Ekşi Duyuru

dün 500tl.lık telefon sorduğum bi duyuru açmıştım, anneme hediye alıcam. gelen öneriler doğrutusunda zenfone 5 bakıyorum. fiyatı teknomarketlerde 750tl civarı iken n11, gittigidiyor gibi yerlerde 500tl.ya bulmak mümkün. gittigidiyordaki dükkanlardan birinin yorumlarını okudum, kimse sorun yaşamamış gibi.

bu dükkanların böyle ucuza verebilmelerinin olayı nedir, en fazla ne gibi bi problemle karşılaşırım? birileri, 'servisten çıkma olmasından şüphelendim ama neyse ki öyle çıkmadı' falan yazmış. bu mudur?


 

yarın annemin doğumgünü, uzun süredir akıllı telefon istiyordu. maddi olarak sıkışık olduğumdan şu ana kadar bakmadım ama son dakikada alayım madem dedim. bu nedenle bi kaç saate karar verip almalıyım, acil yardımınıza ihtiyacım var.

bütçe 500 civarı, sıfır tercih ediyorum.
general mobile discovery 2 baktım mesela, n11'de 550'ye var, alayım mı?

 

bir internet sitesinden bir ürün aldım. günlerce kargoya verilmedi, şimdi ürünün temin edilemediği söyleniyor. çok beklettiler, arada bi yanlış kargo numarası verdiler, siparişim başkasına teslim edilmiş görünüyordu, birsürü uğraştım durdum. meğerse kargo daha hiç çıkmamış, 10 günü geçti, bugün öğreniyorum.

iptal etmek istediler, kabul etmedim. muadil önerdiler, alakası yok, onu da kabul etmedim. süreçte çok beklettikleri ve son derece bayağı konuşmalar yaptıkları için inat ettim, sonuna kadar uğraşma niyetindeyim.
ne yapabilirim? bi akıl versenize.

 

erkek arkadaşım geçen yaz afrikadan bir deri kol çantası getirdi bana.deri kokusundan rahatsız olduğumdan hiçbir deri eşyam yoktur, bunu kendisi de biliyor, neyse. bu çanta ise sanırım fil derisi imiş ve inanın beşyüz tane rahmetli filin ruhu sinmişçesine çok ağır bir tonda kokuyor. dolayısıyla plastik torbada ağzı sıkı sıkı bağlı duruyor o zamandan bu yana.

geçende erkek arkadaşım sitem etti, insan bi kez olsun yalandan takar dedi. ben de çantanın yazlık olduğunu söyleyerek geçiştirdim. çantanın tipi de pek tatlı ama kokudan geçilmiyor. şimdi ben bunu nasıl ihya edebilirim, kokuyu geçirme şansım var mıdır?


 

şu tez indirilebiliyor mu, bakar mısınız.
Çağlayan, D. "An assessment of urban archaeology and archaeological heritage" 1999



 

salonda ilk ayım.
programımda 25 dk yürüyüş, 9 farklı aletle bacak-kol çalışma, 3 bel gölgesi hareketi ve sonunda 20 dk eliptik bisiklet var.

salonda spinning dersi var; 40 dk yüksek tempolu müzik eşliğinde pedal çevirme üzerine. bazen dersin başlama saati benim eliptiğe başlama saatime denk geliyor. eliptik yerine bunu yapsam olur mu, ne farkeder?

ek soru: yürüdükten sonra bacak hareketlerine geçiyorum. leg curl'de istinasız daha ilk kerede alt bacağıma kramp giriyor. naapsam?

 

şantiyede imalat fotoğrafları çekmek için canon 650d üzerinde gelen 18-55mm objektifi kullanıyorum. küçük mekanlarda çoğunlukla açı yetersiz kalıyor. bu nedenle daha geniş açılı bir objektif aldırmak istiyorum. tak-çıkar yapmak istemediğimden 55 mm.den de küçük olmasa iyi olur. devlet dairesi olduğundan bütçem kısıtlı. tavsiyelerinize arz olunur.




 

bi kaç haftadır salonda temel düzeyde çalışmaya başladım, bazı sorularım var.
çok acemiyim, gömmeden verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim şimdiden :)

1. bantta yürürken bazen daha ilk 5 dk.da alt bacak kasım ağrımaya başlıyor, bu noktada devam etmek doğru mu, ne yapayım?

2. program çalışmadığım günlerde pilates ya da havuza gittiğimde sıklıkla bacağıma kramp giriyor. ne yapayım?

3. çalışma sırasında ve sonrasında kafamın iki yanında ve arkasında basınç/ağrı gibi bişey oluşuyor, bu kötü bişey midir, ne yapayım?

4. çalışmam 1.5-2 saat sürüyor. bu sırada 3-3.5lt su içiyorum, çok mu? (normalde de çok su içerim).

5. çalışırken kimsenin üst değiştirdiğini görmüyorum. karın hareketlerini yapmak için alt kata geçerken zaten ufaktan soğuyorum, bu arada tişört değiştirsem olur di mi?

6. programımı çalıştıktan sonra havuza/buhar odasına/saunaya girmemde bir sakınca var mı?

7. çıktıktan sonra genellikle tavuk dünyası vb bi yerde ızgara tavuk/et+makarna+salatalı bi menü yiyorum, uygun mudur?

 

ilk kez bir salona üye oldum. ölçümlerimi yaptılar, bugün yazdıkları programı alacağım. haftada 3 gün iş çıkışı gitme niyetindeyim.

sabah kahvaltısı ve öğle yemeğimi iş yerinde kendim hazırlıyorum. 5'te çıkıyorum, salona gidip spor için hazır olmam 6:30'u buluyor. bu sırada ufaktan acıkmaya başlıyorum. saat kaçta, ne yiyeyim? çıkmadan iş yerinde, spordan önce salonun yakınındaki avm'de ya da dönüşte evde önereceğiniz şeyleri seçip/hazırlayıp yiyebilme imkanım var.

örneğin bugün çıkmadan önce bir porsiyon kuru fasülye yiyebilirim. ya da kuruyemişli yulaf ezmesi+muz yiyebilirim. veya tost yapabilirim. hangisi olsun?

not: yaş 35, kilo 70, boy 1.71. yağ ölçümlerim ortalama çıktı. spordan beklentim; tutukluklarımın geçmesinin yanında daha enerjik ve pozitif hissetmek.

şimdiden teşekkürler.

 

erkek arkadaşımla gün içinde acil bir durum yoksa haberleşmiyoruz. bu durum benim canımı sıkıyor. işte detaylar:

4-5 aydır birlikteyiz, yaşlar 30+. ben haftada 6 gün 5'e kadar çalışıyorum, ayrıca lisansüstü eğitime devam ediyorum. erkek arkadaşım haftada 5 gün 7-8'e kadar çalışıyor işi benimkine göre daha stresli, benim ise işten kalan vakitlerimi çoğunlukla okulla ilgili çalışmalar alıyor. hafta içi -özel bir program yoksa- en fazla bir gün, haftasonu ise bir tam gün görüşebiliyoruz. ben gün içinde messengerdan bir kaç cümlelik bişeyler yazıyorum, daima cevapsız kalıyor. telefonla konuşma sayımız günde ya da iki günde bir, o da çok yüzeysel. geçen gün arama kayıtlarından baktım, 3 günde toplam 12 dk konuşmuşuz, yüzyüze de görüşmemiştik.

yüzyüze görüştüğümüz zamanlarda iletişimimiz iyi. ancak hafta içi yukarıda açıkladığım uzun ara durumlarında ben arıza çıkarmaya meyilli oluyorum. bana göre ilişki paylaşmak demek, ancak gün içine yaşadığım şeyleri onunla paylaşma imkanım olmuyor bu durumda. fazlasını talep eder konuşmalar yaptım, ancak sonuç alamadım, çoğunlukla yoğunluğu sebep gösteriyor.

bazen gün boyu yaşadığına dair hiçbir belirti görmeden akşam oluyor. yatmadan önce 'naber, hayatta mısın, hiç sesin çıkmadı?' tarzı bir msj atıyorum. 'işim vardı vs. ama sen de aramadın ki' dediği çok oluyor. hal böyle olunca ben kendimden şüphe eder oldum. dağa küsen tavşan mıyım, fazla beklenti içinde miyim? sizce durum ne?

ilginize şimdiden teşekkürler.

 

gönül işine ucu değen bir arkadaşlık meselesi soracağım. çoğunlukla iç dökme tadında, sonunda ufak da olsa bi soru var.

bir çiftten bahsedeceğim; kadının adı ayşe, erkek de ahmet olsun. ayşe ile birkaç haftada bir telefonlaşır, ayda birkaç kez görüşürüz. eşi ahmet ile oldukça sıkıntılı zamanlar yaşadı, boşanmanın eşiğinden birkaç kez döndü, bu olaylar sırasında patlama noktasına geldikçe beni aradı ya da buluşma talep etti, içini dökmek için. elimden geldiğince yanında olmaya, yapıcı yorumlar yapmaya çalıştım. nihayetinde bir şekilde düze çıktılar, şimdilik stabiller.

bu arada ben esasen ahmet'in yakın arkadaşı idim, evlenmelerinin ardından ahmet çok yoğun bir tempo ile çalışmaya başlayınca onunla fazla görüşemez olduk, ayşe ile iyi anlaştığımızdan onunla muhabbeti arttırdık. ayşe eşi ile olan dertlerini yalnız bana anlattı, ahmet'i iyi tanıdığımı ve ahmet'in benim düşüncelerime değer verdiğini düşündüğünden. öyle olunca bazı günler 2-3 saat anlattığı, ağladığı falan oldu. benim içinde oldukça yorucu ve yıpratıcı geçti o dönemler.

bu arada son birkaç ayda benim birlikte olduğum insan ile sorunlarım baş gösterdi. ayşe beni çeşitli vesilerle aradığında bir kaç kez aramızın bozuk olduğundan bahsettim ama genellikle 'düzelir yaa' tarzı yaklaştı. birkaç haftadır bu durumlar nedeniyle üzgün olduğumu biliyor ama bir kez bile bu nedenle arayıp sormadı, nasılsın diye. konuştuğumuzda ya da arada mesaj yoluyla sürekli eşinin ona yaptığı jestlerden bahseden mesajlar atıyor bu arada, düzelmelerinin belirtilerini göstermek amacıyla.

derdimle ilgilenmesi konusunda karşılık beklemiyorum desem inandırıcı olmayacak ama o da benim bu konuları fazla kişiyle konuşmayı sevmediğimi biliyor, daha farklı davranmasını bekliyordum sanırım. eşinin jestleri ile ilgili bildirimleri de can sıkıcı olmaya başladı biraz. onlar adına çok seviniyorum, ayşe yeni toparlanırken onu kırmak, dinlememezlik etmek istemiyorum ama kafam hiçbişey götürmüyor bu ara. düşündüklerimi nasıl belli edeyim?

 

makale ve kitap okumak için mini yeterli oluyor mu, yoksa normal boy mu iyidir?




 

gençler, bu tablet+klavye olarak satılan aletlerde powerpoint, photoshop lite, tercihen autocad falan çalıştırabiliyo muyuz? önereceğiniz var mı?
eskiden bu işlerden biraz anlardım ama bunlarda işlemci, hdd falan bi tuhaf bişeyler olmuş, bilemedim.

lisansüstü öğrencisiyim, okul günleri klavyeli olarak yukarıdaki programlarla çalışabileceğim, diğer günler tablet olarak kitap-makale okuma amaçlı taşıyabileceğim bir alete ihtiyacım var. ilk kriter hafiflik.
yardımcı olacaklara şükranlarımı sunarım.

 

gençler, cuma akşamı 5 civarı trafiği göz önünde bulundurularak, oran'dan aşti'ye en makul gidiş yolu nedir? amaç havaalanı servisine binmek. teşekkürler.




 

bir yıldır kullanmakta olduğum htc one x'imi bu sabah düşürmek suretiyle pert ettim. fazla araştıracak vaktim yok, bu akşam yeni bi telefon almam gerek.

ilk bakışta htc one m8 beni götürür gibi geldi. lg ve samsunglar bana hoş görünmüyor. xperia z3 önerdiler ama o da görünüş olarak sevimli gelmedi.

htc'nin fiyatı 1700 tl civarı. pişman olmazsın, al mı diyosunuz, saçamalama onun yerine şunu al diyeceğiniz alternatifler var mı? şimdiden teşekkürler.

 

şu hamilelik sırasında çocuğun gelişimi, anne vücundaki değişimler, dikkat edilmesi gerekenler vs şeyleri anlatan kitaplardan önerebileceğiniz var mı?




 

neler? teşekkürler.




 

nasıl olur? kurban bayramı tarili için düşünüyoum da.
deniz odaklı kalacak yer öneriniz var mı? teşekkürler.



 

en erken kaç saat önce başlar? almanya-türkiye uçuşu, havayolu thy.
uçağa 6 saat var, tren garındaki emanet ofisi de açılmamış. olmazsa bırakıp dönsek diyorum da. teşekkürler.



 

nereye taşındı burası gençler?




 

dekatlon'da kabin boyu olarak satılan şu çanta;www.decathlon.com.tr
bense şunu aldım;www.decathlon.com.tr

haftasonu pegasus ile almanya uçuşum var. bu çantanın içine kamp malzemelerimi koydum (çadır bezi, uyku tulumu, battaniye gibi yalnızca tekstil ürünleri) ve kabin bagajı olarak yanıma almayı planlıyorum. ölçüleri pegasus'un kabin bagajı için verdiği ölçülere uyuyor ama biraz hacimli görünüyor yine de. sorun çıkar mı, ne dersiniz?

 

bir haftalık gezide internet ihtiyacım için hangi kartı nereden almalıyım?




 

koltuk rezerve etmek ya da etmemenin farkı nedir? arada 30 tl oynuyor da..




 

Neler onerirsiniz?
Özellikle sinek-bocek isirigi için kullandiklarinizi yazarsaniz iyi olur.



 

powerbank'ı fotoğraf makinasının pil şarj aletine nasıl bağlarım, bunun için üretilmiş bir ara kablo falan var mı acep?




 

şengem vizemin son günlerini sömürmek için, kalan izin kırıntılarıma kurban bayramını ekleyerek eylül sonunda avrupa'da nereye gideyim?
kriter yok, atış serbest.



 

yakın zamanda bunu deneyen var mı acaba?
konsolosluğun sitesinde her çarşamba 13-14:00 arası randevu verildiği yazıyor..



 

bugüne kadar genellikle booking'den rezervasyon yaptırdım, sıkıntı da yaşamadım. temmuz ayı için berlin'den otel bakıyorum, fiyatlar biraz fazla geldi. bir vesileyle airbnb'ye denk geldim, çok güzel odalara çok uygun fiyatlar koymuşlar. oluşumun ismi dışında bir bilgim yok, çok insan canlısı olmadığımdan birinin odasında kalmak da çok cazip gelmiyor ama biraz bakınıcam.

oda bakarken dikkat etmem gereken konular nedir? vize süreci için gerekli rezervasyon belgesini vs sağlıyorlar mı? bilgi verirseniz makbule geçecek. teşekkürler.


 

thy'nin kampanyasından italya bileti bakıyorum da, ilk defa gideceğim ve henüz herhangi bir araştırma yapmadığım için bazı sorularım olacak.

kampanya mart'ın yirmisine kadar, ben de o hafta için bakıyorum. o tarihte gezmeyi zorlaştıracak bir soğuk olur mu dersiniz?

en çok görmek istediğim yer roma. 7-8 günü de orada mı geçireyim, yoksa bologna'dan bilet alayım da yukarıda bir kaç gün gezdikten sonra mı roma'ya varayım?

 

planladığım yolculuk 10 günlük ve başka bir evrak göstermeyeceğim, yine de bunu işaretleyebilir miyim?

bir de idata'nın sitesinde, seyahat sigortasını uzun yaparsanız uzun vize almanızı kolaylaştırır demiş. ne diyorsunuz?


 

bunu standart olandan ve gideceğim gün kadar yaptırıyorum genelde. bir festivale gidicem de, olası bir duruma karşı tedbirli olmak adına bu sefer daha kapsamlısını mı yaptırsam? tecrübesi olan?




 

arkadaşlar kullanıp memnun kaldığınız kurulumu ve kullanımı kolay bir program var mıdır?




 

"... yağmur geçirmez hale getirildi" demeliyim,
"... was made waterproof" diyorum, olmuyor sanki?



 

geçen ay numaramı vodafonun kontörlü hattına taşıdım. bir tarife seçtim. tarife gerekli tl tutarını aldıktan sonra geriye 2 tl kaldı.

ay içinde internet hakkımı bitirmişim, farkında değildim. üstüne bir miktar da kontörden harcamışım, o hesaptaki 2 tl bitince bir mesaj geldi, hesabımda tl kalmadığı için kullanımlarım bloke olmuş. halbuki dakika ve msj haklarım duruyordu ama kullanamadım, dolayısıyla yine tl yüklemek durumunda kaldım.

bunun nedeni nedir? esasen merak ettiğim, tam tarifenin keseceği kadar tl bulundurmak neden yeterli gelmiyor, ne kadar fazla tl tutmalıyım?

vodafonun müşteri hizmetleri tarife dakikalarından değil tl'den yediğinden ve internette net bir bilgi bulamadığımdan soruyorum. lütfen beni aydınlatın.

 

soğuk algınlığı nedeniyle 3 gündür şunları kullanıyorum: aferin plus (sabah, 1 akşam), cirrus (1 akşam), otrivin (1 sabah), kloroben (gün içinde çeşitli kereler)

3 gecedir yarı uyku halindeyim, tam uykuya dalamıyorum, gecenin çoğunu uyanık geçiriyorum. bunların hangisi etkendir?


 

uzun süredir aramakta olduğum bir kitap yalnız burada mevcut. öğrencisi olmadan, fotokopi çektirecek bir süre için temin etme şansım var mı? bir ara kütüphanelerarası ödünç sistemi diye bişey duymuştum, deneyeniniz var mı?




 

ilk paragragın son cümlesinde, pisa kulesi örneğinin sonunda 'our course' ile ne kastettiğini anlayamadım. bağlamında daha anlaşılabilir olur diye sayfanın tümünü koyuyorum. teşekkür ederim.

i.hizliresim.com


 

sayın akademik arkadaşlar,
geçtiğimiz günlerde uluslararası bir kongre kapsamındaki bir çalıştayda bir bildiri sundum. şimdi bu bildirileri kitap haline getirmek için yazılı metin talep ettiler. herhangi bir yayınım olmadığından heves ettim ancak hem fazla vaktim yok, hem de bir arkadaşım bu tür bir yayının akademik anlamda fazla bir getirisi olmayacağını söyledi. acaba hiç kasmasam mı? (internetten bir kaç üniversitenin yayınladığı puan listesine baktım, bildiri sunum puanı var da bildiri kitabı için bişey yazmıyor.)

bir de bu bahsettiğim benim 5-6 yıl kadar önce verdiğim y. lisans tezimden bir bölümdü. şimdi başka bir kongrenin kurallarına bakarken 'daha önce yayınlanmamış bir çalışma olması' gibi bir madde gördüm. sözkonusu sunum üzerinde düzgün çalışırsam iyi bir makale haline getirebileceğimi düşünüyorum, belki o haliyle daha fazla getirisi olan bir ortamda sunma ya da yayınlama şansım olabilir.

aslında akademik kariyer düşüncem kalmadı. çok çok doktoraya başvuracak olursam portfolyomu zenginleştirmesi anlamında faydası olur sanırım. sizce ne yapayım?

ilginize teşekkür ederim.

 

2.5 yıl kadar bir süredir memurum. öncesinde yaklaşık 1100 gün kadar özel sektörde sigortalılık sürem var. bunun 480 günü uzmanlık alanımda olduğundan eski işyerimden kağıt alıp derece-kadememe saydırma yapabiliyorum sanırım. bunun hesabında, bir kademe almak için bir yıl 365 gün mü hesaplanıyor, yoksa başka bir hesabı var mı? başvurduğumda gerekli işlem yapılınca belli olacaktır ancak kurumda buna benzer konularda bir çok hata oldu son zamanlarda, ön bilgi almak için soruyorum.

bunun dışında, geri kalan sigortalılık süresinin hizmet süreme eklenmesi için başvuruyu da birlikte mi yapayım? bunu emekliliğe yakın yapın diyorlardı diye hatırlıyorum ama zaten fazla bir süre olduğu için farketmez herhalde di mi?

teşekkür ederim.

 

sorunum var. geçenlerde çeşitli ölçümler yaptırdım, tansiyon, numara vs bişey çıkmadı. doktora bu sorundan bahsettim, "bazılarında olur öyle" dedi yalnızca.

gün içinde ortalama iki kez suni gözyaşı kullanıyorum. yine de bu durum gün içindeki performansımı ve görünümümü önemli ölçüde etkiliyor. özellikle akşama doğru gözlerim iyice kızarıp akmaya başlıyor. bişey okumak işkence haline geliyor. alerjik desem, mekanlar değişse de durum sabit, kullandığım yüz-göz ürünlerinden bağımsız gibi tespit ettim. günün ancak yarısı bilgisayar başında geçiyor, en az 7 saat uyuyorum vb ek bilgiler verebilirim. benim olayım ne?

teşekkürler.

 

selam millet!
ben buradan ilk defa alışveriş yapıp bir oyuncak aldım yeğenime. firma çin menşeili idi. oyuncak geldi, ofiste meşguliyetten fazla incelemeden onayı bastım, zira paketin içinde gayet hoş görünüyordu. o gün ofise gelen bir arkadaşım oyuncağı paketten çıkarmış, berbat koktuğunu söyledi. belli ki şu zararlı böyalardan kullanmışlar üretiminde, gerçekten de yanına yaklaşılmıyor. ben de hemen iade talebi açtım.

satıcı iade talebime 'ok' deyip adres göndermiş (otomatik msj). sonra ebay'in iade sürecinin başladığına dair attığı msjda(otomatik msj), kargoyu ücretsiz gönderebilmem için satıcının bir etiket sağlama yükümlülüğünün olduğu yazıyor. ben de satıcıya tekrar msj atıp bunu sordum, iade adresini belirten otomatik msjı yapıştırmış yine. sonra ebay'e dönüp 'satıcı etiket göndermiyor, ilgilenir misiniz' yazdım. onlar da sorunun köküne inip satıcıya benim şikayetimle ilgili 'kokuyor' vs yazdığımı göndermişler, devamında satıcı da 'yıka geçer, olmadı iade et' demiş; dolayısıyla süreç başa sarıldı ve elimde halen bir etiket yok.

şimdi ebay'e msj atamaz haldeyim. ilgili siparişteki action'ların geldiği noktada, attığım msjlar yalnızca satıcıya düşüyor. ebay'e konuyla ilgili hariçten msj atmanın yolunu bulamadım. yardım pls.

 

gençler, makale, ebook falan okumak için mini tablet yeterli oluyor mu? çerçeve rengi sizin için cok farkediyor mu? airler oncekilere göre fazla ısınıyor diyorlar, sizce? evde, işte, okulda wifi olsa da sim kartlı mi alınmalı? applestore'dan almanın avantajı olacagini düşünüyor musunuz?
teşekkür ederim.



 

oyun işlerinden hiç anlamam. ilk kez kutulu bi oyun aldım, cd'den yükleyecek diye beklerken steam hesabı açtırıp online yüklemeye başladı. tahmini süre 7 saat dedi, şaka yapıyo diye düşündüm ama 4 saat oldu, yarıyı az geçti, gerçekten de o kadar sürecek gibi:s
bu işin esası böyle midir?



 

Samsung laptopıma format attım, daha dogrusu yeni bilgisayarlarda fabrika ayarlarina geri döndürme biçiminde oluyor ya, onu yaptım. samsungun kendi update programi var, onun önerdiği guncellemeler ile tüm windows guncellemelerini yaptim.

Sistemin kendi içinde geri alma noktası yaraticam, ekstra program kullanmadan. Ondan once kulandigim programları yukleyeyim mi, yoksa bu halde mi alayim imajı. Aklınıza gelen başka temel güncelleme, imajdan once yapılması gereken biseyler var mi?
Teşekkür ederim.

 

nasıl yapılabilir? word'de bir filigran ekleme seçeneği buldum ama o doğrudan sayfanın üzerine ekliyor, resmi üzerine koyduğumda da filigran altta kalıyor haliyle. vaktim kısıtlı olduğundan ve resimleri blok halinde powerpoint'ten getirdiğimden, resimlere başka programlarda filigran atmak seçeneklerim arasında değil.

ayrıca bir dökümanı powerpoint'ten ya da word'den pdf'e çevirirken, sayfanın tümüne filigran atmayı da ayrıca sormak istiyorum.

teşekkür ederim.

 

yukarıdaki uzuvlarımda ciddi ağrılar sözkonusu.
genelde kendimi kasarak yatıyorum ve aynı pozisyonda, her yerim ağrıyarak uyanıyorum. malesef engel olamıyorum buna, psikolojik bişey.
işte ya da evde masa başında vakit geçirirken sandalyeye yanlış oturuyorum ve bazen saatlerce öyle kalıyorum. çok sık boyun, sırt tutulması falan yaşıyorum. sağ omzumda hareket esnasında sürekli kıtırtılar mevcut.

hiç spor yapmadım, yapmıyorum malesef. sonbaharda pilatese gideyim dedim ama yoğunluktan erteledim sürekli, gerçi başlıcam bir aya.
sabahları iş yerinde sabahları geyikle bir 15 dk-yarım saat geçiriyoruz, dedim ki o ara yapabileceğim vücut açma egzersizleri gösteren videolar önerir misiniz. en azından şu katılıktan kurtulayım. zaman zaman görüyorum, bu işlerin gurusu şudur diyip youtube'dan birilerini öneriyorsunuz, işte öyle.
teşekkürler, sevgiler.

 

na sahip olduğumu düşünüyorum. durumun ismini ben uydurdum :s
basamakları ya da kaldırımı tutturamamak, bardağı ağzıma denk getirememek gibi durumlar yaşıyorum. adım atmakta ya da bardağı eğmekte biraz erken davranıyorum.

bir zamanlar astigmatım vardı, başka bir şikayet için yakın zamanda göz doktoruna gittim, detaylı bir muayene yaptı ve gözlerimin sağlam olduğunu söyledi. sizce nedir, hangi doktora gideyim?

 

2 yıldır çalışmakta olduğum devlet kurumundan aldığım bordromda, 1 derece düşük görünmekte olduğumu farkettim (8 iken 9). son iki terfimi de işlememişler. ilgili kişilere söyledim, geçerli bir mazeret sunamamakla birlikte bu ayki bordromda düzelteceklerini söylediler.

bu derecelerde maddi olarak bir kaç liradan başka bir fark olmadığını biliyorum ama öyle ya da böyle bana bir fark ödemesi yapmak durumundalar değil mi? teşekkürler.


 

nda kafam karıştı. haberim yoktu, şimdi buradan gördüm.
sabah uçağa binicem, telefonun saatini kurup yattığımda neler olacak?



 

nereden bulup atabilirim acaba? 3-5 çift lazım da.