Giriş
(5)

gss prim borcu çıkmazı

steve rogers
selamlar işsiz olduğum 1 senelik dönemde borç birikmiş. üzerine gecikme zammı da olmuş. bunu hemen ödemeli miyim? ödeme diyenler var neye göre ödeme diyorlar anlamadım. ödemedikeç artmıyor mu şimdi. bilgi olan birisi aydınlatabilir mi
selamlar işsiz olduğum 1 senelik dönemde borç birikmiş. üzerine gecikme zammı da olmuş. bunu hemen ödemeli miyim? ödeme diyenler var neye göre ödeme diyorlar anlamadım. ödemedikeç artmıyor mu şimdi. bilgi olan birisi aydınlatabilir mi
0
steve rogers
(14 saat)
gss prim borcu her ay ödenmesi gereken bir bir prim borcu. ödenmediği zaman faiz işliyor. bazen devlet bu borcun faizini siliyor ve/veya borcu taksitlere bölüp yapılandırıyor. ödeme diyenler nasıl olsa elbet borcun faizi silinecek ve borç yapılandırılacak diye düşünüyor. ayrıca ilelebet borcu ödemeyenler var, nasıl olsa yaptırımı yok ve/veya borcu tamamı da bir gün silinebilir diye düşünüyorlar. ancak gss borcunu ödemediysen hastaneye işin düşerse ücret ödemek zorunda kalıyorsun.
eğer gelirin yoksa bu borctan tamamen muaf olmak için de başvuru yapabiliyorsun. ama aile evinde kalıyorsan aile gelirinin tamamını dikkate alıyorlar diye biliyorum
0
abelardo
(14 saat)
bu güne kadar gss prim borcu adı altında bir sürü para ödedim. öte yandan arkadaşlarımın hiç birisi ödemedi. hep af hep af. ben ödediğimle salak gibi kaldım. onlara af çıktı silindi.


umarım bir gün türkiye adaletli bir yer olur ve bunların hesabı sorulur.


evet örnek vatandaşım. harcımı borcumu gününde ödemeye çalışırım. vergi kaçırmam, yasa dışı hiç bişeyim yoktur.
+3
Fodera
(13 saat)
öde tabi ki. ödemezsen doktora gidemezsin, her şikayetinde şekeri kes, tuzu azalt, kilo ver diyemezler.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(13 saat)
Hepsini bir kerede ödemek zorunda değilsin. Ben arada 3-5 bir şey atıyorum. Seslerini kesiyorlar.
0
nothing in my way
(12 saat)
yıllardır gss ödemeyen, geçenler de bahsettiğimde ise "gss ne lan" diyen tanıdıklarım var. sigortasız çalışıyorlardı. ben ödedim geçen yıllarda hep. fodera +1. şuan biraz borcum var, henüz ödemedim. bilmiyorum ne zaman öderim.

gss borcun varsa bile muayene ücretini ödemek kaydıyla sağlık hizmetin faydalanabiliyorsun. 2026 itibariyla değişmeyecekse hala öyle.

özel sağlık sigortanız varsa gss borcunuz varsa bile öss kullanabilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(8 saat)
(4)

Ev icin yazici

krmzbvl
Var mi ozellikle onerdiginiz yazici? Saglam ve uygun fiyatli. Odev falan cikarilacak sadece. Kablosuz olsa daha iyi olur.
Var mi ozellikle onerdiginiz yazici? Saglam ve uygun fiyatli. Odev falan cikarilacak sadece. Kablosuz olsa daha iyi olur.
0
krmzbvl
(06.12.25)
zaman ilac degil insanlar unutkan
(06.12.25)
yıllar önce canon pixma g serisinden bir cihaz almıştım. 2017 olsa gerek aldığım tarih.
hala çalışıyor. mürekkebini kendim dolduruyorum.
wifi özelliği var, bilgisayar ya da telefondan yazdırabiliyorum.
modemi değiştirdikten sonra wifi'yi bir türlü düzeltemedim. o zamandan beri kablo ile yazdırıyorum ama o yazıcının değil benim sorunum olsa gerek.

ev için oldukça uygun bir ürün;
www.vatanbilgisayar.com
0
biseysorcaktim
(07.12.25)
senin probleminin sebebi yeni modemin 5ghz wifi yayması veya daha yeni bi şifreleme şeyi kullanması olabilir. Ben benzer bi durumu yaşayıp akıllı cihazları ek bi wifi ağı yaratıp ona bağladım (misafir ağı vs. yapabilirsin, modemin ayarlarında vardır 192.168.0.1 veya 1.1 olan şeye bi gir bak) 2.4ghz ve wpa2 şifreleme olan bi ağ kur. Bu tür eski aletleri ona bağla.
0
nhk ni youkosu
(07.12.25)
Ben 5 yıl önce Epson L5190 aldım işimle alakalı evde kullanmak için. Ancak mağazada bana eksik aktarılan ve benim de özellikle sormayı akıl edemediğim bir şey olarak çift taraflı yazdırma meselesi oldu. Çift taraflı yazdırıyor evet, ancak manuel olarak, kağıdı sizin çevirmeniz lazım. Sayfalarca kitap boyutunda dosyalar yazdırmam gerekiyor, asla kullanmadım o özelliği. Kim uğraşacak.

Ama en büyük tavsiyem, mağazada beğendiyseniz bile internetten alın. Mağazadan aldığım için geri verememiştim ben.
0
nefertarii
(07.12.25)
(8)

Bu kadar sahtekarlığa, rezilliğe, siyasete, kara paraya,hileye... rağmen futbol neden bu kadar ilgi görüyor?

luluki
Tek tük türk yıldız futbolcu var, topçu bile bahis oynuyor, maç satıyor....Yanii sıfıra yakın ciddiyet ve samimiyet varken, hâlâ bu ilgi alaka niye?Tuttuğum takım[ yok] bile şampiyon olsa bana sahte bi başarı olduğundan heyecan yaşatmaz.Yanii tek akıllı ben olamam değil mi? Bi yerde mi yanılıyorum?
Tek tük türk yıldız futbolcu var, topçu bile bahis oynuyor, maç satıyor....
Yanii sıfıra yakın ciddiyet ve samimiyet varken, hâlâ bu ilgi alaka niye?
Tuttuğum takım[ yok] bile şampiyon olsa bana sahte bi başarı olduğundan heyecan yaşatmaz.
Yanii tek akıllı ben olamam değil mi?
Bi yerde mi yanılıyorum?
+4
luluki
(06.12.25)
Alışkanlık, deşarj olma ihtiyacı, bir camiaya bağlılığın verdiği huzur. Tek değilsiniz ama nadir akıllılardansınız :)
+2
cosmicstring
(06.12.25)
Avcı toplayıcı olarak yaşadığımız binlerce yılda erkeklerin genlerine kazınmış adına aidiyet duygusu denen bir olgu var. Erkek adam tek başına kendini güçsüz hissedip gücüne güven duyduğu bir topluluğa ait olmak istiyor. Ait olmakla övünebileceği bir güç. İçgüdüsel bir şey bu. Bu devirde de bu imkanı erkeklere futbol camiası sunuyor.
Sebep bu.

Ayrıca mesela 12 Eylül öncesi sol sağ çatışması vardı. Aidiyet solcu ve sağcı örgütlere kaymış, bu da devletin başına terör şeklinde bela olmuştu. Böyle olmasın diye devletler Futbolseverliği el altından desteklerler.

Bu konuda "Salazar'ın 3 F'si" diye aratırsanız Google'da detaylı bilgi bulursunuz.
-1
Mirket
(06.12.25)
ben de merak ediyorum buna, sık sık soruyorum bu soruyu kendime.

arada bir maça gidersin, atmosferi yaşarsın.
bazen tv karşısında kalabalık bir ortamda heyecan yaşarsın.
bu koşullarla ve az olmak kaydıyla maçları takip etmeyi anlayabiliyorum.

ancak sabah akşam spor konuşmalar; internette veya gerçek hayatta sürekli buna mesai harcamak, spor haberlerini takip etmek, futbol takımına gönül verip(?) alışverişlerinde buna göre tercihte bulunmak, başka kişilerler sırf takım farklılığı yüzünden kavga etmek akıl alır gibi değil.

alışkanlık diye tahmin ediyorum.
çoğu kişinin iki kelimeyi bir araya getirecek aklı fikri yok; muhabbet bitince ne olacak bu fenerin hali diyorlar. bence en makul açıklaması bu.
+1
biseysorcaktim
(06.12.25)
bile bile kandırılmaktan zevk alan bir topluluğuz ondan galiba. dün fifa dünya kupası kura çekimi var, trumpa barış ödülü verildi. yani tiyatro izleriz ama kral çıplak olan tiyatrolarıda izlemek salaklık. ben türk futbolunu Anelkanın elle konyaya gol atmasından sonra bıraktım.
insanları mutlu eden çok az şey var. bir yerde kazanmak ve üstünlük sağlamak istiyor. türkiye için mutluluğun formülü çok açık. gs tut, akpye oy ver.
0
mikahakkinen
(06.12.25)
Biraz daha konuyu açarsak magazin programları, temeli şehvete ve şiddete dayanan gereksiz onlarca dizi (bazısının senaryo ve kurgusunun İngiltere kaynaklı oldupuna dair yorumlar var) akşama doğru çıkan aile kavgalarını içeren yapımlar vs bir çok şey de dahil olmak üzere aslında izleyici /seyirci/takipçi olarak ne derece kaliteli(!) olduğumuzu bize gösteren hususlar .

Bunları düşündükçe ,hak ettiğimiz gibi yönetiliyoruz kaidesi akla geliyor.

Bu adama tamamen hak veriyorum :
x.com

x.com
0
diyecevaplandı
(06.12.25)
dunyanin her yerinde insanlar belirli spor takimlarina aidiyet hissedip bir community olma hissi yasiyorlar. farkli sehirler, mahalleleler birbirine saldiracagina, sehirlerin takimlari birbirleriyle spor mucadelesi verip zararsiz bir ustunluk mucadelesi kuruyorlar. sporun toplumlarin enerjisini atmasinin bir yolu olarak goruyorum. bu olmasa alternatifi insanlarin birbirine girmesi.

turkiye'de futbol olmus bu spor. amerika'da amerikan futbolu ve basketbol takimlari var. futbol cok eglenceli bir spordur bu arada. sirf populer oldugu icin, avam gorerek futbola burun kiviranlar fanatik holiganlardan cok farkli bir yerde degiller gozumde.
+1
antikadimag
(07.12.25)
hocam insanlar kurgu olduğunu bile bile yarışma programlarını izliyor ve heyecanlanıyor. Kimin kazanacağı önden belli senaryo gibi yazılmış show programlarını "aaaaaa" diyerek şaşırarak izliyorlar.

Futbolda da aynı durum.

daha iyi alternatifleri bilmiyorlar. Türkiye'de alman ligi kalitesinde takım var da millet mi izlemiyor?

ha talep eden var mı? O da yok.
0
anten
(18 saat)
Şahsen dünya futbolun evirildiği durumdan hiç memnum değilim, hatta şikayetçiyim ama gel gör ki vazgeöiyorum.
0
put it in your appropriate place
(14 saat)
(3)

Kaz Dağları - yeşilyurt vs. öneri

tchuck
manici kasrı vardı bildiğim, hala düşünebilirim.aeneas vardı ama gördüğüm kadarıyla kışın kapalı gibi.önereceğiniz başka yer var mı? tamamen haftasonu 2 günlük kafa dinlemek, resetlenmek için. eğer içinde aktivite de varsa -açıkhava vs.- (ne bileyim barbekü sıcak şarap bilmem ne falan gibi) + olur
manici kasrı vardı bildiğim, hala düşünebilirim.
aeneas vardı ama gördüğüm kadarıyla kışın kapalı gibi.

önereceğiniz başka yer var mı? tamamen haftasonu 2 günlük kafa dinlemek, resetlenmek için. eğer içinde aktivite de varsa -açıkhava vs.- (ne bileyim barbekü sıcak şarap bilmem ne falan gibi) + olur tabi, ama bunu tamamen ben uydurdum. şart değil.

nereleri önerirsiniz?
0
tchuck
(05.12.25)
etkinlik önerim yok ama kalacak yer önerisi istiyorsanız pinhan otel'den çok memnun kalmıştık. tavsiye ederim.
0
biseysorcaktim
(05.12.25)
Nadas Kazdağları
0
suicides underground
(05.12.25)
manici kasrı da çok iyi ama simurg inn'i de çok tavsiye ederim aradığınız her şey var burda.
0
zozjotejmnk
(05.12.25)
(7)

Screen recorder with web

kozm
Merhaba galyalılar, Ekran kaydı almak istiyorum fakat bunu bir app indirmeden, bu hizmeti veren bir web platformu var mıdır?
Merhaba galyalılar,

Ekran kaydı almak istiyorum fakat bunu bir app indirmeden, bu hizmeti veren bir web platformu var mıdır?
0
kozm
(04.12.25)
pc için diyosan windows ekran kaydı alıyor yada ekran kartı üzerinden alabilirsin
0
koela
(04.12.25)
Mac icin diyorsan da program indirmeden Quicktime ile ekran goruntusu kaydedebilirsin. Ne Windows ne Mac icin program/app indirmeye gerek yok yani.
0
sertac akin
(04.12.25)
Hiç görmedim öyle bir şey. App indirmeden olmaz kanımca.
-1
dalmakotuolur
(04.12.25)
www.loom.com

loom ile eklenti ya da program indirmeden görüntü kaydedebilirsiniz tarayıcı üzerinden
0
biseysorcaktim
(04.12.25)
beatbox yapan metalci
(04.12.25)
windowsta da macosta da ek program indirmeden yapılıyor gayet. üstte bahsedilmiş.
windowsta windows+g duşuna basarsanız menü açılır.
0
jelly bear
(04.12.25)
macos'ta Command + shift + 5
0
co2s2
(04.12.25)
(26)

Lise kütüphanesi için kitap desteği yapar mısınız?

kobuzchu kiz
Tekirdağ'da bir anadolu lisesinin kütüphanesi için kitaplara ihtiyaç var. Hepimiz 3-4 kitap göndersek çok güzel olmaz mı? :)Direkt internetten satın alıp göndermek, evdeki kitapları kargolamaktan daha ucuza geleceği için ve Amazon'da istek listesi paylaşmak çok kolay olduğu için okulun edebiyat öğre
Tekirdağ'da bir anadolu lisesinin kütüphanesi için kitaplara ihtiyaç var. Hepimiz 3-4 kitap göndersek çok güzel olmaz mı? :)

Direkt internetten satın alıp göndermek, evdeki kitapları kargolamaktan daha ucuza geleceği için ve Amazon'da istek listesi paylaşmak çok kolay olduğu için okulun edebiyat öğretmeni bir liste oluşturdu. Direkt oradan alıp öğretmenimize ulaşmasını sağlayabilirsiniz. (Satın alınan kitaplar listeden düşüyor, özellikle kontrol ettim, böylece aynı kitabı birden fazla kişi almamış oluyor.) Kendi kütüphanenizden veya başka bir site üzerinden göndermek isterseniz detaylı bilgi için @üğpoıuy'a mesaj atın lütfen.

www.amazon.com.tr
+6
kobuzchu kiz
(04.12.25)
var mı benden başka yollayan :D (gaza gelen olur mu acaba?)
+5
kisa
(04.12.25)
kisa +1
+3
lazpalle
(04.12.25)
Ben listeden özellikle en sevdiğim kitapları seçtim yolladım valla. Listede olmayan bir kitabı da göndermek istiyordum, öğretmenimiz eklerse bir tur daha alışveriş yapacağım. :)
+3
🌸kobuzchu kiz
(04.12.25)
Yolladım ben de.
+4
kumandanim
(04.12.25)
en uygunlardan bi sepet yaptım ben :D iyi düşünmüşsünüz.
+4
elorelia
(04.12.25)
destek oldum ben de.
+5
koela
(04.12.25)
valarmurgulis köy okulu icin kitap yardimi duyurusu actiginda kendi sectigim kitaplardan yollamistim. bu liseye yollarken illa bu listeden mi olmasi gerekiyor? yoksa istedigimiz kitaplari da koyabilir miyiz? listeye ne kadar sadik kalmamizi istedigini @üğpoıuy yanitlarsa sevinirim. lise seviyesi kitaplarda hala "sakincalilik" durumu oluyor mu?
+4
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.12.25)
Affınıza sığınarak sorayım.
Buradaki konu nedir?
Yurdumun fakir yörelerinde bir ilkokul için olsa anlayacağım,
Evinin kütüphanesini bağışlayıcılar hedefleniyor olsa yine anlayacağım.
Tekirdağ, Lise ve Amazon kelimeleriyle bağış konusunu bir araya getirmeye çalıştım.
Başaramadım.
Neyi kaçırıyorum ben.

Ben görev yaptığım lisede şöyle bir şeye heveslendim, (bana) desteğinize ihtiyacım var şeklinde bir açıklama olsa, ona da tamam diyeceğim de.
+3
Mirket
(04.12.25)
@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
Amazon'dan alıp göndereceksen bu liste dışından gönderemiyorsun diye biliyordum (o yüzden göndermek istediğim bir kitabı listeye eklesinler diye bekliyordum) fakat şimdi tekrar baktım, listeden herhangi bir kitabı sepete ekledikten sonra başka kitap eklersen beraber gönderebiliyorsun. Listeden bir şey eklemezsen hediye olarak gönderemiyorsun, @üğpoıuy'dan adres alıp adresi girerek göndermen gerekiyor.

Diğer soruların cevabı bende yok. :)
0
🌸kobuzchu kiz
(04.12.25)
@Mirket
(git: 1616433) şu duyuru üzerine ben @üğpoıuy'a ulaşıp bilgi istedim, kitapları göndereceğimiz okulun kütüphanesinin çok zayıf olduğunu ve kütüphaneye kitap eklemeye çalıştıklarını söyledi. Kendi kitaplığımdan kitaplar seçip göndermeyi düşündüm fakat kargo çok pahalı, kitap gibi ağır nesnelerin kargosu daha da pahalı oluyor, o yüzden evden göndermek yerine internetten satın alıp göndermeyi daha mantıklı ve ekonomik buldum.

Sonra da, duyuruda belirttiğim gibi, Amazon'da istek listesi yapmak ve oradan alıp göndermek çok pratik geldiği için böyle bir şey yapabilirler mi diye sordum, yaptılar. İlk duyuru çok az görüntülendiği ve artık bir de istek kitap listesi eklendiği için yeni duyuru açtım. Mevzu bundan ibaret.

Arzu ederseniz evinizin kütüphanesinden de gönderebilirsiniz elbette. Ya da mantıklı bulmadıysanız hiçbir şey yapmazsınız. Ve maalesef ülkemizin her yerinde fakir okullar, boş kütüphaneler var. (İzmir'in göbeğinde okulun hademesi olmadığı için çocuklarının sınıfını nöbetleşe temizleyen veliler tanıyorum, "fakir yöre" olmasına gerek yok.)
+4
🌸kobuzchu kiz
(04.12.25)
iyi niyetli kolektif eylemler çok hoşuma gidiyor.
bir kaç kitap aldım listede yer alan, 1 tane de listede bu da olmalıydı dediğim bir kitabı yolladım. umarım daha önce alınmış olduğu için listede görünmüyor değildir.

çok güzel bir seçki yapılmış, kimisi okuduğum çoğu ise okumak için heves ettiğim kitaplar.

mirket'in sorgusu yerinde bence. ama okullarda kitaba bütçe ayıramayan çok öğrencinin olması ve bazen bir kitap okumanın bile insanlara fayda sağladığı düşünülünce; alınan bazı kitapların hiç okunmayacağı ihtimalini de göze alarak okul kütüphanesi oluşturmayı çok yerinde buluyorum. teşekkürler.
+7
biseysorcaktim
(04.12.25)
Şu kitaplar olur mu diye mesaj attım @üğpoıuy'a, mesaj okundu ama geri dönüş yapmadı.
-2
i'm gonna start a revolution from my bed
(04.12.25)
@biseysoracaktim'in yazdığı ilk cümlenin etkisiyle çorbada tuzum olsun isterim. Adres paylaşılırsa Amazon'dan ama liste dışı katkıda bulunmak isterim.
+4
Mirket
(04.12.25)
@mirket listeden mesela en ucuz kitabı sepete atıp sonra üstüne başka kitaplar ekleyince göndermek mümkün oluyor, alternatif çözüm olarak ekleyeyim buraya.

@i'm gonna start a revolution from my bed yapacaktır, o sırada zamanı yoktur ya da o da öğretmene sorup cevap bekliyordur belki :)
+3
🌸kobuzchu kiz
(04.12.25)
@kobuzchu kiz, Konuya senin yaklaşımına ve yaptıklarına ancak saygı duyulur. Maksadımı aşıp seni eleştirmiş gibi oldumsa, üzdümse bağışla.
+2
Mirket
(04.12.25)
@Mirket yok yok, olur mu öyle şey, hiç sorun yok, ben de neyin ne olduğunu daha net açıklamış oldum işte :)
+1
🌸kobuzchu kiz
(04.12.25)
Şu duyuru ve altındak, konuşmalar ülke kalitesini 0,01 yükseltmiyosa ben de bi' şey bilmiyorum.
+3
kumandanim
(04.12.25)
Çok pratikmiş Amazon üzerinden göndermek. Organize edenlerin eline sağlık.
+3
auroraaurora
(04.12.25)
Lise ve kitap denilince, hemen aklıma elimdeki hiç kullanılmamış üniversite sınavına hazırlık soru bankaları geldi. Ancak baktım ki mesele bu değilmiş.
Duyuru daha açık yapılamaz mıydı acaba?
Elimizdekilerden de gönderebilir miyiz mesela?
Yoksa deprem zamanında olduğu gibi, illaki sıfır giysi ve yatak, battaniye isteyen kuruluşlara yapılan bağışlar gibi mi olacak?
Amazon'dan ve belli serilere ait kitaplar (!)
-3
pro9it9is9
(04.12.25)
@pro9it9is9
"Kendi kütüphanenizden veya başka bir site üzerinden göndermek isterseniz detaylı bilgi için @üğpoıuy'a mesaj atın lütfen."
0
🌸kobuzchu kiz
(04.12.25)
Bir de şöyle bir şey var.

www.ptt.gov.tr
+1
Mirket
(04.12.25)
ben de gönderdim, aracı olduğunuz için teşekkür ederim.
+3
awlmi
(05.12.25)
Guncelleme: kitaplarin bi kismi bugun ulasmis cok tesekkurler <3 fotografli guncelleme de gelecek
+1
üğpoıuy
(05.12.25)
liste disi kitaplar da ekledigim icin buraya yazma geregi duyuyorum ki benim gibi liste disi kitap eklemek isteyenler mükerrer almasin.
alttaki kitaplar alindi arkadaslar:

Mina Urgan - Bir Dinozorun gezileri
Mina Urgan - Bir Dinozorun Anilari
Ursula Le Guin - Mülksüzler
Ursula Le Guin - Sürgün Gezegeni
Halikarnas Balikcisi - Mavi Sürgün
Anthony Doerr - Göremedigimiz Tüm Isiklar
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.12.25)
satın alındı listesini de görebileceğimiz bir yer var mı?
satın alınanlar listede görünmediği için bazı alımlar mükerrer oluyor ister istemez.
+2
biseysorcaktim
(06.12.25)
@üğpoıuy aslında Google drive'da falan bir spreadsheet oluşturup paylaşsan çok güzel olur gerçekten, alınan kitapları güncellersin geldikçe.
+1
🌸kobuzchu kiz
(06.12.25)
(11)

Spotify top 5 muzisyeniniz kimler çıktı?

sekizdokuzon
Benimki şu şekilde: https://ibb.co/991SgNDfSiz bu sene en çok kimleri dinlemişsiniz?Teşekkürler.
Benimki şu şekilde: ibb.co

Siz bu sene en çok kimleri dinlemişsiniz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(03.12.25)
spotify yok youtube müzik versek?
i.imgur.com
sigma boy bizim ufaklığın eseri. :D
0
lazpalle
(03.12.25)
Bu yıl müzik çok az dinledim (1500 saat kadar). Genelde konserlerden bir kaç gün önceden başlayarak setlistlerin üzerinden geçme şeklindeydi o da.
%9’luk sert çocuklar kolektifi kulübündeymişim \m/
0
lil siztah
(03.12.25)
ben bu sene spotify'ı neredeyse bıraktım.
ailede olduğum için iptal etmedim aboneliğimi ama pek az dinliyorum artım.
o yüzden listem garip olmuş.
ama yaklaşık on yıldır 1 numara değişmedi, açık ara tüm platformlarda o grubu dinliyorum.

i.imgur.com
0
biseysorcaktim
(03.12.25)
bende liderliği preslava aldı. geri kalan liste de böyle.

68 bin dakika müzik dinlemek de cidden biraz abartı olmuş.

imgur.com
0
deveyidiken
(03.12.25)
0
mutekebbir
(03.12.25)
Sene bitmediği için Spotify'ın yayımladığı için istatistiklere güvenmiyorum. Last.fm'i bekliyorum esasında ben. Ama yine de aşağıya bırakayım.
hizliresim.com
Hasret bitiyor, nasipse top1'i seneye dinleyeceğim. 4ü kaçırdım. 3'ten de önümüzdeki sene ümitliyim. 2-5i canlı dinlemesem de olur.

Bu arada imgur linklerini açamıyorum.
0
Amaranta ursula
(03.12.25)
Benim müzik zevkim biraz garip

imgur.com
0
akhenaten
(03.12.25)
sona doğru geçiş biraz avangart oldu

imgur.com
0
phoarbix
(03.12.25)
imgur.com
Müzik konusunda zerre istikrarım yok.
0
kobuzchu kiz
(03.12.25)
bu arada ekliyim, ben bunun doğru sonuç verdiğine kesinlikle inanmıyorum.
En çok dinlediğim şarkıyı 26 kez dinlemişim sözde. ancak eylül'den beri taktığım bir şarkı var; günde en az bir kez, bazı günler 5 kez falan dinliyorum; ve listede adı sanı yok. en barizi bu ama diğer verileri de bana göre gerçeği yansıtmıyor.
0
lil siztah
(03.12.25)
lil siztah +1. çalma sayılarını eklemişler. saymayı herhalde ekimde falan bırakıyorlar çünkü sadece kasım ayında en çok dinlediğim şarkılar, en çok dinlediklerim listesine rahatlıkla girebilecekken girememişler. e biraz ne anladım bu işten oluyor. bu sebeple nihai sonuçlar için last.fm bekleyenlerden olsam da şöyle:
Pink Floyd, sezen aksu, tracy chapman, Taylor swift, hazier şeklinde :D
+1
black holes in the sky
(03.12.25)
(6)

robot süpürge

OgutucuRecep
merhaba,1-alan var mı?2-alıp da keşke şu özelliğini alsaydım diyen var mı?18k kadar çıkabilirim bu ürün için. roborock s8 pro markası var şu an onu alcaktım vazgeçtim.belki daha iyi özelliklere sahip olan vardır diye.yoksa o ekstra özelliğe para vermeye de gerek yok şu model de iyi mi dersiniz.araşt
merhaba,

1-alan var mı?
2-alıp da keşke şu özelliğini alsaydım diyen var mı?

18k kadar çıkabilirim bu ürün için. roborock s8 pro markası var şu an onu alcaktım vazgeçtim.
belki daha iyi özelliklere sahip olan vardır diye.

yoksa o ekstra özelliğe para vermeye de gerek yok şu model de iyi mi dersiniz.

araştıran eden var mı sayın arkadaşlar
+1
OgutucuRecep
(29.11.25)
Almayan var mı?
Hali tanıma özelliği olmazsa olmaz. Bendekinde otomatik toz boşaltma, paspas yıkama vs var ama halı tanıtma manuel bir tek o eksik.

Bu robot sadece destek ana temizlik yine sizde olacak. 18-20 de iyi bir makina için normaldir herhalde. Gerçi ben 20ye almıştım şimdi 32 olmuş ama çok satan yok diye düşünüyorum.

Esas önemli olan yedek parça ve servis desteği.
0
artıküyeolmakistiyorum
(29.11.25)
alma
air fryr gibi bu da boş beleş bir let.çok hızlı eskiyip arıza yapıyor.bunun yaptığı temizlik değil yalanda bir toz alma olayı.
iyi bir dikey süpürge al derim.
shark markaları öneririm.kendinden temizleme kovası olanlardan.
+1
jamswety
(30.11.25)
1 evet
2 haritalı aldım ben çok memnunum istasyonlu Xiaomi nin
0
baldan kaymak
(30.11.25)
robot süpürge dünyanın en boş yatırımı. ömrü kısa 2 sene demeden verim düşüyor, batarya değişsede verim düşüyor. şarjlı süpürge almak daha mantıklısı.
+1
mikahakkinen
(30.11.25)
S7 kullanıyorum, s8 de onun bir gelişmişi sanırım. 5 yıldır tık demedi, deyim yerindeyse eşşek gibi kullanıyorum da yani. Her seferinde bez yıkamak ve toz boşaltmak sıkıntı ama onu haricinde halıyı görüp paspasıno kaldırmasından çok memnunum.
0
physcos physcos
(01.12.25)
çıktığında almıştım roborock s5.
çok severim kendisini. bataryası azalmıştı, internetten yenisini aldım bin lira civarıydı.
arada bir fırçalarını değiştiriyorum. hala ilk günkü gibi.
en son baktığımda 1000 saatten fazla çalışmıştı.

zaten aynı marka diye mi'nin bir ürününü yakınıma hediye olarak almıştım. (aynı değilmiş)
onlar çok memnun kalmadılar (wifi özelliği bozuldu, servis tamir edemedi falan)
haritalama, telefon kontrolü, zamanlama gibi özellikleri olmasa da otomatik gırgır gibi çalışıyor yetiyor.

iyi temizlik yapıyor ama her yere girmiyor, 70m2 evi ortalama 40 dk'da süpürüyor. yerde çorap halı püskülü falan bir şeyler varsa takılıyor, bazen bir odanın kapısını kapatıp içeride mahsur kalıyor falan.

o yüzden tek başına yetmez.
haftada bir-iki normal süpürge ile süpürürsünüz.
her gün sabah akşam da otomatik süpürtürsünüz. evde iki kedi olduğu için sabah akşam çalışıyordu ve her seferinde iyi hasılat topluyordu.
0
biseysorcaktim
(01.12.25)
(11)

-20 derece soğuk değildi diye hatırlıyorum

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
s.a. duyurunun erkekleri. bu sıcaklıklar dilediğimizde banyo yapmaya imkan vermese de elimizi cebimize koyup açık havada laklak yapabilecek, saatlerce kar küreyebilecek ve hasta olmayacak kadar rahattı diye hatırlıyorum, haksız mıyım?
s.a. duyurunun erkekleri. bu sıcaklıklar dilediğimizde banyo yapmaya imkan vermese de elimizi cebimize koyup açık havada laklak yapabilecek, saatlerce kar küreyebilecek ve hasta olmayacak kadar rahattı diye hatırlıyorum, haksız mıyım?
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(29.11.25)
Sadece erkekler mi yanıtlayabiliyor?
-20 derece havanın nemine ve rüzgarına göre dondurucu hissettirebilir. Dışarıda vakit geçirebilirsiniz ama bahsettiğiniz kadar rahat olan bir sıcaklık da değil. Saatlerce durursanız uyuşursunuz.
mesela erzurum'a gidince çok şaşırmıştım, insanlar -10 derecede kazakla geziyordu. en azından 9-10 dk mesafeler için kaban giymiyorlardı. sonra dediler ki buranın soğuğu kuru soğuktur, insanın ciğerine işlemez. gerçekten öyleydi, benim yaşadığım yerde 0 derecede bile öyle gezemezsin.
+1
alice in potatoland
(29.11.25)
-20 derecede saatlerce kar küreyip eli cebinde laklak yapacak bi delikanlı çıkacağını ben pek sanmıyorum, ancak üç dört katmanlı giysilerle kalın eldivenlerle bereyle falan bi derece yapılabilecek bir şey.
+1
kizil karga
(29.11.25)
Askerlik yaptığım yerde iki üç hafta hava böyle olurdu.
Telsizden anons geçerdi ''Mehmetçikleri dışarı çıkarmayın.'' diye , karları da beş on dakika dönüşümlü şekilde kürüyorduk.
+2
ketcapli dondurma
(29.11.25)
-2 belki olabilir hatırladığınız sıcaklık. -20 birazcık da rüzgarla öldürücü etkiye sahiptir.
+2
f02561
(29.11.25)
-20 hep soğuktur. kıyafetin düzgün değilse 0 altı hep dondurucu soğuktur.
+3
jelly bear
(29.11.25)
en son -20 derecede dışarda olduğumda sümüklerim donmuştu çıtır çıtır ediyordu burnumun içine batıyordu nefes alırken :D
+1
theseachange
(29.11.25)
-15 te bir saat filan dışarıda kaldım. İnanılmaz soğuktu. Sırt kaslarım kilitlendi. Bir ayda anca açıldı.
+1
rodeocu
(29.11.25)
-20nin normalimiz olduğu bir ülkeden bildiriyorum; düzgün ekipman giyince dışarıda gayet iyi vakit geçiriliyor. Ama öyle zaradan aldığın montla falan duramazsın. Şartlara uygun giyinince oluyor. Rüzgar olunca yüzümüz kızarıyor sadece. Ayrıca kar küremek hiç de güzel bir şey değil..

Bunun dışında -20 çok soğuk değil diyemeyiz yani mesela bazen ekipmanı arabada bırakmış oluyorum evden arabaya giden 3 dakikalık yolda titriyorum soğuktan.
Şu an hava -7 ve içlik + outdoor ile çıkmaya başladık.
+1
suicides underground
(29.11.25)
eksişehir'de -20 küsür gördüm diye hatırlıyorum.
çarşı merkezde bulunan termometre arızalı değilse gördüm bu değerleri. gerçi meteorolojinin sitesinden bakınca 2006 yılında -28'e yakın olmuş.

o sıcaklıkta iki mont giyiyordum, içlik giyiyordum ve yavaş nefes alıyordum.
hızlı nefes alınca ciğerlerim acıyordu. ama geceleyin saatlerce yürüdüğümüz oldu.

şimdilerde geceleyin 10-12 derece oluyor yaşadığım yer.
o zaman -20'lerde hissettiğime benzer bir nefes acısını burada da hissediyorum.
elbette -20 daha soğuktu ama hissettiğim sıcaklık arada 30 derece varmış gibi değil hiç.

sıcaklık tek başına bir parametre değil, nem de önemli bir etken.
ama hala sıcaklık ve nem dışında başka etkenlerin de olduğuna inanıyorum.
+1
biseysorcaktim
(30.11.25)
-20 tabii ki her zaman soğuk ama askerlik yaptığım yerde -25 civarlarında seyrederdi genelde, içlik, mont, bere geziliyordu, çok rahat değildi ama mesela İstanbul şartlarında -5 gibi falan hissediliyordu. Nem, rüzgar falan farkediyor. Bazen rüzgarlı -15 olurdu, çok daha kötü etkiliyordu.
+1
mbond
(30.11.25)
-20ler burda ortalama kis aylarindaki sicaklik. Uygun kiyafetle, -20 ruzgar yoksa cok problem degil.

Ruzgar varsa, ruzgar hizi saatte 20 km olsun, o zaman hissedilen -30 oluyor. Ruzgar hizi saatte 50 km olursa hissedilen sicaklik -35'lere dusuyor. Bu durumda acikta yer birakmamak gerekiyor. Burda frostbite dedigimiz durum genellikle bu sekilde olusuyor.

Saskatchewan'da her kis bir iki kez -40, -50 leri goruyor. Hayat duruyor.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(30.11.25)
(9)

Anneniz kaç yaşında ölürse normal karşılarsınız?

tahirkemalbozoglu
Daha doğrusu kaç yaşında vefat ederse kabul edilebilir olur sizin için?
Daha doğrusu kaç yaşında vefat ederse kabul edilebilir olur sizin için?
-4
tahirkemalbozoglu
(28.11.25)
300 milyon yaşında da ölse içim burulur.
+2
kizil karga
(28.11.25)
Yahu orası öyle tabi ama sormak istediğimi anla işte offff
0
🌸tahirkemalbozoglu
(28.11.25)
Abi her ölüm erken ölüm derler, yani ölen kişi anneyse ciddi söylüyorum 93 yaşında ölse mesela yine kabul edilebilir gibi olmaz sen de beni anla lütfen anne bu.
+1
kizil karga
(28.11.25)
87 ve üzeri sanırım. niye 85 değil bilemiyorum. 90 yaşlar istisnai zaten. o sebeple 87 sanırım. tabi dinç ve yatağa düşürecek bi hastalığı olmadığını varsayıyorum.

lisedeyken filan 65 yaş civarı ölenler için annem genç öldü derdi. ben de anne 65 diyosun neresi genç derdim. annem şu an 65 yaşında :/ haklıymış kadın.

ayrıca soru duygusal açıdan sorulmamış ki. normall karşılarım = eşittir üzülmem demek değil. toplumsal gerçeklik açısından düşündüm.
+2
elorelia
(28.11.25)
110.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.11.25)
anneannemin 100'e yakın yaşı.
yatalak değilse de bir kaç yıldır evde yalnız bırakılmıyor, hep yanında biri var. 3-4 yaşlarındaki bebeğe gösterdiğin ihtimamı gösteriyorsun.
90'a kadar yemek falan yapar, ev işlerini ufaktan götürebilirdi.
o zaman bile ölmek istiyordu.
kadın sürekli acı çekiyor, bazen ağlıyor. aklı çoğunlukla yerinde. acısı olmadığında neşeli, esprili bir insan ama "bugün de geberemedik" diye gün sonunda. bu kadar uzun zamandır uzatmaları oynuyor olmak onun için çok trajik.

anneannemi gören annem (ve kardeşleri) hiç uzun yaşamak istemiyorlar.
elden ayaktan düşmeden, sağlıklı şekilde ölmek istiyorlar.

keza baba tarafındaki büyükler de 90'lara geldiler.
onlar da yatalak değilseler de bir odadan diğerine geçince nefes nefese kalıyorlar.

aynısı onlar için de geçerli.
kişi sağlığını yitirip elden ayaktan düşünce artık ölmek ister.

80'lere gelince anneannem, babaannem, dedem için herkes artık vakti geldi gibi düşünmeye başlamıştı. sanırım sorunuzun cevabı için 80'ler derdim.
0
biseysorcaktim
(28.11.25)
anneannem 95 yaşında. ölürse genç öldü derim. çünkü hala çok dinç. maşallahı var.

hastalık, güçten düşme gibi bir şey olursa başka olabilir. Yani konu hayatını ne kadar rahat yaşadığı.
0
gabe h coud
(28.11.25)
kabul edilemeyecek yaş yok. kardeşim 26 yaşında vefat etti. üzüldük, çok sarsıldık ama kabulleniyor insan bir süre sonra. Allah sıralı ölüm nasip etsin derler, çocuklar annelerinden önce ölmesin yeter. evlat acısı, anne-baba acısından çok daha ağır.
+2
faberkastelli
(28.11.25)
Allah elden ayaktan düşürmeden kurtarsın herkesi.

Yaşı yok bence.
0
en bi orijinal
(28.11.25)
(9)

Bugün AI için ne yaptın?

croswell
çok sık kullanıyor musunuız? İşinize entegre ettiniz mi işinizi elinizden alacak mı? Öğreniyor musunuz yoksa chatgpt ile psikolojik sorunlarınızı dertleşip gemini'den görsel mi üretiyorsunuz sadece?
çok sık kullanıyor musunuız? İşinize entegre ettiniz mi işinizi elinizden alacak mı? Öğreniyor musunuz yoksa chatgpt ile psikolojik sorunlarınızı dertleşip gemini'den görsel mi üretiyorsunuz sadece?
0
croswell
(27.11.25)
işime entegre ettim
0
nolmus yani
(27.11.25)
Hem iş hem eğlence için kullanıyorum. Kendimi zombi ve goblin yaptım bir fotoğrafımda bugün, eğlence kısmı. Bir görseldeki metni okuyup Word dosyası olarak hazırlamasını istedim, iş kısmı. Ahım şahım şeyler değil, ama ciddi vakit ve emek tasarrufu sağlıyor iş konularında. ChatGPT ve CoPilot dışında ne var ne yok pek bakmıyordum. Şirkette giriş seviye bir eğitim aldık. Kullanabileceğim ne çok model varmış.
0
auroraaurora
(27.11.25)
ben claude ile seviyeli bir birlikteliğe sahibim.
gemine pek az kullanıyorum, kullanmıyorum sayılır.
chatgpt ile aram iyice soğudu, aklıma bile gelmiyor.

claude code'u kullanıyorum.
terminal uygulaması var. iterm2'yi de çalışma ortamıma göre dizayn ettim, yeni bir sekme açıp claude yazıyorum console'a, hemen işimi yaptırıyorum. artık nereye bakması gerektiğini de biliyor. bir süredir sıfırdan bir iş geliştirmek değil, varolan projeye bakım ve bugfix yapıyoruz. o yüzden çok işime yarıyor ve başarılı da.

claude kullanımımı biraz daha genişlettim.
mesela rar uzantılı bir dosya vardı, uygun bir program yoktu, rar uygulaması aramak yerine claude code'a söyledimi, açık kaynak kodlu basit bir rar app'i indir diye. indirdi.

300e yakın şarkı olan bir çok albüm vardı, isimlerinde (remastered) falan gibi bir sürü ifade vardı. grup adı - şarkı adı olsun isimleri, metatag'lerinde de böyle ifadeler yer almasın düzelt dedim. bir iki yanlış işlem yaptı önce, sonra hatasını farkedip düzeltti.

bunlara şarkı sözü ekle metatag'larına dedim, python ile bir fetcher yazdı, api'ye bağlandı, şarkı sözlerini indirdi ve teker teker ilgili dosyalara ekledi.

iş ve böyle işler için çok kullanıyorum claude code'u.
ama izin verirken dikkat, ben al sana tam yetki çalıştır kodu demiyorum çoğunlukla.
0
biseysorcaktim
(27.11.25)
Soru yazdırıyorum ama şimdilik işimi elimden alacak kadar yetenekli değil. Sürekli şunu şöyle yap, bunu böyle yap diye geri bildirim vermem gerekiyor. Yine de işimi kolaylaştırıyor. Onun dışında yemek tarifi de alıyorum sık sık.
0
sekizdokuzon
(27.11.25)
Hiç kullanmıyorum. Sadece bişeyler çevirmem gerektiğinde.
+2
gobekliraki
(27.11.25)
Ben sık kullanıyorum, gemini'ye güzel gem tanımlayınca çok başka bir boyuta geçiyor. Eğitim / hobi amaçlı kullanıyorum. Botanikçi gemim var mesela bitkinin fotosuna bakıp morfolojik tanımını yapıp, evrimsel geçmişine, ilginç anatomik detaylarına, endüstriyel, tıbbi, mutfak kullanımlarına falan değiniyor. Bunun gibi mineraloloji ve sedimantoloji gemi, taksonomi gemi, çeşitli tarihçi gemleri falan bir sürü şey var. Üniversite kurdum.

İşle alakalı çok işime yaramıyor, sadece gramer imla kontrolü yaptırıyorum bazen. Bir de okumaya vaktim olmayan makaleleri kitapları notebooklm'e atıyorum geceden, sabah podcast olarak dinliyorum yolda falan, çok ilgimi çeken olursa okuyorum, bu olay çok iyi.
+1
akhenaten
(27.11.25)
bugün şükran günü yemeği için pişirilecek yemekleri ve yancıları aşamalara göre planlamasını ve zamanlamasını istedim. her şey aynı anda hazır olacak şekilde listeledi.
0
eileengray
(27.11.25)
part time emlakcilik yapmaya basladim, listing hazirlarken isime yariyor.
yaptigim isleri elimden alma olasiligi sifir.
0
cooperr
(27.11.25)
Hiç kullanmıyorum. Sıfır. Tabii, hiç kullanmamayı marifet de saymıyorum. İhtiyaç duymuyorum sadece.
0
yadigar
(27.11.25)
(4)

Japon balığım fıçının içinden çıkmıyor

dolantindr
İyi akşamlar. Japon balığım iki gündür kırık fıçının içinden çıkmıyor. Fıçı dediğim yani akvaryum dekoru. Kahverengi alg için damla her zaman damlatıyorum, ondan olduğunu sanmıyorum ama havalar soğudu acaba su sıcaklığı kaynaklı mı bilemedim. yemek yemeye de çıkmıyor. Tıklıyorum cama hala fıçıda. Ya
İyi akşamlar. Japon balığım iki gündür kırık fıçının içinden çıkmıyor. Fıçı dediğim yani akvaryum dekoru. Kahverengi alg için damla her zaman damlatıyorum, ondan olduğunu sanmıyorum ama havalar soğudu acaba su sıcaklığı kaynaklı mı bilemedim. yemek yemeye de çıkmıyor. Tıklıyorum cama hala fıçıda. Yani oda ısısı 26 derecede su on derece daha düşük falan olur mu ki. bilmiyorum ya. ne yapsam? :/
+2
dolantindr
(25.11.25)
japon balığı üzeri buz kaplı suyun altında yaşıyor. yani soğuktan olduğunu sanmıyorum. oda 26 derece ise su birkaç derece farkla yaklaşık oda ısısında olur.
+1
orpheus
(25.11.25)
japon baligi akvaryum ideal sicakligi 20-21 derece. 15-16 derece suda hayvan konforlu degil, hatta dayanma isisinin da altinda. bu sebeple olabilir. su isiticiniz yok mu akvaryuumda?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.11.25)
sorunuz tam yanıtını bilmiorum ama akvaryum suyu oda sıcaklığından on derece düşük olmaz. bir kaç saat içinde odadaki sıcaklığa benzer hale gelir.
0
biseysorcaktim
(26.11.25)
Arkadaşlar sorunu buldum sanırım. Kahverengi alg için damla almıştım onu damlatıyordum, sanırım fazlası balıkları strese sokuyor. normalde 12 litre akvaryuma 5 damla damlatıyordum, şimdi iki damlaya düşürücem. su değişiminden sonra balıklar topladı kendini.
0
🌸dolantindr
(27.11.25)
(8)

Xiaomi box mı Next star mı almalıyım tv için?

Cesario
Mevcut akıllı Tv İnternette donma yapıyor Tv izlerken ve menü geçişi çok yavaş. LG Tv ve webos işletim sistemi.Box alayım diyorum. Xiaomi ve Next Star modelleri var. İkisinin de en son çıkan modeli xiaomi 3200 tl diğeri 1800 tl.Xiaomi donuyor, abartı falan yazan var ama Android sürümü 14, diğeri 12
Mevcut akıllı Tv İnternette donma yapıyor Tv izlerken ve menü geçişi çok yavaş. LG Tv ve webos işletim sistemi.

Box alayım diyorum. Xiaomi ve Next Star modelleri var. İkisinin de en son çıkan modeli xiaomi 3200 tl diğeri 1800 tl.

Xiaomi donuyor, abartı falan yazan var ama Android sürümü 14, diğeri 12 yazıyor İnternette.

Hangisini almalıyım kalite açısından?
0
Cesario
(25.11.25)
Mi Box kullanıcısı olarak birçok sorunda internette çözümler ve uygulamalara ulaşmak kolay o yüzden Mi Box diyebilirim.
0
murtiii
(25.11.25)
next e bakmadım ama izlediğiniz platformun lisansı var mı diye bakın. lisanssız cihazlar düşük çözünürlükte gösteriyor.
0
kisa
(25.11.25)
ben xiaomi kullanıyorum, donma olayıyla nadiren karşılaştım. o da app kaynaklıydı bence. mesela tivibu go 6 ay hediye etmişlerdi, kullanayım dedim ama film izlerken zart diye kapanırdı mesela. onun dışında amazon, netflix, disney+, youtube, iptv uygulamalarında çok sinir eden bir durumla karşılaşmadım. ha bazen şişmiştir bi yeniden başlatayım dediğim de olmadı değil.

next star kötü diyemem, hatta zamanında wi-fi + ethernet çıkışlısını aramıştım, bulsam ondan alacaktım.
0
Improbable
(25.11.25)
mibox'tan çok memnunum, iki farklı cihazda kullandım.
ama yaklaşık 2-3 sene içinde artık o da yetersiz gelmeye başlıyor. ya yazılımsal ya da malzeme kalitesi yüzünden biraz kasıyor, akıllı tv'nin dahili özellikleri kadar değilse de geç açılıyor. next'i bilmiyorum ama mibox 2-3 sene iyi sonrası meh.
0
biseysorcaktim
(25.11.25)
grimavi
(25.11.25)
mi stick kullandım, kısa bir süre sonra yavaşlama ve donmalar yaşamaya başladım.
Mi box aldım, bir seneye yakın zamandır yoğun kullanıyorum. henüz bir sorunla karşılaşmadım. Tavsiye ederim.
0
burfak
(25.11.25)
Nova 2 tavsiye ederim. İşlemcisi yeni nesil. incelemeler umut verici. micro sd, usb c, ethernet vs. var. eğer tasarım hatası nedeniyle uzun vadede ısınarak yanmazsa epey başarılı. (ki bu işlemcinin serin çalıştığını söylüyorlar) Bir iki senede cihazların performans sorunu vermesi ısınmaktan dolayı.

1 yıllık tv+ lı versiyonları 2300, hediyesiz versiyonları 1800 civarınaydı en son.

Kendim 3 senedir firestick 4kmax kullanıyorum. Performans olarak bir kaybı yok ama Amazon'un bazı kısıtlayıcı uygulamaları can sıkabilir.
0
iustitia omnibus
(25.11.25)
Ben mi box, kardeşim stick kullanıyor bi 3-5 senedir; şu her açılışta internete bağlanmak için tarih ayarı yapma zulmü dışında sorun yok. Donma, takılma falan yaşamıyoruz.
+1
lil siztah
(25.11.25)
(5)

kuduz haberi

WithWorth
https://eksisozluk.com/kuduzdan-olen-cocugun-son-goruntuleri--8048204şu videoyu atlatamadım.çocuğun kuduz olmasını anladım.acılar içerisinde can çekişerek ölmesini de anladım.ama rolü `hemşire` olan birinin su uzatması gereken son insana su uzatmasını anlayamıyorum.özellikle "biraz su içer misin" di
eksisozluk.com
şu videoyu atlatamadım.
çocuğun kuduz olmasını anladım.
acılar içerisinde can çekişerek ölmesini de anladım.
ama rolü hemşire olan birinin su uzatması gereken son insana su uzatmasını anlayamıyorum.
özellikle "biraz su içer misin" diyerek şefkatle(!) seslenmesini anlayamıyorum.
bu spesifik anın özenle videoya çekilmesini anlayamıyorum.
bunları anlayamıyorum ağabey.
biri anlatabilir mi ?
-2
WithWorth
(24.11.25)
Eğitim için çekilmiş bir video olmalı.
Daha sonra bir insanlık nasipsizi blurlamadan gereksizce servis etmiş gibi.

Ek: O nasipsizlik o videoyu paylaşan herkeste var tabii.
0
Mirket
(24.11.25)
Rastgele değildir, tıpla ilgili olanlar için çekilmiştir sanırım ama yine de yayılması hoş değil.
0
diyecevaplandı
(24.11.25)
eğitim amacıyla çekilmiştir. kuduzun son evresindeki su hassasiyetini başka türlü gösteremezlerdi. kaldı ki doktorluk hayatlarında kitaplarda okudukları böyle bir vakayı kaç kere görebilecekler.. böyle bir durumu kayıt altına almaktan daha doğal ne var.
hatta kamu spotu olarakta kullanılmalı. tedavisinin tek bir aşı kadar basit bir durumun ihmal edilince ne hallere sebep olduğu tüm topluma gösterilmeli özellikle de aşı karşıtlarına.
+1
my fault
(24.11.25)
Umarım sizler haklısınızdır ve ben yanılıyorumdur arkadaşlar. Ve internette halihazırda 10'larca örneği çekilmiş olan bir konuya yeni bir eğitim videosu çekilmiştir. Ülkedeki organize bir dehşet olan yenidoğan skandalı yada eksisozluk.com gibi henüz yılı dolmuş örnekler münferid olaylar olduğundan sağlık sektörünün kalitesine gölge düşürmemeli.
0
🌸WithWorth
(24.11.25)
twit altında yorumlar da vardı, bazı sağlıkçılar yazmışlardı.
kuduz vakasının tespitlerinden biri de su teklifiymiş.

vakayı teşhiş etmek / onaylamak ya da emin olmak adına bu test yapılırmış. öyle yazmış bir kaç sağlıkçı.
0
biseysorcaktim
(24.11.25)
(7)

Çamaşır yumuşatıcısı gerçekten işe yarıyor mu?

michael_knight
Vernel ve türevi çamaşır yumuşatıcıları gerçekten çamaşırları yumuşatıyor mu yoksa sadece koku mu veriyor?Sadece koku veren bir ürün neden yok piyasada?Siz kullanıyor musunuz?Yıllar önce internetteki neredeyse her bilginin doğru olduğu zamanlarda yumuşatıcının havluları sertleştirdiği ve zarar verdi
Vernel ve türevi çamaşır yumuşatıcıları gerçekten çamaşırları yumuşatıyor mu yoksa sadece koku mu veriyor?
Sadece koku veren bir ürün neden yok piyasada?

Siz kullanıyor musunuz?
Yıllar önce internetteki neredeyse her bilginin doğru olduğu zamanlarda yumuşatıcının havluları sertleştirdiği ve zarar verdiğini okumuştum, bilgisi olan var mı?
0
michael_knight
(19.11.25)
yumuşatıyor.
yumuşatıcı kullanmadan makineden çıkınca biraz sert oluyor, soğukta kurutulmuş da donmuş gibi. silkeleyip, hareket ettirince geçiyor aslında.

yumuşatıcı ile daha güzel bir hissiyat var.

ama ben kullanmıyorum ve hatta kullanamıyorum.
değil bir ölçek, bir iki damla ile yıkansa bile gözlerim kızarıyor ve yanıyor.
bende bu kadar etki gösterdiği için olsa gerek, sağlığa zararlı olduğuna inanıyorum.
+3
biseysorcaktim
(19.11.25)
yumuşatıcı uzun vadede çamaşırı yıpratıyor evet. bildiğim kadarıyla havluları sertleştirmiyor ama fazla yumuşattığı için sıvı emme kapasitelerini düşürüyor. bir de çamaşırın üzerinde kalıp durulanmıyor olması da kötü. çamaşırların yapay şekilde kokmasındansa temizlenmesi yeterli bence.

ekstra bir koku istersen rossmann'da falan çamaşır parfümü diye şeyler satılıyor, deterjana ek olarak kullanabiliyorsun.
+1
knight of cydonia
(19.11.25)
Bulunduğunuz bögede su çok kireçliyse, kalgon da kullanmıyorsanız, beyazlarınız gri ve tüm çamaşırlarınız kaskatı olur.

Yumuşatıcı bir yandan çamaşırı mahvederken diğer yandan da gerçekten yumuşatır.

Bizim bölge suyu haddinden fazladan da fazla kireçli olduğu için havlu ve yatak takımlarında yumuşatıcı kullanıyorum. Giysilerde asla.
0
Mirket
(19.11.25)
Yumuşatıcıya alerjisi olan bir arkadaşım var, yumuşatıcı yerine beyaz sirke kullanıyor.

Ben havluları diğer çamaşırlardan ayrı, yumuşatıcısız yıkıyorum. Asarak kurutunca kaskatı oluyor ama kurutma makinesinde kurutursam yumuşuyorlar. Diğer çamaşırlara da önerilen miktarın üçte biri kadar falan yumuşatıcı koyuyorum, yetiyor.
Kurutma makinesi için şöyle koku verici mendiller de var: www.rossmann.com.tr

Edit: @mirket'in cevabını görünce aklıma geldi, suyunuz kireçliyse deterjanla birlikte çamaşır sodası kullanın, calgon'dan çok daha ucuz ve çok işe yarıyor.
+1
kobuzchu kiz
(19.11.25)
gavurun sert su dediği kireçli suyu yumuşatmaya yarıyor olabilir. kireçli suyla daha yüksek sıcaklıklarda yıkama yapmak zorunda kalmak yerine daha düşük sıcaklıklarda benzer deterjan performansını alabilmek için kullanılıyor olabilir. benim bu konudaki spekülasyonum budur.
-1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.11.25)
lisede yumuşatıcı kullanmıyordum. ve kireçli olan bir yerdeydik. düz en baz çamaşır toz deterjanını kullanıyorduk. çamaşırlar kuruduğunda beton gibi oluyordu. kokunun yanı sıra bir miktar yumuşatma olayı var gibi. ama bence günümüzdeki sıvı deterjanlar böyle işlemiyordur.

ikincisi rossmanlarda falan sadece koku veren koku kapsülleri var. onları kullanabilirsiniz. minik toplar halinde böyle.
+1
sanal hayvan
(19.11.25)
Beyaz sirke kullanıyorum. Bir ara herkes birbirine bunu tavsiye ediyordu.
Pamukluları kurutucuya atmayınca her türlü sertleşiyor.
Parfümlü deterjanlar var. Unibaby'nin var mesela. Kokusu için alınabilir.
0
auroraaurora
(20.11.25)
(4)

Abd den usd gonderilecek nasil?

sonhakan
Wise Türkiye ye göndermiyor. Firma bir usd hesap no istiyor baska yontem var mi?
Wise Türkiye ye göndermiyor. Firma bir usd hesap no istiyor baska yontem var mi?
-1
sonhakan
(19.11.25)
her hangi bir bankadan usd hesap açabilirsiniz.

ama ortalama bir haftada gelir ve yaklaşık 20 dolar kesinti yapılır. süre ve kesintiler bankaya ve para miktarına göre değişebilir.
swift yapılmış olacak. banka swift kodu yanlış girilirse bir süre belki bir ay arada bir yerde kalır bilginize
+1
biseysorcaktim
(19.11.25)
Karşi taraf usd hesap no istiyor
0
🌸sonhakan
(19.11.25)
anlamadım son dediğinizi.
türkiye'deki bankanızda euro/dolar hatta başka döviz hesapları açabilirsiniz.
+2
biseysorcaktim
(19.11.25)
(bkz: cenoa)
0
hububrad
(19.11.25)
(14)

Aşk acısı

mermaidd
Biz kadınlar olarak daha çok aşk acısı çektiğimizi daha doğrusu bunu daha çok yansıttığımızı düşünüyorum. Siz erkekler de yoğun şekilde aşk acısı çekiyor musunuz? Duygularınızı özellikle belli etmemeye çalışıyor musunuz ve çalışıyorsanız ne yapıyorsunuz? Ve en merak ettiğim aylarca aşk acısı çeken v
Biz kadınlar olarak daha çok aşk acısı çektiğimizi daha doğrusu bunu daha çok yansıttığımızı düşünüyorum. Siz erkekler de yoğun şekilde aşk acısı çekiyor musunuz? Duygularınızı özellikle belli etmemeye çalışıyor musunuz ve çalışıyorsanız ne yapıyorsunuz? Ve en merak ettiğim aylarca aşk acısı çeken var mı?
0
mermaidd
(17.11.25)
4-5 yıl kadar aşk acısı çektim. güzel eski bir anı olarak kaldı şimdi... aklıma gelince tebessüm ediyorum. zaman her şeyin ilacı.
0
HellKeePer
(17.11.25)
Kadınlar bu konuda daha paylaşımcı, çevrelerine arkadaşlarına anlatıp bu süreci daha sağlıklı atlatıyor

Erkeklerin böyle bir sosyal etkileşimi yok, bunu kendi içlerinde yaşayıp tek başlarına çözmeye çalışınca daha zor atlatıyorlar

Atlatamayanları da youtube daki bazı şarkıların altlarındaki yorumlarda görebilirsin :)

Son aşk acım 2 ay yemeden içmeden kesilmeli geçmişti
+3
grimavi
(17.11.25)
Her ilişkiyi aşk zannetme saçmalığına inanmıyorum.
Kadınlar ilişkiye hangi gözle bakıyor bilmiyorum ama abarttıkları kesin.
Erkekler için ilişkinin yüzde doksanı seks gibi bir şey. Erkeklerin duygusal hezeyanlarına çok inanmayın.
-8
Cezcez
(17.11.25)
Nefes alamaz hale gelmiştim. Benim kadar aşk acısı çeken kadın tanımadım. Erkek tanıdım. Erkek aşk acısı çekmiyorsa zaten aşık olmamıştır. Eğlence, partner falan aramıştır.
+1
yadigar
(17.11.25)
aşk acısı çeken hiç kadın tanımadım.

aşkla ilgili şiirlere şarkılara bi bakın zaten %80’i erkeklerdir
+3
asap raki
(17.11.25)
Bu konuyu yıllar önce bir kadın arkadaşla konuşmuştuk.

Hemcinslerinin aşk acısı çekmediklerini, çünkü yeni bir dalı tutmadan eski dalı bırakmadıklarını erkeklerin ise yapısal olarak asla bir B planına ihtiyaç duymadıklarını, dolayısıyla aşk acısının erkeklere özgü bir şey olduğunu söylemişti.

İnandırıcı gelmiştir hep bana.
+2
Mirket
(17.11.25)
@mermaid
Aşk acısı çekmedim diye mi tik yok bana:/
-1
Cezcez
(17.11.25)
@cezcez aşk acısı çekmedin diye değil elbette. Yaptığın genellemeyi hoş bulmadım.
0
🌸mermaidd
(17.11.25)
Cinsiyetle alakali oldugunu dusunmuyorum belki iliski dinamigiyle alakalidir cok verici davranmak, iliskide buyuk hedefler koymak ve ona ulasamamanin acisi, aldatilmak vs ask acisini percinleyebilir. duygu yasayabildiginiz icin sukredeceginiz yerde hayiflaniyorsunuz siz de.
0
ala09
(17.11.25)
Aldatılmanın sonucu hayal kırıklığı, kandırılmışlık ve tiksintidir. Çok verici davranıp karşılık bulamamanın sonucu yıpranma ve önemsiz/değersiz hissetmedir, ilişkideki hedeflere ulaşamamanın neticesi de mağlubiyet/yenik düşme, mutsuzluktur. Yani @ala09’un bahsettiği dinamikler insanı üzgün, mutsuz ve depresif yapabilir.

Aşk acısı ise “onsuzluk”tur. Fazlası değil. O olmayınca, yerini acı alır.
+1
yadigar
(17.11.25)
@ala09 bu bahsettiklerinden dolayı aşk acısı çekene pek rastlamadım hayatımda. Ayrıca burada konu ne şükürsüzlük ne de hayıflanmak merak ettiğim bir şeyi danışmak istedim hepsi bu.
+1
🌸mermaidd
(17.11.25)
ben kahroluyorum ya. çünkü arkadaşlıklar ve hatta esnaf ile düzenli alışveriş neticesinde oluşan tanışıklık dahil bütün insan ilişkilerinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. hele ki romantik ilişkiler , deli gibi aşık olduğun bir insanla kurduğun bağ o kadar değerli ki. çok büyük özen gösterilmeyi hak ediyor.

ama çer çöp sebeplerle bu tesadüfi ve biricik eşleşmelerin öylece güme gittiğini, kaderlerin ayrı yollara savrulduğunu görmek beni çok ama çok üzüyor.
+1
loch ness
(17.11.25)
daha çok yansıtmak konusunda haklı olabilirsiniz ama erkeklerin aldığı darbe büyük bence çoğu zaman. bunda yine çoğunlukla kadının bitirmek istemesi, erkeğin devam etmek istemesi de olabilir. belki yanlış düşünüyorumdur ama bence çoğu kez kadınlar bitirir.

belki erkek ilk bir kaç hafta hatta bir kaç ay boyunca farketmiyor durumu.
ama mevsimler değişmeye başladığı gibi artık o kişinin hayatında olmama hali tüm ağırlığıyla çöküyor. "aylardır yok zaten, bak hayat devam ediyor. hatta her şey daha güzel artık. hem özgürsün hem de sürekli tetikte olmanı gerektiren bir durum yok. üstelik sen de ona iyi gelmiyordun belki. belki birbirinizi kötü ediyordunuz, bitmesi iyi oldu" diye düşünsen de ve bu düşüncelerin doğru olduğunu bilsen de, yine de acını hafifletmiyor.

kadınlarda durum daha farklı gibi geliyor bana.
dışarıdan bakınca çok etkilenmiş oluyorlar. kimisi yemekten kesiliyor, kimisi çok yiyor, kimi çok geziyor ya da alışveriş yapıyor. bir gün çok mutlu ertesi gün çok mutsuz. fiziksel değişiklikler yapıyor. bazen mutlu görünüyor, bazen mutsuz. ama bir kaç hafta sonra her şey yoluna giriyor.

erkek tarafı "ben şimdi ne b*k yicem, kavgalarımız manasızdı aslında, düzeltebilirdik" diye düşünürken kadın tarafı artık ona uzatılan yeni davetleri görmeye hatta yanıt vermeye başlıyor. aradan geçen aylarda artık alışkanlıklar da değişmiş, diğer kişiden pek fazla bir şey kalmamış oluyor.

"erkek kadından daha yoğun yaşar"ın sebebi belki de ilk cümlem, yazarken farkettim.
çoğunlukla ilişkiyi kadın bitirir çünkü zaten sorunlar vardır, bitirmek istemiştir, kavgalar edilmiş acılar çekilmiş kadın zaten ilişki içindeyken bir sürü dert çekmiştir. sonra ayrılık aşamasına gelinmiştir. kadın için planlı bir süreçken erkek için damdan düşer gibi olmuştur bu.
0
biseysorcaktim
(17.11.25)
@biseysorcaktim aslında haklısınız bir yerde okumuştum kadın ilişki içerisindeyken aylar evvel ayrılma kararı alır, kendi kafasında ayrılır ve o yas sürecini ilişki bitmeden yaşamaya başlarmış. Bundan dolayı ayrıldıktan sonra kadınlar ve erkekler olarak verdiğimiz tepkiler böyle gelişiyor sanırım.
0
🌸mermaidd
(17.11.25)
(14)

İstanbul'da en lezzetlisini nerede yediniz?

dilemma of subscribtionability
18 yıl sonra aynı duyurudan bir tane daha açmanın vakti geldi sanırım. (git: 6294)Kategoriler:Kebap (Adana/Urfa)Tavuk (Gerek şiş, gerek başka formda)Kanat (Yukarıdan ayrı kategori)HamburgerPideKuzu Şiş/Dana Şiş/Çöp Şiş vs.DönerKendi adıma bir iki döner tavsiyesi ile başlayayım.Döner: Dönerci Engin/Ş
18 yıl sonra aynı duyurudan bir tane daha açmanın vakti geldi sanırım. (git: 6294)

Kategoriler:
Kebap (Adana/Urfa)
Tavuk (Gerek şiş, gerek başka formda)
Kanat (Yukarıdan ayrı kategori)
Hamburger
Pide
Kuzu Şiş/Dana Şiş/Çöp Şiş vs.
Döner

Kendi adıma bir iki döner tavsiyesi ile başlayayım.
Döner: Dönerci Engin/Şişhane, Dönerci Hacı Osman/Mercan

Yazmayan bir kategori varsa, tavsiye edebilirsiniz yine de tabii ki. Mesela "Biryani: Ali Baba Büfe/Taksim" gibi...

Afiyet olsun.

Edit: Cevaplarını silme adeti olan duyuruculardan ricam, ya 3-4 gün silmeyin ya da silmeden aynı metni bana mesaj atın. Toplu halde liste oluşturacağım çünkü 4 gün sonra.
+3
dilemma of subscribtionability
(16.11.25)
zevkler ve renkler tartışılmaz diyerek yazayım kendiminkileri
döner: karadeniz döner
kabap: emin baba
0
renegade
(16.11.25)
Büryan: Kulu Büryan / Bağcılar
0
hakmut
(16.11.25)
adana kebap: sembol ocakbaşı ataşehir
hamburger: biber burger beşiktaş
döner: metet döner
0
asap raki
(17.11.25)
pide: şakir usta kasımpaşa
buryan: uğur buryan avratpazarı
kebap: baran et mangal avratpazarı
lahmacun: yeşilköy taş fırın
0
fyodor fyodorovic
(17.11.25)
en iyi challah: padoca bakery
en iyi rakı-balık: sur balık veya kıyı
en iyi sandviç: şimdilik guido’s diyeyim
en iyi ezme: bebek badem ezmesi
en iyi döner: karadeniz (beşiktaş çarşı)
en iyi vegan: bi nevi deli
en iyi smash burger: supernormal burger
en iyi bagel: türkiye’de yok
0
eileengray
(17.11.25)
adana kebap: adana il sınırı
döner: karadeniz +1
balık: kahraman, kıyı, azur, uskumru
hamburger: biber +1
ciğer: sürmeli kebap kozyatağı (daha bilindik ve havalı yerler var ama en iyisini burda yedim)
Köfte: Köfteci şükrü bostancı (piyaz ve ciğerle birlikte)
Brasserie: Neni
Streetfood: Basta
0
awlmi
(17.11.25)
Patlıcan Kebabı: Asiller Kebap/Bakırköy
0
yadigar
(17.11.25)
Pide: Haçapuri, Kadıköy Belediyesi'nin orada.
maps.app.goo.gl
0
kobuzchu kiz
(17.11.25)
En iyi simit: Fırın Anatolia Ekşi Mayalı
En iyi ekmek: Fırın Anatolia Karakılçık Ekmeği + Nicel Bakes Cevizli Ekşi Maya
En iyi meze: Tarihi Safranbolu
En iyi kuruyemiş: Koz Kuruyemiş
0
silverleaf
(17.11.25)
en iyi döner: bayramoğlu
en iyi hamburger: nusret
büryan: siirt erçelik (özellikle bu enfesti)
0
sabenburak
(17.11.25)
favoriye atmaya calistim fakat favorilerimde cikmiyor (bug var sanirim), takip icin cevap birakiyorum
+1
mirafiori
(17.11.25)
et şiş'te açık ara yediğim en iyi yer mangal keyfi, istiklal'in arka sokağında, taksim camisi yakınlarında.
0
biseysorcaktim
(17.11.25)
Pideban Sarıyer sahil.
0
gabe h coud
(17.11.25)
kokoreç: maps.app.goo.gl
0
late viper
(17.11.25)
(8)

Medeni ayrılık

Civil.leo
Böyle bir şey var mı? Çok istesemde hiç başaramadım, başaramadık. Kavga olmasa bile kırgınlık oluyor. Arkadaş kalınamıyor.Sizin ayrılıklarınız nasıl oluyor
Böyle bir şey var mı? Çok istesemde hiç başaramadım, başaramadık. Kavga olmasa bile kırgınlık oluyor. Arkadaş kalınamıyor.

Sizin ayrılıklarınız nasıl oluyor
0
Civil.leo
(15.11.25)
Daha önce sevdiğin ve yakınlaştığın insanla ben çok "medenice" ayrılınabileceğini düşünmüyorum. Bu demek değildir ki çok büyük kavgalar edilsin ama sevdiğin insanın seni kıran, inciten kişi haline dönüşmesinden sonra ayrılık yaşıyorsun. Haliyle de kırgınlıklar oluyor. Çok büyük kavgalar etmesem de ayrıldığım kişiyi asla görmek istemediğim durumlar oldu. Uzun lafın kısası bende hiç medenice ayrılamadım. Arkadaş da kalmak istemedim.
+2
mermaidd
(15.11.25)
Var böyle bir şey. Yıllardır bayramda seyranda mesajlaşırız. Mesleğiyle ilgili bir sorunum olduğunda ilk aklıma gelen kişidir. Çok severim kendisini. Saygı duyarım ve bunu bilir.

Mümkün yani.

Bu her yerden silme, engelleme, zamanelere özgü bence.
0
Mirket
(15.11.25)
Kişiler medeni olsa bile ilişki dinamiği farklı bir şey. İlişki içinde çarpışan egolar var çoğu zaman. Bu çatışmadan sıyrılıp medeni tarafa evrilinebiliyorsa zaten o zaman ayrılık diye de bir şeye gerek kalmıyor, çünkü iletişim yolu o kanaldan tekrar açılıyor. Ama medeni olmanın ötesinde ilişkide karşılıklı çatışma ve ego savaşı var. İlişkiler göründüğünden çok karmaşık. Beyin iyi gördüğü bir şeyden neden ayrılmak istesin ki, buna medeni tutum da dahil. Dolayısıyla beyin ayrılmak istediği kişiyi, kendi sağlığı açısından da tamamen silme kalıbına uydurmaya meyillidir. Ha dediğinizi başaranlar vardır ama bu herkes için olacak bir şey değil.
0
dolantindr
(16.11.25)
Hepsiyle medeni şekilde ayrıldık. Kırgınlıklar, anlaşmazlıklar oldu tabii, bundan bitti zaten. Sevgililik ve arkadaşlığı birbirinden iyi ayırabildiğimi düşünüyorum.
Sadece son ikisiyle iletişimimiz devam ediyor.
0
onyx
(16.11.25)
ilişkinin yoğunluğuna göre.

ben çok yaşadım. hala arkadaşız ama öyle sürekli görüşme olmuyor tabi.
0
gurur
(16.11.25)
Bu şekilde bitiren biri olarak elbette mümkün diyorum. Kişinin mizacına ve ilişkinin ne sebeple bittiğine bağlı bence bu.
0
Kediyi üzdün
(21.11.25)
biz ayrıldık.
bir süre görüşmedik, sonra ihtiyaç olunca beni aradı, sonra konuşmaya başladık.
arkadaş gibiydik biraz. sonra yeniden başlayan çift gibi ya da flört gibi olduk.
tekrar başlasak mı diye kısık sesle sorduk birbirimize, ama ayrı olduğumuz halde sık sık tartışıyoruz. sevgiliyken çözülmeyen sorunlar vites düşürdüğümüzde de çözülmedi.

önceki cevapların hepsi arkadaş kalabildik demiş ama bu durum yaygınmış gibi bir izlenim olmasın. medenice bitebilir ilişki bunda şaşılacak şey yok ama bittikten sonra arkadaş kalma olayının yaygın olduğunu düşünmüyorum.
+2
biseysorcaktim
(21.11.25)
@biseysorcaktim +100

Herkes kırıp dökerek, düşmanca davranarak ayrılmak zorunda değil elbette; ama karşı tarafı severken gerçekten arkadaş kalabilmek bence sanılandan çok daha zor -şu an bunu bizzat da deneyimliyorum. Burada kalabildiğini söyleyenler, demek ki sınırlarını net çizebiliyorlar.
0
ruzgarr
(21.11.25)
(16)

2010 öncesinde kumpirci var mıydı

Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
yoksa lokmacılar gibi güncelleme sonrası mı spawnlandılar
yoksa lokmacılar gibi güncelleme sonrası mı spawnlandılar
-2
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(14.11.25)
2000 öncesi vardı. 90'larda Sirkeci'de yerdik. "Asıl Ortaköy'de yiyicen" derlerdi. Galleria'da da vardı o yıllarda. Muhtemelen 80'ler öncesi de vardır.
+5
yadigar
(14.11.25)
kumpir 90 larin basinda ortaya cikti. ilk ciktigi yer de ortakoy. o yuzden orasi kumpirci dolu.
+2
nuevo
(14.11.25)
Lambada çıkıp patladığı sıralar (sanırım 89) atakule'nin bodrum katında, kule çıkış asansörünün orada kumpirci vardı. Kumpir denen şeyi orada gördük, hayatımızın ilk kumpirini orada yedik.

Lambada patladığında atakule'deki kasetçiden aldığımız lambada kasedi benim kafamdaki en net işaret.
+3
kibritsuyu
(14.11.25)
bakırköy - osmanlı kumpir.
dün gibi aklımda
+1
kornisch
(14.11.25)
İlk kumpiri 91 de Ortaköyde yedim. Öncesini bilmiyorum
+1
kisa
(15.11.25)
ben de soruya kaynak yapayım: 20-30 sene önce yediğiniz kumpirler de günümüzdekiler gibi salam, sosis, ketçap mayanoz gibi şeyler içeriyorlar mıydı yoksa daha yenilebilir ve tercih edilebilir türden miydi?
+1
biseysorcaktim
(15.11.25)
90'larda capitol'den ortaköy'e her yerde kumpir yedigimi hatirliyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
90'larda da kumpir vardı.
Sıcak patatesin içine önce kaşar peyniri, sonra Rus salatası konurdu. Daha sonrası isteğe bağlıydı. Turşu, salam, sosis vs.
Öğrencilerin yoğun olduğu bölgelerde, dükkanlarda, hijyenik olarak yapılırdı.
+2
pro9it9is9
(15.11.25)
80’lerin sonu 90’ların başında çıkmış olmalı. Eskiden merak edip araştırmıştım.

Aklımda kaldığı kadarıyla ingilterede bunu görüp bize uygun hale getirip yapıyor bir dükkan ve sonra yayılıyor. Hatta o dükkanın adı mı kumpirdi ona emin değilim. O dükkan “kumpiri biz icat ettik” gibi bir yazı yazmıştı dükkana.
+1
michael_knight
(15.11.25)
Sene 2001 görgüsüz kuzenim kumpir yiyelim diye tutturmuştu. Ben de küçüğüm neymiş bu kumpir diye merak edip takılmıştım peşine Ankara’da Sakarya caddesinde yemiştik, bu da böyle bir anımdır.
0
ekimoloji
(15.11.25)
90'larin basinda patladi kumpir isi.
+1
cooperr
(15.11.25)
90'larda vardı, ortaköy o zaman da merkeziydi bu işin, kumpir piyasası ortaköy'de şekillenirdi... ama başka yerlerde de yediğimi hatırlarım.

80'lerde yoktu ama, belki late 80's olabilir 1988-1989 gibi. ama hatırlamıyorum.

bu arada bazı yörelerde haşlanmış patatese gumpiri derler
gumpiri=kumpir
+1
exlibris
(15.11.25)
91-92 yılı olmalı benim de kumpirle ilk tanışmam, Çiçek Pasajı’nın orada bir kumpirciye giderdik, o zamanlar Ortaköy’de daha az kumpirci vardı, sonradan popüler olup böyle yan yana dizildiler, kısır, amerikan salatası, mantar, turşu falan hep vardı, belki sonradan artmıştır çeşitler. O yıllarda kumpir yeni çıkmış popüler bir yiyecekken, evinden pek de çıkmayan yaşlı annanem kumpir ister misiniz demişti, nereden duymuş diye çok şaşırmıştım, meğer eski bir ifade imiş kumpir, evde fırında patates yapmaktan bahsediyormuş.
+3
(15.11.25)
2004'te ortaköy'de kumpir yerdik bugünkü gibi çöp değildi
+1
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
bence 90'larda daha populerdi. ben de en son o zaman yedim.
+2
Sour
(15.11.25)
İlk kumpirimi 89da gemlik-kumla da yemiştim. 90larda bayağı popülerdi.
+1
duster
(15.11.25)
(6)

Aracıma taksi çarptı

messina123
Aracıma taksi çarptı. Taksici elinde telefonla görüntülü konuşuyordu bana çarptığında. Yasal olarak yapabileceğim bir şey var mı? Fiziksel olarak görünürde 1 tane çizik var ama elemana aşırı kuruldum. Özür dilemek bir yana kameram var demesem camı bile açmayıp gidecekti.https://x.com/mertkwk/status/
Aracıma taksi çarptı. Taksici elinde telefonla görüntülü konuşuyordu bana çarptığında. Yasal olarak yapabileceğim bir şey var mı? Fiziksel olarak görünürde 1 tane çizik var ama elemana aşırı kuruldum. Özür dilemek bir yana kameram var demesem camı bile açmayıp gidecekti.

x.com
0
messina123
(14.11.25)
Böyle şeyler hele ki istanbul trafiğinde gayet olağan ya çok da takma bence.

Ben de 3 gün önce koca mercedes'i arkadan gümlettim telefonla oynarken :)

indik baktık bir hasar yoktu tokalaşıp devam ettik.
-12
msb
(14.11.25)
ankara'da benzer bir şey yaşadım geçen sene, taksici ile. özürü geçtim üstüne bir de küfür etti. polis ile falan uğraşasım gelmediğinden orman kanunları ile çözmek zorunda kaldım.
+2
hold the door
(14.11.25)
bunda bir şey yok ya.
taksici belki gerçekten farketmedi bile.
çizik önceden vardır belki.
taksici vurdu kaçtı diye ayar olmuşsunuz ama vurmalık vurmalık bir durum yok. kaçtı diyebilirsiniz belki.

taksicinin sorumsuzluğu insanı çileden çıkarıyor tabi, sinirlenmekte haklısınız ama uğraşmaya değecek bir şey değil.
+3
biseysorcaktim
(14.11.25)
bisey yok yaw oynat devam.
nezaketen ozur dilese iyi olurmus o kadar.
+3
cooperr
(14.11.25)
Bunda bir şey yok . Çok düşünmeyin.
+2
diyecevaplandı
(14.11.25)
Ben dururken arkamdaki bundan daha sert bir şekilde telefona bakmaktan bana çarptı; dörtlüyü yakıp araçtan inmesem “bişey yok ki” modunda takılacaktı. Mecbur inip özür diledi ben de ok dedim yolumuza devam ettik; hasar yoktu zaten ama çarpıp gidene de hiçbir şey olmadı diye ses etmeyecek değilim elbette.
Sizin durumunuzda da bence taksici alkollü bile olabilir çünkü defalarca kornaya basmanıza rağmen kaydırıyor, bana normal gelmedi. Ben ne olursa olsun karşı tarafın ehliyetinin fotoğrafını çekiyorum hemen. Şu saatten sonra bir şey yapmaya gerek yok ama bir dahakine nolur nolmaz mutlaka ehliyet fotoğrafını çekin kafanıza yatmazsa olay yerinden ayrılmayıp trafik polisini arayın.
+1
titanic kemancısı
(15.11.25)
(17)

Zehirlenen gurbetçiler neden?

michael_knight
Zehirlenen gurbetçiler lokum, midye, kumpir yemişler ya. Ama bu satıcılardan yiyen onlarca insan daha olmalı. Zehirlenmelerinin sebebi bu yediklerinin arasındaki bir etkileşim mi? Bayat balık ve sütü birlikte yediğimizde zehirleyeceği söylenen etkileşim gibi bir şey mi?
Zehirlenen gurbetçiler lokum, midye, kumpir yemişler ya.
Ama bu satıcılardan yiyen onlarca insan daha olmalı.
Zehirlenmelerinin sebebi bu yediklerinin arasındaki bir etkileşim mi? Bayat balık ve sütü birlikte yediğimizde zehirleyeceği söylenen etkileşim gibi bir şey mi?
0
michael_knight
(14.11.25)
muhtemelen birbiriyle bir etkileşime girdiler vücutta zehir oluştu. yada ailede olan bir bakteri ile etkileşime girdi. yoksa hepsi birden zehirlenmesi normal değil.
-2
gercekdunya
(14.11.25)
Haberi görmemiştim şimdi baktım. Yine bu sene kumpirden zehirlenen bir aile yok muydu izmirde yanlış hatırlamıyorsam? Aynı kumpirciden başka zehirlenen yoktu sanki o gün. Salmonella bakterisi anlık bulaşmış olabilir belki hazırlama esnasında. Ya da midyecide aldıkları midyeler güneş altında kaldı ve bakteri üretti vs bilemeyiz.

Ayrıca yoğurt ve balık zehirlemez. Bayat balık zehirler. Yoğurt yemenin konuyla bir alakası yok
0
nundu
(14.11.25)
@nundu işte sadece midyelerde sorun olsa sonuçta o midyeciden o gün belki 40 kişi daha yemiştir ama onlara bir şey olmadı veya en azından ölmediler.
+2
🌸michael_knight
(14.11.25)
bana hiç mantıklı gelmedi ya sadece o ailenin etkilenmiş olması. okay zararlıdır pistir kötü şartlarda yapılmıştır yedikleri midye ve kumpir ama, bu kadar ölümcül olup sadece onları etkilemesi çok tuhaf olurdu. kesinlikle daha önce yedikleri bir şeyden falan etkileşime girince toksik bi durum olmuştur
0
chanandler bong
(14.11.25)
"o midyeciden o gün belki 40 kişi daha yemiştir ama onlara bir şey olmadı"

bir hindistan belgeseli izliyordum. ingiliz bir adam hindistan'in sehirden uzak ama turistik sayilabilecek bir yerinde, bir sarayin bahcesinde akan suyu insanlarin avuc avuc ictiklerini gördü. dini bir inancmis. saglik getiriyormus. adam, ben icmeyecegim sadece agzimi calkalayacagim, dedi. adami ucakla ingiltere'ye götürdüler. az daha ölüyordu. toparlanmasi aylar sürdü.
hindistanli hayatina normal devam ediyor ama elin ingiliz'i 4 ay hastanede yatiyor.

o 40 kisi türkiye'de yasiyor, bu aile almanya'da. sebep bu olabilir.
+9
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.11.25)
Öyle bir mantık yok. En azından yemekten zehirlenmemişlerdir başkaları zehirlenmedi değil. Zehirlenmek için belli bir seviye gerekiyor. Daha önce yemedikleri bir şey, bağışıklık sistemlerinin düşük olması, bir çok etken olabilir.
+1
gabe h coud
(14.11.25)
bir entry'de gördüm, babanın ifadesine göre hepsi farklı şeyler yemişler.
kumpir yememişler hatta söylenene göre.
haberler çelişkili ve eksik.

"anne çiğdem böcek de polise yaptığı açıklamada ortaköy'de midyeyi altmış yaşlarında, kır saçlı bir seyyar satıcıdan satın aldıklarını belirtti. kumpircilerin olduğu sokakta kadın çalışanların bulunduğu, ahşap oturaklı bir işletmede eşinin ve oğlunun kokoreç, kendisinin tavuk tantuni, kızının ise sucuk ekmek yediğini söyledi. çiğdem böcek'in de hastanedeyken entübe edildiği öğrenildi."

bahsi geçen ahşap oturaklı işletmede hep beraber oturup farklı şeyler yemişler.
sonrasında bir lokumcudan lokum alıp yemişler. hepsinin yediği ortak şey bu.

eksisozluk.com

kumpir dükkanı sahibi, midyeci ve lokumcu gözaltına alınmış.

ölenlere rahmet ve babaya baş sağlığı ve şifalar dilerim ancak yenilen şeyler midye, kokoreç, tavuk döner... aklı başında olup da istanbul'da yaşayan çoğu kişinin yemediği ya da yerken tereddüt edip sadece güvendiği yerden yediği şeyler bunlar. bilmediğin yerde yenecek şeyler değil.
0
biseysorcaktim
(14.11.25)
açıkçası ben de merakla takip ediyorum bu durumu. benim de ilk aklıma gelenlerden biri yukarıda bahsedilen hindistan örneği oldu fakat gene de 4 kişilik ailenin tüm bireylerini de 2 günde direkt ölüme nasıl bir şey götürmüş olabilir anlayamadım.

herkesten farklı farklı iddialar çıkıyor kimisi kumpir yemediler diyor, kimisi midye yemediler diyor kimisi de biri kumpir yedi biri midye yedi hepsi aynı şeyleri yemediler diyor.
+1
denizgonen
(14.11.25)
rasgele bi restoranda yemek yiyoruz eşimin karnı ağrıyor mahvoluyor bana bişey olmuyor. Kötü yağ bile kimini etkiliyor yani.

Bakteri yükü falan da ilk çocukları etkiliyor yetişkinlere pek bir şey olmuyor sanırım. Yani yiyen herkes zehirlenir gibi bi şey yok.
0
nhk ni youkosu
(14.11.25)
Aynı yemeği yiyen kişilerden sadece bazılarının zehirlenmesi için gayet makul bir senaryo var. Dünden kalan midyelerin üzerine taze olanlar eklenirse piyango kime çıkarsa o zehirlenir. Böyle bir şey evinizde de olabilir. Eski yumurtalarla tazeleri ayrı tutmazsanız bir noktada araya karışmış 3 aylık bir yumurta bile olabilir.
* Birlikte yenmesi halinde zehirlenmeye yol açtığı ispatlanmış bir gıda kombinasyonu yok. Olsaydı zaten bugüne kadar çoktan araştırılıp ortaya konmuş olurdu.
+3
mikro patlama
(14.11.25)
2 yaşındaki çocuğun yediği aynı tabaktan bende yedim zehirlendim(böyle ölümcül değil tabide), biraz bünye ile alakalı ama birazda yiyeceğin onlara gelen kısmı sorunlu olabilir üste eski mal alta yeni mal koymuş olabilirler.
+1
eja
(14.11.25)
saçma sapan her şeyi yemişler üstüne 2 ve 6 yaşındaki çocuklarına da yedirmişler. Muhtemelen de yanlış tedavi uygulandı.
0
croswell
(14.11.25)
Her vücut ayrı tepki verir. Özellikle midye zaten civadan dolayı riskli. Patates içine konan bir sürü meze var ve açıkta duruyor. Vücudun tepkisi önemli örneğin ben trüf mantarlı mayonezden zehirlenmişken, yan masadakiler bir şey olmaması gibi.
0
mikahakkinen
(14.11.25)
dünyada
salmonella, delidana vs yayginlasiyor,
disaridan birsey yemeyin,

tavuk,yumurta,yesillik gibi birseyden gecmistir.
0
designer
(14.11.25)
Hangi mekan acaba?
0
rabitelli
(14.11.25)
Bu üzücü olay bizim 4 kişilik ailemizin dışarıda yediği içtiği maceraları hatırlatıyor. Babam ve abimin mideleri çöp öğütücüsü gibidir. Annem ve ben içtiğimiz suyun markasını değiştirsek üç gün diyare (ishal) oluruz. Annem ve ben şehir değiştirdiğimizde bile birkaç günümüz sancılı geçer. İnsan şehir değiştirdiğinde ishal olabilir mi? Ben oluyorum. Hem de öyle otobüsle şehir değiştirmekten bahsetmiyorum. Uçakla 1 saatlik Ankara-İstanbul yolculuğundan sonra ishal olurum. Geçen yaz Büyükada’da denizden mikrop kapıp az daha ölüyordum. Kolpaçino filmindeki ayin sahnesi gibi günler geçirdim o mikrop sebebiyle. Crp değerim haftalarca 800-900’den aşağı düşmedi. Aynı yerde benimle denize giren kız arkadaşım ise birkaç gün hasta yatıp sonrasında sapasağlam oldu. Bünye meselesi kısaca. Vücudun kendini koruma mekanizmasının sağlamlığı ile ilgili biraz da.
+1
ulukayin
(14.11.25)
anne 3 yaşındaki çocuğuna midye yedirmez. çocuklara kumpir yedirse birkaç kaşık dışında kumpir de yemezler ve çocuklar kumpirdeki ıvır zıvırları sevmez. otel odası incelenmiş mi, odada zararlı bir şey var mıymış bunlar paylaşılmadı hiç.
+2
deartheodosia
(14.11.25)
(4)

Yakin zamanda kredi çektiniz mi?

tahirkemalbozoglu
Çektiyseniz hangi banka, ne kadarlik, kaç ay vadeli ve oran neydi ? Teşekkür ederim.
Çektiyseniz hangi banka, ne kadarlik, kaç ay vadeli ve oran neydi ? Teşekkür ederim.
0
tahirkemalbozoglu
(13.11.25)
Akbank
4,19
6 ay
+2
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
Akbank 3.29 12 ay.
0
gabe h coud
(13.11.25)
4 ay önce akbanktan çektim %3.78 oranla 18 ay taksitli
0
Noname19848484
(13.11.25)
türkiye şartları gözönünde bulundurunca yakın zaman denilmeyebilir gerçi, 4 ay kadar önce çektim.

getirfinans,
3.5 faiz
9 ay

en uygunu oydu bankalar ve kullandığım finansal araçlar arasında
şuan 3.99 civarında

krediye ihtiyaç duyuyorsunuz 250 civarına kadar bir ihtiyacınız varsa bankalar dışındaki finansal araçları bir araştırın.
0
biseysorcaktim
(14.11.25)
(4)

twitterdaki grok korkutucu değil mi

plastic_angel
yani verdiği cevabın tam olarak istenen bilgileri içermesi, cevap verme uslubu, turkçeyi kullanışı vs şu ana kadar hiçbir llm'de karşılaşmadım. hatta grokun kendi sitesindeki bot bile bu denli cevap veremiyor. haksız mıyım
yani verdiği cevabın tam olarak istenen bilgileri içermesi, cevap verme uslubu, turkçeyi kullanışı vs şu ana kadar hiçbir llm'de karşılaşmadım. hatta grokun kendi sitesindeki bot bile bu denli cevap veremiyor. haksız mıyım
0
plastic_angel
(12.11.25)
Korkacak sebep arıyorsunuz herhalde. İnternette fazlasiyla Türkçe kaynak var, şimdiki yapay zekalarda metin işleme moturu olduğu için gayet normal.
+2
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
ChatGPT ücretli versiyonu da fena. Artık çok değişti. Mühendislik sorularını atıyorum, eskiden mantığını güzel açıklardı ama çözmeye çalışınca batırırdı. Şu an tek seferde doğru cevabı buluyor. Anlamadığım yeri o kadar iyi açıklıyor ki.

Geçen raspberry pi da elektronik devre kurdum. Kod kısmı kaldı, chatgptye sorayım dedim bi. 120 satır kod yazdı, ve ilginci: çalıştı! Resmen tek seferde hiçte basit olmayan algoritmaları yazdı. Elbette eksik şeyleri vardı ama bir iki tane değişimdi sadece.

Zaten derslere gittiğim yok, anlamadığım yer olunca chargptye soruyorum. Hocaya gerek kalmadı resmen. Ofis saatleri falan bomboş gereksiz şeyler oldu artık.

Dahası, artık sözel derslere bile gitmeme gerek yok. Critical reading diye ingilizce okuma dersi alıyorum, derste kısa öykülerden tartışmalar dönüyor, sınavda bunla ilgili yorumlar yapıyoruz.

Derste sesli kayıt alıyorum, ses kaydını notebooklm’e atıyorum. Bana derste konuşanları özetle, önemli yerleri söyle diyerek rapor çıkartıyorum. Daha sonra, hoca bunlardan yorum sorusu soruyor, bana muhtemel sorular ve cevapları hazırlar mısın diyorum. Müthiş iş çıkarıyor.

Resmen öğrenciliğin anlamı kalmadı.
+4
substituent
(12.11.25)
ben tezimi yazarken hocayla bir kod paketi bulmuştuk, sonuca ulaşıyoruz ama kodun ne olduğunu anlamıyoruz. kodu olduğu gibi attım, adım adım o kadar güzel açıkladı ki ağzım açık kaldı. tezin kodu açıkladığı bölümünü yazdı yani direkt.
0
asap raki
(12.11.25)
grok teknik manada hakkettiği değeri görmüyor bence.
özellikle de twitter'daki bota çok aptalca sorular geliyor. çok daha iyi amaçla kullanılabilir aslında.

sizin sorunuza benzer bir şeyi claude'a sormuştum grok hakkında.
"teknik manada çok başarılı değil mi, neden hakettiği değeri görmüyor" dedim. o da cevaben "o kadar da abartma ya, tamam iyi hoş da ben (claude) ya da chatgpt gibi, ekstra bir fazlası yok" dedi. "avantajı twitter'i kullanması ama o da avantaj mı dezavantaj mı tartışılır, zaten sağ eğilimli ve bu konu kendisi de kabul ediyor" dedi. twitter'i kullanması avantaj. sağ eğilimli olması dezavantaj görülebilir ama bunu açıkça ifade ediyor kendisi, gizli saklı bir manipülasyonu yok. chathgpt en sinsileri.

kendisinin sohbetini beğeniyorum ben. twitler'de tatmin edici cevaplar da görüyorum grok tarafından verilen.

ben claude pro kullanıcısıyım. genelde claude code'a kendi işimi yaptırıyorum bir kaç aydır. ne yapması gerektiğini söylüyorum, o yapıyor. ufak tefek müdahaleler ve düzeltmeler yapıyorum sadece. her gün hala şaşırıyorum yeteneklerine.

ben ai ve hayatımızın normali olmuş diğer teknik gelişmelere şaşırmayı bırakmayı bırakmayı düşünmüyorum.
0
biseysorcaktim
(13.11.25)
(21)

Duyuruya her gün giriyor musunuz

pembediken
Sb
Sb
0
pembediken
(12.11.25)
Her gün bir çok defa.
İnstagram gibi arada dönüp baktığım bir yer haline geldi benim için
+4
kisa
(12.11.25)
Günde birkaç defa. İnternet büyük bir çöplüğe döndüğü için bakacak çok yer kalmadı. Sözlüğe bu kadar girmiyorum.
+2
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
evet
+1
lemmiwinks
(12.11.25)
Evet maalesef, diger sosyal medya platformlarinda uzaklasmaya calisirken burayi aliskanlik haline getirdim. Makul olmayan siklikta gelip bakiyorum.
+1
mbond
(12.11.25)
Günde iki defa.
Sabah ve akşam aç karnına
+3
etna
(12.11.25)
Yıllar önce her gün birkaç defa giriyordum, her seferinde de yeni bir hareket oluyordu. Ama güncel olarak artık ne zaman aklıma gelirse sıklığında.
0
nwnd
(12.11.25)
mumkun oldukca evet, hatta soyle soyleyeyim: girdigim tek turkce site eksiduyuru. :))
0
arakaali
(12.11.25)
evet
0
sweetoffice
(12.11.25)
Hafta içi günde bir girip hızlıca cevaplayıp kaçıyorum. Hafta sonu değişiyor.
0
gabe h coud
(12.11.25)
haftasonu haric evet
0
cooperr
(12.11.25)
evet günde birkaç defa
0
black holes in the sky
(12.11.25)
dışarıda olmadığım hemen her akşam diyebilirim ki bu da %96 gibi bir şey oluyor.
0
late viper
(12.11.25)
Evet, daha çok telefondan giriyorum Twitter’da gündemi tükettikten sonra bakarım buraya da sık sık.
0
Dağcı
(12.11.25)
Evet.
0
diyecevaplandı
(12.11.25)
evet, her akşam mutlaka girerim. günde 1 net ama iş yerinde zaman olursa da bakıyorum.
0
MtKrt
(12.11.25)
Hayir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
Evet.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
günde bir kaç kez çoğu zaman, bir kaç dakika.
arada bir girmediğim olsa da çoğunlukla giriyorum.
0
biseysorcaktim
(13.11.25)
haftaiçi neredeyse her gün. haftasonu arada bir.
0
inheritance
(13.11.25)
Her gün birkaç kez +1
0
peki madem
(13.11.25)
birkaç ay önce her gün onlarca kez giriyordum. Şimdi gün içinde aklıma gelince giriyorum. Bazen hiç girmediğim de oluyor
0
nundu
(13.11.25)
(10)

Para faize konulur mu

adwokat
Eldeki 1 milyonu 10-12 aylığına bekletmeniz gerekiyor. Faize mi koyarsınzı altına mı? Yoksa alternatifler mi?
Eldeki 1 milyonu 10-12 aylığına bekletmeniz gerekiyor. Faize mi koyarsınzı altına mı? Yoksa alternatifler mi?
0
adwokat
(11.11.25)
Faiz.
+1
HellKeePer
(11.11.25)
faiz bir düşüş eğrisine giriyor ve her geçen ay getirisi düşecek. Risk algınıza bağlı sorunun cevabı.

Yatırımlık bir paraysa sepet yapmak mantıklı. Emanet ve telafisi mümkün değilse faiz mantıklı.
-1
biravekahve
(11.11.25)
bugün gelen bir parayı ben olsam döviz alır öyle vadeliye koyarım. tl vadeli bitti bu yıl sonu itibari ile.
altın almak da mantıklı.
-5
erty_ksk
(11.11.25)
10-12 ay kisa donem, o yuzden yatirim yapilmaz. Ya doviz ya faiz ya da yarim/yarim
0
hot potato
(11.11.25)
Sepet yap. Sepet içindeki enstrümanları ve oranlarını da risk algına göre belirle.
0
Mirket
(11.11.25)
faiz garanti. onun disindaki her yatirimda kayip riski var altin ve doviz de dahil.

1 sene sonra bozduracagini biliyorsan faiz mantikli.
+2
antikadimag
(11.11.25)
Faiz demek enflasyon demektir. Ve her zaman enflasyon faizden yuksektir bu ulkede.
-5
die fetten jahre sind vorbei
(11.11.25)
en yüksek getiri veren para piyasası fonuna
+1
gurur
(12.11.25)
chat gpt ye sor ocak 2024 te 500 binle dolar alıp fona koysan ve 500 bini faize koysan doların faizi %3-4-5 aralığında atıyorum tl faizi %40+ bandında diyecek, 24te dolar çok artmadığı için tl bazda anca %10-20 arası artmış gibi oluyor

faizide sürekli kovala, her banka hoşgeldin faizi diye yuksek faiz veriyor, 1 banaka 1 ay yuksek verip 2.ay hemen çok düşük faiz veriyor sürekli paranı taşı ki yuksek faiz alasın.
0
eja
(12.11.25)
gidecek yeri olan para ile yatırım yapmak riskli.
10-12 ay diyorsunuz yani seneye bu zamanlar.
belki ev alacak, belki arabayı değiştireceksiniz, belki birine olan borcunuzu ödeyeceksiniz ama sonuçta bir planızın var.

döviz al, altın al, hisse al muhtemelen bunların hepsi faizden iyidir ama zaman koşulu gelince durum değişiyor. seneye bu zamanlarda belki de elinizdeki hisseler düşecek, altın ya da dövizin yükselmesi ise belirsiz bir zaman alacak. bilemezsiniz ki.

bu yüzden bankadan bankaya taşımalı faiz diyorum.

10-12 ay dediğiniz zaman dilimi biraz daha esneyebilme ihtimali varsa, planınız tam kesin değilse, belki o zaman gelince bu para lazım olmaz diyorsanız; dövize çevirip yabancı hisse alırdım ben olsam.
0
biseysorcaktim
(12.11.25)
(13)

İstanbul'u yürüyorum, ciddi ciddi

silverleaf
Duyuru sakinleri, her sene günlük adım ortalamamı en az 10 bin adım yapmaya çalışırken bu sene kafayı kırarak bunu en az 15 bin adıma çekmeye çalışıyorum. Bunun için de İstanbul'u yürüyorum sokak sokak, semt semt. Şu an tek endişem bunun bir sağlık problemine yol açıp açmayacağı? Kadınlarda orta yaş
Duyuru sakinleri, her sene günlük adım ortalamamı en az 10 bin adım yapmaya çalışırken bu sene kafayı kırarak bunu en az 15 bin adıma çekmeye çalışıyorum. Bunun için de İstanbul'u yürüyorum sokak sokak, semt semt. Şu an tek endişem bunun bir sağlık problemine yol açıp açmayacağı? Kadınlarda orta yaşlarda osteoporoz oluşturduğuna dair bir şeyler okudum ama emin değilim. Annem dizlerine zarar veriyorsun diyor. Bunlar geçerli şeyler midir? Yürümekten zarar gören oldu mu hiç?
0
silverleaf
(11.11.25)
Yürümek kemik sağlığı için faydalı. Direnç egzersizi kabul ediliyor yanlış hatırlamıyorsam.
Osteoporoz yaşla değil, menopozda estradiolün düşmesi ile ilgili.
Günde 7.500 civarı adım atmak öneriliyor. Fazlasının zararı olur mu, bilmiyorum maalesef.
+1
auroraaurora
(11.11.25)
Amaç önemli. Amaç ne? Kilo vermek mi? Çok sağlıklı olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Eklemler zorlanır.
-1
arbre
(11.11.25)
15 bin adımın zarar vereceğini sanmıyorum. altı ustu 10 km falan yapar. kaç yaşında insanlar yarı maraton vs. koşuyorlar. iyi bir ayakkabı ile yuruyorsanız bir şey olmaz gibi geldi bana. aksine faydalı olur.
+1
fyodor fyodorovic
(11.11.25)
@arbre Amaç kilo vermek değil, çok kilolu bir insan değilim. Hareket halinde olmaktan ve yeni bir şeyler keşfetmekten genel olarak çok mutlu oluyorum, amaç da bu aslında.
+1
🌸silverleaf
(11.11.25)
Burada sanırım Kaleci söylemişti böyle bir duyuruda, genel sağlık için 6000-7000 arası adım ideal, üstüne çıkmak sağlığa ekstra bir katkı vermiyor, 10 bin adım olayı da Japonların bi reklam senaryosu ile ortaya çıkmış bir şey bilimsel bir geçerliliği yok.
0
kizil karga
(11.11.25)
70 yaşında anam geçen italyaya gitti, günlük ortalama yürüdüğü adım 20-25 bin adım.
sana ban bişey olmaz.
yürü
0
erty_ksk
(11.11.25)
Mutlu oluyorsan yürü tabii.
Ama iyi bir yürüyüş ayakkabın, ayakkabıyla uyumlu ve ter emen çorapların olsun. Kıyafet seçimin de teri dışarı atan cinsten ve mevsim şartlarına uygun olmalı.
Bir akıllı saat veya bilekliğin yoksa edinsen, nabzını 90'larda tutsan ama aralarda ikişer üçer dakikalık nabız atakları yapacak şekilde koşsan, hatta interval çalışma neymiş, nasıl yapılırmış diye birkaç bişeyler okusan ve uygulasan, dönüşte yorgunluk durumuna göre 5-20 dakika arası bir streching mobility çalışması yapsan, bunun için de youtube'dan istifade etsen, inan tadından yenmezdi.
Ancak bu merak, ev, iş, okul, medeni hal değişimi, çoluk çocuğa karışma vs nedenle bir gün geçtiğinde, aldığın kaloriyi antrenman kalorisi miktarında paldır küldür azaltmadığın taktirde, bu durumun sana göbüş olarak, basen olarak karkısı olacağını da bilmelisin.
0
Mirket
(11.11.25)
Ayakkabın iyiyse bir şey olmaz.
0
ketcapli dondurma
(11.11.25)
Çok iyi yapıyorsun, devam et böyle, ben bunu Avrupa'yı gezerken her zaman yaparım, günde 20 km yürürüm, İstanbul'da da eskiden yapardım ama İst'da artık yapınca sinir katsayım fırlıyor.
0
blue rebel motorcycle club
(12.11.25)
koşmak, ağır kaldırmak gibi şeyler eklemlere en fazla yük bindiren şeyler ama bunları bile yıllarca düzenli yaptığınızda olumsuz etkisi görülebiliyor o etki de kişiden kişiye değişiyor tabi. yürümek bunların yanında çok daha masum. günlük 15k adım da biraz abartı geldi. özel bir amacınız yoksa sırf 15k'ya ulaşmak için kendinizi çok zorlamayın derim ben ama zorlanmadan yürüyorum diyorsanız sorun olmaz. sadece vücudunuzu dinlemeyi ihmal etmeyin.
+1
semaforo de medianoche
(12.11.25)
3 yıllık mesafe ortalamam 6.3 km günlük. dizlerim, bacaklarım cillop gibi. devam bence.

ama arada dinlenme yapmak şart.
0
lüzumsuz adam
(12.11.25)
yürüyüş diyince aklıma sören kierkegaard gelir . sözlüğe geçen senelerde eklediğim bir alıntısını iletiyorum

(git:eksisozluk.com)
0
devilone
(12.11.25)
hiç bir mahsuru olmaz.
ayağınızda iyi bir spor ayakkabı olsun yeter.

dize zarar verir durumu bayırlardan kaynaklı. istanbul'da çok yokuş var. özellikle yokuşlardan inerken dize ekstra güç uygulanıyor. bir de sert zeminde koşmanın dize zararı var, o yüzden parklardaki koşu yerleri yumuşak zemin oluyor.

10bin adım muhabbeti zamanında adım sayar satmak için atılmış.
şimdi 8bin adım yeterli diyorlar mesela.
ama siz onbeş adım'la mutlu oluyorsanız öyle yapın. yokuş ve koşmak konusu dışında yürümenin zararı olmaz ama şahsi fikrim her gün illa yapıcam diye kasmamak, arada bir aksadığı olur muhakkak. aksadı diye ritminizi bozmayın, aradaki boşluklarla beraber güzel bir rutin.

bir de sık sık şu ve benzeri videoları görüyorum.
ilginizi çeker belki
www.youtube.com

yürümenin yararları > yürümenin potansiyel zararları
0
biseysorcaktim
(12.11.25)
(21)

uzun yolda surus yaparken biri yaninizda uyusa uyuz olur musunuz?

buenosdias
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
-2
buenosdias
(11.11.25)
Arabayı kullanmayan kişi neden uyumasın ki. Arabayı kullanan uyumayacak. Bunun için uyuz olunmaz. Uyuz oluyorsa kullanmasın arabayı.
-1
rock n roll
(11.11.25)
Yoo hiçte olmuyor. Hatta herkes uyuyunca kulaklığımı takıp öyle müzik dinlemeye devam ediyorum.
-2
substituent
(11.11.25)
Ben uzun yolda uyumayı tercih etmem. Yolu yaşamak isterim çünkü deşarj oluyorum uzun yolculuklarda ama şoför ben olsam ve araçtaki diğer kişiler uyusa asla rahatsız olmam aksine muhabbet etme gereksinimim olmadığı için daha rahat şekilde araç kullanırım.
Çok rahatsız oluyorsa tek başına yolculuk yapsın arabaya başka birini almasın.
0
mermaidd
(11.11.25)
arabada 2 kişiysek ben olsam uyumam ve uyunmasını da istemem. özel şoförüm değil ya da ben kimsenin özel şoförü değilim. sohbet ederek daha hızlı geçer zaman.
+2
art cat chocolate
(11.11.25)
olmam. esim hep uyur uzun yolda. hatta kisa yolda bile uyur. ben muzigimi dinler takilirim.
+1
lemmiwinks
(11.11.25)
rahatsız olmam aksine kesinlikle daha rahat olurum. onlar tedirginlikle yola bakınca rahatsız oluyorum. herkes uyuyunca istediğim gibi gidebiliyorum.
+1
gercekdunya
(11.11.25)
bu soru adamına göre değişir, yorgun bi şoförün yanında hayvanlık yapıp horluya horluya uyunmaz
+2
nahtoderfahrung
(11.11.25)
Ben uyursa sevinirim. Uyusun güzel güzel.
Edit: ya uzun yola çıkacağım kişi zaten eşim dostumdur. Uyusun tabi. Kendimi şoför gibi hissetmem.
0
kisa
(11.11.25)
Bana güvendiği için hoşuma gider.
-1
arbre
(11.11.25)
süren ben değilsem uzun uyuyuşlar yapmamaya çalışırım. şoför de zamanla yorulur, gözü dalar, uyur vs gibi bi durum olmasın onu da daha dinç tutayım diye.
sürücü bensem öyle fosur fosur saatlerce uyunmasını istemem çünkü aynı şekilde ben o kadar fazla sessizlikte uykum geliyo. ama yani bikaç saat uyunuyosa o kadar da olur insanlık.
0
chanandler bong
(11.11.25)
cok stresli bir durum yoksa, mesela asiri yagmur yagiyor, goz gozu gormuyor sis mis, hic rahatsiz olmam. ama bu bahsettigim halde arkadasim uyumustu, baya horluyordu, o zaman hakkaten bi yoldas istemistim yani elbette surmeyen kisinin yapacagi bir sey yok ama iste insan bi yaninda iki laf edecek 'ay ne kotu hava, goz gozu gormuyor' vs. diyecek birini ariyor sanirim. bir de iki kisi de yorgunsa/uykusuzsa, (elbette ideal olan hic yola cikmamak ama cikildiysa) yanindaki kisi prensip olarak uyunmamali, yoldaslik boyle bir sey yani, surucuye de yardimci olmak lazim konusarak, yemek vererek vs.
+1
kassiopeia
(11.11.25)
esim, annem, babam falansa hayir. ama mesela sehirlerarasi bir yere gidicez, komsum benim gidecegimi biliyor, gitmemi bekliyor ki otobüse para vermesin, sonra yanima gelip 4 saatlik yolun 4 saatinde uyuyor. bu düpedüz eseklik. kimsenin özel soförü degilsin sonucta. zibaracaksan bin otobüse git.

yanimda uyunmasi uykumu getirir. bircok kisi icin de böyledir. uzun yolda soförün yaninda kendim de uyumam. esim ya da babam olsa bile uyumam. bir an gözü dalsa ikimiz de gideriz.

ayrica araba sürerken kulaklikla müzik dinleyen adamin arabasina bana milyon dolar verseniz binmem. millet bir de bunun yaninda uyuyor. canini yolda bulmus millet. neler okuyorum böyle.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Araba kullanırken biri uyuyorsa uyuz olanlar oruç tutarken biri yemek yiyorsa sinir krizi geçirenler hep aynı modeller.
-6
kizil karga
(11.11.25)
Uyumam ve uyutmam.
0
Mirket
(11.11.25)
yol boyunca uyanık kalmasına gerek yok, arada bir uyuyabilir.
ama arada bir kısmı önemli.

başkasının arabasında hiç uyumadım. uyumam. ayıbı ayrı, tehlikesi ayrı.
uzun yol ve dönüşümlü sürmemiz gerekiyorsa birazcık kestirdiğim olur.
0
biseysorcaktim
(11.11.25)
Valla ben ne kadar uykum gelse de uyumamaya hatta sohbetle ya da müzikle arabayı kullananı da uyanık tutmaya çalışıyorum. Bu bence şoför koltuğunun yanında oturanın co-pilot olarak otomatik görevi. Burada oturan uyusa bile arkada olsam da uyanık kalıp şoförün de uyanık kalabildiğinden emin olmaya çaışıyorum.
+1
Amaranta ursula
(11.11.25)
bilerek gaz-fren yapiyor kismi en kotu kismi bence. onceden bir beklentin olabilir ve yanindaki kisi uyudu diye rahatsiz olabilirsin (kim olduguna ve duruma bagli olarak), fakat gaz-fren yapmak cok cocukca.

dedigim gibi, kisi ve durum burada onemli.
0
Sour
(11.11.25)
şoför iyi insan değil, ya da ergen bir arkadaş.
0
ebabil curnatasi
(11.11.25)
ben kullanıyorsam uykum yoksa milletin uyuması işime geliyor daha rahat kullanıyorum. eğer uykum varsa uyumalarını istemem.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
Uyuz olmak demeyelim. İstemem, izin vermem.
Ön koltukta oturan kişinin uyumasını istemem. Arka koltuktakiler uyuyabilir. Öndeki arka koltuğa geçip uyuyabilir ön koltuk boş kalabilir.
Ama ön koltuktakinin uyuması uykumu getiriyor.
Önceden söylerim ama bunu, sonradan gaz fren veya uyuzluk yaparak değil.
0
michael_knight
(12.11.25)
benim hanim uzun yolda genelde uyur. beni hic etkilemez.
kamyoncu ruhluyum, rekorum sadece benzin icin durarak 18 saat.
yanimda biri olsun olmasin ben yola bakarim.
0
cooperr
(12.11.25)
(22)

İstanbul'da "Mutlaka gör" diyeceğiniz cami

yadigar
Gerek mimarisi, gerek iç tasarımı, süslemeleri, gerek tarihi özelliği, gerek manzarası, gerek imamı/müezzini, gerek bahçesi, gerek havası, hissi, sebep farketmeksizin, "görmelisin" dediğiniz cami/camiler hangileridir?Dediğim gibi sebep dinî de olabilir, turistik de, başka türlü de olabilir, hiç fark
Gerek mimarisi, gerek iç tasarımı, süslemeleri, gerek tarihi özelliği, gerek manzarası, gerek imamı/müezzini, gerek bahçesi, gerek havası, hissi, sebep farketmeksizin, "görmelisin" dediğiniz cami/camiler hangileridir?

Dediğim gibi sebep dinî de olabilir, turistik de, başka türlü de olabilir, hiç fark etmez. Tarihî de olabilir, modern de, bildiğimiz semt camii de olur. Sınırlama yok. Önerileriniz nelerdir?
+1
yadigar
(11.11.25)
Altunizade - ilahiyat camisi
Büyükçekmece tarafında adını unuttuğum yer altında olan cami. (Google hemen söyler)
+1
kisa
(11.11.25)
merhaba, sinan’ın çıraklık ve kalfalık diye adlandırdığı eserlerini görebilirsiniz. şehzade camii’ne gidip sonra süleymaniye’ye geçince cami mimarisindeki fil ayaklarının nasıl hafifleştiğini ve mekanın bütünleştiğini görebilirsiniz (ustalık eseri için edirne’ye gitmek gerekiyor). süleymaniye’de sadece camii’ye değil, dükkanlarla birlikte bütün bir kompleksi gezmelisiniz. avluda bazı kolonlar devşirme (spolia), onlar da ilginizi çekebilir.

insan ölçeğine olan yakınlığı ve denizle olan ilişkisi için de üsküdar’daki şemsi ahmet paşa camii’sine gidebilirsiniz. tatlı ve kompakt bir sinan eseridir. halk arasında kuşkonmaz olarak bilinir.

kariye vb. camiiye çevrilen bizans yapıları her zaman gezilmeli (bence ayasofya tekrar camii yapılmamalıydı bu arada).

emre arolat’ın sancaklar camiisine gitmelisiniz. topografyayla bütünleşen bir yaklaşımı var. güncel bir yorum.

barok dönemi görmek için de nuru osmaniye görülebilir.

(agnostiğim)
+6
eileengray
(11.11.25)
Hah sancaklar camii evet adını hatırlayamadığım
0
kisa
(11.11.25)
Ortaköy
0
osssy
(11.11.25)
Süleymaniye Camii mutlaka görülmeli. Özellikli ikindi akşam arasında bahçesinde zaman geçirmek aşırı huzurlu, hem caminin içi hem de bulunduğu konum mükemmel gerçekten.
0
hayalhayal
(11.11.25)
pertevniyal valide sultan camii
0
deartheodosia
(11.11.25)
Büyük piyalepaşa, molla zeyrek.
0
Bruce
(11.11.25)
kuşkonmaz cami
0
gercekdunya
(11.11.25)
Kanyon AVM'nin karşısındaki camiiye (Barbaros Hayrettin Paşa Camii) gidebilirsiniz. Hem yeni yapıldı hem bence mimari ve peyzaj açısından çok güzel bir camii.
0
elektr10
(11.11.25)
cami gurmeleri bilir burayı sadece o yüzden en üste yazıyorum: rüstem paşa
ayasofya esintili: kılıç ali paşa
kadırga: sokullu mehmet paşa
edirnekapı mihrimah sultan

bir de arkadaşın yukarda yazdığı büyükçekmecedeki sancaktar camii modern mimari olarak.

son ek: bahçe ve manzara olarak asla değeri bilinmeyen fener: yavuz sultan selim
+1
bay b
(11.11.25)
hiç görmediyseniz camilerin en ikoniği olanları ziyaret edin. hem birbirine yakınlar
1- süleymaniye
2- sultanahmet
3- ayasofya

anadolu yakasında karacaahmet meazrlığı içinde şakirin camii var. orası da farklı bir mimariye sahip küçük bir cami

bir de yalı cami tavsiyesi vereyim kuzguncuk-beylerbeyi arasında üryanizade camii, çok küçük bir cami ama huzurlu.
0
exlibris
(11.11.25)
Pertevniyal Valide Sultan Camii +1
süleymaniye falan onlar klasik zaten söylemiyorum onları.
0
matilda
(11.11.25)
istanbulun tam ortasında şehzade cami benim favorim . bahçesinde eski osmanlı mezarları ve bir tarihi ağaç var .

Mimar Sinan'ın, Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle yaptığı hesaplamalar neticesinde yerini tespit ettiği rivayet edilen Şehzadebaşı Camisi avlusunun köşesindeki yeşil sütun, 470 yıldır eski İstanbul'un merkezi olarak biliniyor...


Şehzade Camii (Şehzade Mehmet Camii ya da Şehzadebaşı Camii olarak da bilinir), İstanbul'un Fatih ilçesinde yer alan ve Mimar Sinan tarafından yapılan cami, I. Süleyman tarafından Saruhan Sancak Beyi iken 1543'te 22 yaşında ölen oğlu Mehmed adına yaptırılmıştır. Camiyi 1543-1548 yılları arasında Mimar Sinan'a yaptırttı. Mimar Sinan'ın "çıraklık eserimdir" dediği camidir.[kaynak belirtilmeli]

18,42 metrelik kubbesi 4 büyük yarım kubbeye yaslanır. Şadırvan avlusu 12 sütunda 16 kubbelidir. İkişer şerefeli çift minaresi vardır. İmaret ve medrese, tabhane, türbeler cami bahçesinde ve arka sokaktadır. Caminin dış duvarında Emine Hanım Çeşmesi bulunur.

Şehzade türbesinin içi rengârenk çinilerle doludur. Ortadaki sandukada Şehzade Mehmed, sağında Şehzade Cihangir yatar, solunda Hümaşah Sultan. Şehzade türbesinin sol tarafında Rüstem Paşa'nın türbesi bulunur. Diğer şehzade türbeleri Vefa tarafındadır. Dış avluda Destari Mustafa Paşa'nın türbesi vardır.


Dönemin kudretli padişahı Kanuni Sultan Süleyman oğlu şehzade Mehmet için dönemin zirve isimlerinden Mimar Sinan'dan bir cami yapmasını ve bu mabedin İstanbul’un tam orta noktasında olmasını emreder... O yıllarda İstanbul sadece Suriçi’nden oluştuğu için, şehrin ölçülebilir fizikî bir gövdesi mevcuttur. Mimarbaşı Sinan tarafından birtakım detaylı hesaplamalardan sonra, Suriçi’nin “geometrik ağırlık noktası” milimi milimine tespit edilir. Bu yöntem,karmaşık alanlı levhaların “G” noktasının bulunması prensibinden yola çıkılarak hesaplanmıştır.

Sıra yekpare, parlak yeşil granit silindirik bir sütunun dikilmesine gelmiştir. Bu taş aynı zamanda kıble yönünü işaret eder.
0
devilone
(11.11.25)
kayire müzesini çok severdim.
müze olmadan önce de kilise idi, şimdi cami yapıldı. görmeye değer.

zeyrek camisini de beğenirim.
0
biseysorcaktim
(11.11.25)
çok önemli olanlar yazılmış zaten, iki tane de ben ekleyeyim.

Cihangir Camii -istanbul'un pek göremeyeceğiniz bir manzarasını da görürsünüz-
nusretiye camii
0
fyodor fyodorovic
(11.11.25)
Yıldız Hamidiye nasıl yazılmaz?! Şok oldum. Yıldız Hamidiye sadece cami olarak değil, iç tasarım olarak görüp görebileceğiniz en güzel yerlerden birisi...
+1
silverleaf
(11.11.25)
Süleymaniye, Şehzade, Rüstempaşa, Nuruosmaniye çok kişi tarafından yazılmış zaten, yine bir Sinan eseri olan Kazasker İvaz Efendi Camii diyeceğim, çinileri ile ünlü.
0
(12.11.25)
ortakoy +1
kucuk ama sevimli
lokasyonu inanilmaz
0
cooperr
(12.11.25)
yukarıdakiler dışında ben de tavsiyelerimi yazayım, bulunsun.
ambiyans olarak balat civarında gül camii var. aslı kilise olan diğer camiler gibi bunun da çok ulvi bir havası var. mimari olarak da güzel olan ve yine eski bir kilise olan kalenderhane camii var vefa'da. ortaköy'de alarko holding binasının karşısında yalı camilerimizden defterdar ibrahim paşa camii var. küçük, ahşap, tatlı, gizli saklı bir cami. manzarası güzeller arasında düşünülebilir. nuruosmaniye'den bahsedilmiş. aynı dolaylarda çorlulu ali paşa camii ve atik ali paşa camii de var. gitmişken görülebilir.
ramazan'da hatimli teravih için kâbe imamları ile yarışan fahrettin paşa camii var başakşehir'de. ramazan'da kıraatler olağanüstü. bir de kapalıçarşı cevahir bedesteni (iç bedesten) mescidinin bir üst katı var ki, İstanbul'un en mistik hissettiren yerlerinden biri olabilir.
0
dilemma of subscribtionability
(14.11.25)
Boğaz hattındaki bütün camiler çok güzel

Anadolu yakasında Vaniköy cami- önündeki banklarla sabah namazında enfes bir istanbul manzarası verir.
Aynı şekilde kuleli askeri lisesi önündeki camii de sabah namazında çok güzeldir.

Manevi anlamda eyüp sultan’ı severim. Ramazanda gece 2-3 gibi gidip sabah namazına kadar sessizliğinde oturur kendimi dinlerim.
0
love and trust
(01.12.25)
Yine boğaz hattı emirgan cami
0
love and trust
(01.12.25)
Kendi çapında bir cami gurmesi (sanat tarihçisi) olarak tavsiyem, cami gezicekseniz sabah namazında gezin. O saatlerde istanbula tekrar ve tekrar aşık olacaksınız.
+1
love and trust
(01.12.25)
(5)

sosyal medya yorumlarindaki tuhaflik

buenosdias
son zamanlarda dikkatimi çeken bişi var. siyadi, toplumsal olaylarla ilgili paylaşılan video, fotograf, vs..lerin altinda en ilk sirada insanın sinir uclariyla oynayan yorumlar oluyor. son 1,2 senedir bu durum var. sizin de dikkatinizi cekti mi? sırf bu yüzden sosyal medyayi hayatımdan çıkartmayı dü
son zamanlarda dikkatimi çeken bişi var. siyadi, toplumsal olaylarla ilgili paylaşılan video, fotograf, vs..lerin altinda en ilk sirada insanın sinir uclariyla oynayan yorumlar oluyor. son 1,2 senedir bu durum var. sizin de dikkatinizi cekti mi? sırf bu yüzden sosyal medyayi hayatımdan çıkartmayı düşünüyorum. hadi platformlar ruhsuz da sırf etkilesim için bu tarz takilan bir suru oe var. siz de farkettiniz mi?

ornek:
x.com
0
buenosdias
(10.11.25)
Linkte öyle bir yorum göremedim ama bu Twitter'da standart oldu artık. Özellikle mavi tık alanların yorumlari en üstte olduğu için o şekilde yorum yapıp gelen cevaplara dava açarak geciniyor diyenler vardı ilgili olabilir. Onun dışında etkileşim için o yanıtlar tabi.
+1
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
ben de bugün aynı şeyi düşünüyordum tam. mesela facebookta bir haber var güvenlik görevlisi uyardığı gençler tarafından bıçaklanıp öldürülmüş, yorumlar "sen ne karışıyorsun" , "kendine de yazık ettin gençlere de", ya da instagramda trafik kamerası görüntüsü paylaşılmış, alenen kaynak yapanlar, ters yönden gelip üstüne kavga çıkaranlar vs. bunlara da "sen de yavaş gitme kaynak yapar tabii" vs gibi yorumlar oluyor hem de sürekli oluyor neredeyse her videoda oluyor.
0
n62
(10.11.25)
Ben de boyle hissediyorum ve gercekten birakmak gerekiyor diye dusunuyorum. Sebebini bilmiyorum ama tahminim su; biz cevap vermiyor bile olsak o tarz yorumlar dikkatimizi cekiyor ve bir sekilde siteyle etkilesimi artiyor ve bunu o yorumda uzun sure kalmamizdan vs tespit ediyorlar. Bunlar da etkilesimin onemli oldugu platformlar oldugundan bu tur yorumlar on plana cikiyor. Tabii baska birinin hesabindan falan kontrol etmekte fayda var, belki de o kadar komplo teorisi havasi kokan seyler degildir.
0
mbond
(10.11.25)
ben sosyal medyaya girince köpek kovalamış gibi strese giriyorum, kötü hissediyorum. bazen kalp ritmim değişiyor. abartmıyorum, tam olarak bu. kaldıki 20 yıldan fazladır internetle iç içeyim.

birden fazla sebebi var bahsettiğiniz durumun;
* insanlar etkileşim almak istiyor. linçlense bile bundan memnun kalıyor, takipçi oluşturuyor,
* kendilerine küfür ettirip dava açanlar varmış, sayıları az değilmiş.
* fazla etkileşim alanlar üste çıkıyor, üste çıkınca daha çok görünür oluyor. klasik sosyal medya algoritması.

iyi şeylere yer yok sosyal medyada, onların pahası değeri yok çünkü.

ekleme: ağustos-ekim arasında 2-3 aylık bir dönemde eksisozluk ve duyuru dahil tüm sosyal medyadan elimi çektim. hatta gündemi bile pek nadir takip ettim. valla çok rahattım. anne-babanın sürekli kavga ettiği evdeki küçük çocuğun gerginliğini yaşıyordum sürekli. bunlar geçti gitti. özel araçlar kullanmaksızın sosyal medyayı kullanmak akıl karı değil.
(özel araçlar kısmını açayım; twitter, instragram, reddit hatta bir çok sosyal medya platformunun app'lerini kullanmıyorum. kulllanacağım zaman bilgisayardan tarayıcıdan bakıyorum. reels'leri, önerileri şunları bunları silen eklentiler var. bu eklentiler ile dikkatimi çekecek ve daha fazla içeride tutacak içerikleri engelliyorum. girip 3-5 dakika ne olmuş diye merakımı giderip çıkıyorum. app'leri kullanırsam kancaya takılıyorum ve saatlerce o girdapta farkına varmadan duruyorum. bu herkes için böyle.)
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bu durum son 1-2 seneyle sınırlı değil ne yazık ki. Yıllardır var. Sözlükte de var, diğer sosyal mecralarda da.

Ancak durumun en vahim olduğu yer sanırım X. Bunun anlaşılır bir tarafı var: “Etkileşim” denen saçmalığı öne çıkaran “algoritma” denen zırva.

Doğru düzgün güzel şeyler yazdığınız zaman buna katılan insanlar bu yazılanlara haliyle tepki vermiyor zira zaten katılıyor. Ayrıştırıcı provokatif yazılar ise tepki aldığı ve sosyal medya mecraları bu mesajları öne çıkardığı için sosyal medyada görünür olmak isteyenler provokatif söylemlere yöneliyorlar.

Ben akıl sağlığımı korumak için X kullanmıyorum, yani hesabım var ancak hiçbir şey yazmıyorum. Yazmaya kalkarsam neredeyse herkesi engellemem gerekir.

Sözlüğü daha aktif kullanıyorum ve sürekli birilerini engelliyorum. Birini engellemem için bana hakaret etmesine gerek yol, kendimce en ufak falsosunu görmem engellemem için yeterli. Tabi bu listenin başında milletin sinir uçlarıyla oynayıp kendine küfredilmesinden mazoşistçe keyif alan troller var. Gördüğüm tüm trolleri engelliyorum. Tabi bu mahlukatların üreme hızı benim engelleme hızımdan daima çok daha fazla ama yapacak bir şey yok, kararlılıkla engellemeye devam ediyorum.

Bu mahlukatlarla yapılacak mücadelede iki önemli şey var:

1. Asla cevap vermemek. Trole küfretmek küfredene değil, trole yarar. “Don’t feed the troll” söylemi her durumda geçerlidir. Trole küfretmek trolün talep sahasını genişleteceği gibi, görünürlüğünü de arttırır.

2. Engellemek. Trol hedeflediği etkileşimi alamazsa, soğuk suya temas eden taşak gibi büzüşür ve süner. Bu hayasızlara aradıkları üreme ortamını vermemek, düşünmeden engellemek gerekir.
0
10551037
(10.11.25)
(53)

eşimin yeğeninin her hafta sonu bizde kalması sorunsalı

matilda
merhaba, bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var. özetle: eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı. bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü
merhaba,
bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var.

özetle:
eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı.
bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü okula dönmesiydi. çocuk da sizi her hafta rahatsız etmek istemiyorum, hem de çok uzak vs diyordu.
ben 2-3 haftada bir kalmasına da çok sıcak bakmıyordum ama yapacak bir şey yok moduna girmiştim.
şimdi okuldan öyle kafanıza göre evci iznine çıkmak yok. ya her hafta evci çıkacaksınız ya hiç çıkmayacaksınız denilmiş. çocuk da eşimi aramış amca okul böyle diyor ne yapayım diye o da gelme diyememiş. yani özetle çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda ama bunu eşim de ben de kesinlikle diyemiyoruz.
buraya bir dipnot düşeyim: eşimin anne ve babası istanbul'da yaşıyordu. memleketlerine taşındılar. onların taşındığı eve biz geçtik yani eşimin anne-babasının evinde oturuyoruz. kira da ödemiyoruz. başka evleri var kirada onun kirasını da eşimin abisi alacak yıl sonundan sonra.
dün bayağı kavga gürültü oldu evde. çünkü ikimiz de çalışıyoruz. ben haftada 2 gün evden, 3 gün ofisten çalışıyorum ama 3 gün çalıştığım günlerde 2 saat işe gidiş, 2 saat eve dönüş sürüyor. 6'da çıksam 8'de evde anca oluyorum. bir tek hafta sonum var. cumartesi zaten temizlikle geçiyor. cumartesi akşamları eşimle vakit geçirmek istiyorum. pazar da yine ıvır zıvır işler oluyor ya da nadiren dışarı çıkıyoruz bi etkinlik vs olursa.
yeğeni bize gelirse cumartesi sabahı eşim evde olmuyor ve ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp. pazar günü de benzer durum var zaten askeri okulda olduğu için alışmış sabahın köründe kalkıyor. geçen pazar mesela 3'e kadar evde oturdu. 6'da okula girmesi gerektiği için 3'te çıktı.
benim artık cuma- cumartesi akşamları eşimle oturup film/dizi izleme ve vakit geçirme gibi bir olayım kesinlikle kalmadı. çünkü bu çocuk cuma akşam yemeği vaktinde gelecek ve bizle oturacak sohbet falan etmek istiyor. cumartesi gündüz çıkar gider ama akşam yine öyle. pazar da ya kahvaltıdan sonra biraz oturur ya da gider bilmiyorum 2 günüm çöp olduktan sonra pazar yarım günü düşünemiyorum artık.
dün eşime ya bu işe bi çare bul ya da bu iş boşanmaya kadar gider dedim. çünkü bu çocuk tam 5 sene okuyacak bu okulda. gidebileceği başka bir yer yok. olsa da yasak.
o da ailesiyle arasını bozmadan bir yöntem düşünüyor ama bulamadık.
makul şekilde abine anlat, bizim bi hafta sonumuz var. mümkün olduğunca evi otel gibi kullansın vs gibi çocuğunu uyarsın gibi bir yöntem geldi aklıma ama ne kadar etkili olur, nasıl bir tepki gelir bilmiyorum.
eşimi seviyorum ve bu nedenden ayrılmak istemiyorum ama ben sorumluluk almamak için çocuk bile yapmıyorum ve hayatımda 4-5 kere gördüğüm bi çocuğa da zaten tek dinlenme alanım olan hafta sonumu 5 sene feda etmek istemiyorum. üstelik bu çocuk bizde kalırsa benim evimde yatılı misafir de kalamaz her türlü tüm konforumu ve düzenimi bozuyor.
bu konuyla ilgili ailesini, abisini ve yeğenini de incitmeden nasıl bir konuşma yapılabilir. fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var.

bunu kimse kabul etmez dedim eşime. çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek dedim. siz böyle bir şeyi kabul eder miydiniz bunu da kendisine okutmak için bunu da sorayım.

teşekkür ederim.
-1
matilda
(10.11.25)
Hoş bi düzen değil bu öncelikle ama bunu 5 sene sürdüreceğini düşünmüyorum, ilk sene çok sık olur fakat şehre alışıp kendi arkadaş ortamını kurunca size fazla uğramaz

Eşin öncelikle sana karşı sorumlu orası sizin eviniz. Senin durumunu anlayıp seni buna hiç dahil etmeden aile ve çocukla çözmeli. Başta dediğim gibi çocuk şehre alışıp ortamını kurana kadar 2-3 ay anlaşma yapabilirsiniz belki
+2
grimavi
(10.11.25)
@grimavi ben de öyle düşünüyordum alışınca sürekli gelmez ama okul ya her hafta evci çıkarsınız ya hiç izin vermeyiz demiş. mesele de bu zaten.
0
🌸matilda
(10.11.25)
kesinlikle mantıklı değil. bir sene bile bu şekilde yaşanmaz. çocuğun ailesi nasıl buna tamam diyebiliyor anlayamadım. okulun ya hep hiç demesi de saçma. bizim okulda da yurt var ama öyle bir durum yok. istedikleri hafta sonu kalıyorlar. okulla da görüşülebilir tabii ki ama çocuğun ailesinin rahatlığı çok ilginç.
+1
oyokbuyoknevar
(10.11.25)
haklısınız. her hafta sonu olmaz yani. ayda 1 olsa neyse. çocuk evci çıkmak zorunda değil. yatsın okulunda. ya da babası diğer evi boşalttırsın yerleştirsin çocuğu. bir şeyler kırılıp dökülecek artık pek çareniz kalmamış. sen çocuğun annesiyle konuş önce eşin utanıyorsa.
0
archmeister8
(10.11.25)
Kocaman insan ya kendisinin ya da ailesinin bunun ne kadar saçma olacağını düşünmesi gerekirdi.
Şimdi eşiniz abisine sizin dediğiniz cümleyi söylediği an ne olacak biliyor musunuz olay büyüyecek vay sen benim oğlumu istemiyorsunlara gelecek ve çocuk bir şekilde durumu düzeltip izne çıkmamaya karar verecek.
Her şekilde arada gerginlik çıkacak bu yüzden bence gerginlik nasılsa çıkacak diye düşünüp dürüst bir şekilde ben böyle dedim ama bizim yaşam biçimimiz bu uygun olmaz sanki gibi konuşsun abisiyle.
Ben olsam böyle yapardım.

Çok zor durum bunu daha önce okuduğumda da çok üzülmüştüm adınıza. Umarım en az hasarla atlatırsınız bu süreci :/
0
mutekebbir
(10.11.25)
eşiniz kendi anne babasıyla konuşacak, bunun normal bi şey olmadığını söyleyecek. onlar da çocuğun anne babasına büyükleri olarak bunun normal olmadığını söyleyecek. böylelikle kimse birbirine kötü olmayacak. en makul yol bu ama bazı ailelerde kimse birbirine bir şey söyleyemiyor. o durumda eşiniz açık açık konuşacak.
+2
la mort heureuse
(10.11.25)
Akrabalar arasında yüze gelememek ve böyle şeyleri kabul etmek kötü ama bu 5 sene sürdürülebilir bir şey değil tabii ki, ha arkadaşların dediği gibi ilk seneden sonra böyle bir yoğunluk olmaz ama olacak gibiyse de çıkmasın evci kendi rahat edecek diye sizin rahatınızı bozmaya hakkı yok.
0
kizil karga
(10.11.25)
benim kabul etmeme gerek kalmadan eşim zaten böyle bi teklifle gelmezdi. mantıklı da değil zaten.
yani bu işin oluru şöyledir. ya 4-5 aylık bi süreçtir hadi her hafta gelsin dersin ya da 5 senelik bi süreçse ayda bir hafta sonu anca olabilir. başka türlü kesinlikle oluru yok.
-1
elorelia
(10.11.25)
İstanbul'da kalacak yeri olmayan öğrenciler 5 yıl boyunca hafta sonu okuldan çıkamıyor mu? Hapishane mi orası? Ben mi yanlış anlıyorum?
Hadi, başka yerde kalamıyor olsun. Hafta sonu gündüzleri çıkıp akşam dönebiliyor olması gerekir ya. Saçma geldi bana.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
çıkabiliyor aslında. cumartesi sabah çıkıp akşam 6'da okulda olması lazım. pazar da öyle. iki gün de çıkabiliyor. seneye giriş saati akşam 10 olacakmış ilk sene diye böyleymiş.
ama işte ya evci çıkacaksın her hafta ya da hiç çıkmayacaksın sadece böyle cumartesi 6'ya, pazar 6'ya kadar 2 gün çıkacaksın demişler.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
O zaman okulda kalacak, kimse de kusura bakmayacak. Evlatlık mı aldınız?
Ben kesinlikle kabul etmezdim. Evde kira vermeden oturma bahsi açılırsa da neyse bedeli ödeyeyim deyin. Alırlarsa o da onların ayıbı olsun.
+5
auroraaurora
(10.11.25)
Çocuk zaten kalmasın ok da sizde vay eşimle vakit geçirmek istiyorum diye ortalıkta anlatmayın bunu çünkü inandırıcı değil. Acınası da duruyor bir yandan.

Açık açık ben böyle tanımadığım birisiyle haftasonu iki gün geçirmek istemiyorum diyin geçin. Bir de boşanmayı söz konusu etmek fırsat bulmuşsunuz gibi görünüyor.
-14
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
@matilda, nasıl söylerseniz söyleyin, kim söylerse söylesin, bu konunun sonunda mutlaka aile arasında gerginlik, küskünlük, tartışma vb. çıkacak. iki yetişkin olarak kendi sınırlarınıza saygı duyulmasını sağlamak için bunları göze alıp bu konuşmayı yapmak zorundasınız. bunu da eşiniz yapmalı, siz değil.

bu kadar izahat vermenize de, kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanıza da gerek yok hiç kimseye karşı zira siz her türlü haklısınız zaten. çocukla gerektikçe ilgilenmek, göz kulak olmak başka, tamamen hafta sonları sizin evinize yerleşmesi bambaşka. bütün aile üyeleri de bal gibi biliyor bu durumun ne kadar "uygunsuz" olduğunu ama herkes salağa yatıyor bir şekilde zoraki de olsa kabul ettireceklerini bildikleri için. bu da muhtemelen eşinizin bu konuda net dur(a)mamasından kaynaklanıyor. önce o resti çekecek, konuyu da eşimle film izleme, uyuma vb. şeklinde yumuşatmaya çalışmayacak. lap diye ben evli barklı adamım, karımla canım isterse salonda koltukta seks yapıcam, canım isteyecek inleye inleye boşalcam, birlikte duşa gircem, genç sağlıklı çiftiz, evde yetişkin bir erkek çocuğu hanginize mantıklı geliyor, siyeeeaahh diye masaya yumruğunu vuracak. sizi arada bırakmaması da çok çok önemli.
+4
Phoebe
(10.11.25)
öncelikle bence bu egoistlik. aile olmak böyle birşey değil. tabiki kendi konforunu düşünmek senin hakkın ama eşinin de bir ailesi var. ileride annesi babası hasta olsa sizde kalmak zorunda olsa ona da aynı arızayı çıkartacaksın demekki. ayrıca empati yapsan ve aynı durumda sen olsan eşin istemeze ne yapardın.

çocuk tarafına gelince millet haklı bir süre sonra size gelmez bile arkadaşlarıyla dışarda vakit geçiririr. yada gündüz çıkıp akşam saati dolmadan geri dönsün. evci çıkmasına gerek yok.

sen bence boşan bu evlilik sürmez bu bencillikle. ayrıca benim eşim senin gibi rest çekecek direk avukata gönderirdim.
-23
gercekdunya
(10.11.25)
Ben şunu net anlayamadım. Diyelim ki hiç evci çıkmamaya karar verdi. Yine her haftasonu belli bir saate kadar dışarı çıkma hakkı olacak mı
Mesela her cumartesi saat 6 ya kadar izni var gibi mi?

Bunun dışında diyelim hiç cikamayacak tabii ki çok iyi bir seçenek olmayabilir ama bile isteye tercih edilmiş bir şehir,.okul. sokakta kalmayacak bu çocuk nihayetinde. Belki aktarılan kadar katı kurallar yoktur ya da belki göz korkutmak için çok katı konusulmus olabilir.

Gerçi askeri okul katıdır muhtemelen ama dediğim gibi evci çıkmamak da bir seçenek, öyle kalacak bir sürü arkadaşı da olacaktır.

Gerçekten zor bir durum ama siz sonuna kadar haklısınız bence.
+1
egerbiryolcu
(10.11.25)
tabii ki evci çıkmazsa izni var.
ya evci çıkacaksınız ya da sadece askerlikteki gibi çarşı izni gibi ama 2 gün çıkabilirsiniz. birinden birini seçin gibi bi konuşma yapmışlar.
yeni oldukları için belki göz korkutma amaçlı yapılmış bir konuşma da olabilir sonuçta herkesin evci kaldığı ev kendi ailesine ait değil insanların işleri, başka misafirleri de olabilir. evci kaldıkları kişileri de düşünmeleri gerekir bence.
+1
🌸matilda
(10.11.25)
işte aslında yazdığınız cevabın içinde gizli olay: zorunda kalmak.
burada bu çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda değil. zorunluluk olsa zaten bir şey diyemem. bu çocuk istanbul'da değil de konya'da bu durumu yaşasaydı kime gidecekti gidecek yer de yok. ama hastalık durumu dediğiniz zorunlu bir durum öyle bir durumda tabii ki bakılır.

"direk" avukata göndersin napayım çekmek zorunda değilim kimsenin çocuğunu. bu seçeneği de sundum ama kabul etmiyor.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
eğer çocuğun babası eşinize, siz benim çocuğumu istemiyorsunuz diye filan hayıflanırsa eşiniz de desin ki; ben zaten çocuk sorumluğunu üstlenmek istemediğim için kendim çocuk yapmıyorum.

gereksiz ajitasyonlara gerek yok.
+3
since1907
(10.11.25)
Türkiye'de büyük aile yapısı kuralları hala geçerli. Sen mesela boşanmayı aklına getirmişsin. Boşansan normali baba evine dönmendir. O durumda küçük kardeşinin vay sen niye geldin, ben sorumluluk almamak için hatta bir haftasonum vardı deme lüksüne sahip değil.
Yine büyük aile yapısının bir özelliği olarak baba evinde ücretsiz oturulabilir. Babanın çıkın ben kiraya vereceğim, kirayı da biriktirip ahir ömrümde bir maldivler tatili planlıyorum. diyemiyor, diyemez.
Yine mesela, kardeşlerden birinin depremde evi yıkılsa, veya şizofreni teşhisiyle eşi terketse, sığınacağı yer kardeş evidir.
Anne babadan biri vefat edip, diğeri elden ayaktan düşmeye başlasa olacak olan yine aynıdır.
Yani başınıza bir durum gelmiş. Aklına da gelmiş madem, uygula. Boşa adamı. Ya da eşin gitsin Abisine, Matilda iyi kız, inan sesini çıkarmış değil ama, ben mahcubiyet duyuyorum. Biz sorumluluğundan kaçınıp çocuk yapmama kararı almışken, kendimi karıma eksikli hissediyorum. Çocuğun evciliğini iptal edelim de ayda bir falan geçici evci yapalım. Olmaz mı? cinsinden bir şeylerle vaziyeti idare etsin.
Ama ben bunun yanlış olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim bu.
-5
Mirket
(10.11.25)
@matilda, hastalık vb. bir durumda böyle bir reaksiyonunuz olmazdı zaten, hiç sanmıyorum. dediğiniz gibi emrivaki yapılması, sizin iradenize ve yaşam alanınıza saygı duyulmaması söz konusu.

elbette boşanmak böyle bir nedenle olmamalı ama şayet siz eşinizin böyle durumlarda hiç bir zaman sınır çizemediğini düşünüyorsanız ve bu bardağı taşıran son damla olduysa, çift terapisi düşünebilirsiniz. zira bu durumda konu o çocuk değil, eşinizin çekirdek ailenizle ilgili hiç sınır çizememesi oluyor.
0
Phoebe
(10.11.25)
Çocuk evci çıkmak zorunda değil ki. Haftasonu kalsın okulunda, gezmeye çıksın dönsün. niye dışarda yatıya kalmak zorundaymış? İlle çıkacaksa adres olarak sizi göstersinler gitsin nerde kalıyorsa kalsın. ne biçim genç erkek bu gelip sizde kalıyor çocuk gibi

Sorun eşinizde. O neden rahatsız olmuyor mesela sizinle baş başa vakit geçiremeyecek olmaktan. Çocuk geldikçe siz dışarı çıkın kafanıza göre kocanız ağırlasın madem öyle istiyor. Boşanma ya da eşinizle kötü olma meselesi yeğeninin her hafta gelip sizde kalmasından ziyade eşinizin ailesine karşı sınır koyamayan ve sizi öncelik yapmamış biri olmasıyla alakalı.
+5
dfn4
(10.11.25)
işin sarpa sarması dipnotta belirttiğiniz sebepten evin size ait olmamasından kaynaklı. kira verip vermemenizin pek önemi yok. birisi işin nereye varacağını düşünmeden laf arasında bizim istanbulda ev var orda kalır sizin oğlan demiştir, diğeri de oğlum x amcanlarda kalırsın demiştir. 3. kişilerin 1.kişiler adına plan yapması...

çocuk burada en masum olan kişi. zira ailesinin kendisine söylediğini yapıyor. kendi adına karar vermeyi öğrenene kadar da böyle olacak. ama 5 yıl boyunca her haftasonu bizde kalacak "korkunuz" endişeniz bence yersiz. belki 1 sene sonra "amca sağol ben artık okulda kalmak istiyorum" diyebilir.
bence askeri okul kurallarını bir de kendiniz gidin sorun, öğrenin. mesela ben bilmediğim için soruyorum, evci çıkmadan, yani hafta sonu da okulda kalmaya devam ederek gün içinde dışarıya çıkılamıyor mu? örneğin duş almaya, çamaşır yıkamaya, kahvaltıya/öğlen yemeğine gelip akşam saatinde de okula geri dönülemiyor mu? ya da size evci izni diye çocuğun aktardığı şey gerçekten her hafta sonu evde konaklama zorunluluğu mu, yoksa izne çıkarsam bu adreste beni bulabilirsiniz beyanı mı? mesela planlı bir şekilde her ay başında bu ay sadece 1/2/3 hafta sonu eve çıkacağım, hava soğuk hiç çıkmayacağım gibi bir tercih belirtilebiliyor mu? ya da 6 ay sonra bu beyandan cayılamıyor mu?
kısacası çocuğu kırmadan kafanızdaki soruların cevaplarını ilk ağızdan yetkili birinden öğrenip 3.kişi olan aileleri karıştırmadan çocukla oturup konuşarak beraber bir çözüm üretin. 3.kişiler dilediklerini söyleyebilirler de önemli olan 1.kişilerin ne istediği.

söylemeden duramayacağım :) "bunu kimse kabul etmez", "çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek" gibi söylemler bana manasız geliyor. zira herkesin aile-akraba ilişkisi bir değil. bu davranışınızı eleştirip, sizi kötüleyecek de bir sürü insan bulunur. siz belirttiğiniz sebeplerden ötürü bu duruma karşısınız. bu kadar. sorduğunuz 10 kişiden 9'u aksi yönde fikir belirtse, siz düşüncenizden/kararınızdan vazgeçecek misiniz?

son olarak sorunsalınıza çözüm önerisi: boşanmak yerine her hafta sonu evi çocuğa bırakıp otelde konaklayın :)
-1
tnz
(10.11.25)
dfn4 +1

ayda 1 bile kabul edilebilecek bir şey değil. çok can sıkıcı. eşinizin ciddi ciddi konuşması lazım. buna da alınacaklarsa alınsınlar. her hafta sonu misafirlik olur mu ya öyle? böyle saçma bir şey olabilir mi? sizin bir hafta sonunuz var. çocuğun yanında mı sevişeceksiniz? belki tatil planı yapmanız gerekecek belki bir işiniz çıkacak yapamayacaksınız. kimse kabul etmez böyle bir şeyi.

ben olsam eşim diyemiyorsa gider ben söylerim. hiç çekinmem utanmam, düşüncesiz ana babası utansın. direkt derim: "biz her hafta sonu müsait değiliz, kalabalığı sevmiyorum bu yüzden çocuk bile istemiyorum (ben de gerçekten istemiyorum bu arada) benim her hafta sonu bir çocukla ilgilenecek vaktim ve enerjim yok, tüm hata çalışıyorum, hafta sonu da evde yalnız kalmak, sessiz takılmak istiyorum. evde genç bir erkek çocuğu varken rahatça giyinemiyorum bile. lütfen başka bir çözüm bulun. ben bunu kabul edemem."

aynen bu şekilde söyleyin. küserlerse küssünler. hiçbir şekilde ayda 1 yok otel gibi bilmem ne kabul etmeyin. çünkü zaman geçtikçe ayda 1 de batacak. vallahi evliliğiniz biter. ben olsam ben de boşarım.

çocuğun durumunu, ahını vahını yazığını siz düşünmek dertlenmek zorunda değilsiniz. onu dünyaya getiren anne babası düşünsün. doğururken size mi sordular. neden ilgilenmek zorunda olasınız ki? kocanız da pısırık anneci aileci biri galiba. aile içinde saygı gören sesi çıkan sözü dinlenen biri değil gibi duruyor. bunu söylemenin bir yolunu nasıl bulamaz? katlasın 4 yıl okulda takılsın. benim lise arkadaşlarım da o şekilde okuldaki yurtta 4 yıl kaldılar, bir şey olmadı.

hem bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil. o çocuğa sizin evde bir şey olsa anne babası gelir sizi suçlar. ergen deli dolu erkek çocuğunun ne yapacağı belli olmaz. ergenlik ihtiyaçlarını falan da sizdeyken evde karşılayacak olma ihtimali bile çok rahatsız edici. yok sevgilimi getirebilir miyim diyecek, yok kankasını getirecek, yok onlara gidecek gecenin köründe eve gelecek sizi uyutmayacak... ergenin derdi bitmez ki.

evde sütyensiz ve şortla, dantelli gecelikle ya da çıplak falan gezemeyeceksiniz, hafta sonu pinekliğini yapamayacaksınız. bu ne biçim bir hayata dönüşecek...

ay valla evlenmeme isteğime +1 sebep eklendi bu olayla. akrabayla uğraşmak rezilliktir.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
tnz adlı duyurucunun yazdıkları komedi... anne babasının sorgulaması, öğrenmesi, düşünmesi, ayarlaması gereken o şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz. o çocuğun adını ve yaşını bile bilmek zorunda değilsiniz. ne münasebet ya. çocuk bakmak istesek doğururuz.

çözüm önerisi de her hafta otel masrafı olmuş. :D evlenilmemesi gereken kişi modelini görmüş olduk.

gercekdunya nın yazdığı yazı ise troll olabilir veya klasik anacı erkek modeli uzak durulması gerekenlerden. ciddiye alınmaması gereken bir yazı. hatta kişiyi engelleme kararı aldım şu an çünkü baya rage bait yapan bir troll bence.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
Oğlum İstanbul'da yatılı lise öğrencisi, abim de İstanbul'da yaşıyor. Hatta birbirine bayağı yakınlar, otobüsle bile max 30 dk ama oğluma ilk tembihlediğim şey "amcan seni arayıp haftasonu için davet etmedikçe sakın gitme oğlum" oldu. Abimle de aramız çok iyidir ama ne kadar yeğen de olsa aile dışından biri ve sürekli, onu da geçtim zorunlu misafirlik çok hoş karşılanmaz. sizi çok iyi anlıyorum. bunu eşinizin abisi ile görüşmesi, uygun bir dille izah etmesi gerek. Fakat "iş boşanmaya kadar gider" tepkiniz biraz fazla. Boşanma lafını bu kadar kolay dillendirmemek lazım. yaydan çıkmış ok gibi birşey bu, bi kere boşanma kozunu ortaya sürdüğünüz zaman hep sizin de eşinizin de aklında boşanma opsiyonu olacak. başka konularda da olsa tüm tartışmalarınızda lafın sonu boşanmaya gidecek. evliliğinizi çok yıpratır. naçizane tavsiyemdir bu da, anlayışla karşılayacağınızı umarak..
+12
faberkastelli
(10.11.25)
hala üstten üstten konuşuyorsunuz ama. çocuk yabancı biri değil, kimsenin çocuğu hiç değil. eşinizin öz yeğeni. sizin aileye bakışınız farklı olabilir eşinizin bakışı farklı olabilir. ortak bir noktada değilseniz anlaşabilmeniz zaten mümkün değil.

ayrıca evlilik böyle bir şey değil. bana göre sevgi saygı ve özveri gerektirir. bırak çocuk 2-3 ay kalsın hemen arızaya bağlama sonra zaten kendi bir yol bulacaktır. olmadı siz bir yol bulursunuz oraya yönlendirirsiniz. sizin adresi yazdırdı diye sizde kalması gerekmiyor zaten. yada gece askerler gelip evi yoklamayacak.

yine söylüyorum boşanmak en güzel çare. çünkü sizin bu tavrınızla, şimdi yapmazsanız ilerde daha büyük sorunlar yaşayacaksınız.
0
gercekdunya
(10.11.25)
Kabul etmem. Erkeğim. Bu çocuk aç değil, açıkta değil. Okulu herhangi bir evden daha iyidir. Havuzu, spor salonu, kütüphanesi vardır. Bir de İstanbul. Köyden gelen insan her yeri öğreniyor, askerî okulda okuyan çocuk çıksın gezsin. Ben de askerlik yaptım 6 ay. Haftada 1 gün çıkarsın, alışveriş yaparsın, yemek yersin, kafa dağıtırsın. Evde oturmak neymiş saatlerce. Sıkıntı eşinde. Niye her şeye tamam diyor. Kurtulmak için şans doğmuş. Onu da kabul etmiş.
+2
arbre
(10.11.25)
Ajite etmeye gerek yok, hastalık ayrı bu durum ayrı. Kimse kimsenin konfor alanını bozmamalı. Bunu önce çocuğun ailesi düşünebilmeli. Çocuk genç daha, ailesi bile akıl edemiyorken ondan beklemek olmaz zaten. Ailesi akıl etmiyor mu? O zaman yapacak bir şey yok, eşiniz güzelce konuşacak. Ben de şahsen kabul etmezdim, benim öz yeğenim olması da durumu değiştirmezdi. Çalışıyor, yoruluyor ve dinlenmek istiyoruz. Kısa bir süre olsa diş sıkılıp idare edilebilir ancak 5 sene çok uzun bir süre. Çocuk ortam yapar demişler ama garantisi olan bir durum değil bu. Eşiniz konuşacak, başka çıkar bir yol yok. Gerekirse evliliğimde sorun yaşamak istemiyorum diyecek.
+4
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
daha önceki duyurunuza da yazmıştım. biraz karikatürize edeyim. 1940 larda yaşasaydık, yeğen de köyünden tahta bavulu ile büyükşehire okumaya gelseydi o dönemin sosyal gerçekliğinde normal olabilirdi ama 2025 yılında bu normal ve sağlıklı değil.

olması gereken şu; çocuğun hafta sonu sabahtan akşama kadar izinli olduğu günlerde devamlılık arz etmeyecek şekilde günübirlik ziyaretler yapması daha seyrek olmakla beraber başlarda alışma sürecinde eğer olanak var ise cumartesi gecesi sizin evinizde yatıya kalması, zamanla bunun da ayda yılda bir seviyesine inmesi.

2025 yılındayız. insanlar çalışma hayatının yoğunluğundan dolayı (hele ki 8-5 çalışan memur vs değiller ise) kendi evinde bile yeterli vakit geçiremezken, aç açıkta olmayan birinin evin 3.kişisi düzeyinde rutin olarak dahil olması hiç doğru değil.

her şeyden önce çocuğun anne babasının oğlum, amcam yengen ısrarla davet etmediği sürece yatıya kalma, ev insanların mahremidir. amcan seni ne kadar sevse de sen rahatsızlık verme demesi gerekirdi. çocuk çok gamsız bir tip değilse, başkasının evinde yatıya kalmaktan (evet, aksi yönde cevap verenlerin bilmesi gereken nokta bu, insanın ana baba evi dışındaki her yer, amcasının evi de olsa başkasının evidir.)

burada durumu çetrefilli hale getiren bir nokta çocuğun anne babasının tavrı. diğer bir nokta bence dede/babanne kaynaklı. onların evinde oturduğunuz için benin öngörüm büyükanne/büyükbaba eşinizin kardeşine aaa ne güzel işte, ''bizim'' evde kalır hafta sonları çocuk rahat eder zihniyetiyle yaklaşıyor. yani ''bizim'' kelimesini kullanmasalar dahi düşünce yapıları bu şekilde muhtemelen, bu iki durumun üstüne eşinizin de aman abimle, anamla, babamla kötü olmayayım diye düşünüp sınır çizememesi durumu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

eşinizin diyeceği şu, abi, anne, baba ''yeğenim tabii ki bizim canımız her sorunu, sıkıntısı ile ilgilenmek amcası olarak yalnız olmadığını hissettirmek benim görevim, bizim de bir aile düzenimiz var, hafta sonları da gelsin ama devamlı yatıya kalırsa kendi de rahatsız olur'' gibisinden derdini anlatan ama karşı tarafı da üzmeyen minvalde konuşma yapması. ama muhtemelen bir noktadan sonra büyük bir çatışma çıkacak, küslük olacak gibi hissediyorum.
+4
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
bunu o yaştaki bir çocuk düşünemez. toplumumuz da mahalle baskısı halen geçerli. ben kendim bu durumu yaşasam kabul etmem. siz de istemiyorsanız kabul etmeyin. kendinizi çok net açıklamışsınız ki eşinizin muhattap olacağı kişiler sizin bilinç seviyenizin altında. bizim toplumumuzda halen çocuk yapmamak, anaya babaya sınır çizmek abes görülüyor. aman toplum ne der baskısı var. ne derse desin ya sene 2025.
yatılı okula gönderen ana baba da çocuğunu hafta sonunu düşünsün.
+2
mikahakkinen
(10.11.25)
olay fazla büyümüş gibi. mantık geri plana atılıp duygusal tepkiler verilmesin.
boşanma gibi laflar çok tehlikeli. dilinizin ucunda olmasın.
5 yıl boyunca çocuk hep bizde kalacak diye düşünmeyin, bu nereden çıktı. eşinize biraz zaman tanıyın o da abisine, çocuğun ailesine der.

daha ilk senesi, belki arkadaşları yok, nereye gideceğini bilmiyor, zamanla yapacak şeyler bulur arkadaşlar bulur.

rahatsızlığınız anlaşılır. hiç yadırgamıyorum bunu. haklısınız. ama bu konuda eşinizin fazla üstüne gidip de arada bırakmayın onu.

bir iki defa geldi misafirdi, artık her hafta geliyorsa misafirden saymam ben onu.
cumartesi sabah geldi ben uyuyamam, erkek kalkmam lazım çünkü ayıp gibi şeyleri pek düşünmezdim. siz bakın keyfinize, yapın planınızı olduğu kadar.
hem böylece belki çocuk da vazgeçer evci çıkmaktan.
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bence nasılsa kötü olacaksınız en baştan kötü olayım reddedeyim mantıgı yanlış.

Eşiniz buna zaten tamam dememesi lazım ama sizin yerinizde olsam bir kaç hafta gelsin sonra olmuyor diye eşinizle konuşmak olurdu.
+1
liberal
(10.11.25)
ben ya her haftasonu bir akraba, arkadas, gun daveti yapardim ya da cocuk geldiginde toplanip giderdim.
0
Coma
(10.11.25)
yukarda akli basinda olanlar yazmis zaten, hocam normal degil. ilk basta esinizin karsi cikmasi lazimdi o gercekten cok enteresan. burada normal karsilayanlar da aileden boyle gormustur ve zaten cocukluktan itibaren buyuk aile herkes ic ice yasiyordur. bugun geldigimiz sehir yasaminda bahsettiginiz seyin normal karsilanmasi mumkun degil.
anlamadigim bir durum, esiniz neden cumartesi sabahlari cocuk geldiginde evde olmuyor? cocuk gelmezse evde mi oluyor? o kismi anlamadim.
once aileyle sonra da okulla konusacaksiniz, bunun tek mantikli oluru cocuk sizde kalmayacak, aksamlari yurduna donece, arada bir siz yemege davet edeceksiniz.
okulun 5 yil taahhut almasi mumkun degil, muhtemelen yillik hatta belki donemlik soruluyordur. kaldi ki bir kere cocuk evci cikacagim dedi diye kararin degismemesi mumkun degil, diyelim ki siz sehir disina tasindiniz, ne olacak cocuk evci cikacagim dedi diye okul kabul etmeyecek mi karardan donulmesini. dolayisiyla hala karar degistirebilirsiniz ki saglikli olan budur.

ben cocugun ilk zamanlar gelip sonra gelmeyecegine inanmiyorum. gelecek, kiyafetlerini getirecek, ev yemegi yemek isteyecek vs.

eger bu durum degismezse, esinizle bunun icin aranizi bozmanizi ve bosanma lafinizi agziniza pelesenk etmenizi tavsiye etmiyorum. siz bir takimsiniz, birbirinize karsi degil, karsilastiginiz gucluklere karsi birlikte durmak zorundasiniz. bu durum degismezse, sizin yerinizde olsam hic oyle sabah kahvalti hazirlayim, erken kalkayim, cocukla oturayim derdine dusmem.

bu arada cocugu suclamak da dogru degil, bu cocuk muhtemelen 17/18 yasinda bisi, akli basi ne olsun ki daha, ailesi ne diyorsa onu yapiyordur.

bol sans diliyorum. esiniz ailesiyle konusacak, gerekirse kotu olacak. yani o nasil bir performans bekliyor ki sizden acaba hic hayir dememis cok enteresan.
0
kassiopeia
(10.11.25)
Sorun ne ben anlamadim. Ayip olur diye erken kalkmak mi koca ile dizi izleyememek mi? Erken kalkmamak yegenine ayip oluyorsa kocana olmuyor mu, kocana ayip olmuyorsa yegenine niye ayip oluyor? Aksam kocanla niye dizi izleyemiyorsun? Durum zaten keyfi degil de zoraki degil mi? Cocuk aileden degil mi? Zaten bulundugunuz evde hakki da yok mu? Bunun icin bosanmakla tehdit etmek? Modern kadin deliligi bu.
-5
osssy
(10.11.25)
ailesinin kirasını abisi alacakmış ya, oradan aldıkları kira ile çocuğa 1+1 ev açsınlar madem çocuk rahat etsin istiyorlar, arada bir de size gelir misafirlik gibi.

kendi ikametlerini 1+1 evde gösterip evci gösterebilirler sanırım oraya
0
pislick0
(10.11.25)
bunun çözümü maalesef başka eve çıkmak. şu an kira ödemiyorsunuz ve bir bakıma çocuğun dedesinin evinde yaşıyorsunuz. eğer size karşı anlayışlı değillerse (-ki bence lise çağında çocuklar için günlük izin gayet de yeterli, bir evde kalmaya ihtiyaçları olmamalı) kendi evinize çıkarsanız böyle bir istekte bulunabileceklerini sanmıyorum.
+1
eileengray
(10.11.25)
"işgüzar" amcanın çocuğu size sormadan size kitlemesi ile, sizin annenizin babanızın evine kira ödemen çökmeniz genelde aynı sebepler aslında.

kendi bireysel alanınızı, huzurlu bir haftasonunuzu düşündüğünüz gibi mesela; bedavaya oturduğunuz evden gelecek kira ile anne babanın da hayat standartlarını arttırabileceğini hiç düşündünüz mü? ordan da para gelse belki turlara katılıp gezecekler, ya da tarzları değil derseniz belki arabayı yükseltecek, oturduğu evi daha güzel yaptıracak?

her şey malesef ekonomiktir. siz mesela tamamen ayrı gayri bağımsız, kirasını ödediğiniz bir evde otursanız bu tartışmalar belki hiç olmayacaktı.

değişen toplumumuzun sosyolojisi üzerine de aslında güzel bir konu bu. şikayetlerinizde kesinlikle haklısınız, 2025 yılında olacak iş değil bu tabii ki. ama siz sırf o evde para ödemeden oturuyrsunuz diye o amca kendisinde bunu hak görüyor. aslında anlatmak istediğim buydu.

aile içi, hele ki geniş aile için; asla para alan, bir yardım gören konumuna düşmeyin. para verin, yardım edin ama asla bu konuma düşmeyin. huzurunuzu, konforunuzu, dertsiz başınızı böyle sömürürler.
+10
makbur
(10.11.25)
Daha okurken canım sıkıldı. Çocuğun ebeveynlerine biraz empati yapabilme yeteneği zerk etmek gerekiyor bence. "Siz de İstanbul'da oturuyorsunuz haftasonları kalıversin işte" rahatlığına ayar oldum. Ebeveynleri daha baştan sizin hayatınız ne derece olumsuz etkileniri düşünüp bu teklifi yapmamalıydı. Sizin öneriniz ideal bana kalırsa. Eşiniz "Çalışma saatlerinden dolayı eşimle bir tek haftasonları baş başa kalabiliyoruz. Yeğen evci gelmese mi bize acaba?" desin mesela.
0
mungojerry
(10.11.25)
Her evliliğin dinamikleri ile aile yapısı farklı ve bekar olduğumdan fikir belirtmem doğru değil. Düşünceniz doğrudur yanlıştır bir şey diyemem ama takıldığım bir durum var. Bunu eleştirme olarak değil, anlamak için soruyorum.

Yazmışsınız ki: "... ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp." Neden kalmak zorundasınız ki, neden ayıp olsun?


Kendimi sizin yerinize koymaya çalışıyorum; haklılık payınız var. Özellikli yeni evlisiniz sonuna kadar haklılık payınız var.

Özellikle aile yapısı çok farklı. Bunu ikinci kez yazmanının doğru ve yanlış olmaması. Ben ailemden daha farklı gördüm. Erkek kişisiyim. Evli olsam ve hanımın yeğeni her hafta sonu kalmaya gelse, bir şey diyeceğimi sanmıyorum. Tabii büyük konuşmam doğru değil, şartlar değişebilir ama elimden geldiğince rahat rahat takılmaya çalışırım.
+1
put it in your appropriate place
(10.11.25)
ya siz neden hayır olmaz diyemiyorsunuz? tüm sorun burada.
+2
deartheodosia
(10.11.25)
cevaplari okudum, hem uzuldum hem sinirlendim yaw. her zaman soyluyorum, insanlar "default" kotu. kotu kalpliyiz, yarali ele isemeyiz, sadece kendi gotumuzu kurtarmaya calisiyoruz. istediginiz kadar eksileyin, cok da fifi.

oncelikle ev cocugun dedesinin yaw :) o evde o cocugun da hakki var. ben cocugun dedesi olsam ve boyle bir ariza ciksa, sizi o evden ivedilikle sepetlerim, madem torun kalamiyor kimse kalmasin derim, veririm kiraya. bu cepte dursun.

ailede boyle bir ihtiyac var, yaw belki cocugun da su anda sohbet falan etmek istedigini gore belki duygusal bir ihtiyaci var, yalniz hissediyor kendini vs. 1-2 sene bu sekilde idare etseniz sizin icin olumcul sonuclari olacagini sanmiyorum.
hadi cocuk dusunuyor olsaniz, odaya ihtiyaciniz falan olsa, ya da lohusa falan olsa bir nebze haklisin diyecem de oyle bir durum da yok. bu iki.

burda ayrica sizden istenen bir "entertaintment" degil, guvenilir bir kapi, bir adres olacaksiniz. siz bakin isinize, yok haftasonu erken kalkmak, yok aksam bilmem kaca kadar yatamamak, bunlara gerek yok ki. siz bakin isinize, cocuk zaten en fazla 1-2 sene gelir gider, sonra buyuk ihtimal kendini arkadas grubunu kurup gelmeyi kesecek.
bu da uc.

bu ayrica daha once denenmemis birsey de degil, benim tanidigim bir aile 4 sene boyunca her allahin gunu, istanbula okumaya gelen bir uzak akraba cocugunu misafir ettiler. kimsenin bu konuyu mevzu ettigini ne duydum ne gordum, surekli o eve girip cikardim. ve o sirada ciddi maddi sikintilari vardi.
+1
cooperr
(11.11.25)
Bence çok ümitsizliğe düşmeyin. Hallolmayacak şeyler değil. Moralinizi yüksek tutun.

-Okul her ne kadar "her hafta evci çıkacaksınız" dese de, bu "5 sene boyunca sizde kalacak" anlamına gelmiyor. Bu tarz kurumlarda mutlaka gelişmelere göre izlenen prosedürler vardır. Diyelim 2 ay sonra sizin şehir dışına taşınmanız gerekti, çocuğu okuldan mı atacaklar? Bir dilekçe verecek, artık evci olmayacak. Disiplin yönetmeliğine göre suç da değil. Başı da ağrımaz. Bu bir.

-Eğer düzenli olarak size gelecekse, "misafir" olmuyor artık. Bir nevi "ev halkı" oluyor. İlk bir iki haftasonu beraber takılırsınız. Sonra kendisi serbest takılır. Hiçbir ayıbı yok bunun. Siz eşinizle haftasonu rutinleriniz neyse bozmazsınız. Yani çocuk sizin düzeninize adapte olacak. Kendisini istenmeyen hissettirmeden, sevgiyle, serbest bırakın. Siz de kendi düzeninizi bozmayın. Erken mi kalktı, dolaptan bir şeyler atıştırsın kendine. Öyle ayda yılda bir gelen misafir değil çünkü. Hatta ev işlerinde siz ve eşinize yardımcı dahi olabilir.

-Eğer çocuğun sevmediğiniz, benimsemediğiniz huyları yahut çeşitli problemleri varsa tabii ki eve almak zorunda değilsiniz. Ama çocuk zararsızsa bence şimdiden olumsuz düşünmeyin. İlk aylarında şehre, okula, ortama alışmasında yardım etmiş olursunuz. Destek olmuş olursunuz. O zaten arkadaş edindikçe zamanla bir düzeni olur.

-Eğer ailenize olumsuz görüş bildirecwkseniz, eşiniz asla sizi bahane etmemeli. Suçlu olarak sizi öne atmamalı. Aile içinde işler çok karışabilir.

-18 yıllık evliyim. Yeri geldi benim yeğenim bir yıla yakın bizde kaldı. Yeri geldi eşimin ablası aylarca bizde kaldı. Çok müteşekkir oldular. Çok dua aldık. Dönem dönem evde ekstra birinin olması çok da kötü bir şey değil. Herkes sınırlarını biliyorsa, kimse kendini kasmıyorsa gündelik yaşamınız, düzeniniz sekteye uğramıyor.

Bence hemen peşinen olumsuz düşünmeyin. İlk bir ay (4 haftasonu) sonunda, eğer yapamayacağınıza kani olursanız kesin bir şekilde, sonra çocuk kurumuyla konuşur, evci izni iptal edilir. Çocukta bir olumsuzluk yoksa bence bir şans verin.
+1
yadigar
(11.11.25)
abi ev cocugun dedesinin, kira vermeden oturuluyor.. ortada bildigin royal flush var, kartlar acik :D
bunun ustune ne deseniz olsa olsa sinek ikili olur, bosuna analiz kasmaya gerek yok.
+2
cooperr
(12.11.25)
bir önceki duyurunu da okumuştum ve üzülmüştüm.

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz. kira vermiyorsunuz diye çocuk gelip o evde istediği gibi kalabilir demek değil bu. öyle saçmalık mı olur ya evde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı Allah aşkına saçmalamayın arkadaşlar.

çocuğun sürekli sizin evde kalması sizin aile ve ev düzeninizi tamamen bozar, böyle bir şeyi ancak çalışmayan ve aşırı geleneksel yaşayan ailelerin gelinleri kabul eder normal aile yaşantısına sahip olan kimse kabul etmez. bu çocuğun ailesi istanbuldaki askeri okulu yazdırırken size mi güvendiler? hayır. çocuğun yatılı bi şekilde orada kalacağını bilmiyorlar mıydı? size böyle bir yük yüklenmesi çok saçma ve haksızlık.

ben de istanbulda üniversite kazandığım zamanlar ilk dönem hafta sonları teyzemlere gidiyordum kalmaya. şimdi düşünüyorum da ne kadar saçmaymış annemin beni uyarması gerekirmiş gitme diye ama annem cahil bir insan olduğu için pek böyle şeyleri düşünebilecek biri olmadığı için gidiyordum. sonra bi baktım yurt arkadaşlarım hep kaynaşmışlar, hafta sonları hep bi yerlere gidiyolar vs. sonra ben ocak dışı kalmışım teyzemlere gittiğim için. neyse ben ikinci dönemden itibaren gitmemeye başladım yurtta takılıyordum artık. bence çocuğa bunu söyleyebilirsiniz, okul arkadaşların hep kaynaşır arkadaş olurlar hafta sonu gezdkleri takıldıkları için sen dışarda kalırsın vs diye korkutun bence.

ailesine de söyleyin çcouğun bu şekilde her hafta sonu gelmesi bizim açımızdan yorucu oluyor, kendi arkadaşlarımızı vs çağıramıyoruz, bazen makana ile veya kahvaltılık şeylerle geçiştrmek istediğimiz zamanlar oluyor, biz de çalışan insanlarız vs söyleyin çocuğun ailesine durumu. bence bu karşı tarafa bu şekilde anlatıldığı takdirde onların da anlayışla karşılaması gerekir. eşiniz ile beraber arayın hoparlöre verin durumunuzu anlatın. sizi de kırmak gücendirmek istemeyiz diyerek başlayın yumuşak bir tonda konuşun. çocuk için de ortamına alışması bakımından her hafta evci gelmesi iyi bi şey değil, arkadaşları kaynaşıyodur o dışarda kalıyodur vs ayrıca zorluklara tek başına vakit geçirmeye de alışması gerekiyor, hatta ders çalışması da ggerekiyor. böyle eve gelince ne ara ders çalışacak? bunları anlatın bence.

neyse bi de yukarıda da söylenmiş, bu bir hastalık durumu vs değil o yüzden mecbur değilsinz bakmaya.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
bir ekleme daha:
bu durumda bazı aileler çocuğunu tek bırakmaya korktukları zaman çocuğun bulunduğu ile taşınıyorlar. bizim öyle tanıdığımız aileler var mesela kızı kırıkkalede üniversite kazanmış aile de kızla birlikte o ile gitmiş ev tutmuşlar kız da evden gidip geliyor okula. böyle şeyler de var. ailesi bu kadar hassas ise gelip taşınsınlar istanbula. yine bu işin sorumluluğu size ait değil.
-5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
makbur+1
cooper+1
put it in your...+1
osssy(soyleyis tarzi biraz fazla direkt olsa da)+1/2

istanbul' da kalacak yeri olmayan bekar olan kucuk kuzenim birkac senedir, evli olan buyuk kuzenimin evinde kaliyor. bildigim kadari ile simdiye kadar buyuk bir sorun cikmadi. yani her ailenin yapisi ve dinamikleri farkli. sizin derdinizi anliyorum ama bu durumu gayet normal olarak goren suruyle insan da cikacaktir.

siz de kisisel alandan filan bahsederken hollandali-amerikali, esinizin baba-annesinin evinde kira odemeden otururken turk gibi davranmissiniz. baska her konuda "modern" olup da is erkek tarafina milyonluk dugun merasimi kitlemeye gelince direkt geleneksele baglayan kadinlar gibi olmus biraz. kendi evinizde olsaniz bunlar yasanmaz.
+3
trixi
(12.11.25)
@sadece soruyorum :D

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz - yaw duyuruyu acanin beyani ev dedenin, tapu dede adina. ne demek sizin eviniz asdasdasd. tapu kiminse ev onundur, dede hayattayken adamin evine mi cokuluyor, hayirdir?

vde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı - yaw, COCUGUN OZ DEDESI, alooowww.. dedenin arkadasi falan degil mevzubahis.

biz de ayni topraklarda dogduk buyuduk. dedemin evi olacak, orada amcam yasiyacak. ben gidip kalmak isteyecem ve beni almayacak iceri oyle mi? niye, amcamin karisinin keyfi bozuluyormus.
iyiymi$, kafalara gel..
-1
cooperr
(12.11.25)
bence buradaki sorun evin dedesinin olmasi, cocugun ortama alisamamasi, ailesinin sehirdisinda yasamasi falan degil. sorun, op'nin cocuk istememesi ve baskasinin cocugunun sorumlulugunu da almak istememesi. cocuk sadece gelip gidecek, bir sorumluluk yok ki, demekle olmuyor bu. türkiye'de, türk aile yapisinda, evine gelen misafir yetiskin bile olsa ev sahibine sorumluluk düser.

bu durum benim ailemde sorun olmazdi.
bu durumu sahsen ben de sikinti etmezdim cünkü severim kalabalik aileleri.
ama kendim cocuk bile yapmak istemesem, buna ragmen 5 sene her haftasonu benim cocuga bak dense benim de ayarlarim oynardi.
düsünün ki kendinize ugrasmamak icin ve sevmediginiz icin araba almiyorsunuz. sonra bir aile büyügü size ev veriyor, evin garaji da var. diger aile büyügü de diyor ki evinde garaj var, benim arabayi her haftasonu sana vericem, icini sil süpür, arabayi yika, lastik basinciydi, suyuydu neydi kontrol et, her yil servise götür ve bu bes sene devam etsin.
buna sktr cekmem diyorsaniz ben de kibariye'yim.

soru sahibine: bosanma gibi laflar bence ortaya atilmamali. oyun degil yani bu. ne tehdit olarak ne uyari olarak bahsi gecmeli. agiz alistirilmamali. bir kere söyleyince bile iliskideki dengeler degismeye basliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
@deranzo

uyan evlat, sabah oldu :D
0
cooperr
(13.11.25)
1- Bosanma kelimesini tehdit gibi kullanmasaymissin iyi olurmus. buyuk bir kelime bu. Ayip etmissin esine karsi. Bunun icin ozur dilemelisin.

2- Tecrubeyle sabit yaziyorum; bence seni asil yoran cocuk degil. 2 saat ise gidis, 2 saat isten gelis normal degil. Haftada 20 saatin! yolda geciyor. Sen zaten yorgunsun.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
bence bu işi krizi fırsata çevirerek çözebilirsiniz. niye erken kalkmak, çocuğa kahvaltı hazırlamak, kendini çocuğa hizmet etmek zorunda hissedesin ki, anası mısın babası mısın, bu da ufacık çocuk değil.

ben erkek tarafıyım. eşimin yeğeni (kardeşinin de değil, kuzeninin çocuğu) ankara'da üniversite kazandı. kyk'ya yazıldı. daha ilk ay dolmadan koskoca herif böhühüüğğğ halaaa ben yapamıyom dayanamıyom ühühüğğğ diye çıktı geldi. ne diycen gel kal dedik. öyle sadece hafta sonu da değil, full time. ilk 2 yıl bizimle kaldı, 3. sınıfta daha yakın yurt çıktı, bu sene az geliyor, hafta sonu gelip pazartesi gidiyor.

ama bizde kalıyor diye de kendimizi çocuğa hizmet etmeye adamadık. kendi yatağını kendi seriyor, sabah kendi topluyor kaldırıyor. kahvaltısını kendi hazırlıyor. tarih öğretmenliği okuduğu için (ayrıca tarihe çok meraklı da olduğu ve bu alanda epey bilgili olduğu için) 13 yaşındaki oğluma tarih özel dersi veriyor (lgs denemelerinde inkılap tarihimiz full), çocuklarla çok güzel çocuk oluyor, oğlanın arkadaşları da çok seviyor. arkadaşlarını yanına kitleyip hadi bunları gezdir oyala diyip yolluyorsun, bir güzel oyun abisi oluyor. eve gelmeden önce arayıp "akşama misafir var bi evi süpürüver, ortalığı toparla" diyorsun evi hazırlıyor. biz mesela şu anda okul ara tatilde, çıktık tatile geldik, çocuk evde kediye bakıyor.

oğluma abi oldu, bedava özel öğretmen oldu, arkadaşlarına oyun abisi oldu, bize zor durum yardımcısı oldu. bir zorluğu, külfeti de yok, geç kalkılacaksa geç kalkıyoruz, bu yatağını toplayıp hazırlanıp gidiyor. akşam geliyor, geç geleceksek yemeğini koyup yiyor. misafir gibi ona özel ayrıcalıklı bir hizmet yok. o evde diye kendimizden esirgediğimiz bir şey yok. biz film izleyeceksek, o izlemek istemiyorsa gidiyor odasına oyun oynuyor. ya da oturup bizle izliyor. durduk yere ikinci çocuğumuz oldu.

misafir gibi davramayın. evin, ailenin üyesi olsun, zaten usanırsa "eeh bunlar beni hizmetçi gibi kullanıyorlar" diyip gelmez. kalma fikri ağır basıyorsa da aile üyesi olarak üzerine düşeni, hatta fazlasını yapsın, yaptırın.
+2
kibritsuyu
(13.11.25)
benim de anlatmak istediğim aşağı yukarı @kibritsuyu'nun dediği şeylerdi. Yani denenir, olumlu da sonuçlanabilir. Olumsuz bir durum olursa da, o zaman karar verirsiniz. Şimdiden peşinen kötü olacak diye şartlanmamak lazım. Can sıkıcı şeyler olursa aksiyon alınır. En azından peşin hükümlü davranmamış, bir olumsuzluğa binaen eyleme geçmiş olursunuz. O zaman da çocuk ister başka yerde kalır hafta sonu (kontrol edilmiyor nerede kaldığı) ister dilekçe verip daimi yatılıya geçer.

Tabii şöyle bir gerçek de var, kibritsuyu örneğinde aile çocuklu ve yaş farkı daha fazla. Evde kalan üniversiteli de olsa göze daha bir "bebe" gözüküyor. Daha rahat davranıyor evdekiler...
+1
yadigar
(13.11.25)
(14)

Şu cümleyi nasıl yorumlarsınız?

seni tanıdığım güne lanet olsun
"Ben bir insanın yanındaysam kesinlikle onun kalitesinde artış görürsün." Kibirli, özgüvenli veya başka bir şey?
"Ben bir insanın yanındaysam kesinlikle onun kalitesinde artış görürsün."
Kibirli, özgüvenli veya başka bir şey?
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(10.11.25)
kibirli.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(10.11.25)
tam bi varoş dalyarak cümlesi maalesef. bu cümleyi kuracak insanın kibirli olabilecek kapasitesinin olduğunu sanmıyorum.
+14
asap raki
(10.11.25)
(bkz: Delusional)
+3
salihdt
(10.11.25)
özgüven böyle bir şey değil.
bu sapına kadar kibir ve kendini beğenmişlik.

ben iyi insan seçerim anlamı da çıkmıyor tam olarak, ben seçtiğim insanı yükseltirim diyor.
+4
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bu bence kibir, özgüven vesaireden ziyade direkt narsizm.
+1
mermaidd
(10.11.25)
Narsist kişilik bozukluğu
Eğitimsiz
Cahil
Varoş
+5
cemallamec
(10.11.25)
"Yav he he" derim sesli ya da içimden duruma göre.
+5
Amaranta ursula
(10.11.25)
dev aynasi sendromu derim
0
cooperr
(10.11.25)
Yukardakiler +100 başka söze gerek yok. söylenmesi gereken her şey söylenmiş
0
Rondak
(10.11.25)
aklıma ilk bu geldi

www.youtube.com
0
yurtsuz john
(10.11.25)
kendi içinde dibine kadar yetersiz olduğunu düşünen (özgüvensiz) ama bunu maskelemek için dışarıya kibirli ve büyüklenmeci bir profil sergileyerek bunu kapatmaya çalışan sıkıntılı bir tip derdim karşımda olsa.
0
mor oje
(10.11.25)
"bastırılmış ezikliğin dışa vurumu" diye yorumladım.
+1
duyuruuser
(10.11.25)
@asap rakının lafının üstüne laf konmaz. narsist bile şu cümleyi kurmaz.
0
mikahakkinen
(10.11.25)
kesinlikle tersi olacaktır, uzak durun!
0
sweetoffice
(10.11.25)
(5)

Semt pazarlarında kredi kartıyla alışveriş yapılıyor mu?

sekizdokuzon
SbTeşekkürler.
Sb

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(09.11.25)
Bazı tezgahlarda var. Kimisi de üzerine fiyat ekleyip yan tezgahın pos'unu kullanabiliyor.

Kart geçen tezgah sayısı da semtine bağlı biraz. Bizim buralar için 1/3-1/4 gibi oranı.
+1
yadigar
(09.11.25)
peynircilerde, yumurtaci/bakliyatcilarda, balikcilarda, tursucularda oluyor. sebze meyvecide sans isi.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
kullanmayın. pazarcı iki kuruş para kazanıyor, onu da bankaya komisyon olarak vermesinler.
-3
co2s2
(09.11.25)
Pazarcının 2 kuruş kazandığını sananlara hayatta başarılar diliyorum.

Küçük tezgahlar hariç çoğunda geçiyor bizim muhitte.
+2
Mcfly
(09.11.25)
benim gittiğim pazarda satıcıların yarısında vardı pos cihazı.
0
biseysorcaktim
(09.11.25)
(7)

İngilizce klavye kullanılır mı?

daddy
Oyun için bir klavye almıştım, TR istemiştim ama ingilizce geldi. Kullansam mı diye düşünüyorum ama öngöremediğim bir problem yaşar mıyım?
Oyun için bir klavye almıştım, TR istemiştim ama ingilizce geldi. Kullansam mı diye düşünüyorum ama öngöremediğim bir problem yaşar mıyım?
0
daddy
(09.11.25)
İade et
0
cemallamec
(09.11.25)
Sebep?
0
🌸daddy
(09.11.25)
öngörmediğin bir problem yaşamazsın.
bazı karakterlerin yerleri değişik sadece, @ yapmak için, virgül için falan başka tuşlara basman gerekir. bazen ben ][{§½$∑ şu minvaldeki karakterlerin yerlerini unutuyorum.

bazen şu oluyor: kısayol olarak ctrl + özel karakter atanmış mesela, sen o özel karakteri yapmak için bir üçüncü tuşa daha basman gerekiyor. bu durumda o kısayolu olduğu gibi kullanamazsın. böyle problemler yaşanabilir. ciddi olup olmadığı tartışılır.

türkçe karakterler bulunmadığı için ekstra tuşlara basman lazım.
o yuzden insanlarin bir kismi boyle turkce karakter olmadan yaziyor internette.
istersen yeniden map'lersin o karakterleri.
0
biseysorcaktim
(09.11.25)
ben almanca klavye kullaniyorum. büyük bir sorun yasamadim simdiye kadar. iki güne klavyeye alisirsin. türkce karaktere cok ihtiyac hissettigin dönemde klavye ayarlarindan degistirebilirsin, ona alismak daha zor ama zamanla o da kafada yer ediyor.
türkce alma sansin varsa türkce al, ama cok fazla metin falan yazmayacaksan ingilizce de is görür.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
hem ingilizce hem türkçe kullanmak istersen windows klavye ayarlarından Hem US klavye hem Türkçe Q klavyeyi aktifleştirebilirsin. klavye geçişleri için de bir kısayol atarsın. örneğin ctrl+shift+1, ctrl+shift+2 gibi. Hiç ingilizce klavye kullanmayacaksan etiket alıp yapıştırabilirsin. şunlar gibi www.trendyol.com
0
mungojerry
(09.11.25)
bakmadan yazan için neredeyse hiç farketmez pcde türkçe ayarlarsın ; basınca ş yazar vs. ben türkçe ayarlı ingilizce klavye kullanıyorum 10+ yıldır ve ansi layout isodan daha iyi. kısa sol shift ve büyük enter sevmiyorum. klavye alırken istediğim bir seçenek türkiyede sadece türkçe ve ingilizce uk layout olarak vardı direkt eleme sebebi oldu us layout klavye aldım.

@ yapmak için de farklı tuş basman filan gerekmiyor pcde klavye dilin türkçe ayarlıysa. yine sağ alt+q ile yapıyorsun. klavyeyi ingilizce ayarlarsan shift-2 ama ingilizce ayarlarsan türkçe klavyeyle de shift+2 oluyor zaten. dediğim gibi bakmadan kullanabilene sıkıntı çıkarmaz...
0
konetsu
(09.11.25)
Tr istemiştim dediğin için iade et dedim. Bir şekilde akılında rahatsızlık olarak kalacak.
0
cemallamec
(10.11.25)
(5)

Tasarım değiştikten sonra…

rentts
Ne sıklıkla duyuruya giriyorsunuz?Ben eskisi kadar girmiyorum eskiden günde en az 3-5 kez girer bakardım.
Ne sıklıkla duyuruya giriyorsunuz?
Ben eskisi kadar girmiyorum eskiden günde en az 3-5 kez girer bakardım.
-9
rentts
(08.11.25)
Yani siteyi ziyaret etme sıklığınızı tema değişikliğinden dolayı mı azalttınız? Aslında arayüzün gönlünüze göre kişiselleştireceğiniz bir hale dönüşmesi daha sık ziyaret etmenizi sağlamaz mı? Neden böyle hissettiniz ki?
+1
zaman ilac degil insanlar unutkan
(08.11.25)
bir değişiklik olmadı.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(08.11.25)
Temayla ilgili bir sorunum yok ama şu fontu küçültme seçeneği gelse güzel olurdu. Bende font büyük diye gonulsuz giriyorum
-8
artıküyeolmakistiyorum
(08.11.25)
Karanlık mod, temalar falan derken ben mutluyum daha sık giriyorum eskiye nazaran.
+2
chicha_v2
(09.11.25)
tam tersi, daha sık giriyorum.

aslında bu sorunları çözmek için tema özelliği geldi.
ayarlardan mevcut temalara göz atın, beğendiğiniz yoksa -ki sanırım font küçülten bir tema yok- kendinize yeni tema oluşturun.

beğendiğiniz mevcut bir temayı kopyalayıp düzenle deyin ya da yeni oluşturun,
mevcut kod bloğunun en altına şunu ekleyin

body *
{
font-size: 95% !important;
}

bu çok basit bir trick ve bu basit haliyle bile fontları bir oranda küçültüyor, ince ayar yapmak için CSS ile temayı biraz düzenleyebilirsiniz.
+1
biseysorcaktim
(09.11.25)
(3)

nişantaşı'nda çalışmak için cafe

duyurukullanıcısı
kahve olsun priz olsun havadar olsunneresi var?
kahve olsun priz olsun havadar olsun
neresi var?
0
duyurukullanıcısı
(07.11.25)
nero’nun arka bahçesi
0
asap raki
(07.11.25)
Lotus avm +1
yukarıya çıktığında açık alanda bir sürü cafe var aslında.
0
elektr10
(07.11.25)
işmekan var.
havadarlıktan kalıyor ama sigara içmek için arada bir önündeki balkona çıkabilirsiniz havadarlıktan kastettiğiniz buysa eğer.
priz, kahve ve çalışmak için diğer koşulları sağlıyor.
0
biseysorcaktim
(07.11.25)
(17)

inançsızlar mı yoksa inananlar mı ölümden daha fazla korkuyor?

anlamsiz geliyor
sb.
sb.
0
anlamsiz geliyor
(07.11.25)
Keskin bir soru cevabım yok ama inançsız biri olarak yanılmayı çok isterim. Böylesi çok daha korkunç çünkü.
+1
mutekebbir
(07.11.25)
Ben bunun inanmak yada inanmamakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bana göre insanlar ölümden tamamiyle belirsizlik dolayısıyla korkuyor. İnanan için de inanmayan için de ortada çok büyük belirsizlik var. Dini kitaplarda ahiret tanımı verilmiş ve açıklanmış olsa da hiçbirimizin gidip görmediği bir yer. İnançlı olmayan kesimin de kendince düşünceleri var ama en nihayetinde her şeyin ucu bilinmeyen bir yere çıkıyor.

Belirsizliğe bir de var olan hayallerimiz, belki arkada bıraktığımız çocuklarımız ve anne-babamız vs gibi etkenler de eklenince iyice korkunç bir hal alıyor ölüm.
+2
mermaidd
(07.11.25)
İnananlar daha fazla korkar çünkü ödül ceza bekler. İnanmayan gidecek yer yok dediği için daha rahattır.
+2
cemallamec
(07.11.25)
İyi ki öleceğiz diye düşünüyorum korkmaktan çok. Çünkü bu ne saçmalık. Din perdesi çekip her işi gören insanlardan midem bulaniyor ve bu işin pirleri memleketimizde bu işi icra ediyor. Bana kalsa hemen şimdi ölebilirim asla sorun değil.
0
artıküyeolmakistiyorum
(07.11.25)
İnansaydım korkardım bence. Ölümden sonrasından korkmuyorum çünkü bir şey yok, beynim durunca bilinç/ruh/töz yok oluyor. Ama yavaş ve acılı ölmekten korkuyorum. Öldükten sonra ipimle kuşağım...

"Her şeyin ucunun bir yere çıkması" da metafizik bir inanç, inanmayanlar olarak çıktığına inanmıyoruz zaten :)
+3
kobuzchu kiz
(07.11.25)
inançla ilgisi var mı bilmiyorum bunun.
etrafımdaki küçük gözlem kümesine göre her iki duruma dair örneklerim var.

inançtan ziyade, ölüme yüklenen anlamla ilgili bence bu.
inanmayanlar da ölüme anlam yükleyebilir. yokoluş ya da yokluk fikri bazı insanlar için düşünmesi korkunç bir şey.
+1
biseysorcaktim
(07.11.25)
İnananlar daha fazla korkuyor tabii. Bir inançsız olarak ölüm sonrası sonsuz uyku olduğunu bildiğimden bir korkum da yok. Hatta bu çok rahatlatıcı bir şey :)
0
sadakatsiz
(07.11.25)
İnanmayanlar daha çok korkuyor.
çünkü elinde dünya, bilim ve diğer maddi akli argüman ve çıkarımlardan başka bir şeyi yok.

Güya yaşlanmayı geciktiren kozmetik ürünleri bile gerçekte ölümden kaçınan dünyaya bağlanan insanı anlatır.
Bir de bilimsel çalışma olarak söylenen cryonics projesi var.
Bu da güya öldükten sonra yeniden dünyaya dönmeyi ifade ediyor.
Ruhu , net açıklayamayan bilim, ruha nasıl yön verecekte yeniden bedenle bir araya getirecek? bu da ayrı bir soru
İnananın ise Rabbi var ve sadece onun merhametine sığınıyor.
-2
diyecevaplandı
(07.11.25)
Soru çok yönlendirici olmuş ancak, ölümden korkmanın inanıp inanmamakla çok alakası olduğunu sanmıyorum. İnsanların bazısı korkuyor bazısı üstüne çok kafa yormuyor, ölüm fikrine alışmış oluyor. Bunların bazısı inançlı bazısı inançsız. Bu tip insanların her birini görmek mümkün.
+1
akhenaten
(07.11.25)
Bence inanmayanların korkması lazım. Ben korkuyorum. Çünkü ne demek var olmayı bırakacağım. Korkmamak çok saçma bir şey zaten ben korkmam diyene inanmam. Yeterince detaylı düşünmemiştir derim.


İnançlı insan niye korksun, onun inancına göre var olmaya devam edecek hiçbir sıkıntı yok.
+1
aguen
(07.11.25)
bunun inanmakla değil kişilikle alakası var. bir gruba ait olmak, belirsizlikten çekinmek vb. özellikleri olan insanlar daha inanmaya istekli. subjektif olarak düşüncem şu, inanan insanların daha çok korktuğunu düşünüyorum.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
inançlıyım ve ölümden korkuyorum.
+1
deartheodosia
(07.11.25)
ölüm korkulan bir şey miymiş.
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(07.11.25)
İnançlıyım ve ölümden korkmuyorum. Çünkü istediğin kadar kork, kaçış yok, bir gün bir şekilde başına gelecek ve engel olabilen yok. O halde neden kendime yük edeyim o korkuyu, hiç stres yokmuş gibi bir stres kaynağı daha neden sırtlanayım. Her insanda ölümden deli gibi korkan bir id vardır, bu korku id'in bizi hayatta tutması için yaratılmıştır, id üstüne düşeni zaten her insanda hakkıyla yapmaktadır, bundan fazlası, sürekli düşünüp korkmak bence saçmalık.

Yani bunun inançla alakası yok.
0
muhayyer divan
(07.11.25)
Yaş, iş konum vesaireden dolayı çok fazla cenaze taziye ortamlarına gidiyorum kısa süre de olsa. Aynı zamanda sosyoloji mezunu olmamdan mütevellit gözlem yapmadan duramıyorsun. Sonuç; seküler veya inançsız olduğunu düşündüğünüz ortamlarda sessiz sedasız gayet olağan normal karşılanmış bir ortam görüyorum. Ancak dini bütün, mütedeyyin cenaze ve taziye ortamlarında durum bambaşka. Ağlayanlar bağıranlar Çağıranlar tırnaklarıyla yüzünü çizenler elleriyle başına vuranlar, ayılanlar bayılanlar ağıtlar yakanlar zılgıt çekenler var ortamda. Bu bana hep garip gelmiştir ve hala da garip gidiyor. Anlayanlar için bir şeyler var bu yazıda. İyi akşamlar
+3
ground
(07.11.25)
bence en cok inanma taklidi yapan "dinciler" korkuyor, o yuzden cumalarda falan hep en sirada sevap points kasiyor abiler. tanidigim ne kadar yavsak it ugursuz var ise cumayi kesinlikle kacirmaz. eger varsa, hesap zamani geldiginde "evet kul hakkina girdik ama abi bak hep en saf tuttuk" diyerek yirtmaya calisacaklar, cunku fitratlari bu :)
-2
cooperr
(07.11.25)
din düşmanıyım bir şeyden korktuğum yok.
-2
hold the door
(07.11.25)
(5)

Bugünkü ekran süreniz kaç saat?

playing star again
Ve genel olaral ortalamanız nedir? 9-5 mesai mi yapıyorsunuz? Mesai saatinde telefona bakıyor musunuz?Edit: telefon ekran süresi kast etmiştim.
Ve genel olaral ortalamanız nedir? 9-5 mesai mi yapıyorsunuz? Mesai saatinde telefona bakıyor musunuz?

Edit: telefon ekran süresi kast etmiştim.
0
playing star again
(06.11.25)
4 saat 43 dk imiş ama telden dizi izliyor sesli kitap vs de dinliyorum onlar çok yemiş olabilir.
0
Amaranta ursula
(06.11.25)
Uyumadığım her an açık işte
0
Hallegadola
(06.11.25)
4 saat.
100 dakikası youtube. youtube'a sürekli bakmadım. açıp kenara koyup dizi izledim/dinledim. diğer şeyler normal sayılır.

ama bilgisayardaki ekran süremi söylemem.
telefon ekran süremi düşereyim derken uyanık kaldığım her dk bilgisayar başında olmaya başladım.
+1
biseysorcaktim
(06.11.25)
3 saat. Işyerinde de bakıyorum. Bahsettiğin saatler çalışma saatlerim
0
pembediken
(06.11.25)
16 saat.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(06.11.25)
(4)

Bu site artık güvenli değil mi?

icimdekipollyannatinerebasladi
Merhaba, bu site artık güvenli değil mi demek oluyor? Bu uyarıya rağmen giriş yapsam ne gibi sorun yaşarım?Teşekkürler https://hizliresim.com/tlran0e
Merhaba, bu site artık güvenli değil mi demek oluyor? Bu uyarıya rağmen giriş yapsam ne gibi sorun yaşarım?
Teşekkürler

hizliresim.com
0
icimdekipollyannatinerebasladi
(06.11.25)
https yerine http kullanıyor muhtemelen. girdiğiniz veri şifreli değil açık olarak gidiyor. şifre, kart bilgisi, vb. hassas veri girdiyseniz trafiği izleyen birisi varsa bilgileri ele geçirebilir.
0
inheritance
(06.11.25)
ssl'i ücretli kullanıyorlardır ve ödeme yapmamışlardır. veya 3 ay yenilemeli ve free olanı kullanıyorlardır sitede ve yenileme yapmamışlardır. veya tamamiyle kolpa sitedir.
0
scudman1
(06.11.25)
ağaçlar.net site. Kolpa bir site değil aslında. Herhangi bir bilgim yok zamanında özel mesajla adresimi verip çiçek almisligim var sadece.
0
🌸icimdekipollyannatinerebasladi
(06.11.25)
ssl süresi bitmiştir ya da https olmayan (sadece http) olan bir link vardır oradan giriş yapmışsınızdır.

bu şey demek;
sizin klavyeden yazdığınız şey, bilgisayarınızda şifrelenmeden sunucuya gidiyor. eğer bağlantıyı izleyen gören biri / bir şey varsa görür. http'de bilgileriniz böyle okunur. {email: [email protected], sifre: 12345}

https'te ise bu data şifrelenir. sallıyorum ama böyle bir şey görür ortadaki kişi xadasdRsacASd3dASs3434. login olduğunuz site bu datayı alır açar ve sizin yazdığınız hale getirir kendi ortamında.

çok önemli bir yer değilse, hassas ya da özel bilginiz yoksa VE şifreniz/email'iniz yalnızca o siteye özelse http üzerinden girmenin çok bir zararı yok. ama çoğunlukla çoğu kişi benzer email/şifre kullanır. o yüzden bu durum riskli bir hal alıyor, o yüzden alışkanlık olarak http olan şeylere girmemeye özen gösterin.
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
(18)

Hitler'i kiskaniyo musunuz

lapaz
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
-11
lapaz
(05.11.25)
Tarihte şöyle yazıyor ama stalin tarafından tokatlandıktan sonra hitler kendi ülkesinde berlindeki bir sığınakta korkudan sıçan gibi saklanırken kafasına sıkarak intihar etmiştir :D
0
grimavi
(05.11.25)
Kıskanmak fazla ama lider ruhlu ve zeki olması ayrı bir parantez, diğer liderler de öyle. Kendi döneminin en zekilerinden biri olmak ( bir siyasi figür olmaya gerek yok) içten içe herkesin isteyebileceği bir şey. Mesela Muhammed, İsa bunlar da döneminin en zekileri. Şimdilerde beni büyüleyenler Bill Gates, Mark, Steve jobs, Elon musk gibi adamlar
0
olaylar olaylar
(05.11.25)
İyi de neden hitler ? Yüzlerce binlerce insan böyle oldu ve olmaya devam edecek. Ayrıca kıskanacak olsam hitleri de kıskanmazdım onca isim varken.
+3
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(05.11.25)
Adının yüzlerce yıl kitaplarda geçmesi öldükten sonra bir işe yaramadığından dolayı....
+1
hububrad
(05.11.25)
kıskanmam için bir sebep yok. ülkesini savaşa sürükledi, bir sürü masum insanı öldürdü, kendi askerlerinden çok kayıp verdi. ülkesinde taş üstünde taş kalmadı.


ben şimdi bunun neyini kıskanayım ki? ateşi bol olsun.
+1
Fodera
(05.11.25)
Abi ne yaparsa yapsın neticede yeri geliyor tek taşşak Hitler olarak da anılıyor çok kıskanılacak bir durum yok.
+1
kizil karga
(05.11.25)
bir katili neden kiskanalim abi deli miyiz?
+3
cooperr
(05.11.25)
yani ayni soruyu atatürk'ü, jeanne d'arc'i, marie curie'yi kiskaniyor musunuz diye de sorabilirdiniz. neden bir soykirimci sectiniz anlamiyorum.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
ortalama bir ülkenin ortalama hayatını yaşayan insanlarız. hitleri ne kıskanacam hitler beni kıskansın.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Hitleri kıskanma değil de biraz anlamak lazım. Alman ulusunu yapılandırması ve şekil vermesiyle birlikte karanlık tarafı çok olan biri.
Öldürdüğü yahudiler konusunda yakın zamanda araştırma yapan Batılı bir tarihçi öyle sanıldığı gibi bunun 5-6 milyon olmadığını belirtiyor. Çünkü o tarihlerde bu kadar yahudinin Avrupa'da olmadığını kaynak taraması sonuçlarına göre belirtmiş.
Öldürülenlerin çoğu da fakir veya alt kesimden yahudiler.

Diğer ilaç veya silah üretimi konusunda söz sahibi olan yahudilere ise karışmıyor ve kendisinin yakın çevresinde yer alıyorlar.
Hatta bu katliamlarının temelinde vaad edilen topraklar fikrini gerçekleştirmek için yahudileri Avrupa'dan Filistin topraklarına sürme amacı güttüğü söyleniyor
-5
diyecevaplandı
(05.11.25)
Bu ne saçma bir çıkarım? Ben öleceğim, adım kalmayacak. Adımın kalması değil yaptıklarım önemli. Ben öldükten sonra adımın kalıp kalmaması zerre de umurumda değil. Ben yaşarken nasıl biriyim, ona bakarım. Milyonlarca insanı öldüren bir katili kıskanıyorsanız…

@diyecevaplandı, kendi yazdığına umarım kendin de inanmıyorsundur.
+1
cemallamec
(06.11.25)
Beğenmeyenler olmuş ama ,
Araştırın bakın aşırı uclarda ideolojiye sahip olanların ya kendileri yahudi kökenli oluyor ya da yakınlarında yahudiler yine oluyor.
Hitleri söyledik yukarıda. Yahudiliği de tartışma konusu.
Mao'nun da yakın çevresi öyle.
Stalin ve Lenin de dahil buna .

Eksileyenlere diyeceğim , sadece düşüncemi değil öğrendiklerimi yazdım.
Siz de sadece beğenmemezlik etmek yerine hiç değilse biraz araştırın.

Bu arada araştırırken Che guavera nın "dayısını " da unutmayın . Küba nere.. Ortadoğu nere ...

@cemallamec evet inanıyorum.
-3
diyecevaplandı
(06.11.25)
tarihte kıskanılacak başarılar elde etmiş bir sürü insan varken hitler’i neden kıskanayım. benim için bir güç figürü değil.
0
deartheodosia
(06.11.25)
Eksilemeyle olmuyor araştırmayla oluyor .
Sırada Karl Marks var . Onun da kökenine bakın. Zor değil . biraz araştırmak gerek sadece .

Masonluk veya yahudilikte bağlantılı tanınmış bilim adamları konusuna şuan hiç girmiyorum bile .
-2
diyecevaplandı
(06.11.25)
kendimi liberal birisi olarak tanimliyorum ama soyle bir duyuru gorunce aklima gelen ilk sey bu kadar malca bir sey soran birinin sitede barindirilmamasi gerek diye dusunuyorum.

milyonlarca insana soykirim yapip, dunya tarihinin akisini olumsuz bir sekilde ve buyuk olcude degistiren birini kiskanmak cok mantikli, evet.

yani banlanmayi falan takmadan kufur edilecek sey yazmissin. neyse.
+1
kiyiya vuran dildolar
(06.11.25)
öldükten sonra adımın tarihte yazması neyi değiştirir?
üstelik hitler'i saygı ve sevgiyle anan bir avuç insan var, kötü anansa milyonlar belki milyarlar. hakkında spekülasyonlara gerek yok, 6 milyon değil 2milyon kişi öldürmüşse de bir şey değişmez. mao 10milyon, stalin şu kadar milyon öldürmüşse biri diğerini daha az ya da daha çok şeytan yapar diye kıyasa girmeye de gerek yok. şeytan şeytandır. iyi anmıyorum bu insanların hiç birini.

unutulmaktan neden bu kadar korkuyorsunuz ki?
öldüğünüzde, sizi tanıyanlar ömürleri boyunca iyi ansınlar yeter. dahasına gerek yok.
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
maradona veya charlie sheen olmak isterdim
0
Hallegadola
(06.11.25)
Sehir cöplügünü de kiskaniyor muyuz, onun kokusunu da metrelerce uzaktan aliyoruz mesela.
0
buf-e kür
(06.11.25)
(15)

Aldığınız ürün hemen sonra indirime girince ne yapıyorsunuz?

hadi ya la
Trendyol üzerinden canlı destek bir şey yapılamayacağını söyledi. İade edip tekrar mı satın alayım? Arada ciddi bir fark var çünkü.
Trendyol üzerinden canlı destek bir şey yapılamayacağını söyledi. İade edip tekrar mı satın alayım? Arada ciddi bir fark var çünkü.
0
hadi ya la
(05.11.25)
tekrar satın al, ilk aldıgını iade et.

ben genellikle ugrasmamak için bir şey yapmıyorum. ya da alacagım ürün zaten indirime giriyor indirime girene kadar bekliyorum. fiyatlar artık günübirlik değişiyor çünkü.
+2
koela
(05.11.25)
ar, namus, şeref gibi kavramlara itibar ettiğim için çok bir şey yapmazdım.
-14
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.11.25)
Üzülmekle yetiniyorum.
Bir ürün satın alırken onun yarın indirime girebilme ihtimalini de düşünüyor olmamız lazım.
0
mutekebbir
(05.11.25)
ciddi fark varsa ve urunu kullanmadiysam iade eder, yeni fiyattan alirim.
0
lemmiwinks
(05.11.25)
Üzülüyorum.
0
kizil karga
(05.11.25)
sağlık olsun der bırakırdım.
yeni aldıysam, kargo gelmediyse ya da henüz ürünü açmadıysam yenisini alır bunu iade ederdim.

ama tutarı düşükse bunu yapmam.
tutarı yüksek bir ürünse de, ikinciyi almaya yetecek kadar param/kart limitim var mı onu düşünürüm.

çoğunlukla bir şey yapmam, sağlık olsun der bırakırım.
+1
biseysorcaktim
(05.11.25)
çok ciddi fark varsa iade ederim. ancak küçük farklar için uğraşmam.
+2
mikahakkinen
(05.11.25)
Bir şey yapmazdım sanırım . Sonraki alınanın daha erkenden bozulma ihtimali bile hala var

@Karim iceride uyuyor ben..
Yorumuna beğeni yaptım ama bütünlük olması açısından haklılığını yeni nick değişiminle daha da yukarıya taşımak lazım diye düşünüyorum .
0
diyecevaplandı
(05.11.25)
yani canımı sıkacak bir tutarsa anında iade ederim. örneğin 1000 liralık ürün 800'e düşmüşse iade ederim. amazon bu yüzden iyi işte. bak fiyatı düşmüş diyorum direkt hesabıma kupon yüklüyorlar.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.11.25)
mhye yazarım genelde kupon verirler. vermezlerse iade etmesi kolay ürünse iade eder tekrar alırım.
0
jelly bear
(05.11.25)
ürünü aldıktan sonra zam gelse, siz satıcıya"aaaa zam gelmiş, ben size biraz daha para vereyim" diyor musunuz?
-6
co2s2
(05.11.25)
İnternetten aldıysan koşulsuz iade edebiliosun, süpürge almıştım 5k 3gün sonra indirime girmişti mağazadan aldığım için mediamrkt hakkınız yok demişti. o gün bu gün mediamrkte gitmem

spor ayakkabı almıştım 5k indirime girdi ertesi gün 2k ya aradaki fark için iade ettim iade onaylanana kadar tekrar fiyatı artmıştı, iadenin onaylanmasını bekleme iade et ve tekrar al
0
eja
(05.11.25)
trendyol'u bilmiyorum ama hepsiburada kupon tanımlıyor. hiç sorun yaşamadım bugüne kadar gerçi premium üyeyim belki üyelere yapıyordur bu iyiliği.

biraz müşteri hizmetlerine carla beni iade edip tekrar almakla uğraştırmayın yoksa iade ederim ne fark edecek de..
+1
barisa
(05.11.25)
daha yeni başıma geldi, alacağım bir ürün güzel indirime girdi ve aldım; 3 gün sonra daha da düştü; iade ile uğraşmadım çünkü hem ürünü kullanmaya başladım hem de gelecek ürünün sorunsuz gelmeme ihtimali var. başka bir ürünü de alacaktım ve biraz daha düşsün diye bekliyordum, ona da zam geldi maalesef, alamadığım için üzüldüm. indirim veya zam işi tamamen şans, size uygun geldiğinde almak ve unutmak lazım
0
sweetoffice
(05.11.25)
Genelde Amazon bu durumda otomatik olarak para iade ediyor. O vermese haberim olmaz.
0
burfak
(06.11.25)
(27)

düdüklü tencere kullanıyor musunuz? yoksa korkuyor musunuz?

Gradient_tabanlı_mor
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum. siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum.

siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
+1
Gradient_tabanlı_mor
(05.11.25)
Kullanıyorum ve her seferinde korkuyorum.
+1
sadakatsiz
(05.11.25)
Kullanıyorum ama korku oluyor bende de. Basıncı boşaltma sırasında mümkün olduğunca tencereden uzak duruyorum ve düğmeyi çevirir çevirmez mutfaktan son hız koşarak çıkıyorum ve kapıyı kapatıyorum :)
Eskinin düdüklü tencereleri biraz daha riskliymiş simdikiler daha güvenli yapılıyor herhalde.
0
rock n roll
(05.11.25)
korkmuyorum.
korkuya bir şey denmez tabi de gayet güvenli araçlardır.
o düdük denilen şey aslında bir güvenlik valfi, içindeki basınç aşırı artınca havayı boşaltır. o ses korkutuyr olabilir ama güvenlikle ilgili bir derdi yok. hep annelerin korkutması bunlar.
aynı valf kombide de var. kombiye fazla su basarsanız bir den foşşşşaarttşsşşss diye aşağıdan sfazla suyu fışkırtarak atar, etraf batar ama hiç bir yer patlamaz.
mantığını fiziğini anlayarak korkuyu yenebilirsin belki
edit: eskiler daha ügvensizdi, yenilerde bu ihtimal gerçekten çok çok çok küçük.
+1
kisa
(05.11.25)
kullanıyorum, korkmuyorum. basıncının göstergesi var.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.11.25)
öğrencilik zamanımdan beri kullanırım.
kullanırım dediysem, senede bir iki ihtiyaç duyarım.
açarken bir yandan kapağa sıkıca basıyorum ve yavaşça kaldırıyorum kolunu. gereksiz ama gayri ihtiyari yapıyorum bunu.

içindeki havasını iyice aldıktan sonra bir de çeşme altında yıkayın tencereyi, her yerine su değsin, o zaman güvenle açabilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(05.11.25)
Korkuyorum. Düdüklü tencere şart olan bir tarifim de yok. En fazla bakliyat yemekleri için kullanabilirim. Onun yerine fasulyeyi nohutu akşamdan suya koymayı tercih ediyorum
0
grimavi
(05.11.25)
Korkuyorum ve kullanmıyorum.
+1
mutekebbir
(05.11.25)
kullandım defalarca korku olmadı. ama şu an evimde yok. ihtiyaç olmuyor. kemik suyu vs yapmadığım için. diğer bütün yemekler düdüklü olmadan da yapılıyor nasılsa
0
jelly bear
(05.11.25)
fissler tarzı güvenli modellere bak. daha güvenli duruyor. kendi kendine ve zorlama ile açılacak bir alet değil.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Kullanıyoruz ama tehlikeli mi evet
0
basond
(05.11.25)
fissler kullanıyorum patlamama garantisinden dolayı herhangi bir korkum yok. ama başka model de kullansam çok korkmazdım sanırım. patlama çok düşük bir ihtimal gibi geliyor
0
dfn4
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum.
0
inheritance
(05.11.25)
Korkutmak gibi olmasın iki defa patladı benimki. Kapağı iyi kapatmamışım. Mutfakta değilken patlayıp içindekiler tavana yapışmıştı. :( Kullanmaya devam ettim sonrasında; travmatik bir tecrübe değildi. Yeni nesilller daha güvenlidir, benimki eski epeyce.
0
auroraaurora
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum. eski tipte duduklu.
0
lemmiwinks
(05.11.25)
Çalışıyorum zamanım kısıtlı ağır ağır pişirme imkanım yok.
Kullanmak ne kelime :) Wmf set aldım büyük ve küçük her gün illa kullanıyorum.
0
cilekli pasta
(05.11.25)
10 senedir kullanıyorum bir kez bile sorun yaşamadım. Fissler
0
kullanicadi
(05.11.25)
yıllardır kullanıyorum, hiç de korkmuyorum, eskiden de korkmazdım.

eski tip düdüklü tencereler, içinde basınç varken açılabiliyordu. belki orada yanlışlıkla açma riski vardı. yeni düdüklü tencerelerin açma mandalı, içinde basınç varken kilitleniyor, isteseniz de açamıyorsunuz.

doğru kullandıktan sonra bir tehlikesi yok. ama mesela @kisa demiş ki düdük dediğin şey emniyet valfi, fazla basıncı oradan çıkarıyor. şimdi içini fazla doldurursun, içerideki bir mercimek parçası gelir içeriden o valfi tıkar, içerideki fazla basınç çıkamayınca ne olur? iyice sıkışır, sonra güm.

ama tepesine kadar doldurmak yerine yarısını doldurup içinde fokurdamaya yer bırakırsan hiçbir şey olmaz. ya da ne bileyim olmaz ya, fıslaması gerekirken fıslamıyor, fıslaması kesildi, ya da tuhaf sesler çıkarıyor, her zamankinden değişik bir şeyler oluyor. sakince ocağı kapat ve tencerenin durulmasını bekle. alttan ateşi kapattıktan sonra patlayacaksa bile patlamaz artık.
0
kibritsuyu
(05.11.25)
evimde düdüklü tencerem var ancak nasıl kullanılacağını bilmiyorum. içine ne koyup da pişireceğimi bilmiyorum.
0
co2s2
(05.11.25)
korkuyorum, kullanmıyorum annem kullanıncada girmiyorum mutfağa, korkan bir arkadaşım elektriklisini aldı %100 güvenilirmiş o şekilde kullanıyor.
0
eja
(05.11.25)
Kullaniyorum ve korkmuyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
Düdüklüde pişecek bir şey varsa eşim pişiriyor. Öğrenci evimde bir düdüklü tencere kazası sonrası saatlerce tavandan/duvarlardan salça ve fasulye silmem gerekmişti, gerçi o zaman da yemeği annem yapıyordu. Ben her türlü uzak duruyorum, gerek yok :)
0
kobuzchu kiz
(05.11.25)
Şimdi auroraaurora nin dediği şeyi ben patlama olarak almam, kapağı doğru kapatmamis, emniyet valfi ise yaramamış. Bu emniyet kemeri takmadan kaza yapınca emniyet kemeri ise yaramıyor gibi bir durum.
düdüklüyu savunayım (rakamlar uydurmadır)
Kapak kapalıyken 50 Bar iç basınca dayanır, düdük ise 6 barda açılır ve havayı boşaltir. Kapak tam. Kapanmazsa 4 barda kendini bırakır diyelim.
kapak kapalı olsa fazla. Basınç dudukten çıkacaktı, ama yarım kapalı olduğu içi. 6 bara gelmeden 4 5 varda kapak açıldı ve etrafı dağıttı. Mubtemelen bomba gibi. İr sarapnel parçası yoktur sadece ortalık batmıştır (kapak da bir tarafa gitmiştir)
0
kisa
(05.11.25)
korkuyorum kullanmıyorum onun yerine arçelik gurme şef kullanıyorum, instant pot olarak geçen ürünler kullanılabilir kısaca
0
barisa
(05.11.25)
@kisa
Evet, kullanıcı hatasıydı benimki. Hala kullanıyorum aynı tencereyi, bir sıkıntısı yok. Yine de dikkatli olmakta fayda var.
+1
auroraaurora
(05.11.25)
surekli kullaniyoruz, elimizdeki tencere 15 yasini gecti.
sifir korku.
cunku (bkz: guvenlik katsayisi)
+1
cooperr
(05.11.25)
korkuyorum. evde bomba gibi duruyodu yıllardır. anneme verdim o da kullanamıyor çünkü o da korkuyor. niye istedi bilmiyorum sdkfsfg
0
matilda
(05.11.25)
Neredeyse tüm yemekleri düdüklüyle yapıyorum, korkmuyorum.
0
mirty
(05.11.25)
(15)

Hangi temayı kullanıyorsunuz?

sekizdokuzon
Hello kitty kullanmak istedim ama yazıları okumak zor oldu (benim gözüm bozuk). Portakal çiçeği bayağı iyiymiş, bir süre buradan devam edeceğim.Siz hangisini kullanıyorsunuz?Teşekkürler.
Hello kitty kullanmak istedim ama yazıları okumak zor oldu (benim gözüm bozuk). Portakal çiçeği bayağı iyiymiş, bir süre buradan devam edeceğim.

Siz hangisini kullanıyorsunuz?

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(04.11.25)
Dümdüz karanlık mod.
Yıllardır bunu bekliyordum çok iyi geldi bana.
+2
mutekebbir
(04.11.25)
mobilde karanlık mod
webde de karanlık kullanmak istiyorum ama yazılar okunmuyor. gölgeli gibi geliyor. o yüzden standart tema maalesef.
+1
elorelia
(04.11.25)
desktop standart, mobil karanlik.

guzel temalar var gibi ama standart'a neredeyse 20 yildir cok alistim, desktop'ta onu degistirmem sanirim.
+1
lemmiwinks
(04.11.25)
ocean. gayet beğendim. genel olarak telefonda da, bilgisayarda da hep açık renk kullanırım.
+1
co2s2
(04.11.25)
güz hasadı (zaman ilac degil insanlar unutkan'dan)
+1
yazar yazmaz yazan yazar
(04.11.25)
Hem bilgisayarda hem telefonda karanlik kullaniyorum. Farketmemisim boyle temalarin oldugunu, gormustum duyuruyu ama bakmamisim. Bi ara denerim digerlerini de
0
fakyoras
(04.11.25)
ben düz biriyim haliyle en düz halini kullanıyorum
0
Sadece soruyorum
(04.11.25)
HelloKitty'yi ben yaptım. Biraz deneme/yanılma teması gibi oldu o. Diğer yaptığım temalardan farklı bir yöntem kullandım. Logosu da yazı değil, görsel şekilde mesela. Ancak şu an onaylanmış olsa da henüz o tema için Beta versiyon diyebilirim.

Bu ve benzeri geribildirimler olur ise düzeltmeler yapıp tekrar onaya yollayacağım.

Ve evet, yazı renklerinin göz kanattığının farkındayım. Değiştireceğim daha koyu bir renkle.

Son olarak, Kitty fikri bana ait değil. Hakkını yemiş gibi olmayayım, @compumaster rica etti böyle bir şeyler yapabilir misin diye. Benim de css bilgim pek yok ama yaparım dedim. İlk çıkan iş bu.

Diğer temaları (Kahve ve BubbleGum) kendim yaptım uyumlu olabileceğini düşündüğüm renklerle.

edit: şöyle düşünüyorum yazıları. nasıl?
i.imgur.com
0
himmet dayi
(04.11.25)
evet daha iyi, su anki hali cok pembe :)
bence tepedeki alanin arka fonuyla da oynayabilirsin,
bir de iconlari ibb.co bu hale getirek siteyi tam bir hellooooooooo kitttttttyyyyy yapabilirsin :) (crop edip tek tek gemini nano banana gonderirsen yapar herhalde toplu halde yapmiyor :()
0
compumaster
(04.11.25)
ocean
0
cooperr
(04.11.25)
photshop işini çözersem onu da halledecem. son çare malum ortamlardan portable bir ps bulacağım artık :)

arkaplanı da dediğin gibi azıcık şey edeyim temayı kullanan 2 kişi kör olmadan :d
0
himmet dayi
(04.11.25)
bu arada ocean biseysorcaktim'a ait. onun sayesinde bu tema mevzuusu basladi, herkes tesekkur etsin.
+1
compumaster
(04.11.25)
ocean. çok çok iyi.
0
koela
(04.11.25)
tema mevzusu iyi oldu. siteye biraz kan can geldi :)

harici eklentilerle, sitelere css ekleyip rengini şeklini az çok düzeltebiliyoruz zaten, başka bir duyurunun altında bu konuda ufak bir önerimi belirttim sağolsun compumaster hızlıca geliştirmeyi tamamladı. teşekkürler.

ben de ai yardımı hızlıca ile bir kaç tema oluşturdum.

---
oluşturduğum temalarla ilgili rahatsız edici bug'lar, okunmayan yerler, iyi görünmeyen butonlar vs varsa iletin müsait olduğumda düzeltirim.
+1
biseysorcaktim
(04.11.25)
HelloKitty revize haliyle yayında! Bekleriz :d
0
himmet dayi
(04.11.25)
(3)

iphone 13 den iphone 16e ye geçilir mi?

Defanstaki son adam
Selamlar,Eşimle beraber iphone 13 kullanıyoruz. bataryalar öldü %75 civarında. kamerayı hiç beğenmiyoruz. apple batarya değişimi 2 telefon toplam 7 bin tl tutuyor. kasım kampanyalarında eski telefonu ver yenisini al ile 2 iphone 16e yi toplam 29 bin tl lik masraf ile elde edebiliyoruz. evde de apple
Selamlar,

Eşimle beraber iphone 13 kullanıyoruz. bataryalar öldü %75 civarında. kamerayı hiç beğenmiyoruz. apple batarya değişimi 2 telefon toplam 7 bin tl tutuyor. kasım kampanyalarında eski telefonu ver yenisini al ile 2 iphone 16e yi toplam 29 bin tl lik masraf ile elde edebiliyoruz. evde de apple ekosistemi kullanıyoruz. sizce geçiş mantıklı mı? 2 kamera 3 kamera olması çok önem verdiğim bir konu değil görünüş açısından. normalde pro model almak istiyorduk fakat krediler vs. olduğundan dolayı 1-2 yıl öteleme durumu var. hem yeni teknoloji hem tek kamera olsa da daha iyi performans vermesi ve sıfır telefon ve güncel donanım olması bize mantıklı geldi. sizler ne dersiniz?
0
Defanstaki son adam
(03.11.25)
geçilir
0
jelly bear
(03.11.25)
batarya azalınca gerçekten sıkıntılar başlıyor, olur olmaz yerde birden kapanıyor telefon. bazen şarj göstergesi hatalı oluyor.

16e süper bir telefon değil ama hala 13'ten daha ileri.
bende de benzer durumda bir 13 var. yeni modele geçmeye cesaret edemiyordum ekonomik sebeplerden ama eskiyi ver yeniyi al kampanyası ile sizin düşündüğünüze benzer bir şey düşünebilirim, mantıklı geldi.
0
biseysorcaktim
(03.11.25)
13 kullanıyordum ve 16e'ye geçtim. memnun kaldım. 13te de batarya çok çabuk bitmeye başladı diye servise vermiştim. servis ücretsiz değişim yapmış. onu da ikinci tel olarak kullanıyorum ondan da memnunum :D
0
entegre
(03.11.25)
(11)

Birikim Yapmak / Para Biriktirmek

Başka
Yılbaşında kendime bir hedef koymuştum. 1 yılda 150 bin lira kenara atacağım diye fakat sonra miktarı değişirdim 1 yılda kenara 200 bin lira atacağım dedim ve bu hedefime ulaştım. Sizde 1 yılda 200 bin lira biriktirmek iyi bir şey mi kimine göre 2 maaş olabilir fakat asgari ücretin 9 katı. Maaş 50k
Yılbaşında kendime bir hedef koymuştum. 1 yılda 150 bin lira kenara atacağım diye fakat sonra miktarı değişirdim 1 yılda kenara 200 bin lira atacağım dedim ve bu hedefime ulaştım.

Sizde 1 yılda 200 bin lira biriktirmek iyi bir şey mi kimine göre 2 maaş olabilir fakat asgari ücretin 9 katı.

Maaş 50k ev kira degil araba yok. Yeme içme dısardan ve sosyal bi yaşantım var.

Sizce iyi mi kötü mü?

ps: yıl sonu 220 ile kapatacagım
-3
Başka
(03.11.25)
Yılda 200 demek ayda 17 bin
50-17=33 harcanan oara
Harcamanın yarısı kadar para biriktirmissin. Bence iyi.
0
kisa
(03.11.25)
gayet iyi bence. maaşının %25'ini kenara atmışsın.
0
elektr10
(03.11.25)
iyi ama umarım türk lirası cinsinden değildir birikim. eğer öyleyse çok berbat bir birikim yöntemi olmuş olur.
0
wilhelmwasmuss
(03.11.25)
Aylık yüzde 10 iyidir. Sizin için bu yıl 60bin. Bunun 3 katından fazla, 200bin biriktirmek çok iyi.

Kira olmayınca, (İstanbul koşulları için söylüyorum) ortalama bir 15bin tl avantajınız oluyor. Yıllık 180 bin yapar. Yani kira ödemeyen bir insan için çok da biriktirmiş sayılmazsınız. Ama tabii ayağınızı yine de yorganınıza göre uzatmışsınız. Aynı maaşa aynı imkanlara kenara beş kuruş koyamayıp üstüne kredi borcu yapan insanlar çok.

Bence gayet iyi. Allah güzel şeylere harcatsın... (Aksaklıklara, sıkıntılara değil, keyfe, mutluluğa)
0
yadigar
(03.11.25)
tebrikler.
az çok demeyelim, boş geçmeyelim diye düşünenlerdenim.
yeter ki biriktir, az da olsa çok da.
çok olursa daha iyi elbette.

yıllık kazancınızın üçte birini biriktirmiş ve aylık 35bin lira ile geçinmişsiniz.
yüzde 30 birikim çok iyi, çünkü hafta bir çıksanız bile bir kahve 200 bir bira olmuş 230 civarında. daha az harcamak için anneanne gibi yaşamak lazım.

--
para parayı çeker gerçekten.
biriktirdiğiniz parayı bilginiz dahilinde bir yatırım aracına çekerseniz sizin için daha karlı olur. bu sene 200 olan para, aynı oranda birikip yapmaya devam ederseniz seneye 400 değil, 600 hatta 700e ulaşabilir.
0
biseysorcaktim
(03.11.25)
bence gayet iyi.
0
lemmiwinks
(03.11.25)
Bence ayda kenara bir çeyrek ya da bir yarım altın koy. En mantıklı birikim bu yine de ytd.
0
cemallamec
(03.11.25)
4te 1 tasarruf guzel oran, daha agresif olup olmamak sana kalmis tabi. agresiflik iyice kisarak oldugu gibi mevcut harcamalari gozden gecirip alternatiflerine bakmak, yuksek kalemlerde gereksiz gorulen kisimlari tiraslamak seklinde de yapilabilir.

daha agresif olupr 50/50 seklinde mesela kisa surede daha iyi birikim yaparsan gaza gelip motive olduktan sonra zamanla orani dusurebilirsin.

isi ciddiye alarak yapmak istiyorsan da aylik butce takibi, tasarruf orani takibi vs gibi excelden ve mobil applerden faylanarak yapabilirsen daha tertipli ve duzenli olmak da ekstra motivasyon saglayabilir.
0
bay b
(03.11.25)
diger duyuruculara katilmakla birlikte ayni seyleri tekrar yazmamak adina baska bir konuya deginmek istiyorum. bu parayi nasil biriktirdiginizle ilgili iyi veya kotu diyebilirim. eger yatirim yaparak biriktirdiyseniz iyi. fakat bu parayi sadece kenara attiysaniz kotu bir sekilde biriktirmissiniz cunku buyuk ihtimalle bu paradan en az %50 fazlasi elinizde olabilirdi. yani bir sepet yaparsaniz (altin, fon, hisse, doviz, mevduat vs.) cok daha fazla biriktirebilirsiniz.
+2
Sour
(03.11.25)
Bir yılda şu kadar para biriktireceğim sözü kötü. Bu kadar enflasyonist bir ortamda, ifade ettiğiniz meblağ çok kısa süre sonra anlamsız hale gelir. Uygun olanı, yolda bulsam dahi elime geçen her paranın % (örneğin )20 sini derhal yatırıma yönlendireceğim demektir.

Ancak bu parayı ayırmak da çok önemli değil, biraz zaman ayırıp finansal okuryazarlık becerisi edinip her gün üç beş dakikanızı bu konuya ayırarak bu birikimi çoğaltabildiğiniz ve enflasyon karşısında ezmediğiniz sürece başarılısınız demektir.

Ve bir de bu paraya (örneğin) konut almak dışında, (örneğin) emekliliğime kadar asla dokunmayacağım deyip bunu becerebiliyorsanız o zaman başardınız demektir.
0
Mirket
(03.11.25)
TL olarak maaş aldığımız için miktarı belirttim yoksa para kumbara da değil :) sepet yaptım. dövizde aldım, altın da. ayrıca %47'den faizde ek bir param da var.

Araba almak için biriktirdim ve su an ortalama bir araba alabilecek durumdayım.
0
🌸Başka
(04.11.25)
(12)

Kasım indirimlerine inanıyor musunuz??

Başka
Malum bu ay indirim ayı kutsal cuma kara cuma harika hafta gibi ıvır zıvırlarla ürünler pazarlanıyor? peki siz bu kasım indirimlerine inanıyor musunuz?şahsen ben pek inanmıyorum. geçen hafta sepete attığım şort 1500 liraydı sonra 2500 tl oldu. Bugünde kasım indirime girmiş 1800 lira olmuş :)
Malum bu ay indirim ayı kutsal cuma kara cuma harika hafta gibi ıvır zıvırlarla ürünler pazarlanıyor?

peki siz bu kasım indirimlerine inanıyor musunuz?

şahsen ben pek inanmıyorum. geçen hafta sepete attığım şort 1500 liraydı sonra 2500 tl oldu. Bugünde kasım indirime girmiş 1800 lira olmuş :)
-1
Başka
(03.11.25)
50-100 TL indirim olmuş fazlasını görmedim
0
artıküyeolmakistiyorum
(03.11.25)
yurt dışı olarak hiç deneyimim yok ama türkiye'deki bu olaya inanmıyorum. zaten çoğu platformda da kampanya öncesi 500 tl olan, sonra kampanya dönemi aynı ürünün fiyatı 1200 tl imiş de 750 tl'ye düşmüş gibi "kampanya" yapıldığına dair twitter'da, ekşi'de çok fazla ifşa görüyoruz. bizim halk da hala inanıyor.
0
m e b
(03.11.25)
e-ticaret sektöründe çalışan biri olarak normalde inanmıyorum. ama ilk defa bu sene bebek alışverişi yaptığım için sıkı takip ettim. çok iyi indirimle yakaladığım şeyler oldu gerçekten son birkaç gündür.
0
la mort heureuse
(03.11.25)
İnanmıyorum da yüce bi güç var bence.
0
antihero
(03.11.25)
Çoğu bindirip indirme muhtemelen ama arada gerçekten iyi indirime rastlanabilir, hepsiburada satıcılar tarafında komisyonda ciddi avantaj sağlıyor kasıma özel olarak, diğerleri de geri kalmıyodur.
0
(03.11.25)
normal zamanlarda dahi online'da ürünler %10 civarı bir kâr marjıyla satılıyor zaten. hatta bazen %1-2 ile bile satılan ürünler oluyor. (xiaomi ürünleri böyledir mesela, kimse para kazanmaz ama müşteri talebi nedeniyle ciro olsun diye satarlar)

kasım ayında aylardır stoklarda duran ürünler eritilir genelde. mesela benim stoğumda şubat 2024 girişli, 1300 lira maliyetli ürün var. 21 ay geçmiş. aylık 4%'ten finansal maliyet alınca 84% eder. yani ürünün bana maliyeti şu anda 2400 TL. ben bunu belki 700-800 lira zarar satacağım kurtulmak için.

%50-%60 indirim olan ürünler bunlardır. hayvan gibi zararla ama paçalda kurtaran marjla ürünler eritilir. o ürünleri yakalamak lazım. yoksa iyi satan bir üründe kimse %50 indirim yapmaz.
+2
efreet sultan
(03.11.25)
iyi indirime giren şeyler oluyor fiyatını takp ettiğim şeyler oluyor onların fiyatına bakıp iyi indirim varsa alıyorum. mesela şampuan geçen sene fiyatı 350 tl gibi bişeydi 128 tl olmuştu indirimde
yoksa tabi ki çoğu bindirimden indirim.
0
eja
(03.11.25)
bazı ürünlerde oluyor. açıklaması yukarıda yapılmış.
bu durum dışındaki indirimlere inanmıyorum.

neredeyse hiç "aa kasım geliyor, dur indirimlerden bir şey alayım" demedim. arkadaşlarım hep "kasımda şunu yakaladım, olm ne biçim düşmüş" falan diye bir sürü şey alıyorlardı ama gerçekten ihtiyacı olup da zaten almak istedikleri ürünleri mi alıyorlar yoksa hazır indirimde alayım bari mi diyorlar orası tartışılır.
0
biseysorcaktim
(03.11.25)
pek inanmıyorum. çünkü bindirim indirim gibi bir şey yapılıyor. bazı ürünlerde gerçekten oluyor fakat o da olması gereken fiyat zaten.
0
koela
(03.11.25)
giyim kuşam tarzı ürünlerin hiçbirindeki indirime inanmıyorum.

playstation store'da fiyatlarını bilip takip ederek izleme listesine aldığım oyunlar var mesela, indirime girdi diye mesaj geliyor. onlarda ciddi ciddi indirim oluyor.

yoksa trendyol'daki indirimler falan hikaye.
0
kibritsuyu
(03.11.25)
Her Kasım'da Amazon'dan yıllık deterjanımı alıyorum. Deterjan indirimi var, inanabilirsiniz. Ama benzer oranda indirim yıl içinde de ara ara oluyor.
0
gnosis
(03.11.25)
Boyner’de bazı parfümler en az bin tl indirimde
0
olaylar olaylar
(03.11.25)
(8)

Ciddi ilişki uygulamaları

ashleybon
Tinder, happen gibi değil de daha ciddi ilişkiler aramak için hangi uygulamaları önerirsiniz?
Tinder, happen gibi değil de daha ciddi ilişkiler aramak için hangi uygulamaları önerirsiniz?
0
ashleybon
(02.11.25)
Bu uygulamalarda da eğer denk gelirseniz ciddi ilişkiler kurabilirsiniz. İsteğiniz doğrultusunda açıklamalar kısmına "ciddi ilişki" ibaresini ekleyebiliyorsunuz diye biliyorum. Bunlara ek olarak badoo da vardı onu da değerlendirebilirsiniz ama dikkatli olmakta fayda var kadın yada erkek takliti yapan çok insan var. İnternetten tanışıp ilişki kurmak bana göre biraz kumar.
0
mermaidd
(02.11.25)
Geçenlerde bir arkadaş 2 yıllık sevgilisini hinge diye bir app'ten bulduğunu demişti.
0
Amaranta ursula
(02.11.25)
Tinder’dan da ciddi iliski bulan arkadaslarim var, hatte evlenenler var. Hala da beraberler (7+ yil). Isteginizi ciddi iliskiye ayarlayabilirsiniz.

Onun disinda Bumble ve Hinge iyi diye duydum. En son bi arkadasim Hinge’de tanistigi kisiyle sozlendi, bir digeri Bumbleda tanistigini ailesiyle tanistirdi.
0
kuehles blondes
(02.11.25)
mevzubahis uygulamayı kullanan kızların min 5 flörtü 2-3 fb'si var.
0
hold the door
(02.11.25)
Okcupidden tanışıp evlenen çift tanıdığımız var.
benim de ciddi ilişkim buradandı zamanında.

ama bu uygulamalar artık ciddi ilişki kurdurmak istemiyorlar.
çünkü gittin, biriyle tanıştın ve uygulamayı sildin. artık kullanmıyorsun. istemedikleri şey bu. tanış, takıl biriyle, yat-kalk-ayrıl, sonra başkasını bul, döngü devam etsin istiyorlar. match group'un bir sürü dating-app'i var ve hepsi de benzer şekilde çalışıyor.

merak ederseniz şu videoda anlatılıyor.
www.youtube.com
0
biseysorcaktim
(02.11.25)
dilemma of subscribtionability
(02.11.25)
X uygulamasındakiler ciddi ilişki aramaya daha yatkındır demek mümkün değil, şanslar hepsinde eşit. Seks arayan hepsinde arıyor.

Asıl büyük fark hangi profil hangi uygulamada daha çok. Ciddi ilişki kurmak istediğin profili anlat, hangisinde o profilden daha çok var onu söylesin kullananlar.
0
Bruce
(02.11.25)
ekşiduyuru var.
0
entegre
(03.11.25)
(17)

Mükemmel yumurta yemek için çaba harcıyor musunuz?

messina123
Süre tutmak gibi mesela. Yoksa allah ne verdiyse pişirip yiyor musunuz
Süre tutmak gibi mesela. Yoksa allah ne verdiyse pişirip yiyor musunuz
0
messina123
(31.10.25)
yani mükemmel yumurta yemek gibi bir idealim yok ama mesela haşlıyorsam sarısının çok katılaşmasını sevmiyorum o yüzden süre tutuyorum kaynadıktan sonra 3-4 dk. gibi.
+1
king lizard
(31.10.25)
Ben hafif sulu kayısı kıvamı sevdiğim için tutuyordum ise yariyordu. Su kaynadıktan sonra 180 saniye tutuyordum. Fakat sayı 200 e çıktı. Sonra da 200 üstüne. Bı yerde hata yapmaya başladim galiba artık zor tutturuyorum ama yine de hep bu şekilde deniyorum.
0
egerbiryolcu
(31.10.25)
çaba mı alışkanlık mı bilmiyorum ama haftaiçi işe geç kalmamak için yumurtamı haşlarım. sürem ve ısı derecem hep aynıdır (gazlı ocakta) ve hep kayısı olarak yerim.

hafta sonları da en az 1 kere menemen yaparım ve beyazı ile sarısını ayırır en son sarılarını atarım ki daha sulu kıvamda olsun.
0
elektr10
(31.10.25)
@egerbiryolcu yumurtalar büyümeye başladı.
+2
king lizard
(31.10.25)
Evet zamanlayıcı tutarım. Kaynamaya başladıktan hemen sonra 2 dakika 15 saniye zamanlayıcı başlar. İstediğim kıvamda kayisi yumurtayı yerim. Marketten yumurta almam.
0
ırene adler
(31.10.25)
kısık ateşte ilk kaynama anından itibaren altı dakika kaynatirim. yoksa cıvık oluyor, iğrenç.
+1
tabudeviren
(31.10.25)
allah ne verdiyse diye yumurta haşlandığını da ilk defa duydum. Sahanda Karışık yumurtanın pişme derecesi biraz tabii hissiyat da yumurta haşlamak süreli.

Mikemmel kayısı tarifi, yumurtayı fokur fokur kaynayan suya atıyoruz 7-8 dk, süre bitiminde ya önceden hazırladığınız soğuk(buzlu) suyun içine yada benim gibi direkt musluğun altında soğuk suya maruz bırakıp daha fazla pişmesini önlüyoruz. Kesin çözüm.
0
wallcan
(31.10.25)
Adet hakine getirdiğim birkaç şey var. Yumurtaları yıkayıp peçeteyle kurutuyorum. Haşlama suyuna soğuktan tuz ekliyorum. Renk değiştiren yumurta zamanlayıcım var. Onu da her seferinde yumurtalarla beraber kaynatıyorum. Üzmüyor beni.

Kayısı kıvam severim ve tuttururum. Azıcık daha pişmiş, azıcık daha rafadan olursa kafaya takmam.
0
yadigar
(31.10.25)
bir yumurta ne kadar mükemmel olabilir ki? hani birkaç malzemeden oluşan yemekten bahsetsek anlarım da yumurta yani bu, suda belli bir süre kaynat, ye gitsin.

sarısı fazla pişmiş ya da neredeyse hiç pişmemiş olanları değil de kayısı gibi sarı olunca güzel ama bunun için de taktik, süre, saniye tutacaksak işimiz yaş valla :)
0
m e b
(31.10.25)
haşlamak için belli bir kural gerekiyor, "koyayım suya pişsin, olmuştur ya şimdi çıkarayım" ile olmuyor. ya yumurta çatlar, ya içi çiğ kalır.

ocağın şiddeti ve yumurtanın türüne göre de değişiyor bu, illa saniyesine kadar süre tutmak ya da termometre ile su sıcaklığını ölçmek gerekmiyor ama bir dikkat etmek lazım yine de.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
rafadan yemeği çok severim. kaydatıktan sonra 100 saniye sayar alırım. bazen unutuyorum bu sefer de kayısı olma riskinden ötürü (hiç sevmem) lop olana kadar kaynatıyorum yaklaşık 4 dakika o da.
0
neira
(31.10.25)
Haşlama için kısık ateşte kaynadıktan sonra 3-4 dakika.

Kavurması ise kesinlikle köydeki gezen veya koşan tavuk yumurtasından olmalı .
0
diyecevaplandı
(31.10.25)
Çocuğum için pişirdiğim için evet sevdiği gibi olması için çabalıyorum
0
basond
(31.10.25)
Evet basinda bekliorm kaynadiktan sonra 2 dk kayisi gibi organik yumurtacidan aliorm h sonu 1 yumurta keyfim var bi tane
0
eja
(31.10.25)
Yumurta pişirici kullanıyorum, hep aynı ayarda pişiriyor. Bu tarz bir takıntınız varsa öneririm.
0
akhenaten
(31.10.25)
ben haşlanmış yumurtayı uzun süre tutmayı seviyorum akmasın dökülmesin löp löp yiyeyim diye. o yüzden hiç ayar tutturma kaygım olmadı, garanti olsun diye 10-11 dakika tuttuğum bile olur. farklı yemek istesem muhtemelen zaten beceremezdim, onunla uğraşamam.
0
der meister
(31.10.25)
Çaba gerekmiyor çünkü her şey gözümün önünde oluyor. Hep sahanda yaparım. Öğrencilik zamanımda rafadan yaparken saat tutardım ama.
0
mikro patlama
(31.10.25)
(9)

İlk kez hisse senedi aldım kafam karıştı

administ
https://hizliresim.com/nzx837whttps://hizliresim.com/m0l16vtEmir fiyatı 35 diyor ama baktığımda kar da gösteriyor. Hesapta da 103000 vardı ama burda satarsam 96800 var. Benim 7 küsür bin liram nereye gitti ki.
hizliresim.com
hizliresim.com
Emir fiyatı 35 diyor ama baktığımda kar da gösteriyor. Hesapta da 103000 vardı ama burda satarsam 96800 var. Benim 7 küsür bin liram nereye gitti ki.
0
administ
(31.10.25)
Siz hisseyi 3,16'dan almışsınız. Hisseyi aldıktan sonra Emir fiyatının bir önemi yok. 7 bin TL yatırım hesabınızda TL olarak duruyordur kullanılmadığı için.
0
loras
(31.10.25)
7 bin nakit başka bir yerde duruyor olabilir mi.
0
king lizard
(31.10.25)
Satıp bakacağım başka bir yerde değil para inşallah zarar etmemişimdir
-3
🌸administ
(31.10.25)
satmanın bence bir yararı yok, şu an hisse 33.40 civarlarında, eğer satarsan gelse gelse 97500 filan gelecek, ekstra 7000 gelmeyecek bir yerden.

bazen iki üç gün beklemek gerekiyor hisse işlemlerinde bütün nakit transferlerinin tamamlanması için. bekle bence.
+1
king lizard
(31.10.25)
para hesaptadır hisse senedi alışı öyle bir işlem değil. Şimdi satınca da T+2 de alacaksınız parayı şaşırmayın. Ama satınca 7k gelmeyecek bir yerden. O para yatırım hesabınızda duruyordur.

Siz emri 35 küsürden verdiğiniz için 103 küsürü yatırıma almış ama 31.6 tan aldığından o parayı kullanmamış vs.

Düz mevduatınızda değil o para ayrıca bir yatırım hesabınız olmalı orada olur. Onu Yatırımdan mevduata aktarabilirsiniz.
0
wallcan
(31.10.25)
T+2 mi ?
Peki millet nasıl gün içi day trade yapıyor ki para t+2 de geçecekse
0
🌸administ
(31.10.25)
t+2 olduğunda hesabı nakit olarak çekebilir, başka hesaplara aktarabilirsiniz.
t+2 olmadan önce de o para ile başka hisse alabilirsiniz.

hisse sattıktan sonra paranıza geçici bir bloke koyuluyor, çekemiyorsunuz. ancak hisse o para ile hisse alabiliyorsunuz.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
0,02 artışta satmışsın. Hisselerin vergi kesintisi var. Yüzde 99 zarara girdin.
0
arbre
(31.10.25)
yukarıda açıklanmış. özetle 2920 adet pay almışsınız ve hissenin fiyatı da %2.5 artmış ve 2200tl kardasınız. 0.02 artışla satma gibi bir durum yok. 7K yatırım hesabında görünür. ayrıca hisselerin vergi kesintisi yok, eğer konuyla ilgili bilginiz yoksa insanlara yanlış bilgi vermemek lazım. sadece yatırım ortaklığı hisselerinde var, o da kardan %10.
0
awlmi
(01.11.25)
(8)

neden reklamlarda oyunculara dünyanın parasını veriyorlar

messina123
mesela x bir oyuncuya 5 saniye reklamında oynasın diye 100 milyon lira ödedi gibi haberler çıkıyor. bunun yerine ürünlerine 100 milyon tl'lik indirim yapsalar. mesela ürettikleri gofret 10 lira diyelim. bu gofretleri 100 milyon liralık kontenjan kadarını 1 liraya satsalar daha büyük reklam olmaz mı?
mesela x bir oyuncuya 5 saniye reklamında oynasın diye 100 milyon lira ödedi gibi haberler çıkıyor. bunun yerine ürünlerine 100 milyon tl'lik indirim yapsalar. mesela ürettikleri gofret 10 lira diyelim. bu gofretleri 100 milyon liralık kontenjan kadarını 1 liraya satsalar daha büyük reklam olmaz mı?
+2
messina123
(31.10.25)
Stokçuluk yaparlar. o bir liralık ürün tüketiciye gitmeden marketler stoklar kampanyasız fiyata satarlar, bunun önüne geçemezsin.
0
duyuruuser
(31.10.25)
urunun fiyati karar verirken tek etken degil. hatta bazen urun ucuz diye tercih edilmez, marka musteri uzerindeki imajini kaybeder. ornegin apple urunleri mesela iphone her zaman emsallerine gore daha pahalidir. bir anda digerlerinden ucuz olsa ilk basta satislar artar ama bir sure sonra satislar duser cunku siradan bir urun haline gelir. o urunun talep gormesinin nedeni daha pahali olmasi.

ek olarak, bir urunu pahali alan insan o urunun kusurlarini kapatmaya daha yatkindir.

hatta belli bir musteri kitlesi vardir ki, bu kitle ortalama bir musteriye gore cok daha fazla tuketim odaklidir, bir urunun fiyatina bakar, ama pahali ve daha zor erisilebilir olursa o markayi tercih eder. kullanilan urunler, markalar insanlarin diger insanlardan ayrisma aracidir.

x oyuncular da bu stratejiler arasinda markalarin belli kesime yonelik konumlanmasi icin kullanilir. o oyuncunun temsil ettigi imaj marka ile eslesir, ve marka o sekilde konumlanir. ornegin rafael nadalin reklamlarinda oynadigi bir tenis t-shirt urununu ve markasi ile hulya avsarin reklamlarinda oynadigi t-shirt ve marka farkli kitle, gelir grubu ve fiyata hitap eder. o nedenle o unlu hitap ettigi kitle, ve imajina paralel olarak reklamlardan gelir elde eder.
+2
emrahday
(31.10.25)
olmaz. bir şey ucuzladıkça, onun kalitesine dair inancımız azalıyor. fiyatı belli bir seviyenin üstündeyse, otomatikman bu kaliteli bir ürün ve ederi bu gibi bir algımız oluyor. o yüzden 100 milyon lirayı indirim tarzı kampanyalara dağıtsalar, marka adı açısından intihar olabilir. (mantıklı demiyorum bu arada, olan sadece)

o 5 saniyede oynayan oyuncu, ne bileyim beren saat ya da kıvanç falan; aslında bir persona'yı temsil ediyor. cool onlar. mavi kot giyiyor mesela. mavi kot giymenin modayı yakalayan ve cool bir şey olduğunu ve kıvanç gibi harika insanların da onu tercih ettiği izlenimi edindiriliyor.

branding ve marketing 101 gibi bir şey. fiyatı ucuz yapma. ürünü kuul gösterecek sözler (just do it) ve reklam yüzleri (kıvanç) gibi enstürmanlar kullan. hatta sık sık stok bitsin (zara) ki talep çok ve ürün az izlenimi olsun (yoksa fabrika'da işçi mi yok da sürekli zara'da ürün bitiyor) gibi gibi
+2
gitdaddy
(31.10.25)
öncelikle reklamın kötüsü olmaz. sonralıkla ünlüye para yedirebilen şirket daha zengindir, daha itibarlıdır.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(31.10.25)
ucuza satılırsa satışlar düşer, değeri azalır, tüketici kitlesi değişir. çoğu marka bunu istemez. bazıları bazı markaları sadece "pahalı" diye tercih ediyor. ötesi berisi yok, tek sebebi bu. herkesin kullandığı şeyi kullanmayayım, biraz özel olayım istiyorlar. bu düşünce sadece lüks tüketim değil, detarjandan pantalona kadar yayılıyor.

ünlüye para verme işini pek anlamıyorum ben.
bende aksi bir reklam oluşturuyor açıkçası, o markayı almak istemiyorum bile.
çünkü mesela aldığım pantalonun yarı parası o markanın yüzü olan kişiye gidiyor.
o zaman bin liraya değil, 500 liraya daha kalitelisini alabilirim.
ben neden o adamı finanse ediyorum ki.

ama çoğu kişi böyle düşünmüyor. güzel ve ünlü adam/kadın koyuyorlar marka yüzü olarak. iki türlü kazanç sağlıyorlar:
1 - o kişi o ürünü kullandığı için başarılı/güzel/zengin diye kodlanıyır zihnine
2 - o kişiyi gördüğün her yerde yine o ürün aklına geliyor. bu durumda 30 saniyelik tv reklamından çok daha geniş bir alana yaymış oluyorsun markanı.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
çünkü dünyanın en iyi ürününü üretmek para kazandırmıyor. Kalitesi ne olursa olsun ürünü satmak para kazandırıyor.
0
wallcan
(31.10.25)
@wallcan cidden durum dediğin gibi
0
🌸messina123
(31.10.25)
Reklam seti gunu oyuncuyla daha cok vakit gecirebilmek icin genelde sure belirtilip sozlesme yapiyorlar. Sure ne kadar uzunsa kase de o kadar artiyor. Pazarlamaci dostlarin da unlulu storyleri odeniyor.
0
klassno
(31.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.