[]

iPhone 5s mi iPhone 6 mı?

İyi akşamlar herkese,

Bir adet hediye 5s gelecekti ama yalan oldu o mesele. 3 yıldır iPhone 4S kullanıyorum. Artık yeni telefon almanın vakti geldi. En az 32 GB olması lazım.

İlk iPhone'dan sonra hep S model telefonları kullandım. Şimdi iPhone 6 alsam 1 yıl sonra pişman olacakmışım gibi hissediyorum. Çünkü her zaman S'ler daha iyi oluyor, daha az sorunlu oluyor. S olmayanlarda da daha çok tasarım ağırlıklı değişimler oluyor.

Sizce ne yapayım? Şimdi 6 alıp 1 yıl sonra 6S almak içime sinmez. 1 yıl daha bu telefona da dayanamam. 2. el 5S fiyatları ne durumda? 2. el de çok istemiyorum ama sıfır alsam pahalıya mal olacak ve seneye kadar ciddi değer kaybedecek gibi hissediyorum.

Akıl verin lütfen, fikirlere açığım. Çok teşekkürler.

Not: Bütçe ile alakalı ciddi bir sıkıntı yok ama israf etmek istemiyorum.

 
sler daha iyi oluyor mantığın sorunlu biraz. 5s 5ten iyi ama 5 te 4sten iyi. önceki sonraki model diye bak. bi de şöyle düşün, 6 alırsan şimdi en az iki sene telefonun dizayn olarak da modası geçmeyecek. ama 6s alırsan bir sene sonra eski dizayn haline gelecek.


  • hkaan  (30.09.14 23:23:34) 
2. el 5s al, 1800-1900a bulursun 32 gb.


  • sir gawain  (30.09.14 23:30:13) 
Bugun duyuruda sifir gibi 5s satiyordu biri 1700 e 32 gb aksesuarli fln. O duyuruya bak dusun derim.


  • halitkin  (30.09.14 23:40:09) 
ben olsam s serisinden vazgeçmezdim.


  • sta  (01.10.14 00:14:46) 
Çıkınca 6S


  • pass  (01.10.14 00:30:36) 
Uzunu dinle derim :) www.youtube.com

Şaka bir yana, iPhone sahibi olmamama rağmen çevremde yaptığım gözlemlere dayanarak 5S daha makul olacakmış gibi hissediyorum. Ben alsaydım öyle alırdım yani.

Yine de benchmark testlerine, kullanıcı yorumlarına vs. bakıp, yabancı siteleri de araştırıp kararınızı öyle verin derim.
  • sevgikusunkanadinda  (01.10.14 00:34:48) 
5s


  • Humanimal  (01.10.14 10:38:25) 
[]

Hasta oldum sanırım

İyi geceler,

Sabah nefes darlığı, öksürük ve kötü bir tada sahip ağızla uyandım. Dilim sapsarı olmuştu, şimdi yine normal rengine döndü.

Cuma günü yarım saat rüzgarlı ve hafif yağmurlu havanın altında oturdum yarım saat, titreye titreye oturdum. Kalkmak istemedim. Sonra kalktığımda kendime geldim. Dün akşam da düğüne gittik. Biraz dışarda durdum, 10 dakika kadar. Ama üşümedim. Gün içinde de banuo yapıp dışarı çıktım.

Niye hasta oldum ben ya, hiç hasta olmamam gereken bir dönem. Soğuk mu aldım yoksa dün birinden mikrop mu aldım sizce? Zencefilli, ballı bir şeyler içirdiler sabah iyi kalkarım diye.

İyi haftalar herkese.

 
vitaminle bombala kendini, bol karabiberli çorba ve bol su. hasta olmaya giden yoldan böyle dönüyorum ben.


  • yazmamaya yemin eden adam  (29.09.14 00:04:07) 
Nanemolla olma.


  • sayns  (29.09.14 00:43:54) 
[]

Objektiflerdeki zoom oranı

Hani makinelerin objektiflerinde 18-55, 18-135, 70-300 gibi uzunluklar oluyor ya mm cinsinden. Odak uzaklığı deniyordu sanırım. Bu objektiflerde zoom oranı nasıl hesaplanıyor?

Dürbün almayı düşünüyorum, o yüzden yine kafama takıldı bu mesele.3 yıldır fotoğrafla ilgiliyim ama hala anlayamadım bu meseleyi. Teşekkürler cevap verenlere.


 
dürbünde olay farklı.

10X50 denen 10x büyütme ve 50 mm ön mercek anlamına geliyor.
20X50 20 büyütme 50 mm mercek vs...
  • orpheus  (22.09.14 00:08:04) 
şimdi objektifin en geniş açısıyla en dar açısı arasındaki zoom oranı, dar açının (büyük rakam) geniş açıya (küçük rakam) bölünmesiyle bulunur. yani 18-55'in zoom oranı 55/18=3x, 18-135'in 135/18=7.5x gibi.

lakin insan gözü de 50mm objektife denk kabul edilir. yani objektifin veya herhangi bir optik yakınlaştırıcının insan gözünün gördüğüne göre yakınlaştırma oranını bulmak için dar açıyı 50'ye bölmelisiniz.

bu yüzden dslr lenslerinde bilmemkaç x optik zoom muhabbeti yapılmaz. neye göre bilmemkaç x? objektifin kendine göre mi, insan gözüne göre mi? amatör cihazlarda lense göre otik zoom vererek biraz göz boyamaca yapılır.
  • kibritsuyu  (22.09.14 00:08:13) 
[]

Balkona koymalık çiçek, bitki

Yeni evde odamın bir balkonu var. Çeyrek dair şeklinde. 4-5 metrekare falan. İlerleyen günlerde 2 sandalye ve 1 küçük masa koymayı düşünüyorum. Ama köşede çeyrel daire şeklini bozan bir kıvrım var, tam saksı koymalık.

Ben bep istemişimdir meyve veren bir bitkim olsun diye. Sanırım balkona konan küçük ağaçlar oluyormuş, ne koyabilirim ben buraya? Portakal veya limon düşünüyorum. Yılda kaç meyve verirler? Hem güzel de kokarlar, iyi olur.

Güzel kokulu çiçekli bir bitkimin de olmasınk çok isterim.

Balkonumla alakalı biraz bilgi vereyim. Öğleden sonra saat 2'den itibaren güneş alıyor. Üstü kapalı. Çevresinde 1 metre yüksekliğinde cam var, bitki biraz korunaklı olur yüksek değilse. Evin önü baya açık, iyi eser yani.

Fikirlerinize çok ihtiyacım var. Teşekkürler.

 
nane


  • mayeskuel  (19.09.14 23:46:58) 
defne


  • mayeskuel  (19.09.14 23:47:10) 
Şehir please.


  • mandalina kokusu  (19.09.14 23:49:41) 
Şehir İstanbul


  • aguilas negras  (19.09.14 23:50:20) 
O küçük meyve ağaçları mandalina limon değil Kamkat oluyor genelde. Kamkata bakın bir.


  • orhan tv  (19.09.14 23:57:35) 
fesleğen, hiç olmazsa mükemmel bir kokusu var.


  • livaneli kadir  (20.09.14 00:01:01) 
nane roka ve maydonoz koyun yemesi pek zevkli oluyor...


  • inanmazsan inanma  (20.09.14 00:01:47) 
bodur limon koyabilirsin. agaclar.net in forum sayfasinda fidan satisi var, ordan bulabilirsin


  • earthsea  (20.09.14 00:08:39) 
[]

iPhone 5s mi iPhone 6 mı?

Herkese iyi akşamlar,

3 yıla yakındır 16 GB hafızalı 4S'im var ve sanırım 2 yıldır hafıza sorunu çekiyorum. Boş hafıza çok nadir oluyor. Uygulamalar toplam 500 MB falan eder. 10 GB'tan fazla fotoğraf var. Eskileri silmeye de kıyamıyorum. 2 yıldır baya çektim telefon konusunda. Artık rahatlamak istiyorum.

Siz olsanız hangisini seçerdiniz? Hediye gelen bir iPhone 5S 32 GB mı yoksa 2649 TL fiyata sahip iPhone 6 mı?

Çekincelerimden biri de şu: Alınabilecek bir iPhone 6 ilk parti ya, bir sıkıntısı olur mu sizce? Hep S'li telefonları aldım ben. Şimdi 5S'e konup 1,5 yıl sonra falan 6S mi alsam?

Her türlü fikre ihtiyacım var. Sağolun.

Not: 32 GB'ın 2 yıl bana yeteceğini ümit ediyorum.

 
tabi ki hediye gelen bir iphone 5s, çünkü beleş.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (19.09.14 23:18:13) 
5s gayet iyi


  • jedilance  (19.09.14 23:18:56) 
hafızası için telefon alınmaz. fotoğrafları bilgisayarına ya da internete atarsın oldu bitti. bedava 5s varsa ortada al.


  • kafadanbacakli  (19.09.14 23:22:42) 
5s canavar gibi bir telefon. çok hızlı. ayrıca iphone 6dan daha güzel bir görüntüsü var. 32 gb rahat rahat işinizi görür. 10 gb'lık fotoğrafları da bilgisayarınıza atıp silmeyi deneseniz? :D


  • eskiden sizofrendim simdi iyiyiz  (19.09.14 23:22:46) 
Kıyamıyorum işte silmeye. Biraz psikolojik bir durum. Eski fotoğraflara bakmayı seviyorum. Bu da bilgisayardan kolaylıkla yapılmıyor.

Zaten bu biraz elenmiş hali. Hiç silmeseydim 13-14 GB olmuştu şimdiye.
  • aguilas negras  (19.09.14 23:28:07) 
Abi manyak mısın? ortada hediye 5s varsa niye o kadar parayı verip 6 alasın? Ayrıca tek sıkıntı hafıza ise sd card takılabilen bir telefon al.


  • turakin  (20.09.14 00:30:12) 
tartışmasız 5s


  • fayfim  (08.10.14 01:03:37) 
[]

Boğaziçi Üniversitesi yurtları

Okulların açılmasına 5 gün kaldı. Bu saatten sonra sanmıyorum ama... Yurtta kalabilme ihtimalim var mı bu saatten sonra? Bu sene girmedim okula, daha önceden girdim. Bir de lys'de iyi bir derecem yoktu, 5.000-10.000 arasıydı sıralamam.

Teşekkürler.


 
www.yurtlar.boun.edu.tr üzerinden idari takvimi kontrol edin. dhaa önce yurtta kalmamış ve normal süresinin içerisindeki lisans öğrencileri için başvurular açılıyor. yetleştirmelerin sınav dereceleriyle alakası yok, ancak son üç yıldır çok fazla öğrenci alındığı için yurtlarda boş yer kalmama durumu var.


  • klassno  (16.09.14 20:48:23) 
@klassno Geçmiş onun da tarihi :(

@sayns Karışık işler abi ya. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ama sokakta kalmam evelallah.
  • aguilas negras  (16.09.14 23:38:43) 
tarihi geçtiyse eğer yurtlar müdürlüğüne gidin ve durumunuzu anlatın. onların bir yedek listesi var, erasmusa gidenlerin yerine filan yerleştirdikleri dönemlik öğrenciler oluyor. o şekilde belki bir yer bulabilirsiniz kendinize. onun dışında geçici süreliğine de olsa kalmanız için hisarüstünde başka yerler de var.


  • klassno  (16.09.14 23:53:49) 
bu saatten sonra yurt bulmak çok zor. ancak birisinin yanına taşınırsan falan.


  • sayns  (16.09.14 23:55:13) 
[]

Ne hediye alsam

Yarın yengemin doğum günü. Kendisi 25 yaşında.. Çok samimi değiliz. Görünce hoşuna gidecek bir hediye almak istiyorum.

Bütçe sınırlaması koymak istemiyorum. Pek samimi olmadığımız için uçuk bir şey söylemezsiniz zaten.

Not: Benden birkaç yaş büyük kendileri.

Teşekkürler.

 
Eğer takı kullanıyorsa zarif bir çift gümüş veya taşlı küpe alabilirsin. Hem temiz iş, hem de fiyatı çok uçuk olmaz.


  • wish i could find a way to disappear  (12.09.14 23:47:42) 
[]

Küçük receiver

Yeni taşındığımız sitenin uydusundaki kanalları izlemek için mutfağa eski televizyonumuzu koyduk. O beyaz uydu kablosunu takınca baya karıncalı bir görüntü veriyor tv'de. Elektrikçi receiver almamızı söyledi. Bizim o kutuyu koyacak yerimiz yok. O yüzden şu tv arkasına giren, el kadar olan ufak receiver'lardan almayı düşündüm.

Scart girişli olanlardan değil de HDMI girişli olanlardan alsam çok mu pahalıya gelir? Bir de o beyaz uydu kablosu yine lazım oluyor mu ufak receiver alsak bile?


 
beyaz kablo karasal yayın için değil, ortak uydu yayını kullanımı için. scart girişli de alsan hdmi de olsa o kablo sana lazım, evet.


  • rmina  (25.08.14 01:17:31) 
@rmina Peki scart girişi 480p görüntüye kadar mı destek veriyor? HD ready televizyon için değer mi hdmi girişli olana para vermek? Teşekkürler.


  • aguilas negras  (25.08.14 01:31:31) 
Deger, aliniz.


  • fever  (25.08.14 01:35:07) 
[]

Şarjlı tornavida ve matkap

Makita markalı bir şarjlı tornavida almak istiyorum. Basit bir şey alacağım, evde kullanmalık. Fiyat hakkında herhangi bie bilgim yok.

Şimdi bu şarjlı tornavidalara matkap ucu takılıp delme işlemi yapılabiliyor mu? Ayrıca matkap almaya gerek yok dimi? Şimdilik delmeyi düşündüğümüz yerler banyoda seramiklerin arasındaki ince boşluklar, alçıpan, duvar gibi yerler. Bu cahili bilgilendirirseniz çok güzel olur. Teşekkürler.


 
ben de önce senin gibi düşündüm şarzlı tornavida aldım. arada duvar da delerim diye. ince duvarları deliyor ama matkap gibi değil çok uğraştırıyor. sonra bir de matkap aldım. boşuna vidalama aleti almış oldum. sen tornavida seti yerine vidalama da yapan matkaplardan al. bir de uç takımı al yanında.
örnek dersen kendi kullandığım ürünü önerebilirim illa aynısını almak zorunda değilsin çok kaliteli ya da çok ucuz olmadığı sürece hepsi aynı işi yapıyor.
www.hepsiburada.com
  • hayatbirfilm_basroldesensin  (24.08.14 23:00:54) 
Matkap ve şarjı tornavida bir birinin yerine 'idare edebilecek' aletler. Benim şarjlı tornavidayla çok işim olmadığı için tornavida uçlarını matkaba takarak idare ediyorum. Eğer çok fazla matkap işin yoksa tersini de yapabilirsin. Yalnız 20-30 liraya satılan dandik şarjlı tornavidalardan alma. Bosh, B&D, Wolfcraft gibi markalara bakabilirsin.

Not: Matkapla çalışırken 100% sıkamıyorsun vidayı. Gücü fazla gelip, diş kaçırdığı için son hareketi elle yapmak gerekiyor.
  • zombi  (25.08.14 10:01:58) 
[]

Powerline ile ilgili

Birkaç sorum var.

1- Bildiğim kadarıyla 2 tane cihaz var, ikisi de birbirinin aynısı. Birisini modeme, diğerini de internete bağlanmak istediğin cihaza(PS, PC vs.) bağlıyorsun. Hangi cihazı nereye taktığının bir önemi yok birbirinin aynısı olduğu için. Doğru mu biliyorum? Elektrik ile mi aktarılıyor internet

2- Mesafe için 300 metre yazıyor kutunun üzerinde. Aynı sitede ama farklı bloklarda oturduğum birisiyle eşleştirebilir miyim? Arada 50 metre falan var.

Teşekkürler.

 
1- genel olarak birbirinin kopyası. bazılarında birisi farklı oluyor. kablosuz yayın da yapabiliyor. her ikisini de prize takıyorsun ve, birisini ethernet ile modeme diğerini de ethernet ile pc, ps vs ye takıyorsun. ya da ikincisi kablosuz yayın yapıyorsa onun kablosuz ağ ismi vs ayarlayıp ona da telefon vs bağlayabilirsin. birbirinin aynısı olan cihazlar IP kullanmazlar. o yüzden basittirler. amma velakin kablosuz yayın olayı işin içine girince o cihazda ayar yapmak için IP işin içine girer. konfig olayları için IP çakışması olmamasına dikkat etmen gerekir.

2 - daire dışına çıkmaz. yani üst ya da alt katındakiyle bile eşleşmez. 300 metre olayı da biraz hayal. teoride yani. pratikte 50 metreden sonrası yalan olur.
  • washe  (24.08.14 12:34:24) 
[]

İlginç bir huy var bende

Size bir huyumdan bahsetmek istiyorum. Buna benzer davranışlarım oluyor da size en anormalini anlatayım.

Mesela arabayla E-5'te 80'le falan giderken diyorum ki "5 saniye gözlerimi kapatayım" diyorum. Veya "5 saniye direksiyonu bırakayım, kesinlikle dokunmayayım" diyorum. Genelde 5 saniye kadar kapalı tutmaktan korkuyorum ama yine de 1 saniye kapatmak bile çok saçma bence. Direksiyonu bırakınca da 3. saniyede falan bariyere girecek gibi oluyorum, düzeltiyorum.

Nasıl bir psikoloji bu? Sırf araba kullanırken değil. Daha az riskli durumlarda da buna benzer şeyler yapıyorum. Mesela en zevklisi gözleri kapatıp merdivenden inmek. Basamaklar bittikten sonra atılan adım baya heyecan veriyor.

 
buzlu badem denemelisin..tam bi heyecan fırtınası..


  • defnex  (22.08.14 23:08:51) 
Ya benim en en en en sevdigim sey gozlerimi kapatarak yurumek super bir his bayiliyorum ama eziliyodum da az kalsin


  • mula  (22.08.14 23:08:59) 
ben küçükken yani epey küçükken 14-15 yaşlarında, otobüse bindiğim duraktan sonra gözlerimi kapatır, yolu ezberimde canlandırır, dönüşlerde falan nerede olduğumuzu az çok tahmin etmeye çalışırdım, genelde tutardı. bu da böyle bir anımdı işte. pek alakası olmayabilir ama yazmak istedim.


  • streak  (22.08.14 23:10:55) 
psikolojiyi bilmiyorum da halk arasında "salaklık" deniyor.


  • devilred  (22.08.14 23:13:24) 
obsesif kompülsif bozukluk gibi geldi bana. diken üstünde durma durumu sana heyecan veriyor. takıntılı olmak gibi. düşündüğünü yapmazsan kendini kötü hissedersin büyük ihtimal. canından olmadan git tedavi ol.


  • hohoya  (22.08.14 23:16:54) 
@hohoya Yok ya, kötü hissetme falan yok. İyi bile hissediyorum yapmadım diye.


  • aguilas negras  (22.08.14 23:21:31) 
bir gece farları kapatıp açmak değildir.


  • kangele  (22.08.14 23:28:21) 
@aguilas negras

bir şeyi yapmak sana heyecan veriyor, bir de onu yapmamak sana heyecan veriyor. o zaman sen genel olarak heyecanlı birisin. bu bile bir takıntı aslında. o şeyi yapmadığına sevinmek bile o şeye takıldığını gösteriyor. şeytan böyle anlarda kulağa fısıldamayı çok sever. bir bakmışsın istemediğin şeyleri yapıyorsun. macera arama. sonu kötü biter böyle şeylerin.
  • hohoya  (22.08.14 23:31:25) 
@yesilimtrak Yok ya düşünmüyorum tabi ki.

@hohoya Tabi, haklısın. Ama yapmadığıma sevinmek dediğim, "iyi oldu la yapmadığım, yapsam güzel bişey mi olacaktı ki" diyorum.
  • aguilas negras  (22.08.14 23:48:40) 
aynısı bende de var. aynısı.


  • yapma volkan  (22.08.14 23:59:35) 
[]

Beşiktaş kombineleri

Satılan kombineleri biliyorum. Hem Olimpiyat Stadı'nda, hem de Vodafona Arena'da geçerliler. Kapalı üst fiyatları 2000 civarı. 2 yıl için gayet iyi fiyat bence. Ama ben Olimpiyat'taki maçlara gitmeyi pek düşünmüyorum.

1-Sizce önümüzdeki yaz Vodafone Arena'da geçerli olacak kombineler satılır mı?
2-Kaç kombine satıldı? Şimdiki kombineler ne zamana kadar satılacak?

Arkadaşımla beraber gitmek istiyorum ama olimpiyat'a da gitmek istemiyorum, kararsızım. Teşekkürler.

 
2 yıllık olarak düşününce evet iyi fiyat ama 1 yıllık kombine ücreti aslında o. yeni stada geçilene kadar olimpiyat stadı bedava yani. vodafone arena açıldığında da fiyat değişmeyecektir. o yüzden şu an almak daha mantıklı. passolig olayıyla gitmediğin maçı devredebiliyormuşsun mesela.

sayıyı bitip bitmemesi açısından soruyorsan beşiktaş taraftarı kombine bitiremez, en son 5-6 binlerdeydi.
  • calzoncillos  (22.08.14 21:45:33) 
40 bin civarında passo kart satın almış beşiktaşlılar sanırım. ancak 10 gün önceki haberlerde vardı bu rakam. dolayısı ile artmış olabilir.

passokart malesef daha paylaşımı vs. konularında emekleme döneminde olduğundan bu soruya net bir yanıt zor gelecektir. olasılıklar söz konusu olacaktır. ancak elde geçmiş yıllardan benzer bir data olmadığından net bir yanıt olamaz.

www.hurriyet.com.tr
  • gurur  (22.08.14 21:53:27 ~ 21:55:58) 
[]

Wireless güçlendirici

Yeni bir eve taşındık malesef. İşte ev biraz büyük ve kalın duvarlı eskisine göre. Evin bir ucunda oturma odamız var. İçinde Play Station da var, onunla online maç falan yapıyorum. Evin diğer ucunda da yatak odalarımız var. Bir tanıdığım da aynı sitede küçük bir dairede oturuyor, 2 oda öteden zor çekiyormuş wireless, yalıtım falan iyi çünkü. Bu evde nasıl yapacağımızı bilmiyorum wireless mevzusunu.

Oturma odasına koysam yatak odalarına çok az gidecek. Yatak odasına yakın koysam Play Station oynarken sıkıntı olacak, eminim. (Bir de sağlığa zararlı diyorlar)

Sorum şu: Birisi bana wireless güçlendirici kullanmamı söyledi. Nasıl çalışır, ne işe yarar biri anlatabilir mi? Wi-fi dalgalarını daha uzağa mı gönderiyor nedir?

Teşekkürler.

 
Repeater lazım sana. Ya da powerline çözümlere bak.

Modemden uzaklaştık koridora geldin. 3 diş çekiyor. Salona gittin 1 diş. Araya güçlendiririz koyunca salondada üç diş çekiyor. Kabaca bu işe yarıyor.
  • sutlu nescafe  (21.08.14 23:19:56 ~ 23:28:03) 
access point dene bence.

edit: harf.
  • jamiro  (21.08.14 23:26:22 ~ 23:26:40) 
www.hepsiburada.com

şöyle bir zamazingo alıp tekrarlayıcı modda çalıştıracaksın.
  • mrthany  (21.08.14 23:27:55) 
aga aliexpress'e gir, wifi repeater yaz. 20 dolar.

valla tp-link falan ağzıma sıçmıştı. en sonunda bundan aldım, dünya varmış dedim. hiç router falan alma. cisco bile olsa arayüzü falan mahvediyor.

naçizane önerim.
  • siradisi00  (22.08.14 01:08:51) 
ev yeniyse elektrik hattı sağlamsa, en güzeli powerline.


  • washe  (22.08.14 13:17:42) 
[]

Çalınan ehliyeti yeniden çıkartma

Önceki gün bir akrabam cüzdanını çaldırdı. İçinde ehliyeti de vardı. Karakolda tutanak falan da tutuldu.

O ehliyeti yeniden çıkarmak için ne yapılması gerekiyor?


 
  • surgan  (20.08.14 01:06:30) 
[]

Taşınma öncesi depresyon

İyi akşamlar herkese, sizinle bir sıkıntımı paylaşmak istiyorum.

3 yıl önce İstanbul'un nezih olduğu söylenen semtlerinden birinden ev aldık. Daha o zamanlarda sitenin temelini bile atmamışlardı. Büyük, derince bir çukur vardı sadece. 200-300 dairelik bir site. Aldığımız daire bir hayli büyük. Şimdiki evin 2 katı neredeyse. Harika bir terası var. Denizi görüyor, yüzlerce ağaç var yakınlarında. Gürültü yok yoldan yüksekte olduğu için. Altında spor salonu var, yakınında bisiklet yolları var.

Ama gelin görün ki ben taşınmak istemiyorum. Çok üzülüyorum taşınacağımız için. 1-2 yıldır üzüntüsü içimde desem yeridir. Sözde 2012 aralık ayında teslim edeceklerdi. Sürekli ertelediler. Önce 2013 haziran dediler. Sonra 2013 aralık, 2014 şubat, 2014 haziran diye diye daireyi teslim aldık. Anahtar teslimi ertelendikçe kısa süreli mutluluklar oldu içimde. "Belki taşınmayız" diye ümit ettim. Ama kaçınılmaz son yaklaştıkça içimdeki üzüntü daha da arttı. Arttıkça şişti içimde. Birkaç haftadır çok nadiren gelen gözyaşlarıyla azaltmaya çalıştım.

Bu 1 yıllık sürede defalarca (en az 15-20 defa) dile getirdim "taşınmasak olmaz mı", "ben buradan gitmek istemiyorum" gibi şeyler söyledim. "o kocaman evi ne yapacağız zaten, annem çok yorulacak merdiven in çık", "sürekli bir sıkıntı çıkıyor, taşınırsak pişman olacağız", "çok güneş alıyor yanarız bir burada", "nazara geliriz aman taşınmayalım" gibi bir sürü bahane aradım, yine de caydıramadım. Okulumla aramda zaten 20-25 kilometre mesafe vardı. Şimdi 35 kilometreye çıkıyor bu mesafe. Ama evimizin diğer bireylerinden çalışan 2 kişisinin de işyerine olan mesafesi 10 kilometre kısalıyor. Bu arada evi ilk aldığımızda ben bu okulda okumuyordum.

Beni bu mahalleye bağlayan çok şey var. Bu mahallede doğduk, şimdiki evin arka apartmanında. Sonra 16-17 yıldır içinde bulunduğumuz evde yaşıyoruz. Çok güzel, samimi, ferah, serin bir evimiz var. Çok nezih değil, belki geçen yıl sokağımızda biri silahla öldürülmüş olabilir (?!) ama yine de çok seviyorum ben burayı. Esnafla aram çok iyi, herkes tanır beni, evimizin karşısındaki parkta yıllarca maçlar yaptım mahalleden arkadaşlarla. Futbol oynadık, basketbol oynadık, bisiklet sürdük. Her sokakta ayrı hatıram var. Evin her köşesinin bir anısı var bende.

Şimdi her şeyi bırakıp gitmek çok üzüyor beni. Taşınacağımız gün (2-3 gün sonra) odama kendimi kilitleyip saatlerce ağlamak istiyorum, belki vazgeçerler diye. Yakın zamanda önemli bir hastalık teşhisi kondu bana, ameliyat olunca taşınmamız 2-3 hafta ertelenir diye, ertelenince de belki vazgeçerler diye sevindim, ümitlendim. Çünkü evde sürekli bir sorun çıkıyor. Asansör çalışmıyor, havalandırma arızalı, balkon kapısının menteşesi kırık, bazı kapılar kapanmıyor falan... Bir de taahhüt edilen sosyal alanlardan kısıp avm'ye katmış şerefsizler daha fazla kira almak için. Bunlardan dolayı belki taşınmayız falan diye ümit ettim ben de.

Babam çok istiyor taşınmayı. Emekliliğini rahat rahat terasta çayını içip gazetesini okuyarak geçirmek istiyor. İnanılmaz derecede hevesli oraya. Sürekli bir yerlere gidip o eve bir şeyler almaya çalışıyor. Onu üzmek de istemiyorum ben. İlk defa 3 gün önce sordu bana "taşınacağız diye üzülecekseniz taşınmayalım" diye. Ben de sordum "taşınmasak üzülür müsün" diye, "oğlum çok büyük kayıp olur, böylesini bulamayız, üzülürüm" gibi cevaplar verdi. Ben de bir şey diyemedim. Nakliye firması bile ayaelanmışken bana bu soruyu sorması da ayrıca ilginç...

Bilmiyorum duyuru, bilmiyorum. İnsanlar nelerle uğraşırken benim buna üzülmem (ayrıca üzüldüğüm çok daha önemli sıkıntılar da var tabi) de iyi değil tabi. Ama çok üzüyorum kendimi. Bu güzel Bahçelievler mahallesinden, apartmanın önündeki 15-20 tane kediden, sokağımdan, parkımdan, bakkalımdan, şarküterimden kopmak çok üzüyor beni. Okuldan eve dönerken her gün bizim mahalleye uğrayıp yolumu birazcık uzatıp her zamanki evimin önünden geçip yeni evin yoluna devam etmek istiyorum. Başka türlü olmaz gibi geliyor.

Hiçbir şeyi toplamak gelmiyor içimden, her şey olduğu yerinde duruyor. Halbuki yarına kadar toplamam lazım.

Çözüm nedir duyuru? Biliyorum, insan her şekilde alışıyor ama ben gönlümde çok büyüttüm bu işi. Ne yapsam, kendimi 2 haftalık bir tatile gidiyormuş gibi kandırsam mı? Veya eşyalar taşınırken hiç ortalıkta gözükmeyip, başka bir yere gidip sabah bu evden çıktıktan sonra akşam yeni eve mi gitsem? Bu pratikte pek mümkün olmasa da bu seçeneğin beni daha kötü etkileyeceğini düşünüyorum.

Biliyorum çok uzun oldu, pek kişi okumayacak ama içimi dökmek istedim. Teşekkürler okuyan herkese :(

 
Çözüm okulu bitirip çalışma hayatına atılınca kendi başına o mahallede eve çıkmak. Başka çözüm yok.


  • cakabo  (16.08.14 23:36:05) 
Benzerini yaşadım. 7 yıl önce Bağcılar'dan Beylikdüzü'ne taşındık. Ben de taşınmak hiç istemiyordum. Benim de tüm arkadaşlarım uzağımda kaldı. İlk 2-3 yılım çok zor geçti ama şimdi iyi ki taşınmışız diyorum. Sen de öyle diyeceksin.

ha gerçi Bağcılar çok pis bir yerdi, tabii ki öyle diyeceğim ama olsun.
  • oğlum çok zor lan  (16.08.14 23:39:41) 
Evin cocugu olarak bu durumda ailene ayak uydurmalisin, yillarca senin icin emek vermis seni yetistirmis insanlarin isteklerine ve kararlarina saygili olman gerektigini dusunuyorum, biraz disaridan bakarsan tavrin cok bencil gorunuyor, ha okulunu bitir calis gene istedigin yerden bi ev tut kendi istedigin gibi yasa ama su durumda simariklik yapmamalisin die dusnuyorum


  • sirena  (16.08.14 23:40:10) 
insan böyle işte. hep duygularıyla mantığı arasında kalıyor.
senelerdir çalışırsın rahat etmek için, ömrünü yıpratırsın daha iyi şartlarda yaşamak için ama o rahatlığa erişmeye yakın zamanda içinde bir burukluk oluyor; eski alışkanlıklara veda edecek olmanın vereceği bir burukluk.

bazı insanlar önemsemez bu tür şeyleri, bu konularda gamsız davranır ancak bana da çok dokunuyor bu tür şeyler. ben üniversite tatile girerken kendi kendime ağlıyordum, "ileride bu dostlarımı bu kadar rahat şekilde ve sık görebilecek myim?" diye. ya da mesela bizim de taşınma sorunumuz var son iki aydır. dehşet üzülüyorum ben de.


kısacası değişiklikten nefret ediyorum canımı yaktığı için. bu sebeple hislerini anlayabiliyorum.
  • m e b  (16.08.14 23:41:31) 
Beni mahalleye bağlayan çok önemli birisi daha var. O konuya girsem içinden çıkamayacağım için bahsetmedim. Taşınmayı istemememin önemli sebebi ama belki de taşınmak daha iyi bir şey olur benim için.


  • aguilas negras  (16.08.14 23:42:47) 
Odamı bile değiştirmiyorum taşındağımızı daha az hissetmek için. Odamdaki eşyaların yerlerini bile değiştirmem heralde. Zaten yeterince büyük bir değişikliğin içindeyiz...


  • aguilas negras  (16.08.14 23:44:41) 
alışırsınız. merak etmeyin. kıta ya da ülke değiştirmiyosunuz. içinden geçiyor olduğunuz hassas dönemin sonucunda oluyo bunlar. sizin böyle şeylere üzülmemeniz gerekiyor. güneş iyidir. geniş ev iyidir. babayı mutlu görmek iyidir. bikaç sene içinde orası da bildiğiniz ''mahalle'' olur. anlamazsınız bile nasıl olduğunu.


  • compadrito  (16.08.14 23:46:01) 
@sirena Ben de herhangi bir şımarıklık yapmadığımı düşünüyorum zaten?

@m e b Beni yalnız sen anlarsın o zaman be abi :(
  • aguilas negras  (16.08.14 23:46:42) 
@compadrito Haklısın usta, ama altında avm olan bir mahalle olur mu? Zor biraz :( Ama tabi ki sitenin dışına çıkıp etrafta gezinmeyecek miyim, tabi ki gezineceğim. Belki 5 yıl sonra oraya da mahallem derim. Bir bakmışım sadece berber için uğruyorum "eski mahalle"ye, o da ayda 1.


  • aguilas negras  (16.08.14 23:51:12) 
değişmeyen tek şey değişimdir.

işe şu açıdan bakalım: çok şanslısınız. istanbul'dasınız. istanbul'un mahalle gibi bir mahallesinde doğup büyüdünüz. kitabını yazarsınız o mahallenin... anılar, anılar...

şimdi biraz değişiklik geliyor hayatınıza. haftasonları da gidip hasret giderecek bi yeriniz var. millet sıkıntıdan patlıyo.
  • compadrito  (16.08.14 23:55:06 ~ 23:55:27) 
Kusura bakmayin bana oyle geldi babaniz bile tavrinizdan etkilenip uzulur musun diye sormus belki kendisini rahatlatacak bir cevap vermenizi istemis haliniz ailenizi uzuyor ve kendi isteklerini sorgulamalarina sebebiyet veriyorsa biraz kendinize bakmalisiniz sanki gene de siz bilirsiniz


  • sirena  (16.08.14 23:55:28) 
@compadrito Abi bu olaya başka bir açıdan bakmamı sağladın, çok sağol eksik olma.

@sirena Aslında doğru yaklaşmışsınız, ama işin aslı başka. Annemler bazı şeylerden yakındı da ondan sonra sordu o soruyu. Yoksa benden ötürü değil.

@advocatusdiaboli Size de teşekkür ederim olayıara farklı bir bakış açısından bakmamı sağladığınız için. Çekmeceleri arabaya atacağım. Odamda 12 tane çekmece var, 10 tanesi küçücük zaten. Kitaplık ve dolap kalıyor geriye. Ama hala başlamadım. Dediğiniz gibi, basit gözüküyor. Başlayayım en iyisi.
  • aguilas negras  (17.08.14 00:31:21) 
Tasin, bikac aya iyi ki tasinmisiz diyeceksin, daha iyiye alismak hicbizaman zor olmaz bebisim ve sen daha iyiye gidiyosun


  • balpolen  (17.08.14 00:35:00) 
Alisirsin bu kadar dramatize etme. Allah baska dert vermesin.


  • instant crush  (17.08.14 00:41:59) 
bu işte bir yengeçlik var kardeş. ben yaşıyorum gibi derinden hissettim ve üzüldüm durumuna. ben de böyleyim cunku. kucucuk bi odam var güneş bile almıyor ama taşınmak istemiyorum :(
fakat şunu artık öğrenmemiz gerekiyor büyümek biraz da yolda olmak demek, başka yollar da bulmak demek. hatıralara kıymet vermek bişileri hatıra haline getirmeyi kabullenmek demek. yani zor ama kendine biraz zaman ver ordaki odana alış çevreyi dolaş yeni insanlarla tanış o zaman da orası yavaş yavaş "senin" olacak. hayırlı olsun eviniz.

  • akare  (17.08.14 00:42:40) 
Taşınmamak için bir çözümün varsa orda kal. bir yeri güzel yapan eşin dostun sevdiğin insanlardır. Ama eğer mahalledeki arkadaşlarınla zaten artık selam vermekten öte bi muhabbetin yoksa önemli değil, hatıralar yeter


  • coca cola  (17.08.14 15:19:54) 
[]

Espresso makinesi

İyi akşamlar herkese.

Eve bir espresso makinesi alacağız. Yıllardır hayalimdi zaten.

Şimdi sanırım 2 çeşit makine var. Biri kapsüllü, diğeri kapsülsüz. Bildiğim kadarıyla kapsülsüz olanda da çekilmiş kahveyi bir kaşık gibi bir şeyin içine koyuyorsunuz, makinenin ön tarafına yerleştiriyorsunuz ve makine basınçlı suyu içinden geçiriyor. Çok defa dikkatle izledim, gördüğüm kadarıyla olay bu. Yanlışım varsa söyleyin lütfen. Kapsüllü makinelerde olay nasıl işliyor peki?

Sizce dezavantajları ve avantajları neler, hangisini seçmek lazım? Bir de önerebileceğiniz makine var mı? Makinede süt köpürtme aparatı da olsun istiyorum, cappuccino da içilir çünkü.

Bütçe 1000 TL civarı. Biraz arttırabiliriz de.

Not: Benim içimden kapsülsüz makine geçiyor. Ayrıca alacağımız öğütme makinesinde kahveyi çekip, hazneye koyup öyle yapmak daha cazip geliyor. Diğeri daha mekanik, daha tatsız olacakmış gibi hissediyorum.

Her türlü tavsiyenize açığım. Teşekkürler herkese.

 
ben kapsulsuz olani tercih ederdim.

cekirdek kahveyi espresso makinesine gore cektirip kullanabilirsiniz.

kapsulluler daha endustriyel oluyor. farkli aromali olanlari var.

delonghi makineleri guzeldir. www.delonghi.com

ama yok kapsullu olsun dersen tchibolara bakabilirsin cafissimo


turkiyede satiliyor mu bilmiyorum ama bir de fiyatlarini da bilmiyorum su markaya da bakabilirsin. baba markadir. www.reneka.com
ama biraz profesyonel makina bunlar pek ev tipi degil
  • exlibris  (08.08.14 23:38:58) 
Kapsüllü makinada o kaşığa konan kahve önceden hazırlanmış kapalı bir plastik kapsülde geliyor. O kapsülü hazneye koyup öyle demliyorsun. Ama benim önerim kapsülsüz alman taze çekilmiş kahvenin tadını asla yakalayamazsın aksi takdirde.


  • Haldamir  (08.08.14 23:47:25) 
Gerçek bir espresso hazzı yaşamak istiyorsan mutlaka kapsülsüz, klasik makinelere yönelmen lazım. Bu işte zirve La Marzocco firmasının makineleridir, lakin gel gelelim eve konulabilecek olan makinesi dahi 6-7 bin dolarlar seviyesinde :)
Grinder seçiminde de dikkatli davranmak gerekiyor. Paraya kıyıp güzel bir öğütücü almanı şiddetle öneririm.

  • histercumani  (09.08.14 00:02:53) 
bir kahve manyağı olarak;
elbette kapsülsüz derim. neticede o kapsül plastik (sıcak su ile etkileşim vb) ve hangi marka makina alırsan o makinanın kapsüllerin, almak zorunda kalıyorsun. oysa kapsülsüz aldığında git tchibo'ya starbucks'a istediğin gibi çektirerek kahve al, git markete istediğin marka kahve al. seçeneğin sınırsız.

ama esas espresso içmek için, italyanların kullandığı, ocağın üstüne yerleştirilen bir makina var. bu, elektriksiz %100 manuel çalışıyor. çift haznesi oluyor, alttakine su konuyor, suyun üstüne bir süzgeç içerisinde kahvenin konacağı bir parça oluyor ve üst parçası monte ediliyor. ateşte kaynayan su, kahvenin içinden de geçerek üst hazneye doluyor. sen de fincanına koyup içiyorsun. hem en ucuzudur, hem de en klasiği... buradada resmi var: whatscookingamerica.net
  • jeanluc  (09.08.14 01:10:57) 
Tekrardan şöyle bir yorum yapma gereği duydum. İyi kahve içmek için bu işe iyice kafa yatırmayacaksanız, peşinden koşturmayacaksanız bu kadar para harcamayabilirsiniz. Espresso makinesi kullanması kolay olsa da ustalaşması epey zordur. Çok uğraştırabilir hayalinizdeki kahveyi demlemek için.

Jeanluc size Moka Pot denen demleme yöntemini önermiş, hiç denemedim ama oldukça methediyorlar.

Ben de geçenlerde Aeropress denen aleti aldım. Biraz french press ile espresso karışımı. Kahveyi suyla karıştırıp sonra basınçla filtreden geçiriyorsun. Ben şahsen alırken bu kadar kaliteli bir kahve beklemiyordum ama cidden oldukça başarılı. French press ve drip machine'den daha iyi, genelde pek espresso içmediğim için onunla kıyaslayamıyorum.

Ayrıca kahve öğütme makinesi için iki seçenek var, kahveyi metal bıçakla öğüten ve değirmen tarzı çarklarla öğüten makineler. Değirmenlerin daha iyi olduğunu söylüyorlar ama tabi bu işin en uç kısmı.
  • Haldamir  (09.08.14 01:54:02) 
[]

Filtre kahve

İyi geceler arkadaşlar,

Kahve seven birisi olarak eve filtre kahve makinesi almak istiyorum. Okulda falan içiyorum bazen. Hem maliyetinin americano gibi içinde espresso olan kahvelere göre daha az olması, hem de hafif olması sebebiyle filtre kahve makinesi alacağım.

Ama ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Şu kahve dünyası'ndaki pratik şey tırt bir şey sanırım, o elektrikli makineden almayı düşünüyorum. Birkaç sorum var.

-Çalışma mantığı nasıl işliyor? Olay nedir yani?
-İyi bir makine ile kötü makine arasındaki fark ne? Hani espresso makinelerinde basınç farkı var ya, bunlardaki fark ne?
-Kağıt filtre mi tercih ediliyor genelde?
-Fiyat ne peki iyi bir makine için?

Her konuda fikir ve görüşlerinize açığım. Teşekkürler.

 
bulabilirsen bi tane moka pot al. onun icinde istedigin her tur filtre kahveyi yaparsın. zamanla deneye deneye damak zvekine yakınını keşfedersin zaten. moka pot ocakta normal ateste kullanılıyor hem. daha pratik.


  • slalom  (06.08.14 00:06:16) 
Bi' hazne var kahve koyuyorsunuz. Bi' hazne var su oluyor. Kahvenin üzerine damla damla sıcak su damlayıp aşağı süzülüyor. Genel mantık bu.
Hatta şöyle söyleyeyim kahve makinemiz yakın zamanda parçalarına ayrıldı. Yenisini almadık henüz. Ben bir kaba kağıt filtre koyup damla damla su ekleyerek manuel kahve bile demledim. aldkaşsdl
Makinelerin farkını pek bilemiyorum ama kağıt filtre yerine metal filtre tercih edin bence. Ben aşırı kahve tüketen bir insan olarak 40 liraya alınmış sinbo makineyle 4 yılımı geçirdim. (kahve çok tüketiyorum ama kahveden pek anlamam. Tat farkı olmadığı sürece kahvede tek aradığım filtre kahve olması.)Ama 1000 liraya da makine var.
  • ay nov kung fu  (06.08.14 00:09:13) 
aletin mekanizmasi ay nov kung fu'nun anlattigi gibi, inanilmaz basit bir mantigi var. makina, kahvenin kalitesini cok etkilemez.

iyi makina diyebilecegimiz, zamanlayicisi ya da otomatik kapatma mekanizmasi olan makinalar iyidir. onun haricinde celik govdesi olmasi iyidir tabi.

kagit filtreler kullan-at oldugu icin temizleme derdi yok.

40-50 liraya idare eder bir sey alinir.
  • fortisvita  (06.08.14 00:31:48) 
gerçekten çok tüketiyorsan mantıklı ama az tüketiyorsan 3c french press işini görür bence


  • patr  (06.08.14 01:10:05) 
[]

Terastaki bu şey

Ne işe yarıyor? Güneşlik desen değil. O şeyler yere dik uzanıyor, haliyle güneşin çoğu geçiyor aralardan.




 
üstünü bezle örtebiliyosundur sanırım. ya da güneş enerjisi filan olmasın :)


  • tepedeki psychedelic adam  (05.08.14 22:41:04) 
aslında güneşlik . ona sert güneş önleyen beyaz kumaşlar takılıyor

www.ahsapatolyesi.net
  • 1tam1ayran  (05.08.14 22:41:21 ~ 22:42:42) 
asma ağacıyla onu sarsan güzel olur.


  • Kreuzberg  (05.08.14 22:49:01) 
bizim evde de var ama bi boka yaramıyor. örtü olayı mantıklı.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (05.08.14 22:50:06) 
[]

Apartmanımızın kedisini kısırlaştırsak mı

İyi haftalar herkese,

Şimdi bizim bir Kamile teyze var, apartmanımızın bahçesinde kalıyor 2-3 yıldır. Son 1,5 yılda 4 doğum yaptı yanlış saymadıysak, 21 tane kedi doğurdu. Bütün yavrular birbirinden güzel. Ama her doğumda bir sorun oldu. Ölü doğan vardı galiba, ondan emin değilim. Ama 2. partide bütün yavruların gözünde sorun vardı. Çok iltihaplıydı gözleri. Ablam sürekli veterinere götürdü de damla damlattı kendisi, iyileştiler ama hep iyi kalmadılar. Onlardan 1 tanesi hala bizim bahçede, hala da bir gözü sıkıntılı. 6 haftalık olan 4. parti kedilerde ise deride enfeksiyon var. (600 liralık tedavi masrafları var, bunu karşılamak için ortak arayacağız.) Kedilerin çoğunun karnında, elinde falan elips şeklinde büyük kabuklar var. Bir tanesinin kuyruğu kangren olmuştu bu yüzden, ayağa bile kalkamıyordu. Yattığı yerde ishal ishal ihtiyacını görüyordu. Ameliyat ettiler sonra, ablam götürdü yine veterinere. Kuyruğu kesildi. Kesildikten sonra capcanlı bie hayan oldu, adını kuyruksuz koyduk haliyle :) yeniden sokakta, kardeşleriyle beraber.

Biz bu kediyi kısırlaştıralım mı? Veteriner de kısırlaştırın diyor.

Not: Kamile teyzenin fotoğrafını ekte görebilirsiniz.

 
Kesinlikle. 3 ayda bir doğurmaktan kurtulsun hayvancağız, bünyesine zarar zaten bu kadar doğurması.


  • witcher  (04.08.14 23:42:28) 
sokaktaki hayvanlara yapacağınız en büyük iyilik onları kısırlaştırmak. imkanı olan tüm hayvanseverlerin bu konuya eğilmesi gerekiyor aslında. bize bir seferberlik lazım bu konuda.


  • capitale de la douleur  (04.08.14 23:57:45) 
[]

Ders çalışamama sorunu

İyi geceler herkese. Dün gece böyle bir duyuru açmaya çalıştım ama yazdıkça yazdım, yazdıkça yazdım. Konu saptı biraz ve çok uzun bir soru oldu, onu da cevaplayan herkese teşekkür ederim ayrıca. Bu sefer kısa tutmaya çalışacağım. Umarım bu sefer daha fazla yardım alabilirim.

İyi bir üniversitede zor bir mühendislik bölümü okuyorum, 2. senem bitti. Hazırlıkta resmen 9 ay tatil yaptım, yazın 2-2,5 ay çalışarak IELTS ile geçtim hazırlığı.

Normal derslerde ilk dönem her şey kolay gelmesine rağmen 0.44 ortalama yakaladım. 2. dönem bitti, benim ortalamam ancak 0.86 oldu. ÇÜNKÜ ÇALIŞMADIM.

Son gece olmadan çalışamıyorum. Diyelim ki bir ekonomi sınavı var, öncesinde 10 gün tatil. O 10 gün toplam 5 dakika falan çalışabiliyorum. Ama sınavdan önceki gece 5 saat çalışabiliyorum. Zevkli de oluyor. Ama geceyarısını geçmeden çalışamıyorum. Bazen akşam 11'de aylardır yapmadığım bir şeyi yapıyorum, gece 1'de başlıyorum derse. Sabah 6'ya kadar... 4 saat uyuyup uyanıyorum, çok da zinde bir şekilde kalkıyorum. Ama malesef o süre içerisinde konular yetişmiyor. Bu 2 yıllık üniversite hayatımda hiçbir sınava "oh bee her konuya hakimim" diyerek giremedim malesef. Hep aynı pişmanlık: "Keşke ilk vizeye de bu kadar çalışsaydım. O zaman hem o sınav iyi geçerdi, hem de bu sınava çok konu birikmezdi" diye hayıflanıyorum.

Yaz okulunda 3 ders alıyorum, 3'ünden de en kötü BB almam lazım sınıf tekrar etmemek için ama bu gidişle birinden kalıcam yine. ÇÜNKÜ ÇALIŞAMIYORUM.

Bu 7 ayda çok sağlık sorunu yaşadım ama onlardan önce de böyleydim, o yüzden sağlık sorunlarını çok önemli görmüyorum.

Hayattan soğudum resmen. Lütfen bana biraz tavsiye verin :( Ne yapmam lazım? Nasıl o masanın başına 1 saat boyunca oturabilirim? Benim sorunum ne?

Teşekkürler okuyan, kafa yoran, cevaplayan herkese.

 
bi saat boyunca oturma. her gün 15 dakika otur. ben de bu sene üniversiteye hazırlanacağım 4 senedir ders yapmadım. her gün bir konu anlatımı okuyup testlerini çözüyorum. yarım saat-kırk beş dk sürüyor.

derslerin daha ağırdır tabii ama kademeli olarak arttırmanı tavsiye ederim.

15 dk bile çok zorluyorsa seni, o 15 dakikadan sonra çok sevdiğin bir şey yap. mesela basket oynamak diyelim. basket oynamak aklına geldiyse, öncesinde 15 dk ders yapma zorunluluğun olsun.
  • reavelyn  (03.08.14 00:12:17) 
bu ve bir önceki duyurunu okudum.

"hayattan soğudum"
"tümörün nüksetmesine üzülmüyorum, derslerimin kötü olmasına üzülüyorum"
"bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilmenizi isterim."
"önemli bir sıkıntım var"
"kendime olan güvenim bile azalmaya başladı."
"hiçbir zaman başarılı olamayacakmışım gibi hissediyorum."

***
anlattığın her şeyde senin için ne kadar büyük bir problem oluşturduğunu ifade etmişsin.
artık diğer ciddi problemlerinin de (sağlık sorunların) önüne geçmiş, en büyük sıkıntın olmuş.
birkaç ayrı duyuru açmışsın, yardım istemişsin.
sorununun görünen kısmı: ders çalışamamak.
ders çalışamayınca sınavlarda başarısız olmak ve derslerden kalmak.
ulaştığın en büyük problem de okulu bir yıl (böyle giderse daha fazla uzatmak. bitirememek).


yazdıklarınla lisede özel okulda okuduğunu varsayıyorum. lisede okula gitmen yeterliydi. derslerde katılımcı olmasan da hocalar tanıyor, ilgileniyordu. çalışmasan da başarılı olmanın verdiği özgüven vardı. lise senin için ayrı bir defter. üniversiteyi liseyle kıyaslayamazsın. "lisede böyle değildim". bu ifade senin için bitmeli.
lisede ne öğreniyoruz? her yıl birbirinin aynısı konular. lise 2'de öğrendiğin konuyu lise 4'te de tekrar ediyorsun. üniversite kadar zorlayıcı değil. üniversitede artık alan eğitimi almaya başlıyorsun.


probleminin DERS ÇALIŞAMAMAK olduğunu sanmıyorum. en azından sandığın şekilde değil. psikolojik bir boyutu var. metodlarla değiştirilemeyecek bir problem haline gelmiş. koşullanmış olabilirsin.
ancak yumurta kapıya dayandığında zorlayıcı bir etkenle çalışmaya başlıyorsun, bu da senin için bir şey değiştirmiyor.


seni ders çalışmaktan bu kadar uzaklaştıran ne?
neden çalışamıyorsun?
ders çalışmayı mı sevmiyorsun? çalışman gerekenler mi seni zorluyor?
ders notlarına baktığında aklını meşgul eden ne var? dikkatini ne dağıtıyor?
derslerini görmek sende nasıl bir etki oluşturuyor? üzülüyor musun, sıkılıyor musun, sevmiyor musun?

"o" problem ne?
masaya oturduğunda hissettiğin ve seni masadan kaçırmaya çalışan şey ne?


ders çalışmak harici o anda ne yapmak istiyorsun? neden yapmak istiyorsun?


bir zaman sonra bunlar seni daha da sıkmaya başlayacak. ailene yalanlar söylemeye başlayabilirsin örneğin, vicdan azabı hissetmene neden olabilir.
yapman gereken tek şey çalışmak olduğu halde çalışmamak suçluluk duygusu hissettirir. daha fazla açmaza girersin.
destekleyen başka faktörler de varsa (çalışan ve destek olan baba, okul ve başarılı olman için her imkanı sağlayan aile vs.) suçluluk duygun katlanarak artar.
okulda dersi geçen insanları gördükçe ve aynı derslerden kaldıkça kendine güven duygun da hızla azalır (lisedeki rahatlığı hatırlayarak o günlerle kıyaslayıp durursan daha da üzülürsün). (bkz: öğrenilmiş çaresizlik)

bir kısır döngünün içerisinde gün geçtikçe kendini yıpratır durursun. daha çok üzülürsün ve bu okulu uzatmaktan sonra bitiremeyeceğini düşünmeye, bırakmayı düşünmeye ve bırakmaya kadar gider.


tam tersini düşün:
derslerini geçtiğinde özgüvenin de yavaş yavaş artmaya başlayacak. yapabileceğini göreceksin. belki de 1 yıl gecikmeyle mezun olacaksın.


çalışamamanın ardındaki nedenleri bulmaya çalış ve bunların üzerine git.


-benim tavsiyem yaz okulundaysan, etrafta öğrenci grupları varsa aralarına kaynamaya çalış. sınıfta birkaç kişi bir aradaysa artık bu çaresizlikle cesaretini topla yanlarına gidip çalışacak mısınız, ben de çalışmak istiyorum ama çok şey kaçırdım de. ya da konuyu anlamışa benzeyen kişinin yanına otur. iki hafta kalmış zaten. direkt konuya gir birlikte çalışalım mı diye. bunları yaptığında kaybedeceğin HİÇBİR şey yok.
-mutlaka o dersi anlatan birileri vardır. fotokopiciler bilir, sor. ya da facebook gruplarına yaz. birisinden özel dersle anlatmasını iste. senin bir şey bilmeyerek kendi başına çalışıp 2x zamanda anlayabileceğin başka biri x/2 zamanda anlatabilir.

ayrıca başkasının yanında çalışmak ya da sözleşmek seni çalışmaya koşullayacaktır. konuşmaktan çekinme. belki o insanları bir daha görmeyeceksin bile. görsen de tanışıklığın olmuş olur, daha iyi. kimse ders anlatmasını / birlikte çalışmayı istiyorsun diye absürt bir tepki vermez.

bunu ben de yapamıyorum ama yapanlar var: hocayla gidip özel olarak konuşmak. yaz okulunda daha insaflı oluyorlar. hocam benim adım xx (burayı atlama, hocanın aklında kalsın ismin. başkalarından ayırıcı ismine ya da soyismine vurgu yap). böyle böyle, bir yıl kaybedeceğim, sağlık sorunlarım var birkaç ameliyat oldum şu notu almam gerek de. bunu yüzsüzlükle ve saygısızlıkla yapmazsan yine kaybedeceğin bir şey yok.

-sakın derslerini makeuplara bırakma. kaç yıllık üniversite hayatımda sınavlarla ilgili tecrübe ettiğim en önemli durum bu. makeuplar daha zorlayıcı olur. B alacağın sınavdan D alırsın.


sınavlardan önce girmeden bol bol dua et.


çaresiz değilsin, bir başlasan çorap söküğü gibi gelecek aslında. sen de rahatlayacaksın.

yaz okulunu geçersen de geçmenin rehavetine kapılma. işleri başından sıkı tut.

eğer olur da kalırsan 1 yıl uzatacak olmak seni daha çok üzmesin. sorumluluğunu al. baştan başla. öğrenilmiş çaresizliğe daha çok yakalanma. bir gömleğin başını yanlış iliklersen geri kalanı da yanlış gider, bu yüzden senenin başından başla. son ana kadar yatma.

son tavsiyem ailenden güvenebileceğin birine kendini aç. derslerini anlat, gizleme. için içini yer. paylaş.
  • sayns  (04.08.14 13:35:17) 
[]

Çok zor geçen bir sene ve ders çalışamama sorunu

Arkadaşlar, herkese güzel bir haftasonu diliyorum.

Uzun olduğunun farkındayım, lütfen biraz zaman ayırın ve mutlu edin benim sorumu okuyup cevaplayarak. Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilmenizi isterim.

Önemli bir sıkıntım var, okuyup yardımcı olacağınızı ümit ediyorum. Zira kendime olan güvenim bile azalmaya başladı. Hiçbir zaman başarılı olamayacakmışım gibi hissediyorum.

Türkiye'de herkes tarafından iyi olduğu kabul edilen bir üniversitede mühendislik okuyorum. 2. senem bitti. Yani hazırlık bitti ve 1. sınıfın sonuna geldim.

Bizim okulun hazırlığı zordu. Ama ben o zamanlar yine çalışmıyordum. Sene içindeki sınavlarda gerekli ortalamayı tutturamayıp yazın yeterlilik (proficiency) sınavına giremedim. Girsem de geçemezdim zaten. Sonra IELTS'e hazırlandım 3 aya yakın bir süre. O süreçte 2 defa girdim ve sınavdan gerekli notu alıp hazırlığı geçmiş oldum ağustos ayının sonunda.

Sonra eylül ayında okul başladı. Ortak dersler işte hepinizin bildiği, ekonomi, matematik, bilgisayar programcılığı ve bölümün temelini oluşturan bir ders. Hepsi liseden bildiğim şeyler. Bu okula giren biri zaten o konuları yeteri kadar iyi bilerek okula giriyor. Ekonomi hariç, o da son derece zevkli bir ders. Programlama ile alakalı şeyler bile biliyordum lise yıllarından kalan. Ama ben çok boş bir dönem geçirdim. İlk sınavlarım ortalama civarındaydı, ama sonradan baya düştü notlarım. Bazı sınavlara çalışmadan girdim, neden bilmiyorum. Oturup çalışmak zor geldi. Konsantre olamadım, çok zordu sınavdan önce masaya oturup yarım saat bile olsa kafayı kaldırmadan ders çalışmak. 5 dakika oturup kalkıyordum. Ancak son gece saatlerce masanın başından kalkmadan çalışabiliyordum. Onda da konular yetişmiyordu. İlk vize için "konular az, her türlü yetişir" diyip mutlu mutlu oturuyordum, yetişmiyordu. İkinci vize için "ilk vizenin konularını bilmediğim için ikinci vizenin konularından önce ilkinin konularına bakmam lazım" diyordum, ilk vizenin konuları yetişiyordu ama sonrası yine yok. Gayet güzel öğreniyordum ilk vizenin konularını ama onlar da 2. vizede işe yaramıyor malesef. Bu şekilde giderken bir dersin finaline girebilmek için iki vizesinden toplam almam gereken notun 2 puan altında kalınca moralim çok bozuldu. Bundan 1 gün sonra kötü geçen başka bir sınavın ardından babam benimle 1 gün konuşmayınca baya kendimi yedim ben "diğer dersten kaldığımı aileme nasıl söyleyeceğim ben" diye. Sonra dönem bitti, 5 dersin 3'ünden kalmışım. 2'sinden D almışım. Ortalamam 0.44

Final haftasından sonra ağzımdan bir ameliyat geçirdim, birkaç gün konuşamadım ameliyattan dolayı (önemli bir ameliyat değildi ama zordu). Bu süreçte ailem bana sormak istemedi sınavları. Yeni dönemde daha başarılı olacağımı ümit ettiler. Gel gör ki bir başka sorun daha çıktı. Sürekli başım ağrıyordu. Ameliyattandır dedim, cerrahım "yok ameliyatın ağrısı 1 ayda geçer, sen nazılsın" falan dedi. 3 ay belirsiz bir baş ağrısıyla gezdim, sonra KBB doktorum ileri derecede sinüzit olduğunu söyledi. Daha önceden 3 aydan fazla süre ağrı kesici kullandım 200 doza yakın. Belki 100 doz da antibiyotik kullanmışımdır. Sinüzit için de bir sürü antibiyotik vs kullandım. Fayda etmedi. Doktor "ameliyatsız geçmez" dedi.

Bu dönemde derslerim biraz daha iyiydi. Ortalamanın üstüne çıktığım sınavlarda mutlu oldum falan, başarı kriterim o kadar düşmüş yani. Lisede böyle değildim ben. Neyse. Bu dönemde alamadığım 2 ders oldu önceki dönemden kalanlardan dolayı. Aldığım derslerden de bir şekilde ilerlerken yine vize toplamından dolayı kaldım başka bir dersten, bu sefer calculus-II dersiydi kaldığım. Ayrıca 2 tane daha dersten kaldım. Ortalamam 0.86

Finaller bittikten sonra haziran ortasında sinüzit ameliyatımı da oldum, gayet rahat geçti.

Haziran ayının sonunda yaz okulu başladı. 3 ders var. Biri calculus-II, diğerleri de iki tane temel ders. Bu derslerden en kötü B almam lazım ortalamayı 2.00'ın üstüne çıkarmak için, aksi taktirde sınıf tekrarı olacak ve bir sürü kısıtlana gelecek ders seçimiyle alakalı. Yani okulum uzayacak, bunun olmaması lazım. Aileme sözüm var 4 senede mezun olacağım diye, zaten okul uzatmak benim geçmişime yakışmaz.

Temel derslerim iyi başladı, onlarla herhangi bir sıkıntım yok. B alamasam da en kötü CB alırım gibi gözüküyor. Ama calculus yine sıkıntıda. İlk vizeye çalışmayıp rapor aldım, girmedim. İkinci vizeye çalışamadım yine, 0 aldım. Önümdeki 2 sınavdan en kötü 70 almam lazım. Çok zor değil ama çalışamıyorum ulan :( şu tatilde çalışayım dedim. 7 gün geçti, toplam 5 dakika falan çalışmışımdır. Calculus sınavına kaldı 2 günüm, ne yapacağımı bilmiyorum. Nefes almak bile istemiyorum, dersler gün geçtikçe büyüyor da altında eziliyorum sanki.

Geçen hafta bacağımda uyluk tarafında kasta tümör olduğu teşhis edildi. 3 sene önce çıkmıştı ilk defa, nüks etti şimdi. 30 seans radyoterapi görmüştüm nüksten korunmak için. Doktor radyoterapiden sonra %3 nüks eder demişti ama etti işte. Ama ben buna üzülmüyorum, derslerimin kötü olmasına üzülüyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Sınavlar bitiyor 2 haftaya, ondan sonra ameliyat olacağım.

Ne yapayım, nasıl kendime geleyim, nasıl çalışayım lütfen biraz yardımcı olun? :(

 
oturup çalışacan bacım(hacım neysen artık)

kendine bahane bulmayı bırak bi. ameliyat işini filam sonra düşünün. sınıf tekrarı yapmamak için şansın varken değerlendir bunu. 1 hafta dişini sıkıp 1 yıl rahat edecen. seneye kafanı duvardan duvara vurma ihtimalin yüksek.
bi de taviz tavizi doğuruyo, bi kere çalışmamanın rahatlığına erişince bi daha çalışamıyosun.

hemen interneti, bilgisayarı, telefonu kapatıyosun. hatta modemi kapat. kahve yap kendine ve başla çalışmaya. yarına erteleme. şimdi şu an başla.
çalıştıkça zevk alıp, emeklerin boşa gitmesin diye devamını da getireceksin.

hatta burayı da okuma, kahve yapana kadar vakit ver kendine. sonra da masanın başına otur.

bir haftada bir yılın telafisi var yav, değerlendirmezsen çok ayıp.
  • seksen9  (02.08.14 00:42:59) 
geçmiş olsun. her çalışkanın başına gelen bir durum bu. herkes senden iyi şeyler beklediği için yetersiz kalınca moralin bozulmuş. üzerine sağlık da eklenince iyice kopmuşsun. tavsiyem merakını canlandırman. ben makine müh. kazandım bu yıl. bir sürü belgesel izliyorum ne istediğimi keşfetmek için. maalesef üni. de zaman geçirince insan hedeflerini unutuyor. (matematik bölümünü bıraktım) sen de ilk kazandığın andaki heyecanı yakalayıp, dersleri geçilmesi zorunlu şeyler olarak görmezsen başarılı olabilirsin. yani dersleri geçilmesi zorunlu olarak görme. iyice içine gir konuların. dersler hakkında hikayeci kitaplar oku. sonra da düzenli bir şekilde ders çalışmaya başla. her gün her dersten ikişer saat. plan hazırla yani. birikim elde edince, kafanda bir şeyler oluşunca zaten tekrar motive olursun. sonra da dersleri verirsin. önemli olan sınavlara kadar düz bir çalışma grafiği çizmek. yoksa başarı zor.


  • hohoya  (02.08.14 01:06:16) 
@Zetahead

Gerçekten bazı şeyleri çok kafama takıyorum, bu da beni yıpratıyor ve sürekli kısır döngünün içine giriyorum.

@hohoya

Çok güzel tavsiye. Hiçbir zaman çok istediğim bir bölüm olmadı ama "bu bölümde okumam" da demedim. Merakımı canlandırırsam ve olaylara sadece mezun olma açısından bakmazsam daha başarılı olabilirim galiba.
  • aguilas negras  (02.08.14 22:45:14) 
[]

Nikotin zehirlenmesi mi?

1,5 saat kadar önce 2 tane sigara içtim. Her zaman içtiğim sigara. Çok sigara içmem. Günde 2-3 tane falan içerim. En son 4 gece önce içtim galiba.

Kendimi çok kötü hissediyorum. Sigaraları içtikten 5 dakika sonra garip bir hal geldi. Soğuk soğuk terlemeler, mide bulantısı, halsizlik falan. Oturdum bir süre, sonra duşa gittim ama nasıl terliyim... Esiyor da burası, sıcak değil çok. Midem bulandı biraz. Sonra duşa girdim, oturdum biraz suyun altında. Duşumu aldım çıktım, yine var aynı hal. Sanki düşük fps'li film gibi, kare kare hareket ediyorum titriyormuş gibi.

Şimdi de çok iyi değilim. Yatakta oturuyorum, ayağa kalktım az önce. Yine terledim.

Sigarayı camın önünde sol tarafımda cama doğru sarkarak içtim. Ne zaman böyle rahatsız bir pozisyonda içsem keyif alamam zaten.

Not: Bir önemi var mı bilmiyorum, nikotin değeri 0.8 mg. Camel Soft.

Bana bir şey olmaz dimi? Bayılacak gibi hissediyorum. Sağ kolum ve sağ bacağım da karıncalandı duştayken. İyi hissetmiyoruö.

 
cesitli hastaliklar benzer belirtilere sahip. sigaradan olmayabilir yani. devam ederse doktora git derim.


  • she was my baby  (31.07.14 02:40:54) 
öncelikle doktor değilim ama aklıma gelenler:

- bağışıklığın zayıflamasıyla saldıran türden o pislik grip. 3 sene önce bana olmuştu, filmin sonunda ateşimin bir anda yükselmesiyle titreme krizi geçirip sonra da 1 haftadan fazla yatmıştım. hepsi toplamda yarım saatte oldu. gittiğim doktor böyle bir grip virüsünün olduğunu söylemişti. hatta ben titremeye başladığımda sinir krizi geçirdiğimi falan düşünmüştüm daha önce hiç karşılaşmadığım için.
- psikolojik olabilir mi? normalde 4 gün öne sigara içmişsiniz. şimdi 2 sigara birden. moraller mi bozuk?


nikotinin böyle bir şey yaptığını ne gördüm ne duydum...
  • aritra  (31.07.14 02:44:38) 
Çok üşüyorum. 2 kat giyindim, camı kapattım, üstümü orttüm pikeyle.


@she was my baby

Önemli bir hastalık olabilir mi?

@aritra

Bozuk biraz. Ben de burada duymuştum nikotin zehirlenmesi diye bir şey olduğunu. Ve moraller bozuk, evet.
  • aguilas negras  (31.07.14 02:48:49) 
Neden Acil'e gitmiyorsun dostum ? Bir kan testiyle olay çözülür.


  • acukali ekmek  (31.07.14 02:55:07) 
@acukali ekmek

Evden çıkamam bu saatte. Ailemle yaşıyorum. Teşekkürler tavsiye için.
  • aguilas negras  (31.07.14 03:02:56) 
acukali ekmek haklı, gidebiliyorsanız mutlaka gidin.

gidemiyorsanız da, üşüme olayı ilk ihtimale yönlendiriyor beni. aniden o kadar sigara içince bünyenin dengesi bozulmuş olabilir (moral bozukluğu da önemli bir etken) ki bu da hazırda bekleyen virüse kapı açabiliyor işte. üşüme falan...

benim parmaklarım morarmıştı ve titremeye engel olamadım bi süre.

ama bunlar sizi "grip oluyorum o zaman" şeklinde etikelemesin. zehirlenmeye de benziyor. en iyisi doktor, kan testi.
  • aritra  (31.07.14 03:02:57) 
@aritra

2-3 kere sigaradan bağımsız olarak böyle fena olmuştum. Resmen zangır zangır titriyordum. Tırnaklarım falan morarmıştı. Kat kat giyiniyordum yine de üşüyordum. Acilde Parol ve mineralli sarı renkli o serumu vermişlerdi de kendime gelmiştim.

Bu halimle kan da veremem ya. Kan verince de vücudumun içi boşalıyor sanki. Fena oluyorum, geçmişte kötü tecrübelerim var kanla ilgili. Tüpün içine sakin sakin damla damla akan mı dersin, yerlere sıçrayan mı...
  • aguilas negras  (31.07.14 03:07:31) 
mideni üşütmüş de olabilirsin. endişe yapma, ailenle yaşıyorsan annene teslim et kendini. o iyileştirir seni. :)


  • yirmisantim  (31.07.14 03:28:36) 
sigaradan değildir o. üşütmüşsündür.


  • Jimmy Lue  (31.07.14 06:13:29) 
[]

Koskoca doktora mesaj atmak

Bugün saat 13'te doktoruma mesaj attım. "X Bey iyi bayramlar. Nasılsınız iyisiniz umarım. Y Z ben" diye. Radyoloji raporumu atmam gerekiyordu da, bir giriş yapayım dedim Whatsapp üzerinden. 1 ay önce de Whatsapp üzerinden konuşmuştuk e-mail'ini hiçbir yerde bulamadık diye. Ama onda sadece meseleyi anlatıp raporu göndermiştim. Şimdi cevap vermedi mesajı görüp whatsapp'a girmesine rağmen, ben de bundan dolayı fotoğrafı attım.

Kendisi 50 yaşına yakın bir profesör, benden 25-30 yaş büyük yani. Sevgi de duyarım kendisine, o da bana sıcak davranır gittiğimde. Hayatımı kurtardı diyebilirim kendisi için.

Ayıp mı oldu acaba kendisine? Koskoca doktora hal hatır sormamam mı lazım benim?

Nor: Ben bayramdan sonra atarım diye düşünüyordum ama önemli bir mesele diye babam hemen atmamı söyledi.

 
İşi vardır cevap yazamamıştır, bekleyin hele.


  • yatagants  (30.07.14 17:20:39) 
koskoca doktor dediğin kişi de bu evrende bir bit parçası kadar değersizdir. kasma. saygısızlık yapmadığın sürece hepimiz eşitiz.


  • mayeskuel  (30.07.14 17:21:32) 
olay profesörlükten çok senin ona göstermen gereken saygıyla ilgili.
yani esnafa "hacı bayram günü dükkanı aç iki kilo peynir alcam" dediğini düşün. ya da "hele şurdan ikametgah ver bayram günü" dediğin memuru düşün.

bayram günü adam tatil yapıyor sonuçta. sen de whatsapp sms vb. ile "hele şu rapora bak boş durma bayram günü" muamelesi yapıyorsun.

ben olsam ben de yanıt vermem. mesai denen bir olay ve herkesin sınırları var. muhtemelen acil durumlarda başvurulması için verilmiş bir telefon numarası var. ama sen bekleyebilecek bir şey için insanı rahatsız ediyorsun.

ben tasvip etmedim. o bilmiyorum ne düşünür.
  • siradisi00  (30.07.14 17:29:35) 
aile hekimiyken gece saatlerinde, bayramlarda çocuğun ateşi çıktı napayım hocam diye arayan, aradıklarında anlayıp açmamak için açma1, açma2 falan diye diye telefona kaydettiğim hastalar vardı. biraz onlar gibi olmuş. adam tatil yapıyor. mesai sırasında telefon açıp görüşme olsa tamam ama adam çocuklarıyla bayram ziyaretindeyken whatsappa mesajla röntgen sonucu geliyor yani. çoooooook görev aşkıyla yanıp tutuşan birisi değilse gıcık olmuştur.


  • fayfim  (30.07.14 17:44:10 ~ 17:44:37) 
bişey olmaz. ben 65 yaşındaki üroloğuma her gittiğimde "noldu rafet amca eline verdim yine hıhıhı" yapıyorum, "şerefsiz küçükken daha sevimliydin" diyor.

kendisi koskoca profesör
  • GibsonRulesv2  (30.07.14 17:52:53 ~ 18:05:13) 
koskoca doktor derken umarım sadece yaşından bahsedyorsundur. yok eğer mevkii falansa sıkıntıların var.

cevap: bir şey olmaz. gayet doğru olanı yapmışsın. cevap atmazsa ara. madem yakınsınız.
  • sen git ben geliyorum  (30.07.14 17:53:10) 
@fayfim

Üzdün doktor.

@sen git ben geliyorum

Yani yaşın da etkisi var tabi. 30-35 yaşındaki doktor benimle goygoya giriyor, küfürlü falan konuştuğu oldu hatta. Ama onun uzman doktor olması da farklı bir etki yapıyor doktorun kendisine ve hastasına. Ama bu mesaj attığım adam da beni içten bir şekilde sarardı kontrollerden sonra, şimdi niye tersledi anlamış değilim.
  • aguilas negras  (30.07.14 18:05:30) 
Bu arada mesele ölüme kadar gidebilecek bir mesele. Tırt bir mevzu değil.

Doktor cevap verdi. Ama verirken de tersledi biraz, kötü hissettim kendimi.
  • aguilas negras  (30.07.14 18:09:15) 
mesai sırasında samimiyet farklı bir şey. ben de hastalarımla samimi olmayı seven biriydim mesela. zaten o yüzden akşam arıyorlardı :D ama yani ben hiç görmedim akşam hastası arayınca mutlu olan doktor. biraz özellikle ters davranmıştır ki anla da mesai dışı tekrar arama gelmesin :)

he benim uyuz olduğum bir doktor tipi var. hastaya yağ çekmek için kartını verip istediğiniz zaman arayabilirsiniz der, arayınca da laga luga yapar. ben kimseye telefon numaramı vermedim. kendi yöntemleriyle buluyor adamlar arkadaş :D
  • fayfim  (30.07.14 18:17:57) 
valla ben samimi olduğum arkadaşlarıma facebook'tan 23:00'ten sonra bir şey sormaya çekiniyorum.

olay samimiyetten çok tatil mefhumuyla ilgili.

ayrıca tırt bir mevzu olup olmadığına doktor zaten karar verir, gerekli bir durumsa o senden raporu ister, merak etme ;)
  • siradisi00  (30.07.14 18:22:35) 
@sıradışı

he valla aynen. bayramın birinci günü tansiyonumu ölçtüm 180 çıktı. daha öncesinde mikroskobik hematüri durumları da vardı. nefrotik sendrom falan fişman olabilir mi bi sıkıntı var mıdır falan diye sormak için üniversitedeki ev arkadaşımı aramayı düşündüm, adam tatildedir, ayıp olur diye aramadım.
  • fayfim  (30.07.14 18:26:00) 
profesorse profesor. o da bir meslek neticede. burhan kuzu da profesor, ilber ortayli da. etiketlere fazla anlam yuklememek gerekir. ama hangimiz yapmiyoruz ki bunu? suc da bizde degil, "okudugumuz kitaplar yaziyor bir doktorun isciden serefli oldugunu".

bir oto tamircisini yolda kalmis bir araba icin aramakla garajda bekleyen araba icin aramak farkli tepkiler dogurur. ya da kisinin karakterine gore farkli tepkiler dogurmasi beklenir. ancak buyuklere de mesaj yoluyla hal hatir sorulmasini saygisizlik olarak kabul edenler var. ben gelenekleri iyi bilmedigim icin buyuk bir kesim mi boyledir, yoksa bu artik tarihe mi karismistir bilmiyorum, ama belki de asil mevzuya gelmek icin boyle bir sekilde yaklasilmasi rahatsiz etmistir kendisini.

e: bu arada gecmis olsun ya. iyice insanliktan cikmisiz kusura bakmayin ilk soyleyecegimizi son soyluyoruz.
  • John Finn  (30.07.14 18:37:21 ~ 19:23:37) 
@fayfim @siradisi00

Haklısınız abiler. Önceki sefer daha önemliydi. MR'ı yeni çekmiştik ve önemli bir sıkıntı vardı. Randevu vermemişlerdi yakın tarihe. Ondan dolayı mesaj atmıştık. 1 ay sonrasına ultrason istemişti. Onu çektirdik. Olay daha önemli bir hal aldı ama yeni bir şey değil sonuçta. Zaten haftaya gideceğiz, niye sabırsızlık ediyorsun dimi...
  • aguilas negras  (30.07.14 18:49:48) 
yaşının da büyük olmasından dolayı size hafif laf sokma hakkını bulmuş kendisinde.

tatilde olmasına rağmen de cevap yazmış.

fazla takılmayın derim, görüştüğünüzde rahatsız ettiğim için üzgünüm diyin. adam haklı.
  • Lorik Cana  (30.07.14 18:54:16) 
@maleficent

Tümör çıkmış da... Bildiğin gibi önemli bir mevzu. Ama aciliyeti yok. Adam benim bacakta tümör çıktı diye yarın mı muayene edecek beni? Tabi ki hayır. Sadece randevusu doluysa araya sıkıştırır ama adam hasta bakmayacakmış önümüzdeki 4-5 gün. Daha önceden de çıkmıştı zaten tümör, çok şokta değiliz.
  • aguilas negras  (30.07.14 18:54:27) 
- elbette ki meslekler toplumsal açıdan önem taşıyor da adam da sıradan bir doktor yani. "koskoca" filan demek onun egosunu şişirmekten ve diğer insanlara daha da yüksekten bakmasına yol açmaktan başka bir işe yaramaz.
biz geliriz, böyle görevini yapan ve yapmak zorunda olan kişilere, meslek sahiplerine kutsalmış veya ulaşılamazmış gibi sıfatlar addedip onların egolarını şişirip sonra da ölümden dönen bir işçinin "çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin?" gibi bir tabloya acıyoruz. neyse.


-adamınn işi vardır, geri döner belki.
  • m e b  (30.07.14 20:07:41) 
doktor, hakim - savcılar falan gerek yoğunluktan gerek ünvanlarından bazen normalden fazla egolu olabiliyor. ben de memurum ve cumartesi günü ola ki numaramı verdiğim bi vatandaş aradı mı çok fena sinirleniyorum. he ama whatsapptan hatrım sorulsa önce istersem vekil olayım bozulmazdım. misafirlikte, tatilde falandır. üzerinde durduğunu sanmıyorum adamın, sen de fazla üzerinde düşünme :)


  • bana da mi lolo  (30.07.14 20:39:15) 
babam da aynı, prof. mesai saatleri dışında da telefonu susmaz, devamlı hastaları arar bir şey sorar o da yanıtlar. hiç yakındığını duymadım. mesajın çok normal, hal hatırla başlaman çok daha iyi olmuş hem direkt soru da yöneltmemişsin zaten. görüp de yazmayı unutmuştur, bayramdır vakit ayıramamıştır yüz yüze olduğunuzda söyleyecektir vesaire. ayıp bir şey yok.


  • sayns  (30.07.14 22:25:20) 
[]

Ne oluyor lan bana

Okulda dersteyim, serin bir sınıftayım. Gözümü kapattım 20 saniye kadar. Gözüm kapalıyken sol tarafınmdan biri elini yavaşça karnıma vuruyormuş gibi hissedip gözümü açtım, ama öyle bir şey olmuyordu. Biraz normal, uyku-uyanıklık arasındaki halde olur böyle.

Sonra yine gözümü kapattım, sanki birisi elime dokundu sert bir şekilde, irkildim biraz.

En son da gözümü kapattım, birkaç saniye sonra açtığımda sol ön tarafımda oturan çocuk yere sırt çantasını koyuyordu. Bana doğru bir köpek yaklaşıyor sandım bir anda, acayip korktum. Adrenalin boşalttım resmen. Normalde hiç köpekten korkmam.

Bu halde araba kullanmasam mı? Ne oluyo lan bana?

 
Stres var mı bu ara hayatında çok? Çevredeki uyaranları tehdit gibi algılıyor olabilirsin, beyninin meşgul olduğu düşünceler nedeniyle . Bu durum anlık oluyor genelde. Elini yüzünü yıkayıp biraz rahatlayıp araba kullanabilirsin.


  • Lola90  (24.07.14 11:49:48 ~ 11:51:29) 
uzman değilim ama oruç varsa bundan kaynaklı baş dönmesi olabilir.. veya tansiyonun düştüğü için anlık halisünasyon da görmüş olabilirsin.


  • monreve  (24.07.14 11:52:50) 
Bu duyuruyu yazarken gözümü kapattıktan birkaç saniye sonra da masanın altından biri kafasını çıkartıyormuş gibi gördüm, tövbe tövbe...

@Lola90 Stres var evet.

@monreve Aynen, ben de ona bağladım ama yıllardır tuttuğum en rahat oruçları tutuyorum. Fiziksel olarak böyle iyi hissederken bu zihinsel yanılgıları oruca bağlayamadım ben.
  • aguilas negras  (24.07.14 12:01:23) 
[]

Bu havada mont giymek

İyi haftasonları sevgili duyuru mensupları. Size bir sorum var. Başkalarının görüşlerinden dolayı kendi davranışımı değiştireceğim pek yok da merak ediyorum. Bu havada montla gezen birini görseniz ne düşünürsünüz? Millet parmak arası terlikle, şortla geliyor okula. Ben kışın giydiğim kot pantolonumu, yine kışın giydiğim gömleğimi ve ince bir mont giyiyorum okula gelirken. Hepsi de siyah, gri falan. Arada bir mavi gömlek veya lacivert, bordo tişört falan giyiyorum. Mont bana güven veriyor sanki. Bir de cebinde bir sürü şey var anahtar, ıslak mendil, kuru mendil, kulaklık, sakız, çakmak falan gibi.

Bir de çok dikkat çeken biriyim, 1.90'dan fazla boy var ayıptır söylemesi. İnsanlar bana bakıyor falan, ben de kendimi bir garip hissediyorum.

Ne düşünüyorsunuz siz montla gezen birini görünce? Bu ne giymiş aq bu havada, vaay bu havaya rağmen giyimine özen gösteriyor, hasta olmuş heralde gibi şeyler mi düşünürsünüz?

 
deli sikmiş galiba derim.


  • mattiadestro  (19.07.14 00:27:31) 
engincan sen misin?
www.turkiyegazetesi.com.tr

  • rakicandir  (19.07.14 00:28:46) 
deli +1


  • yapma volkan  (19.07.14 00:28:51) 
Bu havada mont mu giyilirmis aq derim.


  • hurma  (19.07.14 00:30:27) 
terlemiyor mu bu insan diye düşünürüm.

tişort yerine mont giyersen gereğinden fazla terlersin ve daha çok kokarsın. sen farketmesen bile çevrendekiler farkeder. yazık günah.
  • elorelia  (19.07.14 00:36:23) 
mont giydigin icin sana bakiyorlar bence. yarin montsuz dene


  • exlibris  (19.07.14 00:37:47) 
Ahahahah ilk 2 cevap...

Mont giymemin bir sebebi de arabanın koltukları deri olduğu için arabada geçirdiğim süre içerisinde sırtım hava almadığı için ıslanıyor sırtım. Mont giyince öyle değil ama, terlemiyorum.
  • aguilas negras  (19.07.14 01:05:18) 
Vallahi de terden kokarsin. Pişik olursun.


  • letheavendangered  (19.07.14 02:31:27) 
şişman ve kilolarını gizliyor diye düşünürüm.


  • 3003  (19.07.14 02:40:49) 
Sırf ter koktuğum sanılmasın diye bundan sonra montsuz gezeceğim galiba. Tişörtün üstüne giymem zaten de gömleğin üstüne tamamlayıcı bir etken oluyor mont, o yüzden seviyorum.

Şişman değilim. Hatta 4 kilo verirsem askere gitmeyecek kadar zayıf oluyorum.
  • aguilas negras  (19.07.14 04:37:34) 
Dişiyse "regl olmuş haspam" der içses.


  • werblanca  (19.07.14 05:02:13) 
Hangi şehrin neresi olduğuna bakar. İstanbul'da eskiden Üsküdar'da pişim pişim pişerken şimdi Beylikdüzü'nde yaylada gibi yaşayabiliyorum. Eğer Karadeniz taraflarında yaylak bir yerse "Hmm, üşümüş" derim. Sıcak bir yerse "Ben üşümüyorum, ona ne oluyor" derim. Zira tanıdığım en çok üşüyen insanlardan biriyim.


  • aychovsky  (19.07.14 05:11:33) 
(bkz: montla sıç)


  • tut i mucize i guem  (19.07.14 05:45:45) 
[]

Alibaba ve Aliexpress

Bu iki sitenin bir farkı var mı? Bir de çalışma prensipleri nasıl açıklayabilir misiniz?




 
Alibaba toptancı, aliexpress perakendeci mantığıyla çalışıyor gibi.


  • ruzgarakarsiiseyenadam  (18.07.14 23:13:43) 
alibaba toptancılık
aliexpress Perakendecilik


dünya'nın en büyük sahtecilik furyasıdır. replika cennetidir. ama bir taobao değildir.
  • protrek  (18.07.14 23:16:17) 
aynı kuruluşun toptancı - perakendeci hizmeti veren iki sitesi. Çin merkezlidir. Üreticiler ve siteye ürün ekleyenlerin tamamı çindedir. Çoğu ürün doğrudan üretildiği fabrikadan direk satışa koyulur. O yüzden fiyatlar acayip ucuzdur. Sadece kolpa ürünler yoktur. Orjinal çin malı ürünler de var. Çinliler sadece adi ve taklit ürün yapmıyorlar. Kaliteli özgün ürünlerini bulmak da mümkün.


  • maxhoper  (19.07.14 00:40:02) 
[]

Stoichiometric coefficient

Ne demek bu kelime? Kimyada hep duyduğum ama hiç anlamadığım bir terim.




 
--kopyala yapistir mode on--
The number of molecules of a reactant taking part in a reaction is known as Stoichiometric coefficient.

For example:
Consider the following equation:
aA + bB ⇌ cC + dD

In this equation, a, b, c and d are called as Stoichiometric coefficients of the A, B, C and D respectively.
--kopyala yapistir mode off--
  • she was my baby  (11.07.14 15:08:41) 
stokiyometrik katsayı.

kimyasal tepkimeleri gösteren formüllerde kullanılan katsayıları ifade ediyor.
  • bulmasi gercekten zor  (11.07.14 15:09:00) 
genel olarak tepkimedeki katsayıları ifade eder. harcananlar için eksi, oluşanlar için artıdır. sınırlayıcı reaktana göre durum değişebilir.


  • uykusunu yakalayan adam  (11.07.14 15:11:59) 
[]

Bunun bir adı var mı?

Diyelim ki bir ortamda 5 kız 2 erkek var. Bu erkeklerden biri hakikaten tipsiz, diğeri ortalamanın altında. Bu kızların çoğu, ortalamanın altındaki çocuk diğerine oranla daha tipli olduğu için onu tercih ediyorlar.

Veya araba almak için oto galeriye gidiyorsun. 2 tane araba var. Bir tanesi 20 yıllık, göze hoş gelmeyen bir Fransız arabası. Ötekisi normalde yüzüne bile bakmayacağın, sıradan bir Alman arabası. Ama Fransız arabasını gördükten bu araba normalden daha fazla ilgini çekiyor.

Bu durumun bir adı var mı? "Stockholm sendromu" gibi bir isim arıyorum.

 
Koyunun okmadigi yerde keciye abdurrahman celebi? ajshdhshdhdhsh (eglendim. :/)


  • ay nov kung fu  (08.07.14 19:13:31) 
  • bugunku antremanda goz dolduran futbolcu  (08.07.14 19:14:01) 
Bu durumun adı: Yokluk.


  • tendra van case  (08.07.14 19:15:42) 
e kötünün iyisini(ehven-i şer) seçmek, sendrom değil bir eylemdir.


  • seksen9  (08.07.14 19:22:16) 
@ay nov artı 1 :)


  • vendorth  (08.07.14 19:38:00) 
pazarlamada var bir tanımı yamulmuyorsam, 21 filminde benzer bir sahne vardı


  • selam  (08.07.14 19:49:07) 
(bkz: ehvenişer) (ehven-i şer diye yazanlar da var)


  • microfiction  (08.07.14 20:11:41) 
[]

Kedimin bir özelliği

Bizim eve ne zaman bir eleman gelse (marangoz, elektrikçi, temizlikçi falan) kedi onun peşinden ayrılmıyor. Tanımak için desem tam değil. Çünkü misafir gelince oturuyor, kedi de ürkerek gelip kokluyor. Birkaç dakikaya alışıyor. Ama diğer insanlarda öyle değil. Taşınacağız birkaç haftaya, eve girip çıkan çok var. Geçenlerde halıcı geldi mesela. Kedi normalde kapı açıldığında hemen dışarı fırlar. Bu halıcılar evdeyken kapı o kadar açık kaldı, kedi bu elemanların başından ayrılmadı. Dün elektrikçi gelip evdeki spotları söktü, kedi hep peşinde gezdi elektrikçinin. Bugün marangoz geldi, kedi bakıyor bu adam ne yapıyor böyle diye.

Bunu çoğu kedi yapıyor olabilir, bilemiyorum. Ama merak ettiğim şey bunu neden yaptıkları. Alan koruması gibi bir şey mi? Yoksa sadece merak mı?


 
hahah ay cok komikmis. bizde 2 kedi var ikisinden de hic boyle birsey gormedim. daha once de hic duymadim boyle birsey. biraz kopekvari bir hareket olmus. bence alan korumasi icin yapiyor. bir de sizin o insanlara tanidiklariniza davrandiginizdan farkli davrandiginizi sezip yabanci olduklarini anliyor olabilir. kediler zeki hayvanlar hakikaten de.


  • gerard  (06.07.14 22:41:39) 
sanayiye ver okumaz o kedi


  • murtazaaaaaa  (07.07.14 00:00:07) 
Muhtemelen kokuyla alakalıdır ama bazı kediler alan koruması da yapar. Adamlar ters bir hareket yaparsa diyedir o.


  • purusha  (07.07.14 00:42:22) 
Bizim kedi iş yapan insanı izlemeyi seviyor, kim olduğu önemli değil. Yeter ki iş yap, başında dikilir, dikkat kesilir. Sizinkinin durumu da böyle bir şey olabilir.


  • creepy  (07.07.14 11:54:31) 
kendi bölgesini koruyor.


  • r_u_h  (07.07.14 12:03:42) 
[]

Gözümdeki inanılmaz yanma

5-6 saattir gözümde çok acayip bir yanma var. Gözümü açık tutamıyorum doğru düzgün, bununla birliktr biraz da yaş akıyor gözümden. Burnum da akmaya başladı. İğne batırıyorlar sanki gözüme. Suratımın üzerinde soğan doğranmış gibi hissediyorum. Ne oluyor böyle?

Bir de şu var. 2 hafta önce sinüzit ameliyatı oldum. Doktorum öncesinde demişti "bu ameliyatı olmazsak sinüslerindeki iltihap gözüne zarar verebilir" demişti. İnternetten araştırmalarım da sinüzit ile kör olup sinüzit ameliyatından sonra iyileşenlerin olduğunu doğruladı. Ameliyattan önceki birkaç gün de böyle bir ağrı ve çok fazla kızarıklık vardı gözümde, ama ameliyatın akşamında çok iyiydim. Ne ağrı, ne kızarıklık.

Not: Lens kullanıyorum. Ama bugün hiç takmadım.

 
hemen endişelenmeyin, arpacık falan çıkıyordur belki. belirtiler aynı şekilde arpacık çıkarken de. yeni ameliyat oldunuz, bünye zayıf düştü mü arpacık ve dudakta uçuk direk fırsat bulup çıkar.


  • alice practice  (06.07.14 21:59:22) 
  • canseven  (06.07.14 22:26:39) 
[]

Fifa Ultimate Team

Birkaç gündür FIFA14 Ultimate team'de transferlerde baya bir azalma oldu. 10 gün önce bu saatlerde 2 milyon 300 bin live transfer vardı transfer market'te, şimdi 1,600,000 civarında. World Cup mode'dan dolayı deseme değil, o çıkalı 1 aydan fazla oldu çünkü. Nedendir bu azalma?




 
evet world cup'tan dolayı. listemdeki 2-3 kişi haricinde herkes fut wc oynuyor. bi de şimdi coin fiyatları falan çok ucuz. 1 milyon coin 5tl falan. adam alıyor bikaç milyon coin, wc'de pack açıyor. messi-ronaldo gelir ayağına. oynanış zaten biraz farklı normal ut'ye göre. o nedenle ut'de oynayan sayısı eskiye oranla az şu anda.


  • lionel andres  (03.07.14 23:44:01) 
[]

Kiralık eliptik bisiklet

3 aylığına evindeki eliptik bisikleti kiraya verebilecek birini nereden bulabilirim?




 
sehir?


  • dolphingirl  (01.07.14 12:28:20) 
[]

Kedimin pireden çektikleri

1 yaşına yaklaşan erkek kedim 2-3 haftadır pirelerle uğraşıyor. 1 ay kadar önce evden 5-6 tane halıyı yıkamacıya gönderdik. 1 tane de yeni halı getirdik eve. Aşağı yukarı bu dönemde evde pireler fark ettik. Ben çok fark etmiyordum ama bizimkiler söyleyince ayaklarımda 15 tane falan pire ısırığı gördüm.

Bir de sokak kedileri bazen eve giriyor biz kapıyı açar açmaz. Bunun da etkisi olabilir pirelerin eve girmesinde.

Kedim sürekli kaşınıyor. İzliyoruz kediyi, mışıl mışıl uyurken bir anda kalkıp sırtını yalamaya ve kendini ısırmaya başlıyor. Rahat rahat uyuyamıyor kedi, üzülüyoruz hayvancağıza. Bir de yattığı yerden kalkınca siyah siyah kırıntılar görüyoruz yatağının üzerinde. O da pire yumurtasıymış sanırım.

Veterinere götürüp damlasını falan damlattık. 6 aydır damlatmıyorduk, bu bizim hatamız oldu malesef. Şimdi sürekli temizlik yapılıyor evde. Yavaş yavaş kurtulur muyuz pire istilasından? Ne yapmak lazım başka?

 
kedi icin bilmiyorum da yattiginiz carsafi, yastik kilifini falan iyice kaynatmak lazim. 60-70 derecede yikayin

edit: dalginliktan mesaj atmisim.
  • yigitovic  (29.06.14 22:10:27) 
Stronghold'un mekandaki pirelere de etki eden bir damlası çıkmıştı bir ara. Araştırın isterseniz.


  • purusha  (29.06.14 22:24:28) 
Pire istilası biraz sıkıntılı. Bize de aynı şey olmuştu, ilaçlattık evi. Yavaş yavaş kurtulabileceğinizi zannetmem, daha da yayılırlar bence. Siz de bi ilaçlama şirketiyle falan görüşün.

Kedi için de eğer dışarı çıkan bir hayvansa iç-dış parazit ve kuduz aşısını hiç ihmal etmeyin. Pire tasması da deneyebilirsiniz lakin çok işe yarar bir çözüm olduğunu ve sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.
  • buff  (29.06.14 22:26:35) 
pire'yi kediden ayirmanin tek yolu enseye damlatilan ilac. ondan sonra evi ilaclatiyorsun ve bitiyor. yoksa pire sampuani falan filan fasarya hep.


  • no avalon  (29.06.14 22:35:51) 
[]

Fotoğraf çekerken

Fotoğraf çekerken insanlar neden vizörden bakma ihtiyacı hisseder? Benim bildiğim tek avantajı LCD ekran kapatıldığı için daha az şarj gidiyor vizmrden bakınca. Ama 15-20 dakikadan (toplam pil süresinin %10'u falan) fazla fark etmiyor diye biliyorum.

Bende de yarı profesyonel bir makine var, genelde LCD açıktır ve ekrandan bakarım fotoğraf çekerken. Vizörün hemen yanında sensör var ben gözümü yaklaştırınca LCD ekran kapanıyor.

Bazı insanlar sanki "ben profesyonelim" imajı vermek için makinenin vizöründen bakıyormuş gibi hissediyorum. Ama önemli bir nedeni varsa bilmek isterim.

Not: Benim makinede optik vizör yok, dijital vizör var. Yani LCD ekrandaki görüntü neyse bire bir aynısı var vizörde de.

 
Lcd ekrandan bakar ken hem fotografi iyi goremiyorum, hem de daha cok titretiyorum makineyi.


  • delifaruk  (28.06.14 22:51:21) 
lcd güneşte parlıyor, ve daha yavaş netliyor.


  • darkcherry  (28.06.14 22:54:05) 
optik bir alandan fotoğrafı görmekle dijital bir ekran aracılığıyla fotoğrafı görmek çok farklıdır... vizör tam olarak lens açısını vermese de, vizörden çektiğim şeyi görmek beni çektiğim şeye yaklaştırıyor. lcd ekrandan bakmak benim için yabancılaşma yaşatıyor. hem de teknik olarak optik vizör görüntüyü hemen her zaman veriyor, güneşte vs parlama olmuyor.

ayrıca, lcd ekran renk açısından aldatabiliyor. lcd'deki neyse ekrandaki aynen olmuyor... ayrıca vizörden bakmak benim için eski bir alışkanlık.
  • helios  (28.06.14 22:57:01 ~ 22:57:35) 
alışkanlığa bağlı olabilir ama dslr'lar için somut bir farkı var: odak hızı.

Eğer otomatik odak kullanıyorsan vizördeyken şak diye odaklıyor, live view modundayken çok daha uzun sürüyor odak ileri-geri gidip doğru konumu buluyor. Açıklaması tam neydi hatırlamıyorum ama optik vizör olduğu için vizördeyken tüm işlemci odaklamaya ayrılıyor, diğerinde ekranla da uğraşıyor daha çok veri oluyor gibi bir şeydi.
  • rodriguez2  (28.06.14 23:01:17) 
vizör birebir görüntü verir ve gecikme olmaz.

tripod ile sabit bir obje çekeceksem lcd ekrandan bakarım ancak bunun dışındaki kullanımların hepsinde optik vizör tercihimdir.
  • orpheus  (28.06.14 23:32:37) 
1. vizorden bakarak cekmek daha stabil. 3 noktadan makineye temas etmis oluyorsunuz.
2. gunesli havada ekrani gormek zor olabiliyor.

elektronik vizorlu bir makinede temel sebepler bunlar
optik vizor vs. LV dersen baska nedenler de var tabi.
  • chavezding  (28.06.14 23:48:13 ~ 23:48:37) 
Cevaplar için sağolun. Benim makine de optik vizör olsaydı keşke. Öyle olmayınca anlayamamışım vizörün kıymetini.


  • aguilas negras  (29.06.14 02:31:06) 
vizorden bakarken gunes isigindan etkilenmedigin icin daha iyi isler cikartabilirsin.


  • pietro  (29.06.14 02:50:34) 
[]

Emniyet şeridine girmem ve polis

Günaydın herkese. Biraz önce TEM'den Etiler'e girmek için Etiler girişinin (yani Baltalimanı, R.Hisarüstü girişinin) 50 100 metre gerisinde emniyet şeridine girdim orada sağ şeritte olup da köprüye devam edecek insanları geçmek için. Emniyet şeridinde bir minibüs vardı, o çıktı şeritten ve oradaki polisle karşı karşıya kaldım. Hemen çıktım emniyet şeridinden. Köprü trafiğinden dolayı durma noktasında arabalar, hemen giremedim. O arada polis bir kağıt çıkardı ve beni not etti.

Ben gelmem gereken yere geldim ama ne bileyim gidip polis memuruyla konuşsam "hemen şuradan girecektin. Yolun başından beri hiç girmedi emniyet şeridine, tam girdim siz gördünüz" desem? Yardımcı olmaz mı? Veya kendi aramızda halletmeyi falan teklif etsem???

Çok oturdu içime ya.

 
650 (altı yüz elli) lira çok fazla değil mi? Ödeyemem ki ben bunu.


  • aguilas negras  (26.06.14 09:49:25) 
650 lira mebla olarak çok evet ama o şerit acil durum şeridi olduğu için caydırıcı olması da normal.

Geçmiş olsun, takip edin, ulaşınca erken ödeyin de indirim alın bari.
  • onexey  (26.06.14 10:06:28) 
geçmiş olsun. herkesin başına gelebilecek bir durum. polise izah etmen hiçbirşeyi değiştirmez, bütün kesilen cezalar zaten senin durumun gibi. onun için hiçbirşey ifade etmeyecek anlattıkların. rüşvet teklif etmek ise suç.


  • dafuq  (26.06.14 10:11:10) 
Suç olduğunu biliyorum da başka çarem yok gibi :(


  • aguilas negras  (26.06.14 10:15:24) 
geçmiş olsun büyük ihtimal ile ceza kesecek.

fakat 650 tl olayı bir ara teklifti sanki, yasalaşmadı sanırım.

yani cezası o kadar olmaması lazım, 80-100 tl bişey olmalı.
  • cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam  (26.06.14 10:17:22) 
Kesin ceza kesti zaten. Beni görünce kağıdı çıkardı, arkamdan da bakıyordu ve bir şeyler yazıyordu.

Keşke o kadar olsa. Google'a "emniyet şeridi ihllai cezası" yazınca her sitede 650 yazıyor.
  • aguilas negras  (26.06.14 10:20:42) 
650 tl yasalaşmadı, şu an 70 civarı bir şey olması gerek.


  • aychovsky  (26.06.14 10:27:31) 
77 TL daha yeni ödedim


  • safepassage  (26.06.14 10:36:58) 
ödeyemeyeceğin cezanın suçunu işlemeyeceksin şampiyon.


  • Sskywalkeremre  (26.06.14 10:42:40) 
bu da bi daha girmemen için ders olur.


  • raki masasinin degismez adami  (26.06.14 11:03:24) 
Çok özür dileyerek söylüyorum, sizinki biraz "Madem uçma bilmiyorsun, ne diye ibnelik yapıyorsun" gibi bir şey olmuş. Ayrıca polis yardımcı olmaz, polis ne diye yardımcı olsun, polisin yardımcı olduğu nerde görülmüş.


  • angelus  (26.06.14 11:11:46) 
Valla karşı çıkamayacağım "EMNİYET ŞERİDİNE GİRMEK İSTEMEDİM BENİM HATAM NE?" diye, haksızım ama polis de o kadar yakın durmasın çıkışa arkadaş. Evet iyi niyetliyim orada ama bizim milletimiz öyle yol ayrımlarında son ana kadar en sağdan gidip sonra ana yola geçtiği için en sağ şerit de tıkanıyor.

@safepassage Eğer 77 lira ceza gelirse yemek sözüm olsun size, olsun mu?
  • aguilas negras  (26.06.14 11:30:11 ~ 12:06:00) 
türkiye dışında birkaç ülkede (biri almanya) trafik varsa çıkış için 150-200 metre önce emniyet şeridinden gidildiğini gördüm. Eğer çıkış açıksa ve şeridi tıkamayacaksa bence bu çok abes bir davranış değil.


  • spankenstein  (26.06.14 15:21:30) 
[]

Ameliyattan sonra sigara

Geçen çarşamba sinüzit ameliyatı oldum. Ameliyat burundaki yolları açmak için yapıldı. Konkalar düzeltildi. Bu konka denen şey bildiğimiz et yani.

Ameliyat bilgilendirme kağıdında bir süre içmeyin diyor. Çok kötü durumda değilim. Daha önceden başka bir ameliyattan dolayı 43 gün içmemişliğim var yine bu sene. Ama bu sefer uzun sürmemeli.

Evet biliyorum, doktora sormak lazım böyle şeyleri. Kontrole babam da beraber geldiği için söyleyemedim doktora. Ancak yalnız gidecem de öyle konuşacam...

 
Allah allah, içme garantiye al arkadaş bu nasıl bir iradesizlik? ölüyor musun bir ay içmesen?


  • burberry  (24.06.14 00:52:02) 
ee bizden ne istiyorsun? bir dal sigara mi verelim ne yapalim?


  • nawres  (24.06.14 00:54:08) 
Hakikaten soruyu bile sormamışım. Anlayan anladı zaten de yazasım da gelmedi şimdi.


  • aguilas negras  (24.06.14 00:56:31) 
Git doktora da fırçayı ye, bunun için mi vaktimi harcıyorsun diye...

Sigara bu kardeşim, içmeyen içmiyor, sen de içme şu zıkkımı. Evde sigara peki varsa hepsini parçala at çöpe.
  • harzem  (24.06.14 00:59:21) 
bir süre içmeyin diyorsa bir sebebi vardır


  • rock n roll  (24.06.14 01:03:32) 
bir süre içmeyin ibaresi çok malmış, adam ne yapsın.

bir süre kavramı çok muğlak. 3 gün de "bir süre", 3 ay da...

ayrıca 3003ün yorumu mütüş, "yeşilaycı gavat yavşaklar" :D

bence 2-3 hafta olduysa iç, olmadıysa bekle 2 hafta sonra iç yeter
  • zbamk  (24.06.14 03:38:45) 
[]

Sokağımızdaki yol hasarı

Tam evimizin önünde sokağın tam ortasında taşlar kalkmış. Veya etrafı da biraz çökmüş olabilir tam emin değilim. Geçen arabaların çoğu arabanın altını sürtüyor. İçim acıyor benim de, her seferinde irkiliyoruz zaten.

Bu hasarı nereye bildirmeliyiz de gelip yapsınlar? Ne zaman yaparlar bir de?


 
Ara sokaksa belediye, ana cadde ise büyükşehir. Ya da direk belediyeyi arayın sokak onlara bağlı değilse de yönlendirirler.


  • ay nov kung fu  (22.06.14 20:58:17) 
fotograf cekip belediyeye mail at hemen gelip yama yapiyorlar


  • maresalx  (22.06.14 22:17:10) 
[]

Burun ameliyatımdan sonra çenem

Aylardır çektiğim sinüzit sıkıntısından sonra dün ameliyat oldum. Burundaki sinüs yollarını açtılar.

Birkaç yıldır ortodontik tedavi görüyordum. Geçen hafta çıkarttılar tellerimi. Eskiden dişlerim tam kapanmazdı. Arka dişlerim birbirine değerdi, ön dişlerimin arası açık kalırdı. Tedaviden sonra ön dişlerim de birbirine değmeye başladı. Ama dün yatarken fark ettim ki sadece sol arkadaki alt ve üst dişlerim birbirine değiyor. Ön dişlerim değmiyor. Ön dişlerimin de üst üste gelmesi için alt çenemi 4-5 milimetre kadar sağa kaydırmam gerekiyor.

Neden oldu ki böyle? Bunların ne alakası olabilir burun ameliyatımla? Gerildim ben dişlerimi öyle farklı pozisyonda görünce.

Sinüzitim çok ilerlemişti. Biz de uzun yıllardır aile dostumuz olan çok iyi bir doktora yaptırdık ameliyatı.

 
normalde ön dişlerin değmemeli zaten

ortodontik tedavi de normal duruma getirir, ön dişler arasında ısırdığında göremediğin ama hissetceğin bi mesafe olur, üst ön dişler altları gölgeler ama içte 1 mm lik bi mesafe olur.
aksi halde ön dişler travmaya maruz kalır.

edit: çok yorgunum soruyu bi daha okudum şekilleri değişmiş anladığım kadarıyla
ameliyatla alakası yok, eğer şekli değiştiyse splintini filan düzenli kullanmamış olabilirsin. ortodontistle acil görüşün yoksa o açıklık geri döner , hem de çok çabuk.
  • neferkitty  (19.06.14 22:46:05 ~ 22:54:37) 
[]

ameliyat

Ameliyat ilginç şey. Önce hafiften uyuşturuyorlar seni. Üşüyorsun biraz. Tek sıkıntı etrafındaki insanlar üzgün ve çaresiz bakıyorlar sana. Etrafındaki insanlar sedyen ilerledikçe gözden kayboluyor. Asansör en alt kata iniyor ve üzerinde kırmızı renkle yazılmış kocaman bir "AMELİYATHANE" yazısı olan kapıdan geçiyorsun. Her geçtiğin kapıda ortam daha soğuk oluyor. En sonunda sedyeden ameliyat masasına geçip etrafındaki hazırlıkları takip ediyorsun. Gözünde lens yok, kalkıp her şeyi yakından incelemek geliyor içinden. Ama çok soğuk, üşüyorsun. Sonra anestezist gelip seninle küçük bir sohbet ediyor ve damarlarında bir soğukluk hissediyorsun. İyi uykular! Saatler geçiyor, senin üzerinde aklına gelmeyecek şeyler yapıyorlar ama hiçbir şey hissetmiyorsun. Soğuk bile hissedilmiyor.

Ameliyat ilginç şey, değil mi?


 
hele o götüne yaptıkları iğne fena sakinleştiriyor adamı. ameliyat için sabırsızlanıyorsun hatta:)


  • geberix  (17.06.14 23:53:33) 
ameliyattan çok korkuyorum. en çokta ameliyat sonrası saçmalama durumları olabiliyor. saçma sapan şeyler söyleyebilirsin. ameliyattayken rüya görülür mü, görülüyorsa ne tip şeyler olur bunlar, o da bana çok ilginç geliyor.
en çokta eniştem ameliyat olduğunda utanmıştım. ameliyattan çıktı yanında bekliyorum. doktorların, hemşirelerin arkasından hareket çekiyor, sürekli 'gel öpeceğim' diyor. öptürmekten bir hal oldum. o sessiz sakin adam gitti, deli gibi bişey geldi. neyse ki 1-2 saate eski haline döndü. ben bunları mı yaptım deyip çok utandı :))

  • rock n roll  (17.06.14 23:56:25 ~ 18.06.14 00:27:21) 
Evet, ilginç bir şey. Beynin en ilkel yerine kadar uyuşturuluyor. Sonra kaldığın yerden devam ediyorsun.


  • Lim5  (17.06.14 23:56:56) 
Ameliyat sonrasi da ayri zor be. Aglayarak cikiyorsun sedyedesin seni odana goturuyorlar gozunu ilk actigin anda yukari bakiyorsun bir serum var yavas yavas damlayan sonra etrafina bakiyorsun bir suru onluklu insanlar neler oluyor diye sorgulamaya basliyorsun. Ruya gibi bir girdigini hatirliyorsun bir de cikisini oysa o ara saatler gecmis oluyor falan degisik cidden.


  • duzsac  (17.06.14 23:59:57) 
zamanında askeri hastanede bunu yaşamıştım hatta öncesinde ve sonrasında yalnızdım. kabus gibiydi.


  • tadutadu  (18.06.14 00:06:22) 
Anestezi aldıktan sonra heyecan oluyor mu ?
Uyumaya benziyor mu ?

  • sonra baksak  (18.06.14 00:11:07) 
Uyumaya benziyor bence. Ve evet, gerçekten heyecan verici bir an. Ama aldıktan sonra olan tek bir şey var, o da senin orada olmaman.


  • aguilas negras  (18.06.14 00:16:01) 
doktor olarak çok daha farklı herşey. hepsi aynı geliyor, hiç de soğuk değil :)) hatta çoğu zaman esas eğlence içeride oluyor.


  • fayfim  (18.06.14 00:16:38) 
ilginç.


  • hayatkısakuşlaruçuyor  (18.06.14 00:18:30) 
bir kere ameliyat oldum, cidden soğuktu mekan. anestezi ise mükemmel birşey. ayda bir alsa herkes, ne dert kalır ne tasa :p o ilk gidiş anı bilincin. profesyonel uykucuyum, böyle tatlısı yok, yaşamadım. ben asansörde odaya çıkarılırken uyandım ilk, uyanma denirse. ezel yayınlanıyordu o dönem, ezel başladı mı diye sormuşum afdfads eşim de odanın anteni bozuk, söyledim bakacaklar demiş, skerim böyle hastane mi olur diye söylene söylene bayılmışım geri. ikinci uyanmamda telefonu isteyip millete mesaj atmaya çalışmıştım, merak etmeyin diye. herkese afdsfsdagfdsdkjn şeklinde mesaj atmışım. çok eğlenmiştim ben :p


  • kerbeee  (18.06.14 00:20:09) 
Anestezi almak iyi bir şey mi kötü bir şey mi şimdi ?

Ya da kimler için eğlenceli kimler için sıkıntılı ?
  • sonra baksak  (18.06.14 00:28:39) 
ameliyat faydalı bi eser. genellikle hayat kurtarıyo. bazen de ölüme sebep oluyo.


  • compadrito  (18.06.14 03:33:37) 
fayfim haklı beyler. ben ameliyat olduğumda henüz daha o derin ve güzel uykuya dalmamışken doktorlar kendi aralarında geyik şamata yapıyorlar, bir yandan da net göremediğim şekilde beni ameliyata hazırlıyorlardı. Bir an anestezide farkındalık yaşadığımı düşünüp 'siz orada eğleniyorsunuz ama ben burada farkındalık yaşıyorum' demiştim sarhoş ağzıyla :))

uyanma sonrası ben herşeyi çok güzel hatırlıyorum ya. çiçekler, böcekler, kafa fena güzel, acayip bi duygu! bence anestezi rulez!!
  • dessy  (18.06.14 08:51:39) 
bu duyguyu geçtiğimiz aylarda yaşayan bir zat olarak ben de bunları hissettim.

özellikle ameliyathanede geyik yapan sağlıkçı arkadaşları hayal meyal hatırlıyorum da, ne sinir olmuştum lan!

hele ki yoğun bakımda uyanman için senin adını sayıklayıp dürtüp duran hemşireler yok mu! gözünü açamıyorsun lan!

ama hiç unutayacağım bir şey var ki; ameliyattan sonra elimi yıkamak için sıvı sabuna basacak gücüm yoktu. ne kadar acı lan!
  • teknikekip  (18.06.14 09:53:33) 
[]

Çiçekçi vs. çingene kadın

Şimdi benim aklıma takılan bir şey var. Bu çiçekler bildiğim kadarıyla daha pahalı çiçekçi dükkanlarında. Bizim mahallenin dükkandaki adamı tanıdığım için hep ondan alıyorum çiçek lazım olunca. Ben gereksiz yere fazla para mı veriyorum?

Bugün annem bana çiçeğin fiyatını sorduktan sonra 100 liralık çiçeğin fiyatını 30-50 lira civarı diye tahmin etmesi benim içime oturmadı değil. Ama bukette lilyum ve muhteşem şıklıkta Ekvator gülleri vardı ithal. Yıllardır gereksiz yere fazla para mı veriyorum acaba ben?


 
Evet. Çingene kadınlarda hem daha ucuz hem pazarlık payı var.

Ekleme: Ayrıca lilyum lafına da kılım. Zambak anasını satayım işte, lilyum ne.
  • buff  (17.06.14 00:29:02 ~ 01:14:24) 
çingene kadın dükkan kirası, eleman maaşı, sgk, vergi vs ödemediği için ucuza satar.

ancak böyle 100 liralık çiçek 30 lira olur gibi bir oran olmaz. çünkü çiçeklerin geldiği yerler belli.
  • mea maxima culpa  (17.06.14 00:31:38 ~ 00:32:47) 
cok fazla almiyorsan eger sorun degil bence... ortalama 70-150 arasi veriyorum bende; lilyum yerine zambak dersen indirim olmuyor ayrica, aldirma sen :D


  • kamyonsans  (17.06.14 01:02:00) 
@buff Aaa ben bilmiyordum aynı şey olduklarını, şaşırdım.

@divit ahhahahah dikkat etmek lazım :)

@kamyonsans aynen aynen, iyi bir bakış açısıydı ama :)
  • aguilas negras  (17.06.14 01:04:27) 
@divit o cümlenin üzerine bu duyurunun kapatılması, kilitlenmesi ve gömülmesi lazım :D

büyük çiçekçiler hariç, geri kalan hepsinde "egzotik" diye sıradan çiçek kitliyorlar. bir bukete 100 lira vermek kesinlikle evlat acısı denen fazlalıkta.

evet lilyum yerine zambak dersen bir indirim olmuyor ama zambağa lilyum diyen yerlerde fiyat bindiriyorlar. bunu unutmamak lazım. ayrıca "muhteşem şıklıkta ekvator gülleri"ni merak ettim. emin misin öyle olduklarına?

çingene kadınlar genelde, belirli bahçelerden, mezarlardan, yol kenarlarından vs. topladıkları varsa kendi yetiştirdikleri çiçekleri sattıkları için mantıklı fiyatlara satıyorlar.
  • nawar  (17.06.14 02:35:31) 
yol ustunden ya da bu kadinlardan aldiklarinizda nasil bir sunum oluyor bilmiyorum ama cicekciden alinca guzel bir sunum oluyor :) gecen bende cok ozel bir gul aldim, her mevsim ve her yerde olmayan... siz bildiginiz yolda ilerleyin, iyi cicek hediye edilince alan cok mutlu oluyor :)


  • kamyonsans  (17.06.14 13:00:28) 
[]

Sigma ve pi bağı

Bu senede 2-3 defa karşıma çıktı sınavlarda bu konu, bugün de bütünlemede çıkar büyük ihtimalle. Birisi bana anlatabilir mi bunların farkı nedir?




 
bunlar isini gormedi mi?

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
  • osuruklu  (17.06.14 00:31:40) 
Bir insandan dinlesem daha iyi anlayacağımı düşünüyorum.


  • aguilas negras  (17.06.14 00:38:07) 
al sana insan.

www.youtube.com
  • osuruklu  (17.06.14 00:46:14) 
[]

Sigara ve sinüzit

İyi geceler,

Birkaç aydır sinüzit sıkıntısı çekiyorum. Bu hafta ameliyat olacağım büyük ihtimalle.

Acaba günde 4-5 tane içtiğim sigaranın bu sinüzite neden olma ihtimali var mıdır?

Sinüzit ileri derecede. Tipi de mantar sinüzitiymiş büyük ihtimalle.

 
Soruya soruyla cevap veriyorum ama sinuzit oldugun nasil ortaya cikti?


  • delifaruk  (16.06.14 01:33:37) 
Şiddetli baş ağrısı, burun akıntısı (bu sürekli var zaten bende), öne eğilememe falan ile çıktı.


  • aguilas negras  (16.06.14 12:29:59) 
neden olmaz da olumsuz etkiler. içmemek daha iyi


  • hayatkısakuşlaruçuyor  (16.06.14 12:35:32) 
[]

İspanya'dan ne istenir

Abim İspanya'ya gitti. 3-4 sene önce Barcelona forması isterdim heralde ama şimdi hiç içimden gelmiyor.

Ne istesem abimden? İçki harici bir şeyler söylerseniz mutlu olurum.

Edit: Şehir Barcelona bu arada.

 
abi getiriliyorsa arenada öldürülen boğalardan sucuk falan getirsin. güzelce yumurta ile pişirip yersiniz. illa hatırası kalacak saklayacam diye bi şey isteyip kendine yük etme. yiyecek getirsin. ya da benim karnım acıkmış.


  • vfgerty  (15.06.14 23:10:19) 
Özellikle deri ayakkabı konusunda çok iyilerdir. içkiyi dışarıda tutarsan başka da ahım şahım bir şey yok aslında.


  • kuja  (15.06.14 23:10:20 ~ 23:11:06) 
(bkz: barretina)


  • homo sapiens gotgobekus  (15.06.14 23:12:09) 
Normalde sangria ve La Roja şarabı isterim ama içki yok demişsiniz.

Ben her gidenden toz ceviz, kimyon ve toz sarmısak istiyorum. Toz ceviz burada yok galiba, hiç görmedim. Et yemeklerinde süper oluyor. Oranın kimyonu süper kokuyoru ve toz sarmısağı çok doğal. Ayrıca sarmısaklı ahtapot konservesi istiyorum gidenlerden. (Bunlar marketten istenenler) Bunun dışında gelebiliyorsa ve domuz yiyorsanız jamón ibérico ve chorizo.
  • aychovsky  (15.06.14 23:12:15 ~ 23:12:26) 
peynir
gerçi barcelona'da turistik olmayan güzel peynir bulunur mu bilemedim

  • la noix  (15.06.14 23:16:41) 
Marketlerde manchego peyniri bulunur. Ondan istenebilir, harikadır.


  • aychovsky  (15.06.14 23:18:08) 
(bkz: turron)


  • sankaranarayanan  (16.06.14 00:23:03) 
[]

Whatsapp'ta engellenmel

Eğer biri tarafından engellediysem bunu nasıl anlarım? Yıllardır last seen'i açık olan birinin last seen'ini göremiyorum birkaç gündür.




 
last seen özelliğini kapatmıs da olabilir.


  • ufukcel  (15.06.14 01:38:33) 
last seeni kapatmıştır.
biri seni engellerse whatsapp kişilerinde görülmez. eski sohbetiniz görülür, ama kişi listesinde o kişi görünmez. eğer görebiliyorsan engellememiştir.
check etmek için bir arhadaşının telefonuna numarasını kaydet oradan bak.
ama siktiret değmez. uğraşcan falan. engellediyse de engelledi.
  • anil  (15.06.14 01:43:16) 
Engellediyse profil fotoğrafını da göremezsin misal. Whatsappi yok gibi olur.


  • yumurtaninipanailefircalanmayantarafi  (15.06.14 11:18:52) 
mesaj atıyorsun ama tek tık çıkıyor. ikinci tik asla gelmiyor.


  • roket adam  (15.06.14 22:00:56) 
[]

Garanti paracard ile internetten alışveriş

2 saati içinde Steam'den bir şey almam lazım. Benim adıma havale yapılması gerektiğinden 2-3 ay önce Garanti Bankası'ndan hesap açtırmıştık. Sonra kart da geçti elime. Paracard trink yazıyor üstünde.

Az önce Steam'e girdim bütün bilgileri. Visa yazıyor kartın üzerinde, onu da seçtim. Onaylayınca "Kredi kartı şirketiniz, kart bilgilerinizi reddetti" falan diyor, satın alamıyorum istediğim şeyi.

İnternet şubesine girdim. Kartlarım sekmesinden "kredi kartlarım"a basınca bir şey çıkmıyor, "banka kartlarım"a basınca çıkıyor benim hesap. Acaba bu kredi kartı değil, ondan mı alışveriş yapamıyorum? Var mıdır bununla internetten alışveriş yapmanın yolu?

 
sanal kart açıp onu kullanabilirsin.


  • clones  (12.06.14 18:20:31) 
internet bankacılığından hesabınıza tanımlı sanal kart oluşturun, normal hesaptan sanal hesaba gerektiği kadar para aktarıp öyle işlem yapın. debit kart kabul etmiyordur bir ihtimal.


  • whoosie  (12.06.14 18:22:16) 
[]

Düğün günü adetleri

Evet arkadaşlar. Ciddi bir konuyla karşınızdayım. Cuma günü düğünümüz var. Havanın yağmurlu olacağını öğrendiğimizden beri evde gergin bir hava var zaten. Bu akşam bir konu açıldı ve ben de buradaki tecrübeli arkadaşlara danışayım dedim.

Biz erkek tarafıyız, İstanbul bizim memleket. Kız tarafının memleket ise Hatay.

Şimdi cuma günü damat beyi gelin arabası alacak, arabayı bir şöför kullanıyor. Araba gidecek, gelin hanımı alacak ve ikisi beraber düğün yerine geçecekler. Planımız bu şekilde. Peki adetlerimiz, geleneklerimiz nasıldır? Günümüzde ne şekilde yapılıyor genel olarak? Erkek evinden sadece damat mı gider gelini almaya, babası da eşlik etmeli mi onlara?

Not: Herhangi bir konvoy, davul, zurna falan olmayacak. Sadece süslü bir gelin arabası, gelinlik giyen bir kız ve damatlık giyen bir adam var düğün belirtisi olarak.

Başka dikkat edilmesi gereken bir şey var mı? Önemli noktalara siz de değinirseniz çok mutlu olurum.

Teşekkürler herkese.

 
cumartesi de bizim düğünümüz var. bizde şöyle gerçekleşecek:
damat gelini kuaförden alıp kız evine getirecek tek başına. sonra damat evine gidecek arabayı kullanan sadıcıyla beraber düğün yerine kadar konvoy yapacak arabalarla beraber kız evine tekrar gelecek ve davul zurnayla kız evden çıkarılıp bütüüün herkes düğün salonuna gidecek.

  • takilagimacanim  (04.06.14 23:04:54) 
eve tek başına çıkmasan daha iyi değil mi? ailesi istemiyo mu ki, tek gelmiş diye laf edebilirler. kardeş olur baba olur biri gelebilir yani. ayrıca gelinin evden çıkışını videoya çekecek birileri de lazım. ne bileyim izlemek istersiniz belki ilerde.

yanında da para olsun biraz. çünkü muhtemelen kapı tutacaklar. kapıyı tutana para vereceksin. gelinin beline kırmızı kuşak bağlanacaksa onu bağlayan eğer ufak çocuksa falan ona da para vermen gerekebilir.
  • elorelia  (04.06.14 23:09:23) 
adetler gelenekler kültürden kültüre değişir.karadenizliler başkadır,çerkesler başkadır,kürtler başkadır vs vs.aileniz daha önce nasıl yaptıysa öyle yapın işte.ayrıca kız tarafına da sorun sizde nasıl oluyor diye.kimseye abes gelmeyecek bir sentez çıkarın ortaya.

ayrıca ben de genel olarak hep @takilagimacanim'nın dediği gibi gördüm.
  • mesa  (04.06.14 23:18:07) 
erkak tarafından öyle sadece damadın gitmemesi lazım bana kalırsa yani sanki istenmeyen gelin gibi olur kız tarafının gözünde.

zaten düğünün derneğin amacı da asıl etrafa duyurmak. davul zurna çalıyorsun işte, "eey ahali bu oğlanla bu kız evleniyor, bunlar aile oluyor, duyduk duymadık demeyin." demiş oluyorsun. o yüzden kız tarafının kapısında davul zurna çalınıyor, oğlan evi komple kızı almaya geliyor.

benim kayınvalidem bozuk para (5-10 kuruş), pirinç, mercimek, buğday vs. atmıştı tepemizden uğur getirsin bolluk bereket olsun diye.

bizim tarafın adeti de, kız oğlan evine geldiği zaman kafasının üstünde şeker kırılır, tatlılık olsun diye.(muğla)

açıkçası fazlaca duygusal bir ortam oluyor gelin alma ki ben kuşak da bağlatmadım hediye paketi gibi ne o öyle diye. benim bütün sülale ağlamıştı, hatta kayınvalidemle kızkardeşi filan da ağlamaya başladı en son duygulanıp :) topluca gitmelisiniz yani.
  • physcos physcos  (05.06.14 01:17:34 ~ 01:19:59) 
[]

Samsung şebeke sorunu

1,5 yıldır annem galaxy s3 mini kullanıyor. Telefonda şebeke problemi var. Aranınca "aradığınız kişiye ulaşılamıyor" diyor, sorun Turkcell hattıyla ilgili değil. Telefonu servise gönderiyoruz, "bir sıkıntısı yok" diyip geri gönderiyorlar. Ben ne yapayım gidip Samsung servisinde hır gür çıkarsam yeni telefon verirler mi bize. Yani aynı telefonun sağlamını vermezler mi?

Günde 5 arama gelse 4 tanesi mesaj bırak diyor, birkaç dakika sonra kimaramış'tan mesaj geliyor.


 
ilk ay sorunu fark edip götürseydiniz yenisiyle değiştirirlerdi. yeni telefon alın.


  • sayns  (31.05.14 00:31:10) 
Bana problem hatla alakalı gibi geldi. O hattı başka bi telefonda kullanmayı denediniz mi? Yani sim kartlık durum olabilir.

Servis çünkü boş beleş geri göndermez gibi.
  • c0sh_kun  (31.05.14 00:47:29) 
O hat başka telefonla gayet sorunsuz çalışıyor.


  • aguilas negras  (31.05.14 00:59:49) 
he "yeni telefon alin", parasini sen vereceksin cunku amk.

baska bir hatla deneyin once. ya da mevcut hatla factory reset atin. sonra da sim kartin altina bir kagit sikistirin demisler, en olmadi sim karti yenileyin. asagidaki linkte o tavsiye edilmis cunku.

android.stackexchange.com
  • osuruklu  (31.05.14 01:07:47) 
Sifirdan rom kurun.Olmadi bir telefoncuya gideceksiniz şebeke dosyalari var onlari yukleteceksiniz


  • diss0640  (31.05.14 01:10:08) 
Şebeke kayışı kopmuştur muhtemelen, ya da yağı eksilmiştir.

Herkes birşey sallıyor ben de sallayayım dedim. Kağıt sıkıştırmaktan daha mantıksız değil sanırım.
  • nuri  (31.05.14 02:36:53) 
Bende daha önce aynı problemi yaşamıştım.benim telefonda sorun anteninde idi değiştirdiler düzeldi.Servise bir daha götür garantisi bitmedi ise durumu anlat yaparlar


  • murtiii  (31.05.14 05:20:41) 
Yeni model sim kart da alındı. Başka numarayla değişeceğini sanmıyorum bu durumda.

Sağolun tavsiyeler için.
  • aguilas negras  (31.05.14 12:05:37) 
[]

Futbol taktik konusunda kendini geliştirmek

İyi geceler ahali,

Ben kendimi bildim bileli futbol izlerim. Her hafta en az 10 saatim futbol izleyerek geçer. Ben işin biraz daha taktik kısmına inmek istiyorum. Oyunu daha iyi okumak istiyorum.

Var mı antrenörlük kitabı falan?

 
shop.soccertutor.com

bazılarının e-book'u da var hatta.
  • ufukcel  (28.05.14 00:04:29) 
Büyük takımların antrenman videoları var, izleyebilirsin.


  • sevgili sen masada değil yatakta güzelsin  (28.05.14 00:12:05) 
football manager :D


  • ozymandias10  (28.05.14 00:20:47) 
[]

enflasyon

Şimdi size çok temel birkaç soru soracağım.

TÜFE, TEFE falan ne oluyor tam olarak? Yüzdeleri neyi ifade ediyor? Bunlar ile enflasyon arasındaki bağlantı nedir?

Bir de yanlış bilmiyorsam enflasyon denen şey %7-8 gibi bir oran oluyor. Şimdi diyelim ki bir okulun yıllık fiyatı 20.000 lira. Bu ücret 22.000 liraya çıksa %10'luk bir zam yapılmış olmuyor değil mi? Daha az oluyor.

 
valla son 3 cümlenin cevabı, %10'luk bir zam yapılmış oluyor.

ha paranın alım gücüne göre o etki %10 olmayabilir o ayrı.
  • reavelyn  (27.05.14 00:36:55) 
tüfe - tüketici fiyat endeksi
üfe - üretici fiyat endeksi
Bunlar bir sayıdır ve belli malların ortalama fiyatını verirler. Üfe toptan piyasada üreticilerin satış fiyatlarının ortalaması, tüfe ise perakende piyasada tüketici mallarının fiyatlarının ortalamasıdır. Mesela markette alabileceğin her şey tüfeye dahildir, ve bunların fiyatları artarsa tüfe de artar. Bu sayede sen hayatın pahalılaştığını görürsün. Enflasyon kelime manası olarak ingilizce inflation dan gelir ve artış, şişme gibi anlamları vardır. Tüfe ve üfe arttığında biz artış kelimesi yerine enflasyon kelimesini kullanırız konjonktür icabı. tüfe enflasyonu %10 oldu demek tüfe %10 arttı demektir. Mesela 100 den 110'a çıktı. Ayrıca üfe enflasyonu vardır bu da üfedeki artışı belirtir. Eğer ne enflasyonu olduğu söylenmiyorsa genelde tüfe kast edilir.

Bir malın fiyatı 20.000'den 22.000'e çıkarsa bu %10 luk bir zam manasına gelir, tüm malların fiyatı %10 artarsa o sene enflasyon %10 deriz.

Bu açıklamalar çok yüzeysel ama umarım işine yarar.
  • yakuza123  (27.05.14 00:50:26) 
tüfe ve üfe fiyat endeskleridir. Enflasyonu görmemizi sağlayan iki tane fiyat endeksinden birisidir.
TÜFE-->Tüketici fiyatları endeksi

ÜFE-->Üretici fiyatları endeksi

TÜFE ve ÜFE, belli sabit bir yılda, mal sepeti içinde belirlenmiş malların fiyatlarındaki artışı gösterir. Bu alım-satım gücümüzü görmemizi sağlar. Şöyle ki Türkiye'de benim bildiğim en son 2003'te oluşturulan içinde farklı mallardan (elma, ekmek, süt, et vs. gibi)oluşan sabit bir sepet var. Her yıl sepetin içindeki malların fiyatlarında yaşanan artış bu 2003 yılındaki fiyatlarla karşılaştırılıp oransal olarak bir değer bulunuyor ve bu enflasyonu görmemizi sağlıyor. misal bu sepetteki malların fiyatları;

2003-->100.000TL iken
2004-->110.000TL ise %10'luk bir artış yaşanmıştır.Enflasyon %10'dur
2005-->105.000TL olmuşsa sabit sepet 2003 yılındakine göre bakılacağı için Enflasyon %5'tir diye gider böyle.

Tabi ki sorunun cevabı da %10'luk bir zam olmuş oluyor. Alım gücümüzün enflasyon oranında olup olmadığında ise literatürde farklı yaklaşımlara göre değişen cevabı söz konusu.
  • shbz  (27.05.14 01:39:57) 
[]

Önder Özen'in bu haftaki röportajı

İyi geceler ahali,

Önder Özen 3-4 gün önce BJK TV'de Hakan Gündoğar'ın sorularını falan cevaplamış ya. Yazı olarak buldum uzun bir metin ama ben bunu nereden izleyebilirim? İzlemek istiyorum.


 
ben de bekliyorum, henüz youtube beşiktaş kanalına düşmedi sanırsam.


  • tahret muslugu  (26.05.14 00:27:21) 
aga ben de o videoyu 1 aydir ariyorum.. adamlar gereksiz gereksiz videolari ertesi gun siteye koyarken paln ve projelerin oldugu videoyu koymaya zahmet edemiyorlar. e tabi yeni mudur hakan bey onder ozen'le pek anlasamadigi biliniyor. bu kulubun en buyuk dusmani kendi icindeki rantcilar..


  • californian turk  (01.07.14 06:39:07) 
12345678   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.