1-gorurler
2-direk olarak hayir denilebilir sanirim, teknik detayini bilmesem de. bir siteyi acmak istediniz, bunun istegi karsiya gitti, karsidan cevap geldi ve site acildi ve iletisim koparildi.
statik bir site ise ekranda saatlerce okuyun izleyin ne kadar vakit gecirildigi network uzerinden ogrenilemez.
lakin mesela facebook, arkada acikta olsa kendi kendine guncellemeleri aliyor, iste bunlar network uzerinde loglanabilir seyler oldugundan cikarim yapilabilir.
ha o kendi kendine aki$i guncel tutar sen bakmazsin onu nasil anlatirsin yonetime bilemem.
3-gorurler.

4-yerinde olsam evde baska bir pc varsa isyerinde ona baglanip onun uzerinden internete cikarim, yada yoksa raspberry pi alip onu proxy server yapip yine ayni amaci gerceklestiririm.

Radmin programını bir araştır. Fikir verir bu konuda.

1- Görürler.
2- Görebilirler, cihazın teknik detaylarına bağlı.
3- Görürler.

Zaten bu cihazların amacı bu soruların cevabı :). Devredışı bırakma konusu ise seni suçlu duruma sokar. Çünkü şirketin bilgisayarından veya kendi bilgisayarından şirketin ağı/interneti ile yaptığın her şey şirketin sorumluluğunda. Yasal olarak da bunları izleme ve kayıt altına alma yükümlülükleri var. Yani şirket sizin ne yaptığınızı tek tek incelemek için değil, sadece yasal yükümlülüğü sebebiyle bu kayıtları tutuyor olabilir.

Devre dışı bırakmak için de bir çok yöntem denenebilir ama kabaca o cihaz üzerinden internete çıktığın sürece bu yöntemlerin hiç birisi işe yaramayabilir. İlk akla gelen vpn kullanmak, ama firewall bunu da engelliyorsa kullanamazsınız örneğin.

Korktuğun nokta bankacılık v.b işlemlerdeki şifreler ise bunu göremezler. Https üzerinden yapılan bağlantılar şifrelidir, onlar da sadece nereye girildiğini görebilirler, içeriğini değil(teknik olarak bu da imkansız değil ama bu durum için göremedikleri söylenebilir)

chrome kullanıcısıyım ve anonymox adında bir vpn eklentisi kullanıyorum. bu da çare olur mu?

Tarayıcı eklentilerindeki vpnler yerine komple tüm bağlantıyı vpn üzerinden çıkartan bir vpn kullan. Ücretsiz belli bir kotaya kadar kullanmana izin veren yerler var (Google: ücretsiz vpn).

son olarak firewall un arayüzüne browserdan girebiliyorum. gizlice arayüzüne girip kendi bilgilerimi silebilir veya bir kısmını silebilir miyim?

işler iyice karıştı yani. internette gezinme süremi azaltayım derken üstüne bir de firewall a sızdığımıda deşifre ettim. neyse arkadaşlar artık müdahele etmeyeceğim. kovulmayı bu sefer hakettim sanırım :)

yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim.

Hem de erkekliğin kralı bu. Tek başına gücün yetmiyorsa birleşeceksin. Mamut avcılığı da böyle yapılıyordu, teknoloji şirketi de böyle kuruluyor.

3 kişi birleşip 1 kişiyi tehdit ediyolarsa o 1 kişinin yapacağı en öncelikli şey bir adet balta edinmektir.

balta candır, balta adalettir.

1 balta savaşta 3 kişi gücündedir.

bence herkesin baltası olmalı.

Böyle bokluk mu var bilader o Zaman herkes 3-4 kişilik çeteler kursun sabah akşam vuruşalım en mantıklısı tek yakalayıp gebertmek sanırım veya mafyaya vermek

savunma dersen evet. güçsüz birinin ezilmesine karşı onun yanında olmak iyi. ama 3 kişi birleşip 1 güçlüyü tehdit etmek değil.

Güçlü olan aynı zamanda -haksız- ise 5-6 kişiyle de tehdit edilir, korkutulur. Önemli olan haksızlığın önünü almak.

Değil ama Türkiye'de işler öyle.

tenhada tek tek yakala onları, bir daha birleşemezler.

teke tekte güçsüz 3 kişi aslında güçlü bir kişinin karşısında potansiyel iki kişidir ilk gelen kalkamayacağı için. e güçlü birisi de güçsüz iki kişiyi dövemiyorsa pekte güçlü değildir. yani bir hayli eşitsizlik var.

şu olur mu?
www.dx.com

Sata ide to usb kablo aramasi yap. Adaptörüyle en fazla 25 lira civarindadir. Kurulumu yaptikta sonra sistem hdd yi harici usb disk gibi görür.
Ama dock alacaksan üstteki gibi orico marka dock lara bakabilirsin. Maliyetli ama sağlam (kullanan arakadasın tavsiyesi)

ramini 2GB'a çıkarmayı da düşünebilirsin aslında, Atom ilk çıktığı zamandan beri 2GB'ı destekliyor olması lazım. tam marka model paylaşabilir misin?

Win 7 starter ya da home basic kurabilirsin. yine üstte belirtildiği gibi 2 gb ram daha iyi olur.

Arkadaşlar tam marka model: LGX110
Araştırdığım kadarıyla rami yükseltilemiyor. Öyle de lanet bi şey...

bulabiliyorsan bu modeli bulmaya calis. ram'i de arttirabiliyorsun,

www.youtube.com

ram yükseltemezsin evet
üzerinde gelen işletim sistemi xp home bu cihazın
biraz slax ile denemiştim çok fark yaratmadı
ama mint ile de denemek lazım.
illa windows olsun diyorsanız chrome u unutun derim şimdiden.

Netbook'lar çok sorunlu cihazlar. Ben olsam hiç uğraşmam.

Benzer bir netbookum var. Linux Mint, Windows Xp, Windows 7 denedim; Mint biraz daha performanslı çalışıyor, diğerleri daha zorlanıyor. Ayrıca bu cihazların can çekişme sebebi ramden daha çok atom denen işlemcinin çok az güç tüketeceğim diye neredeyse hiç çalışmaması :D. İnternet için çok hareketli sayfalarda, flashlı sayfalarda, yüksek çözünürlüklü dizi/film falan izleme olaylarında beklediğini hiçbir işletim sistemiyle vermez.

windows7 ultimate kurulu asus eeepc 904hd netbook kullanıyorum. chrome, firefox, libre office vs. sıkıntısız. filezilla da öyle. 1gb rami var. youtube'da 360pnin üzerinde video izletemiyor. bilgisayarda 720pyi zor izlersin. ya görüntü bozuk olur ya da ses görüntü senkronu kayar. chrome ile 5-6 tane sekme açarsın ama bir süre sonra sıkıntı başlar. hele resimli animasyonlu sayfalarsa. yanına skype açayım dersen chrome tepkisizleşiyor. utorrent vs güzel çalışıyor.

kılınır hocam. farzda kaç rekat kaçırdıysan hoca selam verdikten sonra o kaçan rekatları da kıl. hoca sola selam verince sen ayağa kalk kalan rekatı da tamamla.

Namazın vakti içindeysen kılınır tabi.

Yanlış bilmiyorsam eğer, ikindi ve yatsının sunneti (ilk 4 rekat olan) farzdan sonra kılınmaz.

sünnet zaten adı üstünde farz olmayan bir şeydir, istediğin zaman kılabilirsin.

www.dinimizislam.com

kerat vakti girmemişse kılınır zannımca.

herseyde yok ama bazi seylerde var.
cep telefonu, ayakkabi, yiyecek icecek.
kiyafette markaya bakmam asla, kumasin kalitesi vs benim icin onemlidir.

ayakkabı ve güneş gözlüğü dışındakilere takılmam.

ayakkabı, saat ve telefonda var sadece.

genelde marka alıyorum. babamın lafı vardır ucuz mal alacak kadar zengin değilim diye o lafa katılıyorum. ucuz mal alıp hemen bozulacağına pahalı alıp senelerce kullanıyorum

dear god söylenecekleri söylemiş.
Statü yaratması konusuna katılmıyorum bu ülkede marka statü yaratıyor maalesef ama bizim markalı diye giydiğimiz bi çok şeyden daha kaliteli kazaklar kotlar vs Avrupa'da adını bile duymadığımız butik markalardan çıkıyo. Ve bu markalarında sağda solda götte Amblemi olmuyor dolayısıyla statü yarattığından değil alıyım 5 sene giyerim mantığıyla satılıyor.

Uzun zaman önce bir kitaptan not almistim :
Kendisine güveni olanlarin marka takintisi olmaz.

Bizde bi tarafa lacoste diğer tarafa ralph lauren Polo koy %99 lacoste seçer çünkü ralph'in atı 30 liralık us polo'nun atının neredeyse aynısıdır.

Amerika'ya git lacoste'u seçeni döverler.

Örnekle açıklamış oldum.

yok. işimi görüyorsa hepsini alırım. sadece hayati önem taşıyan şeylerde marka ararım o da bilindik olsun diye. mesela arabalardaki çocuk koltuğu. ya da bebek giysileri. mesela giysi için marka dediğim lcw gibi pazardan almam yani çocuğa zarar verebilir boyası filan ama belli başlı mağazalrda zaten sertifika alınıyor ve en ufak olay olsa duyuluyor.

iç çamaşırı alırken marks & spencer alırım illa ki çünkü pahalı ama gerçekten çok dayanıklı oluyorlar, uzun süre kullanabiliyorum. onun dışında hiç takmam, kıyafetlerimin azımsanamayacak kısmı da pazardandır, kimisini 7-8 yıldır giyiyorum. elektroniklerde alıyoruz madem iyisini alalım diye araştırma yapıp iyisini seçmeye çalışırım ama illa apple olsun tadında dertlerim yoktur. ben biraz cimri bir insanımdır ama o da var.

marka değil kalite takıntım var. kaliteli olması gerekiyor para verip aldığım şeyin. her detayı %100 aynıysa aldığım şeyin markası fark etmez. statü sembolü falan da değil yapmayın allasen, 200 liralık kazak mı statü sembolü olacak. nasıl çevrelerde yaşıyorsunuz ahahhah. statü sembolü porsche'dir, rolls royce'dur. 200 liralık kazak, 36 ay taksitle alınabilen ayfon falan değil.

Yiyecek hariç kesinlikle yok. 10 liralık ayakkabı da giyerim, adı sanı hiçbir yerde duyulmamış markaların kıyafetlerini de. İşim gereği neredeyse her gün, ülkedeki mühim şirketlerin üst düzey yöneticileriyle toplantılar yaptığımız oluyor. Kadınların tek taşları kafam kadarken, ben sevgilimin bana içinden geldiği için aldığı, normalde kendisini farkedebilmek için mikroskop kullanmak gereken bir yüzüğü taşıdım senelerce. Sanki şey gibiydi, o kadınların yüzüklerinden aşınan bir toz tanesi gibi :)) Ya da biliyorum ki her birinin çantası 500tl ile 5.000 tl arasında; benimki 25 TL. Ayakkabılar ha keza, geçenlerde boş bulduğu her an neyi nereden kaç liraya aldığını, Paris'te yaptığı alışverişleri filan anlatan bir kadın, bir fotoğraftaki ayakkabımı çok beğenmiş. Şirkete geldiği gibi bunu söyledi bana "o ayakkabı nasıl güzel, nereden aldın" diye :D Dedim valla markasını hatırlamıyorum, 50-60 lira bişeydi, bulursam sana da alırım :D ama giymez tabi. Ben anlamıyorum. Kalitesiz bir şeyi gerçekten kullanmam ama insanların sırf üstündeki etiket yüzünden bir kumaşa 5 kat daha fazla para vermesi bana çok anlamsız geliyor.

Not olarak, dünyanın cimri denebilecek en son insanıyım ve giyimime özen gösteririm. Sadece haketmeyen bir kumaşa sırf marka diye para vermem ya da marka olmazsa giymem demem. (Insanlara aldığım hediyeler ve yiyecek şeyler hariç). Bu yukarıda saydığım yerlerdeki gibi örnekler benim kendime güvenimi diri tutuyor açıkçası. Aferim kız, sen bu kadınlar gibi çantan, ayakkabın, gömleğin elinden alınırsa bir hiç değilsin diyorum. Bence o yönden bakarak bir deneme yapabilirsin.

yok.

sadece markanın önemli olduğu -elektronik gibi- alanlarda marka tercihim var. onda da alternatifler mevcut.

bilgisayar parçaları, kulaklık ve ses ekipmanlarında (kısaca elektronik) işinin ehli markalar

geri kalan her şeyde Allah ne verdiyse

klasik giyimde hatemoğlu takıntım var. (seviyorum, giydiğim üstüme oturuyor. f/p bana uygun.)
spor giyimde adidas genelde. lotto'ya italyan oldukları için sempatim var, adidas yerine tercih ederim. spor giyimde ve spor ayakkabıda sadece ikisi.
klasik ve benzeri ayakkabılarda marka takıntım yok, fakat kaliteli bir şey olmalı.

bilgisayarda dell takıntım var.

cep telefonunda nedense philips takıntım var. garip ama evet.

daha pahalısını almak gibi derdim yok. diğer şeyler için işimi görsün yeter.

Araba'da var biraz. Ama daha çok belli markalara ön yargı şeklinde.

ayakkabıda.

Evet artmış. Allah celle celaluhü daha da arttırsın.
Azımsanamadığı zaman bunu hazmetmek gerek.
Hümanizm, özgürlük, insan hakları, hürriyet var ya, o nedenle işte...

Cahillik her yerde maalesef

yaşar nuri'yi dinlerim deseler çok aydın olacaklardı halbuki, tüh.

geçen öğrendim, yıldız kayması diye birşey yokmuş.
<haşa> kayan şeyler yıldız değil cinmiş. melekleri izinsiz dinlemeye geldiklerinde, Allah onları fırlatıyormuş. </haşa>

ve bu arkadaşımız ilahiyat mezunu, ilkokulda din kültürü öğretmenliği yapıyor. lol kere lol aq.

en sondaki başı açığın "kadir mısıroğlu'nu takip ediyorum" demesi de ayrıca üzücü. diğerlerini bir nebze anlıyorum, ama bu başı açık akp'lileri hakkaten anlamıyorum. kadın, başı açık gezme özgürlüğünü sağlayan insana sabah akşam küfreden fesli ruh hastasını takip ediyor, ne iş hakkaten anlamıyorum.

Savunduğunuz dinde arayın siz insan haklarını, özgürlüğü, hürriyeti...

seve seve .

ilk iki muhterem yalan soyluyor. devamini izlemedim.

Hayir. Migros baya iyidir musteri politikalarinda.

Fiş olsun, sorun çıkmaması gerek

Ben dün bayat çıkan migros marka tuzlu fıstığı fişsiz ve açık şekilde götürdüm. Onu bile iade aldılar, bunda hiç sıkıntı çıkmaz.

tek böcek varsa öyle içine çok dağılmadıysa bence kullan hacı.

Haklı sebepler

Haklı görünüyor. Peki evi değiştirme seçenegi, olumsuz mu?

maaşımın %80ini verirsem oluyor.

anlıyorum.

haklı haksız yeter demişsin ama vaktim var az yazayım;

1-kira aidat vs arada çok fark yoksa evi işe yakın bir yere taşısan olmaz mı?
2-ilk işi yaparsan zaten çözüldü.
3-çevrenle değil de seninle aynı işi yapan ve seninle benzer tecrübeye/mevkiye göre kıyaslama yaparsan daha iyi olur?

bunlar olmuyorsa;
1-istanbul'da 25km normal, toplu ulaşım yerine araban olsa ve onu kullansan yine trafik olmayacak mı? olacak o yüzden haksız diyorum
2-bu iş değiştirmek için kesinlikle mantıklı değil, kendinle alakalı bir durum, uyku saatinde ufak bir düzenleme yaparak bunu aşabilirsin yani buna da haksız diyorum
3-yukarıdakiyle aynı, eğer aynı tecrübeye sahip aynı mevkide arkadaşlarından az kazanıyorsan o zaman değerlendirilebilir ama yine de ayrılmak için geçerli değil, ayrılmadan önce zam istemek ve iş bulmadan ayrılmamak lazım.

edit: ilçe olarak nerede oturuyorsun ve nerede çalışıyorsun yazabilir misin?

Daha iyisini bulana kadar hicbir sebep gecerli degil.

haklı

Samanyolu ve cömaatin diğer kanalları da kediye döndü :)

eksisozluk.com

Ortalarda bir yerlerde yaziyordu.

F. Portakal da direniyor şimdilik :)
Hayırlısı.

ilaç burada :
www.google.com.tr

Bende çıksa alırdım ya da yapılıyorsa epilasyon yaptırırdım. Bu konuda kendinle barışık olman güzel ama biraz da gereksiz.

Bu kadınların kol kıllarını alıyor olması gibi bir durum. Şu anda zorunlu değil yada yapmayan öyle aman aman ayıplanmıyor. Fakat kol pürüzsüz olunca daha bir güzel görünüyor estetik görünüyor. Ve böyle giderse 100 sene sonra bütün kızlar kollarını almaya başlayacak.

Erkeklerin kaş ortasındada durum aynı. Yapsanda olur yapmasanda, Fakat Ayrık kaşların daha güzel göründüğü mesajı beyinlerimize yerleşti bir kere haberin olsun.

Ortasi varsa aldir 3 tel kilin dert olmasi icin hayat cok kisa.

Mc donalds gibi dolasmak istemiyorum ve aliyorum

Alma! Erkek adam kilini alir mi hic? Alirsan erkekligin elden gider. Cocugun falan da olmaz erkekligin gittigi icin. Seks hayatin da biter, kadinlar adam yerine koymaz. Kilini alip da ortalikta adamim diye dolasamazsin. Kasinin ortasini alacagina git kendini at. Kilini aldirana nonoş denir! Gay denir! Topitop denir! Sakin ha, adam yerine koymazlar bak. Millet ne der? Yakin cevreden baslayarak tek tek sormaya basla ne derler diye. Erkek adamin kili olur. Boyle kalin telli simsiyah elinde kolunda bacaginda gogsunde suratinda bogazinda ne kil varsa oyle kalmali erkek adamin. Oyle bebek yuzlu erkek mi olur? Vucudunda ne yamuklu varsa aynen kalcak erkek dedigin. Dis gorunusunu duzelten i*nedir! Dogustan az killi olanlarlar, kasinin ortasi olmayanlar da erkek merkek olmamasi lazim aslina ama neyse onlari bosver, sonradan alirsan erkekligin gider. Benden 2 yas kucuk kardesimin kasini almaya basladigini farkedince evden kovduk, aileden reddettik. Hollanda'ya kacti, hayatta mi degil mi bilmem ama gordugum yerde vururum onu da.

Kadinlarin ne dusunduguyle ne isiniz var? Ortada varsa alin, piril piril olsun. ORtasi olan kas hos gozukmuyor, secim sizin. Aynaya bakinca "boyle gayet de iyiyim yahu" diyorsaniz dokunmayin ama disaridan beni nasil goruyorlar derseniz ortasi olan kasla harika gorunmediginizden supheniz olmasin.

Bir de kadin arkadaslarin soylemezler her seyi. Kasini almani soylememis olmalari bakinca hic de alinmasi gerekiyormus gibi gozukmedigi anlamina gelmiyor. Kadinlar kirici olmaktan kacindigi icin de soylemiyor olabilirler, erkekler cekinmez o kadar cunku erkek soylediginde gucenme ihtimaliniz daha dusuk.

Yok biraderim.

alıyorum.

kadinim.

cok azsa alma ama goze takilyorsa al gitsin. iki dklik is zaten, acimiyor da. kalinligina dokunmamani oneririm ama.

birkac arkadasimdan biliyorum, daha hos gorunuyor bence.

@stravro ne bu öfken hocam? sakin ol. soru sorduk.

Ne eşcinsellerle ne heterolarla ne kadınlarla problemim var benim.

ehe, ben daha dün erkek arkadaşımın kaşlarının arasını aldım ağda ile. daha önce bir kaç kez yaptırmış ama son bir kaç haftadır gözüme çok batıyordu, martı olmaya doğru gidiyordu gel alalım dedik aldım, çok da güzel oldu. alındığı belli olmayacak şekilde alındığı sürece ben destekliyorum.

Evet. Beşiktaşlıyım.


Edit: Belli olmadıkça falan denmiş ama, kaşlarımın orta kısmı asimetrik o yüzden oraları da düzeltiyorum. Belli oluyo valla bende.

Alıyorum

Alma, alınmaz, gerek yok, ben de almıyorum.

Arz talep meselesi olarak bak meseleye bence üstat. Kız arkadaşı adayın, kız arkadaşın al diyorsa al. Alma böyle daha iyi diyorsa alma. Yorum yapmıyor ve gözleri ara ara takılıyorsun kuşlara al derim ben.

sen o saçları kestirdin mi?
önce saçlarını kestir sonra kaşa sıra gelir

elbette

ido benim kaşları görse diz çöküp tövbe ister, öyle bir sıfatım var. ben sadece ortasını değil, kendisinin de sanırım büyük bir kısmını alıyorum.

çıksa bile almazdım.

almıyorum. kaş aram alınmış gibi tertemiz.

tek kaş olsaydım, alırdım. hafif birleşik olsa, yine alırdım.

*.txt şeklinde arama yapın

ara kısmına txt yazarak

Notepad'den kastın txt dosyalarıysa: Hangi sürücüde aratacaksan ona gir, arama kutucuğuna .txt yaz.

Birden fazla sürücüde aratacaksan ayrı ayrı pencerelerde ilk yöntemi uygulayabilirsin.

en doğrusu (baska program kullanmadan) *.txt

İmkanın varsa sırt üstü uzan. Başın tam yukariya baksın ve burundan yavaş yavaş nefes almaya çalış. böyle açilma ihtimali var. (bazen uzun sürer. tecrübe edildi)

bruno.
www.eczane.com.tr

(bkz: serum fizyolojik)

www.youtube.com şunu çaydanlıkla ve tuzlu suyla yapabilirsin. Cam ya da porselen olursa daha iyi olur
Tuzlu suyu kaynat, soğumasını bekle. Ilıyınca bas beyne

yan yatın, üstte kalan burun deliğinizden fizyolojik serumu sıkın, otomatikman aşağıdaki burun deliğinizden çıkacaktır. sonra diğer tarafa dönün aynı işlemi uygulayın. korkak davranmayın, fizyolojik serumu hayvan gibi sıkın yüksek debili bir şekilde burnunuza girsin.

tabii ki coldmixle!
burnunuzun deliğine dahi dokunmadan yakanıza, manşetinize ve hatta yastığınıza damlatarak burun tıkanıklığından kolaylıkla kurtulabilrsiniz!
sadece 18.00 tl!
eczacınızdan isteyiniz!

Nemli ortamlarda bulunmaya çalış.
Soğan doğra.

China oel...

- geçmişe dönük tüm XXXX yılının en beğenilen entry'leri başlıkları.
- yaran facebook durum güncellemeleri
- yaran diyaloglar
- yaran olaylar
- öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler
- yaran başlıklar
- yaran inci sözlük entry'leri


özetle yaran ile başlayan ve en az bi 500 entry almış tüm başlıklar eğlenceli geliyor bana.

çocuklarla girilen komik diyaloglar

yaran inci sozluk entrylerine cok guluyorum ben. arada acip rastgele bi sayfayi okuyorum.

İlave olarak "bu işte güzel para var" bazı entryleri silinse de arada açar okur gülerim

klavye?

film albümündeki where heaven ends parçası . native american flute diyeceğim ama bu biraz daha derin gidiyor.

fagot. öpücüğe gerek yok. yalnız öyle bir reverb vermişler ki ebesi yani.

Bir kaç arkadaşla konuşuyoruz.

Son nöbetlerimi tutuyorum.

az önce zerkalo hakkında konuştuk arkadaşla. onun sahnelerine bakıyorum tekrardan.

Uyumadim. Mesaideyim su an. Cok fena uykum geldi ama.

Yatıyorum, yatakta ısınmaya çalışıp nette gezinip podcast dinliyorum fln..

erteleye erteleye erteyele son zamanlara bıraktığım ödevimi yazmaya çalışıyorum ama anlamsız hareketler yapmaktan odaklanamıyorum

usb girişi problemlidir, driver sorunu oluyordur..

Yeterli güç almiyor olabilir. hdd nin usb kablosunu buna takip bundaki usb kablo çiftini sistemin usb portlarina takin.
(böyle bir kabloya sahip harici hdd almistim)
www.google.com.tr

Video converter programlarından birini bulup sıkıstırma oranını ve formatını sen seçeceksin.

avanti-ffmpeg

Bedava mpeg streamclip var. Arat sitesi çıkar direkt square5 miydi neydi site adı.

Quicktime mov ya da mp4'e H264 codec'iyle çevir. Bitrate olarak 5000 falan fazla bile gelir o çözünürlüğe, vhsler 352x288 oluyor yanlış hatırlamıyorsam.

teşekkürler denerim bunları bi.

hard diskli tv recorder varsa buna aktarip goruntuyu bir dvd yapabilirsiniz. ben oyle yapiyorum.

hayır.

antep fıstığını bilmiyorum ama nikola tesla yaşamanın özellikle son dönemlerinde sadece yer fıstığı yiyerek yaşıyormuş.

Olsaydı bunu gaziantepliler yapardı. zaten çok pahali.

8 ay yasanir da sonrasini denemedim.

Aşağıdaki değerlere bakınca epey uzunca bir süre yaşarsınız gibi görünüyor ama bir yerden patlar mutlaka.
Porsiyon Miktarı: 100 g
Kalori (kcal) 562
Toplam yağ 45 g
Trans yağ 0 g
Kolesterol 0 mg
Sodyum 1 mg
Potasyum 1.025 mg
Karbonhidrat 28 g
Diyet lifi 10 g
Şeker 8 g
Protein 20 g
A vitamini 415 IU
C vitamini 5,6 mg
Kalsiyum 105 mg
Demir 3,9 mg
D vitamini 0 IU
Piridoksin 1,7 mg
B12 vitamini 0 µg
Magnezyum 121 mg

hem beslenme yetersizliğinden ölürsün,

vücudun dirençli çıksa bile, antep fıstığı ile beslenmenin maliyetini düşünürsek bir süre sonra, antep fıstığına para dayandıramayacağından dolayı çökersin.

her türlü bu iş yürümez.

Kolesterol 0 mg

bu sebepten patlar gibi

ha tereyağı ile kavurup yersen o sıkıntı da geçer

teknik olarak sadece patates ve tereyağı ile hayatta kalabiliyorsun ama

evet kolestrol yaşamsal öneme sahip bir madde ve evet aşırısı kötü ama hiç olmaması daha kötü hdl eksikliği büyük sıkıntı, o sebeple yaş.

Guzel soru. Nerden aklina geldi boyle bir soru

Ahah, açıkçası ben bir süre yaşamıştım :p Ayıptır söylemesi antepli olduğumuzdan mütevellit annemler çuvalla iç fıstık göndermişlerdi, ben de o bitene kadar yemek falan yapmamıştım evde ve her gün sadece onla doyacak kadar avuç avuç yemiştim. Ölmedim.

Alerji yapabilir.

izlemiyorum gulmuyorum, espiri yok bisi yok danisikli dovus iste.
"gel abi yeni cikan filminden bahset/sarkini soyle, ben de kartima bakarak mal mal sorular sorayim salak salak espriler yabayim..." olay bu.

artık gülmediğimi anlayınca bıraktım izlemeyi. epey zaman oldu zaten.

20 sene öncenin mizah anlayışıyla 20 senedir devam ettiği için izlemiyoruz da gülmüyoruz da.

belki aylar sonra ben de bugün kanal değiştirirken denk geldim, adamın biri bir anısını anlatmak için atladı, bu da anlat diyen oldu mu gibisinden bişey dedi, hahahh, hohoho diye gülme krizine girdiler, kanalı değiştirdim.

bildim bileli sevmedim ve izlemiyorum.

Programin sonunda madalya takiyor ya konuklarina. O ne amina koyim kici kirik talk showa katildi diye neyin madalyasi lan o. Ben olsam kabul bile etmem.

her cuma aynı muhabbet. ben izlemiyordum da sallamıyorum da. boşverin gitsin artık abi devri bitti.

printerdaki kagitlar bos mu? :) dalginlikla musvette ustune basmiyorsunuz di mi?

Yazı rengi beyaz olabilir

baskı önizlemede de o yazı belli mi?

Müslüman olarak öldü ve günahı affedilmez ise cehennemde günahının gerektirdiği kadar azap görür.

Degil. Hatta bazi durumlarda sehit bile sayilabilir.

Sonuçta cehennemde kaldıklarından daha uzun süre olacak illa ki, günah pointleri devlete vergi vermedikleri için artacak ??

sanırım tek bir günaha bakılmıyor totalde günahı sevabından fazlaysa cehennemde cezasını çekip geri cennete alınıyor

@proletarier aller lander vereinigt euch
gerçekten elinde sağlam bir kaynak var mı bu konuda?
Ben ehl-i sünnet vel cemaat itikadına göre söylüyorum bunu.

Ne yazik ki sizin cuzi iradeniz bunu aciklamam icin yeterli degil o yuzden verdigim bilgiyle yetinmelisiniz ey sizi faniler.

vallahi şu haberde yer alan videodaki abi ölseydi kesinlikle cennetlik olurdu bence :)) en azından ben tanrı olsam bu kadar sempatik bir adamı cehenneme atmazdım :))

www.radikal.com.tr

Cüzi-i irademizin olduğu kesin ama elindeki verilerin yetersiz ve tutarsız olduğu belli.
Ben zaten soruyu ciddiye aldiğım için cevapladım. yoksa kafadan atma, kişisel şeyler yazamam.

amarikalilarda da diamond, ruby, stone gibi soyadlari var.
titanyum o zaman olsa o soyadini secen aileler olurdu herhalde :D

turk tarihini okursan sebebini ogrenebilirsin.

her dilde ve kültürde var,

türklerde demir, celik mesela
ingiliz ve amerikanlarda smith, - demirci celikciden geliyor
almanlarda schmidt, schmitz , schmitt, keza ayni sekilde
hollandada, smeets, de smid,
italyada, fabbri, ferrari, fabbro,
bulgar , kovachev
slav, kovac
araplarda haddad

bir demircinin bir toplu ve yerlesik yasayan toplum icin degeri cok yüksek. bundan dolayi yerlesmis, demirci ve demir isimleri, soyadi kanunu ile de isimlesmis.

Bazen tersi de olabiliyor. Mesela Einstein ismi Aynştaynyum bulunmadan önce konulmuş. Demek ki ilgisi yok.

Eskiden beri toplumdaki yeri ve değeriyle ilgili olması gerek. A(r)slan,kaplan gibi soyadlarına bakarak bunu anlayabiliriz.

yahu yanlis anlamasin kimse ama herkese tik atilip asil sorunun cevabini vermeme ragmen tik atilmamasi garip degil mi?

clover
ejie.me

qttabbar
qttabbar.sourceforge.net

m.tamindir.com

Bunu yapabilen varsa gaza gelmek adına hikayesini dinlemek isterim ben de.

Ne gerek var ki. Sen boyle mutluysan boyle yasa niye zorla minimalizie etmeye calisasin ki kendini. Nerden cikti bu minimallik modasi arkadas.

var bunu yapabilen, herkes yapabilir. paran kısıtlı olunca sadece ihtiyacın olan şeylere harcayabiliyorsun olduğu kadarını.

cogunlukla bunu yapabildigimi dusunuyorum kendime ornek aldigim kisiler de var, cok zengin olmalarina ragmen ayni hayat standartlarini devam ettiren kisilikler.
motivasyonumu saglayan mottolarim ise guzelin guzeli var ve her guzel benim olmak zorunda degil.
insanlarin gereksiz harcamalarini gordukce ya sabir cekip mutlu ve huzurlu hayatima devam ediyorum.

manevi doygunluk verim sağlanmadığı sürece maddi yöndeki zararin, harcamanın, tatminsizliğın, rahatsızlığın ardı arkası kesilmez.

ailemden aldığım parayla yaşıyorum, şu sıralar işleri kötü, normalde günde harcadığımı 1 hafta yetirmem gerekiyor bazen. zorunlulukla oluyor yani ama daha mutlu ya da daha mutsuz değilim.
şu an tam sınırdayım mesela. aylardır kıyafet-kozmetik- internetten ıvır zıvır almıyorum, ki ayakkabıya özellikle ciddi para harcıyormuşum. dolapta geçen kış aldığım daha giymediğim bot çizme vs. vardı onları giyiyorum yeni almak yerine. aylık 50 lira limit koydum, o miktara kadar kitap alabiliyorum. dışarıda içmiyorum, nadiren yemeğe çıkıyoru- ki en çok bu ikisine para harcardım,mümkün olduğunca evde yediğim için beslenmem düzene bile girdi kahvaltıda poğaça yiyip çaya 3 lira vereceğime yapıyorum omletimi. ama dediğim gibi tam sınırdayım. biraz daha sadeleşmek zorunda kalırsam bu sefer lüks olanlardan kısılacak kalmadığı için, zorunlu ihtiyaçlardan kısmaya başlıycam. yani günlük yerine aylık lens kullanmaya başlamam gerekecek, belki kitap almamam gerekecek. o noktada mutsuz olmak kaçınılmaz bence.

2 yıla yakındır bunu yapabilmeyi becerdim. neredeyse günlük ihtiyaçlarım dışında alışveriş yapmıyorum. harcama yaparken o an hoşuma giden bir şeye "sahip olmak" iyi hissetmemi sağlıyordu. her ne kadar üretimin ve tüketimin çevreye verdiği zararı bilsem de almaya devam ediyordum. zaten bir süre sonra aldıkça daha fazla almak istiyor insan. ihtiyaç olmayan eyler ihtiyaçmiş gibi görünmeye başlıyor. vazgeçmemi sağlayan şey haberdar olduğum ama ne kadar zarar veren boyutlara ulaştığını bilmediğim üretim ve tüketim süreçlerini araştırmak olduk. hayvanları "tüketim ürünü" olarak gören zihniyeti redderken aynı zihniyetin mal tüketimini neden yapıyorumla başladı. birçok hareket var tüketime direnen, amaçlarını açıklayan. biraz bakarsanız belki kendiniz neden tüketmemeliyimin cevabını kendinize göre bulursunuz. (bkz: sweatshop) gerçeği diye bir şey var. freecycle, takas pazarı gibi paylaşımlarla ihtiyaçların bir kısmı karşılanabiliyor. frigan yaşayan insanlar var. istanbul'da iseniz bu hareketlerle bire bir tanışma imkanı bile bulabilirsiniz. ayrıca bu sadece para olmasıyla ilgili de değil. ihtiyaçlarımı karşılamaktan ibaret tüketime gittiğim için sürekli çalışmak zorunda kalmıyorum. ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra kalan paramı başka canların yaşamını sürdürebilmesi için kullanıyorum. yeni bir ayakkabı sahibi olmak yerine hasta bir kedinin yaşamasını sağlayabilmek daha çok mutluluk veriyor.

hobi meselesine şöyle bir not düşmek istiyorum. çalış, kazan, harca şeklindeki yaşam dayatmasında insanların boş vakitlerinde de harcasınlar mantığıyla hobi olarak sunulan şeyler var. mesela bisikletini alıp dağ bayır dolaşmayacak biri hobi olarak seçtiği bisikletle gezme işine en pahalısından bisiklet ve diğer donanım malzemelerini alarak başlıyor ve satın alma işlemleri tamamlandıktan kısa bir süre sonra bisiklet ve ekipman evde/garajda bekliyor. yani gerçekten keyif aldığımız şeylere harcama yapmak normal ama bunun da temeline alışverişi oturtmamak gerek. amaca yönelik satın almak gerek. satın almadan ihtiyacı karşılamanın yollarını aramak gerek.

içinizdeki farkındalığın devamının gelmesini dilerim.

Kredi kartlarini iptal edin. Yaninizda belli miktar para ile gezin ve internetten alisveris yapmayin. Bunlari saglarsaniz alisverisi zorlastirmis olursunuz.

Ben satınalma kısmını hallettim eskisi gibi saçma sapan şeylere para gömmüyorum.Elektronik kısmını dizginlemek zor oldu bende.En son 3 sene önce iphone aldım o günden beri hiçbir elektronik harcaması yapmadım.

tabi bir tarafı baskılayınca başka yerden açık vermeye başlıyorsun.Bende bu yeme-içme ve şehir dışına yönelik aşırı gezme oldu.

gıda ve giyimde kaliteden taviz vermem (ama gardıroplar dolusu giysi toplamam, zaten zevkime uygun hazır giyim bulamıyorum). kitap, seyahat, rakı-biradan vazgeçmem.

ama her yıl değil, iki-üç yılda bir bile sorun olmadıkça telefon/laptop yenilemem. yeterince giysim varken, az beğendiğim ve nadiren giyeceğim bir kıyafeti almam. sözde bakım ürünleriyle hiç işim yok.

seyahatte uzun-ekonomik seçenekleri kısa-lüks olanlara tercih ederim. yılda iki seyahati ekonomik yapmak, diğer vazgeçilmezlerimi karşılıyordur muhtemelen. gittiğim yeri de turist gibi nokta atışı dikizlemeyip yeterli zaman ayırıp daha iyi tanımış oluyorum. aslında çok verimli buluyorum, memnunum. (mutluyum demedim, o da bir dönemin ve satın alma gazlamasının jargonu oldu zira.)

not: kitap pahalı değil, ciddi okuyunca okumak daha pahalı (zaman ayırmak ve okuma sürekliliğini sağlamak verilen paradan katbekat pahalı).

yeterli paran yok tuborg yesili. olsa böyle sorular sormazsın. fakirliğin getirdiği sorunlar bunlar. 50 milyar doların olduğunu düşün. araban clio mu olacak? ikinci bir tişört almayacak mısın?

sade yaşamak? ha, evet. sade yaşamayı tercih ediyoruz. paramız olsa da satın almayız. uydurma bunlar.

bununla birlikte, söylediğini yapan tabii ki vardır. bunun için, imkanı olduğu halde sade yaşayanlara bakmalısın. mesela keanu reeves.

gelirine göre aylık makul bir miktar belirle ve bu şekilde para biriktir. para biriktirmek anlamsız geliyorsa bunun için bir hedef koy kendine. yatırım amaçlı bir şey olabilir bu hedef ya da ağaç dikmek için bir arsa/tarla, ya da gezi ya da ihtiyacı olanlara yardım vs.

bir de bütün alanlarda harcamalarımı azaltacağım diye kendini zorlama. ilgi duyduğun bir konuda para harcayabilirsin, değilse sürdürülebilir olmaz zaten bu tutum.

bu isteği yok etmeye uğraşan/az tüketerek yaşayan insanların meselesini paraya bağlayan herkes izlesin lütfen. news.vice.com

yeterli.

yeterli.

Gayet geçerli. Eğer bişekilde bu laptopa ulaşamazsan benzer özelliklerle asus seç bence. Asus ya da lenovo'dan şaşmamak lazım.

DDR 400 RAM ariyorum ben. Var mi?

Duyurucuları sevindirebilirsin :)
250 -320 ya da üstü gb sorunsuz hdd varsa karsi ödemeli alayim.

Valla DDR400 ram de 250+ HDD de var ben de sanırım. Kime niyet, kime kısmet... :)

askubuntu.com

open source olaya teknik yaklasir, fsf politik.

Açık kaynak (Open source), yazılım kaynak kodunun açık olması gerektiğini söyler, ancak açık olması özgür olduğu anlamına gelmez, okuyabilir ancak değişiklik yapma, yaptığın değişikliği dağıtma ve hatta o kaynak kodu derleme hakkına sahip olmayabilirsin. Yine Açık kaynak olması, yazılımı; istediğin iş için kullanma hakkını da vermeyebilir.


Özgür yazılım ise kodun açık ve okunabilir olmasından ziyade senin yazılım üzerindeki haklarını belirler, bu haklara sahip olabilmen için kaynak kodun elinde olması şart haline geliyor. Özgür yazılım ile 4 adet özgürlük belirlenir.

1 Yazılımı istediğin amaç için çalıştırmak.
2 kaynak kodunu okuma ve istendiğinde değişiklik yapabilme
3 gerek yazılımın orjinal halini, gerekse değişiklik yaptığın halini dağıtabilme
4 kaynak koduna erişim hakkı

Redlinetheturk ++

açık kaynak koduna burası iyi bir örnek olabilir:
www.codeplex.com

o dosyaları uygun bir program ile convert etmeyi dene istersen.

yemedi :) ya da beceeremedim hic bi yerde .enc to avi ye ceviren bi program bulamadım

Dur ya, ne çabuk karar verdin biraz daha araştır :)

hacım gecen denedigim zaman 1 hafta denedim cıkamadım isin icinden, canım sıkıldı tekrar bakayım dedim yine aynı durumdayım :)

i5 yeterli. depolama istiyorsanız harddiski en büyük olanını tercih edin (2TB mesela).
internete bağlı olmayacaksa uzunca bir süre de sizi götürür zaten. ram en az 4 gb olsun.

bunun için yüksek model işlemciye gerek - kesinlikle- gerek yok. boşuna masraf yapmayın. veri depolama amaçlı kullanacaksınız zaten. bir de flash belleğe aynı anda verileri yedeklersiniz olur biter. olmadı yanına güç kaynağı alırsınız elektrik kesilmelerine karşı.

Muhasebe ile ilgili işlemlerinin çoğu (e-fatura, beyanname, ödeme emrilerleri vb.) artık internet üzerinden yapılmıyor mu?

Bir de son dönemde karşılaştığım virüsler -cryptowall hariç- genelde USB üzerinden geliyor.

i5 yeterli. databaseler büyükse bol ramli bir şey alın. birden fazla harddisk olsun raid1 yapın (aynı anda iki harddiske aynı veriyi yazar. yedekleme açısından ekstradan güven olur). ve virüs için usb'leri de kapatın zombi'nin dediği gibi.

i5 - numarası 4460 dan 4690 a kadar olan i5 işlemcilerden biri.

Anakart: msi h97 pc mate.

ssd ihtiyacınız olacak: kesinlikle 250 gb samsung 859 evo, işletim sistemini ve muhasebe programlarını ssdye kuracaksınız.
harddisk ihtiyacınız için: 1 veya 2 tblik ortalama bir hdd.

Kasa olarak, sogutması iyi olan tercihen Zalman veya Cooler Master bir kasa. Güç kaynağı da içinde gelecek zaten.

Ekran kartı olarak Pek abartılı bir şey istemiyorsanız gt730 veya gt740 işinizi görür oyun oynamayacaksınız.

bellek olarak 2 tane 8gblik almanız yeterli olur veya şu aşamada bir tane 8gb de alabilirsiniz. veya 2 tane 4gb ileride takviye edersiniz.

Monitor olarak ihtiyacınıza göre vatandan filan kontrol ederek alırsınız. Bir de ortalama bir kesintisiz güç kaynağı almanızda fayda olur.

Nacizane tavsiyem makineyi internete bagla, ama bir firewall kur, bir de antivirus kur, o da ciktikca butun guncellemeleri yapsin. (sirket olunca tabi lisanslar degisiyor ama ucretsiz versiyonlari kullanmanda sakinca olmazsa bedavaya cozebilirsin bu mereti.)

Sen internete girip, sakat sitelerde gezip, yanlis seyleri indirmedigin surece, sadece internete baglisiin diye virus girmez makinene. Firewall'dan da antivirus ve sistem guncellemeleri haricinde herseyi bloklarsan baskalari da makineye girip dolasamaz. Ama hem sistemin guncel olacagi icin, hem de kendini surekli guncelleyen bir antivirusun olacagi icin makine en guvenli halinde olur. Yoksa dikkatsizin birinin takacagi bir usb diskle hersey daha zor cozulur bir hal alacaktir.

Isin ozu, bugun artik internete bagli ve de dogru kullanilan bir makine, bagli olmayan bir makineden daha guvenlidir.

Uzun süredir var. kendisi gibi bir rakibi daha vardı adini unuttum. oyunlar icin değil de elektronik ve kod gelistirmeyle uğraşanlar için düşünülmüş.

internette dolaşayım tv ye bağlayıp monitör yapayım falan hikayesi olabilir mi? birde şunu merak ettim kablolu internet kullanabilir miyiz wifi yerine

valla rasperry süper, oyun çok kaldırmaz da, ben de almayı düşünüyorum takılmak için.

Oyun kaldırmaz. O boyutlarda bilgisayarlar var eğer oyun için araştırıyorsanız. O tip projelerde insanların beklentisi Quake oynatmasıdır. :) Onu oynatıyor sadece.

www.eksiduyuru.com

gta 5 felan oynamayi beklemiyosun dimi osuruk kadar aletle? :D
steam machine gibi zimbirtilar var oyun icin alacaksan, bunun amaci o degil.

kucuk lcd ekran baglayip minecraft fln oynuyanlari gormustum.
retro pi adi altinda eski oyunlari oynayip maziye gidebilirsin.
asterisk yukleyip telefon sunucusu yapabilirsin, bu seni acmaz sanirim sirketler icin daha cok.
media server yapiyorlar televizyona bagliyor.
proxy server yapan var.
proje cok vallahi, portatif bilgisayar iste.
beaglebone diye de baska benzeri var, donanimlari farklidir sanirim.

oyun kaldırır ama openGL 2.0 oyunları kaldırır oda kısıtlı oyunlar için, sürekli texture yenileyen çizim yapan oyunları kaldırmaz yani.

ekran büyüdükçe çizim performansı sürünüyor, küçük ekranlar ile sorun yok.

banana pi de var, aslında open hardware diye aratırsan pek çok özgür cihaz bulabilirsin hatta çinde falan istediğin gibi donanımı tasarlayıp üreten firmalar var.

Türk kadını erkeğini gerçekten seviyorsa hiç bencil değil bence , ama günümüz kezoları takılmaya gönül eğlendirmeye aynıda 2-3 erkeği elde tutmaya çalışıyor işte o tipler çok bencil amaç kendi egosu zaten. Çoğunlukta bu model olduğundan bencil diyebiliriz.

ya bu ırksal bi özellik değil ki. genellenebilecek türden bi şey değil. mesela slav hatunların ayakları genelde güzel oluyor ona dikkat ettim ben. şimdi bunu genelleyebilirsin örneğin. veya ne bileyim türkiye'de sarışın azdır diyebilirsin ama bencillik türklükle, kürtlükle açıklanacak bi şey değil ki. fiziksel değil, kültürsel değil. birisi bencildir diğeri değildir, ne bilek.

kendi ilişkilerim ve tanıdıklarımdan yola çıkacak olursam, hayır bence bencil değil. bi tane yabancı sevgilim oldu, o en güzel ilişkimdi ama bu demek değil ki o daha farklıydı. sadece daha uyumluyduk, iyi anlaşmıştık. yoksa "erkeyim aşqımm hayatımı sana adadım" durumu yoktu. ha olabilirdi ama eminim aynı şeyi türk kızıyla da yaşayabilirdim.

özetle ben öyle bi şey olduğunu düşünmüyorum. karakter meselesi bu. bencil kız bencildir. "bencil türk kızı" diye bi şey yoktur.

ırksal değil fakat kültürel bence. Mesela Türk insanının başkalarına saygılı olmadığını herkesin her şeyine karışmayı görev bildiğini söylemek pek yanlış olmaz.

İlişki genelinde evet bencillerdir bence. Çok fedakar bilmemne olduğunu söyleyen bile sevgilisi bir süre uzakta olsa(askerlik, yurtdışı vb.) kendini düşünüp başkasını bulabiliyor. Haklı haksız demiyorum, ama oluyor.

ama erkekler için de bencil değil diyemeyiz. Herkes az çok kendini düşünüyor lan işte.

rus kadınlarını düşünürsek hiç de bencil değiller, en azından erkeğine sadık ve düzgünler.

kulturel durum soz konusu tabii ki ve anormal fark var. avrupali bireyseldir, asyali kolektiftir. ama turkiyede'ki insanlarin genetik farkliligi bence cok fazla. hem avrpupa'ya yakini var hem asya'ya.
isterseniz surdan kendiniz okuyabilirsiniz bahsettigim farklara.
www.lexiophiles.com

Aksine bir yerde okumuştum:
türk kadını çocuğu olmasa da annelik duygusuna sahiptir, deniyordu.

birey olarak müthiş fedakar, toplumsal olarak inanılmaz derecede bencil.
şöyle ki, yakınındaki sevdiği biri için gerçekten saçını süpürge edebiliyor ama, sonra da otobüste çocuğunu koltuğa oturtuyor, kuyruk varsa girmiyor, otobüste genç olduğu halde yer bekliyor vs.
(Belki de ikisi de ayrı gruptur bilemedim gerçi).

firez +1000 konu kilit.

Siz kaç tane beğendiği erkeğe kendi yaklaşan kız gördünüz ? Türk kızları beğense bile karşı taraftan ilgi bekler. Bu da bencilliği gösteriyor.

Asla degil. Senin karsina belki oyle yetisen ve goren insanlar cikmis olabilir. Bu tarz genellemelerin yanlis olmasinin yaninda turk kizlarinin, bence, guven sorunu oldugunu soyleyebilirim. Yani erkek aciksozlu davransa bi turlu, ergen gibi taktik yapsa bi turlu bir kadinin guvenini kazanmak biraz zor galiba. Kimbilir belki de benim karsima boyle kadinlar cikmistir hep :) kisaca genel gecer yargilari kafamizdan silebilirsek cok daha dogru adimlar atabiliriz diye dusunuyorum.

Saussure - genel dilbilim yazıları
Mikhail bakhtin - karnavaldan romana
Roland barthes - göstergebilimsel serüven
Noam chomsky - dilin mimarisi
Foucault - kelimeler ve şeyler

Yapısalcılık, göstergebilim, rus biçimciliği gibi kavramları aratabilirsin. Dil felsefesi hakkında sadece belli teoriler hakkında fikrim olduğundan genel çerçevesiyle ilgili bir şey öneremeyeceğim. Aklıma şimdilik bunlar geldi.

Ludwig Wittgenstein kitaplarina da bak.

g2 nin batarya kullanım süresi g3 e kıyasla daha iyi diye söyleniyordu netteki yorumlarda. g2 kullaniyorum.

G2 yi cumartesi gece 11 de sarjdan cikardim. Su anda sarjim yuzde 25.

Oyun yok. Inst face swarm ve chrome tarayiciyi kullandim fazlaca. Fals Feneri kullandim ara sira. Telefon 1 yillik.

Belirtmek istedim, belki fikir verir. Kamerasi gece berbat. Gunduz cok iyi.

p7 babamda var, güzel telefon normal kullanımda bir sıkıntısı yok gibi. Oyun vb. ne olur bilemem. Annemde de zenfone 6 var, zenfone 2'nin kamerası ondan biraz daha iyi herhalde ama g3 ile karşılaştırmasını izlemiştim g3'e göre baya kötü kalıyordu.

p7 hakkında şöyle diyim, gündüz çekilen fotoğraflar iş görür ama gece pek olmaz bence. Gündüz de tertemiz değil, yine bi noise var. (asus da farklı değil)

ha p7, zenfone2'ye göre çok daha ince hafif o bakımdan tercih sebebi bence. Ekranı da çok güzel, zenfone 2'nin ekranı daha soluk.

Diğerlerini bilmemde g2 kullanıcısı olarak bayaa bi memnunum.

www.whatinterviewprep.com

yukaridaki linki bastan sona okuyup anlarsan ortalama bir insandan cok daha iyi ogrenmis olursun.

(orada sag tarafta konu basliklari var onlara bakman lazim)

Müziğin sıkıştırma biçimine göre farklılık gösteren ses kayıpları var. mesela .mp3 formatı kayıplı bir sıkıştırma formatıdır yani her ne kadar yüksek kbps frekansına sahip olsa da seslerde kayıp yaşanır. eğer biraz ilgiliysen aradığın müziklerin .waw uzantılı formatlarını bulabilirsin daha kalitelidir fakat daha çok yer kaplar. Bu konuda mükemmele en yakın olan format flac'tır. 1000kbps'i bile geçecek frekanslara sahiptir ama bunlar aşırı yer kapladığı için kullanımı plaklarla sınırlıdır neredeyse.

videolarda veya fotoğraflarda piksel sanılanın aksine kalite birimi değildir. görüntünün yüzey olarak kapladığı alanı belirtir. yani santimetre kare gibi düşünün. bozuk, dandik, kalitesiz bir görsel de 20 megapiksel 30 megapiksel olabilir, hd olabilir 4k olabilir
fakat genel olarak kalite ifadesi için kullanılıyor. seste de aynı. genel olarak kbps kalite ölçüsü olarak kullanılabilir. videoda bunun karşılığı piksel değil de mbps dir aslında.

Müzikte kalite için elindeki formata (mp3,ape,wav,flac...) sonra da o formatın kbps değerine bak. en yüksek kbps en iyi kalitedir genelde. ama şu var: mesela 64kbps lik mp3 dosyasını convert/dönüştürme yazilimlari ile 320kbps yapabilirsin ama bu islem o dosyayı aslen kaliteli yapmaz. dinlerken o hissi alamazsın.

(Emin değilim) farklı marka kağıt deneyin ya da kağıtların aralarını biraz havalandırdıktan sonra ufo gibi sıcak bir şeye tutup ısıtın.
...
Havalandırma derken balkona çıkarma değilde :) kitabın bir elinizle sayfalarini tümüyle çevirdiğiniz gibi. bir kaç kez deneyin.

yani iki kağıt koyduğumuzda bile ilkini yazdırdıktan sonra ikincisini almaya çalışıyor ve sıkıştırıyor beyfendi, çözüm olur mu bilemedim..

o zaman durum daha vahim. kullanım kılavuzuna bakın. ayrica kutudan cikmadiysa kurulum cdsinde olmalı, pdf olarak.

ek olarak, kagitları nasıl aliyorsa ona göre tam üst üste değilde bir kaç mm kaydırma yaparak hazneye ekleyin bakalım.

kimse dememis ama kagit kalinligi ve kalitesi nedir? bir de kagitlari havalandirmak sart @1adam+1

Gitti, kesin bilgi

Gitti.

Chill out ya da athmosferic music araması yap. Çıkan bir çok videolar bir saate yakın sürer ve bu dediğin görüntüler var.

Dinle.oku.

İlmihal kitaplarini oku.
bulursan 4 cilt olan ihya'u ulüm'id-din kitabinın konu fihristine bir göz at.

kızlara yazmak günah değil adam gibi konuştuktan sonra niye günah olsun çizgini aşma eline,diline,beline hakim ol ✌️

cenk sende ne adamsın ya nefes alan gercek troll:))

muzmin müminler ortamina sokul. Cay saatlerinde falan cdhsjsjsj neyse.

Yalan söylememek, insanları taciz etmemek için kendini maneviyata vermene gerek yok.

Etik değerleri yaşamına dahil etmeden kendini maneviyata vermen durumunda; maneviyatlı sapık olursun ki çevremizde bunun örnekleri haddinden fazla.

senin troll başlıkların gerçekten çok bayatladı artık.

dessy +1.

tövbe et, çükünü kes.

bimer'e şikayet et

bir de temizlik şirketiyle nasıl bir anlaşma yapıldığını görebileceğim bir yer var mı? sadece tuvaletleri temizliyorlar. masamızı bankoları vs. biz memurlar temizliyoruz.

Bimer

Temizlik şirketiyle yapılan sözleşme bir klasörde idarecilerden birinin dolabında olacaktır.

sizden sorumlu bir iş güvenlik uzmanı vardır mutlaka, öncelikle ona ulaşıp bu problemleri anlat gerekirse çağır hatta kendi görsün. ben de devlette çalışıyorum geçen bizimki geldi kontrol etmeye, bilgisayarların kablolarına bile laf etti biri takılır düşer diye. önce onu bilgilendirin yine bir şey çıkmazsa bimer olabilir ama önce yine kurum içinde halletmeye çalışmanızı tavsiye ederim.

yalnız yağlı yemekler (ki her hafta birine mutlaka birine piyango vurur ve gününü kusarak geçirir), alışveriş arabası ve sağlık personeli olayı aynen bizde de geçerli. doktor iki-üç gün yarım günlüğüne geliyor onda da bir şey olunca "Hastaneye git" demekten başka yaptığı bir şey yok, Allah'tan her taraf hastane.

Temizlik olayı bizdeki gibiyse bizdekiler de masaları silmiyor, görev kapsamları arasında o yokmuş. Çaycıya mesai veriliyor, haftada ya da iki haftada bir hafta sonları gelip masaları siliyor belki siz de öyle bir çözüm bulabilirsiniz.

bizde iş güvenlik uzmanları geldi, seminer verdi. sonra tek tek odaları gezip tehlike arz edebilecek şeyleri(yüksek dolap vb) not alıp gitti. değişen bir şey yok yani.

Anlık, mevsimlik gündemi değerlendirerek oy atma yerine, her partinin geçmişine bakıp yönetmeyi cidden hak eden, halkın değerlerine sahip çıkan partiye (ülkenin hayrını düşünerek) oy atmak daha anlamlı.

normalde başka partiye oy verecek olup sırf iktidar olamadığı ülkenin içine sıçanlara inat olsun diye hdp'ye oy verecek bi tanıdığım var. ben geçen de hdp'ye verdim, yine vericem, gönülsüz. ne kürtüm ne cihangirliyim, barajı geçsinler de akp yine tek iktidar olamasın diye vericem. zaten geçtiler bence o kadar rahat söylenemez, muhtemel bir kayıp olacaktır ama ucu ucuna geçer diye düşünüyorum, benim de çorbada tuzum olursa ne güzel.
chp'nin birinci parti olma ihtimali olsaydı ona verirdim.

7 haziran hdp'ye oy verdim. pişman da olmadım. şimdi ise chp'ye oy vereceğim. hem hdp'nin baraj sorunu ortadan kalktı. hem de chp'nin geliştiğini ve değiştiğini düşünüyorum. ilk defa genel seçimlerde chp'ye oy vericem ve içim rahat olacak.

dell ve lenovo

Bence markaya bakarak laptop alinmaz. Mobil olmasam bir iki model bakar onerirdim de simdilik bu kadar diyebiliyorum. Markaya takili kalmayin.

1000 tl. civari bir şey yeterli.

Reminder ya da hatırlatma programlarina bak.

google calendar kullan. telefonuna sms olarak gelsin.

bazı bölgelerinde şeriat var sanırım. ya da dindar bi adamdır, çocuğu korkutuyordur.

çocuğu korkutuyor suriye seküler bir devlet (idi!)

Tahminim çocuğun velisi Türkiye'nin çoğunluğunu müslüman olarak bildiğinden (ve yine osmanlidan dolayı) şeriat kanunlarinin olduğunu düşünmesinden dolayı ve biraz da korkutma amaçlı böyle demiştir. yoksa suriye'de bu şekilde uygulanmiyor bildiğim kadariyla. Bilmeyenler için diyeceğim, gerçekten de küp şeker suriyeli çocuklar için çok değerli. ben de çok dağıttım. nedeni ise suriyede küp şekerden daha çok toz şeker var :)
(Bu arada dinen her hırsızlık suçumda el kesilir diye kesin bir hüküm yok. belli şartları var. fıkıh kitaplarinda ayrintili olarak anlatilir)

zamanla o fan o kabloyu koparir ve bir sekilde zarar verir bilgisayara, youtube da falan modelin ismini arat nasil sokulup takildigina dair bir video vardir mutlaka, ac bilgisayari kabloyu saglama al kapat geri

youtube a gerek yok. kasanın arkasında 4 tane vide olacak 2 si sağda 2 si solda. muhtemelen sol taraftaki iki vidayık çıkar altlu üstlü olanlardan. kasanın kapağı açılacak. kabloyu düzgün tuttur bir yere tekrardan kapat kasanın kapağını. muhtemelen fan kablosu sallandı fana çarpıyor. yukjardaki yorumda dendiği gibi o kablo kopacak muhtmeelen o yzüden hemen yap.

masaüstü ise önce fişi çek.

poşetli ekmeklerin ucundaki plastik ya da eski modellerde plastik kaplı kalın teller ile demet yapıp derleyip toplayabilirsin.

Hocam siz oturun ben geliyorum de kendi otursun :)

Hocanındır tabi orası.

hocaya bırak.
"hocanın yeri orası" demek biraz abes. eğer hoca bunu problem edecekse alma zaten ondan özel ders.

eşim özel ders veriyor hiç öyle kriterleri yok aksine öğrenci rahat etsin diye elinden geleni yapar.

edit: hocaya bırak derken, bırak hoca karar versin kimin nereye oturacağına. bunlar basit mevzular takma kafana.

varsa ayarları varsayilan yap. ya da tarayici plug in'i devredışı kalmıştır onu aktif yap. olmazsa kaldır tekrar kur.
(sevmedigim için kullanmiyorum bu programi, ihtimalleri yazdım sadece)

Maalesef denedim hepsi. sıkıntı bunlardan kaynaklanmıyor. kaldırıp tekrar kurma ihtimalim yok. ücretsiz olduğu için format atmadan tekrar yükleyemiyorum.

eklentilere baksana idm aktif mi. bazen aktif bile olsa gelmiyor. başka siteleri dene. mesela ben buradan indiriyorum idm ile.

ororo.tv

denesene bi burayı.

videoyu farklı tarayıcıda açmayı dene. alternatif olarak mozilla için video download helper eklentisi oldukça iyidir.

Androidde BrainWars vardı bir ara oynuyordum, değişik mini oyunlarla online bir rakibe karşı beyin jimnastiği yaptırıyor. Class yükselmek için saatlerce başında durmuşluğum vardır tavsiye ederim.

Bloxorz. bölümler ilerledikçe beyine daha çok yük binecek.

Brain Dots.
Güzel bir bulmaca / çözüm üretme oyunu.

Illa sanal mi olmali?

Perplexus var mesela al eline saatlerce kafa yor.

Sokobond

(bkz: kenacort a)

propolisli bal ye

karbonatlı suyla gargara
karadutlu herşey olur- yazdan dondurucuya çiğden koyanlar oluyor bulursanız mesela ağzınıza atın emin :)
bir de genel olarak bağışıklık sistemini takviye etmek

Oralmedic al eczaneden

Karadut receli. Hemen geciriyor. Bizim evde yemek yasak mesela ilac cunku o.

sirke ile gargara. tabi çok tavsiye verilmiş ama herbirini sırayla ve uzunca bir süre denesen daha iyi olabilir. (ve stresten uzak durmaya çalış)

b12 + piraldyne
kenacort bi halta yaramiyor.

Aftlar için çok net bir çözüm olmamakla beraber, önerebileceğim ülkemizde de rahat bulabileceğiniz:

Protefix Ağız içi Yara Kremi,
Kenakort-A Orabase Pomad olabilir, Kenakort'u içeriğindeki steroidten dolayı dikkatli kullanmak gerekir,
diğeri ise bitkisel bir üründür.

Eğer bulabilrseniz Almanya'da satılan:
www.parodontcreme.de

Bugüne kadar gördüğüm en etkili jel diyebilirim. Ayrıca aftlar stres ve travma ile oluşur ama B12 ve folik asit eksiklikiğinde
de görülebilmektedirlar, diyetinizde bunları takviye ettiğinizden emin olun. Daha fazlası için:

onurozturk.com

Okuyabilirsiniz.