İvit. ^^ Hava adetaa, bahardan kalma bir gün gibi. Mikemmel! :)

hadi leeeen

Nayn!

Çok kötü bir gün. Büyük buhran var. Bi kasvet kaplamış her yeri.

montla çıksan sıcak, tişörtle çıksan soğuk. sevmiyorum böyle havaları. ya sıcaktır ya soğuk kardeşim, net olacaksın. oran buran oynamayacak.

juninho77 +1 ayrıca insanların bozulan doğa dengesine sevinmesini de anlayamıyorum.

haklısın ama güneşi görünce mutlu oluyosun yine de

bizim burada böyle bi lodos ondan sonra böyle bi yağmur yağsam da kurtulsam havası var :(

evet hava baharlık gibi de bugün pazar, yarın iş olduğu aklıma gelince tadını çıkaramıyorum

biri cogzel yazinca kafam karisiyor. gunes yuzunu gosterince bir seyler daha iyi oluyor.

ankara'da gece kombi yakmadım düşün.

olm durlan deli misin sen niye söylüyorsun, doktora gidin o söylesin sen teselli et, yangına körükle gidiyosun he yazık cocuga.

köprü işi yaş hacı.

köprü için dişleri kesiyorlar, ona göre ayarlıyorlar falan.

en mantıklısı, sağlıklısı ve estetiği implant.

geçmiş olsun. üç kuruşluk motorsiklet hevesim vardı. onu da piç ettin bu duyuruyla...

implant olsa bile geçici diş yapıyorlar tabii ki! normalinden görüntü açısından farkı yok. dede gibi gezmeyecek yani dişsiz dişsiz ortalıkta.

implant yaa sene olmuş 2014 bir diş için iki diş feda etmek kadar saçma şey mi olur?

geçmiş olsun, sanırım geçici bişeyler takıyorlar görüntü için.
benim bir arkadaşım komple implant yaptırdı, mis gibi oldu.
iyice araştırın, boşu boşuna morali bozulmasın kızcağızın, teknoloji çok ilerledi, herşeyin çaresi var merak etmeyin.

makineyi bozmaz da israf olur, söyle biriktirip yıkasın.
ama çocuğun çok kıyafeti yoksa yapılıcak bi şey yok.

Bozmasına bozmaz da yazık.. Biriktirsin.

bozmaz.
askıda görmüşsün belki daha çok yıkadı.
ama asıl önemlisi sana ne?

az attığını söyle. az yıkayacaksa da yarım programda çalıştırmasını söyle.

yani ben olsam çok bozulur ve anlam veremezdim. iç çamaşırlarımı ayrı, beyazlarımı ayrı, dış (kotlar, pantolonlar, montlar vs) ayrı, yünlülerı ayrı, günlük pamuklu renklileri ayrı yıkayan bir insanım. kime ne yani?

ayrıca çok afedersiniz başkasının b.klu donuyla kendi çamaşırlarımı neden yıkıyayım?

de ki, bi dahaki sefere bana da haber ver, ben de benimkileri birlikte atayım de.

jimjim+1 kime ne ? makinayı bozmaz. her çamaşır her çamaşırla yıkanmaz. karışma bence.

Şampiyonlar sakinnnn. Problem, adamin neyi neyle yikadigi degil; problem, makinanin bozulup bozulmayacagi. Te allam!

bozmaz dedik ya en başta :/
bozmuyorsa neden söyleyesin.

dış mihraktır o, ülkenin ekonomisine zarar vermek için gelmiştir. uğraşma sınır dışı et.

kesinlikle katılıyorum. bugün neden böyle oldu ki ?

evet, hiç olmasaymış da olurmuş. 10'da uyuyup 15'te uyandım. gece olsun da uyuyayım diye bekliyorum resmen. 4 saat var daha ohoo.

sen eğlenemiyorsun diye neden sıkıcı bir gün oluyor...


hevesinizi baltalayan balta

raskolnikov sen de haklısın kardeş fakat gerçekten sıkıcı.

evet çok hastayım ve çalışmak zorundayım bir de

rezalet

hayat sıkıcı değil siz fakirsiniz. atasözü

rezil bir gün

Lodos olan günlerde insan sıkıntılı hissedebiliyor, bugünlerde İstanbul'da lodos var, ondan öyle hissediyor olabilirsiniz.

Gı, ankaradayım :)

sıkıcıdan ziyade gerzek bi gün bence.

aksine çok action dolu bi gündü. ama neyse ki bitti.

Ankara'da da lodos varmis .)

resmen leş gibi bi gun. Gece olsa da uyusam diye bekliyorum su an. ciddiyim.

Cok hareketli ve yorucu bir gün geçirdim. Sıkıcı değildi ama olmasaydı da olurdu.

şöyle bir şey, bunun gibi film dizilerde hayvanlara muamele.

www.facebook.com

canlı anahtarlık nedir acaba?

(bkz: canlı hayvandan anahtarlık yapmak)

"ensest" terimini kullanmayın yalnız, kedi köpeklerde "ensest" olmaz. onlar birbirlerini anne, kardeş, baba, çocuk, amca, teyze diye kodlamıyorlar.

petshoplardan bahsedin. küçücük kafeslerde yaşamak zorunda bırakılmalarından. hijyenden...

aynen ticaret olmasa da kediler anne yavru filan cinsel ilişkiye girebiliyor.

petshop bence de en büyük yeri almalı. ve aynı zamanda fiziksel zarar vermeseler de hala petshoptan alışveriş yapmaya ısrar eden "elit" insanlar. barınaklara girmeye korkan "hayvanseverler"... bu konuda yazılacak çok şey var. asıl o ticareti ayakta tutan bu talep sahipleri..

anahtarlığa aklım şaştı şu anda!!

kastettiğim şey aynı anadan gelen hayvanların çiftleştirilmesi, hatta anne köpek ile yavrusunun çiftleştirilmesi ve bunun sebep olduğu gentik facialar da, bunu ensestten başka ne ile ifade edebilirim? inbreeding desem, tam karşılamıyor sanki...

kedilerde anayla çiftleşme sorun teşkil etmiyor, köpeklerde öyle değil. kastettiğim şey de bu. hayvan çiftliklerinde sürekli aile içi çiftleşme yapılması...

petshoplar zaten en büyük yeri alacaklar ama insanlar bu olayın petshoptan öte, meşru olduğu sürece ne boyuta gelebildiğini görsünler diye çarpıcı örnekler vermek istiyorum.

"inbreeding" soy içi üretim. siz de bundan bahsediyorsunuz sanırım. karşılıyor bence. tureng.com

inbreeding değil ki söylediğim...
yani bir golden retriever ile golden retreverın çiftleştirilmesini değil,
aynı anne babadan gelen iki golden retrieverın çiftleştirilmesinden bahsediyorum.

tam olarak insanda "ensest" dediğimiz şey.

doğrudur, ben kediler için konuştum.

buralarda belki işinize yarayan bir şeyler çıkar, bu konuyu tartışmışlar.
googledan aratın bir de bu keywordleri kullanarak.

forum.petarkadas.com

inbreeding oluyor işte hepsi. aile içi olduğu sürece inbreeding. genetik yakınlık olması tek şart. en.wikipedia.org

Hayvanat bahceleri ve akvaryumlar

www.banliveexport.com

canli buyukbas ve kucukbas hayvan ticaretinde telef olan hayvanlar, gumrukte beklerken susuzluktan olen, daha da fenasi ustteki link. pakistan sheep massacre diye aratirsan daha gorsel kaynaklara ulasabilirsin ya da livestock export

Şu orospu çocuğunu da kullanabilirsiniz bence:

t.co

slow loris'lerin dişlerini tırnakmakasıyla çekiyorlarmış ısıramasın diye. soyları da tükeniyor tabi.

Takıldığı an kendi dişinmiş gibi hissediyorsun zaten. En geç bir haftaya da tamamen alışmış olursun.

akşamına

Böyle anlarda ben rastgele bir bölüm açıp Friends izlerim.Henüz başlamadıysan da tavsiye ederim.

kitap oku,film izle,dizi izle

film izle, hatta office space'i aç izle.
özellikle eğer iş hayatından sıkıldıysan ilaç gibi geliyo. yani pek bişey katmaz ama kötü ruh halinden çıkarabilir en azından.

kıbrıstan yolladığım kargo ptt kargoyla 1 ayda elime geçmişti. gümrükte çok bekliyor kargolar.

ben istanbuldan amerikaya çok kargo gönderdim, ortalama 15-20 günde gidiyor en kötü. her gönderdiğim gitti, gidemeyen 1 parçam bana geri döndü, kaybolmadı yani.

uçak kargo ile gönderseler? dhl ve tnt'nin var böyle hizmeti. biz koca koca kumaş toplarını gönderiyoruz.

fedex'ten fiyat alın. PTT min 20 gün sürer, PTT(usps) dışında en hesaplısı fedextir.

cok buyuk bir gonderi degilse ptt'den kayitli posta ile gonderirlerse iki haftada ulasir (max. 3 hafta), surekli kullandigim yontem bu, hic sorun yasamadim. tek sorun gonderi kapiniza geldiginde o adreste bulunmaniz gerekiyorteslim alindigina dair imza vermeniz icin, aksi halde en yakin postaneye geri doner ve siz postaneden teslim alirsiniz.

kenevir tohumu oluyor bazılarının içinde, ama kavrulmuş olduğu için o tohumun çıkacağını düşünmüyorum.

sanmıyorum ki diğerleri de çok farklı olsun, bence çim yetiştirin, kediler için 'kedi çimi' diye bir kit satılıyor onları araştırın.

keten tohumu denilen kavrulmuş olabilir ama olmayabilir de. bunun kuş yemi olarak satıldığında cezası yokmuş. ekilince olmuyormuş ama. şimdi ben ektim mesela, çıktığında potansiyel suçluyum.
pakedin üstünde "tozu alınıp elenmiştir" yazıyor. kavrulma vb bir şey yazmıyor. tohumlar canlı gibi. kedi çimi yok, aktar bulamadım etrafta. bulsam bir sürü alınacak ihtiyaç var..

tohumlara baktım, çıkar bunlar. balkonda duruyor saksı. keten çıkınca sökeriz başa bela almanın anlamı yok. darılar durur.

öhm fuzuli konuşursak eğer evinde uzun dönemler boyu marijuana yetiştirmiş bir kişi tanıyormuşum ben meğersem, başına da bi iş gelmemiş onca yıl boyu, zaten dışarıdan birinin evinizin balkonundaki bitkinin ne olduğunu anlaması için baya bi yakınına girmesi lazım, ev zemin katta değilse hiç bir sıkıntı olmaz, bitkiler olurda çok büyür kokmaya başlarlarsa saksıları temizler bi daha dikersin ama kedinin çok hoşuna gideceğini düşündüğüm tarzda bitkiler değil bunlar, çim seviyorlar o yüzden çim dedim karınları ağrıyınca 2 lokma yiyolar, arasına girip uyuyolar oyun oynuyolar ağızlarını burunlarını sürüyolar çime, başka bitki bu etkiyi yaratmayabilir.

çok gizli manyak acayip bi başlık bence bu.

ben bizim kuşun yemini dikiyodum saksıya, onu yediriyodum çim yerine.

6 günün sonunda çimlenme yok. toprağı kazıdım, büyük tohumlar hemen dağıldı. kavrulmuşa benzemiyor ama galiba kavrulmuş evet.

ben dediydim ama

mack, hatalı sulama olma ihtimali de var. birkaç tohuma baktım, çimlenmeye başlayıp ölmüş gibi duruyorlar. kuş yemini n2 yöntemiyle paketlemişler tazeliğini korusun diye. bu da tohumun içindeki embriyonun oksijen ihtiyacı var ise tohumun çürüme sebebi olabilir. otopsim sürüyor.

ahahah olayın kökenlerine inmişsin.

ilkokuldayken pamukta fasulye çimlendiriyoduk, hatırladın mı?

heh işte aynı yöntemle tohumları önce ıslak pamuk arasında küveze al, çimlendir, sonra internetten nasıl ekildiğini öğren, bi de öyle dene bakalım daha sağlıklı bi yöntem bu.

kediyi doğal olarak vücudunda bulunan, hassasiyeti olmayan insanlar için zararsız olan (hastalık yapıcı değil) bir şeyden mahrum bırakacak olmanız bir yana, bir de hayvanı kimyasala boğacaksınız böyle bir şey yaparsanız.
aşılar mükemmel şeyler değiller, hayvana sürekli aşı yaptırıyorum holley ne sağlıklı falan değil olay.

ayrıca yok öyle bir şey, alerjisi olan insan antihistaminink bir ilaç kullanabilir.

no. saadece göz yaşarmasını falan rahatlatacak bir damla var onadron'du adı galiba

bana kalırsa birinin kediye alerjisi varsa kedinin değil de o kişinin tedavi olması gerekiyor.

kedi alerjisi denen şey, evdeki kediyi sokağa atmak veya vermek için uydurulmuş bi şey.
haa tabi ki binde bir vardır bu dediğin şeyden birinde elbet. ben hiç rastlamadım ama.

önce kediyi yavaşça kenara bırakın.
alerjisi oldugunu düşünen kişi prick test denilen testi yaptırabilir.
orada çıkıyor kedi köpek alerjisi.
benim çıkmıştı zira çocukluğumdan beri kedi köpek beslediğim için vücut bir sekilde yeter ulan diyor sanırım.
o test sonucuna göre kişi aşı tedavisi olabiliyor.
herkeste işe yaramıyor bu tabii.
bende yaramadı ama evde kediyle kıç kıça yatıyoruz,arada şişip kabarıyorum,ilaç alıyorum geçiyor.

valla alerji annemde var ama kadın gık demeyip katlanıyor sıpaya.

alerji olayına ben de inanmıyorum.

astımlı arkadaşım 3 kediyle yaşıyor, hiçbir şey olmadığı gibi astımı daha iyi aslında.
çünkü insana iyi geliyorlar.
o kadar nanemolla olmamak lazım.

edit: inanmıyorum derken, kediyle bir arada yaşamayı dünyanın en imkansız şeyi haline getirdiğine inanmıyorum.
ayrıca "gerçekten" alerjisi olanların sayısı çok az.
söylendiği kadar çok değil yani.

allerpets-c diye bir ürün var amazon'dan bulabilirsin. onu haftada 1 kez falan kedinin tüylerine sürüp havluyla kurularsan alerjenleri azaltıyor. kedilere bir zararı yok, tüylerini daha az yalıyor, alerjen maddeler kedinin tüyünde değil dökülen deri hücreleri ve tükürüğünde olur. bu ürün o alerjenleri etkisiz hale getiriyor. ayrıca kedi alerjisi, köpek alerjisi, kuş alerjisi var, astım hastalarının hepsinde bu çeşit hayvan alerjisi olmayabilir, polen ya da toz alerjisi olup kedi alerjisi olmayan bir astım hastası kedi sahibi olabilir. uydurulmuş falan değil testle falan gayet somut şekilde teşhis edilebiliyor bu kedi alerjisi. bende de var, 1 yıl aşı oldum, aşılar iyi geldiği için allerpets-c'yi artık kullanmıyorum. ama aşı tedavisinden önce 6 ay kadar kullandım ve çok yararını gördüm.

buradaki hayvansever yazarlar ne çok biliyor yaw :)

arkadaşlar kedi, köpek, toz, kıl, tüy allerjisi sandığınızdan çok daha fazla olan birşey. benim hem kardeşimde hemde bende allerji var ve kediyi kucağımıza aldığımız andan itibarek 15 dk geçtikten sonra hemen allerji baş gösteriyor. bende daha hafif ve katlanılır olsada kardeşimin direk astıma geçiyor ve öksürürk krizleriyle beraber nefes almakta güçlüğe kadar gidiyor. bir sürü vaka var böyle dünyada. o yüzden sikko sikko yalan söylüyorlar, sokağa atmak için uyduruyorlar laflarını söylemeyin götümüzle gülüyoruz size.

Gss sigorta işlemleri.
gidilecek yerdeki pahali urunleri tespit edip buradan goturme.

gss borcu 410 lira çıktı, son ödeme tarihide bugünmüş. mnskim

cep telefonu numarasını kapatma veya numaranın kalması isteniyorsa tüm abonelikleri vs kapatıp baz tarifeye geçmek.

aile fertlerine her ihtimale karşı nüfus ve pasaport fotokopisi bırakmak.

aileye ev-araba yedek anahtarlarını bırakmak.

diş ve göz doktoruna görünmek. (mümkünse check-up da buna eklenebilir)

valla ben en çok bize özgü olan beyaz peynir ve buruşuk siyah zeytin özlemi çekmiştim. bide demleme çay.

kullanılmayan banka hesaplarını kapatma

ehe ehe.

-gidilecek ülkede sağlık sigortası işlemlerine bakmak. gerekirse yapmak. öğrenci ve züğürtseniz burdan oraya taşımak çalışıyorum derseniz orda çalışma sürenizi burda da saydırmak için koşullara belgelere ve formalitelere göz atmak. (ssk)

-gerekli durumlar için aile fertlerine sizin adınıza işlem yapma hakkı veren bir belge almak. (ismi dilimin ucunda ama)

-öğrenciyseniz kesinlik ve kesinlikle askerlik durumunu erteletmek.

-unutulan noktalardan biri olarak arada döneceğiniz göz ününe alınırsa yanınıza tl olarak da nakit almak. sonra havalimanında euro kabul eder misin abi bak 3e dayandı diye taksiciyle pazarlıklara girmezsiniz.

-e devlet şifresi almak. buna da ayda bir login olmak. sonra sistemden şutluyorlarmış. ayıp. siz olmadan da tanıdık yoksa alma şansınız yokmuş. bir sürü işlem için (gayet gereksiz işlemler sırf formalite) gerekiyormuş.

-kalınacak adresi çok net bulmak. yol vs tariflerini. gerekirse paket (iletişim vs açısından) offline haritalar (mapswithme gibi) ve uyumlu şarj aletleri (lanet olsun un-universal pluglara) edinmek nasıl edinileceğini belirlemek.

-acil durum senaryosu için hastane vs numaralarını şimdiden bir yere not etmek. kalakalırsınız valla.

-çıkışta çıkış harcı vs gibi dandik bir uygulama var. uygun bozukluğu çantanın ön gözüne ayırmak lazım.

-var olan her belgenin taratılmış bir kopyasını bilgisayara atmak lazım.

-bilimum ilaçlar edinilmeli. kimisi reçeteli ve öğrenciyse tüm o ilaçlar fitil fitil cepten çıkıyor duruma bağlı olarak.

-yaş ve gidiş nedeni net olmadığından not düşmedim ama gideceğiniz ülkedeye iakmetgahınızı (konsolosluk aracılığıyla aldırmanız) gerekiyor oy kullanmak isterseniz mart seçimlerinde. hatta geç kalmış bile olabilirsiniz seçmen listelerindeki güncellemeler için.

-bir de öğrenci iseniz ve erasmus vs değil siz başvurup gittiyseniz burda öğrenci sayılmıyorsunuz bunu da konsolosluk kültür ateşeliğinden yök denklik vs gibi belgelerle saydırabiliyorsunuz. (askerlik tecili kısmı için de önemli bir detay aslında.)

aklıma geldikçe eklerim.

edit:yolculuk nereye?

eğer ev filan kiralıyacak olursam gideceğim ülkeye..portatif taharet musluğu alıp giderdim..

saglik sigortasi yaptirmayi unutmayin, yolculugu da icine alan 2-3 aylik sigorta yaptirabilirsiniz, sonra gittiginiz ukede yeni sigorta yaptirirsiniz.

internet uzerinden hesaplarinizi kontrol ediyorsaniz, cep telefonu numaranizin acik kalabilmesi icin arada birilerinin kontor yukleme isini yapmasinda fayda var, tabi faturali ise cep numaraniz kontorluye cevirin derim.

nwnd ve wili çokiy noktalara barnak basmışlar.

dişle ilgili hiçbir sorununuz kalmasın.
göz aynen
çekap şugar olur

aracın birikmiş vergisini sıfırlıyosanız, satmıyonuz demektir. bundan sonraki vergileri kim ödiycek? internet şubesinden siz mi ödiyceniz?

noolur noolmaz hesabınnan,

çok güvendiğiniz birine, noterden umûmi vekâletnâme

diplomanızın ve transkriptinizin tercümesi (if applicable)

cep telefonu faturalıysa, ya iptal ya faturasıza çevirme
askerlikle ilgili ne gerekiyosa, (if applicable)

vekalet önemli

Türk bangasında hesabınız varsa, internet şubesi için 'Şifrematik'
eğer şifrematik kullanılmıyosa, internet şubesini nası kullanacaanıza dair bilgi

antibiyotik, çok kuvvetli bi ağrı kesici. voltaren ampul olabilir mesela.

var olan her belgenin pdf'i flash diske veya Cloud benzeri bir ortama (çok akıllıca bu! kesin lazım oluyo)

bu belgelere, nüfus kağıdı, paşaport, diploma, transkript, askerlik vs. vs. herşey dahil. tarayın atın, tarayın atın flash diske veye cloud'a.

pratik yaptıkça +1

genel bir sorun park etme sorunu. ustalaştıkça sığmaz diye düşündüğün yerlere bile sığıyor araba. :)

boş bi araziye git bi arkadaşınla, yanınızda plastik kuka gibi bişeyler götür. büyük su bidonu falan da olur. onlarla sınır falan belirle pratik yap.

Kendine güven öncelikle, düzgün park eden kadın yok diyenleri sallama. Hafta sonu sabahları trafiğin yoğun olmadığı yerlerde pratik yapabilirsin ya da araç kullanmayı iyi bilen birisinden rica et, sana püf noktaları göstersin.

ehliyeti aldığımda hep 2 arabalık yerlere parkediyordum. 2 ay sonrasında daracık yere paralel parkedebiliyordum, tamamen olay pratikte bitiyor. ayna kullanımı ve aracı tanımak önemli olan.

şimdilik tavsiyem paralel parktan kaçma ama olabildiğince geniş (2 araçlık) alanlara parketmeyi dene.

"düzgün park eden gadın yok zaten" diyen arkadaşı ciddiye bile alma, tek hamlede daracık yere parkeden bağyanlar tanıyorum.

akıllı telefonun varsa park etme oyunları var onları oyna beyin işin matematiğini kapıyor parkederken çok işine yarıyor.

arabanin arkasini disarida birakiyorsaniz muhtemelen geri geri park etmiyorsunuz. geri geri park etmeyi ögrenmeniz gerekiyor. araci parkedeceginiz yere önce aracin burnuyla yanasmak isterseniz her daim daha büyük park alanina ihtiyac duyarsiniz. geri geri giriyorum yine de aracin bi kismi disarida kaliyor diyorsaniz pratik önemli ama kücük bi matematigi de var bu isin. bilen biri 5 dakikada anlatabilir.
kücük bi püf noktasi: aracin son pozisyonunu geri geri giderek verin. bu cok daha iyi sonuclar almanizi saglar. atiyorum saginizdaki kaldirima paralel yanasacaksiniz: sag aynanizii kaldirimi görecek sekilde ayarlarsiniz ve gördügünüz bir yere dilediginiz mesafede yanasirsiniz. Öne dogru giderken bu mesafeyi kestirmek biraz daha zor olabilir.

geri park calisin.

gördüğün park boşluğuna doğru biraz girip sonra sağ arkanızı boşluğa verin direksiyonu sola-sağa doğru kırarak çıkın. direksiyonu düzeltin, boşluğa doğru geri geri çaprazlama girin. doğrultuyu öyle ayarlayın ki direksiyonu sola-sağa çevirdiğinizde ön taraf öndeki arabayı sıyıracak, arka tarafta sağdaki yapıyı. araba park olmuş oldu, çok darsa tam sağ ile biraz öne gidilebilir.

afedersin ama sana değil sana ehliyet veren devletin ben amına koyayım.

ehliyet alan kişi daha aracı park edemiyor vay memleketin haline şu kadar basit birşeyi bile adabına uygun yapamıyor, diğeri geliyor ehliyeti aldım ama arabayı yokuşta kaldıramıyorum diye başlık açıyor vah ki ne vah

2 senedir her gün araba kullanıyorum ama şu paralel park olayını ben de beceremedim bir türlü. evimin önündeki sokakta bir şerit park bir şerit de araç yolu olarak kullanılıyor. ne zaman paralel şekilde iki araç arasına park etmeye çalışsam ya arkamdaki çok acelesi olan barzolar devam etmem için kornaya abanıyorlar ya da tam geri geri park etmek için öndeki arabanın yanına yanaştığım anda geri vites ışığımı gören bir başka barzo o boşluğa burnunu sokup "bu park yerini ben kaptım" diyor. bezdirdiler beni yemin ederim, ben de düz park edilen kısımdaki arabalardan biri çıkana kadar dönüp duruyorum arabayla.

dendiği gibi trafiğin pek olmadığı saatlerde bol bol alıştırma yap. boş alanda da fazla kolay oluyor bence, sokakta alıştırmalarını yapsan daha iyi gibi. alışıp seri park etmeye başlayınca trafik varken de birkaç hamlede çok rahat park edersin, benim gibi her akşam rezillik yaşamazsın.

www.mousebreaker.com

şaka bi yana, 2 adet kuka al sahil yolunda park cepleri var boş olur.

kukaları koy ve tabanlarını tebeşir ile çiz sonra da alıştırma yap derim

kukalı antrenmana geçmeden önce boş sokakta kaldırıma yanaşma olayını çalışabilirsin

geri geri park+1

ben de park konusunda pek iyi sayılmam ama bugün arabanın boyu kadar yere geri geri park ederek kendimi aştım(ufak dokunmalar olmadı değil). park sonrası önde ve arkada abartısız 1-2 cm kalmıştı ve tek düşündüğüm arabayı oradan nasıl çıkartacağımdı. Neyse ki döndüğümde arkadaki araç çıkmış, öndeki de ileri almıştı.

www.esquire.com

Tespit var kosun;
Erkeklerin daima en cok, gerek dusunerek gerek uygulamali, pratik yaptiklari sey yerlestirmektir. Onlar gibi olamamak problem degildir.
Tespit benim degil , direksiyon hocamindi. Direksiyon hocam erkekti.



Gozune bir erkek kestir o civardan, gulumse, beceremedim sanirim yardim edebilir misiniz de.

Evet bu yontem garantili calisiyor.

tik koymamak yerine varsa mantıklı cevabın yaz da okuyalım

Çok da gerekli değil, ben kuru soğanla yapıyorum. Oluyor. Utandırmaz sizi.

çok küçük kes tuzla ov birazcık sonra suyun altında durula

taze soğanın ne işi var yahu? ı ıh koyma.
bol nar ekşisi ve cevizli ımm......

taze soğan konmaz benim de bildiğim. ilk defa senden duydum.

çok az da mayonez (bir tatlı kaşığı kadar) da eklerseniz güzel oluyor.

zeytinyağı+
nar ekşisi+
az pulbiber+
limon. sos bunlardan ibaret. ceviz en son.

ilk tedavi hemen soğuk su tabiki, yanık boyutunu inanılmaz azaltır.
sonrası silverdin.

silverdin+anestol+bepanthen karıştırıp sürüyosun. hem acıyı alıyo, hem iyileştiriyo, hem de iz bıraktırmıyor.

1-2

üzerinde 2 yazar ama 3-4 güne kadar çıkabiliyor. ben içiyorum yani. kokusundan anlaşılır zaten.
edit: pardon ben oda sıcaklığı kısmını görmemişim. ben olsam en fazla ertesi gün içerdim o kadar. oda sıcaklığı işi yaş biraz.

bilemedin 3

oda sıcaklığına göre değişir.

@hasmetizm
hocam oda sıcaklığı 25 derece değil mi :)

max. 2 sizin sağlığınız için. tadı bozulmasa bile bakteriler hızla üremeye başlayacaktır ve vücut hassasiyetinize göre elbet bir geri dönüş alacaksanızdır.

ertesi güne içilmez.

ertesi gune kalmaz +1

disarida kalmasini gerektiren ozel bir durum yoksa, cam onu, balkon vs gibi alteratifleri deneyebilirsiniz.

varsayılan oda sıcaklığı 25tir evet. ama benim oda şuan 10 derece falan. yazın oluyor 35 derece.

buzdolabından sabah çıkarıp açıp bırak bi kenara, öğlene kadar içtin içtin ondan sonra içilmez. zaten akşama kadar da kesilir o süt. o kadar uzun kalmaz dışarıda.

(bkz: canlı hayvandan anahtarlık yapmak)

Yapan ve kullananlar için eziyet çekmelerini, ölmelerinin hiçbir önemi yok ancak kabul edilemez bir durum...

bir de bunun uğur getirdiğine inanıyorlarmış. o kadar hayvanın negatif enerjisi ancak bela getirir.

secure.avaaz.org

çok yaşayamazlar ki zaten. ben de merak ettim ama sinirlerim bozulacak diye kurcalamadım olayı.

sebep sonuç ilişkisi kurmaya çalışıyorum.
"nerede kimin hatası var? neden böyle oldu?" vb. tarzı sorular sorup kafamda olayları analiz ediyorum.

eğer beni çok üzen bir durumdaysam bir süre dibe vurmak için kendime zaman veririm.
bu süreçte ağlak şarkılar da dinlerim, depresif filmler de izlerim.
eğer zehri öyle atacağıma inanıyorsam içgüdülerime göre hareket ederim yani.

genelde yaşam enerjisi yüksek biri olduğum için birkaç gün içinde "yeter bu kadar" diye kendime gelirim.

bir de zamana ve yaşama güvenmek çok önemli.
insan bazen sorunlar bitmeyecekmiş, hayat hep öyle devam edecekmiş gibi düşünüyor, ama yaşam döngüsü bir süre sonra siz bir şey yapmadan evde otursanız bile bir şekilde ufak tefek de olsa hareketleniyor.

ekleme olarak da:
zaten her gün meditasyon, transformal nefes egzersizleri vb. yapan biriyim.
çok sorunum olduğunda kendimi bunlara adadığım, günün büyük kısmını bunlarla geçirdiğim de oluyor.

ilk önce ben bir halt yedim kısmını kabul ediyorum.

sonrasında değişik şeyler denedim:
işe git>eve gel>yemek ye(ölme!)>oyun oyna>uyu>işe git bu döngü bir süre işe yarasa da sonunda da hep daha kötü oldu.

spor yapmak çok iyi geliyor, koşmak yürümek yüzmek vs. gibi. hem genel olarak düzenli hareket depresyonu da azaltan bir şey.

bir de konuşup anlatmak var. konuş anlat dertleş(pm atabilirsin istersen dinleyebilirim)

yavaş yavaş. ama bu aşamada ani radikal kararlar alma. önce bir normale dön, kendini dinle sakinleş, sonra her bir parçayı yerine oturtursun.
bu arada geçmişi ve sıçışları fazla düşünme, sadece önüne bak ve devam et. battı balık yan gider diye daha da sıçma.

en önemlisi, hayatta bazen sıçıp batırmak gerekiyor. ancak o zaman doğru yolu buluyorsun. herşey zamanla yerine oturur nasılsa.

1- Yaptığın hata ya da hatalar kabullen.
2- sonuçları kabullen. Hayatımın amına koydum, muhteşem bir ilişkiyi sikip attım vs.
3- eğer acı çekmek istiyorsan çek. Sonuçta hata yaptın, kötü bir şey oldu cezası da olsun bir zahmet. Hem büyük hatalar yapayım hem kötü sonuçları olmasın yok.
4- bunu herkesin yaşadığını, bu tarz hataları yapan ilk kişinin sen olmadığını bil ve hata yapmanın normal olduğunu kabullen.
5- spor yap. spor dışında başka insanlarla tanışabileceğin aktivitelere katıl. sevigili falan olmak değil amaç. amaç şu. bu muhteşem büyük sıçışına şahit olmamış insanlarla yeni yeni tanıştığında gidip muhteşem sıçışını anlatma. muhteşem sıçışın olmamışcasına hayatına yeniden başla.

6- bir daha aynı şeyi yapmamaya çalış. yaşadıklarını silme. ders al, seni öldürmeyen şey güçlendirir.


bu sırada hayatının mottosu: " zararın neresinden dönülse kardır". dolayısıyla ulan çok sıçtım artık toparlayamam gibi bir şey yok. ama ne kadar önce toparlamaya başlarsan senin için o kadar iyi.

kendime kızmıyorum, hata yaptım diyorum. nerede hata yaptığımı tespit edip düzeltmeye ve tekrar etmemeye çalışıyorum.

Yeminle 25 dk düşündüm bu tarz bi insana şakalı bişe alınmaz kravat ya da kalem al

bu sene de eşi için pijama takımı alın, madem evlenmiş o da yatsın ofiste.

store.zaytung.com

ya da zaytung store daki herhangi bir ofis eşyası olabilir

değişik konseptli hediye siteleri var ya hani , bunlardan istiyorum, buldum buldum vb gibi. onlara bi göz gezdirin derim ben.

fiyat aralığı belirtsene, veya semt?

Başlıkta semti belirttim. İstanbul / Kadıköy.

Fiyat aralığı da 600 - 900 arası.

Eğitim mahallesi, Fikirtepe , Merdivenköy harici her yer uygun.

en güzeli taksim civarında kalsın, merkezi yer, ordan istediği heryere gidebilir ve her aradığını bulabilir.

Sultanahmet-Kapalıçarşı kafadan bir gün.
Taksim Karaköy hattı olabilir.
Erenköy'den falan caddeden ya da sahilden Kadıköy'e yürüyebilir, Kadıköy'ü gezebilir.
Bebek'e falan gidip oradan Emirgan'a yürüyüp Sabancı Müzesine gidebilir.
Adaları pek tavsiye etmiyorum, ters bir rüzgarda vapurlar durabiliyor.

özel tekne veya motor ile boğaz turu
tüm adaları kapsayan bir tur, fayton falan..
kız kulesinde yemek
inancına göre tapınak ziyareti

yelken eğitimi ayarlanabilir hafta içi eğitim alsın akşamları da lokanta tavsiyesi verirsin veya eşlik edersin

Daha önce 2 kez İstanbul'a gelip de önemli yerleri gördüyse, onları dolaşmaması veya hızlı hızlı geçmesi daha rahat olur.

Bu kez şehir ve yapabiliyorsa kültür turu yapsın.
Pera'yı, Sabancı Müzesi'ni; gezmediyse Arkeolojik Müzeyi gezebilir.
İstinye-Yeniköy-Tarabya ya da Caddebostan-Bostancı'yı yürüyebilir donmuyorsa. Moda tarafını gezebilir. Oralarda çay-kahve içip deniz manzarasına karşı "Oh be" diyebilir. Aynısını Kız Kulesi'nde yapabilir.
Hıdiv Kasrı'na veya Validebağ Öğretmenevi tarafına gidip gezebilir.
Kültür Üniversitesi'nde birtakım sanat etkinlikleri var, onlara gidebilir.
Tehlikesiz ama şehrin yapısını yansıtan bir mahallenin ara sokaklarda kaybolsun bol bol, orada mahallenin dil bilenleri ile laflasın. O mahallenin hikayelerini dinlesin. Şehrin insanlarını da inceleyebilir böylelikle. Benim en sevdiğim aktivitedir.
Bit pazarlarını veya bazı pazarları gezebilir.

iltihap olabilir, antibiyotikle geçecektir.Doktor en doğru ilacı vericektir.
Aynısını yaşadım ordan biliyorum.

@basond öyle olmasını umuyorum.

@divit yandaki dişler çürüğe dair hiç bir şey yok bir de yemek yerken çiğnerken az kalsın çıldırıyordum, neredeyse bayıltacaktı acı.

teşekkürler.

tekrardan iltahaplanmış gibi duruyor. muhtemelen dolgunu değişirecekir. tabii içine yine ilaçlı bir sıvı sıkacak ondan sonra muhtemelen bi cefaks yazar gönderir.

benim de kanal tedavili, kaplamalı bir dişim var. çok zor kurtarmışlardı ama arada ağrı yaptı. birinde doktor dişi açıp ilaç koydu. diğerinde de antibiyotik verdi.
çektirip implant yaptırmak istemiyorum çünkü korkuyorum ve çok masraflı.
idare ediyorum işte, senlerdir ses çıkarmadı. çıkarırsa da antibiyotik alıp bikaç sene daha idare edicem.

28 iş günü çalışmış olman lazım. bir de gün gün değil de aylık aylık yattığı için böyle olmuştur. bana da olmuştu aynısı. ilaçları falan cebimden almıştım.
yakında olursun.

2. ay bitmediyse 1 ayın sigorta bildirimi daha yapılmamıştır. o yüzden öyle oldu.

muhasebeye işe girişinin ne zaman yapıldığını sor.

hastanede kaydım çıkmadı de.

bildirimler yukarıda da belirtildiği gibi bir ay geriden geliyor.

mesela 1 kasım da girişin olduysa kasımın 30 günü aralık sonunda anca sisteme düşer.

deneme süresi hiç bir hakkın kullanılmasına engel değil.

m e l t e m

tamam sinirlenmeyin... konusu açılmışken belirtme ihtiyacı duydum.

hep 1 ay geriden gelir ssk. misal şubat sonu bakarsan ocak'ı yatmış görürsün mart ayında bakarsan şubat'ı görürsün gibi.

2. ay bitsin geçen ayı göreceksin. halen görmüyorsan sigortanı yapmamışlar demektir o vakit icabına bakarsın.

ptt nin iadeli tahattulu yurt disi gonderimleri var. en ucuzu budur, hatta aps olani hem iadeli tahattutlu hem de ilginc bir sekilde diger seceneklere v diger sirketlere gore daha ucuzdu.

ben ptt den çok gönderdim, biraz geç gitti ama gitti. hem de çok ucuza.
yalnız bi tanesi gitmedi ama alıcıya ulaşamayınca bana geri döndü, kaybolmadı yani.

temizmama.com

www.adresemama.com

www.juenpetmarket.com
memnunum burdan da.

www.clubsafari.com.tr kullanıyorum ben.

Ankara'da aynı gün eve teslimi var.

www.petburada.com

deneyip memnun kalmışlığımız var.

evet akılcı antibiyotik kullanımına göre ara vermeden ve tam olarak kutuyu bitirmelisin (antibiyotik yazan doktor aksini söylemediği sürece)

sabret, çünkü bildiğim kadarıyla antibiyotiği aksatmadan bitene kadar alırsan bir işe yarar.
bu kadar içtiğin boşa gitmesin. ben de aynı durumdaydım, 1 ayda 2 kutu antibiyotik kullanmak zorunda kaldım ama sabrettim.

eczaneden yanık için krem al,bekletme.bir de soğuk suya tut.benim de bugün elime çay döküldü fena bişey.

resim?

Kimseyi dinlemeyin. Acile gidip pansuman yaptırın ve verdikleri kremi kullanın.

en az 20 dakka soguk suyun altina tutun

soğuk su çok önemli,
eczaneye gidin ve merhem alın.
eğer çok titizseniz acile gidin.
umursamazsanız kalıcı olur o kızarıklık yada iz.

Silverdin + anestol

neyleyim çok haklı. acile gitmeye gerek yok. silverdin + anestol yeter. ikisi 8 lira tutuyor.

edit: demek istediğim, böyle ufak-tefek şeyler için acilleri meşgul etmeyin. oradaki doktorlar zaten insanlık dışı şartlar altında çalışıyor.

öncelikle, çok soğuk su değil normal çeşmeden akan suya tutun.
onun dışında herzaman aklınızda olsun, silverdin+anestol+bepanthen kremin üçünü aynı anda sürdüğünüzde hem acıyı alıyor, iyileştiriyor ve iz kalmasını önlüyor.
bizim evde bu 3 krem ayrı durur yanık ilkyardımı olarak.
geçmiş olsun

neyleyim haklı değil malesef. yarayı görmeden, durumu bilmeden buradan ilaç tavsiye etmek, acile gitme demek son derece saçma. ufak bir şey midir yoksa müdahale edilmesi gereken bir şey midir görmeden kimse bilemez. ben ne hastalar gördüm hiçbir şeyi yokken anam kolumun her tarafı yandı diyen veya elinin yarısı bül doluyken yok hocam bir şey olmaz ufak bir yanık işte diyen.

yani acil doktorlarının bunlarla uğraşması lazım aslında. o adamlar bu durumlara müdahale etmek için varlar. ülkedeki acil anlayışı saçma olduğu için yanık gibi gerçek acil bir vakaya acile gitme denirken ateş, burun akıntısı gibi acil olmayan hastalıklar için acile gidilmesi tavsiye ediliyor.

zaten o yüzden resim istedim ben. en azından yaranın pansuman ihtiyacı olup olmadığı, dolayısıyla acile mi gideceği yoksa kendi başına yara ile baş edebilip edemeyeceğini anlayabilmek için. yapılması gereken en önemli işlem olan su altında tutmayı da arkadaşlar yazmışlardı zaten.

fayfim de biraz haklı maalesef :P
yok yok tartışmak için yazmıyorum kesinlikle de soruda fark ettiyseniz "hiçbir şey mi yapmayayım yoksa eczaneden bir şey mi alayım" diyordu. yani bırakın acile gitmeyi, 1-2 güne geçer mi diye soran bi soru idi. ben de cepten bakıyordum o sırada ve eczaneye gidecek olursa bari işe yarayan bir şey alsın diye düşünerek yazdım hemencecik.
yoksa burada her gelen sağlık sorusuna verilecek en doğru cevap, doktora git olacaktır, bu kesin.
bu arada yanığa daha iyi bir krem kombinasyonu öneriniz varsa onu da öğrenmek isterim tabii. ironi değil, gerçekten soruyorum.

yanık için kullanılacak kremin isminden çok, doğru pansuman ve hastanın doğru bilgilendirilmesi önemlidir. yoksa silverdin sadece antibiyotiktir, anestol de ağrı kesici. özellikle birinci derece yanıklarda gerçekten de bu iki krem en sıklıkla kullanılır ama hemen su tutmak ve düzgün şekilde pansuman yapılması ve takip edilmesi o bölgenin güzel iyileşmesi için ilacın isminden çok daha önemli.

İstanbul'daysanız şu arkadaşı en azından geçici olarak -iyileşene kadar- sahiplenebilirsiniz:
www.eksiduyuru.com

hem bu sürede belki evdekiler de yumuşar, kabullenirler kediyi.

klasikko,ankara'da yaşıyorum.o kadar katılar ki İstanbul'da da olsam alamazdım.ailemi ikna etmenin bir yolunu bulmam lazım.

katılarsa yapacak bir şey yok. yarın bırakacaksanız bugün hiç almamak daha iyi. kendi evinizin olmasını bekleyeceksiniz ama bu sırada sokaktakiler için bir şeyler yapabilirsiniz, bahçenizde bakabilirsiniz vs.

Kendi evin olana kadar ertele bu isteği. Yoksa hem sen uzulursun hem kediye eziyet etmis olursun.

ikna edemezsin, çünkü onların endişelendikleri şeyler mutlaka olacak. onlar da önünde sonunda kediyi evden göndertecekler sana.
olan kediye olacak, eve alışmışken başka bir yerde, muhtemelen sokakta bulacak kendini..
o yüzden kendi evine çıkana kadar alma derim ben.

Bizimkiler de hiç sıcak bakmıyordu, hele annemin aklının ucundan geçmezdi evde kedi besleyeceği. Onlar 15 günlük tatildeyken, sokakta yavru kedi görüp sahiplendim. Tabi eve geldiklerinde kavga kıyamet bitmedi. Şimdi 5 ay oldu. Annem kucağına alıp seviyor hatta neredeyse iyi getirmişsin diyecek. Yani demem o ki bazen ne kadar karşı çıksalarda daha sonradan alışabiliyorlar ama önceden ikna etmenin yolu yok.

ölür üzülürüz

bu bir bahane filan degil... tokat kimin, kirbac kimin bi gercek... ailenin ferdini kaybetmis kimin oluyosunuz...

kediyi eve al. inanmazsın 5-6 senede alışıyorlar. onlar da sevmeye başlıyor.

bu kadar sevgin ve sabrın varsa hiç durma :)

mea maxima culpa,ben özellikle,hasta ya da engelli kedi almak istiyorum.sokakta yaşamaları zor çünkü.ama öyle bir kedi alsam iyice çıldırırlar.çok üzülürler kediye.tedavi ettiririm mutlaka ama yine de ''k''dediğim anda deliriyorlar :)

işte bu işler çok zor onu anlatmaya çalıştım.

sevmeyen, istemeyen çok zor alışıyor. iradeli olmanız lazım. bu işlerin zor olduğunu söylemiş miydim? bende ne hikayeler var.

ama yine de birkaç haftada da alışabilirler. belli mi olur

eğer senin gibi merhametliler ise sokaktan erişkin bir kedi alabilirsin, bir süre denersiniz, olur da evden gitmesi gerekirse sokağa alışkın olduğu için başının çaresine bakar bi şekilde sokağa dönünce.

ama sokağa alışkın büyük bi kedi olması lazım. zaten hasta veya engelliyse evde çok sorun çıkarmazlar.

Bizim kedimiz vardı eskiden, kanser oldu 13 yaşında kaybettik. ondan sonra annem bir daha eve hayvan almam diye tövbe etmişti. ama ben kuduruyodum hayvan diye, neyse.. bi gün duyurudan kedisine geçici bir ev arayan biriyle konuştum, kediyi eve aldım geçici olarak. ondan sonra annemin düşünüceleri değişti. bağlanma korkusu geçti yani, şimdi çocukluk hayalim köpek aldım.. annem keşke daha önce alsaydık bunu diyor.. ama kendisi hayvanları çok sever oldum olası zaten..

bu arada bir duyuru vardı, hasta bir kediyi bir süre evinde misafir etmek isteyen birini arıyorlardı.

couchsurfing'ten birilerine ulaşabilirsiniz belki.

tekstil sektöründe olan buyer, mercendiser insanlara ulaşın. onlar sık sık gidiyorlar üreticilerle görüşmek için.

veya seyahat acentelerini arasanız? tur rehberlerine falan getirtirler belki?

kargo ile olmaz, gümrüğe takılıyor freekara.

gümrüğe takılan şeyi adam niye yanında getirmek istesin? bu tür isteklere insanlar güvenemiyor. sizin için söylemiyorum ama şahsen tanımadığım birisinin emanetini asla yanımda taşımam. özellikle uçak yolculuklarında çok riskli. ilaç diye verilen şeyin uyuşturucu olmadığının garantisi yok.

@tomofilli kargoyla gelen telefon nasıl gümrüğe takılıp, yolcuyla takılmıyorsa aynı nedenden.

illa uyuşturucu taciri muamelesi yapmayın adama.

daha bu hafta almanya'daki bir arkadaştan gelirken annem için bi krem getirmesini rica ettim, türkiye'de olmayan. bir çok kanser ilacı da türkiye'ye gelmiyor. insanlar böyle yollara başvuruyor el mecbur.

allah yardımcınız olsun ne diyeyim.

kargoyla gelen telefon gümrüğe takılır, senin getirdiğin telefon takılmaz diye bir şey yok. gümrükte arama yaparlarsa ve telefonu kutusuyla birlikte bulurlarsa onun için de vergi ödersin.
zaten söylemişim sen üzerine alınma diye, yani sana uyuşturucu muamelesi yaptığım yok. sadece genel bir bilgi olarak söyledim bunu. arkadaşımın kremini taşıdım demişsin, çok güzel, işte kendin de söylemişsin. tanıdığın güvendiğin birinin emanetini taşırsın ama tanımadığın birine o kadar güvenemezsin.

bazı ülkelere girişte form doldurturlar. bu formda bavulunuzda başkasından aldığınız bir eşya var mı diye sorarlar. evet ya da hayır dersin ve imzalarsın. evet dersen, bavulunu darmadağan ederek ararlar. hayır dersen ve üzerinden yasaklı bi madde çıkarsa bütün sorumluluğu üzerine almış olursun. ondan sonra istediğin kadar başkası verdi de, seni kurtarmaya yetmez.

hakkındaki tüm haberler kasım 2013 tarihli bu ilacın (piyasaya çıkış vs)

hangi ara tr'de piyasaya girip de tükendi bilemiyorum

ancak deneysel şartlarda tr'ye girişi sağlanabilir. hastanız için geçmiş olsun diyorum ama özellikle de kanser ilaçlarında deneyimli olmayan kişilerce kullanılmasını doğru bulmuyorum. bir doktor size bu ilacı önerdiyse, o hangi ara bu ilaçla deneyim kazanmış onu sorgulayın lütfen

hatta kendi ülkesinde bile piyasaya bu ay içerisinde çıktığını görüyoruz:

Speaking at the launch, Dr Rajiv I Modi, Chairman and Managing Director, Cadila Pharmaceuticals said, “It has taken us over a decade, a huge investment and a dedicated research and development team to develop this unique drug. We expect it to be available in the Indian market by December 2013. Thereafter, we will introduce it in other regions like SAARC countries and European markets over the next five years.”

dediğim gibi, (aynen copy paste)

" hastanız için geçmiş olsun diyorum ama özellikle de kanser ilaçlarında deneyimli olmayan kişilerce kullanılmasını doğru bulmuyorum. bir doktor size bu ilacı önerdiyse, o hangi ara bu ilaçla deneyim kazanmış onu sorgulayın lütfen "

TEB, türkiyede bulunmayan kanser, aids gibi hastalıkların tedavisi icin kullanılan ilaçları yurtdışından hasta talebi üzerine getiriyor. Türk Eczacıları Birliği'nin sitesinden detaylı bilgi alabilirsiniz.

Dostum havacilikla ilgili bazi forumlar var orada hindistan tarafina ucan thy kabin gorevlileri ve pilotlarla iletisime gecebilirsin..bu arada sana bi trick vereyim facebookta hostesbey oglum diye bir arkadas var, kendisi kabin amiri olup havacilikla ilgili geyiklere yer veriyor sayfasinda, neredeyse tamami havaci kisilerden olusan binden fazla takipcisi var, ordan yardim edicek birilerini bulabilirsin sanirim..

cevapların hepsini okumadım da yeni delhi'de arkadaşım var yollayabilir diye düşünüyorum. (tabii yasal bir engel yoksa)

bana 1 ay önce almanyadan 2 şişe vitiligo için kargo ile ilaç gönderildi.hatta ilk seferinde ilaçlar geri dönüp tekrar ülkeye giriş yaptı.kanser ilacı ile ilgili sıkıntı olur mu bilmiyorum ama belki yardımcı olur.

yani gümrüğe takılıyor lafı kanser ilacı için öylemi bilemem ama genel olarak söylendiyse YALAN.

burada bu kadar tantana yapana kadar hindistana gidip gelmiştim 2 kere

''sormanın sakıncası yok'' olabilir mi?

tam olmuyor gibi

aklıma sadece

(bkz: isteyenin bir yüzü vermeyenin iki yüzü kara)

bilmemek ayip degil ogrenmemek ayip

sormaktan zarar gelmez?

o damar değil de, sinir olabilir mi acaba? veya seğirme dediğimiz ordaki kasların istemsiz kasılması da olabilir.

yorgunluk ve stresten olur genelde böyle şeyler. dinlenmeye çalışın uykunuzu iyi alın.kolay kolay geçmiyor. ben bir sene göz seyirmesi çektim. kendiliğinden geçti.

kendi sorunlarını deşmek bence yolu, bir de zaman + gerekirse ilaç takviyesi. "psikiatrik ilaçlara karşıyım" insanları dolarsa buraya ipleme.

görmezden gelmeyi öğreneceksin. zorla unutacaksın. hiç deşmeye kalkma daha kötü olur.
arkanda bırak, sanki yaşanmamış gibi düşünmeye zorla kendini.

göbek olmadığı kesin her neyse. veterinere götürün çocuğu.

tümor o.

smyrna emin misiniz? yani emin bir şekilde söylediniz?

burada sormaktansa veterinere götürmek en iyisi daha geç olmadan. küçük bir şişlik değil çünkü o.

Anormallik var. Fıtık ya da tümördür. Mutlaka veterinere götürmelisiniz. Böyle durumlarda zaman kaybetmemek gerekiyor.

yağ veya göbek kesinlikle değil. umarım çok geç kalmamışsınızdır.

Biraz önce gittik geldik veterinere. Muayne etti, yağ imiş, göbek dedi. Fıtık ya da tümör değil dedi. İki veteriner de aynı şeyi dedi.

Çok fena korktum açıkçası.

Çok sevindim önemli bir şeyi olmadığına. Evhamdan zarar gelmez. Rahatlamışsınızdır siz de.

ne göbeği yahu? derisinin altında üşümüş insan testisi taşıyor hergele.

tümör %90. vet değilim. emin de değilim.

hayır

sürer.

biraz zor. türkiye çok farklı. kaza yapabilir.

süremez.
aynı şekilde sen 20 yaşında olsan amerika'ya gitsen sana içki satmazlar.

ehliyeti varsa sürer,yaşa takılmanın bi manası yok he birde uluslararası sürücü belgesi aldıysa kimse ses edemez.

Aynı mantıkla Hollanda da uyuşturucu alıp satan ve kullanan da aynı seyleri Turkiye de de yapsin.cok eleştiriyoruz ama sonuçta burası Muz cumhuriyeti Degil

nasıl tc ehliyetin avrupa ülkelerinde/abd'de "direkt" geçerli olmuyor (belli bir sürenin sonunda) oradan alınanlar da denklik sağlanmadıysa burada geçerli olmuyor.. araç kullanabilsen de teorik olarak yasak.

abd 16 yaşında "yanında yetişkin olması şartı ile ehliyeti" veriyorlar. bildiğim kadarı ile. o da burada geçerli değil.

burda insanların bilmedikleri konularda ahkam kesmesi beni çok eğlendiriyor.

soru soranın işinede yarıyor aslında daha fazla açıklama yapma gereksinimi duyuyorum sanki görevimmiş gibi.

burasının muz cumhuriyetetinin olup olmamasıyla ilgili bi konu değil bu her olayı siyasete bağlamayın.

türkiyeye turist olarak gelmiş bi insanın ki bu kısıtlı bi süre için burda olduğuna delalettir.ehliyetini kullanmasında bir beis yok aracı kullanabilirler.burda iş yapıcak ise uzun süre kalıcak ise o kişi ehliyetini değiştirme yoluna gitmeli.

daha ayrıntılı bilgi için motorlu taşıtlarla ilgili yönetmeliği okuyunuz.

ayrıca uluslarası sürücü belgesine sahip bi kişiyse bu çatır çatır sürer dediğim gibi.

bulunduğum yerde bu şekilde ehliyet almış bir Türkiye vatandaşının arabasını trafik polisi bağlamış. o yüzden merak edip sordum.

çok bilen arkadaşlar açıp yönetmeliği okusun yaşla ilgili bir madde olmadığını görecekler.

iş polisin insiyatifine kalmış gibi bir durum var. fakat 17 yaşındaki bir ingiliz vatandaşı ehliyeti ile avrupa'da araç süremiyorsa 16 yaşındaki amerikalının burada araba sürebileceğine inanmak biraz komik oluyor.

mazeret iznini kullan yalan atmana gerek yok.

yediğim yemek dokundu de o anlar. fazla soru sormaz.

anan mı baban mı müdür ki öyle bile olsa yalana veya bahaneye ihtiyacın mı var? işten kaytarmayı alışkanlık haline getirme gibi bir durumun yoksa, kırk yılda bir olan acil bir durumsa işim var de çık.

Herkeste ısım var cıkıyorum der zaten :D

Bence bızımkılerı memlekete gondecem ya da memleketten gelıyor almam lazım dıyebılırsın.

Arkadaslar ise yarayabilecek tek bir tane mazeret uretemediniz :) Yardimci olacak parlak fikirli arkadaslar bekleniyor :))

komşular aradı benim eve hırsız girmiş?

"x'i hastaneye götürmüşler, acil hastaneye gitmem gerek. ben de durumu tam anlamadım, dönünce anlatırım." der çıkarsın, sonra da "gıda zehirlenmesiymiş, ama x kusup rengi mengi atınca telaş etmişler" filan dersin.

bu tür izinler alırken ben de eskiden stres olup kusursuz yalanı arardım, ancak çalıştığım hiç bi amir mazaretimi pek dinlemezdi. güven ilişkisi kurulduysa; izni verip, gönderirdi. o güven ilişkisi varsa zaten çok sorun yaşayacağını, amirinin seni sorgulayacağını sanmıyorum.

hastalık yalanı söyleme sakın sonra gerçek oluyor.

Ev sahibi ile gorusmem lazim diyebilirsin.
Elektrik su dogalgaz aboneligi ile ilgili isim var diyebilirsin.
Hastalik numarasi yemez.

banka/resmi kurum işim var diyebilirsiniz.

banka +1

Noter'de vekaletname vericem diyebilirsin. Başka zaman git deme lüksü yok, online yapma şansın da yok.

banka hep tutar. krediye başvurcam dersin, belge toplıcam dersin vs.

kargocular eve televizyonu/mobilya/buzdolabını getirmiş.

yeni aldım/bozulmuştu servisteydi.

evde kimse yok/anahtar bende kaldı.

götürüp/getirmem lazım.

bana olduydu. 1 kişi. o da normal dedim.

oldu,engelledim gerizekalıyı.aptal,abazanın tekiydi.

abartmıyorum 50 kişi var hakaret eden bana

evet. mesajla ediyordu. sonra duyurularımın altına ve yorumlarımın altına küfredip silmeye başladı, moderasyona ispikledim, hiç bi şey yapmadılar.

anında.

ohooo bissürü. sürekli yaparlarsa mallara ekliyorum, yoksa dokunmuyorum.

çok hem de. ama bunlar daha önce hiç konuşmadığım insanlar oluyor. birinin duyurusuna cevap yazıyorum, adam cevap verenler arasında bile değil geliyor küfrediyor. hemen mallara eklemece. cevap vermeden...

bana gelen hakaretlerden burdan fizana yol olur ahahahaha.

güya buralarda takılan kişiler bi de eğitimli falan filan...peh

oldu.

evet, malesef

ben bazen hakaret ediyorum o kadar ınsafsız laflar edenler var ki

yazdigim esprili bir cevap uzerine (hakaret icermiyordu) kufurlu ozel mesaj yazan bir denyoyu mallar listesine ekledim. listemde sadece bir tane denyo var. onun disinda kimseyle surtusmuslugum yok burada

olmadı.

oluyor da umursamıyoruz, gidiyorlar. muhim olan sokaktakiler onlara dikkat edin. bugün bi tanesine atarlandım da bıçaklanmadım iyi ki diyorum şimdi.

evet oldu. üstelik ortada bir şey yoktu, durduk yere.. ruh hastasıydı sanırım.

hiç olmadı.
bir kere "erkeksen bisiklet sürerken tayt giyme" tarzında bir mesaj geldi, güzel bir dille anlattım nedenini. cevap gelmedi.

evet oldu. dincilerden de mesaj geldi.

hiçbirşey olmaz evham yapmayın.

Hiçbir şey olmaz.

hapşurmasan bir şey yok dicektim burun akıntısı da varmış,çok riskli bi durum bence.

@ganyotçu iyice de rahatlamıştım.bana da acaba dedirten onlar oldu ama eve geldiğimden beri bişey yok hafif geniz akıntısı dışında.n'olur n'olmaz bi sağlık ocağına uğrayayım mı dersiniz ?

Kediden ötürü hiçbir şey olmaz. Ancak sanırım grip oluyorsunuz, sıkı giyinin. Vitamin alın.

Edit: "ganyotçu" nickli arkadaş ironi yapmış. Rahat olun. :)

editleyemedim yazdığımı da.

@m e l t e m :D kendime belli etmesem de ciddi ciddi korkmuşum demek ki bi yandan şimdi tarafsız gözle okuyunca. @ganyotçu aşk olsun ya

iyice rahatladım o zaman.

heerkese teşekkürler fikirleriniz ve rahatlatmanız için.

kediyi de bir veterinere baktırsaydınız, belki onda bişey vardı, yani siz sevdikten sonra sizden bulaşmış olabilir değil mi!! sonuçta biz de mikroplarla yaşayan hayvanlarız, steril değiliz hani.

kusura bakmayın ama bu tam da bu konuyla ilgili olan kedili atasözü cuk oturmuş.

@erenu haklısınız,insanoğlunun bencilliği diyelim:)

hayır sonra da bakındım arada öyle severim beslerim hatta bizimkileri kandırıp eve de alırım diye ama göremedim bi daha.

@physcos physcos duyuruyu açarken aklımda o söz vardı zaten:D bi yandan kendimle dalga geçiyordum. + kim yazacak diye de bekliyordum

öyle yetişmişiz anneme ancak dün söyleyebildim cümlem bitmeden delirdi tam konuşurken "dur bi sakin ol bişeyim yok abartma aaaaaa" deyince o da duruldu zaten naapsın:D

bunun bir facebook sayfası varsa link verir misiniz? ordan yaymak daha iyi sonuç verecektir.

haysev ile paylaştınız mı? petarkadaş'da da ilan yazabilirsiniz. yaptınız mı?

1) giriyorlar, ama farketmeleri için yiyecek koyabilirsin.
2) rüzgarla uçup devrilmemeis için alt tabanına içeriden sunta veya mdf türü ağırlık yapacak bir altlık yapılabilir, zemindeki soğuğuda keser ayrıca. ne olduğunu bilmeyen işgüzar biri kaldırabilir, yada çocuklar zarar verebilir. ne olduğunu belli etmeniz çevreyi uyarmanız veya yazı yazmanız gerekebilir.
3) içini ekstradan ısıtmaya gerek yok, hayvanın kendi sıcaklığı yeter. maksat ısı yalıtımı sağlamak.

1) kediler giriyor, hatta üç-dört kedi girdikleri bile oldu. köpekler için daha büyüğünü yaptım ama gözlemleme şansım olmadı.
2) tepesine ağır bir kaç taş koydum. arka bahçemde duruyor. benim aklıma şey gelmişti, sokağa koymak yerine koyacağınız yerdeki bahçe katı sakinleriyle konuşup onların bahçelerine koymak.
3) izocam yalıtım malzemesi, dışarıdan içeriye ısıyı yalıttığı gibi içeriden dışarıya da yalıtıyor. hayvanın vücut sıcaklığı ısıtıyor yani barınağın içini.

ben gecen sene soyle bişi yaptım;
oi50.tinypic.com

ayagını araba ezen bi kedi bütün kışı orada geçirdi.(ilaç vs ile destekledik) şimdi süper kendisi:)
1-girerler.bi iki tanesi içinde,üstünde fln hep yararlandılar.
2-apartmanın balkon altlarına koyduk biz.mahallede herkes kedi sevdiğinden kimse itiraz etmedi.bu kış yan sokaktaki kedi besleyen teyzelerden istek aldım,onların apartmanı için de yapacagım.
(insanlar atmasın diye sticker hazırlanıp yapıştırılabilir,bilmem ne belediyesi onayı ile hazırlanmış kedi evidir,atmayınız vs vs şeklinde)
-ben photoshopla hazırlayabilirim isterseniz.
3-strafor benzeri yalıtım malzemeleri sogugu kesiyor kısmen,bi de kuytu bir noktada olursa yeterli ısıda olur içi.3-5 tanesi içine girince gur gur ısıtırlar zaten.

içine biraz kuru mama koyulunca, kokudan merak edip geliyorlarmış zaten.
bi de dışını çöp torbası gibi bi şeyle kaplarsanız su da geçirmez.

bir event yapsanız da gönüllü tüm arkadaşlar gelip buradan hep beraber bi gün yapsak ya?

postimg.org
postimg.org

bu senenin mahsulleri:)

göremiyorum. hayat kötü.

Calıştıgım şirketin londra ofisine nakil olmuş, bir yandan da mba yaparken.

1 ay sonra bile bir yerde göremiyorum. gerçekten çok belirsiz ya da ben çok gerçekçiyim. gitmek istediğim yer deniz kumundan.. oraya doğru fazla gidersem buraya dönmem coğrafya gereği..

evli mutlu çocuklu.

üç sene önce sorsaydın 15 sene sonraki yerimi bile söylerdim çok net bir şekilde ama şu an ben de 1 ay sonrasını dahi göremiyorum.

Ptt 1. lig

(bkz: #38801643)

cevabı entryde gizli.

memlekette istanbul'da kiralar uçtu amk.

yine bi sike tutunamamış, ortalıkta salak salak gezinirken...

borçlarımı bitirmiş, ege de arsa bakarken. umarım.

Çok daha mutlu ve huzurlu. Şu süreci bir şekilde atlatsam, gerisi rahat olacak.

burda, olduğum yerde görmek istemiyorum. şuan söyleyeceklerim bu kadar.

evli, mutlu, californiadaki bahçeli evinde köpekleriyle huzur içinde yaşıyor olarak.

masterımı tamamladığım ülkede güzel bi iş bulmuşum, türkiye'nin birbirinden saçma gündemlerinden ve istanbul'un keşmekeşinden uzak mutlu bi hayat sürüyorum. yine de beşiktaş'ı kadıköy'ü moda'yı özlüyorum ama çaktırmıyorum.

yalnız.

yarınki sunumu atlatayım da ne olursa olsun kafasındayım -mesela yarın 14.00'dan sonra hızla eve uçup uyumayı planlıyorum :D )

gönderemeden önceki son edit: yarın ciddi bir cevap yazacağım buna, belki kafamı toplamama da yardımcı olur.

yillar once bir gazete haberiydi bu. en azindan ben oradan hatirliyorum

kokuyla hastalik teshis etme idi haber hatta. hic unutmuyorum cunku siradisi bir haber. 15 yil falan once bile olabilir

soldaki armpit sniffer teyze. nerede görsem tanırım.
www.google.com.tr

kadınlar kendi ter kokularından en uzak ter kokusuna sahip erkeklerden daha çok etkilenirler.

tek çağrışım yapan şey bu. benzer içerikli bir belgesel vs olabilir.

hatırıyorum bu haberi,
önlüklü insanlar diğer insanları koklayıp kayda geçiriyorlar bi araştırma için.
yani hastalık falan değil.

dunyanin en kotu meslekleri tadinda bir haberde geciyordu diye hatirliyorum.

mesela yemekhaneden yemek alırken herhangi bir sorunla karşılaşıp karşılaşmadıklarını sorabilirsiniz.

en basiti kampüste rahatça gezebiliyorlar mı, okul onlar için özel rampa, asansör, görme levhaları vs koymuş mu.

kendini okulda rahat ve bir birey olarak hissedebiliyor mu?

gibi

ring hattı olan bir kampüste okuyorlarsa ringlerin engelli dostu olup olmadığını sorabilirsin.

okul içinde başka birinin yardımı olmadan giremedikleri/gidemedikleri alanlar olup olmadığını sorabilirsin.

insanların genel olarak onlara öncelik tanıyıp tanımadığını sorabilirsin.

Teşekkür ederim üçünüze de. Okula gidip gelmeleri, okul içindeki ulaşımları ve faaliyetlerini, öğrencilerin yaklaşımlarını, konakladıkları yerleri sormam yeterli olur umarım. :)

Ben bir de günlük işlerin yanında kendilerine fırsat eşitliği sağlanıyor mu bunu merak ederdim. Örnek olarak
- akademisyen olmak istediklerinde nasıl bir muameleye bırakılıyorlar?
- yalnızca yemekhane, yollar değil, labratuarlar da engelliler için uygun mu?

gibi.

zeytinburnunda iniyorsunuz, daha yakın.

indikten sonra çok yürüyor muyuz

indikten sonra metroya biniyosunuz.

zeytinburnundan 10dk kadar yürümeniz gerek ancak çok doğrudan bir yol değil, biraz karışık.

Neyden iniyoruz? Metrodan iniyorsak Zeytinburnu metro istasyonu'nun hemen yaninda minibusler var, 3-4 dakikdada ulasirsin. Yurumek bir 15 dk alir. Otobusten inersek de ust gecit ile ulasilabilir metro istasyonuna.

arkadaşlar güzel açıklamış ama tavsiyem pazar günü gitmeyin çünkü bildiğin bütün zeytinburnu apaçileri toplanıyor. zaten mühtiş kalabalık. geçen evden e-5 e çıkana kadar 20 dakika geçti araba ile. bu arada evimde marmara foruma 5 dakika mesafede daha açık konuşmak gerekirse buraya avm yapanın adamım validesi çok şeker bir hanım teyze.

advil al hemen 5 dakikada keser.

ama önce
eksisozluk.com

Karanfil cigne sonra o karanfili agriyan disine daya

Ilac yok karanfil varsa

Diğer ilaçlar hikaye. Hemen arveles al. Diş ağrılarında en etkili ilaç,çok da çabuk etki ediyor

apranax fort. üzerine tanımam.

@miucee yapmayın şunu. ilaçlarla alakalı deneyimleriniz yalnızca kendi anektotlarınızdır, fazlası değil. başka insanların sizinle aynı etkiyi göreceği kaidesi yoktur. "şöyle hissedeceksiniz, başınıza şu gelecek" gibi ifadeler kullanmanız çok yanlış ve abes.

içinde hem a hem de d vitamini olan cod liver oil bulup içmeye çalış, + bulabilirsen d3+k2 vitamini birlikte satılan ürünler olması lazım onlardan bir tane alırsan faydası olabilir.

işlem nedir?
bazı işlemler için online bile hallediliyor artık sabıka kaydı.
ama mesela ehliyet için online kabul edilmiyor vs...

e devlet üzerinden alınabiliyor artık

Önceliğim başlayacağım iş için en kısa sürede almam gerekiyor gitmişken ehliyet için de alırım diye düşündüm ama onun pek acelesi yok

anadolu yakasındaki tüm adliyeler kartal'a taşındı. e-devletten olmazsa, oraya gidicen.

en yakın ptt ye gidiyorsunuz (mesai saatleri içinde tabi) 2 tl verip gişeden e-devlet şifresi alıyorsunuz. sonra o şifreyle internetten savcılık kağıdınızı kaydedip çıktısını alıyorsunuz.
ben işe başladığım gün şirkette yapmıştım bu işlemi.

mim

Miim hatta miğm

kendi kendini kopyalayan kültürel öğecik gibi bişi oluyor tanımı, gen in kültürel analoğu işte bir nevi.

örnek: yakın zamandan inönizm fenomeni mesela

memiş, tombis, memeler bas kaldirmis şeklinde okuyorum

9 gag dekilerden bahsediyorsanız, bi örnekle açıklayabilirim sanırım; mesela paranoyak papağan meme'i var. hepimizin başına gelen, düşündüğü paranoyak düşünceleri sembolize ediyor.
mesela eve akşam bi yolda yürürken arkada yürüyen birini farkedince bi an aklında "beni öldürmek için takip ediyor biri" diye geçirirsin ya 1 saniyeliğine.
işte o meme uygun olur bu olay için.

çok çok çok basit anlatıcam çünkü öyle aklımda kalmış bi yerde okumuştum,
şimdi kafein, insanın yorgun olduğunun sinyalini bloke ediyomuş. aslında enerji-mutluluk vermiyo sadece mutsuzlupu ve enerjisizliği geçici bi süre için hissetmememizi sağlıyormuş. o yüzden etkisi geçince eskisinde daha kötü oluyoruz. ecnebilerin "crash" dediği olay.

aslında kahve içerek hepimizin stoned olduğu gerçeği var. onu bi araştır derim.

psikolojik değil. geçenlerde harvard'ın bir araştırması konu olmuştu haberlere. kahve içmek bir kişinin intihar etme ihtimalini %50 oranında azaltıyormuş. var yani böyle bir şey. bilimsel olarak da ispatlanmış işte.

@innerbliss
hatırladığım kadarıyla araştırmada kahvenin dopamin ve serotonin üretimini arttırdığı yazıyordu. yani sadece dediğin gibi bir şey söz konusu değil. mutluluk hormonlarını arttırarak antidepresan etkisi de görüyor bir nevi.

bahsettiğim haberi buldum bu arada: news.harvard.edu

çok basit, paranı kibar bir dille isteyeceksin. büyük ihtimalle hallolur zaten. yok hallolmazsa, çirkinleşirsin.

büdüt: çirkinleşme zamanı gelmiş.

şşşşş dalyarak benim parayı steamde yediğini gördüm ne ayak? diye mesaj at

cevaplamazsa ara

açmazsa evini bas

3 kuruşün hesabını yapmaz yeaa diye düşündüğü için böyle götlük yapıyor, affetme

istiyorum ve surekli salliyor. genelde cevap da vermiyo zaten.

o anakartin bedeli kac paraysa, o kadar para karsiliginda, size hayatinizin en onemli dersini verdi o kisi...

bundan sonra, "para iceri, mal disari" ilkesine yapisacaksiniz.

yoksa, sikilmedik bi kulaanizin arkasini birakirlar...

insan boyle bi yaratik!

kimseye yardım etmeyeceksin güzel kardeşim.
bu sana ders olur en fazla.
başıma geldi benzeri durum.
insanlarda şeref, haysiyet, onur diye bir şey kalmamış.

iyilikten maraz doğar.diye bir laf vardır ya doğruymuş gerçekten.onunla tamamen ilişkini kes.tecrübe olmuş sana.daha büyük bir kazık yiyecektin belki.

Arkadaş olmaz böylesinden, alakayı kes.

parayı istemekten kesinlikle vazgeçme ve vazgeçmeyeceğini karşındakine hissettir. parayı isteme sıklığını giderek arttır.

bu şekilde 400 liramı kurtardım ben.

armagan cok dogru soyluyo. ben de bu yontemle 200 dolarimi kurtardim!

beyler toplanın adam basıyoruz



thiiiiis issss duyuru aheyyyy!!!!

bütün ortak arkadaş ve tanıdıklarınıza anlat, o da bunu öğrensin. belki elalemden utanır.

son kez güzel bir dille paranı iste. ama bu sefer muhatap gör karşında. cevap vermedi vs. kabul etme. nedenini öğren. sonra yoluna devam et. kesinlikle çirkinleşme.

babana dahi güvenme diyorlar, "yok artık ebesinin amı ali sami" diyorsunuz. arkadaş hep tecrübeyle sabit şeyler bunlar.

arkadaşlar arasında böyle para, mal muhabbetleri girince genelde hep sonu olumsuz bir şekilde bitiyor. neyse bu da sana dendiği gibi bir ders olmuş.

benim de gördüğüm çok ısrarlı bir şekilde istendiği zaman paranın tamamını (ancak genelde bir kısmını) alabiliyorsun. ha bir de öyle bir şey olursa zaten senin olan parayı binbir trip eşliğinde alabilirsin, ona da hazırlıklı ol şimdiden.

www.youtube.com

osuruk böceğine benzettim ama emin değilim.

osuruk böceğine benzettim ama sanki o uçamıyordu.

osuruk böceğine çok benziyor fakat benim gödüklerim hep yeşildi. bu şekilde ilk defa gördüm.

bence osuruk böceği o.şekli aynı böyle,çok da güzel uçar.öldürdüğünde mavi kan çıkıyor ve iğrenç bir koku sarıyor evi

odun bocegi. yivranc kokar, ucar, gozune konar.

bibip: brown marmorated stink bug'mis ingilizcesi. kotu kokan bocek, kaaverengi damarli kimin bisiy.

buymus:

en.wikipedia.org

www.supurgemarket.com

njaes.rutgers.edu

rengi belli olmuyor fotoğraftan ama yeşilse uzak dur, leş gibi kokar.

arkadaşlar osuruk böceği dediğiniz süne olabilir mi acaba?
Süne diyorum arkadaşım.

yok yok osuruk böceği değil. baya kapkara ve osuruk böcüğü gibi yassı değil, daha kabuklu ve boyut olarak da daha büyük.

Kımıl

seninki ilerlemiş baya. psikiyatr'dan yardım al. bende de var hatta askerdeyken panik atağa çevirmişti. sorsan yardım almadım fakat benimkisi bambaşka.

bütün olumsuz düşüncelerin aksiyetenin oyunu olduğunu düşün. denedim 100% çalışıyor.

bi liste var doğduğun ay ve günün karşılığına bakıyosun ona göre yazıyosun, maksat ilgi çekmek.

evet kesin meme kanseridir. ama tabi kansere zerre kadar yardım olacak birşey değil, dediğim gibi maksat ilgi çekmek. ama ben bunu iyi bi şey için yapıyorum demekiçin de kanser gibi bir hastalığı kullanıyolar.