karıştırmasın diye eve temizlikçi çağırıp ben ödüyorum artık, bugün yine özel alanımı ihlal etmiş.

sen meslek sahibi olmuş, kendi parasını kazanan, kendi ayakları üzerinde durabilecek kapasitede yetişkin bir bireysen, bu kendi evine çıkma işini tamamen kendi paranla yapabileceksen ve ailenden maddi destek almayacaksan, hiç bekleme çık. aman annem kırılmasın babam darılmasın diye (az önce saydığım koşullara sahip olmana rağmen) ailenin evinde yaşamaya devam etme. insanlar genelde ya gerçekten anne-babayı kırmamak istediğinden, ya da g.tleri yemediği için "annem-babam üzülür"ün arkasına saklanarak evlenene kadar ailelerinin yanında kalıyor, şimdi hangisi daha kötü bilemedim ama sen öyle yapma. sen çık, alışır onlar.

o linkteki ev de tek kişi için aşırı büyük +1

İki kere ev değiştirip taşınmak zorunda kaldığım için az zamanda çok tecrübe edindim.

Öncelikle eve taşınırken bir kira bedeli kadar depozito ve bir de emlak parası ödemen gerekiyor. Sahibinden ev bulmak imkansıza yakın. Kısaca tuttuğun ev için 3 aylık kira parasını başından vermen gerekiyor.

Ardından doğalgaz, su ve elektrik açtırmak için yine 300 tl kadar ödeme yapman gerekiyor.

Evin temizliği, boyası, nakliyesi de cepten para çıkarıyor illa ki.

Aidat ve merkezi sistem gerçeğini de atlamamak lazım.

Maaşın ne kadar bilmiyorum ama şu işlemler bedava bile olsa insanın yaparken canı çıkıyor. Maddiyatsızlık da üstüne eklenirse hayal edemiyorum. İşin zor.

Maaş konusunda sıkıntım yok. Tasarruflu yaşarsam ayda 10000 falan biriktirebiliyorum. Ama tabii gereksiz yere harcamak istemediğim için direk atlayıp çıkamıyorum hemen.

bence pinterestten dayanmış döşenmiş hoşuna giden ev resimleri bulup ona göre hangi mobilyaları istediğine ve istemediğine karar verip liste yap. dediğim detaylar için işine yaramaz ama en azından pişman olacağın ve artık nereye koyacağını bilmediğin çirkin şeyler almazsın. (keşke böyle yapsaydım diye düşünen birinden tavsiye)

yakın zamanda sıfırdan ev kurdum, bazı şeyler ikinci el oldu, beyaz eşya garantili en ucuz sıfır oldu. tv yok. 10 bin.

en az 10bin...evi sahibinden bul mutlaka. ben senin yerinde olsam, öğrenci olmayan birilerinin yanına çıkardım, boş oda ya da eşyalı oda kiralardım. kendi evin için yapacağın harcamayı, daha yüksek kiralı daha güzel bir oda tutabilirsin. gençsin, bunu tecrübe et, seneye de ev tutarsın

Öncelikle eşyaya boğulma.
İkinci el ,spot ,letgo alırsın zamanla.
İlk aşamada 3aylık kira+depozit+emlakçı masrafı+elektrik saat açma bedeli+su saat açma bedeli+dogalgaz saat açma bedeli+ kafadan bunların uatune 500 ile 1000 tamir/tadilat koymak gerek (musluk akıtır,sifon calismaz,)+buzdolabı+camasir +ocak +ütü+çekyat+perde+erzak+temizlik malzemeleri+tencere+tava+tabak vs. +yere bir hali+cama perde+yastık yorgan battaniye.
Minimal bir yasam için gerekenler bunlar.
Hepsini bir anda iyisi almana gerek yok şok,a101,bim takıl..
İlk ayin sonunda gelecek faturalarida unutma..
Hic gerek yok boyle fantazilere ,çık bir öğrenci evine ,zamanla evden gönderirsin veletleri,ilk yatırım maliyeti olmadan eve çıkarsın.

Toparlayabildigin butceye gore bir Yaris al. Satmak istedigin anda satarsin kazali neli degilse. 60-70 toparlayabileceksen Corolla da bakabilrisin eski kasalardan. Kazali falan da degilse cok rahat satarsin bunlari deger kayipsiz.

Toyotalar, Fiatlar, Volkswagenler piyasasi hareketli olan, surekli alinip satilan markalar.

opel corsa d kasa 50 70 bandında rahat alır satarsın.

renault ve fiat grubundan clio, symbol, albea, linea, punto... bunlar hep tüpte hem dizelde kendini kanıtlamış sorunsuz motorlara sahiptir. bütçen az olduğuna göre işletme maliyetlerinin de uygun olması lazım ki son derece uygundur bu araçların.

bulduğun ilanları da paylaş buradan yorumlayalım

Renault Symbol'ü tarif etmişsin. temizi 35-40-45 bin arasında. 130-150 bin km fazlası fiyatı düşürür.

@Slogan, ilanlar cok kafa karistirici. Simdilik etrafimdaki kisilere soyledim. Bir tane cok uygun ve temiz 2005 model 150bin km'de megane2 buldum ama kacirdik, olmadi.

@hey corc, riskli bulmakta haklisin. Ben de buluyorum. Sen de devlet memurusun degil mi?

@mikahakkinen, corsaya biraz bakayim. Bu soylenmemisti hic.

corsa b segmentin en tutulan aracı hem sağlam satması kolay.

45 bine 2007 Astra Enjoy saticam ilgilenen olursa. 214 bin'de.

cevatpaşa mah. ya da stadyum civarı, rotary park civarı olabilir. otobüs kullanırım derseniz esenler, barbaros vs düşünülebilir. kiralar ne durumda bilemiyorum onun için bknz: sahibinden

@pegi +1 kiralar 1+1 için 800 civarı sanırım. kordona yaklaştıkça artar. eski bina yerine 10 yaşını geçmemiş bina tavsiye ederim.

Xiaomi nin bluetoothları var, sesi yeterli oluyor.

ikinci el logitech z623 lere bakabilirsin piyasası 500 civarı ya da sıfır olsun istersen z533 işini görür diye düşünüyorum

Bende bundan var, canavar gibi
www.hepsiburada.com

logitech'ler üzmez.

ben de 7 yıldır z506 kullanıyorum. bir uydudan ara sıra cızırtı gelmesi durumunda bir sorunum yok. hele ki güzel bir eequalizer ile kullanılırsa çok çok iyi bir aygıta dönüşüyor.

aynı sebeplerle bakındım ve kısa süre önce şunu aldım

anker soundcore motion b

inanılmaz memnunum. içinde çift hoparlör var dolayısıyla gerçek stereo. imkan olsa da bir deneseniz. taşınabilir olması da ekstra artısı. su geçirmez falan aynı zamanda. iki tane alıp birbirine de bağlayabiliyorsunuz, benden sonra işyerinde bir arkadaşım da aldı denedik oldu.

ses kalitesini gösterebileceğim bir yol varsa bildiğiniz yapayım, ben bilmiyorum.

edifier, cok memnunum

bilim kurgu önerisi yapabilirim.

(bkz: stanislaw lem)

Ben de Stanislaw Lem önermeye geldim. Özellikle Solaris çok iyidir.

Polonya asıllı Amerikalı olursa Jerzy Kosiński. Boyalı Kuş romanı çok etkileyici.

Bilim kurrgu pek tarzım değildir ama ikisine de bakacağım teşekkür ederim

97-2000 arasi accent gls

clio / corsa olabilir..

2006-2008 arası Fiesta

Kesinlikle Getz

megane 2 al kafan rahat olsun.

2000 model civarı clio 2 hb veya sedan ihtiyaca göre.

micra, clio, fiesta, c3, 206 tarzı b sınıfı ve fransız-italyan grubundan bakarsan. o bütçe ile en optimum aracı alırsın. benzinli turbosuz ve düz vites almanı tavsiye ederim.

Oliver James - Not In Your Genes

www.pandora.com.tr

Köpek gibi büyütülmüş çocuk- Maia Szalavitz

Zor Bir Ailede Büyümek- Çocuk üzerinde doğrudan hasar bırakan toksik anne babalar hakkında
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk- bu direkt çocuk travmaları üzerine

Alfred Adler'in

İnsanı Tanıma Sanatı biraz olabilir

www.psikonet.com

engin geçtan - insan olmak
engin geçtan - hayat

genel hatlar için ben bu ikisini çok beğendim. harika da bir dili var.

Ben de 200-210'a kadar SUV bakiyorum. Su anda Peugeot 3008 onde gidiyor. Showroom'a gittim dokundum hissettim. Gercekten etkileyici bi arac. Ondan 2 saat kadar once Opel'e gidip GrandlandX'e baktim ama cıks! Aracin hicbir yeri beni icine cekmedi.

Bu arada bu fiyat araliginda yazdigin araclar aliniyor mu?

Abi su yazdıiklarindan gozuken durum hem havali olsun hem vergisi dusuk olsun kafasindasin ama dusuk motor ,agir arac kombinasyonu daha fazla yakit,daha fazla ariza demek.dsg bambaska konu,hala cozduk diyorlar ama bence ayni durum,cozulen bir sey yok ve hala bile bile lades diyor insanlar.garip.
Buradakilerden q3 yerine q5 dusunsen guzel olur.
X3 guzel bir arac ama bu ekibin icinde en guzeli kesinlikle glk ama onunda 250 si degil 320 si.250 yeterli degil,320 sini uzun sure kullandim.inanilmaz saglam,yakiti minimumda tuketen bir arac.sifir problem uzun seneler binilebilecek bir arac.buyuk gelmeyecekse gl de olur.
3.0 crd motorlu jeep wk ya da wk2 grand cherokee de olur.bende wk halen var.400k km nin uzerinde camur,kar,kum,dag,tepe dolasiyorum,kesin tavsiye ederim.

@msb,

Peugeot'a sicak bakamiyorum ustat, hele ki deger kaybi cok yasayacak bir arac. 2. elde yazdigim araclar var belli parametrelerde...

@duptis,

320 hem dizel hem de vergisi cok fazla. Jeep'te ayni sekilde...Yuksek vergi, dizel ve yuksek km bunlar kacindigim seyler.

Q3 değil çünkü yeni kasası çıkmak üzere ve arada epey bir fark var. Bunların hepsi gayet iyi modeller, model yılı en düşük hangisi ile onu almanı öneririm. Özellikle eski model lüks sınıfta çok ciddi servis ücretleri ödeyeceğini de hesaba katman gerek.

O para tam 2017 model ve üstü (son kasa) mazda cx-5
1 dakika düşünmem

kendi deneyimim:
bmw/merso genel olarak VAG grubuna gore daha sikintili araclar uretiyor. kullanmasi zevkli ama servis ozellikle garantisi yok ise ocak sondurebilir.

bence Q3 audi'nin en sikintisiz araclarindan ama bendekinde DSG yok. benim bu listeden sececegim arac q3 olurdu. mazda falan da dusunulebilir, cx-5ler hakkinda cok olumlu seyler duydum ve dizayn/surus dinamigi olarak bmw'yi taklit ediyorlar.

Subaru xv yi bir inceleyin. ben çok beğendim. diğerleri kadar havalı olmasa da hepsinden iyi bir araç olduğunu düşünüyorum. hybrid seçeneği de gelecek diyorlardı, özellikle hybrid harika olabilir.

konunun cahiliyim ama hibrit chr benim ilgimi çekiyor. belki değerlendiren olur.

gidecegin okulun international office ile konus bunu. ayrica 14 gun olayini nereden duydun?

Vfsglobal alıyor başvuruları ordan söylediler teslim alırken. Biz kabul edip alsak bile incelemezler dediler.

hocam 14 gün olayı doğrudur yanlıştır orasını bilmiyorum ama şöyle bir örnek vereyim; idata'dan yaptığım başvuruda e-imzalı evrakların geçerli olmadığını söyledi ısrarla çalışan. hatta aynısını, "biz evrakı kabul ederiz ama konsolosluk dikkate almaz" falan dediler. siz alın evrakları, giderse benim param gitsin dedim. vizeyi de aldım.

yok 14 gün olayı hakikaten doğru ise alternatif olarak 0'dan başvuru yapılamıyor mu? maliyetli olabilir belki ama gideceğiniz programı kaçırmazsınız en azından.

red'de cevap gelmesi uzun bir süreç ve konsolosluğun yaptığı bariz maddi hatalar dışında olumlu sonuçlanması da çok az bir ihtimal. ayrıca 'konferansa gideceğim diyor ama konaklama yeri alakasız, uçuşu organizasyon tarafından alınmamış ve alakasız bir ülkeden aktarmalı' şeklinde donelerle tekrar reddedilir muhtemelen.

gitmeyi çok istiyorsanız ve gidecek meblağ üzmeyecekse eksiksiz bir başvuruyla yeniden başvurmayı deneyebilirsiniz. bu kadar kısa sürede karar değiştirirler mi bilinmez ama durumunuzda bir iyileşme olduğu için yine en iyi ihtimal bu görünüyor.

keşke yarım yamalak başvurmasaymışssınız diyeceğim ama olan olmuş artık. hayırlısı

Teşekkürler cevaplarınız için.
Belgelerin benim elimde olmayan sebeplerle geç hazırlandı. Polonya öncesi yurt dışında olacağım için de erken başvurmak durumunda kaldım ve korktuğum da başıma geldi.
Uzun süreli aktarmadan kastım 7 8 saatlik havaalanı aktarması, hatta o süre boyunca havaalanı dışına çıkmayacağıma dair dilekçe yazmamı söyledi işlemi alan görevli ve yazıp evraklara onu da ekledim.
Gri yani hizmet pasaportu olduğunda vize gerekmiyormuş Polonya için. Gri pasaport alabilir miyim onu araştırıyorum şimdi.

Doktora ogrencisi olarak gri pasaportla gidebilirsiniz. Bunun icin okula basvurmaniz gerekiyor. Okula gore degisebilir ama belgeleri elden takip ederseniz cok da uzun surmez. Bence tekrar vizeyle ugrasmaktansa bu yolu kullanin.

Gri pasaport alabilirsiniz, bir de çekya vizesi falan deneyin, ya da Almanya. Prag tan ya da Berlin den flexibus ile geçersiniz Polonya ya. İki kere gittim, ikisinde de pasaportumda herhangi bir Polonya damgası yok.

Hocam bu işi yapan ajanslar var, onlarla çalışmasını öneririm. Kendi yaptığınla olacak iş değil...

Maalesef ajans için bütçesi yok şu sıralar. Elbette onlar gibi olamayacak ancak işin temel ilkelerini öğrenmek istiyor.

Ajans olmasa da ücretli olarak bu işi yapan birinden ders vb gibi bişey alabiliri, informel olarak diyorum. Çok kolay kapılıyor öyle.

Olmazsa metin vb iyi ve beğendiği hesapları takip edecek. İnternette konu bazlı çok yazı var, doğru görsel kullanımı, hastag kullanımı gibi. Konuya göre yazı arasın.

-icerigi okumadan jenerik başlığa cevap-

Özgür irade dediğimiz hedeyi yoldan çevirdiğimiz birine sorduğumuz vakit klişenin de klişesi cevaplar almamiz pek muhtemel. Koca bir yanılgı burdan bakınca.

Spinoza'nın Sevinci Nerden Geliyor'da bundan bahsediyordu sanırım.

tolstoyevski'nin bir entry'sinde okumuştum. insan beyni, önceden programlanmış bir yazılıma benziyor. aslında kendi içinde özgür düşündüğünü varsayan ancak dışarıdan aldığı birçok verinin kendi düşüncesini şekillendirmesine karşı duyarsız kalan kapalı bir kutunun içinde olduğumuzdan bahsediyordu. yani biz özgür olup olmadığımızı sorgulayabiliriz ama bu sorguyu bile deterministik anlamda yapabiliriz.

özet: bana kalırsa tamamen yanılgı

Bence evet. Ben özgür iradenin bir yanılgı olduğunu düşünüyorum. çünkü insanı bir bilgisayara benzetiyorum. genetik özelliklerimiz onun o anakart-ram kısmı. çevreden öğrendiklerimiz ise onun işletim sistemi oluyor.

bu konuda laplace teorisini destekliyorum. alıntısını koyayım:
laplace teorisi
içerik bilgisi (parpali, 09.05.2008 08:59): adam fawer'in kitabında da sözü edilen ve "bir an için doğanın tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek -ve bunun bu verileri inceleyebileceğini de düşünürsek- aynı anda evrendeki en büyük varlıkları ve en küçük atomlarıda hesaba katarak bir hesap yaparsa hiç bir şey belirsiz değildir ve gelecek de geçmiş gibi gözlerinin önüne serilir" olarak anlatılan teoridir.

meal1: hayatı bir bilardo masası gibi düşün. bikaç tane top var, üstü kumaşımsı bir masa var, ortamda atmosfer basıncı var, ıstaka var vs. Sen oyunun ilk başında o dizili toplara bir güç uyguluyorsun. o ötekine, öteki ötekine vs. derken hepsi masaya yayılıyor. Bunu etkileyen faktörler var mesela o masadaki sürtünme kuvveti, senin vuruş hızın, ortam basıncı, topların ağırlığı vs. vs. oldukça fazla etken var. ama işin sonucunda, sen o toplara vurduğun anda (eğer topların toplam hareketi 5 saniye sürüyor desek) 5 saniye sonra o topların her birinin masadaki hangi konumda olacağı zaten belli. ve insanı da bu toplardan farklı görmüyorum. her hareketimize sebep olan bazı kimyasal reaksiyonlar var.Eninde sonunda o toplar gibi atomlardan oluşuyoruz. ve ne yapacağımız öncesinde belli

meal2: gelecek de geçmiş de şu an da belli aslında. benim 10 dakika sonra da ne yapıyor olacağım belirli. ama asıl sorun şu benim için: eğer bu belirliliği bir gün insan beyni kavrayabilirse, bu belirliliği değiştirebilecek mi?

Hararinin homo deus u da bu konuyu bir bölümünde ele alıyor, yanılgıdır diyor, fikir verecektir sizlere

Sen farkında bile olmadan algı oyunlarıyla kolayca manipüle edilebilen bir olgudan, özgür diye bahsedemeyiz diye düşünüyorum.

Alvin platinga’nın özgür irade ve kötülük problemi üzerine çalışmalarına bakabilirsiniz.

hızlı ve yavaş düşünme - daniel kahneman

Keith Stanovich'in Robot's Rebellion kitabı işinize yarayabilir.

kısaca hayat bize iki seçenek sunuyor, istediğin şıkkı özgürce seçebilirsin diyor, buna da özgür irade diyor. kendi seçeneklerini düşünmediğin sürece özgür değilsindir.

yukio mishima'dan yukoku/patriotism

Hirokazu Koreeda - Arakçılar
Satoshi Kon - Tokyo Godfathers

aradığına derman mı bilmiyorum, pek sinema bilgim yok.

takeshi kitano - zatoichi

Koreeda iyidir. İnsan öyküleri temalıdır genelde filmleri. Buralara gelen anime harici filmler ya korku filmi oluyor, ya yakuza. Dönem ve insan karakterini anlama açısından çok iyi olmuyorlar ama dediğim gibi Koreeda filmleri bu konuda daha iyi. Sonra diğerlerine de geçebilirsin tabi.

erken gibi görünüyor. genelde 100 bin civarı yapılı o işler. araç nedir?

evet o civarlarda degisen var. bazilari zincirli oluyor mesela kafa raad. 60.000 de degisen de var 80.000'de degisen de. parasi ise markasina gore degisir. 700'e var 1600 e de var.
yetkili servis degis diyorsa degisin hocam. cidden onemli bir sey. cok daha fasla maliyeti oluyor siz yine de emin olmak icin herhangi bir ustaya da gosterebilirsiniz.

marka model?

genelde ihtiyaç olmaz, iyi bir ustaya kayışı göstermekte fayda var. çatlama sertleşme başladıysa değiştirin.

yetkili servis dedi diye triger değiştirilmez, 100 binden önce niye değsin ki!? 150-160 bine kadar yolu var o işlerin...

triger için 125 bin ya da 5 sene oluyor genelde. bir usta danışın isterseniz.

2012 dizel 80bin km fiestanınkini daha bu cuma değiştirdim 1300 lira tuttu yetkili servis. Her 4 senede 1 ve ya 100bin kmde değişmesi öneriliyormuş. ben baya zamanı geçirmişim :D Çıkan parçaları da servis verdi sağlam duruyorlar ama gevşeme olmuş olabilir bilemiyorsunuz. Triger giderse muhtemelen tüm motoru dağıtırsınız. Riske değmez. Ayrıca yetkili servis öneririm sanayide yarı fiyatına yapıyorlar ama iyi ustasını bulman lazım. Yoksa adam hayatında ilk defa picantonun trigerini değiştiriyorsa nerden bilsin ufak tefek ayrıntılarını. Mesela 2 tip triger varmış fiestada. Diğer aradığım yetkili servis bile eski modele göre olanın fiyatını vermiş. Bilmeyen sanayideki usta onu taksa ne olacak? Abi bu olmuyor yeni parça alacak diye gidip yetkili servis parası alacak sonra. Ayrıca su pompası devirdaim gibi bir şeyin kontrol edilmesi lazım o da değişiyor genelde benimki iyiymiş değişmedi. 500 lira fark için 50 60 binlik arabayı sanayiye emanet etmek istemedim. Sonuçta can güvenliğimiz de bunun içinde. Aynı şehirdeki farklı servisleri arayın fiyatlar değişiyor genelde. 1800e yaparız diyen oldu ben her zaman gittiğime 1300e hallettirdim. yan sanayi+ sanayideki ustaya yaptırırsan 300 400 işçilik 400e parça alıp halledersin. orjinal parçalar bile 700 lira civarında fiestanın. aradaki farka değmiyor bence. 2 sene garantili hem. Sanayideki adam garantisi benim abeeem benim diyip yollayacak seni.

Triger'in ne zaman kopacağı, sorun çıkaracağı kolay öngörülen bir şey değil. Bu yüzden servisler belirli periyotlarda ne olur ne olmaz diyerek değiştirir. Yetkili servis hiç riske girmez, özel servisler araca göre biraz daha esnek davranır. Yetkili servisin çıkarttığı ücret yüksek bu arada, aracın garantisi falan yok belli ki, yetkili serviste yaptırmayın bu işlemi, yorumlara göre düzgün bir özel servis bulup fiyat isteyin, pazarlık yapın. Yapılan işlemin yetkili servislik bir işi yok, ustalar aynı usta, parçalar aynı orjinal parça.

1000 lira normal. Triger kayışı 100.000 km veya 8 yılda bir değişir. Bu arada triger değişirken aksesuar kayışı ve devirdaim pompası da değişir hazır motor açılmışken. Bunlar da dahilse fiyata son derece makul.

Bence de çok erken, merak edip şu anki güncel değişim periyoduna baktım netten. Her 120.000 km kontrol ediniz, her 240.000 km değiştiriniz yazıyor. Herhangi bir süre de yok, sadece km verilmiş.

Sizin aracınız 2011 model, aracınızın servis bakım kitapçığına bakıp en doğrusunu öğrenin. (Ben işsizlikten birazdan araştıracağım netten)

Fakat değişim zamanı gelmiş olsa bile 1000 TL çok fazla, netten bakınca picanto/atos triger kayış ve rulmanı ortalama 200 TL, bir o kadar da işçilik olsa 400 eder.

Hadi sökmüşken pompa/vantilatör kayışlarını da değişeyim desen 500-600 TL'yi geçmemesi lazım.

Edit: Buldum, evet canım sıkılıyor :)

carmanuals2.com

Sayfa 262 ;

Engine timing belt Replace every 135,000 km (90,000 miles)

Sayfa 266'da ise Ağır kullanım şartları altında "Every 90,000 km (60,000 miles) or 72 months" diyor. Taksi gibi her gün uzun saatler çalışan araçalr ağır kullanım şartlarındadır her zaman.

8 senede 58.000 km yapan aracın ağır kullanım şartlarında çalıştırılamdığı kesin.

benim aracım için bu olay 80 bin km ya da 4 yılda bir şeklinde idi. triger kayışı koparsa size en aşağı 8-10 bin masraf çıkarır. Serviste değil de dışarıda bir ustaya değiştirin derim. Fiyat yarı yarıya azalacaktır.

Ama kesinlikle değişin. Ayrıca triger eğer kayışlı ise eskime oranını gözünüzle asla anlayamazsınız.

eğer hiç değişmediyse şimdiye kadar yıldan dolayı geç bile kalınmış.

Sadece kayış değil rulman, makara vs komple değişecekse işçiliği yüzünden normal bir fiyat.

şirketin 2005 model aracında triger kayışı koptu, arkadaş koptuğunu anlayıp tekrar çalıştırmaya, yürütmeye çalışmadığı için sadece krank değiştirerek kurtardık 2500tl masraf çıktı.

Bilinçsiz birisi subap, piston, krank ne var ne yok dağılmasına sebep olabilir ve çok ciddi masraflar çıkarabilir. Değişimi 100.000km ve 3-4 sene civarında yapılıyor, eğer iplik atması, parça kopması, ses yapma gibi şikayetler varsa daha erken de değiştirilir.

Servis kayıtlarına ulaşabiliyorsan daha önce değişmiş mi kontrol etsen iyi olur, değiştiyse ve sene olarak kurtarıyorsa gerek yok. Kayıtlara ulaşamıyorsan değiştirirsen iyi olur. Belki 3-4 sene daha sıkıntı çıkarmadan gider ama riske gerek yok.

Triger seti icin 1000tl normal.
Hic değişmesiyse zamani gecmis bile. Km az ama yildan dolayı.

en kolayı istanbul tarafından gelip izmir'e devam edecek olan otobüslere bilet almak olur.

bunun dışında çanakkale'ye ulaşmalısınız, küçükkuyu'ya giden araç var mı bilmiyorum ama herhangi bir izmir otobüsü yine işinizi görecektir.

Lisans döneminde 12 ay hakkın var.
Yüksek lisansta bi 12 ay daha var. Önceden yapmış olman etkilemez. Yani puan da kesilmiyor.

eskiden gidilmiyordu sonra erasmus+ çıktı lisansta yapsan bile gidebiliyorsun.

her eğitim seviyesi için ayrı ayrı hakkın var. Erasmus ofisinden yazıyorum, kesin bilgi.

Tabi ki ev

@ikikerekac,

Neden?

1. Ev + düşük profil araç

2. Klas araç

Bu durumda 1. alternatifi seçerdim ben

Bu hayatta insanın bir evi olacak. Yaşlandin, 30 yaşındaki ev sahibinin agiz kokusunu mu cekeceksin. Araba yürütme maliyeti artık çok fazla. Yani fiyatı yüksek aracın yürütme maliyeti de artık bir hayli fazla. Son olarak şu ortamda ev almak için iyi tartip biçmek gerek.

Şu dönemde ev almak çok da mantıklı değil açıkçası bana göre. Şimdi hazırda 250k paranız olduğunu düşünelim. An itibari ile bu paranın 1 aylık vadelideki getirisi 3600 TL. Bunun 2000 TL si ile 10 numara bir evde kalarak kiranızı öder üstüne kalanı da diğer giderlerinize kullanırsınız. Geçen hafta bu oranlar daha yüksekti ve aylık getirisi 4k nın üstündeydi.

Diğelim ki 125k hazırda paranız var üstüne kredi çekecektiniz. 125k nın bile 1800 TL getirisi oluyor şu an. Bahsettiğiniz evlerin kıralarını ödemeye hayli hayli yetiyor.

Ne zaman ki vadelilerin getirileri kiralardan az olur o zaman ev almayı düşünebilirsiniz. O zamana kadar bir miktar daha para biriktirmiş olursunuz.

Ben oyumu orta halli bir arabadan yana kullanıyorum. Her türlü işinizi görür ve eğlencenize bakarsınız.

Not: Paranızı bu şekilde vadelide değerlendirmek istemiyorsanız Ev almak birinci önceliğiniz olabilir.

kredi çekmedikten sonra ev. arabasız olmuyorsa, evden sonra yettiği kadarıyla araba.

ev almak şu devirde mantıklı mı bilmiyorum ama araba almaktansa ev almak daha iyidir.

araba yatırım değil parasını zor korur korursa bile tonla masrafa girmeniz gerekir. ev öyle mi? illa klas araç lazımsa kiralarsın.

Ev ev ev

benzer yerde 6 yıl önce ev artı 88 reno ile başladım, 2010 modele yeni çıkıcam. (kredi ödüyorum, bişey kalmadı) memnunum kararımdan. fakat nakitse önce düşük profi araba 6-12 ay sonra ev olabilir. nakit değerlendirilir. ev için acele etmezdim şu an. bir kolaylıklar olabilir ya da reel bazda düşüş devam edecek. iki ihtimalde alanın lehine.

ev

ev alırsan ömür boyu rahat rahat oturursun, yaşlanınca kira derdin olmaz.
klas olan bir araba da alsa 3-5 seneye o araba klas olmayacak. Satsan aynı seviyede yeni bir araba almayacaksın. Ev hayatta sürekli alınmaz ama bir kaç sene sonra araba alabilirsin.

sen bir iki kere tasın o zaman görürsün. al evini kur düzenini ya.

araba aldım ben. evler 400.000'den yukarı yaşadığım yerde. 1500 lira kira veririm daha iyi. 200.000 peşin verip ayda 6000 lira mortgage ödeyeceğime, 1500 lira kira veririm arabayla da gezerim istediğim gibi. ulaşım zaten pahalı.

Araba bir yatırım değil, aksine birkaç senede paranın döviz bazında yarıdan aza düştüğü bir para savurma çeşidi. Eğer ailen zengin falan değilse mutlaka bir ev al kendine derim.

Paribu üzerinden btc alıp daha sonra binance e gönderiyorum.

Koineks üzerinden alıp binance a gönderiyorum. Eğer alt coinlerle uğraşmayacaksanız Türk borsalarında da durabilir

Paribu'dan almıştım, bir sorun yaşamadım.

Binance'a gönderecekseniz XRP alıp gönderebilirsiniz daha hızlı ve daha az kesinti ile gitmiş olur. Elimde BTC dursun diyorsanız Paribu'da kalabilir tabi BTC olarak.

sadece bitcoin alayım dersen btctürk yeterli olur. alt coin alıp satarım dersen binance'ı öneririm.

İlk dört maddeye istinaden , diyabet misiniz? Tipik yüksek diyabet belirtileri saydıklarınız.

- nefes terapisi (internette bolca kaynak var)
- elinden geldiğince basit ve temel şeyler yemek.
- düzenli ve yeterli uyku (uykuya çabuk dalmak için de çokça yöntem var, biri mutlaka işe yarıyacaktır benim favorim lavanta varyasyonları)
- topraklanmak


ve farkettinizse, bunlar normalde böyle olması gereken başlıklar. ama bazı dönemlerde hayat şartları bunları bozabiliyor

kendi başına bunları düzeltmek kolay bir iş değil. yine de benim metodum şöyle;

neyi, neden yapıyorum?

bu iki soruyu sorup cevaplara ulaşmaya çalışıyorum.

- neden "bunu" yapıyorum? (da "şunu" yapmıyorum?)
- bunu "neden" yapıyorum (beni bunu yapmaya iten sebep?)

anlattıkların sonuç, sebeplerini bulamadığın, anlayamadığın sürece yapmaya devam ediyorsun. bulsan da yapmaya devam ediyorsun, ciddi çaba istiyor...

en iyisi psikiyatri. bir de uyku düzenini düzeltmeye çalış mesela zorla kendini sabahla felan o gün 10-12 arası yat 7-8 kalk. düzenli bir şekilde devam et. daha iyi bir hale geliyorsun.

kendi kendine konuş,ciddiyim!nasıl rahatlatıcı olduğunu anlatamam hee çözüm mü elbette değil ama ateşini alır.

çabuk sinirlenme mizaç.çoğu zaman gerilmen çözülür. sinirlendiğinde en yakına saldırman da düzeltilir. uyku da düzelir. geleceği düşünme de düzelir. çabuk ağlama da düzelir. şüphecilik çok eskilere dayanıyorsa düzelmez. umutsuz hayalsiz şüpheci depresif kötümser huysuz aksi lanet bunlar memleketle alakalı.

çalışmıyorsanız bu durumlar dönemsel devam eder.

- Ucuz bi hastanede psikiyatra gidiniz. (İstanbul'daysanız Maltepe Tıp Merkezi filan olabilir mesela.) Verdiği ilacı dediği süre kadar bıkmadan kullanınız.
- Aile hekimine gidiniz ve rutin kan testlerinizi yaptırınız. (Özellikle B12 ve folik asitin ruh sağlığı üstünde etkisi var.) (Bedava.)
- Her gün Youtube'daki meditasyon videolarıyla meditasyon yapınız.

Bunların hepsini bırakmadan, uzun süreli olarak yaparsanız daha sakin ve anda yaşayan bi insan olacağınızın garantisini veriyorum. Olmazsa bi sene sonra gelip beni bulun aldksflsf.

Bence de b12, d vit ve magnezyum degerlerinize bakin.

Bir de bana degersizlik hissiniz epey yuksek gibi geldi, bu ic huzursuzluklar, ofke, suphecilik, herseyi kisisel algilama aslinda etrafinizdaki hersey degersizlik hissinizi tetikledigi icin, kendinizi oldugunuz gibi kabul edemediginiz ve sevemediginiz icin su ana ve sadece var olmaya odaklanamiyor olabilir misiniz?

limitler geçilmiş, 3 vakte kadar hulk'a dönüşebilirsiniz, dikkatli olun. yahu öyle bi' şey olsa hekim size söyler herhalde bu kadar sık yapılamaz diye

Merhaba vladimir.

Doktorlar da insan, bir şeyleri atlayıp, çeşitli hatalar yapabiliyorlar. Üstelik çalışma koşulları hata yapmaya davetiye çıkarıyor. Günde 60-70 hasta bakan, rapor yazan, çekim yapan insanların hata yapmamasını beklemek yanlış.

Doktorlar alınmasın, büyük saygı duyuyorum yaptıkları işe. Genel olarak suç doktorlarda değil, koşullarda.

veterinere götürün. kediler bir anda iştah kesmez genelde. böbrek ya da karaciğer problemi var ise hemen önlem alınsın, zaman kaybetmeyin

iştahsızlık hastalık belirti olabilir. veterinere götürün bence de.

Kızgınlığın diğer belirtileri var mı? Gerçekten kızgınlığa girdiyse o da etkileyebilir.

karşıya geçmeceğiz demişsin ama truva atı karşıda diye biliyorum, yine de bir araştır.

Şehitlik epey vakit alan bir gezi zaten. Troya atı'ndan kasıt nedir? hangi at? Antik kente gidecek misiniz? Eğer antik kente gidecekseniz iki gezi birden fazla gelir.

Şöyle yapabilirsiniz, Şehitlik gezisi yapar, Kilitbahir'e geri dönersiniz. Arabayı orada bırakıp karşıya geçersiniz, şehir merkezinde dolaşırsınız. Sahilde Brad pitt'in filminde kullanılan beygir var, onu görürsünüz. sahilde gezmece, oturup bir şeyler içip dinlenmece falan yaparsınız.

Hem şehitlik, hem antik kent olmaz bence. yorucu olur.

suvla şaraphane, yemekleri kahvaltıları güzel. şarapları şahane.

Ay var mıdır böyle bir şey.
Aynı dertten muzdaribim. O masa altında ayakları yarım karış kaldıran aletlerden var bende ancak yeterli gelmiyor.

kendi sorumu cevaplayım, araya faydası olur.

"recliner office chair with footrest"

Türkiye'de satan bulamadım. Bulan duyan haber ederse sevinirim.

megane çok daha iyi bir arabadır. kesinlikle megane 2.

megane 2'nin elektriksel olarak çok fazla kronik problemi var. fluencei bilmiyorum ancak megane 2 kullanmış birisi olarak önermiyorum.

fluencein de bi dönem youtube'da otomatiği ile ilgili sorun çıktığında çok yüksek miktarlarda onarım ücreti istendiğini duymuştum. sanırım izlediğim video otomobilin mesut abisi kanalına aitti.

araştırmadan araç almamaya çalış. bazı araçların gerçekten çok fazla kronikleşmiş sorunları var.

servis bakımlı bir honda civic hybrid.

hem sorunsuz, hem konforlu, hem ekonomik, hem otomatik.

Honda jazz, city tavsiye ederim ben de.

Toyota corolla...

Motoruna güvendiğim bi araçsa alırım ama Citroen'i 50 binde bile almam ben.

Ben 250 bin km'de citroen c4 grand picasso kullanıyorum, servis bakımlı ve bakımlarına dikkat ederseniz kullanılıyor gayet.

Sadece tek çekincem satarken yaşayabileceğim zorluk ve C4'ün artık Türkiye'ye gelmeyecek olması olurdu.

eğer araba motoru sıkıntısızsa alınır. burası türkiye 100 binden sonra sanayi aboneliği başlar. citroen motor harici konularda konforsuz bir araç.

3-4 ay önce 170 binde 2012 c4 aldım alırken iyi kontrol ettim ve şimdilik memnunum.
c4 fiyat performans oranı yüksek bir araç.

Alınır. Fakat alırken enjektörlerini ve baskı başlatasınız kontrol ettirmek gerekir. Aksi halde beş bin lirayı kenarda hazır tutmak gerekir.

Zira o araba yarı otomatik vites ve baskı balatası pahalı. 200 bin civarı enjektör sor7nu çıkarabilir.

Bu iki dışında temizse alınır. Bizde var bir tane, annem kullanıyor. 150 binde ve daha tık demedi...

100 bin altı, japon araba bakın lütfen.

fotoğraf da yok rapor da

eksiup'a yükle istersen

eksiup.com

eksiup.com

Mobilde beceremedim, şimdi yükledim

doktor değilim ama gut veya başka bir romatizmal durum mu var acaba?

Kan testlerini gördü doktorlar, hiçbiri demedi öyle.

sigara var mı?

Sigara geçen p. Tesi ye kadar günde 10 tane vardı. Pazartesi den beri yok.

Cok gecmis olsun. Kalp damar bakti mi? Suan da hangi bolum takip ediyor. Seker degerinize illa ki bakilmistir degil mi?

Kalp damarda yatıyorum. Şeker normal görünüyor.

Benim bir yakinim gut. Onunla ilgili olabilir mi acaba. Ayak parmaklari morarip sisiyordu ve tirnak diplerinden iltihap akiyordu. Doktorunuza bir danisin isterseniz.

Ramatolog bir hekim kan değerlerinizi ve goruntulemelerinizi bir gorse keske.

romatolog görse iyi olur +1
sigara varsa ve günde 10 tane içmişsen eskiden, bırakman iyi olmuş. onunla ilgili bir hastalık olabilir.

geçmiş olsun.

doppler sonucunuzda kan dolaşımının sağlandığı damarların darlığı ile ilgili şüpheye düşülmüş. Neredeki damarlar peki ? Perifer(merkezden uzaktaki) damarlar, yani ayak bileğinizden parmaklara uzanan bölge. Burada da netlik yok, radyoloji uzmanı (?) eklemiş. Kesin daralmış, kan akımı azalmış olsa idi zaten şimdiye o yara daha kötü olacağı gibi, siz bizle anjiyografi raporunuzu paylaşıyor olurdunuz.

Diğer yorum yapanlarını aksine, yaranızı gördüm. romatolojik bir durum olmadığı gibi, gut ile de bir alakası yok.
Refleks olarak her parmak rahatsızlığını, en çok bilinen gut zannetmeyin. Romayolojik hastalıklarla uyumlu öykünüz ve yara görünümünüz de yok.

Görüntü itibari ile de enfeksiyon ile uyumlu. Rahat olun, tedavinize devam edim. Parmakların dolaşımı, daha doğrusu ayak parmaklarının dolaşımı yüz bölgesi kadar dinamik değil. Yaraların iyileşmesi daha uzun sürüyor. Üzerine enfeksiyon da bindiğinde bir kat daha uzuyor. Bu yüzden dert etmeyin.

Ağrınıza gelince, ayağınızı sarkıtmayacaksınız. Mümkünse yatarken de altına 2-3 yastık koyup yukarıda tutacaksınız. aksi takdirde oluşacak göllenme ve basınç hissi ağrı yapacaktır.
Parmağınızı kapıya sıkıştırın ve ardından parmağınızı cebinizi götürün, ağrır. Başınıza götürün, ağrı azalır.

Tedavinizi planlayan hekimlere güvenin. Sorularınızı uygun anlarında onlara yönlendirin.
Geçmiş olsun, en kısa zamanda iyileşmeniz dileğiyle.

@jaaaccckkk , bir kaç sorum olacak.

- ayak parmağında kırık olup olmadığına bakıldı mı ?
- ayak parmaklarında (fotoğraftan kaynaklı da olabilecek) şekil bozuklukları mevcut. burun kısmı dar ayakkabılar mı giyiyorsun ?
- pansumanını kim yapıyor, ne sıklıkla ve nasıl yapılıyor ?
- ayağının altına yastık koyduğunda, topuk kısmına bası uygulanmayacak bir pozisyonda olmalı. Dolaşımın rahat olması için. Bu yüzden ayak bileğini yan çevirebilir, yahut bileğinin 15-10cm kadar yukarısından itibaren yastığa yaslayabilirsin.
- ayrıca crp 10'dan 22 oldu demişsin, başka lab sonucun var mı ? Ne iş yapıyorsun ?
@july'e teşekkürler .

@aylakadam cevaplar için çok teşekkürler. Soruları cevaplayın, öyküyü özetleyeyim.

Geniş ayakkabılar giyiyorum ama son ayakkabımın taban kısmı çok çöküktü. Aşağıda anlattıklarım sonunda tabanlık ile düzeldi ve ayak altlarında ağrılar geçti, diğer ayağım da geçti. Fakat parmak devam ediyor. Kırık yok, röntgen ile 3 defa bakıldı. Sürekli oturarak çalışıyorum, kilo fazlam var ve sigara içiyorum. Geçen pazartesi bıraktım. Sonuçlar aşağıda görebilirsiniz.

Ayaklarımda ağrılar şikayeti ile ortopediste gittim, Mr ve röntgen sonrası ayakta bir takım ortopedik sorunlar olduğu ortaya çıktı. Tabanlık vb şekilde sorun çözülür dendi.

Bu sırada parmağım iyice şişti ve ben farklı bir durum da olabileceğinden şüphelendim. Kardiyologa gittim (kalp damar olmalıymış, yanlış gittim) Kardiyolog durumu enfeksiyona benzetti ve tekrar ortopediste gittim. Bu sırada farklı bir şehirdeydim, orada bir hastaneye gittim. Augumentin başladık. İlk bir iki gün şişeler biraz indi fakat sonra durdu ve augumentin bitene kadar değişiklik olmadı. Tekrar kendi şehrindeki ortopediste gittim ve cipro + sef kullanmaya başladım.

Ertesi hafta cipro bitince yine gittim, bu defa ortopedist kalp damardan şüphelendi ve doppler usg istedi. Sonuçtan sonra kalp damar a yönlendirdi.

Ertesi gün kalp damar a gittim, ultrason ile kendi inceledi, bir tıkanıklık varsa da buna sebep olmayacağını, enfeksiyon hastalıklarına gitmemi söyledi. Hemen gittim fakat o da kalp damar a git dedi. Oradan geldim dediğimde, başka doktora git o zaman dedi.

Nihayetinde aynı gün üniversite hastanelerinde önce enfeksiyon hastalıklarına gittim, oradan da kalp damara yönlendirildim ve oraya geldim. Önce anjiyo dediler, sonra ilomedin başladılar. Üç gün bitti, çarşambaya kadar devam edecek sanırım.

Çok uzun oldu ama kafamın neden bu kadar karışık olduğunu anlamışsınızdır. Aşağıdaki linkten hem ayak fotoğraflarını, hem de tetkikleri görebilirsiniz.

Ne soracağımı da bilmiyorum artık, şu an yatarken ayağım iyi ancak tuvalete gidip geldikten sonra ayağımın üstü ve parmağımın civarı yanıyor, batıyor. Dolayısıyla yataktan çıkamıyorum pek.

Doğru yolda mıyız tedavide, sizin görüşünüz nedir acaba?

Vakit ayırdığınız için ne kadar teşekkür etsem azdır, gerçekten çok sağolun.

yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk
yadi.sk

selamlar tekrardan, vizite geldim.

Ayak parmağının görüntüsü, kan tahlilleri yumuşak doku enfeksiyonu ile uyumlu. Bununla birlikte dolaşımında da sorun var, bu yüzden serviste yatıyor ve iloprost kullanıyorsun. Dolaşım sorunun eski duyurularından gördüğüm kadarıyla ailende de mevcut, o yüzden burada işin bitince polk'e kontrole gitmende fayda var. (kardiyoloji + nöroloji - kalp ve beynin dolaşımı muayene ettirmek için.)

Eski ağrılarının geçtiğinden bahsetmişsin, tabanlık kullanımı vs. Bu durum plantar fasiit ile uyumlu. Geçmiş zaten. Tabi kiloya bağlı olarak pes planus/düz tabanlık da gelişmiş. Bunlar şu anki tablonun dışında durumlar.

En kötüsünü mü düşünelim ? Hayır düşünmeyelim. Şikayetlerin daha çok mekanik sorunların dolaşım bozukluğu ile birleşmesinden ötürü. En kötüsünü merak mı ettin, buerger hastalığı yazabilirsin.

Yaşadığın sinir harbini ve hastane/doktor/poliklinik yorgunluğunu anlayabiliyorum. Üzücü bir durum, ama bunu da alt etmek durumundasın. Zaten üniversitede imişsin.
Güzel güzel yat serviste, hafta içi biraz daha değişecektir tablo. Eğer bulunduğun hastanede var ise hiperbarik tedaviden fayda görebilirsin. Seni görmeye gelen hekimlere, uygun bir anda sormanı tavsiye ederim. Böyle böyle bir şey varmış, benim hastalığımla ilgili mi ? Sizce fayda görür müyüm diye sor .

Gönderdiğin 2. Fotoğraf ise çok şey anlatıyor.

Burada sana kızıyorum, özel mesaj atacağım, canın sıkkınsa okuma .

Geçmiş olsun.

30.

Sinema-TV okurdum.

34-> lisede dil bölümünü seçerdim.

@femme vitale
www.youtube.com
buradan "olmaz öyle saçma şey" serisini izle ve tekrar düşün derim. kardeşim ve kuzenim radyo-tv-sinema mezunu, ikisi de mesleğini yapmıyor.

36, bitcoin alırdım.

34. Dönüp sünnetime engel olurdum. Zamanda kırılma olması falan zerre umrumda olmaz.

www.youtube.com

(bkz: 8 haziran 2003 liselere giriş sınavı)

bu sınav öncesine gidip bewd eğer bu sınavdan iyi puan alırsan hayatın 180 derece değişecek derdim ve zamanda kırılmanın kralını yaşatırdım dünyaya.

26.

lise 2 de bilgisayarım bozuk diye tamirciye götürdüğüm o günü yok etmek isterdim. orda tanıştığım kişi şuan bile hayatımın içine sıçıcak şeyler yaptı bana. 16 yaşımdan beri baş etmeye çalışıyorum bu durumla. :(

monitörden başka bir pc vs'de görüntü alabiliyorsanız CPU'dan olabilir.

Pc çalışıyor mu peki? Yani anormal bir ses var mı? Cpu fanı si kapatana kadar çalışmasını sürdürüyor mu

Dostum o pinlerdeki eğrilik cpu yu sevmiştir muhtemelen. ikinci el bir am3 cpu bakıvercen artık.

hocam bende de aynı sey oldu
sıkıntı bios tamamen
anakart a780lm-m mi?

@fakirpislik;

monitörlerde sorun yok.

@goodman

pc çalışıyor, her yere güç gidiyor. fanlar dönüyor. cpu fanı da ben kapatana kadar çalışıyor.

@ binder dandet

bugün akşam bir cpu bulup deneyeceğim, bakalım.

@kingcyrax

anakart farklı ama bios diye biri daha dedi. nasıl oldu sizin olay, nasıl çözdünüz?

işlemciyi değiştirip dene diyecektim, öyle dene o halde.
www.tomshardware.co.uk
forum.giga-byte.co.uk

@bruce

rev. 1.0 versiyon kartlarda bu sorun görünmüş ama 2.1 lerde görünmemiş. bakalım, bugün farklı bir işlemci ile deneyeceğim. maalesef yine am3+ soket. eğer onda da çalışmaz ise bilemiyorum. bu arada eski anakartım ile de denediğimde aynı sonucu alıyorum.

Sadece müzik dinlemek için değil, midi keyboard ile takılırken de lazım oluyor.

bu ve benzeri dönüştürücülerden çok var ama bu değil sanırım. rca ya dönüştürüyo falan bu. bana 3,5 tan 3,5 lazım.

Kisa bir kablo yaptirabilirsin. ama kulakliginin empedansini hesaplayip ona gore araya direnc eklemen gerekebilir.

ya da al gec
www.scansound.com

hiç bi şey sormuyorlar ya.

yes. ben kurumumun il müdürlüğünden talep ettim, beklemedeyim hatta.

yazıyı almadan çıkan birinden kapıda istemişler. mesai arkadaşımın amcası söz konusu kişi. bence alın belgeyi, kapıda uğraşmayın.

Belli olmuyor. Bazı görevliler istiyor bazısı istemiyor. Moduna göre sanırım. Sen işini şansa bırakma, ne olur ne olmaz, al yine de.

O şekilde açıkta kalır benim bildiğim. Ucunu büküp bırakabilirsin.

Dibinden kesip her ihtimale karşı elektrik bandıyla izole edebilirsin.

düzgünce izole edip bıraksam ortada bir sorun yok yani...

sorun var tabi olmaz olur mu, topraksız olur bağlantı. kaçak durumunda sıkıntı, korumasız olur. ama zaten topraksız bir hat ise, dedikleri gibi izole edip bırakmakta sakınca yok. ama toprak olduğundan emin olun, nötrü boşta bırakıp nötre toprak bağlamayın.

Eğer sadece topraksız fişe sahip cihazları kullanacaksanız sorun olmaz.

Örneğin telefon şarj cihazı veya aşağıdaki şekilde fişlere sahip olan cihazlar:
www.sarackablo.com.tr

uzaklığı gösterir tek satır bir ekran;
ölçümü yapan sensör, devre vs.
bir tane düğme.

18-20 metreye kadar ölçüm yapsa yeter.

böyle bir şey arıyorum. aslında şunun içini arıyorum diyebilirim.

tinyurl.com

ultrasonik kısa mesafelerde çalışır, hassasiyeti yüksek değildir. 18-20 metre ölçeceksen kullanamazsın, maksimum ölçebileceğin mesafe 2 metre olur. HC-SR04 diye arat hazır modül şeklinde satılıyor.

lazer ölçüm için "lidar" denen modüller var, elektronik bilgin yoksa projeyi hayata geçiremezsin.

lidar için bir kaç bin tl bütçen varsa ben yapabilirim.

seat ibiza

Ben de uzun zamandır o miktara yakın araba aradığım için biraz tavsiye verebilirim.

-Yıl aralığın 2005-2010 arası
-Model aralığın: yaris, fabia, fiesta, getz, corsa, megane 2 (yıl düşülebilir) polio, punto, jazz(biraz yıl düşülebilir) olmalı.
-Komple boyanmış, ne olursa olsun ağır hasarlı araçlardan uzak dur, bir tek bu araçlar satılmıyor.
-km'yi dert etme eğer değişen, boyası yoksa
-bence boya, değişen hiç önemli bir detay değil ama yurdum insanı çok takıntılı, yeter ki değişseniz, boyasız kalsın, varsın 300 bin km yol yapmış olsun fikrinde.

Ay ben de iki haftadır arıyorum kardeş, burda takipte kalsam olur mu :/
bi yardım edin bize yaa! Grasyas.

2010-2012 arası 100 binde renault symbol alabılırsın o paraya. 1.5 dci motor sıfır sorun. eh biraz konforsuz ama ayagını yerden keser. ha birde tam baba arabasıdır.

Fikir açısından söylüyorum. Sene başında bu bütçeyle punto almak için yola çıktım, en son 30 bin liraya 11 model fiesta titanium aldım. 4bin hasar kaydı var.

Neye bakarsan bak, ah 3bin liram olsa bunu alırdım, 5bn liram olsa şunu alırdım diyorsun. Yetkili servise götür almadan önce rapor al, olmadı motordan anlayan, tanıdık dürüst bir tamirciye falan götür.

25 bin lirayı geçmeyeyim diyorsan temiz bir clio bak. bulabildiğin en yüksek modelli değil de; km düşük, kaportası ve motoru iyi, mümkünse hasar kayıtsız, boyasız ve en yüksek modelli clio olsun. zira araba almakla bitmez, işletme maliyetleri var.

30 bine çıkarım dersen de renault megane 2 derim aynı şekilde. düşük bütçeyle araba sahibi olmanın yolu böyle maalesef. 95 model mercedes alırsın clio yerine diyenleri dinleme. sorun almakta değil, sorun işletmekte.

Bugun bana teklif ettiler.2006 peugeot 206 otomatik benzinli.sozlukten bir kiz satmis,gene sozlukten bir cocuk almis,oda bana teklif etti.26 olur dedi.bende soran olursa soylerim demistim,sen sordun.

Daha önceki arabamız 2006 model clioydu onu sattık. Pek memnun değildik arabadan. Skoda fabia düşünmeye başladık ama km çok önemli mi araba alırken? Fabiaların genelde km leri fazla

Ben olsam meraktan yanıt verirdim. Bunlar senin hatan değil, senin suçlanman söz konusu bile değil. Amerikalılar öyle her yerde at koşturamazlar. Sana diyeceği tek şey kusura bakma olur. Yolladıklarını siliyorum dersin, onun da içi rahat eder. Adam denizciyse karısına özlem duyuyordur, engellersen onun önünü kapatmış olursun. Bu arada dolandırıcılara dikkat et. Para isteme, telefon numarası isteme durumu oluşursa verme hiçbir bilgini.

ben olsam cevap verirdim, hatta becerebilirsem arkadaş olurdum adamla haha. amarigan illerinde bahriyeli olması ruh hastası bir robot olduğu anlamına gelmiyor, adam eşine atacağı mail'i yanlışlıkla sana atmış diye kimse peşine takılmaz bence. kaldı ki şu var: eğer peşine takılacak olsa, eşinin mail'leri almadığını fark ettiğinde senin peşine düşmez mi? sonuçta adam bu mail'leri asla geri dönüş almayacağını bildiği eski sevgilisine değil, eşine yazıyor. ilk görüştüklerinde "yok gı gelmedi bana bi şey" dedikleri zaman adam kontrol edecek, bakacak nereye gittiğine. yani öyle "buna gizli bilgilerim ulaştı!1!!" diye coşacak olsa, o zaman da bulur zaten seni, hani o kadar yetkili biriyse. ben hiç zannetmiyorum böyle bi şey olacağını.

dayı yanlış yere atıyon yav deyiver.

suçlanman gayet söz konusu eğer cevap verirsen, başkasının kimliğini kullanmış oluyorsun. cevap vermezsen ya da söylersen bir şey olmaz tabii.

neyse belirt, yanlış kişiye atıyorsunuz diye. sorry derler.

geçenlerde bir entry vardı. elemanlar amerika'lı general vs fotosunu kullanıp bayanları kekliyorlarmış ben usa ordusunda rütbeli askerim diye. o türden birşey olmasın?

@vayezikhan yok öyle bir şey değil. bildiğin gerçek insanlar. google +'dan gördüm. kızları filan var. benden bir şey istedikleri filan da yok zaten. maillerin başkasına gittiğini fark etmiyorlar bile. nereden baksan 3 yıldır geliyor mailler.

Dear sir,

you have been sending emails to a wrong adress.

sincerely.


bukaaa.

@kurnaz, dalga mı geçiyorsun? ingilizce bir kadın ismiyle mail almak nasıl başkasının kimliğini kullanmak oluyor? o zaman ben de benim ismimle mail adresi alanlara dava açayım?

olum mail at tabi lan deli misin?

@ dedim dedim de kime dedim

tavsiye için teşekkür ederim de biraz daha kibar olsanız?

azizim, bi ceyran-ı postayı sevk ile tedarik-i mahsusa eyleseniz şayet dimağ-ı cüstide yeller mi raks etmekte?

yahu at tabi ki, bu da sorulur mu?

adam belki senin bunu haber vermemen yüzünden eşinden ayrılacak.

ne sorumsuzmussunuz , pes.

oha, 3 yıldır geliyormuş, size ne dense az. arkadaşım olsanız en hafif söyleyeceğim sey " malın önde gideni" okurdu, iyi ki degilmissiniz.

@scars dont fade yanlış mail atması nasıl benim sorumsuzluğuma bağlandı anlamadım. onu geçtim "adam eşinden cevap maili gelmedi diye ayrılabilir" kafası nasıl bir kafadır anlamadım pes...

@ scars dont fade en basit anlatımıyla söyleyeyim sizin gibi bir dili olan kişi yanıma yaklaşamazdı.
bi-idrak...

@kam davulu,

bu kibarlık beklentisi nedir yahu? adam haklı. siz bu durumu, yani yanlış mail olayının farkına varıp o kişiye bunu bildirme kibarlığını dahi yapmıyorsunuz, o adam belkide sizin yüzünüzden kavga etti, sizin kibarlık yapıp bu hatasının farkına varıp uyarmamamnız yüzünden.

bu kadar titiz iseniz, niye mesaj atmadınız? sizin gibi bakış açısı olan biri yanıma yaklaşamazdı.

bi-idrak.

@kurnaz

mail atmamamın nedenini adamın navy uzantılı adresten mail atması olarak açıklamıştım. durduk yere usa navy mail sistemine girmek istememem gayet açıklanabilir bir durum. anlamadığınız için bir türlü tekrar söyleyeyim.

kibarlık beklentisi gayet kibar olmam ve insan olmam sebebiyle. keşke biraz siz de olsanız. bakış açınız muhteşemdi zaten. amerikada 3435363636 kişide olabilecek bir isimle mail adresi aldığım için kimlik hırsızlığına filan götürdünüz olayı. zaten size cevap başkası tarafından verildi.

bi-idrak olma durumu tam da siz ve sizin gibilere göre. okuduğunu anlamadan abuklayanlar için yani...

neyse gene de yazan herkese teşekkür ederim. sanırım birkaç defa daha mail gelirse artık navy filan demeden gözü karartıp mail atarım.

bana birkaç hafta/ay böyle mail gelse, hatta başkasına gönderildiğinden emin olduğum(spam olmadığını düşündüğüm) tek bir mail olsa cevap yazarım herhalde. 3 yıl çok olmuş. Şimdiden sonra yazsan da garip kaçabilir, yazmasan da bi garip... Cevap yazarsan da istersen "çok eski mailim, çok nadir bakıyorum" gibisinden bir şeyler de bari.

@rodriguez2 üç yıldır geliyor evet biraz uzun bir zaman oldu. ama çok sık da değiller. yani bu süre içerisinde baktım şimdi 6 tane mail gelmiş bugün gelen dahil olmak üzere. dediğim gibi navy uzantılı olmasa şimdiye karar kibarlıkla uyarmıştım ama bir çekindim neden bilmem.

tabi ki senin suçun değil, tabi ki cevap vermek zorunda değilsin ama sonuçta kısacık bir epostayla bunu çözebilirdin ve gayet güzel olurdu.

ayrıca şu durduk yere usa navy mail sistemine girmek istememen nasıl gayet açıklanabilir bir durum merak ettim

www.youtube.com

@ azizakin :)

bazı konularda aşırı titiz olduğum doğrudur yapı gereği. mantıklı gelir ya da gelmez bilemem onu ama ben de pimpirikli bir tipim ne yapalım?... :)

işte pimpiriklisin, titizsin ya da uuyusuksun, vurdumduymazsin, ya da başka bir şeyin, bu izlediğim kusur icin mazeret degil. biz de zaten bu yüzden sana sitem edip laf cakiyoruz.

su yaptığının bende uyandırdığı duygu, "sokakta dayak yiyen kadin ya da yerdeki nüfus cüzdanını görüp 'aman bana ne yahu'" demene benzer olurdu.

@ scars dont fade
ağzınızdan çıkan hiçbir kelime yapıcı değil ve hepsi açıkçası beni rahatsız ediyor. hakaretamiz hepsi ki bu hak sizde yok bu sebeple susarsanız memnun olurum.

durumu izah eden bir mail at, bir şey olmaz merak etme. lanet olası federaller düşmez peşine :)

Bence bu işte bir karışıklık var. Eşine maille bilgi gönderen birinin 3 yıl icinde sadece 6 mail atması tuhaf. 6 mail de onemli maillerse, sifreler falan, eşinin bana mailler gelmiyor dememis olması, kontrol etmemiş olmaları va adamin mail gondermeye devam ediyor olması tuhaf. Bildirebilirsin tabii ki, bildirmeliydin hatta ama yine de bence bir tuhaflık var.

bunu açık açık söyle, ücretsiz izin al ?

45 gün heyet raporu

@fakyokas, son seçenek öyle yapacam, ancak ücretsiz izin olmadan izin oluyorsa onu zorlamak istiyorum. malum zaten onca borcun içinde bi de doğum masrafları falan derken ücretsiz izin daha da zor duruma sokabilir bizi.


@bordeaux, sezeryanla doğum için 45 gün izin verir mi heyet?

raporu sen alacaksın, doğumu eşin yapıyor :)

aynen dedikleri gibi cakma rapor alacaksin. Ilk 45 vermeyebilirler ama parca parca bittikce uzatirlar.

@bordeaux, :)) o kadarını biliyorum da, ona heralde refakat izni için rapor diyorlarmış (yada öyle bir şey). sezeryan yapan kadının eşi için heyet rapor verir mi acaba?

@oscar, 45 gün kadar uzun rapora ihtiyacım yok aslında. 20 gün yıllık izin sonrasında da 20-30 günlük ek izin alabilsem çok güzel olacak. yoksa lohusa kadın bi de 4 yaşındaki haylazla çok çok çok zorlanacak. annesi de yanında duramıyor. eşimin dedesi düştü, bayağı bi kırığı var , ameliyata alıncak, tedavi süreci bayağı uzun olacak. ondan eşim yalnız, bi ben varım.

hocam
öncelikle aile bireylerinden biri yanında olsun eşinin.

çalıştığın yer özel sektörse maalesef 1-1,5 ay izin çok zor.
yıllık izin yaparsın ramazan ile birleştirirsin.
rapor da alırsın.

20 gün heyet raporunu özel hastaneler çok kolay veriyor. memur isen hiç sorunda olmaz.

@kingcyrax ve belkider, memur sayılırım, devlet üniversitesinde araştırma görevlisiyim.

rahat rapor alirsin madem memursan zaten yaz tatili geldi.

eşin yanına gelemiyor mu? o nerde?

hocam ikiniz de olsanız bir aile büyüğü yardıma gelsin.
zor bu işler.

@sta, eşim başka bir ilde (1000 küsür km uzakta). hamileliği 8. ayı geçtiği ve erken doğum tehlikesinden dolayı ne araçla ne de uçakla bulunduğu ili değişebiliyor.

@kingcyrax, işte yanına gelebilecek aile büyüğü yok başka. bi ben varım. onun için biraz uzun bi izne ihtiyacım var

Hocam araştırma görevlisiysen 1 aylık 39. madde araştırma izni talep et. Bölüm başkanıyla sorunun yoksa durumu anlatsan bile halleder. Hiç rapor falan kasmana gerek yok.

@ evrim halkası, bölüm başkanıyla hiç aram yok. adamın yalan ve iftiralarına boyun eğmeyen bi ben olduğumdan hiç hazzetmiyor beni. bir de 39. madde için bildiğim kadarıyla üniversite senatosundan geçmesi lazım. malum yaz ve ramazan nedeniyle 1-2 ayda bir senato toplanıyor. çok uzun iş yani.

39. madde yanlis hatirlamiyorsam rektor onayina bagli da bolum baskaniyla anlasmadan olmaz tabii. Cok uzuldum hocam ya, aslinda okulda aranin iyi oldugu bir hoca varsa o da yardimci olur, bolum baskaniyla falan konusur belki. Boyle bir durumdayken 39. madde iznini 1 gun icinde ayarlarlar senin icin iyi niyetli olsalar.

Ben ne yapardim diye dusunuyorum su an, saniyorum rektore veya dekana mail atardim. Gerekirse durumu belgeleriyle falan aciklar, ne kadar zor durumda oldugumu anlatirdim. 15 gune kadar dekan izniyle gidebiliyorsun sanirim, 1 aya kadar da rektor izniyle. Ikisinden biri mutlaka halleder gibi geliyor su an ama tabii senin oradaki mevcut durumunu bilemiyoruz. Once bu yollardan birini deneyip bir sekilde tutturabilirsen cok rahatlik olur senin icin hocam, rapor falan ugrasmamis olursun.

Bir de erkeklere de dogum izni gelecek diyorlardi ama yanlis mi hatirliyorum, istersen bir arastir.

@ evrim halksı, erkeklere doğum izni 5 gündü 10 güne çıkmış sanırım. bi o var.

heyet raporunu ancak birinci derece akraban verir. raporlarda inanılmaz zorluk çıkıyor artık. bunu hem bir doktor, hem bir anne olarak söylüyorum. dayım doktor, ona rağmen heyet raporunu zor aldım doğumdan sonra

ücretsiz izin tek çare. ya da eşin yanına gelecek

@ la noix, peki bir doktor olarak size sorayım. heyet raporu değilde 10+10 gün hastalık raporu alayım desem (aynı doktor sadece 10 ve ondan sonra ek olarak 10 gün rapor verebiliyormuş) alabilir miyim? doktorlar bu duruma nasıl bakıyorlar. verirler mi? özel hastane doktorları verir gibi bi durum var mı acaba?

hiç sevmiyorum böyle çakallıkları, ama mecbur kalmasam hiç niyetlenmezdim.

10+10u daha rahat alirsin
Kurumun ozel hastane raporuna nasil bakiyor onu bilmek lazim. Bir de amirinle aran kotuyse hakem hastaneye yollayabilir. O nedenle devlet hastanesi ve hatta egitim arastirmadan alman senin acindan daha iyi olur

refakatçi raporu diye bir şey var. eşinizin doktoruyla konuşun. doğumdan sonra eşinizin evde bakıma ihtiyacı varsa birinci dereceden yakına refakatçi raporu verilebiliyor. kendim aldım, kullandım. eşim aldı, kullanıyor.

Refakatci raporu icin esinin bakima muhtac olmasi lazim. Allah gostermesin doktorlar bakima muhtac seklinde epikriz cikarirsa evrak sahteciligine girer. Refakatci izninde epikriz gostermek gerekiyor

Tekirdağ, Gelibolu

silivri'den sonra 5.5 saati bulur. fakat o feribot sırası hakkında bilginiz var mı? bayram öncesi falan kuyruk olur ciddi miktarda.

iki yol var, bursalara falan hiç girme, yine aynı yola sokacağım bak şimdi..

İstanbul-Tekirdağ-keşan-Gelibolu-kilitbahir----gemi---Çanakkale-geyikli---gemi---bozcaada..

İstanbul-Tekirdağ-keşan-Gelibolu---gemi---lapseki- Çanakkale-geyikli---gemi---bozcaada..

toplam yolu 7 saat falan hesapla. ben 2.yolu seçerdim.

@hakim oynayin dedi'nin verdiği 2. rota hatalı.

lapseki'den sonra biga'ya gitmeye kalkmayın sakın. tam tersi istikamet olur.

gelibolu - gemi - lapseki - çanakkale şeklinde doğrusu.

@ jack

eyvallah düzelttim. ben lapsekiden sonra Biga'da bi köfte falan yer diye yazmıştım canım :)

Bayramlarda kesinlikle gitmeyin en kritik nokta bu.

bayram demedim aslında, ağustos dedim...

niye gidilmesin ki? soruyu anlamadım sanırım?

ben giderim, zira çanakkale'deyim. siz neredesiniz bilmiyorum ama istanbul'dan yorucu olur bence. bir de kalabalık o zamanlar. büyük rezillik bence. bence gelmeyin.

evet belirtmeyi unuttum. istanbul'dan gidilir mi 3 gün için değer mi demem lazımdı

biz geçen yıl gittik bu şekilde. biraz yorucu olsa da çok keyifli oldu. bir daha toplaşşak yine giderim. o derece yani.

cumartesi-pazar-pazartesi gidin bence, zira pazar dönüş trafiği korkunç oluyor trakya tarafında.

kint+1
Uzun hafta sonu daha iyi.

honda jazz derim ama 2009 da mı 10'da mı makyajlandı, onlar daha pahalıdır. eski kasası 30 bin civarında ama hani o para verilir mi bilmem. ben 2007'den beri kullanıyorum, memnunum.

edit büdüt: şimdi fiyatlara baktım da onlar da uçmuş. vışş.

Seat İbiza al hiç düşünmeden. Sıfır sorun, yakışıklı araba. Başın hiç ağrımaz.

Mazda 2

opel corsa 2008 2009 2010 otomatik bile bulabilirsin.

model yılını biraz eskitirsen renault megane 2 öneriyorum ben. o paralara b sınıfı bir araba yerine sadece bir kaç yıl eski c sınıfı daha iyi bence.

c4 var 2009, 2010'dan beri bende gayet memnunum