bilgisayar destekli çeviriden (CAT) söz ediyorsanız, programı alıp çalıştırarak çeviri elde edemezsiniz.
bir çevirmenle veya çeviri bürosuyla iletişime geçmeniz gerekli.

(bkz: sametran)

Ben daha Türkçe ile herhangi bir dil arasında azıcık akla yakın tercüme yapabilen bir şey görmedim, duymadım. Bildiğin saçmalıyor programlar.

@saatgeceninonikisi

dil yapılarımız elbette ki çok farklı. lakin google translate bile öyle işimize yarıyor ki bazen. tuğla gibi paragrafı önce içine atıyorum, sonra cümle cümle düzenlemeleri yapıyorum. en azından katkısı oluyor.

bana söylenen ise bunu çok daha iyi yapan bir programın olduğu, önceki çevirileri tanıyıp bir sonraki çeviride cümle mantığını çözen programlar olduğu söylendi.. hoot arkadaşımızın paylaştığı semetran'ı inceledim, ilginç bir şeye benziyor.

demem o ki çeviri yapmasını bekleyemeyiz, sana katılıyorum. ama bizi biraz iteklesin yeter. düzenleme yapmak daha kolay oluyor.

anlaşmada aksi bişey yoksa depozitoyu alırsınız. ev temiz olacak tabi.

depozito eve verilen olağanüstü zararla ilgilidir.

12 aylik sözlesme varsa eger aksi yok ise 12 ay baglisiniz o sözlesmeye.

eger sözlesmede belirtildi ise istenilen bir ayda 1-2 ay önceden haber vermek kosulu ile ayrilinilabilir, o zaman sorun olmaz.

@serebatan sözleşmede belirtilemesine gerek yok bir ay önceden haber verildiyse. çünkü ev kirası

@hoot.

öyle bir şey yok. 1 ay önceden haber vercem evden çıkacam ben gibi bir durum yok.

ev sahibi isterse sözleşmenin sonuna kadar kira alabilir. ya da evden çıkacaksan kendi yerine bir kiracı bulup çıkabilirsin. sözleşmede belirtilmediği sürece ev sahibiyle de anlaşmazsan sözleşmenin sonuna kadar bağlısın.

evden çıkmakta özgürsün tabi ama kirayı yine de ödersin.

Ben 12 ay sözleşme nie yapıyorum ozmn, ev sahibin olsam vermem.

4 . Ay gelsem al depoziton bu yeni kiracı buldum ben desem nedersin

İyi de depozito evin fiziksel koşullarıyla alakalı bir güvence sadece. Adama maaş bağladığımı gösteren bir delil değil. Benden evin kirasını vermemi talep edebilir, o ayrı konu; ama evden çıktıysam depozitomu almam gerekir.

arkadasim yanlis anlamissin depozito olayini.

depozito sadece eve dair olan degil senin adama verdigin güvencedir.

yani kirani ödemezsin ordan keser, eve zarar verirsin ordan keser.

1 senelik kira kontratin vardir, ceker gidersin, ordan keser.

kisaca adam senin kontratina göre masraflarini ayarliyor, güvence olarak eger uymaz isen kontrata depozito da güvencesi, sadece eve yapilan fiziksel zararlar degil.

senin kontratin kisaca eger 2 ay öncesinden belirtilerek her an cikilabilir gibi bir madde icermiyor ise tamamen baglayici.

Hmm, evet depozitoyu bu fonksiyonla tanımlarsak iş değişiyor tabii, muhtemelen hukuki olarak da böyledir.

O zaman alsın gitsin ya. N'apak.

bir tek örgü öremiyorum.

evet, hem de severek. o kırışıklıkların gözümün önünde yok olup dümdüz hale gelmesi beni rahatlatıyor. hafif bi simetri hastalığı olsa gerek.

sadece zorundaysam evet. ben örgü de örebiliyorum da zorunda kalmadan iskence gibi geliyor.

sadece pantolon. gömlek denedim tamamen kırışık giysem daha iyiydi.

bana öğretin agbeyler

(bkz: gömlek ütülemek/@compadrito)

Mükemmel biçimde yapabiliyorum ama ütüsüz giyinmeyi ve kılık kıyafet yönetmeliklerini her durumda ihlal etmeyi seçiyorum.

Ayıpsın..

liseyi yatılı okuyacağım kesinleşince ablam öğretmişti.

-kurumasını bekleme ütü kuruluğu diye bir şey var o anı yakalamaya çalış.

-ütün iyi olsun. en önemlisi de yüksek buhar basıncı. en az 2 bar

-pantolonu içeriden ceplerden ütülemeye başla. direk dışarıdan başlarsan cebin izi çıkar.

-kumaşına bak, yünlü ve polyesterli pantolon ütüleyince dikkat et.

-parlak gömlekleri içinden ütüle

tülbent denen bezin olsun

kireçsiz su kullan kaynamış su kullan.

ütüye su koyarken buharsız konuma getir suyu koy ve tekrar buharı aç.

ütüyü masanın üstüne dik olarak koy.

ütü masası bezinin altına güzelce havlu, seccade gibi şeyler yerleştir yumuşak olsun.

Jilet gibi ütülerim. 12 yıllık ütücüyüm :)

tonla para verdim süper ütü kakaladılar yinede yapamıyorum.

Gazetelerde yillardir aranan son utucu benim. O bicim utulerim. Alet isler el ovunur derler, demem o ki silahin iyi olmali. Tefal

evet ama çok iyi değil

ortaokuldan beri bütün gömlek ve pantolanlarımı kendim ütülüyorum,valide benim kadar iyi ütüleyemiyor.

d&r denediniz mi?
orada daha ucuza da oluyor

idefix'ten aldığım kitapların ulaştırılmasında herhangi bir sıkıntı yaşamadım. bir de D&r ı ekle, orada da bir sıkıntı yaşamadım şahsen.

yeğenime idefix tarafından gönderilen kitabı stokta olmasına rağmen 25 gune yakın bir süre bekledik.

Hepsinden alışveriş yaptım hepsinden memnun kaldım.. idefix ve d&r bir süre depo olayları vs. geç getirdiği oldu ama o dönem benim işime gelmişti böyle olması sıkıntı yaşamadım, yakın zamanda o sorunu da yaşamıyorum.. Ben böyle sıkıntı yaşamayan bir müşteri olarak sizin yerinizde olsam en ucuzunu yani idefix i seçerdim içim rahat olarak..

idefix ve dr şu aralar kargo konusunda bayağı sıkıntılıydı, o durum gectı mı arastırmak lazım sozlukte falan. ben o riske girmez ilknokta ya da kitapyurdu'ndan alırdım, ikisi de 2 gun icinde ulastirdi bana kitaplari hep.

cok net soyluyorum, idefix her hafta ucretsiz bir kitap gondersin bana yine oradan kitap almam. karsinda muhatap yok. arkadas bir kitap sitesi telefondan sira verir mi yahu!? yarim saat bekle sira gelsin, dert anlat. derdini anlattin, bir ay cozmelerini bekle. olme esegim olme. aman diyeyim!

d&r'a ve pttkitap'a bakmani oneririm.

ben belki idefiten 10 kere toplu alışveriş yaptım. ilknokta kitapzen kitaplik kitapyurdu kültürtv hatta hepsiburada dan bile kitap alışverişi yaptım.
şikayetvarda çok şikayet olması kötü olduğunu göstermiyor bana göre. idefix 10000 siparişten 500 ünü hatalı yapmıştır dr 5000 siparişten 500 ünü hatalı yapmıştır. şikayet sayısı eşit olur.
hangisi ucuz olursa ondan al derim. alışverişim online ise görüşmelerde mail olur telefonla mı sipariş verdim ki telefonla derdimi anlatayım?

kitapzen.com'da bulabilirsen oradan almaya bak. çünkü saydığın sitelerin hepsi sorunlu.

mavide bi kot bi üst bi aksesuar alana yüzde 25 indirim var.

Loft'ta var (ikinci ürün yüzde elli). Bi' de Kızılay avm rodi'de bir alana ikinci beleş olayı var. Çayyolu levi's da yapmış indirim. Bunlar ankara için geçerli tabii. Yılbaşı geliyor, adımını attığın her yerde (levi's, wrangler, mavi falan dahil) bir kampanya bulursun; gez.

outlet mağazalarına bakmalısın. her zaman indirim vardır.

Levis da bazen (bu aralar dahi olabilir arayıp sormak lazım) oluyor. Özellikle outlet magazalarına bakmanı tavsiye ederim.

ben 2002 den beri gastritle uğraşıyorum.

14 yaşımdan beri çekiyorum. şu anda yaşım 28. doktora gitmiyorum ama. o boruyu mideme sokamazlar, ı ıh.

hehe ben çok yeniyim lan o zaman. ben de 1-1,5 yıldır ülser, gastrit ve reflüyle takılıyorum. bi de üstüne panik atak, depresyon falan. neyse ki psikolojik sıkıntılar geçti. midesel sıkıntılar diğerlerinin yanında kaşıntı kaldı. adı p harfiyle başlayan bi ilaç kullandım lansor kategorisinde. neydi adı ya indiksyon bombardımanı gibi bi ismi var ya bunların grubunda bi ilaç işte. yine sabah kahvaltıdan 1 saat(diğerlerinde genelde yarım ama bunda böyle) önce alıyosun oral yoldan.(cümle içinde "oral" kelimesini kullanmak ne güzel oldu :)) ne diyordum? öyle işte. bir kutu kullandım oral yoldan :P kesinlikle iyi geldi. doktorunuza danışın derim. ama birinci göreviniz ilacın adını bulmak. hadi bakalım göriim sizi :)))

@aeroflot ben almanya da yasiyorum burda da pantazol ve ya pantaprazol diye ilaclar var midenin cok asit yapmasini engelliyor. sanirim söyledigin o olmasi lazim. bir de omeprazol var ikiside ayni kapiya cikiyor. gecmis olsun.

ayrica sanki doktorlar da bu konuda fazla ise yaramiyor. üc cesit gastrit varmis a, b, c diye bunu bile dogru dürüst söylemediler ve inanmazsiniz 4 senede 4 kere mideye boru attirdim.

uzun yıllardır değil ama aylardır mide sıkıntım vardı kudret narı nı deniyorum, işe yarıyor sanki.

diyetten ödün vermemeye çalış. zamanında yemeye de dikkat et. kuzenim 0 rh+ kan grubunda beyaz ekmeğin asit yaptığını kepekli ekmek yemesi gerektiğini öğrenmiş. ne kadar doğru bilmiyourm

yok

büyük başarısızlıklar sözkonusu

merhaba. ekşi sözlük'te bizim test etmeyi unuttuğumuz ya da biliyor olsak bile düzeltmeye vakit ayıramadığımız bir şey yapmayı başardınız. bu yaşadığınız problemi kenara köşeye kaydettik ve ilgileneceğiz. bu arada siz ana sayfaya dönerseniz oradan hiçbir şey olmamış gibi devam etmeyi deneyebilirisiniz. eğer ana sayfa da yamulduysa sıçtık. çaktırmayın.

Hayır

antik açık :)

antik sağolsun, giriyorum :)

edi: öteki de gelmiş.

evet

Hayırdı, evet oldu.

(bkz: Format Factory)

quick media converter.
hepsini kullandim.

işlemcin ve ekran kartın önemli, mesela intel işlemcin varsa ona uyumlu bir çevirme programı ya da nvidia amd için ekran kartına bu işi yaptıran çevirme progralarını araştırmalısın.

reserved

total video converter

Arkadaşın sana göndereceği için bedelini düşük gösterebilir ve hediye olarak işaretleyebilir. 100% sorun olmaz diyemeyiz ama sorun yaşanmama ihtimali daha yüksek. Wi-Fi modeli değil mi? 3G olursa sorun çıkma ihtimali daha yüksek.

50 euro, 4th generation oluyor sanırım wi-fi.

neden istanbulbilişim'den almıyorsun? ben ordan aldım ve 2 gün içinde elimdeydi. türkiye'de sadece istanbulbilişim satıyor kindle'ı.

istanbul bilişim'den hiç alışveriş yapmadım sıkıntı yaşamadıysan düşüneceğim o opsiyonu da.

ben ordan aldım, bir problem yaşamadım.yerinde olsam yurt dışından aldırıp göndermekle uğraşmam. sonuçta aynı ürün kapına kadar geliyor.

(bkz: #35406423)

www.eksimarket.com

1- paperwhite olanını öneririm fakat 300 tl ye getirttim amerikadan.

2- sahibinden.com olabilir.

3- evet bu işe özel web siteleri var. sözlükte de acaip arşiv yapmis insanlar var.

4- paperwhite'in tek şarj ile 2 ay! (benimki 3 ay gitti tam, son 1 ay uzak kalmistim klendisinden kullanmadim hic)
pil konusu cep telefonu gibi değil hic dert etme : )


paperwhite alirsan hem mürekkep teknolojisine hem de aydınlatmaya hayran kalırsın. ben 32 yasimdayim, hayatimda bu kadar mutlu etmis bir teknolojik alet görmedim beni.

n11 de 355 liraydı en son.çek de bulabilirsen daha ucuza gelir.

(git: 703106)

peseve 200 küsür bi fiyata paperwhite satıyor sanırım, dün görmüştüm duyurusunu. ben de alacaksan paperwhite alman taraftarıyım.
kitap kolay bulursun, facebook grupları falan da verebılırım hatta ozelden. indirip atip okuyabilirsin rahatca. idefix falan türkçe e-book satmaya basladi ama fiyatlari uygun degil pek.
pilleri bayaa gidiyor e-ink kullandigindan dolayi. ekranda pil emen bisi yok cunku.

@hjarteblod o satılmış

hazır burada bi kindle severler toplanmışken sorayım ikinci el alınırmı bu aletler kindle 3 ve ya touch falan almayı düşünüyorumda ikinci el.eski model oldukları için pilden şüphe ediyorum.

2. el kesinlikle alınır. paperwhite olanlar süper. yani aynı odada uyuduğunuz kişiyi rahatsız etmeden ve tabi ki ışık açmadan okuyabiliyorsun kitabı.

içinde büyük bir komunist yatıyor.

türklerin iş makinesi izleme geleneğinden.

o değil de iş makinası olsada izlesek şöyle doyasıya.

porno izlemekle aynı mantık. kutu kola ezerken mutlu olan, o ezilme sesi hoşuna giden insan aynı zamanda o kutuyu düzgün ezemediği için buruk bir mutluluk yaşar çoğu zaman. ama bu makine hem o sesi veriyor hem de eylemi olması gerektiği gibi yapıyor; tıpkı porno gibi.

(bkz: bak hele bak)

küçükken bu kutuları ezip top yapmışlığımız var sokak aralarında. o bilinçaltına etki edip sana o günleri hatırlatıyor olabilir.
hey gidi 90lar :)

gecen günlerde avusturyada geziyorum bir insaati yikiyor makina. izleyen bir adam vardi. dedim kesin türktür bu ve türk de cikti.

Şu videonun bana keyif vermesiyle aynı sebepten.

www.youtube.com

Zengin rahatlığı desek. Onlara hersey serbest. Bununla ilgili entry m vardi. Fakir yemeği el ile yerse gorgusuz, zengin el ile yerse halktan birisi olur. Fakir yemegi catal bicak ile yerse gorgu budalasi, zengin catal bicak ile yerse soylu olur.

"kapitalizm" yeterli bence. parası olanın söz söylemesi nedeniyle oluyor.

tarhana seviyorum diyen rezil oluyorsa, parası olanlar o algıyı oluşturduğu için rezil oluyor. burada nicelik değil nitelik önemli. 100 fakirin içinde 1 zengin olsun, yine de diğerlerini küçük görme hakkını kendinde buluyor olabilir.

fakat asi adam örneğinde farklı bir durum var, o parayla ilgili değil sanki. işin içinde para olmasa da belli bir yaşa gelince akıllanma durumu oluyor.

ne kadar bilimsel bilemiyorum ama,

(bkz: sülalem raad panpa)

ne alakası var abi. hayatımda böyle garip bi benzetme duymadım. çok saçma bence sevgili psi.

şöyle;
1. durumda zorunluluk (başka seçeneği yok)
2. durumda tercih.

duyuruya cevap diil ama müthiş bi durum tespiti olmuş tebrikler.

"sadeliğin hoşa gitmesi için, başkalarının, isteseniz sade olmayabileceğinizi, yani müthiş zengin olduğunuzu bilmesi şarttır." marcel proust/ guermantes tarafı.

d&r fa falan zippo fitilleri var işini görür belki ama koçtaş vb yapı marketlerde kesin vardır

plastik olmayan hertürlü ip olur. yeter ki o yağı emsin.

mum ipi bildiğim kadarıyla keten iplik özel bir şey değil. bir de mumu bir tavada eritirsiniz ipi havada tutarken bir bardağın içinde tavada eriyen mumu bardağa boşaltırsınız o soğuyunca mum olur ortadan delmeyin.

gaz lambası: eminönü

3m migrosda gecen gun gordum mum ipi.

ayrica mudo bazen vintage gaz lambasi gibi dekoratif urunler satiyor.

tahtakale'de mum toptancıları var. oraya gidip sorun bence.

gaz lambasını da tahtakale'den sorunuz.

bizde yorgan ipi gibi bi şey vardı onunla yapılıyordu mum.

hoot yazınca aklıma geldi. mum alıp direk onun üzerine inşa etseniz sizdeki artıkları?

oha lan ne madosu, mudosu. pazara git, tahta kasalara doladıkları iplerden al biraz. %100 pamuktur onlar.

ahah, herkese at kadar teşekkürü borç bilirim. sağolun ahali.

Yalnız mumu tavada eritmeyin, bunun tehlikeli olduğunu okumuştum, benmari usulüyle eritilmesi gerekir. (Belki de sadece yapım aşaması için geçerlidir ama yine de tedbir almak lazım).

3g li olmayan ve 75€ nun altında olan gelir. (100$)

Cevaba sorumu ittirmek gibi olacak ama bu amazondan elektronik eşya gönderilmiyor diye biliyorum, yoksa bunun alternatif bir yolu mu var bizim bilmediğimiz...?

(git: 700422)

20 liraya satanlar var bu aleti. özellikle ipadlerine data hattı alıp kullanlar satıyorlar. teknomarketten alırsan vodafone 75 liraya veriyor avea turkcell 100 lira diyor. köşedeki telefoncu abiden alıcaksın en iyi fiyat onlarda

tek basına satılıyor. 20 lıra gıbı bır sey olması lazım

Yapacaginiz en mantikli sey olur. Sata 2 de olsa bilgisayarda inanilmaz bir hiz artisi yasayacaksiniz. 3-5 sene sonra laptopi degisseniz bile 256gb ssd'yi kullanmaya devam edersiniz. Samsung da en stabil SSD markalarindan biri.

Gozunuz kapali alin, pisman olmayacaksiniz.

İş mantıklı, fakat 600 lira çok. Bilsiyarın yarı parası kadar daha vereceksin. Gerek yok. Üç-dört sene sonra yenisini alırken üzerinde takılı gelir zaten.

@dunedan pc bundan 5 yıl önce 1800 lira idi aslında.:)

yapabileceğin en mantıklı şey şu;
bilgisayarındaki harddiski şu ( www.hepsiburada.com )zımbırtı ile dvd bölmesine tak.
boş kalan hdd bölmesine de 60 veya 120lik bi ssd tak.
sistemi ssdye kur.
verilerini de hdd de sakla. hem daha ucuz hem daha mantıklı olur.

@cetoxim +1
benim ki de netbookdan hallice bir bilgisayar. amd e350 işlemcili.
tamam veri aktarım hızının yarısını kullanıyorsunuz ancak erişim süresi denen şey uçuyor.
ben amazondan 75$ a 120 gb kingston aldım kargo ile birlikte 180 tl tuttu. o kadar ödemenize gerek yok. oyun oynasanız bile 30 gb sistem tutuyor. geri kalanı da yetiyor.

Ben de soruyu pek anlamadım ama sync.me programı ile senkronize ettim ben.

masaüstü chrome da full contact diye bir eklenti var belki işine yarar. önceden facebook defterini google hesabına rahatlıkla aktarıyordun facebook mail başlayınca google bunu devre dışı bıraktı.

portlar forwardlandı mı ki?

(bkz: port forwarding)

2013 yılındayız torrent kullanmak için port forwardlama gibi şeylere gerek yok artık. şu ezberleri bir aşalım artık. 10 yıl önceydi onlar.

soruna gelirsek tam olarak ne yazdığını söylememişsin. ne yazıyorsun tracker diye tam halini yaz buraya ona göre yorum yapalım?

3g dongle zımbırtısı için udp paketleri şebeke sağlayıcısının routerdan engelli ise (ki galiba öyle) adamların routerı hackleyip oradan kendi portlarınıza forward yapamayacağınıza göre(10 yıl öncesi filan denmiş ama hala NAT'ın stabil çalışmadığı durumlar var, hala port forwardlamak en temiz en etkili çözüm) vpn kullanarak durumu bypass edebilirsiniz.

türk şebeke sağlayıcılarda durum nedir bilmiyorum ama bazı ecnebi sağlayıcılar için internette udp hackleri gördüm, marka model servis sağlayıcı yazarsanız daha derin bakılır.

ZTE mf667 model modem var.
zamunda dan torrent ekliyorum http kullandığı için tracker çalışıyor.

torrentleri torrentz den ekliyorum orada malum utorrent compatible list var.
oradaki listeyi kopyalayıp daha önce eklediğim torrente ekliyorum. ve udp yazanların hepsi invalid url diyor hem de anında.
ama http ler çalışıyor. indirmeyi genelde DHT üzerinden yapıyor.
başka ne yazmam gerekiyor bilmiyorum.
güvenlik duvarı üzerinden port forwarding denedim sadece windows güvenlik duvarı var normalde onu da kapalı tutuyordum. açıp port forward yaptım ama değişen bir şey olmadı.
VPN de bilmiyorum.
galiba yapabileceğimiz tek şey udp hacking tabi yapabilirsem
yardımcı olursanız sevinirim.

yani gördüğüm çözümler daha çok servis sağlayıcına özeldi modemden çok adamların açık bıraktıkları/açık kalmış portlara yanlama şeklinde.
ya vpn ya da http trackerlarla yola devam durumu.

teşekkür ederim

casper
ultrabook
harici ekran kartı yok
fifa

ben hayır diyorum.low da falan oynatır ama verdiğin paraya yazık. lenovo z500 al 100 tl daha koyup ya da gt630m karta sahip bir bilgisayar bende z580 var iyi gibi.

oyun laptopu seçmek sanıldığından daha basit. teknofiyat.com da 660m diye aratıyorsun ve karşına çıkan en ucuz laptop u alıyorsun. denedim çok başarılı sonuçlar aldım.

edit: o laptoplardan hiç kalmamış.

@hoot gayet başarılı sonuçlara eriştim.. çok teşekkürler :)

o kadar bilgisayar vardı hepsistoktan çekilmiş demek ki ama sen yine de araştırdığın bilgisayarlara bak en az 650m filan olsun gerisi önemli değil işlemcisi i3 olsa da olur.

kesin bilgi değil ama anladığım kadarıyla opet kart gibi birşey. bu kartın yıllık bir ücreti var ve amazonla alışveriş yapınca belli indirimler puanlar falan filan veriyor

batak oynayın

Deme oyle bataktanda biktik

türkçe çalışabilirsin.

dışarı çıkın.

ışıkları söndürün

Telefondayim ondan ya türkçe.yurt dağın basında ya disarida cikamiyoruz.

yemek yapın, kokteyl yapın, mangal yapın.

spor yapın, ip atlama, şınav çekme, squat yarışı, iddiası yapın.

dans edin.

şişe çevirin, board oyunları oynayın.

sevişin.

imla kilavuzu okuyun?

yarın haftasonu ev arayın. mümkünse kızlı erkekli eve çıkın. bunun planını yapın.

bence başka bir sebebi vardır ama doğrudur, soğukta sıcak kalabilmek için daha çok kalori yakıyoruz. ama o ölçüde olduğunu sanmıyorum.

@cigerdelen: kan değerlerime daha yeni baktırdım. at gibiymişim. her şeyden fazla fazla var. demir hele coşmuş:)
yağa da yöneliyorum. gelsin tereyağı gitsin krema modundayım.

ağzına şeker at

The Perks Of Being A Wallflower
Mary And Max
Sideways

Daha bakamadım kör oldum :/

resmi kçültmüş duyuru orijinal boyutlusu geliyor

birçoğu güzel filmler bence. en baştan başla ya da argo dan.

i.imgur.com

Django iyidir..

django izle direkt.

life of pi
django
argo
incendies
in bruges
children of men

nerdeyse hepsi izlenir. romantik olsun dersen in the mood for love derim. ama yok açayım kafam rahat izleyeyim dersen django candır

in bruges te her türlü gider aslında. rastgele aç birini pişman olmazsın

izlediğin herhangi bir film güzel çıkacaktır muhtemelen ama iki tane film yazayım ben de.

animasyon: mary and max 10/10
film: once upon a time in the west 10/10

malzemeleri hazırladım başlıyorum, tavsiye ettikleriniz bazısını izlemiştim.

teşekkürler.

jodaie nader az simin
casablanca
bir zamanlar anadoluda
lincoln
the good the bad and the ugly

La science des rêves
the artist
Seven Psychopaths
mary and max
thank you for smoking
Guy Ritchie'den neler var?

zaten filmleri indirince seçiyorum, hangisini izlersen izle de... yormayacak film aradım. iki evetle in bruges izledim. dün gece layer cake izlemiştim, hikaye hoşuma gitmedi. in bruges layer cake ten beklediğimi fazlasıyla verdi.

inbruges diyen arkadaşlara bir kere daha teşekkürler.

kesilikle en önce this is england. Hatta dünya üzerindeki herkes bunu izlemeli.

Amelie'yi sevdiysen Jean-pierre jeunet'nin diğer filmlerini de izleyebilirsin.

Kubrick filmleri de güzeldir, özellikle barry lyndon ve 2001 a space odyssey. Hatta paths of glory de onundu sanırım.

Barton fink de hoş, ama coen biraderlerin filmlerini seviyorsan. Sembolizmin yoğun şekilde yer aldığı bir film ayrıca. Sürükleyici bir konusu yok gibi gelebilir sana.

Un prophete de övüldüğü kadar iyi değil bence. Yine de hapishane, suç vb ortamları seviyorsan izlemelisin.

Life of pi de overrated. Sonralara sakla bence, boş zamanında izle.

Film izlemeye başlayalı çok olmadı ben de. Dizilerimi azaltıp filmlere yöneldim. İzlediklerim ölçüsünde kendi yorumlarımı yazdım. İyi seyirler.

mesaj attım

buyrun?

www.htc.com
htc desire 500 bu aralar fiyat performs bakimindan üstüne yok.800 tl civarı.

abi diğer markalara bakma bile.

general mobile - discovery

(bkz: general mobile discovery)
(bkz: turkcell t40) htc desire 500 alacağına bunu al.
teknoseyir.com t40 incelemesi var.
nokia lumia serisine de göz atabilirsin.

300 lira daha ekle lg g2 al

ikinci el temizinden lumia 920, canavar gibi yeter de artar bile

nexus 4

700 liram var desen gm discovery derdim.

900 lira varsa kesinlikle nexus 4 al. her türlü gm discovery'e kitler, anasını siker ocağını söndürür.

sony xperia l

Gm discovery derim. Samsung galaxy s3 mini de olabilir

xperia sp

lg g2'de karar kıldım.

1600 tl ama. turkcell'e, kvk'ya ve teknosa'ya sordum aynı fiyatı verdiler.

bi de bisenthe diye bi duyurucu arkadaş sağolsun "merhaba nakit alacaksanız hepsiburada ya da n11 sitesinden seçeceğiniz bir telefona 100-150 tl indriim yapabilirim bilginize ayrıntıları konusuruz." demiş.

aynı filmin, aynı yönetmen, aynı karelerle ama farklı oyuncularla çekilmiş halleri... değişiklik olsun diye! yenisini izleyebilirsin :)

97 olan orijinali olduğu için daha iyi diyolla. sonrakinin mizanseni ve renkleri daha güzel geldi bana ama...

97 tabii ki.

97

97'yi yizle.

2007'deki çocuklar rezil.

2007 versiyonu amerika halkı için çekilmiş. mesele ingilizce olması galiba.

malum yerlere düşmüştür.

malum yerlerden indiriyorum hatta yanında aktive etmesi için programda kurulu ama olmuyor.

2013 şart değilse 2010 öneririm. failed falan olmuyor kolay kolay.

kms diye arat

KMSpico

(bkz: sandisk sansa clip zip)

gaza geldim sipariş ettim kendime ama stokta yokmuş bakalım. amazon prime deneme hesabı açtım 34 $ diyor.

vaktinde sandisk sansa e260 kullanırdım efsane cihazdı. bakıyorum, teşekkür ediyorum.

aynı ürünü, aynı sebepten kullanıyorum ve bildiğim kadarıyla alternatifi yok. ama uyarayım benim aldığım ürün gayet sorunlu. ilk serileri olduğu için olabilir. şu an 16 gb hafıza kartıyla kullanıyorum kendisi 4 gb hafıza ile geliyor. video performansı fiyatına göre iyi. ama sesi yüksek çıkmıyor. yüksek sesli bi kulaklıkla kullanmak gerekebilir. şu an panasonic'in çevresi beyaz silikonla kaplı bi kulaklığıyla kullanıyorum, idare ediyor. hayırlı olsun şimdiden. :)

kaynak veremem ama ben de çok okudum onu, kesin bilgi.

ama ilaç, vitamin, elektronik her türlü sıkıntı tabi. ben alma derim.

peki gift cardla aşabilir miyiz?

Airmail ile gelen ayakkabıya 70 pound için 43 lira ekledi gümrük haberiniz olsun gençler. (İçim yandı içim)

orijinal kılıflar gerçek deri ve güzel ürünler ben kindle keyboard için almıştım ayrı bir havası oluyor. hem de 60$ dı ben aldığımda. yani evde kullanınca bile düşüyor vs oluyor kaç defa düşürdüm ben bir şey olmadı.

edit: telefona kılıf otebook a çanta kullanmam ben. ama kindle da nedense böyle yaptım. memnunum.

Gösterdiğin kılıf bencei iyi bir kılıf değil, kindle'ın oturduğu yüzeyi kalın gözüktü bana, ben ebyadan şu satıcıdan aldım kılıflarımı: www.ebay.com

@hoot o kılıflar mutlaka güzeldir ama amazon'un kendi kılıfları hariç kılıf kullandın mı? farkı anlayabilmek açısından diyorum.

@wrayburn şu kılıf nasıl görünüyor sence? www.amazon.com

hayır kendim kullanmadım zaten birlikte sipariş etmiştim. arkadaşlarımın kullandıklarına baktım. amazon kılıfları kenarlarından değil özel bağlantı noktalarından takılıyor. o yüzden bile tercih edilebilir.

yerimlerinden bahsediyorsun galiba ctrl+shift+b ye basarsan yerimleri çubuğu gelir.
bazılarını uygulamalar sayfasına sürüklyip atabilirsin. orada sabit olur. yerimleri çubuğundakilerin ismini kısalt

yer imlerimin sayısı çok fazla. en son işaretlediğim sayfaya gelmek için listenin aşağıya inmesini bekliyorum. bunun bir kısa yolu yok mu? pc de bu adreslerin kayıtlı olduğu bir klasör falan oluyor mu?

internet exploreer da klasör şeklndeydi. diğer tarayıcılar da ise html dosyası şeklinde, ctrl+shift+o ya bas ve yer mleri için klasörler oluştur. o klasörleri adres çubuğuna koy. zaten adresi yazınca önce yerimlerine kayıtlı adresler gelir. yanlarında yıldız görünür. kaydettiğin anda ismlerini kısalt.

opera ya geçersen speeddial klasörler şekline döndü çok iyi de oldu güezel de oldu. ben eski opera kullanıyorum.

klasörler olusturup altina kaydetmek bir cözüm. yer imleri managera girip arama cubugundan islem yapmak bir cözüm. yer imlerini disa aktarmak diyip yedek alabilir ya da html olarak listeleyip kaydedebilirsiniz de. eklentiler bunu yapabiliyor. bir alternatif her seyi bir google accountuna senkronize edip ordan yönetmek.

ayni dertten muzdarip (800 yer imi. 300 egitim 300 sarki vs digerleri de enteresan makaleler bilgiler linkler vs vs .) biri olarak klasörler altina düzenli kaydetmeyi tercih ediyorum.

Aylik bir ortalama yok bile. O ne oyle be

erkek, son beş senedeki toplam harcamalarımı toplam ay sayısına bölsem 1-2 falan çıkar heralde.

her ay almam ki, senede birkaç kez rastgeldiğimde toplu alır, giyerim.
ama senede toplasan o parayı vermiyorumdur herhalde.

arada tanga alıyorum kendime ayh erkeğim

40-50 arası.

topluca almistir haci, ben de bir keresinde tum eskiyen boxerlarimi(hepsi) atip yenilerini almistim, hazir alirken corap da aldim 300 tl falan harcadim dolabi doldurmak icin.

çorap olayında şanslıyım dayım çorap işinde arada al yiğen diye koliyle veriyor hiç çorap almadım hayatımda denebilir.

iç çamaşırını yılda bir alıyorum eskileri atıp toptan, 100-150ye filan geliyor işte çorapta olsa 250yi bulur e bi de pijama alayım desen almışken hazır 300 işte, normal yani.

bayramdan bayrama memlekete gittikçe bababım çorabını donunu araklarım. ayrıca iç çamaşırı ve çorap alışverişi yapmam. erkek.

toplu şekilde almışsa normaldir. ortalama kalitede erkek boxerları çok pahalı. bir atlet en ucuzu 6 lira. yine orta kalitede bir çorap 8-9 lira.

600-700 lira civarında seyrediyor. gidip de pazardaki kıytırık donları giyecek halim yok.

Annem alıyor. Yaş 25.

bazıları yıkamadan atıyorlar. evet gerçekten var belki arkadaşın onlardandır.
ben toptancıdan alıyorum (bkz: şahinler) eskimiyor şerefsiz.

zaten 8.1

kardeşim bu yaşta nerden merak saldın bu işe bilmiyorum ancak daha vücudun gelişecek. belki boyun uzayacak. bi dur. biraz bekle bakalım.

16 yaş ne ki. daha boyun uzayabilir.

eğer beslenmene dikkat edersen 25 yaşına kadar uzarsın, sen boy uzatmaya bak

spor salonu yerine, yüzmeye gitsen senin için daha faydalı olur. hacim kazanmak için de kilo alman yeterli. şöyle 70 kilo ol o zaman görürsün hacimi.

abicim senin o iğrenç dediğin kaslara kavuşman imkansız ben sana öyle diyeyim :) sen sporunu adam gibi yap,beslenmene dikkat et gelişirsin zaten

@mahone daha çok kilo almayı bekleyemedim. @hoot un da verdiği cevaba bakarak siz önce boyumun uzamasını önemsiyosunuz galiba. boy ve hacim mantığı. eyvallah cevaplar için :)

@gibson abicim dediğim gibi zayıf kalırsam da kas edinirsem iğrenç olacak o kaslar, yoksa genelleme yapmadım :)inş deyişik bi şey olmam.

sen adam gibi beslen, sporunu yap ve dinlen. burada bişey diyorsak doğrudur, güven bize

Önce boy.

Doğal beslen. Raf ürünü yeme. Karbonhidratı düşük tut. Kalsiyum tüket.

ithalat, ihracat, bilumum nakliyat.

üniversitedeyken organizasyon ajanslarıyla çalışırdım. konser seminer kongre vs.

amazon ebay deal extreme gibi sitelerden ürün getirtip gg sahibinden de satarak.

kod yazıyorum. site yapıyorum.

aşçıyım ve bi giyim şirketinin kataloglarında modellik yapmaya başladım panpa

öğrenciyken bir sürü yerden burs alırdım, üstüne cd kiralardım, anketörlük yaptım bir iki kez.

okul dönemlerinde çalışmıyorum,yazın da resepsiyonistlik yapıyorum

ithalat ve ihracat ile uğraşıyorum , uluslararası örgütlerde görev alıyorum onların bilgi taşımacılığını yaparken free shoplardan alkol ve sigara alıp satıyorum ve poker oynuyorum.

okulda çalışan (bir kısım memur arkadaşları dışarıda bırakarak) kişileri sevmiyorum çünkü ya milleti dolandırıp geliyorlar konumlarına ya da torpille(gene söylüyorum bahsettiğim okul başkanlığı vb.)

pek tabi ki özel ders.

olm ben o kadar kazanmadım ama içimizden araba alan vicdansızlar çıktı lan !!

Uzun omurlu ve performansli. MacBook Air aldim 2009'da, bir kere format atmadan deli gibi kullandim 4 sene. Babama yeni bilgisayar lazim olunca benimkini verdim, kendime gene MacBook Air aldim. Simdikinin sarjiaktif kullanimda 7-8 saat gidiyor, 2009 model olan 4-5 saate "dusmustu".

Ayrica dediginiz fiyatlara almadim, ilkini 1199 USD almistim, bunu da 1099 USD'ye aldim.

Mac 8 GB RAM'e ihtiyac duymadan calistiriyor zaten her seyi. Ha cok spesifik, sadece Windows'ta calisan bir uygulama varsa da ister Windows kurarsiniz, isterseniz de sanal makine ustunden Windows calistirirsiniz ama ben bunca senedir hic ihtiyac duymadim.

Ek: 2009'da SSD'li, Core i7 islemcili, Windows 7'li desktop bilgisayarimdan daha performansliydi aldigim Core 2 Duo'lu MacBook Air.

"zamanla değeri hızla düşecek" my ass

beni çok sık çıldırtsa da sağlamlar..
görselleri güzel..
işletim sistemleri donanıma çok uygun, çok hızlı..
bir süre sonra satışa çıkaracağınızda sandığınız gibi pc ler kadar değeri düşmüyor.. satmayı planladığınızda en çok getirisi olan mac ler oluyor..

mac'in olayı öyle ram, işlemci...vs üstünlüğü değil stabilitesidir, uyumluluğudur. istikrarlı olarak aynı performansı alırsın. ayrıca işim gereği sadece mac os işletim sisteminde çalışan programlarla da haşır neşir olma durumundayım. işimi yaparken kafam rahat ve bir şekilde beni yarı yolda bırakmayacağını biliyorum. bunun ücretle de alakası yok aslında, kaldı ki baya indirimden almıştım zamanında. şu an ise, 8 gb ram, ssd + 7200 rpm hdd ikilisini ekleyip güncelleyerek 5 yıllık aleti iyice kendine getirdim. en az 3 sene daha götürür sanırım. şarjı ise ne yazık ki hem hdd hem ssd olduğu için yarım saat zor dayanıyor, o konuda sıkıntı var.

bu tartışmalar sözlükte ve internette hatta burada fazlasıyla yapıldı. bende bir ara kuzenimin macini kullandım çok rahat. kesinlikle değiyor. masaüstü olanları henüz kullanma fırsatım olmadı. ileride 22" olanlarından almayı düşünüyorum.

Windows zamanla yığın halini alıyor.
Mac stabil ve uyumluluk neticesinde güven veriyor. Günümüzde teknolojik cihazların insana güven vermesi çok önemli.
Windowsun saçma sapan hataları var ve hemen herkes sanki istese windowsu baştan yazabielcekmiş gibi bir havalarda olduğundan windows için yapılan programlarda uyumluluk sorunu çok fazla ve hakkaten çok çabuk hata alıyorsun.
Ben bir senedir hem mac hem windows kullanıyorum windowsa daha dfün format atmışken mac hala taş gibi.

başka biri olsam gider toplama pc + hackintosh yaparım ama korsan kullanmama kararı aldığımdan toplama pc + win + lin takılıyorum

Değeri düşmüyor, malzeme kalitesi hiç bir cihazda bulamayacağın kadar yüksek, stabilite tavan, format bakım virüs tarayıcı vs gerektirmiyor. Eğer bilgisayarla uğraşacak vaktin varsa PC al zaten, alırsın kurarsın formatlarsın istediğin her şeyi yaparsın. Ama meşgul bi insansan, işin gücün varsa, bir şeylere konsantre olmak istiyorsan mac kullanman çok daha mantıklı, zira bi yerden sonra bilgisayar sanki aradan çıkıyor. Direkt yapmak istediğin şeyi yapıyorsun.

9-18 haftada 5 gün

önceki işimde: 50
şimdkinde 40

0.
işsizim.
Daha öncesinde 9-18, haftada 5 gün.

10-10 2gun is bir gun izin
60 saat felan haftalik

çalışıyorken 9-18 idi. 5 gün.

yasal 45 saat. (özel işletmelerde)
normal saatin altında çalışıyorum ben.

O senin patronun yaptığı genel laz müteahhit kafası. Yedikleri kul hakları sapır sapır çıkacak elbet o patronlardan.

kağıt üzerinde 9 18 ama reelde 9 21

bir ara 08-20 arası çalışıyordum. sigortasız bin lira alıyordum

ben patron şirketinde çalışmıyorum ama senenin ortalaması haftalık 50 saattir.

dr da vardi rulonun içinde ng'in. arkadasima dogum gunu hediyei olarak almistim 20 liraydi. boyutunu net hatirlamiyorum ama büyüktü baya.

ng nin ki 60 90 diye hatırlıyorum dediğin boyutta atlasın ki var bazen dergiyle bedava verdikleri de oluyor ama internetten siparişle gelmesi lazım.

çünkü insanlar satın alıyor. ne kadar talep varsa fiyatı da o kadar yüksekten çakıyor adamlar. insanlar almasa düşer.

arz talep dengesi elbetteki etken ancak;

bizim gibi üretmeyen -özellikle de teknoloji üretmeyen- ülkelerde dış ticaret açığında uçurumu daha da açmamak adına bu tip "lüks" ürünlerde vergi yükü artırılır. ha bu durum dış ticaret açığına iyi gelir mi? hayır.

bu tip ürünler hangi ülkelerde ucuzdur?

1. icat eden ve üretimi yapan ülkelerde
2. dış ticaret açığı sorunu bulunmayan ülkelerde (petrol zengini arap devletlerinin bazıları da buna dahil)
3. talebin az olduğu yerlerde.

iphone aslında kdv ve ötv yüzünden pahalı. sonuçta bizde bunu 650 dolara alıyoruz üstüne %18 i %25i bindirince çokta fark olmuyor.

Asıl sorun amerikada ilk gününde bile belli bir maximumu aşmazken ilk haftasında bir bayi 3650 lira yazıp nasıl satabiliyor :)

iPhone ozelinde bu konuyu arz-talebe baglamak, paralel ithalatcilarin yaptiklari icin gecerli olur ancak. hepsiburada 3700 lira fiyat cekti iPhone 5S icin ve satti da muhtemelen cokca.

fakat, apple store fiyatlari mevcut kur ve vergi (kdv, otv, gumruk) sartlarinda gayet makul. (yurtdisindan alinca imei kayit harci ve garanti durumunu da goz onune alin)

teşekkürler

@terlikli cita neden diğer telefonlara göre daha pahalı demiştim. yani amerikada iphone 700$ ise galaxy 630$ oluyor ama türkiyede fark 1000 lira

bir de dağıtıcı kim? biz iphone u avrupa üzerinden mi alıyoruz yoksa bağımsız mı?

avrupa uzerinden mi derken?
apple'in turkiye'de sirketi var, dogal olarak. "Apple Teknoloji ve Satış Limited Şirketi"
ancak avrupa (muhtemelen irlanda) merkezine bagli calisiyor.

siparisleri avrupa merkezine iletiyorlar. onlar cin'e gonderiyor ve siparisler direkt cin'den turkiye'ye geliyor. (tum ulkelerde ayni sekilde yani, cin'den dagitim yapiliyor)

amerika'da da pahalı arkadaşlar. nexus 5 350 dolar

amerika'da vs de muadillerine göre ucuz değil. 100 dolar kadar farkla satılıyor bildiğim kadarıyla samsungun en iyi modelinden ya da htc den

@fader evet kastettiğim oydu. yani türkiye de ki distrübütörü apple ile direkt pazarlık yapamıyor. yani bizim aldığımız iphone a avrupanın da karı biniyor.
türkiye distribütörü de diyor ki herkes koyuyo devlet elini sallamadan parasını alıyor millet de aldığına göre ben de koyayım diyor. oluyor telefon 2500 lira.

herkese teşekkürler

bir de suser/duyuru oranı acayip artmış herhalde protesto olunca burada yoğunluk oluştu. hoş, duyuru müdavimi suserlar çoğunlukta olsa da

lenovo thinkpad serisi ofis için ideal ve sağlamdır.
ama fotoşap şuanda hala ağır mı bilmiyorum. belki kasar mı kasmaz mı bilmiyorum.
lenovo servise az gider am film için uygun değildir belki hiç film denemedim. ekranı mat oluyor çünkü ofis içün.
dikkat ideapad değil thinkpad serisi

normal bir şey ararsan samsung probook 9 lite

Merhabalar,

Tablonun satır sayısı çok fazla değilse;

=BİRLEŞTİR(

işinizi görektir.

yok, binden fazla satır var.

tablonuza

adana
ankara
samsun
van

diyelim.

adananın yanındaki hücreye =A1 deyin
ankaranın yanındaki hücreye = B1&A1 deyin
adanaankara olacak.
B2ye yazdığınız bu formülü tutun aşağıya çekin, veya tüm hücrelere kopyalayın. en alttaki hücrede istediğiniz düz yazı oluşacak (adanaankarasamsunvan), eğer doğru anladıysam..

O vakit kullanıcı tanımlı fonksiyon ile yapabilirsiniz.

Öncelikle excel dosyanızda alt+f11 ile vba'ya geçiş yapın. Daha sonra İnsert>modüle seçtiğinizde yeni bir model eklemiş olursunuz. Buraya aşağıdaki kodu kopyalayın


Option Explicit

Function VERİLERİ_BİRLEŞTİR(Aralık As Range, Optional Sembol As String = ";") As String
Dim Hücre As Range

Application.Volatile True

For Each Hücre In Aralık
If Hücre.Value <> "" Then
VERİLERİ_BİRLEŞTİR = IIf(VERİLERİ_BİRLEŞTİR = "", Hücre.Value, VERİLERİ_BİRLEŞTİR & Sembol & Hücre.Value)
End If
Next
End Function


ekranı kapatıp sayafaya dönün. Artık
=VERİLERİ_BİRLEŞTİR(
gibi bir fonskiyonumuz oldu.

Buraya ilk önce =VERİLERİ_BİRLEŞTİR(G11:G22;"-") veri aralığını daha sonra da birleştirilen metinlerin arasında nasıl bir simge ve ya boşluk isterseniz onu yapabilirisiniz.

Kolay gelsin

worde attıktan sonra da değiştirebilirsiniz. bul&değiştir penceresinde bul kısmına ^p yazın, değiştir kısmına da bir boşluk bırakın.

@kül dediğin yöntemle olmadı.
@balporsuğu evet oldu teşekkürleer
@bagcivan bal porsuğunun işlemi daha kısa olunca onu uyguladım,

allah allah, niye olmadı ki? tabloyu düz metin olarak yapıştırdınız, değil mi?

neyse yahu, çözüldüyse problem yok :)

@kül sadece bir tane en sonda buluyordu

chrome kullandığınızı varsayıyorum:

adres satırna sağ tık, arama motorlarını düzenle, diğer arama motorları bölümünden ekşi'nin üstüne gelip varsayılan yap düğmesine tıklayın.

uzun zaman once eksi arama seyi vardi firefox icin. sonradan revize edildi mi, chrome'a uyarlandi mi bilmiyorum acikcasi.

opera eski sürümde vardı yeni sürüm hakkında bir şey bilmiyorum

ben bunu kullaniyorum chrome'da. tam isimi goruyor, acayip kolaylastiriyor. mozilla icin de surumu var.

chrome.google.com

eksimix diye bişey buldum onu kullanıyorum. antik'de de çalışıyor. güzel. firefox da kullanıyorum. addons.mozilla.org

sennheiser cx serisine bakabilirsin. damla kulaklık. öyle olunca dışarı ses vermiyor. yalıtım da iyi olduğu için fazla sese gerek olmmuyor. daha iyi markalar vardır elbet. ben cx200 ve 400 kullandım. amazondan getirtmiştim. borderlinx ile.

KULAK İÇİ:
-Kablo kalitesi iyi olsun, sağlamlık anlamında fark yaratsın derseniz Brainwavzlara bakabilirsiniz. Bahsettiğiniz fiyat sınırına göre M2 modelini önerebilirim. Kendim de kullanıyorum, memnunum. Donanımhaberde satanlar oluyor. Ben mp4nation.net sitesinden almıştım geçen sene.

-Brainwavz almayacaksanız yılların efsanesi Creative EP-630'u öneririm. 30-35tl civarı bir ürün. Piyasada rahat bulunabiliyor olması da avantaj tabii.

-Yine düşük fiyatlı bir öneri olarak: son zamanlarda efsaneleşmiş Sony MH650c var. Donanımhaberde, sahibinden de falan bulunabilir. Ben telefonumda bu kulaklığı kullanıyorum. Fiyatına göre şahane tabii. Ebayden almıştım. Bassları güzel veriyor ve tok bir sesi de yok. Ama Brainwavzım kadar dengeli diyemem. Kablo kalitesi ise felaket.


KULAK ÜSTÜ:
Koss Porta Proya bakabilirsiniz. Ben kafaüstü kullanmıyorum, çok da hakim değilim kafaüstü modellere ama hakkında olumlu incelemeler okuyorum hep. O yüzden yazayım dedim.
Bir de akg k518 var methedilen.


Son olarak; buraya soruyorsanız sennheiser almayın derim. Kötü olduklarından değil ama araştırmak istemeyenlere kulaklık ürettiğini düşünüyorum sennheiserın.

Sizden en azından klasik bir eser çalmanızı istiyorlarmış. Unutmayın, beterin beteri var.

Klasik eserler çalıyorum ya, türk marşını istiyorlar :D sinir oldum çalmayacağım arkadaş.

yavaşı -doğru- çalmak daha zordur der mozart

maasina bagli ama gecikme varsa zor alirsin.

3000 tl maaşın var diyelim, bütün kredi taksitleri toplamı 1500 tl olana kadar kredi alırsın, yoksa alamazsın.

Maaşın %50'si kadar mı alabiliyoruz yani? Eğer kriter buysa alabilirim sanırım.

kkb diye bir site var orada risk durumunu öğren

Öncelikle önemli nokta aylık gelirin. Bankalar ev,araba,tüketici kredisi farketmez verirken öncelikle aylık gelirine bakar. Kredi ödemelerin aylık gelirinin %75'ini geçmediği sürece kredi kullandırırlar. Yani aylık gelirin 3000 lira ise aylık kredi ödemelerin 2250 lirayı geçmeyecek şekilde devam eden kredilerinin üzerine kredi kullanabilirsin. İkinci kontrol ettikleri şey ise tabiki sicilin. Borçlarını zamanında ödeyip ödemediğin, kara listede olup olmadığın.

adına kayıtlı kredi ne zaman geciktirildi?

kredi risk raporu diye bi zımbırtı var, kkb bakıyor. son 18 ay dikkate alınıyor diye biliyorum. yani atıyorum adına kredi 19 ay önce geciktirilmişse ve ondan sonraki hepsini düzenli ödemişsen kredi puanın yüksektir. ayrıca tek bir gecikme var ve diğerleri sapasağlam yatıyorsa yine bi bankacıya gidip rica edersen kredin çıkar bence.

teşekkürler arkadaşlar

gecikme olduğu için vermezler.

paranı legal şekilde kazanmış gibi göstermek. bunun için bu parayı oradan kazanmış gibi gösterebileceğin bir işletme kuruyorsun, ya da burayı satın alıyorsun. sahte satışlar yaparak, karını olduğundan daha yüksek göstererek vergi dairesi sana "bu parayı nereden buldun?" sorusunu yönelttiğinde verecek bir cevabın oluyor.

sen 10 ev alırsan (teoride) devletin bu adam ne iş yaptı da bu kadar para kazandı, biz şunu bir araştıralım deyip çevirdiğin haltları bulması lazım. bunun olmaması için de o parayı ticarette yada benzeri şekilde başta bir işte gelir gösterip sağ cebinden alıp sol cebine koyman lazım. sonra biri sana bu kadar parayı nereden kazandın diye sorduğunda şu işten diyebilirsin.

Olmadın. O 20 evi hangi parayla aldığını merak ederler, sorarlar. Önce o parayı çaktırmadan kazanman lazım. Gidersin dağ başında bir yere "dayının yeri" diye mekan açarsın. Kredi kartı koymazsın, tüm işler nakit olur. Sonra sürekli müşteri geliyormuş gibi fiş kesersin. Paralar aklanır.

kanepee doğru söylüyor. yani mühim olan, o paranın sana gelmesini legal göstermek, harcanmasını değil.

mesela bir otobüs şirketi kurarsın, ankaradan istanbula günde 500 tane yolcu taşıyor gibi gösterip kimseyi taşımazsın, sadece yolcu vergisine malolacak şekilde 500x50 desen 25000tl aklarsın. %18 ini vergiye verince kimse sana sormaz nerden geldi bu para? diye.

basit ve kapsamsız bir örnek ama sistem genel olarak böyle işliyor.

eski bir kemal sunal filminde vardı. kemal sunal milli piyangodan büyük bir para kazanıyordu.
adamın teki de o bileti adamdan satın almak istiyordu. çünkü elinde yasal yollardan kazanılmamış çok para vardı.
adamın kemal sunalın biletini alacak, ve devlet "nerden buldun bu kadar parayı" derse de piyangodan kazandım diyecekti.
Ben ordan öğrendim kara para aklama olayını.
yani elindeki o nerden feldiği belli olmayan 10 trilyonu yasal bir yoldan kazanmış gibi göstermeye denir.

(bkz: breaking bad)
(bkz: breaking bad'deki sarışın muhasebeci)

bilet olayı pek doğru değil. zira bileti satıyorsun ve bileti başkası tahsil ediyor. sonuç itibariyle elinde resmi bir belge yok. belge lazım.

Mesela lunaparklar çok iyi yerlerdir para aklama için, o kadar bilet satmazsın ama sattın gösterirsin çok rahat.

ev alarak olmaz.

kara para aklamak özetle kayıt dışı olan bir parayı kayda almaktır. örneğin bir spor salonu açar üye sayısı 100'ken 1000 kişi kaydolmuş gibi gösterirsin. bu gerçekte olmayan insanların parasını kasaya sen önder vergisini verip kdvsini ödersen o parayı aklamış olursun.

aynı şey oto yıkama için de geçerli. ancak bunlar masrafı çok yüksek uğraştırıcı yöntemler kitabına uygun ltd veya aş üzerinden çok daha büyük ve az masraflı aklama yöntemleri mutlaka vardır.

o tür siteleri sadece fikir alma amaçlı kullanın. çünkü anlaşmalarının olmadığı firmaları orada göstermiyorlar ve bu da sizi yanıltabilir fiyat konusunda.

siz yine araştırmanızı yapın, oraya da sadece fikir almak için bakın derim.

o siteleri sallama, alacağın telefon bilindik çok satan bir telefon ise - galaxy s4 mesela- donanımhaberde sıcak fırsatlar konusunu takip et.

güvenilir site konusunda teknofiyat.com tercihimdir. orada anlaşmalı değil mi diye bakmmıyorlar

herşeyin arkasında bu kadar sebep aramaya gerek yok,o klavyeyi yere bırak. at,ali,bak,top,aş,iş vs yazılması ve telaffuzu kolay gelimeler. abdurrahman bugün sultanahmete rakı içmeye gitti mi yazdırsınlar :)

el yazısı ise bir dilin gramerini ve yazımını en iyi kavrama yollarından biridir. ayrıca yazıyı güzelleştirir,ufak yaştan ne kadar çok yazarsan o kadar güzelleşir

peki madem öyle ben de bir soru sorayım. bu çocuğun hayatı boyunca, okulda veya okul harici görüp okuyacağı bütün kitap, gazete, dergi, vs yazılı materyalden hangisinde el yazısı harfleri kullanılıyor? bir çocuğa okumayı farklı, yazmayı farklı harfle öğretmenin mantığı nedir? çocuk kitapta gazetede okuduğu kelimeyi oradakinden tamamen farklı bir şekilde yazmaya çalışınca daha mı kolay öğrenmiş oluyor?

hep arapçaya kolay geçiş için olduğunu düşünmüşümdür yoksa bu saçmalığın başka bir adı yok

arapça +1

valla arapçayla bir alakası var mı bilmiyorum ben rusçadan bildiğimi aktardım :) rusçada zaten kitap gazete dışında her zaman el yazısı kullanır bende ordan çıkarım yaptım

Ay sormayin tahtaya yaziyorum anlamiyor çocuklar ne yazdiğimi kendi yazilarini okuyamyorlar. Yapilis amaci da AB ye uyum surecinde yapilan bir uygulama.

Tamamen kişiye özgü olan el yazısını da bir kural kaideye bağlama fetişi. Bizim devlet ezelden beri takıntılıdır.

sen harfleri eski usul öğretirsin, çocuk önce bi okumayı, sonra yazmayı öğrenir. ondan sonra yazmayı adam gibi öğrenen çocuk, eli de yatkınsa hızlı yazarken o harfler zaten birbirine bağlanır. zorla öğretilecek şey değildir, kendiliğinden olur. bence yapılması gereken, olması gereken budur.

arapçaya alıştırma diye şüpheyle yaklaşan arkadaşalr abartıyorlar bence, yamulmuyorsam gelişmiş dünya ülkelerinin çoğunda da el yazısı kullanılıyor günlük hayatta.

yazık ya gördüğüm tüm çocuklar bunun sıkıntısını yaşıyor, kuzenime ödev falan yaptıramıyorum yazısını okuyamıyorum. çocuğun deftere el yazısı yazmasını istiyorlar ama verdiği kitaplar hep düz yazı.

üstelik öğretmenlerde şikayetçi bu durumdan. bu yaşa kadar el yazısı bilmeyen öğretmen el yazısı öğretmeye çalışıyor.

arapçayla alakasını çözemedim
el yazısı daha hızlı yazılıyormuş, öyle diyorlar uzmanı değilim
ve evet Avrupa'da el yazısı kullanan ülkeler var. eminim onlar da bilgisayarda el yazısı yazmıyorlar
belki şunu sorgulamak lazım bu devirde hala elle yazı yazmayı öğretmek gerekli mi? okullar tümüyle bilgisayara entegre olsa daha iyi değil mi..bi 20 sene sonra öyle olur herhalde.

Kuzenim yeni sisteme göre 6. sınıfta ve alışkanlık hâlâ elyazısıyla yazıyor ve yazısı berbat..

arapça konusuna katılıyorum ama tersten katılıyorum. arapça harflerden latin harflerine geçişi kolaylaştırmak için harf devrimiyle birlikte ortaya çıktığına inanıyorum bu yazının. ilgili görsel:

upload.wikimedia.org

uzun bir süre el yazısı olarak bunu benimsemişiz ama nesiller geçip adaptasyon arttıkça artık arapçadan kopup bir avrupalı, bir amerikalı gibi standart latin harfleriyle yazmaya alışmışız. ama köhne eğitim sisteminin müfredatında bir şekilde kalmış, bir güzellik, bir gelenek olarak.

bence şu an itibariyle hiçbir amacı, işlevi yok. hatta çocuğa zararı var.

öncelikle onun adı el yazısı değil bitişik yazı.
hızlı yazmak için. ne kadar hızlı yazılırsa o kadar not tutulur. ilk başta yeterince pratik yapılırsa -bence yapılmıyor- ileride o kadar aydalı olur. bizde de lise hazırlık sınıfında hoca zorunlu tutmuştu. bunlarla birlikte daha bir sürü şey anlatmıştı. kendisi almanca hocasıydı aynı zamanda almanyada uzun yıllar görev yapmış. orada da bu öğretiliyor diyor. matbaada ayrı yazım kolay harflerin bitiştirme noktalarını başta ortada sonda için ayrı harflar gerekmiyor.

e ve l ve t türkçede en çok kullanılan harfler.
on parmak klavye de ilk başta zor öğrenilir sonra ne kadar katkı sağlar insana.
akıllı tahta tablet vesaireye karşıyım ama bu bitişik yazı öğretilmesinin arkasındayım

bir de eskiden önce cümleler sonra kelime hece ve harf öğretilirdi şimdi tam tersi. eskiden okumaya geçenler hemen 2 ayda geçen öğrenciler olurdu ama liseye başladığı halde okuma örenemeyenlerle doluydu ortalık şimdi 3-4 ayda iyi öğrenciler söküyor diğerleri ise yıl sonuna kadar söküyorlar ama herkes öğreniyor.

arapça -1

kesinlikle yeterince pratik yapmıyor çocuklar. hemen harf çizmeye başlıyorlar. oysa alıştırma kitaplarında gösterilen şekilde hepsi doğru hareketlerle tamamlanmadan harflere geçilmemesi gerekiyor. on parmaktan örnek vereyim yine önce saçma sapan harf dizileri yazarsınır sonra hece sonra kelime ve cümleler ama en başta pratikleri doğru yapmazsanız kesinlikle öğrenemezsiniz. bitişik yazı da aynen böyle.

konuyla ilgili değil ama ben yurtdışındayken brezilyalı arkadaşlarım hep el yazısıyla yazıyorlardı. Hoca bir konu başlığı veriyordu bunun hakkında görüşlerinizi yazın diyordu işte bütün sınıf yazıyordu sonra herkesin kağıdını yanındaki arkadaşıyla değiştirmesini ve arkadaşının ne yazdığını sınıfa okumasını istiyordu nedense benim yan sıra arkadaşım hep brezilyalı kişiler oluyordu ve bunların hepsi yazılarını el yazısıyla yazıyorlardı ve bende tam olarak okuyamıyordum. Neden el yazısıyla yazdıklarını sorduğumda biz lisede ve üniversitede hep böyle yazıyoruz demişlerdi. İlginç bir anımdır buda.

avrupanin hemen her ulkesinde el yazisi yazar cocuk da ogretmen de buyuk de. gunluk hayatta herkes el yazisi kullanir.

amerikada ise bizim nesildeki gibi matbaa harfleri kullanilir. muhtemelen egitim sistemimiz devletin amerikaya donmesiyle birlikte amerikanlastigi icin boyle oldu. simdi evet ab'ye uyum vs yine el yazisi. ama bunun oturmasi en az iki nesil alir. zira ailede herkesten duz yazi gormus alismis cocuk ilkokulda el yazisina gecince zorlaniyor. kardesim yazik yavrum hala bok gibi yaziyor bu yuzden.

flux indir

fluxta değiiklik yapamıyor

merhaba, olayın amd veya intel ekran kartı ile ilgisi yok. bilgisayarınız windows ortamında fazla enerji tüketmeyen intel hd 4000 tümleşik ekran kartını kullanıyor grafik gücü istenen uygulamalarda amd/nvidia harici ekran kartına geçiş yapıyor, onun için ekran parlaklığı ayarları için, amd birşey yapamaz.

problem intelin en güncel hd 4000 grafik sürücüsü windows 8.1 ile uyumlu değil o yüzden parlaklık ayarlarını devre dışı bırakıyor.

çözüm için;
aygıt yöneticisi> görüntü bağdaştırıcıları > intel hd 4000 > sürücü sekmesinden KALDIR butonu ile mevcut ekran kartının sürücüsünü silip, indirdiğimiz INTEL sürücüsünü yüklemek

indirme linki :
drivers.softpedia.com

@gerenkyok nediyorsun? benim bilgisayarımda intel ekran kartı yok ki intel sürücüsü yükleyeyim.

Çok ayıp, dalga geçer gibi öyle mi cevap verilir satırlarca yardım etmeye çalışana.
İşlemcinin de AMD olduğunu yeni görüyorum. Çözüm bulamaman dileğiyle.

@gerenkyok netbook diyince insanın aklına direk intel geliyor haklısın fakat amd demişim link vermişim sen de çok yanlış anlamışsın ama evet

işi o onun. adam işi garantilemiş. valla normal bir kargo elemanı bu lafı etse merkeze şikayet etseniz adamı atarlar.

Ufak bir bahşiş verin ayıp olmaz. 5 kat yürüyormuş adam sürekli yazık.
Tracking number yoksa sonra ufak tefek paketleriniz kaybolabilir. Ne hikmetse benim hep tracking no olmayan paketlerim kayboluyor.

yani gayet makul bir öneride bulunmuşsunuz ama tınmamış. haklısınız gayet.

abi afedersin ama deli misin nesin sen ya sorunun saçmalığına bak.

o ne öyle ya başlarım öyle şeye dışarda bu kadar işsiz varken karsısında da bu kadar dusunceli biri varken nasıl bir tavır o oyle nasıl git baska kargoya ver der su an sinir doldum. sorup derdını anlatmıssın ınsan gıbı medeni bir sekilde karsılastıgın tavra bak. ben olsam inadına 8 siparis daha veririm o ne ya. neyse uyuz oldum su an ben gidip bi su içeyim.

Bahşiş almak için yapmıştır zaten.

Mantığı da çok güzelmiş. Paket taşımak istemiyorsan neden postacı oldun? Belki Ptt'nin iç işleyişinde bizim bilmediğimiz başka sorunlar olabilir ama bu sorunların muhatabı ben değilim. Ben kargo göndermeyince her şey düzelecek sanki.

yazık ya adama, zor yani. bahşişi dene bence. bi de sizin girişte berber yok muydu? oradaki çalışanla konuş oraya bıraksın.

yahu tamam da işi onun o. çok enteresan gerçekten. adamcağız yoruluyor fakat işi yahu o, ayırt etme şansı yok ha kaldı ki etmiyor da çıkıyor, teslim ediyor. ediyor da sizi suçlaması da bi ayrı enteresanmış. üstelik siz ben aşağıya inip alayım dediğiniz halde. cidden vicdanen karmaşık bir durum.
telefon numaranızı almak istememiş fakat aşağıdan zile bastığında, siz beklemesini rica ederek aşağıya inseniz bence sorunu çözersiniz.
bahşiş vermek falan da çok saçma, önünü alamazsınız o şekilde bence.

önerinize rağmen hala reröre yapıyorsa müstahak ona +8 tane daha zebellah kargo verin, yüz görmüş astar istiyor.

# bölge bölge ayrılıyor görevliler sizin ptt kargocunuz o kişi.

Yıllar yılı benzeri şeyleri ben de yaşadım. Naifliğim yüzünden işittiğim homurtular kulaklarımı çınlattı.
Bir süre önce ablamın evini taşıması için bir şirketle anlaşmıştık. Ben taşıma görevlileri (her biri Arnold gibiler) çok yoruluyorlar diye asansörsüz bir binada bulabildiğim kolileri ıvır zıvırı ve hatta ağır ama ebatı küçük şeyleri taşıyarak yardım ediyordum.
Bir süre sonra baktım ki adamlar bir kenara oturmuş sigara yakmışlar ve bana talimat veriyorlar. Yukarıda komodinin önündeki bilmemneyi de getir, bilmemneyi indir, bir de biz terledik bak,(elde sigara bileğin içiyle alnı silme hareketi) dediler.
Kendimi aptal gibi hissettim. Adamlar oturuyordu ve ben taşıyordum. Bu bir süre devam ettikten sonra gittim yanlarına ve benden bu kadar dedim. Adam "ama biz yoruluyoruz" dedi. Ben de "ama paranızı da alıyorsunuz değil mi?" dedim.
Ablam taşındığında orada olmayabilirdim o zaman mecburen bu adamlar taşıyacaktı her şeyi ve eril bir figür görüp ona da iş yıkmak gibi şansları olmayacaktı.

Kargo görevlileriyle de yaşadım bu durumu, tam da sizin lafını ettiğiniz türden, dört kat yukarı ortalama bir koliyi çıkaran adam homurdandı ve ben de seslendim, ne dediğini işittim dedim, blöf yaparak, adam kaşlarını kaldırıp gözlerini yere dikerek meydan okudu bana. "Bundan sonra getirir aşağı bırakırım" dedi. Ben de "o zaman ürünü almam, bana teslim edilmediğini söylerim, apartmandaki güvenlik kamerasından görüntüleri alır ve şirketine teslim ederim, neticede ürünü bana teslim etmek zorundasın" dedim.
Merdivenlerden inerken hala "homua homua" diye küfürler ediyordu.

Başkalarına yardım etmek, onlara yüklenmemek iyi bir davranış ama şunu söyleyebilirim ki bu onların işi. Onlar bunun karşılığında para kazanıyorlar ve herkesin evi asansörsüz değil.Günde kaç kez bizimki gibi asansörsüz binaya denk geliyordur ki elinde ağır yükle? Hiç muhatap olmayın, işini yapsın o, eğer ki aksarsa iş, o zaman şikayet edersiniz. Ürünün ne olduğu, ağırlığı vb. onun işini yapmamasını ya da serzenişini size yapmasını meşrulaştırmaz.

Bazen taksiye binersiniz, mahalleden sıklıkla kullandığınız duraktır. Her sabah uzun mesafe gidiyorsunuzdur ve aynı adama denk geliyorsunuzdur adam memnundur, ne zaman kısa mesafe gittiniz o zaman suratı asılır adamın.
E hayat bu,her zaman yük hafif, yol uzun olacak değil ve zaten o iş için hak edilmiş miktarı kazanan adama bir de armağan vermemiz gerekmiyor.

çok sık ptt kargo kullanan biri olarak bahşiş veriyorum.

klasik bahşiş ayakları. bana da yapiyorlar.
sigara al 10 20 bahşiş ver arasira.
hep de alıştırma.

haklisin ama çözüm bu karşim

tipik devlet memuru işte. çalışmaya gelmiyor.

bu kadar diyolog yerine 5-10tl bahşis verseydiniz; bir dahaki paketler uçarak gelirdi, hem de siniriniz bozulmazdı :)

Ya aslında şu yazdıkların o kadar naif ve incelik içeren şeyler ki.. Ama ne yazık ki biz böyle merhametli davrandıkça, Avrupa ülkelerine özenmeye, oradaki sisteme gıptayla bakmaya devam edeceğiz. Bana sorarsan, adamın davranışı gayet haksız ve seni bunları düşünmek zorunda bırakması bile profesyonellik dışı bir hareket. O adamın işi o, ve çalışma koşullarını başından beri biliyordu. Kaldı ki tek 5.katta oturan ve ikide bir siparişi gelen sen değilsindir diye tahmin ediyorum. Çok yoruluyorsa, yaşlıysa başka bir iş arasın, ben de üzülüyorum, herkesin içinde kalabileceği bir durum, ama o adama kolaylık sağlayınca, aynı durumda kalmayacaksın diye birşey de yok. Ben olsam şubeyi arayıp şikayet bile edebilirdim. Sonuçta o kişi her paket getirdiğinde gerilmek zorunda değilsin.

Yurtdışından adam için güzel bir hediye sipariş et.

Adam siparişi sana getirdiğinde, Bunu sizin için aldım de?

Karşılıklı bakışıp, duygulanın, birbirinize sarılın. :)))

Ya da bahşiş ver.

Bahşiş falan verme, bu adamın görevi sonuçta. Bahşiş verenlerin yüzünden bu adam bu cesareti buluyor. PTT gibi bir kurum Türkiye'deki apartmanların %5'inde bile asansör bulunmadığını bilmiyormu sanki, eğer şikayeti varsa gitsin PTT'ye etsin. Muhatap olma, imzanı at, pakedini al, kapıyı kapat. Ülkemizde herkes kısa yoldan para kazanma derdinde, kime yardım etsen seni enayi yerine koyar. Adama bak ya, bir de sana kargo ile iste diye akıl da vermiş. Herkes kargo ile istese sen ne iş yapacaksın?

adamın işi o. ama kapına çıkarmak değil. normalde posta kutusu zemin katta olur. asansör de olsa kapına getirmemeli. taahütlü olmadığı sürece kapına getirmek zorunda değil. niye getirdin diye sormalı, yoruluyorsa aşağı bırakacak.

bizim postacı da sokakları bilmiyorum bahanesiyle hiç getirmiyordu. şikayet ettim, beklemediğim kadar ciddiye alındım.olayı incelemek için eve şube müdürü falan geldi.

adam 2,5 bin lira alıyor,bahşiş vericeksen mendil satan çocuklara ver