win7 ultimate işletim sistemli bilgisayarda, herhangi bir ek program kurmadan böyle birşey yapılabiliyormu?

yani 5 saat sonra kapansın istiyoruz bilgisayarı diyelim. yapılabiliyormu?

acaba bize ne anlatılmak isteniyor?

Kıvırcık saçlı böyle ablak diye nitelendirebileceğimiz yüzlü bir kadındı. Hani toplumsal olaylara duyarlı olan, aydın falan gibi duran biriydi. Bir magazin programında -sanırım Böyle Bir Şey Var Mı?"da - istediği zaman nasıl ağladığını göstermişti. Hatta "Gözyaşımı ne tarafa akıtayım?" diye sormuştu. O tarafa akıtmıştı. Bu işin çok teknik bir iş olduğunu ve her oyuncunun bunu yapabilmesi gerektiğini falan söylemişti.

Çok az bilgi verebildim farkındayım ama bu kadını bilen o programı izleyen varsa Allah rızası için adını desin :((( Kafayı yiyicem taktım sabahtan beri :((

biliyorum yine "yine mi amk?" diyeceksiniz...
şaka şaka.

yaw birisi bu tür bi duyuru açmıştı. arkadaşın biri de illuminatiyle ilgili çeşitli siteler eklemiş cevap olarak.

neyse işte o duyuruyu bulamadım.
o siteleri istiyorum.
hadi bakalım.

bu oyunu da daha önce bir arkadaş tavsiye etmiş buradan, öncelikle kendisine teşekkürlerimi sunayım:).

şimdi sevdicekle birlikte machinarium oyununu seve seve oynadık, benzerini ve yenisini arıyoruz bir buldursanız ne de güzel olur.

sizce hangisi ve neden ?

Nelerdir? Akademisyen olacaksan şunu kesinlikle yapmalısın, kesin şu olmalı deyu fikirler lazım.

Yabancı dillerden dilimize geçen veya bizden yabancılara geçmiş olan isimler arıyoruz .

Örn; Adem = Adam veya İbrahim = Abraham veya Havva = Eve gibi.
Michael bildiğin Mikail vs anladınız siz.

geçen sene bana bir geldiler, artık biyolojik saatim mi çalışmaya başladı bilmiyorum ama acayip çocuk istiyorum. artık iyice sapıttım, arada açıp konuyla ilgili kitap, blog fln okuyorum.
normal mi bu?
yaş 21, cinsiyet kadın, uzun süreli ilişki var (belki ondan olmuştur).

not: evlilik isteyen biri değilim.
duyuru kendini imha edebilir daha sonradan.

lisede veya üniversitede duyduğunuz, tanık olduğunuz en büyük skandallar neydi, sevgili müge anlılar?

merhabalar

soru 1: sosyal ilişkilerinizi kuracağınız insanları seçiyor musunuz yoksa herkesle konuşur, arkadaş olur musunuz? seçenekler:

a- çevremdeki herkesi ince eleyip sık dokuyarak seçerim elimden geldiğince.
b- sevdiğim türden insanlar var ama her çeşit tiple takılırım.
c- herkesle kankayım. insan seçmem.

ve varsa yorumlarınız.

soru 2: insanları seçiyorsanız neye göre seçiyorsunuz? aradığınız gibi insanlar bulabiliyor musunuz? kıstaslarınız neler? birden çok seçenek seçilebilir.

a1- fiziksel görünüş
a2- cinsel çekim
b- davranış (hareketli, sakin, cool, çılgın vs)
c- zeka, bilinç durumu, muhabbet
d- ortak ilgi alanları

daha başka ekleyecekleriniz varsa yazabilirsiniz. yorum da yapabilirsiniz.

soru 3- size batan insan türleri var mı? "şu türden davranışlar içinde olan insanlardan hoşlanmam" diyebiliyor musunuz? eğer diyebiliyorsanız bunlar neler?

cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.

2008den önce bu kadar yaygın değildi facebook, o zaman napıyordunuz? ben o sıralarda üniversite sınavına hazırlanmakla meşguldüm, galiba. gencbilim.com falan vardı, vikipedi bi de, ben onlara takılıyordum en çok. bi de aklıma ne gelirse google.a soruyordum.

şimdi artık bi refleks oldu internet. arkadaşlarım evden çıkarken bilgisayarlarını kapatmıyorlar! iki üç saat sonra eve gelicem nasılsa yine diyor.

akıllı telefonlar var, sürekli facebook hesabını kontrol ediyorlar, ya da arkaplanda uygulamayı açık bırakarak sürekli online oluyorlar.

geçen bi ara bilgisayarım bozulmuştu, ödevimin son günüydü bilgisayarda yapmam gereken bi proje vardı. ev arkadaşımın bilgisayarını kullanıyordum o gün. adam eve geldi, baktı ki ben onun bilgisayarını kullanıyorum, yapacak bi şey bulamadı, yattı uyudu mecburen. cidden üzüldüm lan adama, verdim bilgisayarını. sonra sordum, facebook yokken napıyordun diye, adamın cevabı da şahaneydi, mynetten batak oynuyordum. ya internet yokken diye soracaktım ki daha gerisini hatırlamıyor.

sui misal emsal değildir desek de, facebook.a bağlanınca on yüz bin arkadaşımı gece gündüz online görünce işin doğrusunun, hatta olması gerekenin bu olduğunu düşünüyor insan ister istemez, kanıksıyor yani bir başka deyişle.

sadece facebook olarak düşünmeyelim olayı, yanında başka siteler de var lakin en can alıcı olanı facebook yine, o yüzden başlığı böyle attım.

ufak bi sohbet oldu. insanlar harcadıkları zaman ve enerjinin farkında değiller mi? ben o farkında olmayanlardan biriyim. her gün(!) günlük yazıyorum ki iki ayda bi kaç farklı gün yazmışım totalde. peki ya diğerleri? sizler?

ayda bir kitap okur oldum, bugün derse gitmedim kitabımı bitireyim diye, neyse ki bi kaç sayfam vardı ve bitti. fakat diğer kitabıma geçemedim. saat bilmem kaç olmuş. madem kopamıyorum bundan. napayım da bari verimli kullanayım? arkadaşlarımla konuşuyorum bazen de, 5 6 saatini geçirdiği halde muzdarip değil bu durumdan. hayatları belgesel olasıca insanlar! ben mi fazla takıntılıyım bu konuda bilemedim?

interneti hayattan çıkarmak mümkün değil ama ben o en geç 2000lerin dünyasında yaşamak istiyorum. müzik için müzik çalar, film için tv, internet sadece elektronik posta için olsun. resimleri bastırıp albüm yapıp bakalım, haberleri gazetelerden, makaleleri dergilerden takip edelim. abes mi bu? daha verimli değil mi?

internetin yararlarını saymakla bitiremeyiz lakin işi sayıya vurmak yerine yararın ve zararın büyüklüğüne bakarsak, önümüzdeki yüzyıllarda insanlığa ve insan psikolojisine en büyük zararı veren şey olacak gibime geliyor, özellikle böyle kontrolsuz kullanılmaya devam ettikçe.

sizler ne düşünüyorsunuz?

sağlıcakla kalın, sanaldan uzak, gerçek günler dilerim.

eskiden haftada 2 kitap bitiren ben son 4 aydır kitap okumuyorum. şu an grange'dan kurtlar imparatorluğunu okuyorum az kaldı bitecek işte 4 ayda bitirebildim hani. o yüzden bana öyle bir kitap gerekli ki bir solukta okuyayım, angry birds oynamak yerine kitap okuyayım.

not: çok ağır olmaması lazım normalde her türlü okuyabiliyorum ama şu aralar bana gerekli olan o şevki tekrar kazanmam

okumadığım kütüphanemdeki kitaplar;

yusuf atılgan-aylak adam
kafka-dava, dönüşüm
paulo coelho-simyacı, baş kaldıran insan
Canan tan- piraye
Albert camus-yabancı
cemal süreya-sevda sözleri
dino buzzati-tatar çölü
sabahattin ali-içimizdeki şeytan
can yücel- canfeda

bilenleri bekliyorum bu başlığın altına. cep telefonu kullanmak yasak, genelde çift gözetmen var. sınıflar büyük ama amfi değil. dersler ise genelde latince falan saçmalıkların olduğu kimya ağırlıklı bir şeyler. bi de mevzuat dersleri var, sırf kanun gibi, türkçe şeyler.

tikler yarın gelecek.

Asyalı sevgilisi olanlar çocuk yapsın da sevelim. media.tumblr.com

sizce de dünyanın en tatlı bebeği değil mi?

Merhaba,

Polisiye romana çok yabancıyım. Sizlerden kaliteli polisiye roman tavsiyesi almak istiyorum. Yerli ya da yabancı olabilir. Yerli tercihim ama takıntım değil.

soru başlıkta...

Soru gayet açık..

nefret duygusu cok yogun bi duygu. bir seyden nefret edebilmek aslinda cok zor olmaliyken cok kolay oluyor artik, tam tersine... siz nelerden nefret ediyorsunuz?

ekşide falan okudum da herkes birbirinden çok farklı şekillerde değerlendirmiş bu güzel yiyeceği. ben bir iki ay önceye kadar direkt yiyordum hiçbir şey eklemeden, karıştırmadan. son zamanlarda rus salatasıyla karıştırıp, üzerine pulbiberle yemeye başladım bayağı iyi gidiyor. sizin favorileriniz nedir ?

evde tek öğrenci için hem ucuz hem hızlı yapılabilecek yeni çeşitli yemek tarifleri arıyorum
makarna ve menemen yemekten bıktım.

hangileri?

eskiden olabilir, şimdi olabilir.

en eğlendiğiniz veya en çok öğrendiğiniz olabilir.

farklı kategorilere göre söyleyebilirsiniz..

Soru başlıkta.

edit: Ben çatal kullanıyorum, şöyle bir şeye denk geldim nette adab-ı muaşeretle ilgili: "Pilav çatalla yenir. Çatal-bıçak el değiştirebilir. Pilav çatalla yenirken bıçakla destek verilebilir." O yüzden bir sorayım dedim.

fazlaca detay: www.nlphaber.com

lisans diploması için: bachelor's degree diploma dememiz uygun kaçar mı?

bir de şu kısmı olduğu gibi çevirmek mi lazım yoksa yabancı diplomalardaki kalıplardan mı kullanmamız lazım?

Sekiz yarıyıllık eğitim öğretim programının mezuniyet için öngördüğü koşulları 04 Haziran 2007 tarihinde başarı ile tamamlamış
ve Lisans derecesi almaya hak kazanmıştır.

dolapta duran birkaç aylık salça durdugu yerde küfleniyor sürekli. küflerini ayıklaya ayıklaya yarısını çöpe atmış oldum. ne yapabiliriz küflenmeyi önlemek için. salça derken marketten aldıgımız salça. (tek derdim bu olsun)

bağlaçlar, zamirler, edatlar gibi gramtikal şeylerden bahsediyorum. siz aklınıza gelen türkçe ifadeleri yazın ben sözlükten yabancı dildeki karşılıklarını bulacağım. isterseniz direk fransızcalarını da yazabilirisiniz tabi, kötü olmaz. her gün bir sürü kelimenin, özellikle de ifadelerin eksikliğini çekiyorum. not alıp araştırana kadar unutmuş oluyorum çoğu zaman.
örnek vereyim;

ama, fakat, lakin
dığı için,
dan dolayı,
nın yüzünden,
ondan sebep,
rağmen,
hatta,
önce
öncesinde, iki hafta önce,
sonra, sonrasında, ondan sonra,
çünkü,
madem ki,
nın yerine,
sebebiyle, bahanesiyle, amacıyla.

ve daha bir sürü şey.

Merhaba,

Bu telefon soruları çok soruluyor biliyorum ama yine sormak istedim, eski soruları da inceledim. Ben şu anda 8 senelik telefonumu kullanıyorum, artık yeni bir telefon alıcam, hep erteledim çok para gibi geldi ama artık para da kazanıyorum, kendime güzel bir telefon alabilirim.

iphone 4s ilk seçenek, iphone takıntım falan yok ya da havam olsun gibi derdim yok ama başka marka kullanan arkadaşlarım hep internet yavaş, vs. sorunlar yaşıyorlar, iphoneda hiç sorun duymadım, almışken bunu alayım diyorum ama çok pahalı geliyor bir taraftan da.

şöyle güzel görünen temel özellikleri olan başka bir marka alabilirim çok daha ucuza: www.gold.com.tr

benim için görüntüsünün güzel olması, internete hızlı girmesi, şarjının hemen bitmemesi ve eğlenceli uygulamalar da yükleyebilmem önemli. en az 1-2 yıl kullanabileceğim bir telefon istiyorum, fiyatı önemli değil, iphone 1800-1900 lira, onu da verebilirim ama vermesem iyi olur.

3 yıllık bir ilişkim var. çok güzel başladı, çok güzel devam etti. çok da seviyorum.
fakat son zamanlarda çok sık tartışmaya başladık. onun her hareketi bana batıyor, aniden sinirleniyorum; benim sinirlenmelerime o sinirleniyor. sürekli birbirimizi yıpratıyoruz. çok saçma tartışmalar. ortada belirli bir sorun yok. birkaç saat sonra yoluna giriyor, sonra birkaç gün sonra yine bir şey çıkıyor.
ama ortada elle tutulur bir sorun yok.
bu hep böyle mi gider?
ayrılmak mı mantıklı yoksa çift olarak terapiye fln mı gitsek?

Aşağıdaki yazıda göze çarpan dil, imla, anlatım hataları neler? Ama abartmayın. Yani şu olmasa bu olurdu gibi değil. Roman gibi düşünün yani.



Mahkeme salonunda sessizlik hakimdi. Hakim sağında bulunan kıdemli hakim ve solundaki savcı ile fısır fısır bir şey konuşuyor ve karar için ortak bir görüşe varmaya çalışıyordu. Birkaç dakika sonra ise yakasını ve cübbesini düzelterek kürsüde bulunan çekici aldı ve masaya vurdu. Kürsünün hemen önündeki katibe seslenerek:

“-Yaz kızım” dedi. "Cinayet zanlısı işlediği 9 ayrı cinayetten dolayı suçlu bulunmuştur. Sanığın asılarak idam edilmesine karar verilmiştir" dedi ve elindeki dolma kalemi kırarak masaya bıraktı.

son 1 yıldır bir asosyallik var üzerimde.
geçen sene maddi açıdan çok kötü bir yıl geçirdim. aynı anda da roaccutane kullandım.
sürekli evde oturduğum depresif bir yıldı.
şimdi o depresyondan çıktım, maddi durumum da düzeldi sayılır. ama bu sefer de tel taktım. (lise bitmeden bütün bu işleri halletmek gerekiyormuş:)
şirin olmuşsun diyor herkes ama fena bir özgüven eksikliği oluştu. (ki bunda bölümün de etkisi var. mimarlık eğitimi özgüvenini yerle bir eden bir eğitim.)
geçen seneki halden dolayı şimdi paraya da takar oldum. 3 kuruşun hesabını yapıyorum fln gereksiz yere.

neyse bu asosyallikten nasıl kurtulurum?

geçen seneye kadar böyle değildim, kendi kendimden sıkılıyorum.

edit: sevgilim var. 3 yıl oldu hatta.

napiyonuz la. bu hafta istediginiz gibi basladi mi, hafta sonu icin beklentileriniz nedir?


not: "beklentileriniz" diye yazmak 20 dakikami aldi

hayatları olsun ya da konusu seri katil olan romanlar olsun?

konuya öğrencilerin tarafından bakarsak şunları şunları görebiliriz cümlesini by looking the side of the students, we will find that... falan gibi çevirip devam edebilir miyim yoksa daha güzeli var mı?

dün boyle bır baslık acmıstım.

dun muhabbet kusum 2 gozunu bırden acamamıstı. yaklasık yarım saat sonra gozlerının ıkısınıde actı. bazen tek gözünü kapatmaktaydı. bugun de aynı sıkıntıyı gorunce, hemen veterınere goturdum. veterınerde kusu elımle tuttum ve veterıner gozune bırsey surdu. acıldı. ama 2 dk sonra tekrar kapandı. bana vitamin verdi, hergun suyuna koymamı soyledı. her neyse sımdı eve geldım ve suan tek gozu hala kapalı.

ne zaman salsam sureklı uyuyor. tam askına cok hareketlı bır kustu. ne yapmalıyım? beklemeye devam mı etmelıyım? inanılmaz derecede sitresliyim :(

resimlerini şimdi ekledim.

merhaba dunyalilar. soyle bir konu var:

kendimi yetiskin yapan/yapmaya yardimci olan 3 onemli deneyimi anlatacagim. Uc ornegi de detaylandirip, nasil yetiskinligime katki sagladigini aciklayacagim. essay yaziyorum da onun icin lazim. Onerileriniz var mi?

edit: mesela ben sunlari buldum

- universite icin gittigin ulkede kendi kendine yasamak(yemekti bilmemneydi iste)

- bir insani kirmamak gerektigi, hani insanlara iyi davranmak lazim, bi de hep ihtiyac olur sonucta falan. bu biraz degil baya zorlama oldu, kabul ediyorum

- para kazanma ihtiyaci hissettigim an

Kitap okumak neden bu kadar kutsal bir şeymiş gibi görülüyor ve okumayana "kısmen" cahil gözüyle bakılıyor ya da okumamak eleştiriliyor? ("Toplumumuzda kitap okuma oranı düşük" ya da "Kitap okumuyorum eksikliğini hissetmiyorum"a karşı yapılan eleştiriler gibi mesela)

Önemli olan kitap okumanın kendisi değil okunan şeyse, neden direkt kitap okuma eyleminin kendisine anlamlar yüklüyoruz? Mesela "felsefe kitabı okumadığı" için değil "kitap okumadığı" için oluyor eleştiriler çoğunlukla, okunan kitapların içeriği değil.

Sadece roman kitapları okuyan bir insanda sorun yok, kitap okumayan insanda sorun var gibi gözüküyor çünkü. Aynı eleştiriler dizi ya da film izlemeyen insanlara neden yapılmıyor o zaman? Bir kitabın dizisini ya da filmini izlesem, kitabını okumaktan daha kötü bir şey mi yapmış oluyorum? Bu tür kitaplar insana dizi-filmden farklı olarak ne katıyor ki?

Sadece meraktan soruyorum kötü bir amacım yok bu arada, saçmalıyorsam düzeltin :D

Değerli Allen Poe mirascıları,

Yakında inşallah cinius yayınlarından çıkaracağım "Sensizliğin Geceyarısı" isimli şiir kitabıma kapak için arkaplan resmi arıyorum. resmi altta linki olan siteden seçiyormuşum. gece temalı, ama çakma twilight gibi de gözükmeyecek, böyle kıpır kıpır değil, sakin soluk bir kapak düşünüyorum. bakarsınız kitabımda size teşkür ederim :)

hep birlikte aramaya inanırsak olur bence!

www.shutterstock.com