teste vereceğin parayı psikoloğa ver bence, buradan bakınca daha büyük problem olarak görülüyor. boğazı ağrıyan bir insanın aklına aids miyim sorusu gelmez, hele ki son 2 senede 2 farklı kişiyle seviştiyse.

olasılık diye bir şey söylenemez, test yaptırmadan bilemezsin.

Öncelikle, sağlıklı bir erkeğin aids'li bir kadınla vajinal (anal değil) korunmasız seks yapınca aids olma olasılığı, içine boşalsan dahi, 10,000'de 4. Evet evet yanlış duymadınız, yazıyla #onbindedört#

kaynaklar:
www.cdc.gov
www.healthline.com

O kişinin kesin %100 aids olduğunu varsayıyoruz burada. Sen daha onu bile bilmiyorsun, düşün yani.

Sonra hadi diyelim sen aids oldun, bunu yeni hatuna bulaştırma ihtimalin 10,000'de 8. Tek sevişme için. Bu da aynı kaynaklarda yazıyor bulabilirsin. 100 kere seviştiyseniz 10,000'de 800 oluyor bu.

Sevgilin zaten çift test yaptırmış, çifte negatif olmuş. onun dert edeceği hiç bir şey yok.

Sen de bu istatistiklere güvenip pipini her deliğe sokma tabi bundan sonra.

Ayrıca, aids dediğin bağışıklık sisteminin çökmesidir. Nezle olunca bile iyileşemezsin. Son son iki yılda herhangi bir hastalıkla hasta olup iyileştiysen, aids değilsin. Ama HIV taşıyıcısı olabilirsin, yani hasta değil taşıyıcı.

Taşıyıcı insanların boğazı aids'ten dolayı ağrımaz, yani gerçekten aids veya hiv taşıyıcısı oılsan bile boğaz ağrısı ile anlaşılmaz. Ya bağışıklık sistemin çökmüş olur, hiç iyileşemezsin, ya da taşıyıcısındır, ağrı sızı yapmaz.

Bu kadar yazdım, tik vermezsen şarbonlu mektup gönderirim evine.

"boğazım ağrısa bakıyorum" derken kastım "en ufak bir şeyde kafam oraya gidiyor" anlamındaydı, bu kadar literal almasaydınız keşke yahu.

@baba jo: iki senede iki farklı kişi değil hocam, kondomsuz iki farklı kişi.

@harzem: anal var bahsettiklerimde, korku orada. sevgilimin dert edeceği bir şey yok da benim var sanırım, bilmiyorum. sağolasın ama tik senindir o/

muhtemelen kapmamışsındır, soğuk algınlığı geçirip iyileşiyorsan da kapmış olsan bile cxcl4 mutasyonun vardır hiv ortaya çıkmıyordur (bulaştırıyor olabilirsin ama) magic johnson vardı böyle, adam turp gibiydi ama turnikelere tüküre tüküre çıkardı.. ne günlerdi ;_;

hocam hiv türkiye gibi bir ülkede kolay kapılabilecek bir hastalık değil. tek gecelik ilişkideki kişi hayat kadını mıydı? öyle olsa bile oran hakikaten çok az. rusya, abd, afrika ve güney amerika ülkelerinde oran biraz daha fazladır. bence endişe edilecek hiç bir şey yok. türkiye'de son aids haberi yıllar önce adana'da bir çocuk hayat kadınıyla birlikte olunca ortaya çıktı ve onda da test negatif çıktı.

www.milliyet.com.tr

haber buydu. sonra test falan yapılmıştı bişi çıkmamıştı. heralde böyle bir karıyla birlikte olmadın? hahahaha

@shotgunwoman: işte ihtiyacım olan türden iç rahatlatma türü, teşekkür ediyorum^^

@hullabaloo: hocam bu haber değeri taşıyan bir olay değil ki, ondan yoktur haberlerde. benim arkadaşım var yoksa türk ve hiv+ olan. yattığım insan da böyle gayet iş gezisindeki birisiydi, ama ne kadar aktif bir cinsel hayatı olduğunu bilemeyeceğim.

İş gezisinde kondomsuz anal ilişki yaşayacağın tek gecelik hatun mu buldun, vay aq ne insanlar var ;_;

Neyse, bu durumda bile ihtimal 10,000'de 138, yani yüzde bir civarı.

Tekrar vay aq ;_;

RAM az. Bir de SSD ile işlemcinin alakası yok. İstersen beş yüz çekirdekli işlemcin olsun, diskin yavaşsa o bilgisayar yavaş çalışır.

ssd harddiskin hızlısı işte, ama çok hızlısı...
işlemci hızıyla filan alakası yok bu arada gerekip gerekmemesinin, sen en hızlı işlemciyi de koysan bilgisayara hdd olduktan sonra hdd'nin maksimum okuma/yazma hızını aşamazsın... hddnin minimum erişim hızından önce verilere erişemezsin o işlemciyle de... bir işlemde o işlem sırasında kullanılan en düşük parça belirler o işin ne kadar sürede yapılabileceğini genelde...

ama mesela oyun içinse mesele sadece açılışını etkiler, yükleme ekranlarının kısa sürmesini sağlar vs. fps arttırmaz, ekran kartı ve işlemcin 50fps veriyor diyelim bir oyunda sen ssd taksan yine 50fps alırsın... ama çabuk açar, çabuk yüklersin...

günlük kullanımda ssd rahatlık sağlar, ben de alacağım ama her oyunu ssdye kuramam zaten. 256 ya da 500 alır işletim sistemi+programlar+birkaç oyun kurarım. zaten kullanım amacı bu...

ssdsiz laptop almak çok daha mantıklı çünkü daha ucuza istediğin ssdyi zaten alır kendin takarsın. istediğin boyutta da seçebilirsin... dvd sürücüsü yerine harddiski taşıyıp harddiski ssd ile değiştiriyorsun.

@alperz ram 16 gb. nasıl az olur ki

bazı arkadaşlar işletimi yüksek olduğu için ssd ye gerek yok diyor. siz ise tam tersini. arada kaldım.

ayrıca 256'lık ssd ler bile yetersiz. adobe nın 4 programını kursan ve sürekli bir şeyler yapsan onlarla 512lik ssd ler gerekecek. e piaysada öyle bi şey yok. varsa da çok çok pahalı.

@uçan dediğin gibi takılabilir ilerde.

piyasada nasıl yokmuş ya? 2tb ssd çıktı... o pahalı tabi de 500ler normal sayılır... 160 dolar amazonda... +kargo+vergi tabi.

abi ekstra olarak var tabi. pc nin içinde olanından bahsediyorum.

"ssd ye gerek yok, işlemci hızlı" diyenler yarın "bu arabanın motoru güçlü, motor yağına gerek yok" da derler.

O laptopu karşıma koysunlar, yanına da yarı hızında işlemcili ama SSD'li bir laptop koysunlar, SSD'liyi seçerim.

ayrıca soğutmak için taşınabilir bir buzdolabı da almalısın. hem kışın odanın ortasına koy, kalorifer niyetine ısıtsın ortamı.

performans için en mantıklısı msata desteği olan hdd'li bir dizüstü alıp ona msata sdd eklemek ve işletim sistemi ile sık kullandığın uygulamaları ssd'ye kurmak gibi geliyor bana.

bu dizüstünde msata yok sanırım. başka türlü ssd bağlanabiliyor mu, bağlanıyorsa ne kadar verim alınıyor onlara bakmak lazım.

ssd'ye gerek yok diyen arkadaşlarınıza şunu izletin: www.youtube.com

@thalamus aradaki tek fark yer yer rastlanan 2-3 sn lik hız mı? ssd ileride eklenebilir yazıyor forumlarda.

cetoxim anlatmak istediğin şeyi düzgün bir dille anlatırsan benden aynı şekilde cevap alabilirsin. şu durumda senin için yapabileceğim tek şey seni yılın stand-up çısı ilan etmek.

abi bu devirde ssd olmadan bilgisayar kullanmak bana işkence gibi geliyor. şu andaki masa üstü bilgisayarımda sadece ssd var, hdd bile yok. o parayı vereceksen monster al derim,

www.monsternotebook.com.tr

ram için şu anda 16gb'lık bir işin yoksa gereksiz fazla bence. 8gb herkese yetiyor. monster'ın ekran kartı daha iyi. bir de ssd alırsın 120gb gayet yeterli olur.

thalamus sata dvd sürücüsü yerine hdd taşınıyor, hdd yerine de ssd takılıyor. dvd sürücüsü olmadan ssd+hdd oluyor. ssd'den tam performans alınıyor sıkıntı yok...

he ama masaüstü kullanıcısı olarak ssd benim son sıraya koyduğum bir ihtiyaç.
şimdi ekran kartımı da aldım ve ssd mi alsam işlemci soğutucu mu diye ikilemdeyim.
çünkü oyun amaçlıyım ve yükleme süresi dışında bir performans katmıyor ssd. wd caviar black kullanıyorum, tamam kağıt üstünde ssd ile kıyaslanamaz bile ama günlük kullanımda "berbat" değil dendiği gibi...

Şu anki hâliyle passat gibiyse, SSD ile amg e250 gibi olur. Çok daha şükela olur.

Bence böyle al, altı ay sonra ya da bir yıl sonra SSD tak. Bariz performans artışını da görmüş olursun.

tasarım programı kullanacaksan senin işin işlemciyle ekran kartıyla, ssd çok güzel olurdu ama sonra da takabilirsin.(msata, hız olaylarını falan araştır bilmiyorum)

düşük işlemcili ama ssdli daha iyi tercih olur denmiş, tamam normal kullanımda öyle(yükleme süreleri browser vs) ama render alırken görürüm ben laptobu. Sen işlemci gücünü önemse kupigometa.

Eğer benimki gibiyse(g550jk) bunlarda çift fan var, metaller. N serisi de öyle diye biliyorum. Isınma olayından korkmana gerek yok soğutması gayet iyi.(bir süre sonra fan sesi artıyor tozlandığı için o ayrı, ama sıcaklık en zor işte 78 derece gördüm ki 100'e kadar yolu var)

harddisk de büyük ihtimalle 7200rpmdir, biraz daha sesli ama 5400lere göre daha hızlı çalışacak.

@rodriguez bunlar seninki gibi gift değil tek fanmış. ama ssd konusunda sana katılıyorum.

@hulla 8 gb ram artık sıradan kullanıcılar için 'iyi' olmaya başladı ama 16 gb tasarımla uğraşanlar için oldukça gerekli bence. ve moonster daha düşük kalıyor asus a göre.

@spagetti evet öyle olabilir. katılıyorum.

@yirmisantim sanırım dediğin gibi yapacağım.

@kupigometa

şunu vereyim o zaman ilk cevapta bulamamıştım. birinde 7 sn'de açılan oyun diğerinde 53 sn'de açılıyor:

www.youtube.com


@ucan spagetticanavari eyvallah öyle oluyorsa en mantıklısı o zaten.

4000 liralik bilgisayarda da olsun artik ak. Ulan asus...

Sorun degil eger 2.5 inch yuva varsa ilerde takarsin. O arkadaslarin da icinde elektron dolasan herhangi bir sey hakkinda yorum yapmasin bir daha. O hiz iliskisi islemci ssd arasinda degil ram ssd arasinda var. Ram az gelirse swap yaparsin islemciye yük biner vs.

@thalamus bu ortaya serdiğin fark sadece oyun ya da programların açılışında mı var?

performans sırasında da var mı?

tabi ki olur çünkü ne işletim sistemi ne de grafik yazılımları sadece ram üzerinde çalışmaz hdd de geçici dosyalar oluşturup onların üzerinde çalışır. internette benchmark sonuçları da var onları eklemeye gerek duymadım.

Bak sana SSD'nin kıymetini açıklayan bir grafik hazırladım:

s16.postimg.org

hhaha isa mı

rüyama girerse laciverde boyarım bak.

ya ssd yi ileride taktırayım diyorum. şimdilik başka bi laptop bulamadım.

Homo sapiens'in afrikada oluştuğu biliniyor ama "X nehrinin kuzeyi" kadar hassaslıkta bilinmiyor.

homo sapiens degil bonobolarla sempanzeler onlar. Kongo nehrinin iki kiyisinda yasarlar. birbirinden izole olduklari icin farkli evrimlesmisler.

su haberi hatirliyorsunuz muhtemelen

www.nature.com

"bundan aldim ve artik ondan baskasini yemez oldu"
iste bagimlilik yapan bir mama bu whiskas.
ne kadar kotu oldugunu buradan anlayabilirsiniz.
almayin bir daha lutfen.
evinizde artan yemekleri vs verin daha iyi.

Ama yemiyo iste ve surekli agliyo whiskas verene kadar :( @chaotic good

bir aglar iki aglar, ac kalinca mecbur verdiginizi yer.
kucuk cocuk gibi dusunun, onlar da istedklerini alana kadar agliyorlar sonra bakti yapilmayacagini anlayinca susuyorlar :)

1 hafta denedim :( @chaotic good

tamam da sokakta karni doyuyordur onun.
diyorum ya ac olsa yerdi zaten.
bir daha almayin lutfen bakin kedi ne hale gelmis junkie olmus.

Her gun cips-kola ile beslendigini dusun iste, onun gibi. Benim simarik da tavuk yiyordu sadece, kiz arkadasimin annesi alistirmisti. Biraz ac kaldi filan ama mamaya alisti sonunda. Gerci kuru mama hala yemiyor, yemek olarak algilamiyor hatta.

Sürekli hamburger yiyen çocuk gibi olmuş o, bağımlılık yapan ama fast food kadarfaydalı bir şey. Vicdanına taş basacaksın ve vermeyeceksin. Hala başka şey yemiyorsa, başka yerde karnı doyuyordur zaten, zevk için yiyordur senin verdiklerini. Çok üzülmeyeceksin. Eğer karnı açsa zaten verdiğin diğer mamaları da yer.

@harzem karsi komsu sosis veriyomus onu da yemiyomus sen naptin bu kediye diyo

geceleri için:
-bim'de 3 liraya meyveli yoğurtlar var. çok güzel. onları deneyebilirsin. büyük olduğu için hepsini 1 seferde yeme ama.
-her gün, istemesem de 1 havuç, 1 elma yiyorum öğün aralarında.
-gene her gün 1 sade soda içiyorum, içine kendim limon atıyorum.
-pazardan alabilirsem, 1 kase kırmızı toz biberli, yoğurtlu semizotu tüketiyorum. tokluk hissi veriyor iyi kötü.
-her gün 1 tablet bitter çikolata atıyorum ağzıma. ya da biraz kuru meyve.
-yatmadan önce 1 bardak süt de iyi geliyor.

gece acıkmanın çözümü: uyumak
kendimden biliyorum :D

bol su ve tabii ki aç karnına yeşil çay. hatta tarçınlı yeşilçay.

Geceleri acıkıyor olmak için, akşam en son kaçta ne yiyorsun?

Gece acken meyve yemek acligi bicak gibi kesiyor bende.
www.iflscience.com

blogs.plos.org

Nicht zu danken

diyetisyene gidiyorsan onun talimatlarından pek çıkmaman daha sağlıklı olmaz mı. zaten diyetisyene gitme amacı her kafadan bir ses çıkması ve işinde uzman bir kişinin yol göstericiliği ile kilo vermek değil mi.

ben de bir süre diyetisyene gittim. metabolizma hızlandırıcı içecek vs kendisi yazardı bana. yanlış yönledirilmek istemiyorsan bence bu soruları diyetisyenine sorman daha doğru olur.

sabah ve öğlen sağlam yiyorsan akşam çok da acıkmaman lazım.
hatta ben bildiğin akşam yemeklerini çorba salata vs geçiştiriyorum evdeysem.

sabah koca bir sandwich, öğlen de protein ağırlıklı besleniyorum.(200 gr et tavuk ya da 1 koca balık). ekmek tatlı mümkün olduğunca az yiyorum. 11:00 ve 16:00 da da 6'şar adet badem ya da ceviz yiyorum. 10 numara tok tutuyor. diyetisyen tavsiyesi bunlar bu arada.

tabi ki diyetisyene de soruyorum ama belki birilerinin bildiği böyle püf nokta vardır diye düşündüm :)

akşamları 21.30 gibi son bir ara öğün var ama ben yıllarca saat 11'de pizzaları hamburgerleri götürdüm, vücut arıyor :) sanırım sıkıntı da bundan kaynaklı. meyve deneyeyim.

herkese teşekkürler :)

21.30'dan sonra meyve de yeme. Zaten yeteri kadar geç yiyorsun.

Meyve şekeri (fruktoz) vücutta doğrudan kullanılamaz, önce karaciğerde yağa çevrilir, sonra tekrar glikoza çevrilir. Sen o meyveyi o saatte yersen, birkaç saat sonra da uyursan, vücut glikoz ihtiyacında olmadığı için yağ olarak kalır hep.

eat it on your own risk.

hele hele yeni başlamışken kaçamak yapmayın bence.
bir süre tatlıdan uzak durun.

doğadan yedi otlu çay var. o güzel bir karışım. bitki çayları her zaman metabolizmaya ciddi katkılar sağlıyor. yeşil çaya da kabuk tarçın koyabilirsiniz.

rezene de iyi bir alternatif. beyaz çay antioksidan miktarı en yüksek çaydır.

meyvelerinizin bir kısmına toz tarcın serpebilirsiniz.ben elmayla armuta çok yakıştırıyorum.

bende gece acıkıyordum benim diyetisyenim de gece yatmadan 2-3 saat önce 1 bardak kefir+1 porsiyon meyve// 1 küçük kase yoğurt + 1 porsiyon meyve+ ya da 10 badem fındık ya da 2 tam ceviz + 1 porsiyon meyve yazardı. meyvenin yanına mutlaka bir kan şekeri dengeleyici yazardı.

kısa vadede hızlı kio vermeye çalışmayın, zaten yediklerinizin hiçbiri sihirli değil sadece vücudunuzda ödem tarzı şeylerin birikmesine bir nebze olsun engel oluyor. ve sindirim problemleriniz daha az oluyor.

ve en önemlisi 2- 2,5 litre su tabi. onu da diyetisyen söylemiştir sanıyorum.

bende de gece meyve + badem var. veya yoğurt tarçınlı :)

su tabi şart ondan da bahsetti.

ama kaçamak yapıyorum ya dayanamıyorum, geçen hafta 1 pizza yemiştim, bu hafta da 1 pizza yedim :(

alkolü de baya azalttım gerçi, o çok etkili olmuştur :D

diddy bizdeki "mal" gibi bir anlama geliyor. ya da denyo falan… wee ne oluyor bilemedim.

we did it team? komik söyleniş tarzı olabilir mi

wee = kucuk, minnos, birazcik

"wee diddy" = "ufacık minicik", "yeni yetme".

"wee bit" ile benzer anlamda. wee = küçük, minnoş, birazcık.

sokak ağzıdır. ciddi içeriklerde kullanımını zordur.

Arapçasını bilmem de yaşar nuri öztürk'ün "iniş sırasıyla" meali vardı.

İSAM doğru bir öneri... İstanbul'daysanız oraya gidin.

ben ikisinide pek beğenmedim

Alakasiz bir giyimle cok fena keko durabilir ama cuzdanlar guzel aslinda. Kiyafete bagli.

Fiyatına değer mi, ürün kalitesi nasıl falan bilmem ama tipleri güzel bence. Biri hediye etse neden ettin demem. Ama bozuk para gözü olan cüzdanları sevmiyorum çok şişkinlik yapıyorlar.

8/10

1 güzel.

dediğin gibi ikisi de keko.

illa birini seçecek olsam açık ara 1 olurdu.

Kalitesiz. fotolarda bile böyleyse...

dandik ikisi de.

www.matras.com

sunun gibi bir sey olsa gerek;
i'll pretend you didn't say that

assume that i have never heard the things you said!

I wish you had not asked this question.

I'd like to pretend I didn't hear that.

I'll pretend I didnt hear what you just said!!

macbook her zaman daha uzun ömürlü ve stabil olur.
2011de aldigim air hala kullaniliyor.

peki 256 gb hafıza ya da 4gb lik ram iyi programları kaldırmaya yeterli olur mu? asıl mesele bu çünkü. yoksa air düşünmeden alınmalı bence ama aradaki özellik farkı uçurum gibi. o beni düşündürüyor.

O Asus ile yapabilecegin isleri Macbook Air ile yapmanin imkani yok. Kiyaslanacak gibi degil yani. Az sonra "ama macbook'lar rerorero, halledersin" diyenler cikabilir, inanma. Yok abi, gecekten mumkun degil. Macbook air, tamamen tasinabilirlik uzerine, gunluk kullanim ya da word-excel gibi programlari hafifsiklet kapasitede calistirmak icin tasarlanmis bir alet.

Macbook Pro ise mobile workstation tadinda bir aletti eskiden ama dedigin gibi yeni serilerde gpu yok. O efsane pahali en ust modelde de orta ayar bir gpu var. Gercekten alinacak alet degil, su anda macbook pro, sadece para harcamasini bilmeyenlere hitap ediyor.

Asus N55 serisi iyidir, link verdigin aletteki ekran karti da bayagi iyi laptopa gore. Alternatif olarak lenovolara bakabilirsin.

256gb ssd harika oluyor, hem de oldukca yeterli. fotograf/videolari diskte tuttumuyorum.
4gb ram ise saibeli, onumuzdeki bir sene rahat gider belki ama sonra hafiften hissedilir diyorum ben, teknoloji gelistikce cok hafiza istiyor. ben olsam 8gb alirdim ki oyle yaptim.

edit:
simdi sorunu tam okudum da yapcagin isler air icin degil kesinlikle, eger illa ikisi ise secenegin asus'a yuru.
bu arada 13'' zaten sana az gelir grafik islerinde, bana kod yazarken dar geliyor bazen.

asus'u alır optik sürücüsünü de çıkartıp ssd takardım.

@fortisvita lenovolarda 16 gb ram bulamadım. yoksa lenovo alacaktım.

@jedilance illa ikisi olacak değil ama asus un bu özellik ve fiyatından daha iyisini bulamadım.

evet 13 biraz küçük gibi.

eyvallah ;)

@rebellion; ssd, paylaşımsız belleğin hafızası mı oluyor?

not: ssd yi araştırıyorum ama teknik bilgi dışında bir şey bulamadım. kısa ve net bilgi lazım ki daha işlevsel olsun. açıklayabilirsen sevinirim.

ssd bir sabit disk türü. hdd'den daha hızlı. bilgisayar performansına gözle görülür bir katkısı var. özellikle tasarım programlarıyla uğraşıyorsanız candır. 4 yıllık bilgisayarını "yavaşladı artık" diye çöpe atacakken ssd takıp hayata geri döndürebiliyor insanlar. neden optik sürücüyü çıkarırım dedim; çünkü laptopta masaüstü bilgisayar kasasındaki gibi yer olmadığı için bir şeylerin sökülmesi gerekiyor. o da optik sürücü. zaten pek kullanılmıyor. bendekinin bozuk olduğunu 2 sene sonra fark ettim.

ssd bildigin hard drive. ama disk yok icinde. daha buyuk ve cok cok hizli bir memory card gibi dusun. Bu arada turkiye'de siparis edilebiliyor mu bilmiyorum ama sitesinden alirsan muhtemelen 16gb'ye cikartmak mumkun olur lenovolari. ote yandan 16gb'ye ihtiyac var mi onu bir arastir. kullandigin yazilimlar ne kadar ram gerektirecek vs. cunku 16gb, bayagi bir ram yani, ozellikle laptop icin. ha, su an yazdigim bilgisayar'da (ofisteki) 40 var ama bildigin dijital ortamda hastane modelliyoruz o yuzden cok anormal degil.

anladım @rebellion @fortisvita

o halde içinde ssd bellek olan cihazlara bakayım ben @rebellion

@fortis ileriye dönük olarak 16 gb düşündüm. 12 de olur ama 8'in ömrüne yaklaşıyoruz diye düşünüyorum.

Oyunlar icin 8gb daha uzun sure yetecek gibi. Profesyonel uygulamalarda, 3d rendering, video editing-photo processing vs icin 60 GB a kadar yolu var (bizim takimin bir elemaninda 60 var mesela) ama ne capta is yaptigina bakar. Bu bahsettiklerim hep desktop tabi.

SSD yeni nesil sabit disktir. Tek farkı, katı yani içinde dönen bir disk olmaması ve buna bağlı olarak 650 MB/sn veri okuma ve yazma hızlarına sahip olmasıdır. O yüzden 2 motorla uçan bir bilgisayar 4 motorlu olur kaba tabirle.

onlar kadar olamam asla :) 60 çok felaket.

msi lere bakıyorum 4 bin 128 gb ssd li . ama ram 8 gb.

www.vatanbilgisayar.com

anladım @himmet dayı; peki 128 ssd yeterli midir?

bu arada ssd belirti vermeden çat diye bozulma vakaları olan bir alet. bozulunca da geri dönüşü mümkün değil. eğer ssd'niz varsa içindeki önemli dosyalar başka bir yere yedeklenmeli mutlaka. o yüzden ssd yanında depolama amaçlı harici ya da dahili bir hdd şart.

hadi ya bilmiyodum onu. yedeklerim o halde. güzel bilgi. teşekkürler.

Açılın n550jv kullanıcısı geldi.

N551de değişmemişse ekranı müthiş. Gerçi benimkinde 2 ölü pixel çıktı ama olsun.

Bilgisayarı ne için kullanacağına bağlı. Günlük işlerse air al geç. Yok eğer ağır işlerse 16 gb bile yetmeyebilir. 8 işlem parçacığı var ama doktora tezim için yazdığım program 2-3gb ram harcadığı için aynı anda 4 tanesini calistirabiliyorum. 32 gb ram olsaydı işler değişirdi.

Bir de kesin ssd taktir. Sanki yeni bilgisayar almış gibi oluyorsun.

2011'den beri n55 var ben de halen canavar gibi. Asus tavsiye ederim

günlük işlerde değil video, grafik tasarım programlarında kullanacağım. 16 gb'nin az geleceği bir şey yapmam pek. beklentimi 12 gb'de karşılar.

ama msi'lere bakıyorum şu an. aynı fiyata iyi makineleri var. yeni kıyaslamalarımla yakında duyuru açarım.

biz şimdi proje kapsamında Msı WS60 2OJ-216TR 4K Edition WorkStation istedik.

bakalım hiç kullanmadım ama kağıt üzerinde çok iyi görünüyor. gerçi fiyatı da öyle, 11bin civar.

nova'da 10.500 ama olsun çok bi fark yok. bana neden istemediniz :/

ben o kadar bütçeniz yok diye düşündüm.

zaten bu arada tükenmiş :) ben de alamıyorum.

o linktesi asus u karsılastıracagın apple su olur air degil;
www.apple.com

butce sınırı da yoksa zaten, nvidia quadro lu fln bı workstation bakın normal laptopla vakit harcamayın.

eyvallah @marido şaka yapıyoprum

@bryan bütçe sınırı en fazla 4- 4.500

ayrıca kıyaslamayı fiyatları eşit tutarak yapmıştım ki zaten verdiğin link, asus'un 2 katı fiyatta maalesef. keşke yakın olsa fiyatlar.

Linkini verdiğin 128 GB SSD'li MSI laptoptan bir iki ay önce aldım bende var.
www.vatanbilgisayar.com

128 GB SSD + 1 TB HDD var, yani hem hızlı işletim sistemi hem de yedekleme veya medya dosyaları için ek harddisk var içinde. CD sürücüsü yok, haberin olsun.

Ekranı da TN panel, IPS değil. Ben onu bilmeden aldım, IPS olsa daha mutlu olacaktım.

Bu MSI'ın en önemli üç özelliği benim için şunlar, bu yüzden bunu tercih ettim:

1. Hem SSD hem HDD var. Böylesi çok zor bulunuyor. 128 GB + 1 TB
2. Ram yüksek, işlemci en iyi mobil işlemcilerden biri, klavyesinde numara tuşları var.
3. Ağırlığı az, 1.95 kg. Asus olan 2.7 kg mesela. Macbook air hafiftir ama onun da işlemcisi falan çok düşük kalıyor benim yoğun çalışma programıma.

Ben hem hafif hem güçlü olsun istedim, MSI aldım. Yanında mouse ve çanta da geldi. Çanta pek geniş değil, laptopu rahat alır, birkaç tane de gömlek falan alır.

@harzem hayırlı olsun.

ekran daki o ayrımı bilmiyorum ama araştırırım.

ssd olan tüm laptoplarda mı optik sürücü yok? hangi ssd ye baktıysam göremedim. olmaması benim garibime gidiyor.

ram 8 gb ve ben 12-16 lara bakıyorum. 8 gb ram yeterli mi? mesela hangi programlarla ilgileniyorsun?

işletim sistemin 32bit olduğu için 3gb üzerini göremezsin. donanımının 64bit olması hiçbir şeyi değiştirmez.

tek çözüm; 64bit işletim sistemi kurman.

3G switch falan işine yaramaz, onun amacı bambaşka. Toplam 4Gb'tan daha fazla kullanmak istiyorsan illa ki 64 bit sistem kuracaksın.

Hangi yazılımlar illa ki 32 bit gerektiriyor? 64 bit üzerinde de birkaç ms-dos yazılımı hariç tüm 32 bit programlar çalışır.

64 bit sistemde 32lik programlari da calistirirsiniz.
arkadaslar yazmis zaten 4 gb ram kullanmak istiyorsaniz 64 bit sistem kurmalisiniz.

Bazı eski yazılımlar için gerekiyor, 95 yılından kalma yazılım bile var elimde kullanmam gereken. konu bu değil.
laptopun içinde gelen işletim sistemiyle daha önce 32bit ile 4gb kullanabiliyordum. şuan kullanamıyorum.

windows 7 boyle 3ten sonrasini gormuyor, onceden neydi 8 miydi?

o olayı mikrosoft kendısı kaldırmıs. 4gb ustu ram ı tanıyordu ama programlar max 3gb kullanabılıyordu.

www.bcastell.com

surda eleman ms imzalı patch i yukledım ben kullanın fln dıyor da, macerayı sevıyorsan deneyebilirsin.

ne tür programlar kullanıyorsun ki uyumluluk problemi yaşıyorsun? 64bit teknolojisi çıkalı yıllar oldu, kullandığın programların 64bit versiyonu da olması gerek. yoksa da 64bit işletim sisteminde çalışması gerek yine de. eğer yine olmuyorsa virtual machine ile 32bit işletim sistemi üzerinde çalıştırırsın en olmadı. en azından ram'ini kullanırsın.

diğer türlü görüntüde belki 3g üzeri gösterir ama uygulamalar yine maksimum 3gb'a kadar kullanbilir. 64bit windows kur en iyisi.

Eski işletim sistemi ile gördüğün ram eğer 4 GB ise, bunun sebebi windows'un sana gerçekte ne kadar müsait olduğunu söylememesidir. Windows 7 açıkça belirtiyor 3 GB müsait diye.

4GB 32bit sistemlerde, 3 ile 3.75 arası müsait olur, ekran kartı gibi diğer donanımlar kullanır kalan kısmı. XP'de bunu belirtmemiş şimdi belirtmiş olabilir.

64bit windows kur. çalşmayan program için virtual box ile 32bit kur.

64 bit tavsiyesi vermeden çözüm yolu söyleyecek kişi hala aranıyor.
kullandığım yazılımlar eski tarihli, yeni versiyonu olmayan, harici cihazlarla genellikle seri port üzerinden iletişim kuran yazılımlar. geçerli bi sebebi olmasa elimde 64 bit sistem varken illa 32 bit kullanıcam diye uğraşmam. aynı yazılımları kullanan diğer kişiler windows 98 veya xp kullanıyor. dolayısıyla bana, 64BIT SISTEM KURMADAN, elimdeki rami tam olarak kullanabileceğim çözüm gerekli.

panpa bill gates'i mi getirelim söylenenlere inanman için anlamadım ki? bi sürü mantıklı öneri getiren adamı sallamıyorsun, uğraşmak istemiyorsan o ayrı, ama başka türlü de yapamazsın.

öyle bir çözüm yok güzel karşim, zaten o tarz bir yazılım kullanıyorsan sana 3-4 değil 1gb ram bile yeter. haydin mevzuyu uzatma. bak insanlar sana anlatmış dimi ?

konunun mevzuyu uzatıp uzatmamakla alakası yok. elimdeki mevcut kullandığım bişeyi tekrar nasıl yaparım diye soruyorum ve mümkün değil yanıtı geliyor. doğal olarak tatmin etmiyor.

@bryan fury, teşekkür ederim, denedim ama işe yaramadı.

üşenen insanlar onlar sadece. altta tek tuşla normal siteye dönmek mümkünken on tuşla bunu yazmaları ilginç sahiden. telefonları normal siteyi kaldırmıyor desek belki, bi ihtimal yani...

mobil uygulama yok.

Ya tamamen usengeclikten o. Bir de buyuk ekranli telefon degilse sayfanin agzi yuzu kayiyo zor oluyo. Ondan.

Mobil sitenin mantığına ters. Geliyor tabi ki ama küçük ekranda kocaman masaüstü siteyi görmek kullanışlı değil. Gerçi mobil de kullanışlı değil... O kadar teknolojinin içinde uğraştırıyor yani.

yahu arkadaş, ben iki saniyeliğine telefonumu çıkarıp cevap yazıyorum ama mobile geçişte hep ana sayfaya atıyor tekrar o duyuruyu açıyorsun, her seferinde 2 parmağınla yakınlastırman gerekiyor ufacık simgelere tıklayabilmek için emin olun çok daha fazla zaman alıyor ve daha da fazla zahmetli.

tl dr; editleme imkanı var ama gereksiz zahmetli, yazmak daha kolay.

şu anda evrimi tek soruyla çürüten adam gibisin :D her telefonda kullanışlı değil normal görünüm. kimi telefonlarda eziyet oluyor ve haklı olarak insanlar normal görünüme geçmek yerine cevap kısmına yazıyorlar yazacaklarını.

ayrıca burada sorgulanması gereken onlar değil compu niye çözüm üretmiyor. he biz sorduk zamanında ısrarla ama geçiştirdi hep bizi. aynı tas aynı hamam devam ediyor.

Benim telefonumda o iki dakikada dediğiniz iş sinir krizleri eşliğinde epey uzun sürebiliyor. Flash reklamlar falan derken telefonun RAM'i yetmiyor ve sürekli uygulamadan atıyor tam düzenlerken.

Mobil versiyona düzenleme seçeneği gelse, hayat bayram olsa...

compuya kalırsa 5 senede bir güncelleme gelecek siteye. duyuyon mu bizi len?

Mobil versiyondan ilk kez ciktim ve kor oldum sanirim.
Ayrica duzenleme kismina basiyorum, duzenle cikiyor ama tiklanmiyor.

Cok acil optimize edilmesi gerekiyor mobil versiyonun. Editleyebiliyormusuz, haberim yoktu aha

Su anda mobil versiyona geri donemiyorum, napicam :(

@kuehles kasayı yanyatırsşldajfafkh haha yok kapatıp tekrar aç sayfayı, düzelir.

Bende olmuyor. Basınca yine mobile yönlendiriyor. Android 4.2.2 chrome ve default tarayıcı ikisi de olmuyor.

ufak ekranda masaustu kullanmak zor.

yarak gibi oluyor telefondan masaüstü siteye girince. hepinizde 17 inç telefon var sanırım.

göt kadar ekranda elli tane işlem yapmam gerekiyor sikindirik bir edit yapana kadar. onun yerine yapıştırıyorum mobildeyim'i.

Note 3'un kocaman ekranini kullaniyorum. Desktop view yine de zor geliyor.

Note 2 var, hep desktop görünümden kullanıyorum. telefonu yan yatırınca hiç de zor değil. Hem mobildeyim hem editleyebiliyorum vuhuu.

Tüm siteler desktop olarak açılıyor bende. Fuck mobile.

min. 6-7 bin

ilki davalara girmeyecek avukat ama istenen diğer nitelikleri düşünüce 8-9bin maaş verilmesi gerekir.

ikincisi daha çok dava avukatı ve takip yapacak avukat olarak düşünülürse vekalet hariç 4-5 bin verilir.

arkadaşlar ben de izninizle uzman arkadaşlara soru sormak için kaynak yapıcam

şu anda hukuk kazanmak eskisine göre bu kadar kolayken 4 bin bile çok iyi bir para değil mi? bu kadar kolay olmamalı ama?

Nerede 8-9 bin kazanıyorlar ya? her yer özel hukuk fakültesi doldu, işveren avukatlar aylık 1500 tl'ye bir sürü ayak işi yapacak avukat buluyor. 5 yıl tecrübesi olanlar 2500-3000 kazanabilirse öpüp başlarına koyuyorlar.

6-7 bin liralar on yıl önceydi.

petburada.com

juenpetmarket
zooplus

mamasepeti
markamama

zaman ayarlı mama kabı pek gerekli bir şey değil gibi, sen bilirsin tabi.
yani kediler zaten doyana kadar yerler, kabını istediğin gibi doldurabilirsin ayrıca bir süre aç kalmaları çok sorun olmaz.

Cevaplar için teşekkür ediyorum. Benim kedim yemek hastası, kabındaki mama bitmeden başından ayrılmıyor, o yüzden yeni yöntemler arayışımın bir parçası olarak zaman ayarlı mama kabı işe yarayabilir diye düşündüm.

zooplus'tan bir defa alışveriş yaptım, zamanında ve eksiksiz geldi. başka tecrübem yok.

adresemama.com

aynı gün gönderiyorlar memnunum ben.

petza

dindar vs dinci'deki dinci benim için islamcı.dır.

İnsanların islama göre yaşaması gerektiğini düşünen kesime derim islamcı.

en.wikipedia.org

Başkalarının hayatına karışan, başka insanların da islami yönden yaşamasını isteyen kişiye derim.

Mesela başkalarının kürtajına karşıysa, eşcinselliğe ya da ateizmin anlatıldığı yayınlara vs karşıysa. Müslüman olsun olmasın, tüm halkın bir müslüman tarafından, özellikle islami kurallara ya da bir kısmına göre yönetilmesini istiyorsa.

En özetle, "sana ne benim ne yapacağımdan" dediğimde "dinimiz böyle emretmiyor" diyorsa islamcıdır. Kendi dininin kurallarını başkalarına da uygulatmak istiyorsa islamcıdır.

Kendisi Musluman oldugu icin herkesin Islam'a gore yasamasi gerektigini savunan kisidir.

Kendi gorusu disinda yer alan her seye karsidir. Yenilik kotudur. 1000 yil onceki yasama geri donulmesi gerektigine inanandir.

islam dinine inanan herkes benim gözümde islamcıdır, radikalizm ayrı.

Meslek haline gelmişse, ya da para, yarar, mevki, statü kazandırıyorsa müslümanlığın islamcısındır.

siyasal islamı savunan, dini öğretilerden siyasi bir ideoloji çıkartmaya çalışan pragmatist bir yaklaşımdır. dinden ayrı yorumlanmalıdır.

İslam ilkelerine uygun bir devlet kurma amacındaki kişiye islamcı denir. Siyasi bir akımdır. Dincilikten, müslümanlıktan farklı bir sıfattır. Her zaman kafa kesme yahut içene sevişene karışma manasına gelmez. Kökü 19. Yüzyılın ortalarına dayanır. Batı medeniyeti karşısındaki yenilmişlik ve ezilmişliği islami değerlerin yitirilmesine bağlayan bir tarafı da olan ideolojinin dağılıp giden Osmanlıda bir işe yaramadığı anlaşılınca milliyetçi laik iktidar sırasında bir süre piyasada görünmez. Daha çok Mehmet akif, necip fazıl gibi isimlerin üzerine titrenir. 20. Yüzyılda Arap ve iranlı teorisyenlerden çok söz edilir örn hasan el benna, seyid kutup, ali şeriati. Müslüman kardeşler bu ideoloji çerçevesinde kurulmuş bir örgüttür. İslamcılık adına çalışan yahut savaşan pek çok siyasi grup kurulmuştur. türkiyede refah partisi geleneği ve akp islamcı unsurlar barındırsa da tam olarak islamcı sayılamaz. Ana nedeni de allahın koyduğu kanunlara göre değil insanın koyduğu kanunlara yani anayasaya göre yönetmeleridir ki bu kimi kesimler için şirk yani allaha ortak koşmadır.

İslamcılık henüz tam olarak hayata geçirilebilmiş değildir. Nasıl hayata geçirileceği ve nasıl uygulanacağı konusunda uzun tartışmalar vardır. Özellikle batı karşısındaki 300 yıllık dağılmışlığın ve yenilmişliğin katlanarak sürmesi ve islam dünyasının otoriter, barbar ve keyfi rejimlerin eline düşmesi ve en kötüsü islam dünyasına yerleşen bağnaz ve köktenci bakış açıları islamcılık davasının hayata geçirilmesini geçtim, anlaşılıp tartışılmasını bile engellemektedir. Bu son cümle benim yargımdır. İslamcılık üzerine bir şeyler okumak isteyenler işin içerisindeki ali bulaç, hayrettin karaman gibi isimlere göz atabilirler. Dışarıdan bir göz isterseniz ruşen çakır'ı takip edebilirsiniz. Yeni şafak adlı gazete kadrosu ve söylemi bakımından islamcılığa en çok yaklaşan gazete denebilir fakat akp yanlısı basının en dolu örneği sayılabilecek bu gazete yalan, çarpıtma haberler ve röportajlar, seviyesiz ve batı kompleksli yazarlardan geçilmemekter. İslamcıların hali içler acısıdır. Özellikle parayı bulan islamcıların imtihanı en zorudur.

Kaynaksız yazdım.

Not: inançsızım

çok köpürür. taşabilir bile.

Çok köpürür ve taşar.

Ben bazen bir tatlı kaşığı kadar sıvı deterjanla ön yıkama yaptırıyorum soğuk suyla. Sirke de atıyorum bu durumda bol bol. Sirke varsa deterjanı yarım tatlı kaşıgına düşürüp bol sirke ile karıştırabilirsin uzun program için. Ama sıcak suyu görünce bu bile taşabilir.

Aksi takdirde hiç deneme bile.

Yan komşumuz yapmıştı, köpükler makinadan taştı.

Deterjana verecek paranız yoksa Limon Tuzu alıp onunla yıkayın. Parlatıcı gözüne sirke atın.

limon tuzu cizmez mi bardakları?

@bordeaux

herhangi bir sıkıntı yaratmaz. fakat çok yağlı bulaşıklarda etkisi tartışılır.

google'da limon tuzu bulaşık makinesi yazarak arama yaparsanız bir çok bilgiye ulaşabilirsiniz.

Mümkündür, aynı numara başka yerde kullanılır

her ulkenin tel numarasi uzunlugu standart degil ama. mesela turkiyede operator koduyla birlikte 10 haneli numaralar. (0 haric) ama diger ulkelerde bu rakamlar daha uzun ya da kisa olabilir.

bunu klasör gibi düşün. aynı klasörde aynı isimli iki dosya olmaz ama farklı klasörlerde olabilir.

+90 mesela türkiye klasörü demek. 212 istanbul klasörü 567 bağcılar klasörü falan derken en sonunda 8877.txt e ulaşıyorsun. Yani bu durumda numara +902125678877 olmuş oluyor.

ülke nüfusuna v.s. göre telefon numarası uzunlukları farklı olur, yani klasör yapısı değişebilir ama ülke kodu farklı olduktan sonra gerisinin aynı olmasına bir engel yok.

-ilk 3 numara operatör numarası olmak zorunda değil
-uzunluk aynı olmak zorunda değil
-numaralar aynı olabilir

Sadece 5xx değil tüm şehir kodlarını hesaba katınca, 212 312 vs gibi, Türkiye'de en az 110 tane falan kod var. Her ülkeye 110 farklı kod düşemeyeceğine göre?

Ülke kodunun amacı ortak şehir kodları ve ortak numaralar kullanabilmek. Yoksa ülke kodunun amacı kalmazdı zaten.

bankaların internet şubesinden ödenebiliyor.
bağlı oldğun şirket de internetten kartla ödeme alıyor olabilir.

Kesmezler merak etme,internet bankacılığın varsa ödemeler kısmında fatura görürsün

Kapıya görevli gelip kesiyor bu saatten sonra gelen olmaz. 5 iş günü içinde ödeyin ihbarnamesi geldi mi? 3 fatura ödenmezse kesiliyor ayrıca. Tek faturaysa 20-30 kuruş falan faiz biner anca.

kesebilirler de...

İki ay üst üste ödemezsen "5 gün içinde öde" diye ihbarname geliyor. Bir ay ödemezsen bişey olmaz. Pazartesi ödersin.

1 ya bile ödemeyince ihbarname gönderiyor oedaş mesela . 1 hafta yasal süren oluyor.

bi süre evde yoktum, geldiğimde son ödemenin üstünden 2 gün geçmişti ve kesilmişti. öyle bir ay ödemezsen bir şey olmaz falan her zaman geçerli değil. en iyisi internet bankacılığı ile ödemek.

birkac gunde bir sey olmaz

hemen değişmiyor, uydunette 2 saati buluyor hız güncellemesi. müşteri hizmetlerini arayıp bilgi alabilirsiniz. ondan dolayıdır muhtemelen.

Kablolarin eskilik durumu, gunun farkli saatlerindeki internet yogunlugu gibi sebepler de etkiliyor.

modemin fişini de çekip tak.

Modem resle. Bir de superonline nasil bilmiyorum ama ttnet paketlerinde "kadar" ibaresi oluyor. Mesela 16mpbs ye kadar diyor. Onlar sistemden oyle aciyor ama hizin senin bolge altyapina gore dusuk olabiliyor vs.

Noldu düzeldi mi kanka?

Wireless ise ethernetten bağla öyle dene.

namecheap

Go daddy dışında her yer.

Namecheap benim favorim. Türkçe istersen ihs.com.tr

ihs kullanıyorum cok uzun suredir. hicbir sıkıntı yasamadım. Sürenin dolmasına 1 ay ve 1 Hf kala SMS gönderir mesela baya iyi

namecheap kişisel, ihs şirket için kullanıyorum.

namecheap'te her şeyi kendin halledebiliyorsun, kolay ve basit.

ihs'de teknik servise yaptırıyorsun bazı şeyleri. ama hızlı ve ilgililer 5-10 dk içinde hallolmuş oluyor istediğin şey.

godaddy sağlamdır, sıkıntı yaşamazsın. ama şöyle problemi var yenileme fiyatları çok yüksek. ilk yıl kampanya ile 2-3 dolara godaddy'den alıp daha sonra başka firmaya taşıyabilirsin.

namesilo iyidir ayrıca.

Cigerdelen artı 1.

daha once hic denenmemis super bir yontem buldum; pkk'nin kokunu kaziyalim!!!

bunlar zaten cihan devleti olmamizdan, yeniden osmanliyi kurmamizdan korkan amariganin, israyilin, ingilterenin, hollandanin, tum avrupanin, rusyanin, kominis cin'in destekledigi ermeni dolleri, ayni zamanda yahudiler, hatta hristiyanlik, budistlik, biraz da zerdustlukleri var, kurt de degiller, benim kurt kardeslerim musluman, bunlar sunnetsiz, atayis.

daha önce denenmemiş o yöntem 2002de tek bir pkk eyleminin olmamasına pkknın dağılacak noktaya gelmesine yol açtı.

akp kürt oylarını almak için örgüte imkan sağladı palazlandırdı tekrar ortaya çıktı.

şu an bakın iran'a pjak'ı dümdüz etti, adamlar defa ateşkes ilan etti iean ordusu saldırıyı durdursun diyerek. iran sallamadı son teröriste kdar vinçlerde asıp sallandırdı. geriye bir avuç dökğntü kaldı dağlarda mağaradan çıkamıyor iran operasyon yaor diye.

bizdeki pkk senpatizanlarıda propganda yapıyor biz ölmeyiz öldürmekle bitemeyiz, savaş çözüm değil diye.

hayır düne kadar akp ile kolkola geziyorlardı, çıkarlar çatışınca düşman oldular.

Hala yahudi ermeni falan diyenler oldukça, pkknın ve kürtlerin ne istediğini oturup dinlemeye niyetli olmadıkça çözülmez.

"Pkk kürtleri temsil etmiyor!" diyenlere de oturup bir kürtle samimi şekilde konuşmalarını tavsiye ederim.

Not: bembeyaz türküm.

eksisozluk.com

şu yazdığım entry'de üç ayrı terör örgütünün silahla ve savaşla nasıl yokedildiğini anlattım. bizdeki örgüt propagandacılarının aksine bu mümkün, ve yapılıyor

2 yıldır çatışma yokken akp seçimi kaybettikten sonra savaş başladıysa bu savaşı kimin çıkardığı ve kimin işine yaradığı açıkca ortadadır bence.

@efrasiyab87
"6.500 sivil öldü, 200bin kişi taşınmak zorunda kaldı. insanlık dramları yaşandı"

Bu şekilde 20 milyon kürt nüfuslu ülkede terör bitmez, topyekün ayaklanma başlar.

Televizyon propagandasıyla kürtleri asalım keselim diyince böyle düşünceler normal gerçi.

"PKK yipiy bi irgittir"
Yahudi Ermeniden oluşuyormuş. Bak bak laflara bak. :DDDD
Sağda solda caka satıyordur şimdi bunlar siyaset konuşurken.
Bilgisi yok fikri var. Aptal aptal konuşup sabah sabah cehaletinize yine küfrettiriyorsunuz.

Başlangıçtan başlayın PKK neden doğdu, neler yaşandı vs.. Şu kaynakla başlayabilirsin.
yankobey.tumblr.com

Kendi cevabıma geleyim; öncelikle PKK'nın amına koyayım. PKK'yı çiçek böcek şeklinde gösterenlerin de amına koyayım. Kısacası devlet ve PKK: bu savaşın iki tarafının da ta amına koyayım.

Çözümüm ise Selahattin Demirtaş. PKK'ya karşı net bir tavır koyup baraj altı kalsın ama en azından kendini, partisini ve onun arkasında duranları aklasın. Demirtaş ile yaratılacak uzlaşmayı kabul etmeyen PKK'ya ne bok oluyorsa olsun.
Zorla askere getirilmiş gariban askeri paramparça ederek barış söylemleri savuran oluşum olamaz. Koşullar ne olursa olsun BARIŞ zorunluluktur, ekmek gibi, su gibi bir gerçektir. Demirtaş PKK ve PKK sözcüsü vekillerle bağını koparıp Kürt halkını temsiliyet rolüne bürünmeli. Çok riskli, çok tehlikeli ve çok zor da olsa PKK - AKP arasında "ortak çıkar" noktası bulunmadıkça daha çok kişi ölecek.

Sik kafalı "bunlar yahudi, bunlar ermeni" diyenlere de ekstra bölgede bi eğitim verilsin mümkünse. Bunlar Kürt halkına o kadar uzak ki Kurtlar Vadisi mantığıyla kıraathane raconundan sallıyor aklına geleni.

PKK KÜRTTÜR ve KÜRT halkının BÜYÜK BÖLÜMÜNDEN tam destek alır. Bunu kafanıza sokun önce. Düşman diyorsan düşmanını iyi tanıyacaksın önce.

pkk'nın kökü kazınmalı. çözüm süreci belki hatalıydı, daha da güçlenmelerine neden oldu ama bence iyi niyetli idi. ama bu orospu çocuklarına bi gömlek büyük geldi barış. son pkk'lı ve pkk destekçisi geberene kadar operasyonlara devam edilmeli.

@cigerdelen

senin devletin de bebek katili, senin devletin de insan olduruyor. birilerini suclamadan, kendi devletine de bak. at on yargilarini. iki tarafli dusunmeye basla. kandirilmis beyni yikanmislar gibi konusma.
hem Turkiye devleti, hem PKK, hem de iki taraftan birini destekleyenler katil, hirsiz, kotu...

@cigerdelen

milliyetcilik ne allah askina???
sana kim verdi bu ulkeyi, bu ulke neden senin? sadece bu ulkede dogdun, bu ulkenin dilini konusuyorsun diye mi?

"BİZ AHLÂKIMIZI DÜZELTİP AKLIMIZI BAŞIMIZA KALICI OLARAK ALMADIKÇA HEP BU ŞEKİLDE TÜKENMEYE MAHKUMUZ. "

ahlakimizi duzeltelim evet, herkesi her seyi ayrim yapmadan sevelim, ulke benim senin onun, o kurt o alman o fransiz diye ayirmadan sevelim, oyle ogutleyelim. yok ulke diye bir sey yok toprak diye bir sey. 90 yillik omrumuzu boyle curutmenin manasi da yok zaten. gerek yok sinirlara ulkelere savaslara. yeter abi

HEm asker ölenlerine üzülüyor hem savaş devam etsin diyor. Dahafazla askerölüyor böylece, ama umurunda değil tabi, sadece kana susamış ve milliyetçi duygularla hareket ediyor.

Vay arkadaş! Gayri müslimlere, Türk olmayanlara, Yahudilere, Ermenilere, Kürtlere hepsine birden nefret söylemi yöneltmeyi becerebilen insanlara laf anlatmaya çalışıyoruz.

Birbiriyle savaşan ülkeler yüzyıllar boyunca Avrupa'da da vardı. Hanedanlıklar birbirine girdi, hristiyanlıktaki farklı mezhepler birbirini kesti vs. Ama Avrupa o kanlı günleri öle öle atlattı ve ilerici devrimlerle senin 150 sene önüne geçti.

Ciddi ciddi Türkiye'nin çok sağlam bir güç, korkulan bir düşman olduğunu sananlar var. Osmanlı'nın 500 yıl önceki (serbest piyasa ve kapitalizm, teknoloji, kısacası yeni entegrasyon yöntemleri ve küreselleşme yokken) sınırlarından Avrupalı ülkelerin HALA KORKTUĞUNU sananlar var. Dünya ülkelerinin Türkiye yaklaşımı tam olarak diğer ülkelere uyguladıkları gibidir, orası istihbaratın vs. işi, karıştırmayalım hiç. Ama emin olun Merkel sabaha kadar "off bu Türkiye'nin yeni Osmanlı olmasını nasıl durduracağız :((" diye düşünmüyor. Sikine bile takmıyor seni hatta, o kadar büyük görme kendini.

PKK gibi bir GERÇEĞE hem de kocaman bir GERÇEĞE fantezi ürünü hayal kahramanı muamelesi yapmak nasıl bir düşünce ürünü olabilir onu da merak ediyorum. Şunu artık kabullenin, PKK'yı ermeniler yahudiler kurmadı, PKK bir bölge halkının yıllar boyu yaşadıklarının bir tepkisiydi, daha sonraları çok büyüdü, çok gelişti, şekil değiştirdi vs.

Ha evet, Ermenilerden de destek almış olabilir, çünkü Kürtlere zulmettiğiniz gibi yıllar boyu Ermenileri de kestiniz. Rumların evlerine çöküp nüfus cüzdanlarına DÖNME yazdınız, karılarına kızlarına tecavüz ettiniz. Kürtleri yıllar boyu köy meydanlarında infaz edip "PKK leşi" diye basına verdiniz. Faili meçhulleri, 90'ların karanlık günlerini saymıyorum bile. Buna tepki gösterenleri de VATAN HAİNİ ilan ettiniz.

Kimse huzur içinde otururken "KİRVE YAU HADİ KALK DA BİRAZ TÜRK AVLAYALIM" diye PKK kurmaya karar vermiyor. Önce kirli tarihinle yüzleş, ondan sonra ırkınla, milletinle, dininle gurur duyar PKK ile alakalı hayali hikayeler üretirsin.

her şeye rağmen barış diyen salaklar var, zannediyorlarki biz mutluyuz şehitler olsun istiyorlar.

dengesiz ve adaletsiz barış daha büyük bir savaş doğurur, her şeye rağmen barış demek o yüzden ahlaksızlıktıri daha büyük bir savaş istemektir.

1. dünya savaşını bitiren barış çok daha büyüğünü ikinci dünya savaşını doğurdu.

dandik çözüm süreci pkknın elin güçlendirdi ve adamların şehirlere silah yığmasını, büyük şehirlerde mafyalaşmasını sağladı.

son pkklı teslim olduğunda devlet adil bir süreç yürütmeli, kapsamlı reformlarla doğuda ve batıda yeni bir hukuk adlet ve ekonomi anlayışını geliştirmelidir.

kimse doğuya atom bombası atalım demiyor. fakat pkk olduğu sürece barış olmaz.

yada özgür kürdistan kurulsun bütün hdpliler pkknın bayrağı alltında orada özgür ve demokratik hayat yaşasınlar. izmirdeki istanbuldaki faşist tc baskısı altında ezilen kürt kardeşlerimizde araba yakıp molotof atmaktan kurtularak rahat ve mesud olarak kürdistan dağlarında yaşarlar.

80lerde 90larda pkk çok destek gördü. Neden? Özel harekatçılar jitemciler geliyor, evleri tarıyor öldürüyordu kürtleri. Köyleri yakıyordu filan. Kimden yardım isteyecek bu Kürtler, polisten mi :) napsalardı, Ermenilr gibi katledilşmeyi mi bekleselerdi ya da göç mü etsinler kaç yüzyıllık yerlerinden?

Olayları anlamadan, tarihini geçmişini bilmeden konuşmak kolay ne yazık ki.


2 ay önceye kadar da durum güzeldi.kurşunlar yoktu. Eylemciler öldürülüyordu arada sadece. Yine Kürtlerin çoğunlukta olduğu kişiler öldürülmeye başlandı ve katilleri ya daistihbarat sorunun yaratanlar bulunamadı. Yine etkiye tepki başladı.

Diyelim bu insalar silahlı mücadele yerine davalar açsalar, hukuksal mücadele yapsalar, herkes biliyor ki davalar uzun sürüyor ve o davalar sonuçlanana kadar, yüzlerce kişi ölür. barışçıl Eylem yapmak bile yasak ve öldürülme sebebi olabiliyorken.

Sİlahlı mücadeleyi savunmuyorum. Karşı da dçıkmıyorum. Sdece.

Peki barış "zayıflık" olsun, dediğin gibi barışmayalım.

Peki savaşı tekrardan kim hortlattı? 2 yıldır şehit gelmezken ne oldu da birden PKK ile savaşma güdüsü çoğaldı? HDP meclisi geçti diye, birileri başkan olamadı diye olabilir mi?

Suruç'u kim yaptı, kim göz yumdu? Zamanlaması MANİDAR değil mi?

@cosmicgain bu savaşanın kazananı olmaz. insanlar ölür, ekonomi kamikaze ucuşuna geçer, insanlar ölmeye devam eder. insanlar çocuklarını yaşamaları için değil de birşeyler için ölmeleri için yetiştirmeye başlar. 90'lar gibi de olmaz bu defa; suriye ya da pakistan gibi bir yangının içine atlamış olur bu ülke. çözüm süreci; akp'nin orta doğudaki mezhep savaşlarına katılmasıyla, kürtlerin üstüne işidi saldırtmasıyla darma dağın edildi. akp dışında hükümet kuracak bir çoğunluk oluşturulamıyor çünkü mhp diye bir çıban var. kısacası ortada bir masa da yok gibi görünüyor. ezber bozulmazsa çok karanlık önümüz.

barış sürecinin şeffaf olmasını hdp de gündeme çok getirmişti. akp, oy kaybedeceğini hesaplayarak süreci şeffaf olmayan bir biçimde yürüttü.

pkk bağımsız devlet isteğinden 12 yıl önce vazgeçti. devlet bu durumun yaygınca bilinmesini pek istemiyor. demokratik özerklik denilen bir amaçları var.türkiye'deki kürtler ucuz işci olarak çalışmak, marabalık, amelelik yapmak istemiyorlar. işin ironik tarafı: sırf dinci ve kapitalist oldukları için türkiye'nin ortadoğudaki en yakın müttefiki haline gelen kürtler yani KDP esas bağımsız bir kürt devleti kurmak üzere çalışıyor. kdp ile pkk nın arasında sırf bu yüzden çatışmalar oluyor.

barış için umudum boğulmak üzere, sebebi: kürtler süreci daima sahiplendi çünkü türklere nazaran 1'e 5 daha fazla insanları ölüyor bu savaşta. sorun türklerde. barış olsun diye meydanlara koşan türk diye bir kavram yok ortada. en fazla üç beş sanatçı/ünlü/görünür insan ve parça pincik olmuş sol stk'lar hepi topu?! sıvası sağlam evlerde oturan orta sınıf türkler süreci yeterince sahiplenmedi(laf sokmazsa ölecek hastalığını dizginlemeye çalışıyorum) . barıştan başka yolumuz olduğunu da sanmıyorum. bu yüzden çatışmasızlığı görmüş, evlerinin duvarlarında gencecik çocuklarının fotoğrafları olan fakir türklerden az da olsa umutluyum(orta sınıf riyaya daha yatkın olduğundan çoğunluğu milliyetci-muhafazakar kalacak onlardan tiksinmeye devam). sonunda emir kusturica gibi "bir zamanlar şöyle güzel böyle şahane bir ülke vardı" diye filmini çeker birileri artık.

barış mümkün değil çünkü kürtler devlet istiyorlar. ve bu eninde sonunda gerçekleşecek. o zamana kadar da bize etmediklerini bırakmayacaklar.
bölgesel ve tarihi şartların da etkisiyle inanılmaz bir nüfusa ve ekonomik kaynaklara eriştiler. 100 sene önce "ileride musul kerkük petrollerini kürtler yönetecek" desen herkes götüyle gülerdi. neredeyse tek eksikleri bir liman kenti kaldı, bunun için de gözlerini lazkiye, mersin vb yerlere diktiler zaten.
anadilde eğitim, öcalan'ın salınması vb barış getirmez.
bence, kürt nüfusun çoğunluk olduğu yerlerde referandum yapılmalı onlar bizden biz de onlardan kurtulmalıyız.
türkiye'nin eğitim, sağlık, adalet, demokrasi gibi birçok önemli sorunu var ve biz hiçbirine çözüm bulamıyoruz farkında mısınız? varsa yoksa kürtler. bu yüzden kurtulmamız lazım.

korunmadan ilişkiye girme.

hastalık değildir, ilişki sonrası böylesi bir his olabilir. sürekli hale gelirse idrar yolları enfeksiyonu olmuş olabilirsin. o da antibiyotik tedavisiyle geçer.

Hastalığın hemen belirti vereceğini sanmıyorum. Ama kadından şüphen varsa test yaptır derim. Hayır belki kadın psikopat ve aids'ten gider ayak başkalarını da götürmek istiyor? neden her bulduğunuz deliğe sokuyorsunuz be kardeşim sokacaksanız da korunun.

sanırım bel soğukluğu kapmışsın, evet evet kesin

youtu.be

şöyle bi durum olmadıysa sıkıntı yok. eğer olduysa kurtulmak daha zor...

Balayı sistiti denilen olay da olabilir. Büyük ihtimalle doktor kontrolünde antibiyotik ile halledilebilecek bir sorundur. O arada cinsel yolla bulaşan hastalık testi de yaptırırsın.

Korunmaya dikkat.

abartı bir durum yok gibi gözüküyor. geçici bir durum.

hastalık değil. her hastalığın bir kuluçka süresi olur önce. eğer şikayet devam ederse o zaman doktora gidin.

Alkolden çişin gelmiştir. İlişki sırasında dalganın ucunda alakasız bir kayganlaştırıcı ya da asidik bir şey kaldıysa da o yakmıştır.

Ucundan içeri su kaçınca bile yanar öyle, acayip çiş hissi yaratır.

Hastalık hemen belli etmez öyle.

İDrar torbası doluyken olunca böyle oluıyor. Tek kanal var çünkü döl ve idrar için. İkisi aynı anda gelemiyor ama idrar doluyken, böyle olabiliyor. Bİr kaç işemeden sonra geçmesi lazım.

iptal ettirmek derken? iptal ettiremezsin de ödememeyi seçebilirsin. gelir bildirimi de yaptırmadıysan her ay en yüksek tarifeden borcun artmaya devam eder. kimisi erkenden kapatayım diyor kimisi de zaten bunu kimseden alamayacaklar isterse 100 bin lira borç biriksin diyor. karar senin. bundan sonra daha fazla artmaması için gelir testi yaptırabilirsin. mahkemeye gitsen de ödememen için geçerli bir sebebin yok.

mahkemelik bişey yok. cinsiyet, iş, okul, askerlik sebebi ile yırtamıyorsan borcu ödemek zorundasın.

ben olsam ödemem ama. çoğu kişi ödemiyor.

Türkiye genelinde 4 milyon kişinin haberi bile yokmuş, toplam 8 milyar TL civarı borç yazılmış, ödemeyi bırak milletin haberi bile yok. Köydeki çobana da borç çıkarmışlar aylık 250 lira.

Bende 7000 liralık borç birikti. Ödemiyorum tabi ki.

benim param çok mu sanki ödemem o halde yapılandırırım faiz binmez belki o zaman öyle bir bilgi aldım

yapılandırınca ödemen gerekiyor ama.

yok galiba bundan kurtulmanın yolu :(

2012 yılında bu yasa çıktığında üni mezunuydum ve işsizdim. o günden beri ne gelir testi yaptırdım, ne de işe girdikten sonra evrak falan götürdüm. en son bi 6 ay kadar önce falan sgk'nın sitesinden borcuma bakmıştım, 6bin civarıydı.

şu an 7-8 olmuştur herhalde.

kimsenin ödemeyeceğini, ödeyemeyeceğini devlet de biliyor bence. milyonlarca insanla tek tek bu haraç için uğraşmaz devlet. uğraşmayacaktır da. öyle olsa 3 senelik bu süre zarfında vergi dairesine aktarırdı borçları.

örneğin öğrenim/katkı kredisini düşün. vadesi gelen borcunu 2 ay geciktirdiğinde şak diye atıyor seni vergi dairesinin kucağına.

seksi erkeğe verdiği bir lütuf olarak görmektedir, dolayısıyla "kezbandır" diyebiliriz. kafa şu: "ben erkeğe vajinamı veriyorum, o da bir zahmet prezervatif alıversin yaneee."

seks çift taraflı bir şeydir. zevkiyle de, riskiyle de.

Genelde erkekden beklerler

erkek cüzdanda taşıyınca şaşırmazlar ama kadın taşıyınca şaşırabiliyorlar.

senin yanında olmayıp da kızın yanında olması çıkarıp sana vermesi nasıl hissettirdi ne düşündürürdü sana bunu düşün!.

İyi şeyler düşündürürdü. Soruyu da ondan sorduk hrralde. Sen her yattığın kadına artık evimin kadını çocuklarımın anası olucaqsın muamelesi çekiyosan bilemem tabi!.

Takan kişi erkek olacağına göre o düşünmeli tabii ki. Pinti misiniz değişik misiniz anlamadım gitti..

Kız az bile demiş. Ben olsam "oldu.. s.kine takacağın şeyi de alıp ben vereyim eline! fakir misin nesin defol!" derdim. Ahshag hayatımda böyle saçmalık duymadım.

bunu diyene kezban,
cantasinda prezervatif tasiyana da o... diyorsunuz.
ayariniz olsun, iste o gun sekste de esitlik olur.

herkes kendş kullanacağını taşırsa sikinti olmaz.

prezervatif erkek
ertesi gün hapı kadın

erkeğin cüzdanında ertesi gün hapı görsen ne düşünürsün?

Ertesi gün hapı denen şeyden haberim yok. O türden şeylerin kullanılmasını da desteklemiyorum. Görsem de bir şey demezdim. Ne dikkatli insan derdim. Niye bi şey demem gerekiyo onu da anlamadım ki.

Kız haklı. Erkeğin sorumluluğumda olmalı.

Not: tek gecelik ilişkilerden bahsediyorum. Düzenli bir ilişkide fark etmez kimde olduğu.

Erkek, 26

en büyük boyundan alıp erkeğin surat ifadesini izlemeli aslında o kadın. sizin şeyinizin boyutunu, boşalma sürenizi biz mi bileceğiz?

Devilred çok cahilsin ya.

Madem cinsiyet ayirt etmeksizin hazirlikli olcaz sen cuzdanda yada cekmecede ertesi gun hapi bulunduruyor musun? Olur ya belki ikili korunmak ister takintiliysa filan sonucta prezervatif de garanti sayilmqz kaza durumunda.
Yahu cat diye cekmeceden prezervatifi cikarinca da "haaa bak sen su o... yq kimbilir kac kisiyle bilmem ne o zaman ben sunun bi iyice..." denilmiyor mu sanki. Gerci sen bu tepkiyi vermiyenlerdensin anlasilan.
Dolayısıyla bir yargiya varmak gereksiz bence. O o kiza ozel bir "sen bicim erqeqsin yeaa" bakisi olabilir.
Edit imla mobildeyim diğer cevaplari okumadim

Prezervatif taşıyan kıza o...u derler önkabulünü karşı bile olsanız ne kadar içselleştirmişsiniz ya. Prezervatif olmadan da sevişilebiliyor. Çatalla yemek yemek gibi medeniyet göstergesi bi olay bu. Devilred sana cevap verirken üşendim de. Prezervatifin her yerde satılan standart boyu var zaten. Büyük boy çok yaygın değil. Ayrıca uzun süreli ilişkiyi de kastettim. Zorla taşımalı da demedim. Yani tamamen ayyy hayır kesinkes mümkün değil diye çıkış yapanları anlayamıyorum niye yani diye.

degildir kezban..oracıkta cıkarsa tribe girip kaşar dersiniz.

uzun süreli ilişki sonucu çıkmıyor bu sorudan. uzun süreli ilişkide, sen nebçim erqeqsin yheaaa dermiş gibi bakmaz zaten kimse, bu konular çoktan çözülmüş olur.

o kullanmayacağı için taşımaması anormal kezban mı oluyo şimdi? taşısa ne derdin?

Cinsel hayatı olan insan korunmak istiyorsa koruma aracını kendisi temin edecek. Cinsiyet ayırmıyorum. İkisinde de yoksa kimsenin "ama senin bunu düşünmen lazımdı yane" demeye hakkı yok.

Konu dışı, Türkiye'de büyük boy prezervatif yok bu arada. OK XXL var, o da bana dar geliyor. Avrupa'da my size condoms var, onlar ciddi büyük.

Kezbandir. Burada onu savunan da kezbandir. Her bir sikim erkegin sorumlulugu oldugu gibi prezervatif tasimakta erkegin sorumlulugudur bu kafa yapisina gore. Her bi sikimi erkekten bekleyin sonra kadin erkek esitligini savunun. Hassiiiktirr amuhagoyum ya.
Sevisme ihtimalin varsa bi zahmet tasi yaninda, eleman dusurmustur su olmustur bu olmustur, var dimi senin de beynin dusunebiliyorsun prezervatife ihtiyacin olabilecegini?Elaman cikarmassa, unuttum, ben sevmiyorum vs derse cikar ver. Nesi yanlis lan bunun!

Genelde dusunme isini beylerine biraktiklarindan onu da dusunmuyorlar amk. Bi de surat yapiyorlar dedigin gibi amk hahah. Saka gibi ya valla saka gibi.

Cogunun sikisirken mal gibi yatmasinin sebebi de bu. her seyi erkegin sorumluluguna birakmak. Birey degil ki amk kendi de biseyler yapsin. Yooook yatar assagi bi sik yapmaz sonra erkeklere laf atarlar bi de hiaaminnaaaa

@yirmi

www.posta.com.tr

Ertesi gün hapı sanki bir korunma yöntemiymiş gibi "kadın da ertesi gün hapını yanında taşısın" demek de cinselliğe yabancı olmaktır.

Ahahahaha. Bunu bekliyordum.

Shotgunwoman, erkek cinsel organında kas sistemi ve yekpare bir kemik yok, sünger gibi içine kan dolmasıyla şişiyor, büyüyor. Sıkınca da kan bulunduğu yerden kaçıyor. Anladın mı?

Değil bacak, kafama da geçirebilirim ten çorabı gibi. Bu ne prezervatifin cinsel organıma dar geldiği gerçeğini değiştirir, ne de beni s.kkafalı yapar.

bunu söylerken takındığı tavrı da görmek lazım. prezervatifi erqeq alsın .s.s veya nebçim erqeqsin gibi bir tavır takınıyorsa salaktır.

ama türkiye şartlarını göz önünde bulundurup türkiye gibi yerde erkek taşımalı ya da erkek taşısa daha iyi diyorsa kezban falan değildir. tam tersine mantıklı düşünüyordur.

bi de üstteki cevap mantıksız. penis kanla şişer ama prezervatifler o tarz etki çok nadiren ve istisnai hallerde yaparlar. penis yüzüğü var mesela o mantıkla penis yüzüğünü de kimsenin kullanmaması gerekirdi. penis büyüklüğü ve kanla şişmesi ile prezervatifin ereksiyonu kaybettirmesi (ben cevaptan bunu anladım) veya kanı geri kaçırması arasında bi bağlantı yok.

@yirmisantim

durex XXL denedin mi? o da dar geliyorsa zaten kullanma penisini abi. bırak genlerin sonraki nesle aktarılmasın.

bence kızdan beklenmemeli. kadının bu lafını da büyütmemeli

@yirmi tereciye tere satma hocam. cinsel organ anatomi ve fizyolojisini senden iyi bildiğime emin olabilirsin. sen bununla övünmeye devam et bilgi kısmını tıpçılara bırak ;)

kısa sürelilerde erkek taşısın tabi... kadın taşıyınca ne olursa olsun şu damga yeniyor: bu sürekli hazırda mı geziyor?

ayrıca uzun süreli ilişkilerde zaten erkek tarafından alınmış kutu kutu vardır evde bi köşede. kadın olarak gidip bi eczaneden ertesi gün hapı veya parmağınızda yüzük olmadan gebelik testi alın bakalım ne oluyor. kaldı ki sadece bir kadın doğum muayenesinde bile bekareti sorgulanıyor insanın-alttan gizli bıyık altı gülümsemelerle... ne yapacaklarını sorunca da "ee efendim ona göre ultrasona sokucaz sizi, vajinal ya da göbekten, göbekten olunca su içiricez..."

nerede yaşıyosunuz siz yaa... neyin kafası? geç ergenlik mi yaşıyosunuz olum?

#anketlanbu diyesim var...

Benden iyi biliyor olduğun için mi posta gazetesi linkiyle geliyorsun "hocam"?

Ben boyundan değil, eninden şikayetçiyim zaten. Büyüklükten kastımız o. Nicki gören algıda seçicilik yapıyor. Cinsel organımın boyu yirmi santim değil. Zaten tüm prezervatifler boydan kurtarıyor, ben eninin geniş olmamasından muzdaribim.

arif'in kaybettiği prezervatifini ararken konu nerelere geldi. özelden şeyetseniz penisinizin boyunu kalınlığını santimini falan? doktor hanım belki şifa bulur.

@bıdıbıdı bağcılar kardeşler eczanesine gidince ben de aynı şeyleri hissediyorum ya.

@yirmi gerçekten hepimiz kahrolduk senin pipinin talihsizliğine. hepimiz bunu merak ediyor ve kahrolmak için bekliyorduk. gören de posta linki ile tıbbi bilgi verdik, haydar dümenden yazı koyduk sanır ha dkfksş istersen guyton vander falan da gelebilirim?

bazı arkadaşlara sobotto atlası lazım.

çok ergene bağlandı, bi sohbet odasına döndü-formattan çıkıp. iyi ki bi pipin var diyesi geliyor insanın. amma reklam yaptınız be canım...

ben de boynuma dolayıp dolaştığım penisime uygun prezervatifi bir türlü bulamadığım için çok dertliyim sayın duyuru hatunları. lütfen biraz okşayıp teselli eder misiniz. biliyorsunuz süngerimsi bir yapısı var, üzülüyor.

Lütuf olarak görüyor, aynen. Kezbaniyet.

Erkekte de yoksa prezervatifsiz sevişsinler. Kadın hamile kalırsa da "kürtaj parasını da kadın ödesin tabi, sonuçta o kürtaj oluyor ben değil" diyelim.

Kezbandır, net. Erkek takıyor diye erkek taşısın mantığıyla tek gecelik ilişki mi yaşanır? Her ihtimale karşı korunmalıyım diye taşınır. Erkekte yoksa çıkarıp verirsin al bunu tak diye.

kesinlikle lütuf olarak görüyor. akıllı bir kadın gelip seks teklif eder, oteli, evini falan ayarlar, cüzdanından prezervatifi çıkartır, onu sana kendisi takar, sen yatarsın, senin çük zaten her an diri, senin hiçbir şey yapmana gerek yok, işi bitince siler sarmalar, kahvaltını hazırlar, cebine para koyar, gideceğin yere kadar bırakır ve bir daha hiç aramaz. böyledir "akıllı" kadın.

sen de evlenmek ve sözümona "ciddi" bir şey yaşamak için bir gerizekalı ararsın. ne biçim insanlarsınız anlamadım ki, bu zekayla s.ecek a.ı da iyi buluyorsunuz, bir de prezervatifiyle gelsin, ne bileyim gireceğim yeri ışıklandırsın falan diye bekliyorsunuz.

Kısa süreli ilişkiler yaşıyor olsaydım, kadın olarak, prezervatifi yanımdan kesinlikle eksik etmezdim. İçten içe "adamda vardır inşalla" umudu taşısan da bu üslupla "bunu da erkek düşünsün yaniee" demek çok itici. Beklentiden ziyade tarz ve tavır itici yani. Bi de yine kısa süreli bi ilişkide karşı tarafın benim hakkımda ne düşüneceğini de zerre umursamazdım. Varsın "vayy, demek devamlı hazır, rspı" desin, ne olacak?

Giresunu hiç bilmem ama bir yıl kirada oturup oraları tanıdıktan sonra ev alsanız?

görev yeriniz neresi olacak? arabanız var mı ya da servis olacak mı? bunları da belirtirseniz daha iyi olur.

üniversitede çalışacağım araba da olacak. üniversite kampüsü taşındı bildiği kadarıyla. eskiden fakülte merkezdeydi. şimdi şehir girişinde.

ben de hep sokakta bi yerden bi yere giden kedinin köpeğin aklından geçenleri merak etmişimdir. yani besbelli bi yere gidiyor ama neden nasıl gidiyor. yüksek ihtimalle açlık veya çiftleşme içgüsüyle hareket ediyorlar bunu düşünüyorlar.

2-4 yaşındaki çocuklar ne düşünüyorsa yetişkin hayvanlar da öyle düşünüyor. Etrafa bakıyor, anlamıyor, ama bir parçası olmak istiyor o yüzden inceliyor, kokluyor vs.

İçgüdü değil, düşük seviye zeka var hayvanlarda da. Problem çözebilenler var, ama çocuk gibi, çoğu zaman ona mantıklı gelen bize saçma gelen yöntemlerle çözüyorlar.

Bu işin bilim adamları hayvanların zekasının farklı yönlerini, insan çocuklarıynın yaşlarıyla kıyaslayarak sınıflandırır.

7,5 yıl. Eğer sarışınsa 7,9 yıl olabilir.

sevgilim olan insan zaten ilk aşamada 'hayatta evlenmem' dediğim insan olmaz. yani her ilişkimde işler yolunda giderse sonucun evlilik olacağı açıktı. öteki türlüsü ikiyüzlülük bana kalırsa. 'kesin olarak bu kişiyle evlenirim' demek için ise 2-3 yıl gerekli takriben. hayatında bi kaç dönüm noktası yaşamak lazım. 'bu kişiyle olmaz' dediğimde ise ilk fırsatta karşı tarafa anlattım durumu, bizden olmaz dedim.

icim urperiyor +1

özellikle de "hayatında bi kaç dönüm noktası yaşamak lazım" kısmına.

öyle bir şey yaşarsın ki çok kısa bir sürede onunla bir ömür geçirebileceğini de fark edebilirsin. sonra işler umduğun gibi gitmeyebilir ve boşanabilirsin de tabi, hayat...

birkaç ayda. ama yaşlar kemale ermiş (35-40; evlenmesi beklenmeyen tipler) olup ortak tanıdıklarımız dolayısıyla uzaktan tanışıyorduk. ha, yedi yılda evlilik kararı almadım vaktiyle, karşı tarafla ilgili değil, zira yedi yıl sözkonusu. hayat bilgisi mühim, tecrübe falan. yoksa 25'inde birkaç ayda evlilik kararı alınması aynı şey sayılamaz.

Amaç kiminle yaşadığını devlete bildirmek değil, sevgilin ölünce mirasına konabilmek. Nihahaha!

Evlilik sadece toplum baskısı değildir, türlü türlü avantajı var. Mesela şimdi benim gelir belgem ile iki kişi yurtdışına çıkacaz. Bekar olsak vize vermezler hatuna.

Soruya cevap: 27 yaşındayken 2 ayda ortak eve çıkma, 1 yılda evlenme kararı aldık. 2 yıl dolmadan evlendik. Mezhebi geniş insanlarız vesselam.

3 yıl

son 2 yılını beraber yaşadık ve hala yaşıyoruz.
evlenmedik hala 3,5 yıl oldu.
ikimiz de aynı şeyleri düşünüyormuş gibisinden konuştuk, karar aldık ki 2. senemizde "evlilik mi hıh" triplerindeydik.

Bu işler öyle hesap kitapla yürümüyor maalesef. 1 yılı nişanlılıkla geçirdiğim 5 yıllık ilişkim düğüne 20 gün kala bitti. Şimdi ise tanışmamızın 6. ayında evlendiğim eşimle mutlu mesut yaşıyoruz.

7 yıl.

yaşlar, işlere ve başlara göre değişen şeyler bunlar.

daha yaşı 25 olmadan 1 haftada evlilik kararı alan kuzenim de oldu, 9 yıl sevgili kalan 30 yaşındaki arkadaşım da oldu.

bakkaldan 2 ekmek 1 süt almaya benzemiyor.

ihtimal olarak 6 ayda, sonraki 6 ay da hazırlık yapar 1 nci yılda teklif ederim, 3/4 ay içinde de evlenirim.

Ben de aynı şeyi diyorum aslında.. 2000'lerde olan patlamalarla az mı İstanbul'un ortasında paranoyakça gezdik.
Daha mı fazla göze batmaya başladı şimdi acaba internet falan derken..

Kobaniye giden ekibe saldırıyı IŞİD ya da destekleyicileri (kim olduğunu bilirsiniz) yaptı. Sivillere yapılan saldırı oydu. Son zamanlardaki PKK olayları da hep polis ve askere yönelik.

Sivil hedeflerin can güvenliği ile ilgili bir endişem yok benim, metroya da binerim avm'ye de giderim. Her zaman olan can güvenliği kaygısı ile aynı seviyede yani, ekstra tehdit hissetmeye gerek yok.

50 bin alırım freelance için

50 bin çok uygun, freelancer'lık bir iş değil bana göre, ekip lazım eğer tam anlamıyla kusursuz çalışan bir yazılım hedefliyorsan, herkes güzel para diye giriyor sonra ellerinde patlıyor iş, dikkatli gir kodlayansan.

Yıllardır front-end ve back-end işi yapıyorum, hatta bi ara tatilbudur.com (otel rezervasyon sitesi) firması ile de iş görüşmesine falan gittim.

Bu kadar farklı kullanıcı ve seçeneğin olduğu bir sistemin kurulması ve tüm detayların test edilmesi birden fazla kişi ile en az bir seneyi bulur.

HTML/CSS tasarımları bile $2000'den başlayan fiyatlarla yapan biriyim: www.harzemdesign.com ve bu anlattığın şeyi 100.000 liraya bile almam. İlk etapta çok zor değil gibi görünen bir sistem ama detayları ve testleri acayip fazla.

250.000 lira verseler 3 kişi daha alırım yanıma bir senede çıkarım işin içinden.

Edit: 50.000 liraya mal olan bir sistem basit kaçar. Detaylandırmak ve düzgün testler için bi 50.000 daha lazım en az.

hallederiz bütçeden haber ver.

Gitme. Gitmek için tek bir mantıklı sebep söyle ben de hemen yarın yoklamaya giricem bak valla.

çok önemli işleriniz yoksa gidin askere. ilerisi için ilginç tecrubeleriniz olur.

doğu'ya düşersen nöbette duymama ile alakalı problem olabilir.

gitme diyenelre sesleniyorum gidenler hayvan mı?çanakkale de savaşanlar evinin dibidne rahat uyu diye nöbet tutan asker öküz mü?

sağlık problemini söylersin askeri dr. durum değerlendirmesi yapar seni geri hizmette kullanabilirler yada yaptırmazlar onlar bilir ne yapacağını.

Ya muayenede soracaklar size bir hastalığınız var mı diye söyleyin mutlaka, sağlık problemi falan yaşamayın.

abi tecrübe olur bilmemne diyenlere kulak asma. gitme gitmeme şansın varsa.
not: ben gittim geldim.

duyma yüzde 40 üzeriyse doğrudan çürük veriyorlar diye biliyorum. acemi birliğinde iken küçük bir yerden gelen saf ve temiz kalpli bir arkadaş vardı. Nerden estiyse sağlık karnesine kulağımda biraz sıkıntı var yazmış. Keşke yazmasaydım ben askerlik yapmak istiyorum demişti. Gatada teste tabii tutulunca hemen muaf ettiler eve gönderdiler.

Duyma problemin varsa gitme askere. Sıkıntı olur.

gidersen köpek gibi pişman olursun.
ayrıca ne gibi bi tecbure olucakmıs merak ediyorum

eğer bu özründen ötürü ciddi bir sıkıntıya sebebiyet verirsen hakkında dava açılıp hapis bile yatabilirsin, zira kusurunu söylememek suçtur. ne isen onu söyle, alıp almamak onlara kalmış.

Askerde adam olunsaydı sokaklar beyefendiden geçilmezdi. Nerede it kopuk şerefsiz dolandırıcı var hepsi askere gitmiş. Kim adam olmuş askere gidince? Düzgün adamın da psikolojisini bozup gönderiyorlar. Gidemeyebiliyorsan gitme.

Acikcasi ben de gitmek istemiyorum ama bu durumun muaf sebebi olmasi ise falan girerken sikinti olur mu onu da bilmiyorum. Ayrica yas 27 oldu 24'de mezun oldum ama hic bir sekilde tecil vs icin gitmedim bi yere bu da ayri bir sikinti galiba

tecrübe için askeremi gidilir tövbe allahim yarabbim

askerde kazanacağın hiçbir şey yok. gitme.

gitme.

ancak kimleri alıyorlar, sanma ki böyle mükemmel işleyen sorunsuz bir prosedür var orda. 100 doktorun 90'ı muaf der 10'u elverişli der kendini möbet tutarken bulabilirsin. o yüzden muayeneni ol, rahatsızlığını belirt sonra ne çıkarsa bahtına :)

hayatta verecegın en boktan kkarar askere gıtme kararıdır.

6 ay değil 5 ay yapacaksın. değil 5 ay 5 gün için bile gidilmez. asla gitme. millet ne çileler çekiyor askerden yırtmak için.

Fiziksel güç gerektiren bir iş ya da polis olmak ...vb gibi bir amacınız yoksa engel çıkarmaz.

Ülkücüler ayaklanmış.

Gitme kardeşim. Askerden yazıyorum sana şu an. Ömrünün altı ayı çöpe gidiyor. Vatanı kurtarmıyorsun, paspas atıp bulaşık yıkıyorsun, tüm gün 12 saat çalışıp gece bir de boş tüfekle nöbet tutuyorsun, dalga geçer gibi. Askerliğin üniversite mezunu adama katacağı HİÇBİR ŞEY yok. Hiçbir şey.

Gitme.

Yarın kbb doktoru ile yola çıkıyoruz bakalım sonuç ne olacak, yazarım buraya.

Sağ kulak % 100 kayıp muaf/çürük çıktım. Nice arkadaşım binlerce lira çekip bedelli yaptı. Neyse kırk yılda bi işe yaradı bu sağ kulağım.

hayırlı uğurlu olsun. bir de engelli kimliği alabilirsen hayatın kurtuldu demektir.:)

@yazar yazmaz yazan yazar buna engelli kimliği vermiyorlar hacıcığım

şansına küs panpa. en azından askerlik yapmadın o da güzel bir şey:) vay be 4 yılı geçmiş. zaman ne çabuk geçiyor...

yüksek lisans yap.
(bkz: askerden kaçarken akademik kariyer yapmak)

her şeyi geç, ölüm tehlikesi var. biraz daha takıl sen

Gidecekseniz hemen gidin, kaçacaksanız tam kaçın.

git

illaki bedelli çıkacak bu ülkede. onu bekle.

tecil ettir 2 sene öyle kurtar, sonra yüksek yap 3 sene daha erteletirsin. o arada da bedelli çıkar nasılsa. çıkmazsa da doktoraya başlarsın nolacak?

kaç bence. bi şekilde de yüksek lisans yapmaya çalış. en dandik bölüm de olsa bir yere girip kaç bence.
birkaç seneye çıkar bedelli. ben 30 yaşına kadar kaçtım (aslında kaçmadım da, sadece gitmedim. tsk da çok ısrar etmedi gel diye) ilk bedelliden yararlanamadım ikinciden yararlandım.
ama yaş da 24 şimdi, 2-3 seneye kadar çıkarsa sana vurmayabilir belki. 4-5 sene sonra çıkarsa büyük olasılıkla yararlanırsın.
gidersen ölmezsen eğer çok kaybın olmaz. hatta iş bulurken baya faydasını görürsün. gitmezsen de o psikoloji adamı biraz yıpratıyor. tatile gittiğinde kimlik almayan yerleri tercih etmen gerekiyor, jandarma, polis falan görünce yolunu değiştiriyorsun. gerçi beni kaç defa polis durdurdu da bir şey olmamıştı ama şimdi gbt'de çıkıyormuş sanırım.
zor karar, şimdiden kolay gelsin.

o notta yazanı sen belirleyemiyorsun atğm olarak da yapabilirsin, şu anda psikolojik olarak hazır olduğunu düşünmüyorum. ben normal hayatta duygusal değilimdir iradem iyidir birçok konuda, askerliğim 6-8 ekim olaylarına denk geldi doğubayazıtta yaptım askerliği tam bi psikolojik savaştı standart bir askerlik olarak düşünme kendin için de çok zor yer gelebilir, tezkereci askeri helikopterde şehit ettiler.. o tarafa düşersen psikolojin kaldıramaz bunu. bence 2 yıl tecil ettir istediğin zaman bozarsın

Git yükseğe başla o zaman aq. Neden hemen tecili bozdun ki?

Git hocam aradan çıksın. Şimdi düzenin iyi 2 sene içinde daha da iyi olursa hiç gitmek istemeyeceksin.

yüksek lisans falanfilan uzat o ara biraz para biriktir işinde varmış zaten sonra yaşında gelince ek kredi çekip bedelli yaparsın.

Hatta gir sınava iikinci bir üniversiteye gir sadece adı olsun yeter

ilkinden mezun olduysan 2. üniversite askerliği uzatmakta bir işe yaramaz, yüksek lisans yapmak lazım

Düzgün bir işin varsa yüksek lisansa başla ve bir süre askerliği ertele. Şimdi gidersen dönüşte tecrübesiz olduğun için iş bulmakta zorlanırsın ama 3-5 senelik tecrüben olursa askerlik dönüşü de rahatlıkla iş bulursun. Hem belli mi olur belki bedelli çıkar.

askerliği aradan çıkarmanın rahatlığı bir başka. bence bir an evvel git gel.

git bence, adam olursun. :)

gitme yaa ne askerliği. yıllarca okul uzattım, yüksek lisans yaptım, nihayet bedelli yaşım tuttu verdim parasını gitmedim.

Ben de 2 yıl uzattım okulu. Sonra 2 yıl tecil ettim. Sonra Ales'e girip Ahmet Yesevi Üniversitesi'nde yüksek lisansa başladım. Yıllık 4500 TL ama 3 yıl yoklama yok ders yok. Son yıl aynı üniversitede bölüm değiştirip başka yüksek lisansa geçerek 35 yaşına kadar erteleyebiliyorsun. Saçların ve psikolojin yıllık 4500 lira eder dersen, önce iki yıl tecil et sonra yesevi'ye başla.
5 ila 8 yıl boyunca ertelemiş olursun. bi ara bedelli çıkar, topla parayı ver.

Bi de abi, özelden fotoğraf at, 6 yılık saç sakal nasıl oluyor merak ettim.

düzenin kırulu. bozma bence zaten psikolojik olarakta hazır değilsin. ertele, 2 yıl sonra gidersin

yusuf yusuf.

git de biraz sertleş, erkek gibi ol.

Hacım yazılanları okudum da çoğunluk ertele, bedelli yap demiş ama gel gelelim seni biliyoruz sen o parayı hayatta vermezsin, o yüzden hadi tertip kalk gidelim :D

git ve gel,.yıllarca bu sıkıntı kafanda yer etmesin,bedellinin bu kadar şehitten sonra kafadan 15 yılı var,her babayiğit çıkaramaz bi daha,saçlarını son gün kestir,kimse görmez.kasımda gitsen baharda buradasın.çiçekler açmaya başladığında yaz daha başlamadan.

TCK 318
1- Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.

hatta kaldığı süre boyunca sinyal gönderiyor. telefonu kapatınca hattan gelen sinyal de yok oluyor. klişe lakin teknik dayanağı var.

cep telefonundan bahsediyorsak ve konu ayfonsa zaten attigim adimi sayiyor serefsiz bulundugum yeri mi bildirmesin.

Dedektif olsam apple calisanlariyla kanka olurdum

bu kadar fazla defa referansını görmek sanatsal bir kaynağı olduğunu düşündürmüştü. peki teknik açıklama için anahtar kelimeler verebilecek var mı?

Teknik dayanağı da yok. 1960'lardaki mekanik telefon bağlantılarından kalma, son 40 yıldır bir dayanağı olmayan klişe.

tvtropes.org
www.quora.com
skeptics.stackexchange.com

Kacaktaki olay cogiyiydi. Mr kimble polizeilerden kacarken birini ariyor arkada metro sesi geliodu polizeiler de bu metro suranin metrosu diye adami buluolardi. Negzel filmdi lan.

euro cok yuksek. dolar da yuksek ama dolarin daha kisa surede daha fazla yukselme potansiyali var bence. o yuzden ben dolar diyorum.

ya sonuçta kenarda dursun diye çeviriyosun. Dolar 10 kuruş artsa senin para 10 tl değer kazanacak sadece. Neye çevirdiğin o kadar farketmez. vadeli yatırım hesabı aç her ay 3-5 bişey koy bence.

Sakin oyle bir salaklik yapma

Mesai saatleri dışında döviz alinip satilmaz. En önemli kural budur. Yarin ne yaparsan yap

En fazla 1 dolar fark edecek 2.76 ile 2.79 arasında. Bu kadarcık fark için dert ettiğine değmez, al gitsin.

Dolar al tabi. Euro dengesiz, yunanistan italya ispanya derken geleceği de belirsiz.

Edit: tabi ki sadece mesai saatlerinde alacaksın.

O kadar para ile ne aldığının çok bir önemi yok ama mesai saatleri içinde dolar al.

300 lira için ne fark edecek allahını seversen ya.

Günün birinde dafuq'a katılabileceğimi hiç düşünmezdim ama adam haklı :D en azından dolar başına 5-6 kuruş fazladan ödersiniz o şekilde, yatırım yapayım derken zarar ettirir. Yarın sabah 9,30-10 civarlarında alım yapmak en iyisi.

kardesim cok gaza gelmişsin ama kedi skini görmüş yara sanmış hesabı olmuş.

300 tl ile alacağın doların euronun ne farki olacak allaha ikna.

Söylediğin ırk oldukça sakin yapılı olur. Bende de Scottish Fold var, varlığı ile yokluğu bir hayvanın. Kum temizleme, düzenli aşı, tarama gibi işleri aksatmam diyorsan yapabilirsin.

Kedi mamasını ve suyunu verdikten sonra sana çok da ihtiyaç duymayan bir canlı, arada bir sevgi şefkat göstersen yeter. Ha onu da çok aradığından değil ama ilgiden hoşlanıyorlar sadece. Zor bir olay değil yani ama bi hevesle kedi beslemeye başlayıp sonradan sıkılan çok insan var. Onlardan biri olmayacağına kanaat getiriyorsan besle tabii.

evet bir hevesle baslayıp alırsın, sonra hergun mamasını suyunu vericeksin burda sıkıntı yok ama tuvalatini de temizliceksin. düzenli aşılar için veterinere götürüp getireceksin. tüylerini tarayacak sağı solu tüy olan evi temizleyeceksin. baslarda zor gelmez ama sonraları insanı kasabiliyor. bu arada tatile falan dışarıya 2-3 gunlugune bi yere gitmeye kalksan evde tek bırakamıyorsun hayvanın mamaya suya tuvaletinin temizlenmesine ihtiyacı var öyle olunca da ayak bağı oluyor.

Ayrıca petshop'a para verip kedi alırsan hepimiz toplanıp seni döveriz. Sahiplenmeyi bekleyen binlerce hayvan var.

Bi de çok şirin diye yavru kedi alırsan hayattan bezdirir, 2 yaşında bişey al sakin sakin sev.

benim sinirimi en çok bozan evde tuvalet kağıdıyla oynayıp etrafının anasını sikmesi. onun dışında çoraplarımla oynuyor piç kurusu buna da çok kızıyorum. evi biraz dağıtabiliyor velhasıl. fakat benim ki henüz 5 aylık felan. ilerde durulacağını umuyorum. onun dışında zorluğu sıçtığı boku temizlemesi olabiliyor ben 2 haftada bir temizliyorum. mamasını koyuyosun 3 4 günde bir. suyunu da tabi. fakat sevmesi herşeyi unutturuyor. ben sokaktan aldım. british shortair almak istersen para bayılman lazım. bunun içinde facebook grupları var. oradan uygun fiyata alabilirsin. sokaktan al diretmelerine de aldırış etme. kafana göre hangi cins hoşuna gidiyorsa o tür al.

Buradaki 2 blog yazımda bahsetmiştim zorluklarından: kedinmivar.blogspot.com.tr

Yeni içerik de eklesem fena olmayacak. :)

@Bysb 4 güne kadar evde yalnız kalabiliyorlar, bir sıkıntı olmuyor.

@pasp yazınca fark ettim editi: @2006 2 haftada 1 temizlenmez tuvalet ya, öyle şey mi olur. hayvanın psikolojisi bozulur. her gün temizlenmesi gerek.

@2006: iki haftada bir mi? O_O nasıl ya? bizim pislik piremses'in her gün bokunu temizliyoruz biz! O_O

@darthvenom: erkek başıma diye bir şey yok, öncelikle onu bil. yapın şu işlerinizi kardeşim alla alla :D şaka bir yana, bence bakabilirsin, yalnız unutma: sevmen gerekiyor. yani mamasını suyunu aşısını bokunu halledeceksen, o kediyi seviyor olman gerekiyor. yani çocuğun gibi düşün cidden, çocuğunu yemeksiz, susuz, altı kirli, sağlıksız, pis bırakır mısın? hayır. belki bir çocuk kadar ilgilenmeni gerektirmeyecek, ama sorumluluk isteyen bir iş evcil hayvanla uğraşmak. ve ağzı var dili yok onların, yani bir derdi olsa anlamak için, nasıl konuşamayan bir çocukla ilgilenmen gerekir, ağlar mesela anlamazsın derdini, kediyle, köpekle de böyle ilgilenmen gerekir. yani sakin yapılı olması, yavru olmaması vs vs bunlar etken değil, sakin olur ama öyle felaket tuvalet yapar ki, temizlerken öğüre öğüre için çıkar, bilmem anlatabildin mi? gerçi hastalanmadıkları sürece böyle bir şey yaşamazsın ama, kimi insan hassas bünyeli oluyor, temizleyemiyor. ne bileyim, mamasını unutursun, suyunu unutursun, gerçi gelip sana bir şekilde izah eder o derdini de, sen anlayamazsan fena. ben de genelde yaşlı kedileri seviyorum, huzurlu oluyorlar, hoplayıp zıplayıp bir şeyler kırma olayı yok, tek istediği otur da kucağına çıkayım, kulağımı kaşı be insan!! :D ha tabi şu da var: yaşlı kedinin de bazı şeyleri öğrenme olayı geçmiş oluyor -anlamadığından değil, kesinlikle sallamadığından, ciddiyim -_- , yani "ne uğraşcam be bu yaştan sonra!" moduna girmiş oluyorlar, yani mutfak tezgahına çıkmasın dersen, ve onun da her yere çıkma huyu varsa, belli bir yaştan sonra değiştirmesi zor o davranışı -gerçi bizimki kıçını kaldırmaya üşendiği için çıkmıyor artık, o da var- bir de gerçekten de petshop'tan alayım deme, tamam tür olarak seviyor olabilirsin ama, satın alındıkça daha çok -hem de kaçak yollarla- yurtdışından getiriliyor bu hayvanlar, hem de çok kötü koşullarda. onlara çok büyük zarar, ona bir şey olsa sen de üzülürsün emin ol :( ayrıca sokağa atılmış cins kediler de çok oluyor -bak mesela teyzem geçenlerde aldı british shorthair, SOKAĞA ATMIŞLAR, sokaktan aldı bildiğin kediyi. o yüzden haysev olur, patilen olur, bu tip sitelere muhakkak bak. benim mesela iki kedim de sokaktan ve VAN KEDİSİ, sokağa atmışlar gene. şu anki evimin sokağında da var iki tane van kedisi, neyse ki mahalle kasabımız bakıyor -iyi yere dükkan açmışlar yani :D - daha bugün balıkçıların orda iki tane van kedisi gördüm. daha bir sürü cins kedi de bulabilirsin sokakta ha! var yani. millet uğraşamıyor, atıyor sokağa! neyse, öyle bakamayacağını düşünüyorsan zaten alma da, alırsan da sokaktan al, derim diğer arkadaşların da dediği gibi.

Hic bulaşma ,kosark uzaklaş bence .

@whimsical cok sayıda mama ve su kabı koyarak sureyı 1 haftaya kadar cıkarmıstım ama yineden insanın içi rahat etmiyor.

@Bysb
1 haftada ben kafayı yerim kedi yemese de. 3-4 gün problem olmuyor ama. bir de ben ip cam aldım, eve koydum; telefonla kontrol ediyorum sürekli tombişi. içim rahat ediyor. :)

adalarda cins kedi olduğunu bende duymuştum yavvv, birde evet doğru söylüyor kedi sahiplendirme sitelerinde sokağa atılan cins kediler olabiliyor.bebekten alınca sevmesi keyifli oluyor ama harbi çok yaramaz olabilyiorlar.

www.petarkadas.com
www.petarkadas.com
buna bak.

Geçici yuva ol. Başka türlü bilemezsin. Kimine kolay kimine zor.

gün geliyor androidlerin hepsi takılıyor.

@Frederick Co: 3 sene sonra tabii ki takılacak. Şimdi güzeli olsun 3 sene sonunda s3'ü yad ettiğim gibi "iyiydi be" diyebileyim en azından..

bende de s3 var bi daha samsung almam. hatta akıllı telefon almam. nokia nın klavyeli telefonları var ya onlardan alıcam. whatsapp, mail kullanayım yeter. şarjı uzun süre gidiyor, dayanıklı, takılma derdi yok.

ios'a yönel. 5s felan al. 3 yıl sonra ilk gün ki gibi kullanırsın.

Xperia Z3 alır, Lollipop güncellemesini yapmazdım. O haliyle uzun bir süre götürecektir.

Maalesef telefon android olmak zorunda, iş vs. nedenleri..

samsung galaxy s6 alırdım arkadasımda gördüm kurcaladım cok sevdim: )parasızlıgın gözü kör olsun

bilinen markaların en son çıkan telefonlarının hepsi temel ihtiyaçları gayet rahat karşılıyor. tasarım veya ekstra özellikler arasından seçim yap bence. samsung s6, s6edge ve note 4, xperia z3 ve z3+ ve lg g4 android cephesinde şu anda en tepedeki telefonlar, git oyna satıcılarda, karar ver.

s6 cidden "bu sefer olmuş" dedirtecek güzellikte ve kalitede. Kamera olarak da en iyilerden.

Benim için pil değiştirebilmek çok önemli o yüzden LG G4 veya Note 4 derim.

note 4
note 4
note 4
hastasıyız.

pdateknoloji sitesinde orijinal yazan ürünler cidden orijinal. yan sanayi olursa da belirtiyor ayrıca.

çok alışveriş yaptım oradan, şarj aletleri, bataryalar vs.

orijinalini daha ucuza faturalı/yetkili bulamazsın. üç beş kuruş aza satan yerler olabilir ancak onlara güvenilmez, paralel ithalat vs yapıyorlar. Gerçekten fabrika çıkışı şarj aletini aynı kalitedekiyle değiştirmek istiyorsan bunu alacaksın.

@harzem +1

Aynı yerden S3'üm için aldığım note 2 şarj aletini 2 senedir kullanıyorum, sıkıntı yok.

Google aramasında şöyle bir site çıkıyor:

www.nhs.uk

Diyor ki iki saat içinde kustuysan, hemen yeni hap iç. Emilmemiştir.

Eğer 24 saat boyunca ishal olmuşsan yine emilmeden dışarı atılmış olarak farz et. Gün kaçırdığını düşün.

En doğrusu doktorunuza danışmanız ama prospektüsünde de bilgi verilmiş;

www.ilacrehberi.com

Tablet alımından sonra 3-4 saat içinde kusma olursa unutulan tabletler için yapılan öneriler geçerlidir. Eğer normal tablet alma programı değiştirilmek istenmezse, gereken ekstra tabletler başka bir kutudan alınmalıdır.

Şu sitede de 2 saat içinde olursa yeni hap iç diyor:

www.babycenter.com

Kullanim dogru. Evet oyle de olabilir.

av için prey daha uygun sanki, avcı hayvanlar için predators veya predator animals kullanılabilir.

Av'ın isim hali icin hunt doğru. "The Hunt" diye film olsa "Av" diye çevrilir. Ya da "ormandaki terör" de olabilir show tv'de.

Avcı hayvan için predator doğrusu.

prey aslında ''avına odaklanan ayı'' tamlamasında av yani yem olacak hayvan.

avlanma işi ise hunt.

Eğer av ile kast edilen yem olacak hayvan ise prey kullanılır.

hayvanların avlanmasındaki avcı predator, insan avcı hunter.

The predator started to hunt denebilir mesela.

Dolasıyla hunter&hunt aslında bizim türkçedeki av ve avcı demek değil.

avcı doğal bir avcıysa (aslan kaplan vs): predator, predatorun avı: prey
avcı insansa ve spor veya yiyecek için avlanıyorsa avcı: hunter, hunter'ın avı: game
avcı insansa ve sosyopat olup insan avlıyorsa biraz da metafora girerek avcı: hunter da olur predator de, ama avına prey demek daha uygun düşer.


game ve prey farkı önemli burda, sportif/yiyecek avcılığındaki av olan hayvanlar için game kullanılıyor.

peki "hunt by somebody" gib ibir kullanım olabiliyor mu?

hunted down by sb kulaga daha uygun geliyor.

"hunt by somebody" ancak birisinin düzenlediği av anlamında kullanılabilir, yani "istanbul belediyesi geleneksel su aygırı avı" için "traditional hippo hunt by istanbul city government" falan dersin. Zorlayıp araya "hunt by somebody" sıkıştırdım bak.

Bunun dışındaki tüm kullanımlar için "hunt by somebody" hatalı olur.

Sen cümleyi tam yazsan da yardım etsek ne güzel olacak aslında.

birisi kesinlikle "prey" olacak. Diğeri bizim köyden değil swh