bol karabiberli tavuk suyuna corba ic.

ezogelin ya da mercimek de olabilir. limon da ekle icine

ama karabberi abart. yaksin genzini falan icerken. sonra yat terleyerek uyu

teknik olarak yolda 20 sefer grip olmanız imkansız.
sinüzitiniz var muhtemelen.

yılda 6 dan fazla böyle oluyorsan zaten önce bir doktora git, bağışıklık sistemin mi düşük, allerjin mi var baksınlar

bal + zencefil + zerdeçal olabilir.

imuneks al 2 tane birkaç gün.

gogsune Vicks sur, buharini solu.

genel olarak, kefir ic, bol sarmisak, sogan ye. proteinsiz kalma. vejetaryensen vaz gec. gunde iki yumurta ye mesela.

Gerçek polen bulabilirseniz eğer çok faydasını görürsünüz ama dediğim gibi hakiki olmalı.

www.youtube.com

Bende eski modem vardı. Onu kabloyla evin öteki ucuna götürdüm. İkisi de aynı hızda internet sağladı.

İnternette "modemi router olarak kullanmak" diye aratınca çıkan sonuçlarda anlatılıyor. Çok basit bir şey, 2 dk'nı almaz. Bi yerlerden eski, tek portlu bir modem bulursan yapabilirsin.

repeaterlar baya iyi çalışıyo, köşe dönmek gerektiğinde filan.

ben de benzetiyordum. sanırım çiçek dilligilin zayıf halini andırıyor, o yüzden birine benzetiyoruz.

ben bienal'de antrepo no.3 de bir oyunda gördüğüm oyuncuya çok benzettim. aslında onun adını arıyordum tesadüf oldu.

bence de çiçek dilligil. instagram.com

gülce oral imiş.

fena değil de tabi kullanım alanına göre değişir. sırt çantasını daha kolay taşırsın ama küçük. diğer çantaya daha fazla şey sığar ama taşıması daha zor.

sırt çantasını beğendim ben.

ikisi de guzel

kullanim amacina gore tercih yapmalisin.

sirt cantasini begendim

hacı ıslansa falan berbat olur bunlar. ben beğenmedim.
illa birisi dersen spor çantasını daha iyi.

1 şık fakat rengini beğenmedim, penye kumaş gibi durmuş
2nin gideri bile yok.

ilac degil de burnunun kenarlarina cok az vicks sursen o da aciyor tikanikligi. hem ilac kullanmaktan iyidir kisa sure icin

liveacolourfullife.files.wordpress.com

zytrec
hitrizin
telfast

*genel olarak antihistaminik olarak sözlükten de başlıkları araştırırsan muadil ilaçların isimlerine ulaşabilirsin

** askerde ordunun ürettirdiği özel ilçlar olabiliyor onlardan da vermiş olabilirler.

Eğer ilacı bulamazsan, 1 çay baedağı suya 1 tatlı kaşığı deniz tuzu (marketlerde satılıyor yiyecek reyonunda) bir çay kaşığı kadar da karbonat koy karıştır, burnuna çek.
İlaçlar bağımlılık yapabiliyor, doğal yöntemi tavsiye ediyorum.

aferim sinüs

clerinase
dır arkadaşım o ilaç.dekonjestandır.yani ödem çözer.alerjik astım ve allerjik rinit nedeniyle özellikle geceleri çok fazla burun tıkanıklığı yaşadığım için benim mucize ilacımdır.

çok sinir bozucu bir durum. en kötü ihtimal aklıma ilk gelen şey, koli bantıyla yatakların kenarlarından (birleşik halde) çepeçevre geç. (kalıcı bir çözüm bulana kadar) dikmek içinse yorgan iğnesi ve naylon iplik kullan.

iki yatağın çarşaflarını 90 derece çevirip iki yatağın döşeklerinin yanlarından sıkıştırarak iki yatağı birbirine sabitle. ilk çarşafı iki yatağın üst kısmında, diğerini alt kısımda kullanarak işlemi bitir.

(bkz: first world problem)

alttan üstten bağlasanız?

Bir yapı marketten iki tarafı delikli menteşe gibi şeylerden alabilirsin birkaç tane. Onları iki yatağa sabitle bir iki çiviyle yatakların ayağından ya da altından, evden ayrılırken çıkarırsın kimse fark etmez.

bitane sünger yatağı al büyük ucuz zaten onlar.sünger yatağını koy üstüne anlıycan :)

iple iki yatağı bağla birbirine yan kısımlarından bazalarında ayaklarından bağla sıkıca baktın olmuyor, bir maktap ve iki civata lazım bazaları del birbirine sabitle civataylan

@mr fusion

Dostum sorun bazalar değil ki, yatak. Bazaları dahi ayırabilecek kadar tosun değilim yahu.

baza da kayar diye şeetmiştim:) aklıma başka bir çözüm daha geldi velcro bantlar var cırt cırt onlar gayet sağlam oluyorlar bir iki yatağın kenarına onu dikseniz de belki işe yarar.

sütlü ekmekleri yer o.merak etme yemiştir onun için güçlenmiştir toparlamıştır kendini.şöyle yapsan itfaiyeyi arayıp sıkıştı desen.madem sıkıştı deyince geliyolar.

kokudan bulamaz mı acaba,bilemedim şimdi.

yakalasan bile, bıraktığın anda kaçacak tekrar. yakalarsan bir planın var mı?

gözler kör olmayabilir. enfeksiyon kapmıştır şişmiştir. tedaviyle kurtulma şansı olabilir ama geç kalmayın 1 gün bile çok önemli. mümkünse yakalayıp bir kedi kutusuna koyun paranız varsa veterinere götürün yoksa hayvan gruplarından yardım alıp gerekli tedaviyi öğrenebilirsiniz. günde 2-3 defa bir krem sürülmesi lazım gözleri için.

dediğim gibi geç kalmayın kör bir kedinin yaşaması çok zor.

kör olduğuna emin misiniz? yavru kedilerin gözleri, gözlerinden akan bir salgının kuruması sonucu kapanabiliyor. bunu pamuk yardımıyla ıslatıp temizlemek mümkündür.

tvde son zamanlardaki snickers reklamlarından başka iyi reklam görmeyeli aylar yıllar oldu.

reklam güzel de,o joker çıkınca ben mahvoluyorum.

joker değilde dublajı berbat abi

Benim palyaço fobim vardır o yüzden bende feci tırsarım

gıbson,ben de çok korkuyorum,onu söylicektim şimdi :)

amaç o zaten, rahatsız edici bir karakter olması gerekiyor.

ben en sonunda diğer çocuk dedektif oluyoda masayı deviriyo ya ona çok gülüyorum.

gökyüzü için şunu diyebilirim. eğer renk açıktan koyuya doğru gidiyorsa açık ve koyu olarak ayırın. daha kolay olur. ağaçlık yer için renkler nasıl bilmiyorum. onda da ayırım yapabileceğiniz tonlar var ise ayırın. mesela siyahlı olanları.

ha eğer hep aynı tonlar ise tek tek denemekten başka bir yol yok. parçalar azaldıkça hızlanırsınız zaten. bazen parçaların şekilleri de yardımcı olabilir

iki tür parça olması lazım, yatay veya dikey olarak konulanlar şeklinde, yatay olanlar daha kısa ve tombik, dikey olanlar daha uzun ve ince olmalı, bu şekilde ayırmayı başarabilirseniz deneme ihtimallerinizi yüzde elli azaltmış olursunuz.

ben hep minik detaylara bakarım, mesela eksik olan girintili bi yerde ne olması gerekiyorsa, puzzle parçalarının çıkıntılarında ararım onu. biraz yavaş ama emin adımlarla gidiliyor yani.

korse? doktor tavsiyesiyle bir süre kullanan bir arkadaşım gayet dik duruyor şu an.

insanın bin yıllar içinde evrim geçirdiğini hatırlasana hocam?

şaka bir yana korse tarzı aletler var dik durmanı sağlayan ama bi ortopediste git çok kötüyse

pilates diyolla, ben yapanın yalancısıyım.

korse takacağına kas yap bence. kasların güçsüz olduğu için taşıyamıyolar o yüzden bükülüyosun.

psikolojik olarak sana acaip destek olacak bir önerim var.
en kambur oturduğun anda birisi fotoğrafını çeksin ve sana göstersin.
tiksinirsin kendinden.
kim lan bu gollum dersin. ve en fenası gerçekten öyle görünüyorsun.

bu seni çok pis etkiler.

boynunu geri atmaya yani kafanı dik tutmaya alış böylece direk olarak omurgan düzgün bir şekilde durur.

kas yapman lazım, vücut geliştirmeye gitmelisin. korseler korseyi taktığın sürece seni dik tutar, kasların tembelleşebilir bu arada daha kötü durmaya başlayabilirsin.

dik durmak istiyorsan sırt kaslarını geliştireceksin.

google'a barfiks yazarak işe başla.

İp atlamak sırtınızı da çalıştıracak ve dikleşmenizi sağlayacak bir egzersizdir beraberinde barfiks de yapabiliyorsanız (doktora gidin önce herhangi bir engel teşkil etmiyorsa yapın) sizin oturmanızdan kaynaklanan eğim düzelir. Öğretmenlerde vb. masa başı işler yapan insanlarda sıklıkla bu kamburlaşma durumu yüzünden mekanik bel ağrısı hasıl olur ki dikkatli olmakta fayda var.

en banko yolu söyleyeceğim sana şimdi; barfiks.
çin askerlerinin iğne olayından daha garanti. şayet düzenli yaparsan, inanılmazın ötesinde faydasını göreceksin. görmezsen bul beni. başka bir şey söylemiyorum.

(bkz: kendimden biliyorum ekolü)

medikalcilerde satılan sirtliklar var. bunlar dik durmadiginizda ses çıkartıyor. isterseniz titreşime alıp kiyafetinizin içine giyebilir ve günlük olarak kullanabilirsiniz. bir ortopedistten yardım alsaniz iyi olur.

Salsa bana cok iyi gelmisti. Dik durmak gerekiyor dans esnasinda, alistim o sekilde.

sabun tattıysanız bence sabun tadı veren çikolatanın bayatlığından zarar gelmez.
bayattır bence.

anane evinde yenir genelde. ben de çok taze olmadığını düşünüyorum. ama birşey olmuyor yiyince.

sokak ortasında,kör bıçakla hayvanı bağırta bağırta kesenlere,ortalığı kan gölüne çevirenlere,kurban atıklarını ortada bırakanlara,çoluğun çocuğun gözünün önünde kesenlere bir de çoluğun çocuğun alnına kan sürenlere lanet ediyorum,saygı duymuyorum,saygı duyana da saygı duymuyorum.umarım o etleri yerken geberirler.

çünkü kesilen kurbanlar genelde fakirlere veya açlara gitmiyor, konu komşuya gidiyor. yani normalde de et almaya gücü yeten insanlara.
normal zamanda bir fakiri doyurmak akıllarına gelmez, kurban gelince gösteriş olsun diye kesim yapılıyor ezberden ve ihtiyacı olan kişilere verilmiyor. ben ona kızıyorum. Ve zerre kadar saygı duymuyorum.

@rock n roll zaten ben de karşıyım sokak ortasında hayvan kesilmesine ama sonuçta usulu oyle kesilmesi lazım ve bu dini bir ritüel kurban kesim merkezlerinde dine uygun kesimle kesilebilir .Yani düzgünce kesilen kurbanas saygı duymak zor olmamalı ...

Fakir insanların etten daha oncelikli ihtiyaçları var bence. Para olarak yardım edersen olmaz illa ki hayvan kesmek zorundasın şeklinde bir mantık bana hiç mantıklı gelmiyor.

Ibrahim oğlunu kurban ederken para mı varmış da yok para olmaz illa hayvan keseceksin deniliyor?

usulü nasılmış anlayamadım?fakir birine gitsinler senin neye ihtiyacın var,şu parayı sana vereyim desinler,daha büyük sevap

hassiktir ölüp gidecez rakınrolun bedduası yüzünden.

kerfur nasıl kesiyor ki acep, onlar da çalışanlarının alınlarına mı sürüyorlardır kanları afasdfasdf.

abi olmuyor demiyorum, koskoca ülke illa ki vardır da kaç yıldır ben niye hiç alnına kan sürülen çocuk, apartmanın önünde kesilen hayvan falan görmedim ? hiç öyle elit tabaka bi insan da değilim 20 senedir tinercilerle apartman önü halı yıkama servisi teyzeleriyle falan muhatap oluyorum. ilginç valla.

bedduam yarım kaldı,umarım o kör bıçakla hayvanı kesmeye çalışırlarken kendi bi taraflarını keserler.hastaneye geç ulaşırlar,trafikte falanda yerine dikilemez.

tanrılar için kesilen kurbanlara ve bunun kutlanmasına karşıyım ilkel bir olay yoksa et yemekle ilgili bir sorunum yok

et seviyorum ve insanların et yemesinin tamamen doğal olduğunu düşünüyorum. diğer yırtıcılardan farkımız daha gelişmiş zekaya ve avlanma kapasitesine sahip olmamız. sağduyumuz var diye et yememeliyiz gibi bir durum olmamalı.

kurbana gelince şurada düşüncelerim anlatılmış:

(bkz: tanrılara kurban vermek)

"fakirler de doysun" mantığıyla gelecekseniz de kurban bayramı dışında da fakir doyurun ki iyi niyetli olduğunuza inanalım. hayvanları doğrayıp artıklarını sokağa denize döküp sonra bir de eti afiyetle yiyince yarardan ve iyilikten çok zarar ediliyor.

'Ay bu vahset' 'ay her yer kan golu' 'ay bu ne buyuk barbarlik' bilmem ne diyenler ne kadar samimiyetsiz insanlar. Sanirsin hepsi deli hayvansever, hepsi cok kati otcul beslenen insanlar. Sirf marjinallik olsun diye laf ediliyor lakin boyle marjinal olunmaz a dostlar! Zira ipini koparan laf ediyor zaten. Ben ki et sevmeyen 40 yilda 1 tuketen insanim ben bile laf etmiyorum. Hatta bu satirlari babamin yaptigi kavurmayi yerken yaziyorum. Lanet olsun bana :)
Iyi bayramlar, sevgiler.

prinkipodelisi,okuduğunu anlama sıkıntısı çekiyosun galiba.kurbanın kesiliş şeklini eleştirmişiz burada.kusura bakma da şu yazdığımız yazı yüzünden tepki gösteriyorsan bize garip bi durum var ortada.hadi sana afiyet olsun,sen kavurmanı ye.

Rock n roll kurban bayraminin kurbani olarak beni mi sectin?
Yaptiginiz genelleme yanlis. Sabah ciftlikte isinde gayet iyi ekiplerle anlasip kestirdik kurbanimizi. Hicbir sorun sikinti yasanmadi. Ne kacan ne can cekisen hayvan olmadi ki, kendimi bildim bileli hemen hemen her bayramda kurban kesilirken yaninda dururum gormek icin, ve bugune kadar hic bahsettiginiz gibi bi sey gormedim. Yok mu hayvana eziyet edenler illa ki var yillardir da varolmaya devam ediyorlar. Ama 2-3 salak yuzunden insanlarin inanislarini kucumsemek hic dogru degil. Biraz daha saygi ve hosgoru bence. Disarida yediginiz etler icin hayvanlar cok mu duzgun kesiliyor saniyorsunuz? Arka arkaya dikkat edilmeden seri kesim yapiliyor resmen. Bence sirf laf soylemek icin soylemeyin. Yedigin etlerin kesimini gor, sonra kurban da kesilenlere laf et cunku bu senede 1 kere oluyor ama her gun belki de milyonlarca hayvan kesiliyor vahsice, can cekiserek.

Yedim ben kavurmami, tesekkur ederim.

prinkipodelisi,sen kurbanını düzgün bir şekilde kestirmişsin.şimdi benim yazdığım yazıya bak ve seninle alakası olan kısımları,seni eleştirdiğim kısımları göster.vahşi bir şekilde kurban kesenleri kastetmişim seni değil.o tip insanları sen de eleştirmişsin zaten.ayrıca yazdığım yazıda,kimsenin inancını da küçümsememişim.bu yazıdan hiç çıkarılamyacak bir anlamı çıkarmayı başarmışsın,tebrik ediyorum.ayrıyeten genelleme de yapmadım.kör bıçakla hayvanı bağırta bağıta keseni,ortalığı kana bulayanı,çoluğa çocuğa kurban kesilirken göstereni falan filan.burada bi genelleme mi var?bütün kurban kesenler bunu yapıyor deseydim o zaman kızmakta haklı olurdun.

Rock n roll ben ilk yazdigimda sana her hangi bi sey soylemedim ki, genel konustum. Senin tarafindan sert bi tepki alinca direkt benim de uslubum degisti tabi ki.
Ben herkesin gorusune, yazdigina saygi duyuyorum ama baslikta ki soru gercekten onemli. Neden kurbana katliam gozuyle bakiliyor?
Neyse yanlis anlasilma oldugunu dusunerek ozur diliyorum, iyi bayramlar.

prinkipodelisi,ben de özür dilerim,sana da iyi bayramlar.

içeride biri varken kapatmasınlar diye. ve bizim evde tam tersi. :)

Bunu ben de düşünmüştüm.bazen içeri girip ışık anahtarı arıyorum bilinçsizce.alala
Cevap: bilmiyorum.
Edit:anahtarlar dışarda yahu.içerde diil.sizin içerde mi?

genelde restoran, cafe, dükkan gibi yerlerde öyledir. dışarıdan kapatılmasın diye sanırım. ama evlerde dışarda bildiğim kadarıyla.

yabancılarda hep içeride,
türklerde dışarıda,

öyle bi yazı okumuştum, bireysellik, ataerkil aile falan filan

içerde değil dışarıda.
1. nemden oksitlenme yapmasın diye.
2. dışarıdayken yakıp kapatılır ki içeride ıslaklık veya kaydırıcı birşey varsa dikkatli olup görebilmek için.
3. içeride ışığı yakmamış biri olabilir siz dışarıdan yakınca ses verir.

Bir ihtimal farenjit olmus veya olacak olabilirsin.

aynı şey bana çok uzun bir dönem olmuştu, bir kaç kez de doktora gittim ama bir şey yok dediler hep. en son farenjit demişti doktor, şimdi düzeldi gibi. belki sigara içiyorsanız o da şikayetinizi arttırıyor olabilir.

ıhlamur, nane ve limonu beraber demleyip içmek iyi geliyor bana. bir de çok sıcak çok soğuk ya da baharatlı şeyler yemememi söylemişti doktor.

uzun sürerse siz de bir doktora görünün ama tabii.

başka hiçbirşey yokken boğazın acıması nezle-grip başlangıcı. yani bana hep ötyle olur. boğazım acımaya başladı mı, eyvah hasta oluyorum demeye kalmadan oluyorum.

akşam turkiye ust romanya handikap slovenya üst oyna

Altın 79 larda vakti zamanında 110 u görmüş bi kıymetli maden bu. İncele derim.

Not: yatırım tavsiyesi değildir.

düğün mevsimi kapandı kapanacak olduğundan düşen altın fırsatını değerlendirip yazın çıktığında satmak.

Altın al at kenara. Ya da memleket nere bilmiyorum da tarla bahce al. Kesinlikle kazandırıyor.

gideceğin şehirde 2 tane stüdyo daire al. kiraları seni bir hayli rahatlatır ve 6-7 seneye de fiyatını çıkarır zaten.

en para. com a yatır bir süre. ne yapacağına karar verene kadar durduğu yerde iyi faiz getirir.

çinden mal getir sat . getirisi iyi olur 1 senede ev alırsın .

altın al fln diyenlere bakma riske gerek yok. illa risk alıcam diyosan 60 bin tl fln mevduat yap gerisiyle bişeyler dene.

altin alacaksan da fiyatin dugunlerle alakasi olmadigini bil. is kurmayacaksan hazine bonosu olabilir. hem vadeli mevduatla neredeyse ayni faizi verir hem de vadesi dolmadan parayi cekersen o zamana kadar isleyen faiz ile birlikte cekmis olursun. yillik %8-%8.5 falan faizi var. %10' da stopaji dusersen yillik %7.2 - %7.65 net kazanc getirir. daha fazla kazanmak(ya da kaybetmek) icin yatirim fonu, borsa vs. gibi secenekler de mevcut.

sigara alkolden daha zararlı.vücuda zarar verme eksenli ufak bi yorum yap bi yerlere varırsın.ilmihal falan karıştırmak da lazım.

Tamamı kendi görüşüm aksini ispatlayan çıkarsa geri adım atarım.

Öncelikle bildiğim kadarıyla alkolün haram olmasının en büyük sebebi sarhoşluk durumu ve sarhoşluğun sınırının çizilemeyecek olması. Sarhoşken yapılabilecek yanlış hareketlere davetiye çıkartması. Bu bir kenarda dursun.

Normal şartlar altında İslam dini vücuda iyi bakmak gerektiğini savunur. Beden insana emanettir. İnsanın özü ruhtur vs. Burdan hareketle diyebiliriz ki vücuda zarar veren herşey dinen hoş karşılanmaz kategorisindedir. Lakin vücuda zararlı/değil ayrımını yapmak da zamanla olacak birşey. Yani 1950'lerde sigaranın zararlı olduğuna dair bir kanıt yokken sonradan bunun ispatıyla birden haram ilan edilmesi gerekir ki Kur-an'ın evrenselliği ve zamansızlığına terstir. Burdan yola çıkarak diyebilirim ki hayır günah olmazdı. Ancak belirttiğim gibi zararlı olması dolayısıyla kullanımlası hoş karşılanmaz.

Benzer şekilde İstanbul trafiğinde egzoz dumanı solumak da İslam'a göre yanlış bir hareket o zaman dersen; sana tamamen katılıyorum. Bu örneği kendime vermemle birlikte sadece mümkün mertebe kendimize ve çevremize saygılı olmamız gerektiği ama hayatı da robot gibi yaşamamak gerektiği kanaatine vardım.

Diyeceksin ki hani zararlı şeyler kötü ve cıstı. Ona karşılık da şu gözlemimi aktarayım, biz genelde günah denen şeylere bahane üretiyoruz dolayısıyla bence kötü olduğu için günah değil; günah olduğu için kötü olduğu ön plana çıkartılıyor.

(bkz: mekruh)

insanın kendi vücuduna zarar vermesi günah olmalı bence. oruç tutarken bile tutamayacak kadar hasta/yaşlı olanlara zorunlu olmuyor insana eziyet olmasın diye. eminim insana bu kadar zararlı bir şey olan sigara haram olurdu.
ama tabi kuran da yazmadığı için kimsenin umrunda değil. mantık kullanılmıyor.

bir de israf boyutu var; yukarıda yazılanlara ek olarak.
alkol meselesinde bize anlatılan tek bir görüş; ama haram kılınmasının sebebi aklı örtmesi, bu yüzden "aklı örtene, iyice sarhoş olana dek içmek caizdir" gibi yorumlayanlar da var bunu; ben katılmasam da.
bu yorumu yapanların mantığıyla gidersek, bokunu çıkarmadığın sürece herhangi bir sakınca teşkil etmez (mekruh, haram vb.) yorumu da yapılabilir.

www.finansbank.enpara.com

en para.com'u tavsiye ediyorum.

Su an en yuksek faizi veren hesap enpara.

en para şart değil. herhangi bir bankada hesabınız varsa parayı yatırın, sonra internet bankacılığı üzerinden vadeli mevduat açtırın. 32 günlük olsun. seçeneklerden de "vade sonunda faiziyle yenilensin" seçeneği seçin. Sonra parayı unutun.
Sadece, parayı yatıracağınız banka hesabını aktif kullanıyor olun. maaş hesabı gibi falan. durup dururken hesap işletim ücreti almasın. bilmediğiniz bir bankaya gitmeyin.
Şimdi mevcut bankada zaten taciz ediyor. Reklam falan. Yeni bir banka ya da sistemde işin cılkı çıkabilir. Parayı bir günde tahsil edemeyebilirsiniz. Diğer olasılıkları düşünün...

Enpara: 32 günde 72,28 TL veriyor. %9,70
İşbank İnternet Vadeli: 61,48 %8,25

aradaki fark 10bin'de 10 lira.

düşük ihtimal ama durdururlarsa ne olduğuna bakarlar en fazla, açıklarsın. çok fazla uzatacaklarını sanmıyorum.

Yurtdışından getirenler oluyor, iç hatlarda problem olacağını sanmıyorum.

sıvı olmadıktan sonra sorun yok.

en gerçekçi dizilerden olan six feet under izlendi mi?

bunların içinden dexter, prison break izlemediysen onu izle ama

six feet under.

hayır izlemedim, dramamı ne bunun konusu?

dexter

Walking Dead izlemeyeni döverim.

Zombi dizisi bu, nasıl gerçekçi olacak?

@otonom zombi ise ozaman izlemem. bir zombi dizisi nasıl olurda bukadar populer oluyor anlamıyorum anlamakta istemiyorum izlemicemde :)

@Bysb 2 kardeş var, biri komplo ile hapise atılıyor (büyük olan), küçük kardeş de bunu hapisten kaçırmak için hapse giriyor vsvs
ileriki sezonlarda olaylar değişiyor tabi

eskilerden: oz, the wire
yenilerden: the killing, hell on wheels

çünkü klasik zombi filmleri gibi değil. kıyamet sonrası insanların ilişkileri, psikolojileri vs ön planda, hatta aksiyon çok az, breaking bad'le benzer yanları var bu açılardan.

oha dexter tabi ki.

six feet under'ı mutlaka izle.
dexter da süperdir.
madman de iyi seçim.

Dexter

The killing

Homeland

dexter! her ne kadar sonradan baysa da sana hayata dair önemli şeyler katacak bir dizidir izlemelisin mutlaka

kendin yapsana al bi koli etrafını çöp poşetiyle bantla su geçirmez. zamanında yapmıştık işe yarıyo.

hatta altına tahta parçası gibi bir yükselti koy ki yerden soğuk çekmesin. bi de eski ama temiz tahtabezi gibi paçavralar koyarsın içine. mis gibi olur.

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

izmiri bilmiyorum ama şahıstan değil de, şirketten kiralık olarak bakarsanız daha iyi olur. yani bu işi ciddi meslek olarak yapan bi yer.
ben de daha önce kullandım bu hizmeti, gerçekten daha ucuz ve rahat. mutfağı falan var, evde basit yemek olayına bile girebiliyorsunuz.

işte izmir'de bunu yapan, tavsiye edebileceğiniz bir kurum var mı genel de İstanbul'da kurumlar.

www.airbnb.com

teşekkürler, bu agency ile ilgili bilgisi olan var mı?

adahouse.net

türkiye sakatlar derneği, kapaklarla sandalye alındığını söyledi. iki hafta önce duydum.

tahmine budur demek de iyi tabi.

ediyordur heralde, geçen ilgili bir haber izlemiştim, engelli arkadaşlar bizzat çalışıyorlarmış kapakların ayıklanmasında

(git: 646326)

kampanya şu şekilde ilerliliyordu bir dönem;

bir fabrika toplanan bu kapakları, rengi fark etmez aslında yeşil turuncu da olabilir, küçük parçalara ayrıp, belirli aşamalardan geçirip daha sonrasında şu ekmek konulanlar gibi plastik kasalar haline getiriyordu.

yanlış hatırlamıyorsam yapılan anlaşmayla 4 ya da 5 tekerlekli sandalye parası çıktığında şirket bir tanesini de kendisi alıp ilgili kuruma verilmesi için gönderiyordu..


benim ilgimi çekense kilolarca hatta tonlarca kapak toplandı bu kampanyayla ama yolda izde faydasını göremedim, kullananda bir artış gözlemleyemedim..neden??

şu esra erol mu ne var ya evlilik programı zımbırtısı, ben gördüm o topluyordu programda. ona yazın.

dilekçenizde ıslak imza olması şartı aranıyorsa, zaten olmaz. onun için gidip elden teslim etmeniz, ya da kargo ile göndermeniz gerekir.

öyle bi şart yoksa, dediğiniz gibi, fark olmaz.

fotokopicilerde genellikle faks makinesi olur. gidip, numarayı verdiğinizde o numaraya gönderirler.

ilgili yer dilekçe yazıp faskla göndermemi istemişti. o zaman bilgisayarda yazıp çıktısını alıp göndermem yeterli herhalde, nolur nolmaz çıktı aldıktan sonra imza da atayım mı?

elde de yazabilirsiniz. bilgisayar çıktısı alacaksanız, çıktıyı aldıktan sonra imza atın faksı öyle çektirirsiniz.

bilgisayar ciktisi al ya da eklinle yaz hangisi kolayina geliyorsa. ciktiyi alip imzani bas ve faks cektir.

sorun olmaz

www.dvlottery.state.gov
burdan kendiniz doldurabilirsiniz. zor değil.
ama yok eğer ben uğraşmam derseniz de aracı bi kurumdan yardım isteuebilirsiniz. tabi komisyon alıyorlar 30 lira civarıydı sanırım. mezun.com güvenilirdir, internette her gördüğünüze atlamayın.

dinimiz islam değil ama bizde de kurban adeti var, annem Darülaceze'de kestiriyor orada bırakıyor. yakınlarında hayvan satışı yapan yerler var Darülaceze de kesim yapılıyor, bir de makbuz veriyorlar.

kurban parasını löseve veya mehmetçik vakfına bağışlıyoruz. kesilmesine gerek yok diye düşünüyorum, hasta çocuklara ilaç olsun o para.

kurban başka, bağış başka.

kurban bağışı diye birşey yok.

gidiyoruz, kurban kestiriyoruz.

ben de kimseye vermem, kesildiğini görmem lazım gerektiğini düşünürüm. sonra klasik üçe bölme yöntemi. aslında kesildiğini görüp öylece vakfetmek lazım da gelir düzeyimiz o kadarına izin vermiyor şimdilik :)

melisayı öneririm ben de. Her şeyden öte tadı kötü değil, bitki çayı içeceğim diye zıkkımın kökü klasmanında sayılabilecek bitki tatlarıyla haşır neşir olmanın alemi yok. Uykuyu da düzenlediğini söyleyebilirim. Melisa iyidir.

papatya da iyidir, ama melisa daha kuvvetli.

samimi değil bence

Gayet samimi, canlısı da olabilir.

çok tatlı bence. beğendim.

video çekeceksen eğer, bir arkadaşına kameramanlık yaptırıp ikiniz için önemli olan ya da bir şekilde onunla ilgili olduğunu düşündüğün normalde satın alamayacağın şeyleri ona almış ya da alacak gibi yapabilirsin. "hayatım sen geldiğinde rahat rahat gezebilesin diye sana istanbul metrosunu satın aldım" "gidiş gelişlerinde kolay vize alabilmen için sana amerikan konsolosluğunu satın aldım" gibi. gerçi amerikan konsolosluğunun önünde video çekersen yaşatırlar mı seni o da tartışılır.

olumlu yorumlarınız için teşekkürler.

pastayı ise küçük browniler alıp onlardan kalp oluşturucam tek tek mum koyucam. benim yaptığım pastalar böyle olur falan derim :D

özel yetenek bu tür durumlarda can simididir.enstruman çalabiliyor musun?şiir okuyabiliyor musun?şarkı söyleyebiliyor musun?farklı bi yeteneğin varsa onu harman et diyorum.madem geç kaldın sermayeden yiceksin.

bi de yaklaşık bi yaş verirsen belki daha net tahminlerde bulunabiliriz.+25 hatuna "bak browni ben yaptım ehe" dersen bi sessizlik olur mesela.

keşke özel yeteneklerim olsaydı ama maalesef.

öküz olduğundan bahsetmen itici ötesi

okuzluk de bi yetenek.

Bence güzel. Kendisi öyle fotoğraf üstü şiir filan yapıyorsa demek ki hem romantik hem de böyle hediyelerden hoşlanan bi kızımız. Doğru yoldasın. Bayılacak.

önemli olan vakit ayırıp böyle bişey yapmış olman. ne yaptığının önemi yok. bence güzel fikir.

zaten sevgililer öküz olduğundan bahsedince kızı mı kaybedecek?

önemli olan doğal olmak hafızinho.

aynısını erkek arkadaşım doğum günümün gecesinde skype yaptığımızda yapmıştı.ekrana bir baktım elinde ufak bir pasta.arkada balonlar,güller...

benim çok hoşuma gitmişti ve mutlu olmuştum.video yerine aniden skypela da yapabilirsiniz :)

köpek bakımı çok zor.çocuk gibi ilgilenmek gerekiyor onunla.keşke köpeği kabul etmeseydin.

sahiplendir.

hediye olarak bir canlı veren insan da tuhafmış. rock n roll doğru demiş keşke kabul etmeseydin. sen hayvan bakmak istediğini falan ima ettiğin içinse bir şey denmez tabi, ama yine de tuhaf. bir de goldenlar çok hareketlidirler, sürekli oyun isterler. kolay gelsin şimdiden.

köpek bakımı inanılmaz zordur.

ben şimdiden söyleyeyim, o köpeğe iyi bakamama ihtimalin çok yüksek.

ilk 6 ayında bir sürü aşı yapman, özel mamalarla beslemen ve tuvalet eğitimi vermen gerekiyor. tüylerine oyuna buyuna ayrı ayrı bakımlar yapman gerekiyor.

şunu da ekleyeyim: 2 aydır bir köpek evlat edinmeyi planlıyorum, bir çok kişi "köpeklerimize yuva arıyoruz" diyip, telefon açtığımda para istediği için henüz bir köpek edinebilmiş değilim. eğer bakabileceğini düşünüyorsan, 15 yıl o köpeğin senin bir parçan olacağını unutma.

eğer bakamayacağını düşünüyorsan da, seve seve köpeği alırım.
evimiz de bahçeli, onlarca kedi baktım, kaplumbağa ve kuş bakıyorum.

dediğim gibi, gözünü seveyim 2 ay o köpekten hevesini almak için köpeğe işkence etme. bu gece iyice bir tart, bundan sonra o köpekten 1 gün bile ayrılamazsın, sana bağlanacak. eğer bakamayacağını düşünüyorsan bakabilecek birine ver.

2-3 ay seni annesi babası gibi görecek ve sen bakamadığını anladığında mahvolacak hayvan.

öncelikle hediye diye hayvan getiren arkadaşınla görüşmeyi kes.
köpekten anlamam ama sahiplendir diyenlerin vardır bir bildiği.

ola ki bakmak istersiniz diye, su basligin yazarlarina yolladim duyurunuzu. belki bi cevap gelir. siz de duyurunuzu silmeyin lutfen. ofsayta dusmeyelim.

(bkz: golden retriever sahibi olmak)

o hediyeyi veren arkadaşım kafasını duvara sürtmek lazım. Sahiplendir.

bakmayı düşünüyorsan, yarın sabah bir veterinere git. aşı kartı falan çıkartsın, gerekli aşılarını yapsın ve o hayvana nasıl bakman gerektiğine dair bilgilendirmelerde bulunsun. bu akşam kıçının içinde uyuyacaktır muhtemelen çünkü bir anne sıcaklığı arıyor.

ama tekrar edeyim: bu gece iyi tart. en az 15 yıl, o hayvan seninle olacak. sen tatile giderken, işe giderken, işten dönerken, arkadşalarının evine giderken, hava sıcak veya hava soğukken tüm planlarını bu hayvana göre yapacaksın. ani planlar yapıp köpeği evde yalnız bırakamazsın.

çok iyi tart. bir an bile şüphelenirsen, köpeği sahiplendir.
eğer 2 ay 3 ay seninle kalıp o şekilde sahiplendirirsen, köpek depresyona girecek, mahvolacak.

eğer sokağa falan atarsan, o köpeğe de en büyük işkenceyi yapacaksın.

bakmayı düşünüyorsan: yarın sabah ilk iş veterinere git. ilk 6 ay masrafı bol olur ama sonra masrafın düşer.

hediye diye kopek alinmis... hem de bir aylik, daha kesinlikle anneden ayrilmamasi gereken bir yas! yuh. en iyisi sahiplendirin, cunku bir aylik bir kopege bakmak normal bir yavruyu sahiplenmekten ote birsey ve eminim bir ayin sonunda bikacaksiniz. kopekle yasamayi istemeden bu ise girmeyin, hemen tecrubeli ve hayvan seven birine (cocuguna oyuncak arayana degil) sahiplendirin.

bu gece dediğim gibi iyi tart.

tekrar söyleyeyim: seve seve evlat edinirim. eğer aynı şehirdeysek, istediğin zaman gelip görebilir sevebilir hatta dolaştırabilirsin de. yeter ki o hayvancağız istemediği şeyler yaşamasın.

sutlu ekmek vermeyi kesin, inek sutu midesini bozar. veterinere gidip ozel mamasini, formulunu alin. BIR AYLIK BIR YAVRU sahiplendirilmez! annesiyle, kardesleriyle olmasi lazim! beslenmesini birakin, normal anlamda sosyallestirilmesi ve diger kopeklere nasil davranacagini ogrenmesi icin annesine ve kardeslerine ihtiyaci var. bunlar olmazsa mutlaka buna zaman ayiracak ve ugrasak birine ihtiyaci var! lutfen veterinere danisin ve kisa zamanda yavruyu bu tip bir insana verin.

golden sahiplendim. inanılmaz severim hayvanları. sürekli bağışta yardımda bulunurum. ama sahiplendiğim golden resmen bir çocuktu. sabah 6da uyanıyodum. evde tek bırakamıyodum evdekiler gel ilgilen diyordu. resmen yetişemedim hayvana, 20 yaşında çocuk sahibi olduğunu düşün çünkü. bi yanda üni.ye git falan filan ve geri sahiplendim.

ben kesinlikle sizi suclamiyorum, o arkadasiniza saydiriyorum ama. sadece sizi uyarmaya calisiyorum, cunku su anda evimde biri barinaktan 3 yasindayken biri yavruyken bir arkadastan alinmis iki kopek var ve yavru annesiyle 4 ay kalmis oldugu halde asiri derecede ilgi, sevgi ve para isteyen bir macera oldu bizim icin uzun bir sure. buyudugunde masraf azaldi ama halen ilk gunku kadar ilgi ve sevgi istiyor. barinaktan kurtardigimiz da canimiz bizim, ailenin hic buyumeyen cocuklari onlar. yani 15 yil boyunca iki tane cocuga bakacagiz. sizin durumunuzda ise cocuk degil, resmen yeni dogmus bebek gibi birseye bakmaniz gerekecek. bunu bilin istedim.

ev hediyesi golden ne ya:) istemiyorum deseydiniz. evde köpek beslemek çok kötü bir durum bence. her taraf tüy müy, ıyk... iade edin bence.

köpek "iade edilecek" bir "hediye" olamaz bir kere önce hayvanların onuruna dil uzatmaktan vazgeçmeniz lazım. tüylerine ıyk dediğin hayvan da senden temiz, misler gibi düzenli olarak yıkanan/yıkanması gereken bir hayvan. kendin sanki kıl tüy dökmüyorsun. tamam dünyanın en tercih edilesi şeyi değil her yerden kedi köpek kılı çıkması ama, bebekler de altına sıçıyor! ıyk demiyoruz değil mi onlara? canlılara saygılı olmalısınız. evinizde istemeseniz de.

köpek bakımı ciddi bir zorluk. kedi olsa belki severseniz bakabilirsiniz derdim ama köpeğin bebekten farkı yok. üstelik eğitimi sıkıntılı dönemlere sebep olacak, köpek beslemek aklında olmayan biri için bunun çok çok çok zor olduğunu söyleyebilirim.

ben köpek beslemiyorum. iki kedim var. köpek de istiyorum daha birkaç gün önce bir klinikte kuyruksuz bir yavruya denk geldim alıp gitmek istedim ama alamadım. neden? götüm yemiyor çünkü köpek bakmayı. masraflarını... masrafını geçtim para mevzusunu halletsem bile şu an için benim hayatım köpek bakmaya uygun değil. günde en az iki saat yürüyüş, ki goldenlar hareketli hayvanlar daha uzun bile olabilir, evde sürekli temizlik, hastalıkları, ilgi ihtiyacı, benim yaşam düzenimle bunu başarabilmen imkansız. ekstrem bi yaşamım da yok üstelik. ama canım sıkılınca gece çıkıp giderim mesela, köpeğim olsa çıkamam. içimden de gelmez zaten beni bekleyen bi çocuğum varken geceyi dışarda geçirmek. gece hayatın ölecek mesela, bunun için köpeğini suçlamamalısın ki bunaldığın bir dönemde suçlayacaksın çünkü istediğin için sahiplenmedin. madem geldi bakayım dedin. bu dediğim uzun süre katlanabilirsin tabi, evin içinde eğitimi verene kadar işeyip sıçan her şeyi ısıran eden bir yaratığa en fazla iki ay dayanabilirsin.

yuh! bir aylıkmış. SAHİPLENDİRİN.

ben bir cocker sahibiyim. golden'a göre kat be kat daha zor bir köpek nitekim pek bir inatçı ve aşırı hiperaktifler. büyük korkular ve önyargılarlara sahiptim bakmaya karar vermeden önce fakat düşündüğüm kadar değilmiş. aşırı zor, feci zor, inanılmaz zor gibi ifadeler bana abartılı geldi. sonuçta sevdiğin zaman senin bir parçan oluyor, üstelik evde 3 kişiymişsiniz. biriniz o gün eve gelemese diğeriniz onu düzenli olarak dışarı çıkarabilir. spor ve akıl sağlığı için çok faydalılar köpekler.

köpek bakmak kedi bakmak kadar zahmetsiz değil, aklında bulunsun. diğer yapacakların bir yana; köpek besleyeceksen günde 2-3 saat gezdireceksin, tuvalet eğitimini almasını sağlayacaksın, yıkayacaksın, ilgileneceksin, tek bırakamayacaksın. bu kadar çok zaman ayırabileceksen bakmayı düşün.

madem yavru, kolay sahip bulur. onu bakabileceği birine ver vakit kaybetmeden. büyüdükçe sahip bulman zorlaşır. at kadar büyüyor onlar bunu hesaba kat.

Öncelikle size ev hediyesi olarak bir aylık Golden getiren arkadaşınızın iletişim bilgilerini paylaşırsanız kendisini arayıp çok içten bir şekilde küfretmek isterim.

Golden türü çok enerjiktir. İki yaşından sonra daha sakin oluyorlar ve enerjilerini kontrol etmek daha kolay oluyor ama zaten "bakamıyorum" bahanesiyle sokağa atılan Golden'lar da genelde iki yaşından küçük oluyor.

İlk 6-7 ay neredeyse hiç tüy dökmezken bebek tüylerini döküp yetişkin tüylerinin çıkmasıyla her yerde tüy topakları görmeye başlayacaksınız. Kendi köpeğimi günde iki kere, 30'ar dakika tarayıp bir yastık dolduracak kadar tüy çıkarttığımı bilirim. Profesyonel mama yerine daha ucuz olsun diye ev yemeği vermeye kalkarsanız tüy dökme olayı da bir o kadar artar.

3-4 aylık olup tüm aşıları bitene kadar sokağa çıkması yasak olduğundan tuvalet eğitimi de veremezsiniz. En fazla gazeteye yapmayı öğrenir ama daha kasları tam gelişmediği için tuvaletini tutamaz ve evin içerisinde küçük kazalar olabilir. Sokağa çıkmaya başladıktan sonra günde 4-5 kere, mümkünse her yemekten sonra dışarı çıkarıp sokağa yapmaya alıştırmanız gerekir. Bu da zaman ve sabır ister.

Golden'lar büyük ırk köpeklerdir. Benim köpeğim erkek ve şu anda 34 kilo. Evin içinde kocaman, tüylü bir hayvan sürekli koşturup sizinle oyun oynamak isteyecek.

Asla aynı dönemde üçünüz tatil yapamayacaksınız. Ya biriniz evde köpeğe bakmak için nöbetçi olarak kalacak ya da parası neyse verip köpek pansiyonuna bırakacaksınız. Ama unutmayın, sizden ve evden her ayrıldığında ciddi anlamda üzülüp bunalıma giriyorlar. Köpeğimi annemlere her bırakmak zorunda kaldığımda (ki onlar da inanılmaz seviyor ve ilgileniyorlar) ben gelene kadar yemek yemiyor, bütün dengesi değişiyor.

Ancak ne olursa olsun köpek sahibiyseniz daha düzenli bir hayatınız olur. İnsanda negatif enerji bırakmazlar ve sizi herkesten fazla seven bir canlıyla yaşamak inanılmaz güzel bir şey. Tabii siz de ona aynı ilgi ve sevgiyi verebilecekseniz...

Kendi köpeğimin haricinde sahiplendirme aşamasında bir sürü yavru köpeğe geçici olarak baktığım için herhangi bir sorunuz varsa özel mesajdan yardımcı olabilirim.

Son olarak; sizde kalmayacak bile olsa aşılarını bir an önce yaptırın, profesyonel yavru köpek maması alın (ProPlan'ın kuzu etli yavru köpek maması gelişmelerine inanılmaz etki ediyor, tecrübeyle sabittir), şu anda dişleri çok kaşındığından ip oyuncaklardan alın. Bir de peluş hayvan alırsanız ona sarılıp uyur. :)

(bkz: golden retriever sahibi olmak)

basliginin yazarlarina, bu duyurunuzu yollamistim. iclerinden gecekusu, asagidaki cevabi yolladi:

milletin yazdığını bilmem... 8 köpek beslemiş biri olarak...
golden 7 aya kadar dişi de olsa erkek te olsa kasları gelişmediği için tuvaletini yeterince tutamaz...bu yüzden yemeğini ve suyunu yedikten sonra dışarı çıkar. eve geldiğinden az miktarda su ver...
her hareketini izler veçocuk gibi öğrenir.benim ki eve geldiğimde keyifsizsem anlardı..telefon konuşmalarım bitene kadar oyun oynamazdı... bütün bunları çok kolay şekilde öğretebilirsin...
tek yapman gereken isteklerini vücut dilinde belli etmen...
mesele 6 aylıkken ben günde 10 dakika eğitimle 2 haftada otur kalk gel git pati zıpla gibi basit komutları sadece mama rüşvetiyle öğretebildim...
veterenirini iyi seçmene tavsiye ederim...keza hepsinin istediği aşıların sayısıdeğişiyor. ve bazen ciddi masraflar çıkıyor... ilk aşamalarda zor ama gezdirmeye başladığın zamanlarda mutlaka köpeğinin arkadaşları olacaktır. diğer köpek sahipleriyle konuşarak iyi bir veteriner bulabilir....mama konusunda rivayetler var...ben son köpeğimi birisinden aldığım için alışkanlıklarını bozmadım ve en kaliteli mamayı kullandım.ancak biriz masraflı oluyor.. yine de kaliteli de olsa koyun, tavum vs de olsa köpeğine en iyisinin hangisi olduğun sen zamanla anlaycaksın. daha doğrusu hayvanın tuvalet alışkanlıklarında...ve eğer sorumsuz bir insansan şimdiden vazgeç..gerçekten çocuk büyütmekten farksız. sonra hayvanın da psikolojeisin bozulmasın derim ben :) benim elimden beynimden bu kadar gelir... sık girmiyorum artık sozluk e ama denk gelirsem yardımcı olmaya çalışırım... gerçi bunlarımı merak ediyordun ondan da tam emin değilim ;) anlatasım geldiyse demek :)

ben ptt ile gönderirirm hep amerikaya. bir keresinde minyatür şişe rakı da yollamıştım. gerçi o biraz geç gitti ama gitti sonuçta.

Sağlam paketle bişeycik olmaz. Ama dikkat edilecek nokta kargonun 2 kgı geçmemesi yoksa çok pahalı tutuyor.

cok siki ve iyi paketle, ptt ile gider super sekilde. postanedeki amcaya abey ogrenciyim sunu basili evrak olarak gonderelim diye soyle. o zaman cok kiloyu cok ucuza gonderebilirsin.

scholar.google.com.tr bunu biliyorum bi tek ben

hem de istemeyeceginiz kadar var. yeter ki aramaya inanin.

(bkz: google'da ileri arama teknikleri/@compadrito)

avm lere bak, oralar hep açık.

www.myapartistanbul.com
ben kaldım 1 hafta tavsiye ederim.

Galata House tavsiye edebilirim.

büyük ihtimal zehirlenmiş olabilirsin derhal bir acil servise git ve mideni yıkattır.

yav nolucak bi bok olmaz dikkatli ol bundan sonra

ekstra protein almış oldun

korkuttunuz dostum :D

Kurt sadece girip biraz elma yer ve çıkar. Oraya kendi vücudundan çıkardığı bir maddeyi enjekte etmez. O yüzden kurdun girdiği deliği yemeniz, kurt orada olmadığı sürece zararsızdır.

Ayrıca, elmanızda kurt deliği bulunması, kurt girmesin diye bir takım kimyasal maddelerin kullanılmadığı anlamına geliyor.

olmaz üstat bir şey

ya uzak doğuda her tür böceği kurdu dürüm edip yiyolar sen bi kurttan tırsmışsın bişey olmaz yediysende protein işte.

protein almış oldun fazladan sadece. raad ol.

şimdiye kadar farkında olmadan meyve sebzenin içinde neler yemişsizdir kimbilir..

bu kadar takılmamak lazım, bağışıklık sistemin güçlenmiştir, hiçbir şey olmaz. çok ciddiye almaya gerek yok bu tarz şeyleri.

salonun duvarları, perdeleri ve koltukları ne renk, modelleri klasik ahşap kolluklu mu yoksa modern kolluksuz mu ya da deri mi yazarsanız ancak öyle salonunuza uygun bir şey önerilebilir.

hmm ayrıntılıymıs. modern kolluksuz berjerler var yeşil renkte. beyaz yeşil bir 2li koltuk var ve sütlü kahverengi ahşap desenli masa mevcut. duvarlar ve perdeler de krem.

çok bilindik bir resim olması sizi rahatsız etmezse bu yakışır bence www.vangoghmuseum.nl

bu konuda bilmeniz gereken şu; yaşadığınız ortamdaki nesneler sizin ruh halinizi etkiler. ruh halinizin nasıl etkilenmesini istiyorsunuz ona göre düşünün ve ona göre sorun. örnek vereyim; ben çok sakin bir insan olduğu için odamın duvarlarını kırmızıya boyamıştım beni canlandırması için.
o yüzden siz de o resmin size nasıl bir etkisi bulunsun istiyorsunuz? size huzur mu versin, enerji ve mutluluk mu versin, yaratıcılığı mı vurgulasın? çünkü baze resimler kimi insana mutluluk verir, kiminin içini daraltır, depresyon duyguları verir.
bunları düşünüp ona göre seçin resmi.

Bir kısmı alman
bir kısmı ingiliz
bir kısmı ispanyol
bir kısmı portekizli
bir kısmı hollandalı....
şeklinde gidiyordu hatta % leri bile vardı vikipedia da vardı bakayım bulursam eklerim link.

Edit:Geneli avrupa ve afrikalı.

turuncu kafalılar irlandalı.
minnesota iskandinav dolu
dakota alman dolu
new york italyan dolu.
new mexico ispanyol dolu.
los angeles ermeni dolu.

ilk göçüp amerikan devletini kuranlar daha çok ingilizler ve diğer avrupalılar. daha sonra köle olarak getirilen zenciler var, son senelerde ise meksika ve güneyden gelen latin dolu.

(bkz: melting pot)

9gag.com özetle..

kertenkele zararlı bir hayvan değildiraçın kapağını çıksın gitsin balkondan.

kertenkeleyi süpürge ile çekip bir gece de orada bırakmışsınız..

bırakın da o korksun sizden biraz..

bu işi korkmayan bir tanıdığınız yapsın vardır öyle birileri.

kertenkele dediğin şey heralde 10cm uzunluğunda süleymancık. hiçbir zararı olmayan, insana da gelmeyen canlılar.

açın kapağı gitsin zavallı. ya da direkt öldürün de işkence etmeyin hayvana.

ya evde annem yapıyodu, şimdi burda öğrenci evinde, kızlar benden korkak, kimse de yok çağırcak, ölmüş müdür orda, yaşıyo mudur hala?

umarım ölmemiştir. kertenkele, ev orumcegi bunlar cok zararsizlardir. biraz cesur olun bu konuda.

açın kapağı gitsin. olur da sizi yerse sorumluluk benim. koşe bucak kaçtığınız ev örümceğini iki elinizin arasında sıkıştırsanız bile sizi ısırmaz, keza kertenkele ayni sekilde.

işkence ediyorsunuz hayvancağıza, aynısının size yapıldığını düşünün bir.

kapağı açın biraz öyle kalsın balkonda. hayvancağız gün ışığını görür çıkar süpürgeden

ya böyle deyince siz üzülüyorum, ama korkuyorum da,
@innerbliss, sanırım en mantıklısı o, öyle yapıp beklicem

bu bir ders olsun bu tür hayvanlardan korkmamayı öğrenin. çoğunun zararından çok faydası var (ozellikle orumcekler haserat oldurmede cok iyilerdir)kovalarsanız kaçacak ve size hiç bir şartta zarar vermeyecek canlılar bunlar. üstüne bassanız, elinize alsaniz dahi bir sey yapmazlar.

innerbliss'in dedigini yapin, gitsin hayvancagiz.

üzülme, olmamıştır bişey, sürüngenler dayanıklı olur böyle koşullara. korkmana da hiç gerek yok. istesen de sana gelmez, süpürgeden çıkınca ayakları poposuna vura vura kaçıcak zaten.

ya açtım süpürgeyi, camı da açtım, yaşıyodu hala, sonra bizim balkonda halı var böyle kullanmadığımız, kendi etrafına sarılı, onun arsına girdi bu, napıcam şimdi?
@buckminster cidden gelir misin?

hiç bir şey yapmayacaksınız. acıktığında veya çevresindeki onu öldürmek isteyen canlılar uzaklaştığında çıkıp gidecek oradan.

edit: uzaklasin oradan, bir saate gitmis olur ve siz isteseniz bile gelmez artik.

ellemeyin hiç. uzaklaşın bulunduğu odadan gider o zaten kendisi.

kertenkele şans getirir uğur getirir, öldürenin öldürmeye çalışanın vay haline! kara büyü gibi bişey. (bkz: kara büyü nasıl bozulur)

bunlar bi yana kertenkele evinizdeki börtü böceği haşeratı temizler. iyidir ve zararsızdır sizden çok korkar o sebeple halının içine girmiştir.

o hayvan çevrende görebileceğin en zararsız canlılardan biri. hiçbir şey yapmaz merak etme. bekle çıkar gider.

(genel olarak evde karşılaşılan canlılar böyledir)

not: tabi hepsi değil. olurda akrep, çiyan ve gereğinden büyük örümcek görürsen o zaman endişelen. ben sırasıyla hepsiyle karılaşmıştım.

şanş, uğur, kara büyü, kader gibi şeylere inanma. ama hayvancağızı da öldürme.

zamanla evden gidecektir hayvan istenmediğini anlamıştır heralde.

sakın kapağını filan açmayın makinenin haznesinin. maazallah hepinizi çiğ çiğ yer.

galeri7.uludagsozluk.com

geçen sene benimde gelmişti başıma ben dışarı çıkarmadım bidahada haber alınamadı, sizde açmayın.

üstüme gelmeyin ya, öldürmedim, balkonda halının arasında takılıyo galiba, cam da açık, gider umarım

arkadaş şu hayvanları böyle yaparak öldürmeyin yazıktır.
bizim eve de ara sıra girer, öldürmeden kolayca yakalama yöntemini söylüyorum.

süpürgenin borusuna çorap, tül gibi içinden hava geçebilecek bir kumaş takın öyle çekin. hayvan oraya takılı kalacaktır. sonra onu bir poşete koyup dışarıya bırakın.

onun yaşama alanını işgal eden biziz, bir de canını almayın yazıktır.

nihayetinde elektrik süpürgesine girebilecek kadar minik bir kertenkele... okuyan da komodo ejderiyle karşılaştınız sanır.
balkondaki tüm camları açın, balkon kapınızı da kapatın. kendisi çıkar gider. her saat başı aa bakiyim acaba gitmiş mi diye elleşmeyin.

siyah olanı tercih ederdim. bakınca daha net göründüğü ve diğeri fazla beyaz kaldığı için.

siyah kadranlı olan

siyah kadranlı daha güzel.

siyah

çizilmeler mutlaka olacak ve siyah kadranlı bunları daha çok belli edecek. o yüzden beyaz. ayrıca beyaz daha güzel.

sol

siyah

ben babama siyah kadranlı bi saat hediye etmiştim, sonra götürdük beyazlısıyla değiştirmiştik. gerekçesi gözlerinin siyahı seçememesidi. bence beyaz olan.

onduline

www.google.com.tr

www.google.com.tr

onduline' de alabilirsiniz sac da. onduline allah korusun yangın da fena yanar. sac ise hem daha dayanıklı hem de yangında yanmaz bir maddedir.

Ondüline plastik çatı kaplama malzemesi diye bulabilirsiniz www.onduline.com

Ben de şıngıl tavsiye ederim, düz bir zemin oluyor en azından emiraliyapimarket.com

evet bu onduline aradığım şey.

bunların en ucuz versiyonu hangi malzemedendir?
bi de tahmini metrekare fiyatları ne civarlardadır acaba?

bu arada görünüm hiç önemli değil arkadaşlar.
ben bir yerde bunun plastik saydam versiyonunu görmüştüm, acaba daha mı ucuzdur. dediğim gibi bana sadece en ucuzu lazım.

ekonomik olan sac ve ence iyi olan da sac.

eternit denmiyor mu ona?

üşüttüğüne emin misin?
kafeinli birşeyler içtin mi bugün ve stresli bir ruh halinde misin?
bana bu dediklerin aynen olur bu yüzden.. ebnde başta hastayım sanmıştım sonra gerçek ortaya çıktı.

(bkz: besin zehirlenmesi)
(bkz: mide üşütmesi)

patatiz haşla üzerine hafif karabiber tuz, çok yeme. bol ılık su iç. bir diş sarımsağı soy ve yut çiğnemeden. mideni korkutmadan ufak tefek şeyler ye. geçmiş olsun.

@innerbliss
Evet kesin üsüttüm.
Hayir icmedim, ruh halim hasta olana kadar gayet iyiydi :(

terle o zaman iyicene, sıcak suyla duş da al.
bol su iç bi de.

hiç birşey kar etmiyor hafız. 2 gündür sabahları neredeyse nefes alamıyordum. tuzlu suyu gargara ederek filan geliyordum kendime. bugün doktora gittim. hap şurup ve sprey 3 lusuyle ilk adımı attım iyileşmeye. bol bol su içeceğim bir de. sen de öyle yap. kalk doktora git hemen.

ishal başladıysa reflor iyi gelebilir.
ancak kendisi de bir çeşit bakteri olduğu için dikkatli kullan

evet giysileri rulo yapınca hem az yer kaplıyor, hem de katlama yeri olmadığı için buruşmuyor.

anne baba size muhtaçsa ve ileride daha da muhtac olacaksa, hiç olmazsa yakına giderdim. ama giderdim heralde.

memurluk derken düz memurluk mu? bak ben debenzer durumdayım: www.eksiduyuru.com

1 yıllık vizeye başvurdum, dün konsolosluktan aradılar, başvurum ulaşmış sanırım, mülakat yaptılar işte, büyük ihtimalle gideceğim. bu vize büyük ihtimalle reddedilmiyor. ben yeni memur oldum işte. yaşım da küçükken gideyim şansımı deneyeyim diyorum.

bak hep şunu savunmuşumdur: bir şeyi yapıp pişman olmak, yapmayıp pişman olmaktan daha az acıtır, daha mantıklıdır. eğer gitmezsen hayatın boyunca içinde kalabilir. ama gidip görürsen, yaşarsan bu muymuş dersin, beğenmezsen dönersin. bunda pişmanlık duymazsın.

olm bak memur olup asaletini aldıktan sonra git. memur olup asaletini aldıktan sonra tekrar memurluğa dönmek isteyenler istediği devlet kurumuna sınavsız bir şekilde girebiliyor. tabii kurumun kabul etmesi gerek. olmadı torpil bulursun. hiç olmadı kpss kaldırılmazsa tekrar kpssye girersin. kolay bi sınav zaten. en kötü senaryoyu düşünme hiç.

yurtdışında illa 10-15 yıl kalmak zorunda değilsin ki, bikaç seneliğine git bakalım işler nasıl gidiyor, ona göre karar verirsin.
eğer gitemzsen sonradan "gitsem şöyle olurdu böyle olurdu" diye hayıflanabilirsin.
anneye babaya bakmak lazım ama kendi hayatını ve geleceğini de düşün. ilerde aile kurunca çocuklarını daha iyi şartlarda yetiştirme imkanın olabilir yurtdışında.
Yurt dışını bikaç sene dene bence.

baldur +1

üstelik ben de aynı ikilemi yaşıyorum ama ilerde elimde olan bu imkanı değerlendirmediğim için pişman olacağıma, gidip duruma bakarım, gerçekten mutlu olmadığımı görürsem geri dönerim diyorum. aile faktörü ve her geçen gün yaşlanıyor olmaları var evet ama ne zamana kadar başkalarına bağlı olarak yaşayacağız? burda aileni-ailemizi kaldırıp atalım demiyorum ama kendi hayatını kurmak, istediğin gibi yaşamak için bir şeyleri göze almak gerekiyor.

valla baldur saolasın ya yazmıssın bol bol. inner ve letheaven size de eyvallah. dedıgınız makul gercekten, belkı bıkac sene denemek hatta asalet alıp gıtmek baya mantıklı. bı kapı bırakılmıs olur geride.

kutusuz derken yine kendi jelatinleri icinde sonucta degil mi? ben de midesi sikik bir insan olarak farkli seyler yiyecegim icin yurtdisina giderken baya ilac tasiyan bir insanim, sorun olmadi. bavula koy, orda daha az dikkat ceker.

ilaçların kutuları olmasa bile prospektüsleri yanında olsun ve hepsinin üzerine son kullanma tarihlerini yaz.

bavula saklar gibi koyma, direk ortaya at şüpheli durmasın.
aynı ilaçtan fazla miktarda olsa sorun çıkabilir ama seninkinde sorun çıkmaz bence. ben de maerikaya bi sürü bi şey götürmüştüm öyle.

telefon melefon iste, ucuzdur orada herhalde.samsung falan kore markaları değil miydi.

kadınsan eğer bb krem.

kırtasiyeye ilgin varsa envai çeşit kırtasiye malzemesi.

Kuzey mi, Güney mi?

Kuzey Kore'yse Pyongyang Racer oyununu getirmelerini isteyebilirsin, deli grafikler, enfes oynanış.

Paran varsa elektroniğe vur kendini.

ginsengli şeker, çay, krem, vs.

ben olsam ramen isterdim, tr de çok çeşit yok.. zararlı ama leziz

yiyecek olarak kimchi bir nevi lahana turşusu. ve de tofu.

yalnız bu yazılanların çoğu kargoyla ülkeye girmesi yasak şeyler. yiyecek(emin değilim), kozmetik ve telefon gümrüğe takılır.
ha kişi kendisi getirecekse boynumu eğer susarım.

(bkz: müshil) şaka bi yana anında yapmanız gerekmez heralde. küçükken yaptırmıştım ben. verdikleri kaba evde yapıp götürmüştüm sanırım.

önceki akşamdan lifli gıdalar ye, kuru incir filan. bağırsağı çalıştırır. verdikleri çubuğun ucundaki kaşıkla bir parça alman yeterli.

kabı alıp eve götürebilirsin, yaptığın zaman götürürsün ama yarım saat içinde vermen gerekiyor diye biliyorum.

Bi gün önceden bi elma, bi portakal, biraz kuru erik yiyin. Ispanak, patlamış mısır da yiyin. Beyaz ekmek yemeyin. yulaf ezmesi yiyin. Bol su için ve yürüyün. Sabah da ılık su için.

reçine'dir ağaçlardan sızan, yenmez. kuruyup taşlaşınca kehribar olur mücevher yapımında kullanılır.
bal ile alakası yok.

çam ağacından sızan sıvıdan yapılmıyor.
bildiğimiz arılar topluyor çamdan.
kozalakların olduğu yerlerden topluyorlar.
tam olarak bilemeyeceğim aslında ama ıhlamur balından daha faydalı. fakat kestane balının da çamdan daha faydalı olduğunu duymuştum.
her balın tadı farklı. ben en çok ıhlamuru seviyorum. kestane balını da hiç yiyemiyorum. çiçek balı da güzel.
akan sıvı çam sakızı. yeniyor. besin değerini bilmiyorum.

karaçamlar çok güzel polen saçar sarı sarı ondan topluyolar.

kırmızıkaşeban +1
ilave olarak kestane balı yiyiniz, marketlerden değil bildiğiniz arıcılar varsa oralardan temin ediniz.

benim en keyif aldığım bal kanola balıdır, arıcıyım bizzat.
polen için ardahan/posof-hanak yaylalarında müthiş çiçekler var. oraları tercih etmeli, gerisi mübalağa.

cam balinin tadi acidir, genelde mugla civarinda olur.

bulabilirseniz kekik bali yiyin, inanilmaz bir tadi vardir.

çamda bizim her zaman göremeyeceğimiz "basra" diye ayrı bir mahlukat-ü böcek vardır. arı bu basradan aldığı sıvı ile kendi ağız suyunu (kusmuk) birleştirerek bal yapar. gerçek çam balı az donar, çünkü o basra kışın pek olmaz dolayısıyla çam balı aldım dondu diye korkmayın sıkıntı yok. o donan balı benmari yöntemi ile eski haline getirebilirsiniz. bir de hiçbir bal yüzde yüz saf değildir. çam balında illa ki bir miktar çiçek, kestane balında illa ki biraz armut, çiçek balında da ağaç (kestane, gürgen, palamut altı yaprak üstü bulut gel sen burda derdi unut...) balı vardır. ha arıya söz geçirip de " bana bak kanka, sadece çam yala gel başka bişeye ilişme " diye söz geçirebilen birisi varsa amenna.

Yavruyken bir anne ihtiyacı hissettiğinden sizin dibinizden ayrılmaması normal. Birkaç ay sonra yavaş yavaş azaltacaktır bunu. Eğer siz evde yokken de oyalanacak bir şeyi olsun, sıkılmasın istiyorsanız bence en iyisi henüz küçükken ona bir kardeş bulmanız.
Isırması için de oyuncak alabilirsiniz, ama büyüdükçe ısırma isteği azalıyor.

üşüyodur. termofor yapabilirsin. duygusal şeyler değil. kapalı kuytu dar yerlerde de kendilerini daha iyi hissediyolar.

kediebesi anlayamadım, termofor ve duygusaldan kastınız nedir?

yani kedinin tepkisi yalnız kalmamak için, senden ayrılamadığı için filan duygusalbir tepki olmayabilir diyorum.

eğer kediyi yanınızda tutacaksanız neye alışırsa hayat boyu öyle yaşamak isteyeceğini bilin. kediler obsesif kompulsif varlıklardır. nerde uyuyorsa hep orda uyumak isteyeceklerdir.

sizinle beraber uyumaya alışırsa hep öyle olsun ister ve yeri göğü birbirine katar. ona göre alıştırın. ben kedilerimi ayrı yatmaya alıştırdım, o yüzden bazen beraber uyumak istesem bile onlar uyumak için dışarı çıkmak istiyor mesela.

tırnak meselesine gelince. tırnaklarını kesebilirsiniz. nasıl ki insan tırnaklarının beyaz bölgelerini kesiyoruz, kedilerin tırnaklarının de beyaz bölgelerini kesin dikkatli olun. pembe bölgelere denk gelirse kanar.
yavru henüz çok küçük olduğu için tırnaklarını geri çekmeyi bilmiyor. zamanla öğrenecek ve sizinle oynarken tırnaklarını geri çekecek. bunun için biraz sabretmeniz gerekli.

bizim kediyi de yavruyken ilk eve getirdiğimizde bizim yanımızda yatmak istiyordu geceleri, yanımıza almazsak viyak viyak ağlıyordu. ama bu aşamada kararlı olmak lazım, biz almadık ve bir-iki güne ağlamayı kesti, kendi yatağında uyudu hep ondan sonra.
tırnak konusunda ise, eğer keserseniz, bu sefer de körelen tırnakları törpülemek için mobilyaları tırmalayabilir. tırnakladığında azarlayın, burnuna parmağınızın ucuyla hafifçe pıt yapın kızdığınızı anlasın belki işe yarar.
bi de şimdi bi sürü oyuncaklar falan çıkmış tüylü püsküllü 5-10 liraya falan, onlardan alıp sandalyeye falan asıp sarkıtın, belki ilgisini çeker oyalanır.

Anladığım kadarıyla miyavlamasına devamlı kulak asmamam gerekiyor.
Yatak mevzusunda sıkıntı şu ki stüdyo dairede yaşıyorum ve her şey aynı yerde. Dün yatağa kendi çıkıp inemiyordu, bugün onu öğrendi.
işim zor gibi görünüyor ama bu andan itibaren sallamama politikasını devreye sokacağım sanırım.

yavrunun şu an senin yanında uyumak istemesi çok normal. annesi olsa onu emip yanında uyuyacaktı. 2-3 aya o bebeklik dönemi geçecek emin ol. sürekli dibinde olmayacak. kedimin yavruları olduğunda bebeler de aynı şeyi yaptılar bi dönem. özellikle yürümeyi-koşmayı-tırmanmayı öğrendikleri zaman kutularından çıkıp anneleriyle beraber ağzımın içinde uyuyorlardı. bebeklik dönemini atlatınca ayak ucunda falan yatmaya başlar zaten çok takma.

senin kadar olmasa da benzer durumdayım o yüzden şöyle yapıyoruz;
abur cuburu-yağlıyı-şekerliyi kesiyoruz.
hergün yürüyoruz veya evde egzersiz yapıyoruz 1 saat
bol su içiyoruz

sabah uyanır uyanmaz 1 elma,

kahvaltı: 1 kepekli tost-çay

öğlen bir porsiyon tavuk şiş- salata (pilav/patates yeme)

öğleden sonra 15 tane fındık

akşam bir tabak susuz sebze yemeği+1 kase yoğurt

günde 3-4 litre su (aralıklarla iç, bir anda 1 litre içme)

spor olarak da sıkı bir kardiyo, kardiyo yapmadığın günler yüzme. bunlar en az 1 saat olmalı.

yemin ediyorum benim de başıma geldi lan aynısı. :) düzenli olarak her hafta bir kilo aldım 3 ay boyunca. son hafta da promosyon olarak 1 tane daha geldi herhalde. 9 hafta 10 kilo oldu.

benim vermem şu anda kolay oluyor, neredeyse haftada bir kilo veriyorum. sebebi ise o 3 ayda normal beslenme düzenimi çok aşmam. şöyle diyeyim, günde 3 litre kola 1-2 litre ayran, içtiğim çayların şeker sayısı en az 35-40, ve yarım kilo çekirdek. ayran bol tuzlu ve yağlı yoğurttan.

seninki de böyle normalin üstünde bir beslenme düzeni yüzündense, eskisine dönerek ve sağlam bir cardio yaparak sağlıklı bir şekilde kilo verebilirsin. bir program yazsınlar sana söyle hocaya. yemek düzenini de iyice gözden geçir, içecekleri mümkün olduğunca kıs ya su iç ya da az tuzlu bol sulu ayran yap. hazır içecek almamaya çalış. yatmadan önceki minimum 4 saat hiçbir şey yeme. belki 1-2 saat kala bir meyve atıştırabilirsin.

2 güne bir olayını unutma, ve direk 3 set başlama her şeye. ilk 2 gidişinde 1 set yap. baktın sorun olmuyor 2 sete çıkart. 1-2 gün ağrıyabilir bacakların. sonra ona da alışınca 3 sete çıkart. bunu 2 hafta içinde yapabilirsen güzel olur.

akşam 7-8 civarı yanlış gözlemlemediysem en dolu saatleri. sabah gidebilirsen daha iyi olur.

o göbek %99 yazın aldığın "fazla" besinler yüzündendir. eski normal haline dönüp biraz kısarsan, hem az yememiş olursun hem de devasa bir kalori düşüşü olur günlük tüketiminde.

mesela eğer burası doğruysa,

kadin.ihtiyacodasi.com

sırf çekirdekten günde 3000 kaloriye yakın alıyormuşum. ve bu kaloriler yağ kökenli. bunu kestim. (tabi hemen kesemediğim için arada sırada tuzsuz çitlemeye başladım. kabı da küçülttüm baya) sırf buradan minimum 1500-2000 kalori kar etmişim. ve sağlığımdan ödün vermeden.

bu tip şeyler yapmaya çalış. konuyu dağıtmış olabilirim ama aç kalarak kilo verilmez. kas yakarsın, derin bombok olur. baktın olmuyor, yemek sistemini bir düzene sok spor yapmadan ne kilo aldığın ne kilo verdiğin bir düzen bulunca düzenli olarak başla spora. ekstra hareket yüzünden sporda harcadığın kalori kadar kilo verirsin.

kolay gelsin. :)

Normalde yaptigim gibi yarim saat kardiyo ve yer hareketleri (bisiklet, eliptik) arkasindan yarim saat agirlik (omuz, biceps ve triceps agirlikli) arkasindan da sauna ve yuzme yaparsam eger, kilo kaybi yavas mi olur?

Haziran ayina kadar bu programi uyguluyordum fakat beslenme hayvan gibi oldugu icin kiloya etkisini tam olarak bilmiyorum.

spor salonun yüzme havuzun varmış işte :) e süper.

onları mümkün olduğunca kullan her gün 40 dk en az bir şekilde yüz yada hareket et işte.

beslenme olarak böylesine full spor yaptıktan sonra günde 2-2.5 litre su içip
karbon hidratlardan uzak durman yeterli
maksat vücut enerji almak istediğinde ilk olarak hali hazırda vücudunda bulunan karbonhidratları yaksın üzerine yenilerini ekleme ki yağ yakmaya başlasın kısa zamanda.
zayıflayacağım diye aç kalma bi de ama aksam 7 den sonra yeme. meyve diye lop lop atma 1 avuçun içindeki meyva 1 porsiyon yeterli unutma.

abi ağırlık kasma. kaslar da soğumasın bu arada diyorsan crunch şınav barfiks yeter. barfiksi de mümkünse şu ayarlı makinelerde çek -eğer varsa tabi-. hani bir ağırlık takıyorsun o kadar ağırlığı makine kendisi kaldırıyor. 30 taktın 70 kilosun sen 40 çekiyorsun falan. tekrar sayısını artırmaya çalış bunlarda kasları yıpratmak değil de. incelince kasa geçersin.

Yemin ederim moralimi feci duzelttiniz, tesekkur ederim harika tavsiyeler icin. Hem beslenme hem spor programimi tavsiyeleriniz dogrultusunda yapiyorum. 3 haftaya das gibi olurum artik :)

haftada 1 kg ver,

tuzu kes
suyu arttir
sporu eksik etme

Salonum ve havuzum varsa, gider iki takım elbise çekerim, kasmadan zayıflarım. Ani verdiğim kiloları geri alma derdim olmaz.

4 ay icin konusuyorum, yapacak bir sey bulamadim. her gun evde brkac saat gitar caldim, birkac saat kitap okudum ve birkac saat film izledim. sanirim hayatimin en kulturel gunlerini yasadim. ama pek iyi hissettigim soylenemez. insan arada disari da cikmali.

matematikle ilgili daha once calismadigim bir alani (su an bunu yazinca baya algebra gibi durdu da, algebraic topology biliyorum asdfgssaad neyse yine de algebra'm zayif) boyle hani duz ogrenmek degil de, o alanda arastirma yapacak seviyede ogrenirim.

yda 20 non-academic kitap okurum minimum.

anatomi, patoloji falan calisirim, hatta kanser arastirmalarina girebilirim bir ucundan.

birkac paper yazarim en duzgununden.

en basiti aklıma gelen,
tegv'na üye olur, ordaki miniklerle vakit gecirir ve onlara destek olmak icin elimden geleni yapardim. Direk bu geldi aklima

Onun disinda kendim icin,
bir spora adardım kendimi. Tenis, yuzme, basket ne olursa.

boş boş oturmazdım. günde 5-6 saat yerine 15-16 saat okurdum, arada yazardım. öyle haftada/ayda bir-iki kişiyle görüşüp sohbet edebilirdim, sorumluluksuz uzayda yeri varsa bunun. öyle ruh halime veya olmak istediğim hale uygun film falan aramazdım (bu mesele yaygın gibi geliyor ve anlamıyorum, hazır yeri gelmişken buraya sıkıştırayım dedim).

uyku, temizlik, yeme içme hariç okur yazardım özetle. varsa, içip kafayı da bulurdum ara sıra.

1 senedir boşum. league of legends'ta pro gamer oldum. ehe

yeni bir enstruman ogrenmek icin kostururum. haftada 1 saat ders alip gunde en az 5 saat etud yaptiginizda, 6 aya canavar olursunuz.

son 7 yıl için konuşuyorum, hiç bi şey yapmadım. yani şöyle söyliyim, en ufak bi şey yapmadım. sürekli online oyunlar oynadım ve evet sonunda kafayı yedim.

O kadar uykuya açım ki, 6 ay uyurum gibi geliyor.

oyunculuk ve şan eğitimi dersleri alırdım.

askere giderim

6 ay boş vaktim vardı okulum yeni bitmişti askere gitmeme 6 ay vardı, evde oturmak istemedim ve okuduğum şehre geri dönüp 6 ay bir işyerinde çalıştım.

bir motor alır, türkiye'yi turlarım ya da sırt çantamı alıp güney amerikaya gider gezerim..

bütün gün camış gibi yatar, ata biner, et yer ve kımız içerim.

yurtdışına gider, başka ülkelerde yaaşrdım. bi gün orda bigün burda, paramın yettiği koşullarda.

istediğim bi ekmek ve pastacılık kursu var 4 aylık ona giderdim tabi bir de 16.500 TL lazım :(

Param varsa hayvan gibi tatil yapardım aq, bu kadar basit.

5 yıldır bir fiil kesintisiz bir şekilde köpek gibi neredeyse günde 10-12 saat çalıştım. bir ay sonra işsiz kalacam ve 6 aylık gibi bir boşluğum olacak.

1 ay boyunca köpekler gibi o bar senin bu bar benim içelim açılalım.
sonrası da hep hayal ettiğim düzenli bir şekilde spor salonuna gidip bu sefer başarmış olarak çıkmak.

yurtdışına giderdim ilk uçakla.

Arkadaslarim bisikletle dunya turuna cikti,onlara katilirdim,gidebildigim yere kadar

sen izleme ulan ayuu eheh şaka şaka.tr.wikipedia.org

biz de aynen senin gibi düşünüdk. izlemeyeni taşlıyorlar artık diyip başladık. sonuç ilk sezon çok sıkıcı. dişini sıkıp atlatabilirsen ikinci sezon giderek hızlanıyor. biz 2.szn/7.blm geldik bi günde. birinci sezonu atlata atlata.

vardır bi hikmeti bu kadar adam bayıldığına göre devam ediyoruz. bakalım neler olacak.

lostla kıyaslayabilir miyiz peki? bambaşka konular olduğunu biliyorum da, anladınız siz onu :)

şimdi bi tane lise kimya öğretmeni var, bir tane bedensel engelli ergen oğlu bir de hamile karısı var. adamcağız okuldan sonra ek işte çalışıyor geçinmek için. ama aslında çok zeki biri. ve birden kanser olduğunu öğreniyo ve tedavi masrafını bile karşılayamayacağının farkında. derken narkotikte çalışan kayınbiraderinin bi baskın haberini seyrediyo bakıyo bi sürü para var bu işte. ve içinden diyor ki ben bu işi yaparım, (iyi bir kimyager olduğu için) hem kendi hayatımı kurtarırım hem de çoluğumun çocuğumun geleceği kurtulur.. ve olaylar gelişiyor.. hem de ne gelişiyor..

şu ana kadar lostla kıyaslanacak bi durum görmedim. lostta sürekli bir tetikte olma, "vay anasını bu ne demek şimdi" diye düşünme, bölüm bittiği anda "vay amk burda bırakılır mı" diyip tuvalet molası bile vermeden diğer bölüme devam etme isteği vardı. bunda bazı sahneler gereksiz uzun ve sıkıcı. hatta karısının ağzını burnunu kırasım geliyor izlerken. bırakırsam sırf o kadına tahammül edemediğim için bırakırım.

ama dediğim gibi biz daha 2/7 deyiz. ilerledikçe daha çok sarıyor yorumlara bakılırsa, özellikle 3. sezondan itibaren.

lost son iki bölüm s.çmıştı bunun finali süpermiş öyle diyolar.

lostla kıyaslanmaz abi lost iyidir,
1.sezon sıkıcı ve çok yavaş ama ilerlerde sarıyor bb.

1. sezonun sıkıcı olması aslında başta vermek istediği gerçekçilikten kaynaklanıyor.
Lost'la kıyaslarsak çok farklı kulvarlarda tabi. Ama Lost'un finalini ben beğenmedim ancak BB finali şu ana kadar izlediğim finaller arasında en iyisi. hiçbir açık uçlu şey yok. Herşey olması gerektiği gibi. O yüzden bu tatmin duygusunu tatman adına izlemeni tavsiye ederim.

cinsel hayatınızda başka bir erkeğin varlığını düşünmek de heyecan veriyor mu? kadından sonra sıra buna da gelebilir. sonra kıskançlık olmasın..

yok şu an bir kadında hem fikiriz

ahahahahhahahhaha bu biraz size de hediye olmayacak mı acaba?

bence doğumgününde kişiye özel bir hediye düşünün. sonrası için zaten ikiniz de istiyorsanız birlikte karar vermelisiniz,birlikte beğenmeli, birlikte seçmelisiniz. ööyle düşünürken kolay ama iş gerçeğe bindiğinde bazı kriterleri olacaktır belki, önce bunları konuşmalısınız.


sonuç olarak doğumgününde kendisine özel bir şey alın, o hediye ucundan kıyısından sizin de hediyeniz olmasın. Sonrasında niyetinizi açıklayın, böyle bir şey de yapacaktım ama ayıp olmasın diye yapmadım diye. Gerisi gelir zaten :p



edit: haa sen kadın tarafıymışsın. O zaman yardır gitsin bacım. Daha güzel hediye olamaz :D:D

siz hangi tarafsınız bilemiyorum ama her ne kadar ortak kararınız da olsa hayata geçirme kısmında bence kadın tarafının haberi ve onayı olması lazım, ne kadar açık da olunsa bir yerde kıskançlık devreye girebilir gibi. bir de böyle sürprizle olur mu yahu bu işler? selam canım, bak bu x, hadi sevişek demek normal bişey mi :)

kadın tarafım a dostlar

@kül o konuda birtakım helecanlı planlarım var

heralde bir hayat kadını kiralarsınız diye tahmin ediyorum.
Sonrasında ilişkiniz bitecek benden söylemesi. Artık ona başka kadınlarla ilişki izni verdiğinizi düşünebilir.

olsun, bence yine de bu sürpriz yapılcak bişey değil :) ne bileyim garip geliyor öyle damdan düşer gibi. "erkek her zaman dünden razıdır" şeklinde yaklaşmıyorum ben bu duruma. ama eğer daha önce konuşulduysa ve aklında "lan acaba doğumgünümde yapar mı bi güzellik" gibi bir beklenti varsa hiçbi problem yok, yallah tazyik :)

@basond hayat kadını değil de bunu isteyecek sıradan biri olacak, bilemedim, kaş yaparken göz çıkarmıyım da

bence ilişkini sıkıntılı süreçlere girebilir. tehlikeli sulara doğru yelken açıyor gibisiniz.

sen 2. kadını seçtiğine göre beğenmişsin. ya o beğenmezse. bunun süprizi olmaz bence de. başka zaman ikiniz de hoşlandığı bir insan bul, o insanı süpriz olarak götür :D

kadın tarafıysan süpriz olur tabi. ama ağzını araman lazım, lafa gelince ay çok heyecanlı gerçeğe gelince "ahlaksız kadın!!" olabilirsin. gerçekten böyle bir şeyi düşünüyor musun diye sor heyecanlanıyorsa, salyası akıyorsa çağır gitsin.

kadın olarak seni rahatsız etmiyorsa başka kadın, ilişki bozulmaz sanırım.
çok evrupa filmi gibi olacak.

İlişki kesinlikle biter filan diyenler neye göre cevap veriyor acaba anlayamıyorum?

Burada bunu kabul etmesi gereken kadın tarafıydı ki kendisi kabul etmiş zaten. Uzun süreli bir ilişki ve iki taraf da bundan hoşlanacağına eminse bi bildikleri vardır artık.

Al sevgilini dışarı çıkar. Yemek mi yersiniz, içki mi içersiniz, bara mı gidersiniz. Bi ufak hediye ver. (prezervatif :p). Sonra o senin önceden (ikinizin istek ve zevkini de düşünerek ayarladığın) kadın da olsun o barda, sevgilinden habersiz. Random gelişmiş gibi yapın, adam kasılmasın diye. Hatta kızla da o şekilde anlaşın, benim sevgilim o gün bunu istemezse, geldiğn için teşekkür edicez, başka bi aksiyon olmayacak de. Böylece kimseye emrivaki yapmamış olursun. Hem de o gün sevgilinin de gönlü olursa hediyesini vermiş olursun.

Ama bu haltı yedikten sonra kıskanır mısın, kaldırabilir misin, sorun çıkarır mısın, oralarını iyi düşün gerçekten. Sonra şakayı kaka yapmayın.

ikiniz için de heyecan vericiyse bence deneyin.

zaten ilişki içine dahil edilecek kadını ancak ilişkideki kadın seçerse sağlıklı olur.
ben olsam bu konuda bencil davranırdım.
gidip kadın mı tavlatacaksın yani?
olmaz öyle.

sonuçta senin beğenip aranıza almayı kabul ettiğin bir kadını onun beğenmeme lüksü pek yok gibi.
sonuçta en kötü ihtimalle normal bir kadın olacak.
olayın fantezi boyutu ilgi çekici zaten.
bu da karşındakine yetmeli.
kaşını gözünü beğendirmek zorunda değilsin.

"aa sevgilim çok tatlısın, ama bunun burnu kemerli! hayatta yatağıma almam!" diyecek hali yok.

karşındakilere ve kendine güveniyorsan yap.

@pandispanya öyle bir senaryom var benim de, kadını tanıyorum zaten, benim de hoşlanacağım tarzda biri zaten, çok planlı programlı gibi değil de spontane bişeyler yapmaya karar verdim

lan moderniz, kafamız açık, ilişki böyle bişiy değil ayaklarına ne yapıcağınızı sasırdınız.sevdiğin adamın gözünün önünde baska bi kadına dokunması nasıl bir heyecan veriyor?nasıl mideler, nasıl ruhlar var, pes.

eğer bu insanla birgün aile kurmayı düşünüyorsan yapma böyle birşey.