Giriş
(5)

istanbul üniversitesi

kaktus1512
iü teknik bilimler myo öğrencisiyim2006 girişliyim ve bu sene 1. sınıfı tekrar aldım.1,8 ortalamasını bu sene de geçemedim.soracağım şu ki 2008/2009 öğretim yılını okuma imkanım var mı yoksa tastikname mi verecekler ?
iü teknik bilimler myo öğrencisiyim
2006 girişliyim ve bu sene 1. sınıfı tekrar aldım.
1,8 ortalamasını bu sene de geçemedim.

soracağım şu ki 2008/2009 öğretim yılını okuma imkanım var mı yoksa tastikname mi verecekler ?
0
kaktus1512
(01.06.08)
valla ben yıldız teknik'te okuyorum. bizde geçme notu 2.0 ve ben altı senedir bu barajı hiç geçmedim :) hiç de yollamaya niyetleri yok beni.
0
actionary
(01.06.08)
benim bildiğimde 4 senelik bölümlerde 7 sene boyunca istediğin kadar alttan vs dersin olsun atamazlar ama 7. sene 1'de de olsan 4'ün son derslerini de veriyor olsan atma hakları var (ki atarlar ama sonra dönme ihtimali çok yüksektir)

tabii bunu yapmayan okullar var. mesela koç üniversitesi iki kere aynı dersten kalanı atıyormuş.
0
darknum
(01.06.08)
sinavlar bitti mi yahu sizin? bizimkiler daha baslayacak da...

tam emin degilim ama size 4 sene hak taniyor olabilirler. eger oyleyse atilmazsiniz. kaldi ki en asagi 3 seneniz var, 2. seneniz bittigine gore en kotu ihtimal seneye okur ondan sonra atilirsiniz belki o sirada af cikar. ogrenci islerine sorun demeyecegim cunku yardimci olmayacaklarini biliyorum. okulun yonetmeligine bakin derim.
0
entrapmen
(01.06.08)
sınavlar başlamadı da vizelere girmediğim için ve tabi derslere de girmediğim için bunları takiben ders notlarını da alma gibi bi planım olmadığı için finallere de girmeyeceğim.

internette biraz araştırdım da bulamadım birşeyler..
0
🌸kaktus1512
(01.06.08)
istanbul üniversitesinde 2 yıllık bir bölümü 4 yılda bitirme hakkın var.

4. yıl sonunda öğrencilik hakların bitiyor. alttan 5 ve daha fazla dersin kalmış ise sana ek 1.5 yıl daha süre veriyorlar. sadece sınavlara girebilme hakkın var.
kalan ders sayısı 5 den az ise sınavlara sınırsız girme hakkın var.
ama dediğim gibi, 4. yıl sonunda öğrenci değilsin artık. öğrenci belgesi, paso, medikoyu unut! erkek isen 4. yıl biter bitmez derhal askerlik şubesine şöyle bir yazı gönderiyorlar,

"x kişinin üniversitemiz ile hiçbir bağı kalmamıştır. artık öğrencimiz değildir. bu sebebden ötürü askerlik tecil işlemini yürütmemekteyiz. gerekenin yapılmasını arz ederiz"
0
winsome
(02.06.08)
(2)

internetten para kazanmak?

neronas
Biliyorum konu çok geyik ama merak ediyorum, bilgisayarda otomatik site açıp kapayan, reklam gösteren programcıklar var. Bunlar para kazandırıyor mu hakikatten? Bu işle eline para geçmiş birisi var mı? Saadet zinciri şeklinde olanlardan bahsetmiyorum. Tüm gün bilgisayar açık, güvenilir bir yolu vars
Biliyorum konu çok geyik ama merak ediyorum, bilgisayarda otomatik site açıp kapayan, reklam gösteren programcıklar var. Bunlar para kazandırıyor mu hakikatten? Bu işle eline para geçmiş birisi var mı? Saadet zinciri şeklinde olanlardan bahsetmiyorum.
Tüm gün bilgisayar açık, güvenilir bir yolu varsa tavsiye edin, yapayım bende, boşa akmasın internet. elime somut bir para geçmese de olur. Paypala atayım üç beş, rapid alayım. falan.
0
neronas
(31.05.08)
www.worldcommunitygrid.com
bilgisayar butun gun aciksa, burdan oluk oluk akiyor para. haberin olsun.
0
coldbound
(31.05.08)
bildiğim kadarıyla wcg'nin kimseye para filan verdiği yok. wcg bir hayır organizasyonu.
0
actionary
(01.06.08)
(12)

sozluk moderasyonunda keyfilik faktoru

november rain
bu başlıkla ilgili yorumumu sözlüğe yazmam engellendiği için buraya yazıyorum. uygun değilse zaten bunu da silersiniz. adamlar (ssg ve tayfası) defalarca söylediler, "burada demokrasi yok" diye. yine bir klasik söylem de "dışarıda bir hayat var, çık yaşa", "sözlükten atılmak dünyanın sonu değil" gib
bu başlıkla ilgili yorumumu sözlüğe yazmam engellendiği için buraya yazıyorum. uygun değilse zaten bunu da silersiniz. adamlar (ssg ve tayfası) defalarca söylediler, "burada demokrasi yok" diye. yine bir klasik söylem de "dışarıda bir hayat var, çık yaşa", "sözlükten atılmak dünyanın sonu değil" gibi deli saçması argümanlar (sanki atılan adam bunun farkında değil gibi çocuk yerine koyma vb.)
Neyse, demek istediğim şu ki, neden bu tür başlıklar ısıtılıp ısıtılıp tartışılyor anlamıyorum. nice güzide yazar bu nedenle sözlükten atıldı/ayrıldı ne değişti? bugün de bir şey değişmeyecek. her zaman savunulan şey olacak yine: "burası ssg nin kişisel web sitesi".

faşizm, adaletsizlik, adam kayırmaca, iletişimsizlik vb. nerede yok ki ekşi sözlük'te olmasın...
0
november rain
(30.05.08)
bu yorumu sözlüğe yazmanı kim nasıl engelleyebilir ki?
0
gerrain
(30.05.08)
@gerrain: ifadeyi yanlış kullandım sanırım. "engellenmek" dolaylı yoldan oldu. (herkes gibi bence ben de haksız yere uçuruldum:)
0
🌸november rain
(30.05.08)
"Neyse, demek istediğim şu ki, neden bu tür başlıklar ısıtılıp ısıtılıp tartışılyor anlamıyorum."

Sen neden tartisiyorsun? Herkes kendi dogru fikrinin kabul gormedigine inanip ayni seyleri karsisindakine anlatmaya calisiyor. Ayni senin yaptigin gibi.
0
wpi
(30.05.08)
bu konular surekli tartisiliyor cunku bir sonuc elde etmenin tek yolu bu. tartisilageldigi yillar boyunca her zaman bir sonuc elde edildi dikkat edilirse. (modlogdu, suydu buydu)

ben de caylak olmasam(ki caylakligimin da keyfilik faktoru tartisilir) iki kelam karalamak isterdim ama mecburi icimde tutuyorum.
0
coldbound
(30.05.08)
aha tamam uçma durumu varsa evet yazamazsın :)
yoksa yani gayet temiz yazı, ona şaşırdım ben de.
0
gerrain
(30.05.08)
@wpi: "anlamıyorum" derken gerçekten "anlamıyorum" mu demek istedim sence?

"Herkes kendi dogru fikrinin kabul gormedigine inanip ayni seyleri karsisindakine anlatmaya calisiyor." bunu benim anlamadığımı düşündün sanırım...
0
🌸november rain
(30.05.08)
"aha tamam uçma durumu varsa evet yazamazsın :)
yoksa yani gayet temiz yazı, ona şaşırdım ben de."

işte benim de anlatmaya çalıştığım bu! farzet ki bu entryi yazdım diye uçuruldum, ne değişir? ben de uzun süre direndim "beni niye attınız, valla kurallara aykırı bir şey yapmadım, varsa söyleyin düzelteyim" falan diye. ama sonradan anlıyorum ki gereksiz şeylermiş bunlar.

burası "ssg'nin kişisel web sitesi". şaşırmamak lazım, yazarlar uçurulabilir, entryler silinebilir, haksızlığa uğranabilir.
0
🌸november rain
(30.05.08)
bu entryi yazdın diye uçurulmazsın. moderatörlerin hepsi bütün işlemleri görüyor, birisi öyle bişey yapmaya kalkarsa "napıyosun len sen" der diğerleri. bi çeşit otokontrol var yani, ama yazarların görüşüne yansımıyor tabi. şimdi bi de iyice kontrollü oldu, birisini uçurmadan önce toplu karar almaca başladı.
0
gerrain
(30.05.08)
travis and tyler durden'ın #13356899 numaralı entyrisinde not olarak verdiği kısıma takıldım ben. acaba demek gerekiyor. şöyle bir durum var böylesi entryler zaman zaman giriliyor ama önce iki moderatör'ün daha sonra ssg'nin defalarca tartışılmış bir konu için bu kadar yazmaları ve daha dün iki moderatörün görevi bırakması insanı düşündürüyor. yeni şeyler olacağa benzer diye düşünüyorum, onay bekleyen 30bin'in de üzerinde insan varken.
0
broo
(30.05.08)
nice güzide yazarın sözlükten atılmasının sebebi, güzide yazarların format esnetme hakkına gayrıresmi olarak sahip olmaları, ancak zaman zaman bu hakkın sınırlarını aşmaları.

ayrılmalarının sebebiyse, yine sınırları zorlamalarını takiben entry'lerinin silinmesi veya çaylak yapılmaları. sonra moderasyonu suçlamaları, moderatörlerle ayarlaşmaları ve artık sözlük heveslerinin kaçması veya sözlükten ayrılarak sözlüğü cezalandırmak istemeleri.

rüştünü ispatlamış kaliteli yazarların (ki bu kalite gayet de objektif bir kavramdır anlayana) format esnetebilme hakkına sahip olmaları bence çok doğru, haklı ve yerinde. adam onca yıl binlerce entry yazmış, sözlüğün başını hiç belaya sokmamış, bilgi içerikli entryleriyle sözlüğün sözlük kimliğine katkıda bulunmuş, sözlüğün gelişimine katkı sağlamış. kaybedilmesi sözlüğe gerçekten zarar verir. yepyeni bir yazarla bir tutulması beklenemez.
0
actionary
(30.05.08)
@November rain, "soru"nda soruya benzer bir kismi alip cevap vermeye calistim. Soru sormak ya da tartismak gibi bir amacin yoksa, buraya sadece gorus belirtmek icin yazdiysan ugrasmayayim. Zaten o durumda bu soru da Eksi Duyuru'ya uymuyor.
0
wpi
(31.05.08)
@broo; gerrain zaten moderatorlugu birakmasina yakin "artik bakamiyorum moderasyon i$lerine..." gibisinden bir $ey soylemi$ti. yeni moderatorler alinabilir. illaki bir piyes, oyun, dalavere beklemek gerekmiyor.
0
katafalk
(31.05.08)
(5)

video dosyalarını ses dosyasına...

umursuz
video dosyalarını ses dosyasına çevirip mp3 player da dinlemek mümkün mü?evetse hangi program acaba?teşekkürler
video dosyalarını ses dosyasına çevirip mp3 player da dinlemek mümkün mü?evetse hangi program acaba?
teşekkürler
0
umursuz
(30.05.08)
cok aşırıya kaçmamakla birlikte ücretsiz bir program kullanmaktan gocunmayacaksanız eger virtualdubı oneririm. tek yapmanız gereken programı acıp file/open video file sonrasında yine file menusunden save wave demek. sonrasında .wav uzantılı dosyayi mp3 e cevirmek icin başka bir program kullanabilirsiniz. illa direk mp3 yapsın beni ugrastırmasın derseniz orasını bilemem.
0
resureksiyon
(30.05.08)
eger wmv degilse dosyaniz vdubmod'da streams kisminda streams list var oraya tiklayip oradaki dosyayi save as wav yapabilirsiniz.
0
entrapmen
(30.05.08)
total video converter da iyidir.
0
704
(30.05.08)
adobe audition 1.5 bu işi yapabiliyor. daha ileriki versiyonları da yapabiliyor haliyle.
0
actionary
(30.05.08)
Free WMA to MP3 Converter işe yarayabilir.
www.tamindir.com
0
efx
(01.07.08)
(10)

sicrayarak uyanmak

osuruklu
arkadaslar, aklima geldi hemen sorayim. bi aralar her gece uykuya dalmamla sicrayarak uyanmam bir oluyordu. yani zaten gec yattigim icin acayip uykulu oluyordum. yattigim vakit -ki ozellikle yataga ilk girdigimde sag tarafima donerim- altimda bi bosluk olusuyo gibi oluyordu, ben de fit diye uyaniyor
arkadaslar, aklima geldi hemen sorayim.

bi aralar her gece uykuya dalmamla sicrayarak uyanmam bir oluyordu. yani zaten gec yattigim icin acayip uykulu oluyordum. yattigim vakit -ki ozellikle yataga ilk girdigimde sag tarafima donerim- altimda bi bosluk olusuyo gibi oluyordu, ben de fit diye uyaniyordum. sonrasinda bi problem yok. deliksiz uyuyordum.

bilimsel bi aciklamasini bilen var mi aceba aranizda.
0
osuruklu
(29.05.08)
karabasan dediğimiz olay bu oluyor. uyku felci diye de adlandırılır. uykuyla uyanıklık arasında kalma durumu yani. tıpkı karanlıkta merdivenlerden inerken ayağınızın altında bir basamak daha var zannıyla boşluğa adım atıp düz zemine temas edince birden irkilmek gibi bir his. nette bu kavramlarla aratırsanız daha aydınlatıcı bilgiler bulabilirsiniz.
0
hurin
(29.05.08)
Aynen aynısı bana da oluyor ara sırada sanki düşüyormuşsun gibi ve çok gerçekçi bir duygu değil mi ?
0
chaud
(29.05.08)
karabasan değil bu. bana da olur ara sıra. aşırı yorgun, stresli zamanlarda olduğunu biliyorum ama tam olarak açıklamasını yapamıyorum.
0
arwear
(29.05.08)
bir keresinde atalarin atalarinin zamaninda hayvanlardan korunmak icin agaclarda uyudugunu ve sikca agactan dustuklerini, bu sicrayarak uyanmanin da kalitsal olarak onunla baglantili oldugu gibi bir aciklama duymustum ama bilmem ne kadar dogrudur.
0
vehemence
(29.05.08)
bence de karabasan bu degil. sanki altimdan yatagi kisa bi sure icin cekmisler gibi. cekmisler gibi degil de, yatak bi santimetre dusmus gibi sanki boyle. garip bi his. yattigim zamanla arasinda gecen zamani tam bilmiyorum ama, sanki 5 dakika sonra gibi.

bu arada uyku duzenimi bi duzene soktugum zaman bu ortadan kalkti. bu bahsettigim olay oldugu zaman sabah 7'de falan yatiyodum. haliyle 4'te falan kalkma durumu oluyordu.

cevaplar icin tesekkurler ama aklina daha baska sey gelen varsa cekinmeden yazsin lutfen.
0
🌸osuruklu
(29.05.08)
bunun sebeplerini nörolojiyle ilgili bilimsel bir kitapta okumuştum. beynin vücudu test etmesi, "acaba organlar yerinde ve çalışıyor mu" diye denetlemesi olduğunu yazıyordu. bilgisayar boot ederkenki testler gibi... self diagnostics.

bana da çok sık olur, ve genelde aşırı derecede yorgun olduğum zamanlarda olur.
0
actionary
(30.05.08)
tamamen geyik bir cevap olacak ama; astral seyahat dediğimiz olayın yarıda kalması denir. ruhun beden dışına çıkması için, beden kapsülünün uyguladığı güçten kurtulması gerekir. genelde ruh bunu başaramadığından, harici yardımcılar sayseinde mümkün olur. bunlarda meditasyon ya da dinlenme/uyku esnasında gevşemiş vücudun bu gücü kaldırması ile hasıl olur.

uyuyorsunuz ya, bedenden çıkıyor ruhunuz. ama vücut farkedip, "gel lan buraya" eşliğinde içine alıyor tekrar ruhu. siz de eşekten düşmüşe dönüp, sıçrayarak kalkıyorsunuz.

uzun süre önce duymuştum bunu, yakın zamana kadar da gerçek olduğunu düşünüyordum. gerçektir belki, ama saçma geldi bana.
0
schimsonique chaiselongue
(30.05.08)
dün sınıftayken oldu o bana. derste dalmışım kafayı gömüp. huuup bi düşüş hissiyle "höaaoo!" sesleri eşliğinde yerimden fırladım. çevremdekiler tanıdık olduğundan şöyle uykulu gözlerle etrafa bakıp tekrar kafayı gömdüm. bildiğin merdivenden düşme, veya bir binanın çatısından boşluğa adım atmak gibi.kısacası oluyor öyle vakalar arada sırada. birde bunun uyanırken tekme attıran veya panik yaptıran cinsi var ki, evlerden uzak.
0
exexex
(30.05.08)
Bernard Shaw'dan Kara Kız'ı okursanız, vehemence'in makul açıklamalarını orada daha detaylı bulabilirsiniz.
0
cedilla
(30.05.08)
(6)

USBli Divx Player

samaras8
yeni evlenen bir cifte hediye dvix player alacağız usbli olmasını rica ettiler arastırdık 2 tane urun bulduk biriLG DV298HdigeriVestel DVD 6700hangisi daha iyidir,hangisinde divxler icin altyazı problemleri yasanmaz bilimum iyi ve kotu yanları hakkında bilgi istiyorum herkese tesekkurlerpeki USB ba
yeni evlenen bir cifte hediye dvix player alacağız usbli olmasını rica ettiler arastırdık 2 tane urun bulduk biri
LG DV298H
digeri
Vestel DVD 6700

hangisi daha iyidir,hangisinde divxler icin altyazı problemleri yasanmaz bilimum iyi ve kotu yanları hakkında bilgi istiyorum herkese tesekkurler


peki USB baglantıları hakkında bilgi almak istesem birazcıkta forumlarda lg ve philipsin 1.1 destekledigini ve sadece flash diskleri okudugu soyleniyor. ben elimdeki bi mybooku bağlayamayacakmıyım bunlara
0
samaras8
(27.05.08)
vestel'in bu serisi gerçekten çok iyi, bir alt modeli 6500'in incelemesini divxplanet'te bulabilirsin. buna sahip olan birine 3-5 tane soru sordum, hepsini de bklediğim gibi cevapladı. altyazılarda sorun yaşıyor musun, oynatmadığı formatlar oluyor mu diye. bir sorun yaşamadığı belirtti.
hatta forum da burada:
forum.divxplanet.com
0
baldur
(27.05.08)
vestelin kafası iyidir deli okur divxleri filan, sağlam mekanizması vardır. ama elektronik aksanı bana hep yamuk yaptı . lg genel anlamda fark atar o ayrı
0
radikalherif
(27.05.08)
ebay'den x box alıp (eski seri) media player olarak kurulum yapın. daha ucuza herşeyi oynatabilen şahane bir alet edinin arada oyunda oynarlar hem.
0
darknum
(27.05.08)
ben olsam en ucuza en özellikli ürünü bile vaadetse, vestel'den uzak dururdum.

beko ve arçelik için de geçerli bu.
0
actionary
(28.05.08)
philips'in de var usb li divx player'ı. ben kullanıyorum gayet güzel.
0
parantez
(28.05.08)
ben de joker hakkımı kullanmak istiyorum:
PHILIPS DVP 5980/12
www.hepsiburada.com
0
ezeriko
(28.05.08)
(3)

Müzik Teorisi

thefin
Sevgili Arkadaşlar, 10 küsür yıldır gitar çalan birisi olarak birisine "gel sana gitar çalmayı öğreteyim" dememle bu alemlerin ibo'su olduğumu farketmem bir oldu. Kısaca ifade etmem gerekirse işleyişin nasıl olduğunu biliyorum ancak bunu başka birine anlatacak cümlelere sahip değilim. Bu bakımdan he
Sevgili Arkadaşlar, 10 küsür yıldır gitar çalan birisi olarak birisine "gel sana gitar çalmayı öğreteyim" dememle bu alemlerin ibo'su olduğumu farketmem bir oldu. Kısaca ifade etmem gerekirse işleyişin nasıl olduğunu biliyorum ancak bunu başka birine anlatacak cümlelere sahip değilim. Bu bakımdan hem kendim öğreneyim hem de gelecek nesillere aktarabileyim diye nereden bilgi alabilirim.

Demem o ki bar nedir? Mezür kaç bardır? 4/4 lük neden olur 9/8 lik niye olur sol anahtarı çilingirin işine yarar mı? gibi şeyler konusunda online bir kaynak bilen eden varsa bir sonraki albümümün rapid linklerini vereceğim.

Kısaca Müzik 101 arıyorum...
0
thefin
(27.05.08)
Bu site işine yarayabilir. Animasyonlar da çok başarılı.

www.musictheory.net
0
arche
(27.05.08)
bar ve mezur = ölçü. eğer aralarında bir nüans yoksa (ki yok diye biliyorum) üçü de aynı anlama geliyor.

4/4'lük ölçü (bar, mezur) şu anlama geliyor: bu ölçüde 4 adet 4'lük nota var. "C" ile de gösterilir.

4/4'lük ölçü, uzunluk olarak 8/8'lik ölçüye eşittir. neden? çünkü 8'lik bir notanın uzunluğu, 4'lük notanınkinin yarısıdır. yani 8 adet 8'lik nota.

9/8'likteyse, 9 tane 8'lik var. yani 8/8'lik ölçüyü tamamladıktan sonra araya bir 8'lik vuruş daha ekliyoruz.
0
actionary
(27.05.08)
nota bilgisi diye bir kitap vardı sanki, araştırın.
0
ozdek
(27.05.08)
(7)

Nikotin İhtiyacı

babatema
Bir ay süreyle sigara içilmeyen bir yerde bulunacağım (ortalama 3-4 saat) bu süre içinde sigara içme imkanım bulunmadığı gibi, dikkat ve konsantrasyonumun maksimum seviyede olması gerekmekte.bunun için geçen nikotin sakızı aldım fakat prospektüsünde "sigara ile birlikte kullanılmamalıdır" yazıyor. k
Bir ay süreyle sigara içilmeyen bir yerde bulunacağım (ortalama 3-4 saat) bu süre içinde sigara içme imkanım bulunmadığı gibi, dikkat ve konsantrasyonumun maksimum seviyede olması gerekmekte.

bunun için geçen nikotin sakızı aldım fakat prospektüsünde "sigara ile birlikte kullanılmamalıdır" yazıyor. kullanılırsa ne olur, nasıl kullanılılmadır vs. gibi sorular aklıma takıldı.

("sigarayı bırak" kabilinden olmayan önerilere de açığım bu arada)
0
babatema
(26.05.08)
fırsat bu fırsat diyip sigarayı bırakmanızı tavsiye ederim .
www.laserways.com
bu şekilde bir destekle çok rahat bırakabilirisin.
0
bitter moon
(26.05.08)
nikotin bantları var eczanelerde satılıyor..bunlar nikotin ihtiyacını gideriyor bir nebzede olsa..
0
isott
(26.05.08)
tütün çiğneyin... hem ilgili maddede belirtilmiş bir yasağı yok.
0
pain
(26.05.08)
nikotin bandından ziyade, nikotin sakızı işinizi görür. çünkü bir yandan da bir şey yapmış oluyorsunuz kullanırken.
0
actionary
(26.05.08)
snus
0
kush
(26.05.08)
nikotin sakızı çiğnerken sigara da içince başdönmesi yapıyor..ve derin bir tiksinti duygusu..faydalı bile olabilir bu bağlamda..
0
chainreaction
(26.05.08)
allen carr' ismini arastisirn
0
pascha d
(27.05.08)
(3)

sanatçının etkisinde kaldığı melodi

tabudeviren
bazı sanatçıların etkisinde kaldığı ve birçok eserinde farkında olarak / olmayarak tekrarladığı melodiler oluyor.aşık veysel, barış manço, ahmet kaya ve hayko cepkin'de bunu alabiliyorum.bunun bir ismi var mı?
bazı sanatçıların etkisinde kaldığı ve birçok eserinde farkında olarak / olmayarak tekrarladığı melodiler oluyor.

aşık veysel, barış manço, ahmet kaya ve hayko cepkin'de bunu alabiliyorum.

bunun bir ismi var mı?
0
tabudeviren
(25.05.08)
yaratıcılıgın 8 notayla sınırlandırılması denebilir.
0
bryan fury
(25.05.08)
beethoven bir gün demiş ki: "kafamda bir melodi var ama tam olarak bulamıyorum. tam buldum derken, aslında o olmadığını fark ediyorum"

neyse efendim, bilindiği gibi daha sonradan beethoven sağır oluyor ancak 9. senfoni'yi, gelmiş geçmiş en büyük müzik eserini yazıyor. bu daha önceden söylediği, bir türlü bulamadığı melodi, işte bu 9. senfoni'nin ana teması(ymış). melodi aklındaymış ancak tam olarak konsantre olup yazamıyormuş. daha sonra sağır olduğunda kafasından her şeyi atabilmiş ve de melodiyi tam anlamıyla bulabilmiş.

zaten erken dönem beethoven eserlerine de bakarsanız, ara ara duyuluyor söz konusu melodi, tabii son haliyle değil. çok benzer halleri var.

bütün şarkıcılarda da böyle. adam bir şey yazıyor, sonra "aslında şöyle olsa daha iyi olurdu" diyerek değiştiriyor bir nevi, daha da güzel bir şarkı ortaya çıkıyor. tabii sadece ticaret için da yapıyor olabilir. "hazır tutmuş şarkı var, aynısından bir daha yapalım!!!"

disclaimer: burada yazdıklarımın bir kısmı hayal mahsülü, bir kısmı da gerçek olabilir.
0
co2s2
(26.05.08)
mike oldfield'ın tubular bells versiyonlarında en şiddetli şekilde gözlemleniyor bu fenomen. ama adı var mı, bilmiyorum. yok sanki.
0
actionary
(26.05.08)
(10)

kitap bastirmak?

pembeli kiz
simdi elimde bir sürü e-book var ve bunlari yazici´dan cikarmak istiyorum fakat evde böyle bir imkan var ama kartus kagit cok gider falan isyerinde de yeni oldugum icin henüz blgisyarlara ulasimim yok. yok mudur bu kitaplari benim icin yazicidan a5 olarak önlü arkali cikarip bana yollayabilecek bir
simdi elimde bir sürü e-book var ve bunlari yazici´dan cikarmak istiyorum fakat evde böyle bir imkan var ama kartus kagit cok gider falan isyerinde de yeni oldugum icin henüz blgisyarlara ulasimim yok.

yok mudur bu kitaplari benim icin yazicidan a5 olarak önlü arkali cikarip bana yollayabilecek bir babayigit? (cogu pdf format)
isyerinde ben yaparim yazici´yi catlayana kadar sömürebilirim diyen yok mu? ya da okulda yapacak olan?

[email protected]
0
pembeli kiz
(25.05.08)
printere ulasımı da kıdeme baglayan it ciye koyim.
0
bryan fury
(25.05.08)
kidemle alakasi yok printere ulasim var ama bilgisayar´a ulasim yok kimsenin baskasinin bilgisayarinda is yapabilmesi söz konusu degil sorun burada. kendi bilgisyarima gecebillmem de en az 1 ay daha sürer gibi geliyor.
0
🌸pembeli kiz
(25.05.08)
ala ala herkesin sifersi makine farkmaksızın acmıyor mu kendi hesabından ?
0
bryan fury
(25.05.08)
herkesin kendi bilgisayari var bilgisayarlar sifreli yani sifre girmeden hicbirsey yapamiyorum kimseye de sormadim yapabilirmiyim diye yani biraz sorunlu anlayacagin.
0
🌸pembeli kiz
(25.05.08)
sifren varsa herhangi bi bilgisayardan girebilirsin kendi hesabınla. baskasının datasına zarar da vermez, verse de it ci kurtarır onları yedegi fln vardır.
0
bryan fury
(25.05.08)
kendi hesabim yok onu anlatmaya calisiyorum baskasinin siresiyle de girmem mümkün degil.
0
🌸pembeli kiz
(25.05.08)
bana da hesabın var da, bilgisayarın yok gibi geldi ondan bıdı bıdı ediyorum sabahtan beri.
0
bryan fury
(25.05.08)
sorun bendeydi galiba anlatamadim derdimi tam neyse marim brilerini bulurum da yapabilir istediklerimi :)
0
🌸pembeli kiz
(25.05.08)
onlari yazicidan cikarmak istiyorsun ama e book okumanin kolayliklarini da goz ardi etmemelisin.
0
egotm
(25.05.08)
ya, kitap çıktısı alınca acayip kalın bir sayfa yığını elde ediyorsun. insanın okuyası gelmiyor. böyle bir ekleyeyim dedim bunu da.
0
actionary
(26.05.08)
(3)

nette resim (tek renk siluet)

raj
şimdi nasıl tarif edeyim, hani 2 renkli (siyah-beyaz) jpg lerin bulunduğu bir site var mıdır bildiğiniz? ama şöyle bir şey lazım, mesela siyah t-shirt üzerine beyaz baskı yaptıracam. sadece dış hatları belli eden bir şey arıyorum. viking miğferi, viking baltası veya bir viking savaşçı silueti. beden
şimdi nasıl tarif edeyim, hani 2 renkli (siyah-beyaz) jpg lerin bulunduğu bir site var mıdır bildiğiniz?
ama şöyle bir şey lazım, mesela siyah t-shirt üzerine beyaz baskı yaptıracam. sadece dış hatları belli eden bir şey arıyorum. viking miğferi, viking baltası veya bir viking savaşçı silueti.

bedenin dış hatları belli olsun ama başka detay olmasın. yani adamın sadece vücudunun dış çizgilerini istiyorum. balta için de miğfer için de aynı.

hadi buldurun be sözlük.
0
raj
(24.05.08)
google'ın image aramasında viking stencil şeklinde arama yapabilirsin
0
sıkay
(25.05.08)
google'da "viking clipart" şeklinde arama yapabilirsiniz.
0
weeping guitar
(25.05.08)
renklisini bulup fotoşopta değiştirmek de mümkün esasen.
0
actionary
(25.05.08)
(7)

web kamerasi renk sorunu... yok mu cozebilecekk?

la traviata
selamlar.oncelikle,monitorum : inca lcd (tak calistir, driver i yok)ekran kartim : geforce fx 5200 (az once guncelledim)kameram : everest ms-70 cift lens gayet guzel bisi, o da kurulusorunum : onceki kameram da (daha dogrusu ablamin kamerasi, gecici olarak kullanmaktaydim), bu yeni kamera da goruntu
selamlar.
oncelikle,

monitorum : inca lcd (tak calistir, driver i yok)
ekran kartim : geforce fx 5200 (az once guncelledim)

kameram : everest ms-70 cift lens gayet guzel bisi, o da kurulu


sorunum : onceki kameram da (daha dogrusu ablamin kamerasi, gecici olarak kullanmaktaydim), bu yeni kamera da goruntuleri renksiz gostermekte.

webcam ayarlarina girdim ve color bolumunun aktif olmadigini gordum. rgb ayarlari silik yani, o yuzden de renksiz.

sonra gittim xp'de, display properties-settings-advanced ordan da "color management" a.. bi baktim ki herhangi bir color profili yok..

current monitor : plug & play
default monitor profile : none !
color profiles : none

bunu gorunce ekliyim dedim bir profil, add dedim ve yaklasik 15 tane falan color profili seceneginden birini secmemi istedi "color" klasorunden. hangisini sectiysem ve restart ettiysem, sorunum degismedi.. kameralar hala renksiz ve rgb olayi hala silik.

nerde hata yapiyorum?
0
la traviata
(24.05.08)
sorunu önce de görmüştüm ama pek fikrim olmadığından cevap vermedim en azından şunu söyleyeyim: color profiles ile bir alakan yok. webcamin ayarları, muhtemelen sürücüsünün kendi ayarlarıdır. kendi ayarlarında renk opsiyonu gözükmüyor ise, sürücüsü ile ilgili bir problem vardır.
0
kurukafa
(24.05.08)
ilk defa duyuyuorum. google dan bakmanız sonuç vermedi de buraya şeetiniz zannedersem...
0
raj
(24.05.08)
degil google, her yerden arastirdim. bi kiside bile gormedim benzer sorunu, yanlis mi aradim nedir..

ama color profile ile alakasi yoksa.. dogru surucuyu de yuklediysem everest m-70 xp icin.. baska ne olabilir sorun?

(bi de, surucusuyle ilgili sorun vardir diyosun ama, onceki kamera da dahil olmak uzre dogru suruculerle yine ayni soruna neden olmustu. ama laptopta calisiyo.. allah allaaah)
0
🌸la traviata
(24.05.08)
sürücüyü kaldırın. restart. yine yüklemeyi deneyin derim. ya da yeni sürücü indireceksiniz, zaten yeni sürücü ise eski bir tane deneyecekseniz.
0
raj
(24.05.08)
Özel olarak eklemediysen laptopta da color profile yüklü değildir, dediğim gibi onun webcam ile bir alakası yok.

Webcami nerde deniyorsun? Eğer bir program ile deniyorsan, ve o program görüntüyü efekt olsun diye siyah beyaz göstermeye ayarlanmışsa, o yüzden öyle görüyor olabilirsin.
0
kurukafa
(24.05.08)
hayir hem kendi driver inin kurdugu exe ile deniyorum hem de msn vs gibi goruntulu programlarda deniyorum. her sekilde color ayarlari "deaktif" durumda..

baska bir driver ariyim..
0
🌸la traviata
(24.05.08)
ben önceki sorunuz için google'da kısıtlı bir araştırma yapmıştım. mac kullanan bir adam webcam'inden sadece siyah beyaz görüntü alabiliyordu. sorunun sebebinin, o webcam modelinin mac'lerde çalışmaması olduğu söyleniyordu.

hani, doğuştan bir uyumsuzluk da olabilir demek istiyorum.
0
actionary
(25.05.08)
(8)

direksiyon sınavı

rentts
şimdi bugün bi sürücü kursuna kaydoldum adamlar bana araba kullanmayı bilio musun die sordular (ne kadar ironik olsa da evet sordular bu soruyu) ben de biliyorum dedim. e tamam araba kullanmayı biliyorum da adam bana direksiyon sınavında ileri sürücülük teknikleri falan sormasın? nedir ne değildir b
şimdi bugün bi sürücü kursuna kaydoldum adamlar bana araba kullanmayı bilio musun die sordular (ne kadar ironik olsa da evet sordular bu soruyu) ben de biliyorum dedim. e tamam araba kullanmayı biliyorum da adam bana direksiyon sınavında ileri sürücülük teknikleri falan sormasın? nedir ne değildir bu direksiyon sınavı kolay mıdır zor mudur?
0
rentts
(23.05.08)
normal direksiyon sınavında bişey yok. siz biliyorum dediniz diye ekstra zor şeyler isteyeceklerini sanmam.
0
magdalena
(23.05.08)
direksiyon sınavına girdiğinizde göreceksiniz ki aslında neredeyse otomobil kullanmayı bilmeyenler bile rahatça bu sınavı geçebiliyorlar.

fakat burada sürücü kursunun söyle bir uyanıklığı var; size o soruyu sormaktaki amacı sizi direksiyon eğitimlerine almamak. bu da sürücü kursunun işine geliyor. eğer direksiyon eğitimlerine girmeyecekseniz sürücü kursundan indirim yapmalarını isteyin.
0
babatema
(23.05.08)
biliorum indirim olayı olduunu zaten indirimli kayıt oldum.
0
🌸rentts
(23.05.08)
Direksiyon sınavında yaptırılanlar fikstir. Kullanmayı biliyor musun diye sorma sebebi sana harcayacağı eğitmen ve benzin parasından kısıp kısamayacağını öğrenmek.

Biliyorum dediysen büyük ihtimalle bir miktar indirim yapmıştır. Direksiyon sınavı zor değil ama bazen zorlayabiliyorlar. Misal geri geri git şu sokağa gir vs diyebiliyorlar.
0
kimlanbu
(23.05.08)
Direksiyon sınavında yetkili olan kurs değildir zaten. İki tane gözetmen not verecek sana, yani kaydolurken araba kullanmayı biliyor musun diye soran kişinin bir işlevi olmayacak, kimlanbu'nun dediği gibi sınavda yapılanlar fix'tir zaten.. Ha bir de sınavda sonlara kalırsan işin çok daha kolaylaşır, misal ben son 5 kişinin içersindeyim ,adamlar heralde bıkmış olacaklar ki geri gitmemi bile istememişlerdi. Her türlü geçersin diyeyim kısaca...
0
flawless victory
(23.05.08)
bir anımı sizinle paylasmak istedim..dusunun ki nasıl sınavdan geciriyolar diye..

zamanında kursa yazıldım.sanıyorum 1 derse girdim.dıgerlerıne hıc gırmedım.kursun onunden dahi gecmedım..gel zaman git zaman sınav geldı.gectım ondan.dedıler su gun dıreksıyon sınava gel.gittim sınavın olacagı yere.baktım arac Murat 124.ahah dedim ben bu arabayı hıc bılmıyorum yanı şahin kullanmıslıgım var ama neyse dedım.oturdum koltuga arkada 2 tane amca yanımda kursun egitmeni.laf olsun dıye aynalara baktım koltugu soyle bı kendıne getırdım adam tamam baslayalım dedı.basladım sürmeye.sanki arkadaslarla takılıyoruz oyle caddede.kursun egitmeni dediki şurdan u çek.tamam dedim donecegımız yere geldim baktım karsıdan arac gelmıyo hafif bi yavasladım sonra cok az kökledim gaza ne bileyim murat 124 in arkadasının spin atacagını..soyle bi salladım adamları filmlerdeki gibi.duzelttım arabayı adam sagda da dur dedi.durdum.geri geri git biraz dedi.anaa ugrasıyorum ama vites geriye takılmıyo.meger üstüne bastıracakmısın vitesin.adam dediki sen bu arabayı hıc surmedınmı daha once.bende dedım yok surdumde sımdı heyecanlıyım dedım..tamam inebilirsin dedi..

velhasır ben ehliyetı aldım ordan..hıc bir teknık falan sordukları yok.önceden 3. vitese at derdi hemen ardından camı ac derdı.sen eger ılk once camı acarsan alamazdın ehliyeti..ancak simdi onu bile demiyolar cunku araclar otomatık camlı..
0
isott
(23.05.08)
direksiyon sınavı öyle bir şey ki, formaliteler olayın özünden daha önemli. vitese atmadan önce aynaları kontrol eder gibi yapmadın, emniyet kemerini bağlar gibi yapmadın vesaire, gitti 10 puan.

bir kız vardı ben sınava girdiğimde, arabayı kaldırmaya çalışırken motoru 7000 devire çıkarttı (ya da maksimum kaç devir çeviriyorsa, çünkü "ığığığığığı" raddesine gelmişti motor), hareket edemeden bir 10 saniye filan ortalığı inletti öyle. kalkarken de stop ettirdi sonra. sordum, "geçersin" demiş gözetmenler kıza. "ama trafiğe çıkmayacağına söz ver" diye de eklemişler eheh :)
0
actionary
(24.05.08)
direksiyon dersi almasanızda sınava yakın pistte 2 tur atın. hem arabaya alışırsınız hemde pisti ezberlersiniz. gerçi kurs sınavdan önce sizi götürecektir piste ama unuturlarsa hem size yazık olur hem kursa. yasal olarak direksiyon dersi vermek zorundalar çünkü.
0
s e ff a f
(24.05.08)
(6)

5.1 creative ses sistemi durup dururken çalışmamaya başladı

nihilanth
evet.. sesi açıyorum fakat ses çıkmıyor, winamp'ta bakıyorum ekolayzır hareketli, şarkıyı çalıyor yani ses kartı problemi olmaması lazım..hiç bir şey de yapmadım. baktım kabloları da takılı. hiç ses gelmiyor. cızırtı bile.. bozuldu mu şimdi bu? :|
evet.. sesi açıyorum fakat ses çıkmıyor, winamp'ta bakıyorum ekolayzır hareketli, şarkıyı çalıyor yani ses kartı problemi olmaması lazım..

hiç bir şey de yapmadım. baktım kabloları da takılı. hiç ses gelmiyor. cızırtı bile.. bozuldu mu şimdi bu? :|
0
nihilanth
(23.05.08)
speakerin kablosunu on board ses kartına takıp denesen belki ses kartında sorun vardır.
0
murty
(23.05.08)
denedim olmadı.. tekrar eski yerine taktım. yalnız şu an şarkıyı soooooooon ses açtıgımda çok az ses duyuyorum hoporlörün derinliklerinden gelen.. hmmm.. acaba volümü artırma eklentisi mi bozuldu ki..

edit : evet sanırım o eklentide bir sorun var... çünkü şu an geri geldi ses. eskisi kadar değil ama son ses açınca normal şekilde duyuluyor. neyse idare edeceğim artık. sesi özlemişim yahu :)
0
🌸nihilanth
(23.05.08)
başka bi ses çıkaran program dene.
çalışıyorsa winampdir sorun.
0
godless frog
(23.05.08)
creativelerin ses kontrol cihazı bir süre sonra kafayı yiyor bende de var bir tane 5+1 onun da kumandası kafayı yedirtiyor bana kendi kendine sesi açıp kapıyor bazen
0
gaza gelen
(23.05.08)
kablolu kumandanın içini contact cleaner ile temizlemek gerekiyor.
0
cgcore
(23.05.08)
kablonun üstündeki kumandanın içine deodorant sıkıp potansı ileri geri hareket ettirin. sorun kumandadan kaynaklanıyorsa 1-2 ay için çözer sorunu.

bu arada winamp'te hareket eden gösterge eq değil, spectrum analyzer =) ilkel bir hali tabii.
0
actionary
(24.05.08)
(3)

Sony K750İ Çağrı Engelleme Programı Var mı?

slack
Bir numarayı engellemek istiyorum. Numara bazında engelleme programı ya da hilesi var mıdır bu telefonun??
Bir numarayı engellemek istiyorum. Numara bazında engelleme programı ya da hilesi var mıdır bu telefonun??
0
slack
(23.05.08)
symbian os işletim sistemi sayesınde calısan bi program vardı ama sanırım senin telde symbian yok..

javada bu tur bi uygulama sanıyorum kesfedilmedi.yapılamazda gıbı gelıyo bana..
0
isott
(23.05.08)
java'da öyle bir program yapılabilir aslında, ancak var mı bilmiyorum. s60'da bunu yapabilen programın adı blacklist
0
tom riddle
(23.05.08)
ben de ihtiyaç duymuştum da bulamamıştım.

hayır, bir telefonda bunu yapmak çok mu zor yahu?
0
actionary
(24.05.08)
(8)

u-torrent ( ya da mu-torrent)

ben de bir gun yazar olurum belki
u-torrent kullanıyorum. çok memnundum. aramızda güzel bir ilişki vardı. fakat son dönemlerde sapıtmaya başladı. çok güzel başlıyor download a, 100 kb lere çıkıyor. 4 bilemedin 5 dakika böyle indirdikten sonra birden düşmeye başlıyor, 0,1 ile falan indiriyor. kendi indirmezmiş gibi bir de bilgisayarı
u-torrent kullanıyorum. çok memnundum. aramızda güzel bir ilişki vardı. fakat son dönemlerde sapıtmaya başladı. çok güzel başlıyor download a, 100 kb lere çıkıyor. 4 bilemedin 5 dakika böyle indirdikten sonra birden düşmeye başlıyor, 0,1 ile falan indiriyor. kendi indirmezmiş gibi bir de bilgisayarın tüm internetini kesiyor mübarek. u-torrentten çıkmadan normal internete de bağlanamıyorum.
nedir bunun çaresi. niye böyle oluyor?

edit: port aç felan demeyin. açık her bişeyi.
0
ben de bir gun yazar olurum belki
(17.05.08)
benim de utorrent yüzünden internette sörf yapamadğım olmuştu dns olarak opendns adresini yazdıktan sonra sorunum ortadan kalkmıştı.yapmamışsan bi dene derim
0
gaza gelen
(17.05.08)
cfosspeed veya netlimiter kullan? hem torrent indirip hem de sorf yapmak istiyosan $art oldu neredeyse bunlardan biri :) ayrica tracker'dan da kaynaklaniyor olabilir. (hep ayni tracker'dan indirdigini varsayiyorum)
0
katafalk
(17.05.08)
gaza gelen: ben halihazırda opendns kullanıyorum, ama utorrent açıkken surf yapamama sorununu yaşıyorum. utorrent'in kendisine ait bir dns ayarı var mı?
0
actionary
(17.05.08)
@actionary
valla ben utorrentte hiçbişeyle oynamadım,ayarı var mıdır onu da bilmem, port açma falan olaylarına da girmedim sadece uploadu 10 kb da sınırladım (1024 kullanıyorum),dns de opendns işte,sadece dns değiştirdiğimde tüm problem çözülmüştü.
0
gaza gelen
(17.05.08)
max connections ı düşürmeyi deneyin. utorrent öyle bir asılıyor öyle bir asılıyor ki surf yapamıyorsunuz. cfosspeed de bunun ilacıdır gerçi.
0
ozdek
(17.05.08)
bence modeminizi değiştirin siz.
0
pispinti
(17.05.08)
klasik ve fakat güçlü bir öneri olarak: boşverin utorrenti, kurun azureus'u, ayar mayar kasmadan çatır çatır download yapın, internetiniz de kesilmesin.
0
oddity
(18.05.08)
max connections sayısını düşürdüm. oldu.
yardım eden herkese teşekkür...
0
🌸ben de bir gun yazar olurum belki
(18.05.08)
(12)

ses kaydedici

SoLfej
bilgisayarım şöyle güzel şarkı kaydedebileceğim güzel bir program önerebilir misiniz ?
bilgisayarım şöyle güzel şarkı kaydedebileceğim güzel bir program önerebilir misiniz ?
0
SoLfej
(17.05.08)
şarkı kaydetmek derken sen mi söyLiycen?
0
babatema
(17.05.08)
elimde bir adet ibanez v70ce ve mikrofonlu kulaklığım var ama gitarımın bağlantı kablosu olmasına rağmen mikrofon girişi için küçükltücü yok onun için kulaklığımdaki mikrofondan alacağım sesi. windows'un ses kaydedicisinin süresini uzatamadım ve zaten etrafın sesini çok alıyor böyle uğultu içinde oluyo. bu şartlarda daha iyi kayıt yapabileceğim bir program var mı ?
0
🌸SoLfej
(17.05.08)
jack için converter bulursun çok zor değil. zor olan sawyer için bulmak. adobe audition işini görür.
0
babatema
(17.05.08)
(bkz: goldwave)
0
la traviata
(17.05.08)
jack için conventer bulurum evet ama şu an için nasıl kaydederim diye düşünmüştüm. bir de kristal audio engine diye bir program indirdim nasıldır ?
0
🌸SoLfej
(17.05.08)
reaper
0
kurukafa
(17.05.08)
goldwave nası birşey bilmiyorum ama audition ile bir kaç tıkla halledebilirsin.
0
babatema
(17.05.08)
@babatema, audiition'ı indereceğim ama çok büyük bir program sanırım baya beklemek zorunda kalacağız.

@la traviata, sen biliyor musun bu ortamın "tısss" sesini yok etmeyi goldwavede.
0
🌸SoLfej
(17.05.08)
300mb filan olması lazım.

yine de bak elindeki programa effect menüsünde "Noise Reduction" "Remove Noise" vs şeyler vardır belki. olmadı bas f1 e remove noise yazıp bi dene şansını
0
babatema
(17.05.08)
@babatema, evet gördüm noise reduction var ;) biraz karıştırırsam çözerim sanırım. çok sağol babatema ;)
0
🌸SoLfej
(17.05.08)
valla uzun zamandan beri şu alet elimde ama şu kayıt işinin bu kadar zevkli olabileceğini düşünmemiştim. sesleri çok iyi alıyorum ayrıca distortion ekleyebileceğimiz bişeyler var mı programdan yani gerçi elimde akustk gitar var ama =): ) pek bilmiyorum bu kayıt işleriyle ilgili bişeyler :d
0
🌸SoLfej
(17.05.08)
audition ses kaydı için mükemmel bir programdır. ayrıca noise reduction hadisesi de çok başarılı. hışırtı, cızırtı, fısıltı vs. gibi gürültüleri kolayca giderebilirsin.
0
actionary
(17.05.08)
(5)

Kelime Ezber Programı

kusmuk
Merhaba,Daha önce ilk bebek sürümünün duyurusunu buradan yaptığım EasyWords'ün yeni ve oldukça ilerletilmiş sürümünü yayınladım.Bu yazılım bilgisayarınızın başında otururken birkaç dakikada bir öğrenmek istediğiniz yabancı dilden kelimeler soruyor. Böylece gün içinde ekstra zaman ayırmadan kelime ö
Merhaba,

Daha önce ilk bebek sürümünün duyurusunu buradan yaptığım EasyWords'ün yeni ve oldukça ilerletilmiş sürümünü yayınladım.

Bu yazılım bilgisayarınızın başında otururken birkaç dakikada bir öğrenmek istediğiniz yabancı dilden kelimeler soruyor. Böylece gün içinde ekstra zaman ayırmadan kelime öğreniyorsunuz. İsterseniz ve elbette arka arkaya soru soran quiz modu da var.

İngilizce için akademik bir araştırmadan yola çıkarak günümüzde en çok kullanılan 2000 kelimeyi içeren bir sözlük, 400 zor kelimeden oluşan TOEFL sözlüğü ve ayrıca temel Almanca sözlük programla beraber geliyor.

easywords.glowingeyes.net
0
kusmuk
(10.05.08)
oha! (pardon =/)
almanca için tam ihtiyacım olan şey. derhal indiriyorum.
0
actionary
(10.05.08)
$ukela bi$eymi$. iceriginde bulunan sozluklerden ba$ka ekleme $ansimiz olur mu buna?
hazirda var midir sozlukler?
0
dengesiz pamuk
(10.05.08)
merhaba,

kendi sozlugunuzu yaratip kelime girebiliyorsunuz. diger sozlukleri, ozellikle 2000 kelimelik bir almanca'yi eklemek icin cali$iyorum. ingilizce phrasal-verb ve past-perfect tense duzensiz fiiller falan da var gorev listesinde. bunlar eklendiginde programin sitesinden yayinlayacagim. ilginize te$ekkur ediyorum.
0
🌸kusmuk
(10.05.08)
alamncası olsa çok çok iyi olurdu gerçekten. hatta 2000den fazlasıda süper fantastik olur. teşekkürler.
0
alchemistt
(10.05.08)
evet eski bi yazı ama, link ölmüş :) kurulumu duruyorsa bi zahmet, özelden..
0
te cetveli
(11.07.09)
(2)

Araba sorusu

october swimmer
merhabalar2001 model bir opel astra classic arabam var. 36bin kilometrede pek yıpranmamış ve aldığımızdan beri bana sorun çıkarmamış bir araba lakinbir iki aydır arabamın egzozundan pis bir koku geliyor,böyle çürümüş hayvan leşi gibi bir koku... Bununla beraber bazen arabanın özellikle rampa tırmanı
merhabalar

2001 model bir opel astra classic arabam var. 36bin kilometrede pek yıpranmamış ve aldığımızdan beri bana sorun çıkarmamış bir araba lakin

bir iki aydır arabamın egzozundan pis bir koku geliyor,böyle çürümüş hayvan leşi gibi bir koku... Bununla beraber bazen arabanın özellikle rampa tırmanırken devrinin düştüğünü hissediyorum,hiç stop etmedi ama çekişi azalıyor gibi geliyor bana. Aküsünde ve ateşleme sisteminde,geçen yıl aküsünü değiştirirken bir sorun olmadığını öğrendim. acaba sorun neden kaynaklanıyor olabilir?

Bir de izmirde şöyle dürüst ve güvenebileceğim bir opel servisi var mıdır. yani illa opele bakması gerekmiyor,tavsiye edilebilecek bir usta? ben en son hiç bilmediğim bir yere götürdüğümde usta,bir ay önce değiştirdiğim yağının değişmesi gerektiğini söylerek mükkemmel bir güven oluşturmuştu bende:) artık çok mu anlamaz gördü bilmiyorum. bu arada fren disklerinden bujilere hava benzin filtrelerine kadar herşeyin değişmesi gerektiğini de belirtmişti ek olarak. ki sanayide bir işim vardı göstereyim öylesine diye gitmiştim.
6. sanayide güvenilir bir aile dostumuz var,lakin hem uzaklık hem de mevcut gaziemir yolunun mükemmelliği:) yüzünden pek kolay olmuyor oraya sürekli gidip gelmek...

neyse çok yazdı artık kapatayım
dediğim gibi bu garip koku ve çekiş problemi neden olabilir?
0
october swimmer
(09.05.08)
Katalitik konvertör arızalıdır.

"katalezörün tıkandıgını daha kolay nasıl anlarım dersenizde sabahları aracınızı
çalıştırın eger egzoz çıkışında ÇÜRÜK YUMURTA KOKUSU ? alıyorsanız
buda katalezörün tıkandıgını belirten bir belirtidir yalnız BU KOKUNUN ÇOK İGRENÇ OLMASI ?lazım"

Bir forumdan, "Çetin Usta" adında birinin yazısı bu. Alıntı yaptığım için noktasına virgülüne dokunmadan gönderdim.
0
actionary
(09.05.08)
Katalitik konvertör pahalı bir parça ve 36bin km de tıkanması imkansız diyebilirim. Masrafı yaklaşık 1000-1500ytl tutacak minimum onu söyleyeyim.

Tabi katalitik konvertör iptali yaptırabilirsin, o parçayı çıkarıp yerine düz bir boru takıyorlar. Gerçi bu alt devirlerde performans kaybı yaratıyor. Onun yerine başka bir aparat takıyorlar, alt devirlerdeki kaybı da minimuma indiriyor veçok ucuza geliyor. 30-40ytl gibi bir şeydi sanırım.

Son olarak katalitik konvertör değiştikten sonra parçayı ustada bırakma, hurdası bile para ediyor namussuzun.
0
kimlanbu
(10.05.08)
(61)

kumar problemi ve uçup giden bir hayat..

osmanoglu
(sozluk yazarıyım fakat, malum, deşifre olmamak için öylesine bir kullanıcı adı alarak yazıyorum şu an)herşey bundan yaklaşık 3.5 sene önce başladı. bir internet cafede rastladığım ilkokul arkadaşımın internet üzerinden sanal kumar oynayarak ne kadar kolay para kazandığını görünce bunu benim de yapa
(sozluk yazarıyım fakat, malum, deşifre olmamak için öylesine bir kullanıcı adı alarak yazıyorum şu an)
herşey bundan yaklaşık 3.5 sene önce başladı. bir internet cafede rastladığım ilkokul arkadaşımın internet üzerinden sanal kumar oynayarak ne kadar kolay para kazandığını görünce bunu benim de yapabileceğimi düşünerek..neyse uzatmıyorum. kısa ve öz cümlelerle devam edeceğim konuya. 3.5 senedir internet üzerinden kumar oynuyorum. daha öncesinde çayına dahi okey ya da tavla oynamaktan sakınan mütedeyyin biri sayılabilecek olan ben nedense müptelası oldum bu olayın. ama sürekli kaybettim. şu ana kadar takriben 30 milyar para kaybettim. ve hala ödenmesi gereken 17 milyarlık kredi kartı ve banka kredisi borcum var. tamı tamına 4 defa çeşitli bankalardan kredi kartı borçlarımı ödemek için kredi çektim ve 1 ay içinde tekrar limitlerini doldurdum bu kartların, sadece sanal kumar oynayarak. geriye dönüp baktığım da bu süre zarfında gelirimin yarısını bu illete harcamışımcve daha da ödemeye devam ediyorum. birçok defa bu yüzden, gün geldi dolmuşa binecek param olmadı, gün geldi (ajitasyon yapmıyorum) yiyecek birşey almaya param olmadığından haftalarca haşlanmış yumurtaya talim ettim. 28 yaşındayım, herkesin gözdesi olan bir mesleğim var ve bu illetin yüzünden yerimde saydım işimde. ailemle, çevremle bağlarım koptu. doğru düzgün uyuyamıyorum bile. sağlık problemleri baş göstermeye başladı. hızlı bir şekilde yaşlanıyorum. defalarca yemin ettim bir daha olmayacak diye, ama sonra farkettim ki bu yeminler cebimde para kalmadığı zaman ettiğim yeminlerdi. param olduğunda bu yeminleri unutuyor,oyuna tekrar başlıyordum o lanet olası heyecanı hissetmek için. hani "gözü dönmüş" diye bir deyim vardır ya bu hırsı aynen ona benzetiyorum ben. normal hayatında pek fazla hırslı, afedersiniz götünü yerden kaldırmaya üşenen ben, banka kartlarımla ilgili problem olduğunda halletmek için defalarca müşteri hizmetlerini arıyor gerekirse şubeye üşenmeden gidiyordum problemi halletmek için. kartlarımı iptal ettiriyor fakat yine binbir meşakketle yeni kart çıkarıyordum. hiçbir şey yapamasam gidip iddaa oynuyordum. yaşıtlarım son model arabalarda gezip çoluk çocuğa karışırken ben bu illetin yüzünden evimden çıkmıyor, geceleri ağlıyodum. asosyal, dağınık, dalgın, karamsar biri oldum çıktım sonuçta. ahirete olan inancım olmasa belki çoktan gitmiştim bu dünyadan.

bugün yine yemin ettim belki 100. defa. ama işin kötüsü, bu yemini tutacağımdan yine emin değilim ben. yine kendimden nefret edecem, zaten kendine güvenin zerre kadarı kalmadı bende. yaşantımı bütünüyle etkiledi bu olay. hadi giden para gelir tekrar. şu ana kadar pek sorun olmadı ödemelerimde. birkaç sene daha dişimi sıkar hallederim. ama en çok neye üzülüyorum neye yanıyorum biliyor musunuz: hayatımın en verimli olabileceğim en güzel yıllarını ben bu illete verdim. bu yılların geri döndürülemez olduğunu düşündükçe daha da çıldırıyorum.

şu ana kadar en yakın arkadaşlarım dahil bunu kimseye anlatmadım. şimdi buraya yazarak hem biraz rahatlayayım, hem de varsa benim durumumda olan ya da bu işlere heves eden birileri, ibret alsın uzak dursun istedim.

şimdi soruyorum dostlar: ben ne yapayım? nedir bunun tedavisi? dayaksa dayak, terapiyse terapi. yardımcı olmanız dileğiyle.
0
osmanoglu
(08.05.08)
benimde çok yakın bir arkadaşımda bu durum var, yurtdışında, her yolu denedik, evet dövdük, aşağıladık, destek olduk, aç kaldı para verdik, yer verdik ama yok bize verdiği sözleri tutmadı. kartlarına el koyduk erkeklik taslamaya başladı, gene dövdük ama yok kumar bu.

gerçekten iller bir şey, şahsen o arkadaş sayesinde şu an iddia, loto, toto sayısal falan bişi oynamam.

bu arada, o arkadaş doktora da gitti ama sonra bıraktı gene.

sanırım tek yolu, ciddi bir şekilde gururun kırılması...
allah yardımcın olsun.
0
alchemistt
(08.05.08)
unutmuşum. bahsettiğim süre zarfında 2 sevgilim oldu. onlardan da ayrılmak zorunda kaldım bir süre sonra. yürümüyordu bu problem yüzünden. zaman dahi ayırmak istemiyordum.
0
🌸osmanoglu
(08.05.08)
kesinlikle birinden yardım al, tek başına halledilecek değil. kafanı kırsa ses çıkaramayacağın biri olsun. kartlarına el koysun, maaşını o çeksin sana versin ne bileyim hayatının kontrolünü bi süre başkasına devret. zaman en büyük dost, uzak kaldıkça etkisi azalacak azalacak, sonra unutabileceksin belki
0
efruz
(08.05.08)
efruz, verdiğim örnekte aynen dediklerini yaptık ama eroyin bağımlısı gibi davranılıyor ve bir şekil alıyorlar kartı, ki bıktırma, olay büyümesin demeler falan.
osmanoğlu, eğer bu yolu deneyeceksen, kesinlikle akraban ve büyüğün olsun ya da asla ama asla sesini yükseltemiyeceğin, kalbini kıramayacağın biri olsun, keza bağımlılığın bayağı ileri derece gibi, normal arkadaştan dayanamayıp alırsın geri.

bir de, harçlık sistemiyle çalış, minimum yetecek parayı al o kişiden.
0
alchemistt
(08.05.08)
Bence asosyalligin getirdigi bir sey bu. bakin ne guzel soz de vermissiniz; eger baktiniz ki tekrar oynamak uzeresiniz, buraya[eksi duyuruya] yazin ve eminim o an hem ne yapmak uzere oldugunuzu daha iyi gorecek, hem de buradan size verilecek moralle o illetten yavas yavas da olsa kurtulursunuz. ilk zamanlarda birakmanin keyfini hissedilmese de, ilerleyen zamanlarda kumari biraktiginizi gorunce kumardan aldiginiz zevkten kat be kat daha fazlasini alacaginiza eminim.

Ayrica, herkesin imrendigi bir ise sahibim demissiniz; bu durumda hesap kitap iceren bir meslekle ugrastiginizi dusunursek kumarda kazanmanin ne kadar dusuk bir ihtimal oldugunu kolaylikla gorebilirsiniz; kendi acinizdan bakmaktan ziyade buyuk resimi gorurseniz ne kadar ucuz bir numaranin etkisinde oldugunuzu haydi haydi goreceksinizdir.

Son olarak efruz'a katilmadan edemeyecegim. pek dogru soylemis.
0
egotm
(08.05.08)
haklısınız.ben hayatta sadece ailemden çekinirim. bugüne adar hiç açmadım aileme bu konuyu. çok düşündüm açayım mı diye ama yapamadım. zaten onlar benim para biriktirdiğimi düşünüyorlar. bana, "hiçbir şeyin yok parayı ne yapıyorsun?" diye sorduklarında "yedim içtim eğlendim, kalanını da biriktiriyorum" şeklinde yalan uydurdum yıllarca. bu yüzden gerçeği söylemem çok zor gibi ama yapmam lazım. er geç nasıl olsa açığa çıkacak. her telefonla aradıklarında korkuyla açıyorum telefonu acaba öğrendiler mi diye..
0
🌸osmanoglu
(08.05.08)
es geçilmemesi gereken bir konuda sanırım boşa geçen seneleriniz, aslında geçmişe bakmak her türlü sorun için körükleyici. beterin beteri vardır, bu gerçekten öyle, yani şükredin, bir şekil yaşadınız oldu bitti. hem 28 yaşı, yaşamak isteyip yapamadıklarınız/kaçırdıklarınız için geç değil, daha 30 olmamış en azından:)

şebnem kısaparmak'dan, keşke'li bir parça vardı onu dinle bikere:) (ben de bir kere dinledim, kötü ama olsun dinlenir bikere)
0
alchemistt
(08.05.08)
ben 26 yaşındayım ve senin problemine benzer olayları ben de yaşadım.
benimkinin temelinde maddi değil, manevi olumsuzluklar yatıyordu.
üni. hayatımın erken bir döneminde bulaştığım ciddi bir ilişki; taa bugüne kadarki olan hayatımın dengesini sikip atmaya yetti. kaldı ki ben o ilişkimi 4. sınıfta sonlandırmıştım.
ama etkilerinden daha yeni yeni kurtulmaya başladığımı hissediyorum.
arkadaşlarımdan koptum, gezip/tozmaktan koptum..
ulan insan üni.ye gidince sosyal olur, kendini geliştirir; ben daha bir monoton, daha bir içine kapanık oldum.
lisedeyken çok daha fazla hobilerim ve eğlence araçlarım olduğumu hatırlar, acı acı gülerim kendime.
çevremdeki hemen hemen herkes, büyümenin ve ayakları yere sağlam basan bir birey olmanın, ebeveynleri tarafından 4 bir yandan toparlanmadan yaşayabilmenin sırlarına ve güzelliklerine erşirken, ben moloz oldum, göt oldum ben.
yaşam sevincimin yarısından fazlasını üni.de bıraktım. işin en gıcık tarafı da, demin dediğim gibi, diğer insanların bunun tam tersini yapıyor olmasıydı.
derslerim de çöktü tabiki bu boka bağlı olarak. şu an 7. sınıfım ve hala uğraşıyorum derslerimle. yaşıtlarımın çocuğu olmaya başladı, neredeyse bütün arkadaşlarım askere gitti geldi, hepsinin güzel denebilecek bir işi var.
özendiğimden ya da çocuk yapmaya meraklı olduğumdan değil; sadece ben de artık hayata atılmak istiyorum ve tam bir "birey" olarak, maddi ve manevi özgürlüğüme kavuşmak istiyorum.
2 sene öncesine kadar, bitmiş durumdaydım yukarıda anlattığım nedenlerden ötürü.
ama sonra durdum, baktım aynaya ve dedim ki kendime,
"ulan hıyarağası! nereye kadar bu heder olma? nereye kadar bu arabeskçi tavırları? dışarıda hayat ve olanca hızıyla akıyor, git ucundan tut ve sakın bırakma!"

böyleyken böyle..
2 yıl önce girdiğim revizyonun şu anda meyvelerini topluyorum yavaş yavaş. en azından okulu biraz yola sokabildim. 2 yıl önce alttan 47 adet dersim vardı ve bu sayı bir mühendislik bölümü için çok yüksek bir rakamdır. o zamanlar çevremde birçok kişi bana okulu bırakmamı, bu saatten sonra hiçbir şey elde edemeyeceğimi söylüyorlardı. yılmadım, çalıştım ve şu anda geleceğe daha çok umutla bakabiliyorum.

amma uzatım haa! biraz dağınık anlattım kusuruma bakma, ama senin bu tertemiz ve saf özeleştrini görünce dayanamadım ve ben de biraz rahatlayayım dedim. insiyatifine sığınıyorum =)

osmanoğlu kardeşim, yukarıda zırvaladığım onlarca kelimden anlatmak istediğim tek birşey var:
hayatta hiçbir şey için geç değil inan bana. eğer inanaırsan, herşeye yeniden başlayabilir ve bundan sonraki yaşantını çok harika bir şekilde idame ve kontrol edebilirsin. sadece inanman gerek. ve hiçbir zaman karamsarlığa düşme. pollyannacılık da oynama, hayatın gerçeklerini gör, ama hayatın seni yenmesine izin verme.
geçmişi de sil artık kafandan. tatsız deneyimlerinden kendine ders çıkar, tecrübe oluştur. ama geçmişte yaşama, geçmişi bir kenara bırak. onlar, tatlı ya da acı hatıralar olarak kalsın sadece beyninde. asla ama asla hayatına müdahale edemesin, izin verme buna.
unutma ki; insanlar, mücadele ettikleri sürece var olurlar. çünük, hayat başlı başına bir mücadeledir ve mücadele edemeyeni sindirir.
her sabah sokak kedileri, çöp kutusundaki bir lokma ekmek için nasıl mücadele ediyor, nasıl birbirlerinin gözünü, kulağını tırmıklıyorsa; sen de aynen hayatı o şekilde tırmıklamalısın. tırnaklarınla kazımalsın. hak etmelisin.

boşluğa ve karamsarlığa düştüğünün ilk anlarında; bir iyilik perisi gelecek, sihirli çubuğuyla dokunacak ve herşey eskisi gibi, toz pembe olacak şeklinde düşünüyorsun maalesef. bunu hepimiz yapıyoruz. bu, insanın evrensel acizliği.
ama gerçek yaşam bu şekilde ilerlemiyor. hayat mücadele istiyor.
şimdi kalk oturduğun yerden, silkelen ve kendine gel. bu hayatta herkes hak ettiğini alır kardeşim.
git ve hayatı hak et.


not: parasal problemin için patronuna da başvurabilirsin. tabi eğer bir patronun varsa, kendi işini yapmıyorsan. ona git ve problemini açık açık anlat adama. yardım iste. patronun olarak değil, bir büyüğün olarak ona geldiğini ve bir büyüğün olarak onun nasihatlarına ve yardımına ihtiyacın olduğunu söyle.
sana maaşını harcırah olarak versin. 3-5 günlük olarak. o ayarlasın artık.
sevdiklerini veya anne-babanı para meselelerin yüzünden incitmiş olabilirsin. ama patronunu bu yüzden üzmen biraz sıkar =)
kolay kolay ona karşı da gelemezsin. bu şekilde düzgün bir para harcama metodu da geliştirebilrisin.

son söz olarak da; acil şifalar diliyorum sana. umarım en kısa zamanda iyileşirsin ve hayata kaldığın yerden devam edip, ihtiyacın olan yaşam enerjisini yeniden kazanırsın.
0
punkertifo
(08.05.08)
Hocam , eger ailen senin bu durumunu olgunlukla karsilayip seni sahiplenemeyeceklerse ben acma derim. bu sorununu farkedebilecek ve bunun icin buradan yardim talebinde bulunabilecek denli kendinin farkindasin. sadece biraz kendine guvenin ve motivasyonun eksik. ufak ufak adimlarla hayatini degistirmeye basla

mesela diyelim ki her sabah dus almak istiyorsun ama almiyorsun ve bu nedenle kendinden nefret ediyorsun. iste en kisa zamanda dus almaya basla ve bunu surekli kil. boylelikle ufak da olsa kendi iradene soz gecirmis olacaksin. bu ufak adimlarla kendi ozguvenini kazanacaksin ve bu gozunde buyuttugun kumar aliskanligindan da kolaylikla kurtulabileceksin. Onemli nokta, bu nefret ettigin zamanlarina ait gunlerini tekrar etme; ufakta olsa bir degisiklik yap. aksi taktirde git gide catch 22 ya kisilacaksin.

Kisacasi, sorununun ne oldugunu biliyorsun, cozumu de aslinda cok basit. biraz kendine guven ve guvenini kaybettigini dusundugun noktalarda bir yakininla bunu paylasman[ eksi duyuru ahalisi olarak biz de yakin sayiliriz butun uyelerimize ;) ] gecmis olsun.
0
egotm
(08.05.08)
kumar bağımlılığında benim görebildiğim kadarıyla büyük miktarlar kaybedilmesi ile girilen depresyonda insan hemen 'bir daha oynamıycam' diyor. siz tekrar oynamaya neden başvurdunuz, sadece çok çabuk çok fazla para kazanma hevesi miydi, yoksa kumar eylemi miydi sizi kendine çeken?

sigara bağımlılığından farkları olsa da temelde her bağımlılık, yerine sizi sigaradan daha mutlu eden bir şey koyabilmenizdir. biraz düşünün, yaparken kumarın aklınıza gelmediği bir eylem var mı? eğer yoksa uzman desteği almanız gerekir.
0
tom riddle
(08.05.08)
Sendeki kolay para kazanma hırsı. Birincisi online oynadığın kumar sitelerine ne kadar güvenebileceğin, sözde bağımsız şirketler tarafından kontrol ediliyor diyorlar ama sittirsinler. Yanlış anlaşılamsın git gerçek kumarhanede oyna demiyorum.

İkincisi kumarda kazanan taraf olduğu gibi kaybeden taraf da var, profesyonel değilsen bu kadar açılman sana sadece zarar olarak geri döner. İstatistik dersi almanı ve paranı ne ihtimallerle riske attığını görmeni öneririrm.

Üçüncüsü kasa her zaman kazanır.

Kumardan pat diye vazgeçemezsin, misal arkadaşlarla poker oynuyorduk bütün gece. Alkolümüzü alıyorduk, herkes 5ytl para koyuyordu, tombala pullarından da pot yapıyorduk. Bunu ayda bir yapınca eğleniyorsun ve o kumarın yarattığı heyecanı da tadıyorsun. Ama her gün oynarsan bağımlılık yapıyor. Nette parasına oynamadım ama betsson sitesini açıp deli gibi poker oynuyordum, her bilgisayar başına oturduğumda ilk işim o siteyi açmaktı.

Zararın neresinden dönülse kardır, başkalarına daha fazla kolay para kazandırmadan vazgeçmen dileğiyle. Ailenden hem maddi hem de manevi olarak yardım alırsan ve gerçekten bırakmak istiyorsan yapabilirsin. Profesyonel desteği de es geçmezsen iyi olur.
0
kimlanbu
(08.05.08)
Ayrıca 'her şey için artık çok geç' havası sezdim yazdıklarınızdan. Hayatınızın en güzel dönemini kumarla geçirdiğinizi düşünüyorsunuz ama yanılıyorsunuz. Hiçbir şey için geç değil sevgili osmanoglu. Sizden birkaç yaş büyüğüm ve hayatımın geri kalanı için çok farklı planlarım var; yani her şey sizin için de değişebilir demek istiyorum. 28 yaş bir şey değil yapmayın, hiçbir şey için geç değil.
Bırakabilirsiniz, hayatınıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz, bunu unutmayın.
0
inatci kahraman aga
(08.05.08)
Selamlar dostum,

öncelikle sorunun için üzüldüm gerçekten. Günümüzde var olan en büyük problemlerden biri bu. Uzun zamandır bu batağın içerisinde olduğun belli. Defalarca kendine söz vermişsin ancak sözünü yiyen yine kendin olmuşsun, olsun. Hiçbirşeyden umut kesilmemeli.

Senin yerinde olsaydım şayet;

İlk yapacağım şey, konuyu en yakınlarıma açmak olurdu. Aileme, öncelikle anneme.. Annen bir şekilde babana anlatır.. Ama sana bu hususta en büyük desteği annen verecektir. Annene konuyu bütün detayları ile anlatmalısın. Ne zaman başladığından ne kadar para kaybettiğine, kimin başlattığından ne kadar süredir bu illet ile uğraştığına kadar aklına gelebilecek her türlü detayı annen bilmeli.

Bugüne kadar kazandığın paraların kontrolü hep sende olmuş ki bu iradenin zayıflığı sebebiyle kurtulamamışsın bu lanetten.

Konuyu ailene açtıktan sonra kendi paranın kontrolünü direk başkasına devretmelisin. Parayı bankamatikten mi çekiyorsun ? Hemen bankamatiğini veriyorsun bir yakınına, senin için parayı o çekiyor. Sigara kullanıyormusun, sigara paranı, paranın kontrolü kimdeyse ondan alıyorsun. Ne ihtiyacın varsa paran kimdeyse onlardan alıyorsun. Bu işi en iyi yapacak olan da bana göre yine annendir. Annen veya baban ile diyaloğunu elbette bilmiyorum ancak annenin bu konuda yeterli olacağını tahmin ediyorum, öyledir umarım.

Paranın kontrölünü başka birine geçirmen iradeni zorladığın anlarda sana müthiş fayda sağlayacaktır. Bu sadece bu illet için değil para harcama sıkıntısı olan herkes için geçerli olmalı.

Sana bu konuda destek verebilecek herkese, her bireye bu konuyu açmalısın. Konu senin içinde sır olarak kalmamalı, herkes bilmeli ki toplum tarafından da bir baskı hissedebilesin. Aksi takdirde kendi içinde bildiğin bir sır olarak kalmaya devam ederse - ki şu anda öyle - içinde çıkamazsın. Aslında irade müthiş birşey. Herşey elinde ama bahsettiğim yönergeleri izlemen senin için daha iyi olur. Yoksa direk bırak derdik yani değil mi :)

Bugüne kadar harcadığın parayı kaba taslak bir hesap et. O paralar ile neler yapabileceğini bir düşün. Kağıda yaz. Kaç milyarsa neyse neler yapabilirdin o parayla onu düşün. Dediğim gibi yapabileceğin herşeyin bir listesini yap. O yaptığın listeyi iyi oku.

Sonrasında ise, bundan sonra bu illeti oynamaya devam edersen ne kadar para kaybedeceğini hesapla. Bugüne kadar kaybettiğin paranın çok büyük misli olduğunu göreceksin.

Bundan sonra oynamazsan, cebinde kalacak olan parayla neler yapacağını gör, defalarca oku. Aklından çıkarma. Bilmem kaç milyar borcum var, yok şu kadar içerideyim, ödeyeceğim milyarlarca para var falanda filanda... Bunları siktir et. Kimse seni borcundan ötürü öldürmez. Bu tür düşüncelerde problemini yok etmez.

Lütfen konuyu aile bireylerinden birine aç. Bunu kesinlikle yap herşeyden önce. Asla ihmal etme. Devamlı telefon gelecek, öğrendiler tarzı korkuyla yaşama.

Konuyu ailene açtıktan sonra tepki görebilirsin, gayet normal. Hiçbir aile kendi çocuğunun bu tip problemler yaşamasını istemez. Ama hiçbir ailede çocuğunun problemle yaşamasına izin vermez / vermemeli.

Bu problemi aşacağına inanıyorum. Buraya açtığın başlık gibi, "arkadaşlar kurtuldum" başlığını görmeyi umut ediyorum.

hangi ildesin bilmiyorum, ankaradaysan eğer çayımı içmeye de beklerim. insanlar ne problemleri aşıyor, bu ne ki ?

böyle düşün lütfen.

kal sağlıcakla.
0
ensar
(08.05.08)
Dostum benim önerilerim diğerlerinden farklı olacak. "Sanal kumar oyna ! " Mesela facebookta var bi poker oyunu.Arkadaşların arasında hırs yapıyorsun böylece çok da az olsa seni dinginleştiriyor.
İkinci önerim salaklığa vur.Git modemin üstüne su dök sonra bunu yanlışlıkla yaptım havasına inandır kendini.
Eğer buradaki hiçbir öneri işe yaramazsa şunu hiçbir zaman unutma ama son çare herşey tekrar başladığında :
"Kazandığın anda o masadan kaç !"
0
chaud
(08.05.08)
Bu arada yukarıdaki önerilerimle ben de bu illeti yendim. Yani hiçbiri havadan değil.Benimkisi seninki kadar ciddi değildi çünkü ailemden geçiniyordum ve aldığım para sınırlıydı.Önce modemi sabote ettim,ertesi aya kadar modem alacak param olmadığından 1 ay oynayamadım ve dinginleştim.Sonra da facebook poker yardımcım oldu.
0
chaud
(08.05.08)
selam, ailemden birinin başına geldi bu hadise. ilk etapta kazandığı paranın yönetimini ben devraldım, ama sonra gidip tefecilerden borç almaya başladı ve hem kendini hem bizi daha büyük zarara soktu.

hmmm... anne baba değil de... kardeşin var mı hiç? mesela abin? en kesin çözümü o sunar sana bu konuda, sağlam kişilikliyse.

profesyonel yardım almak "zorundasın". diğer konulardaki yardımlar hep kısa vadeli olacaktır ama bu konuda bu illetten tamamen kurtulmak istiyorsan profesyonel yardım almalısın.

bir de, gerçekten kumardan daha fazla zevk alacağın bir uğraşı bulmalısın. aklına kumar oynamayı getirmeyecek bişey. eskiden kendini adadığını hatırladığın bişeyler varsa mesela, düşün, bişeyler üret, kendini zamanını alacak başka şeylere yönelt.

ama n'olur, profesyonel yardım al.
0
karapolisnas
(08.05.08)
ben de olayin aile boyutuna deginmek istiyorum. boyle sikintilar ice atildikca hicbir sey cozulmez. boyle devam ettirmeye calisirsan allah gostermesin aileni ve sevdiklerini daha buyuk uzuntulere sokabilirsin. zararin neresinden donulse kardir.

benim de bir tanidigimin abisinin boyle bir derdi vardi. memur maasiyla iddaa'ya dadanip bankalara kredi borcu yapip, maasi bloke olup, es-dosttan daha da borclanip faizini bile odeyemez hale gelmis. nihayetinde para isteyecek kimse kalmayinca is mafyadan bos senete imza atmaya kadar gelmis, o noktada konuyu esine ve annesine babasina acmis. coluk cocuklu iken boyle birsey yapmak akil alacak birsey degil ama o ruh halini de anlamak zor degil. basta ufak tefek baslayan sey cig gibi buyuyor. derdini basta sizinkinin aynisi psikolojiyle kimseyle paylasamiyor. en bastan anlatsa belki ailesi sagdan soldan para toplayip o cig gibi olmayan borcu odeyebilecekken bir nevi pozitif geri-beslemeyle borc inanilmaz buyuyor. nihayi cozum ise maasinin senelerce bloke edilmesi, ebeveynlerinin evlerinin ipotek altina alinmasi, onlari senelerce banka kredi borcu altina girmeleri, benim arkadasin, maasinin yarisini senelerce abisine gondermesi. ama bunu da aileden baskasi yapmaz. aileyi aile yapan da budur. gururun kirilmasi, kardese bile mahcup olmak, kendi yaptiklarinin sonuclarindan dolayi en sevdigin insanlara cektirmek gibi sebeplerle bu illetten mecburen uzak duruyorsun. o gurur gelecekte yeniden olusur mu, mahcubiyet ortadan kalkar mi bilmem. ama arkadasimdan biliyorum, abisine kizginligi var tabi de, asil felaketin abisinin derdini paylasmadigi durumda ortaya cikacagini bildiginden gene de isin bu kadar ucuz atlatilmasindan memnun. o kucuk cocuklar ya babasiz, esi dul, ailesi ogulsuz kalsaydi. sonuc olarak, ailenizden korkmayin, kesinlikle destek olacaklardir. ama gene de uyarayim, olunun naasi bir kere kaldirilir, ayni hatayi tekrar ederseniz orda olmayabilirler.

baska bir tavsiyem de kendinizi bir yardim kurulusuna falan adamaniz olabilir. baskalarinin acisini icinizde gercekten hissedip onlara yardimci olmak iyi bir terapi yontemi olabilir.
0
sethi
(08.05.08)
geri döndürülemeyecek yıllar için üzülmeye değmez. benim de üniversiteli bir genç gibi yaşamam gereken en güzel beş yıl, gece çalışıp gündüz birkaç saat uyuyarak zombi geçti. şimdi üniversite mi okuyorum, işe mi gidiyorum belli değil.

kiminin otuz yılı hapiste geçiyor, sorsan, onların da en güzel yılları onlar. yaşamasını bilene hayatın her anı en güzel yılların bir parçası. yaşamasını bilene ama - bana değil mesela.

hiçbir şey için, hiçbir zaman geç değil!

kumar bağımlılığı psikolojik / psikiyatrik bir sorundur. derhal profesyonel yardım alırsanız kısa süre içinde kurtulursunuz.
0
actionary
(08.05.08)
yerinde olsam girdigin butun o kumar sitelerini bir arkadasa bilgisayarda sifreyle engellettiririm en azindan kendi bilgisayarindan bu sitelere giremezsin belki bir faydasi olabilir.. sadece bir oneri.. bir psikologla gorusmende fayda var zira profesyonel yardimin buyuk katkisi olur.. umarim zaman icinde hem maddi hem manevi olarak durumunu duzeltebilirsin..
0
orange coffee
(08.05.08)
@alchemistt
gururum çok kez kırıldı.haklısın aslında. ya ileriki yaşlarda evli barklı, daha da kötüsü çocuklarım varken başıma böyle birşey gelse, düşündüm de daha beteri olurdu. onların nafakasını böyle şeylere yatırmam felaket olurdu heralde. ayrıca bugün ne yaptım biliyor musun? gittim bireysel emekliliğe başvurdum. cüzi bir miktar da olsa her ay bir kenarda biriksin biraz para diye düşündüm. maaşımdan direk kesecekler ve bu şekilde o parayı başka işlerde kullanamayacağım. teşekkür ediyorum sana.

@efruz

ilk başlarda ben de böyle düşündüm. kafamı kırsa ses çıkaramayacağım birine paramı teslim etmeyi yani. aslında en mantıklı çözüm de buydu. ama ben onu çok kırdım bu meseleler yüzden. o da lanet olsun diyip çıktı hayatımdan. ailemden biri belki en iyi çözüm, onu da neden yapamadığımı aşağıda anlatacağım. teşekkür ediyorum.


@egotm

içinde bulunduğum durumu buraya yazarken, bir şekilde birilerinin bana yardımcı olmaya çalışacağından emindim. ki oldunuz da. hepiniz tek tek sağolun. bir gün yine nüksederse bu hastalığım, dediğin gibi buraya bakıp benim yazdıklarımı ve sizin tüm iyi niyetinizle bana nasıl bana yardımcı olmaya çalıştığınızı görünce utanırım belki. hesap kitap işine gelince, ben de hesaplayan adamlardan biriyim fakat işin içine hırs girince pek başarılı olamadım. her seferinde kaybettiğimin 2 katını ortaya koyarsam bir kere kazansam dahi kara geçeceğimi düşündüm. fakat olmadı. her zaman daha fazlasını istiyor nefis.

aileme bu meseleyi neden açamadığım konusuna gelinciye. kardeşlerimin de başından bu olayın aynısı geçti. tek farkı sanal değildi.(kalıtsal mı acaba bu diye düşünmüyor değilim bazen). 10 senede herşeylerini erittiler bu illetin yüzünden. bir zamanlar bizleri okuturken şimdi bizim gönderdiğimiz 3-5 kuruş paraya dahi muhtaç oldular. bu durumları şimdilerde biraz hafiflese de devam ediyor. annem babam çok yıprandı bu yüzden. çok üzüldüler, ve çok acı çektiler. evlatları ne de olsa! şimdi ikinci bir acıyı kaldırablirler mi emin değilim. hem de en son ihtimal verdikleri kişiden. (ne kadar dehşet verici değil mi?, yine de ders almamışım) teşekkür ediyorum sana da nasıl utanacağımı bana gösterdiğin için. söylediğin gibi, kendime güvenimi kazanmam anahtar burada. hemen bu yazıyı bitirir bitirmez evimi temizleyeceğim ve bir daha asla kirlenmesine izin vermeyeceğim.

@osmanoglu

seni şimdilik atlıyorum. seninle sonra hesaplaşacam.hele sen dur biraz şurda. yakında adam edeceğim seni.

@punkertifo

senin yaşadıklarının benzerini sebebi aynı olmasa da ben de yaşadım üniversitede okurken. 38 tane dersim vardı alttan(küsüratlı söyledim diye sanmayın salladığımı). okula 2-3 sene uğramadım. bitmez sanıyordum. ama evet iyi hatırlattın. silkinmiştim o zaman. 2 sene içinde makyavelist bir şekilde de olsa vermiştim o dersleri. bu 2 seneyi kaybolan yıllarım içerisinde saymamıştım yazımda. unutmuşum baksanıza. demek ki bir şekilde üstesinden gelince pek önemi kalmıyormuş çekilen sıkıntıların. sana da teşekkür ediyorum, farklı bir bakış açısına yönlendirdiğin için beni. bu arada patronumu şimdiye kadar hiç görmedim.

@tom riddle

sizler benim için birşeyler yazdıkça, bana sorular sordukça o günlere flashback yapıyorum birden. biliyor musun,ilk defa bir kredi kartına sahip olduğumda, paramı ilk bu sitelere vermiştim ben. ilk gün 100$ para kaybetmiştim ve "aman allahım!, ben ne yaptım, nasıl ödeyeceğim bu parayı şimdi" diye kendime kızmıştım. daha sonra hep o 100$ dolar zararı çıkarmak için oynadım sanırım.(klasik kumarda kaybeden tavırları işte).aslına bakarsan işin içindeki adrenalin de beni çekiyordu. akşam 5 olur olmaz bir internet cafe ye gidip saatlerce kaybediyordum yemeden içmeden. birçok kere zararımı çıkardım. yüksek miktarda bakiyelerim oldu. çekebilirdim o an. ama bu lanet olası siteler hiç bir zaman anında para çekmene izin vermiyorlardı. 2-3 gün beklemeliydin ve ben bekleydası yemiyordum. çekim emri veriyor fakat sonra kaybedince iptal ettirip tekrar kullanıyordum. bu güne kadar 1$ dahi hesabıma para yatırılmasına izin verdiğimi hatırlamıyorum. hep kaybettirakıp. beni çeken sanırım hem para kazanma hevesi hem de kumar eylemi. yerine birşeyler koyma meselesine gelince. bir ara yalnız kalmamaya çalışıyordum kendimle. işimi geceye bırakıp geç saatlere kadar işyerimde çalışıyordum birkaç arkadaşımla. gündüz de uyuyordum. baya faydası oldu. ama bir süre sonra vücut dengemi kaybettiğimden bıraktım. farklı bir hobi bunun yerine geçebilir. tavsiyen olursa memnun olurum. teşekkür ediyorum bunu bana sorgulattığın için.

@kimlanbu

evet, bu sitelere güvenmiyordum. hatta eften püften sebepler uydurmasından dolayı firmaların, parasını alamayanlarada şahit oldum. bir ara bıraktım her zaman oynadığım siteyi. ama sonra daha güvenilir olarak duyduğum başka bir yerde devam ettim. aah ahh dostum. istatistik demişsin. zaten beni mahveden de o istatistik kafam değil mi? yukarıda bir yerlerde bahsettiğim "yüklü girip bir kere kazansan dahi, kara geçersin" düşüncesi. ama herkes böyle düşünse kumarı oynatan nasıl para kazanacak bir de bu var değil mi?. olmuyor işte. hırs, nefis buna engel oluyor.hakim olamıyorsun kendine. gerçek hayatta elimde iskambil kağıdı dahi tutmayı bilmem. ciddiyim, bu yüzden arkadaşlarla kağıt oynadığımızda, espri konusu olur bu durumum. üniversite yıllarında arkadaşların eve iskambil kağıdı sokmasına izin vermeyen ben(hiç hazzetmezdim, ve anlamazdım da,ki hala anlamıyorum tahmin ettiğiniz gibi), sanal masalarda, 500$ potu olan oyunlarda kendimden geçiyordum. zaranın neresinden dönersen kardır demişsin. aslında ben bunu yıllar önce farketmiştim. bu sanal kumar olayına başlamadan 1 sene önce at yarışı oynamaya başlamıştım. (ki sanırım içimdeki hırs o zaman başladı). sadece 1 ay oynadım. bu bir ay içinde o "insanlar ne anlıyor lan bundan, karmakarışık" dediğim at yarışı bültenlerini yalayıp yutmuştum. ufak meblağlar yatırıp, yine ufak meblağlar kazanmıştım birkaç kere. tekten yatıp kıl payı büyük ikramiyeyi kaybettiğim bir günün ertesinde, altın vuruş yapma fikri zihnimde belirmişti. cebimde harç parası olarak ayırdığım 300 ytl vardı. bu paranın hepsini basacaktım. bu düşünceyle, sabaha kadar bir sonraki günün programını arkadaşla çalıştık. kesin kazanacağımızı düşünüyorduk. fakat yarışın başlamasına saatler kala içimdeki hisse güvenerek kupon yapmaktan vazgeçtim. iyi ki de vazgeçmiştim. çünkü oynasaydım en güvendiğimiz ayakta yatacakmışız. ben o gün arkadaşa "oynamadan da kazanabilirmişiz demek ki, baksana bugün at yarışından 300 ytl kazandım " dedim. O günden sonra da elimi sürmedim. güzel şeyleri hatırlattın bana. sana da teşekkür ediyorum.

@inatci kahraman aga

aslında "her şey için çok geç" demiyorum. sadece "daha da geç" olmadan yardım istedim sizlerden. bir şekilde içimi boşaltmalıydım. bu kadar yazacağımı ben bile tahmin etmiyordum. dikkat ettiyseniz hiç "keşke" kelimesi kullanmamışım. kabul ediyorum ben yaşadıklarımı. bazı şeylerin geri döndürülemez olduğunu da biliyorum. ama daha fazla uzun sürmesin istiyorum. bu müsabaka bitsin artık. hakemi ya da maçta gösterdiğim performansı tartışmak istemiyorum iş işten geçtikten sonra. tek isteğim bugünden ders alarak, önümüzdeki maçlara nasıl hazırlanabileceğim konusunda sizlerin fikrini almak. puan farkı açılıyor yoksa. geleceğe dair planlar konusunda haklısın. sizleri okudukça, ben de birşeyler yazdıkça zihnim açılıyor yavaş yavaş. uzun zamandan beri geleceğe dair bir plan yapmadığımı farkettim şimdi. herhangi bir hedef koymadım önüme. ya da bahsettiğim durum plan yapmama dahi izin vermedi. içinde bulunduğum günü düşündüm, yarının farkında bile değilmişim. teşekkür ediyorum.

@ensar

aileme bu meseleyi açma konusunu, @egotm paragrafında irdelemiştim. belki ailemden birine değil ama başka bir yakınıma bu meseleyi açacağım. bugüne kadar harcadığım para hep aklımda. aslında bundan sonra çok daha fazla çalışarak, işimde ilerleyerek, kariyer basamaklarını daha hızlı çıkmaya çalışarak bu açığımı kapatabilirim değil mi? bunu fırsata dahi çevirebilirim. inan bu yazıyı yazarken, aklımda hep o gün vardı. buraya "arkadaşlar kurtuldum" başlığını yazdığım gün. umarım o gün yakındır. hatta yakın değil, bugündür, su andır. insan böyle durumlara düşünce bazen tek problemi olan kendisiymiş gibi düşünebiliyor. benden kötüsü olamaz diyor çaresizlikten. eski kız arkadaşıma biraz açmıştım bu konuyu. o da bana aynen, senin gibi "başkalarının senden daha büyük problemleri var, ve aşabiliyorlar, bu ne ki!" demişti. zamanla aklımdan uçmuş gitmiş bu. daha felaket bir durum tahayyül ederek şükür edebilmeliyim. teşekkür ediyorum. umarım içmeye gelirim bir gün çayını.

@chaud

bahsettiğin şeyleri denedim bir ara. beni 4 ay uazaklaştırdı. gerçek hayattaki arkadaşlarımla betsson dan sanal parayla oynuyordum. ama bu öyle garip bir şey ki hiç ummadığın anda her şey çok güzel güzel giderken bir anda zihnine saplanıyor ve o sese uyup dedim ya gözün dönmüş gibi tekrar başlıyorsun. en iyisi sanal da olsa bulaşmamak diye düşünüyorum. çünkü iyi oynadığını düşünmeye başlıyorsun, neden gerçeğini oynayıp para kazanmayayım diyorsun sonra. betsson un "sorumlu oyun" adında güzel bir uygulaması var, istediğin zaman hesabını 6 aylığına kapattırabiliyorsun. 2 ay önce kapattırdım. geçtiğimiz günlerde ne yaptıysam ettiysem tekrar kabul etmediler beni. 6 ay dolmadan kesinlikle açamayız dediler.ne güzel bir uygulama. umarım tüm siteler bu uygulamaya geçerler. başka sitelerden de kapattırmıştım hesabımı ama tekrar açtılar hiç itiraz etmeden. sahip olduğum kredi kartlarımdan biri süresi dolunca iptal oldu ve bir daha da göndermediler. iyi ki de göndermediler. kaldı 2 kredi kartım. bunlardan da yüksek limitli olanı maaşı alır almaz biraz da borç alarak iptal ettireceğim. modem yakma meselesine gelince. 2 senedir oturduğum evlere internet bağlatmamıştım sırf bu yüzden. ama o zaman da internet cafeler konusunda yapabileceğim bir şey olmuyor. evden mümkün olduğunca uzak durmak ve kendimle başbaşa kalmamanın da faydası olduğunu düşünüyorum. teşekkür ediyorum sana da.

@karapolisnas

ailemin bu konuya çözüm bulması meselesinden yukarılarda bahsetmiştim. ağabey meselesine hiç girme, benden beter o:) güldüğüme bakma, içim kan ağlıyor. trajikomik.. profesyonel yardım cazip geliyor bana. internetten biraz araştırdım. sırf bu sanal kumarla ilgilenen psikiyatrlar varmış. sadece ben değilmişim yani. ülkenin kanayan bir yarası olmuş bu mesele. uğraş konusunda tavsiyelerini alabilirim. teşekkür ediyorum ilgin için.

@sethi

ben de buna şükrediyorum. çoluk çocukluyken böyle bir şey yapmadığıma. yukarılarda da bahsettim aynı şeyleri benim büyüklerim de yaşadı. ben ders alacağıma, belki de onlara daha fazla yardımcı olurum düşüncesiyle büyük paralar kazanmak amacıyla kumara başlamış ta olabilirim.(dehşetengiz bir düşünce, aldırmayın).bir kere daha kendim ve ailem dışından birilerinin yardımıyla bunu atlatmaya çalışacağım. olmazsa aileme açmayı düşünüyorum. aslında ailemin de bu yükün altından kalkacak durumları yok şimdilik. bizim her ay gönderdiğimiz parayla geçiniyorlar. şimdi ben bunu aileme açsam, ellerinden de bir şey gelmese daha da kahrolmazlar mı? biliyorum onlar da gidip tefeciden para bulup bu işi halletmeye çalışacaklar. girdap daha da büyür gibime geliyor. ben daha gencim ve ölmedim. söz veriyorum: 2 sene içinde borçsuz harçsız, isterse yine hiç bir şeyim olmasın ama huzurlu olacağım. hepiniz çok güzel şeyler yazıyorsunuz. şu ana kadar duyduğum en parlak fikirlerden biri bu: kendimi bir yardım kuruluşuna adamak. daha kötüsünü görüp belki kendi durumumla karşılaştırma yaparsam en azından karamsarlığımı yenebilirim. hissedip yardım etmenin huzuru belki temizler içimdeki kiri. çok sağol "sethi", çok sağol..

@actionary

daha kötüsü bu işte. bu işi sürdürüp, borçları ödeyemecek hale gelip hapse düşmek. bunu pek aklıma getirmemiştim ya da getirmek istememiş te olabilirim. işte o zaman gerçekten kaybedilmiş yıllar olur benim için. ama olmayacak bu kesinlikle. kalkacağım bu işin altından. ne güzel demişsin "yaşamasını bilene hayatın her anı en güzel yılların bir parçası. yaşamasını bilene ama" diye. belki de yaşamışımdır o yılları. ama bu illet üstüne bir sis perdesi gibi çöküp görünmez eylemiştir..profesyonel yardımı düşünüyorum. en kısa zamanda bağlantılarını kuracağım. teşekkürler..

@orange coffee

merak etme, bu gibi şeyler hiç çözüm olmadı. dedim ya bir şekilde üstesinden geliyorum o haldeyken. ne kötü bir ruh halidir o. yine de teşekkürler tavsiyen için. şifreyi önce zihnime koymalıyım. sigara gibi birşey bu. gerçekten kötü alışkanlık. bazen şunu düşünüp kendi kendime çok gülerim. hani birini övmek için derler ya" içkisi, kumarı, sigarası, karı kız ayağı yoktur". lan bende bunların hepsi kısmen de olsa var:)

o kadar kötü müyüm ben arkadaşlar, siz söyleyin?



şimdi,bu yazının tümünü baştan sona gözden geçirdim de, yazının başındaki karamsarlığın sonlara doğru yavaş yavaş kaybolduğunu farkettim. umarım bu iyiye işarettir. hepinizin yazdıkları üzerinde tek tek düşündüm ve cevap vermeye çalıştım arkadaşlar. iyi ki yazdım buraya. hepinize tekrardan tek tek teşekkür ediyorum. fırsat bulduğumda, hayatımdaki değişiklikleri ara ara yazacağım buraya..


şimdi sıra osmanoglu nda
0
🌸osmanoglu
(09.05.08)
Allah yardımcın olsun, kurtulman dileğiyle.

gelişmelerden haberdar et, ve öneri olarak mesela son maaşından kumara giden bölümü 'osmanoğlu las vegas'ı terk ediyor zirvesi' kapsamında çılgın atmamıza ayırabilirsin:)

not: şakaydı, kızmazsın umarım.
0
alchemistt
(09.05.08)
rica ederim. ufacık, tefecik bir yardımım dokunduysa ne mutlu bana.
en kısa zamanda güzel haberlerini bekliyoruz.
0
punkertifo
(09.05.08)
13 yaşında sigaraya başladım, 26 yaşımda bıraktım, bıraktığım zaman günde 3 paket camel içiyordum. artık gece yattığım zaman sırtım ağrıyordu, akciğerler iflas edecekti neredeyse. hiç bir şeye para harcamazdım, giyime kuşama filan, sigara için para biriktirirdim. nasıl bıraktım?

bir gün evde mangal partisi yaptı annemler, en yakın arkadaşlarım geldi. hepsinin huzurunda; bir daha içersem orospu evladının önde gideni olayım, benimde suratıma şerefsiz diye diye tükürün dedim. sürekli göz önünde o insanlar olduğu için içemedim, çünkü biliyorum ilk balgamı abim yapıştıracak, arkadaşlarım orospu çocuğu diyecek. bırakalı 5 yıl oluyor, keşke daha önce bunu söyleseydim dedim.

bence kimliğinizi açığa vurun, arkadaş ortamınızda, ailenizde, hatta sözlüte. ki sürekli göz altında olduğunuzu bilin. bu baskı bir süre sonra meyvesini verecektir. şu an ben osmanoğlu' na ulaşmak istemem ulaşamam, veya bu başlıkta yazan herhangi bir kişi, ama bir galahad veya alchemistt veya efruz' a ulaşılabilir. kendinizi denetim aldına aldırmanız gerekiyor.

umarım yakın zamanda bu illetten kurtulursunuz.
0
galahad
(09.05.08)
"hani birini övmek için derler ya" içkisi, kumarı, sigarası, karı kız ayağı yoktur". lan bende bunların hepsi kısmen de olsa var:)

o kadar kötü müyüm ben arkadaşlar, siz söyleyin?"

demişsin de bence bu laf zaten geyikten öte bir şey değil. alkolü normal aldığın sürece, hanfendilere takılmanın cılkını çıkarmadığın sürece, normal bir sigara içicisi olarak takıldığın sürece problem yok ama kumar oynarsan bunun gerisi hep geliyor ve batıyorsun. şimdi düşünsem bunların üçü olan ama kumarı olmayan 100 tane arkadaşımı sayabilirim. sen kendini kurtarabilecek bir durumdasın ama biraz daha buna devam edersen yazık olacak. ya abi diyorsun ki bu kadar yılımı kumara harcadım , e kardeşim sen kafadan 20 sene boyunca bir şey olabilmek için üniversiteyi bitirdin, okudun. bu 20 sene heba olmuyor mu? o 20 sene boyunca eğitimine geleceğine yapılan yatırım heba olmuyor mu?

benim aklıma bunun çözümüne yardımcı olmak için yazmak geldi. evet yaz arkadaşım aklına ne geliyorsa ellerin çürüyene kadar yaz. uğraşamam dersen internette bir blog aç oraya yaz. şu ekşi duyuru tayfası da gelir blog'a yazdıklarına yorum yapar. şuraya yazdığının en azından yarısı etkisini yapar içinden çıkar şeyler. hem sonradan belki kitap haline bile getirir bunu pozitif yöne çevirebilirsin. he ama yazdıkça kazandıklarımı hatırlar gene coşarım diyorsan salla gitsin yazmayıver.

madem bu illet yüzünden işinde ilerleyemedin ver kendini işine. kumara bağlı olacağına işine bağlı ol. hem bu şekilde biriken borçlarını da halledebilirsin.

ayrıca ben senin yerinde olsam evdeki bilgisayarı da birine verirdim bir süreliğine. hatta kendimi eve bile kitlettirirdim. ben eşşşek kadar adam oldum hala final zamanları anneme bilgisayarın kablosunu saklattırıyorum ders çalışayım diye hehe.

bir de şu var. hayatının sahibi kim ya da ne? şu anda sen değilsin maalesef. kendini, kendi kontrolünü ele geçirebileceğinden bahisle motive edebilirsin.

ha bu arada feysbukta texas poker'i bırakmamı sağladın teşekkür ederim: ) fark ettim ki yok arkadaş bunun sanalı bile tehlikeli.
0
colg fusion
(09.05.08)
sizi mıknatıs gibi çekip, tüm enerjinizi üzerine çekecek çok kuvvetli bir ilgi alanı lazım.
bu karşı cins olabilir mesela. birine deli gibi aşık olabilirsiniz ya da o size...
ya da bir sanat dalına falan kendinizi adayabilirsiniz.
öyle bir şey olsun ki, kumarın ne kadar gereksiz olduğunu görün.
hem bırakın, hem ders alın.

bedensel bir bağımlılık değil bu (eroin vb..), zihinsel bir şey..
bu yüzden ancak zihinde biter.
hayatınızı başka bir şeyle anlamlandırın.

şu da olabilir:
birkaç hafta mezarlığa gidin. cenaze yıkanan bölüme.
sevdiklerini kaybeden insanların acılarına şahit olun.
cenaze mezarında götürülürken eşlik edin. kalabalık ayrıldıktan sonra oradan ayrılmayın.

sonra kumar başında geçirdiğiniz zamanları düşünün.

böyle yaptıktan sonra kumara devam ederken aklınızda bu sahneler dalgalanır ve kumardan tiksinirsiniz.(diye düşünüyorum)
0
tabudeviren
(09.05.08)
herkes çok güzel şeyler yazmış. bu dayanışma ruhu beni çok mutlu etti. umarım sen de buna duyarsız kalmaz, iradeni demirden avuçlarının içine alırsın osmanoğlu. çünkü görüyorum ki çok güçlüsün. kendine söz geçirmekte bir problemin yok. çünkü sana kimse söz geçiremiyor kendinden başka. sen de bunun gayet farkındasın. eğer başkaları sana söz geçirebiliyor olsaydı abinlerin durumundan ders alırdın, çok sevdiğin o kişiyi kırmaz,dinler, hayatından çıkıp gitmesine izin vermezdin.bu nedenle çok güçlüsün işte. sadece çok iyi bir sebebe ve "aydınlanmaya" ihtiyacın var.

tahminim, uzun zamandır güzel bir tatil bile yapmadın. sırf bilgisayardan uzak olmamak için.
bu nedenle, bilgisayardan, telefondan, bakkaldan bile uzak bir yere tatile git mümkünse. 10 -15 gün kal. döndüğünde binalar üstüne üstüne gelecek, kendini sokağa atmak isteyeceksin, bilgisayarın sesini bile duymak istemeyeceksin.
bana öyle olmuştu.
0
felina
(09.05.08)
geçmiş olsun. ilacın şu abide olabilir: (bkz: kultegin ogel)
0
aligit
(09.05.08)
öncelikle feedback için teşekkür ederim. şimdi o soruları sorarken öncelikle size eziyet peşinde olmadığımı, sadece aradan bir şeyler yakalayıp yakalayamayacağımı görebilmek için sorduğumu belirtmek isterim. benim görebildiğim kadarıyla sizin için hızlı bir şekilde para kazanabilme hevesi daha ön planda. kumar eylemi yerine hızlı para kazandıran başka bir yolu bulsanız kafanız oraya da gider izlenimine vardım. kumarın farkı ise kendinizi bu konuda bilgili görmeniz.

hızlı para kazanabilme konusunda ise diyeceğim, haklısınız birçok kişi alelade meslekler ise düşük kar marjının olduğu işlerle uğraşırken bazı insanlar da kumar oynayarak hemen para kazanabiliyor. ama madalyonun öteki yüzü de var. bir kerede 350.000 dolar kaybeden profesyonelleri görmüşsünüzdür. daha fazlasını kaybeden insanlar da var bilmediğimiz. yani diyeceğim, kumarda her çıkışın bir inişi oluyor. ancak kendi işinizde çok aşırı bir durum olmadığı sürece kendi kariyerinizde böyle düşüşler yaşamazsınız.

peki ama hangi hobiyi kazanırım demişsiniz. bence kumar oynamak istediğinizde bilgisayar oyunu oynayabilirsiniz. emin olun fiziksel bağımlılıkları bile kesebiliyor bilgisayar oyunları. bırakması da nispeten daha kolay, sıkılınca bırakıyorsunuz. ama elbette gidip de poker fln oynamayın, mesela bilgisayarda football manager isimli oyunlarla vakit uçup gider, futbola da ilginiz varmış hem. ya da evinize alacağınız bir konsol ile arkadaşlarınızla beraber biralarınızı içerken futbol oyunlarından oynayabilirsiniz.
0
tom riddle
(09.05.08)
bahsettiginiz kadar agir olmasa da ilkokuldan universiteye kadar birlikte okudugum arkada$im da kumar oynardi. ya$adiklarinizin bir kismini o da ya$adi. dayak ve terapi demi$siniz. dayak pek i$e yaramadi, ciddi manada sinir stres oldugumuz bir anda tekme tokat daldik, i-ih olmadi. terapi gibi cozum onerilerini du$unmedi bile, zorladik ve cok dil doktuk ama istemedi. cozum olur diye ailesine haber verdik zira babasindan cekinen biriydi ama fayda etmedi. parasina, kredi kartina el koyduk ama bankayla goru$up tekrar kart cikartiyordu. hep bi yolunu buldu ve oynadi. parasi bitince ve bizden alamayinca ordan burdan borc aldi, ba$ini belaya sokacak dereceye kadar da geldi. en son care ailesi okudugumuz $ehire yerle$ip onu da yanlarina aldi. biraz toparlar gibi oldu, hayatinin ilk baba dayagini da bu surecte arkada$larinin yaninda yedi. sonrasinda oynamayi birakti. son olaylar onuruna dokundugundandir belki, bilemiyorum.

bence ailenize anlatin, bunun bir bagimlilik oldugunu anlayip size yardimci olmaya cali$acaklardir. ama oncesinde gercekten birakmak isteyin. sizi kumara cekecek $eylerden uzak durun. internette oynuyorsaniz ilk adimi atin, internet baglantinizi kapattirin. birakacaginiz konusunda kendinize inanin derim, gerisi yalan.
0
dengesiz pamuk
(09.05.08)
geçmiş olsun (çünkü bu bir hastalık bence) ve doktor değilim bir doktora başvurun diyerek başlıyorum.

doktor derken psikolog gibi.

kumar bagımlılığı bir davranış bozukluğudur. hem biyolojik, hem sosyal hem de davranışsal ayakları olan bir illettir. bunları da kendini kandırarak, arkadaşlarından destek bularak filan yenebileceğini sanmıyorum, başarırsan helal olsun, çok sevinirim tanımasam etmesem de...

hakkaten yardım al birilerinden, konusunda uzman olan birilerinden. benim internette bir aramayla bulabildiğim ahmet çelikkol isimli bir doktor. başkaları da vardır eminim. umarim kendi yolunu bulursun...
0
zkurmus
(10.05.08)
rica ederim.
insan değil miyiz, sıkıntılarımızın sebepleri farklı olsa da sonuçları birbirine benziyor hep.

bir de eklemede bulunmak isterim:

1. yalnız değilsin,
2. çaresiz değilsin,
3. kendine asla acımamalısın.

bu üçünü bildikten sonra, bir de profesyonel yardım, oooh! şahane bırakırsın o illeti.
0
actionary
(10.05.08)
herkesin cevabını okumadım, herkes elindne geldigince yardımcı olmustur muhakkak ama benim tavsiyem bu tutkunu başka bir tutkuya kanalize ederek yenmen. ben kötü bir alıskanlık kazandıgım zaman farklı bir tutku bularak onu yenebiliyorum. bilmiyorum belki herkes böyledir. herşeyden önce yazdıklarında bunun senin için bir "bağımlılık" yarattıgını ve heyecan verdigi için sürekli devam ettigini (paranın cok da önemli olmadıgını) sezdim. o zaman kendine yeni bir şey bul.. nedir bu? oyun.. bu dediğim şaka gibi gelmesin, bir oyuna bağımlılık kazanırsan başka hiç bir şeyle ilgilenemeyecek duruma gelebiliyorsun. bu da pek iyi bir şey değil ama en azından sana daha fazla zevk verecek, para kaybettirmeyecek ve canını sıkmayacak bir şey. internet üzerinden oynanan oyunları bul, yükle bilgisayarına, arkadaşlarınla ya da internetten tanışacağın kişilerle her akşam belli saatlerde o oyunu oyna. bu oyun bir strateji oyunu olabilir, rpg olabilir, web tabanlı başka herhangi bir şey de olabilir. ekşi duyuruda da oyun şeklinde aratırsan bir sürü başlığa ulaşabilirsin. satın al ya da indir hepsini dene, en beğendiğin oyunla devam et. umuyorumki sana kumardan daha fazla zevk verecek bir oyun bulabilirsin.

belki bu sorununu yakınlarından kimseye anlatmadan bu şekilde de yenebilirsin.
0
nihilanth
(10.05.08)
Sakın dalga geçtiğimi düşünme.Bir önerim daha var.Freud yöntemlerinden birisi. İyileşme sürecinde hipnoz belki yardım edebilir ama nerede nasıl yapılır en iyisi kimdir işe yarar mı fikrim yok.Demin belgesel kanallarından birinde izledim adamı hipnotize ederek zayıflatmışlar.
0
chaud
(11.05.08)
nasılsın osmanoğlu ?
0
chaud
(25.05.08)
sevgili arkadasimiz ( nasil hitap edecegimi bilemedim)
sanirim artik buraya bakmiyorsun ya da bakiyorsundur ve belki kayda deger bir gelisme yoktur bilemiyorum ama olsun belki okursun diye aklima gelen 2 seyi yazmak istedim.
1. bu mevzularda profosyonel bir yardim almak istersen, yasadigin sehri yazarsan sana iyi birini arayalim, hatta tanidik bulup ucrette indirim yollarini da kovalariz.
2. yazdigin ote taraf, allah inancindan yola cikarak bu satirlara curet edecegim. simdi subat tatilinde kibris'a gittim ve hayatimda ilk kez kumar oynadim. o zamana kadar insanlara hep soole derdim ' hic kumar oynamadim, oynarsam da o anlik heyecani yasamak icin servetimi harcayabilirim' bir kere bu duyguyu yasarsam - ki buna bayilacagimi biliyordum- bir daha birakamamaktan korktugum icin hic baslamadim. sonra iste kumarhaneye girince basladi guzide'nin kendisiyle imtihani ama o sirada bu kaygiyi tasimadan ilk kez sirke gitmis cocuk gibi girdim iceri. makinelerin gurultusu isiklar hakket bir sirk gibiydi ortam.. neyse uzatmayalim. sonra arkadasimiz rulet oynuyordu, canli masa degil de kompiterli donen rulet masasinda. koyduk 20 ytl yi yuttu makina verdi krediyi. biz manitimlen oynuyoruz ortak. bi o seciyo rakamlari bi ben. ufff uzattim hikayeyi yine, neyse 2 kez 2li secip tutturdum ve bitmek uzere olan 20 ytl miz 40 ytl oldu ve gozgoze geldik manitcigimlen ve masadan kalktik. koydugumuz 20 ytl mizi cebe atip kalan 20 ytl ile bi kase jeton aldik. ben bi avuc jeton alip kollu makinalara oturdum. baymistim prosedurden ve tam jetonlarimi bitirip kalkicakken koydugumun 5 kati kadar bi sey verdi. kalktim ama. iste sonra rulet masasindaki arkadasimizin yanina gittim o eksi 50 deydi o sirada. kollu makinalardaki hikaye yeniden tekrarlandi ve ben kazandikca kazandim jetonlardan. 2 saat falan gecirmistik ve artik gitmek istiyordum/k. sonra azimle kazandirmayan bi makina bulduk ve jetonlarin hepsini zorla bitirdik.
simdi bu gereksiz animi uzun uzun yazdim. suraya bagliycam. yillarca urkup sonrasinda da kazandigim halde kumarin bana neden heyecan vermedigini sorguladim ve cevabimi buldum. kumarhanenin parasini yememek, iste sihirli kavram buydu. kazanilmamis, ugruna ugrasmadigim, emek harcamadigim bi para bu ve senin durumunda nice insanin acisi var o jetonlarda. yiyemedik abi, yedigimiz tek sey aksam yemegi oldu orda. diyecegim su ki; madem allaha inaniyorsun ve o nedenle hala nefes aliyorsun, o zaman kumardan gelecek parayi nasil kabulleniyorsun? haa senin ondan istedigin parasi degil belki, su an hastasi oldugun sey sana verdigi heyecan. sayet tek cevabin verdigi heyecansa sen de baska adrenalin arttirma yollarini dene. bagimlilik yaratir bu hormon evet, o zaman sen de baska seylerle sagla o heyecani. ne bileyim bungee jumping falan gibi seyler. ( onerimde ciddiyim) son olarak sadece heyecanina vurgunsan, kumardaki para kavramina nasil yaklasiyorsun? kaybettiklerinin bedelini evet sen simdilik bedeli agir da olsa hala odeyebiliyorsun ama ya kazaninca aldiklarin? ben ona kisaca kul hakki diyip mesajimi bitirmek isterim.
anlatmak istediklerimi anlatabildim mi bilmiyorum, yorgunum biraz, umarim kendimi ifade edebilmisimdir.
cok kolay gelsin.
not: 1 no'lu cumlelerimdeki soruyu dikkate alman umidiyle.
pcf
0
pyro clustic flow
(26.05.08)
uzun bir aradan sonra herkese tekrar merhaba,
nerdeyse 3 aydır buraya birşey yazmadım.
daha doğrusu yazmaya yüzüm olmadı. çünkü yazdıktan sonraki 1 ay içerisinde aynı hatayı tekrar yaptım..

geçen ay, nasıl olsa kaybedeceğim birşey yok düşüncesiyle bir bankaya kredi için başvurdum (hali hazırda ödediğim 2 kredi borcu varken). neyse ki olumlu sonuç aldım.
kredi kartlarımın sayısını bire düşürdüm. ve oyun oynadığım sitelerde sağa sola bilerek küfredip, hile yapıyormuş gibi tavırlarda bulunarak ömür boyu yasak yedim.

şimdi gelirimin yarısı kadar kredi ödüyorum, bir sene daha kendimi sıkacam ama içimde bir huzur var. canımın istediği şeyi giyebiliyor, istediğim şeyi yiyebiliyorum çekinmeden. hatta geçenlerde tatile bile gittim. buna rağmen cebimde halen yetecek kadar paranın olması baya garip geldi bana. ya bu kalan para bereketli, ya da ben dünyaları vermişim oraya:)


her neyse, buraya birşeyler yazıp bana yardımcı olmaya çalışan, ya da yazmamış olsa dahi kalbinden benim için iyi şeyler dileyen herkese tekrar teşekkür ediyorum..o günleri tekrar yaşamayacağımdan eminim.

sağlıcakla kalın..
0
🌸osmanoglu
(26.07.08)
arasıra bakıp senden haber var mı diye kontrol ediyordum: ) inan sevindim bunları okuduğuma. böyle devam edersen hiçbir sorun yok. kolay gelsin osmanoğlu: )
0
colg fusion
(07.08.08)
helal olsun, tebrikler gerçekten, inşallah bu iraden devamlı olur.
0
marmara34
(10.08.08)
Su sayfanin ciktisini alip bahis oynamaya ozenen (ama oyle 2-3 liralik iddaa falan degil, buyuk bahislerden bahsediyorum) coluk cocuga okutmak lazim. Gercekten cok etkilendim. Umarim daha iyi haberlerinizi de okuruz bu basliktan.. Ara sira ben de takip edecegim.

Iyiye gidiyor olusunuz ayrica mutlu etti beni. Daha da iyi gunler gelecektir umarim. ;)
0
vita vinum est
(15.08.08)
walla o küçük bahisler de büyüklere yol açıyor.İddiaya her hafta 500er lira yatıran adam biliyorum.Kazanması ancak gelmiş geçmiş kayıplarının birazını kapatıyor.
0
chaud
(25.09.08)
şu konuşulanları aynen alıp bir film senaryosu yapabiliriz..
duyurunun altındaki her lafı tek tek film senaryosu okur gibi okudum. bir ara umutsuzluğa kapıldım yapamayacak mı diye..

ama mutlu sona doğru gidiyor olarak görünüyor o en son yazdığın şeyle.. sen en başta, kafanda bu illetten kurtulmak istediğine kendini inandırdığın için başarılı oldun. sonrasında toplum ve sosyal ortamındaki statün geldi... çevreni kaybetme korkusu...

kimisi riskli de olsa bu illetten kurtulmak için bir çok hamle yapmışsın...
ve başarılı olmuşsun kimi hamlen riskli olsa bile..

etkileyici bir geri dönüş yapıyorsunuz hayata.. tamamen dönene ve o şekilde devam ettirmeyi garanti ettirene kadar mücadeleye devam!
0
vital
(09.12.08)
@Osmanoğlu: Acaba son durumun nedir? Bir profesyonel olarak seni özellikle senle benzer sorunla tecrübesi olan başka birilerine yönlendirebilirim.
0
jesterdvine
(18.11.11)
Nedir son durum ben de merak ediyorum cunku aynı durum bende de mevcut inşallah kurulmuştur
0
Audi2010
(17.06.12)
5 yıl sonra merhaba. soranlar olmuş son durumlar nedir diye. maalesef sizlere iyi haberler veremiyorum. 5 sene önce yazdıklarıma bakıyorum da gülümsüyorum. iyi günlerimmiş benim o günler. 17000 TL borcum var demişim o zamanlar. keşke şimdi o kadar olsa. şimdi hesapladım şu geçen 5 sene içerisinde 90000TL odeme yapmışım. hala da 80000TL borcum var. anlayacağınız borcum 5 kat daha fazlalaşmış. devam ediyor mu? evet!. kaç kere yemin ettim bunun üzerine olmuyor. ilaç bile kullandım olmuyor. en fazla 2 ay dayanabildim.
bakalım sonu nereye varacak? yaş oldu 35 nerdeyse(görüntü 45). bu işlerden kendinizi ve tanıdıklarınızı uzak tutun. sen nasıl bir adammışsın demeyin, kınamayın. sevgiyle kalın.
0
🌸osmanoglu
(11.04.13)
keşke 2008'de söyleseymişiz bunu ama; keşke kumar yerine paraşütle atlama, bungee jumping vb. bir şeylere sarsaymışın. bu gibi heyecanlar kumar heyecanının ötesine geçseydi, kumarı unutabilirmişsin.

ya da yarışma gibi bir şeye, yarı profesyonel go-kart tarzı bir şey mesela.
0
kamera motor
(11.04.13)
bu sabah başladım başından sonuna okudum ama son yazı mutlu sonla bitmedi.
0
mega idea
(11.04.13)
bana yazar mısınız lütfen, çözüm önerilerim var. [email protected]
0
transferans
(21.05.13)
geçmiş olsun.
çözüm, bağımlılıkla çalışan terapist.
0
pinkket
(21.05.13)
hala mı?
0
bana jacob diyolar
(15.04.15)
yazıyı okudum kuponum yattı. bu bi işaret belki de. sıkıntılı bi durum osmanoğlu. geçmiş olsun.
0
oylum
(03.09.15)
hocam bence kesinlikle profesyonel yardim almalisin. artik hastaneye mi yatarsin naparsin bilmiyorum. ama gerekiyorsa oraya kadar yolu var yani.

profesyonel olmadigim halde soyle bir tavsiye verebilirim, (belki kotu bir tavsiyedir ama yine de yazayim) civi civiyi soker misali, yine pek faydasi olmayan, hatta belki zararli olsa da senin durumuna kiyasla daha az zararli olan baska bir ugras bul. benim aklima video oyunlar geliyor. xbox, playstation falan. sevdigin bir kac oyunla basla, vaktini bu kumarla harcayacagina, o oyunlarla harca, bu oyunlardan kumara vakit kalmasin hesabi yani. yasin video oyunlari icin hala musait nasil olsa.
0
efe
(03.09.15)
Allah yardımcın olsun. Sende zaten bahsetmişsin giden yıllar olmasa paranın önemi yok. Herkes hayatta hatalar yapabilir. Son durum ne bilmiyorum ama her zaman sana dua edecem kardeşim.bu yazıyı okuduğum zaman keşke param olsada bütün borçlarını ödesem dedim. Acaba sana yakın bir hayat yaşadığımdan mıdır, yoksa paramın olmayışından mı bilmiyorum. Her daim sana dua etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Allaha emanet.
0
gafillere nasihatler
(27.06.16)
Kumar bağımlılığı temel dinamikleri açısından diğer bağımlılıklardan örneğin bir kokain bağımlılığından farkı yoktur. Kumar bağımlılığı bir davranış bağımlılığıdır ve bütün bağımlılıklar gibi kumar bağımlılığı da bir beyin hastalığıdır. Arada sırada iddia loto gibi kumar oynayan birinin kumar oynama davranışı ile kumar bağımlılığı birbirinden farklı kavramlardır.
Kumar bağımlılığının ahlak yoksunluğu, kişisel zaaf ile bir ilgisi yoktur. Yukarıda da belirtiğim gibi kumar bağımlısı bireyin beyin kimyasal yapısında dengesiz oluşmuştur.
Kumar bağımlılığının Obsesif Kompulsif Bozukluk ile de ilgisi vardır. Kumar oyunu ile ilgili bilişsel çarpıtmalar ve sanrılar bağımlılığın gelişiminde ve sürdürülmesinde etkilidir.
Tedavisinde bütüncül yaklaşım esas alınmalıdır.
Yardım için bana yazabilirsiniz
[email protected]
0
transferans
(30.10.17)
Hocam bu konularda uzman birisi değilim, yanlış yönlendirmek istemem ama, bir kaç öneri yazayım:

* Siz de yanlışınızın farkındasınız. Bu güzel bir olay.

* Bu tarz alışkanlıkları (kumar, sigara vs.) bırakmak kolay değil. Ama 100 kere deneyip, başaramasanız 101. yi deneyeceksiniz. 101. de bırakacaksınız belki.

* Kumardan daha çok kumara giden yolları engelleyin. Kredi kartlarınızı iptal edin. Sitelerdeki üyeliklerinizi iptal edin. Gerekirse evdeki interneti, telefonunuzdaki interneti bile iptal edin. Kredi kartı almayı tekrar kafaya taktığınızda, birilerinin yanına gidin. Bu düşünceyi kafadan atın veya kendinizi spora verin. Yaşam sitilinizi değiştirmeden, bu işi aşmak zor.

* Başarısız olursanız, daha da hırslanıp yeniden deneyin. "Ben yanlış yapıyorum" dediğiniz müddetçe ümit var. Allah yardımcınız olsun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(30.10.17)
ailene söyle, arkadaşlarına da anlat. hiçkimsenin bilmemesi bunu devam ettirmeni kolaylaştırıyo. ama yalan söylemeye meyilli biriysen o da sökmeyebilir.

nerdeyse daha bebeliğimizden beri beraber olduğumuz bir arkadaşım var. lise bitmesine yakın işe mişe girdi eli para görmeye başladığında sardı senin işlere. öğrendiğimde epey azarladım, çünkü öğrendiğimde ödenmesi zor bir meblağ olmamasına rağmen bayağı girmişti. neyse 1 sene falan sırf buna çalışıp ödedi, tam düze çıktı yine başlamış; ama konusunu açınca kıvırıyodu oynamıyorum; bir defasında dövmek sayılmaz ama patakladım hafif. yok yine, nabıyon diyom abi para lazım yine işte mevzuları biliyosun falan diyo. ana bacı karıştırmadan sövdüğüm oldu, yok. ilk başlarda sözüne inanıp birkaç bin lira para vermiştim, borcunu kapatsın da bir daha oynamasın diye, yok yine bir müddet geçti devam, benim parayı falan da unuttum zaten. ilişkimi kesmedim ama uğraşmıyorum baktım olmuyo, sadece laf sokarım arada o kadar. ama bu arkadaşımın zaten bir türlü beceremediği, bir yere bağlayamadığı bir hayatı var, kumardaki amacı köşeyi dönmek, ufak çaplı bir iş kurmak. bir de başında yaşıt olmamıza rağmen "abi"lik edebilcek kimse yok. annesi babası ayrıldıktan sonra evlendiler ve bu çocukla da ilgilenmediler. hani senin hayatın daha farklı ve kumarın/kendini engelleyememenin işlevi sende farklıdır diye diyorum.

velhasılıkelam, bu arkadaşı ümidini kırmak için anlatmadım. yalan söyleyip kıvırcaksan sözler verip tutmucaksan demin yazdığım "kimsenin bilmiyo olması bunu sürdürmeni kolaylaştırıyo" kısmı geçerli değil.
0
dafaisss
(30.10.17)
Kardeşim s.a.
10 Yılı aşkındır kumarın içindeyim geçtiğin süreçlerin içinden geçtim ve hala aynı durumdayım.Seninle konuşmak kumarı bırakma arefesinde bana iyi gelecektir.Umarım uzaklaşmışsındır ve deneyiminden yararlanırım uzaklaşmamışsan da bir şans da bu kardeşinle samimi bir dayanışmayla olsun.İnan ben de bu uzun yılların yıpranmışlığı sıkışmışlığı içerisindeyim gel bi muhabbet edelim.
[email protected]
0
gibigibi1985
(13.12.18)
Değerli dostlar kumardan uzaklaşmak için benzer sıkıntıları yaşayan insanlar olarak, kişisel deneyimlerimizi paylaşmak üzere bir facebook grubu kurdum.Fake hesaplarla da olsa buyrun gelin dertleşelim birbirimizi motive edelim.
www.facebook.com
kumardan kurtulmak için dayanışma isimli
0
gibigibi1985
(07.01.19)
Kardeşim s.a.
10 Yılı aşkındır kumarın içindeyim geçtiğin süreçlerin içinden geçtim ve hala aynı durumdayım.Seninle konuşmak kumarı bırakma arefesinde bana iyi gelecektir.Umarım uzaklaşmışsındır ve deneyiminden yararlanırım uzaklaşmamışsan da bir şans da bu kardeşinle samimi bir dayanışmayla olsun.İnan ben de bu uzun yılların yıpranmışlığı sıkışmışlığı içerisindeyim gel bi muhabbet edelim.
[email protected]

Not:Bu güne kadar mail adresime facebook grubuna yaklaşık 10 arkadaş mesaj attı.İçlerinde sadece bir tanesi gelip hikayesini paylaşıp ben artık kumarı bıraktım dedi ve birlikte sohbet ederek anı defteri gibi yazmaya devam ediyoruz.Kalan arkadaşların 1 kişi hariç tamamı mail adresine mesaj yazıp bir daha ne geri dönüş yapıyor ne de yazdığım mesajlara yanıt veriyor.Herşey bizde başlar bizde biter.Eğer samimiyetsizce bir hap gibi çözüm arayan varsa boşuna hiç kendini yormayıp kumara tam gaz devam etsin.Cebinde beş kuruş kalmayınca gelip bu forumu okumak,mastürbasyon yapmanın bir türü.Tüm patolojik kumarbazlarda şöyle bir fantazi var en büyük acılar kayıplar bende arkadaş gel, gel vatandaş.Samimiyetle benim yardıma ihtiyacım var bırakacağım kumarı,dertleşmek kendimi ifade etmek istiyorum diyen buyursun gelsin.Lütfen kendinizi kandırmayın.
0
gibigibi1985
(24.01.19)
kurmadankurtulmak.blogspot.com

Facebook gönderilerimizi daha rahat okumak için....
0
gibigibi1985
(19.11.19)
Sorununu çok iyi anlıyorum!
Şunu hiç bir zaman unutma hayat boşluklar ile doludur ve o boşluğunu bulduğu an seni affetmez.dalından kopmuş bir yaprak gibi rüzgar seni nereye savurur ise oraya sürüklenirsin.çok fazla yorumları okudum ve yazmak istedim.
Vücüdunun üzerinde taşıdıgın bir kafan var ve düşünebiliyorsun bu illet uyuşturucuda olabilir kumarda olabilir ikisi de aynı benim gözümd3 .hayatında bir şeyi en iyi şekilde anlamanın tek yolu yaşamaktır.sorun yok yaşamışsın bulaşmişsın Fakat şunu düsün buna başlamayı sen sectin nedeni ne olursa olsun .bundan vazgececek olanda sensin herkes herseyi konusur fakat uygulayacak olan sensin .kendine güvenini ve saygını kaybetmişsin.ve bunları yazarken yaşamış birisi olarak yazıyorum.20 yıl kumarın her türlüsünü oynadım yarım milyon liralar kazandım kaybettim.uyusturucuya 20 yaşında başladım 10 yıl esrr iciyirdum bir sigara gibi.fakat kimseden bir yardım almadan hepsini terk ettim .kendini fazla üzme aslan parçası ömur 30 milyar ile kaybedilmez ömür paha biçilmeyecek kadar değerli.kazanma duygusunu at kafandan bu yolda zengin olabilecegin dusuncesini at kafandan .şimdi benim yurt disinda kumarhanem var fakat oynamıyorum .sadece oynatıyorun.keşke hiç kimse oynamasa .kumar kaybettiğinde seni üzecek meblalar ile oynanmaz .keyif olarak başlar sonra hayatında vazgecilmezin olur .ama dedigim gbi kurtulmak senin elinde .ilerde insallah bir kumarhanen olur ve sen oynamıyor olursun işte o zaman kaybettiklerini ve kazandiklarini ozaman daha net anlarsın .omrune omur katacak o kadar aktivige varki kendini onlara yönlendir kaldır kafanı sokaga cık sana mum olacak hersey ile ilgilen .şimdi kendine iyi bak kal saglicakla
0
Soz
(08.06.22)
son cevaplananlarda görünce girdim ama son mesaj 2019?

neyse vakti olmayanlar için özet geçeyim.

arkadaşımız 2008 yılında başladığı kumarda 17.000 lira borç yapmış.

2013 yılında 5 sene içinde 90.000 ödedim ama hala 80.000 borcum var diye güncellemiş.

en son bilgi bu. düzlüğe çıkmıştır umarım.
0
onemoremile
(08.06.22)
(3)

bir garip soru(nsal)

tom riddle
ne zaman birine aşık olsam kısa sayılabilecek bir zaman sonrasında çok sert bir kavga edip küfürleşmeler ve gözyaşı ile o kişiyle bütün ilişkimi kesmiş buluyorum kendimi. bir de, zamanında bir şeyler hissettiğim insanla arkadaşlık seviyesinde takılmak istememe rağmen bu sefer de çok kısa süre sonra
ne zaman birine aşık olsam kısa sayılabilecek bir zaman sonrasında çok sert bir kavga edip küfürleşmeler ve gözyaşı ile o kişiyle bütün ilişkimi kesmiş buluyorum kendimi. bir de, zamanında bir şeyler hissettiğim insanla arkadaşlık seviyesinde takılmak istememe rağmen bu sefer de çok kısa süre sonra tekrar birlikte olmuş oluyorum. benim sorum şu, bir insanla duygusal bir ilişki yaşadıktan sonra nasıl düşmanlık olmadan orta samimiyette iki arkadaş olunur? ne zaman denesem hep iki uçta bitiyor, o iki uç da bana giriyor her seferinde.
0
tom riddle
(08.05.08)
borderline personality disorder/sınırda kişilik bozukluğunun semptomlarını hatırlattı, ancak bunu eş dosttan, okuyarak, kulaktan dolma şekilde tanı/tespit yapmamanız menfaat icabıdır. Ayrıca her insan iyi kötü sergiler bunun semptomlarını hafiften hafiften..(ve fakat, konu ile ilgili türkçe bilgiler, yetersiz ve basmakalıp).
0
cedilla
(08.05.08)
şöyle ki, babamın sözünü dinleyip de karşımdaki insanlara 'içim öyle hissetmese de' büyükler bir şey bilir diyerek işin uçlara gitmesini (bir süreliğine) engellesem de, yine sonunda aynı durum geliyor.

içimdeki öfke, gerçekleşmeyen herhangi bir beklenti olabiliyor bazen. bu şekilde üzüle üzüle sonunda patlıyorum. küfürleşme olayı da agresifliğimin sonucu diye düşünüyorum, gerçekten bardağa son damla düşüp de taşınca böyle oluyor.
0
🌸tom riddle
(08.05.08)
bir insanla duygusal bir ilişki yaşadıktan sonra orta samimiyette iki arkadaş olunmaz. düşmanlık olmasa da arkadaşlık olmaz. en güzeli, duygusal ilişki ömrünü tamamladıktan sonra ilişkiyi "merhaba - merhaba" boyutuna indirgemektir. hattâ mümkünse o kişiyi bir daha görmemektir.

küfürleşme hadisesine gelince, insanı haklıyken haksız duruma düşüren bir şeydir küfür etmek. tutun kendinizi.
0
actionary
(08.05.08)
(3)

canli yayinlara telefonla baglanan unluler.

petekdoku
tartisma olsun sov olsun ya da hangi konuda olursa olsun, bu tip canli yayin programlarinda "konuklarimiza soru sormak icin su numarayi arayin!" diyorlar ve millet aramaya basliyor ve sorusunu soruyor falan...ve fakat bu programlarin bir cogunda ulke capindaki unluler gerek programdaki tiplere jest
tartisma olsun sov olsun ya da hangi konuda olursa olsun, bu tip canli yayin programlarinda "konuklarimiza soru sormak icin su numarayi arayin!" diyorlar ve millet aramaya basliyor ve sorusunu soruyor falan...

ve fakat bu programlarin bir cogunda ulke capindaki unluler gerek programdaki tiplere jest olsun diye, ya da "bana biri laf soktu cevabini vermeliyim!" amaciyla bu programlara baglaniyorlar.

simdi ben sanmiyorum ki bu unluler de millet gibi telefon basinda olayin numarasi dussun diye durmadan numara cevirsinler(yoksa harbiden oyle mi?). nedir bu isin asli? bu unlulerde kanallarin ozel numaralari mi var da direkt o numarayi ariyorlar?

ornegin ben alakasiz bir insan olarak, bu programlarin numaralarini bir sekilde dusurup de, "ben profesor bilmemne, bana laf soktular, cevap vericem?" diye sallasam, benim harbiden de o insan oldugumu nasil anlayacaklar?

ya da bu tip programlarda "abi abla senin hakkinda soyle atip tutacaz, sonra da seni arayip, senin bizi aradigini soolucez." kurnazligi mi var?

simdiden cok tesekkurler cevap veren herkese...
0
petekdoku
(07.05.08)
menajerleri halleder bu işleri. işin içinde olan birisi daha iyi bilir tabii...
0
kimlanbu
(07.05.08)
kanalı arıyorsun, böyle böyle diyorsun, santralden direkt aktarıyorlar. tartışma programlarında falan cevap hakkı doğduğunda kişiyi arayıp "cevap hakkınızı kullanmak istiyor musunuz?" diye sordukları da oluyor.
0
radioheadbanger
(07.05.08)
bir televizyoncu olarak cevap vereyim:

bu tip durumlarda, örneğin bir tartışma programında cevap hakkı doğması ihtimali varsa, program başlamadan önce ilgili kişi aranır. denir ki: "bugün böyle bir tartışma olacak programda, sizi de bağlayabiliriz, uygun mudur?" eğer olumlu yanıt alınırsa, program sırasında yeri geldiği zaman KANAL o kişiyi arar ve bağlantı kurulur. yoksa kişinin kanalı araması söz konusu değil çoğu zaman.

tv'deki o sürpriz telefon bağlantılarının vesaire de çoğu yalan dolan, inanmayın :)

bazen de ne oluyor, beklenmedik bir zamanda o ünlünün bağlanası geliyor. zaten kişi ünlü olunca bir şekilde her kanalda birçok tanıdığı oluyor. programlar müdürünü (koordinatör, her neyse) arıyor mesela, diyor ki: "ben bağlanmak istiyorum, rejiyi bir haberdar etsen de bağlasalar beni."

sonrası malum.
0
actionary
(07.05.08)
(11)

Neden futbol fanatiği olunur?

actionary
Evet, ben futbolla pek arası olmayan biriyim, ama bir spor ve oyun olarak futbolun bu kadar sevilmesini garipsemiyorum.Takım tutma hadisesini de - çok doğal bulmasam da - garipsemiyorum esasında. Ama fanatizme varan futbol taraftarlığını anlamadım gitti. Fanatizmden kastım holiganlık değil, Sözlük't
Evet, ben futbolla pek arası olmayan biriyim, ama bir spor ve oyun olarak futbolun bu kadar sevilmesini garipsemiyorum.

Takım tutma hadisesini de - çok doğal bulmasam da - garipsemiyorum esasında. Ama fanatizme varan futbol taraftarlığını anlamadım gitti.

Fanatizmden kastım holiganlık değil, Sözlük'te de her gün örneklerini görebildiğimiz "kendisini hiçbir şekilde umursamayan bir varlık (işbu durumda futbol takımı) için tanımadığı insanlara hakaret edebilecek kadar gaza gelme" hali.

Nasıl oluyor da oluyor? "22 adam bir topun peşinde koşturuyor işte" boyutuna indirgemiyorum hadiseyi kesinlikle. Ama takım dediğin, futbolcusuyla, teknik direktörüyle, birkaç senede bir neredeyse tamamiyle değişiyor. Demek ki aktif kadrosuyla bir ilgisi yokmuş.

Takımın politikasını, oyununu, transferlerini belirleyen yönetim desen, yönetim de değişiyor? Hayır, zaten çok az taraftar tuttuğu takımın yönetimine küfretmiyor. Yani yönetim de değil takımı bu kadar sevdiren.

Başarı desek? Türk futboluna amatör bir gözle baktığımda, oldukça istikrarsız bir futbola sahip olduğumuzu görüyorum. Birkaç sene tüm dünyayı sallayıp, sonraki birkaç sene aynı başarıların onda birini gösteremeyebiliyor Türk takımları. Demek ki başarıyla da pek bir ilgisi yok.

Peki neyle ilgisi var? Gerçekten sadece o "renklere gönül verme" olayı mı her şey? Eğer öyleyse çok fena, çok fena... Ama öyle olmasa gerek. Taraftara gönül verme mi? E, hepsi Türk halkı işte? Aklımda her takım için bir taraftar stereotipi var, ama en nihayetinde hepsinin ortalaması, ortalama Türk insanı?

Nedir insanlara heyecandan (ve zamanla birbirini nötrleyen sevinç ve üzüntü) başka bir şey yaşatmayan bir takıma olan bu kökten bağlılığın sebebi? Takımı yenilince niye çok üzülür insanlar?

Nedir yahu?!
0
actionary
(06.05.08)
Her insan bir şeyler başarmak ister, düzen çok az kişiye bu fırsatı verir. Çoğu "pil" olarak kullanılır, birey dahi olamaz. Energizer tavşanı kadar anonim oluverir. Sonra mecburen insan o enerjiyi başka bir şeye yönlendirir, aklını kaçırır. Açıklaması budur bence. (Futbol/spor iyidir güzeldir, izlemesi de oynaması/yapması da. Burada neyi söylediğim anlaşılıyor umarım)
(bkz: #12988134)
0
kurukafa
(06.05.08)
Olay sadece "verili spor anlayışı" ile ilgili arkadaşlar. Birilerinin Gladyatör boşluğunu doldurması, her Türk gencinin kendini en az bir konuda uzman sanması gerek. Hep söylerler, ne demiş fakir bir Latin Amerika Ülkesinin başkanı: "3F yeter bu insanara, Futbol, Fiesta, Festival." Bizim durum daha vahim, bize sadece futbol yetiyor. Özetle: Futbol fanatiği olunmaz, futbol fanatiği oldurulur. Budur.
0
inatci kahraman aga
(06.05.08)
Bunun daha vahim bir yani ise toplumumuzda takim tutmayanalarin tam bir weirdo muamalesi gormesidir. ayrimciliktan iceri attirilmali bunlar vallahi.
(bkz: ayrimcilik sucu/1)
0
egotm
(06.05.08)
green street hooligans filmini izlemeni tavsiye ederim. orada taraftarlık olgusunu maç dışında anlatıyor.
"Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım'' demiş mesela metin oktay eheh.
0
x factor
(06.05.08)
egotm
(06.05.08)
Efendi gibi takımını tutana saygım sonsuz ama abartan da çok fazla, holiganları da zaten Allah'a havale ediyorum...

Niye bu kadar çok para dönmesi gerekiyor bu işte ben de onu anlamıyorum, başka sporlarda da oluyor ama futbol abartı yani, bu kadar dengesizliğe kimse birşey demiyor mu, diyemediği içindir belki de...
0
ermanen
(06.05.08)
kesinlikle renklere gönül vermek ile alakalı. elbette sarı ve kırmızı rengi çok sevmek değil bu gönül vermek dediğim. bir şeye tutku ile bağlanmak.

ben de futbola, takımına tutku ile bağlı olmayanları anlamakta zorluk çekiyorum mesela. anlamadım, anlayamayacağım, anlamak için zorlamıyorum kendimi.neyi kaçırdıklarının farkında değiller.

ha kamyonla hobim var, bir o kadar da kitabım. sinema-müzik konusunda da allah'a şükür iki kelime edebiliyorum; siyasetle de ilgileniyorum, üstelik aktifim.

anlatmak istediğim kişiden kişiye, yapıdan yapıya, bakış açısına göre değişiyor.

ben maça gittiğimde, binbir zorluk çekiyorum, uzun yol katetmek zorunda kalıyorum (tekirdağ-mecidiyeköy), hele bir de yağmur-çamursa iyice eziyet haline dönüşüyor; girmesi ayrı, çıkması ayrı dert anlayacağınız. fakat ne zaman ki merdivenlerden çıkıyor, kafamı kaldırdığımda ali sami yen'in çimlerini görüyorum, o an dünyada başka bir yerde olmak istemediğimi fark ediyorum.

bunu anlatabilmem çok zor. bir insanın bana futbolu neden sevmediğini anlatabilmesi de.
0
guybrush threepwood
(06.05.08)
sebebi gayet acık bence..cocukken bir top bulursun yada bakkaldan 500 bin liraya alırsın.sonra bos bir arazi ve alsana spor.cocukken bı cok ınsanın bıldıgı spor seklıdır.voleybol oynayamazsın file yok, basketbol oynayamazsın pota yok gibi nedenlerden dolayı cocuklar sadece futbol a ılgı duymaya baslıyolar..ayrıca bunların dısında futbol gayet ucuz bır spordur.yanı cocuk aıleye deseki ben kayak yapmak ıstıyorum yuzmek ıstıyorum falan dıye.ailenin maddi imkanları cercevsınde gerceklesır bu olaylar..

okulda sadece futbol konusulur.arkadasları ben gs liyim sen hangı takımlısın dedıklerınde cocuk kendı kendıne dusunur ve takım tutması gerektıgını zanneder..o sen hangı takımlısın dıye soran cocukta babasının arkadaslarıyla muhabbettınde duymustur aslında futbol klublerını..

son olarak : bu ulkede hangı takımı tutuyosun sorusu tanısılan bı ınsana burcun ne soru cumlesınden önce sorulabılecek kadar önemlidir kimi cevrelerce..
0
isott
(06.05.08)
guybrush threepwood: işte, o "renklere gönül verme" durumunu biraz açar mısınız? rengin dalgaboyuyla ilgili olduğunu ben de düşünmüyorum, peki ama nedir bu?

ayrıca takım tutmayan birini anlamak kolay olmalı: futboldan uzak büyümüştür, ailesi futboldan hoşlanmıyordur, çocuk futbolu tanımaz, dolayısıyla takım tutmayı yersiz bulur.
0
🌸actionary
(07.05.08)
Aslinda futbol fanatikligi ile futbol takimi fanatikligini birbirinden ayirmak gerekir. Futbol fanatigi bir insan futbola asiri derecede ilgi duyar. Bu diger spor dallari icin de gecerlidir. Ornegin tenis fanatigi insanlar da vardir, F1 fanatigi insanlar da. Bu insanlar futbolla ilgilenmeyebilir ama tenis turnuvalari ya da F1 yarislari oldugu zamanlar televizyonun basindan kalkmazlar, maddi durumlari iyi olanlar bu sporlar icin ulke ulke dolasir. Ornegin bir cok arabanin vin vin vin son surat gidip de birbirini gecmeye calismasi bana sacma gelmesine karsin bunu buyuk bir heyecanla seyreden insanlar var. Yani bir spora ilgi duyuyorsun ve o sporun kurallari yapilis tarzi, yasattigi surprizler sana zevk veriyor ve o spor ile ilgili bir takim ya da sporcuya bir sekilde((bir zamanlar kazandigi buyuk bir basari, bir karsilasmada hakkinin yenmesi, sen cocukken cevrenin(abi, baba, dayinin) o takimi tutmasindan etkilenmek ya da yarattigi ters etki gibi nedenlerle) sempati duyup desteklemeye basliyorsun. Sevdigin bir yazari, sarkiciyi, aktoru, yonetmeni surekli takip edip onlarin yapitlarini seyrederken, dinlerken, okurken aldigin zevkten pek bir farki yok aslinda. Bir spor dalini seversin, o sporla ilgili bir takimi ya da sporcuyu desteklersin ve kazanilan basari ile sevinir, yenilgi sonrasi uzulursun.

Takim fanatikligi ise cok farkli. Futbol fanatigi oldugum ve destekledigim takimimin bir cok macina gittigim icin rahatlikla soyleyebilirim, takim fanatigi insanin aslinda yapilan sporla pek bir alakasi yoktur. Oraya kufur ya da kavga etmeye gider. Hayatta alinan bir cok yenilginin, basarisizligin telafisini destekledigi takimla yok etmeye calisiyordur. Daha fazla yenilgiye tahammulu olmadigi icin destekledigi takimin kazandigi basarilar onu sevindirmektedir ve bu basarinin kazanilmasi icin de gosterilen her yol mubahtir.
0
petekdoku
(07.05.08)
youtube'a erişebilsem fanatizm ve holiganizm hakkında çok iyi bir video linki yollayacaktım. yurtdışında olanlar, youtube'a erişebilenler vs. için söyleyim yine de; arama kutusuna cimbom old boys yazın, izleyin. karşınıza çıkan video holiganlık ile ilgili.

renklere gönül vermek küçük yaşlarda meydana gelen bir şey. 15-16 yaşına kadar futbolla ilgilenmeyip sonradan fanatik olan birini tanımıyorum. herkes kendi çocukluğunda incelenebilir. ben hatırlıyorum çocukken iki apartman arasındaki bahçede uygun ağaçları seçip kale yapardık ve mahallenin abileri ile birlikte burada futbol oynardık. o abilerden biri galatasaray altyapısında oynuyordu ve antreman olmadığı zaman vs. yanımıza gelirdi. bize de galatasaray formaları getirirdi (benim yaş 6-7), ne zaman sarı ile kırmızıyı yanyana görsem aklıma galatasaray gelirdi. evdekilerin de galatasaraylı olduğunu idrak ettiğimde o artık benim vazgeçemeyeceğim takımım olmuştu. şimdi elimden geldiğince maçlara gidiyorum.

uzun lafın kısası, çocuğun o yaşlarda başkalarından gördüğü her şeyi yapmak istemesi, bir şeye (bu durumda renklere) tutkuyla bağlanmak istemesinde yatıyor olay. ben kendim için bu sürecin nasıl geliştiğini anlattım, fenerbahçelisi de beşiktaşlısı da eminimki benzer süreçlere sahiptir. bir de şöyle bir şey var, her ne kadar taraftarları düşman olarak gösterilsele de üç büyüklerden biri bile olmasa, bu lig çok zevksiz olurdu.
0
deckard
(07.05.08)
(6)

Sıfır Pikap Bulunur mu?

actionary
Sıfır pikap (plak çalan aygıt) arasam bulur muyum? Nerede bulurum? Kaça bulurum?
Sıfır pikap (plak çalan aygıt) arasam bulur muyum? Nerede bulurum? Kaça bulurum?
0
actionary
(06.05.08)
sıfır vardır çok pahalıdır.turntable ın başka bir havası var diye fiyatlar tavan
ama bak ikinci el falanda temiz aletler var. urun.gittigidiyor.com
0
omer460
(06.05.08)
sıfır iğne bulunur da plak normal bir insan için çook pahalı.
0
darknum
(06.05.08)
darknum: para hiç sorun değil, neyse veririz


demeyi çok isterdim. :) kaça bulurum acaba, ikiniz de pahalı demişsiniz ama?
0
🌸actionary
(06.05.08)
cgi.ebay.com
al bak buda ikinci el.
0
omer460
(06.05.08)
bulunur. technics yada onkyo dışında birşey bakıyorsan ortalama fiyatlarda denon bulabilirsin.. www.hepsiparis.com
...gibi. bundan başka modellerinide görmüştüm tr de.
ama bide güzel ülkemizde mahalle arası elektronikçi kültürü var. oralarda çok ucuza kapatıcağın gayet güzel 2. el pikaplara ulaşmak mümkün oluyo.
0
la grande
(06.05.08)
hmm bana sözlükten mesaj at. tanıdık bir elektronikçi var. haftaya kendisine uğramayı düşünüyorum. elinde varsa eski bişiy belki uygun bir fiyata satar. benim mesela pikabın otomatik sona gelince kapanma iğne kolunun yuvaya oturtma bozuldu. baktık yapılacak bir şey değil açtım içini nereden geçiyor başlatma kablosu buldum açma kapama için düğme koydum.

yani ucuz 2. el plaklar bu kadar özen istiyor.
0
darknum
(07.05.08)
(4)

Arabaya Rötüş

selimse
Arkdaşlar benim bir beyaz renkte Peugeot 206arabam var. Aldığımda kaputun sağ tarafında çakıl filan çarpasıyla oluştuğunu tahmin ettiğim toplu iğnenin başı kadar bir iki tane boyası kalkmış yer vardı. Önce naapayım ne edeyim filan diye biraz uğraştım sonradan unuttum gitti. Bugün o noktalara bakınca
Arkdaşlar benim bir beyaz renkte Peugeot 206arabam var. Aldığımda kaputun sağ tarafında çakıl filan çarpasıyla oluştuğunu tahmin ettiğim toplu iğnenin başı kadar bir iki tane boyası kalkmış yer vardı. Önce naapayım ne edeyim filan diye biraz uğraştım sonradan unuttum gitti. Bugün o noktalara bakınca paslanma olduğunu gördüm. Bu pasları nasıl temizleyip bu noktalara nasıl rötüş atarım?

Bunun için sanayiye gidilecek kadar önemli değil sanırım çünkü noktalar çok küçük ve 1-2 tane var. Şimdi bunun pasını etrafındaki boyaya zarar vermeden nasıl temizlerim? Bi de üstüne nasıl rötüş atayım? Araba kar beyazı rente olduğu için aklıma oje, daksil /type exx veya buzdolabı boyaları filan geldi. Bu aralar bakımı filan gelse arabanın bakıma gitmişken rica eder, onları da ücretsiz hallettirirdim sanırım da şimdi servise götürmek biraz abes kaçar sanırım...
0
selimse
(05.05.08)
rötüs boyasi alsan bence daha iyi edersin. ustelik 10 ytl gibi bir fiyata. hem elinde bulunmus olur. www.hepsiburada.com
0
trimpot
(05.05.08)
mazot pası atar ve boyayıda besler.
bisikleti çıkardığımda böyle temizliyorum ben, arabada bir şey farkeder mi bilmiyorum.
0
gregory
(06.05.08)
Evet rötüş boyası diye bi şey satıyolarmış ve çok da makul fiyata imiş teşekkürler trimpot.

gregory ben de başka bi yerden gaz yağı filan diye duymuştum. Bu mazot veya gaz yağının arabanın boyasına zararı olmaz mı acaba???
0
🌸selimse
(06.05.08)
"sanayiye gidilecek kadar önemli değil" demişsiniz ama, korozyon küçücük (iğne deliği kadar) bir yerden başlar, haberiniz olmaksızın boyanın altında yayılır ve kaportayı çürütür. çok önemli bir şeydir yani.

eğer uzun süre önce başladıysa bu durum, sanayiye götürüp, boyayı kaldırtıp, korozyonu temizleyip tekrar boyatmanızı tavsiye ederim. veya değiştirilebilir bir parçaysa değiştirin, n'olcak?
0
actionary
(06.05.08)
(6)

gizemli güvenlik edevatı problemi

dehri
öncelikle hırsız olmadığımı belirtmek isterim. şöyle oldu; yeni doğmuş olan yeğenime taa karşıdaki karfur mağazasından bir tulum aldım. sonra eve geldim, hediye paketi yapacaktım ki üzerinde o alarm benzeri zımbalanmış dikdörtgen güvenlik edevatlarından var. kasiyer bunu sökmeyi unutmuş, nasıl oluyo
öncelikle hırsız olmadığımı belirtmek isterim. şöyle oldu; yeni doğmuş olan yeğenime taa karşıdaki karfur mağazasından bir tulum aldım. sonra eve geldim, hediye paketi yapacaktım ki üzerinde o alarm benzeri zımbalanmış dikdörtgen güvenlik edevatlarından var. kasiyer bunu sökmeyi unutmuş, nasıl oluyorsa çıkarken alarm falan da çalmadı. yarın yeğenimin doğum yeri olan izmir'e doğru yola çıkıyorum, taa karşıdaki karfura bi daha gidemem. benim bu aleti (resmi ekte) ilkel yollarla sökme ihtimalim var mıdır? bu elemanların çalışma prensibi hakkında fikir sahibi olan var mıdır?

aletin markası check-tag, "rf sert etiket" diye isimlendirilmiş.
0
dehri
(05.05.08)
ilkel yollarla sökün ki? n'olacak ki? mağazadan çıkmışsınız bi' kere?
0
actionary
(05.05.08)
O 2 parçanın birbirinden ayrılmasını sağlayan kasadaki aygıt manyetik olarak çalışıyor mekanik değil, o kadarını biliyorum.
0
ref
(05.05.08)
git bir mağazaya; 'abe bunu karşıdan aldımda sökmeyi unutmuşlar bi el atin' tanidik olursa 'hırsız zannetmesinler lan' sorunuda olmaz.
0
05
(05.05.08)
pense, kerpeten kullanarak kırarak sökebilirsiniz.başımıza gelmişti bir kere gayet söküldü bir müddet sonra ;)
0
prodeq
(05.05.08)
yahu benim olsa çoktan matkapla inmiştim tepesine de.. hediye ya, delinmesin sünmesin istiyorum. yine de son çare bi zorlamayı planlıyorum, vakit daraldı.

teşekkürler.
0
🌸dehri
(05.05.08)
onlar mağazaların çoğunda da kırılarak, deforme edilerek çıkarılabiliyor. 2 kere kot, 1 kere de kazak aldığımda unutmuşlardı.

sökmek için yan keskiyle girişin direk. plastiğini deforme ettiğinizde metal çubuk serbest kalıyor. sağlam bir kerpetenle direk metal çubuğu kesmeyi de deneyebilirsiniz.
0
kimlanbu
(05.05.08)
(6)

Ney mi, klarinet mi?

actionary
Merhaba,İleride müzik kayıtlarımda kullanmak için büyülü bir üflemeliye ihtiyacım var, ve başkasının keyfini beklemeden kendim kaydedebilmek istiyorum. Dolayısıyla bu ikisinden birini az da olsa öğrenmem gerekiyor.Genelde ambiyans için kullanacağımdan, öyle taksime, soloya kalkmayacağımdan, ikisini
Merhaba,
İleride müzik kayıtlarımda kullanmak için büyülü bir üflemeliye ihtiyacım var, ve başkasının keyfini beklemeden kendim kaydedebilmek istiyorum. Dolayısıyla bu ikisinden birini az da olsa öğrenmem gerekiyor.

Genelde ambiyans için kullanacağımdan, öyle taksime, soloya kalkmayacağımdan, ikisini de yapabileceğime inanıyorum (ikisinden de ses çıkartmayı başardım, "ses çıkartma" mevzuunu hemmen geçelim (= ).

Hah, hangisine eğileyim? İkisini de birbirinden çok seviyorum, ama hangisi daha fiğzıbıl olur? Aradığım özellikler şunlar:

1. Ses aralıkları
2. Öğrenim kolaylığı
3. Performans / Fiyat
4. Kayıt kolaylığı (Mikrofonlama vs.)
0
actionary
(05.05.08)
tamamen bir müzik dinleyicisi olarak fikrimi belirtmek istiyorum naçizane. "ney" daha iyi gibime geldi.

ha calma-öğrenme zorluğudur, siz ne dersiniz bilemem. ama neyin daha zor öğrenildiğini duymuştum.
0
schimsonique chaiselongue
(05.05.08)
aralarindaki en basit 3 farki soyleyim:
1)klarneti bilmiyorum ama neyden ses cikarmak icin bir kac haftani vereceksin. temel notalari cikarmak icin ise bir kac ayini-belki de yilini- vereceksin; kendimden biliyorum. klarnette sesin bu kadar uzun ciktigini zannetmiyorum.
2) ney calmayi ogrenirken, karsina paso ilahiler gelecek, ilahileri calacaksin; gittigin kurslarda da mutaassip insanlar ve sohbetlerle karsilasacaksin. ben acikcasi bunu kaldiramadim, biraktim neyi filan, na orada duruyor ogrenciyken bok gibi para verdigim ensturman.
3)neyin bakimi zordur, sonucta bildigin su kamisi. cok hassas davranman gerekir, bi yere carptiginda onu mefta olacak; klarnette boyle bir sorun yok. bakimi da nasildir bilmiyorum.

edit: sorularina yanit vermemisim; vermeye calisayim.
1. ney icin ses araligiyla ilgili sunu soyleyebilirim, portenin en altindaki ve en ustundeki cizgilerden daha fazlasinin sesini cikartamiyordum ben-1 8-9 ay ugrastim yanilmiyorsam o ensturmanla.
2. ogrenim kolayligina yukarida deginmistim ama bir de ara sesler -diyez, bemol vs.- cikarmak icin kimi yerlerde deligin yarisini kapatiryorsun, kimi yerlerde basin ve baspare arasinda 90 derecelik egim vermen gerekiyor. bazen de dudagini saniyede bilmem kac titreteceksin falan filan...
3. iyi birsey almak istiyorsa, kafadan 200 dolleri gozden cikarmalisin. zaten daha sonra basladigin neyin yerine bir ust modelini almalisin. kiz ney den baslanur mansurla devam edilir genellikle vs..
4. bizim hoca studyoda kaydediyordu bunu, :S
0
egotm
(05.05.08)
xaphoon al, çal.
(bkz: xaphoon) (pocket sax olarak da bilinir, ufacık, taşınabilir ama klarinet gibi sesi olan bir enstruman)
youtube.com
youtube.com
0
kurukafa
(05.05.08)
çok teşekkürler. ney - klarinet arasında klarinet bana da daha mantıklı görünmüştü zaten.

ama kurukafa'nın önerisi de hiç fena görünmedi. dinledim, izledim, şahane sesi var xaphoon'un. türkiye'de bulunabilir mi? fiyatları nasıldır?
0
🌸actionary
(05.05.08)
kurukafa,
bir ekşi duyuru sorusuna verdiğiniz cevabın sonucunu hiç bu kadar kısa sürede almış mıydınız bilmiyorum ama, xaphoon siparişimi verdim amazon'dan :)
teşekkür ederim.

48$ alet, 17$ shipping, toplam 65$.
0
🌸actionary
(05.05.08)
benim daha iyi bir teklifim var; sifir maliyetle al sana ensturman:

youtube.com

adamin diger videolarinda da baska sebzelerden yapilmislari var.

kurukafa'da notalarin yerini bulur, al sana ev yapimi ensturman :P
0
egotm
(05.05.08)
(4)

laptop önerisi

reeper redeemer
kdv dahil fiyatı maksimum 1000 dolar civarı; çok fazla yeni oyunlarla, kastıran programlarla işi olmayacak bi laptop almak istiyorum. hangi marka/modelleri önerirsiniz?
kdv dahil fiyatı maksimum 1000 dolar civarı; çok fazla yeni oyunlarla, kastıran programlarla işi olmayacak bi laptop almak istiyorum. hangi marka/modelleri önerirsiniz?
0
reeper redeemer
(04.05.08)
tavsiyem, ACER olmasın kesinlikle.

ben sorduğumda aldığım tavsiye, HP pavilion mu ne var, o olmasın kesinlikle.

bir de vestel, beko gibi yerli mallar olmasın.

packerd bell, lg, asus, toshiba, fujutsi siemens vs. kıyaslanabilir sanırım. MSI fiyat olarak iyi ama kalitesi nasıl, ben sordum cevap alamadım.

bence packerd bell hem iyi bir izlenimi var piyasada, hem şekli şemali güzel hemide fiyatları normal (vatan a bak, bir de hepsiburadada 988 ytl bir modeli var fena değil gibi.)
0
alchemistt
(05.05.08)
packard bell'in genel olarak malzeme kalitesi pek iyi degil. yani hesapli modellerin plastigine dokundugun zaman kalitesiz malzeme hissi duyabilirsin.

lg, asus, hp, toshiba gibi markalarin cogu modelinin malzeme kalitesi iyidir. malzeme kalitesi olarak hp ve toshiba daha cok one cikiyor ve markadan dolayi da fiyatlari ayni ozelliklerde olmasina ragmen diger markalara gore pahali oluyor. alchemistt'in dedigi gibi acer ve yerli markalardan uzak dur bence de.

kaliteli markalar arasinda da fiyat olarak lg ve asus one cikiyor. lg'nin ozellikle son zamanlarda cikardigi modellerde tasarim da iyi. asus'un sade ama guzel tasarimi vardir. bu iki marka fiyat/performans olarak hp ve toshiba'dan daha mantikli zira ayni ozellikler icin toshiba marka bir modele en azindan 150-200 dolar verirsiniz. benim onerim deneyimi ve kalitesini de du$unursek Asus olur. sonucta 1000$ bile olsa iyi para (interrail icin para biriktiren birine 1$ bile iyi paradir hehe) o yuzden malzeme kalitesini de goz onunde bulundur derim. eger istedigim modeli bulabilseydim toshiba yerine asus alirdim diyeyim ve bitireyim :)
0
dengesiz pamuk
(05.05.08)
paylaşımlı ekran kartı sorun olmayacaksa asus'un vardı bir modeli, 1050$ mıydı neydi...

sonra, yetkili servisi ne durumdadır bilmiyorum ama, msi var, babam kullanıyor bir süredir. fiyatına göre gayet iyi. msi notebook'lar daha ucuz.
0
actionary
(05.05.08)
acer'dan herkes nefret ediyor ama ben (uykulu bir arkadaşım karanlıkta görmeyip tekme atana kadar) memnun kaldım, tekmeyle de bileşenleri değil adaptörü bozuldu zaten.. sorunsuz çalışan birkaç kişi daha biliyorum, ama şans işi, her markanın adı çıkıyor zaman zaman..

msi ucuz ve işlevsel oluyor kendimden ve diğer kullananlardan gördüğüm kadarıya.. tanıdıklarım arasında ciddi bir problemle karşılaşan görmedim.. malzeme kalitesi biraz düşük gibi geliyor ama kullanıma gelince 6 aydır nadiren restart ederek kullanıyorum, hiç sorun yaşamadım.. servisi oldukça ilgili ama sadece istanbul ve izmir'de var diyorlardı ben aldığımda, şimdi durum nedir bilmiyorum..

oyun vs. değil daha ortalama bir kullanım amaçlıyorsanız msi tavsiye ederim, aynı fiyat aralığında daha iyi performans sahibi bir laptop almanız mümkün..
0
sharpenter
(05.05.08)
(2)

Evde Kayıt için Davul programı?

there is nothing left for me
Evet soru gayet net. Gitarımı, processorümü bağladım bilgisayara, "Cool Edit Pro" olsun, "Audacity" olsun kaydediyorum track track çaldıklarımı. Lakin davul işini nasıl yapıcam bilmiyorum. Böyle midi'den biraz daha gerçekçi bateri programlıyabileceğim, kolay, kullanışlı program arıyorum.
Evet soru gayet net. Gitarımı, processorümü bağladım bilgisayara, "Cool Edit Pro" olsun, "Audacity" olsun kaydediyorum track track çaldıklarımı. Lakin davul işini nasıl yapıcam bilmiyorum. Böyle midi'den biraz daha gerçekçi bateri programlıyabileceğim, kolay, kullanışlı program arıyorum.
0
there is nothing left for me
(01.05.08)
işinize yarar mı bilmem ama, fl studio nun davul tonları fena sayılmaz, ben kurmadım ama, bir sürü de enstrüman plug-in'i mevcut. çok profesyonel işler yapmayacaksanız fl işinizi görür.
0
schimsonique chaiselongue
(01.05.08)
vsti tavsiye ederim. bfd ve drum kit from hell gibi aşmış davul vsti'ları var, ama tonlanmamış geldiklerinden, aşırı derecede uğraştırır. miksaja, tonlamaya yabancı biri randıman alamaz.

onun yerine "ez drummer" adlı yazılımı tavsiye ederim. bildiğim kadarıyla drum kit from hell'in basitleştirilmiş ve tonlanmış hali. boyutu da küçük. yalnız fl studio gibi bir sequencer gerekli.
0
actionary
(01.05.08)
(3)

kombinezon? kombinasyon?

scope
Bugün derste hoca sakin sakin ders anlatırken, birden "x tabloları ile y tablolarının kombinezonu" gibi bir cümle kullandı. Ben içimden "auheakoeuyaehue" diye yarılırken etrafta 1 kişinin bile en ufak sırıtışını göremedim. Kombinezon kadınların giydiği seksi gecelik gibi bişey değil mi? O cümlenin d
Bugün derste hoca sakin sakin ders anlatırken, birden "x tabloları ile y tablolarının kombinezonu" gibi bir cümle kullandı. Ben içimden "auheakoeuyaehue" diye yarılırken etrafta 1 kişinin bile en ufak sırıtışını göremedim.

Kombinezon kadınların giydiği seksi gecelik gibi bişey değil mi? O cümlenin doğrusu kombinasyon kelimesi ile olmamalı mıydı? Ben mi çok fesatım? Hoca mı çok dalgın? Nedir ne değildir?
0
scope
(01.05.08)
aynı şey. türkçe'ye ilk "kombinezon" olarak girmişti. aslında aparıldığı dilde bir adet olan bir sözcüğün aparıldıktan sonra kullanım alanına göre fiziken farklılaşması durumu var burada. counter strike oynayan çocukların "haydi kontöre gidiyoz," değil de "haydi gantıra gidiyoz," demesi, ya da spikerin "ani bir kontör atak," yerine "ani bir kontratak," demesi gibi.
0
boshi
(01.05.08)
türkçe kombinasyon olarak bildiğimiz matematik-istatistik şeysine kombinezon diyor dallama fransızlar. biz de lisede öğrenirken garipsemiştik. hoca fransız eğitimi felan almışsa normaldir diyorum yani.
0
ben de bir gun yazar olurum belki
(01.05.08)
ayrıca eskiden savaş pilotlarının giydiği tulumlara (g-suit) "pilot kombinezonu" denirmiş. sanırım "çok parçalı giysi" anlamında kullanılıyor kombinezon.
0
actionary
(01.05.08)
(1)

OTF ya da opentype font

bull
netten otf uzantılı bir font buldum. indirdim... ama nasıl kullanabileceğimi bilemedim.sözlük de bu konuda çok açıklayıcı olmadı açıkçası. neyse nasıl kullanılır? ne yapılır? filan falan. bu arada XP kullanıcısıyım haberiniz olsun.
netten otf uzantılı bir font buldum. indirdim... ama nasıl kullanabileceğimi bilemedim.

sözlük de bu konuda çok açıklayıcı olmadı açıkçası.
neyse nasıl kullanılır? ne yapılır? filan falan.

bu arada XP kullanıcısıyım haberiniz olsun.
0
bull
(01.05.08)
windows xp'de .otf formatlı fontları kullanabilmeniz için adobe type manager (atm) yüklemeliymişsiniz. vista'da bu özellik native imiş.

www.adobe.com
0
actionary
(01.05.08)
(8)

Tel örgü üzerindeki kablo montajı..

karga tdi
Şimdi efendim ekte gönderdiğim fotoğrafta tel örgünün üzerinde bir kablo var, bu kablo tam tel örgünün bağlandığı direğin hizasında aşağı doğru çekilmiş ve üçgen biçiminde üç köşesinden elektrikçi kılçığı ile sıkıca bağlanmış. Şimdi bu bahsettiğim tel örgü yaklaşık 100-150 metre uzunluğunda var. ve
Şimdi efendim ekte gönderdiğim fotoğrafta tel örgünün üzerinde bir kablo var, bu kablo tam tel örgünün bağlandığı direğin hizasında aşağı doğru çekilmiş ve üçgen biçiminde üç köşesinden elektrikçi kılçığı ile sıkıca bağlanmış.

Şimdi bu bahsettiğim tel örgü yaklaşık 100-150 metre uzunluğunda var. ve tel örgünün her direğinde kablo bu şekilde montajlanmış. Sorum ise şu: Neden bu kablo direk hizasında bu şekilde montajlanıyor? Yani bu şekilde daha uzun bir kablo kullanmanın mantığı nedir?

NOT: Genleşme payı olduğunu sanmıyoruz zira kablo ters üçgenin üç köşesinden de çok sıkı bağlanmış ve çok gergin.

Boş beleş bir soru olduğunu düşünebilirsiniz ama bu konuda bilgisi veya fikri olan varsa ve paylaşırsa çok sevinirim. Teşekkürler.
0
karga tdi
(30.04.08)
yarın bir gün araya o kablo vasıtası ile enerji alacak bir malzeme bağlandığı zaman ekstradan kabloya ek yapmamak için bu şekilde bağlanmış olabilir. amaç kabloda pay bırakmak. 150 metrede en olası bu geldi benim aklıma.

ya da tesisatı çeken vatandaş kendince figür yapmış
başka bir amacı olsn sanmıyorum.
0
tiny axe
(30.04.08)
kablo israfında çok kelepçe israfı yapılmış gibi geldi bana ama işin özü nedir nedendir bilemedim.
0
insanimsi
(30.04.08)
ben de cok merak ettim bayadir dusunuyorum ama henuz cozemedim. bu ne kablosu ve arkasi neresi acaba? bunlar belki biraz daha aydinlatabilir.

onun disinda kablonun direge degip a$inma ihtimali aklima geldi ama cok da iyi bir sonuc degil.
0
safepassage
(30.04.08)
Böyle bişi buldum gayet alakalı olabiler:
Strain-Sensitive Cable

Strain-sensitive cables are transducers that are uniformly sensitive along their entire length and generate an analog voltage when subject to mechanical distortions or stress resulting from fence motion. They are typically attached to a chain-link fence about halfway between the bottom and top of the fence fabric with plastic ties.

www.nlectc.org
0
nicin ben
(01.05.08)
olası kuvvetli bi rüzgarda direklerin yerlerinden oynaması durumunda kablo zarar görebilir, direkle tel arasına sıkışabilir, soyulabilir. sonracıma yine metal direkte vuku bulacak olası paslanma, korozyon vs. durumlarında, kablo direğe değerse zarar görebilir. bu sebeplerden olsa gerek.
0
crayze horse
(01.05.08)
benim aklıma şu geldi:

mesela tel örgülere otomobil girmesi veya fırtına gibi tel örgüleri gerecek/parçalayacak durumlarda kablonun kopması gereksiz elektrik şoklarına sebep olabilir. öyle durumlarda böyle her direk başında bir bolluk bırakmışlar ki, mesela araba örgülerden içeri girip kabloyu çektiğinde her bir tyer-up (plastik kelepçe?) kırılsın ve kabloya hareket payı kalsın.
0
actionary
(01.05.08)
ayrıca, şu da olabilir:

kablonun bir şekilde hasar görmesi durumunda sadece hasar gören kısım kesilip atılır; açıktaki iki uç, bırakılan pay sayesinde birbirine tekrar yaklaştırılabilir ve kablonun tamamı değiştirilmeden onarım yapılmış olur.
0
actionary
(01.05.08)
süpersiniz, teşekkürler :)
0
🌸karga tdi
(01.05.08)
(13)

bogaz kopruleri ile ilgili

isleten adam
bogaz koprulerinden gecerken icinde bulundugum arac neden cuk gibi bir asagi bir yukari sallaniyor. otobusler daha cok sallaniyor. ozel araclar da sallaniyor. hepsi sallaniyor. 129t ile yolculuk ediyordum. telefon caldi. arayan arkadasimdi. nasilsiniz dedi. sallaniyorum dedim. bogazici koprusundeydi
bogaz koprulerinden gecerken icinde bulundugum arac neden cuk gibi bir asagi bir yukari sallaniyor. otobusler daha cok sallaniyor. ozel araclar da sallaniyor. hepsi sallaniyor. 129t ile yolculuk ediyordum. telefon caldi. arayan arkadasimdi. nasilsiniz dedi. sallaniyorum dedim. bogazici koprusundeydim. ruzgardan olabilir aman dikkat edin dedi. tamam dedim.

fatih sultan mehmet koprusu de sallaniyor. 500t'ye biniyorum ara sira. sallanmadan durmuyor. surekli bir hareket. otobuslerde ibneligine boyle bir alet mi var diye dusundum. yokmus.

neden oluyor bu?
0
isleten adam
(30.04.08)
asma köprü olduklarından?
0
arwear
(30.04.08)
köprünün esneme payı var
0
efruz
(30.04.08)
mühendis olmadığımdan tam olarak ne işe yaradıklarını bilmediğim, belirli aralıklarla köprünün üzerinde olan enine demir çubuklardandır o.. köprüyü geçtiğiniz araç küçükse ve süspansiyonu da iyiyse pek hissetmiyorsunuz ama otobüslerde çok fazla sallantıya neden oluyorlar.. gerçekten neye hizmet ettiklerini bilmiyorum ama böyle bir oluşum var..

şimdi düşündüm de tam olarak emin değilim onların demir çubuk olduğundan. ama kesinlikle belirli mesafelerde aralıklı konulmuş birşey var orada, sadece ne olduğunu bilmiyorum.
0
demcan
(30.04.08)
ruzgar var, ustunde o kadar yuk var fln dogal gayet.
0
bryan fury
(30.04.08)
bakın bu da sallanıyor, hatta sallantıdan yıkılıyor sonunda.. rüzgardandır heralde boğaz köprülerinin de hareketi..

youtube.com

yorumlarda da rüzgardan olduğunu belirtmişler, vay anasını koca köprü oyuncak gibi sallanıyor rüzgardan...
0
metox
(30.04.08)
otobanda da hareketsiz duran dolu bir otobüs, geçen tırlar nedeniyle beşik gibi de sallanabiliyor, gördüm.
ayrıca köprülerin otoban gibi bir köke sahip olmadığını da düşünürseniz, normal yani :)
0
oceano
(30.04.08)
mühendis musveddesi olarak söyle diyim, sallanmazsa problem vardır. Esneme payları vardır ki rüzgara yüke ve depreme direnç göstermesin köprü. Rahat rahat sallansın, sağı solu kırılmasın diye.. Hatta bunlar yazın uzar kışın kısalır falan, ben o derse girmemiştim. Nat Geo izleriz bol bol :)
0
blackmore
(30.04.08)
arkadaşın sorduğu yolun sallanması değil de yoldaki tümseklerden dolayı aracın sallanması sanıyorum. bunun sebebi köprünün, belli aralıklarla biraraya getirilmiş bloklarla oluşturulması sanıyorum. bu blokların birleşme noktalarında tümsekler oluşuyor afsalt üzerinde.
0
chavezding
(30.04.08)
ben de aynı şeye dikkat etmiştim, kanımca bu durum (içinde bulunduğumuz aracın sallanma sıklığı da göz önüne bulundurulduğunda) köprünün bağlı olduğu halatlardan kaynaklanıyor. köprü-halat bağlantı noktalarında sanırım köprünün zemini çok az da olsa daha yüksek.
0
weeping guitar
(30.04.08)
o ruzgardan yıkılan kopru rezonansa giriyor. bahsi gecen agırlıklar da bu rezonansı onlemek amaclıdır. sallantıyı trafikte sıkısıp da durmak zorunda kalınca araclardan olmadıgını anlarız.
0
bryan fury
(30.04.08)
bu arada rezonans, titreşimin kendi kendisini güçlendirmesidir.
0
actionary
(01.05.08)
rezonans kotu biseydir.
0
bryan fury
(04.05.08)
rezonans; uygulanan degisken yukun frekansının cismin dogal frekansına esit oldugu andır. kırılır genelde.
0
bryan fury
(04.05.08)
(2)

Telefon ahizesi hoparlörünün frekans cevabı

actionary
Ahizelerde kulağımıza dayadığımız kısımdaki hoparlörün yaklaşık frekans cevabı nedir?
Ahizelerde kulağımıza dayadığımız kısımdaki hoparlörün yaklaşık frekans cevabı nedir?
0
actionary
(30.04.08)
doğru mu anladım:

www.csgnetwork.com
0
enola gay
(30.04.08)
maalesef yanlış abi :)

bildiğimiz hoparlörün bildiğimiz ses dalgası frekansı cevabı şeyi zincirleme isim tamlamasını soruyorum ben :)
0
🌸actionary
(01.05.08)
(4)

Cep telefonu görüşmesinde gecikme (latency)

actionary
Kısa mesafeli görüşmelerde 0.30 saniye civarında olan, okyanusaşırı görüşmelerdeyse bazen 3 saniyenin üstüne çıkabilen gecikmenin sebebi nedir? Bu gecikmeyi en aza indirmenin (~0.10s) - operatör tarafında - bir yolu var mıdır?
Kısa mesafeli görüşmelerde 0.30 saniye civarında olan, okyanusaşırı görüşmelerdeyse bazen 3 saniyenin üstüne çıkabilen gecikmenin sebebi nedir? Bu gecikmeyi en aza indirmenin (~0.10s) - operatör tarafında - bir yolu var mıdır?
0
actionary
(24.04.08)
çünkü kablo yok. sebebi sesin dalgaya çevrilip baz istasyonuydu falan derken uyduya gidip aynı yoldan gideceği yere gitmesi.
0
kibritsuyu
(24.04.08)
yok, ben kısa mesafeli görüşmelerdeki latency'yi engelleme yolunu soruyorum. onda uydu girmiyor işin içine.
0
🌸actionary
(24.04.08)
e yine aynı nedenden. telsiz gibi direkt cihazdan cihaza gitmiyor ki sinyal. cihazdan baz istasyonuna gidiyor, orada nereye gideceğine kadar veriyor oranın baz istasyonuna gidiyor. oradan cihaz bulunup cihaza gidiyor.
0
kibritsuyu
(24.04.08)
ya, ben soruda "0.30 milisaniye" yazmışım. halbuki "0.30 saniye" olacaktı. düzelttim.

hah, 0.30 saniye büyük bir gecikme. bunu azaltmanın imkanını soruyorum işte ben. bana öncelikli bir bandwidth ayırsa mesela Turkcell, 0.10s ve altı latency'lerle konuşabilir miyim?
0
🌸actionary
(24.04.08)
(5)

GSM Alıcı / Verici Devreleri Piyasada Bulunur mu?

actionary
GSM Alıcı / Verici Devreleri Piyasada Bulunur mu? Nerede bulunur?
GSM Alıcı / Verici Devreleri Piyasada Bulunur mu? Nerede bulunur?
0
actionary
(24.04.08)
cep telefonu adıyla satmıyorlar mı onları?
0
ozdek
(24.04.08)
:) ama cep telefonunda gereksiz birçok teçhizat var. yok efendim hafızadır, ses birimidir (mp3, radyo filan)... ben en yalın halini arıyorum. kendi telefonumu yapıcam (yok artık).
0
🌸actionary
(24.04.08)
alibaba.com 'da olmasi lazim.
0
disq
(24.04.08)
açtığın başlıklara bakılırsa gsm kontrollü bomba yapacaksın (yok artık). alibaba.com'da bulabilirsin. internette biraz eşinirsen de devre şemasını bulur bi elektronikçiye kendin yaptırırsın.
0
thechosenone
(24.04.08)
eheh, bomba yapmayacağım yahu. fizikçiyim ben (6. sene, mezun değilim henüz). o yüzden ilgileniyorum böyle elektromanyetik şeylerle.
0
🌸actionary
(24.04.08)
(8)

Mıknatıs Gibi Madde

ermanen
1. Bazı metalleri çekme özelliği olan mıknatıs gibi başka maddeleri çekebilme özelliği olan başka bir madde veya birşey var mı?2. Mıknatıs özelliği olan başka maddeler var mı?
1. Bazı metalleri çekme özelliği olan mıknatıs gibi başka maddeleri çekebilme özelliği olan başka bir madde veya birşey var mı?

2. Mıknatıs özelliği olan başka maddeler var mı?
0
ermanen
(23.04.08)
elektrikle miknatislama diye bir olay var mesela..
0
safepassage
(23.04.08)
şimdi mıknatıs diye bir madde yoktur, mıknatıs bir genellemedir halk dilinde. kobalt vardir, manyetit vardir bilimum agir metaller vardir.
yani kisaca miknatis ozelligi gosteren maddelere biz miknatis diyoruz aslinda.

ayrica safepassage in da dedigi gibi bu ozelligi tasimayan maddeleride bu ozellige sahip yapabiliyoruz. yani bir tarakta miknatis olabilir kagit parcalarina karsi.
0
theli
(23.04.08)
hardiskin içini açmıştım bir keresinde.içinden iki parça mıknatıs çıkmıştı.accayip kuvvetliydi.daha önce hiç o kadar kuvvetli mıktanıs görmemiştim.ilginç...
0
omer460
(23.04.08)
@omer460 harddiskler buyuk manyetik kuvvetlerle yazim yaparlar zaten. oyle olmasi normal :)
0
safepassage
(23.04.08)
mıktanısları sana anlatmaya çalışsam 95 sayfalık slideshow'u özetlemem gerekir ama kısaca, elektron dizilimine bağlı olarak acaip kuvvetli ve azıcık kuvvetli, hatta net sıfır kuvvete sahip malzemeler var.


metallerin hemen hepsi mıknatıs olarak anılabilirler (mühendislik uygulaması olmadığı için çoğu pek önemsenmez o ayrı).
0
darknum
(23.04.08)
çok genel sormuşsun da özet bişeyler söyleyim, mıknatıs sadece 3 elementi çeker demir,nikel,kobalt. harddiskin içindeki mıknatısın adı neomidyum hayvan gibi güçlüdür, pahalıdır da.
0
sourlemonade
(23.04.08)
1. bildiğimiz kadarıyla yok. kütle çekimi var, her şeyi çekiyor; ama o başka tabii.

2. daha önce de söylendiği üzere ferromanyetik özelliğe sahip her metal mıknatıstır. diğerleri elektromanyetizma yoluyla elektromıknatıs haline getirilir filan.
0
actionary
(23.04.08)
Aslında mıknatısı, mıknatıslanmayı, elektromıknatısı, elektromanyetizmayı, ferromanyetik maddeleri biliyorum ben sadece farklı bir şeyi madde bazında soruyorum
0
🌸ermanen
(23.04.08)
(3)

iriver clix2

feelindivine
arkadaslar amerika'dan iriver clix 2 getirtmeyi planliyorum da kendisini nasıl bilirsiniz?kullananınız var mı?ses kalitesi soylenildigi kadar iyi mi?
arkadaslar amerika'dan iriver clix 2 getirtmeyi planliyorum da kendisini nasıl bilirsiniz?kullananınız var mı?ses kalitesi soylenildigi kadar iyi mi?
0
feelindivine
(21.04.08)
iriver ise gözün kapalı alabilirsin.
0
actionary
(21.04.08)
t60 kullanıyorum. mutluyum.
0
insanimsi
(21.04.08)
afedersin ama iriver sicsa alirim. boyle yani bu. sen de al
0
safepassage
(22.04.08)
(7)

ada vapuru yandan carkli - oneri

entrapmen
Bu carsamba tatil olmasindan kelli adalardan birisine gideyim diyorum ama hangisine gideyimi bilemiyorum. Boyle sevgiliyle gidilip rahatsiz edilmeden 3-5 saat gecirilebilecek, piknik yapilabilecek olani su tarih itibariyle sizce hangisidir? Hepsine gitmisligim var ama uzun zamandir gitmiyorum hicbir
Bu carsamba tatil olmasindan kelli adalardan birisine gideyim diyorum ama hangisine gideyimi bilemiyorum. Boyle sevgiliyle gidilip rahatsiz edilmeden 3-5 saat gecirilebilecek, piknik yapilabilecek olani su tarih itibariyle sizce hangisidir? Hepsine gitmisligim var ama uzun zamandir gitmiyorum hicbirisine.

Aklimdan gecen Heybeliada ama Buyukada'da dilburnu vardi bi de? Ne dersiniz? Ne yapsam etsem?

Hangisini onerirseniz pikniklik oturmalik yer olarak da oneride bulunursaniz sevinirim.

(Goz onunde bulundurulmasi gereken bazi ufak zimbirtilar; hava sicakligi 20C derece uzerinde olacak muhtemelen. Cok yuruyup telef olmak istemiyorum, bisiklet kiralama sansim sevgili kullanmayi bilmediginden yok, faytoncularda iyi geciriyordu en son -degistiyse bilmem-)
0
entrapmen
(21.04.08)
büyükada her zaman yeterince büyüktür derim :)
0
actionary
(21.04.08)
büyükada iyi güzel de artık fayton trafiği çekilmez hale geldi. o atların pislikleri de ayrı dert. ben olsam kınalıada'yı tercih ederdim.
0
deckard
(21.04.08)
burgazda kalpazankaya muhteşemdir..yürürsünüz biraz ama emin olun değer..
0
erostrada
(21.04.08)
heybeliyi soyleyen olmamis ilginc. buyukadaya gideyim bari. kinaliyi pek dusunmuyorum acikcasi. cevap verenler icin tesekkurler. ekstra fikirlere halen acigim.
0
🌸entrapmen
(21.04.08)
e ama heybeliada değirmenburnu plajı. hem az yürüyorsunuz iskeleden çıkınca (15dk en fazla) hem yokuş çok az. hem de büyükada ya göre çok daha sakin ve tenha heybeli.
0
raj
(21.04.08)
Kimse Aya Yorgi dememiş, ben demiş olayım. (Büyükada)
Merkezden Aya Yorgi faytonla 16 YTL. Faytonun bıraktığı yerden tepeye tırmanmak 20 dk.
0
inatci kahraman aga
(21.04.08)
büyükada/aya yorgi derim. faytona biraz para bayılırsın, ama tepeye ulaşınca değdiğini görürsün. tepede güzel bi de lokanta var, piknik havasında. köftesi ve şarabı güzeldi diye hatırlıyorum. oradan günbatımını izlemek de zevkli oluyor. sevgiliyle gitmek için ideal.
0
strateji
(21.04.08)
(2)

zoom ölçüsü

tabudeviren
mesela optik zoom...10x optik zoom aradaki mesafeyi 10 parçaya bölüp 1 parça mesafeden çekim yapıyormuş gibi mi oluyor? böyle mi bu?
mesela optik zoom...
10x optik zoom aradaki mesafeyi 10 parçaya bölüp 1 parça mesafeden çekim yapıyormuş gibi mi oluyor? böyle mi bu?
0
tabudeviren
(20.04.08)
10x zoom'a sahip bir objektifle zoom yaptığınızda nesnenin sensörün üzerindeki izdüşümünün boyu 10 kat büyür, dolayısıyla aynı çözünürlükte alacağınız görüntü de. fotoğrafın ne kadar yakından çekiyormuş gibi çıkacağı 10x zoom'a sahip objektifin geniş açısının 35mm cinsinden değerine göre değişir. 28mm geniş açılı 10x zoom'la elde edilen görüntü, 35mm'liden daha küçük olacaktır.
www.steves-digicams.com
0
lykos
(20.04.08)
uzun mesafeden zoom'la çekilen görüntü kendisini belli eder ama. yani mesafe çok uzunsa (belki 100m+) araya bir sis girer, kontrast kaybı yaşanır, ne bileyim... yani her zaman öyle olmuyor.

ha, fotoğrafçı değilim ama televizyoncuyum. hareketli görüntüde öyle oluyor.
0
actionary
(21.04.08)
(10)

fren sesi

kibritsuyu
araba ile sert fren yapıldığında çıkan "ihihihiii" şeklindeki fren sesi nereden çıkıyor? lastiğin yola sürtünme sesi mi, balatalatın fren diskine sürtünme sesi mi?
araba ile sert fren yapıldığında çıkan "ihihihiii" şeklindeki fren sesi nereden çıkıyor? lastiğin yola sürtünme sesi mi, balatalatın fren diskine sürtünme sesi mi?
0
kibritsuyu
(14.04.08)
lastiğin sürtünme sesi olması lazım. yağmurlu ve karlı yolda basınca çıkmıyor çünkü ;)
0
ozdek
(14.04.08)
tekerin yola sürtünmesinden dolayı tekerden gelen ses o. çünkü fren anında balatalar kilitleniyor ve herhangi bir şekilde sürtünme olmuyor; dolayısı ile ses çıkmaz gibime geliyor.
0
ataturkiye
(14.04.08)
baskı balatadan gelmektedir o ses. genelde taksilerde rastlanır. çok fazla fren kullandıkları için.
baskı balatalar sorunludur hep taksilerde.
0
likeaprayer
(14.04.08)
lastiklerden gelir o ses. lastikler kilitlenince daha da cok cikar. ayni sesi hizli sekilde viraja girdiginizde kayma yasayinca da duyarsiniz.

elbetteki balatalar ve fren diski arasindaki surtunmeden de ses cikar ama duyulmaz. cok ani ve guclu frende balatalar fren diskine kilitlenir ve o nedenle de lastikler kilitlenir dogal olarak. ama her frende balatalar fren diskine kilitlenir diye bisey de yok, normal frenlerde balatalar fren diskini sikistirir ama fren diski ve lastikler donmeye devam eder, surtunme vasitasiyla yavaslariz. bu nedenle balatalar ve fren diskleri belirli araliklarda degistirilir cunku asinirlar.
0
jupiterianvibe
(14.04.08)
balatalar genelde lastiği kilitlediğinden (o sesi çıkaracak ortam bu şekilde oluşuyor sanırsam) lastiğin yere sürtmesi ile çıkar o ses hatta yanlarken felan da çıkar
0
yuto
(14.04.08)
balatanın diske sürtme sesi daha ince ve ıslıkvari bir tondadır.
0
tom riddle
(14.04.08)
bazen çok nadir de olsa, hızla giden bir bisiklet bile durmaya çalıştığında, böyle bir ses çıkarabiliyor. sanırım tekerleğinden geliyor o ses...
0
sirrikadem
(14.04.08)
@likeaprayer: baskı balata debriyaj balatası içün kullanılan bir tabirimiz olup konuyla pek alakalı değildir. =)

evet, bu ses lastiğin asfaltla sürtünmesinden kaynaklanır. toprak yolda böyle bir sese rastlamadığımıza dikkat ediniz. fren disklerinden de gelmez bu ses, çünkü evet, ani fren esnasında lastikler kilitlenir, fren mekanizması herhangi bir sürtünmeye maruz değildir.
0
actionary
(14.04.08)
ses mes yok arkadaşım tıkır tıkır işliyor..
çıksa da biri lastiğin sürtünme sesi diğeri de ya yıpranmış ya da yepyeni balatadan gelir..
İki ayrı ses yani onlar..
0
porsgemsheniark
(15.04.08)
ihihihi sesi abs'li arabalardan çıkar. abs yoksa tekerlekler kilitlenir ve kızaklama başlar. bu sefer o acı fren sesi diye tabir ediler iiiiiiiiyk diye düz bir ses çıkar.

abs ise tekerleklerin kilitli kalmasını engeller ve belli aralıklarla hızlı bir şekilde fren gücü azaltır ve arttırır.
işte bu yüzden fren sesi kesik kesiktir. kesinlikle lastikle yol arasından gelir bu ses.
0
burfak
(15.04.08)
(3)

Önemli Gün ve Haftalar? Feci Acil!

actionary
Yıl boyunca gün gün önemli gün ve haftaları sıralayan bir site var mı? Tercihen Türk kültürüne DE hitap etmeli - mesela İstanbul'un fethini, Bandırma'nın düşman işgalinden kurtuluşunu içermeli. Ama bu arada tüm dünya tarafından kabul görmüş günleri de vermeli (Anneler günü, Sevgililer günü gibi). Bi
Yıl boyunca gün gün önemli gün ve haftaları sıralayan bir site var mı? Tercihen Türk kültürüne DE hitap etmeli - mesela İstanbul'un fethini, Bandırma'nın düşman işgalinden kurtuluşunu içermeli. Ama bu arada tüm dünya tarafından kabul görmüş günleri de vermeli (Anneler günü, Sevgililer günü gibi).

Birden çok site kombinasyonu da önerebilirsiniz, hepsi de şahane olur.

Şimdiden teşekkürler.
0
actionary
(25.03.08)
deckard
(25.03.08)
palyacopapi
(25.03.08)
Cümleten teşekkürler. İlerde duyuruya ihtiyacı olacaklar için yazıyorum, aralarında en kapsamlı olanı Google Calendar'a ait olanıymış. Umarım güvenilirdir de :)
0
🌸actionary
(25.03.08)
(8)

enstrümantal müzik vs.

sermestan
aşk ve sevgi temalı (tam size göre) bir şiir dinletisi için önem sırasına göre aşağıdakilere ihtiyaç var. indirilebilir link, olmadı sadece link, o da olmadı adı. hadi bakalım.1- fonda kullanılmak üzere; az duyulmuş, en azından kulak aşinalığı olmayan temaya uygun olabileceğini müşahade ettiğiniz en
aşk ve sevgi temalı (tam size göre) bir şiir dinletisi için önem sırasına göre aşağıdakilere ihtiyaç var. indirilebilir link, olmadı sadece link, o da olmadı adı. hadi bakalım.

1- fonda kullanılmak üzere; az duyulmuş, en azından kulak aşinalığı olmayan temaya uygun olabileceğini müşahade ettiğiniz enstrümantal müzik parçaları.(burada önemli olan dinleyenlerin "haaa ben bunu biliyorum" diye içlerinden geçirmemeleri)

2- yine belirtilen temaya uygun mükemmel ötesi şiirler.(mükemmel olanlarını biz şeçtik zira)

3-dinleti ile eşzamanlı olarak projeksiyon sunumunda kullanılacak görsel materyal (sabit, hareketli)

bu kadar,şimdiden teşekkürler.
0
sermestan
(25.03.08)
1- farid farjad - sang e khaaraa şarkısı... dikkat edin ağlatır... çok pis ağlatır... bir de cihat aşkın - selanik türküsü... Massenet - Meditation from Thais -Joshua Bell ve Jan Garbarek & The Hilliard En - Parce Mihi Domine de unutmayalim...
şiirle iyi giderler...
2- murathan mungan şiirleri özellikle "alevi ve ali", bir de arkadaş zekai özger şiirleri özellikle "sevdadir"... okuyunuz, okutunuz...
3- bununla ilgili bir fikrim yok...
edit büdüt: sevgilimle konustuk da bu konuyu... biz olsak şiir dinletisine görsel materyal koymayiz dedik... kapasin gozlerini insanciklar hayallere dalsınlar... soyleyelim dedik...
0
palyacopapi
(25.03.08)
aklimiza geldikce yaziyoruz :) eklemeler olabilir...
0
palyacopapi
(25.03.08)
küçük çabalarla sadece enstrümantal kısmı kesmen koşuluyla
1-zülfü livaneli- mayın
2-grup yorum- bir görüş kabininde
3- cihat aşkın- Umutsuz The Desperate
şiir: hasan hüseyin korkmazgil sözlükteki şiirlerden
0
ihtiyar hayvan
(25.03.08)
1) orphaned land - the calm before the flood
enstrümantal dediğinizden olması gerek bi bakın.
sonlara doğru hafif bi rüzgar, süper..

3) media player winamp'taki gibi visualization şeylerinden koyardım ben olsam. şöyle sade olanından..
0
perloneth
(25.03.08)
Benimkiler arasından beğendiğiniz olursa kullanınız, sebildir (hepsi tescillidir, o ayrı):

www.myspace.com
0
actionary
(25.03.08)
tam enstrümantal değil ama my dying bride - for my fallen angel
0
yorkasef
(25.03.08)
Müzik için La Campanella diyeceğim ama o kadar az mı biliniyor bilemiyorum.
Şiirler içinse;
Murathan Mungan-Diyalektik Mutsuzluklar
Cemal Süreya-Ülke
Edip Cansever-Yerçekimli Karanfil
olmazsa olmaz.

Aşk ve sevgi temalı bir şiir dinletisi için görsel öğe bence de gereksiz, hatta yanlış. Gene de siz bilirsiniz tabi.
0
inatci kahraman aga
(25.03.08)
jane birkin'in (bkz: she left home) bunu dinlemeden secimini yapma.

bir de bonus

(bkz: oblivion) by astor piazzola. (tabi gidon kremer yorumu olsun) [bu biraz bilinir, soruya ters kacabilir]
0
la traviata
(25.03.08)
(12)

Araba benzini

ermanen
Araba benzini, ibre son çizgiye gelince mi bitiyor yoksa E harfine gelince mi? Orda bir katakulli yapabilir mi bize gösterge?
Araba benzini, ibre son çizgiye gelince mi bitiyor yoksa E harfine gelince mi? Orda bir katakulli yapabilir mi bize gösterge?
0
ermanen
(24.03.08)
arabaya bağlı, üst model ise yedek depoları vardır.. min 20-30 km daha götürür
0
blackmore
(24.03.08)
Arabadan arabaya değişir ama genelde son çizgiye geldiğinde hala 4-5 L kalmış oluyor.
0
paranormal
(24.03.08)
E harfi her gostergede olmayabilir. E harfi oldugu zaman o "0" ya da son cizgi manasina geliyor.

Yani mesela soyle bir sey olabilir "E 1/4 1/2 3/4 F"

Tahmin ettigin gibi bu durumda E son cizgi oluyor. Cogu insandan da duyacagin uzere ibre bu duzeye geldiginde araba yine biraz gider. Ama bundan cikaracagin ders "ohoo daha gider bu" degil, "arabanin benzini tam bitmeden hemen benzinciye yetismeliyim" olamlidir. Genelde arabadan anlayanlar benzinin hicbir zaman tam bitirilmemesi gerektigini soylerler. Bunun benzin deposunda biriken pisliklerle alakasi var sanirim, ya da yolda kalmanin kotuluguyle. Oyle yani.
0
wpi
(24.03.08)
Bazen en alt çizginin altında E harfi oluyor, en üst çizginin üstünde de F harfi oluyor, çizginin hizasında olmuyor yani bu harfler.. Genelde ibre son çizgiye varırken benzin ışığı yanıyor ama arabayı söndürürsek E harfine geliyor. Acaba araba çalışırken ibre E harfine kadar gidebilir mi diye denemedim hiç, olabilir mi?
0
🌸ermanen
(24.03.08)
Isik varsa, ibrenin isik yandigi zamanki yerini son cizgi olarak al. Evet, bundan sonra ibre biraz daha asagi inebilir ama o taraflari cok karistirma (yani karistirsan bir sey olmaz da, ogrensen de bir sey olmaz bence. Aractan araca degisen ozellikler vardir tabi, ama arabanin en iyi sekilde kullanilmasi acisindan isiga bakmak lazim).
0
wpi
(24.03.08)
tam biterse hava yapabilir sonra zor çalışır.
0
sourlemonade
(24.03.08)
kontağı kapattığın zaman o ibre nereye kadar iniyorsa bittiği yer de orasıdır demek istedim.
0
kibritsuyu
(24.03.08)
Aynı bunun gibi bir gösterge kastettim:
img158.imageshack.us

E'nin üstündeki çizgiye gelirken uyarı veriyor, ama ibrenin en aşağı inmesine daha çok var (yani E'nin üstüne), bu durumu sadece arabayı kapatınca görebiliyoruz. Araba çalışırken de oraya kadar inebilecek mi?
0
🌸ermanen
(24.03.08)
Işık yoksa tecrübeyle bulacaksın, ne deseler yalan olur. Işık varsa işin kolay, ortalama 5lt benzin var farzedip aracının tüketimine göre ne kadar daha gidebileceğini hesapla. Misal bizdeki 10lt/100km tüketiyor, haliyle ışık yandıktan sonra max. 50km daha gidiyor.
0
kimlanbu
(24.03.08)
madem e nin tam üzerinde uyarı veriyor ozaman en alt çizgi ile e nin arasındaki mesafe yaklaşık bi 30km ye denk geliyor demektir..tabi buradaki 30km şehir içi durumada bağlı..araban mazotlu ise değil e nin altını e ye bile düşürmemeye bak..
0
copy paste
(24.03.08)
hem karburatorlu hem de enjeksiyonlu arabalarda benzini defaten bitirmi$ biri olarak diyebilirim ki E son degildir. cizgi E'yi gectikten sonra 30-40 km daha gider. karburatorlu arabalarda benzin bitince hava yapmasi pek onemli degildir. yeter ki benzin bittiginde bunun farkinda ol ve mar$a basip hortumlari bo$altma. takviyenin ardindan en basit yontem karburatore giren benzin hortumunu cikarip benzin gelene kadar hortumdan hava cekmektir. gozunuz benzin filtresinde olsun cunku agiza dolmasi pek ho$ degildir.

enjeksiyonlularda i$ biraz daha zahmetli. depo dibinde pislik varsa benzin bittiginde enjektorleri tikama olasiligi vardir. bende tam olarak olmadi ama araba biraz tekledi. tamamen tikanabilir diyenler var. enjeksiyonlularda bitirme derim ozetle. ama bittiyse de dunyanin sonu degil. istop eder etmez kontagi kapat ve takviye yoluna git. hic zorlama.
0
eusebiodelaparma
(24.03.08)
derler ki depoda benzin yokken benzin pompasını çalıştırmayı denemek (marşa basmak suretile), benzin pompasına zarar verir. aslı esası böyle midir bilmiyorum. ama şunu biliyorum ki, benzini asla bitirmemek lazım.

bir kere benzinim sıfırlanmıştı, arabayı bir hafta yerinden oynatamamıştım. sonradan öğrenmiştim ki, benzini biten araba, 3-5 litre benzin doldurulunca tekrar çalışmıyormuş. bayağı doldurmak gerekiyormuş depoyu.

bir de ne var? benzini sıfırlanmış araba, gerekli yakıt ikmali yapıldıktan sonra ilk çalıştığında ilginç bir duman yayar. bu duman FAZLA ilginçse ve pis bir kokuyla birlikte geliyorsa katalitik konvertör, lambda sensörü vesaire kontrol edilmeli. yanabiliyormuş (arızalanabiliyormuş). ben yaşamadım o kadarını, bilmiyorum.
0
actionary
(25.03.08)
(12)

bu size de oluyor mu ?

weeping guitar
daha once binlerce kez dinlemis oldugum parcalar bazen daha yavas caliniyorlarmis gibi oluyor (oranlarsak 120 bpm, 100bpm'e dusermis gibi oluyor) cd'den dinlerken bunun donen mekanizma ile alakali oldugunu dusunurdum fakat flash diskli (yani hareket etmeyen mekanizmali) mp3 calarlarda dinlerken de z
daha once binlerce kez dinlemis oldugum parcalar bazen daha yavas caliniyorlarmis gibi oluyor (oranlarsak 120 bpm, 100bpm'e dusermis gibi oluyor) cd'den dinlerken bunun donen mekanizma ile alakali oldugunu dusunurdum fakat flash diskli (yani hareket etmeyen mekanizmali) mp3 calarlarda dinlerken de zaman zaman ayni seyin oldugunu farkettim. bu duruma bi aciklama getirebilecek olan var mi?
0
weeping guitar
(03.03.08)
şöyle bir durum var, basınç ile frekansı etkileyebiliyorsun. mesela şarkıyı müzik setinden dinlerken ve kulaklıkla dinlerken bunu hissedebilirsin. bir de algılayışla da alakalı olabiliyor bu, yani uzun bir süre müzik dinlemediğinizde bir süre sonra size daha yavaş geliyor. bana da olduğu oluyor bu durumun. ama sonuçta bir şarkının uzunluğu aynı olduğu için, zaman da sürekli aynı hızda olduğu için böyle bir durum algısal olsa gerek.

aslında bu algı sorununun da akustik olarak açıklaması,sesin pitch'inin değişmesi olacaktır, zamandan bağımsız bir olgu olduğu için.
0
tom riddle
(03.03.08)
bi açıklama getiremem ama evet, bende de hızlanmış gibi oluyor.
0
infernal majesty
(03.03.08)
belirttiginiz gibi bir pitch degisikligi olmuyor, parcanin calindigi perde ayni kaliyor fakat bunu herhalde "stretch" olarak adlandirabilirim, parcanin suresi uzuyormus gibi oluyor. ve bu cogunlukla kulaklikla dinlerken basima geliyor.
0
🌸weeping guitar
(03.03.08)
Bende de uzanırken ve kulaklık kullandığımda hızlanmış gibi oluyor.
0
wehrmacht
(04.03.08)
benim bir açıklamam var:

bir şarkıyı 100+ kez dinledikten sonra, şarkının sadece ana melodisini değil, davulcunun yaptığı zil oyunlarını, bass gitar kanalını, gitaristin çok küçük hatalarını, harmonizasyonları, hatta kaçırılan ritmleri bile en ince ayrıntısına kadar biliyor oluyorsunuz. önceden sadece "duyulan" melodiyi dinlerken, artık çok daha fazla ayrıntıya istemsiz olarak dikkat etmek zorunda kalıyorsunuz. böyle olunca şarkı derinleşiyor, artık bir defada eskisinden "daha fazla şey" dinliyor oluyorsunuz.

gerçek t süresi sabit olduğuna göre, beynin algıladığı t' süresinin uzaması gerekiyor ki, tüm bunlar aynı anda yapılabilsin. hani var ya, "kızgın küllerin üstünde çıplak ayakla yürürken geçen 1 dakika, sevgilinle el ele yürürken geçen 1 dakikadan daha uzundur" hadisesi... yani beyin gerektiğinde zaman algısını değiştirebiliyor :)
0
actionary
(04.03.08)
@actionary, aciklamaniz cok mantikli, fakat bahsettigim yavaslama her zaman olmuyor. her ayrintisini ezberledigim parca bazen yavaslatilarak caliniyormus gibi geliyor. mantiksiz gibi gelse de ben hala somut bir farklilik, yani parcanin suresinde bir uzama olabilecegini dusunuyorum, bir daha bu durumla karsilastigimda elime bir kronometre alip karsilastirma yapacagim.
0
🌸weeping guitar
(04.03.08)
şöyle bir örnek vereyim, sabah ilk uyandığımda kulaklıkla müzik dinlediğimde aynı durumla karşılaştığım oluyor. uykulu olmamdan ötürü böyle bir durum oluyor ama.
yani tamamen o an zamanın sizin için ne kadar hızlı geçmesine göreli bir durum bu. aynı actionary'nin verdiği örnek gibi.

bir diğer örnek de, alkollüyken her şeyin olduğu gibi dinlenilen müziğin de hızlanmış gibi olması.
0
tom riddle
(04.03.08)
anlık da olabiliyor, evet. mesela ben dawn of victory'i dinledikten hemen sonra road trippin' türk sanat müziği gibi geliyor, dinlediğiniz farklı şarkılardaki müziğin hızına (hö) bağlı bir şey olabilir.
0
lepidodendron
(04.03.08)
olay tamamen algıdan ibarettir. eskiden black sabbath paranoid dinlerken gaza gelirdim, şimdi esniyorum resmen. çok yavaş geliyor bana.
0
deckard
(04.03.08)
benim de sık sık başıma gelmiş ve irdelediğim bir durumdur. mp3 çalarınızın veya winamp'ınızın veya discman'inizin şarkı süre sayacı sizi yanıltır bu gibi durumlarda. çünkü şarkıyla beraber sayaç da yavaşlamakta veya hızlanmaktadır.

şöyle biriki tespitte bulunmuştum ki paylaşmak isterim;

Minton (burada markasının yanı sıra kalitesiz oluşunu vurgulayayım) marka mp3 çalarımın AAA kalem pili azaldığı zaman, genelde belli belirsiz, ama benim sıklıkla farkettiğim bir yavaşlama oluyordu.

sonyericsson marka walkman telefonumu kullanırken de zaman zaman hızlanmalar dikkatimi şekiyordu.

benzer biçimlerde, winamp'taki yavaşlama veya hızlanma durumlarından birini farkettiğimde saatle yaptığım karşılaştırmada anlamıştım sürenin de şarkıyla beraber hızlanıp yavaşladığını.

tahminim ise şudur ki, orijinal bir audio CD'yi kaliteli bir müzik setinde dinlerken duyacağımız hız hakiki hız olacaktır. çünkü fikrimce, bu yavaşlamalar ve hızlanmalar medyanın kalitesine bağlı olduğu gibi, çalan aletin o anki işlem yoğunluğuna, güç kapasitesine ve ortam şartlarına da bağlıdır.

işbu işitsel medya hız farklılaşması hususunun bendeki yeri budur..
0
bardsbow
(04.03.08)
ben de uzun sure olayin algidan ibaret oldugunu dusundum, fakat bu ihtimalin belli bir tutarliliginin olmayisi (yani demek istedigim, eger olay benim algimla alakali olsaydi, o dakikalarda dinleyecegim tum parcalari yavaslatilmis olarak duyardim) zamanla bu durumun benim o anki algilayisimla degil de, donanimin o anki isleyisiyle alakali olabilecegi ihtimalini guclendirdi.

@bardsbow, iste temas etmek istedigim nokta da buydu, sarki sayaci dogal olarak sarkiyla birlikte yavaslayacaktir, ama muzikle dolayisiyla cihazla alakasi olmayan bir kronometre olaya dahil oldugunda olay acikliga kavusacaktir diye tahmin ediyorum.
0
🌸weeping guitar
(04.03.08)
iki buçuk yılın ardından beni bu konuya döndüren entry: #9810067
0
bardsbow
(08.11.10)
(5)

opel corsa sahibi olan var mı?

on kaplan
geçen ay hasbel kader 98 model bir corsa aldım. aldım ama derdi bitmiyor arkadaş beni yedi bitirdi. şimdi de araba yokuşlarda zorlanıyor, çekişi düşüyor, titremeye başlıyor, stop ediyor falan. yollarda rezil oluyorum. bir tane usta vardı ona götürdüm arabanda bir şey yok deyip yolladı beni. sizden r
geçen ay hasbel kader 98 model bir corsa aldım. aldım ama derdi bitmiyor arkadaş beni yedi bitirdi. şimdi de araba yokuşlarda zorlanıyor, çekişi düşüyor, titremeye başlıyor, stop ediyor falan. yollarda rezil oluyorum. bir tane usta vardı ona götürdüm arabanda bir şey yok deyip yolladı beni. sizden ricam istanbul tavsiye edebileceğiniz corsa servisi hangisi? ya da tavsiye edebileceğiniz usta, ama kesinlikle beni kazıklamayacak, çünkü başıma geldi bu, ve sorunumu çözecek.
0
on kaplan
(03.03.08)
filtreleri ve benzin pompasını kontrol ettirin. yakıtı hep aynı yerden alıyorsanız başka bir yerden almayı deneyin bir süre. hava akış metreyi de kontrol ettirmekte fayda var.
0
kimlanbu
(03.03.08)
gaz yemedigine gore karburator sokulecek ve isin ehli bir usta elinde guzelce temizlenip ayarlanacak. haa daha kotu bir cekisten dusme varsa titreterek bujileri degistirin bunu siz de yapabilirsiniz. 9 lira 4 adet buji. en son aklima gelen korkutan sey ise baskinizin sicmis olabilecegi. motor inip balatadan ayrilip baskiyi degistirebilirler ama siz once bujileri degistirmekten baslayin ise sonra sorun devam ederse ""isin ehli"" bir ustaya karburatoru temizletin (samandira ayari, conta yenileme gibi islemlere gidecek usta) kolay gelsin
0
maresalx
(03.03.08)
Filtreler ve benzin pompasından şüphelenirdim ben de olsam. Bazen o pompaya bir şeyler oluyor, yakıtı yokuş yukarı itecek kadar güç bulamıyor kendisinde.

maresalx:
aman efendim, '98 model Opel'de karbüratör mü olurmuş?
0
actionary
(04.03.08)
şu dallamalığı yapan hala var mıdır bilmiyorum ama yakıt filtresine güvenmeyip enjeksiyonun yakıt girişine tülden (bildiğin perde tülü) ayrı bir filtre takan dallamalar vardı bi ara. hiç bakılacak, şüphelenilecek bir yer olmadığından da o filtre tıkandı mı aynen dediklerin olurdu. eski sahibi öyle bir şey takmış bırakmış da olabilir. enjeksiyonun yakıt girişine bir baksınlar.
0
kibritsuyu
(04.03.08)
actionary:
eger bu 98 model opel benzinli ise karburatoru olmasi gerek, hava filtresinin baglandigi borunun ordadir hatta. dizel ise bilemeyecegim
0
maresalx
(05.03.08)
(4)

uçak oyunu

haydiger
efendim ms flight simulator kadar kasmayan uçak oyunları önerileriniz nelerdir.savaş değil böle sivil taşımacılık özellikle.
efendim ms flight simulator kadar kasmayan uçak oyunları önerileriniz nelerdir.
savaş değil böle sivil taşımacılık özellikle.
0
haydiger
(03.03.08)
www.flightgear.org bir bakın ama ms flight simulator un yerini hiçbiri tutamaz bence. bu davaya bilgisayarı değiştirmiştim, hevesim geçti bıraktım.
0
metox
(03.03.08)
Fly! ve Flight Unlimited var ek olarak.
0
wehrmacht
(03.03.08)
bir uçak simülasyonu hastası olarak, sivil olup da kasmayan uçak "oyunu" bilmiyorum ben :)

ancak ms flight simulator'ı nasıl kullanırsanız öyle sonuç alırsınız. oyun olarak görürseniz, gayet oyundur aslında. extra 300'le akrobasi yapabilirsiniz şahane.

ama derseniz ki, "askeri de olabilir," çok az kasarak Il2 Sturmovik'i öğrenebilir ve online ortamlarda fırtına gibi esebilirsiniz.
0
actionary
(04.03.08)
airfix dogfighter (download.com üzerinden bulursun)
microsoft crimson skies (microsoft.com)
0
enola gay
(04.03.08)
(1)

kenan yarar ve bir mitos..

vercingetorix
"kökeni platon'un symposius'una kadar uzanan bir efsanedir bu. efsaneye göre uzun, çok uzun zaman önce insanoğlu androjenmiş. gökyüzüne ulaşmayı kafasına takmış ve bu uğraşı sırasında zeus onu ortadan ikiye bölmüş. işte o günden beridir ki kendini hep yarım hisseden insanoğlu ruh ikizini arar dururm
"kökeni platon'un symposius'una kadar uzanan bir efsanedir bu. efsaneye göre uzun, çok uzun zaman önce insanoğlu androjenmiş. gökyüzüne ulaşmayı kafasına takmış ve bu uğraşı sırasında zeus onu ortadan ikiye bölmüş. işte o günden beridir ki kendini hep yarım hisseden insanoğlu ruh ikizini arar dururmuş.
(bettyblue, 10.07.2001 15:39 ~ 15:41)"


yukarda okuduğunuz hikayeyi sevgili kenan yarar çizimlemiş diye duydum.. bu çizimleri pdf ya da başka bir formatta, ya da sadece link olarak bulabileceğim bir yer var mıdır ki?
0
vercingetorix
(03.03.08)
lombak'ta böyle bir şey gördüğümden eminim. evdeki dergilere bakacağım haftasonu, bulursam gönderirim.
0
actionary
(24.04.08)
(2)

cubase for dummies

haydiger
cubase sx ve virtual bassist kurdum zerre anlamadım desem yeridir. bu virtual bassist kendi başına çalışmıyor mu?cubase in içinde nasıl açılacak.cubase for dummies şeklinde bi kaynak var mıdır.heves ettim bi yardım edin pls.
cubase sx ve virtual bassist kurdum zerre anlamadım desem yeridir. bu virtual bassist kendi başına çalışmıyor mu?
cubase in içinde nasıl açılacak.

cubase for dummies şeklinde bi kaynak var mıdır.
heves ettim bi yardım edin pls.
0
haydiger
(29.02.08)
MIDI klavyeniz var mı? Virtual Bassist bildiğim kadarıyla standalone çalışmıyor.

Eğer VSTI'ı doğru şekilde kurduğunuzdan eminseniz, temel bir örnek vererek başlayalım:

* Cubase'i açın.
* File -> New Project -> Empty yaparak ve ardından proje klasörünü belirterek boş bir proje oluşturun.
* Cubase ana penceresinde waveform'ların bulunduğu beyaz ana bölümün hemen solundaki gri sütuna (kanal sütunu şeyi) sağ tıklayın ve "Add Midi Track"e tıklayın. Sütuna bir adet midi kanalı eklenmiş olmalı.
* Devices -> VST Instruments'a tıklayın ve projeye Virtual Bassist VSTI'ını ekleyin.
* Midi kanalını seçiliyken, en soldaki sütunda - başlığı muhtemelen MIDI 01 olan - ayar kısmını göreceksiniz. MIDI 01'e tıklayın, açılsın (eğer kapalıysa).
* in: ve out: kutularını göreceksiniz. in: "All MIDI Inputs" olarak kalsın. out:'a tıklayın ve Virtual Bassist'i seçin.
* Artık MIDI kanalınız, hangi MIDI komutunu alırsa alsın, çıkışı Virtual Bassist'in bass sample'ları halinde verecek.

MIDI klavyeniz varsa hemen çalmaya ve kaydetmeye başlayabilirsiniz. Ama Virtual Bassist de Virtual Guitarist gibi pattern tabanlı olabilir. Yani istediğiniz notayı istediğiniz gibi çalamıyor olabilirsiniz.

Ben olsam Broomstick Bass veya Hardcore Bass programlarını kullanırdım.
0
actionary
(29.02.08)
teşekkürler. sanırım uzun bir eğitim almadan kullanamam bu cubase nanesini. band in a box yeterli bana.
0
🌸haydiger
(29.02.08)
(14)

kibritsuyu abuk soru merkezi - ilginç bir soru

kibritsuyu
uzun zamandır kafama takılan bir şey vardı. bu sabah yine aklıma geldi, ekşiduyuru'ya sorayım dedim.şimdi öyle şeyler var ki, iki farklı kişinin aynı anda aklına gelmesi mümkün değil, ama çok farklı yerlerdeki çok farklı iki insandan, hatta çok daha fazla kişiden bunu duyuyorsunuz.anlamadınız, örnek
uzun zamandır kafama takılan bir şey vardı. bu sabah yine aklıma geldi, ekşiduyuru'ya sorayım dedim.

şimdi öyle şeyler var ki, iki farklı kişinin aynı anda aklına gelmesi mümkün değil, ama çok farklı yerlerdeki çok farklı iki insandan, hatta çok daha fazla kişiden bunu duyuyorsunuz.

anlamadınız, örnek vereyim. ilkokul zamanlarımız. 80'lerin sonları. Bir ilkokul çocuğu, diğerine kötü bir şey söylediğinde, sözün muhatabı çocuk o lafı yememek için ayna tutardı (ayna tuttum sana geçti ehehe). hatta karşıdaki de daha büyük ayna tutardı. en son çelik ayna, allah'ın aynası falan tutulurdu hatırladınız değil mi? (bkz: çelik ayna). işin ilginci bu ilkokul esprisi, o dönemde türkiye'nin her yerindeki okullarda yapılırdı. yani biri istanbul'da, biri ankara'da olan iki ilkokul çocuğunun bunu aynı anda akıl edebilmesi pek mümkün değil. televizyonda da gösterilmez böyle bir şey. anneden babadan da öğrenilmez. e peki nasıl oluyor da birbirinden tamamen habersiz bu iki çocuk aynı espriyi aynı şekilde yapabiliyor?

hadi ayna tutmak tahmin edilebilir bir oyun olsun. peki özel cips kola'ya ne demeli? iki kişi aynı anda aynı şeyi söyleyince biri "özel cips kola" diyor ve diğeri, ismi söylenene kadar konuşamıyor. konuşursa kola, cips vs. ısmarlıyor. ve bu oyun aynı dönemde ankara'da istanbul'da, başka yerlerde aynı kurallarla oynanıyor (başlığındaki entry'lere bakın, evrensel bir şey sanki). ilkokul düzeyindeki birbirinden tamamen alakasız çocuklar bundan nasıl haberdar oluyor? televizyonda gösterilecek, aileden öğrenilecek bir şey değil ki bu, oradan öğrensinler. kurallar ve oynanış şekli tahmin edilebilse bile ismine cismine kadar (yani bir ankaralı aynı oyunu uydurup özel cips kola der de, istanbullu da uydurduğu aynı oyuna özel jelibon gazoz der mesela) her şeyiyle aynı şekilde nasıl biliniyor farklı çocuklar tarafından?
0
kibritsuyu
(26.02.08)
cok basit efendim. istanbul da yasayan cocuk, yaz tatillerini ankara'da yasayan amcasinin ogluyla gecirmektedir.

ayrica, illa ki ortusmeleri gerekmiyor bu tabirlerin. mesela bizim muhitte ozel cips kola ya cips kola burc deniliyordu. kulaktan kulaga aktarilirken, degisimlere ugrayabiliyor bu tur cocukluk donemi mesgaleleri.
0
egotm
(26.02.08)
Ankaralı çelik aynacı çocuk ile İstanbullu özel cips kolacı çocuk Antalya'da yazlık sitede karşılaşırlar ve olaylar gelişir.
Yalnız bizim okuldan kimse gitmemiş o yazlığa sanırım; şimdi öğrendim bu muhteşem atışmaları.
(Üstteki yanıtla aynı anda göndermişisiz, birileri silene kadar kalsın.)
0
inatci kahraman aga
(26.02.08)
Tek mantıklı teorim var, kesin diyemiyorum. Önceden de soruldu sanırım, ya da sözlükte bu konuyla alakalı bir başlık vardı tam hatırlayamıyorum.

Veletken yapımız gereği yeni öğrendiğimiz şeyleri ortama aktarma çabamız vardı. Bu terimler ilk önce bir mahallede başlıyor, mahalle bazında yayılıyor, arkasından veletin biri başka bir ile gidiyor, orada da yayılıyor, derken tüm Türkiye'yi dolaşıyor.

Bu başlangıç anı, daha sonra ne oluyor? Artık yayılmasına gerek kalmıyor. Bunları öğrenenler büyüyor ve bildiklerini bir alt nesle aktarıyor, bu döngü böyle sürüp gidiyor.

Ama yayılamayanlar da oluyor. Misal küçükken hatırla, başka bir ile misafirliğe gittiğinde yabancı olduğun oyunlarla karşılaşmadın mı ? Ya da tekerlemelerle, fıkralarla, küfürlerle...

üç nokta koyup cool olarak bitireyim :P

edit : tüh lan yazana kadar 2 cevap gelmiş bile :)
0
kimlanbu
(26.02.08)
şimdi ekşi de özel cipskola için bi açıklama var (bkz: #6422453) Ben de bu tip oyunların tatilde memleketine giden çocuklar vasıtasıyla yayıldığını düşünüyorum. Öyle bir anda yayılmıyo yıllar sürüyo.

Mesela hadi lenn lafını bizim tayfa çıkartmıştır hikayesi filan da vardır. Biz bu lafı kullanmaya başladıktan 1 yıl sonra filan böyle meşhur olmuştur...

Edit: egotm, inatçı kahraman aga biriniz cips kola kilit diyin lan :)
0
selimse
(26.02.08)
özellikle çocuklar arasında yayılan, bir sürü şehirde aynı olan espri ve oyunların en büyük sebebi tahmin ediyorum ki yazlıkçılardan ziyade, asker ve memur çocukları. oradan oraya gide gele kültür yayıyolar resmen.
0
gerrain
(26.02.08)
sorundaki örneklere göre gelen yanıtlar gayet mantıklı olmakla beraber, "aynı anda akla gelme" olayıyla ilgili olarak;
şöyle bir deney vardı: bir kaç adada maymunlara şeftali falan veriolar adalarda birer de su kaynağı var ama şeftaliler çamura bulanmış bir halde duruyolar acıkan maymun gidip çamurlu şeftaliyi parmağını içine sokup çamursuz yerini alarak yiyor yarısını da atıyor daha sonra bir adadaki bir maymun bunu su kaynağına tutarsak temiz temiz yeriz diyor ve aynı günlerde bağımsız adalaraki diğer maymunlar da bunu keşfediyorlar. maymunlar arasında hiç bir bağlantı yok mesela burda
bi de sanırım 19. başlarında avustralyada bir adam varlığından hiç haberi olmamasına rağmen bildiğimiz ayaklı piyanoyu icad ediyor sonra bunun zaten var olduğunu öğrenip yıkılıyor falan.
aynı anda dünyanın farklı yerlerindeki bilim adamlarının aynı buluşları yaptıklarına dair bişeyler de vardı. ortam şartları yardımcı olacaka(ip ucu) tadında benzer buluşlar veya dünyadaki gelişmelerin tetiklediği söylenebilir tabi ama bunun bir nevi evrensel telepatiyle ilgili olduunu savunan şeyler hatırlıyorum
ha ayna tutmaydı cipsti bunların yazdıklarımla ilgisi yok gayet güzel açıklamış arkadaşlar. soruda bu konuya bir meyil var gibi geldi ondan şeettim ben
0
pascha d
(26.02.08)
yaz tatilleri, bayram ziyaretleri, aile toplanmalari, dugun davet vs.
0
turkish tekila
(26.02.08)
asker çocuklarının da bu olaya büyük bir katkı sağladığını düşünmekteyim..
şehir şehir geziyolar nitekim, her sınıfı başka şehirlerde okudukları felan oluyor..
0
t3
(26.02.08)
aklıma gelen yegane şey (bkz: kolektif bilinç)
0
betty puf puf
(26.02.08)
(bkz: six degrees of separation). Hatta bu Facebook üzerinden denendi ve ispatlandı galiba.
0
sui
(26.02.08)
bu olay çok başıma geldi benim :) çocukken bilimum küfür ve böyle söz icat eetim diye sevinirken iki mahalle aşağıdakilerde kullanıyordu bunları.sanırım çocuk beyinleri böyle şeylerde aynı şekilde düşünüyor ve taşınıyor.

@bety püf püf e katılıyorum.böyle bişi varmış sayende öğrenmiş oldum :) artık hayatımın geri kalanını paranoyak olarak geçirmek zorunda kalmıyacağım :)
0
omer460
(26.02.08)
cevaplar için herkese çok teşekkürler. ama sorduğum şey sadece çocukların aynı esprileri yapıyor olması değildi. onlar sadece örnekti. bunların nedeni gerçekten de yazlık, misafirlik vs. olabilir ama olmayabilir de. beklediğim en güzel açıklamayı pascha d yapmış. sormak istediğim tam olarak buydu. tekrar teşekkürler...
0
🌸kibritsuyu
(26.02.08)
pascha d'nin dediğinde gerekli olan birşeyi iki farklı grubun keşfetmiş olması var sonuçta. Gereklilik olunca iki bağımsız grubun aynı şeyi düşünüp yapması hele ki birbirine yakın zamanda olması kaderin kaçınılmaz bir cilvesi oluvermiş. Sizin dediğiniz şeyler ise gayet de konuşma ile yayılır bence, pascha d de dediklerini ek olarak açıklamış zaten...
0
ermanen
(27.02.08)
hani, cevap niteliğinde değil pek ama, biz de sizin "özel cips kola" dediğiniz şeyi "cips kola özel" diye bilir, öyle söylerdik (konya'da olsun, bandırma'da olsun)...

bununla birlikte hiçbir şekilde belli sınırların dışına çıkamamış, ama o sınırlar dahilinde çok yaygın kullanılan tabirler de var. konya hava lojmanlarındaki çocuklar mesela (sene 1988-89) tanımadıkları bir çocuğa "şşt, çocuk, adın neyse!" diye seslenirlerdi. o "adın neyse" mutlaka olurdu.
0
actionary
(27.02.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.