bi arkadaşım Poligon Atmaca'ya gidiyor, çok memnun.

Poligonlar emniyet denetiminde haliyle standartları belli hemen hemen aynı özelliklerde. Önemli olan tabanca çesitleri.

Yanlız poligonlarda atış yapmak hiçde öyle ucuz degil en son 15 mermi 100 lira civarinda haliyle pahalı bir hobi.

15 mermi 3 dakikada biter şayet hesaplı olarak atıcılık deneyimi istiyorsanız havali tabanca alın 10 metreden soda sişesi kırabilirsiniz ( sonradan kırıkları toplamak çevre icin elzem )


Bu sekilde hedef aticiligi hobisi edinebilir sonraki asama havalı tüfek ile 80-90 hatta parana göre 200 metre atislari yapabilirsiz oldukca makul fiyatlara eglenceli olur. Sahildeki balon vurma en eski bozuk tüfekler hatsan havalı tüfeklere dürbun takilip hedef aticiligi harika olur.

Poligon aticiligi ve atesli silahlar ulkemizin silaha bakis acisi ve ekonomik acisindan surdurebilir degil.

Atesli silahlardan keyif alman icin senin silahin olacak tetik hassasiyetinden gez ayarina kadar sana özel olacakki güzel grupmanlar çikarabilirsin poligonda herkesin kullandigi sabit gez ayarlı silahtan o kadar da keyif alinmaz hele hele her seferinde silah degisecek.

Esastan keyif almak istersen en az 5-6 sarjor atman lazim oda 1 saati 600 liraya mal olur yazik gercekten elin abd lisi tek bir hafta sonunda 300-500 mermi atıyor.

Çekilin ben kompedanıyım :)

Poligon fiyatları istanbul için ortalama 5-6 tl mermi başına, silah ve mermi poligondan.

Ben kendi silahımla giddiyorum, o zaman fiyatlar ortalama 4-5 tl silah benden mermi poligondan.

Silahımı da mermimi de kendim götürünce ortalama 2,5-3 tl atış başı fiyatlandırma.

Fakat bayrampaşa otogar kaşısında geçen sene açılan poligonda kampanya vardı, silah mermi bizden atış başı 1 tl idi. Ben de anadolu yakasında olmama rağmen kalkıp üşenmeden gittim oraya kadar. Ortam ferah ve idare eder.

1 tl olunca 115 tane fişek yaktım, 115 tl birşey değil bu zevk için (fişek maliyeti ayrı, çok önceden almıştım)

tane başı 2,5 tl olan yerde atsam 285 tl yapar, büyük para.

Son zamanlarda peş peşe poligonlar açılmaya başladı, eskiden anadolu yakasında sadece MNE poligon vardı Ümraniye'de, yandaki sauna yüzünden içerisi hamam gibi oluyordu.

Avrupa yakasında da avcılara, küçükçekmeceye, ikitelliye giderdik.

Şimdi sayısını unutacak kadar var, anadolu yakasında bile 4-5 tane oldu, konu dağıldı. Soruyu tekrar okuyayım :)

Daha önce hiç tecrübe yoksa bilen birileriyle gitmek de fayda var, bu bilen biri de apaçi biri değil de bilinçli ve bu konuları okumuş/izlemiş kendini geliştirmiş biri olsa iyi olur. Tek başına acemi olarak giderseniz, peş peşe atıp bir an önce parkuru terketmeniz beklenir

Zira bazı polis memuru arkadaşlarda bile güvenlik ihlali yapanları görüyoruz.

Anadolu yakasında Ataşehir'dekine gitmiştim en son, adı değişti sanırım, 216 idi önceki adı. Şimdi maltepede ve sancaktepede açılmış, instagramda reklamlarını görüyorum.

Uzun süredir ben de gitmedim, gitmeye karar verirsen yanında refakat edebilirim.


Edit: Önemli güvenlik bilgilerini ve ipuçlarını vermemişiz;

En önemlisi 4 büyük kuralı internetten oku, oldukça basit. İkisi çok önemli, tetik disiplini ve namlu disiplini. Bunları iyi ezberle.

En önemli ipucunu veriyorum, olur da yanlız giderseniz görevliye şunu söyleyin;

"silaha sadece bir mermi koyun lütfen, ilk defa atış yapacağım ve silahta ve şarjörde birden fazla mermi olmasın"

Ben acemi atıcılara her zaman başlangıçta bir tane fişek koyarım silahlara, olur da silah patladıktan sonra namlu yönü değişir, atıcı panik yapar yana arkaya döner tetik parmaktayken, silahı düşürür vs. Her ihtimale karşı her seferinde tek tek fişek koymalı silaha.

Silaha ve patlamaya alıştıktan sonra 3'er mermi takılıp hedef atılabilir.

Kazasker minibüs yolunda da var. Kadıköy yönünde sağ tarafta, Yeni açılan migrosun orada.

www.quora.com

okumadım :D

Once mermiyi optimum sekilde yapip sonra olctukleri icin sacma cikiyor.
En uzaga gidecek mermiyi yapiyorsun olcunce 7.62 cikiyor ne yapacaksin yuvarlak olsun diye 7.60 yapsan verimi duser.

Bir de ustune metrik ve ingiliz olcusu karmasasi var. Ustune herkesin farkli anladigi kalibre sacmaligi var.

Oldukça fazla çesidi var belli görevler için abd'de .22 kalibre aslinda 5.56 mm tabi bunlarin barut hakki vs ayni konu. Belli arastirmalar sonucu bu kalibreler çıkmış.

Mermilerin boyutu logistik imkanlar delme gücü balistik vs.

5.56 abd için vazgeçilmez sonra ruslar 5.7 mm çıkardılar hafif ama zırh delsin diye.

Bizim ordu 7.62 mm vazgeçmiyor neden teror operasyomlarında kaya siper duvar arkasından etkili olsun belli mesafeden öldürücü olsun.

Vietmam savasinsa 5.56 mm evet etkili ama hayati organlarına gelmeyen 5.56 mm vietnamliları durdurmuyordu ama isabet muazzamdı.

Gelelim türk mantigina eski mavzerler 7.9 mm iken osmanlı klasik türk mantıgi ile düz 8 mm istemis ve turk mavzeri 8 mm olarak üretilmiş :)

Bir silah sever olarak yanlış hatırlamıyorsam, ingiliz ölçü birimi olan bir birimin kurşunun hacminde bölünmesinden oluyordu.

Yoksa bu sadece yivizlerde miydi?

Anlatamadım di mi?

Önümüzdeki yılları bilmem, ama bizim piyasamızda gelmesi pek mümkün değil. Çünkü satılan ve tutulan bir motor tipi değil düşük cc cruiserlar.

olabilir :)

Fren hidroliği olabilir demeye geldim ama kontrol etmişsin zaten. Gerçi seviye iyi görünüyor olup kötü durumda da olabilir yağ. En son kaç yıl önce değişti? Servis 30 bin veya iki yılda bir değiştir diyor ( gerçi ben ilk hidrolik yağı değişimini beşinci yılda yaptım )

Seviye inmediyse balatalar da incelmemiştir, çünkü balata incelirse alt merkeze dolan yağ miktarı artar ve yağ haznesinde seviye düşer.

Bu yüzden seviye düşük görünce hemen yağ eklememek lazım, çünkü yeni balata takıp pistonları geri itince hanzeden yağ taşar ve akar, zararlıdır.

Konu dağıldı, birden bire olduysa sorununuz bir şekilde hava yapmış olabilir yağ.

Ya da balatalar sertleşmiş ve performansı düşmüş olabilir, yağ da belirli bir zaman içinde içindeki nem arttığından performansı düşer ama birden bire fren seviyesini hissetmezsiniz.

frenlerin bitiyor iste yenilet. hidrolikte sikintin da yok. olmadigina gore. pompalarak fren yapmayi dene oradan anlarsin fren mi hava mi yagmi

Poliçede tek tek yazar, ama genel olarak sebep ne olursa olsun her yangını kapsar. Bazılarında belirli bir % muhafiyeti olabilir, poliçeye bakmak lazım.

sadece yangın değildir o, seli de kapsar su basmasını da, deprem de vardır içinde eşya sigortası d, ferdi kaza sigortaları da vardır ev halkının, elektronik cihazlarınız da, misafirlerinizin eşyalarını bile korur bazıları, hırsızlığı da.
polçilerinizi okuyun, en ince satırına kadar. o kadar çok şey var ki o paket poliçelerde. üstelik sonlara doğru da bedava hizmetler vardır hediye olarak size verilen.
hiç kullanmadan geçiyor gidiyor hepsi.

evet, hepsi var ama ben yangını merak etmiştim. Sigortanın kapsaması için yıldırım mı düşmesi lazım, yani doğal afet mi sayılmalı.

hayır elektrikten çıkan yangın, ocaktan cıkan yangın, vs herşeyden çıkabilecek yangın kapsamdadır. bu arada evde olmamanıza gerek yok evdeyken de cıkabilir bu yangınlar.

Sigorta poliçesine bakmak lazim.
Misal yıldırım carpmasini kapsar. Peki yildirim bir agaca carpti, agac düştü sizin eve girdi, kapsar mi? Işte bunun için poliçeyi okumak lazim.

kredin devam ettiği sürece dask ve hayat sigortalarını sizden talep edecekler. banka kredi süresince bunları yeniler, krediniz bittiğinde de aramaz sormaz. siz yaptırmaya devam edersiniz isterseniz. normal şartlarda "bunları benden yaptırmak zorundasın" diye bir zorlamaya gidemezler ama gidiyorlar işte işin içinde kredi var diye. siz başka yerden yaptırabilirsiniz.

Tamam ama benim sorduklarim digerleriydi.

Diğerleri pazarlama çakallığı, yaptırmak zorunda değilsiniz. Ama süresi dolunca otomatik yenileyip ek hesaptan ya da kredi kartından tahsil edebilirler.

Kesinlikle istemediğinizi belirtin şubeye, ben hayat sigortası bile yaptırmadım hiç bir kredim de.

Bende dask ve yangın otomatik yenileniyordu. Banka sms ve mail ile bilgilendiriyordu her yıl. Hayat sigortasını zaten yazmışsınız. Diğer bir takım sigortalar (neydi hatırlamıyorum) otomatik yenilenmedi. Ben de yaptırmadım.

BankamAlbaraka idi, diğer bankalarda farklı çalışma sistemi olabilir bilemem. Dolayısıyla dask ve yangın sigortalarının dışındakiler zorunlu olmaması lazım.

hayat sigortanı peşin yaptılar kredi açılışında. eve yönelik dask ve konut sigortan her sene yenilenecek. sana illa o bankadan yapılacak diye bir şart sunamazlar. istediğin yerden konut ve dask yaptırabilirsin. bunlarda önemli olan, rehin/alacaklı kısmında kredi çektiğin bankanın adının geçmesi. zorlarlarsa şikayet edeceğini söyle. bunları zorlayamazlar sana. geri vites yapma, gidere gider yap.

5 helikopter 1 uçağa bedel diye sallıyorum. Helikopter in tek avantajı manevra kabiliyeti. Onun dışında pek bi avantajı olduğunu düşünmüyorum.

Yanlış bilmiyorsam uçak daha hızlı ve daha çok su alabiliyor.

Helikopter 2,5 ton ucak 5 ton aliyor. Modele gore degisiyor ikisini de ufak aldim.

Helikopter yangini harliyor fan gibi ruzgar yapiyor.
Tam ustune dokemiyor sicaktan yaklasamiyor.

Ucak alevin tam ustune hali gibi birakiyor. Devamli git gel yapabiliyor suya inebiliyor.

Helikopter kova dolsun diye bekliyor.

Helikopterin tek avantaji golden havuzdan falan doldurabilmesi ortamda deniz yoksa avantaj.
Onun disinda yanginda ise yaramaz bir alet.
Zaten anlatmaya gerek yok goruyoruz.

Helikopterin en büyük avantajı OGM'nin ormanların içinde yangın için oluşturduğu yapay göletlerden su alabilmesi.

"Helikopterimiz var uçağa gerek yok" demek saçma, ama 40-50 tane helikopter görev yaparken yok görmek de saçma.

Sanırım helikopter sayımız yeterli, ama uçağımız yeterli değil, onu da herhalde "yangın olursa kiralarız" diye düşündü işgüzarlar.

Lan alın 10 tane uçak dursun, koskoca devlet için çerez parası bu!

İkisinin kullanım amaçları farklı internetten edindiğimiz bilgilere göre. Mantık yürüterek de bazı şeyleri tahmin edebiliyoruz.

Ama yangınlarda ikisini de ortak kullanmak gerekiyor gördüğümüz kadarıyla. Yani biri var diye öbürüne ihtiyaç yok gibi düşünmemeli.

Mesela helikopter havuzdan, gölden bile su çekebiliyor. Uçağın illa ki geniş göllere ya da denize inmesi lazım. Galiba belli göllere inebilen uçaklar da var küçük gövdeli olanlar.

Uçak çok geniş bir alana hızlıca su bırakabiliyor.

Muhtemelen uçağın sortisinin ardından helikopterlerle tek tük yanmaya devam eden yerlere noktasal olarak su ya da söndürücü kimyasal bırakılıyor koordineli bir şekilde.

Çünkü helikopter geniş alana su bırakamadığı için büyük bir yangına yetişmekte zorlanıyor. Uçak da noktasal atış yapamadığı için büyük alanı söndürüyor ama sağında solunda yanmaya devam eden yerler için karadan ya da helikopterle havadan müdahale lazım.

3 helikopter 1 ucak denilemez cunku her aracin alacagi su orani farkli. ayni zamanda ucaklar suyu helikopterlerden cok daha fazla bir hizla biraktigindan ayni hacimdeki suyla bile yangin uzerinde daha etkili.

ilamsız icra takibi başlatabilirsiniz. bir takım şartları var, borçlu kişinin bulunduğu ilde icra dairesine başvurmak gibi. araştırabilirsiniz.

peşin not: yasal süre içerisinde itiraz ederse, sizin lehinize bir durum çıkmayacaktır.

Borç olarak açıklama yazmadınız ama karşı taraf bunu ne için aldığını nasıl anlatacak? Bir ticari ilişki, hizmet vs yoksa bir şey yazmadan da gönderdiğin parayı geri alabilmelisin mantıken. Duyuruda bir sürü hukukcu arkadaş var, illa ki biri fikir verir.

parayı neye istinaden gönderdiğini sen ispat etmek zorundasın. yaptığın eft/havale işlemini sen yaptın. internet bankacılıından senin kontrolünde yada şubeden senin imzanla gitti. sebepsiz zenginleşme için senin bilgin olmadan senin hesabından gitmiş olmalı o para. bence bir şey çıkmaz. borç yazmış olsan bile bir şey değişmezdi.

@John Bloor, Yargıtay, açıklama kısmında borç olarak gönderildiği açıkça yazmayan EFT2lerin, bir borcu ifa etmek için gönderildiğini kabul ediyor maalesef

Aramızda mesajlaşmalar filan var bu arada? Onlar işe yaramaz mı?

@nefertarii aranızdaki mesajlaşmaların bağlayıcılığı yok. Mesela aranızda resmi olarak bir kağıt, sözleşme, anlaşma yok. Aranızda bir anlaşma olsa ister açıklamalı ister açıklamasız olsun. Nihayetinde o parayı borcuna istinaden göndermişsindir. Burda öyle bir şey yok. Borç olarak verdiğini sen ispat etmek zorundasın

"Aramızda mesajlaşmalar filan var bu arada? Onlar işe yaramaz mı?"

alacağın miktarına göre değişir. Bir avukata danışın...

Biz de çok istiyoruz. Taş ev yaptıracaktık 350 bin liraydı. Bari şöyle tinyhouse yapalım dedik onlar da o kadar şaka gibi :)) sebebini hiç bilmiyorum. Çok şirinler ama o paraya değmezler yani.

Çünkü ahşap en pahalı ve en değerli yapı malzemesidir. Bu evlerde kullanılan kereste de ladin köknar gibi basit ağaçlar olamaz, en azından giydirmeler çam olmalı.

Ucuza mal edilmek istenirse iskelet/karkas kereste yapılıp giydirmeler dışarıdan betopan içeriden alçıpan yapılabilir. Amerikan evleri tarzında.

Yahu prefabrik ya da konteyner evler de öyle çok gereksiz pahalı. Ahşap malzemeyi bir nebze anlayabilirim ama konteyner ucuz işçiliği olan göt kadar prefabrik eve istenen rakamları anlayamıyorum. Karavan alıp koysam daha mantıklı :)) öneririm. Düşünüyoruz.

Servisi araman lazım evet.

en küçük boylu olanlardan biriyse fişe tak çalıştır mantığıyla işler ve garanti dışı olmaz. ben yeni aldım sayılır, arayıp fişe taksam olmuyor mu diye sormuştum. en küçük boysa takıp çalıştırabilirsin demişlerdi. yine de iki dakika çağrı merkezini ara derim ama.

ama büyük bir şeyse, evet servisi beklemek lazım geliyor garanti kapsamından çıkmamak için.

Yalnjz eve ulastiktan sonra iki saat beklemeden takmayin. İcindeki gazlar yerine oturmazsa zarar verin. Bir de telefonla teyit alkn sonradan zorluk cikarmasjnlar.

Eğer değişmediyse;

Kullanıcı kendi kurarsa fatura tarihinden itibaren, servis kurarsa servis tarihinden itibaren garanti başlar.

Yani, ben 2020 Temmuzda bu dolabı alıp kurulum için servisi şimdi çağırırsam servis kutuyu açar ve garanti başlar.

Yok ben kendim kutuyu açarsam garanti 2020 Temmuz ayında başlamış kabul edilir.

Önemli bir nokta da kutu sağlam ve hasarsız, ama içindeki cihaz defolu olursa değişim hakkınız var servis açtığında.

Mantık yürütüp "silikonsuz kulak içi kulaklık" diye arattım, sanırım doğru;

www.google.com

İngilizcesi de earbuds.

Aslında kulak içidir bunun adı. Kulağının ta dibine kadar girenler kanal içidir. (Veya kanal tipi kulak içi)
Fakat ülkemizde kulak içi ve kanal içi ayrımı yapılmıyor maalesef.

aynısından istiyorsanız bir marangoza yaptırmanız lazım.
hazır camlı amerikan kapılar var ama bunun gibi değil tabii.
çok daha kaba ve kötü ama belki işinizi görür.

masif kapı yaptırırsanız pahalıya mâl olur ama amerikan kapı üzerine cam (ve buradaki gibi çıta) taktırmak da mümkün.
ben mutfak kapımı amerikan kapı gövdesi üzerine cam taktırarak yaptırdım, yani çerçevesi masif değil, beyaz amerikan kapı çerçevesi oldu.
bu şekilde yarısından bile daha ucuza gelir.

sorun şu ki, memlekette kapı yapmaktan anlayan usta bulmak deveye hendek atlatmaktan zor.
onlarca ustayla görüştüm, sadece bir kişi anladı da yaptı.
standart tasarımların dışına çıkamıyorlar.
bütçeniz yüksek olsa dahi anlamalarını sağlamak çok zor oluyor.

Fotoğraf çok karanlık, şu işinizi görmez mi?

www.ahmetefe.com.tr

Selamlar, daha detaylı fotoğrafı var mı +1

Birlikte çalıştığımız bir kaç cephe firması var onlara yönlendirebilirim sizi fiyuat almanız için. İstanbul'da mısınız?

Tiradı net hatırlamadım ama bu tür konuşmaları şirkette koridorda, asansörde, ofiste filan yapıyordu kankasıyla.

İlk bir iki bölümde geçiyordur kesinlikle, hatta %80 ilk bölüm. Hızlıca sahneler atlanıp Halitin sahnelerine bakarak bulunur kısa sürede.

Görmediğin eve para vermen üzücü ama ikinci olay herkesin başına gelebilir. Bu kadar üstüne düşmenize gerek yok, dolandırmaya çalışan insan çok fazla, gerçek anlamda her yerdeler. 2 sene önce takside 10 liralık yola 50tl verdim 40tl sahte para vermiş şerefsiz gece 2 idi böyle bi ihtimalde aklıma gelmediğinden hiç paraya bakmamıştım. Şimdi aldığım her paraya aldığım kişinin gözünün önünde ayıp olur falan demeden bakıyorum. Tedbir al yeterli, farklı şekillerde yine dolandırılabilirsin ama aynı ya da benzer yöntemler için tedbir alıp online işlemlerde 2 kat dikkatli olursan yeterli.

Kart kullanmayı acilen bırakmalısın.

eft mesajina su su sebeple borc vs. yazdin mi? mahkemeye falan verip karsidakinin canini sikabilirsin anca oyleyse.

aşacak bir sey yok, kimseye para mara gonderme basin agrimaz.

Fazla üzme canını. Yaptığın yanlıştan ders almazsan hata olur, öbür türlü iyi bir tecrübe oldu sana işte.

Doğrudan banka ile şubede görüşmelisin. Onlar işlemi geri çekemiyorlar ise yasal süreci sana anlatmaları lazım.

Bunlar hep tecrübe, bundan sonra evi görmeden ve sözleşme yapmadan para göndermeyeceksin. Borç isteyen arkadaşına da borç vermeyeceksin.

Ama benzerlerini de yapma, hepsini tek tek tecrübe edersen batarsın :)

Mesela 2. el uzak alışverişlerde de hemen eft yapma, ya da parayı almadan ürünü gönderme.

Pislik ihtimali aklına gelse de hayır diyemiyor olabilir misin?

Ya ikincisinde gelmedi, çünkü dediğim gibi tanıdığım biri. Herif resmen bizi dolandırabilmek için bizim derneğe gönüllü olmuş ya…
Ev meselesinde açıkçası 1.5 senedir ev arıyordum ve burama kadar gelmişti. Too good to be true durumunu sezdim ama ya bu fırsat gerçekse ve ben yine tereddüt ettiğim için kaçırdıysam diye düşündüm. Çünkü çok ev kaçırdığım oldu. İkincisi de sarı sitedeki sahte ilanlardan haberi olmayan tr’deki 2-3 kişiden biriydim o aralar, yeminle aklıma bile gelmedi… sonra sahibinden sahte ilan filan diye aratınca farkına vardım, benim salaklığım ya… ve hala da devam ediyor… savcılığa şikayette bulundum ama bir şey çıkmadı ya. Avukat arkadaşım da pek umutlu değil.

Diğer gerizekalıya gönderdiğim paraya da açıklamaya transfer yazmışım, borç filan değil. Üff bıktım ya…

20 lira icin anasini babasini kesenlerin memleketinde yasiyoruz. bunu hic unutma. gordugun her sey aksi ispatlanmadikca sahte, para alis verisi iceren her sey aksi ispatlanmadikca dolandiricilik, borc verince geri alma, alirsan da kayipta olmama ihtimalin cok dusuk. o para geri dondugunde faiz almiyorsan kus kadar olur degeri zaten, o da donerse.

bunlari bir kagida yaz, arada acip bak.

Sanki beyaz sirke ile temizlenebildigini hatirliyorum

Önce ipa (isopropil alkol) ile temizlemeyi eski diş fırçası ile sürtmeyi deneyin.

Geçmediyse batarya kontaktlarının sirkede beklemesi işe yarar fakat pcb'ye lehimli olduğu için zorlanabilirsiniz.

Pil yuvasından içeriye akıp bi yerlerde kısa devreye de sebep oluyor olabilir.

Kumandayı komple açıp diş fırçası ve alkollü bir çözücü ile temizleyin, hiç bir şey yoksa kolonya bile işe yarıyor.

www.hepsiburada.com

ürün yorumlarında da bi açıklama var görüntü ayarlarını şu yapın diye alacaksanız ona da dikkat edin

Tv'nizde hiçbir şekilde analog giriş yoksa evet hdmi dönüştürücüler var fena değiller.

Component sinyali hdmi'a çeviriyorlar mucize beklemeyin, component girişniz varsa (composite değil!) o kablodan da alıp kullanabilirsiniz.

Ps2 component moda almanız gerekir hdmi ya da component kablo ile görüntü verebilmesi için bunun için de composite kabloyla analog girişi olan bi tv'ye bağlayıp ayarlardan yapmanız lazım. Component bağlantı otomatik olarak algılayamıyor bozuk sanmayın sakın.

(Composite tek sarı rca. Component kırmızı mavi yeşil rca y pb pr yazması yüksek ihtimal)

Scart girişi olmayan TV olacağını sanmam, scart girişi varsa semtinizdeki bir milyoncuya gidip bir tane component to scart dönüştürücü alın 5-10 liraya.

Şöyle bir abi;

i0.shbdn.com

Vatan'da hazır sistemlerde çok güzel kampanyalar vardı bu yaza kadar, hala devam ediyorsa bakılabilir.

Linkteki pc $1000 fiyata göre oldukça makul bir sistem gibi, 2060 benim oğlanın kasada da var, şikayetini duymadım.

imar çeşitleri farklı farklıdır.Bina imarı, ticari imar vs vs . Villa imarlı olması iyi bir şey ama imar oranına bakmak lazım 400 metre yerde %10 imarlı olursa, çok bir işe yaramaz imarın artmasını beklersin

Villa imarından kastı H:6,5 metredir.

%25 den fazlaysa bişeyler yapılabilir, tabi ki arsa 400-500 metreden aşağı olmamalı. Ama en önemli etken konumu, etrafında yapılaşma var mı? Şehirleşme var mı? Başka villalar yapılmış mı?

Yoksa şehirden uzak bir arsanın villa imarı olmasının bir önemi yok.

canakkaleden arsa alinir mi bilmiyorum ama bilmedigin herhangi bir seye seye yatirim yapilmaz demek istedim.

Hocam bilen birine danışarak bilmediğim konularda, para kazandım. Haklısınız genel olarak ama bu ev, arsa olayları çok karmaşık konular değil bence, para elime geçene kadar biraz araştırma yapıp alacağım arsa. Ev alacak kadar çok değil çünkü para.

Ben de bilmediğim bölgeden arsa almam. Yaşadığın, tecrübe ettiğin bir yerden almak lazım. Şehir hangi yönde genişliyor vs bunların güncel halini bilmek ve ileriye yönelik öngörü sahibi olmak lazım. Ben olsam şu an yapacağım yatırımı arsadan çok teknolojik gelişmelere yaparım, ki öyle yapıyorum. Elektrikli araçların hayatımızda büyük yer edinmesi çok yakın mesela. Bunu sadece bir fikir olarak söylüyorum, tavsiye vermek amaçlı değil. Bu şekilde örneğin önümüzdeki 10 yıl içinde hangi sektör çok gelişir, atak yapar bunun cevabı hakkında bir öngörün, fikrin varsa buna yönelik paranı yatırıp unutman daha iyi olabilir.

Hocam çeşitli yerlerde mutlaka böyle yerler vardır. Eğer böyle bir yer ariyorsan sana güzel bir önerim var. Bursa'nın İnegöl ilçesinde Hocaköy barajı yapılacak yakın bir zamanda. Kendin araştır bak hatta ekapa girdiğinde görürsün barajın yapılacağını. Gülbahçe mahallesi nin baraja bakan güzel yerleri var. Dönümü 150k 200k gibi rakamlarda ama baraj yapıldıktan sonra orası nasıl olur. Allah bilir.

hiç bir şey. itici gelsin ne olacak ki? hobi kişinin bireysel uğraşı sonuçta. o telsizcilikle uğraşırken eşi de kendi hobisine yönelsin ya da başka bir şey yapsın, dahil olmak zorunda değil sonuçta olaya. tabii itici hobin var deyip müdahele etmeye çalışıyorsa bilemem, o da kendi ilişki dinamikleri birbirlerine saygı göstermiyorlar demektir.

hobisine vakit ayırmasına saygı duyuyorsa sorun yok ama gönül isterdi ki o da eğlensin ve birlikte yapsınlar hobilerini

Erkekler bir şeyler kadınlara itici geliyor diye o bir şeyleri bıraksaydı hala taş devrinde yaşıyor olurduk muhtemelen. Misal mühendislik dünyanın en çekici mesleği değil :)

Kişisel bir durum değil yani bu, onu demeye çalışıyorum. Epey yaygın / genel bi durum. İnsanlık tarihinde trilyonlarca kez yaşanmıştır.

O yüzden oyna devam. Çok sıkılıyorsa o da kendine meşgul olacak başka bir şeyler bulsun.

çok derin bir soru aslında, hobi hobidir bir çıktısı olması gerekmez gündelik hayattan uzaklaşıp kafayı deşarj içindir, bazısı ağaç yontar bazısı müzik yapar bazısı telsizcilik yapar, şimdi doğruya doğru telsizcilik dışarıdan çok cool görünmüyor, teknik bir konu ve eski bir teknoloji, dışarıdan bakan anlam veremeyebilir

konunun derin kısmına geliyorum, eğer eşine kısa ve geçiştirici cevaplar veriyorsan, telsiz başına oturup oradaki insanlarla 2 saat harcıyorsan ve eğlendiğin dışarıdan belli oluyorsa bu yüzden itici geliyor olabilir

aslında duyurudan farkı yok burada da telsizde de başkalarıyla iletişime geçiyorsun fakat telsiz göz önünde ve günlük hayatın dışında bir görüntüsü var

Amator telsizcilik bana da pek cekici gelen bir hobi degil acikcasi. Eski zamanlarin copcatanlik versiyonu degil miydi bu telsizler. Ben olsam soylenirim, pek de musaade etmem

Bana çok yanlış geldi eşinin karışması. Ne güzel keyif aldığı bir hobi edinmiş, aynen devam.

bu ahşap boyama, yelken yapma, doğa fotoğrafı çekme gibi bir hobi değil ki. elalemin adamıyla kadınıyla telsizden konuşuyor. eskinin çöpçatanlık olayı, kendim yapmam müsaade de etmem.

vakit ayırmasına saygı duyması lazım. adama zevkli geliyor, kimseye zararı yok. kıskanılacak bir şey de değil, amatör telsizle breyk breyk deyip hatun düşürme ihtimali yüzde 0. adam belli ki meraklı, elleşmeye gerek yok. adamları bi rahat bırakın yani derim.

elalemin adamıyla konuşmasında nasıl bir sakınca var? adam daralıyor demek ki tanımadığı hemcinsleriyle sohbet etmek istiyor. ne var bunda, biz de duyuruda aynısını yapmıyor muyuz şu an :) bence eşin kendi hobisi olmadığı için, böyle bir ilgi alanı olmasını kıskanıyor, kompleks yapıyor olabilir. bahsedilen eşin kendine ait vakit ayırdığı bir hobisi var mı, bunu da sorgulamak lazım.

taraflardan birinin keyif aldığı kimseye zararı olmayan bir aktviteyi diğerinin "itici" gibi kaba bir tabir ile itham etmesi çok yanlış. Sevmeyebilir, ben çok hoşlanmadım diyebilir. Ama "itici" kelimesini kullanmak bence içten içe bir gıcıklık ya da hırs barındırıyordur.
Bu gıcık olma durumunun nedeni ise ilişkideki bir tatminsizlik olabilir.

Telsizcilik ile ilgilenen taraf eşi ile vakit geçirmeye pek de istekli değilse,
ufaktan saygısız hareketleri vs varsa eşinin gücenmesine neden oluyorsa,
Eşi ile vakit geçirme planı yapmıyorsa, öyle bir hevesi yoksa, yalnızca yapılan planlara uyum sağlayıp sonrasında "e daha yeni şunu yaptık ya" gibi bir cevap kullanıyorsa,
Beraber vakit geçirmek eşi için yaptığı bir şey gibi hissedildiyse,
o zaman problemin kaynağı aslında bunlar demektir. Telsizciliğe "itici" demek yalnızca bu problemin semptomu olabilir.

Öncelikle amatör telsizciyim. Çöpçatanlık olarak algılanmasına baya şaşırdım, cb (halk bandı) dönemlerinde kalmış olan arkadaş arıyorum gibi bir ortam yok artık. Gerçek hayatta tanışmadan iletişimde olduğum çok insan var, Geçtiğim herhangi bir şehirde genel çağrı yapıp davet üzerine çay, kahve içmeye gitmişliğim falan da çok oldu. Asla ve asla çöpçatanlık gibi bir durum yok.

Şu konuda eşi anlayabilirim, her akşam evin içinde konuşan birileri olması rahatsız edici olabilir. Telsiz açıkken bir anda birinin konuşmaya başlaması alışık olmayan insanlar için gerginlik sebebi oluyor. Sürekli "dinlemede olan istasyon var mı", "biraz qrm'li alıyorum" vs. ya da hf çalışıyorsa "cq dx cq dx" diye bir ses olması, evde eşten çok telsize ilgi gösterilmesi de can sıkıcı olabilir ancak bunun ifade biçimi de "itici" değil bence.

Hobiyle ev arasındaki dengeyi doğru kurmalı bence arkadaşınız. Gerektiğinde telsiz kapatmayı bilmeli yani, yeni olduğu için şimdi sürekli dinlemek, çağrı yapmak istiyordur, çok iyi anlıyorum ama iki kişinin yaşadığı ev bir anda telsiz derneğine dönerse hanımefendi rahatsız olabilir, normaldir.

Bu arada evet, telsiz öyle cool, ilgi çekmek için kullanılacak falan bir hobi değil ancak işin derinine gidince bizim gibi insanlara boş zamanda güzel bir aktivite oluyor.

Arkadaşınıza 73.

99 depreminde iletişim krizi çıkınca çalışan tek şey telsizler ve radyolardı, o tarihten sonra devlet (ilgili kurumlar) telsiz kullanımını yaygınlaştırmak için bu işe daha ciddi yaklaşmaya başladı.

Ben de sınava girip, lisans aldıktan sonra dereceme uygun güçte bir telsizi alıp çatı katına koyma niyetindeyim. Ama bunu hobi amaçlı değil de, olur da bir gün bir kriz/afet olursa insanlara faydam olsun niyetiyle yapacağım.

Telsizcilere saygım büyük, çoğalmalarını da destekliyorum. Ama @infernal majesty'nin de bahsettiği gibi bu gürültülü bir konu.

Yani şahsa uygun bir oda, çatı arası vs varsa kimseyi rahatsız etmeden telsizini kullanabilir. Ama evin balkonunda bunu yapması sadece eşini değil komşuları bile irrite edebilir yakın mesafede.

Hobi olarak güvercin besleyebilirsiniz, ama evin balkonunda yaparsanız olmaz.

Hobi olarak saz çalabilirsiniz, ama evin balkonunda çalarsanız olmaz.

Hobi olarak bakır dövebilirsiniz, ama evin balkonunda döverseniz olmaz.

Yani kısaca hobileriniz başkasını rahatsız etmemeli, gözüne veya kulağına zorla girmemeli.

Ayrıca yenge sanırım tamamen tanımadığı insanlarla iletişim kurmasına, bunun bir kadın olma ihtimalinin olması sebebiyle kıskançlık da yapıyor olabilir.

Fakat zamanımızdaki telsizcilik böyle bir şey değil, eğer enişte telsizden hatun düşürür ve yengeyi aldatırsa ulaştırma ve haberleşme bakanı yapılmayı hak eder :)

hocam bu şekildeki ups'lerin neredeyse tamamı elektrik kesilince biplemeye başlar. bu yüzden gece kullanımına uygun değildir. bunlar yerine usb'den çalışan fan + powerbank kullanmayı deneyebilirsiniz.

valla verimlilik falan demişler, 300w güç verir desek, vantilatör masa vantilatörü ise maksimum 25w falandır, büyükler ise 60w. zaten yazar özelliklerinde. 25w'lık olanı 1 buçuk saat civarı çalıştırması lazım en en kötü ihtimalle, iyi bir modelse bir kaç saat de gider.

bu verimlilik zımbırtısı önemli, hani peak değeri 650 watt (ki yine yaklaşması zor) olabilir ama ne kadar depoladığı önemli. bu dandik bir şeye benziyor nitekim specleri hiç bir yerde yok gibi.

anlayan arkadaşlar şunu yorumlayabilir bana mantıklı geldi: www.hepsiburada.com (1000va ama verimlilik katsayısı 0.6 olunca 600w veriyor)

Önemli bir nokta da bir çok UPS modeli AC elektrik motorlarının kalkışı için uygun değil. Yani güç ve değerler kağıt üzerinde tutsa bile bir AC motor olan vantilatöre kalkış yaptıramayabilir.

Buna uygun seçim yapılmalı, ama bana göre vantilatör çalıştırmak için ups edinmek pek mantıklı değil sanki.

ups'ler endüktif yükler için uygun değildir (içinde hareketli motor çalışan her şey) sadece elektronik cihazlar için uygundur. en mantıklı şey çanta tip jenaratör. hem başka şeyler de çalıştırabilirsiniz. gürültülü olacak evet ama uzak bir noktaya yer müsait ise konulabilir. hatta etrafına kabin gib, bir şey de yapılabilir.

www.hepsiburada.com

kare dalga ucuz upsler bu vantilatör motorlarını döndüremezler. alacaksanız denildiği gibi buzzerı iptal edilebilen ve saf sinüs çıkış veren bir model almanız gerekiyor. bir de fanın kalkışta 3-5 kat akım çekeceğini düşünerek en az 600w anlık akım verebilen bir model olmalı.

Usb vantilator + powerbank

Bu kadar macera aramaya gerek yok.

cevaplar için teşekkür ederim herkese. elektrik işleri benim sandığımdan çok daha komplikeymiş, onu öğrenmiş oldum :)

istanbulu hiç bilmem ama vfs ofisinde zaten hışın çıkacağı için yorulmadan gitmeni tavsiye ederim. bu arada erasmus staj için mi gidiyorsun?

Ömer Hayyam ve kalyoncu sokakları tam tarlabaşı, eskisi gibi tehlikeli değil(gündüzleri en azından) ama yine de daha rahat olıyım diyorsan üstte çizdiğin rotadan, acıbadem hastanesinin yokuşunda inerek yürüyebilirsin.

Tam önünde otobüs durağı varmış, bu sıcakta sırt çantasıyla yürünmez oralar. Gündüz kalabalık olur zaten korkulacak bir şey olacağını sanmam, ıssız ve sakin sokaklara girme yeter.

Arkadaşlar orada işlemimi yapan çalışana sordum da istiklale en yakın ömer hayyamdan ya da kalyoncudan gideyim mi diye. Yürümeni önermem, hiç tekin değil buralar dedi. Taksi tercih ettim bu nedenle. Cevaplayanlara teşekkürler.

Gündüz vakti bir şey olmaz kadın olsanız bile. Eskisi gibi değil.

Ayrıca bruce+1

jantta yamukluk
diskte yamukluk ya da balatayla birlikte bitime yaklaşması
ön salıncaklar
motor kulakları

rolantide çok oluyorsa motora bakmak gerekir. motorun iç aksamında bir sıkıntı olabilir. motor kulakları eskimiş olabilir. değişim isteyebilir. farazi konuşuyoruz. görmeden birşey söylemek zor.

Jantta yamukluk vardı onu yaptırdım. Teşekkürler

Disk dediğiniz fren diski değil mi

fren diskini rektifiye ettireceksin. Çok incelmişse değiştireceksin.

Yavaş hızda olsa bir çok senaryo yazalım, ama rölantide titremesi mantıklı değil. Duran aracın fren sistemi titremez, motor titreşimini ayağınızda mı hissediyorsunuz acaba çok kafaya taktığınız için?

fren hidroliği, debriyaj hidroliği ortak hat. değiştir ve düzgün de havasını aldır. bu kesin. ilk aşama bu olmalı.

bunun dışında vakum hatlarını kontrol etsinler fren servosuna doğru. vakum pompası yeterli vakumu üretmeyebiliyor. vakum kaçakları olabiliyor.

bazı b sınıfı arabaların 1.2 atmosferik motorlarında fren sisteminde vakum pompası yoktur mesela. motorun kendi vakumu ile çalışır. ama 1.4 atmosferiklerinde vakum pompası vardır. hatta bazı markalar sonradan vakum pompasını teknik bültenle takabiliyor da. bunlar detay.

fren diskinde salgı kontrolü falan çok farklı sorunlarda yapılacak işler. ortalama veya yüksek hızda frene bastığında titreme yapıyordur, hatta direksiyonda titreme oluşuyordur, o zaman o müdahale gelir. şu an için gerek yok.

balataları değiştirirken hidrolik yağı da değiştirmişlerdi. sordular tabi. bende değiştirin dedim.

bakım klavuzunda değişir yazar
öte yandan motor yağı gibi daha zor şartlarda işlev görmüyor

önerilen sürenin 1,5-2 katına kadar beklenebilir

değişir tabiki,

fren hidroliği, motor yağı, vites hidroliği, direksiyon hidroliği değişen sıvılardır.

yağın durumuna ve viskozitesine bakılır

Yağın akışkanlığı zamanla azaldığı için er ya da geç değiştirilmek zorunda olmalı. Sorun ne zaman değiştirileceği.

fren hidroliği değişir, motor yağından da önemlidir. motor yağı sadece motor sağlığını etkiler, fren hidroliği aracınızın durması için kritik önemdedir, herhangi bir şüpheniz varsa değiştirtin.

Yanlış hatırlamıyorsam benim araç için 60 binde değişmesi lazım yazıyordu kılavuzda ama 104 bine kadar problem çıkarmadı. Artık beni değiştir diyor ama. İstanbul Anadolu yakasında önerdiğiniz usta var mı bu iş için? Benim yaşadığım şehirdeki ustalar gerek yok diyordu, şimdi birkaç haftalığına İstanbul'dayim bir usta önerin de değişmez ya ne gerek var demesin bana :)

Fren hidroligi degismez diyen kisileri hayatınızdan çıkarmanızı kapısının önünden gecmemenizi tavsiye ederim. Fren hidrolik değişimi cok kritiktir zamanla viskozite azalır ve cok fren kullanımında kaynama noktasına ulaşırsa bir anda frenler boşalır.

Hidrolik yağlar da motor yağı gibi değişmeli, ama periyodu o kadar kısa değil.

Zamanla havadaki nem yağa karıştığı için değişim şart, ama bizim sanayi kültürümüzde yoktur bu. Biz motosikletlerde çok dikkat ederiz buna, ama otomobilde 5 sene ya da 100 bin km gibi olmalı değişim periyodu.

Aynı şekilde soğutma sıvısı da belirli bir zamanda değişmeli.

Kablonet/uydunet ve fiber yoksa tüm bağlantılar türk telekom alt yapısı ile Adsl veya Vdsl olur.

Ben turknet kullanıyorum, 4-5 farklı abonelik aldım bugüne kadar. Taahhüt de yok, fiyat da normal.

Hepsi zaten aynı altyapı. Ben de türknetten memnunum. Taahhütsüz ve ucuz

Türknet demeye geldim ama denmiş bile.

türknet diyince bile tüylerim diken diken oluyor. üstteki arkadaşlar çok şanslı olsa gerek. kesinlikle tavsiye etmiyorum sakın bulaşma asla muhatabın yok karşında. el mahkum ttnet en iyisi yine.

diğer tüm servis sağlayıcılarda olduğu gibi turk.net'ten de memnun olmayan çok sayıda insan var. ben dsl de fiber de kullandım turk.net, gayet memnundum. taşındığım yerde fiber altyapıları olmadığı için sonlandırdım aboneliğimi, kablonet'e geçtim. altyapısı olsa teknik destek anlamında en iyis kablonet bence, aynı gün kesinlikle geldiler müdahale ettiler şimdiye kadar her sorunda.
kablonet dışındaki firmalar arıza durumunda eğer dsl kullanıyorsanız türk telekom altyapısı üzerinden hizmet verdikleri için arızayı çözmek de türk telekom saha ekiplerine kalıyor, dolayısıyla çözüm daha fazla zaman alabiliyor, fakat bu türk telekom veya başka bir firma abonesiyseniz de aynı zaten.
ben turk.net öneririm, komşularda falan kullanan varsa sorabilirseniz iyi olur. arıza sık sık oluyor mu, oluyorsa müdahalede gecikiyorlar mı diye.

ucu uyarsa hepsi olur. ilkinde yazmıyor ama ikincisinde e14 yazıyor. e14 ise sendeki de yapıştır.

İkisi de aynı, E 14 duy.

Yalnız bu paralara gerek yok, çok kırsal bir yerde değilseniz evden çıkın ve caddede gördüğünüz ilk "bir milyoncuya" girin, aynısından var.

Osram 4058075152915 LED VALUE CLB60 7W/827 E14 FR www.amazon.com.tr

Bunu alacaksın diğerlerine bulaşma

duy kismi uyarsa hepsi olur, istersen kirmizi tak sorun olmaz

e14 ya da e27 duy hangisiyse ona gore yeni ampul alin. (aspiratorlerde genelde ince duy olur e14 fotodaki gibi)

@john blor +1 milyoncularda ya da mahalle elektrikcilerinde no name ampuller 3-5 lira falandir en fazla

Ben sarı ışık sevdiğim için bunu yazdım

sorunuza cevap değil ama bir öneri ısı kaynağının üstünde led ampuller çok uzun ömürlü olmuyor, aspirator ışığını sürekli açık bırakmıyorsanız eski tip ampullerden alın.

aldım taktım bu oluyor: www.amazon.com.tr

caloriesburnedhq.com

"Son 3 aylık" ibaresindeki mantık öyle olmalı zaten, vizeye başvurmadan önceki son 3 ay.

@John Vizeye başvuracağım gün mü çıkarmalıyım yani?

son 3 maaşınız olsun, birkaç gün fark önemli değil. Ama birkaç hafta biraz uzun gibi, 1 haftayı geçirmeyin derim.

Tabi ki son gün değil, ama son bir hafta içinde başvurup almak mantıklı olabilir. Bunun için bişr ibare ypk mu acaba? "Şu kadar gün içinde alınmış son 3 ay" gibi, merak ettim bi bakayım netten.

vfsglobal'de şöyle bir ibare buldum;

Tüm banka hesap dökümlerinin ıslak imzalı, kaşeli ve imza sirküleri ile sunulması
gerekmektedir. Banka hesapları 15 günden eski olmamalıdır.

Babamın arabası için aradık bulamadık. Büyükçe bir koli kartonunu güneşlik ölçülerinde kestik onu kullanıyor.

perde şeklinde katlanabilir modeller var. onları tercih edebilirsiniz.

www.hepsiburada.com

Karton şeklinde hatırladığım bir tek Bim'in dağıttığı vardı, uzun yıllardır hiç karton görmedim.

Aliminyum olanlar gayet de işe yarıyor bence, neden tercih etmiyorsunuz?

Fahiş bir hata olmadığı sürece o kadar kılı kırk yarıp 50 lirayı bulacaklarını bile sanmam.

Usulsuzluk cezası miktara bakmaz ki, der tabi

Usulsüzlük cezası + maliyenin kaybının bilmem kaç katı ile çarpılıyordu. Yani bu rakamlarda korkacağınız bir şey değil, farkedilmesi de çok çok zor. İnsanlar bilinçli ve bilinçsiz ne hatalar, ne suçlar işliyor vergi konusunda.

usulsüzlük cezası rakama bakmaz da bu usulsüzlük cezasını gerektirir bir durum değil. yani bu bir usulsüzlük değil.

arasa bulsa, kafaya takıp ceza yazsa bile 54 lira fazla kdv indirdiyseniz, sizden o 54 lirayı alır, 1 katı kadar, yani 54 lira vergi ziyaı cezası alır (dilekçe verip 15 gün içinde öderseniz bu da yarıya indirilir), bir de 54 lirayı fazla indirdiğiniz dönemden tespit edildiği döneme kadar gecikme faizi alır. en fazla 100-150 lira ödersiniz.

Avukat. Öğretmenliği, piyasadaki öğretmenlerin niteliklerinin düşük olmasından dolayı tercih etmezdim yoksa çok güzel meslek

Kamuda öğretmenlik bu ülkede yapılabilecek en iyi işlerden. Bildiğim kadarıyla avukatlıkta artık çok para yok.

her türlü kamuda öğretmen olur keyfime bakardım. piyasa avukat kaynıyor zaten, çevren olmadıktan sonra asgarinin bir tık üstüne köpek gibi çalışırsın.

ceteris paribussa öğretmen derdim.

Şam'da valilik verseler elimin tersiyle iter, kamuda öğretmenliği seçerim.

Öğretmenlik +1

Öğretmenlik+1

öğretmen.

not: avukatım.

Öğretmen.

Not: kamuda öğretmenim.

avukatlık ayda 3000 tlye talim etmek demek artık.
kesinlikle öğretmenlik. maaşın belli zammın belli ek ders ücretin tıkırında tatilin belli emekli maaşın var. avukatların emekli olabilenleri 1700 tl maaş alıyor. o da prim ödeyp emekli olabilmişse. çoğu sgk borcu içinde ölüyor artık.

itibar noktasında da kesinlikle öğretmenlik.

Kamuda herhangi bir is dunyadaki butun isleri dover.

O yuzden ogretmenlik.

Calisma saat ucreti en yuksek memurluk.

Öğretmenlik seçince, okuyunca kamuda öğretmenlik kesinmiş gibi yazılmış duyuru cevapları. Seçeneklerde avukatlık ve kamuda öğretmenlik olsa, öğretmenlik mantıklı.

Ama bu haliyle avukatlık bana göre.

Dijitalde çok deli indirimler oluyor bazen, hatta bedavaya oyun verilen zamanlar oluyor. Sık sık takip etmeli, eğer istenilen oyun çok acil değilse dijital indirim beklenilmeli.

CD'nin avantajı oyunu bitirince takas yapabiliyorsun, satabiliyorsun, arkadaşına verebiliyorsun. Eğer bu tarz şeylerle işin olmayacaksa dijital çok daha avantajlı oluyor. Bozulma derdi yok, çizilme derdi yok. John Bloor'un dediği gibi çok ciddi indirimler hep dijitale oluyor.

Güzel indirim yakalarsan digital.

Cd oyunlar ikinci el alınca da uyguna geliyor. Tekrar tekrar oynamam diyorsan takas imkanı da a var.

Para varsa dijital. Yeni çıkmış bir oyunun indirimini yakalamak için 5 ay beklemek gerekiyor :D

Ben oyunu o kadar para vermem olayı varsa cd olarak al. Ben öyle yapıyorum çünkü bir kere oynuyorum. Sonra satıyorum veya takas yapıyorum.

Ben önermem.

Kutu profilden taşıyıcı yapacaklar ve suya dayanıklı alçıpan ile kaplayacaklar. Yani alttan bakınca düz tavan gibi olacak. Eğer illa baktığın yerde alüminyum plaka olcak diyorsan, kutu profile bir de alüminyum profilleri vidalayacaklar ve alü plakaları da o profillere geçirecekler.

Bu yapılır ama bavulu nereden alıp koyacaksın? 30cm yüksekliği var diyosun r ama bavul 1 metre diyelim, rahatça alıp yukarı koyabilmen için en 50cm genişliğinde müdahale kapağı gibi şey yaptırman lazım, yoksa bavul içeri girmez. Zaten mekan da küçük. 1 tane, bilemedin 2 tane bavul için o o kadar imalat yaptırmaya gerek yok.

Yanlış değilse şu an 208 cm, bahsedilen yapılınca 168 cm kalacak. Büyük sıkıntı, @malheiros'un yazdığı dezavantajlar da cabası

@john, şu an zaten dandik bi tavan var, asıl yükselik 250 cm o tavanı kaldırıcm yenisini yapıcm sağlam.

@malher, ev çok küçük, buna mecburum.

haci bak tum iyi insaatcilar gelmis john burda malheiros burada bi cooper yok.

ben ameleniz olarak dahil olayim
30/20 kutu proful oraya fazla bile gelir.20/20 olur bile. tavani soktur. profilleri kaynattir. ustune de osb attir.
bir de mudahale kapagi yaparsin ya da menteseli kapak yaparsin alinli otellere yapardik eskiden oldu bitti.
2 tip asmatavan var tirnakli ki alttan oturtmali bir de ustten oturtmali bunlar bazen degisir alcipani var bordexi var vs. strafor gibi olani bile var.

dedigimiz gibi yaptir bi karkas karkasa da suya dayanikli alcipan da yaptirabilir ama hic sevmem yine aluminyum karolas da dosetebilirsin kenarina da mudahale kapagi yap veya alin yaptir merkezin oraya menteseli kapak oldu bitti.

Bavul 1 haftada les gibi kuflenir.

yapılır tabii ki hava almayacağı için @divit'in dediği gibi leş gibi küflenir. küflenmesi sorun değil diyorsan kutu profilden yaptır. üzerine gene osb falan attır. altına yeşil alçıpan çaktır. kırmızı yapsan daha iyi aslında. neyse sonra müdahale kapağı yaptır en az 55 cm olsun. küf sorunu içinde menfez falan koydurursan en azından içerisi hava alır.. hatta ışık bile koydurabilirsin. ama menfez şart.

Dgko <3

Dgko

kutlu olsun, nice mutlu yıllara.

Güzel yaşlar olsun o zaman

Doğum günün kutlu olsun.

@gabe 26 bitti

doğum günün kutlu olsun ^^

27'ler kulübüne hoş geldin:D Sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşların olsun.

Dgko.

Allah sağlıklı ve mutlu yaşlar nasip etsin, doğum günün kutlu olsun.

Ya bu sıcakta doğulur mu hiç :)

Kutlu olsun, seneye unutma yine yaz kutlayalım. Bu süre zarfında da mükemmel bir senen olsun.

@Amaranta ay alıştıra alıştıra söyleyin daha pek kabullenemedim 25ten sonrasını :D ama hoşbuldum diyelim kulüptenim artık ne de olsa

@infernalcadre yaz çocuğu olmak harika bence, her yıl yazıyorum bu arada :)

Doğum günün kutlu olsun Mossyyyyyy
youtu.be

Bugün benim de doğum günüm :) güzel, mutlu, sağlıklı yıllar dilerim.

mutlu yıllar!!

Çoook mutluuu bir yaş diliyorum
Etrafında hep seni seven bi çok iyi niyetli güzel insan olsun

işçilik?

İnternetten alın size en yakındaki beyaz eşya tamircisini değişim için çağırın. En baştan da konuşun masrafı herhalde azami 100 TL bile tutmaz.
300 TL üzerinden hesaplarsak, yetkili servis 300 km uzaktan gelecektemişte, yakıt masrafı işçilik diyecekte falan derken bunlar uzun iş.

Kompresör ulaşılan bir yerdeyse, eliniz de bu işlere yatkınsa aslında 4-5 tane fişi söküp takacaksınız sadece.

AYnı değer ve aynı boyutta kapasitör alıp eskisinden söktüğünüz fişleri yenisine takacaksınız.

Ya da bu işleri bilen bir yerel tamirci çağıracaksınız, o da 100-150 tl işçilik alır @Erva'nın dediği gibi

50 liraya yaptırdık. Nesi çok yahu?

ben de almıştım. bunun bilimsel bir bilgi olduğunu sanmıyorum. muhtemelen halk arasında uydurulmuş bir şeydir.

Avrupa'da olmayan bir bilgi bu. Kim çıkardı bilmiyorum. Bilimsel birşey olduğunu sanmıyorum.

çok eskiden dikkate alınması gerekilen ama şimdi geçerliliğini yitirmiş bilgi. gönül rahatlığıyla duşunuzu alabilirsiniz.

Ben 2 aşıda da aldım. Hiç bir şey olmadı.

eski iğnelerde delik kalma ihtimali olduğu için su vs enfeksiyondan korumak için böyle bir önlem alınıyordu. 20 senedir gereksiz bir bilgi

Aldım ben de. Hic bir sıkıntı yok şu anlık

İlk aşıda hemşire duş alma dedi ama ikincide hiçbir şey denmedi. demekki hemşire dahi olsa 20 sene önceki bilgiyle konuşabiliyor.

Aşıdan 30 dk sonra duşa girdim, oyuna gelmeyin hava 374774 derece duş alın

covid-19 aşısı olduktan sonra duş alabilir miyiz?

alabilirsiniz. “aşıdan sonra 24 saat duş almayın” uyarısı, artık hastalık tarihe karıştığı için uygulanmayan çiçek aşısı zamanlarından kalma. ancak içiniz rahat etsin istiyorsanız, banyoyu bir gün erteleyebilirsiniz. hiçbir zararı olmaz.

covid-19 aşısı olduktan sonra içki içebilir miyiz?

aşılama sonrası makul derecede içki içmenin covid-19 aşısına karşı bağışıklık tepkisini azaltacağını gösteren bir kanıt bulunmuyor.

ancak sağlık bakanlığı, olası istenmeyen etkileri izlerken karışıklık yaratabileceği için içki içilmemesini öneriyor. bu şu demek: vücudunuzda aşı sonrası gelişen bir etkinin, aşıdan mı yoksa alkol alımından mı kaynaklı olduğu karışmasın diye, “içki” değişkeninin denklemden çıkarılması salık veriliyor.

kaynak: teyit.org

kas içi aşılamalar sonrası duş almak problem yaratmıyor. duş alma diyen de bir şey bilmiyordur.

Aşıdan sonra banyo yapmama konusu sadece çocuklarda yapılan bir aşı için vardı, ya verem ya çocuk felci, emin değilim.

Bu bir tek aşı dışında hiç bir aşının banyo yapmaya engel bir yanı yok.

bu muhabbet nerden çıktı bilmiyorum ama almanya'da aşıdan sonra doktora sordum neden problem olsun ki git şimdi al istersen demişti.

Düzgünce sıkıştırılıp bağlanırsa, ne olur ne olmaz diye bir de bagaj lastiği ile desteklenirse dünyanı gezer.

şunu yaparsan problem olmaz, 2 eksende bağla, yani sağa sola döndüreceksin ipleri, bu cepte. bir de ileri geri kaymaması için bi yerlerden geçir ve hareketini kısıtla.

Her girişte telefonuna sms atacak şekilde ayarla güvenlik ayarını, şifreyi bilse de kimse giremesin.

benim de instagrama girmeye calisiyorlar ama tamamen kullanici adini yanlis hatirlayan biri oldugunu dusunuyorum,. boyle mailime de anlamsiz kullanici mailleri geliyor. cok common bir adim yok ama sadece isim@outlook olunca ayni isimdekiler bu benimdi galiba diye dusunuyor olabilir lol

hicbi sey yapmiyorum zira bunun aynisini ben de baskasina yapabilirim, denedikce sifrelerine daha da yaklasmiycam sonucta...

%2.3 artıyor lastik yüksekliği, 3'e kadar kabul ediliyor.

tiresize.com

Kapida bu olculer var mi? Arabanin verdigi olculerin disina cikarsaniz muayeneden gecemezsiniz.

daha yavaş şarj edersin sadece

Çok sıkıntı olmaz, genel kanı onda biri oranında amper ile şarj etmektir. Ama bu amperde bir sıkıntı olmaz, zaten 1,2 amper tam da vermeyebilir alet.

Alet gerçek 1,2 amper verebiliyorsa 6 saatten fazla şarj etme.

Bu 68 mm
Çelik kapı büyük ihtimal 90 mm'dir. Olur ama boyuna dikkat etmelisin.

buyuk ihtimal takilir ama mevcut olani sokup olcusunu alsaniz?

Çok ince, çok basit bir çelik kapı ise olabilir, ama ortalama bir çelik kapı 76 mm kullanır. Daha üst sınıflar 90 mm.

Tip olur evet, ama uzunluk ölçüsüne dikkat edin.

Olmaz. Dik koyun ibaresi var mi kutuda?

Mantık yürütürsek fırınlar çamaşır makinesi gibi hareketli parçalara sahip değil, dik veya yan durması sıkıntı olmasa gerek.

Ama ene güzeli kutu üzerinde yazar zaten +1

Büyük büyük ok işaretleri olur eğer dik durması gerekiyorsa, her dilde de yazar dik istifleyin, üst üste en fazla şu kadar istfileyin diye.

Çekme mesafesi tutarsa yaparsın.

İmar şartları uygun olursa yapabilirsin, genelde buna "ikiz villa" diyoruz. Bir sırtları birbirine yapışık oluyor.

Eğer zoghurt'un dediği gibi çekme mesafesi müsade ederse birbirinden ayrı da yapabilirsin.

eğer ayrık nizamda yapacaksan iki yapı arası bina yükseklikleri kadar mesafe bırakman gerekiyor

bitişim nizamsa john bloor+1

merdiveni 1 katta emsalden düşmeyi unutma

gerekiyor, onlar gelip her şeyi ücretsiz yapıyorlar.

Kurulum hizmetinin ücretini kredi veya banka kartı ile otomatik ödeme talimatı verilerek yapılan aboneliklerde 75 TL (üç ay boyunca ayda 25 TL), kart kullanmadan yapılan aboneliklerde 108 TL (üç ay boyunca ayda 36 TL) olarak faturanıza yansıtıyoruz. Siz ücretsiz mi hizmet aldınız?

Daha önce o hatta bir adsl hizmeti aldıysanız aynen vdsl de alabilirsiniz.

Binanın girişindeki kutuya gelip sizin daireye giden hatta vdsl sinyali verecekler, siz de evden modem ve ayarlar işini halledeceksiniz.

Modem bağlantılarını ve ayarlarını bilen biriyseniz boşuna bu parayı vermeyin. Ben bu güne kadar 4-5 tane abonelik yaptım hiçbirinde vermedim, hep de eski kendi modemlerimi kullandım modem parası da vermedim.

valla ben olsam, yol çok dönemeçli yokuşlu vs değilse arabanın üstüne atar, iki camdan da halat vs bi şekilde kutuyu sabitlemeye çalışır götürürdüm heralde. gerçi arka koltukları indirsen bagajdan sığmaz mı?

şehir içi nakliyat diye aratabilirsin googledan. ya da şehrin ilçenin merkezinde arabaları olur. beklerler merkezi bir yerde. araçları olur üstünde yazar telefonu vs. onlarla taşıyabilirsin

Kac kilodan bahsediyoruz?

Editleyemedim. Iki kisi tutup goturun. O kutunun tutma yerleri de vardir. Mis gibi gider. Hic acilmadigi icin sarsilmasindan da bisi olmaz. Yoruldukca ayakkabinin ustune koyup ilerlersiniz. Lokasyon yakinsa geleyim yardim edeyim.

avatar is back, benim araba küçük bir araba, bagajdan girmiyor enden ötürü.
Efruz, dediğin küçük uerlerde falan oluyor sanırım. Yaşadığım yerde öyle.bir araç görmedim hiç.
Filinta, yaklaşık 30 kilo. Ağırlığı o kadar çok değil ama büyük olduğu için taşıması zor. O mesafeyi yürüyerek goturemeyiz yani.

Esnafla yakin olmana gerek yok aslinda 50 liraya atalim mi de atarlar. Tasimayi sen yaparsan tabii. Bi diger onerim de market arabasinin ustune koyabilirsin.

Filinta, çok teşekkürler, taşıyacak adam var zaten de dediğim gibi elde göturulmez bence, baya zor olur.
Proletarier, market arabasıyla götürmek baya keyifli bir fikre benziyor. Tek korkum televizyonun yolda zarar görmesi. Markette sürer gibi konforlu olmayacak çünkü yollar :)
Muhtemelen dediğin gibi bir esnafa teklifte bulunacagim. Manavin kamyoneti vardı diye hatırlıyorum. Ona bir soracagim artık.

çevrede şok migros vs varsa alışveriş arabası veya inşaat varsa el arabası ödünç alabilirsin

bir de bu kadar korkma ya bir şey olur diye, tamam yollar güzel değil de dağda taşta da gitmeyeceksin çok uzak bir mesafe de değil o kutular sağlam sabitleniyor ve pamuklara sararak taşınmıyor nakliyeler sırasında.

Ya 1km mesafe için sorulacak soru bile değil bence bu. İki kişi iki ucundan tutup 10dkde götürebilirsiniz bu neden bu kadar büyütülmüş bir sürü fikir bulunmuş falan anlam veremedim.

Tvnizin kendi kutusunda yazar; asla yatay tasimayin diye. Tvye zarar verirsiniz, ozellikle arabada. Harbiden böyle bir risk almak istiyor musunuz?

Ben yurtdisinda 30-40 euroya carrefourdan araba kiralamistim tvnin sigdigi. Acikcasi o kadar para verdiginiz seye zarar vermek koyar.

youtu.be

oto kiralama/doblo

Büyük ekranlarda yatay taşımada panel esneyip hasar alabilir +1

Dik taşıyın, iki kişi tutup çok rahat dik taşır.

Hatta birinden kaykay bulursanız onun üstüne koyar fıtı fıtı itersiniz.

yakınlardaki bir taksi durağına gidip doblo tarzı bir araç varsa ufak bir muhabbetle halledebilirsin sanki.

Doblo taksi +1

Ya da yeni evin olduğu muhit esnafından destek istemek. Buraya yeni taşındım şu şu nereden hallolur gibi muhabbete girip abi bir dd Doblo tipi ufak kamyonet tipi araç lazım şunun için bir tanıdık var mı diye sorabilirsiniz. Ha damacana su bayisi varsa onlar da yardımcı olabilir.

Dizeli yakıtı kokluyor, 90 km/h ortalama ile 4,3 litre yakıyor. O paraya dizel de bulunabilir sanki, bu devirde benzinli araca binmek pek ekonomik değil.

pejo-reno-citroen bunların tümü ekonomik ve işletmesi ucuz araç grubudur. genelde diğer araçlara kıyasla çok daha kolay satılır. 20 bin km garantin varsa dizele bakmak biraz daha mantıklı. toplamda yılda 5-6 bin lira tasarrufun olur.

Fiyatı iyi geldi bana kazası belası yoksa alınır

cansuyu

edit: cansuyu vakfı john bloor'un dediğini yapıyor. bende ona dikkat ediyorum.

Kurban kesimini videoya alıp, kesim sonrası videoyu atan her vakfa/derneğe olabilir. Amacınız kurban ibadeti ise kesildiğine emin olmalısınız.

Ha amaç kurban ibadeti değil de birilerine yardım yapmak ise, kurban bayramında fiyatlar yüksek, bir süre sonra yapmanız daha mantıklı olur.

Her kurbanın başında 7 kişilik bağışçı adlarını okuyup kurbanı öyle kesen ve videoyu yollayan vakıf/dernekler var, ben geçen sene denemek için birden fazla yere yolladım. Sadece bir tanesi video yolladı.

Bu sene sadece o vakfa vereceğim vekaleti.

10 yıllardır Darüşşafaka ya yaparım, tavsiye ederim.

@john 1 tane hayvanla 100 gurup adına kesmiş gibi ayrı ayrı video çekmek mümkün.

ibb ye yaptım

efruz +1

iyi niyetinizi anlıyorum ama kandırmak isteyen, niyeti kötü olan her şekilde yapar. video belirleyici değil.

Losev e yapıyordum daha önceki senelerde, bu sene de losev. İçim rahat oluyor bu vakfa vekalet verdiğimde. Temiz işlediğini düşünüyorum

Amaç kurban ibadeti değilse kurban vakti bağış yapmak mantıksız geliyor, başka zaman da yapılabilir çünkü. İbadetten maksat; kurbanın, Allah adına, doğru kurallarla kesilmiş olmasıdır.

Soruya gerçekten kurban ibadeti için cevap verecek olursam yıllardır olduğu gibi yine Cansuyu derneğine bağışladım. Video işini de ilk çıkaran dernek olarak hatırlıyorum, hatta imkanları nedeniyle çook sonra hazırlayıp gönderebilmişledi ilk seferinde. Güven konusunda şüphe duymadım şimdiye kadar, bir ara bu konuya vurgu da yapmışlardı. Yani en çok bağışı biz topluyoruz, süperiz, mükemmeliz modunda değil de yardımların gerçekten ulaşması konusunda samimi görünüyorlar. Arkalarında hükümet desteği olan kurumlara göre belki imkanları kısıtlı, yardımları az, şartları zorlu olabilir ama bağışları doğru adrese ulaştırdıklarından şüphe etmemi gerektirecek bir şey göremedim. (İnsanın olduğu her yerde hata veya kötü niyetli birileri elbette bulunabilir, bu konumuz dışı)

Yukarda aynı video yüzlerce kişiye kullanılabilir denmiş, bir kaç farklı kişi olarak videolarımıza baktığımızda hepsinin farklı yerler/kurbanlar olduğunu gördük. Hatta baya uzun uzun çekim yapıldığı için kesim kısmı da oluyor, yani isim okudu belki kesmedi diyecekler için belirtmiş olayım.

Not: Kurumla hiç bir ilgim yok, bağıştan bağışa bir eft mesafesi banka hesaplarıyla haşir neşir oluyorum o kadar.

Direkt bir ihtiyaç sahibi bulup ona

Bana gelen videonun içeriği şu şekilde;

birinin elinde bir A4 kağıt ve üzerinde 7 kişi ismi var büyük fontlarla, kamera açısından bakınca hem kağıdı hem hayvanı hem de kasabı görebiliyorum.

Kağıdı tutan isimleri okuyor, sonra hiç bir atlama duraksama olmadan hayvan kesiliyor.

Çok prfosyonelce yapılamaz mı böyle bir edit, elbette yapılır, ama buna bütçe ayırmaz hiç bir dolandırıcı dernek.

Nasılsa video da olmadan, hesap da sormadan milyonlarca kişi vekalet veriyor, niye böyle bir edit ile uğraşsınlar?

Olay çok farklı yere gidiyor :)

1-Siz bu dernekleri iki masa 1 tabeladan ibaret sanıyorsunuz heralde ? Öyle bi bütçe yaratırlar ki gişe rekorları kıran filmler yanında halt yesin :)
2- Niye böyle bir edit ile uğraşsınlar ? Gözünüzü boyayıp her sene yine oraya bağış yapın, eşe dosta yayın diye :)

Bu arada burada herhangi bir kurumu zan altında bırakmak için yazmadım yukarıdakileri, kimsenin günahına girmek istemem sadece olabilir, ve bu işler o kadar zannettiğiniz kadar zor değil :)

Ben çalıştığım dönem direkt ihtiyaç sahibi bulup ona veriyordum.

Hatta sokaktaki çocuklara kıyafet, ayakkabı olarak alıp dağıtmışlığım var o parayla.
Bayramda çocuk sevindirmek daha önemli.
Çevrenize bakın mutlaka ihtiyaç sahipleri vardır.
Bu dönemde aska derneğe vakıfa bilmem neye güvenmem.
İyiliğimi kendim yaparım.

bizim cevrede et verecek kimse yok, evde et yiyende yok. annem yakindaki lisenin müdür yardimcisina gidip sordu, oradan ögrendigi ögrencilerin ailelerine verecek.

son 3 senedir çare derneğine bağışlıyorum, video vs. gönderiyorlar.

darussafaka

İçinde yaşamak, kamp yapmak için karavan parklarını kullanmanız ya da kırsalda (yani kimseyle muhatap olmadan) konaklamanız lazım.

Sadece aracı park etmek, karavan olarak kullanmadan park etmek için park yasağı olmayan yerlere park edebilirsiniz.

Ama park yasağı yok diye karavanı park edip, kamp kurulumu yapıp Beşiktaş'ta park edemezsiniz.

Hatırladıklarım bunlar.

TR'de karavan konusunda yasa ve uygulama arasinda ciddi farklar var.

Karavanda yasama kavrami toplum ve devlet tarafindan hos bulunmadigi icin yasal olarak bulunabilecegin yerlerde kolluk gucleri tarafindan rahatsiz edilmen cok olasi.

cleric'in dediği evet

stealth camper denilen dışarıdan sıradan bir minübüse benzeyen tipte karanvanlar tercih ediliyor şehirde sıkça park halinde kalınacaksa içinde.

Alkovenli falan motokaravan görünce yerlisi de deliriyor, kolluk da saçmalayabiliyor.

Maalesef karavan kampları dışında rahat kamp yapamazsınız.

Bazıları 2 gün beklemek durumunda oluyor. En sağlam sonuç öyle alınıyor. Becerikli kadın diye bir kanal var orada birçok videoda anlatıyor.

Üretici kutu üzerine ne yazdıysa onu uygulayın, hiç bir şey yazmıyorsa 1 gün normal.

ben boyadım. 1 gün beklemek normal.

görünürde kuruması için bu bi iki gün yeterli olabilir ama VOC volatile organic compound gibi kimyasalları salmasının bitmesi haftalar alıyor. olabildiğince havalandırın.

resetlediğin halde olmadıysa o zaman default modem şifresini yanlış giriyor olabilirsin.

Modemin markasına modeline göre internette default şifreleri oluyor.

Superonline yardımcı olabilir belki ama modem şirketine de yönlendirebilir modem ayarı için.

Modemin etiketinde de yazıyor olabilir, resetlemeyi doğru yaptığınıza emin olduktan sonra etikette ya da internette yazan şifreleri deneyin.

@John Bloor denedim, olmadı.

reset tuşuna 10 saniye basılı tutun. ısıklar gidip gelecek. gidip geldiyse doğru reset.

gidip geldi, mavi oldu bazıları hatta ama yine giremedim

Bir ihtimal;

ağda başka modem varsa, sen ip adresi girdiğinde o modeme bağlanıyor olabilir.

Doğrudan reset aldığın modemi tek başına tek kabloyla pc bağla, mutlaka olacaktır.

bütçenize bağlı ama 10 yıllık makine zaten böyle bir arıza verdiyse bir dahaki bozulmasında elinizde patlayacaktır. belli bir yaşı geçmiş beyaz eşyalarda tamir uzun vadeli bir çözüm olmuyor. en kötü ihtimalle kartı serviste tamir ettirin ama bana kalırsa bütçenize göre yeni bir çamaşır makinesi baksanız daha iyi.

Elektronikle aranız nasıl, kart arızasında genelde konu arızalı parçayı bulduktan sonra 5-10 TL’ye halloluyor? Yerinizde olsam kart tamiri yapan elektronikçiye gider tamir ettirirdim. Kart üzerindeki kondansatör patlak görünüyordu 50 kuruşa alıp lehimleyip tamir etmiştim. 400/500 tl tutar bu tür işler için bana fazla pahalı geldi.

Üstteki seçenek geçersiz ise garanti vermeyen yerde yaptırmaz, servisten tamir yerine de yeni makine alırdım. En azından 7 yıl kafam rahat olurdu

omelaslı toprak ağası +1

800tl ye kart tamiri olmaz sizden alıp işi bilen birine 50-100 liraya yaptırıp geri takacaklar. Düzgün elektronik tamiri yapan bir usta bulun, tv tamircisi cep telefonu tamircisi vs de olabilir.

ayrıca yetkisiz servisinde takacağı parçanın tamirli olma olasılığı çok yüksek.

@Omelas'ı Terk Eden Köylü

Aslında ilkin mahalleden bir tamirci çağırdım, inceledi, kart arızalı, değiştirmek lazım dedi ve çekildi. Neden tamir etmedi? Bilmediği için mi? Tamir edebilecek bir usta bulabilir miyim? Çok basit, 5 dk'lik bir işse 400-500'den daha ucuza yapacak birini de bulabilirim diye düşünüyorum.

Kartın durumuna bağlı olarak arızayı görememiş olabilr. çoğu durumda arızalı parça ben burdayım diye bağırırken bazı durumlarda gözle inceleyerek tespit edilemez. ölçerek,test ederek bulmak gerekir. Tabi birde kartın tamir edilemez hale gelmiş olma ihtimali var. Yetkili servis tamir edilir dedi diye %100 tamir edilebilir anlamına gelmiyor onlarda farklı bir çıkma parça alıp takabilir.

En uygun maliyet aradığınız için bence en iyisi kartı alıp gerçekten tamir yapan bir kaç yere göstermek.

Not:Üzerinde x y z tamir edilir yazıp içeride sadece ürün satışı yapılan yerlerden uzak durun. Onlar da sizden aldığı parçayı tamirciye götürüp yaptırıp ne kadar geçirebilirse tarifesinden komisyonlarını alıyorlar.

Belli başlı bölgelerde bu sektör için çalışan yerler var, mesela beyaz eşya kart tamiri için İstanbul'da Tepebaşı bu işin membağı gibi, 2-3 firma vardı yanlış hatırlamıyorsam.

Kartı götürüyorsun, yaygın bir modelse aynısından daha önce tamir edilmiş olanı raftan alıp sana veriyor, sendekini alıp tamir edip rafa koyuyor.

Kartı değiştiririm dersen denemek gerekli.

Ha şu da var;

gelen servis ve usta "kart arızası" demiştir ama kart sağlamdır, sen sağlam kartı söküp tekrar sağlam kart takarsın ama makine çalışmaz.

Emin olmak lazım.

Youtube'da yaptığım kısa bir aramada bulduğum videolardan biri:
www.youtube.com