kotu amacli yazar hesabi
İngiltere'den gelen bi çocuk barda 2-3 kızla konuşuyodu falan. Kızlar kelime söyletiyodu çocuğa. Bi buldurun be. Teşekkürler.
İngiltere'den gelen bi çocuk barda 2-3 kızla konuşuyodu falan. Kızlar kelime söyletiyodu çocuğa. Bi buldurun be. Teşekkürler.
0
love actually filminde geçiyordu efendimiz. videoyu bulamadım ama. hatta dediğin eleman Kris Marshall imiş.
0
aradaki uzaklik
Soru başlıkta
Soru başlıkta
0
son anketlerde 9.6 ve 10.4 arasında gidip geliyor. anketçilik tekniği olarak ikisi arasında pek fark yok. durumunun halen kritik olduğunu düşünüyorum..
bir kaç gün sonra sonar anket sonuçlarını paylaşacak. en gerçekci sonuçlar olacaktır. merakla bekliyorum.
bir kaç gün sonra sonar anket sonuçlarını paylaşacak. en gerçekci sonuçlar olacaktır. merakla bekliyorum.
0
müdahale edilmezse evet ancak akp devamlı provokasyon peşinde koşuyor. ciddi bir tehlike olarak görürlerse barajı geçmelerini çatışmasızlık ortamını bozarak engelleyeceklerini düşünüyorum. Ağrı'da ve Roboski'de şimdilik engellenmiş olabilir bu ama devletin elinde büyük bir operasyonel güç var, eninde sonunda başarılı olurlar konu provokasyon olunca.
0
akp'den oy çalıp çalamadığı konusunda bir veri yok. anketlere güvenmiyorum.
sadece chp'den oy çalarak barajı geçemeyeceği kesin. hdp'lilerin genel tavırlarına bakıldığında akp'den oy almaya odaklanıyorlarmış gibi görünmüyor.
bunlara bakınca maksimum %8'de falan kalır gibi görünüyor.
biri bana hdp'nin akp'nin önde olduğu illerde oylarını yükselttiği ve milletvekilliği alabileceği konusunda veri sunabilirse sevinirim tabi.
sadece chp'den oy çalarak barajı geçemeyeceği kesin. hdp'lilerin genel tavırlarına bakıldığında akp'den oy almaya odaklanıyorlarmış gibi görünmüyor.
bunlara bakınca maksimum %8'de falan kalır gibi görünüyor.
biri bana hdp'nin akp'nin önde olduğu illerde oylarını yükselttiği ve milletvekilliği alabileceği konusunda veri sunabilirse sevinirim tabi.
0
bir gün geçer diye düşünüyorum, öbür gün geçemez diye, son güne kadar her hangi bir araştırma şirketinin de net olarak geçip ya da geçemeyeceğini söyleyemeyeceğini, %8,5-11,5 arası oranlar verip hata payını minimum 1,5 vereceklerini düşünüyorum.. diğer yandan daha berbat durum ise hem geçmesi hem de geçmemesi durumuna bağlı olarak malum parti ile işbirliği yapıldığı yönünde senaryolar var, ve bu senaryolardan birisi muhakkak seçimlerden sonra daha da beklenir olacak bunu savunanlar tarafından, zaman gösterecek en nihayetinde.
0
Allahin Sopasi
- Bulmaca- Masa tenisi- Air hockey- Go cartyazsam nasıl olur.
- Bulmaca
- Masa tenisi
- Air hockey
- Go cart
yazsam nasıl olur.
- Masa tenisi
- Air hockey
- Go cart
yazsam nasıl olur.
0
gayet güzel. herkes snowboardcu, dağcı vs. olacak diye bişi yok ki.
0
cv'ye hobi koymayın! elin ecnebisi koymuyor, burada neden koyuyorlar anlayabilmiş değilim.
0
okuyamıyom ben ya
Bir arkadaşımla bu konuda tartıştım. Şimdi de size ne yaptığınızı sormak istiyorum.Ben numarama sahip olup, bir şekilde mesaj atmış her insana anından cevap verme zorunluluğunda olduğumu düşünmüyorum. Bazı insanlar gerçekten gereksiz şeyler yazıyor, moralim bozukken veya işim gücüm varken bir de onl
Bir arkadaşımla bu konuda tartıştım. Şimdi de size ne yaptığınızı sormak istiyorum.
Ben numarama sahip olup, bir şekilde mesaj atmış her insana anından cevap verme zorunluluğunda olduğumu düşünmüyorum. Bazı insanlar gerçekten gereksiz şeyler yazıyor, moralim bozukken veya işim gücüm varken bir de onlara cevap vermekle uğraşmak istemiyorum. Bu yüzden de facebookta ya da whatsappta çoğu insanın mesajlarına hemen cevap vermem. Onların da bu durumu taktığını düşünmüyorum açıkçası. "Niye oby cevab vermedi ühühü" demiyorlar herhalde. Gelen her mesaja dakikasında cevap vermek bence özgürlüğü kısıtlayıcı bir şey de. Ne bileyim arkadaşlarımlayken, dersteyken, kafa dinliyorken telefonla uğraşamam ki. Ama onun dışında acil cevap vermem gereken kişilere, sohbetinden hoşlandığım insanlara, yakınlarıma da ilk fırsatta geri dönerim. İşbu benim bakış açımdı.
Arkadaşım ise benim yaptığımın insanlara büyük saygısızlık olduğunu, kendisinin meşgulse veya morali yoksa hiçkimseye cevap vermediğini; müsaitse de herkese sırasıyla cevap verdiğini söylüyor.
Kardeşim işin gücün mü yok bunlara kafa yoruyorsun derseniz, hayır işim gücüm var yarın çok önemli bir sınavım da var ama ona çalışmamak için yapabileceğim her şeyi gün içinde yaptım. Sırada duyuruda soru sormak vardı. Onu da halletiğime göre şimdi cevapları bekleyebilirim.
Hangimiz haklı hangimiz haksızdan öte sizin naptığınızı merak ediyorum. Zira ben kendi yaptığımı gayet normal ve doğru bulurum. :i
Ben numarama sahip olup, bir şekilde mesaj atmış her insana anından cevap verme zorunluluğunda olduğumu düşünmüyorum. Bazı insanlar gerçekten gereksiz şeyler yazıyor, moralim bozukken veya işim gücüm varken bir de onlara cevap vermekle uğraşmak istemiyorum. Bu yüzden de facebookta ya da whatsappta çoğu insanın mesajlarına hemen cevap vermem. Onların da bu durumu taktığını düşünmüyorum açıkçası. "Niye oby cevab vermedi ühühü" demiyorlar herhalde. Gelen her mesaja dakikasında cevap vermek bence özgürlüğü kısıtlayıcı bir şey de. Ne bileyim arkadaşlarımlayken, dersteyken, kafa dinliyorken telefonla uğraşamam ki. Ama onun dışında acil cevap vermem gereken kişilere, sohbetinden hoşlandığım insanlara, yakınlarıma da ilk fırsatta geri dönerim. İşbu benim bakış açımdı.
Arkadaşım ise benim yaptığımın insanlara büyük saygısızlık olduğunu, kendisinin meşgulse veya morali yoksa hiçkimseye cevap vermediğini; müsaitse de herkese sırasıyla cevap verdiğini söylüyor.
Kardeşim işin gücün mü yok bunlara kafa yoruyorsun derseniz, hayır işim gücüm var yarın çok önemli bir sınavım da var ama ona çalışmamak için yapabileceğim her şeyi gün içinde yaptım. Sırada duyuruda soru sormak vardı. Onu da halletiğime göre şimdi cevapları bekleyebilirim.
Hangimiz haklı hangimiz haksızdan öte sizin naptığınızı merak ediyorum. Zira ben kendi yaptığımı gayet normal ve doğru bulurum. :i
0
Canım istemiyorsa telefonu açmam, cevap vermem en yakın arkadaşımla bu yüzden yolları ayırdık.
Telefon var diye özel hayatımızın her anına herkes müdahil olmak zorunda değil, anında açmak zorunda değiliz hayır.
Edit: sevgili,ana,baba ,kardeş vs hariç.
Telefon var diye özel hayatımızın her anına herkes müdahil olmak zorunda değil, anında açmak zorunda değiliz hayır.
Edit: sevgili,ana,baba ,kardeş vs hariç.
0
Kimse icin kendini bir sey yapmak zorunda hissetme.
Eger beklettigin insanlar yasli ise bekletmen hos olmaz ama "naber kenks" diye atilan mesajlara cogu zaman bos oldugumda cevap veriyorum. Zamanla alistilar bu huyuma.
Eger beklettigin insanlar yasli ise bekletmen hos olmaz ama "naber kenks" diye atilan mesajlara cogu zaman bos oldugumda cevap veriyorum. Zamanla alistilar bu huyuma.
0
Bende de bu olay kisiden kisiye degisiyor acikcasi. Bazi insanlara hemen cevap veririm ve onlardan da hemen cevap beklerim. Bazi insanlara keyfim yeterse cevap veririm. Bazilarina o an cevap vermek istemem, sonraya atarim vs.
Genelde arkadaslarim bana bu konuda kiziyor, gordun ama cevap vermiyorsun diye. Sirf bu yuzden son gorulme ve okundu isaretini kaldirmistim.
Ama genel tavrim ozetle, mesaja bakarim mesaj mi diye, adama bakarim adam mi diye, seklinde.
Genelde arkadaslarim bana bu konuda kiziyor, gordun ama cevap vermiyorsun diye. Sirf bu yuzden son gorulme ve okundu isaretini kaldirmistim.
Ama genel tavrim ozetle, mesaja bakarim mesaj mi diye, adama bakarim adam mi diye, seklinde.
0
bence de oyle bir zorunluluk yok. kimseyle bu sebepten tartismadim, zaten millet biliyo benim bu huyumu :D
0
Telefon taşıyor olmak istenilen her an ulaşılabilir olacaksın anlamına gelmiyor. Canın istemiyorsa konuşmazsın ya da mesajlara da cevap vermezsin. Mecburiyetin yok.
0
Bence haklısın, telefon numarana sahip olmaları istedikleri zamana da sahip olmaları anlamına gelmiyor. Elimizde her dakka telefonla dolaşmak zorunda da değiliz jenerasyonun tersine.
0
bu kadar darlanacağınıza "şu sıralar yoğunum ama uygun bir fırsatta döneceğim","müsait değilim müsait olunca mesaj atacağım" diyorum.
kimse beni rahatsız etmiyor beni de kimse rahatsız etmiyor.
yaptığın hoş değil açıkçası.ben de senin gibi biriyle arkadaşlığımı sürdürmek istemezdim mesela
kimse beni rahatsız etmiyor beni de kimse rahatsız etmiyor.
yaptığın hoş değil açıkçası.ben de senin gibi biriyle arkadaşlığımı sürdürmek istemezdim mesela
0
Eger havadan sudan bir muhabbetse yanit atma tamam da
onemli seylere de yanit atmiyorsan senin eksikligin oluyor
onemli seylere de yanit atmiyorsan senin eksikligin oluyor
0
ya ben de buna ayarım, hatta inanılmaz ayarım yani. böyle rezillik olmaz. arkadas acil bişe olsa gotum gotum ararsın zaten, wazzaptan yazıyorsan seni keyfimin yettigi zaman sallamamdan daha dogal bişe olamaz. benim de var böyle arkadaslarım hakkaten deliriyorum artık, telefonumu özgürce kullanamaz oldum aq. hele su mavi tik cıktı cıkalı. hemen trip atmalar bişeler. valla bu konuda ben napcagımı bilemez haldeyim, cogu zaman bi kişi yuzunden saatlerce wazzapa giremiyor yahut internetimi acmıyorum. evet ezigim sanırım:/
0
Çok uzun yazdığım için okumamışsınız sanırım tamamını. Önem verdiğim insanlara yani arkadaşlarıma aileme ya da acil mesajlara zaten geri dönüyorum, hatta mümkünse acilleri direkt arıyorum.
Benim cevap vermediğim kişiler daha çok hayatımda varlığıyla yokluğu fark etmeyen insanlar.
Benimle tartışan arkadaşım da meşgul olsam da cevap verdiğim insanlar kateogorisindeydi. Başkalarına bunu yapmamdan rahatsız olmuş.
@cizgilipijama: dayanamadığım görüntü o ya benim. o bildirim öyle kıpkırımızı duruyoken nasıl telefonu kullanabiliyosun :(
Benim cevap vermediğim kişiler daha çok hayatımda varlığıyla yokluğu fark etmeyen insanlar.
Benimle tartışan arkadaşım da meşgul olsam da cevap verdiğim insanlar kateogorisindeydi. Başkalarına bunu yapmamdan rahatsız olmuş.
@cizgilipijama: dayanamadığım görüntü o ya benim. o bildirim öyle kıpkırımızı duruyoken nasıl telefonu kullanabiliyosun :(
0
Sevgilim değilse hiç kusura bakmasın. Ne zaman istersem o zaman cevap veririm, aynı şekilde geç cevap verdiği zaman da tepki göstermem. Çok acil bir şey varsa arasın.
0
bu sorunun cevabını yanlış yerde arıyorsun.burada herkes mesajlara geç cevap verir.
0
ego savaşına dönüştürmediğin ve karşıdakini önemsediğini karşıdakine beyan edebildikten sonra ne zaman cevap verdiğinin önemi yok.
0
Annem ve babam dışında öyle hemen anında cevap verdiğim hiç kimse yok, onlar da çok merak ettikleri için aradıklarını görürsem hemen dönüş yaparım. Onun dışında telefona bağımlı yaşamaktan nefret ettiğim için anında mesajlara cevap verdiğim çok nadirdir. Mesajlaşma olayı sıkıcı zaten, whatsapp gruplarında filan hele hiç yazmıyorum, okumuyorum bile bazen yazılanları. Eğer canım sıkkınsa telefonları da açmam, arkadaşlarımın hepsi de bilir huyumu. Ama mesela birisiyle konuşuyorumdur şu kadar dakika geçsin de öyle cevap vereyim diye hesaplamam, mesajı gördüğüm an cevap yazarım. Biraz ruh haliyle alakalı, ne ben kimseye neden cevap vermedin ya da geç cevap verdin derim ne de kimse bana diyebilir...
0
Sırf bu yüzden Whatsapp ve bilcümle mesajlaşma programlarını yüklemiyorum. Genelde mesajlara cevap veririm ama yoğunsam, işim başımdan aşkınsa ana, sevgili, arkadaş, vb. ayırt etmeksizin hiç kimseye cevap yazmam acil bir durum dışında. Sonradan "Yoğundum, şimdi kendime gelebildim" diye ararım. O yüzden telefonda neneler gibi mesaj yazabiliyorum, mesaj yazma tekniğim hiç gelişmedi. Zamanında yoğun bir dönemimde sevgilim arayıp "Ben X arkadaşım ile buluşuyorum" dediğinde, "Şu an X ile Amsterdam'a uçup evlensen umrumda değil, iki saate görüşürüz. Alalalalala" demişliğim var.
0
sulphur
selamlar,bir iki aya mezun olacağım sanırım. ne yapmak istediğime dair hiçbir şey düşünemiyorum. epey yoğun biçimde ders çalıştım biraz da şartlar yüzünden keyifli güzel bir öğrencilik hayatım olmadı açıkçası. şimdi ne yapacağıma dair inanılmaz büyük bir boşluğun bilinmezliğin içine düştüm. yüksek l
selamlar,
bir iki aya mezun olacağım sanırım. ne yapmak istediğime dair hiçbir şey düşünemiyorum. epey yoğun biçimde ders çalıştım biraz da şartlar yüzünden keyifli güzel bir öğrencilik hayatım olmadı açıkçası. şimdi ne yapacağıma dair inanılmaz büyük bir boşluğun bilinmezliğin içine düştüm. yüksek lisans okumak sanırım en muhtemel plan çünkü kriz yüzünden iş bulamayacağım büyük olasılıkla. iş bulsam bile askerliğimi yapmadım öyle bir sıkıntı var.
daha okumak istiyor muyum onu da bilmiyorum aslında. okuduğum bölümü seviyorum ama herhangi bir alanına yoğunlaşabilmiş değilim. hepsinin kendine has keyifleri var bir seçim yapamıyorum. geç kaldım yurtdışı başvuruları için zaten.
yakın zamanda iki tane de kitap okudum. sonra onların etkisiyle güney kasabalarından birine yerleşip balıkçı olmaya karar verdim. bunu bir arkadaşıma söyleyince de o kadar sene ne diye okudun o halde diyince cevap veremedim.
hayatımı herkes böyle yapıyor o zaman ben de öyle yapayım düşüncesiyle yönlendirmek istemiyorum. kendi istediğimi yaparsam da daha sonra yapmak isteyeceğim şeylere ciddi zararlar vermesini istemiyorum.
bilemiyorum. düşünmek istiyorum ama düşünmemeyi seçiyorum. bu aralar hiçbir şeyi ciddiye alamıyorum.
serdar kılıç gibi dağlara gidip ormanlarda yaşayasım var.
bir iki aya mezun olacağım sanırım. ne yapmak istediğime dair hiçbir şey düşünemiyorum. epey yoğun biçimde ders çalıştım biraz da şartlar yüzünden keyifli güzel bir öğrencilik hayatım olmadı açıkçası. şimdi ne yapacağıma dair inanılmaz büyük bir boşluğun bilinmezliğin içine düştüm. yüksek lisans okumak sanırım en muhtemel plan çünkü kriz yüzünden iş bulamayacağım büyük olasılıkla. iş bulsam bile askerliğimi yapmadım öyle bir sıkıntı var.
daha okumak istiyor muyum onu da bilmiyorum aslında. okuduğum bölümü seviyorum ama herhangi bir alanına yoğunlaşabilmiş değilim. hepsinin kendine has keyifleri var bir seçim yapamıyorum. geç kaldım yurtdışı başvuruları için zaten.
yakın zamanda iki tane de kitap okudum. sonra onların etkisiyle güney kasabalarından birine yerleşip balıkçı olmaya karar verdim. bunu bir arkadaşıma söyleyince de o kadar sene ne diye okudun o halde diyince cevap veremedim.
hayatımı herkes böyle yapıyor o zaman ben de öyle yapayım düşüncesiyle yönlendirmek istemiyorum. kendi istediğimi yaparsam da daha sonra yapmak isteyeceğim şeylere ciddi zararlar vermesini istemiyorum.
bilemiyorum. düşünmek istiyorum ama düşünmemeyi seçiyorum. bu aralar hiçbir şeyi ciddiye alamıyorum.
serdar kılıç gibi dağlara gidip ormanlarda yaşayasım var.
0
Dedigin ruh halini iyi bilirim. Beni seninkine benzer bir hayalden tek alikoyan sey aileme duydugum sevgi olmustu. Hatta bazen, sirf sevgim yuzunden beni kelepceleyen bir zincir olarak gorup kendi kendime kiziyordum. Onlari neden bu kadar cok sevdigimi anlayamiyordum. Eger ailemi bu kadar sevmeseydim muhtemelen bambaska bir dunyada yasiyor olacaktim.
Eger sende boyle bir sorun yoksa sana tek tavsiyem; istedigin yasami dene. Zorluklarini gor. Eger yaparim diyorsan oyle yasamaya devam et. Baska turlu insanin aklindan o hayaller cikmiyor cunku.
Eger sende boyle bir sorun yoksa sana tek tavsiyem; istedigin yasami dene. Zorluklarini gor. Eger yaparim diyorsan oyle yasamaya devam et. Baska turlu insanin aklindan o hayaller cikmiyor cunku.
0
İsin içinde mezuniyet varsa boşluk çok normal. Bi süre adaptasyon sorunu yaşayabilirsiniz.
0
bialo czerwoni
Arkadaşlar başkası tarafından kullanılmış mangal nasıl temizlenir ? Her mangal yakma öncesi,ızgara demirlerini patates ve soğanla silmek gerekiyor diye biliyorum?başka yöntemler var mıdır peki?teşekkürler.
Arkadaşlar başkası tarafından kullanılmış mangal nasıl temizlenir ? Her mangal yakma öncesi,ızgara demirlerini patates ve soğanla silmek gerekiyor diye biliyorum?
başka yöntemler var mıdır peki?
teşekkürler.
başka yöntemler var mıdır peki?
teşekkürler.
0
Bulaşık deterjanı ve süngerle normal yıka. Yağ-çöz kullanabilirsin.
Kullanırken biraz ısınınca soğanı yarım kes, ızgaraya sür. Kuyruk yağı da kullanabilirsin.
Kullanırken biraz ısınınca soğanı yarım kes, ızgaraya sür. Kuyruk yağı da kullanabilirsin.
0
ızgara temizleyeceksiniz sanırım. ızgarayı bir kaç saat sıcak suda bekletin imkanınız yoksa sıcak su, sünger yardımıyla telleri ıslatın. bulaşık deterjanı yeterli. çok beklemiş yağ kalıntıları varsa yağçöz sıkın biraz bekleyin çözünmeye başlar. iyice durulayın. patatesin kilosu 5 tl bu arada.
0
Yaktıktan sonra da kuyruk yağını maşayla tutup şöyle bir üzerinden geçiriyorlar bazıları.
0
tertemiz etmek istiyorsan yağ çözücüyü ızgarayı koyabileceğin büyüklükteki bir çöp poşetine, battal boylar büyük boy ızgaraları da alıyor, ızgarayı yere paralel koymak ve bir iki saat arayla yönünü değiştirmek oldukça faydalı(aman poşet delinmesin). Gerekirse durulayıp, bir daha yağ çözücü koyabilirsin, deterjan da işe yarıyor. Sonra bulaşık süngeri ile mekanik temizlik ve tertemiz olur, en kötü durumdaki ızgara bile fazla uğraşmadan temizlenir böyle.
0
silver apple
Ya da buna benzer bir bakanlık var mı?
Ya da buna benzer bir bakanlık var mı?
0
oncelikle diyanet isleri bakanlik degil, direkt basbakanliga bagli kendi tuzel kisiligi bile olmayan bir kurum.
onun haricinde diyosan genelde kiliseler bagimsiz olur mesela hiristiyan agirlikli gelismis ulkelerden soz edersek.
onun haricinde diyosan genelde kiliseler bagimsiz olur mesela hiristiyan agirlikli gelismis ulkelerden soz edersek.
0
Batıda gelişmiş ülkelerde daha ağırı bile var.
Bağımsız kliseler adeta lobş şirketleri gibi çalışıyor.
Bağımsız kliseler adeta lobş şirketleri gibi çalışıyor.
0
benim bildiğim devlete ait bir kurum yok çoğunda. düzenleyen kanunlar var ama devlet ait din kurumu yok.
0
bildiğim bu kapsamda yok. fakat diyanet'in çok çok önemli bir vazifesi var türkiye'de. orta doğu'da sık sık islami olduğunu iddia eden büyük-küçük terör örgütlerinin ortaya çıkmasının sebebi, dini başıboş bırakmış olmaları. öyle olunca, her ufak caminin hocası, kendi müridlerini topluyor; oradan güç devşirip, iktidar odağı haline gelmeye çalışıyor. bunun için dini eğip-bükmekten; yeniden yorumlamaktan hiç çekinmiyor. birbiriyle rekabet halinde olan bu 'tarikatlar' daha köktenci kim yarışına başlıyor (zira iktidarı kutsala bağlayınca, marjinalleştikçe, ılımlı olan cazibesini kaybediyor).
durumu gözünde canlandırabilmen için: biraz 1900'lerin başında sağın yükselişini hayal edebilirsin (ülkeyi ben daha çok seviyorum kavgası). bir diğer örnek de holiganlık (takımımı en çok ben severim kavgaları). insan denen canlının, ait olma hissine çok ihtiyacı var. dolayısıyla din öyle bir vazife görüyor, kaygının olduğu yerde.
tarikatlar bizde de var ama düşün ki devlet bu kadar kontrol altında tutmasa, onlar da eskaza tehlikeli bir şeyhe denk gelip, birer silahlı güç odağına dönüşmeye çalışabilir. normal çalışan bir hücrenin, yanlış dna sentezi ile kanser hücresine dönüşme ihtimali gibi.
çok cevap gibi olmadı ama arka planı budur işin.
durumu gözünde canlandırabilmen için: biraz 1900'lerin başında sağın yükselişini hayal edebilirsin (ülkeyi ben daha çok seviyorum kavgası). bir diğer örnek de holiganlık (takımımı en çok ben severim kavgaları). insan denen canlının, ait olma hissine çok ihtiyacı var. dolayısıyla din öyle bir vazife görüyor, kaygının olduğu yerde.
tarikatlar bizde de var ama düşün ki devlet bu kadar kontrol altında tutmasa, onlar da eskaza tehlikeli bir şeyhe denk gelip, birer silahlı güç odağına dönüşmeye çalışabilir. normal çalışan bir hücrenin, yanlış dna sentezi ile kanser hücresine dönüşme ihtimali gibi.
çok cevap gibi olmadı ama arka planı budur işin.
0
krysrn +1
türkiye'de bağımsız kilise tarzı yapılanmalar olursa sağlam radikalizm döner. en azından şu an kontrol altında.
ama şu var diyanet bu sıralar din-devlet ayrımının dışına çıkıyor, konumunu bilmesi lazım. iki ucu bilmemne işte bu konu.
türkiye'de bağımsız kilise tarzı yapılanmalar olursa sağlam radikalizm döner. en azından şu an kontrol altında.
ama şu var diyanet bu sıralar din-devlet ayrımının dışına çıkıyor, konumunu bilmesi lazım. iki ucu bilmemne işte bu konu.
0
devletlerin kurumsal yapısında bakanlık, başkanlık vb. dini bir yapı olmasa da, dini toplulukların, cemaatlerin kurumsal olarak tanınırlığı var.
genellikle tabi kiliseler oluyor bu. çeşitli eğitim, kültür, sosyal hizmet vs. alanlarında doğrudan faaliyet gösterebilme imkanları var. direk kiliseye bağlı okullar filan.
türkiye'de bir dini cemaatin filan, resmi olarak ''cemaat'' sıfatı ile, bu tip faaliyetlerde bulunması engellenmek için diyanet işleri başkanlığı kuruluyor zaten. (ha uygulamada tartışılır ama en azından diyanetin kuruluş gerekçesinde bu var)
genellikle tabi kiliseler oluyor bu. çeşitli eğitim, kültür, sosyal hizmet vs. alanlarında doğrudan faaliyet gösterebilme imkanları var. direk kiliseye bağlı okullar filan.
türkiye'de bir dini cemaatin filan, resmi olarak ''cemaat'' sıfatı ile, bu tip faaliyetlerde bulunması engellenmek için diyanet işleri başkanlığı kuruluyor zaten. (ha uygulamada tartışılır ama en azından diyanetin kuruluş gerekçesinde bu var)
0
avrupa da durum daha vahim aslında
kiliseler bağımsız ve her doğan kiliseye vergi ile direkt bağlı ister müslüman ol ister ateist kiliseye vergi veriyorsun.
bundan çıkma hakkın var tabi ki 18 yaşından sonra dava açabiliyorsun
ancak çıkınca kilisede evlenememe gibi çocuğunu vaftiz edememe gibi olaylar var :)
kiliseler bağımsız ve her doğan kiliseye vergi ile direkt bağlı ister müslüman ol ister ateist kiliseye vergi veriyorsun.
bundan çıkma hakkın var tabi ki 18 yaşından sonra dava açabiliyorsun
ancak çıkınca kilisede evlenememe gibi çocuğunu vaftiz edememe gibi olaylar var :)
0
@croswell Yanlis biliyorsun + soyledigin celiskili. Avrupa'da(neresindeyse artik) sanki insanlar dogduklarindan itibaren 18 sene boyunca kiliseye vergi vermek zorundaymis gibi anlatmissin. Halbuki aslina suradan bakilabilir: en.wikipedia.org
Kisacasi kimi ulkelerde sadece belli dini organizasyonlar bu vergiyi topluyor, kimisinde devlet kendisi topluyor ve ilgili coktan secenekli(hangisini sectiysen) kurumlara dagitiyor (hinduysan hindulara gidiyor paran, katoliksen katoliklere) veya para devletin kendisine kaliyor(dini gruplara uye degilsen ve ulkende boyle bir uygulama varsa) veya ateistsen kilise vergisi vermiyorsun.
Diyanetin avrupali karsiligini bulmak da zor, belki en yakini Church of England'dir. Ama bizimki gibi mantiken her dini temsil etmesi gereken bir kurumun, bir dinin sadece tek bir mezhebinin kurallarina gore isler yapmasi, digerlerini dinden saymamasi kabul edilemez, bunun yerine 6000 cemaatimiz olsun daha iyi, en azindan kendi iclerinde para toplar ne yaparlarsa yaparlar -ki bugun bile 1000 tane seyh su bu vardir. Su anki durumda, croswell'in guya avrupada varmis gibi anlattigi sistem Turkiye'de var. Ister ateist ol ister mormon, verdigin vergi Sunnilere yariyor sadece ve sadece. Ustelik bu toplanan paranin nasil carcur edildigi de ortada.
Cumhuriyetin devletin dini yoktur deyip mezhepcilik yapmasi o zamankilerin halt yemesi, bence ulkedeki ahlaksizliklarin onemli bir sebebi.
Kisacasi kimi ulkelerde sadece belli dini organizasyonlar bu vergiyi topluyor, kimisinde devlet kendisi topluyor ve ilgili coktan secenekli(hangisini sectiysen) kurumlara dagitiyor (hinduysan hindulara gidiyor paran, katoliksen katoliklere) veya para devletin kendisine kaliyor(dini gruplara uye degilsen ve ulkende boyle bir uygulama varsa) veya ateistsen kilise vergisi vermiyorsun.
Diyanetin avrupali karsiligini bulmak da zor, belki en yakini Church of England'dir. Ama bizimki gibi mantiken her dini temsil etmesi gereken bir kurumun, bir dinin sadece tek bir mezhebinin kurallarina gore isler yapmasi, digerlerini dinden saymamasi kabul edilemez, bunun yerine 6000 cemaatimiz olsun daha iyi, en azindan kendi iclerinde para toplar ne yaparlarsa yaparlar -ki bugun bile 1000 tane seyh su bu vardir. Su anki durumda, croswell'in guya avrupada varmis gibi anlattigi sistem Turkiye'de var. Ister ateist ol ister mormon, verdigin vergi Sunnilere yariyor sadece ve sadece. Ustelik bu toplanan paranin nasil carcur edildigi de ortada.
Cumhuriyetin devletin dini yoktur deyip mezhepcilik yapmasi o zamankilerin halt yemesi, bence ulkedeki ahlaksizliklarin onemli bir sebebi.
0
Yari-avrupali geldi; @croswell'in soyledikleri gercekdisi. Hatta bir kismiyla Turkiye'yi anlatiyor.
Soruyada cevap vereyim, yok. Church of England, bazi anayasalarda devlet dini vb ibareler var. Ancak bunlar tamamen sekli ve gecmise yonelik saygidan kaynaklaniyor. Bu kurum ve cesitli ibareler olsa bile, gercek anlamda laikler. Yani tek bir mezhebin otekiler ustunde ve devlet nezdinde yaptirim gucu yok.
Soruyada cevap vereyim, yok. Church of England, bazi anayasalarda devlet dini vb ibareler var. Ancak bunlar tamamen sekli ve gecmise yonelik saygidan kaynaklaniyor. Bu kurum ve cesitli ibareler olsa bile, gercek anlamda laikler. Yani tek bir mezhebin otekiler ustunde ve devlet nezdinde yaptirim gucu yok.
0
Sorunun cevabi biraz "devlet" sozcugunden ne anladigina bagli. Devlet cok kabaca belli sinirlar icinde yasayan, bir arada olma iradesindeki insanlarin, bireysel ya da kucuk topluluklar halinde hayata geciremeyecekleri, cogunlugun yararina ve gerekli isler yapmak icin varolan bir kurum. sinirlarin savunulmasi, yol yapmak gibi isler bunlara guzel ornekler. devlet bu isleri yapabilmek icin senin gelirinin ya da emeginin bir kismini vergi olarak aliyor. bu islerin gorulmesini sagliyor. bu idealde tabi.
turkiye'yi dusunursen bu ulke sinirlari icinde farkli milliyetten, farkli dinlerden, farkli irklardan insanlar var. devlet bunlarin hepsinden vergi aliyor. yol yaptigi zaman bunlarin hepsi faydalaniyor. ulke sinirlarini korudugu zaman bundan hepsi faydalaniyor. bunlar arasinda anlasmazliklar oldugu zaman aralardaki anlasmazliklari karmasa olmadan, mahkemede cozmeye calisiyor. bundan da herkes faydalaniyor. bu dediklerim de teoride tabi.
simdi turkiye gibi farkli dinlerden insanlarin yasadigi bir ulkede, sen butun dinlerden, musluman, hiristiyan, musevi, ateist, budist hepsinden para toplayip bunlarin yalnizca birisine hizmet eden bir kurum kuramazsin. ya hic birisi icin boyle bir kurum kurmayacaksin ya da hepsine benzer hizmetler saglayacaksin. boyle yaptigin zaman musevi vatandas gelir derki "haci sen benim parami aliyorsun, karsiliginda bana hizmet saglamiyorsun". ustelik turkiye'de boyle bir kurumun basindaki adam abuk subuk aciklamalari ile cogunlugun uyesi oldugu inancin diger inanclar uzerinde daha ustun oldugunu, yine cogunluk olmayan inanclarin inananlarinin da cogunlugun inancinin kurallarina gore yasamasi gerektigini savunan aciklamalar yaptiriyorsun ya da yapmasina izin veriyorsun; aha iste bu muz cumhuriyetliginin gostergesidir.
daha fazla uzatmadan toplamaya calisayim. diyanet turkiye'de devletin din uzerindeki denetimini saglamak icin, yeni kurulan devlette, cahil insanlarin dini kullanip guc elde etmeye calisanlarin guc elde edip, ulkenin altini oymamasi icin kurulmus bir organizma. yerine gore etkin bir arac. ancak devletin kendisi dini kullanip guc elde edenlerin elinde olunca bu muhteremlerin konumunu saglamlastirmaya yarayan bir seye donusuyor. yine uzamaya basladi, dogrudan soruya cevap vereyim; adam gibi demokrasilerde vatandasin hepsinin vergisi ile, vatandaslarin arasindaki bir etnik, dini, irk topluluguna hizmet veren kurum olmaz. muz cumhuriyetlerinde olur.
turkiye'yi dusunursen bu ulke sinirlari icinde farkli milliyetten, farkli dinlerden, farkli irklardan insanlar var. devlet bunlarin hepsinden vergi aliyor. yol yaptigi zaman bunlarin hepsi faydalaniyor. ulke sinirlarini korudugu zaman bundan hepsi faydalaniyor. bunlar arasinda anlasmazliklar oldugu zaman aralardaki anlasmazliklari karmasa olmadan, mahkemede cozmeye calisiyor. bundan da herkes faydalaniyor. bu dediklerim de teoride tabi.
simdi turkiye gibi farkli dinlerden insanlarin yasadigi bir ulkede, sen butun dinlerden, musluman, hiristiyan, musevi, ateist, budist hepsinden para toplayip bunlarin yalnizca birisine hizmet eden bir kurum kuramazsin. ya hic birisi icin boyle bir kurum kurmayacaksin ya da hepsine benzer hizmetler saglayacaksin. boyle yaptigin zaman musevi vatandas gelir derki "haci sen benim parami aliyorsun, karsiliginda bana hizmet saglamiyorsun". ustelik turkiye'de boyle bir kurumun basindaki adam abuk subuk aciklamalari ile cogunlugun uyesi oldugu inancin diger inanclar uzerinde daha ustun oldugunu, yine cogunluk olmayan inanclarin inananlarinin da cogunlugun inancinin kurallarina gore yasamasi gerektigini savunan aciklamalar yaptiriyorsun ya da yapmasina izin veriyorsun; aha iste bu muz cumhuriyetliginin gostergesidir.
daha fazla uzatmadan toplamaya calisayim. diyanet turkiye'de devletin din uzerindeki denetimini saglamak icin, yeni kurulan devlette, cahil insanlarin dini kullanip guc elde etmeye calisanlarin guc elde edip, ulkenin altini oymamasi icin kurulmus bir organizma. yerine gore etkin bir arac. ancak devletin kendisi dini kullanip guc elde edenlerin elinde olunca bu muhteremlerin konumunu saglamlastirmaya yarayan bir seye donusuyor. yine uzamaya basladi, dogrudan soruya cevap vereyim; adam gibi demokrasilerde vatandasin hepsinin vergisi ile, vatandaslarin arasindaki bir etnik, dini, irk topluluguna hizmet veren kurum olmaz. muz cumhuriyetlerinde olur.
0
m murphy
Tipe kattığı nitelikten bağımsız, erkeğiniz sakallı mı olsa daha iyi olur, sakalsız mı?Edit: Bıyık için de yorum yapın lütfen.
Tipe kattığı nitelikten bağımsız, erkeğiniz sakallı mı olsa daha iyi olur, sakalsız mı?
Edit: Bıyık için de yorum yapın lütfen.
Edit: Bıyık için de yorum yapın lütfen.
0
lütfen sakal bıyık olsun ama kararında.
lisede olduğumuzu dşünürsek tamam sakal bıyık free ama kazık kadar insanlarız
sakalsız bi zahmet olmasın kirli sakal bile olsa olur :(
lisede olduğumuzu dşünürsek tamam sakal bıyık free ama kazık kadar insanlarız
sakalsız bi zahmet olmasın kirli sakal bile olsa olur :(
0
Sen yine de cevapların gazına gelip sakal bırakma. Ben 3 sene önce bi gaza gelip sakal bıraktım da geçen ay kesince tekrar uzayana kadar dışarı çıkamadım. Büyük sorumluluk istiyor sakal bırakmak.
0
sakalı keseli iki hafta oluyor. çok iyi biliyorum o duyguyu. şimdi bıyık + çok az sakal var. 20 yıl yaşlanmış durumdayım.
0
Bir kere sakal uzattıktan sonra hayata Suavi gibi devam etmek gerekiyor. Ben de adam niye hiç sakalını kesmiyor diyordum, bi bildiği varmış da kesmiyormuş demek ki.
0
daha enteresanı, sakalı kesince herkesin beğenmesi. yahu insanlar bir tuhaf. gülersin, alay edersin, akşama kadar gülersin, gülmekten geberirsin. normali budur yani. ben çok güldüm mesela.
0
sakalsız tabii ki. sakalla her erkek güzelleşiyor ama tipe kattığı nitelikten bağımsız dediğin için bu ek bilgi oldu.
bıyık da cins bişi bence.
bıyık da cins bişi bence.
0
Ben o beğenme durumunu "Zaten çok acı çekiyor şu son darbeyi de ben vurup öldürmeyeyim, benim üstüme kalmasın" korkusuna bağlıyorum. Yoksa cidden güzel bir şey yok ortada, baya baya trajik bir durum bu.
0
sakalsiz. oldum olasi nefret etmisimdir sakaldan da biyiktan da. hele biyigi gordum yerde kosarak uzaklasiyorum, o derece itici. top sakal bir ihtimal.
0
benim umrumda değil de kızlarsoruyor kadınlarkulubu ekşisözlük gibi sitelerde devamlı şöyle muhabbetler dönüyor www.google.com.tr
0
sakall ve bıyıklı,sadece bıyıklı da olur ittihat terakki bıyığı olsun hatta.
0
Sadece babalar Bıyıklı Olmalı. Bi kızı varsa o zaman yoksa sakalsız ve bıyıksız olsun mümkünse.
0
ben bi erkek olarak soyluyorum, kizlarin sakalin ve biyigin nesini seviyo anlamiyorum.
0
sakallı daha iyi. sakalı olan adamı sonra sakalsız görünce baya kaybetmişti gözümde. hacı sakalı değil tabii bu, kirli sakal filan. bıyık herkese yakışmaz ama yakışana çok güzel oluyor ya. durup bakarım :)
0
Tipe kattığı nitelikten bağımsız dediğin için sakalsız diyorum. Bıyık da uzaktan hoş gibi ama yakından bakınca ağzına giriyormuş gibi gözüküyor, o seviyeye gelmemesine dikkat edilmeli.
Bence bu sakal işleri ten rengine göre değişiyor. Eğer açık veya buğday tenliyseniz kirli sakallı; esmerseniz sakalsız daha güzel duruyor. Bu arada esmer dediğim ten renginin esmerligi, saçı koyu olan kendine esmer diyor buralarda.
Bence bu sakal işleri ten rengine göre değişiyor. Eğer açık veya buğday tenliyseniz kirli sakallı; esmerseniz sakalsız daha güzel duruyor. Bu arada esmer dediğim ten renginin esmerligi, saçı koyu olan kendine esmer diyor buralarda.
0
Anlamıyorum tipe kattığı nitelikten bağımsız nasıl sorulabilir ki bu soru?
0
sakal iyidir ya. hatta bazi erkekler var sakalsiz 15 yasinda cemaat dersanesine giden cocuk gibi oluyor :) onlar kesin birakmali. biyigi tek basina sevmem, cok az erkege yakisiyor bence. sakalla beraber arada kaynayabilir.
0
Sakal iyidir biyik daha iyidir.
cunku her erkekte biyik olmaz, dudak ustundeki o toplum brlikte hareket edemez veya yeter sayiyaya ulasamaz. Biyik isi her kula nasip olmaz.
cunku her erkekte biyik olmaz, dudak ustundeki o toplum brlikte hareket edemez veya yeter sayiyaya ulasamaz. Biyik isi her kula nasip olmaz.
0
@benim bir ismim var; kimi insan vardır, cevaplarda da görebileceğin gibi, sakaldan ya da bıyıktan nefret ederler. erkeklerine yakışsa da yakışmasa da istemezler sakallı ya da bıyıklı olmalarını.
0
Kesinlikle sakalsız ve bıyıksız. Bende ocd var hijyenik gelmiyor hiç bana. Ayrıca cildim hassas değince tahriş ediyor. Görüntü açısından da herkese yakışmıyor.
0
Sakal erkeklere bahsedilmis bir lutuf bence. Ama,
a. Orman kackini gibi olmayacak. Duzgun uzatilmis olacak.
b. Asiri sekilli kesilmis, kirpilmis olmayacak alamanci sakali gibi.
a. Orman kackini gibi olmayacak. Duzgun uzatilmis olacak.
b. Asiri sekilli kesilmis, kirpilmis olmayacak alamanci sakali gibi.
0
Sakalla ilgili bilimsel olarak kanıtlanmış bazı şeyler var(mış); (git: www.evrimagaci.org )
Soruya cevap: Sakal+bıyık daha iyidir fakat hepsi değil; bazıları ve bazı kombinasyonları. Şunun gibiler şahane mesela: (git: www.etonline.com
)
Soruya cevap: Sakal+bıyık daha iyidir fakat hepsi değil; bazıları ve bazı kombinasyonları. Şunun gibiler şahane mesela: (git: www.etonline.com
)
0
baldur2
arkadaslar. dolar sizce 1 ay icinde ne olur. yani daha mi yukselir yoksa biraz dusme olur mu? ne dusunuyorsunuz?
arkadaslar. dolar sizce 1 ay icinde ne olur. yani daha mi yukselir yoksa biraz dusme olur mu? ne dusunuyorsunuz?
0
haahha. ingilterede yasayan super guzel kiz rolu nasil gidiyor dusunuyorum oyleyse vurun. bi psikiyatriste gorun istersen, kisilik bozuklugu pek yabana atilacak bir hastalik degildir.
0
faiz arttırımı 2015 yazı yada 2016'da meydana gelecek. Dolar düşmez kolay kolay artık.
0
Seçim önemli iktidar istediği oyu alırsa biraz düşer ama yine de çıkış trendi devam edecek gibi
0
biz siz onlar bensiz daha mutlular
Bir iş başvurusu yapıyorum da resimde "Title" olarak yazan kısmı anlamadım. Şimdi direkt çevirince "başlık" anlamı çıkıyor da acaba terimsel bir anlamı olabilir mi diye sormak istedim. Eğer bu "başlık" alamına geliyorsa, neyin başlığını yazacağım oraya? Teşekkürler..http://i.hizliresim.com/VVAEEj.jp
Bir iş başvurusu yapıyorum da resimde "Title" olarak yazan kısmı anlamadım. Şimdi direkt çevirince "başlık" anlamı çıkıyor da acaba terimsel bir anlamı olabilir mi diye sormak istedim. Eğer bu "başlık" alamına geliyorsa, neyin başlığını yazacağım oraya? Teşekkürler..
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
Xx2HoT4uxX
merhaba,2009 senesinden beri belçika'dayım, her sene yeniliyorum kartımı. öğrenci vizesi ile. şimdi vatandaşlığa başvurmak istesem ne zaman başvurabiliirm. bazısı 5 bazısı 7 yıl sonra diyor. hangisi doğrudur? bi fikri olan var mı?
merhaba,
2009 senesinden beri belçika'dayım, her sene yeniliyorum kartımı. öğrenci vizesi ile. şimdi vatandaşlığa başvurmak istesem ne zaman başvurabiliirm. bazısı 5 bazısı 7 yıl sonra diyor. hangisi doğrudur? bi fikri olan var mı?
2009 senesinden beri belçika'dayım, her sene yeniliyorum kartımı. öğrenci vizesi ile. şimdi vatandaşlığa başvurmak istesem ne zaman başvurabiliirm. bazısı 5 bazısı 7 yıl sonra diyor. hangisi doğrudur? bi fikri olan var mı?
0
hollanda da araliksiz 5 sene calismis olman ve en az bir sene daha kontratin olmasi gerekiyor. belcikada da benzerdir. ogrencilikle olcak is degil yani.
0
bunu zamanında araştırmış biri olarak (göçmen bürosu ile konştum) olay şöyle:
5 sene çalıştıktan sonra açık oturum veriyor, yani süre sınırlaması olmadan orada oturabiliyorsun, daha sonra vatandaşlık başvurusu yaparsan, dil ve ülke ile ilgili şeyleri soran bir sınava giriyorsun.
Okulun bittiği an seni kapı dışarı ederler, ancak iş, ciddi ilişki sebebiyle oturma izni alabilirsin orada.
Öyle olsa avrupaya her giden 5 sene üniversite okuyup sonra vatandaş olurdu.
5 sene çalıştıktan sonra açık oturum veriyor, yani süre sınırlaması olmadan orada oturabiliyorsun, daha sonra vatandaşlık başvurusu yaparsan, dil ve ülke ile ilgili şeyleri soran bir sınava giriyorsun.
Okulun bittiği an seni kapı dışarı ederler, ancak iş, ciddi ilişki sebebiyle oturma izni alabilirsin orada.
Öyle olsa avrupaya her giden 5 sene üniversite okuyup sonra vatandaş olurdu.
0
öğrenciye vatandaşlık yok 5 sene vergi ödemen gerek. yani çalışman gerek.
0
baldur2
ermeni soykirimini dayatan ulkelere bakildiginda cogunun kendi gecmislerinde soykirim oldugu goruluyor. peki turkiyenin yabanci ulkelere dair kabul ettigi soykirimlar nelerdir? biz niye devamli fransizlara bagirmiyoruz cezayirlileri soyunu kirmaya calistiniz diye? veya almanlara yahudileri ve afrika
ermeni soykirimini dayatan ulkelere bakildiginda cogunun kendi gecmislerinde soykirim oldugu goruluyor. peki turkiyenin yabanci ulkelere dair kabul ettigi soykirimlar nelerdir? biz niye devamli fransizlara bagirmiyoruz cezayirlileri soyunu kirmaya calistiniz diye? veya almanlara yahudileri ve afrikalilari katlettikleri icin? nedir olay?
0
çünkü kendisi de soykırım yaptığı için başkalarına bir şey diyemiyor.
(bkz: ermeni soykırımı)
(bkz: pontus soykırımı)
(bkz: asuri soykırımı)
(bkz: ermeni soykırımı)
(bkz: pontus soykırımı)
(bkz: asuri soykırımı)
0
Almanya zaten kabul ediyor soykirim yaptigini. Daha ne diyeceksin adama ?
0
Fransa'da elitler ve hatta devlet yaptigi bircok soykirimi kabul ediyor(vendee, cezayir aklima gelen ornekler).
Avrupa'nin turkiye'den farki, akademik kitlenin bu soykirimlarin oldugunu butun gucuyle savunmasi. Devletlerin hepsi katildir, onlara isledikleri cinayetleri kabul ettirmek zordur. Sosyal bilimcilerin, kendi ulkelerindeki soykirimlar hakkindaki tavirlaridir asil onemli olan.
Mesela abd'de son donemde hafif hafif gelismeye basladi, akademide bu bilinc.
Avrupa'nin turkiye'den farki, akademik kitlenin bu soykirimlarin oldugunu butun gucuyle savunmasi. Devletlerin hepsi katildir, onlara isledikleri cinayetleri kabul ettirmek zordur. Sosyal bilimcilerin, kendi ulkelerindeki soykirimlar hakkindaki tavirlaridir asil onemli olan.
Mesela abd'de son donemde hafif hafif gelismeye basladi, akademide bu bilinc.
0
Sacmalik? Turkiye'ye, Osmanli'nin soykirim yaptigindan dolayi degil, Osmanli'nin yaptigi soykirimi cocuk gibi kelime oyunlariyla gormezden geldigi icin yukleniliyor. Devlet duygusal dusunmez, ne zaman ki bu durumun, kendisine soykirimi kabul etmekten daha fazla zarar verdigini farkeder, o zaman kabul eder.
Insanlar sunu anlayamiyor, siz 100 sene once bir grup elit Osmanli subayinin yaptigi isten direkt olarak sorumlu degilsiniz. Kimse size gelip "Oo ermenileri kesmissin?" demeyecek. Ama yapilanlari yok sayip, kulak tikamak sizi suca ortak ediyor. Bunlar arsiv uyusmazliklarinin farkinda olmama ragmen, dogrular.
Almanlar konusunda ise, sen zaten istesen de onlarin "biz soykirim yaptik, cok uzgunuz, nie wieder!" demeleri kadar yuksek sesle bagiramazsin. "Oo yahudileri, cingeneleri, hererolari kesmissin?" desen "Evet biliyoruz, ilkokuldan beri ogretiliyor, hic yalanlamadik, sen?" der ve susarsin. Ermeni soykirimini kabul etmeyen ulkeler, ticari kaygilardan dolayi etmiyor (ironik bir sekilde, ISRAIL!). Son olarak, bu olaylarin politik araclar olarak gorulmesinden vazgecilmeli.
Insanlar sunu anlayamiyor, siz 100 sene once bir grup elit Osmanli subayinin yaptigi isten direkt olarak sorumlu degilsiniz. Kimse size gelip "Oo ermenileri kesmissin?" demeyecek. Ama yapilanlari yok sayip, kulak tikamak sizi suca ortak ediyor. Bunlar arsiv uyusmazliklarinin farkinda olmama ragmen, dogrular.
Almanlar konusunda ise, sen zaten istesen de onlarin "biz soykirim yaptik, cok uzgunuz, nie wieder!" demeleri kadar yuksek sesle bagiramazsin. "Oo yahudileri, cingeneleri, hererolari kesmissin?" desen "Evet biliyoruz, ilkokuldan beri ogretiliyor, hic yalanlamadik, sen?" der ve susarsin. Ermeni soykirimini kabul etmeyen ulkeler, ticari kaygilardan dolayi etmiyor (ironik bir sekilde, ISRAIL!). Son olarak, bu olaylarin politik araclar olarak gorulmesinden vazgecilmeli.
0
Türkiyede sırf ideoloji uğruna, vatanseverlik saçmalığı uğruna, bir kaç milyon verilecek ya da toprak parçası verilecek (keşke verilse de sanmıyorum) diye soykırım yapıldığını bile bile dogmalara sıkı sıkı sarılıp reddetme olayı var çünkü.
Biliyor var, yapılmış ama reddediyor. Sanatçısı, yazarı, akademisyeni, politikacısı.
Tayyip Dersim için özür dilemişti sanırım yanlış hatırlamıyorsam. Zor olmasa gerek özür.
Dedelerinin ninelerinin doğduğu tpraklara gelememek filan. Çok büyük acılar var.
Biliyor var, yapılmış ama reddediyor. Sanatçısı, yazarı, akademisyeni, politikacısı.
Tayyip Dersim için özür dilemişti sanırım yanlış hatırlamıyorsam. Zor olmasa gerek özür.
Dedelerinin ninelerinin doğduğu tpraklara gelememek filan. Çok büyük acılar var.
0
çünkü almanya ve fransa "hayır biz yapmadık. soykırım değil tehcir yok tehcir de değil büyük felaket..." gibi kelimeler üzerinden politika yapmıyorlar.
akademik anlamda kabul etme ve bunun dünyada yankılanması aşaması geçilmiş durumda onlar şu an toplumsal anlamda ikinci üçüncü nesillerin integrasyonu üzerine yoğunlaşmış durumdalar. ha bunun uygulanışında yanlışlar vardır eşitsizlikler sürüyordur evet eleştiriye açık. fakat kabul etmeme gibi bir şey söz konusu değil en azından.
akademik anlamda kabul etme ve bunun dünyada yankılanması aşaması geçilmiş durumda onlar şu an toplumsal anlamda ikinci üçüncü nesillerin integrasyonu üzerine yoğunlaşmış durumdalar. ha bunun uygulanışında yanlışlar vardır eşitsizlikler sürüyordur evet eleştiriye açık. fakat kabul etmeme gibi bir şey söz konusu değil en azından.
0
hayal meyal aklımda şöyle birşey kalmış. türkiye'den bir yetkili ermeni soykırımını ısıtıp ısıtıp gündeme getiren fransa'ya cezayir'de yaşananları hatırlatmıştı, hemen ardından cezayir'den bir yetkili türkiye bizim ilişkimize karışmamalı diye bir açıklama yapmıştı. olay aşağı yukarı böyleydi tarih de son 10 yıl içinde olması lazım.
yani fransa soykırımı zamanında iyi yapmış, devletin başında da kendi adamlarını bırakmış. bizim beceriksizler hem soykırım yapmamış, hem de yapmış gibi bir izlenim uyandırmış. avrupalı akıllı vesselam.
yani fransa soykırımı zamanında iyi yapmış, devletin başında da kendi adamlarını bırakmış. bizim beceriksizler hem soykırım yapmamış, hem de yapmış gibi bir izlenim uyandırmış. avrupalı akıllı vesselam.
0
protector+1
Almanlar Yahudi soykırımını kabul etmişlerdir, tarihlerinde bir utanç simgesi olarak yer almıştır. Bugün Almanya'da Nazilerin simgesi olan herhangi bir simgeyi üzerinde bulundurmak, propagandasını yapmak şaka amaçlı bile olsa suçtur. Fatih Akın'a zamanında giydiği tişört üzerindeki Bush yazısının s'sinde gamalı haç amblemi var diye dava açılması gündeme gelmişti, ne oldu bilmiyorum.
Yani şunu Almanya'da yapmaya kalksalardı büyük ihtimalle çelengin demir uçları bağırsaklarını ufak ufak dürtüyor olurdu Türk ırkçılarının: news.am bunun arkasında duran zihniyet Türkiye'de çok güçlü.
Ayrıca Cezayir soykırımı sonrasında Türkiye herhangi bir tepki göstermedi, üç maymunu oynadı. Yazarını pek sevmem ama şu yazı yardımcı olacaktır konu hakkında bilgilenmek adına: arsiv.taraf.com.tr
Kimse de gelip "dönemin şartları gereği" demesin. Devlet apaçık "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demiş, sonra kendi pisliği ortaya çıkınca "onlar niye özür dilemiyorlar, dilesinler!!!111"e bağlamış.
Almanlar Yahudi soykırımını kabul etmişlerdir, tarihlerinde bir utanç simgesi olarak yer almıştır. Bugün Almanya'da Nazilerin simgesi olan herhangi bir simgeyi üzerinde bulundurmak, propagandasını yapmak şaka amaçlı bile olsa suçtur. Fatih Akın'a zamanında giydiği tişört üzerindeki Bush yazısının s'sinde gamalı haç amblemi var diye dava açılması gündeme gelmişti, ne oldu bilmiyorum.
Yani şunu Almanya'da yapmaya kalksalardı büyük ihtimalle çelengin demir uçları bağırsaklarını ufak ufak dürtüyor olurdu Türk ırkçılarının: news.am
bunun arkasında duran zihniyet Türkiye'de çok güçlü.Ayrıca Cezayir soykırımı sonrasında Türkiye herhangi bir tepki göstermedi, üç maymunu oynadı. Yazarını pek sevmem ama şu yazı yardımcı olacaktır konu hakkında bilgilenmek adına: arsiv.taraf.com.tr
Kimse de gelip "dönemin şartları gereği" demesin. Devlet apaçık "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demiş, sonra kendi pisliği ortaya çıkınca "onlar niye özür dilemiyorlar, dilesinler!!!111"e bağlamış.
0
Almanların Fransızların yaptığı soykırımlar inkar edilebilecek düzeyde değil, inkar edilebilecek gibi bir şey olsa zaten ederlerdi. Ki Fransa zaten çok uzun bir süre soykırım yaptığını kabul etmedi zaten; yeni yeni kabul etmeye yeni yeni özür dilemeye başladı. Hatta savaşlarda kendileri için savaşıp ölen Cezayirlilerin ailelerine son 5 sene içinde tazminat ödemeye başladı. Onun öncesinde sadece Fransızlara tazminat ödemişlerdi. Şimdi de "Madem biz bu kadar taviz verdik, diğerleri de aynı şeyi yapsınlar" deyip Türkiye'ye yüklenebiliyorlar. Bu noktada Türkiye'nin "Siz de zaten Cezayirlilere Yahudilere şöyle şöyle şeyler yaptınız" demesi saçma olur, zira adamlar zaten kabul etmişler bu durumu ve ona göre hareket ediyorlar. Kaldı ki bu noktada Yahudilerin ya da Cezayirlilerin de bir beklentileri yok. Yahudiler kendi işlerini kendileri görüyorlar, Arjantin'e Brezilya'ya gidip orada yaşayan savaş suçlularını falan buluyordu bir dönem. Cezayirliler de Fransızlardan tazminat alıyorlar durmadan. O nedenle Türkiye'nin "Siz de soykırım yaptınız ama" diye bağırması anlamsız olur gibime geliyor. Zaten böyle bir şey yapılsa soykırım yapmış olduğumuzu da kabul etmiş gibi oluruz. Ota boka bulaşmadan "Biz soykırım yapmadık" demek daha kolay oluyor.
0
0
Hayir baldur2, her sey tamam degil ama onu demeden kimse sana -hakli olarak- yanasmayacak. Ne zaman bu surdurulen yalanin sorumlulugu (bak soykirimin sorumlulugu demiyorum!) kabul edilir, "Cok ayip ettik" denir, o zaman iliskiler normallesmeye baslar, ulkenin imaji duzelir + pragmatik bakarsak o "herkesin bize dusman oldugu bati dunyasi"nin elindeki onemli bir "koz" veya "kart" gitmis olur.
Turkiye once Almanlar soykirimla nasil yuzlesmis ve bu toplum bilincine nasil isletilmis baksin ondan sonra bir daha dusunursun "Neden biz onlara soykirim yaptiniz diye bagirmiyoruz?" diye.
Turkiye once Almanlar soykirimla nasil yuzlesmis ve bu toplum bilincine nasil isletilmis baksin ondan sonra bir daha dusunursun "Neden biz onlara soykirim yaptiniz diye bagirmiyoruz?" diye.
0
e almanya zaten bunu inkar etmiyor ki, hukuki sonucuna da katlandı, ikinci dünya savaşından sonra, deve yüküyle tazminat ödedi, ödemeye devam ediyor.
0
bence bu iş buradakilerin dediği gibi kolay değil. eğer sizin dediğiniz gibi türkiye soykırımı kabul etse ailelere tazminat verse de kapanmaz. madem bu kadar basit kaç yıllık mevzuyu niye kapatmıyor devletin başındakiler. sizin düşündüğünüzü düşünemiyorlar mı?
0
Soykirim soykirimdir. Baskalarinin soykirim yapmis olmasi Turkiye'de olanlari degistirmez. X sebebiyle de olsa Y sebebiyle de olsa o insanlarin telef oldugu bir gercek. Evet o donem Turkler de katledildi. Ama bu Ermeniler'in suruldugu gercegini degistirmiyor.
Sahsi dusuncem bunun kabul edilmemesinin tek sebebinin odenilecek tazminat oldugu yonunde.
Sahsi dusuncem bunun kabul edilmemesinin tek sebebinin odenilecek tazminat oldugu yonunde.
0
Tazminat dediğimiz şey para değil, o en basiti zaten. Asıl tazminat toprak vermek. Ben özür dileyip toprak verecek birini göremiyorum şu an. Almanlarla Fransızların toprak verme gibi bir durumu yoktu Türkiye'den farklı olarak.
0
buradaki asıl mevzu ''tehcir'' kavramı.
türk tezi, ''tehcir'' yasal bir uygulamadır, bu yasal uygulama yapılırken, ermenilerin kusursuz bir şekilde nakli elde olmayan sebeplerle mümkün olmamıştır, kasıt olmasa da insanlar maalesef ölmüştür.
ermeniler ise tehcir'i başlı başına soykırım kastı olarak görüyor.
ya 100 yıl önce ölenler kimsenin umurunda falan değil. ermeniler, özellikle yahudi soykırı sonunda almanyadan alınan tazminatları gördüğü için bu işin peşini bırakmaz, türkiye'de özür dileriz dersek, ermeni gayrımenkülleri ve tazminatından başımızı alamayız diye asla kabul etmez.
olay tamamen politik bir mevzuya dönmüş.
türk tezi, ''tehcir'' yasal bir uygulamadır, bu yasal uygulama yapılırken, ermenilerin kusursuz bir şekilde nakli elde olmayan sebeplerle mümkün olmamıştır, kasıt olmasa da insanlar maalesef ölmüştür.
ermeniler ise tehcir'i başlı başına soykırım kastı olarak görüyor.
ya 100 yıl önce ölenler kimsenin umurunda falan değil. ermeniler, özellikle yahudi soykırı sonunda almanyadan alınan tazminatları gördüğü için bu işin peşini bırakmaz, türkiye'de özür dileriz dersek, ermeni gayrımenkülleri ve tazminatından başımızı alamayız diye asla kabul etmez.
olay tamamen politik bir mevzuya dönmüş.
0
E mallarina el koyulup olume gonderilen kisilerin torunlarinin tazminat istemesi normal degil mi?
0
normal olup olmamasının bir önemi yok ki sonuç açısından.
tazminat için uluslararası mahkemelerin ''soykırım'' kararı gerekir, şu an öyle bir yargılama filan yok, türkiye aleyhine.
muhtemelen önümüzdeki onlarca yıl boyunca, ne o tip bir karar çıkacak ne de bu konu her nisan ayında gündeme gelmekten çıkmayacak. böyle devam eder artık.
tazminat için uluslararası mahkemelerin ''soykırım'' kararı gerekir, şu an öyle bir yargılama filan yok, türkiye aleyhine.
muhtemelen önümüzdeki onlarca yıl boyunca, ne o tip bir karar çıkacak ne de bu konu her nisan ayında gündeme gelmekten çıkmayacak. böyle devam eder artık.
0
arkadaslar kendimizi kandirmayalim, komando kani var arti 1. turkiye ozur dileyince her sey bitecek mi sanki. ermenistana van, bitlis, kars, agri, mus gibi sehirleri vermeden bu is kapanmaz.
0
Bence 'devlet her şeyin en iyisini bilir', 'rasyonel biçimde her şeyi hesaplar' mantığını bırakmak gerekiyor önce.
Bunun yanı sıra, kabul etmenin o kadar kolay olmadığını söyleyebilirsin. Ancak reddetmenin sonuçları da vahim. İnsanlar bir makine değillerdir, bilinçdışı denen yapıya sahipler ve kararları ile etkileşimleri çerçevesinde bilinçdışını şekillendirirler. Bu bilinçdışı da gelecekte, bilinci şekillendirir. İnsanların olduğu kadar toplumların da bilinçdışları vardır.
Peki bilinçdışında bastırılan toplumsal olayların(mesela soykırımın inatçı bir reddi) tehlikesi neler? Basit örnek; 70-85 arası dönemde ağır bir işkence ve şiddetin varlığı; günümüzde zaman zaman bizi şok eden ancak alıştığımız şiddetin sıradanlaşmasına yol açmakta. Benzer biçimde soykırımın reddi, bilinçdışına sürekli 'düşman' kategorisini yollamakta. Osmanlı'nın son dönemleri ve Türkiye'nin ilk dönemlerinde gerçekleştirilen etnisite mühendislikleri; günümüz Türkiyesindeki paranoyakça korkunun, 'ontolojik ötekine' yönelik nefret nöbetlerinin, eleştirel düşünemeden devlete boyun eğmenin, hatta birey olamayıp kendini topluluğun akışına bırakmanın en önemli sebepleridir. Yani ret ve görmezden gelme; toplumun kendisini ve diğer toplumları algılamasını çarpıklaştırıyor. Etrafındaki(sokak, televizyon vb.) paranoyak ve nevrotik davranışları görmemen imkansız.
Felsefe ve edebiyat arasındaki çizgi çok incedir. Türkiye'de bu paranoyaklığı ilk görebilen oğuz atay olmuş gibi. "Korkuyu beklerken" öyküsü çok isabetli bir örnek.
Genelde olaylar psikolojik sonuçlarından bağımsız düşünülüyor. Çok büyük bir hata, çünkü olaya verilen tepki bir bastırmayı ve bir unutmayı içeriyorsa; bilinçdışından olağanca gücüyle geri dönecektir. Bu geri dönmeyi aşmak, toplumun sağlıklı bir biçimde kurulması için aşırı önem teşkil etmektedir. Yani olay ve Batı'nın yaptığı 'kuru bir özür' değil. Toplumun şeffaflaşması, nevrotikliğin iyileştirilmesi.
Bunun yanı sıra, kabul etmenin o kadar kolay olmadığını söyleyebilirsin. Ancak reddetmenin sonuçları da vahim. İnsanlar bir makine değillerdir, bilinçdışı denen yapıya sahipler ve kararları ile etkileşimleri çerçevesinde bilinçdışını şekillendirirler. Bu bilinçdışı da gelecekte, bilinci şekillendirir. İnsanların olduğu kadar toplumların da bilinçdışları vardır.
Peki bilinçdışında bastırılan toplumsal olayların(mesela soykırımın inatçı bir reddi) tehlikesi neler? Basit örnek; 70-85 arası dönemde ağır bir işkence ve şiddetin varlığı; günümüzde zaman zaman bizi şok eden ancak alıştığımız şiddetin sıradanlaşmasına yol açmakta. Benzer biçimde soykırımın reddi, bilinçdışına sürekli 'düşman' kategorisini yollamakta. Osmanlı'nın son dönemleri ve Türkiye'nin ilk dönemlerinde gerçekleştirilen etnisite mühendislikleri; günümüz Türkiyesindeki paranoyakça korkunun, 'ontolojik ötekine' yönelik nefret nöbetlerinin, eleştirel düşünemeden devlete boyun eğmenin, hatta birey olamayıp kendini topluluğun akışına bırakmanın en önemli sebepleridir. Yani ret ve görmezden gelme; toplumun kendisini ve diğer toplumları algılamasını çarpıklaştırıyor. Etrafındaki(sokak, televizyon vb.) paranoyak ve nevrotik davranışları görmemen imkansız.
Felsefe ve edebiyat arasındaki çizgi çok incedir. Türkiye'de bu paranoyaklığı ilk görebilen oğuz atay olmuş gibi. "Korkuyu beklerken" öyküsü çok isabetli bir örnek.
Genelde olaylar psikolojik sonuçlarından bağımsız düşünülüyor. Çok büyük bir hata, çünkü olaya verilen tepki bir bastırmayı ve bir unutmayı içeriyorsa; bilinçdışından olağanca gücüyle geri dönecektir. Bu geri dönmeyi aşmak, toplumun sağlıklı bir biçimde kurulması için aşırı önem teşkil etmektedir. Yani olay ve Batı'nın yaptığı 'kuru bir özür' değil. Toplumun şeffaflaşması, nevrotikliğin iyileştirilmesi.
0
error522
anlamı nedir? başka bi gramer kuralı mı?örnek: The rails are so full of clothes that you can't even see the sizes.cümlede ne denmek isteniyor ve that'in olayı nedir?---bir de bikaç yerde that'in 'ki' olarak kullanıldığını anladım doğru mu anlamışım.örnek: I learned that = öğrendim ki şeklinde
anlamı nedir? başka bi gramer kuralı mı?
örnek: The rails are so full of clothes that you can't even see the sizes.
cümlede ne denmek isteniyor ve that'in olayı nedir?
---
bir de bikaç yerde that'in 'ki' olarak kullanıldığını anladım doğru mu anlamışım.
örnek: I learned that = öğrendim ki şeklinde
örnek: The rails are so full of clothes that you can't even see the sizes.
cümlede ne denmek isteniyor ve that'in olayı nedir?
---
bir de bikaç yerde that'in 'ki' olarak kullanıldığını anladım doğru mu anlamışım.
örnek: I learned that = öğrendim ki şeklinde
0
i learned that kullanımı noun clause öncelikle çünkü orada sıfat gibi nitelediği bir şey yok.
i learned that she was not 18.
Onun 18 yaşında olmadığını öğrendim.
bu yukarıdaki örnekte de railin tam hangi anlamıyla kullanıldığını bilmiyorum ama
railler kıyafetlerle o kadar dolu ki boyutlarını göremiyorsun bile.
Burada ki anlamı veriyor mesela dediğiniz gibi.
i learned that she was not 18.
Onun 18 yaşında olmadığını öğrendim.
bu yukarıdaki örnekte de railin tam hangi anlamıyla kullanıldığını bilmiyorum ama
railler kıyafetlerle o kadar dolu ki boyutlarını göremiyorsun bile.
Burada ki anlamı veriyor mesela dediğiniz gibi.
0
bu cümledeki "rail", hani mağazalarda kıyafet askılarının asıldığı metal uzun şeyler yok mu, işte onlar... türkçede adı nedir bilmiyorum bilenler yazarsa öğrenmiş olur şimdiden teşekkür ederim.
"askılık" diyelim ona mesela;
"askılıklar o kadar tıka basa kıyafet dolu ki (o kadar sıkışık ki), kıyafetlerin bedenlerini bile göremiyorsun."
ve evet ben de oradaki yapı "so... that" diyorum.
"askılık" diyelim ona mesela;
"askılıklar o kadar tıka basa kıyafet dolu ki (o kadar sıkışık ki), kıyafetlerin bedenlerini bile göremiyorsun."
ve evet ben de oradaki yapı "so... that" diyorum.
0
safepassage
Bu karar sorusu değil. nasıl yaparım sorusu.yurtdışında çalışmak için nerelere başvuruyorsunuz? yani bunun yolu yordamı nedir? linkedinden birinin sizi keşfetmesini mi bekliyorsunuz?kendiniz mi başvuruyorsunuz?nasıl gittiniz? izin aldınız mı çalışmak için?benim şu andaki en büyük hedefim bu. nasıl y
Bu karar sorusu değil. nasıl yaparım sorusu.
yurtdışında çalışmak için nerelere başvuruyorsunuz? yani bunun yolu yordamı nedir? linkedinden birinin sizi keşfetmesini mi bekliyorsunuz?
kendiniz mi başvuruyorsunuz?
nasıl gittiniz? izin aldınız mı çalışmak için?
benim şu andaki en büyük hedefim bu. nasıl yurtdışında çalışabilir ve yaşayabilirim?
yurtdışında çalışmak için nerelere başvuruyorsunuz? yani bunun yolu yordamı nedir? linkedinden birinin sizi keşfetmesini mi bekliyorsunuz?
kendiniz mi başvuruyorsunuz?
nasıl gittiniz? izin aldınız mı çalışmak için?
benim şu andaki en büyük hedefim bu. nasıl yurtdışında çalışabilir ve yaşayabilirim?
0
@baldur2 senden cevap bekliyordum :)
okumak derken master falan mı diyorsun? ben artık okumak istemiyorum, yeter. Başka türde nasıl gidebilirim? Biyomedikal mühendisiyim ama orada bu işi yapmak istemiyorum. Sanatımla gitmek istiyorum.
okumak derken master falan mı diyorsun? ben artık okumak istemiyorum, yeter. Başka türde nasıl gidebilirim? Biyomedikal mühendisiyim ama orada bu işi yapmak istemiyorum. Sanatımla gitmek istiyorum.
0
en garanti yolu gitmek yasamak istedigin ulkede yuksek lisans yapip sonrasinda orada is bulmak.
turk sirketleri ile gideceksen insaat sektoru bu konuda avantajli. Ancak bati avrupa amerika falan olmaz sikko arap ulkeleri, afrika yada orta asya olur.
ya da kendi alaninda calisan butun sirketlere CV yollayacaksin, kasacaksin.
turk sirketleri ile gideceksen insaat sektoru bu konuda avantajli. Ancak bati avrupa amerika falan olmaz sikko arap ulkeleri, afrika yada orta asya olur.
ya da kendi alaninda calisan butun sirketlere CV yollayacaksin, kasacaksin.
0
ben dil kursu için geldim, dil kursu sırasında iş buldum. kendim para biriktirdim, işlere kendim başvurdum, kendim uğraştım. meslekten istifa edip öyle geldim buraya. nolan'ın bahsettiği ab mavi kartım var.
0
Ben Green Carda basvurdum. 4 senedir Amerika'da yasiyorum. Cikmaz diye dusunme, her sene sansini dene.
0
evet master arti sonrasinda is bulma en mesakkatli ve kalici yollardan biridir. sanatim dedigin ne?
0
ne is yapmak istiyorsun?
ilgilendigin ise gore degisiyor olaylar, tek bir formulu yok bu isin.
Ben universite'de okudugum bolumden farkli, formal egitimini almadigim bir is yapiyorum. 1 yil kadar Amerika'da calistim. Son 4 yildir da Hollanda'dayim.
Amerika'daki sirkete kendim basvurmustum. Hollanda'daki ilk sirket beni buldu. Sonra is degistirdim Hollanda'da, ikinci sirketi ben buldum vs.
Yani bir formulu yok bunun. Tirmalaman lazim biraz. Yasamak istedigin ulkeye bir sure gidip orada is firsatlari kovalamak sansini arttirir. Biraz da sans meselesi. Tatile gelip, Craiglist'e ilan koyup is bulan arkadasim var, 3-5 yildir Amerika'da yasiyor.
Dedigim gibi 1 tek formulu yok bu isin. Herseyi dene. Paran varsa 3-5 ay git, is bulmaya calis.
ilgilendigin ise gore degisiyor olaylar, tek bir formulu yok bu isin.
Ben universite'de okudugum bolumden farkli, formal egitimini almadigim bir is yapiyorum. 1 yil kadar Amerika'da calistim. Son 4 yildir da Hollanda'dayim.
Amerika'daki sirkete kendim basvurmustum. Hollanda'daki ilk sirket beni buldu. Sonra is degistirdim Hollanda'da, ikinci sirketi ben buldum vs.
Yani bir formulu yok bunun. Tirmalaman lazim biraz. Yasamak istedigin ulkeye bir sure gidip orada is firsatlari kovalamak sansini arttirir. Biraz da sans meselesi. Tatile gelip, Craiglist'e ilan koyup is bulan arkadasim var, 3-5 yildir Amerika'da yasiyor.
Dedigim gibi 1 tek formulu yok bu isin. Herseyi dene. Paran varsa 3-5 ay git, is bulmaya calis.
0
six packsiz
http://www.mynet.com/haber/yasam/ruzgar-savurdu-o-bayragi-operek-saygisini-gosterdi-1808060-1çok hoşuma gitti hele ki bu devirde böyle bir görüntü.Yetiştiren anneye, babaya, öğretmene helal olsun.
www.mynet.com
çok hoşuma gitti hele ki bu devirde böyle bir görüntü.
Yetiştiren anneye, babaya, öğretmene helal olsun.
çok hoşuma gitti hele ki bu devirde böyle bir görüntü.
Yetiştiren anneye, babaya, öğretmene helal olsun.
0
bu ön yargıları hep böyle büyütelim arkadaşlar..kocaman yapalım..pilates topu gibi olsunlar..belki oynar kilo falan veririz..
0
turkiyeyi ve turk insanini milliyetci sanan insanlarin elestirisine ugramis cocuk. hani o taptiginiz, super medeni buldugunuz ulkeler var ya, onlarin hepsi turkiyeden daha milliyetci. keske biz de gercek anlamda milliyetci olabilsek.
0
Yerdeki ekmeği öpüp yüksek bir yere koymak kadar saçma bir hareket.+1
cocuk sonucta ne sıkıme abartıldıki bu kadar anlamadım.
cocuk sonucta ne sıkıme abartıldıki bu kadar anlamadım.
0
Çocuğun bir kabahati yok, o yaşlarda biz de öyleydik sonuçta. İstiklal Marşı'nda arkadaşı arkadan güldürdü diye kulağı bükülen, hakaret edilen çocuklar olduk sonra, mevzunun derin olduğunu anladık.
Sonuç olarak: ben ortada sevinilecek bir durum göremiyorum.
Sonuç olarak: ben ortada sevinilecek bir durum göremiyorum.
0
ulan ne çok entel dantel, fularlı, dirseği yamalı ceketli adam varmış burada. özgürlük böyle bir şey herhalde, çok avrupaisiniz amk...
ne yapmış anasını satayım, öpmüş işte bağrağı çocuk. sana ne zararı var? zararsız bir sevgi eylemi. ben ne güzel deyip geçiyorum.
ne yapmış anasını satayım, öpmüş işte bağrağı çocuk. sana ne zararı var? zararsız bir sevgi eylemi. ben ne güzel deyip geçiyorum.
0
mermize +1.
ben duygulandım. milliyetçi ve ırkçı birisi olduğumu söyleyemem. avrupa'da yaşamak en büyük hayalim. türkiye'yi genel olarak sevmiyorum. ahlaki yapımız, toplumumuz vs. pek hoşuma gitmiyor. ama ne olursa olsun türküm lan, memleketim burası. bu minik biraderim de bayrağı öpmüş, benim hoşuma gider. duygulanırım. yok gereksizmiş, saçmaymış bilmem ne... yahu ne zararı var? vatanını, milletini sevmekten kime zarar gelir?
militarizmle, ırkçılıkla, aşırı milliyetçilikle vatan sevgisini karıştırıyor insanlar. bir de şimdi yeni cihangir solculuğu modası yüzünden "ülkemi seviyorum" demek faşistlik oldu.
kardeşim ben türk ırkı ileri gitsin istiyorum. türk sporcuları, türk siyasetçileri, türk çocukları daha iyi işler başarsın istiyorum. bilim adamlarımız bir şeyler keşfetsin, türk çiftçisi yardırsın istiyorum. türkiye dedikleri zaman insanlar "ooo güzel ülke" falan desin istiyorum. bunun nesi kötü lan? ben türkü isveçliden üstün görmüyorum. ya da "yaşasın türk milleti, geri kalanını skeyim" demiyorum. sorun nedir yani? doğduğum toprağın dünyanın güzel köşelerinden biri olmasını istiyorum. benim çocuğum iskandinavya hayali kurmasın, norveçli çocuk türkiye hayali kursun istiyorum. nesi kötü la bunun? milleti ezmedikten, "türk ırkı üstündür" diye gaza gelip kafatasçılık/ırkçılık yapmadıktan sonra ülkemi sevmem, bayrağımı öpmem kimi niye rahatsız ediyor?
ben 2-3 sene öncesine kadar nefret bile ediyordum türkiye'den. imkanım olsa ben yok ederdim ülkeyi. ama başta bu osmanlıcı ruh hastaları ve cihangir solcuları yüzünden faşo olup çıktım aq. bu memleketi size bırakmayacağız diyen atatürkçü teyzelere döndüm.
cidden mide bulandırıcı bu "pfff saçma" düşüncesi. korkmayın bu kadar. vatan, millet güzel şeyler. bunu gurur meselesi yapmadığınız, bunun için insan hayatını hiçe saymadığınız sürece.
ben duygulandım. milliyetçi ve ırkçı birisi olduğumu söyleyemem. avrupa'da yaşamak en büyük hayalim. türkiye'yi genel olarak sevmiyorum. ahlaki yapımız, toplumumuz vs. pek hoşuma gitmiyor. ama ne olursa olsun türküm lan, memleketim burası. bu minik biraderim de bayrağı öpmüş, benim hoşuma gider. duygulanırım. yok gereksizmiş, saçmaymış bilmem ne... yahu ne zararı var? vatanını, milletini sevmekten kime zarar gelir?
militarizmle, ırkçılıkla, aşırı milliyetçilikle vatan sevgisini karıştırıyor insanlar. bir de şimdi yeni cihangir solculuğu modası yüzünden "ülkemi seviyorum" demek faşistlik oldu.
kardeşim ben türk ırkı ileri gitsin istiyorum. türk sporcuları, türk siyasetçileri, türk çocukları daha iyi işler başarsın istiyorum. bilim adamlarımız bir şeyler keşfetsin, türk çiftçisi yardırsın istiyorum. türkiye dedikleri zaman insanlar "ooo güzel ülke" falan desin istiyorum. bunun nesi kötü lan? ben türkü isveçliden üstün görmüyorum. ya da "yaşasın türk milleti, geri kalanını skeyim" demiyorum. sorun nedir yani? doğduğum toprağın dünyanın güzel köşelerinden biri olmasını istiyorum. benim çocuğum iskandinavya hayali kurmasın, norveçli çocuk türkiye hayali kursun istiyorum. nesi kötü la bunun? milleti ezmedikten, "türk ırkı üstündür" diye gaza gelip kafatasçılık/ırkçılık yapmadıktan sonra ülkemi sevmem, bayrağımı öpmem kimi niye rahatsız ediyor?
ben 2-3 sene öncesine kadar nefret bile ediyordum türkiye'den. imkanım olsa ben yok ederdim ülkeyi. ama başta bu osmanlıcı ruh hastaları ve cihangir solcuları yüzünden faşo olup çıktım aq. bu memleketi size bırakmayacağız diyen atatürkçü teyzelere döndüm.
cidden mide bulandırıcı bu "pfff saçma" düşüncesi. korkmayın bu kadar. vatan, millet güzel şeyler. bunu gurur meselesi yapmadığınız, bunun için insan hayatını hiçe saymadığınız sürece.
0
Zararsız bi eylemi de putperestliğe bagladiniz helal olsun. Kendi ülkesinin bayrağını öpmüş alt tarafı. Cok da guzel yapmis. Cnm yhaa^^ de geç yani ne kadar iğrenç insanlarsiniz.
0
ulan çocuk öpmüş işte amma büyütüldü haa.
putperest diyen mi ararsın 3. dünya ülkesine bağlayan mı.
komiksiniz la :)
putperest diyen mi ararsın 3. dünya ülkesine bağlayan mı.
komiksiniz la :)
0
kutsal olan 'ben' ve 'öteki' arasında hep bir ontolojik farklılık yaratır. 'Ben'in 'öteki' üzerindeki haklılığını bir adım ileri taşır. Ulaşılamayacak, dokunulamayacak bir alan yaratır. En sonunda da ritüellerle kendini iyice 'ben' yapar, 'öteki'ni siler.
Sığ bir düzlemden; ırkçılık-milliyetçilik ayrıdır, avrupa da miliyetçi, zararsız bir eylem gibi söylemler geliştirmeniz bir şeyi değiştirmez. Kutsallığın arkasında yatan ontolojik zemini ve bunun sosyo-psikolojik(ben ve öteki arasında savaş) etkenlerini görmüyor olmanız söyleminize meşruluk kazandırmıyor.
Tabii bu söylemler arasında en sığı 'avrupa da miliyetçi' söylemi. İnsanlar gazetede okudukları, günlük hayatta(aile, okul) öğrendikleri üzerinden dünyayı anlamaya girişince çok komik oluyor. Evet evet, Avrupa çok milliyetçi... Sömürge sonrası ülkelerdeki miliyetçilik tanımı üzerinden Avrupa'daki 'ben' tanımını kavrayamazsın, boşuna uğraşma.
Elbette buradaki Avrupa'yı genelliyoruz. Bir toplumun tamamını kapsamak imkansız.
Sığ bir düzlemden; ırkçılık-milliyetçilik ayrıdır, avrupa da miliyetçi, zararsız bir eylem gibi söylemler geliştirmeniz bir şeyi değiştirmez. Kutsallığın arkasında yatan ontolojik zemini ve bunun sosyo-psikolojik(ben ve öteki arasında savaş) etkenlerini görmüyor olmanız söyleminize meşruluk kazandırmıyor.
Tabii bu söylemler arasında en sığı 'avrupa da miliyetçi' söylemi. İnsanlar gazetede okudukları, günlük hayatta(aile, okul) öğrendikleri üzerinden dünyayı anlamaya girişince çok komik oluyor. Evet evet, Avrupa çok milliyetçi... Sömürge sonrası ülkelerdeki miliyetçilik tanımı üzerinden Avrupa'daki 'ben' tanımını kavrayamazsın, boşuna uğraşma.
Elbette buradaki Avrupa'yı genelliyoruz. Bir toplumun tamamını kapsamak imkansız.
0
ulan çocuk yanındaki kıza şekil yapmış işte şapşik ya :)))
artis artis yürümesinden belli.
artis artis yürümesinden belli.
0
İzlerken çok duygulandım.
Ayrıca, ikinci defa ciğeri beş para etmezler yüzünden hesabımdan olmak istemiyorum, o nedenle sessiz kalmak en iyisi...
Ayrıca, ikinci defa ciğeri beş para etmezler yüzünden hesabımdan olmak istemiyorum, o nedenle sessiz kalmak en iyisi...
0
der meister +1
marjinaller basmış gene burayı.
çocuğun ne putperestliği kalmış ne beyinsizliği.
bayrak manevi anlam taşır. bir semboldür. tıpkı ekmek gibi.
ikisini de öpene saygı duyarım.
çocuk yabancı olsa yalakalık yapardınız, Türk olunca zorunuza gidiyor.
marjinaller basmış gene burayı.
çocuğun ne putperestliği kalmış ne beyinsizliği.
bayrak manevi anlam taşır. bir semboldür. tıpkı ekmek gibi.
ikisini de öpene saygı duyarım.
çocuk yabancı olsa yalakalık yapardınız, Türk olunca zorunuza gidiyor.
0
ya sanki bunu yapan kisi politikaci, din adami, siyasi parti mensubu mk. cocuk lan cocuk o. ne sekilciligi ne putperestligi ne ne ekmegi olm manyak misiniz lan?? cocuk lan cocuk en saf duygularin, ic gudulerin hakimiyetinde bir melek lan o. sanki oo kesin kamera vardir bi opeyim de sekil olsun tv ye cikayim diyip optu. yok ama yabanci yapsa denir ki helal olsun velete iste yabancilar boyle vatan sevgisi dolu evlatlar yetistiriyor dersiniz. cocuk lan o. orda burda cikip sehit verdik ama olsun hedef hede hodo diyen insanlardan cok daha fazla hissediyor belki icinde o bayragin degerini. helal olsun lan onu dogurana da yetistirene de.
0
E canın az propaganda yapayım, 24 Nisan'da biraz ortalığı karıştırayım istemiş dayı, amacına da ulaştın. Orta-alt seviyede politika bilgisi olan her Türk gencinin yaptığı şeyler bunlar, çok normal. Ben de lise yıllarımda "evrimi tamamen kanıtlayamayız, soykırım yapıldı diyorlar Ermenilerin nüfusu o kadar değildi ki" filan diye geziyordum bir gram bilgim olmadan. Hep sonradan geliyor aklımız başımıza hep sonradan, bazımıza da hiç gelmiyor.
Çocuğun yaptığına duygulanıp "hll spr dvm" demediğimiz için ayaküstü vatan haini de ilan edildiğimize göre olaysız dağılabiliriz.
Çocuğun yaptığına duygulanıp "hll spr dvm" demediğimiz için ayaküstü vatan haini de ilan edildiğimize göre olaysız dağılabiliriz.
0
@sevgikusunkanadinda yav he he, propaganda yaptım. amerikan ajanı de bide tam olsun.
0
0
evrimini tamamlamis hamambocegi
ingilizcesi iyi ve ileri düzey olan kişiler, bunu nasıl başardınız? hangi kaynaktan çalıştınız? ne kadar bir sürede iyi bir seviyede rahatça konuşup, gramer yapısını (kompleks olan yapılar) öğrendiniz? kelimeleri öğrenme şekliniz nasıl?...vs.benim şuanki seviyem intermediate seviyesinde ama bazı cüm
ingilizcesi iyi ve ileri düzey olan kişiler, bunu nasıl başardınız? hangi kaynaktan çalıştınız? ne kadar bir sürede iyi bir seviyede rahatça konuşup, gramer yapısını (kompleks olan yapılar) öğrendiniz? kelimeleri öğrenme şekliniz nasıl?...vs.
benim şuanki seviyem intermediate seviyesinde ama bazı cümle kalıplarını bilmediğim için elementary konularında da eksikliklerim var.
iş görüşmelerine gittiğim zaman ingilizce konuşurken acayip kasılıyorum ve yds gibi sınavlarda da başarısız oluyorum. bir sıkıntım da girmeyi istediğim bir firma test olarakta ingilizce sınav yapıyor ondan başarısız olmaktan çekiniyorum.
bir de ben şu ingilizce konuşurken ingilizce düşünme olayını bir türlü yapamıyorum. yani illa türkçeden kafamdan çeviri yapıyorum.
özet istiyenler için;
kendiniz ingilizcenizi geliştirirken yararlandığınız kitap, websitesi , android uygulaması, çalışma yöntemi tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevirim.
benim şuanki seviyem intermediate seviyesinde ama bazı cümle kalıplarını bilmediğim için elementary konularında da eksikliklerim var.
iş görüşmelerine gittiğim zaman ingilizce konuşurken acayip kasılıyorum ve yds gibi sınavlarda da başarısız oluyorum. bir sıkıntım da girmeyi istediğim bir firma test olarakta ingilizce sınav yapıyor ondan başarısız olmaktan çekiniyorum.
bir de ben şu ingilizce konuşurken ingilizce düşünme olayını bir türlü yapamıyorum. yani illa türkçeden kafamdan çeviri yapıyorum.
özet istiyenler için;
kendiniz ingilizcenizi geliştirirken yararlandığınız kitap, websitesi , android uygulaması, çalışma yöntemi tavsiyelerinizi benimle paylaşırsanız çok sevirim.
0
anime izle. ingilizce alt yazı ile. altyazıları okurken sözlüğe bakma. izlediğin görüntülerden kelimenin anlamını çıkar. bu şekilde kafaya kazınıyor. ( anime yerine dizi vb şeyler de olabilir. telafuz içinse ingilizce diziler, kulağın duyması lazım )
0
yabanci dizileri orijinal dilinde izleyerek, bazen alt yazili bazen alt yazisiz. ikisi de ayri guzel oluyor, bir de turkce ve ingilizce alt yaziyi sikildikca degistiriyorum. omegle falan gibi ortamlarda da konusma pratigi yapabilirsin. amac sifirdan birsey soylemek, cumleyi kafada kurmayi ogrenmek. simdi omegle yerine baska birsey kullaniliyor da olabilir. iste oyle aninda chat yapabilecegin bir yere gir arada, yemekten sporda konserden vs vs genel gecer konulardan bahset.
0
Kişiliğin büyük etkisi oluyor.
Günün büyük çoğunluğunu kulağımda kulaklık, bilgisayarda bir şeyler okuyarak geçirebilen bir insanım. Hiçbir zaman ingilizce öğrenme niyetiyle ilerlemedim.
Hep yabancı olan şeyleri merak ederdim. Çocukken yabancı kanalları izlerdim, eve ilk bilgisayar alındığında hep yabancı sitelerde dolaşır, anlamasam bile okurdum.
Zamanla tamamen anlamaya başladım. İngilizce tüm dünyada konuşulduğundan inanılmaz zengin bir dil kelime açısından. Argo, bilim, teknik, tüm dünyadan bir şeyler var.
Hiçbir şey yapmasam bile amaçsızca internette dolaşırken ingilizce radyo açık oluyor, okuduğum, izlediğim şeyler de genelde ingilizce içerik. Böyle olunca kendiliğinden öğreniyorsunuz zaten.
Eğitim olarak da okuldaki derslerden başka bir şey görmedim. Gramere takılmayın lütfen. Çok sıkıcı ve kastırıcı şeyler. Onu da sağlam öğrenmek önemli ama birincil ilke olmamalı.
Bir yere önceden yazdığım yazıdan alıntı yapayım,
1. Dil en etkili kulaktan öğrenilir. Hiç farkında olmadan ve pek bir şey yapmadan sadece düzenli "ingilizceye maruz kalma" yöntemiyle bir süre içinde çoğu şeyi anlamaya başlayabilir, cümle yapılarını kavrayabilirsiniz.
Onun için en sağlam kaynak BBC Radio 4 ve World Service benim için. Her gece uykuya dalarken ve evde başka dinleyecek bir şey yoksa fonda bu radyoyu açıyorum. Bilgisayar başındayken müzik dinlemediğinde bir sekmede bu link açık kalabilir:
www.bbc.co.uk
www.bbc.co.uk
Ayrıca telefonda BBC News veya TuneIn radyo uygulamasından her an dinleyebilirsiniz.
2. www.voscreen.com
Bu site bir çeşit facebook oyunu gibi. Facebook ile giriş yapabilirsiniz. Eğer profilde bu siteyle ilgili şeylerin çıkmasını istemiyorsanız Facebook ile giriş yaparken pencere gelecek. "Okay" butonuna değil de, "Skip" butonuna basın. Çok da önemli bir şey değil aslında. Film, dizi ve reklamlardan ortama 10 saniyelik kesitler gözükecek, türkçe karşılığı olan iki seçenek gelecek ve doğru olanı seçeceksiniz. Puanı kafana takmayın, sürekli yanlış yapabilirsiniz ama dinleme ve çevirme becerisini kısa sürede sağlam etkiler.
3. www.engvid.com
Bu da gördüğüm en sağlam İngilizce öğretme sitesi. Bunu da şöyle kullanabilirsiniz,
Yukarıda "All Lessons" diye bir link var. Ona tıklayıp gelen sayfada sol tarafta istediğin seviyeyi ve konuyu seçip "Find Lessons" butonuna tıklayarak videoları getirebilirsiniz. Çoklu seviye ve konu seçimi yapabilirsiniz. Beginner olanlar başlangıç seviyesi ve çok basit anlatıyorlar konuyu. Eğer denilenlerden bir şey anlamıyorum derseniz üstte gösterdiğim iki seçeneği düzenli kullanırsanız hocaların anlattığı şeylerin neredeyse tamamı iki üç ayda anlaşılır hale gelir.
4. Aklınıza takılan kelimelerin karşılığına tureng.com'dan bakabilirsiniz, yeni öğrenme sürecinde karşılık bilmek oldukça faydalı. Dil öğrenmeye yatkınlık varsa zaten 6 ay 1 yıl içinde dizi filmleri sadece ingilizce altyazıyla izleyip çoğunu anlayabilirsiniz. O zaman da sadece aklına çok takılan kelimelerin karşılığına bakarsınız. Bir seviyeden sonra kelimeleri tahmin yetisi gelişiyor.
5. Biraz da ingilizceyi "kafaya takmak" gerekiyor. Mesela her fırsatı değerlendirmek önemli olay. Bir bebek iki üç yaşından sonra her şeyi anlayıp konuşmaya başlıyor, biz de o yöntemi uygularsak çok iyi sonuç alıyoruz. Sadece kurs ve salt ezber pek işe yaramıyor, sıkılıp bırakınca unutuluyor. Ben sevdiğim şarkının hemen sözlerine bakarım, telefonuma müziğin yanında podcast atarım, konuşma içerikli ingilizce yayınlar dinlerim. Gözüme çarpan kelimeleri dilden dile çevirmeye çalışırım, bizdeki kelimelerin ingilizcedeki karşılığını merak ederim, google'da karşılığı aratıp cümle içinde kullanımlarına bakarım ve kalıcı öğrenmiş olurum böylece. Youtube'da bilim, sanat, gezi, komedi içerikli binlerce kanal var onları izlerim, merak ettiğim konuları ingilizce forumlardan, bloglardan okurum. O ufak seviyeyi atlayıp azıcık anlamaya başlayınca işin keyfi çok güzel çıkıyor. Hadi biraz ingilizce çalışayım gibi sıkıcı bir süreçle değil de günlük hayatta keyif yaparken dil kendiliğinden gelişmiş oluyor. Şimdilik bu kadar.
Günün büyük çoğunluğunu kulağımda kulaklık, bilgisayarda bir şeyler okuyarak geçirebilen bir insanım. Hiçbir zaman ingilizce öğrenme niyetiyle ilerlemedim.
Hep yabancı olan şeyleri merak ederdim. Çocukken yabancı kanalları izlerdim, eve ilk bilgisayar alındığında hep yabancı sitelerde dolaşır, anlamasam bile okurdum.
Zamanla tamamen anlamaya başladım. İngilizce tüm dünyada konuşulduğundan inanılmaz zengin bir dil kelime açısından. Argo, bilim, teknik, tüm dünyadan bir şeyler var.
Hiçbir şey yapmasam bile amaçsızca internette dolaşırken ingilizce radyo açık oluyor, okuduğum, izlediğim şeyler de genelde ingilizce içerik. Böyle olunca kendiliğinden öğreniyorsunuz zaten.
Eğitim olarak da okuldaki derslerden başka bir şey görmedim. Gramere takılmayın lütfen. Çok sıkıcı ve kastırıcı şeyler. Onu da sağlam öğrenmek önemli ama birincil ilke olmamalı.
Bir yere önceden yazdığım yazıdan alıntı yapayım,
1. Dil en etkili kulaktan öğrenilir. Hiç farkında olmadan ve pek bir şey yapmadan sadece düzenli "ingilizceye maruz kalma" yöntemiyle bir süre içinde çoğu şeyi anlamaya başlayabilir, cümle yapılarını kavrayabilirsiniz.
Onun için en sağlam kaynak BBC Radio 4 ve World Service benim için. Her gece uykuya dalarken ve evde başka dinleyecek bir şey yoksa fonda bu radyoyu açıyorum. Bilgisayar başındayken müzik dinlemediğinde bir sekmede bu link açık kalabilir:
www.bbc.co.uk
www.bbc.co.uk
Ayrıca telefonda BBC News veya TuneIn radyo uygulamasından her an dinleyebilirsiniz.
2. www.voscreen.com
Bu site bir çeşit facebook oyunu gibi. Facebook ile giriş yapabilirsiniz. Eğer profilde bu siteyle ilgili şeylerin çıkmasını istemiyorsanız Facebook ile giriş yaparken pencere gelecek. "Okay" butonuna değil de, "Skip" butonuna basın. Çok da önemli bir şey değil aslında. Film, dizi ve reklamlardan ortama 10 saniyelik kesitler gözükecek, türkçe karşılığı olan iki seçenek gelecek ve doğru olanı seçeceksiniz. Puanı kafana takmayın, sürekli yanlış yapabilirsiniz ama dinleme ve çevirme becerisini kısa sürede sağlam etkiler.
3. www.engvid.com
Bu da gördüğüm en sağlam İngilizce öğretme sitesi. Bunu da şöyle kullanabilirsiniz,
Yukarıda "All Lessons" diye bir link var. Ona tıklayıp gelen sayfada sol tarafta istediğin seviyeyi ve konuyu seçip "Find Lessons" butonuna tıklayarak videoları getirebilirsiniz. Çoklu seviye ve konu seçimi yapabilirsiniz. Beginner olanlar başlangıç seviyesi ve çok basit anlatıyorlar konuyu. Eğer denilenlerden bir şey anlamıyorum derseniz üstte gösterdiğim iki seçeneği düzenli kullanırsanız hocaların anlattığı şeylerin neredeyse tamamı iki üç ayda anlaşılır hale gelir.
4. Aklınıza takılan kelimelerin karşılığına tureng.com'dan bakabilirsiniz, yeni öğrenme sürecinde karşılık bilmek oldukça faydalı. Dil öğrenmeye yatkınlık varsa zaten 6 ay 1 yıl içinde dizi filmleri sadece ingilizce altyazıyla izleyip çoğunu anlayabilirsiniz. O zaman da sadece aklına çok takılan kelimelerin karşılığına bakarsınız. Bir seviyeden sonra kelimeleri tahmin yetisi gelişiyor.
5. Biraz da ingilizceyi "kafaya takmak" gerekiyor. Mesela her fırsatı değerlendirmek önemli olay. Bir bebek iki üç yaşından sonra her şeyi anlayıp konuşmaya başlıyor, biz de o yöntemi uygularsak çok iyi sonuç alıyoruz. Sadece kurs ve salt ezber pek işe yaramıyor, sıkılıp bırakınca unutuluyor. Ben sevdiğim şarkının hemen sözlerine bakarım, telefonuma müziğin yanında podcast atarım, konuşma içerikli ingilizce yayınlar dinlerim. Gözüme çarpan kelimeleri dilden dile çevirmeye çalışırım, bizdeki kelimelerin ingilizcedeki karşılığını merak ederim, google'da karşılığı aratıp cümle içinde kullanımlarına bakarım ve kalıcı öğrenmiş olurum böylece. Youtube'da bilim, sanat, gezi, komedi içerikli binlerce kanal var onları izlerim, merak ettiğim konuları ingilizce forumlardan, bloglardan okurum. O ufak seviyeyi atlayıp azıcık anlamaya başlayınca işin keyfi çok güzel çıkıyor. Hadi biraz ingilizce çalışayım gibi sıkıcı bir süreçle değil de günlük hayatta keyif yaparken dil kendiliğinden gelişmiş oluyor. Şimdilik bu kadar.
0
hadi ya la'nın yazdığı "düzenli olarak ingilizceye maruz kalma" kesinlikle durumu en iyi açıklayan cümlelerden biri. ben de böyle öğrendim, baya ilerledim. asıl formal eğitimi 13-15 yaş arası okulda aldım. sonra bir daha ingilizce dersi görmememe rağmen hiç bi zaman gerilemedi ingilizcem. hatta ilerledi (24 yaşındayım). ben de toefl sınavına hazırlanmamı sağlayan ingilizce geliştiren kaynakları yazmıştım. umarım işinize yarar:
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
lisede geliştirdim, üniversitede zaten komple ingilizce üzerinden edebiyat yapıyoruz (abd edebiyatı okuyorum).
ingilizcemi lisede geliştirdim: her sene grameri baştan sona tekrar işliyorduk, her hafta bir film izliyorduk. onun dışında ben de sürekli film izlerdim. ama telaffuz olarak geliştirmeme en çok rap müzik yardımcı oldu. sürekli zenci rapçileri dinleye dinleye şivelerine, kullandıkları argolara, jargona vs. zamanla aşina oldum. filmler ingilizce olmasa bile sürekli ingilizce altyazılı izledim.
bunun dışında bir şey yapmadım. çok fazla pratik imkanım oldu ama zaten yabancı arkadaşlar edindiğimde ingilizcem gayet iyi seviyeye ulaşmıştı.
dolayısıyla; yaklaşık onbeş yıldır ingilizcenin içindeyim, gramerin gücüne ve önemine güvenenlerdenim. o yüzden gramer gramer gramer diyorum. hatta bir kere değil, birkaç kere incelemen gerekir grameri. sonrası zaten film, dizi, müzik, kitap derken gelişecek. ingilizceyi günlük yaşamına tamamen sokman lazım.
ayrıca rusça da biliyorum, rusça pratiğim çok iyidir ama gel gör ki tembel olduğum ve gramer çok çalışmadığım için hala takıldığım nokta çok oluyor.
yani uzun lafın kısası: gramer öğrenerek.
(gramer kurallarını birkaç yıl bakmazsan unutabiliyorsun ama konuşurken hiç gramer hatası vs. yapmıyorsun. kullanım olarak kalıyor dilinde).
edit: tabi gramer dışında kişisel pratik çok önemli. iki-üç günde bir otur ingilizce bir kompozisyon yaz mesela. haftalık 10-20 kelime ezberleyeceğim de, ezberle. colloquial sözlük al, oku falan.
bunları yaparsan gerisi sebat işi. mutlaka öğrenirsin.
ingilizcemi lisede geliştirdim: her sene grameri baştan sona tekrar işliyorduk, her hafta bir film izliyorduk. onun dışında ben de sürekli film izlerdim. ama telaffuz olarak geliştirmeme en çok rap müzik yardımcı oldu. sürekli zenci rapçileri dinleye dinleye şivelerine, kullandıkları argolara, jargona vs. zamanla aşina oldum. filmler ingilizce olmasa bile sürekli ingilizce altyazılı izledim.
bunun dışında bir şey yapmadım. çok fazla pratik imkanım oldu ama zaten yabancı arkadaşlar edindiğimde ingilizcem gayet iyi seviyeye ulaşmıştı.
dolayısıyla; yaklaşık onbeş yıldır ingilizcenin içindeyim, gramerin gücüne ve önemine güvenenlerdenim. o yüzden gramer gramer gramer diyorum. hatta bir kere değil, birkaç kere incelemen gerekir grameri. sonrası zaten film, dizi, müzik, kitap derken gelişecek. ingilizceyi günlük yaşamına tamamen sokman lazım.
ayrıca rusça da biliyorum, rusça pratiğim çok iyidir ama gel gör ki tembel olduğum ve gramer çok çalışmadığım için hala takıldığım nokta çok oluyor.
yani uzun lafın kısası: gramer öğrenerek.
(gramer kurallarını birkaç yıl bakmazsan unutabiliyorsun ama konuşurken hiç gramer hatası vs. yapmıyorsun. kullanım olarak kalıyor dilinde).
edit: tabi gramer dışında kişisel pratik çok önemli. iki-üç günde bir otur ingilizce bir kompozisyon yaz mesela. haftalık 10-20 kelime ezberleyeceğim de, ezberle. colloquial sözlük al, oku falan.
bunları yaparsan gerisi sebat işi. mutlaka öğrenirsin.
0
okulda falan herkes gibi ingilizce dersleri gördüm.
farkı yaratan kısımlar:
*17-20 yaşları arasında yazları otellerde bellboyluk yaptım.
*sürekli film izledim (ya da ne seviyorsan onu izle yabancı dilde)
* Amerika vE uK'Daki chat odalarına girip cesurca konuşmaya çalıştım.
*Bilgisayar oyunlarındaki her bilmediğim kelimeyi bir yere not aldım.
şu an: Amerikan edebiyatı mezunuyum,ingiliz filoloji üzerine master yapıyorum ve yurt dışındayım.
Gördüğüm şey;dil öğrenmek için yetenek de lazım,ama kendini o dille çevirmek ve o dile sürekli maruz kalmak en önemlisi.
farkı yaratan kısımlar:
*17-20 yaşları arasında yazları otellerde bellboyluk yaptım.
*sürekli film izledim (ya da ne seviyorsan onu izle yabancı dilde)
* Amerika vE uK'Daki chat odalarına girip cesurca konuşmaya çalıştım.
*Bilgisayar oyunlarındaki her bilmediğim kelimeyi bir yere not aldım.
şu an: Amerikan edebiyatı mezunuyum,ingiliz filoloji üzerine master yapıyorum ve yurt dışındayım.
Gördüğüm şey;dil öğrenmek için yetenek de lazım,ama kendini o dille çevirmek ve o dile sürekli maruz kalmak en önemlisi.
0
ben de hadi ya la'ya katılıyorum. 2001'de üniversitede hazırlık okuyup intermediate seviyede bitirdim, onun üzerine ingilizce eğitim almadım, ders çalışmadım. bu ay yapılan yds'de puanım 89.
özellikle dili basit olan amerikan dizilerini altyazısız izliyorum yıllardır, anlamakta zorlanıyorsam ingilizce altyazı ekliyorum.
yıllar önce bir ingiliz arkadaşım vardı, zavallıyı çok uğraştırdım. söylemek istediğim sözcüğü bilmiyorsam sözlüğe bakmak yerine "dur bekle anlatıyorum" deyip -mesela kahve için- "sıcak, koyu renkli, sert içecek" diye tanım yapıyordum o da bana "kahve o" diyordu.
öğrenci evindeyken televizyonda sürekli cnbc-e falan açık olurdu, izlemesem bile kulağımda sürekli ingilizce konuşan birileri vardı.
şimdi bana gramer anlat, birine ders çalıştır deseniz önce oturup kitaba bakmam, hatırlamam gerekir ama rahat rahat konuşuyorum, dinliyorum, okuyorum.
özellikle dili basit olan amerikan dizilerini altyazısız izliyorum yıllardır, anlamakta zorlanıyorsam ingilizce altyazı ekliyorum.
yıllar önce bir ingiliz arkadaşım vardı, zavallıyı çok uğraştırdım. söylemek istediğim sözcüğü bilmiyorsam sözlüğe bakmak yerine "dur bekle anlatıyorum" deyip -mesela kahve için- "sıcak, koyu renkli, sert içecek" diye tanım yapıyordum o da bana "kahve o" diyordu.
öğrenci evindeyken televizyonda sürekli cnbc-e falan açık olurdu, izlemesem bile kulağımda sürekli ingilizce konuşan birileri vardı.
şimdi bana gramer anlat, birine ders çalıştır deseniz önce oturup kitaba bakmam, hatırlamam gerekir ama rahat rahat konuşuyorum, dinliyorum, okuyorum.
0
ben geliştirmeye yazarak başladım.. penpallar edinmiştim beginner seviyesindeyken.. ilk başlarda bir emaili ya da ingilizce mektupları yazmak için saatler harcıyordum. sonra bi baktım 2-3 dakikada yazıyorum.. tabii sonra dediğim 1-2 yıl sonra.. konuşmak işi biraz farklı. gittiğim ingilizce kursu çok iyiydi. konuşma sınıfları vardı onlara katılıyordum.. bbc yi açıp uyurdum dinlerken... couchsurfing meetinglerinde yabancılarla practise yaptım çokca.
livemocha.com 'da yazdıkların düzeltiliyor bu anlamda bence başarılı bir site.
livemocha.com 'da yazdıkların düzeltiliyor bu anlamda bence başarılı bir site.
0
Okul
Orta+Lise+Üniversite
Üniversiteye geldiğimde zaten oldukça iyi durumdaydı. Üniversitede unuttum bile
Orta+Lise+Üniversite
Üniversiteye geldiğimde zaten oldukça iyi durumdaydı. Üniversitede unuttum bile
0
grammari salla diyenleri salla.
benim ilgim ortaokulda basladi. sonra anadolu lisesine gittim. muzikle oldukca gelisti. hep sozleri anlamaya calisarak dinledim ve sarkilari soyledim. universitede muzik ve yabanci forumlar haricinde pek bir sey yapmadim. forumlara yazardim cok olmasa da. daha sonra ise girdikten sonra bol bol kitap okumaya ve yabanci dizi-film izlemeye basladim. uc kere kpdsye iki kere de ieltse girdim. kpdsye ilk girisimde hic calismadan 50 puan almistim, daha sonra 72 ve 90 aldim. kpdsye cesur ozturkun kitaplariyla ve bol bol kitap okuyarak basladim. ieltse de ted videolari izleyip, bbc okuyarak ve bol bol dizi-film ile hazirlanmistim. ilkinden 6 aldim ikincisinden 7 aldim. su anda da yurtdisindayim. yurtdisinda ilk baslarda konusamiyordum dusun yani, filmlerden duydugumuz o clear ingilizce yok sokaklarda. once o soku bi yasiyoruz. listening cok hizli gelisiyo yurtdisindayken, ama ben biraz turklerle cok takildigimdan konusmamda yer yer sikintilar var halen. ieltse girsem 7 alirim belki ama yurtdisinda is bulmak icin vs yeterli degil ve en onemli iletisim alani malum speaking. neyi cok yaparsan o en cok gelisiyo. benim readingim hayvan gibi iyidir, cunku cok okudum zamaninda ama speaking icin ayni seyi soyleyemeyecegim. su ana kadar derdimi anlatamadigim bir durum olmadi ama hizli degilim o kotu.
dizi-film vs de bi yere kadar yalniz unutma. ve grammar olarak da grammar in use serilerine bak. muthis seridir.
benim ilgim ortaokulda basladi. sonra anadolu lisesine gittim. muzikle oldukca gelisti. hep sozleri anlamaya calisarak dinledim ve sarkilari soyledim. universitede muzik ve yabanci forumlar haricinde pek bir sey yapmadim. forumlara yazardim cok olmasa da. daha sonra ise girdikten sonra bol bol kitap okumaya ve yabanci dizi-film izlemeye basladim. uc kere kpdsye iki kere de ieltse girdim. kpdsye ilk girisimde hic calismadan 50 puan almistim, daha sonra 72 ve 90 aldim. kpdsye cesur ozturkun kitaplariyla ve bol bol kitap okuyarak basladim. ieltse de ted videolari izleyip, bbc okuyarak ve bol bol dizi-film ile hazirlanmistim. ilkinden 6 aldim ikincisinden 7 aldim. su anda da yurtdisindayim. yurtdisinda ilk baslarda konusamiyordum dusun yani, filmlerden duydugumuz o clear ingilizce yok sokaklarda. once o soku bi yasiyoruz. listening cok hizli gelisiyo yurtdisindayken, ama ben biraz turklerle cok takildigimdan konusmamda yer yer sikintilar var halen. ieltse girsem 7 alirim belki ama yurtdisinda is bulmak icin vs yeterli degil ve en onemli iletisim alani malum speaking. neyi cok yaparsan o en cok gelisiyo. benim readingim hayvan gibi iyidir, cunku cok okudum zamaninda ama speaking icin ayni seyi soyleyemeyecegim. su ana kadar derdimi anlatamadigim bir durum olmadi ama hizli degilim o kotu.
dizi-film vs de bi yere kadar yalniz unutma. ve grammar olarak da grammar in use serilerine bak. muthis seridir.
0
brad pitt
2 sene tecilim var diye yazıyorum dimi? söylemiyorum ağustos'ta gideceğimi. bu bim şok starbucks'a falan.
2 sene tecilim var diye yazıyorum dimi? söylemiyorum ağustos'ta gideceğimi. bu bim şok starbucks'a falan.
0
aynen, şubeden durum belgesi istiyor işyerleri, çakma bir yüksek lisans ayarlayabilirsiniz belki ama onun da dönemleri geçti sanırım
0
kardeşim elektrik- elektronik mühendisisin. bence bim şu bu flndan ziyade mesleğinle alakalı bir yere girmeyi dene. eğer esas sorun evde boş boş durmamaksa az kazan ama mesleğinle alakalı yerlerde çalış. yaşın genç bi ünvanın var. iş bulmak için şöyle bi alternatif deneyebilirsin.
1- elektrik projesi çizen bürolara git. ahmet mehmeh mühendis beyle görüşmek istiyordum de. açık açık söyle derdini. de işte 3 ay sonra askere gidecem ancak bu zamanı değerlendirmek istiyorum. boş durmak istemiyorum. çabuk kavrayan ve çalışma azmi isteği olan bir yapım vardır. mesleğimle alakalı birşeyler öğrenmek ve az da olsa aileme katkıda bulunmak istiyorum de. en kötü ozalitçiden proje taşırsın bir iki program görürsün hesap kitaplarda yardımcı olursun fln fln. 30 büroya gitsen 3 tanesi olumlu dönse kardır.
2- yapı denetim firmalarıyla görüşebilirsin. proje kontrol için şantiyelerde dolaşabilirim, yerinde imalat görmek istiyorum fln diye de onlara söyleyebilirsin. bu daha düşük ihtimal yani büyük ihtimalle senin diplomanı kullanmak istiyeceklerdir. ilk seçenek daha mantıklı gibi
3- büyük şantiyelerde elektrik tesisat işlerine bakan mühendisler vardır. yani kontrol mühendisi olarak çalışırlar. eğer bulunduğun yerde böyle büyük şantiyeler varsa git elektrik mühendisi ile görüşmek istiyorum ya da şantiye şefi ile görüşmek istiyorum böyle böyle kendimi geliştirmek istiyorum. imalatı projeden ziyade yerinde görmek istiyorum azimliyim şöyle böyle de bir de orda dene şansını.
walla inşaat mühendisi olduğum için kafam hep şantiyelerden yana tavsiyelere çalıştı :D illaha elektronikle alakalı da birşeyler bulunabilir ancak sektöre yabancıyım ve uygulama işi sanki daha kolay bulunur gibi geldi bana. özellikle 2-3 aylık bir süre için.
1- elektrik projesi çizen bürolara git. ahmet mehmeh mühendis beyle görüşmek istiyordum de. açık açık söyle derdini. de işte 3 ay sonra askere gidecem ancak bu zamanı değerlendirmek istiyorum. boş durmak istemiyorum. çabuk kavrayan ve çalışma azmi isteği olan bir yapım vardır. mesleğimle alakalı birşeyler öğrenmek ve az da olsa aileme katkıda bulunmak istiyorum de. en kötü ozalitçiden proje taşırsın bir iki program görürsün hesap kitaplarda yardımcı olursun fln fln. 30 büroya gitsen 3 tanesi olumlu dönse kardır.
2- yapı denetim firmalarıyla görüşebilirsin. proje kontrol için şantiyelerde dolaşabilirim, yerinde imalat görmek istiyorum fln diye de onlara söyleyebilirsin. bu daha düşük ihtimal yani büyük ihtimalle senin diplomanı kullanmak istiyeceklerdir. ilk seçenek daha mantıklı gibi
3- büyük şantiyelerde elektrik tesisat işlerine bakan mühendisler vardır. yani kontrol mühendisi olarak çalışırlar. eğer bulunduğun yerde böyle büyük şantiyeler varsa git elektrik mühendisi ile görüşmek istiyorum ya da şantiye şefi ile görüşmek istiyorum böyle böyle kendimi geliştirmek istiyorum. imalatı projeden ziyade yerinde görmek istiyorum azimliyim şöyle böyle de bir de orda dene şansını.
walla inşaat mühendisi olduğum için kafam hep şantiyelerden yana tavsiyelere çalıştı :D illaha elektronikle alakalı da birşeyler bulunabilir ancak sektöre yabancıyım ve uygulama işi sanki daha kolay bulunur gibi geldi bana. özellikle 2-3 aylık bir süre için.
0
arockm
Merhaba arkadaşlar, kendini iki kelimeyle özetlemek istersen nasıl yapardın bunu.Örneğin; "agresif, dürüst" vb...
Merhaba arkadaşlar, kendini iki kelimeyle özetlemek istersen nasıl yapardın bunu.
Örneğin; "agresif, dürüst" vb...
Örneğin; "agresif, dürüst" vb...
0
ciddiyetsiz. nezaketsiz.
post-sürrealist.
otobiyografik. mutlu.
3x2=6 kelime oldu ama idare et *
(bkz: elif aybüke koçak)
post-sürrealist.
otobiyografik. mutlu.
3x2=6 kelime oldu ama idare et *
(bkz: elif aybüke koçak)
0
çürük,
maalesef ikinci bi kelime bulamadım;
öte yandan yukarıdaki diğer cevaplardan ilham ile chaotic neutral da olabilir
maalesef ikinci bi kelime bulamadım;
öte yandan yukarıdaki diğer cevaplardan ilham ile chaotic neutral da olabilir
0
minik donut canavarı, neseranni ve damdanakan'ın açtığı yolda gideceksem neutral good
O yoldan gitmezsek çoğunlukla nazik bir insanım.
O yoldan gitmezsek çoğunlukla nazik bir insanım.
0
insan. insanların şöyle sorular karşısında kendini methetme hevesini anlayamayan bir insan.
0
kimlanbu
Özel sektörde durum nedir ? tatil değil dedi bizimkiler, hiç işe gidesim yok
Özel sektörde durum nedir ? tatil değil dedi bizimkiler, hiç işe gidesim yok
0
işine göre değişir. mağazalar, oteller, restoranlar ve bir çok özel şirket açık vs açık. devlet daireleri kesin olarak kapalı, gerisi sizin şirkete kalmış.
0
aydogank
hayata atılmak için soruyorum. şu an izmir'de üniversitede okuyorum. 3-4 yılım var okulun bitmesi için. bugün sınavlarım bitti ve eve gelirken bu konu üzerine düşündüm. işin içinden çıkamadım sizleri dinlemek istedim. 20li yaşların başındayım. bitirince sadece lisans mevzunu olacakmışım gibi gözüküy
hayata atılmak için soruyorum. şu an izmir'de üniversitede okuyorum. 3-4 yılım var okulun bitmesi için. bugün sınavlarım bitti ve eve gelirken bu konu üzerine düşündüm. işin içinden çıkamadım sizleri dinlemek istedim. 20li yaşların başındayım. bitirince sadece lisans mevzunu olacakmışım gibi gözüküyor. ya formasyon ya akademi olur belki ama zannetmiyorum. benim istediğim şey bi yere tutunabilmek. okul bitti, askerlik bitti, iş bulma derdi derken 25'i zorlayacağım sanki. o yaştan sonra da tecrübe edinmeye çalışıp 30ları göreceğim. hayat bu tabii ki imkanlar dahilinde öngörerek yazıyorum.
bu yaşıma kadar hiç çalışmadım. hem içimden gelmedi, hem şuraya git buraya git diye yönlendirenim olmadı. bi meslek öğrensem keşke iyi olurdu diyorum. çocukken bana söylenen şey git çarşıyı dolaş esnaftan berberden iş iste bulursun oldu. ya ben çocuk halimle biliyorum çalışan arkadaşlarım babasının arkadaşı amca yanı kuzen yanı falan gittiler öyle. ha benim de bi kaç kere üzüme gitmişliğim var ama yardım için parasından değil. velhasıl kelam üniversiteyi geçince ebemi gördüm işte. iki senedir falan çekmediğim çile, yemediğim kazık kalmadı. şu an rahatım diyebiliyorum ama bu olması gerekenin minimum düzeyi falan. üniversiteye geçince yardım ederler, okuturlar falan sanmıştım o iş öyle olmadı. her şeyin peşinden kendim koştum acı-tatlı usulü öğrendim. şu an bana aylık 500 lira geliyor ve bu para trink diye elime geçmiyor ayın birinde ayrı burs sonunda ayrı burs alıyorum. 300 kira yatıyorum kalanı elektrik, su, yol, yemek şeklinde gidiyor ama sıka sıka. Evde otura otura, ki evimde de eşya falan yok hiç bomboş, ayı geçirmeye bakıyorum. Babam yaşı gelince emekli oldu direk, ev değiştirdiler eşya yenilediler falan bitirdiler parayı hiç lafım yok. Şimdi onun maaşı olduğu gibi giderlere yetiyor. Akrabalarım sözde durum olsa yardım edeceğiz ama bizde de yok ayağı çekti, çekiyor. Mesela babannem istese kral gibi yaşatır beni, dedemle ikisi çift maaş alan tipler ama bir torun okutalım demiyorlar. Ben bunları rahatça söylüyorum çünkü onlara da söyledim söyleyeceğimi. İçim rahat, paralarında gözüm yok, vicdanları rahatsa sıkıntı yok benim için. İşte dışarıdan böyle bakınca her şey okey gözüküyor ama iç dünyam acayip sıkılmış durumda. Okulumdan memnunum, bitirmek istiyorum. Ama erasmus fırsatım oldu annemler burada zor okuyorsun gidersen hiç para ayarlayamayız diye razı gelmedi. Arkadaşlarım gezip tozuyor, check-in görmekten, instagramda mutluyuz pozları görmekten ciğerim soldu ben eve gelip onlara bakıyorum. Geçen arkadaşın biri aylık 2000 harcadığını söyledi çok harcıyormuş onu farketmiş eve çıkmaya arkadaş arıyormuş eve çıkar mısın benimle dedi. Ben de kusura bakma durumum başka eve çıkmaya müsait değil dedim. Onun yanına çıksam temelli ezilirim artık zaten normal bi ev istemiyor kaliteli ev istiyor.
Uzun uzun yazınca farkettim ben baya kompleks yapmışım bunları. Bu kadar stres dolu geçmiyor tabi ki günlerim. Ama endişem sadece nereye kadar sürmeli kısmında. Hamdım, pişiyorum sonuçta.
Abi adam okuyor 2 sene. Tak meslek hazır.
Okuyor 4 sene, yapıyor askerlik, tak meslek hazır.
Ya da okumuyor, askere gidip geliyor, sonra "amele" olarak bile geçse para kazanmaya başlıyor. Tutunuyor bir yerden.
Ben bunu görebilecek miyim bunun endişesini taşıyorum.
Çok afedersiniz en salağının bile bi yakını varsa o bile adam oluyor bu ülkede.
Ben bu yakınlardan bıktım ama bana da bir el uzanmıyor arkadaş ya.
Hani hepsini de gördüm, cemaate gideni de, ona buna yaltaklananı da. Olmadım onlardan, doğru düzgün oldum. Ama misal veriyorum benim yapacağım iş bir alo ile telefonun diğer ucundakine gidiyor.
Elimde diplomayla kimsenin beni farkedeceği yok. Bırakıp okulu meslek mi öğrensem diyorum, zorluğu 2-3 sene sürsün diyelim ama çevre edine edine hayata tutunup kendimizi mi avutsak? Daha mı garantili... mesela bi tanıdığım bıraktı bankacılık sınavına girdi şu an bi haftasonu var ama parasını kazanıyor. başka bir arkadaşım havaalanına girdi öbürü hostes oldu... derken imrenmeye başladım.
bu yaşıma kadar hiç çalışmadım. hem içimden gelmedi, hem şuraya git buraya git diye yönlendirenim olmadı. bi meslek öğrensem keşke iyi olurdu diyorum. çocukken bana söylenen şey git çarşıyı dolaş esnaftan berberden iş iste bulursun oldu. ya ben çocuk halimle biliyorum çalışan arkadaşlarım babasının arkadaşı amca yanı kuzen yanı falan gittiler öyle. ha benim de bi kaç kere üzüme gitmişliğim var ama yardım için parasından değil. velhasıl kelam üniversiteyi geçince ebemi gördüm işte. iki senedir falan çekmediğim çile, yemediğim kazık kalmadı. şu an rahatım diyebiliyorum ama bu olması gerekenin minimum düzeyi falan. üniversiteye geçince yardım ederler, okuturlar falan sanmıştım o iş öyle olmadı. her şeyin peşinden kendim koştum acı-tatlı usulü öğrendim. şu an bana aylık 500 lira geliyor ve bu para trink diye elime geçmiyor ayın birinde ayrı burs sonunda ayrı burs alıyorum. 300 kira yatıyorum kalanı elektrik, su, yol, yemek şeklinde gidiyor ama sıka sıka. Evde otura otura, ki evimde de eşya falan yok hiç bomboş, ayı geçirmeye bakıyorum. Babam yaşı gelince emekli oldu direk, ev değiştirdiler eşya yenilediler falan bitirdiler parayı hiç lafım yok. Şimdi onun maaşı olduğu gibi giderlere yetiyor. Akrabalarım sözde durum olsa yardım edeceğiz ama bizde de yok ayağı çekti, çekiyor. Mesela babannem istese kral gibi yaşatır beni, dedemle ikisi çift maaş alan tipler ama bir torun okutalım demiyorlar. Ben bunları rahatça söylüyorum çünkü onlara da söyledim söyleyeceğimi. İçim rahat, paralarında gözüm yok, vicdanları rahatsa sıkıntı yok benim için. İşte dışarıdan böyle bakınca her şey okey gözüküyor ama iç dünyam acayip sıkılmış durumda. Okulumdan memnunum, bitirmek istiyorum. Ama erasmus fırsatım oldu annemler burada zor okuyorsun gidersen hiç para ayarlayamayız diye razı gelmedi. Arkadaşlarım gezip tozuyor, check-in görmekten, instagramda mutluyuz pozları görmekten ciğerim soldu ben eve gelip onlara bakıyorum. Geçen arkadaşın biri aylık 2000 harcadığını söyledi çok harcıyormuş onu farketmiş eve çıkmaya arkadaş arıyormuş eve çıkar mısın benimle dedi. Ben de kusura bakma durumum başka eve çıkmaya müsait değil dedim. Onun yanına çıksam temelli ezilirim artık zaten normal bi ev istemiyor kaliteli ev istiyor.
Uzun uzun yazınca farkettim ben baya kompleks yapmışım bunları. Bu kadar stres dolu geçmiyor tabi ki günlerim. Ama endişem sadece nereye kadar sürmeli kısmında. Hamdım, pişiyorum sonuçta.
Abi adam okuyor 2 sene. Tak meslek hazır.
Okuyor 4 sene, yapıyor askerlik, tak meslek hazır.
Ya da okumuyor, askere gidip geliyor, sonra "amele" olarak bile geçse para kazanmaya başlıyor. Tutunuyor bir yerden.
Ben bunu görebilecek miyim bunun endişesini taşıyorum.
Çok afedersiniz en salağının bile bi yakını varsa o bile adam oluyor bu ülkede.
Ben bu yakınlardan bıktım ama bana da bir el uzanmıyor arkadaş ya.
Hani hepsini de gördüm, cemaate gideni de, ona buna yaltaklananı da. Olmadım onlardan, doğru düzgün oldum. Ama misal veriyorum benim yapacağım iş bir alo ile telefonun diğer ucundakine gidiyor.
Elimde diplomayla kimsenin beni farkedeceği yok. Bırakıp okulu meslek mi öğrensem diyorum, zorluğu 2-3 sene sürsün diyelim ama çevre edine edine hayata tutunup kendimizi mi avutsak? Daha mı garantili... mesela bi tanıdığım bıraktı bankacılık sınavına girdi şu an bi haftasonu var ama parasını kazanıyor. başka bir arkadaşım havaalanına girdi öbürü hostes oldu... derken imrenmeye başladım.
0
yazdıını okurken ilk paragraflarda kesin erkek diye düşündüm ve sanırım yanılmadım da.
maalesef abi girişken değilsin ve tembelliğe alıştırılmışsın hatta zorla kendin alışmışsın.
Alınma, kızma ya da naparsan yap genel olarak gençlerde bu sorun var.
Bu sorunu taşıyan ve taşımayan 2 örnek vereyim sana:
Geçen sene meslek liselerindeki staj şeysi için (pek bilgim yok ondan şeysi yazdım) iki genç geldiler ofise.
Sektör makina parçaları diyelim.
1. genç birinin tanıdığıydı, biz bunu aldık. staj süresinin yarısını tatilde geçirdi oram buram sakatlandı diye, diğer yarısını da ofiste oturarak geçirdi.
2. genç kimse aracılığıyla gelmemişti, kendisi gelip staj için yer aradığını söyledi. Biz buna birkaç hafta mal taşıttık, tezgaha evrdik ki el işini öğrensin. Gıkı çıkmadı elemanın. Sonra el üstünde tuttuk, işi öğretti burada mühendis arkadaşlar, torna ustası vs. Sonrasında da staj dosyasını fotoğraflarıyla birlikte vs. doldurdu, imzalattı gitti.
1. tatilden dönmedi tabi, ordan driekt ookula geçmiştir. staj dosyası hak getire..
Demek istediğim, seni boşuna bakkala berbere göndermemişler cancazım, sen sallamışsın.
Benim erkek kardeşim de senin gibiydi, kafa zehir gibi ama tembel. Senden birkaç yaş büyük büyük ihtimalle, üni mezunu ama iş yok diye geziniyor.
maalesef abi girişken değilsin ve tembelliğe alıştırılmışsın hatta zorla kendin alışmışsın.
Alınma, kızma ya da naparsan yap genel olarak gençlerde bu sorun var.
Bu sorunu taşıyan ve taşımayan 2 örnek vereyim sana:
Geçen sene meslek liselerindeki staj şeysi için (pek bilgim yok ondan şeysi yazdım) iki genç geldiler ofise.
Sektör makina parçaları diyelim.
1. genç birinin tanıdığıydı, biz bunu aldık. staj süresinin yarısını tatilde geçirdi oram buram sakatlandı diye, diğer yarısını da ofiste oturarak geçirdi.
2. genç kimse aracılığıyla gelmemişti, kendisi gelip staj için yer aradığını söyledi. Biz buna birkaç hafta mal taşıttık, tezgaha evrdik ki el işini öğrensin. Gıkı çıkmadı elemanın. Sonra el üstünde tuttuk, işi öğretti burada mühendis arkadaşlar, torna ustası vs. Sonrasında da staj dosyasını fotoğraflarıyla birlikte vs. doldurdu, imzalattı gitti.
1. tatilden dönmedi tabi, ordan driekt ookula geçmiştir. staj dosyası hak getire..
Demek istediğim, seni boşuna bakkala berbere göndermemişler cancazım, sen sallamışsın.
Benim erkek kardeşim de senin gibiydi, kafa zehir gibi ama tembel. Senden birkaç yaş büyük büyük ihtimalle, üni mezunu ama iş yok diye geziniyor.
0
valla hiç kusra bakma, açık konuşacağım. tam sadece söylenip hiçbir iş yapmayan, sürekli başkasının eline bakan bir tipsin şu yazdıklarına göre. babaannen, deden sana neden baksın? akrabalara laf söyleyip duracağına neden gidip de bi yerde "amelelik" yapmadın?
ben bu sene mezun oluyorum. daha mezun olmadan işim hazır. şu anda da kendime yetecek kadar parayı kazanıyorum bi yandan öğrenciliğe devam ederken. bunları kimse gelip bana vermedi. üniversite 1. sınıfta yattım, hiçbir şey yapmadım. ama 3 senedir envai çeşit işte çalıştım. gittim depoda günlük bildiğin marangoz işi yaptım. yarışlara katıldım, standda durdum, günde 20 saat çalıştığım oldu, ofis temizliği bile yaptım. her yazı stajla geçirdim. şu an çalıştığım yere gelene kadar da bunların hepsi bağlantılı. oturduğun yerden "neden bi el uzanmıyor" diyorsun. bi el uzanması için gördüğüm kadarıyla herhangi bir çaba sarfetmiyorsun. ben de şu an çalıştığım yere birinin önerisiyle girdim. neden? çünkü o kişiyle çalışırken elimden geleni yaptım o da bana referans oldu. şu an kurumsal bi yerdeyim ama depo temizliği yaptığım işten bu yana hepsi bir süreç. boş duran adamı kimse almaz kusra bakma.
ben ben diye anlattım ama benim gibi binlerce insan var. bunları gurur duyarak yazmadım. çünkü bi insanın çalışıp kendi başının çaresine bakması zaten normal olan durum.
hep diyorum. bu ülkede iş var, çalışacak adam yok. bi gidip garsonluk da mı yapamadın arkadaş?
ben bu sene mezun oluyorum. daha mezun olmadan işim hazır. şu anda da kendime yetecek kadar parayı kazanıyorum bi yandan öğrenciliğe devam ederken. bunları kimse gelip bana vermedi. üniversite 1. sınıfta yattım, hiçbir şey yapmadım. ama 3 senedir envai çeşit işte çalıştım. gittim depoda günlük bildiğin marangoz işi yaptım. yarışlara katıldım, standda durdum, günde 20 saat çalıştığım oldu, ofis temizliği bile yaptım. her yazı stajla geçirdim. şu an çalıştığım yere gelene kadar da bunların hepsi bağlantılı. oturduğun yerden "neden bi el uzanmıyor" diyorsun. bi el uzanması için gördüğüm kadarıyla herhangi bir çaba sarfetmiyorsun. ben de şu an çalıştığım yere birinin önerisiyle girdim. neden? çünkü o kişiyle çalışırken elimden geleni yaptım o da bana referans oldu. şu an kurumsal bi yerdeyim ama depo temizliği yaptığım işten bu yana hepsi bir süreç. boş duran adamı kimse almaz kusra bakma.
ben ben diye anlattım ama benim gibi binlerce insan var. bunları gurur duyarak yazmadım. çünkü bi insanın çalışıp kendi başının çaresine bakması zaten normal olan durum.
hep diyorum. bu ülkede iş var, çalışacak adam yok. bi gidip garsonluk da mı yapamadın arkadaş?
0
Ben de kimsenin yardımı olmadan iş buldum ve çalışıyorum. Tecrübe esindikten sonra iş kaygısı olmuuor insanda. Sadece bu kaygıların geçene kadar evlilik gibi bir düşüncen varsa uzak dur. Onun dışında her şey rayona girer.
Birde birilerinden yardım istemeyi küçülmek gibi görme. Herkes birilerine muhtaçtır sonuç itibariyle. Minnet duygusunu bir şekilde geri ödersin. Balık tutmayı öğrenmek için yardım istemekte sıkıntı yok bana kalırsa.
Birde birilerinden yardım istemeyi küçülmek gibi görme. Herkes birilerine muhtaçtır sonuç itibariyle. Minnet duygusunu bir şekilde geri ödersin. Balık tutmayı öğrenmek için yardım istemekte sıkıntı yok bana kalırsa.
0
ilk defa 27 yaşında çalışmaya başlamış birisi olarak söylüyorum.. hayır geç değil. elbette zorlanacaksın, okul biter bitmez "tak" diye iş bulamayacaksın ama illa ki bulacaksın. şimdiden bunları dert etmen iyi mi kötü mü bilemedim. bana kalırsa bu kadar düşünme ama bir yandan da kendine yatırım yap. dil öğren (ingilizce ve mümkünse bir tane daha), staj yap, çevre edin.. vs. saydıklarımdan hiç birini gerçekleştirmedim ingilizce bilmek dışında. ama yine de şu anki halim iyi bu kadar direnip 27 yaşında işe başlamış birisi olarak. dolayısıyla senin için umutsuzluğa kapılamıyorum. sen de kapılma.
0
buyuyorsun, cevrendeki insanlarin zerre sikinde olmadigini anladigina gore artik kendi yolunu kendinin cizmen gerektigini de anlamissindir. ne kadar dogru bir soz degil mi aglarsa anam aglar gerisi yalan aglar. gelmis gecmis en dogru sozlerden biri aq. ben de sikintiliyim da seninkine benzer bazi konularda ondan boyle dertliyim biraz.
okulunu bitir bence. kahve yapmayi, kokteyl yapmayi falan ogren, cafelerde, barlarda is bulursun veya alaninla ilgili bir is buluncaya kadar hayatini idame ettirirsin.
okulunu bitir bence. kahve yapmayi, kokteyl yapmayi falan ogren, cafelerde, barlarda is bulursun veya alaninla ilgili bir is buluncaya kadar hayatini idame ettirirsin.
0
Kardeş aynı yaşlardayız, ailemi zora sokmamak için gitmedim üniversiteye şuan muhasebe işinde çalışıyorum. Çoğu zaman okumadığım için, bu genç yaşımı bir odaya tıkılıp geçirdiğim için kendime çok kızıyorum ancak hayat şartları bunlar.
her şey para değil, evet zor geçiniyor olabilirsin ancak üniversite bittikten sonra kendini gösterirsen mutlaka bir yerlere gelirsin her şey torpil ile yürümüyor yürümezde.
benim tavsiyem okuduğun yerde varsa eğer avmlerde part time işe başla veya mutlaka cafe falan vardır oralarla konuşup anlaş. utanmak için neden yok arkadaşlarına denk gelmekten çekinirsin büyük ihtimal ama evde milletin gezip tozmasına bakıp, parayı ucu ucuna yetiştirmekten iyidir. öğrencilik zor ama eşi benzeri yok. geçen patronumla konuşurken (60 yaşlarında 2 üniversite bitirmiş) dediği çok hoşuma gitti mesela, "şimdi sırtıma çantamı alıp okula gitmek vardı, otobüse pasoyla binip okula gelene kadar uyumayı, cebimde ki üç kuruş harçlıkla bir simit bir ayran almayı nasıl isterdim bilemezsin, dert yok, tasa yok".
demek istediğim tadını çıkar, değerini bil.durmadan kovala
her şey para değil, evet zor geçiniyor olabilirsin ancak üniversite bittikten sonra kendini gösterirsen mutlaka bir yerlere gelirsin her şey torpil ile yürümüyor yürümezde.
benim tavsiyem okuduğun yerde varsa eğer avmlerde part time işe başla veya mutlaka cafe falan vardır oralarla konuşup anlaş. utanmak için neden yok arkadaşlarına denk gelmekten çekinirsin büyük ihtimal ama evde milletin gezip tozmasına bakıp, parayı ucu ucuna yetiştirmekten iyidir. öğrencilik zor ama eşi benzeri yok. geçen patronumla konuşurken (60 yaşlarında 2 üniversite bitirmiş) dediği çok hoşuma gitti mesela, "şimdi sırtıma çantamı alıp okula gitmek vardı, otobüse pasoyla binip okula gelene kadar uyumayı, cebimde ki üç kuruş harçlıkla bir simit bir ayran almayı nasıl isterdim bilemezsin, dert yok, tasa yok".
demek istediğim tadını çıkar, değerini bil.durmadan kovala
0
Okulu bitir, bir yandan part time iş bul cafe barda çalışmak olur özel ders olur, son senende daha ciddi tecrübe kazanacağın bir yerde staj yapmaya çalış. Ama mutlaka bitir. Odtü'de ortalama mezuniyet yaşı 24 mesela zaten.
Geç diye bir şey yok, o süreçte kendini geliştirdiğin sürece.
Geç diye bir şey yok, o süreçte kendini geliştirdiğin sürece.
0
Geç diye bir şey yok fakat iş bulmaktan çok iş adabı, iş ortamına uyum vs. de önemli.
Part time iş bul çalış +500
Öğrenciyken anketörlük bile yapmış bir nesil var.
Part time iş bul çalış +500
Öğrenciyken anketörlük bile yapmış bir nesil var.
0
@ack3000 kusura bakma senin gibi olamadım. kişiliklerimiz farklı. yetiştirilme şeklimizde farklı. rahat içindeyken amelelik yapmayı götüm yemedi. üniversiteye geçince aklım başıma geldi çok özür dilerim. akrabalarıma laf etmedim zaten yazıda belirttim. kusura bakma insan üniversiteye hazırlandığı yıllar beni okuturlar mı diye düşünmüyor kazanmayı hedefliyor. şu an olsa ailemin dibinde oturur çalışır açıktan okurdum dün ve bugün aynı değil ne yazıkki. iyi bir baba olur benim gibi evlat yetiştirmezsin umarım.
Cevaplar için teşekkürler.
Cevaplar için teşekkürler.
0
heartache -1
üniversitedeyken gelen para bir hafta yeterdi, orta halli bir ailenin en büyük çocuğu olmanın ceremesiydi sadece.
Kız çocuğu halimle üniversitede çalıştım, ailemden tek bir kez ekstra para istemişimdir o da kendim için değil.
Ülke dışına gitmeye fırsatım oldu ama hiç düşünmedim.
KArdeşlerimin önünü açmak için ilk üni.mi bırakıp tam zamanlı bir işe girdim, öyle de okumnaya devam ettim.
vs. vs.
Şu an en iğrendiğim şeylerden birini yapıyorum, kendimi över gibi örnek gösteriyorum.
Kusura bakmayın ama sistemi, devleti vs. yi eleştirerek bir adım ileri gidemezsiniz.
Başka ülkede de gidemezsiniz.
Zeki fakat tembelsiniz.
Muhtemelen su almaya bile üşenen tiplersiniz.
Sizi tanımadan, ön yargılarla ve hayasızca hakkınızda böyle düşünüyorum.
İnsanın önünü kapayan genelde kendisi oluyor.
İmza: Filoloji bırakmış, iletişim okumuş, iktisat terk bir muhasebeci.
üniversitedeyken gelen para bir hafta yeterdi, orta halli bir ailenin en büyük çocuğu olmanın ceremesiydi sadece.
Kız çocuğu halimle üniversitede çalıştım, ailemden tek bir kez ekstra para istemişimdir o da kendim için değil.
Ülke dışına gitmeye fırsatım oldu ama hiç düşünmedim.
KArdeşlerimin önünü açmak için ilk üni.mi bırakıp tam zamanlı bir işe girdim, öyle de okumnaya devam ettim.
vs. vs.
Şu an en iğrendiğim şeylerden birini yapıyorum, kendimi över gibi örnek gösteriyorum.
Kusura bakmayın ama sistemi, devleti vs. yi eleştirerek bir adım ileri gidemezsiniz.
Başka ülkede de gidemezsiniz.
Zeki fakat tembelsiniz.
Muhtemelen su almaya bile üşenen tiplersiniz.
Sizi tanımadan, ön yargılarla ve hayasızca hakkınızda böyle düşünüyorum.
İnsanın önünü kapayan genelde kendisi oluyor.
İmza: Filoloji bırakmış, iletişim okumuş, iktisat terk bir muhasebeci.
0
@heartache
polemik olsun diye değil, kendi fikrimi (yani bence gerçeği) belirtmek için yazıyorum bu cevabı.
ben de erasmus yaptım. erasmus sadece not ortalamasına bakıyor. aldığın hibe yetiyor, ben evden hiç para almamıştım erasmus için. bahane arayan bulur. en iyi yurdun tek kişilik odasında kalmak istiyorsa o ayrı.
erasmus sebebiyle avrupa'nın her yerinden öğrencilerle arkadaşlık kurdum. bak inan bana, en az 10 kişiden 8i daha okurken çalışıyor. avrupa'da insanların 2 üniversite bitirip, o ara sosyal olup doya doya yaşayıp daha sonra işe başladığını düşünüyorsan ya çok küçük bir kesime denk gelmişsin ya da gerçekten bilmeden konuşuyorsun. şu cümleyi okurken ironi yaptığını bile düşündüm öyle söyleyeyim. hele iskandinavlardan örnek vermen direkt sallama. en az 10-15 iskandinav arkadaşım vardı ve hepsi çalışıyordu. ülkelerinde normal olanın da bu olduğunu söylüyorlardı.
boktan bir ülkede yaşadığımız doğru. ama bu duyuru sahibinin zihniyetindeki birine avrupa'da kimse iş vermez emin ol. öyle kaç kurtar kendini demeden önce kendimize bakalım. dünyanın en tembel milletiyiz arkadaş.
@aydogank, abi duygu sömürüsü yapma lütfen. ben kendimi seninle kıyaslamıyorum, yukarıda da belirttim. aithra da söylemiş, burada amaç kendimizi övmek ya da örnek göstermek değil. sadece yapılabilecek şeyleri yapmayıp söyleniyor olmana kızıyorum ben. he kim olarak kızıyorsun dersen haklısın. şunu deme çalışıyorum, belli ki aklı başında düzgün birisin. neden bana bakmıyorlar diyeceğine neden gidip kendine bakmaya çalışmıyorsun bunu anlayamıyorum sadece. yetiştirilme tarzından falan bahsetme hiç. bahane bulmak yerine adım atmalısın. yoksa gerçekten geç olur, kendine yazık edersin. söylenmek ve eleştirmek kolay. çaba sarf etmeden bir şey elde edilmiyor maalesef.
polemik olsun diye değil, kendi fikrimi (yani bence gerçeği) belirtmek için yazıyorum bu cevabı.
ben de erasmus yaptım. erasmus sadece not ortalamasına bakıyor. aldığın hibe yetiyor, ben evden hiç para almamıştım erasmus için. bahane arayan bulur. en iyi yurdun tek kişilik odasında kalmak istiyorsa o ayrı.
erasmus sebebiyle avrupa'nın her yerinden öğrencilerle arkadaşlık kurdum. bak inan bana, en az 10 kişiden 8i daha okurken çalışıyor. avrupa'da insanların 2 üniversite bitirip, o ara sosyal olup doya doya yaşayıp daha sonra işe başladığını düşünüyorsan ya çok küçük bir kesime denk gelmişsin ya da gerçekten bilmeden konuşuyorsun. şu cümleyi okurken ironi yaptığını bile düşündüm öyle söyleyeyim. hele iskandinavlardan örnek vermen direkt sallama. en az 10-15 iskandinav arkadaşım vardı ve hepsi çalışıyordu. ülkelerinde normal olanın da bu olduğunu söylüyorlardı.
boktan bir ülkede yaşadığımız doğru. ama bu duyuru sahibinin zihniyetindeki birine avrupa'da kimse iş vermez emin ol. öyle kaç kurtar kendini demeden önce kendimize bakalım. dünyanın en tembel milletiyiz arkadaş.
@aydogank, abi duygu sömürüsü yapma lütfen. ben kendimi seninle kıyaslamıyorum, yukarıda da belirttim. aithra da söylemiş, burada amaç kendimizi övmek ya da örnek göstermek değil. sadece yapılabilecek şeyleri yapmayıp söyleniyor olmana kızıyorum ben. he kim olarak kızıyorsun dersen haklısın. şunu deme çalışıyorum, belli ki aklı başında düzgün birisin. neden bana bakmıyorlar diyeceğine neden gidip kendine bakmaya çalışmıyorsun bunu anlayamıyorum sadece. yetiştirilme tarzından falan bahsetme hiç. bahane bulmak yerine adım atmalısın. yoksa gerçekten geç olur, kendine yazık edersin. söylenmek ve eleştirmek kolay. çaba sarf etmeden bir şey elde edilmiyor maalesef.
0
Yurt dışında yillarca yaşadım, Avrupalılar okurken calismiyor diyen cevaba afedersiniz saglam güldüm. Üniversitede ki öğrencilerin cogu çalışıyordu, alsace lorraine bolgesinde zengin veya orta üstü ailelerin çocukları olmalarina ragmen. Buyuk clgunluk çalışıyor.
0
@aydogank
sen çalışmak istedikten sonra geç değil, çalışana her zaman ekmek var, yaş sorun olmuyor çok.
kariyeri bilemicem. zaten kariyer demek mutluluk demek değil direkt olarak.
sen çalışmak istedikten sonra geç değil, çalışana her zaman ekmek var, yaş sorun olmuyor çok.
kariyeri bilemicem. zaten kariyer demek mutluluk demek değil direkt olarak.
0
@heartache he ablam senin çıldıracağın varmış zaten. şu yazılanların tam olarak hangi kısmı bu sistemi ve bu ülkeyi savunuyor? senin ailen sahip olduğun hayatı vermiş, iyi güzel. bizim öyle bir şansımız olmadığı için yapabileceğimiz tek şeyi yapıyor, yani çalışıyoruz. duyuruyu açan arkadaşın da gördüğümüz üzere sana sağlanan olanakları sağlayacak bir aile durumu yok. biz de diyoruz ki, durum kötü ve boktan evet, ama yapabileceğin tek şey çalışmak ve çalışmak. gerekirse köle olmak evet. bu ülkede ve bu sistemde bunu yapmak zorundasın. istediğimiz kadar eleştirelim. gerçek bu. bu gerçeği kabullenmek yerine sadece dırdır edersen 30 yaşında geldiğinde asgari maaşlı iş bulmak için kapı kapı dolaşırsın.
senin canın sıkılmış, okuduğunu anlamayıp başkalarına çatıyorsun. biz bu ülkenin gerçeğini anlatmak istiyoruz, sen gelmiş köstek olduğumuzu söylüyorsun. önerin nedir acaba bu arkadaş için? başka bir aileye evlatlık mı gitsin bazı olanaklara sahip olması için? belli başlı şeyler sağlanmadığı sürece maalesef bu sistemin bir parçası olmak zorundasın. beğen ya da beğenme.
sanki bu sistemi savunuyoruz ya...
senin canın sıkılmış, okuduğunu anlamayıp başkalarına çatıyorsun. biz bu ülkenin gerçeğini anlatmak istiyoruz, sen gelmiş köstek olduğumuzu söylüyorsun. önerin nedir acaba bu arkadaş için? başka bir aileye evlatlık mı gitsin bazı olanaklara sahip olması için? belli başlı şeyler sağlanmadığı sürece maalesef bu sistemin bir parçası olmak zorundasın. beğen ya da beğenme.
sanki bu sistemi savunuyoruz ya...
0
Ya şartlarım ağır ve zorlandığım doğru. Bugüne kadar tek başıma iş tecrübemin olmadığı da doğru. Ama benim fikir istediğim konu belli zaten sen diyorsun ki ağlamayana emzik vermezler. Hayır kendimden utandım cidden öyle miyim diye iş var ben çalışmak istemiyorum değil benim durumum. Akrabalarımın eline de bakmıyorum sadece hayıflandım. Ki son cümlelerimde okulu bırakıp çalışmak daha mı mantıklı ondan söz etmişim. Duygu sömürüsü yapmak istememiştim ya da bana el uzatsınlar böhühü. Ben cidden balık tutmayı öğrenmek istiyorum. Faydalı olmak istiyorum. Fikir almak istedim.
0
@heartache
Kendini bu sartlarda yasayan tek insan saniyorsun sanirim. Yasim 23, toplam 8 yil yurt disinda yasadim, turk sisteminde bile okumadim. Senin maddi varlığının aynısı ailemde mevcut. Ama bu saydiklarin dediginin Saçmalığıni degistirmiyor. Sen calismayanlari gördüysen bende bir o kadar calisan gordum. Artisligin kime anlamdim. Guya surunmusuz fln. tanımadagın etmediğin insanlara direk bok atıyorsun. Maddi olarak tek iyi olan sensin herhalde bu ülkede. Alaksiz cvplar vermissin, avrupalıların calısıp calısmaması ailenin iki dairesi olması falanla ne alakası var anlamadım, kaldı ki benimkilerinin de var, seni beni bir kenara atalım 5 dairesi olup avrupa görmemiş adam cok ülkede, nasıl kıstas oluyor anlamadım sahsen. kafan süpermiş. Duyuru acan kişi kusura bakmasin mobilden yaziyorum hata cok.
Kendini bu sartlarda yasayan tek insan saniyorsun sanirim. Yasim 23, toplam 8 yil yurt disinda yasadim, turk sisteminde bile okumadim. Senin maddi varlığının aynısı ailemde mevcut. Ama bu saydiklarin dediginin Saçmalığıni degistirmiyor. Sen calismayanlari gördüysen bende bir o kadar calisan gordum. Artisligin kime anlamdim. Guya surunmusuz fln. tanımadagın etmediğin insanlara direk bok atıyorsun. Maddi olarak tek iyi olan sensin herhalde bu ülkede. Alaksiz cvplar vermissin, avrupalıların calısıp calısmaması ailenin iki dairesi olması falanla ne alakası var anlamadım, kaldı ki benimkilerinin de var, seni beni bir kenara atalım 5 dairesi olup avrupa görmemiş adam cok ülkede, nasıl kıstas oluyor anlamadım sahsen. kafan süpermiş. Duyuru acan kişi kusura bakmasin mobilden yaziyorum hata cok.
0
Telefondan girdiğim için bazı yorumları kaçırıyorum sanırım. Özür dilerim herkesten.
0
@heartache
sürünmedim :) hep mutluydum. Gayet de insanlar arasında insan olarak büyüdük, hala da insanlarla yaşıyor ve çalışıyorum.
Ne coğrafi olarak olduğum yerden ne de olmadığım yerden "tiksinmiyorum".
Yaşadıklarımdan hiçbir zaman utanmadım, zorluk çektiğim zamanlar oldu ama daha da güçlendim.
eleştiri ya da düşüncelerinize takdir gelmiyor diye insanlara bu kadar acımasız olmayın.
yaşımız aşağı yukarı aynı fakat insanları sanırım sizden daha çok seviyorum.
ülkede fırsatlar diğer ülkelerle eşit olmayabilir. Fakat bu bizim başka yere gitmek zorunda olduğumuz manasına gelmiyor.
Gidebiliriz de, ailemiz bize imkanlar da verebilir.
Ama bize sunulan imkanlar diğer insanların yaşamlarını insan dışı yaşam olarak nitelemememize sebep de olmamalı :)
sürünmedim :) hep mutluydum. Gayet de insanlar arasında insan olarak büyüdük, hala da insanlarla yaşıyor ve çalışıyorum.
Ne coğrafi olarak olduğum yerden ne de olmadığım yerden "tiksinmiyorum".
Yaşadıklarımdan hiçbir zaman utanmadım, zorluk çektiğim zamanlar oldu ama daha da güçlendim.
eleştiri ya da düşüncelerinize takdir gelmiyor diye insanlara bu kadar acımasız olmayın.
yaşımız aşağı yukarı aynı fakat insanları sanırım sizden daha çok seviyorum.
ülkede fırsatlar diğer ülkelerle eşit olmayabilir. Fakat bu bizim başka yere gitmek zorunda olduğumuz manasına gelmiyor.
Gidebiliriz de, ailemiz bize imkanlar da verebilir.
Ama bize sunulan imkanlar diğer insanların yaşamlarını insan dışı yaşam olarak nitelemememize sebep de olmamalı :)
0
@heartache yazdıklarından hiç sıkıntı çekmediğin belli zaten, bizim ailelerimiz tutunamamış bizde sıfırdan tutunuyoruz hayata öyle toz pembe değil yani ailelerimiz kafasına göre yurt dışına gönderemiyor bizi.
ayrıca çok bıktıysan bu ülkenin insanlarından, neden hala burdasın? neden hala bu sitedesin?neden bu ülkenin insanlarıyla iletişim halindesin?
tutan yok, bil istedim.
ayrıca çok bıktıysan bu ülkenin insanlarından, neden hala burdasın? neden hala bu sitedesin?neden bu ülkenin insanlarıyla iletişim halindesin?
tutan yok, bil istedim.
0
Bu arada dil edebiyat okuyorum ve kültür/tarih dersi görüyorum. Derste aydınlanma, Fransız devrimi falan görüp hayatın (ülkenin) bu taraflarına rastlamak çok ironik. Çok garip ya. Çalışmaktan bahşedilmiş. Çalışmak neden sıkıcı olsun ki. Çalışmaktan ziyade zorunda kalarak çalışmak keyif almadan çalışmak ve bunun mecbur kaldığının farkında olmak sıkıcı, gerici, utanç verici vb. Sanırım hepimiz birbirimizden sıkılmışız.
0
çalışmak zorunda zaten ister istemez kalıyorsun, yoksa para veren olmuyor ;)
haaa, sen çalışmak zorundayken bunu mutlu olduğun bir işte yaparsan işi kıvırmış oluyrosun.
Buna da hayat deniyor, problemleri çözmek deniyor.
Ona buna saldırmaktansa problem çözüp kendini ve diğer insanları kabulleniveriyorsun.
Bu dünyada ailesi öldürülmüş, kız kardeşi satılmış, tecavüze uğramış ve öldürülmüş insanlar, gençler de var.
bazen resmi tamamen görmek gerekiyor.
haaa, sen çalışmak zorundayken bunu mutlu olduğun bir işte yaparsan işi kıvırmış oluyrosun.
Buna da hayat deniyor, problemleri çözmek deniyor.
Ona buna saldırmaktansa problem çözüp kendini ve diğer insanları kabulleniveriyorsun.
Bu dünyada ailesi öldürülmüş, kız kardeşi satılmış, tecavüze uğramış ve öldürülmüş insanlar, gençler de var.
bazen resmi tamamen görmek gerekiyor.
0
dokuz numara dort yildiz
1.65 lik bir oran var. Çok cazip geldi. Tek maç da oynanabiliyor. Ne zaman böyle cezbetse bir bit yeniği oluyor. Yorumlarınızı bekliyorum.
1.65 lik bir oran var. Çok cazip geldi. Tek maç da oynanabiliyor. Ne zaman böyle cezbetse bir bit yeniği oluyor. Yorumlarınızı bekliyorum.
0
ilk maçı 3-1 kaybetmişti. Porto 1 gol atarsa bayern'in 4 gol atması lazım. Atabilir mi? Tabi atabilir ama 1.65 bu kadar büyük bir risk için çok düşük bence. ben olsam oynamazdım.
0
robben, alaba, ribery yok, şıvanştayger de şüpheli. bunların olmadığı 2 maçını izledim münih'in, berbattı. ayrıca dante inanılmaz formsuz ve hatta zaten yetersiz. maçı münih alır mı alamaz mı bilmiyorum ama bence turu porto geçecek. ki zaten her halükarda 1.15'lik orana oynamam, 3.11'den porto'nun çifte şansına girerim.
edit: ha bu arada ilk maçtaki 4 oranlık porto galibiyetini tahmin eden biri olarak söylüyorum^^ psg-barca maçına 0 vermiştim de ordan yattım amuneko
edit: ha bu arada ilk maçtaki 4 oranlık porto galibiyetini tahmin eden biri olarak söylüyorum^^ psg-barca maçına 0 vermiştim de ordan yattım amuneko
0
Hocam Real Madrid'den 4 gol yiyorsa, Porto'dan da 1 gol yer.
Robben, Alaba yok, Ribery ve Schweinsteiger da kritik. Belki onlar da olmayabilir.
Pep'i gözünüzde büyütmeyin. Takır takır oynayan takımı geldi mahfetti bu kel.
Robben, Alaba yok, Ribery ve Schweinsteiger da kritik. Belki onlar da olmayabilir.
Pep'i gözünüzde büyütmeyin. Takır takır oynayan takımı geldi mahfetti bu kel.
0
@himmet dayi hocam pep ekoldür:). Bayern 2 sene önceki bayern değil. Ligde her zamanki gibi başarılı ama cl kazanmak için transfer gerekiyor. Bu da yönetimin işi biraz.
0
christopher nolan
1)başvuru sonuçları sitede yazan gün kesin açıklanıyor mu ?2) bu sınav genelde saat kaçta başlıyor ve kaçta orada olunmalı?3) speaking sınav gününden önce ya da sonra olabilir diyor, bunun bir rutini var mı yoksa rasgele mi?
1)başvuru sonuçları sitede yazan gün kesin açıklanıyor mu ?
2) bu sınav genelde saat kaçta başlıyor ve kaçta orada olunmalı?
3) speaking sınav gününden önce ya da sonra olabilir diyor, bunun bir rutini var mı yoksa rasgele mi?
2) bu sınav genelde saat kaçta başlıyor ve kaçta orada olunmalı?
3) speaking sınav gününden önce ya da sonra olabilir diyor, bunun bir rutini var mı yoksa rasgele mi?
0
nedendir bilinmez
e-sertifika üzerinden hakemliğe başvurdum. maksat spor olsun. bunun sınavları nasıl oluyor nelere katılmam gerek?bir de benim yaş dayanmış 30 doğru gidiyor benden hakem olur mu saatten sonra?
e-sertifika üzerinden hakemliğe başvurdum. maksat spor olsun. bunun sınavları nasıl oluyor nelere katılmam gerek?
bir de benim yaş dayanmış 30 doğru gidiyor benden hakem olur mu saatten sonra?
bir de benim yaş dayanmış 30 doğru gidiyor benden hakem olur mu saatten sonra?
0
amatör maçlarda ağzını burnunu kırarlar. kırmızı kart verirsin 16 yaşındaki çocuk da gelip kafayı çakar burnuna nihahaha
0
Lisedeki ingilizce Öğretmenim hakemdi. Amatör maçlarda vs yapıyordu. Dediği şey şu: "30-32'den sonra hiçbir şekilde yükselemezsin amatörde sürtersin sürekli. Verdikleri para da yol masrafıma yetmiyor. 50 lira ne lan."
Bir de Alt4y haklı. Kesinlikle dikkate al.
Hocayı izlemeye gitmiştik bir keresinde ve kırmızı çıkarttı diye saha karışmıştı. Koca otoriter adamı 5 tane 17-18 yaşında çocuğun kovaladığını görmek trajikomikti :)
Bir de Alt4y haklı. Kesinlikle dikkate al.
Hocayı izlemeye gitmiştik bir keresinde ve kırmızı çıkarttı diye saha karışmıştı. Koca otoriter adamı 5 tane 17-18 yaşında çocuğun kovaladığını görmek trajikomikti :)
0
HİF hakemi olursun. Nike halı saha turnuvası gibi maçlarda görev alırsın. PAF takım müsabakaları da olabilir. HİF'ten üst kademeye yükselmek için yaş sınırı 25. Yani yükselemezsin. Dolayısıyla amatör maçlara atanmazsın. Bu maçlarda takılırsın. Haftada iki de antrenman oluyor. Onlar da sana spor olur.
0
eskiden 5 lira idi hakem olmak 5! ben başvurdum 2012 de 2013 te mail attılar dediler izmir atatürk sınavında 2 hafta sonu konferans-eğitim olacak. gittik bize oradaki hoca artık sistemin değiştiğini, bundan böyle anadolu üniv de 200 tl ile olunacağını, bize de bu konferansı geçen sene ödediğimiz 5 liraya istinaden verdiklerini, sınavı geçsek bile bir halt çıkmayacağını söylemişti.
federasyonun aq.
federasyonun aq.
0
sparkle kiddle
işe yarar diy kenara attığım ya da bazı cevaplara çok güldüğümiçin favorilere eklediğim birçok duyuru var. burada benimle seninkileri paylaşır mısın?
işe yarar diy kenara attığım ya da bazı cevaplara çok güldüğüm
için favorilere eklediğim birçok duyuru var.
burada benimle seninkileri paylaşır mısın?
için favorilere eklediğim birçok duyuru var.
burada benimle seninkileri paylaşır mısın?
0
Valla işime yarar diye kaydettiklerim genelde film dizi önerisi başlıkları. Onun dışında favorilerimde bu duyurunun en boktan sorusu var, hala güldürür
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
0
Yaaa tabii ki "uçaktaki yerim iyi mi" sorusu.
1,5 seneye yakın zaman geçti, hala ne zaman moralsiz olsam açıp kahkahalarla gülerim :D
www.eksiduyuru.com
1,5 seneye yakın zaman geçti, hala ne zaman moralsiz olsam açıp kahkahalarla gülerim :D
www.eksiduyuru.com
0
Ben buna denk gelemeden silinmiş ama herhalde en efsanesi budur: eksisozluk.com
0
www.eksiduyuru.com
Beklediğim performansı alamadım gerçi, çok büyük sırlar bekliyordum ama..
Genelde işime yarayacak şeyleri alırım favoriye uygun zamanda bakarım tek tek..
Beklediğim performansı alamadım gerçi, çok büyük sırlar bekliyordum ama..
Genelde işime yarayacak şeyleri alırım favoriye uygun zamanda bakarım tek tek..
0
waboose
Üniversite 2 aya bitecek gibi. İş olayını da olağan dışı bir durum olmazsa çözmek üzereyim fena sayılmayacak şekillerde. Eylül-ekim itibariyle kendi başıma yaşamak istiyorum. Ama masraflar korkutuyor biraz. Üsküdar-Kadıköy-Beşiktaş üçlüsünde yer bakıyorum. Kiralar bi şekilde ödenecek gibi oluyor da
Üniversite 2 aya bitecek gibi. İş olayını da olağan dışı bir durum olmazsa çözmek üzereyim fena sayılmayacak şekillerde. Eylül-ekim itibariyle kendi başıma yaşamak istiyorum. Ama masraflar korkutuyor biraz. Üsküdar-Kadıköy-Beşiktaş üçlüsünde yer bakıyorum. Kiralar bi şekilde ödenecek gibi oluyor da su , elektrik , doğalgaz , internet vs. düşündükçe insan bi afallıyor. Yalnız yaşayan duyurucularda durumlar nasıl ? Masraflar ne kadar oluyor ? Yıllardır ailemle yaşadığım için tek başına bi adam ne kadarlık su harcar ne kadar elektrik kullanılır pek bilemiyorum. Bir fikir verseniz ne güzel olur gönül dostları.
Şimdiden teşekkürler.
Şimdiden teşekkürler.
0
su: en az dert edecegin seylerden birisi bence. aylik 20 tl'yi gecmiyordu tek yasadigim donemde.
elektrik: bilgisayarim 7/24 calisiyor, buzdolabi, tv, camasir mak ve bulasik mak kullaniyordum. haftada 1 elektrik supurgesi ve sabahlari tost makinesi ile kettle. 60 tl civari geliyordu elektrik.
dogalgaz: en zurnanin zirt dedigi sey bu. yalitimi olmayan 2+1 evde 450 tl odedigimi biliyorum bundan 10 sene evvel. yalitim, evin kacinci kat oldugu, baktigi cephe ve o sene havanin nasil gectigine gore degiskenlik arz ediyor bu. istanbul sartlarinda ekim sonundan nisana kadar aylik ortalama 200 tl'yi gozden cikartacaksin. ayrica oda termostati candir.
internet: standart. uye olacagin iss'e bagli olarak 50 ila 60 tl arasi diyebilirsin.
bunlarin icine ayda ortalama 50 tl hata payi birakacaksin. ilk hat aciminda verecegin bir suru depozitoyu da hesaba katmayi unutma.
temizlikci cagiracaksan temizlikci giderini de unutma. ayda veya 2 ayda bir cagirmak erkeksen tercih edecegin bir sey olabilir.
ayrica gozun korkmasin bir sekilde her sey cozuluyor.
elektrik: bilgisayarim 7/24 calisiyor, buzdolabi, tv, camasir mak ve bulasik mak kullaniyordum. haftada 1 elektrik supurgesi ve sabahlari tost makinesi ile kettle. 60 tl civari geliyordu elektrik.
dogalgaz: en zurnanin zirt dedigi sey bu. yalitimi olmayan 2+1 evde 450 tl odedigimi biliyorum bundan 10 sene evvel. yalitim, evin kacinci kat oldugu, baktigi cephe ve o sene havanin nasil gectigine gore degiskenlik arz ediyor bu. istanbul sartlarinda ekim sonundan nisana kadar aylik ortalama 200 tl'yi gozden cikartacaksin. ayrica oda termostati candir.
internet: standart. uye olacagin iss'e bagli olarak 50 ila 60 tl arasi diyebilirsin.
bunlarin icine ayda ortalama 50 tl hata payi birakacaksin. ilk hat aciminda verecegin bir suru depozitoyu da hesaba katmayi unutma.
temizlikci cagiracaksan temizlikci giderini de unutma. ayda veya 2 ayda bir cagirmak erkeksen tercih edecegin bir sey olabilir.
ayrica gozun korkmasin bir sekilde her sey cozuluyor.
0
Tek başınıza eve çıktığınızda ve nispeten içinizin rahat edebileceği bir semtte oturmak istediğinizde gerçekten çok masraflı oluyor ve insan bir aşamada hayatı sorgulamaya başlıyor çünkü sadece borçlarınızı ödeyebilmek için gece gündüz çalışmak zorunda kalıp neredeyse bütün maaşınızla kira ve faturaları ancak denkleştirebiliyorsunuz.
Örneğin,
Kira: 1500 TL (Beşiktaş)
Elektrik: 45-55 TL
Su: 20-30 TL
Doğalgaz: (Benim açımdan çok değişkendi. Bu kış ısrarla çok az yakıp 80 TL ödediğim de oldu, 180 TL ödediğim de oldu ama en fazla 180 geldi)
Internet: 30 TL
Digitürk: 50 TL
Cep Telefonu: 30 TL
Not: Muhtemelen apartmanda en düşük faturaları ödeyen kişi benim çünkü iş yoğunluğum nedeniyle hafta içleri en erken 21:00'de evde olabiliyorum ve bir de hafta sonları evdeyim. Yani fatura meblağlarını değerlendirirken elektrik, su ve doğalgaz kullanımının neredeyse minimum düzeyde olduğunu göz önünde bulundurmakta yarar var.
Kısacası tavsiyem ya bir ev arkadaşı bulmanız ya da eğer bu yaştan sonra başkasının ağız kokusunu çekemem diyorsanız mümkünse yapabileceğiniz bir ek iş falan bulmanız (tabii bunu İstanbul şartlarında işe başlar başlamaz 4000 TL ve üstü maaş alamayacağınızı tahmin ederek söylüyorum).
Örneğin,
Kira: 1500 TL (Beşiktaş)
Elektrik: 45-55 TL
Su: 20-30 TL
Doğalgaz: (Benim açımdan çok değişkendi. Bu kış ısrarla çok az yakıp 80 TL ödediğim de oldu, 180 TL ödediğim de oldu ama en fazla 180 geldi)
Internet: 30 TL
Digitürk: 50 TL
Cep Telefonu: 30 TL
Not: Muhtemelen apartmanda en düşük faturaları ödeyen kişi benim çünkü iş yoğunluğum nedeniyle hafta içleri en erken 21:00'de evde olabiliyorum ve bir de hafta sonları evdeyim. Yani fatura meblağlarını değerlendirirken elektrik, su ve doğalgaz kullanımının neredeyse minimum düzeyde olduğunu göz önünde bulundurmakta yarar var.
Kısacası tavsiyem ya bir ev arkadaşı bulmanız ya da eğer bu yaştan sonra başkasının ağız kokusunu çekemem diyorsanız mümkünse yapabileceğiniz bir ek iş falan bulmanız (tabii bunu İstanbul şartlarında işe başlar başlamaz 4000 TL ve üstü maaş alamayacağınızı tahmin ederek söylüyorum).
0
şöyle özetleyim:
elektrik: 50-60
su: 10-15
internet 50-60
doğalgaz: 6 ay için ortalama 200, ama bi ay 350 yi görürsün, zira götün donar.
yemek yapmayı öğrenirsen veya biliyorsan gıda masrafını minimize edebilirsin.
temizlikçi opsiyonel. ben 2 sene çağırdım, sonra lan dedim ben neden kendim yapmıyorum ki. hem bütün gün oturarak çalışıyorum eve gidincede hareket olur. tercih meselesi.
elektrik: 50-60
su: 10-15
internet 50-60
doğalgaz: 6 ay için ortalama 200, ama bi ay 350 yi görürsün, zira götün donar.
yemek yapmayı öğrenirsen veya biliyorsan gıda masrafını minimize edebilirsin.
temizlikçi opsiyonel. ben 2 sene çağırdım, sonra lan dedim ben neden kendim yapmıyorum ki. hem bütün gün oturarak çalışıyorum eve gidincede hareket olur. tercih meselesi.
0
rezidansta kalıyorum ama şehre uzak.
100tl'den fazla doğalgaz vermedim.
35-45 arası elektrik.
15-20 arası su.
80tl internet (50mbit + tablet)
100tl de aidat var.
rezidans olduğu için ev hep sıcak, kışın uzun kollu eşofman giymedim hiç evde.
100tl'den fazla doğalgaz vermedim.
35-45 arası elektrik.
15-20 arası su.
80tl internet (50mbit + tablet)
100tl de aidat var.
rezidans olduğu için ev hep sıcak, kışın uzun kollu eşofman giymedim hiç evde.
0
Biz 3 kişi yaşadığımız ve öyle lüks bi evde yaşadığımız halde aylık ev masrafı kişi başı 1000 tl yi buluyor.
Daha birkaç gün önce 450 doğalgaz ödedik - ev teras kat, sıfır bina, sakın teras kat tutma! -
Dün bir alışveriş yaptık içinde yiyecek elle tutulur hiçbir şey yok, 350 tl verdik mesela. Bi gıda alışverişine çıksak bi o kadar da ona vereceğiz.
Tavsiyem, tek başına yaşayacaksan merkezi yerlere bakma. 1500-2000 kira vermek çok gereksiz tek bi kişi için. Git ünalanda yaşa örnekte yaşa, ama kadıköy merkezde uygun fiyata temiz güzel deprem sonrası ada kat yaşanabilir daire bulman imkansız.
Daha birkaç gün önce 450 doğalgaz ödedik - ev teras kat, sıfır bina, sakın teras kat tutma! -
Dün bir alışveriş yaptık içinde yiyecek elle tutulur hiçbir şey yok, 350 tl verdik mesela. Bi gıda alışverişine çıksak bi o kadar da ona vereceğiz.
Tavsiyem, tek başına yaşayacaksan merkezi yerlere bakma. 1500-2000 kira vermek çok gereksiz tek bi kişi için. Git ünalanda yaşa örnekte yaşa, ama kadıköy merkezde uygun fiyata temiz güzel deprem sonrası ada kat yaşanabilir daire bulman imkansız.
0
3500 net gelirin olmadığı surece sürekli kuruş hesaplarak yasamak zorunda bırakır. Merkezlerde 1500 altında kirası olan evler genelde zemin bodrum ve konforsuz evler. Merkezlerdeki binalar eski ve çoğunda isinma problem. Ev arkadaşı epey rahatlatir. Tek yasamak biraz pahalı bir is
0
ben de bu yıl tek başıma yaşamaya başladım ve emin ol ki düşündüğünden daha fazla giderin oluyor, baş edemiyorsun.
şişli'de oturuyorum, 1+1 kiraya 1500 gidiyor. bodrum dairelerinde kalmayacaksa merkez bölgelerde kiralar bu düzeyde.
elektrik rahat 50-60 tl.
aidat 120 tl.
kombi aylık 180 tl, 1 ay 400lere çıktı.
internet fiks 60 tl.
en ucuzundan digitürk + spor paketi (ingiltere maçları için aldım) 25 tl. lig tv dedin mi 60 tl olur.
gördüğün gibi sabit ücret olarak ayda 2000 tl gidiyor. daha bunun gıda alışverişi var, dışarı çıkması var, üst baş var. bu ay dikkat ettim faturalar az gelir diyorsun 5-10 tl değişiyor. 3500 tl sınırına katılıyorum. istanbul'da tek yaşamak pahalı.
şişli'de oturuyorum, 1+1 kiraya 1500 gidiyor. bodrum dairelerinde kalmayacaksa merkez bölgelerde kiralar bu düzeyde.
elektrik rahat 50-60 tl.
aidat 120 tl.
kombi aylık 180 tl, 1 ay 400lere çıktı.
internet fiks 60 tl.
en ucuzundan digitürk + spor paketi (ingiltere maçları için aldım) 25 tl. lig tv dedin mi 60 tl olur.
gördüğün gibi sabit ücret olarak ayda 2000 tl gidiyor. daha bunun gıda alışverişi var, dışarı çıkması var, üst baş var. bu ay dikkat ettim faturalar az gelir diyorsun 5-10 tl değişiyor. 3500 tl sınırına katılıyorum. istanbul'da tek yaşamak pahalı.
0
LoRdS31
Şimdi pozisyon şöyle.-*-*-*--*-*-*--*-*-*-Oyuncu, top tam dışarı çıkacakken dokunuyor. Topu kurtarıyor, kendi dışarı çıkıyor. Daha sonra hiç bir oyuncu topa dokunmadan gelip topu alıyor. Sürmeye devam ediyor.-*-*-*--*-*-*--*-*-*-Top çıkmış mı oluyor çıkmamış mı? Bu gün oynarken karar veremedik. Böyl
Şimdi pozisyon şöyle.
-*-*-*--*-*-*--*-*-*-
Oyuncu, top tam dışarı çıkacakken dokunuyor. Topu kurtarıyor, kendi dışarı çıkıyor. Daha sonra hiç bir oyuncu topa dokunmadan gelip topu alıyor. Sürmeye devam ediyor.
-*-*-*--*-*-*--*-*-*-
Top çıkmış mı oluyor çıkmamış mı? Bu gün oynarken karar veremedik. Böyle bir şey olsa kesin fantastik bir iki çalım videosu youtubeda vardır. Şu real madridli bale ın çalımı gibi :)
Bir kaynak ve ya konuyla ilgili bir video varsa çok daha iyi olur.
Basketball severlere sorulur.
-*-*-*--*-*-*--*-*-*-
Oyuncu, top tam dışarı çıkacakken dokunuyor. Topu kurtarıyor, kendi dışarı çıkıyor. Daha sonra hiç bir oyuncu topa dokunmadan gelip topu alıyor. Sürmeye devam ediyor.
-*-*-*--*-*-*--*-*-*-
Top çıkmış mı oluyor çıkmamış mı? Bu gün oynarken karar veremedik. Böyle bir şey olsa kesin fantastik bir iki çalım videosu youtubeda vardır. Şu real madridli bale ın çalımı gibi :)
Bir kaynak ve ya konuyla ilgili bir video varsa çok daha iyi olur.
Basketball severlere sorulur.
0
eğer dışardan dolanıp tekrar tamamen içerdeyken alıyorsa çıkmamıştır. bir ara wade varejao'ya çok güzel bir örneğini yapmıştı, bir süre top 10'leri süslemişti hatta :)
0
vallaha yanıtlar için çok teşekkürler. bir de hatırladığınız örnek bir çalım varsa videosunu bulabilirsem çok şukela olacak.
Wade'inkini bulamadım. İngiliscem yetmedi :/
Wade'inkini bulamadım. İngiliscem yetmedi :/
0
Topa dokunan oyuncunun son temas ettiği yeri esas alırsın. Çizgiye basmak da oyun dışı sayılıyor.
Anlattığın hikayeden bu nedenle bir sonuç çıkaramıyorum.
Topun dışarı çıkmasını engelleyen adamın parkeyle son temas noktası içeride mi? (İçerideyse top da içeride sayılıyor)
Oyuncu geri geldiğinde, topu almadan "önce" parkeyle son temas noktası içeride mi?(İçerideyse sorun yok, iki ayakta yerde ise ikisi de içeri olmalı. Tek ayak basmışsa nereye bastığı önemli.)
Anlattığın hikayeden bu nedenle bir sonuç çıkaramıyorum.
Topun dışarı çıkmasını engelleyen adamın parkeyle son temas noktası içeride mi? (İçerideyse top da içeride sayılıyor)
Oyuncu geri geldiğinde, topu almadan "önce" parkeyle son temas noktası içeride mi?(İçerideyse sorun yok, iki ayakta yerde ise ikisi de içeri olmalı. Tek ayak basmışsa nereye bastığı önemli.)
0
bedbed
Cok hosuma gitti. Bayildim hatta. Siz ne dusunuyorsunuz?
Cok hosuma gitti. Bayildim hatta. Siz ne dusunuyorsunuz?
0
saçma. bu mantığa göre ecelin gelmediyse ne yaparsan yap ölmezsin, ölürsen de ecelin gelmiştir zaten. iş kazalarında ölenlerin de hep eceli gelmiştir zaten, hı hı.
0
bayıldım ben de acıkcası. ecel diye bir sey varsa ölçülemeyeceğinden son derece bayık bir söz.
0
Su akar yolunu bulur.
Derin düşüncelere garkoldum.. Kendimi çindeki pandalara adıycam artık... Kendi varlığımı sorgular oldum bu söz sayesinde... Farkındalık yarattığın için teşekkür ederim, artık eski ben değilim.
Derin düşüncelere garkoldum.. Kendimi çindeki pandalara adıycam artık... Kendi varlığımı sorgular oldum bu söz sayesinde... Farkındalık yarattığın için teşekkür ederim, artık eski ben değilim.
0
güzel cümle. buradaki arkadaşlar anlayamamış, hacı hocaya bağlamış işi.
cümlenin meali:
seni öldürecek olan "şey", ölüm zamanın gelene kadar senin ölmene engel olur.
paradoks gibi yani.
cümlenin meali:
seni öldürecek olan "şey", ölüm zamanın gelene kadar senin ölmene engel olur.
paradoks gibi yani.
0
ipmus90
İngilizcede küskünlük darılma küsmek nasıl söylenir? Rica etsem örnek cümleyle gösterir misiniz? Thanks in advance
İngilizcede küskünlük darılma küsmek nasıl söylenir? Rica etsem örnek cümleyle gösterir misiniz?
Thanks in advance
Thanks in advance
0
enkolaykullaniciadi
oha, çok ilginç değil mi?
oha, çok ilginç değil mi?
0
Anasinifi terk misin ki? 81 il denildiginde hic dusunup bakmadin mi bu 81 ilin isimlerine? Insan yasadigi ülkeden bu kadar mi habersiz olur?
Ilgincsiniz valla, her gun biraz daha şaşırıyorum sayenizde.
Ilgincsiniz valla, her gun biraz daha şaşırıyorum sayenizde.
0
komik olsun diye yazdıysan komik değil. ciddi yazdıysan cehaletin ortaya çıkıyor. ilçe ismini duymamayı anlarım ama 81 il var. nasıl bilmezsin?
hayat istanbul'dan, ankara'dan ibaret değil. hatta istanbul dediğin beyoğlu, beşiktaş'tan ibaret değil.
abd'de yaşayanlar da "türkiye diye bir ülke varmış, eheheh" diye eğleniyolar. www.youtube.com
hayat istanbul'dan, ankara'dan ibaret değil. hatta istanbul dediğin beyoğlu, beşiktaş'tan ibaret değil.
abd'de yaşayanlar da "türkiye diye bir ülke varmış, eheheh" diye eğleniyolar. www.youtube.com
0
sende varsın ama biz seni de çok ilginç bulmuyoruz misal.olmaman gerek ama varsın. napalım.
0
loch ness
Geçenlerde biri burada paylasmisti fakat ismini unuttum gittigidiyorda falan da satılıyordu. Tam olarak yapistirici denemez, reklaminda telefonun koselerine yapistirilip orda kurumasını saglamislardi yere düşüyordu telefon hiçbirşey olmuyordu. Bir de kablonun acilan yerine sarıp o şekilde kurumasini
Geçenlerde biri burada paylasmisti fakat ismini unuttum gittigidiyorda falan da satılıyordu. Tam olarak yapistirici denemez, reklaminda telefonun koselerine yapistirilip orda kurumasını saglamislardi yere düşüyordu telefon hiçbirşey olmuyordu. Bir de kablonun acilan yerine sarıp o şekilde kurumasini sagladiklari bi kullanım örneği de gösteriliyordu. Neydi bu şeyin adı dostlar?
0
Patafix değil boyle renkli renkli aynı oyun hamuru gibi mavisi kırmızısı falan var
0
Değil ne yazık ki, başlangıçta hamur kıvamında olan sonra katı silgi gibi bir hal alan bi materyaldi. Mesela elektronik aletlerin altına top top yapıp koyuyorsun 4 tane ayak gibi oluyor kuruyunca.
0
şakası bir yana senin dediğin çelik yapıştırıcı. oyun hamuru gibi olanlar kalmadı pek teknoloji gelişti ama şöyle şeyler var;
www.google.com.tr
edit: dediğin şey şu; image5.sahibinden.com
www.google.com.tr
edit: dediğin şey şu; image5.sahibinden.com
0
@kendinikertenkelebek hocam yapıştırıcı benim tabirim, teknik olarak yanlış bi ifade de olabilir yani tek fonksiyonu yapistirmak olan bi malzeme ddeğil ama aklimda o kaldı nedense :))
0
fatihkkk
SB
SB
0
etki
iki gün önce de çeyrek final Maçları Yaptılar, rövanş İsrail'de olması gerekmiyor mu?Toplam kaç maç Yapılıyor?3 yapan kazanıyo voleyboldaki gibi diye duydum eğer öyleyse ilk 2 maç istanbulda fener alırsa 2-0 önde başlıyo bir de İsrail de kazanırsa 3-0 finish..... Fb ye avantaj olmuyor mu bu durum?
iki gün önce de çeyrek final Maçları Yaptılar, rövanş İsrail'de olması gerekmiyor mu?
Toplam kaç maç Yapılıyor?
3 yapan kazanıyo voleyboldaki gibi diye duydum eğer öyleyse ilk 2 maç istanbulda fener alırsa 2-0 önde başlıyo bir de İsrail de kazanırsa 3-0 finish..... Fb ye avantaj olmuyor mu bu durum?
Toplam kaç maç Yapılıyor?
3 yapan kazanıyo voleyboldaki gibi diye duydum eğer öyleyse ilk 2 maç istanbulda fener alırsa 2-0 önde başlıyo bir de İsrail de kazanırsa 3-0 finish..... Fb ye avantaj olmuyor mu bu durum?
0
Fenerbahçe grup ikincisi olduğu için bu avantaja sahip zaten. Grup birinci ve ikincileri bu iç saha avantajına sahipler. 3 maç kazanan tur atliyor, fakat deplasmanda maç kazanan takim saha avantajini eline alabiliyor. Seri 2-2ye gelirse son maç İstanbulda. ilk iki maç istanbul gerek kalirsa sonraki iki maç Tel-Avivde.
0
5 normal. sezonu zaten uzun. 3 maci kazanmak yeterli bir olcu. 1 degil 2 degil 3.
0
play-off'larda normal sezonu daha üst sırada bitiren takım saha avantajına sahip olur. zaten normal sezonun diğer türlü çekici hale gelmesinin imkanı yok. fenerbahçe ikinci, maccabi üçüncü bitirmişti. 2-2-1 şeklinde o yüzden maçlar. fenerbahçe tabii ki son maça kalırsa evinde oynayacağı için avantajlı ama kendi seyircin önünde de pis bir baskı oluyor burada. evinde bir maçı kaybettiğin an saha avantajını kaptırmış oluyorsun. yani istanbul'da seri 1-1'e gelirse, maccabi'de 2 maçı kaybedip elenirsin.
0
yapma volkan
kalıcı kokusu olsun böyle yanına biri gelince hissetsin.fresh bir koku sevmiyorum onlar tiz oluyor.hafiften baharatlı ve şekerli mi ne oluyor onlar tam da bilmiyorum ama güzel kokuyor.1 million nasıl? herkeste var ama olsun sonuçta iyi.bunun gibi çok güzel 2-3 parfüm önerir misiniz?siz ne kullanıyo
kalıcı kokusu olsun böyle yanına biri gelince hissetsin.
fresh bir koku sevmiyorum onlar tiz oluyor.
hafiften baharatlı ve şekerli mi ne oluyor onlar tam da bilmiyorum ama güzel kokuyor.
1 million nasıl? herkeste var ama olsun sonuçta iyi.
bunun gibi çok güzel 2-3 parfüm önerir misiniz?
siz ne kullanıyorsunuz ayrıca?
fresh bir koku sevmiyorum onlar tiz oluyor.
hafiften baharatlı ve şekerli mi ne oluyor onlar tam da bilmiyorum ama güzel kokuyor.
1 million nasıl? herkeste var ama olsun sonuçta iyi.
bunun gibi çok güzel 2-3 parfüm önerir misiniz?
siz ne kullanıyorsunuz ayrıca?
0
Dior Homme Intense güzel. Gerçi önümüz yaz biraz ağır kaçabilir, onu da dikkate almakta fayda var.
0
bende arıyorum böyle bir şey, parfümümün adını sormalarını isterim mesela.
Bulgari – Aqua Pour Homme Marine bunu çok övüyorlar var mı kullanan?
Bulgari – Aqua Pour Homme Marine bunu çok övüyorlar var mı kullanan?
0
yves saint laurent la nuit de l'homme tek geçerim.
paco rabanne - ultraviolet 'i de ayni sekilde yillardir kullanirim.
paco rabanne - ultraviolet 'i de ayni sekilde yillardir kullanirim.
0
raskolnikov2
Alttan alınan dersler hangi döneme etki ediyor? Örneğin 1.sınıfın güz döneminden kalan dersim var. Ben bunu bu sene 2.sınıfın güz döneminde verdim. Şimdi bu not hangi döneme etki edecek. Otomasyondan bakıyorum birinci sınıf güz döneminin ortalaması hala aynı. Bir de bu bahar döneminden 2 dersim var.
Alttan alınan dersler hangi döneme etki ediyor? Örneğin 1.sınıfın güz döneminden kalan dersim var. Ben bunu bu sene 2.sınıfın güz döneminde verdim. Şimdi bu not hangi döneme etki edecek. Otomasyondan bakıyorum birinci sınıf güz döneminin ortalaması hala aynı.
Bir de bu bahar döneminden 2 dersim var. Seneye bırakacağım çünkü iş nedeniyle sabahki derslere giremedim. Böyle seneye bırakmanın seneye bırakmak dışında başka nasıl bir zorluğu olabilir? Transkriptte gözüküyor sanırım, bu durum olumsuzluk yaratır mı?
Bir de bu bahar döneminden 2 dersim var. Seneye bırakacağım çünkü iş nedeniyle sabahki derslere giremedim. Böyle seneye bırakmanın seneye bırakmak dışında başka nasıl bir zorluğu olabilir? Transkriptte gözüküyor sanırım, bu durum olumsuzluk yaratır mı?
0
okuluna göre değişiyor sanırım. İÜ'de ders hangi dönem dersiyse onun ortalamasına etkiyor.
0
Okul İÜ Edebiyat Fakültesi
Okulu uzatmam ama böyle bir iki dersin seneye kalacak işte
Okulu uzatmam ama böyle bir iki dersin seneye kalacak işte
0
Böyle seneye bırakmanın seneye bırakmak dışında başka şöyle zorlukları olabilir:
a) kredi sınırına takılabilirsin
b) şartlı ders olabilir. yönetmelik nasıl bilmiyorum ama bazı okullarda dersi vermen, bazı okullarda alman gerekiyor bağlantılı diğer dersi alabilmen için.
a) kredi sınırına takılabilirsin
b) şartlı ders olabilir. yönetmelik nasıl bilmiyorum ama bazı okullarda dersi vermen, bazı okullarda alman gerekiyor bağlantılı diğer dersi alabilmen için.
0
Ayrıntılar için çok teşekkür ederim. Sadece 2 kredilik zorunlu tutulan bir ders. Bahsettiğiniz sorunları yaşatmaz.
0
ikinci hesap
Sevgili Don Juan'lar,Kızla birkaç gün önce Tinder'da match olduk, konuştuk biraz uygulama üzerinden. Muhabbet de çok güzel döndü, böyle komikli eğlenceli falan, iyi anlaştık bayağı. Sonra numara aldık, whatsapp'tan da devam ettik, ediyoruz. Cuma akşamı görüşmek üzere sözleştik. Ama sonra sosyal medy
Sevgili Don Juan'lar,
Kızla birkaç gün önce Tinder'da match olduk, konuştuk biraz uygulama üzerinden. Muhabbet de çok güzel döndü, böyle komikli eğlenceli falan, iyi anlaştık bayağı. Sonra numara aldık, whatsapp'tan da devam ettik, ediyoruz. Cuma akşamı görüşmek üzere sözleştik. Ama sonra sosyal medya hesaplarını bulduğumda o kadar da bayılmadım kızın tipine açıkçası. Yani gideri var ama dışarıda buluşup uzun uzun sohbet edip geceyi mutlu sona erdirme ümidiyle devam etmeye değmez sanki. Hele ki seks için birkaç buluşma olması gerekecekse hiç uğraşamam. Ama direk eve gelse de olaya girsek çok iyi olur, çok da güzel iyi olur.
Şimdi nasıl yapayım da bunu eve davet edeyim? İşe yarasın istiyorum ama işe yaramazsa da ayıp olmayacak şekilde olması önemli. Yani kafasında en az birkaç buluşma boyunca sevişmek yoksa, beni direk reddetse de olur, ama muhabbet falan güzel olduğu için saygısızlık etmek de istemiyorum. Film muhabbeti açıp "bana gelsene, beraber izleriz" muhabbetinden yürüsem olur mu, ne dersiniz?
Kızla birkaç gün önce Tinder'da match olduk, konuştuk biraz uygulama üzerinden. Muhabbet de çok güzel döndü, böyle komikli eğlenceli falan, iyi anlaştık bayağı. Sonra numara aldık, whatsapp'tan da devam ettik, ediyoruz. Cuma akşamı görüşmek üzere sözleştik. Ama sonra sosyal medya hesaplarını bulduğumda o kadar da bayılmadım kızın tipine açıkçası. Yani gideri var ama dışarıda buluşup uzun uzun sohbet edip geceyi mutlu sona erdirme ümidiyle devam etmeye değmez sanki. Hele ki seks için birkaç buluşma olması gerekecekse hiç uğraşamam. Ama direk eve gelse de olaya girsek çok iyi olur, çok da güzel iyi olur.
Şimdi nasıl yapayım da bunu eve davet edeyim? İşe yarasın istiyorum ama işe yaramazsa da ayıp olmayacak şekilde olması önemli. Yani kafasında en az birkaç buluşma boyunca sevişmek yoksa, beni direk reddetse de olur, ama muhabbet falan güzel olduğu için saygısızlık etmek de istemiyorum. Film muhabbeti açıp "bana gelsene, beraber izleriz" muhabbetinden yürüsem olur mu, ne dersiniz?
0
Madem direkt söylemek istiyorsun, eve film izlemeye çağırma. Çünkü ben böyle ysptığımda gerçekten film izlemek için çağırırım. Yani önce kesin bi film izlerim, belki bitiririz, belki bitirmeyiz o ayrı :) Bişeyler yaparız de, evde takılırız de, ya da dışarda buluş, hadi bana gidelim de.
0
cinsellik ile ilgili muhabbet açıp sorsana ilk buluşmada sekse karşı bakış açısını?
0
Kizdan cok hoslanmis olsaydim para harcayip birkac randevu beklemek mesele olmazdi ama tam arada bir ilgi oldugu icin fazla efor harcamak istemiyorum.
@bigbadabum: film izlemek sorun degil, once film izlememizin bir maruzati yok.
@bigbadabum: film izlemek sorun degil, once film izlememizin bir maruzati yok.
0
İkinizden birinin evine yakın bir yerde kahveye çağır, sündürecek gibi olursa da çok uzatma.
0
cnkforever
İngiltere vizesine başvurdum ve bana bugün pasaportumu yarın teslim alabilceğime dair mail geldi fakat uçağım yarın sabah 6'da, doğrudan elçilikten pasaportumu teslim almamın bir yolu var mıdır?
İngiltere vizesine başvurdum ve bana bugün pasaportumu yarın teslim alabilceğime dair mail geldi fakat uçağım yarın sabah 6'da, doğrudan elçilikten pasaportumu teslim almamın bir yolu var mıdır?
0
lllllllllllllllllll
Linkedin hesabı açar açmaz size tekrar yazacağım nasıl söylenir? Burada bilemedim açar açmaz yapar yapmaz şeklindeki ifadeler. Ben şöyle düşündüm ama emin olamadım: as soon as I create a Linkedin account I will write you again
Linkedin hesabı açar açmaz size tekrar yazacağım nasıl söylenir? Burada bilemedim açar açmaz yapar yapmaz şeklindeki ifadeler. Ben şöyle düşündüm ama emin olamadım: as soon as I create a Linkedin account I will write you again
0
cevap verdiğiniz ve/ya doğru düşündüğümü beyan ettiğiniz için çok teşekkür ederim. aşırı mutlu oldum doğru düşünüyor olmama nedense, ilgisiz kalmışım demek ki uzun zamandır :)
0
@himmet dayi haha sendeki özgüven bende olsa var ya :)
araştır bakalım "open" oluyor mu olmuyor mu :)
araştır bakalım "open" oluyor mu olmuyor mu :)
0
return_of_turks
şimdiye kadar izlediğim tek anime serisi slam dunk. çocukluğumuzun animesi olduğu için herkes gibi benim için de yeri ayrıdır (sanki başka izlemişim gibi :) canım sıkıldıkça açar açar izlerim. bu animede beni asıl güldüren olay karakterlerin bir hainlik/salaklık yapacağı zaman küçük adamlara dönüşme
şimdiye kadar izlediğim tek anime serisi slam dunk. çocukluğumuzun animesi olduğu için herkes gibi benim için de yeri ayrıdır (sanki başka izlemişim gibi :) canım sıkıldıkça açar açar izlerim. bu animede beni asıl güldüren olay karakterlerin bir hainlik/salaklık yapacağı zaman küçük adamlara dönüşmesi.
aynı bu şekilde komik olaylarda şekilleri, tipleri değişen bir absürd-komedi anime önerebilir misiniz? tek şart kesinlikle serinin final yapmış olması. şu aralar boşta olduğum için vakit öldürmek istiyorum. yabancı dizi izlemekten bunaldım artık.
not:nette araştırınca çoğunluğun gintamayı önerdiğini gördüm fakat yorumlarda anime kültürü olmayanların göndermeleri anlamayacağı yazılmış. bu yüzden gintamayı izlemek istemiyorum.
tüm cevap atanlara şimdiden çok teşekkür ederim.
aynı bu şekilde komik olaylarda şekilleri, tipleri değişen bir absürd-komedi anime önerebilir misiniz? tek şart kesinlikle serinin final yapmış olması. şu aralar boşta olduğum için vakit öldürmek istiyorum. yabancı dizi izlemekten bunaldım artık.
not:nette araştırınca çoğunluğun gintamayı önerdiğini gördüm fakat yorumlarda anime kültürü olmayanların göndermeleri anlamayacağı yazılmış. bu yüzden gintamayı izlemek istemiyorum.
tüm cevap atanlara şimdiden çok teşekkür ederim.
0
Cromartıe highschool +1
Hajime no ippo da çok komik parçalar vardır
Ama slum dunk sonrası tavsiyem great teacher onizuka !
Eminim ki çok çok keyif alacaksınız :)
Hajime no ippo da çok komik parçalar vardır
Ama slum dunk sonrası tavsiyem great teacher onizuka !
Eminim ki çok çok keyif alacaksınız :)
0
great teacher onizuka: GTO
absürtlükte on numaradır onizukaaaaa
bleach de iyidir aksiyon komedi olarak
absürtlükte on numaradır onizukaaaaa
bleach de iyidir aksiyon komedi olarak
0
Angel beats 12 bölüm, baya komik vr oldukça troll bir seri. Kahkaha atmışlığım çok kesinlikle öneriyorum.
0
hepinize çok teşekkür ederim :)
@husule getiren tsubasa'yı tabi ki izledim. onu izlemeyeni bizzat ben dövüyordum zaten :D o yüzden yazmaya bile gerek duymadım.
ayrıca şimdi hatırladım da 'Steins;Gate'i de izlemiştim ve çok beğenmiştim. bilim-kurguya her zaman ilgi duymuşumdur. hele içinde zaman yolculuğu varsa..
@husule getiren tsubasa'yı tabi ki izledim. onu izlemeyeni bizzat ben dövüyordum zaten :D o yüzden yazmaya bile gerek duymadım.
ayrıca şimdi hatırladım da 'Steins;Gate'i de izlemiştim ve çok beğenmiştim. bilim-kurguya her zaman ilgi duymuşumdur. hele içinde zaman yolculuğu varsa..
0
dergus
tanimadigim birisine bir is icin tc kimlik numarami ve ad soyadimi verdim bu adam istese neler yapabilir bu iki bilgiyle? meraktan soruyorum supheden degil.
tanimadigim birisine bir is icin tc kimlik numarami ve ad soyadimi verdim bu adam istese neler yapabilir bu iki bilgiyle? meraktan soruyorum supheden degil.
0
Hiç bir şey yapamaz.
Sigorta acenteliği işletiyorum günde onlarca T.C. kimlik numarası alıyoruz sadece sistemden ev adresini veya iş adresini görebiliyoruz o kadar.
Kısacası sizin evinize gelmesini istemediğiniz biriyse sıkıntı olabilir.
Şaka bir yana bir şey olmaz.
Sigorta acenteliği işletiyorum günde onlarca T.C. kimlik numarası alıyoruz sadece sistemden ev adresini veya iş adresini görebiliyoruz o kadar.
Kısacası sizin evinize gelmesini istemediğiniz biriyse sıkıntı olabilir.
Şaka bir yana bir şey olmaz.
0
bir sey olmaz. ya bu tc kimlik numarasini bu kadar buyutmeyin, telefon hatti alirken bile veriliyor.
0
bir şey yapılır yapılmazsan ziyade o bir güvenlik katmanıç birine vererek o güvenlik katmanından muaf olmasını sağlıyorsun.
amaç seni dolandırmak, soymak, öldürmek veya başka bir şey ise, bunu bir kademe kolaylaştırmış oluyorsun. herhangi bir eylemi doğrudan yapmasını sağlamıyorsun.
amaç seni dolandırmak, soymak, öldürmek veya başka bir şey ise, bunu bir kademe kolaylaştırmış oluyorsun. herhangi bir eylemi doğrudan yapmasını sağlamıyorsun.
0
degilim
Yurtdışında yüksek lisans yapıp, ertesinde Türkiye'de direkt doktoraya başlamam mümkün müdür?
Yurtdışında yüksek lisans yapıp, ertesinde Türkiye'de direkt doktoraya başlamam mümkün müdür?
0
solfej
Ya da Albüm dinlerken ne yaparsınız mı diyelim? (albümün yeni ya da eski bir albüm olma olasılığı size kalmış)Yürümek, Koşmak, yatmak, gözleri kapatmak, adrenalin yüklü aktiviteler (tırmanmak, yüksekten bakmak) etrafı izlemek, martılara yem atmak, bisiklet/araba/paten/işmakinesi kullanmak, temizlik
Ya da Albüm dinlerken ne yaparsınız mı diyelim? (albümün yeni ya da eski bir albüm olma olasılığı size kalmış)
Yürümek, Koşmak, yatmak, gözleri kapatmak, adrenalin yüklü aktiviteler (tırmanmak, yüksekten bakmak) etrafı izlemek, martılara yem atmak, bisiklet/araba/paten/işmakinesi kullanmak, temizlik yapmak, Etrafı toplamak, (duygu haline ve albümün atmosferine göre) resimlere bakmak, kafa sallamak, bir şeyler okumak, spor yapmak, insanları izlemek, aktivite önemli değil düşünmek istediğimi düşüneyim gitmek istediğim yere götürecek şekilde konsantre olayım yeter, vs vs.
Yürümek, Koşmak, yatmak, gözleri kapatmak, adrenalin yüklü aktiviteler (tırmanmak, yüksekten bakmak) etrafı izlemek, martılara yem atmak, bisiklet/araba/paten/işmakinesi kullanmak, temizlik yapmak, Etrafı toplamak, (duygu haline ve albümün atmosferine göre) resimlere bakmak, kafa sallamak, bir şeyler okumak, spor yapmak, insanları izlemek, aktivite önemli değil düşünmek istediğimi düşüneyim gitmek istediğim yere götürecek şekilde konsantre olayım yeter, vs vs.
0
iş haricinde ne yaparsam yapayım müzik çalıyo muhakkak. yada şöyle mi demeliyim, ne yaparsam yapayım hep bişeyler çalıyo.
0
Genelde her şeyde, biriyle konuşmadığım ve bir şey izlemediğim sürece. Çalışırken, dinlenirken, yoldayken, bisikletteyken, evi topluyorken, yemek yapıyorken, uyurken, sporda. Hepsinde.
0
cosmicgadin
patlıycam yoksa.teşekkürler herkese.
patlıycam yoksa.
teşekkürler herkese.
teşekkürler herkese.
0
janis joplin - cosmic blues
anathema - one last goodbye
lacuna coil - aeon
dream theater - space dye vest
evergrey - when the walls go down
cem karaca - bu son olsun.
anathema - one last goodbye
lacuna coil - aeon
dream theater - space dye vest
evergrey - when the walls go down
cem karaca - bu son olsun.
0
tolga asp
benim kadar rahatsız olan biri var mı bilmiyorum ama, açtığı duyuruyu hemen kaldırıp onca faydalı cevabı piç edenlerden sonra şimdide mesajlara dönüş yapmayanlara taktım. sözlükte veya duyuruda olsun birisi yazdığım herhangi bir şey ile ilgili tek cümlelik bir soru soruyor bende 3 paragraflık açıkla
benim kadar rahatsız olan biri var mı bilmiyorum ama, açtığı duyuruyu hemen kaldırıp onca faydalı cevabı piç edenlerden sonra şimdide mesajlara dönüş yapmayanlara taktım.
sözlükte veya duyuruda olsun birisi yazdığım herhangi bir şey ile ilgili tek cümlelik bir soru soruyor bende 3 paragraflık açıklama yapıyorum ki iyice tatmin olsun, kafasında soru işareti kalmasın, daha sonra herif ortadan yok oluyor. be hayvan dön de bir teşekkür et o kadar vakit ayırmışız sana, uğraşıp açıklama yapmışız. hani bunlar öyle tek tük de değil, mesajla soru soranların çoğunda var bu huy. artık öyle bir noktaya geldi ki, birisi teşekkür ederim yazdığı zaman "senin ağzını yerim ben" diyesim geliyor.
acayip rahatsız oluyorum bu durumdan, utanmasam geriye dönük bütün mesajları bulup herkese tek tek "rica ederim" mesajı atıcam ki yaptıkları odunluğu anlasınlar.
sizde de var mı bu yoksa he deyip geçiyor musunuz?
sözlükte veya duyuruda olsun birisi yazdığım herhangi bir şey ile ilgili tek cümlelik bir soru soruyor bende 3 paragraflık açıklama yapıyorum ki iyice tatmin olsun, kafasında soru işareti kalmasın, daha sonra herif ortadan yok oluyor. be hayvan dön de bir teşekkür et o kadar vakit ayırmışız sana, uğraşıp açıklama yapmışız. hani bunlar öyle tek tük de değil, mesajla soru soranların çoğunda var bu huy. artık öyle bir noktaya geldi ki, birisi teşekkür ederim yazdığı zaman "senin ağzını yerim ben" diyesim geliyor.
acayip rahatsız oluyorum bu durumdan, utanmasam geriye dönük bütün mesajları bulup herkese tek tek "rica ederim" mesajı atıcam ki yaptıkları odunluğu anlasınlar.
sizde de var mı bu yoksa he deyip geçiyor musunuz?
0
İnternet ortamında kolay kolay hiçbir yerde uzun yazı yazmadığım için sıkıntı ettiğim bir durum değil. Dolaşımın bu kadar yüksek hızda seyrettiği bir mecrada kendini çok yormamalısın.
0
öncelikle herkes aynı değil yani sen çok nazik, kibar birisi olabilirsin ama karşı taraf yol yordam bilmeyen birisi olabilir. herkesin hayatta önemsediği konular aynı olmayabilir. senin için bu çok önemlidir bazısı önemsemez. ben de bir ara cevaplara tik atılmadığında rahatsız oluyordum artık önemsemiyorum. burada sorusuna cevap verdiğimde azarlayan bile oldu. eğer çok rahatsızsan o kişilerin sorularına cevap vermezsin bir daha.
0
Ben bunu uzun uzun açıklama yapmamaya çalışarak bertaraf ediyorum. Olabildiğince kısa ve öz cevaplar veriyorum. Eğer uzayacak gibi olursa karşı tarafın geri dönüşlerine göre parçalara ayırıyorum. Yoksa aynı duygu bende de oluşuyor.
0
o değil de buraya yazanlardan birisi günlerdir kendisine sorduğum bir soruya olumsuz cevap dahi verme tenezzülünde bulunmadı :) gecikmiş tribimi de burdan atmış olayım bari.
soruna cevap; aynısından bende de var ama mecbur he diyip geçiyosun nabacan.
soruna cevap; aynısından bende de var ama mecbur he diyip geçiyosun nabacan.
0
bunun bir de erkek olduğunu anlayınca cevap yazmayanları var ki düşman başına :D
0
Aynen üşenmeyip uzun uzun açıklıyorum, aynen dönüş almıyorum genelde, aynen hoşlanmıyorum bu nezaketsizlikten.
Bir kaç kez 'rica ederim' yazdığım oldu sonradan, 'yoğunum da dönemedim ehe' tarzı cevap geliyor genelde. Bi 'ok kib bye' yazmak bu kadar zor olmamalı. artık çok yormuyorum kendimi, kısa tutuyorum ben de.
Bir kaç kez 'rica ederim' yazdığım oldu sonradan, 'yoğunum da dönemedim ehe' tarzı cevap geliyor genelde. Bi 'ok kib bye' yazmak bu kadar zor olmamalı. artık çok yormuyorum kendimi, kısa tutuyorum ben de.
0
"lan pezevenk madem 'ok' deyip geçecektin madem, neden merak ediyor gibi o soru soruyor 212142 satır cevap yazdırıyorsun?"
demek istemişliğim var şimdi ne yalan söyleyeyim.
demek istemişliğim var şimdi ne yalan söyleyeyim.
0
Ben hiç duyuru silmedim ama silinebilir, belki rahatsız olmuştur orada olmasından. Belki burada yeterince anonim hissetmiyor olabilir. Daha önce çok silindi yazdıklarım, bilen de bilir, sayfa sayfa yazdığım olur. Canı sağ olsun, "Umarım işine yaramıştır" deyip geçiyorum. Açıkçası hangisinin silinip hangisinin silindiğini de pek bilmiyorum. Sadece aynı ya da benzer soru gelince aratıyorum "Ben yazmıştım böyle bir şeyler" diye, o zaman birkaç tanesinin silindiğini fark ettim. Oturup tekrar yazdım. Birkaç kere "Keşke silmeyeydi" dediğim olmuştur ama sinirlendmedim hiç. Bir iki şeyi "Bu konuda çok soru oluyor" diye cevabını kendime mesaj atmışlığım var. Oradan gider alırım uygunsa.
Mesaja gelince, unutuyorum açıkçası kim mesaj atmıştı, kim atmamıştı, en son ben ne demiştim. Milyon kişi ile de mesajlaşıyor değilim, günde 3-5 kişidir ama günlük hayhuyun içinde unutup gidiyorum. Hatta çok yaptığım bir şey yolda mesajı okumak ama yol tuttuğu için cevap yazmayı eve bırakmak, eve gelince de cevap vermeyi unutmak. Düzenli konuştuğum kişilere "Sonradan beni bir dürtüversene unutursam, alınma sakın" diye yazıyorum da.
Eğer mesaj karşı taraftan sönümlenirse, aklıma bile gelmiyor. Canı sağ olsun gerçekten, hiç önemli değil. Zaten bir hafta sonra başka bir şeyden mesaj atsa, yine aynı aynı konuşurum ben, hatırlamam ki mesajda en son kimin ne yazdığını ve ne yazmadığını. Teşekkür ediyorsa, ben de teşekkür ederim. Etmiyorsa, etmeyebilir. Açıkçası hiç düşünmedim teşekkür eden var mı, yok mu diye. Haberim bile yok. Genelde de uzun uzun anlatırım zaten. Denize atmış gibi düşünüyorum, geri bir şey beklemiyorum.
Şu vesileyle ben de özür dileyim. Eğer yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı, muhabbetimizin yarım kaldığı kişiler olmuşsa özür dilerim onlardan. %100 yolda görüp sonradan cevap yazmayı unutmuşumdur. Elinize bir çubuk alıp "Loğğ loğğ, yazsağa" deseniz özür dileye dileye yazarım ben.
Mesaja gelince, unutuyorum açıkçası kim mesaj atmıştı, kim atmamıştı, en son ben ne demiştim. Milyon kişi ile de mesajlaşıyor değilim, günde 3-5 kişidir ama günlük hayhuyun içinde unutup gidiyorum. Hatta çok yaptığım bir şey yolda mesajı okumak ama yol tuttuğu için cevap yazmayı eve bırakmak, eve gelince de cevap vermeyi unutmak. Düzenli konuştuğum kişilere "Sonradan beni bir dürtüversene unutursam, alınma sakın" diye yazıyorum da.
Eğer mesaj karşı taraftan sönümlenirse, aklıma bile gelmiyor. Canı sağ olsun gerçekten, hiç önemli değil. Zaten bir hafta sonra başka bir şeyden mesaj atsa, yine aynı aynı konuşurum ben, hatırlamam ki mesajda en son kimin ne yazdığını ve ne yazmadığını. Teşekkür ediyorsa, ben de teşekkür ederim. Etmiyorsa, etmeyebilir. Açıkçası hiç düşünmedim teşekkür eden var mı, yok mu diye. Haberim bile yok. Genelde de uzun uzun anlatırım zaten. Denize atmış gibi düşünüyorum, geri bir şey beklemiyorum.
Şu vesileyle ben de özür dileyim. Eğer yukarıda anlattığım nedenlerden dolayı, muhabbetimizin yarım kaldığı kişiler olmuşsa özür dilerim onlardan. %100 yolda görüp sonradan cevap yazmayı unutmuşumdur. Elinize bir çubuk alıp "Loğğ loğğ, yazsağa" deseniz özür dileye dileye yazarım ben.
0
jamiro
eski bi bilgisayarım var ve bu oyunu oynayabilir miyim merak içindeyim.-Intel® Core™2 Duo Processor E8400(6M Cache, 3.00 GHz, 1333 MHz FSB)-Asus GTX760 DirectCU II O.C. GDDR5 2GB 256Bit Nvidia GeForce DX11.1 -OCZ DDR2 PC2-8500 Platinum 8GB
eski bi bilgisayarım var ve bu oyunu oynayabilir miyim merak içindeyim.
-Intel® Core™2 Duo Processor E8400
(6M Cache, 3.00 GHz, 1333 MHz FSB)
-Asus GTX760 DirectCU II O.C. GDDR5 2GB 256Bit Nvidia GeForce DX11.1
-OCZ DDR2 PC2-8500 Platinum 8GB
-Intel® Core™2 Duo Processor E8400
(6M Cache, 3.00 GHz, 1333 MHz FSB)
-Asus GTX760 DirectCU II O.C. GDDR5 2GB 256Bit Nvidia GeForce DX11.1
-OCZ DDR2 PC2-8500 Platinum 8GB
0
sunburn +1
systemrequirementslab'a itibar etmeyin, saçma bir site.
systemrequirementslab'a itibar etmeyin, saçma bir site.
0
allstar
70lerden sonra internetinde gelişmesiyle e- eğitim pclerden ağ sistemlerine doğru kaydı.After the 1970s, with the development of internet, e-learning followed by a shift toward from personal computers to network systems. Araştırmalara göre, dersin içeriği ve kullanılan teknoloji uyumlu olduğu sürece
70lerden sonra internetinde gelişmesiyle e- eğitim pclerden ağ sistemlerine doğru kaydı.
After the 1970s, with the development of internet, e-learning followed by a shift toward from personal computers to network systems.
Araştırmalara göre, dersin içeriği ve kullanılan teknoloji uyumlu olduğu sürece,verilen eğitimin öğrenciler üzerinde az bir etkisi olduğu görülmüştür.
As researches show (Whalen and Wright, 2000; Wisher and Priest, 1998), as long as content and technology used in courses are compatible, education system has very little effect on students.
TÜrkçelerinide yazdım.Sizce bu ingilizce cümlerde nerelerde hata var?
After the 1970s, with the development of internet, e-learning followed by a shift toward from personal computers to network systems.
Araştırmalara göre, dersin içeriği ve kullanılan teknoloji uyumlu olduğu sürece,verilen eğitimin öğrenciler üzerinde az bir etkisi olduğu görülmüştür.
As researches show (Whalen and Wright, 2000; Wisher and Priest, 1998), as long as content and technology used in courses are compatible, education system has very little effect on students.
TÜrkçelerinide yazdım.Sizce bu ingilizce cümlerde nerelerde hata var?
0
Euxinos007
Olsa nolurdu ya ? Daha samimi olurdu heralde
Olsa nolurdu ya ? Daha samimi olurdu heralde
0
kime gore daha samimi? oradaki hastalar farkli samimiyet derecelerini olcebilirler mi sence?
0
alnının ortasına sandalye yiyebilecek bir doktor olabilir.
bazı hastalar asabi/paranoyak ve cezai ehliyeti yok :)
bazı hastalar asabi/paranoyak ve cezai ehliyeti yok :)
0
çok ama çok çirkin olurdu. ayrıca doktorun samimi olması gerekmiyor. kimsenin samimi olması gerekmiyor zaten. bir de psikiyatristler ve psikologlar 'deli' kelimesini kesinlikle kullanmıyorlar.
0
eski psikiyatristim her terapimde bana defalarca psikopat vb bir sürü şey söylerdi.
ilk gittiğim an fix "ne haltlar yedin bu hafta manyak şey?" sorusuyla başlardı.
sürekli cümle içinde benim ne kadar gerçek dışı düşündüğümü yüzüme vururdu.
yani aslında oluyor bu dediğin. sen psikopatsın diye diye beni psikopat yaptı adi adam :D
ilk gittiğim an fix "ne haltlar yedin bu hafta manyak şey?" sorusuyla başlardı.
sürekli cümle içinde benim ne kadar gerçek dışı düşündüğümü yüzüme vururdu.
yani aslında oluyor bu dediğin. sen psikopatsın diye diye beni psikopat yaptı adi adam :D
0
o da deli teşhisi yerdi muhtemelen.
ben kliniğe kafa atarak giren psikiyatr tanıyorum. çok kafa adamdı. akıl sağlığını deli taklidi yaparak koruyordu zannedersem.
ben kliniğe kafa atarak giren psikiyatr tanıyorum. çok kafa adamdı. akıl sağlığını deli taklidi yaparak koruyordu zannedersem.
0
psikiyatri polikliniğine sadece deliler mi gidiyor?
gidenler deliyse oraya onları kim götürüyor?
deli diye akıl sağlığını kaybetmiş kişilere diyorsanız eğer, oraya akıl sağlığını kaybetmekten şüphe duyan insanlar da gidiyor. kelimelerinizi seçerek konuşun. komik değildi.
gidenler deliyse oraya onları kim götürüyor?
deli diye akıl sağlığını kaybetmiş kişilere diyorsanız eğer, oraya akıl sağlığını kaybetmekten şüphe duyan insanlar da gidiyor. kelimelerinizi seçerek konuşun. komik değildi.
0
Sarix
hillary vs jeb bush/ted cruzbu sefer de demokratlar alabilir mi?
hillary vs jeb bush/ted cruz
bu sefer de demokratlar alabilir mi?
bu sefer de demokratlar alabilir mi?
0
şu an adaylığını koyanlar sadece Hillary Clinton, Ted Cruz ve Rand Paul.
bence Hillary bu seçimi alır. Amerika yenileri denemeyi seviyor, siyahi başkandan sonra bir de kadın başkan olsun. zaten kadının icraatları vs de hep belli, sadece yeni diye de değil, başka özellikleriyle de önde bence.
bence Hillary bu seçimi alır. Amerika yenileri denemeyi seviyor, siyahi başkandan sonra bir de kadın başkan olsun. zaten kadının icraatları vs de hep belli, sadece yeni diye de değil, başka özellikleriyle de önde bence.
0
indescribable
Sucuk pastırma gibi ürünlerin çiğ tadına da bakıyor musunuz Yoksa ille pişmesini mi bekliyorsunuz
Sucuk pastırma gibi ürünlerin çiğ tadına da bakıyor musunuz
Yoksa ille pişmesini mi bekliyorsunuz
Yoksa ille pişmesini mi bekliyorsunuz
0
Pastırmayı hayatımda 3 kere falan yedim sanırım. Ama genel olarak tadına bakarım n'olacak.
0
çiğ yerim ikisinide. sucuk neyse de pastırmayı yemek için niye pişirilsin?
0
