Cursed Chico
Bir iki damla gördüm. Sifon çekilince geldiğini dşnüüyorum. SOnra ordan oturulan yere damlayacaktır. İğrenç değil mi.İlk kez gördüm de.
Bir iki damla gördüm. Sifon çekilince geldiğini dşnüüyorum. SOnra ordan oturulan yere damlayacaktır. İğrenç değil mi.İlk kez gördüm de.
0
klozette işini görünce iğrenmiyorsun da sifonu çektiğinde su gelince mi iğreniyorsun?
0
Bu yüzden "kapak"
Ama yana pek damlayacağını sanmıyorum.
Ayrıca oturduğumuz yer bakteri oluşumunu engelleyecek şekilde yapılmıştır. Hatta avm vs giib yerlerde tuvalet kağıdı sermek daha tehlikeliymiş öyle okudum.
Ama yana pek damlayacağını sanmıyorum.
Ayrıca oturduğumuz yer bakteri oluşumunu engelleyecek şekilde yapılmıştır. Hatta avm vs giib yerlerde tuvalet kağıdı sermek daha tehlikeliymiş öyle okudum.
0
Klozette işimi görünce niye iğreneyim. Klozetin içine oturmuyorum. Oturduğum yere klzoetteki suyundeğmesinden iğreniyorum. AVM tuvaleti değil sonuçta, iğrenmemeliyim.
0
Açıkçası bakteri mikrop umrumda değil. Tuvaletteki suyun birşekilde vücüduma teması umurumda
0
Yediğimiz içtiğimiz her şey tamamen zararlı kimyasal yüklü, kullandığın cep telefonu üzerinde o klozetin içindekinden çok daha fazla mikroorganizma var. falan filan. örnek sayısız. Bu tür hassasiyetler özellikle kadınlarda ve kadınların yönlendirdiği erkeklerde varolan obsesyonlar. Kaynağını 'masumiyet-temizlik" ilişkisinden alır. Evin, ortamın ne kadar temizse, tozdan pislikten arındırılmışsa o kadar iyi-masum birisindir vurgusu ile çalışır. Geçmiş olsun!
0
Anlatamıyorum galiba. Mikroorganizma bakteir vs umurumda değil. Ellerimi bile yıkamam ben doğru düzgün. TUvalet suyu bedenime bulaşıyorr, o bedenle yatağa gidiyorum. Bir şeiklde ağzıuma giriyor yani. Aslında düşününce bu da ne olacak ki girse dedirtebiliyor ama istemiyorum işte.
0
aquarium
Hakkında ne dusunuyorsunuz merak ettim. Sizce güzel bir olay mı yoksa saygısızlık mı ?
Hakkında ne dusunuyorsunuz merak ettim. Sizce güzel bir olay mı yoksa saygısızlık mı ?
0
otobuste sort giyiyorum diye birinin bana saldirmasindansa kendi kendilerine eglenen insanlar gormeyi tercih ederim. dolasiyla beni zorla kaldirmaya calismayip, otobuste baska insanlarin yerlerini isgal etmedikleri surece sorun yok diye dusunuyorum su aralar.
bu arada sunu da ekleyeyim; normalde sokak sarkicilarini/ danscilarini da severim.
bu arada sunu da ekleyeyim; normalde sokak sarkicilarini/ danscilarini da severim.
0
Bu olaylar genelde Isvec'te olur gelismis ulkelerde olur. Cok sasirdim en basta ama cok mutlu oldum. Burada da guzel insanlar var ama gittikce baski altina aliniyoruz.
Saygisizlik arayan cocuk tecavuzlerine baksin, minibuste saldiriya ugrayan Ozgecan'a baksin, yolsuzluklara baksin
Saygisizlik arayan cocuk tecavuzlerine baksin, minibuste saldiriya ugrayan Ozgecan'a baksin, yolsuzluklara baksin
0
Zaten gece otobüsü büyük olasılıkla o(baykuş) o yüzden ordakilerin çoğu eğlenceden dönüyo. O yüzden eğlenceyi devam ettirmişlerdir, rahatsiz olan olsa da söylerdi bence
0
Topluma açık yerler kimsenin oturma odası değil. Mide bulandırıcı bir varoşluk örneği.
0
Ben çok aeviyorum böyle şeyleri. Böyle herkesin mutlu mutlu gülerek şarkı söylemesini, oybamasını falan. İspanya'da bir metroda bir ağzı şarkı söyleyen, el çırpan, oynayan insanlar vardı ve iki kız başlatmıştı. "Keşke biz de görsek böyle şeyler, bizde de olsa" demiştim. Her gün olursa bir özelliği olmaz ama arada sorada öyle olayların olması, insanların gülüp oynaması içimi açıyor. Müzik türü, dans türü ister tango, ister halay, o ister apaçi dansı olsun. Ya şarkı söyleyene ya da oynayana kesin katılırım zaten.
0
Eglenceyi de eglenen insanlari da severim. Cok iyi bence. Eglensin herkes.
Nerede oldugu onemli, her turlu severim boyle seyleri.
Nerede oldugu onemli, her turlu severim boyle seyleri.
0
uçakta şarkı söyleyenler videosu vardı bir de. arada istanbuldaki vapurlarda da oluyor. halk geneli seviyor böyle. ben ise sevdiğim türden, kafa şişirmeyen tempoda bir şey çalıyorsa sorun yok fakat aksi halde rahatsız olurum. eh o zaman da kulağıma kulaklık takabilirim. toplu taşımada çok da doğru bir davranış değil ama insanlar eğleniyor. yarısı çıkarmış kameraya çekiyor. bu videoyu paylaşan elemana uyuz oldum ben 124214 defa kamerayı kendine çevirip trump-face yapıyor. çok gereksiz.
ben darbuka ile taciz eden çingeneler ve zurnanın olduğu her türlü kombinasyon hariç hepsine şans verebilirim sanırım.
ben darbuka ile taciz eden çingeneler ve zurnanın olduğu her türlü kombinasyon hariç hepsine şans verebilirim sanırım.
0
Eger kimse rahatsızlığıni dile getirmiyorsa sorun yok. Ben cok eglenceli buluyorum. Bazen ankarada metroda gitar calan gençler goruyorum.sevimli birsey bence abartılmadıgı sürece.
0
ne embesil troller var, varoşmuş, oturma odasıymış vs. pozitif bir şey yapıyor insanlar, bağırıp çağırıp sadece kendi keyif aldıkları fakat çevrelerini tiksindirecek bir şey yapmıyorlar, kimseye hakaret etmiyorlar, kimsenin herhangi bir şey yapmasını engellemiyorlar. ispanya, italya gibi ülkelerde olsa medeniyet göstergesi sayılır. almanya'da yaşıyorum ve açıkçası bu tip şeyleri, sosyalliği, sıcak kanlılığı özlüyor insan. bence kimseye saygısızlık edilmediği, sağa sola dalaşılmadığı sürece dans etsinler, oynasınlar, şarkı söylesinler. böyle şeyler renklendirmiyor mu hayatı yoksa ben mi çok naifim?
0
Minibüste tecavüzle kıyaslanacak bir şey değil. Bundan hoşlanmayanlara tecavüz daha mı iyi diyorsan dindar olmasın da tinerci mi olsun a kızmaya hakkın kalmaz. Laciverdi olursun anca.
Bu tür şeyleri severim ve insanlara pozitif etki yüklüyor sirkeci treninde bi durakta binip diğerinde inen akordeon çalan bi adam vardı. Çok yetenekliydi. Ama bu videoda ciddi rahatsızlık var. Bence şarkıyı piç edip kafa sikmişler. Yoksa sokak müzisyenleri gibi kaliteli olsa çiftakbil basayım. Ben de detone sesimle meyhane çıkışı haydililili yar söylesem ne güzel diyecek misiniz? Şahsen o otobüste iş çıkışı seyahat ediyor olsam feci uyuz olur ama ergenlerle dalaşmamak için susardım. Siz de burada bak kimse itiraz etmiyor derdiniz. Ayrıca "beğenmeyen kulaklık taksın" da zorbalıktır. Mecbur muyum la ben biri gürültü yapacak diye kulaklık taşımaya?
Bu tür şeyleri severim ve insanlara pozitif etki yüklüyor sirkeci treninde bi durakta binip diğerinde inen akordeon çalan bi adam vardı. Çok yetenekliydi. Ama bu videoda ciddi rahatsızlık var. Bence şarkıyı piç edip kafa sikmişler. Yoksa sokak müzisyenleri gibi kaliteli olsa çiftakbil basayım. Ben de detone sesimle meyhane çıkışı haydililili yar söylesem ne güzel diyecek misiniz? Şahsen o otobüste iş çıkışı seyahat ediyor olsam feci uyuz olur ama ergenlerle dalaşmamak için susardım. Siz de burada bak kimse itiraz etmiyor derdiniz. Ayrıca "beğenmeyen kulaklık taksın" da zorbalıktır. Mecbur muyum la ben biri gürültü yapacak diye kulaklık taşımaya?
0
tute
belli bir yaştan sonra yazılımcılık yapılmaz deniyor. ne yapıyor bu insanlar? sonuçta herkes yönetici ya da proje yöneticisi olamaz.
belli bir yaştan sonra yazılımcılık yapılmaz deniyor. ne yapıyor bu insanlar? sonuçta herkes yönetici ya da proje yöneticisi olamaz.
0
40 biraz erken bi yaş yalnız. belki 50-60 denebilir. Arkadaşımın işyerinde satışta bi adam vardı epey yaşlı. "Cobol" yazıyormuş zamanında. Zamanında IBM Türkiye'de falan çalıştığını söylüyordu.
0
adamına göre değişir, 40+ olup bana iki farklı bakış açısı katsın diye götünde gezdiğim bir sürü yazılımcı abim var.
nalbur olan da var evet.
ben mesela market açarım sanırım.
nalbur olan da var evet.
ben mesela market açarım sanırım.
0
bizim millet 40 yasinda emekli olan tayfanin cocuklari oldugundan dolayi kafasinda kendini 40 yasinda emekli ediyor.
yahu yok öyle sey insanlarin sacmalamasi. insanlar sallamayi ne kadar seviyorlar.
40+ nedir ki, 70 sonrasi deseler anlarim ama orada bile sikinti var cünkü bu zihin isi, nasil 80 yasinda hukukcu olabiliyorsa insanlar, 90 yasinda sirket yönetebiliyorsa yazilimcida yazilimcilik yapabilir.
zihnini iyi tutan arkadas her seyi yapar. mesela bu örnekleri onlarca cogaltabilirim, avusturyali bir hocam disliler uzerine uzmandi, nasada calisti bir süre, bu süre icerisinde bazi programlar yazmasi gerekiyordu ekibinin, baskasiyla calismayi sevmeyen bu kisi, "lan ne ugrasacagim milletle, ögrenir yazarim" dedi adam daha sonra yazilimci olarak hizmet verdi bir süre ayni ekibe.
baska tanidigim biri isletme bitirmis,40+ cok iyi bir firmada proje yoneticisi idi, egitim izni alip tipa basladi 2 seneye bitiriyor.
japon bir ögrencim vardi 60 yasinda sektör degistirecek avusturyaya geldi okumaya. bu sene geri dönüyor japonyaya. gerci adamlar icin 60 daha ergenlik gibi filan ama.
yahu yok öyle sey insanlarin sacmalamasi. insanlar sallamayi ne kadar seviyorlar.
40+ nedir ki, 70 sonrasi deseler anlarim ama orada bile sikinti var cünkü bu zihin isi, nasil 80 yasinda hukukcu olabiliyorsa insanlar, 90 yasinda sirket yönetebiliyorsa yazilimcida yazilimcilik yapabilir.
zihnini iyi tutan arkadas her seyi yapar. mesela bu örnekleri onlarca cogaltabilirim, avusturyali bir hocam disliler uzerine uzmandi, nasada calisti bir süre, bu süre icerisinde bazi programlar yazmasi gerekiyordu ekibinin, baskasiyla calismayi sevmeyen bu kisi, "lan ne ugrasacagim milletle, ögrenir yazarim" dedi adam daha sonra yazilimci olarak hizmet verdi bir süre ayni ekibe.
baska tanidigim biri isletme bitirmis,40+ cok iyi bir firmada proje yoneticisi idi, egitim izni alip tipa basladi 2 seneye bitiriyor.
japon bir ögrencim vardi 60 yasinda sektör degistirecek avusturyaya geldi okumaya. bu sene geri dönüyor japonyaya. gerci adamlar icin 60 daha ergenlik gibi filan ama.
0
geçen bizim şirkete 70 yaşında ingiliz bir amca geldi hardcore yazılımcı.
kurnaz'a hak veriyorum.
kurnaz'a hak veriyorum.
0
40 yaşında yazılımcıyım , evet yaşla birlikte insanın karekteri ve düşünceleri de değişiyor haliyle bu değişim yazdığınız koda yada yeni teknolojileri kavramanıza olumlu yada olumsuz etki ediyor, asp den dot.net 1 den başlayarak kod yazdım o zamanlar oop revaçta idi , şimdi cloud ve serverless populer hale geldi iyi kötü .net core linux cloud geçişi yaptım ama 10 sene sonra böylesi bir ikinci değişimi kaldıramam
0
türkiyede en anlamadığım şeylerden biri de bu
şimdiki nesil 23-25 yaşında filan mezun oluyor doğru düzgün bir iş daha ancak 27-28 ken filan. bu nesil için 40 ne ki? daha kariyerinin ancak 10. yılı filan o da bazılarının. bu aynı nesil hem 25 yaşında hala annesinden harçlık alıyor hem 40ından sonra yazılımcı olunmaz diyor. saçmalıyorsunuz gençler.zaten 65 yaşında emekli olacaksınız...
ben 21 yaşında mezundum bu arada 12. sene bitti :)
20 yaşındakinden farklı bi dolu şey düşünüyorum, yapıyorum, kariyerim de öyle oldu. şimdi yazılıma da merak sardım.
hani deseniz ki balerin olunmaz 40 yaşındna sonra onu anlarım ama yazılım beyin işi.40 yaşına kadar dağda davar güdüp hiç beyin kullanmadıysanız hadi belki-ki o bile fark ettirmeyebilir ama bir şekilde bir eğitiminiz, düşünme disipliniz, belli konularda tecrübeniz vardır illa ki. öğrenme biraz yavaş olabilir onu da tecrübe kapatır.
şimdiki nesil 23-25 yaşında filan mezun oluyor doğru düzgün bir iş daha ancak 27-28 ken filan. bu nesil için 40 ne ki? daha kariyerinin ancak 10. yılı filan o da bazılarının. bu aynı nesil hem 25 yaşında hala annesinden harçlık alıyor hem 40ından sonra yazılımcı olunmaz diyor. saçmalıyorsunuz gençler.zaten 65 yaşında emekli olacaksınız...
ben 21 yaşında mezundum bu arada 12. sene bitti :)
20 yaşındakinden farklı bi dolu şey düşünüyorum, yapıyorum, kariyerim de öyle oldu. şimdi yazılıma da merak sardım.
hani deseniz ki balerin olunmaz 40 yaşındna sonra onu anlarım ama yazılım beyin işi.40 yaşına kadar dağda davar güdüp hiç beyin kullanmadıysanız hadi belki-ki o bile fark ettirmeyebilir ama bir şekilde bir eğitiminiz, düşünme disipliniz, belli konularda tecrübeniz vardır illa ki. öğrenme biraz yavaş olabilir onu da tecrübe kapatır.
0
olaya sadece yazılımcı acısından bakılmaması lazım. sektör içerisinde küçük ve orta ölçekli firmalar 40+ yaşındaki yazılımcıyı tecrübe göz önüne alındığında maliyetleri açısından tercih etmez.
@beriberi dediği gibi kollarda iş bulabiliyorlar yada kendi girişimleri ile uğraşıyorlar.
@beriberi dediği gibi kollarda iş bulabiliyorlar yada kendi girişimleri ile uğraşıyorlar.
0
Expert oluyolar, consulting veya intervention yapiyolar. Ingilizcesini yazdim cunku turkcede ne bilmiyorum.
0
36 yaşında yazılımcıyım. 40 benim için çok çok erken. Ama çevremde benim gibi işini tutkuyla yapan yazılımcılar çok düşük bir oran. Memur zihniyetli yazılımcılıkta kafa kaldırmayabilir, zaten o kafadakiler önüne koyulandan fazlasını yapmadığı için ortalama bir maaşta kaldıklarından başka işlere yönelebilir. Diğer mesleklerde de bu aynı şekilde bence. 40ında özel doktorluğu bırakıp home store açan kuzenim var.
Bir de tecrübe, birikim vb sebepler var. 20 sene yazıp kendini çok geliştirdiysen danışmanlık vs ile bir şirkete daha faydalı olabilirsin. Yazan değil yazdıran olup daha fazla kazanır, kazandırır ve keyif alabilirsin.
Bir de tecrübe, birikim vb sebepler var. 20 sene yazıp kendini çok geliştirdiysen danışmanlık vs ile bir şirkete daha faydalı olabilirsin. Yazan değil yazdıran olup daha fazla kazanır, kazandırır ve keyif alabilirsin.
0
erci
Yurtdışından alıp yurtdışında satmalık e-ticaret sitesi planlıyorum. Şirket açmadan kredi kartı kabul edebileceğim bir yol bulamadım. Şahıs şirketi açsam 100 e alıp 120 ye sattığım ürün için hangi oranda ve ne vergisi veririm? Yıllık vs sabit vergilerim olur mu? Kdv doğmadığını okudum:http://bilalle
Yurtdışından alıp yurtdışında satmalık e-ticaret sitesi planlıyorum. Şirket açmadan kredi kartı kabul edebileceğim bir yol bulamadım. Şahıs şirketi açsam 100 e alıp 120 ye sattığım ürün için hangi oranda ve ne vergisi veririm? Yıllık vs sabit vergilerim olur mu?
Kdv doğmadığını okudum:
bilallevent.com
www.bilgilidenetim.com
Eğer vergi de doğmuyorsa şirket açmadan kredi kartı kabul edebileceğim bir yöntem önerisi de çok işime yarar. Teşekkürler
Kdv doğmadığını okudum:
bilallevent.com
www.bilgilidenetim.com
Eğer vergi de doğmuyorsa şirket açmadan kredi kartı kabul edebileceğim bir yöntem önerisi de çok işime yarar. Teşekkürler
0
kusura bakmayın bazı noktalarda bilgim yok, bazı noktalarda ise ukala olabilir yazdıklarım.
en başta sıfır bilgi ve tecrübe ile böyle bodoslama işe giren insanların kafasını anlayamıyorum. en basit işlemleri bile bilmiyorsanız o iş yürümez. basit düşünün, şirket olmadan kredi kartı kabul edilebilseydi ülkede her birey 10 kere dolandırılırdı. zira kredi kartı bilgileri neredeyse aleni biliniyor gibi.
kredi kartını unutun. onlar uluslarası şirketlerce düzenlendiği için kısıtlamaları yüksek oluyopr. ama bunun dışında şirket kurmadan hiç bir şekilde para kabul edemiyorsunuz türkiyede benim bildiğim kadarıyla, en basitindende olsa bir şirket gerekiyor.
en başta sıfır bilgi ve tecrübe ile böyle bodoslama işe giren insanların kafasını anlayamıyorum. en basit işlemleri bile bilmiyorsanız o iş yürümez. basit düşünün, şirket olmadan kredi kartı kabul edilebilseydi ülkede her birey 10 kere dolandırılırdı. zira kredi kartı bilgileri neredeyse aleni biliniyor gibi.
kredi kartını unutun. onlar uluslarası şirketlerce düzenlendiği için kısıtlamaları yüksek oluyopr. ama bunun dışında şirket kurmadan hiç bir şekilde para kabul edemiyorsunuz türkiyede benim bildiğim kadarıyla, en basitindende olsa bir şirket gerekiyor.
0
GVK 2. Maddeye istinaden gelir vergisinin konusuna girer yani mukellefiyet acman gerekir, ama uygulama nasil bilmiyorum
0
@kurnaz aracı kurumlar yüksek komisyonlarla bu işi yapıyorlar zaten. Ama para onların üstünden aktığı için 10 gün parayı bekletme, yüksek komisyon vb yan etkileri var. EBay, gittigidiyor vb siteler de senin şirket açmadan ödeme almanı sağlayan yüksek komisyonlu diğer siteler. Yaptıkları da benim yapacağım iş ile temelde aynı: aracılık. E-Ticaret yapan kişilerin %90 ından fazlasının bilgisayar bilgisi bile fazla yok sattıkları malı biliyorlar sadece. Yani böyle bi kafa. Neyse.
@thin biraz daha detay versen, hangi vergiler? ya da en azından link?
@thin biraz daha detay versen, hangi vergiler? ya da en azından link?
0
erci
Shopify ile e-ticaret olayına girmek istiyorum. Dropshipping yapıcam. Küçük başlayıp tutarsa büyüteceğim o yüzden şimdiden şirket falan kurmak istemiyorum. Ödeme olayı ve paypal kafamı çok karıştırdı. Site ingilizce olacak. Kredi kartı kabul etmek istiyorum. Gerekiyorsa şimdilik tr den kabul etmesem
Shopify ile e-ticaret olayına girmek istiyorum. Dropshipping yapıcam. Küçük başlayıp tutarsa büyüteceğim o yüzden şimdiden şirket falan kurmak istemiyorum. Ödeme olayı ve paypal kafamı çok karıştırdı. Site ingilizce olacak. Kredi kartı kabul etmek istiyorum. Gerekiyorsa şimdilik tr den kabul etmesem de olur. Ayrıca 6 ay sonra yurtdışına (Tayland) taşınacağım. Yani burada da kişisel mevduat hesabım olabilir, yurt dışında da olma ihtimali var. Tam Payoneer gibi bir şeye ihtiyacım var anladığım kadarıyla ama payoneer shopifyde yok.
Anladığım kadarıyla paypal sadece tr kredi kartlarına kapandı. Hesabı olanlar bankalarına para çekebiliyor, yabancı kredi kartları ile ödeme kabul edebiliyor doğru mu? Ücretsiz paypal üyeliklerinden "accept all major credit cards" sadece bussiness payments standart seçeneğinde var. Shopify de bu da yok. Sadece pro var ama pro da aylık 30$?
Bir yardım, bir fikir arkadaşlar fena tıkandım. Shopify, aplikasyon, komisyonlar derken 30$ da paypal a vermek istemiyorum. Versem de istediğim olacak mı?
Payoneer gibi bana debit kart yollayıp parayı da usd olarak oraya yatıracak shopify payment gateway listesinde kimse var mı?
Paypal hesabımdan payoneer'e para gönderebilir miyim? Bi posta da o aktarmaya mı öderim?
Shopify "Available Turkey" listesindeki
Checkout.com
PayU
Skrill
bunlardan biri isteklerimi karşılar mı şirket açmadan?
QuickPay üyeliği açtım, içinde Acquiers sayfasında PayPal bağlantısı sağladım ama ne işe yarar anlamadım.
Anladığım kadarıyla paypal sadece tr kredi kartlarına kapandı. Hesabı olanlar bankalarına para çekebiliyor, yabancı kredi kartları ile ödeme kabul edebiliyor doğru mu? Ücretsiz paypal üyeliklerinden "accept all major credit cards" sadece bussiness payments standart seçeneğinde var. Shopify de bu da yok. Sadece pro var ama pro da aylık 30$?
Bir yardım, bir fikir arkadaşlar fena tıkandım. Shopify, aplikasyon, komisyonlar derken 30$ da paypal a vermek istemiyorum. Versem de istediğim olacak mı?
Payoneer gibi bana debit kart yollayıp parayı da usd olarak oraya yatıracak shopify payment gateway listesinde kimse var mı?
Paypal hesabımdan payoneer'e para gönderebilir miyim? Bi posta da o aktarmaya mı öderim?
Shopify "Available Turkey" listesindeki
Checkout.com
PayU
Skrill
bunlardan biri isteklerimi karşılar mı şirket açmadan?
QuickPay üyeliği açtım, içinde Acquiers sayfasında PayPal bağlantısı sağladım ama ne işe yarar anlamadım.
0
e-ticaret turkiye'de olacak ise, sirket kurmaniz sart. sirket olmadan o odeme sekilleri de kabul görmez.
0
Paypal dahil hiç bir ödeme yönteminde şirketsiz kredi kartı kabulü mümkün değil doğru mu anladım?
eBay, gg vb sitelerin de mi yok böyle bir hizmeti? Dolaylı olarak kk ile mal satabiliyorum çünkü. Sırf kk altyapısını komisyonla sağlamıyorlar mı bana?
Sanal pos almak istemiyorum. Müşterinin kredi kartı ekstresinde harcama atıyorum PayPal vs olarak görünmesinin mahsuru yok. Sadece komisyonunu kesip hesabıma veya kendi verdiği karta yatırsın.
eBay, gg vb sitelerin de mi yok böyle bir hizmeti? Dolaylı olarak kk ile mal satabiliyorum çünkü. Sırf kk altyapısını komisyonla sağlamıyorlar mı bana?
Sanal pos almak istemiyorum. Müşterinin kredi kartı ekstresinde harcama atıyorum PayPal vs olarak görünmesinin mahsuru yok. Sadece komisyonunu kesip hesabıma veya kendi verdiği karta yatırsın.
0
lazarus
...aslında gönül işleri kategorisine girmiyor, hiçbir sikime de girmiyor ama yazmak istedim.Bugün bir caminin avlusunda bir köşeye oturmuş kedi seviyordum. Apak melek yüzlü bir kadın geldi, önce kediyi sevdi. Birkaç fotoğraf aldı. Sonra camiye girdi. Ben amaçsızdım, mutsuzdum, oturuyordum öylece. Ke
...aslında gönül işleri kategorisine girmiyor, hiçbir sikime de girmiyor ama yazmak istedim.
Bugün bir caminin avlusunda bir köşeye oturmuş kedi seviyordum. Apak melek yüzlü bir kadın geldi, önce kediyi sevdi. Birkaç fotoğraf aldı. Sonra camiye girdi. Ben amaçsızdım, mutsuzdum, oturuyordum öylece. Kediyi sevmeye dermanım yoktu bile. Piçiko geldi kuruldu kucağıma. Onunla avunayım bari derken zaman geçmiş... Baktım, o kadın, az önce camiye giren kadın yanımda, o da seviyor kediyi. İzin istedi birkaç fotoğrafımızı çekti. Sonra biraz çekingen, oturdu karşımdaki banka. Polonyalıymış, sanat tarihçisi miymiş neymiş... İngilizcem bok gibi olduğu için onun sorularına kısa yanıtlar verdim. Orada temizlik işlerine bakan amca -biraz yılışık biri- da oturdu. Kadına sikindirik sorular soruyor, beni emeline alet ediyor tabii. Ben zaten darallardayım. Adam böyle diyor falan diyorum, gülüyor kadın, apak yüzü var, gözleri ışıl ışıl. Neyse, ben hafif kaykılıp gitmeye yeltendim. O esnada İbrahim Paşa Camii varmış dedi, tarif edeyim bari giderayak dedim, yanında taşıdığı ajandanın haritasından gösterdim, zaten bulunduğumuz yere 50 metrelik bir yer. Ayağa kalkınca bari oraya kadar götüreyim sizi dedim, Türk kadınına zinhar etmem böyle bir teklifi. Üstelik cami avlusunda. Amacın ne lan senin!!! Birlikte yürümeye başladık, ben İngilizcemin bu kadar beter olduğunu o vakit farkettim. O ney lan... Ne desem havada sallanıyor, bir sike faydası yok. Ama o kadar iyi niyetli ve anlayışlı ki cümlelerimi toparlıyor, sen aslında şunu dedin di mi dercesine hem benim yerime hem kendi yerine konuşuyor. Ben, aman dedim. Bırakayım cami avlusuna bitsin bu çile. O da ne cami kapalı, restore varmış. Öyle üzüldü ki. Hemen yanında devasa bir cami daha var, o zaman buna girelim eğer isterseniz dedim. Ona girdik, başına şalı aldı, geçti köşeye, ben de yanındayım. Devamlı gülümsüyor, ben de gülümsüyorum. Bu bana iyi gelmeye başladı. Biraz da fotoğraf çekti, aralarda bir iki defa da beni çekti. Galiba beni çekmediğinde benim darılacağımı düşündü bu kadın diyorum içimden. Bize bakışına bak diyorum, sosyalliyorum zihnimin içinde gelişmeleri...
bu arada kadın evliymiş, polonya'da önemli bir müzenin müdür yardımcısı gibi bir şeymiş. adını da söyledi ama anlayamadım. bense kendime hakim olamayıp bok ingilizcemle canhıraş şekilde anlatmaya başladım ecdadı. harem hürrem süleyman rüstem... polonya'da şu an muhteşem süleyman oynuyormuş. fatih'e gittin mi diye sordum, hayır dedi gülümseyerek. gözlerinin içiyle âdeta bana sorar gibi "gidebilirim" de dedi. ama bi sn diyerek telefonunu çıkardı. polish dili neymiş öyle, ekrana gözüm kayıyor karman çorman yazılar... bana şundaki rakamları söyleyebilir misin diye bir kart uzattı. belçikalı birinin kartı, öyle tuhaf bir isim var ki kadın mı erkek mi anlamadım. sonra buna İngilizce bir mesaj yazdı, "buluşmamızı yarınki kahvaltıdan sonraya erteleyebilir miyiz?" hemen mesaj geldi; yüzünde resmen çiçekler açtı kadının. bu arada sadece üç günlüğüne gelmiş istanbul'a. sonradan düşündüm, lan üç günlüğüne geldiğin bir memlekette belçikalı arkadaşınla olan randevuyu iptal etmek... çok değişik geldi bana. çünkü ilk karşılaştığımız yerde ona sorduğumda derdinin sadece orada bir iki yer görüp eminönü'ne inmek olduğunu söylemişti. benim yüzümden planı değiştirdi resmen. ayrıca sular seller gibi konuşamıyorum. derdimi anlatamıyorum, tek yapabildiğim sıkıştığım yerde gözlerinin içine bakıp sorry demek ve mahcupça gülümsemek. ama o sanki yıllardır aradığı şeyi bulmuşçasına mutlu. durmadan kedileri severek, fotograf çekerek yürüdük fatih'e doğru. tam valens'in altında dur dedi. çantasını açtı bana bir elma verdi iki elması varmış. ikimizde elmaları hatır hutur yiyerek yola devam ettik. acıkmışım da amk, ne dediğim iyice anlaşılmaz oldu. bu gülüyor falan. sağa sola bakmadan yola atlamama, yaya geçidi dinlemeden gaza abanan hayvanlara diğer garabetler durumlara da şaşırmayı ihmal etmiyor.fatih'i gezdik. yüzlerce kedi fotoğrafı çekti. musalla taşının manasını bir anlatışım vardı, değmeyin gitsin. ilk kez beni düzeltmeden dinledi, gözlerini faltaşı gibi açarak ve sonunda illaki gülümseyerek.
sabahın amaçsızlığı mutsuzluğu bende başka bir şeye evrilmeye başladı, fatih'te nokta koyacağımız zoraki geziye artık ben devam etmek istiyordum sanki. kedileri sevişi, arada bir bana dönüp şak diye fotoğrafımı alışı... bari çekiyorum de hayırsız, zaten at hırsızına dönmüşüm. ama dert etmiyor hiçbir şeyi. karılar pazarındaki leş peynircileri gösteriyorum, hemen yiyelim o zaman falan diyor. ben not hijyen! diye durduruyorum. hani kandırmak istemiyordum, belli ki bana güvendi bir noktada. malta'da suriyeli göçmenlerin sikerttiği bir lokantayı gösterdim, bak nasıl ekmek yapıyorlar, bak nasıl döner. ama ortam sirkten hallice, hakkaten nolmuş lan canım malta. kadın hadi girip yiyelim diyor, ben not hijyen! sonra beş on adım attık, birden durup ve yine gülümseyerek "benim için endişelenmeyi bırakır mısın?!" dedi. allah'ım, başım döndü. ahir ömrümde ben böyle lezzetli itiraz görmedim. kedi gibi piki deyiverdim. hemen arkamızdaki nar suyu sıkan barzo gence iki bardak verir misin dedi, elemanın eller meşin gibi ama bu arada. eleman da kendi çok matahmış gibi "çok bozdu abi buralar." diye suriyelilerden şikâyet ediyor. ona da eyvallah çekip sıkılmış nar sularımızı içe içe çarşambaya doğru yola revan olduk. mutlu muydum neydim!
hedefte fethiye müzesi var, orayı göstereceğim ona. bir de yabancı arkadaşları götürmeyi en sevdiğim yer sonuçta. pata küte konuşmalarım sürüyor, o gülümsüyor. yolun bir yerinde artık amaçsız amaçsız şehirde fink atan sevgili modunda dur ya bak şurda ne var diyerek onu çukurbostan'dan geçirerek yavuz selim'e soktum. bilenler vardır muhteşem bir seyir terası var. görsün de daha çok gülsün, daha çok mutlu olsun istiyordum. artık onun mutlu olması içindi her adımım. o noktaya nasıl geldim bir türlü çözemedim o kısmı. asıl tuhafıma giden de bana hemence güvenip randevularını bile iptal edecek duruma onun gelişiydi. kedi nelere kadirmiş ya lan.
çarşamba'da spontane şekilde yarım kucak sakalı olan çalışanların bulunduğu bir lokantaya oturduk yine onun teklifiyle. başta ortada ve sonra hesabı benim ödememe izin vereceksin değil mi, dedi. ben tamam dememe rağmen, yemeğin sonunda hesaba ortak oldum. bıraksa hepsini ödeyeceğim amk. helali hoş olsun. fethiye'den sonra kariye'ye geçirdim onu, o ara yolları akşam karanlığında aşıyoruz. ben olsam tırsarım ne yalan söyleyeyim, ama o sonsuz bir güvenle yürüyor. ve arada mutlu bir gülümsemeyle taçlandırıyor anı. arkadaşlar bu arada gayet seviyeli ve aklı başında iki insanız hani, iç sesimle anlatıyorum hadiseyi. kadın ne düşünüyor, neden böyle davranıyor hiç bilmiyorum yani. benim kafamda makul tek bir gerekçe var. muhtemelen bir turla geldi, ya da çekilmez lavuklarla dolu bir arkadaş çevresi var. böyle bir anın fırsatını kolluyordu ve gerçekten de dilediği oldu. Bu yani. sonuçta boru değil, şehrin en kıymetli yapılarını, otantik ortamlarını gösteriyorum ona. bulunmaz nimet. farkında da. ben de onun kendisi için yapılana kıymet vermesini bilen biri olmasından etkileniyordum. yani bence durum budur.
kariye'den sonra, surları gösterdim. surlara tırmanan merdivenleri görünce hadi çıkalım dedi. ben peki dedim, ama yükseklik korkum var. yolun yarısında, arkasından ben korkuyorum diye bağırdım ama sesim nasıl titriyor, mırıl mırıl konuşup beni rahatlatarak elimden tuttu. o önde ben arkada tırmandık surları. yukarda bana bir gülme geldi, o da gülüyor. böyle denişik bir ambiyanstı yani, istanbul ayaklarının altında ışıl ışıl, bizans surlarının tepesindesiniz, rüzgar esiyor, ruhunuz esrimiş, böyle üzerinize bir hâl inmiş, keşke görseydiniz. birbirimize sokularak ilk özçekimimizi de o an yaptık. ben başka birşeyden daha tırsıyorum, çevre evler it kopuk, hapçı dolu. biri peşimizden tırmanıp bizi gasp etse bir bok yiyemeyiz kesinlikle. yoksa orada daha uzun kalınabilirdi. kalınsa mıydı acaba lan:(
yatsıya mihrimah'a yetiştirdim elhamdülillah bunu. girdik oturduk bir köşede, aşrın sonuna kadar da beklettim. bir biz varız zaten yabancı. bizi köşede son ana kadar uslu uslu bekler gören cemaat çıkışta yanaşıyor, allah kabul etsin falan diyor. etsin de neyi yani? ne anladınız ki siz? avluda bir telefon geldi buna gülerek heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor. ben fotoğraf çekerken yanıma sokuluyor özçekim yapsana diyor el işaretiyle, o konuşurken ben fotoğrafımızı çekiyorum. eve gelip ilk o fotoğrafa baktım, o kadar güzel çıkmış ki.
dönüşteyiz, yarın memlekete dönüyorum gayrı dedi. binlerce teşekkür vs. etti ben de özür diledim kendisinden. berbat ettim aslında gününü dedim, ikimizin yerine de sen konuşmak zorunda kaldın. bir kâğıt kalem çıkartıp telefonlar, sosyal medya ne varsa yazdırdı bana. Kendininkini de yazıp bana verdi. onu karaköy'e bırakıp geri eve döneceğim. meğer şişhane'de inecekmiş köprüyü görünce hemen ayağa fırladı. ben de butona çöktüm. şoför durmaya kalmadan boynuma sarıldı ve beni yanağımla dudağım arasında bir yerden öptü.
ben ilkin, otobüs sarsıntısından yanlışlıkla oldu sandım. bir daha bir daha, aynı yerden seri öpüyor derken otobüs meğer durmuş bu arada. şoför homurdanıyor. hatta herif on tonluk araca hafif gaz vererek bizi biraz tokuşturdu da. kadın ayrılmak istemiyor âdeta, ama hemen indirdim, sonra kaldım tabii içerde sap gibi. gözden kaybolana kadar iki eliyle otobüsün ardından el salladı.
5 saat oldu, öptüğü yerler hâlâ sızlıyor, şu an çok mutsuzum. hani anlayacağına iman etsem zeki müren şarkıları gönderecem kendisine facebooktan, o biçim.
niye böyle oldum ben ya, normal mi?
aklımda hiç böyle bir gün geçireceğim yoktu, biraz kitaplara bakıp hava alıp dönecektim eve. şimdi hani sevgiliden ayrılınca bütün kemiklerin kırılmış gibi tüm varlığın ağrır ya. aynen öyleyim, normal mi bu?
www.youtube.com
Bugün bir caminin avlusunda bir köşeye oturmuş kedi seviyordum. Apak melek yüzlü bir kadın geldi, önce kediyi sevdi. Birkaç fotoğraf aldı. Sonra camiye girdi. Ben amaçsızdım, mutsuzdum, oturuyordum öylece. Kediyi sevmeye dermanım yoktu bile. Piçiko geldi kuruldu kucağıma. Onunla avunayım bari derken zaman geçmiş... Baktım, o kadın, az önce camiye giren kadın yanımda, o da seviyor kediyi. İzin istedi birkaç fotoğrafımızı çekti. Sonra biraz çekingen, oturdu karşımdaki banka. Polonyalıymış, sanat tarihçisi miymiş neymiş... İngilizcem bok gibi olduğu için onun sorularına kısa yanıtlar verdim. Orada temizlik işlerine bakan amca -biraz yılışık biri- da oturdu. Kadına sikindirik sorular soruyor, beni emeline alet ediyor tabii. Ben zaten darallardayım. Adam böyle diyor falan diyorum, gülüyor kadın, apak yüzü var, gözleri ışıl ışıl. Neyse, ben hafif kaykılıp gitmeye yeltendim. O esnada İbrahim Paşa Camii varmış dedi, tarif edeyim bari giderayak dedim, yanında taşıdığı ajandanın haritasından gösterdim, zaten bulunduğumuz yere 50 metrelik bir yer. Ayağa kalkınca bari oraya kadar götüreyim sizi dedim, Türk kadınına zinhar etmem böyle bir teklifi. Üstelik cami avlusunda. Amacın ne lan senin!!! Birlikte yürümeye başladık, ben İngilizcemin bu kadar beter olduğunu o vakit farkettim. O ney lan... Ne desem havada sallanıyor, bir sike faydası yok. Ama o kadar iyi niyetli ve anlayışlı ki cümlelerimi toparlıyor, sen aslında şunu dedin di mi dercesine hem benim yerime hem kendi yerine konuşuyor. Ben, aman dedim. Bırakayım cami avlusuna bitsin bu çile. O da ne cami kapalı, restore varmış. Öyle üzüldü ki. Hemen yanında devasa bir cami daha var, o zaman buna girelim eğer isterseniz dedim. Ona girdik, başına şalı aldı, geçti köşeye, ben de yanındayım. Devamlı gülümsüyor, ben de gülümsüyorum. Bu bana iyi gelmeye başladı. Biraz da fotoğraf çekti, aralarda bir iki defa da beni çekti. Galiba beni çekmediğinde benim darılacağımı düşündü bu kadın diyorum içimden. Bize bakışına bak diyorum, sosyalliyorum zihnimin içinde gelişmeleri...
bu arada kadın evliymiş, polonya'da önemli bir müzenin müdür yardımcısı gibi bir şeymiş. adını da söyledi ama anlayamadım. bense kendime hakim olamayıp bok ingilizcemle canhıraş şekilde anlatmaya başladım ecdadı. harem hürrem süleyman rüstem... polonya'da şu an muhteşem süleyman oynuyormuş. fatih'e gittin mi diye sordum, hayır dedi gülümseyerek. gözlerinin içiyle âdeta bana sorar gibi "gidebilirim" de dedi. ama bi sn diyerek telefonunu çıkardı. polish dili neymiş öyle, ekrana gözüm kayıyor karman çorman yazılar... bana şundaki rakamları söyleyebilir misin diye bir kart uzattı. belçikalı birinin kartı, öyle tuhaf bir isim var ki kadın mı erkek mi anlamadım. sonra buna İngilizce bir mesaj yazdı, "buluşmamızı yarınki kahvaltıdan sonraya erteleyebilir miyiz?" hemen mesaj geldi; yüzünde resmen çiçekler açtı kadının. bu arada sadece üç günlüğüne gelmiş istanbul'a. sonradan düşündüm, lan üç günlüğüne geldiğin bir memlekette belçikalı arkadaşınla olan randevuyu iptal etmek... çok değişik geldi bana. çünkü ilk karşılaştığımız yerde ona sorduğumda derdinin sadece orada bir iki yer görüp eminönü'ne inmek olduğunu söylemişti. benim yüzümden planı değiştirdi resmen. ayrıca sular seller gibi konuşamıyorum. derdimi anlatamıyorum, tek yapabildiğim sıkıştığım yerde gözlerinin içine bakıp sorry demek ve mahcupça gülümsemek. ama o sanki yıllardır aradığı şeyi bulmuşçasına mutlu. durmadan kedileri severek, fotograf çekerek yürüdük fatih'e doğru. tam valens'in altında dur dedi. çantasını açtı bana bir elma verdi iki elması varmış. ikimizde elmaları hatır hutur yiyerek yola devam ettik. acıkmışım da amk, ne dediğim iyice anlaşılmaz oldu. bu gülüyor falan. sağa sola bakmadan yola atlamama, yaya geçidi dinlemeden gaza abanan hayvanlara diğer garabetler durumlara da şaşırmayı ihmal etmiyor.fatih'i gezdik. yüzlerce kedi fotoğrafı çekti. musalla taşının manasını bir anlatışım vardı, değmeyin gitsin. ilk kez beni düzeltmeden dinledi, gözlerini faltaşı gibi açarak ve sonunda illaki gülümseyerek.
sabahın amaçsızlığı mutsuzluğu bende başka bir şeye evrilmeye başladı, fatih'te nokta koyacağımız zoraki geziye artık ben devam etmek istiyordum sanki. kedileri sevişi, arada bir bana dönüp şak diye fotoğrafımı alışı... bari çekiyorum de hayırsız, zaten at hırsızına dönmüşüm. ama dert etmiyor hiçbir şeyi. karılar pazarındaki leş peynircileri gösteriyorum, hemen yiyelim o zaman falan diyor. ben not hijyen! diye durduruyorum. hani kandırmak istemiyordum, belli ki bana güvendi bir noktada. malta'da suriyeli göçmenlerin sikerttiği bir lokantayı gösterdim, bak nasıl ekmek yapıyorlar, bak nasıl döner. ama ortam sirkten hallice, hakkaten nolmuş lan canım malta. kadın hadi girip yiyelim diyor, ben not hijyen! sonra beş on adım attık, birden durup ve yine gülümseyerek "benim için endişelenmeyi bırakır mısın?!" dedi. allah'ım, başım döndü. ahir ömrümde ben böyle lezzetli itiraz görmedim. kedi gibi piki deyiverdim. hemen arkamızdaki nar suyu sıkan barzo gence iki bardak verir misin dedi, elemanın eller meşin gibi ama bu arada. eleman da kendi çok matahmış gibi "çok bozdu abi buralar." diye suriyelilerden şikâyet ediyor. ona da eyvallah çekip sıkılmış nar sularımızı içe içe çarşambaya doğru yola revan olduk. mutlu muydum neydim!
hedefte fethiye müzesi var, orayı göstereceğim ona. bir de yabancı arkadaşları götürmeyi en sevdiğim yer sonuçta. pata küte konuşmalarım sürüyor, o gülümsüyor. yolun bir yerinde artık amaçsız amaçsız şehirde fink atan sevgili modunda dur ya bak şurda ne var diyerek onu çukurbostan'dan geçirerek yavuz selim'e soktum. bilenler vardır muhteşem bir seyir terası var. görsün de daha çok gülsün, daha çok mutlu olsun istiyordum. artık onun mutlu olması içindi her adımım. o noktaya nasıl geldim bir türlü çözemedim o kısmı. asıl tuhafıma giden de bana hemence güvenip randevularını bile iptal edecek duruma onun gelişiydi. kedi nelere kadirmiş ya lan.
çarşamba'da spontane şekilde yarım kucak sakalı olan çalışanların bulunduğu bir lokantaya oturduk yine onun teklifiyle. başta ortada ve sonra hesabı benim ödememe izin vereceksin değil mi, dedi. ben tamam dememe rağmen, yemeğin sonunda hesaba ortak oldum. bıraksa hepsini ödeyeceğim amk. helali hoş olsun. fethiye'den sonra kariye'ye geçirdim onu, o ara yolları akşam karanlığında aşıyoruz. ben olsam tırsarım ne yalan söyleyeyim, ama o sonsuz bir güvenle yürüyor. ve arada mutlu bir gülümsemeyle taçlandırıyor anı. arkadaşlar bu arada gayet seviyeli ve aklı başında iki insanız hani, iç sesimle anlatıyorum hadiseyi. kadın ne düşünüyor, neden böyle davranıyor hiç bilmiyorum yani. benim kafamda makul tek bir gerekçe var. muhtemelen bir turla geldi, ya da çekilmez lavuklarla dolu bir arkadaş çevresi var. böyle bir anın fırsatını kolluyordu ve gerçekten de dilediği oldu. Bu yani. sonuçta boru değil, şehrin en kıymetli yapılarını, otantik ortamlarını gösteriyorum ona. bulunmaz nimet. farkında da. ben de onun kendisi için yapılana kıymet vermesini bilen biri olmasından etkileniyordum. yani bence durum budur.
kariye'den sonra, surları gösterdim. surlara tırmanan merdivenleri görünce hadi çıkalım dedi. ben peki dedim, ama yükseklik korkum var. yolun yarısında, arkasından ben korkuyorum diye bağırdım ama sesim nasıl titriyor, mırıl mırıl konuşup beni rahatlatarak elimden tuttu. o önde ben arkada tırmandık surları. yukarda bana bir gülme geldi, o da gülüyor. böyle denişik bir ambiyanstı yani, istanbul ayaklarının altında ışıl ışıl, bizans surlarının tepesindesiniz, rüzgar esiyor, ruhunuz esrimiş, böyle üzerinize bir hâl inmiş, keşke görseydiniz. birbirimize sokularak ilk özçekimimizi de o an yaptık. ben başka birşeyden daha tırsıyorum, çevre evler it kopuk, hapçı dolu. biri peşimizden tırmanıp bizi gasp etse bir bok yiyemeyiz kesinlikle. yoksa orada daha uzun kalınabilirdi. kalınsa mıydı acaba lan:(
yatsıya mihrimah'a yetiştirdim elhamdülillah bunu. girdik oturduk bir köşede, aşrın sonuna kadar da beklettim. bir biz varız zaten yabancı. bizi köşede son ana kadar uslu uslu bekler gören cemaat çıkışta yanaşıyor, allah kabul etsin falan diyor. etsin de neyi yani? ne anladınız ki siz? avluda bir telefon geldi buna gülerek heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyor. ben fotoğraf çekerken yanıma sokuluyor özçekim yapsana diyor el işaretiyle, o konuşurken ben fotoğrafımızı çekiyorum. eve gelip ilk o fotoğrafa baktım, o kadar güzel çıkmış ki.
dönüşteyiz, yarın memlekete dönüyorum gayrı dedi. binlerce teşekkür vs. etti ben de özür diledim kendisinden. berbat ettim aslında gününü dedim, ikimizin yerine de sen konuşmak zorunda kaldın. bir kâğıt kalem çıkartıp telefonlar, sosyal medya ne varsa yazdırdı bana. Kendininkini de yazıp bana verdi. onu karaköy'e bırakıp geri eve döneceğim. meğer şişhane'de inecekmiş köprüyü görünce hemen ayağa fırladı. ben de butona çöktüm. şoför durmaya kalmadan boynuma sarıldı ve beni yanağımla dudağım arasında bir yerden öptü.
ben ilkin, otobüs sarsıntısından yanlışlıkla oldu sandım. bir daha bir daha, aynı yerden seri öpüyor derken otobüs meğer durmuş bu arada. şoför homurdanıyor. hatta herif on tonluk araca hafif gaz vererek bizi biraz tokuşturdu da. kadın ayrılmak istemiyor âdeta, ama hemen indirdim, sonra kaldım tabii içerde sap gibi. gözden kaybolana kadar iki eliyle otobüsün ardından el salladı.
5 saat oldu, öptüğü yerler hâlâ sızlıyor, şu an çok mutsuzum. hani anlayacağına iman etsem zeki müren şarkıları gönderecem kendisine facebooktan, o biçim.
niye böyle oldum ben ya, normal mi?
aklımda hiç böyle bir gün geçireceğim yoktu, biraz kitaplara bakıp hava alıp dönecektim eve. şimdi hani sevgiliden ayrılınca bütün kemiklerin kırılmış gibi tüm varlığın ağrır ya. aynen öyleyim, normal mi bu?
www.youtube.com
0
Ufak bir kaçamaksın sen.tatlı bir hatıra.belki ileride gelişme olabilir tabiki ama zorlamamak gerekli gibi.zamana bırak klişesi ile noktalıyorum :)
0
Okudum, gururla belirtmek istedim. :) etkilenmen normal ama güzel bir anı olarak bırak bence de. İçinde bulunduğun mutsuzluk durumundan dolayı sendeki etkisi daha fazla olmuş olabilir. Sıkma canını.
0
Evliymis kadın. Arkadaşların dediği gibi ufak bi kaçamak yapmış. Bence fazla zorlama. Ulasmaya, gorusmeye calisma. Öylece bırak.
0
Okumayın hiçbir şeyi aq. 2 paragraf görünce okumaktan üşenin.
Okudum. İlginç anı. Kadın evli ama sıkıntı var..
Okudum. İlginç anı. Kadın evli ama sıkıntı var..
0
Dostum ben olsam kadindan ayrilmazdim.
Evliyim demis de evli kadin tek basina baska bir ulkeye gezmeye gidiyorsa kocasının da pek umrunda degildir diye dusundum bir an.
Sevismeliydin.
Evliyim demis de evli kadin tek basina baska bir ulkeye gezmeye gidiyorsa kocasının da pek umrunda degildir diye dusundum bir an.
Sevismeliydin.
0
belki en basta tedbir olsun diye evliyim demistir? madem feysi var baksana kadın evli mi değil mi :)
0
@devilred, anı değil de rüya olsaydı keşke.
@high hopes of the sozluk, klişelere eyvallah da, ben iç sesimle sanki lakayt anlattım biraz, yoksa ikimiz de çok efendiydik. ta ki o öpüşme sekansına dek.ha hepsi yaşandı mı evet, yaşandı.
@air, teşekkür ederim.
@kirik olsa yerinde duramazsin, evet haklısın, sabah zaten enkaz gibi oturuyordum bankta. üstüne bu geldi. tam meyhanelik kıvama geldim:)
@elorelia, peşinden koşsam ne fayda, bıraktım.
@prodeq, beni dinlediğin için sağ ol, eksik olma.
@el comandante, sen de sağ ol var ol.
@straples, sevistik zaten gönülden, en güzeli, en tatlısı; seks ne ki yaa!
@ambrosia, baktım, ilişkiler hanesinde bir şey yazmıyor, parmağında yüzük de yoktu.
@high hopes of the sozluk, klişelere eyvallah da, ben iç sesimle sanki lakayt anlattım biraz, yoksa ikimiz de çok efendiydik. ta ki o öpüşme sekansına dek.ha hepsi yaşandı mı evet, yaşandı.
@air, teşekkür ederim.
@kirik olsa yerinde duramazsin, evet haklısın, sabah zaten enkaz gibi oturuyordum bankta. üstüne bu geldi. tam meyhanelik kıvama geldim:)
@elorelia, peşinden koşsam ne fayda, bıraktım.
@prodeq, beni dinlediğin için sağ ol, eksik olma.
@el comandante, sen de sağ ol var ol.
@straples, sevistik zaten gönülden, en güzeli, en tatlısı; seks ne ki yaa!
@ambrosia, baktım, ilişkiler hanesinde bir şey yazmıyor, parmağında yüzük de yoktu.
0
sonuna kadar okudum ( fon müziği ; youtu.be )
küçük tatlı bir kaçamak olmuş, ayrıca straples'e katılıyorum, sevişmeyle taçlandırabilirdin.
küçük tatlı bir kaçamak olmuş, ayrıca straples'e katılıyorum, sevişmeyle taçlandırabilirdin.
0
@rca, bir ihtimal, evet.
@ben bilmem moderator bilir, doğu-batı türk-yabancı meselesi olarak bakmaktan çok tek dilin, anlayış dilinin konuşulduğu bir karşılaşma olarak şey ettim. şarkı linkin de beni ayrı bir tribe sokmadı değil bu arada:)
@Absinthe75c, seviştik zaten yahu, sadece seks yapmadık.
@ben bilmem moderator bilir, doğu-batı türk-yabancı meselesi olarak bakmaktan çok tek dilin, anlayış dilinin konuşulduğu bir karşılaşma olarak şey ettim. şarkı linkin de beni ayrı bir tribe sokmadı değil bu arada:)
@Absinthe75c, seviştik zaten yahu, sadece seks yapmadık.
0
seninde bir gün karın olacak. aldatmak gözle bile olur. eden bulur bunu unutma
0
oha ne aldatması lan ne alaka?
kadın sevmiş arkadaşım seni, bizler türk insanları olarak hemen gönlü kayı-kayıviren insanlarız ama, kadın seni insan olarak sevmiş, çok düşünme üzerine, bu bir. (not: iyi niyetli olduğunun farkındayım, ama bizim insanımızın kötü niyetli olanı da aynı meyille "bu karı bana baktı ehuehu" yapıyor, meyilin niyeti önemli burada yani. sen iyi niyetli duygusal bir türk insanı olarak biraz fazla etkilenmişsin, kötü niyetli olanı da kadına kötü bir şey yapabilirdi, onu diyorum.)
ikincisi: ayh allahım çok tatlı bir anı olmuş ya bu! çok hoşuma gitti yaa, sen anlattıkça benim için açıldı resmen ^_^ bir de şey var: avrupalının içten olanı çok tatlı içten oluyor, çok yardımcı oluyor, vs. ha, avrupalı'dan da ziyade belki "insan olanın içten olanı" desem daha iyi olurdu :D ama kadın öpse möpse de aslında sevimliliğinden ve iyi niyetinden, bir de kültürlerimiz tabi ki de farklı, o yüzden yanlış yorumlamış olman ihtimal dahilinde -diğer "kadın evli" cevabı veren arkadaşların da muhtemelen yanlış anladığı gibi- mesela benim de irlandalı bir hocam vardı, adam çok tatlıştı, bildiğin tatlış ama herkese tatlış, kadın-erkek ayırmadan. bir kız arkadaşım adamın kendisine yazdığını sanıyordu, halbuki sonradan kız arkadaşı olduğunu öğrendik, falan. cidden rahatlar yani tavır olarak. mesela bizim okuldaki erasmus/exchange öğrencileri de böyle çok rahat, bağıra bağıra konuşmalar, sokak ortasında durdurup "bizimle oyun oynar mısınız?" demeler (bkz: based on a true story) -tabi bir de tüm insanlığın "ulan zaten yabancı ülkedeyim..." rahatlığı da mevzu bahis burada- hatta geçende karaokeye gittik, bir grup ingiliz eleman vardı, adamlar kadınlar "illa siz de bize katılın.." diye çok ısrar ettiler, ne bileyim şarkılara hep beraber eşlik ettik, yan masada takılan üç sap olmamıza rağmen habire laf attılar makara yaptılar vs vs. senin yaşadığın normal de, çok üstüne düşünme, demem, bu yüzden.
kadın sevmiş arkadaşım seni, bizler türk insanları olarak hemen gönlü kayı-kayıviren insanlarız ama, kadın seni insan olarak sevmiş, çok düşünme üzerine, bu bir. (not: iyi niyetli olduğunun farkındayım, ama bizim insanımızın kötü niyetli olanı da aynı meyille "bu karı bana baktı ehuehu" yapıyor, meyilin niyeti önemli burada yani. sen iyi niyetli duygusal bir türk insanı olarak biraz fazla etkilenmişsin, kötü niyetli olanı da kadına kötü bir şey yapabilirdi, onu diyorum.)
ikincisi: ayh allahım çok tatlı bir anı olmuş ya bu! çok hoşuma gitti yaa, sen anlattıkça benim için açıldı resmen ^_^ bir de şey var: avrupalının içten olanı çok tatlı içten oluyor, çok yardımcı oluyor, vs. ha, avrupalı'dan da ziyade belki "insan olanın içten olanı" desem daha iyi olurdu :D ama kadın öpse möpse de aslında sevimliliğinden ve iyi niyetinden, bir de kültürlerimiz tabi ki de farklı, o yüzden yanlış yorumlamış olman ihtimal dahilinde -diğer "kadın evli" cevabı veren arkadaşların da muhtemelen yanlış anladığı gibi- mesela benim de irlandalı bir hocam vardı, adam çok tatlıştı, bildiğin tatlış ama herkese tatlış, kadın-erkek ayırmadan. bir kız arkadaşım adamın kendisine yazdığını sanıyordu, halbuki sonradan kız arkadaşı olduğunu öğrendik, falan. cidden rahatlar yani tavır olarak. mesela bizim okuldaki erasmus/exchange öğrencileri de böyle çok rahat, bağıra bağıra konuşmalar, sokak ortasında durdurup "bizimle oyun oynar mısınız?" demeler (bkz: based on a true story) -tabi bir de tüm insanlığın "ulan zaten yabancı ülkedeyim..." rahatlığı da mevzu bahis burada- hatta geçende karaokeye gittik, bir grup ingiliz eleman vardı, adamlar kadınlar "illa siz de bize katılın.." diye çok ısrar ettiler, ne bileyim şarkılara hep beraber eşlik ettik, yan masada takılan üç sap olmamıza rağmen habire laf attılar makara yaptılar vs vs. senin yaşadığın normal de, çok üstüne düşünme, demem, bu yüzden.
0
@kurcalamabozarsin, yok canım daha neler...
@pasp, dudağımın orta yerinden öpseydi de iyi niyetimi korurdum, kesin bilgi:)
@pasp, dudağımın orta yerinden öpseydi de iyi niyetimi korurdum, kesin bilgi:)
0
hocam yabancı kadınların samimiyeti sizi aldatmasın. onlar canciğer gördükleri arkadaşlarıyla böyledirler. dudaktan da öperler yanaktan da... bu hareket size kaçamak yaptı fikrini de vermesin. kadın polonya'da nasılsa burada daöyle olduğunu düşünmüş. iyi ki sana denk gelmiş. başkası olsa kadının bu samimiyetinden kadın bana sulanıyor deyip tecavüz vakası çıkardı... türkiye'de yaşadığın için bu hissi yaşaman, normal. çünkü bir kadından yakınlık gördük mü bana iş attı anlamını çıkarıyoruz. oySA POLONYAlılara göre bu duygun anormal.
0
resmen okurken roman okuyormuş gibiydim. sonunda da keşke böyle bitmeseydi demedim. kısa film olsaydı ağlardım. öykü olsaydı tavsiye ederdim. herkes yaşamıyor böyle şeyleri sen böyle bir adamsın yaşadın işte. hayatın güzel oldu bir anda, değiştin, iz bıraktı. böyle düşüneceksin. eğer uzasaydı bu hikaye insan girseydi içine kusura bakma bok gibi olurdu. dünya memleketinde böyle işte. ama bence bu haliyle beyaz bir kedi kadar sevimli. sevdiğiniz bütün kediler kadar umursamaz, muhtaç, sevinçsiz ama kendiliğinden güzel.
0
okudum, ne güzelmiş. ama genel olarak denildiği gibi anı olarak kalacaktır, yan, kedini üzme bunun için. gerçi bir hafta olmuş zaten yazalı, hafiflemiştir eminim:) ee sonra ne oldu ekleştiniz mi facebooktan falan? konuştunuz mu hiç?
0
@iyiaksamlarbayan, tam yerinde kesildi, evet. geriye ise bizi birleştiren yavru bir kedinin soğuk ve ıslak banklarda sürdüreceği hayatın gerçekliği kaldı.
@veritaslibertas, ben eklemedim, o eklesin dedim. ama yazışıyoruz eposta marifetiyle.
@veritaslibertas, ben eklemedim, o eklesin dedim. ama yazışıyoruz eposta marifetiyle.
0
Çok güzel kalemin var bence çok keyifle okudum.
Cevap: normal tabi la çoğunluğun aksine senin yaşadığını gösterir.
En kötü günlerimden birinde taksimde yürürken anketör bi kız 2 dakikamı istemişti ben de kibarca reddetmiştim ama suratım ne haldeyse artık konuşmak ister misin diye sormuştu, çok teşekkür edip yoluma devam ettim ama unutamam hala. En ihtiyacın olduğu anda gelince 10x değerli oluyor ilgi. Muhteşem bir anı sahibi olmuşsun. Bu anılar geçmişimizin en değerli varlıkları.
Not: Eklemek istiyorsan ekle, mesaj atmak istiyorsan at. Beklentide olma, yaşa hayatı. Rahatsız edecek bir adam değilsin zaten. Bağlantı bilgilerini de kendi verdiyse bunda sakınca yok. Yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olursun genelde. Hayatın ne getireceğini bilemezsin. Yalnız beklentin olmasın, anı yaşa. Tıpkı bugün gibi.
Edit: Ahahaha eski postmuş yahu :) Nerden geldi ki önüme bu? Neyse, güzel anıydı.
Cevap: normal tabi la çoğunluğun aksine senin yaşadığını gösterir.
En kötü günlerimden birinde taksimde yürürken anketör bi kız 2 dakikamı istemişti ben de kibarca reddetmiştim ama suratım ne haldeyse artık konuşmak ister misin diye sormuştu, çok teşekkür edip yoluma devam ettim ama unutamam hala. En ihtiyacın olduğu anda gelince 10x değerli oluyor ilgi. Muhteşem bir anı sahibi olmuşsun. Bu anılar geçmişimizin en değerli varlıkları.
Not: Eklemek istiyorsan ekle, mesaj atmak istiyorsan at. Beklentide olma, yaşa hayatı. Rahatsız edecek bir adam değilsin zaten. Bağlantı bilgilerini de kendi verdiyse bunda sakınca yok. Yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olursun genelde. Hayatın ne getireceğini bilemezsin. Yalnız beklentin olmasın, anı yaşa. Tıpkı bugün gibi.
Edit: Ahahaha eski postmuş yahu :) Nerden geldi ki önüme bu? Neyse, güzel anıydı.
0
bu kadar allah, iman, elhamdülillah deyip evli barklı kadının dudak ile yanak arasından seni öpmesine izin vermeni anlayamadım.
hadi bunlar oldu diyelim evli barklı kadının ardından şu düşünceler dahi hoş değil. kadın da az zilli değilmiş ayrıca.
ahaha. kaç yıllık mevzuymuş. tarihe bakmadan daldım ben de.
hadi bunlar oldu diyelim evli barklı kadının ardından şu düşünceler dahi hoş değil. kadın da az zilli değilmiş ayrıca.
ahaha. kaç yıllık mevzuymuş. tarihe bakmadan daldım ben de.
0
erci
Size bu 3 seçenek sunulsa hangisini tercih edersiniz ve neden?Detaylar:- Türksünüz (En azından T.C. vatandaşısınız)- 1-2 sene sonra çocuk yapmayı düşünüyorsunuz ama hemen değil. Çocuğun AB ülkesi vatandaşı olması çok büyük bir artı ve seçim nedeni olabilir.- İngilizceden başka yabancı diliniz yok.-
Size bu 3 seçenek sunulsa hangisini tercih edersiniz ve neden?
Detaylar:
- Türksünüz (En azından T.C. vatandaşısınız)
- 1-2 sene sonra çocuk yapmayı düşünüyorsunuz ama hemen değil. Çocuğun AB ülkesi vatandaşı olması çok büyük bir artı ve seçim nedeni olabilir.
- İngilizceden başka yabancı diliniz yok.
- Soğuk memleketleri sevmiyorsunuz ama sanırım 3 seçenek için de meteroloji sizi pek umursamayacak.
- Muhtemelen 1-2 yıldan fazla kalınmayacak ancak gelecek ne gösterir bilinmez.
- Yaşınız 30-35 civarı
- Belki de en önemlisi para biriktirmek için ülkenin geçim şartlarının rahat olması (Gelirim şimdiden belli. Giderim hangi ülkede düşük olur)
Bilgisi olan arkadaşların fikirlerini rica ediyorum.
Teşekkürler
Detaylar:
- Türksünüz (En azından T.C. vatandaşısınız)
- 1-2 sene sonra çocuk yapmayı düşünüyorsunuz ama hemen değil. Çocuğun AB ülkesi vatandaşı olması çok büyük bir artı ve seçim nedeni olabilir.
- İngilizceden başka yabancı diliniz yok.
- Soğuk memleketleri sevmiyorsunuz ama sanırım 3 seçenek için de meteroloji sizi pek umursamayacak.
- Muhtemelen 1-2 yıldan fazla kalınmayacak ancak gelecek ne gösterir bilinmez.
- Yaşınız 30-35 civarı
- Belki de en önemlisi para biriktirmek için ülkenin geçim şartlarının rahat olması (Gelirim şimdiden belli. Giderim hangi ülkede düşük olur)
Bilgisi olan arkadaşların fikirlerini rica ediyorum.
Teşekkürler
0
ingilizceden başka yabancı dil yoksa otomatikman ingiltere işte. diğerlerinde yeni bir yabancı dil öğrenmeniz gerekecek. 30 yaşından sonra da sıfırdan yabancı dil öğrenmek çok çok zordur.
0
yalnız oranın vatandaşı ile evli değilseniz, sanırım hiç birisinde 1-2 yıl orada kalarak ne doğacak çocuğunuz, ne de siz vatandaşlık alamazsınız.
(bkz: doğumda vatandaşlık veren ülkeler)
(bkz: doğumda vatandaşlık veren ülkeler)
0
www.aksam.com.tr
İngiltere 5, Belçika 3 yıl sonra veriyormuş, ama doğumla vatandaşlık veren bi ABD var galiba o da değişmediyse...)
İngiltere 5, Belçika 3 yıl sonra veriyormuş, ama doğumla vatandaşlık veren bi ABD var galiba o da değişmediyse...)
0
Bence İngiltere çok gereksiz bir seçenek. Seçenekler Belçika mı Danimarka mı olmalıydı.
Çünkü İngiltere'de çoğu Avrupa devleti gibi her yönden aşağı doğru bir grafik çizmekte. İşsizlik, toplum refahı vs.vs.
Belçika aslında İsviçre ile hemen hemen aynı seviyede. Refah iyi, diğer Avrupa ülkelerinden daha izole, ekonomi düzgün. Bildiğim kadarıyla az da olsa ırkçılık söz konusu.
Ben olsaydım Danimarka'ya giderdim. İskandinavya tamamen farklı bir Dünya ve insan gibi yaşanabilecek bir yer. Tüm iskandinav ülkelerinde yaşamış/yaşayan arkadaşlarım var ve duyduklarımdan çok etkilendim. Ayrıca kendi araştırmalarımla da pek çok şeyi doğruladım ve imkanım olsa o tarafa bir yere gitmeyi çok isterim.
Çünkü İngiltere'de çoğu Avrupa devleti gibi her yönden aşağı doğru bir grafik çizmekte. İşsizlik, toplum refahı vs.vs.
Belçika aslında İsviçre ile hemen hemen aynı seviyede. Refah iyi, diğer Avrupa ülkelerinden daha izole, ekonomi düzgün. Bildiğim kadarıyla az da olsa ırkçılık söz konusu.
Ben olsaydım Danimarka'ya giderdim. İskandinavya tamamen farklı bir Dünya ve insan gibi yaşanabilecek bir yer. Tüm iskandinav ülkelerinde yaşamış/yaşayan arkadaşlarım var ve duyduklarımdan çok etkilendim. Ayrıca kendi araştırmalarımla da pek çok şeyi doğruladım ve imkanım olsa o tarafa bir yere gitmeyi çok isterim.
0
İngiltere, çünkü orada yaşamayı çok isterdim. Edebiyatı, sineması, müzisyenleri, komedyenleri, pub'ları, kasvetli havası yeter. :)
I <3 UK
I <3 UK
0
erci
Şöyle bir şeyler düşündüm ama konu hakkında bilgim sıfıra yakın olduğu için nerede hata yaptığımı da bilmiyorum. (Tüm rakamlar yuvarlak hesap sallanmıştır, oransal tutarsızlıklar olabilir, uyarınız)Bir arsa alıp üstüne 10 dairelik bir bina dikeyim desen atıyorum 1 milyon TL.Daire başı maliyet 100.00
Şöyle bir şeyler düşündüm ama konu hakkında bilgim sıfıra yakın olduğu için nerede hata yaptığımı da bilmiyorum. (Tüm rakamlar yuvarlak hesap sallanmıştır, oransal tutarsızlıklar olabilir, uyarınız)
Bir arsa alıp üstüne 10 dairelik bir bina dikeyim desen atıyorum 1 milyon TL.
Daire başı maliyet 100.000 TL
Bitmiş dairelerin satış fiyatı 150/200.000 falan oluyor.
İnşaatın başında alırsan 110/120bin'e veriyorlar sanırım.
10 yıllık konut kredilerinde de rakamlar bu civarda. 100.000 çeksen 200.000 ödüyorsun.
Demem o ki;
1. senaryo: 10 arkadaş birleşip bankaya gitse, her birimiz kendi adımıza 100.000 kredi istiyoruz, arsa bu, inşaat firması bu, apartmanın bitiş tarihi 1 yıl sonra dese, 100.000*10=1.000.000 TL konut kredisi alamaz mı? İnşaat firması da tanıdık diyelim, maliyetine yakın bir tutara yaptı binayı... Normalde bittiğinde 150-200bin TL lik evi 100bin kredi çekip 10 yılda toplamda 150-200bin olarak ödemek neredeyse faizsiz ev kredisi almak gibi olmaz mı? (Sadece 1 yıl dişini sıkmak karşılığında)
2. senaryo: Banka "yek yea, pışıık" dedi. 10 kişi Anne/Babanın evini ipotek gösterip kalın faizle 100bin ihtiyaç kredisi alıp bu binayı yaptırsa. 1 yılın sonunda evler tapulu olunca bankaya gidilip standart Mortgage ile 100.000 çekilse (bitmiş evin değeri artık 150/200bin) evlerin parasını iş başında alan inşaat firması bankadan gelen bu parayı size geri verince çekilen ihtiyaç kredisinin anapara kalanı (96bin falan) kapatılıp, hayatımıza mortgage ödemesi ile devam etsek, yaklaşık 1. senaryodaki kadar karda olmaz mıyız?
Bonus soru: 9 arkadaş bulamadık diyelim, anne/babanın evini ipotekleyip mortgage faiziyle inşaat'ının başındaki bir evi ucuzdan alabilir miyim? (İnşaat bitene kadar dişimi sıkacağım yine)
Hayallerim gerçekten ne kadar uzak ve ne kadar riskli?
Bir arsa alıp üstüne 10 dairelik bir bina dikeyim desen atıyorum 1 milyon TL.
Daire başı maliyet 100.000 TL
Bitmiş dairelerin satış fiyatı 150/200.000 falan oluyor.
İnşaatın başında alırsan 110/120bin'e veriyorlar sanırım.
10 yıllık konut kredilerinde de rakamlar bu civarda. 100.000 çeksen 200.000 ödüyorsun.
Demem o ki;
1. senaryo: 10 arkadaş birleşip bankaya gitse, her birimiz kendi adımıza 100.000 kredi istiyoruz, arsa bu, inşaat firması bu, apartmanın bitiş tarihi 1 yıl sonra dese, 100.000*10=1.000.000 TL konut kredisi alamaz mı? İnşaat firması da tanıdık diyelim, maliyetine yakın bir tutara yaptı binayı... Normalde bittiğinde 150-200bin TL lik evi 100bin kredi çekip 10 yılda toplamda 150-200bin olarak ödemek neredeyse faizsiz ev kredisi almak gibi olmaz mı? (Sadece 1 yıl dişini sıkmak karşılığında)
2. senaryo: Banka "yek yea, pışıık" dedi. 10 kişi Anne/Babanın evini ipotek gösterip kalın faizle 100bin ihtiyaç kredisi alıp bu binayı yaptırsa. 1 yılın sonunda evler tapulu olunca bankaya gidilip standart Mortgage ile 100.000 çekilse (bitmiş evin değeri artık 150/200bin) evlerin parasını iş başında alan inşaat firması bankadan gelen bu parayı size geri verince çekilen ihtiyaç kredisinin anapara kalanı (96bin falan) kapatılıp, hayatımıza mortgage ödemesi ile devam etsek, yaklaşık 1. senaryodaki kadar karda olmaz mıyız?
Bonus soru: 9 arkadaş bulamadık diyelim, anne/babanın evini ipotekleyip mortgage faiziyle inşaat'ının başındaki bir evi ucuzdan alabilir miyim? (İnşaat bitene kadar dişimi sıkacağım yine)
Hayallerim gerçekten ne kadar uzak ve ne kadar riskli?
0
1. senaryo için konuşuyorum. çekeceğiniz o 100.000 liralık kredilerin faizini de hesaba katmayacak mısın?
0
@bilmemkacincinick: 100bin kredi çektim, 10 yıl sonunda ödediğim para 150-200bin. Yani 50-100 bin faiz ödemiş oluyorum. "Neredeyse faizsiz ev almış gibi oluyorum" dememin sebebi, aynı evi inşaat olayıyla uğraşmadan bitmiş haliyle alsam evin değeri 150-200bin'e çıkacağı için 200 kredi çekmek zorunda kalıcam. 10 yıl sonunda 350-400 Bin ödemiş olacağım.
0
Senin hesap bu kadar basit değil. Vergiler ve faizler var.
Sen esas nereye ulaşmak istiyon onu söyle.
Sen esas nereye ulaşmak istiyon onu söyle.
0
@pass: Vergiler ve faizleri de kattım ya işin içine. Ulaştığım noktayı da yazdım zaten, faizden yırtıyorum daha nereye varayım?
@merhum: ne kadar farkettirir? Danışmamın sebeplerinden biri de bu. Arsa fiyatı bu hesapları altüst eder mi? ((Arsa+Maliyet)/Daire sayısı) genelde evin satış fiyatının yarısı civarında değil midir? Ayrıca kooperatif'lere güvenecek keriz kaldı mı ya?
Soru uzun olduğu için kafalar karıştı galiba, özet geçeyim:
Evin satış fiyatı, maliyetinin 2 katı.
Kredinin faiz vs dahil geri ödemesi de evin satış fiyatının 2 katı.
Maliyeti 100bin olan ev için bankaya 400bin ödüyosun (20 yılda tabi)
Banka bana krediyi ev bittikten sonra değil de inşaasının başında verse, bitmemiş ev satın almanın sayesinde...
Üfff sıkıldım lan anlatmaktan, gayet basit işte. 100bine mal olan ev 120binden fazlaya satılmaz diyin, banka evin tapusunu görmeden 5 kuruş vermez diyin tamam dicem, ne yordunuz bea.
@merhum: ne kadar farkettirir? Danışmamın sebeplerinden biri de bu. Arsa fiyatı bu hesapları altüst eder mi? ((Arsa+Maliyet)/Daire sayısı) genelde evin satış fiyatının yarısı civarında değil midir? Ayrıca kooperatif'lere güvenecek keriz kaldı mı ya?
Soru uzun olduğu için kafalar karıştı galiba, özet geçeyim:
Evin satış fiyatı, maliyetinin 2 katı.
Kredinin faiz vs dahil geri ödemesi de evin satış fiyatının 2 katı.
Maliyeti 100bin olan ev için bankaya 400bin ödüyosun (20 yılda tabi)
Banka bana krediyi ev bittikten sonra değil de inşaasının başında verse, bitmemiş ev satın almanın sayesinde...
Üfff sıkıldım lan anlatmaktan, gayet basit işte. 100bine mal olan ev 120binden fazlaya satılmaz diyin, banka evin tapusunu görmeden 5 kuruş vermez diyin tamam dicem, ne yordunuz bea.
0
nerede ev yapacağına bağlı. merkezi yerde milyon dolarlara da arsa var. o yüzden merkezi yerlerdeki yeni evlerin maliyeti 100 bin olmasına rağmen 500 bine satılıyor.
kooperatif katılmayacaksın kardeşim. o bahsettiğin tanıdık 10 kişiyle beraber kendin kuracaksın kooperatifi. bu şekilde 20-30 kişi birleşip yapanlar var. bi oku araştır.
banka ipotek edeceği bir şey olmadan 5 kuruş kredi vermez. sen ödemezsen neyi satıp ana parayı alacak?
kooperatif katılmayacaksın kardeşim. o bahsettiğin tanıdık 10 kişiyle beraber kendin kuracaksın kooperatifi. bu şekilde 20-30 kişi birleşip yapanlar var. bi oku araştır.
banka ipotek edeceği bir şey olmadan 5 kuruş kredi vermez. sen ödemezsen neyi satıp ana parayı alacak?
0
1-Bankaya bir teminat göstermezseniz banka sizin projenizin en az 70%'ini görmeden konut kredisi vermez.
2-Banka evinizin değerinin en fazla, en iyi ihtimalle 70%'ini kredi verir. Buna karşılık 3 kat ipotek yapar.
3-Konut kredisi yerine ihtiyaç kredisi çekerseniz faiz ve vergiler kat kat artar.
4-Yapacağınız ev için maliyetler olacak: Vergiler, imalat maliyetlerinin yanındaki ikinci büyük kalemdir. KDV (1% veya 18%), 10 tane güvenilir kankanın alım satım vergileri (3,3%), belediyeye ve devlete ödenecek harçlar ki aklınıza hayalinize gelmeyecek rakamlar var bunların içerisinde (iskan, makine, otopark harcı gibi).
Ayrıca bankalar sizin beyanlarınızla değil kendi fikirleriyle değerleme yaparlar ve kredi oranı belirlerler. Siz sabaha kadar "ben evin tekini 100 bin liraya maledecem" deyin. Onlar sizin semtte bir binanın ne kadara malolacağını, ne kadar satılacağını, ne kadar sürede satılacağını ve sizin bütün bu işleri yapabilecek kapasitede olup olmadığınızı kendileri belirlerler.
Uzun zamandır cebinizde keş paranız olduğunu bilmiyora bir banka, ipotekle, krediyle uğraşmaz. Mail atarsınız dönüş bile yapmazlar.
2-Banka evinizin değerinin en fazla, en iyi ihtimalle 70%'ini kredi verir. Buna karşılık 3 kat ipotek yapar.
3-Konut kredisi yerine ihtiyaç kredisi çekerseniz faiz ve vergiler kat kat artar.
4-Yapacağınız ev için maliyetler olacak: Vergiler, imalat maliyetlerinin yanındaki ikinci büyük kalemdir. KDV (1% veya 18%), 10 tane güvenilir kankanın alım satım vergileri (3,3%), belediyeye ve devlete ödenecek harçlar ki aklınıza hayalinize gelmeyecek rakamlar var bunların içerisinde (iskan, makine, otopark harcı gibi).
Ayrıca bankalar sizin beyanlarınızla değil kendi fikirleriyle değerleme yaparlar ve kredi oranı belirlerler. Siz sabaha kadar "ben evin tekini 100 bin liraya maledecem" deyin. Onlar sizin semtte bir binanın ne kadara malolacağını, ne kadar satılacağını, ne kadar sürede satılacağını ve sizin bütün bu işleri yapabilecek kapasitede olup olmadığınızı kendileri belirlerler.
Uzun zamandır cebinizde keş paranız olduğunu bilmiyora bir banka, ipotekle, krediyle uğraşmaz. Mail atarsınız dönüş bile yapmazlar.
0
erci
Dün elimde telefonu tutarken biraz sıkıştırdım, 1-2 tuşa basılı tuttum, ekranda birşeyler oldu. Ne yaptığımı bilmiyorum ve tekrar yapamıyorum ama meraktan çatlıcam. Bu neymiş diye ekrana bakarken telefon mu ne çaldı bişey oldu ekran normale döndü.Olay şu: masaüstüne bakarken en alttaki bar görünmez
Dün elimde telefonu tutarken biraz sıkıştırdım, 1-2 tuşa basılı tuttum, ekranda birşeyler oldu. Ne yaptığımı bilmiyorum ve tekrar yapamıyorum ama meraktan çatlıcam. Bu neymiş diye ekrana bakarken telefon mu ne çaldı bişey oldu ekran normale döndü.
Olay şu: masaüstüne bakarken en alttaki bar görünmez oluyor, hani masaüstü sayfa sayfadır ya, bende orta sayfa boş. sağ ve sol sayfalardaki simgeler suyun üzerinde yüzüyormuş gibi ortaya doğru kaymaya başladı. Alt barın olduğu yerde tam ortada küçük bir tuş çıktı, üstünde "serbest dolaşımı kapat" gibi bir şey yazıyordu. Serbest dolaşım yazmıyordu muhtemelen ama onun gibi bir şeydi. Ekrana dokunduğumda simgeler hareket etti ama o sırada kapandı bu mod. Dünden beri uğraşıyorum tekrar yapamadım. Googleda ipucu bile bulamadım. Var mı bilen?
Tel: Sony Ericcsson XPeria Pro
Olay şu: masaüstüne bakarken en alttaki bar görünmez oluyor, hani masaüstü sayfa sayfadır ya, bende orta sayfa boş. sağ ve sol sayfalardaki simgeler suyun üzerinde yüzüyormuş gibi ortaya doğru kaymaya başladı. Alt barın olduğu yerde tam ortada küçük bir tuş çıktı, üstünde "serbest dolaşımı kapat" gibi bir şey yazıyordu. Serbest dolaşım yazmıyordu muhtemelen ama onun gibi bir şeydi. Ekrana dokunduğumda simgeler hareket etti ama o sırada kapandı bu mod. Dünden beri uğraşıyorum tekrar yapamadım. Googleda ipucu bile bulamadım. Var mı bilen?
Tel: Sony Ericcsson XPeria Pro
0
herhangi bir tuşa basmana gerek yok. ekran açıkken iki parmağını birbirine doğru kaydır. ekrandaki tüm widgetler tek bir sayfaya toplanıyor. hangisine dokunursan o sayfaya geçiyosun. adı da genel bakış. aşağıda da genel bakıştan çık yazıyor. tabi sony modelleri için geçerli. mesela samsunglarda bu hareketi yaparsan tüm ekranları ufalmış şekilde aynı anda görebiliyorsun
0
erci
Yetkili Microsoft Eğitim kurumlarından hangisini önerirsiniz?Bilge Adam vs adı çok duyulmuş olanlar oldukça pahalı galiba. Bunu hak edecek kadar iyiler mi?Önerileriniz nelerdir?Not: 7-8 yıldır bir yazılım firmasında Delphi(6) ile kod geliştiriyorum. Amacım Visual Studio ile .Net'e geçmek. Yani derdi
Yetkili Microsoft Eğitim kurumlarından hangisini önerirsiniz?
Bilge Adam vs adı çok duyulmuş olanlar oldukça pahalı galiba. Bunu hak edecek kadar iyiler mi?
Önerileriniz nelerdir?
Not: 7-8 yıldır bir yazılım firmasında Delphi(6) ile kod geliştiriyorum. Amacım Visual Studio ile .Net'e geçmek. Yani derdim sertifika alayım cv min yanında dursun değil. Ama bu kadar eğitim alınca da sınavlarına girerim hani...
Almayı düşündüğüm eğitimler:
-10262 Developing Windows Applications with Microsoft Visual Studio 2010
-10263 Developing Windows Communication Foundation Solutions with Microsoft Visual Studio 2010
-10265 Developing Data Access Solutions with Microsoft Visual Studio 2010
- 10266 Programming in C# with Microsoft Visual Studio 2010 (sanırım bu üsttekilerden önce gelmeli?)
Önereceğiniz diğer eğitimlere de açığım.
Zaman ayıranlara teşekkürler.
Bilge Adam vs adı çok duyulmuş olanlar oldukça pahalı galiba. Bunu hak edecek kadar iyiler mi?
Önerileriniz nelerdir?
Not: 7-8 yıldır bir yazılım firmasında Delphi(6) ile kod geliştiriyorum. Amacım Visual Studio ile .Net'e geçmek. Yani derdim sertifika alayım cv min yanında dursun değil. Ama bu kadar eğitim alınca da sınavlarına girerim hani...
Almayı düşündüğüm eğitimler:
-10262 Developing Windows Applications with Microsoft Visual Studio 2010
-10263 Developing Windows Communication Foundation Solutions with Microsoft Visual Studio 2010
-10265 Developing Data Access Solutions with Microsoft Visual Studio 2010
- 10266 Programming in C# with Microsoft Visual Studio 2010 (sanırım bu üsttekilerden önce gelmeli?)
Önereceğiniz diğer eğitimlere de açığım.
Zaman ayıranlara teşekkürler.
0
2012 eğitimi bulabiliyorsan onları al. gerçi şu an çok taze daha. bir de bilge adam bir paket halinde "yazılım ve veritabanı uzmanlığı" eğitimi veriyor. program paket olarak veriliyor ve bölümlere bölemiyorsun. içinde web programlama da var, objective C de... buradan bir bak istersen:
bireysel.bilgeadam.com
fiyat da tabii ki diğer eğitim kurumlarına göre pahalıdır. ama eğer gidecek olursan kendine güvenin de azsa, adamlar eğitimi ve gazı verip güzel bir özgüven sağlıyorlar. sonrasında üstüne koymak senin elinde.
bireysel.bilgeadam.com
fiyat da tabii ki diğer eğitim kurumlarına göre pahalıdır. ama eğer gidecek olursan kendine güvenin de azsa, adamlar eğitimi ve gazı verip güzel bir özgüven sağlıyorlar. sonrasında üstüne koymak senin elinde.
0
bilge adam mezunu olarak, kesinlikle tavsiye etmiyorum. öğretmenleri genel itibariyle çaylak. zamanında iyi öğretmenlerle isim yapmış şimdi az maaşlı yeni mezunları çalıştıran bir kurum. ha iyi hocaları yok mu var (bkz: mehmet x ) ama büyük çoğunluğu acemi, microsoftla işbirliği güzel bir yapıdır. sertifika verirler ama ta manasıyla öğretemezler. pahalı mı hemde nasıl, yanında ki arkadaşın senden bin tl az vermiş olabilir. uçak bileti mantığıyla kurs satıyorlar, tecrübe ile sabit ;)
0
erci
Bu sabah metrobüsle Beylikdüzü'den Mecidiyeköy'e geliyordum. (yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Okmeydanı'da) Orta kapının hizasında diğer tarafta cam kenarında ayakta duruyordum (sırtımı demire dayamış dışarıyı/içeriyi seyrediyordum. Görüntü bulanıklaşmaya başladı, sesler boğuklaşmaya başladı. H
Bu sabah metrobüsle Beylikdüzü'den Mecidiyeköy'e geliyordum. (yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Okmeydanı'da) Orta kapının hizasında diğer tarafta cam kenarında ayakta duruyordum (sırtımı demire dayamış dışarıyı/içeriyi seyrediyordum. Görüntü bulanıklaşmaya başladı, sesler boğuklaşmaya başladı. Hayatımda 3. kez oluyordu, bu yüzden anladım ne olacağını. Diğerleri 5 dk sürmüştü. Yine gelip geçeceğini biliyordum bu yüzden nispeten daha sakindim. Kontrol altına alıp ilerlemeden geçirebileceğimi düşündüm. Dışarıda uzaklara bakıp nefesimi kontrol altına almaya çalıştım ama görüntüyü netleyemedim. Bulanıklaşma arttı. Kaç durak kaldığına bakmak için içeriye çevirdim kafamı ama o şahin gözlerim köstebek gözlerine dönmüştü. Gözlerim kararmadı, buğulandı bildiğin. Sis çöktü sanki. İnsanlarla dip dibe dururken aynı anda herkesten uzaklaşmışım hissi. Ayakta zor duruyordum. Bayılacak gibi değildim ama yine de tüm gücümü ayakta durmaya harcıyordum. Dizlerim hafif kırıldı, demirlere daha sıkı tutundum. Ölüm/bayılma korkum yoktur. Ama toplum içinde zor durumda kalmaktan, altıma yapmaktan korktum. Tüm vücudum terliyordu. Az önceye kadar "çantadan sweatshirt ü çıkarıp giysem mi, otobüs serin oldu" diye düşünürken şimdi soğuk soğuk terliyordum. Sırtımdan, şakaklarımdan terlerin süzüldüğünü hissediyordum ama onları silmek yapılacak en son işti. "Okmeydanı" dedi otobüs, kapı açıldı kafamı çevirip baktım buğulu Okmeydanı'na, ama 2.5 metre ötedeki kapıya gidecek gücüm yoktu. Yardım istemek için konuşacak gücüm de yoktu. Geçecek dedim kendi kendime, yapacak başka hiç bir şeyin yok. Nefesimi kontrol edebiliyordum, 1-2 derin nefes alıp verdim, faydası olmayınca zararı olur diye korkup normale çevirdim nefesimi. Yaklaşık olarak 5 ve 10 yıl önce birer kez daha olmuştu aynısı ama o zaman mide bulantısı da vardı şimdikinden farklı olarak. Ve 5 dk sürmüştü diğerlerinde. Bu sefer ise 10 dakika sonunda, Mecidiyeköy'e varmadan 1 dk önce falan bitti. Dışarı attım insanlarla beraber kendimi. Direğe dayanıp 1-2 dk kendime geldim. Zar zor yürümeye başladım. Metroya inerken iyice toparlamıştım ama aradan 3 saat geçmiş olmasına rağmen sanki bir sersemlik bırakmış gibi hissediyorum. Bir kere evde yalnızdan tansiyonum düşüp bayılmıştım. Bunun onunla alakası yok. Bambaşka hisler.
Peki ne oldu bana?
Peki ne oldu bana?
0
kaç yaşındasın, bu sıralarda veya yakın dönemde kullandığın ilaç/ilaçlar var mı? uzun bir süredir aç gezdiysen veya bol su içmediysen (malum mevsim hala yaz) bu olabilir. tansiyon sorunu olabilir düşmüştür veya yükselmiştir (büyük olasılıkla düşmüştür), panik atak geçiriyor olabilirsin, metrobüs kalabıksa havasız kalmıştır boğucu olmuştur bir an senin için.
ciddi bir durum değildir ama emin olmak için bir kardiyologa görünmek iyidir. bu birkaç ipucundan burdan pek yardım dokunmaz maalesef.
geçmiş olsun.
ciddi bir durum değildir ama emin olmak için bir kardiyologa görünmek iyidir. bu birkaç ipucundan burdan pek yardım dokunmaz maalesef.
geçmiş olsun.
0
bana da birkaç kere oldu dediğin bu durum, gözlerim karardı ve nefes almakta zorluk çekiyordum, her seferinde gözümü açtığımda yol ortasında bayılmış olarak buluyorum kendimi. bir kere evde oldu, babam titrediği, vücudumun sarsıldığını söyledi. hastaneye gidip kalp ritmimi, kan tahlillerimi ölçtürdüm bir şey çıkmadı. röntgen de çektirecektim ama yaptırmadım. uzun süredir olmuyor.
fakat bende ki sebepleri aşırı sıcak soğuk teması olduğundan ve alkolü biraz kaçırınca oluyordu. hava değişimine ve alkole dikkat ettiğim için bir şey olmuyor, belki senin probleminde böyle bir sebeptendir.
fakat bende ki sebepleri aşırı sıcak soğuk teması olduğundan ve alkolü biraz kaçırınca oluyordu. hava değişimine ve alkole dikkat ettiğim için bir şey olmuyor, belki senin probleminde böyle bir sebeptendir.
0
Yaş 31. Balık yağından (kapsül) başka bir şey kullanmıyorum. Özellikle dün akşam bol bol su içtim. Sabah ta içip çıktım. Tansiyonum düşünce oluşan halsizlikten çok farklıydı. Sırf kontrol için geçen sene EKG çektirmiştim, tertemiz çıkmıştı bi anlamı varsa...
Kimse söylemeden dile getirmiyim dedim ama panik atak geldi benim de aklıma. Başlığı okudum
(bkz: #3973736) entrysinde belirtilerden bir çoğu oldu bu sabah (ishal dahil)
Ama ölüm korkup yoktur. Çarpıntı da olmadı hiç. O yüzden "değildir değildir" diyorum kendi kendime 5 yılda bir olduğu için de tedavi/önlem girişmiyorum ama ne olduğumu bilirsem o esnada ne yapmam gerektiğini de bilirsem rahatlıcam.
Kimse söylemeden dile getirmiyim dedim ama panik atak geldi benim de aklıma. Başlığı okudum
(bkz: #3973736) entrysinde belirtilerden bir çoğu oldu bu sabah (ishal dahil)
Ama ölüm korkup yoktur. Çarpıntı da olmadı hiç. O yüzden "değildir değildir" diyorum kendi kendime 5 yılda bir olduğu için de tedavi/önlem girişmiyorum ama ne olduğumu bilirsem o esnada ne yapmam gerektiğini de bilirsem rahatlıcam.
0
@amele göz kararması yok, bulanıklık var. Nefes güçlüğü yok, rahat nefes alıyorum ve hiç birinde bayılmadım. Sıcak/soğuk/alkol de yoktu.
0
erci
Soru başlıkta. Cevap dilimin ucunda...
Soru başlıkta. Cevap dilimin ucunda...
0
Yok arkadaş, ne alakası var şu adamın Kenan Pars'la. Görseller çok alakasız sonuçlar çıkardı. Adam yabancı ya, baya da ünlü de nerde izledim, nerde dinledim hatırlamıyorum, çıldırıcam.
Not: Bildiğimden değil, yabancı bir ünlü diye hatırlıyorum.
Not 2 : Fotoyu büyüttüm.
Not: Bildiğimden değil, yabancı bir ünlü diye hatırlıyorum.
Not 2 : Fotoyu büyüttüm.
0
@barry: jon voight'un 1 tane gözlüklü fotoğrafını göster, kabul edeyim. Ama baya benziyo gerçekten.
0
0
@loveinaflipbook: Ben de bu adamı arıyordum. Valla o değilse bile benim dilimin ucundaki isim oydu. Yani o değilse bile tanıyorum sanmama neden olan adam oydu. Sağolasın.
0
Kesinlikle ve kesinlikle Alan Ford bu adam. Nam-ı diğer "brick top"
(bkz: snatch)
(bkz: snatch)
0
erci
Öncelikle klişe cevapları sıralayacak olanlardan birer çay rica ediyorum, diğer arkadaşlar sorumu dinlerse belki onlardan birşeyler öğrenirim.Programcıyım, tüm gün oturarak çalışıyorum yeni yaktığım enerji çok düşük.Midemde bağırsağımda kurt yok (Hiç bir belirtiyi taşımıyorum)Ayıptır söylemesi her g
Öncelikle klişe cevapları sıralayacak olanlardan birer çay rica ediyorum, diğer arkadaşlar sorumu dinlerse belki onlardan birşeyler öğrenirim.
Programcıyım, tüm gün oturarak çalışıyorum yeni yaktığım enerji çok düşük.
Midemde bağırsağımda kurt yok (Hiç bir belirtiyi taşımıyorum)
Ayıptır söylemesi her gün pizzaları dürümleri kebapları gömüyorum. Öğün atlamıyorum.
Ancak hayatım boyunca 70 kg'ın üstüne çıkamadım (Boy 1,93). Artık tek çare olarak yediklerimden aldığım kalori kadar ekstra kalori verecek bir konsantre içecek/gıda ya ihtiyacım var. En nihayetinde bu da mide bi yere kadar alıyor.
Nette Ensure plus ı duydum ama online satan bir yer bulamadım. Okuduğum yorumlar da çok güncel olmadığı için işkillendim. Ensure veya muadilini kullanan var mıdır? Hangi dozda kullanmıştır, ne kadar zamanda ne kadar fayda görmüştür, tavsiye eder mi?
Bununla beraber akşamları mekik/şınav benzeri hareketler de yapıcam. Yani spor salonunda ağırlık altına girmicem ama simit yapmamak için de biraz terlemeyi düşünüyorum.
Sporcu gıdası olmayan, direk kalori konsantresi tavsiyelerinizi bekliyorum ve teşekkürler ediyorum efenim.
Programcıyım, tüm gün oturarak çalışıyorum yeni yaktığım enerji çok düşük.
Midemde bağırsağımda kurt yok (Hiç bir belirtiyi taşımıyorum)
Ayıptır söylemesi her gün pizzaları dürümleri kebapları gömüyorum. Öğün atlamıyorum.
Ancak hayatım boyunca 70 kg'ın üstüne çıkamadım (Boy 1,93). Artık tek çare olarak yediklerimden aldığım kalori kadar ekstra kalori verecek bir konsantre içecek/gıda ya ihtiyacım var. En nihayetinde bu da mide bi yere kadar alıyor.
Nette Ensure plus ı duydum ama online satan bir yer bulamadım. Okuduğum yorumlar da çok güncel olmadığı için işkillendim. Ensure veya muadilini kullanan var mıdır? Hangi dozda kullanmıştır, ne kadar zamanda ne kadar fayda görmüştür, tavsiye eder mi?
Bununla beraber akşamları mekik/şınav benzeri hareketler de yapıcam. Yani spor salonunda ağırlık altına girmicem ama simit yapmamak için de biraz terlemeyi düşünüyorum.
Sporcu gıdası olmayan, direk kalori konsantresi tavsiyelerinizi bekliyorum ve teşekkürler ediyorum efenim.
0
Çay için sağ ol.
Tüm gün oturarak çalışıyorsun ama çalışıyorsun. Düşünmek, bir şeylere kafa patlatmak çok büyük enerji istiyor. İstersen günde yarım öküz ye, vücudun o enerjiyi yakabiliyorsa kilo almazsın.
Öğün atlasan, düzensiz yemek yesen, yediklerin hamur işleri olursa bir süre sonra kilo alıyorsun. Ama sağlıksızca. Sanmıyorum ki göbek yapmak isteyesin.
Düzgün bir vücut yapısına sahip olmak istiyorsan git her gün ağır spor yap ve makarna, yumurta gibi besin depolarına yumul. Hayat tarzın vücudunun o şekilde olmasını gerektiriyor. Hayat tarzını değiştirirsen vücudun da değişir.
Tüm gün oturarak çalışıyorsun ama çalışıyorsun. Düşünmek, bir şeylere kafa patlatmak çok büyük enerji istiyor. İstersen günde yarım öküz ye, vücudun o enerjiyi yakabiliyorsa kilo almazsın.
Öğün atlasan, düzensiz yemek yesen, yediklerin hamur işleri olursa bir süre sonra kilo alıyorsun. Ama sağlıksızca. Sanmıyorum ki göbek yapmak isteyesin.
Düzgün bir vücut yapısına sahip olmak istiyorsan git her gün ağır spor yap ve makarna, yumurta gibi besin depolarına yumul. Hayat tarzın vücudunun o şekilde olmasını gerektiriyor. Hayat tarzını değiştirirsen vücudun da değişir.
0
Onu da denedim be @Yahuda. Spor salonuna da gittim. Makarna yumurta zaten yaşam biçimim. Beynin yaktığı enerji konusunda haklısın. Bu yüzden onun yakıp bitiremeyeceği bir enerji almam lazım. Muhtemelen sorun metabolizma hızı (Tiroid) İlaç alıp onunla oynamak istemiyorum. Bu yüzden inat değil mi ulan diyip kalorinin özünü içmek istiyorum.
0
Spor salonuna ne kadar süre gittin?
Gittiğin süre içinde hareketli düzgün yaptın mı?
Yediklerine dikkat ettin mi, ettinse günde kaç öğün beslendin?
Beslendiklerinin ne kadarı protein ne kadarı karbonhidrat ağırlıklıydı?
Son olarak vücüdünde solucan ya da türevi parazit olup olmadığını biliyor musun?
Çayım soğuyor.
Gittiğin süre içinde hareketli düzgün yaptın mı?
Yediklerine dikkat ettin mi, ettinse günde kaç öğün beslendin?
Beslendiklerinin ne kadarı protein ne kadarı karbonhidrat ağırlıklıydı?
Son olarak vücüdünde solucan ya da türevi parazit olup olmadığını biliyor musun?
Çayım soğuyor.
0
1.85mt - 91kg bil.müh. olarak bildiriyorum.
geceler uyuma, gerçekten abartacak kadar geç yat.
alkol özellikle bira
fındık fıstık tam güç enerji verenlerden ye beynin yaktığını o karşılasın
karbonhidratlar sana kalsın.
az su iç
uzun sure ac kalıp sonra aban duzenli yeme saatlerini sapıtttır.
kahvaltı yapma diger ogunlere aban
yapıyorsan da hamurlara aban
kısacası ya hap kullan saglıgını boz ya da boyle boz
geceler uyuma, gerçekten abartacak kadar geç yat.
alkol özellikle bira
fındık fıstık tam güç enerji verenlerden ye beynin yaktığını o karşılasın
karbonhidratlar sana kalsın.
az su iç
uzun sure ac kalıp sonra aban duzenli yeme saatlerini sapıtttır.
kahvaltı yapma diger ogunlere aban
yapıyorsan da hamurlara aban
kısacası ya hap kullan saglıgını boz ya da boyle boz
0
erci panpa ben hastanede her gün 1-2 tane ensure içiyorum. cerrahi servislerde bolca bulunur böyle şeyler. benim boy 190, kilo 72. kalori konsantresi de alsan sen enerjisi olunca harcayan biriysen kilo bi yerden sonra yükselmez. kilonu değiştirmek istiyosan yaşam şeklini değiştirecen. kilo almak istiyosan daha rahat daha yavaş daha tembel daha düşüncesiz biri olacaksın. çünkü herkesin bi metabolizma hızı var. mesela senin araba benzinli çok yakıyo, motoru yüksek silindirli... bi de salak bi çiko düşün, 160 boyunda 85 kilo. onun işte hem motor hacmi düşük hem de adam dizel amk. o az da yese az yakıyo, çok da yese az yakıyo. nato kafa nato mermer. adam anabolizma adamı. sen katabolizma adamısın... şimdi sana çok benzin koysak da sen çok yakacaksın. yine kilo alamayacaksın yani. ama iç ensure günde 1-2 tane zayıf iştahsız bi adama herhangi bi zararı olacağını sanmıyorum bi doktor olarak. sütün zenginleştirilmişi.. yani yarım litre sütte olanları 200 ml ye sıkıştırmışlar gibi.
0
180 boy, 50 kilo olan biri olarak benzer durumları yaşıyorum. Evden çalışan biriyim, yani pek enerji harcamıyorum.
Fakat şunu yaptığımda işe yaramıştı: Diyetisyene gittim ve günde 6 öğün yemek verdi bana. Eğer istersen listeyi paylaşabilirim seninle de. Düzenli olarak yediğimde 1 ayda 10 kilo aldım.
Gerçi daha sonra işlerim ve stres yüzünden 2 haftada 8 kilo geri verdim ve tekrar 50'ye düştüm; ama yine de işe yaramıştı. Stres ve kafa yormak gerçekten kilo verdiriyor.
Fakat şunu yaptığımda işe yaramıştı: Diyetisyene gittim ve günde 6 öğün yemek verdi bana. Eğer istersen listeyi paylaşabilirim seninle de. Düzenli olarak yediğimde 1 ayda 10 kilo aldım.
Gerçi daha sonra işlerim ve stres yüzünden 2 haftada 8 kilo geri verdim ve tekrar 50'ye düştüm; ama yine de işe yaramıştı. Stres ve kafa yormak gerçekten kilo verdiriyor.
0
Cevaplar için teşekkürler.
@peren: mutluyum.
@de facto: 3 ay gittim. Hareketleri düzgün yaptım. O zaman ailemle yaşadığım için bol ve sağlıklı beslendim. Vücuttaki solucan/parazit belirtilerinin hiç birini taşımıyorum. Şüphem yok o yüzden. Afiyet olsun.
@drgenco: eyvallah. Peki sgk karşılıyor mu? Ben günde 5 tane falan içmeyi planlıyorum :)
@gman: Ben de o hesap 1 ayda 3 kilo alıyorum 3 günde geri veriyorum.
@peren: mutluyum.
@de facto: 3 ay gittim. Hareketleri düzgün yaptım. O zaman ailemle yaşadığım için bol ve sağlıklı beslendim. Vücuttaki solucan/parazit belirtilerinin hiç birini taşımıyorum. Şüphem yok o yüzden. Afiyet olsun.
@drgenco: eyvallah. Peki sgk karşılıyor mu? Ben günde 5 tane falan içmeyi planlıyorum :)
@gman: Ben de o hesap 1 ayda 3 kilo alıyorum 3 günde geri veriyorum.
0
winston insani
Merhabalar. Kullandığım laptop bacaklarımı yakıyor. İçini açıp temizledim. Acaba sunta falan mı kestirsem laptop boyutunda ne dersiniz?
Merhabalar. Kullandığım laptop bacaklarımı yakıyor. İçini açıp temizledim. Acaba sunta falan mı kestirsem laptop boyutunda ne dersiniz?
0
yastık al bacagının üstüne laptopu da onun üstüne ..idareten iyi fikir bence :)
0
Tepsiyi ters çevirmek güzel fikirmiş. Yanına da yedek 1 tepsi daha al ısındıkça değiştirirsin.
0
0
ufolursun
Bunlarda golden gibi uysal mı evde bakılır mı?
Bunlarda golden gibi uysal mı evde bakılır mı?
0
Dişi alırsan bakılır. Erkeği daha hareketlidir genelde. Dişisi uygundur. Kıllarına katlanacaksın tabi ki.
0
ugursuz
Selamlar;Şöyle bir problemim var, yurt dışında proje gereği bir program gerekti ve sadece XP pro ile çalışıyor, biz de mevcut win7 yerine xp yükledik, yurda dönüşte lisanslaması yaparız olur biter dedik. Ama öyle olmadı süre bir ayı geçti bilgisayar anca yurda girdi şu an da lisanslama yapmaya çalıy
Selamlar;
Şöyle bir problemim var, yurt dışında proje gereği bir program gerekti ve sadece XP pro ile çalışıyor, biz de mevcut win7 yerine xp yükledik, yurda dönüşte lisanslaması yaparız olur biter dedik. Ama öyle olmadı süre bir ayı geçti bilgisayar anca yurda girdi şu an da lisanslama yapmaya çalıyoruz Microsoft u bile aradık lisanslama yapmamız gerek diye içindeki programı burda yükleyemeyiz, bu yüzden sadece lisans anahtarı almak istiyoruz. yok illa orj cd ( ki bizimki de orj cd idi) ile yüklememiz gerekliymiş lisanslama böyle olurmuş falan filan olmaz dedi.
Şu an durum bilgisayar açılıyor lisans lazım diyor, girmezsen direk oturum kapatıyor. Paramızla rezil olduk, mutlaka format atmadan bir çözüm bulmam gerek.
Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
Şöyle bir problemim var, yurt dışında proje gereği bir program gerekti ve sadece XP pro ile çalışıyor, biz de mevcut win7 yerine xp yükledik, yurda dönüşte lisanslaması yaparız olur biter dedik. Ama öyle olmadı süre bir ayı geçti bilgisayar anca yurda girdi şu an da lisanslama yapmaya çalıyoruz Microsoft u bile aradık lisanslama yapmamız gerek diye içindeki programı burda yükleyemeyiz, bu yüzden sadece lisans anahtarı almak istiyoruz. yok illa orj cd ( ki bizimki de orj cd idi) ile yüklememiz gerekliymiş lisanslama böyle olurmuş falan filan olmaz dedi.
Şu an durum bilgisayar açılıyor lisans lazım diyor, girmezsen direk oturum kapatıyor. Paramızla rezil olduk, mutlaka format atmadan bir çözüm bulmam gerek.
Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.
0
Bunca yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum yok öyle bir şey. Tek ihtiyacın olan doğru lisans numarası. Yani zorla crack yaptıracaklar gibi görünüyor. Build'ini öğrenebilirsen öğren. Google'dan bulursun illaki bi serial. Maksat iş devam etsin.
0
win xp pro activation diye arayın. sorunsuz olacaktır. ancak önce her ihtimale karşı image alın. (yedek değil image)
0
nickin onemi yok zaten silinip duruyo
şöyle bir şey aklıma takıldı. bir online alışveriş sitesinde son kalan bir ürüne dünyanın 2 faklı yerinden aynı anda alma istediği yapıldı.bu durumda kim ürünü alır? Yani bunun alışveriş sitesinin server'ının bulundğu yer ile istek yapanın bulunduğu konumla alakası var mıdır? yani bu tip erişim prot
şöyle bir şey aklıma takıldı. bir online alışveriş sitesinde son kalan bir ürüne dünyanın 2 faklı yerinden aynı anda alma istediği yapıldı.bu durumda kim ürünü alır? Yani bunun alışveriş sitesinin server'ının bulundğu yer ile istek yapanın bulunduğu konumla alakası var mıdır? yani bu tip erişim protokolleri ile ilgili bilgi bulabileceğim bir takım siteler önerebilir misiniz?
not: soru çok ekstrim ve boş gibi duruyor ama lazım. google'da tam ne olarak aratacağımı bilmiyorum.
not: soru çok ekstrim ve boş gibi duruyor ama lazım. google'da tam ne olarak aratacağımı bilmiyorum.
0
aynı anda olamaz ki. siparişi birisi verdiğinde o envanterden düşer. ödeme işlemi sürdüğü sürece de başka bir kişi ürün olmadığından dolayı alamaz. yani bulunulan yer ile hiçbir ilgisi yok. (envanterin doğru olduğunu varsayıyoruz tabi)
0
Bilgisayarda hiç bir şey "aynı anda" olmaz. Milisaniyenin onda biri farkla dahi olsa müşterilerden birisinin isteği önce girilir sisteme. Yani ebay'da milyar kişi aynı anda işlem yapsa, sen bir şey aldığın anda "gerçek anlamda an" başkasının işlemi de beraberinde yapılamaz diyebilirim teorik olarak.
0
iki farklı insan tam olarak "aynı anda" istekte bulunursa, bu isteği sunucuya ilk ulaştıran alır. sunucu açısından "aynı anda" diye bir şey olamaz (uygulamanın doğru dizayn edildiği kabulu ile). benim sunucuya giden yolum daha kısa ise (uzaklığım değil, yolum) ben senden önce sunucuya ulaşırım.
bu tip erişim protokolleri ile ilgili tek bir site bulamazsın. ama "internet backbone" diyip başlayabilirsin aramaya. TCP/IP araştırabilirsin. Packet Routing araştırabilirsin. ama altyapın yoksa konu hakkında çok kasma derim, yüzeysel olarak araştır.
bu tip erişim protokolleri ile ilgili tek bir site bulamazsın. ama "internet backbone" diyip başlayabilirsin aramaya. TCP/IP araştırabilirsin. Packet Routing araştırabilirsin. ama altyapın yoksa konu hakkında çok kasma derim, yüzeysel olarak araştır.
0
balikci filozof
Badana başta olmak üzere boya tabancası almayı planlıyorum. Ürün önersi almak istiyorum. Önerisi olan?
Badana başta olmak üzere boya tabancası almayı planlıyorum. Ürün önersi almak istiyorum. Önerisi olan?
0
Alma.
Boya kolay, badana daha kolay. Tabanca kullanımı öncesi ve sonrası yapacakların için harcayacağın zamanda gelip benim evi de hallet, boya tabancası kadar para kazan. Güvendiğin bir nalbur varsa git sor anlatır ne kadar mantıksız olduğunu uzun uzun.
Kısacası: Alma.
Boya kolay, badana daha kolay. Tabanca kullanımı öncesi ve sonrası yapacakların için harcayacağın zamanda gelip benim evi de hallet, boya tabancası kadar para kazan. Güvendiğin bir nalbur varsa git sor anlatır ne kadar mantıksız olduğunu uzun uzun.
Kısacası: Alma.
0
JaMTR
Bence bu ''anlaşma'' bir nevi ''kafa dengi'' olmak ile alakalı sizce de öyle değil midir? Peki bunu da hesaba kataraktan,iyi anlaşan bir çiftin gözüne batar mı?
Bence bu ''anlaşma'' bir nevi ''kafa dengi'' olmak ile alakalı sizce de öyle değil midir?
Peki bunu da hesaba kataraktan,iyi anlaşan bir çiftin gözüne batar mı?
Peki bunu da hesaba kataraktan,iyi anlaşan bir çiftin gözüne batar mı?
0
bence hiç önemi yoktur. yaş dediğimiz şey kafa yapısını belirleyemiyor her durumda.
0
devasa bir fark varsa ya da erkek küçükse, o çift iyi anlaşamaz zaten dolayısıyla göze batar.
0
@jamtr kadınsan sorun yok bence. yani yaşla ilgili bir sorun olmaz ama ille de iyi anlaşacağınız anlamına gelmiyor bu.
0
@JaMTR, kardeş sen ne farkından bahsediyosun o zaman. 5 yıl nedir allaşkına. gldürdün :)
0
@vakumlu
Aslında bu aşk olaylarında benim durumum karışık.Güven sorunum var.Daha öncesinde iki kez aldatıldım ve 12 yıl bir platonik aşk yaşadım ama ondan da emin değilim.Önümdeki kızların yüzüne bakmaz oldum.Zaten hastalıklı biriyim.Ama birden bire böyle birşey çıktı.
Aslında bu aşk olaylarında benim durumum karışık.Güven sorunum var.Daha öncesinde iki kez aldatıldım ve 12 yıl bir platonik aşk yaşadım ama ondan da emin değilim.Önümdeki kızların yüzüne bakmaz oldum.Zaten hastalıklı biriyim.Ama birden bire böyle birşey çıktı.
0
vakumlu'nun durumu çok istisna geliyor bana. Çok nadiren olur öylesi. Yaş farkı tanımını açman lazım. 10-20 arası da 10 yaş, 30-40 arası da. Ayrıca daha bir sürü parametreye bakar bu iş. Çevrenin fazla söz hakkı olmamalı bence. Dozunda tavsiyelerden fazlasını takmamalı. Ama dediğim gibi, 10-20 arası da 10 yaş...
0
o zaman problem var bence. çok istisnai durumlar hariç kadınlar kendinden küçük erkekleri istemezler. benim de öyle hoşlandıklarım olmuştur bir an için ama işte toplum öyle bir işlemiş ki kafamıza, olmaz o iş diyoruz. olmaması da daha hayırlı herhalde :)
0
@JaMTR, 5 yaş hiçbirşey değil bence. yani üzerinde bu kadar durulacak bir durum yok.
Dene ve gör bence. Nasıl gittiğine bağlı olarak karar verirsin.
Dene ve gör bence. Nasıl gittiğine bağlı olarak karar verirsin.
0
#nehir33 en azından benim çapımda bulunan erkekler için diye algılıyorum bu cevabı. çap diyince bir irkileceksin ve ego devreye girecek farkındayım ama kadın hareketleri erkek hareketlerinden çok yüksek bir yüzdeyle daha çocukça seyreder, ne kadar kabul etmeyecek olsan da.
0
kadın erkek yaş farkı mevzusunda (yetişkinlerden bahsediyorum) anlaşılabiliyorsa tabiki söylenecek birşey yok. İster kadın büyük olsun ister erkek, iki tarafın birbirini mutlu etmesi önemli.
düşünülmesi gereken iki nokta var bence:
1- erkek cinsellikten kadından daha geç düşüyor. tabiki insanlarda ömrünün sonuna kadar istek olabilir ama kadın fizyolojik olarak kayganlığını erkeklerden önce kaybediyor. (afaik diyelim de fena halde sallıyorsam sallandırmasınlar beni..) erkeğin genelde kadından büyük olasının arkasında yatan neden bu sanırım, genc kadının cazip gelmesi haricinde ki aslında o da evrimsel olarak aynı kapıya cıkıyor.
2- kadın ve erkeğin çocuk sahibi olabilme yetenekleri de yukarıdaki mevzu ile paralel olarak kayboluyor. 60 yasında erkek rahatca cocuk sahibi olabilirken 60 yasındaki kadın 10 sene önce bu umutlarını kesmiş olabiliyor.
işbu nedenle özellikle erkek kadından büyükse beklentilerinizi tartıp ona göre hareket etmekte fayda var ki heyhat, hayat ve kalp böyle şeyleri dinlemeyebiliyor bazen.
düşünülmesi gereken iki nokta var bence:
1- erkek cinsellikten kadından daha geç düşüyor. tabiki insanlarda ömrünün sonuna kadar istek olabilir ama kadın fizyolojik olarak kayganlığını erkeklerden önce kaybediyor. (afaik diyelim de fena halde sallıyorsam sallandırmasınlar beni..) erkeğin genelde kadından büyük olasının arkasında yatan neden bu sanırım, genc kadının cazip gelmesi haricinde ki aslında o da evrimsel olarak aynı kapıya cıkıyor.
2- kadın ve erkeğin çocuk sahibi olabilme yetenekleri de yukarıdaki mevzu ile paralel olarak kayboluyor. 60 yasında erkek rahatca cocuk sahibi olabilirken 60 yasındaki kadın 10 sene önce bu umutlarını kesmiş olabiliyor.
işbu nedenle özellikle erkek kadından büyükse beklentilerinizi tartıp ona göre hareket etmekte fayda var ki heyhat, hayat ve kalp böyle şeyleri dinlemeyebiliyor bazen.
0
Beni sizler yarattınız
Durum aslında aynen başlıktaki gibi...Sanırsam 1-2 senedir de devam ediyor ama şu anda kesin kanaat getirdim..Ne yapsam bilemiyorum yani sanki annemin bunu öğrenmeye hakkı var gibi geliyor bir yandan da söylersem muhtemelen bizim evde kıyamet kopacak ..Lanet olsun ya ne yapmalıyım ne etmeliyim ahali
Durum aslında aynen başlıktaki gibi...Sanırsam 1-2 senedir de devam ediyor ama şu anda kesin kanaat getirdim..Ne yapsam bilemiyorum yani sanki annemin bunu öğrenmeye hakkı var gibi geliyor bir yandan da söylersem muhtemelen bizim evde kıyamet kopacak ..Lanet olsun ya ne yapmalıyım ne etmeliyim ahali??
0
evet zor bir durum gerçekten fakat kesin bir kanıtın yoksa kalkışma sakın böyle bir olaya ve anneye söyleme babanla konuş derim daha sağlıklı olur.
0
Zor bir durum gerçekten. Her şey yolundaysa evinde, böyle de sürer diyorsan bence sen bilmezden gel. Çünkü annen her şeyi bilir, bilmezse bile hisseder. Yapılacak bir şey varsa o yapar. Eğer baban babalık yapmıyorsa sana, kocalık yapmıyorsa annene o zaman zaten baban aileniz olmayı haketmiyor demektir.
Haddimi aştıysam kusura bakmayın, görüşlerim bu yönde.
Haddimi aştıysam kusura bakmayın, görüşlerim bu yönde.
0
Kadını bulmam neredeyse imkansız sayılır muhtemelen istanbul da oturuyor zira biz antalyada yaşıyoruz ayrıca kadını hiç görmedim ve babamın mesajlaştığına ve konuştuğuna dair sağlam kanıtlarım var ki bu sanırım genede kadını bulmama yardımcı olmaz
0
Söylemek babayı kaybetmek söylememek annenin kandırıldığını görmek.Zor bir durum.Bekle biraz annen belki kendiliğinden anlayabilir.Kadınların hisler kuvvetlidir.
0
çok zor bir durum. Allah yardımcın olsun.
ne yaparsan yap lütfen acele hareket etme. ölçüp biçmeden, hatta birilerine danışmadan hareket etme. hele ki öğrenciysen, sınavların varsa, veya annenin veya kardeşinin özel durumları varsa onları da hesaba kat.
sana olanları sineye çek demiyorum ama acele ile, öfke ile sonradan pişman olacağın şeyler yapma.
ne yaparsan yap lütfen acele hareket etme. ölçüp biçmeden, hatta birilerine danışmadan hareket etme. hele ki öğrenciysen, sınavların varsa, veya annenin veya kardeşinin özel durumları varsa onları da hesaba kat.
sana olanları sineye çek demiyorum ama acele ile, öfke ile sonradan pişman olacağın şeyler yapma.
0
ya zaten belli süreç sora karı koca ilişkisi bitio. annenin bu durumdan çok rahatsız olucağını düşünmüyorum. 20 yaşında değiller. heyecan meyecan yok aralarında.
0
aldatıldığından rahatsız olmak için ancak 20li yaşlarda olmak gerektiğini de öğrendim bu akşam.
kim demiş karı koca ilişkisi bitiyor diye, kadın nasıl umursamaz? hayretler içindeyim şu an.
babanın ya da annenin ağzı aransa diyeceğim (ihanet konusunda, genel olarak) ama ortalığı batırmadan nasıl yapılır bilemedim.
kim demiş karı koca ilişkisi bitiyor diye, kadın nasıl umursamaz? hayretler içindeyim şu an.
babanın ya da annenin ağzı aransa diyeceğim (ihanet konusunda, genel olarak) ama ortalığı batırmadan nasıl yapılır bilemedim.
0
aldatmak asla tasvip ettiğim bir durum değil fakat burada yazılanlara bir farklı bakış açısı daha katmak için yazıyorum; ya babanın diğer ilişkisi, annenle olan evliliğinin bir dinamiğiyse?
üsttekinin üzerinde de bir düşün derim.
ama öncelikle kendini rahatlatman lazım. annene kötülük yapan sen değilsin. kendi vicdanını rahatlatman gerek.. annenle konuşursan, babanın seninle ve annenle olan ilişkisi büyük zararlar görebilir. ama babanla konuşursan ve durumu bildiğini düzgün bir dille anlatırsan, kimseyle aran bozulmaz ya da sadece babanla aran bozulur (ki babanla aranın bozulması da düşük bir ihtimal, sadece baban senden utanabilir). yani iki durumu karşılaştırdığımızda, annene anlatma durumunda iki ilişki bozulacak, babana anlattığında (babanın da saygıyla karşılayıp diğer ilişkisini bitirdiğini düşünürsek) sadece bir ihtimalle bir ilişki bozulur.
of, bilemedim şimdi.
allah kolaylık versin.
üsttekinin üzerinde de bir düşün derim.
ama öncelikle kendini rahatlatman lazım. annene kötülük yapan sen değilsin. kendi vicdanını rahatlatman gerek.. annenle konuşursan, babanın seninle ve annenle olan ilişkisi büyük zararlar görebilir. ama babanla konuşursan ve durumu bildiğini düzgün bir dille anlatırsan, kimseyle aran bozulmaz ya da sadece babanla aran bozulur (ki babanla aranın bozulması da düşük bir ihtimal, sadece baban senden utanabilir). yani iki durumu karşılaştırdığımızda, annene anlatma durumunda iki ilişki bozulacak, babana anlattığında (babanın da saygıyla karşılayıp diğer ilişkisini bitirdiğini düşünürsek) sadece bir ihtimalle bir ilişki bozulur.
of, bilemedim şimdi.
allah kolaylık versin.
0
babanla konuşmalısın...durdurmanın tek yolu bu..yoksa devam edecek...annene söylememelisin...babanla konuş, delikanlı gibi..ciddi ciddi...olay ancak böyle çözülür...çözen var biliyorum..
0
önce annenin ağzını ara, bakalım farkında mı değil mi?
sonra babanla konuş,
duruma göre annene söyle veya söylemezsin.
sonra babanla konuş,
duruma göre annene söyle veya söylemezsin.
0
annenin ağzını arama hiç bir şekilde. işkillendirme. direk babanla konuş
0
annen snne be slk triplerine de yatabilir. kadın sonuçta. iyisi mi akışına bırak. konuşucaksan da babayla konuş.
0
En mantıklısı bence de babayla konuşmak ama kesinlikle %100 emin olacağın kanıtlar olmalı. Bir anda hayal gücü yüksek bir "iftira atan" (Kelimeyi bulamadım) durumuna düşebilirsin. Senin psikolojin bile sorgulanabilir bu durumda. %100 emin olursan baban inkar edemez ve mantıklı konuşmak zorunda kalır.
Allah kolaylık versin.
Allah kolaylık versin.
0
annenin gerçekleri görmesini sağla. mesela eve biri telefon etsin gizemli bi kadın. Annen şüphelensin böylece. ama ne öğreneekse kendi araştırsın öğrensin. -bence- ben asla dayanamazdım bilmemesine..
0
ilginç gelebilir ama ben hiç karışmaman taraftarıyım. ikisi de yetişkin insanlar. annenin durumu sezdiği konusuna katılıyorum. evlilik çok başka bir kimyaya sahiptir, bizim sevgilicilik oyunlarımıza benzemez. babana istersen biraz gıcık git, sinirini at. kötü davran kendini iyi hisset. baktın dayanamıyorsun, git konuş. konuş ve hemen yargılama da. aldatması çok kötü ama nihayetinde insanların aldatan yaratıklar olduğunu biliyoruz.
biraz da annenin nasıl bir insan olduğuyla ilgili bir durum. güçlü ve ayakta kalabilecek bir kadınsa, bu olanları öğrenmesi onu sonunda perişan etmeyecekse babanla konuşurken rahat olabilirsin. çünkü babanla bu konuyu konuşmanın nerelere varacağını tahmin edemezsin. bahsi geçmeyen bir mevzuyu dile getirmen demek artık o mevzuyu kaçınılmaz kılmak demektir.
sabırlı ol, takip et, izle. baban annene nasıl davranıyor bir bak. sonra gider konuşursun güzel güzel. "ne oluyor baba, neden yapıyorsun?" de. saldırma hemen suçlama. yaptığı suç da olsa sen suçlama. dinle. böylece o da yakalanmış olmanın verdiği korkuyla saldırmayacaktır. çok büyük tepkiler verse bile sen sakinleştiren taraf ol, anlamak istediğini göster açık açık.
yukarıda da söylemişler, o kadın evliliğin dinamiği bile olabilir. ve kadından kesinlikle uzak dur. muhatap olma. sakın karşısına geçeyim konuşayım deme. senin muhatabın kadın değil baban. bunu yapan baban çünkü. tamamen babanın bilinçliği yaptığı bir şey bu. sorunu ancak onunla çözebilirsin kadınla değil.
biraz da annenin nasıl bir insan olduğuyla ilgili bir durum. güçlü ve ayakta kalabilecek bir kadınsa, bu olanları öğrenmesi onu sonunda perişan etmeyecekse babanla konuşurken rahat olabilirsin. çünkü babanla bu konuyu konuşmanın nerelere varacağını tahmin edemezsin. bahsi geçmeyen bir mevzuyu dile getirmen demek artık o mevzuyu kaçınılmaz kılmak demektir.
sabırlı ol, takip et, izle. baban annene nasıl davranıyor bir bak. sonra gider konuşursun güzel güzel. "ne oluyor baba, neden yapıyorsun?" de. saldırma hemen suçlama. yaptığı suç da olsa sen suçlama. dinle. böylece o da yakalanmış olmanın verdiği korkuyla saldırmayacaktır. çok büyük tepkiler verse bile sen sakinleştiren taraf ol, anlamak istediğini göster açık açık.
yukarıda da söylemişler, o kadın evliliğin dinamiği bile olabilir. ve kadından kesinlikle uzak dur. muhatap olma. sakın karşısına geçeyim konuşayım deme. senin muhatabın kadın değil baban. bunu yapan baban çünkü. tamamen babanın bilinçliği yaptığı bir şey bu. sorunu ancak onunla çözebilirsin kadınla değil.
0
Hiçbirşey olmamış gibi yapma. Çok daha büyük olay patlıyor. Bunu yaşadım. Hiç konduramadım babama. Düşün o sırada 70 yaşındaydı. Ufak ipuçları vardı, ama konduramamıştım. Bilseydim, onunla konuşurdum ve olay anneme ulaşmadan biterdi. Şimdi, o kadınla ilişkisi bitti. 70 (şimdi 80) yaşında birini kim ne yapsın? Babam evde ama annemle konuşmuyorlar. Hepmiz büyük insanlarız, ama yine de eski mutlu günlerimiz yok artık. Neden? Bir tarafına hakim olamayan andropozlu bir adam ve onu kafalayıp para silkeleyen bir karı yüzünden. Konuşun babanızla. O da 60'larındadır herhalde.
0
17 yaşımda öğrenip 4 sene sakladım.babanın vücudundaki izlerden anne işkillendi babanın yıllardır süren kötü davranışlarında b.kunu çıkarma görüldü annenin yoğun ve haklı şüpheleri karşısında dayanılamayıp itiraf edildi.bunların üstüne 2 sene psikiyatrik tedavi gördüm.ilaçları daha yeni bıraktım.hala bilmiyorum iyi mi ettim kötü mü en başta söylememekle.
bak eski günlere döndürden beni şimdi gözlerim yaşardı hatırlayınca.umarım erkeksindir.ve dilerim bu meseleyi herkesi en az zarara uğratacak şekilde halledebilirsiniz.
bak eski günlere döndürden beni şimdi gözlerim yaşardı hatırlayınca.umarım erkeksindir.ve dilerim bu meseleyi herkesi en az zarara uğratacak şekilde halledebilirsiniz.
0
İslam dininde bir insanın aldatmasına, dört kişi şahit olacak, gözüyle görecek,sizden ricam eğer gözünüzle çok ileri giden sahnelere şahit olmadıysanız konuyu abartmak bence yanlış olabilir, insanlar sosyal medya aracılığı ile artık görüşe biliyor, ben evliyim kız arkadaşlarım var eşimde biliyor, önemli olan eşlerin birbirine güvenmesi, evlendik diye iletişimleri koparmak insanın doğasına aykırı, cinsellik ayrı o konuda gözle görmek gerek , yoksa iftiraya girer onunda sorumluluğu büyük.
0
ya valla lanet olsun benim durumuma ya, 17 yaşındayım sınava girecem bide seneye gecen gece çaktım olanları bütün gün öylece dalıp gittiğimi söylediler dersmi çalışsam sınava mı girsem bilemedim zaten.. ya inanın hiç hazmedemedim ve babamı bu akşam gördüğümdede hiçbirşey olmamış gibi davranmayı da sindiremedim kendime.Sanırım en kötüsü de babama böyle bir şeyi yakıştıramamam.. . ama gerçekten vakit ayırıp düşünen cevap herkese çok teşekkür ediyorum var olun...
0
deniztarafinabakankale
şimdi birleşik iki kelimeyi ayırıdığımızda ve kast edilen, what ve application sözcüğünün kısaltması olan app. yani fonetik olarak app yalnız okunurken (æp) şeklinde. e'ye dönük okunuyor. fakat orijinal kalıp olan what's up derken de vatsap(wɒts ʌp) şeklinde okunur. ama uygulama için nasıl okuyoruz?
şimdi birleşik iki kelimeyi ayırıdığımızda ve kast edilen, what ve application sözcüğünün kısaltması olan app. yani fonetik olarak app yalnız okunurken (æp) şeklinde. e'ye dönük okunuyor. fakat orijinal kalıp olan what's up derken de vatsap(wɒts ʌp) şeklinde okunur. ama uygulama için nasıl okuyoruz? yani sonuçta ortada bir kelime oyunu var. hadi bakalım görelim dil bilimciler sizi.
0
Ben böyle durumlarda açıyorum youtube u aratıyorum kelimeyi. Lansman/Fuar vs bulup dinliyorum. En yetkili ağızdan yani.
0
yani bunun dilbilimle alakası yok ki. what's up'ı çağrıştırması için kullanılmış bi isim ve günlük dilde kullanırken vatsap dense uygun gibi. daha bilimsel, bu uygulamadan bahseden bi konuşma varsa da vatsep dersin. ne biliyim takılmamak lazım bence.
0
amerikada uzun süre kalmış bir tanıdığım vatzæp diye telaffuz ediyordu. o æ ne tam a ne tam e öyle a ile e arasında bir şey.
0
evet wazzap diye okunur genelde. ve cevap olarak aynı sekilde whats up diyenlerde azımsanmayacak kadar cok aklınızda bulunsun
0
vatsæp a'yı ağzı yaya yaya söyliycen amerigalılar applicationu nasıl söylüyorsa onun başı şeklinde
0
ya gözünüzü sevim orda up mı var da vatsap diyorsunuz whats applications'dan geliyor o yüzden vatsep olacak.
0
doğru okunuşu vatsep. uygulamadan bahsederken vatsap da denebilir tabii, sonuçta what's up'a benzesin diye bu isim verilmiş... ama sohbetin orda yerinde vatsap denirse kimse anlamaz herhalde.
ve doğru okunuşu vatsep'tir bunun arkadaşım, ne demek vatsep diyene gülüyorum? iphone'u iyfon diye mi okuyosunuz?
ve doğru okunuşu vatsep'tir bunun arkadaşım, ne demek vatsep diyene gülüyorum? iphone'u iyfon diye mi okuyosunuz?
0
kaotik notral
şimdi şöyle bişey kurdum durduk yere ve paylaşıp fikir almak istiyorum biraz. tabi absürd ama fantazi işte sonuçta.senin çok sevdiğin ama seni tam sevmeyen biri var ve olay yıllardır hiç bitmeden odak noktanda hep. 30lu yaşlarda delice sengin oluyosun misal. ama hakkaten çılgınca bi zenginlik. bu kı
şimdi şöyle bişey kurdum durduk yere ve paylaşıp fikir almak istiyorum biraz. tabi absürd ama fantazi işte sonuçta.
senin çok sevdiğin ama seni tam sevmeyen biri var ve olay yıllardır hiç bitmeden odak noktanda hep. 30lu yaşlarda delice sengin oluyosun misal. ama hakkaten çılgınca bi zenginlik. bu kızın her girdiği işi bozuyosun, gerekirse çalışmaya başladığı heryeri satın alıp işten çıkartıyosun onu. yarın bigün evlense kocasının her iş kapısını kapatıyosun, işverenlerini satın alıyosun. evini barkını satın alıyosun, ailesine benzer şekilde maddi güçle hegomonya kuruyosun gibi bi durum var. hayatını geri istiyosan da diyosun ki benimle olacaksın hep?
ne kadar malca ve hastalıklı di mi? nası bi sonuç doğurur sizce karşı taraf açısından?
senin çok sevdiğin ama seni tam sevmeyen biri var ve olay yıllardır hiç bitmeden odak noktanda hep. 30lu yaşlarda delice sengin oluyosun misal. ama hakkaten çılgınca bi zenginlik. bu kızın her girdiği işi bozuyosun, gerekirse çalışmaya başladığı heryeri satın alıp işten çıkartıyosun onu. yarın bigün evlense kocasının her iş kapısını kapatıyosun, işverenlerini satın alıyosun. evini barkını satın alıyosun, ailesine benzer şekilde maddi güçle hegomonya kuruyosun gibi bi durum var. hayatını geri istiyosan da diyosun ki benimle olacaksın hep?
ne kadar malca ve hastalıklı di mi? nası bi sonuç doğurur sizce karşı taraf açısından?
0
ben de hep düşünürüm bunu, ve o kişinin ne oluırsa olsun eşinden ayrılmamasını isterim, ayrılıyorsa değmezmiş, ayrılmıyorsa da boktan... böyle dandik birşey işte...
0
Kendisi yüzünden hayatı mahvolan tüm sevenlerinin için intiharı düşünebilir.
Yani teklifi kabul ederek...
Yani teklifi kabul ederek...
0
bu da çok kral ama çok hastalıklı ve tamamen intikama yönelik. yani benhep şey diye düşünüyorum ya eski sevgilim ölsün ya da ben öleyim, işte sadece birbirimizin yasını tutarız, birbirimize bi hata yapmamış oluruz, daha fazla acı çekmeden sadece yas tutarız, bişeyler yaşayamamamızın da tek bi sebebi olur deriz falan. ben de hastalıklıyım bence.
0
o kadar param varsa ne uğraşacağım.
o olmazsa başkası olur, paşa gönlü bilir.
o olmazsa başkası olur, paşa gönlü bilir.
0
absürd değil türk filmi/dizisi senaryosu bu.
baskı altında yaşayan birisinin de ne zaman ne yapacağı belli olmaz. zaten paraya düşkün birisiyse (sanki hangimiz değilsek) sana döner ama gururu ağır basarsa baskının etkisiyle kötü şeyler olabilir. iyisi mi aç bi türk filmi - eskilerden tabi- izle. onun gibi şeyler olduğunu tahayyül et :)
baskı altında yaşayan birisinin de ne zaman ne yapacağı belli olmaz. zaten paraya düşkün birisiyse (sanki hangimiz değilsek) sana döner ama gururu ağır basarsa baskının etkisiyle kötü şeyler olabilir. iyisi mi aç bi türk filmi - eskilerden tabi- izle. onun gibi şeyler olduğunu tahayyül et :)
0
parayla şart değil, bildiğin stalkerlık bu. ısrarla birini kafayı takıp, onu seni sevmeye zorlamak. parayla da yapılsa parasız da, hayatta en fazla tiksindiğim, saygısız bir hareket tarzı.
0
2-3 den sonra ya sikini kesip azına verir, ya ceker vurur, ya da once senet sepet imzalatıp bunların hepsını bırden yapacak birini bulur.
0
stockholm sendromu benzeri bir psikoloji oluşturursun bence. ama daha ileri gitmen lazım diye düşünüyorum.
0
deliberte
Süre başladı :)Evde buldum, benim işime yaramıyorsa yarayan birine vereceğim, kimsenin işine yaramıyorsa atacağım...Kendisinin sinirlere iyi geldiğini biliyorum ama tadı çok iğrenç, bir de günde iki bardaktan fazla içmemek lazımmış, annem bir nevi ot mühendisiydi, iki bardaktan sonrası zarar verirmi
Süre başladı :)Evde buldum, benim işime yaramıyorsa yarayan birine vereceğim, kimsenin işine yaramıyorsa atacağım...
Kendisinin sinirlere iyi geldiğini biliyorum ama tadı çok iğrenç, bir de günde iki bardaktan fazla içmemek lazımmış, annem bir nevi ot mühendisiydi, iki bardaktan sonrası zarar verirmiş, belki bağımlılık yaptığı için böyle denmiş olabilir, yağ aktardan alınmış ama güvendiğimiz bir aktar, bozulmuş olacağını sanmam, yoksa annem tutmazdı zaten.
Kendisinin sinirlere iyi geldiğini biliyorum ama tadı çok iğrenç, bir de günde iki bardaktan fazla içmemek lazımmış, annem bir nevi ot mühendisiydi, iki bardaktan sonrası zarar verirmiş, belki bağımlılık yaptığı için böyle denmiş olabilir, yağ aktardan alınmış ama güvendiğimiz bir aktar, bozulmuş olacağını sanmam, yoksa annem tutmazdı zaten.
0
yanıklara ve yaralara iyi gelir.
ayrıca kantaron yağı başlığından alıntı:
* kanturun yağı her türlü yarada kullanılmaktadır. açık yaralar, taze yaralanmalar, kesikler, ezikler, çarpmalar sonucu oluşan morluklar vb. durumlarda iyileşme sağlar.
* antiseptik özelliğiyle yarada mikrop üremesini engeller
* iltihap önleyici özelliğiyle yarada herhangi bir iltihap oluşmasına engel olur
* damar büzücü etkisiyle kanamayı kısa sürede durdurur
* hücre yenileyici özelliğiyle yaranın çabuk kapanmasını sağlar
* aynı zamanda sürüldüğü sürece yaranın sebep olduğu ağrı ve sızıları yok eder.
ayrıca kantaron yağı başlığından alıntı:
* kanturun yağı her türlü yarada kullanılmaktadır. açık yaralar, taze yaralanmalar, kesikler, ezikler, çarpmalar sonucu oluşan morluklar vb. durumlarda iyileşme sağlar.
* antiseptik özelliğiyle yarada mikrop üremesini engeller
* iltihap önleyici özelliğiyle yarada herhangi bir iltihap oluşmasına engel olur
* damar büzücü etkisiyle kanamayı kısa sürede durdurur
* hücre yenileyici özelliğiyle yaranın çabuk kapanmasını sağlar
* aynı zamanda sürüldüğü sürece yaranın sebep olduğu ağrı ve sızıları yok eder.
0
Köylü bir kadın "çaya katıp içiyoruz mideyi de rahatlatıyor" demişti. Ülsere de iyi geliyor olabilir yaralara verdiği etki ile aynı şekilde.
0
şu küçük şişelerde aktarların sattığı ucuz yağlardan ise atabilirsiniz, biz köyde çiçeğini toplayıp zeytinyağıyla beraber şişeye koyarız,bekleyince ilaç olur işte, özelliklere açık yaraya iyi gelir.
0
babamın boyun fıtıgı var.her gece bu yagı iyice sürdürür,yedirir cildine sonra ufonun karsısına gecer 5 10 dk.agrıları cok etkili bi sekilde azaltıyo.ben de denemistim.
0
crimson king
selam duyuru ahalisiDiyelim benim aklımda bir sosyal ağ fikri var ve şu an olanlaradan farklı olabilecek bir yönü var ve başarılı olabilir. Ancak ben web tasarım, sunucu, yazılım nasıl yapılır hiç fikrim yok. bu aklımdaki fikrin çalınmasına/kopyalanmasına izin vermeden 3. kişilerin yardımıyla bunu n
selam duyuru ahalisi
Diyelim benim aklımda bir sosyal ağ fikri var ve şu an olanlaradan farklı olabilecek bir yönü var ve başarılı olabilir. Ancak ben web tasarım, sunucu, yazılım nasıl yapılır hiç fikrim yok. bu aklımdaki fikrin çalınmasına/kopyalanmasına izin vermeden 3. kişilerin yardımıyla bunu nasıl hayata geçiririm. kuruluş ve temel şeyler için sermayem olduğunu varsayalım.
Diyelim benim aklımda bir sosyal ağ fikri var ve şu an olanlaradan farklı olabilecek bir yönü var ve başarılı olabilir. Ancak ben web tasarım, sunucu, yazılım nasıl yapılır hiç fikrim yok. bu aklımdaki fikrin çalınmasına/kopyalanmasına izin vermeden 3. kişilerin yardımıyla bunu nasıl hayata geçiririm. kuruluş ve temel şeyler için sermayem olduğunu varsayalım.
0
Aynı şeyi yaşadığımdan biliyorum, çalınmasını engellemek pek mümkün değil..
Ancak bir firma kurarsınız, firmada eleman çalıştırıp fikrinizi gerçekleştirirsiniz..
Çalışacak elemanlarıda işe almadan evvel gizlilik sözleşmesi imzalatıp kendinizi garantiye alırsınız..
Yoksa birine para vereyim, dışarıdan sitemi yapsın, derseniz, o fikir uçar gider..
Ancak bir firma kurarsınız, firmada eleman çalıştırıp fikrinizi gerçekleştirirsiniz..
Çalışacak elemanlarıda işe almadan evvel gizlilik sözleşmesi imzalatıp kendinizi garantiye alırsınız..
Yoksa birine para vereyim, dışarıdan sitemi yapsın, derseniz, o fikir uçar gider..
0
santiago nasar
Bir üniversitede bildiğin araştırma görevlisiyim. Türkçe ve İngilizce dil çiftinde çeviri yaparım diyemiyorum. 7 yıldır otomotiv ve dahiliye kaynakları çevirmeme rağmen hala büyük sıkıntı yaşıyorum.
Bir üniversitede bildiğin araştırma görevlisiyim. Türkçe ve İngilizce dil çiftinde çeviri yaparım diyemiyorum. 7 yıldır otomotiv ve dahiliye kaynakları çevirmeme rağmen hala büyük sıkıntı yaşıyorum.
0
dil bir okyanustur. türkçe'yi sular seller gibi konuşmamıza rağmen hala neler çıkıyor. o yüzden yaşananlar normal. hala yanlış bildiğimiz kelimeler çıkabiliyor.
0
Muhtemelen senin 5 te birin ingilizce bilenler çatır çatır konuşuyor. sanırım iş biraz da cesaret ve soğukkanlılık. İngilizcem çok iyi değildir ama dialog kurabilecek kadar var. Lakin konuşmam gerektiğinde hello yu bile unuturum. Dil kurslarında konuşma sınıfları var. Onları deneyebilirsin. Ve özgüven...
0
nazik cevaplarınız için teşekkürler. sanırım duyurum soruya çevrilmiş. ben sadece ingilizce bilen herkesin çevirmenliğe soyunmasını ve çeviri dersine girdiğim öğrencilerimin verdiğim ödevleri internette çevirmenlere yaptırdığını duyduğum için böyle bir şey yazmıştım. kendimi tam anlatamamışım, benim kabahatim.
0
noid
Şirketimizde çalışan bir arkadaş maalesef mb, kb gibi kavramları bilmediğinden sıkıntı yaşıyoruz. En son 456 mb'lık bir eposta göndermeye çalışırken tüm şirket maillerimizi kilitledi. Bu kavramları kendisine öğretecek bir kaynak arıyorum. Özellikle standart bir jpg dosyası şu kadardır. 1 dakikalık ş
Şirketimizde çalışan bir arkadaş maalesef mb, kb gibi kavramları bilmediğinden sıkıntı yaşıyoruz. En son 456 mb'lık bir eposta göndermeye çalışırken tüm şirket maillerimizi kilitledi. Bu kavramları kendisine öğretecek bir kaynak arıyorum. Özellikle standart bir jpg dosyası şu kadardır. 1 dakikalık şu kalitede bir film şu kadardır gibi örneklendirilmiş bir anlatıma ihtiyacım var. İngilizce de olur ama varsa Türkçe daha iyi olur.
0
abi ne gereği var ya.
1024 kb = 1 mb
1024 mb = 1 gb
ortalama bir resim : 150 kb
bir mp3 şarkısı ortalama : 3 mb
boş bir cd : 700mb
boş bir film : 4,7 gb
bunlardan sonra da anlamıyorsa. onu atın beni alın.
1024 kb = 1 mb
1024 mb = 1 gb
ortalama bir resim : 150 kb
bir mp3 şarkısı ortalama : 3 mb
boş bir cd : 700mb
boş bir film : 4,7 gb
bunlardan sonra da anlamıyorsa. onu atın beni alın.
0
HDD lerin bile 500 GB diye satılıp 450 çıktığı terabyte zamanında kafalarının karışması normal. 30 MB lık da resim var sonuçta...
Bence öğretmekle uğraşma, x MB mail gönderme limiti de, kestir at. Hatta bunu smtp hostinginizin yapması lazım.
Bence öğretmekle uğraşma, x MB mail gönderme limiti de, kestir at. Hatta bunu smtp hostinginizin yapması lazım.
0
bir bit nedir? değeri 0 veya 1 olan en küçük veri birimidir.
kısaltmalar:
b bit
B byte yani 8 bit
k kilo yani bin (kilogram gibi işte, bilgisayar dilinde aslında bin değil 1024)
m mega yani milyon (bilgisayar dilinde aslında 1024*1024)
g giga yani bin mega (bilgisayar dilinde aslında 1024*1024*1024)
t terra yani bin giga (bilgisayar dilinde aslında 1024*1024*1024*1024)
giga türkçe yazıldığı gibi okunur, ciga diye okunmaz.
hatta ingilizce'de de giga diye okunur.
kısaltma örnekleri:
kb kilobit yani bin bit
kB kilobayt yani bin bayt yani 8 bin bit
Mb megabit yani milyon bit
MB yani megabyte yani 8 milyon bit
TB yani terrabyte yani 8 milyar bit
pratik örnekler:
eskiden disketler vardı. HD (genel) olanları 1.44 MB veri alırdı.
sonra CD'ler çıktı aşağı yukarı 700MB.
CD'ler 700MB olduğu için genelde ilk zamanlarda filmler de 700MB'a ya da 2 tane 700 MB'a sığacak şekilde sıkıştırılırdı. bu filmler en yaygın filmler olmakla birlikte orta-düşük kalitede diyebiliriz.
sonra DVD'ler çıktı yaklaşık 4.2GB kapasite ile, filmler de daha kaliteli olsun diye boyutları buraya getirildi.
daha sonra diğer optik diskler çıktı HD-DVD ve BlueRay gibi; onlara fazla girmeye gerek yok.
özetlemek gerekirse;
normal boyut ve kalitede bir fotoğraf 250kB-1MB boyutlarında,
biraz daha kalitelisi 2MB-3MB boyutlarında,
genel geçerliliği olan normal kalitede bir mp3 (ses/şarkı) 4-5MB boyutlarında,
daha kaliteli mp3 şarkılar ya da flac dosyalar 50-60MB boyutlarında,
düşük kaliteli bir film 700MB-1.5GB boyutlarında,
DVD kalitesinde bir film 4.2GB boyutlarında,
blue ray kalitesinde bir film 30-40GB boyutlarında olur.
Bilgisayarlarda ise bunları saklamak için harddiskler var tabi. bunların boyutları da bugün için genel olarak 500GB-2TB boyutlarında.
Eğer 450 MB'lık (450 Mb'lik dahi olsa) bir dosya göndermeye çalışıyosunuz diye şirket e-postaları kilitleniyorsa inanın sorunlu olan siz değilsiniz. Her isteyene bu e-postayı gönderme hakkı vermiş olan sistem/ağ yöneticisi hatalı elbette. Önlemini alması gerekirdi.
kısaltmalar:
b bit
B byte yani 8 bit
k kilo yani bin (kilogram gibi işte, bilgisayar dilinde aslında bin değil 1024)
m mega yani milyon (bilgisayar dilinde aslında 1024*1024)
g giga yani bin mega (bilgisayar dilinde aslında 1024*1024*1024)
t terra yani bin giga (bilgisayar dilinde aslında 1024*1024*1024*1024)
giga türkçe yazıldığı gibi okunur, ciga diye okunmaz.
hatta ingilizce'de de giga diye okunur.
kısaltma örnekleri:
kb kilobit yani bin bit
kB kilobayt yani bin bayt yani 8 bin bit
Mb megabit yani milyon bit
MB yani megabyte yani 8 milyon bit
TB yani terrabyte yani 8 milyar bit
pratik örnekler:
eskiden disketler vardı. HD (genel) olanları 1.44 MB veri alırdı.
sonra CD'ler çıktı aşağı yukarı 700MB.
CD'ler 700MB olduğu için genelde ilk zamanlarda filmler de 700MB'a ya da 2 tane 700 MB'a sığacak şekilde sıkıştırılırdı. bu filmler en yaygın filmler olmakla birlikte orta-düşük kalitede diyebiliriz.
sonra DVD'ler çıktı yaklaşık 4.2GB kapasite ile, filmler de daha kaliteli olsun diye boyutları buraya getirildi.
daha sonra diğer optik diskler çıktı HD-DVD ve BlueRay gibi; onlara fazla girmeye gerek yok.
özetlemek gerekirse;
normal boyut ve kalitede bir fotoğraf 250kB-1MB boyutlarında,
biraz daha kalitelisi 2MB-3MB boyutlarında,
genel geçerliliği olan normal kalitede bir mp3 (ses/şarkı) 4-5MB boyutlarında,
daha kaliteli mp3 şarkılar ya da flac dosyalar 50-60MB boyutlarında,
düşük kaliteli bir film 700MB-1.5GB boyutlarında,
DVD kalitesinde bir film 4.2GB boyutlarında,
blue ray kalitesinde bir film 30-40GB boyutlarında olur.
Bilgisayarlarda ise bunları saklamak için harddiskler var tabi. bunların boyutları da bugün için genel olarak 500GB-2TB boyutlarında.
Eğer 450 MB'lık (450 Mb'lik dahi olsa) bir dosya göndermeye çalışıyosunuz diye şirket e-postaları kilitleniyorsa inanın sorunlu olan siz değilsiniz. Her isteyene bu e-postayı gönderme hakkı vermiş olan sistem/ağ yöneticisi hatalı elbette. Önlemini alması gerekirdi.
0
bu devirde hala kb, mb, gb kavramlarını bilmeyenler var mı diyordum da. daha da beteri 456 mb'lık bir posta ile kilitlenen bir şirket de varmış. hadi altyapı müsait değil, kısıtlamak aklınıza gelmez mi ya.
0
erci
Haftaiçi Aşti otogarından Hilton a gidiş önerisi olan?Not: Ankara'ya ilk kez gidiyorum.
Haftaiçi Aşti otogarından Hilton a gidiş önerisi olan?
Not: Ankara'ya ilk kez gidiyorum.
Not: Ankara'ya ilk kez gidiyorum.
0
Aşti'den Ankaray'a binip Kızılay'da (Son durak) inin ve taksiye binin. Daha iyi öneriler gelebilir.
0
@ sheba and the albino girls
ankaray icin kizilay son durak degildir.
taksi,asti den ~20, kizilaydan ~10 lira yazar. 2 liradan kizilay ulasim tutar.
tercih sizin
ankaray icin kizilay son durak degildir.
taksi,asti den ~20, kizilaydan ~10 lira yazar. 2 liradan kizilay ulasim tutar.
tercih sizin
0
helenart doğru söyler
bence en kolayı şu ;
aştiden ankaraya bineceksiniz, kızılayı bir durak gecip kolej durağında ineceksiniz.
kolej durağı çıkışında "ulus-seyran" dolmuşlarına bineceksiniz (seyran yönüne olan)
dolmuşcuya kardeş beni esat kavşağında indir diyeceksiniz, dolmuş parası ankarada öyle binerken verilmez, önce bi otur yerleş, sonra bi kişi uzatırmısınız diye iletiverin parayı, olurda iletemezsiniz zaten nazik uyarı gelir; var mı parasını gönderemeyen, üzerini alamayan diye,
esat kavşağına gelince dolmuş sola devam eder, siz inin karşıya geçin
orası neresi ? tunalı hilmi caddesi,
sonuna kadar yürüyün o caddeyi gelin kugulu parka
ister orada bi nefeslenin, bi ankara simidi yiyin simitciye sorun nerede gardaş bu hilton diye, size diyecektir ahanda ağbi şu karşıya devam et göreceksin der.
bu yürüme mesafesi ne kadar dersen 12-13 dk derim o kavşaktan,(o kavşak dediğim dolmuştan indiğiniz yerden) ama vitrin bakma sağa sola şaşkın bakışlar dersen süre olur maksimimum 17-18 dk
dersen ki yok aga ben taksiye binecem, o zamanda yine kızılaydan değil kolejden bin derim
hoşgelmişsin
yeappın tarifide cok mantıklı bu arada ama otobüs bekle falan gerebilir yabancı bünyeyi, bir de kart alıcan falan, sen bilirsin yağni
bence en kolayı şu ;
aştiden ankaraya bineceksiniz, kızılayı bir durak gecip kolej durağında ineceksiniz.
kolej durağı çıkışında "ulus-seyran" dolmuşlarına bineceksiniz (seyran yönüne olan)
dolmuşcuya kardeş beni esat kavşağında indir diyeceksiniz, dolmuş parası ankarada öyle binerken verilmez, önce bi otur yerleş, sonra bi kişi uzatırmısınız diye iletiverin parayı, olurda iletemezsiniz zaten nazik uyarı gelir; var mı parasını gönderemeyen, üzerini alamayan diye,
esat kavşağına gelince dolmuş sola devam eder, siz inin karşıya geçin
orası neresi ? tunalı hilmi caddesi,
sonuna kadar yürüyün o caddeyi gelin kugulu parka
ister orada bi nefeslenin, bi ankara simidi yiyin simitciye sorun nerede gardaş bu hilton diye, size diyecektir ahanda ağbi şu karşıya devam et göreceksin der.
bu yürüme mesafesi ne kadar dersen 12-13 dk derim o kavşaktan,(o kavşak dediğim dolmuştan indiğiniz yerden) ama vitrin bakma sağa sola şaşkın bakışlar dersen süre olur maksimimum 17-18 dk
dersen ki yok aga ben taksiye binecem, o zamanda yine kızılaydan değil kolejden bin derim
hoşgelmişsin
yeappın tarifide cok mantıklı bu arada ama otobüs bekle falan gerebilir yabancı bünyeyi, bir de kart alıcan falan, sen bilirsin yağni
0
Eyvallah millet, zaten 3 kişi olacağımızdan en kolayı ankaray>kızılay>taksi görünüyor. Hayatımda hiç gitmediğim bir yeri elimle koymuş gibi bulacağımı hissediyorum sayenizde. Sağolun.
0
www.ankaray.com.tr
www.taksiucreti.com
(aşti-tahran cd yazın hesaplasın)
3 * 1,75tl + 7 tl taksi veya aştiden taksi ile 14 tl. aşti taksicileri söz konusu olunca ücretin garantisini veremiyorum ama siz yine de bir fiyat sorun. tırmanmayın hilton yokuşlarını.
www.taksiucreti.com
(aşti-tahran cd yazın hesaplasın)
3 * 1,75tl + 7 tl taksi veya aştiden taksi ile 14 tl. aşti taksicileri söz konusu olunca ücretin garantisini veremiyorum ama siz yine de bir fiyat sorun. tırmanmayın hilton yokuşlarını.
0
kimlanbu
Sıvıya lazer uygulanıyor, lazerin değdiği yerler sertleşiyor ve istediğiniz modeli size katı bir şekilde veriyor.Bu cihazın adı neydi, kafam durdu.
Sıvıya lazer uygulanıyor, lazerin değdiği yerler sertleşiyor ve istediğiniz modeli size katı bir şekilde veriyor.
Bu cihazın adı neydi, kafam durdu.
Bu cihazın adı neydi, kafam durdu.
0
stereolitrogragfi mı neydı yıntemın adı. esas olarak 3d printer ya da katı modelleme seysı olarak gecer.
0
erci
Bilgisayar firmasıyız. Teamviewer'ı hergün farklı makinalara bağlanmak için kullandığımızdan ticari kullanım diyerek engellemeye başladı. Zahmetsiz (daha doğrusu garantili) bir yöntem varsa birisi anlatabilir mi? Mac spoof duydum ama her zaman yemiyormuş sanırım. 4000 TL çok fazla. En az TV kadar iy
Bilgisayar firmasıyız. Teamviewer'ı hergün farklı makinalara bağlanmak için kullandığımızdan ticari kullanım diyerek engellemeye başladı. Zahmetsiz (daha doğrusu garantili) bir yöntem varsa birisi anlatabilir mi? Mac spoof duydum ama her zaman yemiyormuş sanırım. 4000 TL çok fazla. En az TV kadar iyi bir alternatif varsa onu da söyleyiverin bi zahmet.
Teşekkürler
Edit: Aynı TV gibi firewall ayarı, port redirect vs gerektirmeyecek bir alternatif lazım.
Teşekkürler
Edit: Aynı TV gibi firewall ayarı, port redirect vs gerektirmeyecek bir alternatif lazım.
0
@sanal anlamadım? benim sorum farklı.
@unspokenlies ilk denediğim müşteride zçtı. Sanırım firewall geçemiyor.
@nop o ne ki? googleladım, sözlükledim desdec diye bişey bulamadım.
@unspokenlies ilk denediğim müşteride zçtı. Sanırım firewall geçemiyor.
@nop o ne ki? googleladım, sözlükledim desdec diye bişey bulamadım.
0
masaustü kaydı da yapabilen bir TV alternatifi ama sanırım sadece kurumsal olarak alınabiliyor.
0
bir yanlışın var 80 portundan bile çıkıyor ammyy. Lisanslı teamviewer'ım var ama hız bakımından bunu kullanıyorum ne zamandır.
0
@nop programla ilgili tek bir link verebiliyor musun?
@unspokenlies açar açmaz connection error veriyor hocam.
@unspokenlies açar açmaz connection error veriyor hocam.
0
vejeteryan vampir
Millet harıl harıl Bon Jovi bileti arıyor. E biletix'te hala var ki? Saha içi kalmamış bir tek, o da zaten en ucuzu değil. Neresini anlamadım ben? Yok o diil, kaç gündür daha alamadım bitmiş, bitecek diye üzülüp duruyorum.
Millet harıl harıl Bon Jovi bileti arıyor. E biletix'te hala var ki? Saha içi kalmamış bir tek, o da zaten en ucuzu değil. Neresini anlamadım ben? Yok o diil, kaç gündür daha alamadım bitmiş, bitecek diye üzülüp duruyorum.
0
e tamam işte. adamlar saha içinde izlemek istiyor ve dolayısıyla şu anda harıl harıl arıyorlar.
0
o kalalıkta kafaların ve şarkıyı kaydeden cep telefonlarının arasında izlemeye çalışmak daha mı avantajlı peki?
0
diskbudur
http://www.youtube.com/watch?v=aCJuEOdcBCc#t=02m36sÖrnekte misal 02:36'dan başlıyor. Videonun tamamını izlettirmek istemiyorum. Ben de bu şekilde link vermek istiyorum bir türlü yapamadım :( Öğretiverir misiniz?
www.youtube.com
Örnekte misal 02:36'dan başlıyor. Videonun tamamını izlettirmek istemiyorum. Ben de bu şekilde link vermek istiyorum bir türlü yapamadım :( Öğretiverir misiniz?
Örnekte misal 02:36'dan başlıyor. Videonun tamamını izlettirmek istemiyorum. Ben de bu şekilde link vermek istiyorum bir türlü yapamadım :( Öğretiverir misiniz?
0
yazaryan
sadece cinler değil de doğaüstü olaylar hakkında fikriniz nedir? mesela benim halam gençliğinden beri tuhaf tuhaf olaylar yaşıyor. geçenlerde yine rüyasında bi şey gördükten sonra uyandığında erkek sesiyle dua ediyomuş. 18 yaşlarında bu tür şeylerle uğraştığında da tokat yemişti uyurken. garip değil
sadece cinler değil de doğaüstü olaylar hakkında fikriniz nedir? mesela benim halam gençliğinden beri tuhaf tuhaf olaylar yaşıyor. geçenlerde yine rüyasında bi şey gördükten sonra uyandığında erkek sesiyle dua ediyomuş. 18 yaşlarında bu tür şeylerle uğraştığında da tokat yemişti uyurken. garip değil mi böyle olaylar? sizler de yakınlarınızdan duymuşsunuzdur böyle şeyler belki?
not: ben de bi şeye inanmıyorum. sizin görüşlerinizi merak ettim.
not: ben de bi şeye inanmıyorum. sizin görüşlerinizi merak ettim.
0
ben inanmıyorum panpa.
serafettinn'in dediği gibi,bu tarz olaylar inananların başına geliyor hep.
serafettinn'in dediği gibi,bu tarz olaylar inananların başına geliyor hep.
0
Tam olarak kanıtlanamasa ve yerleri tespit edilemese de farklı boyutlar, bu boyutlardaki canlılar bir yere kadar ölçümlenebiliyor diye biliyorum. Quantum fiziğinin içinde yeralan bir konu olması lazım hatta. hal böyleyken bunu metafizik ve inanç ile sınırlandırılamayacağını düşünüyorum. Tabi bilimin el kitabında benim bilmediğim "kanıtlanana kadar hayaldir, kanıtlandığında gerçektir" gibi bir kural yoksa. Ben kesinlikle ateizmle çeliştiğini düşünmüyorum. "İnananın başına geliyor" lafı da ufo konusunu hatırlatıyor. Görene kadar yok, görünce var.
Not: Ben görmedim, hissetmedim. Ama her zaman kanıtlanamayan şeylerin de "varolabilme ihtimaline" inanırım.
Not: Ben görmedim, hissetmedim. Ama her zaman kanıtlanamayan şeylerin de "varolabilme ihtimaline" inanırım.
0
cinlere inanmıyorum ama bir uzaylı var.
bu tür hikayelerle büyüyenlere sarıyor sürekli cinler, cinden korkmayana 3 harfli demeyene direk cin diyene hiç dokunmuyolar hiç nedense? allah müstehaklarını versin mi diyorlar bize de mümin kardeşime rahat yüzü göstermiyorlar?
bu tür hikayelerle büyüyenlere sarıyor sürekli cinler, cinden korkmayana 3 harfli demeyene direk cin diyene hiç dokunmuyolar hiç nedense? allah müstehaklarını versin mi diyorlar bize de mümin kardeşime rahat yüzü göstermiyorlar?
0
farklı boyutlar şimdilik sadece varsayımdır herhangi bir şey ölçümlenmemiştir.
0
metafiziksel olaylara inanan ya cahildir ya da gerizekalı. bunu bilmek içinde atesit olmaya gerek yok.
0
ne kadar korkar ne kadar inanırsan o kadar görürsün. bu cin yada hayalet vampir olayı tamamen kültüreldir.
örneğin türk köylerinde gezin dolaşın bir sürü cin hikayesi bulursunuz ama bir tane vampir hikayesi çıkmaz.
transilvanyaya gidin oradaki ufo gören masum transilvanya köylüsüne sorun size bir sürü vampir hikayesi anlatsın.
örneğin türk köylerinde gezin dolaşın bir sürü cin hikayesi bulursunuz ama bir tane vampir hikayesi çıkmaz.
transilvanyaya gidin oradaki ufo gören masum transilvanya köylüsüne sorun size bir sürü vampir hikayesi anlatsın.
0
@erci: Henüz ek boyut da, orada yaşayan canlı da gözlemlemedik fizikçiler olarak. Size kim söylediyse fena sallamış.
0
@cosmic: böyledir demedim zaten. Aklımda öyle kalmış. Söylemek istediklerimin özeti Not kısmına yazdığımdır. Ancak "inanana gerçek" lafı bana çok cahilce geliyor. Metafiziği bir kalemde silip atmak da çok komikmiş gerçekten. Dünyanın döndüğü söylendiğinde götüyle gülenleri hatırlatıyorsunuz. Ya da kızılötesi ışığı göremediği için inkar edenleri.
Özet: Ölçümlenene kadar her şey hurafe, ihtimal verenler cahil. Köpeğimin dili olsa da konuşsa: "Abi yalan borcum mu var sana, az önce geçti önünden. Yoksa niye kuyruk salliyim, peşinden gideyim?"
Saygılar.
Özet: Ölçümlenene kadar her şey hurafe, ihtimal verenler cahil. Köpeğimin dili olsa da konuşsa: "Abi yalan borcum mu var sana, az önce geçti önünden. Yoksa niye kuyruk salliyim, peşinden gideyim?"
Saygılar.
0
bu tür hikayelerin hepsi psikolojik travma veya görsel ve işitsel sanrılara dayanır.
eğer bu tür konularda ek bilgi almak istiyorsanız.
(bkz: memorat)
(bkz: temporal lob epilepsisi )
metafizik sözcüğünün kullanımı senelerdir yanlış bir kullanıma sahiptir.
eğer bu tür konularda ek bilgi almak istiyorsanız.
(bkz: memorat)
(bkz: temporal lob epilepsisi )
metafizik sözcüğünün kullanımı senelerdir yanlış bir kullanıma sahiptir.
0
kimlanbu
Hürriyet gene Ekşi sözlük 3d çalışmamı nickimi croplayarak vermiş. Ben bu görselle uğraşanlara nasıl ulaşırım ? Nedir mailleri ?
Hürriyet gene Ekşi sözlük 3d çalışmamı nickimi croplayarak vermiş. Ben bu görselle uğraşanlara nasıl ulaşırım ? Nedir mailleri ?
0
bu site nedeni ile ekşi sözlük kelimesini google'da image olarak aradığınızda karşınıza çıkan ilk güzel görsel bu. (yani sizinki sanırım)
seyahatozgurlugu.blogspot.com
bu nedenle yapacağınız şey bu siteden başlayarak tüm sitelere kendi tasarımınız olduğunu mail ile göndermek. çok ısrarcı iseniz ihtarname de gönderebilirsiniz ama bu masraflı olacaktır. mail ile başlayın. arkası gelir.burada sitelerin kötü niyeti olduğunu sanmıyorum. yani muhtemelen image aramada ilk çıkan olması nedeni ile kullanılıyor. siz orijinalini de koyar mısınız buraya? ntv gibi siteler bu konulara dikkat edecektir. uyarmanız iyi olur tabi.
seyahatozgurlugu.blogspot.com
bu nedenle yapacağınız şey bu siteden başlayarak tüm sitelere kendi tasarımınız olduğunu mail ile göndermek. çok ısrarcı iseniz ihtarname de gönderebilirsiniz ama bu masraflı olacaktır. mail ile başlayın. arkası gelir.burada sitelerin kötü niyeti olduğunu sanmıyorum. yani muhtemelen image aramada ilk çıkan olması nedeni ile kullanılıyor. siz orijinalini de koyar mısınız buraya? ntv gibi siteler bu konulara dikkat edecektir. uyarmanız iyi olur tabi.
0
yahu ne davası vs. adamlar haber için görsel arıyorlar google da beğendiklerini kullanıyorlar. arayın hürriyet i. nickimi croplamışsınız, nickimi ekleyin ya da görseli değiştirin de. nickle uğraşmazlar zaten değiştirirler görseli.
0
Eline koluna sağlık ta bunun için tescil vb. işlemi yok mu? Tescillersen, bu benim, kullanmak için para ödemelisiniz manasında bir kopirayt koyarsan para vermemek için kimse kullanmaz sen de rahatsız olmazsın?
0
heyamo
hamlamısım yav, yıllar geçmiş bi sardırdım bi sardırdım sormayın. ama su 2.dunyanın sonuna gelebilmek için o tente gibi zıpzıp şeyden atlayamıyorum. var mı bilen cıldıriciim..
hamlamısım yav, yıllar geçmiş bi sardırdım bi sardırdım sormayın. ama su 2.dunyanın sonuna gelebilmek için o tente gibi zıpzıp şeyden atlayamıyorum. var mı bilen cıldıriciim..
0
2-3'ü diyorsun herhalde. mantarların tepesindeki bölümlerden birisi olmalı. zamanlama oradaki bütün olay. çalış biraz olur.
0
hocam o yay tam olarak sıkıştığında zıplama tuşuna bas. zamanlama, el-göz koordinasyonu çok önemli. başarılar.
0
link ver, geçip anlatayım. Canım çekti.
Atari salonlarında dibine sokulup, "öleceksin, ver geçeyim bu devreyi" çocuklarına benzedim :)
Atari salonlarında dibine sokulup, "öleceksin, ver geçeyim bu devreyi" çocuklarına benzedim :)
0
erci
İlk motorum olacak. 250 cc lik bi cruiser düşünüyorum. Çoğunluğu fikri sebebiyle sıfır mondial yerine yamaha ve hondaların 2. ellerine bakmaya başladım. Gözüme çarpan modeller:Honda Rebel 250Yamaha Dragstar 250Yamaha Virago 250Honda nın üretimi durmuş sanırım. Diğerlerini bilmiyorum. Bu yedek parça
İlk motorum olacak. 250 cc lik bi cruiser düşünüyorum. Çoğunluğu fikri sebebiyle sıfır mondial yerine yamaha ve hondaların 2. ellerine bakmaya başladım.
Gözüme çarpan modeller:
Honda Rebel 250
Yamaha Dragstar 250
Yamaha Virago 250
Honda nın üretimi durmuş sanırım. Diğerlerini bilmiyorum. Bu yedek parça konusunda sorun yaratır mı?
Mondial ın yedek parçaları çok ucuz olduğu için kronik problemlerini dert etmem diyordum. Japonların yedek parçaları Çin malı motorlara kıyasla kaç katıdır? Çok sarsar mı?
Önereceğiniz başka modeller var mı?
Kaç km nin üstünü almayayım? Ya da kaç yaşın üstünü?
(Misal 5000TL ye 34.000km de 2000 model çok temiz bakılmış honda rebel var)
Çok teşekkürler
Gözüme çarpan modeller:
Honda Rebel 250
Yamaha Dragstar 250
Yamaha Virago 250
Honda nın üretimi durmuş sanırım. Diğerlerini bilmiyorum. Bu yedek parça konusunda sorun yaratır mı?
Mondial ın yedek parçaları çok ucuz olduğu için kronik problemlerini dert etmem diyordum. Japonların yedek parçaları Çin malı motorlara kıyasla kaç katıdır? Çok sarsar mı?
Önereceğiniz başka modeller var mı?
Kaç km nin üstünü almayayım? Ya da kaç yaşın üstünü?
(Misal 5000TL ye 34.000km de 2000 model çok temiz bakılmış honda rebel var)
Çok teşekkürler
0
250cc cruiser diyorsan ve ikinci el düşünüyorsan yukarıdakiler ideal seçimler.
alternatif olarak Hyosung gv250, Kymco Venox olabilir.
Hyosung gv250 ve gt250 ile tecrübelerim oldu, ikisi de oldukça hoşuma gitti, göz önünde bulundurulabilir. Parça sıkıntısı yok ama kazasız ve modifiyesiz bulman lazım. Misal sinyalleri led yapacağız diye arkadaşın bütün elektrik tesisatının içine etmişler, zar zor düzelttim.
alternatif olarak Hyosung gv250, Kymco Venox olabilir.
Hyosung gv250 ve gt250 ile tecrübelerim oldu, ikisi de oldukça hoşuma gitti, göz önünde bulundurulabilir. Parça sıkıntısı yok ama kazasız ve modifiyesiz bulman lazım. Misal sinyalleri led yapacağız diye arkadaşın bütün elektrik tesisatının içine etmişler, zar zor düzelttim.
0
Araştırmamda hata yoksa fiyatları japon kardeşlerine yakın. Yani 2. eline 5.000/6.000 verdikten sonra honda / yamaha daha mantıklı değil mi?
Diğer sorularıma da göz atar mısın? Genel olarak motor alımında km/yaş tavsiyeleriniz var mı?
Diğer sorularıma da göz atar mısın? Genel olarak motor alımında km/yaş tavsiyeleriniz var mı?
0
ilk motor olarak cruiser almanı önermem. görünüşü iyi ama kullanması biraz rahatsız makineler onlar.
ilk motorunsa ve kafan rahat etsin istiyorsan km olarak 10 bini geçmemiş bir şey al derim. yok yere sorun/masraf çıkarmasın en olmayacak zamanda.
ilk motorunsa ve kafan rahat etsin istiyorsan km olarak 10 bini geçmemiş bir şey al derim. yok yere sorun/masraf çıkarmasın en olmayacak zamanda.
0
Bende görünüşünden dolayı 250 cc lik çin malı cruizer olan Regal ile başladım. Ama çıkan masraflar toplamda neredeyse 2.el japon motosikletine yerleşti. O yüzden çin malını unut derim.
Ayrıca yeni başlayacaksan, tipi çok çekici olmasa da seni yarı yolda bırakmayacak,az benzin yakan,ha deyince satabileceğin bir honda cbf 150 olmasıdır.Bana çok söylediler cbf 150 yada yamaha ybr 125 ile başla diye ama dinlemedim. Pişman oldum.
Ayrıca cbf 150 yada ybr 125 gibi bir commuter ile başlarsan kendini geliştirdikçe tercihlerine ulaşman daha kolay olur. Kendimi cruiser e yakıştırsamda bir süre sonra topraktan çıkmadığımı görünce endurocu olduğumu anladım. Herneyse cbf 150 mükemmel bir başlangıç aletidir.
Kolay gele..
Ayrıca yeni başlayacaksan, tipi çok çekici olmasa da seni yarı yolda bırakmayacak,az benzin yakan,ha deyince satabileceğin bir honda cbf 150 olmasıdır.Bana çok söylediler cbf 150 yada yamaha ybr 125 ile başla diye ama dinlemedim. Pişman oldum.
Ayrıca cbf 150 yada ybr 125 gibi bir commuter ile başlarsan kendini geliştirdikçe tercihlerine ulaşman daha kolay olur. Kendimi cruiser e yakıştırsamda bir süre sonra topraktan çıkmadığımı görünce endurocu olduğumu anladım. Herneyse cbf 150 mükemmel bir başlangıç aletidir.
Kolay gele..
0
erci
Gitar güzel çalındığında helal olsun diyip geçiyoruz da şu sungha Jung bu kadar mükemmel çalmasına rağmen neden sanki herkesin çalabileceği kadar basit birşeymiş gibi görünüyor? "Lan ver bakiyim" desem aynı çalıcam sanki! O kadar rahat, o kadar sakin. Tarzında mı bişey var? Fingerstyle la alakası va
Gitar güzel çalındığında helal olsun diyip geçiyoruz da şu sungha Jung bu kadar mükemmel çalmasına rağmen neden sanki herkesin çalabileceği kadar basit birşeymiş gibi görünüyor? "Lan ver bakiyim" desem aynı çalıcam sanki! O kadar rahat, o kadar sakin. Tarzında mı bişey var? Fingerstyle la alakası var mı? Bu yaşta bu repertuar nasıl oluyor? Öğrenmenin kolay bi yöntemi mi var, yoksa çocuk mu dahi?
Sıpadaki rahatlığa bak : www.youtube.com
Not:Evet ben de gaza geldim.
Sıpadaki rahatlığa bak : www.youtube.com
Not:Evet ben de gaza geldim.
0
çocuk dahi değil, olabilir de , tekniği iyi (özellikle sağ el), disiplinli çalışma ile sen de çalabilirsin, nasıl desem ne duyulduğu kadar çok zor ne de göründüğü kadar kolay
0
veledin çok sağlam bir kulağı ve kendine özgü bir tekniği var. pek de kolay gibi görünmüyor aslında :)
0
teknik olarak zor degil. arpej caliyor. ama kendi cikarmis gene de, cok ta guzel olmus dinletiyor kendini. ben de calicam bunu iyi oldu bu duyuruyu gordugum :)
0
@merdümgiriz peki neden bu kadar az bu çocuğun ekürileri?
Gitar pek sevilen birşey mi değil yoksa tüm dünya salak mı?
Gitar pek sevilen birşey mi değil yoksa tüm dünya salak mı?
0
tüm dünya salak; bu ayrı konu da...
hocalık yapabilen herhangi bir hocayla gitara ilgisi olan (çocukça özentilik değil) ; salak olmayan tüm çocuklar çok kaliteli bir biçimde gitar çalabilir.
sanat sevgiyle değil ilgiyle alakalıdır. (ilgi: kafanın o işe basması. ne alaka deme, öyle. ) sevmesen bile çok iyi yapabilirsin ya da çok sevsen de hiç yapamayabilirsin.
hocalık yapabilen herhangi bir hocayla gitara ilgisi olan (çocukça özentilik değil) ; salak olmayan tüm çocuklar çok kaliteli bir biçimde gitar çalabilir.
sanat sevgiyle değil ilgiyle alakalıdır. (ilgi: kafanın o işe basması. ne alaka deme, öyle. ) sevmesen bile çok iyi yapabilirsin ya da çok sevsen de hiç yapamayabilirsin.
0
yigitkaraca
internetten bir ürün satmak istiyorum. ama gittigidiyor %10 komisyon alıyor. sahibinden.com kaç alıyor bilmiyorum ama böyle yerlere para kaptırmak istemiyorum.bunun dışında kendim başka yerlere ilanlar vereceğim. ama o şekilde de para mı önce yollanacak, ürün mü sorunsalı oluyor. karşılıklı güven ol
internetten bir ürün satmak istiyorum. ama gittigidiyor %10 komisyon alıyor. sahibinden.com kaç alıyor bilmiyorum ama böyle yerlere para kaptırmak istemiyorum.
bunun dışında kendim başka yerlere ilanlar vereceğim. ama o şekilde de para mı önce yollanacak, ürün mü sorunsalı oluyor. karşılıklı güven olmuyor yani haklı olarak.
sormak istediğim şey: diyelim ki buradan ilan verdim ve birisiyle anlaştım. en güvenli şekilde nasıl satabilirim ürünü? (elden vermek demeyin onu biz de biliyoruz)
bunun dışında kendim başka yerlere ilanlar vereceğim. ama o şekilde de para mı önce yollanacak, ürün mü sorunsalı oluyor. karşılıklı güven olmuyor yani haklı olarak.
sormak istediğim şey: diyelim ki buradan ilan verdim ve birisiyle anlaştım. en güvenli şekilde nasıl satabilirim ürünü? (elden vermek demeyin onu biz de biliyoruz)
0
ptt kargo'nun kapıde ödemeli bir sistemi olması lazım ama detayını bilmiyorum.
0
parayı hesabına havale eder, sen de kargoya verir kargo takip numarasını verirsin. yahut ptt'nin mesela kapıda ödemeli bir sistemi vardı sanırım.
0
kapıda ödemeyi biliyorum. eşzamanlı olarak havale ve kargo olabilir mantıklı.
peki sahibinden.com % kaç komisyon alıyor satıştan?
peki sahibinden.com % kaç komisyon alıyor satıştan?
0
sahibinden get komisyonu olarak mağazadan %6, normal üyeden % 7 oranda ücret alıyordu bundan en fazla 4 ay önce. yeni yılda değişti mi bilmiyorum oranlar.
0
güven problem olduktan sonra eşzamanlı da olmaz. kargoyu yollayanın ürün yerine başka bişey yollamadığı ne malum.
ptt kapıda ödeme ya da sanalpazardan ilan açılabilir. sanalpazar %5 alıyor.
ptt kapıda ödeme ya da sanalpazardan ilan açılabilir. sanalpazar %5 alıyor.
0
sanalpazar.comdan satın hocam, ilan vermek ücretsiz, ürün satılırsa %5 komisyon alıyorlar, ayrıca alıcı 12 taksitle alıyor (evet %5 komisyonla 12 taksitle alıyor, peşin de alsan 12 taksitle de alsan komisyon değişmiyor)
site güvenilir, arkasında gold bilgisayar var.. ben 2-3 kere alışveriş yaptım, sorun çıkmadı.
site güvenilir, arkasında gold bilgisayar var.. ben 2-3 kere alışveriş yaptım, sorun çıkmadı.
0
eğer eş zamanlı kargoda da şüphe duyuyorsanız alıcının tc kimlik numarasını isteyin.en azından bir problemle karşılaştığınızda tc kimlik numarasıyla icra takibine verebilirmişsiniz. benim başıma buna benzer bir olay gelmişti ama tc kimlik numarasını almayı akıl edemediğim için para da karşı tarafta kalmıştı.
0
en güzel yöntem sahibinden.com'a ilan vermek (get kullanmayın ücretsiz ilan verin telefon mail vs ile birlikte) ondan sonra ptt kapıda ödeme. hem güvenilir, ürünü görüp ödüyorsunuz hem de gittigidiyor gibi ilana para filan yok. mis gibi de iş yaparsınız. hatta isteyen direk havale ile çalışır.
0
erci
Dijital paintball oynayan var mı? Normaline göre nasıl, keyifli mi?http://www.grupfoni.com/Istanbul/S8?utm_source=grupfoni&utm_medium=e-posta&utm_campaign=diagnomedAlsam mı?
0
erci
Valideye uzun zamandır 40.000 TL gibi bir borcum var ve artık hayatımı düzene soktuğuma göre ödeme zamanı geldi. Bunun için aylık 1.000-1.200 gibi bir rakam ayırabiliyorum. Güzel tarafı her ay anneme vermek zorunda değilim çünkü tabi ki bana para sormuyor. Bunun yerine her ay bu parayla altın vs. al
Valideye uzun zamandır 40.000 TL gibi bir borcum var ve artık hayatımı düzene soktuğuma göre ödeme zamanı geldi. Bunun için aylık 1.000-1.200 gibi bir rakam ayırabiliyorum. Güzel tarafı her ay anneme vermek zorunda değilim çünkü tabi ki bana para sormuyor. Bunun yerine her ay bu parayla altın vs. almayı, biriktikten sonra toptan ödemeyi düşünüyorum. Zira küçük miktarlarda ödersem onunda elinde kalmayacak bu para, harcanıp gidecek.
Ne yapayım?
1-) Hepsiburada.com dan 5-6.000 lik külçe altını 6 taksitle almak (Böylece "ya bu ayda almayıvereyim" diyemicem, taksitler aksamayacak. Ama hb.com pahalı sattığından kaybım fazla oluyor ve kk limitim doluyor.)
2-) Her ay gidip bir kuyumcudan 10-15 gr külçe altın almak.
3-) sen söyle...
Ne yapayım?
1-) Hepsiburada.com dan 5-6.000 lik külçe altını 6 taksitle almak (Böylece "ya bu ayda almayıvereyim" diyemicem, taksitler aksamayacak. Ama hb.com pahalı sattığından kaybım fazla oluyor ve kk limitim doluyor.)
2-) Her ay gidip bir kuyumcudan 10-15 gr külçe altın almak.
3-) sen söyle...
0
hangi bankayla çalışıyorsanız bir altın hesabı açmak ve her ay 1.000 tl'lik (ya da ne kadar istiyorsanız o kadarlık) altın almak? orada biriktirmek. tabii ki altın arttıkça alabileceğiniz gr. azalacaktır ama sonuçta aldıklarınızın da değeri artacağı için dengelenir gibi duruyor.
0
bankalar altını da döviz gibi piyasanın üstünden satıp altından almıyorlar mı? dışarıdan almaya göre zararı daha fazla değil mi?
0
3) evde altın mı saklayacaksın? bence onun yerine birçok bankada birikimli yada birikimsiz altın hesapları var, onları kullan. (evet piyasandan pahalılar, fakat evde saklamaktan güvenli)
0
ayda 10-15 gr altın, Kibrit kutusu kadar şeyi saklayacak bir yer bulurum. Saklamak güvensiz gelmiyor. Zaten bankalara gıcığım, bi de burdan sokmasınlar. Yine de fiyatlarına bakıcam. Çok fark yoksa düşünebilirim. Otomatik ödeme olursa irademi kullanmak zorunda kalmam, o paraya yok gözüyle bakabilirim.
@isimmisimyok: Hiç faizlere baktın mı? Sadaka gibi faiz veriyolar.
sağolun
@isimmisimyok: Hiç faizlere baktın mı? Sadaka gibi faiz veriyolar.
sağolun
0
erci
Amerikadan gelecek akrabaya iphone aldırmanın kötü yanları nelerdir?Fiyat, Türkçe desteği, garanti vs?
Amerikadan gelecek akrabaya iphone aldırmanın kötü yanları nelerdir?
Fiyat, Türkçe desteği, garanti vs?
Fiyat, Türkçe desteği, garanti vs?
0
telefonun tr de çalışabilmesi için pasaporta kaydettirilmesi gerekir, eğer 2 yıl içinde pasaporta başka bir telefon kaydettirilmişse kayıt edilemeyecektir.
0
bazı basebandler için aylardır unlock bekleniyor, daha kırılamadı
ama yine de türkiye'den almaktan iyidir onca kazığın içinde
ama yine de türkiye'den almaktan iyidir onca kazığın içinde
0
pasaport dert değil 100 liraya bulunabiliyor. asıl dert unlock şu anda. millet beklemekten sabır taşına döndü, 2 aydır bekleyenler var ama çıkmasına da az kaldı deniyor. en büyük dert şimdilik bu.
0
erci
Az önce bireysel paypal hesabı açtım. basit bir banner ile tanımadığım insanlardan bağış (donation) alabilir miyim? (Sabit ücret değil) Daha önemlisi nasıl?Web sitem yok, banner ı bir progamın içine koyucam.
Az önce bireysel paypal hesabı açtım. basit bir banner ile tanımadığım insanlardan bağış (donation) alabilir miyim? (Sabit ücret değil) Daha önemlisi nasıl?
Web sitem yok, banner ı bir progamın içine koyucam.
Web sitem yok, banner ı bir progamın içine koyucam.
0
tbilgi.blogspot.com
Nasıl bir programın içine? Paypal ile html olarak butonu linkteki gibi oluşturabilirsin.
Nasıl bir programın içine? Paypal ile html olarak butonu linkteki gibi oluşturabilirsin.
0
o butonu oluşturduğunuzda size ayrıca linkte veriyor mail için. o linki istediğiniz yere bağlantılıyarak bağış alabilirsiniz.
0
Ücretsiz bir programın içine. Memnun kalanlar isterse diye...
Kesintiler nasıl? "belki" yatacak 3 kuruşun yarısı paypal a gidecekse kimsenin cebinden çıkmasın daha iyi.
Kesintiler nasıl? "belki" yatacak 3 kuruşun yarısı paypal a gidecekse kimsenin cebinden çıkmasın daha iyi.
0
zalex
Nasıl gidebilirim, ne kadar sürer?
Nasıl gidebilirim, ne kadar sürer?
0
otobüsle incirliden gecen her turlu otobuse binersiniz.
coca cola fabrikasinin oldugu durakta (incirli duraginin hemen akabinde) inip yuruyerek 1-2 dakikada onune cikarsiniz.
veya omur duraginda inersiniz, bu sefer 5-6 dakika yurursunuz sorun gosterirler.
veya otobus yerine metrobus kullanip incirlide inersiniz, yine cok kisa yurume mesafesi. en guzeli trafik cekmemek icin budur. yarim saati gecmez diye tahmin ediyorum ama siz istanbul trafiginde her zaman 1 saat koyun gidilcek en kisa yerlere bile.
coca cola fabrikasinin oldugu durakta (incirli duraginin hemen akabinde) inip yuruyerek 1-2 dakikada onune cikarsiniz.
veya omur duraginda inersiniz, bu sefer 5-6 dakika yurursunuz sorun gosterirler.
veya otobus yerine metrobus kullanip incirlide inersiniz, yine cok kisa yurume mesafesi. en guzeli trafik cekmemek icin budur. yarim saati gecmez diye tahmin ediyorum ama siz istanbul trafiginde her zaman 1 saat koyun gidilcek en kisa yerlere bile.
0
metrobüsle gidip incirli durağında inip biraz yürürseniz, 45 dakika kadar sürer sanırım.
0
juvenil
1ay geçmesine rağmen hala maaşımı alamadım..bu arada mühendisim ve artık işe gitmiyorum..çok pis canım sıkılıyor ne yapmalıyım?
1ay geçmesine rağmen hala maaşımı alamadım..bu arada mühendisim ve artık işe gitmiyorum..çok pis canım sıkılıyor ne yapmalıyım?
0
sen 2'dir duyuru açan hâla maaşını alamayan mühendis arkadaşımız mısın?
Yerinde olsam adli mercilere başvururdum.
Yerinde olsam adli mercilere başvururdum.
0
Elini çabuk tutup mahkemeye vermezsen 3 gün üstüste sebepsiz işe gelmemekten seni kovabilir. Vay be 3 ay maaşsız çalıştığımı hatırlayınca iyi sabır göstermişim.
0
haklı sebeple isten cikarmalarina meydan verme.
ihtarname cek.
sonuç olarak bir avukatla gorus.
ihtarname cek.
sonuç olarak bir avukatla gorus.
0
erci
Yıllardır gitmiyorum, caravan da kapanmış. Iron Maiden, Iced Earth, Manowar vb çalan bir bar tavsiyeniz var mı? İsim yetmez, yerini de tarif edin bi zahmet.Guns'n Roses, bon jovi, metallica ya bile razıyım lan! (Liseli mekanı olmasın da)
Yıllardır gitmiyorum, caravan da kapanmış. Iron Maiden, Iced Earth, Manowar vb çalan bir bar tavsiyeniz var mı? İsim yetmez, yerini de tarif edin bi zahmet.
Guns'n Roses, bon jovi, metallica ya bile razıyım lan! (Liseli mekanı olmasın da)
Guns'n Roses, bon jovi, metallica ya bile razıyım lan! (Liseli mekanı olmasın da)
0
0
ismini yanlış hatırlamıyorsam peyote diye bir yer vardı. yerini istiklal'de kime sorsan gösterir zati...
0
feedback
Asagidaki duyuruda gorunce aklima geldi, sofie'nin dunyasi gibi bir kitap getirilebilir mi askere? Veya Nietzche agladiginda falan gibi? Siyasi icerik olmasin diyorlar da, felsefi kitaplara da ses ederler mi?
Asagidaki duyuruda gorunce aklima geldi, sofie'nin dunyasi gibi bir kitap getirilebilir mi askere? Veya Nietzche agladiginda falan gibi? Siyasi icerik olmasin diyorlar da, felsefi kitaplara da ses ederler mi?
0
ben ingilizce marxist felsefe kitaplari götürmüstüm anlamadiklari icin üstüne onay damgasi da vurdular, ironik oldu tabii. hatta ordu bilgisayarina bandista albümleri yüklemistim oradan dinliyordum kulaklik marifeti ile, ben gittim sarkilar orada kaldi yadigar. yakalanmadigin sürece sorun yok yani.
0
kafalarına göre etmezler.
kara liste gibi bir "yasaklı yayın listesi" vardır. bu listedeki bir kitaba resmen izin verilmez. sanırım bir de izinli listesi vardı.
her iki listede de olmayan kitap içinse takdir yetkisi bölük komutanındadır.
zaten her türlü kitabı resmen okumak isterseniz, bölük komutanına göstermeli ve imzalatmalısınız.
kara liste gibi bir "yasaklı yayın listesi" vardır. bu listedeki bir kitaba resmen izin verilmez. sanırım bir de izinli listesi vardı.
her iki listede de olmayan kitap içinse takdir yetkisi bölük komutanındadır.
zaten her türlü kitabı resmen okumak isterseniz, bölük komutanına göstermeli ve imzalatmalısınız.
0
öyle kitapları kütüphanede bulamazsın, kütüphanedeki kitaplar malazgirt/atatürk/osmanlı çevresinde dolaşır. Ama götüreceğin kitap sayısını abartma (3'ü geçme misal) ve ilk sayfalarına adını soyadını yazmayı unutma, önce toplanıp sonradan dağıtılır.
0
acemilikte sıkıntı olabilir.
ama ustalikta karakolda ben her turden kitap okuyordum. anlamiyolardi.
hunger games serisini okudum. dusunun yani, paso olumler, oldurmeler, kesip bicmeler
ama ustalikta karakolda ben her turden kitap okuyordum. anlamiyolardi.
hunger games serisini okudum. dusunun yani, paso olumler, oldurmeler, kesip bicmeler
0
sweet child o mine
Merhaba,Giderken alınması gereken malzemelerin çoğunu tamamladım. Dükkanda bot almamın da çok faydalı olacağı konusunda ısrar etti satıcı. Ben bu botu satın alıp askere götürürsem orada giyebilir miyim? Satan kişi botun askerlik kurallarına göre nizami olduğunu söyledi ve sorun çıkmaz falan dedi ama
Merhaba,
Giderken alınması gereken malzemelerin çoğunu tamamladım. Dükkanda bot almamın da çok faydalı olacağı konusunda ısrar etti satıcı. Ben bu botu satın alıp askere götürürsem orada giyebilir miyim? Satan kişi botun askerlik kurallarına göre nizami olduğunu söyledi ve sorun çıkmaz falan dedi ama emin olamadım. O kadar para verip bir de giydirmezlerse askerde fena olur.
Giderken alınması gereken malzemelerin çoğunu tamamladım. Dükkanda bot almamın da çok faydalı olacağı konusunda ısrar etti satıcı. Ben bu botu satın alıp askere götürürsem orada giyebilir miyim? Satan kişi botun askerlik kurallarına göre nizami olduğunu söyledi ve sorun çıkmaz falan dedi ama emin olamadım. O kadar para verip bir de giydirmezlerse askerde fena olur.
0
Öyle bir komiklik yapmayın. Ne bot alması? Zaten botunuzu veriyorlar.
(bkz: askere götürülmesi gereken malzemeler) başlığında bile böyle bir tavsiye bulamazsınız.
(bkz: askere götürülmesi gereken malzemeler) başlığında bile böyle bir tavsiye bulamazsınız.
0
kimseyi görmedim, duymadım.
ayrıca askerde verilen bot ile birebir olmazsa sıkıntı çekersin. giyemezsin. hiç gerek yok bence. ordan verdikleri yeterince kaliteli. sadece derisi çok kalın olduğu için uygun numarada almazsan vurma yapar. ama alışınca çok rahattır.
ayrıca askerde verilen bot ile birebir olmazsa sıkıntı çekersin. giyemezsin. hiç gerek yok bence. ordan verdikleri yeterince kaliteli. sadece derisi çok kalın olduğu için uygun numarada almazsan vurma yapar. ama alışınca çok rahattır.
0
ta.ak geçmeye gerek yok, gittiğinde getirenler olduğunu göreceksin. Ama faydasından çok zararı olur. Kaç numara giydiğini sorduklarında bir numara büyük söyle, rahat edersin. Alınca da topuğunu karyola altında ezeceksin ki yumuşasın.
0
Ben çok az ayakkabıda rahat edebilirim, yine de kendim götürmemiştim. Asker postalını iki numara büyük istemiştim bölük astsubayından, silikon tabanlığa, vatkaya filan gerek kalmadan neredeyse bir yıl, her tür hava koşulunda çok rahat giydim o botları. Bence para vermeyin.
0
acemi birliğinde botlar çoğunlukla çalınır. başkaları gelir ve sizin botunuzu giyer.
buna '' yer değiştirme '' denir askeriyede...
sanırım botunun çalınmasına karşı bot satın almanı onermıs olabılır.
sorun değil sende gider baskasının botunu giyersin.
uyurken botlarını yastık altı yapmanı tavsiye ederim acemi birliğinde...
buna '' yer değiştirme '' denir askeriyede...
sanırım botunun çalınmasına karşı bot satın almanı onermıs olabılır.
sorun değil sende gider baskasının botunu giyersin.
uyurken botlarını yastık altı yapmanı tavsiye ederim acemi birliğinde...
0
kardeşim elazığ'da askerlik yapıyor. verdikleri botlar ayakları hiç ısıtmadığı için gore-tex bot yolladık. şimdi tek kat çorapla bile hiç üşümüyor. yani burada yazan kendini bilmiş yorumları kafana takma. gittiğin yer soğuksa ve verdikleri bot seni kesmezse söylersin ailene sağlamından bir çift yollarlar.
0
askerde ayağıma göre bot olmadığı için yollatmıştım aileme. botum gelene kadar da önce birliğe giderken ayağımda olan sivil botla dolaştım bir süre, sonra da yazlık bot verdiler ayağıma anca o oldu diye o soğukta bir süre de onu giymiştim. eğer ayağın çok büyük ya da küçük değilse götürmeye gerek yok ama. en iyisi orada bakıp ihtiyaç duyarsan yollatmak. bir de giymeden önce botu buzlukta dondurup çözdürmekten bahsediyorlardı. yumuşayıp rahat oluyor gibi bir şeyler demişlerdi ama denemedim hiç mesuliyet kabul etmem.
0
@bira şişesi kapağı
normal botun kesmediği yerlerde askeriye,gore tex bot veriyor zaten.
normal botun kesmediği yerlerde askeriye,gore tex bot veriyor zaten.
0
askeri malzeme dükkanına gitmiştim askere giderken. adama "askere gidicem neler lazım" diyorsun. sana 30 kalem mal çıkarıyor. "300 tele abi" diyor. sen eliyorsun tek tek. 10 kalem ya kalıyor ya kalmıyor. mesela traş kutusu. jandarmanın farklı oluyor karacıların farklı. bana tıraş bıçağını bile derby'nin 3 bıçaklısıın verdiler. "askerde çalarlar" diye. yani bu adamlar saçmasapan tipler. canları ne isterse onu satıyorlar. hem de inanılmaz kazık.
bot filan götürmezdim. o kadar ihtiyatlı olmaya gerek yok. tıraş bıçağı, köpük, silikon taban, tuvalet kağıdı yeter. gerisini çarşı izninde alırsın.
askere küçük sırt çantasıyla, kapri pantolon-flipflopla tatilden gelen bir tip vardı. saçları bile uzundu. süper bir hareketti:)
bot filan götürmezdim. o kadar ihtiyatlı olmaya gerek yok. tıraş bıçağı, köpük, silikon taban, tuvalet kağıdı yeter. gerisini çarşı izninde alırsın.
askere küçük sırt çantasıyla, kapri pantolon-flipflopla tatilden gelen bir tip vardı. saçları bile uzundu. süper bir hareketti:)
0
aziz behira
Elimde şöyle bir hard disk var ve onu fiziksel şiddete maruz bırakmadan kullanılmaz hale getirmem gerekiyor. sözlükteki başlıkta bu: (bkz: usb harici disk yakma)hard diskim şuna benzer: http://www.techmagnews.com/wp-content/uploads/images/WD_My_Book_30_SuperSpeed_USB_30_External_HDD.jpgyardım edebil
Elimde şöyle bir hard disk var ve onu fiziksel şiddete maruz bırakmadan kullanılmaz hale getirmem gerekiyor. sözlükteki başlıkta bu: (bkz: usb harici disk yakma)
hard diskim şuna benzer: www.techmagnews.com
yardım edebilirseniz çok memnun olurum :)
hard diskim şuna benzer: www.techmagnews.com
yardım edebilirseniz çok memnun olurum :)
0
Dogru biliyorsam, fiziksel bir zarar vermedigin surece yapacagin her sey reversible olacaktir, o yuzden dedigin seyin tek yolu fiziksel zarar. sen sanirim bad sector tarzi bir sey yapmak istiyorsun ama o da fiziksel zarardan dolayi olusan bir durum.
ek: hard diski kontrol eden devrelerinin flash belleklerini silebilirsin. diskleri hala kullanilabilir yine de.
ek: hard diski kontrol eden devrelerinin flash belleklerini silebilirsin. diskleri hala kullanilabilir yine de.
0
bunu yapmak istememin sebebi: ürünü aldığım firma hatalı ürün yolladı. ama hatalarını kabul etmiyorlar. tüketici haklarından da sonuç çıkmadı. ürünü değiştirebilmem için tek seçeneğim bu kaldı :(
0
aynen senin yaşadığın bir durumu arkadaşım yaşamıştı, hani şu servis kapısından girince düzelen ama eve gelince tekrar eden sorunlardan... harddiski birkaç kat havluya sarıp top oynamıştı :D , sonra zike zike değiştirdiler.
0
kill disk diye aratin. fiziksel zarar gormus disklerde geri dondurulebilir oluyor. manyetik olarak sektorlere islenmis datalari kazimaniz lazim. kill disk toollari bunu yapar.
0
file shredder -adi uzerinde- dosyalari hard diskten kalici olarak silmeye yariyor, ama arkadasin sorunu sanirim hard diski kullanici hatasina ihtimal vermeyecek sekilde ariza yaptirmak.
0
Statik elektrik ile bozmaya çalışabilirsin. Uzun uzun halı üzerinde yürüyüp parmağını harddiskin baskı devresindeki en çok bacaklı entegreye değdirerek bir ihtimal ile sonuca ulaşabilirsin.
Aynı şekilde direkt akım da uygulayabilirsin. 9v'luk bir pilin iki kutupuna bağlı iki kablodan negatifi devrenin toprağına verip, pozitifi diğer elemanlar üzerinde rastgele gezdirebilirsin.
Aynı şekilde direkt akım da uygulayabilirsin. 9v'luk bir pilin iki kutupuna bağlı iki kablodan negatifi devrenin toprağına verip, pozitifi diğer elemanlar üzerinde rastgele gezdirebilirsin.
0
Kutuya 2 kablo girer: usb ve power.
ikisini de kutuya takılı iken aşağı yukarı oynat. Bir süre sonra bilgisayarda disk görünmez olur (bağlantı kopar)
Emin olmak için bağlantıları söküp tekrar bağla. Hala çalışmıyorsa tebrikler, içten bağlantıyı kopardın. Benimkine 2 defa olmuştu, sonunda para iadesi yaptılar.
ikisini de kutuya takılı iken aşağı yukarı oynat. Bir süre sonra bilgisayarda disk görünmez olur (bağlantı kopar)
Emin olmak için bağlantıları söküp tekrar bağla. Hala çalışmıyorsa tebrikler, içten bağlantıyı kopardın. Benimkine 2 defa olmuştu, sonunda para iadesi yaptılar.
0
eheh bastan gleseydı aklıma, sikine sur turkiye de kimse sike surulmus bi seyı eline almaz kurcalamaz.
0
erci
Kavacığa yakın, geniş bir alan lazım.Aranılan özellikler:-En az bir futbol sahası büyüklüğünde-Kalkış ve iniş için mümkün olduğu kadar düz asfalt bir yol-Ağaç, elektrik direği vs olmaması.-Etrafta insan olmaması yani parklar olmaz. (Tehlikeli)-Yola inemediğim veya düştüğüm takdirde yürüyerek gidip a
Kavacığa yakın, geniş bir alan lazım.
Aranılan özellikler:
-En az bir futbol sahası büyüklüğünde
-Kalkış ve iniş için mümkün olduğu kadar düz asfalt bir yol
-Ağaç, elektrik direği vs olmaması.
-Etrafta insan olmaması yani parklar olmaz. (Tehlikeli)
-Yola inemediğim veya düştüğüm takdirde yürüyerek gidip alabileceğim bir alan (Bu madde ile deniz/göl üstünde uçamayacağımu belirtiyorum)
-Yokuş/bayır olmaz, düz alan olmalı. Google Earthden buluyosun, gidince bayır olduğunu bu yüzden boş kaldığını anlıyorsun.
Mesela direksiyon dersi verilen geniş asfalt alanlar ve alışveriş merkezlerinin açık otoparkları süper ama insan/araç varken mümkün değil.
Şimdiye kadar bulduğum yerler çok uzak geliyor (biri çatalcada tarla, diğeri F1 Tuzla otoparkı)
Bulduğum ama kullanamadığım yerler:
41.096624, 29.075253 (Askeri alan girişi yok)
41.097877, 29.079255 (Zeminde kayalar var, zorunlu inişte uçak paramparça olur)
tarifle uğraşmak yerine maps.google.com da sağ tıklayıp bu nedir? i tıklayın, yukarda verdiği koordinatı copy/paste.
Polonezköye bile razıyım.
Bi buldurun be!
Aranılan özellikler:
-En az bir futbol sahası büyüklüğünde
-Kalkış ve iniş için mümkün olduğu kadar düz asfalt bir yol
-Ağaç, elektrik direği vs olmaması.
-Etrafta insan olmaması yani parklar olmaz. (Tehlikeli)
-Yola inemediğim veya düştüğüm takdirde yürüyerek gidip alabileceğim bir alan (Bu madde ile deniz/göl üstünde uçamayacağımu belirtiyorum)
-Yokuş/bayır olmaz, düz alan olmalı. Google Earthden buluyosun, gidince bayır olduğunu bu yüzden boş kaldığını anlıyorsun.
Mesela direksiyon dersi verilen geniş asfalt alanlar ve alışveriş merkezlerinin açık otoparkları süper ama insan/araç varken mümkün değil.
Şimdiye kadar bulduğum yerler çok uzak geliyor (biri çatalcada tarla, diğeri F1 Tuzla otoparkı)
Bulduğum ama kullanamadığım yerler:
41.096624, 29.075253 (Askeri alan girişi yok)
41.097877, 29.079255 (Zeminde kayalar var, zorunlu inişte uçak paramparça olur)
tarifle uğraşmak yerine maps.google.com da sağ tıklayıp bu nedir? i tıklayın, yukarda verdiği koordinatı copy/paste.
Polonezköye bile razıyım.
Bi buldurun be!
0
ya kesin biliyorsundur ama bu işleri hazerfen havalimanında yapıyorlar daha çok.
0
:
Sevgiliniz dekolte kiyafetler giydiginde ne hissediyorsunuz? Su siralar bu konu uzerinde tartisiyoruz, yasadigimiz ulke ve icindeki abazan mallar surusu malumunuz. Cok mu hassasim sizce?
Sevgiliniz dekolte kiyafetler giydiginde ne hissediyorsunuz? Su siralar bu konu uzerinde tartisiyoruz, yasadigimiz ulke ve icindeki abazan mallar surusu malumunuz. Cok mu hassasim sizce?
0
hacı sen de. herkes senin arkanı dönmeni bekliyormuş gibi yaşama. sevdiceğe güven ön plana çıkar bu noktada. hassasiyetini de belirtirsin uygun bir şekil.
0
"bu güzel karıyı ben sikiyorum, anladınız mı ulan! hah hah ha!" diye hissediyorum.
0
@noblenible,
Sevdicegime guvenim sonsuz, hatta su ana kadar hicbir insana guvenmedigim kadar guveniyorum. Kesinlikle teshirci birisi degil, oyle uc dekolteler de vermiyor zaten. Sorun bende zaten, yalnizca bu soruna ortak dostlar var mi mecliste onu yokluyordum. Ha bir de bu sorunun ustesinden gelmenin yollarini. Hassasiyetimi anlattim sevdicege, anlayamiyor ama tepki de gostermiyor, kafasi onde dinliyor ve ben kendime uzuluyorum aslinda :)
Sevdicegime guvenim sonsuz, hatta su ana kadar hicbir insana guvenmedigim kadar guveniyorum. Kesinlikle teshirci birisi degil, oyle uc dekolteler de vermiyor zaten. Sorun bende zaten, yalnizca bu soruna ortak dostlar var mi mecliste onu yokluyordum. Ha bir de bu sorunun ustesinden gelmenin yollarini. Hassasiyetimi anlattim sevdicege, anlayamiyor ama tepki de gostermiyor, kafasi onde dinliyor ve ben kendime uzuluyorum aslinda :)
0
nerede ne giyeceğini bilen bir sevgilim var çok şükür ama zaman zaman uyarabiliyorum. misal bir keresinde sultanbeyli'ne gidecektik ( ne işiniz vardı demeyin, devlet hastanesinde tanıdık doktor vardı rapor almaya gidiyorduk ) aman dedim tayt mayt giyeyim deme başımızı belaya sokma :D etrafta abazan var diye hatunu kısıtlamak doğru değil ama her mekanın, semtin, şehrin kaldıracağı da bir limit var, buna hassasiyet göstermek gerek diye düşünüyorum. boğaz'da yemeğe giderken, taksim'de konsere giderken ya da caddebostan sahilde içmeye giderken aynı etek boyu, aynı göğüs dekoltesi olmaz diye düşünüyorum. mühim olan giydiklerinin hatuna ve mekana yakışması, yoksa o bakmış, bu koklamış falan filan, bir yere varılmaz
0
nerede hangi ortamda giydiği önemli. düğündeyse falan normalde. abazan dolu işyerinde hergün giyiyorsa ve evrak düzenlerken eğilip önünü tutmuyorsa, sütyen rengini hergün herkes bilebiliyorsa giymemeli.
0
1- yaşını çok merak ettim
2- sevgilinden kazık yiyeceğin yönünde kuvvetli bir inancım var
3- dekolte, giyilir; frikik, verilir
4- madem öyle, hiç dekolte giymesin sizin için, oturmasına kalkmasına her zaman dikkat etsin. çok güzel olur o zaman. ama asla bir kadına bakılmasını engelleyemezsiniz. hanım hanımcık olması, ona bakanlar da ar oluşturabilir en fazla.
5- umarım 2 ve 3. kehanetim de yanılırım
6- yanılmazsam, "dediydi, beee, dediydii" dersiniz
EK: yazını, sorunu yani, şimdi gördüm. söyliyim:
sikmek sikilmek bir duygu değildir, istersen "sevişmek" de, gerçek budur genellikle.
bahsettiğin erkekler, bahsettiğin kıza, anladığım kadarıyla, sence, "şehvetle" bakıyorlar. bu durumda olaya cinsel yaklaşmamı anla.
2- sevgilinden kazık yiyeceğin yönünde kuvvetli bir inancım var
3- dekolte, giyilir; frikik, verilir
4- madem öyle, hiç dekolte giymesin sizin için, oturmasına kalkmasına her zaman dikkat etsin. çok güzel olur o zaman. ama asla bir kadına bakılmasını engelleyemezsiniz. hanım hanımcık olması, ona bakanlar da ar oluşturabilir en fazla.
5- umarım 2 ve 3. kehanetim de yanılırım
6- yanılmazsam, "dediydi, beee, dediydii" dersiniz
EK: yazını, sorunu yani, şimdi gördüm. söyliyim:
sikmek sikilmek bir duygu değildir, istersen "sevişmek" de, gerçek budur genellikle.
bahsettiğin erkekler, bahsettiğin kıza, anladığım kadarıyla, sence, "şehvetle" bakıyorlar. bu durumda olaya cinsel yaklaşmamı anla.
0
nerde giyeceğine bağlı, giyilecek ortamı kendisi biliyorsa sizin müdahalenize hiç gerek yok bile.
0
@alidesidero,
27 yasindayim, bahsettiginiz sikise sokusa odakli caglarimi coktan atlattim, derin bir sevgi icerisindeyim ve hickimseye guvenmedigim kadar guvendigim birisiyle birlikteyim. Soruya bakacak olursaniz "dekolte kiyafetler giydiginde" kismi dikkatinizi cekecektir. Ahkamsever bir yapiniz oldugunu verdiginiz yanitlardan anliyorum. Duyuru altindaki yazimdan da anlasilabilecegi uzere sevgilim dekolte kiyafetler giymesinin yanlis bir sey oldugunu soylemiyorum, problemin bende oldugunu kabul ederek bu duygu durumunun ustesinden ne sekilde gelebilirim bunun yanitini ariyorum.
27 yasindayim, bahsettiginiz sikise sokusa odakli caglarimi coktan atlattim, derin bir sevgi icerisindeyim ve hickimseye guvenmedigim kadar guvendigim birisiyle birlikteyim. Soruya bakacak olursaniz "dekolte kiyafetler giydiginde" kismi dikkatinizi cekecektir. Ahkamsever bir yapiniz oldugunu verdiginiz yanitlardan anliyorum. Duyuru altindaki yazimdan da anlasilabilecegi uzere sevgilim dekolte kiyafetler giymesinin yanlis bir sey oldugunu soylemiyorum, problemin bende oldugunu kabul ederek bu duygu durumunun ustesinden ne sekilde gelebilirim bunun yanitini ariyorum.
0
pardon ama nerde, nasıl, hangi ortama hangi kıyafet uygun v.b. konuların yetki mercii neden erkekler? bu kadınlar geri zekalı mı? beyinleri çalışmıyor mu? kendilerine laf atan olduğunda kendilerini savunmaktan acizler mi? hangi ortamda hangi kıyafeti, nasıl taşıayacaklarına karar veremeyecek kadar embesil mi bunlar? erkeklerin açlıklarına göre kılık kıyafet değiştirirlerse nerde bu kadınların hayatta ki duruşları? siz böyle olayların ve insanların yörüngesi olan biriyle mi olmak istiyorsunuz? siz daha tutucu bir yere giderken daha bol pantolon mu tercih ediyorsunuz? fatih semtine gitmeniz gerekirse çember sakal mı bırakacaksınız? pek çok küçük veya nispeten geri kalmış bölgelerimizde yaşanan tecavüzlerde ki mağdur kadınların, genç kızların kıyafetleri çok mu dekolte? içinde bu boyutta bir sapkınlığı, taciz ruhunu taşıyan adamı etek boyu engeller mi sanıyorsunuz? biz nereye kadar geri adım atacağız? ve neden biz atacağız? offf akşam akşam sinirim zıpladı...
0
dünyaya bugüne kadar milyarlarca kadın geldiğini ve çok önemli sayıda kadının sürekli dekolte kıyafet giydiğini ve onlara da bakıldığını dikkate alabilir, bakanın da bakılanın da bu dünyadan göçüp gittiğini farkedebilir, bakılanın "bakıldığıyla" bakanın da "baktığıyla" kaldığı durumların çok büyük bir yüzde olasılıkla yaşandığını dikkate alarak rahatlayabilirsiniz.
ferace ve yaşmak da kullandırtabilirsiniz sevgilinize
gerçekten bak
sizin için fazlasıyla örtünmeye razı olabilir
ama bu da çözüm olmaz
yani valla bence bol bol pratik, pek çok şey de olduğu gibi bu durumda da işe yarayabilir
sevgilinizle kalabalıklara karışıp durun
dekolteler içinde
alışınca geçer belki
sonuç olarak
olayı etraflıca ve uzun süre düşünmenizi
bir kanaate ve karara varmanız
bu kanaate ve karara uygun davranıp düşünmenizin çözüm getireceğine inanıyorum
yapacak başka da bir şey yok gibi
psikolog, psikaytr gibi acaipliklere para da yatırabilirsiniz tabii ki
ferace ve yaşmak da kullandırtabilirsiniz sevgilinize
gerçekten bak
sizin için fazlasıyla örtünmeye razı olabilir
ama bu da çözüm olmaz
yani valla bence bol bol pratik, pek çok şey de olduğu gibi bu durumda da işe yarayabilir
sevgilinizle kalabalıklara karışıp durun
dekolteler içinde
alışınca geçer belki
sonuç olarak
olayı etraflıca ve uzun süre düşünmenizi
bir kanaate ve karara varmanız
bu kanaate ve karara uygun davranıp düşünmenizin çözüm getireceğine inanıyorum
yapacak başka da bir şey yok gibi
psikolog, psikaytr gibi acaipliklere para da yatırabilirsiniz tabii ki
0
Bu insandan insana değişen bir konu. Kimsenin düşüncesini önemsememelisin. Yorumlardan da anladığın üzere yanındaki hatunun götünün görünmesinden zevk alan insanlar da var. Bu durumdan rahatsız oluyorsan, rahatsız oluyorsundur. Bu kadar basit. Bunun açıklamasını kendine bile yapmana gerek yok. Konunun güvenmekle, dekolte giymenin amacıyla falan da alakası yok. Sevgilinin yüksek ihtimalle teşhircilik gibi bir amacı yoktur. Sadece daha güzel göründüğünü düşünüyordur ve bu senin kendine çok yakıştığını düşündüğün gömleğini özel günlerinde giymenden çok da farklı değil.
Ne yapabilirsin? Sevgilinin verdiği tepkilerden anladığım kadarıyla "senin için" giyim tarzını değiştirmek istemiyor. Bunun devamının geleceğinden, onun tarzını/hayat biçimini değiştirmeye çalışacağından çekiniyor olabilir. Israr ters tepki verir. Eğer o da senin onu sevdiğin kadar seviyorsa bu şekilde giyinmesinin seni üzdüğünü bilmesi yeterli. Ona "dekolte giyme" deme. Giymen beni gece boyu rahatsız ediyor de. Dışarıda buluştuğunuzda kıyafetini görünce yüzünün düşmesi bile etkileyecektir. Ama sakın bu konu tartışmalara yol açmasın. İki taraf da üzülür. Daha önemlisi kendini bağnaz vs hissetme. Sen de normalsin, sevgilisinin vücuduna bakılmasından hoşlananlar da.
Ne yapabilirsin? Sevgilinin verdiği tepkilerden anladığım kadarıyla "senin için" giyim tarzını değiştirmek istemiyor. Bunun devamının geleceğinden, onun tarzını/hayat biçimini değiştirmeye çalışacağından çekiniyor olabilir. Israr ters tepki verir. Eğer o da senin onu sevdiğin kadar seviyorsa bu şekilde giyinmesinin seni üzdüğünü bilmesi yeterli. Ona "dekolte giyme" deme. Giymen beni gece boyu rahatsız ediyor de. Dışarıda buluştuğunuzda kıyafetini görünce yüzünün düşmesi bile etkileyecektir. Ama sakın bu konu tartışmalara yol açmasın. İki taraf da üzülür. Daha önemlisi kendini bağnaz vs hissetme. Sen de normalsin, sevgilisinin vücuduna bakılmasından hoşlananlar da.
0
@erci,
Yorumunuzun her kelimesini önemseyerek, özümseyerek okudum. Özenle ve dikkatle yazıldığı anlaşılıyor.
Yalnızca belirtmek istedim.
Teşekkürler.
Yorumunuzun her kelimesini önemseyerek, özümseyerek okudum. Özenle ve dikkatle yazıldığı anlaşılıyor.
Yalnızca belirtmek istedim.
Teşekkürler.
0
"Abazan mallar sürüsü"...
Tabirim icin kusuruma bakmayin. Gun icinde bastirmak durumunda kaldigimiz tepkiler sanal ortamda patlak verebiliyor, mazur gorunuz lutfen :)
@akalmor,
erci'nin onerisi duygusal tarafi agir basan, taraflarin birbirini bakislarindan anlayabilecek olgunluga eristigi iliskilerde gecerli olacaktir. Ote yandan derinligi zayif bir iliskide ozellikle erkek tarafinin uzulmesine sebep olacak durumlar yaratabilir elbette.
Yani anlayisli bir sevgili sizin bakislarinizdan cikarim yapar ve kendinden fazlaca odun vermemek kaydiyla davranislarini revize edebilir, yapabilir bunu. Yapamiyorsa da bu iliskinin omru kisadir.
Yani konusmak onemlidir, fakat diktator hissi yaratmamali karsi tarafta.
Tabirim icin kusuruma bakmayin. Gun icinde bastirmak durumunda kaldigimiz tepkiler sanal ortamda patlak verebiliyor, mazur gorunuz lutfen :)
@akalmor,
erci'nin onerisi duygusal tarafi agir basan, taraflarin birbirini bakislarindan anlayabilecek olgunluga eristigi iliskilerde gecerli olacaktir. Ote yandan derinligi zayif bir iliskide ozellikle erkek tarafinin uzulmesine sebep olacak durumlar yaratabilir elbette.
Yani anlayisli bir sevgili sizin bakislarinizdan cikarim yapar ve kendinden fazlaca odun vermemek kaydiyla davranislarini revize edebilir, yapabilir bunu. Yapamiyorsa da bu iliskinin omru kisadir.
Yani konusmak onemlidir, fakat diktator hissi yaratmamali karsi tarafta.
0
@akalmor: Benim düşünceme göre çift olmak karşılıklı anlayışı gerektirir. Benim yaptığım bir şey sevgilimi rahatsız ediyorsa onu rahatsız etmesi beni de rahatsız eder. Bu değiştirebileceğim bir şey ise değiştiririm. Değiştiremeyeceğim (Ten rengim) veya onun için değiştirmeyeceğim (Dinim) bir şey ise ve beni böyle kabul edemiyorsa zaten ayrılığın eli kulağındadır. Burada konuya sevgilinin giyimine karışmak olarak bakarsak zaten tartışmaya gerek yok. Sana ne lan! der konuyu kapatırız. Ama güzel bir ilişki yaşanırken taraflardan birinin rahatsız olduğu hassas bir konuyu ne şekilde çözüme ulaştırılacağı sorulduğuna göre bunun denenmiş yanlış yolları ve doğru olduğu düşünülen yolları belirtilerek yok yere kalplerin kırılması önlenebilir. Bu şekilde giyinmeyi seven ablamız sevdiği bu adamın rahatsız olduğunu ama kırmak da istemediğini, kıskandığını vs anlarsa artık o kıyafetleri giymekten eskisi kadar hoşlanmayabilir. Kimse kimse için hayatını değiştirmiş, istemediği şeyleri yapmış olmaz. Sevgilin istediği kadar sevgi sözcükleri, aşk mesajları atsın, çiçekler göndersin farketmez. Seni sevdiğini; sen rahatsız olma diye sigarasını içmek için yemeğini bitirmeni beklediğinde anlarsın.
@:Umarım faydası olur.
Saygılar, mutluluklar...
@:Umarım faydası olur.
Saygılar, mutluluklar...
0
oha!
konu amma uzamış...
ya arkadaş, ben sana şakayla karışık, sadri alışık tadında cevap verdim. şimdi sana kesin çözümü yazacağım:
1- ben de diyecektim ama yukarıda da demişler, ülkemiz abazan mallar sürüsünün yaşam alanı değildir. en modern bildiğin ülkelerde de bu konu pek farklı değildir. farklar vardır ama özünde hemen hemen aynıdır yani.
2- bir kadın, mesafeyi koyduktan sonra o çizgi aşılmaz, biz erkekler bunu genelde çok iyi anlarız. aşılırsa taciz ya da tecavüz olur ki e sen de bostan korkuluu diilsin bu durumda.
3- sen çok güzel bir aşk yaşıyorsun ve bunu anlıyorum. sarıldığın kadına âşıksın. ne güzel. zaten kıskanmanı gerektirecek bir durum yok ama sen artık yolda bakanları bile kıskanıyorsun
4- yapman gereken kesin çözüm şu:
Saçın yüzüne değse
Telini kıskanırım
Birine söz söylesen
Dilini kıskanırım
Kıskanırım seni ben
Kıskanırım kalbimden
Bu nasıl aşk allahım
Öleceğim derdimden
Sakın takma göğsüne
Gülünü kıskanırım
Seni saran kemerden
Belini kıskanırım
Deli ediyor beni
Gezinir her yerini
Okşadıkça her yerini
Elini kıskanırım
al dinle bi de zeki müren'den: www.izlesene.com
ben de kıskanırım ama seninki hassaslık diil, mallığa kaçıyor. kusura bakma... hassaslık güzeldir de anormallik diil. karı eve kapansa rahat edeceksen bunu da ona söyle ki zaten söylüyorsundur tahminime ama sadece bir his olarak, gerçekleşmesini arzuladıın bi durum olarak diil.
konu amma uzamış...
ya arkadaş, ben sana şakayla karışık, sadri alışık tadında cevap verdim. şimdi sana kesin çözümü yazacağım:
1- ben de diyecektim ama yukarıda da demişler, ülkemiz abazan mallar sürüsünün yaşam alanı değildir. en modern bildiğin ülkelerde de bu konu pek farklı değildir. farklar vardır ama özünde hemen hemen aynıdır yani.
2- bir kadın, mesafeyi koyduktan sonra o çizgi aşılmaz, biz erkekler bunu genelde çok iyi anlarız. aşılırsa taciz ya da tecavüz olur ki e sen de bostan korkuluu diilsin bu durumda.
3- sen çok güzel bir aşk yaşıyorsun ve bunu anlıyorum. sarıldığın kadına âşıksın. ne güzel. zaten kıskanmanı gerektirecek bir durum yok ama sen artık yolda bakanları bile kıskanıyorsun
4- yapman gereken kesin çözüm şu:
Saçın yüzüne değse
Telini kıskanırım
Birine söz söylesen
Dilini kıskanırım
Kıskanırım seni ben
Kıskanırım kalbimden
Bu nasıl aşk allahım
Öleceğim derdimden
Sakın takma göğsüne
Gülünü kıskanırım
Seni saran kemerden
Belini kıskanırım
Deli ediyor beni
Gezinir her yerini
Okşadıkça her yerini
Elini kıskanırım
al dinle bi de zeki müren'den: www.izlesene.com
ben de kıskanırım ama seninki hassaslık diil, mallığa kaçıyor. kusura bakma... hassaslık güzeldir de anormallik diil. karı eve kapansa rahat edeceksen bunu da ona söyle ki zaten söylüyorsundur tahminime ama sadece bir his olarak, gerçekleşmesini arzuladıın bi durum olarak diil.
0
Cevapları okumadım da, ben dekolte giymesini istemem, açık söyleyim giydirtmem de, zaten kendisi de giymez. bu kadar açık.
ha biri laf atarsa da anasını bellerim hiç acımam. ring dışında dövüşmek de ayrı bir heyecandır, idman yapmış oluruz.
ha biri laf atarsa da anasını bellerim hiç acımam. ring dışında dövüşmek de ayrı bir heyecandır, idman yapmış oluruz.
0
konuyla tam alakali degil belki farkli yere cekilecek konu ama maalesef surda bir fikir belirtmek istiyorum; adini 'abaza mal surusu' diye adlandirmak agir olsa da, turkiye'de cinsel aclik ceken bir cok insan var (burasi normal olabilir) ve bu insanlar ne yazikki cevrelerine rahatsizlik vermekten gocunmuyorlar (anormal kisim burasi). bunu gormek de cok zor degil; hazir bayramin 1. gunundeyiz; isterseniz sevgilinizi alip bi istiklale gider bu durumu gozlemleyebilirsiniz; ben gecen sene yapmak zorunda kaldim ordan biliyorum.
Amacim bu insanlari hor gormek degil; ne yazikki bu konuda hala alt seviyelerdeyiz; adam guzel gordum mu, bacak meme gordum mu bakarim diyor, yaninda sevgilisi olsun olmasin farketmiyor adam icin. Oh ne ala memleket... Ayrica yine sevgilimle beraber gittim gordum; eger akliniza 'en modern memleket' tanimiyla benim aklima gelen ulkeler geliyorsa, bu durum orada ayni degil emin olabilirsiniz.
Amacim bu insanlari hor gormek degil; ne yazikki bu konuda hala alt seviyelerdeyiz; adam guzel gordum mu, bacak meme gordum mu bakarim diyor, yaninda sevgilisi olsun olmasin farketmiyor adam icin. Oh ne ala memleket... Ayrica yine sevgilimle beraber gittim gordum; eger akliniza 'en modern memleket' tanimiyla benim aklima gelen ulkeler geliyorsa, bu durum orada ayni degil emin olabilirsiniz.
0
sevdiceğiniz sonradan sonraya mı dekolte giyinmeye başladı? insanların alıştıkları bir giyim tarzı, bir stilleri var. bilmiyorum farkında mısınız ama karşınızdaki de bir birey. ben de dekoltesi olan kıyafetler, mini etekler elbiseler giyiyorum ama amacım "bacağımı açayım da tüm zavallı abazanlar bana baksın." falan değil. bir kıyafeti beğendiysem, kendime yakıştırdıysam giyerim ve benden başka kimseye de bu konuda laf düşmez. olur da sevgilim "bu kiyafeti giymen beni gece boyu rahatsız ediyor." der, dışarıda buluştuğumuzda kıyafetimi görünce yüzü düşerse orada durur düşünürüm acaba biz gerçekten de uyumlu bir çift miyiz diye. çünkü arada ciddi sosyo-kültürel farklılıklar var ve benim sevgilim sırf (bana güvenmediği için) kıskanıyor diye kendi duruşumu değiştirmektense sevgilimi değiştirmeyi tercih ederim.
siz ısrarla bu tavrınızı sürdürürseniz; kız da sırf ilişkiniz bozulmasın diye sizin yanınızda sizin istediğiniz gibi, arkadaşlarının yanında kendi istediği gibi giyinir. yani sevgilinizi iki yüzlülüğe itmiş olursunuz.
diğer yandan bilmiyorum sevgilinizin arabası var mı ama mesela ben eğer bir yere arabayla gitmiyorsam mini etek veya fazla dekolteli kıyafetler giymiyorum ya da yanıma şal alıyorum abazan bakışlardan ve sözlü tacizlerden korunmak için. toplu taşıma araçlarını kullanıyorsa yanına şal alabilir. arabası varsa zaten sorun olmaz, kapılarını kilitler istediği yere istediği kıyafetle gider. arabası yoksa da bir centilmen olarak evine bırakabilirsiniz, böylece kimse de taciz etmez. ikiniz de rahat edersiniz; hem o istediği gibi giyinmiş olur hem de siz gönül rahatlığıyla evinize dönersiniz.
siz ısrarla bu tavrınızı sürdürürseniz; kız da sırf ilişkiniz bozulmasın diye sizin yanınızda sizin istediğiniz gibi, arkadaşlarının yanında kendi istediği gibi giyinir. yani sevgilinizi iki yüzlülüğe itmiş olursunuz.
diğer yandan bilmiyorum sevgilinizin arabası var mı ama mesela ben eğer bir yere arabayla gitmiyorsam mini etek veya fazla dekolteli kıyafetler giymiyorum ya da yanıma şal alıyorum abazan bakışlardan ve sözlü tacizlerden korunmak için. toplu taşıma araçlarını kullanıyorsa yanına şal alabilir. arabası varsa zaten sorun olmaz, kapılarını kilitler istediği yere istediği kıyafetle gider. arabası yoksa da bir centilmen olarak evine bırakabilirsiniz, böylece kimse de taciz etmez. ikiniz de rahat edersiniz; hem o istediği gibi giyinmiş olur hem de siz gönül rahatlığıyla evinize dönersiniz.
0
Konu dışına çıkmak istemem ama bir türlü anlamadığım birşeyden bahsettin @kayranın kedisi. Sadece sen değil herkes kıskanmak eyleminden bahsederken konunun eksenini güvenmekten geçiriyor. Güvenmek le kıskanmak bırak ekseni, teğeti birbirinin yakınından bile geçmeyen 2 konu. insan güvenmediğini kıskanmaz. insanlar baştan bu yanlışa girince kıyafet gibi konularda anlaşma baştan tıkanıyor. Evet birini kıskanmanın güvenle yakından uzaktan alakası yoktur. Direk sevmekle daha doğrusu sahiplenmekle alakası vardır. (bkz: Zeki Müren) insan çocuğunu çok çok sevdiği için öğretmeninden bile kıskanabilir. Bunun "bir gün beni bırakır da öğretmenine gider" korkusuyla alakalı olmadığını tahmin edersiniz. ya da aynı oğlunu, oğlunun eşinden kıskanabilir. Hiçbir erkeğin güvenmediği sevgilisini kıskanacağını tahmin edemiyorum. Sahiplenmekten bahsedince açılacak konuları çok iyi biliyorum. "Tapusunu mu aldın kardeşim?", "Kimse kimseye ait değildir" evet ustaların yazdığı şiirler çok güzel ama gerçek duygular böyle değil. Aşık olduğunda istesen de istemesen de feci sahipleniyorsun. O'nun tüm dertlerini, sıkıntılarını, hastalığını, işyerindeki müdürüne kızgınlığını sahipleniyorsun, ortak oluyorsun. Gün gelip ayrıldığında başkasıyla görmeye dayanamamanın en büyük sebebi de bu sahiplenme duygusudur. Yok umrunda olmuyorsa zaten "fazla" sahiplenmemişsin demektir. Bu kadar çok tekrarlayınca kelime anlamını yitirdi :) Bakışlardan rahatsız olmanın temelinde de bu yatar. İstersin ki o sarıldığın kişi "daha" sana ait olsun. O çatalın güzelliğini bir ben bileyim. Kadınların da, erkeklerin de asla anlayamayacağı şeyler var kabul edelim. karşı tarafı anlayamadığımız noktada onu mutlu etmek bizi de mutlu ediyorsa buna "değiştirmeye çalışmak" denilemez.
Ben sevgilimin benim rahatsızlığımdan dolayı sigarayı bırakmasını hayatım boyunca sürekli aklıma gelecek ve ona tekrar tekrar aşık olmamı sağlayacak bir fedakarlık olarak görüyorum. Siz ise bir karaktersizin adam için kendi değiştirmesi olarak.
Ben sevgilimin benim rahatsızlığımdan dolayı sigarayı bırakmasını hayatım boyunca sürekli aklıma gelecek ve ona tekrar tekrar aşık olmamı sağlayacak bir fedakarlık olarak görüyorum. Siz ise bir karaktersizin adam için kendi değiştirmesi olarak.
0
:
Sinir oluyorum lan! Yolda yürürken yanımdaki hatuna dik dik bakan heriflere odunla dalasım geliyor.Çok mu geri kafalı oluyorum şimdi ben?Böyle durumlarda siz ne hissediyorsunuz?
Sinir oluyorum lan! Yolda yürürken yanımdaki hatuna dik dik bakan heriflere odunla dalasım geliyor.
Çok mu geri kafalı oluyorum şimdi ben?
Böyle durumlarda siz ne hissediyorsunuz?
Çok mu geri kafalı oluyorum şimdi ben?
Böyle durumlarda siz ne hissediyorsunuz?
0
ben gözlerinin içine bakıyorum. ama benim tipim tehlikeli. en etkili yöntem bu
0
Normal bir bireye benziyorsunuz. Eğer başka zaman hatunları dik dik kesmiyorsanız.
0
dik dik bakmak derken, sikecek gibi bakıyorsa, genellikle kavga sebebidir.
onun dışında, güzel kadına bakılır, bir değil, iki kere de bakılır. gerçek böyledir. dik dik bakılmaz, kaçamak bakış da atmaya gerek yok, çünkü sana ait değil yani baksan nolacak, verecek mi?
şu da var
her bakana dalamazsın
birine dalsan ne olacak?
onun dışında, güzel kadına bakılır, bir değil, iki kere de bakılır. gerçek böyledir. dik dik bakılmaz, kaçamak bakış da atmaya gerek yok, çünkü sana ait değil yani baksan nolacak, verecek mi?
şu da var
her bakana dalamazsın
birine dalsan ne olacak?
0
@vercingetorix,
Surekli insanlarin gozlerinin icine bakmiyorum elbette, fakat ister istemez gozume takiliyor dislerini gicirdatarak, sehvet salyalariyla sevgilime bakan yurdum okuzleri.
Surekli insanlarin gozlerinin icine bakmiyorum elbette, fakat ister istemez gozume takiliyor dislerini gicirdatarak, sehvet salyalariyla sevgilime bakan yurdum okuzleri.
0
"dişlerini gıcırdatarak şehvet salyalarıyla (...)"
ya hu
yolda yürürken bu kadar detayı görebilmeniz
biravo vellahi biravo!
kız güzelse ve senden çekinmeyecekse bakacaklar
belki eve gidip osbir de çekecekler
bunu engelleyemezsin
rahat ol
godoş olma
rahat ol ama
yurdunun öküzleriyle alakası yok
dünyanın çoğu yeri böyle
belki de bi afrika kabilesinde olsaydın sevgilinle evlenmeden önce reisin altına yatırmak zorunda kalacaktın
teselli bul diye değil de
öyle işte yani
yapcak bi şey yok
o senin yanında ve öyle kalacak
bakan baksın
teşhirci değilse kız, sorun da edecek bir şey yok
imza: ali desidero
ya hu
yolda yürürken bu kadar detayı görebilmeniz
biravo vellahi biravo!
kız güzelse ve senden çekinmeyecekse bakacaklar
belki eve gidip osbir de çekecekler
bunu engelleyemezsin
rahat ol
godoş olma
rahat ol ama
yurdunun öküzleriyle alakası yok
dünyanın çoğu yeri böyle
belki de bi afrika kabilesinde olsaydın sevgilinle evlenmeden önce reisin altına yatırmak zorunda kalacaktın
teselli bul diye değil de
öyle işte yani
yapcak bi şey yok
o senin yanında ve öyle kalacak
bakan baksın
teşhirci değilse kız, sorun da edecek bir şey yok
imza: ali desidero
0
vercingetorix kardeşime katılamayacağım. kadınların güznde düşüyormuşuz. ulan düşmeye ne müsait bir yer bu kadın gözü, anlamış değilim. deli saçması yahu.
her neyse işime bakayım ben. dik dik onlara baktığında, evet yüzlerini çevirirler ama neden bunu yapasın? güzel kardeşim, kız senin yanında. senin kolunda. senin. anlıyor musun senin. bırak adamlar baksın. sen ne kadar rahat ve geniş olursan hatun için de bu çekici oluyor ayrıca. rahat olmalısın.
her neyse işime bakayım ben. dik dik onlara baktığında, evet yüzlerini çevirirler ama neden bunu yapasın? güzel kardeşim, kız senin yanında. senin kolunda. senin. anlıyor musun senin. bırak adamlar baksın. sen ne kadar rahat ve geniş olursan hatun için de bu çekici oluyor ayrıca. rahat olmalısın.
0
öküzlere bakan sevdicekler var bir de. gözlerimiz var. etraf var. bakmak var. görmek var. öküz da var evet. ama tren de var.
0
Bence dekolte konusundaki sorunla alakalı. Sevgilin adriana lima nın ikizi değilse senin rahatsız olacağın kadar çok ve rahatsız edici bakışların sebebi dekolte olabilir. O konuda söylediğim gibi konuşma yaparsan bundan da bahset. Yakında seninle buluşmaya odunla geleceğim de. Seviyosa kavgada yaralanmandan çekinir, dikkat eder.
Not: Var böyle düşünecek sevdicekler evet.
Not2: ikidir seviyosa diyorum ama söylediğim şekillerde tepki vermemesi sevmediği anlamına gelmiyor yanlış anlama.
Not: Var böyle düşünecek sevdicekler evet.
Not2: ikidir seviyosa diyorum ama söylediğim şekillerde tepki vermemesi sevmediği anlamına gelmiyor yanlış anlama.
0
