cbe
Önceliklen erkeğim.Sonralıklan, kız sevgilim değil.Son olarak ta, güzel bir hediye almak istiyorum. Haaa, kız tarafına "lan şu cbe ne düşünceli adam, bak bana ne almış, keşkem sevgili olsaydık" diye düşündürecek hediye önerileri takdirle karşılanacak olup, çok ta şart değildir.
Önceliklen erkeğim.
Sonralıklan, kız sevgilim değil.
Son olarak ta, güzel bir hediye almak istiyorum.
Haaa, kız tarafına "lan şu cbe ne düşünceli adam, bak bana ne almış, keşkem sevgili olsaydık" diye düşündürecek hediye önerileri takdirle karşılanacak olup, çok ta şart değildir.
Sonralıklan, kız sevgilim değil.
Son olarak ta, güzel bir hediye almak istiyorum.
Haaa, kız tarafına "lan şu cbe ne düşünceli adam, bak bana ne almış, keşkem sevgili olsaydık" diye düşündürecek hediye önerileri takdirle karşılanacak olup, çok ta şart değildir.
0
birktirdiği bir şeyler var mı? varsa bulması zor olacak o biriktirdiklerinden alabilirsin..
beni mesela bir pikap çılgına çevirebilirdi..
beni mesela bir pikap çılgına çevirebilirdi..
0
abi kızın zevki çok önemli ben mesela birine ratatuy un dvd sini almıştım hayatı boyunca aldığı en güzel hediye olduğunu söyledi. çünkü çok anlamlıydı onun için. ama şimdi sen o kıza alsan bunu nolur bi düşün :)
0
aa bak aklıma geldi.. kendimden gidiyorum hep gerçi ama belki kız da seviyordur ilginç hediye olabilir..
at seviyorsa onu bir günlüğüne at çiftliğine götür at binsin.. la çok sevimli..
at seviyorsa onu bir günlüğüne at çiftliğine götür at binsin.. la çok sevimli..
0
yakın arkadaşınsa ve öyle düşünsün istiyorsan manevi değeri olacak bir şeyler düşün bence. ayrıca şunu al bunu al diye tavsiye vermek zor çünkü kız nasıl bi kız nelerden hoşlanır nelerden hoşlanmaz hiçbir bilgi vermemişsin.
0
Haaa, kız tarafına "lan şu cbe ne düşünceli adam, bak bana ne almış, keşkem sevgili olsaydık" diye düşündürecek hediye
bu hediyelerden olsa biz de alsak hocam.
kızın ilgi alanlarına göre değişir ama bence, ayakkabı, çanta, kemer.
bu hediyelerden olsa biz de alsak hocam.
kızın ilgi alanlarına göre değişir ama bence, ayakkabı, çanta, kemer.
0
kişiye özel hediyeler oluyor ya onlar da güzel bence. hani üstüne isim veya bir mesaj falan işleniyor.
ama gerçekten nası biri olduğu neleri sevdiği falan çok önemli.
ama gerçekten nası biri olduğu neleri sevdiği falan çok önemli.
0
kızın ilgi alanlarının yanı sıra senin maddi durumun da önemli tabii.
misal kız kedileri seviyorsa kedili medili bişiler güzel olur.
orjinal takılar. tasarım işi de güzel olur.
misal kız kedileri seviyorsa kedili medili bişiler güzel olur.
orjinal takılar. tasarım işi de güzel olur.
0
Hepinize teşekkür ediyorum.
Kızın hoşlandığı şeyleri düşününce aklıma ilk gelen şeylerden biri müzik oldu. Ambient tarz müziklerden deli gibi hoşlanıyor. iphone u için güzel bir hoparlör mü alsam acaba...
Hmm, başka ne olabilir. Kendi başına yaşıyor. Ev hediyesi gibi bir şeyler mi alsam. Mutfak işlerine yardımcı falan.. bu da çok klasik oldu. anneler günü mü la bu.
Kızın hoşlandığı şeyleri düşününce aklıma ilk gelen şeylerden biri müzik oldu. Ambient tarz müziklerden deli gibi hoşlanıyor. iphone u için güzel bir hoparlör mü alsam acaba...
Hmm, başka ne olabilir. Kendi başına yaşıyor. Ev hediyesi gibi bir şeyler mi alsam. Mutfak işlerine yardımcı falan.. bu da çok klasik oldu. anneler günü mü la bu.
0
ilk dediğin mantıklı aslında..
ev eşyası alma..
bayılacağından emi olmadığı hiçbir hediyeyi alma emr i vaki olur çünkü. ben aldım sen kullanmak zorundasın demek gibi bi şey bu
ev eşyası alma..
bayılacağından emi olmadığı hiçbir hediyeyi alma emr i vaki olur çünkü. ben aldım sen kullanmak zorundasın demek gibi bi şey bu
0
zarif bir bileklik.
masaj kuponu.
havali bir aksam yemegi ve sonunda minik bir pasta.
hobilerine yonelik bir hediye.
masaj kuponu.
havali bir aksam yemegi ve sonunda minik bir pasta.
hobilerine yonelik bir hediye.
0
urnganic
Arkadaşlar, bazen merkezi bölgelerde dışardeyken meşrubat satan yaşlı amcalara rastlıyorum... Kavun bilmemnesiyle bir içecek yapıyor adam, buz gibi de bi'güzel oluyor. Bileniniz var mıdır adı nedir bunun diye soruyorum? Müsait olunca o amcaya soracağım o ayrı da? Teşekkür ediyorum...
Arkadaşlar, bazen merkezi bölgelerde dışardeyken meşrubat satan yaşlı amcalara rastlıyorum... Kavun bilmemnesiyle bir içecek yapıyor adam, buz gibi de bi'güzel oluyor. Bileniniz var mıdır adı nedir bunun diye soruyorum? Müsait olunca o amcaya soracağım o ayrı da? Teşekkür ediyorum...
0
eskiden buralar hep entrydi
soru başlıkta. eş anlamlı falan mı?
soru başlıkta. eş anlamlı falan mı?
0
ermanen
yav iyi diyerek aldığım bir firmanın interneti iki gündür yok. ilk gittiği gün her şeyi denedikten sonra (modemi kapatıp-bekleyip-tekrar açma, kabloları kontrol etme, ethernet, jack, resetleme vs. bir sürü şey) teknik destek hattını aradım. onlar da çözüm bulamadı.(dsl ışığı yanıp sönüyor, "no inter
yav iyi diyerek aldığım bir firmanın interneti iki gündür yok.
ilk gittiği gün her şeyi denedikten sonra (modemi kapatıp-bekleyip-tekrar açma, kabloları kontrol etme, ethernet, jack, resetleme vs. bir sürü şey) teknik destek hattını aradım. onlar da çözüm bulamadı.
(dsl ışığı yanıp sönüyor, "no internet access" yazıyor)
teknisyen yollayacaklar 2 gün sonra, eğer sorun bulurlarsa parasını da ben ödüyormuşum.
ne yapayim bu saçmalığa?
ilk gittiği gün her şeyi denedikten sonra (modemi kapatıp-bekleyip-tekrar açma, kabloları kontrol etme, ethernet, jack, resetleme vs. bir sürü şey) teknik destek hattını aradım. onlar da çözüm bulamadı.
(dsl ışığı yanıp sönüyor, "no internet access" yazıyor)
teknisyen yollayacaklar 2 gün sonra, eğer sorun bulurlarsa parasını da ben ödüyormuşum.
ne yapayim bu saçmalığa?
0
sorun bulurlarsa dedikleri yani senin modeminde senin bilgisayarında sorun bulurlar ve çözerlerse ödersin. mantıksız bir tarafı yok. da kendi sorunları çıkar muhtemelen. bekleyiniz.
0
Yamalı kabloları tamamen kaldırdık. Duzenli kabli döşeme dünya standartlarında biricik dedemi de çağırdık. Yaptık ettik döşedik... Aman allahım! Aynı sorun... Yanıp sonuyor, 3 ışık yanıyor... Ve sonra tekrar gidiyor... Firmayı ararız, durumu bildirirz. Bi kaç saat sonra olay hallolur. Yani sen kend tesisatın hariç dışardaki altyapı sorunlari için birşey ödemezsin(ödememelisin).
0
Kendi olası sorunlar:
- modemin bozuk olması
-modemin bataryasının arızalı olması, güc verse bile(şaka değil)
- splitter da telefon ile modeme gidecek kablo girişlerini doğru takmak.
- ana hattan gelen bağlantının fiziki olaylardan dolayı zayıflaması
- herhangi ek bir yamanın fiziki nedenlerden dolayı zayıflaması(temas)
- modemin bozuk olması
-modemin bataryasının arızalı olması, güc verse bile(şaka değil)
- splitter da telefon ile modeme gidecek kablo girişlerini doğru takmak.
- ana hattan gelen bağlantının fiziki olaylardan dolayı zayıflaması
- herhangi ek bir yamanın fiziki nedenlerden dolayı zayıflaması(temas)
0
inbeirut
3 kız arkadaş ağustos başında tatile gitmek istiyoruz.akşamları rahatça eğlenebilceğimiz clubların olduğu, bizim gibi üniversiteli insanların takıldığı bir yer önerebilir misiniz?
3 kız arkadaş ağustos başında tatile gitmek istiyoruz.akşamları rahatça eğlenebilceğimiz clubların olduğu, bizim gibi üniversiteli insanların takıldığı bir yer önerebilir misiniz?
0
üniversite kısmı için olimpos.ayrıca birkaç bar,club var ama size yeter mi bilmem.
0
Sırf buna cevap vermek için giriş yaptım.freekara kesinlikle haklı,türkiyede öyle bir yer yok.illaki sataşan olur clublarda.
0
congratulationsyouwon
Çok eski değil. Muhtemelen 2000 lerin ikinci yarısı. Başrolde morgan freeman olabilir ya da onun ayarında bir aktör. Morgan freeman'ın filmografisinde gözüme çarpmadı. Yaşlı adam fbi ajanı mı neydi. Bir de bunun çömezi vardı. Kayıp bir çocuğun peşine düşüyorlardı . Tek hatırladığım filmin sonunda ço
Çok eski değil. Muhtemelen 2000 lerin ikinci yarısı. Başrolde morgan freeman olabilir ya da onun ayarında bir aktör. Morgan freeman'ın filmografisinde gözüme çarpmadı.
Yaşlı adam fbi ajanı mı neydi. Bir de bunun çömezi vardı. Kayıp bir çocuğun peşine düşüyorlardı . Tek hatırladığım filmin sonunda çocuğu buluyorlar. Ormanda lüks bir evde. Meğersem fbi ajanı kaçırmış. Çocuğa daha iyi bir hayat vermek için. Çömez olan bunu farkediyor. Çocuğu alıp ailesine teslim ediyor ama annesi uyuşturucu bağımlısı. Filmin sonnda çocuk annesiyle evde kanepenin üstünde çizgi film seyrederken bitiyordu. Genç oyuncu da tanınmış biri ama çıkaramıyorum bu filmi.
Yaşlı adam fbi ajanı mı neydi. Bir de bunun çömezi vardı. Kayıp bir çocuğun peşine düşüyorlardı . Tek hatırladığım filmin sonunda çocuğu buluyorlar. Ormanda lüks bir evde. Meğersem fbi ajanı kaçırmış. Çocuğa daha iyi bir hayat vermek için. Çömez olan bunu farkediyor. Çocuğu alıp ailesine teslim ediyor ama annesi uyuşturucu bağımlısı. Filmin sonnda çocuk annesiyle evde kanepenin üstünde çizgi film seyrederken bitiyordu. Genç oyuncu da tanınmış biri ama çıkaramıyorum bu filmi.
0
lionel andres
dram izleyesim var bugün. ama çok içten yaralayacak, hayatın anlamını sorgulatacak film önerilerine ihtiyacım var.izlediklerim ve çok beğendiklerim: the pursuit of happiness (dram dalında en sevdiğim 2-3 filmden biridir.), black, my sister's keeper, the stoning of soraya, incendies. aklıma gelenler
dram izleyesim var bugün. ama çok içten yaralayacak, hayatın anlamını sorgulatacak film önerilerine ihtiyacım var.
izlediklerim ve çok beğendiklerim: the pursuit of happiness (dram dalında en sevdiğim 2-3 filmden biridir.), black, my sister's keeper, the stoning of soraya, incendies. aklıma gelenler bunlar şimdilik.
requiem for a dream'i hiç sevmedim bu arada. (evet lan sevmedim, itirazın mı var?)
uzakdoğu filmleri olmazsa sevinirim, tesekurler.
izlediklerim ve çok beğendiklerim: the pursuit of happiness (dram dalında en sevdiğim 2-3 filmden biridir.), black, my sister's keeper, the stoning of soraya, incendies. aklıma gelenler bunlar şimdilik.
requiem for a dream'i hiç sevmedim bu arada. (evet lan sevmedim, itirazın mı var?)
uzakdoğu filmleri olmazsa sevinirim, tesekurler.
0
Hachiko.. Bir köpek adamı ağlatır mı? Ağlatıyormuş hacı...
( İlk bunu izle hatta o kadar iddialıyım..!? )
( İlk bunu izle hatta o kadar iddialıyım..!? )
0
üç filmi de izledim gençler. hachiko tam aradığım film evet. hüngür hüngür ağlamıştım, dram dediğin budur. green mile'da aynı şekilde. film gibi film:) yerli film sevmiyorum ama babam ve oğlum'da güzeldi.
0
oldboy'da izlendi, güzel tavsiye. ocean heaven malesef arşivimde yer almıyor. indireceğim ve en kısa zamanda izleyeceğim. six feet under dizisini de 6. bölümde bıraktım malesef.
0
hachiko sevdiysen "eight below" ile "marley & me" seversin
onun disinda:
intouchables
my left foot
good will hunting
le scaphandre et le papillon
the elephant man
50/50
onun disinda:
intouchables
my left foot
good will hunting
le scaphandre et le papillon
the elephant man
50/50
0
intouchables ve 50/50 izlendi, güzel tavsiyeler. önerilen tüm filmleri izleyeceğim. ocean heaven haricinde hepsi arşivimde var.
0
discopolice
karanlıktan, geceden çok hoşlanıyorum.özellikle odamı sadece pcnin ışığının yada mum ışığının aydınlatması çok hoşuma gidiyor. ışığı bir şey yaksa hemen söndürme eğilimindeyim.gece yanan loş sokak lambaları, gece yalnız başına ıssız bir yolda otomobil ile gitmek, gece denize düşen yakamoz ve dalga s
karanlıktan, geceden çok hoşlanıyorum.
özellikle odamı sadece pcnin ışığının yada mum ışığının aydınlatması çok hoşuma gidiyor. ışığı bir şey yaksa hemen söndürme eğilimindeyim.gece yanan loş sokak lambaları, gece yalnız başına ıssız bir yolda otomobil ile gitmek, gece denize düşen yakamoz ve dalga sesleri arasında uzanmak vs.
abartmıyorum, odamın ışığı yakmayalı çok uzun zaman olmuştur. sizde de var mıdır bu? karanlığı, geceyi gündüze tercih eder misiniz? sever misiniz benim kadar geceyi ?
özellikle odamı sadece pcnin ışığının yada mum ışığının aydınlatması çok hoşuma gidiyor. ışığı bir şey yaksa hemen söndürme eğilimindeyim.gece yanan loş sokak lambaları, gece yalnız başına ıssız bir yolda otomobil ile gitmek, gece denize düşen yakamoz ve dalga sesleri arasında uzanmak vs.
abartmıyorum, odamın ışığı yakmayalı çok uzun zaman olmuştur. sizde de var mıdır bu? karanlığı, geceyi gündüze tercih eder misiniz? sever misiniz benim kadar geceyi ?
0
hastası mıyım bilmiyorum ama yazdıklarının hepsi kulağıma çok hoş geldi, hiç rahatsız olmadım. Özellikle otomobil ve deniz cümlelerine olduğu gibi katılıyorum, bi de müzik..ooo...
geceler ayrı bi güzel, severim.
geceler ayrı bi güzel, severim.
0
ben de tavan lambasını haftalardır açmadım. yemeği bile yarı karanlık, loş ışıkta yerim. ekran ışığı+masa lambasıyla otururum. tavan lambası açıkken bildiğin geriliyorum. yıllardır böyle bu. anormal değilsin yani.
0
ışığı hiç sevmiyorum. odamda da genelde loş ışıkta ya da mum ışığında otururum. daha rahatlatıcı/dinlendirici bi havası oluyor sanki.
0
ben bu konuda o kadar abartıyım ki, odamda karartmalı stor perde kullanıyorum. gündüzleri de karanlık odam, gece kadar olmasa da. çok severim ben de.
0
bende çok severim karanlığı, loş ortamı fakat gel görki pcde önemli birşey falan yakarken aydınlatma çok önem kazanıyor, öteki türlü gözleri çöpe atma olayları oluyor.
0
ermanen
bir adam söylüyor. şu sıralar hit.çok güzel saksofon veya trompet melodisi gibi bişey çalıyor aradasoru: nedir?
bir adam söylüyor. şu sıralar hit.
çok güzel saksofon veya trompet melodisi gibi bişey çalıyor arada
soru: nedir?
çok güzel saksofon veya trompet melodisi gibi bişey çalıyor arada
soru: nedir?
0
sfist
Soru bu kadar yani.
Soru bu kadar yani.
0
Uzatmam, istedigim kriteri iki defa soylerim, yaklasmassa ceker giderim. Cekip gitmek de cok ise yarar cogu zaman, arkanizdan kosarlar filan.
0
Yapanlara özenirim ama yapamam, hayatımda hiç pazarlık yapmadım, para çoksa almam, uygunsa alırım.. Bazen satıcı kendiliğinden indirim yapıyor o zaman çok mutlu oluyorum..
0
gereksiz bulur.. dum. 65 liraya çiçek alıyorum, gözümden çoktan çıkarmışım o rakamı. çiçekçide baya iyi yani, böyle salaş falanda değil. tam elim cüzdana gidecek, "ya en son kaça olur" deyiverdim... "abi iyi tamam 50 lira ver düz hesap" dedi. dedi ve beni benden aldı. ulan çiçekçide bile mi be!
kültür bu pazarlık işi. genlerde var. doğu-batı farketmez. o batıdakiler yapmıyor falan sanmayın. getirin onlardan bi çuval buraya iki hafta kapalıçarşı'yı gezdirin, bakın ne hale gelecekler.
nefret ediyorum ama lazım işte. mal satarken bile fiyatı yüksek yazıyorum, 100 liraya satıcam ederi o ama 100 yazsam imkanı yok kimse 100 vermiyor, 150 yazıyorum 100e iniyorum deliriyor millet.
kültür bu pazarlık işi. genlerde var. doğu-batı farketmez. o batıdakiler yapmıyor falan sanmayın. getirin onlardan bi çuval buraya iki hafta kapalıçarşı'yı gezdirin, bakın ne hale gelecekler.
nefret ediyorum ama lazım işte. mal satarken bile fiyatı yüksek yazıyorum, 100 liraya satıcam ederi o ama 100 yazsam imkanı yok kimse 100 vermiyor, 150 yazıyorum 100e iniyorum deliriyor millet.
0
discopolice
soru başlıkta. ne gibi bir idiom kullanmalıyız. takma kafana gelir geçer, su akar yolunu bulur tarzı bir şey için?
soru başlıkta. ne gibi bir idiom kullanmalıyız. takma kafana gelir geçer, su akar yolunu bulur tarzı bir şey için?
0
dergus
Arkadaşlar böyle bir prenses var. Kadın gayet modern. Nasıl oluyor şimdi bu durum? Bu kadın sürgünde mi yaşıyor? Yoksa Arabistan'a gidince örtünüyor mu? Suudi Ailesinin bir üyesi mi? Yoksa o aileye gelin mi gitmiş? Nedir vaziyet.Örnek için:https://www.google.com.tr/search?q=saudi+princess+ameerah+al
Arkadaşlar böyle bir prenses var. Kadın gayet modern. Nasıl oluyor şimdi bu durum? Bu kadın sürgünde mi yaşıyor? Yoksa Arabistan'a gidince örtünüyor mu? Suudi Ailesinin bir üyesi mi? Yoksa o aileye gelin mi gitmiş? Nedir vaziyet.
Örnek için:
www.google.com.tr
Tam adı: Ameerah al taweel
Örnek için:
www.google.com.tr
Tam adı: Ameerah al taweel
0
Nasıl açık oluyor bilmiyorum ama Suudi prensler tatildeyken gayet şampanya vs içiyorlardı. Müslüman olduklarına inanmıyorum o ailenin desem ağır mı kaçar acaba?
0
Suudi kadınları, tüm kadınları bilmiyorum da üst düzey ailelerdekiler (onlarca çocuk vs olduğu için kraliyet ailesi bayağı geniş, taht hakkı olmasa da kraliyet ailesi işte. Prenses olduğu için direkt kralın kızı sanmayın yani.) Suudi toprağından çıktıktan sonra çarşaftan çıkıyorlar. Yine bir prensesin yazdığı kitapta okumuştum. Normalde çok fazla basına konu olmuyorlar tabii açıkken, dönünce olay çıkabiliyor. Bu prenses büyük ihtimalle yurt dışında yaşıyordur.
0
suudi arabistanda hanedan üyelerine, üst düzey aile mensuplarına her şey mübah. kadınlar için de geçerli mi emin değilim ama erkekler için kesinlikle öyle. vahhabilik denilen bir mezhebe göre normal vatandaş için kurallar. Kodamanlara da yok kural falan. Böyle garip bişey işte.
0
kedidir o kedi
dediğiniz filmler nelerdir?psikolojik gerilim içeren de olabilir
dediğiniz filmler nelerdir?
psikolojik gerilim içeren de olabilir
psikolojik gerilim içeren de olabilir
0
stephen king'in yazdığı "thinner". 96 yapımı. aklıma gelince bile bi gerildim şu an.
0
mylord
Selam Galya Halkı,Bugün varoş mahallelerin birinden arabayla geçerken, bir tane evin kapısında bir demet yabani otun asılı olduğunu gördüm. Ney olaki bu?
Selam Galya Halkı,
Bugün varoş mahallelerin birinden arabayla geçerken, bir tane evin kapısında bir demet yabani otun asılı olduğunu gördüm. Ney olaki bu?
Bugün varoş mahallelerin birinden arabayla geçerken, bir tane evin kapısında bir demet yabani otun asılı olduğunu gördüm. Ney olaki bu?
0
bizim de kapının üstüne ufak çalı gibi bir şey iliştirmişti annem şimdi sordum nazara karşı falan dedi, siz sorunca dikkatimi çekti benim de süs zannediyordum. öyle birşey olabilir.
0
Ziyarete gittiğimiz evde ev sahibini bulamayınca, geldiğimizi belli etmek için, kapının yanında bulunan saksıyı kapının tam önüne çekmişliğimiz var. Belki bu da benzeri bir şeydir..?
0
jacobbbbb
kız arkadaşımla birlikte olduk. Kondom kullandım. İlkinde sorun çıkmadı da 2. De sanki bölgede sıvı vardı. Biliyom ihtimal çok düşük de bunun içini rahatlatmak için ne yapmasını söylim? Yani hiç korkmasın. Hap felan demeyin yan etkileri için değmez.
kız arkadaşımla birlikte olduk. Kondom kullandım. İlkinde sorun çıkmadı da 2. De sanki bölgede sıvı vardı. Biliyom ihtimal çok düşük de bunun içini rahatlatmak için ne yapmasını söylim? Yani hiç korkmasın. Hap felan demeyin yan etkileri için değmez.
0
olay yeniyse çok geçmeden ertesi gün hapı kullansın. inan bana yaşayacağı paranoyadan daha az tahrip eder kızı ki ayda bir kere kullanmayla o yan etkiler yaşanmıyor.
0
ertesi gun hapi artik receteye tabi. bi ton is. zaten etkinligi ilk 72 saat icerisinde.
hamile kalmak o kadar kolay bisi degil zaten. raad olun panpa..
hamile kalmak o kadar kolay bisi degil zaten. raad olun panpa..
0
quamos
yakın zamanda uzun bir yolculuğa çıkıcam o yüzden beni şöyle gaza getirecek güzel yolculuk filmleri arıyorum. into the wild, the beach, before sunrise/sunset, euro trip gibi filmlerden bahsediyorum.
yakın zamanda uzun bir yolculuğa çıkıcam o yüzden beni şöyle gaza getirecek güzel yolculuk filmleri arıyorum. into the wild, the beach, before sunrise/sunset, euro trip gibi filmlerden bahsediyorum.
0
ale
hamamböceği sürüsü genç bir adamla yaşıyor, konuşuyorlar. neydi bu?
hamamböceği sürüsü genç bir adamla yaşıyor, konuşuyorlar. neydi bu?
0
Sandman
http://www.filimadami.com/film/9144/teen-witch/ yani genç cadı olarak çevirebilirlermiş
www.filimadami.com yani genç cadı olarak çevirebilirlermiş
0
(bkz: türkçeye saçma çevrilmiş film isimleri)
direkt çeviri değil de, filmin içeriğine göre isim verebiliyorlar
direkt çeviri değil de, filmin içeriğine göre isim verebiliyorlar
0
jjwa
ne zaman balkonun panjurlarını açsam iki tane güvercin geliyor yuva yapıyor. biri gizli gizli yem mi atıyor balkona anlamadım kurtalamadım bir türlü hayvanlardan. yanlış anlamayın hayvan düşmanı falan değilim gelsinler pencereme yuva yapsınlar sesinden de rahatsız olmam ama balkona çamaşır falan ası
ne zaman balkonun panjurlarını açsam iki tane güvercin geliyor yuva yapıyor. biri gizli gizli yem mi atıyor balkona anlamadım kurtalamadım bir türlü hayvanlardan. yanlış anlamayın hayvan düşmanı falan değilim gelsinler pencereme yuva yapsınlar sesinden de rahatsız olmam ama balkona çamaşır falan asıyorum. çamaşırları onlar ordayken huylanırım asamam. assam bile hayvanlar yuvalarına kilitlenmiş olurlar çıkamazlar.
yani kısaca ben naparım da bu arkadaşları balkonumdan uzak tutarım?
yani kısaca ben naparım da bu arkadaşları balkonumdan uzak tutarım?
0
kuşun konabileceği yerlere rahatsız edici şeyler koy
renkli, yansıtı şeyler koy balkona
yırtıcı kuş maketi koyabilirsin bi de
renkli, yansıtı şeyler koy balkona
yırtıcı kuş maketi koyabilirsin bi de
0
postmen are used to walking
2 film var eskiden izlediğim de. isimlerini hatırlayamadım bir türlü.* beyzbol filmi ilki. küçük bi çocuk bi şekilde (takımın sahibi mi oluyordu neydi..) beyzbol takımının koçu oluyordu galiba. oyuncular velet lan bu diyerek takmıyorlardı falan.* basketbol filmi bu da. ırkçılığın sert yapıldığı döne
2 film var eskiden izlediğim de. isimlerini hatırlayamadım bir türlü.
* beyzbol filmi ilki. küçük bi çocuk bi şekilde (takımın sahibi mi oluyordu neydi..) beyzbol takımının koçu oluyordu galiba. oyuncular velet lan bu diyerek takmıyorlardı falan.
* basketbol filmi bu da. ırkçılığın sert yapıldığı dönemde, bir okulda basketbol koçu olan eleman 5 tane siyahi gençle çıkıyordu maça. bi aralar cnbc-e'de de gösterildi.
bilen, hatırlayan, hatırlatan olursa ne mutlu.
* beyzbol filmi ilki. küçük bi çocuk bi şekilde (takımın sahibi mi oluyordu neydi..) beyzbol takımının koçu oluyordu galiba. oyuncular velet lan bu diyerek takmıyorlardı falan.
* basketbol filmi bu da. ırkçılığın sert yapıldığı dönemde, bir okulda basketbol koçu olan eleman 5 tane siyahi gençle çıkıyordu maça. bi aralar cnbc-e'de de gösterildi.
bilen, hatırlayan, hatırlatan olursa ne mutlu.
0
unalbey
lawless tarzi film ariyorum. kovboylu falan.
lawless tarzi film ariyorum. kovboylu falan.
0
dedim dedim de kime dedim
men of war, Dark Messiah gibi az bilinip süper olan oyunlardan öneriniz var mıdır?
men of war, Dark Messiah gibi az bilinip süper olan oyunlardan öneriniz var mıdır?
0
tabanzabonanza
strateji dışında eğlenceli sürükleyici her çeşit olabilir. teşekkürler.
strateji dışında eğlenceli sürükleyici her çeşit olabilir. teşekkürler.
0
godfrey
arkadaşlar ilk kez baya uzun bir uçak yolculuğu yapacağım. genelde uçak yolculuklarım 3-5 saat arasındadır ama bu sefer 13-14 saat sürecek. bazen böyle oturduğu yerde afakanlar basan, daralan bir tipim. uçakta uyuyamam. ne önerirsiniz? şöyle yolculuk su gibi akıp geçse.
arkadaşlar ilk kez baya uzun bir uçak yolculuğu yapacağım. genelde uçak yolculuklarım 3-5 saat arasındadır ama bu sefer 13-14 saat sürecek.
bazen böyle oturduğu yerde afakanlar basan, daralan bir tipim. uçakta uyuyamam. ne önerirsiniz? şöyle yolculuk su gibi akıp geçse.
bazen böyle oturduğu yerde afakanlar basan, daralan bir tipim. uçakta uyuyamam. ne önerirsiniz? şöyle yolculuk su gibi akıp geçse.
0
aktarmasız mı :/
kitap, gazete, tablet pc.
veya az iç hem üzerindeki baskıyı kaldırır hem de uykunu getirir belki. bünyeni bilemediğim için bunları düşündüm.
kitap, gazete, tablet pc.
veya az iç hem üzerindeki baskıyı kaldırır hem de uykunu getirir belki. bünyeni bilemediğim için bunları düşündüm.
0
yanina seni oyalayacak bir suru sey al, birinden sikilirsan digerine gecersin. akici bir kitap al, iki saat onla gecir, iki saat muzik dinle, iki saat film izle, yemek filan derken yari sure gecer zaten. donguyu bir kere daha yaparsin olur biter.
0
uçağa binmeden hafif yatıştırıcı bir ilaç içebilirsin passiflora gibi. uzun süren uçuşlarda film izleyebiliyorsun ekranlarda. ben en son amerikadan dönderken 5 film izlemiştim.
0
uzun yolculukta kabinde dolaşabilirsin. hostesler anlaşabileceğin dilde konuşuyorsa git kolay gelsin diyerek lafa gir. muhabbet et. çoluk çocuk varsa onlarla oyna. kitap oku. film seyret. uyu. aynı şeyleri baştan yap.
0
ayakkaplari cikar, verdikleri coraplari giy, bacaklari topla. yuksekce biyere koy. el bagaji ustune mesela. tam cevap degil ama bu da bir oneri.
0
onheil
bira içtiniz?
bira içtiniz?
0
hatırlamıyorum en doğru cevap olur sanırım. en fazlaya gidince hatırlanmıyor genelde çünkü.
ama 8-9 falandı heralde.(50cl)
not: üst üste değil. 4-5 saatte yayılmış durumda idi.
ama 8-9 falandı heralde.(50cl)
not: üst üste değil. 4-5 saatte yayılmış durumda idi.
0
7 ya da 8 50'lik. sonrasında masaya kustum.
içme süresi taş çatlasın 2 saat ama, o da var.
içme süresi taş çatlasın 2 saat ama, o da var.
0
8 tane içtim.
6. biradan sonra tuvalete gidip kusmuştum sonra yine devam etmiştim.
6. biradan sonra tuvalete gidip kusmuştum sonra yine devam etmiştim.
0
sayılır mı bilmiyorum ama geçen sene download festte 17 saat gibi bi sürede 22 tane 50'lik bira içtim, bunu saymıştık
0
ortamda herkes bira içerken kola içen ibne benim. o yüzden kolayı söyleyeyim, anki rock'ta olması lazım arkadaş her 50lik alışında ben iki pet şişe aldım. 500 ml'ye 660 ml yani. 9 tane mi ne içti o. benimki de 18 ediyor. 3-4 saatte falan olması lazım.
0
ruh haline ve ortama göre değişiyor. assos'ta bir gecede (3-4 saatte) 7 tane içebiliyorum, ama mesela evde içeyim diyorum ikinciyi bitiremiyorum.
0
bohr atom modeli
hangisidir? filtreleri ve film boyamalari saymiyorum. gercek anlamda renkli filmi soruyorum?
hangisidir?
filtreleri ve film boyamalari saymiyorum. gercek anlamda renkli filmi soruyorum?
filtreleri ve film boyamalari saymiyorum. gercek anlamda renkli filmi soruyorum?
0
oz büyücüsü olarak aklımda kalmış. ama emin değilim bir araştırsan iyi olur.
0
tam da oz buyucusunu izlerken aklima geldi. ama biraz arastirdim
"The Wizard of Oz" (1939) is not the first film made in color; that would be "Becky Sharp" (1935), which is the first feature-length film to use the three-strip Technicolor process"
diye bir paragraf buldum.
bir de diyor ki, buyuk buhran sirasinda yonetmenler para sikintisi cektigi icin siyah beyaz film cekmek islerine geldi. yoksa 20'lerden bile renkli filmler kalabilirdi.
"The Wizard of Oz" (1939) is not the first film made in color; that would be "Becky Sharp" (1935), which is the first feature-length film to use the three-strip Technicolor process"
diye bir paragraf buldum.
bir de diyor ki, buyuk buhran sirasinda yonetmenler para sikintisi cektigi icin siyah beyaz film cekmek islerine geldi. yoksa 20'lerden bile renkli filmler kalabilirdi.
0
evet ben de renkli bir kısa film hakkında okumuştum 1910larda çekilmiş, adını hatırlayamıyorum. ama teknolojisi kullanılabiliyordu yani.
0
"The Viking (1928) was the first feature-length Technicolor film that featured a soundtrack, and the first film made in Technicolor's Process 3."
en.wikipedia.org
edit: kinemacolor sayıyor muyuz?
"The World, the Flesh and the Devil (1914) is a British silent drama film, and is the world's first dramatic feature film to be photographed in color."
en.wikipedia.org
******
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
edit: kinemacolor sayıyor muyuz?
"The World, the Flesh and the Devil (1914) is a British silent drama film, and is the world's first dramatic feature film to be photographed in color."
en.wikipedia.org
******
en.wikipedia.org
0
cenkist
Sevgiliniz çok güzel fakat meslek gereği hep podyumlara çıkıyor ve olabildiğince dekolteli elbise ,mayo bikini falan gosteriyor .Erkeklerle özellikle manken erkeklerle de beraber çalısıyor ..Normal hayatında aşırı dekolte giyiniyor ..Boyle bir sevgiliniz olsa evlenir miydiniz ? Ya da kıskanır mıydın
Sevgiliniz çok güzel fakat meslek gereği hep podyumlara çıkıyor ve olabildiğince dekolteli elbise ,mayo bikini falan gosteriyor .Erkeklerle özellikle manken erkeklerle de beraber çalısıyor ..Normal hayatında aşırı dekolte giyiniyor ..Boyle bir sevgiliniz olsa evlenir miydiniz ? Ya da kıskanır mıydınız hiç ?
0
kardeşimin kız arkadaşı mankendi, ciddi ilişkileri vardı. manken dediğinin zaten 10 yıl gibi bi çalışma süresi olmuyor ki. istisna anca. zaten 3üncü seneden sonra göt göbek bağlamaya başladı hanım kızımız. kardeşimden de ayrıldı. çoluğunu çocuğunu büyütüyor şimdi. öle yani.
0
zor ya.. milletin ona bakmasından çok seni yanındayken aşağılamaya küçümsemeye çalışmaları sıkıntı olur diye düşünüyorum.
0
ermanen
hangisi en güvenilir? (imla yönünden daha çok)TDK sözlük ile vikisözlük aynı imlayı verirken, nişanyan sözlük bazı kelimelerde çelişiyor.Mesela, TDK sözlük ve vikisözlük "motamot" derken, nişanyan sözlük "motamo" demiş. (ekşi sözlük ikisini de kabul etmiş sanırım)hangisi doğru şimdi? yoksa ikisi de
hangisi en güvenilir? (imla yönünden daha çok)
TDK sözlük ile vikisözlük aynı imlayı verirken, nişanyan sözlük bazı kelimelerde çelişiyor.
Mesela, TDK sözlük ve vikisözlük "motamot" derken, nişanyan sözlük "motamo" demiş. (ekşi sözlük ikisini de kabul etmiş sanırım)
hangisi doğru şimdi? yoksa ikisi de mi doğru? boşluklu (mot a mot) ve tireli (mot-a-mot) yazımı da mı doğru mesela ?
Başka bir örnek olarak TDK ve vikisözlük "lümpen" derken, nişanyan sözlük "lumpen" demiş. yine ikisi de mi doğru?
örnekler çoğalabilir. ne düşünüyorsunuz? en güvenilir kaynak hangisi? en iyi diyebileceğimiz bir imla kılavuzu var mı?
ek soru: yabancı kelimeler türkçeye yabancı dildeki okunuşu şeklinde geçer diye veya benzeri bir kural var mı? (bunu fransızca için düşündüm daha çok)
ek soru2: "ana yazım kılavuzu"nda ne olarak geçiyor bu tartıştığımız kelimeler? online versiyonu var mı bu kılavuzun?
edit: bu sorunun aciliyeti yok ama insanlar için en güvenilir türkçe kaynağı bilgilendirmek için üste alınmasını rica ettim. sonuçta türkçe açısından faydalı bir soru bence.
sadece 2-3 saatliğine rica ettim.
SON SOZ: Konu yeterince acikliga kavustu. cevaplar icin tesekkurler.
TDK sözlük ile vikisözlük aynı imlayı verirken, nişanyan sözlük bazı kelimelerde çelişiyor.
Mesela, TDK sözlük ve vikisözlük "motamot" derken, nişanyan sözlük "motamo" demiş. (ekşi sözlük ikisini de kabul etmiş sanırım)
hangisi doğru şimdi? yoksa ikisi de mi doğru? boşluklu (mot a mot) ve tireli (mot-a-mot) yazımı da mı doğru mesela ?
Başka bir örnek olarak TDK ve vikisözlük "lümpen" derken, nişanyan sözlük "lumpen" demiş. yine ikisi de mi doğru?
örnekler çoğalabilir. ne düşünüyorsunuz? en güvenilir kaynak hangisi? en iyi diyebileceğimiz bir imla kılavuzu var mı?
ek soru: yabancı kelimeler türkçeye yabancı dildeki okunuşu şeklinde geçer diye veya benzeri bir kural var mı? (bunu fransızca için düşündüm daha çok)
ek soru2: "ana yazım kılavuzu"nda ne olarak geçiyor bu tartıştığımız kelimeler? online versiyonu var mı bu kılavuzun?
edit: bu sorunun aciliyeti yok ama insanlar için en güvenilir türkçe kaynağı bilgilendirmek için üste alınmasını rica ettim. sonuçta türkçe açısından faydalı bir soru bence.
sadece 2-3 saatliğine rica ettim.
SON SOZ: Konu yeterince acikliga kavustu. cevaplar icin tesekkurler.
0
Yabanci kokenlilerde, kelimeyi aratir, gazetelerde falan nasil kullaniliyorsa onu kullanirdim.
Bazen sozlukte hic kullanilmayan bir sekli de olabiliyor. Mesela bir ingilizce sozlukte "ing-train, tur-tiren" gormustum. tabiki "tiren"i hayatimda duymadigim icin gulup gecmistim. Ama bunlarin arasinda en guveniliri tdk'dir.
Bazen sozlukte hic kullanilmayan bir sekli de olabiliyor. Mesela bir ingilizce sozlukte "ing-train, tur-tiren" gormustum. tabiki "tiren"i hayatimda duymadigim icin gulup gecmistim. Ama bunlarin arasinda en guveniliri tdk'dir.
0
mot à mot
doğrusu bu. tereddüde düştüğünüzde, hakem ihtiyacı hissettiğinizde gugıla müracaat etmenizi öneririm.
Fransızcada, kelimenin son sessiz harfi t veya s ise, bunların ardından sesli harf gelmediği zaman okunmaz.
Yani mot yazılır mo okunur. Ama liaison=ulama kuralı gereğince, mot'un ardından a geldiğinde, "mo a" demek güç olacağından, mota diye ulanarak okunur.
Bu durumda mota mo olur deyimin tamamı.
Türkçede motamot diyenler var. Aslını bilmedikleri için öyle diyorlar. Biraz özenti bir laf. Motamo tercüme demek yerine, kelimesi kelimesine tercüme, kelime kelime tercüme demek daha doğru olur. Ama ille de havamızı atacağız ya, onun için, Fransızca katalım ara sıcak olarak diyoruz ama motamot diyince de, o hava fısss diye sönüyo.
TDK sözlük ile Nişanyan sözlüğü karşılaştırırken, bir de Ekşi'den bahsetmek, biraz tuhaf olmuş. Ekşi yazarlığının ne gibi bir söz hakkı olabilir ki? Söz hakkı tabii ki var da, ne derece geçerlidir o söz? Ekşi bir sözlük müdür?
Başka örneğe gelelim:
Lumpen Almanca bir kelimedir. Almanca, lump (başıboş gezen serseri) kelimesinden türemiştir. Lumpen yazılır ve yazıldığı gibi okunur. Lumpeni lümpen diye okumak gene bilgisizlik sonucu meydana gelir. Almanca kelimeyi Fransızca özentiyle okumak suretiyle kelime lumpenleştirilmektedir. E o zaman Bundesliga'ya neden bündesliga demiyonuz mesela? Ona da bündesliga diyin. Daha çok havanız olsun.
Bi ara (bkz: aslanlı yol)u okuyabilirseniz, kime daha çok güveneceğiniz ortaya çıkar.
Yabancı kelimeler Türkçeye yabancı dildeki okunuşu ile geçer şeklinde bir kural yok herhalde.
Öyle olsaydı, komputer yerine kompiyutır derlerdi bir zamanlar. Hani bilgisayar kelimesi yokken ve elektronik beyin demeyi tercih etmeyenlerin bulunduğu zamanlar.
Ya da forvet demezlerdi de forward denirdi. Korner demezlerdi de, kornır derlerdi.
Ama motamo ve lumpen kelimeleri bu kadar halka malolmuş kelimeler değil. Yoldan rastgele çevirdiğiniz bin kişiden 980'i filan kornerin ne demek olduğunu bilir.
Ama bunlardan, herhalde ancak 50'si filan lumpeni ve/veya motamoyu bilir.
Peki bi zamanlar Vaşington yazıyoduk da, neden Washington'a döndük. Madem Washington'a döndük, neden London'a da dönmüyoruz? (Konumuzla pek bi alâkası olmayabilir de, şu an öylesine aklıma geldi.)
doğrusu bu. tereddüde düştüğünüzde, hakem ihtiyacı hissettiğinizde gugıla müracaat etmenizi öneririm.
Fransızcada, kelimenin son sessiz harfi t veya s ise, bunların ardından sesli harf gelmediği zaman okunmaz.
Yani mot yazılır mo okunur. Ama liaison=ulama kuralı gereğince, mot'un ardından a geldiğinde, "mo a" demek güç olacağından, mota diye ulanarak okunur.
Bu durumda mota mo olur deyimin tamamı.
Türkçede motamot diyenler var. Aslını bilmedikleri için öyle diyorlar. Biraz özenti bir laf. Motamo tercüme demek yerine, kelimesi kelimesine tercüme, kelime kelime tercüme demek daha doğru olur. Ama ille de havamızı atacağız ya, onun için, Fransızca katalım ara sıcak olarak diyoruz ama motamot diyince de, o hava fısss diye sönüyo.
TDK sözlük ile Nişanyan sözlüğü karşılaştırırken, bir de Ekşi'den bahsetmek, biraz tuhaf olmuş. Ekşi yazarlığının ne gibi bir söz hakkı olabilir ki? Söz hakkı tabii ki var da, ne derece geçerlidir o söz? Ekşi bir sözlük müdür?
Başka örneğe gelelim:
Lumpen Almanca bir kelimedir. Almanca, lump (başıboş gezen serseri) kelimesinden türemiştir. Lumpen yazılır ve yazıldığı gibi okunur. Lumpeni lümpen diye okumak gene bilgisizlik sonucu meydana gelir. Almanca kelimeyi Fransızca özentiyle okumak suretiyle kelime lumpenleştirilmektedir. E o zaman Bundesliga'ya neden bündesliga demiyonuz mesela? Ona da bündesliga diyin. Daha çok havanız olsun.
Bi ara (bkz: aslanlı yol)u okuyabilirseniz, kime daha çok güveneceğiniz ortaya çıkar.
Yabancı kelimeler Türkçeye yabancı dildeki okunuşu ile geçer şeklinde bir kural yok herhalde.
Öyle olsaydı, komputer yerine kompiyutır derlerdi bir zamanlar. Hani bilgisayar kelimesi yokken ve elektronik beyin demeyi tercih etmeyenlerin bulunduğu zamanlar.
Ya da forvet demezlerdi de forward denirdi. Korner demezlerdi de, kornır derlerdi.
Ama motamo ve lumpen kelimeleri bu kadar halka malolmuş kelimeler değil. Yoldan rastgele çevirdiğiniz bin kişiden 980'i filan kornerin ne demek olduğunu bilir.
Ama bunlardan, herhalde ancak 50'si filan lumpeni ve/veya motamoyu bilir.
Peki bi zamanlar Vaşington yazıyoduk da, neden Washington'a döndük. Madem Washington'a döndük, neden London'a da dönmüyoruz? (Konumuzla pek bi alâkası olmayabilir de, şu an öylesine aklıma geldi.)
0
nişanyan daha kişisel bir çalışma iken tdk çok daha yaygın kabul görmüş bir çalışma.
öte yandan bazen tdk'ya aykırı olsa bile sevdiğim bir yazar/şair nasıl kullanmışsa öyle kullanırım.
öte yandan bazen tdk'ya aykırı olsa bile sevdiğim bir yazar/şair nasıl kullanmışsa öyle kullanırım.
0
adı üstünde tdk en güvenilir kaynaktır. arada bi s.çar ama gene de en geçerlisi o. sonuçta bir sözlük veya ansiklopedi de tdk'yı kaynak olarak yazıyor. nişanyan hariç tabi.
soruya soruyla cevap: abicim bu sorunun önceliği aciliyeti ne ki turuncu şeride hak kazanmış???
soruya soruyla cevap: abicim bu sorunun önceliği aciliyeti ne ki turuncu şeride hak kazanmış???
0
@compadrito
güzel açıklamışsın da, tdk neden "motamot" ve "lümpen" diye sözlüğe koymuş o zaman? halkın çoğu da böyle kullanıyor dediğin gibi. (ayrıca resmi kaynaklarda ve makalelerde de "motamot" ve "lümpen" şeklinde geçtiğini gördüm)
demek ki bu konu hala havada ve kesin bir kural yok.
bu arada ekşi sözlük'ü referans olarak koydum. tdk ve nişanyan ile karşılaştırma açısından değil. ama yine de ekşi sözlük de yine fikir verebiliyor böyle durumlarda.
edit: ayrıca "mot à mot" nasıl türkçe de doğru olabilir ki? o fransızca yazılışı. türkçe yazılışından bahsediyoruz burda. türkçede "accent grave" yok ki.
ayrıca fransızca okunmasından bahsetmişsin yine. biz türkçeye nasıl geçtiğini ve nasıl geçtiyse öyle okunduğunu tartışıyoruz.
sana göre doğru olanı hangi kaynağa göre söylüyorsun?
edit2: "aslanlı yol"da da ne dediğini özet geçersen sevinirim.
güzel açıklamışsın da, tdk neden "motamot" ve "lümpen" diye sözlüğe koymuş o zaman? halkın çoğu da böyle kullanıyor dediğin gibi. (ayrıca resmi kaynaklarda ve makalelerde de "motamot" ve "lümpen" şeklinde geçtiğini gördüm)
demek ki bu konu hala havada ve kesin bir kural yok.
bu arada ekşi sözlük'ü referans olarak koydum. tdk ve nişanyan ile karşılaştırma açısından değil. ama yine de ekşi sözlük de yine fikir verebiliyor böyle durumlarda.
edit: ayrıca "mot à mot" nasıl türkçe de doğru olabilir ki? o fransızca yazılışı. türkçe yazılışından bahsediyoruz burda. türkçede "accent grave" yok ki.
ayrıca fransızca okunmasından bahsetmişsin yine. biz türkçeye nasıl geçtiğini ve nasıl geçtiyse öyle okunduğunu tartışıyoruz.
sana göre doğru olanı hangi kaynağa göre söylüyorsun?
edit2: "aslanlı yol"da da ne dediğini özet geçersen sevinirim.
0
elbetteki tdk, bunu tartışmak bile abes.
tdk'nın resmi bağlayıcılığı var.
herhangi bir kelimede tdk'nın kabul ettiği yazım, mantıksız da geliyor olsa, onu doğru kabul etmek gerekir. ha bence şöyle olması daha mantıklı diyenlere de, tdk'nın avukatlığını yapacak değiliz, orası da ayrı mevzu tabii ki:)
tdk'nın resmi bağlayıcılığı var.
herhangi bir kelimede tdk'nın kabul ettiği yazım, mantıksız da geliyor olsa, onu doğru kabul etmek gerekir. ha bence şöyle olması daha mantıklı diyenlere de, tdk'nın avukatlığını yapacak değiliz, orası da ayrı mevzu tabii ki:)
0
tdk ve vikisözlük'ü geçeceksin. birisi başbakan'In konuşmalarına göre tanım değiştirebilen, dilin organik yapısıyla bağı olmayan, cunta tarafından kurulmuş güdük bir bürokratik kurum. vikisözlük maalesef yeterince kapsamlı ve denetimli değil.
bu durumda dil algısına sahip, dili kullanan ve yaşatan, dilbilim donanımı yüksek kişiler tarafından yapılmış çalışmaları önemseyeceğiz. kıyaslayacağız, aklımıza yatanı benimseyeceğiz. dil, kışla yönetmeliği değildir, farklı görüş ve kullanımları barındırır.
ben şahsen nijat özön'ün imla kılavuzu'nu ve necmiye alpay'ın türkçe sorunları kılavuzu'nu(aslında bir imla kılavuzudur) benimserim.
nişanyan sözlük aslen bir etimoloji sözcüğü. tek kişi tarafından yapıldığı için hataları var, güncelleniyor. ama sevan nişanyan türkçe üzerine en çok kafa yoran ve analitik yorumlar geliştiren 2-3 kişiden birisi, tamamen güvenilir.
bu durumda dil algısına sahip, dili kullanan ve yaşatan, dilbilim donanımı yüksek kişiler tarafından yapılmış çalışmaları önemseyeceğiz. kıyaslayacağız, aklımıza yatanı benimseyeceğiz. dil, kışla yönetmeliği değildir, farklı görüş ve kullanımları barındırır.
ben şahsen nijat özön'ün imla kılavuzu'nu ve necmiye alpay'ın türkçe sorunları kılavuzu'nu(aslında bir imla kılavuzudur) benimserim.
nişanyan sözlük aslen bir etimoloji sözcüğü. tek kişi tarafından yapıldığı için hataları var, güncelleniyor. ama sevan nişanyan türkçe üzerine en çok kafa yoran ve analitik yorumlar geliştiren 2-3 kişiden birisi, tamamen güvenilir.
0
simdi cevabi bilmem ama tdk'ya tepki olarak dogan dil dernegi diye bir dernek var haberdar degilsiniz sanirim. ahanda onun yazim kilavuzu:
www.dildernegi.org.tr
ben olsam tdk'nin ve dil dernegi'nin yazim kilavuzlarina bakar ona gore karar verirdim. eger farklilik varsa digerlerine bakardim.
www.dildernegi.org.tr
ben olsam tdk'nin ve dil dernegi'nin yazim kilavuzlarina bakar ona gore karar verirdim. eger farklilik varsa digerlerine bakardim.
0
@ermanen üstadım,
TDK'nın lümpen ve motamot diyor olması onların ayıbı. Zaten bu kadar ayıp da onlara yeter. Bir ülkenin resmî "dil kurumu"yum diye gek gek gerineceksin, burdan bizim köye kadar bütçen olacak, sonra da kalkıp lümpen ve motamot diyeceksin. Hiç bir yoruma ve zaman kaybına değmez.
Peki, Ekşi'yi de referans kabul edelim. Ama o zaman bu yazdıklarımız ziyan olmasın, bizden sonrakiler şeker de yiyebilsinler. Bi başlığın altına iliştiriverelim bunnarı.
"Bu durumda mota mo olur deyimin tamamı." diye yazmışım ama siz bana aksan grav diyosunuz. Bi daha yazayım: mota mo. Doğrusu bu.
Ama bunu kullanmaya gerek yok. Söylemeye çalıştığım şey tam olarak bu... "Sızma zeytinyaa" demek varken, ekstravörcinalıvoyl demeye çalışmak gibi bi şey motamo demek.
"Motamo tercüme" lâfını kullanmayalım. "Kelimesi kelimesine tercüme", "kelime kelime çeviri" diyelim. Hava atmaya hiç ihtiyacımız olmasın.
Anadolu kültürüyle yetiştik. Biraz "Engin ol gönlüm, engin ol" diyelim kendimize... (Hem kibir, çok büyük günah!)
Motamot diyip gülünç duruma düşme riskimiz de olmasın.
"Bana göre doğru olan" diye bi şey yok. Doğru bi tane var o da bana göre değil, doğru olduğu için doğru.
Kaynak da www.nisanyansozluk.com
Motamo doğru iken, birisi karşıma geçip "motamot çeviri" derse, o kişiyle bütün diplomatik ilişkilerimi kesecek miyim? Tabii ki hayır. Sadece, "Hmm, motamo demeyi bilmiyor ve havalı olmaya çalışıyor" diyip geçeceğim.
Sıhhi tesisatçı rögar yerine loğar diyince, yemeden içmeden kesilmiyorum yani.
(ayrıca resmi kaynaklarda ve makalelerde de "motamot" ve "lümpen" şeklinde geçtiğini gördüm) yazmışsınız da, ben de resmi kaynaklarda, "muhattap" yazıldığını gördüm. Bir resmi yazıda da, "köy" yerine "göt" yazıldığını gördüm. (Dalga geçmiyorum, aynıyle vâki). Sonuç: "Resmî" kelimesi ile "doğru" kelimesi eşanlamlı değil.
Bu fikir alışverişimizden sonra, muhtemelen siz bana, "Beni ikna edemedin compadrito, ben motamot demeyi sürdüreceğim" diyeceksiniz. Ben de "iyi günlerde kullanın üstadım" diyeceğim. Kimi limon küfünü sever, kimi cam göbeeni. Bu yazdığımı okuyan en az bir kişi, ne diyor olduğumu anlayıp, sözümü dinlese, o bile kâfi benim için.
Aslanlı Yol, Sevan ustanın hayat hikâyesi. Nesini anlatabilirim ki? Alıp okumak lâzım.
@dehri
Adamsın, adamın hasısın.
TDK'nın lümpen ve motamot diyor olması onların ayıbı. Zaten bu kadar ayıp da onlara yeter. Bir ülkenin resmî "dil kurumu"yum diye gek gek gerineceksin, burdan bizim köye kadar bütçen olacak, sonra da kalkıp lümpen ve motamot diyeceksin. Hiç bir yoruma ve zaman kaybına değmez.
Peki, Ekşi'yi de referans kabul edelim. Ama o zaman bu yazdıklarımız ziyan olmasın, bizden sonrakiler şeker de yiyebilsinler. Bi başlığın altına iliştiriverelim bunnarı.
"Bu durumda mota mo olur deyimin tamamı." diye yazmışım ama siz bana aksan grav diyosunuz. Bi daha yazayım: mota mo. Doğrusu bu.
Ama bunu kullanmaya gerek yok. Söylemeye çalıştığım şey tam olarak bu... "Sızma zeytinyaa" demek varken, ekstravörcinalıvoyl demeye çalışmak gibi bi şey motamo demek.
"Motamo tercüme" lâfını kullanmayalım. "Kelimesi kelimesine tercüme", "kelime kelime çeviri" diyelim. Hava atmaya hiç ihtiyacımız olmasın.
Anadolu kültürüyle yetiştik. Biraz "Engin ol gönlüm, engin ol" diyelim kendimize... (Hem kibir, çok büyük günah!)
Motamot diyip gülünç duruma düşme riskimiz de olmasın.
"Bana göre doğru olan" diye bi şey yok. Doğru bi tane var o da bana göre değil, doğru olduğu için doğru.
Kaynak da www.nisanyansozluk.com
Motamo doğru iken, birisi karşıma geçip "motamot çeviri" derse, o kişiyle bütün diplomatik ilişkilerimi kesecek miyim? Tabii ki hayır. Sadece, "Hmm, motamo demeyi bilmiyor ve havalı olmaya çalışıyor" diyip geçeceğim.
Sıhhi tesisatçı rögar yerine loğar diyince, yemeden içmeden kesilmiyorum yani.
(ayrıca resmi kaynaklarda ve makalelerde de "motamot" ve "lümpen" şeklinde geçtiğini gördüm) yazmışsınız da, ben de resmi kaynaklarda, "muhattap" yazıldığını gördüm. Bir resmi yazıda da, "köy" yerine "göt" yazıldığını gördüm. (Dalga geçmiyorum, aynıyle vâki). Sonuç: "Resmî" kelimesi ile "doğru" kelimesi eşanlamlı değil.
Bu fikir alışverişimizden sonra, muhtemelen siz bana, "Beni ikna edemedin compadrito, ben motamot demeyi sürdüreceğim" diyeceksiniz. Ben de "iyi günlerde kullanın üstadım" diyeceğim. Kimi limon küfünü sever, kimi cam göbeeni. Bu yazdığımı okuyan en az bir kişi, ne diyor olduğumu anlayıp, sözümü dinlese, o bile kâfi benim için.
Aslanlı Yol, Sevan ustanın hayat hikâyesi. Nesini anlatabilirim ki? Alıp okumak lâzım.
@dehri
Adamsın, adamın hasısın.
0
@compadrito
çok güzel açıklıyorsun, çok güzel noktalara da değindin ve söz dokundurmayı da ihmal etmedin :)
ben soruyu başımın dikine gitmek için açmadım. eğer öğrenmek istemesem bu kadar ayrıntılı sorup bir çok kişiden cevap almak için de üste taşınmasını rica etmezdim. seni de zaten davet ettim bu tartışmaya.
başkalarının da doğru kaynakları öğrenmesi için referans olmasını istedim duyurunun. ama kelimelere çok takıldık. ana konu havada kaldı. tdk demek ki bazı kelimelerde sınıfta kalıyor. tdk'yı da savunmuyorum zaten.
size göre en doğru kaynağı sordum sadece. evet dil değişir, esas türkçe kelimeleri kullanmak daha iyidir, evet odur, budur vs. ayrıca tartışılır bunlar. konular geniş ve türkçe dilinde tartışmalı yerler de var sonuçta.
teşekkürler cevaplar için.
çok güzel açıklıyorsun, çok güzel noktalara da değindin ve söz dokundurmayı da ihmal etmedin :)
ben soruyu başımın dikine gitmek için açmadım. eğer öğrenmek istemesem bu kadar ayrıntılı sorup bir çok kişiden cevap almak için de üste taşınmasını rica etmezdim. seni de zaten davet ettim bu tartışmaya.
başkalarının da doğru kaynakları öğrenmesi için referans olmasını istedim duyurunun. ama kelimelere çok takıldık. ana konu havada kaldı. tdk demek ki bazı kelimelerde sınıfta kalıyor. tdk'yı da savunmuyorum zaten.
size göre en doğru kaynağı sordum sadece. evet dil değişir, esas türkçe kelimeleri kullanmak daha iyidir, evet odur, budur vs. ayrıca tartışılır bunlar. konular geniş ve türkçe dilinde tartışmalı yerler de var sonuçta.
teşekkürler cevaplar için.
0
Yok üstadım, söz dokundurmak bizim haddimiz değil, ıstağfirullah! Yanlış anlaşıldıysam, benim kabahatimdir, özür dilerim.
Ana konu havada kalmasın. TDK kılavuzluk görevi yapabilir ama söylediği şeyler, taşa kazınmış değil. Kör parmağım gözüne hataları var.
Zaten dil yaşayan bi organizma. Bundan 10 yıl önce "sıkıntı" diye bi laf var mıydı? Vardı da, bu anlamda kullanılıyo muydu? cosmicstring hocamız gibi beni de rahatsız ediyo bu yeni anlamda kullanılması. Ama biz cebimizi de yırtsak, yaygınlaşmasının önüne geçebilir miyiz? Hayır. Almış başını gitmiş...
Biz burada, istediğimiz kadar, doğrusu şudur, yanlışı budur diyelim, şurda topu topu kaç kişiyiz ki? Dili milyonlar kullanıyor, ağzı olan konuşuyor, engel olmak mümkün değil, akarsu gibi. Feci şekilde azınlıktayız yani.
Genel olarak şunu söyleyebiliriz: İnsanlar TDK'nın her dediğine "he" demesinler.
Korner - corner
Forvet - forward
Filan gibi örneklerde olduğu gibi, yabancı kelime bi süreliğine girecek dilimize, doğru ya da yanlış bir süre kullanılacak ve bir süre sonra da çekip gidecek, modası geçecek.
Yabancı kelimeler Türkçe'ye yabancı dildeki okunuşu şeklinde geçer diye veya benzeri bir kural var mı?
diye soruyosunuz, "Öyle bir kural olsa, bi önemi var mı?" diye sorayım ben de...
"Türkçe'ye" yazılmaz, Türkçeye yazılır, İngilizce'de yazılmaz İngilizcede yazılır diye bi kural var mesela. Kaç kişi biliyor? Kaç kişi uyuyor?
dahi anlamındaki de'yi, da'yı kaç kişi ayırabiliyor? Ayırabilenlerden kaç kişi önemsiyor bu kuralı?
Viyadük gibi yabancı bir kelimenin -i halinin viyadüğü değil viyadükü olması gerektiğine dair bir kural var. Ama "resmi" karayolları tabelası "viyadüğü" yazıyor. Bu kuralın varlığından kaç kişinin haberi var?
Toparlayacak olursak, lumpen ve lümpen'in ikisi birden doğru olamaz. Kelimenin bir doğrusu olur. Ama yanlış kullanımı yaygınlaşmıştır, ona yapacak bir şey yok.
Motamo da öyle,
Kaynak olarak da kargadan başka kuş tanımam...
Ana konu havada kalmasın. TDK kılavuzluk görevi yapabilir ama söylediği şeyler, taşa kazınmış değil. Kör parmağım gözüne hataları var.
Zaten dil yaşayan bi organizma. Bundan 10 yıl önce "sıkıntı" diye bi laf var mıydı? Vardı da, bu anlamda kullanılıyo muydu? cosmicstring hocamız gibi beni de rahatsız ediyo bu yeni anlamda kullanılması. Ama biz cebimizi de yırtsak, yaygınlaşmasının önüne geçebilir miyiz? Hayır. Almış başını gitmiş...
Biz burada, istediğimiz kadar, doğrusu şudur, yanlışı budur diyelim, şurda topu topu kaç kişiyiz ki? Dili milyonlar kullanıyor, ağzı olan konuşuyor, engel olmak mümkün değil, akarsu gibi. Feci şekilde azınlıktayız yani.
Genel olarak şunu söyleyebiliriz: İnsanlar TDK'nın her dediğine "he" demesinler.
Korner - corner
Forvet - forward
Filan gibi örneklerde olduğu gibi, yabancı kelime bi süreliğine girecek dilimize, doğru ya da yanlış bir süre kullanılacak ve bir süre sonra da çekip gidecek, modası geçecek.
Yabancı kelimeler Türkçe'ye yabancı dildeki okunuşu şeklinde geçer diye veya benzeri bir kural var mı?
diye soruyosunuz, "Öyle bir kural olsa, bi önemi var mı?" diye sorayım ben de...
"Türkçe'ye" yazılmaz, Türkçeye yazılır, İngilizce'de yazılmaz İngilizcede yazılır diye bi kural var mesela. Kaç kişi biliyor? Kaç kişi uyuyor?
dahi anlamındaki de'yi, da'yı kaç kişi ayırabiliyor? Ayırabilenlerden kaç kişi önemsiyor bu kuralı?
Viyadük gibi yabancı bir kelimenin -i halinin viyadüğü değil viyadükü olması gerektiğine dair bir kural var. Ama "resmi" karayolları tabelası "viyadüğü" yazıyor. Bu kuralın varlığından kaç kişinin haberi var?
Toparlayacak olursak, lumpen ve lümpen'in ikisi birden doğru olamaz. Kelimenin bir doğrusu olur. Ama yanlış kullanımı yaygınlaşmıştır, ona yapacak bir şey yok.
Motamo da öyle,
Kaynak olarak da kargadan başka kuş tanımam...
0
Dil Derneği'nin klavuzundan şaşmam. Kimseyi de şaşırmasın...
www.dildernegi.org.tr
götünden kelime uyduran, dönemine göre kelimenin anlamını değiştiren tdk'yı zaten hiç kullanmazdım.
www.dildernegi.org.tr
götünden kelime uyduran, dönemine göre kelimenin anlamını değiştiren tdk'yı zaten hiç kullanmazdım.
0
cevapları okumadım, değinmiş olan varsa affola.
kitap yayıncılığında editörler genellikle epsilon yayınlarının ana yazım kılavuzu'nu ve ali püsküllüoğlu'nun türkçe sözlüğünü kullanırlar.
tdk'ya ise bir taraflarıyla gülerler sadece.
kitap yayıncılığında editörler genellikle epsilon yayınlarının ana yazım kılavuzu'nu ve ali püsküllüoğlu'nun türkçe sözlüğünü kullanırlar.
tdk'ya ise bir taraflarıyla gülerler sadece.
0
""Türkçe'ye" yazılmaz, Türkçeye yazılır, İngilizce'de yazılmaz İngilizcede yazılır diye bi kural var mesela. Kaç kişi biliyor? Kaç kişi uyuyor?"
yoo; çekimler ayrılır yapımlar ayrılmaz
yoo; çekimler ayrılır yapımlar ayrılmaz
0
Yukarıda tek bir bkz. ile ifade edilmiş, daha ayrıntılı olarak anlatayım. Günümüz TDK'sı güvenilir sayılmıyor. Bunda TDK'nın çelişkili ve dil mantığına aykırı uygulamalarının etkileri büyük. Tabii bunun da temelinde 1980 darbesiyle birlikte asıl TDK'nın dağıtılıp yerine bir kukla kurum konulması yatıyor. Dolayısıyla bugün ciddi yayınevlerindeki editörler, redaktörler, yazarlar, akademisyenler, reklamcılar 1980 darbesinden önceki son TDK başkanı olan Ömer Asım Aksoy başkanlığındaki bir kurul tarafından hazırlanmış olan Ana Yazım Kılavuzuna itibar ediyorlar. Hatta AKP hükümetine kadar ÖSYM bile TDK'nın değil, Ana Yazım Kılavuzuna göre üniversite sınavlarını hazırlamaktaydı.
TDK'nın çelişkili uygulamaları Ana Yazım Kılavuzunun giriş bölümünde ayrıntılarıyla çürütülüyor. Sözgelimi ayrı yazalan bi(r)leşik sözcük diye bir şey uydurdular. Ayrı yazılan sözcük diye bir şey olmaz. Bir sözcük bileşik de olsa, iki ayrı sözcüğün birleşmesinden de oluşsa tek parça olarak yazılır. Adı üstünde sözcük, ayrı yazılmaz bu.
Bu saçmalıkları yüzünden Adamsendecilik sözcüğünü TDK'da Adam sendecilik diye görürsünüz. Halbuki oradaki de, dahi anlamındaki de'dir. İlla ayrı yazılacaksa Adam sen de cilik diye yazılması gerekir ki bunun da saçmalık olacağını bildiklerinden ne yardan geçebiliyorlar ne de serden. Aynı biçimde şapka olarak bilinen düzeltme iminin yazımında vb. TDK'nın çelişkili ve dil mantığına aykırı uygulamaları var.
ek soru 2: Ana Yazım Kılavuzunun internet vesiyonu yok. Ama zaten çok pratik biçimde basılmış bir cep kitabı. Her yere götürülebilir.
Ayrıca yazım kılavuzlarıyla ilgili de şurada faydalı olacağını düşündüğüm bir yazı mevcut: yazarodasi.blogspot.com
Bir de Ekşi Sözlük yazarlığının nasıl bir söz hakkı olabilir ki diyenler unutmamalı ki Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor. TDK'nın resmi bir bağlayıcılığı falan da yoktur, bilip bilmeden konuşmayın.
TDK'yı esas kabul edenler büyük çoğunlukla genç kuşaktan kimseler olsa gerek. AKP iktidarı döneminde üniversite, y.lisans vb. okuyan gençler TDK'yı da esas alıyorlar. Bilinçli bir tutum değil bu.
Bir başka yanıtım da mot à mot ile ilgili. Bir sözcüğün kaynak dildeki yazılışı doğru kabul edilemez. Sözcüğün geçtiği dilde nasıl yazılıyorsa o hali doğrudur. Sözcüğün etimolojisiyle bir sözcüğün bir dildeki hali farklı şeylerdir. Bunları karıştırmamak gerek. O zaman televizyonu da television yazsın insanlar... Veya tişört yerine t-shirt yazsınlar. (Gerçi çoğu insan bu hataya düşüyor ama neyse)
TDK'nın çelişkili uygulamaları Ana Yazım Kılavuzunun giriş bölümünde ayrıntılarıyla çürütülüyor. Sözgelimi ayrı yazalan bi(r)leşik sözcük diye bir şey uydurdular. Ayrı yazılan sözcük diye bir şey olmaz. Bir sözcük bileşik de olsa, iki ayrı sözcüğün birleşmesinden de oluşsa tek parça olarak yazılır. Adı üstünde sözcük, ayrı yazılmaz bu.
Bu saçmalıkları yüzünden Adamsendecilik sözcüğünü TDK'da Adam sendecilik diye görürsünüz. Halbuki oradaki de, dahi anlamındaki de'dir. İlla ayrı yazılacaksa Adam sen de cilik diye yazılması gerekir ki bunun da saçmalık olacağını bildiklerinden ne yardan geçebiliyorlar ne de serden. Aynı biçimde şapka olarak bilinen düzeltme iminin yazımında vb. TDK'nın çelişkili ve dil mantığına aykırı uygulamaları var.
ek soru 2: Ana Yazım Kılavuzunun internet vesiyonu yok. Ama zaten çok pratik biçimde basılmış bir cep kitabı. Her yere götürülebilir.
Ayrıca yazım kılavuzlarıyla ilgili de şurada faydalı olacağını düşündüğüm bir yazı mevcut: yazarodasi.blogspot.com
Bir de Ekşi Sözlük yazarlığının nasıl bir söz hakkı olabilir ki diyenler unutmamalı ki Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor. TDK'nın resmi bir bağlayıcılığı falan da yoktur, bilip bilmeden konuşmayın.
TDK'yı esas kabul edenler büyük çoğunlukla genç kuşaktan kimseler olsa gerek. AKP iktidarı döneminde üniversite, y.lisans vb. okuyan gençler TDK'yı da esas alıyorlar. Bilinçli bir tutum değil bu.
Bir başka yanıtım da mot à mot ile ilgili. Bir sözcüğün kaynak dildeki yazılışı doğru kabul edilemez. Sözcüğün geçtiği dilde nasıl yazılıyorsa o hali doğrudur. Sözcüğün etimolojisiyle bir sözcüğün bir dildeki hali farklı şeylerdir. Bunları karıştırmamak gerek. O zaman televizyonu da television yazsın insanlar... Veya tişört yerine t-shirt yazsınlar. (Gerçi çoğu insan bu hataya düşüyor ama neyse)
0
@ermanen
Hay aklınızla binbeşyüz yaşayın! Ne iyi etmişsiniz de sormuşsunuz bu soruyu... Bissürü şey öğrendim.
@microfiction
Teşekkürler aydınlatıcı bilgiler için üstadım.
"Bir de Ekşi Sözlük yazarlığının nasıl bir söz hakkı olabilir ki diyenler unutmamalı ki Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor. TDK'nın resmi bir bağlayıcılığı falan da yoktur, bilip bilmeden konuşmayın."
yazmışsınız. Benim söylemeye çalıştığım şey, Ekşi'de bir konuda yazılmış bir görüş, nasıl referans görüş olabilir? Ekşi'de yazana bakarak nasıl yönümüzü bulabiliriz? Mesela (bkz: motamot çevirinin azizliği) diye bir başlık var.
Ondan soğnacığıma, Ekşi'ye motamo diye de sorsanız, motamot diye de sorsanız, mot à mot diye de sorsanız, sizi (bkz: mot a mot) başlığına yönlendiriyor.
Mesela, bu başlıktaki girilerden biri şöyle (aynen kopi peyst):
"kimilerinin "notanot" diye telaffuz ettikleri fr menşeili tabir"
gördüğünüz gibi yazarımız "menşeli" yazmayı bile bilmiyor.
Nerde bu devlet? Nerde bu hacivatlar?
Bir başka yazarımız, aynen şunu girmiş bu başlığa:
(bkz: literally)
Halbuki (bkz: literal) olarak girmiş olmalıydı. Hacivatlar bunu da atlamış.
Öte yandan,
"Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor." diyosunuz da,
ben arada sırada girilerimde,
ammaaaa waaa laaqıynnn, yazıyorum. Bi gün bile olsun bi Hacivat da, "ne diyon sen aga?" demedi.
Bazen de "mına koyim" yazıyorum. Bi Hacivat da çıkıp "Huoopp, bilâder!!! Akıllı ol! Alırım paçanı aşşaaa!" demedi.
Beri yandan, an itibarıyle Ekşi'deki giri sayısı 18,855,740 olmuş. Bu hacivatlar kaç kişi ki, 20 milyon giriye kalite kontrolü yapceklee? Bu sebepten, Ekşi bir referans kabul edilebilir mi?
"Wikipedia'nın ve Vikipedi'nin bile ev ödevlerinde referans kaynak kabul edilmediği bir ortamda, Ekşi nasıl referans olabilir?" diye sormak istemiştim sadece... "Bile" dememin sebebi, Wiki/Viki'nin geyik bi ortam olmamasındandır. İmece usûlü ile yazıldıkları malum ama ciddi olmaları bekleniyo galiba. "Yazarlarının ehil olup olmadığı bilinmediği için ve kaynaklarının sahih olup olmadığı bilinmediği için referans kabul edilmiyor pek çok hacı hoca tayfası tarafından. Aynı noktadan hareketle ve üstelik bi de geyiği bol olan Ekşi de referans kabul edilmez heralde" demek istedim. Yoksa Ekşi candır, bi de kutsal bilgi kaynağıdır.
"TDK'nın resmi bir bağlayıcılığı falan da yoktur, bilip bilmeden konuşmayın." sözünüzü bana mı söylediniz, bundan çok emin olamadım.
Zaten resmî bağlayıcılığı olmaması gerek heralde di mi? Yazım kurallarını çiğnersek, naapacak TDK? Gelip aazımıza biber mi sürecek?
Bi de, biraz hızlı okuyosunuz galiba. Ya da ayfondan filan okuyosunuz.
"mot à mot
doğrusu bu."
diye yazmışım. Biraz aşağıda da,
"Bu durumda mota mo olur deyimin tamamı." yazmışım.
Sonra bu güzel sorunun sahibi ermanen üstadım, "ayrıca "mot à mot" nasıl türkçe de doğru olabilir ki?" diye sormuş bir ilave soruyla ve ona cevap vermişim ama o da gözünüzden kaçmış herhalde.
Ama belli ki, sizden öğreneceğim çok şey var. Teşekkürler katkılarınız için.
Hay aklınızla binbeşyüz yaşayın! Ne iyi etmişsiniz de sormuşsunuz bu soruyu... Bissürü şey öğrendim.
@microfiction
Teşekkürler aydınlatıcı bilgiler için üstadım.
"Bir de Ekşi Sözlük yazarlığının nasıl bir söz hakkı olabilir ki diyenler unutmamalı ki Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor. TDK'nın resmi bir bağlayıcılığı falan da yoktur, bilip bilmeden konuşmayın."
yazmışsınız. Benim söylemeye çalıştığım şey, Ekşi'de bir konuda yazılmış bir görüş, nasıl referans görüş olabilir? Ekşi'de yazana bakarak nasıl yönümüzü bulabiliriz? Mesela (bkz: motamot çevirinin azizliği) diye bir başlık var.
Ondan soğnacığıma, Ekşi'ye motamo diye de sorsanız, motamot diye de sorsanız, mot à mot diye de sorsanız, sizi (bkz: mot a mot) başlığına yönlendiriyor.
Mesela, bu başlıktaki girilerden biri şöyle (aynen kopi peyst):
"kimilerinin "notanot" diye telaffuz ettikleri fr menşeili tabir"
gördüğünüz gibi yazarımız "menşeli" yazmayı bile bilmiyor.
Nerde bu devlet? Nerde bu hacivatlar?
Bir başka yazarımız, aynen şunu girmiş bu başlığa:
(bkz: literally)
Halbuki (bkz: literal) olarak girmiş olmalıydı. Hacivatlar bunu da atlamış.
Öte yandan,
"Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor." diyosunuz da,
ben arada sırada girilerimde,
ammaaaa waaa laaqıynnn, yazıyorum. Bi gün bile olsun bi Hacivat da, "ne diyon sen aga?" demedi.
Bazen de "mına koyim" yazıyorum. Bi Hacivat da çıkıp "Huoopp, bilâder!!! Akıllı ol! Alırım paçanı aşşaaa!" demedi.
Beri yandan, an itibarıyle Ekşi'deki giri sayısı 18,855,740 olmuş. Bu hacivatlar kaç kişi ki, 20 milyon giriye kalite kontrolü yapceklee? Bu sebepten, Ekşi bir referans kabul edilebilir mi?
"Wikipedia'nın ve Vikipedi'nin bile ev ödevlerinde referans kaynak kabul edilmediği bir ortamda, Ekşi nasıl referans olabilir?" diye sormak istemiştim sadece... "Bile" dememin sebebi, Wiki/Viki'nin geyik bi ortam olmamasındandır. İmece usûlü ile yazıldıkları malum ama ciddi olmaları bekleniyo galiba. "Yazarlarının ehil olup olmadığı bilinmediği için ve kaynaklarının sahih olup olmadığı bilinmediği için referans kabul edilmiyor pek çok hacı hoca tayfası tarafından. Aynı noktadan hareketle ve üstelik bi de geyiği bol olan Ekşi de referans kabul edilmez heralde" demek istedim. Yoksa Ekşi candır, bi de kutsal bilgi kaynağıdır.
"TDK'nın resmi bir bağlayıcılığı falan da yoktur, bilip bilmeden konuşmayın." sözünüzü bana mı söylediniz, bundan çok emin olamadım.
Zaten resmî bağlayıcılığı olmaması gerek heralde di mi? Yazım kurallarını çiğnersek, naapacak TDK? Gelip aazımıza biber mi sürecek?
Bi de, biraz hızlı okuyosunuz galiba. Ya da ayfondan filan okuyosunuz.
"mot à mot
doğrusu bu."
diye yazmışım. Biraz aşağıda da,
"Bu durumda mota mo olur deyimin tamamı." yazmışım.
Sonra bu güzel sorunun sahibi ermanen üstadım, "ayrıca "mot à mot" nasıl türkçe de doğru olabilir ki?" diye sormuş bir ilave soruyla ve ona cevap vermişim ama o da gözünüzden kaçmış herhalde.
Ama belli ki, sizden öğreneceğim çok şey var. Teşekkürler katkılarınız için.
0
@compadrito tdk'nın resmî bağlayıcılığı yok sözünü size söylemedim.
ikincisi, siz hacivat mevhumunu tamamen yanlış anlamışsınız. ekşi sözlük'te entryler/giriler dil kurallarına göre denetlenmiyor. sadece başlıklar gerektiği zaman bu denetime tabi. sözgelimi bir başlık "hristiyan" biçiminde açılmışsa "hıristiyan" biçiminde düzeltiliyor. ya da provakatör diye açılmışsa provokatör başlığına yönlendiriliyor. tabii burada bağlama da bakılıyor. bir sözcüğün bilinçli olarak, özellikle yanlış yazımı, yanlış yazılmış bir yerden aktarımı vb. olabilir. bunlara dokunulmuyor. onun dışında entrylerin yazımına karışılmıyor.
ikincisi, siz hacivat mevhumunu tamamen yanlış anlamışsınız. ekşi sözlük'te entryler/giriler dil kurallarına göre denetlenmiyor. sadece başlıklar gerektiği zaman bu denetime tabi. sözgelimi bir başlık "hristiyan" biçiminde açılmışsa "hıristiyan" biçiminde düzeltiliyor. ya da provakatör diye açılmışsa provokatör başlığına yönlendiriliyor. tabii burada bağlama da bakılıyor. bir sözcüğün bilinçli olarak, özellikle yanlış yazımı, yanlış yazılmış bir yerden aktarımı vb. olabilir. bunlara dokunulmuyor. onun dışında entrylerin yazımına karışılmıyor.
0
@microfiction
Teşekkürler açıklama için. Ama tatminkâr olmadı. Çünkü,
"Bir de Ekşi Sözlük yazarlığının nasıl bir söz hakkı olabilir ki diyenler unutmamalı ki Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor."
yazdıktan sonra,
"sadece başlıklar gerektiği zaman bu denetime tabi. sözgelimi bir başlık "hristiyan" biçiminde açılmışsa "hıristiyan" biçiminde düzeltiliyor. ya da provakatör diye açılmışsa provokatör başlığına yönlendiriliyor. tabii burada bağlama da bakılıyor. bir sözcüğün bilinçli olarak, özellikle yanlış yazımı, yanlış yazılmış bir yerden aktarımı vb. olabilir. bunlara dokunulmuyor. onun dışında entrylerin yazımına karışılmıyor"
yazdınız.
Ben de diyorum ki, hacivat mefhumunu anladım ama mevzu ile bi alâkası olmadığını göstermek için o örnekleri verdim. Yani hacivatların Ekşi'de açılan başlıkları düzenleyici bir işlevleri var. Giri, sözlük formatına aykırı olmadıkça, göte girme ihtimali olmadıkça, içerik de selbez, uçuş da selbez, atış da selbez... Öte yandan, Ekşi'de yazar olmak için gereken başka bi ehliyet yok. Beri yandan, kaynaklar sahih değil. Bazen de götümüzden uydurup yazıyoz.
Bu durumda, Ekşi nasıl referans olabilir?
Ama ermanen üstadımız, "Ekşi gene de bir fikir verebiliyor" mealinde bir şey yazdı ki haklıdır, herhangi bir güvenilirliği ve geçerliliği olmayan giriler arasında, doğru bilgi verenler de var. Ama seçmeyi bilirseniz...
Bu yüzden, bu soruya gelen cevaplardan öğrendiğim, Adam, Epsilon, Dil Derneği, Ana Yazım Kılavuzu gibi kaynaklarla pek mukayese edilemez Ekşi...
Fikir verir, evet. Ama belirleyici olamaz.
Teşekkürler açıklama için. Ama tatminkâr olmadı. Çünkü,
"Bir de Ekşi Sözlük yazarlığının nasıl bir söz hakkı olabilir ki diyenler unutmamalı ki Ekşi Sözlük'teki bütün başlıklar Hacivat denilen ve hemen hepsi üniversitede hoca, editör, yayıncı vb. olan kişiler tarafından dil kurallarına göre denetleniyor."
yazdıktan sonra,
"sadece başlıklar gerektiği zaman bu denetime tabi. sözgelimi bir başlık "hristiyan" biçiminde açılmışsa "hıristiyan" biçiminde düzeltiliyor. ya da provakatör diye açılmışsa provokatör başlığına yönlendiriliyor. tabii burada bağlama da bakılıyor. bir sözcüğün bilinçli olarak, özellikle yanlış yazımı, yanlış yazılmış bir yerden aktarımı vb. olabilir. bunlara dokunulmuyor. onun dışında entrylerin yazımına karışılmıyor"
yazdınız.
Ben de diyorum ki, hacivat mefhumunu anladım ama mevzu ile bi alâkası olmadığını göstermek için o örnekleri verdim. Yani hacivatların Ekşi'de açılan başlıkları düzenleyici bir işlevleri var. Giri, sözlük formatına aykırı olmadıkça, göte girme ihtimali olmadıkça, içerik de selbez, uçuş da selbez, atış da selbez... Öte yandan, Ekşi'de yazar olmak için gereken başka bi ehliyet yok. Beri yandan, kaynaklar sahih değil. Bazen de götümüzden uydurup yazıyoz.
Bu durumda, Ekşi nasıl referans olabilir?
Ama ermanen üstadımız, "Ekşi gene de bir fikir verebiliyor" mealinde bir şey yazdı ki haklıdır, herhangi bir güvenilirliği ve geçerliliği olmayan giriler arasında, doğru bilgi verenler de var. Ama seçmeyi bilirseniz...
Bu yüzden, bu soruya gelen cevaplardan öğrendiğim, Adam, Epsilon, Dil Derneği, Ana Yazım Kılavuzu gibi kaynaklarla pek mukayese edilemez Ekşi...
Fikir verir, evet. Ama belirleyici olamaz.
0
burada kastettiğim şey zaten sözlükteki tanımlar, içerik yönünden değil, imla yönünden sözlüğün kullanımı. dolayısıyla başlıklar da doğru imla konusunda yardımcı olacaktır. entrylerin içerikleriyse dediğiniz gibi fikir verecektir. zaten burada bile görüyoruz bu kullanım biçimini. entrylerde ayrıca başka kaynaklarda kolayca erişemeyeceğimiz biçimde yazım kılavuzları arasındaki çelişkiler, bu çelişkiler üstüne tartışmalar, farklı görüşler de yer alıyor. insanlar birbirinin hatalarını düzeltiyor, doğruya ulaşılıyor. sözgelimi ben mevhum yazmışım, siz mefhum olduğunu düzeltiyorsunuz vb. internet de böyle bir şey zaten. internet okuryazarı olan kişi doğru biçimde okuyabiliyor. ama dediğinizi anlıyorum, doğruda doğruya bir yazım kılavuzu değil zaten sözlük.
0
Dile cidden kafa yoracaksanız çeşitli imla kılavuzlarrına sahip olmanız gerekiyor zaten. Benim ana referansım Dil Derneği'nin kılavuzudur. Nijat Özön ve TDK'da elimin altında.
Genel durum şudur; Her kurumun kendi imla kuralları ve klavuzu vardır. Mesela ayrıntı yayınlarındaki kitapların dil bütünlüğüyle Remzi Kitabevi yayınlarından çıkan kitapların dil bütünlüğü arasında fark vardır.
Yayınevleri x kılavuzu tercih eder ve o kılavuzda eksik gördükleri madde ve kuralları bir metin halinde çevirmenlerine, editörlerine yollarlar.
Yani şu kılavuz doğrudur demek pek doğru değil. Her kılavuzun eksikleri var. Ben TDK'yı referans almam.
Genel durum şudur; Her kurumun kendi imla kuralları ve klavuzu vardır. Mesela ayrıntı yayınlarındaki kitapların dil bütünlüğüyle Remzi Kitabevi yayınlarından çıkan kitapların dil bütünlüğü arasında fark vardır.
Yayınevleri x kılavuzu tercih eder ve o kılavuzda eksik gördükleri madde ve kuralları bir metin halinde çevirmenlerine, editörlerine yollarlar.
Yani şu kılavuz doğrudur demek pek doğru değil. Her kılavuzun eksikleri var. Ben TDK'yı referans almam.
0
pek vokal
Biraz önce bu fotoğrafı gördüm ve aklıma şu soru geldi...https://fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/17760_510966028960475_1115197049_n.jpgBurada gördüğümüz gibi bitkilerin bulunduğu alanda hep sular temiz oluyor ki buna en bilindik örnek ormanlardır. Peki örneğin yağmur-kar yağdığında bu
Biraz önce bu fotoğrafı gördüm ve aklıma şu soru geldi...
fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net
Burada gördüğümüz gibi bitkilerin bulunduğu alanda hep sular temiz oluyor ki buna en bilindik örnek ormanlardır. Peki örneğin yağmur-kar yağdığında bu suların infiltrasyon ile taban suyuna karışması sürecinde, kar-yağmur suyu nasıl oluyor da tertemiz-kullanılabilir kalıyor? Yani bitkiler kökleriyle suyu süzüyor falan mı? Tam olarak nasıl oluyor bu olay?
fbcdn-sphotos-a-a.akamaihd.net
Burada gördüğümüz gibi bitkilerin bulunduğu alanda hep sular temiz oluyor ki buna en bilindik örnek ormanlardır. Peki örneğin yağmur-kar yağdığında bu suların infiltrasyon ile taban suyuna karışması sürecinde, kar-yağmur suyu nasıl oluyor da tertemiz-kullanılabilir kalıyor? Yani bitkiler kökleriyle suyu süzüyor falan mı? Tam olarak nasıl oluyor bu olay?
0
kaynak sularının debisi yüksek olduğundan henüz kirlenmeden yüzeye ulaşıyor olabilir.
0
@sttc
toprağa sızan ve topraktan geçerek yeraltı suyuna ulaşan su bu süreçte hiç kirlenmiyor mu? yani normalde düşününce ben eğer toprak yesem hasta olurum. ama temas eden su kullanılabilir. nasıl oluyor bu
toprağa sızan ve topraktan geçerek yeraltı suyuna ulaşan su bu süreçte hiç kirlenmiyor mu? yani normalde düşününce ben eğer toprak yesem hasta olurum. ama temas eden su kullanılabilir. nasıl oluyor bu
0
yeraltı suları o kadar da masum değil. büyük partiküller oraya ulaşamadığı için temiz gözükebilir ama kimyasallar ile kirlenebilir. şehirden ne kadar uzaksa o kadar temiz olur.
edit: doğal yollarla oluşan arsenik bile yeraltı suyunu kirletebilirmiş:
en.wikipedia.org
edit: doğal yollarla oluşan arsenik bile yeraltı suyunu kirletebilirmiş:
en.wikipedia.org
0
kökler erozyonu engelliyor, bu yüzden temiz su sızıyor diye tahmin ediyorum
0
küçükken tubitak yayınlarında bir deney olarak hatırlıyorum, bir borunun içine önce iri çakıl sonra küçük çakıl sonra ufalanmış kömür ve toprak ve üstüne de tekrar önce küçük sonra büyük çakıl koyarak, çamurlu pis kötü kokan suyu temizleme düzeneği anlatılıyordu, doğa da bunun büyük ölçeklisi işte, toprak sudaki pis parçacıkları filtre ediyor, eğer toprağın içinde kirletici suda çözünen çok üçük parçacıklı bir şey yoksa su temiz çıkıyor. tek başına toprak ince taneli olduğu için sadece süzmede başarısız, yaprak taş ve bitki kökleri süzgeçlik yapıp ve özellikle bitki kökleri toprağı belli sıkılıkta tutup dağılmasını engelleyerek başarıyı artırıyor.şahsi görüşüm:)
0
electra kompleksi
Ben seni meşgul etmeyeyim İngilizce nasıl denir?
Ben seni meşgul etmeyeyim İngilizce nasıl denir?
0
"seni meşgul etmesem daha iyi olacak sanırım" anlamındaysa "i may not keep you busy"
Sitemkarsa "maybe it's better not to keep you busy"
Yanılıyor olabilirim ilkinde.
Sitemkarsa "maybe it's better not to keep you busy"
Yanılıyor olabilirim ilkinde.
0
let me not bother you
"ben seni rahatsız etmeyeyim" anlamına geliyor daha çok
"let me not take up your time" daha mot-a-mot ama daha az kullanışlı
"ben seni rahatsız etmeyeyim" anlamına geliyor daha çok
"let me not take up your time" daha mot-a-mot ama daha az kullanışlı
0
pipepicture
var mı ha söyleyin?
var mı ha söyleyin?
0
küçük çocuk yetişkin erkek arkadaşlığıyla giden, leon tadında yine aynı yıl çekilen bir hollywood filmi var. "kusursuz dünya" (bkz: a perfect world)
0
orijinalinden guzel, doğru söylüyorsun vallahi ben en iyisi leon u bidaha izliyim
0
yusufist
neo-kemalist neo-liberalizm de falan kullanılan neoyu kastediyorum :)
neo-kemalist neo-liberalizm de falan kullanılan neoyu kastediyorum :)
0
vsever
yaklaşık 5-6 yıl önce denk gelmiştim. 21 aralıkla alakasız bi site. dünyadaki nüfusu, petrol rezervini buzulları falan sayacını gösteriyordu. şimdi google da biraz araştırma yaptım hep 21 aralık 2012 siteleri var. hatırlayan eden yok mudur?
yaklaşık 5-6 yıl önce denk gelmiştim. 21 aralıkla alakasız bi site. dünyadaki nüfusu, petrol rezervini buzulları falan sayacını gösteriyordu. şimdi google da biraz araştırma yaptım hep 21 aralık 2012 siteleri var. hatırlayan eden yok mudur?
0
denizaya
Arkadaşlar bana sadece mor renk olarak bulunan, başka rengi bulunmayan çiçek isimleri lazım. Orkide mor galiba ama sadece mor mu emin olamadım birde, teşekkürler :)
Arkadaşlar bana sadece mor renk olarak bulunan, başka rengi bulunmayan çiçek isimleri lazım. Orkide mor galiba ama sadece mor mu emin olamadım birde, teşekkürler :)
0
orkide sadece mor değil. saksı olarak mı istiyorsun, kesme çiçek mi?
0
lamium var şu an aklıma gelen ama kimse bu konuda emin olamaz. yani illa bir türü , alt türü, varyetesi farklı renkte olabilir-olur.
0
şuna bir bak:
www.squidoo.com
listedekilerin hepsi sadece mor renkte bulunmuyor. bunlara tek tek bakıp hangi renklere sahip olabileceklerine bakabilirsin. bazıları mor ve mor tonları şeklinde oluyor.
www.squidoo.com
listedekilerin hepsi sadece mor renkte bulunmuyor. bunlara tek tek bakıp hangi renklere sahip olabileceklerine bakabilirsin. bazıları mor ve mor tonları şeklinde oluyor.
0
ermanen
1. soru: Direniş ile ilgili son durumlar ne?2. soru: güncel durumları özet şeklinde nerden öğrenebiliriz?
1. soru: Direniş ile ilgili son durumlar ne?
2. soru: güncel durumları özet şeklinde nerden öğrenebiliriz?
2. soru: güncel durumları özet şeklinde nerden öğrenebiliriz?
0
ekşisözlük başlıklarına kısaca göz gezdirerek. ben öyle yapıyorum bir süre uzak kalırsam.
0
ekşi sözlük başlıkları çok kalabalık ve bilgi kirliliği de olabiliyor. başka yol var mı?
istek şu yani:
haber niteliğinde olan güncel durumları, doğru ve tarafsız şekilde, özet olarak okumak
istek şu yani:
haber niteliğinde olan güncel durumları, doğru ve tarafsız şekilde, özet olarak okumak
0
oda.tv gibi sitelerin sürekli güncellenen eylem sayfaları var bazı iller için. orada gün içinde olan olayları fazla sık güncellememek kaydıyla saat vererek gösteriyorlar.
ama objektiflik kısmını bilemedim.
ama objektiflik kısmını bilemedim.
0
samiabi19
en cok satilan sigaralar ne sizce ?
en cok satilan sigaralar ne sizce ?
0
winston öğrenciler arasında epey popüler, kırmızı kısa marlboro ve camel'ın da tiryakisi çoktur.
0
berginyonbaenre
bu ikisi arasında bir fark varmıdır ?bi tavuk hem beyaz hem kahverengi yumurta verebilir mi ?yoksa sadece tek bi renk mi oluyor her tavuğun yumurtası
bu ikisi arasında bir fark varmıdır ?
bi tavuk hem beyaz hem kahverengi yumurta verebilir mi ?
yoksa sadece tek bi renk mi oluyor her tavuğun yumurtası
bi tavuk hem beyaz hem kahverengi yumurta verebilir mi ?
yoksa sadece tek bi renk mi oluyor her tavuğun yumurtası
0
kahverengi olan köy yumurtası derlerdi eskiden doğal yani.ama şu an fabrika üretimi esmer yumurtalar var. çelişki ,,
0
beyaz tüylü ve beyaz kulakmemeli tavuklar, beyaz yumurta; kırmızı (kahverengi) tüylü ve kırmızı kulakmemeli tavuklar; kahverengi (koyu) yumurta yumurtluyor.
tadları ve besin değerleri aynı.
kahverengi yumurtalar daha pahalı olabiliyormuş. bunun sebebi kahverengi yumurta yumurtlayan tavuğun beyaz yumurtlayandan biraz daha büyük olması ve daha çok besin tüketmesiymiş.
tadları ve besin değerleri aynı.
kahverengi yumurtalar daha pahalı olabiliyormuş. bunun sebebi kahverengi yumurta yumurtlayan tavuğun beyaz yumurtlayandan biraz daha büyük olması ve daha çok besin tüketmesiymiş.
0
samiabi19
Antalya mi izmir mi ? siz hangi sehir i daha fazla seviyorsunuz ? Nerde daha güzel alisveris imkanlari var ? gece hatı nerde daha güzerl ? iş imkanlari nerde daha iyi ? Nerde daha iyi plaj var ? nerde daha zenginler oturiyor
Antalya mi izmir mi ? siz hangi sehir i daha fazla seviyorsunuz ? Nerde daha güzel alisveris imkanlari var ? gece hatı nerde daha güzerl ? iş imkanlari nerde daha iyi ? Nerde daha iyi plaj var ? nerde daha zenginler oturiyor
0
izmir. izmir'i. izmir'de. izmir'de. izmir'de nisbeten daha iyi. antalya'da iş turizme bağlı yani sezonluk genel olarak. plaj izmir'de uzak beldelerinde varken antalyanın beldeleriyle beraber merkezi plaj, konyaaltı, lara. zengini bilemem.
izmirliyim, antalya'da okudum. son kararım izmir.
izmirliyim, antalya'da okudum. son kararım izmir.
0
izmir genel olarak daha iyi. antalya sadece yazın ve bazen daha güzel olabilir.
0
yusufist
şunun gibihttp://images1.wikia.nocookie.net/__cb20120418010224/southpark/images/1/13/Canada.jpg
0
bugategonline
Soru başlıktadır arkadaşlar. H.sonu 3 aylığına kanada'ya gidiyorum.Ne olur ne olmaz diye yanıma ilaç almayı düşünüyorum. Sağlık sigortam olacak ama orada doktora gitmek epey işkence diye duydum. İlaç yazdırmak diye birşey de yokmuş herhalde, birçok ilaç da reçetesiz satılmıyormuş.Öncelikle reçetesiz
Soru başlıktadır arkadaşlar. H.sonu 3 aylığına kanada'ya gidiyorum.
Ne olur ne olmaz diye yanıma ilaç almayı düşünüyorum. Sağlık sigortam olacak ama orada doktora gitmek epey işkence diye duydum. İlaç yazdırmak diye birşey de yokmuş herhalde, birçok ilaç da reçetesiz satılmıyormuş.
Öncelikle reçetesiz satılan ilaçların neler olduğunu soracaktım. Olası bir soğuk algınlığında ağrı kesici alabilir miyim(minoset plus) veya parasetemol tylol hot vs gibi?
Gastrit dışında herhangi bir kronik rahatsızlığım yok. Ama midem arada bir sıkıntı çıkarıyor, talcid, rennie vs gibi ilaçlar için durum nedir?
Ne olur ne olmaz diye yanıma ilaç almayı düşünüyorum. Sağlık sigortam olacak ama orada doktora gitmek epey işkence diye duydum. İlaç yazdırmak diye birşey de yokmuş herhalde, birçok ilaç da reçetesiz satılmıyormuş.
Öncelikle reçetesiz satılan ilaçların neler olduğunu soracaktım. Olası bir soğuk algınlığında ağrı kesici alabilir miyim(minoset plus) veya parasetemol tylol hot vs gibi?
Gastrit dışında herhangi bir kronik rahatsızlığım yok. Ama midem arada bir sıkıntı çıkarıyor, talcid, rennie vs gibi ilaçlar için durum nedir?
0
genel ilaçları reçetesiz alabilirsin. (soğuk algınlığı, baş ağrısı, mide ağrısı, kas ağrısı vs). shoppers&drugmart ve pharmaplus gibi yerlerde raflarda satılıyor. aynı mekanda eczane de oluyor zaten, onlara bile ne alacağını danışabilirsin. (bakkal tarzı "convenience store" denen yerlerde de ağrı, soğuk algınlığı ilaçlar olabiliyor)
daha önemli bişey olursa "walk-in clinic" denen yerlere gidip 50$'a muayene olabilirsin. genelde antibiyotik yazıyorlar duruma göre.
bir de kanada'da bepanthene krem ve merhem tarzı bişey yok (onların etken maddesini içeren krem/merhem yok yani, eczaneye sormuştum veritabanında aramışlardı). onları getirebilirsin yanında. (reklam gibi oldu bu da)
edit: minoset (kanada'da tylenol) reçetesiz. (paracetamol ilaçları reçetesiz genelde)
edit2: travel.gc.ca
daha önemli bişey olursa "walk-in clinic" denen yerlere gidip 50$'a muayene olabilirsin. genelde antibiyotik yazıyorlar duruma göre.
bir de kanada'da bepanthene krem ve merhem tarzı bişey yok (onların etken maddesini içeren krem/merhem yok yani, eczaneye sormuştum veritabanında aramışlardı). onları getirebilirsin yanında. (reklam gibi oldu bu da)
edit: minoset (kanada'da tylenol) reçetesiz. (paracetamol ilaçları reçetesiz genelde)
edit2: travel.gc.ca
0
diyojenimtırak
bi karikatür vardı, bi buldursanız..
bi karikatür vardı, bi buldursanız..
0
denizaya
Yaa facede sevdiğim bir abimin doğum günüymüş bugünde...kendisi 5 vakit namaz kılan, bazen duvarında islami şeyler paylaşan bir tip..bunun doğum günü nasıl kutlanır acaba, içinde allahlı,muhammedli kutlama mesaj bilen var mı? mutlu olacaktır eminim ^_^
Yaa facede sevdiğim bir abimin doğum günüymüş bugünde...
kendisi 5 vakit namaz kılan, bazen duvarında islami şeyler paylaşan bir tip..
bunun doğum günü nasıl kutlanır acaba, içinde allahlı,muhammedli kutlama mesaj bilen var mı? mutlu olacaktır eminim ^_^
kendisi 5 vakit namaz kılan, bazen duvarında islami şeyler paylaşan bir tip..
bunun doğum günü nasıl kutlanır acaba, içinde allahlı,muhammedli kutlama mesaj bilen var mı? mutlu olacaktır eminim ^_^
0
Dinci derken? Ayrı bir tür gibi görmen çok yersiz olmuş. Normal insanlar gibi doğum günün kutlu olsun demen yeterli olur bence.
0
dogum gunun kutlu olsun, allaaam uzun omurler versin, peygamberim seni zaptetsin dinimiz amin. ins.
0
gemi iyice azıya aldınız.
şu ortamda 1 haftadır görmediğim din hakaretleri görmeye başladım.
adam dinciyse ve sen bu tarz insanlardan hoşlanmıyorsan,ikiyüzlü olup doğumgününü kutlamana gerek yok
(herkes gibi ben de yazım hatası yapabilirim,kötü niyetli bir şekilde benim üzerimden saçma bir tümevarım yapmaya çalışan arkadaş;soytarılık yapmak yerine beni uyarsaydı,şuan yaptığım gibi önceden de hatamı düzeltir özür dilerim)
şu ortamda 1 haftadır görmediğim din hakaretleri görmeye başladım.
adam dinciyse ve sen bu tarz insanlardan hoşlanmıyorsan,ikiyüzlü olup doğumgününü kutlamana gerek yok
(herkes gibi ben de yazım hatası yapabilirim,kötü niyetli bir şekilde benim üzerimden saçma bir tümevarım yapmaya çalışan arkadaş;soytarılık yapmak yerine beni uyarsaydı,şuan yaptığım gibi önceden de hatamı düzeltir özür dilerim)
0
Yahu ne yaptınız, adam en spesifik hale nasıl getiririm diye dinci demiş belli ki. Kıl kapsa "sevdiğim bir abim" deyip hoşuna gidecek şekilde kutlamaya niye kalksın? Adama o lakabın yanlış olduğunu söyleseniz anlarım da iki yüzlü demek nedir? Okumadın mı yoksa duyuruyu?
0
happy birthday din kardeşim, cümlemizin. ayrıca gerçek müslümanlıkla "dinci"liği hala ayırt edemeyen arkadaşlar rahatsız olmuşlar yine biraz hassas olalım bnm dedem de dnciydi sler msn tfn :sS
0
dinci türü insan türüne çok benzer "nice yıllara" "mutlu yıllar" gibi söylemler onlar için yeterli olup bunları kolayca anlayabiliyor ve tepki verebiliyorlar.
dinci ne la ? insan gibi mutlu yıllar demen yeterli.
dinci ne la ? insan gibi mutlu yıllar demen yeterli.
0
bobinhoo
Böyle bir mouse lazim bana, kütüphanede kullandığım icin insanların kafasini sikmek istemiyorum. Var bildiginiz boyle bir mouse. 60-70 lirayi geçmese iyi olur
Böyle bir mouse lazim bana, kütüphanede kullandığım icin insanların kafasini sikmek istemiyorum. Var bildiginiz boyle bir mouse. 60-70 lirayi geçmese iyi olur
0
0
eksi was here
bir kız vardı, her gün önünden geçtiği restoranın sandalyesinde uyuyan bir kedi de vardı. Bu kız sokak kedilerini balık krakerle besliyordu. Sonra nasıl olduğunu hatırlamadığım bir şekilde bu kız başka bir dünyaya gidiyor ve kendisi de kedi oluyordu. Kötü bir kral vardı. Animenin sonunda kuleye tırm
bir kız vardı, her gün önünden geçtiği restoranın sandalyesinde uyuyan bir kedi de vardı. Bu kız sokak kedilerini balık krakerle besliyordu. Sonra nasıl olduğunu hatırlamadığım bir şekilde bu kız başka bir dünyaya gidiyor ve kendisi de kedi oluyordu. Kötü bir kral vardı. Animenin sonunda kuleye tırmanarak kaçıyorlardı, bu kız bir başka kedinin kucağında idi hatta o sırada. Kulenin tepesinden bizim dünyaya geçiş yaparak kurtuluyorlardı. Güzel bir animeydi.
0
utkucbkc
12:08 east of bucharest4 months 3 weeks 2 days izledim şimdiye kadar.
12:08 east of bucharest
4 months 3 weeks 2 days izledim şimdiye kadar.
4 months 3 weeks 2 days izledim şimdiye kadar.
0
exlibris
dogasi falan guzel mi?mapsten baktim ama cok anlayamadim. evet genel olarak yesil gorunuyor orta avrupa geneli gibi.
dogasi falan guzel mi?
mapsten baktim ama cok anlayamadim. evet genel olarak yesil gorunuyor orta avrupa geneli gibi.
mapsten baktim ama cok anlayamadim. evet genel olarak yesil gorunuyor orta avrupa geneli gibi.
0
mentolaromaliseker
soru başlıktadır. aklınıza geleni yazınız lütfen :)
soru başlıktadır. aklınıza geleni yazınız lütfen :)
0
pink floyd the wall.
Sosyal topluma uzaklaşma diyelim fikir verelim
Sosyal topluma uzaklaşma diyelim fikir verelim
0
ddenizz
4 erkek arkadaştı bunlar bi yere gidiyolardı gittikleri yer tam olarak neresiydi niye gittiler hatırlamıyorum ama bir kumsal hatırlıyorum. içlerinden biri felçti sonra bu belden aşağısı felç olan adam intihar etmeye karar veriyodu arkadaşlarından yardım istiyodu denizin içinde boğuyordu arkadaşları
4 erkek arkadaştı bunlar bi yere gidiyolardı gittikleri yer tam olarak neresiydi niye gittiler hatırlamıyorum ama bir kumsal hatırlıyorum. içlerinden biri felçti sonra bu belden aşağısı felç olan adam intihar etmeye karar veriyodu arkadaşlarından yardım istiyodu denizin içinde boğuyordu arkadaşları falan hatırladığım kadarı bu
0
www.imdb.com ya söylediğin film bu sen yanlış hatırlıyorsun konusunu ya da senin söylediğin film bunun çakması
0
eksi was here
yanlış hatırlamıyorsam, kötü ruhları öldürmek isteyen bir kız vardı ve bu kızın kendisi de ruhsal bir varlıktı. Kılıcını kullanarak kötü ruhları kesiyordu, sonra da kılıcı ile bizim oğlanı kesiyordu. (hayır bleach değil)Bizim oğlan sonra bazı insanların içinde yanan ateşler görüyordu, kız diyordu ki
yanlış hatırlamıyorsam, kötü ruhları öldürmek isteyen bir kız vardı ve bu kızın kendisi de ruhsal bir varlıktı. Kılıcını kullanarak kötü ruhları kesiyordu, sonra da kılıcı ile bizim oğlanı kesiyordu. (hayır bleach değil)
Bizim oğlan sonra bazı insanların içinde yanan ateşler görüyordu, kız diyordu ki onlar ölmüş olması gereken ve sonradan yaşama dönen insanlar. Oğlan kendi içinde de ateş görüyordu. Kızın saçları çok uzundu hatta. Bu kadar.
Bizim oğlan sonra bazı insanların içinde yanan ateşler görüyordu, kız diyordu ki onlar ölmüş olması gereken ve sonradan yaşama dönen insanlar. Oğlan kendi içinde de ateş görüyordu. Kızın saçları çok uzundu hatta. Bu kadar.
0
