konudan ayrı olarak değinmek isterim:
@
noluyo ya'nın hakkı var. her dil başka dillerden sözcükler alır. bizde işi neredeyse sözcük ırkçılığına vardırıyorlar ve etimolojiyle sözcüğün bir dile ait olup olmadığını karıştırıyorlar. sözgelimi kimse ingilizce kiosk, international, fiancé, yoghurt gibi sözcükler için tutup da "bunlar ingilizce değil," demez. sebebi de bir sözcüğün bir dilin sözvarlığına girebilmesinin, bir sözcüğün türkçe, ingilizce, farsça vb. sayılmasının koşulunun başka bir dilden
geçmemiş olması şartı olmamasıdır. adama soruyorsun, "kitap, kalem, defter türkçe değil" diyor. "e o zaman bunların türkçesi ne?" diyorsun. "türkçesi yok," diyor. böyle saçma şey mi olur? bir sözcüğün etimolojik olarak arapça kökenli olması başka bir şey, bir sözcüğün türkçe içinde yer alması, türkçe olması başka bir şey.
öte yandan şu da var. yukarıdaki gibi karşılıklar aramak ve insanlar tercihler sunmak da gerek. yani bu bir dayatma değil, tercih sunmaktır. bunu da yararlı buluyorum. ki ben de fonksiyon yerine işlev, aktif yerine etkin, orijinal yerine özgün vb. kullanıyorum.
p.s.
paradoks'un karşılığı çelişki değildir!