Giriş
(9)

Ağ Üzerinden Mesajlaşma

arche
Windows XP üzerinde internet bağlantısı olmadan sadece ağ üzerinde mesajlaşmaya yarayan bir program var mıdır? Elbette vardır da ben bilmiyorum tabi. Sizce en kullanışlısı hangisidir? Ağda server olmasının duruma +/- bir etkisi olur mu?Teşekkürler
Windows XP üzerinde internet bağlantısı olmadan sadece ağ üzerinde mesajlaşmaya yarayan bir program var mıdır? Elbette vardır da ben bilmiyorum tabi. Sizce en kullanışlısı hangisidir? Ağda server olmasının duruma +/- bir etkisi olur mu?

Teşekkürler
0
arche
(16.05.07)
guvenlik duvari varsa engelleyebilir... kucuk bir ihtimal ama...
0
katafalk
(16.05.07)
miranda im de vardı boyle bi eklenti, lan uzerinden haberlesmek için. kullanmadım ben de, deneyin onu da bi.
0
bryan fury
(16.05.07)
net send derim bi de bakiniz veririm

(bkz: http://www.vbusers.com)
0
notorious
(16.05.07)
intranet chat vardır:
www.softpedia.com
benzeri başka programlar da var linkte.
0
lykos
(16.05.07)
windows messenger ı farklı protokollerde kullanarak ağ içinde iletişim kurulabilir sanırım.
0
agk
(16.05.07)
Ağdaki server a "jabber" kurduktan sonra, xp clientlara da "spark" kurarsanız,
spark messenger ile jabber-server üzerinden lokalde çok şahane çetleşebilirsiniz.

edit 19-05-2007 :
server kısmını biraz üstünkörü anlatmışım, kusuruma bakmayın. şöyle yapmanız gerekiyor :
birçok jabber server var. bunlardan en iyi ratingi alan openfire'ı download edin. sonra openfire'ı, server nitelikli bilgisayara kurduktan sonra clientlara da spark messenger'ı kurun. son olarak, spark'ın açılış ekranındaki "accounts" menüsünden bir hesap yaratıp "login" kısmına serverın adını, az önce yarattığınız hesabınıza ait kullanıcı adınızı ve şifrenizi girerek lokal çet ortamınıza damlayın.

jabber serverlar için : www.jabber.org
spark messenger için : www.igniterealtime.org
tavsiye ettiğim jabber - openfire için : www.igniterealtime.org
0
sitare durmus
(17.05.07)
eskiden icq nun network versiyonu mu ne vardı. kurardın ana bilgisayara. diğerlerinede clientleri filan. hepsine icq numarası atardın konuşurdun. ama bu dediğim belki 6-7 yıl önce idi. kullanırdık ofiste. daha sonra mirabilis aol a geçince sanırım bu projeyi sonlandırdılar. ben bulamadım az once aradımda kalmamış linki biryerlerde. bulup getirene yüzbinlira veri...
0
winsome
(17.05.07)
msn messenger'ı ağ üzerinde kullanırsan, sanıyorum ki mesajlaşmaların internet üzerinden değil, ağ üzerinden sağlanıyor. peki bu kanıya nereden vardım?

evdeki bir bilgisayardan diğerine 100mb'lık bir dosyayı msn üzerinden birkaç saniyede yollayabiliyorum. yanlış bir kanı da olabilir tabii. mesela mesaj ile dosya gönderme yöntemleri farklıdır, olabilir.
0
actionary
(17.05.07)
actionary nın dedigine ek olarak, burda okulda hayvanı ag içinde ip detect yapaibliyorken msn sadece msj la, dısarıdan olanlarka ip detect yapması için file transfere gerek duyuyor. bu da boyle bisey iste. ag içindekilerle ag uzerinden haberlesiyor yanı.
0
bryan fury
(19.05.07)
(5)

Havacılık Filmleri

yersen
Gösterime giriş yılı önemli değildir.(Yazacak bşi bulamadım gereksiz bilgi verdim sdfjlk)Örnek olarak "`top gun`" diyeyim ki ilk ben atlamış olayım...
Gösterime giriş yılı önemli değildir.(Yazacak bşi bulamadım gereksiz bilgi verdim sdfjlk)

Örnek olarak "top gun" diyeyim ki ilk ben atlamış olayım...
0
yersen
(14.05.07)
the aviator?
pearl harbour da sayılır mı bilemiyorum.
0
sui
(14.05.07)
0
bordeaux
(14.05.07)
battle of britain...tek geçerim.
0
devourthedamned
(14.05.07)
kısaca bu filmler var. daha fazlası için aşağıdaki yazıyı bir forumdan direk aktarıyorum. istemediğiniz kadar havacılık filmi var.

şafak bekçileri:
beyazperde.mynet.com

flight of phoenix:
beyazperde.mynet.com (2004)
beyazperde.mynet.com (1965)

memphis belle:
imdb.com

-------------------------------------------------------------------------------

****dikkat çok uzun oldu galiba*****


sanırım hafızamı biraz zorlamam gerekecek. öncelikle sayısı az olmakla beraber Türkiyeden örneklere bir bakalım;
_______________________________________
SAFAK BEKÇİLERİ; bunu hepimiz biliyoruz. Göksel Arsoy'un başrolde oynadığı bir filmdi. Gerçek uçuşlar yapılmış F100'lerle hatta oradaki filmde oynayan pilotlardan biri Eski Hava Kuvvetleri komutanlarımızdan ( sanırım ya Celasin yada Çörekçi paşa) Zamanın şartlarına göre fena bir film değil aslında keşke biraz daha kaliteli malzeme kullanarak çekselerdi, şimdi iyi bir tarihi film olurdu.
______________________________________
Bunun dışında havayollarında geçen bir iki film var, sırası ile Ayhan Işık, İzzet Günay ve son olarakta Cüneyt Arkın cockpitte yer almışlar. ( hatta bende bir telefon şakası bile var heheheh izzet günay yada AYhan ışık hangisi bilmiyorum ama telefonda birisine sesleniyor..."-adım Hakan, Türk hava yollarında pilotum...-pilotum ben pilot ...." heheheh süper beni sevenelr nerden bulduysa bulup göndermişler :)
___________________________________
son zamanlarda ise tek örnek BARIŞTA SAVAŞANLAR..ASlında İtalyadaki bir dizinin neredeyse bire-bir kopyası olan bu dizinin çekim ekibinden arkadaşlarım vardı. Hesapta air-to- air çekimler TOP'GUN'ın görüntü yönetmeni tarafından yönetilmişti ama hikaye..gördüğüm en berbat çekimlerdi çünkü biz bir işi Türk usulü yapmada muhteşemiz. Oysa Hava Kuvvetleri sırf bu çekimler yapılabilsin diye defalarca C130 kaldırdı. baştan sona yanlış, hatalı çekimler ve hatalı bir mevsimde yapılan bir dizi idi. Hava Harp okulun'dan mezun olan bir grup öğrencinin yeni üslerine intikal etmelri ve orada yaşadıkları hayattan mesleki ve duygusal bir kesit idi.Çok yazık oldu benim gözümde.
Benim aklıma Türk usulü sadece bunlar geliyor.

Gelelim yabancılaraaaaa.. Bir çoğunun ne türkçe adını nede ingilizce orjinal adını hatırlıyorum ama yinede hatırladıklarımı aktarmaya çalışayım.
__________________________
En eski filmlerden biri ve en ünlüsü ANKA KUŞU'dur. Yeni jenerasyon hayatta hatırlamaz bu filmi biz enaz 3o'lu yaşlardakiler hatırlaycaktır. Arabistan Çölüne kum fırtınası yüzüden mecburi iniş yapan ve ciddi hasar' auğrayan bir uçak (muhtemelen sunderland gibi ama daha küçük bir uçak üstten kanatlı iki motorlu, en azından ben öyle hatırlıyorum) Uçak ekibinde her zamanki gibi ölümcül yaralılar var ve acil yardım felan bulmak gerkiyor. Herzamanki gibi gidip yardım bulmak veya oturup beklemek gibi standart karar verememe, yetersiz su ve yiyiecek stok'u felan var. Filmi güzel kılan şu, yaşama ve fikir üretme mücadelesinin zaman karşı savaşı. Uçakta bir uçak mühendisi vardır ama adam aslında mühendisden çok iyi bir model yapımcısıdır. Elelirnde sadece bir manuel çalışan jeneratör vardır. Rotadan oldukça çıktıklarını farkında oldukları için onları bulamaycaklarını bildikleri için , mühendis ortaya bir fikir atar. Sağlam motoru kullanarak (diğerini yedek parça yaparlar) kanatları kesip iptidai bir uçak yapmak. Yaparlarda kalan yakıt ile onları X bir yere ulaştırcak kadar uçan bir uçak yaparlar vs vs. (bununla ilgili en iyi bilgiyi Remiz vermiş)
_________________________________
İkinci dünya savaşı filmleri çok oynardı bir ara. Onlarda neler seyrettim; Pearl Harbour'dan sonra kittyhawk uçak gemiisnden havalanan B25'lerin orjinal macerası. çok iyi idi.ama ismini hatırlamıyorum, aynı dönemden bir ingiliz filmi vardı ama çok başarılı değil, mosquito'lar uçardı o filmde. Hayal meyal hatırladığım bir film daha var ama bumuydu emin değilim, Alman savaş kruvazörü Tripitz'in batırılması ile ilgili idi. Aynı dönemde midway savaşı hikayeleri hep uçak gemilerinde geçerdi. Arada yine ikinci Dünya savaşından gece alman bombardımanlarını konu alan bir iki film seyrettiğimi hatırlıyorum. Birde en önemli filmlerden biri Alman V1 ve V2 roketleri ile ilgili yarı casusu yarı askeri bir film vardı. Norveçdeki yer altı V2 depolarını gösterirdi. Kore savaşı ile ilgili sadece bir film hatırlıyorum onda da başrolde James STEWART vardı. Uçak gemisinden kalkış felan yaparlardı ama amcam bir gün mecburi iniş yaptı ve malesef orada öldü. Acıklı bir filmdi ama çekimler gayet iyi idi, pilotumuz bir F86 ile uçarken onu yerde skyriderlar koruyordu.
biraz daha yakın zamandan neler vaaarr.
_______________________________
RED ALERT yada SCRAMBLE, yeni bir üsse tayin olan binbaşımız (Rock Hudson) B52'lerin başına gelir. Filo konutanı olan binbaşımızın yardımcısıda Ben GAzzara'dır bu aradaç Soğuk savaş döneminde filonun uçakları yerden olabilecek en kısa zamanda kalkmalıdır. O zamanki devamlı diken üzeridne geçen stratejik Bombardıman filosunu tüm ayrıntıları ile ortaya koyan Çekimler gayet iyi, konusu başarılı bir filmdi. (hatta bende videoda bazı bölümleri var). Güzel sahnelerden biri B52 havadan yakıt ikmali yaparken içine yakıt dolar, herşeyi kapatırlar
______________________________________
Aynı dönemden PEACEMAKER dye bir film daha vardı ama çoğunuz hatırlamayacaksınız. Çünkü film defalarca gösterilmedi. B36 PEACEMAKER ile yapılan bir uçuşun hikayesi idi. B26 PEACEMAKER bugüne kadar yapılmış en heybetli uçakdır. B52 bile okadar değil diyince sanırım anlarsınız nasıl bişi olduğunu. Elimde bir resmi var vaktim olursa scan ederim size, yine çeki ve konu itibari ile vasatın üzerinde olan bir filmdi. O zamanlardan çok falz film hatırlamıyorum ama biraz daha düşürüm.
___________________________________
Biraz daha yakın zamandan TEST PILOT diye bir film vardı. Başrolde Dennis QUADE oynuyordu ve film Chuck Yeager'in hayatının bir parçasını işliyordu. Filmin konusun içinde F104'ün ilk ses hızını aşmasıda vardı.
________________________________
Sırası karışık olmakla beraberi diğerleri şunlr , ZAFERE UÇUŞ, TV dizisi , askeri pilot bir babanın ve ailenin hayatı , Babamız T38 pilotudur ve çok da hatta hayatımda seyrettiğim en güzel diziydi diyebilirim. Pazar sabahları TRT2'de oturup bunu beklerdim.
_______________________________
Beklenen an TOPGUN, gelmiş geçmiş içinde en fazla uçak olan film 9 kere sinemada olmak üzere toplam 48 kez seyrettim.diyecek bişi yok hepiniz biliyorsunuz.
______________________________________
MEMPHIS BELLE, muhteşem , fantastik muazzam bir film. İkinci Dünya savaşının en ünlü Bombardıman uçağı olan memphis belle (bir B17G) son görev uçuşuna çıkacaktır. Ama onları beklenmedik olaylar bekler. Oyuncu kadrosu zengin ve kaliteli omakla beraber gerçek yaşam hikayesidir. Raksoteklerde DVD veya VCD olarak bulunabilir. kesnlikle SÜPER bir filmdi ama kıymetini bilemediler.
Bir başka B17'li film aslında kısa filmdi ve muhtemelen Alaca karanlık kuşağı serilerinden biri idi. Alt tareti sıkışan uçağın iniş yakımları açılmaz, ama taretteki çocuğun insan üstü bir kabiliyeti vardır , karakalemle çizdiği şeyler gerçek olmaktadır. Bunu son anda farkettikleri için ,çocuk son adan uçağı iniş takıları açık resmeder, resim bittği anda tekerlek açılır ve piste değer. Fena değildi şahsen beğenmiştim.
____________________________________
ikinci dünya savaşı GÜNEŞ İMPARATORLUĞU (The Sun Imperiror) Steven Spielberg imzalı film Çin'de geçmektedir. Çindeki İngiliz elçiliğinden bir ufaklık olan kahramanımız uçaklara gönülden bağlıdır. Bir kargaşada kalabalık arasında kaybolur ve esir kampına düşer. Orada esir pilotlar ile muhabbete başlar , tek istediği bir pilot montu, uçaklara ve kampta artık saygın bir yer edinmiş esir savaş pilotlarının yakınında olmaktır. Kampın bitişiğindeki japon üssündeki ileride kamikaze olacak (aslında olamayacak herifin uçağının motoru çalışmadı çünkü) bir genç ile kazayla model uçağı dikenli telin arkasına düşünce kontak kurar. Çok önemli ve uzatılacak bir hadise değildir zaten film içinde bu ama yinede japon gencin uçağın bir türlü çalışmamsı ile kahrından harakiri yapmaya çalışması ilginç bir nokta. Bu arada filmin benim bile duygulandığım sahnesi, sinema tarihinin en güzel sahnesi diyebilirim. Kampa Amerikalılar baskın yaparlar (gerçi P51 mustangler ile gelilre ne işi varsa Çinde??) ve bizim velet koşarak gözetleme kulesine çıkar o esnada bir P51 karnını göstererek alçak geçer, bizimki "-gökyüzünün cadillac'ları" diye haykırır...iyi sahneydi ama :)
_____________________________________
Bir diğer B25'li film, FOREVER YOUNG..heheh başrolde kim var ?? Mel Gibson..Mel abi bir test pilotudur fecide sevdiği bi hatun vardır.Birde -manyak!- bir doktor arkadaşı. Filmin başı çok komiktir ama..Mel abi B25'in ilk modelini test eder hehehe aynı çizgi film gibi uçuş saatleri çıldırır pimleri atar vs. Neyse, abinin sevgilisi fena halde hastalanır ve ölmek üzeredir ve hatta öldü diye haber gelir. Doktor bir alet geliştirir ve uzun üzere yaşamayı sağlayan bir tür dondurucu yapar. Ulan kız madem öldü bende bi işe yarayayım diyip alete girer. 1990'lı yıllarda hasbel kader bu zımbırtı bulunur ve mel abi 1942'deki gibidir..felan felan ..sonra metabolizması aşırı hızlanır ve yaşlanmaya başlar, sonra öğrenirki sevgilisi ölmemiş yaşıyo.gidip onu bulmak için müzeden bir B25 çalar..heheh buda böyle eğlenceli bi filmdi..velet canavardı ama mel uçuşun son anında artık iyice elden ayaktan düşer ve nedense bizim başımıza hiç gelmeyecek olan şey busefer bir veletin başına gelr, 9 yaşındaki esas oğlan B25'i indiriiiiir.
_______________________________________
Gelelim konu içinde B25 ve B26 olan bir başka filmeee..ALWAYS. Başrollerde Richard Dreyyfus ve bir hatun var ama hatunun adını unuttum. Güzel bişi idi. Bu amcam eski bir savaş pilotu ve Amerikada bizim embesil bakanlık görevlilerinin S2 Trackerlar için " -eski onlar uçmaz böğğk" dedikleri halde savaş eskisi B25, B26'larla yangın söndürme uçuşu yapan orman koruyucularında görev yapmaktadır. DAha dakka bir gol bir.. bir yangın sortisinden dönerken motorları gider , Richard'da B25 ile planör uçuşu yaparak piste ulaşmaya çalışır. Bu esnada birden rüzgar kesilir, şirinmi şirin John Goodman'ın windsock'a üflemesi görülemeye değer bir enstantanedir. İniş hattındaki ağaçların arkasında kaybolan uçağa düştü diye bakarlarken bir anda rüzgar çıkar ve uçak ağaçların tepsini sıyırarak iner. film çok güzle yaaaa anlatmayayım seyredin. Abimiz malesef bir sortide ölüyor ama sonradan essa oğlan geliyo(heheh herifin uaçğı çok güzledi hertarfı hediyelik paketi gibi olan uçarken noel muziği çalan bir P3 piper super cub :)) sonra bu oğlan yangn söndürmeci oluyor ve bizim richard'ın sevgilsine aşık oluyor. Sevgilimizde gözü richards'dan başka bişi görmediği için bu oğlan'a önceleri hiç bakmıyor. Richard ise hayalet olarak hem pilota yardım ediyor hemde kzıı " kızım ben öldüm hayat devam ediyo bu herifde fena değil , gel birlikte ol şunla, ölenle ölünmüyor " şeklinde teskin etmeye çalışıyor...olay biraz GHOST filmine benziyor ama uçuş kaçış muhebbeti SÜPER...
_________________________________________
Gözünüzden kaçarmı bilmem, FINAL COUNTDOWN, SOn geri sayım diye bir film vardı. Fırtınanın ortasında kalan bir uçak gemisi zaman değiştirip ikinci dünsya savaşında Pearl Harbour baskınının 3 gün öncesine gelir. hehehe çok komik sahneler vardı ..iki zero pilotun yanında F14'Ler geçince bu salaklar korkup düşüyorlardı, sonra adamları alıp uçak gemisine getirdiklerine herifler ne olduğunu anlamıyorlardı bakıp bakıp jetlere :)) hatta geminin subayları 1940larda olduklarını şöyle anlıyorlar "-kaptan radyoda enterasn bişey var.,- neymiş?,- bilemiyorum şifreye benziyor ama çok aptalca,-aptalca olan şey ne peki?,- bu şifre e,ee nasıl desem çok ama çok eski bize okulda öğretmişlerdi 1940'larda kullanılan bir şifre, biz 1980'lerdeyiz kim kullanırki bu şifreyi, bunu bir çocuk bile çözebilir.."
Filmin kahramanları baskın oalcağını bile bile ve hatta uçakları radarda görmelerine rağmen tarihin akışını değiştirmemek için müdahele edemezler..
_________________________________________
PEARL HARBOUR; son zamanların filmi ..çekimler fena değildi.animasyonlar farkedilmiyordu ama saçmalıklarda yok değildi. Yinede çekim ve görsellik itibari ile işe yarar bir film oldu. Filmin başındaki çift kanatlı çekmeri görülmeye değer ama filmin ortasındaki binalar arasındaki kovalamaca sahnesi mümkün olan heryerinizle gülmenize birebir:)
__________________________________________
Birde IRON EAGLE'lar var eheuheuehue komik ötesi F16'larla çekilmiş filmlerden biridir. 2 serilik bir filmdir. Birinci seride bir üsdeki pilot çocukları kendi kurdukları klübün Cessna 152 ve 172 leri ile otoyolda dog fght yapmaktadırlar. Buna bakınca "off be filme bak" diyesiniz gelir ama F16'nın tekeri öle değildir. Bu veletlerden en cengaver olanı aynı zamanda babası ile F16'da uçurabilmekte ileride hava akademisne girmek içn antreman yapmaktadır!!!Günlerden bir gün babamız esir düşer ortadoğuda :) oğlanda "ulan babam bu benim gidip kurtamak bana düşer " diyip çete ile beraber bir plan yaparlar. sonra bu plana eski bir general olu p emre itaatsizlikten prığırları laınan bir subay lider olur ve plan yaparlar ( burada ben gülmekten kopuyorum tabii)tabii plan üsden f16 kaçırıp babayı kurtarmaktır , hatta havda çatışma bile olacaktır. Nitekim uçakları kaçırırılar !!!!! çatışmada olur ama anlayamdığım uçarken çıplak bir kız gibi olan uçakklardan abitmeyecek şekilde füzler çıkmakta ve gun(top) atışı ile sanki bir GBU bombası etkisi ile üs düşman üssü havaya uçmaktadır. Şimdi en komik kısmı..bzim velet uçağı düşman üssüne indirir, sonra gider babayı bulur, baba yaralıdır :) baba "oğul sen git kendini kurtar ben yaralıyım" der :) kahramanımız ise " yettim baba seni burada bırakırsam annem beni eşşek sudan gelinceye kadar döver hem onun sana ihtiyacı var " diyerek tek kişilik F16'nın cockpitine her nasılsa tek başına yükler ve o tek kişilik cockpitte ellerini kollarını sallayarak düşman üssünden kaçarlar. bunun birde ikinci serisi vardır. Aynı ekip madalya felan almış lider subaya görevi iade edilmiş , kahraman hava akademisine girmiştir ama bu sefer zorttedenek ilk uçuşta bu salak ölür. Sonra geleneksel Amerikan intikamı felen felan :))seyrederken neremle güleceğimi hep şaşırır sinir olurum.
______________________________________
Arada FIRE FOX vardır. Clint Eastwood sadece iki tane olan Rus yapımı sesle umadna edilen uçaklardan birini kaçırır, sonra buz'a iner orada denizlatıdan yakıt ikmali yapar felan..eh işte denilen bir filmdir.
___________________________________
Gelelim Aksiyonlaraaaaa
Eskilerlerden Concorde'lı AIRPORT serilerini bilirsiniz :) Hani Alain DElon oynar :)Bir kaç seridir bu filmler beznerlik yapan bir baka film Mickey Rooney'in biraz yaşlandığı ama steward rolünde oynadığı uçağında galiba COMET olduğu bir dönemden filmi vardır, Lübnan civarında geçer.
_____________________________________
DIE HARD3 , tamamı havaalanında geçiyordu..idare eder. Uluslar arası bir terorist grup liderlerinin bırakılması karşılığında Phoenix havaalanının tüm sistemlerini bloke ederler bir nevi bütün uçakları havada rehin alırlar. Gözdağı vermek için alanın iletişim antenini imha ederler, bir uçağıda yanlış yönlendirme ile düşürürüler. bu esnada Bruce Willis abinin pistte meşale sallaması takdir edilecek bişeyd. Bruce abiyi ilgilendiren uçakta eşinin olmasıdır.(öff bee). Neyse lider teslim edilirken Bruce durmaz askeri koruma gücünün üçkağıdını anlar (adamlar terörüstdir aslında)ama biraz geç kalmakla beraber mücadeleye başlar. Fİlmin sonunda kahramanımız tek başına bir orduyu yener ve terörist liderin uçağını düşürür.:) Muhteşem bir film değildi fenada sayılmazdı. Glide path'in yerinin değişmesi saçmaydı ama antenin yeri değişmeden bu iş olmaz.
_________________________________________
PASSANGER57, Wesley Snipes'ın oynadığı filmde psikopat bir katilin başka bir eyaletteki hapishaneye sevkedilirken arkadşları yardımı ile uçağı kaçırır. Wesley bir airmarshall'dır ve tesadüfen uçaktadır (aslında eski bir FBI ajanı olan Wesley , havayolu şirketinin güvenlik müdürüdürde). Güzel bir filmdi büyük kısmı doğru gibiydi. Hostesin uçağı indirmesi yine dayanılacak gibi değldi :)
________________________________________
TRUBULANCE..hostesin uçak indirdiği bir başka film :)) yahu bunlara simultorde eğitimmi veriyorlar..iniş berabttı bu arada ıyy ..bu tip filmler 3.sınıf amerkan saçmalığı
________________________________________
Buna benzer bir iki film daha var ama adını hatırlayamadım. Ondada da salak bi ajan koskoca pisti geçip "-ben buraların yabancısıyım abii , gidip kendi meydanıma ineyim bari" diyip uçuşeğitimi aldığı meydana indirir 747'yi.ohha yani demek gelir içimizden.(bunuda Remzi anlatmış..kritik karar olsa gerek)
__________________________________________
Diğer bir Ohhalık filmde AIR FORCE ONE'dır. President'imiz eskiden kalma becerisi ile yine bir 747'de cebelleşir. (yaa neden bir 737'de bu işler olmaz??)
________________________________________
GROUND CONTROL hep bashettiğim bir filmdir, konu itibari ile çok öğreticidir. Phoeinx havaalnında geçen bir noel gecesini anlatır. Kiefer Shutherland'ın oynadığı film benim favorilerim arasındadır. mümkünse iyi tercüme edilmiş versiyon yada orjinalini bulun. ATC-Uçak koordinasyonu ile kontrolörlerin strressli yaamının iyi bir örneği
_______________________________________
The RESCUE OPERATION, geçenlerde bahsetmiştim DigiTurk'de var diye. Başarılı bir film diyebilirim bir iki sahne hariç son derece öğretici bir film.Herkese tavsiye ederim. Olay gerçek yaşamadn alınmıştır. Auckland'a gitmek isteyen ilaçlama uçağının ADF'i bozlur ve Hawai'den sonra okyanusda kaybolur. Air New Zeland havayollarından bir pilot ise B767 ile okyanusda onu bulmaya çalışır.
__________________________________-
DROP ZONE, yine Wesley Snipes'ın oynadığı bir film. Wesley geleneksel oalrak bir FBI ajanıdır yine :)) Bir olay olur ve bir tanıkları ortadan kayıpmı oluyordu öldürlüyormuydu tam hatırlamıyorum ama sonuçta bu abimizi kimliğini gizleyerek bir paraşüt okuluna gider. Tanık büyük bir suç örgütü hakkında bilgi verecek kişidr ama artık bu bilgiye bizim ajan ulaşmalıdır. Örgüt'ünde paraşütçü olmaları nedeniyle wesley'de bir başka paraşüt grubunda çalışmalra başlar , Paraşlüt sahneleri PC6 turboPorter'ın paraşütçülerle dalışa geçmesi muhteşem sahnelerdir. Neyse uzun lafın kısası, Ajanın peşinde olduğu paraşütçü grubu 4 temmuz günü sadece bir tek gün ve açık olacak olan (sanırım newyork) şehir üzeride atlayış yaparak merkez bankası altın rezervi binasının çatısına paraşütleri ile ineceklerdir. Bizmkide onların peşinden iner felan ..filmin detayların tam hatırlamıyorum ama bunun üzerine devam ediyordu. En sonununda havada bir paraşüt ile dalaşma sahnesi var diye hatırlıyorum.
___________________________________
Bir paraşütlü film daha vardı ondada Patrick Scwayze oynuyordu ..konu yasa dışı bir grup ile ilgil idi yine onlarda paraşüt muhabbetine takılıyorlardı. vs vs..bunuda net hatırlamıyorum hatırlayan varsa yazsın lütfen.
0
enola gay
(14.05.07)
enola gay, döktürmüşsün abi :)
benim bile hiç duymadığım filmler var bunların arasında.

yersen, havacılık belgeseli vs. türü bir şeyler istersen discovery channel'da çevirmenlik yaptığım zamanlardan kalma vhs'ler olacaktı (flightline gibi).

bir de bruce dickinson'ın "flying heavy metal" serisi var :) gerçi onun dvd'si de var.
0
actionary
(15.05.07)
(8)

araba yürürken aniden kontak kapatılırsa ne olur?

kibritsuyu
denemeyi bi tarafım yemiyor açıkçası. hem arabaya yazık. ama merak da ediyorum. arabayla hatırı sayılır bir hızda seyrederken aniden kontak kapatılıp anahtar çıkarılırsa ne olur? araba benzini bitmiş gibi yavaş yavaş mı durur, zart diye mi durur, motoru elimize mi alırız ne olur?
denemeyi bi tarafım yemiyor açıkçası. hem arabaya yazık. ama merak da ediyorum. arabayla hatırı sayılır bir hızda seyrederken aniden kontak kapatılıp anahtar çıkarılırsa ne olur? araba benzini bitmiş gibi yavaş yavaş mı durur, zart diye mi durur, motoru elimize mi alırız ne olur?
0
kibritsuyu
(19.04.07)
zart diye durmaz. özellikle kaymak gibi uzun yokuşlu bir mevkide iseniz bunun farklı yontemini yapanlar var. (bkz: peygamber vitesi)
0
winsome
(19.04.07)
kontak kapatılırsa direksyonun kilitlenme ihtimali var diye bisiler duymustum zamaninda ama nedir bilmiyorum.
0
chavezding
(19.04.07)
Kontağı kapatınca direksiyon ağırlaşır ama kitlenmez anahtarı çıkarmadığın sürece. Çok sakat bir durumdur. Fren ağırlaşır hatta 3-4 basmadan sonra tutmaz.
0
magarna
(19.04.07)
Hidrolik direksiyon kilitlenir, frenlerin hidrolikleri de çalışmayacağı için ya bir yere çarpıp ya da el frenini yavaş yavaş çekip durursunuz. Kısacası aküye bağlı olan hiçbir fonksiyon çalışmaz...
0
crown
(19.04.07)
Kontak kapatılırsa anahtarı çıkarmadığın sürece direksiyon kilitlenmez ama hidrolik direksiyona alıştıysan sana kilitlenmiş kadar ağır gelecektir.

fren pedalını unut çalışmaz, hatta bir kaç basıştan sonra artık basılamayacak kadar sertleşir.

boşa almakla farkı olmaz mı ? ne fren tutuyor ne dümen :) ayrıca benzin de harcamıyor :))

ayrıca hareket halindeyken kontağı kapatıp açarsanız egzosdan bir patlama sesi duyarsınız, apaçi gençliğin bolca yaptığı bir aktivite.
0
kimlanbu
(19.04.07)
çok merak ediyorsan, park halindeki aracında kontagı kapatıp direksiyonu saga sola cevir sak diye direksiyonun kilitlendiğini görürsün. hafif bir egimde 3 derece filan yine park ettiginde kontagı kapat araba hafifce kaymaya basladıgında frene bas. kazık gibi oldugunu gorursun.
0
anoktale
(20.04.07)
1. Direksiyon kilidini kırmadıysan direksiyon kilitlenecektir. Eğer kontağı kapatıp tekrar akü besleme konumuna getirirsen kilidi açman olası.
2. Daha tehlikeli olanı frenler 2 basmadan sonra şişecek ve tutmayacaktır. Eğer acil durumsa el freni ya da frene hayvan gibi asılarak durdurmayı denemek olası ama el freni kablosunun da koptuğunu düşünürsek arabadan atlaman en hayırlısı olacaktır gibi.
3. Kontağı kapattığında araba vitesteyse şanzımanı herhalde eline alırsın.Bu kadar saf olmayacağını temenni ediyorum bari en azından debriyaja bas boşa at :)
0
ozdek
(20.04.07)
zaman aşımına uğramış ama,

1) anahtarı çıkartmazsan direksiyon kilitlenmez.
2) frenler tehlikeli hale gelir.
3) araba vitesteyse yeniden çalışma eğilimi gösterebilir (vurdurarak çalıştırma benzeri bir durum oluyor)
0
actionary
(07.09.07)
(5)

yolcu uçakları için zıplayan koltuklu para$üt

nihilanth
feci bi uçak fobim var. ne zaman binerim bilmiyorum. aklıma şöyle bir şey takılıyor uzun süredir, bu savaş uçaklarında falan zıplayan koltuk oluyor ya hani,pilot sağ kurtuluyor dü$me esnasında, aynı şey normal yolcu uçaklarına da yapılamaz mı her koltuk için.. bunu dü$ünen yok mudur? olsa süper olma
feci bi uçak fobim var. ne zaman binerim bilmiyorum. aklıma şöyle bir şey takılıyor uzun süredir, bu savaş uçaklarında falan zıplayan koltuk oluyor ya hani,pilot sağ kurtuluyor dü$me esnasında, aynı şey normal yolcu uçaklarına da yapılamaz mı her koltuk için.. bunu dü$ünen yok mudur? olsa süper olmaz mı, kimse ölmez, hayat ne güzel olurdu falan. hem ben de binerdim o vakit.

basınçtır,masraftır teknik bilgilerim yok yalnız epey merak ediyorum bu olayı.
0
nihilanth
(14.03.07)
o koltuğun itici gücüne Haluk FrequentFlyer dayanmaz, gforsdan ölür gider. Ama fikrin gerçeküstülüğü çok çekici geldi sanırım resmini çizcem. 330 yolcu birden gövdenin tepesinde birbirinin dötünü öpüyo böyle, muazzam. hahay ilahi
0
frank n furter
(14.03.07)
seninki de iyi fikir.çiz sen o resmi odama asarım bak :)
0
🌸nihilanth
(14.03.07)
uçağın tavanı(?) ne olacak? herkes kafayı oraya çarpmıycak mı?

ps: her türlü sazanlık hakkım saklıdır.
0
pispinti
(14.03.07)
aşırı masraflı olduğu için şimdiye dek ciddi ciddi düşünülmemiş bir fikir bu.

onun yerine uçak düşerken yolcu kabininin komple uçaktan ayrılıp büyük birkaç paraşütle yere inmesi fikri düşünülmüş. sonradan fazla masraflı olacak diye ondan da vazgeçilmiş.

birkaç yıl önce küçük bir uçakta (4-5 kişilik) tehlike anında açılan paraşüt fikri denenmiş. bunda uçağın tamamı, paraşütle yere iniyor. başarıyla test edilmiş bir yöntem olarak bu var, ama büyük uçaklara uygun değil.

havacılık teknolojisinde, uçağın tehlikeye girmemesi için yoğun çaba sarf edilir. tehlikeye giren uçağın ve yolcularının kurtarılması konusundaki tedbirlerse hep arka plana itilir, çünkü aşırı masraflıdır.

bir ara bu konuyla ilgili bir entry yazayım.
0
actionary
(14.03.07)
fırlatma koltuğu mantıklı gibi duruyor ama bunun için uçağın tavanını patlatacak bir adam lazım. kafası bozulmuş bir teroristin bunu yapma ihtimali yüksek.

ayrıca fırlatma anında birbirine çarpmaların engellenmesi için mükemmel bir senkronizasyon gerekli ki bilgisayar desteksiz olması düşünülemez. eğer hata olursa kahvaltıda tokuşan yumurtalara döneriz

yere indikten sonra kafamıza başka bir yolcunun inme olasılığı yüksek, ayrıca filmlerden izlediğim kadarıyla koltuktan paraşütü açmadan önce kurtulmak gerekli. yani son atlayanların koltukları hala inmekte olan birisine çarpabilir.

denize/okyanusa düştükten sonra can yeleği sayesinde ancak anormal hava şarları yoksa bir süre dayanılabilir. hipotermi riski çok yüksek.

ayrıca okyanusa düşüldüyse köpek balığı saldırısı ihmali de yüksek. bol bol yaralı olacağı için sanırım okyanusta can pazarına döner orası.

yolcular üzerlerinde normal kıyafetleri olacağı için bazı durumlarda -30, -40 gibi sıcaklıklara maruz kalacaklar. deli gibi rüzgar olacağı için hissedilen sıcaklık daha da düşük olacak ve buz kalıbına dönecekler.

en önemlisi araştırmalar için milyar dolar milyar dolar gerekecek ve insan hayatı henüz bu kadar değerli değil.
0
kimlanbu
(14.03.07)
(2)

Baz İstasyonlarının Menzili

actionary
Arkadaşlar, GSM baz istasyonlarının standart bir menzili (kapsama yarıçapı) var mıdır? Eğer yoksa minimum ve maksimum yarıçap değerleri nelerdir? Bu değerler tek bir istasyon için de değişken midir? Kısacası, bir uçakta bulunan yolcu, maksimum hangi irtifada cep telefonunu kullanabilir? Teşekkür ede
Arkadaşlar, GSM baz istasyonlarının standart bir menzili (kapsama yarıçapı) var mıdır? Eğer yoksa minimum ve maksimum yarıçap değerleri nelerdir? Bu değerler tek bir istasyon için de değişken midir?

Kısacası, bir uçakta bulunan yolcu, maksimum hangi irtifada cep telefonunu kullanabilir?

Teşekkür ederim.
0
actionary
(07.03.07)
şöyle bir döküman var, belki yardımcı olabilir.

www.biltek.tubitak.gov.tr/sandik/gsm.pdf
0
hurin
(08.03.07)
çok teşekkür ederim. öğrendiğim kadarıyla gsm baz istasyonları küresel bir alanı kapsamıyormuş. directional olduklarından yatayda uzun sayılabilecek bir menzile sahiplermiş, ama düşey doğrultuda menzilleri (irtifa) çok yüksek değilmiş.
0
🌸actionary
(09.03.07)
(5)

photoshop cs 2 de renk profili sorunu.

dirk pitt
şimdi sorun şu; photodhopa bir imaj atınca (.psd veya jpeg farketmiyor), imajın orjinal rengi değişiyor ve kafasına göre program profil atıyor. ve ben edit menusunde ki profil kısmından anparsam yapayım bir türlü düzeltemiyorum. bu durum uninstall edip tekrar yükleyince düzeliyor sonra yeniden başlı
şimdi sorun şu; photodhopa bir imaj atınca (.psd veya jpeg farketmiyor), imajın orjinal rengi değişiyor ve kafasına göre program profil atıyor. ve ben edit menusunde ki profil kısmından anparsam yapayım bir türlü düzeltemiyorum. bu durum uninstall edip tekrar yükleyince düzeliyor sonra yeniden başlıyor. sanırım profil ayarları baskı işi için ve ben baskı ile uğraşmıyorum ve dolayısı ile bilgim yok. onca ayar arasından da deneye yanıla uğraşacak zamnaım ve sabrım da yok. ve bu duruma acil bir çzöüm bulmam gerekiyor. ve lütfen çözümler "uninstall et düzelir, format at düzelir, kurcala düzelir" şeklinde olmasın... cidi ayrıntılı ve karmaşık olamayn cevap lazım, teşekkürler. (özeti: delirdim ulan 3. kez oluyor aynı problem.)
0
dirk pitt
(06.03.07)
abi standart rgb renk profili olarak install et. acep cmyk rgb farkı olabilir mi? sen cmyk'yi rgb profili ile açıyosundur belki. Son olarak olayı tespit etmek için rgb kodlarını tespit et başka bi makinada, sonra hsb slider ile eski haline getir. Nasılsa değişiklikler rölatif olarak gerçekleşiyor (yani bir renk doğrulanırsa diğerleri de cuk oturur gibi bi teori üretmiş olayim).
0
frank n furter
(06.03.07)
acaba windows un color management araciyla ilgili bir sey olabilir mi? belki oradaki default lara gore falan degistiriyodur ps.
0
chavezding
(06.03.07)
bir belge açtığınızda zaman zaman ekranda bir soru çıkar, "renk profilleriniz adobe bilmemne ile customize ister misin cart curt" diye..bu uyarıyı fotoşop vermez, windows verir. dolayısıyla çarenizi windowsda aramalısınız..denetim masalarında adobe gamma diye birşey vardır, mıncırınız:)
0
elinherifi
(07.03.07)
durun!

bu sorunun bir çözümü var. yanlış hatırlamıyorsam şöyle:

edit -> color settings yapıyorsunuz.
açılan pencerede "color management policies" sekmesinin altında (sekme neydi yav?) "profile mismatches"a tick atıyorsunuz. böyle olmalı.

eğer işe yaramazsa bir mesaj daha atınız, kendi photoshop'umda test eder, size söylerim.
0
actionary
(07.03.07)
bir dakika...

"color management mismatches"a tick attıktan sonra resmi açarken, "embedded profile mismatch" diyalog kutusu çıkacak.

en alttaki seçenek olan "discard the embedded profile"ı seçin.

bunu her resimde soracak, ama bir süre sonra alışıyor insan :) başka bir yolunu bulamamıştım ben.
0
actionary
(07.03.07)
(4)

3D Modelleme Sorunu

actionary
Sevgili arkadaşlar,Blender 3D, Google Sketchup gibi programları kullanırken, mouse imlecini oynattıkça ekran bulanıklaşıyor. Motion blur gibi bir şey. Ne kadar oynatırsam bulanıklık o kadar artıyor. Bir süre sonra hiçbir şey seçemez hale geliyorum.Bir yere tıklayıncaysa bu bulanıklık sıfırlanıyor ve
Sevgili arkadaşlar,
Blender 3D, Google Sketchup gibi programları kullanırken, mouse imlecini oynattıkça ekran bulanıklaşıyor. Motion blur gibi bir şey. Ne kadar oynatırsam bulanıklık o kadar artıyor. Bir süre sonra hiçbir şey seçemez hale geliyorum.

Bir yere tıklayıncaysa bu bulanıklık sıfırlanıyor ve baştan başlıyor. Bu, Google Sketchup'ta sadece bazı durumlarda olurken, Blender 3D'de her zaman oluyor.

Bununla birlikte 3D Studio Max 5'te ve Wings 3D'de hiç olmuyor. Sorunun programların yazıldığı dille alakalı olabileceğini düşünüyorum, ama bu bana bir fayda sağlamıyor.

Bunun sebebi nedir, bunu nasıl engellerim? Çok sinir bozucu bir durum ve işlerime mani olacak seviyede.

Şimdiden teşekkürler.
0
actionary
(05.03.07)
ne blender ne de 3dsmax8 kullanırken başıma böyle bir şey geldi bir çözümüm yok ama bende böyle bir sorun olmadığını belirteyim..
0
kimlanbu
(05.03.07)
deli ediyor insanı yahu... öyle herhangi bir blur da değil... photoshop'taki motion blur'un etkisinin tamamen aynısını gösteriyor.
olacak iş değil.
teşekkürler, kimlanbu.
0
🌸actionary
(05.03.07)
programlarin directx uzerinden mi yoksa opengl uzerinden mi cali$tiklarini kontrol edin.

cok buyuk ihtimalle ekran karti surucusunde problem var, guncellemeyi ya da 1-2 versiyon geri gitmeyi deneyin.
0
rexnebular
(05.03.07)
tekrar merhaba,
arkadaşlar, önerileriniz için çok teşekkür ederim. sorunu buldum: ekran kartımın open gl'de hardware anti-aliasing özelliğini (şu durumda nvidia geforce 6600) kapatmam yahut kullandığım programlara göre ayarlamam gerekiyormuş. bir daha böyle bir sorunla karşılaşan olursa önce anti-aliasing'i kapatsın!
selamlar.
0
🌸actionary
(05.03.07)
(5)

tükürük kokusu

denize karsi icen keci
tükürüğe kokusunu veren madde/etkenler nedir? hani hapşurduktan sonra elinizde kalan ve henüz tanım bulamadığım bir koku olur ya. onun kaynağını soruyorum tam olarak.
tükürüğe kokusunu veren madde/etkenler nedir? hani hapşurduktan sonra elinizde kalan ve henüz tanım bulamadığım bir koku olur ya. onun kaynağını soruyorum tam olarak.
0
denize karsi icen keci
(04.03.07)
tamamen tahmin ama çeşitli bakteriler olma olasılığı var.
0
dirk pitt
(04.03.07)
hapşuruk kokusu evet,
bu yenilen yemeğe göre değişmez mi?
balık yesen hapşursan çinekop çinekop, yarım ekmek döner yeyip hapşursan soğan kokar o hapşuruk
0
demlikposet
(05.03.07)
yok yok, her durumda hapşırığın kokusu sabittir. ben de hep merak ederdim küçüklüğümden beri, neden böyle kokar bu meret diye.

ilginçtir, hoş da bir koku bu. şey gibi... hani diş hekimi ağza bir şey püskürtür de ilginç bir tat gelir ya insanın ağzına... her neyse :)
0
actionary
(05.03.07)
tekrar düşündüm de actionary nin haklı olduğuna karar verdim..
bu hapşuruğun sabit bir kokusu var,
böle sanki ilaç gibi eczane gibi adaçayı gibi yahu steril bi kokusu var sanki ama değil tabi..
nedir bu yok mu bilen şimdi
0
demlikposet
(05.03.07)
yaptığım araştırmanın sonucu dark pitt'in cevabını doğruluyor ama beni yine kesmiyor maalesef... tamam ağız içinde ve dilde yaşayan bakterilerden kaynaklı koku burası eyvallah. ama maddesi ne bunun, bakterilerin ürettiği hangi madde?
0
🌸denize karsi icen keci
(05.03.07)
(6)

viteslerde ulaşılan son hızlara ne deniyordu ,terimsel bir adı vardı sanki

elcikpower
yani demek istediğim ,bir araba 1. vitesde son devirdeyken en fazla şu hıza çıkabilir,2.viteste son devirde şu hıza ,3 'te şu hıza... bunun adı nedir ? (terim olarak ,mesela vites aralığı mıdır?).ayrıca ingilizcesi nedir ,gugılda nası aratılırsa bulunur ? final haftasında "ders çalışamadım aklıma bi
yani demek istediğim ,bir araba 1. vitesde son devirdeyken en fazla şu hıza çıkabilir,2.viteste son devirde şu hıza ,3 'te şu hıza... bunun adı nedir ? (terim olarak ,mesela vites aralığı mıdır?).ayrıca ingilizcesi nedir ,gugılda nası aratılırsa bulunur ? final haftasında "ders çalışamadım aklıma bişey takıldı,uykularım kaçtı "
dememe sebep olacak yeminle.

bi yardım edin abi be ,nolur ablam be...
0
elcikpower
(18.01.07)
belki faydalı olur.
www.fatboyraceworks.com

google'da aşağıdaki keyword'leri kombine edip kullanabilirsin,

gear (vites),
throttle (gaz),
speed (hız),
max

aradığın şey gear ratio diye geçiyor sanırım, oradan da max mph
0
iron
(18.01.07)
vites oranlariyla ilgili bircok site dolastim, hatta her vitesteki son hizi hesaplayan adamlar da gordum ama hepsi "x.vitesteki son surat" olarak yazmislar. ozel bir adi yok sanirim.
0
amiga 500
(18.01.07)
evet, ben de baktım, örneğin "max speed in 3rd gear" diye geçiyor.
aslında sözlük'te agamemnon ya da calibra'ya sorsan cevap verebilirler. ikisi de yardımsever ve nazik yazarlar.
0
actionary
(18.01.07)
maalesef bu yöntemlerin hepsini denedim ancak nafile.aradığım araç da seat leon 2.0 cupra (balık değil).
hani araba dergilerinde yazarlar ya alt alta mis gibi ,işte ölesini bir bulabilsem gaymak gibi olcak.
0
🌸elcikpower
(19.01.07)
en üstte verdiğim sitede aracın lastik bilgileri (lastik çapı), max rpm ve gear ratio'larını girersen altta calculate graph'a bastığında grafik olarak gösteriyor.

misal şurada leon cupra r için bu bilgiler verilmiş.
www.autoclubturkey.com

arabalarla pek ilgilenmediğim için aradığın arabayı bulamadım :)
0
iron
(22.01.07)
son dişli oranı
total ratio olabilirmi.
0
magarna
(23.01.07)
(4)

elektro sazı bilgisayara bağlamak

ravioli
bi elektro sazım var, amfim yok...bilgisayara bağlayabilir miyim sazı?bikaç sene önce bi forumda elektro gitarların ses kartına filan iliştirilebildiğini okumuştum...nasıl oluyor bu iş? bi de iyi performans elde edebilir miyim?
bi elektro sazım var, amfim yok...bilgisayara bağlayabilir miyim sazı?
bikaç sene önce bi forumda elektro gitarların ses kartına filan iliştirilebildiğini okumuştum...
nasıl oluyor bu iş? bi de iyi performans elde edebilir miyim?
0
ravioli
(17.01.07)
elektro gitarı veya sazı anfiye bağladığın herhangi bir kabloyla bunu yapabilirsin. kablonun bir ucunu normal olarak saza, diğer ucunu ise ses kartının varsa line in girişine, yoksa mikrofon girişine takmalısın. yalnız buradan önemli olan nokta, kablonun anfiye takılacak ucundaki jack kalın olduğundan ses kartına girmeyecektir. bunu ise herhangi bir elektrikçide bulabileceğin büyük jack'ı küçük jack'a çeviren adaptörle yapabilirsin. alternatif olarak aynı elektrikçiye kabloyu verip ucundaki jack'ı değiştirtebilirsin. ses kartının ve hoparlörlerinin kalitesine göre randıman alabilirsin. klasik gitarın deliğinden içeri mikrofon atarak ve ses kartı yazılımındaki distortion efektini kullanarak klasik gitarla rock çalmışlığım vardır öyle söyleyeyim.
0
kibritsuyu
(17.01.07)
Mikrofon girişine bağlıyorsan ses denetimi zımbırtısında mikrofon'un amplifikasyon olayını açman lazım aksi takdirde ses duyamazsın.
0
iron
(17.01.07)
yine de basit bir di-box'la yüksek performans elde edebilirsin. ucuz bir di-box'ı (örneğin behringer'in ucuz modelleri) 50ytl civarında satın alabilirsin.
ama almadan önce dene derim, çünkü çoğunda ses alabilmek için drive'ı köklemek gerekiyor.
0
actionary
(18.01.07)
guitarfx işini görecektir. Ben bağlamadan elektro gitar sesi alarak ilginç şeyler yapıyorum, trooper filan çalıyorum o derece...
0
6degreesunder
(20.01.07)
(6)

zürafalar ses çıkarırlar mı?

kartonpiyer
sanki bir ara zürafaların ses çıkarmadığını duymuştum ses telleri olmadığı için. peki başka ses çıkarmayan memeli var mı? evde beslicem de.
sanki bir ara zürafaların ses çıkarmadığını duymuştum ses telleri olmadığı için. peki başka ses çıkarmayan memeli var mı? evde beslicem de.
0
kartonpiyer
(04.01.07)
meme fetişin yoksa balık veya sürüngen cinsi bir şey(iguana falan) öneririm. en sessizleri onlardır.

illa ki memeli diyorsan hamster da olabilir. düşük volümlü ciyk viyk yapar sadece. rahatsız etmez.
0
kibritsuyu
(04.01.07)
zürafalar ses çıkarırlar ama oldukça nadir olarak...
www.nationalgeographic.com
0
nop
(04.01.07)
zurafa pek bi sessizdir, gayet tabi evde beslenebilir.
0
amiga 500
(04.01.07)
ölen zürafa iöövv ieaaööövv diye ses çıkartır (southpark)
0
babam ve ben
(05.01.07)
evet zürafalar ses çıkaramıyor ve ses çıkaramama nedenleri senin evde besleyememenle aynı: ses telleri var ama boyunları çok çok uzun olduğundan bir titreşim elde edemiyorlar.
0
pascha d
(05.01.07)
tavşanlar ses çıkartmıyor. küçükken birkaç sene beslemiştim gri bir yaban tavşanı. süper hayvanlar.
0
actionary
(09.01.07)
(5)

geforce 6600GT oyunları düzgün çalıştıramıyor

compumaster
Geforce 6600 GT PCI-E 8x (mi ne) bir ekran kartım var. Mesela Need For Speed Carbon'u 640x480 en düşük seviyede 3 FPS çalıştırıyor. - Kartın üzerine baktım ekstra power girişi yok.- Direct X 9 küsür son versiyonu yüklü- İki monitörüm var ama birini disable edince %10 kazanıyorum.- Avast yüklü disabl
Geforce 6600 GT PCI-E 8x (mi ne) bir ekran kartım var.

Mesela Need For Speed Carbon'u 640x480 en düşük seviyede 3 FPS çalıştırıyor.


- Kartın üzerine baktım ekstra power girişi yok.
- Direct X 9 küsür son versiyonu yüklü
- İki monitörüm var ama birini disable edince %10 kazanıyorum.
- Avast yüklü disable edince %10 kazanıyorum.
- Cok yeni başka sadece Flight Simulator X kurdum bu oyunda 1 frame per 3 second gibi bir performans aldım (sesi bile düzgün veremiyordu alet).

Sorun ekran kartında mı? Ses kartı olarak Creative'in 100 dolarlık bir ses kartı var, ve creative driverları yüklü...

North Bridge'in fanı çalışmıyormuş onu farkettim. Onu söktüm yenisi ile değiştireceğim. Ama bir şey farkeder mi bilmiyorum.

Geforce 6600 GT bu kadar boktan bir kart mı?

DirectX 10 beklemek lazım. Of allam of bir yardım....

edit: driverlari yeniden yukledim, BIOS'a baktim, north bridge'e heat sink taktim, driverlari bir daha yukledim, bu sirada sistemi tamamen bozdum (driverlari yukle kaldir yamuluyor) system restore ettim, 0 + 0 elde var 0. Tum bu durumlardan bir tek Northbridge mutlu sanki. serin serin takiliyor.

Tum cevaplara tesekkurler.
a.b.com
0
compumaster
(27.12.06)
bu kadar boktan oldugunu sanmıyorum ve bir problem olmalı demekle beraber problemin ne olduğu konusunda bir fikrim yok.
0
dumur
(27.12.06)
valla guncel driverlari yuklemek genelde bu sorunu cozuyo.bende cozmustu en azindan.bi dene bence.
0
mandayuvasi
(27.12.06)
driverdan olması yüksek ihtimal. yalnız bir diğer aklıma gelen şey oyunlarda anti-aliasing ayarlarını kapatman. bilgisayarın anasını ağlatan bir özellik. hele 6600 gt için.
0
kermitz
(28.12.06)
6600 Gt kesinlikle zayıf bir kart değil, ve şu an piyasadaki hiçbir oyunda o şekilde sürünmesi normal olamaz. Bir ayar, sürücü veya program hatası olması lazım, veya kartta sorun olabilir. 6600 Gt efsane karttır, bende onun zamanında ati dengi olan X800 GTO var, ki testlerde hemen hemen aynı sonuçları vermişlerdir, Nfs carbonda full grafik ayarlarında 1024-768 çözünürlükte takılmadan akıcı bir şekilde oynuyordum...
0
sacrifice
(28.12.06)
bende de GeForce 6600 serisinin bir modeli var, ama süper yüksek performans gösteriyor. Ama son zamanlarda zaman zaman aşırı kastırdığı oluyor ki, o zaman zaten winamp bile doğru çalışmıyor. Yani muhtemelen bilgisayarda başka bir sorun vardır ram yiyen. Eğer toptan bozuk değilse, ekran kartından olduğunu hiç sanmıyorum.

Evet, ilk iş güncel driverları yüklemek olmalı yine de.
0
actionary
(28.12.06)
(2)

pentatonik müzik aranıyor

biglebowsky
bu konuda hiçbir bilgim yok ama pentatonik müzik örnekleri lazım, bulabileceğimiz adresler ver mıdır nette?
bu konuda hiçbir bilgim yok ama pentatonik müzik örnekleri lazım, bulabileceğimiz adresler ver mıdır nette?
0
biglebowsky
(24.12.06)
kast ettiğiniz "pentatonik gamların yoğun olarak kullanıldığı şarkılar" ise, aradığınız blues'dur. blues dinleyiniz.
0
actionary
(24.12.06)
efenim cin, japon muzikleri de gayet pentatonik gamlarda olabilir; bruce lee izleyin derim ben.
0
fadetoreality
(25.12.06)
(4)

otomobil

kibritsuyu
1. bir otomobilin debriyaj pedalı niye sertleşir?2. otomobilin ateşlemesinde, bujilerinde çok büyük değil ama arada çakmama gibi bir problem olduğunda bu seyir esnasında nasıl anlaşılır?3. bakımını 2000 km. kadar geciktirdim. benim veya otomobil başına bir iş gelir mi?not: 2001 model renault clio 1.
1. bir otomobilin debriyaj pedalı niye sertleşir?
2. otomobilin ateşlemesinde, bujilerinde çok büyük değil ama arada çakmama gibi bir problem olduğunda bu seyir esnasında nasıl anlaşılır?
3. bakımını 2000 km. kadar geciktirdim. benim veya otomobil başına bir iş gelir mi?

not: 2001 model renault clio 1.4 16V
0
kibritsuyu
(23.12.06)
baskı balatası bitmeye yakın debriyaj sertleşmez tam tersine folloşa döner. yolda balata bitirmişliğim var. balatanın bitmeye başladığının ilk sinyali debriyajın aşağıda kavramaması. balata son nefeslerini verirken ise gaza basıldığında devir ani yükselir ama arac bununla orantılı olarak hızlanmaz. en son araç viteste olsa bile boştaymış gibi davranır. rezilliği ap ayrı :))

bujilerde problem varsa tekleme, ani gaz verdiğinde eskisi gibi hızlanamama, yakıt tüketimi artışı gibi problemler olur.

otomobilin komple bakımını yaptırmasan da yağını zamanında değiştirmeni öneririm. yağ kaçağı varsa ve yağ seviyesi azaldıysa motorun için pek hayırlı olmaz. ayrıca fren balatalarının kaç bin km de değişmesi gerektiğine de dikkat et eğer bu bakımda değimesi gerekiyorduysa fazla riske girmeye gerek yok. ayrıca hava,benzin,yağ filtreleri kirli olduğu için performans problemleri yaşayabilirsin.
0
kimlanbu
(23.12.06)
uzun suredir renault kullanmadim ama onlarin pedallarinda disli bir sistem vardi.kullanan kisiye gore kendi ayarlamasini yapardi.pedalin sertlesmesi senin kullanmana bagli olabilir.buji cakmamasini arabanin sesinden anlayabilecegin gibi preformansinin dusmesinden de anlayabilirsin.sesi traktorlesmeye baslamissa bi gotur degistir iscilik dahil 25 30 ytl odersin bujilere hava filtresi falan toplam 100 lraya cikarsin.aracin bakimini elbetteki duzenli yaptirmak onemlidir ama 2000 km cok muhim degil.yuruyorsa sorun yoktur prensibi iyidir.kendine bi usta bul arada git makara falan yap bi malbora ikram et.laf arasinda abi bak bakalim bizim aslana nasil durumu diye soyle.oyle elden gecirirler.
0
cizgilipijama
(24.12.06)
1) bir otomobilin debriyaj pedalı, pedalda bir ayarsızlık varsa sertleşmiş olabilir (debriyaj teli ayarı gibi). debriyaj hidroliği (fren hidroliğiyle aynı olabilir) içerisindeki hidrolik yağı azalmış olabilir.

2) seyir esnasında eğer araç vuruntulu çalışıyorsa (grın grın grın grın gibi :)) bujilerden biri veya birkaçı ateşleme yapmıyor olabilir. güç kaybı yaşanır bu durumda.

3) en güzeli bakımları geciktirmemek, ama tam zamanında bakım yaptıran çok az kişi var. yani bir şey olursa 2000km'lik gecikmeden değil, olacağı olduğu için olur (öeh). ama bakımlar çok önemli hakikaten.
0
actionary
(24.12.06)
1-dabriyaj çatalından olabilir. hidrolik ise belki hidrolik eksilmiştir. yakında vites geçmemeye de başlayabilir.
2-eline seni elektrik çarpmasından koruyacak bir eldiven geçirerek ya da bir pense kullanarak motor çalışırken sıra ile kabloları sök ve tak. çalışan bujide motor tekler. çalışmıyorsa değişiklik olmayacaktır.
3-yağ seviyesini kontrol et. eklemen gerekli ise bir benzinlikten alıp eklersin. eksiltmişse 1lt vardır yoktur...
0
theunforguven
(25.12.06)
(5)

arabada dinlenecek müzik

sorcerer
hizli bir aracta dinlemek üzere yeni , bass'ı bol müzikler aranıyor. mümkünse listelerden (top 40 vs.) olsun, bol bass'lı olsun. gaza getirsin, costursun.isimlerini vermeniz yeterli; nerede bulacağımı biliyorum.örnek vermek gerekirse:1- pussycat dolls - buttons2- DJ Tiësto feat. Maxi Jazz - Dance 4
hizli bir aracta dinlemek üzere yeni , bass'ı bol müzikler aranıyor. mümkünse listelerden (top 40 vs.) olsun, bol bass'lı olsun. gaza getirsin, costursun.
isimlerini vermeniz yeterli; nerede bulacağımı biliyorum.
örnek vermek gerekirse:
1- pussycat dolls - buttons
2- DJ Tiësto feat. Maxi Jazz - Dance 4 Life
3- Madonna - Jump
4- Peter Luts And Dominico - What A Feeling (club mix)
5- Gwen Stefani - Wind It Up
0
sorcerer
(16.12.06)
mirwais'in production albümünü komple indiriniz ve bir ay boyunca dinleyiniz.
0
actionary
(17.12.06)
yazdiklarina ek olarak sunlari bi yoklayabilirsin ki ben de ayni amacla yeni bi tane yaptim gayet berhudar oldum

tigarah - girl fight
akon^eminem feat - smack that
mika - Relax(Take It Easy) 2 nd Week
fergie = london bridge
IIO - Is It Love (radio edit)
bob sinclair - rock this party
bob sinclair - world hold on
arman van helden - my my my
Nelly Furtado - Maneater
rihanna - let me
Black Eyed Peas - my humps
Teriyaki Boyz - Fast & The Furious Tokyo Drift
mattafix - big city life
enur - calabria
0
ayanux
(18.12.06)
rhcp - otherside.. ya da around the world
0
hlathguth
(18.12.06)
teşekkürlerr...
0
🌸sorcerer
(22.12.06)
gaza getirsin diyorsan "mortal combat" soundtrack albümleri de işini görebilir sanırım..
0
noctiluca
(06.01.07)
(3)

Cevap Gönderme

darknum
Ben niye cevap gönderirken bin tane birden gönderiyorum?Firefox 1.5.0.8 kullanmaktayım. Sinir oldum.
Ben niye cevap gönderirken bin tane birden gönderiyorum?

Firefox 1.5.0.8 kullanmaktayım. Sinir oldum.
0
darknum
(15.12.06)
"neden olmuyor bu?" diyerek gönder tuşuna birden fazla kez basıyor olabilirsiniz. başıma geldi, oradan biliyorum.
0
actionary
(15.12.06)
herkezin başına gelebiliyor, gönder butonuna bas ve bekle, diğer butonlar gibi çalışma mantığı yok sanırım, ne kadar basarsa o kadar gönderiyor.
0
sathaner
(15.12.06)
bir kere gönder e tıklamanız yeterli.
0
enola gay
(17.05.07)
(4)

Bir parçadaki diğer enstrümanlari kısmak

darkpower
Yapmak istediğim şey, bilgisayarda herhangi bir parçayı çalarken, bunun gitar sesini kısıp bizzat arkaplanda kendi gitarımla şarkıya iştirak etmek. Youtube'da falan yapan bir sürü eleman var. Nedir bu programın ismi veya hadisenin adı?
Yapmak istediğim şey, bilgisayarda herhangi bir parçayı çalarken, bunun gitar sesini kısıp bizzat arkaplanda kendi gitarımla şarkıya iştirak etmek. Youtube'da falan yapan bir sürü eleman var. Nedir bu programın ismi veya hadisenin adı?
0
darkpower
(12.12.06)
emin olmamakla birlikte şunu söyleyebilirim. kanal kanal ayrı kayıtlı olmayan merge edilmiş bir parçanın (ki bütün mp3'ler, cd audio'lar bu şekildedir) içindeki birenstrümanı kısmak mümkün değildir. kısabilmek veya tamamen kapatabilmek için tüm enstrümanları ayrı ayrı kaydedilmiş bir formatta bulman gerekir. bunun için sana midi öneririm. çok kaliteli düzenlenmiş, orijinaline birebir benzeyen midi dosyaları var. bunlar sözsüz dosyalar. çoğunlukla tüm enstrümanlar ayrı kaydedilmiş oluyor. üzerine karaoke yapabiliyor, istediğin enstrümanı kısıp kendin çalabiliyorsun. bunun için de cubase vst, cakewalk pro audio programlarını kullanabilirsin. yok ille de mp3'lerimdeki enstrümanları kısmak istiyorum dersen winamp'ın equalizerı az da olsa işini görür.
0
kibritsuyu
(12.12.06)
bunun icin midi kullanman gerekiyor. guitar pro denen programda davulu, bassi ve gitari yazilmis hazir tabler bulabilirsin. kendin de sifirdan tab yazabilirsin. calismak icin cok kullanisli. bunlari daha sonra psikopatca cubase de kanal kanal kaydedip tonlariyla oynarsan ustune gitar calarak youtubeda sekil yapabilirsin. ama cubasedeki vstlerle de yapilabiliyor bu, ama nasil oluyor bilmiyorum.
0
sickbastard
(12.12.06)
youtube da ki elemanların yaptıkları backing track. yani gitar veya başka bir enstruman çıkarılmış ses dosyaları. sözlükte aynı başlıkta verdiğim sitelerde vardı. ilkinde sadece pink floyd un var. 2. si çok sağlam, uye olarak ulaşabilirsin.
0
quadropol
(12.12.06)
ben şöyle bir yol izliyorum çok gerekirse:

1) şarkının guitar pro dosyasını buluyor ya da kendim yazıyorum.
2) midi export vasıtasıyle gp4 -> midi dönüşümü yapıyorum.
3) cubase'de midi'yi import ediyorum.
4) bfd adlı davul vsti'sini davullara;
5) real guitar vsti'sini gitara;
6) broomstick bass vsti'sini bass gitara veriyorum.
7) klavye varsa fl studio'dan yine midi import'la midiyi alıp, istediğim klavye sesini monte ederek wav export yapıyorum ve bu wav dosyasını cubase'e import ediyorum.
8) real guitar verilmiş gitar kanalıma guitar rig'le gerekli efektleri veriyorum (distortion olur, reverb olur...)
9) gerekli eq ayarları, compressor'ler vs.'den sonra wav export yapıp keyfime bakıyorum.

bunların tamamını ya da bir kısmını kullanmak isteyebilirsin belki. örneğin davul, bass ve haliyle klavyeler o kadar başarılı oluyor ki, yeme de yanında yat.
0
actionary
(15.12.06)
(3)

çocuk şarkıları aranıyor

demlikposet
küçük kurbağa,kedi camdan atladı apandisti patladı tarzı küçük çocuk şarkıları/koroları mp3 leri aranıyor..eminim bu şarkıları barındıran/isteyen/seven benden başka rahatsız arkadaşlar da vardır...bi buldurun be
küçük kurbağa,
kedi camdan atladı apandisti patladı tarzı küçük çocuk şarkıları/koroları mp3 leri aranıyor..

eminim bu şarkıları barındıran/isteyen/seven benden başka rahatsız arkadaşlar da vardır...
bi buldurun be
0
demlikposet
(25.11.06)
kültür bakanlığı web sitesinde var..
0
sharpenter
(25.11.06)
daha saykedelik şeyler arıyorum yok mu elinde olan ya da adresini bilen
0
🌸demlikposet
(26.11.06)
google'dan aratırsan "harfler marşı" adlı cenin şarkısını da bulabilirsin. çocuk şarkısı değil ama, cocuk şarkısını aratmıyor.
0
actionary
(15.12.06)
(3)

trt'de bi dizi vardı 90'ların başında?

rare
Annesi ya da babası goril olan bir çocuk vardı, madalyonla ilgili bir şeylerdi. Umarım hafızam bana oyun oynamıyordur. 5-6 yaşlarımdayken izlediğimi hatırlar gibiyim. bilen var mı böyle bir şeyi?
Annesi ya da babası goril olan bir çocuk vardı, madalyonla ilgili bir şeylerdi. Umarım hafızam bana oyun oynamıyordur. 5-6 yaşlarımdayken izlediğimi hatırlar gibiyim. bilen var mı böyle bir şeyi?
0
rare
(17.11.06)
annesi ya da babasi goril degildi... goril ailenin bir uyesiydi ve yer yer sakliyolardi... bi bolumu kalmis hafizamda, evin annesinin yuzugunu calmisti bu goril ve bi hayvan medyumu cagirmislardi... adam da yuzugun gorilimize annesini hatirlattigini ve falan agacin kovugunda bulunabilecegini soylemisti... ama ne yazik ki dizinin adi aklimda degil...
0
dilemma of subscribtionability
(21.11.06)
ismi yeti idi yahu?

ya da "koca ayak yeti" idi. veyahut sadece "koca ayak" idi. çok çirkin bir diziydi ama izlerdim eheh.
0
actionary
(15.12.06)
Star'daki değil yahu, bigfoot muydu neydi ordaki.
Trt'deki ciddi bir yapımdı, sitcom tarzında değildi. Of :)
0
🌸rare
(06.01.07)
(3)

EkşiFilm'de kullanılan Program ?

brkylmz
http://youtube.com/watch?v=sDuYAZpCOuU adresindeki ekşifilm'de, sözlüğe entry girişi ,ya da ekran görüntüleri hangi programda yakalandı(caps)... yardımcı olursanız çoook sevinirim walla... bi iş için lazım.
youtube.com adresindeki ekşifilm'de, sözlüğe entry girişi ,ya da ekran görüntüleri hangi programda yakalandı(caps)... yardımcı olursanız çoook sevinirim walla... bi iş için lazım.
0
brkylmz
(16.11.06)
bence bu screenshotların bir video editing programı ile kaydırılması zoomlanmasından oluşuyor. piyasadaki en iyi screen capture programlarından birisi camtasiadır.
0
compumaster
(16.11.06)
bi benzerini ekşi müze için ben de yapmıştım:
youtube.com

hareketli ekran görüntüsünü video olarak kaydetmek için snagit kullandım. son derce başarılıdır. tavsiye edebilirim. ki ekşi film'de de aynısı kullanılmış. ben de filmi yapan killer'dan öğrenmiştim.
0
yersen
(16.11.06)
vaktinde video kartı sayesinde oynadığım oyunun görüntülerini hdd'ye video olarak kaydettiğimi hatırlıyorum, ama nasıl yaptığımı hatırlayamıyorum.
0
actionary
(15.12.06)
(1)

SES kayıt cihazı&bişeyi tavsiyesi

demlikposet
derste hocanın konuşmalarını kaydetmek istiyorum, ama 1,ne marka ne model ne şekil bir ses kayıt cihazı lağzımdır2-bu kayıt cihazındaki ses ne kadar net olur3-hocanın yakasına mı takmak lazım net almak için sesi?4-bilgisayara atabilir miyiz5-kaça patlar6-kısa sürede lazım uygun bir şey, bulana köle
derste hocanın konuşmalarını kaydetmek istiyorum, ama
1,ne marka ne model ne şekil bir ses kayıt cihazı lağzımdır
2-bu kayıt cihazındaki ses ne kadar net olur
3-hocanın yakasına mı takmak lazım net almak için sesi?
4-bilgisayara atabilir miyiz
5-kaça patlar
6-kısa sürede lazım uygun bir şey, bulana köle olurum bira olurum, yemek olurum*
0
demlikposet
(08.11.06)
ben de, iriver'ın üstüne tanımam. ama sony ericsson k750i'nin ses kaydı da muazzam başarılı. ne var ki, o bir telefon.

yine de, amfi gibi bol reverberasyonlu (öeh) bir sınıfta yapacağın kayıt, hangi cihazla yapıyor olursan ol, başarısız olacaktır.
0
actionary
(15.12.06)
(5)

uyku

colg fusion
şimdi bir insan düşünelim,bu kişi günde 8 saat uyumazsa kendini rahat hissedemiyor. 8 saatten fazla uyursa kötü veya az uyursa da kötü hissediyor.bu kişi bir şekilde uyuma saatini kendi ayarına sokabilir mi? mesela 1 ay boyunca günde 6 saat uyusa biyolojik olarak artık 6 saat uyumanın yeterli geldiğ
şimdi bir insan düşünelim,

bu kişi günde 8 saat uyumazsa kendini rahat hissedemiyor. 8 saatten fazla uyursa kötü veya az uyursa da kötü hissediyor.

bu kişi bir şekilde uyuma saatini kendi ayarına sokabilir mi? mesela 1 ay boyunca günde 6 saat uyusa biyolojik olarak artık 6 saat uyumanın yeterli geldiğine inandırabilir mi vücudu? veya artık 6 saat uyumayla eskiden 8 saatlik uykudan aldığı performansı alabilir mi? daha da açarsam, otomatik uyuma saatini 6 saate indirebilir mi? 6 saat uyuduğu zaman kendini yorgun hissetmemeyi, göz kapaklarının ağırlaşmamasını sağlayabilir mi? kendi vücudunun, beyninin efendisi olabilir mi? (son soruya cevap vermeseniz de olur.)
0
colg fusion
(08.11.06)
hayır :)
0
sf arjuna one
(14.11.06)
6 saat uyku, sağlıklı bir insana, gün boyunca aktif olması için yeterli bence.
0
sathaner
(12.12.06)
maalesef. mesela ben çeviri yapmak zorunda olduğum 96 saat boyunca uyumamıştım bi keresinde... sonra gayet uyudum 17 saat. :) eheh.

o da değil de, 2 yıl kadar süren o dönemde 4-5 saat uykuyla yaşamak zorunda olduğum halde uykuya olan ihtiyacım azalmadı, bilakis arttı.
0
actionary
(15.12.06)
belki ilgilenirse şöyle bir şey daha var. Davinci uykusu; biz günlük yaşamda tek fazlı olarak uyuyoruz ama davinci nin buldugu bir yöntem ile çok fazlı uykuda mümkün. Yani Davinci'nin yaptığına göre 4 saatte bir 20 dk uyku uyuyarak (günde 2saate denk geliyor) yaşamlarını sürdürmüşler. Araştırmak isteyenler için googledan Davinci Sleep yada Polyphasic Sleep diye aratabilirler
0
gardiyan
(14.01.07)
günde 6 saat uyumakla ilgili entrym :)

eksisozluk.com
0
at avrat braveheart
(09.02.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.