[]

ankara kardiyoloji bölümü sgk anlaşmalı özel hastane

arıyorum, hepsi sgk anlaşmamız var diyip, 600-900 lira arası fiyat çekiyor, içinde muayene ücretinden başka hiçbir şey (ekg, eko, kan tahlili vs) yok.

güven hastanesi'nin anlaşması vardı daha geçen ay. 300 lira verip, sgk'lı hastalar ile ilgilenen doktorlara muayene oluyordunuz, ekg, eko, tahlil, tetkik, röntgen falan hepsi de dahil oluyordu. anlaşmaları bitmiş.

yine benzer şekilde içinde ekg, eko, kan tahlili, röntgen vs. de olan kardiyoloji bölümü sgk anlaşmalı hastane biliyor musunuz?

 
bayındır kardiyoloji anlaşması var ama ücretleri konusunda bilgim yok


  • melodi  (08.06.22 15:07:05) 
medicalpark?


  • jelly bear  (08.06.22 16:41:43) 
[]

havale/eft yaparken yaşanan inanılmaz saçmalık - FAST olayı

farklı bankalarda başıma geldi. ben mi bir şeyi yanlış yapıyorum bilmiyorum.

bu FAST denen 7/24 para göndermeyi kullanmama şansımız var mı hocam? yahu FAST ile yollamasın, normal havale/eft olarak yollasın, olmuyor mu öyle?

sabahın köründe para göndereceğim. bugün pazartesi, iş günü. normalde bankam benden havale/eft işleminden ücret ALMIYOR. ama sabah 7'de kirayı göndermeye çalışıyorum, FAST ile yollayacam 5 lira ücreti var diyor. la gardaşım FAST ile yollama. normal yolla, saat 9'da mı ne zıkkımsa mesai başlayınca normal ücretsiz gönderirsin. kimse sana hemen yolla, sabahın köründe hesaba geçsin demiyor ki.

ertesi güne talimat verince paşa paşa ertesi gün mesai saati başlayınca yolluyor, ücret de almıyor. aynı gün olunca talimat da veremiyorsun, mesai başlayınca yolla da diyemiyorsun, illa sabahın köründe hesaba geçecem, senden de masraf kesecem diyor. dün gece 12'den önce ertesi gün diye talimat verince oluyor, saat 9'da ücretsiz yolluyor. saat 12'yi geçip gün döndü mü yok aynı anda yollarım masraf alırım. lan 9'da yolla, onu da 9'da geçir hesaba.

bunun tek yolu ya ertesi gün talimat verip ödemeyi bir gün geciktirmek, ya da parayı mesai başladıktan sonra göndermek (ki buna imkanım olmayacağını, sabah yapamazsam bir daha yapamayacağımı söyleme gereği duymuyorum, belli ki gönderme imkanım olmayacak, o yüzden sabahın köründe yapıyorum).

nerede yanlış yapıyorum ben? bu böyle olmamalı. bir yerde "FAST kullanıp hemen hesaba geçirme, zamanı gelince hesaba geçirirsin" diyebilmem lazım.

 
İş bankası sanırım.

Ben de bulamadım çözümünü, FAST niye ücretli onu da anlamadım. Başka bankaları da kullanıyorum onlarda ücretsiz.

Yani ödemen bu kadar kritikse ver ücreti kurtul hocam ben hatırlatma kurup sabah hallederdim.
  • chicha_v2  (06.06.22 09:56:52) 
daha dun annemin hesabini kullanarak para gonderdim ve orada havale/eft ile fast icin ayri secenek vardi... sasirdim cunku enpara'da yok. varsa da ben bulamadim. aynen senin dedigin gibi "fast'la saliyom gardasim" diyor sadece.


  • der meister  (06.06.22 10:34:38) 
bu bankanızdan kaynaklı. uygulama veya web iyi yapılandırılmamış veya çakallık yapılmış. yani 5 tl tırtıklamaya çalışıyor olabilir.

ben yapıkredi ve cepteteb kullaniyorum. ikisinde de birinden diğerine geçiş mümkün.
  • helenart  (06.06.22 12:27:42) 
Akbank ile aynı sorunu yaşıyorum. İşbankası kullanırken böyle değildi. Şikayet açtım, talep yaptım vs sallamadılar. Maalesef bankanın müşteri memnuniyeti politikası ile ilgili. Bunu bir gelir yöntemi olarak görüyorlar.


  • ayheytmayselfenvanttuday  (07.06.22 02:12:08) 
[]

xiaomi mi box s ve turkcell tv+

turkcell tv+ abonesiyim ve turkcell'in verdiği kutuyu televizyona bağlamak suretiyle televizyon izliyorum. bu arada netflix vs için bir de xiaomi mi box s sahibiyim.

şimdi evimize ikinci bir televizyon geldi. ben onda da turkcell tv+ izlemek istiyorum. daha doğrusu öncelikli olarak onda izlemek istiyorum. ama turkcell'in kutusu interneti kablolu olarak alıyor, dolayısıyla modemin yanında yakınında durması gerekiyor. ikinci televizyon ise modemden ziyadesiyle uzakta. modemi yakına getirme, ya da modem uzaktayken kutuyu kabloyla modeme uzatma şansı pek yok (deli bir kablo çekmek lazım). mi box ise wifi'ya bağlanabiliyor.

mi box'a turkcell tv uygulaması yükleyip, turkcell hesabımla oradan login olup turkcell tv'yi mi box'tan izlemek mümkün mü?

(televizyonu henüz kurmadım, o yüzden deneyemiyorum. böyle bir şey mümkün değilse başka şey düşüneceğim.

 
mümkün. mi tv stick'de aynı şekilde izliyorum.


  • pisiklet  (04.06.22 09:21:00) 
Mümkün, ancak tv+ kaç cihaza kadar aynı anda oturum açmaya izin veriyor onu bilmek lazım.Tek cihaza izin veriyorsa aynı anda iki televizyondan (aynı kullanıcı bilgisiyle) tv+ izlemek mümkün olmayabilir.


  • arenas  (04.06.22 09:41:06) 
Aynı anlattığınız biçimde kullanıyorum. Modeme yakın olan tv’de Türkcell box aynen kalsın. Siz diğer televizyona mi box bağlayın, içine de tv+ kurun. Mis… hatta kendi box’ında olmayan kanallar bile var uygulamada :) tele 1 gibi mesela.

Aynı anda izleyebilirsiniz bu arada.
  • invictae  (05.06.22 00:12:18) 
[]

netflix ne yapmaya çalışıyor?

bir anadolu şehrinde, devlet hastanesinin iki kişilik odasında refakatçiyim. yan tarafımda muhafazakar bir anadolu beyi ve hanımı kalıyorlar. ben de tam onların görebileceği yerdeki masaya bilgisayarımı açtım çalışıyorum. arkada da netflix açayım dedim. profilime tıklar tıklamaz ekranda koskoca çıkan görüntü bu: imgur.com

lan tamam benim için sakıncası yok. yeri geliyor en hard ayıpçı film bile izliyorum, şunu gördüm diye abdestim kaçmıyor, ahlak dersi niyetinde değilim. ama bunun amacı nedir şimdi? telefonu 15 yıldır duymadığım monofonik nokia tune şeklinde çalan ve ekranıma doğru yatan adamın önünde, ben netflix sitesini açar açmaz ekranımda şunu görmesiyle gözünde bornocu odamızda neler izliyor durumuna düşmek zorunda mıyım lan ben? niye şu görüntüyü ilk açtığın ekrana koyarsın ki? milliyet.com.tr misin sen düdüşen çift görseliyle adam etkilemeye çalışıyorsun? ne gerek var ki buna? vay sevişgenli film gelmiş dememizi mi bekliyorsun?


 
Cinselliğin izlenmeyi artırma amaçlı bilerek göze sokulduğunu düşünüyorum. Netflix değil sadece. Türk dizileri de böyle. Ne zaman televizyona baksam mutlaka üstü çıplak birini görüyorum.


  • dissendium  (29.04.22 23:56:16) 
Abi yoğun cinsel içerik barındıran bi yapım gelmişse verebilir bu uyarıyı, bugünlerde de 365 filminin devamı geldi işte onu da ana sayfadan veriyorlar, o nedenle uyarı vermiş 18'den büyük müsün değil misin diye, onu da paylaşımlı falan kullanılıyor diye soruyordur belki bilemedim.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (30.04.22 00:14:59 ~ 00:16:15) 
sanki milletin gözü önünde cinsel ilişkiye girmiş gibi anlatıyorsun. netflix umuma açık bir platform. 18 yaş üstü içerikler var evet ama bir tanıtım resminden tetikleniyorlarsa problem sizde değil.


  • paintov  (30.04.22 03:41:54) 
Ortada +18 bir görüntü bile yok ki? Yan taraftaki muhafazakar anadolu beyi ve hanımı size oto sansür yaptıracak kadar baskı oluşturabilmiş üzerinizde.

Çok değil 5-10 yıl öncesine kadar kral tv falan gibi her yerde açık genel müzik kanallarında daha çarpıcı sahneler görmek mümkündü.

Toplumun geneli dini muhafazakar diye herkesin ve her platformun dini muhafazakar olacak diye bir şartı yok. Muhafazakar anadolu beyi ve hanımının yanında netflix açma tercihinde bulunurken bunun ortama uygun olup olmayabileceğini siz de düşünebilirsiniz.

Ancak bir film izleme platformu ve porno siteyi aynı etkide değerlendiriyorsanız bu düşünceniz normal değil.
  • akhenaten  (30.04.22 06:21:39) 
abiler umuma açık platform olabilir de ana sayfasına da 18+ olmasa bile çıplak bir şekilde sevişen çift görseli koymazsın.

çok tatlı bi teyze ve amca, baskı falan oluşturdukları yok ama ben utanıyorum olum anlamak zor mu? oğlumla açıyorum, sevişmeli görüntü umuma açık yerde açıyorum sevişmeli görüntü. netflix nedir bilmeyen insanların ayıp bir şey zannetmesinden utanıyorum lan, henüz cinsel eğitim vermediğim ergenliğin kenarına yaklaşan 10 yaşındaki oğlumun dudak dudağa duran çıplak çift görmesini istemiyorum. bunun nesi anormal? "netflix'te nasıl böyle içerikler olabilirrr rezaleett!!" demişim gibi cevap veriyorsunuz.bu filmin daha normal bir görseli yok mu, onu koy. illa izletmek için sevişmeli görsele mi tıklatmaya çalışıyorsun?

eskiden gazeteler de "iç çamaşırlı güzel" resimlerini ön sayfaya değil, arka sayfaya koyardı mesela (amacı başka olan gazeteler hariç). gazetecide rafta direkt görmezdin, alıp açınca görürdün.

gayet ortama uygun kemal sunal filmi açıcam, ama onu açacağım yere gelene kadar ekranda kocaman sevişmeli görsel niye gözüksün yahu? bu gözükmesin diye çocuk profili mi açayım kendime?
  • kibritsuyu  (30.04.22 07:28:39) 
Benim yalnızca sitkom izlediğim hesapta da bu görüntüyle karşılaştım. Biraz can sikici evet. Ama aslinda normal bir sey. Reklamini yapiyor yeni iceriginin.

Onlar da alissinlar boyle icerikler gormeye bence. Öpüşmeleri, çıplaklığı, alkolü vs ahlak bahanesiyle ekranlardan kaldırdılar. Aslında bu görüntüler normal görüntüler. Utanmaya sıkılmaya gerek de yok. Onlarında normallestirmesi için maruz kalmaları lazım biraz. O maruziyeti yaratmışsın işte.
  • zimbirik  (30.04.22 08:59:17) 
Bir de toz kondurmazlar. Mesela internet reklamları müstehcen de ne pornoculuğun kalır ne internet geçmişin. Herkes o ekranı normal kabul etse, daha müstehcenini bulup koyarlar ve ne var ya derler. Bazılarının doğası böyle kaşıma üzerine.


  • osssy  (30.04.22 09:54:15) 
Benim profilimde açınca sadece uzay temalı filmlerin posteri çıkıyor, eşimin profilinde komedi filmlerin posterleri ön planda oluyor oğlumun profilinde animasyonların posterleri, siz ne tür filmler izliyorsanız önerdiği de onlar oluyor haliyle :)

Sözüm meclisten dışarı tabi belki sizde bir hata olmuştur.
  • solo  (30.04.22 11:19:13) 
bu fotoğrafta hiçbir problem göremedim. yanımda babaannem bile olsa çekinmezdim. netflix haber kanalı değil ki tabii ki filmlerden görseller paylaşabilir. bunların cinsellik ima edenleri de tıklanmak için gayet kabul edilebilir. çıplaklık yok sonuçta.

20 yıl önce kırmızı noktalı filmler/şovlar oynuyordu en popüler kanallarda. toplumun bu kadar değişmesi garip.
  • bohr atom modeli  (30.04.22 14:00:34 ~ 14:01:47) 
Ben seni hakli buldum, satis artirmak icin yapiyorlar.

Benzer fotoyu soru olarak acsam silinirdi +18 diye. Bura icin bile fazla erotik
  • divit  (30.04.22 15:23:38) 
Ogrencilerim sinavda netflixteki bir seyin analizini yapacakti, uzun uzun anlatmayayim. Benim netflix hesabima girdim (netflixi sadece gilmore girls izlemek icin kullaniyorum) ve siniftaki dev ekranda bu goruntu cikti. Cocuklarin yasi buyuktu ve gulduk gectik ama ben de birkac saniye “bu ne yahu?” dedim.


  • sopiro  (30.04.22 16:23:34) 
Filmlerde 1.sıradaymış. Herkes bunu izlediği için başkalarına da gösteriyor işte.

Sakıncası vardır yoktur aşamasını geçtik. Örneğin geçenlerde "herkese çıkan Penti reklamı" muhabbeti vardı. Cidden olmadık yerde penti reklamı çıkıyordu. Millet bu tür şeylere alışacak ve "sen girmişsindir ondan sana bunu gösteriyordur" mantığını da aşmalıyız artık. İlla öyle olmuyor. Geçen Aliexpress'te de bir olay vardı duyan duymuştur.
eksisozluk.com
  • nhk ni youkosu  (30.04.22 17:02:21) 
[]

trafikte böyle durumlarda ne yapmalıyız?

şimdi ailesinin yanında magandaların saldırıp darp ettiği adamla ilgili entry'leri gördüm, bugün de taze taze başıma trafik magandası denk gelince sormak istedim, doğru davranış nedir?

yer ankara. anadolu bulvarı'nda ostim'den odtü yönünde seyir halindeyim. yolun orta şeridinde sabit ve makul bir hızla ilerliyorum. yani sabit dediğim önümdeki trafiğe göre hızlanıp yavaşlıyorum elbet. yolun ortasında dingildeme, ya da sürat yapma gibi bir durumum yok. önümdekiyle takip mesafemi koruyorum.

o sırada sağ şeridimden suv kullanan maganda arkadaş beni sağlayıp önüme geçme istiyor. benim onu geçirmeme gibi bir hareketim de yok, her zaman gittiğim hızda gitmeye devam ediyorum, gaza basıp hızlanarak geçmesini engellemediğim gibi, frene basıp yavaşlayarak geçmesini de sağlamıyorum. şeridimde dümdüz, aynı hızda gidiyorum. ama bu hıyar, kendi beceriksizliği yüzünden beni sağlayıp geçemiyor, tam önünde, sağ şeritte yavaş giden kamyonete takılıyor, arkamda kalıyor.

az sonra, ben hala orta şeritte aynı şekil giderken arkamdan selektöre başlıyor. sol şerit açık, boş, müsait, buyurup geçebilir. elimi camdan çıkarıp geç işareti yapıyorum. geçmiyor. yanıma gelip benimle aynı hızda kalıp camdan bıdı bıdı bir şeyler söylüyor, ne dediğini de anlamıyorum. elimle "buyur geç işte ne demek istiyorsun anlamıyorum" anlamında el hareketleri yapıyorum. yani öyle sinirli el kol hareketi falan da değil ha. geçiyor, benim şeridime geçip önümde hızını 50 km'ye kadar düşürüyor. koca kamyonların, tırların, otobüslerin epey hızlı gittiği yolun orta şeridinde 50 ile gidiyoruz. sol sinyalimi verip geçeyim diyorum, o da sol sinyal veriyor. sağ sinyalimi verip sağ şeride geçeyim diyorum, o da sinyal veriyor (onun da sinyal verdiğini görünce şerit değiştirmekten vazgeçiyorum zira niyeti belli, geçirmeyecek).

şimdi ben burada ne yapayım, ne yapmalıyım? hızla giden tırların otobüslerin arasında 50 km ile adamın peşine mi takılayım (ki müsait yol olsa yaparım, adam sıkılıp basana kadar da bıkmam, gideriz yavaş yavaş ne olacak).

adamla inatlaşıp basıp geçmeye çalışayım kaza mı olsun?

kenara geçip durayım mı? durursam kesin o da arabadan inip üzerime saldırır.

e gideyim desem gidemiyorum trafiği tehlikeye düşürecek kadar yavaşız. geçeyim desem geçemiyorum, hıyar geçirmiyor. durayım desem gelip saldıracak.

ben ne yaptım? sağ sinyalimi verdim, o mal da verdi. ben sağ şeride geçtim, o da geçti. iyice yavaşladım, o da yavaşladı. adamın sağdaki sapağın hizasını geçmesini bekledim, geçti. hooop aynen sapağa girdim. epey bir yolumu değiştirdim. adam da mecbur kaldı çektirip gitti. lakin ben tekrar aynı yola gelebilmek için belki 5-10 kilometre yolumu uzattım (anadolu bulvarı'ndan odtü yönünde giderken, ankara bulvarı'na kızılay istikametine döndüm. aynı yola çıkabilmek için tekrar sağa girip anadolu bulvarı'nın karşı şeridine çıktım, ileride istanbul yolu kavşağından istanbul'yolu'na çıkıp geri anadolu bulvarı'na indim). sırf gerizekalının biriyle dalaşmamak için, fazladan dünyanın yolunu yaptım.

yani dayak mı yemeliyim, kaza mı yapmalıyım, trafiği tehlikeye mi düşürmeliyim, malın yüzünden gereksiz yere yolumu uzatıp benzin mi yakmalıyım, ne yapmalıyım?

 
Sensin diyip geçicen. Suçlu olmasan da özür diliycen. Çok ruh hastası var trafikte, kornaya bastı diye adam öldürüyorlar. Eşin, çocuğun yanında olur büyük sıkıntı yani. Trafikte kimse ile dalaşmamak lazım.


  • Arthur Dayne  (23.04.22 15:10:37) 
Eger sağındaki yada solundaki biri sinyalini vererek senden yol istediyse vermen gerekli. Sen ona rağmen ona yol vermediysen ilk suç sende. Geri kalan olayların tamamında o suçlu. Eğer sinyal vermediyse en başta o zaman yine o suçlu.

Ben bu durumda olsam daha dazla yavaşlayıp onun benim önümde kalmasını sağlar sonra tekrar hızlanırım.
  • zimbirik  (23.04.22 15:14:51) 
Bir anlasmazlik,tartisma olduysa hizlanip bir daha karsilasmamaya calisiyorum.
Cunku karsimdaki ev hanimi kadin bile olsa, kinlenip intikam almaya calisiyor benden. Egosunu duzeltmeye calisiyor.
Ufak surtusmeye zaten yapacak bir sey yok, gidip simsiyah filmli passat alman lazim onlari yasamamak icin.

Mesela ufak surtusmeden sonra ben olsam 150 falan basip oradan uzardim.

Ha diyelim senin duruma dustum.
Ben direkt ustune kiriyorum bariyere dogru.
O zaman bu adamla dalasilmamasi gerektigini ogrenip kaciyor.

Bu islerde marka model cok onemli, benim arabadan it de cikabilir beyefendi de cikabilir o yuzden emin olamiyorlar.
Bir tane de kadin arabasi var onla ne yaparsam yapayim ustume geliyorlar.
  • divit  (23.04.22 15:16:49 ~ 15:18:01) 
yok canım ne sinyali, ne yol istemesi? sağ şeritteki adam sinyal verip geçmek istese hız keser yol veririm. bu bildiğin makasa girer gibi arkamdan sağa geçti, basıp önüme kıracaktı, ben de hız kesmedim, sabit devam ettim. önüne kamyonet çıkınca geçemedi, yeniden arkama düştü. 21 yaşındaki clio'ya makas atıp geçemeyince de olmayan gururu incindi demek ki, yazık. şimdi gitmiş nasıl da geçirmedim clio'yu diye seviniyordur garip.

adamın altında peugeot 5008 suv var, bende 2001 model 21 yaşında clio. benim 150'ye çıkıp adamı geçebilmem ne mümkün? tek olası durum, adamın "bununla çarppışırsam benim arabama yazık olur" diye düşünüp arabasına kıyamaması olabilir. tabii takla atıp ölmezsek.
  • kibritsuyu  (23.04.22 15:19:45 ~ 15:24:02) 
en iyi hareketi yapmışsın. muhtemelen el işaretini yanlış yorumladı davar. sırf bunlar için fahri trafik müfettişi olmak istiyorum. para sever bu tipler biraz oturur içine. hele taksi minibusçülere ceza yazacaksın ki versin günlük yevmiyesini patrona.


  • surprise  (23.04.22 15:20:42) 
En doğrusunu yapmışsınız. Beni o derece tahrik/taciz etse sağa çekip inerdim sanırım ama sizin gibi soğukkanlı olmak her şekilde doğru olan.


  • msb  (23.04.22 15:41:15) 
Trafik polisi tam olarak bu magandalar için var. Çok geçmiş olsun. Ama aklınızda bulunsun hemen polisi arayın, ilgilenilmemesi durumunda Emniyet genel müdürlüğüne ve İçişleri bakanlığına direkt suç duyurusunda bulunacağınızı bildirin. Çünkü bu tip ihbarlara nedense polisimiz gitmek/çevirmek istemezler.

Vakti zamanında benzer bir olay başıma geldi. Dede emniyet müdürü ama vatandaş gibi olayı bildiren ihbarda bulundum. Baktım kimsenin oralı olduğu yok önce dedeye olayı bildirdim sonra da direkt Emniyet genel müdürlüğüne şikayet ettim. O zaman ki vardiyalı çalışan (o bölgeye bakan) polisler soruşturma geçirmişti. İçlerinden ikisi de soruşturma sonrası görev yerleri değişti. Babamın oğlu olsa işini layıkıyla yapmayanlara ekstra olarak uyuz oluyorum.
  • skzr  (23.04.22 15:44:16) 
Abi Amerika'da Kanada'da falan olsak arabaları çekelim sağa yarım metreden birbirimize küfredelim ama Türkiye'de bu işler çok riskli adamı tak diye vuruyorlar durduk yere ölüyorsun, sen doğru olanı yapmışsın.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (23.04.22 15:45:04) 
ağamsın paşamsın deyip geç

ne deliyle uğraşlır, ne it kopukla.
  • killerbee  (23.04.22 15:53:34) 
"Ayıya dalaşacağına çalıyı dolaş" demiş atalarımız.

Sondaki hareket en mantıklısı olmuş, ama bu aşamalara gelmemek için en başta o ayıya yol vermeniz gerekirdi.

Siz sakin sakin şeridinizde giderken o ayı gelip sağdan geçmeye çalıştı ama beceremedi, peki bu beceriksizliğinin sebebinin kendisinin olduğu bilinci var mı onda? Yok.

Böyle bir hareketi yapacak adama her zaman yol verin, bırakın gitsin, bırakın geçsin, bırakın en büyük o olsun.

Bu düşüncedeki insana pasif direnişle eğitim veremezsiniz, bu düşüncedeki insana hiç bir şekilde empati yaptıramazsınız.

Ben trafikte herkese yol veririm, ama herkese. Böylece hem önümdeki trafik açılmış olur, hem de yol verdiğim insanlar içinde böyle sığırlar varsa bulaşmamış olurum.

Hadi diyelim boylu poslu babayiğitsiniz, vurdu mu ayıyı deviren bi cüsseniz var. Bu magandaları döverek eğiteceksiniz diyelim, zargana gibi bir apaçinin koltuk altınıza bıçağı takmasıyla hayatınız ve aileniz mahfolur.
  • John Bloor  (23.04.22 15:56:57) 
yani ben orada adamın sağlamaya çalıştığını fark edip frene bassam bile geçemeyebilirdi, ya da yol vermek için yavaşlamamı ayrı bir inatlaşma zannedebilirdi. bunun da bir sonu yok ki, karşıdakinin neyi ne zannedip ne düşüneceğini bilemiyoruz. ben orada "sağımdan geçirmem ulan!!" diye adama inat yapsam anlarım. adam zor durumda falan kalsa onu da anlarım. en fazla geçmek istediği yerden geçemedi. "tüh yav geçemedim" diyip 10 saniye sonra solumdan geçebilirdi, o istediği yerden geçemeyişini gurur yapıp saldırmayı seçti.

10 yıl kadar önce yine başıma geldi. tek şeritli yol. bilenler bilir, bahçelievler 7. cadde. yani aslında iki araba yan yana geçer de bekleme yapan araçlar yüzünden trafik tek şerit akıyor.

yolda trafik var, yani istesem de daha hızlı gitme şansım yok, arabalar var önümde. kenara geçip yol verme şansım yok, tek şerit akıyoruz. ama arkamdaki araba ısrarla dibime dibime girip arka arkaya selektör yapıyor. yani ne yapabilirim orada bilmiyorum, havalanıp uçayım mı, önümdekilerin içinden mi geçeyim ne halt yiyeyim?

en sonunda gayet iyi niyetimle yol ayrımında arabayı sağdan gelen arabaların yoluna doğru sağa yanaşıp durdum ve geçip gitmesini istedim. bakın sağa çekecek yer de yok normalde, çektiğim yer arabaların geldiği bir yol ağzı. yani ben orada dururken yoldan araba gelse önünde enlemesine duruyorum. dedim ki geçip gitsin, en azından beni değil, önümdekileri taciz etsin, ben kurtulayım, zira o da bir yere gidemeyecek zaten.

ama adam benim sağa çekip durarak yol vermemi, kavga etmek için sağa çektim olarak yorumladı, kendisi de durdu, içinden elinde şişelerle adamlar indi. ben yine camı kapıyı kilitleyip inmedim. mal mal bağrınıp gittiler.

yani nerede manyak var trafiğe çıkmış. ya da ben yol vermeyi mi bilmiyorum lan acaba?
  • kibritsuyu  (23.04.22 16:20:24 ~ 17:12:37) 
inatlaşacak bir durum yok. defansif sürüş yapmak lazım her zaman, kesinlikle gerginliğe girmeye gerek yok çünkü adamın 2001 model clio'sunu sanayide yaptırmak 100 lira tutar, o paraya senin 3008'in fotoğrafını çekmezler. keza can güvenliği konusu da öyle.

eğer sürekli bu tipler seni buluyorsa samimi bi arkadaşınla araç sürüp bi süre gözlemletmeni öneririm. çünkü istanbul gibi bir cangılda aktif araç kullanan ve agresif kullandığını düşünen biri olarak bile şu tarz bir olayı 1-2 kere yaşamışımdır max. onda da uzadım tabii. bi de asla arabanın içine bakmıyorum çünkü suratına bakınca suratı gözümün önünden gitmiyor ve çileden çıkıp daha tehlikeli hareketler yapma ihtimalim var.
  • roket adam  (23.04.22 23:29:52 ~ 23:30:36) 
ne olursa olsun asla arabadan inme, bence bu bile kavgayı engelliyor.


  • orpheus  (24.04.22 00:36:20) 
Soruyu görmem iyi oldu. Kendime de cevap buldum. Sanırım polisi aramak lazim


  • abuzer  (24.04.22 07:33:13) 
[]

test negatif mi pozitif mi şimdi?

oğlanın ateşi 38'e çıktı. halsizliği, burun akıntısı da var. aldım teste götürdüm, test yapıldı. az önce e-nabız'dan baktım negatif. pdf indirip köşesindeki doğrulama karekodundan da doğruladım, negatif.

ama şimdi sağlık bakanlığı'ndan mesaj geldi, testiniz pozitiftir, lütfen dışarı çıkmayınız diye.

hangisine güveneyim?

bu arada test negatif çıkarsa başka bir enfeksiyonu atlamayalım diye doktora da götürdüm, bademcikleri şişmiş dedi antibiyotik verdi, herhangi bir tahlil falan yapmadı.

 
Pozitifmiş gibi davranın siz. Yarın testi tekrarlayın mümkünse. Ararlar sizi yarın, ona göre hareket edersiniz.

Yaşı kaç bilmiyorum ama, bol su içirin, katı meyve sıkacağı ile bilimum sağlıklı meyveler ile yapılan smoothie, varsa propolis ile destekleyin. Geçmiş olsun.
  • Arthur Dayne  (19.04.22 02:29:46) 
ertesi gün testi tekrarladık, yine negatif çıktı, bu sefer mesaj falan da gelmedi. çocuğun kulağı da ağrımaya başlayınca antibiyotiğe başladık, ateşi de geçti, kulağı da geçti, okula da gitti bugün.

ama okula da pozitif diye mesaj gitmiş. şimdi sanki pozitifmiş de o haliyle okula göndermiş gibi muamele görüyoruz.

hangi gerizekalının işi bu acaba? yani biz bunlarla uğraşmak zorunda mıyız ya?
  • kibritsuyu  (21.04.22 14:19:30) 
[]

gsm sinyali paraziti

yaşı yetenler hatırlar. eskiden cep telefonuna arama/mesaj gelirken veya giderken, civardaki tüplü monitörler dalgalanır, hoperlörlerden dıttırı dıttırı dıttır dıttırı şeklinde parazit duyulurdu.

bildiğim kadarıyla gsm şebekesi hala 900 - 1800 mhz aralığında çalışıyor. yani sinyalin frekansında bir değişiklik yok. peki biz artık bu paraziti niye duymuyoruz?

tüplü monitör diye bir şey kalmadı, dalgalanmayı görmüyoruz o tamam. sesi niye duymuyoruz? telefon teknolojisi mi gelişti, çıkan sinyalin şiddeti falan mı azaldı, hoparlörlerin koruması mı düzeldi, yoksa ben yanlış mı biliyorum, gsm aynı gsm mi değil? 2001 model telefona sim kart takınca hala konuşuabildiğine göre sinyalde bir değişiklik yok diye düşünüyorum.

 
Modulasyonu degisti, gucu degisti bir de cdma geldi.

Eskiden otobusu ucagi bozuyor muhabbeti vardi, simdi bu yuzden tartismalar yok oldu aslinda.
Cok cahildik telefonu bosuna kapatiyorduk deniyor ama etkileniyordu aletler.
Unuttular bunu.
  • divit  (13.04.22 19:43:54 ~ 20:54:26) 
yeni nesil cihazlar ona göre tasarlanıyor, eski nesil gsm (2g) cihazlarda Gaussian Minimum Shift Keying (GMSK)kullanılırken yeni nesil cihazlarda orthogonal frequency division multiplex (OFDM) kullanılıyor bu ne demek dersen eski cihazlarda minimum data paketi 20-40 ms gibi göreceli büyük paketlerdi ve verimsizdi bu yüzden yüksek güçle çıkış yapıyordu ve paket uzunluğu da fazla olduğu için sesi-etkisini duyabileceğin zaman kalıyor. ayrıca düşük frekanslı burst parazitleri filtrelemek zor. yeni nesilde bu data paketleri artık çok daha kısa 1-2 ms gibi ve baz istasyon sayısı da ciddi derecede arttığı için çok daha düşük güçte çıkış yapabiliyor.

eski sistem bir balyoz gibi büyük darbeler vururken yeni sistem çiviyi sanki titreşimle çakar gibi daha ufak, düşük güçlü darbelerle veriyi aktarıyor.
  • orpheus  (13.04.22 20:44:30 ~ 20:45:58) 
[]

köpeğin mutfağa kaka yapması

arkadaşlar babamın 5 aylık bir terrier köpeği var. 2 aylıktan beri bizde. tuvalet ihtiyacını evde onun için ayırdığımız odaya koyduğumuz tuvalet pedine yapıyor. ilk ay internette yazıldığı gibi alan daraltması yapmak suretiyle tuvalet eğitimini verdik. tuvaletinin yerini öğrendi. öğrendiğine kanaat getirince alan kısıtlamasını kademeli olarak genişletip kaldırdık. 1-2 sefer sağa sola işedi ama o da kesildi. o gün bu gündür kendi pedi dışındaki bir yere çiş veya kaka yapmadı.

lakin hayvan son bir hafta içinde icat çıkardı. gidip mutfakta buzdolabının önüne kaka yapıyor. yani tuvalet eğitimini tam veremedik, yapacağı yeri unuttu falan desem rastgele sağa sola yapar. özellikle gidip buzdolabının önüne yapıyor. ortalıkta dolanırken tesadüfen mutfakta bulunduğu sırada kakası geldi de tutamadı bıraktı desem o da değil, babam takip etmiş, yani salonda iken özellikle mutfağa gidip yapıyor. itoğluit odana gidip yapsana.

mutfağa yapmaya başladıktan sonra tuvaletinin yerini unutmuş da değil. kendi odasına ve pedine de yapıyor. yerini bilmiyor değil.

kuduz aşısını yeni olduğu için sokağa daha 2 gün önce çıkardık. hani dışarı çıkmak istiyor desek o da değil, dışarıyı tanımadan önce başladı bu mutfağa kaka yapma olayı. ayrıca dışarı çıkınca da epeyce tırstı. çekiştire çekiştire zorla 3 kilometre yürüdük, tek bir çiş veya kaka yapmadı. yani dışarı çıkmak istiyor desek o da değil.

dün de kaka değil çiş yapmış. kakası yoktu demek ki. kakasını kendi pedine yapmış kol gibi.

yaptığının yanlış olduğunu da biliyor. gösterip kızınca top gibi büzülüp masum masum bakıyor. oturup patisini kaldırarak özür diler gibi hareketler yapıyor.

sanırım bu hayvan bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor. aç değil, yalnız değil, sevgisiz değil, oyunsuz değil, bakımsız değil. yani sıkıntı edecek bir şeyi de yok ki psikolojisi bozuldu desek.

var mıdır içinizde köpek dilinden anlayan? ne demek istiyor olabilir?

 
merhaba,

eminim daha yararlı cevaplar gelecektir ama benim köpeğim onunla çok fazla ilgilenemediğimiz dönemlerde salonun ortasına yapardı. biraz daha ilgilenmeye başlayınca bıraktı bu huyunu. biz de dikkat çekmek için yaptığı sonucuna vardık. bununla ilgili bir şey olabilir mi?
  • gottacatchemall  (08.04.22 15:16:57) 
@cosmicstring: onu da düşündük, ilk seferden sonra mutfaktaki halıyı kaldırdık, kakayı ıslak mendille temizledikten sonra kokusu da kalmasın, keskin koksun diye domastos'la da güzelce sildik. yine gidip silinen yerin üstüne (tam koordinat almadım ama belki 1-2 karış yanına) yapıyor.


  • kibritsuyu  (08.04.22 17:02:41) 
benim terrier de ilgi çekmek istediğinde yapıyor bunu. dışarı çıkmaya yeni başlıyor olabilir o ayrı ama demek ki enerjsini atamıyor, ilgi, oyun istiyor daha fazla. bir de çamaşır suyuyla değil sirkeyle silin kokunun tamamen geçmesi için. çamaşır suyunun yüzeyde kalan kokusu tetikliyormuş tekrar oraya yapması için.


  • pide  (08.04.22 17:42:30) 
[]

Filtre kahveye coffee mate konur mu?

Ofiste filtre kahve makinem var. Ben kahveyi sade içerim. Ama sütlü içmek isteyen misafirlerime de süt ısıtmakla uğraşmak istemiyorum, daha doğrusu kırk yılda bir sütlü kahve isteyecek kişi için süt bulundurmak istemiyorum.

Filtre kahveye coffee mate koysak sütlü gibi olur mu, tadı bir şeye benzer mi?


 
ben denedim bir kere hiç güzel olmadı. daha doğrusu tam karışmadı ve üstte topaklandı.


  • gottacatchemall  (31.03.22 17:06:19) 
Ben arada koyuyorum. Tad olarak pek farkı yok, normal sütlü kahve tadında oluyor ama fincanın üstü kaynamış süt gibi yağ tutuyor, ince bir kaymak tabakası çıkıyor.


  • 15 yildir okurum da simdi ne yazacagim  (31.03.22 17:27:37) 
Ben filtre kahveyle hep coffe mate ve muadili süt tozlarını kullandım şimdiye kadar, kötü bir yanını görmedim açıkçası.


  • drkayzer  (31.03.22 17:32:03) 
alternatif olarak bunlara bir bakabilirsiniz, galiba buzdolabında saklamaya da gerek yok diye biliyorum:

www.migros.com.tr

eksisozluk.com
  • gokyuzu gibi  (31.03.22 17:57:50) 
[]

doğalgazlı ocağı bağlamak v2

(git: 1515675)

arkadaşlar ben bu ocağı 2 hafta önce kendim bağladım. biri lastik, biri klingrit iki çeşit conta aldım. işin uzmanları klingrit kullanmamı önerdi, onu kullandım, çift anahtarla karşı tarafı da tutarak rakoru sıktım. köpükle de kontrol ettim. kaçak falan yok, ocak da çok güzel yanıyor.

lakin o bağladığım flex boru o kadar sert bir malzeme ki, bükülmüyor. yani ben ocağı iyice arkaya yaslamak istiyorum, arkasına giren hortumu 90 derece bükmem gerekiyor (gaz girişi yampirik değil çünkü, dirsek yok, direkt karşıya bakıyor). hortum sürekli düzelme eğiliminde olduğundan ocağı da iterek düzelmeye çalışıyor. conta aldığım herife sordum bunun daha esneği, daha büküleni yok mu diye, bunlar çeliktir, standarttır, başkent gaz da bundan başkasını kabul etmez dedi. ocak durduğu yerde durmuyor. üstünde çaydanlıkla devriliverecek.

productimages.hepsiburada.net

sırf ocağı itmesi de değil problem, ocağın gaz girişini de kasıyor, kanırtıyor. altı üstü ocak yanacak yahu, kol gibi sert hortumdan başka çare yok mu? tüp hortumu gibi ince hortum yok mu doğalgaz için?

ocağı çift taraflı bant ile tezgaha yapıştırdım oynamasın diye. ama o da kastıra kastıra sökülür yakında. yok mu bunun bir çaresi?

iyi ki dörtlü ocak almamıştım, hiç tezgaha sığmazdı valla. bunun hiç değilse önü boş olduğundan bir şekilde sığdı.

 
L dirsek aldım ben bauhaus tan hocam aynı durumda oldu.


  • gatherer  (26.03.22 13:00:44) 
Ocaga dirsek takabilirsin ya da hortumu daha uzun alirsan biraz daha esniyor.


  • divit  (26.03.22 13:02:09) 
hortum uzun aslında. tezgahın altından gelip köşedeki delikten çıkıyor. fazlalığı tezgahın altına iteleyince çok kasıyor. fazlalığı yukarı çıkarınca da yukarı doğru çıkıp tekrar aşağı inen fuzuli bir hortum görüntüsü, şu anda böyle duruyor zaten ama ona rağmen kasıyor.

dirsek için de ilaçla falan bağlamak lazım, kaldı ki yine çok işe yarayacak gibi durmuyor. hortumun geldiği yeri göstersem hak verirsiniz, hafta içi ofise gidince foto çekip göstereyim.
  • kibritsuyu  (26.03.22 13:18:47) 
Dirsek dedigim ocaga takilan dirsekten, oynar baslikli oluyor sen siktikca sabitleniyor yerine.

Ya da yine ocaga takilan ama oynamayan dirsekler var.
  • divit  (26.03.22 14:00:45) 
Ayni durum bende vardi. O egri duran hortumu gordukce sanki bana biseyler oluyordu. Dirsek takip butun dertlerimden kurtulmustum. Dusunsene dumduz bir hortum. Sanat eseri gibi.


  • Kirmizibavul  (26.03.22 23:27:49) 
[]

ucuz yollu elektrikli şofben

ofiste bulaşık yıkarken, çok soğuk günlerde el yıkarken falan kullanmak üzere ucuz yollu elektrikli bir şofben arıyorum.

sıcak su tesisatı var. duvarda soğuk suyun geldiği ve sıcak suyun gideceği bir köprü var. şimdi köprülü olduğu için sıcak tarafından da soğuk akıyor. o köprüyü çıkarıp araya şofben takarsak sıcak çevirince sıcak akacak.

kombi, doğalgazlı şofben, baca maca mümkün değil. şu elektrikli ani ısıtıcılara bakıyorum, onların da çoğu duşlu muşlu.

sadece bir tarafından giren suyu öteki tarafından ısıtıp çıkarakak ucuz bir alet önerebilir misiniz?

banyo falan yapılmayacak. anca bulaşık mulaşık işte.

 
www.ihlaspazarlama.com.tr

2.5 yıldır kullanıyorum aşırı memnunuz. Arıyorsunuz getirip takıp gidiyorlar. İnternet sitelerinde farklı farklı fiyatlar var, kendilerini arayıp öğrenin bence.
  • Arthur Dayne  (14.03.22 18:08:23) 
Elektrikli şofben diyince küçük olan plastik tipler, duş başlıklı olup az basınçla çalışan ani su ısıtıcıları çıkıyor karşımıza.

Bu tipleri istediğiniz gibi tesisata bağlayamayız, basınca dayanmaz.

Şöyle olabilir, bir ara bağlantı ile şofbene tesisat verilir soğuk su girişine. Sıcak suyu da şofbenin kendi hortumundan duş başlığını çıkararak alırsınız.

Bu şekilde dükkanda kışın abdest almak için uzun süre kullandım ucuz bir elektrikli şofbeni.

Ha yok ben tesisata bağlayayım orjinal olsun, sıcak suyu açınca musluktan sıcak su gelsin derseniz onun için şu alet lazım;

termosifon, mesela;

www.trendyol.com
  • John Bloor  (15.03.22 10:50:13) 
[]

başkentgaz'ın kestiği paralar

merkezi sistem ile ısınan işhanımızın yöneticisiyim. doğalgaz sayacımız ön ödemeli, yani kartlı. karta para yükletiyorsunuz, sonra onu sayaca yükleyip kullanıyorsunuz.

bu uyanıklar peşin peşin gazı doldurup zamlardan etkilenmeden kullanmamızı engellemek için geçen yıllarda icat çıkardı. iki gaz alımı arasında zam geldiyse aradaki farkı son gaz alımında düşüyorlardı, böylece zammı yansıtmış oluyorlardı. buna da okey dedik.

11 mart'ta 5000 lira verdim görevliye gaz alsın diye. 2500 lira kesip 2500 lira yüklemişler, resmen yarısı badem oldu. neyse dedik yine bak ne kadar akıllı usluyuz, kabulleniyoz hemen. tabii planladığımızın epey altında bir miktar gaz almış olduk. ama gelen zammı da ödemiş olduk neticede.

gaz yetmeyecek diye bugün (14 mart, öncekinden 3 gün sonra, arada hafta sonu var) adama 6000 lira daha verdim git gaz al, zam farkını da kestiler zaten 6000 liranın tamamına gaz alırsın diye. bu sefer de 3000 lira kesip, 3000 liralık gaz vermişler.

başkentgaz siz hayırdır hocam? adamlar resmen her sefer verdiğim parasının yarısını içleyip kalanına gaz veriyorlar lan.

bunun sebebini açıklayabilecek yetkili bir abi var mıdır?

 
Peki ödeme makbuzunda ne yazıyor, bir makbuz fatura vs var mı yükleme işleminde?


  • John Bloor  (14.03.22 14:58:42) 
simdi yazacagim cevap, sadece bir tahmin herhangi bir bilgiye dayanmiyor. sadece matematiksel bir olasalik.

siz aslinda ilk gaz almaya gittiginizden 5.500 tl veya üzeri bir fark vardi.

muhtemelen sözlesmede bir yerlerde bu fark kesinsiti yapilirken %50'den fazla kesinti yapilamaz diye bir madde varsa. ilk seferde 2.500 kesti. 2. sefer de 3.000 kesti. fark daha bitmedi ise kesmeye de devam edebilir.
  • helenart  (14.03.22 15:14:27 ~ 15:38:28) 
Kartlı sayacımız vardı ve başıma hiç öyle bir şey gelmedi. Sadece örneğin 2.000 liralık gaz almak istediğimde, en fazla 1.000 yüklüyorlardı (o dönem kota vardı herhalde). Bence siz parayı kime veriyorsanız o elemanı bir çağırın bakalım...


  • malheiros  (14.03.22 16:14:11 ~ 16:34:28) 
@helenart bildi. başkentgaz'a gittim öğrendim.

kullanım süremiz boyunca 5500 lira fiyat farkı yemişiz (oha). ama sözleşmede yarısından fazlası kesilmez diyormuş. yani ilk gittiğinde 5000 lirayı alıp "bunun hepsi fiyat farkıydı, haydi güle güle, bi dahakine 500 daha getir" demiyorlarmış, yarısını kesip yarısını veriyorlarmış. ilkinde yarısını kesmiş. ikincide de geri kalanını kesmiş.

@John Bloor: makbuz var elbet ama orada kesilenin nereye gittiği yazmıyor. genel toplam 3000, ödenecek 6000 yazıyor.

@malheiros: parayı verdiğim apartmanın emektar kapıcısı. parayı alıp yarısına gaz alıp yarısını da cebelloz yapacak adam değil, kaldı ki makbuzunu da getiriyor. orada verdiği para yazıyor, karşılığında kaç paralık gaz verildiği de yazıyor, ama aradaki farkın ne olduğu yazmıyor.
  • kibritsuyu  (14.03.22 16:47:17) 
[]

şeker bağımlılığından nasıl kurtulurum

ben bir şeker bağımlısıyım.

insülin direnci var, simit şeklinde göbek var, grade 2-3 karaciğer yağlanması var, fazla kilo var (bmi: 35), diyabetik denecek ölçüde değil ama açlık kan şekerim de normalin üstünde (115-125 mg/dl). her şey var, yok yok.

ama şekere ve şekerli gıdalara dayanamıyorum. dürtüyor, ye beni diyor. irademe hakim olamıyorum.

hamur işlerine direnebilirim, ama nerede sevdiğim bir tatlı olsun, gofret olsun, çikolata olsun kendime hakim olamıyorum.

bari meyve yiyim, en azından vitamin de alırım desem, bir oturuşta 2 kilo portakal yiyebiliyorum, onda da sınırım yok, kendimi durduramıyorum. pis bir bağımlılık.

diyet yapayım diyorum. yediğim kalorisi hesaplanmış gıdalar hiç sorun değil, aç kalmak da sorun değil, ama açken tatlı göreyim o beni dürtüyor. yemeğin üstüne de illa ki ağzımı tatlandırma isteği geliyor. toksun işte yemekten yeni kalktın ayı, yeme o tatlıyı diyemiyorum. illa ağzıma çikolata atıyorum. bir dilim yesem neyse, gerisi de geliyor, hop bütün paketi gömüyorum. evde bulundurmayım desem, çocuk değilim ya çıkıp alıyorum anasını satayım. dur işte alma di mi, yok.

spor yapıyorum (düzenli değil, ara sıra). gidip 1 saatte 1500 metre yüzüyorum. çıkınca açım tabii. gaza gelmiş olduğum için sağlıklı şeylerle karnımı doyuruyorum, hadi hop üstüne yine tatlı bir şeyler yeme isteği. bütün o yüzdüğüm boşa gidiyor.

ofiste çekmecemde 3 büyük paket eti hoşbeş var mesela. yemekten sonra onlardan birini yiyecek olmak bana mutluluk veriyor. yemezsem rahatsız ediyor. açıp bir tanecik yesem bile paket bitmeden duramıyorum. hadi durdum, paketi katlayıp lastikledim, 5 dakika sonra sesleniyor bana oradan beni ye beni ye diye.

metformin de alıyorum doktor önerisiyle ama şekeri kesmedikten sonra o da faydasız.

ne yapayım ne edeyim de kurtulayım bu bağımlılıktan bir yol gösterin dostlar.

edit: al bu da soruyu sorar sormaz sözlük'te çıkmaya başlayan reklam: imgur.com

 
Tek ihtiyacınız olan şey güçlü bir irade. Şunu unutmayın hiçbirşeyin tadı sağlıklı olmaktan daha güzel değil.

Şu anda aksiyon almazsanız ilerleyen yıllarda çok sıkıntı çekme ihtimaliniz var. Bunları düşünün kendinizi alıkoyun. Emin olun bir süre sonra o kadar da şeker canınız istemeyecek.

Eğer şöyle birşey arıyorsanız bir ilaç alayım o ilaç sayesinde canım şeker istemesin az yiyeyim vs. öyle birşey yok. var diyenler de yalan söylüyor. bu işin kolay yolu yok. Kendinizi alıkoyacaksınız yemekten.

2 sene önce grade 2 karaciğer yağlanması olan ve hamur-şeker bağımlılığı olan birisi olarak yazıyorum bunları. Çok şükür karaciğer yağlanmam grade 1'e düştü. Üzerine çalışıyorum. 10 kiloya yakın da kilo verdim bu süreçte.

Kolay gelsin.
  • nuevo  (11.03.22 09:49:47) 
21 günlük programlar var hatta böyle bi instagram sayfası var, isterseniz link atarım. 21 belki çok uzun gelebilir ama siz 5’le başlayın mesela, yemediğim kadarı kârdır diye düşünebilirsiniz.
Sık ve az yediriyor, sporu da sizinki kadar yoğun yaptırmıyor. Bence önceliğiniz şekerden uzaklaşmaksa egzersize abanmaya gerek yok şimdilik. Önce yemeyi düzenleyip hafif egzersiz eşliğinde vücudu kontrol altına almak daha doğru sanki.

  • megalomaniac  (11.03.22 10:00:02) 
yemek saatlerinizi düzenleyebilirsiniz. her aklınıza geldiğinde yemek yiyemeyeceğinizi bildiğinizde bir süre sonra vücudunuz da alışıyor. ben tatlı sevmeyen biriyim ama bazen tatlı krizine girdiğim oluyor, o zamanlarda da yaptığım şey şu, bir gün kurusunu alıyorum bolca tarçına batırıyorum içine de yarım ceviz koyup yiyorum. hatta kendimi şımartmak istediğimde de hindistan cevizine batırıyorum bazen.

belki canınız tatlı çektiğinde bu şekilde 2 parça yerseniz idare edebilirsiniz.

olay tamamen kendi iradeniz aslında gerçekten. ben bu tatlıyı yemeyeceğim dediğinizde 2 hafta sonra zaten canınızın çok da istemediğini fark edeceksiniz.
  • susannah delgado  (11.03.22 10:06:48) 
İki önerim var. Birincisi intermittent fasting, diğeri de yemekten hemen sonra diş fırçalamak.


  • chavezding  (11.03.22 10:22:06) 
aslında metformin alıyorsanız bu isteğinizi kesmesi lazım? aldığınız doz ne kadar?

bir de muadil ilaçlar da denenebilir doktor kontrolünde, metformin eğer kısa süreli salınımlıysa -glifor gibi- belki de kısa sürede vücuttan atıldığı için etkisi az oluyordur ve yine tatlıya yöneliyorsunuzdur. yok, diaformin gibi uzun süreli salınımlı bir ilaçsa da, belki dozu az geliyordur. şu anda tamamen salladım ve doktor değilim, ama kimyasal reaksiyonlar açısından böyle düşündüm. çöok büyük yamuluyor olabilirim :/
  • pasp  (11.03.22 10:42:50) 
sizin kadar olmasa da ben de tatlıyı çok seven bir insanım. kilo verme calışmalarına başlamadan önce dediğiniz gibi ucundan bir parça alayım dediğim çikolatanın tüm paketini gömüyordum vs.
(ayrıca bütün sülale şeker hastası ve azıcık kaçırsam bende de simitler cıkıyor.)

o zamanlar kilo verme hesabına düşük karbonhidratlı ketojenik benzeri bir seylere başladım. haliyle hem şekeri hem yüksek karblı ürünleri bırakmak asırı zor oldu. ilk 2-3 hafta baş ağrıları, halsizlik derken bok gibi geçti.

kendi deneyimimden bahsederek söylüyorum, bırakmaya karar verip uygulamaya başlayınca daha da kötüleşiyor ama irade ve istikrar önemli. cunku ucundan kaçırınca devamı geliyor. kendi yaptıklarımı yazıyorum.

1-yazmıssınız ama evde/ ofiste bulundurmamak asırı önemli. getir vb uygulamaları da silmek işe yarıyor.
dısarı cıkıp alma kısmı için irade dısında bir sey diyemiyorum. benim tembel olmam bu noktada işe yaradı belki :D
2-rafine şekerli market ürünleri yerine kuruyemiş (ufak paketlerde alınabilir) tüketmek şeker isteğimi azalttı.
3-yukarıda yazdığım gibi, öğünlerde düşük carblı beslenmek de etki etti bence.
4-bir de hem beslenme hem de spor için ,evet kısa süreli hedefler koymak önemli ama, uzun vadede sürdürmek, ara vermeden gelip geçici değil sürekli hale getirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
(yani 5 gün spor yapmayıp 1 gün 1.5 km yüzmek değil de her gün 500 m yüzmek gibi.)
ne kadar düzenli olursanız o kadar kolaylaşıyor bence.
  • demoniclewinsky  (11.03.22 11:13:52 ~ 11:16:37) 
valla bunun bir yolu yok ya, tamamen "mindset" ben cok uzun sureler sekersiz beslendim buna meyve de dahildi hatta.

intermittent fasting yardimci olur tabi onu yapacak irade de benzer bir irade, ne kadar az yersen seker tuketme ihtimalin o kadar azalir. seker gercekten uyusturucu madde gibi, ben ilk sekeri kesmeye basladigim zamanlari hatirliyorum (biraktim, tekrar tukettim, biraktim...) ama ilk bu konuya kafayi taktigim zamanlarda hatirliyorum usenmeden kalkip markete gidip eti canga falan alirdim insanin gercekten kafasina cakiliyor o seker ihtiyaci. sonra kendimi tuttum yani bir yolu var mi gercekten emin degilim ama 1 hafta - 10 gun gectikten sonra her sey daha kolay oluyor emin ol.

ayrica evde-ofiste sekerli paketli her seyi kaldir at, asla tekrar alma. bence bu is tamamen kafada bitiyor belli bir yolu yok ama uzun zamandir IF de yaptigim icin IF'le denemeni de tavsiye ederim.
  • bay b  (11.03.22 11:33:05) 
Abi bu işi çözmen için bu işin mekaniğini çözmen lazım, sonra olay kafanda daha basit hale gelir.

İnsülin direnci nedir önce bunu bilmen lazım. Vücuduna aldığın şeker önce insülin yardımıyla hücrelere girer burada, enerjiye dönüştürülmek üzere depo edilir, fazlası da yağa dönüşür. Sen eğer fazla karbonhidrat alıp hücreleri dolduruyorsan ve o hücreleri boşaltmıyorsan hücrelerde şekere yer kalmaz, sen her şeker aldığında vücudun o şekeri hücreye sokabilmek için daha fazla insülin üretir, insülin şekeri zorla hücreye sokmaya çalışır ama senin hücreler dolu olduğu için bu bir işe yaramaz, bir süre sonra hücreler insüline direnç oluşturur ve en sonunda hiç tepki vermez; aldığın karbonhidrat direkt yağa dönüşür. İnsülin direnci budur.

Şimdi burada sence asıl problem nedir? Şeker bağımlılığı mı? Hayır. Senin sorunun fiziksel olarak hiç hareket etmemen. Ne dedim başta? Hücrelere enerji olarak aldığın şekeri boşaltman lazım. Yani hücrelerin boşalacak ki yeni gelen şekere yer kalsın, insülin de işini yapsın. Sen hep yiyip hiç enerji harcamazsın bir süre sonra direnç oluşuyor. Aldığın metformin de ne yapıyor koçbaşı gibi hücre kapısını açmaya çalışıyor zorluyor o arada vücut dengen bozuluyor ishal falan oluyorsun. Senin yapman gereken, ki insülin direncinin çözümü budur, hücreleri insüline duyarlı hale getirmektir, bu da körleşmiş hücreleri tekrar duyarlı hale getirmektir, bunun çözümü de hücrelerinde depo edilmiş ama kullanılmamış şekeri enerji olarak k kullanmaktır, bu da sadece günlük minimum 1 saatlik egzersizlerle olur. Çözüm bu. Yani senin yaptığın gibi arada bir yaptığın yüzme gibi değil.

Açıkçası bunun iradeyle kendini tutmanla bir alakası yok, sen kalori aldığında şekerin hızla yükselir, vücut onu hücrelere sokabilmek için bol bol insülin salgılar hücreye sokamayınca hepsini yağa çevirir kan şekerin düşer, sonra canın yine böyle şeyleri ister, bu bir kısır döngüdür. Ha burada şeker değil de başka bir şey yersen yine aynı şey olur zira sorun burada karbonhidrat alman değil, hücrelerinin kör hale gelmesi, çözüm de hücreleri tekrar duyarlı hale getirmektir, nasıl yapacağını da yukarıda yazdım zaten.
  • Kaleci Saçlı Forvet  (11.03.22 11:40:49) 
önce şöyle başla, mümkünse biri (daha daha mümkünse otoriter biri) sana porsiyon yapsın. hoşbeş'in deposu çekmecen olmasın. çevrendeki, senin hakimiyetindeki tüm abur cuburu teslim et. mutfakta ya da porsiyon yapan kişinin bildiği bir yerde dursun.

işin biraz önünü alırsan, tamamen kurtulmak için gücün, dayanağın olur. istersem yaparım moduna girersin. sen şu anda tamamen teslim olmuş durumdasın. bir anda çat diye kesemezsin. relapse yaşarsın.
  • gabe h coud  (11.03.22 11:53:42) 
Ben size uyku saatlerinizi mümkünse en geç 22.30-05.30 aralığına çekmenizi tavsiye edeceğim.

Uykunun gece uyunması ve en karanlık ortamda uyunması, tabii bir de havası temizlenmiş bir odada uyunması, insanın iştahını ve tatlı ihtiyacını muazzam dengeliyor. Bunu yaşayarak gördüm. Kendinizi sırf uyku konusunda sıkı sıkı eğitseniz bile fazla kilonuzun en az üçte birini diyetsiz sporsuz verirsiniz.
  • muhayyer divan  (11.03.22 12:31:38) 
ete aban. güzel et ye. yiyebildiğin kadar. kusana kadar et ye. şeker meker bi şey aramazsın.


  • alperz  (11.03.22 14:16:08) 
"yemeğin üstüne de illa ki ağzımı tatlandırma isteği geliyor."

ben bundan sütlü kahve içerek kurtulmuştum. çay kaşığının ucuyla hindistan cevizi şekeri ekliyordum. sütün kendi şekeri de var zaten. akşam 6 gibi gelen tatlı krizimi dengeliyordu.
  • hakikatler bosluga bakan aynalar miydi  (11.03.22 14:26:24) 
Geçici bir çare öneriyorum size: züber. Evet ben çikolata gofret türevlerinden züberw geçerek kurtuldum. Hem de bugün tam 1 ay oldu. İçeriğinde hurma kuru meyve daha doğrusu doğal şeker var. Nasıl istiyorsanız yine öyle yaşayın yiyin için ama aldığınız abur cubur lar züber olsun sadece. Şişkinlik azalıyor tatlıya olan saldırma hissi kayboluyor. Yemek sonrası illaki tatlı aranmak tarihe karışıyor. Evde paketi açılmamış cips çikolatalım duruyor. İrademi kutlayıp yemeden devam ediyorum. Züber denemeye karar verirseniz ilk önce fındıklı kakolusunu tercih edin. Çikolataya en yakın tad onda. Antep fıstıklı olan lokma ları ise aşırı güzel. Reklam gibi oldu ama gerçekten faydasını gördüm en azından deneyin derim.


  • buzbebek  (11.03.22 15:16:25) 
Ekleme yapmak istedim bu aralar diyet yaptığım için belki başka okuyan eden olur tecrübe okumak motive eder. Yokluk hissinden kurtulmak için evde her şeyi bulunduruyorum. Mesela normal makarna da var tam buğday makarna da. Nutella da var gazoz da ayran da. Ben sağlıklısını tercih ediyorum. Ha ama istesem alırım yok değil elimin altında. Sizin için de öyle olabilir. Hoşbeşler çekmecede dursun. Onlar sizin. İstediğiniz zaman yiyebilirsiniz ama hem içeriği kötü hem de vücudunuza faydası yok.

Bir diğer yöntemim fakirlik oyunu. Diyelim canım dışarıdan pizza söylemek istedi. Kendi kendime diyorum ki ay sonu ve paran yok. Alamazsın. 40tl ise bir pizza 5 tane züber alırım 5 günlük arq öğün. Böyle böyle tamamen kafada kendimi kandırıp yemiyorum.

Saçma gelebilir ama kesinlikle etkisi oluyor.
  • buzbebek  (11.03.22 15:32:56) 
ben kendim için yaptığımdan bahsediyim: oruç:)
din ile alakanızı bilmiyorum da ben önce nafile oruç tutaym dedim. Allah adına niyet alınca zorlanmadan tuttum. orucu bozamıyorum ya, pes edemiyordum. önce haftada 2gün (pzt-perşmebe oruçları) ve akşam yemeğimi gönlümce yiyip erken yatışa geçtim. zaten meşguldüm. meşguliyette olunca bu 2 günleri arttırdım. Kaza oruçları vs diye. sonra oruç tutmadığım günlerde bu şekilde beslenmeye başladım. günde 2 ögün ve öğün aralarında açlık süreleri uzun şekilde bazen de tek öğün. bu aslında intermittent fasting oluyor ama irade devreye giriyor ya. if yapıncada biyerde irade kırılıp "eee başlarım böyle işe" oluyordu.yine kısır döngü. bi kırılınca nasılsa bozdum diye başa sarıyordum. if'ten farklı olarak diğer türlüsünde orucu bozana kadar yiyemiyorum ya, oruç bozulacak, kazaya kalacak diye diye ben yeme düzenimi oturttum. o beni terbiye etti. ve cidden bir süre sonra önümde en sevdiğim şey bile dursa "ben istemiyorum" diyebiliyordum. yemeğin peşine düşüp km tepen insandım. aç bile durabilirim. açlıkta ayılıp bayılmıyorum, öyle rahat ettim ki. bir şeyi geri çevirmek, "canım çekti-istedi" gibi şeylerin olmaması. ramazan ayı da geliyor ya, Nisan 2'de. eğer oruç tutan birisiyseniz o zamana kadar haftada 2 günle başlayıp fullemeye çalışın. tüm gün bir şey yiyemeyince:)) anca akşam abanırsınız. onda da bir-iki derken artık hergün öyle abartmazsınız. sizi tıkıyacağı için mecburen, canınız öyle istediği için hafif şeylerle geçirmiş olacaksınız ve bi bakmışsınız kg vermişsiniz. bi de yürüyüş ekleyince. min 7500adım:)) iradeyi kıramama durumunda imana gelip böyle bi yöntem kullanabilirsiniz.
ben tek öğün besleniyorum, o da akşam yemeği. bi organizstyon falan varsa 2 öğün oluyor. öyle dengeliyorum. if herkes için çok uygun bence. yaşam şekline adapte edince miis. bir ton öğün yiyemiyorum artık ve "canım çekti" olayı yok.
  • halboyle  (11.03.22 15:43:26 ~ 15:49:28) 
[]

doğalgazlı ocağı kendim bağlayabilir miyim?

www.trendyol.com

arkadaşlar şu setüstü ocağı alsam gaz bağlantısını kendim yapabilir miyim? elimden iş gelir, her türlü alet edevatım da var. ama konu doğalgaz olunca insan bir ürküyor. sızdırmazlık için teflon, macun, keten meten bir şey gerekir mi, yoksa contası mı oluyor nasıl oluyor?

tesisat, hortum falan hazır. eski ocağı söküp yenisini takacağım.

 
genelde keten ve macun kullanılıyor. deneyin az bir şey sızdırsa bile kokudan anlaşılıyor zaten.


  • oxit  (04.03.22 10:56:41) 
Taşınınca yeni conta alıp fırını kendim taktım. Teflon vs kullanmadım. Sonra da köpükle kontrol ettim. 5-6 aydır sorunsuz çalışıyon


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (04.03.22 10:57:15) 
Vanadan sonraki hortumun bağlantısında keten ve macun var ama hortumun ocağa girecek ucuna da gerekiyor mu bunlar? Yoksa sadece conta mı?


  • kibritsuyu  (04.03.22 10:58:04) 
Gerekmiyor, hatta teflon vs sararsan conta gorevini yapamiyor cunku ezilmiyor.


  • divit  (04.03.22 11:04:08) 
komplike bir şey değil bence. montaj sonrası köpükle kontrol et, eğer kaçak varsa birini çağırırsın.


  • tenyalar bagirsakta yasar bagirmasakta  (04.03.22 11:17:37) 
Ocağa bağlanan uca sadece conta gerekli, keten macun vs gerekmiyor.

Yani bu, "gerekmiyor ama yine de taksan iyi olur" demek değil. Conta harici bir şey montaj için riskli.

Yalnız linkteki ürün "doğalgaz uyumlu" diyor, size geldiğinde lpg uyumlu da sonradan doğalgaza çevirmek gerekirse memelerin filan değişmesi lazım.

Edit: Doğalgaz ile kullanıma uygundur Tüp ile çalışmaz. Dönüşüm yapılmaz

demişler zaten, başlığa uyumlu yazmaları yanılttı beni.
  • John Bloor  (04.03.22 11:30:38 ~ 11:33:19) 
120tl istediler kimliği bıraktım birinden anahtar aldım keten ve macunla sıktım. sonra bulaşık süngerinden köpük bıraktım üzerine vanayı açtım bişey olmadı. sonra macun kurumasını bekleyip (12saat) yine yaptım yine yoktu. 5ay oldu hala problem yok. youtube a yazın ordan paralel ilerleyin.


  • hunharca ben  (04.03.22 15:17:36) 
[]

ekşi sözlük'ün görsel sitesi

bende mi bir anormallik var yoksa sitede mi bilemedim. ekşi sözlük'ün kendi görsel paylaşma sitesinden bahsediyorum.

herhangi bir entry'deki görsel linkine tıklıyorum, görsel açılıyor. mouse cursor'ını görselin üzerine getirince üzerinde + işareti olan büyütece dönüşüyor. bu ne demek? "bu gördüğün görselin tam hali değil, ekrana sığacak hali. üstüne tıklarsan büyütüp tam halini gösteririm" demek değil mi? yanlış mı biliyorum?

görsele tıklıyorum, animasyonla ayrı bir pop up gibi bir şey açılıp görselin daha da küçük halini gösteriyor. büyüdün mü sen şimdi yani?

bu sizde de böyle mi? yoksa benim bilgisayarımın windows'umun eskiliği ile mi alakalı?

 
Evet öyle.

İmleç seçimi yanlış. Normalde ekrandaki görsel orijinal çözünürlüğünde. Ancak düşük çözünürlüklü bir ekrandan bakınca ekrandan taştığı için böyle bir script açılıyor. Tüm resmi ekrana sığdırıyor. Daha uygun bir imleç olmadığı için bu seçilmiştir.
  • himmet dayi  (04.03.22 09:18:11 ~ 09:20:58) 
[]

kekeme bir kişi ile sohbet ederken

karşımda söylemek istediği kelimeyi söylerken zorlanıyor, kelime bir türlü çıkmıyor. ama ne demek istediğini anlıyorum.

daha o söylemeden ben söylesem, ya da mesela "nasılsın" diye sormak istiyor. o daha kelimeyi söyleyemeden "nnn n n" derken "iyiyim sen nasılsın" desem kabalık mı olur?

illa kelimeyi söylemesini beklemek mi gerekir? yani sanki bekleyince de "ne diyeceğimi anladın işte, ne diye beni zorluyorsun" diyecekmiş gibi geliyor.

kekeme bir aile dostumuz var, çok geriliyorum konuşurken. telefon çalıyor mesela o arıyor. açıp "efendim" diyorum, ses yok. hayır karşı tarafta "kibrit merhaba nasılsın" demeye çalıştığını tahmin ediyorum ve bekliyorum söylesin diye. ama belki gerçekten telefon çekmiyor ve sesi gelmiyor da olabilir, yani "alo alooo" demeli miyim, beklemeli miyim, daha o konuşmadan "mehmet amca nasılsın yaa" mı demeliyim?

nedir karşıdakini kötü hissettirmeden konuşmanın yöntemi?

 
Ayıp olur abi cümlesini tamamlamadan sen karşılık verme, yani nezaketsiz bi hareket olur.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (03.03.22 23:48:54) 
Aynen ayıp olur


  • olaylar olaylar  (03.03.22 23:51:54) 
Kırmadan kekemelik tedavisine yönlendirirseniz hem o hem çevresi rahat eder bence ilk düşünülmesi gereken bu olmalı günümüzde tedavisi olan bir rahatsızlıkla bir yakınımızın yaşamaya çalışmasını izlemek daha ayıp bir durum aslında.


  • apocalipy  (04.03.22 00:04:31) 
sakın tamamlama. sen tamamlamayıp sabırla dinledikçe, rahatlayacaktır, kekelemesi de azalacaktır. kekeleyen insanların en buyuk sıkıntısı telefonda konuşmak, cumlelerinin tamamlanması, ve yeni insanlarla tanışmaktır. en çok bunlar tetikler.


  • fyodor fyodorovic  (04.03.22 00:14:07) 
60 yaşındaki adamı tedaviye mi yönlendireyim yahu? cahil cühela değil bu adam, yakın akrabam falan da değil. muhtemelen tedaviyi terapiyi falan denemiştir onca yıl. ne yapayım mehmet amca'yı alıp doktora mı götüreyim bu saatten sonra?

ahahhaha yazlıktaki komşumun evine gidip adama gel mehmet amca doktora gidip senin kekemelik problemini çözelim de rahat et diyorum. adamın karısı var, 30 küsur yaşında çocukları falan var. ben üstüme vazife gibi adam rahat etsin diye karısı çoluğu çocuğu dururken koca adamı doktora götürmek istiyorum. asdashklsa. düşününce bile utandım.
  • kibritsuyu  (04.03.22 00:17:37 ~ 04.11.23 10:07:28) 
yemin ederim duyuruyu ben açtım sandım. kekeme insanlarla konuşurken senelerdir en çok dert ettiğim şey bu. cümleyi önden tahmin ediyorum ama ayıp olur diye tamamlamıyorum, uzun bir sohbet olursa maalesef kabusa dönüyor. gelecek cümleyi biliyorsun ama ayıp olmasın diye kesmiyorsun, izlediğin kötü bir filmi tekrar tekrar izlemek gibi.

ben cümleleri tamamlamıyorum, tamamlanmasını da kaba buluyorum. keşke kekeme biri cevap verse bu soruya ben çevremdeki kekemelere ayıp olur diye onu da soramıyorum çünkü.
  • coldegezenkutupayisi  (04.03.22 00:19:44) 
kekemeyim
tamamlama :)

o bi başta motoru attırır gibi izin ver
sonra toparlıyor
ama o ilk cümleler çıkana kadar bi dert
sen tamamlarsan falan bitmez o konuşma
  • Corc  (04.03.22 02:19:28) 
[]

excel beni dinlemiyor vol. 753473

ya hep aynı şey, hep aynı şey. excel benim sözümü bir türlü din-le-mi-yor.

alalh aşkına bir yol gösterin, benim excel'im böyle durumlarda bitiyor. ben neyi eksik yapıyorum yahu?

binlerce satırdan oluşan bir tablo.

A hücresinde 11B04, 11B25 gibi değerler var. B'den sonraki sayı değişiyor. bunların 11-04 11-25 formatında olması gerekiyor. yani B yerine - olacak.

çok basit bir şey değil mi hocam, temel excel bilgisi. ctrl+h yapıyorsun, bul/değiştir ekranı açılıyor. B'yi - olarak değiştir diyip tümünü değiştir'e tıklıyorsun.

ama canını sevdiğimin excel'i 11-04'ü 4.Kas, 11-25'i 25.Kas yapıyor. tarih sanıyor.

değiştirmeden önce hücreleri "metin" olarak biçimlendiriyorum, yine öyle yapıyor. bakın "hücreleri metin olarak biçimlendir" diyecekler için tekrar söyleyeyim, hücreleri "metin" olarak biçimlendiriyorum. değiştir diyince yine tarih oluveriyor. tarih olduktan sonra metin yap diyince de 45216 gibi o tarihin sayı karşılığına çeviriyor. yok mu abi 11-25 şeklinde durdurtmanın bir yolu?

olmasın. metin olsun. ne görüyorsan o olsun. 11-25 ise 11-25 kalsın. alıp tarihe çevirmesin. çevirmesin. çevirmesin demiş miydim? çevirmesin.

 
streamable.com

İki tur değiştir yapacaksın.

1) 11B -> '11B (evet başında ' var.)
2) B -> -

Eğer 11B kısmı da değişiyorsa yan sütuna:

="'"&A1

diyeceksin. Sonra B bu sütunu kopyalayıp değerleri yapıştır diyeceksin. Sonra değiştir işlemini yapacaksın. Değiştir yapmadan önce ' işaretlerin görünüyor olabilir. Önemli değil. Değiştir dedikten sonra kaybolur.
  • himmet dayi  (02.03.22 19:54:45 ~ 20:02:29) 
Neden en başa ' koyuyoruz hocam? Olmuş böyle evet ama anlamadım onun mantığını


  • veritaslibertas  (02.03.22 21:53:01) 
excel'de en başına ' koyunca hücrenin içeriğinde ne varsa aynı kalıyor. ister formül yaz, ister tarih yaz, yazdığın gibi kalıyor.

' koyarsam olacağını biliyordum ama onca hücrenin başına nasıl ' koyacağımı akıl edememiştim. iki sefer değiştir yaparak 11B'leri '11B yaptıktan sonrası tıkır tıkır geldi.

aslında hücreyi "metin" olarak belirlemenin de başına ' koymakla aynı işi görmesi lazım. ama excel işte, en azından bendeki versiyonunun aklı o kadar çalışıyor. tersten dolaşmak gerekiyor.
  • kibritsuyu  (02.03.22 22:33:28) 
@veritaslibertas

hücreye ' ile başlayan ne yazarsan yaz metin olarak algılar. Baştaki ' otomatik gizlenir. ' ile yazılan sayılarda matematiksel işlem de olmaz. Onları sonradan sayıya çevirmek lazım.

@kibritsuyu

Hücre biçimini 'Metin' seçsen de o hücreye girip F2 yapıp tekrar Enter yaparsan otomatik olarak orayı sayıya/tarihe/para birimine vs. çevirir. Excel'in çalışma mantığı bu şekilde. Bul ve değiştir dediğinde de aslında F2 + Enter yapmış gibi davranır.

Bu arada iki tur yapmaya da gerek yok aslında. Mantığı anlaşılsın diye iki tur dedim ama tek seferde:

11B -> '11-

değişikliği de yeterli.
  • himmet dayi  (02.03.22 23:40:35 ~ 23:44:11) 
[]

eski baskı doları ne yapayım?

mükellefim dolarla ödeme yaptı. içinde de eski baskı 200 dolar var.

eski baskı dolar banknotları hala tedavülde ve geçerli. lakin çok yıpranmamış olduğu halde bankanın para sayma makinesine takılıyor. oğlana açtığım bir dolar hesabım var, makineden geçmeyince hesaba yatıramadım. dövizciye gittim, onun da makinesinden geçmedi. bankacı ayrı kontrol etti, dövizci ayrı kontrol etti, sahte değil ama makineden geçmeyince bankacı diyor hesaba yatıramam, dövizci diyor değiştiremem, bozdurmak istesen bile bozmam.

amacım bozdurmak değil, hesaba yatırmak.

ne yapayım ben şimdi bunları? kızılay'da akşam vakti çıkan döviz işportacılarına götürdüm, 100 liraya yenisiyle değiştiririm dedi. yani 200 dolar alıp yine 200 dolar verecek, bunun için 100 lira istiyor. çarem kalmazsa böyle bir şey yapacağım, en azından satıp geri alacağım ama başka bir şey önerirseniz onu yapayım.

 
merkez bankasinin boyle bir hizmeti vardi diye hatirliyorum


  • cairo  (01.03.22 15:22:36) 
Yurtdışına çıkıyorsanız saklayın orada kullanın. Zaten hesaba atıyormuşsunuz. Ben burada yarım milimetre yırtık var diye, kırışık diye almadıkları dolarları euroları hep dışarıda harcıyorum. Ya da giden birine satın.


  • rosencruz  (01.03.22 15:22:52) 
eski baskı dediğinizin görseli var mı? bende de bir miktar dolar var huylandım şimdi.

edit: görsel için teşekkürler.
  • lazpalle  (01.03.22 15:26:53 ~ 16:41:19) 
@rosencruz kaç senesi baskı bilemem de bana bu dolar eski deyip döviz bürosunda bozmamışlardı avrupada.


  • patronaj1  (01.03.22 15:38:53) 
@patronaj1

Ben berlin'de sağı solu hafif yırtık dolar ve euro'yu çekinerek götürmüştüm kadın gülmüştü. ne var bunda demişti. herhalde bizde çok abartılıyor bu dövizin gıcır olma muhabbeti. seri olarak eskiliği bilemem de benimki daha ziyade paranın aşınması ile alakalı bir yorumdu. sanıyorum euro'ya daha toleranslılar kendi paraları olduğundan.
  • rosencruz  (01.03.22 15:42:42) 
eski baskı dolar dediğim şundan: i.ytimg.com

biri 1999 yılı, biri 2006 yılı baskısı. makineye takılan sadece bir tanesi ama hangisi bilmiyorum.

yurt dışına çıkmıyorum.
  • kibritsuyu  (01.03.22 16:04:33) 
bazi atm'lerden dolar yatirilabiliyor. bir de oradan hesabiniza yatirmayi deneyin. muhtemelen kabul etmez ama ya ederse :)


  • exlibris  (01.03.22 16:05:09) 
Kamu bankasındaki para sayma makinesinden geçmedi ise tedavülde değildir. Tedavülde olup olmadığını TCMB den bilgi alabilirsiniz. Ülkelerin merkez bankaları tedavülden kalkan banknotlarını birbirine bildiriyor.


  • digits  (01.03.22 17:27:07) 
amerikan dolari banknotu cogu para biriminin aksine tedavulden kalkmaz. elindeki gercek bir dolarsa isterse 100 yillik olsun hala gecerlidir. tabii 100 yillik dolarin koleksiyon degeri uzerindekinden daha fazla da olabilir duruma gore. ama o kadar eski bir dolari bozdururken banka gercekligini dogrulamasi gerekir onun icin gerekli onlemleri alir. ama sonuc olarak her turlu gecerlidir. amerikanin artik basmadigi yuksek birimli dolarlar var mesela 500 dolar 1000 dolar vs. onlar bile gecerli elinde varsa. o yuzden "100 lira veririm" diyen dolandiricilara ragbet etmeyiniz.

99 - 2006 falan hele gayet yeni dolarlar bu arada. makineden gecmemelerinin bir sebebi olmali. sahte olma ihtimalini nasil eliyorsunuz?
  • robokot  (01.03.22 17:36:27 ~ 17:40:34) 
Ulusta Altınkaynak dövize bir sor Hocam, alıyorlardı geçen yıllarda 8 tane bozdurdum. Hala da var elimde. Bende işkillendim şimdi:)


  • primetime  (01.03.22 19:31:59) 
Bence bankadaki elemanla ilgili biraz başka gün gidip deneyebilirsin yada başka şube başka banka deneyebilirsin sorumluluk almak istememiş gibi bana. 2001 tarihli filan vardı geçen hafta bozdurmuştum hatta desteden bir tanesinde bant mı çizik mi ne vardı müdürüme sorayım dedi sordu sorun yok dedi aldı


  • kararsızataletfilozofu  (01.03.22 21:53:46) 
100 doları 100 liraya almak mı??? çok büyük kazık

ben hem eski hem de lekeli dolarları yüzde 10 düşük fiyata bozdurmustum döviz bürosundan. kapalıcarsıda rahatlıkla yapabilirsin
  • dafuq  (01.03.22 22:19:55) 
özel bir durum yoksa 200 doların hesapta durmasıyla nakitte durması arasında çok büyük bir fark olmaz. en basit getiri enstrümanı olarak dolarda vadeli mevduat faizi bile yıllık %1'in altında, işe yarar bir faiz getirisi de yok.

dolayısıyla bankalar ve döviz büroları kabul etmiyorsa ve gerçek olduğuna eminseniz elinizde dursun derin. malum, amerikan doları bundan çok daha eski basımların bile tedavülde olduğu bir para birimi. tedavülden kalksa bile büyük ekonomiler kendi paralarının karşılığını bir şekilde verirler. mesela euro'ya geçmelerinin üzerinden 20 yıldan fazla vakit geçmiş olsa bile almanya'da hala eski alman marklarını merkez bankasına veya bankalara götürdüğünüzde geçiş zamanı sabitlenmiş bir kur üzerinden euro'ya çeviriyorlar. belki ona bile gerek kalmaz, gün gelir oğlan yurtdışına gider, cebine harçlık olur.
  • kaportaci mahmut  (01.03.22 23:08:16) 
@digits: az bir şey yıprandığı için makineden geçmiyor. tedavülde olduğunu bankacı da, dövizci de doğruladı.

@robokot: sahte olma ihtimalini ben elemiyorum. götürdüğüm bütün bankalar, döviz büroları, hatta mesai saatinden sonra sakarya döviz'in önünde işportada döviz satan adam bile sahte olmadığı konusunda hemfikir. elle, gözle, mor ışıkla, bakılması gereken her türlü cihazla bakılıp sahte olmadığına emin olunuyor, ama "ben bunu başkasına satamam" gerekçesiyle, hele bir de yıpranmış diye para sayma makinesinden geçmeyince kimse almıyor.

işportacı dolarları değiştirmeye 100 lira isteyince dedim banknot değiştirmek yerine gidip bozdurayım, sonra başka dövizciden de geri alayım. aradaki alım satım makası 15 kuruş, 200 dolarda 30 lira zarar ederim dedim, bozduramadım da. bildiğin resmi döviz bürosu "10 dolar keser 190 dolar sayarım" dedi bozdurmak isteyince.

adamlar resmen tedavülde olan ve sahte olmadığından emin oldukları doları ne hesaba yatırıyor, ne türk lirasına çeviriyor.

@kaportaci mahmut: özel sebebi şu. oğluma açtırdığım bir dolar hesabı var. kumbarasında birikenleri, bayram harçlıklarını falan yıllardır azar azar dolar alıp o hesaba atıyorum. arada kendim de ekliyorum çaktırmadan. dedim ödeme almışken eski banknotları da oraya yatırayım, hem eskilerden kurtulayım, hem çocuğa birikim olsun.
  • kibritsuyu  (01.03.22 23:10:59 ~ 04.03.22 13:16:45) 
[]

acile illa ki vücudu etkileyen semptomla mı gidilir?

geçen gün yaşadığım bir tartışma sonucu kendimi kötü hissettim. evdeki tansiyon aleti ile tansiyonumu ölçtüm, 20/11. limon falan yedim, biraz dinlendim, biraz sonra yine ölçtüm, 21/13. baktım düşeceği yok, atladım acile gittim arabayla. bu arada ağrı, sancı, baş dönmesi, baş ağrısı hiçbir şeyim yok. sadece kendimi kötü, böyle stresli gibi hissediyorum, bu da tartışma neticesinde gayet olağan.

neyse gittim acile, ölçtüler 19/12. doktor geldi, şikayetiniz nedir diyor, yüksek tansiyon diyorum. yok bana şikayetinizi söyleyin diyor. ya işte yüksek tansiyon diyorum, tansiyonum yüksek. yok bana semptomları söyleyin diyor.

semptom falan bir şeyim yok. ama bir şeyim yok desem eve de gönderebilir. 21'e çıkmış yüksek tansiyonu hiç ciddiye almadı, ısrarla semptom soruyor. 21'e çıkmış tansiyonun tehlikeli olabileceğini az çok biliyorum. sırf bir şeyler yapsın da tansiyona bağlı beyin kanaması falan geçirmeyeyim diye popomdan semptom uydurmak zorunda kaldım, başım ağrıyor dedim, başım dönüyor dedim. başım ağrıyor dedim diye kalçadan bi novaljin yaptı, dil altı verdi, biraz dinlendirip tekrar baktı 17/11 olmuş, eve gönderdi. eve geldim, tansiyon yine 21/13. bu arada cihazımdan eminim, yanlış ölçmüyor.

yani doktorun tedavisini sorgulamıyorum, lakin merak ettiğim şu. tansiyonumun yüksek olması, acile gitmem için yeterli değil mi? illa ki vücudumda bir semptom mu yaratması gerekiyor? adam sırf yüksek tansiyon tedavisi uygulasın diye semptomum olması mı gerekiyor? tansiyonumu kendim yüksek ölçmem, hatta orada ölçülen tansiyonumun da yüksek çıkması yetmiyor mu?

 
Abi burada asıl önemli olan konu sen bu seviyeyi görüyorsan hipertansiyon problemin vardır veya adaysındır.bu sadece sinirle olabilecek bir şey değil ve konu onemli.

En kısa zamanda bir dahiliye+Kardiyoloji kombosu yap.bir kan değerlerine baktır,kontrol altında tut kendini.
  • duptıs  (22.02.22 01:56:45) 
dunyada acil aslinda "su anda bir mudehale olmazsa ölecek / kalici hasar gorecek" vakalarina bakmak icin var. ve yapilmasi amaclanan mudehale de duzgun bir sekilde doktor tarafindan incelenecek zamana kadar hayatta kalacak destegi vermek. eger o kadar hayatta kalma durumun yoksa zaten yatirirlar.

bizde acil tedavi amacli gidilen, randevu almak ile ugrasmamak icin kullanilan bir yer oldu.

bu dedigim bir kenara, 21 tansiyonla acile gitmekte haklisin. 18 uzeri tansiyon acil bir durumdur ve uzun sure o sekilde kalmasi organ hasarina yol acar. ancak burada iletisim sekli dogru olmama ihtimali mevcut olmakla birlikte doktorun semptom sormasi dogru, cunku yuksek tansiyonda semptomlarin olup olmamasi ne yapilacagini belirlemede etkili olabilir. henuz semptomun yoksa (agri, nefessizlik hissi, kafa karisikligi, konusma bozuklugu vs.) tansiyonu dusurmek yeterli olabilir o anlik ama yuksek tansiyon icin daha sonra doktora muayene olmali iyice incelenmeli ve durumu kontrol altina almalisin. semptomlarin varsa farkli mudehaleler soz konusu olabilir.

bu durumda evet "acil" doktorunun tansiyonunu dusurecek mir mudehalede bulunmaktan daha fazla yapmasi gereken bir sey yok isin normal yuruyusunde. biz hastalar olarak bizi ne kadar uzse de bu durum, acildeki kaynak bolusumunun prensibi bu. acilde tansiyonun dusurulur, sen idealde ertesi gun poliklinikte doktora gider muayeneni olur ilaclarini ve tavsiyelerini alirsin. acil doktoru oracikta senin yuksek tansiyon hastaligini tedavi etmez / edemez yani.

tansiyonun tekrar 21'e ciktiginda acile tekrar gitmeliydin bence bu arada. bu durum cok uzun surerse semptomlar baslayacaktir vs. o yuzden dusurulmesi ve dusuk tutulmasi lazim.

ve tartisma ile tansiyon 21'e cikmaz, ama tansiyon hastasiysan sebep olabilir tabii. demek istedigim tansiyon konusunu kontrol altina almazsaniz basa daha buyuk bela acabilir, 21 tansiyon normal, x sebeple olabilir bir durum degil. muhtemelen tansiyon hastaligi var, o yuzden kontrol gerekir. gecikmeden.
  • robokot  (22.02.22 03:39:10) 
acil sana o anlık mudahale eder. yani anlık çözüm sunar. kardiyolojiye oradan da dahiliye ye gitmeniz lazım.


  • sizofren06  (22.02.22 10:06:44) 
yok tabii ki elbette yüksek tansiyon problemimi çözsün diye değil, o an tansiyonumu düşürsün diye gittim. zaten hipertansiyon teşhisim var, ilaç da kullandım, sonra tansiyon normal gibi çıkmaya başlayınca aksattım. doktora da bunu anlattım. kardiyoloji muayenesi tavsiyesiyle gönderdi.amacım tansiyon problemimi çözmesi değildi.

ama anlık yüksekti ve benden ısrarla semptom istedi. benim öğrenmek istediğim, illa semptom mu olmalıydı, tansiyonumun yüksek çıkıyor olması yeterli değil miydi? "yoo hiçbir şeyim yok , sadece yüksek değer gördüğüm için geldim" deseydim de yine dilaltını verecek miydi, yoksa "semptom yok, evine git" mi diyecekti?
  • kibritsuyu  (22.02.22 10:42:54) 
Semptom sormasının sebebi, tansiyona bağlı olası acil bir durumu (beyin kanaması vs) atlamamak.


  • efx  (22.02.22 20:32:52) 
[]

iş bankası ekstresindeki kalem

iş bankası hesap ekstresindeki "CH/KKH VİRMAN" açıklamasıyla çıkan para nedir?

tahminlerinizi değil, bilen varsa net cevabını arıyorum.


 
virman hesaplararası transfer demek.
kredi kartı otomatik ödeme talimatı sonucu hesabınızdan para çekilmiş olabilir.

  • beybi tinky  (14.02.22 18:50:43) 
aynı şeyi görünce aradım sordum. kredi kartı borcunuz çekilmiş dendi.


  • neira  (14.02.22 19:30:45 ~ 19:31:03) 
Bu sabah benden de bu açıklamayla para çekilmiş. Müşteri hizmetlerine sorduğumda yeni aldığım kartta otomatik ödeme talimatı varmış tüm borç ödensin şeklinde ona binaen çekilmiş para. Geri de alınamıyor, talimatı iptal ettirdim.

İşcep'ten de yapılabiliyormuş kontrol edin kesinlikle.
  • chicha_v2  (17.10.23 10:04:45) 
[]

ankara'da nezih bilardo salonu

bu akşam 19.00'dan sonra 10 yaşındaki çocukla gidip bilardo oynayabileceğimiz nezih bir bilardo salonu önerebilir misiniz?




 
trickshot var tunalı'da.
pub falan olmadığı için 10 yaşında çocuk da girebilir herhalde diye düşünüyorum.

  • blatta hiberna  (11.02.22 18:26:43) 
aradığınız ortam mı bilmiyorum ama kentparkta var bilardo. bowlingin yanında hemen.


  • jelly bear  (11.02.22 19:02:14) 
[]

boyacı ücreti

65 metrekarelik ofisimi boyatıyorum. apartman görevlisi anlıyor bu işlerden, boyuyor.

gerekli bütün malzemeleri gidip birlikte aldım, ödemesini yaptım. şimdi iş bitimince elemana da işçilik ödemesi yapacağım. kendisine sorsam "sen ne verirsen abi" falan diyecek, rakam söylemeyecek kesin.

65 metrekarelik dairenin duvar + tavan boya işçiliği ne kadar tutar? ne vereyim?

 
gün esasıyla ödeyin günlük 250tl 300 tl makul bi yevmiye olarak düşünün. malzemeleri falan siz almışsınız madem. kaç gün sürdü iş? bi günde halletmiştir.


  • erty_ksk  (09.02.22 14:38:01) 
130m2 evi duvar+tavan kapıcıya 1000TL ye boyattık geçen ay. Malzemeler bizdendi.


  • Abdurrahman  (09.02.22 14:43:43) 
Benzer bir durumda 4-5 saat ugrasan bi elektrikci icin mimar arkadasima sordum. Gunlum yevmiyesi 250, 300 verirsen iyi olur demisti.


  • brkylmz  (09.02.22 14:47:41) 
gün hesabı yapamam, çünkü adam normalde boşta gezen, bütün vaktini ayıran bir boyacı değil. boş kaldıkça gelip boyuyor. boş olsa belki 1-2 günde biter de akşam mesaiden sonra girip boyuyor, arada boş kaldıkça girip boyuyor, öyle sabah girip akşama kadar çalışmıyor.


  • kibritsuyu  (09.02.22 15:04:33) 
2 günde rahat halledilebilir gibi geldi.

arkadaşların dediği gibi 300+300 mantıklı.
  • a darkness coming  (09.02.22 15:24:18) 
İşin piyasasını öğrenip ona göre vermek daha mantıklı.

Eğer gerçekten güzel bir iş çıkardıysa, göze batan hatalar yoksa işçilikte. Piyasası neyse ondan çok daha az vermeyin.

Malzeme aldığınız nalbura aşağı yukarı bu boyutta işi kaça boyadıklarını sorabilirsiniz.
  • John Bloor  (09.02.22 17:58:54) 
Isterse armuttan bir ilan olustur, gelen tekliflere gore piyasada karsiligi neymis ogren.


  • hayley williams ile evlenecek genc  (09.02.22 19:11:36) 
İş yaptırmayacaksanız ilan sitelerine iş ilanı açmayın, ustalar teklif vermek için siteye para ödüyor, yazık bence.


  • John Bloor  (10.02.22 12:09:19) 
[]

antifrizli cam suyu

arabanın silecek suyu deposuna koyduğumuz antifirzli cam suları mavi olmak zorunda mı?

yani suyun donmamasını sağlayan asıl etken madde o mavi bok mudur?

bembeyaz arabanın her tarafı, tavanı falan masmavi oldu. yani donmayı engelleyen şeyi mavilik ise eyvallah da, boya ise çok pis sövüyorum.

niye lan? 3 litresi 90 lira olan shell'in suyu bile mavi. zorunda mısınız boya koymaya?

 
Pembesi de var onun.


  • Mirket  (09.02.22 08:37:09) 
Hepsini ondan mı koydunuz? 1 litre antifrizli 2 litre su ekleyebilirdiniz üstüne.

Hepsini antifrizli sudan koyunca -20de donacaksa su koyunca üstüne -5 falan oluyor. Tabi rakamı salladım şu an.
  • Cesario  (09.02.22 08:51:53) 
Aynı şeyi ben de bugün düşündüm. Ben Bim'den alınan dandik cam suyunu koyduğum için mavi lekelerin çok kaldığını düşünüyordum. Pahalı markalar da aynı sorunu yaratıyor demek ki :). Ben Ankara için seyrelterek kullanıyorum, -30 derecelere falan gerek yok. Seyreltince rengi biraz açılıyor. Bir de bu suların yerine bir miktar alkol katanlar var, ne derece doğru bilmiyorum. Dandik cam sularında da metanol bulunuyormuş, bunu da önermiyorlar.


  • Abdurrahman  (09.02.22 08:54:06) 
[]

a sınıfı buzdolabı?

arkadaşlar ofisimde çok eski bir buzdolabı var. cayır cayır elektrik yakıyor diye pandeminin başında fişini çektim kullanmıyorum. ama artık ofisi geri açacağım ve buzdolabı lazım.

şimdi bunu en son 2 sene önce kullanırken ofise ayda 40 lira fatura gelirdi. buzdolabını çektikten sonra 7 liraya düşmüştü.

şimdi kesin 200 lira yazar bu bana. dedim a sınıfı bir buzdolabı alayım, elektrikten tasarrufumla 2-3 senede amorti ederim. ama a sınıfı buzdolabı yok. hepsi e ya da f sınıfı.

bütün satıcılar diyor ki enerji bakanlığı harflendirmeyi değiştirdi, eskinin a+ olanı şimdi f oldu. a++ olanı e oldu.

sallıyorlar mı, yoksa gerçekten durum böyle mi?

 
Doğru.


  • lion de la Turquie  (09.02.22 00:51:05) 
[]

windows 7 dosya arama

arkadaşlar bilgisayarımın teknik özelliklerinden dolayı daha yüksek bir windows sürümü kullanamıyorum, windows 7'den de memnunum. onu öncelikle belirteyim ki "windows 11 kullan onda bu sorun yok" falan demeyesiniz.

klasörü açıyorum, belgeler klasörü, içinde onlarca klasör, binlerce dosya var. içinden bir doysayı aramak için pencerenin sağ üstündeki arama kutusuna dosya adının bir kısmını yazıyorum. ama gerizekalı dosya adında aramak yerine, dosyaların içeriğinde de arıyor. word, excel, pdf fark etmiyor. kelime dosya içeriğinde geçiyorsa, sonuç diye önüme getiriyor.

ya ben sadece dosya isminde arasın istiyorum. bulamıyorum ki böyle. dosya isminde arasa 3 tane sonuç çıkacakken, içinde geçen dosyaları da listeleyince 300 tane sonuç çıkıyor, arama yapmanın hiçbir anlamı kalmıyor.

registry'den ayar çekerek olur gibime geliyor ama nasıl olur bilen var mıdır?

bonus soru: bazen dosya isminde geçeni de bulmuyor. örneğin telefonla yaptığım konuşmaları telefon kaydediyor, "telefonnumarası_tarih_saat.wav" gibi bir formatta dosya ismi veriyor. belli bir kişiyle yaptığım telefon konuşmasını bulmak için arama kutusuna telefon numarasını yazıyorum, bulmuyor, bulamıyor, bulnamadı diyor. lan nasıl bulunamadı, o arama kutusuna yazdığım numara dosya isimlerinde var işte ulan, gözümle görüyorum dosyayı. aratınca niye bulmuyorsun?

 
www.informit.com

Bu işe yarar mi
  • kisa  (04.02.22 09:08:43) 
maalesef. çünkü orada da diyor ki "dizindeki konumlarda dosya adı ve içeriklerini ara, dizin dışındaki konumlarda sadece dosya adını ara". yani "dizinde de, dizin dışında da dosya içeriklerini arama, sadece dosya adlarını ara" diye seçenek komamışlar. illa içini de arayacak.


  • kibritsuyu  (04.02.22 09:13:51 ~ 09:14:07) 
arama çubuğuna şunu yazıp dener misin?

name:dosyaismi

bu olmazsa;

System.FileName:dosyaismi
  • himmet dayi  (04.02.22 09:28:40) 
everything önerecektim ama sonra bir deja vu yaşadım soruya tekrar bakınca. şurda önermişiz daha önce aslında: www.eksiduyuru.com

mis gibi program valla denemedin mi ki? yeni bir bilgisayara ilk kurduğum programların başında geliyor. onsuz dosya arama yapmayı düşünemiyorum bile, olması gerektiği gibi olan programlar denir ya tam öyle işte.

kasar filan diye düşünme dünyanın en hafif programlarından biri, hem istediğin zaman açıp istediğin zaman kapatabiliyorsun, öyle sürekli açık kalmak zorunda değil.
  • bugungityaringel  (04.02.22 09:35:52) 
Everything uygulaması sorunu tek başına çözebilir.
Win7deki arama özelliği ayrıca çok yavaş kalıyor zaten.

  • Erva  (04.02.22 09:37:38) 
@bugungityaringel

komut isteminden dos komutlarıyla bulmuştum. adam da 2000 liramın üstüne yatmayıp paramı ödeyince bir daha da gerek olmadı programa, ben de öyle bir soru sorduğumu bile unutmuşum.

şimdi dikkate alacağım. kuruyorum programı.
  • kibritsuyu  (04.02.22 10:31:30) 
[]

sanayi elektrik kesintileri ile ilgili

bu işin tekniğinden çok anlamam. haberlerde falan özetle dediler ki "aydınlatma, ısınma vs. için elektrik verilecek, sadece üretim için elektrik kesilecek".

fabrikada sadece bir tane sayaç var. bütün elektrik oradan geçip panoya giriyor, sonra dağılıyor.

bugün mükellefe gittim ivedik osb'de, sıfır elektrik. karanlıkta montları giymiş buz gibi oturuyorlar. dedim hani sadece üretime kesilecekti?

şimdi elektrik sağlayan şirketin; fabrikanın sadece üretim elektriğini kesip, aydınlatma, ısınma vs. için elektrik verebilmesi mümkün mü?

yani üç faz elektrik geliyor. bunun ikisini kesip birini vereyim, tek fazla makineler çalışmasın ama aydınlatmalar, bilgisayarlar falan çalışsın olabiliyor mu? elektrik panosunun dizaynı ile çözülebilir bir durum mu?

yani bu mükellefin panosunda bir değişiklikle tesisi kullanmayıp aydınlatmayı vs. kullanabilmek mümkün olur mu?

 
Bahsettiğin haliyle onu yapmak mümkün değil. Ancak eğer bu kesintiler sürekli olacak olsa ve ben fabrika sahibi olsa ve gerçekten ihtiyaç olacak olursa sadece ofisleri vb. besleyecek şekilde jeneratör ile ofis elektriğini verebilirim. Sanayi elektriği gelince jeneratör devre dışı kalır, tüm fabrika sanayiden beslenir. Gidince jen devreye girer sadece ofisleri besler vb.


  • malheiros  (26.01.22 00:03:52) 
Benim bildiğim şöyle bir şey var. Ev elektriğinin gerilimi 220 V, sanayi elektriğinin gerilimi 380 V. İki hat varsa ve sadece 380 V olan kesilirse, 220 V olan kesilmezse o elektrikle aydınlatma, ısıtma sağlanabilir. Üretim için dediği şey büyük ihtimalle makineler için olan 380 V hattı.


  • dissendium  (26.01.22 00:04:00) 
soruyu çok uzatmışım. yani asıl sormak istediğim şu.

"sadece üretim için elektrik kesintisi yapılacak. aydınlatma, ısınma, ofis vs" için elektrik verilecek" diye çıktı haberlerde.

fabrikada tek bir elektrik sayacı varken böyle bir şey mümkün mü? hani makinelerin sayacı ayrı, diğerlerinin sayacı ayrı olsa birini kesersin de, tek sayaçla bu nasıl oluyor? nasıl olacak ki böyle bir açıklama yapılıyor?
  • kibritsuyu  (26.01.22 01:13:47) 
Evimde trifaze sayaç kullanıyorum. Ayrıca 220yi ölçen bir saat yok. 220 ve 380' i aynı sayaç ölçüyor yeni gelen faturaya baktım 220-380 olarak ayrılmamış. 220v dediğimiz zaten trifazenin bir ucu ve nötr hat. Bunun ayrımını saatten yapabileceklerini sanmıyorum.


Ayrıca şunu eklemekte fayda var. Teiaş elektriği kesmiyor osb ye diyor ki şu günlerde osb genelinde kurulu gücünün %10 unu geçme geçersen osb elektriğini, gaz santralleri tekrar elektrik üretinceye kadar keserim. Osbler anlık %10u üyeleri arasında paylaştıramayacağı için teiaşın belirttiği tarihlerde şalteri komple üyelerine indirttiriyor.

Örnek bir osb duyurusu: www.aso2osb.org.tr
  • krtkartal  (26.01.22 01:54:04 ~ 02:08:28) 
Her yerde öyle mi bilmiyorum ama bazı yerlerde elektriknkesilmemiş, işletmelere %10 ü geçmeyin denmiş. Yani 100 makinen varsa 10 unu kullan denmiş.


  • syabk  (26.01.22 09:11:13) 
OSB kesintisi mevzusuna hakim değilim beni ilgilendirmediği için hiç okumadım.

Ama dediğiniz pratikte mümkün, işletmeye trifaze elektrik gelir sayaca kadar. Hatta uzun süredir evlerde bile trifaze elektrik geliyor sayaca kadar.

Sayaçtan sonra trifaze enerji isteyen makinelere kadar trifaze hat çekilir, normal ışıklandırma ve ofis için ise monofaze hat çekilir.

Eğer elektrik şirketi dediğiniz gibi 3 fazdan ikisini keserse kalan 1 faz ve nötr ile 220 volt olan tüm aydınlatma ve cihazlar çalışmaya devam edebilir.

Ama tabiki bize lazım olan 220 cihazlar ve aydınlatmanın hattı bu kesilmeyen faza denk gelmeli. Denk gelmediyse elektrik panosundan kabloların yerini değiştirerek kolayca sağlanabilir.

Ama dikkatli olmak gerekli, makinelere giden fazların yönü değişirse ve makinelerin panosunda faz sırası rölesi yoksa motorlar terse döner.
  • John Bloor  (26.01.22 10:29:51) 
'sadece üretim için elektrik kesintisi yapılacak. aydınlatma, ısınma, ofis vs.' böyle birşey yok. Bizim fabrikaya da kota verildi. Detayını bilmiyorum ama X KW diyelim bu kotaya mesela. fabrikanın günlük elektrik tüketimi ise 100X kw. bu 100X kw'nın zaten 95'ini falan üretim bölümleri harcıyor. sana nereye harcayacağını söylemiyor sen karar veriyorsun kapatmak istediğin bölümlere, verilen kotayı geçmemek için.


  • t joe  (26.01.22 11:01:43) 
Merhaba;
İşin direkt Osb tarafında bu işlerin sorumlusu olarak cevap vereyim;
Bu kısıntılarda ki amaç üretimin durdurulmasından kaynaklı elektrik tüketiminin düşürülmesi yoluyla ulusal şebekede ki elektrik arzının dengelenmesidir.

Osb'lerde herbir fabrikanın parsel beton köşkünde, fabrikanın beslendiği trafo binasınında ki og hücresi üzerinde sayaçları ve hat koruma röleleri bulunmaktadır, bu sistemler üzerinden anlık tüketimler izlenebilmektedir. (bunu yapamayan osbler komple kesintiye gitti genel olarak)

Biz bildirim yaparken firmaların aralık ayındaki en yüksek demand tüketimleri baz alarak %15 civarı bir kapasite belirledik ( bu da sadece bahsettiğiniz aydınlatma, ısınma, sevkiyat işleri için yeterli bir miktar, üretim yapmak amacıyla tezgah, cnc, pota, fırın, kaynak makinası v.s prosesleri devreye aldığınız anda bu limitleri aşıyorsunuz, bu durumda osb tarafından kesinti yapılabilir demek ki bu da büyük bir risktir.

Ayrıca osb tarafında hiçbir şey yapılmasa dahi tüketimi olan sistemler vardır, dm trafoları ve parsel trafolarının boşta ki yükleri, çevre aydınlatma, arıtma tesisleri, su depoları kuyuları, doğalgaz istasyonları, iletişim merkezleri v.b bunlarda TEİAŞ tarafından belirtilen kapasite sınırın içinde hesaplanmaktadır) bunu firmalara tebliğ ettik, bu değerlerin üzerinde çıkıldığı tespit edildiğinde uyarı, uyulmadığı takdirde kesinti yoluna gidileceğini belirttik.

Şu ana kadar tüm firmalar bu uyarıları dikkate alıp üretimlerini durdurdular ya da komple fabrikayı kapattılar.

Bu sınrlama işlemleri scada istemleri üzerinden otomatik olarak da limit, güç sınırlaması tanımlanarak da yapılabilir ancak işletme açısından ilk tercih değil, anlık tüketim takibi daha sağlıklı mevcut durumda, ayrıca dağıtım şebekesi 34.5 kv 'tur, 380v düşümü parsel trafosundan sonra olur.

Küçük sanayi sitesi tarzı atölye ve dükkanlar genelde ag şebekesinden beslenir, 3 faz 380V direkt dm binasındaki trafo çıkışından gelir bu sebepten scada sistemlerine dahil edilemez(edilebilir de mantıklı birşey değil yatırım maliyeti yüksek olur, basit enerji analizörü tarzı cihazlarla bunlarında takibini yapan yerler var) çünkü bir trafodan 50'den fazla dükkan beslenebilir.
Bu tip üretim yapan yerlerin tüketimleri osos(otomatik sayaç okuma sistemi) tarafından takip edilir bu da yatırım maliyetlerinden dolayı çok tercih edilmez, birçok sanayi sitesinde bu sistemler kurulu değildir.

Sizin bahsettiğiniz durumda olayın faz sayısı 220-380 v olması ile bir ilgisi yok, konu OSB'nin tüketimi kontrol altına almak amacıyla direkt kesinti yoluna gitmesinden kaynaklı, istenilirse limitler dahilinde ofis ve sevkiyat kullanımı için enerji tüm fabrika ve atölyeler beslenebilir.

@john bloor'un yazdıklarına ek olarak og şebekelerde faz kesintisi yapılmaz sistemin çalışma mantığına ters bir durum, bir fabrikada düzgün projelendirme ve uygulama yapılmışsa adp ana dağıtım panosundan sonra fazlar dağıtım panolarında yüke göre ayrılır zaten, makine beslemeleri, priz kombinasyonlar, aydınlatma, ups, ofis prizleri v.s enerji olması durumunda panolar(sigorta ve şalterler) üzerinden istenilen yerler kapatılıp açılabilir.
  • sealth  (26.01.22 11:09:09 ~ 13:49:02) 
3 fazli sistemlerde, tek fazla calisan cihazlarin tumu ayni faza baglanmaz. Yuklerin 3 faza esit dagitilmasi hedeflenir, aksi taktirde faz dengesi bozulur. O yuzden tek fazi aktif tutsalar bile baglanti durumuna gore cihazlarin (yuk bazinda) 3te 1i calisir teorik olarak.


  • icim urperiyor  (26.01.22 15:36:36) 
[]

ankara'da dürbün tamiri

bildiğimiz iki gözle bakılan el dürbünü.

yazın karanlıkla yer düştü. göze yaslanan mercekler, ortadaki netleme tekerleğini çevirince ileri geri giden miln kırıldı. tekerlek mili ileri geri oynatıyor, ama mercekler kırılıp ayrıldığı için maalesef dürbün bir işe yaramıyor.

ankara'da kim tamir eder bunu? hiç ümidim yok ama var mıdır bir tamircisi?

 
[]

fazla tutar söylenince de pompa atıyor mu?

aşağıdaki soruyu görünce yıllardır merak ettiğim konuyu sormak istedim.

bugüne kadar depoyu dolduracağım zaman "dolduralım" dedim, depo dolunca pompa attı.

peki aracımın deposu 300 liralık benzin alacak kadar boşken, ben pompacıya "400 liralık" dediğim zaman, 300 liralık benzini aldıktan sonra pompa yine atıyor mu? yoksa adam 400 yazdı diye müdahale edene kadar 300 lirayı içeri, kalan 100 lirayı dışarı taşıra taşıra sıkıyor mu benzini? böyle değildir herhalde di mi ya?

 
Atıyor


  • kisa  (09.01.22 00:27:59) 
Pompa atması zaten pompanın ucundaki hava girişinin tıkanması ile oluyor. 100 liralık yakıt alınca tabanca atmaz. Depo dolunca, yani hava girişi yakıt ile kesilince pompa atar. Depoyu fulle deyince zaten limit koymuyor. 300 lira ile dolacak depoya 400 liralık demek ile fulle demek arasında teknik olarak fark yok.


  • himmet dayi  (09.01.22 00:32:31) 
Atar o fiziksel bir mekanizma yazılımsal değil


  • basond  (09.01.22 12:56:41) 
insanlara güvenip öyle bir işe girebilir mi sizce istasyonlar. :)


  • safak efendisi  (09.01.22 13:27:46) 
[]

bu test zıkkımı nerede yapılıyor?

abi 2 yıldır hiç covid testi olmadım, çünkü hiç gerek olmadı.

bu aşı olmayanlar haftada iki kere test yaptırmak zorunda kalıyor falan. nerede yapılıyor olum bu testler? ankara için adres verebilir misiniz?

dün kendimi kötü hissettiğim için iş çıkışı dikmen 29 mayıs hastanesi'ne gittim. aldığım numara 400 küsur, ekranda yanan numara 150. lan 300 kişi var önümde. geç gideyim tenha olur dedim, yine bi 50 kişi var, ekran durmuş, güvenlik bağırarak alıyor. bu sefer de 23:45'te sistem kapandı, 8 kişi kala yol verdiler.

şehir hastanesine eşimi götürmüştüm, orası daha beter kalabalık.

özeller kapıyı 200 lira'dan açıyor.

nerede olacaz olum test? ankara için adres verebilir misiniz?

 
Eğer hastaysanız, semptomlarınız varsa özellerde de ücretsiz.


  • sta  (06.01.22 11:16:46) 
Semptomun varsa ve doktoru ikna edersen ücretsiz ama artık özeller de kalabalık.


  • lcha  (06.01.22 13:46:17) 
[]

Sesimin tonunu nasıl tespit ederim?

Şarkıları hangi tondan söylemem gerektiğini, hangi tonun sesime uygun olduğunu nasıl tespit ederim?

Kulaktan tespit edebilecek kadar tecrübeli değilim.


 
Parçanın en pes ve en tiz yerini belirleyip kendinizi paralamadan söyleyin. Sonra söylemeye devam edin eninde sonunda A'sına geleceksiniz şarkının aha da karar sesindesiniz parçanın size uygun tonu odur :)

Ya da yerinden parçaya eşlik edin (sizin ve parçayı söyleyenin cinsiyetnie göre + - 1 oktav oynar doğal olarak) sonra zorlanma hisettiğiniz yerde daha tiz yahut pes olması gerekmiş oluyor işte. Ortamda referans bir enstruman olması iyi olur tabi yoksa da parçayı pitch up down ederek de aha bu ton diye kesin sonuca ulaşabilirsiniz.
  • hedep  (01.01.22 22:31:59 ~ 22:33:21) 
[]

kahve termosu tavsiyesi

- sıcak içecek için kullanılacak
- araba bardaklığına sığacak
- bardağa dökmeyi gerektirmeden doğrudan termostan içilebilecek
- sızıp dökülüp arabayı batırmayacak, içerken üstüne başına dökülmeyecek.

bir termos tavsiye edebilir misiniz? stanley var ama malum 350 ml'lik şey 450 lira.

mümkünse fiyat performans ürünü olsun.

 
www.a101.com.tr

Kaçırma.

Amazon'da da 265 lira: www.amazon.com.tr

farklı renkler için: www.amazon.com.tr
  • himmet dayi  (23.12.21 14:24:34 ~ 14:27:46) 
Tefal'in termosları söylediklerinin hepsini karşılıyor. Sürekli içinde elektroniklerin de olduğu çantaya atıyorum bir damla sızdırmadı. Bir seneye yakın süredir kullanıyorum. Fiyati su an 270tl

www.hepsiburada.com
  • Lorik Cana  (23.12.21 14:25:46 ~ 14:26:45) 
amazon.com.tr'de bu aralar fırsat ürünleri var.
kesin bak derim oraya.
stanley markasına ait.
  • alt4y  (23.12.21 14:32:41) 
Ben decathlon'dan almıştım quechua marka, fiyat performans çok iyiydi.

www.decathlon.com.tr
  • mustafakesekci  (23.12.21 15:13:15 ~ 15:15:11) 
stanley'in 350 ml olanını almıştım başka bir adla satılıyordu ama ağız kısmında ağır bir plastik kokusu ve tadı vardı.. iade etmiştim. içtiğin şeyin tadını bozuyor.

amazonda alaaddin termos var indirime denk gelirsen o da güzele benziyor. ben penguenin 500 ml olanını kullandım basmalı modeli. epey sıcak tutuyordu. penguen genelde iyi termoslar üretiyor. şu modele bakabilirsin

(git: www.hepsiburada.com)
  • jepa  (23.12.21 15:29:02) 
www.boyner.com.tr
2 yıl oldu can parçası

  • solenkol  (23.12.21 16:52:04) 
[]

eski yazı tercüme

fotoğraftaki eski yazıyla alınmış notları türkçeye çevirebilecek olan var mıdır?

i.imgur.com


 
Sol üstten sağa:
Hükûmet- düyûn-i umûmiye- (üst:kal'a/ alt: hacı bayram camii)- şehir saati- arslanhâne camii.

En alt: ordu? yolu mahallesi.
  • gunah mg012  (20.12.21 19:55:31) 
En alt: orospular mahallesi (şaşırtıcı ama, böyle görünüyor, yanılıyor da olabilirim tabi)


  • tingen  (20.12.21 22:13:01 ~ 22:13:41) 
Evet evet yahu :) kes sin likle oruspular mahallesi. Şimdiki bentderesi dolayları.


  • gunah mg012  (20.12.21 23:44:02 ~ 21.12.21 13:41:24) 
[]

çökertme & iki keklik

arkadaşlar kulağımı şeyapabilirsiniz ama artık dayanamıyorum soracağım.

lan bu iki türkü aynı değil mi ya? güftesi farklı, beste aynı. benim mi kulaklarda sorun var acaba?

çökertme: youtu.be
iki keklik: youtu.be

 
İşe beraber gidip geldiğimiz iş arkadaşımın arabasında hep trt türkü açık olurdu, benim de dikkatimi çekmişti orada bu tip türküleri ezgidaş türkü olarak tanımlıyorlardı. Yani var böyle bir şey ve sadece çökertme ve iki keklik arasında değil çok fazla var.

Detayları bilemiyorum ama... Sanırım bu besteler de belli anonim kalıpların birikiminden oluşabiliyor, türküler oluşurken de bu ezgilerden ister istemez etkileniyor.
  • akhenaten  (18.12.21 16:42:05) 
haklısınız gayet, aşırı benziyorlar, ezgidaş tanımı da güzelmiş.

bazı türküler gerçekten birbirine benzeyebiliyor, akhenaten güzel açıklamış, benim için de aydınlatıcı oldu :) "anonim kalıp birikimi" var muhtemelen gerçekten, ben de bazılarını dinlerken "bunlar birbirine ne kadar benziyor" diyebiliyorum.

mesela bence de "halim yaman böyle" ile "adaletin bu mu dünya" birbirlerine çok benziyorlar, özellikle girişlerinde.
  • nimberjack  (18.12.21 19:50:09) 
[]

kar çorabı?

arkadaşlar yılbaşında arabayla ankara'dan sapanca'ya gideceğiz. fakat bolu dağı, cankurtaran mevkii falan beni korkutuyor. 2021 model cillop gibi kış lastiklerimiz mevcut, fakat kara yakalanırsak yeterli gelir mi bilmiyorum.

zincir bakarken kar çorabı diye bir şey gördüm. yorumları, incelemeleri falan efsane. zincirin yerini tutuyor gibi.

ne dersiniz, illa ki zincir mi? yoksa kar çorabı da zincirin işini görür mü?

ya da şöyle sorayım, kış lastiği varsa kar çorabı gereksiz mi?

kullanan var mı?

 
Gecen sene almistim ben de ama kullanmadim henuz. Lastik ebadiniza uygun olcude alirsaniz zorlu durumlarda epey kurtarici bi seymis. Takmasi cikarmasi da kolay, bence alin bagajda dursun, zincire yakin bir etkide ama daha pratik.


  • msb  (17.12.21 08:09:25) 
[]

Ankara'da basket maçı izlemek

Soru başlıkta. İnternette sadece Türk Telekom kombine satışı bulabildim.

Tek seferlik bilet alıp maça gidemiyor muyuz? Nerede satılıyor maç biletleri?

Profesyonel süper lig maçı falan olmasına da gerek yok. Amatör mamatör biletsiz girilip izlenen maçlar da olur.

 
maç günü gişelerde satılır. tbf'nin sitesinde ligler kısmından hangi ligde hangi maçlar var bakıp istediğin maça gidebilirsin.


  • karsiyakaliyiz  (14.12.21 16:41:31) 
[]

basit bir basketbol sorusu

basketbolda top sürerken topun elden çıkması, yerden sekmesi ve tekrar ele gelmesi arasında kaç adım atılabiliyor?

yani topun sekip tekrar ele gelmesini geciktirerek (mesela daha yüksekten sektirerek) daha fazla adım atılabiliyor mu?

soruyu anlatabildim sanırım.

 
teoride evet ama pratikte hiçbir işe yaramaz. topu olduğu yerde yüksek sektirirseniz siz hareket edemezsiniz, adım atarsanız top geride kalır. açılı olarak yüksekten sektirirseniz normalden çok daha fazla hareket etmeniz lazım, e rakibin eli armut toplamayacağı için her hareketinizde topu kaptırırsınız muhtemelen.

top sektirildiği sürece problem yok, yani isterseniz yere sertçe vurun, top yere inene kadar (ve hatta indikten sonra) sahanın etrafında koşun... bunda problem yok ki. kural top eldeyken üç adım atmama üzerine kurulu, topu elinizde tutmuyorsanız istediğinizi yapabilirsiniz.
  • der meister  (08.12.21 21:05:55) 
istediğin kadar atarsın


  • neverlose  (08.12.21 21:07:12) 
yani rakibin üstünden sektirip geri alabilir miyim mesela? teorik soruyorum elbet, "o sırada rakip topu kapar" konu dışı.

karşımda rakip var, topu yere sertçe vurdum, top sekip, adamın tepesinden aşsa, ben de elimde top olmadan koşarak adamı geçip tekrar topu alıp sektirmeye devam edebiliyor muyum?
  • kibritsuyu  (08.12.21 21:20:24) 
top kafa hizasını aşarsa tekrar tutup topu süremezsin. geçtiği anda top sürme hakkın biter. ama topu 10 metre öteye tek elle fırlatıp arkasından koşabilirsin.

diye biliyorum.
  • ya ben lan neyse  (08.12.21 21:35:18 ~ 21:37:19) 
[]

ankara'da pazar günü açık fotokopici

kızılay gür ozalit falan açıktır muhtemelen, çare bulamazsam oraya giderim de, dikmen civarında pazar günü açık fotokopici biliyor musunuz?




 
kök çarşısının alt katı pazar günleri açık. alt kat full fotokopi, baskı, ozalit vs.


  • maresalx  (28.11.21 11:32:45) 
[]

tas kebabı, et sote, kavurma...

gençler tas kebabı ne? peki et sote ne? kavurma ne?

bunların birbirinden farkı ne? hepsini aratınca birbirine çok benzeyen şeyler çıkıyor.


 
Patatesli ve sulu oluna tas kebabı oluyor. Baharat ile pişirilince kavurma oluyor, soğan + domates + biber ile pişirince et sote oluyor. Hepsi birbirinin laciverti işte. Tas kebabına havuç, bezelye vs. koyunca da orman kebabı oluyor mesela.


  • himmet dayi  (23.11.21 16:08:54 ~ 16:09:09) 
pisirme yontemleri de farkli tas kebabi haslama et gibi pisirilip icine patates havuc eklenir. kavurma direkt yag ile kavrulur ve ekstra bir sey eklenmez etli pilavdaki et kavurmadir. sote de kavrulmus ete sogan domates biber eklenmis oluyor tas kebabi gibi sulu yemek degil firin yemegiycesine hafif bi domatesli suyu olabilir ama oyle su su degil


  • ala09  (23.11.21 20:09:15) 
Tas kebabına havuç, bezelye vs. koyunca da orman kebabı oluyor mesela.

bunun yanına patlıcan kızartıp üstüne beşamel sos koyup + kaşar peyniri yaparsan da bi kebap olur.

ya da karnıyarık gibi yapıp içine malzemeleri koyup üstüne kaşar koyup fırınlarsan da gene kebap olur.
  • qobel  (24.11.21 14:38:54) 
[]

yeni sürücü belgesi "veriliş tarihi"

yeni sürücü belgesindeki "4a belge veriliş" tarihinde yazan tarih nedir?

ben ehliyetimi 2018 yılında yeniledim, ama orada 29.04.1998 şeklinde ilk ehliyet aldığım tarih yazıyor.

eşim ehliyetini cuma günü yeniledi, onda 19.11.2021 şeklinde yenisinin veriliş tarihi yazıyor. oysa onun da ilk aldığı tarih 1998.

her ikisinde de arka yüzdeki sınıfların yanında yazan tarihler doğru, 1998.

ön yüzdeki tarihlerden birimizinki yanlış. acaba hangisi doğru? sizde ne yazıyor?

 
4a kısmında ilk ehliyet aldığım tarih (2003) yazıyor.


  • teknikekip  (22.11.21 11:10:43) 
[]

yuvarlak, büyük, deliksiz nazar boncuğu

ulan bir allahın kulu da mı üretmez bunu. gezmediğim hediyelikçi, incik boncukçu, internet sitesi kalmadı.

nazar boncuğu istiyorum. büyük olsun (yaklaşık 10-12 cm), yuvarlak olsun, ve de en önemlisi, iple asacağım öngörüsüyle tepesine delik açılmamış olsun. deliksiz olsun.

asmayacağım ulan. deliksiz olan ya küçük, ya hela giderine koyulsun diye kare vs. ya da tam aradığım özelliklerde, ama tepesine delik açmışlar ya.

yok mu abicim şu dediğimden? hiç mi kimse "la bunu belki asmak istemeyen de vardır" diyip deliksizini yapmıyor?

 
  • exlibris  (18.11.21 12:21:04) 
"hediyelikçi, incik boncukçu" kelimelerinden anlaşılır diye umarak yazma gereği duymamıştım.

10 liralık (yildizboncuk.com) boncuğa 300 lira vermem de gerekmesin tabii. yoksa 5000 lira verip cam ustasına özel yaptırmayı da biliyom.
  • kibritsuyu  (18.11.21 13:20:43 ~ 13:23:04) 
Google’a deliksiz nazar boncuğu “10 cm” yazınca çıkan sonuçlar arasında buldum.

www.kordonluali.comğu%20Cam/Nazar%20Boncuğu%2011%20cm%20Cam%20Deliksiz
www.selvikonsept.com
  • orient blue  (18.11.21 15:01:37) 
[]

yeni pasaport başvurusunda eski pasaport meselesi

yeni pasaport başvurusu yaparken eski pasaportu da istiyorlar, iptal etmek için.

bütün interneti karıştırdım, tek bir cümle bulamadım. tek bir cümle. gerizekalıyım sanırım aramayı bilmiyorum, eski pasaportu götüremiyorsak ne yapmamız gerekiyor, konuyla ilgili tek cümle yok.

evet eski pasaportu bulamıyoruz. 5 yıl önce bir kere kullanıldı, ondan sonra da bir yerlere kaldırıldı. süresi içinde tekrar lazım da olmadı. abuk bir yerde kayıp değil, kesin evde bir yerde, ama kaç kere taşınıldı edildi, yok, ara tara bulamadık.

lanet olsun, başvuruda eski pasaportu bulamıyorsak ne yapıyoruz ya? hiç mi bir yerde yazmaz? karakola gidip tutanak mı tutturuyoruz, gazeteye ilan mı veriyoruz, yoksa onu bulmadan mümkün değil yenisini vermiyorlar mı? ne bok yiyoruz bilen varsa yazabilir mi?

allah rızası için link falan da olur. ben mi beceriksizim, aramayı bilmiyorum anlamadım ki, kaç yere girdiysem hepsinde "eski pasaportun da getirilmesi lazım" diyor. yok lan yok eskisi işte defolup gitmiş cehennemin dibine. o zaman ne halt yiyecez be?

 
İl ya da ilçe nüfus müdürlüğüne pasaportun kaybolduğuna dair bildirimde bulunun.


  • marsli gocmen  (17.11.21 09:51:45) 
il veya ilçe nüfus müdürlüğü veriyor zaten pasaportu. yenisini almaya gittiğimiz randevuda "kayboldu" desek oluyor mu yani?

"bildirimde bulunmak"tan kasıt nedir? yazı mı yazıcaz, noterden, muhtardan falan mı alıcaz, sözlü mü söyliycez, yeni pasaport başvurusunda sözle söylesek oluyor mu? olmuyorsa ne yapmak lazım?

randevuya gidince "yook olmaz hebele hübe belgesi getirmen lazım" dememeleri için ne halt yememiz gerekiyor?
  • kibritsuyu  (17.11.21 09:53:24 ~ 09:55:12) 
Yeni pasaport randevusundan önce, ayrı olarak gitmeniz lazım. Yani gidiyorsunuz direkt söylüyorsunuz onlar da pasaportu kayıp olarak işleyip sınır kapılarına bildiriyorlar. (olur da başkası bulursa kötü niyetli olarak kullanmasın diye.) daha sonra yeni pasaport için başvuru yapabilirsiniz.


  • marsli gocmen  (17.11.21 09:57:23) 
en son çıkarttığımda delmesinler diye eskisini bilerek teslim etmeyip bulamadım dedim. matbu bir evrak verdiler pasaportun kayıp olduğunu beyan ederim tarzı bir şeyler yazan, onu imzalayıp başvuruyu tamamladım bir sorun olmadı. fakat o zaman başvurular emniyetten yapılıyordu nüfusa geçtikten sonra değişiklik olduysa bilemiyorum.


  • hadsafhada  (17.11.21 09:57:38) 
2021 yılında, biyometrik özellikler taşıyan çipli bir pasaportun iptal edilmek için fiziksel olarak delinmesi ve başkası kullanmasın diye sınır kapılarına haber falan verilmesi çok ilkel değil mi?

yani yenisini alınca eskisini iptal edersin, sınır kapısında çalışmaz hale gelir. kredi kartımın da süresi bitiyor, yenisini gönderiyorlar, eskisinde delik gedik olmadığı halde iptal oluyor kullanamıyorsun. arkasındaki 3 haneyi de değiştiriyorlar, numarasını girerek de kullanamıyorsun.

koskoca ülkenin pasaportu fiziksel olarak delik deşik etmeden kullanılmasını iptal etme teknolojisi yok mu ki illa eskisini alıp delmek istiyor?
  • kibritsuyu  (17.11.21 10:06:17) 
Bizim ulke gibi dusunme abi, onla afrikanin ilkel kabilesine de giris yapiyorsun.
Herifin bizle entegrasyonu falan yoktur.

Ben ab'nin de dogru duzgun bizle entegrasyonu oldugunu dusunmuyorum gerci. Vizeye bakiyorlardir en fazla.
  • divit  (17.11.21 10:11:34) 
delme meselesi bence zorunluluk değil eskiden kalma alışkanlık. yakın zamana kadar seçimde parmağa boya damlatılması gibi. millet dolaptan, çekmeceden yanlışlıkla eskisini yanına almasın diye kendilerince iyilik yapıyor bile olabilirler. yoksa hayvan gibi damga basılıyor zaten iptal diye. suçluların falan iptal edilen pasaportları delinmiyor ama kullanım dışı kalıyor, dediğiniz gibi çipli sonuçta.


  • hadsafhada  (17.11.21 10:13:39) 
kayip pasaport dert bir sey, oncelikle bulmaya calisin.
bulmazsaniz basvuru sirasinda kayip diyeceksiniz. memurdan sizden kayip olduguna dair beyan alacak.
ama kayip pasaportlar interpol veritabanina giriliyor ve salak sacma bir yerde bu karsiniza gelebilir. o nedenle mümkün mertebe pasaport kayip degilse bu hadiseden uzak durmak lazim

ozetle: ozel bir sey yapmaniza gerek yok. randevu alin, gidin ve kayip diyin hepsi bu.
  • helenart  (17.11.21 10:24:42) 
[]

tayyip erdoğan'ın yurt dışındaki konvoyları

nasıl oluyor? maybach makam araçlarını, gmc jipleri, minibüsleri falan da mı uçağa doldurup yanlarında amerika'ya götürüyorlar? yoksa orada da aynılarından bulup konvoy yapıyorlar?




 
kritik olanları götürüp gerisini oradan kiralamışlar.


  • killerbee  (15.11.21 22:47:36 ~ 22:48:38) 
Götürüyor 3-4 uçaklık filo ile gidiyor kargo uçağı makam uçağı vd şeklinde


  • basond  (16.11.21 00:10:36) 
[]

çocuk için telefon uygulamaları

geçen gün 10 yaşındaki oğlum için akıllı çocuk saati sormuştum. cevap olarak da alayının tırt olduğu, eski bir telefona aile uygulamaları yükleyip verebileceğim söylenmişti.

ben de eski samsung galaxy s3 telefonumu buldum, bir güzel sıfırladım. şimdi oğlan telefonum olacak diye deliriyor. lakin 10 yaşındaki çocuğa sınırsız kullanabileceği bir telefon verme niyetinde değilim.

amacım gps sayesinde oğlanı takip edebilmek, gerektiğinde arayıp ulaşabilmek ve onun da bizi arayabilmesi.

abuk subuk uygulama yüklemesini, tanımadığı adamları rehbere eklemesini, instagram facebook vs hesabı açmasını, youtube'dan gerizekalı videoları izlemesini istemiyorum.

whatsapp kullansın ama bizimle kullansın, youtube izlesin ama yaşına uygun içerikleri izlesin. numarasını her bilen aramasın, oğlan da herkesi arayamasın, en önemlisi play store'a girip istedği uygulamayı indiremesin. kısacası akıllı telefonu 10 yaşında çocuğun kullanabileceği bir hale çevirecek aile uygulaması arıyorum.

bunları kısıtlayabileceğim bir uygulama var mı?

 
evet onu duydum, hatta önceki duyuruma cevap verip eski bir telefona yüklememi öneren arkadaş söyledi.

lakin 2012 model samsung galaxy s3'e yüklenmiyor. çocuğa verebilecek daha yeni bir telefonum da yok maalesef.
  • kibritsuyu  (14.11.21 20:06:59) 
Family link google ın kendi uygulaması olduğu için iyi çalışıyor. Ancak güncel android sürümü istiyor bu da sanırım sizin için sıkıntı oluyor.

Root lu olarak yüklenmeyecek bir uygulamanın, telefona o kadar müdahale edebilecek yetkiye sahip olması çok çok zor. Bu nedenle google ın kendi programının ancak işe yaradığını düşünüyorum.
  • yeninesiltupcu  (14.11.21 22:51:07) 
o zaman telefonu root'layıp, güncel android kurup o şekilde kullansak olur mu?


  • kibritsuyu  (15.11.21 00:33:23) 
[]

pasaport harcı

pasaport başvuru sayfasında "Öğrencilerin harçsız pasaport başvurularında; "Öğrenci Belgesi" (Başvuru esnasında sistemde öğrencilik durumunun doğrulanması halinde belge talep edilmeyecektir.)" yazıyor.

şimdi öğrenci olan 10 yaşındaki oğlumun pasaportu için harç değil sadece defter bedeli mi yatıracağım?

evet ise okuldan belge falan mı götürmem lazım, yoksa sistemde görüyorlar mı?

 
e devletten belge alıp goturursenız yeterlı olur ogrencılıge daır.


  • haskoylu deli hasan  (14.11.21 18:59:46) 
Sistem görürler. Ayda yılda bir de olsa sistem meb’e erişemeyince sizden e devlet belgesi isteyebilirler


  • avatar is back  (14.11.21 19:42:12) 
yani çocuk için sadece defter parası 180 lira yatırıyorum doğru mu anladım? sonra orada eksik yatırmışsınız muhabbeti olmasın.


  • kibritsuyu  (14.11.21 20:11:01) 
25 yaş altı öğrencilere harç yok, doğrudur. Sadece defter bedeli ödeyeceksiniz, gidince sıkıntı yaşamamak için ne olur ne olmaz okuldan imzalı öğrenci belgesi almak sağlamcı adam işi.


  • John Bloor  (15.11.21 10:40:12) 
[]

avukatlık ile ilgili iki soru

1. ceza veya hukuk davası fark etmez, mahkemeye çıkacak herhangi bir kişinin avukat tutması zorunlu mudur? yani benim bildiğim öyle bir zorunluluk yok. avukat, hukuki açıdan ne yapacağını bilmeyen kişiye hukuken yardımcı oluyor, yapılacak hukuki işlemlerini yapıyor, mahkemede temsil ediyor, yanlış mıyım?

eğer doğru ise bu yeni nesil avukatlı dizilerde (yargı, evlilik hakkında her şey) avukat niye avukat tutuyor? ulan yargı dizisinde şüpheli kendi avukat zaten. niye babasını avukat diye tutuyor. hadi baba daha tecrübeli, ona vekalet verdin temsil etsin diye. evlilik hakkında her şey dizisinde, boşanan kadın, kendisi meşhur bir boşanma avukatı zaten. vekalet vermiş, meslektaşı da avukatı olarak giriyor duruşmaya. ne yani avukat kendisi taraf olduğu davada kendi kendini savunamıyor mu?

2. benim vekalet verdiğim bir avukatım yok, davalık mahkemelik bir işim de yok şimdilik. lakin avukat kuzenim, arkadaşlarım falan var. istiyorum ki birine vekalet vereyim. bu durumda bu işin ödemesi, ücreti nasıl oluyor? sürekli danışmanlık alacağım bir durumum yok, ama olur ya dünya hali belli olmaz. mahkemeye düşersem, ne bileyim kavga çıkar polis alır, nezarete atar, "avukatımı istiyorum" diyip çağırabileceğim, vekaletimi almış bir avukatım olsa, vekaleti verince sürekli ödeme yapmam mı gerekiyor? yoksa perakende olarak karakola çağırınca onun ücreti, mahkemede temsil etmesi gerektiğinde onun ücreti şeklinde mi?

 
1. O işler öyle olmuyor. Terzi kendi söküğünü dikemez diye bir söz vardır. Bunu sanırım en iyi hekimlik analojisiyle anlatabilirim. Nasıl ki bir hekim kendi uzmanlık alanında olsa bile bir sağlık sorunu söz konusu olduğunda başka bir hekime başvuruyorsa avukatlık da öyledir. Kişi kendi sorununa uzaktan nesnel bir gözle, sinirleri sağlam bir biçimde bakamayabilir. Bu da yargılamada kendini gösterir. Avukatlar avukat tutmanın önemini en iyi kendileri bildikleri için kendi işlerinde evleviyetle bir avukata başvururlar. Üstelik ağır cezalık bir suçtan yargılanıyorsanız bu ihtiyaç azami düzeydedir. Adeta bir hekimin başka bir hekime açık kalp ameliyatı olması gibidir. Aynı durum tarafların ceza davalarından bile daha fazla pisleşebileceği ve sinir harbine dönmesi muhtemel boşanma davaları için de geçerlidir.

2. Vekalet verince düzenli ödeme yapmak zorunda değilsiniz. Bir arkadaşınızda, tanıdığınızda vekaletiniz bulunabilir pekâlâ. Bu arada polislik bir durumunuz olursa noterden yazılı vekaletnameye ihtiyacınız yok. Falanca avukat benim müdafiimdir demeniz yeterlidir.
  • kurmaca  (10.11.21 23:51:29 ~ 11.11.21 00:14:51) 
tamamen parasal sebeplerden

avukat kendi şahsi davasına vekil olarak giremeyeceği için dava sonucunda vekalet ücretine hak kazanamaz ama diyelim avukat arkadaşı, eşi, dostu, akrabası dosyaya vekalet koyarsa davanın sonucunda vekalet ücreti çıkar onu da kırışırlar mı artık ne yaparlarsa. genelde asil avukat kendi davasını kendisi yürütür savunma yapar ama yine de vekalet ücreti çıkması için dosyaya farklı bir avukatın vekaleti sunulur.
  • rahmi pinkfloydoglu  (11.11.21 08:42:03 ~ 08:42:42) 
Bu arada yukarda sayılanlara ek olarak; avukatın duruşma esnasında sahip olduğu usuli yetkilere, taraf koltuğunda oturan kişi sahip değil. Ne kadar tarafın mesleği avukatlık olsa da.


  • adwokat  (11.11.21 11:15:09) 
[]

bu oyuncunun adı nedir?

ekte fotoğrafı bulunan oyuncunun adını biliyor musunuz?

çok değişik bir surat ve çene yapısı var. figüran gibi bölümlük geçici rollerde oynayan bir arkadaş. tanıyan bilen var mı?


 
kaan songün


  • rewlack  (10.11.21 08:32:12) 
[]

renkli lens tavsiyesi - kullanan var mı?

arkadaşlar normalde şeffaf lens kullanıyorum. yine şeffaf lens kullanacağım da, şimdi elimdeki lensler bitti. yenilerini sipariş ederken ana sayfada renkli lens gördüm. dedim alsam bi tane de şundan, arada takar şekil yaparım.

gözüm koyu kahverengi. bu göze doğal duracak hangi markanın ne renk lensini alayım? fark yaratsın ama öcü gibi de olmasın.


 
En son baktigimda numarali renkli lens yoktu sanki, bu dedigim 4-5 yil oncesi. Su anda var miymis?

Ocu gibi durmayanini gormedim sanirim bunlarin ya :( genelde dogal renk pek olmuyor sanki. Bol sans
  • fakyoras  (04.11.21 18:57:36) 
air optix colors gray. dibinize girmedikleri sürece lens olduğu pek anlaşılmıyor.


  • erenderk  (04.11.21 18:58:02) 
doğal duran renkli bi lens görmedim hiç. Black Sclera var benim favorim :)


  • do you remember me  (04.11.21 18:58:05) 
@fakyoras: var var yıllardır var. 2002 yılında çalıştığım işyerindeki oda arkadaşım kadın takardı (gözleri bozuktu, numaralıydı). ama çok kötü dururdu, çok belli olurdu. var yani numaralısı da.

artık teknolojisi gelişmiştir, belli olmayanını yapmışlardır diye düşünüyorum.
  • kibritsuyu  (04.11.21 19:05:34) 
Ben de şeffaf kullanıyordum arkadaşım doğum günümde hediye renkli lens aldı (abisi göz hekimi ona yazdırmış reçeteyi) markas freshcolors ilk defa duydum ve kullanıyorum. Bendeki rengi olive gemstone ve yeni tanıştığım kimse fark etmiyor. Hatta annemin arkadaşlarından birisi gözleri çok güzel maşallah kime çekmiş deyince annem "babaannesinin de zümrüt yeşili gözleri" dedi sdgjksdfjg
Neyse 2 aydır neredeyse her gün takıyorum rahatlar da.

  • eatpraylaw  (04.11.21 19:40:03) 
Yeşil seviyorsanız, Anesthesia Fonesta önerebilirim. Doğal duruyor.


  • old possum  (04.11.21 20:06:13) 
Rainbow giallo bayağı doğal. Tanita tikaram yellow var mı piyasada bilmiyorum o da yine doğal lenslerden.


  • curukturpkokusu  (04.11.21 20:33:02) 
Ben bi donem kullanmistim. Sophistic di markasi. Elde boyaniyormus o lensler. Yillik renkli lens olarak geciyor. Yesil kullanmistim herkes cok begeniyordu lens oldugu hic anlasilmiyor diyorlardi.


  • dedim ben sana  (05.11.21 09:36:28) 
[]

Akıllı çocuk saati tavsiyesi

10 yaşındaki oğlum için

Sim kart takılabilen,
Bizim arayabileceğimiz,
Onun da bizi (yani tanımlı 3 5 numarayı) arayabileceği
Gps'i olan ve çocuğun konumunu tespit edebileceğimiz
Max 300 lira civarı
Kullanımı kolay bir akıllı çocuk saati tavsiye edebilir misiniz?

 
Hocam en pahalisindan en ucuzuna hepsini denedim. Hepsi tırt. Bir kere konum falan çok sapma var. Arama özellikleri nispeten iyi, belli bir süre kullanımdan sonra çoğu şarj sorunu yaşadı. Ne yaptım? Eski bir telefona family link yükledim. Family linkte konum kapı numarasına kadar doğru. Bazı durumlarda WhatsApp tan canlı konum paylaş diyorum 8 saat, atıyorum çantasına. İhtiyaç olduğu zaman o da arayabiliyor. O sikimsonik saatlerden kat kat iyi geldi bize doğrusu.ha illa akıllı saat olsun dersen, bilicra diye bir marka vardi o Kötülerin iyisiydi. Ama benim burada senelerdir gördüğüm kibritsuyunu hiçbiri tatmin etmez diyebilirim.


  • primetime  (04.11.21 16:13:16) 
[]

Lenslerinizi ovalıyor musunuz? Ovalamalı mıyız?

Lens solüsyonlarından sadece opti free'nin üstünde "no rub - ovalama gerektirmez" yazıyor. Diğer hiçbir solüsyonda böyle bir ibare yok.

Lens ovalamak diye bir şey çok eskilerde kaldığı için yazma gereği mi duymuyorlar, yoksa opti free dışındaki solüsyonları kullanıyorsak lensleri ovalamamız mı gerekiyor?

Ovalamak gerekiyorsa; gözden çıkarınca kutuya koymadan mı, takmadan önce kutudan alınca mı ovalamak lazım?

 
no rub yazısını görünce ben de aynı şeyi düşünmüştüm ama 36 yaşındayım, orta 2'den beri lens kullanıyorum.
hayatımda hiç lens ovalamadım.

  • blatta hiberna  (04.11.21 02:00:45 ~ 02:01:39) 
Yeni lens solüsyonları buna gerek olmayacak şekilde üretiliyor.


  • filipis  (04.11.21 02:18:04) 
yıllardır lens kullanıyorum ki renklisi, şeffafı alayını kullandım hepsi numaralıydı. en son geçen ay acuvue oasys transition mı ne ışığı kıran bir lensi var onu alayım dedim artık kış geliyor güneş çıksa da çok parlak değil, güneş gözlüğü kullanımına gerek kalmasın. verdiğim en yanlış karardı. nasıl oluyorsa gözüme kaçan toz, kirpik, makyaj kalıntısı ne varsa gözle lens arasına giriyor ve yapışıyor resmen lense. ışıkta da rengi koyulaştığı için sürekli gölgeli, en iyi ihtimalle blurlu görüyordum her yeri. ovalamadan da çıkmıyor öyle bir yapışmak. kutudaki 2 lensi ovalayayım derken yırtarak yalan ettim. sonra aldığım sitede yorum yaptım, neyse ki memnuniyet garantiliymiş kalanları gözümdekiler dahil istediler gönderdim. eski kullandığım normal lenslerden gönderecekler yerine. hayatımda ovalama gerektiren lensle ilk kez karşılaştım.


  • kakamelsokoban  (04.11.21 08:46:56) 
Ben ovaliyorum açıkçası. Kutudan alıp ekstra solüsyon dökmeden doğrudan mi takıyorsunuz?


  • Notts  (04.11.21 08:50:05) 
6 senedir lens kullaniyorum, lensi cikartirken ya da takarken ovaladigimi hic hatirlamam ama arada toz yapismis oluyor nasil oluyorsa o zaman bi solusyon dokup ovalamak gerekiyor. Bu dedigim senede 2-3 kez oluyor belki


  • matilda  (04.11.21 09:18:58) 
toz görmediğim sürece lensin gözüme yapışan yerine elimi sürmüyorum. ellerimi sabunla yıkamadan zaten asla lens takmıyorum.


  • Hallegadola  (04.11.21 09:29:48) 
15 yıldır kullanıyorum, bir kez lens ovalamışlığım yok.


  • erenderk  (04.11.21 09:33:38) 
Ben kutudan cikardigimda biraz solusyon dokup ovaliyorum ama bu soruyu gorene kadar bu durumu hic sorgulamadigimi farkettim, 15 yil once ilk lensimi aldigimda, goz hastanesindeki hemsire nasil kullanacağımi anlatmisti, hala ayni stille kullanmaktayim, ilk zamanlarda lensi gözüme oturtmakta zorlaniyordum, bir sabah ise gitmeden yarim saat ugrastigimi hatirliyorum, neyse ki o konuda asama kaydetmisim:)


  •   (04.11.21 10:04:53) 
hiç ovalamadım şimdiye kadar.


  • roket adam  (04.11.21 11:20:01) 
hiç ovalamadım. hem nasıl ovalanıyor ki, ovalamaya çalışınca parmağına yapışıyor:)


  • nothing in my way  (04.11.21 11:43:26) 
Ilk kullanmaya basladigimda doktor solusyon ile avuc icimde 30 saniye ovalayip sonrasinda kutusuna koymam gerektigini soylemisti. 30 saniye olmasa da hep ovalayip koyuyorum.


  • pike  (04.11.21 11:52:54 ~ 12:01:14) 
10 yıldır lens kullanıyorum 1 kere ovalamadım.


  • sizofren06  (04.11.21 12:29:25) 
Ben hep ovalarım.


  • old possum  (04.11.21 15:32:12) 
boşuna mı uğraşmışız bunca sene :) 12 senedir lens kullanıyorum. çıkardıktan sonra ovalamam ama sabah kutudan çıkardıktan sonra lenslerin her iki yüzünü de biraz solüsyon döküp ovalar öyle takarım.


  • bluedad  (04.11.21 18:11:48) 
vay be ovalamadan oluyor muymuş o :') öğrenecek şeyler bitmiyor bu hayatta gerçekten.

ben lensi gözüme takmadan önce avucuma koyar biraz da lens solüsyonu döküp orta parmağımla ovalarım. akşamsa direkt çıkarıp kutuya koyuyorum.
  • olutaklidi  (04.11.21 18:27:25) 
duyuruyu ikiye böldüm asdasfklja.

daha da ilgincini söyleyeyim mi size? üzerinde "no rub - ovalama gerektirmez" yazmayan solüsyonlardan birinin (hangisi olduğunu hatırlamıyorum) kutusundan çıkan prospektüs gibi kullanma talimatında nasıl kullanılması gerektiği yazıyor. orada da "avucunuza koyun, dairesel değil, ileri geri, sağ sol hareketlerle ovalayın" diye solüsyonu nasıl kullanmamız gerektiğini belirtiyor.

ben de 15 yıldan fazla zamandır lens kullanıyordum. uzun süre ovalamadan kullandım. ama kutudan çıkan prospektüs gibi şeyi okuduğumdan beri ben de çıkarınca değil ama takmadan önce ovalıyorum.

ama dedim 15 yıl önce ovalamazdım, solüsyonda "no rub" yazardı, teknoloji gelişeceğine geri mi gidiyor, niye ovalıyorum? yoksa teknoloji o kadar gelişti ki lens ovalamak diye bir şey tarihe karıştığı için "no rub" yazma gereği mi duymuyorlar artık.

hadi buyur şimdi iyice karıştı :)
  • kibritsuyu  (04.11.21 19:01:39) 
drive.google.com

yeni aldığım lens solüsyonunun kullanma talimatı. üstelik de kendisi, eskiden üzerinde "no rub" yazan opti-free express. üzerinde de "no rub" yazmıyor.
  • kibritsuyu  (11.11.21 15:51:09) 
[]

Müzekart'taki inanılmaz mantık hatası

Bugün müzekart aldım. 300 küsur müzede 1 yıl geçerli, 60 lira.

Müzekart sitesini gezerken fark ettim, museum pass diye bir kart var, aynı 300 müzede sadece 15 gün geçerli, 600 lira.

Museum pass kapadokya var, sadece 3 gün ve sadece kapadokya civarında geçerli, 230 lira.

Nasıl yani yahu? 60 liraya bütün müzelere 1 yıl sınırsız girmek varken, 3 gün kapadokya için 230 lira, 15 gün türkiye için 600 lira? Üstelik hepsine tek giriş hakkın var.

 
Bazı yerlerde sanki müze kart geçmiyordu. Yanlış hatırlıyorda olabilirim


  • ayhsegull  (30.10.21 22:40:22) 
yabancilar icin o kart.


  • in vino veritas  (30.10.21 22:59:11) 
Museum Pass'le müzekartla giremeyeceğiniz müze içi müzelere girebiliyorsunuz. Efes'teki yamaç evlere müzekartla giremiyorsunuz, ama museum pass'le girebiliyorsunuz mesela. İstanbul için Aya İrini müzesi de böyle olmalı. Böyle yerler var daha.

Bunun dışında hatırladığım kadarıyla müzelerdeki hediyelik eşya satan yerlerden indirimli alışveriş ve sıra beklemeden geçiş gibi özellikleri vardı.
  • akhenaten  (30.10.21 23:12:39 ~ 23:16:19) 
Hocam museum pass ile müzekart ile giremeyeceğimiz yerlere girebiliyor bile olsak 15 güne 600 lira nedir? Efes yamaç evler için tek seferlik giriş 55 lira, göreme karanlık kilise 30 lira. Müzekart'la girilmeyen her yere gidip, hepsine tek seferlik bilet alıp girsen yine 600 - 60 = 540 lira etmez. Üstelik girilebilene de 15 gün süren ve tek giriş hakkın var. Bu çok mantıksız.

Museum pass'in yabancı turistler için olması en mantıklı gerekçe bence.
  • kibritsuyu  (31.10.21 14:20:11) 
yabancılar için o, yazılmıi zaten.


  • adivar  (31.10.21 14:25:40) 
123456789   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.