Ekşi Duyuru

Arkadaşlar 2 haftadır çok sıkıntıdayım bilgisayar konusunda. Son 3 haftadır laptop'ım mavi ekran veriyordu ama çok önemsemiyordum. Son 2 haftadır iyice yavaşlamaya başladı ve 1 haftadır bilgisayarı hiç kullanamaz oldum. 2 hafta önceden başladım yedeklemeye. Ama ilk başlarda az yedekledim, neredem bileyim bu hale geleceğini. Bir süredir dosya aktarmaya başlayınca mavi ekran veriyordu, ben de güvenli modda çalıştırıp yedeklemeye başladım. Öyle hızlı hızlı yedekliyordum, bir süre sonra onda da mavi ekran vermeye başladı. Korka korka onda da biraz yedekledim. Zar zor öyle böyle biter diyordum bu yedekleme işi. Ama 4 gündür bilgisayarımın masaüstünü göremez oldum. Hala almam gereken çok değerli dosyalar var. Belgelerimde son 3 yılda makinayla çektiğim bütün fotoğraflar var. Onları alamadım. Başka klasörler de var masaüstünde. Hala alamadığım birkaç film, dizi var da onlar D'de, formatla birlikte onlar da kalır. Günlerdir yabancı forumlarda 10'larca konu okudum ama hep format diyorlar.

Günlerdir uğraşıyorum belki açılır diye de ne normaş modda, ne güvenli modda, ne last known good configuration'da, ne debugging mode'de boot edemiyorum. Starting windows diyip en başa dönüyor, recovery'yi falan açıyor. Linux Live CD bile denedik, 20 GB kopyalayabildim bir seferlik. Onda da error verdi. Diğer denemelerde de. Ne yapacağımı bilmiyorum. Lütfen yardım edin. O fotoğraflar, dosyalar silinirse gerçekten çook üzülürüm ben. Artık hangi ihtimal iyi bilmiyorum. Sanki virüs varsa her şeyi emmiş gibi, hard disk çöktüyse zaten bittim ben.

Teşekkürler. :(

 

Bu ekteki sorunun çözümü nasıldır hiçbirimiz bulamadık. Yardımcı olabilir misiniz?




 

İyi geceler,

Bilgisayarım her an mavi ekran verebileceği için açar açmaz yapmam gerekiyor araştırmadan. Nasıl yedek alınıyor? Uzantılardaki bir eklenti aracılığıyla mı? Yer imleri, geçmiş ve şifreleri falan almasını istiyorum. Teşekkürler.


 

Selamlar herkese. Bilgisayarım 2 haftadır çok sıkıntılı. İlk gördüğümde kendi kendine BIOS'a girdiğini görmüştüm. Anlamamıştım nedenini. Sonra bir gün football manager oynarken mavi ekran çıktı karşıma, sonra bios ekranına girdi. Birkaç defa daha oldu aynı şey, bilgisayar normal dururken bile mavi ekran veriyordu. Ama sonra açıp normal hızda bilgisayarı kullanabiliyordum. 3-4 gündür çok yavaş bilgisayar. Açılması 5 dakika falan sürüyor. Bilgisayarım klasörünü açmak bile yarım dakika falan sürüyor. Kendi kendine kapanınca karşıma 2 tane seçenek çıkıyor yeniden başladığında. Birisi windows'u normal olarak başlatmak, diğeri de launch startup repair diye bir şey. Bu ikincisini seçtiğimde recovery, asus preload wizard falan çıkıyor, kendisi format atacak diye korkup kapatıp normal olarak başlatıyorum.

Son günlerde inanılmaz yavaşladı anlattığım gibi. Nedir bunun sebebi ve çaresi? Artık çok canımı sıkmaya başladı. Virüs mü girmiş?

Bir de update'leri yapın falan diyor o ilk ekranda. Son update'lerle alakalı bir sorun olabilir diyor. Ama windows update'ten güncellemeleri yapınca yine mavi ekran veriyor.

 

İyi akşamlar herkese. Bizim evde 2 tane erkek kedi var. İkisi de birkaç haftalıkken sokaktan alındı. Bir tanesi 1.5 yıldır bizimle. 17 aylık falan. Diğeri de 9 aylık olabilir. Büyük olana çok bağlıyız. Bizim için bir hayvan gibi değil de, küçük kardeş gibi neredeyse.

Malesef birkaç gündür ciddi ciddi her yere iz bırakıyorlar. Gidip işer gibi oturuyorlar yatağa, kutuya falan; sonra iz bırakıyorlar. Özellikle büyük olan. Sanırım tek çare kısırlaştırmak. Ama ben kıyamıyorum. Canı acır mı Zeytin'imin? Huyu bozulmasın kısırlaştırıldıktan sonra? Var mı bunun bir riski falan? Merak ediyorum yaptırmamak için bir sebep olduğunu.

Tanıdık veteriner 2 kediye toplam 500 lira istemiş.

Teşekkürler.

 

Yıllardır böyle bir şey görmemiştim ben. İlk defa geçen hafta oldu. Bilgisayar açıktı ama bir geldim baktım, kendi kendine bios ekranına girmiş. Dün yine aynısı oldu, bu sefer ben başındayken oldu. Zaten yavaş çalışıyordu, nedenini anlamamıştım. Sonra mavi bir ekran çıktı üzerinde yazılar olan, sonra bios'a girdi. Esc'e basıp çıktım, birkaç dakika ekranda bir şey açılmadan kaldı öyle bilgisayar. Sonra düğmesinden uyku moduna aldım. Açtığımda "repair startup" falan yazılıyordu tavsiye edilen eylem olarak. Diğeri de windows'u normal olarak başlatmak. İlkini seçtim, command ekranı çıktı. Kapattım 2 defa. Sonra Asus kurulumu için dil seçimi falan çıktı. Çok korktum bilgisayardaki şeyler mi silinecek acaba diye. O ekranı da kapattım. O zaman en başa döndüm. Windows'u normal olarak başlatı seçtim. Dizin taraması falan yapıp açtı bilgisayarı.

Şimdi yine crash dump hatası verdi mavi ekranda, bios'a girdi. Esc'e basıp çıktım ama hala ekran siyah. Korkuyorum yine bir şey olacak diye. Ne yapmalıyım? Lütfen yardım edin :(


 

İyi akşamlar herkese. Bir akrabamın rahatsızlığı var. 65 yaşında erkek 30 yıl önce sıkıntılı zamanlar geçirmiş, bir sıkıntısı yüzünden 15 gün boyunca uyuyamamış falan diyorlar. Şimdi sol elindeki 3 parmak (serçe, yüzük ve orta parmak) istemsizce oynuyor ortalama olarak 1.5 saniyede bir. Yani dakikada 40-50 kere oluyor. Ayrıca boyundan ayağa kadar olan sinirler kasılıyormuş. Doktor doktor gezmişler, doktorlar sadece antidepresan verebilmiş. O da uyku sorununu azaltsın diye. Sırf o sayede uyuyabiliyor kendisi, vücudundaki sinir çekmeleri yüzünden uyuyamıyor.

Dediğim hiçbir doktor çare bulamamış. Geçenlerde televizyonda dr. Feridun Kunak'ı görmüşler, adam buna benzer 2 hastayı tedavi etmiş bir süre içinde. Birisinin boynu böyle istemsizce kasılıyormuş, ötekinin başka bir yeri. Akupunktur ile tedavi etmiş hastaları. Bu çok sevdiğim akrabalarım da ümitlenip aramışlar bu şovmen adamın muayenehanesini, 1 ay sonraya randevu vermişler. 15 günleri kalmış gitmeleri için.

Bu akrabam 20 yıldır böyleymiş. Hastalığın adı distoni. Ne yapılabilir daha önce buna benzer bir şey yaşayan veya yaşadığı tanıdığı olan var mı?

Bu doktor şovmen bir adam olduğu için çok ümitlenmedim ben ama bu akrabalarım olacağını ümit ediyorlar.

Çok teşekkür ederim.

 

İyi akşamlar herkese. Cevap bulursa çook mutlu olacağım bir mevzu var.

Şimdi 2 ay önce telefonumda yer açmak için bir uygulama silmiştim. Vdownloader isminde, youtube'dan video indiren pratik ve kullanışlı bir uygulamaydı. Turunculu, aşağı yöne kalın bir ok içeren bir logosu vardı. Sonra geri yüklemek için bir girdim baktım ki uygulama appstore'da yok, kaldırmışlar :( eski yüklenenlere baktım, orada da yok haliyle.

O uygulamayı geri yüklemek mümkün değil mi? En son 8 ay önce yedekleme yapmışım iTunes'a, oradan bir şeyler yapılamaz mı? Şimdi yedek almaya çalışacaktım da o aklıma geldi.

Teşekkür ederim. (peşinen söyleyeyim. store'da bu işlevde başka uygulamalar olduğunu biliyorum. ama o olursa çok sevineceğim)

 

İyi geceler herkese. Bir liste var excel tablosu gibi. direk web sitesinin üzerinde normal yazılmış gibi gözüküyor. Yani karakterleri kopyala yapıştır yapabiliyoruz.

Bunu excel veya pdf gibi kaydetmenin yolu nedir?

Teşekkürler.

 

Yine unutmalı bir filmdi. Kadının hafızası her uyuduğunda siliniyordu. Neydi bu film?




 

3 gündür hava durumunu takip ediyorum. Perşembe günü karlı mı diye bakıyordum sürekli. Şu anda kar yok ama yarın sabah pek iyi olmayacak sanırım buzlanma vs. açısından.

Saatlerdir bir twitter'a bakıyorum bir mail'lere bakıyorum okuldan haber gelecek diye. Saatlerdir doğru düzgün ders de çalışamadım. Her zaman olduğu gibi finale de hazır değilim daha. Sabah 10'da sınavım. Bunaldım artık iyi haber beklemekten. İşin asıl tarafı cuma çok önemli bir finalim var ve bugün tam gün ona çalışsam çok iyi olacak.

Tek umudum tatil olması. Yok mu bir ihtimal? Bir de ben çok yanlış yoldayım dimi? İyi çalışıp "iptal olmasa da sınava girip kurtulsak" kafasında olmam lazım. Ama "birkaç gün sonraya ertelense de benim de 2 sınava da çalışmaya vaktim olsa" diye ümitle bekliyorum. Benden adam olmaz gibi hissediyorum bazen :(

Okul: Boğaziçi Üniversitesi

 

İyi akşamlar herkese. Yarın sabah Florya'dan Etiler'e gideceğim. Etiler dediğim Rumeli Hisarüstü tarafına. Kış lastiğim var çok şükür. Arabayla mı gitmeli yoksa toplu taşımayla mı?

Okullar tatil diye trafik nispeten rahat olur diye umuyorum ama yollar çok buzlu olur mu ki? Pişman olmayayım arabayla gittiğime? 30 kilometre yol sonuçta.

Sabah ibb trafik'e bakıp çıkıcam 8'den önce. Trafik çok kötüyse metrobüse bineceğim zaten de. Yine de size sorayım dedim 2 gündür evden çıkmayan biri olarak.

 

Bu trajedi eseri 1961 yılında sinemaya uyarlanmış. Malum ortamların bir kısmına baktım ama bulamadım. Yok mu yardımcı olabilecek birileri, nereden bulurum?




 

Mutlu yıllar herkese. 3 gündür boğazım ağrıyor. Sabah kalktığımda çok ağrıyor, akşama doğru azalıyor. Nedenini anlamıyorum.

Birisi çok tavsiye ederdi bu umca isimli ilacı. O elinde damla şeklindeki umca ile geziyordu. Ben birkaç ay önce hasta olup eczacıya gittiğimde "damla, çocuklar ve hap yutamayanlar için. sen hap al daha iyi" demişti. Hap kullandım ama midem acıdı günlerce, mahvoldum. Final haftasında midem acısın istemem. Kahveler falan içilecek çünkü. Bu arada biraz reflü, biraz gastrit var bende.

Ee ne yapayım? Hiç umca içmeyeyim mi? Öncesinde aç karna lansor, sonra da gaviscon alıp içsem iyi olur mu? İçersem damla mı içeyim? Evde hap var.

 

İyi geceler. Bu sene 3. defa aldığım bir ders var. Calculus-II dersi. Finale girebilmek için iki vize ortalaması 20 olması lazım. Benimki 19.95 malesef. Sınavlardan biri 43 diğeri 62 üzerinden yapıldığı için böyle ilginç bir ortalamam oldu. İtirazda bulundum, itirazdan hayır çıkmadı. Gidip hocayla bire bir görüşeceğim. Ne diyeyim? Okul uzayacak desem 1 puan fazladan verir mi?

Bu arada rahat gözüktüğüme bakmayın. Sağlık sorunlarımdan dolayı içim rahat, koparabilirim diye düşünüyorum o 1 puanı. Duygu sömürüsü yapacağım aslında. İnsan olumsuz şeyleri olumlu yönde kullanmayı bilmeli.

Ayrıca "onu yukarı yuvarlayıp 20 yaparlar ya" diyenlere peşin cevap. Bence yuvarlamayabilirler. Zira giriyorlar notları excel'e falan, "20'nin altındakileri postala" diyorlar. Öyle tahmin ediyorum yani. Sonuçta katı bir ders, koskoca calculus. Bundan dolayı da korkmuyor değilim.

Ne diyeyim hocaya? Şansım var mı sizce?

 

Selam herkese, bunun tiyatrosuna giden var mı? İstanbul'da izleyebileceğim yer olur mu acaba? İnternetten bakındım da güncel bir şey bulamadım, halbuki geçenlerde tanımadığım iki insan konuşurken duymuştum "bu akşam karşıda gösterimi var" diye.

The Merchant of Venice filmini izledim, dersimizin konusu olduğu için tiyatroya gitmek istiyorum.

Teşekkürler.

 

Açıldı mı?




 

Sabah radyoda kanalları gezerken duydum. Dünyadaki dostluklarımızın kalıcı olduğuna dair bir şeyler söylüyorlardı, sonra bir ayetten örnek verildi. Cennette iskemlelerde karşılıklı oturup muhabbet edebileceğimizden bahsediyordu ayette. Benim de kafamda canlandı tabi, düşünsene arkadaşla çay-sigara yapıyoruz cennette sjdlfjsjdk efsane olmaz mı

Nedir bu ayet? Hangi surede geçer bileniniz var mı? Çok teşekkürler.


 

İyi akşamlar herkese. Anlamıyorum ben. Bir açının nasıl türevi oluyor? Benim bildiğim fonksiyonun türevi olur. dθ ne oluyor ki?

Gelecek her cevap bana bir şeyler katacak. Teşekkürler şimdiden.


 

Neden sadece 1 günlük olarak kullanılıyor? Aylık lensin 5 katı ücret vermek mantıklı gelmiyor. 2 gün kullansam ne olur?




 

İyi akşamlar. Espresso makinemde güzel güzel Lavazza çekirdekleri ile kahvemizi içiyorduk. Bir gün gidip Kuru Kahveci Mehmet Efendi'den espresso çekirdeği alıp onu denerim diye düşünüyordum. Babam dedi önceki hafta "arkadaşlar gidiyor, oradan getirsinler sana" dedi. Ben de "gerek yok, ben 1 ay sonra gideceğim o taraflara" falan dedim de tabi ki babam önemsememiş dediğimi.

Şimdi elimde 1 kilo çekirdek var. Paketini açınca buram buram Türk kahvesi koktu etraf. Sanırım bu Türk kahvesi için olan çekirdek, galiba daha az kavruluyor bunlar.

Şimdi ben bu çekirdekleri ne yapayım? Espresso yaptım da baya vasat oldu. Elimde öğütücü yok. Makinenin içine çekirdekleri atıyorum, kendisi öğütüyor. Bu çekirdeklerden espresso yapılmamalı dimi? Gidip bir yerde uygun şekilde çektireyim mi Türk kahvesi için?

Teşekkürler.

 

Selam. Dünden beri ağzımın tadı bozuk. Yutkunurken boğazım acıyor ama ciddi bir ağrı yok. Halsizlik var. Ciğerlerim dolu dolu, nefesim biraz dardı dün. Biraz öksürük var. Nedir bunun ilerlememesinin yolu? Çok önemli bir haftaya giriyorum. Bu haftayı ders açısından verimli geçirirsem çok güzel olacak.

Dün nefes açıcı ilacımı kullandım. Dün akşam ve bu sabah Nurofen aldım. Tantum falan da kullandım. Sıcak şeyler de içiyorum. Birazdan menengiç kahvesi içeceğim ciğerlerime iyi gelir diye.

2 ay önce bu şekilde hasta olduğumda 2 hafta iyileşemedim. Var mı yapmam gereken ekstra bir şey?

 

Güzel insanlar, dert ortaklarım. Ne yapıyonuz? Çok sıkıldım ben ya. Bugün matematik vizem var. Bu dersi 3. alışım. Sınavlar kötü geçtikçe gözümde daha da büyüyen bir dersti. Matematiğim çok iyidir ama bu partial derivative, curvature, triple integral olaylarını hiç anlamamıştım. Dün arkadaşla beraber baktık. Olayın mantığını anlattı bana. "Aslında hiçbir şeyi tam olarak kafanda oturtman gerekmiyor geometrik ve fiziksel olarak, formülleri ezberlemen gereken bir ders" dedi. Meğerse ben "her şeyi tam anlamam lazım" mantığımdan dolayı en gereksiz yerlere çok kafa yormamdan ve zaman kaybetmemden dolayı yapamıyormuşum.

Konuların ancak %30'unu biliyorum. Neredeyse hiç soru çözmedim. Sabah yataktan kalkmak istemedim. Kalktım, bir daha uyudum. Bir daha kalktım, bir daha yattım. Her zamankinden daha fazla uyudum ama yorgun kalktım. İçimde bir sıkıntı var. Arada bir geliyor bana böyle. Yere uzanıp saatlerce kalkmasam her şey düzelecekmiş gibi hissediyorum. Büyük ihtimalle sınavdan sonra geçecek ama sınavımın da iyi geçmeyeceğini hissediyorum. Make-up sınavı zor olacak dediydi hoca. Ne kadar zor olabilir ki? 4 sorunun 2'sini yapsam bana yeter. Bu halimle en fazla 1 soru yapabilirim ancak bu sadece dersi geçmemi sağlar. Notumu da yükseltmem lazım.

Ne yapayım? Bu sıkıntıyla sınava girebileceğimi sanmıyorum. Arkadaşlarım girmemi tavsiye ediyorlar ama kendimi rahat hissetmiyorum.

 

Selam herkese. 6 yıldır lens kullanıyorum. Her sene birkaç hafta sıkıntı çekiyorum. Hep sol gözüm mikrop kapıyor. Genelde yazın oluyor bu sıkıntı. Doktor göz kapağımda nokta nokta iltihaplar olduğunu söylüyor, bu da lensi hareket ettiriyor gözüm kırptığımdaz 2-3 hafta göz damlası kullanıyorum ve geçiyor.

Bu sene yazın yine oldu aynı şeyler, geçti sonra. Ama 2 haftadır iyi değil yine sol gözüm. Her sabah taktığımda oturmuyor lens, tam "çıkarıp atayım" diyorum, oturmaya başlıyor gün içinde. Akşam gayet net oluyor görüntü. Neyse dün sabah yeni lensleri taktım, "artık düzelir heralde" dedim. Dün gayet iyiydi ama şu anda sol gözümün önünde buzlu cam var sanki. Hiçbir şey göremiyorum. Sadece sağ gözümle odaklandığım için de sol gözm kayıyor, başka yerlere bakıyor. İnsanlar bana bakarken şaşırıyor falan.

Hep acuvue oasys kullandım ama doktor günlük lens tavsiye ediyor. Maliyetli diye istemiyorum.

Yıllardır gittiğim lens doktoru istanbul göz hastanesi'nden ayrıldığı için bu yaz acıbadem'de bir doktora gittim, derdime derman olamamış anladığım kadarıyla.

Kendi doktoruma gideceğim tatilde ama şimdilik bir çözümü yok mu bunun? Neden oturmuyor lens gözüme? Çok sıkıcı bir durum, içim daraldı. Numarası 1.75, çıkarsam net göremeyeceğim.

 

2 kelime. Şimdiki telefonlarda da varmış ama pek kullanmıyormuşuz. Zamanında bu özelliğin üzerine reklamlar falan yapmışlar. Baya devrim niteliğindeymiş 10-15 sene önce. Ne olabilir?

Not: Kızılötesi değilmiş.


 

Selamlar herkese. Kahve makinem için şu küçük süt sürahilerinden arıyorum. Hani içine süt konup köpürtlenlerden. Şimdilik cezveyle idare ediyorum ama çok pratik olmuyor.

Tchibo'da bunu buldum: www.tchibo.com.tr Ama 40 lira etmez gib geliyor bana. Hem sapı ile gövdesi de çok yakın, tutarken dökerken falan elim yanabilir sanki.

Gidip almak istiyorum bir yerden, nerede bulurum bundan? Ev dekorasyonu yerlerine baktım ama yok. Starbucks'a sordum, Topkapı'da bulursun dedi. Marketlerde de yok.

Tercihen içinde hacim belirten çizgisi ve dökme ucu olursa güzel olur.

40 lira paslanmaz çelik için pahalı değil derseniz gidip alabilirim ama sapı yakın geldi bana.

Teşekkürler.

 

Selamlar. 3 yıl önce bacağımdan tümör ameliyatı olmuştum. Nüks etme ihtimalinin fazla olmasında dolayı düzenli olarak kontrollerim oluyor. 3 ayda bir MR çektiriyordum. Bu sene temmuz başında çektirdim. Ufak bir şey çıktı ama emin olamadı doktordum. Ağustos başında bir daha MR çektirdim. Yine emin olamadık. "Ufak bir şey ama heralde ödemdir" dendi. Bu ay başından beri çektirmek için uygun zaman bekliyorum. Önümüzdeki haftaya kadar çektireceğim.

Bugün 3 yıldır çekimlerimi yapan Medical Park'a gittim. Son 6 ayda 2 defa çekildiği için 3.'yü çekemeyeceklerini söylediler. "SGK sorun çıkartır, sorgular, bize parayı ödemezler" falan dediler. Beni de tanıyorlar, çok da yardımcı olmaya çalıştılar. Orayı burayı aradılar ama olmadı. Doktorumun SGK'ya gidip baya uğraşması gerekiyormuş. Doktorum da bu kadar koşturamaz tabi ki.

Yok mudur bunun bir yolu? Yıllardır orada çektirdiğimden dolayı yine orada çektirmem lazım. SGK karşılamazsa 5-6 kat daha fazla para vermem lazım. Yok mudur bir yolu? SGK'ya bir şekilde derdimi anlatamaz mıyım? :(

 

2-3 yıldır kullandığım bir app vardı. Geçen gün silmem gerekti. Şimdi yeniden yüklemek için arıyorum ama bulamıyorum. Turuncu renkli bir logosu vardı, şu klasik aşağı yönlü kalın ok şeklinde. Şimdi arıyorum ama bulamıyorum. Logosu falan mı değişti? Yıllardır güncellemediğim için bilmiyorum heralde yeni logosunu.

Aynı uygulamayı indirmem lazım. Ücretsiz sürümü vardı bende, 10 tane indirme hakkı vardı. Biri bana buldurabilir mi o uygulamayı?


 

İyi akşamlar herkese.

Bugün Beylikdüzü'ndeki MediaMarkt'tan DeLonghi Caffe Venezia ESAM2200 modelini aldım. Bir süredir araştırıyordum ve en sonunda bu modelde karar kıldım.

İnternette o kadar araştırmama rağmen sadece tek bir renk seçeneği gördüm. MediaMarkt'taki kadına da sordum, "başka renk seçeneği yok" dedi. 1450 liralık üründe 200 liralık bir indirim yaptılar. Eve geldim, makineyi açıp bakınca üst plakasının ve bardak konan alttaki plakanın mavi renkli olduğunu gördüm. İnternetten aradım.

www.delonghi.com DeLonghi'nin sitesinde renk seçeneği yok zaten.

Renk seçeneklerini "delonghi esam 2200 red" veya blue olarak aratınca karşıma 2 tane kaynak çıkıyor, ikisi de Çince (veya başka bir uzakdoğu dili).

Çince fotoğraf: img02.taobaocdn.com!!0-item_pic.jpg_160x160.jpg

Çince video: youtu.be (renk olarak bunun aynısı ama model farklı)

Bir de MediaMarkt'ın kendi sitesinde ürün fiyatına 1100 yazıyor. Bunu da anlamadım.

MediaMarkt müşteri temsilcisi ile konuştum. Sistemden baktı ürün numarasına, "bir yanlışlık var sistemde mavi renk yok. bu ürün numarası gümüş renge ait" dedi.

Siz ne diyorsunuz? Biraz uzun oldu ama kafam karıştı. Kutunun üzerinde Romanya malı yazıyor. Renk olarak bir şey yazmıyor. Ürünün o parçaları falan Çin'den getirilmiş olması bu üründe bir yanlışlık falan olduktan sonra? Ben anlamadım bir şey.

Yarın DeLonghi'yi arayıp onlara da soracağım.

 

Bir sırt çantası, bir tane de küçük valizle yurt dışına uçacağım yarın sabah. Şimdiye kadar hep büyük bavulla gittiğim için sorun çıkmıyordu ama bu sefer hiç valiz beklemekle falan uğraşmak istemediğim için küçük bir bavul ve sırt çantam ile gideceğim ve bavulumu uçağın içinde yukarı koyacam. Parfüm ve deodorantı küçük bavulumun içine koysam alırlar mı? Parfüm 150 ml'lik ama içinde 10 ml falan kaldı.




 

Mesela bendeki 200 dolar 160 euro falan ediyor sanırım. Bozuk para veriyor mu bankamatik? Mesela 159 € ediyor diyelim, bankamatik ne veriyor? Yoksa bankamatikten direk döviz bozduramıyor muyuz?

Sanki en mantıklı yol normal TL hesabına dolar yatırıp euro çekmek. Tabi öyle bir yöntem varsa?


 

Sabah 5:30'da metrobüs kaç dakika bir geçer ortalama?




 

Yıllardır bana uyan paketi kullanıyordum. Aylık 25 liraya rahat rahat gidiyordu. 5 lira da Turkcell müzik'e gidiyor. Bana uyan tarifesi kalkmış. Var mı sizin kullandığınız, bol internetli bir tarife? İnternetten bir kısmına baktım da emin olamadım.

Ayrıca 2 tarifeyi beraber seçebiliyor muyuz asıl bunu soracaktım?


 

Var mı öyle bilindik yerler? Açılsa tutar mı?




 

Eski modem boşa çıktı. Kaliteli bir model. 250 lira piyasa fiyatı. Daha önce internette bir şey satmadım hiç. Buradan alıcı bulabilir miyim? Sahibinden ilan dolu olduğu için benimki de arada kaynar gibi geliyor.

Birkaç ay kullanılmış bu arada. İlan mı açayım ne yapayım?


 

3-4 gündür sol dişlerimde (sivri olan ve etrafındakiler, isimlerini bilmiyorum) ilginç bir şey var. Başımı kaldırdığımda ve eğdiğimde sanki damağımın içerisinde bir şey diş köküne baskı yapıyor. Ağrı yok ama o an için sızlama gibi bir his oluyor.

Bu yaz sinüzit ameliyatı oldum. Ondan önce de böyle oluyordu biraz (iltihap sadece burnumun etrafındaki sinüslerdeydi, alnımda değildi). Damağımda iğne batmaları gibi hissediyordum. Yakın zamanda çok daha küçük bir sinüzit daha geçirdim, o zaman da dişimde ağrı yapmıştı biraz.

Şu anda baş ağrım yok. Dişçiye gitmeye korkuyorum, direk çekecek sanki. Önemli bir şey olduğundan değil de.... Diş etimle alakalı da olduğunu sanmıyorum. Onun acısı başka oluyor.

Sizce sorun ne? Sinüslerle mi alakalı sıkıntı? Dişlerimle mi alakalı? Rahatsız ediyor biraz.

 

İyi akşamlar,

Daha önceden de bu konuda soru sormuştum ama henüz nihai karara varamadım.

Her tip makineyi kullanan bir tanıdığım bir iki eksiği haricinde Nespresso Latissima almamı önerdi. Tat olarak en iyisinin o olduğunu söyledi. Fiyat 1100 lira yanılmıyorsam. Biz de şu modelde ( www.mediamarkt.com.tr ) karar kıldık sonradan.

Ama kapsüllü makine en başından beri içime sinmiyor. 19 bar basınca sahip oldukları için bu kapsüllü Nespresso makinelerinin, çekilmiş kahve ile çalışan 15 barlık DeLonghi makinelerinden daha iyi olduğu söylenmişti ama bu kadar maliyetli kahve yapmaya değmez diye düşünüyorum. Pahalıymış sanırım kapsüller.

İlk başlarda şu makineyi düşünüyordum: www.mediamarkt.com.tr Ama 400 lira olması kafamı karıştırıyor, "bu kadar ucuz makine ne kadar iyi kahve yapabilir" diye geçiriyorum içimden. Yanına da kahve öğütücü almak lazım tabi.

Bu makineyi de bu hafta inceledim: www.mediamarkt.com.tr Media Markt'taki kadın çok yardım etti, çok övdü. Hakimdi de makinelere. "Geçen hafta demosu vardı, harika kahve" dedi. Öğütücüsü içinde. Bu bir dezavantaj mı bilmiyorum. Ayrıca alınacak bir öğütücü hem etrafa daha yoğun koku yayar, hem de sırf o işi yaptığı için daha başarılı olabilir diye düşünüyorum ama bilmiyorum tabi.

Evet yorumlarınızı bekliyorum. Bu iki DeLonghi arasındaki fark ne birisinin yarı otomatik olmasından başka? Tek kriter basınç mı bu makinelerde? Kahve çekirdeği fiyatlarını bilmiyorum. Kapsüllere oranla çok mu avantajlı?

Yardımlarınızı bekliyorum. Artık içime sinerek bir espresso makinesi almak ve evimde lezzetli bir kahve içmek istiyorum. Çok teşekkürler.

 

Televizyonda tesadüfen duyduğum bir müzik sayesinde içim karardı. Bu ruh halini pekiştirecek, mümkünse ikiye katlayacak, paketinde 2 gündür beni bekleyen son sigarama eşlik edebilecek bir şarkı söyler misiniz? Türkçe olması tercihimdir.

Teşekkürler. Güzel haftalar.


 

Bugün tam vukuatlı nüfus örneği çıkartmak için Beşiktaş nüfus müdürlüğüne gideceğim. 16:30'da kapatıyorlarmış. Kapanmalarına 15 dakika kala gitsem, sıra bana gelene kadar kapanma saatleri gelse elim boş dönmem dimi? Çok sıra olur mu o saatlerde?

Bir de yakınlarında park yeri var mı?


 

Gün içinde öğleden sonra Harbiye'ye gideceğim, 1-2 saatlik işim var. Radyoevi'nin yakınlarında otopark var mı? Arabayla gitsem pişman olur muyum trafikten falan dolayı? Yıl oldu neredeyse Taksim'e gitmeyeli.

Otobüsle de gidebilirim. Taksim durağından Radyoevi'nin oraya kadar ne kadar sürer yürümek?


 

Evet ahali, ciddi bir mevzuyla karşı karşıyayız. Liseden sevdiğim bir arkadaşım evden kaçmış. Bugün telefonundan mesaj geldi bana, yanlışlıkla gönderilmiş bir mesajdı. Anlamsız bir fotoğraf. İşte sonra ne oldu falan derken "kardeşim, xxx evden kaçtı ben abisiyim ne olur bulmamıza yardım et" dedi. Sonra aradı, konuştuk. Ne oldu ne bitti anlattı yarım saat. Zaten arkadaşımın babası çocuk doğduğu zamanlarda vefat etmiş. Yani zor bir çocukluk geçirmiş arkadaşım. Sorumsuz biriymiş de günde 14 saat uyuyormuş da okula gitmiyormuş da... Ufak tefek meseleler aslında ama birike birike abisi patlamış çocuğa, arkadaşım da evden gitmiş. Telefonu da abisi almış elinden.

İşte durum bu. Çocuk büyük ihtimalle arkadaşının evine gitmiş. Çok sevdiğim bir insan olduğu için yardımcı olabilmek istiyorum. Kendimi suçluyorum "birkaç hafta önce buluşmak istemişti ama ben uygun vakit ayarlayamamıştım. belki konuşacağı şeyler vardı, keşke buluşsaydık" diyorum. Bu çocuğa ulaşmam lazım. Sizce nereye gitmiş olabilir? Üniversiteden arkadaşlarını tanımıyorum hiç. facebook da kullanmıyor. Siz olsanız nereye giderdiniz?


 

Selamlar herkese. Yaşadığım genel bir sorun var. Nesnelere bağlanıyorum. Aslında ben bunu bir sorun olarak görmyorum ama ileride sıkıntısını çekebilirim.

Mesela size bugün yaşadığım bir olaydan bahsedeyim. Bilenleriniz var, 2 ay önce taşındık. Babam geçen gün "ablana alıyoruz. sen de gel hemen sana da alalım" dedi. "Benim halımı çok seviyorum" dedim. Üstüme güldüler "O halı mı ya o paçavra" falan diye, haksız da değiller. Annem 1-2 sene önce almıştı, 50 lira bile değildi fiyatı. Ama ben çok seviyorum. Onlara göre kilim bile sayılmayan şey, benim için İran halısıyla yarışacak seviyede güzel. Çünkü ona bağlandım ben. Odamdan atacağım zamanı düşünüyorum, kabul edemiyorum. Aklıma üzerine oturup düşündüğüm zamanlar geliyor.

Neyse sınav var falan diyerek gitmedim ama korktum kendileri bir şey getirecek diye. Ama çok kaçamadım tabi, bugün gittik halıcıya. Önüme 20'den fazla halı açtılar. Ama hiçbiri içime sinmedi. Güzel olanlar vardıysa da odamdaki kilim hepsinden güzel benim için. Onunla hatıralarım var çünkü.

Bununla bağlantılı olarak da odamdaki eşyalardan hiçbirini değiştirmedim. Yatak değişti zorunlu olarak. Eski evdeki masam, kitaplığım, dolabım, komodinim falan her şey eski evdekiyle bire bir aynı yerde duruyor odanın içinde. Eski kilimi de sererek (geldiğimizden beri sermemiştim) o evdeki havayı tam olarak yakalayabileceğimi düşünüyorum. Bu da beni mutlu ediyor, kendimi avutuyorum sanki eski evdeymişiz gibi.

Bunun dışında bir sürü nesneye bağlanabiliyorum. Yastık kılıfı, battaniye, kahve kupası (bu ciddi derecede bağımlılık), çakmak, kalem, silgi, defter, kulaklık... Uzar da gider bu liste. Eskidiği halde atamadığım bir sürü şey var. Zorunda kalırsam atıyorum ama varlığı beni mutlu ediyorsa diğer eskilerin arasında yer buluyorum.

Şimdi içimde o halıyı almamaya ikna etmenin mutluluğu var. Alma ihtimalimiz bile çok germişti beni, mesele beğenmemek değil yani.

Biraz uzun oldu ama... Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Var mı sizin de bağlandığınız nesneler? Bu bir hastalık mı?

Okuyan herkese teşekkür.

 

Gün içinde uzun bir boş vaktim yoksa öğle yemeğini Snickers ile geçiştiriyorum. Hem enerji veriyor, hem pratik. Genelde sabah 7 gibi kahvaltı ederim akşam 7 gibi akşam yemeği yeriz. Mesela bu sabah bir poğaça yedim ve akşam 9'a kadar akşam yemeği yiyemeyeceğim. Belki böyle günlerde adam gibi bir yemek yiyorum ders arasında yeteri kadar süre varsa ama o da nadiren.

Yanlış mı yapıyorum?


 

İyi geceler herkese. Bugün önemli bir vizem var. Geçen dönem de alıp kalmıştım dersten. İşin kötü yanı da pek bir şey öğrenememiştim. O yüzden dersi ilk alışım gibi çalışmam gerekiyor. Şimdiye kadar yaptım bir şeyler, ama daha yapılması gereken şeyler var.

Geçen dönem sabah 6'ya kadar çalışmıştım çünkü pazartesi sabahları dersim olmuyordu. 6'da yatıp 10'da kalkmıştım. Birkaç sınavda yaptım böyle. Sabah kalktığımda çok diriydim. Uyanır uyanmaz kalkabiliyordum 4 saatlik uykuyla. Yine de sonraki akşam 12'de uyku bastırıyordu ciddi şekilde. Bu sabah 6 gibi kalkmam lazım malesef. O yüzden sabaha kadar çalışamayacağım. Ama şimdi yatmak da istemiyorum, gece dersi çok verimli ve zevkli oluyor çünkü.

4'te yatıp 6'da kalksam çok mu kötü olur benim için? Serviste de yarım saat yatarım belki. Okulda da çalışmaya vaktim olacak 3-4 saat. İstesem hiç uyumam ama gün içinde zorluk yaşayabilirim bundan ötürü. Bu akşam da çalışmam gerekecek.

Ne yapayım sizce? Kahvelere devam edip 4'te mi yatayım yoksa şimdi mi yatayım?

"Niye son geceye bıraktın manyak mısın?" demeyin lütfen, bu sorulardan çok yoruldum :(

 

İyi akşamlar.

Bugün bir anda fark ettim kaşlarım dökülüyor acayip derecede. Bir dokundum elimde kaldılar resmen. Her zaman böyle değil. Saçlar da aynı şekilde. Her saçımı düzeltmemde elimde 2 tel kalıyor neredeyse. Sonradan fark ettim yarınki sınavdan dolayı stresli olduğumu ve bundan dolayı dökülebileceğini. Kısa süreli bir stresten dolayı insanın kaşı, saçı dökülür mü? Soru benim yaşadığımla ilgili değil, genel bir soru.


 

İyi geceler herkese.

Akşam haberlerde gördüm, 8-9 yaşlarındaki Davut isimli dünya güzeli bir çocuk ormanda gezinirken yerde bulduğu mantarı yemiş. Karaciğer iflas. Acil organ nakli lazımmış da bulunmuş neyse ki.

Şimdi sorum şu: Allah neden zehirli mantarı yarattı? Herhangi bir fikir yürütemedim.

 

Arkadaşlar kusura bakmayın ifşa keyfinizi böldüğüm için. Ama hiç iyi değilim. Her saat nefes alışım daha sıklaşıyor. Sabah nefes alıp vermem 5 saniye sürüyorduysa şimdi 3 saniye sürüyor. Bazen aldığım nefesi vermekte zorlanıyorum. Öksüre öksüre veriyorum falan, ciğerlerimden hırıltı geliyor.

Önceki akşam da yazdım, ama uzun geldi sanırım. Pek önemsenmedim.

Bugün doktora gideceğim ama ne oluyor bana ya? Ateş 38.5 derece. Çocukken astım hastasıydım. 5 yıl önce zatürre ameliyatı geçirdim, 4 ay önce de sinüzit ameliyatı... Önceki zatürre ile aynı yer titriyordu nefes alırken, sol ciğerin en altı. Şimdi ciddi bir titreme veya hırıltı yok.

İfşa manyağı bazı insanlar umursamayacak, biliyorum ama yardımcı olun lütfen, ne olabilir bu hastalık?

 

İyi akşamlar duyurunun yardımsever insanları,

8 gün önce pazar sabahı nefes darlığıyla kalktım. Akşama doğru ağzımın tadı bozuldu, dilim sarardı ve hafif halsizlik hissetmeye başladım. Ondan önceki günlerde yağmurlu havada dışarıda yürümüşlüğüm, rüzgarlı havada dışarıda oturmuşluğum var yarımşar saatlik sürelerle. Bir de önceki akşamında düğünde bir sürü insanla öpüşüp koklaşınca...

Bu 1 haftayı inişli çıkışlı geçirdim, etrafımdaki insanları da hasta görünce "mikrop kaptım heralde, salgın var. Birkaç güne geçer" diye sevindim ama geçmiyor. Hafta içi daha iyiydim ama dün akşam ateşimin çıktığını hissettim. Akşam 37.5 derece, sabaha karşı da 38.5 derece ateşim vardı. Ateşimin artmasında geceleyin üşüdüğüm için kalın kalın giyinip yorganların altında yatmamın da etkisi vardı sanırım. Sabah yine 37.5'a düşmüştü.

Ciğerlerim çok dolu, 1 haftadır sürekli öksürüyorum, nefessiz kalıyorum. Ciğerlerimden çok kötü sesler geliyor.

Ve işin en kötü tarafı da bugün bir baş ağrısı başladı. Önce kafamın arkasında başladı, sonra da alnımda ağrı hissetmeye başladım, özellikle eğilince. 4 ay önce de ağır bir sinüzit ameliyatı olmuştum. Alnımda değil de burnumun yanlarında çok iltihap vardı, oraları inanılmaz derecede ağrıyordu. Yine sinüsit olmaktan çok korkuyorum.

Bu süreçte almam gereken ilaçları da aldım. Ama iyileşemiyorum ve gün geçtikçe kötüleşiyorum sanki. Ölecek miyim doktor bey? Nedir durumum?

Uzun oldu farkındayım ama sıradan bir hastalık değil sanki. Zatürre geçmişim de var. Hem zatürre hem sinüzit çıksa şaşımam bu halimde. Perşembe gidiyorum doktora. Herkese teşekkürler.

 

Valeye verme zorunluluğumuz yok dimi? Ücretsiz kapalı otoparkı var mı?




 

İyi geceler herkese,

1,5 yıldan fazla süredir içiyorum. Arada bir sağlık sorunlarından dolayı ara vermem gerekti. Ama hala içiyorum. Hiçbir zaman günde 10 tane içmedim. Ortalama 3-4 tane içerim günde. Bazı günler hiç içmem. Bazen 3 günde 1 paket içerim.

Neyse 2 ay önce annem pantolonun arka cebinde boş bir paket buldu. Ufak bir sorgulamaya tabi tuttu ama çok üstüme gitmedi. 1 hafta sonra dolabımda gördü 1 tane, "bir daha ne görecem, ne anlayacam" falan diye parçaladı sigarayı. 3 gündür hastalığımdan dolayı öksürmemi sigaraya bağladı ve benimle konuştu birkaç saat önce. "Sen sağlıklı bir insan değilsin, ömür boyu ciğerlerin rahatsızdı. Gerekiyorsa 171'i ara, gerekiyorsa bütün paramızı verelim ama şu zıkkımı bırak. Baban sizin için sigarayı bıraktı 10 yıl önce. Kim seni sigaraya alıştırdıysa beddualarım ona gitsin (neyse ki kendim başladım). Bana bir söz vereceksin, bir daha içmeyeceksin. Eğer yine içersen ben de kendi ciğerlerime zarar veririm. Bak geçen sene ne kadar üzülüyordun ben öksürünce. Yine ciğerlerim kötüleşsin" gibi bir sürü şey söyledi. "Söz veremem" dedim ben de, ne diyim. Ama annem çok haklı. Ailemizde çoğu erkekte (ben dahil) tümör geçmişi var. Amcam kanserden dolayı vefat eddi, diğer amcam akciğer kanserini yendi çok şükür. Babam da kanseri yendi. Bana diyor "ben seninle çok yandım, beni daha fazla yakma" diyor. Son 3 yılda 3 tane ameliyat geçirdim, hepsinin sıkıntısı ayrıydı. Haklı kere haklı, ama bırakmayı düşünmüyorum evlenene kadar.

Sizce annem kabullenir mi? Ne yapmak lazım? "Lütfen sen kendini üzme" dedim defalarca ama belki de saatlerce uyuyamayacak şimdi. "Babana da söylerim bırakmazsan" dedi ama tehdit amaçlı demedi. Babamdan da birkaç kat fırça yerim. Ama üzerimden yük kalkar babam da öğrenirse.

Akıl verin lütfen. Siz nasıl atlattınız bu süreci? Teşekkürler.