ptt acil posta servisi. ertesi gün ulaşır.

Otobüse ver, hepsinden hızlı gider.

kesinlikle otobüs +1.

kargo firmaları, ptt vs. bir terslik olması durumunda hem günlerce teslim edilmez, hem de önemli bir evraksa risk almış olursun.

otobüse ver demek nasıl oluyor? ankara otobüsüne gidip bunu aşti'de şu şahsa verin mi demem lazım?

normal ptt vs değil de bu tarz işler için güvenilir ve özel çalışan bir firma var mı diye sormuştum.

Ben olsam benim çocuğumun x konusunda daha farklı bir yaklasimi oldugunu söylerdim. Mesela mülkiyetle ilgili paylaşımlarda izin almayı öğrettik derdim. Belli ki laf sokmaya calisiyor. Çaçaron biriyse ve mücadele etmek istemezseniz sonraki 2-3 tacizini de muhatap olmayarak icinde bırakabilirsiniz. Bir sure sonra kendisi de vazgeçer.

oğlunu sünnet ettirmediğini söyleyerek iyi bir şey yapmamışsın bence. belli ki karşındaki insanlar aşırı cahil ve kapasitesi düşük tipler ama nereden bilebilirdin ki. büyük ihtimal rahat vermeyecekler bundan sonra. mümkün mertebe iletişimi minimumda tutarak uzaklaşmalarını sağlayabilirsiniz zamanla.

siz gereksiz bir diyaloga girmişsiniz. benim zamanımda sünnet geç yaptırılıyordu. arkadaşlarım ilkokul 3-4-5 gibi olmuşlardı hep, iyi hatırlıyorum çünkü ünlü sünnetçiler vardı ve her biri değişik hikayelerini anlatır dururdu. ben de ilkokul 5 yazında olmuştum. karşı tarafı tanımıyorsanız ve öyle denyo şeyler söyleyip çocuğun aklını karıştıracağını kestiremiyorsanız, 2 yaşında çocuk için sünnet oldu mu olmadı mı muhabbetini, "sonra ettireceğiz" diyip keseceksiniz. 2 yaşında çocuğa sünnetsiz demek nedir ya, ben 11-12 yaşımda olmuşum.

çok ciddi bir kültür farkı gördüm arada. yorumların hepsi boş. kırmadan, kırılmadan anlaşmanız mümkün değil. muhattap olmayın.
aksi halde her cümleniz sünnet meselesine verilecek tepki gibi olacak. yani suç sizde, anlamayacak birine kendinizi anlatmanın ne mantığı var ki? hele ki Türkiye gibi bir yerde, hele ki sünnet gibi bir "errrkek oldu" mevzusu ile alakalı.

not: sünnet konusundaki düşüncelerinizi doğru buluyorum.

Sert yapmalısın.

gereksiz bilgi vermişsiniz en başta.

bence de sert yapmalısınız +1

Bu kadar bilmiyorsan kendin istediğin gibi yapman veya istediğine biraz benzetmen ve onu benzer durumda tutman zor.

@cursor
bu kadar bilmiyorum, evet. ancak kullanım alanı olarak ilk düzenlemeyi yaptıktan sonra sadece düzenli olarak makale ekleyeceğim. dolayısıyla güncel olacak, sürekli değiştirilecek bir site değil.
ayrıca kendi istediğime benzetecek çok bişey yok, hazır teması gayet güzel geldi gözüme ancak yine de sorularıma cevap almak istedim.

wordpress'in üzerinden bu hizmeti alırsan (hosting vs o karşılıyor) evet aylık ücretli,

ama senin gibi domain + hosting senin varsa, wordpress'i hostingine bedava kurabilirdin. Fakat yine 50-60 dolara tema alıp düzenlemen gerekebilirdi, bedava temalar çok hoş değil genelde. (ben zamanında 50 dolara aldım mesela)

Motocms; wordpress, joomla gibi bir sistem sanıyorum. İşleri biraz daha kolaylaştırıyor olabilir sitesinde sürükle bırak gibi duruyor. (Wordpress öyle değil pek, ek pluginlerle biraz o hale geliyor ama ilk bakan için karışık)

Yani 150 euro biraz fazla tabii ama kolaylaştırıyorsa artık kullanmaya bak.

o zaman boşver. Wix ya da motocms gibi birşey kullan ve devam et. Diğer seçenekler her türlü seni yoracaktır.

@nhk ni youkosu

evet, sürükle bırak şeklinde. değiştirmek istediğin yeri tıklaman yeterli vs. gayet kolay bir arayüz. sanırım wordpress'i de tam olarak böyle düşünmüştüm. belki orada yanılmışımdır.

wordpress benzer eklentiler ile bu duruma yaklaşsa da, tam böyle değil. Onu yaklaştırmak ve öyle tutmak da ayrı bir olay.

Hiç kod bilmiyorsun, temel özellikler istiyorsun, belli ki elindekinden de memnunsun, senin için en iyisi bu olmuş işte.

benim de kafamda bir şeyler var ama senin gibi mevzudan pek anlamıyorum. daha doğrusu domain ve hosting tamam ama 50-60 dolar civarında wordpress temaları var. işime yarayacak bir şey arıyorum. eğer günlük olarak çok fazla değişiklik yapmayacaksan sitende, fazla kasmana gerek yok. ama sürekli bir şeyleri güncellemek, değiştirmek zorundaysan daha ciddi bir şey için uğraşman gerekebilir.

not: wordpress.com ve wordpress.org arasındaki farkı bilenler yardım edebilir misiniz bana.

@silah taciri, .com olan hizmet. Sana kendisi hosting veriyor kendisi barındırıyor. Tema vb. bazı premium ek şeyler veriyor falan.

wordpress org sana yazılımı sağlıyor. Oradan zip olarak indirip hostingine atıp kurabilirsin. Microsoft'un sitesinden Windows'u indirmek gibi düşün. Org'dan indirip kendi bilgisayarına(hostingine) kuruyorsun.

o 50-60 dolarlık wordpress CMS temalarının %90'ının siz indirip sitenize kurduğunuzda, bir sürü ayar vs yapmadan veya demo örneğini (eğer varsa) tamamen koruyarak üzerine birşey kurmadan (ki bu da banner vs. herşeyin tam aynı pixellerde eşlenikleri ile yer değişimi demek. ) aynı görünümü size sunmayacağını garanti edebilirim.

Bilen için nispeten kolay, işin uzağında olan için zor bir problem. Ki burada da sık sık tema alıyorum olmuyor duyuruları görülebiliyor. Udemy'den ders alarak veya araştırarak öğrenebilirsiniz tabiki ama kod bilerek yapmak iş yükünüzü %90 azaltacaktır.

Wordpress.org yani Wordpress CMS, açık kaynak kodlu bir içerik yönetim sistemidir. Kendi hostinginiz altında kontrolü sizde olan bir web sayfası kurmanızı sağlar. Ücretsizdir. Ama pek tabiki verimli kullanımı için alacağınız temaları, eklentileri ücretli olabilir.

Wordpress.com, Wordpress'in kurucularından birisi tarafından kurulmuş ve temelde wordpress altyapısını kullanan blogger veya medium gibi bir blogging /içerik sitesidir. Ücretsiz ve aylık abonelik sistemleri mevcuttur. Hosting gerektirmez.

şöyle düşün sana gelip sat payını alırsın dediklerine göre kendileri satamıyorlar çünkü pazar küçüldü. adamın kendi işi kendi tanıdıklarına bile mal satamıyorsa (pazar küçüldü veya çok üretici var) sen nasıl sıfır network ile satacaksın.

seni koşturucaklar yani sağa sola kendi işleri için. koşarsın koşmazsın o senin bileceğin iş ama çok ümitlenme.

Fransa'da milyonlarca maske eldiven ureticide stoklu çünkü alan yok. O yüzden avrupa'da artik alan yer kalmamistir. Biz sirket olarak ilk maske aldik ama sonra kisi basi 3er adet penya maske verdik, bitti gitti. Bu saatten sonra tek kullanimlik zor aliriz.

hocam
maske işi bitti
devlet ihracatcıyı bitirdi
dibimizdeki romanya bile cinden alıyor
fiyat ne ? 0,3 tl ye full ultrasonik veriyorlar artık

eldiven ve maske kendi üretimleri mi? uygun fiyat verebiliyorlarsa teklif isteyebilirim.

logistics ve duyurukullanıcısı yorumlarına tamamen katılmakla birlikte;
facebook üzerinde maske alım satım grupları var. tam bir keşmekeş, tam bir cahil yuvası ancak açgözlülük yapmayıp az bir komisyon belirlersen müşteri bulman imkansız değil.
ihracat yapacak müşteri bulman imkansız denebilir. hibe olayı sebebiyle kimse bu pazara yanaşmıyor. yurt içi talep halen devam. buradan yürüyebilirsin.


ayrıca mart ayında 3 tl olan ultrasonik maske, şuan 0.30-0,40 krş. ama 9 ay önce 0,10 krş idi.
mart ayında aracısı da üreticisi de perakendecisi de çok iyi paralar kazandı. sonra herkes üretici oldu, tekrar 3 tl olacağı günün hayaliyle yaşıyorlar :)

Ahah o zaman zor biraz, bunların da yurt dışı ve yurt içinde anlaşmalı fabrikaları var, bana dedikleri fiyat nitril pudrasız eldiven 8 cent, ultrasonic maske 10 cent, n95 maske 30 cent. 1 haftada çıkıyormuş yola. Ama dediğiniz fiyatlara düştüyse bu biraz yüksek kalmış.

Selam. Bana mesaj atar misiniz ?

geçen hafta hediye ettim. satın aldıklarını değil, henüz ödeme yapmadıklarını "hediye et" butonuna tıklayarak hediye ediyorsunuz.

Satın aldım ama kullanmaktan vazgeçtim diyelim, yine de hediye edemez miyim?

Zovirax ve vectavir arasinda vectavirle devam etmeye karar verdim, daha hizli etki ediyor gibi geldi bana.

Vectavir’in fiyatı da güzel, 37 lira :(

Hepsi iyidir, ama Vectavir en iyisidir efendim, geçmiş olsun.
Para dert ise, ucuzunu almanızda bir beis yoktur.

Teşekkürler arkadaşlar :)

bir yerde okumuştum; uçuk kremle 7 günde, kremsiz 1 haftada iyileşir diye.

uçuk çıkmadan, belirtiler başlarken kullanmaya başlamalı diye biliyorum.

Avukata danışın. Eve minimum 400.000 lira veriyorsunuz; ama bir avukata gidip 500 TL verip danışmayı çok görüyorsunuz.

Imza sirküsü istemek
Her yıl yeni sözleşme yapmak
Tahliye taahhutnamesi imzalatmak
1 yıllık kira kadar senet imzalatmak

Benim ev sahibinin yaptıkları.
Daha önce sağlam kazık yedi sanirim.

@emcekare

her yıl sözleşme yapmanızın hukuken bir anlamı yok. ilk yıldan sonra belirsiz sürelidir artık. isterse aylık sözleşme yapsın yine de çıkaramaz kiracıyı.

Tahliye taahhütnamesinin yasal olarak geçerli olabilmesi için bazı şartlara uygun olarak hazırlanması gerekiyor.
Yazılı bir şekilde olması,
İlk kira sözleşmesi yaparken verilmemiş olması,
Özgür irade ile belirlenmiş bir tahliye tarihini içermesi gerekiyor.
Yukarıdaki özellikleri taşımayan ve kira sözleşmesi yapılırken alınan tahliye taahhüdü geçersiz sayılıyor.

-tefe-tüfe oranına göre her sene zam yapılması gerektiğini ekletin. aksi belirtilmedikçe her sene bu orana göre kira kontratı uzar.
-kiracı çıkarken minimum 2 ay önceden haber vermeli.

En çok dikkat edeceğiniz şey kiracıyı düzgün seçmek. Eğer ödemezse yasal süreçte alacağınızı almayı başarsanız bile bu çok uzun sürebilir. 2-3 aylık depozito veya mesela 6 aylık kirayı peşin isteyebilirsiniz, eğer maddi gücü sağlamsa öder ama kiracı bulmanız da bir o kadar zorlaşır. Sözleşme maddeleri yoluyla yapabileceğiniz pek bir şey yok.

Kiracı adayıyla sohbet edin, tanımaya çalışın, sıkı sıkıya pazarlık yapan insanları tercih etmeye çalışın.

50-100 lira için sıkı pazarlık yapacak olan adam kirasını ödeme niyetindedir.

Atıyorum eve 1100 istediniz ve biri geldi peki beğendim dedi tutmak istedi, biri de geldi pazarlık edip fiyatı biraz düşürmeye çalıştı.

Ben hep sıkı pazarlık edenleri tercih ederim kiracılık için, çünkü adam ödeme niyeti yoksa neden pazarlık etsin.

Ben olsam kiracıya satarım.

Kiracıyla anlaşmışsınız. Daha yüksek verene satmak dürüstlüğe sığmaz. 15bin az para değil fakat para için sözünüzü çiğnemeyin.

yani 15 bin para elbette az para değil ama ahlaki değerlerinizi bu kadar yitirdiyseniz para kazanmanın çok daha kolay ve başka yolları da var. üstelik bir kaç gecede.

önceden kiracıyla anlaşmışsınız. 15bin lira fazla verene evi satarsanız o paradan hayır gelmez. kiracıya satın tabii ki.

kiracıyla anlaştıysanız ona satın.

yani hem ona satın hem de ona satmanız lazım zaten.
maddi manevi zarar vermiş olursunuz.
15 bin için değmez.
dava açma hakkı da doğar ayrıca.

15 fazlaya satsan bile kiracı, evi alanın burnundan fitil fitil getirir. mahkemelik olurlar.

15 bin için değmez hocam.

15 temiz para ama değmezcilerdenim ben de. kiracıya sattığınızda adam çok mutlu olur emin olun. yıllardır oturduğu evi satın almak artık kira ödememek çok mutlu eder adamı.

kiracıya bunu söylersin, benim niyetim sizi bu saatten sonra geri çevirmek değil ama böyle de bir gerçek var, 15 bin az para değil dersin. her halükarda kiracıya satarsın, etik olarak doğru olan da budur zaten ama demek ki 15 bin daha fazlası verilebiliyormuş, kiracı da vermeye çalışsın.

@delidir yakalayin
Hangi yasaymış o?

aslında pazarlık yapılmış konu kiracı lehine kapanmıştır ama kiracıya durumu söyleyin.
5.000 kiracıya vermeyi teklif edin, kabul ederse diğerine satarsınız.

Etik metik diyenlerin hepsi gerçek hayatta 15 bin fazla verene verip geçer.
Ayrıca ; kredi çıkmaz, adam vazgeçer şu olur bu olur. Ben ev satarken de kaç kişi geldi kredi çekeceğim eksper meksper oyaladı durdu almadı, en sonunda peşin para ile alacak birine sattım. İnsanımız ahlaksız, cins. Oyalar oyalar haber vermez, cevap vermez.binbir türlü pislik. Bundan sonra bir şey satarsam parayı ilk getirene verip geçerim.

öncelikli olarak kiracı tabi ki. bu haftaiçi kredi çıkmazsa yeni adam. ben olsam böyle yapardım.

etik olarak tabi ki ilk söz verilen kişiye satılması lazım. bu da paraya verdiğin değere göre değişir.

Ben kiracıya satardım.

Bizde aynı durumdayız evi satma niyetimiz yok ama kiracımız satın alalım modunda.

@x571 ile aynı kafadayız sakın ha 15 TL'nin oyununa gelme hayrı ortadan kaldırma ama şöyle bir yöntem acıklayabilirim, ilk alıcıyı yokla belki vazgeçmek istiyor verdiği söz ağır olduğu için vazgeçemiyor bu konuda ona rahatlık verirsen belki vazgeçer, "bende sizden bunu bekliyorumda hay çok yaşayın" diyebilir. Müşteriyi almaktan vazgeçirebilirsin ona aklında başka bir ev veya başka bir düşünce varsa uygulamasını öner.

Turk hukukunda sozlu akid gecerlidir, kiraciyla olan anlasmani bozmus olursun, dava ederse 15kdan fazlasi cebinden cikar

sen kapora aldın mı? eğer satış kesinleşmişse iki tarafta kesin tamam demişse bu dakikadan sonra dönmek olmaz. satılan mal 2 kere satılmaz. yeni alıcı nasıl çıkıyor onu anlamadım.

kiracıya Kredi çıkmazsa tüm kafa karışıklığın son bulur :)

aradaki fiyat farkından bağımsız evi kiracıya satmak her zaman daha kolaydır ve başını ağrıtmaz.

bir de 15bin ne kadarlık bir rakamda 15bin? mesela 150bin liralık dairede %10 iken. 750bin liralık dairede sadece sadece %2 yapar.

Mini bir tarzdır. Eğer senin de tarzınsa al tabii ki. 6 sene sonra 10 yaşında olacak araç. Düzgün kullanırsan satarken sorun yaşamazsın.

Biraz önce kullandım 2012 1.6 D.

Ben çok beğendim. Motor performansı da gayet güzel.

Eksisi, araç basık geldi biraz bana. Ön cam sebebiyle mi yoksa aracın tasarımı ile mi alakalı bilemedim ancak görüş alanım kısıtlı gibiydi. Bir de bagaj çok dar.

Alır mıyım? Sanırım evet.

beyazıt meydanda ve çemberlitaşta ispark var..


beyazıt tranvay durağı varya hani arabaları en son gidebildiiği yer orada

III. Ahmet Çeşmesi ilerisinde var ispark. topkapı girişi/ayasofya tarafında olan çeşmeden bahsediyorum. buraya 100 mt. falan ispark. tabi boş yer bulma işi eziyet. bekleyecek yer dahi yok, tamamen şans işi.

Çatladıkapıdan girince Arasta çarşısına gelmeden de var. Ama han20nin bahsettigi de dahil bu yollar hep dar ve çoğunlukla tek yönlü sokaklardan oluşuyor. Sahil tarafı da olduğundan otelleri restoranları bol bir bölge. Yürürken sorun olmaz ama araç için olabilir.

ayasofyanın arkasında vardı otopark. sahilden çıkın yukarıya doğru. yani birkaç yıl önce vardı değişmediyse.

Dezenfektan sıkıp bi sure bekletiyorum. Ileride zarari nolucak bilinmez (:

çeşmenin altında direkt yıkıyorum telefonu. kılıfını ise sabunla.
dışarı çıkmışsam hiç sekmez, yıkarım.

s9

sabunla yıkıyorum. iphone 8. pandemiden önce de ara ara yıkardım.

epandemiden once de her disaridan geldigimde peceteye kolonya dokup siliyorum, sadece elefon degil uzaktan kumandalari da ayni sekilde kolonyali peceteyle siliyorum

hunharca kolonyalı mendılle siliyorum

Tiner ile siliyorum ben

tiner +1

Yüzey dezenfektanı aldım. İki parça ağıt havluya dezenfektanı sıkıp telefonun üstüne ve altına bu kağıt havluyu koyup birkaç dakika bekliyorum. Sonra suyla ıslattığım peçete ile tekrar siliyorum.

Ama genellikle dışarı çıkarken telefonu streçfilme sarıyorum. Eve gelince de çıkarıp atıyorum.

Evet. Sprey şişeli kolonya sıkıp, bir bez veya kağıt havluyla siliyorum.

Benimkini yakin zamanda satmayi planliyorum dusunursen, 2007 Astra HB manuel.

Benimkini dusunmesen de o fiyat bandinda H kasa Astra'dan sasma derim, F/P orani en iyi araclardan biridir.

2008 modele kadar honda city otomatik bulabilirsin o paraya. hem az yakar, hem şanzıman sorunsuz. jazz ile aynı motora sahipler. benim hatuna aldık ordan biliyorum.

antihero +1 ancak city otomatik 60 altına imkansız.
manuel ve temiz olanı 55 civarına bulunabilir.

@Han20 bir ay önce 2008 otomatik 52.500e aldık.

@antihero hayırlı olsun öncelikle.

Bir de şimdi baksanıza fiyatlara:)

Qhan20 hakkaten yav, bi baktım da insaf yani. altın bu kadar kaandırmaz.

anker varken...

3. linkteki spigen'i kullanıyorum. bir sorun yaşamadım gayet memnunum.

3. linktei spigen gereksiz uzun. ve uzun süre kullanımında baskı noktalarından kırılma yapıyor. yani en azından bendeki kırıldı.

aşağıdaki ürünü aldım. hem çok çıkıntı yapmıyor. hemde ucuz.

www.akilliphone.com

3- hayır.
5- hayır ama sözleşmede aksi bir şey yoksa
6- kağıtta ne yazıyorsa o. Rayiç bedelinin düşük kalması önemli değil diye biliyorum ama kesin konuşmayayım. Zaten bu almanyadan oğlum gelecek durumlarını da bu sebepten engellemeye çalışıyorlardı.

1-Hayır
2- sözleşme yenileme diye bir dönem yok. Kiraya verenin sözleşmeyi yenileme/yenilememe gibi bir hakkı yok. Sözleşmemiz belirsiz süreli sözleşme. Kiracı istemeden, kiraya veren "belirli şartlar oluşmadıkça" kiracıyı tahliye edemez.
Her sene tefe/tüfe oranına göre artışınızı yapıp geçin.

ev sahibi açısından kiraya verirken tahliye taahhütnamesi imzalatmak.
eğer bunu imzalatmazsanız kiracı kanunen 3-4 sene 1 kuruş kira vermeden oturabilir.

1-kirayı yatırdığınız sürece ev sahibi keyfi evden çıkaramaz (tahliye taahhütnamesi imzalamadıysanız).

2-sözleşme yenilememe diye bir şey yok. Öyle bir hakkı yok. Kiracı oturmak istediği sürece oturur.

3-zaten en fazla yapabileceği oran o yasal olarak. Kontratta %100de yazsa geçerliliği yok. Yalnız, tüfe değil o. Tüfenin geçen sene ki yıllık ortalamasına göre değişimi.

4-daha az yaparsanız ev sahibi tahliye davası açabilir. En az 6 ay sürer. Sonra tahliye kararı çıkınca bir iki ay daha taşınmak için vaktiniz olur.

5-talep edemez. Ama üstte dediğim gibi direkt tüfe değil o oran. Aynı ayın yıllık değişimi. İnternetten araştırın.

6-üstte dedim isterse %1000 yazsın kontratta, bir önemi yok. Tavan belli. Fazla yapamaz.
Ama kiranız etrafa göre çok düşükse, emsal davası açabilir, etraftaki kiralar yüksek diye. En az 6 ay da o sürer.

Kişisel önerim, evi seviyorsanız, kiranız etrafa göre çok düşükse, biraz fazla artırabilirsiniz, bu size kalmış.
Yok uğraştırayım diyorsanız, kanunlar tamamen kiracının yanındadır.

Ama en önemlisi, bu dava vs. süreçlerinde haklı çıkmanız için kiranızı aidatınızı zamanında yatırmanız gerekiyor.

ışıklı olanı mı diyorsun?
ilk takışta kırıldı attım çöpe

+1 prizmatik

evet ışıklı olan. nasıl kırdın yaw? type-c olan çok sağlam duruyor.
kablosu baya kalın, kablonun konnektöre giriş noktaları extra güçlendirilmiş.

İphone için olanı aldım.ucu direk kırıldı allahtan telefonun içinde kalmadı çıktı

usb-c konusunda duyuruyu açan arkadaşa katılıyorum
kaptım bir tane, taş gibi duruyor

link yok mu yav?

Üçlü değil ikilimi söyleyeyim. Favorim peru ikinci seceneğim guatemala.

yirgaşef, kenya aa, sidamo. bazen 2 ile 3 yer değiştiriyor. ama yirgaşef canım benim.

Hep degisiyor.

Sa'dah-Yemen inanilmaz Turk kahvesi icin. Yeni kesfettim Coffeecollective´de.

Geisha-Esmeralda, Panama. Para ile satin alinacak en keyifli seylerden. Yine Coffeecollective´den biliyorum.

Günlük demlemelerimde bir aydir Brezilya Capim Branco favorim.

En keyifle ictigim kahveler genelde Brezilya menseeli. Afrika menseeli kahveyi cok sevmiyorum filtrede. Alacaksam da Güney Amerika-Afrika karisimlarina bakiyorum.

neredeyse tüm yöresel kahveleri denedim. damak tadıma hitap eden en ideal kahve kenya aa oldu. başka sipariş vermiyorum artık.

demleme v60. manuel öğütme.

tr.pinterest.com

Bu değil malesef. "Sen de gidip en çakmasını almışsın kitabın" temalıydı. O yüzden kitap ismi yanlış hatta

1- evet ama prime status diye bir şey var paralı ve telefon onayı gibi bir olayı var. yani senin karşına çıkan diğer kullanıcılar da prime status hesaplı olanlar oluyor, prime status'e para verince ve telefon onayı olunca hile filan daha az oluyor haliyle. ücretsiz versiyonunda hile kullanılmayan oda bulmak çok zor. o yüzden millet genelde arkadaş gruplarıyla oynuyor.

2- silahlar aynı ama üzerine sticker filan yapıştırabiliyorsun, sanırım ücretli onlar. müzik de benim anladığım kadarıyla eğer raundda senin sayende oyunu kazandıysa takımın o müzik çalıyıor.

3- alışma sürecinde olabilirsin, silahların spreylerine bakmak gerekiyor, her silahın farklı spreyleri var, hedefe tutup mouse basılı tutuyorsan mesela geçmiş olsun, muhtemelen adamın 1 metre üstüne sağına soluna ateş ediyorsundur.
bazıları cidden iyi oynuyor ama bazıları da dediğim gibi nişan hilesi duvar hilesi vs. kullanıyor.

5- sanmıyorum, zaten sesli chat kısmı tamamen çöplük ruslar rusça konuşuyor türkler türkçe, taktik maktik yapan yok, genelde de küçük çocukların seslerini duyuyorum ben hep. yazılı chat'i y tuşuna basıp açabilirsin.

ben de senin gibi sonradan oynayanlardanım, arada oynuyorum evet bazen zevkli oluyor ama ücretsiz versiyonda çok hile oluyor dediğim gibi kimse de banlamıyor sıkıcı ve vakit kaybı oluyor bir süre sonra.

ama ben de pubg'yi sevmiyorum mesela, yok ineceksin silah toplayacaksın hop biri kafandan vuruyor kurşun atmadan oyun bitiyor. cs go'da hızlı hızlı çatışmaya giriyorsun o tarafı iyi bence.

hile pubg'de daha az ise orda takıl ya da para verip prime hesap al. ben almadım.

1-Prime status bilmemne diye bi mevzu var ona geçiş yapabiliyorsunuz. Ama ne işe yaradığını şuan hatırlamıyorum :D
2-O silahlar oyun içinde satın alabildiğiniz silahlar cd ise oyun içinde çalan müzikler. Parayla başka cd alıp oyun içi müzikleri değiştirebiliyorsunuz hatta mesela raunt içinde min 3 adam vurursanız ya da bombayı patlatırsanız o rauntun en iyisi oluyorsunuz falan o sırada müzik çalıyor.
3- Alışana kadar atılman normal. Adam vuramıyorsanız atıyorlar direk bence çok saçma. Yeni başlayanlar ile oynuyorsanız ak-47 ile tek atması pek mümkün değil.
4- (T) tuşu takım içi sohbet (Y) tuşu tüm oyuncular.

cs go bile eskisi gibi değil artık çok fazla hack kullanan var. ben bıraktım oyunu. arada bir girip silah yarışı oynuyorum. Size tavsiyem hiç bulaşmadan baştan geri dönün :D Oyun saçma bir hal aldı.

tek tek atış yaparım, hiç seri modda mouse basılı tuttuğumu hatırlamam.

prime status mantıklıymış ama o da 21. level istiyor. asla uğraşamam. boşa ödediğimle kalmışım demek ki. neyse bulaşmayayım ben pek o zaman

Ben de uzun sure cs 1.5 ve 1.6 oynadim. Ve half life. Genel anlamda iyiydim ama uzun bosluktan sonra cs go deneyince hic isinamadim. Oyunun gorselleri ve mekanigi ciddi anlamda farkli. Bi sure sabredip oynamak gerekiyor alismak icin. Bi de bana da ölmek daha kolay gibi geldi. 1.6 olsa birisi bana ates etmeye basladiginda bi reaksiyon alip en azinda karsi tarafa zarar verebilirdim. Ölmek bile hs yemedikce 1-2 saniye surerdi yogun ates altinda bile. Cs go’da mermi daha havadayken ölüyorum.

ben ilk çıktığı zamanlarda almıştım sonra oynamayı bıraktım. arkadaşlar zaten sorularına cevap vermişler ben başka konulara değineyim.

genelde 2 3 kişi birden giriyor ve sen tek giriyorsun maça

ortalama 25 killim vardı, yani iyi sayılmam ama kötü de sayılmam. atma sebeplerine değineyim.

oyunda konuşanları dinlersin ama mikrofon kullanmazsın, atarlar.
kötü oynarsın, atarlar
iyi oynarsın sana uyuz olurlar, atarlar.
son elde sırf gıcıklığıan olsun diye atarlar.
atmasalar gelir herkes ateş eder 1 kere sana ölmezsin ama armor falan kalmaz.
mesela rush b derler, sen a da beklersin atarlar.
adamlar yenileceklerini anladıkları an oyundan çıkar giderler, tek başına kalıverirsin.
ben eğlenmek için oynuyorum adamlar resmen rage, böyle bir nefret, kin, ne var olm 25 adam öldürmüşüm bi round da kill almadan ölsem ne olcak, yok ne küfürler, ne gerginlikler.

mesela rütbe kasarsın, 1 ay rekabetçiye girmesen rütben sıfırlanır, 10 gün boyunca günde 1 defa rekabetçi maç oynamanı ister senden, tekrar rütbeni belirlesin diye. zaten oraya düştün mü iyice çöplük, rütbe yükseldi mi mesela bilmem ne elit oldun mu daha az dandik adamlar çıkıyor karşına, çünkü hesapları banlansın istemiyorlar, hile falan açmıyolar. oraya gelebilmek özellikle leş, çamur tabakadan kurtulabilmek için, çok emek harcaman lazım, iyi bir bilgisayarın, internet bağlantının olması lazım. ben uğraşamam arkadaşım, her gün 1 saat girip sağa sola sıka sıka zıplaycam diye sinir stres sahibi olamam.

özetle sierra adam gibi bir firma değil, ne hilesi kaldı, ne macro mouse u, ne özel macro mouse komutları, rezillik rezillik hiç uğraşılmaz.

genelde benim karşılaştığım düzgün oyuncu profili sadece %5
son zamanlar sadece botlarla oynuyordum.


ben hala half life (ilk çıkan), opposing force multiplayer oynuyorum, çok güzel serverler var. hl2 deatmatch multiplayer de oynuyorum ara sıra ama hl ve opposing force, özellikle modlanmış serverlerde çok iyi oluyor bin tane server var.

tahmininden de çok daha fazla insan bu oyunları hala oynuyor.

Özetle rekabetçi modda takıma ayak uydurmanız, telsiz konuşması ile info vermek, yine telsiz konuşması ile verilen infolara göre hareket etmek ve en önemlilerinden biri oyunu kulaklıkla oynamak gerekiyor.

Kulaklığın önemi şöyle. Atıyorum oyunda tek sen kaldın takım arkadaşları öldü. Onlar senin ekranı izlerken düşmanın nereden geldiğini duyarak anlayabiliyorlar. Mesela sen sağdan gelen düşmanı kulaklığın olmadığı için anlamayıp sola dönersen direkt şutlanma sebebi.

Takım bir strateji belirlerse (örneğin Rush B) buna göre hareket etmek gerekiyor. 4 kişi B'ye koşarken sen A'ya koşup ölürsen ikinci roundda atarlar maalesef.

Oyunun temel stratejileri de var. Örneğin takım "Eco" derse o round hiçbir şey almayıp para saklaman gerekiyor. herkes pistol ile giderken sen tutup 3-2 falan hafif makineli alırsan yine atarlar. Çünkü o roundu takım feda edip bir sonraki round rifle alarak oyunu dengeleyecek. Sen bir sonraki roundda tüm takım rifle almıken pistol ile kalırsan o round da gidiyor. sonra bir sonraki round yine Eco falan derken 3-4 round güme gidiyor.

Rekabetçi moda girmeden önce biraz aim çalışmanı öneririm. Steam'de aim map'ler var. Bunları indirip biraz antrenman yaparsan oyun içinde daha iyi olursun. En önemli aim hareketlerinden biri crosshair'i düşmanın kafası hizasında tutman gerekiyor sürekli. Yürürken yere bakarsan düşman geldiğinde crosshair'i düşmana doğrultana kadar adam kafaya atıveriyor mermiyi. Buna ilaveten köşe dönerken vs. nasıl hareket edileceği ile ilgili youtube'da temel aim videoları var. Çok faydasını görürsün.

çok ufak bir hatandan dolayı oylama başlatabilirler,
biri de eğlencesine F1'e basar, oylama tutmasa bile mimlenmiş olursun, ileriki bir hatanda daha çok göze batar.

fight'in döndüğü yerden çok uzakta kaldıysan ve harekete geçmediysen başlatabilirler.

cs tarafta pusmak yerine gereksiz açılıp öldüysen,
t tarafta bomba ile en önde gidip ölüp, bombayı saçma bir yerde düşürdüysen başlatabilirler.

ruslar tamamen eğlenmek için oylama başlatabilir, frindly fire yapabilir, defuse ederken seni öldürebilir, adam bıçaklamak için kazanılmış eli satabilir, 1. olduğun oyunda son el seni atabilir ve daha çok çirkin şeyleri yapabilir.
ben bunu başka bir millette görmedim.

tavsiyem, ne yaptığından emin isen, seni oylayan adamın hatasını gözle ve ilk minik hatasında çok geçmeden sen de oylama başlat.

Rekabetçi de takıma ayak uyduracaksın yoksa ya atılırsın ya küfür yersin. O yüzden Death Maç free. Zaten oyunda eskiden beri çözülemeyen bir hile sorunu var. 5 kişiden 3'ü net hile. Hilesiz oyun için ya Prime Status alacaksın ya da 21 level üstü olacaksın ama o da kesin çözüm değil, gene hile var.

Kısacası oyun çok bozdu öyle kafa yorulacak bir yanı kalmadı. Gir Death Maça 10-15 dk stres at çık.

Dayı güzel anlatmış bu arada hepsine katılıyorum, adamlar oyunu çok fazla takıyor, kafayı bozmuşlar. Ayak uydurmak lazım.

Benim zaten prime imiş maça başlarken "seckin etkin" yazıyor. Dediğiniz gibi kafa yormaya gerek yok eğlence modu devam

Ha ben şunu da belirteyim. Ben CS:GO'yu bırakalı yıllar oldu. Adamı kanser eder.
Çok fazla hile var +1
Hile olmasa da çok fazla smurf hesap var. Yani adam atıyorum Global Elite olmuş. Gidip yeni hesap alıyor. Acemilerin arasında takılıp şov yapıyor. 50 kill alıyor falan. Benim takıma geldi. Herif gerçekten çok farklı oynuyordu. Hiç benim aklıma gelmeyecek şeyler yapıyordu hakkaten çok iyiydi.

Neyse özetle kanser olmak istemiyorsan CS:GO'dan uzak duracaksın. Ben PS4'e geçtim. Battlefield V oynuyorum. Kafam rahat. Ne hile var ne de stres var. 32-32 maç zaten bi öldürdüğün adam oyunda bi daha karşına en fazla 5-6 defa daha geliyor.

gittim. kalabalık aynıdır bence. zaten randevu veriyorlar. traş olurken diğer müşteri geldiyse dışarda bekliyor.

hatta ben ilk günlerde (geçen çarşamba) gittim ki, berbere virüslü müşteri gelirse bulaştırıcı olmadan halledeyim berber negatifken diye :).

başka bir duyuruya yazmıştım tekrar yazayım.
günün ilk randevusunu aldım. ortamda/aletlerde virüs varsa, akşam 9 dan sabah 9 a 12 saatte bi nebze olsun daha temizdir diye düşündüm. hemen başkasının ardından traş olmak yerine günün ilk traşını olmak daha steril geldi bana. çünkü ben traş olurken birisi geldi randevusuz (benden sonra randevulu yok diye aldı), dışarda bekledi. benden sonra onu traş edene kadar aletleri temizlemiş midir, aynı aletlerden başka var mıdır bilmiyorum.

berber maskeli idi. saçı yıkadıktan sonra da tek kullanımlık havlu kullandı. ama yüzüme vs dokundu tabi çıplak elle.

Ben gitmem bi süre daha. Evde makine ile devam

Uzun bir süre gitmeyi düşünmüyorum. Normal zamanda da berberde hijyen hep kafama takılırdı. Bir tarak kaç kişide kullanılıyor allah bilir.

kesinlike dusunmuyorum. kendi sacimi kesitigimdeki cekiciligimle berber kesitindeki arasindaki far %0.00001 falan. niye bu riski alayim. zaten evdeyim, zamanim var kesmek icin de.

yaz sonuna kadar gitmeyecem gibi.

Düşünmüyorum uzun bir süre. Zaten evden calisiyorum pek insan icine ciktigim yok. Karantinanın başında hayatımda ilk kez kazıdım, 2 aydır idare etti. Bundan sonrasi makinayla devam.

Bu vakitten sonra bir daha gidecegimi sanmiyorum. Zaten genel olarak sevmezdim berbere gitmeyi. Gerekli steril kosullari saglayabilecek kafada degil zaten bircogu. Bulas riski cok yuksek, sac trasi icin bu riske degmez.

babam papaza dondu ama gitmiyor :D

kendim harika kesiyorum saçımı makinayla. berber işi benim için kapandı sonsuza dek :D

cuma sabahı karı-koca gidip kazıtacağız, sonra eve gelip kendimizi çamaşır suyuna yatırıp birer şişe domestosla gargara yapacağız, dezenfektan içeceğiz. sonra daha da eylül-ekime kadar gitmeyiz.

Bulunduğum ildeki vaka sayısı tamamen bitmeden gitmem.
Bulunduğum il vaka sayısı olarak ilk 5 içerisinde.
Özetle çok uzun bir süre gitmem

en son martın ilk haftasında gitmiştim. saçlarım uzadı lüle lüle oldu ama gitmeyi düşünmüyorum en azından bayrama kadar. evde sakalları hallediyorum. haziran başı şirkete dönene kadar böyle idare ederim :D

Covid19 hayatımızın her alanına girdi maalesef. Dikkat ederek her türlü şeyi yapmaya devam etmek lazım.

Berberlerde ustura kullandırmayın, gelince duşunuzu alıp; dezenfekte olun. Ciddi bir risk yok.

Berberlerde hijyen olayı yalan, bunu da belirtiyim. Dikkat eden belki vardır ama çoğu, eski düzen devam edecek. Burada hükümetin yapabileceği en iyi çözüm: havlu, önlük gibi olabilecek ürünlerde, tek kullanımlık ürünlere zorlamak.

Şu durumda saçınızı, sakalınızı kendiniz kesseniz veya uzun, şekilsiz olsa bile kimsenin yadırgayacağını zannetmiyorum.
Babama, kardeşime falan asla gitmemelerini tavsiye ediyorum ben. Yani market, pazar alışverişi olsa mecbur kalınmıştır diyeceğim ama kuaförle berberlere gitmeye hakikaten gerek yok.

Eczane ve medikal

iş güvenliği malzemesi satan yerlere bakabilirsiniz işmont gibi

Eczanede pahalı.
İSG malzemeleri satan dükkanlardan alın.

izopropil alkol ile

ben tek kullanımlık, kolonyalı mendil gibi olan alkollü gözlük ve lcd ekran temizleme bezleriyle temizlerim normalde, yine öyle yapıyorum.
bazen de antibakteriyel ıslak mendille siliyorum.

Avucuma kolonya doldurup bocalıyorum bir aydır, hiç de birşey olmadı.

ıslak mendile kolonya döküp öyle siliyorum iyice bastırıp. sadece kolonyanın temas etmesi yetmiyor, ovalayın diyorlar hem elleri hem de dezenfekte etmek istediğiniz diğer şeyleri. kolonya uçucu bişey zaten, üstüne çok boca etmeyince çok sorun olmaz diye düşünüyorum. daha az uçucu olan antibakteriyel jellerin zarar verme ihtimali daha fazla bence.

ben direkt sabunlayıp, çeşmenin altında yıkıyorum.

2 kişi birden söyleyince araya gireyim dedim. antibakteriyel jel coronavirüs için hiçbir etkide bulunmaz, adından da anlaşılacağı gibi bakteri değil, virüs çünkü.

ben de kolonyayla siliyorum 1-2 aydır. herhangi bir zararını da görmüş değilim.

Ben dışarı çıkarken ziploca koyuyorum, telefonum tertemiz kalıyor.

Ver kolonyayi hicbir sey olmaz. Adi plastik olmadigi surece kolonya zarar vermez.

piyasadakiler genelde böyle zaten. aldığınız üründe sıkıntı yok, içiniz rahat olsun.

hsgm.saglik.gov.tr

bu listede varsa sorun yok

dsö'nün kastı v/v, seninki w/w, sıkıntı yok.

Teşekkürler dostlar.

Sese karşı bu duyarlılık okb den cok tssb ile gelişiyor bende de vardı sese karşı inanılmaz refleks vardı. Uzun süre çektim sonra doktor moktor grçti arada bi stresli durumlarda nadir de olsa tekrarlıyor. Sonuc itibariyle bi azra kohen değilim uzmana danışırsan iyi olur

the cat in the hat +1

Üst kat komşunuzu apartmam görevlisi ya da yönetici aracılığı ile uyarın bana kalırsanız.

Son bir haftadır üst kat komşumuzun oğlu -35 40 yaşlarında- sanki üst kata mobilya mağazası açmış gibi 7/24 mobilyaları yerlerde sürüklüyor. 24 saat belirtisini abartmıyorum. İki gündür 3-4 gibi uyudum. Adam saat 4'te hala zart zurt eşya çekiştiriyor ve bunu arka arkaya birkaç dakika aralıklarla yapıyor.

Aynı sizin gibi bunlar yine gürültü yapacak diye rahatsızlık hissediyorum. Ve bu ses baya kulak tırmalayıcıkta zirvede. İster istermezde üzerimde huzursuzluk var.

bir ilaç tavsiyesi yapacağım, tek dozla tüm dertlerin bitecek. ben böyle atlattım, bildiğimiz mucize çünkü.

(bkz: kulak tıkacı)

bende yıllardır olan sorun. Kulak tıkacı bir nebze sorunu çözse de ses şiddetine göre işe yaramayabiliyor. Önerim 3m classic e.a.r denen kulak tıkacı. İşe yaramayan psikologlardan davacıyım.

Why are some aircraft shown as blue on the map?
Aircraft displayed as blue icons are currently being tracked via satellite. Satellites are collecting the ADS-B signals from aircraft and transmitting them to the Flightradar24 network. Space-based ADS-B tracking will be used to supplement our terrestrial receiver network.

herkes ingilizce bilmeye mecbur ama ben yine de türkçe de yazayım.

ADS-B uydu veri sistemi ile takip edilen uçaklar mavi ikonla belirtiliyor. uydu veri sistemiyle takip, yaygınlaştıkça gecikmelerin vs. önüne geçilecek deniyor.

özetle uydu sistemi ile takip edilebilen uçaklar mavi ikon.

işlemcisinden ramine vs bir çok faktör var değişken.
şu alet iyi bütçeniz yetiyorsa www.hepsiburada.com

Google'ın şöyle bir cihazı çıkmış bunun hakkında ne dersiniz ? www.hepsiburada.com

ikisi farklı şeyler, chromecast telefonunuzun görüntüsünü televizyona aktarmaya yaran bir cihaz sadece. tv boxlar telefondan bağımsız çalışırlar.

@veritasliberktas O zaman diyorsunuz ki wifi olmayan bir evde google'ın ürünü daha çok işe yarayacak.. Telefonda açaccağım tv de seyredeceğim ? Telefonda ne yapıyorsan özetle tv de görme fırsatı mı yani ?

İlk ikisi zaten çöp, sakın alma. 4 çekirdekten aşağısını alma, 3gb ram'den aşağısını alma, 16gb'dan küçük olanını alma.

Önerim en az 4 çekirdekli, en az 4gb rami olan, minimum 32gb hafızalı, 4k destekleyen bir gpu'su olan bir kutu alman. Yoksa oldukça kötü bir android tv deneyimi yaşarsın.

Acelen yoksa aliexpress'ten sipariş vermeni öneririm, yarı yarıya ucuza gelir.

o zaman @veritaslı'nın dediği modele geri dönüyoruz. Of o da çok para.

mi box ı geçen bir arkadaş 360 liraya aldı. kampanya kovalayın denk geliyor arada bir.

Ne için kullanacaksın? Netflix ise hepsi çöp görüntü verir. (Mi box hariç)

Netflix için chromecast 3 ya da amazon fire tv stick alabilirsin. Chromecast kullanıyorum, wifi olmadan kullanamazsın.

@han20 chromecast telefondaki görüntüyü ekrana yansıtıyorsa neden wifi'ye ihtiyaç duyuyor ki ? Netflix kesinlikle.. ve arada youtube da kullanmak isteyeceğim.. Sadece telefon görüntüsünü de aktarsa wifisiz iyi olacaktı.. :/

Chromecast tv ekranını yansıtıyor demek çok sığ bir yorum. Youtube ve netflix kullanacaksan kesinlikle chromecast al. Telefondan sadece komut gidiyor birşey izlerken. Telefon meşgul olmuyor yani. Istersen tamamen kapat telefonu. E hani sadece ekran yansıtıyordu?

Netflix olmazsa olmaz ise. Chromecast, fire tv ve mi box'dan başka alternatif yok.

aynı sorunun benzerini fire tv stick vs. chromecast 3 şeklinde sormuştum. ben chromecast üzerinde karar kıldım.
xiaomi konusunda donanımhaber'den hatırladığım kadarıyla pek iyi değildi sanki yorumlar.

burada asıl sorulması gereken ne kullanacağınız?
plex mi? kodi mi?

yoksa sadece netflix, youtube ve amazon prime mı?

eğer sadece yasal içerikse amazon fire 4k tavsiye ederim. iyi cihaz. xiaomi ise muhtemelen daha kolay app yüklenebilmesiyle göz dolduruyordur. amazon sideload yapması da çok zor değil ama ekstra işlem işte.

ben yasal içerik söz konusuysa chromecast ultra da düşünülebilir diyeceğim.

mi box'da android tv var. amazon stick'te amazon'un kendine göre özelleştirdiği android tv var.
donanım olarak da mi box önde, mi box al geç.

ikisini de almam, gider yorumları güzel olan, android sürümü yüksek olan, 8 çekirdekli, 4k destekli, 6-8gb ramli markası bilindik olmayan bir android tv box alırım. İstediğim programı yüklerim, istersem rootlarım.

bu durumda baston model dedikleri hafif ve portatif bebek arabaları mantıklı olacaktır.
ancak mima xari travel sistem var, gayet kullanışlı ve rahat taşınabilir. fakat 12000TL fiyatı. letgo gibi yerlerden 2. el alınabilir belki.

chicco kwik one
geçen sene 1500 e aldık. geçen sene çıkan bir ürün sanırım.
ağır hantal modeller ile baston arasında bir model. ana kucağıda var yanında. tek elle katlanabiliyor. tek sıkıntı yaşadığımız mevzu hem evde ve hem dışarda kullandığımızdan tekerlerini sürekli yıkamak zorunda kaldık. bu yüzden tekerleri biraz zor dönüyor. artık evde kullanmaya gerek kalmadı. işimizi görüyor.

güncel piyasayı bilmiyorum ama geçen sene bence fiyat/performans ürünüydü. mağazalara gidip ürünleri mutlaka deneyerek alın. abuk subuk paralar vermeyin arabaya.

ayrıca birde yeni doğan çocuk için düşünüyorsanız baston olmaz.

@morcivert ağırlığı tahmini ne kadar iki katı tek başıma indirebilir miyim?

İnternetten baktım 7 buçuk kiloymuş bebekle beraber taşıyabilirim umarım

Ağırlık düşünüldüğünden daha da önemli. Her yerde indir kaldır zor iş.
Şu aşağıdaki 3.5 kilo. Tam yatabilme özelliği, 5 nokta emniyet,iki yönlü kullanma, ön bar. 800 TL.

www.epey.com

@cilekli krep
spor yapan bir tip değilim. er birey olaraktan tek başıma bir elimde araba ve kucağımda çocuk kat içerisinde arabadan asansöre gidebiliyorum. ama bu şekilde merdiven çıkmak zor olur. elinizde çocuk varken katlayabiliyorsunuz bu aleti ve taşıyabiliyorsunuz ama baston kadar ufak değil. ama şunu söyleyim bir elinizde çocuk diğer elinizde baston bu şekilde 2 kat çıkmakta zor olur. çocukla gidiyorsanız 2 kişi olmalısınız.

dediğim gibi baston ile hantal modeller arasında bir model bu. mutlaka ve mutlaka mağazaya gidin katlayın, sürün, takın, çıkarın. hangi modeli tercih ederseniz edin mutlaka deneyin. zaten yeni doğan için baston uygun değil. mclaren gibi markaların yeni doğanlar için aparatlı bastonları var galiba. biz 1500 TL'ye alırken onlarda 5000 TL idi. birde araç bagajınızıda düşünün ona göre tercih yapın.

bir şey daha aklıma geldi. bu kwik one modelinde ana kucağını arabaya sabitlemek için ekstra bir aparat daha var. çok rahat ediyorsunuz. yoksa her seferinde emniyet kemeri ile uğraşmanız lazım. bir hamlede ana kucağını alıp evinize çıkıyorsunuz. bu çok rahat ettirdi bizi. mesela sırt çantanız olur kucağınıza da bunu alır çıkarsınız yukarıya.

@ben o değilim isimli arkadaşın önerdiğinde ana kucağı yok. ana kucaklı bir model almanızı öneririm.

bu arada bunları yeni doğan için yazdım. daha büyük bir çocuğunuz varsa baston fln bakabilirsiniz. o konuda pek tecrübem yok. gidin inceleyin merdiven in çık planınızı mağazada aleti görerek yapın. çok fazla model var web sayfasından bakarak olmuyor. insanın dahada kafası karışıyor.

@morcivert evet ufaklığın kaç aylık olduğu belirtilmediginden bir çıkarım yaparak öneride bulundum. benim tavsiyem yeni doğan için değil. Oturma pozisyonuna geçen bebeler için hafif, fonksiyonlu bir araba önerisi benimki.

hakikaten yazmamışım:) bebek daha gelmedi. çok da tecrübesizim. araştırıyorum ama ilk altı ay eşim olmadan tek başıma çıkamayacağım sanki dışarı. yenidoğan için hafif arabalar o kadar pahalı ki asansörlü eve taşınsam aynı maliyet :D her neyse geç gördüm ama çok sağolun tavsiyeleriniz için.

ilk 6 ay zaten çok dışarı çıkmazsınız. mevsimde kış. mart nisan bile 3-4 aylık çocuklar için soğuk bence haziran temmuz gibi anca ısınınca daha çok çıkarsınız dışarı. o zamanda 2 kişi olursunuz.

birde arabayı ilk 7-8 ay bebeyi uyutmak için evde daha çok kullandık. bilginize. tabi bebeden bebeye göre değişir.

Kredi kartı limiti para yükleyerek limitin belli bir katına kadar arttırılıyordu. Müşteri hizmetlerine sorarsan daha net bi bilgi alırsın. Ayrıca ücretten farklı olarak bi de bloke miktar oluyor araba kiralamada.

miktarı değişmekle birlikte 500 TL civarında provizyon alıyorlar. araç iade edildikten sonra kaldırılıyor bu provizyon/bloke.
bu da limitinizi kapatıyor doğal olarak. bunu da hesaba katın.

kredi kartına fazla para yatırarak limit artırma işlemi her bankada olmuyor. sormak lazım.

ben champixle bıraktım. benim "bırakmama" kimse inanamadı. eşim de hala durup durup "ya inanamıyorum, sen sigarayı bıraktın" falan diyor :)

hayvan gibi içerdim. uyanır uyanmaz arka arkaya yakanlardandım.

şimdiden başarılar.

inanmıyorum. çok içtin kesin :)

yarın 1 ay oluyor. sonuç: inanırım.

Daha önce uzun süreli 2 bırakışım var. İlaçsız. Bu sefer başlamamak üzere bırakıyorum ama. @baldan kaymak, içmedim ayrıca. Aylar öncesinden aldığım karar. Evet.

sigarayı bırakmak kadar kolay bişey yok.

sigaranın fiziksel kötü etkileri yanında , psikolojik olarak en kötü etkisi, sanki çok zor bırakılıyormuş, herkes başaramıyormuş, imkansız zor bişeymiş gibi hissettirmesi.

karar verdin mi? verdin

kendine psikolojini hazırlamak için bir zaman hedefi koydun mu? koymadıysan koy, yakın tutma 2 hafta sonra , 3 hafta sonra şu gün gibi.

ondan sonra çat diye bırak gitsin. git bi kilo olips naneli şeker al, zaten 3. günden sonra şekeri de aramayacaksın.

sigarayı bıraktım, çok canm ister sandım, hiç istemedi. çok zorlanırım sanıyordum, hiç zorlanmadım. bu kadar kolay olmasına hala çok şaşkınım.

ilaç falan hiç bişey de kullanmadım, tabi sigarayı bırakmak için devlet ilaçları ücretsiz veriyor diye kulaktan duyma bişeyim var. bırakmak istedikten sonra ilaçlı da ilaçsızda çok kolay oluyor, sana kalmış ilaç olayı yani.

İnanmam, çünkü bırakacak olsan şimdi bırakırdın.

dur o igrenc espriyi yapayim da icimizde kalmasin
ohooo daha bir sene var!

neyse birak bence de yeni bir yil yeni kararlar, hayirli olsun

odanı bi yavalandır istersen

h

ne birakiyorsun yahu, hayatta keyif aldigin kac tane sey var, neden birini eksiltiyorsun, dewam et, keske bende sewsem ben de icsem, şu boktan dunyada sevdigim birsey daha olurdu yapabildigim tek basima

bırakıp napıcan sanki.bok gibi yaşıyor sabah akşam işe gidiyorsan sağlıksız besleniyorsan iç.spor yapıyor yediklerine dikkat ediyorsan güzel bir sosyal ortam varsa içme.zaten amk ülkesinde eğlenecek adam yok herkes kafa sikiyor siagara içmeyip napacaksın.

1 saat sonra 365 gün olacak, inanın yapabilirsiniz.

5 ay sonra 3 yıl olacak. zor değil. gayet basit. yapamazsın diyenleri dinleme. gayet oluyor.

yapabilirsin. ben yaptım bir anda aldığım kararla bıraktım. sen de yapabilirsin. eksisozluk.com

Üçüncü haftam bitti. Ben nikotin bandıyla bıraktım, tahminimden kolay oldu bantla. Eğer bırakamadıyanız bantla bir deneyin derim.

mahkeme 2 veya 3 ay sonrasına ertelenir. size zorla getirme kararı çıkar. yine gitmezseniz savcılık tarafından tr geneli arantınız çıkar. herhangi bir yerde işe giderken gezerken vs. gbt kontrolünde arantınız olduğu ankaşılır ve sizi mıntıka karakoluna götürürler. bu işleme sabah erken saatler de denk gelirseniz öğlen savcılığa çıkarsınız. yok eğer gbt ye öğlen veya akşam saatlerinde yakalanırsanız o geceyi nezarette geçirirsiniz ertesi gün sabah savcılığa götürülürsünüz. bu işin en kötü tarafı uçakla veya otobüsle şehir değiştirmek istediğiniz de başınıza gelenidir. tatile giderken veya bir sebepten şehir değiştirmeniz gerektiğin de şehir merkezleri girişinde ve havalimanlarında arantınız olduğu için polis tarafından alıkonulursunuz ve tatil planınız falan zehir olur.

arkadaşlar sakin. adam müşteki/davacı. ayrıca savcılık bir durum da yok. "kovuşturma aşaması"

dilekçe yazın durumu bildirin. şahısla karşılaşmak istemediğinizi, şikayetçi olduğunuzu cezalandırılmasını istediğinizi bildirin. ayrıca işinizden de bahsedin. yokluğunuzda karar verilmesini talep edin. mahkemenin duruşmada alacağı ara karara göre aksiyon alırsınız.

"ben garantici adamım" derseniz bir avukata vekalet verin, halleder.

arkadaşa mahkeme tebligatı gelmiş. mahkeme açıldığına göre kovuşturma aşaması tamamlanmış. öyle şahısla karşılaşmak istemiyorum diye bir durum söz konusu değil.şikayetçi oluyorsanız mahkemeye de gitmeyi bileceksiniz. gitmediğiniz taktirde savcılık arantınızı çıkartır. ancak bu ilk sefer de olmaz. önce zorla getirme kararı çıkarılır ve bağlı olduğunuz ilçe emniyete ihzar evrakı gönderilir. mahkeme gününü ve saati belirten evraktır bu. bu süreç bir kaç kez tekrar edebilir. hiç bir mahkemeye gitmezseniz en sonunda arantınız çıkartılır ve sonucunda haklı olduğunuzu düşündüğünüz bir durumdan dolayı da olsa 1 gece nezarette kalma ihtimaliniz ortaya çıkar. karşılıklı şikayet olması durumunda zaten müşteki veya şüpheli fark etmez. o mahkemeye gidilecek. ''şikayetçi olayım karşı taraf ceza alsın ne ben mahkemeye gideyim ne bir şeye karışayım'' durumu söz konusu değil. yine de gidip gitmemek size kalmış bir şey ben olacaklardan bahsediyorum ve bu dediklerimi bence dikkate alın. sonra nezarette hırsızıyla gaspçısıyla bir arada uyumak zorunda kalmayın.

tugi1 + 11111111

Soruşturma aşaması ne zaman tamamlanır, kovuşturma aşaması ne zaman tamamlanır öncelikle bunu bilmek lazım.
Akabinde sanık, tanık, müşteki celb durumları bilinmeli.
Şikayet ettim duruşmaya gelmiyorum değil konu. Ara karara göre aksiyon alma kısmı tekrar okunmalı cevabımın.

Mahkeme celbi gelmiş ise nasıl kovuşturma aşaması tamamlanmış oluyor, halen bu kısmı anlamamakla birlikte, nisan ayı için dilekçe verebilirsiniz.

Arantı nedir ya Allah'ınızı severseniz? Ayrıca kovuşturma aşamasına geçilmiş savcılık "arantı" falan çıkaramaz. Bilip bilmeden insanları yanlış yönlendirmeyin.

arkadaşlar kimin dediği doğru hiçbir şey anlamadım.

okuduklarımdan özet geçiyorum:

gitmesen de olur ama gitsen daha iyi olur.. :)

Müşteki Mahkemeye Gitmezse Ne Olur? Zorla Getirme Nedir?
Kural olarak, müştekinin mahkemeye gitmesi ve beyanda bulunması gerekir. Ceza mahkemesi, mağdur veya şikayetçinin şikayet dilekçesinde belirttiği adresine davaya katılması için tebligat gönderir (CMK md. 235). Tebligata rağmen gelmeyen mağdur veya müştekiye yeniden tebligat çıkartılmaz. Özellikle şikayet dilekçesinde mağdur veya müştekinin adresi yanlış bildirilmişse mahkeme adres araştırması da yapmak zorunda değildir.

Ancak, müştekinin mahkemede dinlenmesi olayın aydınlatılması veya ortaya çıkması açısından zorunluluk ise veya müşteki olayın tek görgü tanığı ise bu durumda müşteki mutlaka mahkemede dinlenmelidir. Davetiyeye rağmen duruşmalara katılmayan müşteki, polis marifetiyle zorla mahkemeye getirilir. Davetiye posta yoluyla müştekiye tebliğ edilir, ancak zorla getirme kararı polis veya jandarma vasıtasıyla yerine getirilir. Uygulamada çoğu zaman zorla getirme kararı, polis tarafından sadece müştekiye bir mahkeme yazısı bırakılarak duruşmaya gitmesi gerektiği bildirilmektedir. Zorla getirmenin aciliyet kesbetmesi nedeniyle fiilen uygulanması gerekiyorsa, mahkemeden zorla getirme müzekkeresinin fiilen uygulanmasına dair bir şerh düşülmesi talep edilmelidir.

mahkemeye gitmek istemiyorsan ne demeye şikayetçi oldun?
anlamıyorum bu kafayı.
mahkemeye gitmeyeceksen nasıl işleyecek süreç?
hakimin önünde sihirlü küre var oradan mı görecek ne olup bitmiş?
bir gitmezsin iki gitmezsin üçüncüde gbtde takılırsın, tatile gidersin odandan alır olacağı bu.

bel olsam bicak alirdim ya da denizalti maketi mesela da vincinin kaplumbagasi natilus gibin.

denizaltı maketi olabilir, gitmediyseniz kocaelinde hızır reis denizaltı müzesi var.

bushcraft bıçağı alabilirsin. moraknive ucuza güzel aletler satıyor.

oyuncak müzesine gidin 2. dünya dşavası oyuncakları var

drone

lego al

2 numara için musluklu bira fıçısı alın
www.butikbira.com

her brewerın kabusu şişe temizlemek ve şişelelek zahmetinden kurtulur. nereden baksan 2-3 günlük zamanını kurtarmış olursunuz.

Bira bardagi

askerlerinki gibi alkol matarası alabilirsin.

spigen neo hybrid. başka markada kullanıyorum ancak tüm telefonlarımda sadece bu marka ve modeli tercih ettim. tavsiye olunur.

Hepsiburadadan microsonic diye bi tane aldım onu kullanıyorum

Size arkadan çarpılmış olması, karşı tarafın tamamen hatalı olduğu anlamına gelmez.
Kavşak kurallarına uyduysanız, öndeki araç ile takip mesafesi korunuyor ise ve hız sınırı içerisindeyseniz, hata tamamen karşı tarafta olabilir.
Karayolları Trafik Kanunu'nu inceleyebilirsiniz.
Bir ihtimal 8/1 hatalı görülseniz dahi sigortanız aşırı yükselmez kanaatimce

Anladık ki binadakiler, yönetici ve sizin ev sahibi tümden olumsuz tipler bir siz haklısınız. Bu (!)haklılığınıza rağmen bu kadar baş ağrısını yaşamanız manidar.

1 . aidat tabiki de verilmek zorunda. bunun gerekliliği ara lambaların yanmaması asansörün ve kaloriferin çalışmamasıyla çok net şekilde görülebilir.
2. arada geçerli bir belge yok ise çıkarabilir. bildiğim bir çok meselede öyle oldu. ev sahibi kızdığı zaman kiracılar çıkar. evde kalmaya devam eden görmedim.
3. çok yıl yersin.

Sanırım haklı olduğun konu çatının akması meselesiyle ilgilenilmemesi.

doğru anlamışsınız. olumsuz değil geri zekalı ve çıkarcı tipler. baş ağrısı falan yok ayrıca. en fazla gider haraç -ki haraç bunun adı- alıyorlar diye polise şikayet ederim.

- apartmanda kalorifer, asansör yok. sadece bina temizliği 2 ayda bir, ve ara lambalar (otomatik).

- "ev sahibi kızdığı zaman çıkar" diye bir gerekçe yok. siz çıkıyorsanız bilemem tabi.. kontrat bunun için yapılıyor zaten. yenilemezse de verir mahkemeye çıkarır.

- biliyorum. iyi bir avukat aramak için yazdım zaten.

sanırım haklı olduğum konu eve su akması da değil. bu ve benzeri geri zekalılarla sürekli muhatap olmam.

tamamen haksızsın. sorunlarını bu şekilde çözemessin. tavan akıyorsa ev sahibini arasana ne duruyorsun.

@paudi çatı ev sahibine ait değil. binanın çatısı. zaten genelde çatılar binanın çatısıdır.

1- aidat yasal. Vermek zorundasınız.

2- çıkaramaz ama can sıkar.

3- çok.

Ayrıca ya hu siz hangi ülkede yaşıyorsunuz noter onayla apartman yöneticisi hayatımda görmedim.

aidat ödemek zorundasın, biriken aidat borçları, avukat masrafları ve faizlerle beraber haciz yoluyla kiracıdan tahsil edilir. maaşının %25 ine borcun bitene kadar her ay el koyarlar gayet basit.

apartmanda defterler düzgün tutulmak ve kararla belli bir oylama sistemi ile alınmalı ancak toplantıya katılan olmamıştır falan filan uzun hikayeler.

özetle bizim bir komşu apartmana ısı pay ölçer yapılmıyor diye 1 sene inat etti aidat ödemedi (oğlu ısı pay ölçer satıyordu) avukat ve icra yolu ile parayı tıkır tıkır tahsil ettiler.

@kljgslsdkjsdekşi sözlük yazarı

"Madde 36 – Yönetici, kat malikleri kurulunun kararlarını protokolleri, yapılan ihtar ve tebligatın özetini ve tarihlerini ve bütün giderleri, 32 nci maddede sözü geçen deftere tarih sırasiyle yazmaya ve bu defteri ve giderlerin belgeleriyle diğer bütün belgeleri bir dosyada saklamaya mecburdur.

Bu defterin, her takvim yılının bitmesinden başlıyarak bir ay içinde yönetici tarafından notere kapattırılması mecburidir."

türkiye'de yaşıyorum. sahibi olduğumuz dairede de, diğer oturduğum her yerde de noter tasdikli gelir gider defteri vardı.

sıksın. sıkıntı değil.


@orpheus toplantı falan yok. olsa da, yasal bir defter ve onaylı makbuz olana kadar vermeyeceğim. hatta daha da kudurursam alındı belgelerini gidip savcılığa bile verebilirim. uğraşmak-haciz falan dert değil. yasal olan bir parayı kayıtsız kullanamazlar. sizin verdiğiniz örnek spesifik bir örnek. burada bir çıkar söz konusu değil.

alıntı
Kat mülkiyeti kanununa göre aidat ödemekte aslında evsahibi yükümlüdür. Kiracı, bundan yasa gereği yükümlü değildir. Ev sahibi ödemediği için kiracıdan alınabilir, o da kira parasından düşülebilir. Ama genelde kira sözleşmesinde yazıldığı için bu masraflar kiraya ek olarak kiracıya yükletilir. Kira sözleşmesinde kiracının bu aidatları ödeyeceği konusunda anlaşma yapılmamışsa ev sahibi de sorumlu olacaktır. Eğer masrafları kiracının ödeyeceği sözleşmede yazılıysa aidatın ödenmemesi durumunda apartman yöneticisi ve diğer kat malikleri sulh mahkemesine başvurabilir.

Hazır onu vurmuşken benim yöneticiyi de vur. O da aidatı sadece benden alıyor. Geri kalan olan özellikler aynı.

İlla şikayet etmek istiyorsan apartman adına banka hesabı yok diye et.

Kirayı geciktirmiyorsanız kiraya veren sizi kiralanandan tahliye edemez.
Yukarıda geçerli bir belge olmaz ise... denmiş. Yok böyle bir şey. Kira sözleşmesi yazılı olmak zorunda değil.
Aidat konusuna girmedim sadece bu yanlış bilgiyi düzeltmek istedim.
Edit: mobil

8 daireden fazla olan binalarda resmi bir yönetim oluşturulmak, yönetim defteri alıp bunu notere onaylatmak, ve tüm işlemleri kayıtlı yapmak zorundasınız.

Yönetime talip olup bu işlerle uğraşmayı teklif edin, yoksa düzene devam edin.

öncelikle tek haklı olduğunuz konu akan çatının çözülmemesi.

yönetimin oluşması çeşitli şartlara bağlıdır. seçim yapılıp oy çokluğu ile yönetici atanabilir. noter onayı hiç bir zaman gerekli değildir. yönetici, tahsilat ve ödemeleri makbuz ile yapabilir.

aidat konusuna gelince; kiracı, aksine sözleşme ve yerel âdet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür. yanisi, kira sözleşmenizde aidat ile ilgili bir madde olmaması ev sahibini değil sizi bağlar. sakın buna güvenerek ödememezlik yapmayın. ödediğinizi ispat etme yükümlülüğü de sizdedir. yöneticinin ödeme listesi çıkarması gayet doğal, ödemediğiniz bir borcunuzun ilan edilmesinden neden rahatsızsınız?

her ne kadar aidat veya demirbaş ödemelerinde asıl borçlu kat maliki olsa bile, kira sözleşmenizde aksi madde bulunmadıkça siz ödemekle mükellefsiniz. kat maliki oluşan bu borcu kendi ödeyerek -uğradığı zararın tazmini hakkı her zaman saklı kalmak koşulu ile- tahliyenizi isteyebilir.

yönetim veya genel kurullarlarda alınan kararlara itiraz için, her halükarda karardan 6 ay sonraya kadar itiraz hakkınız mevcut. yönetimden şikayetçi iseniz, mahkemeye başvurarak hakim tarafından yönetici atanmasını isteyebilirsiniz. ancak bu yol giderlerinizi daha da fazlalaştıracaktır.

Ev sahibi satacağım deyip, siz çıkınca evi satmazsa 1 yıllık kira bedeli kadar tazminat alabilirsiniz.

Anladığım kadarıyla sinirli bir yapınız var. Ev sahibinden "satacağım" bildirimi alıp, evi boşaltın. Satmazsa dava edin.

Her halükarda yeni bir eve çıkmanız bence en güzeli. Muhitinizi bilmiyorum ama çok zorlanmazsınız...


.

verdiğimiz bütün paraların makbuzları mevcut. sanırım parayı neden vermek istemediğimiz anlaşılmamış. tekrardan hortlatayım.

apartmanın birikmiş parasını ----temizlik ve elektrik---- için birikmiş parasını kimseye sormadan boya için kullandılar. apartmanın temel sorunları dururken, çatıdan, balkondan su akarken. böyle bir durumda herhangi bir şekilde gönüllü para veren insan kusura bakmasın geri zekalıdır. duyuruyu tam okumadan "ama herkes veriyorsa siz de verin" gibi bir yaklaşım da aynı şekilde zeka geriliğinden kaynaklanıyor.

mevzu üç beş kuruş da değil. işin yokuşa sürülmesi. borçlu-alacaklı durumunun ifşası da değil. -ki zaten ne borcu, kime borç ajsjdajs- 5 senedir asılmayan kağıt bugün asılıyorsa tek sebebi "sen vermezsen ben de buraya asarım" mantığı. asar, amenna. ama ilk boş günümde de gerekli yerlere gerekli şikayetleri yaparım. uğraşsın dursun. aynı şekilde ev sahibi de.


bu arada buraya yolu düşenler için peşin not: avukat olduğunu iddia edenlerin bile bilmediği gelir gider defteri, tabela, oy birliği ile tadilat, işlem, imzalı-kaşeli alındı makbuzu vs. gibi şeylerden bir haber olduğunu görmek üzdü. (bir başka avukat arkadaşın ifadesi) eğer bunların hiçbiri yoksa -bizde hiçbiri yok- o aidat değil "aman kendi aramızda çözelim" tarzı bir para toplanıyor. ve bu yasal değil. hakkınızı arayın. işi yokuşa sürmek gibi bir niyetiniz varsa polise gidip "haraç" alıyor bile diyebilirsiniz. ki ben öyle yapacağım :)) sonrası mahkeme artık.

aynı sizin gibi 10 dairelik bir apartmanda yöneticiyim. yönetici seçilmesi "noter" onaylı olmak zorunda değil. sadece "karar defteri"nin onaylanması şart. onu da zaten bir kere yaptırıyorsunuz.

boyama işini çoğunluk sağlanırsa yapabilir, bunu size sormak zorunda değil. karar defterine bunun yazılması gerekli ama. buna bakmak isteyebilirsiniz.

turknet. 75.99 TL 100mbit hız veriyor.(altyapı tt ise 50mbit. aradaki farkı anlamadım ama 50 mbit alıyorum ben de.)
turknet'e karar verirseniz davetiye kodu paylaşırım ikimiz de birer ay hediye alırız.
davetiye kodu:PWG15OL87VET


edit: eğer kablonet altyapısı varsa kesinlikle ilk tercih uydunet olmalı. hem ucuz hem kaliteli

Kablonet kullanıcısıyım zaten. Ama bütün tarifelerinde akşam 7 - 12 arası hız düşüyorlar. Ben de o saattlerde kullanıyorum interneti. 25mbps parayı verip niye 8mbps internet kullanayım? Bu yüzden başka operatör arıyorum

ben de bu hafta turknet e geçeceğim. min 35 mbps bağlıyorlar 75.99 tl ye ve altyapı desteklediği ölçüde hızı 10 tl fark ile arttırıyorlar.

ben 6 ay önce turknet'e geçtim uydunet'i bırakıp. taşındığım yerde altyapı mevcut değildi. o dönemki tarifemde hız düşümü söz konusu değildi 49 tl karşılığında 25mbps hız alıyordum. hala aynı sandım, saçma olmuş hız düşümü.

13 sene once Çapa'da ablama narkoz vermislerdi,bunca zaman sonra fikir verirse...

üniversite hastanelerinde narkozlu olan günler var, kalanı narkozsuz diye biliyorum.

Devlet hastanelerinde de ya böyledir, ya da toptan narkozsuzdur.

ya ben yaptırmıştım narkoz falan yoktu. endoskopu dediğimiz şey mideye bakmıyor mu?

devlet hastanesinde uyutularak yaptırdım birkaç ay önce.

Narkozlu icin geç tarihe randevu veriliyo da olabilir. Çünkü benim de yaptırmam gerekmişti iki gün sonraya randevu verildi, narkozsuz.... hayatımın en korkunç deneyimlerinden biriydi :(

abartmayın arkadaşlar. ben uyutulmadan kolonoskopi oldum. endoskopi çerezdir. uyutmazlarsa da bir şey olmuyor, korkmayın.

isleme basladilarsa sanayi kismini simdilik dusunme hocam. olan olmus.

ariza tespitinden sonra ucuk bi fiyat isterlerse sanayiye goturebilirsiniz. hem arizayi da bilmis olursunuz.

garanti 5 ay once bittiyse iyi niyet garantisini zorlayin derim.

Çok güvenilen, adı ve işi bilinen bir usta yoksa yaşadığım şehirde servisten çıkarmazdım. Servis garantili yapar en azından ellerinde yazılım da var. Sanayide çok sürünmüş kazikta yemiş biri olarak birkaç usta hariç tavsiye etmiyorum.

Sanayi tanıdık içindir, tanıdığın yoksa dükkan dükkan usta usta gezersin. Yetkili servis olsun %50 pahalı olsun kafasındayım ben.

garantiye zorlamaya çalışın.

tahmini birşey söylemek güç ama 4-5bin tl'den aşağı olmaz. iç aksamda piston ve yataklarda bi sıkıntı yoktur inşallah. sadece conta değişikliği ve işçilik ile halledilir umarım. ha bide soğutma sistemi değişikliği isteyecektir. bunlar ucuz şeyler değil.

8-10 bini var rahat.

O is 4-5bine hallolmaz derim ben. Kendinizi yuksek rakamlara hazırlayın.

Özel servis için konuşuyorum;
Sadece üst kapak ve conta ile kurtarırsa 2000-3000 tl arası.
Motor bloğuna inilirse, rektefe (ya da rektefiye hangisi doğru bilmiyorum) gerekirse min.6000tl

Yetkili serviste bu iş en iyi ihtimal 2 katıyla çarpılır. iyimser olursak tabi.

Bence yetkili servise değil, özel servise çekilmeli idi. Facebook peugeot 3008 gruplarında, bulunduğunuz şehir için özel servis tavsiyesi alınabilirdi hızlı bir şekilde.

Can sıkıcı bir durum. Umarım en az maliyet ile çözülür.

valla komple motor yapılacaksa, en az 15 - 20 arası tutar. servislerde tamir falan yok, herşeyi orjinal ve sıfır takarlar. yağ pompasına hatta belki yeni turboya kadar gidebilir iş.

motor tamiri iki şekilde oluyor, üst motor dedikleri silindir kapağı, kapak contası, valfler ve turbo. hararet yapınca turbo da zarar görüyormuş onun da sökülüp kontrol edilmesi lazım.

alt motor dedikleri piston yatakları, pistonlar, piston kolları sekmanlar, haliyle piston değişeceği için piston yatakları taşlanacak. belki egzantirik milini kırdı sıkışmadan. belki blokta çatlak veya patlak var. araç altına damlıyorsa blok çatlamış.

geçen bi kia sorento geldi arkadaşların dükkana, radyatör delinmiş farketmemiş adam, su kalmayınca hararet yapmış.

alt + üst motor + turbo kontrol gerekiyorsa tamir, sadece malzeme parası 14 binlira tuttu. tabi blok çatlamış sıfır blok, sıfır silindir kapağı.


araçtan araca ve durumdan duruma fark oluyor. mesela sadece silindir kapağı değiştirecekleri zaman bile motoru ayırdıkları araçlar oluyor. tasarımına bağlı, el kol girmeyen araçlar var mesela pejolar.

senin araçta eğer radyatörde delik yoksa, bir boru falan tıkanmadıysa, ya devir daim pompasında sıkıntı vardır ya da yağ pompasında.

zaten anlık bir olan bunlardan birisi çalşmayı bıraksın giderken 15 20 saniye bile sürmüyor hararet yapması, hararet yaptı mı da sakat.

bazı araçlarda çelik conta var. conta yanmıyor ama motor yanıyor.

yeni silindir kapağı, yeni blok, pistonlar, sekmanlar, e o kadar yapmışken triger falan bir de servis olduğunu hiç bir şeyin tamir edilmediğini düşünürsek 30 - 40 a bile varabilir.

Keşke servise açın demeseydiniz, servis motoru açtığında kendi tamir etmiyor ki.

Her usta gibi motor ya da kapak sökülüp bu işte uzmanlaşmış olan bir rektefiyeciye gönderilir. Kapak ya da motor yenilenir ve geri gelip toplanır.

Servis bünyesinde bu işi yapacak alet ekipman uzman olamaz zaten. En büyük oto servisler bile kendi yapamaz bunu, bir "motor yenileme" firmasıyla çözer işi.

İşleme başlamadılarsa hemen vazgeçin ve referanslı bir usta bulup oraya götürün.

sanayide söktürseydin, 1500 yerine 500 lira sökme parası alırlardı, rektefiyeciler ölçüme para almıyor.

sanayiciye yaptırsaydın sökme parasını da ekstradan almazdı hani, sadece söktürüp başkasına yaptırırım dersen diye dedim.

öte yandın bak eğri oturup doğru konuşmak lazım. benim aracım olsa şu gün arkadaşlarımın işlettiği tamirhaneye götürmem. hiç işçilik almasalar bile götürmem yani. temmuz ayından beri 4 defa sıfır motor yaplan ama her seferinde yine motor yakan arabanın olduğunu biliyorum. bazı araçları ya kimse ellemek istemez. ya da yaparım der böyle olur. iyi usta seçimi çok önemli.

bir de parayı tamamlayana kadar araç sanayide ya da serviste yatacak bunu da göz önünde bulundur. az buz paralar değil.

az bir farkla renkli cam (siyah) yaptırabilirsin. 2 parça halinde oluyor, en üstte açılmayan, ufak pencerecikler (kısa olan kısım); sonra da normal açılıp sürüklenen camlar başlıyor.
tavsiyem tam olarak burada olacak. o üstteki sabit minik pencerecikler aşağıda olsun. ben böyle yaptırdım. hem daha sağlam oldu hem de bence daha mantıklıydı.
açma zincirini rica ediyoruz paslanmayan düzgün bişey taksın.
çamaşırlık ekletebilirsin.
havalandırma deliği açmazlarsa, doğalgaz aktif ederken sorun yaşarsın. zaten oturduğun ve doğalgaz aboneliğin olan bir evse sorun yok. (yine de güvenli değil)
bu kadar.

doğalgaz bu balkonda değil... ama yine de belki havalandırma koyulur..
ama açılmayan pencerecikleri anlayamadım... fotoğraf var mı acaba?

Fiyat al dört beş yerden. Arada 1000 - 1500 lira oynuyor, daha bir ay önce denedim.

Biz kapattıramamıştık belediye izin vermediği için. Çevre binalarda varsa sıkıntı olmaz

albert genau markasını tavsiye ederim. cam rengi mavi. çok hoş görünüyor, yeşil de güzeldir. cam balkon sisteminin oturtulacağı balkon mermerinde eğrilik var mı ona bakın. mesela bizimki eski bina olduğu için biraz kırılıp mermer yapıştırıldı, onun üzerine de sistem oturtuldu.

bazı camlar eski tip cam kapılar gibi yan yan kapanıyor, camın ilerlediği metal eni 1 karış olanları kastediyorum. lütfen onlardan yaptırmayın

Cam birleşimlerini plastik değil de aliminyum olandan isteyin, fiyatı azıcık arttırır ama daha şahane olur. Hatta mıknatıslı aliminyum çıtalı olursa daha da şahane olur.

camların arasına silikon değil alüminyum çıta yaptır. bi süre sonra o silikonlar sarıyor soluyor kopuyor.

@culsuz aristokrat'ın dediği sadece yht için ise,

konya'daki gar sadece yht garı değil, eski gar. normal trenlerde oradan kalkıyor.

edit: sabaha karşı 05:50'de karaman treni kalkıyor mesela.

gar çok küçük ve eski. (bu sebeple yenisi yapıldı ve tamamlanmak üzere)
dolayısıyla uyuyabileceğin bekleme salonu da çok küçük ve 4 tarafında gişe mevcut. ortada oturma alanı.

ayrıca bu bekleme alanına geçebilmek için, güvenlik kapısından geçilmesi gerekiyor.

ben uyumaya uygun olmadığını ve müdahale edilebileceğini düşünüyorum.

onun yerine en yakın numune ya da meram eğitim araştırma hastanesi acil servis girişindeki bekleme alanında uyunabilir belki. (her iki hastane de yürüme mesafesinde değil)

Olmasa iyiydi ama düzgün antremanla çözülmeyecek bir durum değil.

Duptıs +1

Sigarayla yürütemezsin malesef. Bırakıp, antrenmanlarla dipcik gibi olursun.

sigarayı bırakırsanız, 1 haftada ki performans farkınıza kendiniz bile inanamazsınız.

Vay be

almam.
düzenli almam yani. özel alanlara ihtiyacımız var hepimizin.

Düzenli almam. Arada sırada seve seve. Geçenlerde komşunun oğlanı işe aldırmak gibi bir aptallık yapacaktım. Düşünüp duruyordum "ben sabah bunla yürüyüp akşam bunla dönemem ki her gün bıkarım" allahtan istemedi de kurtuldum.

Bu bile dert oluyor bana bak.

Almam. Sen dogrusunu yapiyorsun. O nolcak aliver diyenlerin arabasi yoktur.
Bi de bi yerde duymustum. Arabadaki insan sayisi artinca daha fazl benzin yakmiyor mu ya bunu hep merak ediyorum. Yanlis mi duymusum acaba

@flipsflops
Teknik olarak kesinlikle daha fazla yakar evet ama bu kayda deger bir miktar midir onu bilmem, oturup hesaplamak lazim.

Bazı jestler zamanla görev halini alabiliyor o zaman sıkıntı olabiliyor.

Düzenli asla almam. Hem verdiğiniz örnekleri yaşama oranı yüksekliği hem de alışmış kudurmuştan beterdir anlayışı bunu yapmama engel oluyor. Üniversiteye 1.5 yıldan fazla bir süre otostopla gidip geldim. Yıllardır araba otostopçu da alırım. Ancak bazen olayın hukiki boyutunu düşündüğüm de otostopçu işinden de vazgeçmek üzereyim. Yolda kalan insanlara yardım etmek çok büyük bir iyilik. Ancak dediğim gibi herhangi bir kaza durumunda filan yaşanılacak olaylar iyi niyetleri zedeliyor.

bu sekilde duzenli yapilan iyilikler goreve donusuyor dediginiz gibi, ben de sevmiyorum boyle seyleri, kimseden boyle bi sey beklemem beklenilmesini de istemem.

arada alınır da düzenli olarak almam kesinlikle. yaptığın iyilik görev haline geliyor+1

adam senin arabanla "bugün beni şuraya atıverir" diye plan yapıyor asfdgfhgjh

@baskalasim
Kaza bela durumda benim nasil bir hukuki sorumlugum oluyor? Taksirle adam oldurme gibi bir şeyden suclanabiliyor muyum mesela, bu tarz bir seyi mi kastediyorsun?

Bir süre arabasızdım kimsenin arabasına binmedim .Otobüs durağına gidip otobüse biniyordum.Şimdi arabam var düzenli olarak kimseyi taşımıyorum ama arada sırada alıyorum.Hatta sevdiğim bir kişi olduğunda yolumu da uzatabiliyorum.

@stavro
Tam detaylı bilmemekle beraber bir örnekle anlatalım.
Kardeşim anlatmıştı çok uzun zaman oldu içeriğini çok hatırlamıyorum ama aşağı yukarı şöyle bir şeydi; Kayseri Erciyes yolunda vatandaşın biri otostop çekiyor. Yanda oturan astsubay olmak üzere şoför de iyilik niyetine duruyor vatandaşı alıp yola devam ediyorlar. Biraz ilerledikten sonra arkalarından bir araç çarpıyor ve arkada oturan otostopçu arkadaş ölüyor. Ardından polis mahkeme derken bu iki arkadaş büyük sakata geliyor. Ölen arkadaşı nereden tanıyordunuz? Neden arabanıza aldınız gibi terletici sorularla beraber kan parası uğruna Astsubay arkadaşın maaşının bir bölümüne uzun bir süre el konuluyor. Meslek durumları sıkıntıya giriyor, şoföründe başına bayağı bir iş geliyor.

@stavro
Mobildeyim düzenleyemedim şoförün başına galiba dediğiniz gibi cinayet durumları sarılıyordu. Anlayacağınız amaç ne kadar iyilik de olsa başınıza bela olma olasılığınız çok yüksek. Bugüne kadar sayısız otostopçu aldım. Otostopçuyu sağ salim indirine kadar yol zulüm oluyor.

düzenli asla almam yolda denk gelir görürsem ve trafik uygunsa dururum yoksa devam ederim.

araç benim değil ise;
yakıta ortak olmak istediğimi söylerim. kabul etmezse binmem.

araç benim ise;
2 sebepten dolayı kesinlikle götürmem.
a)özel alan, sorumluluk vs.
b)hukuki boyutu

ölüm vs. durumu, taksirle ölüm çok uç örnekler ancak taşıyanın da sorumluluğu var. (ticari olmasa bile... kaldı ki düzenli olarak ödeme alsan ve ailesi bu durumu beyan ederse mevzu çok farklı bir yere uzanır)
ticari bir durum yok ama düzenli olarak taşıyorsunuz. bir miktar kusurun da sizde olduğu bir kaza yaparsınız ve yolcu çalışamayacak duruma gelir. sgk tarafından malulen emekli edilir. sgk size dava açar "senin yüzünden oldu" diye.

"düzenli olarak almam" diye bir şey yok malesef. yağmur yağar, alırsınız. "ıslanmadım" diye minnettar olacağını düşünürken ertesi gün "e bugün niye almadı sırtında mı taşıyacak sanki" olur.
sürekli araçla gitmediğimi, düzenimin belli olmadığını ve güzergahta uğrayacak yerlerim olduğunu düşünmesini sağlardım. ya da hiç bu kadar kasmaz, sorumluluğu keyfim ve kahyasına atardım. her sabah "ayıp oldu mu?" stresiyle yaşanmaz.

birden fazla kişiyle aracın fazla yakıt yakması da önemli tabi. km başına %0.00000001 ciddi bir sarfiyat olur bence :)
yazan arkadaş emin olmadığı için açıklama yapmış da olayım. 2 yolcu ile seyrin, tek yolcuya göre yakıt sarfiyatına etkisi hesaplanmayacak kadar düşüktür.

bu tip uygulamalar yapan çalışanlar var, benzini aralarında bölüşüyorlar ya da diğer arkadaşların da dediği gibi her zaman olan durumlar değil. zaten karşı tarafın size benzini paylaşmayı nezaket kuralları gereği teklif etmesi gerekir, sizin de kabul etmeniz gerekir. ve evet, otomotiv sektörüne yarı mamül üreten bir firmada argede çalışıyorum, tüm amacımız gram ölçekte bile olsa yarı mamülleri olabildiğince hafifletmek, üstelik performansını daha da arttırarak. yani arabada ne kadar kişi o kadar benzin.

ha, büyük resme bakarsak da: bir sürü kişinin tekil olarak araba kullanmasındansa araba paylaşımı yapmak çevre için daha yararlı tabi. ama ona varana kadar zaten toplu taşıma ve bisikletle ulaşım öncelikli olmalı. tabi bunları yapabilmek için de türkiye'de olmamalısınız XD yine de en son greta thunberg bize saydırdığında "karbon ayak izimiz düşük ya bizim :( " diye ağlayan arkadaşlar vardı :D , o yüzden bize varana kadar amerika vs var yani.

özgürlüğün kısıtlanmasına ve olayın yakıt paylaşılmadığı sürece görev haline gelmesine bakarsak: kesinlikle doğru, herkes sömürmeye bayılır çünkü. ama türk insanı olarak da çok duygusalız, pek mantıklı düşünemiyoruz toplum olarak. o yüzden karşıdan böyle bir öneri gelmedikçe siz ağzınızı bile açmayın konuyla ilgili. tabi ki de karşınızdaki kişiyi tanımıyorum ama toplumun geneline bakarsak olayın kırılganlıklara gidebileceği mevzubahis. kısacası hiç kasmayın, herkes kendisi gitsin. ha çok zor bir gündür, kardır yağmurdur, toplu taşıma yoktur, o zaman amenna. ama öteki türlü zaten zor hayatlar yaşıyoruz, hele de işe gidiş gelişlerde hiç gerek yok bence.

not: eskiden hümanisttim, artık değilim XD

Yakın arkadaşım vs için asla bu konuyu dert etmem; alırım. Zaten o kadar yakınim olunca 'bugün kendin dönsen iyi olur, ben şuraya ugrayacagim' diyebilirim.

Yakın olmadığım birini her gün her gün almam ama kişiligim gereği biraz paylaşımcı biriyim. Yağmur yagiyordur, hava soğuktur ya da o gün sadece asansörde denk gelmisizdir; alır bırakırım. Dediğim gibi zorunluluk olmadığı müddetçe sıkıntı yok benim için.

Bu arada böyle durumları benzin parasıyla düşünme kısmını ayrıca korkutucu buluyorum; iki gündür arabayla bırakma konulu duyurularda 'e daha çok yakıt harcanıyor, parası bizden çıkıyor' vs gibi yorumlar okuyunca bayağı şaşırdım zira ben ailemde de böyle bir şey görmedim. Bu tarz konularda da aklıma en son gelecek şey cebimden çıkacak paradır. İnsanları alıp Van'dan İstanbul'a getirmiyoruz sonuçta. Sosyal ortamlarda yaşarken bu derece para odaklı olmak hiç doğru gelmiyor.

arada birisinin arabasi bozuk oluyor, ya da baska bir durum oluyor yapiyorum, senede 2-3 kere. duzenli yapmam benzine ortak olsa da yapmam zira o zaman hususi araca gerek yok eger para harcamak istemiyorsan gidip otobuse/metroya bineceksin, araba isini unutacaksin.

devamlı bir şeyler konuşma zorunluluğu, bir paylaşımda bulunacak olma kısmı beni yoruyor ve istemiyorum.

Almam çünkü bir süre sonra bu senin vazifenmiş gibi görülüyor.

hatır taşıması deniliyor bu duruma. olası bir kaza durumunda tazminat istenebilir.

www.tazminathukuku.com

ben duzenli olarak almam. ihtiyac durumunda alirim.

ancak ablam bunu yapiyordu eski isinde, 2-3 yil yapti, evden cikar, 5-10 dk yolunu uzatir, 3 arkadasini alir, ise oyle giderdi. donuste de yine yolunu uzatir, arkadaslarini birakir, eve oyle donerdi.

ben bir arkadasimin benim icin bunu surekli yapmasina razi olmam. icim asla rahat etmez.

Ben sahsen yakitinda degilim, duyuruda yazdığım gibi benim takildigim nokta "ozel alan" mevzusu ki genel olarak insanlar da ayni fikirde buradan gordugum kadariyla.
Alacagim adami zaten alirim, yakit parasi falan beklemem kimseden. Duzenli almaya gelince, yakiti paylasmak degil tamamini odeyecek de olsa istemem acikcasi.

Almam...Sen bu adamı 364 gün taşı 1 gün taşıma suçlu sen olursun. İyilik yapma görevin olur derler bu birinci sebep.

2. sebepte hatır taşımacılığı. Yakınları sana dava açarsa b.ku yedin çok afedersin.

Iskan var mı aklima ilk bu geldi

Üst katta oturanların insan olup olmadığı

Ben komşulara sorardim. Apartman/ site nasıl memnunlar mi nereden sikayetciler filan.

Cephesi çok önemli bence. Ve ısınma sistemi.

*Kesinlikle ve öncelikle iskan durumu sorgulanacak. ( bir iki aya alınacak vs. hikaye)
*tapu sahibiyle mi muhattabız?
*kombi çalışıyor mu arızası var mı?
*cephe durumu. Rüzgâr, güneş ışığı vs. alır mı?
*yalıtım durumu. Özellikle ses yalıtımı yeterli mi?
*pencereler kontrol edilmeli.
*ana kapı girişinde ust tarafta bir kapak var. Bu kapağın içinde uydu, telefon hattı vs. dağıtımının yapıldığı kablolar var. Dağıtım yapılmış mı yoksa kapağı takıp geçmişler mi?
*asma tavan içinde ceset var mı? ( inşaat zamanından kalma gercekten de kuş ölüsü vs. olabiliyor)
*banyo, tuvalet ve mutfak gibi ıslak kısımların kontrolü yapılmalı. Bağlanmamış hat, akan vs. bir nokta var mı?

Bu söylediklerim cok abartı gelebilir ancak baştan konuşursanız "hepsini" satıcıya yaptırtırsınız. Sonra farkederseniz tüm masraf sizdedir.
İmla hataları mobil kaynaklı.

Üst kat komsuna bak. Eğitimli bunlar iyidir diye düşünme. Almadan once hatta gece orada kal. Yoksa ödediğin krediye pişman olursun.

değiştiremeyeceği şeyleri umursamıyor insanlar ama değiştirebileceklerine çok takılıyorlar.
ilk aklıma gelenler
apartmanda kiracı ev sahibi oranı nasıl?
kiracı çoksa kavimler göçü simülasyonu yaşayabilirsiniz. ama bu nefret ettiğiniz komşunuzdan bir gün kurtulabileceğiniz gerçeğini de getirir. kiracı çoksa ev sahibi apartmana yönelik yatırımlara katılmada gönülsüz olur genelde. hele aynı şehirde falan değilse.
konumu. konumu derken sokakta mı caddede mi nerede.
caddeye cepheyse apaçilerin uğrak yeri olabilir. gece yarısı trap açıp 2 km/s ile dolaşıp canınızı sıkabilirler.
ya da işte toplu taşıma. adam ev kiralamış abi durağa 200 metre diyor. harbiden 200 metre ama mahalleden önce son çıkış, ilk giriş olduğu için hiçbir toplu taşımaya binemiyor ağzına kadar dolu geçtiği için.
asansör varsa sallıyor mu ediyor mu mühendiser odasından etiketi var mı dahası aslında apartman yönetimi stabil mi yoksa allaha emanet mi?
balkonu odaya katma çakallıkları var mı aparmanda genel olarak.
herkese yetecek kadar telefon şeysi var mı 2020deyiz artık fazla fazla olmalı hatta.
8 yıllık parçalı bulutlu emlakçı & müteahhit yancılığından ilk aklıma gelenlerler

en gıcıklarından birini unuttum.
gecekondu da alsan milyon dolarlık yalı da alsan bu çöp poşetinden daha düşük zekaya sahip ustalar suyun gider yönünü ayarlayamıyor. gider başka yerde su başka yere toplanıyor. buna bak ille de alacaksan almadan önce düzelttir ve pazarlıkta bunu hesap et.

Bu islerle hic alakaniz yoksa gayrimenkul ekspertiz firmasina basvurun,evin butun seceresini,degerini neyi var neyi yok cikarip onunuze koyarlar.

emlakçıya düdüklenmek olarak düşünmeyin,
şu anda doğru bir emlakçıyla çalışıyor olsaydınız
doğru pazarlık yürüterek ona ödeyeceğiniz komisyondan fazlasını kazandırırdı size. ama konumuz bu değil.

ayrıca aklıma gelmişken evin fiyatını en iyi emlakçı bilir. nihayetinde bir mülkün fiyatını çevredeki satılmış muadil daireler ve alıcıların teklifleri belirliyor. bunları da o bölgenin emlakçısı bilir.

sıfır dairede en önemli etken kat mülkiyetidir dostum. kat mülkiyetine müteahit inşaatı yaparken başvurur. belediyeden gelip kontrol ederler, herşey kitabına uygunsa kat mülkiyeti verirler. az uygunsa kat irtifakı hiç uygun değilse arsa tapusu verirler. bunlardan en makbul olanı kat mülkiyetidir.

sahibinden'de ona benzer evlerin metrekaresine bakabilirsin. fiyat/m² yaparak bölgenin ortalama rakamını öğrenirsin. %10 aşağısı da genelde satıldığı rakam oluyor (pazarlık payı)

doğru fiyatı tam öğrendikten sonra/size söyledikleri rakamı kabul ettikten sonra;
mevcut rakamın %10 aşağısını teklif ederek pazarlığı başlatın. hele nakit alacaksanız bu kozu sürekli oynayın.

rakam konusunda mutabakat sağladıktan sonra (kredi kullanmadığınız varsayıyorum);
belediyedeki rayiç bedelini sorun (belediye rayiç bedelix%1,5= tapu harcı) bunu tam öğrenin,
satış günü bankanızla konuşun bloke çek verin.
tapudaki işlemler için bir muameleci ile anlaşın. yoksa odadan odaya dolaşırsınız.

(son olarak her emlakçıya dolandırıcı gözüyle bakmayın lütfen)

Ata sözümüz ev alma komşu al der. Komşular önemli. Onun dışında iyi bir gayrimenkul danışmanı ile çalışıyorsanız geri kalan kısmını danışmanınızdan öğrenebilirsiniz işi bu zaten.

çamaşır bulaşığı yıkarken kuruturken sorun yaşar mısınız? makinelere yer var mı? kileri varsa kilerde havalandırma var mı? banyo tuvalet balkon giderlerinin zemin eğimleri düzgün verilmiş mi deliğin olduğu karoda su birikiyor mu?

tr'de en önemli şey, kolay ısınıp ısınmayacağı, kuzey cephesyse, güneş görmüyorsa almayın bence.

Daha önce çok yazdım yine yazayım.
Türknet'de 23.ayımdayım uzun zaman 35mbit hız aldım. 6-7 aydır bir üst paket kullanıyorum 80-84mbit arası hız alıyorum 85 TL.
23 aydır hiç sorun yaşamadım. Müteri hizmetleri umrumda olmadı :)
İstanbul-Kadıköy bostancı

Kullanıyorum, memnunum.

komşuda adsl kobi paketi var. ev kullanıcısı ama. aynı bağlantıyı ben de kullanıyorum bazen. sıkıntı yok. 16mbit ama sıkıntısızç

aman diyim sakın bulaşma. müşteri hizmetlerine işin düştüğü an geçmiş olsun... telekomda kalmaya devam et. büyük risk alırsın geçersen.

bulunduğun yer sorunsuz bir muhitse hiç düşünme al geç. senelerce kullandım çok memnun kaldım.

Letgo'dan ikinci el alın. 1/3 fiyata toplarsınız.

Letgo+1

Ağırlık sehpası, krom dumble, z bar, düz bar, 1 2.5 5 kilo ağurlıklardan oluşan 80 kilo ağırlık seti 250 liraya aldım hepsini geçen yıl.

Dediğiniz gibi Letgo'da daha ucuz görünüyor ancak genelde parça parça koymuşlar. Yani elindeki fazla 10 kg ağırlığı koymuş, ya da sadece ağırlık sıkıştırma yayını koymuş. Ayrıca arabam yok; Letgo'dan bulup alırsam nasıl taşıyacağımı düşünüyorum.

Aşağıdaki 2 sehpa arasında kaldım, hangisini almalıyım? Grand master birçok pozisyonu destekliyor ancak halteri koymak için yer yok. Strength machine ise tek parçadan oluşuyor, 90 derece pozisyona gelmiyor ve incline yaparken halter tutacakları rahatsız eder mi acaba?
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com

120.000 liraya sıfır dizel, otomatik boş paket sadece duster alabilirsin. Onunda satışı tr de yok. yani 120k ya istediğin özellikte araç satışı tr de yok. 150 ye çıkman gerekiyor.

O paraya sifir dizel otomatik cam tavanli SUV var mi ki abi?

yeni boş kaşkai fiyatı 166 oldu sen fullünü istiyorsun hocam. ikinci el temiz bulabilirsin o fiyata. 2019ların fiyatı bir garip. 2 ay önce boşline golf 2018 99.5'a satıldı aynısının 2019 otomatiğine 136 dediler 3 gün önce. donanımhaberdeki başlığı takip etmenizde fayda var.

Renault Kangoo 140.000 TL olmuş hocam, o paraya SUV imkansız :)

İkinci el Bmw X3 bulunur, mis gibi de olur.

Peugeot 3008'lere de bakın eğer ikinci el alırım derseniz.

suzuki vitara. ama ya 2. el tercih edeceksiniz ya da bütçeyi artıracaksınız. benzinlisi sınıfının az yakan araçlarından biridir.

Bak oraya sıfır yazdın ya: 75.000
Dizel dedin: +35.000
Otomatik dedin: +20.000
Cam Tavan dedin: +10.000
Suv dedin: +10.000

Bunlar en düşük fiyatlar. vosvagın dersen +30.000 (tok kapı sesi payı)

Yillik 20bin km ve uzeri kullanicilar icin dizel tavsiye edilir genelde. 20bin alti icin dizel mantiksiz. Zaten butceniuz yok, dizel falan alamazsiniz da.

suvlarda tüketim daha da artıyor. hem ağır hem de aerodinamisi yetersiz kalıyor. Ama eski suvlar kadar da yakmıyorlar artık yenileri.
sahibindende 2019 dizel manuel juke var 2000km. ne kadar suv tartışılır.123bin lira.
dizel duster 550kmde manuel 124.
pejo 2008 var 2019 dizel oto cam tavan ama test aracıymış 1700kmde 132.5 demiş 127ye falan anlaşabilirseniz bence iyiymiş bu geri görüş falan var.
dizel oto seat arona var 137bin lira.
aralarında en mantıklısı 2008 duruyor ama onun da yeni kasası gelecek. çok pahalı gelir yüksek ihtimal zaten ama yenisi de efsane duruyor şimdi yalan yok :D.

@tithousand

Renault Captur Icon 1.5 dCi EDC 90 bg Pazarlıkla 150 - 160 aralığında alınabilir.
Peugeot 2008 GT-Line 1.5 BlueHDi 120 EAT6 Tam Otomatik Black Pack 150-160 aralığında alınabilir.

ilk aklıma gelenler.

Qashqai'lerde indirim var. Skypack dizel manuel'ini 144'e aldık. Otomatikleri ne durumda bilmiyorum bir bak istersen.

@tithousand bulursan elbette ucuz olur. Lakin onu bulmak zor. Geçen ki ötv indirimleri serisinde istanbulda oturup ağrıdaki bayiiden araba arayıp bulan insanlar vardı. Yani sanmıyorum ki kalmış olsun. Ekonomik kriz filan diyoruz ama mesela donanımhaber sitesinde otomobil bölümü var orada nasıl yamyamlarla karşı karşıya olduğunu görebilirsin :)

Sana tavsiyem 2017 2018 model 30.000 km yi aşmamış (ne kadar az olursa o kadar iyi) hasarsız temiz arabalar bulman. Kafadan yaklaşık 30.000 tl kara geçersin yada daha az paraya daha yüksek özelliklerde araç bulabilirsin.

O fiyata mümkün değil. 2008 suv sayılmamalı. Çok dar. Ben kullandım. Capture da suv gibi değil. Ne dış tasarımı en konforu.

Qhasqai
Sportage
Tucson
Kuga
3008

Bunlar aday olsun ama bu paraya mümkün değil.

renegadeler ani frende arkasını kaldırıyor baya yerden kesiyo tekerleri. aklımdaydı yenisi çok hoş ama o testi görünce direkt olarak tüm ilişiğimi kestim. izleyin karar verin.
www.youtube.com

sıfır suv olsun diye boşline bir arabaya binme bence.
ya bu para arabalara verilir mi ? vitara reno falan diyosunuz. hem donanım hem de görünüş olarak tırt.
dizel otomatik dediğin zaman en az 30bin fazla verirsin.
benzin otomatik al 30 binlik benzini 3-4 senede yakamazsın.
daha uygunları da var.www.sahibinden.com

edit : hyundai tucson www.sahibinden.com

biraz konu dışı olacak belki ama burada bahsi geçen araçların yüzde 90'ı SUV değil, crossover.

captur bütçeye göre en uygunu sanırım ancak o da crossover.

araziye, dağa tepeye çıkmayacaksan ve genelde şehir için kullanacaksan suv almanın hiçbir mantığı yok. zaten ilgilendiklerin 4*4 değil 4*2 crossoverlar. en mantıklısı peugeot 3008 ama bütçeni arttırman şart.

@tithousand
bayii neden batıyor yav :), ne istiyorsun bayiiden
ötv batsın, kdv batsın, bu vergileri koyanlar batsın.

120bin para değil artık malesef.

benzin - dizel ffarkını yılda 15-18 binden çok km yapıyorsan anlarsın
dizel daha az yakar ve ucuzdur ama servisleri pahalı olur
benzinli daha çok yakar ve pahalıdır ama servisi ucuzdur

120ye eski quasqai alırsın
2 çekerli araca da suv der misin? ben demem

Dizel icin bir de soyle dusun, yakitan birkac yilda edecegin belirli miktar kar payini arabayi alirken cebinden pesin pesin veriyorsun dizel-benzin fiyat farkindan dolayi. Pesinen parayi odeyip sonra birkac yilda geri kazanmayi beklyiorsun, yani en iyi ihtimalle.
Cilginlar gibi km yapmayacaksan 0km arac alirken dizel almak mantiksiz, bunun icin arabadan anlamaya gerek yok. Ben de cok anlamam zaten.
Bu arada yanda reklam var benim sayfada, Vitara 135.50tl diyor:) prntscr.com

En yakın karakola ya da savcılığa gidip şikayetçi olabilirsiniz. Ama videoya çekme işi sizi de suçlu yapar.

Benzeri bir durumda polis beni adliyeye yönlendirdi.

video isi sizi suclu yapar. kendisini doven kocasini gizli kameraya alan kadinin suclu bulundugunu okumustum. ozel hayatin gizliliginden oturu

Geçen sene balkondan bağırarak mahalleye yayın yapmıştı. Videoya çekmek hiç aklıma gelmemişti o anki sinirden. Hakaretler kamusal alanda başkalarının da duyacağı şekilde yapıldığında cezasının belli bir oranda arttığını öğrendim.

Yeniden sataşmak için bahane arıyor. Bu sefer videoya çekmeyi düşünüyorum elimde cep telefonuyla. Yani gizli çekim olmadığı sürece ve daha önce yaptığı bir suçun devamı niteliğinde olduğundan ispat amaçlı video çekilmesinin de suç olacağını zannetmiyorum fakat araştıracağım bunu. Çünkü öteki türlü, sokakta çekilen selfie'lerin de suç olması lazım, fonda başka insanlar da çıktığı için. Eğer beyana veya tanıklara dayalı ispatsız şikayet olursa kimse tanık olmak istemez ve ayrıca karşı taraf iftiraya başvurabilir, psikiyatrik problemleri olan biri çünkü.

herkes hukukçu :)
gizli olarak çekim yapmamalısınız, suç işlediğiniz durum bu. zaten hukuka aykırı alınan delili karşı taraf aleyhine kullanamazsınız.

kamuya açık alanda bağırıyor ve hakaret ediyor ise bal gibi de kayıt alabilirsiniz. hatta diyelim zilinize bastı ve kapı önüne çıktınız, apartman içinde tartışıyorsunuz. elinizde kamera ve çekim yaptığınız belli. yine kayıt almaya devam edin, bir problem olmayacaktır.

savcılığa gidip şikayet dilekçesi veriyorsunuz. sizin beyanınız aynı gün alınıyor. daha sonra karşı tarafın ifadesi alınır. suçun durumuna göre uzlaştırmaya tabi ise öncelikle uzlaştırmaya gider.
varsa ve belirttiyseniz tanık ifadesi alınır. sonra savcı, dava açmaya yeterli şüphe görürse açar, değilse takipsizlik verir. süreç bu.

Ya harbi garip adamlarsınız. Güvenlik kamerasından tespit edilen hırsızları şikayet edilmesi bu işin neresinde kalıyor? Ya da bebek bakıcılarına yapılan?

Siz dava açamazsınız. Savcılığa şikayet edersiniz. Savcı gerek görürse dava açar.

turkishbusinessplatform.com var bir de.

genel olarak hepsi yurtdışı havuz verilerini alıyor. çok verimli görmüyorum bu tarz platformları. yine de denenecekse, desteği en fazla olanı (maddi) tercih etmek daha mantıklı. kosgeb, bakanlık vs. desteği ile çok komik rakamlara alınabiliyordu bir ara bunlar.

www.kerastase.com

Bunu denemelisin;
urun.gittigidiyor.com



Ayrıca bonhair wax bile kötüyken, jöleyi hiç düşünemiyorum. Wax kullanmalısın jöleyi unut.

Bunu kullanıyorum ama arada fön makinesi ve saç düzleştirici ile birlikte

sachane.com

eryamandan banliyö ile direkt ankara gara geçebiliyorsun.

eryaman'dan başkentray aktarması var ücretsiz ancak dünden beri ankara merkez gar'a bilet kesiyor sistem. normalde uyarı verirdi eryaman'dan yapılacak seferler diye. Kontrol edin inmenize gerek kalmasın, açıldı sanırım merkez gar.

dışkapı'yı tam bilmiyorum ancak ankara gar'dan minibüsler olmalıydı. yok ise başkentray ile ankara adliyesi önünde inip, dışkapı'ya geçersiniz.

Ankaradan iki hafta sonrasi icin gidis donus 300e almistim. Bence bekleyin.

haziran başı bayrama denk geliyo. bayramdan önce dönecekseniz ramazan kampanyası yaparlar. ama bayram tarihine kesinlikle kampanya olmaz. ona göre alın biletinizi =)

2 Haziran Pazar günü olacak dönüş. bayram öncesi.
biraz daha bekleyeyim o zaman

Her ayın ilk Perşembe si Pegasus un indirimli uçuşlarına bakın.