denizzz
bunu yapanlar nasıl motive ediyor kendini arkadaş, sonuçta haftada en az bi 3-4 saatini ayırman lazım buna, ben ne zaman başlasam maksimum 2-3 ay sürüyo..
bunu yapanlar nasıl motive ediyor kendini arkadaş, sonuçta haftada en az bi 3-4 saatini ayırman lazım buna, ben ne zaman başlasam maksimum 2-3 ay sürüyo..
0
no pain no gain tipi motivational quote olayları baya işe yarıyor. ayrıca @dahili meddah +1. 2-3 ay git, bir kadın senin vücut çalıştığını farketsin, o gazla 2 yıl daha gidersin eheh :)
0
Haftada 3-4 mü? Benim Bi antrenmanım 3 saat sürüyor :))
motivasyona gelince kadınlar yerine kendim için yapıyorum ve motivasyonumu pazar günleri pisleşerek(mc donalds,pizza hut,çikolatalı brownie) yiyerek yapıyorum. Evet 92 kiloluk bebeğim usta
motivasyona gelince kadınlar yerine kendim için yapıyorum ve motivasyonumu pazar günleri pisleşerek(mc donalds,pizza hut,çikolatalı brownie) yiyerek yapıyorum. Evet 92 kiloluk bebeğim usta
0
evet her bir antrenman en az 2-3 saat sürer, sağlıklı yaşam, spor, güzel bir vücuda sahip olma isteği vs vs...
0
Spearow kardeşim 92 kilo %8 yağ oranım var. 42 cm kol bowling ball omuz var. Daha sayayım mı?
0
ramos bien
Soru başlıkta. Genel istekler olabilir.
Soru başlıkta. Genel istekler olabilir.
0
varsa bi 10 bin euro kadar paraya ihtiyacım var hocam ya.
0
@hope ender, sağol
@strawberry first, buyur www.youtube.com
@morrr, Allah razı olsun. Gelirsem alırım.
@byakuya, beklerim.
@strawberry first, buyur www.youtube.com
@morrr, Allah razı olsun. Gelirsem alırım.
@byakuya, beklerim.
0
@bugunku antremanda goz dolduran futbolcu, yok ama buluruz.
@pisekar V2, tuttum.
@pisekar V2, tuttum.
0
@mayhemdemon, zaman sıkıntın yoksa akşama kalkayım?
@ssyumusakg, ?
@morrr, varım.
@ssyumusakg, ?
@morrr, varım.
0
@deveyi diken adamin ta kendisi, checked.
@morrr, hadi...
@ssyumusakg, doğru.
@morrr, hadi...
@ssyumusakg, doğru.
0
@brotha b, para mevzusunu yukarda çözdük
@aguilas negras, tamam. sevdim seni.
@kül, benim de işim var malesef. ama 9a kadar gezerim çıkınca.
@blueprints and cigarettes, ateşle gelsin.
@aguilas negras, tamam. sevdim seni.
@kül, benim de işim var malesef. ama 9a kadar gezerim çıkınca.
@blueprints and cigarettes, ateşle gelsin.
0
benneydim
nedir bu ikisi arasındaki fark?
nedir bu ikisi arasındaki fark?
0
hemen hemen aynı şey. "let go of" biraz daha fiziksel bi mana canlandırıyor. hani kolundan tutmuşsun da, "bırak" der gibi. bilmem anlatabildim mi.
0
www.usingenglish.com
burda ufak capta tartismislar..
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu hakli yani.
ama let someone go ikisi yerine de kullanilabilir linke tiklamaya usenirseniz ozeti bu
burda ufak capta tartismislar..
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu hakli yani.
ama let someone go ikisi yerine de kullanilabilir linke tiklamaya usenirseniz ozeti bu
0
odetojoy
Bazi konseptler konusunda kafam karışık. Ozlemek de bunlardan biri. Şimdi ben sayfalarca tanim, örnek okudum. Kimi birbirinin ayni, kimi benziyor kimiyse diğer tanimlarin yanindan geçmiyor. Ona rağmen nasıl herkes ayni duyguyu tanimlayan bu kelimeyi kullanıyor?Gerçekten birini ozleyip ozlemedigimi n
Bazi konseptler konusunda kafam karışık. Ozlemek de bunlardan biri. Şimdi ben sayfalarca tanim, örnek okudum. Kimi birbirinin ayni, kimi benziyor kimiyse diğer tanimlarin yanindan geçmiyor. Ona rağmen nasıl herkes ayni duyguyu tanimlayan bu kelimeyi kullanıyor?
Gerçekten birini ozleyip ozlemedigimi nasil anlarim. Ya bazi semptomlar uyarsa ama bazıları uymazsa? O zaman ozlememis mi sayılırim?
Insanlar neye dayanarak ozledim diyor bu kadar ic rahatlığıyla?
Gerçekten birini ozleyip ozlemedigimi nasil anlarim. Ya bazi semptomlar uyarsa ama bazıları uymazsa? O zaman ozlememis mi sayılırim?
Insanlar neye dayanarak ozledim diyor bu kadar ic rahatlığıyla?
0
Ozledigini hissedersin bence, hic boyle bir sey dusunmemistim daha once
0
Kırılsa duramazsın gibi bişi olacak ama özlesen anlarsın. Yani özlemenin tanımına bakmak anlamsız, nasıl herkesin sevmesi farklıysa özlemesi de farklıdır, parmak izi gibi bunlar, kişiden kişiye değişir.
edit: Ayrıca neden başkalarının nasıl hissettiğini araştırıyorsunuz ki? Bahsedilen kişi yanınızda olsun ya da yanında olayım istiyosanız özlemektir işte.
edit: Ayrıca neden başkalarının nasıl hissettiğini araştırıyorsunuz ki? Bahsedilen kişi yanınızda olsun ya da yanında olayım istiyosanız özlemektir işte.
0
@whoosie o zaman özlemek yanında olmak istemek mi yani? O zaman görmek istemekle özlemek arasındaki fark ne?
0
bunun bir kural kitabı, checklist'i falan yok ki. aşağıdaki 10 şarttan 8'ini karşılıyorsanız özlemişsinizdir gibi bir şey yok yani. herkeste aynı olmak zorunda da değil. kim sana "özlemiş sayılırsın, özlememiş sayılırsın" diyebilir ki? özlemek, sevmek falan; bunlar insanın kendi içinde yaşadığı şeyler sonuçta. kimse sana aşık olduğunu söyleyemez mesela, bunun bir kural kitabı falan yoktur. the matrix'teki oracle'ın dediği gibi, "nobody can tell you you're in love, you just know it". özlemek de öyle işte. birini, bir şeyi göresin varsa, eksikliğini hissediyorsan özlemişsindir. bunu demek için kurallara kaidelere uymana gerek yok. hissediyorsan dersin :)
0
@bagdf sen de tanım verdin ama. Goresın varsa demek özlemekse görmek istemekle özlemek arasında bi fark yok mu o zaman?
0
senin neye takıldığını anlayamadım ben, kelimenin manasına mı takıldın? birisinden ya da bir şeyden uzun süre ayrı kalmışsındır, tekrar görmek dokunmak konuşmak vs. istiyorsundur, buna özlemek denir.
tdk :
özlemek
-i
-i Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
"Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak." - A. Haşim
görmek istemekle özlemek arasında fark olsa nolur ki yani, neye takıldığını anlayamadım. sanırım özlemek biraz daha duygusal bir anlam içeriyor?
tdk :
özlemek
-i
-i Bir kimseyi veya bir şeyi görmeyi, kavuşmayı istemek, göreceği gelmek
"Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak." - A. Haşim
görmek istemekle özlemek arasında fark olsa nolur ki yani, neye takıldığını anlayamadım. sanırım özlemek biraz daha duygusal bir anlam içeriyor?
0
Görmek istemek olayına fazla takılmışın. Evet, görmek istiyorsan özlemişindir. Arkadaşını da görmek istiyorsan özlemişindir. Sevgilini görmek istiyorsan da özlemişindir. Birini neden görmek istersin, özlediğin için.
0
görmek istemekle özlemek aynı mı oluyor demişsin, halbuki kelimelere baksan zaten anlarsın cevaba nasıl yaklaşman gerektiğini.
görmek istemek, en nihayetinde istemektir. Bugün hava dünden daha açık daha kapalı olsun istersin, canın sıkılır televizyonda güzel bişey olsun istersin, akşam yemekte lazanya istersin, veya basitçe sevgilin aklına gelir, onun saçlarına dokunmak, gözlerine bakmak, yanımda olsaydı da o güzel sesini duysaydım dersin. Olur ya da olmaz, sen de üstünde çok durmazsın.
Ama son cümleyi düşündüğün zaman, ardından onu özleyesin gelir. Öz'üne eklemek istersin, içine katmak. Sanki ruhun içinde değilmiş, sanki bi yanın eksikmiş gibi. Gurbet özlemi gibidir sevdiğini de özlemek. Yanlış, ters olan bişeyler vardır onun yanında olmadığı tüm olasılıklarda. Televizyonda güzel bişey olmasını isteyip de elde edemediğin zaman yokluğuna bu kadar takılmazsın, ama sevdiğin özlediğinde yanında olmayınca, kumandayı atıp gitmeye karşılık gelen bişey yapamazsın.
TDK'yı yazanların ferhat'la, tahir'le, romeo'yla yarışmak gibi bi niyetleri olmadığından göresi gelmek, görmek istemek demişler. Lakin orda bi kavuşmayı istemek var ki, o istek. İşte o istek, istek değildir. Türkçemizde arzulamak vardır bi de, istekten daha güçlü.
Kısacası:
Özlemek - fiil. Sevdiğin bir yeri veya kişiye kavuşmayı arzulamak, yanında olması ihtiyacına karşı koyamamak.
benim için özlemek budur
görmek istemek, en nihayetinde istemektir. Bugün hava dünden daha açık daha kapalı olsun istersin, canın sıkılır televizyonda güzel bişey olsun istersin, akşam yemekte lazanya istersin, veya basitçe sevgilin aklına gelir, onun saçlarına dokunmak, gözlerine bakmak, yanımda olsaydı da o güzel sesini duysaydım dersin. Olur ya da olmaz, sen de üstünde çok durmazsın.
Ama son cümleyi düşündüğün zaman, ardından onu özleyesin gelir. Öz'üne eklemek istersin, içine katmak. Sanki ruhun içinde değilmiş, sanki bi yanın eksikmiş gibi. Gurbet özlemi gibidir sevdiğini de özlemek. Yanlış, ters olan bişeyler vardır onun yanında olmadığı tüm olasılıklarda. Televizyonda güzel bişey olmasını isteyip de elde edemediğin zaman yokluğuna bu kadar takılmazsın, ama sevdiğin özlediğinde yanında olmayınca, kumandayı atıp gitmeye karşılık gelen bişey yapamazsın.
TDK'yı yazanların ferhat'la, tahir'le, romeo'yla yarışmak gibi bi niyetleri olmadığından göresi gelmek, görmek istemek demişler. Lakin orda bi kavuşmayı istemek var ki, o istek. İşte o istek, istek değildir. Türkçemizde arzulamak vardır bi de, istekten daha güçlü.
Kısacası:
Özlemek - fiil. Sevdiğin bir yeri veya kişiye kavuşmayı arzulamak, yanında olması ihtiyacına karşı koyamamak.
benim için özlemek budur
0
bambum
Gönül babında "galiba hep yalnız kalacağım" dediniz mi? Ne oldu sonra? Bir şeyler değişti mi yoksa hala aynı yerde misiniz? -Büyük bir umutsuzluk halidir mevzubahis-
Gönül babında "galiba hep yalnız kalacağım" dediniz mi? Ne oldu sonra?
Bir şeyler değişti mi yoksa hala aynı yerde misiniz? -Büyük bir umutsuzluk halidir mevzubahis-
Bir şeyler değişti mi yoksa hala aynı yerde misiniz? -Büyük bir umutsuzluk halidir mevzubahis-
0
bence ben cok iyi bi insan olmama ragmen sevilmiyorum ve sevilmeyecegimi de hissediyorum. cunku cok netim, direkt. neyse o. bu cagda boyle insanlar tutulmuyor. canım cicim yapıp 2 gun sonra madik atmak daha tatlı geliyor insanlara.
0
dedim. hala diyorum. bir şeyler değişmiyor. bi kere yalnızsan hep yalnız oluyorsun genelde. doğuştan geliyor.
0
Hayır. Aksine çok sevilesi bir insanım, önemli olan benim birilerini sevip sevemeyeceğim dedim her zaman. O kimseyi bulamayacağımı iddia ettim her zaman ama değişti. Gönül babında sevebileceğimi de buldum çok şükür.
0
Dedim. Fakat 2 gün öncesinde hiç beklemediğim yerden bir umut ışığı belirdi,heyecanlandım doğal olarak,bakalım neler olacak :)
0
dedim. bi de üstüne büyük konuştum, aman yokk asla evlenemem ben, evlenmicem de zaten, zaten bu devirde ne gerek var, zaten kimi bulcam ohoo, zaten zaten zaten...
ekimde nişanım nisanda da düğünüm var.
bişeyler planlayarak olmuyormuş onu öğrendim, gönül meseleleri baam diye oluyormuş.
ekimde nişanım nisanda da düğünüm var.
bişeyler planlayarak olmuyormuş onu öğrendim, gönül meseleleri baam diye oluyormuş.
0
dedim kısa sayılmayacak bir vakit evvel.... hala daha yalnızım bi sikim değişmedi; kozmosun evrenin kıyak geçmesi, kaderin ağlarını örmesi, erosun göte batan okları falan hikaye alayı, senin kafandakiler, hayatta kendini konumlandırdığın yer, hayattaki konumun-statü gibi-, sahip olduğun nitelikler önemli. günümüzde her şey pazarlama üzerine kurulu. git aşkın metafiziğini oku okumadıysan, orada daha güzel anlatıyor..
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Durum şu,- Telefonumun şarjı bitti.- Şarj aletim kırıldı.- Evde herhangi başka bir çalar saat yok.Sabah nasıl uyancam ben? Bilgisayardan alarm kurabileceğim bir site falan var mı acaba? Ya da başka bir fikir ne bileyim?
Selamlar.
Durum şu,
- Telefonumun şarjı bitti.
- Şarj aletim kırıldı.
- Evde herhangi başka bir çalar saat yok.
Sabah nasıl uyancam ben? Bilgisayardan alarm kurabileceğim bir site falan var mı acaba? Ya da başka bir fikir ne bileyim?
Durum şu,
- Telefonumun şarjı bitti.
- Şarj aletim kırıldı.
- Evde herhangi başka bir çalar saat yok.
Sabah nasıl uyancam ben? Bilgisayardan alarm kurabileceğim bir site falan var mı acaba? Ya da başka bir fikir ne bileyim?
0
ev telefonunu ver bana. sabah arayayım.
ya da bir arkadaşına ver, sabah arasın seni.
ya da bir arkadaşına ver, sabah arasın seni.
0
hahah, komşulardan hiçbirini de tanımıyorum ki:) bu saatte de kimsenin ziline basamam.
0
cevabım tam bir çözüm olmayacak ama, sürekli nasıl kalkıcam diye düşünürsen adam akıllı uyuyamazsın sabah da zınk diye kalkarsın. geldi bir iki defa başıma.
0
uyurken kendini şartlandır ciddi bir biçimde erken uyanmalıyım diye gün ışıdığı anda uyanırsın doğayla birlikte bir nevi ilkel dürtülerini harekete geçirmiş olursun aslında o şartlandırma ile.
0
7 tane Kevser Suresi oku, sabah şu saatte kalkayım amin de. Bende işe yarıyor, gerçekten.
0
lionel andres
sanırım fn tuşu devrede. fn'ye basmadığım halde basılı görevi yapıyor, nasıl eski haline gelir bu?
sanırım fn tuşu devrede. fn'ye basmadığım halde basılı görevi yapıyor, nasıl eski haline gelir bu?
0
jupri
Almanya'da dil kursuna gitmiş olan var mı? şu kadara gittim, şöyleydi böyleydi diye detay verip bilgilendirebilirseniz sevinirim. Teşekkürler...
Almanya'da dil kursuna gitmiş olan var mı? şu kadara gittim, şöyleydi böyleydi diye detay verip bilgilendirebilirseniz sevinirim. Teşekkürler...
0
mormormorius
Toplam 4 kilo aldim gecen yildan bu yana kendimi porsumus hissediorum. Yas 27 boy 178 kilo 76. Bacak bolgem biraz kalin bisiklet kullandigim icin. Gunluk yapabilecegim tum kaslari 7 gun icinde çalıştırabilecegim ama bi program onerebilir misiniz? Video olur pdf olur site olur.
Toplam 4 kilo aldim gecen yildan bu yana kendimi porsumus hissediorum. Yas 27 boy 178 kilo 76. Bacak bolgem biraz kalin bisiklet kullandigim icin. Gunluk yapabilecegim tum kaslari 7 gun icinde çalıştırabilecegim ama bi program onerebilir misiniz? Video olur pdf olur site olur.
0
evde ne gibi ekipmanların olduğunu da yazarsan daha kolay olabilir hocam yardım edeceklere
0
evde bir alet yok hocam kesin şunları al dediğiniz şeyler varsa da yazabilirsiniz p90x e şöyle bir baktım fena değil aslında
0
durbikonusucaz
soru başlıkta
soru başlıkta
0
0
beyaz üzerine siyah ile unutma bu son şans kazanmak zorundasın yazan bi resim.
0
simsiyah ekran ve şu ana kadar dikkatimi çekmedi. niye soruyorsun lan böyle şeyler ben karamsar bi' insan mıymışım böyle yoksa şeytana mı tapıyorum vay amk simsiyah masaüstü nedir ya.
0
fosforlu cevriye
öncelikle ilk gönül işlerim. pek bi heyecanlıyım.olayları uzun uzadıya anlatmayacağım. ben abartıyorum. ben 2 buçuk yıllık ilişkiden ilk gün heyecanı bekliyorum. hata mı ediyorum. bana bunu verecek adam ilişki siksen bulamaz mıyım lan? şuan kendimi aşırı lanet kaprisli tripli bok gibi hissediyorum.
öncelikle ilk gönül işlerim. pek bi heyecanlıyım.
olayları uzun uzadıya anlatmayacağım. ben abartıyorum. ben 2 buçuk yıllık ilişkiden ilk gün heyecanı bekliyorum. hata mı ediyorum. bana bunu verecek adam ilişki siksen bulamaz mıyım lan?
şuan kendimi aşırı lanet kaprisli tripli bok gibi hissediyorum. biri bana anlatsa belki bi siktir git derim. ama ben o ilk heyecanları özlüyorum. çok özlüyorum. o böyle plan yapmalar. şimdi sürekli bi bi şekilde hallolur modunda gibiyiz. birbirini çok iyi tanıma ve işte bi şekilde ayarlanır modu. sanırım genelde ayarlayanda benim. bundan da ekstra sıkıldım.
seviyorum. sevmiyor da değilim. çok şey yaşadık. çok güzel anılarımız var. düşününce hepsini hala heycanlanıyorum. ama sanki çook uzun zaman önceymiş gibi. böyle evli alışmış çift gibi çok mutsuzum. bir de üstüne üstük geçen biri geyiğine de olsa sende uzun ilişki havası çok var. bi soğuksun mutsuzsun neşeli değilsin dedi. bu ilişki bana zarar mı veriyor diye bir de ordan yardırmaya başladım. eskiden aşırı girişken aşırı konuşan sohbet muhabbet geyik çok seven biriyken şimdi güdükleşmiş hissediyorum hakikaten. yeni insanlarla iletişim kurmakta ciddi zorlanıyorum. uzun ilişki buna neden olur mu?
bu dediklerim elbet olacak ama ne bileyim 30da olsun ya! daha 21 yaşındayım. heyecanlı bir ilişki yaşamak istiyorum. çok mu yanlış gelmişim?
edit: ayrılsam mı ayrılmasam mı diye sormuyorum duyuru halkı. her ne kadar heyecan peşinde yaşı genç bir kız olsam da ilişki geleceğine yönelik kararları bireylerin kendilerinin hiç bir baskı ve etki altında kalmadan karar vermesi gerekliliğine inanıyorum. lakin benim sorum ilişkinin eskimemesini istemek çok mu abuk bir şey. ilişki deformasyonu illa olur mu?
olayları uzun uzadıya anlatmayacağım. ben abartıyorum. ben 2 buçuk yıllık ilişkiden ilk gün heyecanı bekliyorum. hata mı ediyorum. bana bunu verecek adam ilişki siksen bulamaz mıyım lan?
şuan kendimi aşırı lanet kaprisli tripli bok gibi hissediyorum. biri bana anlatsa belki bi siktir git derim. ama ben o ilk heyecanları özlüyorum. çok özlüyorum. o böyle plan yapmalar. şimdi sürekli bi bi şekilde hallolur modunda gibiyiz. birbirini çok iyi tanıma ve işte bi şekilde ayarlanır modu. sanırım genelde ayarlayanda benim. bundan da ekstra sıkıldım.
seviyorum. sevmiyor da değilim. çok şey yaşadık. çok güzel anılarımız var. düşününce hepsini hala heycanlanıyorum. ama sanki çook uzun zaman önceymiş gibi. böyle evli alışmış çift gibi çok mutsuzum. bir de üstüne üstük geçen biri geyiğine de olsa sende uzun ilişki havası çok var. bi soğuksun mutsuzsun neşeli değilsin dedi. bu ilişki bana zarar mı veriyor diye bir de ordan yardırmaya başladım. eskiden aşırı girişken aşırı konuşan sohbet muhabbet geyik çok seven biriyken şimdi güdükleşmiş hissediyorum hakikaten. yeni insanlarla iletişim kurmakta ciddi zorlanıyorum. uzun ilişki buna neden olur mu?
bu dediklerim elbet olacak ama ne bileyim 30da olsun ya! daha 21 yaşındayım. heyecanlı bir ilişki yaşamak istiyorum. çok mu yanlış gelmişim?
edit: ayrılsam mı ayrılmasam mı diye sormuyorum duyuru halkı. her ne kadar heyecan peşinde yaşı genç bir kız olsam da ilişki geleceğine yönelik kararları bireylerin kendilerinin hiç bir baskı ve etki altında kalmadan karar vermesi gerekliliğine inanıyorum. lakin benim sorum ilişkinin eskimemesini istemek çok mu abuk bir şey. ilişki deformasyonu illa olur mu?
0
dur kimse gelmeden ben yazayım.
ayrıl. yaşın genç. niye sıkılıyorsun ki?
ayrıl. yaşın genç. niye sıkılıyorsun ki?
0
sonucta evli degilsin ya monotonlugu halledip heyecan verici seyler deniyeceksiniz. Yada ayrilacaksiniz. Ondan mi sikildin yoksa onun yuzunden geldigin hal mi cok bilemiyecem ama kaynak o.
0
erken yaşta başlanan ciddi ilişki sorunsalı. bu yaşta kendini güdükleşmiş hissediyorsan çok üzügünüm ama bitecek bu iş. uzun ilişkilerin uzatmaları da fena olur. çok yıpratmamaya bak kendini. yine seversin.
0
mümkündür. on aylık ilişkimde ilk günün heyecanı hiç azalmamıştı.
he noldu, bitti. ama o heyecan korunabiliyor.
bu arada çok uzunmuş, ilk soruişaretinden sonrasını okumadım.
he noldu, bitti. ama o heyecan korunabiliyor.
bu arada çok uzunmuş, ilk soruişaretinden sonrasını okumadım.
0
Uzun ilişkiler bu yaşlarda daha çok oluyor gibi bir gözlemim var. Sanırım daha çabuk bağımlılığa dönüşebiliyor yaşla ilgili olarak. Yaşın ilerledikçe tek başınalığın güzelliğini ve çekiciliğini merak edeceksin/etmeye başlamışsın gibi hatta. Yanlış değilsin doğrusun uzun ilişki yaşadığın her insanla sonsuza kadar olacaksın diye bir şart yok. Madem bu kadar bunalıyorsun otur konuş işler çirkinleşmeden, saygı yok olmadan bitir.
0
yani çok zor. bi küçük iniş çıkış dalgalanma belki iyi gelir, er kişi demek ki keyfi yerinde elde ettim modunda çok bişey yapası kalmamış, 21 yaş için hakkaten erken, ama bi şekilde farklı çevrelere girerek bi heyecan yaratabilirsiniz.
0
işte kadınların çoğunda rastladığımız bir başka ilişki baltalama metodu.
ortaya ufak bir sorun çıkar. sonra sorunun üstüne kafa yordukça, kafaya taktıkça sorunu o kadar büyütürler ki güzelim ilişki mahvolur.
sakin ol öncelikle. ilişkiye değer veriyorsan, seviyorsan, heyecan katmak için yeni bir şeyler yapmaya çalış. farklı bir şeyler öner. sevgilinle konuş. ilişkiler kendi kendine yürümez, yürütmek için çaba harcamanız gerekir. "ilişkim çok sıkıcılaştı yaaa" diye kafaya takıp üzülürseniz dünyada hiçbir ilişki 2 yıldan sonra size heyecan vermeyecektir. o heyecanı, farklılığı ilişkiye kendiniz getirmelisiniz.
ortaya ufak bir sorun çıkar. sonra sorunun üstüne kafa yordukça, kafaya taktıkça sorunu o kadar büyütürler ki güzelim ilişki mahvolur.
sakin ol öncelikle. ilişkiye değer veriyorsan, seviyorsan, heyecan katmak için yeni bir şeyler yapmaya çalış. farklı bir şeyler öner. sevgilinle konuş. ilişkiler kendi kendine yürümez, yürütmek için çaba harcamanız gerekir. "ilişkim çok sıkıcılaştı yaaa" diye kafaya takıp üzülürseniz dünyada hiçbir ilişki 2 yıldan sonra size heyecan vermeyecektir. o heyecanı, farklılığı ilişkiye kendiniz getirmelisiniz.
0
ilişkideki heyecanı mı kaybettiniz?
bungee jumping yapın geçer.
ya da şu başlık altındakilerden birini de yapabilirsiniz.
eksisozluk.com
bungee jumping yapın geçer.
ya da şu başlık altındakilerden birini de yapabilirsiniz.
eksisozluk.com
0
sana bunu bir kac yil sonra verecek adami siksen bulamazsin. oyle bir adam da yok. okulu/isi, ailesi, o, bu, hicbir sey yerinde durmuyor ki hersey eskisi gibi olsun, ilk gun ki gibi olsun..
uzun iliskinin bazi monotonlulari vardir ve kendini boyle hissedebilirsin, anormal degil bu.
heyecan ariyorsan(iz) farkli seyler yapmaniz lazim. baska turlu monotonluk devam.
iliski deformasyonu olur, kiminle ne yasarsan yasa, yillar sonrasinda seversin, hala asik olursun ama o ilk gun dedigin seyler var ya onlar hic bir zaman olmaz.. (cunku onlar ilk. bu kadar basit) bisiklet surerken ilk gunki gibi heyecanlaniyor musun? okula giderken ilk gunki gibi heyecan yasiyor musun? bunlar gibidir. hayatinda "evet sahip oldum" dedigin hersey siradandir..
uzun iliskinin bazi monotonlulari vardir ve kendini boyle hissedebilirsin, anormal degil bu.
heyecan ariyorsan(iz) farkli seyler yapmaniz lazim. baska turlu monotonluk devam.
iliski deformasyonu olur, kiminle ne yasarsan yasa, yillar sonrasinda seversin, hala asik olursun ama o ilk gun dedigin seyler var ya onlar hic bir zaman olmaz.. (cunku onlar ilk. bu kadar basit) bisiklet surerken ilk gunki gibi heyecanlaniyor musun? okula giderken ilk gunki gibi heyecan yasiyor musun? bunlar gibidir. hayatinda "evet sahip oldum" dedigin hersey siradandir..
0
ben de 21 yaşındayım ve bir ay sonra 2 buçuk sene oluyor bizimki de. yaşadığın durumu çok iyi anlıyorum. heralde fazla tartışmıyorsunuz da, her şey tıkırında ilerliyor bu rahat da sana batıyor biraz afedersin. bazen bana da oluyor. çok mutlu olduğumuz vakitler sevgilime "bana eskiden uzun romantik mesajlar yazardın şimdi baktım aylardır 2 satır bla bla" muhabbeti yapmışlığım vardır. ama askere gitmesinden önce biz vedalaştıktan sonra hayatında bana çiçek almamış adam 4 mısralık şiir yazdı.
bunun gibi işte heyecan lazım. hatta bazen diyaloğu azaltmak özlemek lazım. askere gittiğinden beri günde 3 dk telefonla konuşuyoruz ve ikimizin de kafasının rahatladığı konusunda hemfikir olduk. ne onun eli zırt pırt telefona gidiyomuş ne de ben eve 1-2 saat geç gidince ondan bombardıman gibi gelen mesajları alıyorum. burnumda tütüyor şu an resmen ama iyi olduğunu bildiğim sürece mutluyum. (galiba 2 hafta sonra yemin törenine gideceğim için bu rahatlık ya da usta birliğini nerede yapacağının belli olmaması yüzünden. doğuya falan çıkarsa bütün neşem kaybolabilir.)
özet: tamamen ilişkinin düzgün gitmesinden kaynaklanan can sıkıntısı.
bunun gibi işte heyecan lazım. hatta bazen diyaloğu azaltmak özlemek lazım. askere gittiğinden beri günde 3 dk telefonla konuşuyoruz ve ikimizin de kafasının rahatladığı konusunda hemfikir olduk. ne onun eli zırt pırt telefona gidiyomuş ne de ben eve 1-2 saat geç gidince ondan bombardıman gibi gelen mesajları alıyorum. burnumda tütüyor şu an resmen ama iyi olduğunu bildiğim sürece mutluyum. (galiba 2 hafta sonra yemin törenine gideceğim için bu rahatlık ya da usta birliğini nerede yapacağının belli olmaması yüzünden. doğuya falan çıkarsa bütün neşem kaybolabilir.)
özet: tamamen ilişkinin düzgün gitmesinden kaynaklanan can sıkıntısı.
0
bir kere öyle bir adam yok diye bir şey yok ben varım, benim diğer yarım da var. her dokunuşumuz her bakışımız her sözümüz heyecan. baştan konuştum ben böyleyim diye :)
mına koyim iş olsun diye sevgili oluyorsunuz, her şeyi tüketip bitiriyorsunuz.
söz bir kere verilir, sabretmiyorsunuz. önünüze çıkan her erkekle kadınla bir şeyler yaşamaya çalışmazsanız bunlar olmaz, yok ilişkinin üçüngü gününde seviştik yok ten uyumu yoksa olmazlar. hepsi de gençlik daha. diyorum ya bakarken heyecan hissetmedikten sonra neyi uzatıyorsunuz? velev ki yaşamak istediniz konuşup baştan öyle yaşayın. tek gecelikse tek gecelik bile olsun. daha dürüstçedir.
mına koyim iş olsun diye sevgili oluyorsunuz, her şeyi tüketip bitiriyorsunuz.
söz bir kere verilir, sabretmiyorsunuz. önünüze çıkan her erkekle kadınla bir şeyler yaşamaya çalışmazsanız bunlar olmaz, yok ilişkinin üçüngü gününde seviştik yok ten uyumu yoksa olmazlar. hepsi de gençlik daha. diyorum ya bakarken heyecan hissetmedikten sonra neyi uzatıyorsunuz? velev ki yaşamak istediniz konuşup baştan öyle yaşayın. tek gecelikse tek gecelik bile olsun. daha dürüstçedir.
0
kallesnikof
Profesyonel öğrenci olan ben ve arkadaşım çok acıktık. Şöyle hızlı ve lezzetli yemekler yapmak istiyoruz. Ortalama altı bir aşçı olan bendeniz ve arkadaşım ne yemek yapmalıyız ve nasıl yapmalıyız? Buyrun önerileri alayım.
Profesyonel öğrenci olan ben ve arkadaşım çok acıktık. Şöyle hızlı ve lezzetli yemekler yapmak istiyoruz. Ortalama altı bir aşçı olan bendeniz ve arkadaşım ne yemek yapmalıyız ve nasıl yapmalıyız? Buyrun önerileri alayım.
0
alışveriş şansınız var mı_ var ise a yok ise b
a)bütçeniz ne kadar
b)evde ne var
a)bütçeniz ne kadar
b)evde ne var
0
tavuk sote yapın hacı. bi paket tavuk göğsü alıp kuşbaşı şeklinde doğrayın. 4 domates 5 yeşil biber 5-6 tane de mantarı ufak ufak doğrayın. tavada yağda önce tavukları bi 10 dakika pişirin, sonra biberleri atın. 2-3 dakika sonra da domates ve mantarları atın. domates suyunu verdikten sonra tuz ve kekik atın. afiyet olsun.
0
makarna, patates, yağ, domates, tuz, baharatlar (kekik, nane, pul biber), şehriye, bulgur, madımak, erişte (denedim ve yapamadım) kesme hamur, süt, peynir, zeytin evde olup aklıma gelenler. dışarı çıkmayacağız. dün şehriye çorbası ondan önceki gün ise makarna yaptık. pilav yapamıyorum (bir türlü tutmuyor) :)
0
pilavı dene inanırsan tutar, bi kere ne yaparsan yap sıcak suyun hep hazır beklesin
soğanı doğruyorsun küp küp(kökünü en son kesersen ağlamazsın)(soğan yoksa pas geç)
domatesi doğruyorsun küp küp(üşenirsen geç)
patatesleri de doğruyorsun küp küp(bu da opsiyonel)
tencereyi ısıt, yağı biraz kızdır soğanları kavur baharatı ekle hafif renk dönünce domatesleri ekle iyice suyunu verince patatesleri ekle biraz kavurup sıcak su ekle göz kararı 2 parmak kadar
patatesler hafif yumuşayınca bulguru ekle sığ bir deniz gibi olacak şekilde su ekle tuz ekle (kaynar suyla takviye yapabilirsin gerekirse, suyu az koy fazla koymaktansa) bulgur suyu çekince
makarna için fazla su kullanma pilav yaparmış gibi adeta gerektikçe su eklersin arada bir karıştır, suyuna mutlaka tuz kat, makarna tam yumuşamadan süz hemen sosun tenceresine al o tam şişmemiş makarna sosu da su gibi çeksin
sos için bir tencereyi kızdır, baharatları koy baharatların kokusu gelince(yakmadan) yağı ekle soğan kavur varsa sarımsak kavur domatesleri ekle salça ekle varsa biber ekle kaynar su koy
not:tereyağı kolay yanar ama çok lezzetlidir bu yüzden altında bir şey yoksa tereyağı kullanma önce sıvı yağ kullan tereyağını sonradan koyarak eritebilirsin makarna veya pilavın üstünde
soğanı doğruyorsun küp küp(kökünü en son kesersen ağlamazsın)(soğan yoksa pas geç)
domatesi doğruyorsun küp küp(üşenirsen geç)
patatesleri de doğruyorsun küp küp(bu da opsiyonel)
tencereyi ısıt, yağı biraz kızdır soğanları kavur baharatı ekle hafif renk dönünce domatesleri ekle iyice suyunu verince patatesleri ekle biraz kavurup sıcak su ekle göz kararı 2 parmak kadar
patatesler hafif yumuşayınca bulguru ekle sığ bir deniz gibi olacak şekilde su ekle tuz ekle (kaynar suyla takviye yapabilirsin gerekirse, suyu az koy fazla koymaktansa) bulgur suyu çekince
makarna için fazla su kullanma pilav yaparmış gibi adeta gerektikçe su eklersin arada bir karıştır, suyuna mutlaka tuz kat, makarna tam yumuşamadan süz hemen sosun tenceresine al o tam şişmemiş makarna sosu da su gibi çeksin
sos için bir tencereyi kızdır, baharatları koy baharatların kokusu gelince(yakmadan) yağı ekle soğan kavur varsa sarımsak kavur domatesleri ekle salça ekle varsa biber ekle kaynar su koy
not:tereyağı kolay yanar ama çok lezzetlidir bu yüzden altında bir şey yoksa tereyağı kullanma önce sıvı yağ kullan tereyağını sonradan koyarak eritebilirsin makarna veya pilavın üstünde
0
beyaz prensli at
sevgili duyuru ahalisi,daha önce hiç aktarmalı uçuş yapmadım. şimdi amsterdam aktarmalı hamburg bileti alcam ama kafamda bi kaç soru var.1) transit vize gerekli mi?2)iki uçak arasında 45 dakika var, bu süreçte transfer nasıl oluyor? uçağı kaçırma riski çok değil mi?3)klm havayolları nasıldır :)edit:
sevgili duyuru ahalisi,
daha önce hiç aktarmalı uçuş yapmadım. şimdi amsterdam aktarmalı hamburg bileti alcam ama kafamda bi kaç soru var.
1) transit vize gerekli mi?
2)iki uçak arasında 45 dakika var, bu süreçte transfer nasıl oluyor? uçağı kaçırma riski çok değil mi?
3)klm havayolları nasıldır :)
edit: ha bir de internetten bilet alırken, vize reddi durumunda bilet iptali için sıkıntı yaşanır mı?
daha önce hiç aktarmalı uçuş yapmadım. şimdi amsterdam aktarmalı hamburg bileti alcam ama kafamda bi kaç soru var.
1) transit vize gerekli mi?
2)iki uçak arasında 45 dakika var, bu süreçte transfer nasıl oluyor? uçağı kaçırma riski çok değil mi?
3)klm havayolları nasıldır :)
edit: ha bir de internetten bilet alırken, vize reddi durumunda bilet iptali için sıkıntı yaşanır mı?
0
1. transit vizeye gerek yok.
2. iki uçak arasında 45 dakika olması biraz az, ama kaçırırsan havayolunun suçu oluyor. çünkü klm sana o bileti kendisi öneriyor istanbul-hamburg bileti aradığında. dolayısıyla uçak kaçarsa seni bir sonraki uçuşla hamburga getirirler. transfer zaten çok karmaşık bir süreç değil. amsterdam'da uçaktan inip oradaki büyük elektronik tabelalardan bir sonraki uçuşunun kapısını bulup oraya gidip uçağa bineceksin.
3. klm iyidir. ama vize reddinde hiç kimse sana paranı iade etmez. vizeni aldıktan sonra bilet alman daha iyi olur.
4. hamburg'a şimdiden hoşgeldin :)
2. iki uçak arasında 45 dakika olması biraz az, ama kaçırırsan havayolunun suçu oluyor. çünkü klm sana o bileti kendisi öneriyor istanbul-hamburg bileti aradığında. dolayısıyla uçak kaçarsa seni bir sonraki uçuşla hamburga getirirler. transfer zaten çok karmaşık bir süreç değil. amsterdam'da uçaktan inip oradaki büyük elektronik tabelalardan bir sonraki uçuşunun kapısını bulup oraya gidip uçağa bineceksin.
3. klm iyidir. ama vize reddinde hiç kimse sana paranı iade etmez. vizeni aldıktan sonra bilet alman daha iyi olur.
4. hamburg'a şimdiden hoşgeldin :)
0
sabirstone
hemen hemen herkes program ile alakalı teknik sorunlar için yardım istemiş. ben kullananların görüşlerini ve düşüncelerini merak ediyorum, seviyem intermediate civarlarında.ilk olarak essential grammer in use ile çalıştım ve bitirdim. şu an english grammer in use'a çalışıyorum. bir yandan bu program
hemen hemen herkes program ile alakalı teknik sorunlar için yardım istemiş. ben kullananların görüşlerini ve düşüncelerini merak ediyorum, seviyem intermediate civarlarında.
ilk olarak essential grammer in use ile çalıştım ve bitirdim. şu an english grammer in use'a çalışıyorum. bir yandan bu program ile kitapta gördüklerimi pekiştirmek istiyorum. nedir olayı ? gerçekten işe yarar gibi görünüyor ama ne kadar zaman ayırıldığı zaman ne gibi sonuçlar veriyor merak ettim.
varsa tecrübe edinmiş olan bilgilendirsin lütfen.
teşekkürler
ilk olarak essential grammer in use ile çalıştım ve bitirdim. şu an english grammer in use'a çalışıyorum. bir yandan bu program ile kitapta gördüklerimi pekiştirmek istiyorum. nedir olayı ? gerçekten işe yarar gibi görünüyor ama ne kadar zaman ayırıldığı zaman ne gibi sonuçlar veriyor merak ettim.
varsa tecrübe edinmiş olan bilgilendirsin lütfen.
teşekkürler
0
konuşma kısmını sevmemiştim ben. kelimeyi adamın söylediği gibi söylüyorum ama azcık daha uzatmadığım için algılamıyodu. okay diyorum ama 10 kez tekrarlıyorum mesela algılaması için.
Onun dışında da sıkılmıştım çalışırken. Beklentim yüksekti sanırım.
Onun dışında da sıkılmıştım çalışırken. Beklentim yüksekti sanırım.
0
negatif yönleri: tek başına bir işe yaramıyor ve telaffuz kısmı gereksiz sıkıcı.
ancak, güzel bir gramer kitabıyla kombine edince kısa sürede "çat-pat" seviyesine getiriyor.
ancak, güzel bir gramer kitabıyla kombine edince kısa sürede "çat-pat" seviyesine getiriyor.
0
mosakale
nası oluyo o iş? hayatım boyunca kahvenin geceleyin beni dinç tutmuşluğu ya da sabah uykumu açmışlığı yok. ölümüne kafein de yüklensem hiç bi işe yaramıyo. ara sıra uzun yol yapıyorum, 5 tane redbull da içsem yine uykum geliyo. hadi orda araba kullandım yoruldum, hiç bi şey yapmadığım günlerin akşam
nası oluyo o iş? hayatım boyunca kahvenin geceleyin beni dinç tutmuşluğu ya da sabah uykumu açmışlığı yok. ölümüne kafein de yüklensem hiç bi işe yaramıyo. ara sıra uzun yol yapıyorum, 5 tane redbull da içsem yine uykum geliyo. hadi orda araba kullandım yoruldum, hiç bi şey yapmadığım günlerin akşamında uyumamam gerektiği için oyun oynarken filan redbull neskafe türk kahvesi ne varsa içiyorum ama en ufak bir etkisi olmuyo. ya siz nası uyanık kalıyosunuz olm bu kafeinle bilmem neyle bi açıklayın biz de uyumayalım!
0
panpa bi sabah sıcak suya 3-4 kaşık nescafe gold at, boğazını yakmadan olabildiğince hızlı iç. açar. açmaması mümkün değil.
0
trip değil gerçekten öyle. bi enerji geliyo bi mutlu oluyorum falan. ama gece uyumadan önce de içerim bazen, uykumu kaçırmaz. hatta daha mutlu rüyalar görürüm.
0
bünye meselesi. içtiğim kahve miktarını duyunca çarpıntıdan bayılmam gerekiği düşünülür ama ben yatağıma geçip mışıl mışıl uyurum mesela. bir saat içinde iki büyük redbull bir 650 ml frenchpress bir fincan sade türk kahvesi içip yarım saat sonra uyumuşluğum var. tabi uyku çok bölündü, o ayrı. :)
sabah kahvesi tribiyse gerçek bak, ama alışkanlıktan o da bence. kahvaltıda çay içmek gibi, sabah ilk derste kahve içme alışkanlığı var bende.
sabah kahvesi tribiyse gerçek bak, ama alışkanlıktan o da bence. kahvaltıda çay içmek gibi, sabah ilk derste kahve içme alışkanlığı var bende.
0
ogrenciyken sabahlamam gereken sinavlarim oldugunda saat 22 civarlarinda bir tane redbull yuvarlayip sabaha kadar saatte bir kahve takviyesiyle yillarca dinc bir sekilde sinavlarimi verdim.
kahveyi yaklasik olarak on yildir sade icerim. turk kahvesi ya da nescafe farketmez. o yuzden artik bende de etki yapmiyor. hatta bir cok zaman "bir kahve iciyim de oyle yatiyim" dedigim olur.
bu isin sirri kahveden, ya da soyle soyliyim, uyaricidan daha cok elindeki ise konsantre olmanla alakali sanirsam.
kahveyi yaklasik olarak on yildir sade icerim. turk kahvesi ya da nescafe farketmez. o yuzden artik bende de etki yapmiyor. hatta bir cok zaman "bir kahve iciyim de oyle yatiyim" dedigim olur.
bu isin sirri kahveden, ya da soyle soyliyim, uyaricidan daha cok elindeki ise konsantre olmanla alakali sanirsam.
0
desenize yıllardır çevremde "kave içmeden kendime gelemiyorum" benzeri cümleler kuran kişilere gereksiz yere içimden "siktir lan" çekmişim..
0
içtiğin kahvenin kalitesiyle de alakalı. eğer 3ü bir arada içiyorsan bir cacık olmaz onlardaki kafein miktarı çok düşük. sana şöyle bi double espresso lazım.
edit: çok önemli durumlarda mesela deli gibi ayık kalman gerekiyor, espressoyla kola'yı karıştır iç. deli gibi ayıltır, tadı iğrençtir. ama süresi bitince deli gibi de uykun gelir haberin olsun.
edit: çok önemli durumlarda mesela deli gibi ayık kalman gerekiyor, espressoyla kola'yı karıştır iç. deli gibi ayıltır, tadı iğrençtir. ama süresi bitince deli gibi de uykun gelir haberin olsun.
0
trajikomix
arabayla giderken kolumu camdan çıkartınca hava ne kadar sıcak olursa olsun buz gibi oluyor. sonra araba dahada hızlanıyor, 150-180 derken soğumaya devam ediyor. yüksekten düşen cisimleri baz alırsak kolumun ısınması gerekmez mi? yada şöyle sorayı, uzaydan gelen bi cisim yanmaya başlarken yer yüzünd
arabayla giderken kolumu camdan çıkartınca hava ne kadar sıcak olursa olsun buz gibi oluyor. sonra araba dahada hızlanıyor, 150-180 derken soğumaya devam ediyor. yüksekten düşen cisimleri baz alırsak kolumun ısınması gerekmez mi?
yada şöyle sorayı, uzaydan gelen bi cisim yanmaya başlarken yer yüzünde niye bu etki olmuyo?
yada şöyle sorayı, uzaydan gelen bi cisim yanmaya başlarken yer yüzünde niye bu etki olmuyo?
0
uzaydan gelen cisim ses hızının birkaç katı hızda geldiği için atmosferden geçerken yüzlerce derecelik sıcaklığa ulaşıyor, onun etrafında oluşan rüzgar onu soğutmayı bırak etki bile etmez.
senin koluna gelirsek, senin kolun atmosferden geçmediği için sadece havayla arasında sürtünme oluşuyor. senin durumunda havayla aradaki sürtünme, hızından kaynaklanan rüzgarın soğukluğunu yenecek kadar ısı oluşturmuyor.
senin koluna gelirsek, senin kolun atmosferden geçmediği için sadece havayla arasında sürtünme oluşuyor. senin durumunda havayla aradaki sürtünme, hızından kaynaklanan rüzgarın soğukluğunu yenecek kadar ısı oluşturmuyor.
0
bilmiyorum saçma mı olucak ama eğer hava sıcaklığı senin vücut sıcaklığından fazlaysa kolun o rüzgarda ısınır sanki.
eğer saçmaysa çok vurmayın hemen ölüyorum ben..
eğer saçmaysa çok vurmayın hemen ölüyorum ben..
0
Arabada meydana gelen durum "forced convection" ile ısı transferi. kolun katı yüzey olsun, etrafından geçen bir hava akışı var. hava akışı forced, yani zorlanmış çünkü arabanın hareketinden dolayı kolunun etrafından akıyor. tıpkı yemek yerken sıcak bir lokmayı üflerken yaptığımız gibi. ne kadar hızlı üflersek o kadar çabuk soğuyor.
sürtünme elbette var ve sürtünmeden dolayı havanın sahip olduğu kinetik enerjinin bir kısmı yine ısıya dönüşüyor, ancak convection ısı transferi ile soğuma daha etkili. sürtünmeden oluşan yüzeydeki sıcaklık artışı sadece convection'un meydana geldiği sıcaklık farkını azaltacağı için ısı transferini azaltıyor.
öte yandan sürtünme hızın karesi ile doğru orantılı. yüksek hızlarda etkisi çok daha fazla. bu sebeple hipersonic tabir edilen hızlarda (5-6 Mach'dan büyük) uçakların yüzey sıcaklıkları sürtünmeden dolayı çok ciddi artıyor, ısıl genleşmeden dolayı geometrik yapılarında değişiklikler meydana geliyor (ki bu aerodinamik açısından korkunç bir şey). o kadar ki sıvı hidrojenin yakıt kullanılması ile ilgili yapılan bazı çalışmalarda hidrojenin yakıt olarak kullanılmasından önce yüzeyin altından akıtılarak sıcaklığını düşürmesi üzerinde çalışılmış. uçağın uçtuğu irtifanın sıcaklığını da -56°C olduğunu da dikkate alalım. yani hissettiğin bu farkı yaratan etkenlerin başında hız geliyor.
bu hız, sürtünmeyi dikkate aldığımızda ısınma etkisini artırıken convection'ı dikkate aldığımızda soğuma etkisini artırıyor. yüksek hızlarda ısınma etkisi baskın hale geliyor. ben bu şekilde yorumluyorum.
sürtünme elbette var ve sürtünmeden dolayı havanın sahip olduğu kinetik enerjinin bir kısmı yine ısıya dönüşüyor, ancak convection ısı transferi ile soğuma daha etkili. sürtünmeden oluşan yüzeydeki sıcaklık artışı sadece convection'un meydana geldiği sıcaklık farkını azaltacağı için ısı transferini azaltıyor.
öte yandan sürtünme hızın karesi ile doğru orantılı. yüksek hızlarda etkisi çok daha fazla. bu sebeple hipersonic tabir edilen hızlarda (5-6 Mach'dan büyük) uçakların yüzey sıcaklıkları sürtünmeden dolayı çok ciddi artıyor, ısıl genleşmeden dolayı geometrik yapılarında değişiklikler meydana geliyor (ki bu aerodinamik açısından korkunç bir şey). o kadar ki sıvı hidrojenin yakıt kullanılması ile ilgili yapılan bazı çalışmalarda hidrojenin yakıt olarak kullanılmasından önce yüzeyin altından akıtılarak sıcaklığını düşürmesi üzerinde çalışılmış. uçağın uçtuğu irtifanın sıcaklığını da -56°C olduğunu da dikkate alalım. yani hissettiğin bu farkı yaratan etkenlerin başında hız geliyor.
bu hız, sürtünmeyi dikkate aldığımızda ısınma etkisini artırıken convection'ı dikkate aldığımızda soğuma etkisini artırıyor. yüksek hızlarda ısınma etkisi baskın hale geliyor. ben bu şekilde yorumluyorum.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
Kışın 1 ay 10 günlük bi boşluğum var. Bu boşlukta interrailimsi bi şeyler düşünüyorum. Görmek isteğim paris, montpellier, antwerp, brugge, amsterdam, prag, roma, floransa, venedik.Nası edebiliriz bu rotayı?
Kışın 1 ay 10 günlük bi boşluğum var. Bu boşlukta interrailimsi bi şeyler düşünüyorum. Görmek isteğim paris, montpellier, antwerp, brugge, amsterdam, prag, roma, floransa, venedik.
Nası edebiliriz bu rotayı?
Nası edebiliriz bu rotayı?
0
fransadan başlayıp kuzeye doğru giderek belçika'yı gezersin, sonra brüksel'den doğu avrupa'da bir yere ucuz bir ryanair uçuşu bulmaya çalışır, prag'a geçer oradan güneye doğru gidersin, italya'dan da türkiye'ye dönersin mesela. brüksel'de ryanair'in hub'ı olduğu için oradan baya noktaya uçuş var. bir araştır derim.
0
listendeki sehirlerden floransa haric hepsine tren/otobus/ucak kombinasyonu ile giden biri olarak tavsiyelerim:
- ozellikle benelux sehirleri icin kendini cok sinirlayacak bir program yapma. mesafeler cok yakin, sehirler cok ufak, dolayisi ile hesapta olmayan bir suru yere ugrama ve kesfetme sansin olur. Amsterdama vardigimda kalacak YHA hostellerin hepsi dolu oldugu icin ani bir kararla Den Helder'a (kuzey hollanda) gitmistim 2-3 saatlik tren ile.. oysa aklima bile gelmezdi plan yapsaydim.
- Hollanda da Delft gibi kucuk universite sehirlerini de dusun derim. Hatta gunuburlik bisiklet kiralayarak yakindaki sehirlere gidip gelmek mumkun
- listene pragi da kattigin icin bir once cevap veren arkadasin da tavsiye ettigi gibi easyjey/ryanair/czech airlines vs ile ucak ile gitmen en az 1 gun kazandirir yoldan. Ama interrailin keyfini cikarticam dersen baska.
- bazi havayolu sirketleri 2-3 ayakli veya baslangic ve donuc yeri ayni olmayan biletler de satiyor. mesala IST-Paris ucakla gidip, 1 hafta fransa ve beneluxte trenle dolasip daha sora da Paris-Prag ucak yapip oradan da kuzeyden italyaya girip guneyden turkiyeye donersin
- eger italyanin guneyine inersen oradan da feribotla patras/yunanistana, oradan da tren/otobus ile korent kanali uzerinden atinaya gidebilirisin.
- sana simdiden iyi yolculuklar.
- ozellikle benelux sehirleri icin kendini cok sinirlayacak bir program yapma. mesafeler cok yakin, sehirler cok ufak, dolayisi ile hesapta olmayan bir suru yere ugrama ve kesfetme sansin olur. Amsterdama vardigimda kalacak YHA hostellerin hepsi dolu oldugu icin ani bir kararla Den Helder'a (kuzey hollanda) gitmistim 2-3 saatlik tren ile.. oysa aklima bile gelmezdi plan yapsaydim.
- Hollanda da Delft gibi kucuk universite sehirlerini de dusun derim. Hatta gunuburlik bisiklet kiralayarak yakindaki sehirlere gidip gelmek mumkun
- listene pragi da kattigin icin bir once cevap veren arkadasin da tavsiye ettigi gibi easyjey/ryanair/czech airlines vs ile ucak ile gitmen en az 1 gun kazandirir yoldan. Ama interrailin keyfini cikarticam dersen baska.
- bazi havayolu sirketleri 2-3 ayakli veya baslangic ve donuc yeri ayni olmayan biletler de satiyor. mesala IST-Paris ucakla gidip, 1 hafta fransa ve beneluxte trenle dolasip daha sora da Paris-Prag ucak yapip oradan da kuzeyden italyaya girip guneyden turkiyeye donersin
- eger italyanin guneyine inersen oradan da feribotla patras/yunanistana, oradan da tren/otobus ile korent kanali uzerinden atinaya gidebilirisin.
- sana simdiden iyi yolculuklar.
0
Çoğu alternatifimiz interrailden pahalıya geliyor yalnız. Para önemli. Paris'ten Amsterdam'a kadar, bi şekilde gidilir. Amsterdam-Prag arası uçak bileti(ryan-air tarzı) sonra? Prag-İtalya nasıl edilir?
0
Mesela wizzair diye bi şey, prag-roma 136 TL çıktı.
Interrail dediğimiz şey şuanki haliyle 1000 TL ediyor. N'etsek?
Interrail dediğimiz şey şuanki haliyle 1000 TL ediyor. N'etsek?
0
hocam,
- seyahat, interrail ile de olsa, pahali bir sey genelde. ulasim icin harcanan para, konaklamadan kisilarak karsilanir, iyi bir yerde konaklamak istersen yeme-icme olayini basite indirgersin vs.
- sana tavsiyem, bu tur bir seyahat icin detayli bir butce yapman. Daha bunun seyahat/saglik sigortasi var, vizesi var.
- interrail/tren kismi icin fiyat faktorleri belliw.. 26 yas ustu/alti fark eder. benelux, fransa ve italya icin ulke-pass lari var. Ayrica yien iyi bir planlama ile hengi ulkede kac gun kalincagini kacgunu seyaht ederek gecirecegini planlayarak ona gore sinirli sayida gunluk bilet alinir
- misal, eger hollanda icinde 3 gun kalacak ve amsterdam cikisli gunluk kisa (2-3 saatlik) yolculuklar yaparak gidecegin bir sonraki sehri seyahat edecek isen 3-gunluk benelux passinin gununu harcamazsin.. ichatlar tren biletleri nispeten ucuz.
- wizzair bilet fiyatina sanirim bagaj vs eklemek lazim. bir suru online masrafi katinca fiyat daha da artar.
- ayrica tarih olarak kis ayi demissin. en az 4-5 ayin var seyahate. bileti nekadar once alirsan fiyat da o kadar ucuz olur
- prag-italya, ya da hangi hatta bakcaksan interrailin websitesinde avrupa tren haritasi ve seyahat planlayici var. oraya bir bakiver
- maksat interrail olduguna gore pegasus/atlas/thy vs ile onlarin senin gittigin ulkede en ucuza uctugu sehre tekyok gidis bileti alip tren ile devam edersin.. donste de yine ucuz (easy/corendon/germanwings etc) veya charter havayolu ile de tekyon biletle turkiyeye donersin. SOnucta belli bir gun ve saatte belirli bir sehre varman gerekmiyorsa, bu planlama serbestligin keyfini cikar derim
- seyahat, interrail ile de olsa, pahali bir sey genelde. ulasim icin harcanan para, konaklamadan kisilarak karsilanir, iyi bir yerde konaklamak istersen yeme-icme olayini basite indirgersin vs.
- sana tavsiyem, bu tur bir seyahat icin detayli bir butce yapman. Daha bunun seyahat/saglik sigortasi var, vizesi var.
- interrail/tren kismi icin fiyat faktorleri belliw.. 26 yas ustu/alti fark eder. benelux, fransa ve italya icin ulke-pass lari var. Ayrica yien iyi bir planlama ile hengi ulkede kac gun kalincagini kacgunu seyaht ederek gecirecegini planlayarak ona gore sinirli sayida gunluk bilet alinir
- misal, eger hollanda icinde 3 gun kalacak ve amsterdam cikisli gunluk kisa (2-3 saatlik) yolculuklar yaparak gidecegin bir sonraki sehri seyahat edecek isen 3-gunluk benelux passinin gununu harcamazsin.. ichatlar tren biletleri nispeten ucuz.
- wizzair bilet fiyatina sanirim bagaj vs eklemek lazim. bir suru online masrafi katinca fiyat daha da artar.
- ayrica tarih olarak kis ayi demissin. en az 4-5 ayin var seyahate. bileti nekadar once alirsan fiyat da o kadar ucuz olur
- prag-italya, ya da hangi hatta bakcaksan interrailin websitesinde avrupa tren haritasi ve seyahat planlayici var. oraya bir bakiver
- maksat interrail olduguna gore pegasus/atlas/thy vs ile onlarin senin gittigin ulkede en ucuza uctugu sehre tekyok gidis bileti alip tren ile devam edersin.. donste de yine ucuz (easy/corendon/germanwings etc) veya charter havayolu ile de tekyon biletle turkiyeye donersin. SOnucta belli bir gun ve saatte belirli bir sehre varman gerekmiyorsa, bu planlama serbestligin keyfini cikar derim
0
chavezding
arkadaslar daha once de sorulmustur farkindayim ama tatmin edici bir cevap bulamadim malesef. soru su: heathrow da 2 saatlik bir aktarma yapip new york a gidecegim. ingiltere benden vize isteyecek mi? genelde duydugum ve benim de dogru bildigim sey, gumrukten disari cikmadigim surece vizeye gerek ol
arkadaslar daha once de sorulmustur farkindayim ama tatmin edici bir cevap bulamadim malesef.
soru su:
heathrow da 2 saatlik bir aktarma yapip new york a gidecegim. ingiltere benden vize isteyecek mi?
genelde duydugum ve benim de dogru bildigim sey, gumrukten disari cikmadigim surece vizeye gerek olmadigi ama ingiltere nin sitesine bakinca transit vize gerektigi soyleniyor. sonra bir baskasi cikiyor yoo ben hic bisi yapmadan gittim vize de almadim diyor. oteki cikiyor benim arkadasimi tutukladilar araya adam soktuk bilmemne diyor. kafayi yedim burada. nedir bunun dogrusu arkadaslar?
soru su:
heathrow da 2 saatlik bir aktarma yapip new york a gidecegim. ingiltere benden vize isteyecek mi?
genelde duydugum ve benim de dogru bildigim sey, gumrukten disari cikmadigim surece vizeye gerek olmadigi ama ingiltere nin sitesine bakinca transit vize gerektigi soyleniyor. sonra bir baskasi cikiyor yoo ben hic bisi yapmadan gittim vize de almadim diyor. oteki cikiyor benim arkadasimi tutukladilar araya adam soktuk bilmemne diyor. kafayi yedim burada. nedir bunun dogrusu arkadaslar?
0
benim bildiğim gerek yok. İngiltere'den emin olmasam da böyle bir durumda gerek olmadığından eminim. Ancak havayolu şirketinden bilgi alabilirsin
0
ayrıca uk border agancy'yi arayabilirsin; çok çok yardımcı oluyorlar, tel.lara çıkıp güzel güzel cevap veriyorlar.
0
hayır hocam. vizeye gerek yok. amerikan vizen varsa ve aktarman farklı havalimanlarından değilse ayrıca bir vize almana gerek yok. 2011 ve 2012'de londra aktarmalı olarak istanbul-chicago ve new york-istanbul uçuşları yaptım. hiç sorun yaşamadım.
0
aynı durumu ben yaşadım, vizeye gerek yok, korkma. Sitede gördüğüm yazı yüzünden ben de korkmuştum ama abd vizen olduğu sürece sorun yok. hatta ben yanlış terminale gidip yanlış sıraya girip 2 kere güvenlikten geçmiştim.
0
uk border agency nin sitesinde do i need a visa kisminda direct air transit visa niz olmasi gerekiyor diyor da o yuzden killandim bu kadar.
tesekkurler net cevaplar icin.
tesekkurler net cevaplar icin.
0
victory83
tübitak bursu için davet mektubu istemiştim şöyle bir cevap geldi:Would you be able to supply the full address that you would like the letter sent too and if possible a brief outline of the kind of research you will be undertaking (if possible an indication of the record series..)Yani adam muhatap T
tübitak bursu için davet mektubu istemiştim şöyle bir cevap geldi:
Would you be able to supply the full address that you would like the letter sent too and if possible a brief outline of the kind of research you will be undertaking (if possible an indication of the record series..)
Yani adam muhatap TÜBİTAK'ın adresini mi istiyor? Yahut kime gönderilecekse onun adresi mi lazım?
Would you be able to supply the full address that you would like the letter sent too and if possible a brief outline of the kind of research you will be undertaking (if possible an indication of the record series..)
Yani adam muhatap TÜBİTAK'ın adresini mi istiyor? Yahut kime gönderilecekse onun adresi mi lazım?
0
mektup nereye gelsin istiyorsan oranın adresini istiyorlar. bir de yapacağın araştırmayla ilgili bir outline yaz diyor.
0
komando kani var bende
eski duyuruları arattım ama tam bulmadım ea'dan 70 üstü almak için nasıl bir çalışma programım olmalı. cevap veren herkese teşekkürler.
eski duyuruları arattım ama tam bulmadım ea'dan 70 üstü almak için nasıl bir çalışma programım olmalı. cevap veren herkese teşekkürler.
0
çok zor bir sınav değil zaten. hiç çalışmadan 80 almıştım ben. bir kırtasiyeden ales denemesi alıp süreyi ayarlamak için birkaç tanesini süre tutarak çözebilirsin.
0
Ales'e nasıl çalışılır, güzel soru... Eğer üniversiteye iyi bir sıralamayla girmiş biriysen hatırlamak açısından çıkmış soruları çöz sadece. Eğer eh iştelik bir öğrenciysen çözümlü çıkmış sorular+ soru bankası. Eğer çok da iyi değilsen ya da çok iyi bir puan almak istiyorsan (94 üstü gibi) konu anlatımlı kitap+ çıkmış sorular+ soru bankası+ sonra deneme çöz.
ben kendimden örnek vereyim, sözel mezunuyum ama matematik yapabiliyorum. öss'de 30 sorudan 21.25 net yapmıştım, sıralamam 4896'ydı. ales'e nasıl çalıştım? Birkaç ay kala çek kopar yaprak test almıştım ama sadece matematikten. Yarısını bile çözmedim ama yanlış çıkan sorularımın üstüne gittim, yanlışlara kesinlikle baktım, olmadı bir matematikçiye gösterdim o çözdü(dershane öğretmeniydim) sözele hiç bakmadım. puanım 92.695 bence ales kesinlikle temeli ölçen bir sınav. temelin iyiyse yaparsın(anadolu lisesi mezunuyum). iyi değilse soru çöz, soru çözme hızını yükselt. benim bir avantajım da hızlı çözebilmem. genelde sözelciler matematiğe bakmaz bile mesela ama ben 50'den 35 net yaptım. süre yetse bir 5 net daha yapardım. tabii sen sayısalcıysan sayısaldan başla.
ben kendimden örnek vereyim, sözel mezunuyum ama matematik yapabiliyorum. öss'de 30 sorudan 21.25 net yapmıştım, sıralamam 4896'ydı. ales'e nasıl çalıştım? Birkaç ay kala çek kopar yaprak test almıştım ama sadece matematikten. Yarısını bile çözmedim ama yanlış çıkan sorularımın üstüne gittim, yanlışlara kesinlikle baktım, olmadı bir matematikçiye gösterdim o çözdü(dershane öğretmeniydim) sözele hiç bakmadım. puanım 92.695 bence ales kesinlikle temeli ölçen bir sınav. temelin iyiyse yaparsın(anadolu lisesi mezunuyum). iyi değilse soru çöz, soru çözme hızını yükselt. benim bir avantajım da hızlı çözebilmem. genelde sözelciler matematiğe bakmaz bile mesela ama ben 50'den 35 net yaptım. süre yetse bir 5 net daha yapardım. tabii sen sayısalcıysan sayısaldan başla.
0
bunu iş olsun diye söylemiyorum da bir-iki deneme çözerek 96 küsur bi puan almıştım. gerçekten zor bi sınav değil ama hız önemli. hızını da ancak pratik yaparak artırırsın bu saatten sonra.
bu puanla hiç bişey yapmamam da benim mallığım.
bu puanla hiç bişey yapmamam da benim mallığım.
0
@tepedeki psychedelic adam ales, herkesin kendi seviyesine göre çalışması gereken bir sınav. mesela sen bir iki deneme çözüp 96 alırsın ama başkası 1000'lerce soru çözer 80'i geçemez. üniversiteye iyi bir sıralamayla girdiğini tahmin ediyorum. ales temeli ve okuma hızını ölçen bir sınav. onun için benim bir önceki duyurum sanırım yol gösterici olacaktır arkadaşa.
bir de, çok kitap okuyan insanlar genelde ales'ten iyi puan alıyor.
bir de, çok kitap okuyan insanlar genelde ales'ten iyi puan alıyor.
0
dereotu
hangisi? paylaşır mısınız?
hangisi? paylaşır mısınız?
0
Adini hatirlayamiyorum ama google'a multiple personality disorder short film yazsan cikar sanirim. Manyakca guzeldi.
0
en birinci; alkislarlayasiyorum.com
2.; alkislarlayasiyorum.com
3.boğaziçi üniv. sinema klübünün 2008'de falan iksv seçkisinde gösterilen sanırım(biraz da atıyroum) kafka'nın (ya da başkasıydı) bir hikayesinden esinlenen kuklalı falan filmi.. hatırlayan varsa link paylaşsın..
4.çok meşhur adını bilemedim, hani var ya bir sevimli kuklamsı bir şey var film boyunca bir şeyler karıştırıyor, hamurdan kendine eş yapıyor, sonra formüller hesaplar falan, o hamurdan kuklayı canladırmaya çalışıyor, bir taraftan süreyle yarışarak.. sonra süre bitiyor, dişi kukla canlanıyor ama bu defa bizimki ölüyor..
2.; alkislarlayasiyorum.com
3.boğaziçi üniv. sinema klübünün 2008'de falan iksv seçkisinde gösterilen sanırım(biraz da atıyroum) kafka'nın (ya da başkasıydı) bir hikayesinden esinlenen kuklalı falan filmi.. hatırlayan varsa link paylaşsın..
4.çok meşhur adını bilemedim, hani var ya bir sevimli kuklamsı bir şey var film boyunca bir şeyler karıştırıyor, hamurdan kendine eş yapıyor, sonra formüller hesaplar falan, o hamurdan kuklayı canladırmaya çalışıyor, bir taraftan süreyle yarışarak.. sonra süre bitiyor, dişi kukla canlanıyor ama bu defa bizimki ölüyor..
0
passion rules the game
ya sürekli mail atıyorum, twitter'dan yazdım ama hiç cevap gelmiyor. neye göre seçiyorlar yarışmacıları? niye bir türlü dönmüyorlar bana? malım galiba.yarışmayı çoook istiyorum burada.
ya sürekli mail atıyorum, twitter'dan yazdım ama hiç cevap gelmiyor. neye göre seçiyorlar yarışmacıları? niye bir türlü dönmüyorlar bana? malım galiba.
yarışmayı çoook istiyorum burada.
yarışmayı çoook istiyorum burada.
0
aynen lan. 1500 tane mail attım, tık yok. güzel kız olcan anca.
0
ben de aynı durumdayım. 2 senedir uğraşıyorum. show'a geçtiğinden beri fazla izleyemiyordum ama dün fark ettim showtv'ye geçtikten sonra oldu sanırım bu fotoğraflı mail atın diyordu İhsan bey.
0
ben bloomberg ht'de iken de fotolu yollamıştım hep de fotolu yolluyorum ama nafile. bir de çıkan bayan yarışmacılardan birisi geçenlerde 3 günde döndüler demişti bana rastgele mi bakıyorlar nedir...
0
çok başvuran var demek ki, rastgele seçiyor olabilirler..
birazdan bende başvuracağım bakalım ne olacak, 3 güne dönerlerse size söylerim
birazdan bende başvuracağım bakalım ne olacak, 3 güne dönerlerse size söylerim
0
güzel kızları direkt alıyorlar. akşam yemeği saatine denk geldiğinden 2 yıldır izlerim, dikkat edin her bölüm muhakkak eli yüzü düzgün bir kız oluyor. bir de show tv'ye geçtiğinden beri hem başvuru sayısı artmıştır, hem de artık ana akım kanallardan biri olduğundan (rating kaygısı) daha dikkat çekici tipleri ayıklamaya başlamışlardır. ben de bir ara düşünüyordum ama bloomberg'deyken çağırmayan şimdi hiç çağırmaz gibime geliyor. kasmayın :)
0
damdaki baykus
Ya arkadaşlar bir egzersiz hareketi vardı adını bir türlü hatırlayamadım. Hareketi tarif etmeye çalışayım bilen birisi varsa cevaplar.Hareket şöle bişi; "Önce dizlerimizi kırarak eğik vaziyette bekliyoruz, sonra zıplayarak şınav pozisyonu alıyor ve şınav çekiyoruz, şınavın ardından kendimizi yukarı
Ya arkadaşlar bir egzersiz hareketi vardı adını bir türlü hatırlayamadım. Hareketi tarif etmeye çalışayım bilen birisi varsa cevaplar.
Hareket şöle bişi;
"Önce dizlerimizi kırarak eğik vaziyette bekliyoruz, sonra zıplayarak şınav pozisyonu alıyor ve şınav çekiyoruz, şınavın ardından kendimizi yukarı atarak başlangıç pozisyonuna (dizlerimiz kırık eğik vaziyet) sonra başlangıç pozisyonundan yukarı doğru zıplayarak ellerimizi yukarıda birbirine vurup tekrar başlangıç pozisyonuna dönüyoruz."
Valla elimden geldiğince anlatmaya çalıştım anlaşılmayan yer varsa sorabilirsiniz. Bu egzersizin adını bilen birisi cevap verirse çok sevincem.
Hareket şöle bişi;
"Önce dizlerimizi kırarak eğik vaziyette bekliyoruz, sonra zıplayarak şınav pozisyonu alıyor ve şınav çekiyoruz, şınavın ardından kendimizi yukarı atarak başlangıç pozisyonuna (dizlerimiz kırık eğik vaziyet) sonra başlangıç pozisyonundan yukarı doğru zıplayarak ellerimizi yukarıda birbirine vurup tekrar başlangıç pozisyonuna dönüyoruz."
Valla elimden geldiğince anlatmaya çalıştım anlaşılmayan yer varsa sorabilirsiniz. Bu egzersizin adını bilen birisi cevap verirse çok sevincem.
0
Hay çok yaşa hocam burpee tamamdır, bunun faydaları hakkında felan bilgin var mı peki?
0
jumping jack, squat gibi şeylerle bi program yaparsan daha faydalı olur diye düşünüyorum.
10 minute workout ya da 15 minute workout diye aratırsan google'da, görsellerde değişik programlar var.
10 minute workout ya da 15 minute workout diye aratırsan google'da, görsellerde değişik programlar var.
0
genel olarak yoğun kardiyo programlarında kullanılır. kalbi kütür kütür attırır, terletir.
0
charlotte blanc
http://s1.directupload.net/images/130826/mkgmytbm.swfya bu adam neden agladı ? orada taraftarlar neden birbirine girdi ? o ttaraftarlar kimler ? futbola pek ilgim olmadığı için bilmiyorum. sözlükte de herkes birşeyi lanetlemiş ama anlamadım.
s1.directupload.net
ya bu adam neden agladı ? orada taraftarlar neden birbirine girdi ? o ttaraftarlar kimler ? futbola pek ilgim olmadığı için bilmiyorum. sözlükte de herkes birşeyi lanetlemiş ama anlamadım.
ya bu adam neden agladı ? orada taraftarlar neden birbirine girdi ? o ttaraftarlar kimler ? futbola pek ilgim olmadığı için bilmiyorum. sözlükte de herkes birşeyi lanetlemiş ama anlamadım.
0
o taraftar volkan'a küfür etmiş, volkan da ağlayarak sahayı terk etmiş. diğer eleman da volkan'a küfür edip ağlattığı için ilk taraftara kızıyor sanırım.
0
3 adet arkadaştan biri küfür etmiş. diğer seyirciler tepki gösterdi zaten. volkan da duyup bir şeyler söylemiş. yakın bir zamanda çocuğu olmuş galiba onunla ilgili bir şey söylemiş olacak ki bu akdar etkilenmiş. sonra volkan sahayı terk etti. değiştirilmeden. sonra kameralar o kısmı çekerken küfür eden biraz bozulmuş gibiydi fakat arkadaşlarından biri baya gururluydu. biz dedik biz yaptık havasında. bütün diğer seyirciler tepki gösterdi. saçma sapan işler.
0
adama bir de bir şeyler attılar. bence esas o sinilendirdi. yoksa küfür maalesef her maç var. ama taraftarın kendi fultbolcusuna çakmak falan atması ilginç.
0
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim, mesela malouda'ya muz atsalar ve oyuncu sahayı terk etse yine yolları ayırabilir miydi trabzonspor?
0
yav önceki yıllarda hakemlerin küfür durumunda maçı tatil etmesi gibisinden bir kural getirilmemiş miydi? ben mi yanlış hatırlıyorum? kaldırılmış bir kural mı, yoksa yemediği ya da göstermelik olduğu için kullanılmıyor mu?
0
her küfür olduğunda maç tatil edilse lig bitmez.
volkan'a küfür edilmiş olması çok aşağalık bir durum. maalesef buna bir çözüm bulunamıyor.
volkan'a küfür edilmiş olması çok aşağalık bir durum. maalesef buna bir çözüm bulunamıyor.
0
ağır abi görünümlü trabzon başkanı da volkan'ı göndereceğiz diye açıklama yapmış.
basın yalan yazıyor, şampiyon olmayınca ama doğrudur, beklerim.
basın yalan yazıyor, şampiyon olmayınca ama doğrudur, beklerim.
0
taraftar küfür etmiş futbolcununda ağırına gitmiş sahayı terketti.
Profesyonellik dışı bence trabzonspor haklı,
taraftarda yanlış yaptı yaptığı yanlışıda kabul etmiyo gibi gururla ben yaptım dercesine hareketler yapıyodu.
Profesyonellik dışı bence trabzonspor haklı,
taraftarda yanlış yaptı yaptığı yanlışıda kabul etmiyo gibi gururla ben yaptım dercesine hareketler yapıyodu.
0
hangi stadda yada kendi aramzıda küfür yok volkanın top oynamaya niyeti yok maçı seyreden bilir adam götünü kaldırmıyor,sora biri küfür etti diye salya sümük ben oynamıyorum ya banane demek nedemek??18 takımın butun futbolcularına bu stadlarda kufur olur ulan amk nasıl topa vuruyon gibi..aam sahayı terketmek olacak iş değil cukkaları alırken iyi ekmek teknene ihanettir bu esas..kulup ve başkan haklıdır.
bu arada o küfrü savunmuyorum o küfredenlern taaa ak.
bu arada o küfrü savunmuyorum o küfredenlern taaa ak.
0
abicim orada diğer oyuncular var, yan hakem var, orta hakem de çok uzak değil. artık seyirciyle nasıl bir diyalog geçtiyse daha adam ağlamaya başlamadan bile takım arkadaşları, rakip oyuncular falan teselliye geliyor. hakem oyunu durdurup o da sarılarak teselli falan ediyor. oyun devam ederken seyirciyle bağırmalı çağırmalı diyaloğa girip "ben oynamıyom" hareketleriyle kenara giden oyuncuya en önce hakem bi sarı kart falan gösterir. sarılıp teselli eder mi lan? sırf ağladı diye hakeminden rakip oyuncusuna, diğer trabzonspor taraftarına karşı herkes hassaslaşıp ah canıım kıyamam kıvamına gelir mi lan? böyle bir şey gördünüz mü hayatınızda? o adam orada herkesin, diğer oyuncuların, hakemlerin, seryircilerin de duyup "oha ne dedi lan adama" diyeceği kadar ağır bir şey söylemiş olmalı ki sarı kart göstermesi gereken hakem bile oyuncuya sarılarak teselli moduna girmiş. bunun profesyonellikle falan alakası yok. biraz insanlıkla alakası var.
0
mr.goodcat
Cikolata ve icki olarak ne alinir. Tam olarak surdan sunu al kesinlikle diyebiliyor musunuz? Brukseldeyim suan ve aksam donuyorum.
Cikolata ve icki olarak ne alinir. Tam olarak surdan sunu al kesinlikle diyebiliyor musunuz? Brukseldeyim suan ve aksam donuyorum.
0
Ben alkol ve sigara tüketmeyen biri olarak magnet dışında hiç birşey alınmaz derim. Elektronik yer yer Türkiyeden de pahalı. Giyecek alacaksan üzerinde "Made in Turkiye" ya da "Turkish Brand" yazmamasına dikkat et sonra üzülürsün.
0
Çikolataları güzel bu işeyen çocuk un oralarda çokca çikolata satan yer var gir herhangi birisine deniz kabuğu şeklinde çikolatalar olan bir kutu var biz ondan aldık çok beğendik.
Tam yer tarif edemiyorum ama hepsi aşağı yukarı aynı.
Ha bide magnet al içki bilmiyorum.
al fotosuda burda çikolatanın
k1308.hizliresim.com
Tam yer tarif edemiyorum ama hepsi aşağı yukarı aynı.
Ha bide magnet al içki bilmiyorum.
al fotosuda burda çikolatanın
k1308.hizliresim.com
0
buraya getirmene değmez ama güzel bi barda oturup leffe birasının dark ve blonde olanlarını denemeni tavsiye ederim
0
leonidas çikolata tavsiye ederim, içi kremalı ve beyaz olmayanlardan al. süpermarkete gir 5 euroluk bordeaux şaraplarından iki tane at çantaya. leffe ülkemizde de olsa bile yer varsa alınabilir, en sevdiğim biradır
0
söylendiği gibi leonidas'tan al çikolatayı. karışık yaptır. ben şahsen sevmem pek deniz kabuklarını falan. godiva çok pahalı. cote d'or'un şu çikolatalarından al bir de.
www.chocotoff.com
kaşara benzeyen ama daha sarı peynirleri var çeşitli baharatlarla yapılmış onlardan kesin al, çünkü tr'de pahalılar. bunun gibi mesela www.delangehoeve.nl
ince waffle'lar var bir de, carrefour'da bulabilirsin. küçük yuvarlak içi karamelli şeyler bunlar, dışı gofret desenli. al resmini de buldum. iffoodbethemusicoflovefeedon.blogspot.com
ve dl marka soslardan çeşit çeşit doldur. körili, barbekü vs vs...
belçikalı was here.
www.chocotoff.com
kaşara benzeyen ama daha sarı peynirleri var çeşitli baharatlarla yapılmış onlardan kesin al, çünkü tr'de pahalılar. bunun gibi mesela www.delangehoeve.nl
ince waffle'lar var bir de, carrefour'da bulabilirsin. küçük yuvarlak içi karamelli şeyler bunlar, dışı gofret desenli. al resmini de buldum. iffoodbethemusicoflovefeedon.blogspot.com
ve dl marka soslardan çeşit çeşit doldur. körili, barbekü vs vs...
belçikalı was here.
0
leonidas'a gidip bir kutu karışık yaptırabilirsin. bira olarak da brugge zot ve delirium tremens'i dene.
0
cagri
Selamlar, ben klasik üni 1'de ateist olma tribine gençlerdenim bazılarınıza göre bazılarına göre de münafık/kafir neyse artık.Beyler hanımlar, kendi düşüncem hakkında çook sığ olduğum evrimin reddedilemeyecek bir gerçek olduğu(canlıların doğaya uyum sağlaması, mesela bizim kaşlar ve kirpiklerin cıkm
Selamlar, ben klasik üni 1'de ateist olma tribine gençlerdenim bazılarınıza göre bazılarına göre de münafık/kafir neyse artık.
Beyler hanımlar, kendi düşüncem hakkında çook sığ olduğum evrimin reddedilemeyecek bir gerçek olduğu(canlıların doğaya uyum sağlaması, mesela bizim kaşlar ve kirpiklerin cıkması 10 numara örnek bence)
Ama tesadüfen var olamayacağımızı da düşünüyorum ya, bu düşünme yetisi falan yok abi dünya bir şekilde oluşmuştur da bu beyin kendi kendine olamaz aq(dediğim gibi çok cahilim ve muallaktayım)
Dinlerin zaten alayının mitolojilerden aparılma insan ürünü oldugunu düşünüyorum çünkü ilk dönem aldığım derste direk yaratılış mitlerinden arak yani kur'an falan, ayrıca aq 2 kadın=1 erkek diyen yaratıcı mı olur ya, ya da kendi yarattığı bir ırkı yine kendi yarattığı ırka karşı dolduruşa getiren?
Ya var ya yokçu tayfayı da çözemedim, 60'tan sonra var galiba götü sağlama alalım ayağına namaza başlayacak tipler gibi geliyorlar bana.
Ben(tekrar ediyorum, hala çözemedim) sanki bi yaratıcı var diye düşünüyorum ama hani öyle yaratmış bizi evrimin en başındaki halimizle sonra evrile evrile bu hali almışız, öldükten sonra da bir cehennem cennet olayları olmaz gibi geliyor. Ayrıca madem tanrı var neden bu kadar açlık ve zulüm yıllardır süre geliyor diyorsanız onu da anlamıyorum. Yardım edin.
Beyler hanımlar, kendi düşüncem hakkında çook sığ olduğum evrimin reddedilemeyecek bir gerçek olduğu(canlıların doğaya uyum sağlaması, mesela bizim kaşlar ve kirpiklerin cıkması 10 numara örnek bence)
Ama tesadüfen var olamayacağımızı da düşünüyorum ya, bu düşünme yetisi falan yok abi dünya bir şekilde oluşmuştur da bu beyin kendi kendine olamaz aq(dediğim gibi çok cahilim ve muallaktayım)
Dinlerin zaten alayının mitolojilerden aparılma insan ürünü oldugunu düşünüyorum çünkü ilk dönem aldığım derste direk yaratılış mitlerinden arak yani kur'an falan, ayrıca aq 2 kadın=1 erkek diyen yaratıcı mı olur ya, ya da kendi yarattığı bir ırkı yine kendi yarattığı ırka karşı dolduruşa getiren?
Ya var ya yokçu tayfayı da çözemedim, 60'tan sonra var galiba götü sağlama alalım ayağına namaza başlayacak tipler gibi geliyorlar bana.
Ben(tekrar ediyorum, hala çözemedim) sanki bi yaratıcı var diye düşünüyorum ama hani öyle yaratmış bizi evrimin en başındaki halimizle sonra evrile evrile bu hali almışız, öldükten sonra da bir cehennem cennet olayları olmaz gibi geliyor. Ayrıca madem tanrı var neden bu kadar açlık ve zulüm yıllardır süre geliyor diyorsanız onu da anlamıyorum. Yardım edin.
0
şimdi soru biraz garip. neye inanıp inanmayacağını biz söyleyemeyiz gibime geliyor. fakat eğer sorun bu konularla ilgili bilgi edinmek ise orhan hançerlioğlu'ndan düşünce tarihi'ni öneririm sana. artık karar aşaması sana kalmış. artısıyla eksisiyle bu akımları öğrendikten sonra karar vermen çok dhaa kolaylaşır emin ol.
0
hacı sen "ya var ya yok" sığlığında yaklaştığın agnostizm'e yakın şeyler söylüyorsun. uzun uzun yazmaya üşeniyorum şu an, ama yani bilimsel olarak ispatlanan bir tanrı olmadığı sürece tanrı fikri kafaya yatmıyor, fakat kesinlikle reddetmiyorsun. bilim ne ispatlarsa o. daha detaylı konuşmak istersen mesaj at yarın akşam konuşalım, şimdi yatıyorum.
0
sen varsın, insanlar var, ve diğer canlılar. Bence gerisiyle "neye inanacağım?" sorusuyla birlikte muhatap olmak gereksiz. Bundan sıyrılarak evrenin oluşumu, evrim... gibi meselelere bakmak en mantıklısı.
0
@dullahan önerin için teşekkür ederim, sen neye inanıyor ya da inanmıyorsun peki?
@inflak aslında ben de senin gibiyim ama dediğim gibi artık günüm nasıl geçerse geçsin gece yatağa yattığımda yaşadıklarım değil bu mevzular kafamı tırmalıyor, bence de var ya yok abi olamayız biz biri bize bakıyor ve tartıyor, secdeye kapandığımızı değil, iyilikleri ve kötülükleri of ya iyice kafam karışıyor...
@futbolcu konusalım hocam, ya işte ben her şeyin onun kıvılcımı çakmasıyla başladığını düşünüyorum tam agnostiklik değil sanırım bu da...
@dafaiiss nasıl yani abi?
@inflak aslında ben de senin gibiyim ama dediğim gibi artık günüm nasıl geçerse geçsin gece yatağa yattığımda yaşadıklarım değil bu mevzular kafamı tırmalıyor, bence de var ya yok abi olamayız biz biri bize bakıyor ve tartıyor, secdeye kapandığımızı değil, iyilikleri ve kötülükleri of ya iyice kafam karışıyor...
@futbolcu konusalım hocam, ya işte ben her şeyin onun kıvılcımı çakmasıyla başladığını düşünüyorum tam agnostiklik değil sanırım bu da...
@dafaiiss nasıl yani abi?
0
ben açıkçası ateist-agnostik buluyorum kendimi. yani aslında biraz nihilist olduğum için sanırım yaratıcı olmadığını düşünüyorum fakat insanoğlunun kesin doğruyu bilemeyeceğini düşündüğümden dolayı da agnostik olarak görüyorum kendimi.
ama dediğim gibi bunları şu anda hissediyorum. (ben de üni 1. sınıfa geçtim) geleceğin ne getireceği bilinmez. o yüzden taraftarlık da yapmamak gerekir sanırım bu konularda.
ama dediğim gibi bunları şu anda hissediyorum. (ben de üni 1. sınıfa geçtim) geleceğin ne getireceği bilinmez. o yüzden taraftarlık da yapmamak gerekir sanırım bu konularda.
0
inandığın/inanmadığın şeye göre evrenin oluşumu, insanların nasıl varolduğu, evrim... gibi meselelere bakış açını belirlemek yerine, bunlardan anladığın ve aklına yatan inandığın/inanmadığın şeyi belirlesin. Aksi halde dogmatik bir düşünce yapısı inşa etmiş olursun.
Bir de tanrı var ya da yok ya da bilemeyiz; her neyse, her durumda açlık kan zulüm bunları insanlar yapıyor, bir de "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye seyirci kalanlar. Bunu bu konuda bir önerme olarak sunmak çok saçma. "tanrı yok" dediğinde ya da "var" dediğinde... bu konuda sahip olduğun toplumsal sorumluluk değişmiyor ki. Yani tanrı varsa da napsın şimşek çaktırıp bütün kötüleri öldürsün sonusuza dek mutlu mu yaşayalım, masalda mıyız yani?
Bir yerde bir suç varsa onu işleyenler kadar ona susan, yok sayan ya da engellemeye çabalamayn... insanlar da suçlu. "sen varsın, diğer insanlar ve canlılar... var." derken bunu kastediyordum.
Bir de tanrı var ya da yok ya da bilemeyiz; her neyse, her durumda açlık kan zulüm bunları insanlar yapıyor, bir de "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diye seyirci kalanlar. Bunu bu konuda bir önerme olarak sunmak çok saçma. "tanrı yok" dediğinde ya da "var" dediğinde... bu konuda sahip olduğun toplumsal sorumluluk değişmiyor ki. Yani tanrı varsa da napsın şimşek çaktırıp bütün kötüleri öldürsün sonusuza dek mutlu mu yaşayalım, masalda mıyız yani?
Bir yerde bir suç varsa onu işleyenler kadar ona susan, yok sayan ya da engellemeye çabalamayn... insanlar da suçlu. "sen varsın, diğer insanlar ve canlılar... var." derken bunu kastediyordum.
0
tanrı varsa bile islam'ı o göndermemiştir. böyle bir kitabı sadist biri yazabilir anca. canlılığın oluşumuna gelince, hala bir gizem olarak duruyor ama elbet bir gün çözülecek. facebook karikateist sayfasına bakmanı tavsiye ederim. bazı sorularına cevap bulabilirsin en azından.
0
üniversitedeyken "dinozorların sessiz gecesi" serisini okumuştum. richard dawkins'in kitaplarını da okuyabilirsiniz. Bill Bryson'un "hemen hemen herşeyin kısa tarihi" kitabı da kafamdaki birçok soru işaretinin aydınlanmasına yardımcı olmuştu.
göz, beyin vs bunların evriminin az çok açıklaması var ama herşeye günümüz biliminin penceresinden bakmayın, bizim henüz bilimsel olarak vakıf olamadığımız bir sürü alan var, kütle çekimi nasıl çalışıyor onu bile bilmiyoruz. dolayısıyla "varlık" bizim bildiğimizden çok ötede birşey olabilir (sicim teorisi vs bunlara da bakabilirsiniz)
Bunları öğrenirken diğer dinlerin tarihçelerine de göz atın, dinler tarihi biraz da insanlığın tarihidir. Kişisel olarak doğu inanışlarını daha insan odaklı ve eğlenceli buluyorum. Mesela Taoizm'de bir tanrı inancı yok, evren ve bunun parçası olarak miko evren yani insan var.
40 yaşıma geldim, henüz net bir karar verdiğimi düşünmüyorum, taoizm şu anda favori inanışım. tavsiyem içiniz rahat oluncaya kadar okuyun araştırın, kendinize en yakın şeye inanın ya da hiçbir şeye inanamayın. Asıl olan huzurlu olmaktır, size ne huzur veriyorsa onu bulun.
göz, beyin vs bunların evriminin az çok açıklaması var ama herşeye günümüz biliminin penceresinden bakmayın, bizim henüz bilimsel olarak vakıf olamadığımız bir sürü alan var, kütle çekimi nasıl çalışıyor onu bile bilmiyoruz. dolayısıyla "varlık" bizim bildiğimizden çok ötede birşey olabilir (sicim teorisi vs bunlara da bakabilirsiniz)
Bunları öğrenirken diğer dinlerin tarihçelerine de göz atın, dinler tarihi biraz da insanlığın tarihidir. Kişisel olarak doğu inanışlarını daha insan odaklı ve eğlenceli buluyorum. Mesela Taoizm'de bir tanrı inancı yok, evren ve bunun parçası olarak miko evren yani insan var.
40 yaşıma geldim, henüz net bir karar verdiğimi düşünmüyorum, taoizm şu anda favori inanışım. tavsiyem içiniz rahat oluncaya kadar okuyun araştırın, kendinize en yakın şeye inanın ya da hiçbir şeye inanamayın. Asıl olan huzurlu olmaktır, size ne huzur veriyorsa onu bulun.
0
bir kere hic unutmam
Arkadaşlar haftaya İstanbul'da olacağım. Kız arkadaşımla 2 gece bir otelde kalmak zorundayız. Evlilik cüzdanı sormayan hesaplı Sultanahmet civarı merkezi yerlerde otel önerisi olan var mı?
Arkadaşlar haftaya İstanbul'da olacağım. Kız arkadaşımla 2 gece bir otelde kalmak zorundayız. Evlilik cüzdanı sormayan hesaplı Sultanahmet civarı merkezi yerlerde otel önerisi olan var mı?
0
şehir fırsatları'na bir bakın derim, o bölgelerde çok hesaplı oteller bulunabiliyor.
www.groupon.com
www.groupon.com
0
daphne hotel sultanahmet.
çok tatlıdır. sormaz bir şey. çok beğeneceksiniz. ben çok beğenmiştim eskiden. çok da pahalı değildi eskiden.
www.hoteldaphne.com
bakamyın ingilizceye ve dolarla oda fiyatlarına. telefonda tl fiyatı alabilirsiniz.
çok tatlıdır. sormaz bir şey. çok beğeneceksiniz. ben çok beğenmiştim eskiden. çok da pahalı değildi eskiden.
www.hoteldaphne.com
bakamyın ingilizceye ve dolarla oda fiyatlarına. telefonda tl fiyatı alabilirsiniz.
0
Arkadaşlar çok sağolun. Dediğiniz sitelere baktım ama ihtiyacım olan tecrübesi olan kişiler. Güvenilir temiz bir otel arıyorum.
0
cagri
Selamlar 3. senemi yurtdışında geçirmeyi planlayan bir reklamcılık öğrencisiyim(2. sınıfa geçtim)Erasmusla gitme ihtimalim bulunan ülkeler başlıkta, Polonya hariç diğerlerinin yaşam standartları yüksek olduğu için doğal olarak da hayat pahalıdır diye düşünüyorum bu da benim gezmeye daha az para ayır
Selamlar 3. senemi yurtdışında geçirmeyi planlayan bir reklamcılık öğrencisiyim(2. sınıfa geçtim)
Erasmusla gitme ihtimalim bulunan ülkeler başlıkta, Polonya hariç diğerlerinin yaşam standartları yüksek olduğu için doğal olarak da hayat pahalıdır diye düşünüyorum bu da benim gezmeye daha az para ayırabilmem anlamına gelir, Polonya'da Jagiellonian var 1300'lerden kalma, orayı övüyorlar, hem iyi, hem Krakow Polonya'nın en iyisi hem de Polonya şartyları falan,
Almanya ve Hollanda İspanya'ya nazaran daha gelişmiş ve daha pahalı olur diye düşünüyorum o yüzden pek de sıcak bakmıyorum oralara açıkçası
İspanya için ne düşünüyorsunuz? Hibe miktarı Almanya'dan bile fazla ve bununla beraber ekonomik krizle birlikte ucuzlama olmuş mudur? İletişim Fakültesi öğrencisine hangsini önerirsiniz?
Erasmusla gitme ihtimalim bulunan ülkeler başlıkta, Polonya hariç diğerlerinin yaşam standartları yüksek olduğu için doğal olarak da hayat pahalıdır diye düşünüyorum bu da benim gezmeye daha az para ayırabilmem anlamına gelir, Polonya'da Jagiellonian var 1300'lerden kalma, orayı övüyorlar, hem iyi, hem Krakow Polonya'nın en iyisi hem de Polonya şartyları falan,
Almanya ve Hollanda İspanya'ya nazaran daha gelişmiş ve daha pahalı olur diye düşünüyorum o yüzden pek de sıcak bakmıyorum oralara açıkçası
İspanya için ne düşünüyorsunuz? Hibe miktarı Almanya'dan bile fazla ve bununla beraber ekonomik krizle birlikte ucuzlama olmuş mudur? İletişim Fakültesi öğrencisine hangsini önerirsiniz?
0
erasmus'un fakülteyle pek alakası yok ya. gez toz eğlen. polonya gibi ucuz ülkeleri tercih etmek mantıklı bence de. ispanya'ya falan ryanair'le gider gezersin zaten.
0
@futbolcu ben de senin gibi düşünüyorum, polonya'da takılıp öyle yerlere ryan airle gitmeyi falan.
@tırt
neden 1 ispanya?
@tırt
neden 1 ispanya?
0
polonya'da erasmus yaptım, artırdığım parayla 10 ülke gezdim. polonya'da da taksiden inmemiştim, otobüse 1 kez bindim, öyle lüks yaşadım yani
he ispanya'da erasmus daha bi farklı olabilir, ne de olsa sıcak insanlar vs vs. ama erasmus her yerde 10 numara. bi de her yerde daha çok erasmuslularla takılıyosun
bi de ekonomik krizlden ucuzlamış değil. en ucuz ülkeler hala daha euro olmayan ülkeler.
erasmus kısmı süper geçsin parti parti geziyim diyosan ispanya, erasmus süper geçsin bi de ülke geziyim dolaşıyim dersen polonya
almanya ve hollanda'yı ağzıma almadım, dikkat çekerim :)
he ispanya'da erasmus daha bi farklı olabilir, ne de olsa sıcak insanlar vs vs. ama erasmus her yerde 10 numara. bi de her yerde daha çok erasmuslularla takılıyosun
bi de ekonomik krizlden ucuzlamış değil. en ucuz ülkeler hala daha euro olmayan ülkeler.
erasmus kısmı süper geçsin parti parti geziyim diyosan ispanya, erasmus süper geçsin bi de ülke geziyim dolaşıyim dersen polonya
almanya ve hollanda'yı ağzıma almadım, dikkat çekerim :)
0
ben erasmus yapmadım daha :) gelecek dönem litvanya'da yapıcam. neyse başvuru sırasında hepsini araştırmıştım. en çok tavsiye edilen ispanya :) seçenekler arasında olsaydı kesinlikle ispanya seçicektim.
0
Bi insani almanya'da erasmus yapmaya ikna etmek icin ne yapmak gerekir hayal bile edemiyorum.
Kesinlikle ama kesinlikle Polonya'ya git.
Kesinlikle ama kesinlikle Polonya'ya git.
0
@la noix, zloty olayları nasıl ve lüks yaşadı mdiyorsun, ne kadardı ki yuro bazında gelirin aylık ve hangi üniversite?
ben de ispanya ve polonya arasında kaldım, ve polonyalı kızlar dedikleri gibi gerçekten güzel mi?
10 ülke gezdim diyorsun? Hangileri ve ne şartlarda kaldın oralarda? ben terminalde falan uyuma tarzı işlere hiç girmem yani sefil şekilde dolaşma taraftarı değilim pek.
@tirt ben de işte kararsız kalıyorum ispanya'yı ben de cok duyuyorum da o yüzden soruyorum. :))
@kegums neden böyle dedin biraz açabilir misin? Çünkü gerçekten yardıma ihtiyacım var.
ben de ispanya ve polonya arasında kaldım, ve polonyalı kızlar dedikleri gibi gerçekten güzel mi?
10 ülke gezdim diyorsun? Hangileri ve ne şartlarda kaldın oralarda? ben terminalde falan uyuma tarzı işlere hiç girmem yani sefil şekilde dolaşma taraftarı değilim pek.
@tirt ben de işte kararsız kalıyorum ispanya'yı ben de cok duyuyorum da o yüzden soruyorum. :))
@kegums neden böyle dedin biraz açabilir misin? Çünkü gerçekten yardıma ihtiyacım var.
0
bialystok'taydım. lüks bi dorm'da kaldım, aylık ne kadar olduğunu hatırlamıyorum şimdi.
10 ülke: danimarka, çek, macaristan, italya, fransa, ispanya, belçika, hollanda, bi de işte polonya'da gezdim etti 9. demek ki 10 değilmiş :D
couchsurfing bulduğum yerde onla, bulamadığım yerde tek yıldızlı otelde kaldım, hiç terminalde sokakta falan sabahlamadım.
polonyalı kızlar güzel (baya güzel, ama macar kızları varken, bilemiyorum zevk meselesi), erkekler tam bir öküz. polonyalıları sevemedim bi türlü ben, sevdiklerim de sadece krakow'dandı. ya şöyle düşün, ne olursa olsun erasmus süper geçecek. polonyalıları sevemediğim için (bzm ünide de hep norveç isveç falan vardı zaten, onlarla ortak ders de yoktu, ingilizce fakülteydi) erasmusçularla takıldım hep.
ispanya'ya gidenler genelde para arttıramıyor ve partilerin güzelliğinden de pek gezmiyorlar. bu kötü bişey değil, sadece snn ne istediğine göre değişecek bi durum.
dediğim gibi, erasmus her halükarda süper olacak, daha güzel olmasını istiyosan ispanya, gezmek istiyorsan polonya
10 ülke: danimarka, çek, macaristan, italya, fransa, ispanya, belçika, hollanda, bi de işte polonya'da gezdim etti 9. demek ki 10 değilmiş :D
couchsurfing bulduğum yerde onla, bulamadığım yerde tek yıldızlı otelde kaldım, hiç terminalde sokakta falan sabahlamadım.
polonyalı kızlar güzel (baya güzel, ama macar kızları varken, bilemiyorum zevk meselesi), erkekler tam bir öküz. polonyalıları sevemedim bi türlü ben, sevdiklerim de sadece krakow'dandı. ya şöyle düşün, ne olursa olsun erasmus süper geçecek. polonyalıları sevemediğim için (bzm ünide de hep norveç isveç falan vardı zaten, onlarla ortak ders de yoktu, ingilizce fakülteydi) erasmusçularla takıldım hep.
ispanya'ya gidenler genelde para arttıramıyor ve partilerin güzelliğinden de pek gezmiyorlar. bu kötü bişey değil, sadece snn ne istediğine göre değişecek bi durum.
dediğim gibi, erasmus her halükarda süper olacak, daha güzel olmasını istiyosan ispanya, gezmek istiyorsan polonya
0
electra kompleksi
Bize yakın bi' kültür sanat merkezi var. Çeşitli kurslar var. İki branş seçebiliyorum. Birini "web programlama" seçtim diğer branşı da yabancı dil istedim ve İspanyolca seçtim. Sizce isabetli bir karar olmuş mu? Diğer diller: Almanca, Arapça, İtalyanca, Rusça, FransızcaYa da hangi dili öğrenmek daha
Bize yakın bi' kültür sanat merkezi var. Çeşitli kurslar var. İki branş seçebiliyorum. Birini "web programlama" seçtim diğer branşı da yabancı dil istedim ve İspanyolca seçtim. Sizce isabetli bir karar olmuş mu? Diğer diller: Almanca, Arapça, İtalyanca, Rusça, Fransızca
Ya da hangi dili öğrenmek daha büyük artı olur?
Ya da hangi dili öğrenmek daha büyük artı olur?
0
ne amaçla dil öğrendiğine bağlı? kültürel amaçlarla öğreniyorsan, ilgi duyduğun bir kültürün dilini seç. iş için öğreniyorsan iş alanına göre değişir.
0
Kendimi geliştirmek için öğreniyorum. Türk dili ve edebiyatı mezunuyum aynı alandan yüksek lisans yapıyorum. Acaba Arapça daha mı çok işime yarardı diye düşünüyorum. Şöyle diyeyim akademisyen olmaya çalışıyorum. Ne bileyim işte bir sürü sebebi var dil öğrenmek istememin.
0
akademik kariyer düşünüyorsan arapça senin için daha mantıklı olmaz mıydı? tabi kendi alanında kariyer düşünüyorsan
0
türk dili edebiyatı bir şekilde arapça dili ile daha fazla etkileşim içinde olduğundan senin için daha yararlı olur bence. ama seni en fazla zorlayacak olan dilde o olur.zamanın varsa ve hırslıysan arapçaya giriş bence.tabi sen benden daha iyi biliyosundur arapçanın ne kadar işine yarayacağını. ben etrafımdan bildiğim duyduğum kadarını yazıyorum
edit:yoksa 'arap dili' mi emin olamadım
edit:yoksa 'arap dili' mi emin olamadım
0
roket adam
23 yaşındayım, iş tecrübem var, iyiyim bayaa.4 senedir part time vs. çalıştığım bir distribütör şirkette son bir aydır full time iş geliştirme mühendisi (?) olarak çalışıyorum. distribütörün temsilciliğini yaptığı yabancı markaların bizim departmana ait olanlarının temsilcileri geliyor sık sık, onla
23 yaşındayım, iş tecrübem var, iyiyim bayaa.
4 senedir part time vs. çalıştığım bir distribütör şirkette son bir aydır full time iş geliştirme mühendisi (?) olarak çalışıyorum. distribütörün temsilciliğini yaptığı yabancı markaların bizim departmana ait olanlarının temsilcileri geliyor sık sık, onlarla görüşüyorum yöneticimlerimle beraber. aynı zamanda farklı firmalarla da görüşüyorum sıkça fuarlarda vesaire, bir sürü kontak ediniyorum.
yalnız şöyle bi durum var. okulu henüz bitirmediğimi, iş durumumu falan öğrenince firmalar iş teklifi yapma aşamasına kadar getiriyor durumu. bugün mesela distribütörlüğünü yaptığımız firma bi takım sorunlar yaşıyordu bizle, ben ne sorunlar yaşadıklarını, nasıl olduklarını, nasıl çözüeceğini biliyorum sanırım, resmen bana ihtiyaçları var adamların, aradıkları adam benim. toplantı sonuna doğru beni ürün yöneticiliğine getirmeleri gerektiğini söyledi yöneticime, olmadı biz alalım tarzı bir şey dedi. çok gergin bi ortam oluştu. çevirmekte zorlandım.
son 2-3 senedir bu bir değil iki değil, birkaç örnek daha var böyle, artı 'ya olmaz şimdi' diye reddedince de kendimi gerizekalı gibi hissediyorum. etik değil di mi böyle bi göreve yeni gelince direkt bırakmak, ya da bi şirket aracılığıyla yeni iş bulmak falan? yoksa gerçekten de 'iş işte bulunur' mu? normal mi karşılanır yani. salak mıyım acaba? belki dolarla maaş alırdım ki şu an pek bişi almıyorum yani. çok sinir oluyorum kendime. ama olm çok gencim daha böyle iş teklifi falan için ya.
aklınızda bulunsun, hem türk firmaları hem türk pazarındaki yabancı firmalar, hem de pazara girmeye çalışan firmalar 'profesyonel' çalışan, yabancı dil bilen eleman bulmakta inanılmaz zorlanıyorlar, kaymağını da biz yiyeceğiz sanırım artık.
4 senedir part time vs. çalıştığım bir distribütör şirkette son bir aydır full time iş geliştirme mühendisi (?) olarak çalışıyorum. distribütörün temsilciliğini yaptığı yabancı markaların bizim departmana ait olanlarının temsilcileri geliyor sık sık, onlarla görüşüyorum yöneticimlerimle beraber. aynı zamanda farklı firmalarla da görüşüyorum sıkça fuarlarda vesaire, bir sürü kontak ediniyorum.
yalnız şöyle bi durum var. okulu henüz bitirmediğimi, iş durumumu falan öğrenince firmalar iş teklifi yapma aşamasına kadar getiriyor durumu. bugün mesela distribütörlüğünü yaptığımız firma bi takım sorunlar yaşıyordu bizle, ben ne sorunlar yaşadıklarını, nasıl olduklarını, nasıl çözüeceğini biliyorum sanırım, resmen bana ihtiyaçları var adamların, aradıkları adam benim. toplantı sonuna doğru beni ürün yöneticiliğine getirmeleri gerektiğini söyledi yöneticime, olmadı biz alalım tarzı bir şey dedi. çok gergin bi ortam oluştu. çevirmekte zorlandım.
son 2-3 senedir bu bir değil iki değil, birkaç örnek daha var böyle, artı 'ya olmaz şimdi' diye reddedince de kendimi gerizekalı gibi hissediyorum. etik değil di mi böyle bi göreve yeni gelince direkt bırakmak, ya da bi şirket aracılığıyla yeni iş bulmak falan? yoksa gerçekten de 'iş işte bulunur' mu? normal mi karşılanır yani. salak mıyım acaba? belki dolarla maaş alırdım ki şu an pek bişi almıyorum yani. çok sinir oluyorum kendime. ama olm çok gencim daha böyle iş teklifi falan için ya.
aklınızda bulunsun, hem türk firmaları hem türk pazarındaki yabancı firmalar, hem de pazara girmeye çalışan firmalar 'profesyonel' çalışan, yabancı dil bilen eleman bulmakta inanılmaz zorlanıyorlar, kaymağını da biz yiyeceğiz sanırım artık.
0
abi bu işin etiği mi olur. aranan elemansan, o kadar kıymetliysen hakettiğin parayı verecekler sana. vermiyorlarsa verene gideceksin. bu işler böyle yani. değil mi?
0
Ben sizi takip ediyor ve zeki buluyorum.
Yakında aklınız da yerine gelir ve doğru hamleleri oynarsınız. Bu oyunda baştan itibaren doğru hamleleri oynayabilen ya yok ya da çok az zaten.
Merak etmeyin, sizin geleceğiniz sağlam.
Yakında aklınız da yerine gelir ve doğru hamleleri oynarsınız. Bu oyunda baştan itibaren doğru hamleleri oynayabilen ya yok ya da çok az zaten.
Merak etmeyin, sizin geleceğiniz sağlam.
0
çok teşekkür ediyorum yorumlarınız için, net bir sonuca varmak mümkün değil gördüğüm kadarıyla. bir gün gelecek, hadi tamam lan deyip deneyeceğiz gibi, yani çok farklı olasılıklar var malum :) en mantıklısı biraz daha pişmek, taşlar tam olarak yerine oturduktan sonra diğer şirketleri düşünmek.
@cansıkıntısı, bilkentte okuyorsan muhtemelen hedeflediğin şirketler de atıyorum p&g'dir, ge'dir, vesairedir. uluslararası kurumsal şirketler öyle evet, ama onlar en gözönünde olanlar. bir de buzdağının görünmeyen kısmı var. teknoloji distribütörleri olsun, diğer ithalatçılar olsun, yeni yeni kurumsallaşmaya çalışan orta çaplı firmalar olsun çalıştıracak o tarz adam bulmakta zorlanıyorlar - bulduklarına 'sen ge'e gitme de bize gel' dedirtecek maaş veremiyorlar, dolayısıyla öyle bi açık oluşuyor pazarda. 'idareten aldıkları' adamlar da inanılmaz amatör oluyor, yılda 250-300 milyon dolar ciro yapan şirketlerin kadrolarını görsen, toplantılarını izlesen her şey allaha emanet yürüyor :)
compadrito, teşekkürler, umarım dediğin gibi olur :) dediğin çok doğru, deneye deneye öğreneceğiz.
@cansıkıntısı, bilkentte okuyorsan muhtemelen hedeflediğin şirketler de atıyorum p&g'dir, ge'dir, vesairedir. uluslararası kurumsal şirketler öyle evet, ama onlar en gözönünde olanlar. bir de buzdağının görünmeyen kısmı var. teknoloji distribütörleri olsun, diğer ithalatçılar olsun, yeni yeni kurumsallaşmaya çalışan orta çaplı firmalar olsun çalıştıracak o tarz adam bulmakta zorlanıyorlar - bulduklarına 'sen ge'e gitme de bize gel' dedirtecek maaş veremiyorlar, dolayısıyla öyle bi açık oluşuyor pazarda. 'idareten aldıkları' adamlar da inanılmaz amatör oluyor, yılda 250-300 milyon dolar ciro yapan şirketlerin kadrolarını görsen, toplantılarını izlesen her şey allaha emanet yürüyor :)
compadrito, teşekkürler, umarım dediğin gibi olur :) dediğin çok doğru, deneye deneye öğreneceğiz.
0
prezarlatif
Ne yaparsınız genelde? 8-9 sene oldu herhalde, üniversitede okurken neyse gelen giden ev hiç boş kalmazdı ama 2-3 senedir iş hayatının yoruculuğu derken artık eve gelip giden kimse kalmadı eh dışarıda görüşülüyor tabi ama ev lan, çay demle iç maç izlerken bira iç ps oyna falan olayları tek başına s
Ne yaparsınız genelde? 8-9 sene oldu herhalde, üniversitede okurken neyse gelen giden ev hiç boş kalmazdı ama 2-3 senedir iş hayatının yoruculuğu derken artık eve gelip giden kimse kalmadı eh dışarıda görüşülüyor tabi ama ev lan, çay demle iç maç izlerken bira iç ps oyna falan olayları tek başına sıkıyor
Ne yapıyorsunuz merak içerisindeyim?
Ne yapıyorsunuz merak içerisindeyim?
0
dışarı çıkıp yürüyüş.
kitap okuma.
dizi-film izleme.
enstrüman çalma.
yabancı dil öğrenme çabası.
ekşi duyuru-ekşi sözlük-stumbleupon üçgeninde takılma.
kitap okuma.
dizi-film izleme.
enstrüman çalma.
yabancı dil öğrenme çabası.
ekşi duyuru-ekşi sözlük-stumbleupon üçgeninde takılma.
0
öğrenciyim bu sene tek başıma kalacağım.gelen giden olsa da olmadığı günler ne yapacağımı şimdiden düşünüyorum ve sıkıntı basıyor.
0
ev otel ve internet cafe olarak kullanılacak mecburen. yanlış bir şey yapıyorsun gibi hissediyorsun sanırım, yapmıyorsun.
0
haftada birkaç akşam dışarı çıkmama, ailemin de yakında olmasına rağmen akşamları evde çok sıkılıyorum arkadaşlar. bu bir gerçek.
yalnızlık zor. ne kadar kendinle barışık da olsan, hobin de olsa sıkılıyorsun.
dur ben de bir çay yapıp geleyim :)
yalnızlık zor. ne kadar kendinle barışık da olsan, hobin de olsa sıkılıyorsun.
dur ben de bir çay yapıp geleyim :)
0
Dizi falan izliyorum ben sezon sezon film tek basina skiyor yarisinda cikiyorum x ya basarak. Bisiklete binmeyi bilsem caddebostan sahilden kah fbye kah bostanciya giderdim. isten gelince de yatip tv izliyorun telefonla ugrasiyorum. allam tam bir otun yani.
0
bende yurtdisinda yalniz yasiyorum. sikintidan az once sandalyede uyudum, yapacak daha iyi bir sey bulamadim acikcasi:)
onun haricinde net ve kitap okumayla geciyor gunlerim.
onun haricinde net ve kitap okumayla geciyor gunlerim.
0
haftada 1 2 gece gezme tozma
tv internet ikilisi
enstruman çalma, müzik yapma
ve en sonunda isyan edip lan madem yanlızım mına kodumunun yerinde gemilerde çalışayımda parayı bulayım bari demece.
yaptığım kayıta bak ne kadar sıkılmışım sen düşün artık.
www.youtube.com
tv internet ikilisi
enstruman çalma, müzik yapma
ve en sonunda isyan edip lan madem yanlızım mına kodumunun yerinde gemilerde çalışayımda parayı bulayım bari demece.
yaptığım kayıta bak ne kadar sıkılmışım sen düşün artık.
www.youtube.com
0
1-2 akşam sen dışarda geçir (uyumaya girmek ya da hiç gelmemek)
1-2 akşam da sana birileri gelsin (kalmalı ya da değil)
e diğer günler de çamaşır, temizlik, ev işi, dinlenme, kitap okuma, internette gezme, film izleme, televizyon, kişisel bakım derken geçiveriyor hafta.
1-2 akşam da sana birileri gelsin (kalmalı ya da değil)
e diğer günler de çamaşır, temizlik, ev işi, dinlenme, kitap okuma, internette gezme, film izleme, televizyon, kişisel bakım derken geçiveriyor hafta.
0
Sirf bu yüzden tek yaşamıyorum. Bir hatunla evlenmedende ayrı eve cikmayacağim
0
her gün bir ya da iki bölüm dizi ya da film izliyorum, ama en çok vaktimi puzzle yapmaya harcıyorum hatta vakit nasıl geçiyor anlamıyorum, onun dışında da kitap, oyun ya da internet ile vakit geçiriyorum.
0
arkadaşlar bence herkes bir süre yalnız yaşamalı.
hayatı tanımak için, kendini tanımak için falan filan.
ancak bunun da biz dozu var.
örneğin ben bunu çoktan aştım. feci sıkıntı yapıyor. insan dediğin sosyal heyvan. konuşmalı, paylaşmalı.
hayatı tanımak için, kendini tanımak için falan filan.
ancak bunun da biz dozu var.
örneğin ben bunu çoktan aştım. feci sıkıntı yapıyor. insan dediğin sosyal heyvan. konuşmalı, paylaşmalı.
0
facebook ve sözlükte zaman öldürüyorum, plastik model hobim var,biraz onla uğraşıyorum, 1,5 yıllık evlen boşan durumu haricinde 8 sene oldu, hakkaten çok sıkıcı...
0
fuerteventura
bi yarım saat sonra spora gideceğim bana yarım saatlik tempolu müzik önerir misiniz yabancı? mümkünse sözsüz böyle güzel ritmi olan müzikler.
bi yarım saat sonra spora gideceğim bana yarım saatlik tempolu müzik önerir misiniz yabancı? mümkünse sözsüz böyle güzel ritmi olan müzikler.
0
hollywood undead - undead
hollywood undead - young
hollywood undead - levitate
hollywood undead - lion
hollywood undead - bitches
hollywood undead - california
hollywood undead - young
hollywood undead - levitate
hollywood undead - lion
hollywood undead - bitches
hollywood undead - california
0
Kraftwerk - Aero Dynamik www.youtube.com
yada herhangi bi rammstein şarkısı
çok oynak: Mr. Bronkz - Lifetime Of Happiness www.youtube.com
yada herhangi bi rammstein şarkısı
çok oynak: Mr. Bronkz - Lifetime Of Happiness www.youtube.com
0
rock n roll
selam herkese,diyet yapıyorum ve canım aşırı derecede tatlı istiyor.ne yapabilirim sizce?
selam herkese,diyet yapıyorum ve canım aşırı derecede tatlı istiyor.ne yapabilirim sizce?
0
su iç. başka şeyler düşün. yeşil elma falan ye. canın istemiyorsa vücuduna biraz şeker girer o isteği bastırır.
0
su iç +1
çok kötü durumdaysan ligt puding yap ye.
%70 kakaolu ve üstü bitter çikolata ye bir iki lokma.
çok kötü durumdaysan ligt puding yap ye.
%70 kakaolu ve üstü bitter çikolata ye bir iki lokma.
0
jack of hearts
şu videoda iki haftalık bir diyetten bahsetmiş ağbi..http://www.youtube.com/watch?v=3BVhKKLe1eAilk üç gün iki galon su içmek gerektiğini söylemiş. ama iki galon dediğin yedi litredir be adam, çok fazla değil mi? ben mi yanlış algılamışım acaba? doğru anladıysam şayet bu kadar çok su içmenin etkisi n
şu videoda iki haftalık bir diyetten bahsetmiş ağbi..
www.youtube.com
ilk üç gün iki galon su içmek gerektiğini söylemiş. ama iki galon dediğin yedi litredir be adam, çok fazla değil mi? ben mi yanlış algılamışım acaba? doğru anladıysam şayet bu kadar çok su içmenin etkisi ne olur bünyeye?
www.youtube.com
ilk üç gün iki galon su içmek gerektiğini söylemiş. ama iki galon dediğin yedi litredir be adam, çok fazla değil mi? ben mi yanlış algılamışım acaba? doğru anladıysam şayet bu kadar çok su içmenin etkisi ne olur bünyeye?
0
sağlıksız görünüyor baştan aşağı. bi kere zaten başlığı "extreme fat loss" olan bir videodan sağlıklı bir sonuç bekleme. kilo verirken böbreği dalağı kaptırma. günde 2-3 litre su içmek iyidir. her şeyin fazlası zarar.
0
electra kompleksi
Adı dağa tırmanma hareketiymiş. İşe yarar mı? Bacakları ve popoyu çalıştırır yazmışlar ama bana o kadar zor gelmedi. http://img2.blogcu.com/images/k/a/a/kaanlazayiflama/popo_kaldirma_hareketi_1.jpgyapılışı da şöyle: Şınav pozisyonu alarak ellerinizi yere koyun ve ayak parmaklarınızın üzerinde durun.
Adı dağa tırmanma hareketiymiş. İşe yarar mı? Bacakları ve popoyu çalıştırır yazmışlar ama bana o kadar zor gelmedi. img2.blogcu.com
yapılışı da şöyle: Şınav pozisyonu alarak ellerinizi yere koyun ve ayak parmaklarınızın üzerinde durun.
Ellerinizi hareket ettirmeden, bir ayağınızı göğsünüze çekip diğerini arkaya ittirin. Hızlı bir şekilde diğer ayağınızı göğsünüze çekerken diğerini geriye fırlatın. 1 dakika boyunca ayak değiştirerek bacaklarınızı ve poponuzu çalıştırın.
edit: yapması zor değil sadece yorucu.
yapılışı da şöyle: Şınav pozisyonu alarak ellerinizi yere koyun ve ayak parmaklarınızın üzerinde durun.
Ellerinizi hareket ettirmeden, bir ayağınızı göğsünüze çekip diğerini arkaya ittirin. Hızlı bir şekilde diğer ayağınızı göğsünüze çekerken diğerini geriye fırlatın. 1 dakika boyunca ayak değiştirerek bacaklarınızı ve poponuzu çalıştırın.
edit: yapması zor değil sadece yorucu.
0
bacağını ve poponu çalıştırmak istiyorsan squat yapacaksın. açık ve net. istersen bunu da yapabilirsin ama number 1 olan squat.
0
bu hareket karın kaslarını çalıştırır en çok. ve aynı zamanda kardiyo tabii. harika bir hareket. kesinlikle antrenmana eklenmesi gereken bir hareket.
0
antremana ısınma hareketi olarak kullanılır genelde. asıl düzgünleştiren squat+1
0
nunishuris
böyle kadınlar var mı çevrenizde? hep bi bakımlı olsun kendine güvensin yeter derler ama ne kadar çekici olursa olsun aşırı kilolu bir kadının pek böyle akıl alacak bir çekiciliği olacağına inanamıyorum. kimseyi üzmek değil amacım fikirleri merak ettim.düzeltme yaptım bir daha açıkladım, sorum şu: k
böyle kadınlar var mı çevrenizde? hep bi bakımlı olsun kendine güvensin yeter derler ama ne kadar çekici olursa olsun aşırı kilolu bir kadının pek böyle akıl alacak bir çekiciliği olacağına inanamıyorum. kimseyi üzmek değil amacım fikirleri merak ettim.
düzeltme yaptım bir daha açıkladım, sorum şu: kadın bakımlı olsun dikkat etsin kendine güvensin yeter diyenler oluyor ama aşırı kilolu bi kadın kendine nasıl ne kadar dikkat eder ne kadar güvenirse güvensin akılları alacak çekicilikte bir hali olabilir mi sahiden? ben hiç olabileceğine inanmıyorum ama amacım da üzmek değil kimseyi. fikirler neler.
erkek değilim
düzeltme yaptım bir daha açıkladım, sorum şu: kadın bakımlı olsun dikkat etsin kendine güvensin yeter diyenler oluyor ama aşırı kilolu bi kadın kendine nasıl ne kadar dikkat eder ne kadar güvenirse güvensin akılları alacak çekicilikte bir hali olabilir mi sahiden? ben hiç olabileceğine inanmıyorum ama amacım da üzmek değil kimseyi. fikirler neler.
erkek değilim
0
soru tam net değil. başlıkta kilolu yazıyor ama soruda aşırı kilolu diye sormuşsunuz.
edit:
aşırı kilo büyük bir eksi. yüzü güzel olabilir, kendine bakabilir ve bu sayede güzel, tatlı vs. olabilir ama ne yaparsa yapsın akılları alacak bir çekiciliğe sahip olamaz bence.
fakat skinny diye tabir ettiğimiz 0 bedenler de aynı durumda bana göre.
edit:
aşırı kilo büyük bir eksi. yüzü güzel olabilir, kendine bakabilir ve bu sayede güzel, tatlı vs. olabilir ama ne yaparsa yapsın akılları alacak bir çekiciliğe sahip olamaz bence.
fakat skinny diye tabir ettiğimiz 0 bedenler de aynı durumda bana göre.
0
kilolu bir kadının çekici olma ihtimali yoktur.
ben kilolu kadını görmem bile, gözlerim filtrelidir.
ben kilolu kadını görmem bile, gözlerim filtrelidir.
0
maalesef katılmak zorundayım. ama çok sıska mı yoksa balık etli mi dersen de balık etliyi tercih ederim.
0
aşırı kilolu kadınlar çekici olabilir ama olamıyorlar çünkü
- büyük beden ve şık kıyafet bulmak çok zor
hepsi yaşlı işi giyinmek zorunda bırakılıyor
- el, yüz, vücut terlemesi kötü bir şey, hele koku varsa...
- büyük beden ve şık kıyafet bulmak çok zor
hepsi yaşlı işi giyinmek zorunda bırakılıyor
- el, yüz, vücut terlemesi kötü bir şey, hele koku varsa...
0
herkesin güzellik algısı farklı bunu bilmek gerek bi kere.
bunun dışınd BBW denen bir porno kategorisi var. pornosu olan bi tür elbet bi kesimin ilgisini çekiyodur zaten.
bunun dışınd BBW denen bir porno kategorisi var. pornosu olan bi tür elbet bi kesimin ilgisini çekiyodur zaten.
0
o bbw'dekilerin hem boylar 1,80 hem de aşırı şişko değiller. onlar için katana daha doğru bir ifade olur.
0
aslında bakımlı olmanın bu kılo olaylarını da ıcıne aldıgını dusunuyorum. yanı asırı kılolu bırı bakımlı olamaz bana gore. eger rahatsızlıgı yoksa ıstedıgı halde kurtulamıyor degılse bakımlı da degıldır.
0
balik etli kiz candir ama biraz yukarisi kotu oluyor... Hic bi sekilde cekici degil.
0
Aşırı kilolu kadınların hepsi gözüme annem gibi geliyor. Cevap olumsuz malesef.
0
ben hayatımda aşırı kilolu olup da çok güzel tek bir kişi gördüm. onun da yüzü çok güzeldi ve diğer yerine göre daha zayıftı. değişik şeyler giyiyordu, üzerine uyduruyordu. güzel makyaj yapıyordu. bi de özgüveni yerinde gözüküyordu.
bütün doğru şartlar birleşse çekici gelebilirler diye düşünüyorum.
bütün doğru şartlar birleşse çekici gelebilirler diye düşünüyorum.
0
her topal atın bir kör alıcısı vardır.
ama hepimiz çok güzel, çok fit, çok çekici olduğumuz için bize çekici gelmez.
ama hepimiz çok güzel, çok fit, çok çekici olduğumuz için bize çekici gelmez.
0
"bakımlı" diyorsun, sonra da kilolu diyorsun. nasıl oluyor ki o? kendine bakan insan kilosuna da dikkat etmez mi? aşırı kilolu bir kız çekici olamaz bence. bence de bir kadının dış görünüşünden daha önemli olan şey karakteridir, dış görünüş olarak tanrıça olmasına, 90-60-90 olmasına lüzum yok ama aşırı kiloluysa çekici gelmez yani.
0
mea maxima culpa
tavrından zaten belli bi şeyler seni üzüyor. ama ben kimseyi üzmek istemediğimi başta belirttim. insanların kendini önemli olan yalnızca iç güzellik diye kandırması beni üzüyor. ha bu arada ben erkek değilim. ama kilolu arkadaşlarımı da boşver sen böyle güzelsin diye kandırmak bana kötü geliyor. herkesin beğendiği kendine güzel ben beğenmiyorum. iç güzellik de elbette önemli ama dış da önemli. alındıysan kusura bakma. ama ben kimsenin yalancı pohpohcusu olamam.
tavrından zaten belli bi şeyler seni üzüyor. ama ben kimseyi üzmek istemediğimi başta belirttim. insanların kendini önemli olan yalnızca iç güzellik diye kandırması beni üzüyor. ha bu arada ben erkek değilim. ama kilolu arkadaşlarımı da boşver sen böyle güzelsin diye kandırmak bana kötü geliyor. herkesin beğendiği kendine güzel ben beğenmiyorum. iç güzellik de elbette önemli ama dış da önemli. alındıysan kusura bakma. ama ben kimsenin yalancı pohpohcusu olamam.
0
yok alınacak bişi yok, korkma. banyoya gidip karanlıkta ağlamadım senin yazdıklarını okuyunca. :)
eleştirmek gibi olmasın da herkesin bir havaları var, ama o havalar doğru havalar değil arkadaşım.
önemli olan sağlık. insanın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı olması ve mutlu olması. onun dışında hiç umrumda değil ergenin biri beni beğenmiş mi beğenmemiş mi?
aynen dediğim gibi önce sizi beğensinler de siz onu bunu aşağılayın böyle.
feci şekilde nefret seziyorum bu yazdıklarınızda. insanları fiziksel olarak dışlamak falan. şişmanı beğenmem filan.
bak şöyle ifade edin olayı. ben insanları manken olabilme özelliklerine göre değerlendiriyorum. manken gibiyse insan yerine koyuyorum. değilse alay ederim, aşağılarım.
ayrıca yatacaksam mankenle yatarım hacı. gerisi fasa fiso.
eleştirmek gibi olmasın da herkesin bir havaları var, ama o havalar doğru havalar değil arkadaşım.
önemli olan sağlık. insanın fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı olması ve mutlu olması. onun dışında hiç umrumda değil ergenin biri beni beğenmiş mi beğenmemiş mi?
aynen dediğim gibi önce sizi beğensinler de siz onu bunu aşağılayın böyle.
feci şekilde nefret seziyorum bu yazdıklarınızda. insanları fiziksel olarak dışlamak falan. şişmanı beğenmem filan.
bak şöyle ifade edin olayı. ben insanları manken olabilme özelliklerine göre değerlendiriyorum. manken gibiyse insan yerine koyuyorum. değilse alay ederim, aşağılarım.
ayrıca yatacaksam mankenle yatarım hacı. gerisi fasa fiso.
0
mea maxima culpa
tavra göre tavır aldım. cevapta "sen beğenme kiloluyu, şuyu, buyu annem. de seni beğenen var mı acaba onu çok merak ediyorum?" bunu yazdığın için ben de öyle bi cevap verdim. insanları da fiziksel görünümüne göre dışlamıyorum. insancıl ve doğru olan pembe bir dünya çizip "önemli olan iç güzellik" diyerek aşırı kilosu olanları kandırmak mı? bence bu daha büyük bir dışlama. ben sadece bunu diyorum. sağlık demişsin o kilonun sağlık getirmeyeceği ortada zaten. ha ama sağlık sebepleriyle bu şekilde olan insanları ayrı tutuyorum. böyle mutlu olanları da hiç karıştırmadım zaten. ama çıkıp da kimse bana adriana lima ile akrep nalan aynı çekicilikte ve her yerde aynı tavrı görür demesin. benim ettiğimden büyük kabalık o olur asıl.
kimseyi dışlamıyorum gerçekleri soruyorum.
cigerdelen
elbette ona katılıyorum. sırf güzel diye birinin diğerinden daha insan olduğunu söylemedim asıl önemli olan biridir diğeridir de demiyorum. ama gerçekçi olursam yansıtılan "senin kalbin güzelse yeter"den ötesi yaşanıyor hayatta herkes biliyor bunu. ha bu da doğru haklı demedim. ama bu var yok mu diyorum..
tavra göre tavır aldım. cevapta "sen beğenme kiloluyu, şuyu, buyu annem. de seni beğenen var mı acaba onu çok merak ediyorum?" bunu yazdığın için ben de öyle bi cevap verdim. insanları da fiziksel görünümüne göre dışlamıyorum. insancıl ve doğru olan pembe bir dünya çizip "önemli olan iç güzellik" diyerek aşırı kilosu olanları kandırmak mı? bence bu daha büyük bir dışlama. ben sadece bunu diyorum. sağlık demişsin o kilonun sağlık getirmeyeceği ortada zaten. ha ama sağlık sebepleriyle bu şekilde olan insanları ayrı tutuyorum. böyle mutlu olanları da hiç karıştırmadım zaten. ama çıkıp da kimse bana adriana lima ile akrep nalan aynı çekicilikte ve her yerde aynı tavrı görür demesin. benim ettiğimden büyük kabalık o olur asıl.
kimseyi dışlamıyorum gerçekleri soruyorum.
cigerdelen
elbette ona katılıyorum. sırf güzel diye birinin diğerinden daha insan olduğunu söylemedim asıl önemli olan biridir diğeridir de demiyorum. ama gerçekçi olursam yansıtılan "senin kalbin güzelse yeter"den ötesi yaşanıyor hayatta herkes biliyor bunu. ha bu da doğru haklı demedim. ama bu var yok mu diyorum..
0
arkadaslar hepımız asırı kılolu ve cırkınız burda dıslama falan yok herkes kendınden bılıyor olayı bakımlı olmak saglıklı olmayı/gorunmeyı akla getırıyor oyleyse fazla kılo saglıksızdır ve bakımsızlıktır bu durumda ıstedıgın kadar makyaj yap guzel gıyın guzellesmıyorsun. cunku kocaman kıclarımız var ve kullandıgımız kapatıcılar bunu kapatmıyorlar.
0
ben de biraz daha açayım.
eğer sen arkadaşına, arkadaşça olarak bile sevgili arkadaşım bunlar önemli şeyler değil diyemiyorsan, içinde o samimiyeti hissetmiyorsan çok yanlış bir yoldasın.
tamam insan doğası gereği güzele bakar, güzeli ister ama arkadaşını bile kilosuna göre seçiyorsan, arkadaşınla empati kuramıyorsan insanlıktan çok uzaksın.
yazdıklarınızdan bunları alıyorum ve üzülüyorum arkadaşlar.
bir de şunu ekleyeyim. şişmanlık yani kilo çok komplike bir olay. bunun resmen bir hastalık olduğunu söyleyebiliriz. artık tıp olaya böyle yaklaşıyor. hem fiziksel hem de psikolojik boyutları var ve kilo vermek hiç kolay değil.
yani kimse canı istediği için, oturduğu yerde düşünce gücü ile ne şişmanlıyor ne de zayıflayabiliyor. o yüzden böyle internet başında işkembeden onu beğenirim bunu beğenmem, sonra porno açarım şurası şöyle olan hatunu seyrederim diyene kadar bunları düşünün biraz.
eğer sen arkadaşına, arkadaşça olarak bile sevgili arkadaşım bunlar önemli şeyler değil diyemiyorsan, içinde o samimiyeti hissetmiyorsan çok yanlış bir yoldasın.
tamam insan doğası gereği güzele bakar, güzeli ister ama arkadaşını bile kilosuna göre seçiyorsan, arkadaşınla empati kuramıyorsan insanlıktan çok uzaksın.
yazdıklarınızdan bunları alıyorum ve üzülüyorum arkadaşlar.
bir de şunu ekleyeyim. şişmanlık yani kilo çok komplike bir olay. bunun resmen bir hastalık olduğunu söyleyebiliriz. artık tıp olaya böyle yaklaşıyor. hem fiziksel hem de psikolojik boyutları var ve kilo vermek hiç kolay değil.
yani kimse canı istediği için, oturduğu yerde düşünce gücü ile ne şişmanlıyor ne de zayıflayabiliyor. o yüzden böyle internet başında işkembeden onu beğenirim bunu beğenmem, sonra porno açarım şurası şöyle olan hatunu seyrederim diyene kadar bunları düşünün biraz.
0
aşırı kilolu ve çirkin değilim. bu konuda kompleksim filan yok.
ancak "çekiciliğin" "seksapelin" insanın içinden geldiğini biliyorum.
çok zayıf kız görüyorum hiç kadınsı değiller, resmen erkek gibi itici geliyorlar bana. sopa etrafına kumaş sarmışsın gibi görünüyorlar.
bazısının yüzünde bir gülümseme yok, nur yok.
ha karakter desen o zaten yok.
siz daha insanları kilolu, kilosuz diye ayırmaya devam edin.
ancak "çekiciliğin" "seksapelin" insanın içinden geldiğini biliyorum.
çok zayıf kız görüyorum hiç kadınsı değiller, resmen erkek gibi itici geliyorlar bana. sopa etrafına kumaş sarmışsın gibi görünüyorlar.
bazısının yüzünde bir gülümseme yok, nur yok.
ha karakter desen o zaten yok.
siz daha insanları kilolu, kilosuz diye ayırmaya devam edin.
0
mea maxima culpa
arkadaşlarımı fiziksel görüntülerine göre seçmedim hiç. ama arkadaşlarıma zayıflamaları için destek olurken de onlara sen böyle dünya güzelisin demedim demem de. ben de dünya güzeli değilim kimsenin bana dünya güzelisin demesini beklemiyorum. sadece bir soru sordum.
üzülerek yine bazısı evet sadece pisboğazlık ettiği için kilo alıyor. sağlık sorunu yoksa. neyse konular bunlar değil. insanları dışlamıyorum. aşırı kilolu kadın çekici gelir mi size gelmez mi? tek sorum bu. insanlar hayır gelmez dedi diye dışladı demek de saçma. yine de kusura bakmasın kimse. amacım kimseye saygısızlık etmek değil.
arkadaşlarımı fiziksel görüntülerine göre seçmedim hiç. ama arkadaşlarıma zayıflamaları için destek olurken de onlara sen böyle dünya güzelisin demedim demem de. ben de dünya güzeli değilim kimsenin bana dünya güzelisin demesini beklemiyorum. sadece bir soru sordum.
üzülerek yine bazısı evet sadece pisboğazlık ettiği için kilo alıyor. sağlık sorunu yoksa. neyse konular bunlar değil. insanları dışlamıyorum. aşırı kilolu kadın çekici gelir mi size gelmez mi? tek sorum bu. insanlar hayır gelmez dedi diye dışladı demek de saçma. yine de kusura bakmasın kimse. amacım kimseye saygısızlık etmek değil.
0
bence sen kiloluları çekici bulmuyorsun, kiloluların çekici olmalarının imkansız olduğunu düşünüyorsun.
ve bunu onaylatmak için duyuru açmışsın.
:) olay bu bence.
ve bunu onaylatmak için duyuru açmışsın.
:) olay bu bence.
0
evet düşüncem öyle yazdım zaten gizlemedim. fikirleri merak ettim ama bi benmişim gibi böyle düşünen olay bana patladı. yolda görürseniz yumurta da atacaksınız heralde. bazı gerçekler acı ne yazık ki. zalim de olsalar iğrenç de olsalar. bu da o gerçeklerden bi tanesi benim için. ben kilolu da demedim aşırı bi kilodan bahsediyorum. ilk benden duymadı bu yargıyı kimse heralde?
0
niye bunu onaylatma ihtiyacı duyuyorsun ki?
insanların böyle hissettiği, böyle yaşadığı bilinen bir gerçek zaten.
kahrolsun bütün aşırı kilolular, evde oturun, kimsenin karşısına çıkmayın. engelliler gibi saklayalım onları da. aman gözden ırak gönülden de ırak olsun. nütfen nütfen bunu istiyoruz.
insanların böyle hissettiği, böyle yaşadığı bilinen bir gerçek zaten.
kahrolsun bütün aşırı kilolular, evde oturun, kimsenin karşısına çıkmayın. engelliler gibi saklayalım onları da. aman gözden ırak gönülden de ırak olsun. nütfen nütfen bunu istiyoruz.
0
çok kişiselleştirdiniz. evde oturmayın lanet olsun aşırı kilolular hakettiğiniz güzellikleri görmek için boğazı kesin. başka sıkıntısı olan da mesaj atsın burdan laf yetiştirmeyelim.
0
dur bir de düzgün cevap vereyim.
bazen öyle güzel giyinen, bakımlı ve epey kilolu kadınlar görüyorum ki ağzım açık kalıyor.
yani bakım ve çekiciliğin kilo ile alakası yok.
ancak kilo arttıkça sağlık kötüye gidiyor, fiziksel rahatsızlıkla mutlaka oluyor, ne kadar isteseniz de kilo vermek çok zor bir süreç. hele ki aşırı kilodan bahsediyorsak.
en önemlisi belli bir boy ve kilo için uyun olan iskeletinizin üstüne aşırı yük biniyor ve o yükü hareket ettirecek enerjiniz olmuyor.
yani aşırı kilolu insanlarda fiziksel ve ruhsal sağlık ve de hayat enerjisi olmuyor ne yazık ki. hayatla barışık olamıyorlar. :(
e böyle olunca içlerinden kendilerine bakmak, güzelce yaşamak gelmiyor.
bazen öyle güzel giyinen, bakımlı ve epey kilolu kadınlar görüyorum ki ağzım açık kalıyor.
yani bakım ve çekiciliğin kilo ile alakası yok.
ancak kilo arttıkça sağlık kötüye gidiyor, fiziksel rahatsızlıkla mutlaka oluyor, ne kadar isteseniz de kilo vermek çok zor bir süreç. hele ki aşırı kilodan bahsediyorsak.
en önemlisi belli bir boy ve kilo için uyun olan iskeletinizin üstüne aşırı yük biniyor ve o yükü hareket ettirecek enerjiniz olmuyor.
yani aşırı kilolu insanlarda fiziksel ve ruhsal sağlık ve de hayat enerjisi olmuyor ne yazık ki. hayatla barışık olamıyorlar. :(
e böyle olunca içlerinden kendilerine bakmak, güzelce yaşamak gelmiyor.
0
ya adam ne sormuş, karakteri güzel, içi güzel gibi konulara ne gerek var?
mea maxima culpa bu tip sorularda hep isyankar, muhalif cevaplar veriyorsunuz ama konuyla alakasız oluyor genelde.
soru gayet basit, aşırı kilolu kadınlar size çekici geliyo mu gelmiyo mu?
mea maxima culpa bu tip sorularda hep isyankar, muhalif cevaplar veriyorsunuz ama konuyla alakasız oluyor genelde.
soru gayet basit, aşırı kilolu kadınlar size çekici geliyo mu gelmiyo mu?
0
@baldur canım sıkılıyor napiiim.
burası sözlük değil. gıcık olsun diye bişiler söylüyorum. en çok siliniyor cevap :)
burası sözlük değil. gıcık olsun diye bişiler söylüyorum. en çok siliniyor cevap :)
0
mea maxima culpa
son kez yazıyorum buraya dediğim gibi mesajdan yazılana cevap veririm. kimseyi böyle olduğu için yargılamadım bu bir. ikincisi kilolu insanlar var yakınımda nedir ne değildir biliyorum. üçüncüsü benim hayatımda kilolu erkekler de oldu zayıf da oldu normal de oldu benimle alakası yok. ama bi kadın olarak için güzelse dışın fark etmez klişesi bana yalan geliyor. dışın güzelse herşey olur da yalan. gelip burda bana insanlık dersi vermek saçma olur. gerçekçilik benim için insanlıktan ağır basar. bi gerçek var ortada. yüzüne bakılmayacak bir kadının fiziği güzeldir çekici bulunur. ama yüzü güzel diye fiziği kötü bi kadına aynı ilgiyi görmedim. bakımlı kızlar da biliyorum kilolu ama yine olmuyor yine olmuyor. burdan ne görüyorum "olmuyor". bunu bir ben mi görüyorum bugün konuşuldu aramızda buraya da geldim sordum. kendimi onaylatma ya da insanları ezme gibi bi amacım yok. hayat enerjisi güç neşe yoktur olabilir. kilo vermek zor bi süreçtir olabilir. ablam 42 kilo verdi ve şu an çok mutlu. isteyen yapıyor. bahanelerin perdelerin arkasından insanlık dersleri benim için yeterli değil. ben de bilirim kilo nedir nasıl yorar nasıl üzer. kilolu insanı dışlamıyorum ama cinsel çekim söz konusu olunca bir numaraya oynamadıkları da kesin diyorum. bunun tartışmaya açık bir yanı varsa buyrun gelin örneklerle. benim çevremde yok örnek.
gıcık olmuyorum ve de. sabaha kadar beraberiz o zaman.
son kez yazıyorum buraya dediğim gibi mesajdan yazılana cevap veririm. kimseyi böyle olduğu için yargılamadım bu bir. ikincisi kilolu insanlar var yakınımda nedir ne değildir biliyorum. üçüncüsü benim hayatımda kilolu erkekler de oldu zayıf da oldu normal de oldu benimle alakası yok. ama bi kadın olarak için güzelse dışın fark etmez klişesi bana yalan geliyor. dışın güzelse herşey olur da yalan. gelip burda bana insanlık dersi vermek saçma olur. gerçekçilik benim için insanlıktan ağır basar. bi gerçek var ortada. yüzüne bakılmayacak bir kadının fiziği güzeldir çekici bulunur. ama yüzü güzel diye fiziği kötü bi kadına aynı ilgiyi görmedim. bakımlı kızlar da biliyorum kilolu ama yine olmuyor yine olmuyor. burdan ne görüyorum "olmuyor". bunu bir ben mi görüyorum bugün konuşuldu aramızda buraya da geldim sordum. kendimi onaylatma ya da insanları ezme gibi bi amacım yok. hayat enerjisi güç neşe yoktur olabilir. kilo vermek zor bi süreçtir olabilir. ablam 42 kilo verdi ve şu an çok mutlu. isteyen yapıyor. bahanelerin perdelerin arkasından insanlık dersleri benim için yeterli değil. ben de bilirim kilo nedir nasıl yorar nasıl üzer. kilolu insanı dışlamıyorum ama cinsel çekim söz konusu olunca bir numaraya oynamadıkları da kesin diyorum. bunun tartışmaya açık bir yanı varsa buyrun gelin örneklerle. benim çevremde yok örnek.
gıcık olmuyorum ve de. sabaha kadar beraberiz o zaman.
0
bence yüzde 10 çekici olabiliyorlar.
insandan insana değişir. ama çok zor kilolunun çekici olması.
(işte istediğiniz cevabı da verdim)
insandan insana değişir. ama çok zor kilolunun çekici olması.
(işte istediğiniz cevabı da verdim)
0
aşırı kilonun ölçütleri ne ki? norbit diye bir eddie murphy filmi vardı, oradaki kadın karakter tipinde bir aşırı kilo ise hayır. Galiba kilonun vücuttaki dağılımına bağlı, abartı derecede aşırı olmadığı sürece estetik durebiliyor bazı kadınlarda.
Örnek olarak rönesans döneminde yapılmış tabloları verebilirim, o tipte yani. Balık etli dedikleri şey de biraz vücut yapısıysa alakalı, benim bahsettiğim o değil. Umarım anlatabilmişimdir.
Örnek olarak rönesans döneminde yapılmış tabloları verebilirim, o tipte yani. Balık etli dedikleri şey de biraz vücut yapısıysa alakalı, benim bahsettiğim o değil. Umarım anlatabilmişimdir.
0
evet, ben de onu diyorum; sen daha doğru ifade etmişsin, yani formülize edersek şöyle:
balık etli< benim bahsettiğim<aşırı kilolu
Ama yazıyla tarif etmek çok zor, yani bazı kadınlara ciddi ciddi çok yakışıyor, yüz yapısı ve kemik/vücut yapısı vb. ile bağlantılı sanırım bu da.
balık etli< benim bahsettiğim<aşırı kilolu
Ama yazıyla tarif etmek çok zor, yani bazı kadınlara ciddi ciddi çok yakışıyor, yüz yapısı ve kemik/vücut yapısı vb. ile bağlantılı sanırım bu da.
0
önemli olan iç güzellik falan değildir.
önemli olan iç dış güzelliktir.
çok iyi niyetli, şahane iç güzelliği olan karının bacağında kıl varsa neyleyim? bacakta kıl olmasıyla kilolu olmak arasında da fark yoktur ayrıca. zayıflarsın olur biter. zayıflamıyorsan, kendine bakmıyorsundur. çok net
önemli olan iç dış güzelliktir.
çok iyi niyetli, şahane iç güzelliği olan karının bacağında kıl varsa neyleyim? bacakta kıl olmasıyla kilolu olmak arasında da fark yoktur ayrıca. zayıflarsın olur biter. zayıflamıyorsan, kendine bakmıyorsundur. çok net
0
Kilolu hatun cekici değildir.
Klişelerle hareket etmeyelim. Ic güzellik dis guzellik olayı, yok efendim onemli olan insanlık iyi olmak falan filan diye cok bilmis bilmis konusmaya gerek yok. Kadin erkek arasindaki ilislinin ana noktasi cekimdir o çekimde cinsel cekim ile olusur bilincaltinda.
Kimsenin sismanlari disladigi falan yok ama işsiz parasız lise mezunu kultursuz bir erkeğin begenilme ihtimali neyse oda odur. Aradaki istisnai halamin teyzesinin kizi vb harici asiri kilolu hatunlar cekici olamıyor. Erkeklerde de ayni. Farkli degil.
Klişelerle hareket etmeyelim. Ic güzellik dis guzellik olayı, yok efendim onemli olan insanlık iyi olmak falan filan diye cok bilmis bilmis konusmaya gerek yok. Kadin erkek arasindaki ilislinin ana noktasi cekimdir o çekimde cinsel cekim ile olusur bilincaltinda.
Kimsenin sismanlari disladigi falan yok ama işsiz parasız lise mezunu kultursuz bir erkeğin begenilme ihtimali neyse oda odur. Aradaki istisnai halamin teyzesinin kizi vb harici asiri kilolu hatunlar cekici olamıyor. Erkeklerde de ayni. Farkli degil.
0
kilo olayı karışık bir şey. 18 yaşında ve 42 beden birisi mi, 30 yaşında 36 beden birisi mi dersen 18 yaşında 42 bedeni tercih ederim erkek olsam. ya da 36 beden ama çatlaklı, selülitli biri ve 42 beden ama dolgun biri arasında ikincisini tercih ederdim. hatta sanırım 34-36 beden ve 40-42 beden arasında 42yi falan tercih ederim. bi yere gideceksin yemek yemiycek, mızmızlancak, içindekileri seçecek, sigara üstüne sigara, kahve üstüne kahve falan içecek- hiç çekemem.
ya da 20 yaşında 40 beden biri kendi yaşıtlarına/öğrencilere şişman/çirkin falan gelebiliyorken, 40 yaşında ve çok zengin birine acayip güzel/çekici gelebilir.
bide balık etli olmak zayıf olmaktan daha büyük emek/bakım istiyor. onların spor programları daha zor. zayıflamak için günde 40 dakika kardio yetiyorsa balık etli olmak için 3 saatlik program yapıyorsun günde. ayrıca diyet listeleri daha masraflı ve komplike.
+ giydiği kıyafet daha çok yakışıyor kilolulara (dekolte, kot vb...)
ya da 20 yaşında 40 beden biri kendi yaşıtlarına/öğrencilere şişman/çirkin falan gelebiliyorken, 40 yaşında ve çok zengin birine acayip güzel/çekici gelebilir.
bide balık etli olmak zayıf olmaktan daha büyük emek/bakım istiyor. onların spor programları daha zor. zayıflamak için günde 40 dakika kardio yetiyorsa balık etli olmak için 3 saatlik program yapıyorsun günde. ayrıca diyet listeleri daha masraflı ve komplike.
+ giydiği kıyafet daha çok yakışıyor kilolulara (dekolte, kot vb...)
0
@pinkylips
ben burda saygımı korumaya çok çalışıyorum gerçekten her türlü saldırıya rağmen. şekilcilik değil bu ortada böyle bir şey var bilinen ama dile getirildiğinde insanın şekilci, ırkçı, sığ olduğu bir gerçek bu. ben böyle görüyorum arkadaşım kadın kısmına kiloyu konduramıyorum, ama şekilci değilim. kilonun fiziksel çekim mevzu olduğunda büyük bir engel olduğuna inanıyorum. ama kilolu insanları çok seviyorum ve kilolu erkek arkadaşlarım da oldu. öğk möğk de diyen kimse olmadı. bu kadar kişiselleştirip alınacak bir şey yok bu konuda. olabilir balık etlilikten bahsetmiyorum ben burada bıngıl bıngıl et diye tabir ettiğimiz etten bahsediyorum. ilk defa böyle bir fikri benden işitir gibi sanki çok medeni ve gelişmiş bir ülkede yaşanıyormuş gibi bana giydiren giydirene de bir bakın bakalım insanların seçimlerine yüzdeye dökünce neler oluyor. ben sadece soru sordum. soru sorarken de beğenmediğimi söyledim. ne alındınız ne büyüttünüz.
ben burda saygımı korumaya çok çalışıyorum gerçekten her türlü saldırıya rağmen. şekilcilik değil bu ortada böyle bir şey var bilinen ama dile getirildiğinde insanın şekilci, ırkçı, sığ olduğu bir gerçek bu. ben böyle görüyorum arkadaşım kadın kısmına kiloyu konduramıyorum, ama şekilci değilim. kilonun fiziksel çekim mevzu olduğunda büyük bir engel olduğuna inanıyorum. ama kilolu insanları çok seviyorum ve kilolu erkek arkadaşlarım da oldu. öğk möğk de diyen kimse olmadı. bu kadar kişiselleştirip alınacak bir şey yok bu konuda. olabilir balık etlilikten bahsetmiyorum ben burada bıngıl bıngıl et diye tabir ettiğimiz etten bahsediyorum. ilk defa böyle bir fikri benden işitir gibi sanki çok medeni ve gelişmiş bir ülkede yaşanıyormuş gibi bana giydiren giydirene de bir bakın bakalım insanların seçimlerine yüzdeye dökünce neler oluyor. ben sadece soru sordum. soru sorarken de beğenmediğimi söyledim. ne alındınız ne büyüttünüz.
0
omer gibi
valla yaşım gençken tatmak istiyorum pazarcılığı. yüzde 100 kar ediyor gibime geliyor bu arkadaşlar. ben de yapıcam ama nasıl yapıcam?izin, vergi levhası v.s. ne lazım abi gidip tezgah açabilmem için? seyyar satıcılık mı yapsam? şekerlik satıcam kafaya koydum abi.
valla yaşım gençken tatmak istiyorum pazarcılığı. yüzde 100 kar ediyor gibime geliyor bu arkadaşlar. ben de yapıcam ama nasıl yapıcam?
izin, vergi levhası v.s. ne lazım abi gidip tezgah açabilmem için? seyyar satıcılık mı yapsam? şekerlik satıcam kafaya koydum abi.
izin, vergi levhası v.s. ne lazım abi gidip tezgah açabilmem için? seyyar satıcılık mı yapsam? şekerlik satıcam kafaya koydum abi.
0
Belediye'den izin alacaksın dostum. ama pazarcılar tehlikeli adamlardır dikkat et. yaşlı teyzenin roka satmasına bir şey demezler ama sana suret yapabilirler.
0
mesela başakşehir pazarı var, ama böyle sokakta değil bildiğin bina yaptılar oraya kocaman. pazar günleri tezgahlar açılıyor orda. belediye'den bir günlüğüne tezgah kiralayabiliyorsun.
0
dahili meddah+1
Yannız başakşehir pazarında yaşlı teyzelere kırmızı don satmayasın... İndirirler adamı cemaat.
Yannız başakşehir pazarında yaşlı teyzelere kırmızı don satmayasın... İndirirler adamı cemaat.
0
başakşehir pazarı dediğiniz bahçeşehir'deki pazartürk değil mi? bahçeşehir'deki kesim başakşehir'den farklı. don satabilirsin kardeşim. iç çamaşırda iyi para varmış. tabii bu arada istanbul'da mısın o da var.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Şöyle fazla vakit ve uğraş harcamadan yapılabilecek ve dondurulmuş pizza vb. hazır gıdalar gibi de aşırı sağlıksız olmayan ne yemek yapabilirim? Tavuk sote gibi mesela?
Selamlar.
Şöyle fazla vakit ve uğraş harcamadan yapılabilecek ve dondurulmuş pizza vb. hazır gıdalar gibi de aşırı sağlıksız olmayan ne yemek yapabilirim? Tavuk sote gibi mesela?
Şöyle fazla vakit ve uğraş harcamadan yapılabilecek ve dondurulmuş pizza vb. hazır gıdalar gibi de aşırı sağlıksız olmayan ne yemek yapabilirim? Tavuk sote gibi mesela?
0
un markete gidip alırız sen ne yapacağımızı söyle de önce :)
0
tavuğun baget kısmından alıyorsun, sonra bunları istediğin büyüklükte küp küp doğruyorsun mümkünse teflon tavada tatlı kaşığı kadar zeytin yağında kavurmaya başlıyorsun. tuz da at, böyle tavuk kızarmaya başlayınca üzerine 1 yemek kaşığı kadar un serp. unla beraber kavurmaya devam et, unun da rengi çıkınca soğuk süt dök üzerine ama yavaş yavaş. sen döktükçe o çekecek. döktüğün süt krema kıvamına gelmeye başlayınca kıs altını. bir çay kaşığı dolu köri at. kısık ateşte biraz göz göz olsun üstü. süper bir körili tavuk
0
ya da tavuğun istediğini bir kısmını, elma dilim doğranmış patates, halka halka kesilmiş soğanlarla birlikte fırın poşetine koyabilirsin. 1 e 1 ölçüde salça ve yoğurdu karıştır o poşete dök. böyle oyna onlarla iyice sosa bulansın. sonra fırına. fırın poşetini delmeyi unutma.
0
kabak sevmeyen abi-kardeş ikilisi olarak geçen gün sağlıklı beslenelim diye şunu yaptık, kolay ve güzel oldu. bir de yazlık olduğu için hafif de oldu. artık biz de sebze yiyebileceğiz. üzerine teryağı sosunu yapmadık, ağır olmasın diye, onun yerine baharata boğduk. tavsiye ederim.
www.kanald.com.tr
www.kanald.com.tr
0
Kamyoncunun vitesi
I loved you once before, you kept me on a stringI'd rather go without than take what you would bringBurada sair ne demek istemis pek anlamadim, deyim gibi bisey mi var burada?
I loved you once before, you kept me on a string
I'd rather go without than take what you would bring
Burada sair ne demek istemis pek anlamadim, deyim gibi bisey mi var burada?
I'd rather go without than take what you would bring
Burada sair ne demek istemis pek anlamadim, deyim gibi bisey mi var burada?
0
seni önceden seviyodum ama beni oyaladın durdun. senden geleni alcağıma sensiz giderim daha iyi diyo. yani diyo ki senden gelcek hayır gelmesin.
0
turkce konusan uzayli
uzun sayılabilecek bir ilişkim vardı. çok taviz verip, kendim olmaktan çıkmıştım bu ilişki boyunca. neredeyse hiç sevemediğim biriydi. buna karşın onun bana giderek bağlandığını görüyordum. sevgisi giderek tehlikeli bir hal alıyordu. en sonunda cesaretimi toplayıp bitirdim.ayrılalı iki aydan fazla z
uzun sayılabilecek bir ilişkim vardı. çok taviz verip, kendim olmaktan çıkmıştım bu ilişki boyunca. neredeyse hiç sevemediğim biriydi. buna karşın onun bana giderek bağlandığını görüyordum. sevgisi giderek tehlikeli bir hal alıyordu. en sonunda cesaretimi toplayıp bitirdim.
ayrılalı iki aydan fazla zaman olmasına karşın konuşmadığımız gün sayısı çok az. sürekli arayıp her şeyi öğrenmek istemesi, eski kıskanç hallerine devam etmesi, her şeye müdahale etmeye çalışması, şartlar falan koyması bi yana işler istediği gibi gitmeyince tehdit etmeye başlıyor. küfürler edip duruyor. işleri evin önüne gece yarısı gelip zile basıp annemle konuşmaya kadar götürdü.
bir türlü ayrıldığımızın farkına varamadı. yaşı daha büyük boşanmış kadınların konuşmalarına da tanık oldum. neredeyse hepsi bu tip şeyler yaşamış.
yok mu bunun bir çaresi? ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. zaman mı her şeyin ilacı.
ayrılalı iki aydan fazla zaman olmasına karşın konuşmadığımız gün sayısı çok az. sürekli arayıp her şeyi öğrenmek istemesi, eski kıskanç hallerine devam etmesi, her şeye müdahale etmeye çalışması, şartlar falan koyması bi yana işler istediği gibi gitmeyince tehdit etmeye başlıyor. küfürler edip duruyor. işleri evin önüne gece yarısı gelip zile basıp annemle konuşmaya kadar götürdü.
bir türlü ayrıldığımızın farkına varamadı. yaşı daha büyük boşanmış kadınların konuşmalarına da tanık oldum. neredeyse hepsi bu tip şeyler yaşamış.
yok mu bunun bir çaresi? ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. zaman mı her şeyin ilacı.
0
resmen taciz ediyor seni. seni mutsuz ettiğini söyle yine de anlamıyorsa şikayet et.
0
'söz ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakki kötektir' demiş ziya paşa. koskaca paşa, vardır elbet bi bildiği.
0
şimdi adam normal değil orası kesin ama sen neden adam arayınca açıyorsun onu anlamadım? ayrıldın bitti bir daha telefonlarına çıkmaman ve hayatını ona anlatmaman gerekirdi. kesinlikle şikayet et devam ederse.
0
@eyyor haklı, mutlaka tanıdığın, tanıdığının tanıdığı bir "kabadayı/mafya vari tip" vardır. Söyle biraz tırstırsınlar. Polise git savcılığa git diyeceğim ama pek etkili olmaz bu "tiplere".
0
adım 1, kendisine rahatsız olduğunu, artık aramamasını, devam ederse şikayetçi olacağını söyle. telefonlarına çıkma.
işe yaramazsa adım 2, polise, savcılığa git.
işe yaramazsa adım 3, "dinsizin hakkından imansız gelir".
işe yaramazsa adım 2, polise, savcılığa git.
işe yaramazsa adım 3, "dinsizin hakkından imansız gelir".
0
annene de söyle ararsa açma de. ikiniz de açmayın o arayınca. hatta baktın başka numaradan arıyor. açtıktan sonra suratına kapat. 1 arar 2 arar sonra pes eder yorulur. eve gelirse de kapıyı açma. kapıda çok taciz ederse polis çağırrısın.
0
ayrıldık diyorsun ama her gün arayıp konuşmasına izin veriyorsun, konuşuyorsun ve hesap veriyorsun. ayrıldıysan niye hala sevgili gibi konuşuyorsun ki, açma telefonu.
0
savcılığa dilekçe ver. yine işe yaramazsa çok sağlam dövdür ama öyle basitinden olmasın. resmen adam doğduğuna pişman olsun.
0
aynı olayları ben de yaşadım :/ tehditleri, kapıya dayanmaları, hakkımda çıkardığı kötü laflar sonucu savcılığa başvurdum. bi kaç kez duruşmaya çağırılmışım ama adres değişikliği yüzünden farketmediğimden bi gün gidip şikayetimi geri aldım. hatta arada şikayetini geri almazsan başını yakarım diye tehditlere devam etti falan. tek çaresi zaman öyle diyim sana. ne yaparsan yap o herif ruh halinden çıkamayacak. benim de denemediğim şey kalmadı yani telefonu bi erkeğe açtırıp ben yeni sevgilisiyiz kızı rahat bırak da dedirttim. babama aratıp bu kız delidir peşini bırak da dedirttim. hiçbir şey işe yaramıyor. o çocuğun psikolojisi tamamen seni geri kazanmak üzerine programlı şu an.
iki seçeneğin var, ya savcılığa gideceksin ya da suyuna gidip sakinleşmesini bekleyeceksin. her gün telefonda havada sudan konuşsan bile o bi süre sonra rahatlar. ama ağlamaya falan başlarsa ve sen de kes ulan sesini dersen tekrar başlar küfür etmeye.
iki seçeneğin var, ya savcılığa gideceksin ya da suyuna gidip sakinleşmesini bekleyeceksin. her gün telefonda havada sudan konuşsan bile o bi süre sonra rahatlar. ama ağlamaya falan başlarsa ve sen de kes ulan sesini dersen tekrar başlar küfür etmeye.
0
işte bu tür şeyler sık oluyor, bu riske girmek istemeyen kadınlar da erkeklere mesafeli duruyor haliyle, sonra da kezban mezban diyorlar o kadınlara. allah belasını versin ne diyeyim. dövdürmek lazım herhalde.
0
ne kadar çok taviz verirsen o kadar fazlasını isteyecek.
belki sana iftiralar sallayacak, belki paylaştığınız özel anları annene anlatmakla, camı pencereyi indirmekle tehdit edecek.
artık daha fazla taviz vermemelisin. ayrılmışsınız ama sözde kalmış o ayrılık. annenle konuş, yaşadıklarını anlat, sonuçta olan biteni senin ağzından en net şekilde öğrenirse senin de için rahat edecektir. annen de karşıda nasıl bir model olduğunu bilecektir.
bir anda bıçak gibi kes görüşmeyi, telefonunu değiştir vs.
hala rahatsız etmeye devam ediyorsa polise gitmekten çekinme.
belki sana iftiralar sallayacak, belki paylaştığınız özel anları annene anlatmakla, camı pencereyi indirmekle tehdit edecek.
artık daha fazla taviz vermemelisin. ayrılmışsınız ama sözde kalmış o ayrılık. annenle konuş, yaşadıklarını anlat, sonuçta olan biteni senin ağzından en net şekilde öğrenirse senin de için rahat edecektir. annen de karşıda nasıl bir model olduğunu bilecektir.
bir anda bıçak gibi kes görüşmeyi, telefonunu değiştir vs.
hala rahatsız etmeye devam ediyorsa polise gitmekten çekinme.
0
avatarairo
Fm 2013'de fenerbahçe ile bir kariyere başladım. ligde yenilgisiz devam ediyorum ama taraftar maça gelmiyor. 10 maç sonunda ortalama taraftar sayım 375. Nasıl bir hata söz konusu anlamadım. editörde stadyumla ilgili bir iki değişiklik yaptım(kapasitesini 60000'e yükselttim) ama bu soruna sebep olaca
Fm 2013'de fenerbahçe ile bir kariyere başladım. ligde yenilgisiz devam ediyorum ama taraftar maça gelmiyor. 10 maç sonunda ortalama taraftar sayım 375. Nasıl bir hata söz konusu anlamadım. editörde stadyumla ilgili bir iki değişiklik yaptım(kapasitesini 60000'e yükselttim) ama bu soruna sebep olacak hiçbir şey yapmadım. sizce bu neden olmuş olabilir? cevaplar için şimdiden teşekkürler.
0
editörde oynarken taraftar sayısını falan bozmuşsundur, ya da @sotw'un dediği gibi 60 000'e tadilatla getirilecek şekilde ayarlamışsındır tadilat sürüyordur.
0
norek
tavsiyesi isteyeceğim. İzlediklerinizi, bildiklerinizi yazarsanız bir sıra oluştururum.Teşekkürler.edit: izlediklerimi de yazayım, tavsiye vermesi kolay olsun`terminatör` serisi`blade runner``ai``irobot``resident evil``space odyssey``matrix``eagle eye`
tavsiyesi isteyeceğim. İzlediklerinizi, bildiklerinizi yazarsanız bir sıra oluştururum.
Teşekkürler.
edit: izlediklerimi de yazayım, tavsiye vermesi kolay olsun
terminatör serisi
blade runner
ai
irobot
resident evil
space odyssey
matrix
eagle eye
Teşekkürler.
edit: izlediklerimi de yazayım, tavsiye vermesi kolay olsun
terminatör serisi
blade runner
ai
irobot
resident evil
space odyssey
matrix
eagle eye
0
Artificial Intelligence: AI
www.imdb.com
şunlar da olur:
matrix
bicentennial man
2001: A Space Odyssey
moon
edward scissorhands
i, robot
wall-e
www.imdb.com
şunlar da olur:
matrix
bicentennial man
2001: A Space Odyssey
moon
edward scissorhands
i, robot
wall-e
0
iron man
star wars
otostopçunun galaksi rehberi
robocop
edward scissorhands
aeon flux
ghost in the shell
robot and frank
star wars
otostopçunun galaksi rehberi
robocop
edward scissorhands
aeon flux
ghost in the shell
robot and frank
0
ermanen
neler?---------bir de şöyle bir liste buldum. bunları yapıyor musunuz, ya da yapmaktan vazgeçtiniz mi:1. Hep haklı olduğu ihtiyacı hissetmek (hep haklı olduğunu düşünmek, ilişkilerde özellikle)2. Her şeyi kontrol etme ihtiyacı hissetmek (kendini ve etrafını kotrol etme ihtiyacı)3. Başkalarını suçlam
neler?
---------
bir de şöyle bir liste buldum. bunları yapıyor musunuz, ya da yapmaktan vazgeçtiniz mi:
1. Hep haklı olduğu ihtiyacı hissetmek (hep haklı olduğunu düşünmek, ilişkilerde özellikle)
2. Her şeyi kontrol etme ihtiyacı hissetmek (kendini ve etrafını kotrol etme ihtiyacı)
3. Başkalarını suçlamak (sahip olup/olmadığınız ve hissedip/hisstmediğiniz şeyler için)
4. Kendin hakkında olumsuz düşünmek/konuşmak (kendini olumsuz düşüncelerle yıpratmak)
5. Sınırlama inancı (ne yapıp ne yapamayacağına karar verir kendini sınırlamak, kendini kısıtlamak )
6. Şikayet etmek (insanlardan, etrafınızdan şikayet etmek, sizi mutsuz eden her şeyden yakınmak)
7. Eleştirmek (sizden farklı olan insanları, durumları, şeyleri eleştirme gereği duymak. "zenginin parası züğürden çenesini yorarmış" gibi de..)
8. Başkalarını etkileme çabası (başkalarına zorla kendini sevdirme çabası, illa ilgi duymasını istemek)
9. Değişime direnmek (hep aynı sularda yüzmek, değişime açık olmamak)
10. Yaftalamak (farklı insanları, şeyleri yaftalamak, dışlamak, hor görmek
11. Korku/fobi (kafamızda bitirebileceğimiz, zararsız şeylerden korkma, korkuyla yaşama)
12. Bahaneler
13. Geçmiş
14. Birşeye bağlanmak / kopamamak / onsuz yaşayamayacağını düşünmek
15. Başkalarının beklentilerine göre hayatı yaşamak (başkaları/toplum/ailem/arkadaşlarım ne düşünür, rezil olacağını düşünmek, ayıp kavramı vs.)
---------
bir de şöyle bir liste buldum. bunları yapıyor musunuz, ya da yapmaktan vazgeçtiniz mi:
1. Hep haklı olduğu ihtiyacı hissetmek (hep haklı olduğunu düşünmek, ilişkilerde özellikle)
2. Her şeyi kontrol etme ihtiyacı hissetmek (kendini ve etrafını kotrol etme ihtiyacı)
3. Başkalarını suçlamak (sahip olup/olmadığınız ve hissedip/hisstmediğiniz şeyler için)
4. Kendin hakkında olumsuz düşünmek/konuşmak (kendini olumsuz düşüncelerle yıpratmak)
5. Sınırlama inancı (ne yapıp ne yapamayacağına karar verir kendini sınırlamak, kendini kısıtlamak )
6. Şikayet etmek (insanlardan, etrafınızdan şikayet etmek, sizi mutsuz eden her şeyden yakınmak)
7. Eleştirmek (sizden farklı olan insanları, durumları, şeyleri eleştirme gereği duymak. "zenginin parası züğürden çenesini yorarmış" gibi de..)
8. Başkalarını etkileme çabası (başkalarına zorla kendini sevdirme çabası, illa ilgi duymasını istemek)
9. Değişime direnmek (hep aynı sularda yüzmek, değişime açık olmamak)
10. Yaftalamak (farklı insanları, şeyleri yaftalamak, dışlamak, hor görmek
11. Korku/fobi (kafamızda bitirebileceğimiz, zararsız şeylerden korkma, korkuyla yaşama)
12. Bahaneler
13. Geçmiş
14. Birşeye bağlanmak / kopamamak / onsuz yaşayamayacağını düşünmek
15. Başkalarının beklentilerine göre hayatı yaşamak (başkaları/toplum/ailem/arkadaşlarım ne düşünür, rezil olacağını düşünmek, ayıp kavramı vs.)
0
1) hayir yapmıyorum
2) hayir yapmıyorum
3) hayir yapmiyorum
4) evet yapiyorum
5) hayir yapmiyorum
6) bazen yapıyorum
7) bazen yapiyorum
8) hayir yapmiyorum
9) bazen yapıyorum
10)hayir yapmiyorum
11)evet yapiyorum
12)bazen bahaneye basvuruyorum
13)hayir vazgecemedim
14)evet yapiyorum
15)bazen yapıyorum
Edit: soruyu cevaplamak uzun surdugu icin konudan biraz kopmus olarak cevap vermis olabilirim
2) hayir yapmıyorum
3) hayir yapmiyorum
4) evet yapiyorum
5) hayir yapmiyorum
6) bazen yapıyorum
7) bazen yapiyorum
8) hayir yapmiyorum
9) bazen yapıyorum
10)hayir yapmiyorum
11)evet yapiyorum
12)bazen bahaneye basvuruyorum
13)hayir vazgecemedim
14)evet yapiyorum
15)bazen yapıyorum
Edit: soruyu cevaplamak uzun surdugu icin konudan biraz kopmus olarak cevap vermis olabilirim
0
yaklaşık 2-3 sene önce, dünyadaki herkesin sorunu çevresinde aradığını, hiç kendini değiştirmeye çalışmadığını farkettim. ghandi'nin "be the change you want to see in the world" vecizesinden hareketle, kendimle ilgili kötü yanları, kötü huylarımı, rahatsız edici özelliklerimi değiştirmeye, kendimi geliştirmeye çalışmaya başladım.
1. bunu yapıyordum, vazgeçtim.
2. bu hala var.
3. bkz. ilk paragraf
4. bunu sık sık yapıyorum. karakter meselesi sanırım.
5. realistim diyelim. futbolcu olmak isterdim mesela, ama yetenekli değilim.
6. bunu çok sık yapıyordum. yapmamaya çalışıyorum artık elimden geldiğince.
7. mantıksız bulduğum şeyleri eleştiririm evet. mesela fala, burçlara falan inanan ve harbiden buna göre hayatını şekillendiren insanları çok saçma buluyorum, gibi. istediklerini yapsınlar tabii, ama konusu açılınca fikrimi söylemeden edemem.
8. bunu da yapıyordum sanırım. artık yapmıyorum.
9. değişime açığım diye düşünüyorum.
10. yapmamaya çalışıyorum elimden geldiğince.
11. asansöre binemiyordum. artık biniyorum. uçaktan fena tırsıyordum. artık tırsmıyorum. zorla yenmeye çalıştım korkularımı. ama hala var biraz kapalı yer korkusu.
12. bahanelerden kaçınmaya çalışıyorum. you make your own luck. bir şeyi başaramadıysam bir yerde benim bir hatam olmuştur. kendi hatama bakmadan önce başkalarının hatalarını öne sürmek, bahane üretmek falan zavallıca geliyr bana.
13. geçmişten kopmakta çok zorlanıyorum. bunu aşamadım hala.
14. üst maddede dediğim gibi. eski sevgili triplerim falan hiç çekilmez benim.
15. kesinlikle yok. ailemle taban tabana zıtım. lise sonda onların isteğiyle mühendislik seçtiğimden beri bir daha onlara göre karar vermemeye gayret ediyorum.
1. bunu yapıyordum, vazgeçtim.
2. bu hala var.
3. bkz. ilk paragraf
4. bunu sık sık yapıyorum. karakter meselesi sanırım.
5. realistim diyelim. futbolcu olmak isterdim mesela, ama yetenekli değilim.
6. bunu çok sık yapıyordum. yapmamaya çalışıyorum artık elimden geldiğince.
7. mantıksız bulduğum şeyleri eleştiririm evet. mesela fala, burçlara falan inanan ve harbiden buna göre hayatını şekillendiren insanları çok saçma buluyorum, gibi. istediklerini yapsınlar tabii, ama konusu açılınca fikrimi söylemeden edemem.
8. bunu da yapıyordum sanırım. artık yapmıyorum.
9. değişime açığım diye düşünüyorum.
10. yapmamaya çalışıyorum elimden geldiğince.
11. asansöre binemiyordum. artık biniyorum. uçaktan fena tırsıyordum. artık tırsmıyorum. zorla yenmeye çalıştım korkularımı. ama hala var biraz kapalı yer korkusu.
12. bahanelerden kaçınmaya çalışıyorum. you make your own luck. bir şeyi başaramadıysam bir yerde benim bir hatam olmuştur. kendi hatama bakmadan önce başkalarının hatalarını öne sürmek, bahane üretmek falan zavallıca geliyr bana.
13. geçmişten kopmakta çok zorlanıyorum. bunu aşamadım hala.
14. üst maddede dediğim gibi. eski sevgili triplerim falan hiç çekilmez benim.
15. kesinlikle yok. ailemle taban tabana zıtım. lise sonda onların isteğiyle mühendislik seçtiğimden beri bir daha onlara göre karar vermemeye gayret ediyorum.
0
çok absürt olacak ama mutlu olmak için kendimden vazgeçmiştim, yeni yeni toparlıyoruz işte
1. eskiden yapardım şimdi ona bile mecalim yok yani hayır yapmıyorum artık
2. kendimi boş bir kontrol manyağı yaptım kendime karşı, başkalarına karşı yok
3. sadece kendimi suçluyorum
4. hep yaptığım bir şey
5. evet çok sınırlarım kendimi, sanki böyle dizginliyormuşum gibi, neyi kimi dizginliyorsam
6. eskiden ederdim de artık umrumda değiller
7. bazen, neden ben böyleyken onlar öyleler diye yapıyorum, çok nadir
8. karşı cins için yapıyorum bunu çoğunlukla
9. en sıkıntısını çektiğim konu, değişmiyorum da ama hep bi çaba anasını satayım
10. yapıyorum evet, bazı hemcinslerime
11. bir şey olduğu da yok ama pes etmekten korkuyorum
12. bir tane sadece, kendimce çok sağlam bi bahanem var
13. yeni ve daha berbat olan şeyler geçmişi unutturuyor bende
14. kendime zulmetmeye bağımlıyım sanırım
16. sadece içimdeki şımarığın beklentilerine göre yaşadım sanırım
1. eskiden yapardım şimdi ona bile mecalim yok yani hayır yapmıyorum artık
2. kendimi boş bir kontrol manyağı yaptım kendime karşı, başkalarına karşı yok
3. sadece kendimi suçluyorum
4. hep yaptığım bir şey
5. evet çok sınırlarım kendimi, sanki böyle dizginliyormuşum gibi, neyi kimi dizginliyorsam
6. eskiden ederdim de artık umrumda değiller
7. bazen, neden ben böyleyken onlar öyleler diye yapıyorum, çok nadir
8. karşı cins için yapıyorum bunu çoğunlukla
9. en sıkıntısını çektiğim konu, değişmiyorum da ama hep bi çaba anasını satayım
10. yapıyorum evet, bazı hemcinslerime
11. bir şey olduğu da yok ama pes etmekten korkuyorum
12. bir tane sadece, kendimce çok sağlam bi bahanem var
13. yeni ve daha berbat olan şeyler geçmişi unutturuyor bende
14. kendime zulmetmeye bağımlıyım sanırım
16. sadece içimdeki şımarığın beklentilerine göre yaşadım sanırım
0
1) e şimdiye kadar hiç haksız çıkmadım
2) karakter meselesi. her şeyi kontrolum altında tutarım
3) hayır
4) nadiren.
5) aklıma gelen her şeyi denerim, yaparım
6) nadiren
7) olayları eleştiririm, insanlar pek umrumda olmaz
8) aksine övülmekten hiç hoşlanmam
9) durumdan duruma değişiyor
10) karakterlerinden ve de davranışlarından ötürü insanları hor görürüm evet. maddi açıdan asla.
11) aksine adrenalin peşindeyim
12) bazen
13) karşımdakinin geçmişi ilgilendirir evet
14) her şeyden ve de herkesten kolayca vazgeçebilirim
15) sikimde olmaz
2) karakter meselesi. her şeyi kontrolum altında tutarım
3) hayır
4) nadiren.
5) aklıma gelen her şeyi denerim, yaparım
6) nadiren
7) olayları eleştiririm, insanlar pek umrumda olmaz
8) aksine övülmekten hiç hoşlanmam
9) durumdan duruma değişiyor
10) karakterlerinden ve de davranışlarından ötürü insanları hor görürüm evet. maddi açıdan asla.
11) aksine adrenalin peşindeyim
12) bazen
13) karşımdakinin geçmişi ilgilendirir evet
14) her şeyden ve de herkesten kolayca vazgeçebilirim
15) sikimde olmaz
0
Düşünmüyorum
Sadece kendimi. Zira etrafım umrumda değil.
Hayır. Yukarıda dediğim gibi sadece kendimden sorumluyum.
Olumsuz düşünmem, düşünmemi gerektirecek bir şey de yok. Gerek fiziki olarak, gerek donanımsal olarak...
Sınırlarım. Duvarlarım vardır. Pek geniş olmasalarda...
İnsanları pek sevmem, yakınsam da kendi içimde yakınırım. Bu bencillikten, egodan farklı bir şey ama...
Eskiden eleştirirdim artık yok, artık olay özelleştri boyutunda sadece.
Direkt olarak etkileme çabası olmasa da yaptıklarım, benimsediklerim o kapıya çıkabiliyor. Yapı olarak mükemmeliyetçi biri olduğum için de etkilemiş oluyorum. İstemeden de olsa hoşuma gidiyor bu durum. Cinsiyet ayırmaksızın beğenilmek hoşuma gidiyor diyebilirim.
Açığım, aynı nehirde iki kere yıkanamazsın.
Çocukken yaptığım şeyler arasındaydı, artık yok. Arada oluyordur belki.
Yeryüzündeki hiçbir şeyden korkmam. Ya da öyle sanıyorum. İkisinden biri.
Yok. Yaptığım şeyler hep bireysel olduğu için.. Başkasına ne kadar güvenebilirsin? Baban dahil...
Kesinlikle var; spor, kitap(roman) ve müzik.
Sikimde olmaz +1
Sadece kendimi. Zira etrafım umrumda değil.
Hayır. Yukarıda dediğim gibi sadece kendimden sorumluyum.
Olumsuz düşünmem, düşünmemi gerektirecek bir şey de yok. Gerek fiziki olarak, gerek donanımsal olarak...
Sınırlarım. Duvarlarım vardır. Pek geniş olmasalarda...
İnsanları pek sevmem, yakınsam da kendi içimde yakınırım. Bu bencillikten, egodan farklı bir şey ama...
Eskiden eleştirirdim artık yok, artık olay özelleştri boyutunda sadece.
Direkt olarak etkileme çabası olmasa da yaptıklarım, benimsediklerim o kapıya çıkabiliyor. Yapı olarak mükemmeliyetçi biri olduğum için de etkilemiş oluyorum. İstemeden de olsa hoşuma gidiyor bu durum. Cinsiyet ayırmaksızın beğenilmek hoşuma gidiyor diyebilirim.
Açığım, aynı nehirde iki kere yıkanamazsın.
Çocukken yaptığım şeyler arasındaydı, artık yok. Arada oluyordur belki.
Yeryüzündeki hiçbir şeyden korkmam. Ya da öyle sanıyorum. İkisinden biri.
Yok. Yaptığım şeyler hep bireysel olduğu için.. Başkasına ne kadar güvenebilirsin? Baban dahil...
Kesinlikle var; spor, kitap(roman) ve müzik.
Sikimde olmaz +1
0
biglord
kime sorsam yabancı dil biliyor çevremde. bilmiyorum diyen yok. kimisi diyor ki playstation'dan öğrendim, kimi mmporg mudur nedir o oyunlardan öğrenmiş. kimi dizilerden öğrenmiş. bi insan playstation'dan ne kadar dil öğrenebilir ki? bu iş bu kadar basit mi ya allah aşkına. yetenek önemli elbette am
kime sorsam yabancı dil biliyor çevremde. bilmiyorum diyen yok. kimisi diyor ki playstation'dan öğrendim, kimi mmporg mudur nedir o oyunlardan öğrenmiş. kimi dizilerden öğrenmiş. bi insan playstation'dan ne kadar dil öğrenebilir ki? bu iş bu kadar basit mi ya allah aşkına. yetenek önemli elbette ama bana çok basite indirgeniyormuş gibi geliyor.
tamam iyi güzel öğrendin diyelim. peki reading, speaking, writing, listening yeteneklerinin hangisine bakarak bunu söylüyorsun. adama seviyesini soruyorsun upper-intermediate diyor. belki upper seviyesindeki makaleleri çok iyi anlayabiliyor, çeviriyor ama writing'i çok kötü. 2 cümle essay ya da herhangi bir yazı yazamıyor. speaking'te yok. eee şimdi bu adam nasıl upper-intermediate oluyor?
ya da ingilizce kurslarının yaptığı seviye sınavları. sadece reading'e bakarak senin seviyen şu diyorlar. başlıkta da sorduğum gibi yabancı dil bilmek tam olarak nedir?
tamam iyi güzel öğrendin diyelim. peki reading, speaking, writing, listening yeteneklerinin hangisine bakarak bunu söylüyorsun. adama seviyesini soruyorsun upper-intermediate diyor. belki upper seviyesindeki makaleleri çok iyi anlayabiliyor, çeviriyor ama writing'i çok kötü. 2 cümle essay ya da herhangi bir yazı yazamıyor. speaking'te yok. eee şimdi bu adam nasıl upper-intermediate oluyor?
ya da ingilizce kurslarının yaptığı seviye sınavları. sadece reading'e bakarak senin seviyen şu diyorlar. başlıkta da sorduğum gibi yabancı dil bilmek tam olarak nedir?
0
yabanci dil bilmek bir kitabi alip okurken sözlük kullanmadan algilayabilmek, konusurken anadil seviyesinde muhabbet edebilmek, spontan olabilmektir o dil icin.
0
iyi güzel de sözlük kullanmadan advanced kitapları okuyabilen ama iki kelime konuşamayanlar var. onlara ne diyeceğiz?
0
çok çok çok iyi bir reading yeteneğine sahip olmak bir dili bilmek anlamına gelir mi? bana çok saçma geliyor bu mantık.
0
hocam sorunun cevabı gayet basit... Bizim lisede Edebiyatı 80 olup kompozisyonu sıfır olan insanlar vardı. bazıları çok iyi konuşmasına rağmen bazıları iki kelimeyi bir araya getiremezdi. Biz bunlara Türkçe'yi bilmeyen mi diyeceğiz. Hakkıyla yazmak, konuşmak cevaplamak farklı, yabancı dil bilmek farklı...
0
akıcı ya da akıcıya yakın konuşabilen, karşıdakinin söylediğinin en az 10'da 8'ini anlayabilen, ortalama bir konu hakkında 1 sayfaya yakın yazı yazabilen, bir internet sitesinde haberi okuyup ne ile ilgili olduğunu anlayabilen o dili biliyordur.
0
biliyorum diyenlerin %80'i beginner seviyesinde biliyordur herhalde. turkiyedeki "ben ingilizce biliyorum"culardan bahsediyorum tabi ki.
0
bana gore yabanci dili bilmek sudur; o dille yapilan bir telefon gorusmesini hic sorunsuz gerceklestirebiliyorsan ve karsindaki de her seyi tamamen anliyorsa iste o zaman o dili biliyorsundur.
0
öğrendiğin dilin ülke vatandaşı ile oturup konuşabiliyorsan evet orta seviye o dili biliyorsun denir. ha sen bi de televizyonlarını, gazetelerini, dergilerini, kitaplarını okuyabiliyorsan tamam zaten olmuşsun sen. ne yani o dilde içinden düşünmeye başlayınca mı yabancı dili biliyor olacaksın? 100de100 ana dilim gibi biliyorum diyebilmen için zaten o ülkede yaşamış vakit geçirmiş olman gerekir.
almanca öğrendin diyelim az çok. e daha bunun aksanları var. sokak ağzı var. deyimleri terimleri var. kısaltmaları, geyikleri var..
ha son olarak ufak bir tespit; adam gibi telesekretere mesaj bırakabilen adam o dili biliyordur lamı cimi yok.
almanca öğrendin diyelim az çok. e daha bunun aksanları var. sokak ağzı var. deyimleri terimleri var. kısaltmaları, geyikleri var..
ha son olarak ufak bir tespit; adam gibi telesekretere mesaj bırakabilen adam o dili biliyordur lamı cimi yok.
0
Öncelikle yazdıkların içinde gizli gizli hissedilen "mükemmel yabancı dil bilen demek ona tüm bileşenleriyle -yazmak, konuşmak, anlamak, çevirmek, dinlemek vb.-sahip olmaktı" algısını aş derim..
Misal yukarıda yazılanlardan yola çıkalım listening nedir allah aşkına ne zamandan beri dil için bir kriter oldu? Dinlemeden nasıl anlaşılacak ha buradaki listening dinlemeyi değil duymayı tınılıyorsa ok ona kimse bir şey diyemez.
Memlekette eşşek yüküyle yabancı dil eğitimi verilir. Bu kesinlikle abartı değil eşşek yüküyle verilir bu ama bilen yok demek ki problem sistematik. aynı sistem içinde çözüm ders saati arttır, içeriği yoğunlaştır, dışarıdan destek gerek de kursa gönder, sınavları arttır, sınav başarı notlarını yükselt-düşür sözde başarı sağlat. Yabancı dil öğretemiyoruz zira kişiler problemli -hayır sorun sistem meselesi-
Peki bilenler nasıl biliyor. Açık ve net bilmiyor :) Aslında kimse bir başka yabancı dil bilmiyor -tam ve bütün olarak tabii-
Bak durum şöyledir. Yabancı dilde yazarsın ama konuşamazsın -en azından kafandaki ideal gibi konuşamazsın ama derdini anlatırsın- okursun ama yazamazsı ya da konuşamazsın vb vb. varyasyonlar değişir.
yabancı dilin kullanımının tepe yaptığı kurumlar dış işleri falandır. Orada bile anlık çeviri yapan çeviri yapılan metni metin okuycularına yönlendirir. Okuyan yazan çeviren konuşan dinleyen bir bütün olarak yoktur.
derdini anlat-derdini anla- yazılanları akıcı olarak oku bu yeterlidir.
Misal yukarıda yazılanlardan yola çıkalım listening nedir allah aşkına ne zamandan beri dil için bir kriter oldu? Dinlemeden nasıl anlaşılacak ha buradaki listening dinlemeyi değil duymayı tınılıyorsa ok ona kimse bir şey diyemez.
Memlekette eşşek yüküyle yabancı dil eğitimi verilir. Bu kesinlikle abartı değil eşşek yüküyle verilir bu ama bilen yok demek ki problem sistematik. aynı sistem içinde çözüm ders saati arttır, içeriği yoğunlaştır, dışarıdan destek gerek de kursa gönder, sınavları arttır, sınav başarı notlarını yükselt-düşür sözde başarı sağlat. Yabancı dil öğretemiyoruz zira kişiler problemli -hayır sorun sistem meselesi-
Peki bilenler nasıl biliyor. Açık ve net bilmiyor :) Aslında kimse bir başka yabancı dil bilmiyor -tam ve bütün olarak tabii-
Bak durum şöyledir. Yabancı dilde yazarsın ama konuşamazsın -en azından kafandaki ideal gibi konuşamazsın ama derdini anlatırsın- okursun ama yazamazsı ya da konuşamazsın vb vb. varyasyonlar değişir.
yabancı dilin kullanımının tepe yaptığı kurumlar dış işleri falandır. Orada bile anlık çeviri yapan çeviri yapılan metni metin okuycularına yönlendirir. Okuyan yazan çeviren konuşan dinleyen bir bütün olarak yoktur.
derdini anlat-derdini anla- yazılanları akıcı olarak oku bu yeterlidir.
0
(bkz: ingilizce kelime ezberleme yolları/@compadrito)
bu yaziyi okursaniz, bu konuya takintili oldugumu goreceksiniz.
sordugunuz bu mukemmel soru icin tesekkur ederim. ayrica, verilen cevaplardan bazilarini tatminkar bulmadiginiz icin de tebrik ederim.
gec'in cevabini cok begendim cunku, telefonda anlasmak, hele havaalanindaki anonslara ve diger gurultulere ragmen telefonda anlasmak cok guzel bir kriter.
ben size bisey diyim mi? ak got kara got yurtdisinda yasamaya ve calismaya basladiginizda belli oluyor.
belki su size bir fikir verir: bana yurtdisinda yasayan bir arkadasim bir kizdan bahsetti. kiz ona demis ki, "buraya geldikten 14 sene sonra, ingilizce ile artik bir problemim kalmadigina karar verdim".
ote yandan, abd'de 20 sene yasamis ama hala abuk sabuk konusan insanlar gormuslugum de var.
benim katildigim kriterler sunlar:
- bir filmi altyazisiz izleyip, ozellikle espriler dahil olmak uzere, filmin en az %70-80'ini anlayabilmek. ama burada da diyeceksiniz ki, "nasil olculuyor o %70-80"? ben de orada sicacam tabii. o zaman soyle duzeltelim: filmi ve filmdeki esprileri rahat anlayabilmek.
- telefonda, ozellikle; zenci, teksasli, british, hintli, cinli, latino gibi degisik aksanla konusan kisilerle sorunsuz ve takilmadan, tekrar ettirmeden, tekrar etmeden anlasabilmek. tabii ingilizce icin gecerli bu soyledigim.
- TIME gibi bir derginin rastgele ama fotografsiz yani tam sayfa yazi olan bir sayfasinda, 3-5'ten fazla bilinmeyen kelime ile karsilasmamak ve yaziyi ozetleyebilecek kadar iyi anlamak.
- bir tiyatro oyununu, bir romani, bir muzikali anlamak
- telefonda, felsefi, politik bir alanda gorus bildirebilmek. psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlerle ilgili bir alanda bir tartismaya katilabilmek.
- radyodaki reklamlari anlayabilmek
- sarki sozlerini anlayabilmek ve duyulan sarkinin sozlerini yaziya dokebilmek
- uluslararasi bir toplantida dinleyiciler arasindayken, ayaga kalkip, konusmaciya kompleks bir soru sorabilmek, orada, yuzlerce kisinin onunde o konusmaciyla fikir alisverisinde bulunabilmek, bir tartismaya girebilmek
- ders anlatabilmek, sunum yapabilmek
- karmasik bir konuyu, yalin ve anlasilir bir sekilde email ya da mektupla anlatabilmek
- sohbet ederken, akla gelen espriyi, hic ikinmadan, cekinmeden pat diye orada yapabilmek
- o dilde ruya gorebilmek
- o dilde dusunebilmek, kendinizi, farkinda olmadan o dilde dusunurken bulmaniz
simdilik aklima gelenler bunlar. bu soruyu silmezseniz sevinirim...
bu soylediklerimi yapamayanlar, "ehh iste, idare eder, ac kalmaz" seviyesinde yabanci dil biliyordur.
isin hazin tarafi ne biliyo musunuz? bu soylediklerimin birini bile yapamayan birisi, kalkip burada soru soruyor. diyor ki "ingilizceyi hallettim, bundan sonra hangi dili ogreneyim?"
cok uzucu bir durum...
bu yaziyi okursaniz, bu konuya takintili oldugumu goreceksiniz.
sordugunuz bu mukemmel soru icin tesekkur ederim. ayrica, verilen cevaplardan bazilarini tatminkar bulmadiginiz icin de tebrik ederim.
gec'in cevabini cok begendim cunku, telefonda anlasmak, hele havaalanindaki anonslara ve diger gurultulere ragmen telefonda anlasmak cok guzel bir kriter.
ben size bisey diyim mi? ak got kara got yurtdisinda yasamaya ve calismaya basladiginizda belli oluyor.
belki su size bir fikir verir: bana yurtdisinda yasayan bir arkadasim bir kizdan bahsetti. kiz ona demis ki, "buraya geldikten 14 sene sonra, ingilizce ile artik bir problemim kalmadigina karar verdim".
ote yandan, abd'de 20 sene yasamis ama hala abuk sabuk konusan insanlar gormuslugum de var.
benim katildigim kriterler sunlar:
- bir filmi altyazisiz izleyip, ozellikle espriler dahil olmak uzere, filmin en az %70-80'ini anlayabilmek. ama burada da diyeceksiniz ki, "nasil olculuyor o %70-80"? ben de orada sicacam tabii. o zaman soyle duzeltelim: filmi ve filmdeki esprileri rahat anlayabilmek.
- telefonda, ozellikle; zenci, teksasli, british, hintli, cinli, latino gibi degisik aksanla konusan kisilerle sorunsuz ve takilmadan, tekrar ettirmeden, tekrar etmeden anlasabilmek. tabii ingilizce icin gecerli bu soyledigim.
- TIME gibi bir derginin rastgele ama fotografsiz yani tam sayfa yazi olan bir sayfasinda, 3-5'ten fazla bilinmeyen kelime ile karsilasmamak ve yaziyi ozetleyebilecek kadar iyi anlamak.
- bir tiyatro oyununu, bir romani, bir muzikali anlamak
- telefonda, felsefi, politik bir alanda gorus bildirebilmek. psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlerle ilgili bir alanda bir tartismaya katilabilmek.
- radyodaki reklamlari anlayabilmek
- sarki sozlerini anlayabilmek ve duyulan sarkinin sozlerini yaziya dokebilmek
- uluslararasi bir toplantida dinleyiciler arasindayken, ayaga kalkip, konusmaciya kompleks bir soru sorabilmek, orada, yuzlerce kisinin onunde o konusmaciyla fikir alisverisinde bulunabilmek, bir tartismaya girebilmek
- ders anlatabilmek, sunum yapabilmek
- karmasik bir konuyu, yalin ve anlasilir bir sekilde email ya da mektupla anlatabilmek
- sohbet ederken, akla gelen espriyi, hic ikinmadan, cekinmeden pat diye orada yapabilmek
- o dilde ruya gorebilmek
- o dilde dusunebilmek, kendinizi, farkinda olmadan o dilde dusunurken bulmaniz
simdilik aklima gelenler bunlar. bu soruyu silmezseniz sevinirim...
bu soylediklerimi yapamayanlar, "ehh iste, idare eder, ac kalmaz" seviyesinde yabanci dil biliyordur.
isin hazin tarafi ne biliyo musunuz? bu soylediklerimin birini bile yapamayan birisi, kalkip burada soru soruyor. diyor ki "ingilizceyi hallettim, bundan sonra hangi dili ogreneyim?"
cok uzucu bir durum...
0
compadrito fazla detaylı yazmış.
cem yılmaz'ın son gösterisini izlediniz mi bilmiyorum ama orada yabancı dil bilmek ve konuşmak hakkında söylediklerine katılıyorum.
yani bizim türkler bir filmi altyazısız anlayabiliyorlarsa, ya da telefon görüşmesinde söylediklerini karşı tarafa tam olarak anlatabiliyorlarsa, ya da havaalanında pasaport görevlisiyle tam olarak anlaşabiliyorlarsa yabancı dili öğrenmiş kabul ediyorlar.
halbuki o kadar ağdalı bir dile gerek, gerektiğinde tarzanca anlaşarak da derdinizi anlatabiliyorsanız sorun yok demektir.
elin gavuru buraya gelip size "çultanahmet" dediğinde nasıl ki sultanahmet'e nasıl gidebilirim diye soruduğunu anlayabiliyorsak, bizde "hav maç" dediğimizde bunun fiyatı nedir oluğunu anlatabiliyoruzdur işte.
günlük dil için yeterli. ha iş için derseniz bu seviyeyi baya bi yükseltmek gerekir.
cem yılmaz'ın son gösterisini izlediniz mi bilmiyorum ama orada yabancı dil bilmek ve konuşmak hakkında söylediklerine katılıyorum.
yani bizim türkler bir filmi altyazısız anlayabiliyorlarsa, ya da telefon görüşmesinde söylediklerini karşı tarafa tam olarak anlatabiliyorlarsa, ya da havaalanında pasaport görevlisiyle tam olarak anlaşabiliyorlarsa yabancı dili öğrenmiş kabul ediyorlar.
halbuki o kadar ağdalı bir dile gerek, gerektiğinde tarzanca anlaşarak da derdinizi anlatabiliyorsanız sorun yok demektir.
elin gavuru buraya gelip size "çultanahmet" dediğinde nasıl ki sultanahmet'e nasıl gidebilirim diye soruduğunu anlayabiliyorsak, bizde "hav maç" dediğimizde bunun fiyatı nedir oluğunu anlatabiliyoruzdur işte.
günlük dil için yeterli. ha iş için derseniz bu seviyeyi baya bi yükseltmek gerekir.
0
yds'den almak, yabancı diziyi anlayabilmek falan değil. girersin ielts gibi bir sınava, en az 6.5 alırsın, o zaman belirli bir seviyede biliyorsundur mesela ingilizceyi. zira yabancı diziyi anlamak listening ve sözcük bilgisine dayanırken, writing çok daha ayrı bir klasman. hepsinin iyi olması lazım 'dil bilebilmek' için. writing, listening, speaking, vesaire tüm branşların en az belirli bir ortalamayı bulması lazım.
yabancı dizi anlayıp ingilizce biliyorum, ya da telefonda konuşabiliyorum çat pat deyip ingilizceyi hallettim diyenler de var, normaldir, olsun zaten. ülkedeki işletmelerin %90'ında o derece bir ingilizce bile yeterli, koca koca şirketlerde yapılan uluslararası yazışmaları falan görseniz ağlarsınız. türkiye zira burası. ama 'ingilizce biliyorum' olur mu, bence tam olarak olmuyor genel ortamalayı yakalayamadıysanız.
biglord, senin ikinci paragrafta bahsettiğin adam mesela upper int olamaz. writing'in elementary mi, o zaman senin seviyen odur. en düşüğe göre hesaplanır her zaman. ha yok ben üstünkörü şeyttireyim derseniz, ab yasaları şöyle diyor: en.wikipedia.org
yabancı dizi anlayıp ingilizce biliyorum, ya da telefonda konuşabiliyorum çat pat deyip ingilizceyi hallettim diyenler de var, normaldir, olsun zaten. ülkedeki işletmelerin %90'ında o derece bir ingilizce bile yeterli, koca koca şirketlerde yapılan uluslararası yazışmaları falan görseniz ağlarsınız. türkiye zira burası. ama 'ingilizce biliyorum' olur mu, bence tam olarak olmuyor genel ortamalayı yakalayamadıysanız.
biglord, senin ikinci paragrafta bahsettiğin adam mesela upper int olamaz. writing'in elementary mi, o zaman senin seviyen odur. en düşüğe göre hesaplanır her zaman. ha yok ben üstünkörü şeyttireyim derseniz, ab yasaları şöyle diyor: en.wikipedia.org
0
bana gore cogu bilmiyor.
ornek 1: "gramerim iyi ama konusamiyorum"
cevap: bilmiyor.
ornek 2: "catpat anlasiyorum"
cevap: bilmiyor
ornek3: "ingilizcem iyi"
cevap: bilmiyor.
nasil olculecek? muhtemelen uluslarasi kurumlarin yaptigi testlerle. devasa belirleyici olmasalar da, toefl, ielts'in gideri var.
gunluk konusma kaliplarini bilenler ve bunlari konusmalarina dogal yoldan dahil etmis insanlar bilirler o dili. geri kalanina itibar etmemek lazim.
seviyelere gelince, seviyelerden haberim hicbir zaman olmadi. cunku hicbir seviye belirleme sinavinda A'nin altinda not almisligim ve o siniflandirmaya maruz kalmisligim yok. hatta bu da belirleyici kriter. bir insan boyle seviyelerde zaman gecirdiyse, evet hep bir agizdan:
cevap: bilmiyor.
gelelim bolumlere. okuma, dinleme, yazma, konusma gibi alanlarin hepsinin iyi olmasi lazim bir dili bilmek icin.
aksi takdirde: 'konusabiliyorum ama yazamiyorum', 'dinledigimi anliyorum ama okurken aklim kayiyor' demek sacma.
konsantrasyon, duyma, gorme, elini kullanma, disleksi, ve sair sorunlar yasayan insanlari bile dahil edebiliriz bu sartlara. dil farkli bisey. sosyal kosullanmanin dil ogrenebilmede cok etkisi var.
neyse boyleyken boyle.
ornek 1: "gramerim iyi ama konusamiyorum"
cevap: bilmiyor.
ornek 2: "catpat anlasiyorum"
cevap: bilmiyor
ornek3: "ingilizcem iyi"
cevap: bilmiyor.
nasil olculecek? muhtemelen uluslarasi kurumlarin yaptigi testlerle. devasa belirleyici olmasalar da, toefl, ielts'in gideri var.
gunluk konusma kaliplarini bilenler ve bunlari konusmalarina dogal yoldan dahil etmis insanlar bilirler o dili. geri kalanina itibar etmemek lazim.
seviyelere gelince, seviyelerden haberim hicbir zaman olmadi. cunku hicbir seviye belirleme sinavinda A'nin altinda not almisligim ve o siniflandirmaya maruz kalmisligim yok. hatta bu da belirleyici kriter. bir insan boyle seviyelerde zaman gecirdiyse, evet hep bir agizdan:
cevap: bilmiyor.
gelelim bolumlere. okuma, dinleme, yazma, konusma gibi alanlarin hepsinin iyi olmasi lazim bir dili bilmek icin.
aksi takdirde: 'konusabiliyorum ama yazamiyorum', 'dinledigimi anliyorum ama okurken aklim kayiyor' demek sacma.
konsantrasyon, duyma, gorme, elini kullanma, disleksi, ve sair sorunlar yasayan insanlari bile dahil edebiliriz bu sartlara. dil farkli bisey. sosyal kosullanmanin dil ogrenebilmede cok etkisi var.
neyse boyleyken boyle.
0
öncelikle bu vesileyle compadrito'ya teşekkür etmek istiyorum, bana çok şey kattınız umarım hayatınızda hep siz de sizin gibi güzel insanlarla karşılaşırsınız.
soruya gelirsek de ben de kendimden örnek vereyim. ünide ingilizceyle alakam yoktu ama lise'de iyiydi temelim. sonra dizi- film alışkanlığım başladı ve bu şekilde bir aşinalığım oluştu. tabi ardından ingiltere'de master isteğim ortaya çıkınca 6 ay kursa, 6 ay bir alman'dan ing. dersi yaklaşık 8 ay da türk'ten ing. dersi alarak ve yaklaşık ielts'le ilgili 20 kitap bitirerek sınavdan istediğim sounucu alabildim. denemelerde daha iyi yapıyordum hatta. şu an mükemmel değilim tabi ama çok hevesliyim, okuyorum, araştırıyorum. bazen küsüyorum, sevgilim gibi yani. yakında da zaten ingiltere'ye taşınacağım, öyle işte. şu an istediğim şeyleri söyleyebiliyorum eskisi kadar düşünmeden, mesela vize görüşmesi için konferans diye bir şey varmış artık öğrencilerde. ingiliz kadınla 10 dk. konuştuk ve ben ne duraksadım hiç, ne de anlamadığım bir şey oldu. garipti aslında çünkü hissetmedim bile farklı bir dil konuştuğumu. beynim artık bunun normal bir şey olduğunu kabul ediyor sanki.
soruya gelirsek de ben de kendimden örnek vereyim. ünide ingilizceyle alakam yoktu ama lise'de iyiydi temelim. sonra dizi- film alışkanlığım başladı ve bu şekilde bir aşinalığım oluştu. tabi ardından ingiltere'de master isteğim ortaya çıkınca 6 ay kursa, 6 ay bir alman'dan ing. dersi yaklaşık 8 ay da türk'ten ing. dersi alarak ve yaklaşık ielts'le ilgili 20 kitap bitirerek sınavdan istediğim sounucu alabildim. denemelerde daha iyi yapıyordum hatta. şu an mükemmel değilim tabi ama çok hevesliyim, okuyorum, araştırıyorum. bazen küsüyorum, sevgilim gibi yani. yakında da zaten ingiltere'ye taşınacağım, öyle işte. şu an istediğim şeyleri söyleyebiliyorum eskisi kadar düşünmeden, mesela vize görüşmesi için konferans diye bir şey varmış artık öğrencilerde. ingiliz kadınla 10 dk. konuştuk ve ben ne duraksadım hiç, ne de anlamadığım bir şey oldu. garipti aslında çünkü hissetmedim bile farklı bir dil konuştuğumu. beynim artık bunun normal bir şey olduğunu kabul ediyor sanki.
0
compadrito'nun yazdıkları derleyici-toparlayıcı olmuş sağolsun.
darknum'un bana hitaben yazdıklarına gelince toefl vb. sınavları kriter olması zaten yazdıklarım türettiği problemlerin ifşaası. Dil bilme ama sınavları geç memleket açısından ne kadar tanıdık bir mantık -özellikle memlekette sınavların nasıl hazırlandığı-sınavlara nasıl hazırlandırıldığı gördükçe-
compadrito'nun yazdıklarına dönecek olursak gerçekte tümünün yapılması demek yeni bir anadile doğru evrimleşme demek. Başka bir dilde yazma, düşünme, rüyalar görme vb. işte bu yüzden pedagoglar bir başka dil öğretmeyi çocukluktan başlayacak bir süreçle açıklamayı değerlendirmeyi gündemlerinde tutuyor.
Neyse compadrito zaten yazmış ama şerhim şudur. bunların gerçekleşmesi durumunda anadil neyse ondan uzaklaşılmış olunur ki normaldir. 20 yıl franızca konuşulan yerde yaşa tabii ki fransızca baskın olur ya da ingilizce konuşulan yerde yaşa ingilizce baskın olur vb vb.
Bir başka konu ise dikkat edilecek olursa cevapların büyük kısmı ingilizce düşünülerek verilmiş cevaplar ama dil başka bir şey. bugün git getir dışişlerinin bm daimi temsilciğinde çalışan çevirmeni-metin yazarını-okuyucusunu toefl-ielts-delf-dalf vb sınavlarında o müthiş notları alamayabilir. Zira sınavlar belli kalıplar üzerinden düşünmekle bağlıdır. Mükemmel dil öğrenimi ancak mükemmel olarak öğrenmek istediğin dilin egemen olduğu yerde yoğrulmakla olur ki bu da mükemmel bir dil için geçerli değildir. Kuramsal olarak lehçe-ağız farklıkların etkisi vb. vb. tartışılabilr
sonuçta sınavlar belirleyici mi? he yav he...
darknum'un bana hitaben yazdıklarına gelince toefl vb. sınavları kriter olması zaten yazdıklarım türettiği problemlerin ifşaası. Dil bilme ama sınavları geç memleket açısından ne kadar tanıdık bir mantık -özellikle memlekette sınavların nasıl hazırlandığı-sınavlara nasıl hazırlandırıldığı gördükçe-
compadrito'nun yazdıklarına dönecek olursak gerçekte tümünün yapılması demek yeni bir anadile doğru evrimleşme demek. Başka bir dilde yazma, düşünme, rüyalar görme vb. işte bu yüzden pedagoglar bir başka dil öğretmeyi çocukluktan başlayacak bir süreçle açıklamayı değerlendirmeyi gündemlerinde tutuyor.
Neyse compadrito zaten yazmış ama şerhim şudur. bunların gerçekleşmesi durumunda anadil neyse ondan uzaklaşılmış olunur ki normaldir. 20 yıl franızca konuşulan yerde yaşa tabii ki fransızca baskın olur ya da ingilizce konuşulan yerde yaşa ingilizce baskın olur vb vb.
Bir başka konu ise dikkat edilecek olursa cevapların büyük kısmı ingilizce düşünülerek verilmiş cevaplar ama dil başka bir şey. bugün git getir dışişlerinin bm daimi temsilciğinde çalışan çevirmeni-metin yazarını-okuyucusunu toefl-ielts-delf-dalf vb sınavlarında o müthiş notları alamayabilir. Zira sınavlar belli kalıplar üzerinden düşünmekle bağlıdır. Mükemmel dil öğrenimi ancak mükemmel olarak öğrenmek istediğin dilin egemen olduğu yerde yoğrulmakla olur ki bu da mükemmel bir dil için geçerli değildir. Kuramsal olarak lehçe-ağız farklıkların etkisi vb. vb. tartışılabilr
sonuçta sınavlar belirleyici mi? he yav he...
0
dil bilmek kişiden kişiye değişen bir kavram anladığım kadarıyla. özellikle ingilizce konusunda çok büyük karmaşa. ben ikiye ayırmayı seviyorum: ingilizce bilenler ve ingilizce anlaşanlar.
ingilizce hakkaten bilenler, türkiye'de ve avrupa'da çok küçük bir azınlık durumunda (ana dil olarak konuşanlar hariç). genelde insanlar ingilizce "anlaşıyor". adam "i am going berlin tomorrow" diye bir cümle kuruyor mesela. ingilizce katliamı, ama anlaşıyor işte. "i went to the germany" diyor. tüm gelecek zamanları "will" ile kuruyor, nereye the koyacağını bilmiyor vs. benim kulağımı korkunç şekilde tırmalıyor, ama adam söylemek istediğini anlatıyor. ama ciddi bir konu konuşulacağı zaman adam orada tıkanıyor. misal, geçen almanya'daki türklerin sosyal hayattan dışlanmasıyla ilgili konuşuyoruz. almanlar ve türkler var masada, almanlar çatır çatır takip ediyor tartışmayı, türkler melül melül bakıyor mesela. adamlar ingilizce biliyor, bizimkiler "anlaşabiliyor" çünkü. "hadi bu gece içelim, off şu kıza bak ne güzel, kakara kikiri" muhabbeti yapabilen "ingilizce biliyorum" diyor işte, ama durum pek öyle değil. gerçi türkler bilmiyor dedim de, avrupa'da da dediğim gibi %80 falan pek bilmiyor. bir espri yapıyorsun anlayan yok, bir deyim kullanıyorsun, bir phrase kullanıyorsun öyle suratına bakıyorlar falan. esasen ingilizce az bilenler aralarında daha iyi anlaşıyor.
neyse konuyu dağıttık. bence dil bilen kişi, o dili gramer hatası yapmadan ve akıcı konuşabilen (meşhur yanlışlar hariç, mesela ana dil olarak türkçe bilen çoğu kişi yazarken -de'leri ayıramıyor, ya da "ne-ne de" kalıbını konuşurken yanlış kullanıyor), o dilde söylenen her şeyi anlayan, altyazı olmadan dizi veya film izlerken espri vs. kaçırmayan, sözlük kullanmadan en azından bir cinayet romanı okuyabilen kişidir. bunları yapamayan kişi anca o dilde "anlaşabiliyordur".
geçen gün facebook status'una "is anyone can reccomend me movie?" yazan bir arkadaşım var mesela. bu adam toefl verip çift diploma programına katılmaya hak kazandı. ama "ingilizce biliyor" dersek shakespeare mezarından kalkıp suratımıza tükürür. öyle.
ingilizce hakkaten bilenler, türkiye'de ve avrupa'da çok küçük bir azınlık durumunda (ana dil olarak konuşanlar hariç). genelde insanlar ingilizce "anlaşıyor". adam "i am going berlin tomorrow" diye bir cümle kuruyor mesela. ingilizce katliamı, ama anlaşıyor işte. "i went to the germany" diyor. tüm gelecek zamanları "will" ile kuruyor, nereye the koyacağını bilmiyor vs. benim kulağımı korkunç şekilde tırmalıyor, ama adam söylemek istediğini anlatıyor. ama ciddi bir konu konuşulacağı zaman adam orada tıkanıyor. misal, geçen almanya'daki türklerin sosyal hayattan dışlanmasıyla ilgili konuşuyoruz. almanlar ve türkler var masada, almanlar çatır çatır takip ediyor tartışmayı, türkler melül melül bakıyor mesela. adamlar ingilizce biliyor, bizimkiler "anlaşabiliyor" çünkü. "hadi bu gece içelim, off şu kıza bak ne güzel, kakara kikiri" muhabbeti yapabilen "ingilizce biliyorum" diyor işte, ama durum pek öyle değil. gerçi türkler bilmiyor dedim de, avrupa'da da dediğim gibi %80 falan pek bilmiyor. bir espri yapıyorsun anlayan yok, bir deyim kullanıyorsun, bir phrase kullanıyorsun öyle suratına bakıyorlar falan. esasen ingilizce az bilenler aralarında daha iyi anlaşıyor.
neyse konuyu dağıttık. bence dil bilen kişi, o dili gramer hatası yapmadan ve akıcı konuşabilen (meşhur yanlışlar hariç, mesela ana dil olarak türkçe bilen çoğu kişi yazarken -de'leri ayıramıyor, ya da "ne-ne de" kalıbını konuşurken yanlış kullanıyor), o dilde söylenen her şeyi anlayan, altyazı olmadan dizi veya film izlerken espri vs. kaçırmayan, sözlük kullanmadan en azından bir cinayet romanı okuyabilen kişidir. bunları yapamayan kişi anca o dilde "anlaşabiliyordur".
geçen gün facebook status'una "is anyone can reccomend me movie?" yazan bir arkadaşım var mesela. bu adam toefl verip çift diploma programına katılmaya hak kazandı. ama "ingilizce biliyor" dersek shakespeare mezarından kalkıp suratımıza tükürür. öyle.
0
0
grimer ve clive hocalarim, kadirsinas ve yureklendirci sozleriniz icin cok tesekkur ederim. cevabimin eksik kalmis oldugunu farkettim ve geri dondum bu soruya. iyi ki de geri donmusum!
ilk cevabimi edit edersem, gozden kacabilir dusuncesiyle, ilaveleri bu cevapta yazacam.
bir kadin ya hamiledir ya da degildir. ama lisan bilen sifir ve bir gibi kodlanamaz. yabanci lisan, bir omur boyu suren bir yolculuk, bir seruvendir. sifir gibi kodlanir aslinda, 1 gibi de kodlanir ama Yes ile No arasinda uzuuuuuun bir gri bolge var.
ilk cevabimda cok onemli bir olcutu unutmusum. o olmazsa, yabanci dil bilen kime denir? sorusunun cevabi cok eksik kalir.
usage!
Turkcede bi laf vardir hani "Onu oyle demezler, peynir ekmek yemezler" diye...
Bildiginizi zannettiginiz dilde oyle bi laf yumurtlarsiniz ki, anadili o dil olan adamin hissettigi tam da bu olur. "o oyle denmez, dogrusu su" diye duzeltesi gelir. ABD'de, %50'si sahte ama %50'si de samimi kibarliklarindan dolayi pek duzeltmiyolar. Bi de ABD gocmenler tarafindan kurulmus ya, yeni jenerasyon gocmenin veya turistin, 4. kusak gocmene, "ne yani? senin buyuk deden cok mu guzel ingilizce konusuyodu? sen benim kadar falanca dil biliyon mu bakalim?" deme hakki var. bunu cok iyi bildikleri icin, ne zaman ingilizcenizden sikayet edecek, yetersizliginizden dem vuracak olsaniz, hemen "it's better than my ..." lafini yapistirirlar. o bosluga, bazen Turkish gelir, bazen Spanish, French, Portugese, Arabic filan. Her kime hitab ediyolarsa, o anda, onun anadili gelir o bosluga yani.
Lafin basina geri donecek olursak, usage cok onemli sevgili hocalarim. Kullanilis yani. Kelimenin hangi baglamda nasil kullanilacagi ve nasil anlam degistirdigi. Bu cok uzmanlik isteyen bir beceri iste! Ornek, TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli bir yabanci kiz dusunelim. Bu kiza, "yanagini sikmak" ve "topuguna sikmak" kavramlarindaki sikmak kelimelerinin farklarini nasil izah edersiniz? Yasar Nuri Ozturk'ten araklamak istedigim mukemmel bir usage ornegi var: Kalp ve yurek kelimeleri esanlamli di mi? Ya kalpsiz ve yureksiz kelimeleri???
Buna benzer cok guzel ornekler gelir arada sirada aklima... simdilik bunnarnan yetinelim.
usage'in bir adim otesinde, idiomatic usage and slang var.
yani deyimlerle konusma ve argo. simdi argo, neredeyse aylarla olculebilecek bir suratte degisen, ve seksen cesit "alt kultur"un kendine ozgu olusturdugu bir konfor alani, bir iletisim kanali. tamamini kapsamak mumkun degil. anadili ingilizce olanlar icin bile mumkun degil. ama gunluk hayatta kullanilan oyle kelimeler ve deyimler var ki, onlar artik argoluktan cikmis, yavastan yavastan dilin "asli" unsurlari haline gelmeye baslamis. onlari bilmek ve "cuk oturacak" sekilde kullanmak, deyimleri de tasi gedigine oturtacak sekilde kullanabilmek, yabanci dil ogrenmedeki en ileri asamalardan biri. TOMER'de Turkce ogrenen sevimli kizimiza, "tasi gedigine oturtma" lafini kolay annatabilir misiniz? o hissi yakalayabilir mi? anlatsaniz bile, yakin bir gelecekte, bu deyimi kendiliginden ve tam yerinde kullanabilir mi?
TOEFL konusuna da deginecektim.
TOEFL'in bir kriter oldugunu soylemis bazi dostlar. Ben o fikirde diilim. Eski puanlama usulune gore, TOEFL esdegerinden 550 puan almistim. Texas Tech 590, Harvard 600 puan istiyordu. Harvard'dan daha yuksek isteyen bir yer de yoktu. Keza TUS'un ingilizcesinden ve ceviri sinavlarindan bi kac defa full cekmisligim, KPDS'den de 92 almisligim vardi. Ama ne oldu? ABD'ye gelince yerlerde surundum, 10 seneden sonra hala da surunmeye ve kendimi amele gibi hissetmeye devam ediyorum.
Birazdan, Manhattan'a gidip, TOEFL'dan bu sene 110 cekmis bi abimizle bulusacam ve Ingilizce konusunda nasil sictigini gozlerimle gorecem ve kulaklarimla duyacam. Cunku ABD'ye ilk gelisi. Ilk cevabimda dedigim gibi: Ak got, kara got, tam manasiyla, ABD'deki isyerinde ve gunluk hayatta belli oluyor.
Benim su anda calistigim isyerinde, 4 ABD'li is arkadasim var. Bir de ABD'ye 4 yasinda gelmis bir arkadasim var. Bunlardan, dogma buyume Brooklynli ve universite mezunu olan arkadasi bi gorseniz, kendinizi Robert De Niro filmi seyrediyomus zannedersiniz. Mukemmel bir Brooklyn aksaniyla konusuyor. Iste bu arkadas, gecenlerde beni "The king of emails" ilan etti. Birine bir sey yazmak istediginde, bana soruyor. Baska bi tanesi gelip, sunu nasil yazarim, nasil derim diye bana soruyor. Durun, hemen atarlanmayin, birazdan annatacam durumu...
Ben hic bi tanesinin yazdigi emaili begenmiyorum. Anlatmak istenen seyi tam olarak ifade edemiyolar. Simdi ben Ingilizce biliyo mu oluyorum? Ehh, ekmek parami kazanacak kadar! Vaziyeti idare edecek kadar. is konusmaya gelince, kendimi onlarin yaninda bayaa bi ezik hissediyorum. Tabii ki, bende akicilik, kelime haznesi, gramer, telaffuz filan onlara gore yerlerde surunuyor ama asil yerlerde surunen, idiomatic usage ve slang. Bi de tabii, KODLAR!
Deyeceksiniz ki, nedir bu kod konusu?
TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli kizimiz sokakta birinin, baska birine, "Seni tokat manyagi yaparim!" dedigini duysa, bu sozun kaynagini ve aslinda hangi soze gondermede bulundugunu annayabilir mi? Yani lisan ogrenmek, sadece gramer, telaffuz, kelime haznesi, hatta deyimler, usage ve argo ile bitmiyor. O kodlari da ogrenmek ve anlamak zorunda kaliyosunuz. Zaten cogunu da annayamadiginiz icin, bel bel bakiyosunuz. Siz aralarina girmediginiz zaman, o 3 Amerikali, ya da 4 Amerikali, firsattan istifade, mukemmel geyik ceviriyolar. Konusmaya siz de dalmaya kalkarsaniz, o geyigin sahiciligi bozuluyor, gazi kaciyor. Sirf o geyigin tadi kacmasin diye, siz de uzaktan onlari dinliyor, kulak kabartiyosunuz neler kacirdiginiza...
Dun bunnardan biri, dun bana "it's gonna be a breeze to me" dedi. Assaa yukari tahmin ettim konusmanin baglamindan ama ogrenmek icin ne demek istedigini sordum.
Kutsal bilgi kaynagimizdaki
eksisozluk.com
anlamini kastediyormus. Buradan suser phanaxa selam olsun. Daha da dumani ustunde bi entry!
Mesela,Home run guzel bi ornek sevgili hocalarim. Bilmiyodum abi, naapiyim? Cahilim iste! Herif home run, home run diyo, meger futboldaki golun beyzboldaki karsiligiymis. Ucuz ayakkabi bulmus ona home run diyo herif. Ben de mal mal bakiyorum suratina, o kadar ucuza ayakkabi buldum ki, eve kadar kosacam mi demek istiyo acaba? gibi dusunceler geciyo kafamdan. Home run'in ne oldugunu sordum. Ne kastettigini anlayinca, vaziyeti idare edebilmek icun, haaa, slam dunk gibi bisey, desene! dedim, "slam dunk"i o anlamda kullanmama cok sevindi.
Gunluk hayatta buna benzer onlarca durumla yani kulturel kodla karsilasiyosunuz. Kuvvetle tahmin ediyorum ki, TOEFL'dan baba puan cekmis olan abimiz, iste bu yuzden cuvallayacak. TOEFL tek kriter degil.
Usage dedik, idiomatic usage dedik, slang dedik, kulturel kodlar dedik, gelelim article ve preposition konusuna.
Saint Joseph'te Fransizca ogrenmis sevgili bir dostum, bir gun bana soyle demisti: "Lisani unutmaya ilk olarak prepositionlardan basliyosun."
Su on, in, at, beneath, under, underneath, behind, front gibi yer tarif eden kelimelerin gramerdeki adi her neyse, onlari hatasiz kullanmak bayaa bi zaman aliyo. bi de article'lari hatasiz kullanmak.
Psikolojide ve psikiyatrideki frustration kavramini ele alalim. Eger uluslararasi bir toplantida, ahalinin gozu onunde, is ortaminizda, sokakta, ise dair veya gunluk hayata dair telefon konusmalarinizda, gazete okur, televizyon seyreder, sarki dinler, muzikal dinlerken, frustration hissine kapilmiyosaniz, o dili artik ogreniyorsunuz demektir. bi seyleri ifade etmek istiyor, birinle cata cat fikir munakasasina girmek istiyor ve cok iyi bildiginiz veya cok hakli oldugunuz bir konuda eline vermek istiyosaniz, ama konusmanin sonunda iciniz hala sis olarak kaliyosaniz, daha gitmeniz gereken cok yol, yemeniz gereken cok firin ekmek var demektir.
Ulan ne ezikmisim be!
ilk cevabimi edit edersem, gozden kacabilir dusuncesiyle, ilaveleri bu cevapta yazacam.
bir kadin ya hamiledir ya da degildir. ama lisan bilen sifir ve bir gibi kodlanamaz. yabanci lisan, bir omur boyu suren bir yolculuk, bir seruvendir. sifir gibi kodlanir aslinda, 1 gibi de kodlanir ama Yes ile No arasinda uzuuuuuun bir gri bolge var.
ilk cevabimda cok onemli bir olcutu unutmusum. o olmazsa, yabanci dil bilen kime denir? sorusunun cevabi cok eksik kalir.
usage!
Turkcede bi laf vardir hani "Onu oyle demezler, peynir ekmek yemezler" diye...
Bildiginizi zannettiginiz dilde oyle bi laf yumurtlarsiniz ki, anadili o dil olan adamin hissettigi tam da bu olur. "o oyle denmez, dogrusu su" diye duzeltesi gelir. ABD'de, %50'si sahte ama %50'si de samimi kibarliklarindan dolayi pek duzeltmiyolar. Bi de ABD gocmenler tarafindan kurulmus ya, yeni jenerasyon gocmenin veya turistin, 4. kusak gocmene, "ne yani? senin buyuk deden cok mu guzel ingilizce konusuyodu? sen benim kadar falanca dil biliyon mu bakalim?" deme hakki var. bunu cok iyi bildikleri icin, ne zaman ingilizcenizden sikayet edecek, yetersizliginizden dem vuracak olsaniz, hemen "it's better than my ..." lafini yapistirirlar. o bosluga, bazen Turkish gelir, bazen Spanish, French, Portugese, Arabic filan. Her kime hitab ediyolarsa, o anda, onun anadili gelir o bosluga yani.
Lafin basina geri donecek olursak, usage cok onemli sevgili hocalarim. Kullanilis yani. Kelimenin hangi baglamda nasil kullanilacagi ve nasil anlam degistirdigi. Bu cok uzmanlik isteyen bir beceri iste! Ornek, TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli bir yabanci kiz dusunelim. Bu kiza, "yanagini sikmak" ve "topuguna sikmak" kavramlarindaki sikmak kelimelerinin farklarini nasil izah edersiniz? Yasar Nuri Ozturk'ten araklamak istedigim mukemmel bir usage ornegi var: Kalp ve yurek kelimeleri esanlamli di mi? Ya kalpsiz ve yureksiz kelimeleri???
Buna benzer cok guzel ornekler gelir arada sirada aklima... simdilik bunnarnan yetinelim.
usage'in bir adim otesinde, idiomatic usage and slang var.
yani deyimlerle konusma ve argo. simdi argo, neredeyse aylarla olculebilecek bir suratte degisen, ve seksen cesit "alt kultur"un kendine ozgu olusturdugu bir konfor alani, bir iletisim kanali. tamamini kapsamak mumkun degil. anadili ingilizce olanlar icin bile mumkun degil. ama gunluk hayatta kullanilan oyle kelimeler ve deyimler var ki, onlar artik argoluktan cikmis, yavastan yavastan dilin "asli" unsurlari haline gelmeye baslamis. onlari bilmek ve "cuk oturacak" sekilde kullanmak, deyimleri de tasi gedigine oturtacak sekilde kullanabilmek, yabanci dil ogrenmedeki en ileri asamalardan biri. TOMER'de Turkce ogrenen sevimli kizimiza, "tasi gedigine oturtma" lafini kolay annatabilir misiniz? o hissi yakalayabilir mi? anlatsaniz bile, yakin bir gelecekte, bu deyimi kendiliginden ve tam yerinde kullanabilir mi?
TOEFL konusuna da deginecektim.
TOEFL'in bir kriter oldugunu soylemis bazi dostlar. Ben o fikirde diilim. Eski puanlama usulune gore, TOEFL esdegerinden 550 puan almistim. Texas Tech 590, Harvard 600 puan istiyordu. Harvard'dan daha yuksek isteyen bir yer de yoktu. Keza TUS'un ingilizcesinden ve ceviri sinavlarindan bi kac defa full cekmisligim, KPDS'den de 92 almisligim vardi. Ama ne oldu? ABD'ye gelince yerlerde surundum, 10 seneden sonra hala da surunmeye ve kendimi amele gibi hissetmeye devam ediyorum.
Birazdan, Manhattan'a gidip, TOEFL'dan bu sene 110 cekmis bi abimizle bulusacam ve Ingilizce konusunda nasil sictigini gozlerimle gorecem ve kulaklarimla duyacam. Cunku ABD'ye ilk gelisi. Ilk cevabimda dedigim gibi: Ak got, kara got, tam manasiyla, ABD'deki isyerinde ve gunluk hayatta belli oluyor.
Benim su anda calistigim isyerinde, 4 ABD'li is arkadasim var. Bir de ABD'ye 4 yasinda gelmis bir arkadasim var. Bunlardan, dogma buyume Brooklynli ve universite mezunu olan arkadasi bi gorseniz, kendinizi Robert De Niro filmi seyrediyomus zannedersiniz. Mukemmel bir Brooklyn aksaniyla konusuyor. Iste bu arkadas, gecenlerde beni "The king of emails" ilan etti. Birine bir sey yazmak istediginde, bana soruyor. Baska bi tanesi gelip, sunu nasil yazarim, nasil derim diye bana soruyor. Durun, hemen atarlanmayin, birazdan annatacam durumu...
Ben hic bi tanesinin yazdigi emaili begenmiyorum. Anlatmak istenen seyi tam olarak ifade edemiyolar. Simdi ben Ingilizce biliyo mu oluyorum? Ehh, ekmek parami kazanacak kadar! Vaziyeti idare edecek kadar. is konusmaya gelince, kendimi onlarin yaninda bayaa bi ezik hissediyorum. Tabii ki, bende akicilik, kelime haznesi, gramer, telaffuz filan onlara gore yerlerde surunuyor ama asil yerlerde surunen, idiomatic usage ve slang. Bi de tabii, KODLAR!
Deyeceksiniz ki, nedir bu kod konusu?
TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli kizimiz sokakta birinin, baska birine, "Seni tokat manyagi yaparim!" dedigini duysa, bu sozun kaynagini ve aslinda hangi soze gondermede bulundugunu annayabilir mi? Yani lisan ogrenmek, sadece gramer, telaffuz, kelime haznesi, hatta deyimler, usage ve argo ile bitmiyor. O kodlari da ogrenmek ve anlamak zorunda kaliyosunuz. Zaten cogunu da annayamadiginiz icin, bel bel bakiyosunuz. Siz aralarina girmediginiz zaman, o 3 Amerikali, ya da 4 Amerikali, firsattan istifade, mukemmel geyik ceviriyolar. Konusmaya siz de dalmaya kalkarsaniz, o geyigin sahiciligi bozuluyor, gazi kaciyor. Sirf o geyigin tadi kacmasin diye, siz de uzaktan onlari dinliyor, kulak kabartiyosunuz neler kacirdiginiza...
Dun bunnardan biri, dun bana "it's gonna be a breeze to me" dedi. Assaa yukari tahmin ettim konusmanin baglamindan ama ogrenmek icin ne demek istedigini sordum.
Kutsal bilgi kaynagimizdaki
eksisozluk.com
anlamini kastediyormus. Buradan suser phanaxa selam olsun. Daha da dumani ustunde bi entry!
Mesela,Home run guzel bi ornek sevgili hocalarim. Bilmiyodum abi, naapiyim? Cahilim iste! Herif home run, home run diyo, meger futboldaki golun beyzboldaki karsiligiymis. Ucuz ayakkabi bulmus ona home run diyo herif. Ben de mal mal bakiyorum suratina, o kadar ucuza ayakkabi buldum ki, eve kadar kosacam mi demek istiyo acaba? gibi dusunceler geciyo kafamdan. Home run'in ne oldugunu sordum. Ne kastettigini anlayinca, vaziyeti idare edebilmek icun, haaa, slam dunk gibi bisey, desene! dedim, "slam dunk"i o anlamda kullanmama cok sevindi.
Gunluk hayatta buna benzer onlarca durumla yani kulturel kodla karsilasiyosunuz. Kuvvetle tahmin ediyorum ki, TOEFL'dan baba puan cekmis olan abimiz, iste bu yuzden cuvallayacak. TOEFL tek kriter degil.
Usage dedik, idiomatic usage dedik, slang dedik, kulturel kodlar dedik, gelelim article ve preposition konusuna.
Saint Joseph'te Fransizca ogrenmis sevgili bir dostum, bir gun bana soyle demisti: "Lisani unutmaya ilk olarak prepositionlardan basliyosun."
Su on, in, at, beneath, under, underneath, behind, front gibi yer tarif eden kelimelerin gramerdeki adi her neyse, onlari hatasiz kullanmak bayaa bi zaman aliyo. bi de article'lari hatasiz kullanmak.
Psikolojide ve psikiyatrideki frustration kavramini ele alalim. Eger uluslararasi bir toplantida, ahalinin gozu onunde, is ortaminizda, sokakta, ise dair veya gunluk hayata dair telefon konusmalarinizda, gazete okur, televizyon seyreder, sarki dinler, muzikal dinlerken, frustration hissine kapilmiyosaniz, o dili artik ogreniyorsunuz demektir. bi seyleri ifade etmek istiyor, birinle cata cat fikir munakasasina girmek istiyor ve cok iyi bildiginiz veya cok hakli oldugunuz bir konuda eline vermek istiyosaniz, ama konusmanin sonunda iciniz hala sis olarak kaliyosaniz, daha gitmeniz gereken cok yol, yemeniz gereken cok firin ekmek var demektir.
Ulan ne ezikmisim be!
0
compadrito'nun entry'si uzerine bir iki sey karalamak istedim.
türkiye'de ingilizce'yi belirli bir seviyenin üzerinde konuşanlar ve pek iyi konuşamayanlar/kendilerini gelistirme çabası içinde olanların arasında anlamsız bir savaş vardır. ingilizce bilenler icin dil bir namus gibidir, altini pek kabul etmezler. bu konuda biraz daha rahat olmakta fayda var :)
kendi dil öğrenme hikayemden kısaca bahsedeyim, daha ilkokuldayken (80ler, 90'larin basi) ingilizce öğrenmek bir gereklilik olmuştu beni için. babam kaptandı, yurt disindan getirdigi her halt ingilizceydi. bilgisayarin kitapçığı, şusu busu..zaten senede bir kaç kez görüuyordum babamı ona da soramıyordum, sozlukten suradan buradan cat pat her kelimeyi cevirerek bir seyler yapmaya calistim kendi kafamdan.
ortaokul'da turkiye'nin ingilizce konusunda zamaninin iyi okullarindan birinde temeli az cok soktukten sonra (derslerim not olarak pek parlak degildi) ogrenimim hiz kazandi, o zamanlar sirf iceriginin kalitesini kesfettigimden cnn'in, bbc'nin teletext'ini okuyordum, sozluk'e ihtiyac duymadim o gunden sonra. 10 kelimeden 5'ini anlamasam da cumleyi anliyordum. sonra internet geldi, the nyt, cnn...aman tanrim, maden!
yine hizli ileri saralim, 20'li yaslarima geldigimde okudugumu anlama, ozellikle de konusma alanlarinda cok iyi bir noktaya geldim. abd'ye gitmeye karar verdigimde dil zaten oturmustu diyebilirim. adapte olmakta hic gucluk cekmedim. orasi zaten tam bir madendi benim icin, periyodik yayinlar, dergiler, kutuphane duzenleri..oradaki yabancılara ingilizce ders veriyordum harcligimi cikarmak icin, bazan ogrenciler kendi dersleri ile ilgili makaleler getiriyordu onları bile meraktan okuyordum. atm'lerin tarihini bile siralayabilirim :)bir noktadan sonra hali ile ülkede yaptığım iş başvurularına seviye olarak native yazacak, hatta native'in de ötesinde iletişimi artı bir varlık olarak sunacak duruma geldim (burada okuduklarimin cok faydasi olmustur, dili native konuşan ülke vatandaşları da türkiye de olduğu gibi belirli bir kelime grubunun dışına pek çıkmıyorlar) . abd'de uzun yillar gecirdikten sonra is icin avrupa'ya döndüm ve aman tanrım, burada cogu kisinin ingilizcesi turkiye'den cok daha geri seviyede ama sorsan herkes advanced, herkes native. turkiye'ye ozgu bir durum degilmis bunu anladim.
özetlemek gerekirse, ne zaman dili tamamen öğrenmiş oldum bilmiyorum. yeteneğim var mıydı onu da bilmiyorum çünkü şu an bulunduğum ülkenin dilini öğrenmek için pek bir itici güç yok içimde, zor da geliyor. ingilizce öğrenmek kendiliğinden gelişen bir zorunluluktu çünkü ilgi duyduğum her şey o dildeydi.
hayatım boyunca yabancı dilimin sorgulandığı tek mecra türkiye, veya daha spesifik olarak eksi sozluk olmustur. sonuna smiley ekledigim bir espri sonrasi "hayirrr yanlissin!, ben ingilizce ogretmeniyim cv'mi gondereyim de gor!" tarzi onlarca mesaj almistim. hepsine "peki haklisiniz" duzleminde verdigim cevaplar da tatmin etmemis olsa gerek ki isi hakarete kadar goturmustu millet.
bir insan, ingilizce seviyesini kendi belirler. o nedenle gidip de şu şu şu şartları yerine getiren ingilizce biliyordur veya tersi maddeler sıralamayacağım. yine de illa ki zorlarsanız, bir gazetede okudugunu anlayan, ve iyi bir sekilde konusabilen biliyordur derim. çat pat anlayan ve kusursuz olmadığının farkında olan da, "bilecektir" derim. hic bir sey bilmeyen, konusamayan fakat "Biliyorum" diyene de "peki" derim.
türkiye'de ingilizce'yi belirli bir seviyenin üzerinde konuşanlar ve pek iyi konuşamayanlar/kendilerini gelistirme çabası içinde olanların arasında anlamsız bir savaş vardır. ingilizce bilenler icin dil bir namus gibidir, altini pek kabul etmezler. bu konuda biraz daha rahat olmakta fayda var :)
kendi dil öğrenme hikayemden kısaca bahsedeyim, daha ilkokuldayken (80ler, 90'larin basi) ingilizce öğrenmek bir gereklilik olmuştu beni için. babam kaptandı, yurt disindan getirdigi her halt ingilizceydi. bilgisayarin kitapçığı, şusu busu..zaten senede bir kaç kez görüuyordum babamı ona da soramıyordum, sozlukten suradan buradan cat pat her kelimeyi cevirerek bir seyler yapmaya calistim kendi kafamdan.
ortaokul'da turkiye'nin ingilizce konusunda zamaninin iyi okullarindan birinde temeli az cok soktukten sonra (derslerim not olarak pek parlak degildi) ogrenimim hiz kazandi, o zamanlar sirf iceriginin kalitesini kesfettigimden cnn'in, bbc'nin teletext'ini okuyordum, sozluk'e ihtiyac duymadim o gunden sonra. 10 kelimeden 5'ini anlamasam da cumleyi anliyordum. sonra internet geldi, the nyt, cnn...aman tanrim, maden!
yine hizli ileri saralim, 20'li yaslarima geldigimde okudugumu anlama, ozellikle de konusma alanlarinda cok iyi bir noktaya geldim. abd'ye gitmeye karar verdigimde dil zaten oturmustu diyebilirim. adapte olmakta hic gucluk cekmedim. orasi zaten tam bir madendi benim icin, periyodik yayinlar, dergiler, kutuphane duzenleri..oradaki yabancılara ingilizce ders veriyordum harcligimi cikarmak icin, bazan ogrenciler kendi dersleri ile ilgili makaleler getiriyordu onları bile meraktan okuyordum. atm'lerin tarihini bile siralayabilirim :)bir noktadan sonra hali ile ülkede yaptığım iş başvurularına seviye olarak native yazacak, hatta native'in de ötesinde iletişimi artı bir varlık olarak sunacak duruma geldim (burada okuduklarimin cok faydasi olmustur, dili native konuşan ülke vatandaşları da türkiye de olduğu gibi belirli bir kelime grubunun dışına pek çıkmıyorlar) . abd'de uzun yillar gecirdikten sonra is icin avrupa'ya döndüm ve aman tanrım, burada cogu kisinin ingilizcesi turkiye'den cok daha geri seviyede ama sorsan herkes advanced, herkes native. turkiye'ye ozgu bir durum degilmis bunu anladim.
özetlemek gerekirse, ne zaman dili tamamen öğrenmiş oldum bilmiyorum. yeteneğim var mıydı onu da bilmiyorum çünkü şu an bulunduğum ülkenin dilini öğrenmek için pek bir itici güç yok içimde, zor da geliyor. ingilizce öğrenmek kendiliğinden gelişen bir zorunluluktu çünkü ilgi duyduğum her şey o dildeydi.
hayatım boyunca yabancı dilimin sorgulandığı tek mecra türkiye, veya daha spesifik olarak eksi sozluk olmustur. sonuna smiley ekledigim bir espri sonrasi "hayirrr yanlissin!, ben ingilizce ogretmeniyim cv'mi gondereyim de gor!" tarzi onlarca mesaj almistim. hepsine "peki haklisiniz" duzleminde verdigim cevaplar da tatmin etmemis olsa gerek ki isi hakarete kadar goturmustu millet.
bir insan, ingilizce seviyesini kendi belirler. o nedenle gidip de şu şu şu şartları yerine getiren ingilizce biliyordur veya tersi maddeler sıralamayacağım. yine de illa ki zorlarsanız, bir gazetede okudugunu anlayan, ve iyi bir sekilde konusabilen biliyordur derim. çat pat anlayan ve kusursuz olmadığının farkında olan da, "bilecektir" derim. hic bir sey bilmeyen, konusamayan fakat "Biliyorum" diyene de "peki" derim.
0
adoramer3ku
Hani şu filmlerde gördüğümüz, orta sırası 7'li-8'li olan uçaklardan.
Hani şu filmlerde gördüğümüz, orta sırası 7'li-8'li olan uçaklardan.
0
var ben küçükken binmiştim. ama ne uçağıydı hatırlamıyorum. belki antalya ya da yurtdışı olabilir, viyana filan. emin değilim, a kıbrıs da olabilir. zaten bi buralara gittim. genelde ucuza bilet alınca uçaklar da boktan oluyor.
0
nereye uçtuğuna bağlı. abd'ye uçarsan var. ama aynı uçağı farklı havayolu şirketleri farklı koltuk dizaynlarıyla satın alıyor. american airlines'ta boeing 777'ye bindiğin zaman koltuk dizilişi 2-5-2 şeklinde, ama thy'de binersen 3-3-3 şeklinde, daha konforlu yani. iç hatlarda ise zaten daha küçük uçaklar kullanıldığı için iki sıra olur onlarda sadece.
0
o ucaklar uzun mesafeli seferlere veriliyor benim bildigim.
0
kisa mesafelerde dolmaz cunku, buyuk ucak, fazla yakit demek, fazla masraf demek. erzurum-istanbul seferinde denk gelmistim bi kere.
0
zombie0
çenesinden taşak sarkan adamın olduğu bir film vardı. neydi onun adı?edit : sağolun movie43 aradığım film.
çenesinden taşak sarkan adamın olduğu bir film vardı. neydi onun adı?
edit : sağolun movie43 aradığım film.
edit : sağolun movie43 aradığım film.
0
men in black 2 sanırsam.
---spoiler---
çeneye bir yumrukla sonuçlanıyordu hatta sahne kahramanımızın taşağın çenede olduğunu farketmesiyle.
---spoiler---
---spoiler---
çeneye bir yumrukla sonuçlanıyordu hatta sahne kahramanımızın taşağın çenede olduğunu farketmesiyle.
---spoiler---
0
electra kompleksi
Lost Room'u indirdim 6 part indi. Altyazı indiriyorum ama altyazı 3 part. Bu dizi kaç bölüm sürdü bilen var mı?
Lost Room'u indirdim 6 part indi. Altyazı indiriyorum ama altyazı 3 part. Bu dizi kaç bölüm sürdü bilen var mı?
0
dizi 6 bölüm aslında, ama tv'de 2şer 2şer yayınlanmış bölümler. dolayısıyla internette bazı yerlerde 6 bazı yerlerde 3 bölüm olarak bulunabiliyor.
0
0
samiabi19
Ben vucut icin dove men+care extra fresh (yesil olan) kulaniyorum bence erkekler icin en güzel kokan dush jeli bu :D denemenizi tavsiye ederim (sari olan da fena deyil).Sacim icin daha karar vermedim sürekli degistiriyorum (saclarim cabik kuruyor).Peki siz hagi sampuan ve dush jeleri kulaniyorsunuz
Ben vucut icin dove men+care extra fresh (yesil olan) kulaniyorum bence erkekler icin en güzel kokan dush jeli bu :D denemenizi tavsiye ederim (sari olan da fena deyil).
Sacim icin daha karar vermedim sürekli degistiriyorum (saclarim cabik kuruyor).
Peki siz hagi sampuan ve dush jeleri kulaniyorsunuz ?
Sacim icin daha karar vermedim sürekli degistiriyorum (saclarim cabik kuruyor).
Peki siz hagi sampuan ve dush jeleri kulaniyorsunuz ?
0
o yeşil dove men bende alerji mi yaptı ne yaptıysa, vücudumda kırmızı lekeler çıkmaya başlamıştı, şimdi axe'e geçtim düzeldi.
şampuan olarak da clear for men.
şampuan olarak da clear for men.
0
nuvomed
Merhabalar,Oncelikle troll degilim ve yorum yaparken de sizden de ciddi seyler bekliyorum.Benim cok sevdigim bir kiz arkadasim var. Gecen yil yazin basinda bir yillik eski sevgilisinden ayrildi ve bazi sorunlar yasadi. Cogu sey ust uste gelince de duygusal boslukla bir kac sacma iliski yasadi tek ge
Merhabalar,
Oncelikle troll degilim ve yorum yaparken de sizden de ciddi seyler bekliyorum.
Benim cok sevdigim bir kiz arkadasim var. Gecen yil yazin basinda bir yillik eski sevgilisinden ayrildi ve bazi sorunlar yasadi. Cogu sey ust uste gelince de duygusal boslukla bir kac sacma iliski yasadi tek gecelik. Ama yaz bitince kendine ceki duzen verdi. Yeni bir iliskiye basladi her sey cok guzel gidiyorken yeni sevgilisi gecmisindeki iliskileri sorgulamaya baslamis. Bu da her seyi acik acik anlatmis sonucta kimseye yalan soyleyecek hali yok. Duzgun guzel seyler yasamak istiyor ve yaptiklarindan pisman yeteri kadar da uzgun. Sevgilisi sinirlenmis ama uzerinden durmamis sadece ara ara konuyu acip kapiyormus. Ancak bundan uc hafta once durup duruken konuyu acip tartisma baslatmis. Sonunda da kiza saldirmis. Burnunda hafif kirik var ama ameliyatlik degil. Doktor raporu alindi vs. Dogal olarak ayrildilar.
Ama esas sorun burada basliyor. Cocuk cok pisman ve seviyor kiz da cok asik. Kiz en baslarda silmis cok guclu gorunuyordu. Hatta cok sevinmistim bu guclu dimdik duran hallerine. Unutmak ve gelecegime yonelmek istiyorum diyordu. Ancak cocukla konusmayi birakamamis ve bu konusmalar sonunda da barismayi dusunmeye baslamis.
Ama herkes karsi kendi de emin degil. Cocuk agliyormus ozurler diliyormus.
Ben de barismama taraftariyim ama arkadasim cok garip bir durumda. Psikolojisi bozulmus olabilir degisik bir halde. Ondan saglikli kararlar verememesinden korkuyorum. Hem arkadasi olarak ona kizip bagirarak engelleyerek bir cozum bulamam.
Simdi sizden ricam ne yapmaliyim? Ona nasil yardim edebilirim? Lutfen yargilamayin kizmayin ona da okutacagim yazilanlari. Siz ne onerirsiniz?
Oncelikle troll degilim ve yorum yaparken de sizden de ciddi seyler bekliyorum.
Benim cok sevdigim bir kiz arkadasim var. Gecen yil yazin basinda bir yillik eski sevgilisinden ayrildi ve bazi sorunlar yasadi. Cogu sey ust uste gelince de duygusal boslukla bir kac sacma iliski yasadi tek gecelik. Ama yaz bitince kendine ceki duzen verdi. Yeni bir iliskiye basladi her sey cok guzel gidiyorken yeni sevgilisi gecmisindeki iliskileri sorgulamaya baslamis. Bu da her seyi acik acik anlatmis sonucta kimseye yalan soyleyecek hali yok. Duzgun guzel seyler yasamak istiyor ve yaptiklarindan pisman yeteri kadar da uzgun. Sevgilisi sinirlenmis ama uzerinden durmamis sadece ara ara konuyu acip kapiyormus. Ancak bundan uc hafta once durup duruken konuyu acip tartisma baslatmis. Sonunda da kiza saldirmis. Burnunda hafif kirik var ama ameliyatlik degil. Doktor raporu alindi vs. Dogal olarak ayrildilar.
Ama esas sorun burada basliyor. Cocuk cok pisman ve seviyor kiz da cok asik. Kiz en baslarda silmis cok guclu gorunuyordu. Hatta cok sevinmistim bu guclu dimdik duran hallerine. Unutmak ve gelecegime yonelmek istiyorum diyordu. Ancak cocukla konusmayi birakamamis ve bu konusmalar sonunda da barismayi dusunmeye baslamis.
Ama herkes karsi kendi de emin degil. Cocuk agliyormus ozurler diliyormus.
Ben de barismama taraftariyim ama arkadasim cok garip bir durumda. Psikolojisi bozulmus olabilir degisik bir halde. Ondan saglikli kararlar verememesinden korkuyorum. Hem arkadasi olarak ona kizip bagirarak engelleyerek bir cozum bulamam.
Simdi sizden ricam ne yapmaliyim? Ona nasil yardim edebilirim? Lutfen yargilamayin kizmayin ona da okutacagim yazilanlari. Siz ne onerirsiniz?
0
burnunda hafif kırık varsa barışsın ki,bi dahakine burnunu tamamen eline verebilsin sevgilisi.
0
Bu işin özrü olmaz, bir kere yapan bir daha yapar mutlaka.
Edit: Bağ niye tik atmıyon lan? Üzüldüm amk.
Edit: Bağ niye tik atmıyon lan? Üzüldüm amk.
0
ya ne kotu bı hale geldı duyuru. artık herkes yargılanmamak ıcın alaya alınmamak ıcın not düşüyor.
cevaba gelırsek, sen kızı barısmaması ıcın ıkna edemezsın. psikolojisi bozulmuş degil, kendıne el kaldıran adamı silemiyorsa bırak silmesin. cok ozur dılerım ama tek bir tokat bıle deprem etkısı yaratması gerekırken yaratmıyorsa o cocuk kızı oldurse bıle o kız onu bırakmaz.
cevaba gelırsek, sen kızı barısmaması ıcın ıkna edemezsın. psikolojisi bozulmuş degil, kendıne el kaldıran adamı silemiyorsa bırak silmesin. cok ozur dılerım ama tek bir tokat bıle deprem etkısı yaratması gerekırken yaratmıyorsa o cocuk kızı oldurse bıle o kız onu bırakmaz.
0
kardeş duyuruya böyle başlayınca ben de çok ciddi bir şey sandım ya. kız bi' kere güçlü değil, orda anlaşalım. geçmişindeki ilişkiler yüzünden kendini rahatsız hissetmemesi lazım. olmuş bitmiş. kendisiyle barışsın önce. "ben artık böyleyim aga" desin, bunu kabul etmeyen, etmediği gibi kendisinin burnunu kıran adamla birlikte olmaya devam edecekse de etsin.
bence de psikolojisinin bozuk olduğu falan yok. seviyor işte. kendini suçlu hissettiği için sevgilisine de fazla kızamamış belli ki.
"vuran bi daha vurur" ya da "tek gecelik ilişki yaşayan bi daha yaşar" görüşüne katılmıyorum. insanlar değişebilir ya da yaptıkları şeyleri yapmamaya karar verebilir. benim de yapıp "yapmamalıyım" dediğim ve bıraktığım şeyler oldu, mesela sabahlara kadar seks ;) ;)
velhasıl, sen sıkma canını, sakin ol. onu ondan çok düşünme. birlikte olacaksa olsun.
sevgilim benim burnumu kırsaydı "gız o nasıl guvvat?" deyip elini öperdim ama erkeklerin kızlara vurmasına karşıyım. hatun olsaydım adam toplayıp dövdürürdüm, bi daha da konuşmazdım.
ama barışacaksa da barışsın yani napak?
bence de psikolojisinin bozuk olduğu falan yok. seviyor işte. kendini suçlu hissettiği için sevgilisine de fazla kızamamış belli ki.
"vuran bi daha vurur" ya da "tek gecelik ilişki yaşayan bi daha yaşar" görüşüne katılmıyorum. insanlar değişebilir ya da yaptıkları şeyleri yapmamaya karar verebilir. benim de yapıp "yapmamalıyım" dediğim ve bıraktığım şeyler oldu, mesela sabahlara kadar seks ;) ;)
velhasıl, sen sıkma canını, sakin ol. onu ondan çok düşünme. birlikte olacaksa olsun.
sevgilim benim burnumu kırsaydı "gız o nasıl guvvat?" deyip elini öperdim ama erkeklerin kızlara vurmasına karşıyım. hatun olsaydım adam toplayıp dövdürürdüm, bi daha da konuşmazdım.
ama barışacaksa da barışsın yani napak?
0
şiddetin arkası muhakkak gelir.
eleman kızın geçmişinden dolayı periyodik şekilde tartışma çıkarıyorsa ve bunun için 'burun' kırabiliyorsa belli ki psikolojik olarak rahatsız ve bu işin sonu nereye varır bilinmez.
o yüzden kesinlikle birlikte olmasın.
ayrıca tek gecelik ilişki utanılacak bir şey değil. Sonuçta evli değil sevgilisi yok sorumluluğu yok. hayat onun kimse karışamaz.
eleman kızın geçmişinden dolayı periyodik şekilde tartışma çıkarıyorsa ve bunun için 'burun' kırabiliyorsa belli ki psikolojik olarak rahatsız ve bu işin sonu nereye varır bilinmez.
o yüzden kesinlikle birlikte olmasın.
ayrıca tek gecelik ilişki utanılacak bir şey değil. Sonuçta evli değil sevgilisi yok sorumluluğu yok. hayat onun kimse karışamaz.
0
kadın sığınma evleri, pişman oldu özür diledi affettim, tekrar oldu bu sefer 1 ay ayaklarıma kapandı çok üzgündü affettim, tekrar oldu yeminler etti affettim diyen canını zor kurtarmış, bıçağın altından son anda alınmış kadın dolu.bir insan kendini bir kere kaybedebiliyorsa, her zaman kaybedebilir.bu sorudan kadının tek gecelik ilişki yaşamış olmasını çıkarıp soruyla alakasız yorum yapanlara da, ortada dayak yiyen bir insan varken, allah dan biraz vicdan biraz insanlık diliyorum.
0
allah hiçbir kadını, kendisine el kaldıran bir erkekle beraber olmak isteyecek kadar kendine saygıdan yoksun ve sevgiye muhtaç bırakmasın.
çok mu aşık? aşk dediğin şey, bir kişiyle kişiliğinin uyuşması, güzel vakit geçirmen ve aynı zamanda o kişiyi fiziksel olarak çekici bulman üzerine hormonlarının çılgın atmasıdır. "çok aşık, çocuk dövüyor onu ama vazgeçemiyor napsın :(((((" gibi şeylerle gelmeyin allah aşkına. aşk dediğiniz şeye bu kadar korkunç manalar yüklemeyin, ne bu, aptal türk dizilerindeki gibi büyü yaptılar da mı kurtulamıyor? yapmayın nolur. arkadaşına söyle biraz kendine saygısı olsun. ben kızın burnunu kırayım, sonra iki özür dileyeyim bitsin. oldu efendim. kendinizi, eski bir ilişkisinden dolayı kıza el kaldırma hakkını kendinde gören ve kontrolden çıkıp burnunu kıracak kadar kafayı sıyırmış ruh hastalarından uzak tutun. her şeyden önce kendi iyiliğiniz için.
çok mu aşık? aşk dediğin şey, bir kişiyle kişiliğinin uyuşması, güzel vakit geçirmen ve aynı zamanda o kişiyi fiziksel olarak çekici bulman üzerine hormonlarının çılgın atmasıdır. "çok aşık, çocuk dövüyor onu ama vazgeçemiyor napsın :(((((" gibi şeylerle gelmeyin allah aşkına. aşk dediğiniz şeye bu kadar korkunç manalar yüklemeyin, ne bu, aptal türk dizilerindeki gibi büyü yaptılar da mı kurtulamıyor? yapmayın nolur. arkadaşına söyle biraz kendine saygısı olsun. ben kızın burnunu kırayım, sonra iki özür dileyeyim bitsin. oldu efendim. kendinizi, eski bir ilişkisinden dolayı kıza el kaldırma hakkını kendinde gören ve kontrolden çıkıp burnunu kıracak kadar kafayı sıyırmış ruh hastalarından uzak tutun. her şeyden önce kendi iyiliğiniz için.
0
sizin tek yapabileceğiniz şey,insanların değişmeyeceğini,ileride ona daha da fazla zarar verebileceğini anlatmak olur.
rock n roll+1
bi dahakine komple yüzü dağıtır,bi dahakine bıçaklar fln böyle gider.
sorun zaten en başından,kızı eski ilişkileri yüzünden yargılıyor olmasında.
kimse kimsenin malı değil.kimse kimseye yaşadıkları sebebiyle hesap vermek durumunda değil.
sen bunları söylesen de o kendi bildiğini yapar.arkadaşı olarak,çıkacak diğer kavgada hastanede refakatçi olursun en fazla.
rock n roll+1
bi dahakine komple yüzü dağıtır,bi dahakine bıçaklar fln böyle gider.
sorun zaten en başından,kızı eski ilişkileri yüzünden yargılıyor olmasında.
kimse kimsenin malı değil.kimse kimseye yaşadıkları sebebiyle hesap vermek durumunda değil.
sen bunları söylesen de o kendi bildiğini yapar.arkadaşı olarak,çıkacak diğer kavgada hastanede refakatçi olursun en fazla.
0
seviyorsa gitsin kafa atsin bence...
ya samimi bir sey diyecegim hani bu cevabi badak kmligimlen filan da yazmiyorum sadece biraz kendime kizginligimdan yaziyorum ve bunu da cidden arkadasiniza gsterin..ya hayata bakis acim kadina verdigim deger hepsini bir yana birakiyorum bir kadin kedine siddet uygulayan burnunu kiran bir adama nasil gidiyor..yahu gozunuze inen perde zihninize de mi indi?
tanri bu arkadaslari islah etsin.
ve cok samimi soyluyorum 4s kurali gercekten gecerlirmis su ziktigimin hayatinda...bundan sonar bende gidip hoslandigim kizin burnuna cift dalicam..
ya samimi bir sey diyecegim hani bu cevabi badak kmligimlen filan da yazmiyorum sadece biraz kendime kizginligimdan yaziyorum ve bunu da cidden arkadasiniza gsterin..ya hayata bakis acim kadina verdigim deger hepsini bir yana birakiyorum bir kadin kedine siddet uygulayan burnunu kiran bir adama nasil gidiyor..yahu gozunuze inen perde zihninize de mi indi?
tanri bu arkadaslari islah etsin.
ve cok samimi soyluyorum 4s kurali gercekten gecerlirmis su ziktigimin hayatinda...bundan sonar bende gidip hoslandigim kizin burnuna cift dalicam..
0
ohahahah herif kızın neredeyse burnunu kıracakmış, hala geri dönsün mü diyorsunuz. hayvanları doğal ortamına bırakınız lütfen. doğal seleksiyon ile yok olacaklar.
ha yok devam ederse bunlar daha çok yüz bulacak, sonra dayak yiyoruz diye ağlar durursunuz sevgili kadınlar.
ha yok devam ederse bunlar daha çok yüz bulacak, sonra dayak yiyoruz diye ağlar durursunuz sevgili kadınlar.
0
burnunu kırmasını bekliyor herhalde.
daha sevgiliyken bunu yapan ilerde evire çevire döver. adamda öfke kontrolü yok en başta.
daha sevgiliyken bunu yapan ilerde evire çevire döver. adamda öfke kontrolü yok en başta.
0
Ya çok çok iyi düşünsün.
Bu haberlerde izlediğimiz kocası/eski kocası tarafından öldürülen kadınlar da farkındaysanız hep ayrılmış ama tekrar barışmış kadınlar. Bi kere el kaldıran bi daha kaldırır çok doğru.
Hele bide burnunu hafif de olsa kıracak kadar büyük şiddet görmüş. Kolundan hafif sıkma, hırpalama falan değil (hoş onları da hoş görmemek lazım) direk olarak şiddet görmüş.
Ben aynı şeyi yaşasam öldürülmekten korkardım. Çünkü dediğim gibi öldürülen kadınların, hatta öldürülmeye de gerek yok şiddet gören kadınların da yaşadığı hep ayrılıp sonra eşlerini affetmeleri.
Bu konularda kararlı durmak zor olabilir ama bunları hiç unutmasın.
Ayrıca geçmişe takılan adam her şeyi yapar. Kafasına takması normal olabilir ama durup durup konuyu açması, bu konunun üzerine gitmesi falan normal değil. Takıntılı hareketler bunlar. Takıntılı adam da her şeyi yapar. Yine öldürülen kadınların kocalarının ayrılığı hazmedeyip takıntılı hallerle eşlerini takip edip, kıskançlıktan öldürüldükleri haberlerini hatırlayabiliriz sanırım.
Tekrar şiddet görmese bile bu geçmiş konuşmaları hiç bitmez, bitse de imaları bitmez. Geçmişle ilgili kaba sözleri bitmez.
Bu geçmiş takıntılı sevgili olayını ben de yaşadım, ki sekse dair hiçbi şey yoktu geçmişimde bu adam bunları takarken. İşin içine cinsellik girdi mi boyutu daha da inanılmaz bi hale gelebilir bu takıntılı hallerin ve şiddetin.
Şimdi ki uysal hallerine kanmasın, en nihayetinde ikna etmeye uğraşıyo. Gerçekten seviyo da olabilir. Ama ilk fırsatta tekrar aynı şeyleri yaşatacağından emin olun. Daha da trajik hale gelmeden mantıklı davransın arkadaşın lütfen.
Belki ben de çok trajik yaklaşmış olabilirim ama durum bu maalesef. Hele bide şiddete rağmen tekrar adama dönerse şiddete boyun eğmiş ve şiddet görmeyi kabullenmiş olacak. Yapmasın bu kötülüğü kendine.
Bu haberlerde izlediğimiz kocası/eski kocası tarafından öldürülen kadınlar da farkındaysanız hep ayrılmış ama tekrar barışmış kadınlar. Bi kere el kaldıran bi daha kaldırır çok doğru.
Hele bide burnunu hafif de olsa kıracak kadar büyük şiddet görmüş. Kolundan hafif sıkma, hırpalama falan değil (hoş onları da hoş görmemek lazım) direk olarak şiddet görmüş.
Ben aynı şeyi yaşasam öldürülmekten korkardım. Çünkü dediğim gibi öldürülen kadınların, hatta öldürülmeye de gerek yok şiddet gören kadınların da yaşadığı hep ayrılıp sonra eşlerini affetmeleri.
Bu konularda kararlı durmak zor olabilir ama bunları hiç unutmasın.
Ayrıca geçmişe takılan adam her şeyi yapar. Kafasına takması normal olabilir ama durup durup konuyu açması, bu konunun üzerine gitmesi falan normal değil. Takıntılı hareketler bunlar. Takıntılı adam da her şeyi yapar. Yine öldürülen kadınların kocalarının ayrılığı hazmedeyip takıntılı hallerle eşlerini takip edip, kıskançlıktan öldürüldükleri haberlerini hatırlayabiliriz sanırım.
Tekrar şiddet görmese bile bu geçmiş konuşmaları hiç bitmez, bitse de imaları bitmez. Geçmişle ilgili kaba sözleri bitmez.
Bu geçmiş takıntılı sevgili olayını ben de yaşadım, ki sekse dair hiçbi şey yoktu geçmişimde bu adam bunları takarken. İşin içine cinsellik girdi mi boyutu daha da inanılmaz bi hale gelebilir bu takıntılı hallerin ve şiddetin.
Şimdi ki uysal hallerine kanmasın, en nihayetinde ikna etmeye uğraşıyo. Gerçekten seviyo da olabilir. Ama ilk fırsatta tekrar aynı şeyleri yaşatacağından emin olun. Daha da trajik hale gelmeden mantıklı davransın arkadaşın lütfen.
Belki ben de çok trajik yaklaşmış olabilirim ama durum bu maalesef. Hele bide şiddete rağmen tekrar adama dönerse şiddete boyun eğmiş ve şiddet görmeyi kabullenmiş olacak. Yapmasın bu kötülüğü kendine.
0
büyüklerimiz demiş ki, "sikerim ben böyle aşkın ızdırabını". tabii kızın bunu diyebilmesi için biraz daha güçlü olması lazım. la adam mı yok etrafta? hatta bırak adam olmasını, olmasın hiç kimse. bu çocuk adam değilmiş ki zaten.
aklını başına toplasın, ben bu çocuğa ne yaptım bunları hak etcek desin, terazinin iki tarafına baksın. terazideki fark özürle kapanıyorsa affetsin. ama bundan sonraki hayatında 3. şahıslar gelip de alamaz onu o çocuğun elinden onu da bilsin.
aklını başına toplasın, ben bu çocuğa ne yaptım bunları hak etcek desin, terazinin iki tarafına baksın. terazideki fark özürle kapanıyorsa affetsin. ama bundan sonraki hayatında 3. şahıslar gelip de alamaz onu o çocuğun elinden onu da bilsin.
0
deli midir? kendisine vuran bir insan ile hangi akla hizmet barışmayı düşünebiliyor. asla barışmasın.
0
Yorumlarin hepsini okudum.
Bir kere yapan bir daha yapar gorusu hakim genelinde. Dogru da bence.
Kiz barismayi dusunuyor, demek ki adami cok fazla seviyor ki boylesine onur, gurur ve burun kirici bir davranisi sineye cekmeye hazir. Bunu yapmak icin herhalde kor kutuk asik olmak lazim diye dusunuyorum. Yine de, kendimi alamiyorum, kiz kendisine bunu yasatan adami gormeye ne kadar katlanabilir?
Zamanla icinde -su an duygularinin yogunlugundan farkinda olmayabilir- adama karsi kizginlik duygulari kabarmaz mi? Su kadarini soyleyeyim, bence biriyle birlikteyken ona karsi icten ice biriken ofke, cok daha yikici ve can yakici sonuclara neden olabilir. Hem kiz acisindan, hem de oglan acisindan.
Ayrica evet, adam madem kaldiramamis kiz durust davrandiginda bir seyleri, boyle bir halt etmis, hic mi kendini bilmiyor da barismak istiyor? Kizi o kadar seviyorsa kendinden korusun bence, ya da assin o kiskancligini dogru durust de oyle yalvarsin kiza barismak icin. Kimseye hesap vermek zorunda degil karsi taraf, niye sorumlulugunun olmadigi bir zamanda yaptiklarindan oturu dayak yemeyi sineye ceksin ki?
Biraz gururlu davransin, oyle soyle arkadasina. Kendini dusun de, seni boyle inciten yarin bir gun neler yapar de, fiziksel degilse bile mental siddete ugratir seni, kendine saygini yitirirsin de. Adami kotulemek ise yaramaz hatta ters bile tepebilir, ama ozguvenini, ozsaygisini zedeleyecegi uyarisi bence daha cok ise yarayabilir.
Bir kere yapan bir daha yapar gorusu hakim genelinde. Dogru da bence.
Kiz barismayi dusunuyor, demek ki adami cok fazla seviyor ki boylesine onur, gurur ve burun kirici bir davranisi sineye cekmeye hazir. Bunu yapmak icin herhalde kor kutuk asik olmak lazim diye dusunuyorum. Yine de, kendimi alamiyorum, kiz kendisine bunu yasatan adami gormeye ne kadar katlanabilir?
Zamanla icinde -su an duygularinin yogunlugundan farkinda olmayabilir- adama karsi kizginlik duygulari kabarmaz mi? Su kadarini soyleyeyim, bence biriyle birlikteyken ona karsi icten ice biriken ofke, cok daha yikici ve can yakici sonuclara neden olabilir. Hem kiz acisindan, hem de oglan acisindan.
Ayrica evet, adam madem kaldiramamis kiz durust davrandiginda bir seyleri, boyle bir halt etmis, hic mi kendini bilmiyor da barismak istiyor? Kizi o kadar seviyorsa kendinden korusun bence, ya da assin o kiskancligini dogru durust de oyle yalvarsin kiza barismak icin. Kimseye hesap vermek zorunda degil karsi taraf, niye sorumlulugunun olmadigi bir zamanda yaptiklarindan oturu dayak yemeyi sineye ceksin ki?
Biraz gururlu davransin, oyle soyle arkadasina. Kendini dusun de, seni boyle inciten yarin bir gun neler yapar de, fiziksel degilse bile mental siddete ugratir seni, kendine saygini yitirirsin de. Adami kotulemek ise yaramaz hatta ters bile tepebilir, ama ozguvenini, ozsaygisini zedeleyecegi uyarisi bence daha cok ise yarayabilir.
0
electra kompleksi
İmdb'si 7 civarı, fazla durgun sahnesi ve açık sahnesi olmayan(15 yaşında kız kardeşimle izliyoruz), sürükleyici filmler önerir misiniz? İstediğim türden birkaç örnek de vereyim: Real Steel, Final Destination, Rise of the Planet of the Apes, Catch Me If You Can, Training Day gibi...
İmdb'si 7 civarı, fazla durgun sahnesi ve açık sahnesi olmayan(15 yaşında kız kardeşimle izliyoruz), sürükleyici filmler önerir misiniz? İstediğim türden birkaç örnek de vereyim: Real Steel, Final Destination, Rise of the Planet of the Apes, Catch Me If You Can, Training Day gibi...
0
inception.
the prestige
dark knight
batman begins
dark knight rises.
nolandan oldu hepsi ama :))
the prestige
dark knight
batman begins
dark knight rises.
nolandan oldu hepsi ama :))
0
adjustment brueau
the man from earth(vurdulu kirdili degil ama)
transformers 1,2,3
bunlari seyrettiniz mi? :))
the man from earth(vurdulu kirdili degil ama)
transformers 1,2,3
bunlari seyrettiniz mi? :))
0
tek film ilk aklıma gelen:
mark wahlberg ve danny glover ın başrol oynadığı shooter
seyredince ne demek istediğimi anlayacaksın :)
mark wahlberg ve danny glover ın başrol oynadığı shooter
seyredince ne demek istediğimi anlayacaksın :)
0
million dollar baby,
The wrestler,
The courier (müstehcen sahneler var mıydı yok muydu net hatırlayamıyorum),
Blitz,
13 (2010 yapımı),
Safe house(2012 yapımı).
The wrestler,
The courier (müstehcen sahneler var mıydı yok muydu net hatırlayamıyorum),
Blitz,
13 (2010 yapımı),
Safe house(2012 yapımı).
0
www.imdb.com
bence bu puanı çok amma sizin kıstaslarınız arasında imdb puanı da vardı. o yüzden rahatlıkla önerebilirim. idare eder bir film, sürükleyici olması için zorlanmış sanki biraz ama oyuncu kadrosu falan güzel. izlenir.
bence bu puanı çok amma sizin kıstaslarınız arasında imdb puanı da vardı. o yüzden rahatlıkla önerebilirim. idare eder bir film, sürükleyici olması için zorlanmış sanki biraz ama oyuncu kadrosu falan güzel. izlenir.
0
@nickimin hakkini veremedim onu nasıl indircez. malum ortamlara düşmedi ki..
0
criticker kullanın sizin film zevkinizi siz oyladıkça öğrenip ona göre öneriyor.
0
